93
i Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı 2013 Türkiye Ulusal Programı Düşük Karbonlu Kalkınma için Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Destek Projesi Proje No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR Sözleşme No: TR2013/0327.05.01-01/001 Faaliyet 1.1.2 Sera gazı emisyon azaltım hedeflerini karşılamaya yönelik sektörel kalkınma politikalarının belirlenmesi (Talep Durum Raporu) Ankara 2018

Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

i

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı

2013 Türkiye Ulusal Programı

Düşük Karbonlu Kalkınma için Çözümsel

Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi

Teknik Destek Projesi

Proje No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR

Sözleşme No: TR2013/0327.05.01-01/001

Faaliyet 1.1.2 Sera gazı emisyon azaltım

hedeflerini karşılamaya yönelik sektörel

kalkınma politikalarının belirlenmesi

(Talep Durum Raporu)

Ankara 2018

Page 2: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

ii

Projenin Adı: Düşük Karbonlu Kalkınma İçin Çözümsel Tabanlı Strateji ve Eylem Geliştirilmesi Teknik Destek

Projesi

Hizmet Sözleşmesi No: TR2013/0327.05.01-01/001

Proje Kimlik No: EuropeAid/136032/IH/SER/TR

Proje Bütçesi: € 3,865,010.00

Başlangıç Tarihi: 29 Mayıs 2017

Bitiş Tarihi / Süre: 29 Mayıs 2020 / 36 Ay

Sözleşme Makamı: Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB), Ankara, Türkiye

Sözleşme Müdürü: Hacer BİLGE

Adres: T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, E-Blok No:36 İnönü Bulvarı 06510 Emek/Ankara / TÜRKİYE

Telefon: + 90 312 295 49 00

Faks: + 90 312286 70 72

E-posta: [email protected]

Faydalanıcı: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Adres: Mustafa Kemal Mahallesi Eskişehir Devlet Yolu (Dumlupınar Bulvarı) 9. km. No: 278 Çankaya / Ankara

Telefon: + 90 312 410 10 00

Faks: + 90 312 474 03 35

Yüklenici: Hulla & Co Human Dynamics KG (Konsorsiyum Lideri).

Proje Direktörü: Rade Glomazic

Adres: Kralja Milana 34, 1st Floor, 11000 Belgrade, Serbia

Telefon: + 381 11 785 06 30

Faks: + 381 11 264 30 99

E-posta: [email protected]

Proje Ekip Lideri: Mykola Raptsun

Adres (Project Office): Mustafa Kemal Mahallesi, 2138. Sokak, No:5/3, Çankaya/Ankara

Telefon/Faks: +90 312 219 41 08

E-posta: [email protected]

Bu doküman, Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile hazırlanmıştır.

Yasal Uyarı: Bu yayının içeriğinden yalnızca Hulla & Co Human Dynamics KG liderliğindeki Konsorsiyum sorumludur ve hiçbir şekilde

Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.

Page 3: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

iii

İçindekiler

İçindekiler ................................................................................................................... iii

Şekiller Listesi ............................................................................................................ v

Tablolar Listesi .......................................................................................................... vii

Kısaltmalar ............................................................................................................... viii

1. Giriş ..................................................................................................................... 1

2. Bina Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon Azaltım

Hedefleri ..................................................................................................................... 4

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin Gözden

Geçirilmesi ........................................................................................................................ 4

2.1.1. Uluslararası taahhütler ..................................................................................... 4

2.1.2. Ulusal taahhütler .............................................................................................. 5

2.1.3. AB Komisyonu İlerleme Raporlarındaki Ülke Taahhütlerinin Değerlendirmesi 10

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının Değerlendirilmesi ...... 11

2.2.1. Sektörel gelişim eğilimleri............................................................................... 11

2.2.2. Özel sektör bakış açısı ................................................................................... 13

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon Azaltma

Olasılıklarının Analizi ....................................................................................................... 13

2.3.1. Bina sektörünün sera gazı emisyon eğilimleri ................................................ 13

2.3.2. Bina sektöründe sera gazı emisyon azaltım olasılıkları .................................. 17

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör Politikalarının

İyileştirilmesi Önerileri ..................................................................................................... 19

3. Atık Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon Azaltım

Hedefleri ................................................................................................................... 21

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin Gözden

Geçirilmesi ...................................................................................................................... 21

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının Değerlendirilmesi ...... 26

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon Azaltma

Olasılıklarının Analizi ....................................................................................................... 30

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör Politikalarının

İyileştirilmesi Önerileri ..................................................................................................... 37

Page 4: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

iv

4. Ulaştırma Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon Azaltım

Hedefleri ................................................................................................................... 40

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin Gözden

Geçirilmesi ...................................................................................................................... 41

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının Değerlendirilmesi ...... 46

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon Azaltma

Olasılıklarının Analizi ....................................................................................................... 54

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör Politikalarının

İyileştirilmesi Önerileri ..................................................................................................... 60

5. Tarım Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon Azaltım

Hedefleri ................................................................................................................... 63

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin Gözden

Geçirilmesi ...................................................................................................................... 64

Sektör Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının Değerlendirilmesi ........ 66

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon Azaltma

Olasılıklarının Analizi ....................................................................................................... 70

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör Politikalarının

İyileştirilmesi Önerileri ..................................................................................................... 76

6. Sonuç ve Öneriler .............................................................................................. 78

Page 5: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

v

Şekiller Listesi

Şekil 1. 1954’den sonra inşa edilen bina sayısı ve taban alanları ............................ 12

Şekil 2. 1984 ve 2000 yıllarındaki bina türlerinin sayısı ............................................ 12

Şekil 3. İnşaat dönemlerine göre bina sayı ve dağılımları (2016) ............................. 13

Şekil 4. Türkiye’de sektörlere göre sera gazı emisyon eğilimleri (1990-2015) .......... 14

Şekil 5. Sektörlere göre yakıt yakımından kaynaklı sera gazı emisyonları, 1990 (sol)

ve 2015 (sağ) ........................................................................................................... 15

Şekil 6. Konut ve hizmet (bina) sektörü sera gazı emisyonları (1990-2015) ............. 15

Şekil 7. Bina sektöründe enerji tüketimi .................................................................... 16

Şekil 8. Türkiye’deki binalarda tüketilen yakıtların CO2 emisyon yoğunluğu ............ 16

Şekil 9. Elektrikli evsel gereçlerin ortalama elektrik tüketimi ve satın alma gücü

paritesine (ppp) göre katma değer biriminden hizmet sektörünün elektrik yoğunluğu

(1990-2014) .............................................................................................................. 18

Şekil 10. Atık sektörü sera gazı emisyonları (1990-2015) ........................................ 27

Şekil 11. Atık sektörü CO2 emisyonları (1990-2015) ................................................ 30

Şekil 12. Atık sektörü CH4 emisyonları (1990-2015) ................................................ 31

Şekil 13. Atık sektörü N2O emisyonları (1990-2015) ................................................ 32

Şekil 14. Katı atık bertaraf sahalarındaki yıllık atık (1990-2015) .............................. 33

Şekil 15. Karayolu ağ uzunluğundaki değişim (1990-2016) ...................................... 47

Şekil 16. Araç sayıları a) tiplere göre b) yakıt türüne göre c) yakıt türüne (2004-2016,

TÜİK, 2018) .............................................................................................................. 48

Şekil 17. Karayolu istatistikleri a) şehirlerarası taşıt-km b) yolcu-km c) yük-km (2001-

2016, TÜİK, 2018) .................................................................................................... 49

Şekil 18. Demiryolu istatistikleri a) uzunluk b) yolcu-km c) yük ton-km (2001-2016) 51

Şekil 19. Havayolu istatistikleri a)yolcu sayısı b)yük miktarı (1990-2016), ................ 52

Şekil 20. Uluslararası deniz ticaret istatistikleri (yüklenen Mt, 1980-2015) ............... 54

Şekil 21. Ulaştırma modlarına göre sera gazı emisyonları (1990-2015) ................... 55

Şekil 22. Yakıt türüne göre motorlu kara taşıtlarından sera gazı emisyon miktarı (1990-

2015) ........................................................................................................................ 55

Page 6: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

vi

Şekil 23. Yakıt türüne göre motorlu kara taşıtlarından sera gazı emisyon oranları

(1990-2015) .............................................................................................................. 56

Şekil 24. Yurtiçi havacılık sera gazı emisyonlarına karşılık yakıt tüketimi (1990-2015)

................................................................................................................................. 58

Şekil 25. Ulaştırma modlarına göre CO2 emisyonları ............................................... 59

Şekil 26. Yıllara göre ulaştırma kaynaklı CO2 emsiyonları ....................................... 59

Şekil 27. Taımın GSYH ve istihdamdaki payı (%) (1950-2017) ................................ 67

Şekil 28. Türkiye hayvancılık rakamları (milyon baş) (1990-2017) ........................... 69

Şekil 29. Tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015) ....................... 71

Şekil 30. Enterik fermentasyondan kaynaklanan CH4 emisyonları (1990-2015) ...... 72

Şekil 31. Gübre yönetiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları (1990-2015) ...... 72

Şekil 32. Tarım topraklarından kaynaklanan sera gazı emisyonları (1990-2015) ..... 73

Page 7: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

vii

Tablolar Listesi

Tablo 1. UİDS bina sektörü bağlantılı hedefleri .......................................................... 6

Tablo 2. UİDEP bina sektörü bağlantılı amaç, hedef ve eylemleri .............................. 7

Tablo 3. Enerji Verimliliği Stratejisi bina sektörü bağlantılı amaç, hedef ve eylemleri 9

Tablo 4. Türkiye’deki WtE tesisleri listesi (sadece düzenli depolama veya atıksu

gazından enerji) ....................................................................................................... 28

Tablo 5. Atık bertaraf sahaları CH4 emisyonları (NIR, 2017) .................................... 34

Tablo 6. Belediye atıksu toplama ve arıtma (1994-2016) ......................................... 35

Tablo 7. Atıksu arıtma ve deşarj kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015) ......... 35

Tablo 8. Sera gazı emisyonlarının azaltılması için politika önerileri ......................... 37

Tablo 9. Ulaştırma sisteminde model payları, ........................................................... 40

Tablo 10. Karayolu taşımacılığında tüketien yakıtların CO2 emisyon yoğunluğuı .... 56

Tablo 11. Yaşlarına göre karayolu morotlu taşıtların sayısı (2016) (x106) ................ 56

Tablo 12. Türkiye'de düşük karbonlu kalkınma için ulaştırmada öncelikli alanlar ..... 61

Tablo 13. Seçilen grup veya ürünlerde tarımsal üretim (1990-2017) ........................ 67

Tablo 14. Tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015) ...................... 70

Page 8: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

viii

Kısaltmalar

AB Avrupa Birliği

AB UÇES AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi

AD Anaerobik Çürütme

AK Avrupa Komisyonu

AKAKDO Arazi Kullanımı, Arazi Kullanım Değişikliği ve Ormancılık

AP Avrupa Parlamentosu

AR&GE Araştırma ve Geliştirme

BAU Referans Senaryo

BEP Bina Enerji Performansı

BM Birleşmiş Milletler

BMÇP Birleşmiş Milletler Çevre Programı

BMİDÇŞ Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

BSTB Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

ca. Circa

cal Kalori

CAP Ortak Tarım Politikası (AB)

CH4 Metan

CNG Sıkıştırılmış doğal gaz

CO2 Karbon dioksit

CO2-eşd

COP

ÇATAK

Karbon dioksit eşdeğeri

Taraflar Konferansı

Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Korunma Programı

ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Derneği

ÇSGB Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

ÇŞB Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

DKK Düşük Karbonlu Kalkınma

DSI Devlet Su İşleri

Page 9: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

ix

DWT Net Ağırlık Tonajı

EBRD Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası

EKB Enerji Kimlik Belgesi

EJ Exajoule

ELV Kullanım Ömrü Sonu Aracı

EPR Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu

ETKB Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı

FAO

GGPP

Gıda ve Tarım Örgütü

Yeşil Büyüme Politika Belgesi

GHG Sera gazı

GSYH Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla

GTHB Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

IFC Uluslararası Finans Kurumu

IMO Uluslararası Denizcilik Kurumu

INDC Ulusal Katkı Niyet Beyanı

IPA Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı

IPCC Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli

IPD Entegre Proje Teslimatı Uygulaması

ITS Akıllı Ulaşım Sistemleri

IWMP Entegre Atık Yönetimi Planları Uygulaması

İDHYKK İklim Değişikliği ve Hava Yönetimi Koordinasyon Kurulu

KB Kalkınma Bakanlığı

kt Kilo ton

kWh Kilovat saat

LNF Düşük Azotlu Beslenme

LPG Sıvılaştırılmış Petrol Gazı

m2 Metrekare

Mt Milyon ton

Page 10: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

x

Mtkm Milyon ton-kilometre

MWe Megavat elektrik

MWh Megavat-saat

N2O Nitröz oksit

NDC Ulusal Olarak Belirlenen Katkı

NH3 Amonyak

NOX Azot oksitleri

nSEB Neredeyse Sıfır Enerji Binası

OECD Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü

PAYT Kirlettiğin kadar öde

PJ Petajoul

PMR Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı

PPP Kamu Özel Sektör Ortaklığı

SKHP Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik Planı

SOX Sülfür oksitleri

STK Sivil Toplum Kuruluşu

t

TAGEM

Ton

Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü

TCDD Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları

toe Ton petrol eşdeğeri

TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu

UAYP Ulusal Atık Yönetim Planı

UDHB Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı

UİDEP Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı

UİDS Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi

UİDUSEP Ulusal İklim Değişikliği Uyum Stratejisi ve Eylem Planı

USD ABD Doları

UTKSEP

WCED

Ulusal Tarımsal Kuraklık Stratejisi ve Eylem Planı

Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu

Page 11: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

xi

WEEE Atık Elektrikli ve Elektronik Ekipmanlar

WTAP Atıksu Arıtımı Eylem Planı

WtE Atıktan Enerji

YEKDEM Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması

YHT Yüksek Hızlı Tren

Page 12: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

1

1. Giriş

Dünya milletleri, 1987 yılında Brundtland Raporu olarak bilinen bir çalışmanın

yayınlanmasını takiben, insan türü olarak geleceğimizin ciddi biçimde tehdit altında

olduğunun farkına varmışlardır. “Ortak Geleceğimiz” başlığını taşıyan Brundtland

Raporu, Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Komisyonu (WCED) tarafından 1987

yılında yayınlanmıştır. Raporun amacı, sürdürülebilir kalkınma yolunda insanların

birbirlerine karşı olan bağlılığı ve konunun çok taraflılığını vurgulamaktı. Söz konusu

Rapor, 03-14 Haziran 1992 tarihlerinde, Rio de Janerio’da gerçekleştirilen Dünya

Zirvesi’nin düzenlenmesine de neden olmuştur. Sonra da Birleşmiş Milletler İklim

Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS), 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Tarihsel süreci hatırlamak gerekirse, Türkiye, Ozon Tabakasını İncelten Maddelere

İlişkin Montreal Protokolü gibi önemli uluslararası anlaşmaların başarılı bir destekçisi

olarak, BMİDÇS’ne Mayıs 2004 tarihinde taraf olmuştur. Sözleşme kapsamında bütün

dünya ülkeleri ciddi sorunlarla karşı karşıya olmakla birlikte, küresel sera gazı

emisyonlarına %1’den daha az katkı yapmakta olan bir ülke olarak Türkiye,

karşılaştırmalı bir bakış açısıyla, biraz daha büyük sorunlarla karşı karşıya

kalmaktadır. Türkiye tarihsel olarak emisyon kaynağı olan bir ülke olmamakla birlikte,

1990’lardan bu yana yaşadığı hızlı büyüme nedeniyle dikkat çekmekte ve son

dönemde gerçekleşen emisyonlarda en hızla artan orana sahip ülke olarak eleştirilere

maruz kalmasına neden olmaktadır. Böylesi veriler eldeyken anlaşılması gereken

önemli bir nokta, uluslararası talep ve buna verilecek ulusal karşılığın belirlenmesinin

gerçekten zorlu bir konu olduğudur. Bu da aslında, Sözleşmenin onaylanmasındaki

gecikmeyi açıklamaktadır. Daha detaylı açıklamak gerekirse, BMİDÇS 7. Taraflar

Konferansı (COP 7), 2001 yılında Marakeş’te düzenlenirken, Türkiye Ek II’den

çıkarılmış ve Sözleşmeye Taraf Ülkeler, Türkiye’ye Ek I’e dâhil diğer ülkelerden farklı

bir konum verecek şekilde, Türkiye’nin özel durumunu tanımaya davet edilmişlerdir.

Söz konusu gelişmeyi takiben, 2004 yılında Türkiye, Çerçeve Sözleşmeye taraf olmuş

ve o tarihten bu yana da iklim politikalarında daha aktif yer almaya başlamıştır. Bugün

de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan sayısız proje ve başarılı

etkinlikler bu gelişmelerin sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Talep Durum Raporu’nun amacı, bina, ulaştırma, atık ve tarım sektörlerinde

uluslararası ve ulusal iklim değişikliği taahhütlerince gerekli kılınan sera gazı emisyon

azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karşılanmakta

olduğunu belirlemektir.

Bu amaç doğrultusunda, her sektöre ait bölüm, o sektöre ait sera gazı emisyonları

bağlantılı politika ve yükümlülükleri gözden geçirerek, sektörel kalkınma eğilimleri ve

özel sektör bakış açısını değerlendirerek ve varolan verilerle birlikte en son gelişme

Page 13: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

2

ve politikalara dayalı olarak sektördeki sera gazı emisyon azaltım olasılıklarına ilişkin

analizler sunarak, o sektöre ait sera gazı emisyon azaltım hedef ve kalkınma

politikalarını ortaya koyacak biçimde tasarlanmıştır. Son olarak da, her sektör için sera

gazı emisyonlarının azaltımına yönelik kilit sektörel politikaların nasıl

iyileştirilebileceğine dair öneriler sunulmaktadır.

Öte yandan Rapor aynı zamanda, Projenin 3 ve 4. Bileşenleri kapsamındaki

faaliyetlerin geliştirilme ve şekillendirilmesine ışık tutmayı ve düşük karbonlu kalkınma

modelleme çalışmaları için bir başlangıç noktası teşkil etmeyi de amaçlamaktadır.

Hedeflenen sektörlerdeki talebin durumuna ilişkin net bir fikir sahibi olunabilmesi

amacıyla, model çıktılarının dikkate alınması gerekmektedir. Ancak, proje modelleme

çalışmaları henüz başlamamış olduğundan, söz konusu Rapor, bina, ulaştırma, atık

ve tarım sektörlerinde hâlihazırda varolan eğilimlere dair genel bir değerlendirme

yapacaktır.

Konuyla bağlantılı ulusal çalışma ve politika belgeleri, Faaliyet 1.1.1’in Durum

Raporu’nda ele alındığından, bu Rapor’da ilgili sektörlerdeki talep ve duruma ilişkin

farklı bir bakış açısı sunabilmek amacıyla, sadece önemli ulusal çalışmalara yer

verilmektedir. Söz konusu çalışmalar aşağıda sunulmaktadır:

Dünya Bankası fonlu, PMR (Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı) Türkiye

Projesi, 2013 yılından bu yana Türkiye’de izleme, raporlama ve doğrulamaya

ilişkin mevzuatın iyileştirilmesi ve uygulanmasıyla birlikte, piyasa temelli

emisyon azaltım mekanizmalarının geçerliliği konularında çalışmalar

yürütmektedir.

Dünya Bankası yeni çalışması (2013), Türkiye için yeşil büyüme kalkınma

olasılıkları kapsamını değerlendiren, Yeşil Büyüme Politika Belgesi (GGPP).

WWF Türkiye’ye ait (2015), Türkiye için Düşük Karbonlu Kalkınma Yolları ve

Öncelikleri çalışması.

İklim Ağı Türkiye, Yeni İklim Enstitüsü ve İklim Eylem Ağı tarafından hazırlanan

(2016), İklim Eylemlerinin Faydaları: Türkiye’nin İklim Taahhüdünün

Değerlendirmesi.

Greenpeace tarafından hazırlanan (2015), Enerji Devrimi, Sürdürülebilir bir

Türkiye Enerji Görüntüsü.

Türkiye’nin BMİDÇS’ne gönderdiği 6.Ulusal Bildirim Raporu’nda yer alan

değerlendirme, kilit sektörlerde sera gazı emisyonlarına ilişkin aşağıda yer alan temel

bilgileri sunmaktadır:

Toplam CO2 emisyonlarının en büyük kısmı, %86,1 ile enerji sektöründen

kaynaklanmaktadır (çevrim ve enerji, sanayi, bina, ulaştırma). 2015 yılında, geri kalan

%13,6 endüstriyel işlemler ve ürün kullanımından ve %0,2 de tarımdan

Page 14: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

3

kaynaklanmaktadır. Endüstriyel işlemler ve ürün kullanımından kaynaklanan CO2

emisyonları, 2014 yılına kıyasla %0,4 ve 1990 yılında kıyasla da %138,9 oranında

artmıştır. Metan (CH4) emisyonlarının en büyük bölümü, %59,3 ile tarım

faaliyetlerinden kaynaklanırken, %28,8 atık ve %11,8 de enerji ve endüstriyel işlemler

ve ürün kullanımından gelmektedir. 1990 yılına kıyasla tarım bağlantılı metan (CH4)

emisyonları %22 ve atık kaynaklı metan (CH4) emisyonları ise %54,6 oranında artış

göstermiştir.

Takip eden bölümde ulaştırma, atık, bina ve tarım sektörlerine odaklanılarak,

hâlihazırda varolan stratejilerin INDC amaç ve hedeflerine uygunluğu

değerlendirilmektedir.

Page 15: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

4

2. Bina Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon

Azaltım Hedefleri

Bina sektörü, karbonsuzlaştırma politikalarının kilit hedefleri arasında yer almaktadır.

Binalar, artmakta olan küresel enerji tüketimi ve yükselen sera gazı emisyonlarına

ciddi katkılar yapmaktadırlar. Öncelikle, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli

(IPCC) tarafından 2010 yılında yayınlanan 5.Değerlendirme Raporu uyarınca sektör,

toplam küresel enerji tüketiminin 117 EJ ya da %32’sinden, enerji bağlantılı CO2

emisyonlarının %19’undan ve küresel elektrik tüketiminin %51’inden sorumludur1.

Ayrıca, binalar aynı zamanda karbon verimliliklerini, teknolojik sistemlerinin enerji

verimliliğini ve altyapı verimliliklerini iyileştirmekle birlikte hizmetlere olan talebi

azaltarak önemli ölçüde düşük maliyetli enerji tasarrufu ve sera gazı emisyon azaltımı

sağlayabilmektedirler. Sonuç olarak bu durum, hem küresel anlamda hem de ve

özellikle geçiş ekonomileri için, bütün sektörler arasında en önemli maliyet-etkin CO2

emisyon azaltım potansiyelini sunmaktadır. Söz konusu gerçeğin farkına vararak

Türkiye, sayısız bina bağlantılı mevzuat ve planı güncellemiştir ya da güncelleme

sürecindedir. Türkiye, Paris Anlaşması kapsamında sunduğu Ulusal Katkı Niyet

Beyanı’nda (INDC) bina sektörünü kilit unsurlar arasında anmaktadır. Sektöre ilişkin

gelişme eğilimleri, bunlara neden olan faktörlerle birlikte ilgili sera gazı emisyonlarını

sınırlayan ulusal girişimler bu Bölüm’de sunulmaktadır.

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin

Gözden Geçirilmesi

2.1.1. Uluslararası taahhütler

Türkiye, 2004 yılından bu yana BMİDÇS’ne taraftır ve Sözleşme kapsamında, ulusal

politika ve tedbirlerini uyarlaması ve küresel sera gazı azaltım çabalarına katkı vermesi

beklenen, Ek I ülkeleri arasında yer almaktadır. Ancak 2001 yılında, 7. COP

toplantısında Sözleşme taraflarınca benimsenen 1/CP.16 sayılı Karar uyarınca,

Taraflar Türkiye’nin özel durumunu tanımış ve gelişmekte olan ülkelere destek için bu

şartları karşılaması yerine, düşük karbonlu bir ekonomi oluşturabilmesi için finans,

teknoloji ve kapasite geliştirmeye erişimini teşvik etmişlerdir. Türkiye 2009 yılında

Kyoto Protokolü’nü de onaylayarak, BMİDÇS bağlamındaki iklim değişikliği ile

mücadeleye yönelik iyi niyet ve taahhütlerini genişletmiştir. Ancak Türkiye, nicel

1 Lucon ve arkadaşları, 2014: İklim Değişikliği ve Binalar, 2014: İklim Değişikliğinin Azaltılması. Hükümetlerarası İklim

Değişikliği Paneli, 5.Değerlendirme Raporu, III Çalışma Grubu Katkısı

(Lucon et al. 2014: Buildings. In: Climate Change 2014: Mitigation of Climate Change. Contribution of Working Group III to the

Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change https://www.ipcc.ch/pdf/assessment-

report/ar5/wg3/ipcc_wg3_ar5_chapter9.pdf )

Page 16: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

5

hedefleri olan ülkelerden oluşan Ek B’de de yer almamaktadır. Dolayısıyla bu

kapsamda, mutlak bir sera gazı emisyon azaltım hedefine de sahip değildir.

Türkiye, 2016 yılında BMİDÇS kapsamındaki Paris Anlaşması’nı imzalamış ancak,

henüz onaylamamıştır. Anlaşma, küresel ısınmanın 2°C ile sınırlanması amacıyla

yürütülen küresel faaliyetlere Ulusal Katkı Beyanı (NDC) sunulmasını

gerektirmektedir. Türkiye, 30 Eylül 2015 tarihinde, Anlaşmayı onaylaması halinde

NDC haline gelecek, Ulusal Katkı Niyet Beyanını (INDC) sunmuştur. Söz konusu

INDC’ye göre, Türkiye sera gazı emisyonlarını, AKAKDO dâhil, 2030 yılına dair

Referans Senaryo’ya (BAU) kıyasla, %21 azaltmayı hedeflemektedir.

Türkiye’nin söz konusu INDC hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla belirlediği kilit plan

ve politikalar arasında bina sektörü de yer almaktadır. Bunlar aşağıda sunulmaktadır2:

Binalarda Enerji Performansı (BEP) Düzenlemesi doğrultusunda, enerji verimli

yeni mesken ve hizmet binaları inşa etmek

Enerji tüketiminin kontrol edilmesi ve azaltılmasıyla birlikte m2 başına sera gazı

emisyonlarının da azaltılması amacıyla yeni ve varolan binalar için Enerji Kimlik

Belgeleri (EKB’ler) oluşturmak

Tasarım, teknolojik ekipman ve bina malzemeleriyle birlikte yenilenebilir enerji

kaynaklarının kullanımını teşvik eden araçlar (kredi, vergi indirimi, vs.)

geliştirilmesiyle yeni ve varolan binalardaki temel enerji tüketimi kaynaklarını

azaltmak

Enerji talebinin azalması ve yerel enerji üretiminin sağlanması amacıyla, yeşil

bina, pasif enerji ve sıfır-enerji ilkelerini yaygınlaştırmak

Türkiye, yukarıda yer alan tedbirleri bir dizi ulusal politika ve eylem aracılığıyla

gerçekleştirmeyi planlamaktadır. Bütün bunlar 10.Kalkınma Planı, Ulusal İklim

Değişikliği Stratejisi, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı ve Enerji Verimliliği

Stratejisi’nde detaylı olarak anlatılmaktadır. Bu belgeler arasında bina sektörüne ilişkin

temel tedbirleri içerenler takip eden bölümlerde ele alınmaktadır.

2.1.2. Ulusal taahhütler

10. Kalkınma Planı

Türkiye’nin 2014-20183 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı, birçok programın

yanısıra, “Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı”nı da içermektedir. Söz konusu

2 Türkiye Cumhuriyeti Ulusal Katkı Niyet Beyanı (INDC)

http://www4.unfccc.int/submissions/INDC/Published%20Documents/Turkey/1/The_INDC_of_TURKEY_v.15.19.30.pdf

310. Kalkınma Planı, Kalkınma Bakanlığı, 2014-2018, Ankara, 2014,

http://www.mod.gov.tr/Lists/RecentPublications/Attachments/75/The%20Tenth%20Development%20Plan%20(2014-2018).pdf

Page 17: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

6

Program, 2012 yılında kabul edilen ve birbirleriyle bağlantı bir dizi eylem içeren “Enerji

Verimliliği Strateji Belgesi’ne (2012-2023)” dayanmaktadır.

