37
Doç. Dr. Onur POLAT

Doç. Dr. Onur POLAT - Ankara Üniversitesi Tıp …aciltip.medicine.ankara.edu.tr/files/2014/10/uzem_004.pdfÇocuklar küçük erişkinler değillerdir. Sadece acil hastalıkları

Embed Size (px)

Citation preview

Doç. Dr. Onur POLAT

Bu Ünitede;

Çocukta İlk Yardımın Özellikleri

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar

Birincil Değerlendirme

İkincil Değerlendirme

Yenidoğan ve Süt Çocuklarında Yüksek Risk

Belirtileri anlatılacaktır.

Öğrenim Hedefleri;

• Pediatrik değerlendirme üçgeninin (İlk İzlenim-Birincil

Değerlendirme) 3 bileşenini öğreneceksiniz.

• Görünüm- Solunum Çabası- Dolaşım-Perfüzyonunu

ayırt edebileceksiniz.

• Birincil değerlendirmenin pediatriye-özgü özelliklerini

değerlendirebileceksiniz.

• Genel bir izlenim oluşturmak için bulguları

bütünleştirebileceksiniz.

Çocuklar küçük erişkinler değillerdir.

Sadece acil hastalıkları bakımından değil,

yakalandıkları hastalıkların tipleri, hastalıklara

ve yaralanmalara verdikleri yanıtlar da

erişkinlerden farklıdır.

Çocukta İlk Yardımın Özellikleri

Çocuklar hem acil hastalıkları hem de

yakalandıkları hastalıkların tipleri, hastalıklara ve

yaralanmalara verdikleri yanıt bakımından

erişkinlerden farklıdırlar.

Çocuklardaki acil problemlerin bakımı,

değerlendirilmesi ve doğru ilk yardım yapılabilmesi

için anatomik ve fizyolojik farklılıklar ile bunların

yaşla birlikte gösterdikleri değişkenliklerin iyi

bilinmesi gereklidir.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Süt çocuklarının ve yürümeye başlamış küçük

çocukların kafaları vücutlarına oranla, daha büyük

çocuklara ve erişkinlere göre daha büyüktür.

Kafanın büyük olması, özelikle düşmeler ve kafa

yaralanmasını çocukluk çağının en sık

yaralanmalarından biri haline getirir.

Kafanın büyüklüğü yanında boyun kısa, yüz küçük,

mandibular kemik küçük, dil göreceli olarak

büyüktür.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Epiglot hareketli, at nalı şeklinde dar tabanlı ve

arkaya doğru 45°lik bir uzantı yapar. Bu

yüzden endotrakeal entübasyon erişkinlere

oranla daha güç yapılır. Larinks çocuklarda

daha önde ve yüksek yerleşimlidir. Larinksin bu

şekilde yüksek yerleşimli olması, endotrakeal

entübasyonda eğri palalı laringoskop yerine

düz palalı laringoskopun tercih edilmesinin

nedenidir.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Bebeklerde hava yollarının en dar kısmı, krikoid

halkalarının olduğu yerdir. Krikoid halkalarının

areolar dokulara gevşek bir şekilde tutunmuş

yalancı çok katlı kirpiksi epitelle döşeli olması, bu

bölgenin ödem gelişimine eğilimini açıklar. Bu

yüzden çocuklarda kafsız tüpler tercih edilir.

Trakeanın kısalığı ve karina açılarının simetrik

olması, trakeal tüpün yer değiştirmesini ya da

herhangi bir yabancı cismin ana bronşlara doğru

yer değiştirmesini kolaylaştırabilir

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Yenidoğan ve süt çocuklarında fontanel

ve suturların açık olması, KİBAS ( kafa

içi basınç artması sendromu) bulgu ve

belirtilerinin gecikmesine neden olur. Bu

nedenle, intrakranyal patolojilerde tanı

gecikebileceğinden çok şüpheci

davranmak gerekir.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Çocukluk yaş grubunda üst ve alt hava

yollarının çapı göreceli olarak küçük

olduğundan daha kolay tıkanıklık gelişir.

Bu nedenle, burnun çok küçük bir

yabancı cisimle ya da mukus

tabakasıyla tıkanması bile çocuğun hava

almasını önemli ölçüde etkileyebilir.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Bebeklerde göğüs kafesi erişkine oranla

daha yumuşak olduğu için, kostalarda kırık

olmasa bile travmalı bir çocukta ağır

parankim hasarı oluşabilir. Çocuklarda tip

1 adale lifleri erişkinlere oranla daha az

olduğu için daha çabuk yorulurlar.

