27
7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda Sektör Sorunlarına Çözüm Arandı Mersin Limanı 2013’ü Rekorlarla Kapadı Kaptan Refik Akdoğan İle Denizciliğe Dair Şubat 2014 | Yıl 22 | Sayı 261 DENİZ TİCARETİ

DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda Sektör Sorunlarına Çözüm Arandı

Mersin Limanı 2013’ü Rekorlarla Kapadı

Kaptan Refik Akdoğan İle Denizciliğe Dair

Şubat 2014 | Yıl 22 | Sayı 261

DENİZ TİCARETİ

Page 2: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü (MDTO adına): M. Cihat LOKMANOĞLUGenel Koordinatör: Ali ADALIOĞLUYayın Kurulu: M. Cihat LOKMANOĞLU, Jozef ATAT, Atahan ÇUKUROVA, Mişel ŞAŞATİ, İskender BOTROS, Bedii CANATAN, Özcan BARUT, Korer ÖZBENLİYayın Planlama Yönetimi: Tetis Medya AjansıBasım Yeri: Alev Dikici Basım & Ambalaj Ltd. Şti Tel : 0322 436 13 13 Fax : 0 322 436 34 81 Adres: Döşeme Mahallesi Cumhuriyet Cad. No:133 01130 Adana Basım Tarihi: Şubat 2014Yönetim Yeri: Pirireis Mah. İsmet İnönü Bulvarı No: 13 33110 Pk: 45 Mersin/Türkiye Tel: 0324 327 70 00 (pbx) Faks: 0324 329 52 30 E-posta: [email protected] [email protected] www.mdto.org.tr

MDTO’nın Aylık Yayın Organı Şubat 2014 | Yıl: 22 | Sayı: 261

MDTD Basın Meslek İlkelerine Uyar.

İÇİNDEKİLER

Saygıyla Ali ADALIOĞLU

5-77. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda Sektör Sorunlarına Çözüm Arandı8-Mersin Limanı’ndaGemi Kurtarma Tatbikatı9-12MDTO’dan Haberler14-16Kısa Kent Haberleri18-22Denizcilik Haberleri24-25Hatıra Kent Mersin27-31Mersin Limanı 2013’ü de Rekorlarla Kapadı32-34Mersin Sahil Şerdindeki Çarpık Kentleşmenin Denizel Ekosistem Üzerine Etkileri37Deniz Feneri38-40Deniz Hukukunda Konşimento ve Konşimentoya Müteallik Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkındaki Milletlerarası Sözleşme:42-44Uluslararası Deniz Ticaretinde Anlaşmazlıklarda Çözüm Yolları46-49Kaptan Refik Akdoğan İleDenizciliğe Dair50İstatistik

Yat limanında güzel bir günbatımı

Mersin’e Sahip Çıkmak!...30 Mart’ta yerel seçimler var…Belediye başkan adayları meydanlarda...Yalnız meydanları değil, sivil toplum örgütlerini de tek tek gezerek projelerini anlatıyorlar...Liderler ise Türkiye’yi karış karış dolaşıyor!..Ancak meydanlarda proje anlatma yerine adeta küfürler havalarda uçuşuyor!Kimse, “yoğurdum ekşi” demiyor!Hepsi de en iyisinin kendileri olduğunu dile getiriyor.Zaten insanın doğasında vardır, “kendini beğenmişlik”...Bilimsel adıyla; “Narsisizm.”MDTO’da adayların durak yerlerinden biriydi...Hepsini dinledik...Hepsi de, “Mersin’e sahip çıkmak” tan söz etti...Zaten olması gereken de bu değil mi?Adayların projeleri de birbirine çok yakın.Daha doğrusu, birbirinin benzeri dersek yanlış olmaz...Bizi en çok sevindiren ise artık adayların da yüzlerini denize dönmüş olmaları...Gerçekten geçmişte adaylar denizden fazla söz etmezlerdi.Demek ki onlar da denizin önemini kavramış durumda.Bu da sevindirici bir gelişme...“Denizler bir ülkenin gizli hazineleridir.”Bu hazineyi keşfettin, işledin mi ülke için önemli gelişmeye imza atmışsın demektir.Mersin için deniz çok önemli...Sık sık yazdım.Mersin Limanı’nın Mersin ekonomisi için önemini.Çünkü, Mersin Limanı’nın verileri, Mersin ekonomisinin en iyi göstergesidir...Veriler iyiyse, Mersin ekonomisi de iyi demektir..Veriler kötüyse, Mersin ekonomisi kötüye gidiyordur!Mersin Deniz Ticaret Odası, görevinin bilincinde olarak her zaman denizciliğimizin gelişmesi için önemli katkı koymuştur!Mersin’de göreve gelecek başta büyükşehir belediye başkanı olmak üzere, tüm belediye baş-kanları bu konuda çaba göstermelidir!Çünkü Mersin’e sahip çıkmak; denize, deniz ticaretine sahip çıkmak ve yatırım yapmakla olur.Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 92 yıl önce “Mersinliler; Mersin’e sahip çıkınız.” deyişi, dileriz adayların söylemlerinde kalmaz!Mersin’i yönetecekler, bunu “düstur” kabul ederlerse, işte o zaman bu kente sahip çıkmış olur!Bizden anımsatması!..

Page 3: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

4 5

7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda 59 sektör meclisi, sorun ve çözüm önerilerini, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ilgili ba-kanlar ve bürokratlara iletme fırsatı buldu.

Ön Hazırlık Toplantıları

Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası öncesi, 5-14 Şubat tarihleri arasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde sektörel ge-lişmeyi teşvik etmek amacıyla oluşturulan Türkiye Sektör Meclisleri ön hazırlık toplan-tıları gerçekleştirildi. 23 Şubat günü TOBB İstanbul Hizmet Binasında gerçekleştiri-len Türkiye Denizcilik Meclisi toplantısına MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat ve Genel Sekreter Korer Özbenli katıldı. Ön hazırlık toplantısında, denizcilik sektörünün en önemli sorunları tespit edi-lerek çizilecek yol haritasına ilişkin öneriler tartışıldı.

Babacan: “Türkiye’nin birinci ekonomik önceliği cari açığın

azaltılmasıdır”

4 Mart Salı günü Ankara’da TOBB Yöne-tim Kurulu Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katılımıyla gerçekleştirilen 7. Türkiye Sek-törel Ekonomi Şurası’nda MDTO, Başkan Yardımcısı Jozef Atat, Yönetim Kurulu Üyesi Atahan Çukurova ve Genel Sekreter Korer Özbenli tarafından temsil edildi.

Toplantının açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’nin birinci ekonomik önceliğinin cari açığın ve bunun bir sonucu olarak da özel sektörün yurt dışı borcunun azaltılması olduğunu söyledi. Bu-nun için kısa vadede mali disiplinle bütçe

açığını düşük tutup tasarrufları artırarak, para politikasında iç tüketimi ve kredi hac-mini yönlendirerek, makro ihtiyati tedbirler-le kredi kompozisyonu ve büyüme hızını üretimle olan bağlantısını güçlendirerek sağlamayı amaçladıklarını söyleyen Ba-bacan, uzun vadede ise enerji ithalatının azaltılması, tasarrufların artırılması, katma değerli ürünlere geçiş ve eğitim kalitesinin artırılmasına yönelik önlemler üzerinde dur-duklarını kaydetti.

TOBB Başkanından Önemli Uyarılar

TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Hi-sarcıklıoğlu ise konuşmasında daha fazla üretim, yatırım, istihdam ve ihracat hedef-lediklerini söyledi. Küresel sistemde kısa ve uzun vadede ortaya çıkmakta olan iki önemli değişime hazırlıklı olmak gerektiğine

7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’ndaSektör Sorunlarına Çözüm Arandı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen 7. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ilgili bakanların katılımıyla ger-çekleştirildi.

Page 4: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

6 7

altyapısı oluşturulmasında geç kalınması

Deniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi ile destek gemileri yapımı ve işletilmesinde tersaneler ve armatörler için ciddi fırsat ortaya çıkmış-tır. Talebin giderek artacağı bu alan, küresel kriz öncesinde ciddi kapasiteye ulaşan, an-cak rekabet dezavantajı nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiren Türk gemi inşa sanayisi için çok önemli bir fırsattır

Çözüm Önerisi

• TPAO, ulusal, bölgesel ve küresel açık deniz platformu ihtiyacının karşılanmasında işletmeci rolü üstlenerek bir plan dahilinde açık deniz platformu filosu oluşturmalı

• Açık deniz platformları mevcut üretici firmalarla Türk tersanelerinin ortak girişimi ile Türki ye’de yapılmalı ve tersanelerimize know-how kazandırılmalı,

• Açık deniz platformu destek gemileri ya-pım ve işletilmesi desteklenerek bu alanda gemi yapımı ve işletmesi talebi yaratılmalıdır.

4- Ulusal ve bölgesel ölçekte mekansal strateji planlarının tamamlanmaması

10 ve 11. Ulaştırma Şuralarında belirlenen 2023 hedeflerinde, deniz taşımacılığı ve deniz turizmi konularında önemli hedefler belirlenmiş olmasına rağmen liman, marina gibi kıyı yapıları yatırımlarına yönelik 2023 hedeflerini karşılayacak planlamalar yapıl-mamıştır.

Çözüm Önerisi

• Ulaştırma kıyı yapıları ve turizm kıyı yapı-ları konularında daha önce farklı kurumlar tarafından yapılmış master planlar, Ulaş-tırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından sektörel planlar adı altında gün-cellenmeli ve 2023 hedefleri doğrultusunda geliştirilmeli,

• Ulusal ve bölgesel ölçekte mekansal stra-teji planları sektörel planlar dikkate alınarak ve 2023 hedeflerini karşılayacak kıyı yapıları imkan kabiliyetlerini içerecek şekilde yapıl-malıdır.

5- Kıyı tesisi işletme izinlerinin alınmasında yaşanan sorunlar

2007 yılında yürürlüğe giren Kıyı Tesisleri-ne İşletme İzni Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile mevcut veya yeni olduğuna bakılmaksızın ticari faa-liyet gösteren tüm kıyı tesisleri Yönetmelikte yer alan teknik ve idari yükümlülüklere tabi tutulmuşlardır. Aradan geçen 7 yıllık sürede kıyı tesislerinin büyük bölümü Yönetmeliğin özellikle idari gereklerine uyamadıkları için işletme izni alamamışlardır. Çok sayıda kıyı tesisi bu nedenle ekonomik faaliyetini dur-durmuş olup, bir kısmı da yakın gelecekte faaliyetlerinin durması riski ile karşı karşıyadır.

Çözüm Önerisi

• 12/10/2004 tarihinden önce yapılmış kıyı tesislerinin imar planları re’sen onaylanmalı ve proje onayı istenmemeli

• Çok noktalı bağlama sistemleri (şaman-dıralar) ve boru hatları için imar planı isten-memeli sadece vaziyet planı onaylanmalı,

• Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından verilen azami ön izin süresi 8 yıla çıkarılma-lıdır.

dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şunları söyledi:

“Kısa vadede bizi yeni bir küresel iktisadi ortam bekliyor. Son 5 yıldır süren bol likidite dönemi sona erdi. Eskisi gibi, rahat ve ucuz borçlanma imkanları azalıyor. Hem şirket-lerimiz, hem de vatandaşlarımız artık daha tedbirli ve temkinli hareket etmek zorunda. Kamu idaresi ve özel sektör olarak, bu yeni ortama nasıl uyum sağlayacağımıza ve bü-yüme-istihdam-refah artışı dengesini nasıl koruyacağımıza odaklanmak zorundayız. Uzun vadede ise bizi başka bir zorluk bekli-yor. Dünyada bölgeselleşme hız kazanıyor. Bunda da öncülüğü ABD yapıyor”

Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:

“Önce pasifik ülkeleri ile Trans-pasifik Or-taklık Anlaşması başlatıldı. Burada ABD, Japonya, Kore, Kanada, Avustralya, Ma-lezya, Meksika gibi önemli ülkeler bulunu-yor. ABD geçen sene, AB ile Trans-atlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı girişimine de hız verdi. Bu iki girişimin önemi şurada. Birincisi Dünya Ticaret Örgütü’nün dünya çapında uygulamaya çalıştığı ticaretin ser-bestleştirilmesi görüşmelerine bir alternatif çıkıyor.Yani bir anlamda bu görüşmelerin sonuçsuz kalmasına karşı hazırlık yapılı-yor. Ama daha da önemlisi, bu iki girişim, birlikte dünya ekonomik gücünün üçte iki-sine denk geliyor. Bu da sadece ticareti ve yatırımları değil, üretim standartlarını be-lirleme konusunda da büyük bir güç elde etmelerini sağlıyor.

Size bir örnek vereyim. Şu an bizim üret-tiğimiz ürünler 220 Volt’a göre dizayn edi-liyor. Eğer bunlar 110 Volt’u benimserse, tüm üretim kapasitemiz bir anda boşa çıkacak. Biliyorsunuz Gümrük Birliği süre-cinde, Serbest Ticaret Anlaşmaları dışında

kalmıştık. Bugün bunun olumsuz etkilerini giderek daha fazla yaşıyoruz. Eğer ABD ile AB arasındaki bu girişimin dışında, sadece seyirci olarak kalırsak, çok daha büyük sıkıntılar yaşarız. İçinde olursak o müzakerelerde tarafız. İçinde olmazsak, ne kural koydularsa ona göre hareket ede-riz. O yüzden TOBB olarak biz, hem AB ve ABD’deki muadillerimiz nezdinde bu çalışmalarda yer almaya çalışıyoruz, hem de kamuoyuna bu süreçlerin içinde olma-mızın önemini anlatıyoruz.”

Türkiye Sektör Meclisleri, sektörel şurala-rın hazırlıkları kapsamında öncelikle kendi içlerinde görüştükleri ve karara bağladık-ları sorunlardan en önemli 5 tanesini seçe-rek bu sorunları açıklıyor ve çözüm öneri-lerini geliştiriyor.

Denizcilik Sektörünün Temel Sorunları

Şura kapsamında, TOBB bünyesinde bu-lunan 59 Sektör Meclisi, hazırlık toplantı-larında belirledikleri öncelikli 5’er sorunu-nu ilgili bakan ve bürokratlara iletti. TOBB Denizcilik Meclisi tarafından belirlenen en önemli 5 sorun ve çözüm önerileri Deniz-cilik Meclis Başkanı Erol Yücel tarafından şöyle aktarıldı :

1- Gemi inşa sanayinde sürdürülebilir re-kabet şartlarının oluşturulamaması

Avrupa’nın en büyük ve rekabetçi kapasi-tesine sahip tersanelerimiz talebin durma-sı nedeniyle kapanma noktasına gelmiştir. AB ve Uzakdoğu ülkelerinin gemi inşa sanayine sağladıkları finansal teşvikler ve diğer devlet destekleri, iç ve dış piyasadan hak edilen payın alınmasını önlemektedir.

Çözüm Önerisi

Rekabet koşullarının eşitlenmesi amacıyla;

• İhracat primi sistemi getirilerek “gemi” yani “ürün odaklı” teşvik sağlanmalı,

• AB’nin sektöre destek müktesebatına tam uyum sağlanmalı ve uygulanmalı,

• Yaşı 25’in üzerinde olan koster filosu ve diğer gemi cinslerinin yenilenmesi için kay-nak yaratılmalı,

• Yerli tersanelerin, devletleri tarafından desteklenen yabancı tersaneler karşısın-daki kamu alımlarına ilişkin dezavantajları ortadan kaldırılmalı,

• Sektörde çalışanlardan muhtasar vergi, SGK primi alınmamalı,

• Tersanelere verilmiş kullanma izni, irtifak hakkı sözleşmelerinin süresi 49 yıla uzatıl-malıdır.

2- Gemi siparişinde yatırımcıların finansma-na erişim sorunu

Türk armatörler ülkemizde gemi yatırımına kredi sağlayamamakta ve yeterli öz kaynak-la gemi yatırımı yapamamaktadır. Dünyada, gemi inşa sanayi olan bütün ülkelerde, ülke Eximbank’ları ta- rafından, kendi ülkelerin-den sipariş verilen gemilerin armatörlerine Gemi İşletme Dönemi Finansmanı (post-delivery finance) sağlanmaktadır. Bu durum siparişlerin Kore, Çin, Japonya, Almanya, Norveç, İspanya ve Hollanda tersanelerine kaymasına neden olmaktadır.

Çözüm Önerisi

• Eximbank, gemi inşa sanayine ve gemi inşa yan sanayiine düşük faizli ve uzun va-deli kredi sağlamalı,

• Türkiye’den gemi siparişi vermeyi düşü-nen yabancı armatörlere, benzerleri diğer ülkeler- de uygulanmakta olan 10-15 yıl vadeli Gemi İşletme Dönemi Finansmanı sağlanmalı,

• Teminat yeterliliği geminin 10 yıldaki orta-lama ve gelecekteki değeri üzerinden be-lirlenmeli,

• Eximbank’ın risk yükünün azaltılması için Norveç’deki GIEK (Guarantee Institutefor Eksport Credits) veya İsveç’teki EKN (Ex-portkreditnamnden) benzeri, aracı garantör kuruluşlar kurulmalıdır.

3- Açık deniz platformları yapım ve işletme taleplerinin karşılanmasında gerekli üretim

Page 5: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

8 9

Mersin Limanı’nda gelebilecek tehditlere etkin bir şekilde müdahale etmek amacıyla düzenle-nen tatbikata Vali Vekili Turgut Serimer, Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, Emniyet Müdürü Hasan Hüseyin Bahar, Sahil Güvenlik Komutanı Albay Fatih Erhan ka-tıldı. Tatbikatı Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreter Yardımcıları Kaptan Mesut Öztürk ve Kaptan Halil Delibaş da izledi.

Bölge Komutanı Albay Fatih Erhan'ın yönettiği tatbikat, Sahil Güvenlik Komutanlığı helikopteri, bot, dalış ve operasyon timi, İl Emniyet Müdürlü-ğü ve Jandarma Komutanlığı olay yeri inceleme ve terörle mücadele timleri, Mersin Gümrük Böl-ge Müdürlüğü, Mersin Uluslararası Liman İşlet-mesi, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ekiplerinden oluşan 200 personelin katılımıyla gerçekleştirildi.

Tatbikatta senaryo gereği işçi kılığındaki 3 te-rörist bir akaryakıt tankerini kaçırdı. İkna çaba-larının sonuç vermemesi ve teröristlerin gemiyi patlatma tehdidinde bulunması üzerine ekipler gemiyi kurtarmak için operasyona başladı. 2 sahil güvenlik teknesi geminin etrafını çevirerek emniyet çemberi oluşturdu. Daha sonra keşif uçuşu yapılan helikopterden teröristleri aldat-mak ve dikkatini dağıtmak amacı ile bir asker sarkıtıldı. Bu sırada 10 kişiden oluşan emniyet timi gemiye arka taraftan girerek operasyon dü-zenlendi.