Enerji Verimliliğinin Geliştirilmesi Programı’nın iki hedefi bulunmaktadır. Birincisi,

Türkiye’nin temel enerji yoğunluğunu 2011’deki 0,2646 toe/1000 USD’den, 2018’de

0,243 toe/1000 USD’ye indirmektedir. İkincisi ise, kamu binalarındaki enerji tüketimini

2018 yılında, 2012 yılına kıyasla %10 azaltmaktır.

Programın Eylem Planı’nda yer alan 4 Bileşende, kamu binalarının enerji

performansına ilişkin iki temel politika tanımlanmaktadır: i) Uygulanmakta olan mali

teşviklerin etkinleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, yatırım yapmayı özendirici ilave mali

tedbirlerin alınması, bu alandaki finansman imkânlarının belirli bir disiplin içinde

kullanımı için mekanizmalar geliştirilmesi, proje sonrasında sağlanan tasarruflarla geri

ödemeye imkân veren Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) dâhil olmak üzere, çeşitli

finansman yöntemleriyle kamu binalarındaki enerji verimliliği yatırımlarının

yaygınlaştırılması ve ii) Yalıtımı düşük ve/veya yetersiz yalıtıma sahip eski binalarda,

binayı çevreleyen dış yapı zarfının ve ısıtma sistemlerinin yürürlükteki standartları

sağlayacak şekilde ısı yalıtımlı niteliğe dönüştürülmesi.

Öte yandan, Planın 1 ve 2. Bileşenleri de dolaylı olarak bina sektöründeki enerji

verimliliğini ele almaktadır. Enerji verimliliği kapsamında 1.Bileşen idari ve kurumsal

kapasite gelişimine işaret ederken, 2.Bileşen de enerji verimliliği çalışma ve

projelerinin finansmanı için sürdürülebilir mekanizmalar geliştirilmesini

amaçlamaktadır.

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2023)4

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (UİDS) (2010-2023), iklim değişikliğiyle bağlantılı

olarak Türkiye’de kısa, orta ve uzun vadelerde uygulanması gereken bir dizi hedef

belirlemektedir. Bina sektörüne ilişkin stratejik hedefler Tablo 1‘de yer almaktadır.

Tablo 1. UİDS bina sektörü bağlantılı hedefleri4

Zamanlama Hedefler

Kısa vade Yeni binalarda Enerji Kimlik Belgesi uygulamasına başlanacaktır

Yeni yapılacak binalarda yenilenebilir enerji sistemlerinin ilk yatırım maliyeti enerji ekonomisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, inşaat alanı 20.000 m2 ’ye kadar olan binalarda 10 yıl, inşaat alanı 20.000 m2 ve daha bü- yük binalarda 15 yılda geri kazanılması durumunda bu sistemler yapılacaktır

4 Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi 2010-2023, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2010

Page 18: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

7

Kullanım alanı 1,000 m2.’den büyük yeni otel, hastane, yurt ve diğer konaklama amaçlı konut olmayan yapılar ve spor merkezlerinde merkezi ısıtma sistemleri ve temiz/sıcak kullanım suyu için güneş enerjisi kollektörleri kurulacaktır.

Orta vade Mevcut binalarda “Enerji Kimlik Belgesi” uygulaması için altyapı hazırlanacaktır

Uzun vade Mevcut kamu bina ve alanlarında enerji tüketimini iyileştirici tedbirler alınacaktır.

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (2011-2023)5

Ulusal İklim Değişiklği Eylem Planı’nda (UİDEP) (2011-2023) emisyona sebep olan

sektör ve yutaklar için temel amaç ve hedeflerle birlikte, yatay-kesişen amaç ve

hedefler belirlemektedir. Bina sektörüne ilişkin amaç, hedef, eylem ve zamanlamalar

Tablo 2‘de özetlenmektedir. Planda yer alan 2014 yılı öncesine ilişkin eylemlerin

tamamlandığı varsayımından hareketle, sadece 2014 ve sonrasına ait eylemler

listelenmektedir. Eylemlere ilişkin bir uygulama kontrol listesi bulunmadığından,

eylemlerin hâlihazırdaki uygulanma düzeyleri belirlenememektedir.

Tablo 2. UİDEP bina sektörü bağlantılı amaç, hedef ve eylemleri5

Hedefler Eylem Alanı Eylem Zaman

Amaç 1: Binalarda enerji verimliliğinin arttırılması

1 2023 yılında en az 1 milyon konut ile toplam kullanım alanı 10 bin metrekarenin üzerindeki ticari ve kamu binalarında belirlenmiş standartları sağlayan ısı yalıtımı ve enerji verimli sistemlerin oluşturulması

1 Binalarda ısı yalıtımı sağlamak ve enerji verimli sistemler oluşturmak için enerji verimliliği potansiyelinin ve önceliklerin tespit edilmesi

2 Bina tipolojileri için oluşturulan Model Binaların teknik özelliklerinin belirlenmesi

2011-2017

3 Mevcut binaların, Model Binalar ile kıyaslanması sonucunda binalarda enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi

2011-2018

2 2017 yılına kadar bütün binalarda, Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği ve diğer enerji verimliliği yönetmeliklerinin etkin olarak uygulanması

1 Binalarda ısı yalıtımının ve verimli enerji sitemlerinin kullanımının sağlanması için BEP Yönetmeliğinin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesi

3 BEP Yönetmeliğinin uygulanmasını desteklemek üzere ilgili hukuki düzenlemelerde (Kat Mülkiyeti, Belediyeler Kanunu, Yapı Denetim Yönetmeliği vb.) gerekli değişikliklerin belirlenmesi ve yapılması

2011-Sürekli

4 Enerji Kimlik Belgesi (EKB) sınıflandırma aralıklarının yukarı çekilmesi (TS 825 – bina bileşenlerinin U değerlerinin yıllar itibariyle düşürülmesi) için fayda/ maliyet analizlerini içeren bir teknik değerlendirmenin yapılması ve BEP ve TS 825’in revize edilmesinde koordinasyonun sağlanması

2011- Sürekli

5 Entegre Bina Tasarımı Yaklaşımı” ve “Sıfır Emisyonlu (Sürdürülebilir) Bina” kriterlerinin oluşturulması, gerekli görülürse BEP Yönetmeliğine entegre edilmesi

2012-2015

2 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın BEP Yönetmeliği ve diğer enerji verimliliği

3 Düzenlenen EKB’lerin denetimlerini yürütmek üzere bir ekibin görevlendirilmesi ve bu ekibin eğitilmesi

2011 ve sonrası

5 Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı 2011-2023, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2011

Page 19: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

8

uygulanmalarına yönelik kapasitesinin artırılması

3 İlgili diğer kurumların BEP ve diğer enerji verimliliği yönetmeliğinin uygulanmasına yönelik kapasitesinin geliştirilmesi

4 Yapı denetim sisteminin etkinleştirilebilmesi için gerekli görülürse mevzuat değişikliği yapılması

2011-2013

5 Binalarda Enerji Yönetimi sisteminin standartlaştırılarak etkinleştirilmesi, ilgili mevzuatın (EV Kanunu ve yönetmelikleri) Enerji Yönetim Standardına (16001 EN-ISO 50001) uyumlaştırılması ve ticari binalar ile kamu binalarında uygulanması

2011-2015

3 Binalarda 2013 yılı sonuna kadar enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve BEP ile ilgili olarak gerekli finansal desteği sağlayacak araçların geliştirilmesi.

1 Binalarda enerji verimliliğinin arttırılması için enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve BEP ile ilgili olarak gerekli finansmanın sağlanması

2 Binalarda enerji verimliliği önlemleri için gerekli yatırımların yapılmasını özendirici finans modellerinin araştırılması, tanıtılması ve yaygınlaştırılması

2011-2015

4 2017 yılına kadar tüm binalara “Enerji Kimlik Belgesi” verilmesi

1 Tüm binalara “Enerji Kimlik Belgesi” verilmesi için gerekli altyapının güçlendirilmesi

1 ÇŞB tarafından mevcut ve yeni binalara verilecek olan sertifikaların izlenmesi ve kaydedilmesi, rastgele kontroller ile BEP yönetmeliği ve diğer enerji verimliliği uygulamalarının denetlenmesi

2011-2017

2 Binaların mekanik sistemlerinin periyodik denetimi (merkezi ısıtma sistemleri, HVAC sistemleri) için metot oluşturulması, denetimler için yetkilendirme yapılması ve denetimlerin uygulanması

2011-2017

5 Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde, yıllık enerji tüketiminin 2015 yılına kadar %10 ve 2023 yılına kadar %20 azaltılması

1 Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinin yıllık enerji tüketiminin azaltılması

2 Kademeli olarak tüm kamu binalarının EKB’lerinin düzenlenmesi için koordinasyonun sağlanması

2011-2017

3 Eski ve yeni kamu binalarında EKB için eşik değerlerin belirlenmesi ve bu EKB eşik değerler baz alınarak kamu binalarında enerji verimliliği iyileştirme stratejisinin belirlenmesi ve gerekli tahsisatın sağlanması için Başbakanlık Genelgesinin yayımlanması

2011-2018

4 Kamu kuruluşlarınca enerji etütleri yaptırılarak iyileştirmeler için gerekli bütçenin belirlenmesi ve fizibilite raporlarının hazırlanarak MB’ye ve KB’ye sunulması

2011-2015

Amaç 2: Binalarda yenilenebilir enerji kullanımının artırılması

1 2017 yılından itibaren yeni binaların yıllık enerji ihtiyacının en az %20’sinin yenilenebilir enerji kaynaklarından temin edilmesi

1 Binalarda yenilenebilir enerji kullanımının teşvik edilmesi

2 Binalarda yenilenebilir enerji kullanımının sağlanması için yeni düzenlemeler yapılması

2011-2015

Amaç 3: Yerleşmelerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının sınırlandırılması

1 2023 yılına kadar yeni yerleşmelerde yerleşme ölçeğinde sera gazı emisyonunun (pilot olarak seçilen ve sera gazı emisyon miktarı 2015 yılına kadar belirlenen) mevcut yerleşmelere göre en az % 10 azaltılması

2 Enerji verimli ve iklim duyarlı yerleşme/yapılaşma için politika ve hukuki düzenlemelerin geliştirilmesi ve pilot projeler ile uygulamaya geçirilmesi

3 Enerji-etkin, iklim-duyarlı, sürdürülebilir kentsel yerleşim planlamasına yönelik usul ve esasların belirlenmesi ve pilot proje sonuçları kullanılarak sürdürülebilir kentsel planların uygulamaya geçirilmesi için çıktıların imar mevzuatına aktarılması

2015-2016

5 Yerel yönetimlerce imar planlarının iklime duyarlı yerleşim planları biçiminde hazırlanması

2013-2015

Page 20: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

9

Enerji Verimliliği Strateji Belgesi (2012-2023)6

Enerji Verimliliği Strateji Belgesi (2012-2023), ülkenin enerji verimliliğine ilişkin olarak

bir dizi stratejik amaç belirlemektedir. Stratejik amaçlardan birincisi (SA-1) hizmet

sektörlerindeki enerji yoğunluğuna odaklanmaktadır. İkinci stratejik amaç ise, özellikle

bina sektöründeki enerji verimliliğini ele almakta ve bazı unsurları vurgulamaktadır: i)

Enerji verimliliği yüksek binaların enerji taleplerini ve karbon emisyonlarını azaltmak

ve ii) yenilenebilir enerji kaynakları kullanan sürdürülebilir çevre dostu binaları

yaygınlaştırmak, ifadesini kullanmaktadır. Altıncı stratejik amaç, kamu sektöründe

enerjinin verimli ve etkin kullanılmasını teşvik etmektedir. Yedinci stratejik amaç ise,

binalardaki enerji verimliliğini dolaylı olarak kurumsal yapı, kapasite ve işbirliklerinin

güçlendirilmesi, son teknoloji kullanımı ve farkındalığın artırılması ve başka kamu

finansman mekanizmalarının oluşturulması aracılığıyla iyileştirmeyi hedeflemektedir.

Aşağıda yer alan Tablo 3, strateji belgesinde yer alan SA 1, 2 ve 6’nın hedef ve

eylemlerini özetlemektedir:

Tablo 3. Enerji Verimliliği Stratejisi bina sektörü bağlantılı amaç, hedef ve eylemleri6

Hizmet Sektörü

SA-1 Hedef

Her hizmet alt sektöründe enerji yoğunlukları azaltılacaktır. Oranlar sektör paydaşlarıyla

yakın işbirliği içinde belirlenecektir ancak, her alt sektör için 2012-2022 döneminde %10

yoğunluktan az olmayacaktır.

Uygulama

Eylemleri

Yılda 5.000 TEP üzerinde enerji tüketen endüstriyel işletmelerde ve kullanım alanı 20.000

m2 ’nin üzerinde olan ticari binalarda enerji etütlerini periyodik olarak yapılacaktır (2014)

Hizmet sektöründe faaliyet gösteren özel işletmelerin bir enerji yönetim birimi oluşturmaları

ve bir enerji yöneticisi belirlemeleri zorunlu olacaktır (2013)

Enerji verimliliği artışı sağlayan yatırımlar teşvik edilecektir (2014)

Kamu Sektörü

SA-6 Hedef Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde, yıllık enerji tüketimi 2015 yılına kadar %10 ve

2023 yılına kadar %20 azaltılacaktır (2014)

Uygulama

Eylemleri

Kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde enerji etütleri yapılarak verimlilik artırıcı projeler

hazırlanacak; bakım idameye ilişkin bütçe ödenekleri öncelikle bu projeler için

kullanılacaktır (2012)

Kamu kuruluşlarının, enerji kullanan mal ve hizmet alımları için asgari verimlilik sınırları

tanımlanacak ve bunların alım sırasında zaruri kriter olarak aranması için kamu alımları ile

ilgili mevzuatta veya şartnamelerde gerekli değişiklikler yapılacaktır. Enerji Kimlik Belgesi

olmayan ve Enerji Kimlik Belgesindeki enerji etiketi sınıfı, yeni binalar için tanımlanmış

asgarî sınır değeri karşılamayan binalar kiralanmayacaktır (2014)

Kamu alımları ve ilgili diğer mevzuatın revizyonu ile, kamu kuruluşlarının, EVD şirketleri ile

performans garantili ve uzun dönemli sözleşmeler yapabilmesine; bina ve işletmelerinde

6 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, 2012-2023, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Ankara, 2010

Page 21: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

10

yapılan harcamaların sağlanacak tasarruflardan elde edilecek kaynaklarla karşılanması

suretiyle verimlilik artırıcı uygulamaları, gerektiğinde veya istendiğinde kamu kurumu

doğrudan finans kuruluşlarına borçlanmak veya EVD şirketleri finans kuruluşlarına

borçlanması şeklinde imkan sağlanacaktır (2014)

Tüm Binalar

SA-2 Hedef

2023 yılında, toplam kullanım alanı onbin metrekarenin (10.000 m2) üzerindeki ticari ve

hizmet binalarının tamamında, yürürlükteki standartları sağlayan ısı yalıtımı ve enerji verimli

ısıtma sistemleri bulunacaktır.

Uygulama

Eylemleri

Binalara azami enerji ihtiyacı ve azami emisyon sınırlaması getirilecektir. Yürürlükteki

mevzuatın AB uygulamaları paralelinde revize edilecektir (2015).

2017 yılından itibaren, karbondioksit salınım miktarları ilgili mevzuatta tanımlanan asgari

değerlerin üzerinde olanlara idarî yaptırım uygulanacaktır (2014).

SP-2 Hedef 2010 yılındaki yapı stoğunun en az dörtte biri (1/4) 2023 yılına kadar, sürdürülebilir yapı

haline getirilecektir.

Uygulama

Eylemleri

2017 yılından itibaren, kullanım alanı onbin metrekare (10.000 m2) üzerindeki ticari

binaların ve müstakil lüks konutların ve entegre konutların (Residence)

ruhsatlandırılmasında belgenin yayım tarihini takip eden onsekizinci (18) aydan itibaren

sürdürülebilir nitelik aranacaktır (2014).

Toplu konut projelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarından, kojenerasyon veya

mikrokojenerasyon, merkezi ve bölgesel ısıtma ve soğutma ve ısı pompası sistemlerinden

yararlanma imkânları analiz edilecek ve bakanlık tarafından belirlenecek kriterler

çerçevesinde özendirilecektir. Konut maliyetinin en az %10’una denk gelen başvurular

teşvik edilecektir (2013).

2.1.3. AB Komisyonu İlerleme Raporlarındaki Ülke Taahhütlerinin

Değerlendirmesi

Türkiye tarafından AB üyeliği doğrultusunda atılan adımları değerlendiren AB

Komisyonu 6.İlerleme Raporu7, başka konuların yanısıra, ülke tarafından “Enerji

Verimliliği” alanında gösterilen çabaları da değerlendirmektedir. Rapora göre Türkiye,

ulusal enerji verimliliği eylem planını kabul etmediği ve Enerji Verimliliği Direktifi

(2012/27/EU) doğrultusunda hedef ve kilometre taşları olan net sektörel öncelikler

belirlemediği için beklenen ilerlemeyi göstermemiş olarak değerlendirilmektedir. Rapor

aynı zamanda Türkiye’yi, Binalarda Enerji Performansı Direktifi (2010/31/EU) ile ulusal

mevzuatını uyumlaştırma konusunda bir zaman çizelgesi belirlemediği için de

eleştirmektedir. Öte yandan Rapor, enerji verimliliği politikalarının uygulanması

amacıyla farklı bakanlıklar arasındaki koordinasyonun geliştirilmesi amacıyla

kurumsal yapının güçlendirilme ihtiyacına dikkat çekmektedir.

7 Avrupa Komisyonu Çalışma Belgesi, Türkiye 6. İlerleme Raporu, Brüksel, 2016

https://www.ab.gov.tr/files/pub/2016_progress_report_en.pdf

Page 22: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

11

Söz konusu İlerleme Raporu’nda yer alan değerlendirmeler, Raporun yayın tarihi

itibariyle geçerli olmakla birlikte, Türkiye, AB enerji verimliliği müktesebatını kendi

ulusal mevzuatına aktarma konusunda yavaş da olsa ilerleme göstermektedir.

Örneğin, 27 Kasım 2017 tarihinde kabul edilen Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı,

02 Ocak 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır8. Plan, Türkiye tarafından

uygulanacak bir dizi eylem belirlemektedir. Bunların arasında enerji verimliliğinde

destek modellerinin daha etkin hale getirilmesi, sürdürülebilir finansman

mekanizmalarının geliştirilmesi, sürdürülebilir satın alma, kamu ve özel sektörde enerji

verimliliği kültürünün, farkındalığının ve bilincinin geliştirilmesi, yerinde üretim ve

tüketimin özendirilmesi, akıllı şehirlerin ve akıllı şebekelerin enerji verimliliği açısından

konumlandırılması, sanayide, ulaşımda ve tarımda enerji verimliliğinin arttırılması,

bölgesel ısıtma sistemlerinin yaygınlaştırılması, alternatif yakıt ve kaynakların enerji

verimliği çerçevesinde kullanımının çoğaltılması, sürdürülebilir çevre dostu yapıların

yaygınlaştırılması ve diğer tedbirler yer almaktadır. Dolayısıyla Plan, kapsamlı

miktarda yatay-kesişen ve sektörlere özgü tedbirler içermekle birlikte, uygulanması

halinde bina sektörünün karbonsuzlaştırılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının

Değerlendirilmesi

2.2.1. Sektörel gelişim eğilimleri

İnşaat sektörü, GSYH içinde sahip olduğu hatırı sayılır oranla, uzun zamandır

Türkiye’deki ekonomik kalkınmanın ön saflarında yer almaktadır. TÜİK verilerine göre,

sektör, 2016 yılında, hâlihazırdaki fiyatlar bazında 224,3 milyar ₺’lik bir katkı

sağlamıştır. Bu rakam, bir başka deyişle, GSYH’nın %8,6’sını teşkil etmektedir9.

Avrupa Uluslararası Müteahhit’lerine (EIC) göre, inşaat sektörü malzeme, ekipman,

ulaştırma ve benzeri unsurlardaki kullanım payı nedeniyle, aynı zamanda ekonominin

diğer bölümlerini de yakından ilgilendirmektedir. Sonuç olarak sektör bugün,

GSYH’nın yaklaşık %30 ve çalışan nüfus istihdamının da %10’unu sağlamaktadır

(Oxford Business Group).10

8 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı 2017-2023, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı, Ankara, 2017

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/01/20180102M1-1-1.pdf

9 TÜİK, Yıllık Gayrisafi Yutiçi Hasıla, URL: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=27817 Erişim tarihi: 08/05/2018

10 Oxford Business Group, 2016, Rapor: Türkiye 2015: Türkiye’nin inşaat sektörü, planlanmakta olan birkaç büyük projeyle,

ekonomi içindeki önemli rolünü devam ettiriyor)

(Oxford Business Group, 2016. The Report: Turkey 2015 - Turkey's construction sector to maintain its significant role in the

economy, with several large projects under way)

URL: https://oxfordbusinessgroup.com/overview/turkeys-construction-sector-maintain-its-significant-role-economy-several-

large-projects-under-way Erişim tarihi: 22/02/2018

Page 23: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

12

Türkiye’nin büyüyen şehirleşme oranı (2017 sonu itibariyle %92,5) nedeniyle, bina

stokları da sürekli olarak artmaktadır. Şekil 1, 1954-2016 döneminde inşa edilen bina

sayısı ve toplam taban alanlarını göstermektedir. Verilerin gösterdiği üzere, 2000-

2016 döneminde bina sayısında sadece %40 artmış olmasına rağmen, aynı dönemde

taban alanları %124 oranında büyümüştür.

Şekil 1. 1954’den sonra inşa edilen bina sayısı ve taban alanları11

Varolan istatistiklere göre12, toplam bina stoğu içerisinde konutların oranı yaklaşık

%86 civarındadır ve bunu ticari binalar takip etmektedir. Stok içerisinde, kamu binaları

en küçük paya sahiptirler (Şekil 2).

Şekil 2. 1984 ve 2000 yıllarındaki bina türlerinin sayısı13

11

TUİK (2017), Yatırımcı türüne göre yeni binalar ve ekleri

12 Keskin, T., 2010, Türkiye’nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı’nın Geliştirilmesi Projesi Binalar Sektörü Mevcut Durum

Değerlendirmesi Raporu,

http://iklim.cob.gov.tr/iklim/Files/Binalar%20Sektoru%20Mevcut%20Durum%20Degerlendirmesi%20Raporu.pdf Accessed:

20/02/2018

13 TÜİK (2001), Bina Anketi 2000.

Page 24: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

13

Türkiye’nin 15-20 yaşından büyük ve yüksek miktarda olan bina grubu,

karbonsuzlaşma yolunda önemli bir sorun teşkil etmektedir. İlerleyen bölümlerde de

ele alınacağı üzere (Bölüm 2.3), 2000 yılından önce inşa edilen binalar, halihazırda

yürürlükte olan bina enerji düzenlemelerince belirlenen rakamların iki katı enerji

tüketmektedirler12,14. Aşağıda yer alan Şekil’de de görülebileceği üzere, varolan bina

stoğunun (1954’ten sonra inşa edilen) yaklaşık %70’i, 2000 yılından önce inşa

edilmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’nin sadece inşa edilmekte olan binalar için değil, aynı

zamanda varolan binalar için de politika tasarlaması ve uygulaması gerekmektedir.

Şekil 3. İnşaat dönemlerine göre bina sayı ve dağılımları (2016)11

2.2.2. Özel sektör bakış açısı

Bu alt-başlık kapsamında, özel sektörün düşük karbon konusundaki bakış açısının ele

alınması öngörülmüştür. Ancak, ilgili paydaşlardan gerekli katkı alınamadığı için,

bölüm tamamlanamamıştır. Önümüzdeki günlerde, kurumlarla toplantılar yapıldıktan

sonra ve paydaşlardan derlenecek veri ışığında, özel sektör bakış açısına dair

değerlendirme ayrıca hazırlanarak sunulacaktır.

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon

Azaltma Olasılıklarının Analizi

2.3.1. Bina sektörünün sera gazı emisyon eğilimleri

Türkiye’de 2015 yılında gerçekleştirilen en son sera gazı envanterine göre, toplam

ulusal sera gazı emisyonları, AKAKDO hariç, 475,1 Mt CO2-eşd ve AKAKDO dâhil

14

Türkiye’de Binalarda Enerji Verimliliğinin Teşvik Edilmesi Broşürü, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü ve BMKP

(Promoting Energy Efficiency in Buildings in Turkey Project Brochure, General Directorate of Renewable Energy and UNDP)

http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/projectdocuments/EnvSust/UNDP-TR-

brosur_revize%20edilen_baskiyagiden0213.pdf?download Erişim tarihi: 21/02/2018

Page 25: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

14

411,0 Mt CO2-eşd’dir.15 Emisyon değerleri 1990 yılıyla kıyaslandığında, sırasıyla,

%122 ve %124 oranında artmış bulunmaktadır.

2006 IPCC rehberlerine göre yapılan hesaplamaya göre, enerji sektörü %71,6

oranında katkı yaparak, ülkenin, AKAKDO hariç, toplam emisyonlarında en büyük

paya sahip olmaktadır (2015). Enerji sektöründen kaynaklanan emisyonlara, başka

unsurların yanısıra, bina sektöründen gelen emisyonlar da dâhildir. Endüstriyel işlem

ve ürün kullanımı (IPPU) sektörü %12,8 ile ikinci sırada yer almakta, tarım %12,1 ile

üçüncü ve atık sektörü de %3,5 katkı ile dördüncü sırada bulunmaktadır. Şekil 4’den

de görülebileceği üzere, enerji sektörü emisyonları, 1990 yılına kıyasla, 2015 yılında

%153 oranında artış kaydetmiştir.

Şekil 4. Türkiye’de sektörlere göre sera gazı emisyon eğilimleri (1990-2015)15

Enerji sektörünün sahip olduğu yapı doğrultusunda, 2015 yılında çevrim ve enerji

sektörü, sera gazı emisyonları içerisinde %40,8 ile en büyük orana sahiptir. Bunu

%22,6 ile ulaştırma sektörü, %17,2 ile imalat sanayi, %16,6 ile konut ve hizmet (bina)

sektörü ve %2,9 ile de tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörleri takip etmektedir (Şekil

5). Ancak, bu rakamların, emisyon salan kaynaklara göre tahsis edilen emisyonlar

olduğu ve , “doğrudan” emisyonları temsil ettiği de unutulmamalıdır. Eğer emisyonlar,

tüketim noktalarına tahsis edilen elektrikle bağlantılı emisyonları, “dolaylı” emisyonları

da kapsayacak olsaydı, konut ve hizmet (bina) sektörünün payı çok daha yüksek

olurdu.

15

Ulusal Sera Gazı Envanter Raporu 1990-2015, BMİDÇS Yıllık Bildirimi, Türkiye İstatistik Enstitüsü, Ankara, 2017,

http://unfccc.int/national_reports/annex_i_ghg_inventories/national_inventories_submissions/items/10116.php

Page 26: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

15

Şekil 5. Sektörlere göre yakıt yakımından kaynaklı sera gazı emisyonları, 1990 (sol) ve 2015

(sağ)

Bina sektörünün doğrudan sera gazı emisyonları, 1990 yılına kıyasla, 2015 yılında

%105 oranında artış göstermekle birlikte (Şekil 6), toplam yanma kaynaklı emisyonlar

içerisindeki payı, aynı dönemde, %20,8’den %16,6’ya gerilemiştir (Şekil 5). Bina

sektörünün, ülkenin toplam sera gazı emisyonlarına katkısı 1990 yılında, AKAKDO

hariç, %12,7 iken, 2015 yılında %11,7 olarak görünmektedir (Şekil 6).

