9
ENDOSMOS'LAR Anadoludaki Selçuk yap ı sanat ı m kom ş u ülkelerle ve devrin üslûbu i l e ilgisi olm ı yan b ir  kültür teazhürü olarak   telâkki etmek  pek  amatörce bir i ş olur. Hiçbir   kimse taraf ı ndan münaka ş a edil meyen orijinalli ğ ine ra ğ men bu  sanat da, di ğ er bölgelerin sanatlar ı kadar, Leipzigli büyük kültür tarihçisi Kari Lamprecht'in ortaya att ığı " e n d o s m o s ", ya ni "kültürel hulûl" kanununa tâbi bu lunuyordu.  İşte bu  sebepten bu  sanat da komş u ülk eler , bilhassa Transkafkasya, Suri ye ve Kuzey Mezopotamya ile  birçok mü ş terek vas ı flar ihtiva ediyor ve evvelce mevcut  şekil ve ş emaile, bunlar ı Türk   yahut daha umumî olarak   İ slâm kültürüne uygun olarak ge li ş tirmek üzere, ba ş vuruyordu. Hiçbir   sanat tarihçisi Selçuk yap ı tezyinat ı n ı n yüksek orijinalli ğ ini inkâr   edemez. Fakat her sanat  tarihçisinin ba ş l ı ca vazifesi her  ş eyden önce münferit yap ı ve dekorasyon motiflerinin evveliyat ı n ı ve men şe'ini ara ş t ı rmakt ı r. Ortaça ğ önasya sanat ı  ile Avrupada Fransaya kadar   uzanan Roman yap ı sanat ı aras ı ndaki birçok mü ş terek   noktalar   gözönünde  bu lu nd ur ul ac ak ve 12. - 14.  as ı rlarda (yaln ı z muayyen ve mahdud  b i r  devre içinde kalmak   için) Avr upa ve Bat ı Asyaya şamil bir "Eurasia" devir   üslûbundan bahsetmek  mecburiyeti ile kar şı la şı la cak olursa Kuzey Mezopotamya ve Transkafkasyadan  Fransaya ka da r  uzanan sahan ı n ortas ı nda yer alan Anadolu Selçuklular ı sana t ı n ı n b u hususta bir istisna te ş kil edemiyece ğ i anla şı l ı r. Ve hakika ten bu sanat ı n bu devir   üslûbu i l e birçok mü ş terek noktalar ı var d ı r. Anadoludaki  Selçuk yap ı sanat ı n ı n ancak  Türklerin bu  ülkeyi 12. as ı rda zapt ı ndan sonra ba ş lad ığı nazar ı itibare al ı n ı rsa (Selçuk hâkimyieti  1077 ile 1300 aras ı na raslamakla beraber  bunlar ı n 1200 senesinden önce yap ı faaliyetine ba ş lad ı klar ı na ihtimal verilemez), o devirde 500 senelik bir maziye sahip olan  Transkafkasyan ı n hı¬ ristiyan yap ı sanat ı ndan ar ş itektonik   ve tezyini ş ekiller almış  ol mas ı tabiî olarak  kar şı lan ı r. Netekim Transkafkasya mimarl ığı da  bu eski kültür sahas ı nda vücut bulan Sasanî ve Urartu yap ı sa natlar ı na istinat etmektedir.  Ş imdi bu  hususta baz ı misaller ve relim ve bunlar ı baz ı resimlerle ı kl ı yal ı m.

Diez - Endosmoslar

Embed Size (px)

Citation preview

  • E N D O S M O S ' L A R

    Anadoludaki Seluk yap sanatm komu lkelerle ve devrin slbu ile ilgisi olmyan bir kl tr teazhr olarak telkki etmek pek amatrce bir i olur. Hibir kimse tarafndan mnakaa edilmeyen orijinalliine ramen bu sanat da, dier blgelerin sanatlar kadar, Leipzigli byk kl tr tarihisi Kar i Lamprecht'in ortaya att " e n d o s m o s ", yani "kl trel hull" kanununa tbi bulunuyordu. te bu sebepten bu sanat da komu lkeler, bilhassa Transkafkasya, Suriye ve Kuzey Mezopotamya ile birok mterek vasflar ihtiva ediyor ve evvelce mevcut ekil ve emaile, bunlar Trk yahut daha umum olarak slm kl trne uygun olarak gelitirmek zere, bavuruyordu. Hibir sanat tarihisi Seluk yap tezyinatnn yksek orijinalliini inkr edemez. Fakat her sanat tarihisinin balca vazifesi her eyden nce mnferit yap ve dekorasyon motiflerinin evveliyatn ve mene'ini arat rmaktr .