Operasyon sırasında ekiplere direnerek denize atlayıp kaçma girişiminde bulunan bir terörist etkisiz hale getirilerek emniyet güçlerine tes-lim edildi. Operasyon kapsamında Jandarma Komutanlığı'nın bomba arama köpekleri gemide, dalış ekibi ise geminin su altında kalan kısmında bomba aradı. Gerçeği aratmayan tatbikat arama ekiplerinin 'Bomba yok' talimatı ile son buldu.

Sahil Güvenlik Akdeniz Belge Komutanlığı ekipleri Mersin Limanı’nda gemi kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi.

Mersin Limanı’ndaGemi Kurtarma Tatbikatı

Mevzuatı Eğitimi 24-26 Şubat tarihleri arasında 81 ilde faaliyet-lerini sürdüren Ticaret Odaları, Ticaret ve Sanayi Odaları, Sanayi Odaları ile Deniz Ticaret Odaları temsilcilerinin katılımıyla ger-çekleşti.

Mevzuat Eğitimine MDTO’dan Genel Sekreter Yardımcısı Kpt. Halil Delibaş, Avukat Selda Çepe Kızıldemir ve Muhasebeci Na-ime Lekesiz Uysal katıldı.

Oda ve Borsaların temsilcilerine yönelik olarak düzenlenen ve üç gün süren eğitimlerde Hukuk Müşavirliği, Borsalar Müdür-lüğü, Sanayi Müdürlüğü, Muhasebe Müdürlüğü, Personel Mü-dürlüğü, İş Sağlığı ve Güvenliği, Yazılım Müdürlüğü, Dış Ticaret Müdürlüğü, Ticaret ve TIR Dairesi, Sigortacılık Müdürlüğü ve Fu-arlar Müdürlüğü’nün çalışma mevzuatlarına ilişkin bilgilerin yanı sıra mevzuatın yorumlanmasında ve uygulanmasında karşılaşı-lan sorunların giderilmesine yönelik tartışmalar da yapıldı.

MDTO’DAN HABERLER

Odalar ve Borsalar Mevzuatı Eğitimi 5174 sayılı kanun, diğer kanunlar ve ilgili yönetmelikler ile uluslararası sözleşmeler çerçeve-sinde TOBB’ye tek başına veya Oda ve Borsalar işbirliğiyle yürütülmek üzere verilen çeşitli görevlere ilişkin mevzuatı ve bu görevlerin uygulanmasına ilişkin yazılımları gözden geçirmek ve Oda/Borsaların uygulamada karşılaştıkları sorunlara çözüm aramak amacıyla düzenlenen Odalar ve Borsalar Mevzuatı Eğitimi Ankara’da düzenlendi.

Page 6: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

10 11

Ziyarete MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat, MDTO Yönetim Kurulu Üyeleri Atahan Çukurova, Özcan Barut, Genel Sekreter Korer Özbenli, Genel Sekreter Yardımcıları Halil Delibaş ve Mesut Öztürk’ün yanı sıra MDTO Danışmanları Ali Adalıoğlu ile Ali Yavuz da katıldı.

Ziyarette konuşan Vergi Dairesi Başkan Vekili Çelik, vergi haf-tasının verginin toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi ve vergiyi gönüllü olarak ödeme alışkanlığının arttırılması amacıyla 1990 yılından beri düzenlendiğini hatırlattı. Mükelleflerine nitelikli hizmet verebilmek ve yüksek kalitede kamu hizmeti sunmak için çalıştıklarını kaydeden Çelik, vergi haftası kutlamaları kapsamın-da, çoğu okullarda yapılan konferanslar olmak üzere öğrencile-re yönelik etkinlikler düzenlediklerini ve mükellef ziyareti yaptık-larını söyledi. Başkanlık personeline özel etkinlikleri olduğunu da belirten Çelik, personele yönelik kişisel gelişim seminerleri, sinema etkinlikleri ve basın mensupları ile yapılacak futbol maçı ile ilgili bilgiler aktardı.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Jozef Atat da, tüm

başkanlık personelinin vergi haftasını kutlayarak, Mersin’in vergi konusunda başarılı bir performans sergilediğini söyledi. Hemen her yıl vergi rekortmenleri listesinde MDTO üyelerinin ilk sıralar-da yer aldığını hatırlatan Atat, denizcilik hizmetlerinin listenin üst sıralarında yer almasından gurur duyduklarını vurguladı.

Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan MDTO’ya Ziyaret

Mersin Vergi Dairesi Başkan Vekili Osman Çelik ve beraberindeki heyet, 24 Şubat – 2 Mart 2014 tarihleri arasında kutlanan “25. Vergi Haftası Kutlamaları” kapsamında Mersin Deniz Ticaret Odası’nı (MDTO) ziyaret etti.

MDTO’DAN HABERLER

MDTO, Alzheimer Derneği Mersin Şubesi tarafından yaptırılan Yaşlı Yaşam Merkezi içerisinde yer alan standart hasta odasının isim hakkını aldı.

Proje içinde yer alan 24 metrekarelik T3 tipi standart hasta oda-sının isim hakkının MDTO’ya verilmesine ilişkin protokol 25 Şu-bat günü Mersin Deniz Ticaret Odası Konferans Salonu’nda, MDTO Meclis Başkanı Jan Taşçı, Yönetim Kurulu Başkan Yar-dımcısı Jozef Atat ve Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Genel Sekreteri Av. Sevgi Yanpar tarafından imza altına alındı.

Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Genel Sekreteri Sevgi Yanpar, İmza töreninin ardından yaptığı konuşmada, 3 bin 956 metre-kare kapalı alanlı ve 150 kişi kapasiteli Yaşlı Yaşam Merkezi’nin Türkiye’de bir ilk olacağını söyledi, projeye destekleri için MDTO Meclis üyelerine teşekkür etti.

MDTO’dan Yaşlı Yaşam Merkezi’ne DestekMersin Deniz Ticaret Odası, Alzheimer Derneği Mersin Şubesi tarafından Yenişehir’de inşa edilmekte olan Yaşlı Yaşam Merkezi’ne destek veriyor.

MDTO Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu’nun yanı sıra Başkan Yardımcısı Jozef Atat, MDTO Yönetim Kurulu Üyesi ve Fransa Mersin Fahri Konsolosu İskender Botros, Genel Sek-reter Korer Özbenli, Genel Sekreter Yardımcısı Halil Delibaş, Basın Danışmanı Ali Adalıoğlu ve Hukuk Danışmanı Av. Orhan Gürsoy’un ev sahipliğinde karşılanan Büyükelçi Bili, Mersin’de olmaktan mutlu olduğunu dile getirdi. Türk-Fransız dostluğunu yaşatmak ve iki ülke arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek istedik-lerini vurgulayan Bili, Türk vatandaşlarını turist olarak ülkelerinde görmeyi arzuladıklarını kaydetti. Laurent Bili, Akdeniz’e açılan Fransız limanları ile Mersin ve bölgesindeki limanlar arasında ortaklıkların olabileceğini söyledi.

Büyükelçinin Mersin ve MDTO ziyaretinden memnuniyet duydu-ğunu ifade eden Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu ise, 2013 yılında Mersin ve Fransa limanları arasında gerçekleşen taşıma istatistiklerini Bili ile paylaştı.

2013 yılının ilk 11 ayında Mersin Limanı ile Fransa’nın La Havre, For Sur Mer, Sete, Montoir ve Marseilles limanları arasında 87 milyon ton civarında yük taşındığını söyleyen Lokmanoğlu, ağır-lıklı olarak mobilya, sodyum bikarbonat, kimyasal maddeler, ka-

ğıt, kullanılmış lastik ve gıda ürünlerinin taşındığını belirtti. Lok-manoğlu, yine aynı dönemde aynı limanlar arasında 4 bin 286 TEU yükleme, 3 bin 930 TEU boşaltma olmak üzere, toplam 8 bin 216 TEU konteyner taşımacılığı gerçekleştirildiğini kaydetti.

Fransa Büyükelçisi BiliMDTO’yu Ziyaret Etti

İşadamlarına vize kolaylığı sağlayan bir ticari anlaşmayı hayata geçirmek için Mersin’de bulunan Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili Mersin Deniz Ticaret Odası’nı (MDTO) da ziyaret etti.

MDTO’DAN HABERLER

Page 7: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

12 13

30 Mart 2014 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimleri ön-cesinde Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayları kentteki sivil toplum kuruluşlarını ziyaret etmeye devam ediyor. Seçim çalışmaları kapsamında MDTO’yu ikinci kez ziyaret eden MHP Mersin Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Burhanettin Koca-maz, Şubat ayı meclis toplantısına katılarak Meclis Üyelerine projelerini anlattı.

Mersin’in en çok vergi ödeyen iller sıralamasında 6. sırada yer aldığını söyleyen Kocamaz, bütçeden aldığı yatırım açısından 24. sırada kaldığını ve kendi problemlerini çözmeden başka ille-rin problemlerini çözmeye mecbur bırakıldığını belirtti. Mersin’in sorunlarını işsizlik, altyapı sorunları ve trafik olmak üzere 3 başlık altında özetleyen Kocamaz, Mersin gibi yoğun göç alan kent-lerde, göçe hazırlıksız olunursa çarpık yapılaşmanın önünün açılacağını söyledi. Kentin doğusundaki kesimin kentten kopuk olduğunu anlatan Kocamaz, başkanlık görevine geldiği takdir-de, insanları ötekileştirmeden ve ayrım yapmadan çalışacağını, merkezde ne varsa uzak semtlere de aynı hizmeti götüreceğini ifade etti. Kocamaz, “Yerel yönetimler, temel belediyecilik hiz-metlerini elbette yapmalı, ama sosyal dokuyu bir arada tutmak açısından bazı sorumluluklar da taşımalı” diye konuştu.

Tarsus-Mezitli arasında özellikle işe geliş gidiş saatlerinde sı-kışıklık yaşandığını vurgulayan Burhanettin Kocamaz, limandan kaynaklanan kamyon ve tır trafiği ile birlikte Mersin’de ulaşımın önemli bir sorun haline geldiğini söyledi. Toplu taşıma sorununu

raylı sistemle çözeceklerini anlatan Kocamaz hal, liman ve kent girişini içine alan, demiryolu ve karayolu sistemleri entegrasyo-nunu sağlayan, otoyol bağlantısını güçlendiren ve yan yol uygu-lamasını içeren ulaşım ve kavşak düzenlemeleri ile kent trafiği-nin limandan kaynaklanan kamyon-tır trafiğinden ayrılacağını ve Mersinlilerin trafikte rahat bir nefes alacağını belirtti.

MDTO’DAN HABERLER

Kocamaz Projelerini AnlattıMHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı ve Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Mersin Deniz Ticaret Odası’nın (MDTO) Şubat ayı meclis toplantısına katılarak, Meclis Üyelerine projelerini anlattı.

Page 8: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

14 15

KISA KENT HABERLERİ

Anavatan Partisi (ANAP) hükümetlerinde Mersin milletvekili olan ve İçişleri Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Dev-let Bakanlığı yapan Rüştü Kazım Yücelen, 2 Şubat 2014 günü Ankara’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Bir süredir kanser tedavisi gören Yücelen’in solunum yetmez-liğine bağlı olarak yaşamını yitirdiği belirtildi. Rüştü Kazım Yücelen’in vefat haberi memleketi Anamur ve Mersin’de büyük üzüntüyle karşılandı.

1983’de ANAP’ın kuruluşuyla politikaya atılan ve 17,18, 19, 20 ve 21’inci dönemlerde Mersin Milletvekilliği yapan Yücelen’in cenazesi Anamur Şehir Mezarlığına defnedildi. Cenaze törenine, Yücelen’in aile ve akrabalarının yanı sıra, Mersin Milletvekilleri, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Samsun Valisi Hüseyin Ak-soy, kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

Mersin Deniz Ticaret Odası ailesi olarak MDTO’nun kuruluşuna büyük destek veren merhum Rüştü Kazım Yücelen’e Tanrı’dan rahmet, ailesi ve ülkemizin siyaset camiasına başsağlığı diliyo-ruz.

Rüştü Kazım YücelenSon Yolculuğuna Uğurlandı

Türk siyasetinin önemli isimlerinden Rüştü Kazım Yücelen, Ankara’da tedavi gördüğü hasta-nede hayatını kaybetti.

RÜŞTÜ KAZIM YÜCELEN KİMDİR?

Rüştü Kazım Yücelen, 1948’de Mersin’de dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitir-di. Turgut Özal ile birlikte politikaya atılan kadronun içinde yer aldı. 55. Hükümet’te Devlet Bakanlığı görevi-ni yürütürken Yılmaz’ın Makedonya gezisi sırasında trafik kazası geçiren

Yücelen, uzun süre tedavi gördü. Mehmet Ali İrtemçelik’in istifasının ardından insan haklarından sorumlu bakanlığa kaydırıldı. İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi, Türkiye’nin 21 merkezinde insan hakları kurultayları düzenledi ve kamuoyunda büyük yankı uyandı-ran insan hakları raporunu hazırladı. Fransızca ve İngilizce bilen Yücelen, evli ve üç çocuk babasıydı. (İHA)

KISA KENT HABERLERİ

İmzalanan protokolle Fransa’ya iş seyahati düzenleyecek MTSO Üyeleri, MTSO’dan alacakları tanıma mektubu ile uzun süreli ve çok girişli vize alabilecekler ve Fransa’ya seyahatlerinin ardından tüm Schengen ülkelerinde rahatça dolaşabilecekler.

Protokol imza törenine Fransa Büyükelçisi Ekselans Laurent Bili, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Mersin Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cihat Lokmanoğlu, Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ab-dullah Özdemir, MDTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Jozef Atat, Fransa Mersin Fahri Konsolosu ve MDTO Üyesi İskender Bot-ros, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Sabri Tekli, Mersin Turizm Platformu Başkanı Numan Olcar ile çok sayıda da-vetli katıldı.

Törende konuşan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, anlaşmanın MTSO üyelerinin Fransa vize başvurusu sırasında istenen evrakların sadeleşmesini sağlamak ve bu prosedürlerin sık sık tekrarlanmasının önüne geçmek ve işa-damlarının Fransa ile ortaklıklar geliştrmesi açısından önemli bir adım olduğunu söyledi. Aşut şöyle devam etti:

Anlaşma çerçevesinde üyelerimizin eş ve çocukları da kendilerine seyahat kapsamında eşlik etmeleri durumunda kolaylıklardan ya-rarlanabilecekler. Ümidimiz; ilerleyen dönemde, birlikte çalıştıkça daha da güçlenecek karşılıklı güven ortamında; VFS şirketinin bir yetkilisini kentimizde ağırlayarak, işadamlarımızın bütün başvuru işlemlerini buradan halletmelerini sağlamaktır. Biz aslında bu an-laşma vesilesi ile bir Türk- Fransa İş Forumu ve işadamlarımızı bir araya getirecek ikili görüşmeler organize etmek istiyorduk. Ne ya-zık ki yoğun bir döneme geldiği için mümkün olamadı.Dileğimiz; böyle bir etkinliği önümüzdeki aylarda uygun göreceğiniz bir tarih-

te düzenleyerek siz değerli Ekselanslarını ve Fransız girişimcileri Mersin’de tekrar ağırlamaktır. Fransa’nın, sadece ekonomik anlam-da değil, kültür, sanat ve sosyal projelerde de, her zaman Mersin’in değerli bir partneri olmasını diliyoruz. Umarım bugün imzalayaca-ğımız bu vize protokolü tüm bunların bir adımı olur” diye konuştu.

Mersin’e yaptığı ilk ziyareti nedeni ile mutluluk duyduğunu belirten Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, “Mersin; Limanı ve Serbest Bölgesi ile kentin yüzünü Avrupa’ya ve dünyaya çevirmekte. Akdeniz’e açı-lan Fransız limanları ile Mersin ve civarındaki limanların ortaklıkları olabilir. Dolayısıyla iş adamlarının başta Fransa olmak üzere, bütün Schengen ülkelerine yapacakları seyahatlerin kolaylaştırılmasına katkı sağlayacak anlaşmanın imzalanmasından özellikle mutlu-luk duyuyorum. Türkiye’de yerleşik yaklaşık 450 Fransız şirketinin Mersin’in sunduğu ticari olanakları keşfetmesini diliyorum. Türk dostlarımızın da Fransa’ya yapacakları yatırımların memnuniyetle karşılanacağını da belirtmek istiyorum. Ayrıca, sizleri 3’ncü ülke pazarlarında işbirliği yapma olanaklarını değerlendirmeye davet ediyorum. Çalışmaları ve yetenekleri ile Türk-Fransız dostluğunu yaşatmaya gönül verenlere de başarılarının devamını dileyerek, sa-yılarının artmasını ümit ediyorum” dedi.

Konuşmaların ardından Fransa Büyükelçisi Ekselans Laurent Bili ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut vize sürecinde kolaylık sağlayacak olan protokolü imzaladılar.

Fransa’dan Mersin İş Dünyasına Vize KolaylığıMTSO Fransa Büyükelçiliği ile Vize Kolaylaş-tırma Protokolü imzaladı.

Kimsesiz, okuyamamış, eğitimini yarım bırakmış, mesleği ol-mayan 18 – 40 yaş arası insanımıza istihdam garantili mesleki eğitimi vermek amacıyla 1999 yılında 24 kurum, kuruluş ve be-lediyeler ile 13 sanayici ve iş adamının işbirliği ile kurulmuş olan ISGEV’in (İçel Sanayii Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Eğitim Vakfı) Genel Kurulu 22 Ocak tarihinde yapıldı. Genel Kurul son-rası oluşan yeni yönetim şu isimlerden oluştu:

Yönetim Kurulu Başkanı Halil Delibaş, Başkan Yardımcısı Ah-met Hakan Eroğlu, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Nedim İkanç, Yönetim Kurulu Üyeleri Can Emin Özeren, Saffet Özdemir, Ha-bip Kurt ve İsmail Yavuz Özgüven.

Vakfın ilk olarak tekstil ve giyim sektörüne yönelik olmak üzere 1999 yılında meslek edindirme kurslarına başladığını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Halil Delibaş, 1999 yılından beri yü-rütülen mesleki eğitim kurslarında 1.310 kişiye, UMEM Projesi kapsamında da 200 kişiye yakın olmak üzere 2014 yılı başı itibarı ile toplam 1.500 kişiye mesleki eğitim verildiğini söyledi.

Delibaş, eğitim alan katılımcıların yüzde 80’e yakınının ya kendi işlerini açtıklarını ya da bir işyerinde istihdam edildiklerini kay-detti.

“En değerli yatırım; insana yapılan yatırımdır sözünden hare-ketle, pahalı ve maliyetli olan bu meslek edindirme eğitimle-rimizde, özellikle yeni eğitim salonunda eğitim almak isteyen erkek ya da kadın işsiz adayların kurs yerimizi arayarak kayıt yaptırmalarını bekliyoruz” diyen Delibaş, şöyle devam etti:

“Bunun yanında gerek Vakfımızın giderlerine destek vermek ge-rekse eğitim alan vatandaşlarımıza aktif iş imkanı yaratarak kurs kalitesini arttırmak üzere Vakfımıza ilimizdeki her seviye kişi ve kuruluşların iş vermesini bekliyoruz. Vakfımız halen UMEM kap-samındaki eğitmenlerine ilaveten kendi bünyesindeki 3 eğit-meni ile ihtiyaç duyulacak her türlü promosyon ürünü (şapka, t-shirt,flama, bayrak, çanta,) iş elbiseleri ve okulların tören vb. kıyafetleri gibi her türlü giyim ve tekstil eşyası için kaliteli imalat yapma imkanına sahiptir.”

ISGEV’den Tekstil Sektöründe Meslek Edinmek İsteyenlere Çağrı

Page 9: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

16 17

KISA KENT HABERLERİ

Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından Çanakkale Zaferi’nin 100. yıldönümünde milli birlik ve beraberliği vurgulamak amacıyla 1 Aralık 2013 tarihinde yola çıkan Gezici Müze Mersin’e geldi.

İçinde Çanakkale Savaşı’ndan kalma harp malzemeleri, kişisel ve askeri objeler ile resimlerin bulunduğu müzenin açılışına Mersin Vali Yardımcısı Nihat Karabiber, Mersin İl Milli Eğitim Müdürü Ha-san Gül, Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Adana Bölge Müdürü Mustafa Keleş, kent protokolü ve öğrenciler katıldı.

Cumhuriyet Meydanı'nda konuşlanan gezici müzenin açılışı ya-pıldı. Açılışta konuşan Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Adana Bölge Müdürü Mustafa Keleş, Başbakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün Türkiye ve değerlerimizin ta-nımında önemli hizmetler veren bir kuruluş olduğunu belirterek, "1 Aralık 2013 tarihinde startı verilen ve birer hafta her ilimizde sergi-lenen ve 19 Mayıs 2015 tarihinde anlamlı bir tarih ile Ankara'mızda

tamamlanacak olan bu müzemizin en büyük amacı 'milli birlik ve beraberliğimizi' vurgulamak, tarih şuurumuzu yeniden yeşertmektir. Bu müzemizde Çanakkale Savaşları'nda dedelerimizin kullanmış olduğu birebir objelerin aynısı sergileniyor. Aynı zamanda düşman-larımızın kullanmış olduğu savaş malzemeleri de bu müzede var. Ecdadımızın kullandığı malzemelerle düşmanlarımızın kullandığı malzemeyi mukayese ettiğiniz zaman bize bu vatanı bırakan kah-ramanlarımızın mücadelesinin hangi şuur ile hangi inançla kazan-dığının pekişmesi açısından son derece önemli bir mukayeseye sahip olacaksınız" dedi.

Mersin Vali Yardımcısı Nihat Karabiber ise Çanakkale destanının dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayarak, "Orada çok büyük imkansızlıklar içinde canlarını milleti, vatanı uğruna feda etmiş, yüz binlerce şehidin aziz hatıralarından parçalar göreceğiz. Bu destanı, bu kahramanlık öyküsünü bizlerin mutlaka nesilden nesile, kuşaktan kuşağa ak-tarması lazım. Bunun için Çanakkale'ye gidemeyen genç kardeş-lerimizin burada o ruhu birazcık da olsun hissetmesi adına Baş-bakanlık Basın, Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüz çok büyük hizmeti hepimizin ayaklarına kadar ulaştırmış. Çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu. (İHA)

Bilim ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık tarafından açıklanan endeks sonuçlarına göre Mersin Tek-nopark, 52 teknopark arasında 9. oldu.

Konuyla ilgili açıklama yapan Mersin Teknopark Genel Müdürü Özgür Durmaz, “Amacımız, Türkiye’nin ihracat hedeflerine ve 2023 hedeflerine ekonomik ve teknolojik gelişmelerle katkıda bulunmak. Sonuç gösteriyor ki Mersin Teknopark olarak yaptı-ğımız çalışmalarla, gerçekleştirdiğimiz projelerle kısa sürede bu amaç için doğru işler yaptık” dedi.

Çalıştaydan başarıyla dönmenin gurur verici olduğuna değinen Durmaz, “Genel endeks kategorisinde dokuzuncu olmamız bü-yük başarı. Bize göre avantajlı konumda olan birçok teknoparkı geride bıraktık. Başta Yönetim Kurulu Başkanımız Mersin Vali-si Sayın Hasan Basri Güzeloğlu ve Yönetim Kurulumuz olmak üzere, bu başarıya katkı sağlayan ve desteklerini eksik etmeyen teknopark firmaları, çalışanları ve ekibime teşekkür ediyorum.

Mersin Teknopark tamamlanan 126, devam eden 96 projesi ile Mersin’de sanayi sektöründeki ileri teknoloji odaklı, katma de-ğerli yenilikçi girişimlerin artmasını sağlamaya devam ediyor” diye konuştu. (İHA)

Mersin TEKNOPARK 52 Teknopark Arasında 9. Oldu

“Gezici Müze” Mersin’de

YENİ REKLAM GELECEK!

Page 10: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

18 19

DENİZCİLİK HABERLERİ

Krallara, uluslararası şirketlerin CEO’larına ve Avru-palı iş dünyasından önemli isimlere yaptığı yatlarla adından söz ettiren Antalya Serbest Bölgesi (ASB), küresel krizin etkilerinin azaldığı Avrupa’dan gelen yeni siparişler ile umutlandı.

Antalya Serbest Bölge İşleticisi AŞ (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, halen Türk ve uluslararası sermayeli 110 firmanın faaliyet gösterdiği ASB’de yat üretiminin 2000’li yıllarda başladığını belirte-rek, “Lüks yat üretiminde ihtisas bölgesi olduk. ASB’deki firmaların yüzde 65’i lüks yat üretimi, bakım ve onarımı ile uğraşıyor. Burada BAE’den El-Sabah ailesi, Suzuki firmasının üst düzey yöneticisi,

dünyaca ünlü Formula 1 pilotu David Coulthard, Fenerbahçe’de de oynayan Alman milli takımının eski kalecisi Toni Schumacher, İngiliz ve Alman süpermarketler zinciri patronları ile ABD’de yat üre-ten Genmar Holding için çeşitli boylarda ultra lüks yatlar yapıldı. Almanya ve İngiltere’den Türk asıllı işadamları ile Avrupa sosye-tesinin tanınmış isimlerine de lüks yat üretildi” diye konuştu. Yeni yılda da yine isimleri gizli tutulan Arap ve Avrupalı çok önemli ismin yat siparişi verdiğini kaydeden Gürses, “Geçen yıl güçlü yatırımcı-lar ASB’de faaliyete başladı. Bu firmalardan Vosmarin’in 46 ve 60 metre uzunluğunda çelik gövdeli 2 lüks yat projesi var. Hollanda sermayeli Damen de faaliyete geçti. Muayra Marketing Yatçılık da 50 metrelik çelik gövdeli lüks yat üretecek” dedi. 2000-2013 döne-minde 243 lüks yatın üretildiği ASB’de halen 46- 60 metre arası lüks yat projelerinin hızla ilerlediğini ifade eden Gürses, “Kompozit yat yapımı artık çelik gövdeye dönüşüyor. ASB krizden kurtulan Avru-pa iş dünyası başta olmak üzere dünyada cazibe merkezi olmaya başladı” diye konuştu.

Geçen yıl ticaret hacimlerinin yüzde 20 artarak 902 milyon dolara ulaştığını aktaran Gürses, “Bu yıl talep ettiğimiz yeni yatırım alanları hayata geçerse 1 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşırız” dedi.

Lüks yat üretiminin ve rıhtım kapasitesinin artırılması için balıkçı ba-rınağının ASB Liman’ından taşınması gerektiğini belirten Gürses, “Lüks teknelerin denize indirilmesinde sıkıntı var. Rıhtım kapasitesi yetersiz, artırılmalı. Yat bağlayacak yer yok. ASB Limanı’ndaki balık-çılar buradan acilen çıkmalı. Bu sorunlar yeni sezonun başlayaca-ğı haziran ayına kadar çözülmeli. Barınağın taşınmasının uzaması lüks yat sektörünün önünü tıkıyor” diye konuştu.(Vira Haber)

Lüks Yat Üreticileri Hedef Büyüttü

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) Bankalarca Kredi-lerin ve Diğer Alacakların Niteliklerinin Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hak-kında Yönetmelikte Değişiklik Yapılma-sına Dair Yönetmeliği Resmi Gazete’de yayımlandı.

1 Ocak 2014 tarihinden itibaren ge-çerli olacak yönetmelik çerçevesinde Libya’da yerleşik gerçek ve tüzel kişiler ile Libya’da veya Libya’ya yönelik faali-yetleri bulunan gerçek ve tüzel kişilere bankalarca kullandırılan krediler ve di-ğer alacaklar hakkında uygulanan hü-

kümlerin süresi, 31 Aralık 2013’ten 31 Aralık 2014’e kadar uzatıldı.

Denizcilik sektöründe kullanıl-mak üzere kullandırılan kredilere yönelik hükümlerin uygulama sü-resi 1 yıl uzatıldı.

Bankalarca denizcilik sektöründe kul-lanılmak üzere kullandırılan ve ikinci grupta sınıflandırılan krediler ve diğer alacaklar, iki defa ile sınırlı olmak üzere 31 Aralık 2014 tarihine kadar yeni söz-leşme koşullarına bağlanabilecek. Yeni sözleşme koşullarına bağlanan krediler ve diğer alacaklar, toplam alacak tutarı-nın yüzde 10’unun geri ödenmiş olması

koşuluyla birinci grup krediler ve diğer alacaklar içerisinde yeniden sınıflandı-rılabilecek. Daha önce süre 31 Aralık 2013’te son buluyordu. Yeni yönetmelik ile 1 yıl süre uzatımına gidilmiş oldu.

Suriye’de yerleşik gerçek ve tüzel kişi-ler ile Suriye’de veya Suriye’ye yönelik faaliyetleri bulunan gerçek ve tüzel ki-şilere bankalarca kullandırılan krediler ve diğer alacaklara yönelik yeniden yapılandırma şartları 31 Aralık 2013’ten 31 Aralık 2014 tarihine kadar uzatıldı. Yönetmelik 1 Ocak 2014 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girdi. (denizhaber.com.tr)

BDDK, Denizcilik Sektörü Kredilerini UzattıBDDK, Libya, Suriye ve denizcilik sektörüne yönelik bankalarca kullandırılan krediler ve diğer alacaklarda uygulanan hükümlerin uygulama süresini 31 Aralık 2014’e kadar olmak üzere 1 yıl daha uzattı.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Deniz turizminin dünyadaki eğilimler doğrultusunda artılarını, eksilerini, fırsat ve tehditlerini tartışmak, sorunlara çözüm öne-rileri geliştirmek amacıyla düzenlenen 2. Ulusal Deniz Turizmi Sempozyumu, 28 Şubat günü Çakabey Deniz Feneri Konferans Salonu’nda Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün, Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güldem Cerit, İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, İzmir Liman Başkanı Durmuş Ünüvar, Kültür ve Turizm Bakanlığı Deniz Turizmi Daire Başkan Vekili Emel Çelik’in katılı-mıyla gerçekleştirildi. Sempozyuma Mersin Deniz Ticaret Odası Turizm ve Proje Danışmanı Ali Yavuz da katıldı.

Açılış töreninde konuşan İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şu-besi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Türkiye’de son beş yılda kruvaziyer gemi ve yolcu sayısında artış kaydedildiğini an-cak bununla birlikte nitelik olarak da bir artışın yakalanması ge-rektiğini kaydetti. Kruvaziyer limanlarımızın “home port” haline dönüşmesinin önemine değinen Öztürk, bunun için kruvaziyer hatlar ve tüm tur operatörleri ile sıkı ilişkiler kurulması, yerli ve yabancı fuarlara katılarak farkındalık yaratılması ve liman hizmet tarifelerinin rekabetçi bir seviyede olması gerektiğinin altını çiz-di. Marinacılıkta “ardbölge”nin önemine dikkat çeken Öztürk, esasen ekonomik katkıyı sağlayan hizmetlerin bu alanda verildi-ğini belirterek 30 kruvaziyer yolcusunun bıraktığı dövizin sadece 1 yattan elde edilebileceğini kaydetti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Deniz Turizmi Daire Başkan Vekili Emel Çelik ise, Türkiye’de, 2013 yılında 35.7 milyon turist sa-yısına ve 25.3 milyar Amerikan Doları turizm gelirine ulaşıldığını aktardı.

Türkiye’de 2013 yılında Bakanlıktan belgeli yaklaşık 22.000 ya-

tak kapasiteli 240 yat, 69.000 kişiye hizmet eden 1051 günübirlik gezi teknesi, 16.000 kişi kapasiteli yüzer deniz turizmi aracı bu-lunduğu bilgisini veren Çelik, yine 2013 yılında 16.000 bağlama ve park kapasiteli deniz turizmi tesisinin var olduğunu ancak bu sayının rekabet açısından oldukça yetersiz olduğunu söyledi.

Açılış konuşmalarının ardından yapılan panelde Türkiye’de de-niz turizmi eğitimi, bilgi ve iletişim teknolojileri, dalış turizmi, de-niz çevresinin korunması, deniz turizminde emniyet ve güvenlik, deniz turizmi işletmeciliği ve yönetimi, deniz turizmi mevzuatı ve politikaları, deniz turizmi ve ulaştırma, ekoturizm, insan ve deniz turizmi, kıyı bölgesi yönetimi ve yönetişim, kruvaziyer turizmi, marina yönetimi, pazarlama ve dağıtım kanalları, su altı arke-olojisi, su sporları, su ürünleri turizmi, sürdürülebilirlik ve deniz turizmi, talassoterapi-deniz kürleri, tarih ve deniz kültürü ve yat turizmi konu başlıklarında sunumlar yapıldı. (Kaynak:Deniz Ha-ber, DEÜ)

2. Ulusal Deniz Turizmi SempozyumuDokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi tarafından düzenlenen 2. Ulusal Deniz Turizmi Sempozyumu, İnsan, Çevre, Ürün” teması ile gerçekleştirildi.

Page 11: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

20 21

DENİZCİLİK HABERLERİ

Döviz kurundaki hızlı yükseliş, ithal ürün-lerin pahalanması ve ekonomideki be-lirsizlikler nedeniyle ithalatta yaşanan daralma yük taşımalarına yansıdı. İthalat taşımalarında önemli oranda azalma ol-duğunu belirten sektör temsilcileri, bazı firmalarda bu oranın yüzde 20’leri aştığını belirtiyor. Talebin azalmasıyla ithalat nav-lunları da yaklaşık yüzde 10 düştü. Mali-yet hesaplarını gidiş-dönüş üzerinden ya-pan lojistikçiler farkı ihracat taşımalarına yansıttı. Sektör temsilcilerine göre ithalat-taki azalma devam ederse navlunu daha fazla düşecek ve fark aynı oranda ihracat navlununa yansıtılacak.

İthalat işlemlerinde geçen senenin aynı dönemine göre bir daralma yaşandığı-nı ifade eden Uluslararası Taşımacılık ve Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin, “Elimizde henüz istatistiki veriler yok ancak üyelerimizden aldığımız bilgiye göre bu oran yüzde 20-25 civarında” dedi. İthalattaki daralmanın navluna yansıdığını belirten Erkeskin, böl-gelere göre farklılık göstermekle birlikte it-halat navlunlarında yaklaşık yüzde 10’luk düşüş olduğu bilgisini verdi. UTİKAD Yö-netim Kurulu Üyesi Kosta Sandalcı da lo-jistik firmalarının maliyetlerini gidiş-dönüş üzerinden yaptığını hatırlatarak, ithalat navlunundaki azalmanın ihracat navlunu-na yansıtıldığını belirtti. Kıta Lojistik Genel Müdürü Emre Eldener ve Gefco Türkiye Genel Müdürü Fulvio Villa da ithalat taşı-malarında düşüş olduğunu belirtti. Villa ayrıca, ithalat taşımalarında daha fazla düşüş yaşanması durumunda ihracat navlununda daha hızlı bir artış olabilece-ğini vurguladı.

İç piyasada tüketim yavaşladı

Asbir Antrepo Genel Müdürü Erkan Baş-boğa, antrepoya gelen ithalat yüklerinde dengesizlik olduğunu ve azalma yaşan-dığını belirtti. İthalat girişlerindeki azal-mada iç piyasadaki tüketim ve yatırımım azalmasının önemli etkisi olduğunu vur-gulayan Başboğa, şu açıklamayı yaptı: “Kur artışıyla beraber siyasi ve ekonomik belirsizliklerde istikrarsızlık yaratıyor. İç tüketim azaldı. Firmaların döviz üzerin-den olan borçları da kurdaki artışla aynı oranda arttı. Bu da firmaların yatırımlarını

azaltmasına neden oldu. 10 milyon TL’lik ithalat yapan bir firma son gelişmelerden milyonlarca TL daha az ithalat yapıyor. Ayrıca, taksit sınırlaması da ithalatı etki-ledi. Ev elektroniğine ve cep telefonuna getirilen taksit sınırlaması bu ürünlerin iç piyasada tüketimini azalttı. Bu da ithalata yansıdı. Cep telefonları ithal ediliyor, kü-çük ürünler gibi görünse de bunların de-ğeri çok yüksek.”

İthalattaki daralmada en büyük etkenin döviz kurundaki hızlı yükseliş

olduğu belirtiliyor

Perpa Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yümlü, döviz kurundaki yükselişle ithal ürünlerin fiyatının önemli oranda artığı-nı ve firmaların ithalat etmek yerine yerli ürünleri tercih ettiğini belirtti. Yümlü, “İt-halat yapılırken sadece o ürünün TL kar-şındaki değeri değil vergisi de artıyor. Bu da ciddi bir ek maliyet anlamına geliyor” dedi. Yümlü, ithalattaki azalmanın daha çok tüketim ürünlerinde olduğunu özellik-le Türkiye’de üretimi olmayan hammad-delerin ithalatında ise önemli bir düşüş yaşanmadığının altını çizdi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Deniz-cilik Meclis Başkanı Erol Yücel, ithalatın azalmasının Türkiye için olumlu bir geliş-

me olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Artan kur karşısında bir panik yaratmak doğru değil. Kur avantajları nedeniyle ithalat patladı, cari açık büyüdü ve yan sanayi perişan oldu. Şimdiki kur artışının gereksiz ithalatı azaltacağını, yan sana-yiyi destekleyeceğini ve ihracatımızın ar-tışı için olumlu olacağını düşünüyorum. Kur biraz daha yükselebilir. Sadece bize mahsus bir olay değil. Bununla da yaşa-mayı öğrenmek zorundayız.”