Dolayısıyla bebekler solunum yetmezliğine

daha yatkındırlar.

Çocuklarda Anatomik Farklılıklar

Çocuklarda göğüs kafesi içinde kalbin

pozisyonu da erişkinlere göre daha

yüksektir. Bu durum küçük çocuklarda

kalp masajı ve invazif girişim bölgelerini

etkiler.

Çocuklarda kan hacmi 70-80 ml/kg

kadardır. Bu hacim vücut ağırlığının

kilosu için düşen değer olarak

erişkinlerden yüksektir. Bu yüzden

çocuklarda az miktardaki kan kaybı

erişkine oranla daha ciddi sonuçlar

oluşturabilir.

Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar

Bebeklerde metabolizma hızı daha yüksek

değerlerdedir. Oksijen tüketimi de rölatif olarak

daha fazladır. Buna bağlı olarak bebeklerde

solunum daha hızlıdır. Büyük çocuklar ve

erişkinlerde akciğerlerle göğüs kafesi, solunum

hareketlerine eşit olarak katılır. Yeni doğanlarda

göğüs kafesinin genişlemesine karşın çoğunluğu

akciğerlerden kaynaklanan bir direnç vardır. Bu

direnç yüzey aktif madde olan surfaktana bağlıdır.

Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar

Doğumdan hemen sonraki günlerde akciğerlerde

bulunan sıvı emilir. Bu nedenle; solunum yollarının

tıkanması ya da herhangi bir nedenle akciğerlerin

solunum hareketlerine katılımının azalması

durumlarında, bebek gereksinimi olan solunumu

sağlayabilmek için yardımcı solunum kaslarını

harekete geçirir. Yardımcı solunum kaslarının

harekete geçmesiyle sternal, interkostal çekilmeler

görülür.

Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar

Yeni doğan bebekler daha çok burundan

solurlar. Bu durum yaklaşık bir yaşına

kadar devam eder. Burunda sekresyon

olması, hafif bir viral enfeksiyona bağlı

ödem bu bebeklerde solunum sıkıntısına

neden olabilir. Her yeni doğanda

nazogastrik sonda ile koanal atrezi olup

olmadığı kontrol edilmelidir.

Çocuklarda Fizyolojik Farklılıklar

Bebek doğumla birlikte fetal dolaşımdan

erişkin tipte dolaşıma geçmektedir.

Keza, çocuğun yaşı arttıkça kalp hızı

azalmaktadır.

Bebeklerde doğumdan sonra periferik

damar direnci giderek artar. Bu durum;

yaşla kan basıncının artışını açıklar.

Nörolojik gelişimde yaşla beraber hızlı bir

değişme gösterir. Yeni doğanda emme, moro,

yakalama gibi ilkel refleksler görülürken 4-5

aydan itibaren bu refleksler yavaş yavaş

kaybolur. Yeni doğanda intrakranyal

patolojilerde ilkel refleksler alınmaz. Motor

hareketlerde de yaşla beraber değişim gözlenir.

Bu gelişimler göz önünde bulundurularak

değerlendirilme yapılmalıdır.

BİRİNCİL DEĞERLENDİRME

Travma ve /veya diğer nedenlerle oluşan yaşamı

tehdit eden sorunlarla karşılaşıldığında hastanın ilk

değerlendirilmesini kapsar. İlk değerlendirmede

resüsitasyon ve stabilizasyon için bakım öncelikleri

belirlenir. Birincil değerlendirme 30 sn’de

yapılmalıdır.

Birincil Değerlendirmede Basamaklar (ABCDE)

1. Airway/ Hava yolunun açık tutulması,

2. Breathing/ Solunumun sağlanması,

3. Circulation/ Dolaşım ve kanama kontrolü,

4. Disability/Kısa nörolojik değerlendirme,

5. Exposure/Isı kontrolü ve baştan ayağa

kadar muayene

BİRİNCİL DEĞERLENDİRME

Ön değerlendirmede genel görünüm, solunum

ve dolaşım hızlıca değerlendirilir.

Genel görünüm olarak hastanın tonusu,

etrafla etkileşimi/iletişimi, görünüm/bakış,

konuşma/ağlama değerlendirilmelidir.

BİRİNCİL DEĞERLENDİRME

Solunum değerlendirilmesinde; anormal hava yolu

sesleri, anormal duruş (solunum sıkıntısına bağlı

olarak), interkostal/subkostal çekilmeler, burun

kanadı solunumu ve baş sallama göz önünde

bulundurulmalıdır.

Dolaşım değerlendirilmesinde; solgunluk/solukluk,

alacalanma ve siyanoz olup olmadığı aranmalıdır.