    Ortaa nasya sanat ile Avrupada Fransaya kadar uzanan Roman yap sanat arasndaki birok mterek noktalar gznnde bulundurulacak ve 12. - 14. asrlarda (yalnz muayyen ve mahdud bir devre iinde kalmak iin) Avrupa ve Bat Asyaya amil bir "Eurasia" devir slbundan bahsetmek mecburiyeti ile karlalacak olursa Kuzey Mezopotamya ve Transkafkasyadan Fransaya kadar uzanan sahann ortasnda yer alan Anadolu Seluklular sanatnn bu hususta bir istisna tekil edemiyecei anlalr. Ve hakikaten bu sanatn bu devir slbu ile birok mterek noktalar vardr. Anadoludaki Seluk yap sanatnn ancak Trkler in bu lkeyi 12. asrda zaptndan sonra balad nazar itibare alnrsa (Seluk hkimyieti 1077 ile 1300 arasna raslamakla beraber bunlarn 1200 senesinden nce yap faaliyetine baladklarna ihtimal verilemez), o devirde 500 senelik bir maziye sahip olan Transkafkasyann hristiyan yap sanatndan aritektonik ve tezyini ekiller alm olmas tabi olarak karlanr. Netekim Transkafkasya mimarl da bu eski kl tr sahasnda vcut bulan Sasan ve Urartu yap sanatlarna istinat etmektedir. imdi bu hususta baz misaller verelim ve bunlar baz resimlerle aklyalm.

  • 222

    lk nce stun ve stun bal ile ie balyalm. Transkafkasya yap sanatnda, ok tahrif edilmi ge antik Korint bal yannda alt keleri yuvar la tm "zar bal" (kb eklinde) da vardr k i bu balk birok asrlar Fransaya kadar btn Bat Avrupa yap sanatna hakik "Roman" stun bal olarak hkim olmutur . Pek tabi olarak bu bala Trankafkasyann ve Anadolu-nun slm yap sanatlarnda, mesel Ani'deki bir cami harabesinde, Talanmaktadr. Fakat Transkafkasya mimarlnda "Roman" zar balndan ok daha fazla, ayn zamanda stun kaidesi olarak da kullanlan kre eklinde bir balk gze arpmaktadr (res. 1). Mamafih bu balk Transkafkasya hristiyan yap sanatnn bir icad deildir; stun kaidesi olarak (stylobat) Hi t i t mimarlna kadar dayanmaktadr ; binaenaleyh bu sahada otokton bir yap uzvudur. Yalnz kre, alt ve st ksmlarnda biraz yasslatrlm olsa bile, kemer tayan stunlar iin ideal salam bir yap uzvu olamaz. Bundan dolay kre Grcstan'n hristiyan mimarlnda mnhasran portal duvarlarnn iine oturtulan ss stunlarnn bir uzvu olarak kullanlmaktadr (res. 2). Ayn tamamile dekoratif bir fonksiyon ifa eder bir ekilde bu bal Anadolu Seluk mimarlnda da buluyoruz (res. 3). Birok misaller arasndan setiimiz kortha kilisesi portalinin stun balklarndan (12. asr) Krehir camiinin amdan eklindeki stunlarna varmak iin yalnz bir adm atmak yeter (res. 4) 2 ) . Stun amdanlar, ekil bakmndan, Transkafkasya mene'li olmaldrlar; fakat bunlarn zerine otur tulmu olan stalaktit balklar T r k - s l m icaddrlar. Seluk, portal lar nm yan taraflarna yerletirilmi olan ss stunlar ok defalar kreden daha oynak, yalnz bana stun zerinde bir saniye dahi duramyacak, bir ucu zerine oturtulmu zar balklar tamaktadrlar . Transkafkasyann hristiyan ya\p dekorasyonu bu kadar i ler i gitmemitir. Bu, T r k - s l m ss sanatnn bir hususiyeti olarak kalmtr (res. 5).