Tüketim malları antrepolarda bekletiliyor

Döviz kurundaki hızlı yükselişle ithalatçılar yükünü antrepolarda beklemeye almış, antrepolar mallarla dolup taşmıştı. Antre-pocular kısmen azalma olsa da ithalatçı-ların mallarını halen antrepolarda beklet-tiğini ifade etti. Uluslararası Taşımacılık ve Hizmet Üretenleri Derneği Başkanı Turgut Erkeskin, antrepolarda daha çok tüketim mallarının bekletildiğini ifade etti. Ulusal Antrepo yöneticilerinden Osman Gökhan, “Piyasa ilk şoku atlattı. Ama mallar hala bekletiliyor” dedi. Asbir Antrepo Genel Müdürü Erkan Başboğa da antrepolarda dengesizliğin devam ettiğini belirterek, “Önümüzdeki haftalarda piyasa açılmaz-sa asıl sıkıntı o zaman başlayacak” dedi.(denizhaber.com.tr)

İthalat Yükü Azaldı Navlun Yüzde 10 DüştüDöviz kurundaki hızlı yükseliş ithalat taşımalarına da yansıdı. İthalat yükü azaldı, navlun yüzde 10 düştü. Maliyet hesaplarını gidiş dönüş üzerinden yapan lojistikçiler farkı ihracat navlununa yansıtıyor.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Vroon Denizcilik, altı gemilik siparişinin üçün-cüsü olan MV Gelbray Express’i Cosco Gu-angdong Tersanesi’nden teslim aldı.

Cosco Tersaneler Grubu’nun en büyük tersanelerinden olan Cosco Guangdong Tersanesi, gelecek nesil canlı hayvan ta-şıma gemisi olan MV Gelbray Express’i teslim etti. Altı gemilik siparişin üçüncü gemisi olan Gelbray Express 4500 metre-kare canlı barındırma alanına sahip. Gelecek nesil gövdesi sayesinde yakıt tasarrufu sağlayan gemide mürettebatın kon-foru için herşey planlanmış durumda. Siparişin kalan 3 gemi-sinin ilkinin mayıs ayında kalan ikisinin ise 2015’in ilk yarısın-da teslim edilmesi planlanıyor. (denizhaber.com.tr)

Firma sahibi Ceyhuni Gürer, yaptığı açıklamada, "Gelibolu Yıl-dızı" adını verdikleri proje kapsamında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi öğretim üyelerinin danışmanlığında bir tekne ürettiklerini söyle-di. Projenin iki yıl sürdüğünü ve deneme aşamasında başarılı olduklarını dile getiren Gürer, "Balıkçı tekneleri genellikle sac ya da ağaç yapıya sahip. Bakım ve onarım masrafları oldukça yük-sek. Bu tekne, geliştirilmiş fiber yapıya sahip. Uzun süre bakım ve onarım gerektirmeyeceği için hazırladığımız projenin, balıkçı-lığı 50 yıl ileriye taşımasını bekliyoruz" dedi. Balıkçıların, yüksek maliyetli onarımlardan uzak durduğunu vurgulayan Gürer, gerek motor aksamı gerekse yapı donanımı dolayısıyla bu teknenin di-ğerlerinden farklı olduğunu anlattı. Bunun kullanılmasıyla bakım ve onarım maliyetlerinin en aza indirileceğini ifade eden Gürer, şöyle konuştu: "Makine donanımı, geliştirilmiş bir hidrolik sis-temine sahip. Bu hem yakıt tasarrufu sağlıyor hem de yüksek manevra gücü oluşturuyor. Türkiye'de balıkçılıkta standart bir uygulama var; ahşap tekneler kullanılıyor. Fiber malzeme hafif olduğu için çok rağbet görmüyor ancak mühendislik detayla-rıyla teknemizi balıkçılık için uygun bir biçime soktuk. Ağırlığı, kabiliyeti, motor ve makine gücü normal bir tekneden daha iyi. Birkaç küçük işlem ve testin ardından hiçbir sorunu olmayan, Türk balıkçısına ve balıkçılığa katkı sağlayacak teknemiz, sula-rımıza çıkacak."

"Milli Tekne Yapma" Hedefi

ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Su Ürünleri Mü-hendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adnan Ayaz ise pro-jenin, bir "milli tekne" yapma hedefiyle başladığını ve başarıyla ilerlediğini belirtti. Balıkçıların, rüzgarda savrulması ve güç kont-

rol edilebilmesi nedeniyle fiber malzemeden yapılmış teknele-ri pek tercih etmediğini bildiren Ayaz, "Bu tekne, Türkiye'de ilk olan bir özelliğe sahip. Tüm dezavantajların ortadan kaldırıldığı bir sistem oluşturuldu" ifadesini kullandı. Ayaz, geliştirdikleri tekneye, fiber yapıya sahip olmasına rağmen rüzgardan etki-lenmemesi için sağlam bir omurga yerleştirildiği bilgisini ver-di. Hidrolik sistem kullanılmasının, her anlamda balıkçılar için avantaj oluşturacağını kaydeden Ayaz, "Balıkçılarımızın, bakım ve onarım maliyetleri nedeniyle beli bükülmüş halde. Fiber tekne sistemi başka ülkelerde denenmiş ancak Türkiye'de ilk kez de-neniyor. Balıkçılarımız için çok büyük ve önemli bir proje olarak başarı sağlayacağına inanıyorum" diye konuştu.(Vira Haber)

ÇOMÜ'de Tasarruflu Balıkçı Teknesi ÜretildiÇanakkale'de faaliyet gösteren bir firma tarafından geliştirilen "hidrolik motor sistemiyle çalı-şan fiber tekne" ile balıkçılıkta maliyetin azaltılması hedefleniyor.

VROON, Hayvan TaşımaGemisini Teslim Aldı

Page 12: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

22 23

Dünya çapında 1200 aktif ofise sahip olan CEVA Türkiye, uluslararası yaygınlığından al-

dığı güçle Türkiye’de teknolojik ve alt yapı yatırımlarını hızlandırıyor. CEVA Türkiye ve

Balkanlar Genel Müdürü Fuat Adoran, Türkiye’nin önde gelen lojistik şirketlerinden biri

olarak, özellikle uluslararası taşımacılık ve konteyner taşımacılığında yeni teknoloji ve alt

yapı çalışmalarına hız verdiklerini açıkladı. Adoran, konteyner taşımacılığında yeni yatırım

gerçekleştireceklerini belirterek “CEVA olarak dünyada konteyner taşımacılığında, Kuzey

Amerika’dan Asya Pasifik ülkelerine, Avrupa’dan Güney Amerika ve Afrika’ya kadar 200’ü

aşkın limanda hizmet veriyoruz.” dedi.

Konteyner taşımacılığında H.J. Heinz Co. ile dev anlaşma

CEVA Türkiye olarak büyüme hızıyla dünyada ilk 10 arasında yer aldıklarını vurgulayan

Adoran, ”Uluslararası dev anlaşmalarla konteyner taşımacılığındaki iddiamızı ortaya ko-

yuyoruz. Dünyanın önde gelen sağlıklı, keyifli ve makul fiyatlı yiyecek üretici ve pazar-

lamacılarından biri olan H.J. Heinz Co. ile gerçekleştirdiğimiz 5 yıllık anlaşma ile deniz

taşımacılığındaki güçlü büyümemizi sürdürmüş olduk. Bu anlaşma ile ilk defa bu kadar

büyük hacimlere sahip bir şirket tüm konteyner sevkiyatlarını tek bir lojistik tedarikçisine

teslim etmiş oldu. Ayrıca bu anlaşma ile 70 ülkeye 1000 den fazla varış noktasına hizmet

veriyoruz. Türkiye’nin stratejik konumuna karşın konteyner taşımacılığında oldukça ge-

ride kaldığının altını çizen Adoran, “Türkiye, coğrafi konum olarak ana ticari rotalara ya-

kınlığı ile stratejik önem taşıyor. Bu anlamda Türkiye’nin bölgedeki aktarma yükleri çekme

potansiyeli var. Son beş yılda aktarma trafiğindeki artış da bu görüşü desteklemektedir.

Türkiye’nin ana gemilere hizmet verebilecek limanlara ihtiyacı var. Ana limanlarda sadece

fiziki altyapıya değil, aktarma yüklerin en kısa sürede aktarımını sağlayacak gümrük mev-

zuat kolaylıkları ve gümrük alt yapısına da ihtiyaç vardır” diye konuştu.

CEVA, Konteyner Taşımacılığıyla Yükseliyor2013 yılında yaklaşık 800.000 TEU’luk konteyner taşımacılığı gerçekleştiren CEVA, 2014 yılında Türkiye uluslararası konteyner taşımacılığında atağa kalkıyor.

DENİZCİLİK HABERLERİ

Denizaltı Müzesinde

Son Aşamaya Gelindi

İMEAK DTO Antalya Şubesi ta-rafından planı hazırlanan ve Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) ile görüşmeleri yapılan sualtı mü-zesi projesi önümüzdeki günlerde İMEAK DTO Antalya Şube Baş-kanı İnanç Kendiroğlu tarafından BAKA’ya sunulacak.

Meksika’nın Karayip Denizi’nde bu-lunan dünyaca ünlü sualtı müzesi-nin bir benzerini Antalya’da kurmayı hedefleyen İMEAK DTO Antalya Şube Başkanı Kendiroğlu, çalışma-lara hız verdiklerini söyledi. Önü-müzdeki birkaç ay içinde projenin sunulacağını belirten Kendiroğlu, en kısa sürede müzeyi hayata ge-çirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Müzenin kurulacağı yer olarak Side’nin düşünüldüğünü vurgu-layan Kendiroğlu, müzenin hem Antalya’nın hem de bölgenin sualtı turizm potansiyeli için dünya ça-pında tanıtım imkanı sağlayacağını kaydetti. Kendiroğlu, projenin haya-ta geçmesinin ardından Antalya’nın özellikle müzenin kurulduğu bölge-de dalış turizminde çağ atlayacağı-nı sözlerine ekledi.

Proje hakkında BAKA Genel Sek-reteri Tuncay Engin ile görüştüğü-nü belirten Kendiroğlu, “Oldukça olumlu yaklaşıldı. Projenin ayrıntı-larını hazırlıyoruz. En kısa sürede gerekli yerlere başvurularımızı ya-pacağız” dedi.

Turizmin 12 aya yayılması kapsa-mında destek paket için müracaat etmeye hazırlandıklarını anlatan Kendiroğlu, sualtı müzesi projesinin de bu paket içinde yer aldığını dile getirdi. (denizhaber.com.tr)

Page 13: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

24 25

mı ?” demiş. Bu zırvalama ilk yıllar hayli sürdü.

Bu ani bir ziyaret değil; teşriflerinden bir ay önce, Mersin Valiliği ve Belediyesine ziyaret ve süresi bildirilmiş, misafirliğe uygun yer tespiti istenmiş, ilgililer geniş ölçüde araştırma yapmışlar.

O günün ilgililerinden bir dostumdan şöyle din-lemiştim:

‘… Uygun gördüklerimizi teferruatı ile Ankara’ya-bildirmiştik. Mahmudiye Mahallesi’nde Sadık Paşa’nın mülkiyetinde bir ev ile FedonTahinci’ye ait bina süreli bir misafirlik için uygun olabilirdi…

Mahmudiye Mahallesi’ndeki bina çevre emni-yeti yönünden mahsurlu bulunmuş.

Cristmanbinasının uygunluğu kesinleşince, durum bina sahibine iletilmiş, sevinçle karşıla-dıkları gibi mefruşat dahil, binayı her yönden hazırlamışlar. Aşağı kat da dahil olmak üzere binayı tümden boşaltarak mevcut diğer evlerine gitmişler.

Atatürk ve eşi binaya gelip, alt katta ev sahiple-rinin olmadığını görünce, rahatsız ettikleri kanısı ile üzülmüş ve onların evlerine dönmelerini is-temiş. Bunu duyan Fedon’un eşi Madam Ele-nimisafirlerine gelip, kendilerinin başka evleri olduğunu, alt katı kendilerinin bıraktığını ifade ile rahatlık dilemiş.

11 Günlük Misafirlikten Anekdotlar;

Misafirlerimize ayrılan üst kat; bir salon etrafın-da yedi oda. Kuzeye bakan yöndeki iki odadan birisi yatak odası, birisişifre odası, güneye ba-

kan oda çalışma odası ve Latife Hanımın mi-safirlerini kabul odası olarak kullanılırken, salonda yemek dışın-da gece toplantıları da yapılıyormuş...

Misafirlikteki günlerin; huzurlu, hoş ve neşeli geçtiği, o günleri ya-şayanların anlattıkları ile bizim de kulağımıza gelirdi.

Esasen bu doğaldı. Atatürk askerliği yanın-da, bir salon adamıydı. Dansa meraklıydı 44 yaş olgunluk ve gençlik

yaşıydı. Latife Hanım genç kızlığı Avrupa’da ve İzmir’de geçmiş, Dünya görüşü olan, 27. yaşın-da genç bir hanımefendiydi. O yılların Mersini; dünyaya açık, görgülü ve dünya görüşlü on bin-nüfusa ancak varan insanların yaşadığı modern yaşamlı bir kentti. Misafirlerimiz, Mersin’in bu yönleri ağırlıklı bir semtinde ağırlanmaktaydı ...

Latife Hanım kente ve semte alışmış, bu yön-den sık sıkmisafir kabulü oluyormuş...

Bazı geceler danslı davetlerde olurmuş.

Atatürk’leevlilik tarihi 21.1.1923’tür. 22.1.1925 tarihinde evliliklerinin ikinci yılında Mersindedir-ler. Evlilik yıldönümü partisinin de burada yapıl-dığı tahmininde yanılmış olmayız.

Bu arada Atatürk’ün Mersinli hanımlarla dans ettiğinide duymuştum. Bu şanslı hanımları hep merak etmişimdir. Sadece bir ismi; Madam Jüli-yet’itanıyordum, Ailesinden müvekkillerim vardı. Beyrut’ta oturur ara sıra Mersin’e, yakınlarına gelirdi. Bir tesadüfümüzde sordum.

Gençliğinizde Atatürk’le dans ettiniz mi ?

Cevap vermedi, tebessüm etti. Ben doğruluğu için yeterli bulmuştum.

Latife Hanım birkaç da elbise diktirmiş. Diken yabancı kadın terzisi Bedia Hanımmış.

Atatürk’ün Mersindeki günleri de hep dolu geç-miş. Her tabaka halkla yakından temaslarda bulunduğunu, vakitli-vakitsiz sokağa çıkıp şehir içerisinde rahatlıkla gezdiğini, her çeşit esnaf ile

ve kayıkçılarla görüştüğünü, Fikri Mutlu’dan öğ-reniyoruz Şimdiki Karayollarının bulunduğu ve sonradan “Portakal Örnek Bahçesi” olan arazi-de o yıllarda Cuma günleri cirit oyunları tertip edilirmiş. Atatürk 23Ocak Cuma günü burada bir cirit oyunu izlemiş. Bu arada sinemaya da gitmiş ve “ Türk Ocağı” Sineması’nda, Niyazi Ramazanoğlu ile birliktefilm izlemiş.

Ziraat Odasının Daveti

25 Ocak Pazar günü, Mersin’in birçok ileri ge-lenlerinin de katıldığı bir öğle ziyafetine Ata-türk de davetliydi. BurasıMavromati’den Milli Emlak’a geçen Mersinin ilk narenciye bahçele-rinden birisinin de bulunduğu balkonlu güzel bir evdi . Bugün ( İsmail Safa Çiftçi Sitesi’dir.)

Atatürk; elimle ilk defa yiyeceğim diyerek bura-da portakal ve mandalina kopararak yemiştir.

Bu arada Atatürk’e Mersinin istekleride arz edildi.

Mersin Limanı; Atatürk söz verdi ve kanun çıktı Bütçeye tahsisat da konuldu. Şark İsyanı, nede-niyle akim kaldı.

Mersin Lisesi; Maarif Vekiline iletildi ama Ada-nalılar baskın çıktı, Mersin’e değil, Adana’ya kız lisesi yapıldı.

Tekir Çiftliği; Atatürk bir çiftlik istiyordu. Yer bu-lundu, beğenildi, satın alındı. Modern Bir çiftlik oldu.Huzurlu, neşeli geçen 11günlük misafirlik sona erdi ve misafirlerimiz 31 Ocak 1925 Cu-martesi günü Mersin halkının coşkun tezahüratı ile uğurlandı...

Savaş alanında yerdeki Yunan bayrağı için; “Bayrak bir ulusun istiklalininsem-bolüdür, çiğnenmemelidir. Kaldırın” diyen, Yunan Başkumandanı Trikopisesir alındığında; “En mahir olan da yeni-lenebilir, müteessirolmayınız” diye teselli eden ve Çanakkale Savaş’ında ha-yatını kaybeden İngiliz, Avusturalya ve Yeni Zelandaaskerlerinin annelerine; “Çocuk-larınız bu topraklarda can verdik-tensonra, bizim evlatlarımız olmuş-lardır. Bizim bağrımızdadırlar” diyen Atatürk için, “Beni misafir edecek bir Türk evi bulamadınız mı” gibi söylenmeyecek bir sözü ona yakıştıranlar Atatürk’ü hiç ta-nımamışlardı. Yazıklar olsun.

Hatıra Kent Mersin

Ocak/1925 yılında Atatürk ve eşlerinin gerçekleştirdikleri ziyaretin üzerinden 89.yıl geçti. Bugün; ‘Atatürk Evi ’ olarak Mersin Müzesi görevini sürdüren, tarihi binada geçirdikleri 11 günün anıları (Bazı nahoş uydurmalara rağmen ) güzel günler olarak hep anıldı.

Geçmiş Yıllar Mersinimizin Unutulmayanlarından

Atatürk ve Latife Hanımın 89. Yıl Önce 11 Gün Mersin Misafirliği

Misafirliğin tarihi konağı(Palais De Cristman) ve Söylentiler..

Bu ziyaretle birlikte o yıllarda; Misafir edildikleri ev ve ev sahipleri de konu edildi ve sürdürüldü.

Bunu önemseyerek , yazımızda bu hususlara da aşağı-daki ölçüde değindik.

Önce, Konukların misafir edildikleri konağı tanıyalım.

Palais De Crıstman; (Bugün Atatürk Evi ) 1897 yılında Christman adında bir Alman tarafından inşa edilmiştir. Ticari ve sınai faaliyetleri dışında kendisi aynı zamanda Alman Konsolosuydu. Tarsus’ta su ile çalışan bir çırçır fabrikasını, İsviçre uyruklu Tahinci’lerlebirlikte kurmuşlar-dı.

