Upload
others
View
13
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
PROJE SONUÇ RAPORU
ÇANKIRI’NIN ORMAN KÖYLERİNDE ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİNİN
(ODOÜ) GELENEKSEL (ETNOBOTANİK) KULLANIMININ BELİRLENMESİ VE
DEĞERLENDİRİLMESİ
ETHNOBOTANICAL STUDIES IN FOREST VILLAGES AND FOREST
CONTIGUOUS VILLAGES OF ÇANKIRI
PROJE NUMARASI
23.1217 / 2012 – 2015
PROJE YÜRÜTÜCÜSÜ: A.SERMİN ÖZER
ARAŞTIRMACI: RAGIP AKDEMİR
ARAŞTIRMACI: SAMİ YILMAZ
ARAŞTIRMACI: ÖZDEN YILMAZ
PROJE DANIŞMANI: PROF. DR. NEŞET ARSLAN
YÜRÜTÜCÜ KURULUŞ
İÇ ANADOLU ORMANCILIK ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜ
- 1 -
ÖNSÖZ
Ülkemiz ormanları yaklaşık 21.7 milyon ha (OGM) olup orman içi ve bitişiğinde çok sayıda
köy bulunmaktadır. Orman köylerinde yaşayan köylüler ormanlarla içi içe yaşadıklarından
çoğunlukla geçimini ormandan sağlamaktadır. Zaten güç yaşam koşulları altında olan orman
köylüsü yaşanan ekonomik sıkıntılardan daha çok etkilenmekte, genç ve orta yaşlı nüfus daha
iyi yaşam koşullarına kavuşmak için köylerini terk ederek büyük şehirlere ve yurt dışına göç
etmektedir. Bu sinsi ancak hızlı göç, genç nüfus ile kendi atalarından elde ettiği geleneksel
bilgiye sahip orta yaşlı ve yaşlı kişiler arasındaki iletişimi bozmaktadır. Sonuçta bu insanların
hayatlarının son bulmasıyla bazılarının sahip olduğu önemli geleneksel ve folklorik bilgi,
faydalanma yolları ve hatta basit işleme tekniklerine ait bilgiler belki de gün ışığına
çıkamadan yok olup gidecektir. Doğadan faydalanma bilgisi, binlerce yıl önceye dayanan,
insanlığa atalarından gelen, en önemli kültürel mirastır. Bu mirasın gelecek nesillere bilimsel
yöntemlerle aktarılması ise en önemli görevlerimiz arasındadır.
Çeşitli amaçlarla doğadan ve bitkilerden faydalanma insanlık tarihi kadar eskidir. Bu
gerçek arkeolojik çalışmalarda bulunan kalıntı, resim ve yazıtlardan anlaşılmaktadır. Yüzlerce
hatta milyonlarca yıl öncesine kadar dayanan bilgilerin bulunması, anlaşılması ve günümüz
koşullarına uyarlanıp geliştirilmesiyle insanlığın hizmetine sunulması emel hedef olmalıdır.
Ekonomik talep ve arz sürecinde kulanım alanı ve şekli de giderek artmakta bu bağlamda
doğal kaynaklardan koruma-kullanma dengesi içinde faydalanmaya özen göstermesi ile
geleneksel bilgiye erişmek ve bunların faydaya dönüştürülebilmesi çok önemlidir.
Biyolojik zenginliğimiz içinde göz ardı edilemeyecek nitelikte olan Odun Dışı Orman
Ürünleri (ODOÜ), son yıllarda ormancılığın yükselen değerlerinden birisi olup sosyal
ormancılık çalışmalarında da ayrı bir öneme sahiptir. ODOÜ’ lerinin geçmişten geleceğe çok
yönlü kullanım alanlarının belirlenmesi ve uygulamaya aktarılması çalışmalarının yapılması
yanında bu konuda bilgiye dayalı strateji geliştirilmesi teşkilatımızın hedefleri arasında yer
almaktadır (IŞIK 1996). Ormanlarımız ekonomik, ekolojik, teknolojik ve sosyal nedenlerden
dolayı büyük önem taşımaktadır. Bu sayılan değerler toplamına etnobotanik değerini eklemek
de günümüzde dikkate alınan diğer bir konudur. Çoğu orman rejimine giren alanlarda doğal
yayılış gösteren bitkisel kaynak zenginliğimiz yeterince değerlendirilememekte ve bu
ürünlerin halen ülke ekonomisine yaptığı katma değer gerçekte olabilecek/beklenen değerin
çok altında kalmaktadır. Bunun yanında özellikle orman içi ve bitişiği köylerde etnobotanik
bilgiye erişim noktasında yapılan planlı araştırmalar yok denilebilecek kadar azdır.
Projenin yürütüldüğü alan olan Çankırı, Orman İşletme Müdürlüğü, İç Anadolu Bölgesi ile
Karadeniz Bölgesi arasındaki geçiş zonunda olup İran-Turan ve Karadeniz- Sibirya flora
kuşaklarının özelliklerini taşımaktadır. Bölgede flora ve fauna zenginliğini barındıran
ormanlık alanlar, genellikle dağlık kesimlerde bulunmaktadır. Üniversiteler, araştırma
kurumları ve bazı sivil toplum kuruluşları bölgede çeşitli etnobotanik araştırma ve çalışmalar
yapmıştır. Ancak; bu çalışma ormancılık sektöründe orman içi ve bitişiği köylerde yapılan ilk
çalışmadır. İleride yapılacak çalışmalara örnek temsil edecektir. Çalışmanın diğer bir önemi
- 2 -
de, ormancılık sektörünün geleneksel bilginin toplanıp, derlenip insanlığın hizmetine
sunulması kapsamında yapılan çalışmaların önemli bir paydaşı olduğunu göstermesidir. Bu
projenin konusu ve elde edilen sonuçlar Biyolojik çeşitlilik Sözleşmesi (BÇS) hükümlerinde
yer alan geleneksel bilgiye erişim, sürdürülebilir faydalanma yollarının geliştirilmesine katkı
ve yerinde (in-situ) koruma vb. konulara uygunluk göstermektedir. Geleneksel faydalanmaya
yönelik etnobotanik bilgilerin öneminin ülkesel ve uluslararası boyutta önemli olduğu
unutulmamalıdır.
Etnobotanik bilginin uluslararası boyutta paylaşımı noktasında, paylaşımın şekli ve
kriterlerinin kontrolü ile takibi ülke çıkarları açısından ayrı bir önem taşımakta olup bu
çalışmaların Türk bilim adamları ve araştırmacıları tarafından yapılması bu anlamdaki kontrol
mekanizmasını daha verimli biçimde işler hale getirecektir.
A.Sermin ÖZER
Ankara, Kasım/2015
- 3 -
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ 1
İÇİNDEKİLER 3
ÇİZELGE LİSTESİ 3
TABLO LİSTESİ 4
RESİM LİSTESİ 4
HARİTA LİSTESİ 4
KISALTMALAR 4
ÖZ 5
ABSTRACT 6
1.GİRİŞ 7
1.1 Etnobotanik 8
1.1.1 ve Diğer İlgili Bilim Dalları ve Disiplinler 9
1.2 Bitkilerin Adlandırılması 9
1.3. Araştırmanın Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü Sınırlarında Yapılmasının Sebebi 9
1.4 Çankırı İli’ nin Tarihi ve Tanıtımı 10
1.6 Çankırı’nın Coğrafik Özellikleri 10
1.7 Çankırı’nın Örf ve Adetleri 11
1.8 Tuz Mağarası ve Tuz İşletmesi 12
1.8.1 Kaya Tuzu Mağarasından Elde Edilen Kaya Tuzunun Kullanıldığı Alanlar 13
2. LİTERATÜR ÖZETİ 14
3 MATERYAL VE YÖNTEM 17
3.1. Materyal 17
3.1.1 Çankırı’nın konumu ve koordinatları 17
3.2. Yöntem 18
4. BULGULAR 19
4.1 Araştırma Bulguları 19
4.1.1 Anket Sonuçları 19
4.1.1.1 Görüşülen kişilerin yaş ortalaması 19
4.1.1.2 Görüşülen köylülerin işleri ve gelir kaynakları 19
4.1.1.3 Köylülerin gelir aralığı 19
4.1.1.4 Görüşülen köylerde göç eden hane sayısı 19
4.1.1.5 Göçlerin sebebi 19
4.1.1.6 Orman İdaresi ile ilgili durum 20
4.1.1.7 Köylülerin ormanların faydası hakkındaki görüşleri 20
4.1.1.8 Köylerdeki Nüfus durumu 20
4.1.1.9 En fazla türü barındıran familyalara ait türlerin kullanım alanları 20
4.1.1.10 Familyada yer alan türlerin genel olarak kullanım alanları 20
4.1.1.11 Kullanıldığı tespit edilen türlerin familyaları ve familyadaki tür sayısı 21
4.1.2 Çalışma alanında geleneksel olarak faydalanılan bitkilerin kullanım alanları 22
4.1.3 Çalışmada tespit edilen bitkilerin adları, Latince adı, Familyaları, literatürdeki
kullanıldığı alanlar ve özellikleri ile yöre halkının kullanım şekli
26
4.2. Sepet ve hasır işleri 48
5. TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER 49
5.1 Tartışma 49
5.2 SONUÇ 50
5.3 ÖNERİLER 51
ÖZET 52
Summary 52
- 4 -
KAYNAKLAR 52
Ek:1 57
TABLOLARIN LİSTESİ
Tablo 1 Çalışılan Orman İşletme Şefliklerine ilişkin bilgiler 19
Tablo 2 Çalışılan köyler ve Orman İşletme Şeflikleri 20
Tablo 3 Kullanıldığı tespit edilen türlerin familyaları ve familyadaki tür sayısı 24
Tablo 4 Çalışmada tespit edilen bitkilerin adları, Latince adı, Familyaları, literatürdeki
ve özellikleri ile yöre halkının kullanım alanı
30
Tablo 5 Organik, inorganik ve karışım halindeki kullanımlar 49
RESİMLERİN LİSTESİ
Resim 1 Arkeolojik kazılarda bulunan paralar 11
Resim 2 Geleneksel yemek ve hamur işleri 13
Resim 3 Çankırı müzesinde sergilenen geleneksel ürünler 13
Resim 4 Resim 4: Tuz mağarasının maketi 14
Resim 5a Resim Tuz mağarası tedavi merkezi Resim 15
Resim 5b Çankırı tuz mağarasındaki tavşan 15
Resim 5c Tuz kayaları ile yapılan heykeller 15
Resim 6 Köylerde yapılan görüşmeler 21
Resim 7 Kökboya bitkisi Rubia tinctorum 50
Resim 8 Rubia tinctoriumun kökleri, kök sapı ve bitkinin toprak üstü kısmı 51
Resim 9 Dokumada kullanılacak yünün kullanıma hazır hale getirilmesi 51
Resim10 Kekre Acroptilon repens 52
Resim 11 Pekmez toprağı 54
Resim 12 Hasır ve sepet gibi el sanatları 54
HARİTALARIN LİSTESİ
Harita 1 Türkiye deprem haritası 12
Harita 2 Türkiye Grid haritası. 12
Harita 3 Harita 3: Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü 19
GRAFİKLERİN LİSTESİ
Grafik 1 Yörede çeşitli amaçlarla kullanılan bitkisel ürünlerin ifade ediliş
sayısı
47
Grafik 2 Tespit edilen ürünlerin kullanıldığı alanların yüzdesi (çubuk grafik). 48
Grafik 3 Tespit edilen ürünlerin kullanıldığı alanların yüzdesi (disk grafik). 48
Grafik 4 Org, inorg madde ve karışımların kullanım alanlarının ifade sy (çub grf) 49
Grafik 5 Org, inorg madde ve karışımların kullanım alanlarının ifade sy(disk grf). 49
Grafik:6 Hastalıklar ve tekerrür sayısı 50
- 5 -
KISALTMALAR
KISALTMALAR AÇIKLAMA
ODOÜ Odun Dışı Orman Ürünleri
BÇS Biyolojik Çeşit Sözleşmesi
NWFP Non Wood Forest Products
CBD Convention on Biological Diversity
EN Erime Noktası
KN Kaynama Noktası
OGM Orman Genel Müdürlüğü
ÖZ
Çeşitli amaçlarla doğal bitkilerden faydalanma insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanın var
oluşundan günümüze kadar bu faydalanmanın usul ve esasları, insanoğlunun gelişimine ve
buna paralel olarak bilim ve teknolojide gerçekleştirdiği, yüzyıllarca devam eden gelişmelerle
ve insanoğlunun ihtiyaçları arttıkça çeşitlilik kazanmıştır. Bitkilerin kullanım alanları zamanla
giderek genişlemiştir. İnsanlar başlangıçta yiyecek, içecek, barınma ilaç olabilecek tedavi
edici unsurları ve örtünme ihtiyaçlarını temin etmek için doğadan faydalanmaya
başlamışlardır. İhtiyaç arttıkça bunu boyar madde, dokumada kullanılan materyaller takip
etmiş ve giderek çeşitlenerek kozmetik, parfümeri gibi çok sayıda alana yayılmıştır. Doğadan
faydalanma bilgisi, binlerce yıl önceye dayanan, insanlığa atalarından gelen, geleneksel ve
folklorik en önemli kültürel mirastır. Bu mirasın gelecek nesillere aktarılması ise en kutsal
görevdir.
Ülkemiz ormanları yaklaşık 21,7 milyon ha (OGM) olup 21.380 orman köyü bulunmaktadır.
Bunun % 36 sı orman içi % 64 ü ise orman bitişiği köydür. Orman köylerinde yaşayan
köylüler geçimini ormandan sağlamakta ve orman ile iç içe yaşamaktadır. Güç yaşam
koşulları altındaki köylü yaşanan ekonomik sıkıntılardan daha çok etkilenmekte, genç ve orta
yaşlı nüfus daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak için köylerini terk etmektedir. Bu hızlı göç,
gençlerle kendi atalarından elde ettiği geleneksel bilgiye sahip orta yaşlı/yaşlı kişiler
arasındaki iletişimi bozmaktadır. Sonuçta bu insanların ölmesi ile bazılarında olan önemli
geleneksel ve folklorik bilgi, faydalanma yolları, metotları ve hatta basit işleme tekniklerine
ait bilgiler belki de gün ışığına çıkamadan yok olup gidecektir. Bu sebeplerle Çankırı Orman
İşletme Müdürlüğü’nün 4 İşletme Şefliğinde seçilen orman köylerinde geleneksel faydalanma
ile ilgili projeli bir etnobotanik çalışma yapılmıştır. Bu çalışmayla orman içi ve bitişiği
köylerde yapılan anket çalışmaları ile bilgi toplama çalışmaları yapılarak elde edilen veriler
kayıt altına alınmıştır. Ana hedef geleneksel bilgiye ulaşmak, ülkemizin taraf olduğu
uluslararası sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesine katkıda bulunmak ve elde edilecek
bilgilerin bilim dünyasına sunulmasıdır. Çalışmamızda emeği ve katkıları olan Dr. Said
Dağdaş başta olmak üzere bütün görevlilere şükranlarımızı sunuyoruz.
- 6 -
Anahtar Kelimeler: ODOÜ, Tıbbi-Aromatik Bitkiler, Etnobotanik, Sosyal Ormancılık,
Orman Köyleri,
ABSTRACT
Making use of natural plants for various purposes is as ancient as mankind history. The
procedure and essence of this usage of nature from human being until today has obtained
variations by development of mankind, and scientific and technological inventions which
have continued by hundred years that parallel to human development and kinds of using
nature has increased and using area has widened. In the beginning of civilization, people had
used nature for food, drink and elements for medicinal and medical treatments. By increasing
of necessity, painting matter and materials used in weaving follow these materials, and
benefiting from nature has widened and diversified into many areas such as cosmetics and
perfumery in modern time. Knowledge on profiting by nature is based on thousands of years,
has come to living people from their ancestors, and is the most important traditional, folkloric
and cultural heritage. Therefore, transferring of especially scientific knowledge to the next
generations is the one of the essential most sacred tasks. There are many villages in forests
and contiguous lands. In majority, these forest villagers subsist from forests and live in forest
villages as one with in the other. Forest villagers lead life under hard living conditions and
they suffer from unsuitable economic conditions. Young population has abandoned their
villages in order to get better living conditions in the cities in recent decades. This situation
gives damages to communication between young and old generations, and mad aged/old
people that can have traditional information coming from their ancestors. Consequently, by
dying of the old people, important traditional and folkloric knowledge that some old expert
people may still have, instruments of making use, methods and even information belong to
basic working techniques would be annihilated without to be brought to light. An
ethnobotanical study, with action from this point, will be carried out in Ankara- Çankırı.
- 7 -
KeyWords: NWFP, Medicinal-Aromatic Plants, Ethnobotanic, Social Forestry, Forest
villages
- 8 -
1 GİRİŞ
Doğadan faydalanma bilgisi pirimitif canlılardan başlamak üzere yaşamın temelini
oluşturmakta ve var olan bu bilgi genetik kodlar da dahil olmak üzere çeşitli şekilde gelecek
nesillere aktarılmaktadır. İnsanoğlu var oluşundan günümüze kadar yaşamını sürdürebilmek
için doğadan çok çeşitli alan ve şekillerde faydalanmıştır. Bu faydalanmanın temelini
milyonlarca yıldan bu yana önceleri yaşam alanları ve yakın çevresinden başlayarak geniş
alanlara yayılmış olup faydalanma bilgisinin gelişimi günümüze kadar giderek çeşitlenmiştir.
Başlangıçta doğadan toplama yoluyla bitkilerden faydalanılırken kendilerine en yararlı
buldukları ve daha fazla temin etmek istediklerinin tarımını yapmaya başlamışlardır
(Çakılcıoğlu ve Türkoğlu 2009, Özer1990).
Basit usullerle yapılan bu faydalanma şekilleri ve alanları, gönümüze kadar bilim ve
teknolojide de görülen gelişmelerle artarak, çeşitlenip, alt komponentlerin de faydalanmaya
katılması yanında uygulanan farklı farklı kombinasyonlar ile o yıllarda hayal edilmesi dahi
güç olan boyuta ulaşmıştır.
Bitkilerin gıda kaynağı olduğu gibi tedavi amacıyla kullanımı da insanlık tarihi kadar eskidir.
Eski uygarlıkların tıbbi bitkiler hakkındaki bilgilerini bu bilginin boyutu ve günümüze
katkılarının neler olabileceğini kalan kitabeler ve arkeolojik materyallerden öğreniyoruz.
Bitkiler geçmişten günümüze kadar en önemli kullanım alanı gıda ve tedavi edici olarak
kullanımı gelir. Bunun ötesinde yakıt, barınak ve yapı malzemesi, giysi, dokuma ürünleri ve
alet yapımları da doğadan faydalanma ile doğrudan ilgilidir. Zaman içinde artan ihtiyaçlarla
doğadan katran, zamk, narkotik, süs, boya, el sanatları, rüzgar kesici, erozyon önleyici olarak
kullanım alanları da gelişmiştir. Zaman içinde bitkisel ürünler yararlı bitkiler, güzel kokulu ve
zehirli bitkiler olarak halk tarafından kabaca sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmaya doğadan
faydalanan insanların artan gözlemleri sonucunda hayvanların sevmediği, kötü kokanlar, kötü
kokan ancak faydalı gibi yararlı ve zararlı kabul edilen bitkiler dahil edilmiştir. Sosyal ve
dinsel aktivitelerde de bu ayırımlar önemlidir. İnsan, hayvan ve bitki arasındaki bu ilişki
geçmiş kültürler hakkında bize önemli ipuçları vermektedir (Kırnak 2006). Eski insanlar
kullandıkları bitkilerin resimlerini mağara duvarlarına, boynuzlara, tabletlere ve ilerleyen
zamanlarda da papürüslere çizmişlerdir (Özgökçe, 2014). İnsanların faydalandığı özellikle
tedavide kullandığı bitkileri ele alan araştırmalar çok önemlidir. Çünkü tedavide kullanılan
doğal bitkisel kaynaklar günümüzde de ilaç sanayiinde geniş kullanım alanı olan, önemi göz
ardı edilemeyecek bitkilerin bilimsel ve halk arasında hatta yörelere göre verilen isimleri ile
hangi hastalığa iyi geldiğinin ve hangi amaçlarla kullanıldığının bilinmesi de insanlık ve hatta
neslin devamı için faydalıdır. Örneğin efederin, kinin, papaverin, reserpin, strofantin,
vinblastin, vinkristin gibi maddelerin tedavi edici özellikleri etnobotanik çalışmalarla ortaya
çıkmıştır (Özer 1990, Özgökçe 2014). Bunlardan bazıları kalp ve kanser hastalıklarının
tedavisinde kullanılan ilaçların bileşiminde yer almaktadır.
Anadolu toprakları Asya ve Avrupa kıtaları arasında uzanan bir köprü konumunda olduğu için
yüzbinlerce hatta milyonlarca yıldır doğudan batıya daha az olsa da batıdan doğuya büyük
göçlere sahne olmuştur. Bu bakımdan Anadolu’da kültür, sanat vb. alanlarda olduğu gibi
İslamiyet öncesi ve sonrasında da bu göçlerle geleneksel tedavi yolları, tedavide doğadan
faydalanma bilgisi gelişmiş ve çeşitlenmiş “Geleneksel Anadolu Halk Hekimliği” nin ana
unsurlarından biri de inanç, inançların kullanımı ve bazı hurafelerdir. Tedavide; bitki, hayvan
ile toprak ve taş gibi doğal kaynaklardan faydalanma yanında yaşam alanları ve yakınlarında
bulunan yatırları ziyaret etmek, muska yazmak/yazdırmak veya sarılık vb. hastalıklarda
olduğu gibi /şifalı eli olan ve ocak diye bilinen (öyle olduğuna inanılan) kişilerden yardım
almak da geleneksel faydalanma yollarındandır (Sezik ve ark 1992,Sezik ve ark.2001, Tabata
ve ark.1993)
- 9 -
Görüldüğü gibi bu ve benzeri bilgilerin toplandığı etnobotanik çalışmalar, ilaç araştırmaları ve
insanlığın hizmetine sunulmasında önemli ve temel bir kaynaktır. Son yapılan tespitlere göre
dünyada 20.000 Türkiye’de ise doğal yayılış gösteren 600 bitki türü çeşitli şekillerde tedavi
amacıyla kullanılmaktadır (Başer 1987, Baytop 1984, Anonymus 2002, Ananim 2005).
Biyolojik çeşit zenginliğinin tespitine yönelik araştırmalar ve etnobotanik çalışmalar birbirini
tamamlayıp zenginleştirir. Etnobotanik ile ilgili diğer bilim dalları ve disiplinler de aslında
birbirini tamamlayan temel yapı taşlarıdır.
1.1 Etnobotanik
Etnobotanik milyonlarca yıl öncesine dayanan bitki- hayvan- insan ilişkisini araştıran bir
bilim dalıdır. İlk kez 1896’da John W. Harshberger tarafından kullanılmıştır (Pearlsall, 1989).
Etnobotanik çalışmalar, bitkilerin bilimsel olarak değerlendirilmelerine, yeni kullanım
alanlarının öğrenilerek günün koşullarına uygun olarak insanlığın hizmetine sunulmasında
önemli katkı sağlar. Bu bilim dalı tıbbi, aromatik ve gıda kaynağı olan bitkilerin, tarihte ve
günümüzde faydalanma yolları ve şekillerinin, yöresel isimlerinin tespiti, kayıt altına alınması
ile ilgilidir. Halkın yaşamını kolaylaştırmak için çeşitli aletlerin yapımında kullandığı dal,
kök, kök kabuğu vb. kısımlarının elde edildiği bitkiler de etnobotanik ile yakından ilgilidir.
Bunlara paralel olarak araştırma yapılan yöre halkı bilgi toplamada en büyük kaynaktır
(Kendir ve Güvenç 2010). Tarihi geçmişlerine uygun olarak sosyal kullanımlar yanında
yakacak, hayvanlar için yem, tedavi edici ve inşaattan el sanatlarına, biyolojik mücadeleye
dek çeşitli alanlarda bitkilerden yararlanılmıştır. Bu faydalanma geçmişi günümüzde
kazanılan zengin bilgi birikimine zemin hazırlamıştır. Bu sebeplerle söz konusu bu bilgi
birikimi öncelikle ülkesel ve devamında da ulusal boyutta bir veri tabanı hazırlanmasına katkı
sağlayacaktır. Yem ve yakacak olarak hangi bitkilerin kullanıldığını, toplandığını bilmek
hayvancılığa ve diğer hayvansal ürünlerin devamı gibi birçok açıdan önemlidir. El
sanatlarında da bitki kullanımı konusunda kırsal kesimde büyük bir erozyon yaşanmaktadır.
Kullanılan araç-gereç ve eşyalar (tarım araçları, sandıklar, hamur tekneleri, hasır, sepet,
süpürge vb.) günümüzde artık antika niteliği kazanmış etnoğrafik malzemelerdir.
Söz konusu bu malzeme müzelerde ve kültürüne bağlı ailelerin evlerinde saklanmakta olsa da
zamanla bunların işlenme ve yapım tekniklerine ait bilgiler kaybolmakta, unutulmaktadır.
Ülkemizde etnobotanik çalışmalar son yıllara kadar özellikle bitkilerin tedavide kullanımı
alanında yoğunlaşmıştır. Oysa bu bilim dalının ilgi alanının kapsamı; bitkinin adlandırılması,
yöresel adlarının tespiti, kullanma ve toplanma şekli ile zamanı, gerektiğinde depolanması ve
muhafazası, yetiştirme teknikleridir. Gıda olarak kullanımı, ilaç haline getirilme şekli,
reçetesi, tarifi, formülü, bulunduğu kültürde taşıdığı anlamların araştırılması da bu
kapsamdadır. Sözü edilen bütün bu bilgiler insanoğlunun birbiriyle iletişimi, atadan dededen oğula,
anne ve nenelerden kızlara aktarılmasıyla nesiller boyu süregelip günümüze kadar erişmiştir. Yazılı
olarak kayıt altına alınmamış bu bilgiler bu aktarım sırasında önemli kayıplara da uğramıştır. Anadolu
toprakları üzerinden pek çok medeniyetin geçmesi ve çoğunun da bu topraklarda yüzlerce yıl hüküm
sürmesi botanik, etnobotanik gibi bilim dallarının çeşitliliği ve gelişimi üzerinde çok etkili olmuştur.
Yeryüzünde bulunan yüksek bitkilerin sayısı hakkında çeşitli fikirler ileri sürülmekle beraber 270 bin
civarında olduğu belirtilmektedir. Bu türlerin dağılışı yeryüzünde eşit olmadığı gibi aynı kuşaktaki
coğrafi bölgelerde de farklılık göstermektedir. Yeryüzündeki 270 bin bitkinin takriben 70 bin
kadarından yararlanırken, 200 bin tanesinden yararlanılmamaktadır. 70 bin bitkinin; 3.000 kadarı besin
kaynağı olarak, 25 bin kadarı tedavi amacıyla, 5.000 kadarı endüstriyel amaçlar için, 15 bin kadarı süs
bitkisi olarak, kalanları da diğer amaçlar için kullanılmaktadır. Yararlanılmayan bitkilerin sayısı daha
fazla olmakla beraber, ilk etapta 25.000 kadarının tıbbi amaçlar için, 10.000 kadarının da besin
kaynağı olarak değerlendirilebileceği öngörülmektedir Duke 1985, Ekim ve ark. 2000 Kültürü yapılan
tür sayısının 7.000 civarında olduğu belirtilmektedir ki toplam bitki türlerinin sadece %2,6’sını teşkil
etmektedir. Diğer bir deyişle yararlanılan bitkilerin sadece %10’nun kültürü yapılmaktadır (Arslan
2004, Avcı 2005, Erik ve Tarıkahya 2004,Işık 1996). Günümüzde de insanlar kırsal kesimde, halen
pek çok yabani bitkiden yararlanmayı sürdürmektedir. Bu faydalanmalar yörede yaşayan halkın
- 10 -
kültürünün ve yaşam tarzının bir parçasıdır. Zaman içinde bakış açısının genişlemesi yanında farklı
disiplinlerde çalışan bilim adamlarının araştırmaları ile etnobotaniğe zenginlik katmıştır. Bu
perspektifler doğrultusunda etnobotanik çalışmalardan elde edilen bilgiler göstermiştir ki; bu
çalışmalar çok sayıda bilim dalı ve disiplin ile yakından ilgilidir. Bu ilginin boyutu bu bilim dalı ve
disiplinlerin tanımında yer almaktadır.
1.1.1 Diğer İlgili Bilim Dalları ve Disiplinler *Antropoloji, insan kültürlerinin her alanını kapsadığından bitki-insan ilişkilerinin
irdelenmesi bu bilim dalının alanına giren konulardan biridir.
*Arkeobotanik, arkeolojik çalışmalar ile çok yakından ilgilidir. Tarih öncesi ve tarihi
dönemlere ait yerleşim yerlerinde çeşitli şekillerde korunmuş olan eski bitki kısımları ya da
parçacıklarını araştırıp gün ışığına çıkarmayı hedefler. Ana amaç insanların geçmişte bitkiler
ile olan ilişkilerini aydınlatmaktır. Örneğin bulunan Hitit yazıtlarında ki tarım teknikleri ve
bitkisel ürünler hakkında ilginç bilgiler içermektedir (www.ansiklopedim.com, Dönmez ve
Mergen 2006). Kazı sırasında bulunan yeni bitkisel kalıntılarla çok yeni tespitler ve bilgilerin
elde edilmesine olanak sağlayabilir.
*Arkeoloji ve antropoloji, Arkeolojik çalışmalarla; eski yerleşim yerlerinin mimari
yapılaşması, seramik ve diğer arkeolojik buluntulara dayalı olarak kültür ve sosyo-ekonomik
durumlarının aydınlatılmasının yanında, beslenme şekilleri, besin kaynağı olan bitkisel öğeler,
tarım ürünlerini işleme ve depolama şekilleri ile ilgili bilgiler de elde edilmektedir (Dönmez,
E. O. ve ark. 2006, http://www.dogatarihi).
*Paleo-etnobotanik, Arkeolojik çalışmalarla bulunan bitki kalıntılarını metodolojik olarak
inceleyip insan-bitki ilişkisini açıklar. Paleo-etnobotanistler arazide arkeologlarla birlikte
çalışarak örnek toplama stratejisi, yüzdürme (flotation) ya da toprak eleyerek elde edilen
kömürleşmiş tohum ve odun parçaları, polen ve fitolit örneklerinin koleksiyonunu hazırlar.
Hazırlanan koleksiyonların ülkede ve dünyada hazırlanmış diğer koleksiyonlar ile
karşılaştırılması ise bu çalışmaların son aşamasıdır. (Kırnak 2006).
*Etno-floristik, *etno-veterinerlik, *biyoloji, eczacılığın temel bilim dalları olan
(*farmakognozi, *farmakoloji, *farmasotik botanik,*eczacılık tarihi) ile *genetik, *çevre
bilimi *bitki kimyası, *odun dışı orman ürünleri (ODOÜ), *bitki taksonomisi, *bitki
anatomisi, *bitki morfolojisi, *coğrafya, *tarih, *müzecilik, olarak sıralanabilir. Bilimde
kayd edilen gelişmeler doğrultusunda ilgili bilim dallarının sayısının artacağı tahmin
edilebilir.
1.2 Bitkilerin Adlandırılması Bitkilerin, hayvanların, eşyaların ve yaşamın parçası olan her şeyin adlandırılması da insanlık
tarihi kadar eski ve halk arasında kullanılan, yöresel dil ile yakından ilgilidir (Baytop 1994).
Bu bakımdan yerel bitki adlarının derlenmesi etnobotanik çalışmaların önemli bir parçasıdır.
Çünkü yöresel adlar bitkilerin hangi topluluklarca ve ne biçimde kullanıldıklarının
yaşamlarında kendileri için ne ifade ettiğinin neye benzediğinin ipucunu vererek bitkilerin
yöresel adlarının önemini vurgular (Yıldırımlı 2004). Güzelavratotu-Atropa belladonna,
Dövülmüş avrat otu-Tamus communis, Gıvışgan otu (ıbış gıbış otu)-Silene vulgaris ve yüksük
otu- Digitalis sp. gibi isimler verilebilecek birkaç örnektir (Baytop 1984).
1.3 Araştırmanın Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü Sınırlarında Yapılmasının Sebebi Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü çalışma alanı içinde bulunan yerleşim alanları, yüz yıllarca
süren büyük göçlere ve medeniyetlerin uzun süreli yaşamına sahne olmuştur. Bu sebeple her
alanda zengin bilgi birikimine sahiptir. Günümüz koşullarında güç koşullar altındaki orman
köylüsü ekonomik kaygılarla büyük şehirlere göç etmeye başlamış olup göçün boyutları,
yapılan anket çalışmalarında da tespit edildiği gibi giderek hızlanmıştır. Sonuçta geleneksel
bilginin gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir halka, bilginin toplanıp aktarıldığı ana
kaynaktan uzaklaşmış, hatta pek çok bilgi elde edilemeden yok olmaktadır. Pek çok
- 11 -
imkandan uzak yaşayan, ekonomik sıkıntı içinde olduğu için beslenme ve sağlık
problemlerini doğadan
ve geleneksel yollarla karşılamaya yatkın olan orman köylerinde yaşayan köylüler bu tür
çalışmalar için ayrı bir önem taşımaktadır. Türkiye’nin de imza attığı Biyolojik Çeşitlilik
Sözleşmesinde (BÇS) son yıllarda ağırlıkla üzerinde durulan konulardan birisi de geleneksel
bilgiye erişim, bu bilgilerle bir veri tabanı oluşturulması ve öncelikle ülkesel boyutta ancak
bunu takiben de uluslararası boyutta insanlığın hizmetine sunulmasıdır. Bu bağlamda
özellikle dağ ve orman köylerindeki bilginin toplanıp değerlendirilmesine ayrı bir önem
verilmektedir. Bu ve benzeri sebeplerle;
* İç Anadolu’da seçilen orman içi ve orman bitişiği köylerde kaybolmaya yüz tutmuş
geleneksel ve folklorik bilginin, kullanım alanları yanında kullanım metotlarının ve
etnobotanik değerlerini ortaya çıkarmak,
* İç Anadolu için bir veri tabanının oluşturulmasına katkıda bulunmak,
* Elde edilecek bilgilerin gıda, ilaç ve kozmetik sanayii başta olmak üzere ilgili bütün
alanların hizmetine sunmak,
* Sürdürülebilir faydalanma prensipleri çerçevesinde, yöre halkına alternatif gelir kaynağı
yaratabilecek iş kollarının geliştirilmesi için gerekli girişimlerde bulunmak, bu projenin temel
hedefleri arsındadır.
1.4 Çankırı’nın Tarihi ve Tanıtımı
Bilinen tarihi geçmişi Hitit İmparatorluğu’na kadar dayanan Çankırı önemli şehirlerimizden
biridir. Çankırı’da asırlar boyunca Hititler, Frigler ve Lidyalılar, Galatlar, Makedonlar
(İskender), Persler, Roma ve Bizanslılar ile son olarak da Türkler (Selçuklu ve Osmanlılar)
hâkim olmuşlardır. Tarihte “Gangra” ve “Germanikapolis” diye de adlandırılmıştır. Roma
imparatorluğu döneminde Çankırı’ya; “Tanrılar Ocağı” da denilmiş ve Septimus zamanında
bastırılan paralarda resmedilmiştir.
Resim 1:Arkeolojik kazılarda bulunan paralar
Photograph 1: Coins found in archaeological excavations
Bölgede XI. yy dan bu yana Türk-İslâm kültürü hakimdir. Eski bir kale kenti olan Çankırı
yıllar boyunca kalesinin sağlamlığı ile anılmış, Selçuklu İmparatorluğu döneminde ilk
şifahane kurulmuştur. Yakın yerleşim alanlarında yaşayan halk bu şifahaneden uzun yıllar
boyunca yararlanmıştır. Şehir Osmanlı imparatorluğu döneminde “Kangırı, Gangra, Kengeri
ve Kangri” adlarını almış Cumhuriyetin ilk yıllarında “Çankırı” adı verilmiştir (Kırnak 2001,
http://www.blogcu.com, http://www.kuzka.org.t /Çanırı_Tuz_Çalıstayı 2012).
Tarihi geçmiş; doğadan tedavide faydalanma yollarının çeşitliliğine, geleneksel dokumalara,
kıyafetlere, oyalara, ezgilere ve hatta yemeklere yansımıştır. Sahip olduğu doğal güzellikler
de yöreye farklı bir değer katmıştır.
- 12 -
1.5 Çankırı’nın Coğrafik Özellikleri
Çankırı I. derece deprem bölgesinde fay hattı üzerinde olduğundan uzun tarihinde geçirdiği
pek çok deprem sebebiyle bitkisel kaynak bakımından oldukça zengindir. Günümüze
kalabilen eserler yönünden çok zengin bir görünüm arz etmese de yüzey buluntuları, tabii
kaynakları ve sosyo-kültürel değerleri korunmaya çalışılmıştır. Yüzey buluntuları ve kaya
yerleşimleri ile höyük, tümülüs ve nekropoller Çankırı’nın 5000 yıllık tarihine ışık
tutmaktadır. Zengin termal kaynakları ve içmeceleri, yüzyıllardır yaşatılan kültürel değerlerin
başında gelmektedir.
Harita 1: Türkiye deprem haritası
Harita 2: Türkiye Grid haritası.
Map 1: Turkey earthquake map Map 2: Turkey Grid map
Çankırı orta Anadolu''nun kuzeyinde, Kızılırmak ile batı Karadeniz ana havzaları arasında yer
almakta olup Davis’in (Davis 1965-1988) Türkiye grid haritasına göre A- 4 karesinde yer
almaktadır. Çankırı Kızılırmak'ın kolları Acıçay ile Tatlıçay'ın birleştiği yerde kurulmuştur.
40° 30'' ve 41º kuzey enlemleri ile 32° 30'' ve 34º doğu boylamları, arasındadır.
Topraklarımızın % 0,94 ü ne, 7.388 km² lik bir alanına sahiptir. İran-Turan ve Avrupa Sibirya
Fitocoğrafik bölgelerinin kesim noktasına yakın yerde yer almaktadır. Ormanları; Ilgaz
ilçesi başta olmak üzere Elaman, Eğir ova, Ovacık, Düvenlik, Ilısılık, Yapraklı, Sarıkaya,
Karakaya ve Erikli Dağları ve çevresinde yayılış göstermektedir. Rakım 723-1.600 m dir.
Orta Anadolu’ya hakim olan kara ikliminin bütün özelliklerini taşır. Kışları soğuk yağışlı ve
kar yağışlı olup yıllık yağış miktarı 397-410 mm. dir.
İlin düz olan güney kısmı tamamen çıplaktır. Kuzeyindeki dağlar kısmen ormanlıktır. Bitki
örtüsünün üst florasını iğne yapraklı ağaçlar karaçam, sarıçam, ardıç, meşe, ladin ile göknar
ahlat ve kızılcık teşkil etmektedir. Bitki örtüsünün alt florasında ise hububat, yemlik ve
yemeklik baklagiller ile ayrıkotu, devedikeni gibi bitkiler bulunmaktadır. Ayrıca akarsular
boyunca söğüt ve kavak ağaçları ile zengin meyve bahçeleri bulunmaktadır. Vadiler kavak ve
söğüt ağaçları ile örtülüdür. Akarsu civarlarında meyve ağaçları ve bağlar bulunmaktadır.
Arazinin % 18’i ormanlık, % 35’i çayır ve mera, % 35’i ekili arazidir. Ormanlarda; çam,
göknar, meşe ve ardıç ağaçları vardır. Kurt, tilki, tavşan ve sincap gibi yabani av hayvanları
bulunur (OGM kayıtları, http://www.cografya.gen.tr, (http://tr.wikipedia.org).
1.6 Çankırı’nın Örf ve Adetleri
Düğünler, milli günler ve millî oyunlarda giyilen mahallî kıyafetleri vardır. Günümüzde
yenilen Çankırı’ya özgü yemekleri tarhana, erişte, bulgur, gözleme, cızlama ve Tatar böreği,
Çankırı kadayıfı, hindi dolması, çekme helvası, Şabanözü bazlaması ve çöreği, ovacık
kavurması, sütlü kurabiye, peynir helvası ve kabak tatlısıdır. Geleneksel diğer yemek ve
- 13 -
tatlılar ise; tava çöreği, bazlama, külçe, kartalaç, katmer, erişte, iri hamur, pıhtı, ayranlı aş,
fıtfıt aşı (Inceden aşı), kadımanlı aş, toyug (Toyga) aşıdır. Bunlara ek olarak Peliza
(muhallebi), öküz helvası, çekme helvası (pişmaniye), karga beyni, yumurta gayganası,
kakırdak, otlu, yumurtalı ve içi yağlı ve gözleme çeşitleri de sayılabilir (Yapraklı Belediyesi
yayınları).
Resim 2: Geleneksel yemek ve hamur işleri
Photograph 2: Traditional food made from dough and mallow meal
Günümüzde geçerliğini kaybetse de geçmiş yıllarda el dokuma, dokumacılık, ip ve dokuma
boyacılığı çok gelişmiştir (Karadağ 2007, Kayabaşı- Dellal 2006, Canikli 1989, Köşker 1945,
Deli 2004). Bu el işlerine en güzel örnekler bazı köy evlerinde ve Çankırı Müzesinde
sergilenmektedir. El işleri ve çorap motifleri renk, desen, şekil ve malzeme bakımından
kendine göre ayrı bir karakter gösterir. Çoraplardaki örgü biçimleri ve motifler; çorapları
örenin düşüncesini, duygusunu dile getirir. Hünkâr kilidi, gönül kilidi, yandım alamadım
adları verilmiş motif ve şekiller buna en güzel örneklerdendir (T.C. MEB; 2012 El Sanatları
Teknolojisi Geleneksel Türk Süs. Snt, Ank.)
Kök boyalarla yapılan ürünlerin rengi parlak, kalıcı olduğu için çok değerlidir. Ancak
araştırma alanında kök boyası yapan kimse kalmadığı öğrenilmiştir.
Resim 3: Çankırı müzesinde sergilenen geleneksel ürünler
Photograph 3: The traditional products are exhibited in the museum Çankırı
1.7 Tuz Mağarası ve Tuz İşletmesi
Buradan elde edilen tuz, geleneksel olarak faydalanılan önemli bir maddedir. Zengin kaya
tuzu yatakları 256 milyon yıl önce oluşmuştur. Tuz üretimi sebebiyle oluşan mağaranın
faydalanma geçmişi beş bin yıldır. (Kuzka 2012, Halilova, 2012).
Çıkarılan Kaya Tuzunun saflık oranı %85-%95 arasındadır. Rafine edilerek gıda
kullanılmaktadır. Tuz lambaları, evlerde aksesuar olarak kullanılmakta olup evlerde
yorgunluk, nefes darlığı, astım, alerji ve cilt hastalıklarının tedavisinde olumlu etkileri vardır.
Mağaranın atmosferi “kaya tuzu” nun doğal iyonlaşıcı/iyonlaştırıcı özelliğiyle astım, bronşit
Ebegömeci yemeği
- 14 -
a b c
gibi üst solunum yolu nefes darlığı ile alerji ve bazı cilt hastalıklarının tedavisinde yararlıdır.
Yörede tedavi edici olarak geleneksel faydalanmada önemli bir yeri vardır.
Resim 4: Tuz mağarasının maketi
Photograph 4: Model of the salt cave
1.7.1 Kaya Tuzu Mağarasından Elde Edilen Kaya Tuzunun Kullanıldığı Alanlar
Sanayide de çok farklı alanlarda kullanılan Tuzun yapısında bulunan demir (Fe), bakır (Cu),
mangan (Mn), çinko(Zn), iyot (I), selenyum(Se) ve kobalt (Co) mikro elementleri insan
sağlığı üzerindeki olumlu etkileri vardır. Astım alerji ve saman nezlesi, akut solunum yolu
hastalıkları, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), burun tıkanıklığı ve iltihabı, orta
kulak iltihabı, kronik bronşit, zatürre, soğuk algınlığı ve grip, sinüzit, egzama, sedef hastalığı
tedavisinde yararlanılmaktadır. (Kuzka 2012 Çankırı Tuz Çalıştayı Raporu,
www.kuzka.org.tr.20012).
Resim 5a, Tuz mağarası tedavi merkezi. Photograph 5a: Theraphy center in a salt cave
Resim 5b: Çankırı tuz mağarasında ki tavşan. Photograph 5b: A rabbit in a Çankırı salt cave
Resim5 c: Tuz kayaları ile yapılan heykeller Photograph 5c: Sculptures made with salt rocks
2. LİTERATÜR ÖZETİ ANONYMOUS; 2002. EuropaischesArzneibuch, Grundwerk 4. Ausgabe, 6. Nachtrag 2
Biyolojik çeşit zenginliği ve öneminden bahsedilmiştir.
ANONİM.2005: Türkiye’nin Biyolojik zenginliği ve önemi ile sebepleri belirtilmektedir.
AVCI, M.: 2005. Çeşitlilik ve Endemizm Açısından Türkiye’nin Bitki Örtüsü. Bu yayında
Biyolojik çeşitlilikle ilgili bilgiler verilmiş ve Rakamlarla Türkiye’nin bitki örtüsü, zenginliği
ve endemizm oranı, ile sebepleri irdelenmiştir.
BAŞ, T: 2006. Anket.Yayında anket nedir, nasıl yapılır, nasıl hazırlanır, nasıl uygulanır ve nasıl
değerlendirilir gibi konularda bilgiler verilip örneklerle açıklamalar getirilmiştir.
Mağara kapasitesi (rezervi) ve büyüklüğü ile
dünyadaki ikinci büyük tuz madenidir. Yılda
yaklaşık 1,6 milyon ton tuz üretim kapasitesi
vardır. Mağaranın kaya birimi, 37-24 milyon
yıl yaşında, eski akarsu ve göl ortamında
birikmiş- çökelmiş çakıl ve kumtaşı, kiltaşı,
marn, çamur taşı, jips kayalarından
oluşmaktadır.
- 15 -
BAŞER, K.H.C.: 1987. Biyolojik Kaynaklar, Eczacılık ve tıp. 19-20 Kasım Türkiye Çevre
Sorunları Vakfı Tarafından düzenlenen Biyolojik zenginlikler ve değerlendirilmesi konulu
toplantıda bildiri olarak sunulmuştur. Ankara. BAYTOP,T.;1963. Türkiye’nin tıbbi ve Zehirli Bitkileri.
BAYTOP, T. 1983. Farmasötik Botanik. İÜ, 3158, Ecz Fak Yayınları: 36, İST.
BAYTOP, T.:1984 Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün. Tarihte bitkilere
verilen önemden bahsedilmiş ve çok sayıda bitki alfabetik olarak sıralanmış ve haklarında
bilgi verilmiştir. İst. Ünv Yay. Ecz fak. No:3255- No:40 İST.
BAYTOP, T.: 1994 Türkçe Bitki Adları Sözlüğü.Türkiye’de gıda, baharat, ilaç, boyar madde
veya süs bitkisi olarak kullanılan bitkilerin bilimsel ve yöresel adları bu yayında yer almıştır.
Halkın bitkilere verdiği isimlerin bilimsel karşılıklarının belirlenmesi açısından ülkemizde
yazılmış önemli eserlerden birisidir Bitkilere verilen adlar ile halk arasında kullanılan, yöresel
ve geleneksel dil ile yakından ilgilidir denilmiş, bitkilerin yöresel-geleneksel adlarının
tespitinin önemi belirtilmiştir.Atatürk Klt, Dil ve Tarih Yük. Kr, TDK Yay. 578, Ank.
BİRAND, H.: 1952 Türkiye Bitkileri (Plantae Turciceae) Ankara Ünv. Fen Fak. Yayınları
Um. 58 Botanik. 1, Ankara.Türkiye’de doğal yayılış gösteren bitkilerin bulunduğu alanlar ve
biyolojik özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Türkiye florası ile ilgili ilk çalışmaların
başında gelmekte olup 671 cins ve 2480 türe ait 6145 örneğin yetişme alanları ve özellikleri
de yayında yer almaktadır. BROWN,D.:1995 Encyclopedia of Herbs and their Uses. Herb Society of America, Dorling
Kindersley, NY.USA.11Bitkilerin kullanıldığı alanlar.
ÇANKIRI TUZ ÇALIŞTAYI RAPORU,2012 TC. Kuzey And. Kalkınma Ajansı Raporu. CANİKLİ,N.:1989.Kök Boya (Rubia tinctorum L.)’dan Elde Edilen Renkler ve Bu Renklerin Yün
Halı İplikleri Üzerindeki Işık ve Sürtünme Hast..AÜ. FBE Ev Ek. ABD Yüksek Lisans Tezi ANK. CANSARAN, A., KAYA, Ö.F.,Yıldırım, C.: 2007 Ovabaşı, Akpınar, Güllüce ve Köseler
Köyleri (Gümüşhacıköy/Amasya) Arasında Kalan Bölgede Yapılan Etnobotanik Bir Arşt.
CEYLAN, A., 1995 Tıbbi Bitkiler I, E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayını, Yayın No. 312. Türkiye’de
yayılış gösteren bazı tıbbi bitkilerin yayılış alanları, yapılarında bulunan maddeler vb. tıbbi ve
aromatik bitkilerin botanik ve ekololojik özellikleri, kültüre alınması ve kullanım alanları
hakkında bilgiler verilmiştir.
CHİEJ,R.;1984. The Mcdonald Encyclopedia of Medicinal Plants. London . Bazı bitkilerin
kullanım alanları, yetiştirilmesi ve diğer özellikleri yer almıştır. The Macdonald Encylopedia of
Medicinal Plants. Macdonald&Co (Pub.) Ltd. Maxwell House 74 Worship St London EC2A ‘EN 12
ÇAKILCIOĞLU,U, TÜRKOĞLU,İ.: 2009. Tarih boyunca, insanlar pek çok kullanım
türetilmiş ve kendi bölgesinde bulunan bitkilerden yararlanır. Başlangıçta, yabani bitkiler,
doğal yaşam ortamından toplanmıştır.
DAVİS,p.h.,ed.1965-1988. Flora of Turkey andthe East Aegean İslands, 10 cilt, Edinburg Univ.
Press DÖNMEZ,E.,O.,MERGEN,O.;2006. Anadolu’daki Bazı Tunç Çağı Arkeobotanik Buluntularında
Zararlı Böcekler ve İzleri. Tunç çağı arkeolojik buluntular hakkında bilgiler verilmektedir.
DUKE,J.; 1985. Handbook of Medicinal Plants. Tıbbi bitkiler önemi ve kullanım alanları ile
kullanım şekilleri hakkında bilgiler verilmektedir.
EKİM, T., GÜNER, A.: 2000.The Floristic Richness of Turkey. Türkiye’nin Floristik
zenginlikleri, tür zenginliği ve dağılımı hakkında bilgi verilmiştir.
ELÇİ, B., ERİK, S.: 2006. Güdül ve çevresinin etnobotanik özelliklerinin tespiti ve elde
edilen veriler tür ve familya
ERCAN, M.: 1997. Bilimsel Araştırmalarda İstatistik. Bilimsel araştırmalarda kullanılan
istatiksel metotlar ve uygulamalar hakkında bilgiler verilmiştir.
ERİK, S., TARIKAHYA, B.: 2004. Türkiye Florası. Türkiye florası hakkında bilgiler
verilmiştir.
- 16 -
EZER,N., AVCI, K. ; 2004. Çerkeş (Çankırı) Yöresinde Kullanılan Halk İlaçları. Çankırı ve
yöresinde halk nilacı olarak kullanılan bitkisel kaynaklar ve kullanım alanı çeşitliliği hakkında
araştırma sonuçları verilmiştir.
GÜLER, S., 2004. Erzurum Yöresinde Doğal Yayılış Gösteren Bazı Tıbbi ve Aromatik
Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri. HALİLOVA, H.; 2012 Çankırı Tuz Çalıştayı Rp. Kuz. And. Kalk. Aj (KUZKA). Çank. Yatr. Dest.
Of.
IŞIK, K.:1996. Biy. Çeş. ve Or. Gen Kaynaklarımız. Orman gen kaynaklarmız ve biyolojik
çeşit zenginlimiz bu yayında yer almaktadır. KARADAĞ,R.: 2007. Doğal Boyamacılık.Doğal boyamacık ve kullanılan bitkisel ürünler
tanıtılmaktadır.
KAYA,A.: 2010; Bitkilerle tedavi sempozyumu, Bazı bitkilerin tedavi amacıyla kullanımı
hakkında bilgiler verilmektedir. KAYABAŞI,N.,DELLAL,.G.:2006.Türkiye’de Farklı Koyun Irkların. Elde Edilen Yünlerin Kökboya
ile verdikleri renklerin Subjektif ve Objetif Yönt. Değ. Üz. Bir Arşt.
KENDİR,G., GÜVENÇ, A.: Ocak 2010 Etnobotanik ve Türkiye’de Yapılmış Etnobotanik
Çalışmalara Genel Bir Bakış.
KETENOĞLU ,O., AYDOĞDU, M.: 1994. Amasya, Yozgat, Çorum Arasında Kalan
Bölgenin (Karadağ, Kırlar ve Buzluk dağları) Floristik ve Sintaksonomik Yönden
Araştırılması. KIRNAK, M.,A.,; 2001 Prehistoryen-Arkeobotanist (MSc). Bu bildiri Çukurova Üniv., FEF
Arkeoloji Blm’nde sunulmuştur.
KÖŞKER 1945; Kök boya. Kök boya ülkemizde diğer bölgelerimizde olduğu gibi İÇ
Anadolu bölgesinde Ankara, Niğde Konya, Çankırı, Kırşehir, Aksaray, Ürgüp, Kayseri, Ilgaz,
Tokat, Sivas ve Amasya illerinde çeşitli kök boya niteliğindeki bitkiler yetişmekte ve bu
amaçla da kullanılmaktadır. KURHAN,N.G.: 1964. Acroptilon picris L. Kekre Bitkisinin Herbisitlerle Mücadele usulünün
Araştırılması.
ORTAÇ, H.S.: 2010 Çankırı Kızılırmak İlçesi Kuzeykışla ve Güneykışla Köyü Kilim Dokumaları.
ÖNEN, Z., H., TURSUN, N. ve UYGUR, F.N.: 1999. Türkiye’nin Bazı Önemli Yabancı Otları
(Tanımları ve Kimyasal Savaşları), G
ÖZER, S. A., 1990 : Bitkisel Kaynaklarımız ve Tıbbi Bitkiler. Bitkisel kaynaklarımızın
değerlendirilmesinde kullanım alanı çeşitliliği ve tedavi edici özellikleri aydınlatıldıkça bu
bitkilerin tabiattan yapılacak bilinçsiz toplama ve sökümler sonucunda ise, mevcut
biyogenetik rezervler tahrip olmakta, bazı kıymetli türlerin neslinin devamı yok olma
tehlikesiyle yüz yüze kalacaktır. Bu tahribattan geofitler daha çok etkilenmekte olup,
makalede bitkilerin tarihi gelişimleri, tahribatın boyutları, geofitler, bitkilerin kullanım
alanları ve tıbbi önemleri hakkında bilgiler verilmiştir.
ÖZER.,A.S.: 1987. Ülkemizdeki Bazı Orman Tali Ürünlerinin Teşhis ve Tanıtım Kılavuzu.
OGM Yayın No:659, Seri No:18, Ankara. (Yayın, o yıllardaki OGM’nin yayın politikası
gereği yazarı belirtilmeden yayınlanmıştır. Ancak bu yayının A. Sermin Özer tarafından
hazırlandığına ilişkin bir resmi yazı alınmış olup bu yazı gerektiğinde eklenecektir).
ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H.:1991 Doğu Anadolu Bölgesinde, Van ili ve çevresindeki
illerde gerçekleştirilen bu çalışmada yaklaşık 300 civarında bitki türünün biyolojik ve
ekolojik özellikleri ve halk arasında ki adları ile kullanım alanlarına ait bilgiler verilmiştir.
SEZİK, E, M. Zor and E. Yeşilada, 1992. Traditional medicine in Turkey II. Folk medicine
in Kastamonu. International Journal of Pharmacognosy. 30(3): 233-239. SEZİK, E., E. YEŞİLADA, G. HONDA, Y. TAKAİSHİ, Y. TAKEDA AND T. TANAKA, 2001.
Traditional medi. in Turkey. Folk medicine in central Anatolia. Jour. of Ethnopharmacology. 75:95-
115
ŞİMŞEK, I., AYTEKİN, F.,YEŞİLADA VE E.,YILDIRIMLI, Ş.:2002 Anadolu’da Halkın
bitkileri Kullanış Amaçları Üzerinde Etnobotanik Bir Çalışma. XIV. BİHAT. Eskişehir. Bu
- 17 -
Çalışılan Şeflikler
bildiride bazı bitkileri halkın kullanılış şekilleri ve amaçlarından bahsedilmiştir. .: Ankara,
Gölbaşı’nda yabani bitkilerin kullanılış amaçları ve şekilleri üzerine bir araştırma. OT
Sistematik Botanik dergisi. Gölbaşında yapılan bu çalışmada sorgulama yöntemi ile yöre
halkı tarafından faydalanılan bitkiler bunların familyaları, kullanım alanları ve şekilleri
anlatılmıştır. TABATA,M.,HONDA,G.,SEZİK,E.,YEŞİLADA,E.;1993 A report on Traditional Medicine And
Medicinal Plants in Turkey. Türkiye’de geleneksel tedavi ve tıbbi bitkiler.
