98

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten
Page 2: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Dokuz Gitarda Dünya TarihiErik Orsenna

Can Yayınları (2000)

Derecelendirme: ★★★★☆Etiketler: Tarih, Müzik

'Halk, dumanları tüten bir yıkıntıya dönüşmüştü. Yerlerde sürünenAmerikan bayrağı en derin yerinden yaralanmış, hıçkırıyor,sarsılıyordu. Bir an için Woodstock soluğunu tutup sustu. Kuş cıvıltılarıve çocuk ağlamaları duyuldu. Savaştan sonra ölülerin toplandığı ânınsessizliğiydi bu. Jimi henüz yaşıyordu. Ama fazla zamanı kalmamıştı.Kendinden daha güçlüye karşı verilen bu tür savaşlar, iyileşmeyenyaralar bırakırdı. Görülmeyen iç kanamalar, uzayıp giden ve sonundasizi boğan kırmızı göller. Ne ateşli tutkular, ne de yükselen bravo'larkurtarabilirdi sizi. Gitarın rengârenk giysili, hüzünlü, kızıl ve kara yüzlüDon Kişot'u, on üç ay sonra Londra'da öldü. ' Dokuz Gitarda DünyaTarihi'nin Jimi Hendrix'i konu alan bölümünden alınmış bir parça bu.Jimi Hendrix'i olduğu kadar, gitarla bin yıllardır ilgili olan pek çokkişiden, gitara yurt olan pek çok yerden de söz edïyor bu eğlencelikitap. Fransız yazarı Erik Orsenna, bu küçük kitapta, gitarın bin yıllariçindeki evriminden yola çıkarak insanlık tarihine yeni bir bakışaçısından bakıyor. Afrika'nın unutulmuş bir köşesinde ilk insanın izinisüren bir arkeologun bulduklarından başlayıp tarih içinde gitarın vetaşıdığı anlamların peşine düşüyor. İsa'dan önce 2500 yılında Mısır'ınKheops'undan, 16'ncı yüzyılın Peru'sundan ve İspanya'sından geçirip

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

2

Page 3: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

19'uncu yüzyılın Mississippi'sine götürüyor. 1969 yılındaki ünlüWoodstock müzik şölenine taşıyor, Jïmi Hendrix'le buluştunıyor bizi, EricClapton'ın ezgilerine kulak verdirtiyor. Dünya tarihine değişik biraçıdan bakmak isteyenler için renkli bir tablo çiziyor.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

3

Page 4: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Erik Orsenna

DOKUZ GİTARDA

DÜNYA TARİHİROMAN

Fransızca aslından çeviren

ASLI YÜCE LOOF

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

4

Page 5: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Erik Orsenna, 22 Mart 1947’de Paris’te doğdu. Asıl adı ErikArnoult’tur. Felsefe ve siyasal bilimler eğitimi yaptıktan sonraekonomi alanına yöneldi. London School of Economics’teöğrenimini sürdürdü; İngiltere dönüşü ilk romanını yayınladı.Julien Gracq’in bir yapıtındaki eski kentin adından esinlenerekErik Orsenna takma adını aldı. Bunun ardından, on bir yılboyunca uluslararası finans ve gelişme ekonomisi üzerinearaştırmalar yaptı. 1981 yılında, kimi bakanların çağrısı üzerine,ekonomi alanında çalışmak üzere devlet hizmetine girdi. İki yılsonra da hükümet içinde kültürel danışman olarak görevyapmaya başladı. 90’lı yıllarda, Dışişleri Bakanı RolandDumas’yla birlikte, Afrika’da demokratikleşme, GüneyAvrupa’yla Mağrip ülkeleri arasındaki ilişkiler konusundaçalışmalar yürüttü. Bu arada üniversiteyi bırakarak, halen görevyaptığı Devlet Konseyi’ne katıldı. Yönetsel etkinliklerininyanında yedi roman yazdı. Bunlardan La vie comme à Lausanne1978’de Roger Nimier Ödülü, L’Exposition coloniale ise 1988Goncourt Ödülü’nü aldı. 28 Mayıs 1998’de, Jacques-YvesCousteau’nun yerine Fransız Akademisi’ne kabul edildi. Ödüllüyapıtlarının dışında Deux étés, Grand amour gibi yapıtları dabüyük ilgi toplamıştır. Yazarın Dokuz Gitarda Dünya Tarihi adlıyapıtından başka, Longtemps adlı romanı da Can Yayınlarıtarafından yayınlanacak.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

5

Page 6: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

6

Page 7: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

İçindekiler

Erik OrsennaKheops (Mısır), İsa’dan Önce 2500Cuzco (Peru), 1531Barselona, 1580Versailles (Fransa), 1680Milano, 1820Nantes, Gorée, Mississippi, 1800-1900Paris, Porte d’Italie, 1928Woodstock, 1969Omo Vadisi (Afrika), 31 Aralık 1999

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

7

Page 8: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Nerede?

Dokuzlarla dolu hüzünlü aralık ayında,1 bu küçük sözcük, sayısızgitarseverin kafasını kurcalayıp duruyordu: Sarılar, Siyahlar,Beyazlar ya da dünyanın dört bir yanından çıkagelmiş melezler;Rio, Chicago, Berlin, Yokohama gibi güzel kent merkezlerinde yada en çileli varoşlarda oturan, kulakları gümüş küpeli gençler,kravatlı ihtiyarlar…

Bu yüzyıl ve binyıl sonunda, tanrılar yorgun düşmüşlerdi vesakinleştiriciler etkisiz kalıyordu, insanlar, kötü haberlerinistilasından kurtulmak için müziğe hiç şimdiki kadar ihtiyaçduymamışlardı. Bir tek o, sizi elinizden tutup fazla bunalmanızaizin vermeden, gecenin karanlığından çekip çıkarabilirdi.

Peki ama neredeydi? Bu KONSER, bu büyülü şenlik neredeolacaktı?

Her yerde yolculuk hazırlığı vardı, uçak bileti için parabiriktiriliyor, kollar ya da kalçalar çeşitli aşılar için açılıyor,öğretmenlere ya da patronlara özür mektupları yazılıyordu. Veinsanlar, saatlerce parmaklarını dünya haritasının üzerindegezdirip hep aynı kısa soruyu soruyorlardı:

Nerede?

1 Bilmecelerden hoşlanmayanlar için : 1999 (Çev.)

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

8

Page 9: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

9

Page 10: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Yaşlı arkeolog diş fırçasını bırakıp başını kaldırdı. Her şeyidenemişti, fırçalar, bezler, tırnaklar… Ama, atalarımızıniskeletlerini temizlemek için, yumuşak, ince domuz kılındanyapılmış, kısa saplı iyi bir Butler’ın üzerine yoktu.

İleride, güneşin altında sarsıla sarsıla ilerleyen araba, her türdenreklamcının ve geçkin sahte sarışınların pek sevdiği şu gülünç4X4’lerdendi. Bu aletlerin Afrika’nın kalbinde yer alan bukumluk ve çatlak arazilerde işe yaradıklarını itiraf etmek gerek.Sürücü keçileri ezmemek için yavaş yavaş ilerliyordu. Belki demanzaranın büyüleyici güzelliğinin, açık pencereden girip içineişlemesini istiyordu; kıpkırmızı yaylalar, telli turnalarla dolumavi göl, birden karanlık ve tehditkâr bir görünüme

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

10

Page 11: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

bürünüveren, dünyanın derinliklerine, hatta cehenneme kadaruzanıyormuş gibi duran yerdeki şu çatlak.

Araba, yelkenleri indirilmiş bir gemi gibi, kendi ivmesiyle ağırağır ilerlemeyi sürdürüyordu. Sonunda kampın sınırında durdu.Bitmek bilmez iki-üç dakika boyunca, adam direksiyonunbaşında hareketsiz kaldı. Saçları tozdan ya da yaşından ötürü külrengiydi. Ray Ban’Iarının gerisinde yüzünü buruşturduğu, belkigülümsediği için ağzı iyice gerilmişti.

Sonunda kapı açıldı. Ve yaşlı arkeolog, en yakın kenttenkilometrelerce uzaktaki bu çölde, tek başına, kollarını açmış, onadoğru yürümekte olan bu ziyaretçinin her şeyden önce bir ‘yaraizi’ olduğunu hemen anladı. Yüzü sayısız yağmurlarla yol yoloyulmuştu sanki. Yanaklarını kemiren kır sakalını, sanki etinibiraz tutsun diye uzatmıştı. Yoksa akıntılar her şeyi alıpgötürecekti. Yaşam bu müşterinin yüzüne gülmemişti.

— Clapton, dedi yara izi; gözlüklerini çıkararak. Yanılmıyorumya? Burası Omo Vadisi değil mi?

— Evet burası.

Yaşlı arkeolog mucizevi diş fırçasını kutusuna yerleştirdi, Lucy inthe Sky (with Diamonds)’ı çalan bir CD okuyucusunun sesini kıstı,adama oturacak bir yer ve çay sundu. Bütün bu işler bitincesordu:

— Hangi rüzgâr attı sizi buraya?

— Müzik.

Adamın çok tok ve sanki gelişmesini tamamlamamış bir sesivardı. Belki de arabasının yolcu koltuğunda duran gitarı yanında

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

11

Page 12: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

yokken konuşmaya pek alışık değildi. Yaşlı arkeolog gülümsedi:

— Nasıl yardımcı olabilirim?

Küçük bir çene hareketiyle, beyaz ve zenci işçilerle dolu, açıkmezarlara benzeyen bir dizi çukur halindeki kazı yerlerini işaretetti. Ziyaret nedeniyle doğrulmuş, onlara bakan işçiler hemenişlerine döndüler. Hareketleri, sıradan mezar kazıcıları için fazlatitizceydi. Zaten mezar kazıcıları da diş fırçası kullanmazlardı.

Ziyaretçi susup onlara bakıyordu, sonunda:

— Şimdi burada, ilk insanların diyarında mıyız?

Yaşlı arkeolog sağ eliyle havayı süpürdü:

— Uzmanlar nasıldır bilirsiniz; hepsi kendi savına sonuna dekinanır.

— Sizinkinin gerçeğe yakın olduğunu söylüyorlar.

— Kimbilir?

Bilgin daha fazla nazlanmadan öyküsünü anlatmaya başladı:

— Eskiden Afrika, Atlantik’ten Hint Okyanusu’na kadar uzanankocaman bir ormanla kaplıydı. Bu ormanda ağaçlar, gölgeler veiç içe geçmiş bitkilerle korunan maymunlar yaşıyordu. Sakinsakin dört ayak üzerinde yürüyorlardı; önlem almaya gerekyoktu, nasıl olsa düşmanları onları göremiyordu. Sonra bir gündünya yırtıldı. Kuzeyden güneye, Etiyopya’dan Mozambik’ekadar uzanan koca bir çukur açıldı. Az kalsın Afrika ikiyebölünüyordu. Çukurun dibi göllerle doldu; şu anda bu göllerdenbirisinin kıyısındayız. Bundan başka daha birçok göl var:

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

12

Page 13: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Viktorya, Tanganika, Malawi, Kivu…

“Ağaçları sulayan batı rüzgârı, bu yırtılma yüzünden oluşan yenidağlara çarpmaya başladı. Su artık dağların öbür tarafınageçemiyordu. Doğu gitgide kuraklaşıyor, orman seyrekleşiyordu.Maymunlar korkuyorlardı; çünkü şimdi hepsi gün gibiortadaydılar. Aslan, panter gibi pençeli hayvanların keyfinediyecek yoktu. Maymunlar bundan sonra dikkatli olmaları vedüşmanlarını uzaktan gözlemeleri gerektiğini anladılar.Doğruldular, arka ayakları üzerinde dikildiler, savaşmayı, taşıişlemeyi öğrendiler ve yavaş yavaş insana dönüştüler.”

Clapton şaşkınlıktan bir ıslık çaldı.

— Yani bizi kuraklık mı yarattı?

— Tastamam öyle. Sık ormanda yaşasaydık, maymun olarakkalacaktık.

Gece, manzarayı bir lokmada yutmuştu. Araştırmacılar sankikorkuya kapılmışlar gibi mezarlardan koşarak çıkmışlardı. Şimdiçadırların içlerinde lambalar titreşiyordu. Lucy in the Sky kısık birsesle çalmaya devam ediyordu. Şarkı biter bitmez yenidenbaşlıyordu.

— Yalnızca Beatles’ı mı seversiniz, diye sordu Clapton.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

13

Page 14: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Yaşlı arkeolog, yönetmen koltuğuyla birlikte ortadankaybolmuştu. Sadece bir puronun kırmızı ucu soruyu hangi yönedoğru sormak gerektiğini ortaya koyuyordu.

— Özellikle bu parçayı. Elli iki kemiği de harika durumda olan ilkbüyükannemizi bulduğumuzda bunu dinliyorduk; üç milyon yılönce yaşamış olan, dünya tarihinin ilk gerçek kadını. Adınıneden Lucy koyduğumuzu anladınız mı?

— Peki şimdi ne arıyorsunuz? Daha yaşlı bir iskelet mi?Büyükannenin annesi?

Yaşlı arkeolog uzunca bir süre sessiz kaldı. Sanki çok karışık birtavan arasında kendi düşleri içinde aranıyor gibiydi.

— Şimdi mi? Tam tersini yeğlerdim, bize doğru inişi…

Sanki bu dileğini daha önce hiç kimseye açmamış ve sözlerinindeğerinin anlaşılmasını istermiş gibi tane tane konuşuyordu:

— Şimdi, ta bize kadar Lucy’nin soyundan gelenleri buradatoplayabilmeyi düşlüyordum. Nasıl bir topluluk olurdu acaba…

Clapton’un sandalyesinde kıvrandığı duyuldu. Kot ceketiiskemlenin arkalığının kumaşına sürtünmüş olmalıydı.

— Neyiniz var, dedi yaşlı arkeolog. Olmadık bir şey mi söyledim?

— Bir süredir, neredeyse her gece aynı düşü görüyorum.Atalarım elimden tutup beni götürüyorlar: Perulu bir köylü,Katalan bir doktor, Fransız kralı XIV. Lui’nin öğretmeni…Rastlantı bu ya, hepsi de gitaristmiş. Beni bir çeşit dansın içinesürüklüyorlar…

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

14

Page 15: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Tüm bu insanların, sizin yaşamınızın değişik anlarındakihalleriniz olduğu duygusuna kapılmadınız mı hiç?

— Anlamıyorum.

— içimden bir ses, sizin daha önce birçok hayatlar yaşamışolduğunuzu söylüyor.

— Belki de doğrudur… Parmaklarımı tellerin üzerine koyupçalmaya başladığımda kendimi öyle hafif hissediyorum ki, birgezgin gibi… Ve uzak zamanlardan değişik kişilikler, bilmediğimsözcükler beni kuşatıyorlar.

— Görüyorsunuz ya! Gitarı pek iyi tanımam ama onun yüzyıllararası yolculuklar yapmaya yarayan bir at olması beni hiçşaşırtmazdı.

Yaşlı arkeolog o anda ziyaretçisinin yüzünü görebilmek içinneler vermezdi, bütün yara izlerine karşın şaşkın bir çocukyüzü…

— Tüm bunlar pek bilimsel değil.

— Gerçek her zaman bilimsel midir sanıyorsunuz?

Bir süredir havada kızarmış keçi kokusu dolanıyordu, ateşedüşen yağ damlalarının çıtırtısı duyuluyordu.Arkeoloğu böyleneşeli kılan açlık mı, yoksa onu şantiyenin tekdüzeliğindenkurtaran bu beklenmedik ziyaret miydi? Arkeolog sordu:

— İlk gitar ne zaman ortaya çıkmış? Kusura bakmayın,gördüğünüz gibi ilklere karşı özel bir ilgim var.

— Mısır hiyerogliflerinden birinde bir gitara rastlandı.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

15

Page 16: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— İşe bakın! Amma yaşlıymışsınız!

Bir şekil belirdi.