Bu binanın sonradan sahibi olan FedonTahinciile bu bakımdan biryakınlığı vardı, aynı zamanda onunla bacanaktılar. Fedon da kendisi gibi, Mersin’in büyük zenginlerinden ve Rum işadamlarından Konstantin Masvromati’nin damadı bir işadamıydı ...

Bu yapı sonradan FedonTahinci’yegeçmiştir. Gerek sa-mimi dostlukları, gerek sıhri yakınlığı nedeniyle Cristman , onu ‘Evladı Manevisi ‘ yapmıştı. Çocuğu olmadığından binanın mülkiyeti kendisinden sonra FedonTahinci’ye-geçti.

Binanın Mavromati tarafından inşa edilmiş olduğu, Fe-donTahinci’nindamat olması nedeni ile binaya sahip ol-duğu şeklindeki yayınları bu nedenle belirtebiliriz.

Konukları Misafir Edenler Kim ?

Yukarıda belirttiğimiz gibi binanın sahibi Fedon ; 1889 doğumlu, Tarsus fabrikatörlerinden Tahinciai-lesine mensup, İsviçreuyruklu bir kişidir. Konstantin Mavromati’nin kızı Eleni ile evli olup,Ksenefon, (Fonda) Tieodor,Atina,Madlen,Lily,Ofeni isimli çocukları olan eski bir Mersinli İşadamıdır.

Kendisini; emeklilik yıllarında Mersin Tüccar Kulübü Üye-si olarak tanımıştık. Hemen her gün ikindi üzeri kulübe gelir ve Mitat Toroğlu dahil, aynı kadroda birkaç dostu ile oldukça gürültülü bir briç partisi sonunda Kulübe çok

yakın olan evine giderdi. Hoşsohbet, güler yüzlü, efendi bir kişi olan FedonTahinci’nin1963 yılındaki vefatına ka-dar da bu yaşamını sürdürdüğünü ve bir kısım aile fert-lerinin halen Mersin de yaşamakta olduklarını biliyoruz.

Misafirliğe konu olan konak ; vefatından sonra Toros Koleji’ne kiralanmış, satış nedeniyle NebilHayfavi mülki-yetine geçmiş. 1972 yılından sonra Toros Koleji buradan ayrılınca bir süre boş kalmıştır.

Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığını müteakip uzun misafirli-ği nedeniyle Mersin Belediyesi, binanın imar durumunu ‘Atatürk Evi’ şeklinde değiştirmişti . 1980 yılında Kültür Bakanlığı burasınıkkamulaştırınca mülkiyeti Bakanlığa geçmiştir. 1992 yılında binamüze haline getirilmiş ve 12 Ekim 1992 tarihinde resmi açılışı yapılarak ‘Atatürk Evi ve Müzesi ‘ olarak hizmete girmiştir.

Atatürk ve Eşi Latife Hanım Misafirimiz

Atatürk, yaşamı boyunca Mersini 10 kez ziyaret etmiş, bunlardan sadece 1918-1925-1926 ve 1938 yıllarında olan ziyaretler yatılı olmuştur. Tamamı da 16 gündür. Eş-leri ile bu ziyaret ikinci defa olmaktadır.

Ziyaretin Tadını Kaçıran Bir Düzmece

Güya; Atatürk Mersin’e gelip, evi görüp, sahiplerini öğre-nince, “Beni misafir edeceğiniz bir Türk Evi bulamadınız

Page 14: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

26 27

Limanlarımızda Kriz Dönemi Atlatılmış Görünüyor

11 Mayıs 2007 Tarihinde TCDD Genel Müdürlüğü tarafından iş-letilmekte iken 36 yıl için “İşletme Hakkı Devri” yöntemi ile TCDD limanları içerisinde ilk sırada özelleştirilerek 7 yıla yakın bir sü-redir yeni (MIP) işletilen limanımızda 6.5 yıllık özelleştirme süre-

cinde gerek kargo elleçleme değeri gerekse konteyner hareketi değerleri iki kat arttı.

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan elde edilen istatistiklere istinaden ülkemiz limanlarında özellikle finansal kri-zin hissedildiği 2008 ve sonrasına yönelik deniz taşıma bilgileri aşağıya çıkartılmıştır. Türkiye limanlarında 2013’deki yük tonajı önceki yıla oranla % 0,6 azalmıştır.

Halil DELİBAŞMersin Deniz Ticaret OdasıGenel Sekreter Yardımcısı

Mersin Limanı 2013’ü de Rekorlarla Kapadı

Mersin Limanı’nda 2013’deki yük tonajı önceki yıla oranla % 13.6 arttı. Konteyner hareketin-de ise %8.6 artış görüldü.

Ülkemizde 2013 yılında 385 milyon ton civarında yük denizyolu ile taşınmış ve bir önceki yıla istinaden limanlarımızda elleçlenen yük miktarı 2.5 ton kadar azalarak yaklaşık bir önceki yıl ile aynı değerde gerçekleşmiştir.. Yukarıdaki istatistiklerden görüleceği üzere 2008 ve 2009’daki dünyadaki finansal krizin etkisi ile olu-şan olumsuz tablo 2010 yılından itibaren olumluya dönerek yıllık ortalama %8 civarında bir artış yaşanmıştır. Ancak 2013 yılında bir önceki yıla göre 2.5 ton daha az elleçleme ile bir önceki yıla yakın (binde 6 daha az) bir kargo hareketi ile ülkemizin 2023 hedeflerinden sapma olduğu görülmüştür. Ancak aşağıdaki ve-riler incelendiğinde Mersin’deki veriler ülkemize göre oldukça olumlu gerçekleşmiştir.

Mersin Limanı’nda da Kargo Elleçleme Artışı Devam Ediyor

Gerek ülkemiz gerekse Doğu Akdeniz’deki en önemli deniz ve hudut kapısı Mersin Limanı’nda ise,

Odamız istatistik servisi kayıtlarına göre, 2013 yılında ;

• 11 milyon 845 bin 826 ton yükleme,

• 17 milyon 515 bin 011 ton boşaltma olmak üzere toplam 29 milyon 360 bin 836 ton yük elleçlenmiştir. Bu değerler, 2013 yılında bütün limanlarımızda elleçlenen toplam yükün % 8’inin Mersin Limanı’nda elleçlendiğine işaret etmektedir.Mersin Lima-nı ülkemiz bazında da

• Kocaeli/Tütünçiftlik (61.088.671 Ton),

• Botaş-Ceyhan(56.085.928 Ton),,

• Ambarlı (40.797.116 Ton),

• Aliağa (40.014.873 Ton) limanlarının arkasından yıllık elleçle-me açısından beşinci sıradadır.

Page 15: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

28 29

2013 yılında bir önceki yıla göre %8 civarında artışla 23.457.398 ton olarak gerçekleşmiştir.

Mersin Limanı’nda 2004-2013 dönemi konteyner hareketi verilerine bakıldığında, son yıllarda konteyner taşımacılığın-da doğru orantılı olarak önemli artışlar olduğu, ancak bu artışın kriz nedeniyle 2008 ve 2009 yıllarında durağanlaş-tığı; 2013 yılında ise bir önceki yıla göre % 8.6’lık artışla

1.350.515 TEU gerçekleştiği görülecektir. Ülkemiz limanları toplam konteyner elleçlemesinin % 18’i Mersin Limanı’nda gerçekleşmiştir. Yine 2006 yılına göre 2013 yılında elleçle-nen konteyner sayısı (TEU olarak) Mersin Limanı’nda %256 arttığı görülmektedir.

2006-2013 dönemi verilerine bakıldığında;

-Kabotaj taşımalarında 10 yıl önce başla-

yan ÖTV’si indirilmiş yakıt uygulamasına

rağmen 2013 yılında %1 gibi az bir artış

yaşandığı,

-İhracatta 2012 rakamlarına göre, % 18

gibi bir artış olduğu,

-İthalatta 2012’ye oranla %13 gibi önemli

oranda artış olduğu görülecektir.

Transit taşımacılıkta ise, 1999 ve 2002 yıl-

ları arasında ortalama 500.000 ton kapasi-

tede gerçekleşen taşıma değeri 2002 yılı

sonrası oluşan ve 2008 yılı da dâhil devam

eden artış trendini 2009 ve 2010’da devam

ettirememiş ancak 2011 ve 2012 yılında

devam eden artışlar 2013 de %3 gibi artış

oranı olarak gerçekleşmiştir.

MERSİN LİMANI TİCARİ GEMİ TRAFİĞİ (ADET)

2012 yılında 3957 geminin operasyon için uğradığı limanımızda, 2013 yılında 4.135 adet gemi operasyon yapmıştır.

2004-2013 dönemi gemi adedi şu şekildedir:

Konteyner ve kargo verilerinin %9-14 civarında artışına rağmen Mersin Limanına yükleme boşaltma yapmak için uğrayan gemi adedinin %4 artması, gemi tonajları ile bir gemide mevcut yükleme boşaltma tonajlarının arttığı anlamına gelmektedir.

MERSİN LİMANI PETROL VE PETROL ÜRÜNLERİ YÜKLEME-BOŞALTMA TONAJLARI (TON)

Mersin Limanı’nda yüklenen ve boşaltılan yükler incelendiğinde, petrol ürünlerinin, genel değer içinde daima ilk sırada ve 2013 yılı itibarı ile de 5.903.438 ton olarak toplam tonajın % 20 gibi önemli bir kısmını teşkil ettiği görülmektedir.

(* 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren ATAŞ, rafineri fonksiyonunu iptal ederek, sadece depo olarak hizmet vermektedir. 2005 yılına kadar 7 milyon ton civarında olan petrol ve petrol ürünleri tonajı, ATAŞ Rafinerisi’nin kapanmasından sonra Mersin Limanı’nda mevcut yeni SPM tesislerine rağmen azaldığı ve yılda 5-6 milyon ton petrol ve petrol ürünleri elleçlendiği görülmektedir.)

Page 16: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

30 31

Sonuç

Mersin Deniz Ticareti Dergisi’nin Şubat 2013 ve önceki sayıla-rında önce MIP (Mersin Liman İşletmesi)’nin ilk yılı daha sonra krizin Mersin Limanı’na etkileri ve dönemler halinde elleçleme-ler incelenmişti. Krizin etkileri 2009 yılında da belirgin olarak kendini hissettirmiş ama limanımız kriz sonrası olumlu gidişi-ni 2013 yılında bugüne kadar gerçekleşen en yüksek kargo elleçlemesi ve konteyner hareketi sayısı ile gerçekleştirmiştir.

2013 yılının ağırlıklı değerlendirildiği bu yazımızdaki son beş yıl (2008 ve sonrası) verilerine bakıldığında Mersin Limanı’nda konteyner hareketinde %60, kargo miktarında ise %48 gibi çok önemli oranlarda artış olduğu görülecektir.

Daha önce de ilimiz için çok önemli olan Mersin Limanı’nın krizi fırsata çevirmek üzere bu riskli süreci değerlendirmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. Liman İşletmesi, bu süreç-te özellikle bazı hizmet kalemlerinde Mart 2013 de artışlara giderken özellikle yüksek hacimli operasyon yapan ve bu an-lamda taahhütte bulunan hatlara indirimlerle iş hacmini arttır-maya çalışmıştır. Bilindiği üzere 3-4 ve 5 No.lu rıhtımların deniz tarafında yeni rıhtım ve saha yaratmak üzere dolgu çalışmaları için limanımızda Mart 2014 de inşaat başlaması planlanmıştır.

Büyük konteyner ana gemilerini (mother vessels) Mersin’e getirerek aktarma (transshipment) yükü kapasitesi yaratmak, yine özellikle Kuzey İran, Irak, BDT ve diğer Asya-Avrupa yük-lerinin Mersin Limanı kullanılarak transit aktarma sağlamak adına yeni projeler, pazarlama çalışmaları yapılması gerek-mektedir. İstatistiklerde görüleceği üzere transit kargo değer-leri 2013 yılında %3 gibi bir artış göstermiştir. Benzer şekilde kuzey-güney hattında Mersin-Samsun ekseninde karayolu ve demiryolu hattıyla Akdeniz, Karadeniz aktarmasının yapılarak Mersin Limanı’nın transit taşımadan pay alması gerekmekte-dir. Samsun Limanı’nın 2010 yılı içersinde özelleştirilerek Cey-nak Grup tarafından işletilmeye başlanmış olması da Mersin Limanı için önemli bir fırsat olarak ortaya çıkmıştır.

Mersin’de Lojistik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulma çalışmaları kapsamında aralarında Odamızın da yer aldığı Ku-rucu Heyet tarafından Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına 2014 yılı başında Mersin Lojistik İhtisas Organize Sanayi Böl-gesi Kuruluş Raporu sunulmuştur. Bu konu ile ilgili olarak Mer-sin Organize Sanayi Bölgesi Yönetimi ile MİLOSB Müteşeb-bis heyeti arasındaki mutabakat neticesinde Lojistik merkeze tahsis edilecek 1700 dönüm sahanın İl Toprak Kurulu’nca ilgili amaca tahsisi ve 1/100.000 İl Çevre Düzeni Planında işaret-lenmesi tamamlanmıştır. Mersin Limanı’nın da kendisini bu kapsamda geliştirmesi ve yakın gelecekte ilimizin bir aktarma lojistik üssü olacağından hareketle yeni kapasiteyi karşılaya-cak, her türlü ihtiyaca cevap verecek proje çalışmalarına ve uygulamasına girmesi gerekmektedir.

TCDD tarafından işletilen limanlardan özelleştirme kapsamın-daki 6 limandan sadece İzmir ve Derince limanlarının özel-leştirmesi tamamlanamamıştır. Ayrıca 2010 yılında ihalesi ta-

mamlanan ve 36 yıl işletme hakkını 372 milyon dolar bedelle kazanan Limak Gurubu tarafından teslim alınan ve yatırımlarını tamamlayarak faaliyete başlayan İskenderun Limanı’da Mer-sin Limanı için önemli bir rekabet yaratmış olup, limanımızın bu hususta tarife, teşvik, verim ve yeni yatırımlar vb. tedbirleri alması ve uygulaması gerekmektedir.

Yakın yol deniz taşımacılığı(SSS), Marco Polo, Deniz Otoyolları(Meda MOS), Traseca, TEN-T gibi Avrupa Birliği ulaştırma projelerinde ve benzer ulusal projelerde Mersin’in yer almasını sağlayacak çalışmalara yoğunlaşarak limanımıza ve liman kullanıcılarına yeni kapasiteler yaratmak zorunda-yız. Zira 2 yıl içinde uluslararası lojistik üs olması hedeflenen Mersin’in en önemli kaynağı yine Mersin Limanı olacaktır.

Otomotiv İhtisas Gümrüğü Uygulaması’nın Mersin Gümrük Müdürlüğü’nden de yapılmasına yönelik, MIP ve Mersin Güm-rük Müdürlüğü tarafından 2 yıldır devam eden çalışmaların so-nucu olarak ‘Gümrük Genel Tebliği’ 18 Mart 2011 tarihli Resmi Gazete’nin 27878 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. Söz ko-nusu Tebliğ gereğince, daha önce Türkiye’nin sadece batı-sında (İstanbul Gebze ve İzmir) gerçekleştirilebilen otomotiv ithalatının bundan böyle Mersin’den de yapıldığını biliyoruz. Yine son dönemde Konteyner IMDG Etiket kontrolü için B kapı girişine platform yapılmış ve sistem uygulanmaya baş-lanmıştır.

RoRo ile ihraç yük taşıyan araçlar için vergisiz(ÖTV’siz KDV’siz) akaryakıt uygulaması 22 Temmuz 2011 tarihinde başlamıştır.

Son dönemde önem arz etmek üzere limanımızda, B kapıya konulan ek kantar nedeniyle TIR kuyrukları azalmıştır.

3 Adet yeni reach stacker hizmete girmiştir.

Teknik atölye yeni yerinde hizmete alınacak tarzda revize edil-mektedir.

MIP, Mersin Turizm Platformu ve turizm acenteleri ile işbirli-ği içerisinde kruvaziyer turizminin gelişmesi için yeni proje-ler üzerinde çalışmaktadır. Mersin’de başlayacak kruvaziyer turizmi kente ayrı bir değer katacaktır. Kruvaziyer turizmi ile ülkeye döviz girdisi artacak, yeni iş imkanları doğacaktır. 2013 yılında kruvaziyer gemi trafiğimiz artmış ve MIP Akdeniz Kur-vaziyer Limanlar Birliğine üye olmuştur.

Özellikle konteyner operasyonlarının hızlı ve düzenli yapılma-sını temin etmek maksadı ile gemi programları ile yükleme boşaltma kapsamında Cut-off ve berthing window uygula-maları başlatılmıştır.

Özetle Mersin, lojistik konulara endeksli ve hizmet sektörü ağırlıklı bir il durumdadır ve bu sektörün odak noktası Mersin limanıdır. Aynı geminin tayfaları olarak, koordineli, düzgün ve birbirimize destek sağlayacak şekilde çalışmamız, gemimizin daha verimli hızlı ve düzgün rotada gitmesini sağlayacaktır.

Mersin Limanı’nda Elleçlenen Kargo Çeşitleri

Mersin Limanı’nda 2013 yılında elleçlenen kargo grupları ile ilgili özet tablo aşağıda görülecek olup, limanımızda kargo bazında yüklemenin ilk 5 sırada ağırlığı sırasıyla maden, ge-nel yük, gıda maddeleri, çimento ve petrol ürünleri; boşaltma-

nın ağırlığını ise sırasıyla petrol ürünleri, genel yük, kimyasal madde, gıda maddeleri ve hububat ürünleri oluşturmaktadır.

Limanımızda kabotaj (dahili) taşıma anlamında ise petrol ürünleri, gübre,genel yük(kum) ve çimento dışında önemli bir kargo hareketi olmadığı görülmektedir.

Page 17: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

32 33

oluşturmaktadır.

İnsan nüfusundaki artış, beraberinde bes-lenme ve barınma problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Barınma prob-lemi, konut yapımı ile çözülmüş ancak bu çözüm beraberinde yeni problemlerin or-taya çıkmasına neden olmuştur. Bunlardan birincisi konut alanı olarak tarım arazilerinin seçimi, beslenme için gereksinim duyulan ürünlerin yetiştirildiği alanların daralmasına neden olmuş ancak bu sorunda kimyasal tarım uygulamaları ile birim alandan mak-simum verim ilkesi ile giderilmiştir. Her çö-züm beraberinde problemleri de getirmiştir. Beslenme probleminin çözümünde kullanı-lan kimyasal tarım, toprak, akarsu ve deniz gibi doğal ortamların kirlenmesine buralar-da yaşayan canlıların yaşamını tehdit eden boyutlara ulamasına neden olmuştur.

Üreme ve göç olayları sonucu belli bir böl-gede insan nüfusundaki hızlı artış,“yazlık” kavramı ile birlikte özellikle kıyısal bölgeler-de belirli dönemlerde daha da belirgin ol-maktadır. Belirtilen nedenlerle artan konut yapımı, tarım arazilerinin tahrip olmasının

yanında plansız bir şekilde olması çarpık kentleşmeye, görüntü kirliliğine, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği sonucu evsel atık-lar nedeniyle kıyı şeridinde doğal ortamla-rın bozulmasına neden olmaktadır.

Mersin ili, ülkemizde narenciye ve sebze-nin önemli bir kısmının üretildiği şehirleri-mizden biridir. Ancak bu üretim, özellikle son 20 yılda yüksek düzeyde göç alımı sonucu hızlı nüfus artışı ve tarım alanları-nın yerleşime açılması nedeniyle küçük ölçekli alanlardan kimyasal tarım uygula-maları ile yapılmaktadır. Bu uygulamalar-da verimi arttırmak amacıyla fosfat, nitrat gibi kimyasal gübrelerin, zararlılara karşı çeşitli pestisidlerin yaygın bir şekilde kul-lanımı, sulama suları ve drenajlar aracılığı ile bu kimyasalların denizel ortama katılımı-nı arttırmıştır. Fosfat ve nitrat gibi besleyici tuzların sucul ortamlara katılımı, özellikle kıyısal kesimlerde yosunların aşırı miktarda gelişimine neden olurken, bunların dipte kalan kısımlarının mikroorganizmalar ta-rafından ayrıştırılması, dip kısmın oksijen yönünden fakirleşmesine, çürük yumurta kokusuna benzer bir kokunun ortama ya-

yılmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla bu tip katılımların fazla olduğu bölgelerde belirtilen nedenlerle oksijenin azalması, o bölgede balık gibi denizel organizmaların bulunmamasına neden olurken, kötü ko-kuların yayılması sonucu çevre kirliliğine neden olmaktadır. Merisin için bu durum, sahil şeridinin açık deniz olması nedeniyle şimdilik söz konusu değildir. Mevcut akın-tılar, bu olumsuz şartların devamına engel olmaktadır.

Tarımda kullanılan pestisidlerin, denizel ortama katılımı, çeşitli sucul organizmala-rın doku ve organlarında birikime, bunların besin olarak tüketilmesi de toksik mad-delerin insana kadar taşınmasına neden olmaktadır. Ancak bu etkiler çok uzun sü-reçte ortaya çıktığından, bölgede yapılan çalışmalarda belirtilen maddelerin insan sağlığını tehdit edecek boyutlarda olmadı-ğı saptanmıştır.

Mersin-Silifke sahil şeridinde yazlık türü ko-nutların yaygın bir şekilde yapımı, özellikle yaz mevsiminde bölge nüfusunun iki katına çıkmasına neden olmaktadır. Bu konutlar-

İlkel insan, sulu ve yumuşak besinlerle beslendiği için bu dönemde insanın çevre üzerine etkisi önemsiz düzeyde olmuştur. İnsanın alet yapmayı ve ateş yakmayı öğ-renmesi ile çevre üzerindeki baskısı artmış, çıkardığı yangınlarla orman ve savan or-tamlarının tahrip olmasına neden olmuştur.

İnsan nüfusundaki artış ve belirli bölgeler-de yogunlaşmaya başlaması çevre kirliliği-nine neden olmuştur. Ancak bu kirlenme, evsel atıkların sulara karışması sonucu su-yun mikrobiyolojik olarak kirlenmesi ve ilkel metodlarla yapılan metal işleri atıklarından kaynaklanan kirlenme olup sınırlı düzeyde

kalmıştır. Ancak 18. yüzyıldan sonra en-düstri devrimi ile birlikte insanın çevre üze-rine baskısı artmış ve kirlilik önemli boyut-lara ulaşmıştır. Kirliliğe neden olan faktörler enerji üretimi, kimyasal endüstri ve modern tarım olarak gruplandırılsa da bunlara ek olarak temelini insan nüfusundaki artış

Mersin Sahil Şeridindeki Çarpık Kentleşmenin Denizel Ekosistem Üzerine Etkileri

Prof. Dr. Bedii CİCİKME.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Bölüm Başkanı

Page 18: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

34 35

da avrupa standartlarında özellikle biyolo-jik arıtım tesisleri bulunmamaktadır. Dola-yısıyla organik madde bakımından zengin kanalizasyon atıkları mekanik olarak par-çalandıktan sonra denize verilmektedir. Biyolojik olarak parçalanmayan bu organik atıklar, tarımsal gübreler konusunda da be-lirtildiği gibi denizel ortamda aşırı miktarda yosun üretimine ve balıkçılık bakımından suyun oksijen içeriğinin azalması sonucu verimin düşmesine neden olmaktadır.

Evsel atıksuların herhangi bir arıtma işlemi uygulanmadan çevre sularına katılımı, içer-dikleri organik maddelerin mikroorganiz-malarca parçalanması sonucu dogal ortam koşullarının bozulmasına neden olurken, içerdikleri patojen mikroorganizmalar ne-deniyle insan sağlığı açısından da önemli tehlikeler oluşturur. Mersin sahil şeridinde yapılan bir araştırmada farklı istasyonlar-dan (Karaduvar, Mersin Balıkçı Barınağı, Çeşmeli ve Taşucu) alınan su örneklerin-den izole edilen bakterilerde antibiyotiklere karşı doğal dirençlilik frekansı incelenmiş, Karaduvar ve Mersin Balıkçı Barınağından alınan örneklerden izole edilen bakteriler-de antibiyotiklere karşı doğal dirençliliğin Çeşmeli ve Taşucu’na göre yüksek düzey-de olduğu saptanmıştır. Bununda belirtilen istasyonlarda nüfus yoğunluğunun yüksek

düzeyde olmasından, yogun ve bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanımı sonucu an-tibiyotiklere karşı dirençli bakterilerin kana-lizasyon suları ile denizel ortama katılmala-rından kaynaklandığı belirlenmiştir.

Kıyı şeridindeki yoğun yapılaşma, evsel atıklar nedeniyle kirliliğin yanı sıra bazı nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan endemik türlerin çoğalma alanlarının tahribine neden olmaktadır. Örneğin nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Ca-retta caretta türünün üreme sahası Mersin sahil şeridi de içinde olmak üzere ülkemi-zin doğu akdeniz kıyılarını kapsamaktadır. Bu türün en önemli özelliklerinden biri yu-murtadan çıkan yavrularının yönlerini ay ışı-ğına göre bulmalarıdır. Kıyı şeridine yapılan konutlardan geceleri ortama yayılan ışık, yumurtadan çıkan yavruların deniz yerine karaya yönelmelerine neden olurken tek-rar denize dönemediklerinden ölümlerine neden olmaktadır. Kıyı şeridindeki yapılaş-manın deniz kaplumbağaları üzerine bu etkisinin yanı sıra, yapılaşma alanlarının yumurtlama sahalarına yapılması türün de-vamını tehlikeye sokan en önemli faktörler-den biridir.

Kıyı şeridindeki çarpık yapılaşmanın diğer bir etkisi de konut inşa alanlarındaki bitki

örtüsünün tahrip edilmesidir. Bitki örtüsü, bölgedeki yağış rejiminin düzenli olmasını sağlayan başlıca faktördür. Yapılaşma sa-hasındaki bitki örtüsünün ortadan kaldırıl-ması, yağış rejiminin bozulmasına, bu da toprak erozyonu ve sel gibi afetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Silifke Göksu Deltası, kuşların göç yolları üzerinde bulunan dünyadaki sayılı sulak alanlardan biridir. Ancak sahil şeridindeki çarpık yapılaşma, göç yolu üzerindeki bu alanın terk edilmesine neden olmuştur. Bölgede yapılaşma o kadar hızlı ki güne-ye göç sırasında sulak alana dinlenmek için inen kuşlar göçlerini tamamlayıp dö-nerlerken, aynı bölgede beton yığınları ile karşılaştıklarından göç yollarını değiştirmek zorunda kalmaktadırlar. Bu durum da böl-genin ekolojik yönden önemini azaltmakta, doğa turizmini olumsuz yönde etkilemek-tedir.

Sonuç olarak içinde yaşadığımız ortam, ancak çevremizdeki canlılarla uyum içe-risinde olduğumuz zaman sürdürülebilir olmaktadır. Kendi çıkarlarımız doğrultusun-da (barınma ve beslenme) doğal yaşam ortamlarına müdahale, bir süre sonra söz konusu ortamın insan içinde yaşanamaz bir hal almasına neden olur.

Page 19: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

36 37

DENİZ FENERİ

Kendinin ne olduğunu bilen in-

san, bazı kendini bilmezlerin,

onun hakkında söylediklerinden

etkilenmez.

İbn-i Sina

Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için, başkasının yerini kapmak-tansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.

Charlie Chaplin

Yaşam; yaşanacak bir gizemdir, çözüle-

cek bir problem değil..."

David WhyteKaç yaşında olduğunu bilmeseydin kaç

yaşında olurdun?

Satchel Paige

Çocukları duymayınız, görünüz.İngiliz Atasözü

Mükemmelliği arayarak tekrar eden kimse,

yaptığı her işten zevk almakta ve onda gizli

kalan kendini aşmanın ufak bir parçasını

bulmaktadır.

Delia Steinberg

İnsanlar yalan söylemek zorunda kaldık-ları kimselerden nefret ederler Victor Hugo

Delilikten muzdarip değilim her anın ta-

dını çıkarıyorum.

Edgar Allan Poe

Nezaket öyle bir dildir ki, duyma engelli duyabilir, görme engelli görebilir.

Mark Twain

Yavaş yavaş ölürler!Alışkanlıklarına esir olanlar, her gün aynı yolları yürüyenler,Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirme-yenler,Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenlerVeya bir yabancı ile konuşmayanlar.Pablo Neruda

Page 20: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

38 39

Av. Gültekin ERŞAN

Konşimento ve Lahey Kuralları

Bilindiği üzere 6102 sayılı yeni Türk Tica-ret Kanununun 1228 ve 1242 maddeleri arasında düzenlenen konşimento, bir taşıma sözleşmesinin yapıldığını ispat-layan, eşyanın taşıyan tarafından teslim

alındığını veya gemiye yüklendiğini gös-teren ve taşınan eşyayı, ancak onun ib-razı karşılığında teslimle yükümlü olduğu senettir.

Yükletenin izniyle, taşınmak üzere teslim alınan fakat henüz gemiye yükletilmemiş olan eşya için “tesellüm konşimentosu” düzenlenebilir. Eşya gemiye alınır alınmaz

taşıyan, onun teslim alındığı sırada ve-rilmiş olan geçici makbuz veya tesellüm konşimentosunun geri verilmesi karşılı-ğında yükletenin istediği kadar nüshada “Yükleme konşimentosu” düzenlemekle yükümlüdür.

Tesellüm konşimentosuna eşyanın ne zaman ve hangi gemiye yüklenmiş oldu-ğuna dair şerh verildiği takdirde bu kon-şimento “yükleme konşimentosu” hük-mündedir.

Konşimento, nama, emre ve hamile yazılı olarak düzenlenebilir. Aksi kararlaştırıl-madıkça yükletenin istemi üzerine konşi-mento gönderilenin emrine veya sadece emre olarak düzenlenebilir.

Uluslararası taşımalarda konşimento ko-nusunda 1924’de Lahey’de Milletlerarası bir sözleşme akdedilmiştir. “Konşimento-ya müteallik bazı kaidelerin Tevhidi Hak-kında Milletlerarası Sözleşme” ile konu hakkında tevhid sağlanmıştır.

Türkiye 14.02.1955 tarihli ve 6469 sayılı kanunla katılmış bulunmaktadır. Ancak kanun 04.01.1956’da yürürlüğe girmiştir.

Lahey kurallarına göre; nakliyeci, sefer-den evvel bu seferin başlangıcında:

Deniz Hukukunda Konşimento ve Konşimentoya Müteallik Bazı Kaidelerin Tevhidi Hakkındaki

Milletlerarası Sözleşme:

- Gemiyi seyrüsefere müsait bir hale ge-tirmeye;

- Gemiyi lazım geldiği şekilde donatmak, teçhiz etmek ve kumanya tedarik etmeye;

- Geminin ambarlarını ve soğuk hava ter-tibatlı mahallerini ve malların tesellüm, nakil ve muhafaza edilmek üzere yerleş-tirilmiş olduğu bütün diğer kısımları elve-rişli ve iyi vaziyete getirmek için makul bir gayret göstermeye mecburdur.

Geminin seyrüsefere elverişsizliği yü-zünden vukua gelecek kayıp ve hasarlar, nakliyecinin gemiyi sefere elverişli bir hale koymak hususunda gereken dikkat ve iti-nayı göstermemesi yeya gemiye gerekli donatım, teçhizat ve kumanyayı temin et-memesi, seyrüsefere ehliyetsizlik yüzün-den vukua gelecek her kayıp ve hasarda, gerekli dikkatin ve ihtimamın gösterilmiş olduğunu, nakliyeci ile diğer şahıslar is-pat ile mükelleftir.

Aşağıdaki hallerden nakliyeci ve gemi

mesul değildir.

a) Seyrüsefer esnasında veya geminin idaresinde, kaptan, gemici, kılavuz veya nakliyeci memurlarının hareketleri, ihmal ve hatalarından;

b) Nakliyecinin hata veya ihmali yüzün-den ileri gelmemiş olmakla üzere bir yan-gından;

c) Denizde veya seyrüsefere elverişli di-ğer sulardaki muhatara, tehlike veya ka-zalardan;

d) Arzi ve semavi afetlerden (Aede de Dieu)

e) Harb dolayısıyla vukua gelen haller-den;

f) Amme düşmanlarının hareketlerinden;

g) Prens, yetkili makam veya halk tarafın-dan yapılacak tevkif veya cebir, veya adli makamlarca yapılacak el koyma hareket-lerinden,

h) Karantina tahdidatından,

i) Yükleticinin veya mal sahibi ile acente-sinin veya mümessilinin hareket veya ih-mallerinden;

j) Her ne sebeple olursa olsun, işlerin grev, lokavt veya tasfiyeler sebebiyle kıs-men veya tamamen tatil edilmesinden;

k) Karışıklık veya isyan hareketlerinden;

l) Denizde can veya mal kurtarılması veya buna teşebbüsten;

m) Hacim ve ağırlığın fire vermesinden veya gizli bir özürden, malın kendisine has bir mahiyet ve özründen vukua gele-cek kayıp veya hasardan;

n) Ambalaj kifayetsizliğinden;

o) Markaların kifayetsizliği veya fenalığın-dan;

p) Makul bir dikkat ve itinaya rağmen göz-den kaçan gizli özürlerden;

Page 21: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

40 41

r) Nakliyecinin, nakliyeci acente ve me-murlarının ihmal veya teseyyüplerinden ileri gelmeyen diğer sebeplerden; ancak bu gibi hallerde; mesuliyetsizliği ispat etmek bu istisnadan faydalanan şahsa düşecektir. Bu şahıs kayıp veya hasarın meydana gelmesinde kendisi, nakliyeci veya nakliyeci acentesi veyahut memur-larının, hiçbir rolü olmadığını ispatla mü-kelleftir.

Nakliyeci, kaptan veya nakliyeci acentesi-nin gemiye yükletilmesine razı olmayacak-ları parlayıcı infilak edici veya sair tehlikeli vasıf ve mahiyete oldukları anlaşılan mallar nakliyeci tarafından mevriderinden evvel her an ve herhangi bir yerde gemiden çı-karılabilir, tahrip edilir ve zararsız bir hale sokulabilir ve bundan dolayı nakliyeci hiç-bir tazminat ile mükellef tutulamaz. Bu mal-ların gemiye yükletilmesi ile bilvâsıta veya

bilâvasıta vukua gelecek her türlü hasar ve masraflardan yükletici mesuldür. Bu mallar nakliyecinin malumatı ve rızasıyla yükle-tilmiş olursa, bunlardan birinin gemi veya hamule için bir tehlike teşkil etmesi halin-de, nakliyeci bu malı aynı şekilde gemiden çıkarabilir, tahrip edebilir veya zararsız bir hale getirebilir, eğer mevcut ise, müşterek avaryadan başka bu yüzden nakliyeciye hiçbir mükellefiyet terettüp etmez.

Lahey kuralları gemi sahiplerinin mesuli-yetlerinin tahdidine mütedair işbu kuralları nakliyecinin hak ve mükellefiyetlerini de-ğiştiremez ve Lahey kurallarındaki sözleşme hükümleri Akit Devletlerden biri tarafından tanzim edilen her konşimentoya tatbik olunur.

Lahey sözleşmesinin hiçbir hükmü navlun sözleşmelerine tatbik olunamaz. Fakat bir geminin navlun sözleşmesine bağlı bulun-ması halinde konşimento tanzim edilecek olursa işbu sözleşme hükümlerine tabi olurlar.

Lahey sözleşmesinin hiçbir hükmü malların deniz yoluyla nakli için gemiye yükletilme-sinden önce veya boşaltılmasından sonra vukua gelen zarar ve ziyandan aynı zaman-da bunların muhafaza, bakım ve idaresin-den dolayı gemi veya nakliyeciye terettüp edecek mükellefiyet veya mesuliyetlere dair nakliyeci veya yükleyici tarafından sözleş-meye şart, hüküm, kaydı ihtiyati veya mu-afiyet gibi kayıtlar konmasına engel teşkil etmez.

SONUÇ

Deniz yolu ile taşımalarda konşimentoya konulan ademi mesuliyet kayıtlarının kötüye kullanılmasını önlemek amacıyla “Interna-tional Law Association” yaptığı çalışmalar müspet neticeye ulaşamadığından yine kuruluşun “Comite Maritime International’ın iştiraki ile tip konşimento tavsiye edildi. La-hey kaideleri ile tarafların menfaatleri bağ-daştırılmaya çalışılmış ise de müsbet bir netice alınamamıştır. Uluslar arası sahada konşimento hukuku açısından birlik yarat-mak amacıyla 1921’de Lahey’de düzenle-nen kurallar başlangıçta isteğe bağlı iken sonradan 1924’de Brüksel Konvansiyonu çerçevesine alınarak antlaşma durumuna götürülmüştür.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 22: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

42 43

Meryem BoğaMDTO Proje Finans Uzmanı

Uluslararası deniz ticaretinde alım-satım, taşıma-transfer, depolama-sigorta ve buna benzer birçok iş ve hizmet için taraflar ara-sında sözleşmeler imzalanmaktadır. Bu sözleşmeler ne kadar detaylandırılsa da taraf olanlar arasında uyuşmazlık çıkması sık karşılaşılan bir durumdur. Uyuşmazlık-ların birçok sebebi olabilir. Sözleşmede net olarak ifade edilmeyen ya da belirlenmeyen durumlar yüzünden, gümrük işlemlerinden, kur farklarından, dokümantasyon eksiklik-lerinden, tercüme hatalarından ya da taraf-ların kontrolleri dışında gelişen durumlarda sorumluluk ve riskleri kimlerin alacağı konu-sunda bir ayrım yapılmamışsa uyuşmazlık olması olasıdır.