Şekil 6. Konut ve hizmet (bina) sektörü sera gazı emisyonları (1990-2015)

Bina sektörüne ait sera gazı emisyonlarında, 1990-2015 döneminde yaşanan artışın

temel nedeni bu sektörde enerji kaynağı olarak fosil yakıt tüketiminde yaşanan artıştır.

Bina sektörünün 1990 yılında, toplam enerji tüketimi 643 PJ iken, bu rakam, 2015

yılında 1354 PJ’e yükselmiştir. Böylesi bir artışa sebep olan en büyük etken, 1990-

2015 döneminde sektördeki fosil yakıt tüketiminin %194 artmış olmasıdır. Aynı

dönemde, yenilenebilir enerjinin payı da %41,5 oranında azalmıştır (Şekil 7).

Yenilenebilir enerjinin payı, 1990 ve 2015 yıllarında %49,4 ve %13,7 iken, fosil

yakıtların payı, aynı yıllar için, sırasıyla, %41,2 ve %57,6 olmuştur.

Page 27: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

16

Şekil 7. Bina sektöründe enerji tüketimi

Şekil 7, üretilen bir birim enerji için açığa çıkan CO2 emisyonu olarak ifade edilen,

yakıtların CO2 emisyon yoğunluğunu göstermektedir. Bütün fosil yakıtlar arasında,

kömür en yüksek, doğalgaz ise en düşük CO2 emisyon yoğunluğuna sahiptir. IPCC

2006 sera gazı envanter kılavuzları uyarınca, biyokütle kaynaklı CO2, toplam ulusal

sera gazı emisyonlarına dahil edilmediğinden, binalarda tüketilen enerji kaynakları

içerisindeki biyokütle payının artırılması, sektördeki emisyon azaltımına önemli ölçüde

katkıda bulunacaktır.

Şekil 8. Türkiye’deki binalarda tüketilen yakıtların CO2 emisyon yoğunluğu

Türkiye’nin nihai enerji tüketimi içerisinde bina sektörünün payı, 2015 yılında %33’e

erişerek, sanayideki enerji tüketimini aşmıştır16. Bina sektöründeki enerji tüketim

rakamlarının, 2020 yılında, 2013 yılına kıyasla, mutlak değer olarak en az %50 daha

artacağı düşünülmektedir.5

16

BMİDÇS’ne Türkiye’nin 6.Ulusal Bildirimi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2016,

https://unfccc.int/files/national_reports/non-annex_i_natcom/application/pdf/6_bildirim_eng_11_reducedfilesize.pdf

Page 28: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

17

2.3.2. Bina sektöründe sera gazı emisyon azaltım olasılıkları

Bir önceki bölümde ele alınan bina sektörü değerlendirmesi, bina sektörüne ilişkin

politika oluşturulmasının, Türkiye’deki enerji talebi ve sera gazı emisyonları

içerisindeki büyüyen payı nedeniyle, aciliyet ve önceliğine dikkat çekmektedir.

Emisyon azaltım olasılıkları ülke piyasasında varolan pasif mimari, ileri düzey ısı

yalıtımı, yüksek verimlilikte ısıtma ve soğutma sistemleri, ileri ışıklandırma sistemleri,

enerji verimli evsel araç ve hizmet ekipmanları ve temiz su sistemleri gibi unsurlara

ilişkin mevcut teknoloji ve uygulamaların kullanımıyla bağlantılıdır. Söz konusu

teknoloji ve uygulamalar, hem inşaat döneminde hem de işletme aşamasında

kullanılabilmektedirler.

Binalardaki önemli bir emisyon azaltım olasılığı, varolan binalarda TS-825 “Binalarda

Isı Yalıtımı Kuralları Standardı” düzeyinde yalıtım yapılmasıyla elde edilebilmektedir.

GFK Türkiye tarafından, 2009 yılında gerçekleştirilen “Enerji Verimliliği Araştırması”na

göre, mesken binalarına temin edilen enerjinin %82’si ısıtma amaçlı kullanılmaktadır

ve bu binaların yalıtım oranları sadece %20’ler civarındadır. Özellikle, 2000 yılından,

yani TS-825 standardından önce inşa edilen bina stoğunun ısı performansı oldukça

düşüktür. Dolayısıyla, bu binalara yönelik enerji verimliliği tedbirleri ciddi enerji

tasarrufları ve sera gazı emisyon azaltım olasılıkları sağlayabilecektir.

Yeni binalar söz konusu olduğunda, inşaat aşamasından itibaren uygulanacak pasif

bina ve neredeyse sıfır enerji binası (nSEB) ilkeleri, enerji verimliliğinin artırılması ve

sera gazı emisyonlarının azaltılması için önemli tedbirler arasında yer alacaktır. Söz

konusu yaklaşımlar, Türkiye’de hâlihazırda başarılı biçimde uygulanmaktadır ve son

dönemde oluşturulan politikalar, piyasaları yavaş da olsa bu doğrultuda entegrasyona

yöneltmeyi amaçlamaktadır.

Hem yeni hem de varolan binalarda fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerji kullanımı

sektördeki sera gazı emisyonu azaltım çabalarına önemli ölçüde katkı

sağlayabilecektir. Örneğin Dikmen ve Gültekin (2011)17 tarafından yapılan bir

çalışmada, Türkiye’deki konut, ofis binası ve fabrikalara fotovoltaiklerin

yerleştirilebileceği ve bunun yılda 40 milyar kWs üretebileceğini öne sürmektedirler.

Bu rakam, konutların elektrik talebine neredeyse eşit bir elektrik teşkil etmektedir.

Binalardaki ısı verimliliğini artırmaya yönelik yalıtımlara ek olarak, evlerdeki verimsiz

cihazların değiştirilmesi de önemli bir emisyon azaltım potansiyeli oluşturmaktadır.

Şekil 9, Türkiye’de, 1990-2014 döneminde, elektrikli ev araçlarından kaynaklanan

ortalama elektrik tüketimini göstermektedir. Şekilden de anlaşılabileceği üzere, bu

dönemde tüketim rakamları yıllık %4,8 oranında artış göstermektedir. Dolayısıyla,

böylesi bir gidişatın dönüştürülmesi, önemli ölçüde elektrik tasarrufu sağlarken, sera

17

Dikmen ve Gültekin, 2011. Sürdürülebilirlik Kapsamında Binalarda Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımı, Bilim ve

Tasarım Mühendisliği Dergisi. Vol:1 No:3 s.96-100, 2011. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/195367

Page 29: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

18

gazı emisyonlarını da azaltmaya katkı sağlayacaktır. Bu doğrultuda mevcut teknolojik

olasılıklar LED ışıklandırma ve enerji performansı A+’ın üzerinde olan evsel

araç/gereçlerin kullanılmasıdır.

Şekil 9. Elektrikli evsel gereçlerin ortalama elektrik tüketimi ve satın alma gücü paritesine (ppp)

göre katma değer biriminden hizmet sektörünün elektrik yoğunluğu (1990-2014)18

Benzer biçimde, önemli bir potansiyel de ticari ve kamu binalarında elektrik

verimliliğinin iyileştirilmesi ve elektrik tasarrufuyla bağlantılıdır. Bu binalar meskenlere

kıyasla rakamsal olarak daha az olsalar da, enerji sektörü tüketimine önemli ölçüde

katkı vermektedirler. Şekil 9, Türkiye’de, 1990-2014 dönemindeki satın alma gücü

paritesine (ppp) göre katma değer biriminden ticaret sektörünün elektrik yoğunluğunu

göstermektedir. Şekilde aynı zamanda, mesken binaların elektrik yoğunluğuna benzer

biçimde, bu dönemde ticari elektrik yoğunluğu yıllık %4,4 oranında büyüdüğü

gösterilmiştir. Bu sektördeki enerji talebinin azaltılma olasılıkları, bu binalarda ısınma,

soğutma ve havalandırma sistemleriyle birlikte kullanılan cihazların (veri merkezler,

yazıcılar, faks makinalar gibi) enerji performanslarının iyileşmesiyle bağlantılıdır.

Toplamda, enerji verimliliği ve sera gazı emisyon azaltım potansiyelleri, hem ticari hem

de mesken binalarında benzer biçimde yüksektir ancak, uygulamalar teknoloji, talep

ve finansal ihtiyaçlar doğrultusunda farklılık göstermektedir.

Yukarıda ele alınan sera gazı emisyon azaltım olasılıkları, ancak halkın enerji

verimliliğini ve iklimin korunmasını bir kültür olarak benimsemesi halinde ve Türkiye’nin

düşük karbonlu bir ekonomiye dönüşmesiyle gerçekleşebileceklerdir. Ele alınmış olan

18

Dünya Enerji Konseyi (World Energy Council) veritabanı. https://wec-policies.enerdata.net/ Erişim tarihi: 27/02/2018.

Page 30: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

19

olasılıkların, engel ve fırsatlar bağlamındaki analizi, Proje’nin ilerleyen aşamalarında

detaylı olarak yapılacaktır.

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör

Politikalarının İyileştirilmesi Önerileri

Raporun bu Bölümü’nde de gösterilmekte olduğu üzere, Türkiye’deki bina sektörü,

artan nüfusa daha fazla konut birlikte hizmet sektörüne daha fazla taban alanı

sağlamak amacıyla hızla büyümektedir. Şehirleşme süreci, enerji tüketimini kırsal

alanlara kıyasla katlayarak artırmakta, gelişen yaşam standartları enerji tüketim ve

sera gazı emisyonlarını yükseltmektedir. Bütün bu unsurlar da, belli bir istikrara

oturmaktan hala uzak görünmektedir. Bunun anlamı ise, bina sektörü enerji tüketimiyle

bağlantılı sera gazı emisyonlarının sınırlanması amacıyla, Türkiye’nin son derece

iddialı azaltım politikaları tasarlama ve uygulama gibi bir zorlukla karşı karşıya

kalmakta olduğudur.

Daha önce de ifade edildiği üzere, Türkiye, referans senaryoya kıyasla (BAU), 2030

yılında sera gazı emisyonlarını %21 oranında azaltmayı taahhüt eden INDC belgesini

sunmuş bulunmaktadır. Ancak, söz konusu hedef AKAKDO dahil emisyonları

kapsamaktadır, 1990 seviyelerine kıyasla, hedefin %348 artış eşdeğeri olacağı

anlamına gelmektedir19.

Önceki bölümlerde bahsedilmiş olan ulusal strateji belge ve planları, bina sektörünün

bazı bölümleri için bir takım enerji ve iklim bağlantılı hedefler içermektedir ve bunların

uygulanması için bazı eylemler tanımlamaktadır. Söz konusu hedef ve eylemler iyi bir

başlangıç olmakla birlikte, birçoğunun 2015, 2018 ve/veya 2023’de gerçekleşmiş

olmaları beklenmektedir. Oysa hedeflerin/eylemlerin gerçekleşip gerçekleşmediğine

dair kanıt eksiklikleri bulunmaktadır. İlgili bölüm yazarının da belirttiği üzere, söz

konusu taahhütler için, ülkenin ilerlemesini düzeltmek adına son derece faydalı

olabilecek, herhangi bir ilerleme ve/veya değerlendirme raporu ya da başarı ve

kısıtlayıcı nedenler değerlendirmesi öngörülmemiştir. Bu sonuç, Türkiye’deki politika

tasarım ve oluşturma süreçlerine daha güçlü uygulama, izleme, raporlama ve yürütme

mekanizmaları eklenmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.

Ulusal mevzuat gözden geçirme çalışmalarından anlaşılmakta olduğu üzere, Türkiye,

bina standartları ve zorunlu bina etiketleme ve sertifikasyonu gibi düzenlemeler içeren

AB enerji verimliliği müktesebatının gerektirdiği düzenleyici politikaların aktarımında

ciddi ilerlemeler sağlamış bulunmaktadır. Ancak, bu tür düzenlemeler, güncellenmeye

devam ettikleri ve sık denetlendikleri sürece yeni binalar için oldukça iyi sonuç

vermekle birlikte, varolan binalardaki sera gazı emisyonlarının azaltımı açısından

19

http://www.climate-transparency.org/g20-climate-performance/g20report2017/country-profiles Erişim tarihi: 23/02/2018

Page 31: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

20

yetersiz kalmaktadırlar. Dolayısıyla, AB enerji verimliliği mevzuatınca gerekli kılınan

bina tadilat strateji tasarımları, finansal mekanizların geliştirilmesi – ya enerji

verimliliğini zorunlu tutan programlar ya da alternatif yaklaşımlar ve diğer kolaylaştırıcı

politikalar gibi hâlihazırda kapsamlı olarak çalışma yapılmamış konularda daha fazla

çaba gösterilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Öte yandan, enerji verimliliğine yatırım yapılma isteksizliğinin aşılması amacıyla,

toplum, ticaret dünyası ve kamu sektörünün kapasitesini geliştirmeye yönelik daha

fazla politika geliştirilmelidir. Türkiye’nin enerji bağımlığıyla mücadele kapsamında

fosil yakıtlarıyla yerel enerji üretimi için teşvik veriyor olması bir taraftan toplum için

faydalıyken, diğer taraftan dezavantajlar teşkil etmektedir. Böylesi enerji

fiyatlandırmaları, hane ve ticaret tesislerinin enerjiye dair gerçek maliyetleri fark

edememelerine, ekonomik mantığı kavrayamamalarına ve enerji verimliliğine yatırım

yapma motivasyonlarının düşmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, ülkede artacak

enerji fiyatlarına rağmen faturaların nasıl düşürülebileceğini anlatan bilgi

kampanyalarıyla birlikte hareket edecek bir tarife reformuna ihtiyaç duyulmaktadır.

Burada ele alınan olasılıkların engel ve fırsatlar boyutunda detaylı analizleri Proje’nin

ilerleyen aşamalarında gündeme alınacaktır.

Page 32: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

21

3. Atık Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı Emisyon

Azaltım Hedefleri

Atık sektörü, metan (CH4) ve nitröz oksit (N2O) üreten ana sektörlerden birisi olarak,

iklim değişikliği ve küresel ısınmada önemli bir role sahiptir. Katı atıkların bertaraf

edilmesi (“sıhhi” /kontrollü düzenli depolama ya da “vahşi” /açık atık depolama

sahaları) ile atık su arıtma ve deşarj sistemleri (belediyeye ait veya endüstriyel), atık

sektörüne dayalı sera gazı emisyonlarına katkı yapan başlıca unsurlardır.

Türkiye’ nin INDC belgesi, atık sektöründe uygulanacak aşağıdaki plan ve politikaları

içermektedir:

Katı atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmesi,

Enerji kaynağı olarak kullanma amacıyla ikincil hammaddelerin ayıklanması ya

da atıklardan ayrılarak yeniden kullanımı, geri dönüşüm ve diğer süreçlerin

kullanımı,

Atıkların geri dönüşümü, biyolojik kurutma, biyo-metanizasyon, kompost, ileri

termal süreçler veya yakma gibi prosesler kullanılarak atıktan enerji elde

edilmesi,

Düzenli ve düzensiz atık depolama sahalarından kaynaklanan metan gazlarının

kullanımı,

Endüstriyel simbiyosis yaklaşımıyla başka sektörlerde sanayi atıklarının

alternatif hammadde ya de yakıt olarak kullanılması,

Besi ve tavuk çiftliklerinden kaynaklanan atıkların kullanımını sağlayacak

çalışmaların yapılması,

Düzensiz atık sahalarının rehabilitasyonu ve atıkların düzenli depolama

sahalarına gönderilmesinin sağlanması2,

INDC belgesinde yer alan atık bölümünü destekleyen başka bazı belgeler de bir

sonraki Bölümde ele alınmaktadır.

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin

Gözden Geçirilmesi

Katı atık bertaraf ve atıksu arıtımı ve deşarjı, atık sektörü bağlantılı sera gazı

emisyonlarının ana kaynaklarıdır. Türkiye’de varolan atık mevzuatı, politika ve strateji

belgelerinde, sera gazı emisyon azaltımına yönelik herhangi bir doğrudan hedef ya da

yükümlülük bulunmamaktadır. Ancak, hem katı atık hem de atıksu miktarlarının

azaltılması, atıkların düzenli depolama sahalarından uzaklaştırlıması, düzenli

depolamanın yerini alması amacıyla atıkların biyolojik geri kazanımını artırmak,

düzenli depolama sahaları ve atıksudan kaynaklı metan gazlarının kullanılması veya

yakılması, eski çöplüklerin rehabilitasyonu, kaynakta ayrıştırma ve belediye atık

Page 33: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

22

toplama sisteminin iyileştirilmesi ve atıksu arıtımında azot giderme teknolojileri

kullanımının arttırılması atık sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının azaltılmasına

katkı sağlamaktadır. Bu Bölümde, yukarıda ele alınan eylem ve uygulamalarla

bağlantılı sektörel politika belgeleri gözden geçirilmektedir.

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı (2016 – 2023)

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı (UAYEP), Türkiye’deki atık yönetimine ilişkin 81

ilde atık yönetimi mevcut durumu analiz edilerek, atık yönetim sisteminde iyileştirilmesi

veya geliştirilmesi gereken hususlar ve bunlara bağlı olarak 2023 yılına kadar

yapılması gereken faaliyetleri kapsamaktadır. Plan, AB müktesebatının ulusal çevre

mevzuatına aktarılması ve bu mevzuatın uygulanması doğrultusunda hazırlanmıştır.

Plan, toplamadan malzeme geri dönüşümü, enerji geri kazanımı ve belediye atıkları,

ambalaj atıkları, tıbbi atık, özel atıklar (atık elektrikli ve elektronik ekipman, atık pil ve

aküler, atık yağlar, gibi), tehlikeli atıklar ve inşaat&yıkıntı atıkları gibi çeşitli atıkların

nihai bertarafına kadar bütün atık yönetimi döngüsünü incelemektedir. Belge,

05.12.2017 tarihinde yayınlandığından bu yana kamunun da erişimine açıktır (ÇSB

internet sayfasında yayındadır). Plan, çevresel tahribat ve doğal kaynakların hızla yok

olmasını engellemek için ülke genelinde bir “sürdürülebilir atık yönetimi stratejisi”

çerçevesi oluşturmayı amaçlamaktadır. Öte yandan, atık malzemelerin geri

kazanımıyla da ekonomik kalkınmaya olumlu yönde katkı yapmayı hedeflemektedir.

Plan, bazı nitel ve nicel hedefler içermektedir:

2014 yılında %5,3 olan kaynağında ayrı toplanan ambalaj atığı oranını 2023

yılında %12’ye yükseltmek,

2014 yılında %0,2 olan belediye atıklarının biyolojik yöntemler ile geri kazanım

oranını 2023 yılında %4’e yükseltmek,

2014 yılında %5,4 olan belediye atıklarının mekanik biyolojik prosesler ile geri

kazanım oranını 2023 yılında %11’e yükseltmek,

2014 yılında %0,3 olan belediye atıklarının termal yöntemler ile geri kazanım

oranını 2023 yılında %8’e yükseltmek,

2014 yılında %88,7 olan belediye atıklarının depolama yöntemi ile bertaraf

oranını 2023 yılında %65’e düşürmek,

Vahşi Döküm sahalarının rehabilite edilmesi

İnşaat yıkıntı atıkları ve hafriyat toprağı yönetiminin ülke genelinde

yaygınlaşmasını sağlamak,

Özel atıkların yönetiminde toplama ve geri kazanım verimini arttırmak,

Tehlikeli atıkların geri kazanım ve bertarafı için ilave tesis yatırımlarının

arttırılmasını sağlamak.

Page 34: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

23

Atıksu Arıtma Eylem Planı (2015 - 2023)

Atıksu Arıtma Eylem Planı (AAEP), 25 nehir havzasında kirlilik durumu, baskı ve

etkiler, atıksu altyapı sorunlarına ilişkin mevcut durum, mevzuat ve teşkilat yapısı,

atıksu sorunlarıyla mücadele konusunda bugüne kadar izlenen politika, yapılan ve

yapılacak harcamalar ile atıksu sorunlarıyla mücadelede karşılaşılan sıkıntı ve

darboğazları ele almaktadır. Belge, 26.01.2016 tarihinden bu yana erişime açıktır

(ÇSB internet sayfasında yayınlanmaktadır).

AAEP, 10.Kalkınma Planı ve ÇSB Stratejik Planı doğrultusunda, Türkiye’deki atıksu

arıtma kapasitesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Plan aynı zamanda, atıksuların

yeniden kullanımı ve iklim değişikliğinin azaltılmasına da katkı veren temiz

teknolojilerin atıksu arıtma tesislerinde kullanılmasını teşvik etmektedir. Plana ait bazı

hedefler aşağıda sıralanmaktadır:

2017 yılı sonuna kadar belediye sınırları içerisinde yaşayanların %85’ine atıksu

ve kanalizasyon hizmeti sağlamak20

2023 yılı sonuna kadar belediye sınırları içerisinde kanalizasyon ve atıksu

arıtma hizmeti oranının %100 olmasını sağlamak,

2023 yılı sonuna kadar 1418 adet kentsel atıksu arıtma tesisinin tamamlanarak

işletmeye alınması

2023 yılı sonuna kadar 83 adet kentsel atıksu arıtma tesisinin yenilenmesi

Ön-arıtması yapılmış veya arıtılmış sanayi atıksularının ülke genelinde

belediyle atıksu toplama sistemlerine bağlanması

Tam maliyet temelli atıksu tariflerinin uygulanması

10. Kalkınma Planı (2014- 2018)3

Atık sektörüne ilişkin amaçlar:

Şehirlerde kanalizasyon ve atık su arıtma altyapısı geliştirilecek, bu altyapıların

havzalara göre belirlenen deşarj standartlarını karşılayacak şekilde

çalıştırılmaları sağlanacak, arıtılan atık suların yeniden kullanımı

özendirilecektir.

Katı atık yönetimi etkinleştirilerek atık azaltma, kaynakta ayrıştırma, toplama,

taşıma, geri kazanım ve bertaraf safhaları teknik ve mali yönden bir bütün

olarak geliştirilecek; bilinçlendirmenin ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesine

öncelik verilecektir. Geri dönüştürülen malzemelerin üretimde kullanılması

özendirilecektir.

20

TÜİK verilerine göre, belediye nüfuslarının %74,8’ine atıksu arıtma tesisi ve %89,7’sini de kanalizasyon hizmeti

alabilmektedir.

Page 35: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

24

Atık sektörüne ilişkin hedefler:

Atıksu arıtma tesisiyle hizmet edilen belediye nüfusunun toplam belediye

nüfusuna oranının 2018 yılı sonuna kadar %85 olması planlanmaktadır21

Düzenli depolamadan yararlanan belediye nüfusu oranının 2018 sonuna kadar

%80 olması planlanmaktadır22

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010 – 2023)4

Ulusal İklim Değişikliği Strateji (UİDS) belgesinin atık bölümünde stratejiler kısa, orta

ve uzun vade olarak üç parçaya ayrılmış bulunmaktadır:

Kısa vade:

Belediye atıkları ile ilgili mevzuat uyumlaştırma çalışmaları 2010 yılı sonuna

kadar tamamlanacaktır23

Orta vade:

Atık Eylem Planı (2008-2012) kapsamında yeniden kullanım ve atık geri

kazanım miktarı artırılacaktır

2012 yılı sonuna kadar ülkemizde 104 düzenli depolama tesisi kurulacak ve

üretilen belediye atıklarının %76’sı düzenli depolama tesislerinde bertaraf

edilecektir24

Uzun vade:

Atık yönetiminde kaynağında azaltma, yeniden kullanım, geri dönüşüm ve

kazanımı sıralaması daha etkin uygulanacaktır

Düzenli depolama tesislerine giden organik madde miktarı azaltılacak,

biyobozunur atıklar enerji veya kompost üretimine yönlendirilecektir

Depolama tesislerinden kaynaklanan gazlar toplanıp doğrudan veya işlenerek

enerji üretiminde kullanılacak, eğer kullanılamıyorsa yakılarak bertaraf

edilecektir

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (2011 – 2023)5

Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (UİDEP), atık sektörüne yönelik amacı “etkin atık

yönetiminin sağlanması” olarak tanımlamaktadır. Bu amaç kapsamında da, bir dizi

hedef ve eylem tanımlanmaktadır. Plan zamanlaması belirlenmiş sonuç, fayda, çıktı

21

TÜİK 2016 verilerine göre, belediye nüfuslarının %74,8’ine atıksu arıtma tesisi hizmeti verilmektedir

22 TÜİK 2016 verilerine göre, toplam nüfusun %92,5’ine atık toplama hizmeti verilmekte ve toplanan atığın %61,2’si düzenli

depolama ve %9,8’i de geri kazanım tesislerine gitmektedir

23 Atık Yönetimi Yönetmeliği’nin 2015 yılında kabul edilmesiyle birlikte uyumlaştırma tamamlanmıştır

24 TÜİK 2016 verilerine göre, Türkiye’de toplam 83 adet düzenli depolama tesisi bulunmaktadır ve toplanan belediye atıklarının

%61,2’si düzenli depolama sahalarında bertaraf edilmektedir

Page 36: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

25

ve performans göstergeleri, sorumlu taraflar, koordinasyon ve ilgili kurum kavramlara

da yer vermektedir.

Atık sektörü için Plan’da yer alan hedef ve eylem alanları aşağıda özetlenmektedir:

Hedef 1: 2005 yılı baz alınarak düzenli depolama tesislerine kabul edilecek

biyobozunur atık miktarının, 2015 yılına kadar ağırlıkça %75’ine, 2018 yılına kadar

%50’sine, 2025 yılına kadar %35’ine indirilmesi25.

Eylem Alanı 1. 1: Belediye/Belediye Birlikleri tarafından Entegre Atık Yönetim

Planları’nın (EAYP) hazırlanarak uygulamaya konulması.

Eylem Alanı 1. 2: Atık Yönetim Birlikleri kurumsal yapısının güçlendirilmesi.

Eylem Alanı 1. 3: EAYP uygulamalarının izlenmesi ve denetlenmesine yönelik

kurumsal kapasitenin geliştirilmesi.

Hedef 2: 2023 yılı sonuna kadar ülke genelinde entegre katı atık bertaraf tesislerinin

kurulması ve belediye atıklarının %100’ünün bu tesislerde bertaraf edilmesi.

Eylem Alanı 2.1: Ulusal mevzuat ve AB müktesebatına uygun atık yönetimi ile katı

atık bertaraf tesislerinin kapasitesinin geliştirilmesi.

Eylem Alanı 2.2: Düzenli depolama sahalarında oluşacak depo gazının

değerlendirilmesi.

Hedef 3: Ambalaj Atığı Yönetim Planlarının tamamlanması.

Eylem Alanı 3.1: Atıklarının kaynağında ayrı toplanmasının etkin uygulanması.

Hedef 4: AB ile uyumlu Entegre Atık Yönetimi anlayışı ile Katı Atık Ana Planı

(KAAP/2010) kapsamında öngörülen geri kazanım tesislerinin kurulması.

Eylem Alanı 4.1: Kompost ve biyometanizasyon tesislerinin yaygınlaştırılması.

Eylem Alanı 4.2: Atık azaltım politikasının desteklenmesi.

Hedef 5: 2023 yılına kadar vahşi depolama sahalarının %100’ünün kapatılması.

Eylem Alanı 5.1: Vahşi depolama sahalarının rehabilitasyon çalışmalarının

yapılması.

Yukarıda ele alınan strateji belgeleri ve eylem planlarına ek olarak, Atıkların Düzenli

Depolanması Yönetmeliği (2010), “Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden itibaren 5

yıl içerisinde depolanacak olan biyobozunur atık miktarı, 2005 yılında üretilen toplam

biyobozunur atık miktarının ağırlıkça %75’ ine, 8 yıl içinde % 50’ sine ve 15 yıl içinde

ise %35’ine indirilir” ifadesine yer vermekte ve Atık Yönetimi Yönetmeliği (2015 –

25

Atıkların Düzenli Depolanması Yönetmeliği hedefi (2010).