    Krehirdeki Caca Bey medresesi portalinin i k i yanma yerletirilmi olan stt balklar husus' baz ilveler, yani zerleri ssl yuvarlak vazo eklinde asklar ihtiva etmektedirler (res. 3 ) . Bunlar i l k defa grdmde tecesss ile kark hayret iinde kaldm. Bu kabil stun asklarnn dnyann neresinden gelebileceini kendi kendime sormaa baladm. Bu sualin cevabn nihayet Grcstanda Sanahin kilisesine ait bir kaval baln resminde bul-

  • 223

    dum (Baltrusaitis, 1. C. levh. LVI) (res. 6). Bu baln drt asks ie biimindedir; burada dahi bunlar ok garip ve hayret vericidirler. Burada da bu acayip asklarn nereden ne'et ettikleri sorulabilir. nk Ortaa kilise mimarlnn hibir uzvu, nerede olursa olsun, bir ta ustasnn keyf bir ilvesi olarak telkki edilemez. Bu suale verilecek cevab Heisenberg tarafndan "Mezar K i lisesi" (Grabeskirche) adl kitabnda zikredilen Eusebius'un K u -dsteki "Mezar Kilisesi" tasvirinde bulduumu zannediyorum. Eusebius bu tarifinde kilisenin ucunu tekil eden yarm daire eklindeki galerinin, balklar byk gm vazolarla (krater) ssl 12 tnla evrilmi olduunu yazmaktadr (Heisen.rjerg, ad geen eser, sah. 111). te burada bu nadir, fakat derin sembolik bir mna tayan motifin mene'ini aramak lzmdr. nk daha sonraki hristiyan mimarlnda "Mezar kilisesi" nin gerek umum heyeti (mesel Apulyada Nola'da. olduu gibi) , gerek mnferit mot i f ler i mtemadiyen taklid edilmitir. Romada Santa Pudenziana'-nn mihrap mozayikinde hristiyanlm bu nl mabedine ait avlu, etraf binalarla evrilmi, ve ortasnda byk bir ha ihtiva eder ekilde tasvir edilmitir. Buna benzer asklar hi umulmadk bir yerde, Krehirdeki Caca Bey medresesinin portal stunlarnda karmza kmaktadrlar (res. 3). Bunlar acaba buraya k im getirmi olabilir? 2)

    Krehirdeki Caca Bey medresesinin bizi aydnlatc portali zerinde duralm. Bu binada cephe duvarlar kelerinin iine oturtulmu olan stunlarn, yukarda tarif edildii gibi, vazo biiminde kaideler zerinde durduklarn gryoruz. Vazonun zerinde oynak bir yarm kubbe bulunmakta ve bu kaideden, Transkafks-ya'da olduu gibi, spiral stunlar fkrmaktadrlar: tamamile atektonik kullanlm, fakat tezyini bakmdan ok cazip bir tarzda ilenmi bir yap uzvu! Fakat kapmn i k i tarafnda, askl balklarn taycs olarak, ubuk eklindeki gvdeleri yar yksekliklerinde biribirine dolanm demet stunlar gze arpyor. Bununla Av-rupanm Roman mimarlna kadar nfuz etmi, Ortaa mimarlnda ss haline getirilmi bir yap uzvu ile karlayoruz. Demet stunlar gerek Transkafkasya'nm kilise mimarlnda, gerek Anadolunun Seluk yap sanatnda hem tayc, hem de tezyini bir unsur olarak geni lde kullanlmlardr. Bu stunlar 1001 senesine ait An i katedrali harabesinde ortaya kmakta, ayn yerde

  • 224

    en eski kre kaideler ve kre balklar da grlmektedir. Demet stunlar Konyadaki Aleddin camiinde kemerleri tamakta, Di -yarbakrdaki Behram Paa camiinde ise son cemaat yerini sslemektedirler (res. 7). Tamamile dekoratif yap uzuvlar olarak ifte ve demet stunlar Transkafkasya portal ve cephe tezyinatnda ok sevilmekte, Anadoluda ise portal ss olarak husus bir rol oynamaktadrlar (res. 8).

    Bir yahut birka sra kaval ubuklarla erevelenmi pencereler Transkafkasya kiliselerinde ok taammm etmitir. Bunlar resmini dercettiimiz . Ghelat kilisesi penceresinde olduu gibi (1089 - 1125) (res. 9) bazan dz braklm, fakat ekser hallerde hakkedilmi kabartma, dekor ile sslenmitir. Byle bilhassa zengin bir dekoru evvelce zikrolunan 12. asra ait kortha kilisesinde grmek mmkndr (Baltrusaitis, 1. C. levh. X C V ) . Resmini koyduumuz Krehirdeki Caca Bey trbesinin methalini ereveleyen ssl kaval ubuklarn gsterdii gibi bukabil ereve silmeleri de Anadolunun Seluk yap sanatna girmilerdir (res. 10).

    En nihayet drt ayakl hayvan yahut ku tasvirlerinin Kuzey Mezopotamya, Transkafkasya ve Anadolunun mterek bir sanat eleman oluu hayreti mucib olmamaldr; nk Smer sanatna kadar dayanan hayvan tasvirleri Roman kilise cepheleri vastasile Fransaya kadar nfuz etmek yollarn bulmulardr 3 ) . Anadolunun T r k - s l m sanatndaki hayvan tasvirlerini "Trk Sanat " adl kitabmda tetkik etmi olduumdan oraya bavurulmasn rica ederim. Transkafkasya kilise cephelerinin tekil ettii birok analojiler arasndan bir misal olarak Ani'de 1215 senesinde yaplan St. Gregr kilisesinin gayet ssl cephesini zikretmekle iktifa ediyorum (res. 11). Yine Ani'de Bagratid'ler saray harabesinde bir minenin zerinde arslarilar arma hayvan eklinde ilenmilerdir (Baltrusaitis, 1. C. levh. X V I ) .

    Btn bu dekoratif ve tezyini ekiller kltrlerin "endosmos" u ve devir slbu kanunlarna gre Doudan Batya doru akmlardr. Fakat bu ekiller Anadoluda duraklamam, Avrupa lkeleri zerinden Fransaya kadar yollarna devam etmilerdir. Bunlar Transkafkasyada hristiyan, Anadoluda islm ve Avrupada tekrar hristiyan yap sanatlarnda ss olarak kullanlm olup Ortaan "Eurasia" devir slbunu temsil etmektedirler. ekilleri asrlardan

  • 225

    beri slm kl t tarafndan tesbit edilmi olan din yap tipleri ise bu slbun dnda kalmtr.

    Cami ve medrese slm dininin yayl sahasna inhisar ediyorlard ve bu sahann dnda taammm edemezlerdi. Fakat hatra vesilesi ile yaplan binalar, yani l evleri, eer tabir caizse, kltn stnde idiler. Bizler iin burada bahis mevzuu olan bukabil binalar, trbelerdir . zerleri konik bir adr at ile rtl yuvarlak yahut ok keli Seluk trbelerinin yap ekli ne Trk, ne de slm menel id i r ; fakat ok daha eskidir ve yukarda gzden geirilmi olan b tn dekoratif yap ekilleri gibi btn Avrupa-ya yaylmtr. Mezar kulelerinin mene'i, yayl ve ekillerine dai r daha eski eserlerimde mufassal malmat bulmak m m k n d r 4 ) . Tarihe bilinen en eski trbe olarak bir hristiyan hat ra binasn yani Ostrogot kiral Teodorik'in lm yl olan 526 sralarnda yaplm olmas gereken Ravenna'daki "mavsoleum" unu gsterebil i r im. Bu yapnn Transkafkasya mene'li olduuna Strzygowski ve bakalar iaret etmilerdir"). Burada bizim iin nemli olan nokta bu binann, sonraki Anadolu trbeleri gibi, i k i kat l ve bunlardan birou gibi altta ok keli, st te ise yuvarlak oluudur. Bundan baka st katn methaline, Anadolu trbelerinde olduu gibi, binann dna vazedilmi bir merdivenle k l yordu 6 ) . Ve burada da, Seluk trbelerinde olduu gibi, alt kat mezar, st kat ise klt odas id i . Binaenaleyh burada, Ravenna mezar binasnn gsterdii gibi, en eski tesirleri "kavimler gleri" nin i l k devirlerine ait olan, sonraki tesirleri ise 12. - 13. asrlarda Anadoluda kendini belirten eski bir Transkafkasya yap gelenei tesbit ediyoruz. Bu tipten halen bize kadar intikal etmi yegne ant gibi grnen bir bina, Erivan'nn gneyinde Amaghu'da maalesef harabiyete terkedilmi olan, 1211 senesine ait Meryem kilisesidir (res. 12) . 7) Bu yap i k i bakmdan bizi aydnlatmaktadr . Evvel alt katta mezar odas ve st kata isal eden bir merdiven ihtiva etmesi dolaysile i k i katl trbelere bir analoji tekil etmekte, saniyen (bu nokta ok daha nemlidir) bugne kadar muamma halinde kalan bir yap tipinin, yani Anadoluda Sultan hanlarnn iinde bulunan kk eklindeki mescitlerin mene' ini aydnlatmaktadr . Btn yap sanatmda bu mescitler mnferi t olarak kalmaktadrlar . Bunlarn mene ' meselesi bugne kadar ele alnmamt. Bir defa daha tekrar ediyorum k i bukabil binalar yoktan icad edilemezler, bunlarn evveliyat ol-

    F. S

  • . 226

    mas lzmdr. te burada bunlar n mene'ini tesbit ediyoruz. A-maghu'da, bir manast r binasnn avlusunda kk eklinde, i k i katl bir kilise ykselmekte, ayn asra ait Sultan hanlarnn avlularnda ise buna tekabl eden islm klt binalar, yani kk mescitleri bulunmaktadr . Amaghu'nun alt kat kilisesinde olduu gibi bu mescitler ayn zamanda mezar olarak kullanlmadklarndan, bunlarn alt kat lar zerleri tonoz kemerlerle rtl ak bir saha haline ifra edilmi, ykseltilmi olduundan tecrid edilmi ve bylece kutsall korunmu olan st katlar ise seyahlara mescit hizmetini grmtr.

    imdi stanbuldaki byk camilerin Ayasofya ile olan mnasebetleri meselesinin mnakaasna geiyorum. Hemen unu sy-liyeyim k i Edirnedeki Selimiye de dahil olmak zere stanbuldaki yedi byk camii Ayasofyann birer "kopyas" olarak gstermi olduum isnad kitabmdaki metnin kt niyetli bir tahrifidir. Buna kar bilhassa protesto ederim. Byle sama bir f i k r i i leri srmek hibir zaman hat r mdan gememitir. Halbuki, kitabmda (sah. 170) yle demitim: "Bu camileri Ayasofyann ocuklar olarak vasflandrmak mmkndr ; nk onun ilham verici rnei olmasayd bunlar hibir zaman uurlu olarak ona rekabet edebilecek lde yaplamazlard". Byle bir mukayeseye kar hemen hemen hi i t i raz edilemez. ocuklar ana ve babalarnn "kopyalar" deildirler. Bunlar usulen ana babalarndan vcut yaps ve karakterlerini tevars ederler, fakat individel olarak geliirler ve ekser hallerde kendilerini dnyaya getirenlerden manen ve cismen uzaklarlar. Camilerde de ayn hali tesbit ediyoruz. Yalnz mene'leri Ayasof-yadan baka bir yerde bulunan, binaenaleyh baka bir kategoriye giren Edirnedeki Selimiyeyi bundan istisna etmek gerekir. Fakat stanbuldaki alt byk camiin ana modeli Ayasofyann yalnz mekn emasdr. Bu ema bir kubbe ve uzun mihverler istikametinde yer alan i k i yar m kubbeden mteekkildir (kitabmda sah. 140, 169 ve 189 da bu emalar dercetmi olduumdan bunlar burada tekrar lamyacam). Bu mekn sistemi stanbulun fethinden nce Trk yap sanatmca mehul kalmt ve ne byk, ne de kk lde hi ele alnmt. Bu sistemin tekrarlanmas i l k defa Bayezid camiinde mmkn olmu, ikinci defa olarak ise S-leymaniyede ortaya kmtr. Bu emann yakn bir varyant , yahut daha dorusu mantk bir genilemesi arzani mihverler isti-

  • 227

    kametinde oturan i k i yarm kubbenin ilvesi idi . Nitekim bu sistemi ehzade, Sultan Ahmed, Yeni Valide ve ykldktan sonra tekrar yaplan Fatih camilerinde buluyoruz. Fakat merkez kubbenin yarm kubbelerle birletirilmesinden meydana gelen ana prensip alt byk camide ve Ayasofyada ayn ekilde kendini gstermektedir. te bu binalar arasmdaki yakn akrabalk bundan i ler i gelmekte ve bu ok ey ifade etmektedir. Bu devs binalarn asl yaratc faktr mmkn mertebe geni kapal meknlar elde etmekti. Bunlarn d bykl de bu faktrle i lg i l i id i . Nasl k i imparator Justinianus'a, inas biten Ayasofyaya girdikte "Sleyman seni getim" szlerini izafe eden bir gelenek vardr. Kanun Sultan Sleyman iin de Sinan'a Ayasofyay byklk ve ihtiam bakmndan geride brakmak emrini vermi olduu sylenir. Gerek Bizans imparatorunu, gerek Osmanl Sultanlarn bu devs binalar yaptrmaa sevkeden mil haiz olduklar kuvvet ve kudreti harice aksettirmek ihtiras idi . Bu binalarn ruhu kudret f ikr in in taazzuvudur. Bunlar n ina bakmdan gerekletirilmesi ii ise mimarlar n dehasna braklmt . Artk burada "kopya etmek" deil, hesaplamak, ina ve icad etmek bahis mevzuu idi . Bir rnee sahip olmalar s tanbul camilerinin byklk ve ihtiamna en kk bir nakisa dahi vermez.

    Bylece bu mesele hakkndaki grm bir kere daha aklam olduumu mid ediyorum. Daha etrafl izahat iin, pek tabi olarak nceden tesbit edilen erevenin iinde kalm olan k i tabma bavurulabilir . Bu eserimde ina bahisleri yahut statik hesaplar ele alamazdm. Esasen bu srf teknik meseleler bir sanat tarihesinin deil, mtehasss mimarlarn iidir.

    Beni tenkid edenler bay A. Gabriel'in kendi iddialarna (yani Trk sanatnn "parthenogenesis" ine) tamamiyle itirak ettiini sylediklerinden, bukabil isnadlarla yanl bir hret kazanmas mmkn olan sayn Fransz meslektam tebriye etmek iin onun "stanbul Camileri" adl e tdnden (Syria 1926 dan ayr basm) baz paralar aynen nakledeceim:

    Sah. 372: "906 (1501) de balanan ve Kemaleddin'in eseri olan (Sultan Bayezid Camii) stanbul camileri arasnda Bizans tesirlerini gayet vazh bir surette gsteren i lk eserdir. Aynen Ayasofyada olduu gibi merkez kubbe ile i k i yarm kubbe bir shan

  • 228

    (nef) meydana getirmekte ve bunun kuzeyde ve gneyde daha alak shanlarla erevelendii grlmektedir . . ."

    Sah. 374: "Sinan Bayezid camiinin vcud bulhasnda rehberl ik eden ana f ik r i tekrar ele almtr ve bu cami gibi Sleymani-ye de Ayasofyadan ne'et etmitir. Fakat bu camilerin plnlarm birbirilerile karlatrmak Sinann eserinin orijinalliini hemen tebarz ett irmee kfi gelir". Bu esasl deiiklikleri, yani orta s-hamn yan shanlarla mekn bakmndan birletirilmesini kitabmda incelemi bulunuyorum.

    Tenkidciler Kl A l i Paa camiini Ayasofyann kltlm bir rnei olarak gstermeme hayret etmekten kendilerini alamamakta ve bu f i k r i mnsz ve gln bulmaktadrlar . Bu hususta Gabriel'i dinliyelim:

    . Sah. 376: "Pln gayet muvazenelidir, fakat Ayasofyann taklidi keyfiyeti evvelki camilerde olduundan ok daha barizdir. Orta shan, zerlerinde bir kat ihtiva eden alak yan shanlarla tahdid edilmi olup mihrab iine alan bir apsidle sona ermektedir. Yalnz umum hatlara baklacak olursa insan kendini bir camiden ziyade bir kilisede zanneder ve bir takm teferruat bu intiba kuvvetlend i r i r : yan shanlarn st ste otur tulmu revaklan, yerden ykselen mdevver payeler, bizim sivri kemerleri hat r latan yan taraf kemerleri, szde nartheks (pseudonarthex) ve apsid... ite btn bu unsurlar Bizans, Roman ve Gotik binalarnn hatrasn canlandrmaktadr lar .''

    Birok, hat t tbir caizse, saysz yaplarnda her ekli denemesini bilmi olan stad Sinan, neden, hayatnn sonunda, bir deiiklik olsun diye, kendisinden bu ekilde bir cami isteyen bir kaptan deryann kaprisini yerine getirmi olmasn? 1573 de yaplan Piyale Paa camii plnlarnn gsterdii gibi kaptan derya Paalarn ekser hallerde bu sahada husus arzular vard.

    meknn aydnlatlmas hususunda Ayasofyann kat bir rnek olduuna dair Gabriel benimle hemfikir olarak u mlhazada bulunuyor:

    Sah. 409: "15. asr yalnz kr (kapal) yahut birka pencere ihtiva eden kubbeler kullanm gibi grnyor. 16, asrda, baz istisnalar hari, Ayasofyann aydnlatma tarz kabul edildi. Fakat kubbe klhnn maktama tam daire yahut bunun hafife ykseltilmi bir ekli verildi. Bu klahta alan pencerelerin stleri umu-

  • 229

    miyetle yarm daire eklindedir. Bunlarn says 12 ile 24 arasnda deimektedir."

    istanbuldaki byk camilerin tamamile orijinal d yaplar hakknda kitabmda etrafl malmat vermi ve kark destekleme ekillerini tahli l etmi bulunuyorum. Bu defa gayem sadece bir slp tarihi yazmakt . Tasvir sanatlara istinad eden Trk halk ruhunun tahli l ini ise Trk yazarlarna brakyorum.

    Prof. E, Diez

    N O T L A R

    *) Zengin resim malzemesini u eserde bulmak mmkndr: J . Baltrusaitis, Etudes sur l'art mdival en Gorgie et en Armnie (Paris, Leroux 1929).

    2 ) Asklar ekmi olduum fotoraf da maalesef ok kk grnmektedirler. Detay resimleri bilhare neredilecektir.

    3 ) Kr. J . Baltrusaitis - C. Yularkran, Smer sanat - Roman sanat (stanbul 1929). - J . Baltrusaitis, Art sumrien - Art roman (Paris, Leroux 1934).

    4 ) E . Diez, Churasanische Baudenkmaler (V. Reimer, Berlin 1918). - Ayni mellifin: Persien, slamische Baukunst in Churasan (1923). Encyclopdie de l'Islam (Supplment)'da "Kubba" maddesi.

    B ) J . Strzygowski. Die Baukunst der Armenier, bk. ndeks. 7 ) Bu ve dier resimler Baltrusaitis'in ad geen eserinden alnmtr. Burada

    gsterilen antlarn hepsi Transkafkasya mene'Iidir. ) Bugn mevcut merdivenler daha ge devre aittirler.