Gaz lambasıyla aydınlanan gözleri görünüyordu sadece;karanlıkta asılı duran iki bilye gibiydiler. Öyle yüksekteduruyorlardı ki, bunların bir insana mı, yoksa gökyüzünden inenbir kuşa mı ait oldukları pek anlaşılmıyordu.

— Beyefendi bizimle yiyecek mi?

Yaşlı arkeolog başıyla onayladı.

- Beyefendi birkaç gün bizimle kalacak. Eğer yemekler güzelsebelki bize Lucy‘nin devamını bile çalabilir.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

16

Page 17: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Kheops (Mısır), İsa’dan Önce 2500

— Peki, bu garip aletin adı ne, diye sordu firavun. Hiç bunabenzer bir şey görmedim. Garip, uzun bir sapı olan, acayip birsandık. Ama kesin ve gizemli notaları beni büyüledi.

— Kitar, diye yanıtladı müzisyen. Benim memleketim olan PersÜlkesi’nde, ki ‘üç’ anlamına, tar da ‘tel’ anlamına gelir.

— Senin gibi ona da uzun ömürler diliyorum.

Müzisyen firavunu selamlayıp izin istedi. Kitar’ını sırtındataşıyordu. Firavun onu ufukta kayboluncaya dek gözleriyle

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

17

Page 18: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

izledi. Piramitler bloklar halinde, güneşe doğru yavaşçayükseliyorlardı. Uzunca bir kuyruk oluşturan develer dünyanınta öbür ucundan buraya gelmişlerdi; tuz blokları develerinkarınlarını dövüyordu. Üç sivri yelken Nil Nehri’nin üzerindesüzülüyordu. Bir fellah, sineklerin deli ettiği bir eşeğingölgesinde uyukluyordu. Canlılar ve nesneler havadasalınıyorlardı. Dünya yepyeniydi.

Firavun, uzunca bir süre düşleriyle baş başa kaldı, sonra sağ elinikaldırdı. Bir danışmanı hemen yanına koştu:

— Bu çeşit göçerlerden çok var mı?

— Firavunum, biraz kaygılanacaksınız ama çoğalıyorlar, dedidanışman. Bugün insanlar ne susmayı, ne de yerlerinde durmayıbecerebiliyorlar. Müziklerini sırtlayıp oradan oraya gezinipduruyorlar.

— Ama bu müzik ihtiyacı nereden geliyor? Onlara yetmeyennedir? Resimler, boya, biçimler yetiyor.. Bak…

Firavun onları çevreleyen sarayları, sütunları, nekropolügösteriyordu. Danışman omuz silkti:

— Buna bir orman perisinin neden olduğu söyleniyor.

— Orman mı? Ama bizim çevremizde kumdan başka bir şey yokki!

— Aynen öyle, zaten müziğin de bir özlemi olduğu söyleniyor.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

18

Page 19: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Cuzco (Peru), 1531

Tüm İnkalar, imparatorun akan gözyaşlarına bakıyorlardı.

Yanılmıyorlardı, gözyaşlarının nedenini anlamışlardı; bununkorkuyla hiçbir ilgisi yoktu. Güneşin oğlu olan bir imparator, hiçkimseden korkmazdı. O, başka bir nedenden, şaşkınlıktanağlıyordu. Yüz seksen iki yabancının, neden gelip dünyayıparçalamak istediklerini anlayamıyordu.

Bu lanet olasıca yüz seksen iki kişinin gelmesinden önce her şeysakin, evrenin her parçası yerli yerindeydi. Güneş tanrısıinsanları yönetiyordu ve onun ayaklarının dibinde Dünya

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

19

Page 20: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

tanrıçası oynaşmaktaydı. Dünya herkesin anasıydı. Onunla,flütler, tamburlar aracılığıyla konuşulur, o da volkanlarınhomurtusu, ormanların hışırtısı, kaynakların melodisiylekarşılık verirdi. Hatta fırtınalı günlerde çenesi düşerdi. Mısırkoçanları ça-ça-ça diye birbirine çarparken, insanlar aynı ritimledans ederlerdi.

Peki, ama ürkütücü hayvanların üzerine binmiş, ellerinde ateşlisopalar olan bu yüz seksen iki denizci, neden İnkaları öldürmeyegelmişlerdi, neden eski, güzel düzeni bozuyorlardı?

Ve imparator Atahualpa ağlıyordu.

Bir imparator, yönetimi altındaki ülke yıkıldığında ağlar.Döktüğü gözyaşları, yaralı dünyanın kanıdır.

Yüz seksen iki kişinin başı olan İspanyol Francisco Pizarro,atından indi. İmparator ona bakmıyordu. İmparator hiç kimseyebakmıyordu. Gözlerini kaldırmış, sadece babasına, Güneş’ebakıyordu.

- Ona altın önerin, dedi imparator çevirmene, taşıyabileceğikadar altın. Yabancılar sadece bunu severler. Belki de cepleri vehayvanları altın yüklü olursa, Gökyüzü’nü ve Dünya’yı rahatbırakırlar.

İmparator ağlamayı sürdürüyordu. Şaşkınlığından veanlayamadığından ağlıyordu. Francisco Pizarro duyarlı birinsandı. Bu gözyaşlarına dayanamıyordu.

Bir emir verdi. Adamlarından üçü mahmuz gürültüleri arasındaimparatora doğru ilerlediler, elleri imparatorun boynundakenetlendi ve donakalmış halkın gözleri önünde onu boğdular.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

20

Page 21: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Şimdi Atahualpa kaldırımın üzerinde yatıyordu. Sanki hiçbir şeydeğişmemişti. Irmaklar tersine akmıyordu. Yel değirmenleri gibigeniş kanatlı akbabalar, hâlâ dağların tepelerinde bitmeztükenmez daireler çiziyorlardı.

Ama İnkalar, dünyanın öldüğünü ve lanetin hükmününbaşladığını anlamışlardı.

José Fernandez, yüz seksen iki kişinin içinde solgun, cılız, heparkada kalan, itilip kakılan, çekingenliğiyle alay konusu olan,öbür askerlere hiç benzemeyen bir İspanyoldu; hassas,başkalarına saygılı, dünyaya karşı merak dolu biriydi.İmparatorun öldürülmesi onu öylesine tiksindirmişti ki,grubunu terk edip ülkede tek başına dolaşmaya başlamıştı. Birişportacı gibiydi. Tüfek yerine kocaman siyah bir kutu taşıyordu.Bir çanta ve birçok kutu, yan taraflarını dövüp duruyordu. Uzakdiyarlardaki iyileştirici bitkilere ve tıbba deli gibi meraklı olanCadiz Dükü, onu Yeni Dünya’nın botanik zenginliklerinilistelemekle görevlendirmişti. Arkadaşları insanları öldürüportalığı yağmalarken, o zamanını resim çizmek, ot toplamak veceplerini örneklerle doldurmakla geçiriyordu. Dük, ona Katolikkilisesinden gizli olarak bir görev daha vermişti; elindengeldiğince çok kadınla tanışmak ve onların tropikal Özelliklerinibelirlemek.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

21

Page 22: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

İşte siyah kutu bu noktada devreye giriyordu. José Fernandezgünde birçok kez, nerede olursa olsun, bu kutudan gitarınıçıkarıyordu. Onun memleketi olan İspanya’da sadece bu hareketbile şarkıları başlatmaya yeterdi. Kuşlar boğazlarını temizler,kadınlar korselerinin ilk iki düğmesini açar, erkekler çiğnedikleritütünü tükürür, buğdaylar salınırdı… Peru’nun bu lanetlenmişyukarı kesiminde ise kırmızı şapkalı adamlar, kat kat eteklikadınlar, yeşil sümüklü çocuklar, tek bir söz etmeden onabakıyorlardı. Dünya susuyordu.

Ne rüzgârda dostça bir mırıltı, ne yapraklarda fısıldaşannağmeler, ne de mısırların keyifli ritimleri kalmıştı. Hiçbir şeyyoktu artık. Dünyanın sessizliği, boz renkli bir kapak gibiinsanları eziyordu.

Ve yukarılarda, karlı dağların, dorukların, sessizliğin üzerinde,işgalci gemilerin yelkenlerinden daha geniş kanatlı akbabalar,sanki mahkûmiyeti hatırlatmak ister gibi daireler çiziyorlardı.

Gitar gücünü kaybetmişti. Notaları hiçbir yankıylakarşılaşmıyordu. Boşluğa çarpıyordu. Evrenin söyleyebileceğitüm sözler, şehit edilmiş Atahualpa’nın boğazında düğümlenipkalmıştı.

Bir gün ülkenin kuzeyinde akşam olurken, bir tatu karşıdan

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

22

Page 23: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

karşıya geçiyordu. Dikenlerini, hareket edebilen kemerlikabuklarla değiştirmiş gibi görünen, iri bir kirpi cinsiydi bu.Küçük adımlarla ağır ağır ilerlerken belki âşıktı, belki de sadeceakşamın serinliğini soluyabildiği için mutluydu. Fernandezparmağını ona doğru uzattı. İnkalar mesajı aldılar, dans ederekhayvana yaklaştılar ve onu yerlere kadar selamlayarak, “Biziaffedin Sayın Tatu, Dünya bize cevap vermiyor, her çareyidenememiz gerek,” dediler. Onu yerden kaldırdılar; küçücükayakları havada çırpınıyordu. Ve özürlerini eksik etmeden onubir gitara dönüştürdüler. İç organlarından arındırılan kabuğu,gitarın kasasını oluşturdu, tahta bir sap başının yerini aldı,kuruyan bağırsakları da İyi ses veren teller oldu.

Fernandez gülümsedi. Görevi tamamlanmıştı. Hayvandanbozma gitarları, davullara ve flütlere eklenince, İnkalar artıkDünya’yla iletişim kurabilmek için bütün müzik aletlerinesahiptiler. Çok geçmeden Dünya’nın yüzü yine gülerdi.

Ama bunun için yabancının oradan gitmesi gerekiyordu.

Adam okyanusa kadar yürüdü. Kuma oturdu.

Ne bekliyordu? Sevilla’ya geri dönmek için bir gemi mi? Yoksaölümü mü?

Güneşten ve susuzluktan kavrulmuştu, ama açlık duymuyordu,gözlerini gitarına dikmişti. Gitarı her an denize açılmaya hazırküçük bir gemi gibi, suyun kıyısında yatmaktaydı.

Birden müzisyenin içini büyük bir sevinç kapladı. Olaylarındevamını tahmin edebiliyordu: Gitar her yerde çocuklarpeydahlayacak, yakında tüm gezegeni kaplayacak, çok değişikbiçimlerden ve maddelerden oluşan karmakarışık, kocaman bir

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

23

Page 24: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

aile oluşturacaktı. Hiçbir ayıp, hiçbir üzüntü, hiçbir sessizlikgitarlarla başa çıkamayacaktı. Gitaristler, Dünya ile insanlararasındaki bu gürültülü anlaşmayı sağlayan şövalyelerolacaklardı.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

24

Page 25: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Clapton donmuş bir halde uyandı. Uyku tulumundan çıkmadan,başını ona verilmiş olan çadırdan dışarı uzattı. Kamp uykudaydı.

Koyu renkli, uzun abalarına sarınmış iki hamal, ellerinisönmekte olan kamp ateşinin üzerine uzatmışlardı. Müzisyen veiki göçer ciddiyetle selamlaştılar. Görülmeyen hayvanlar yavaşyavaş geviş getiriyorlardı. Solukları ve çenelerinin düzenlitıkırtıları duyuluyordu. Ay, baş döndürücü bir şeffaflık,uzaklıkların ortadan kalktığı düşsel bir aydınlık yayıyorduortalığa.

“Zamanın içinde ve gezegenin bir ucundan öbür ucuna bu kadarkolayca yolculuk etmeme hiç şaşırmadım,” dedi kendi kendineClapton. “Afrika gecesi, demirsiz bir gemi gibi sanki…”

Ve yeniden yattı. Karnından gelen gurultular bir konseredönüşmüştü. Keçi eti, cheeseburger gibi değildi; sindirmek içinçetin bir savaş vermek gerekiyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

25

Page 26: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

26

Page 27: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Barselona, 1580

Bu kutsal haziran gününde çanlar çalıyor, insanlar diz çökmüşTanrı’ya şükrediyor, çocuklar hoplayıp zıplıyor, ağustosböceklerişarkılarını söylüyor, güneş yeniden yakıyor, deniz hiçparıldamadığı gibi parıldıyordu: Veba bitmişti.

Altı aydır, salgın hastalık önüne geleni kırıp geçirmişti; yenidoğanları, yaşlıları, etli butlu güzel kadınları, kara kurucılızları… Barselona’nın her sakini, sabah uyandığında korkuylakendine aynı soruyu soruyordu: Acaba bugün sıra bende mi? Vegece boyunca -ne yazık ki artık çok iyi bilinen- hastalık belirtileribedenini sarmış mı diye, kendini kontrol ediyordu. Bakalım

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

27

Page 28: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

ateşten titriyor muyum? Burada kol altlarımda ya dabacaklarımın üst taraflarında güvercin yumurtaları gibişişkinlikler var mı? Aman Tanrım, öksürdüm, şamdanıyaklaştıralım, bakalım tükürüğümde kan var mı?

İnsanları öldürmekle yetinmeyen salgın hastalık, bu sefer de birKatalan özelliğine saldırmıştı; yaşama sevincine. Her gecemasalarında, altının ve sadık kadınların daha bol bulunduğu birdünyanın yaratıldığı tavernalar boşalmıştı; ekşi nefesi sizehastalık bulaştırabilen biriyle nasıl karşılıklı oturup içebilirdiinsan? Salgın; limanların değişik, baştan çıkarıcı, Provencefesleğeninden doğunun baharatlarına, hayvanların miskkokularından gelecek okuyan Çingenelerin parfümlerine kadartüm kokularını kovalamıştı; ölüm kokusundan korunmak içininsanlar burunlarına mendil tutarak geziniyorlardı.

Salgın, gezintileri de yasaklamıştı. Artık hiç kimse, eskideninsanların birbirleriyle karşılaştıkları, takıştıkları, gizlicerandevular verdikleri, gölgeler altındaki Ramblas Bulvarı‘nıarşınlamıyordu; insanlar çılgınca korkulara kapılmışlardı,bunlardan birisi de, bakışlardan kan çıbanı bulaşabileceğikorkusuydu.

Salgın, güneş batışı gibi günlük bir doğa harikasını bileöldürmüştü. Koca koca odun yığınlarına o kadar çok cesetatılıyordu ki, kara bir duman perdesi sürekli olarak ufkukaplıyordu.

Peki bu kâbus sırasında doktorlar ne âlemdeydi?

Şafaktan önce kalkan Doktor Amat, şehirde koşturuyordu;anlaşılmaz kitaplara dalarak, lanetten kurtulacaklarını sananYahudilerin yaşadığı tepeden, sülfürlü yeni bir losyonun

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

28

Page 29: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

denendiği piskoposlar evine, binlerce yatalak hastanınyerleştirildiği Portakal Bahçesi’nden, laneti durdurması içinrahibelerin durmadan Tanrı‘ya yakardıkları Sainte-EulalieKatedraline.

…Bütün bu korkunç zamanlar sona ermişti artık. Artık keyifzamanıydı! Sıcaklardan kalın duvarlar; kuvvetli ışıktan dakapattığı tahta panjurlar sayesinde korunduğu serin odasında,karnı tok, sırtı pek, on aylık bir yorgunluktan sonra gerçektendinlenerek geçirdiği ilk geceden sonra, genç bir kızla bir gitarınarasında uzanmış yatmaktaydı ve kendine hangi sırayı izlemesigerektiğini, önce hangi hazzı tatması gerektiğini soruyordu; buyorucu haftalar onu aşktan olduğu kadar müzikten de yoksunbırakmıştı.

— Peki onda ne buluyorsunuz, diye sordu okşanmayısabırsızlıkla bekleyen genç kız.

— Bacakların üst tarafları incecik, külot bölgesi yumuşacık,sarışınca, kollarına aldığında yusyuvarlak ve hoş kokulu…

— Hepsi bu mu?