BİRİNCİL DEĞERLENDİRME

Kısa nörolojik muayenede, bilinç durumunun

değerlendirilmesi için AVPU skorlaması kullanılabilir.

A Alert : Bilinci açık

V Verbal : Sözel emirlere yanıt

P Painful : Ağrılı uyaranlara yanıt

U Unresponsive : Yanıtsız

BİRİNCİL DEĞERLENDİRME

Exposure/soyma (Başlangıçta gözlenmeyen

bölgelerin değerlendirilmesi ve ısı kontrolü);

Fizyolojik fonksiyonları değerlendirmek ve anatomik

anormallikleri ortaya çıkarmak ve baştan ayağa

kadar muayene etmek için hasta uygun bir şekilde

soyulmalıdır. Sıcaklık, çevre ısısı korunmalı ve ısı

kaybı azaltılmalıdır.

İKİNCİL DEĞERLENDİRME

İkincil değerlendirme, ayrıntılı öykü almayı ve

bütün vücudun sistematik ayrıntılı fizik muayenesini

içine alır. Kafa travmasına yönelik kafatası,

maksillofasiyal travmaya yönelik ağız ve yüz

kemikleri, ekstremitelere yönelik olarak

disfonksiyon ve krepitasyon mutlaka araştırılmalıdır.

İKİNCİL DEĞERLENDİRME

Ayrıca alerji, almakta olduğu tedavi, geçmiş

tedaviler, en son ne zaman yemek yediği ve olaylar

ile ilgili bilgiler de toplanmalıdır. Gerekli laboratuvar

ve radyolojik incelemeler, yeniden değerlendirme ve

stabilizasyon ve ileri tetkik gerektiren durumlar

belirlenmelidir

Yenidoğan ve Süt Çocuklarında Yüksek Risk Belirtileri

Altı aydan küçük çocuklarda aşağıdaki belirtiler ağır

hastalık açısından ipucu olabilir:

1)Son 24 saatte besin alımında % 50’den fazla azalma,

2)Solunum güçlüğü,

3)Son 24 saatte 4’den az ara bezi ıslatmış olması (Bu

durum sıvı alımının azaldığını veya dehidratasyonu

akla getirir.),

4)Aktivitede, ağlama veya uyanıklıkta azalma,

5)Uykuya eğilim veya uykusuzluk,

6)Periferde (uçlarda) solukluk veya alacalı deri (cutis

marmaratus)

Yenidoğan ve Süt Çocuklarında Yüksek Risk Belirtileri

7)Siyanoz

8)Hırıltılı solunum, solunumda kesinti (apne),

9)Karında hassasiyet,

10)Göz teması olmaması,

11)Zayıf, güçsüz veya tiz sesle ağlama,

12)Postür değişikliği (hipertonisite/hipotonisite),

13)Dehidratasyon,

14)Rektal ısının 38.9 °C'nin üzerinde olması süt

çocuklarında ağır hastalığın varlığı hakkında çok

belirleyicidir

Pediatrik vital bulgular (uyanık ve istirahatte)

ÖZET

Çocuklardaki acil problemlerin bakımı,

değerlendirilmesi ve doğru ilk yardım yapılabilmesi

için anatomik ve fizyolojik farklılıklar ile bunların

yaşla birlikte gösterdikleri değişkenliklerin iyi

bilinmesi gereklidir. Hastanın durumuna göre

ayrıntılı öykü ve fizik muayene yapılmadan önce

hastanın stabilizasyonu sağlanır, yani öncelikle

aciliyeti düzeltilir.

ÖZET

Eş zamanlı veya hemen ardından öyküsü alınır ve

fizik muayenesi yapılır. Acil hastada olacakları

önceden kestirmek mümkün olmadığı için, acil

hastaya yaklaşımın en temel özelliklerinden biri

hastayı sık sık yeniden değerlendirmektir. Bu

durumu, “Değerlendir→Uygula→Karar Ver” döngüsü

şeklinde özetlemek mümkündür.

ÖZET

Özellikle travmatik durumlarda; hava yolu stabilize

edilmeli, servikal vertebralar immobilize edilerek

gerekirse ventilasyona yardımcı olunmalıdır. Çocuk

yetersiz doku perfuzyonu yönünden de

değerlendirilerek intravenöz sıvı uygulanmalıdır.

İster travma olsun, isterse diğer nedenlerle olsun

acil polikliniğine başvuran her hastaya ilk (birincil)

değerlendirme yapılır. İlk değerlendirmeden sonra

ikincil değerlendirme yapılmalıdır.

İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM