Upload
gurerdem1071
View
92
Download
1
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Tamamı 142 Sf. Kaynak göstermek şartıyla alıntı ve atıf yapabilirsiniz.
Citation preview
1
T.C.
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
COĞRAFYA ANABİLİM DALI
LİSANS TEZİ
DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE ORMANLAR
HAZIRLAYAN DANIŞMAN
Erdem GÜR Doç. Dr. Ünal YILDIRIM
Afyonkarahisar-2015
2
T.C.
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ
COĞRAFYA BÖLÜMÜ
TÜRKİYE VE DÜNYA’DA ORMANLAR
LİSANS TEZİ
Bu lisans bitirme tezi / / tarihinde aşağıda belirtilen jüri tarafından oy
birliği/oy çokluğu ile başarılı/başarısız olarak değerlendirilmiştir.
DANIŞMAN ÜYE
Doç. Dr. Ünal YILDIRIM Doç. Dr. Tevfik ERKAL
Almış Olduğu Not:
3
ÖZET
Hazırlanılan bu çalışma hem dünya hem de ülkemiz orman varlığıyla ilgili
önemli değerlendirmeleri ortaya koymakta ve dünyada var olan bütün orman
varlığının konumsal yerini (haritalarla), miktarlarını (çizelgelerle), oranlarını
(grafiklerle) ve önemini göstermektedir.
Çalışma dünya ve ülkemiz ormanları bakımından iki ana üniteye ayrılmıştır.
Dünya orman varlığı konusunda geniş alanlar kaplayan orman toplulukları iklim
bölgeleri, kıtalar ve ülkeler bazında sınıflandırmalar yapılarak incelenmiştir. Ayrıca
ormanların dağılışına ve yaşayışına etki eden coğrafi faktörlerin arasındaki ilişkilere
değinilmiştir. Ülkemiz ormanları konusunda ise daha ayrıntılı olarak çalışılmıştır.
ülkemiz orman varlığı açısından çok büyük öneme sahip olan ağaçlandırma, orman
planlama ve amenajman çalışmaları gibi konulara değinilmiştir. Ayrıca ülkemizde
yetişen ağaç türlerinin dağılışları konusuna da ayrıntılı olarak değinilmiştir.
Çalışmada araç olarak Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama
Teknikleri kullanılmıştır. CBS ortamında yapılan çalışmalarda verilerden elde edilen
zengin görsel malzemeler sayesinde verimli analizler yapılabilmektedir. Hatta eldeki
verileri işlemek, depolamak, analiz etmek ve sunmak kolay hale gelmektedir.
Anahtar Kelimeler: Ormanlar, Orman Varlığı, Türkiye’de Orman, Dünyada
Ormanlar, Ağaç Türleri.
4
ABSTRACT
Preparing this study both the world and our country's forest reveals
significant judgments regarding the existence and spatial location of all forests that
exist in the world (with map), quantities (with schedule), rates (with charts) and
shows its importance.
Our working world and the country is divided into two main units in terms of
forest. World forests covering large areas of forest communities about climate zones,
continents and countries have been analyzed on the basis of the classification made.
It also addressed the relationship between geographic factors that influence the
distribution and the way of life of the forest. Our country has been studied in more
detail in the forest. Our country, which has great importance for the presence of
forest plantations has been addressing issues such as forest planning and forest
management efforts. In addition, the distribution of tree species grown in our country
are discussed in detail on the subject.
Working as a means of Geographic Information Systems and Remote Sensing
techniques are used. Thanks to its rich visual materials derived from data in studies
in GIS analyzes can be performed efficiently. Even manipulate the available data,
storing, analyzing, and becomes easy to provide.
Keywords: Forests, Forest Assets, Forests in Turkey, Forests in the World, Wood
Species.
5
i. İÇİNDEKİLER
Konu Başlıkları Sayfa No. i. İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................... 5
ii. ŞEKİLLER LİSTESİ ................................................................................................................... 8
iii. ÇİZELGELER LİSTESİ ............................................................................................................ 11
iv. ÖNSÖZ ............................................................................................................................... 12
v. AMAÇ .................................................................................................................................. 13
vi. VERİ - YÖNTEM .................................................................................................................. 14
vii. ARAÇLAR ........................................................................................................................... 16
vii.i. Coğrafi Bilgi Sistemleri ................................................................................................ 16
vii.ii. Uzaktan Algılama Teknikleri ...................................................................................... 19
1. Bitki Nedir ? ........................................................................................................................ 20
1.1. Bitkilerin Genel Özellikleri ........................................................................................... 21
1.2. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Dağılışını Etkileyen Faktörler ............................... 23
1.2.1 İklimin Etkisi .......................................................................................................... 23
1.2.2. Yer Şekillerinin Etkisi ............................................................................................ 25
1.2.3. Toprak Faktörü ..................................................................................................... 26
1.2.4 Basınç ve Rüzgarlar ............................................................................................... 26
1.2.5. İnsan Faktörü ....................................................................................................... 27
1.3. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Coğrafi Dağılışı ..................................................... 27
1.3.1. Ağaç (Orman) Formasyonları ............................................................................... 29
1.3.2 Yeryüzündeki Çalı Formasyonları .......................................................................... 36
1.3.3. Yeryüzündeki Ot Formasyonları ........................................................................... 37
1.4. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Fizyonomik Özelliklerine Göre Sınıflandırılması. . 41
1.4.1. Kseromorflar ........................................................................................................ 42
1.4.2. Higromorflar ......................................................................................................... 43
1.4.3. Mesomorflar ........................................................................................................ 43
1.4.4. Hidromorflar ........................................................................................................ 44
1.5. İklim Değişikliklerinin Bitkileri Etkilemesine Göre Oluşan Bitki Sınıflandırması. ......... 45
1.5.1. Kalıntı (Relikt) Bitkiler ........................................................................................... 45
6
1.5.2. Endemik Bitkiler ................................................................................................... 46
2. Orman Nedir ? .................................................................................................................... 47
2.1. Farklı Bakış Açılarıyla Orman Tanımları. ...................................................................... 50
2.2. Ormanların Faydaları .................................................................................................. 51
2.2.1. Ormanların Ekonomik Faydaları ........................................................................... 52
2.2.2. Ormanların Ekolojik Faydaları .............................................................................. 52
3. Dünya’daki Orman Varlığı .................................................................................................. 52
3.1. Soğuk (Boreal) Orman Kuşağı...................................................................................... 54
3.1.1. Kanada-Alaska Ormanları ..................................................................................... 56
3.1.2. Sibirya-İskandinavya Ormanları ........................................................................... 59
3.2. Sıcak (Ekvatoral) Orman Kuşağı .................................................................................. 60
3.2.1. Amazon Ormanları ............................................................................................... 61
3.2.2. Kongo Ormanları .................................................................................................. 63
3.2.3. Muson Ormanları ................................................................................................. 65
3.2.4. Karışık (Geçiş) Ormanları .......................................................................................... 67
4. Kıtalar a Göre Ormanlar ..................................................................................................... 69
4.1. Avrupa Kıtası Ormanları .............................................................................................. 70
4.2. Afrika Kıtası Ormanları ................................................................................................ 71
4.3. Kuzey Amerika Kıtası Ormanları .................................................................................. 72
4.4. Güney Amerika Kıtası Ormanları ................................................................................. 73
4.5. Asya Kıtası Ormanları .................................................................................................. 75
4.6. Avustralya Kıtası Ormanları ......................................................................................... 76
5. Ülkeler Bazında Ormanlar ................................................................................................. 78
5.1. Orman Varlığı Miktarı Bakımından En Büyük Beş Ülkenin (Rusya, Brezilya, Kanada,
ABD ve Çin) Orman Varlıkları ............................................................................................. 79
5.1.1. Rusya .................................................................................................................... 80
5.1.2. Brezilya ................................................................................................................. 81
5.1.3. Kanada.................................................................................................................. 82
5.1.4. Amerika Birleşik Devletleri ................................................................................... 83
5.1.5. Çin Halk Cumhuriyeti............................................................................................ 84
6. Türkiye’nin Orman Varlığı .................................................................................................. 86
6.1. Türkiye’nin Arazi Kullanımı İçerisinde Ormanlar ......................................................... 87
6.2. Türkiye’nin Orman Varlığının Genel Dağılışı ............................................................... 88
7
6.3. Türkiye’nin Orman Koru ve Baltalık Orman Kullanımı ................................................ 89
6.4. Türkiye’nin Ormanlarının Yaprak Türüne Göre Dağılışı .............................................. 90
7. Bölgelere Göre Türkiye’nin Orman Varlığı ......................................................................... 91
7.1. Karadeniz Bölgesi’nin Orman Varlığı ........................................................................... 93
7.2. Akdeniz Bölgesi’nin Orman Varlığı .............................................................................. 94
7.3. Ege Bölgesi’nin Orman Varlığı ..................................................................................... 96
7.4. Marmara Bölgesi’nin Orman Varlığı ............................................................................ 98
7.5. İç Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı ........................................................................ 100
7.6. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı .................................................................. 102
7.7. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı ........................................................ 104
8. Orman Bölge Müdürlüklerine Göre Türkiye’nin Orman Varlığı ....................................... 106
9. İllere Göre Türkiye’nin Orman Varlığı .............................................................................. 108
10. Türkiye’nin Orman Yangınları ........................................................................................ 113
11. Türkiye’deki Silvikültür Faaliyetleri ................................................................................ 114
11.1. Ağaçlandırma Faaliyetleri ........................................................................................ 115
11.2. Mera Islahı Faaliyetleri ............................................................................................ 115
11.3. Erozyon Kontrol Faaliyetleri .................................................................................... 116
11.4. Rehabilitasyon Faaliyetleri ...................................................................................... 117
12. Türkiye’de Yetişen Bazı Ağaç Türleri ve Yayılışları ......................................................... 118
12.1. Kızılçam ................................................................................................................... 119
12.2. Sarıçam .................................................................................................................... 120
12.3. Karaçam .................................................................................................................. 122
12.4. Göknar ..................................................................................................................... 124
12.5. Ardıç ........................................................................................................................ 126
12.6. Sedir ........................................................................................................................ 127
12.7. Ladin ........................................................................................................................ 129
12.8. Meşe........................................................................................................................ 130
12.9. Fıstıkçamı ................................................................................................................ 132
12.10. Kestane.................................................................................................................. 133
12.11. Gürgen .................................................................................................................. 135
12.12. Kızılağaç ................................................................................................................. 136
12.13. Kayın ...................................................................................................................... 138
viii. SONUÇ VE ÖNERİLER ..................................................................................................... 139
8
ix. KAYNAKÇA ....................................................................................................................... 140
ix.i Sayısal Veri Kaynakları ................................................................................................ 142
ix.ii Vektör ve Raster Veri Kaynakları .............................................................................. 142
ii. ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Veri-Yöntem Şeması................................................................................................. 15
Şekil 2. Bitkilerden Bir Görünüm. ......................................................................................... 21
Şekil 3. Karlı Bir Bölgede Günbatımı. ................................................................................... 24
Şekil 4. Eğimli Bir Yamaca Tutunan Bir Ağaç. .................................................................... 25
Şekil 5. Bitkilerin Tahrip Edildiği Bir Maden Ocağı. ............................................................ 27
Şekil 6. Yeryüzündeki Vejetasyon Topluluklarının Dağılışı ................................................. 29
Şekil 7. Ormandan Bir Görünüm. .......................................................................................... 30
Şekil 8. Ekvatoral Yağmur Ormanlarının Lokasyon Haritası. ............................................... 31
Şekil 9. Muson Ormanlarından Bir Görünüm. ....................................................................... 32
Şekil 10. Muson Ormanlarının Lokasyon Haritası. ............................................................... 33
Şekil 11. Karışık Ağaç Türlerini Barındıran Bir Orman. ....................................................... 34
Şekil 12. Tayga Ormanlarından Bir Görünüm. ...................................................................... 35
Şekil 13. Tayga Ormanlarının Lokasyon Haritası.................................................................. 35
Şekil 14. Savan Formasyonundan Bir Görünüm.................................................................... 38
Şekil 15. Bozkır Formasyonundan Bir Görünüm. ................................................................. 39
Şekil 16. Orman Üst Sınırında Alpin Dağ Çayırlarının Başladığı Yerden Bir Görünüm. ..... 40
Şekil 17. Tundra Bataklıklarından Bir Görünüm. .................................................................. 40
Şekil 18. Çöl Bitkilerinden Bir Görünüm. ............................................................................. 41
Şekil 19. Kseromorf Bir Bitki Olan Kaktüs. .......................................................................... 42
Şekil 20. Higromorf Bitkilerden Bir Görünüm. ..................................................................... 43
Şekil 21. Mesomorf Bitkilerden Bir Görünüm. ..................................................................... 44
Şekil 22. Hidromorf Bitkilerden Bİr Görünüm. ..................................................................... 44
Şekil 23. Relikt Bitkilerden Bir Görünüm. ............................................................................ 46
Şekil 24. Endemik Bir Bitki Olan Uludağ Göknarı. .............................................................. 47
Şekil 25. Ormandan bir Görünüm. ......................................................................................... 49
Şekil 26. Orman Sınıflandırması Şeması. .............................................................................. 54
Şekil 27. Boreal Orman Kuşağının Lokasyon Haritası. ......................................................... 55
Şekil 28. Kanada ve Alaska Ormanlarının Lokasyon Haritası. ............................................. 57
Şekil 29. Kuzey Amerika'da Yetişen Bir Dev Ağaç. ............................................................. 58
Şekil 30. Kanada'daki Dev Kızılağaçlardan Görünüm. ......................................................... 59
Şekil 31. Sibirya-İskandinavya Ormanları Haritası. .............................................................. 59
Şekil 32. Ekvatoral Orman Kuşağının Lokasyon Haritası. .................................................... 61
9
Şekil 33. Amazon Ormanları Haritası. ................................................................................... 62
Şekil 34. Kongo Ormanları Haritası. ..................................................................................... 64
Şekil 35. Muson Ormanları Haritası. ..................................................................................... 65
Şekil 36. Kıtaların Orman Yüzdeleri. .................................................................................... 69
Şekil 37. Avrupa'daki Ormanların Haritası. ........................................................................... 71
Şekil 38. Afrika'daki Ormanların Haritası. ............................................................................ 72
Şekil 39. K.Amerika'daki Ormanların Haritası. ..................................................................... 73
Şekil 40. G.Amerika'daki Ormanların Haritası. ..................................................................... 74
Şekil 41. Asya Kıtasındaki Ormanların Haritası. ................................................................... 76
Şekil 42. Avustralya Kıtasındaki Ormanların Haritası. ......................................................... 77
Şekil 43. Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin’in Orman Yüzdeleri.................................. 79
Şekil 44. Rusya'nın Orman Varlığı Haritası........................................................................... 81
Şekil 45. Brezilya'nın Orman Varlığı Haritası. ...................................................................... 82
Şekil 46. Kanada'nın Orman Varlığı Haritası. ....................................................................... 83
Şekil 47. ABD'nin Orman Varlığı Haritası. ........................................................................... 84
Şekil 48. Çin'in Orman Varlığı Haritası. ................................................................................ 85
Şekil 49. Türkiye'nin Orman Alanlarının 1973-2012 Arasındaki Değişimi. ......................... 86
Şekil 50. Türkiye'nin Arazi Kullanımı İçerisinde Orman Alanlarının Payı. .......................... 87
Şekil 51. Türkiye'nin Orman Varlığı Haritası. ....................................................................... 88
Şekil 52. Türkiye'nin Ormanlık Alanlarının Diğer Arazilere Göre Oranı. ............................ 89
Şekil 53. Türkiye'nin Orman Kullanımı Haritası. .................................................................. 90
Şekil 54. Koru ve Baltalık Ormanların Oranları. ................................................................... 90
Şekil 55. Yaprak Türüne Göre Türkiye'nin Ormanları Haritası. ............................................ 91
Şekil 56. İbreli ve Yapraklı Ağaç Türlerine Sahip Olan Ormanların Oranları. ..................... 91
Şekil 57. Türkiye'nin Bölgelere Göre Orman Yüzdeleri. ....................................................... 92
Şekil 58. Türkiye'nin Bölgelerinin Orman Oranları ve Yoğunluğu. ...................................... 92
Şekil 59. Karadeniz Bölgesi'nin Fiziki Haritası. .................................................................... 93
Şekil 60. Karadeniz Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ...................................................... 94
Şekil 61. Akdeniz Bölgesi'nin Fiziki Haritası. ....................................................................... 95
Şekil 62. Akdeniz Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ......................................................... 96
Şekil 63. Ege Bölgesi'nin Fiziki Haritası. .............................................................................. 97
Şekil 64. Ege Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ................................................................ 98
Şekil 65. Marmara Bölgesi'nin Fiziki Haritası. ...................................................................... 99
Şekil 66. Marmara Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ...................................................... 100
Şekil 67. İç Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası.................................................................. 101
Şekil 68. İç Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. .................................................. 102
Şekil 69. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası. ........................................................... 103
Şekil 70. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ............................................. 104
Şekil 71. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası. ................................................. 105
Şekil 72. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası. ................................... 106
Şekil 73. Orman Bölge Müdürlükleri ve Sınırları Haritası. ................................................. 107
Şekil 74. Orman Bölge Müdürlüklerinin Toplam Orman Alanlarının Dağılımı .................. 107
Şekil 75. Orman Bölge Müdürlükleri'nin Normal Orman Alanlarının Dağılımı. ................ 108
10
Şekil 76. Orman Bölge Müdürlükleri'nin Bozuk Orman Alanlarının Dağılımı. .................. 108
Şekil 77. İllere Göre Türkiye'nin Orman Varlığı Haritası.................................................... 110
Şekil 78. Türkiye'nin Orman Alanlarının İl Düzeyinde Dağılımı. ....................................... 111
Şekil 79. Türkiye'nin Orman Servetinin İl Düzeyinde Dağılımı. ......................................... 111
Şekil 80. Türkiye'nin Orman Yoğunluğunun İl Düzeyinde Dağılımı. ................................. 112
Şekil 81. Türkiye'nin Orman Artımının İl Düzeyinde Dağılımı. ......................................... 112
Şekil 82. Türkiye'deki Orman Yangınlarının Sebeplerinin Belirlenme Oranları ve Belirlenen
Sebeplerin Dağılımı. ............................................................................................................ 113
Şekil 83. Yangın Sebeplerinin Yıllara Göre Değişimi ve Dağılımı (1997-2010). ............... 114
Şekil 84. Türkiye'de Yapılan Ağaçlandırma Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı. ............. 115
Şekil 85. Türkiye'de Yapılan Mera Islahı Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı. .................. 116
Şekil 86. Türkiye'de Yapılan Erozyon Kontrol Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı. ......... 117
Şekil 87. Türkiye'de Yapılan Rehabilitasyon Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı. ............ 118
Şekil 88. Kızılçam'ın Görünümü. ......................................................................................... 120
Şekil 89. Kızılçam'ın Türkiye'deki Yayılışı. ........................................................................ 120
Şekil 90. Sarıçam'ın Görünümü. .......................................................................................... 121
Şekil 91. Sarıçam'ın Türkiye'deki Yayılışı. .......................................................................... 122
Şekil 92. Karaçam'ın Görünümü. ......................................................................................... 123
Şekil 93. Karaçam'ın Türkiye'deki Yayılışı. ........................................................................ 124
Şekil 94. Göknar'ın Görünümü. ........................................................................................... 125
Şekil 95. Göknar'ın Türkiye'deki Yayılışı. ........................................................................... 125
Şekil 96. Ardıç'ın Görünümü. .............................................................................................. 126
Şekil 97. Ardıç'ın Türkiye'deki Yayılışı. .............................................................................. 127
Şekil 98. Sedir'in Görünümü. ............................................................................................... 128
Şekil 99. Sedir'in Türkiye’deki Yayılışı. .............................................................................. 128
Şekil 100. Ladin'in Görünümü. ............................................................................................ 129
Şekil 101. Ladin'in Türkiye'deki Yayılışı. ........................................................................... 130
Şekil 102. Meşe'nin Görünümü. ........................................................................................... 131
Şekil 103. Meşe'nin Türkiye'deki Yayılışı. .......................................................................... 131
Şekil 104. Fıstıkçamı'nın Görünümü. .................................................................................. 132
Şekil 105. Fıstıkçamı'nın Türkiye'deki Yayılışı. .................................................................. 133
Şekil 106. Kestane'nin Görünümü. ...................................................................................... 134
Şekil 107. Kestane'nin Türkiye'deki Yayılışı. ...................................................................... 134
Şekil 108. Gürgen'in Görünümü. ......................................................................................... 135
Şekil 109. Kestane'nin Türkiye'deki Yayılışı. ...................................................................... 136
Şekil 110. Kızılağaç'ın Görünümü. ...................................................................................... 137
Şekil 111. Kızılağaç'ın Türkiye'deki Yayılışı. ..................................................................... 137
Şekil 112. Kayın'ın Görünümü. ........................................................................................... 138
Şekil 113. Kayın'ın Türkiye'deki Yayılışı. ........................................................................... 139
11
iii. ÇİZELGELER LİSTESİ
Çizelge 1. Kıtaların Orman Alanları. ..................................................................................... 70
Çizelge 2. Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin'in Orman Alanı ve Orman Yoğunluğu. .. 80
Çizelge 3. Türkiye'nin Arazi Kullanımı Alan ve Yüzdeleri. .................................................. 88
Çizelge 4. Türkiye'nin Orman Alanları ve Diğer Alanların Miktarı ve Yüzdeleri. ............... 89
Çizelge 5. Türkiye'nin Koru ve Baltalık Orman Alanlarının Miktar ve Yüzdeleri. ............... 90
Çizelge 6. Türkiye'nin İbreli ve Yapraklı Ağaç Türlerine Sahip Orman Alanlarının Miktar ve
Yüzdeleri. ............................................................................................................................... 91
Çizelge 7. Türkiye'nin İl Düzeyinde Orman İstatistikleri. ................................................... 109
Çizelge 8. Türkiye'de Yetişen Bazı Ağaç Türleri'nin Normal, Bozuk ve Toplam Orman
Alanları. ............................................................................................................................... 119
Çizelge 9. Kızılçam'ın Alansal Dağılımı. ............................................................................ 119
Çizelge 10. Sarıçam'ın Alansal Dağılımı. ............................................................................ 121
Çizelge 11. Karaçam'ın Alansal Dağılımı. ........................................................................... 122
Çizelge 12. Göknar'ın Alansal Dağılımı. ............................................................................. 124
Çizelge 13. Ardıç'ın Alansal Dağılımı. ................................................................................ 126
Çizelge 14. Sedir'in Alansal Dağılımı. ................................................................................. 127
Çizelge 15. Ladin'in Alansal Dağılımı. ................................................................................ 129
Çizelge 16. Meşe'nin Alansal Dağılımı................................................................................ 130
Çizelge 17. Fıstıkçamı'nın Alansal Dağılımı. ...................................................................... 132
Çizelge 18. Kestane'nin Alansal Dağılımı. .......................................................................... 133
Çizelge 19. Gürgen'in Alansal Dağılımı. ............................................................................. 135
Çizelge 20. Kızılağaç'ın Alansal Dağılımı. .......................................................................... 136
Çizelge 21. Kayın'ın Alansal Dağılımı. ............................................................................... 138
12
iv. ÖNSÖZ Ormanlar insan yaşamı için hayati önem taşımaktadır. Ormanlar atmosferdeki
oksijenin kaynağıdır. Diğer bir ifade ile dünyanın akciğerleridir. Aynı zamanda
ormanlar, insanlar için hayati önem taşıyan diğer bir unsur olan su varlığını korur ve
düzenler. Bu bakımdan ormanlar dünya ekosisteminin önemli ve vazgeçilmez bir
parçasıdır. Ormanların sağladığı bu fayda ve hizmetler sağlıklı ve yaşlanabilir bir
çevre için mutlaka zorunludur ve gereklidir. insan teknolojisi bu hizmetlerin hiçbirini
kitle halinde ve yer küresi ölçeğinde doğal ormanlar kadar yerine getirememektedir
ve getiremeyecektir.
Daha önce de bahsedildiği gibi ormanlar dünya ekosistemi açısından çok
büyük öneme sahiptir. İnsan yaşamı adına oldukça büyük bir doğal zenginlik ve
servet olan ormanlar ile ilgili yapılacak olan çalışmalar faydalı olacaktır. Bu ilham ile
yola çıkılan bu çalışmada toplanan veriler derlenerek CBS ortamına aktarılmış ve
CBS ortamında depolanarak geniş bir orman veritabanı oluşturulmuştur. Bu
oluşturulan veritabanından elde edilen zengin görsel malzemeler ile verimli analizler
yapılabilmektedir.
İçinde bulunduğumuz bilgi çağının bize sunduğu imkanlardan olan CBS ve
Uzaktan Algılama Teknikleri kullanılarak verileri bir arada toplamak artık çok daha
kolay. Hatta sadece bir arada toplamak değil bu verilerle CBS ortamında önemli
değerlendirmeler yapıp, analizler yapmak, hatta sunmak çok kolay hale gelmiştir.
Tez çalışmamın başından, sonuna kadar yardımcı olan danışman hocam Doç.
Dr. Ünal YILDIRIM’a, bana maddi manevi her türlü desteğini esirgemeyen annem
Aliye GÜR’e ve bugünleri göremese de beni yetiştiren, bugünlere gelmemi sağlayan,
babam Orhan GÜR’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
Konuyla ilgilenen herkese faydalı olması dileğiyle.
13
v. AMAÇ Bu kısımda, çalışmanın amacı, bu amaç doğrultusunda neler yapıldığı, amaç
doğrultusunda hangi yöntem ve araçların kullanıldığı, ve elde edilecek sonuçların
nasıl değerlendirilebileceği, nerelerde kullanılacağı ve çalışmanın sonucunda
sağlanılacak katkıladan bahsedilmiştir.
Çalışmanın amaçları genel olarak belirtmek gerekirse; hem dünya, hem
ülkemiz orman varlığıyla ilgili önemli değerlendirmeleri ortaya koymak ve dünyada
var olan orman kaynaklarının konumsal yerini ve önemini haritalar aracılığı ile
göstermektedir. Türkiye ve dünya orman varlığı açısından çok büyük öneme sahip
olan ağaçlandırma, orman planlama, orman amenajman çalışmaları gibi konuları ele
alarak literatüre katkıda bulunmaktır. Çalışmada ülkemiz orman varlığının hem
yıllara göre gidişatı hem de konumsal yeri ve önemini ortaya koymak amaçlanmıştır.
Bu şekilde öğrenilecek bilgiler ve analizler sonucu literatüre katkı yaparak konuyla
ilgilenenlerin orman varlığı hakkında bilgi sahibi olması amaçlanmıştır
Türkiye ve dünya’da orman varlığının yayılış gösterdiği yerleri daha önceden
yapılmış haritalar üzerinden sayısallaştırma yapılarak veya uydu görüntüleri
üzerinden sayısallaştırma yapılarak bu alanları haritalamak, bu haritalar çerçevesinde
ana konuları belirlemek amaçlanmıştır. Ayrıca CBS ortamına sayısallaştırılan ve
farklı kaynaklardan elde edilen veriler ile geniş bir orman veritabanı oluşturmak
amaçlanmıştır.
14
vi. VERİ - YÖNTEM Hazırlanılan bu çalışmada iki ana ünitede altında çalışılmıştır. Bunlar
Dünyada ormanlar ve Türkiye’de ormanlardır. Daha sonra bu iki ana ünite alt
bölümlere ayrılmıştır. Dünya orman varlığı içerisine tek tek ülke orman varlığı
haritaları, dünyanın genel orman varlığı haritaları, grafikleri, tabloları ve ülke ülke
verileri CBS ortamına işlenerek çalışılmıştır. Türkiye’de Ormanlar kısmında ise
Türkiye’nin Orman Varlığı, koru-baltalık orman alanları, normal-bozuk orman
alanları, verimli-verimsiz orman alanları, haritalar, grafikler, tablolar
değerlendirilmiş ve verileri CBS ortamına işlenmiştir. Daha sonra işlenen ve
toplanan bu veriler CBS ortamında depolanarak geniş bir orman veritabanı
oluşturulmuştur. Bu oluşturulan veritabanından elde edilen zengin görsel malzemeler
ile verimli analizler, değerlendirmeler, hatta sunumlar yapılabilmektedir.
Çalışmada başta haritalar olmak üzere CBS ortamında oluşturulan
veritabanından elde edilen zengin görsel mazlemelere sıkça yer verilmiştir. Hatta
CBS ortamında, yoğunluklu olarak harita tabanlı çalışılmıştır. Çünkü CBS nin
kartografik yetenekleri sayesinde her türlü haritanın hazırlanması çok kolay bir
şekilde yapılmaktadır. Hatta üretilen haritaların güncelleştirilmesi ve yeni haritaların
hazırlanması veritabanının sorgulanması ile çok kısa sürelerde yapılabilmektedir.
Ayrıca toplumumuzda bilgi ve harita kullanımında eksiklikler bulunmaktadır.
CBS’nin temel özellikleri, yararları, sınırlılıkları yeterince bilinmemektedir.
Politikacılar ve üst düzey yöneticiler dahi bu teknolojiyi yeterince tanımamaktadır
(Tankut, 1998). Bu sebeplerden dolayı CBS ortamında bir veritabanı oluşturmak ve
harita tabanlı çalışmak çalışma yöntemi olarak tercih edilmiştir. Çünkü bu
veritabanları kullanılarak yapılacak çalışmalarlan elde edilecek çıktılar ile harita
kullanımının bir nebze de olsa yaygınaşacağı düşünülmektedir. CBS ortamında
oluşturulan veritabanı kullanılarak yapılacak olan çalışmaları inceleyen kişiler CBS
nin temel özellikleri, yararları, sınırlılıkları konusunda bilgi sahibi olacaktırlar.
CBS ortamında yapılan çalışmalarda bu çalışmada oluşturulan veritabanı
kullanılarak veya veritabanın elde edilen zengin görsel malzemeler sayesinde
verilmli analizler yapılabilir. Bu analizlerin tümü coğrafi analizlerdir. Bartuk’a göre,
coğrafi analiz; coğrafi veriyi bilgiye dönüştüren ve üretilen bilginin yeni bilgilerin
15
üretilmesinde kullanıması ile sistemde kendi içinde doğurganlık kazandıran,
devamlılığı olan bir işlemdir. Çizgi ve yüzey enterpolasyonları, yüzey
modellendirme, istatistiksel analizler, tampon oluşturma, coğrafi veri katmanlarını
üst üste çakıştırma, yeniden sınıflandırma, alan birleştirme, ağ analizleri gibi
işlemlerden oluşan coğrafi analizler pek çok CBS projesinin temel metodunu
oluşturmaktadır (Batuk, vd. 1997).
Zhang’a göre; günümüzde doğaya yönelik çalışmalarla elde edilen sonuçların
haritalara aktarılması büyük önem arz etmektedir. Bu açıdan, çok sayıda analitik
çözüm yöntemleri sağlayarak doğa amenajmanın temelini oluşturan ormanın
konumsal yapısını özünde beslediği konumsal veri tabanı ile işletim sistemi olarak
tanımlanan CBS teknolojisi, teknik fonksiyonu itibariyle kararların alınmasında etkili
olan konumsal verileri toplamak, saklamak, analiz etmek ve değerlendirmek için
kullanılan güçlü bir araçtır (Zhang, 1989).
Çalışma alanı daha önce de bahsedildiği gibi dünyada orman varlığının
bulunduğu, özellikle doğal bitki varlığı ve orman altı canlı yaşamının fazlaca
görüldüğü yerleri kapsamaktadır. Çalışma alanının yerleri ve sınırları bakımından
oldukça geniş olan bu çalışmada dünya genelindeki bilgiler ülkemiz genelindeki
bilgilerden daha yüzeysel olarak ele alınmıştır.
Şekil 1. Veri-Yöntem Şeması
Literatür Taraması
Verilerin Toplanması
CBS Ortamına aktarılması
CBS Ortamında işlenmesi ve Depolanması
Zengin Görsel Malzemeler ile analizlerin yapılması
Sonuçlar
16
vii. ARAÇLAR Çalışmada kullanılan araçlar; Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve uzaktan
algılama teknikleridir. CBS ortamında ArcGIS yazılımı kullanılarak ve uzaktan
algılama teknikleri kullanılarak yapılan çalışmalarda verilerden elde edilen zengin
görsel malzemeler sayesinde verilmli analizler yapılabilmektedir. Hatta eldeki
verileri işlemek, depolamak, analiz etmek ve sunmak kolay hale gelmektedir. CBS
ve uzaktan algılama tekniklerini tanımlamak ve orman konusu ile ilişkilerini ayrıntılı
olarak açıklamak gerekirse;
vii.i. Coğrafi Bilgi Sistemleri Tarihsel Gelişim olarak CBS ye baktığımızda; yaklaşık 25 yıl önce birçok
Coğrafyacı bilim adamları uzaya ait bilgileri bilgisayar ortamında organize
edebilecek bir bilgi sistemi tasarladılar. Son 10 yıldır büyüyen, kendini geliştiren bu
teknoloji CBS olarak yaygınlaşmıştır. Teknolojideki gelişmelere paralel olarak
sistemin uygulamaları da hızla gelişmiştir (Balcı, Çoban, Eker, 2000). CBS
kavramından tam bir terminoloji olarak ilk kez R.F. Tomlinson tarafından, 1970’li
yılların başlarında, Kanada’da bilgisayara dayalı konumsal bir bilgi sisteminin
kurulması esnasında söz edilmiştir. Ayrıca Tomlinson’un çalışmaları bugün
kullandığımız anlamda CBS nin ilk örnekleri sayılabilir (Altan, Toz, Külür, 1997).
Günümüzde teknoloji sürekli geliştiği gibi, yeni yöntemler ve yeni sistemler
de ortaya çıkmaktadır. Bu gelişmeler sonucunda ihtiyaç duyulan doğru bilgiye daha
kolay ve hızlı bir şekilde ulaşılabilmekte, ayrıca bilgiler etkin bir şekilde
değerlendirilebilmektedir. Bilim ve teknolojideki gelişmeler bilgi çağı denilen yeni
bir çağı başlatmıştır. Yaşanılan bu çağda bilgi teknolojileri hızla gelişmeye devam
etmektedir ve bu gelişmelerin sonucu olarak bilgi sistemleri ortaya çıkmıştır.
Konuma dayalı faaliyetlerin gerçekleştirildiği sektörlerde de yaşanan değişimler ve
gelişmeler sonucu CBS ortaya çıkmıştır (Yomralıoğlu, 2003).
17
Tanım olarak baktığımızda CBS; konuma dayalı gözlemlerle elde edilen
grafik ve grafik olmayan bilgilerin toplanması, saklanması, işlenmesi ve kullanıcıya
sunum işlevlerini bir bütünlük içerisinde gerçekleştiren bir bilgi sistemidir
(Yomralıoğlu, 2000).
Hızlı gelişen teknoloji, artan ihtiyaçlar ve ihtiyaçların çabuk karşılanması
isteği karar destek sistemlerinin kullanılmasını gerekli kılmıştır. Karar vericilerin
bilgiye daha çabuk erişimi, analizi, yeni duruma daha çabuk adapte olabilme, bilgiyi
güncelleyebilme gibi istekler organizasyonlarda uygun bilgi sistemlerinin
kullanılmasını zorunlu kılmaktadır (Şahin & Gümüşay, 2007).
CBS, coğrafya ve bilgi sistemi kavramlarının birleşmesinden oluşmaktadır.
CBS belli bir konumu ve biçimi olan nesnelere (coğrafi varlıklara) ait grafik ve
grafik olmayan bilgilerin toplanması, depolanması, işlenmesi, analizi ve gösterimine
yönelik donanım, yazılım ve işlem bileşenlerini bütünleşik olarak içeren özel bilgi
sistemleridir (Sarbanoğlu, 1990).
Birçok alanda (askeri, tarım, turizm, ulaşım, haberleşme, orman vb.)
konularda verilecek bir kararın önemli bir bileşeni coğrafyadır. Öz anlamıyla
coğrafya, insanlar ve mekân ile bunlar arasındaki ilişkiyi inceleyen bilimdir. Karar
vericinin coğrafyayı hızlı, güvenilir ve etkin bir şekilde kullanabilmesini sağlayan
araç ise CBS’dir (Şahin & Gümüşay, 2007).
Bilgisayar yazılım ve donanımlarında meydana gelen gelişmeler sonucu
ortaya çıkan CBS günümüzde birçok alanda kullanım olanağı bulmuştur.
Yeryüzünün en önemli doğal kaynaklarından biri olan ormanların işletilmesi,
planlanması ve yönetimini konu alan ormancılık ise CBS nin en önemli uygulama
alanlarından birini oluşturmaktadır (Koç, 1995).
CBS teknolojisi çok sayıda analitik çözüm yöntemleri sağlayarak şimdiye
kadar imkânsız olan ve ormancılık çalışmalarının temelini oluşturan ormanın
konumsal yapısını özünde beslediği konumsal veri tabanı ile inceleme ve
değerlendirmeye imkân sağlamaktadır (Başkent, 1997).
18
Özellikle son yıllarda CBS ile ilgili yazılım ve donanımlarda meydana gelen
hızlı gelişmeler mekânsal analizlerin gerçekleştirilmesinde, planlama, yönetim ve
karar vermede önemli bir araç olarak bu sistemlerin kullanılmasını gündeme
getirmiştir (Çalışkan, vd., 2004).
CBS’nin çok basit haritaların sayısal olarak hazırlanmasından, karmaşık
analiz ve modellerin oluşturulmasına kadar tüm aşamalarda kullanımı, karar
vericilere hizmet eder. Bu önemli faydanın temeli grafik verilerle ilgili öznitelik
bilgilerinin veritabanında birlikte tutulmasına dayanmaktadır. Bu önemli
özelliğinden dolayı, diğer çevre birimlerinde olduğu gibi, Orman Yangın Bilgi
Sisteminin (OYBS) oluşturulması ve kullanılmasında önemli bir araç olarak
karşımıza çıkmaktadır (Küçük, 2004).
Bilgisayar yazılım ve donanımlarında meydana gelen gelişmeler sonucu
ortaya çıkan CBS günümüzde birçok alanda kullanım olanağı bulmuştur.
Yeryüzünün en önemli kaynaklarından biri olan ormanların işletilmesi, planlanması
ve yönetimini konu alan ormancılık ise CBS’nin en önemli uygulama alanlarından
birini oluşturmaktadır (Koç, 1995).
CBS’nin son yıllarda sıkça kullanıldığı alanlardan birisi ise ormandır.
Ülkemiz orman varlığı ile ilgili CBS kullanımlarından örnek verecek olursak,
Türkiye orman varlığın’ın tamamı ve tamamı içerisinde koru-baltalık, bozuk-normal,
verimli-verimsiz özellikteki orman alanlarının haritalanması ve bu alanların
yüzölçümlerinin CBS ortamından kolayca elde edilmesi ile yüzdelerinin
hesaplanması daha sonra bu alanları iyileştirme, islah etme gibi faaliyetler için için
örneğin baltalık alanları koruya çevirmek, verimsiz alanları verimli hale
getirebilmek, bozuk orman alanları normal ormana dönüştürmek gibi faaliyetlere ve
planlamalara öncülük edecek verilerin depolanması ve harita, grafik, diyagram gibi
şekillerle çözüme kavuşmasında yardımcı olabilen ve birçok soruna çözüm
üretebilen bir araç olarak CBS gösterilebilir. Ayrıca bugüne kadar yapılan
ağaçlandırma faaliyetlerinin nerelerde ve ne kadar olduğu, gibi bilgilerin
haritalanması, buralardan yapılacak değerlendirmeler ve planlamalar sonucunda
ağaçlandırma faaliyetlerinin yoğunluk verilmesi gereken yerlerin nereler olduğu gibi
hususlarda doğrudan bilgi CBS ortamından elde edilerek, analiz edilebilir. Bu
19
örneklerde bahsedildiği gibi elde edilecek olan değerlendirmeler ile geçmişe göre
daha isabetli, geleceğe yönelik yeni planlamalar yapılabilir.
vii.ii. Uzaktan Algılama Teknikleri Yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfere veya uzaya yerleştirilen
platformlara monte edilmiş ölçüm aletleriyle yeryüzünde bulunan doğal ve yapay
objeler hakkında bilgi alma ve değerlendirme teknikleri olarak tanımlanabilmektedir.
Uzaktan algılamanın temel prensibi; her cismin aynı ışık kaynağına farklı
dalga boylarında gösterdikleri farklı tepkiler olarak ifade edilebilinir. Bu görüşten
yola çıkarak uzaktan algılama gözle görülemeyecek dalga boylarından da veri
sağlayarak yorumlamaya giden süreçte eldeki veri setini zenginleştirir.
Günümüzde yerküre ile uğraşan tüm bilim dalları uzaktan algılamayı
kullanmaktadır. Jeolojik çalışmalarda yeryüzü şekillerinin incelenmesi, doğal afetler,
yapısal jeoloji ve özellikle doğal kaynakların incelenmesi vb. önemli kullanım
alanları bulunmaktadır. Bununla birlikte, hidrojeoloji, botanik, tarım ve meteoroloji
alanlarında etkili şekilde kullanılmaktadır.
Çeşitli uydularda ve uçaklarda bulunan algılayıcı sistemler sayesinde
yeryüzünün elektromanyetik spekturumu farklı olan kesimlerinde algılanması ile
elde edilen uzaktan algılama verileri, fotogrametri ve fotoyorumlama yöntemleri ile
değerlendirilir ve fotoğraf tarayıcıları tarafından algılanan görüntüler
sayısallaştırılarak CBS ortamına aktarılır. Yeryüzünün farklı objelerinden gelen,
farklı yansıma değerlerinin manyetik sinyaller şeklinde kaydedildiği manyetik
bantlarda yer alan sayısal veriler de CBS ortamına aktarılabilmektedir (Erdin, 1986).
Tarayıcılar yardımıyla haritalar raster görüntüler olarak bilgisayar ortamına aktarılır.
Bu aşamadan sonra ekran üzerinden sayısallaştırma yaparak görüntülerin CBS
ortamına aktarılması sağlanır veya CBS yazılımlarının raster, vectör dönüşümü
fonksiyonunun yardımıyla görüntüler otomatik olarak sayısallaştırılır (Tezan, 1997).
Uzaktan algılama tekniklerinin orman alanında kullanılmasına değinecek
olursak; öncelikle uydu görüntüleri sayesinde dünya genelinde, herhangi bir ülkede
20
veya herhangi bir alanda orman alanlarının bulunduğu yerler tespit edilir. Bu tespit
edilen ormanlık alanların CBS Ortamında sayısallaştırılabilmesi için önce uzaktan
algılama teknikleri ile o yerlerin konumu tespit edilmelidir. Aksi taktirde bu iş çok
fazla zorlaşacak ve zaman alıcı bir hale gelecektir. Bu sebepten dolayı uzaktan
algılama teknolojileri özellikle CBS ortamında kullanıldığında kolaylaştırıcı ve
zaman kazandırıcı bir etkiye sahiptir.
1. Bitki Nedir ? Bitkiler, topluluk halinde yaşarlar. Bitkilerin bir bölgede oluşturdukları örtüye
bitki örtüsü denir. Flora, bir bölgede yetişen bütün bitki türlerinin hepsine denir.
Herhangi bir bölgenin yaşam koşullarında gelişen, benzer ekolojik yapı içeren bitki
topluluğuna vejetasyon denir. Bunlar 4 sınıftır: Ormanlar (her zaman yeşil tropikal
yağmur, subtropikal, orta kuşak, sert yapraklı, iğne yapraklı, kışın yaprak dökenler,
muson ormanları, tropikal kuru, mangrov, galeri, bataklık), Çalılar (maki, garig,
psödomaki), otlar (savan, step, çöl), tundra. Bitkilerin yetişmesini etkileyen birçok
faktör vardır. Bunlar; ekvatora uzaklık, denizden yükseklik (rakım), arazi eğimi, ışık,
sıcaklık, nem, yıllık yağış miktarı, toprak içeriği, canlı faktörler (insan, hayvan, diğer
bitkiler, mikroorganizmalar)'dir. Bitkiler, fotosentezle ekolojik dengeyi sağlamada
temel rol oynadıklarından, canlıların dünyasında çok önemli yere sahiptirler.
21
Şekil 2. Bitkilerden Bir Görünüm.
Bitki aleminin 350.000'e yakın türü mevcuttur. 2004 itibariyle 287.655 bitki
türü tanımlanmıştır. Bunlardan 258.650'si çiçekli bitkilerden, 15,000'i de yosunlardan
olarak tanımlanmıştır. Bitkiler genelde ototrof (özbeslek) organizmalardır ve
enerjilerini güneş ışığından alırlar. Birçok bitki kloroplastları sayesinde fotosentez ile
organik bileşiklerini üretir. Bitki hücreleri genellikle kareye benzer şekildedir.
1.1. Bitkilerin Genel Özellikleri Bütün canlılar hücre denen temel yapı birimlerinden oluşur. Bitkiler ve
hayvanlar gibi üstün yapılı canlılarda bu hücreler, her birinin ayrı bir işlevi olan
organları ya da özelleşmiş dokuları oluşturacak biçimde bir araya toplanmıştır.
Canlının yaşamını sürdürmesini sağlayan beslenme, büyüme, solunum ve üreme
gibi temel işlevlerin yerine getirilmesinden bu organlar sorumludur. Ama bu ortak
özelliklere karşılık, hem hücre yapısı, hem de bazı yaşamsal işlevler açısından
bitkiler ile hayvanlar arasında belirgin farklılıklar göze çarpar. Örneğin bitki
hücresinin, hayvan hücresinden farklı olarak, büyük ölçüde selülozdan oluşmuş
sertçe bir hücre duvarı ve kloroplast denen organelleri vardır. Böylece bitkiler,
kloroplastlardaki yeşil renkli klorofil pigmentinin yardımıyla güneş ışığını
(enerjisini) soğurup, fotosentez denen bir süreçle kendi besinini üretebilir. Fotosentez
22
yeteneği olan yeşil bitkiler arasında, yaşamını öbür yeşil bitkilere bağımlı olarak
sürdüren asalak bitkilerin sayısı pek azdır. Oysa hayvanlar, yaşamaları için gerekli
olan besin maddelerini bitkisel ve hayvansal yiyeceklerle dışarıdan almak zorunda
olan dışbeslek canlılardır.
Bitkiler de hayvanlar gibi büyüyüp gelişir ve yeni hücreler üreterek yaralı
dokularını onarabilir. Ama erişkin yaşa gelen bir hayvanın büyümesi durduğu halde,
bitkilerde büyüme olayı yaşam boyunca sürer. Bu sonsuz büyüme özelliği de bitkiler
ile hayvanları ayıran temel farklardan biridir.
Bütün canlılar gibi bitkiler de dış uyaranlara bir tepkiyle yanıt verir ve
çevresindeki değişikliklere uyum sağlayabilir. Bitkiler özellikle dokunma, su,
yerçekimi, güneş ışığı ve kimyasal maddeler gibi uyaranlara karşı duyarlıdır.
Bitkinin genellikle uyan kaynağına doğru dönerek verdiği bütün tepkisel yanıtlara
yönelim (tropizm) denir. Bu tepkilerin en sık karşılaşılan biçimleri ışığa yönelim
(fototropizm), yerçekimine ya da yere yönelim (jeotropizm), kimyasal maddelere
yönelim (kemotropizm), suya yönelim (hidrotropizm) ve elektriğe yönelimdir
(elektrotropizm ya da galvanotropizm). Örneğin bir bitki baş aşağı çevrilse bile,
kökleri gene toprağa, tepesi de güneşe dönük olacak biçimde büyümesini sürdürür.
Küstümotunun yapraklarına dokunulduğu anda yaprakçıklar birbirinin üstüne
kapanır. Sarmaşık ya da üzüm asması gibi sarılıcı ve tırmanıcı bitkilerin sülükleri de
dokunmaya karşı duyarlıdır; bu sülükler yakındaki bir dala ya da tele değdiğinde bu
desteğe sarılarak bitkinin yukarıya doğru tırmanmasını sağlar. Çiçeklerin taç
yaprakları genellikle ışığa duyarlıdır; güneş doğunca açılır, güneş batınca kapanır.
Bitkilerin yaprakları da çoğu kez güneş ışığına yönelir.
Yönelim sırasındaki bu kısıtlı hareketler dışında bitkilerin hayvanlar gibi
yürüyerek, sürünerek, yüzerek ya da uçarak yer değiştirme olanağı yoktur. Bütün
yaşamlannı bulunduklan yere bağlı olarak sürdürmek zorundadırlar.
Aralarındaki bu temel ayrılıklara karşılık, canlıların yaşamsal işlevlerinden
biri olan üreme olayı üstün yapılı bitki ve hayvanlarda hemen hemen aynıdır.
Hayvanlarda olduğu gibi tohumlu bitkilerde de erkekorganın ürettiği sperma hücresi
dişiorganın ürettiği yumurta hücresini dölleyerek, bu tohumdan yeni bir canlının
23
gelişmesini sağlar. Oysa bazı suyosunları ya da amip gibi basit yapılı canlılar
doğrudan hücre bölünmesiyle çoğalır. Bitkilerin yeryüzündeki dağılımı büyük ölçüde
tohumlarının bir yerden bir yere taşınmasıyla gerçekleşir. Bu yüzden bazı bitkilerin
tohumları rüzgârda uçabilecek biçimde kanatlıdır; bazılarında hayvanların postuna
tutunmalarını sağlayan kanca ya da dikenler bulunur. Bazı tohumlar da yerde
yuvarlanarak ya da suda yüzerek bir yerden bir yere ulaşabilir.
1.2. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Dağılışını
Etkileyen Faktörler Yeryüzündeki bitki ve bitki topluluklarının dağılışı iklim, yer şekilleri,
basıncın sonucunda oluşan rüzgarlar, toprak ve insan faktörlerinden de büyük ölçüde
etkilenir. Bitki tür ve topluluklarını en çok etkileyen iklimdir. İklimin içerisindeki
yağış ve sıcaklık gibi unsurlar bitkileri etkileyen temel unsurlardır. Yağış ve sıcaklık
gibi iklim unsurları sadece bitkileri etkilemekle kalmayıp yer şekilleri, basınç,
rüzgarlar, toprak ve biyotik faktörleri de etkiler. Bitki tür ve topluluklarının dağılışını
etkileyen faktörler arasında İnsan faktörü hariç hepsi doğal faktörlerdir. İnsanların
müdahalesiyle bitki tür ve topluluklarının doğal dengesi günden güne bozulmaktadır.
1.2.1 İklimin Etkisi
Yeryüzünde bitki toplulukları en çok iklimden etkilenir. İklimdeki bitkileri
etkileyen unsurlardan da en başta yağış ve sıcaklık gelir. Yağış miktarlarının az veya
çok olması, sıcaklık derecesinin çok veya az olması bitkiler açısından belli sorunlar
ve sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Örneğin sıcaklığın düşük olması bitkinin
donmasına neden olabilir. Ayrıca toprak sıcaklığının düşük olmasından dolayı toprak
donarsa bitki de kökleri ile topraktan su alamayarak kurur. Buna Fizyolojik kuraklık
denir. Bitkilerin olgunlaşmaya başladığı dönem olan vejetasyon devresindeki
kuraklıklar bitki için hayati önem taşır. Yağış miktarının az veya çok olması
bitkilerin kök, gövde ve yapraklarının şekillenmesinde yani dış görünüşünün
oluşmasında çok önemlidir. Ayrıca geçmişte yaşanan iklim değişmeleri de bitkilerin
özellikle dağılışını, yaşayışını hatta türünün yok olması gibi durumlara kadar
etkilemiştir.
24
Şekil 3. Karlı Bir Bölgede Günbatımı.
A. Yağış Faktörü
Bitkiler terleme, fotosentez ve diğer metabolik faaliyetler için yani kısaca
yaşamak için suya ihtiyaç duyarlar. Bu yönü ile yağış bitkiler için fizyolojik
gereksinimdir. Bitkiler havasız, ışıksız ortamda yaşayabilmesine rağmen susuz
ortamda yaşayamazlar. Bitkilerin %50 ye yakın kısmı sudan oluşur. Su olmadan bitki
faaliyeti mümkün değildir. Bitki topraktan aldığı suyu terleme yoluyla
harcayamazlarsa topraktan inorganik madde alamazlar.
B. Sıcaklık Faktörü
Yeryüzünde sıcaklık dağılışı her yerde aynı değildir. Bu yüzden bitki
formasyonlarının dağılışı kuzeyden güneye doğru değişik şekiller almıştır. Bunlar;
Tundra, Tayga, Karma Ormanlar, Nemli Ormanlar, Subtropikal, Step, Çöl, Savana,
Muson, Tropikal ormanlar olarak kuzeyden güneye doğru sıralanmıştır. Her bitkinin
yetişmesi için olduğu kadar dayanabilmesi için belirli düşük (alt) ve yüksek (üst)
sıcaklıklar vardır. Bu bitkinin türüne göre değişir. Örneğin Elma-Armut -35oC ye
kadar dayanabilir. Tropik bitkiler -2oC de zarar görürler. Kutup çevresine intibak
eden Sibirya Çamı, Melez, Huş gibi bitkiler çok düşük sıcaklıklara dayanırlar.
Yerkürede ölçülen en düşük hava sıcaklığı Sibirya (Kamçatka) ve Antartika
(Wostok)’ta ölçülmüş ve buralarda dahi bitkiler yetişebilmektedir. Sonuç olarak
bitkilerin yetişmesi için sıcaklık değerleri çok geniştir. Örneğin Sibirya Göknarı
25
(Abies Sibirica)-70oC ‘ye kadar dayanırlar. Bazı silisli yosunlar ise +90
oC ‘ye kadar
dayanırlar.
1.2.2. Yer Şekillerinin Etkisi
Dağ sıraları ve dağların uzanışı, yamaçların güneşe veya nemli kütlelere
dönüklüğü, bitki örtüsünün yayılışını etkiler. Bitki örtüsünün yayılışında en önemli
faktörlerden birisi bakıdır. Güneşe dönük yamaçlar uygun sıcaklık şartları sayesinde
hem bitki türü hem de bitki yoğunluğu bakımından daha zengindir. Ayrıca
yamaçların sadece güneşe dönük olması değil nemli kütlelere dönük olması da bitki
varlığı için etkilidir. Kıyıya paralel uzanan dağlar deniz etkisini yani nemi iç
kesimlere sokmadığı için iç kesimler bitki bakımından fakirleşirken, dağların denize
bakan yamaçları daha zengin bitki örtüsüne sahip olur. Bitki örtüsünün yayılışını
etkileyen bir diğer önemli unsu ise yükseltidir. Yükseklere çıkıldıkça sıcaklıklar
azaldığı için bitki örtüsü türü ve yoğunluğu azalır. Belli bir yükseltiden sonra artık
bitki yetişmez. Eğim ise bitki örtüsünün doğal yayılışını çok fazla etkilemez ancak
eğimli yamaçlarda gür bitki örtüsü daha çok görülür. Çünkü düz alanlar hem yaşam
şartlarına hem de tarım faaliyetlerine uygun olduğu için insanlar tarafından işgal
edilmiştir.
Şekil 4. Eğimli Bir Yamaca Tutunan Bir Ağaç.
26
1.2.3. Toprak Faktörü
Bitkiler kökleriyle toprakta tutunur ve besinlerini topraktan alırlar. Bu
nedenle yeterli kalınlıkta toprak örtüsü olmayan yerlerde bitkilerde yaşayamaz.
Toprağın yapısı, üzerinde yetişen bitki türünü belirleyebilir. Toprağın dokusu (sık ya
da gevşek oluşu) bitki oluşumunu, büyümesini ve şekillenmesini büyük ölçüde
etkiler.
Bitkinin gelişip büyüdüğü yerdeki toprak özelliklerinin hepsine birden edafik
faktörler denir. Bitki coğrafyası içerisinde toprak konusu bitki yetişmesi ve
gelişmesi açısından önemlidir. Toprağın fiziksel ve kimyasal özellikleri bitki üzerine
etkilidir. Bitkiler ihtiyaç duyduğu besin maddelerini kökleri ve toprak suyu
arasındaki ozmotik basınç sayesinde alır. Kökleriyle aldığı suyu ve su içindeki besin
maddelerini fotosentezle organik maddeye dönüştürür. Solunum ve terleme yoluyla
su kaybeder. Toprağın olmadığı yerde bitiler çok azdır. Bunlar su bitkileri, kaya
yosunları ve parazitlerdir. Bunlarda kökleri sayesinde toprak sayılabilecek maddelere
tutunurlar.
Bazı bitkiler bazı toprak türlerinin veya özelliklerini göstergesidir. Örneğin;
Gür ve sık makiler kalkerli topraklarda, Garig silisli topraklarda, Sarıçam kumlu
topraklarda, Eğrelti otu killi topraklarda, Deniz Bürümcesi (Salicornia) tuzlu
topraklarda, Süpürge çalısı kalkersiz ve humuslu topraklardadır.
1.2.4 Basınç ve Rüzgarlar
Yeryüzünden yükseklere çıkıldıkça basınç azalır. Basınç ile bitki örtüsü
arasında doğrudan ilişki yoktur ancak yükselti arttıkça basıncın düşmesi bağıl nemin
artmasına buharlaşmanın azalmasına neden olur. Su tedariğini toprağın donmuş
olması engeller. Fizyolojik kuraklık bu bölgelerde kseromorfların (kurakçıl
bitkilerin) gelişmesine neden olur. Rüzgar ise basıncın bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Yeryüzündeki ısınma farkları farklı basınç alanları oluşturacak rüzgarları meydana
getirir. Olumlu etkilerinden birisi bitkilerin çoğalmasına yardımcı olur. Rüzgarlar
biyolojik olarak polenlerin taşınmasına ve diğer bitkiler üzerindeki polenlerle
birleşerek bitkilerin çoğalmasına yardımcı olur ve bitkilerin yayılış alanlarını
27
genişletir. Nemli rüzgârlar bağıl nemi arttırır ve kuraklığın etkilerini azaltır. Sıcak
rüzgarlar ise buharlaşma ile su kaybını arttırır bu da olumsuz etkilerindendir.
1.2.5. İnsan Faktörü
Tarih boyunca insanlar yaşam faaliyetleri nedeniyle çevrelerindeki bitki
örtüsünü sürekli değiştirmişlerdir. İnsanların bitki örtüsü üzerindeki etkileri daha çok
olumsuz olmuştur. İnsanlar, çeşitli açılardan bitki örtüsünün doğal düzeni ve işleyişi
üzerinde etkili olmuştur. İnsanların bitkiler üzerindeki olumsuz etkilerine örnek
verecek olursak; savaşlar, tarım alanı açma, yakacak ihtiyacı, orman yangınları, aşırı
hayvan otlatma, yol yapımı, orman alanlarını imara açma ve sanayileşmede yanlış
yer seçimi verilebilir.
İnsanların bitkiler üzerinde sadece olumsuz etkileri yoktur. Olumlu etkileri de
vardır. Bunlardan bazıları ; Bitki türlerinin yayılması, bitki türlerinin korunması,
bitki türlerinin geliştirilmesi, çeşitli hayvan türleri bitkilerin farklı yörelere taşınması
sayesinde bitki yayılışına etkide bulunur. Bitkilerin tozlaşmasına katkıları vardır
(meyve bahçelerinde arı bulundurulması gibi).
Şekil 5. Bitkilerin Tahrip Edildiği Bir Maden Ocağı.
1.3. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Coğrafi
Dağılışı Yeryüzünde birçok bitki topluluğu mevcuttur. Bunları farklı farklı şekillerde
sınıflandırabiliriz. Örneğin dış görünüşlerine, şekillerine veya büyüklüklerine göre
yapılan bir sınıflandırılmada bitki formasyonları ağaç, ot ve çalı formasyonları olarak
üçe ayrılmıştır. Ağaç (orman) formasyonları kısmında yeryüzünde ormanların geniş
28
alan kapladığı bölgelerin ormanlarını sınıflandırılmıştır. Çalı Formasyonları
kısmında ise ormanlık alanların zamanla bozulması sonucunda oluşan Çalı türleri
sınıflandırılmıştır. Ot formasyonları kısmında ise birçoğu eskiden ormanlarla
kaplıyken gerçekleşen iklim değişmeleri veya tahribatlar sonucu yok olan ormanların
alt kısmında yer alırken, sonradan ormanların yok olmasıyla bir başına kalmış olan ot
fomasyonları işlenmiştir.
29
Şekil 6. Yeryüzündeki Vejetasyon Topluluklarının Dağılışı
1.3.1. Ağaç (Orman) Formasyonları
Ormanların temel unsuru ağaçtır. Ağaçların oluşturduğu topluluklara orman
denir. Yağış, sıcaklık ve toprak şartlarının elverişli, yetişme devresinin uzun olduğu
30
her yerde ağaç yetişir. Yağış azlığı, şiddetli buharlaşma ağaç yetişmesine engel olur.
Yağışların az olduğu yerlerde mesela yaz kuraklığının sıkça yaşandığı Akdeniz
bölgesinde ağaç formasyonu yer yer yerini çalı formasyonuna bırakır. Bu yüzdendir
ki yağışın fazla olması ormanların oluşmaındaki temel unsurudur. Yeryüzündeki
orman formasyonları dört sınıfa ayrılmıştır.
Şekil 7. Ormandan Bir Görünüm.
A. Ekvatoral yağmur ormanları
Ekvatoral yağmur ormanları dağılış olarak dünyada ekvatora yakın olan, çok
nemli ve yağışlı bölgelerde sıkça görülür. Ekvatoral iklimde bitki örtüsü yıl boyunca
yeşil kalan yağmur ormanlarından oluşmaktadır. Yağmur ormanları dev boyutlu (50-
60 m.) büyük ağaçlar ile oldukça uzun boylu orman altı bitkilerinden meydana gelir.
Sıcaklığın 20 °C nin altına düşmediği, yağış miktarının 2000 mm’den fazla olduğu
alanlarda görülür. Büyük bölümü Amazon (Brezilya) ve Kongo havzaları içinde yer
almaktadır. Yağmur ormanları atmosferdeki karbondioksit dengesini koruduğu için
Dünya ekolojik sistemde çok önemli bir yere sahiptir. Ciddi tahribata maruz kalan bu
ormanlar kendini kısa sürede yenileyebilmektedir.
31
Şekil 8. Ekvatoral Yağmur Ormanlarının Lokasyon Haritası.
B. Muson Ormanları
Muson ormanları genel olarak Güneydoğu ve Doğu Asya’da Hindistan,
Japonya, Tayland, Vietnam,Endonezya, Doğu Çin, Kore, Avustralya’nın kuzeybatısı,
Filipinler’de sıkça görülmektedirler. Yani kısaca betimlemek gerekirse Uzak Doğu
anakaraları ve adalarında yayılış gösterirler. Muson ormanları da Ekvatoral
ormanlara benzer iklim özellikleri gösterebilir ancak Muson ormanlarının gelişimi
Ekvatoral ormanlara göre daha farklı bir nedene bağlıdır. Ekvatoral ormanların
32
oluşum nedeni daha çok ekvatora yakınlığın neticesinde belirginleşen iklimsel
şartlardır. Muson ormanları ise ekvatora yakınlık önemlidir ancak daha çok orografik
şartlar neticesinde şekillenmiş ve meydana gelmişlerdir.
Şekil 9. Muson Ormanlarından Bir Görünüm.
Muson ormanlarının genel özellikleri ise şunlardır; Kışın yaprağını döken
geniş yapraklı ağaç türlerinden oluşan ormanlara muson ormanı denir. Boyları 20-30
m aralığında değişen bu ormanlar oldukça sıktır. Genellikle bambu gibi ağaç
türlerine rastlanır. Ayrıca çay, pirinç ve turunçgillerin anavatanıdır. Orman örtüsü
gürse de bitki çeşitliliği ekvatoral yağmur ormanları kadar fazla değildir. İç
kesimlerde musonlar yerlerini savanlara bırakmaktadırlar. Yüksek dağlık alanlarda
ise bitki türleri giderek değişime uğrar.
33
Şekil 10. Muson Ormanlarının Lokasyon Haritası.
C. Orta Kuşağın Karışık Ormanları
Farklı ağaç türlerinin bir arada görüldüğü orman türüne karışık yapraklı
ormanlar adı verilir. Bu ormanlar yağış miktarının 1000 mm nin altına düşmediği
alanlarda görülmektedir. Geniş yapraklı ağaçların bulunduğu alt seviyeler zengin bir
bitki çeşitliliğini barındırmaktadır.
Orta Kuşağın Karışık Ormanları; Batı Rüzgarları sebebiyle Ilıman Kuşak
karalarının batısında görülür (Batı ve K.Batı Avrupa, Amerika’nın batısı).
34
Yurdumuzda ise Karadeniz kıyılarında etkilidir. Ilıman okyanus ikliminin bitki
örtüsü yükseltiye bağlı olarak değişim gösterir. Kıyı kesimlerde geniş yapraklı
ağaçların oluşturduğu ormanlar yerini iç kesimlerde önce karışık yapraklı ormanlara
ve en yüksek kesimlerde de iğne yapraklı çam orman türüne bırakır.
Şekil 11. Karışık Ağaç Türlerini Barındıran Bir Orman.
D. Tayga Ormanları
Tayga ormanlarında dünyanın tüm yağmur ormanlarındakinin toplamı kadar
ağaç bulunmaktadır. Tayga ormanları dünya üzerindeki ağaçların üçte birini
barındırır. O kadar çok oksijen üretir ki tüm gezegenin havasını tazeler. Tayga
ormanları daha çok deniz etkisinden uzak kara içlerinde ve ılıman kuşak karalarının
doğu kıyılarında (soğuk su akıntısından dolayı) görülür. Orta ve doğu Avrupa,
Asya’nın kuzeyi (Sibirya) Kanada ve ABD nin kuzeyinde görülür. Çayırların dışında
karasal iklim bölgelerinde kış sıcaklıklarının düşük olmasına dayanbilen ağaç türleri
yetişmektedir. İklim şartları neticesinde orman üst sınırı da alçaklarda
bulunmaktadır. Özellikle çam türlerinin görüldüğü bu bölgelerdeki ormanlara
“Tayga” adı verilir. Bu ağaç türleri konik şekillerinden dolayı konifer ormanları
olarak adlandırılırlar. Oldukça dayanıklı olduklarından, kağıt ve kereste üretiminde
kullanılırlar. İskandinavya, Kanada ve Sibirya’da geniş alanlar kaplarlar.
35
Şekil 12. Tayga Ormanlarından Bir Görünüm.
Şekil 13. Tayga Ormanlarının Lokasyon Haritası.
36
1.3.2 Yeryüzündeki Çalı Formasyonları
Genetik ve Floristik bakımdan farklı olan bitkiler ve topluluklar benzer iklim
şartları nedeniyle benzer şekiller alır. Buna konverjans (benzerlik) denir. Örneğin
Akdeniz iklimine benzer yerlerde Afrika (CAP) Bölgesi, G.Amerika Şili ve çevresi,
Avusturalya’nın güneydoğusunda ve K.Amerika’nın Kaliforniya çevresinde bulunan
çalı formasyonları floristik ve jenetik bakımdan birbirine benzerler. Bu türlere
Kaliforniya’da Chappkaral, Avusturalya’da Serup, Afrika’da Çalı adları verilir.
Akdeniz bölgesindekilere ise Maki adı verilmektedir.
Yeryüzündeki çalı formasyonları yağışın belli dönemlerde azaldığı yerlerde
görülürler. Özellikle yaz kuraklığı Akdeniz Çalı Formasyonunda olduğu gibi Çalı
Formasyonunun oluşmasında temel faktördür. Çalı formasyonu boyut olarak bakacak
olursak ot ve ağaç formasyonunun arasında bir geçiş formudur. Yeryüzündeki çalı
formasyonları orman formasyonları ile beraber (orman altı flora) olarak da
bulunabilir, tek başına çalı formu olarak da bulunabilir. Çalı Formunun tek başına
bulunduğu alanlar genellikle eskiden ormanlarla kaplı ve daha sonradan iklimdeki
bazı unsurların değişmesinden Örneğin; yaz kuraklığının oluşumundan etkilenerek
veya ormanın tahribatı sonucunda ormanların yok olduğu alanlardır.
A. Maki
Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler (Libya, Mısır ve Lübnan hariç. Buralarda
görülmeme sebebi yer şekillerinin engebesiz olmasıdır.), Avustralya’nın güneybatısı,
G. Afrika Cumhuriyetinde Kap bölgesi, Şili’nin orta kesimleri Kuzey Amerika’da
Kaliforniya çevresinde etkilidir. En geniş anlamıyla 30-40 derece enlemleri arasında
kıtaların özellikle batı kıyılarında etkilidir. Genetik ve Floristik bakımdan farklı olan
bitkiler ve topluluklar benzer iklim şartları nedeniyle benzer şekiller alır. Buna
konverjans (benzerlik) denir. Örneğin Akdeniz iklimine benzer yerlerde Afrika
(CAP) Bölgesi, G.Amerika Şili Çevresi, Avusturalya’nın G.Doğusunda ve
K.Amerika’nın Kaliforniya çevresinde bulunan çalı formasyonları Floristik ve
Jenetik bakımdan birbirine benzerler. Kaliforniya’da Chapparal, Avusturalya’da
Serup, Afrika’da Çalı adları verilir. Biz ise Akdeniz bölgesindekilere Maki adını
vermekteyiz.
37
B. Garig
Garig, Akdeniz ve Ege bölgesinin kıyı kesimlerinde makilerin tahrip edildiği
alanlarda görülen çok kısa boylu dikenli çalılardan oluşan bitki topluluklarıdır.
Lavanta, kekik, funda, yasemin, süpürge çalısı gibi türleri vardır. Frigana diye de
anılır. Genelde diz boyunu geçmeyen kısa boylu çalılıklardan oluşur. Garigleri
oluşturan bitkilerin tohumları rüzgarla kolayca taşınabildiği için kolayca yayılırlar.
Garig kapsamında sayılabilecek bitki topluluklarının başlıcaları abdestbozan otu,
laden, nane, funda ve yasemindir. Türkiye'de gariglerin yaygın olduğu bazı sahalar;
Akdeniz Bölgesindeki Mut havzası, Ege'de Çeşme dolayları, Karaburun
yarımadasının batı bölümü, İzmir'de yamanlar dağı, Dumanlı dağ çevresi, Bodrum ve
Bergama dolaylarıdır.
C. Psödomaki
Özellikle ormanların tahrip edildiği alanlarda oluşan makiye benzer çalı
türleridir. Ayı üzümü, yabani fındık, yabani çilek psödomaki türleridir. Bunlar
ülkemizde genel olarak Karadeniz bölgesinde yayılış göstermektedir, yapraklarını
kolayca yayarlar. Çünkü bünyelerinde yağ bağlama ve yapraklarını sertleştirmeye
gereksinimleri yoktur. Bazı türleri kışın yapraklarını döker. Kuzey Anadolu
dağlarının kuzeye bakan yamaçlarında genel olarak 1000 m yükseltilere kadar
çıkarlar. Polen taşıyan hayvanlar (arılar, kuşlar ve dışkıları) yardımı ile geniş alanlara
yayılırlar. Bu çalılara yalancı maki denmesinin nedeni, maki gibi çalı tarzı olmasıdır
fakat bu türler makilerden farklı olarak kuraklığa dayanıksızdır.
1.3.3. Yeryüzündeki Ot Formasyonları
Ot Formasyonları genel olarak yağışlı dönemde yeşeren ve gelişimini
tamamlayan, bir sonraki yağışlı döneme kadar kuruyan ve sararan, kimi yerde uzun
kimi yerde kısa olan ot topluluklarıdır. Yağışların belli dönemlerde çok fazla, belli
dönemlerde çok az olduğu ekvatora yakın olan 10-20o
enlemleri arasında görülen
savanların boyları çok uzundur çünkü belli dönemde çok fazla yağış alır. Bunun
aksine bir örnek verecek olursak sadece ilkbaharda düşen yağışların biraz daha arttığı
genel olarak yarı kurak veya kurak özelliğe sahip olan karasal bölgelerde görülen
38
Bozkır otlarının boyları ise savan otlarına göre çok kısadır. Bunların dışında Alpin
çayırları ise orman üst yetişme sınırından itibaren yükseklere doğru yetişebilen bir
bitkidir. Yani genel olarak bakacak olursak Savan ve Bozkır bitkileri yağıştan, Alpin
Çayırları ise yükseklik ile beraber etki eden sıcaklıktan fazlaca etkilenirler. Bu
bitkilerin haricindeki çöl bitkileri ise tamamen kuraklığa ve su sıkıntısına bağlı
olarak dış görünüşlerini şekillendirmiş ve yayıldığı alanları belirlemiştir.
A. Savan
Güney ve Orta Afrika, Güney Amerika‘da Brezilya, Venezüella, Kolombiya,
Peru ve Bolivya’da etkilidir. Ekvatoral iklim ile çöl iklimi arasında (10-20° kuzey ve
güney) enlemleri arasında görülür . Yağmur ormanları ile çöller arasında yer alan
genellikle ot topluluklarından oluşan, kuraklığa dayanıklı ağaçcıkların da görüldüğü
bitki topluluklarına savan denilmektedir. Yağmur ormanları kadar fazla ve düzenli
yağmur almadıkları için daha seyrek, kısa ağaç ve çayır toplulukları ortaya çıkmıştır.
Savanlar çöllere yaklaştıkça steplere dönüşürler. Kurak savan bölgelerinin akarsu
boylarında dar ve geniş şeritler halinde ormanlara rastlanır. Genellikle palmiye ve
şemsiye ağaçlarından oluşur (park ya da galeri ormanı da denir). Savanlar kış
aylarında ortadan kalkarlar.
Şekil 14. Savan Formasyonundan Bir Görünüm.
B. Bozkır (Step)
Yeryüzündeki büyük kara kütlelerinin iç kısımlarda kalan bölgelerinde
görülür. Yurdumuzda İç Anadolu Bölgesinde ve Doğu Anadolu Bölgesinde sıkça
39
rastlanan bir bitki örtüsüdür. Step ikliminde yağış miktarı oldukça düşüktür.
Steplerin görüldüğü iklim alanlarında genellikle bahar yağışları hakimdir. Düşük
yağış tutarı orman oluşumuna izin vermez. Bu nedenle step bölgelerinde yıl içinde
yalnız bir veya iki mevsim yeşil kalabilen ot toplulukları görülür. Bu ot
topluluklarına step adı verilmektedir. Step toplulukları genellikle oldukça küçük, yaz
aylarında sararan tohumlu bitkilerdir. Stepler geçmişte orman olan alanların tahrip
edilmesi ile oluşmuşsa buna Antropojen Bozkır adı verilir.
Şekil 15. Bozkır Formasyonundan Bir Görünüm.
C. Alpin Çayırları (Dağ Çayırları)
Dağlık alanlarda bitkiler sıcaklık ve kar örtüsü sebebiyle uzun süre varlık
gösteremezler. Yalnızca yaz aylarında bu alanlarda çayır topluluklar ortaya çıkar. Bu
bitkilere “Alpin Çayırlar” ya da “Dağ Çayırları” adı verilir. Çayır toplulukları aynı
zamanda sert karasal iklim bölgelerinde Tayga ormanlarının bulunmadığı alanlarda
da görülürler. Sıcaklığın az olması ve yaz mevsiminde yağışların görülmesi bitki
örtüsünün uzun boylu otlardan oluşmasına yol açmıştır. Yükseltiye bağlı sıcaklık
düşüşünden dolayı belirli bir seviyeden sonra orman örtüsü görülmez. Bu seviyeye
“orman alt sınırı” denir. Orman örtüsünün ortadan kalkmasının sebebi aşırı
yükseltiden dolayı düşük sıcaklık ve oksijen yetersizliğidir.
40
Şekil 16. Orman Üst Sınırında Alpin Dağ Çayırlarının Başladığı Yerden Bir Görünüm.
D. Tundra
Sibirya, İskandinavya Yarımadasının kuzeyinde, Kanada’nın kuzeyinde,
Grönland adasının kıyı kesimleri ve İzlanda adasının yaklaşık olarak tamamında
hakimdir. Kısaca buz örtüsünün çok fazla olmadığı kutup bölgelerinde Tundralar
hakimdir. Yaklaşık olarak 70-80o enlemleri çevresinde görülür. Güney yarım
küredeki etki alanı kuzey yarım küredekine oranla çok azdır. Bunun nedeni güney
yarım kürede okyanusların, güney yarım kürede ise karaların geniş alan
kaplamasıdır. Tundralar aşırı soğuğa karşı dayanıklı ot topluluklarıdır. Yılın birkaç
ayı hayat bulabilmektedirler. Yaz mevsiminde donmuş toprağın çözülmesi ile
yeşeren bu otlar kış aylarında ortadan kalkar.
Şekil 17. Tundra Bataklıklarından Bir Görünüm.
41
E. Çöl Bitkileri
Kızılkum (Özbekistan), Karakum (Türkmenistan), Gobi (Çin - Moğolistan),
Taklamakan (Çin) , Arizona (A.B.D) çölleri, Kuzey Afrika ve Orta Afrika’nın büyük
bölümünü kaplayan Sahra Çölü, Güney Afrika’daki Kalahari Çölü, Arap
yarımadasındaki Rubühali Çölü Avusturalya’da ise Gibson Çölü dünyadaki çöllerin
en bilinenleridir. Yeryüzündeki bitkilerin yetişme alanları o kadar geniştir ki 0o nin
altındaki kutuplarda (soğuk çöllerde) ve yıl boyu aşırı sıcakların hakim olduğu ve
çok büyük su sıkıntısının olduğu çöllerde dahi çok az da olsa bitkiler yetişebilir.
Çöllerde genellikle Kseromorf (kurakçıl) bitkiler yetişir. Kseromorf bitkiler su tutma
kapasitesi yüksek olan bitkilerdir. Bunlara Skullent bitki de denebilir. Su tutma
ihtiyacından dolayı gövdeleri kalındır. Su kaybını önlemek için de yaprakları iğne
şeklindedir. Kökleri ise suya ulaşabilmek için çok uzun ve derinlere kadar
ilerleyebilir. En bariz örnek olarak Kaktüs bitkisi verilebilir.
Şekil 18. Çöl Bitkilerinden Bir Görünüm.
1.4. Yeryüzündeki Bitki Topluluklarının Fizyonomik
Özelliklerine Göre Sınıflandırılması. Dış görünüşlerinin su ekonomilerini yansıtmalarına göre bitkiler Hidromorf,
Higromorf, Mesomorf ve Kseromorf olarak suyun şekillendirici etkisi ile dörde
ayrılırlar. Bu bitkiler yağış istekliliği, nem istekliliği, suya olan ihtiyaçları gibi
42
etkenlerden dolayı dış görünüşleri farklı şekiller almıştır. Bu sebepten dolayı bu bitki
sınıflandırmasına “su ihtiyaçlarına göre bitkiler” de denilebilir. Bu sınıflandırmaya
göre yeryüzündeki bitkiler kseromorf, higromorf, mesomorf ve hidromorf olarak dört
sınıfa ayrılmıştır.
1.4.1. Kseromorflar
Çöller ve çölümsü step bölgelerinde yani kurak bölgelerde yaygın olarak
görülürler. Yaprakları terlemeyi yoluyla su kaybını azaltmak için küçük, ince ve
azdır. Gövdesi su depolayabilmek için kalındır. Bitkinin üzerinde su kaybını
önlemeye yardımcı olarak tüy tabakası vardır. Kökleri suya ulaşabilmek için çok
derine inebilir.
Şekil 19. Kseromorf Bir Bitki Olan Kaktüs.
Sıradan bir ağaca göre kıyaslarsak kseromorf bitkilerde yaprağın görevini
gövde alır ve gövdesi bu yüzden kalındır hatta gövdelerinde su depolayabilirler.
Yapıları çok küçüktür. Fotosentez ve terleme az olduğundan dolayı 500 yılda 1-2
metre boy atabilirler. Ancak suyun olduğu ortamda çabuk büyürler örnek olarak
Saksı Kaktüsleri gibi. Örnek olarak Kaktüs Bitkisinin kökleri hem dikey hem yatay
yönde uzundur.
43
1.4.2. Higromorflar
Higromorflar genel olarak nemli bölgelerde yaygın olarak görülürler. Görüntü
olarak da yetişme koşulları olarak da kseromorfların tam tersidir. Yaprakları geniş,
kökleri ise kseromorfların aksine yüzeyseldir. Yer yer ince yapraklı olanları vardır
ancak bu iğne yapraklılar su kaybını engellemek için değil donma olayından
etkilenmemek içindir. Su tedariki dahi kseromorfların aksine kolaydır bu nedenle
kök sistemi fazla uzun değildir. Fazla su tükettiklerinden fotosentez ile ürettikleri
besin de fazladır. Bu nedenle hem kütleleri fazladır hem de gelişme, boy verme,
büyüme süreleri kseromorflara göre kat kat daha kısadır.
Şekil 20. Higromorf Bitkilerden Bir Görünüm.
1.4.3. Mesomorflar
Mesomorflar isminden de anlaşılacağı gibi bir geçiş türüdür. Kseromorf ile
Higromorflar arasında bir geçiş bitkisidir. Her iki türden de bitkiler barındırır. Bazen
Kseromorf bazen de Higromorfik özellikler gösterebilirler. Su temini güçleştiği
mevsimlerde yaprak döker, kolaylaştığı mevsimlerde ise yaprakları yeniden büyür ve
yeşerir. Belli dönemlerin soğuk ve yağışlı, belli dönemlerin ise sıcak ve kurak olduğu
orta enlemler Mesomorfların yetişmesi için en uygun ortamlardır. Bu sebepten dolayı
Mesomorflar orta enlemlerde yetişirler.
44
Şekil 21. Mesomorf Bitkilerden Bir Görünüm.
1.4.4. Hidromorflar
Hidromorflar isminden de anlaşılacağı gibi su ortamlarında yetişen bitkilerdir.
Sıcaklık rejimlerine göre farklı özelliklere sahiptir. Bazen yaprakları geniş bazen de
incedir. Bazen de otsu, kaygan veya yosunumsu şekillerde bulunabilirler. Suyun
olduğu her ortamda görülebilirler. Bu bitkilere örnek olarak Nilüfer bitkisi verilebilir.
Nilüfer geniş yapraklı gövdesi ince ve uzun bir bitkidir. Gövdesinin uzun olmasının
sebebi güneş ışığına erişebilmektir. Gövdesinin ince olmasının sebebi ise büyüme
sarfiyatını azaltarak, büyüme hızını arttırmatkır. Yapraklarının geniş olmasının
sebebi de hem su sıkıntısı çekmemesi, hem de güneş ışığını daha rahat alabilmek
içinidir.
Şekil 22. Hidromorf Bitkilerden Bİr Görünüm.
45
1.5. İklim Değişikliklerinin Bitkileri Etkilemesine Göre
Oluşan Bitki Sınıflandırması. Geçmiş devirlerde gerçekleşen İklim değişiklikleri bitki tür ve topluluklarını
ve dağılışlarını oldukça önemli şekilde etkilemiştir. Çünkü bitkileri etkileyen en
önemli ve en temel etken iklimdir. İklimin değişikliğe uğraması demek doğrudan
bitkilerin de değişikliğe uğraması demektir. Bitkilerin yaşama şartlarının değişmesi
sonucu bitkiler yaşama tutunmak için farklı yerlere yayılırlar.
1.5.1. Kalıntı (Relikt) Bitkiler
Jeolojik Dönemler boyunca meydana gelen büyük çaplı iklim değişmeleri
çeşitli iklimlerin etki alanlarını büyük ölçüde değiştirerek bitki türlerinin dağılışı
üzerinde etkili olmuştur. Ülkemizde özellikle Kuvaterner devrinde yaşanan iklim
değişiklikleri bitki örtülerinin yayılış alanlarında değişiklikler meydana getirmiştir.
Bunun sonucunda ülkemizde, soğuk ve nemli iklim şartlarının egemen olduğu
dönemlerde kuzeyde var olan bitkiler güneyde,sıcak iklim şartlarının egemen olduğu
dönemde ise güneyde yaşayan bitkiler kuzey kıyılarımızda ve vadi içlerinde yaşama
imkanı bulmuşlardır. Ülkemiz arazisin oldukça dağlık ve engebeli olması geçmiş yer
değiştirmelerden etkilenen çeşitli bitki türlerinin günümüzde kendi yaşam alanlarının
dışında varlıklarını sürdürmelerine neden olmuştur.Bunlara kalıntı (relikt) bitkiler
denir. Relikt bitkilere örnek olarak; Ihlamur, Kestane, Ladin, Kızılağaç, Ardıç,
Göknar, Karaçam verilebilir.
46
Şekil 23. Relikt Bitkilerden Bir Görünüm.
1.5.2. Endemik Bitkiler
Dünya’nın belli bölgelerinde,belli ekolojik özelliklere sahip ortamlarda
yetişebilen , yetişme alanı oldukça dar olan bitkilere endemik bitki denir. Ülkemiz
endemik bitkiler açısından oldukça zengindir. Türkiye’de 3022 civarında endemik
bitki çeşidi olduğu sanılmaktadır. Endemik türler açısından en zengin alan, Amanos
Dağları’dır. Bunun dışında, Ege Bölgesi’nin güney kesimleri, Akdeniz Bölgesi’nin
batısında bulunan dağlar, Uludağ, Kaz Dağı, Erciyes Dağı, Rize ve Artvin çevresinde
yer alan dağlar, Munzur Dağları ve Ilgaz Dağlarıdır.endemik bitki çeşitliliği
açısından en zengin illerimiz,578 bitkiyle Antalya ilk sırada yer almaktadır, 478
bitkiyle Konya ikinci sırada , 366 bitkiyle İçel üçüncü sırada bulunmaktadır.
Ülkemizdeki endemik bitkilere örnek verecek olursak; Kazdağı Göknarı, Uludağ
Göknarı, Kasnak Meşesi, Datça Hurması, Devedikeni verilebilir.
47
Şekil 24. Endemik Bir Bitki Olan Uludağ Göknarı.
2. Orman Nedir ? Ormanlar, insanlığa gıda, yakıt, barınak, temiz hava ve su, ilaç, gelir kaynağı,
istihdam, dinlenme, peyzaj gibi maddi-manevi birçok ekonomik, ekolojik, sosyal ve
kültürel faydalar sunan doğal bir kaynaktır. Bir ekosistem olarak orman, belirli bir
kapalılıkta ağaçlar, diğer bitki ve hayvan topluluğu ile topraktaki gözle görünmeyen
diğer organizmaların cansız çevreyle belli bir denge içinde karşılıklı olarak
birbirleriyle etkileşimde bulunduğu canlı bir sistem ve topluluktur. Bu paha
biçilemeyen doğal kaynağın maddi ve manevi faydalarının ve hizmetlerinin kıyamete
kadar sürmesi, tabiatına uygun olarak devamlılık ilkesi ile idare edilmesine bağlıdır
(OİPDB, 2012).
Orman, oldukça geniş bir alanda kendine özgü bir iklim oluşturabilen, belirli
yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçların, ağaççık, çalı ve otsu bitkiler, yosun, eğrelti ve
mantarlar, toprağın altında ve üstünde yaşayan mikroorganizmalar ve çeşitli böcek ve
hayvanlarla orman toprağının birlikte oluşturduğu hayat birliğidir (Aytuğ, 1976).
Orman, belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler,
mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın meydana getirdiği, aynı zamanda
48
insanlara birçok fayda sağlayan bir ekosistemdir. Salgıladığı oksijen sayesinde doğal
ortamın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Ağaçlarla birlikte diğer bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar gibi canlı
varlıklarla toprak hava, su, ışık ve sıcaklık gibi fiziksel çevre faktörlerinin birlikte
oluşturdukları karşılıklı ilişkiler dokusunu simgeleyen bir ekosistemdir.
Beş metreden daha boylu orman ağaçlarının baskın olduğu ve birbirlerini
etkileyecek sıklıkta bulunduğu, kendine özgü iklim ve toprak koşulları oluşturduğu
bir yaşam birliğidir.
Bitki köklerinin etkileyebildiği 1-2 metre toprak derinliğinden ağaçların
birkaç metre yukarısına kadar uzanan ve en az bir hektar alan kaplayan bir varlıktır.
Ormanı oluşturan sonsuz sayıdaki tüm madde ve olaylar birbirleriyle
karşılıklı ilişki ve etkileşim halindedirler. Bu haliyle orman, çok sayıda bitki ve
hayvan populasyonlarından oluşan bir yaşama ortaklığı, bir yaşam birliği, bir
ekosistem ve hatta büyük bir canlı organizma olarak tanımlanmaktadır.
Ormanlar kendisini meydana getiren unsurların uzun yıllar karşılıklı etkileri
sonucu yerleşmiş biyolojik bir dengeye sâhiptir. Bu denge ormanların sağlığı ve
varlığı için şarttır. Bu denge olmadıkça ormanların sağlığı ve varlığını korumak çok
güç hattâ imkânsızdır.
49
Şekil 25. Ormandan bir Görünüm.
Ormanın baskın elemanı ağaçlardır. Bu nedenle orman, ancak orman
ağaçlarının toplu halde yaşayabildiği bir ortamda kurulabilir. Doğal olarak yetişen
veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleri ile birlikte orman olarak
tanımlanır. Bununla birlikte orman yalnızca ağaç ve ağaççıklardan ibaret değildir.
Ormanlar, sadece ağaç ve ağaçcık topluluklarından ibaret değildir. Orman, ağaçlar,
hava, su, toprak ve diğer otsu ve odunsu bitkiler, mikroorganizma ve hayvanlarıyla
kendine özgü kapalı bir dünya, bir ekolojik sistemdir.
Orman ağaçları yapraklarının şekline göre geniş yapraklı ağaçlar ve iğne
yapraklı (İbreli) ağaçlar olmak üzere iki gruba ayrılır. Geniş yapraklı ağaçlar genel
olarak yapraklarını Sonbaharda dökerler, kışın çıplak kalırlar ve İlkbaharda tekrar
yaprak açarak yaşamlarına devam ederler. Bu türlere örnek olarak Meşe Kayın,
Gürgen, Kestane, Kızılağaç, Kavak, Karaağaç, Dişbudak, Ihlamur, Ceviz, Çınar
verilebilir. İğne Yapraklılar ise herdem yeşil dediğimiz yaz-kış yeşil görünen
ağaçlardır. Yaprakları iğne gibi ince, sert ve batıcıdır. Bu ağaçlarda yapraklarını
dökerler fakat belirli bir mevsimde hep birden yapraklarını dökmezler. Bu nedenle
daima yeşil kalırlar. Bunlara örnek olarak Çam, Göknar, Ladin, Sedir, Ardıç, Servi
gösterilebilir.
50
Ormanlar sağladıkları pek çok maddi ve sosyal faydaları ile ülkemizin en
önemli doğal kaynaklarındandır. Bu faydalarının sürekli olabilmesi için planlı ve
düzenli bir şekilde işletilmeleri gereklidir. Kesilen ağaçların, yanan ormanların yada
çeşitli şekillerle zarar gören ve yok olan ağaçların yerine yenileri dikilmeli ve
böylece ormanların devamlılığı sağlanmalıdır.
2.1. Farklı Bakış Açılarıyla Orman Tanımları. Ele alış biçimi ve ele alan kişinin amacına göre Orman kavramının farklı
tanımları ile karşılaşılmaktadır. Bir şairin, yazarın ve ressamın orman anlayışı ile,
geçimini ormandan sağlayan kırsal kesim halkının ormana bakış açıları birbirinden
çok farklıdır. Büyük metropolde yaşayan insan gözünde Orman; temiz hava, kaliteli
içme suyu ve türlü rekreaktif etkinliklerin yapılabildiği doğa parçası iken,
ormancılık, arıcılık ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan halk gözünde Orman;
hayatını idame ettirebileceği iş ve çalışma ortamıdır.
Ormancılığın değişik bilim dalları da uğraş alanlarına ve bakış açılarına göre
ormanı farklı şekilde tanımlamaktadır.
Orman Kelimesinin TDK Sözlük Anlamı:
1) Ağaçlarla örtülü geniş alan.
2) Bu ağaçların bütünü.
Hukukçu gözünde orman:
"Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları,
yerleriyle birlikte orman sayılır." Ancak; sazlıklar, step bitkileriyle örtülü yerler,
dikenlikler, parkıar, şehir koruluklan, mezarlıklar, yüzölçümü 3 hektardan az olan
sahipli arazi üzerindeki ağaçlık alanlar orman tanımı içine girmemektedir (6831
Sayılı Orman Kanunu Madde-1).
Orman ürün ve hizmetlerinin oluşumunu inceleyen ve bu kaynakların miktarını
arttırmayı amaç edinen Orman Hasılat Bilgisi yönünden Orman;
51
Baskın elemanı ağaç ve ağaççıklardan oluşan otsu ve odunsu bitkilerin diğer
mikro ve makro organizmalarla birlikte meydana getirdiği bir yaşam birliğidir.
Çeşitli ormancılık disiplinlerinin kendi yönlerinden yaptığı tanımların ortak
özelliklerine dayanarak ormanı;
"Belirli yetişme ortamlarında var olan ve gelişen, ana elemanı ağaç ve
ağaççık olmak üzere, diğer bitkisel, hayvansal ve mineral elemanlardan oluşan, bu
elemanlar arasında karşılıklı etkileri ve kendine özgü yaşam birliği olan bir doğa
varlığı, topluma orman ürünleri ile diğer foknsiyon ve hizmetler sağlayan ulusal bir
servet." biçiminde tanımlayabiliriz (Eraslan, 1983).
Halk Arasında Orman
Orman halk arasında sadece bir ağaç topluluğu veya yakacak ihtiyacını
karşılayan bir varlık olarak algılanmaktadır. Halbuki orman ağaçlarla birlikte diğer
bitkiler, hayvanlar, toprak, su, iklim gibi canlı ve cansız tabiat unsurlarının birlikte
oluşturduğu doğal bir bütünlüğü ifade etmektedir.
2.2. Ormanların Faydaları
Ormanlar ekonomik olarak yakacak ihtiyacın karşılamada, kağıt üretiminde,
ev eşyası ve ders araçları üretimi vb. alanlarda hammadde kaynağı olarak büyük
öneme sahiptir. Tüm bunlarla birlikte ormanlar ;
Su ekosistemini düzenler set görevi görerek taşkınları önler.
Su ve Rüzgara karşı toprağın erozyona uğramasını önler.
Ortam sıcaklıklarını ılımanlaştırarak yağışların oluşmasına katkı yapar.
Yerleşim alanlarının çevresindeki havayı temizler
İçerisinde yer alan Flora ve Faunayı korur.
Çevreyi süsler bulunduğu yere doğal güzellik sağlar
Eğlenmek ve dinlenmek için doğal ve uygun bir ortam sağlar.
Kamuflaj görevi yaparak askeri üs ve tesisleri gizler.
52
Bunlarla birlikte ormanların faydaları saymakla bitmez ancak en belli başlı
olanları bunlardır. Ormanların faydaları ayrıca ekolojik ve ekonomik olarak da
iki sınıfa ayrılabilir. Bunlar ;
2.2.1. Ormanların Ekonomik Faydaları
Odun kökenli orman ürünleri üretimi
Bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltıcı etkisi
Ödemeler dengesini olumlu yönde etkilemesi
Tarım ve hayvancılığa katkıları
Turizme olan katkıları
Hidroelektrik santrallerinin ömrünü uzatır.
2.2.2. Ormanların Ekolojik Faydaları
Erozyonun oluşumunu engeller
Yüzey sularının akış hızını azaltarak,yer altı sularının zenginleşmesini
sağlar
Terleme ile hava nemini arttırarak sıcaklık dengesini sağlar
Oksijen üretir
Doğal güzelliklerle turizme katkı sağlar,dinlenme ve diğer sosyal
alanların oluşturulmasını sağlar
Ülke savunması açısından,bitkisel ve hayvansal ürün deposu
durumundadır.
Rüzgar ve buna bağlı kumul hareketlerini önler
Çeşitli yabani hayvanların yaşamını sürdürmesini sağlar
3. Dünya’daki Orman Varlığı Dünya yüzeyinin % 31’i ormanlarla kaplıdır (Bozkurt & Erdin, 1988). Dünya
orman arazisi 4.126.000.000 hektar olup, bunun 3.156.243.000 hektarında orman
bulunmaktadır. Bu ormanların hemen hemen % 66’sı bakir orman karakterindedir.
53
Dünya ormanlarının 1.216.000.000 hektarı iğne yapraklı, 2.488.000.000 hektarı ise
geniş yapraklı ormanlardır.
Dünyada ormanlar üç kısımda yoğunlaşmıştır. Birincisi Alaska, Kanada ,
İskandinav ülkeleri ve Kuzey Rusya’dan Sibirya’ya kadar uzanan hatta bulunan
Kuzey Bölge İğne Yapraklı ormanları. İkincisi ise Ekvator bölgesinde bulunan ve
Yağmur ormanları diye tabir edilen Amazon, Orta Afrika ve Uzak Doğu anakara ve
adalarını kapsayan ormanlardır. Bu iki alan arasında yer yer geçiş ormanları görmek
mümkündür.
Dünya’da üç kısımda yoğunlaşan ormanları sıcaklık ve yağış gibi iklim
şartlarına göre sınıflara ayıracak olursak, Boreal (Soğuk) Orman Kuşağı,
Ekvatoral (Sıcak) Orman Kuşağı ve Karışık (Geçiş) Orman Kuşağı olarak üç
sınıfa ayrılırlar. Bu üç sınıfta toplanan ormanlar ise daha detaylı incelemek amacıyla
kendi içlerinde daha az alan kaplayan bölümlere ayrılabilirler. Tayga Ormanları ile
kaplı olan Boreal Orman Kuşağı, Kanada-Alaska Ormanları ve Sibirya-İskandilavya
Ormanları olarak bölümlere ayrılmıştır. Geniş yapraklı ormanlardan oluşan Ekvatoral
Orman Kuşağı ise üç bölüme ayrılabilir. Amazon, Kongo ve Muson Ormanları
olarak. Bu sayılan her iki orman kuşağı arasında geçiş özellikleri gösteren, orta
enlemlerde yer alan ve her iki sınıftan da türler barındıran Karışık Orman Kuşağı da
genel olarak hem Kuzey hem de Güney yarım kürede aynı özellikler
gösterdiklerinden dolayı alt sınıflara ayrılmadan incelenebilir. Bu yapılan orman
sınıflandırması aşağıdaki gibi şemalandırılmıştır.
54
Şekil 26. Orman Sınıflandırması Şeması.
3.1. Soğuk (Boreal) Orman Kuşağı Kuzey yarım kürede güneye göre karaların çok fazla yer kaplaması sebebiyle
sadece Kuzey yarım kürede görülmektedir. Güney yarım kürede bu ormanların
yansıması olarak gösterilebilecek bir orman topluluğu bulunmamaktadır. Yayılış
gösterdiği yerler genel olarak en batıda Alaska’dan başlar, Kanada, İskandilavya ve
Sibirya’dır. Boreal Orman Kuşağı’nın bulunduğu ormanlara genel olarak Tayga
Ormanları denmektedir. Tayga sözcüğü köken olarak Yakutça’dan gelmektedir. Hem
geçmişte hem günümüzde Sibirya’nın doğusuna yayılmış olarak yaşıyan, geçimini
ormancılık ve yer avcılık ile sağlayan Yakut ve Altay toplulukları Tayga
Orm
an
lar
Sıcak (Ekvatoral) Orman Kuşağı
Kongo Ormanları
Amazon Ormanları
Muson Ormanları
Karışık (Geçiş) Orman Kuşağı
Soğuk (Boreal) Orman Kuşağı Kanada ve Alaska
Ormanları
Sibirya ve İskandinavya
Ormanları
55
Ormanlarına ismini vermiştir. Tayga’nın Yakutça’daki karşılığı ormandı
Şekil 27. Boreal Orman Kuşağının Lokasyon Haritası.
Soğuk (Boreal) Orman Kuşağı kabaca iki bölümden oluşmaktadır. Bunlar;
batıda Alaska-Kanada Ormanları ve doğuda Sibirya-İskandilavya Ormanları’dır. Bu
ormanlar Kanada’da veya Sibirya’da çok fazla farklılık göstermemezler ancak
Kanada ve Alaska Ormanları daha az insan tahribatına uğramıştır. Bunun sebepleri
Kanada ve Alaska Ormanlarının bulunduğu Amerika Kıtası’nın insanlar tarafından
çok sonralarda keşfedilmesi ve Rusya’nın Kanada ve Amerika gibi ülkelere oranla
daha çok ormancılık faaliyeti yapmasıdır. Ormancılığı Kanada ve Amerika gibi
ülkeler ekonomik olmaktan daha çok ekolojik bir değer olarak görmektedir. Bu
sayede Kanada ve Alaska’daki Tayga Ormanlarının doğal ekolojisi çok fazla zarara
uğramamıştır.
56
Tayga ormanlarında dünyanın tüm yağmur ormanlarındakinin toplamı kadar
ağaç bulunmaktadır. Tayga yerküresinin çevresini dolaşır ve dünya üzerindeki
ağaçların üçte birini barındırır. O kadar çok oksijen üretir ki tüm gezegenin havasını
tazeler. Tayganın kuzey ucunda bitkilerin üreme mevsimi yılda topu topu bir aydır.
Burada bir ağacın fideden daha büyük hale gelmesi 50 yıl kadar sürebilir. Hareketsiz
ve sessiz bir dünyadır Tayga ormanları. Ama ara sıra kar örtüsüne yazılmış
hikayelerde yaşam belirtileri görülmektedir. Bir kutup tilkisinin ayak izleri ve takip
ediyor olabileceği tavşan olabilir mesela. Bu kar örtüsüyle serilmiş ormanlarda bazı
hayvanları görmek o kadar zordur ki çünkü adeta hayalet gibidirler. İnsanlar bu
ormanlarda bir ömrünü geçirip gene de bir başak göremeyebilir. Av bulmak için
yüzlerce km yürümek zorunda olan bu vahşi kedi ormanda aynı yerden iki kez
geçmeyebilir. Vahşi tabiatın özü de budur. Çok az av bulunan bu topraklarda bir
avcının yaşamı zordur. Av azdır çünkü çok az hayvan kozalaklı ağaçların iğne
yapraklarını yiyebilir. Buz geyiği ise bir istisnadır. Buradan beslenmek o kadar
zordur ki kozalaklı ağaçlar değerli yapraklarını reçine salgılayarak korur. Bu su
kaybını azaltır ama yaprakları lezzetsiz yapar. Kozalak tohumları yenebilir ama zırhlı
kozalaklar tarafından korunurlar ve onlara ulaşmak için uzman olmak gerekir.
Çapraz gagalı kuşlar kat kat kozalakları ayırarak diliyle içindeki tohumları ayırabilir.
Kuşlar şanslıdır çünkü mevsimlik tohumları topladıktan sonra güneye uçabilirler.
Ama bir hayvan bu donmuş ormanda hayatta kalma konusunda öyle uzmanlaşmıştır
ki yıl boyunca burada kalır ve aktiftir. Bu hayvanlardan biri kutup porsuğudur. Yerel
kültürde ruhlar dünyasına açılan bir kapı ile ayı ve kurt arasında bir tür olduğuna
inanılır ancak gerçekte bir gelincik türüdür. İri gövdesi vücut sıcaklığını korumasına
yardım eder. Öyle büyük ve güçlüdür ki yetişkin bir ren geyiğini bile alt edebilir.
Diriliği yüzünden bir oturuşta her hayvandan fazla yiyebildiği de söylenir. Bu
yüzden obur adıyla bilinir. Burada obur olmak çok etkili bir stratejidir. Fırsatın
varken yiyebildiğini yemek akıllıcadır. Bir oburun dahi yiyemeyeceği kadar çok
yiyecek olursa bunları çevresindeki doğal dondurucu kar örtüsü altında saklar.
3.1.1. Kanada-Alaska Ormanları Kanada ve Alaska Ormanları Coğrafi Dağılış olarak batıda Alaska
Yarımadasından 160o batı boylamlarından başlar ve Kanada ‘nın güney ve orta
57
bölümlerini kaplar. En doğuda ise Kanada ve Amerika’nın doğusundaki kara
kütlelerine yani 60o batı boylamlarına kadar yayılışını devam ettirir. Bu ormanların
kuzey kısmı tundra çayırları ile kaplıdır ve buralarda orman yetişmez. Hemen kuzey
doğusundaki Grönland Adası da aynı şekilde Tundra çayırları ile kaplıdır.
Şekil 28. Kanada ve Alaska Ormanlarının Lokasyon Haritası.
Kanada ve Alaska Ormanları’nın alt kısmı flora ve fauna açısından fakir bir
yerdir. Bu engin ve vahşi doğa’da yaşayan canlılar yani bu doğanın asıl sahipleri
insanla hiç temas etmeyerek ölebilirler. Bunlardan biri de Amerika Çam Sansarı ’dır.
Bahar çam sansarının yiyecek bulması için ideal bir mevsimdir. Kuş yumurtaları
mevsimlik bir besindir ve kısa bir süre için bolca bulunabilir. Ama burada sürekli
yaşamak için çam sansarına daha güvenilir bir besin kaynağı gereklidir. Bu
kaynaklar da Gri Sincaplardır. Gri sincaplar da mevsimlik olarak ortaya çıkar.
Sincaplar çiftleşmekle meşguldür. Bu avcı için iyi haber. Dikkati başka yerde olan
sincap kolay av demektir.
Kuzey ormanları dünyanın en büyük ormanlarıdır ancak kozalaklı ağaçları en
verimli haliyle görebilmek için buradan 1500 km güneye inmek gerekir. Yani kuzey
Amerika’nın pasifik sahillerine inmek gerekir. Katran ağacı ve dev Kızılağaçların
diyarı. Burada su asla buza hapsolmaz. Yağmur yağmasa bile iğne yapraklar
denizden gelen sisin içerisindeki nemi emebilir. Bu ormanlara güç veren güneşin
enerjisidir. Bu kozalaklı ağaçlar kuzey kutbuna yakın olanlardan on kat daha hızlı
büyür ve binlerce yıl yaşarlar. Kaliforniya'daki Kızılağaç ormanlarından biri
58
dünyadaki en uzun ağaçlarını barındırır. Bu ağaçların boyu yüz metrenin üzerinde
yani otuz katlı bir bina yüksekliğindedir.
Şekil 29. Kuzey Amerika'da Yetişen Bir Dev Ağaç.
Ormanlar insanoğlu dünyaya ayak basmadan çok önce yetişmeye başlamıştır.
Yirmi milyon yıl önce olgunlaştılar. Hatta İsviçre Alpleri ve Raki Dağları
yükselmeden çok önce onlar zaten burada yaşamaktaydılar.
Yaz aylarının başında büyük ve gri baykuş yavrularının tüyleri çıkar.
Yetişkinler ancak burada tarla faresi nüfusu büyük olursa yavru büyütebilmektedir.
Dünyanın en yüksek ağaçlarından atlamak korkaklara göre bir iş değil ancak bu
baykuşların yavrularına göre bir iştir. Amerika’nın kozalaklı ağaç ormanları hayvan
yaşamı açısından çok zengin olmayabilir ama ağaçları olağandışıdır. Mamut adı
verilen bu ağaç Kızılağacın akrabası ve dünyanın en büyük canlısıdır. Bu ağacın
ağırlığı on mavi balinaya denktir. Yakındaki dağların yükseklerinde tüylü kozalak
çamları yani gezegenin en yaşlı organizmaları bulunur. Bu ağaçların bazıları 5000
yıldır burada bulunmaktadır.
59
Şekil 30. Kanada'daki Dev Kızılağaçlardan Görünüm.
3.1.2. Sibirya-İskandinavya Ormanları
Sibirya ve İskandinavya Ormanları kabaca İskandilavya’nın batı kıyılarından
başlar ve en doğuda Kamçatka Yarımadasına kadar doğu-batı yönünde uzunca bir
yayılışa sahiptir. Coğrafi enlem olarak bakıldığında yaklaşık olarak 50o ile 70
o Kuzey
enlemleri arasında ve 10o ile 170
o Doğu boylamları arasında yayılış gösterirler. Tıpkı
Alaska-Kanada Ormanlarında olduğu gibi kuzeye doğru ilerledikçe Taygalar sona
ermekte ve Tundra Çayırları görülmeye başlamaktadır.
Şekil 31. Sibirya-İskandinavya Ormanları Haritası.
Ağaçlar hiç kuşkusuz dünya üzerindeki canlıların en muhteşemlerindendir.
Bazıları dünya üzerindeki en büyük organizmalardır ve türlerinin en uzun
60
temsilcileridir. Gezegenimizin mevsimsel bölgelerinde yetişen yaprak döken ve
kozalaklı ağaçlıklar dünyanın en geniş ormanlarıdır. Bu ağaç türlerinden bazıları ise
şunlardır; Karaçam, Ladin, Göknar ve Blanks Çamı iğne yapraklı, Huş, Titrek
Kavak, Söğüt, Üvez ise geniş yapraklı ağaç türlerindendir. Bu ağaçlardan bazıları
Sibirya’da muazzam derinlikleri ile beraber akıl almaz boyuttadır. Bunlara
mevsimlik orman da denilebilir. Kuzey Kutbu’na 1500 km mesafede ve güneye
doğru devam eder. En kuzeyde ağaç yetişebilen ilk yerlerde genellikle seyrek ve
kozalaklı ağaçlar mevcuttur. Daha güneye inildikçe bu ağaçlar araziyi tamamen
kaplamaktadırlar.
3.2. Sıcak (Ekvatoral) Orman Kuşağı Sıcak (Ekvatoral) Orman Kuşağı’nın Sınırları Ekvator ve çevresindeki
anakara ve adalarda yaygın olarak görülmektedir. Corğafi enlem olarak bakacak
olursak kabaca; Kuzey yarım kürede bazı yerlerde 0-15o bazı yerlerde ise 0-30
o
enlemlerinde, güneyde ise genellikle 0-15o enlemlerinde ekvatora yakın olan anakara
ve adalarda yayılış göstermiştir.
Ekvatora yakınlıktan dolayı bu orman bölgelerine güneş hep dik açılarla
gelmektedir. Bu bölgelerin aşırı sıcak olması gerekirken buharlaşma sonucu oluşan
nem sayesinde hava sıcaklığı yıl boyunca 25oC dolaylarında seyreder ve yıl boyunca
en fazla 2-3oC değişir. Bu bölgelerdeki toprak yapısı humusca çok zengin olması
gerekirken aksine fakirdir. Bunun nedeni orman altındaki canlıların (fauna) nın
toprağı besleyen bitki artıkları ve mikroorganizmalar ile beslenerek onları
tüketmesidir. Orman altı bitki varlığı (flora) nın ve orman sıklığının dünyada en fazla
olduğu ormanlar buralardadır. Ayrıca bu bölgedeki ormanların bu kadar sık, flora
bakımından zengin ve geniş yapraklı olmalarının asıl sebebi iklim ve buna bağlı
unsurlardan nemlilik, yağış ve sıcaklıktır. Amazon ve Kongo ormanları Musonlardan
farklı olarak Konveksiyonel (yükselim) şekilde yağış alırlar. Amazon ve Kongo
Ormanlarını oluşmasını sağlayan en temel sebeplerden biri konveksiyonel
yağışlardır.
61
Şekil 32. Ekvatoral Orman Kuşağının Lokasyon Haritası.
Sıcak Orman Kuşağı üç alt bölgeye ayrılmaktadır. Bu bölgeler; Amazon
Ormanları, Kongo Ormanları ve Muson Ormanları’dır. Bu üç orman bölgesinin de
birbirleri ile ortak özellikleri Ekvatora yakın olmalarıdır ancak Muson Ormanları’nın
Uzakdoğu anakaralarında kalan kesimin yağışlı, gür ormanlık olmasının asıl sebebi
ekvatora olan yakınlığı ve bunun sonucunda oluşan iklim koşulları değil
yerşekilleridir. Yerşekillerinin uzanışı sonucu okyanustan gelen nemli kütleler
yükselerek muson bölgelerine yağış bırakırlar. Bu şekilde gerçekleşen yağışlara
Orografik yağışlar denir.
3.2.1. Amazon Ormanları
Amazon Ormanları, Güney Amerika’nın büyük bir kısmında özellikle kuzeye
yakın olan bölümlerinde yayılmış durumdadır. Bu ormanların yayıldığı konumlar
62
yaklaşık olarak Ekvatorun çevresinde 10o kuzey, 10
o güney enlemleridir. Doğu-batı
yönlü uzanışları ise 50o ve 80
o doğu meridyenleridir. Amazon Ormanları’nın batı
sınırı And Dağları hizalarına kadardır. Batıda ise önünde ciddi bir dağ kütlesi veya
yükselti bulunmadığından dolayı Atlantik kıyılarına kadar yayılmaktadır.
Şekil 33. Amazon Ormanları Haritası.
Amazon Ormanları 7000 km’lik uzunluğuyla dünyanın en büyük nehri olan
Amazon Nehri’nin havzasındaki ormanlık bölgedir. Yüksek yağış, sıcaklık ve
rutubete sahiptir. Atmosferdeki karbondioksit dengesini korudukları için ekolojik
sistemde çok önemli bir konumdadır. Üzerinde yaşayan canlı çeşitliliği olarak
dünyanın en gelişmiş ormanlarıdır. artık ayak basılmamış çok az yeri kalmış olsa da
bu yağmur ormanında yaşayan türlerin tamamı keşfedilmemiştir. Yeryüzündeki canlı
türlerinin yarıya yakınının bu bölgede yaşadığı tahmin edilmektedir. Orman 6 milyon
kilometre karelik bir alana yayılmıştır. Amazon Ormanları Brezilya’nın %40'ını
kaplar. Batıda Büyük Okyanus’tan, doğuda Atlas Okyanusu’na kadar uzanır.
Brezilya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Ekvador, Bolivya, Guyana, Surinam ve
Fransız Guyanası olmak üzere dokuz ülkenin sınırları içerisinde bulunur. Ormanların
%60'ı Brezilya, %13'ü Peru sınırları içerisindedir.
63
Amazon ormanlarında büyük bir yaşam mücadelesi vardır. Çünkü ormanlık
alan çok sık ve hem ağaçlar hem de orman altındaki flora açısından yaşama tutunmak
için gerekli olan alan çok azdır. Bu ormanlardaki bitki varlığının yaşamak için bu
yüzden birbirleri ile rekabet etmesi gerekmektedir. Orman bölgesinde filizlenen genç
ağaçlar ve bitkiler daha az engellenirler. Direnmek için hafif olmalılar. Yükselmek
için ise birbirlerini sıkıştırıp, ezmektedirler. Yukardaki kalın gölgeli ağaçlara rağmen
güneş ışınları filtreleri aşmayı başararak ormanın yakınında bazı gölge çiçeklerinin
açmasını sağlamaktadır. Alt kesimlerde de güneş ışığı arayan hayvanlar
bulunmaktadır.
3.2.2. Kongo Ormanları
Kongo Ormanları Afrika’nın tam ortasında yer almaktadır. Konum olarak
Ekvatorun 8o kuzey ve güney enlemlerine, 10-30
o doğu meridyenlerine tekabul
etmektedir. Orta Afrika’dan başlayıp Gine Körfezine kadar yani Atlantik kıyılarına
kadar yayılış göstermektedir.
Kongo’dan doğup Afrika’nın bütün bakir kalan ormanlarından geçen ve
Kongo Ormanlarına da adını veren Kongo Nehri Kongo Ormanlarının bulunduğu
Kongo Havzasını tümüyle katettikten sonra Atlantik'e dökülmektedir. Kongo
Havzası kıyıya ulaşmadan önce genişlemekte ve bütün ormanı kaplamaktadır.
Kongo Ormanları hayatla dolu, dinamik ve nabzı atan bir habitattır.
Rekabetin hüküm sürdüğü ormanın merkezinden Atlantik Okyanusu'nun kıyısına dek
olup biten her şey tıklım tıklım bir dünyada sürüp giden bir kendine yer açma
mücadelesidir. 5 milyon km2 tropik yağmur ormanının ortasında Kongo ormanları
bulunmaktadır. Afrika da Irmaklar orta platolardan aşağı inerken devasal
çağlayanlara dönüşebilir. İlk bakışta terkedilmiş, ürkütücü ve yaşanması zor bir yer
olarak görünebilir. Ama aslında buradaki hayvan yoğunluğu Afrika’nın hiçbir
yerinde yok ve yaşayanların her fırsatı değerlendirmesi şart. Rekabet çok güçlü ve
süreklidir. Bu arada dikenleri ve zehirli öz sularıyla savaşa orman da katılmaktadır.
64
Şekil 34. Kongo Ormanları Haritası.
Kongo ormanları Afrika'nın akciğerleridir. Dokularını oluştururken güneş
ışınlarını kullanarak havaya oksijen ve su buharı salmaktadır. Bir hektar orman alanı
yılda nerdeyse 190 bin litre su buharı üretiyor. Bu miktar çyle çok ki bu ormanlar
kendi havasını yaratmaktadırlar. Ormanı kaplayan bulut nemi ve sıcaklığı
yükselterek ve fırtına çıkarmaktadır. Kongo Afrika'nın en verimi yeri olabilir ama
aynı zamanda en tehlikeli yeridir. Her yıl ormana yüz milyon civarında yıldırım
düşüyor. Dünyada böyle başka bir yer yoktur. Buraya yağan yağmurun %95 ten
fazlasını orman üretiyor. Sellerin ardından hayvanlarda ve ormanda değişimler
başlar. Kurbağalar için harika bir havadır. Ancak yağmurun ardından ortaya çıkan
avcılardan korunması gerekmektedir.
Orman altı toprak örtüsünde ormanın bütün atıklarını değerlendiren mantarlar
da yaşarlar. Az bulunan bazı mantarlar bunu parlak enzimlerle yaparlar. Bölge halkı
onlara şempanze ateşi demektedir. Mantarlar olmazsa ölü bitkiler öyle birikir ki canlı
ağaçlar aralarında kaybolurlar.
65
3.2.3. Muson Ormanları
Muson Ormanları Güney Hindistan, Güney Çin, Japonya, Mançurya,
Tayland, Vietnam, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Bruma, Laos, Doğu Çin, Kore,
Filipinler, Avusturyalya’nın kuzeyi ve bu bölgeye uzak olmasına rağmen Afrika’nın
doğusunda Hint Okyanusu açıklarındaki Madagaskar Adasına kadar yayılmıştır.
Kabaca bir tabir ile Güneydoğu Asya’nın anakaraları ve adalarında yayılmıştır.
Madagaskar adası dışındaki yayıldığı alanların konumu yaklaşık olarak, 30o
kuzey,
15o güney enlemlerine ve 75
o-150
o doğu meridyenleri arasına tekabul etmektedir.
Şekil 35. Muson Ormanları Haritası.
Muson ikliminin oluşmasındaki en temel sebep yaz ve kış arasındaki basınç
farklarıdır. Bu farklar neticesinde basınç merkezleri yer değiştirir ve hava hareketleri
farklı mevsimlerde farklı yönlere doğru ilerler. Muson ikliminin hakim olduğu
alanlarda yaz mevsiminde denizler yüksek basınç, karalar ise alçak basınç merkezi
konumundadır. Hava kütlelerinin hareketleri her zaman yüksek basınçtan alçak
basınca doğru gerçekleşir. Bu sebepten dolayı yaz mevsiminde denizlerden karalara
66
doğru hava akımları gerçekleşir. Bu hava akımları denizden doğru geldikleri için
nemli kütleleri taşır. Nemli kütlelerin bağıl nem oranı yüksek olduğundan dolayı
yağış olasılığı yüksektir ve karalara ulaştığınde önüne çıkan yükselti engelini aşarken
yağış bırakmaya başlar. Bu şekilde Muson yağmurları gerçekleşir. Bu yağmurlar hep
yaz mevsiminde gerçekleşir kış mevsminde ise yüksek basınç konumunda karalar
olduğu için karalardan denizlere doğru hava akımları gerçekleşir. Karalardan gelen
hava akımlarının bağıl nem oranı düşük olduğundan dolayı yağış bırakmazlar. Bu
sebepten dolayı kış mevsiminde muson yağmurları görülmez. Denizlerden karalara
doğru ilerleyen bu rüzgarlara Muson rüzgarları adı verilmiştir. Muson Arapçada da
rüzgar anlamına gelmektedir.
Muson rüzgarlarının taşıdığı nemli hava kütlelerinin bıraktığı yağışlar sonrası
yeşeren ormanlara Muson Ormanları adı verilir. Muson Ormanları geniş yapraklı
ağaçlara sahiptir. Yağışsız mevsim olan kış mevsiminde Muson Ormanlarındaki
ağaçlar yapraklarını dökerler ve bir sonraki yağışlı mevsimde tekrar yeşerirler.
Muson ikliminde yıllık yağış miktarı 2000 mm civarındadır. Yağışların %85 gibi
büyük bir kısmı yaz mevsiminde gerçekleşir. Muson Ormanlarındaki ağaçların çok
sık ve gür oluşları bakımından ekvatoral yağmur ormanlarına benzerlik gösterir.
Buna karşılık türce fakir olmalarıyla onlardan ayrılır. Muson ormanlarının tipik ağacı
Teak ağacıdır.
Muson ikliminin görüldüğü alanlarda sıcaklık ortalaması bütün yıl 10 °C nin
üstündedir. Yıllık sıcaklık farkı Savan iklimine göre fazladır. Dünyanın en fazla
yağış alan yeri, Hindistan’ın kuzey doğusunda yer alan Çerapunçi'dir. Yıllık 12.000
mm yağış alabilmektedir. Muson ikliminde yağış kıyılarda çok fazla olmaz çünkü
orografik şartlar ile gerçekleşen Muson yağmurlarının oluşması için belli bir yükselti
engeli olması gerekmektedir. Bu nedenlerden dolayı da ormanlar kıyılardan daha çok
denize bakan dağ yamaçları ve eteklerine yerleşmiştir.
Tropiklerde birçok deniz etekleri, kendine has tipik bir orman formasyonu
taşırlar. Denizin ilerlemesi halinde (med), yaklaşık 10 ile 20 m arasında boy yapan
ağaçların yalnız tepeleri suyun üzerinde kalır. Çekilmesi halinde (cezir) ise ağaç
gövdeleri geniş nefes alma kökleri ile birlikte görülür. Tohumun çimlenmesi ve
çimlenmeden sonra meydana gelen fidecikler, tohumlar henüz ağaçta iken gelişirler
67
ve biraz büyüyünce çamur toprağa düşerek köklenirler. Muson Ormanlarındaki
ağaçlar mevsimlik olarak yeşillenen, derimsi yahut tüylü yapraklar taşırlar.
3.2.4. Karışık (Geçiş) Ormanları Karışık Ormanlar Sıcak (Ekvatoral) Orman Kuşağı ile Soğuk (Boreal) Orman
Kuşağı arasında bir geçiş özelliği göstermektedir. Her iki kuşaktan da hem iklimsel
ortam olarak belli mevsimlerde hem de ağaç türleri bakımından izler taşıyan bu
ormanlar yerküre üzerinde diğer orman kuşakları kadar geniş yerler kaplamazlar.
Ancak diğer orman kuşaklarına göre daha çok endemik ve relikt türler barındırırlar.
Çünkü iklim değişikliklerinden en çok etkilenen yani iklim değişiklikleri esnasında
sınırları en çok değişen bölge orta kuşak olmuştur. Soğuk iklim değişikliklerinde
kuzeydeki orman ve bitkiler orta kuşağa yayılmıştır. Tam aksi olarak da sıcak
dönemlerde güneydeki türler orta kuşağı işgal etmiştir. Bu değişikliklerden etkilenen
türler ise sığınmak için kendilerine yer uygun bölgeler bulup buralarda kalmıştır. Bu
türler relikt (parçalanmış) türlerdir.
Yerküresinde çok fazla alan kaplamasa da birbirinden uzak birkaç bölgede
yayılış gösteren orta kuşağın Karışık (Geçiş) Ormanları belli başlı bölgelerde
toplanmıştır. Kabaca bu bölgeler Orta, Batı ve Doğu Avrupa, Ural Dağlarının Batısı,
Kafkaslar, Türkiye, Kuzey Amerika’da Florida’nın Kuzeyi, Güney Amerika’nın
Güneyinde, Avusturalya ve Yeni Zellanda’da da yayılış göstermiştir.
Karışık (Geçiş) Ormanları açısından ilkbahar çok önemlidir. Üzerinde yaprak
olmadığı için güneş ışınları doğrudan toprağa düşer ve ısınan topraktaki bitkiler kış
uykularından da yavaş yavaş uyanmaya başlar. Yerde yetişen bitkilerin acelesi var
çünkü ağaçlar kısa sürede yapraklanıp onların ışığını çalacaktır. Çiçekler orman
zeminini süslerken öz sularının tatlı kokusu da yumurtalarından yeni çıkan böcekleri
davet edici niteliktedir. Bu ormanların bahardaki tomurcuklanması kozalaklı
ormanlardan da tropik ormanlardan da büyüleyicidir. Ağaçların tepesinde ise geniş
yapraklar hızla büyür ve güneş ışığından bolca faydalanır. Daha sonra ağaçlar tekrar
yaprak dökmeye başlar ve onları bekleyen soğuk kış aylarına hazırlanır. Mevsim
dönerken geniş alanlar kızıla bölünür. Öylesine müthiş bir görüntüdür ki bu kızıla
68
boyanan yeryüzünün bazı kesimleri uzaydan dahi görülebilir. Ağaçların yaprak
dökmesinin tek nedeni kışla gelen donma tehlikesi değildir. Ağaçlar kurak
mevsimde geniş yapraklarından kaybedecekleri suyu göze alamaz ve yapraklarını
dökmeye başlarlar. Bu da ortama uymanın bir sonucudur.
Kış boyunca uykuya yatan ağaçlar baharla beraber tabiatın en sihirli
dönüşümlerinden birini gerçekleştirmeye başlarlar. Bahar sonunda tabiat canlı ve
taze bir yeşile bürünür. Burada kozalak yerine geniş yapraklı ağaçlar yetişmesi
ormanın da tamamen farklı bir karaktere sahip olmasını sağlar. Geniş yapraklar hem
iğne yapraklardan çok daha fazla ışık alır hem de ince, yumuşak ve yenilebilir
özelliktedir. Yaprak yiyenler ise başkalarına besin olmaktadır. Doğu Avrupa ve Asya
Rusya'sının geniş yapraklı ormanlarına bahar geldiğinde orman altı fauna hayatı da
canlanır.
Haziranda günler iyice uzadığında Kuzey Yarım Küre’nin dört bir yanındaki
geniş yapraklı ağaçlar da harıl harıl çalışmaktadırlar. Burada orman altı topraklarında
tam on yedi yıl boyunca bekleyerek yaşayan Ağustos böcekleri görülür. Toprak
altından çıktıktan sonra en yakın ağaca giderek tırmanmaya başlarlar. Başlangıçta
sadece binlercesi var. Ama kısa sürede milyarlarcası ormanı kaplarlar.
Gezegenimizin en büyük böcek hareketi de budur. Dalları işgal ederler ve
yükseklerde dış iskeletlerinden kurtularak kanatlı, yetişkin biçimlerine kavuşurlar.
Önce beyaz ve yumuşaktırlar ama dönüşümü tamamlamak için şafağa kadar vakitleri
vardır. Daha sonra on yedi yıllık bir yokluktan sonra orman ağustos böcekleri ile
dolar. Yetişkinler sakardır ve av olmaya müsaittir. Kaplumbağalar için bunlar çok
nadiren görülecek bir fırsattır ve bulduklarında tıka basa yerler. Ağustos böceklerinin
hiçbir savunması yoktur. Saldırganlarına adeta kendilerini gümüş tepside sunuyorlar.
Böcek akını öylesine güçlüdür ki bütün böcek avcıları bir süre sonra patlayana kadar
dolar. Ama ağustos böcekleri gelmeye devam eder. Avcılar çekildiği için kalanlar
amacına ulaşır. Kalan yetişkinler çiftleşir ve yumurtalarını tekrar toprak altına
bırakır. En sonunda görevlerini tamamlayan ağustos böcekleri birkaç gün içerisinde
ölür ve ormanı yeniden bir sessizlik kaplar. Ta ki on yedi yıl sonraya kadar. Avcı
hayvanları doyuran ağustos böcekleri bu kez ormana son bir armağan bırakır. Cansız
bedenlerindeki besinler aynı anda toprağa döner ve ağaçların büyümesinde belirgin
69
bir canlanma olur. Bu toprağa doğal olarak verilen en büyük gübre ya da besin
miktarıdır.
4. Kıtalar a Göre Ormanlar Kıtalara göre orman varlığına bakılırsa 1,5 milyar hektar Amerika kıtasında, 1
milyar hektar Avrupa kıtasında, 552 milyon hektar Afrika kıtasında, 571 milyon
hektar Asya kıtasında ve 200 milyon hektar ise Avusturalya kıtasında bulunmaktadır.
Kıtalara göre olan orman varlığı miktarları, özel orman varlığı miktarları, kamu
orman varlığı miktarları ve diğer orman miktarlarına oranlanarak yapılan sutun
grafikte de görüldüğü gibi kamu orman alanları, özel ve diğer orman alanlarına
bakıldığında çok daha fazladır. Özel orman alanlarının ise en fazla olduğu kıta Kuzey
Amerika’dır. Avrupa ise Kuzey Amerika’nın ardından ikinci sıradadır. Buzullarla
kaplı olan Antartika kıtasında ise orman bulunmamaktadır.
Şekil 36. Kıtaların Orman Yüzdeleri.
KITALAR ORMAN ALANI (Ha)
Afrika 552.326.000
Asya 566.388.000
Avrupa 998.071.000
Kuzey Amerika 698.285.000
Okyanusya 204.933.000
Güney Amerika 136.240.000
TOPLAM 3.156.243.000
70
Çizelge 1. Kıtaların Orman Alanları.
Nüfus artışı ekonomik gelişme, hızlı sanayileşme ve yanlış arazi kullanımı
ormanların azalmasına veya yapılarının bozlulmasına neden olmaktadır. Bunun
sonucunda çevre kirliliği ve erozyon tehlikesi artmakta, tahrip olan ormanlar
kendisinden beklenen foknsiyonları tam olarak yerine getirememektedir.
Dünyamızda yılda ortalama olarak 13 milyon hektar orman yok olmaktadır.
Ormanların daralmasıyla iklim değişikliği, küresel ısınma, çölleşme, biyolojik
çeşitliliğin yok olması gibi çevre sorunları ortaya çıkmaktadır.
4.1. Avrupa Kıtası Ormanları Kuzeyinde Norveç, İsveç, Finlandiya gibi çok yoğun orman varlığına sahip
ülkeleri barındıran Avrupa kıtası orman yönünden en fazla alana sahip olan kıtadır.
Güney kesiminde Akdeniz kıyılarında Akdeniz vejetasyonu içinde olan çalı ve maki
türleri de bu kıtada mevcuttur. Avrupa Kıtası’nda bitki örtüsü, jeomorfolojik
özellikleri, iklim ve toprak özelliklerine göre yakın bir devrede özelliklerini
kazanmıştır. Üçüncü Zamanda kıta üzerinde hakim durumda olan sıcak kuşak florası,
Dördüncü Zamanda baş gösteren buzul istilasıyla güneye doğru çekilmiş ve böylece
kıtada buzulların etkisi altında oluşmuş bir flora hakim duruma geçmiştir.
Avrupa kıtasında ormanlar hem özellik, hem kullanım ve tüketim, hem de
coğrafi dağılışları bakımından büyük farklılıklar göstermektedirler. Finlandiya, İsveç
ve Slovenya’da ormanlar ülke yüzölçümünün % 50’den fazlasını kaplamaktadır,
Rusya, Estonya, Letonya ve Slovakya gibi ülkelerde bu oran % 40’ın üzerindedir,
oysa Hollanda, B. Britanya, İrlanda ve İslanda’da bu oran % 10’u aşmaz.
71
Şekil 37. Avrupa'daki Ormanların Haritası.
4.2. Afrika Kıtası Ormanları Birleşmiş Miletler Çevre Programı'na(UNEP) göre Afrika, ormanların zarar
görmesinde en çok etkilenen ikinci kıtadır. Pennsylvania Üniversitesi Afrika
Çalışmaları Merkezi'ne göre, Afrika'nın çayır alanlarının %31'i ve ormanlık
alanlarının %19'u bozulmuş olarak sınıflandırılmaktadır. Bunun yanı sıra, Afrika her
yıl dört milyon hektar ormanını kaybetmektedir. Bu oran dünyanın geri kalanı ile
karşılaştırıldığında, ortalama ormansızlaşma oranının iki kat üzerindedir. Bazı
kaynaklar ormansızlaştırmanın, Batı Afrika'daki bakir ormanların %90'ını yok
ettiğini öne sürmektedir. İnsanoğlunun görülmeye başlandığı zamandan beri,yani
2000 yıllık süreçte, Madagaskar kendi orijinal ormanlarının %90'ını yitirmiştir.
Ağaç Formasyonu olarak Afrika’da ormanların en çok bulunduğu yer Orta
Afrika ve Gine Körfezi dolaylarındaki Kongo Nehri Havzası’dır. Dünyanın en
önemli ormanlarını barındıran bu bölgedeki ormanlar Kongo Ormanlarıdır. İklim
şartları neticesinde geniş yapraklara sahip olan bu Kongo Ormanları biyoçeşitlilik
açısından da dünyanın en büyük servetleri arasındadır.
72
Afrika Kıtasında Kongo Nehri Havzası dışındaki alanlarda çok fazla ormana
rastlanılmamaktadır. Yoğun şekilde ağaçların sıralı olduğu Kongo Ormanlarından
çevrey gittikçe sırasıyla Savan, Yarı Çöl, Çöl ve Akdeniz kıyılarında Maki, Güney
Afrika’daki Kap burnunda ise gene Akdeniz Vejetasyonundan sayılan Çalı
formasyonları bulunur.
Şekil 38. Afrika'daki Ormanların Haritası.
4.3. Kuzey Amerika Kıtası Ormanları Kuzey Amerika’daki ormanların çok büyük kısmını Kanada ve Alaska’daki
Tayga Ormanları oluşturmakta. İklim şartlarının oldukça sert olduğu bu bölgelerde
iğne yapraklı ormanlar bulunur. Daha güneyde dünyanın en büyük ağaçlarından
oluşan Mamutlara’dan Dev Kızılağaçlara kadar birçok ağaç türü bulunur. Kıta’nın
batı kıyılarında Muson Ormanları ile benzer şekillerde oluşan ve Muson
Ormanlarının küçük bir minyatürünü oluşturan az da olsa ormanlar bulunur. Kıtanın
doğu ve güneydoğu kıyılarında hem iğne yapraklı, hem geniş yapraklı hem de her
ikisinin bir arada bulunduğu ormanlar bulunur. Bu bölgelerde daha çok endemik ve
relikt türler yaygındır.
73
Amerika Kıtasındaki bitki ve orman toplulukları diğer kıtalardaki gibi insan
müdahalesi sonucu bozulmaya daha az uğramıştır. Çünkü Amerika sonradan
keşfedilen ve insanların çok sonradan yerleşmeye başladığı bir kıtadır. Buradaki
Amerika ve Kanada gibi devletler ormancılığa ekonomi gözüyle değil daha çok
ekoloji gözüyle yaklaşmaktadır. Bu da buradaki ormanların diğer kıtalardaki
ormanlara göre daha az insan tahribatına uğramasını sağlamıştır.
Şekil 39. K.Amerika'daki Ormanların Haritası.
4.4. Güney Amerika Kıtası Ormanları Güney Amerika Kıtasındaki ormanların çok büyük kısmını Amazon
Ormanları oluşturmuştur. Su taşıma kapasitesi olarak dünyanın en büyük nehri olan
Amazon Nehri ve kollarının oluşturduğu Amazon Havzasında yayılış gösteren
Amazon Ormanları dünya ekolojisi açısından son derece önemlidir. Dünya’nın
akciğerleri olarak nitelendirilen bu ormanlar büyük miktarda oksijen üretmektedir.
Şöyle ki insanlar akciğerleri ile oksijen alıp karbondioksit salgılarlar yani insanlar
oksijen tüketirken Amazon Ormanları tam tersine oksijen üretirler. Amazon
Ormanlarının batıdaki sınırı And dağlarının eteklerine tekabul eder. Buradan daha
batıya ilerlemezler. Doğuda ise Atlantik kıyılarına kadar ilerleyebilirler.
74
Güney Amerika Kıtası sonradan keşfedilen bir kıta olmasına rağmen orman
bakımından Kuzey Amerika’daki ormanlardan çok daha fazla tahribata uğramıştır.
Çünkü buradaki Peru, Kolombiya, Venezuella, Brezilya gibi ülkeler ormancılığa
ekolojik olarak değil daha çok ekonomik açıdan yaklaşmaktadır. Bu saydığımız
ülkelerin birçoğunun ekonomik olarak geçim kaynağı ormancılık ve kereste
üretimidir.
Güney Amerika’da Amazon Ormanları dışında Amazon Ormanları kadar
geniş yer kaplamasa da yer yer ormanlar görülür. Bunlardan bazıları Brezilya’nın
güneydoğusunda, Uruguay’ın kuzeydoğusunda Atlantik kıyılarına yakındır. Hem
geniş hem iğne yapraklı olan bu ormanlar Karışık (geçiş) Orman Kuşağında yer alır.
Bu kuşakta ve Güney Amerika Kıtasında yer alan diğer ormanlar ise Şili’nin en
güneyinde ve Macellan Körfezi’nin batısında yer alırlar. Aynı zamanda güney
kutbuna da yakın sayılabilecek bu ormanlar Kuzey Amerika’daki Dev Kızılağaçların
ve Mamutların enlemsel olarak yansıması konumunda olarak görülürler.
Şekil 40. G.Amerika'daki Ormanların Haritası.
75
4.5. Asya Kıtası Ormanları Yüzölçüm bakımından dünyanın en büyük kıtası durumunda olan Asya
Kıtasını altı ayrı bölümde incelemek gerekir. Kuzey Asya (Rusya); Doğu Asya (Çin,
Moğolistan, Japonya, G. ve K. Kore); Güneydoğu Asya (Hong Kong, Malezya,
Vietnam, Endonezya, Filipinler, Tayland, Laos); Güney Asya (Hindistan, Pakistan,
Sri Lanka, Nepal, Bangladeş); Ön Asya veya Batı Asya (Türkiye, Suriye, Irak,
Filistin, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Uman, Birleşik Arap Emirlikleri, İran,
Gürcistan, Azerbaycan, Nahçivan, Katar, Kuveyt); Orta Asya veya İç Asya
(Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan) olarak altı ayrı
bölümde göz atmak gereklidir.
Asya Kıtasında iki önemli ve yerküresi üzerinde büyükçe alanlar kaplayan
orman topluluğu bulunmaktadır. Bunlar Kuzey Asya’da yani Sibirya’da Tayga
Ormanları ve Güneydoğu ve Güney Asya’nın anakara ve adalarına yayılmış olan
Muson Ormanlarıdır. İklim şartları bakımından birbirinden çok farklı şartlarda
yetişen bu iki büyük orman bölgesi Yeryüzündeki en önemli ormanlardandır.
Sibirya’daki Tayga Ormanları Soğuk (Boreal) Orman Kuşağına dahildir. Bu
bölgeler çok soğuk olduğundan dolayı çok fazla insan yaşamaz ve nufus seyrektir.
Buna rağmen bu Tayga Ormanlarının neredeyse tamamı Rusya Federasyonuna bağlı
olduğundan dolayı ve Rusya’nın ormancılığa bakış açısı tamamen ekonomik
olduğundan çok fazla tahrip edilmiştir. Kereste ihracatından çok büyük gelir elde
eden Rusya’nın ihraç ettiği kerestelerin kalitesi oldukça yüksektir. Soğuk (Boreal)
Orman kuşağında sert iklim şartları neticesinde gelişen ağaçlardan elde edilen
keresteler sağlamlık bakımından çok kalitelidir. Bu sebepten dolayı Rusya’nın ihraç
ettiği orman ürünleri çok tercih edilmektedir.
Muson Ormanları da Sibirya’daki Tayga Ormanları kadar tahribata
uğramıştır. Muson Asyasındaki devletlerin ormancılık politikası ekonomik
olmamasına rağmen dünyanın en yoğun nufuslu yerleri olmasından dolayı
buralardaki Muson Ormanları insan tahribatına maruz kalmıştır. Bu bölgelerde
yaşayan insanlar daha çok ormancılık amacı dışında tarım alanı kazanmak amacıyla
76
ormanı parsel parsel yok etmiştir. Özellikle pirinç ve çay plantasyonlarının yapıldığı
alanlar eskiden ormanlar ile kaplıydı.
Şekil 41. Asya Kıtasındaki Ormanların Haritası.
4.6. Avustralya Kıtası Ormanları Genel itibari ile Avusturalya Kıtası birkaç büyük çaplı adadan oluşur.
Bunlardan en büyüğü günümüzde Avustralya ülkesinin bulunduğu adadır. Daha
sonra Yeni Zellanda’nın bulunduğu birkaç ada ve Avustralya’nın hemen kuzeyindeki
Borneo adası ile birlikte Avustralya Kıtasını oluşturmuştur. Bu kıtadaki ormanlar
hem iğne hem de geniş yapraklı olarak bulunduğundan dolayı Karışık (geçiş) Orman
Kuşağına dahildir.
Avustralya anakarası orman bakımından yoğun değildir. Ormanlar seyrek
olarak görülür. Genellikle bu bölgede kseromorf (kurakçıl) bitkiler görülür çünkü
adanın büyük bölümü çöller ile kaplıdır. Deniz kıyısı bölümlerde de belli
mevsimlerdeki kuraklığı seven Akdeniz Vejetasyonu türlerinden olan çalı
toplulukları yayılmıştır. Bu çalılara biz Maki, Avustralyalılar ise Serup adını
vermektedir. Bu Serupların en çok yayıldığı bölgeler Avustralya’nın güneydoğu ve
güneybatı uçlarıdır. Yeni Zellanda civarlarında ise hem iğne hem de geniş yapraklı
77
ormanların birarada bulunduğu karma ormanlar mevcuttur. Borneo Adasındaki
ormanlar ise daha çok Muson Ormanları ile benzerlik gösterir ve Muson Ormanları
sınıfına dahildir. Hatta Avustralya’nın kuzey uçlarındaki ormanlık alanlar da Muson
Ormanlarına Dahil edilebilir.
Avustralyadaki ormanlar diğer kıtalara oranla az miktardadır ancak insan
tahribatına fazla uğramamıştır. Çünkü Avustralya’da Amerika gibi insanlar
tarafından sonradan keşfedilen bir adadır. Geçmişten günümüze Avustralya’daki
ormanların yayılışında ve miktarlarında bir değişiklik olmamıştır. Bugün de az
miktarda olan orman alanları geçmişte de azdı. İnsanoğlunun müdahalesine fazla
uğramamasına rağmen bu kadar az olan bu ormanlar için Avustralya kıtasının iklim
şartları çok uygun değildir.
Şekil 42. Avustralya Kıtasındaki Ormanların Haritası.
78
5. Ülkeler Bazında Ormanlar Ormanlar yeryüzünün her yerine eşit olarak dağılmadığı gibi dünyadaki her
ülkeye de eşit olarak dağılmamıştır. Bu bağlamda ülkeler bazında orman varlığı
düzensizdir denilebilir. Bir ülkedeki orman miktarı veya alanı ile başka bir ülkeninki
aynı değildir. Bu durumda bir ülke ile diğer ülke arasında orman varlığı hususunda
büyük farklar ortaya çıkabilmektedir. Örneğin dünyadaki orman alanının en fazla
olduğu ülke olan Rusya’da 7,762,602 km2
orman alanına sahipken en az orman
alanının olduğu Katar ise 1 km2
den bile az orman alanına sahiptir. Buradan
anlaşılacağı gibi ülkelerin arasında orman varlığı miktarları veya alanları milyonlarca
km2 ye kadar varabilmektedir. Çünkü ülkelerin bulundukları coğrafyanın iklimi
(yağış, sıcaklık, basınç), jeomorfolojik (eğim, bakı yükselti) özellikleri ve toprak
özellikleri farklılık göstermektedir.
Doğal ve orman plantasyonu olarak dünya ormanlarının kapladıkları alan
yerkürenin yaklaşık % 30 una tekabul eden, 4 milyar hektar olarak hesaplanmaktadır.
Kişi başına yaklaşık 0.6 hektar orman düşmektedir. Ormanlar yeryüzünde düzensiz
olarak dağılmışlardır: FAO’nun 2010 yılı verilerine göre; orman varlığı hususunda
önde gelen beş ülke: Rusya Federasyonu, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin dünya
ormanlarının % 53 ünden fazlasına sahip bulunurken 2 milyardan fazla toplam
nüfusa sahip 64 ülke de yüzölçümlerinin % 10 undan az orman içermektedir. FAO
nun dünya ormanlarının durumu hakkında iki yılda bir yaptığı yayını 1980-1995
arasında küresel ölçekte 180 milyon, 1990-2000 arasında ise 94 milyon ve yılda
ortalama 13 milyon hektarlık ormanın yitirildiğine işaret etmektedir. 2000-2005
arasında ise orman yitiminin oransal azalması ilk kez umutları arttırmıştır. Bu
dönemde 57 ülkede orman alanında artış 83 ülkede de azalış gözlemlenmiştir.
79
5.1. Orman Varlığı Miktarı Bakımından En Büyük
Beş Ülkenin (Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin)
Orman Varlıkları Dünyadaki ormanların yarısından fazlasına sadece beş ülke sahiptir. Bu
ülkeler Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin’dir. Bu beş ülkenin orman varlığı
miktarları incelendiğinde, en fazla orman varlığına sahip olan ülke Rusya, en az ise
Çin’dir. Bu beş ülke toplamda 20,492,812 km2 ormanlık alana sahiptir. Bu ülkelerin
orman alanlarının ortalama büyüklüğü ise 4,098,562 km2 dir. Bu beş ülke orman
yoğunluğu bakımından incelendiğinde en fazla Brezilya, en az ise Çin göze
çarpmaktadır. Bu beş ülkenin ortalama orman yoğunluğu ise % 36,32 dir. Yoğunluk
ortalaması bakımından bakıldığında bu ülkelerde orman yoğunluğunun çok fazla
olmadığı görülür. Bu beş ülkenin yüzölçüm bakımından çok büyük olması ortak
özellikleridir. Bu ülkelerin yüzölçüm bakımından çok büyük olması orman
yoğunluklarını azaltmıştır.
Şekil 43. Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin’in Orman Yüzdeleri.
Ülkeler Orman Alanı (km2
) Orman Yoğunluğu
Rusya 7,762,602 % 45,40
Brezilya 4,776,980 % 56,10
80
Kanada 3,101,340 % 31,06
ABD 3,030,890 % 30,84
Çin 1,821,000 % 18,21
Çizelge 2. Rusya, Brezilya, Kanada, ABD ve Çin'in Orman Alanı ve Orman Yoğunluğu.
5.1.1. Rusya
Yüzölçüm bakımından dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya, ormanlarının
kapladığı alan bakımından da dünyanın en büyüğüdür. 7.762.602 km2 orman alanına
sahip olan Rusya topraklarının % 45,40’ı ormanlarla kaplıdır. Yoğunluk bakımından
Rusya ormanları çok fazla değildir ancak yüzölçüm çok büyük olduğundan dolayı
orman alanları çok fazladır.
Haritada da görüldüğü gibi ülkede iğne yapraklı ağaç türlerine sahip olan
ormanlar çok fazladır. Özellikle kuzeye ve doğuya gittikçe geniş yapraklı ormanlar
iklimin etkisi ile yerlerini iğne yapraklı ormanlara bırakmaktadır. Çünkü iğne
yapraklı ormanlar daha çok soğuk iklimlere adapte olurlar. Rusya’nın kuzeyi ve
doğusunda karlı gün sayısının oldukça fazla olduğu bilinmekte. Bu karlı ve soğuk
iklim şartlarına ancak iğne yapraklı ağaçlar dayanabilmekte. Ayrıca soğuk iklimlerde
toprağın donması ile oluşan fizyolojik kuraklığa ise iğne yapraklı ağaçlar
dayanabilmektedir. Aynı zamanda Rusya’nın soğuk iklim şartları altında yetişen bu
iğne yapraklı ağaçlar mobilya üretimi açısından da oldukça önemlidir. Dünyanın en
kaliteli odunları bu soğuk iklim şartları neticesinde yetişir. Bu sayede Rusya odun
ihracatından oldukça büyük gelir elde etmektedir. Güneye ve batıya doğru gidildikçe
iğne yapraklı ormanlar yerini yer yer karışık yapraklı ormanlara bırakır. Daha da
gidildiğinde geniş yapraklı ormanlar karşımıza çıkar. Ülkenin en kuzeyinde ağaç
yetişmesine uygun olmayan iklim şartları mevcuttur. Buralar Kuzey Buz Denizi ve
etkisindeki alanlardır. Bu yüzden bu bölgelerde ağaç veya ağaç toplulukları, yani
ormanlar yetişmemektedir. Ülkenin Kuzey Buz Denizine yakın kesimlerinde ise
kalıcı buzul örtüleri bulunmaktadır. Hem toprağı dondurması hem de fizyolojik
olarak ağaç yetişmesine müsaade etmeyen bu buzul örtülerinin bulundukları yerlerde
orman alanları yayılış gösteremezler.
81
Şekil 44. Rusya'nın Orman Varlığı Haritası.
5.1.2. Brezilya
Dünya orman varlığı bakımından en fazla alana sahip olan ikinci ülke
4,776,980 km2 lik alan kaplayan orman varlığı ile Brezilya’dır. Yüzölçümüne
oranlandığında ise ülkenin % 56.10 luk bir kısmı ormanlarla kaplıdır. Aynı zamanda
orman yoğunluğu bakımından dünyanın en büyük ülkesidir. Brezilya’daki orman
alanları Rusya’dakinden az olmasına rağmen Rusya’dan fazla orman yoğnuluğuna
sahiptir. Bu durum yüzölçüm ile alakalıdır. Çünkü yüzölçüm bakımından
bakıldığında Brezilya Rusya’dan küçüktür.
Brezilya’daki ormanların tamamına yakını Ekvatoral Orman Kuşağu
içerisinde yer alan Amazon Ormanları’dır. Amazon Nehri Brezilya’dan
doğmamasına rağmen çok büyük oranda Brezilya topraklarında seyreder ve Atlas
Okyanusuna dökülür. Büyük bir bölümü Brezilya’da yer alan Amazon Ormanları’nın
ismi de Amazon Nehrinden gelmektedir. Amazon Nehri’nin ve havzasının geçtiği
bölümler ise haritada açıkça belirmiştir.
Tamamına yakını geniş yapraklı ormanlardan oluşan Brezilya’da iğne
yapraklı orman bulunmamaktadır. Brezilya’da yer yer birkaç iğne yapraklı ağaç türü
82
bulunsa da bu ağaç türleri bir ormanlık alan oluşturmamaktadır. Ormanlar ülkenin en
çok kuzeyinde yani Amazon Havzası ve çevresinde bulunmaktadır. Ülkenin batı
kıyılarında yani Atlantik kıyılarında ise yer yer ormanlık alanlar mevcuttur.
Şekil 45. Brezilya'nın Orman Varlığı Haritası.
5.1.3. Kanada
Orman alanı bakımından en büyük üçüncü ülke 3,101,340 km2 lik bir orman
alanı ile Kanada’dır. Kanada’nın orman yüzdesi % 31.06 dır. Geriye kalan % 68.94
lük alanın büyük bir kısmı buzullarla kaplıdır. Kuzey Kutbu’na yakın olan ülkenin
kuzey kesiminde buzul örtüsü oldukça geniş alan kaplamaktadır..
Kanada ormanlarının büyük kısmı iğne yapraklı ağaç türlerinin hakim olduğu
iğne yapraklı ormanlardır. İğne yapraklı ormanlardan sonra hem iğne yapraklı hem
de geniş yapraklı ağaç türlerini içinde bulunduran karışık veya karma ormanlar gelir.
Geniş yapraklı ağaç türlerinin hakim olduğu ormanlık alanlar ise ülkenin
güneydoğusunda yaygındır. Ayrıca bu ülkenin ormanları Boreal Orman Kuşağı’nın
Kanada Tayga Ormanları kısmına dahildir.
83
Şekil 46. Kanada'nın Orman Varlığı Haritası.
5.1.4. Amerika Birleşik Devletleri
Dünyada orman alanlarının büyüklüğü bakımından 4. Sırada olan ABD’nin
3,030,890 km2 alan kaplayan ormanları ülkenin %30’una tekabul etmektedir. Geriye
kalan alanların en çoğunu ABD’deki en sıcak çöl olan Mojave (California, Arizona)
ve en geniş çöl olan Chihuahuan’ı (Texas, New Mexico) kaplamaktadır. Dünya
genelinde büyük tehlike olarak beliren küresel ısınma ve ABD’de doğal kaynakların
hızla tüketilmesi ile birlikte hızla yayılan şehirleşme ve gelişen sanayi, bugün
ormanları daha önce hiç olmadıkları büyüklükte bir tehditle karşı karşıya
bırakmaktadır.
ABD ormanlarının büyük bir kısmını iğne yapraklı ormanlar oluşturmaktadır.
Ülkenin batı kıyılarının yani Pasifik kıyılarının neredeyse tamamında iğne yapraklı
ormanlar görülmektedir. Ülkenin iç kesimlerinde, güney ve güneydoğu kesimlerinde
de iğne yapraklı ormanlar dağılış gösterir. Ülkenin kuzeyi, doğusu ve
kuzeydoğusunda yer ye geniş yapraklı ve karışık yapraklı ormanlar görülmektedir.
Alaska Eyaletinde soğuk iklim şartlarının etkisinde geniş yapraklı ormanlar
görülmemekte daha çok iğne yapraklı ve karışık orman alanları görülmektedir. Havai
84
Adası ise Pasifiğin ortalarında yer aldığından hüküm süren nemli iklim şartları geniş
yapraklı ormanların oluşmasına ortam oluşturmuştur.
Şekil 47. ABD'nin Orman Varlığı Haritası.
5.1.5. Çin Halk Cumhuriyeti
Çin Halk Cumhuriyeti dünyada orman alanlarının büyüklüğü bakımından en
büyük beşinci ülkedir. Çin’in ormanlık alanları 1.821.000 km2 alan kaplamaktadır.
Orman alanlarının bir milyon km2 nin üzerinde alan kaplamasına rağmen ülkenin
sadece %18.21 i ormanlarla kaplıdır. Sadece bu duruma bakıldığında Çin’in
yüzölçümünün ne kadar geniş olduğunu anlaşılabilir. Çin’in arazi kullanımına
bakıldığında ormanlık alanların haricinde fazlaca alan kaplayan Gobi, Taklamakan
ve Ordos Çölü bulunmaktadır. Özellikle Gobi ve Taklamakan alan büyüklüğü
bakımından dünyanın önde gelen çölleri arasındadır. Yüzölçüm bakımından da
oldukça büyük olan ülke aynı zamanda nufus bakımından dünyanın en büyük
ülkesidir. Bu bağlamda arazi kullanımı içerisinde yerleşim alanlarının da fazlaca yer
kaplamıştır. Nufusun fazla olması demek sadece yerleşim alanlarının geniş yer
kapladığını ifade etmez. Nufusun en temel ihtiyaçlarından olan beslenme tarım
85
faaliyetleri sayesinde yapılır. Bu da Çin’de tarım alanlarının da arazi kullanımı
içerisinde büyük payı olduğunu gösterir.
Çin’de ormanların dağılışına baktığımızda, ülkenin batı kısmında ormanlık
alanların çok az yer kapladığı görülmektedir. Çünkü ülkenin batısı iklim açısından
orman yetişmesi için uygun şartlar göstermez. Ülkenin batı ve orta kısımlarında
dünyanın en büyük çölleri arasında yer alan Gobi ve Taklamakan Çölleri geniş alan
kaplamaktadır. Ayrıca ülkenin batı, orta ve güneybatı kısımları dünyanın çatısı diye
adlandırılan, engebeli ve yüksek özellikteki oldukça geniş bir sahaya sahip olan,
Tibet Platosu yer almaktadır. Ülkenin doğu, güneydoğu ve kuzeydoğusu ormanlık
alanlar bakımından oldukça şanslıdır. Çünkü bu bölgeler Pasifik Okyanusundan yaz
mevsiminde gelen nemli hava kütlelerinin etkisi altındadır. Özellikle ülkenin
güneybatı ve batısı yani Pasifik kıyıları Muson İklimi etkisi altındadır. Bu yüzden bu
bölgelerde geniş yapraklı ormanlar görülmektedir. Ülkenin kuzeydoğusunda ise
Sibirya, Mançurya gibi soğuk bölgelere yakınlığından dolayı soğuk iklim şartlarını
seven iğne yapraklı ormanlar yayılış göstermektedir.
Şekil 48. Çin'in Orman Varlığı Haritası.
86
6. Türkiye’nin Orman Varlığı
Orman varlığımız bizim milli servetimizdir. Türkiye’deki orman alanlarının
büyük bir kısmını doğal orman alanları oluşturmaktadır. Ormanlık alanlar daha çok
kıyı kuşağını çevreleyen dağlarda yoğunlaşmıştır. Türkiye ormanları çeşitli tıbbi,
aromatik, endüstriyel ve süs bitkileri ile çok sayıda flora ve fauna türüne sahiptir.
Ülkemiz ormanları küresel öneme sahip biyoçeşitlilik kaynaklarını içermektedir.
Bazı ağaç türlerinden Göknar, Ladin, Sedir, Ardıç ve Sığla’nın gen merkezi
ülkemizdir. Bir başka deyişle bu ağaç türleri yeryüzüne ülkemizden yayılmaya
başlamışlardır.
Ormanlarımızın korunması işletilmesi ve ağaçlandırılması Orman ve Su İşleri
Bakanlığının yükümlülüğünde bulunmaktadır. Orman Amenajman çalışmaları
sayesinde 1973 yılından günümüze ormanlarımızın kapladıkları alan 1,5 milyon
hektar artmış bulunmaktadır. Günümüzde ormanlarımızın kapladığı alan 21,7 milyon
hektardır.
Şekil 49. Türkiye'nin Orman Alanlarının 1973-2012 Arasındaki Değişimi.
87
6.1. Türkiye’nin Arazi Kullanımı İçerisinde Ormanlar Bilinmelidir ki ülkemiz arazi bakımından orman oluşumuna elverişli ancak
arazi bakımından zayıftır. Arazinin eğimli ve yüksek rakımlı olması da ayrı bir
sorundur. Yıllık yağış miktarının ülke geneline olan dağılımının eşit olmaması gibi
durumlar da imkanları zorlaştırmaktadır. Hâl böyleyken ormanların ülkemize dağılışı
da farklılıklar göstermiştir. Bu sebeple ormanlarımız daha çok kıyı ve kıyılara yakın
yerlerdedir.
Ormanlarımızın yayılışında iklim ve toprak ilişkilerinin yanı sıra bölgenin
jeomorfolojik yapısı, aynı zamanda çeşitli çeşitli formasyonlara sahip bitkilerin ve
ağaç türlerinin birbirleri ile yaptıkları rekabetin etkileri rol oynamıştır. Bugünkü
haliyle ormanlarımızda bulunan ağaç türleri doğal olarak bulundukları yerlerin
ağaçları olmakla birlikte, yüzyıllar boyunca düzensiz faydalanmalar ve tahriplere
maruz kalması sonucunda ormanlarımızın alanları daralmış ve böylece zaman zaman
yerlerini maki, bozkır ve step florası gibi değersiz formasyonlara terk etmiş veya
tamamen kıraçlaşarak yok olmuşlardır.
Şekil 50. Türkiye'nin Arazi Kullanımı İçerisinde Orman Alanlarının Payı.
Orman
28%
Mera
26% Su Alanları
1%
Tarım
34%
Diğer
11%
88
Arazi Kullanımı Alan (ha) Yüzde (%)
Orman 21.678.134 28
Mera 14.617.000 26
Su Alanları 1.050.854 1
Tarım 24.437.000 34
Diğer 16.751.482 11
Toplam Alan 78.534.470 100 Çizelge 3. Türkiye'nin Arazi Kullanımı Alan ve Yüzdeleri.
6.2. Türkiye’nin Orman Varlığının Genel Dağılışı Ülkemizdeki arazi kullanımının %28 lik önemli bir bölümünü oluşturan
ormanlar ülkemizde yaklaşık 21 milyon hektar alan kaplamaktadır. Ülkemizde en
çok ormanlık arazi Karadeniz Bölgesinde, En az ormanlık arazi ise Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. Ormanların ülkemizdeki yayılışına bakıldığında
daha çok kıyı ve nemli kesimlerde yayıldığı görülmektedir. İç kesimlerde ise
ormanlar daha az yayılış göstermektedir.
Şekil 51. Türkiye'nin Orman Varlığı Haritası.
89
Şekil 52. Türkiye'nin Ormanlık Alanlarının Diğer Arazilere Göre Oranı.
%100 78.534.470(ha) Toplam
%28 21.678.134(ha) Orman
%72 56.856.336(ha) Diğer
Çizelge 4. Türkiye'nin Orman Alanları ve Diğer Alanların Miktarı ve Yüzdeleri.
6.3. Türkiye’nin Orman Koru ve Baltalık Orman
Kullanımı Yüksek boylu ağaçların hakim olduğu, ağaç dallarının çoğunlukla insan
boyundan daha uzun seviyeden itibaren görüldüğü, içerisinde rahatlıkla yürünebilen
orman alanlarına Koru Orman denir. Baltalık ormanlar ise çoğunlukla kısa boylu
ağaçların olduğu, ağaç dallarının yer yüzeyine çok yakın olması sebebiyle içerisinde
yürümenin zor olduğu ormanlardır. Ülkemizdeki ormanların %54 lük kısmı koru,
%46 lık kısmı ise baltalık özellik göstermektedir.
90
Şekil 53. Türkiye'nin Orman Kullanımı Haritası.
Şekil 54. Koru ve Baltalık Ormanların Oranları.
%100 20.199.296(ha) Toplam
%54 10.934.607 (ha) Koru
%46 9.264.689 (ha) Baltalık
Çizelge 5. Türkiye'nin Koru ve Baltalık Orman Alanlarının Miktar ve Yüzdeleri.
6.4. Türkiye’nin Ormanlarının Yaprak Türüne Göre
Dağılışı Ormanlık alanlarımızın % 39’unu geniş yapraklı ormanlar (Meşe, Kayın,
Kızılağaç, Kestane, Gürgen gibi ağaç türleri), %61’ini ise iğne yapraklı (ibreli)
ormanlar (Kızılçam, Karaçam, Sarıçam, Göknar, Ladin, Sedir) gibi ağaç türleri
kaplamaktadır. Bunların Dışında yer yer hem ibreli hem yapraklı türlerin bir arada
bulunduğu karışık ormanlık alanlarda mevcuttur. Karışık ormanlar, diğer bir ifade ile
91
karma ormanlar ise hem iğne yapraklı hem de geniş yapraklı orman alanlarının
birbiri ile iç içe olduğu yerlerde görülmektedir.
Şekil 55. Yaprak Türüne Göre Türkiye'nin Ormanları Haritası.
Şekil 56. İbreli ve Yapraklı Ağaç Türlerine Sahip Olan Ormanların Oranları.
Toplam 21.678.134(ha) %100
İbreli 13.220.721(ha) %61
Yapraklı 8.447.413(ha) %39
Çizelge 6. Türkiye'nin İbreli ve Yapraklı Ağaç Türlerine Sahip Orman Alanlarının Miktar ve
Yüzdeleri.
7. Bölgelere Göre Türkiye’nin Orman Varlığı Türkiye’deki ormanlık alanlar bakımından en yoğun yüzdeye sahip bölgemiz,
orman denilince akla ilk gelen bölge olan Karadeniz Bölgesidir. %27 lik bir oranla
92
bu bakımdan ilk sırada yer alır. Karadeniz'den sonra Kızılçam türünün bolca yaşam
Alanı bulduğu %22 lik bir oranla Akdeniz Bölgesi ikinci sırada yer alır. Üçüncü
olarak Ege Bölgesi %17 lik bir orana sahiptir. Dördüncü olarak Marmara Bölgesi
%13 lük bir orandadır. Beşinci olarak İç Anadolu Bölgesi %10, Doğu Anadolu
Bölgesi %8 Ve son olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi Türkiye’deki toplam orman
varlığının sadece %3 üne sahiptir.
Şekil 57. Türkiye'nin Bölgelere Göre Orman Yüzdeleri.
Şekil 58. Türkiye'nin Bölgelerinin Orman Oranları ve Yoğunluğu.
93
7.1. Karadeniz Bölgesi’nin Orman Varlığı Karadeniz Bölgesi her mevsim yağışlıdır. Yıllık sıcaklık farkı azdır. Yazları
serin, kışları ılıktır. Türkiye'nin en fazla yağış alan bölgesi Karadeniz'dir. Yıllık yağış
miktarı 1500 mm kadardır. Dağlar kıyı kesimin nemli havasının iç kısımlara
geçmesini engeller Bölgenin kıyı ile iç kesimleri arasında önemli iklim farkları
görülür. Karadeniz bölgesinde kıyıdan iç kesimlere doğru gidildikçe hem yağış oranı
azalmakta, hem de karasallık nedeniyle sıcaklıklar düşmektedir. Karasal iklimin
görüldüğü yerlerde yazlar sıcak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Dağların yükselti ve
doğrultusu nedeniyle Orta Karadeniz'de denizel iklimin yayılma alanı, Doğu ve Batı
Karadeniz'e oranla daha geniştir.
Şekil 59. Karadeniz Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Bölgede dağların denize bakan yamaçları bol yağış aldığından gür ormanlarla
kaplıdır. İç kısımlara gidildikçe soğuğa dayanıklı ağaç türleri ile bozkırlar bitki
örtüsünü oluşturur. Kıyıdan yamaç boyunca yükseldikçe sıcaklığın düşmesine bağlı
olarak bitki örtüsünün değiştiği görülür. Kıyıdan 800 metre yüksekliğe kadar olan
alanda yayvan yapraklı ağaçlar, 800 - 1500 metre arasında karışık yapraklı ,1500-
2000 metreye kadar olan alanda iğne yapraklı ağaçlar, 2000 metreden sonra ise dağ
çayırları görülmektedir.
Karadeniz Bölgesi’nin doğusundaki yüksek kesimleri, Orta Karadeniz
Bölümünde Amasya’nın güneybatısı, Batı Karadeniz Bölümünde ise Çankırı ili hariç
hemen hemen yer yer ormanlarla kaplıdır. Karadeniz Bölgesi % 27 lik orman oranı
94
ile en fazla orman yüzdesinin olduğu bölgemizdir. Ancak yüzölçümü büyük
olduğundan orman yoğunluğu bakımından 4.sıradadır.
Şekil 60. Karadeniz Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.2. Akdeniz Bölgesi’nin Orman Varlığı Akdeniz bölgesinde karakteristik Akdeniz iklimi görülür. Yazlar sıcak ve
kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık sıcaklık ortalaması 18°C'dir. Kıyıda yıllık yağış
miktarının 1000 mm yi bulduğu yerler vardır. Akdeniz kıyıları kış mevsiminin en ılık
geçtiği bölgemizdir. Buna yol açan nedenler, nemlilik miktarı, güneş ışınlarının
düşme açısı ve Toros Dağları'nın doğrultusu ve yükseltisidir. Toroslar, kışın
kuzeyden gelen soğuk hava kütlelerinin kıyıya inmesini önler. Yağışın en fazla
olduğu mevsim kış, en az olduğu mevsim ise yaz mevsimidir. Bölgedeki yaz
kuraklığı ise, dinamik yüksek basınç alanlarının etkili olması, bölgenin alçalıcı hava
hareketlerinin etkisine girmesinin sonucudur. Kıyıdan itibaren yükseldikçe sıcaklık
düşmekte, yağış miktarı artmaktadır. Denize dönük yamaçların etekleri bol yağış alır.
95
Şekil 61. Akdeniz Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Akdeniz Bölgesi'nde 700 - 800 m'ye kadar maki bitki örtüsü hakimdir. Maki,
zeytin, mersin, defne, sakız ağacı, zakkum, keçiboynuzu, vb. kuraklığa dayanıklı
bodur bitkilerden oluşur. Bölgedeki ormanlar, makiden sonra başlar, 2400 m'ye
kadar devam eder. Daha sonra dağ çayırları yer alır. Orman alanları üzerindeki dağ
çayırları yazın kuraklığın etkisi ile kururlar.
Akdeniz Bölgesi % 22 lik orman oranı ile Karadeniz Bölgesinden sonra
orman oranı en yüksek olan bölgemizdir. Ancak yüzölçümü bakımından Karadeniz
Bölgesinden daha küçük olduğundan orman yoğunluğu Karadeniz Bölgesinden daha
fazladır. Orman yoğunluğu bakımından Akdeniz bölgesi Marmara ve Ege’den sonra
3.sırada yer almaktadır.
96
Şekil 62. Akdeniz Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.3. Ege Bölgesi’nin Orman Varlığı Ege Bölgesi’nin batısında iç kesimlere kadar etkili olan iklim Akdeniz
İklimidir. Akdeniz ikliminin etkileri çöküntü ovaları boyunca kıyıdan yer 100-150
km kadar içlere sokulabilmektedir. Yazlar sıcak ve kurak kışlar ılık ve yağışlıdır.
Bölgedeki dağlar denize dik uzandığından yağış ve nemlilik iç kesimlere kadar
sokulma imkanı bulmaktadır. En sıcak ay ortalaması 27-28°C , en soğuk ay
ortalaması 8-10 °C dir. Yıllık ortalama 17-18°C dir. Ege Bölgesinde en fazla yağış
kışın , en az yağış yazın düşer. Kışın görülen yağışlar Cephesel kökenlidir. Yıllık
yağış miktarı yükseltiye göre değişir. Ortalama 600-1000 mm arasındadır. Kar yağışı
ve don olayı çok ender görülür. Bölgede Akdeniz iklimi güneyden kuzeye doğru
enlemin, batıdan doğuya doğru da yükseltinin etkisiyle bozulur. Ege Bölgesindeki
yaz kuraklığı ise, dinamik yüksek basınç alanlarının etkili olması, bölgenin alçalıcı
hava hareketlerinin etkisine girmesinin sonucudur. Kıyıdan itibaren yükseldikçe
sıcaklık düşmekte, yağış miktarı artmaktadır.
97
Şekil 63. Ege Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Ege Bölgesinin iç kesimlerinin bitki örtüsü maki dediğimiz bodur bitki
topluluğudur. Maki; mersin, defne, kocayemiş, zeytin, zakkum, keçiboynuzu, kermes
meşesi vb. bitkilerden oluşur. Daha yükseklere çıkıldığında Kızılçam, Fıstıkçamı
daha da yükseklere çıkıldığında Karaçam, Ardıç ve bazı Meşe türleri bulunmaktadır.
Ege Bölgesi % 22 lik orman oranı ile Karadeniz Bölgesinden sonra orman
oranı en yüksek olan bölgemizdir. Ancak yüzölçümü bakımından Karadeniz
Bölgesinden daha küçük olduğundan orman yoğunluğu Karadeniz Bölgesinden daha
fazladır. Orman yoğunluğu bakımından Akdeniz bölgesi Marmara ve Ege’den sonra
3.sırada yer almaktadır.
98
Şekil 64. Ege Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.4. Marmara Bölgesi’nin Orman Varlığı Marmara Bölgesi ikliminin en önemli özelliği bir geçiş iklimi karakteri
göstermesidir. Bölgeye ortalama 600 - 700 mm yağış düşmektedir. Yıllık ortalama
sıcaklığı ise 15-16 °C dir. Trakya'da karasal iklim özellikleri görülür. Yıldız Dağları
Karadeniz'in nemli havasının iç kısımlara girmesini engeller. Balkanlar üzerinden
gelen nemli hava kütlesi, nemini Balkan Dağları'nda bıraktığından, Trakya'ya
nemden yoksun ve kuru olarak eserler. Balkanlar'dan gelen hava kütleleri Marmara
Denizi üzerinden geçerken nem alır. Bu nemi Güney Marmara kıyılarına taşır.
Dolayısıyla Güney Marmara'nın denizel iklime sahip olmasını sağlar. Kocaeli
platosunda bozulmuş Karadeniz iklimi görülür. Yazlar Karadeniz iklimine göre daha
sıcak, kışlar daha soğuktur. Yazlar yağışlı olmakla beraber, maksimum yağış kışın
düşmektedir. Güney Marmara'da kışların ılık geçmesi zeytin yetiştirilen alanların
yaygınlaşmasını sağlamış, yazların sıcak ve kurak geçmesi pamuk tarımını
kolaylaştırmıştır.
99
Şekil 65. Marmara Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Marmara Bölgesinde bol yağış alan yerler ormanlarla kaplı iken, yağış
miktarının azaldığı yerlerde stepler görülür. Kuzey Marmara'da ormanlar, Trakya'da
stepler, Güney Marmara'da ise maki bitki örtüsü yaygındır. Marmara kıyılarında 250-
300 m yükseltiye kadar maki görülür. Daha yükseklere çıkıldıkça ve daha iç
kesimlere gidildikçe ormanlar daha geniş yer kaplar. Uludağ, Kazdağları, Samanlı
Dağları ve Balıkesir’in güneyi ormanlık alan bakımından oldukça zengindir.
Marmara Bölgesi % 14 lük orman oranı ile orman oranı en yüksek olan 4.
bölgemizdir. Ancak yüzölçümü bakımından çok küçük olduğundan orman
yoğunluğu çok fazladır. Marmara bölgesi orman yoğunluğu en yüksek olan
bölgemizdir.
100
Şekil 66. Marmara Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.5. İç Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı Bölgenin çevresi yüksek dağlarla çevrili olduğundan, denizlerin nemli ılıman
havası bölgeye sokulamaz. Bu nedenle bölgede, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk
ve kar yağışlı karasal iklim hakimdir. Bölgede, doğuya doğru gidildikçe yüksekliğin
artmasına bağlı olarak karasallık derecesi artar ve kış sıcaklıkları çok düşük
değerlere ulaşır. İç Anadolu, ülkemizin en az yağış alan bölgesidir. Ortalama yağış
400 mm civarındadır. Bölge, en fazla yağışı ilkbahar aylarında sağanak halinde alır.
En kurak mevsim yazdır. Yazların kurak olması ve yaz kuraklığının erken başlaması
sebze türü bitkiler üzerinde olumsuz etki yapar. Bölgedeki yağışların azlığı bölgenin
deniz etkisine kapalı olmasından kaynaklanmaktadır. Denizden gelen nemli hava
kütlesi, nemini, dağların denize bakan yamaçlarında yağış halinde bırakır. İç
Anadolu Bölgesi'ne doğru eserken artık kurudur. Bölgede görülen yağışlar
konveksiyonel ve cephesel kökenlidir. Kırkikindi adı da verilen konveksiyonel
yağışlar İlkbaharda yaygındır.
101
Şekil 67. İç Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Hakim bitki örtüsü olan bozkır, ilkbahar yağmurlarıyla yeşeren, birkaç ay
yeşil kalan, yaz sıcaklığı ile sararan ot topluluğudur. Yağış bakımından fakir olan bu
bölgede ormanlık alanlar da çok az yer kaplamaktadır. Yozgat-Sivas arasındaki
yoğun Sarıçam ormanlarının olduğu alanlar, Ankara’nın kuzeyindeki Kızılcahamam
civarlarındaki ormanlık alanlar ve Eskişehir’in güneybatısında, Yazılıkaya
Platosundaki ormanlık alanlar hariç bölgede ormanlık alan neredeyse hiç yoktur.
Bu bölge % 10 luk orman oranı ile orman oranı en yüksek olan 5.
bölgemizdir. İç Anadolu Bölgesi yüzölçümü bakımından çok büyük olduğundan
orman yoğunluğu çok düşüktür. Bölge aynı zamanda orman yoğunluğu en yüksek
olan 5. bölgemizdir.
102
Şekil 68. İç Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.6. Doğu Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı Doğu Anadolu Bölgesi’nin İklim ve Bitki Örtüsü Kış mevsimi uzun ve
soğuktur. Sıcaklık -40°C'ye kadar düşer. Yaz mevsimi ise sıcak ve kısadır. Sıcaklık
20°C nin üzerine çıkar. Kış mevsiminde yağışlar genelde kar şeklindedir ve hiç
erimeden uzun süre yerde kalır. Yıllık sıcaklık farkı 30°C den fazladır. Bölgenin
güneyine ve batısına doğru gidildikçe sıcaklık ortalamaları artar (enlem ve
yükseltinin azalmasıdır). Karasallığın etkisiyle en fazla yağış yazın, en az yağış kışın
düşer. Bölge ortalama 500-600 mm yağış alır. Buharlaşma az olduğu için bu yağış
yeterli olur. Bölge, İç Anadolu'dan daha yüksekte olduğundan daha fazla yağış alır.
Kışlar karasallığın etkisiyle daha sert geçer. Doğal bitki örtüsü steptir. Ancak yaz
yağışları sebebiyle çayır şeklindedir.
Iğdır Ovası, Doğu Anadolu Bölgesi'nin en az yağış alan yeridir. Buranın
yıllık yağış, ortalaması 250 mm'nin altındadır. Buna karşılık Iğdır Ovası, alçakta
bulunmasından dolayı kış mevsimi daha ılık geçer.
103
Şekil 69. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Dağ yamaçlarında bozulmuş orman ve
dağların yükseklerinde dağ çayırlarına rastlanır. Van Gölü'nün etkisi sayesinde Van
ve çevre iller ılıman bir iklime sahiptir. Erzurum ili kışları soğuk olmasına rağmen
yazları yemyeşil bitki örtüsüne sahiptir. Yağışın fazla olduğu dağlık bölgelerde
ormanlar vardır. Ormanlarındaki hakim ağaç türleri Sarıçam ve Meşe’dir.
Doğu Anadolu Bölgesi % 8 lik orman oranı ile orman oranı en düşük
bölgelerimiz arasındadır. Yüzölçüm bakımından en büyük olan bölgemiz bu yüzden
orman yoğunluğu bakımından en düşük olan bölgemizdir.
104
Şekil 70. Doğu Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
7.7. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin Orman Varlığı Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı
olan tipik Akdeniz ikliminin bozulmuş şekli görülür. Akdeniz iklimine oranla, kışları
daha soğuk ve yazları da daha sıcak olur. Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe
azalır. Yıllık ortalama yağış miktarı kuzeyden 750 mm güneyindeki alçak kesimlerde
300 mm civarındadır. Şanlıurfa ve güneyi ülkemizde yıllık ortalama sıcaklığı en
fazla olan bölgedir. Buralarda yüksek sıcaklık dolayısıyla buharlaşma da fazladır.
Gene yüksek sıcaklıklardan dolayı bağıl nem de fazla olduğundan yağış oluşumu
zordur. Bu yüzden bölge kurak bir bölgedir. Bu bölge ülkemizde yağışın en az
olduğu yani en kurak bölgelerdendir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Orta Fırat ve
Dicle Bölümü olarak iki bölüme ayrılmaktadır. iki farklı bölümde de farklı iklim
özellikleri görülmektedir. Orta Fırat Bölümünde daha sıcak ve kurak bir iklim varken
Dicle Bölümünde daha sert ve karasal bir iklim görülmektedir.
105
Şekil 71. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Fiziki Haritası.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin hemen hemen her yerinde otsu bitkiler
egemendir. Kuraklığın çok fazla olması sebebiyle bitki türleri de kseromorf
(kurakçıl) türdeki bitkilerdir. Yağış yetersizliği yüzünden ormanlık alan azdır.
Bölgenin tabiî bitki örtüsünü bozkır bitkileri meydana getirir.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 3 lük orman oranı ile orman oranı en düşük
bölgelerimizdir. Yüzölçüm bakımından en küçük olan bölgemiz bu yüzden orman
yoğunluğu bakımından yüzölçümü en büyük olan bölgemiz Doğu Anadolu’dan bile
daha fazla orman yoğunluğuna sahiptir.
106
Şekil 72. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Orman Varlığı Haritası.
8. Orman Bölge Müdürlüklerine Göre
Türkiye’nin Orman Varlığı
Türkiye ormanlarının tamamına yakını devletin hüküm ve tasarrufu altında
olup, büyük çoğunluğu Orman Genel Müdürlüğü tarafından sürdürülebilirlik ilkesi
esas alınarak idare edilmektedir. 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 26. maddesinde yer
alan “…Devlet ormanlarından yapılacak istihsal, Orman ve Su İşleri Bakanlığınca
tespit olunacak esaslar dairesinde ve Amenajman Planlarına göre Devlet tarafından
yapılır...” hükmünün bir uygulaması olarak ülke ormanlarının tamamı orman
amenajman planları ile işletilmektedir. Bu planlar; Orman Genel Müdürlüğü, Orman
İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı tarafından, belli dönemleri içerecek şekilde
Orman İşletme Şefliği bazında yapılmaktadır. Türkiye ormanları, en küçük işletme
birimi olan orman işletme şefliği bazında, 10-20 yıllık dönüş süreleri ile hazırlanan
orman amenajman planları ile işletilmektedir. Amenajman planlama çalışmaları
sırasında; ormanlardaki örnek alanlarda alan, servet, artım, ağaç türü, ve verimlilik
durumlarını içeren envanter çalışmaları yapılmakta ve bu veriler sayısal ortamda
değerlendirilerek amenajman planları hazırlanmaktadır.
107
Orman Genel Müdürlüğü orman ve orman kaynaklarını her türlü tehlikelere
karşı korumak, doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde ve
topluma çok yönlü sürdürülebilir faydalar sağlayacak şekilde yönetmek misyonuna
sahiptir. Orman Genel Müdürlüğü aynı zamanda insana, doğaya ve çevreye duyarlı,
sürdürülebilir orman yönetimini sağlayan şeffaf ve saygın bir kurum olmak
vizyonuna sahiptir.
Şekil 73. Orman Bölge Müdürlükleri ve Sınırları Haritası.
Şekil 74. Orman Bölge Müdürlüklerinin Toplam Orman Alanlarının Dağılımı
108
Şekil 75. Orman Bölge Müdürlükleri'nin Normal Orman Alanlarının Dağılımı.
Şekil 76. Orman Bölge Müdürlükleri'nin Bozuk Orman Alanlarının Dağılımı.
9. İllere Göre Türkiye’nin Orman Varlığı
Ormanlar yağış, sıcaklık ve nem gibi iklimsel özelliklerine, yükselti, eğim ve
bakı gibi jeomorfolojik özelliklerine ve toprak özelliklerine göre farklı alanlarda
yayılış göstermişlerdir. Gerek dünyada gerekse ülkemizde bu bahsedilen iklimsel,
jeomorfolojik ve toprak özellikleri her yerde aynı değildir. Ormanların dağılışı da bu
faktörlere göre değiştiğinden her yerde aynı oranda ve miktarda dağılış göstermezler.
109
Ülkemizde de iller düzeyinde incelendiğinde ormanlar her ilde farkı miktarda ve
oranda yayılış göstermişlerdir.
Türkiye’nin orman varlığı il düzeyinde ele alındığında; orman alanı, orman
serveti, orman yoğunluğu ve orman artımı olmak üzere dört konu altında
incelenmiştir. Türkiye’de orman alanlarının il düzeyinde dağılımına bakıldığında en
fazla orman alanı Antalya’da, en az Iğdır’da bulunmaktadır. Orman servetinin il
düzeyinde dağılımına bakıldığında en fazla orman serveti Kastamonu’da, en az ise
Iğdır’da bulunmaktadır. Orman yoğunluğunun il düzeyinde dağılımına bakıldığında
en fazla orman yoğunluğu Karabük, en az Iğdır’da bulunmaktadır. Orman artımının
il düzeyinde dağılımına bakıldığında ise en fazla orman artımı Bolu’da, en az ise
Iğdır’da bulunmaktadır.
EN FAZLA EN AZ
ORMAN ALANI ANTALYA IĞDIR
ORMAN SERVETİ KASTAMONU IĞDIR
ORMAN YOĞUNLUĞU KARABÜK IĞDIR
ORMAN ARTIMI BOLU IĞDIR
Çizelge 7. Türkiye'nin İl Düzeyinde Orman İstatistikleri.
110
Şekil 77. İllere Göre Türkiye'nin Orman Varlığı Haritası.
111
Şekil 78. Türkiye'nin Orman Alanlarının İl Düzeyinde Dağılımı.
Şekil 79. Türkiye'nin Orman Servetinin İl Düzeyinde Dağılımı.
112
Şekil 80. Türkiye'nin Orman Yoğunluğunun İl Düzeyinde Dağılımı.
Şekil 81. Türkiye'nin Orman Artımının İl Düzeyinde Dağılımı.
113
10. Türkiye’nin Orman Yangınları
Ülkemizde son yıllarda artan orman yangınları adeta milli felaketlere
dönüşmüştür. Ormanlar; ihmal, dikkatsizlik (söndürülmeyen piknik ateşi, sigara
izmariti vb.) sonucu veya kasıtlı olarak (tarla açma, kaçak yapılaşma) yakılmaktadır.
Orman yangınlarının % 54 ünün sebebi tam olarak belirlenememiştir. Sebebi
belirlenen orman yangınlarının ise %54ü ihmâl, %31i faili meçhul, %8 i kasten ve
%7’sinin ise doğal oluşumlar (yıldırım vb.) sonucu oluşmuştur.
Şekil 82. Türkiye'deki Orman Yangınlarının Sebeplerinin Belirlenme Oranları ve Belirlenen
Sebeplerin Dağılımı.
Ülkemizde çıkan orman yangınlarının sebeplerinin yıllara göre dağılışına
bakıldığında özellikle 2000, 2007 ve 2008 yıllarının ormanlarımız açısından
felaketlerle geçtiği anlaşılmaktadır. Kasıtlı olarak çıkan orman yangınlarının 2000 ve
2007 yıllarında çokça arttığı görülmektedir. İhmâlden kaynaklı orman yangınları ise
en çok 2000 ve 2008 yılları arasında ortaya çıkmıştır. Faili meçhul orman yangınları
ise 2000, 2007 ve 2008 yıllarında gerçekleşmiştir. Doğal orman yangınlarının
seyrinde ise çok fazla bir değişiklik gözlenmemektedir. Ancak daha önce de
bahsedildiği gibi insan kaynaklı (kasıt, ihmal, faili meçhul) orman yangınları 2000,
2007 ve 2008 yıllarında çokça artmıştır.
114
Şekil 83. Yangın Sebeplerinin Yıllara Göre Değişimi ve Dağılımı (1997-2010).
11. Türkiye’deki Silvikültür Faaliyetleri Genel anlamı ile Silvikültür yeni ormanların planlı olarak kurulması ve
bunların tabiatın mevcut olanlarla birlikte yetiştirilmesi, bakımı, gençleştirilmesi ve
varlıklarının en iyi bir şekilde devam ettirilmesi ile uğraşan bir birim dalıdır. Bu
tarife göre Silvikültür yalnız yeni ormanlar kurmak ve yetiştirmekle yetinmez, ayni
zamanda tabiaten mevcut genç ormanları bakıma tabi tutarak yetiştirir, her ne şekilde
meydana gelmiş olursa olsun yaşlı ormanları gençleştirir ve yeni kuşakların bakımını
sağlar. Ormanlarımızda Silvikültür çalışmaları Amenajman planlarının ormancılık
tekniğine uygun olarak tatbikini ve öngörülen hedeflerin plan süresinde
gerçekleştirilmesini sağlamaktır.
Özetle Silvikültür; Ormanların devamlılığının (sürdürülebilirliğinin)
sağlanması, belirlenen görevleri yapabilecek biçimde işletilmesi silvikültürel
uygulamalarla gerçekleştirilir. Silvikültürel uygulamalar, ormanın tesisinden itibaren
başlar, bakımlar (Gençlik, sıklık bakımları, aralamalar) ile devam ederek, yeniden
gençleştirme çalışmaları ile sona ermektedir.
Ülkemizdeki Orman Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü silvikültür faaliyetlerini
dört sınıfta incelemek gerekirse bunlar; ağaçlandırma faaliyetleri, mera ıslahı
faaliyetleri, erozyon kontrol faaliyetleri ve rehabilitasyon faaliyetleridir.
115
11.1. Ağaçlandırma Faaliyetleri Ağaçlandırma faaliyetinin ülkemizdeki dağılışına bakıldığında en çok
yapıldığı iller arasında Ankara ve Konya dikkat çekmektedir. Bu illeri
Afyonkarahisar, İzmir ve Manisa takip etmektedir.
Şekil 84. Türkiye'de Yapılan Ağaçlandırma Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı.
11.2. Mera Islahı Faaliyetleri Mera ıslahı faaliyetleri kısaca mera-çayır gibi alanları orman formuna
kavuşturmak amacıyla yapılan faaliyetlerdir. Ülkemizde yapılan mera ıslahı
çalışmalarının dağılışına bakıldığında yüksek platoları bulunan illerimizde daha çok
yapıldığı dikkat çekmektedir. Mera-çayır alanlarının fazla olduğu bu illerimizde bu
alanları orman formuna kavuşturmak amacıyla mera ıslahı çalışmaları yapılmaktadır.
116
Şekil 85. Türkiye'de Yapılan Mera Islahı Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı.
11.3. Erozyon Kontrol Faaliyetleri Erozyon kontrol faaliyetlerini kısaca özetlemek gerekirse Toprak kaybını
orman formu ile önleme amaçlı yapılan faaliyetlerdir. Ülkemizde en çok erozyonun
yaşandığı yerler Fırat, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh havzalarıdır. En çok erozyon
kontrol faaliyetinin yapıldığı yerler ise gene bu havzalarda toprakları bulunan
illerimize tekabül etmektedir.
117
Şekil 86. Türkiye'de Yapılan Erozyon Kontrol Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı.
11.4. Rehabilitasyon Faaliyetleri Rehabilitasyon faaliyetlerini kısaca tanımlamak gerekirse bozuk orman
alanlarını normal orman alanına çevirmek veya çok sık orman alanlarını
seyrekleştirmek amacıyla yapılan faaliyetlerdir. Ülkemizde yapılan rehabilitasyon
faaliyetlerinin illere göre dağılışına bakıldığında Afyonkarahisar, Antalya, Uşak illeri
dikkat çekmektedir. Bozuk orman alanı fazla olan bu illerimizde bozuk orman
alanlarını normal orman formuna kavuşturmak için rehabilitasyon faaliyetleri
yapılmaktadır.
118
Şekil 87. Türkiye'de Yapılan Rehabilitasyon Faaliyetlerinin İllere Göre Dağılımı.
12. Türkiye’de Yetişen Bazı Ağaç Türleri ve
Yayılışları
Ülkemizde yetişen bir çok ağaç türü mevcuttur. Ülkemiz ağaç türleri
bakımından oldukça zengindir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizdeki iklim
çeşitliliği ağaç türü zenginliğini de arttırmıştır. Ağaç türlerinin yetişmeleri için
gerekli olan optimum (en uygun) sıcaklık, yağış gibi iklimsel değerleri ülkemizin
coğrafyası çoğunlukla karşılamaktadır. Ayrıca üç büyük kıtanın birleştiği yerde olan
ülkemiz toprakları birçok relikt ve endemik ağaç türüne ev sahipliği yapmaktadır.
Ülkemizde yetişen yüzlerce ağaç türü arasında alan olarak en fazla yer
kaplayan, yani en geniş yayılıma sahip ve en bilindik 13 ağaç türü bu bölümde
ayrıntılı olarak incelenmiştir.
119
Ağaçlar Normal(ha) Bozuk(ha) Toplam(ha)
Kızılçam 3.207.914 2.646.759 5.854.673
Meşe 2.105.937 3.046.624 5.152.562
Karaçam 2.580.193 2.112.867 4.693.060
Kayın 1.621.257 340.403 1.961.660
Sarıçam 751.060 720.588 1.479.648
Göknar 406.989 263.400 670.390
Ardıç 91.234 484.081 575.315
Sedir 220.212 243.193 463.521
Ladin 230.212 104.260 334.472
Kızılağaç 99.984 41.134 141.119
Kestane 75.249 35.795 111.044
Fıstıkçamı 60.899 28.139 89.028
Gürgen 15.235 4.272 19.962
Çizelge 8. Türkiye'de Yetişen Bazı Ağaç Türleri'nin Normal, Bozuk ve Toplam Orman
Alanları.
12.1. Kızılçam Kıyılardan Başlayarak 1200-1400 m. Yüksekliklere değin uzanır. Kıyı
kesiminde boyu 15-20 metreye ulaşabilir. İğne yaprakları parlak yeşil renktedir.
Doğu Akdeniz'de yayılma alanı geniştir. Ülkemizde Marmara, Ege ve Akdeniz
Kıyılarında yayılmıştır. Sahilden iç kesime ulaştıkça boyu daha da uzar ve gövdesi
düzgünleşir. Reçinesinden yararlanılabilir. Kızılçam ayrıca Pinus Pine (Türk Çamı)
diye adlandırılır çünkü en yoğun görüldüğü alanlar Türkiye ve çevresindeki Akdeniz,
Ege adalarındadır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
3.207.913,9 2.646.758,9 5.854.672,8
Çizelge 9. Kızılçam'ın Alansal Dağılımı.
120
Şekil 88. Kızılçam'ın Görünümü.
Şekil 89. Kızılçam'ın Türkiye'deki Yayılışı.
12.2. Sarıçam Sarıçam, Kuzey Anadolu'nun yüksek dağlık kesimlerinde saf yada karışık
ormanlar kurmakla birlikte, küçük adacıklar halinde iç ve güney bölgelerimize kadar
121
ulaşır. Adını, levhalar halinde ayrılan gövde kabuğunun tilki sarısı renginden alır.
Narin gövdeli, sivri tepeli ve ince dallı bir ağaçtır. Yetişkin bireylerinin boyu 40
metreyi aşar. kendine özgü kabuk renginin dışında, ince yapraklarının kısalığı ve
mavimsi yeşil rengi ilk bakışta diğer çam türlerinden ayırt edilecek özellikleridir.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
751.059,7 728.587,9 1.479.647,6
Çizelge 10. Sarıçam'ın Alansal Dağılımı.
Şekil 90. Sarıçam'ın Görünümü.
122
Şekil 91. Sarıçam'ın Türkiye'deki Yayılışı.
12.3. Karaçam Ülkemizin çoğu bölgesinde görülmesi mümkündür. Bütün kıyı bölgelerimizin
dağlık kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kurar, hatta stebe kadar sokulur.
Kısaca kıyı kesimden iç kesime doğru geçiş alanlarında yayılış gösterir yani geçiş
bitkisidir. Gövdesinin ve dallarının kalınlığı, gri ve derin çatlaklı kabuğu, iğne
yapraklarının koyu yeşil rengi ile diğer çam türlerinden ayrılır. 30-35 m'ye kadar
boylanabilir. Ülkemizdeki yayılışı genel olarak Küre Dağları’nın iç kesimlere bakan
yamaçları, Ilgaz ve Köroğlu Dağlarının çevresi, Menteşelerin iç kesimlere bakan
yamaçları ve Torosların İç Anadoluya bakan yamaçlarındadır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
2.580.193,0 2.112.866,6 4.693.059,6
Çizelge 11. Karaçam'ın Alansal Dağılımı.
123
Şekil 92. Karaçam'ın Görünümü.
124
12.4. Göknar Kırka yakın türü bulunan Göknarların ülkemizde yaygın olarak bulunanları
dört türden oluşmaktadır. Bunlar ; Doğu Karadeniz Göknarı, Kazdağı Göknarı,
Uludağ Göknarı ve Toros Göknarı’dır. Bu türlerin ortak özellikleri kuzey
yarımkürede bulunmalarıdır. İnce uzun bir gövdeye sahip ve konik biçime yakın
görünüme sahiptir. Doğu Karadeniz Göknarı 30-40 metreyi bulur. Bu çamlardan çok
uzun boylara ulaşanları da vardır. Gövdesi beyaz ve sarımsıdır. Odunlu ambalaj
sanayinde çokça kullanılır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
406.989,1 263.400,5 670.389,6
Çizelge 12. Göknar'ın Alansal Dağılımı.
Şekil 93. Karaçam'ın Türkiye'deki Yayılışı.
125
Şekil 94. Göknar'ın Görünümü.
Şekil 95. Göknar'ın Türkiye'deki Yayılışı.
126
12.5. Ardıç Sürüngen çalılardan büyük ağaçlara kadar çok çeşitli türleri olan ardıç, hemen
hemen bütün bölgelerimiz yüksek dağlık kesimlerinde doğal yayılış gösterir. Bazıları
servi gibi pul yapraklara, bazıları da batıcı iğne yapraklara sahiptir. Soğuğa ve
kuraklığa karşı çok dayanıklı bir ağaç türüdür. Deniz ikliminin yavaş yavaş azalmaya
başladığı yerlerde görülür yani geçiş bitkisi sayılabilir. Ülkemizde yetişen bazı Ardıç
türleri şunlardır; Katran Ardıcı, Adi Ardıç, Finike Ardıcı, Kokulu Ardıç, Sabin
Ardıcı ve Boylu Ardıçtır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
91.234,3 484.081,0 575.315,3
Çizelge 13. Ardıç'ın Alansal Dağılımı.
Şekil 96. Ardıç'ın Görünümü.
127
Şekil 97. Ardıç'ın Türkiye'deki Yayılışı.
12.6. Sedir Batı, Orta ve Doğu Toroslarda doğal olarak bulunur. Nadiren de olsa Batı
Anadolu’nun iç kesimlerinde küçük ve izole bir yayılış gösterir. Dört sedir türünden
biri olan Toros sedirinin dünya üzerindeki en geniş doğal ormanları Türkiye'dedir. 40
m'ye kadar boylanabilir. Gençlikte piramide benzer bir forma sahip olan ağacın
tepesi zamanla bozulur ve yayvanlaşır. İğne yaprakları kısa, sivri, batıcı ve kısa
sürgün denilen tutam üzerinde birçoğu bir aradadır. Fıçı ya da yumurta biçimindeki
kozalakları olgunlaşınca pulları göknarlarda olduğu gibi dağılır ve eksenleri sürgün
üzerinde kalır .
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
220.328,4 243.192,6 463.521,0
Çizelge 14. Sedir'in Alansal Dağılımı.
128
Şekil 98. Sedir'in Görünümü.
Şekil 99. Sedir'in Türkiye’deki Yayılışı.
129
12.7. Ladin Kuzey yarıkürenin ılıman ve soğuk bölgelerinde yayılış gösteren 40 değişik
türü ve bu türlere ait varyete ve formları vardır. Uzaktan bakıldığında Göknara
benzese de piramite benzer tepesi ve sarkık dalları ile ondan ayırt edilebilir. Boyu
40-50m'ye kadar ulaşabilir. İğne yaprakları kısa, sivri uçlu ve kesitli dört köşedir.
Olgunlaşmış kozalağının pulları dağılmaz. Ülkemizde Doğu Karadeniz dağlarının
denize bakan yüksek kesimlerinde saf ya da karışık ormanlar kuran türü Doğu
Ladini’dir.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
230.211,9 104.260,5 334.472,4
Çizelge 15. Ladin'in Alansal Dağılımı.
Şekil 100. Ladin'in Görünümü.
130
Şekil 101. Ladin'in Türkiye'deki Yayılışı.
12.8. Meşe Ülkemizin hemen her bölgesinde türlerine bağlı olarak yayılış gösterir. 25m
boya ve iki metre çapa erişebilen geniş tepeli ağaçlardan, 3-5 m boya sahip çalılara
kadar değişen türleri vardır. Yaprakları da formları gibi değişkenlik gösterebilir,
loplu, dişli ya da düz kenarlıdır. "Palamut" adı verilen silindirik meyveleri bir kadeh
içinde yer alır. Odunlarının anatomik özelliklerine göre kırmızı meşeler, ak meşeler
ve herdem yeşil meşeler olmak üzere üçe ayrılan meşelerin 18 türü bulunmaktadır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
2.105.937,4 3.046.624,4 5.152.561,8
Çizelge 16. Meşe'nin Alansal Dağılımı.
131
Şekil 102. Meşe'nin Görünümü.
Şekil 103. Meşe'nin Türkiye'deki Yayılışı.
132
12.9. Fıstıkçamı Tipik bir Akdeniz ağacı olan fıstıkçamı, özellikle Batı ve Güney Anadolu'da
ormanlar kurar. Olgun bireyleri 15-20 m boyundadır. Gençlikte yuvarlak, yaşlılıkta
şemsiye gibi tepesiyle diğer çamlardan ilk bakışta ayırt edilebilir. Tohumları oldukça
büyüktür. Halk arasında "çam fıstığı" diye adlandırılan tohumları Batı
Anadolu’dakiler için önemli bir gelir kaynağıdır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
60.888,5 28.139,0 89.027,5
Çizelge 17. Fıstıkçamı'nın Alansal Dağılımı.
Şekil 104. Fıstıkçamı'nın Görünümü.
133
Şekil 105. Fıstıkçamı'nın Türkiye'deki Yayılışı.
12.10. Kestane Ülkemizde özellikle Kuzey Anadolu Bölgesi'nde yayılış gösterir. Türkiye'de
doğal olarak yetişen tek kestane türü olan "Anadolu kestanesi" 30 m boya erişebilen,
geniş tepeli bir ağaçtır. Gençken düzgün olan gövde kabukları yaşlandıkça çatlaklı
bir görünüm alır. Mızraksı yapraklarının kenarları kaba dişlidir. Çiçekleri önemli bir
bal kaynağı olan kestanenin meyvesi de ekonomik değere sahiptir.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
75.248,9 35.794,9 111.043,8
Çizelge 18. Kestane'nin Alansal Dağılımı.
134
Şekil 106. Kestane'nin Görünümü.
Şekil 107. Kestane'nin Türkiye'deki Yayılışı.
135
12.11. Gürgen Trakya, Marmara Bölgesi, Kuzey Anadolu Bölgesi'nde yayılış gösterir.
Genellikle kuzey ve güney kıyı bölgelerimizin karışık ormanlarında bulunur. Girintili
grimsi kabuklu gövdelere sahip ağaç ya da ağaççıklardır. Yumurta biçimindeki
yapraklarının kenarları dişlidir. Yaklaşık 1 cm uzunluğunda, sivri uçlu ve sert
kabuklu meyveleri, yaprağı andıran üç toplu bir meyve örtüsüyle kaplıdır.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
15.234,9 4.727,0 19.961,9
Çizelge 19. Gürgen'in Alansal Dağılımı.
Şekil 108. Gürgen'in Görünümü.
136
Şekil 109. Kestane'nin Türkiye'deki Yayılışı.
12.12. Kızılağaç Ülkemizde özellikle Doğu Karadeniz'de saf ve karışık olarak yayılış gösteren
kızılağaç, boyu 20 m'yi aşabilen, esmer kabuklu, seyrek dallı bir ağaçtır. Daha çok
serin bölgelerde ve nemli dere yataklarının bulunduğu yerlerde görülür. Uzunluğu 4-
9 cm genişliği 3-7 cm arasında değişen ters yumurta biçimli ve testere dişli
yaprakları vardır. Köklerinde bulunan, havanın serbest azotunu bağlayan yumrular
nedeniyle toprakları azotça zenginleştirir.
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
99.984,4 41.134,2 141.118,6
Çizelge 20. Kızılağaç'ın Alansal Dağılımı.
137
Şekil 110. Kızılağaç'ın Görünümü.
Şekil 111. Kızılağaç'ın Türkiye'deki Yayılışı.
138
12.13. Kayın Daha çok kuzey bölgelerimizde doğal yayılış göstermekle birlikte kayın ağacı
güneydeki Amanoslar'da da yayılış gösterir. Saf yada göknar, ladin, çam ve
meşelerle karışık geniş ormanlar kurar. 40 m. boya ulaşabilen kayınların düzgün ve
silindirik gövdeleri vardır. 6-9 cm uzunluktaki dalgalı kenarlı elips şeklindeki
yapraklarının sonbahardaki kırmızı rengi çok etkileyicidir. Yağlı meyveleri doğada
yaban hayvanları için önemli bir besin kaynağıdır. Türkiye'de doğal olarak yetişen
türleri; Doğu Kayını (Fagus Orientalis) ve Avrupa Kayını (Fagus Silvatica).
Normal (ha) Bozuk (ha) Toplam (ha)
1.621.256,6 340.402,9 1.961.659,5
Çizelge 21. Kayın'ın Alansal Dağılımı.
Şekil 112. Kayın'ın Görünümü.
139
Şekil 113. Kayın'ın Türkiye'deki Yayılışı.
viii. SONUÇ VE ÖNERİLER
Dünya orman varlığı içerisine tek tek ülke orman varlığı haritaları, dünyanın
genel orman varlığı haritaları, grafikleri, tabloları ve ülke ülke verileri CBS
ortamına işlenmiştir.
Türkiye’de Ormanlar kısmında ise Türkiye’nin Orman Varlığı, koru-baltalık
orman alanları, normal-bozuk orman alanları, verimli-verimsiz orman
alanları, haritalar, grafikler, tablolar değerlendirilmiş ve verileri CBS
ortamına işlenmiştir.
CBS ortamına işlenen ve toplanan bu veriler CBS ortamında, belli bir
sistematikte depolanarak geniş bir orman veritabanı oluşturulmuştur. Bu
oluşturulan veritabanından elde edilen zengin görsel malzemeler ile verimli
analizler, değerlendirmeler, hatta sunumlar yapılabilmektedir.
Bu çalışma esnasında toplanan veriler ile oluşturulan veritabanı kullanılarak
orman atlası yapılabilecek kadar zengin görsel malzemeler, verimli analizler,
önemli değerlendirmeler elde edilebilir.
140
Bu çalışmanın gelecekte yapılacak olan birçok çalışmaya zengin görsel
malzemeleri verimli analizleri ve önemli değerlendirmeleri açısından
kaynaklık edeceği öngörülmektedir. Bu açıdan literatüre önemli bir katkı
sağlanmıştır.
Ormanlar sağladıkları pek çok maddi ve sosyal faydaları ile ülkemizin en
önemli doğal kaynaklarındandır. Bu faydalarının sürekli olabilmesi için planlı ve
düzenli bir şekilde işletilmeleri gereklidir. Kesilen ağaçların, yanan ormanların yada
çeşitli şekillerle zarar gören ve yok olan ağaçların yerine yenileri dikilmeli ve
böylece ormanların devamlılığı sağlanmalıdır. Ayrıca insan yaşamına katkıları ile
sıkça söz ettiğimiz ormanlar konusunda yapılacak olan çalışmalar faydalı olacaktır.
ix. KAYNAKÇA
AYTUĞ, B., 1976. Orman Tanımlaması ve Bu Tanımlamada Yer Alan Ağaç, Ağaççık ve
Çalı Kavramları, I. Orman Kadastro Semineri, OGM Yayın No: 607/13, Ankara.
SARBANOĞLU, H., 1990, Coğrafi Bilgi Sistemi Geliştirme ve Gerçekleştirme
Yöntemi, Harita Dergisi, Sayı 105 : 45-74, Ankara.
ŞAHİN, K., GÜMÜŞAY, M.Ü. 2007, İnternet Tabanlı Coğrafi Bilgi Sistemleri ve
Orman Yangınlarında Kullanılması, Harita Dergisi, Issue 138, pp. 69-83.
KÜÇÜK, Ö., 2004, Yanıcı Madde Tipleri ve Yangın Davranışına Bağlı Yangın
Potansiyelinin Belirlenmesi ve Haritalanması, Karadeniz Teknik Üniversitesi Doktora
Tezi, Trabzon.
BAŞKENT, E.Z., 1997. Türkiye Ormancılığı İçin Nasıl Bir Coğrafi Bilgi Sistemi
Kurulmalıdır? Ön Çalışma ve Kavramsal Yaklaşım, Journal of Agriculture and Forestry,
21: 493-505.
ÇALIŞKAN, E., KARAMAN, A., ACAR, H., 2004. Coğrafi Bilgi Sistemi Yazılımı İle
Orman Yolu Sanat Yapıları Haritasının Oluşturulması Tekniği (Yeşiltepe Orman İşletme
141
Şefliği Örneği) Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Bartın Orman Fakültesi Dergisi, Cilt:
6, Sayı: 6, : 154.
KOÇ, A., 1995, Ormancılıkta Coğrafi Bilgi Sistemi, Türkiye İkinci Arc/Info ve ERDAS
Kullanıcıları Grubu Toplantısı, 19-20 Haziran, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Ankara.
YOMRALIOĞLU, T., 2000, Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Kavramlar ve
Uygulamalar, Seçil ofset, İstanbul.
YOMRALIOĞLU, T., 2003, Coğrafi Bilgi Sistemi Politikası. TUJK 2003 Yılı Bilimsel
Toplantısı, Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Jeodezik Ağlar Çalıştayı, 24-25-26 Eylül 2003,
Konya.
TANKUT, M., 1998, Türkiye’de CBS’nin Geliştirilmesi ve Kullanılması Paneli
(basılmamış), CBS ve Çevre Yönetimi Kongresi, TÜBİTAK Mustafa İnan Salonu,
Ankara
BALCI, İ., ÇOBAN, O., EKER, M., 2000 Coğrafi Bilgi Sistemi, Süleyman Demirel
Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi, Seri: A, Sayı: 1, ISSN:1302-7085 Sayfa: 115-132.
ALTAN, M.O., TOZ, G.F., KÜLÜR, S., 1997, Bilgi Sistemlerindeki Gelişmeler ve
Fotogrametri, Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu, İstanbul Teknik Üniversitesi
İnşaat Fakültesi Matbaası, sayfa: 69, İstanbul.
ERDİN, K., 1986, Fotoyorumlama ve Uzaktan Algılama, İstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesi Yayını, No: 381, Sayfa: 183, İstanbul.
BATUK, F.G., KÜLÜR S., SARBANOĞLU H., TOZ G., 1997, Veriden Bilgiye
Coğrafi Bilgi Sistemleri, Coğrafi Bilgi Sistemleri Sempozyumu, İstanbul Teknik
Üniversitesi İnşaat Fakültesi Matbaası, Sayfa: 47, İstanbul.
TEZAN, K., 1997, Coğrafi Bilgi Sistemleri Oluşturma Aşamaları ve Autodesk GIS
Yazılımları, Sayısal Grafik Sanal Gazete, Sayı: 8 Sayfa: 21. İstanbul.
LEE, Y. C., ZHANG, G. Y., 1989, Development of GIS Technogy Journal of
Surveying Engineering, Page: 304-323.
BOZKURT, Y., ERDİN, N., 1988, Dünya’da Orman Alanları ve Ağaç Hammaddesi
Üretim Miktarları, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Sayfa: 21.
142
ERASLAN, İ., 1983, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, Orman Amenajmanı Bilim
Dalı Biriminin Görevleri, Çalışmaları Araştırmaları ve Yayınları, İstanbul Üniversitesi
Orman Fakültesi Yayını, Sayfa: 27, İstanbul.
STATE OF CANADA’S FORESTS: 2004-2005, Map Canada's Boreal Forest inside
back cover, Sayfa: 45.
ix.i Sayısal Veri Kaynakları
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (OGM), 2011. Asli Ağaç Türleri Broşürü. OGM
Yayınları, Ankara.
OGM, 2013, Orman Atlası, OGM yayınları, Ankara.
ORMAN İDARESİ VE PLANLAMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI (OİDPB), 2012.
Türkiye Orman Varlığı, Yayın No:85/12 : 9, OİPDB Yayınları, Ankara.
OİPDB, 2014. Türkiye Orman Varlığı, Yayın No: 115, Seri No: 17, OİPDB Yayınları,
Ankara.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI (OSB), 2012. Ormancılık İstatistikleri,
Yayın No: 03,Türkiye İstatistik Kurumu Matbaası, Ankara.
ix.ii Vektör ve Raster Veri Kaynakları
OGM, Bilgi ve İşlem Dairesi Başkanlığı, Coğrafi Bilgi Sistemleri Şube Müdürlüğü,
Türkiye Meşcere Vektör Verileri (1/125.000).
Euforgen Forest Datasets (http://www.euforgen.org).
DIVA-GIS Country Datasets (http://www.diva-gis.org).
Natural Earth Data (http://www.naturalearthdata.com).