— Tabii ki hayır. Aynı zamanda çok kibar, hem de alçakgönüllü,hiçbir zaman başrolde olmaya meraklı değil, gölgede kalıp eşliketmeyi yeğler. O, dünyayı kasıp kavuran kibir hastalığını

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

29

Page 30: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

tanımaz.

— Anlıyorum, dedi genç kız. Bir tür ideal yani!

— …Ve tüm bunlara karşın kendisiyle gurur duyar, kendisinekarşı saygılı olunması gerektiğini herkese göstermesini bilir. Bazıgünler ondan hiçbir şey elde edemezsiniz; bilirsiniz ya, insanüzerinde ellerini kanatıncaya kadar çalışır ama nafile, kızgın birkedi sürüsü gibi tıslar, gıcırdar. Bu da onun tepki göstermeşeklidir: Durunuz sevgili dostum, bana nasıl davranacağınızıbilmiyorsunuz, davranışlarınızı değiştirin.

— Ama, bu sizde bir tutkuya dönüşmüş!

— Ve evcildir, evine âşıktır, yatakta uyuklamaya bayılır, cilalı birbezle tahtasını okşarsanız, kedi gibi mırıldanır. Ama havadayolculuk kokusu sezdi mi, heyecandan titrer, yolculuğunzorluklarına, tozuna dumanına katlanmaya daha o andahazırdır.

— Benim ne işim var burada bilemiyorum!

Genç kız eteklerini toplayıp kaçtı. Elleri titriyordu, boynundakikırmızı lekeler, sarışınlarda derin bir üzüntünün gözyaşlarındanbile daha büyük göstergesiydi.

Doktor Amat içini çekti. Tabii ki gerektiği gibi incedavranmamıştı. Bir konuktan kendi rakibini kabul etmesibeklenemezdi. Ama bu Katalanların da ne biçim huyları vardı!Yaşam (ve hatta yataklar) üçlü bir mutluluk için yeterincebüyüktü!

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

30

Page 31: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Aradan bir ay geçti. Bir haftalık çılgınca bir sevinç dalgasındansonra, yaşam ve ölüm tekrar eski haline dönmeye başlamıştı.Artık insanlar yine yaşlılıktan, aşırı şaraptan ve cinayettenölüyorlardı.

Veba tamamen tükenmişti. Artık uzaklardan, Akdeniz’in güneysahillerinden, Cezayir ve Tunus civarlarından haberlerigeliyordu; oralar zaten gidilip serüvene atılınacak yerler değildi,insanın oralarda günlerinin sonuna kadar köle olarak kalmasıbile mümkündü.

Mademki artık hastalık başka yerlere göç etmiş, mademkigökyüzü pırıl pırıl ve güneş parlaktı, neden insanlar hâlâsalgındaki davranışlarından; mahkûm yürüyüşü (ağzı kapatansol el ve küçük adımlar), hastalara özgü azla yetinme ve yalınlık(içkili yerleri ziyaret etmemek, çarşıda çekinerek alışverişyapma) kurtulamıyorlardı? Neden yoldan geçenler, gözleriniyere indiriyorlardı? Fısıltıların, kısık sesle yapılan ayinlerin,kadınlardaki bu aşırı utangaçlığın, çocukların sıkıntısınınnedenleri neydi?

Doktor yavaş yavaş bütün bu soruların yanıtını anlamayabaşladı. Bu, uğursuz bir yanıttı.

Ya veba tek başına gitmediyse? Ya yanında gizli, değer biçilemez;

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

31

Page 32: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

en ince eleyip sık dokuyan yetkilinin bile defterlerine not etmeyiaklının ucundan bile geçirmediği bir şeyi, bir çeşit rengi, birkokuyu, havadaki bir titreşimi, bir ışığı, dağınık bir şarkıyı dagötürdüyse; ya Barselona’nın ruhunu, mutluluğu yaratandehasını da götürdüyse?..

Bunun üzerine Doktor Amat, hastalarını yollayıpmuayenehanesine kapandı. Ve Anna Maria, onun asistanı -hemşiresi - koruyucu meleği - aşçısı - kâhyası - dedikodutaşıyıcısı, çevresine tuhaf sözler yayıyordu:

— Patronum terfi etti. Patronum artık insanları değil, kentleriiyileştiriyor.

Doktor iki ay boyunca muayenehanesinden çıkmadı. Anna Mariaher gün ona portakal ve mürekkepbalıklı kara pirinçle,kitaplıktan ısmarladığı kitapları getiriyordu. Emektar hizmetçi,gözünü anahtar deliğine dayayıp mırıldanıyordu:

— Tanrı aşkına, neler oluyor benim patronuma? O kadar sevdiğigitarıyla bozuştu mu? Artık çalmasını mı beceremiyor? Nedendurmadan bu acemice alıştırmaları yapıp duruyor? Çocukluğunamı döndü acaba? Veba aklını başından aldı!

Sonunda sıkılıp gidiyordu, tahta ayakkabıları yerdeki taşlarıdöverken, Kutsal Meryem’e patronunu bu durumdan kurtarması

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

32

Page 33: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

için dua ediyordu.

Yüz elli gün, yüz elli gecelik hummalı bir çalışmadan sonra,Doktor Joan Amat, sol elinde gitarı, sağ elinde bir tomar kâğıtlamuayenehanesinden çıktı, yorgunluktan gözleri yanıyordu,neredeyse Anna Maria’yı devirecekti: Anna her zamanki gibitahta perdenin ardından onu dinlemekteydi.

— Şükürler olsun Tanrım, dedi önünde diz çökerek, sonundayaşayanların arasına döndünüz!

Ertesi günden itibaren Joan Amat, muayenehanesini açtı. Amaartık tıp alanını değiştirmişti. Her hastasına, sağlıklı ve sevgidolu bir yaşam dileğinin yanı sıra, kendi yapıtını da sunuyordu;ilk gitar öğrenme metodunu.

Aylar sonra salgının artıkları, korkunç görüntüler, kötü kokular,sanki müziğin içinde erimişçesine kaybolmuştu. Kent eski

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

33

Page 34: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

neşesine kavuşmuştu. Her yerde Katalan melodileri, akorları,şarkıları duyulur olmuştu. Her köşe başında biri gitar çalıyordu;bir taşın üstüne ya da bir pencere arkasına oturmuş, gitarçalıyorlardı; yürürken bile burun karıştırmayı bırakmadan(Akdeniz geleneği), gitarın tellerine dokunmaya çalışıyorduinsanlar.

Bir grup çocuk, doktorun arkasından gidiyordu, çünkü doktor birşeyler anlatıyordu:

— İşte sağlıklı bir kent… Gitar Barselona’yı kurtardı… Gitarbizim en yakın dostumuzdur… Dünya üzerinde üç önemli çiftvardır: Bir adam ve bir kadın; bir adam ve atı; bir adam vegitarı…

Doktor, yaşı iyice kemale erip hastalık da yakasına yapışınca,yatağa düştü; doktorlar ve rahipler başına üşüştüler. Nepahasına olursa olsun, böylesi ünlü bir kişinin sonukaçırılmamalıydı. Özellikle de sakinliği insanları kendisinehayran bırakıyordu.

Doktor, ölümünün yakın olduğuna inanmak istemiyordu. Artıkçalacak gücü kalmamıştı ama keten örtülerin üzerinde, yanıbaşında yatan Toledo gitarını okşamaktan geri durmuyordu.

— Ben ölmüyorum, diye tekrarlıyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

34

Page 35: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Doktorlar anlayışlı ve üstün bir tavırla başlarını sallıyorlardı.

— Ölmüyorum.

— Yine de fazla iyimser olmayın sevgili meslektaşım.

— Ben ölmüyorum.

— Madem ki öyle diyorsunuz…

— Ölmüyorum.

— Nasıl isterseniz, ama bu bilimi hor görmek için bir neden değil!Ne de Tanrı’ya hakaret etmek için!

Rahipler de odaya , doktorların yanına gelmiş ve hastanın ölümekarşı bu inadı karşısında sinirlenmeye başlamışlardı. Elindengitarını almaya çalıştılar. Ama istekleri boşa çıktı: Ona sıkı sıkıyasarılmıştı, işin içinde büyü var diye, şimdiye kadar yüzlercesapkını yakmadan önce işkenceyle doğru yola getirmiş olanengizisyoncuyu çağırdılar. Doktor Amat, onun karşısında daaynı teraneyi sürdürdü:

— Ben ölmüyorum. Hiç bir zaman da ölmeyeceğim.

— Yoksa sevgili oğlum, aklınızda ölümsüz olduğunuza dairgünahkâr fikirler mi var?

— Gitar kusursuz biçimdir… Gitar ruhun resmidir… Gitar vegitaristler zamanın içinde gezinirler.

Bu hakaret karşısında engizisyoncu ve odadakiler korkuyla haççıkardılar.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

35

Page 36: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Doktor Amat’nın sesi yine kısılmıştı. Sesini duyabilmek için iyiceeğilmek gerekiyordu. Şimdi birtakım adlar sıralıyordu:

— Aslan Yürekli Richard, Narbonne’lu Guiraut Riquier, Juan dePalenria…

— İngiltere kralını tanıyorum, dedi engizisyoncu, ama öbürlerikim?

— Gitaristler Monsenyör, dedi müzik tarihi konusunda oldukçabilgili olan başrahip, zamanlarının ünlü gitaristleri, hepsiTanrı’nın sevgili kulları sonuçta…

Doktor Amat devam ediyordu:

— Alonso de Toledo, Rodrigo de la Guitarra…

— Peki bunlar kimler?

— Öbürleri gibi Monsenyör, ünlü çalgıcılar.

Doktor Amat’nın sesi neredeyse bir soluk gibiydi artık.

— …Francesco Corbetta, Fernando Sor, Andrés Segovia, CangoReinhardt, Jimi Hendrix…

— Tanımıyorum, diye mırıldandı başrahip (kulağını doktorunağzına o kadar yaklaştırmıştı ki, görenler onu öptüğünüsanabilirlerdi), bu söylediklerinden hiçbirini tanımıyorum…

— Şeytanın yandaşları, diye bağırdı engizisyoncu. Bu adamlarhemen aranmaya başlansın, onu da hemen sorguya götürün!

Ama artık çok geçti.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

36

Page 37: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Sağ eli son bir kasılmayla, korku sessizliğine bürünmüş odada,yedilik bir akor çalarken, ilk gitar metodunun yazarı,Barselona’nın kurtarıcısı Joan Carlos Amat son nefesini verdi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

37

Page 38: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Versailles (Fransa), 1680

— Ustam, hoş geldiniz…

Araba şatonun avlusunda durmuştu. Günler süren yolculuktansonra (sarsıntı, toz, toprak, sıkıntı), yaşam birdenbire bir perimasalına ve görkemli törenlere dönüşmüştü. Askerler silahlarınıçatıyor ve üç kişilik bir tören grubu, ellerinde şapkaları,başlarında beyaz peruklarla bekliyorlardı.

— Sayın Corbetta, İtalya’nın en ünlü müzisyenini ağırlamakbizim için bir şereftir…

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

38

Page 39: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Ustam, çok yorgun olduğunuzu biliyoruz ama, MajesteleriKral sizi bekliyorlar…

Usta, mademki ustaydı, önce bir gerindi, boğazını temizledi,birkaç kez soluklandı, gitarını alıp Fransız toprağına ayak bastıve ağzından bal damlayan, kırmızı suratlı, dev gibi bir adam olanüçlü grubun şefini izledi. Corbetta Usta şu taraftan, Ustam butaraftan… Sizin armoni bilginiz… Eşlik dehanız… Sizin elinizdeçalgı… Avrupa müzik çevrelerinin dilinde yalnız siz varsınız…Majesteleri sizi ağırlamak İçin sabırsızlanıyor…

Küçük grup önlerindeki odacıyı izleyerek dolambaçlı yerlerdeilerliyordu: sonu gelmez koridorlar, katedraller kadar genişsalonlar, tekrar koridorlar ve her yerde bir kalabalık… Bayramlıkgiysiler içinde bir karmaşa, ayakta durmuş laflayan, oturmuşkâğıt, tavla oynayan, zar atan markiler, düşesler.

Hiç bir sokak, pazar kurulduğu zaman bile böylesi bir karmaşayasahne olmamıştı.

— Yer açın lütfen, diye fısıldıyordu kırmızı suratlı dev adam.

İnsanlar, gitarını farkedene kadar yabancıyı küçümser bakışlarlasüzüyorlar; ama çalgıyı görür görmez onu selamlayıp yolaçıyorlardı.

— Acaba bu…

— Corbetta Usta mı? Virtüöz, kralın davetlisi?

Soylu kadınlar göz süzmeye başlamışlardı bile, adamlar alımlıgülücükler dağıtıyordu. Kralın yeni gözdesine kendilerini nasılsevdireceklerdi?

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

39

Page 40: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Tanrım boğuluyorum, demekten kendini alamadı İtalyan.

Dev adam ona dönüp:

— Kaygılanmayın yol yorgunluğudur, dedi. Zaten yaklaştık.Hem hiçbir ilaç kralın varlığı gibi iyileştiremez. Göreceksiniz, okadar güzeldir ki…

— Burası.

Dev adam çenesiyle kırmızı, geniş bi kapıyı işaret ediyordu.Birdenbire, okula ilk kez giden bir çocuğun okulun eşiğindeduyduğu korkuya benzer bir korkuya kapılmıştı. İki yardımcısıperuklarını parlatıyor, dudaklarını ısırıyor ve acil bir ihtiyaçiçindeki insanlar gibi bir o, bir bu ayaklarının üzerinde dansediyorlardı. Dev adam üçüncü kez tekrarladı; kapıya ilk ikivuruşu duyulmamıştı bile.

— Yine ne var, diye haykırdı içeriden birisi. Burada bile rahatedemeyecek miyiz?

— En derin saygılarımı sunarım efendim, Corbetta Usta geldiler.

- Sonunda; Tanrı’ya şükürler olsun! Girsin hemen!

Neden gelmiyor?

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

40

Page 41: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Dev adam İtalyan’ın kolundan tutup fısıldadı: “İyi şanslar!”,sonra da: “Şaşırmanız olanaksız, girer girmez onu tanırsınız,Majesteleri güneş gibi parıldar.” Kırmızı kapıyı araladı veyolcuyu bir çırpıda Kutsalların Kutsalı’nın yanına gönderiverdi.

Tuhaf bir topluluktu.

On kişi çember olmuş, geniş, düz, yüksek arkalıklı koltuklardaoturmaktaydı. Üzerlerindeki giysiler çok özenliydi: Danteller,kurdeleler, el işlemeleri. Sadece külotlu çoraplar bu asalete gölgedüşürüyordu; iskarpinlerin üzerinde kıvrılmış duran çoraplarbeyaz ve kıllı baldırları açıkta bırakıyordu.

- Hoş geldiniz, dedi oturanlardan biri. Bizi beklettiniz.

Açık konuşalım, Fransa Kralı XIV. Lui, büyük kemerli burnu veöbürlerine göre ufak tefek oluşuyla şanını, hakkını veriyorsa da,İtalyan usta, kendisine bu şekilde hitap eden kişide hiçbirmajestelik belirtisi göremedi. Daha sonra bitmek bilmezyolculuklar ve yolların kötü durumu hakkında, şükrandilekleriyle, onurla, özürle dolu, uzunca ve duyulmayan birkonuşma yaptı.

— Kısa keselim olmaz mı, dedi Lui, işimize bakalım.

Oturağın yanında kralın zevkinin gelmesini bekleyen, uysal bir

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

41

Page 42: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

köpek gibi duran gitarı aldı. Usta yorgunluğuna karşın dersebaşladı.

— Önce duruş. Omurilik dik, omuzlar gevşek. Sağ bacağınızıaçın. Çalgıyı sol dizinize oturtun ve sapını saat iki yönüne doğruçevirin.

Hükümdar denileni yaptı, “çok güzel,” dedi Usta, dalkavuklaralkışladılar.

— Şimdi efendim, zorlu oyun. Parmağınız teli, bir okçunun okufırlatmak için yayı çektiği gibi çekecek.

XIV. Lui söylenileni yüzünün akıyla yerine getirdi. Ustahoşnutluğunu belli etti, dalkavuklar aşka gelerek yeniden sessizalkışlarına başladılar.

— Güzel, şimdi inatçı saldırıya geçelim…

İki saat kadar bu oyunları sürdüren İtalyan, sonunda ilk seansabir son vermeye karar verdi. Uykudan gözleri kapanıyordu.Beyninde yatak, çarşaf, yastık, yorgan görüntüleri dönüpduruyordu. Ama soylu (ve dolma) parmaklarının tellere işkenceetmesinden şeytani bir zevk alan hükümdarın keyfi nasıl yarıdakesilebilirdi?

Mantoue Dükü’nün yanında geçirdiği günler Usta’ya bazı sarayusullerini öğretmişti. Gitarını yere koyup alkışlamaya başladı, azsonra tüm çevresindekiler onu taklit etmekteydiler.

— Nedir bu gürültü, diye sordu XIV. Lui, yapmacık biralçakgönüllülükle.

— Efendim, yirmi yıllık eğitmenlik yaşamımda böylesi bir

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

42

Page 43: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

yetenekle karşılaşmadım.

— Hayranlık verici, dedi bir dalkavuk ve başını öyle bir salladı ki,peruğundaki pudra döküldü.

— Göz kamaştırıcı, diye ekledi yanındaki.

— Şaşırtıcı, hayret verici, umut kırıcı…

Hepsi, övgü dolu sözleri sıralıyorlardı.

— Gerçekten mi, diye kırıtıyordu kral. Gerçekten size inanmalımıyım?

İtalyan durumdan faydalandı:

— Efendim, böyle bir istek ve yetenekle altı ayda boynuz kulağıgeçer.

— Belki de daha kısa bir sürede, diye mırıldandı bir dalkavuk.

— Beş ay.

— Dört buçuk!..

İtalyan Usta bu açık artırmaya bir son vermek için elini kaldırdıve gruba bir dizi atasözü aşketti:

— Her güne kendi acısı yeter; mükemmel iyinin düşmanıdır; çoköpen kötü sarılır…

— Anladım, dedi XIV. Lui

Ve susma lütfunda bulundu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

43

Page 44: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

İtalyan rahat bir soluk aldı; kral bile olsalar, amatörlerintellerden çıkardıkları gıcırtılar, hırıltılar, en alışkın kulakları biletırmalar niteliktedir. Ve o anda ortalığa çöken kısa süreli sessizlikona melodilerin en dinlendiricisi gibi geldi.

Peki ama, arkasında onu anında taklit eden on dalkavuklabirlikte, kral neden kalkmıştı?

O ana kadar içerisinin mis gibi koktuğu söylenemezdi, hattabazen dalga dalga gelen iç kaldırıcı kokular insanın burnunadoluyor, neyseki bu bölgedeki kıllar sayesinde birazsüzülüyordu. Ama Francesco Corbetta, gerek işine saygısıgerekse öğrencisinin ulu kişiliği karşısında bu kötü kokularıdikkate almamıştı. Fransız sarayları böyleymiş demek ki, diyedüşünmüştü, görünüşü harika ama kokusu berbat. Alışmamgerek. İnsan bütün istediklerini elde edemez ya…

Bu stoacı erdem ve aldırmazlık, burnunun son kez uğradığısaldırıya dayanamadı. İğrenç bir koku bütün odayı sardı. Meraklıbir kişiliğe sahip olan Francesco, bu korkunç kokunun nedeniniarıyordu. Araştırması fazla uzun sürmedi.

Dikkat; hiç kimse İtalya’da, kullanımı çok rahat olan deliklisandalyelerin bilinmediğini iddia edemez. Üstelik yarımada, pekiştah kabartıcı olmayan pis kokuları da yakından tanır. (Sıcak birağustos gününde Napoli’yi bir ziyaret edin!) Her ne kadaroperalarımızda mide ve aşkla ilgili her türden etkinlikgösteriliyorsa da, bildiğim kadarıyla şu ana kadar müzik vedışkının birbirine karıştırıldığı olmadı.

Francesco Corbetta bu ilk Versailles gününde her şeyi yaşadığınıdüşünüyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

44

Page 45: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Ama yanılıyordu!

Düşünün ki, tüm bu soylular oturdukları yerden kalkar kalkmazceplerinden kenarları dantelli, patiskadan geniş mendillerçıkardılar.

Tanrım, dedi İtalyan, sümkürecekler! Müziğim onları nezle etti.Ya da uzun süre bu delikli sandalyelerde oturduklarından içleriniüşüttüler.

Ama yine yanılıyordu.

Hep birlikte, öne doğru eğildiler ve -söylemeye utanıyorum,çünkü Fransız saray erkânı bütün Avrupa’da zarafetiyle övünür-yüzlerinden, krala olan sevgilerini ve gülümsemeyi eksiketmeden kıçlarını sildiler. Kralın kendisi de izlenimlerini veemirlerini açıklarken bir yandan da öbürlerinin yaptığı işinaynını yapmakla uğraşıyordu.

— Corbetta Usta, hizmetinizden çok memnun kaldık. Sanırım biryıllık bir eğitim, sizin seviyenize ulaşmamız için yeterli olur.Yarın yine aynı saat ve aynı yer diyelim.

Ve XIV. Lui, kirli mendillerini burnu mandallı bir hizmetçinintuttuğu mavi porselen bir kaba atan, arkasında tek sıra olmuşdalkavuklarıyla birlikte odayı terk etti.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

45

Page 46: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Milano, 1820

Parma, İtalya’nın kuzeyi, dünyanın en güzel göllerinin olduğumemleket. Hava şimdiden güney ve güneş kokuyor. Kestaneağaçları bütün köyü kaplamış, ama evlerin bahçelerini portakalağaçları istila etmiş. Burada bahçeler hareket eder; kış gelmedendev kırmızı toprak kapları içeri sokmak gerek.

Parma.

Ekim pusuyla birlikte, çekingen bir gün doğuyordu. Santa CeciliaMaggiore Kilisesi’nin köşesinde, uzun, ince, beli bükük, eciçbücüş bir gölge, ıssız meydanı kestirmeden geçip Campo

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

46

Page 47: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Farnese’ye doğru ilerledi.

Yarı uzun, ıslak saçlı, üzerinde yakası kalkık bir manto olan,elinde uzun ve koyu renkli bir kutu taşıyan şapkasız bir adam,duvarlar boyunca ilerleyip sisin içinde kayboldu.

Köyde önce bir, sonra iki çan çaldı. Saat altı mıydı?

Az sonra, iki adım ötedeki Guilia Sokağındaki bir evden de, birbaşka hayalet çıkıp dikkatle kapıyı çekti. Kapının menteşeleribiraz gıcırdadı. Adam arkasına dönüp sağa sola bir göz attıktansonra, iki elinde birer siyah kutuyla aylak, mutlu âşıkyürüyüşüyle, ıslak kaldırımlarda salınarak yoğun havanın içindesilinip gitti.

Solgun bir düello sabahı mıydı?

Yazdan beri sürünen pis bir dava mı?

— Beklenen kimdi?

— Paganini, ünlü Niccolo Paganini.

Arabacı kasılıp duruyordu. Aslında kızabilirdi. Parma-Milanoposta arabası şu anda yarım saat gecikmiş durumdaydı. Amaarabacının gözlerinin içi parlıyordu. Bu öyküyü aylarca

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

47

Page 48: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

anlatabilirdi. Ben arabamda Paganini’yi taşıdım.

— Yavaş, yavaş, brrss!..

Elinden geldiğince atlarını sakinleştirmeye çalışıyordu.

Posta arabasındaki Luigi Legnani küplere binmiş,homurdanıyordu:

— Paganini… Emindim! Bir kemancı. Hem de en berbatcinsinden. Büyük Orospu.

Kızıyor, köpürüyor, bir kez daha kendisine sinirleniyordu.Kendisine ahmak diyordu. Eğer bir şansı daha olsaydı, o da şulanet olası gitar yerine kemanı seçmez miydi! Nasıl olsa yinegünde altı saat gam ve arpej çalışacaktı… Zaman, hıçkırıkları,cilveleriyle keman zamanıydı. Ve kadınlar sadece kemancılarailgi gösteriyorlardı. Geçen akşam Chiara ona söylemişti zaten:“Zavallı arkadaşım, neden hiç sesi çıkmayan bir çalgı çalıyorsunki sen?” Şimdiki kadınlar kalbin gürültüsünü, patırtılı duygularıseviyorlar. İşte bu yüzden bir keman görünce kendilerindengeçiyorlar. Artık kulak kesilip dinlemeyecek kadar tembeloldular.

Kesin olan bir şey vardı: Eğer kemanı seçmiş olsaydı, şu andaburada ekşi peynir kokan bir köylüyle, notere benzeyen,kırkındaki göbekli memurun arasında sıkışıp beklerken içi içinikemiren zavallı bir gitarist olmak yerine, herhangi güzel birnedenden dolayı geç kalan o olacaktı.

Arabacı kaygılanmaya başlamıştı. Gün doğuyordu. Yolcularisyan etmeye başlamışlardı. Posta arabasının kalkmasıgerekiyordu!

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

48

Page 49: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Paganini’yi boş verecekti. Akşamki konser iptal edilirdi. Ertesigün Milanolular dalgın, dayanılmaz, alımlı, geç kalan muhteşemvirtüözü dinleyebilmek için daha da fazla birbirlerine girerlerdi.

İşte o anda iki kara kutu ağa doğru uçtu. Ve bir kütle, kravatı biryanda, saçları diken diken, böyle bir sabah için fazla gürültülübir biçimde gülerek, arabanın içine yuvarlandı.

— Basamağı kaçırdım! Ayağım kaydı. Herkesten özür dilerim.

— Önemli değil, Ustam!

— Bir şeyiniz yok ya?

Bağışlanıyor, saygı görüyordu. Terbiyesiz adam bütün bu saygıgösterilerini gayet doğal buluyor, tozlarını çırpıpsoluklanıyordu.

— Ama, bu bizim Luigi değil mi! Bayanlar baylar size bir gitardehasını takdim ediyorum. Ne kadar uzun zaman oldu! Her şeyyolunda mı? Tanrım, ne mutluluk! Haydi arabacı, kırbaçla atları!Gecikme skandalım daha fazla büyümesin!

— Il Canone! Il Canone! 1

Baharın gelmesiyle Parma’da o kadar keyif duyulan o ufak tefek

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

49

Page 50: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

haşarılıklar bir kenara bırakılıvermişti: Eczacının tombul elinisıkmak, yargıcın kızına hafifçe değebilmek, başpiskoposunyüzüğünü öpebilmek.

— Il Canone! Il Canone!

1 Metinde İtalyanca.(Çev.)

Çığlıklar ilk duyulduğunda, eli ayağı tutan bütün adamlar görevyerlerine koşuştular. Hangi görev yeri? Parma’da askeri ruhhiçbir zaman var olamamıştı.

— Il Canone! Il Canone!

Uğultu gişelerden geliyordu. Tiyatronun kapılarından. İnsanlaraçılıştan dört saat önce tempo tutmaya başlamışlardı bile.

Erkekler dövüşüyor, kadınlar çığlık çığlığa bağrışıyorlardı. Sonrabirden solgun ve kaskatı bir biçimde ölü gibi düşüyor lardı.Sahneye yakın olabilmek uğruna kapıları kırıyorlar, koltuklarınaltlarında sürünüyorlardı. Parma utanmalıydı!

Her taraftan, her tepeden, uzun kuyruklar halinde üstü açıkarabalar, yolcu arabaları ve zarif mi zarif faytonlar geliyordu.Her türden fanatik, Paris’li acımasız eleştirmenler, boyalı tiyatrooyuncuları gösteriyi seyretmek için akın ediyorlardı. Dünyanınöbür ucundan, hatta Boston’dan bile gelen vardı.

Il Canone: Evrensel bir şöhret.

Soğuk su dolu kazanlar, erkeksi gülüşlü, kolları kıvrık adamlarınellerinde, elden ele geçerek sürekli kalabalığın üzerine bocaediliyordu. Ama pek bir faydasının olduğu söylenemezdi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

50

Page 51: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Il Canone!

‘Savaş Topu,’ bu onun kemanına verilen addı. Paganini’ninkemanı. Kısa saplı bir Guiseppe Guarneri del Gesu’ydu(Cremona,1742). Sesinin gücü ve kasası yüzünden birStradivarius’a tercih edilmişti.

Niccolo’nun arabası üç yıldır izleniyor, en gizli kapılardabekleniyordu. Paganini’ye dokunabilmek, saçının bir telini ya dakravatının bir parçasını koparabilmek…

Gazeteciler, “kemanın hocası” diyorlardı durmadan. O da bıyıkaltından gülümseyerek; “Ama benim hocam gitardır,” diyordu.

Onlarsa bunu her zaman şirin görünmek için söylenmiş bir sözolarak kabul ederlerdi.

Zavallı gitar! Sesi duyulmayan çalgı.

En azından iki saatten beridir, çukurlu yollarda sarsılarak,bitmek bilmeyen bir göl kıyısında yol alıyorlardı. Bir şişe eldenele geçmekteydi -ne idüğü belirsiz bir Mader şarabı-. Âdetböyleydi; her gölde bir şarap, yolculuğun sıkıntısını birazdindirmek için uydurulmuş bir Piémontais buluşu.

Ve Luigi, çocukluk arkadaşı Paganini’ye bakıyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

51

Page 52: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Paganini durmadan ona gülümsüyordu. Paganini sevimligörünmeye çalışıyordu. Tabii ki kemancılara özgü, kaba,gürültülü, pohpohlanmış yıldız havasıyla yapıyordu bunu. Amaçaba gösterdiği ortadaydı. Ve dokunaklıydı. Paganini yenidenbaşlamak istiyordu, bu kesindi. Ama neye yeniden başlamak?Arkadaşlık yün ipliği gibi değildir. Üzerine atılan düğümlertutmaz.

Bir dostluğu ayakta tutan şey nedir? İlk başta ölüme kadarsüreceği sanılır. Ama yaşam, küçük kıskançlıklar, gizlenmişyaralar yavaş yavaş bizi birbirimizden ayırır. Denizdeki iki gemigibi insanlar birbirinden uzaklaşırlar. Önce azar azar, istemeyeistemeye. Sonra her ikisi de yolunu alır ve ufkun birer ucundagözden kaybolurlar.

Luigi kemancının kocaman ellerine, aile doktorunu zamanındaoldukça kaygılandırmış olan, fazla uzun parmak kemiklerinebakıyordu: “Fazla uzun, fazla cılız bir çocuk, kolları, bacaklarıanormal uzun; bunlar bir bozukluğun ön belirtileri, büyükolasılıkla saranın…”

Ve şimdi, her saniye arabayı parçalamakla tehdit eden korkunçsarsıntılara karşın, bu parmaklar bir müzik defterinin üzerindekoşturup duruyorlardı. Paganini büzülmüş, kıvrılmış, sarsılasarsıla beste yapıyordu. Luigi’ye gülümsemeyi kesmeden öfkeylebesteliyordu. Kemancılardan, onların kendini beğenmiş palyaçotavırlarından nefret edilebilirdi, ama Paganini’de tuhaf bircanlılık vardı!

Yolcular Mader şarabına ve yolun uzunluğuna karşınsusuyorlardı. Hayran hayran ustanın yaptıklarına bakıyor;birbirlerini dirsekleriyle dürtüyorlardı. Yıllar sonra bu büyülüânı hatırlayacaklardı: Evet, biz O’nunla yolculuk yaptık. Evet,

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

52

Page 53: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

O’nu yaratırken gördük. Bu başyapıtın doğuşuna tanık olduk.

Milano’ya girerken, Paganini bir of çekti.

— Beni bayağı zorladı. Ama işte. La majörden dumanı tüten birsonat. Keman ve gitar…

Ve buruşuk defterini Luigi’ye uzattı.

— İnsanı müzikle yeniden barıştıracak bir şey bu. Gitarla kemanaynı ağırlıkta…

Nasıl haber aldıkları bilinmeyen küçük bir grup hanın önündebekleşiyordu. Hemen arabayı çevrelediler.

— Il Canone! Il Canone!

— İşte yeniden başlıyor, dedi usta. Parmaklarını ısıt da yanımagel. Akşam yemeğinden önce işin kabasını atarız. Sonra şanşöhret bizim! Unutma: Keman ve gitar. İkili bir zafer.

Luigi koridorun sonunda, en dipteki odayı seçmişti. Sakin, kutugibi kapalı bir oda. Gitar için bir oda. Tek lüksü, şöminede keyifleyanmakta olan 3 odun. Mumları söndürmüştü. Alevlerin ışığı“usta”nın sonatını, lıkır lıkır içilen kötü Mader eşliğinde, yolcuarabasında bestelenen büyük “başyapıtı” okumasına yetiyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

53

Page 54: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Çalınamaz.

Mırıldanıyordu.

— Çalınamaz. Burada, bu ölçü olanaksız. Oysa çalgıyı tanıyor. Buçılgın aralıkların içinden nasıl çıkılır? Nasıl bir oyun oynuyor bu?

Gitarı alıp parmaklarını üzerine koydu.

— Yazdıklarının tümü gibi, çalınamaz. Cambazlık… Onuilgilendiren sadece cambazlık, müzik değil.

Ellerine baktı; kısa, sağlam, yiğit eller. Açıkyüreklilik içinyaratılmış eller, sirk için değil. Arabadaki bir ânı hatırladı,Milano’ya varmadan hemen önce. Paganini kızışmıştı, birdenİtalyan usulü konuşmaya başlamıştı; parmak kemikleri adetadans ediyor, bale yapıyordu. Niccolo’nun elleri, bir ipin ucunabağlanmış, kanat çırpan, iki soluk kuş gibiydi.

— İşte geldiler!

Emin olmak için cama yaklaşmaya hiç gerek yoktu. Hayranlargelmişlerdi. Üstlerini değiştirmiş, makyajlarını tazelemiş,saçlarını düzeltmiş, göğüslerini açmış, koştura koştura kuşatmaiçin yerlerini almışlardı. Resmî konser ertesi gündü. Amakadınlar sadece kendileri için küçük bir parça dinlemeden

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

54

Page 55: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

yerlerinden kıpırdamayacaklardı. Doymak bilmez istekleriyle,gürültü patırtı içinde dolanıp çığrışıyorlardı. Geceler boyubekleşebilirlerdi.

Ne de olsa geceler uyumak için değildir. Uyumak için siestazamanı vardır; ikiden altıya kadar uyunur, yenilenler sindirilir,zamandan tasarruf edilir ve zevk için güç toplanır. Bizi İtalyankadınlarından kim kurtaracak acaba?

Tüm bu tiyatro gürültü patırtısının içinde, bir hışırtı yaklaştı.Kuşkusuz oldukça ağır bir kumaş, koridorun parkesinesürünüyordu. Gürültü kesildi. Luigi gülümsedi. Bu ziyaret,türünün tek örneği değildi. Bütün kadınlar martılar gibideğildirler. Kimileri koridorların sonlarındaki dip odaları,gitarlar için yapılmış odaları tercih ederler.

— Benim için rahatsız olmayın, devam edin.

Kapı açıldı. Bir peri sakin sakin müzisyenin yanında oturuyordu.Üzerinde altından taç kakması olan yüzüğünün de gösterdiğigibi bu bir aristokrattı: “Keyfimin istediği yerde oturma hakkınasahibim ve bu akşam canım sizin yanınızda oturmak istiyor.Kendinizi mutlu sayın ve çalmaya devam edin.” Bütün busöylenmemiş sözler bir gülücükle özetlenmişti…

Bir müzisyen, Tanrı‘ya, müziğe, İtalyan konteslerine ve çalgıçalabildiğine şükran duymaktan başka ne yapabilir? Bir sır verirgibi usulca çalmak. Yavaş yavaş dünyanın gürültüsü uzaklaşır.İnsan kendini yalnız, seçilmiş, güvende hisseder. Gitar ıssızadalar yaratmasını bilir…

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

55

Page 56: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Il Canone! Il Canone!

Her zamanki gibi usta yine gecikiyor ve hayranları da giriştesabırsızlanıyorlardı.

— Zavallı hindiler, deyiverdi kontes. Nasıl desem.., orta malıkemanı, kişiye özel gitara tercih etmek!

Ateşin önünde diz çöküp, başını eğmiş, canlansınlar diye korlarıüflüyordu. Sırtı çıplaktı, gerçek bir gece dekoltesi. Upuzun, beyazboynu boyunca bir su damlasına benzeyen küpesi, ölçü vururgibi salınıyordu. Siyah saçları sağ omzuna dökülmüştü. Luigielini uzattı.

— Lütfen, dedi kadın, acele yok. Zamanımız bol.

Hem neden gösteriyi kaçıralım ki? Geliyor musunuz?

Kalkıp kapıyı açmıştı bile. Luigi kısa bir an da olsa yüzününburuşmasını önleyemedi.

— Birazdan gelirim. Bakmam gereken bir-iki akor var…

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

56

Page 57: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

İşte gelmişti. Niccolo Paganini belirdi. Kapıda bembeyazduruyordu -geniş, göğsü açık gömlek, bol ve ayak bileklerindensıkılmış, dalgalanan “Mağrip şalvarı tarzı” bir pantolon-, herzaman yaptığı gibi keman çalarak, bildiği dokuz dilde insanlarıselamlıyordu. Basamakları birer birer indi. Hem çalıyor hem dekendisini anlatıyordu. Kişisel anılar, nükteli sözler, tatlıpatavatsızlıklar. Baştan çıkarmak, hep baştan çıkarmak, yolagelmez Niccolo! Luigi’nin çaba göstermesine gerek yoktu; inceparkeden her şeyi duyuyordu - gerisini de tahmin edebiliyordu.

Zavallı keman! Niccolo narin bitişme yerlerine, zarif yapısınasaygı göstermeden alete işkence ediyordu. Guarneri’si ciğerlerinipatlatırcasına bağırıyordu, bir gün iflas edecekti.

Ateş şöminede sıçradı, alevler büyüdü, hindilermırıldanıyorlardı: “Tanrım, ne büyük güç!”

Ve Paganini üstlerine gidiyordu. Gölgesinin duvarlaravurduğunu gördü. Teşekkürler şamdanlar! Artık gösteri içinçalıyordu, başını çevirip profilini gösteriyor, yay darbelerinivurguluyordu. Virtüöz, artık görünmeyen düşmanlarla savaşanbir şövalyeye dönüşmüştü.

Hindiler kendilerinden geçiyorlardı. Peki ama müzik neredeydi?

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

57

Page 58: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Şimdi, Niccolo sıkılıyordu. Tüm numaralarını yapmış, pozlarınıtakınmış, herkesi baştan çıkarmış ve artık sıkılmıştı. Baştançıkarıcının sıkılması kadar kötü bir şey olamaz. Bütün bu âşıksuratların karşısında kendisini dünyada yapayalnızhissediyordu. Kalabalık içindeki çıplak bir palyaço. Ve çağırmayabaşladı, bir çalgıcının tarzını değiştirerek çağırması gibi…Çalımlarını bıraktı, görkemini terk etti, artık fethetmekistemediğine ant içti, yumuşadı, mütevazılaştı, hattaçekingenleşti, başına geleceklere hazırdı. Neredeyse yalvaracaktı.

Üst katta, ince tavanın öbür tarafında, Luigi mesajı aldı.

Gitarını aldı. Neyseki baslar yeniydi. Parma’dan hareket etmedenönce telleri değiştirmişti.

Parmaklarını gerdi, gülümsedi ve dansa katıldı. Notaları hemenkendini gösterdi, güçlü ve sıcaktılar. Çam lambriler onlarıgüçlendiriyor, yeniden fırlatıyordu, notalar kilisedeki gibiçınlıyorlardı.

Keman bir an duraksadı, şaşırmış gibiydi: Vay vay, bu küçükgitarın kasası da mı varmış? içinin kıpırtısı seziliyordu: Herzamanki gibi üstünlüğü kapmak, ezmek. Ama Niccolo bukışkırtmayı dizginlemesini bildi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

58

Page 59: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Ve müzik tekrar yüzünü gösterdi, ‘Savaş Topu’nuncambazlıklarından bıkkın düşüp ondan kaçan müzik… Adımadım yaklaşıyordu, şöminedeki ateşi selamladı, duvarları okşadı,hindilerin tenlerinin üzerinden kaydı. Beş altı ölçüde onlarınaptallıklarının büyük bölümünü aldı götürdü, biraz sabırları olsabu müzik, hindilere tekrardan birer ruh bağışlayabilirdi.

Gitar, keman, gitar, hepsi kendi bölümünü çalıyor, birbirlerinesaygı gösteriyor, birbirlerini dinliyorlardı. Nazik bir dengeydi bu,en ufak bir hiç bile onu bozabilirdi. Her düo bir düellodur. AmaPaganini çok korkmuştu, yalnızlıktan korkmuştu. Başkalarınaihtiyacı vardı. Şeytanlarını dizginliyordu, en azından şimdilik…

Clapton gözlerini açtığında, ışıklı saati dördü gösteriyordu.Afrika geceleri hep böyle yolculuklarla mı geçerdi? Bu kadar çokülke, ev, yüzyıl değiştirmekten, Barselona’dan sonra, altın kaplıve pis kokulu Versailles üzerinden, hiç soluklanmadan Parma’yakoşturmaktan bitkin düşmüştü. Gitarı her zamanki gibi yanındauyuyordu. Ona korku dolu bir bakış fırlattı. Bu sarışın tahtakasanın, aslında bir büyü kutusu olduğunun farkına varmıştı.

Kamp dinleniyordu. Her şey sessiz ve sakindi. Hafif bir rüzgâr,çadırın tepesini belli belirsiz dalgalandırıyordu. Gecenin en derinvaktiydi, en hastaların, en sıkıntılıların bile uykuya yenikdüştükleri saat. Ama bu birbirini izleyen gürültülü darbeler deneydi? Karanlığın ortasındaki bu vuruşlar ne demek oluyordu?Daha tan yeri ağarmaya bile başlamamışken bu tamtamları kimçalıyordu?

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

59

Page 60: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Nantes, Gorée,1 Mississippi, 1800-1900

“Nantes, güzel Nantes kenti…” Ama bu akşam Le BozecNantes’dan nefret ediyordu.

Sağanak yağmur şapkasından damla damla akarken, rıhtımdaarmatörlerin mahallesine doğru koşuyordu.

Talimat gemiye geç gelmişti: “Teğmen Le Bozec filanca yerde hazırbulunmalıdır,” vesaire.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

60

Page 61: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Emirlere uymak gerekirdi. “Bilgilerinize sunulur” Nantes’lı,tüccarların dediği gibi. Tüm bu aşırı nezaket sözlerini dinlemek.Le Bozec çileden çıkmıştı.

Muço, kamarasının kapısını çalıp mektubu uzatmıştı: “…şirkettehazır bulunmalıdır.”

Gemiye yanaşmış bir filika onu bekliyordu.

“Nantes, güzel Nantes kenti…”

Bu tekerleme sinsice aklına takılmıştı; aklına geldikçeöfkeleniyordu. Ekmeğini kazanmak için yapması gerekenler…Çocukken, Saint Malo’nun kumsallarında düş kurarken, böyleuzun yolculuklar yapacağı aklına bile gelmemişti. Acaba denizbile bazen utanabilir miydi?

1 Senegal’in tam karşısında küçük bir ada.(Çev.)

Yağmur ve fırtına camları dövüyor, sokaklarda kabarıyordu.

Evlerin içinde bile, kapalı panjurlara ve kalın perdelere karşın,mum alevleri titreşiyordu.

— Çocuk oyuncağı gibi bir yolculuk olacak, sevgili Le Bozec.Kılavuzu Saint Nazaire’de bırakacaksınız. Ve iskeleden güneye

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

61

Page 62: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

doğru gideceksiniz. Dosdoğru güneye. Afrika’ya… Gemiyi vemürettebatı zorlayın. Asılın küreklere! Şirket böyle istiyor;etaplar hızlı olmalı. Gemilerinin uçtuğunu görmek istiyor.Kürektekiler sıksınlar dişlerini. İngilizler gemilerimizin kıçındanbaşka bir şey göremesinler, teğmen…

Armatör bardağını koydu.

— Hareket için bir porto içelim!

Bu en azından beşinciydi. Portosuz kim demir alırdı ki? DenizciHenri Portekizli değil miydi?

Le Bozec kibarca eğildi. Açık haritanın üzerinde titreyen parmağıizliyordu. Şövalye yüzüklü ve az kıllı parmak, Sahara’nınüzerinden geçip, Congo’ya doğru kayıyordu.

Armatör kendini kaybetmişti, haritaya bakıp sinirlenerek kıyıyıarıyordu. Maviyi bir türlü bulamıyordu, ne de yolculuğun gizlivarış noktasını.

Rüzgâr daha da güçlendikçe, Le Bozec‘in gemisi konusundakikaygıları artıyordu.

Gemi şafakta hareket etmek üzere koyda demirlemişti bile. Tersakıntıda duruyordu. Şiddetlenen rüzgâr Le Bozec’i

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

62

Page 63: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

kaygılandırıyor; her dalgada, gemisinin gövdesini, bordakaplamalarını ve zorlanan iki çapayı düşünüyordu. En iyi durumgeminin dayanması, en kötü olasılık da sürüklenmesiydi.

Denizci! Senin denizcilik onurun nerede kaldı?

Bir salonda, büzülmüş ve saygılı; elinde, halıya suları damlayanbir şapka; çöllerde kaybolmuş aptal bir parmağı izliyordu.

“Nantes…”, tekerleme yeniden kafasında şekillenmeyebaşlamıştı. Beynini dolduruyordu: “Güzel Nantes kenti.” Nedemezsin!

— İşte burada. Gorée!

Armatör, işaret parmağını küçük adanın üzerine koydu.Senegal’in hemen yakınında, Dakar’ın üç kilometre açığındaydı.

İleride çocuklarım bana ne diyecekler; denizci mi, köle tüccarımı?

Le Bozec, daha birçokları gibi şafakla birlikte hareket edecekti.Gemisinin adı La Vigilante’dı, çift direkli ve açık dümenli.

Gorée’den iki yüz yirmi yedi adam ve yüz yirmi kadın alacaktı.Boyunlarında demir boyunduruk, elleri ve ayakları zincirli, asma

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

63

Page 64: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

kilitli, anahtarlı. İki kata düzgün bir biçimde istif edileceklerdi.

Bunu merak edenler, Denizcilik Müzesi’ndeki gemi yüklemeplanlarını inceleyebilirler. Bakıldığında denge için taşınan ağırlıkya da taş sanılabilirlerdi, ama onlar kölelerdi.

Gorée, Dakar (Senegal) açıklarındaki yas adası, köle toplamakampı, Afrika’nın açık denizden önceki son toprak parçası,Amerika’dan önceki son durak.

1867’ lere kadar kaç tane Le Bozec geldi geçti? Kaç Denizci olmayıhayal eden, çulsuz, ayağı çıplak, kaç kumsal muçosu geçti? Buiğrenç ticaretin içinde yaşamaya zorunlu bırakılan kaç Le Bozecvardı? Ve tüm bu Le Bozecler kaçar tane köle taşıdılar?

Sefalet içinde, biraz gün ışığı ve hava arayan kaç kadınla erkeğe,herhangi bir La Vigilante gemisinin kaygan güvertesindeokyanusu geçirttiler? Elli milyon mu, yüz milyon mu?

Gorée, denizcilerin yüz karası!

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

64

Page 65: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Kölelerin çilesini gören gitar, binlerce kez onlara hizmet etmekistemişti. Pamukta ya da şekerkamışında çalıştırılan, işlerinezincirli zavallı köleler. Müziklerinden yoksun bırakılan zavallıAmerika zencileri. Tarım işletmecileri tarafından uygulananBlack Code kesindi: Davul ve flüt çalmak yasaktı, çünkü bunlar,“Afrika’da olduğu gibi isyana çağrı işareti olarakkullanılabilirdi.” Cezası ölümdü.

Tabii ki bu zavallı insanların sesleri vardı, iş şarkıları, work songs,bu şarkılar ekinden ekine yayılıyordu. Ve pazarları kilisede,İncil’de umutlar, benzerlikler buluyorlardı. Yahudi halkı dazincire vurulmuştu. Ve Tanrı onları özgürlüklerinekavuşturmuştu. Köleler ciğerlerini parçalarcasınahaykırıyorlardı:

Go down Moses, way down in Egypt’s land

Tell old Pharaon, let my people go.

(İn Musa, Mısır topraklarına in

Ve yaşlı Firavun’a halkımı rahat bırakmasını söyle.)

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

65

Page 66: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Birlikte şarkı söylemek, ritime bedenin tüm kapılarını açmakgüzeldi. Ama ona yardım edecek hiçbir alet olmadığı zaman,insan sesi kendini yalnız hissediyordu!

Kölelerin banjo, bazen de küçük keman çalmasına izinveriliyordu. Ama hüzün ve sürgün, bu kuru ve gıcırtılı seslerle,bu çalgı müsvetteleriyle tüm inceliklerden uzak bu kutularla, buçocuk oyuncaklarıyla nasıl anlatılabilirdi?

Alışkanlıklarına sadık kalan gitar sessiz kalıyordu. Saatinibekliyordu. Gizliden gizliye hazırlanıyordu. Görünmez birbiçimde bütün güneyde, pamuk tarlalarında, MississippiKıyısındaki delta bataklarında dolanıyordu. Evlerin tahtalarınınaralarından süzülüp iç çekişlere kulak kabartıyor, düşleregiriyor, bazı kâbuslarda ağlıyordu. Siyah ruhu öğreniyor, kendiblues’unu oluşturuyordu:

The first time I met the blues, he was walking through the woods.

He knocked at my home and done me all the harm he could.

Now the blues got after me, Lord, and run me from tree to tree.

You should have heard me begging: “Mister Blues, don’t murderme.”

Good morning Mister Blues, what are you doing here so soon?

You be’s with me in the morning and every night and noon.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

66

Page 67: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

(Blues’a ilk rastladığımda, korulukta yürüyordu.

Kapımı çaldı ve canımı yakabildiğince yaktı.

Şimdi blues bana kızgın ve her ağacın arkasından beni izliyor.

Ona yakarışlarımı duymuşsunuzdur: “Bay Blues beni öldürme.”

Günaydın Bay Blues, bu kadar erken ne işin var burada?

Sabahtan beri benimlesin, ama gece ve öğleden sonraları dayanımdasın.)1

1 Little Brother Montgomery (Gérard Herzhaft, Un long Blues en LaMineur, Ramsay.1986) Gérard Herzhaft aynı zamanda Le Blues’un da yazarıdır.(PUF,1994).

Tabii ki gitar köleliğin bitişini dört elle alkışladı. Ama o, bir yeniyetme değildir. Gitar dünya kadar yaşlıdır. Kanunların genelliklegerçeği maskelediğini ve en iyi görünenlerin, aslında içlerinde enkötüyü de barındırabileceğini bilir.

Ve en kötü oradaydı. Kötülük, Mississippi diyarlarını etkisinealmış ve orada hükmünü sürüyordu. Güneyliler öç almakistiyorlardı. Ku Klux Klan ve Beyaz Kamelya Şövalyeleri eskikölelerin izini sürüyorlardı. Linçler çoğalmıştı. 1883 yılındasadece tek bir kontlukta sekiz yüzden fazla linç olayı olmuştu. Irkayrımcılığı yerleşmeye başlamış ve Siyahlar’a en kötü okullar, ensağlıksız hastaneler ayrılmıştı.

Hele iş olanağı hiç yoktu. El emeği bedavalıktan çıkınca, eskitarım işletmeleri zor bela yaşamaya çalışır olmuşlar ve sürekliişçi çıkarmaya başlamışlardı. Siyahlar’ın tek bir şansı kalmıştı:Yol. Kuzeye doğru kaçış. New York’a, Şikago’ya, belki bir

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

67

Page 68: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

olasılıkla iş bulabilecekleri büyük yankee kentlerine ulaşabilmek.

Bir insan kendi kıtasından koparıldıktan sonra, ailesinin, büyükbüyük ailesinin doğduğu topraklardan da kovulursa, artıksığınabileceği tek bir vatanı vardır: Müzik.

Artık yeni tür işportacılar Amerika’yı arşınlamaya başlamışlardı.Onlara songsters deniyordu, çünkü sadece şarkılar, baladlar,Beyazlar’a karşı direnen Siyahlar’ın mücadelelerini anlatan uzunöyküler satıyorlardı. Bütün işçi barakalarının, işsiz kamplarının,kafelerin, lokantaların, genelevlerin kapılarını çalıyorlardı. Birkap sıcak yemek ve geceyi geçirebilecekleri bir yer karşılığında,Frankie ve Albert’in, Duncan ve Brady’nin, Bill’in, demiryoluişçisinin şarkılarını, Yeni Doğan Günün Evi’ni, The House of TheRising Sun’ı söylüyorlardı.

Mezhepler ve sanki Tanrı’yı uyandırmak istermişçesine elçırparak, haykırarak şarkılar söylenen Siyahlar’a ait kiliselerçoğalıyordu. Buralardaki ortak bellekten çıkan eski kölelikşarkıları, negro spritual‘ler yavaş yavaş gospel’lere dönüşüyordu.Koroları yöneten, inananları ateşlendirenler vaizlerdi.

Gitar, songster’lerin sırtında, vaizlerin kollarında yerinibulmuştu. Siyah adam çilesinin sularında dolanıyordu, gitarsaonun kayığıydı.

Ortak yolculuklar blues’a dönüştü.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

68

Page 69: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Paris, Porte d’Italie, 1928

Kocaman taksi, gecenin karanlığında ilerliyordu. Uzun, büyük,siyah kaputunun altından sekiz silindirin boğuk ve hırıltılı sesigeliyordu. Baloların sona erdiği geç bir saatti.

Barbès, Montmartre, Rue de Lappe… Sürücünün uykusu vardı.Gece turunu atmış, tüm bar ve disko çıkışlarında şansınıdenemişti: Kırmızı Melek ve Beyaz Gül, hatta ışıklar söndüğündeen tehlikelileri olan Gravillier’de bile… Gravillier’de bazen patron“Elektrikler kesildi, ben gözlerimi kapatıyorum!” diye bağırırdı.Bunun üzerine bıçaklar, silahlar çekilirdi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

69

Page 70: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Sokaklarda hiç kimse yoktu; dışarıda dondurucu bir soğukhüküm sürüyordu.

Bir tek Java kalmıştı. Yeni açılmış, müzik, poker ve başkakaranlık işlerin döndüğü bir yerdi burası. Son bir deneme. Şansınne göstereceği belli olmazdı. Ya bir de evinin yolu üzerinde biryolcu çıkarsa?

Sürücü camını biraz aralayıp, ön camı sildi: Kulübün önündeyolu tıkayan, koyu renkli bir araba duruyordu, kapıları açıktı.

Yatık fötr şapkalı, kalkık yakalı, açık renk paltolu bir pezevenk,kısa elbiseli, bereli, sarışın bir genç kadını peşindensürüklüyordu. Onu arka koltuğun üzerine fırlattı ve arabahemen sarsılmaya başladı. Alelacele becerilmiş bir sevişme.Adam toparlanıp dışarı çıkmıştı bile, kapıyı arkasından çarptı.Montparnasse’ta bir adres haykırıp, avcunun içiyle kaportayavurdu ve portoflip’ini bitirmeye gitti.

Kaldırımda iki kasketli adam bir üçüncüyü pataklıyordu.

- Porte d’Italie. Banliyöye doğru. Yeri tarif edeceğim!

Gencecik bir adam sessizce arabaya binmişti. Dudaklarınınkenarından sarkan bir sigarayla gülümsüyor ve eski kadifeyastıkların üzerine koyduğu siyah kılıfa vurarak tempotutuyordu.

- İçi boş, dedi güven vermek için.

Şaşkın sürücü arkasına döndü.

Bu müşteri yirmi yaşında bile değildi. Nereden çıkmış olabilirdi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

70

Page 71: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Siyah, briyantinli saçları arka camda parıldıyordu.

iki yarığa benzeyen gözleri iki yana doğru çekiktiler, tıpkı çıkıkelmacık kemikleri ve bıyığı gibi… Tamamen V biçiminde, heraçısında yüzlerce V görülebilen bir yüz…

Azerbaycanlı mı, Çerkes mi? Sonuç olarak, tüm hatlarıyla birAsyalıydı.

Sürücü ara camı kaldırmadı; bu gece ayrım yoktu. Önlemlerincanı cehenneme! Konuşma gereksinimi çok fazlaydı.

Süngü gibi kıvrık, kendine özgü bir yönlendirilme biçimi olan, önpanelin yanındaki garip vites kolunu aradı.

Hareket ederken kendini tanıttı. Müşterinin kendisi hakkındayanılmasını istemezdi.

- Ben Rus’um bayım. Devrimden önce büyük ev. Sonra sürgün.Bugün taksi. Hayat işte.

Dikiz aynasından ona göz kırptı. Nazik, narin, yaşlı bir beydi. Bukadar küçük bir bedenden böyle bir ses nasıl çıkabilirdi? Birkatedrali titretecek türden, gerçek bir bas.

— Ben de Çingeneyim, bayım; ikisi de aynı, diye cevapladı parlaksaçlı genç. Cango. Meslek: Banjo…

Elini uzattı.

— Adım Cango, bir de Reinhardt, tamamlamak için… Ya daburada dedikleri gibi Jeangot Renard.1

— Çok memnun oldum! Müzik de bir tür soyluluktur.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

71

Page 72: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Sürücü müşterisini doğru dürüst selamlayabilmek için durdu.Az kalsın kaldırıma inip selam duracaktı. Tekrar hareket etti.

Cango kara kutunun üzerinde tempo tutuyordu.

— Şimdi sıra kardeşim Joseph’te. Benim yerime çalıyor;birbirimize çok benzeriz. Bırakıyorum o çalışsın, ben de evedönüyorum. Java iğrenç bir yer; gacılar 2 için saatte yirmi yediparça çalıyoruz. Kötü müzik ama parası var işte… Ama benimiçin Java bitti artık. Zengin bir İngiliz bana iş verdi.

— Tebrikler!

— Göreceğiz bakalım.

1 Tilki Jeangot.(Çev.)

2 Çingene dilinde çingene olmayanlara verilen isim.(Çev.)

1 Kasım 1928’in bu dondurucu gecesinde, Rus sürücü ve Çingenemüşterisi Seine Nehri’ni geçtiler, Hôpital Bulvarı’nı aştılar, yavaşyavaş La Salpêtrière boyunca ilerlediler ve Italie mahallesinevardılar.

— Çingeneler, diye tekrarladı sürücü. Rusya’da o kadar çokÇingene tanırdım ki!

Surların dışına çıkıldığında Paris birdenbire sona erer ve banliyöbaşlar. Çamur, su birikintileri, çöpler, tahtadan gecekondular,kıvrık teneke çatılar, çökmekte olan bir kır kahvesi, ölü birköpek. Ortalığa göz atmak insanı ürpertmeye yetiyordu. Kışınbile fareler ordusunun iş başında olduğunu tahmin edebilirdiniz;kasımdan marta kadar öksürükleri kesilmeyen kireç yüzlüçocuklar. Uzaklarda bir yerlerde bir fener. Gerisi gecenin

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

72

Page 73: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

karanlığına gömülmüş durumdaydı.

- Durun. Burası. Üstü kalsın, teşekkürler.

- Emin misiniz?

Rus taksici geri döndü. Büyük parayı elinde tutuyordu. Boş kılıfarka koltukta durmaktaydı. Bir gölge, ilerideki iki surkalıntısının arasında kayboldu. Onu yakalamaya kim cesaretedebilirdi ki?

Bayırın öbür yamacında, ay altındaki son mahalle uykudaydı;değişik renklerde birkaç külüstür araba ve her boydan, herbiçimden, zengini, yoksuluyla, çılgını, işlisi, alacalı bulacalısıylayüzlerce karavan… Ve teneke çatıların altında pek de iyikorunamayan bir at sürüsü.

Cango durup derin bir soluk aldı:

— Benimle gurur duyacaklar…

Köpekler yanına gelmiş, havlamadan onu süzüyorlardı.

Kırmızı perdeyle örtülü bir pencerenin arkasında, birbirinesarılmış iki gölge görülüyordu. Oradan buradan karşılıklıatışmalar, evlilik yaşamının sevimli paylaşımları

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

73

Page 74: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

duyulmaktaydı.

— …gurur duyarlar ya da duymazlar, bunu kim bilebilir ki?

Bu insanlar, kardeşlerim, yeğenlerim, yolculuktan başka bir şeydüşünmezler. Bella, o sevinir işte. Geçimlerini sağlamak içinbütün gün cenaze törenleri için yapma çiçekler yapan Bella.

İyi haberi müjdelemek için onun tekerlekli evine doğru koştu.

Bella sıçrayarak uyandı, Cango yatağa atlamış onu öpüyordu.Kız, el yordamıyla bir mum yaktı. Bella mutluluğa bakmayıseven bir kadındı, Cango, mutluluktan kendinden geçmiş birhalde her şeyi deviriyordu. Mum sellüloidden yapılma çiçeklerinüzerine düştü ve karavan ateş aldı. Bella yarı yanmış saçlarıylakurtulmayı başardı, bağırıyordu:

— Cango içerde! Cango içerde!

Cango’ysa, dumandan soluksuz kalmış, tavana tırmanmayaçalışıyordu. Ateş çevresini almıştı. Son bir çabayla alevlerin içineatıldı, nasıl oldu bilinmez yanan perdenin içinden geçmeyibaşardı. Acıyla yerde kıvranıyordu. Bedeni yaralarla kaplıydı vederileri parça parça dökülüyordu.

1928’in o Tüm Azizler Bayramı gecesi, bir sol el efsaneleşiyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

74

Page 75: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Yaralarına karşın ya da onların yüzünden, Cango hastanedeuzun süre kalmadı: sağ bacağını kesmek istiyorlardı. Bunukesinlikle reddetti, yeğenleri onu kaçırıp kampa getirdiler.

Bunu aylarca süren can çekişme safhası izledi.

— Ne düşünüyorsun, diye soruyordu annesi, hareketsiz, ateşlecebelleşen hastaya.

— Elimi.

Yaraları, her gün yenilen en türlü baharatlarla, gümüş nitratla vedaha bir takım yumuşatıcı maddelerle yapılan pansumanlarakarşın irin topluyordu. Yeniden cerraha girmek şarttı.

Sol el ameliyat masasından neredeyse ölü bir halde çıktı. Yüzükparmak ve serçe parmak artık yoktu, onlar bir daha hiçoynamayacaktı, kendi üzerlerine kıvrılmış, avcun içindedonakalmalardı. Gerisiyse yara izi, çizgiler kırmızı alanlardanibaretti… Bilekten sonrası sanki bir canavardı. Ama Joseph,müzisyen kardeş efsaneleri bilirdi. O, canavarlarısakinleştirmeyi ve onlara güzel hediyeler sunmayı biliyordu. Birpazar, eski Saint Louis Hastanesi’nin dinlenme salonunageldiğinde yalnız değildi. Yanında yavaş yavaş açtığı koca birpaket vardı. Cango mutluluktan çığlık attı. O günden itibaren solel artık acı çekmedi. Ve tüm beyaz gömlekliler, doktorlar,hemşireler, masörler, canlandırmacılar, papazlar, hayrettenağızları açık kalarak, bu üç parmakla gitar arasındaki tutkuyuseyretmek için oraya gelmeye başladılar.

— Tanrım bu mümkün değil! Bu el, şeytanın eli!

Yangından kurtulan işaret parmağı ve orta parmak, sanki alevler

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

75

Page 76: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

hâlâ peşlerindeymiş gibi tellerin üzerinde kayıp gidiyor, tellerisıkıyor, atlıyor, zıplıyorlardı. Hâlâ burada olmanın sevinciylegösteriler yapıyor, gitarı itip kakıyor, onun güçsüzlüğüyle,utangaçlığıyla dalga geçiyor, hadi kızım, hadi ablacım,sızlanmayı kes artık, biz neşe için yaratılmışız, diyorlardı!Başparmağa gelince, yerinde durması söz konusu değildi, o daeğlenceye katılmaya kararlıydı. Birden sapın arkasındançıkıveriyor ve notaları gagalıyordu. Kavgacı bir horozun ya daöfkeli bir kuşun gagasına benziyordu.

Gitar, avam balolarda, sevecen bir serseri tarafından okşanılanbir kontes gibi kırıtıyor, naz yapıyor ve sonunda kendinibırakıyordu, insanı yolculuklara çıkarmayı, bulutların üzerineyükseltmeyi, manzaraları insanın önüne sermeyi çok iyi bilen busol ele boyun eğiyordu…

Daha sonraları, büyük cazcılar, Duke Ellington, ColemanHawkins bu sol ele deli olmuşlardı, işlerini güçlerini bırakıp,fiyatı ne olursa olsun, onu orkestralarında istiyorlardı. Sol el herzaman söz veriyor ama pek sık gelmiyordu. Onu, bar bardolaşarak, bazen geceler boyu aramak gerekiyordu.

Gerçek sol eller böyleydi. Günlük yaşamla ilişkilerini kesmişlerdi.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

76

Page 77: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Woodstock, 1969

Yağmur.

Eskiden beri yağmurun, onun üzerinde büyülü bir etkisi vardı,ilk damlalar düşmeye başladığında, nem ve toprak kokusuyerden yükselmeye başlar başlamaz, beyninde bir kapı açılırdı.Ve anıları onu kuşatırdı.

Gerçekten de yağmur, iyi ve kötü yanlarıyla belleğin yoldaşıydı.

Ve Tanrı bilir ya, şu ağustos ayında Amerika’da nasıl yağmuryağardı!

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

77

Page 78: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Kalabalık, iyi kötü büzülmüş, çayırda yağmurdan korunmayaçalışıyordu. Battaniyeler, gecenin içinde göz alabildiğineuzanıyor, muşambalar yıldırımların altında parlıyor, şapkalaruçuşuyordu. Kalabalık bekliyordu.

Konserin yeniden başlamasını bekliyordu. Bekliyor ve çamurabatıyordu. İlk tiksinme duygusu aşıldığı zaman, kalçaları sarıpsarmalayan, bacakları usulca okşayan, bacak aralarına dostça vesıcacık süzülen ılık, yumuşacık bir çamur.

Sağanağa karşın camları sonuna kadar açık arabasında, Mitch veBill’in arasına sıkışmış olan Jimi sigara içiyordu.

Bir organizatör mikrofonu aldı:

— Eğer hepimiz yürekten istersek, yağmuru durdurabiliriz.İstiyor muyuz?

— İstiyoruz, diye bağırdı kalabalık.

Ama yağmur devam etti. Yağmur yaşam gibiydi, inatçı veacımasız, yumuşak ve umarsız. Yağmur sonunda kalabalığıdağıtacaktı. Tüm bu bıkmış usanmış ve berbat haldeki kararlıinsanlar evlerine döneceklerdi. Büyük konser bitmişti,boğulmuştu. Randevuyu kaçırmıştı. Ve Jimi yalnız kalacaktı.Tıpkı yaşamının başında, annesinin öldüğü zamanki gibi…

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

78

Page 79: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Baba, benim derim ne renk?

On bir yaşındayım. Büyük otoyol kavşakları altında ezilmiş birkenar mahallede yaşıyorum. Otoyolun gürültüsünden sağıradönmüş, annesi ölmüş bir çocuğun teni ne renktir?

Babamın adı James. Bahçıvanlık yapar. Az konuşur. Ama onasoru sorulduğunda yanıtlamasını bilir.

— Üzgünüm oğlum. Sen kızıl ve siyahsın. Siyahlığın benimzenciliğimden, kızıllığın da annenin Cherokee Kızılderililiğinden.Bu ülkede kolay taşınan bir renkten değilsin. Üzgünüm, bununlayaşamasını öğrenmen gerek.

Hareketli parmaklarım var. Bir türlü rahat durmuyorlar.Rastladıkları her düz yüzeye vuruyorlar. Duvarlarda, masalarda,okulda sıramın üstünde tempo tutuyorlar. Hayatlarınıyaşıyorlar, ben buna bir şey yapamam. Onlara durmalarınısöylüyorum ama beni duymuyorlar. En çok da saplı şeyleriseviyorlar: babamın alet takımları, kazmalar, kürekler,süpürgeler…

Babam sadece yanıtlamayı değil, bakmayı da bilir.

— Parmaklarını gördüm, evlat. Böyle giderse incinecekler.

Yaşam serttir, parmaklarının uçlarından çok daha sert.Seninkiler bir şey bekliyorlar, bu kesin. Bu oynaklıkları obekledikleri şeyi çağırmak için. Ben de sana bir şey getirdim.Belki de bunu bekliyorlardır?

On bir yaşındayım. Babam arkasından bir gitar çıkartıyor,tellerle süslü, kahverengi, koca bir kutu. Ve parmaklarımsevinçten havalara uçuyorlar. Bahçelerini, evlerini, gezintilerini,

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

79

Page 80: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

dünyanın kapısını, konuşma olanağını buldular. Biliyorlar ki bukez o Cherokee Kızılderilisi kadın, ölmüş olmasına karşın,otoyolun gürültüsüne karşın beni duyacak.

Bahçıvan başını sallıyor. Gitarın üzerinde hoplayıp zıplayanparmakları izliyor ve başını sallıyor. Davranışları tutuk, siyahmaskesinin altında saklanan mutluluğu okuyabilmek için onuiyi tanımak gerek.

— Güzel, evlat. Eğer teninin rengi kötüyse, dans eden parmaklaraihtiyacın vardır. Dans eden parmaklar müzik üretirler. Vemüzikte, derinin renginin önemi yoktur.

Baba masanın çekmecesinden iki kaşık aldı. Kaşıklar onunbaterisiydi, birini öbürüne vurarak tempo tutabiliyordu. Otoyolsustu, Washington Eyaleti’nde, Pasifik Kıyısı’nda ki Seattle’daönemli bir olayın yaşanmakta olduğunu anlamışlardı.

Otoyol kavşakları da başka herhangi bir şeyden daha aptal ya dadaha kötü değillerdir. Bu kadar gürültü yapıyorlarsa, böylesinehomurdanıyorlarsa bunun da bir nedeni var; kenar mahallelerinhavası boştur, kenar mahallelerin diyecekleri bir şey yoktur.Ama bu kez, kavşaklar kulak kabartıyorlardı. Baba bir melodimırıldanıyor; oğlunun parmakları da onu nota nota, tellerinarasından bulup çıkarıyordu. Babanın mutluluğu büyüyordu.Oğlu, kulakların en akıllısına sahipti, parmaklara gerekli emirleriverebilen bir kulağa. Gitarın gezgin ruhu kendine yeni bir evseçmişti: Kızıl ve siyah bir çocuk. Ailesi şaşkın şaşkın baksın ona;kaşıklarına acı çektiren, canlı, bahçıvan bir baba ve yavaşça alkıştutan ölü bir Cherokee Kızılderilisi anne.

Kavşaklar susuyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

80

Page 81: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Yağmur hâlâ sürüyordu, şimdi gecenin karanlığında, şiddetlisağanaklar halinde değil, ince ince, daha usulca yağıyordu;kalabalık dağılıyordu. Kalabalık artık suya, çamura, üç gün sürençılgınca müzik şöleninden sonra bu sessizliğe dayanamıyordu.Boş sahnede, hoparlörlerden kurulu kuleler, terk edilmiş birkalenin yıkıntılarını andırıyordu.

Kalabalık korkuyordu ve çamura bata çıka, çocuklar sırtlarda,nişanlılar kollarda uzaklaşıyordu; tarlayı terk ediyordu, uzun,koyu kuyruklar su gibi akıyordu.

Arabasında büzüşmüş olan Jimi, yine yalnız kalacağım, diyordukendine. Eskisi gibi yalnız.

Ve yağmur sürüyordu, anıların koruyucusu lanet yağmur… Jimiilk zamanlarını hatırlıyordu, korkunç altmışlı yıllar, kızgın ineksürüleri, uğursuz günler, iğrenç geceler, beş dolarlık oteller,otostopla yapılan yolculuklar, içler acısı sahneler, ıslıklayan yada bu geceki gibi giden seyirciler, ödeme anında bayılanpatronlar, her gün değişen partnerler, parçalarınızı çalanpartnerler, tam sahneye çıkmadan önce size bir bardak su sunan,ama suyun içine pudra, asit ya da zehir doldurup tam çalmayabaşladığınızda sizi deli eden kıskanç partnerler…

Kahrolası müzik! Kendiliğinden gelmemişti. Onu nota nota, akor

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

81

Page 82: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

akor fethetmek gerekmişti. Müziğin sefaletten doğduğunainanası geliyordu insanın. Sefalet, insanın teninden, gözlerindeniçine giriyordu. Beynini kuşatıyordu. Ve orada, saçların,kemiklerin altında, gizem, dönüşüm vardı. Parmaklar gitarınsapı üzerinde dolaşıyordu. Sefalet müziğe dönüşüyordu. Sefalet,ten, baş, parmaklar, gitar, müzik: Jimi, böylesine kötü başlayıp,sonunda bu derece mutluluk veren bu lanetli ve büyülü yoluyüzlerce kez katetti. Müzik sefaletin kızıydı. Müzik sefaletinşarkısıydı. Kendisine, Stone Free’nin melodisini veren o iğrençgeceyi hatırladı; sonra Highway Chile, Otoyol Çocuğu’nuesinleyen o korkunç yolculuğu:

Yeah! His guitar is strung across his back,

His dusty boots in his Cadillac.

I’m flamin’here, just blowin’ in the wind,

Ain’t seen a bed I’m so long a misdecent.

He left home when he was seventeen,

The rest of the world he is gonna see.

And ev’rybody they know his boss,

A rolling stone,

To gather its own moss.

Have you probably

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

82

Page 83: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Called him a tramp?

But it goes a little deeper than that,

He is a… highway chile.

Yeah!

(Yeah! Sırtında gitarı,

Tozlu botlarıyla Cadillac’ında.

Rüzgârla gelen ben, burada yanıyorum.

Sefalete düştüğümden beri, yatak yüzü görmedim.

O evini on yedisinde terk etti.

Dünyanın geri kalanını keşfedecek.

Herkes onun tek patronunun

Hayatını kazanmak için,

Yuvarlanan taş olduğunu biliyor.

Mutlaka siz de ona serseri dediniz.

Ama o bambaşka bir şey.

O bir otoyol çocuğu.

Yeah!)

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

83

Page 84: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Düşlerinin içinde kaybolmuş, anılarına kapılmış olan Jimi,gecenin aydınlandığını, kara gökyüzüne yavaş yavaş beyaz birışığın yerleştiğini fark etmemişti: Festivalin son bir kez dahauyandığını duymadı, sıcak kahvenin kokusunu almadı, ikihoparlör kulesinden çıkan seslere dikkat etmedi. Ama bupazartesi sabahı çıkan grubun da gerçekten kötü bir grupolduğunu söylemeden edemeyeceğim. Sha Na Na: Bir uçuklargrubu, yaldızlı tulumlarıyla yarı kozmonot, çizgili kazaklarıylayarı pezevenk denizci havaları vardı, öğleden sonraları için sezondışı gazino gösterisi…

Onun omzuna vurdular.

— Saat geldi,

Tıpkı bir mahkûm gibi.

— Sıra sende.

— Bende mi?

— Evet, bitirmek için sen çıkıyorsun.

— Bitirmek mi?

— Bitirmek. Üç güne son vermek. Dünyanın en büyük konserinisonsuza dek bitirmek. Bu senin işin Jimi!

Ve Jimi doğruldu. İşte sahnedeydi.

Önünde, yazın yemyeşil tarlası, şimdi bitmez tükenmez birçamur deryası halinde göz alabildiğine uzanıyordu. Ve hemen

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

84

Page 85: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

yanında, ayaklarının dibinde, onu çevreleyen, saran otuz bindeli, rüzgâra ve yağmura karşın, yiyip bitiren uykusuzluğakarşın, onun müzikle olan savaşını duyabilmek için kalan otuzbin deli vardı…

Arkadaşları Mitch (Mitchell) ve Bill (Cose) geri çekildiler.Perküsyonist Juma Edwards, utangaç, çekingen bir çocukgibiydi. Sert çocuklar olan Ghettos Fighters’Iar bile ilerlemeyecesaret edemiyorlardı. Onlar da bekliyorlardı. Herkes gibi…Düelloyu bekliyorlardı.

Jimi yalnızdı. Yirmi yedi yaşındaydı ve yaşayacak daha on üç ayıvardı. Kendi efsanesine sarmalanmış bir biçimde ilerledi, ogörkemli, yaldızlı pırtılarını giymişti. Saçlarında çilek rengi birbandana. Kulaklarında sedef parçaları. Altın kolye ve opalmadalyon. Uzun püsküllü, tenini açıkta bırakan beyaz deri ceket.Zümrütlerle süslü bir kemerle tutturduğu kot pantolonu. Silahıfildişi rengindeydi, Leo Fender’in başyapıtı, açık renk ağaçtanyapılma, uzun saplı bir strato-caster. Karışık renkli -kırmızı, sarı,siyah- geniş bir askıyla Jimi’nin boynuna asılıyordu.

Star Spangled Banner1: Kalabalık kulaklarına inanamayarakulusal marşın ilk notalarını dinliyordu. İnsanlar bakışmayabaşladılar. Jimi yine hangi şeytanlığın peşindeydi? O her şeyekadirdir. Ama Amerika’nın simgesine saldırmak? Bir gitar,dünyanın bir numaralı gücüne karşı ne yapabilirdi ki?

Strato-caster korkusuzca saldırıya geçiyordu. Marşı marşlıktançıkarıyor, eğip büküyor, buruyor, sıkıyordu.

1 Metinde İngilizce: Amerikan Milli Marşı.(Çev.)

Marş, hemencik yalvarır bir hal aldı. Ama Jimi acımasız

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

85

Page 86: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

davranıyordu. Woodstock’a, solgun gülüşüyle yıldızlı bayrağızorlamak, yıkmak, yırtıp parçalamak için gelmişti o. Dekorunarkasını, kulisleri, asil ve ferah dış görünüşün arkasındakiiğrençlikleri göstermek istiyordu. Artık marşı bırakmıyor,sıkıyor, zorluyor, tehdit ediyordu, sonunda çözülen marş itirafetmeye başlamıştı. Vietnam’daki bombaları, köylere atılannapalmları itiraf ediyordu. Jimi’nin yüzüklü parmaklarıyalvarıyorlardı: “Biraz yavaş, n’olur, yavaş! Bu kadarınıkaldıramayız!” Ama artık bütün vanalar açılmıştı, itiratlardurmuyordu. Sonuna kadar zorlanan Amerika, maskeleriniindiriyordu. Miyavlıyor, haykırıyordu.

Jimi strato‘sunu dövüyordu. Bir gün böyle çekiştirirkenvibratonun kolu elinde kalacak; hatta bir gün onu ısıracaktı.Evet, parmaklarını çok yavaş bulunca, gitarı dişleriyle çalacaktı.

Ne ondan önce, ne de ondan sonra, gitar, dünyanın çılgınlığınıböylesine anlatamayacaktı. Müziğin yumuşaklığından bahsedende kimdi? Belirmeye başlar başlamaz rayların üzerine atılanmüzik, kaçırılmış, işkence görmüş, ayaklar altına alınmıştı.

Mitch ve Bill, onu ölüm düellosunda yalnız bırakmışlardı. JumaEdwards, davullarına yaslanmış, büyülenmiş ve korkudan taşkesilmiş bir halde onu izliyordu.

Jimi durdu.