Page 37: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

26

güncelleme 2017) de organik ve geri dönüştürülebilir atıklar için ikili toplama sistemi

öngörmektedir.26

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının

Değerlendirilmesi

Türkiye’nin en son sera gazı envanterine göre (NIR, 2017)15, atık sektörü kaynaklı

toplam sera gazı emisyonları 2015 yılında, 16,9 Mt CO2-eşd olarak gerçekleşmiştir.

Bu rakam, toplam sera gazı emisyonlarının %3,5’sına denk gelmektedir (AKAKDO

hariç). 2015 yılından itibaren emisyonların 2006 IPCC Kılavuzlarına göre

hesaplanması zorunlu hale gelmiş ve atık bertaraf alanları için veriler geriye dönük

olarak güncellenmiştir. Bu doğrultuda, Katı Atık Bertarafı kaynaklı emisyon oranları

yeni rehbere göre, 1990-2013 dönemi için yeniden hesaplanmıştır27. Söz konusu

döneme ait yapılan yeni hesaplamaya göre, 1990-2015 döneminde, atık sektörü sera

gazı emisyonlarında %52,2 artış olmuştur.

Atık sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının ana kaynaklarını, katı atık bertarafı ve

atıksu deşarj ve arıtımı oluşturmaktadır. 2015 yılında, atık sektörü kaynaklı sera gazı

emisyonlarının %73,8’i “katı atık bertarafı” ve %26,1’i de “atıksu arıtımı ve deşarjından”

kaynaklanmıştır. “Atıkların açıkta yakılması” ve “atıkların biyolojik arıtımları” kaynaklı

emisyonlar, atık sektörü emisyonlarının sadece %0,1’i gibi bir rakama denk

geldiğinden, göz ardı edilebilir niteliktedir. Aşağıda yer alan Şekil 10, 1990-2015

döneminde atık sektörü faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını

göstermektedir.

26

Bugüne kadar her iki gereklilik uygulaması için de kısıtlı ilerleme kaydedilmiştir.

27 Toplam sanayi atık miktarı, 2016 yılı envanterlerine kadar, atık bertaraf alanlarından kaynaklı metan emisyon hesaplamaları

için kullanılmıştır. Ancak, TÜİK tarafından gerçekleştirilen atık istatistik araştırmalarına dayalı ülkeye özgü düzenli depolama

sahalarında bertaraf edilen sanayi atık miktarlarından anlaşıldığı üzere, önemli miktarda sanayi atığı belediye atıklarına dâhil

edilmekte olduğu ve zaten hesaplamaya sanayi atıklarının toplam miktarı değil, biyojenik bölümünün dâhil edilmesi gerektiği

ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, 1990-2013 yılları için, katı atık bertaraf sahaları kaynaklı CH4 emisyonları yeniden hesaplanmıştır.

Bir önceki envanterle karşılaştırıldığında, 2013 yılında CH4 emisyonları %45,1 oranında (9 707,34 kt) ve 1990 yılında da %30,6

oranında azalmıştır (2 962,18 kt). Örnek olarak, Ulusal İklim Değişikliği Eylem Planı (UİDEP), atık bölümünde atık sektörü

kaynaklı sera gazı emisyonları, enerjiden sonra, ikinci büyük emisyon kaynağı olarak anılmaktadır (33.8 Mt CO2-eşdeğeri, 2009

yılında). Bügünkü güncellenmiş veri ışığında, atık sektörü emisyonları 2009 yılında 17.9 Mt CO2 eşdeğeridir (önceki yönteme

kıyasla neredeyse yarı yarıya).

Page 38: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

27

Şekil 10. Atık sektörü sera gazı emisyonları (1990-2015)

Türkiye’deki atık sektörü son on yıl boyunca, özel sektör yatırımları da dâhil olmak

üzere, sürekli olarak büyüme göstermiştir. Belediye atıklarının bertarafı için 1994

yılındaki temel yöntem, atıkların kompostlanması ya da diğer herhangi bir biyolojik geri

kazanım yönetimi kullanılmaksızın, vahşi depolamaydı ve sadece 2 adet düzenli

depolama sahası mevcuttu. Düzenli atık depolama sahalarının sayısı 2007 yılında

32’ye yükseldi ve son UAYEP’e (2016-2023) göre, 2016 yılı sonu itibariyle, düzenli

atık depolama sahası sayısı 83’e çıktı. Söz konusu düzenli depolama sahalarına

toplam belediye atıklarının %61,2’si gönderilmekte ve sahalar 81 ilin 59’una hizmet

vermektedir. YEKDEM28 mekanizması tarafından desteklenmelerini takiben, son beş

yıl içerisinde düzenli atık depolama sahalarında metan gazı toplama ve elektrik üretim

tesisleri de popüler hale geldi. Düzenli depolama sahalarındaki deponi gazı üretimi

(toplanan gaz) ve atıksu arıtımı kurulu kapasitesi 200 MWe’nin üstüne çıktı ve enerji

tesisleri için diğer biyolojik geri kazanım dâhil, 1,5 milyon MWh29 yıllık üretim

kapasitesine ulaşıldı. Atıkların biyolojik arıtımı da gelişmekte olan bir alandır.

Hâlihazırdaki kapasite çok tatmin edici olmayan 1,5 Mt düzeyindedir. Kaynakta

ayrılmış belediye atıkları için 8 biyolojik atık geri kazanım tesisi (6 kompostlama, 2

biyo-metanizasyon), karma belediye atıkları için 6 mekanik ve biyolojik arıtma tesisi (1

kompostlama, 4 biyo-metanizasyon, 1 biyo-kurutma) ve yine endüstriyel atıklar için de

28

YEKDEM, 2013 yılında yürürlüğe giren Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Belgelendirilmesi ve Desteklenmesi Yönetmeliği

kapsamında düzenlenen bir yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretilmesi destek mekanizmasıdır. Düzenli depolama

sahası gazından elektrik üreten tesisler, elektrik şebekesine satışı 13,3 ABD Doları/kWs fiyat garantisiyle desteklenmektedir.

Herhangi bir yerel ekipman teşviği bulunmamaktadır.

29 YEKDEM (2018), http://www.epdk.org.tr/TR/Dokumanlar/Elektrik/Yekdem/2018

Page 39: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

28

1 ortak yakma tesisi mevcuttur. Söz konusu biyolojik geri kazanım tesisleri,

Türkiye’deki 81 ilin sadece 12’sinde bulunmaktadır (UAYEP 2016) 30.

Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen Türkiye’de halen 800 vahşi depolama (düzensiz

depolama) sahası söz konusudur (UAYEP 2016). TÜİK verilerine göre de31, 2016

yılında, toplam belediye atıklarının %29’u bu sahalarda bertaraf edilmektedir.

Türkiye’nin 81 ilinden 22’sinde düzenli atık depolama sahası bulunmamaktadır.

Türkiye’deki birçok belediye atık yönetimi sorumluluklarını özel sektöre ihale etme

eğiliminde olduğundan, YEKDEM gibi mekanizmalarla da desteklenen özel sektör katı

atık proje yatırımları artış göstermektedir. Özel sektör genellkle Belediyelerle yaptıkları

yap-işlet-devret (YİD) sözleşmeleriyle, eski vahşi depolama alanlarının

rehabilitasyonu ve uzun vadeli (49 yıla kadar) kullanımına odaklanmaktadır. Kamu-

özel sektör ortaklıkları (PPP), düzenli atık depolama sahası gazı kullanımı, biyolojik

geri kazanım ve enerjiden atık tesisleri dahil, bir şehir veya bölge için entegre atık

yönetimi projeleri olarak görülmektedirler. Aşağıda yer alan Tablo 4, Türkiye’deki

düzenli atık depolama sahası gazı ya da atıksu arıtımından biyogazla beslenen atıktan

enerji tesislerinin güncel listesini sunmaktadır.

Tablo 4. Türkiye’deki WtE tesisleri listesi (sadece düzenli depolama veya atıksu gazından

enerji)29

Tesis Adı Kurulu

kapasite

(MWe)

Yıllık üretim

kapasitesi

(kWh)

Arel Enerji Manavgat Biyokütle Tesisi 3,600 25.200.000

Arel Enerji Biyokütle Tesisi 2,400 26.670.000

Arel Yenilenebilir Enerji Isparta Biyokütle Tesisi 2,826 19.740.000

Atlas Osmaniye Düzenli Depolama Gazından Elektrik Tesisi 3,120 21.840.000

Hatay Gökçegöz Düzenli Depolama Gazı Enerji Santrali 4,239 39.564.000

Kumkısık Lfg Enerji Santrali 0,635 5.080.000

Pamukova Biyogaz Enerji Santrali 1,400 9.670.000

Amasya Düzenli Depolama Gas to Electricity Tesisi 1,200 12.859.000

Trabzon Rize Düzenli Depolama Gazından Enerji Santrali 4,350 29.673.000

Gaziantep B.B. Düzenli Depolama 5,655 48.859.000

Bolu Düzenli Depolama Biyogaz Projesi 1,131 8.143.200

Malatya 1 Düzenli Depolama Gazından Elektrik Tesisi 1,200 16.800.000

30

Ulusal Atık Yönetimi ve Eylem Planı 2016-2023, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2016, http://cygm.csb.gov.tr/ulusal-

atik-yonetimi-ve-eylem-plani-2016-2023-hazirlandi.-haber-221234

31 TÜİK (2016), http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24876 Erişim Tarihi: 20/02/2018

Page 40: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

29

Şanlıurfa Enerji Santrali 6,240 43.680.000

Her Enerji Kayseri Düzenli Depolama 5,782 35.000.000

Itc Adana Enerji Tesisi 15,565 108.955.000

Itc Antalya Biyokütle Tesisi 14,150 99.050.000

Itc Bursa Hamitler Tesisi 9,800 85.848.000

Itc Aksaray Tesisi 1,415 9.905.000

Itc-Ka Biyokütle Gazlaştırma Tesisi 10,850 75.950.000

ITC-KA Elazığ Tesisi 2,830 15.848.000

Sincan Çadırtepe Enerji Santrali 19,824 138.768.000

ITC-KA Çarşamba Tesisi 1,415 7.294.000

Aslım Enerji Generation Tesisi 5,660 44.224.000

Karma Enerji Santrali 1,487 10.409.000

Kipaş Kâğıt Biyokütle Enerji Tesisi 1,200 8.400.000

Konya Atıksu Arıtma Tesisi Biyogaz Tesisi

Elektrik Üretim Santrali

2,436 18.350.000

Dilovası Düzenli Depolama Biyogaz Enerji Santrali 2,126 14.882.000

Kocaeli Düzenli Depolama Biyogaz Enerji Santrali 5,445 45.556.000

Mas 1 Yenilenebilir Enerji Tesisi 2,395 16.765.000

Malatya Gazlaştırma Yakma Tesisi 4,000 28.000.000

Sivas Düzenli Depolama Gazdan Elektrik Tesisi 2,830 19.782.000

İskenderun Düzenli Depolama Gazdan Elektrik Tesisi 4,233 29.673.000

Kömürcüoda Biyogaz Projesi 14,150 118.860.000

Odayeri Biyogaz Projesi 33,807 236.649.000

Maraş Biyokütle Tesisi 4,800 33.600.000

Samsun Avdan Biyogaz Tesisi 6,000 58.800.000

Vesmec Kırk-Kab 1 Biyogaz Enerji Santrali 1,200 8.294.400

Kırıkkale Düzenli Depolama Gazı Enerji Santrali 1,003 7.021.000

Özel sektör inisiyatifleri, daha çok ambalaj ve pil ve aküler, ömrünü tamamlamış

lastikler ve atık yağlar gibi diğer özel atık türleri için olan üretici sorumluluğu

programları için de gelişmektedir. Geri dönüştürülebilecek ambalaji atıklarının

biyobozunur atıklardan kaynakta ayrıştırılması, atıkların düzenli atık depolama

sahalarına gitmelerine engel olmakta ve biyolojik geri kazanım için bir ön-koşulu yerine

getirmektedir (örneğin, anaerobik çürüme)32. Öte yandan, ambalaj atıkları Türkiye’deki

sera gazı emisyonlarının azaltımı açısandan da önem arz etmektedir. Hâlihazırda,

ÇSB onaylı 4 adet ambalaj atığı geri kazanım tesisi bulunmaktadır. Bunlar, ÇEVKO,

TÜKÇEV, PAGÇEV ve AGED’dir. 2014 yılında, üretilen 4,2 Mt ambalaj atığından 2,4

Mt’si toplanmıştır (yetkili kuruluşların önemli katkılarıyla). Bu rakamın 1,8 Mt’si düzenli

32

Anaerobik çürüme, oksijensiz ortamlarda mikroorganizmaların biyo-bozunur materyalleri parçaladığı bir süreçtir.

Page 41: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

30

atık depolama sahalarına gidecek belediye atıklarında toplanmıştır (UAYEP, 2016).

2004 yılında sadece 23 lisanslı toplama ve ayrıştırma tesisi bulunurken, son yıllarda

Türkiye’de toplama&ayrıştırma ve geri dönüşüm tesislerinin sayısı ciddi bir artış

göstermiş ve 2016 yılında, sırasıyla, 631 ve 919’a ulaşmıştır (UAYEP, 2016).

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon

Azaltma Olasılıklarının Analizi

Atık sektörü, 2015 yılında, toplam CH4 emisyonlarının %28,8’inden ve toplam N2O

emisyonlarının da %6,1’inden sorumludur33. Sektör kaynaklı metan emisyonları büyük

oranda katı atık bertaraf sahalarında oluşurken, N2O emisyonlarıysa tamamen atıksu

deşarjı ve arıtımından kaynaklanmaktadır. Düzenli atık depolama sahalarından

kaynaklanan CO2 emisyonları biyojenik olarak nitelendirilmekte ve sera gazı

envanterlerine dâhil edilmemektedirler. Düşük miktardaki CO2 emisyonları atıkların

açıkta yakılmasından kaynaklanmaktadır.

Yukarıda da ifade edildiği üzere, CO234

emisyonları sadece açık yakma için

hesaplanmaktadır ve bu yöntem de yakın gelecekte tamamen terk edilecektir (Şekil

11). Dolayısıyla, gelecek öngörülerinden bu unsurun çıkartılması mümkündür.

Şekil 11. Atık sektörü CO2 emisyonları (1990-2015)

Düzenli atık depolama sahaları ve arıtılan atıksudaki organik miktarı nedeniyle, 2011

yılına kadar, CH4 emisyonları sürekli olarak artış göstermiştir35. Bu yılı takiben, metan

33

TÜİK (2017), http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24588 Erişim tarihi: 20/02/2018

34 Ulusal Sera Gazı Envanteri 2006 IPCC Kılavuzları’nda yer alan IPCC Katman 2a yöntemi CO2 emisyon hesaplarında

kullanılmaktadır.

35 Ulusal Sera Gazı Envanteri için 2006 IPCC Kılavuzları’nda önerilen IPCC, T2 ilk sıra çürüme (FOD) yöntemi CH4

emisyonlarının hesaplanması için kullanılmaktadır.

Page 42: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

31

geri kazanım tesislerinin sayısının artmaya başlamasıyla, 2011-2015 yılları arasında,

CH4 emisyonları azalmaya başlamıştır (Şekil 12). Gelecekte katı atıkların biyolojik

arıtımı kaynaklı sera gazı emisyonlarında bir artış bekleyebiliriz ancak, genel

toplamda, düzenli atık depolama sahalarının yerini biyolojik geri kazanım alacağı ve

oluşan metan da geri kazanılacağı için, CH4 emisyonları daha az olacaktır.

Şekil 12. Atık sektörü CH4 emisyonları (1990-2015)

Gittikçe artan oranlardaki atıksu arıtımı nedeniyle, 2015 yılına kadar, N2O36

emisyonları da sürekli olarak artış göstermiştir (Şekil 13). Ancak, azot giderme

konusunda kullanılan daha gelişmiş sistemlere bağlı olarak, söz konusu eğilimin artışı,

son iki yılda yavaşlamaya başlamıştır.

36

Türkiye, ulusal atıksular kaynaklı N2O emisyonlarını hesaplamak için IPCC 2006 Kılavuzlarında yer alan yöntemi

kullanmaktadır.

Page 43: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

32

Şekil 13. Atık sektörü N2O emisyonları (1990-2015)

Düzenli atık depolama sahalarından kaynaklanan metan emisyonları bu sektörün en

önemli sera gazı emisyonlarını teşkil etmektedir ve bu emisyonların, ulusal sera gazı

envanteleri için hesaplanması ve raporlanması37 gerekmektedir. Metan, katı atık

bertaraf tesislerine giden organik atıkların anaerobik çürümesinden ortaya

çıkmaktadır. Organik atıklar son derece yavaş çürümektedirler ve tamamen çürümeleri

yıllar sürmektedir (IPCC, 2006) 38. Atık depolama sahaları kaynaklı CH4 emisyonları

1990 yılında, 269 kt iken, bu rakam 2015 yılında, 498 kt’a yükselmiştir33.

Belediye atık miktarlarının artıyor olması şehirleşme oranları, tüketim tür ve eğilimleri,

hanehalkı geliri ve nüfus artışıyla ilişkilidir. Türkiye’deki toplam belediye atık miktarı,

2000 yılından sonra, 25 Mt seviyesine ulaşmış ve bunu aşmıştır. 2015 yılında yaklaşık

27,4 Mt atık depolama sahalarında bertaraf edilmiştir. Bu tarihi rakamın %69,2’si de

düzenli depolama sahalarına gitmiştir (Şekil 14).

37

Katı atıklar vahşi ve düzenli depolama sahalarında bertaraf edildiklerinde, organik materyalin çoğu uzun ya da kısa bir

sürede çürüyecektir. Bu süre, 1 ila 100 arasında değişiklik gösterebilmektedir. Aerobik süreçler açısından, ana çürüme ürünleri

karbondioksit (CO2), su ve ısı ve anaerobik süreçler için de metan (CH4) ve CO2’dir. Dolayısıyla, biyojenik süreçler (örneğin,

gıda, bahçe ve ahşap atıkları) ve emisyonlarından kaynaklanan CO2’nin ulusal envantere dahil edilmesi gerekmemektedir

(IPCC, Ulusal Sera Gazı Gaz Envanterlerinde İyi Uygulama Örnekleri ve Belirsizlik Yönetimi - IPCC, Good Practice Guidance

and Uncertainty Management in National Greenhouse Gas Inventories)

38 IPCC, Ulusal Sera Gazı Gaz Envanterlerinde İyi Uygulama Örnekleri ve Belirsizlik Yönetimi (IPCC Good Practice Guidance

and Uncertainty Management in National Greenhouse Gas Inventories), IPCC 2006, Bölüm 5, https://www.ipcc-

nggip.iges.or.jp/public/gp/english/5_Waste.pdf

Page 44: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

33

Şekil 14. Katı atık bertaraf sahalarındaki yıllık atık (1990-2015)

2016 yılında, 31.583.553 ton belediye atığı toplanmış ve bu miktarın %61,2’si düzenli

atık depolama sahalarına gönderilmişken, %28,8 vahşi depolama sahalarına gitmiştir.

Öte yandan, önceki yıllardaki %1 oranına kıyasla, 2016 yılında geri kazanım

tesislerinin oranı %10’a ulaşmıştır39.

Düzensiz katı atık bertaraf sahaları, aynı miktardaki atık için, düzenli depolama

sahalarına kıyasla daha az CH4 üretmektedir, çünkü yönetilmeyen sahalarda atığın

çok büyük bir bölümü üst tabakalarda aerobik olarak çürümektedir (IPCC, 2006).

Ancak, yönetilen düzenli atık depolama sahalarında, metan emisyonlarının kontrol

edilmesi amaçlı gaz toplama sistemlerinin kurulması gittikçe artmaktadır. Ayrıca,

entegre atık yönetimi stratejisinin de bir parçası olarak, yönetilen bazı düzenli atık

depolama sahalarında biyolojik atık geri kazanım tesisleri kurulmaktadır. Sonuç olarak

Türkiye’de, düzenli atık depolama sahaları kaynaklı CH4 emisyonları, düzensiz atık

depolama sahalarına kıyasla, daha azdır (Tablo 5).

39

TÜİK, geçmiş yıllardan farklı olarak, anketlerine atık geri kazanım seçeneğini de eklemiştir. Belediyeler bölgelerindeki

sadece bertaraf faaliyetlerini değil, aynı zamanda kompost, biyo-metanizasyon ve malzeme geri dönüşümü dahil, geri kazanım

çalışmalarını da rapor etmek durumundadırlar.

Page 45: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

34

Tablo 5. Atık bertaraf sahaları CH4 emisyonları (NIR, 2017)15

CH4 emisyonları Enerji geri kazanımı

için CH4 miktarı Yönetilen atık

bertaraf

sahaları

Yönetilmeyen atık

bertaraf sahaları

Toplam

1990 - 269.18 269.18 -

1995 5.69 300.40 306.09 -

2000 47.37 341.12 388.49 -

2005 113.68 369.75 483.43 1.67

2010 152.46 381.89 534.34 47.94

2011 167.20 378.57 545.77 56.72

2012 152.26 376.29 528.56 96.15

2013 101.07 371.80 472.87 172.79

2014 110.24 365.47 475.71 190.67

2015 137.51 360.70 498.21 189.28

Ağırlıklı olarak N2O ve CH4 emisyonları açısından, atıksu arıtımı ve deşarjı önemli bir

sera gazı emisyon kaynağı teşkil etmektedir. 2016 yılında, toplam nüfusun

%84,2’sinin (67,2 milyon) belediye kanalizasyon şebekesine bağlantısı bulunmakta ve

%70,2’si de atıksu arıtma hizmetinden faydalanmaktadır (TÜİK, 2016).40

2000’li yıllara kadar atıksu arıtma oranları oldukça düşüktü. 1994 yılında belediye

kanalizasyon şebekeleri ile toplanan atıksuyun sadece %10 arıtılmaktaydı. Etkili bir

atıksu arıtma politikası uygulanması sonucunda durum iyileştirilmiş ve 2016 yılında,

toplanan 4.5 milyar m3 atıksuyun %85,7’si (3.8 milyar m3) arıtılmıştır. Toplanan

atıksuyun %76,1’i biyolojik ve ileri arıtma tesislerinde ve %23,9’u da fiziksel ve doğal

arıtma sistemlerinde arıtılmıştır (Tablo 6).

40

TÜİK (2016), http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=24875 Erişim tarihi: 20/02/2018

Page 46: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

35

Tablo 6. Belediye atıksu toplama ve arıtma (1994-2016)41

1994 1998 2002 2006 2010 2012 2014 2016

Kanalizasyon şebekesine

bağlı belediye nüfusu

32 696 622 37 189 736 44 342 222 50 856 943 54 017 052 58 754 795 65 071 589 67 227 191

Belediye

kanalizasyonunşebekesinden

alıcı ortama deşarj edilen

atıksu (bin m3/yıl)

1 509 651 2 096 714 2 497 657 3 366 894 3 582 131 4 072 563 4 296 851 4 484 075

Atıksu arıtma tesislerinde

arıtılan atıksu miktarı

(bin m3/yıl)

150 061 589 515 1 312 379 2 140 494 2 719 151 3 256 980 3 483 787 3 842 350

Fiziksel 77 725 281 374 344 509 714 404 751 101 929 334 869 248 906 221

Biyolojik 72 335 308 142 745 852 926 581 931 356 1 072 873 1 155 353 1 214 977

İleri - - 222 018 499 509 1 031 616 1 245 977 1 450 494 1 708 361

Doğal ... ... ... ... 5 079 8 795 8 692 12 791

Atıksu arıtma tesisi ile

hizmeti edilen belediye

nüfusu

6 044 364 10 449 370 18 955 305 29 643 258 38 050 717 43 543 737 49 358 266 56 016 738

(...) bilgi elde edilememiştir, (-) bilgi yoktur

Atıksu arıtmadaki bu artış nedeniyle, 1990-2015 yılları arasında N2O emisyonları artış

göstermektedir. Buna karşılık, 1998 yılı sonrasında, metan emisyonlarında bir azalma

eğilimi söz konusudur. Bu durumun temel nedeni de, artan miktarlardaki enerji amaçlı

metan geri kazanımıdır (Tablo 7).

Tablo 7. Atıksu arıtma ve deşarj kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015)15

CH4 emisyonları (kt)

Enerji geri kazanımı için CH4 miktarı

(kt) N2O emisyonları (kt)

1990 111.56 - 4.86

1995 121.67 - 5.27

2000 121.44 6.94 5.46

2005 122.53 11.90 5.70

2010 118.62 16.77 6.11

2011 117.58 21.29 6.25

2012 117.57 24.58 6.52

2013 105.75 24.71 6.64

2014 97.79 33.97 6.73

2015 94.8542 38.07 6.82

41

TÜİK (2018), http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1019 Erişim tarihi: 20/02/2018

42 Belediye atıksuyundan kaynaklanan CH4, 75.83 kt, sanayi atıksuyundan kaynaklanan CH4 ise 19.02 kt‘dur.

Page 47: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

36

Sera gazı azaltım potansiyeli (yaklaşık bir tahmin)

Sera gazı azaltımları açısından, düzensiz atık bertaraf alanlarının rehabilitasyonu ve

düzenli depolama alanlarında metan geri kazanımı büyük rol oynayacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılı için, atık konusunu da kapsayan, çeşitli amaç ve

hedefler vardır. UİDEP, UAYEP ve Atıksu Arıtma Eylem Planı (AAEP) belgelerinde de

belirtildiği üzere, ülke genelinde belediye atıklarının %100’ü entegre katı atık bertaraf

tesislerinde bertaraf edilecek (%65’i için düzenli depolama hedefi), atıksuyun %100’ü

arıtılacak ve eski çöplük sahalarının %100’ü kapatılarak rehabilite edilecektir. Öte

yandan, biyolojik ve termal işlemlerle43 katı atıktan enerji üretilmesi gibi daha ileri

teknolojilere ve katı atıkların geri dönüşümüne doğru gidilmesi de planlanmaktadır.

UAYEP’na (2016-2023) göre, belediye atık miktarının, 2023 yılında, 33 Mt olması

öngörülmektedir. 2014 yılında, toplanan belediye atık miktarı toplam 28 Mt olarak

kayıtlara geçmiştir (10 Mt düzenli depolama sahalarına ve 8 Mt düzensiz depolama

sahalarına gönderilmiştir). Tablo 5 ‘de görüldüğü üzere, 2014 yılında, düzenli ve

düzensiz atık depolama sahalarından kaynaklanan CH4 emisyonları, sırasıyla, 110 kt

ve 365 kt (toplam 475 kt CH4) olmuş ve 190 kt CH4 geri kazanılmıştır. Plan uyarınca,

2023 yılında düzensiz atık depolama sahası kalmaması öngörülmekte ve belediye

atıkları için 33 Mt’nin %65’i için düzenli depolama hedeflenmektedir. Basit bir doğrusal

tahminle44, 10 Mt belediye atığı (düzenli depolama sahası) 110 kt CH4 emisyon

üretiyorsa, o zaman 2023 yılında, düzenli depolamadan kaynaklanacak 235 kt CH4

üretilmesini bekleyebiliriz. Biyolojik arıtmanın (kompost), 2014 yılındaki %0,2’den

2023 yılında %4’e yükselmesi planlanmakta olduğuna göre, bu rakama 8 kt CH4

emisyonu eklemek gerekecektir. Bu da, 2023 yılında katı atıklardan kaynaklanan CH4

emisyonlarını toplam 243 kt yapmaktadır. Türkiye’deki düzenli atık depolama

sahalarındaki gazı toplama sistemlerinin 2023 yılında yaygınlaşması beklendiğinden,

bu rakamın daha da az olmasını öngörebiliriz.

Son yıllarda devreye giren metan geri kazanım sistemleri nedeniyle atıksu arıtma

tesisleri kaynaklı CH4 emisyonlarının stabilize olmaya başlığı Tablo 7‘de

görülebilmektedir. Örneğin, 2014 verilerine göre deşarj edilen atıksuların %81’i atıksu

arıtma tesislerinde arıtıldığı için, bu durum 97,79 kt CH4 ve 6,73 kt N2O emisyonuyla

sonuçlanmaktadır. Toplam nüfusun 2023 yılında gelindiğinde 84.247.088 olması

öngörülmektedir45. AAEP’na göre (2015-2023), oluşan atıksuyun %100’ünün

43

Envantere atık yakım emisyonları dâhildir, ancak bunlar enerji sektörü kapsamında raporlanmaktadır.

44 Bu yaklaşık hesaplama, atık kompozisyonu, çözünmüş organik karbon (DOC), çürüyen DOC kesiti (DOCF), metan oluşma

oran sabiti (k), metan kesiti (F) ve oksidasyon kesiti (OX) gibi değişiken parametreleri sabit kabul etmekte ve yıllar içinde bütün

şartların aynı olduğunu varsaymaktadır. Sanayi ve belediye katı atıkları ayrılmamaktadır.

45 http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=15844 , belediye nüfusu olarak 80 milyon varsayılmaktadır.

Page 48: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

37

arıtılması planlanmaktadır. Yine yukarıdaki gibi basit bir doğrusal tahmin yürütülecek

olursa46, 2023 yılında arıtılması öngörülen atıksu miktarı 5,3 milyar m3’tür ve bu

miktarın emisyon potansiyeli kabaca 150 kt CH4 ve 10 kt N2O olacaktır. Hâlihazırda

Türkiye’de, N2O ve CH4 emisyonlarının azaltılması amacıyla, deşarj öncesi azot

giderme teknolojileri ve daha iyi metan geri kazanım uygulamalarının olası bir

entegrasyonuna dair etkiyi dâhil etmeyen muhafazakâr tahminler de bulunmaktadır.

Sonuç olarak, yukarıda yer alan tahmini hesaplamalarda da gösterildiği üzere, 2023

yılında, atık sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının 12.847 Mt CO2-

eşdeğere indirilmesi olasılığı bulunmaktadır. Bu da, 2015 yılına ait varolan son verilere

kıyasla, %24’lük bir azalma anlamına gelmektedir.

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör

Politikalarının İyileştirilmesi Önerileri

Atık sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının azaltılması doğrultusunda yapılan

müdahale ve iyileştirmeler emisyon tasarruflarına katkıda bulunmaktadır. Atık

sektörüne ilişkin bazı politika önerileri aşağıda yer alan Tablo 8‘de sunulmaktadır.

Tablo 8. Sera gazı emisyonlarının azaltılması için politika önerileri

Türkiye’de daha çevre

dostu bir atık yönetimi için

yapılabilecek iyileştirmeler

ve atık sektörüyle

bağlantılı AB yasal

çerçevesi

uyumlaştırmasının devam

ettirilmesi

Bu devem eden bir süreçtir. Türkiye’deki katı atık ve atıksu yönetim

yasal çerçevesi büyük oranda AB müktesebatıyla7 uyumlaştırılmış

bulunmaktadır. Atık mevzuatına dair detaylı bir liste Engel ve

Fırsatlar Raporu’nda yer almaktadır. Türkiye’nin daha iyi bir atık

yönetimi için, AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (2007-2023) (UCES,

2006)48 ve UAYEP gibi, ayrıca başka stratejik belge ve eylem planları

da bulunmaktadır. Söz konusu süreç, atık sektöründe INDC2’den

NDC’ye geçişi de içermektedir.

Uygulamanın

desteklenmesi amacıyla

politika ve yasal araçlarla

birlikte ekonomik

mekanizmaların da

geliştirilmesi

Mevzuatın etkin bir biçimde uygulanması, yürütülmesi, izlenmesi ve

denetlenmesini sağlamak amacıyla, kurumsal yapı ve kapasitenin

güçlendirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Atık sektöründeki

düzenlemelerin doğru şekilde uygulanması için devlet, yerel

yönetimler, kamu ve özel sektörleri ve STK’lar arasında iletişim ve

işbirliğinin iyileştirilmesi amacıyla, önemli miktarda çaba gösterilmesi

gerekmektedir.

46

Protein tüketimi (kg/kişi/yıl) ve protein içindeki N oranı gibi değişken veriler, sabit olarak varsayılmıştır. Arıtılan atıksu miktarı,

sadece hizmet verilen nüfus miktarına göre hesaplanmıştır. Sanayi ve belediye atıksuyu ayrıştırılmamıştır.

47 Hesaplama için, küresel ısınma potansiyel faktörleri, sırasıyla 25 ve 298’le çarpıldıktan sonra, 393 kt CH4 (katı atık

bertarafından 243 kt ve atıksu arıtmadan 150 kt) ve 10 kt N2O (atıksu arıtmadan) toplanmıştır.

48 AB Entegre Çevre Uyum Stratejisi (UCES), Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara, 2006,

https://www.ab.gov.tr/files/SEPB/cevrefaslidokumanlar/uces.pdf

Page 49: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

38

İzinler, izleme, teftiş, cezalar ve raporlama hala yetersiz olmakla

birlikte yapıları da entegre edilmiş değildir. Hem uzun dönemli hem

de bölgesel verilere ihtiyaç duyulmaktadır. Atık yönetim

performanslarının gelecekti değerlendirmesi açısından yeni

gösterge, veri toplama ve doğrulama mekanizmaları gerekmektedir.

Ayrıca, nüfus artışı, ekonomi ve belediye atık hedeflerine karşılık

gelişmelerin izlenebilmesi için, atık yönetim performans gösterge ve

araçlarının geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Kaynakta ayırma ve ikili (geri dönüşebilir ve organik) toplama dâhil,

sürdürülebilir bir atık toplama sistemi için etkili araçlar geliştirilmesi

gerekmektedir.

Atık yönetimi finansal mekanizmaları gerçekci ücret ve vergilerle

güçlendirilmelidir. Atıkların düzenli depolama sahalarından uzak

tutulması amacıyla, düzenli depolama sahası ücreti ve kirlettiğin

kadar öde (PAYT) gibi sistemler orta vadede kullanılmaya

başlanmalıdır.

Genişletilmiş üretici

sorumluluğu (EPR)

mevzuatı ve

uygulamasının

iyileştirilmesi

Türkiye’deki Atık Yönetimi Yönetmeliği, ambalaj atıkları, WEEE, atık

pil ve akülerle birlikte ELV gibi özel bazı tür atıklar için, ekonomik bir

araç olarak, genişletilmiş üretici sorumluluğunu (EPR)

uygulamaktadır. Geleneksel katı atık yönetim yaklaşımlarıyla

karşılaştırıldığında, EPR, günün sonunda atık olması kaçınılmaz

ürünlerin sorumluluğunun (idari, finansal ve/veya fiziksel) devlet veya

belediyelerden (ve dolayısıyla vergi verenlerden) bu ürünleri

üretenlere kaydırılması anlamına gelmektedir. Türkiye’de

belediyelerle ürünleri üretenler arasında sorumluluklar açısından

halen bir çatışma söz konusudur. Rol ve sorumlulukların detaylı

olarak netleştirilmesi gerekmektedir.

Atık sektörünün 27.Fasıl

kapsamındaki diğer alt

sektörlerle yasal olarak

ilişkilendirilmesi (yatay

mevzuat)

Bu kapsamda, atık sektörüne dâhil olmayan, ancak atıkla ilişkili olan

diğer sektör yasa ve yönetmelikleri dikkate alınmalıdır (Çevresel Etki

Değerlendirme, Stratejik Etki Değerlendirme, Afet Yönetimi gibi).

Türkiye açısından bunlar, varolan ve gelecekteki atık yönetimlerinin

iklim değişikliğine uyumlaştırılması için önem taşımaktadır. Örneğin,

atık yönetim sektörünün iklim değişikliğine entegre edilmesi (iklim

değişikliğinin azaltılması doğrultusundaki önlemler) gibi, Çevresel

Etki Değerlendirme ve Stratejik Etki Değerlendirmenin güçlü birer

İklim Değişikliği ve Afet Risk analizi içermesi gerekmektedir

Atık sektörünün diğer

farklı sektörlerle yasal

olarak ilişkilendirilimesi

Katı atık yönetimi, atıkların ulaştırması (ulaştırma sektörü), imalatta

malzemelerin geri dönüşümü (sanayi sektörü) ve atıklardan elektrik

üretimi aracılığıyla fosil yakıtlardan kaçınılması (enerji sektörü)

aracılığıyla da dolaylı olarak sera gazı emisyonları azaltımı

Page 50: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

39

potansiyeline sahip olmakla birlikte, bütün kalkınma sektörlerinde

müdahale alanlarına ihtiyaç duymaktadır.

Atık arıtma tesislerinde

daha iyi standartlar için

politika tedbirleri

Atık yönetimi ve atıksu arıtma planlamalarında uygun çevre/iklim

dostu teknolojilerin tercih edilmesini sağlamak amacıyla, kamu ihale

politika ve uygulamalarında ilgili tedbirler değerlendirmeye alınabilir.

Page 51: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

40

4. Ulaştırma Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı

Emisyon Azaltım Hedefleri

Ulaştırma sektörü içerisindeki karayolu taşımacılığı payı, 2011 yılında, yük ve yolcu

için sırasıyla, %80 ve %89 gibi oldukça yüksek bir rakama çıkmıştır (bakınız Tablo 9).

Dolayısıyla, ulusal strateji 2023 yılında, %60 ve %72 gibi daha dengeli bir karayolu

payına ulaşılmasını hedeflemektedir (UDHB (2011)49, UİDS (2010-2023)4, UİDEP

(2011-2023)5, 10.Kalkınma Planı (2014-2018)3, ÇŞB (2015)50).

Sonuç olarak, ulaştırma sektörü Ulusal Kalkınma Planları doğrultusunda önemli

miktarda yatırım bütçesi almaktadır. Sektör, 9.Kalkınma Planı51 döneminde bütçenin

%37’sine sahip olmuştur (146.123 milyon TL). Bir sonraki dönem olan 2014-2018’i

kapsayan 10.Kalkınma Planı’nda da %34’lük bir öngörü yapılmıştır (141.914 milyon

TL). Ulusal planlarda belirlenen 2023 hedeflerine ulaşılması amacıyla, yük taşımacılığı

kapsamında demir ve deniz yolu paylarının önemli ölçüde artması ve yolcu

taşımacılığı için de demir ve hava yolu sektörlerinin gelişme göstermesi

gerekmektedir. Öte yandan, ulaştırma alt-sektörlerindeki model payları ağırlık

değişimi, her alt-sektördeki enerji kullanım ve verimliliği farklı olduğundan, karbon

emisyon azaltım kapasitesi bakımından paralel bir etki göstermemektedir. Dolayısıyla,

ulaştırma sektörü için oluşturulacak herhangi bir DKK (düşük karbonlu kalkınma)

stratejisi, her iki unusuru da dayalı olarak geliştirilmek durumundadır. Ancak, 2015 yılı

itibariyle, karayolu taşımacılığı payları hala %89,8 ve %89,2 gibi yüksek seviyelerde

raporlanmaktadır. Bunun da anlamı, altyapı yatırım bütçeleri tahsis edilmesinin

yanısıra, daha fazla çalışmanın yapılması gerektiğidir. Aynı zamanda, şehir-içi,

şehirlerarası ve uluslararası seyahat talebi farklı model/sistemlerce karşılanabilmelidir.

Böylesi bir çözüm de, devam eden bölümlerde ele alınacağı üzere, Türkiye’deki farklı

politika ve mevzuat düzenlemelerinin başarılı bir orkestrasyonunu gerektirmektedir.

Tablo 9. Ulaştırma sisteminde model payları49,51

2011 (%) 2015 (%) 2023 Hedef (%)

Yurtiçi Yük Taşıma (ton-km)

Kara 80.6 89.8 60.0

Demir 4.8 3.9 15.0

Hava 0.4 0.0 1.0

Deniz 2.7 6.3 10.0

49

Türkiye Ulaşım ve İletişim Stratejisi, 2011-2023, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ankara, 2011

50 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Stratejik Planı 2015-2017, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ankara, 2015

51 9. Kalkınma Planı 2007-2013, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı, Ankara, 2006

Page 52: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

41

Boru hatları 11.5 -- 14.0

Domestic Passenger (yolcu-km)

Kara 89.6 89.2 72.0

Demir 2.2 1.1 10.0

Hava 7.8 9.1 14.0

Deniz 0.4 0.6 4.0

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin

Gözden Geçirilmesi

Uluslararası ve Ulusal Taahhütler

Paris Anlaşması’nın onaylanması halinde ulusal olarak belirlenen katkı belgesine

(NDC) dönüşecek olan INDC2 belgesi, ulaştırma bağlantılı 11 unsura yer vermektedir:

1) Karayolu taşımacılığı payının azaltılması ve deniz ila demir yolları taşımacılık

paylarının arttırılmasıyla, yük ve yolcu taşımacılığı ulaştırma modelleri arasında

dengeli bir dağılım sağlamak,

2) Kombine taşımanın güçlendirilmesi,

3) Şehirlerde sürdürülebilir ulaşım yaklaşımları uygulanması,

4) Alternatif yakıt ve temiz araçların teşvik edilmesi,

5) Ulusal Akıllı Ulaştırma Sistemeleri Strateji Belgesi 2014-2023 ve Eylem Planı

(2014-2016) aracılığıyla karayolu taşımacılığı yakıt tüketimi ve emisyonlarının

azaltılması,

6) Yüksek hızlı tren projeleri yapılması,

7) Şehir raylı sistemlerinin arttırılması,

8) Tünel projeleriyle yakıt tasarrufu elde edilmesi,

9) Eski araçların trafikten alınması,

10) Enerji verimliliği için yeşil deniz ve hava limanı projeleri uygulanması,

11) Deniz taşımacılığı için özel tüketim vergisi muafiyeti yapılması.

Buna ek olarak, INDC belgesi, sera gazı emisyonlarının azaltımı için ulusal taahhütler

içeren ulusal iklim değişikliği politika belgeleriyle de desteklenmektedir. Örneğin,

10.Kalkınma Planı3, enerji verimliliği, temiz yakıt ve çevre dostu araç kullanımını teşvik

eden ulaştırma sistemlerine öncelik vermektedir. Ulaştırma da akıllı uygulamarın

kullanılması da yaygınlaştırılacaktır. Öte yandan, ulaştırma sektöründe yeşil büyüme

alternatifleri değerlendirilecek ve çevreye duyarlı ekonomik büyüme desteklenecektir.

Page 53: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

42

“Ulaştırmada Enerji Verimliliği”, programın en önemli bileşenleri arasında yer

almaktadır. Söz konusu bileşenle bağlantılı olarak da, “toplu taşıma, küçük motor

hacmi ve elektrikli ya da hibrid araçlar, uygun yerleşim alanlarında akıllı bisiklet ağları

ve trafiğe kapalı yaya yolları oluşturulmasının yaygınlaştırılması” ve “kamu sektöründe

düşük yakıt tüketimli araçların kullanımının yaygınlaştırılması” ifadeleri de önemli

adımlar olarak göze çarpmaktadır.

Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi (2010-2023)4, orta ve uzun vadede uygulanacak

bir dizi hedef içermekte ve sera gazı emisyon azaltımını destekleyecek ulaştırma

bağlantılı bazı eylemler belirlemektedir. Plan uyarınca, orta vadede:

Yük ve yolcu taşımacılığında demiryolu, denizyolu ve havayolu payı ve kapasite

kullanım oranının artırılması için planlar geliştirilecektir.

Kombine taşımacılığın geliştirilmesi ile ilgili potansiyel analiz çalışması

yapılacaktır.

Kısa mesafeli deniz ve göl taşımacılığı desteklenecektir.

Şehirlerde bisiklet gibi çevre dostu ulaşım araçlarının kullanımının

yaygınlaştırılmasına ve yaya ulaşımına imkân veren düzenlemeler

özendirilecektir.

Kentlerde kullanılan toplu taşıma araçlarında alternatif yakıt ve temiz araç

teknolojilerinin kullanılması yaygınlaştırılacaktır.

Yol ağının geometrik ve fiziki standartlarının daha az yakıt sarfiyatı sağlamak

amacıyla yükseltilmesine yönelik Ar-Ge çalışmaları yapılacaktır.

Akıllı ulaşım sistemi uygulamaları ve ulaşımda enerji verimliliğini artıracak

uygulamalar geliştirilecektir.

Ek olarak,

Alternatif yakıt, CO2 ve NOX emisyonlarını en aza indirilebilen yeni teknoloji

ürünü motorların ve hibrit gibi çevre dostu ulaşım araçların kullanımı

yaygınlaştırılacaktır.

Yük ve yolcu taşımacılığında %2 olan demiryolu ve denizyolunun payı

arttırılacak ve havayolu taşımacılığı desteklenecektir.

Bu belgeyi takiben, İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı (2011-2023)5 geliştirilmiştir.

Söz konusu Eylem Planı da, aşağıda sunulmakta olan bazı hedeflere yer vermektedir:

2023 yılı itibariyle demiryollarının yük taşımacılığında payının %15’e, yolcu

taşımacılığındaki payının %10’a çıkarılması,

2023 yılı itibariyle denizyollarının kabotaj yük taşımacılığındaki payının %10’a,

yolcu taşımacılığındaki payının %4’e çıkarılması,

2023 yılı itibariyle karayollarının yük taşımacılığındaki payının %60’ın altına,

yolcu taşımacılığındaki payının %72’ye düşürülmesi,

Page 54: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

43

2023 yılına kadar “Ulaştırma Ana Planı”nın hazırlanması ve uygulamaya

konması,

“Ulaştırma Ana Planı”nın hazırlanması (2013-2023), (AB ile uyumlaştırma)

Kent içi ulaşımda, bireysel araç kullanımından kaynaklı emisyon artış hızının

sınırlandırılması,

Kentlerde sürdürülebilir ulaşım planlama yaklaşımlarının uygulanması için 2023

yılı sonuna kadar kentsel ulaşıma ilişkin gerekli mevzuat, kurumsal yapı ve

rehber belgelerinin oluşturulması,

Varolan “Ulaştırmda Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usül ve Esaslar

Hakkındaki Yönetmelik” belgesinin gözden geçirilmesi ve güncellenmesi

2023 yılına kadar alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını arttırmaya yönelik

yasal düzenlemelerin yapılması ve kapasitenin geliştirilmesi,

Motorlu araçlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltımı için

vergilendirme sistemleri düzenlemeleri hakkında çalışmalar başlatılması

(2020-2023)

Vergi mevzuatında düzenlemeler yapılarak alternatif yakıt ve temiz araçların

teşvik edilmesi (2020-2023)

2023 yılına kadar kentsel ulaşımda alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını

özendirici yerel tedbirlerin alınması,

Toplu taşıma araçları yaş sınırına yönelik yeni bir stratejinin belirlenmesi ve

uygulanması (2015-2023)

Kent merkezlerinde temiz yakıt ve temiz araçlar kullanıcıları için ücretsiz ya

da düşük ücretli otopark imkânları yaratılması (2015-2023)

2023 yılına kadar ulaşımda kullanılan enerji tüketiminin sınırlandırılması

Yüksek enerji verimliliğine sahip kara, deniz, hava araçları için yeni teşvik

mekanizmaları yaratılması ve yatırımların desteklenmesi (2015-2023)

Öte yandan, Ulusal Akıllı Ulaştırma Sistemeleri Strateji Belgesi (2014-2023) ve

Eylem Planı (2014-2016)52, Akıllı Ulaşım Sistemleri’ne (ITS) ilişkin ulusal bir

mevzuatın benimsenmesi ve karayolu taşımacılığında emisyon ve yakıt tüketiminin

azaltımasını gerektirmektedir. INDC belgesinde atıf yapılan diğer bir belge, Enerji

Verimliliği Strateji Belgesi (2012-2023)6, “Motorlu taşıtların birim fosil yakıt tüketimini

azaltmak, kara, deniz ve demir yollarında toplu taşıma payını artırmak ve şehiriçi

ulaşımda gereksiz yakıt sarfiyatını önlemek” ifadesini stratejik amaçları arasında

52

Ulusal Akıllı Ulaştırma Sistemeleri Strateji Belgesi 2014-2023, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ankara, 2014,

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/10/20141025-21-1.pdf

Page 55: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

44

kullanmaktadır. Söz konusu amacın gerçekleşmesi için belge ilgili yasalarda gerekli

düzenlemelerin yapılmasını sağlayacak bir teklifin meclise sunulması ve ikincil

mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılmasından bahsetmektedir. Söz konusu

hedefin gerçekleştirilmesi için, belge yayın tarihini takiben, 24 ay öngörülmektedir.

INDC belgesi atıfta bulunmamasına rağmen, Enerji Verimliliği Eylem Planı, AB Enerji

Verimliliği Direktifi’nin iç hukuka aktarılması açısından önemli bir araç olarak dikkat

çekmektedir. Plan, 2017-2023 dönemini kapsamakta ve ulaştırma sektöründe

sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği bağlantılı dokuz eylem içermektedir:

1- Enerji verimli araçların özendirilmesi

2- Alternatif yakıtlar ve yeni teknolojilerle slgili karşılaştırmalı çalışmanın

geliştirilmesi

3- Bisikletli ve yaya ulaşımının geliştirilmesi ve iyileştirilmesi

4- Şehirlerdeki trafik yoğunluğunun azaltılması: otomobil kullanımının azaltılması

5- Toplu taşımanın yaygınlaştırılması

6- Kentsel ulaşım için kurumsal yeniden yapılanmanın geliştirilmesi ve

uygulanması

7- Denizyolu taşımacılığının güçlendirilmesi

8- Demiryolu taşımacılığının güçlendirilmesi

9- Ulaşıma yönelik veri toplanması

Öte yandan, “AB Komisyonu 6.İlerleme Raporu”7 olan, AB Komisyonu İlerleme

Raporu da, ulaştırma sektörüyle bağlantılı karbon emisyon azaltım tedbirlerini

aşağıdaki gibi ifade etmektedir:

Akıllı ulaşım sistemleri (ITS) konusundaki mevzuatı kabul etmesi ve bu

mevzuatın uygulanmasına yönelik kapasiteyi ve kaynakları iyileştirmesi

gerekmektedir.

Ulusal ulaştırma stratejisi gibi kilit stratejik belgeler, sürdürülebilir kentsel

hareketlilik ve iklim değişikliğinin önlenmesine ilişkin en son AB öncelikleri

dikkate alınarak gözden geçirilmelidir.

Tüm ulaştırma türlerini kapsayan bir ulaştırma ana planının onaylanması

gerekmektedir.

Akıllı ulaşım sistemleri mevzuatına, temiz ve enerji verimli karayolu araçlarına

ilişkin "ulaşımda temiz enerji" paketine ve alternatif yakıtlar için altyapının

hizmete sokulmasına ilişkin mevzuata uyum sağlaması gerekmektedir.

Yakıt Kalitesi Direktifi ile uyumlu olan mevzuatın tam olarak uygulanması için

daha fazla çaba gösterilmelidir.

Page 56: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

45

Yeni binek otomobillerden kaynaklanan emisyon standartları konusundaki AB

mevzuatına uyum çalışmalarının başlatılması gerekmektedir.

Ozon tabakasını incelten maddeler konusunda uyum tamamlanmalıdır.

Florlu sera gazlarına ilişkin tüzüğe uyum konusunda daha fazla çaba

gösterilmesi gerekmektedir.

Karbondioksit gazının jeolojik olarak depolanması hakkındaki Direktif'in iç

hukuka aktarılmasına yönelik net bir plan hazırlanması gerekmektedir.

Denizyolu taşımacılığı, en enerji verimli model olmasına rağmen, IMO, 2050 yılı

senaryoları %50’den %250’ye kadar bir artış öngördüğünden dolayı uluslararası

gemicilikten kaynaklanan sera gazı emisyonlarının azaltılması için sorumluluk

üstlenmektedir53. Gelişmeler doğrultusunda, 2019 sonrasında IMO, gemilerden

toplanacak veriler, çalışma grupları raporları ve sera gazı çalışmalarının yeni

versiyonları ışığında, ciddi gereklilikler benimseyebilecektir. AB, AEA Devletleri (AB

Üye Devletleri, İzlanda ve Norveç) limanlarında demirleyen ve 5.000 gros tondan (GT)

büyük gemilerin CO2 emisyonlarını yıllık olarak izleme, raporlama ve doğrulama

düzenlemelerini içeren 757/2015 no’lu Tüzüğü onaylamış bulunmaktadır. Buna

karşılık IMO, henüz küresel gereklilikler benimsememiştir. IMO ve AB’nin yanısıra,

sera gazı emisyonlarında azaltım gerektiren/teşvik eden, liman teşvik programları,

gemilerin, elektrikli ev araç/gereçlerinin değerlendirilmesi gibi, Mevcut Gemilerle ilgili

Enerji Verimliliği Dizayn İndeksi (Existing Vessel Design Index - EVDI) ile A’dan G’ye

kadar sınflandırılmaları, lojistik zincir değerlendirmesi ve Temiz Kargo Çalışma Grubu

gibi çeşitl girişimler de bulunmaktadır. Taslak IMO Stratejisi54, gemilerin sera gazı

emisyonlarının azaltımına ilişkin raporu, 2018 yılında MEPC 72 toplantısında

sunulacaktır.

Özet olarak, iklim değişikliği bağlantılı politika belge ve düzenlemelerinin büyük bir

çoğunluğu ulaştırma sektörüyle ya doğrudan bağlantılıdır (örneğin, Ulaştırma ve

İletişim Stratejisi, UDHB, 2011Error! Bookmark not defined.), bazıları “yatay-kesen” belgelerdir

(örneğin, IPA II Türkiye Gösterge Strateji Belgesi 2014-2020, Avrupa Komisyonu,

201455) ya da yasal mevzuattırlar (i.e. Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi

53

Üçüncü IMO Sera Gazı Çalışması 2014, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), Londra, Birleşik Krallık, Nisan 2015

(Third IMO GHG Study 2014; International Maritime Organization (IMO) London, UK, April 2015; Smith, T. W. P.; Jalkanen, J.

P.; Anderson, B. A.; Corbett, J. J.; Faber, J.; Hanayama, S.; O’Keeffe, E.; Parker, S.; Johansson, L.; Aldous, L.; Raucci, C.;

Traut, M.; Ettinger, S.; Nelissen, D.; Lee, D. S.; Ng, S.; Agrawal, A.; Winebrake, J. J.; Hoen, M.; Chesworth, S.; Pandey, A)

.http://www.imo.org/en/OurWork/Environment/PollutionPrevention/AirPollution/Documents/Third%20Greenhouse%20Gas%20S

tudy/GHG3%20Executive%20Summary%20and%20Report.pdf

54 Uluslararası Denizcilik Örgütü, 2017, Altı Yıllık Stratejik Plan, 2018-2023, (Karar A.1110(30)

http://www.imo.org/en/About/strategy/Pages/default.aspx. Erişim Tarihi: 20/02/2018

55 Türkiye için IPA II Ülke Stratejisi Belgesi 2014-2020, Avrupa Komisyonu, 2014

Page 57: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

46

Yönetmeliği56). Söz konusu belgelerin çoğu, ortak olarak ve tekrarla, aşağıda yer alan

unsurlara vurgu yapmaktadırlar:

Yeni YHT ve geleneksel demiryolu hatları yatırımları aracılığıyla yolcu ve yük

taşımacılığında demiryollarının payının artırılmasıyla, ulaştırma sektöründe

daha dengeli bir model dağılımı sağlanması, (UDHB, 2011Error! Bookmark not

defined., ÇŞB, 20104, ÇŞB, 20115, KB, 20133; ÇŞB, 2015Error! Bookmark not defined.)

İntermodal ulaşımın güçlendirilmesi, (ABB, 20115, UDHB, 2011Error! Bookmark not

defined., ÇŞB, 2015Error! Bookmark not defined.)

Kentsel alanlarda motorlu olmayan ve toplu taşıma öncelik verilmesi, (UDHB,

2011Error! Bookmark not defined., KB, 20133, ÇŞB, 2015Error! Bookmark not defined.)

Lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve ticaretin geliştirilmesiyle Türkiye’nin

bölgesel bir lojistik merkez haline getirilmesi (ulaşım türleri, koridorları ve lojistik

merkez konularını ele alan Lojistik Ana Planı’nın hazırlanmasıyla), (KB, 20133;

UDHB, 2011Error! Bookmark not defined.)