Anlaşmazlık durumlarında çözüm yolu ola-rak mahkeme ya da uluslararası tahkim yolu göstermek de çözümler arasında sa-yılabilecek bir tutumdur. Tarafların üzerinde uzlaştıkları tahkim kuruluna danışarak çö-züme ulaşmak işleri hızlandırabilir. Sözleş-mede doğacak sorunların mahkeme yolu ile çözümlenmesi için yine sözleşmede hangi ülkenin hukuk kurallarının uygulana-cağına da karar verilir.

Davaların uzun sürmesi ve masraflı olması nedeni ile Alternative Dispute Resolution (ADR)1 olarak adlandırılan uyuşmazlık çö-züm yolu bulunmuştur. Bu yöntemle anlaş-mazlıklar hızlı bir şekilde daha az masraflı ve gizliliği korunarak çözüme ulaşabilir. Taraflar bu süreç başladığında sonuç üze-rinde daha fazla kontrole sahiptirler ve es-neklik gösterme olasılıkları daha yüksektir. Uzun süren ve yıpratıcı olan yargılama sü-reci yerine bu şekilde bir çözüm yolu taraf-lar için daha kolay olabilmektedir.

Bu çözüm yolu yanı sıra müzakere, arabu-luculuk, tahkim, hakem ya da bilirkişilik gibi

çözüm yolları da denenebilir.

Arabuluculuk

Uyuşmazlığa düşen tarafları temsil eden kişiler tarafsız olan bir başka kişi ile bir araya gelerek sorunun çözümü için görü-şürler. Arabulucular bağlayıcı bir karar ver-memelerine rağmen tarafların uzlaşmasına yardımcı olmak için çabalarlar. Taraflar bu yöntemle çözüme ulaşmak istiyorlarsa her ikisinin de üzerinde anlaştığı bir kişi olması gerekmektedir ve uzlaşmaya varılması ge-reken konularla ilgili izlenecek usulü taraflar açıklamalıdır. Arabulucu olan kişi taraflara eşit mesafede olmalı ve her iki taraftan da anlaşmazlığı oluşturan konu konularla ilgili bilgi almalıdır. Arabulucu taraflara çözüm seçenekleri sunabilecek kadar tecrübeli ol-malı ve sorunu çözebilecek anlaşma taslağı hazırlanması konusunda bilgi sahibi olmalı-

dır. Zaman zaman noterler ya da avukatlar arabuluculuk yaparlar ve müzakerelerde taraflar için gizliliğin korunması esastır. Ara-buluculuk önemli bir müessesedir ve hukuk kurallarını bilen kişilerce uygulanması taraf-lara avantaj sağlayacaktır.

Arbitrasyon (Tahkim)

Arbitrasyon, tarafların aralarında çıkabile-cek hukuki ihtilafların çözümünü yargıya taşımak yerine, kendi tercihleri ile bir veya birkaç hakeme bırakarak çözme yöntemine denir. Arbitrasyonda anlaşmazlığa düşen taraflar çözümü hakem olarak atanan ki-şilere bırakırlar. Bir uyuşmazlık çözüm me-kanizması olan arbitrasyonda duruşmanın nasıl yürütüleceği ile ilgili detaylı hükümler yer almaz ve şahitlerin nasıl dinleneceği hakkında belirli kurallar yoktur. Her uyuş-mazlık durumunda, duruma uygun özel

Uluslararası Deniz Ticaretinde Anlaşmazlıklarda Çözüm Yolları

yargılama usulü tarafların ve hakemlerin hukuk kültürüne uyarlanabilmesine imkân verir. Hakemler resmi bir sıfata sahip ol-mamalarında rağmen taraflar çözümü ha-kemlerin kararına bırakabilir ve sonuçlarını kabul etmek durumunda kalırlar. Hakemler uyuşmazlığı hakkaniyete göre çözme yet-kisine sahiptirler ve bunu yaparken güncel koşullara uygun olarak olayları değerlen-direbilirler. Arbitrasyon bir çeşit hakemler mahkemesi olarak adlandırılır.

Tarafların anlaşmaları ile başvurabilecekleri arbitrasyon “ihtiyari tahkim” olarak adlandı-rılır. ICC (Milletlerarası Ticaret Odası) arbit-rasyon kuralları ile ilgili bazı düzenlemeler getirmiştir. Günümüzde uluslararası tica-retin gelişerek önemli boyutlara ulaşması nedeni ile anlaşmazlıklar daha sık yaşan-maktadır. Tüm anlaşmazlıklarım mahkeme yoluyla çözülmesi hem masraflı hem de uzun zaman aldığı için uyuşmazlık duru-munda taraflar alternatif yollara yönelmeyi seçmektedirler.

Arbitrasyon taraflara, kısa sürede çözüme ulaşma, düşük maliyet, gizliliğin korunması, karar alınırken güncel durumların göz önü-ne alınması gibi avantajlar sağlar.

Ad Hoc Tahkim

Bu tür bir arbitrasyon durumunda, taraflar aralarında anlaşarak hakemlerin seçimine, esasa ve usule kendileri karar verebilirler. “Ad Hoc Tahkim” duruma uygun ya da amaca özel tahkim olarak adlandırılabi-lir. Bu durumda taraflar kendi ihtiyaçlarına göre sadece o uyuşmazlık için uygulana-

cak tahkim usulünü belirleyebilirler. UNCIT-RAL (Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu) ve ICC’nin (Milletlerarası Tica-ret Odası) arbitrasyon kuralları vardır ve bu kurumların yol gösterici kuralları en çok ter-cih edilen “ad hoc” kurallardır.

Kurumsal Tahkim

Kurumsal tahkim durumunda da yine UNCITRAL’in “Tahkim Kuralları” ve ICC’nin “Uzlaştırma ve Tahkim Hükümleri” ticari anlaşmazlıkların çözümü için oluşturulmuş yol haritalarıdır. Taraflar sözleşmelerine an-laşmazlık durumunda çözüm için bu kural-lardan herhangi birine atıfta bulunabilirler. Ancak sadece atıfta bulunmaları yetmez. Tahkim ile çözüme ulaşılmaya çalışıldığın-da, atıfta bulunulan kurumların kuralları yine aynı kurumdakilerin fiilen denetimi ile yürü-tülmesi zorunludur. Bu kurumlar, kendileri-ne başvurulması durumunda tahkimi idare etmek ve kararların kendi otoriteleri altında verilmesini sağlamak durumundadır ancak hakem atamak gibi bir zorunlulukları yoktur.

ICC Tahkim Kuralları2

Milletlerarası Tahkim Divanı 1923 yılından beri hizmet veren bir kurumdur. ICC ulus-lararası ticarette karşılaşılan anlaşmazlıkları tahkim kurallarını belirleyerek çözmeye ça-lışmaktadır.

Tahkimde görev alan hakem heyetlerinin çalışmalarını her iki ya da üç ayda bir topla-nan ICC Milletlerarası Tahkim Divanı kontrol etmektedir. Ticari sözleşmelerde anlaşmaz-lık durumunda tahkim divanına başvurmak

için tarafların sözleşmelerinde bu konuyu belirtmeleri gerekmektedir.

Tahkimde süre ve masrafların kontrolü için ICC bazı teknikler geliştirmiştir. Bu teknikler hakemlere, taraflara ve tarafların vekillerine yardım amacıyla düzenlenmiştir. Tahkim kurallarının 15. maddesine göre “bir tahkim öncelikle ICC kurallarına, kurallarda hüküm yoksa taraflarca konulan, onlarında eksik bırakması halinde, hakem kurulunca ko-nulabilecek olan kurallara tebaen yönetilir. Diğer birçok tahkim düzenlemeleri benzer çözümler içerir. Netice itibariyle, tahkimler tarafların, onların avukatlarının ve hakem-lerin geldikleri çevrelere bağlı olarak farklı yargılama gelenekleri kullanılarak yürütüle-bilir.”3

ICC tarafından hazırlanan tahkim kuralları çok ayrıntılıdır. Bu nedenle burada hepsine yer veremeyeceğiz ancak tahkim ile ilgili tekniklerin iki temel prensibe dayandığını söylemekte fayda vardır. Birincisi, “müm-kün olduğu ölçüde, taraflar ve kurul yargı-lamanın başında, kendi davalarına uygun, özel bir usulü tespit etmek üzere bilinçli ve üzerinde tartışılmış bir tercih yapmalıdır. İkincisi, hakem kurulu davanın başından itibaren yargılama usulünü yönetmek için bilfiil taraflarla birlikte çalışmalıdır.”4

ICC tahkim kuralları, hakemlerin seçimi ve tayini, yargılama usulün ve usulle ilgili za-man çizelgesi, giderlerin paylaşılması, ya-zılı deliller ve ibrazı, şahitlerin dinlenmesi ve beyanları, bilirkişi incelemeleri, raporların sayısı ve ne şekilde düzenleneceği, duruş-malar, müzakere ve kararlarla ilgili düzenle-meleri yapar. Bu konularla ilgili daha detaylı bilgiye ulaşmak için yukarıda verilen linkleri incelemenizi öneririz.

UNCITRAL Tahkim Kuralları

Birleşmiş Milletler Uluslararası Ticaret Hu-kuku Komisyonu (UNCITRAL) 1976 yılında tahkim kurallarını düzenlemiştir. UNCITRAL tahkim kuralları düzenlenirken birçok ül-kedeki tahkim konvansiyonları incelenmiş ve geniş kapsamlı tahkim kuralları bütünü oluşturulmuştur. Buna göre tahkimin idare-si mecburi bir durum değildir ancak tahkim kurumu anlaşmazlıkları çözmek için görev-lendirilebilir.

ICC’sideki uygulamaya benzer bir şekilde UNCITRAL’in de devreye girmesi için söz-leşmede tahkim klozunda UNCITRAL’e atıf-ta bulunulması gerekmektedir.5

Diğer Tahkim Kurumları

Tahkim kurumları arasında en çok baş-

Page 23: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

44 45

DÜZELTME

Deniz Ticareti ve İş Döngüsü Başlıklı bir önceki sayımızda yayınlanan makalede TTK madde 116 ve 946’ya gönderme yapılmıştır ancak Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre bu madde numaraları TTK madde 116 yerine YTTK madde 102 ve TTK madde 946 yerine YTTK madde 1061 olarak değişmiştir. Okuyucularımızın bilgisine sunar, özür dileriz.

vurulan kurumlardan biri Londra Ticaret Odası’nın finanse ettiği “Londra Tahkim Di-vanı” (LCIA-London Court of International Arbitration)dır.6 Stokholm Ticaret Odasınca kurulan tahkim divanı SCC Institute yine sıklıkla başvurulan tahkim divanlarından biridir. Rusya Federasyonu Ticaret ve Sa-nayi Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi (ICAC)7 ve Amerika Arbitration Association (AAA)8 diğer kurumsal tahkim merkezleridir. FOSFA (Federation of Oil Seeds and Fats Association) ve GAFTA (Grain and Feed Trade Association) gibi kurumlarr da ken-di alanlarında oluşan ticari anlaşmazlıkların çözümü için tahkim kuralları belirlemişler-dir. Görüldüğü üzere birçok tahkim merkezi vardır dolayısıyla ticaret sözleşmesi yapı-lırken uyuşmazlık durumunda hangi tah-kim merkezine başvurulacağı belirtilmesi önemlidir.9

Bununla birlikte ülkemizde ticaret odaları tarafından kurulan bazı tahkim kurumları da mevcuttur. TOBB’nin tahkim divanı bulun-maktadır.

Dava Yoluyla Uyuşmazlıkların Çözümü

Uluslararası ticarette uyuşmazlıkların diğer bir çözümü dava yoluna gitmektir. Sözleş-melerde taraflar uyuşmazlık durumunda aralarında anlaştıkları bir devlet yargısını yetkili kılabilirler. Dava açılacak devlet ola-rak her iki tarafın ülkesinden farklı üçüncü bir ülke belirlenebilir.

Bu konunun devletler özel hukuku ile ilgili olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Türk Hukuk Sistemi, Devletler Özel Hukuku’nu Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında 5718 Sayılı kanunun ile düzenle-mektedir.10

Bu kanuna göre “ MADDE 1 – (1) Yabancılık unsuru taşıyan özel hukuka ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk, Türk mah-kemelerinin milletlerarası yetkisi, yabancı kararların tanınması ve tenfizi bu Kanunla düzenlenmiştir.” Bu kanunda açıklandığı üzere uyuşmazlıkla ilgili davada hangi hu-kukun uygulanacağının belirlenmesi gerekir ve açılan her davada Türk Hukuku’nun uy-gulanmayacağı bilinmelidir.

Uluslararası nitelik taşıyan ve borç ilişkileri ile ilgili olan davalarda öncelikle hangi hu-kukun uygulanacağı belirlenmek durumun-dadır. Bunun için MÖHUK, MADDE 24’te şu şekilde yer almaktadır:

“Sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde uy-gulanacak hukuk

MADDE 24 – (1) Sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hu-kuka tâbidir. Sözleşme hükümlerinden veya hâlin şartlarından tereddüde yer vermeye-cek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerlidir.

(2) Taraflar, seçilen hukukun sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilirler.

(3) Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapı-labilir veya değiştirilebilir. Sözleşmenin ku-rulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakları saklı kalmak kaydıyla, geriye etkili olarak geçerlidir.

(4) Tarafların hukuk seçimi yapmamış ol-maları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uy-gulanır. Bu hukuk, karakteristik edim borç-lusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bu-lunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok işyeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan işyeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir huku-kun bulunması hâlinde sözleşme, bu huku-ka tâbi olur.”

Özetlemek gerekirse sözleşmede tarafların üzerinde anlaştıkları devlet hukuku anlaş-mazlık durumunda açılacak davalarda uy-gulanacak hukuku belirler. Örneğin, Mısırlı bir tüccar ile Türk tüccar aralarında yaptık-ları sözleşmede“ İşbu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İngiltere Hukuk Kuralları uygulanacaktır” gibi bir ibare yazmışlarsa, o devletin hukuku uygulanır. Eğer taraflar arasında böyle bir devlete karar verilme-mişse yukarıdaki 24/4 maddesi gereğince sözleşmeyle en yakın ilişkide bulunan hu-

kuk uygulanacaktır. Bununla birlikte taraflar sözleşmede davaya bakacak devlet mah-kemesini de belirleyebilirler. Dava açma yöntemi ile ilgili detaylı bilgi için Milletlerara-sı Özel Hukuk kurallarına bakılabilir.

Bu makalede uluslararası ticaret sözleş-melerinde yaşanan uyuşmazlıklarda hangi çözüm yollarının izlenebileceğine değinil-miş, çok fazla detaylandırılabilecek bir konu olması nedeni ile bilgileri özet olarak sunul-muştur. Diğer makalelerimizde benzer konu-lar ile ilgili bilgilendirmeler devam edecektir.

KAYNAKÇA

1 ADR – Alternative Dispute Resoluti-on ile ilgili daha fazla bilgi için lütfen linke bakınız. http://www.iccwbo.org/About-ICC/Organization/Dispute-Re-solution-Services/ICC-International-Centre-for-ADR/

2 Detaylar için http://www.iccwbo.org/products-and-services/arbitration-and-adr /a rb i t ra t ion / icc- ru les -o f-arbitration/ linkine bakılabilir.

3 ICC Tahkim Kuralları için detaylı bil-giye şu linkten ulaşabilirsiniz http://www.iccwbo.org/about-icc/organiza-tion/dispute-resolution-services/icc-international-court-of-arbitration

4 Tahkim Davasının Verimli Yönetilmesi Hakkında ICC Rehberi’nden alıntıdır.

5 UNCITRAL’in tahkim kuralları için de-taylı bilgiye http://www.uncitral.org/un-citral/en/uncitral_texts/arbitration.html adresinden ulaşabilirsiniz.

6 LCIA - http://www.lcia.org/

7 ICAC - http://www.tpprf-mkac.ru/en

8 AAA – www.adr.org

9 Detaylı bilgi için http://www.tobb.org.tr/HukukMusavirligi/Sayfalar/Tahkim-Divani.html adresine ulaşılabilir.

10 Bu kanun için http://www.ver-g i n e t . n e t / U s e r F i l e s / F i l e / h a b e r-ler/2007/12122007/20071212%20Ka-nun.pdf linkine bakılabilir.

Page 24: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

46 47

Refik Bey Yüksek Denizcilik Okulu’ndan mezun olduğunuz 1948 yılına dönelim dilerseniz öncelikle. O dönemde hem denizcilik eğitimi hem de Türkiye’deki denizcilik sektörü-nün durumu nasıldı?

1948 yılında Yüksek Denizci Okulu'nu bitir-diğim zaman ülkemizde ticaret gemilerine zabitan yetiştiren tek okul olan Yüksek De-nizcilik Okulu idi. Ticaret gemilerine zabitan Deniz Harp Okulu, Deniz Astsubay okulu emeklilerinde ve pratikten yetişenlerden

sağlanıyordu. Deniz işletmeleri olarak baş-ta devletin sahip olduğu Devlet Denizyolları İşletmesi ve Armatörler vardı. En büyük iş-letme devletin sahip olduğu işletme idi. Bu işletme Türkiye sahillerinde yük ve yolcu taşımacılığı yanında başta Amerika olmak üzere Kontinant limanları, Akdeniz’de yük ve yolcu taşımacılığı yapıyordu. Armatörle çok yaşlı gemilerle deniz taşımacılığı yap-maya çalışıyordu.

1950’li yıllar Türkiye’sini denizcilik açısından değerlendirdiğinizde bize

neler söyleyebilirsiniz?

1950’li yıllarda deniz taşımacılığı hemen hemen devlet tarafından yapılıyordu. Arma-törler de çok yaşlı gemilerle yük taşımacılığı yapıyorlardı. 1948 yılında devlet tarafından İstanbul ana liman olmak üzere aşağıdaki seferler yapılıyordu. Ancak seferleri anlat-madan önce ülkemizin en büyük limanı olan İstanbul Limanı’nın o günlerini anlatsam iyi olacak. Aslında aşağıda anlattığım seferle-rin başlama yerleri olarak bugünkü İstanbul Limanı ile 1948 tarihinde olan İstanbul Li-

Kaptan Refik Akdoğan İle

Denizciliğe DairO Türkiye’de deniz ticaretinin gelişmesi için kitaplar, makaleler yazmış duayen bir kaptan. 1950’li yıllardan bu yana aralıksız yazdığı kitaplar sadece genç denizcilere değil bu alanla ilgili herkes için bir kılavuz olmuş. Türkiye’de bir ilk olan Türkçe-İngilizce denizcilik sözlüğünü hazırlamak için 25 yılını vermiş. Mersin Deniz Ticareti Dergisi olarak Türkiye’nin değerli kaptanlarından Refik Akdoğan’la deniz üzerine ve kaptanlık üzerine konuştuk.

manı arasında fazla bir fark yoktur. Şimdiki Galata, Tophane rıhtımları aynıdır. Salıpaza-rı rıhtımı yanılmıyorsam 1958 tarihinde ya-pılmıştır. Eski Salıpazarı rıhtımı çok haraptı ve neredeyse denizle birdi ama üzerinde binalar tarihi olduğundan yıkılarak antre-polar yapılmasına üzülmemek mümkün değildir. Sirkeci rıhtımında ise günümüzde şehir hatları iskelelerinin ek olarak yapılma-sından başka bir değişiklik yoktur. Sadece rıhtım üzerinde bulunan binalar yıkılarak meydan genişletilmiştir. Galata, Tophane rıhtımlarından Karadeniz’e, İzmir’e, Marma-ra limanlarına ve yabancı limanlara kalkan yolcu gemileri hareket ederlerdi. Salıpazarı rıhtımından ise örneğin Ayvalık’a, Şarköy’e, Kara Biga’ya kalkan küçük gemiler hareket ederlerdi. Sirkeci rıhtımından ise kıçtankara bağlanan gemiler İskenderun seferini ya-pan gemiler kalktığı gibi şilepler de kıçtan-kara bağlanarak işlerini görürlerdi. Kıçtan-kara yapan gemilere yolcular varka denilen kayıklara binerek girer çıkarlardı. Burada kayıkçılık yapanlar genellikle aynı köyden olurlardı. Aralarında çıkan bazı kavgalar bazen çok kanlı biterdi. Kayıkçı kavgası bu oluyordu. Karadeniz’e kalkan gemilerin kalkışları ve sefer dönüşü rıhtım bayram yerine dönerdi. Yolcuları yol etmek ya da

gelenleri karşılamak ve hatta seyir olsun diye bir sürü insan rıhtımları doldururlardı. Belki de o tarihte yolculuğa çıkma yeri ola-rak ya da İstanbul’a girmek yeri olarak en büyük seyir yeriydi bu rıhtımlar. Birbirinden ayrılanlar gemi rıhtımdan ayrıldıktan sonra el ya da mendil sallamaya devam ederler, karşılamaya gelenler ise güverteye dolmuş olan yakınlarını gemi yanaşmaya çalışırken tanımaya çalışırlardı. Tanıyanlar birbirleri-ni görünce tanıdığını anlatmak için el kol hareketleri yaparlar, bağırıp çağrışırlardı. Yabancı, yani dış seferlere çıkan ve gelen gemiler Yolcu Salonu önündeki Galata 3 numara denilen rıhtıma yanaşırlar ve bura-dan hareket ederlerdi. Fransız, İtalyan ve Yunan yolcu gemileri bu rıhtıma yanaşırlar-dı. Buranın yolcusu çok değişik olurdu. Son moda giysiler içinde bayanlar adeta defile yaparlardı. Beyler tüccarlar, diplomatlar ya da çok üst düzey bürokratlar oluşturduğun-dan polisi de memuru da çok değişik olup rıhtım ve salonlar tertemiz olurlardı. Yaz ay-larında İstanbul’a gelen Mısır prenseslerinin geliş ve dönüşlerinde Galata 3 numara bir başka olurdu. Tüm saltanatını kaybetmiş saray erkânı burada boy gösterirlerdi. Aksu ve Güneysu gemilerinin yapmış olduğu bu seferlerde zabitan da seçme olurdu. Seyir

emniyeti sağlamak için bazen gemiye çift kaptan (suvari) tayin edilirdi. Bazen yaban-cı bayraklı o kadar çok yolcu gemisi gelirdi ki biz iç sularda çalışan gemiler yolcumuzu boşaltır boşaltmaz açığa çıkardık. Sabahle-yin sefere çıkacağımız halde rıhtımda gece-yi geçiremezdik. İstanbul’a yük boşaltmaya gelen yük gemileri yükleme ve boşaltma işlerini şamandıralara bağlayarak yaparlar-dı. Şamandıralar Salıpazarı rıhtımı açığında iki sıra halinde demirlendiğinden gemilerin baş ve kıçları bu şamandıralara bağlanır-lardı. Gemilerin yüklerini bordalarına gelen şatlara, mavnalara boşaltırlar ya da bunla-rın getirdiği yükleri yüklerlerdi. O tarihlerde İstanbul’a gelen yüklerin hemen hemen tamamı mavnalar, ya da şatlar aracılığı ile yapıldığından yüzlerce mavna ve şat bu iş için kullanılırlardı.

Mezun olduktan sonra başladığınız iş yaşamınız emekli olduğunuz 1974 yılından sonra da farklı görevlerle devam etti. Denizcilik sektöründe hangi kurumlar ve kuruluşlarda gö-rev aldınız?

1948 yılında mezun olduktan sonra Deniz-cilik Bankası’nın sahip olduğu deniz yolla-

Page 25: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

48 49

rında ve Gemi Kurtarma İşletmesinde ça-lıştıktan sonra emekli oldum. Emekliliğimde gemi kurtarma işlerinde müşavirlik yaptım, bir denizcilik şirketinde genel müdürlük yaptım. İTÜ Denizcilik Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalıştım. Daha çok zamanı-mı İngilizce-Türkçe sözlüğümü yayınlamak üzere çalışmalar yaptım.

Denizcilik sektöründe kazandığınız deneyim ortada ama sizin farkınız bu deneyimi paylaşarak denizcilik bil-gisini ve kültürünü yaymak sanırız. Bize denizcilik ile ilgili yazma fikrinin nasıl oluştuğunu anlatır mısınız?

Denizcilikle ilgili yayın yapma fikri 1955 yılında kurtardığım bir gemiyi nasıl kurtar-dığımızı paylaşmak istediğim için doğdu sanırım. O zaman yazı yazmayı düşündüm ve ilk makalem 1955 yılında Deniz dergisin-de yayınlandı. Aslında deniz kuvvetlerinde 1949-50 yıllarında askerliğimi yaparken İngiltere’den getirdiğim "Kaptanlara Radar ve Hiperbolik Seyir Kılavuzu”nu dilimize çevirdim. Kitap Yüksek Denizcilik Okulu ta-rafından 1951 yılında yayınlandı. Demek ki hastalık o zaman başlamış oluyor.

Bugüne kadar kaç farklı türde yayı-nınız oldu?

Bugüne kadar yayınladığım meslek kitapla-rımın yanında romanlar da yazdım. Çocuk-lara Türk denizciliğini tanıtmak ve sevdir-mek için on sayı çocuk dergisi yayınladım. Meslek kitaplarımı web sayfamda down-load yaparak öğrencilerin ve denizcilerin meslek kitaplarımı bedava sağlamalarını sağladım. Ücreti sadece Allah razı olsun. Bence yaşamımda en önemli olan olay ve bana huzur veren kitaplarımı denizcilere bedava sunmak olmuştur. Son çalışmala-rım Kur'an'ı anlamak için yaptığım çalışma-lardır. Üzülerek belirtmeliyim ki, geleneksel İslami uygulamalarıyla Kur'an arasında bü-yük farklar olduğunu saptadım. Çok uygar, çağdaş ve hatta laik olan Kur’an’ı maale-sef bazıları uygulamamaktadır. Bu konu-da yazdığım kitap ve Kur'an referanslı beş romanım maddi olanaksızlıklar nedeniyle henüz basılmamıştır.

Yayınlarınız arasında bulunan ilk Türkçe- İngilizce denizcilik sözlüğü gibi çalışmalar dikkat çekici. Bu ese-rin hazırlık süreci ile bilgi verir misi-niz?

İlk yayınladığım kitabım yukarıda da be-lirttiğim gibi radar kitabıydı. Okula girince denizciliğin kendine özgü bir dili olduğunu görünce İngilizcenin denizcilik mesleği için olmazsa olmaz olduğunu anlayınca, aldı-

ğım alfabetik fihristli defterlere denizciliğe

özgü sözcükleri yazarak mezun olduğum-da bunları kitap haline getirmeye karar verdim. Ama sözlük basmanın çok zor ol-duğunu kitabı gerçekleştirmek isteyince anladım. Ve tamamlanması 25 yıl sürdü. Tamamladığında mali kaynak bulamayınca emekli oldum ve aldığım 63 bin lira emekli ikramiyesinin 38 bin lirasını matbaaya vere-rek İngilizce-Türkçe Ansiklopedik Denizcilik Sözlüğünü yayınlamayı başardım. Bir iki yıl sonra da Türkçe-İngilizce Ansiklopedik De-nizcilik Sözlüğü’nü yayınladım.

Bir deniz ticareti danışmanı ve eğit-meni olarak ülkemizde kaptanlık eği-timini hangi noktada görüyorsunuz?

Dünya denizciliğinde söz sahibi olmak is-tiyorsak kaptanlık daha doğrusu denizcilik eğitimi tam olarak İngilizce yapılmalıdır. Ülkemizde maalesef böyle olmamaktadır. Denizcilik eğitimi çeşitli kuruluşların idare-si altında olduğundan bu konuda disiplin sağlanamamaktadır. Herkes bildiği gibi de-nizcilik eğitimi yapmaktadır.

Sivil denizciliğimizi kalkındırmak için yapılması gerekenleri nasıl sıralarsı-nız?

Sivil denizciliğimizi kalkındırmak için her şeyden önce devlet büyüklerinin, parla-mento üyelerinin Türk deniz ticaretinin Türkiye ve Türk milleti için ne kadar önemli olduğunu bilmeleri gerekiyor. Bu nedenle liselerde bu konu bir ders olarak okutul-malıdır. Devlet desteği olmadan Türk de-niz ticaretinin kalkınması mümkün değildir. Türk bayrağı taşıyan gemilerin ülkeye ka-zandırdığı dövizlere devlet prim vermelidir. Gemi alacaklara, yaptıracaklara düşük fa-izli krediler verilmelidir. Armatör ne şekilde olursa olsun gelir vergisi ödememelidir. Çünkü onlar vatan savunması için barışta bile düşmanlarımıza karşı çalışmaktadırlar. Yabancı bayraklı gemiler Türk bayraklı ge-mileri ortadan kaldırmak için ülkelerinden birçok mali yardımlar aldığından, Türk bay-raklı gemilerin bunlarla savaşabilmesi ve var olabilmesi için devlet tarafından des-teklenmeleri gerekir. Desteklenmezse ki, son zamanlarda böyle olduğundan, Türk

bayraklı gemiler yabancı bayrak çekmeye başlamışlardır. Türk bayraklı gemi kalmaz-sa, o zaman yabancı bayraklı gemilerin her bakımdan Türkiye’yi abluka altına alarak ih-racat ve ithalatımızı esir almaları mümkün olacaktır. Mustafa Kemal Atatürk'ün dışında maalesef hiç bir devlet büyüğümüz bu olayı idrak edememiş bulunmaktadır. Üzülerek belirtmeliyim ki, Anadolu içinden gelen ve bakan olanlar bu olguyu anlayamamakta-dırlar.

Son olarak Mersin Deniz Ticaret Der-gisi okurlarına neler aktarmak ister-siniz?

Mersin Deniz Ticareti Dergisi gerçekten de o yörenin deniz ticaretinin gelişmesi, Türkiye genelinde denizcilerin, armatörle-rin, forwarderlerin, acentelerin çalışmaları ve limanın verimli olabilmesi için yazılan yazıları ile çok yararlı olmuş ve olmaktadır. Ancak bir de Türk Deniz Ticaret filosunun gelişmesi ve deniz çalışanlarının sorunla-rı dile getilirse daha iyi bir dergi olacaktır. Denizciler arasında roman, hikaye, resim, fotoğraf ve deniz öğrencileri arasında Türk denizciliği nasıl kalkınır başlığı altında ödül-lü yarışmalar açması çok yararlı olacaktır. Her ne olursa olsun bu dergi bölgesine çok yararlı olmuş ve olmaktadır. Bu haliyle bile bu dergi çok mükemmeldir. Başarılarınızın devamını dilerim.

Kaptan Refik Akdoğan kimdir?

Mühendis uzak yol kaptanı olup 1926 yılında Ordu'da doğdu. İlkokulu Ordu'da,

orta ve liseyi Trabzon'da bitirdikten sonra 1948 yılında Yüksek Denizcilik

Okulu'ndan mezun oldu. 25 yıl deniz ve karada çalıştıktan sonra 1974 yılında

Gemi Kurtarma İşletmesi'nde Baş Uzman iken kendi isteği ile emekli oldu.

Emekli olduktan sonra yine denizcilik sektöründe danışman olarak çalıştığı

günlerde ayrıca İTÜ Denizcilik Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak da çalıştı.

Kaptan Refik Akdoğan Evli ve iki kız babasıdır.

Yayımları şunlardır;

1. İngilizce - Türkçe Ansiklopedik De-

nizcilik Sözlüğü

2. Türkçe - İngilizce Ansiklopedik De-

nizcilik Sözlüğü

3. Deniz Ticareti

4. Ticaret Gemileri Gemiciliği

5. Gemilerde yangın, Önleme ve Sön-

dürme Teknolojisi

6. Gemiadamlarını Kazalara Karşı Ko-

ruma ve Güvenlik

7. Kaptanlara Radar ve Hiperbolik

Seyir Klavuzu

8. Gemi Gereçleri ve Kumanya Listesi

9. Ticaret Gemilerin Tanıtma Klavuzu

10. Amatör Denizcilere Sınav Klavuzu

11. English For The Mercahant Ma-

rine12. Denizde Çatışmayı Önleme Ku-

ralları13. Sonbahar Şarkıları (Şiirler)

14. Romanlar (9 adet)

15. Barış Kaptanın Maceraları (Ço-

cuk Dergileri, 10 Sayı)

16. Biz Bir Aileyiz Albümü

17. 1926 Senesinde Yapılan Seyyar

Sergi Seferi Hatıraları

18. Akıntıya Karşı Kürek mi Çektik?

19. Altmış Yılın Hesabı

Page 26: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

MERSİN DENİZ TİCARETİ ŞUBAT 2014

50

TOTAL (LOADED & DISCHARGED) = 29.360.836 TONS

LOADEDnum.

D+E+T D+I+TTRSHPMNT TRSHPMNTTOTAL TOTALnum. num.

DISCHARGED G. TOTAL

PASSENGER SHIP 153

MERSİN CHAMBER OF SHIPPINGPORT STATISTICS

CARGO MOVEMENT - INWARDS/ OUTWARDSLOADED (IN TONS) DISCHARGED (IN TONS)

PORT OF : MERSİNMONTH OF : JAN-DECEMBER 2013

COMMODITIES DOMESTIC EXPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL COMMODITIES DOMESTIC IMPORT TRANSIT TRSHPMNT TOTAL

186.589 1.092 187,681 108.779 1.28 110,059 297,740 8.958 0 8,958 88.269 0 88,269 97,227 157.000 1.607 158,607 209.145 1.864 211,009 269,616 76.674 0 76,674 31.484 0 31,484 108,158 343.589 2.699 346,288 317.924 3.144 321,068 667,356 85.632 0 85,632 119.753 0 119,753 205,385 500.589 4.306 504,895 527.069 5.008 532,077 1,036,972 162.306 0 162,306 151.237 0 151,237 313,543 429.221 2.699 431,920 437.677 3.144 440,821 872,741 662.895 4.306 667,201 678.306 5.008 683,314 1,350,515

CEMENT 59,301 1,106,937 48,810 105 1,215,152 CEMENT 6,978 55 708 7,741

CEREALS 281,142 1,143 81 282,366 CEREALS 74 1,179,070 1,194 423 1,180,761

CHEMICALS 8,104 807,948 27,004 8,954 852,010 CHEMICALS 54,234 2,238,450 26,125 10,139 2,328,949

CITRUS 81,281 7,778 89,060 CITRUS 45,712 412 52 46,176

CNTR 328,415 328,415 CNTR 319,146 319,146

CONST. MACHINERY 15,092 110 339 15,540 CONST. MACHINERY 26,352 37,818 156 319,146

COTTON 69,787 16,255 299 86,341 COTTON 359,537 2,378 333 64,326

EMPTY MAFİS 4 4 FERTILIZERS 109,718 355,363 2,287 294 362,248

FERTILIZERS 27,117 25,969 51 233 53,370 FOOD STUFF 9,074 1,005,180 47,837 5,731 467,661

FOOD STUFF 217 1555336 32,896 3,344 1,591,793 FROZEN MEAT 32,100 86,725 135 1,067,821

FROZEN MEAT 3628 124 135 3,887 FRUITS 127,292 409,189 339 118,960

FRUITS 213,082 4,536 460 218,078 GENERAL CARGO 81,637 2,730,954 322,943 28,962 536,819

GENERAL CARGO 5,902 2,017,551 188,742 28,061 2,240,255 GLASS 31,529 1,371 4,189 3,164,496

GLASS 699 133,253 4,740 995 139,687 LEGUMES 68 364,099 6,748 76 37,088

LEGUMES 43 163,527 3,076 166,645 LIVESTOCK 16,564 370,991

LIVESTOCK 641 641 MACHINERY 387 122,074 13,976 656 16,564

MACHINERY 63,787 2,189 782 66,758 MINERALS 8,375 440,679 1,185 2,915 137,093

MINERALS 63,274 2,181,891 6,608 4,138 2,255,910 PETR.PRODUCTS 496,144 4,234,126 48,830 401 453,154

PETR.PRODUCTS 104,585 1,019,133 25 195 1,123,937 RICE 164,655 18,020 4,779,501

RICE 75,027 1,750 76 76,853 SODIUM CARB. 5,821 113 182,676

SODIUM CARB. 2,450 512,117 3,741 518,308 SUGAR 14,434 2,555 452 5,934

SUGAR 7,561 5,013 12,574 TEXTILE 125 710,282 46,442 1,315 17,441

TEXTILE 134 393,608 10,383 1,264 405,390 TIMBER 201 88,791 4,500 783 758,164

TIMBER 8,471 4,679 1,137 14,287 VEGETABLE OIL 744,082 70,209 1,221 94,276

VEGETABLE OIL 4,000 43,341 13,762 779 61,882 VEHICLES 78,160 103,007 344 815,512

VEHICLES 21,791 4,374 517 26,683 181,511

TOTAL 275,826 10,801,901 716,205 51,894 11,845,826 TOTAL 760,036 15,122,287 1,573,064 59,624 175,515,011

Page 27: DENİZ TİCARETİ - mdto.org.tržubat_internet.pdfDeniz tabanında yapılan petrol ve doğalgaz aramalarının artmasıyla açık deniz platfor-mu üretimi, bakımı, işletilmesi

4