Halk, dumanları tüten bir yıkıntıya dönüşmüştü. Yerlerdesürünen Amerikan bayrağı en derin yerinden yaralanmış,hıçkırıyor, sarsılıyordu. Bir an için Woodstock soluğunu tutupsustu. Kuş cıvıltıları ve çocuk ağlamaları duyuldu. Bu, savaştansonra ölülerin toplandığı ânın sessizliğiydi. Jimi henüzyaşıyordu. Ama fazla zamanı kalmamıştı. Kendinden daha

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

86

Page 87: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

güçlüye karşı verilen bu tür savaşlar, iyileşmeyen yaralarbırakırdı. Görülmeyen iç kanamalar, uzayıp giden ve sonundasizi boğan kırmızı göller. Ne ateşli tutkular, ne de yükselenbravolar kurtarabilirdi sizi.

Gitarın rengârenk giysili, hüzünlü, kızıl ve kara yüzlü DonKişot’u, on üç ay sonra Londra’da öldü.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

87

Page 88: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Omo Vadisi (Afrika), 31 Aralık 1999

— Yavaş ol, yavaş…

Clapton boğuşuyordu. Uyku tulumunun üzerine çökmüş,kollarını sallayıp duruyordu. Şakakları terden parlıyordu.Gözkapakları ve alnı kırışmış, ağzı açık, sanki uzun, havasız birtünelden geçer gibiydi. Küçücük çadırda, üzerine eğilmiş olanyaşlı arkeolog iki eliyle omuzlarından tutmuş, onusakinleştirmeye çalışıyordu. Onunla sanki hırçın bir atlakonuşurmuş gibi konuşuyordu:

— Sakin olun, yavaş, yaşıyorsunuz, bakın gün doğuyor, hava

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

88

Page 89: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

güzel olacak.

Clapton yavaşça gözlerini açtı. Titriyordu. Her hece sonsuz birmerdivenin bir basamağıymış gibi, sözcükler ağzından tane tane,soluk soluğa dökülüyordu.

— Bu kez geri dönemeyeceğimi sandım.

— Geri dönmek mi?

— Geceden geriye gelmek.

— Birçok kez, “Teşekkürler, teşekkürler Jimi!” diye bağırdınız.

— Onunlaydım…

— Bu Jimi uzakta mı oturur?

— Benim gibi yolculuk etmeyi seven biri için bile çok uzakta.

Clapton yavaş yavaş kendine geliyordu. Yaşlı arkeolog çadırdançıktı. Hava serindi ve sıcak kahve kokuyordu.

— Ah, sanırım ziyaretçilerimiz var.

Clapton da çıkıp uzun uzun gerindi. Hiç bu kadar uzun boylugörünmemişti. Ellerini nemli saçlarından birçok kez geçirdi,gözlüklerini gömleğine sildi.

Kuzeyden, eski başkent Addis’ten buraya ırmak boyunca uzananyoldan, bir adam ve bir at gelmekteydi. Addis’te tek başına vesilahsız olarak dolaşmak pek tekin değildi, orada savaş hâlâ,bilinmeyen nedenlerden dolayı, belki sadece sıkıntı dağılsın diye,belki de kumun üzerinde kanın sıcaklığı bir kez daha hissedilsin

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

89

Page 90: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

diye sürmekteydi. At yavaş ilerliyordu. Adam yorgunluktanbitkin düşmüştü, arada bir hayvanın boynuna doğru yığılıyor,sonra büyük bir çaba harcayarak doğruluyordu. Siyahpaltosunun altında, dizlerden başlayan beyaz çoraplar veayaklarında cilalı ayakkabılar vardı.

— Afrika’ya gelmek için ne biçim bir giysi bu!

— Onu tanıdım, dedi Clapton, gidip selamlayayım.

Çobanlar kıpırdamıyorlardı, geniş abalarına sarınmış, ateşinbaşında oturuyorlardı. Yolcu neden birden paniğe kapılmıştı?Her yanı titreyerek, bağırıyordu:

— Ben, Joan Carlos Amat! Barselona’yı iyileştirdim, ben sıkıntıdoktoruyum… Adım Doktor Amat…

Bu tüyler ürperten manzaradan (adam bembeyazdı ve korkudantaş kesilmişti) bir süre sonra, ona acıyan bir kadın, gruptansıyrılıp doktorun dizini okşamaya başladı. Ülkesindeki öbürkadınlar gibi ağzı, gözleri, bedeni ve elleri uzundu. Barselonalıyavaş yavaş sakinleşti. Atından indi ve gelip oturdu. Ona bir tassüt uzattılar. Çobanlardan biri ufku işaret ederek, insanyürüyüşünü taklit etti:

— Nereden geliyorsun?

Amat biraz kum alıp parmaklarının arasından akıttı.

Çoban anlamıştı: bu yolcu zamanın derinliklerinden geliyordu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

90

Page 91: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Az sonra, tepenin ardından iki beyaz araç belirdi. Sarsıla zıplaya,büyük çukurlarda bir kaybolup bir belirerek ilerliyorlardı.Dikkatlice bakınca birinin öbürünü çektiği fark ediliyordu.Çobanların içinden biraz medeniyete bulaşmış olanları, bununçok eski model bir Alman arabası, Mercedes olduğunu vearkasında yaşı ve modeli belirsiz, altı tekerlekli bir karavanıçektiğini söylediler.

Bu yolcular bir önceki gibi çekingen değillerdi. Konvoy dururdurmaz, içinden bir düzine kısa boylu, esmer, kıvırcık saçlı adamçıkıp kılıçlarını çeker gibi gitarlarına sarıldılar.

— Uyan Cango, diye bağırdılar, geldik işte!

Gece, bu gürültüden korkup daha fazla beklemeden kaçtı.

Binlerce turna kuşu tek ayaklarının üzerine tünemiş, korkudanbağrışıyordu. Küçük kuşlar da çevrelerinde telaşlı yardımcılargibi dönüp duruyorlardı. Bazı yerlerde ince sis perdeleri, kıyıdakisazlıklara takılıp kalmıştı. Ama bu pamuğumsu izlerin uzunsüreli olmadıkları anlaşılıyordu. Afrika’nın parlak aydınlığı, herşeyi hoşgörülü egemenliği altına alacaktı.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

91

Page 92: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

O gün, okulun ilk günü gibi geçti. Tüm dünyadan ve tümzamanlardan gitaristler bir araya geliyordu. Eskilere ardı arkasıkesilmeyen yenileri katılıyordu. (Saray kostümünün üstükurdelelerle dolu olan Corbetta, hangi kameranın onu çektiğinihenüz keşfedememiş star pişkinliği içindeki Paganini,çobanlarca krallar gibi karşılanan ve Afrikalı dev gibi kadınlarınokşamalarına maruz kalım iki Luisiana’lı songster sonundasiyahlar!; kırmızı elbiseli, kel kocalı, Afrika’da flamenko dansıyapacak kadar sert bir zemin bulamamaktan dolayı öfkeli birSevilla sakini; Baden Powell’ın torunları olan ve akşama kadardurmadan badem sütü gibi tatlı bossas-novas’Iar fısıldayan üçBrezilyalı…)

Tanışmalar, tokalaşmalar, anılar; müzik başlangıçlarınyardımcısıdır, aynı kapalı ışığın çekingen bir çiftin ilksevişmesine yardımcı olduğu gibi… Ne sözcüklere, nehareketlere, ne de hatta gülümsemelere gerek kalır. Bir nota, birakor yeterlidir; bir başkası ona yanıt verir, her şey ddüğümlenir,sarmaş dolaş olur: iş bitmiştir.

İlk şaşkınlık sürecinden sonra (bu rengârenk kocamanfasulyelere benzeyen, düğmeli, kollu şeyler, gitar olabilir miydi?)çalgılarını değiştirip, ötekilerin sırlarını öğrenmeye başladılar.

Doktor Amat, Gibson Firebird’ünden ayrılmıyordu. Küçük bir

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

92

Page 93: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

çocuk gibi, elektriğin yapabildiklerini, hoparlörün gücünü,miksaj masasının çıkarabildiği sesleri keşfediyordu. Cılız birPerulu, kendi charengo’sunu bırakmış, bir strato-caster ileuğraşıyordu. Çaldığı her notada, sanki bir ejderhanın kuyruğunabasmış gibi sıçrıyordu.

Bir köşede, üzerinde İnsanlık Müzesi, Trocadero Meydanı 75016Paris, KIRILACAK EŞYA yazan bir kasanın üzerinde oturanClapton, Stradivarius’a blues öğretiyordu. Ona Mississippi’denbahsediyordu. Gitar parmaklarının arasında sıcacıktı. Cango’nunyeğenlerinden genç bir Çingene eline geçirdiği bir XVII. yüzyılharikasını, alaycı bakışlardan uzak bir köşede inceliyor, makineyağından kararmış, uzun tırnaklarıyla sedef parıltılarını, incekakmalı pelesenki okşuyordu.

Bilim adamları, insanlık tarihinin başlangıcının uzmanları dişfırçalarını bırakmışlardı. Mezar dedikleri taşların üzerlerineoturmuş ve göl kuşlarını bile kıskandıracak çeşitliliktekimüziklerin keyfini çıkarıyorlardı. Şantiye şefi olan yaşlı arkeologbu gösteriyi dudaklarında hafif bir gülümsemeyle izliyordu. Düngeceden beri neşesi pek yerindeydi.

Elini Clapton’un omzuna koydu.

— Geçmiş yaşamlarınız için koca bir bravo! Hepsi de çoksevimliler. Daha çok kişi bekliyor musunuz?

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

93

Page 94: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Önce ufkun bir yerlerinden gelen küçük bir gürültü duyuldu.Sonra güçlü bir homurdanma. Sonunda gürültü, bir gökgürültüsüne benziyordu ve o sırada bütün tozlar gökyüzünedoğru havalandılar; tekrar yere inerek her şeyi büyük birbulutun altında boğdular.

Pembe helikopter gölün üzerinde uçuyordu, turnalarıönemsemeyerek, boşu boşuna birkaç timsah aranıyordu vesonunda yere indi.

— Geç kaldığımız için özür dileriz, dedi ilk inen, George Harrison,kanatların altında iki büklüm duruyordu. Ama biraz dolaşmakzorunda kaldık. Çok sevdiğimiz birisi bizi terk etmişti ve çokuzakta oturuyordu.

Arkasında Paul ve Ringo duruyordu, hemen arkalarında da JohnLennon, her zamankinden daha fazla Asyalı görünüyordu,boyundan düz inen bir tünik, yuvarlak, muzip, küçücükgözlükler. Uzakta oturan ve öbürlerinin bulmak için çok zamanharcadıkları kişi oydu.

Dördü bir arada olmaktan çok mutluydular. Saçları beyazlamıştı.Yaşlarını tek belli eden buydu. Başka her şeyleri tam da yirmiyaşlarındaki gibiydi. Pembe helikopter sayesinde geri döndüklerigençliklerini, birbirlerinin sırtlarına delikanlılar gibi yumruklar

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

94

Page 95: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

indirerek gösteriyorlardı.

Ve delikanlılığın verdiği umarsızlıkla öbürleriyle hiçilgilenmeden çalmaya başladılar. Neşe izin istemezdi, gitarınıalır ve çalardı.

İşte böylece, gece olurken, Afrika semaları tekrar Lucy in theSky‘la inlemeye başladı. Lucy in the Sky with Diamonds.

Önceleri şaşkınlığa kapılan, suratları asılan öbür zamanlarıngitaristleri (“buraya kadar bir İngiliz nakaratını dinlemek içingelmedik”), yavaş yavaş ak saçlı dörtlünün yaşama sevinciylebirlikte dansa katılmaya başladılar.

Onlara ilk katılan Doktor Amat oldu. Bilindiği gibi mutlulukonun tutkusuydu. Kalktı ve bu Liverpool melodisine katıldı.

Hoş geldiniz, dediler John ve Paul, ellerini kollarını sallayarak,Lucy’e hoş geldiniz, siz örnek oldunuz, sizi izleyecek kimse yokmu? Elektriği çok az kullanıyorlardı, en yumuşak biçimdeçalıyorlardı, serserilere karşı saygı göstererek, herkese şansvererek; bu akşam desibel kavgası yapmak yoktu!

Doktor kendi bölümünü bitirip oturdu. Cango onun yerini aldı.Eliyle selam verdi, selam eski dostlar!

Lucy yol katediyordu, Lucy Afrika’yı geride bırakıp OrtaAvrupa’ya doğru ilerliyordu, Lucy Çingene öykülerianlatıyordu…

Bilim adamları yaklaşmışlardı. Müzik onları, atalarımızbakımından çok zengin deliklerinden çıkarmıştı. Ve Corbetta’ylaCango çalarlarken, onlar da dans etmeye başlamışlardı.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

95

Page 96: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

— Lucy, 1978‘de ünlü elli iki kemiği keşfettiğimiz günühatırlıyor musun?.. Ben orada değildim, ama anlattılar… Dünyatarihinin ilk gerçek kadını…

Yaşlı arkeolog Clapton’a yaklaştı:

— Gerçekten de şenlikler konusunda özel bir yeteneğiniz var. Birtek Hendrix eksik. O randevuları pek ciddiye alanlardan değildir,öyle değil mi?

— Hendrix gelmeyecek. O fazla uzağa gitti, Hiç kimse onu gerigetiremez.

Sesi titriyordu.

— Özür dilerim, dedi yaşlı arkeolog.

— Tesellisi olmayan olaylar da yaşamın hir parçasıdır.

— Eric, hadi, bizimle gel.

Dörtlü onu çağırıyordu.

— Hadi çabuk ol, ne zamandır seninle çalmak istiyorduk.

Clapton önce, yapmayı çok iyi bildiği gibi dört-beş notayla Lucy’i

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

96

Page 97: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

selamladı -in the Sky with Diamonds-. Sonra, bir ressamınbulutları anlatabilmesi gibi, her şeyi, en ufak duygu parçasını, enkırılganını, en geçicisini bile dile getirmeyi bilen parmakları,çocukluğa doğru yaklaşmaya ve o bilinen nakaratı çalmayabaşladılar; ışıklar söner, bir pasta yaklaşır, happy birthday, öncehafif hafif çalıyordu, sadece kendisi için, sonra Harrison veLennon da ona katıldılar: Happy birthday Lucy!

Afrika’nın gecesi başlamıştı. Göz kırpan, yıldızlarla dolu,Lucy’nin pastasının üzerinde üç milyon mumun pırıldadığıAfrika gecesi.

Saymak olanaksızdı. Zaten kampı çevreleyen tepelerde gittikçedaha çok ışık yanıyordu. Gitar dostları sonunda konser yerineulaşabilmişlerdi. Uzun, çok uzun yollardan gelmelerine karşın,hâlâ yanan çakmaklarını ritime göre sallayabilecek güçleri vardı.

Bilim adamları da öbürleri gibi şarkı söylüyorlardı. Amatutkuları olan dünyanın başlangıcını da düşünmedenedemiyorlardı.

Orman kuraklıkla birlikte seyrelmeye başlayınca, Lucydüşmanlarını gözleyebilmek için ayağa kalmıştı. Seyrekormanda öylece ayakta durunca, kendisini yalnız ve çıplakhissetmişti. İşte o zaman, kollarında tutacağı bir şeye ihtiyaçduydu, ona eşlik edecek ve onun adına bu seyrelmiş dünyaylakonuşacak bir şeye. Lucy’nin bu yalnızlığı ve müzik ihtiyacıyla,hayvan bağırsağından yapılma ilk gitarın arasından belki yüzbin yıl geçmişti… Belki yüz on bin yıl…

Lucy mutluydu. Bu şenliği uzun zaman beklemişti, amadünyanın ilk kadını için zaman ne demektir ki? Üç milyonmumu ancak şafakla birlikte üfledi. Gitaristler kaybolmuştu.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

97

Page 98: Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Turuz · Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna Can Yayınları (2000) Derecelendirme:★★★★☆ Etiketler:Tarih, Müzik 'Halk, dumanları tüten

Ama o şaşırmadı. Türümüzün üzerindeki lanetten haberi vardı:Ne kadar insan doğarsa, yalnızlık o kadar artar.

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi Erik Orsenna

98