Enerji verimliliğini geliştiren ve temiz yakıt kullanımını artıran ulaşım

sistemlerine öncelik verilmesi, (KB, 20133; ÇŞB, 20115; ÇŞB, 20104, ÇŞB,

2015Error! Bookmark not defined.).

Trafik yönetimi ve toplu taşıma hizmetlerinde bilgi teknolojileri ve Akıllı Ulaşım

Sistemleri (ITS) kullanılması, (KB, 20133, ITS (2014-2023)52, ÇŞB, 2015Error!

Bookmark not defined.).

Alternatif enerji ve araç teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve motorlu taşıtlarda

fosil yakıt tüketiminin azaltılması, (KB, 20133, ÇŞB, 20115, ETKB, 2010, ÇŞB,

2015Error! Bookmark not defined.).

Mümkün olan yerlerde, özellikle de kısa mesafe deniz ve iç su ulaşımında,

deniz taşımacılığı payının artırılması, (ÇŞB, 20104; ÇŞB, 201316, ÇŞB,

2015Error! Bookmark not defined.).

Sektörde sürdürülebilir ulaşım hizmetlerinin uygulanabilmesi amacıyla gerekli

mevzuat ve kurumsal yapıyla birlikte, bilgi ve veri toplama altyapılarının geliştirilmesi

iki temel hedef olarak belirtilmektedir (ÇŞB, 20115, UDHB, 2011Error! Bookmark not defined.).

Sektörel Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının

Değerlendirilmesi

Karayolu Taşımacılığı

56

Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Yönetmeliği, Ankara, Türkiye.

Page 58: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

47

2001-2016 yılları arasında bölünmüş karayoluna yapılan iddialı yatırımlar, Şekil 15’de

(TÜİK, 2018)57 de görüldüğü gibi, yol uzunluğunun 5,821 km’den 22.831km’ye

çıkmasına neden olmuştur. Fakat bölünmüş karayollarının çoğunluğu, bölünmemiş

veya düşük kapasiteli segmentlerden (Şekil 15’in altında “diğerleri” kısmında

listelenmiş) dönüştürüldüğünden bu artış, toplam karayolu ağı uzunluğunda önemli

değişikliklere neden olmamıştır. Yüksek kapasiteli otoyol uzunluğu aynı dönem içinde

oldukça kısadır. 2023 yılına kadar yol uzunluğunun 32.000km’ye ulaşması

planlanırken (KB, 2013), bölünmüş karayolu ağı uzunluğundaki artış oranı son beş yıl

içerisinde önemli ölçüde azalmıştır.

Şekil 15. Karayolu ağ uzunluğundaki değişim (1990-2016)57

2004 yılından bu yana, toplam kayıtlı araç sayısı önemli ölçüde arttığından (son on

yılda yıllık ortalama artış oranı %6), karayolu sektöründe araç sahibi olma anlamında

önemli değişiklikler gözlemlenmiştir (Şekil 16). Yakıt türüne göre incelendiğinde, yıllar

içide benzinli araçların sayısı düşmüş ve bu düşüş, LPG ve dizel bazlı araçların

kullanımındaki hızlı artış ile telafi edilmiştir (Şekil 16-b ve Şekil 16-c’ye bakınız); halen

dizel araçlar, araç parkının %49’una sahiptir ve bu oranı %29,1 oranında pazar payına

sahip olan benzinli araçlar takip etmektedir (Şekil16-c’ye bakınız).

57

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) (2018), Ulaştırma İstatistikleri, http://www.turkstat.gov.tr/PreTablo.do ?alt_id=1051, Erişim

tarihi: 10/02/2018

Page 59: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

48

Şekil 16. Araç sayıları a) tiplere göre b) yakıt türüne göre c) yakıt türüne (2004-2016, TÜİK,

2018)57

Page 60: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

49

Karayolu altyapısının motorizasyonu ve yapılan iddiali yatırımlara paralel olarak,

toplam şehirlerarası yol taşıt-km ve yolcu-km iki katına çıkarken (Şekil 17’ye bakınız),

yük ton-km dört kat artmıştır. Bu göstergeler ekonomik büyümenin işareti olsa da

karayolu taşımacılığı eğilimlerindeki doğrusal güçlü artışlar sebebiyle, karayolu

taşımacılığı paylarında 2023 hedeflerinde (Tablo 9’a bakınız), özellikle aşağıda

bahsedilen demiryolu yük eğilimlerindeki yavaş artış ile karşılaştırıldığında,

beklenildiği gibi bir düşüş bulunmamaktadır.

Şekil 17. Karayolu istatistikleri a) şehirlerarası taşıt-km b) yolcu-km c) yük-km (2001-2016,

TÜİK, 2018)57

Page 61: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

50

Demiryolu Taşımacılığı:

Demiryolu taşımacılığı, yol ve hava taşımacılığına kıyasla alternatif enerji

kaynaklarının (elektrik kaynağına göre) potansiyel kullanımı nedeniyle daha

sürdürülebilir bir ulaşım olarak algılanmaktadır. Buna dayanarak, Türkiye’de birincil

elektrik kaynağı hala fosil yakıt olmasına rağmen, son on yılda konvansiyonel ve

yüksek hızlı tren (YHT) dâhil olmak üzere yatırımlarda artış olmuştur. Hâlihazırda,

11,319km konvansiyonel hat ve 1,213km yüksek hızlı tren hattından (Şekil 18’e

bakınız) oluşan toplam 12,532 km’lik demiryolu ağı bulunmaktadır. Toplam demiryolu

ağının 2021 yılına kadar 6,441km yüksek hızlı tren ağı ile birlikte 18,508km’ye

ulaşması planlanmaktadır (UDHB, 2016).58 2009 yılında başladığından bu yana, YHT

yolcu-km sürekli artış göstermektedir. Ana hatlarda yolcu-km’de bazı dalgalanmalara

rağmen, iyileştirmelerden sonra (hizmetlerin modernleştirilmesi, elektriklendirme, yeni

vagonlar vb.), ana hatlarda kullanılan konvansiyonel trende de artış olacaktır. 2023

yılına kadar 8000km hattın elektrifikasyon ve sinyalizasyonunun yapılması

beklenmektedir. Ayrıca, 16 lojistik merkezin oluşturulması planlanmaktadır (UDHB,

2013)3. 2023 özel hedefine göre, demiryolu payının yolcuda %10, yük taşımacılığında

%15 artış göstermesi beklenmektedir (UDHB, 2011)Error! Bookmark not defined..

Yine de son yıllarda düşüş gösteren yolcu ve yük taşımacılığının demiryolu payında

önemli bir artış gözlemlenmemektedir.

Türk Demiryolu Taşımacılığı’nın serbestleştirilmesi ile birlikte, TCDD demiryolu ağının

özel yük operatörlerine açılması ve rekabetçi bir piyasa oluşturulması yönünde

yeniden yapılandırma başlatılmıştır. Ancak, Avrupa Birliği Üye Devletlerinde

serbestleştirilen demiryolu piyasası çeşitli sonuçları doğurduğundan ve bu

sonuçlardan bazıları demiryolu taşımacılığı teşvikinde başarısız olduğundan, bu

durumun demiryolu taşımacılığı paylarını nasıl etkileyeceği tam olarak

bilinmemektedir. Ayrıca, yük talebinin çoğu, tarımsal ve endüstryel üretim ve tüketimin

olduğu, Türkiye’nin batısındaki büyük şehirler arasında gerçekleştirildiğinden,

demiryolu yük taşımacılığı alanında, Türkiye’de fazla kullanılmayan, intermodal

taşımacılığın desteklenmesi gerekmektedir. Kısa vadede kamyonların çoğu, 2009

yılında 491,6km ortalama yolculuk mesafesine sahip iken, demiryolu taşımacılığının

toplam yolculuk ve yükleme-boşaltma zamanı açısından rekabetçi hale gelmesi için

yeterince uzun değildir (Ozen, Tuydes-Yaman, 2013)59.

58

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (2016), Stratejik Plan 2017-2021, Ankara, Turkey.

59 Ozen, M., Tuydes-Yaman, H. (2013), Karayolu Taşımacılığının Emisyon Maliyetinin Türkiye'de Değerlendirilmesi, Enerji

Politikası, 62, 625–636

Page 62: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

51

Şekil 18. Demiryolu istatistikleri a) uzunluk b) yolcu-km c) yük ton-km (2001-2016)57

Hava Taşımacılığı:

Vergi ve ücretlendirmedeki azaltımlar gibi hava taşımacılığı yönetmeliğindeki

revizyonlar çerçevesinde, yeni havayolu şirketlerinin piyasaya girmesiyle birlikte

büyüme devam etmektedir. Şekil 19’da yer alan TÜİK verilerine göre (2018)57, 2002’de

34 milyon yolcu olan hava yolcu trafiği, 2016 yılında 173 milyon yolcuya ulaşmıştır.

Page 63: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

52

Ayrıca, hava yük taşımacılığı sektörü de bu süreçte sürekli artış göstermiştir. 2006

yılında faal havaalanların sayısı 42 iken bu sayı 2017 yılında 55’e yükselmiştir. 2021

hedeflerine göre, 2021 yılında hava yolcu sayısının yılda 225 milyon artması ve

havaalanı sayısının ise 59’a yükselmesi beklenmektedir (UDHB, 2016)58. Ancak, hava

taşımacılığı performansının bu etkileyici artışı, sera gazı emisyonlarının

sınırlandırılması politikalarıyla uygunluk göstermemektedir.

Şekil 19. Havayolu istatistikleri a)yolcu sayısı b)yük miktarı (1990-2016)57,60

60

Kögmen, Z (2014) Diğer Ulaştırma Modları ile Karayolu Taşımacılığının Karşılaştırılması ve Avantajları, UDHB, Uzmanlık

Tezi,

Page 64: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

53

Denizyolu Taşımacılığı:

Denizcilik sektörü değerlendirildiğinde, 2011 yılına kadar yük taşımacılığında %2,66

payının olduğu görülmektedir ve bu payın 2023 sonuna kadar %10’a ulaşması

planlanmaktadır. Yolcu taşımacılığı anlamında, denizyolu taşımacılığı payının 2023’e

kadar %0.37’den %4’e çıkması beklenmektedir (Tablo 9). 2006 yılında 7,3 milyon

DWT (net ağırlık tonajı) olan Türk bandırallı ticari filo, 2012 yılında 10,3 milyona

ulaşmış ve dünya ticari filoları arasında 25. sırayı almıştır. Ancak, daha sonra 2016’da

8,25 milyon DWT’ye düşmüştür61. Yine de uluslararası deniz ticaretindeki önemli artış

Şekil 20’de görülebilmektedir. Bu yıllar arasında Türk filosunun taşıma kapasitesi

(DWT) artmasına rağmen, 2006 yılında Türk ticaret filosu denizyolu taşımacılığı ile

gerçekleştirilen dış ticaret oranı %21 iken, bu rakam 2012 yılında %14’e düşmüştür

(KB, 2013)3 .

2017 yılında Türk bandırallı ticari filodaki gemi sayısı 1,415 iken ve bu sayının 2021’de

1.500’e ulaşması beklenmektedir (UDHB, 2016).58 2023 yılı sonuna kadar denizyolu

ile yük taşımacılığında %10’a ulaşma planı göz önüne alındığında, Türk filosunun

taşıma kapasitesindeki devam eden düşüşün ve Türk ticari filosu aracılığıyla deniz

yolu ile gerçekleştirilen dış ticaretteki gerilemenin detaylı bir şekilde incelenmesi

gerekmektedir.

Hem kabotaj hem de uluslararası nakliyat, eski gemilerin aşırı yakıt tüketimine neden

olan zayıf rekabetçilik, denizyolu taşımacılığı sektörlerinin olası modernizasyonu,

gemilerin fizibilitesi (boyut, tip, rota, enerji verimliliği vb.) ve eski filoların yenilenmesi

için teşvikler kapsamında değerlendirilmelidir.

61

Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı

https://atlantis.udhb.gov.tr/istatistik/istatistik_filo.aspx Erişim tarihi: 22/02/2018

Page 65: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

54

Şekil 20. Uluslararası deniz ticaret istatistikleri (yüklenen Mt, 1980-2015)

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon

Azaltma Olasılıklarının Analizi

Türkiye’nin en son sera gazı envanterine göre (NIR, 2017),15 ulaştırma sektörünün

katkısı 75,8 Mt CO2-eşd’dir, ki bu toplam sera gazı emisyonlarının (AKAKDO hariç)

%16’sı ve toplam yanma kaynaklı emisyonların %22’sine tekabül etmektedir.

Türkiye’de ulaştırma kaynaklı emisyonlarının ana kaynağı %94 ile karayolu

taşımacılığıdır (Şekil 21). Bu oranı yurtiçi havacılık takip ederken diğer kaynakların

katkısı oldukça azdır: yurtiçi havacılık %5,5; yurtiçi denizcilik %1,5; boru hattı

taşımacılığı %0,9 ve demiryolunun katkısı %0,6’dır. 1990 yılına kıyasıla, ulaştırma

sektörü kaynaklı emisyonlar 2015 yılında %181 oranında artmıştır. Aynı süre zarfında

karayolu taşımacılığından kaynaklanan emisyon %179,7, yurt içi havacılıktan

kaynaklanan emisyon %355,7 ve yurtiçi denizcilikten kaynaklanan emisyon da %125,5

artmıştır. 1990-2015 yılları arasında demiryolu taşımacılığından kaynaklanan

emisyonlar %33,4 düşmüştür.

Page 66: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

55

Şekil 21. Ulaştırma modlarına göre sera gazı emisyonları (1990-2015)

Karayolu Taşımacılığı:

1990 yılında 24,8 Mt CO2-eşd olan ve karayolu taşımacılığından kaynaklanan sera

gazı emisyonu, önemli derecede bir artış göstermiş ve 2015’de 66,3 Mt CO2-eşd’ye

ulaşmıştır. Yakıt türlerine göre sera gazı emisyon miktarları incelendiğinde (bakınız

Şekil 22 ve 23), 2015 yılında en yüksek emisyon oranının %76,7 ile dizel yakıttan,

%13,6 ile LPG'den kaynaklandığı görülmektedir. Tablo 10, karayolu taşımacılığında

kullanılan yakıtların CO2 yoğunluğunu göstermektedir: dizel yakıtların CO2 emisyon

yoğunluğu en fazla, doğalgazın CO2 emisyon yoğunluğu ise en azdır. Karayolu

motorlu taşıt filosunun %47,9’u dizel iken, taşıt-kmh ile emisyonlara büyük ölçüde

katkıda bulunanlar çoğunlukla kamyonlardır.

Şekil 22. Yakıt türüne göre motorlu kara taşıtlarından sera gazı emisyon miktarı (1990-2015)

Page 67: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

56

Şekil 23. Yakıt türüne göre motorlu kara taşıtlarından sera gazı emisyon oranları (1990-2015)

Tablo 10. Karayolu taşımacılığında tüketien yakıtların CO2 emisyon yoğunluğuı

Karayolu Taşımacılığı CO2 Yoğunluğu (ton CO2/TJ)

Benzin Dizel LPG Doğal Gaz Biyo Yakıt

69.30 73.43 63.07 55.09 70.71

Motor teknolojileri, doğrudan CH4 ve N2O emisyonlarını etkilediğinden, motorlu

karayolu taşıtlarının yaşı oldukça önemlidir. 2016 yılı itibariyle trafiğe kayıtlı motorlu

kara taşıtlarının yaş dağılımına bakıldığında, önemli sayıda aracın yaşlı olduğu

görülmektedir. Araçların %24,5’i 11-20 yaş, %19,3’ü 6-10 yaş ve %34’ü ise 0-5 yaş

arasındadır (Tablo 11).

Tablo 11. Yaşlarına göre karayolu morotlu taşıtların sayısı (2016) (x106)57

Aracın yaşı Toplam Araba Minibüs Otobüs Küçük kamyon Kamyon Motorsiklet Özel amaçlı

araçlar Traktörler

21.090 11.318 0.464 0.220 3.442 0.825 3.004 0.051 1.766

0-5 7.166 4.098 0.135 0.068 1.231 0.227 1.004 0.020 0.383

6-10 4.072 1.807 0.095 0.054 0.949 0.142 0.866 0.009 0.150

11-15 2.612 1.371 0.084 0.030 0.555 0.106 0.354 0.006 0.105

16-20 2.542 1.513 0.085 0.029 0.391 0.139 0.159 0.007 0.217

21 ve üzeri 4.699 2.528 0.066 0.039 0.315 0.211 0.621 0.009 0.910

Yukarıda yer alan verilere dayanarak, 2008/2010 yılından itibaren yürürlükte olan ve

en yüksek emisyon standartlarını karşılayan araçların azami payının aşağıdaki gibi

olduğu tahmin edilmektedir:

Page 68: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

57

Otomobillerin %44’ü

Hafif ticari taşıtların %48’i

Ağır yük taşıtlarının %35’i

Diğer taraftan, taşıt-km’sinin ne kadarının yaşlı taşıtlar, özellikle kamyonlar, tarafından

yapıldığı belli değildir. Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) tarafından yapılan yıllık yol

kenarı dingil ağırlığı etüdünün kamyon dağılım analizi, yaşlı kamyonlarının çoğunun

şehirlerarası yollarda dolaşımının olmadığını59, kentsel bölgeler içinde veya

çevresinde daha çok kısa mesafede kullanılmasının umulduğunu göstermektedir.

Uzun mesafelerde (özellikle uluslarası karayolu yük hareketleri) daha yeni ve temiz

kamyonlar istihdam edilmektedir.59

Demiryolu Taşımacılığı:

Diğer taşımacılık seçeneklerine kıyasla demiryolu taşımacılığı daha sürdürülebilir ve

karbon verimli görünse de, doluluk seviyesi ve tren elektrik kaynağı gibi bazı

parametreler baz alındığında, CO2 emisyon etkileri değişmektedir.62 Türkiye’de, hala,

toplam demiryolu ağının üçte biri elektriklendirilmektedir, fakat son yıllarda

demiryollarında elektrik tüketiminin artmasına bağlı olarak 1990 yılında 0.7 Mt CO2-

eşd olan sera gazı emisyonları 2015 yılında 0.5 Mt CO2eşd’ye düşmüştür. Aynı

zamanda Yüksek Hızlı Tren (YHT) gelişimi de elektrik tüketimi ve ana koridorlarda yer

alması sebebiyle demiryollarındaki bu azalmaya katkı sağlamıştır. Hâlihazırda işleyen

dört YHT hattı bulunmaktadır (Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Eskişehir ve

Konya-İstanbul) ve Bursa, İzmir ve Sivas’ı bağlayacak üç hat çalışmaları devam

etmektedir. Alternatif yerleşik seçeneklere (araba, otobüs ve konvansiyonel tren)

kıyasla YHT’nin CO2 azaltım potansiyeli üzerine yapılan bir çalışma, Ankara-Eskişehir

ve Ankara-Konya YHT hatlarının toplam 24,3 kt CO2 azaltımı sağladığı ve tüm hatlarda

tahmin edilen yolcu sayısına ulaşılırsa, 2023 yılında bu azalmanın 452,7 kt CO2

olacağı (çalışması devam eden YHT hatlarının tamamlanmasıyla) öngörülmektedir.

Yüksek talep gören YHT hatları kısa mesafede hizmet verdiğinden ve arabalarla

karşılaştırıldığında verimli olan otobüslere kaymaya neden olduğundan, hat tabanlı

incelemeler CO2 emisyonlarının azaltımında YHT performansının kısıtlı olduğunu

göstermektedir.62

Hava Taşımacılığı:

Sera gazı emisyonlarına katkıda bulunan en büyük ikinci mod ise yurtiçi havacılıktır.

1990 yılında 0,9 Mt CO2-eşd olan yurtiçi havacılık kaynaklı sera gazı emisyonları, 2015

yılında 4,2 Mt CO2-eşd’ye ulaşmıştır. Yurtiçi havacılıkta kullanılan yakıt, jet yakıtıdır.

62

Dalkic, G., Balaban, O., Tuydes-Yaman, H., Celikkol-Kocak, T. (2017), Yüksek hızlı tren hatlarında CO2 emisyonlarının

azaltılmasının değerlendirilmesi: Türkiye'den iki örnek çalışma, Temiz Üretim Dergisi, 165, 746-761.

Page 69: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

58

Sektördeki emisyon eğilimleri, yakıt tüketimi eğilimleri ile benzerlik göstermektedir

(Şekil 24).

Şekil 24. Yurtiçi havacılık sera gazı emisyonlarına karşılık yakıt tüketimi (1990-2015)

Denizyolu Taşımacılığı:

Yurtiçi denizciliğin, toplam ulaştırma sektörü kaynaklı emisyonlara katkısı oldukça

azdır. 1990 yılında yurtiçi denizcilik kaynaklı sera gazı emisyonları 0.5 Mt CO2-eşd

iken, bu oran 2015 yılında 1,1 Mt CO2-eşd olmuştur. Şekil 25’de gösterildiği üzere,

denizyolu taşımacılığı, diğer modlar arasında en çok enerji ve sera gazı verimli

ulaştırmadır. Şekil 26'da, “Üçüncü IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü) Sera Gazı

Çalışması 2014” e göre, 2012 yılında uluslararası denizyolu taşımacılığı kaynaklı,

küresel CO2 ve CO2 eşdeğeri olarak GHG emisyonlarının yaklaşık% 2,2'si ve % 2,1'ini

oluşturmaktadır. Genel olarak, gemiler fosil yakıt ile çalışmaktadır. Her yakıt türünün

karbon içeriği sabittir ve ton yakıt başına kg CO2 bazında bakıldığında, motorun

tipinden, motor çeviriminden veya diğer parametrelerden etkilenmemektedir.

Uluslararası havacılık ve deniz yakıtları, toplam ulusal emisyonlara dahil edilmeyerek

ayrıca raporlanmaktadır. 2015 yılında uluslararası taşımacılık kaynaklı sera gazı

emisyonları; uluslararası havacılıkta 11,1 Mt ve uluslararası denizcilikte 2,8 Mt olmak

üzere toplam 13,9 MtCO2-eşdeğeridir.

Kent ölçeğinde, 2001 yılında İzmir’de Ulaşımda Dönüşüm Projesi başlatılmış ve yeni

vapur iskeleleri inşa edilmiştir. Otobüs hatlarının iskelelere entegrasyonu

güçlendirilmiş ve sonuç olarak kentsel ulaşımda denizyolunun payı arttırılmıştır.

İstanbul’da vapur ve deniz otobüsü ile sağlanan hizmetlerin kalitesi ve sefer sayısının

arttırılmasının olumlu etkileri olmaktadır. Uluslararası ölçekte, Türk limanlarında yük

Page 70: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

59

yükleme-boşaltma, son 15 yıl içerisinde 189,9 Mt’den 430,2 Mt’ye yükselmiştir.

Limanlarda yük yükleme-boşaltmadaki ortalama artışı %127’dir (2003’ten 2016’ya).

Türkiye sınırları içinde yük ve yolcu taşımacılığı için yeni hatlar açılmış ve yeni gemiler

denize indirilmiştir. Bazı hatlarda Ro-Ro gemileri ile karayolu araç taşımacılığı %185,

%209, %306, %936 artış göstermiştir ve ortalama artış %110’a ulaşmıştır (2003’ten

2016’ya). Denizyolu vasıtası ile karayolu araçlarının taşınması ve yolcu taşımacılığı

artsa da planlanan hedefler ve mevcut durum arasında büyük bir boşluk

bulunmaktadır.

Şekil 25. Ulaştırma modlarına göre CO2 emisyonları63

Şekil 26. Yıllara göre ulaştırma kaynaklı CO2 emsiyonları53

63

Dünya Gemicilik Konseyi (Word Shipping Council), http://www.worldshipping.org/industry-issues/environment/air-

emissions/faqs-answers/a2-why-is-the-shipping-industry-so-important-environmentally Erişim Tarihi: 24/02/2018

Page 71: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

60

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör

Politikalarının İyileştirilmesi Önerileri

İlgili politika dokümanları incelendiğinde, daha sürdürülebilir bir ulaştırma sektörüne

geçiş için stratejilerin vurgulandığı görülmektedir ancak, genel olarak bu stratejiler,

ölçülebilir, doğrulanabilir ve raporlanabilir özel hedeflerde yetersiz kalmaktadırlar.

Ulusal mevzuatın ilgili AB ve diğer uluslararası kurum/kuruluş mevzuat ve

düzenlemeleriyle uyumlaştırılması bir fırsat olarak görülebilir. Yine de bu

dokümanlardaki hedeflere ulaşmak için, ilgili yaptırım stratejileri de dâhil olmak üzere,

ulaştırma sektörü ile ilgili mevzuatın gözden geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca,

kurumlar ve ilgili paydaşlar arasındaki eksik ve/veya yetersiz koordinasyonun ikim

değişikliği ile ilgili politika ve uygulamaların koordine edilmesi önünde bir engel teşkil

ettiği gözlemlenmektedir. Ekonomik kalkınma bakış açısından Türkiye, ulaşım

talebindeki artışa neden olan ve dolayısıyla önümüzdeki on yıllarda sera gazı artışına

neden olan spesifik özellikleri ile büyüyen bir aşamadadır. Ulaştırma talep eğilimleri,

emisyon payları ve azaltım potansiyelleri birlikte haritalandırıldığında, karayolu

taşımacılığının daha düşük karbon modlarıyla olabildiğince çok değiştirilmesi

zorunluluğu görülmektedir. Bu tür bir değişimin, farklı alternatif modların rekabetçi

olabileceği bir yol haritasının yaratılması için ulaşımın kritik alt segmentlerine (Tablo

12'de gösterildiği gibi kent içi, şehirlerarası ve uluslararası) odaklanarak planlanması

ve oluşturulması gerekmektedir. Bu durumda, öncelikler aşağıdaki gibi olmalıdır:

Yolcu taşımacılığında,

Kent ölçeğinde karayolu taşımacılığındaki özel araba kullanımı; i) alternatif

yakıt türleriyle çalışan otobüs veya metrobüs; ii) raylı taşımacılık (metro, hafif

raylı taşıma vb.); ve iii) sıfır-karbon (yürüme veya bisiklete binme gibi), gibi

seçeneklerle olabildiğince çok değiştirilmelidir. Kent deniz taşımacılığı

politikalarda teşvik edilmektedir ancak, bu durum sahil kentleri için bir seçenek

iken tüm ülke için genelleştirilebilecek bir seçenek değildir (bu sebeple soru

işareti ile ifade edilmiştir). Toplu taşımacılığın daha fazla güvenilirlik sağlaması

için, özellikle şehir merkezlerinde özel araçların kullanımını kısıtlayacak

tedbirlerle birleştirildiğinde, akıllı ulaşım sistemlerinin (ITS) yayılması, kent

taşımacılığından kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artmasını

engelleyebilecektir.

Şehirlerarası yolculuk ile bölgesel ölçekte, demiryolu (konvansiyonel veya

YHT) ve şehirlerarası otobüs hizmetleri gibi ortak ulaşım seçeneklerinin

desteklenmesine devam edilmelidir ve özel arabaların payına kıyasla bu

seçeneklerin paylarını arttırmak için modernize edilmesi gerekmektedir. Eğer

yeni YHT hatları ana koridor boyunca bir ağ etkisi oluşturabilirse ve alternatif

düşük emisyonlu elektrik kaynakları kullanılabilirse, YHT hizmetleri için

Page 72: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

61

emisyon azaltım performansı arttırılabilir. Daha uzun mesafelerde, talepleri özel

araç ve hatta hava taşımacılığından YHT’ye kaydırmak için tamamlayıcı

politikalar geliştirilebilir. Fakat, uzun mesafelerde (5-6 saatten fazla), Doğu’ya

veya Güney Doğu’ya yapılan yolculuklarda, yüksek emisyon potansiyeline

rağmen hava taşımacılığı, daha konforlu ve güvenli olması sebebiyle en çok

tercih edilen taşımacılık türü olmaya devam edecektir. Bu nedenle de öncelikli

alan olarak göz önünde bulundurulmalıdır. En düşük emisyon seviyesine sahip

olmasına rağmen yeterli derecede zaman tasarrufu sağlayamayacağından,

şehirlerarası yolculuklarda denizyolu taşımacılığının teşvik edilmesi hususuna

dikkat edilmelidir.

Uluslararası ölçekte hava taşımacılığı, turizmin ön koşuludur ve Türkiye

ekonomik kalkınmasına öncülük eden bir sektördür. Piyasa olarak büyümesi

beklenmektedir, ancak havaalanı kısmında emisyon azaltımı ve yakıt

kullanımında verimlilik öncelikli alanlar haline getirilebilir, bu sebeple DKK için

eleştirel olarak ele alınmalıdır.

Tablo 12. Türkiye'de düşük karbonlu kalkınma için ulaştırmada öncelikli alanlar

Taşımacılık

Sistemleri

Yolcu (Pax) Yük (F)

Kent Şehirlerarası Uluslararası Kent Şehirlerarası Uluslararası

Otoban (H) (?) (?)

Demiryolu (R) (?)

Havayolu(A) (?) (?)

Denizyolu(M) (?) (?) (?)

Yük taşımacılığında,

Kent ölçeğinde planlama ve işletme açısından görünür bir şehir lojistiği

kavramı mevcut değildir, fakat yönlendirme ve depolamada (bu sistemler akıllı

şehir girişimleri altında teşvik edilebilir) emisyon azaltım potansiyellerine göre

dağıtım ve toplama (atık toplama vb.) sistemleri yönetilebilirse, önemli ölçüde

azaltım gerçekleştirilebilir. Kamu hizmetleri için sıfır-emisyonlu araçların

tanıtılması sera gazı emisyonlarını sınırlandırma çabalarını destekleyebilir.

Bölgesel ölçekte kamyon hakimiyetini değiştirmek oldukça zorlu olacaktır

ancak, yük paylaşım girişimlerinin, konsolidasyon merkezlerinin vb. tanıtılması

ile kamyon yüklemesindeki verimlilik (boş çalışmaların en aza indirilmesi ve

kamyonun kapasitesinden az yüklenmesinden kaçınılması) arttırılabilir. Ayrıca,

yaşlı kamyonların kullanımdan kaldırılması ve çevre dostu yeni kamyonlar için

mali teşvikler desteklenerek yaşlı kamyonların kullanımı en aza indirgenmelidir.

İntermodal taşımacılık olabildiğince çok karayolu-demiryolu, demiryolu-

denizyolu arasında teşvik edilmelidir, ayrıca deniz kıyısı bölgelerindeki altyapı

eksikliği de ele alınması gereken zorluklardandır.

Page 73: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

62

Uluslararası ölçekte, komşu ülkelere (AB’de, Orta Doğu’da) karayolu

taşımacılığı ile seyahatler, olabildiğince demiryolu ve denizyolu taşımacılıkları

veya Karadeniz bölgesinde görüldüğü gibi çok türlü taşımacılık ile

değiştirilmelidir.

Yukarıda bahsedilen yol haritasında başarı elde edebilmek için, aşağıda belirtilen

alanlarda daha güçlü mevzuat ve politika geliştirmeye yönelik sürekli çabalara ihtiyaç

duyulmaktadır:

Kentsel bölgeler için sürdürülebilir kentsel kalkınma, merkezi yönetimler

tarafından izlenmesi ve değerlendirilmesi gereken “Sürdürülebilir Kentsel

Hareketlilik Planları (SKHP)” geliştirilerek sağlanmalıdır. Bu planlar, geliştirilen

fakat takip edilmeyen Ulaştırma Ana Planı tarafından desteklenmeli ve

yansıtılmalıdır.

ITS ve metrobüs sistem fonları, a) ortak ulaşım seçeneklerine geçiş ve b)

emisyon azaltımına katkıları bakımından koordine edilmeli ve izlenmelidir.

Sera gazı envanterleri için 2006 IPCC kılavuzuna göre, biyokütle kaynaklı CO2,

toplam sera gazı emisyonlarına eklenmemektedir. Böylece ulaştırma

sektöründeki biyokütle paylarının artması, bu sektördeki emisyon azaltımına

katkıda bulunabilir.

Denizcilik seçenekleri ele alınırken, denizcilik sektörü sera gazı konularında

IMO ve AB’nin temel odak noktası olan, gemilerin dışındaki sera gazı azaltımı

ile ilgili konularda, terminal ve altyapılar da göz önünde bulundurulacaktır.

Farklı alt sektörler için yukarıda bahsi geçen politikalara ek olarak, vergi politikasında

yapılacak bazı değişiklikler ulaştırma sektörünün karbonsuzlaştırılmasına katkıda

bulunabilir. Ayrıcalıklı vergi oranları veya sübvansiyon hükümlerinin olası iptali, daha

çok sürdürülebilir veya daha temiz yakıt kullanımına geçişte olumlu etki yaratabilir.

Page 74: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

63

5. Tarım Sektörüne İlişkin Kalkınma Politikaları ve Sera Gazı

Emisyon Azaltım Hedefleri

Tarım, hem iklim değişikliğinden etkilenmekte hem de iklim değişikliğini etkilemektedir

(olumlu ve olumsuz). Tarımın iklim değişikliğinden etkilenmesinin temel sebepleri, su

mevcudiyeti, genel sıcaklık değişimleri, haşere ve hastalıkların varlığı ve sürekliliğinin

yanı sıra, yangın risklerinden kaynaklanan bitkisel ve hayvansal üretim üzerindeki

artan baskılardır.

Tarım, insanın var olabilmesi için gıda temin ettiğinden, kalkınmada önemli rol

oynamaktadır ve kalkınma çabalarının ilk adımını teşkil etmektedir. Türkiye, yaklaşık

80 milyonluk artan nüfusuyla, kişi başına düşen GSYH açısından dünyanın en büyük

17. ekonomisi ve üst orta gelirli ülkesidir (Dünya Bankası, 2016).64 Tarihsel olarak

tarım sektörü, Türkiye’nin en büyük istihdam sağlayan, ülkenin GSYH’sine, ihracatı ve

kırsal kalkınmasına önemli katkıda bulunan bir sektördür. Türkiye, dünya pazarlarında

tarım ürünlerinin önemli bir üreticisi ve ithalatçısıdır ve dünyanın 7. en büyük tarımsal

üreticisi olduğu tahmin edilmektedir (OECD, 2016).65 Sanayi ve hizmet sektörleri ile

ilgili olarak, tarımın önemi azalmakta olsa da, tarım ve gıda endüstrisi kalkınmada

temel bir rol oynamaya devam etmektedir. Diğer sektörlere ve ağırlıklı olarak gıda

endüstrisine hammadde temin etmekte, işgücünün yaklaşık %20'sini istihdam

etmekte, kırsal alanlardaki gelir ve istihdamın çoğunu oluşturmakta ve 2016 yılında

ülkenin GSYH'sinin %6,1'ini oluşturmaktadır. Sektörün 2016 yılındaki GSYH’si 52,3

milyar ABD dolarına ulaşmıştır. Türkiye’nin 2023 tarım vizyonu, halkına yeterli, en iyi

kalitede ve güvenilir gıda sağlayan bir ülke olmak, tarım ürünlerinde net ihracatçı

pozisyonu geliştirmek ve küresel üreticiler arasında ilk beşte yerini almak için küresel

pazarda rekabet edebilirliğini arttırmaktır. Türkiye, 2023 vizyonunda başka iddialı

hedefler de bulundurmaktadır. Bunlar: i) 150 milyar ABD dolarına ulaşan tarımsal

GSYH; ii) 40 milyar ABD dolarını geçen tarımsal ihracat; ii) sürdürülebilir tarımsal

büyüme; iv) 14 milyon hektar alanda arazi toplulaştırılması ve v) sulanabilir araziler

için modern sulama sistemleridir.66

Yukarı da görüldüğü üzere, 2023’e kadar Türkiye’nin tarım hedefleri arasında düşük

karbonlu tarımın desteklenmesi için doğrudan bir hedef bulunmasa da, tarımsal

64

Dünya Bankası, (2016), https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.CD?locations=TR&year_high_desc=true Erişim

tarihi: 17/02/2018

65 OECD (2016), İnovasyon, Türkiye'de Tarımsal Verimlilik ve Sürdürülebilirlik, OECD Gıda ve Tarımsal Yorumlar, OECD

Yayıncılık, Paris. http://dx.doi.org/10.1787/9789264261198-en

66 Türk Tarımında Yapısal Değişiklikler ve Reformlar 2003-2016, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara

Page 75: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

64

ekonominin arttırılması hedeflenmektedir. Bu hedeflerden bazıları düşük karbonlu

tarımı destekleyici olarak ele alınabilir.

Sera Gazı Emisyonları İle İlgili Sektörel Politika ve Taahhütlerin

Gözden Geçirilmesi

Uluslararası ve Ulusal Taahhütler

Türkiye’nin INDC’si, onaylanma durumunda NDC- ulusal olarak belirlenmiş katkı-

olarak değiştirilecektir. Bu sebeple, sera gazı kaynaklarından biri olan “tarım” ile ilgili

belge ve destekleyici dokümanların içeriği oldukça önemlidir. INDC kapsamında tarım

ile ilgili olarak uygulanacak planlar & politikalar: i) tarımsal alanlarda arazi

toplulaştırılması ile yakıt tasarrufu; ii) otlatma alanlarının rehabilitasyonu; iii) gübre

kullanımının kontrol edilmesi ve modern tarım uygulamalarının uygulanması; iv)

minimum toprak işleme yöntemlerinin desteklenmesi olarak ifade edilmektedir.

INDC, tarım kaynaklı sera gazı emisyonlarının azaltımı için ulusal taahhütleri de

kapsayan, ulusal iklim değişikliği politika belgeleri tarafından desteklenmektedir.

Örneğin, 10. Ulusal Kalkınma Planı (2014-2018)3, tarımsal tekno parkların

oluşturulması ve “yeşil büyüme” kavramı çerçevesinde tarımda yenilenebilir enerji

kullanımını vurgulamaktadır. Ayrıca, Plan’a göre, çevre yönetimindeki görev, yetki ve

sorumluluklardaki belirsizlik ve yetersizlikler de çözülmelidir. Durum Raporu’nda

değinildiği üzere, Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi’nde (UİDS) (2010-2023)4 yer

alan, kısa, orta ve uzun vadeli hedefler şu şekilde listelenmektedir: gübrelerin akıllı

kullanımı ve sulama için modern teknik uygulamalarının teşviki; toprak işlemesi; böcek

ilacı kullanımı; üreticilerin mali olarak desteklenmesi; metan emisyonunu önlemek için

büyük baş hayvancılığın geliştirilmesi; toprak karbon yakalama tekniklerinin

arttırılması; arazi kullanım sınıfları için merkezi coğrafi bilgi sisteminin oluşturulması;

“Toprakların Korunması ve Arazı Kullanımı Yasası”nın uygulanması ve yürütülmesiyle

birlikte ikincil mevzuatın benimsenmesi. Tarım ile ilgili diğer bir belge ise Ulusal İklim

Değişikliği Eylem Planı’dır (UİDEP) (2011-2023)5. Plan, doğal kaynakların

korunması ve tarımda enerji tüketiminin en aza indirgenmesi yoluyla sera gazı

emisyonlarının azaltımını öngörmektedir. Aşağıda belirtilen eylemler, Plan ile uyumlu

olarak gerçekleştirilecektir (sadece bazıları için belirli bir zaman belirlenmiştir).

Toprakta yakalanan karbon stoğu miktarını belirleme ve arttırma

o Azaltım ve benimseme dâhil olmak üzere sürdürülebilir tarım

tekniklerinin yayılması

o Toprak yönetim verimliliğinin arttırılması

o Mera yönetim verimliliğinin arttırılması

Etkin mera yönetiminin oluşturulması (Zaman Aralığı: 2013-2018)

– yasal düzenlemelerle ilgili.

Page 76: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

65

Toprak üstü ve altı biyokütlelerin belirlenmesi ve arttırılması

o Sulama altyapısının tamamlanması

o Tarımsal altyapının iyileştirilmesi

o Bitkisel üretim yönetimini sağlamak

Tarım sektöründe potansiyel sera gazı emisyon kısıtlamalarının belirlenmesi

o Tarım sektöründe sera gazı emisyon kısıtlamaları için seçeneklerin

belirlenmesi ve değerlendirilmesi

Bitkisel ve hayvansal üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artış

oranının azaltılması

o Bitkisel üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının kısıtlanması

o Hayvansal üretimden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının

kısıtlanması

o Tarımdaki enerji tüketiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının

kısıtlanması

Ülke çapında enerji tüketiminin en düşük olduğu saatlerde elektrik

pompalı sulama yapılmasını sağlayarak elektrik üretimini

dengelemek için yasal düzenlemeler yapılması. (Zaman Aralığı:

2012-2018).

İklim değişikliği ile mücadele ve uyumda tarım sektörünün ihtiyaçlarını

karşılayacak bilgi altyapısının oluşturulması

İkim değişikliğinin etkilerini izlemek ve değerlendirmek için altyapı ve

kapasitenin oluşturulması

Durum Raporu kapsamında incelenen sektörel politikalara ek olarak, GTHB’nin 2018-

2022 dönemi için Stratejik Planı’nda67, tarımsal üretim verimliliği ve kalitesinin

arttırılması amacıyla Ar-Ge çalışmaları yapılması yer almaktadır. Bu amaç

doğrultusunda, iklim değişikliğinin tarımsal sistemler üzerindeki etkisini ölçmek ve

alınacak önlemlere ilişkin öneriler geliştirilmesi amacıyla, Araştırmalar ve Politikalar

Genel Müdürlüğü (TAGEM) görevlendirilmektedir. Ayrıca, “emisyon azaltımını

gerçekleştirmek için bir takım model/tavsiye/sistem geliştirilmesi” performans

göstergelerinden biri olarak ele alınmaktadır. Stratejik Plan’ın yanında, 2017-2023

dönemini kapsayan, yeni Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, tarımda enerji

verimliliğinin arttırılması ile ilgili eylemler, 2.2.5. bölümde altı başlık altında

listelenmektedir. Bunlar: i) traktör ve hasat makinalarının enerji verimli olanlar ile

değiştirilmesini teşvik etmek; ii) enerji verimli sulama yöntemlerini benimsemek; iii)

67

Stratejik Plan (2018-2022), Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ankara, 2017

Page 77: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

66

tarımda enerji verimliliği projelerini desteklemek; iv) tarımsal üretim için yenilenebilir

enerji kaynaklarını teşvik etmek; v) Biyokütlenin elde edilmesi ve kullanımının teşvik

edilmesi amacıyla potansiyel yardımcı tarımsal ürün ve atıkları belirlemek; vi) kültür

balıkçılığı üretim sektöründe enerji verimliliğini desteklemektir.

Sektör Kalkınma Eğilimleri ve Özel Sektör Bakış Açısının

Değerlendirilmesi

Türkiye 24 milyon hektar tarıma elverişli araziye sahiptir ve GTHB’ye göre yağış,

sıcaklık ve topografya açısından 921 farklı tarımsal havzaya ayrılmıştır. Bu tarımsal

havzalarda, 250’den fazla tarımsal ürün üretilmekte ve pazarlanmaktadır. Toplam

tarıma elverişli arazilerin %67’si tarla, %17’si nadasa bırakılan toprak ve kalan kısmı

da bahçecilik, bitkicilik, üzüm bağı ve zeyin bahçesi olarak ifade edilmektedir (TÜİK,

2017). Ekonomik olarak işletilebilir su kaynakları potansiyelinin toplamı 112 milyar

m3/yıl’dır ve her yıl sadece %41 oranında işletilebilir su tüketilmektedir (46 milyar m3

su). Sulama yoluyla tarım, bu miktarın %74’ünü tüketmektedir (DSI, 2009). Tarımsal

Sayım’a göre Türkiye’de 3 milyon çiftlik bulunmaktadır (AB-27’deki yaklaşık 15

milyona kıyasla) ve bu çiftliklerin çoğu aile istihdamı sağlayan, küçük aile çiftlikleridir

ve ortalama AB çiftliklerinden daha küçüktür (6 hektar, AB-25’de ortalama 13 hektara

kıyasla) (Dellal, 2009).68

Bu tür çiftliklerde daha çok düşük üretim olsa da Türkiye, bu küçük çiftliklerden yaptığı

üretimler ile önemli bir tarımsal ihracatçı konumundadır. Örneğin, Türkiye dünyadaki

en büyük fındık, incir, kayısı ve kuru üzüm üreticisidir. Taze sebze, üzüm üretiminde

dünyada en büyük 4., tütün üretiminde 6., buğday ve pamuk üretiminde ise dünyadaki

10. büyük üreticidir.

Diğer taraftan, Türkiye’deki tarım sektörü hem GSYH hem de istihdama katkısı

bakımından, ekonominin geri kalanına göre küçülme eğilimindedir. Örneğin, 1950

yılında GSYH’nin yaklaşık %40’ı ve ulusal istihdamın %85’i tarım iken, bu rakamlar

son yıllarda %10 ve %25’in altına düşmüştür (Şekil 27). Yine de bu rakamlar AB

ortalamasından yüksektir.

68

Dellal, I. (2009), “Türkiye’de Küçük Çiftliklerin Rolleri”, Avrupa Tarım Ekonomisi Birliği ve Uluslararası Tarım Ekonomisi

Birliği 111. Semineri, “Küçük Çiftlikler: Düşüş veya Kalıcılık”, 26-27 Haziran, Kent Üniversitesi, Canterbury, Birleşik Krallık.

Page 78: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

67

Şekil 27. Taımın GSYH ve istihdamdaki payı (%) (1950-2017)

Üretim değerlerinin yaklaşık %75’i ve meyve-sebze değerlerinin %44’ünden fazlası ile

Türkiye tarım sektöründe, tarla tarmı hâkimdir. Tarımsal üretim 1990 yılından bu yana

hızla artmaktadır (Tablo 13). Başlıca ürünler tahıllar (buğday, arpa ve mısır); diğer

ürünler (şeker pancarı, pamuk, ayçiçeği, patates ve tütün); sebzeler (domates,

salatalık, kuru soğan ve karpuz); ve meyveler ve diğer çok yıllık ürünlerdir (elma,

narenciye, üzüm, incir, fındık, zeytin ve çay). Başta sığır, kümes hayvanları, koyun ve

keçiler olmak üzere, hayvancılık alt sektörü geleneksel ve ticari faaliyetleri

içermektedir. Ülke ayrıca dünyanın önde gelen bal üreticilerinden biridir. Türkiye, 2017

yılında 20,7 Mt süt üretimiyle övünerek, bölgenin önde gelen süt ve süt ürünleri

üreticisi konumuna gelmiştir. Ülke ayrıca toplam 36,1 Mt tahıl ürünü, 30,3 Mt sebze,

18,9 Mt meyve, 2,2 Mt kümes hayvanları ve 1,1 Mt kırmızı et üretimi gerçekleştirmiştir.

Ayrıca, Türkiye toplam tahmini 11.000 bitki türüne sahipken, Avrupa'daki toplam tür

sayısı 11.500'dür.

Tablo 13. Seçilen grup veya ürünlerde tarımsal üretim (1990-2017)

Tahıl Yağ

tohumu

Domates Turunç

gil

Fındık Süt Et Yumurta

(milyon)

1990 30 201 1 134 6 000 1 474 375 10 240 796 7 668

2000 31 148 1 934 6 200 1 696 315 10 240 796 7 668

2005 29 157 2 061 6 450 1 674 520 10 279 767 8 215

2006 34 643 2 789 9 855 3 220 661 11 952 793 11 734

2007 29 257 2 352 9 937 2 989 530 12 330 576 12 725

2008 29 287 2 311 10 985 3 027 801 12 243 482 13 191

2009 33 577 2 396 10 746 3 514 500 12 542 413 13 833

2010 32 773 2 969 10 052 3 572 600 13 544 781 11 840

Page 79: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

68

2011 35 202 3 228 11 003 3 614 430 15 056 777 12 955

2012 33 377 3 138 11 350 3 475 660 17 401 916 14 911

2013 37 489 3 300 11 820 3 681 549 18 224 996 16 497

2014 32 714 3 509 11 850 3 784 450 18 631 1 008 17 145

2015 38 637 3 442 12 615 3 976 646 18 655 1 149 16 728

2016 35 281 3 481 12 600 4 293 420 18 489 1 173 18 098

2017 36 133 3 883 12 750 4 770 675 20 700 1 126 19 281

1990-

2017

%değişikl

iği

20 243 113 224 80 102 42 151

Ülkedeki doğal koşullar genellikle hayvan yetiştiriciliği ve özellikle hayvanları

otlatmaya elverişli olduğundan, tarımsal sera gazı emisyonlarında en büyük paya

sahip olan hayvancılık üretimi, Türkiye’deki tarım sektörü için oldukça önemlidir. 2017

yılında toplam büyük baş hayvan sayısı yaklaşık olarak 16 milyon, koyun ve keçiler

için sırasıyla 34 ve 11 milyon civarındadır (TÜİK, 2017, Şekil 28).

Genç çiftçilerin şehirlere göç etmesi ve hayvancılık ile uğraşan çiftçilerin yaşlanması

gibi sosyo-ekonomik faktörler, hayvancılıkta koyun ve keçi sayısının düşüşüne katkıda

bulunmaktadır. Bu sebeple, tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları da

azalmaktadır. 2000’li yıllardan sonra hayvancılığın artması ile bu eğilimin tersine

döndüğü, rakamların sabitlendiği ve hatta arttığı görülmüştür. 1990’lı yıllardan bu yana

kümes hayvanlarının sayısı iki katına çıkmış ve et talebini karşılamak için artan

nüfusun beslenmesi rolünü bu sektör üstlenmiştir. Miktar açısından, Türkiye’deki en

önemli et ürünleri kümes hayvanlarından elde edilmektedir. 1995-2017 yılları arasında

göstermiş olduğu iddialı artış ile 2017 yılında 2 Mt’ye ulaşan (7,7 kat artış) Türkiye,

kanatlı et üretiminde dünyada 11. sıradadır. Aynı süre içerisinde yıllık yumurta üretimi

20 milyara ulaşmıştır (TÜİK, 2017).

Page 80: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

69

Şekil 28. Türkiye hayvancılık rakamları (milyon baş) (1990-2017)

Tarımdaki bu iddialı adımlara rağmen, Türkiye’deki tarımsal kalkınma çabalarının

önündeki engellerden bir tanesi parçalı tarım arazileridir. Türk tarımında önemli bir

yapısal sorun olarak, tipik bir çiftlik birkaç farklı arazi parseline bölünmektedir. Bu

seviyedeki parçalanma, tarımın karbonsuzlaştırma çabalarını, teknoloji kullanımlarını,

yeni tekniklerin benimsenmesini, artan kayıpları ve daha yüksek üretim maliyetlerini

sınırlamaktadır.

Parçalanmaların devam etmesini engellemek amacıyla bazı adımlar atılmıştır.

Örneğin, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (No: 5403) 2007 yılında

değiştirilmiştir. Değiştirilen Kanun, 20 hektarlık bir arazi parselinin izin verilen minimum

büyüklüğünü belirlemektedir. Değişikliğin ardından, Kanunun uygulanmasına ilişkin

ilkeleri belirleyen Tarım Arazileri ve Arazi Toplulaştırmasının Korunması ve Kullanımı

hakkındaki yasalar 2009 yılında kabul edilmiştir. GAP Eylem Planı kapsamında

başlatılan Tarımsal Reform Genel Müdürlüğü'nün arazi toplulaştırması ve tarla içi

geliştirme çalışmalarında belirgin bir ivmelenme olduğu görülmüştür. Bu çerçevede,

2003-2014 yılları arasında (GTHB, 2017)69 arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme

çalışmaları için 4 milyon hektar alan tamamlanmış olup, Vizyon 2023 belgesine göre

14 milyon hektarın tamamlanması planlanmıştır. Ayrıca AB desteği ile bir arazi parsel

tanımlama sisteminin geliştirilmesi de devam etmektedir.

69

GTHB (2017), Tarımsal Reform Genel Müdürlüğü verisi

Page 81: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

70

Sektördeki Güncel Eğilim ve Politikalara Dayalı Sera Gazı Emisyon

Azaltma Olasılıklarının Analizi

Türkiye’nin en son sera gazı envanterine göre15, tarım sektöründen kaynaklanan

toplam sera gazı emisyonları 2015 yılında 57,4 Mt CO2-eşd’idir, ki bu rakam toplam

sera gazı emisyonlarının (AKAKDO hariç) %12,1’ine tekabül etmektedir. 1990 seviyesi

ile kıyaslandığında, tarım sektöründe %28,11’lik bir artış olduğu görülmektedir.

Tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarının ana kaynağı enterik fermentasyon,

tarımsal topraklar ve gübre yönetimidir. Tablo 14 ve Şekil 29, tarım sektöründen

kaynaklanan sera gazı emisyonlarını göstermektedir. 2015 yılında, tarım sektörü

kaynaklı sera gazı emisyonlarının %46,8’i enterik fermantasyondan, %39,8’i tarımsal

topraklardan, %11’i gübre yönetimi, %1,4’ü üre uygulamasından ve %1’i çeltik ekimi

ve tarımsal artıkların yakılmasından kaynaklanmaktadır.

Tablo 14. Tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015)

Enterik

fermentasy

on

Gübre

yönetimi Çeltik ekimi

Tarımsal

topraklar

Tarımsal

artıkların

açıkta

yakılması

Üre

uygulaması Toplam

1990 22 314 4 111 91 17 528 319 460 44 824

1991 23 129 4 352 70 17 507 328 436 45 822

1992 22 929 4 263 74 18 034 309 459 46 069

1993 22 536 4 385 77 18 804 333 627 46 762

1994 22 235 4 634 70 16 356 292 453 44 040

1995 21 705 4 427 86 16 408 299 426 43 351

1996 21 677 4 498 95 17 077 309 534 44 190

1997 20 205 4 169 95 16 834 312 532 42 146

1998 19 781 4 397 103 18 453 343 658 43 735

1999 19 850 4 479 112 18 883 301 733 44 360

2000 19 124 4 240 100 18 088 334 617 42 504

2001 18 606 4 243 102 16 055 309 527 39 842

2002 16 878 3 748 103 16 383 321 527 37 961

2003 18 464 4 149 112 17 549 313 565 41 152

2004 18 957 3 937 121 18 239 342 632 42 228

2005 19 663 4 133 147 18 429 351 613 43 335

2006 20 331 4 353 171 19 018 332 592 44 797

2007 20 552 4 445 162 18 374 283 566 44 383

2008 20 057 4 352 172 16 729 275 565 42 149

2009 19 576 4 343 167 18 362 318 593 43 359

2010 20 912 4 840 171 18 900 308 645 45 776

2011 22 806 5 039 171 19 239 332 558 48 145

2012 25 740 5 771 206 21 105 308 640 53 770

2013 26 850 6 188 191 22 827 335 807 57 198

2014 27 094 6 313 191 22 556 292 788 57 233

2015 26 888 6 304 200 22 878 342 811 57 422

1990-2015

değişim

(%)

20.50 53.32 118.60 30.52 7.40 76.24 28.11

Page 82: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

71

Şekil 29. Tarım sektörü kaynaklı sera gazı emisyonları (1990-2015)

Tarım sektörü, 2015 yılında toplam CH4’ün %59,3’ünden ve toplam N2O

emisyonlarının %78,4’ünden sorumludur. Metan emisyonu çoğunlukla enterik

fermantasyondan kaynaklanırken N2O emisyonları tarımsal topraklardan

salınmaktadır.

Şekil 30, enterik fermantasyondan kaynaklanan metan emisyonlarını göstermektedir.

Enterik fermentasyondan kaynaklanan CH4 emisyonunun en büyük payı sığırlardan

kaynaklanmaktadır. 2015 yılında sığırların katkısı %79,1 iken, bu oranı %15 ile

koyunlar; %4,8 ile keçiler ve %1,1 ile diğer hayvancılık takip etmektedir.

Page 83: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

72

Şekil 30. Enterik fermentasyondan kaynaklanan CH4 emisyonları (1990-2015)

Şekil 31, gübre yönetiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını

göstermektedir. Bu sektörden kaynaklanan toplam emisyon, 1990 yılında 4,1 Mt CO2-

eşd iken, 2015 yılında 6,3 Mt CO2-eşd’ye (%53,3 artış ile) ulaşmıştır. Gübre yönetimi,

2015 yılında tarım sektöründe CH4’ün %10,4’ünden ve N2O’nun %12’sinden

sorumludur. Enterik fermentasyonda olduğu gibi, gübre yönetiminde hem CH4 hem de

N2O emisyonlarının en yüksek kısmı sığırlardan kaynaklanmaktadır.

Şekil 31. Gübre yönetiminden kaynaklanan sera gazı emisyonları (1990-2015)

Page 84: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

73

Tarımsal topraklar, doğrudan ve dolaylı toplam N2O emisyonlarının en önemli

kaynağıdır. Doğrudan N2O emisyonlarının kaynakları şu şekildedir: i) toprağa

uygulanan organik ve inorganik gübreler; ii) yerüstü ve yer altı bitki artıklarından gelen

azot girdisi; iii) otlayan hayvanların bıraktığı sıvı ve katı dışkılar. Dolaylı N2O

emisyonları, atmosferik birikim, azotun toprağa sızması ve yüzeysel akışı dolayısıyla

oluşmaktadır.

Tarımsal topraklardan kaynaklanan N2O emisyonu 1990 yılında 17,5 Mt CO2-eşd iken,

bu oran 2015 yılında (%30,5 artış ile) 22,9 Mt CO2-eşd’ye ulaşmıştır. Bu, tarım

sektöründe N2O emisyonlarının %87,6'sını, toplam N2O emisyonlarının da %68,7'sini

temsil etmektedir. 2015 yılında doğrudan N2O oranı 17,4 Mt CO2-eşd iken, dolaylı N2O

emisyonlarının oranı 5,5 Mt CO2-eşd olmuştur. N2O emisyonlarına en büyük katkı ise

sentetik gübre kullanımından kaynaklanmaktadır (Şekil 32).

Çeltik ekimi, tarımsal artıkların açıkta yakılması ve üre uygulamasının da dahil olduğu

diğer alt kategoriler, tarım sektörü sera gazı emisyonlarına çok küçük bir katkı

sağlamaktadır.

Şekil 32. Tarım topraklarından kaynaklanan sera gazı emisyonları (1990-2015)

Türkiye’deki tarım sektörünün sera gazı katkıları açısından, özellikle gelişmiş

ülkelerde olmak üzere, dünyanın her yerinde uygulanan bazı azaltım seçenekleri

entegre edilmelidir.

Page 85: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

74

En yaygın metan (CH4) ve nitröz oksit (N2O) şeçenekleri aşağıdakiler gibidir:70

Anaerobik Çürütme (AD): Yenilenebilir enerji kaynağı olmasının yanı sıra,

depolanmış gübreden kaynaklanan CH4 emisyonlarını önemli ölçüde

azaltabildiği için AD, özellikle çiftlik gübresinden kaynaklanan sera gazı

emisyonlarının azaltılmasında etkili olduğu kanıtlanmış bir teknolojidir. AD

ayrıca, hayvanın yarı katı haldeki dışkısından kaynaklanan N2O emisyonlarını

da azaltmaktadır.

Nitrifikasyon İnhibitörleri (NI): NI kullanımının temel amacı, azotu, amonyak

formunda daha uzun süre tutarak nitrat süzülümünü kontrol etmek, nitratın

denitrafikasyonunu engellemek ve nitrafikasyon / denitrafikasyondan

kaynaklanan N2O emisyonlarını azaltmaktır. Böylece, NI sayesinde, mahsuller

nitratı absorbe etmek için daha iyi bir fırsata sahip olmaktadır; bu da azot

kullanım verimliliğini arttırmakta ve aynı zamanda mineral gübrelerden

kaynaklanan N2O emisyonlarını azaltmaktadır.

Düşük Azotlu Beslenme: Bu önlem, hayvancılıktan kaynaklanan amonyak

(NH3) emisyonlarını azaltmasını amaçlamaktadır. Esasen, düşük azot içerikli

beslenme, hayvan dışkısındaki azotu ve buna bağlı olarak NH3 emisyonarını

azaltmaktadır. Ayrıca, N2O ve CH4 emisyonları bağlamında olumlu çapraz

etkiler mevcuttur. Besinsel azot girişi ve hayvan idrarı/dışkısı yoluyla azot atımı

arasında doğrusal bir ilişki vardır. N2O emisyonları, hayanların dışkısındaki azot

miktarına bağlıdır. Buna bağlı olarak, hayvan yemindeki düşük azot içeriği

hayvan dışkısındaki azotu azaltıyorsa, bu durum aynı zamanda hayvancılıktan

kaynaklanan N2O emisyonlarının da azaltılmasını sağlamaktadır.

Hayvan Besinleri için Yem Katkı Maddeleri: Hayvan besinlerini yağ

maddeleri ile desteklemek (örneğin, bitkisel yağları veya hayvan yağları),

besinlerdeki enerji içeriğini arttırmak, kuru besin alımını düşürerek enerji

kullanımını arttırmak ve sindirimi iyileştirmek için kullanılır. Azaltılan kuru besin

alımı ve (potansiyel olarak) sabit /artan (süt) üretim kombinasyonu, yem

verimliliğini arttırmakta ve büyük baş hayvanlardan kaynaklanan CH4

emisyonlarını azaltmaktadır. Keten tohumu, en verimli besin yağ

maddelerinden bir tanesidir, fakat enterik CH4 emisyonlarını azaltmak için keten

tohumu ile beslemenin verimliliği yem karışımına bağlıdır. Ayrıca, çok fazla

keten tohumu ile besleme, besinlerin sindirilebilirliği üzerinde olumsuz etkilere

neden olabilir. Rumen bakterileri (hayvanın işkembesindeki yararlı bakteri

70

Pérez Domínguez, I., T. Fellmann, F. Weiss, P. Witzke, J. Barreiro-Hurlé, M. Himics, T. Jansson, G. Salputra, A. Leip

(2016): AB tarımı için sera gazı azaltım politikası seçeneklerinin ekonomik değerlendirmesi (EcAMPA 2). Politika Raporu için

JRC Bilim, EUR 27973 EN, 10.2791/843461

Page 86: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

75

türleri); nitratı, CH4 üretimini azaltan hidrojen için alternatif bir elektron alıcısı

olarak kullanabilir. Bu sayede nitratın yem katkı maddesi olarak kullanımı,

enterik fermantasyon kaynaklı CH4 emisyonlarını azaltabilir. CH4 azaltım

potansiyelleri oldukça fazla görülmekle birlikte, hayvan sağlığının olumsuz

etkilenmemesi için uygun dozaj kullanımını gerektirmektedir.

IPCC 5. Değerlendirme Raporu’nda önerilen diğer sera gazı azaltım seçenekleri şu

şekildedir:71

Enterik fermantasyon kaynaklı emisyonların azaltımı için kaliteli besin ve yem

katkı maddeleri: Kaliteli yem ve besin katkı maddeleri (biyoaktif bileşikler,

yağlar), iyonoforlar / antibiyotikler, propionat arttırıcılar, arke inhibitörleri ve

sülfat takviyeleri.

Daha üretken ırkların yetiştirilmesi (her bir ürün birimi için daha az emisyon)

veya enterik fermantasyondan kaynaklı azaltılmış emisyonlar: Arke aşıları,

metanotroflar, asetojenler, işkembenin çıkarılması, bakteriyofajlar ve

probiyotikler gibi mikrobiyal teknolojiler; gelişmiş doğurganlık.

Hayvan dışkısındaki azot miktarını azaltmak için hayvan besin alışkanlıklarının,

gübrenin toprağa uygulamasının ve hayvan yeminin, üreaz inhibitörlerinin,

gübre tipi, miktarı ve gübrenin uygulanma zamanının, gübre uygulama

yöntemlerinin ve otlatma yönetiminin değiştirilmesi.

Hayvan altlığı ve yem depolama koşullarının değiştirilmesi: biyofiltreler, besin

katkı maddeleri.

N2O emisyonlarının azaltılması için mahsüllerde azot kullanım verimliliğinin

arttırılması.

N2O emisyonlarının azaltılması için azotlu gübre uygulama miktarının,

gübreleme tipinin, gübreleme zamanlamasının, hassas tarım uygulamalarının

ve inhibitörlerin değiştirilmesi.

Çeltik ekimi sırasında CH4 ve N2O emisyonlarının azaltılması için su yönetimi,

sezon ortası pirinç tarlası drenajı, azotlu gübre uygulama miktarları, gübreleme

tipi ve zamanlaması ve hassas tarım uygulaması.

71

Smith P., M. Bustamante, H. Ahammad, H. Clark, H. Dong, EA Elsiddig, H. Haberl, R. Harper, J. House, M. Jafari, O.

Masera, C. Mbow, NH Ravindranath, CW Rice, C. Robledo Abad, A. Romanovskaya, F. Sperling ve F. Tubiello, 2014: Tarım,

Ormancılık ve Diğer Arazi Kullanımı (AFOLU). İçinde: İklim Değişikliği 2014: İklim Değişikliğinin Azaltılması. Çalışma Grubu

III'ün Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin Beşinci Değerlendirme Raporuna Katkısı [Edenhofer, O., R. Pichs-Madruga,

Y. Sokona, E. Farahani, S. Kadner, K. Seyboth, A. Adler, I Baum, S. Brunner, P. Eickemeier, B. Kriemann, J. Savolainen, S.

Schlömer, C. von Stechow, T. Zwickel ve JC Minx (eds.)]. Cambridge University Press, Cambridge, Birleşik Krallık ve New

York, NY, ABD.

Page 87: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

76

Sera Gazı Emisyonlarının Azaltılmasına Yönelik Kilit Sektör

Politikalarının İyileştirilmesi Önerileri

Tarım alanında sera gazı emisyonların azaltılması ile ilgili doğrudan veya dolaylı

olmayan birçok yasa, mevzuat, plan, program ve araç mevcut olmakla birlikte, daha

fazla adım atılmasına gerek duyulmaktadır.

İlk olarak, tüm mevzuatın izlenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Hedefler

ve eylemler ölçülmelidir. Tarımsal çevre sorunlarına yönelik politikalar uygulamaya

konmasına rağmen, bazı sorunlar devam etmektedir (OECD, 2008). Örneğin, toprak

erozyonu kısmen doğal bir olay olsa da toprak koruma uygulama sistemlerinin

yokluğu, toprak kalitesinin arttırılmasında başarısızlığa neden olmuştur ve aşırı

otlatma ve çayırların pullukla sürülmesi sorunun önemli bir kaynağıdır. Reformlara

karşın, su ücretleri ve yer altı suyunun pompalarla çıkarılması için elektrik (makinalar

için dizel) sübvansiyonları, özellikle yeraltı suları ve - yakıt ve dizel sübvansiyonu söz

konusu olduğunda - sera gazı emisyonlarını azaltmak için sürdürülebilir tarımsal su

kullanımını sağlama çabalarını baltalamaktadır. Tarımsal çevre izleme sisteminin, yeni

getirilen tarımsal çevre düzenlemeleri ve çevre politikası önlemlerinin çevresel

verimliliğini değerlendirmek amacıyla, bilgi kalitesini artırmaya yardımcı olması için

önemli ölçüde iyileştirilmesi gerekmektedir. Özellikle sulama suyu kullanımı, yönetimi

ve sera gazı emisyonları ile ilgili tarımsal-çevre izleme alanlarından bazıları oldukça

iyi oluşturulmuştur. Yine de çoğu tarımsal-çevre meselesinde -verinin olduğu

durumlarda- izleme zayıf veyakalitesi ve güvenilirliği azdır. (OECD, 2008a).

İkinci olarak, tarımsal çevre programları arttırılmalıdır. Tarım sektöründe sera

gazının azaltılması için tarımsal sübvansiyonlar bir fırsattır. Türkiye'de tarım sektörünü

desteklemek ve düzenlemek için hükümet tarafından çeşitli tarımsal sübvansiyon

araçları sunulmakta ve bu araçların miktarı yıldan yıla sürekli olarak artmaktadır.

Ayrıca, ÇATAK (Çevre Amaçlı Tarım Arazilerini Koruma Programı), sıfır toprak işleme,

organik tarım, iyi tarım uygulamaları, böceklerin biyolojik ve biyoteknolojik kontrolü gibi

çevre dostu sübvansiyonlar da bulunmaktadır. Tarımsal-çevre programı olan ÇATAK,

tarımsal uygulamaların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini hedef alan ilk programdır.

ÇATAK programının kentsel kalkınma programlarında AB tarımsal-çevre önlemleriyle

benzer yönleri bulunmaktadır. Başlangıçta bazı zorluklara rağmen, çevresel yararları

hakkında geniş bir farkındalık sağladığı görülmektedir ve kapsam alanı artmaktadır

(World Bank, 2009). Çevresel korumaya yönelik başka bir program ise AB’nin

uyguladığı IPARD Programıdır. IPARD programının öncelikli 2 Ekseni, pilot

tarımsalçevre önlemlerinin uygulanması için hükümler içermektedir.

Page 88: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

77

AB çerçevesini benimserken, Türkiye aynı zamanda AB Ortak Tarım Politikası’nı

(CAP) da benimsemelidir. CAP, çevresel endişeleri entegre etmek ve sürdürülebilirlik

amaçlarına daha iyi hizmet etmek için giderek daha fazla benimsenmektedir. Çevresel

kaygıların CAP'ye entegrasyonu, aralarındaki ayrımlara dayanmaktadır:

Çevresel açıdan zararlı tarımsal faaliyetlerden kaçınarak sürdürülebilir bir tarım

yolu sağlamak

Çevreye faydalı kamu malları ve hizmetleri için teşvik sağlanması.

Sürdürülebilir tarımsal faaliyetlerin sağlanması, çevre ve tabiatın korunması için

çiftçilerin ortak düzenleme ve standartlara saygı duyması zorunludur. Bunlar tarımsal

faaliyetlerin sürdürülebilir şekilde gerçekleştirilmesini sağlayan birer temel unsurdurlar.

Ayrıca, çeşitli AB Çevre Direktiflerini uygulamak için AB CAP'ine uygulanan çeşitli

yönetmelik ve girişimler de bulunmaktadır. Örneğin, AB Nitrat Direktifinin

benimsenmesi ve uygulanması bağlamında, Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı

Suların Korunması Yönetmeliği, 2004 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin

uygulanabilmesi için gerekli olan beş basit adım şu şekilde belirlenmiştir: 1) nitrat

kirliliğine sebep olan veya olacak su kaynaklarının belirlenmesi; 2) hassas bölgelerin

tanımlanması/belirlenmesi; 3) iyi tarımsal kodların ve uygulamanın geliştirilmesi; 4)

hassas bölgeler için “Eylem Planları” geliştirilmesi; 5)ulusal izleme ve raporlama

sisteminin oluşturulması.

Bunların yanı sıra, Engel ve Fırsatlar Raporu’nda da belirtildiği gibi, CAP’ın yeşil

ödeme gibi tarımsal sera gazı azaltımı için bazı araçları bulunmaktadır. Türkiye’de şu

anda tarımsal destek ödemeleri ve bazı araçlar, sera gazı emisyon azaltımları için birer

fırsat teşkil etmektedir. Bu nedenle, toplam sübvabsiyonlarda çevre dostu

uygulamaların payı ülke çapında arttırılabilir. Bu araçların, düşük karbonlu kalkınmaya

hizmet edecek araçlara dönüştürülmesi gerekmektedir. Tarım sektöründe yenilenebilir

kaynaklardan yarar sağlamak için daha fazla önlem alınmalıdır.

Üçüncü olarak, tarım sektörünün AB çevresel hedeferine yönelik katkısını arttırması

gerektiğinden, bu yükümlülükler, Türkiye topraklarının yarısından çoğunu yöneten,

ilgili doğal kaynakların kilit kullanıcıları ve vasisi olan, sanayi ve enerji için yenilenebilir

kaynakların yanı sıra geniş karbon havuzları sağlayan çiftçiler olmadan yerine

getirilemez. Tarım politikaları, daha yüksek düzeyde çevre ve iklim tutkusu yansıtarak

katkısını artırmalı ve vatandaşların sürdürülebilir tarımsal üretim konusundaki

endişelerini gidermelidir. Bu bağlamda, farkındalık arttırma faaliyetleri, çiftçilerin,

kadınların, gençlerin, mühendislerin, veterinerlerin, tüketicilerin de dâhil olduğu her

seviyede eğitimlerle önemli ölçüde arttırılmalı ve iyileştirilmelidir.

Page 89: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

78

6. Sonuç ve Öneriler

Sera gazı emisyonu ile ilgili sektör politika ve yükümlülüklerinin incelenmesi ve sektör

kalkınma eğilimleriyle birlikte özel sektör bakış açısının değerlendirilmesine

dayanarak, dört hedef sektörün her birinde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına

yönelik temel sektörel politikaların daha da iyileştirilmesi amacıyla, aşağıda yer alan

sonuç ve önerler geliştirilmiştir:

Bina Sektörü:

Enerji tüketim ve sera gazı emisyonlarındaki eğilimlerin yükselişine katkıda

bulunan artan nüfus, kentleşme süreci ve artan yaşam standartları sonucu

olarak, Türkiye’de bina sektörü, diğer sektörlere göre daha hızlı büyümektedir.

Bu da Türkiye’nin büyüme eğilimleri ile ilgili olarak iddialı azaltım politikaları

tasarlama ve uygulamada zorlandığı anlamına gelmektedir.

Bina sektöründe uluslararası yükümlülüklerin yanı sıra, ulusal ve sektörel

hedeflere ulaşmak için enerji ve iklim ile ilgili önlemleri içeren birçok ulusal

strateji belge ve planı raporda tartışılmış olsa bile, sektörel seviyelerde

politikaların tasarlanma ve formüle edilmesine ek olarak, daha kuvvetli

uygulama, izleme, raporlama ve yaptırım mekanızmalarının geliştirilmesi

gerekmektedir.

Türkiye, AB enerji verimliliği müktesebatı tarafından, bina standartları ve

zorunlu bina etiketleme ve sertifikasyon gibi, gerekli görülen düzenleyici

politikaların aktarılmasında önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bu politikalar,

düzenli olarak güncellenir ve sıkı denetlenirse, genellikle yeni binalar için

oldukça iyi sonuç vermektedirler, ancak mevcut bina stoklarında sera gazı

emisyon azaltımı üzerindeki etkiyi sağlamak için yetersiz kalmaktadırlar.

Bina renovasyon stratejilerinin geliştirilmesi, finansal mekanizmaların

oluşturulması, enerji verimlilik zorunluluğu şeması veya alternatif yaklaşımlarla

birlikte diğer politikalar için ilgili girişimlerin tasarlanması amacıyla, daha çok

çaba harcanması gerekmektedir.

Enerji verimliliğine yatırım yapma konusundaki isteksizliğinin üstesinden

gelmek için toplum, iş dünyası ve kamu sektörleri için bilgi yaygınlaştırma ve

bilinçlendirme kapasiteleri oluşturulmalıdır.

Yakıt sübvansiyonlarının kademeli olarak ortadan kaldırılmasını da içeren vergi

reformunun, yüksek enerji fiyatlarına rağmen enerji faturalarının nasıl

düşürüleceği ile ilgili bilgilendirici kampanyalarla birşeştirilmesi Türkiye için bir

zorunluluktur.

Bu tavsiyelerin etkilerini veya sera gazı azaltımlarının ikincil etkilerini belirlemek

için modelleme çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmalar

Page 90: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

79

;öncelik vererek takip edilmesi gereken stratejilerin belirlenmesinde sektöre ve

karar vericilere yardımcı olacaktır. Böylelikle, sektör büyümesinin devam

edebileceği düşük emisyonlu bir ekonomiye geçişi mümkün kılarken,

emisyonların eğiliminin bu büyümeden ayrışması sağlanabilir.

Atık Sektörü:

Türkiye’nin daha iyi atık yönetimi için stratejik doküman ve eylem planları

olmasına rağmen, çevresel yönetim yaklaşımlarına yönelik atık yönetiminin

daha da iyileştirilmesi ve atık sektörüne ilişkin AB yasal çerçevesinin iç hukuka

daha fazla aktarılması gerekmektedir.

Mevzuatın etkin şekilde uygulanması, uygulatılması, izlenmesi ve

denetlenmesini sağlamak için kurumsal yapının güçlendirilmesi ve kapasitenin

arttırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Atık yönetimi finansal mekanizması, katı atık depolama sahası ücretleri,

kirlettiğin kadar öde programları ve vergiler gibi gerçekçi ekenomik araçlar ile

güçlendirilmelidir.

Atık yönetim performansının daha iyi değerlendirilmesi için iyileştirilmiş

göstergelere, veri toplaması ve doğrulama mekanizmalarına gereksinim vardır.

Ambalaj atıkları, atık piller ve akümülatörler gibi zararlı atık türlerine yönelik

ekonomik bir araç olarak genişletilen üretici sorumluluğu, bu tür atıkların güvenli

bir şekilde bertaraf edilmesi için kullanışlı bir araç olabilir.

Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Etki Değerlendirmesi ile iklim

değişikliği uyum ilkelerinin atık yönetimi sektörüne entegre edilmesi sadece

azaltım kısmında değil, uyum kısmında da olumlu etkiler yaratabilir..

Üretimde (sanayi sektörü) geri dönüştürülmüş materyallerin kullanılmasıyla

veya atıkların fosil yakıt ikamesiyle elektrik üretmek için (enerji sektörü) sera

gazı emisyonlarının azaltılması konusunda önemli bir potansiyel

bulunmaktadır. Atık sektörünün emisyon azaltım potansiyeli göz önüne alınmalı

ve PMR Projesi’nde de çalışılan Pazar Tabanlı yaklaşimlar tarafından

desteklenmelidir.

Yukarıda belirtilen sonuçların ve atık sektörü ile ilgili olarak verilen tavsiyelerin

olumlu etkilerinin belirlenmesi için modelleme çalışmalarının uygulanması

gerekmektedir. Böylelikle hem önlemler önceliklendirilebilir hem de nicel etkiler

ortaya konulabilir. Ayrıca, mali olmayan sosyal yararlar, olası riskler ve hasarlar

değerlendirilebilir.

Page 91: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

80

Ulaştırma Sektörü:

Yolcu taşımacılığı:

Kent ölçeğinde karayolu taşımacılığındaki özel araba kullanımının; i) alternatif

yakıt türleriyle çalışan otobüs veya metrobüs; ii) raylı taşımacılık (metro, hafif

raylı taşıma vb.); ve iii) sıfır-karbon (yürüme veya bisiklete binme gibi), gibi

şeçeneklerle olabildiğince çok değiştirilmesi için ek politika ve önlemler

uygulanmalıdır. Şehirlerarası yolculuk ile bölgesel ölçekte, demiryolu

(konvansiyonel veya YHT) ve şehirlerarası otobüs hizmetleri gibi ortak ulaşım

seçeneklerinin desteklenmesine devam edilmelidir. Özel arabaların payına

kıyasla, bu seçeneklerin paylarını arttırmak için modernizasyona devam

edilmesi gerekmektedir. Uluslararası ölçekte hava taşımacılığı; turizmin ön

koşuludur ve ülkenin ekonomik kalkınmasına öncülük eden bir sektördür.

Piyasa olarak büyümesi beklenmektedir, ancak havaalanı kısmında emisyon

azaltımı ve yakıt kullanımında verimlilik bazı öncelikli alanlar olarak

listelenebilir.

Yük Taşımacılığı:

Kent ölçeğinde yönlendirme ve depolamada (bu sistemler akıllı şehir girişimleri

altında teşvik edilebilir) emisyon azaltım potansiyellerine göre dağıtım ve

toplama (atık toplama vb.) sistemleri yönetilebilirse, önemli ölçüde azaltım

gerçekleştirilebilir. Bölgesel ölçekte yük paylaşım girişimlerinin, konsolidasyon

merkezlerinin vb. tanıtılması ile kamyon yüklemesindeki verimlilik (boş

çalışmaların en aza indirilmesi ve kamyonun kapasitesinden az

yüklenmesinden kaçınılması) arttırılabilir. Ayrıca, yaşlı kamyonların

kullanımdan kaldırılması ve çevre dostu yeni kamyonlar için mali teşvikler

desteklenerek yaşlı kamyonların kullanımı en aza indirgenmelidir. Uluslararası

ölçekte, komşu ülkelere (AB’de, Orta Doğu’da) karayolu taşımacılığı ile

seyahatler, olabildiğince demiryolu ve denizyolu taşımacılığı ile değiştirilmelidir.

Yük ve yolcu taşımacılığı ile ilgili politikaların, sektörde yapılan ayrıntılı

modelleme çalışamaları baz alınarak belirlenmesi ve/veya önceliklendirilmesi

tavsiye edilmektedir. Buna ek olarak, modelleme çalışmaları ile yol ve seyahat

güvenliği ve insan sağlığının iyileştirilmesi ile ilgili ikincil faydalar belirlenebilir.

Tarım Sektörü:

Tarımsal-çevre izleme sisteminin, yeni getirilen tarımsal-çevre ve çevre

politikası önlemlerinin çevresel verimliliğini değerlendirmek amacıyla, bilgi

kalitesini artırmaya yardımcı olması için önemli ölçüde iyileştirilmesi

gerekmektedir.

Page 92: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

81

Tarımsal uygulamaların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini hedef alan ÇATAK

gibi tarımsal çevre programlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Kentsel kalkınma

programlarında AB çevresel tarım önlemleriyle benzer yönleri bulunan ÇATAK

gibi tarımsal çevre programları tanınmalı ve desteklenmelidir..

Çiftçilerin sürdürülebilir tarım faaliyetlerine saygı göstermelerini zorunlu kılan

politika ve önlemler ile çevre ve doğanın korunması için düzenleme ve

standartlar getirilmelidir.

Türkiye’deki mevcut tarımsal sübvansiyonlar, sera gazı emisyonlarının

azaltılması için bir fırsattır ve toplam sübvansiyonlarda çevre dostu

uygulamaların payı artırılabilir ve bu sübvansiyonlar, kalkınma için öncelik

verilen coğrafyalara sınırlamaksızın Türkiye genelinde yaygınlaştırılabilir.

Tarım sektöründe yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını önemli ölçüde

arttırmak için belirli önlemler alınmalıdır.

İklim değişikliği ile ilgili sorunlar farkındalık arttırma faaliyetleri, çiftçi, kadın,

genç, mühendis, veteriner, tüketici gibi kesimlerin de dâhil olduğu her seviyede

eğitimler önemli ölçüde arttırılmalı ve iyileştirilmelidir.

Yukarıda belirtilen önlemlerin niceliksel etkisini elde etmek için ayrıntılı

modelleme çalışmalarına ihtiyaç vardır. Bu aynı zamanda uygulama planlarının

yapısına ve önceliklerine de yardımcı olacaktır.

Sera gazı emisyonlarının Türkiye’deki dört hedef sektörde azaltımı için yukarıda yer

alan öncelikli önlemler listesinin genişletilmesi ve güncellenmesi için de ek çalışmalar

yapılmalıdır.

Aynı zamanda, bina, atık, ulaştırma ve tarım sektörlerinde potansiyel sera gazı azaltım

seçenekleri ve potansiyel emisyon senaryoları incelenir ve değerlendirilirken, Proje

faaliyetlerinden Bileşen 3&4 kapsamında yapılacak modelleme çalışmaları da dikkate

alınabilir.

Bileşen 3 & 4 kapsamındaki modellemenin tamamlanmasından sonra, nicelik ve nitelik

bakımından ilgili göstergeler ile belirlenmiş azaltım politika seçeneklerinin daha geniş

bir listesine sahip olunması beklenmektedir. Böylece, proje süresince yukarıda yer

alan liste güncellenebilir, kapsamı genişletilebilir ve öncelik sırasına konulabilecektir.

Page 93: Düük Karbonlu Kalkınma i çin Çözümsel...azaltım hedeflerinin, halihazırdaki sektörel kalkınma politikalarıyla nasıl karı lanmakta olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda,

82

Bu doküman Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin finansal desteği ile hazırlanmıştır.

Bu yayın içeriğinden yalnızca Hulla & Co Human Dynamics KG sorumludur ve hiçbir

şekilde Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.