T.C. MEB: 2012; El Sanatları Teknolojisi Geleneksel Türk Süsleme Sanatları.
Tedavide Kul.lanılan Bitkiler- FFD Monografları2007 tedavide kullanılan bitkiler, bu
bitkilerin özellikleri, kimyasal bileşimleri ile isan sağlığı üzerindeki tedavi edici ve varsa
zararlı etkileri ile kullanımdaki dozları hakkında bilgiler vardır. PEARSALL,D.:1989 Paleoethnobotany A Handbook of. Procedures. Paleo-etnobotanik ile ilgili
bilgiler yer almaktadır.
TREBEN,M.:2000.Tanrının Eczanesinden Sağlık Şifalı Bitkiler İle İlgili Deneyimler ve Öneriler
(Orj Dil. Alm. Gesundheit aus der Apotheke Gottes) . Geleneksel tedavide uygulama yolları ve
değerlendirilmesi.
VURAL. M., KARAVELİOĞULLARI. F.A. 1998. Çiçekdağı -Kırşehir ve çevresinin
etnobotanik özellikleri. Bu çalışmada sorgulama yöntemi ile yöre halkı tarafından
faydalanılan bitkiler bunların familyaları, kullanım alanları ve şekilleri anlatılmıştır. YAPRAKLI BELEDİYESİ YAYINLARI VE NİYAZİ KANSU
YILDIRIMLI, Ş. :2004 Etnobotanik ve Türk Etnobotaniği. Yerel bitki adlarının derlenmesi
etnobotanik çalışmaların önemli bir parçasıdır. Çünkü bitkilerin hangi topluluklarca ve ne
biçimde kullanıldıklarının ipucunu vermektedir. Bitkiler için yöresel adlandırmanın ne kadar
önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
ZEYBEK, N., ZEYBEK, U., (1994); Bu çalışmada, kapalı tohumlu bitkilerin
(Angiospermae) familyalar itibariyle, botanik ve ekolojik özellikleri, faydalanma yöntemleri
ve kimyasal yapıları ve özelliklerine ilişkin bilgiler verilmiştir.
3 MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Materyal
Araştırmanın ana materyali Tablo 1 de belirtilen Orman İşletme Şeflikleri ve bu Şefliklerde
yer alan 25 köy, her köyde görüşülen köylüler ve bir etnobotanik çalışma için gerekli olan ve
çalışmanın yapılacağı alanlarda kullanılacak amaca uygun hazırlanmış anket formları ve
derlenen bilgilerdir. Anket formu proje yürütücüsü A. S. Özer tarafından hazırlanmış ve bir
örneği Ek1 de sunulmuştur.
3.1.1 Çankırı’nın konumu ve koordinatları
Yapraklı + Sarıkaya
Merkez, Yapraklı,
Sarıkaya, Şabanözü,
- 18 -
Harita 3: Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü
Map 3: Çankırı forest management office
Tablo1 : Çalışılan Orman İşletme Şefliklerine ilişkin bilgiler
Table 1: The data related to forest management chief
Kod No Şeflik
Adı
Kuruluş
Tarihi
Bulunduğu
İl
Bulunduğu
İlçe Merkezi
Orman
Alanı (ha)
Açıklık
Alan (ha)
040401 ÇANKIRI 01.06.1948 ÇANKIRI ÇANKIRI Çankırı 17387 235141
040402 SARIKAYA 16.03.1964 ÇANKIRI YAPRAKLI Sarıkaya-Çank
(YK) 20640,5 36699,5
040403 ŞABANÖZÜ 06.07.1968 ÇANKIRI ŞABANÖZÜ Şabanözü 13751,5 105240,5
040404 YAPRAKLI 03.01.1948 ÇANKIRI YAPRAKLI Yapraklı 10816 18479,5
3.2 YÖNTEM
Geleneksel faydalanma ile ilgili olarak yapılan bu çalışma; Çankırı Orman İşletme
Müdürlüğü’ne bağlı olan Merkez, Yapraklı, Sarıkaya ve Şabanözü Orman İşletme
şefliklerinde yapılmıştır.
Çalışmada her Bölge Şefliğini temsilen Merkez şefliğinde 4, Yapraklı’da 10, Sarıkaya’da 5 ve
Şabanözü’n de 6 köyde olmak üzere toplam 25 köy de anket çalışmaları (Baş,2006, Ercan
1997) yapılmıştır. Her köyden en az 3 er köylü ile görüşülmeye çalışılmıştır. Göçler sebebiyle
çalışmanın kriterlerine uygun yaşta toplam 58 köylü ile görüşülebilmiştir. Görüşmeler
sırasında bir örneği Ek:1 de bulunan anket formları doldurulmuştur. Geçmiş kuşaklara ait
bilgilere sahip kişileri bulmak ve gerektiğinde onlarla birlikte araziye çıkmak çalışmanın
temelini oluşturmuştur. Anket formların doldurulması aşamasında yararlanılacak kaynak
kişilerin tespiti, istenilen kriterlere göre seçimi, onlara ulaşmak ve katılım sağlamaya ikna
edilmeleri zaman alıcı ve sabır isteyen bir iştir. İstenilen bilgi karşılıklı konuşma-sohbet
yöntemleri kullanılarak elde edilmeye çalışılmış ve görüşülen kişilerin konuyu anlaması için
gerekli açıklamalar yapılmıştır. Çalışmanın ana kaynağı, orman köylüleri olup 40- 103 yaş
aralığındaki, ön görüşmede geleneksel bilgi birikimi olduğu anlaşılan köylülerdir. Bu köylüler
ile görüşülüp geleneksel faydalanmaya ilişkin bilgiler toplanmış, bitkilere ilişkin gözlemleri
not edilmiş ve bu bilgiler anket çalışmalarına katılan diğer deneklerle ya da yaşça uygun olan
köylülere sohbet esnasında sorularak doğrulanmaya çalışılmıştır. Bitkiler ile ilgili gözlemler
not edilmiş ve bu bilgiler anket çalışmalarına katılan diğer deneklerle ya da yaşça uygun olan
köylülere sohbet esnasında sorularak doğrulanmaya çalışılmıştır.
Tablo 2: Çalışılan köyler ve Orman İşletme Şeflikleri
Table2: Working with village and forest management units
ÇALIŞILAN ŞEFLİKLER
KÖ
YL
E
R
MERKEZ YAPRAKLI SARIKAYA ŞABANÖZÜ
Saray Kavak Ayseki Elden
Maruf Dereçatı(Handırı) Kıvçak Kamış
Ildızım Yüklü Kullar Çaparkayı
- 19 -
Hatalı ve eksik bilgi toplanmaması için görüşmelerde çapraz sorgulama yapılmış, medya ve
çeşitli yayınlardan elde edilebilecek bilgiler sorgulama ile tespit edilerek dikkate
alınmamıştır. Böylece yöreye ait gerçek geleneksel bilgilerin derlenmesi sağlanmıştır.
Ankette faydalanılan formun ilk bölümünde köylere ait demografik ve sosyal bilgiler yanında
orman köylüsü ve Orman İdaresi arasındaki diyalogla ilgili bilgiler de toplanmıştır.
Faydalanılan bitki türlerinin yöresel adları da kayıt altına alınmıştır. Bitkilerin teşhisi proje
danışmanı tarafından yapılmıştır. İlde bulunan Müzeye gidilerek burada da geleneksel
kullanımla ilgili incelemelerde bulunulmuş ve bulunan materyal fotoğraflar ile belgelenmiştir.
Resim 6: Köylerde yapılan görüşmeler Photograph 6: Interviews in villages
Çalışmalar sırasında “Yapraklı Halk Eğitim Müdürlüğü” ne de gidilerek, çalışmada yararlı
olabilecek gerekli bilgiler derlenmiştir. Çankırı için tarihi ve ekonomik önemi olan “Tuz
Mağarası” na gidilerek bilgi alınmıştır.
4. BULGULAR
4.1 Araştırma Bulguları
4.1.1 Anket Sonuçları
4.1.1.1 Görüşülen kişilerin yaşları
Görüşülen 58 kişinin yaş ortalaması 67.4 dür.
10 kişi 80-103, 40 kişi 50-70 ve geriye kalan 8 kişi ise 40-50 yaş arasındadır.
4.1.1.2 Görüşülen köylülerin işleri ve gelir kaynakları *24 kişi emekli ve emekli maaşları var (% 42,1)
*4 kişi emekli ve muhtar maaşı var(%7,0)
*10 kişi (ileri yaşta olanlara çocukları bakıyor) ve ev hanımları (aile bütçesi) (%8,8)
Karatepe (Şıhlar) Ayazı Sarıkaya Mart
Ahlat Davutlar Orta- kalafat
Yukarıöz Çukuröz
Kavakköy
Dağovacık
Gürmeç
Mumcular
(Dağovacık Mh.)
4 10 5 6
- 20 -
* 4 kişi işsiz olup önemli bir gelir kaynağı yoktur. (%7,0)
* 1 kişi emekli ve serbest meslek sahibi ( %1,8)
* 2 kişi esnaf (% 3,5)
* 5 kişi muhtar ve çiftçilik de yapıyor ( %3,5) ve diğer
4.1.1.3 Köylülerin gelir aralığı
Görüşülen gelir kaynağı olan kişilerden;
7 kişinin geliri 200-500 Tl. aralığında (%12.3)
16 kişinin geliri 500-800 Tl aralığında ( %28.1)
14 kişinin geliri 800-1000 TL. aralığında ( 24.6)
12 kişinin gelir aralığı 1000 TL ni n üzerinde (%21.1)
Diğerleri ise herhangi bir gelire sahip değildir.
4.1.1.4 Görüşülen köylerde göç eden hane sayısı
Çalışmanın yapıldığı alanlardan toplam olarak 32.457 hane ağırlıklı olarak Ankara ve
İstanbul ve Çankırı merkeze göç etmiştir. Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerine göç
edenlerde bulunmaktadır. 13 hane (% 0.04) ise geri göç ederek köylerine dönmüştür.
4.1.1.5 Göçlerin sebebi ve köylerdeki sorunlar
Göçler sebebiyle köyler boşalma noktasına gelmiş ve yaşlı nüfus kalmıştır. Göç sebebi olarak
işsizlik, maddi sıkıntılar ve çocuklarının daha iyi eğitim alması olarak tespit edilmiştir.
Köylerin en önemli sorunlarının ise göçler, işsizlik, ulaşım ve sulama suyu yetersizliğidir. Bu
sebeple yöreye alternatif gelir kaynağı olabilecek olan bitkisel ürünlerin ekilip
değerlendirilmesi için çalışma yapılabilmesi güç hatta imkansız görünmektedir.
4.1.1.6 Orman İdaresi ile ilgili durum
Orman köyü olan bu köylerde köylünün orman idaresi ile ilgili hemen hemen hiç sorun
yaşamadığı, kayıtlara geçmiş, maddi imkânsızlık nedeniyle işlenmiş basit bir kaç vaka dışında
orman suçu işlenmediği öğrenilmiştir. Bu suçlar da ağır kış koşullarının yaşandığı köylerde
şahısların evlerinin damlarını kapatmak için odun temini ile sınırlı kalmıştır.
4.1.1. 7 Köylülerin ormanların faydası hakkındaki görüşleri Köylü %92 oranında ormanların erozyonu önlediğini ve su kaynağı olduğunu bunun yanında
ormanların korunmasında köy tüzel kişiliği ve halkın eğitiminin önemli rol oynadığını
belirtmiştir. ODOÜ hakkında yapılan açıklamalar doğrultusunda fikir sahibi olduğu bu
konuda yapılacak faaliyetlerin alternatif gelir kaynağı olabileceğini düşündüğü ancak genç
nüfus olmaması sebebiyle organize bir çalışma yapamayacaklarını belirtmişlerdir.
4.1.1.8 Köylerdeki nüfus durumu
Köylerin çoğunda görüşülerek bilgi alınabilecek yeterli sayıda köylü güçlükle bulunmuştur.
Bulunan köylülerin çoğunluğu ileri yaş ve orta yaşta kişiler olduğu için konuşup bilgi verme
konusunda isteksiz davranmışlardır: Onları ikna etmek zaman kaybına sebep olmuştur.
4.1.1.9 En fazla türü barındıran familyalara ait bilgiler
Çalışma yapılan alanlarda 32 familyaya ait 61 bitki türü halk ilacı ve gıda olarak
kullanılmaktadır. Geleneksel olarak faydalanılan bitki türlerinin familyalara göre dağılımı
çeşitlilik göstermekte olup bu dağılım Tablo 3 de verilmiştir ( Birand 1952)
En fazla türü barındıran familya 10 tür ile Fabaceae (Leguminoceae- baklagiller)dir. Bunu
8 tür ile Rosaceae (Gülgiller),
5 tür ile Lamiaceae (Labiateae- ballıbabagiller)
4 er tür ile Asteraceae (Papatyagiller)
3 tür ile pinaceae (çamgiller) ile
2 şer türle Polygonaceae (kuzukulağıgiller), ve Geramineae (Buğdaygiller), Fagaceae
(kayıngiller), Alliaceae (soğangiller), familyaları takip etmekte olup diğer 23 familya ise 1
er tür ile bu çalışmada yer almıştır.
- 21 -
4.1.1.10 Familyalarda yer alan türlerin genel olarak kullanım alanları
(Brown 1995, Chiej1984, Baytop 1983, ceylan 1995, Kaya 2010, Çakılcıoğlu 2009,Özer
1987 ve 1990, Treben 2000, 2007 FFD Monografları)
*10 ile en fazla tür sayısı ile çalışmada yer alan Fabaceae (Baklagiller) familyasına ait
türlerin kullanım alanları gıda olarak, arıcılıkta, sindirim sistemi hastalıkları ve kabızlığa
karşı, hayvanlarda göz iltihabı, romatizma ve diz ağrıları, köklerle istenmeyen gebelikleri
sonlandırmada ve iltihaplı yaralarla sivilcelerin tedavisidir.
*8 türü barındıran Roseceae (Gülgiller) familyasına ait türler ise gıda kaynağı, ishal ve
öksürük kesici, astım-bronşit ve solunum yolu hastalıkları, kaşıntıya karşı kullanıldığı gibi
zararlı-zehirli böcek sokmasına karşı antidot (panzehir) olarak ve arıcılıkta kullanılmaktadır.
*Bu iki familyayı izleyen Asteraceae (Papatyagiller) familyasında bulunan 4 tür kısırlık
tedavisinde, üst solunum yolları hastalıkları, istenmeyen gebelikleri sonlandırıcı, yatıştırıcı-
ferahlatıcı (yaprakları çiğnenerek), lapa halinde ayak ve bacaklardaki şişkinliklere ve idrar
yolları enfeksiyonlarına karşı kullanılıyor.
*Çalışmada Lamiaceae (Ballıbabagiller) familyasının 3 türü ise geleneksel faydalanma
kapsamında; karın ağrılarını kesici, sindirim sistemi hastalıklarının tedavisinde, iştah açıcı,
şekeri düşürücü ve önemli kullanma alanlarından biri olarak barsak kurtlarını düşürücü olarak
değerlendirilmektedir. Bunlar arasında gıda kaynağı ve arıcılık için de önemli türler de vardır.
*Polygonaceae (Karabuğdaygiller) familyasının alanda doğal olarak yetişen 3 türü emzikli
bebekleri olan hanımlarda süt arttırıcı, kaşıntı giderici, lapa olarak romatizmaya karşı, şekeri
düşürücü, anti kanserojen, kabızlığı giderici olarak kullanılmaktadır.
*Pinaceae (Çamgiller) familyasının 3 türü ise; Gövdelerden elde edilen sakızı kaynatılıp beze
sürülerek yakı vb. şeklinde kol, diz, bacak ve uygulaması kolay olan eklem ağrılarına karşı
kullanılmaktadır. Suyu yanık tedavisinde, soğuk algınlığına karşı, balgam söktürücü ve nefes
açıcı olarak astıma karşı, solunum yolları hastalıklarını tedavi edici, kesik ve yaraları kapatıcı,
siğilleri düşürücü, bedeni güçlendirici, yünlüleri kemiren bir zararlı olan güve engelleyici,
kısırlık tedavisinde, hayvanlarda kene düşürücü, ishal kesici etkileri sebebiyle yöre halkı
tarafından kullanılmaktadır.
Geramineae (Buğdaygiller) familyasının bölgede yetişen 2 türü; köpek ısırıklarına karşı,
türlerden birinin lapası kaba kulak hastalığının tedavisinde, toprak üstü kısımlarının
kaynatılarak elde edilen suyu romatizma için dahilen ve kılcal damarları açmakta haricen
kullanılmaktadır.
4.1.1.11 Kullanıldığı tespit edilen türlerin familyaları ve familyadaki tür sayısı
Tablo 3 de yapılan arazi ve anket çalışmalarında geleneksel faydalanmaya konu olan bitki
türleri, bu türlerin ait oldukları familyaların Latince ve Türkçe adları ile köylüler tarafından
faydalanma yolları tespit edilen türlerin sayısı verilmiştir .
Tablo 3: Kullanıldığı tespit edilen türlerin familyaları ve familyadaki tür sayısı
Table 3: Families and the number of species in the family of the species identified as being used
FAMİLYASI Tür sayısı
Familyanın Latince adı Familyanın Türkçe adı Kullanılan tür
sy
1 Alliaceae Soğangiller 2
2 Anacardiaceae Sakızağacıgiller 1
3 Asteraceae (Compositeae) Papatyagiller 4
4 Clusiaceae (Guttiferae) Binbirdelikotugiller 1
5 Cornaceae Kızılcıkgiller 1
6 Cucurbitaceae Kabakgiller 1
7 Cupressaceae Selvigiller 1
8 Elaeagnaceae İğdegiller 1
- 22 -
4.1.2 Çalışma Alanında Geleneksel Olarak Faydalanılan Bitkilerin Kullanım Alanları
Ahlat burcu (Yabani armutta oluşan ökse otu türü): Hayvan gıdası olarak kullanılır.
Akasya ağacı çiçekleri: Arıcılık için önemli, akasya çiçeği ile korunga otunun çiçeki hali
petek üstlerine kapatılıyor.
Alıç çiçeği: Vitamin kaynağıdır.(C vitamini) kaynağı ve kalp kuvvetlendirici ve şeker
düzenleyici olarak kullanılıyor.
Alıç: 1 kg alıç+1 kg su+2 kg sirke ile hazırlanan turşusu gıda olarak
Alıç: Taze olarak ya da çay gibi (yaprakları ve meyvesi) demlenerek soğuk algınlığına karşı
ve kalbi kuvvetlendirmek için ve astım ile nefes darlığına karşı, çekirdekleri barsakları
çalıştırır.
9 Equisetaceae Atkuyruğugiller 1
10 Fabaceae (Leguminosae) Baklagiller 10
11 Fagaceae Kayıngiller 2
12 Geramineae Buğdaygiller 2
13 Juglandaceae Cevizgiller 1
14 Loranthaceae Ökseotugiller 1
15 Malvacae Ebegümecigiller 1
16 Oleaceae Zeytingiller 1
17 Papaveraceae Gelincikgiller 1
18 Pinaceae Çamgiller 3
19 Plantaginaceae Sinirotu giller 1
20 Polygonaceae Karabuğdaygiller 2
21 Rosaceae Gülgiller 8
22 Rubiaceae Kökboyasıgiller 1
23 Santalaceae Sandal ağacıgiller 1
24 Scrophulariaceae Sıracaotugiller 1
25 Solanaceae Patlıcangiller 1
26 Ulmaceae Karaağaçgiller 1
27 Urticaceae Isırgangiller 1
28 Polyporaceae Delikli mantarlar 1
29 Lamiaceae-(Labiatae) Ballıbabagiller 5
30 Poaceae Buğdaygiller 1
31 Berberidaceae Berberisgiller 1
32 Paeoniaceae Şakayıkgiller 1
32 TOPLAM TÜR SAYISI 61
- 23 -
Ardıç kozalağı ve iğne yaprakları: Kaynatılıp ılıtılan su ile banyo yapıldığında vücut
dezenfeksiyonunda-temizlenmesinde yararlanılır.
Arpa kepeği: Lapa haline getirilip köpek ısırıklarından kaynağı,
Arpa unu: Pişirlip lapası kulağa sarılarak kabakulağın tedavisinde kullanılır,
Ayrık otu: Toprak üstü kısmı kaynatılarak dahilen ve banyo şeklinde romatizmaya karşı ve
içilerek kılcal damarları açmak için kullanılır.
Ayva yaprağı: Öksürüğe karşı kaynatılıp içilir,
Ayva yaprağı+ papatya+ Ihlamur: Bu karışım kaynatılıp suyu içilerek öksürüğe ve nezleye
karşı kullanılıyor
Balmumu: Kadınlarda iltihap söktürmek için közde eritilip buharına oturulur.
Boya çili (kökleri kırmızı renkte): Dokuma iplerine ve dokumalara kırmızı ve turuncu renk
vermede
Boya kekiği (Toprak üstü marul gibi kökü kırmızı): Yün ve dokumalara kırmızı renk verir.
Böğürtlen: Şerbeti gıda ve vitamin kaynağı olarak,
Böğürtlen: Taze yada reçel, şurup ve marmelat şeklinde gıda olarak.
Ceviz kabuğu: Dokuma iplerinin boyanmasında iplere siyah renk vermede
Ceviz kabuğu: Taze cevizin kabuğu ezilip baş ağrısına karşı kına gibi saçlara sürülür. Bu
yolla aynı zamanda saçlarda boyanıyor.
Cevizin yaş kabuğu: Dokuma ve iplerin siyah renge boyanmasında,
Ceviz kabuğu: Yeşil kabukları1-2 kg kadar hazırlanarak bir torba içine konulur. 10 gün kadar
bekletilir. Bu süre sonunda bir bulamaç haline gelir. Bu bulamaç 3-6 aylık büyük ve küçükbaş
hayvanların derilerinde meydana gelen mantar hastalığı olan yerlere sürülerek bu hastalığın
tedavisinde kullanılmaktadır.
Ceviz yaprakları: Fiğ bitlenmesin diye çuval ya da balyalara birkaç yaprak bütün olarak
bırakılıyor, dokuma iplerinin koyu yeşile boyanmasında,
Çakır dikeni (sarı çiçekli) ( Sarcopoterium spinosum , Poterium spinosum ): Bal kalitesini
arttırıyor.
Çam kozası-kozalağı (Açmamış): 2-3 kozalak suda kaynatılarak, balla karıştırılıp astıma
karşı yaygın olarak kullanılıyor.
Çam reçinesi: Siğillere sürülerek, düşürülmesi sağlanıyor ve kolafan kısmı kesiklere
sürülerek kapanması sağlanıyor.
Çam sakızı (Yağrı, yağırı): Yaraların tedavisinde yara yüzeyinin kuruyarak çatlamasını
önlemek ve yaranın yumuşak kalmasını sağlamak için kullanılır. İltihaplı yarayı patlatır.
Demlenip içilerek ishali kesmekte faydalanılır.
Çam tozu( poleni): Bronşite karşı kaynatılıp sağlanır, içilir.
Çam odunundan elde edilen katran: Leblebi tozu ile karıştırılıp leblebi büyüklüğünde
yuvarlanarak yutulmak suretiyle kısırlığa karşı kullanılır. Katran ılık hale getirilip tereyağı ile
karıştırılıp büyük ve küçükbaş hayvanların yaralarının tedavisi ve keneleri düşürmek için
kullanılıyor.
Kekre:(Çok acıdır), taze kökleri rahime konulduğunda istenmeyen gebeliklerin
sonlandırılması sağlanır. Çok tehlikeli olup ölümle sonuçlanan vakalar görülmüştür
(zehirlenme ve/ veya rahim duvarı yırtılmaları sebebiyle).
Çıra odunu: Çeyiz sandıkları ve dolapların içine konularak güve girmesini önlemek için,
Çiçekli yoncalar: arıcılık için faydalı
Dağ eriği: Gıda olarak ve şekeri düşürmek için kaynatılarak elde edilen suyu
Ebegümeci (ebegömeci): Sebze yemeği ve hamur işlerine katılıp gıda olarak.
Ebegümeci: Çay gibi demlenerek içirilirse çocuklarda işemeyi keser.
Ebegümeci: Kadınlarda iltihap tedavisi için haşlanarak hazırlanan lapasına oturuluyor ve/
veya bu lapa kullanıcının dayanacağı sıcaklıkta yatarken vajinaya konularak idrar yolu ve
yumurtalık iltihabına karşı kullanılır, kaynatılıp suyu içilerek ve buharına oturularak mayasıla
- 24 -
karşı kullanılır. Kurutulmuş ebegümeci rahime yerleştirilerek istenmeyen gebelikler
engellenir.
Ebegümeci: Sütte kaynatılarak elde edilen lapası bacaklara sarılıyor, ödem şişlik ve
tutulmalara karşı, aynı amaçla haşlanan ebegümeci balla karıştırılıp bir beze sürülüp iltihaplı
yere iltihabı dağıtmak için sarılır.
Ebegümeci+ ayva yaprağı: kaynatılıp kille karıştırılarak sürülmek suretiyle basura karşı
kullanılıyor.
Efelek: Gıda olarak
Emziren kadın sütü: Kulak ağrısı için kulağa damlatılır. Bazı köylerde Ovacık Mumcular
mahallesi gibi kız çocuğu olan kadın sütü kullanılıyor.
Geven: Çiçekleri arıcılıkta, tütsüsü hayvancılıkta, hayvanlara gıda olarak,
Geven yağı: Ayak ve topuklardaki çatlak ve yaralara karşı ve Büyük ve küçük baş
hayvanlarda göz iltihabı ile çapaklanmaya, insanlarda nefes darlığına karşı
Gelincik (genellikle taç yaprağı turuncu olan):Yeni bebek doğduğunda çiçekleri balla
karıştırılıp vücuduna sürülüyor, yatıştırıcı ve güzel tene sahip olması için.
Göknar kozalağı: Kaynatılıp soğutulduktan ya da ılıtılarak yanıklara sürülür.
Isırgan: Gıda kaynağı (yemeği, salatası, hamur işleri), toprak üstü kısmı kaynatılarak içilerek
şekeri düşürmek ve iltihap söktürücü olarak kullanılır.
Isırgan; Taze halde ve doğrudan romatizmalı bölgeye hafif hafif vurulup bu bölgenin
dalanması sağlanır ve lapası hazırlanarak romatizmalı bölgeye sarılır.
İğde: İğdenin dalları kapı üstlerine asılarak nazarı engellemek için,
Kamış (Şabanözü- kamış köyü): Uzun göl civarından elde edilen kamışlar tavan duvar vb
süslemelerinde
Kamış: Çeşitli amaçlarla kullanmak üzere hasır örülmekte,
Kantaron: Toprak üstü kısmı zeytin yağında karanlıkta 1 ay kadar bekletilerek elde edilen
yağ yaraların ve yanıkların iyileştirilmesinde
Kara sakız (zift): Mermerşahi olarak bilinen bir kumaşa sürülerek diz ve ağrıyan yere sarılır
Karaağaç kökü (Çankırı’ da bazı yerlerde “mısmıl” olarak adladırılıyor): Kök kabuğu
soyulup iyice dövülür, sütte kaynatılıp hazırlanan lapası bacak ve dizlere sürülüp bağlanarak
diz ağrısı ve romatizmaya karşı
Karaağaç kökü: Toprak altındaki köklerinin kabuğu kaynatılır, Kaynatılan bu kısım
kurutularak kırık ve şişliklerde kullanılır. Bu hem insanlar için hem de hayvanlar için
kullanılmaktadır.
Karaağaç kökü: Karaağaç soymuğu ezilip hamurla karıştırılıp hayvanlarda kırıklara sarılır,
aynı uygulama insanlardaki kırıklara da yapılıyor.
Kara yavşan: Kaynatılıp buharına oturularak kısırlığa karşı,
Karga nanesi (Beyaz çiçekli):Öksürük, bronşit ve gribe karşı kaynatılarak içilir.
Kaya tuzu+su: Bu karışım kıvamlı bulamaç halinde şap hastalığını tedavi için hayvanların
bedenine, ağzına sürülüp, ayakları batırılırsa 3 gün içinde hastalık etkisini kaybeder.
Kekik+alıç: çayı bronşite karşı
Kırmızı gömlek: Kızamık olan çocuk ılık suyla banyo edilip, kırmızı gömlek giydirilip
yatırılır.
Kızılcık: Şerbeti, çayı, ekşisi ve marmeladı gıda olarak
Kiremit (Eskiden çatılarda olan üçgen şeklindeki): Kadınlarda iltihap söktürmek için
ısıtılıp buharına oturulur.
Korunga: Çiçekleri
Kök Sakızı ( Cort sakızı): Ferahlatıcı olarak çiğneniyor
Kuşburnu: Arıcılıkta önemli türlerden birisidir. Meyveler kaynatılarak lapa halinde aç karına
yenirse uyku verir. Kansere karşı, basuru tedavisi ve kadınlarda kaşıntıya gidermek için.
Kuşburnu: Marmeladı, reçeli, şurubu, marmelatı, çayı, ekşisi ve şerbeti
- 25 -
Madımak: Çorbası ve ıspanak yemeği gibi pişirilerek gıda olarak kullanıldığı gibi hamura
karıştırılarak ekmek ve hamur işleri yapımında,
Madımak: Kavurması kabızlığa iyi gelir.
Mantar (kuzu böbeği, kanlıca(Çankırı’da bazı yerlerde “ebişge” olarak biliniyor), içi kızıl,
kırtıl, kokulu, ciğer mantarı, koç mantarı, ak koç, kara koç, aklı kara, biberli, kanlıca,
kemre): Taze olarak veya salamurası yapılıp yemeği pişirilip gıda olarak, kışlık olarak
konservesi yapılıyor.
Mayasıl otu Egzama otu: Lapası ve suyunun buharına oturularak kısırlığa karşı kullanılıyor.
Benzeri şekillerde hemoroit tedavisinde de kullanılmaktadır.
Mazı meşesi: Yaprakları ve mazıları ishali kesmekte
Mazı meşesi: Toplanıp kurutulup toz haline getirilen mazılar ipleri ve çeşitli dokumalara sarı
ve tonlarında renk vererek boyanmasında,
Meşe odunu: Kazma kürek ve alet sapları, kirmen, kepçe vb.
Meşe yaprağı: Yaprakları kaynatılıp içilerek sıtma ve nefes darlığı tedavisinde
Nohut(taze)+Dut yaprağı: Çiğ nohut ezilip taze dut aprağı ile yüzde bulunan iltihaplı yara
ve sivilcelere konulursa iltihap patlayıp akar.
Oğul otu: Arıcılıkta bal kalitesini arttırıyor. Kaynatılıp elde edilen suyu dahilen karın
ağrılarını dindirmekte kullanılır.
Palamut meşesi: Meyveleri olan palamutları davarlara ve bütün büyükbaş hayvanların
etlendirilmesi için gıda olarak
Palamut meşesi: Palamutlar keçilerde ishali kesmek ve bedensel güçlendirmek için yedirilir.
Papatya: Sütte kaynatılarak lapası hazırlanıyor ve bacaklara sürülüyor, ödem ve şişliklere
karşı. İçilerek idrar yolları enfeksiyonuna karşı kullanılmaktadır. Çayı iltihaba karşı ve
yatıştırıcıdır.
Patates: Halka halka kesilip sulanan, ağrıyan ve şişmiş göz kapaklarının üstüne konulur.
Pekmez toprağı: Pekmeze yapımında pekmeze kıvam ve lezzet vermekte,
Propolis: Aç karına yenilerek mide ağrısına karşı
Purç (Burç, ökse otu) meyvesi: Çam ve kuşburnu üzerinde yetişen purç kaynatılarak asım ve
nefes darlığına karşı,
Saman: Saman haşlanarak buğusuna oturularak kısırlığa karşı,
Sarımsak: 50 limon suyuna 25 diş sarımsak bütün olarak atılır tahta kaşıkla sık sık
karıştırılır. 1 ay sonra aç karına sabahları yarım çay bardağı damar tıkanıklıklarını açmak için
içiyorlar.
Sığırkuyruğu (çiçekleri): Sarı çiçekleri yılan sokması halinde ezilerek yara üzerine basılır.
Sığırkuyruğu (yaprakları): Hayvanların tedavisinde kullanılıyor. Yaprakları kaynatılarak at,
eşek ve katırlardaki yaraların üzerine dökülür. Yaprağın lapası şap hastalığına karşı kullanılır.
Sığırkuyruğu (yaprakları-tek sapta çiçekleri olan): Yapraklar kaynatılıp lapası yapılıyor
bu lapa hayvanların ayaklarındaki yaralara sarılırsa bu yaralardaki kurtları döker.
Sığır kuyruğu çiçeği: Koyunlara ağrı kesici olarak kaynatılıp suyu içirilir.
Sığır kuyruğu sütü: Siğilleri yok etmek için siğillere sığır kuyruğu sütü sürülür.
Soğan kabuğu: Kaynatılarak buharına oturularak kısırlığın tedavisinde ve dokuma iplerinin
kırmızıya boyanmasında, Yün ve dokuma iplerinin boyanmasında kullanılır. Soğan
kabuğunun 2-3 ton koyusu elde edilir.
Söğüt dalları: Söğüt dallarından sepet ve hasır örülüyor.
Söğüt soymuğu: Hayvanların güçlenmeleri için gıda olarak gıda olarak
Süs bitkileri: Toplanıp kurutularak yapma çiçek aranjmanlarında kullanılıyor.
Şakayık (ayı gülü): Kanamalarda ezilmiş kökleri yara üstüne basılarak kanama durduruluyor.
Çay gibi demlenerek elde edilen suyu dahilen ishal kesici olarak kullanılıyor.
Şeftali: Yaprakları ezilip lapa haline getirilerek akrep ve diğer bazı zehirli canlıların
sokmasına karşı pan zehir olarak kullanılır.
- 26 -
Tavşan yağı: Kulak ağrısı için eritilerek kulağa damlatılır.
Tuz kurşunu: Tuz bir tavada okunarak çevrilir, nazar değdiğine inanılan kişinin başının
üzerinde çevrilir, yalatılır ve bu işlemden artan kısım ateşe atılarak yakılır.
Ulak otu ( Atkuyruğu, zemberek otu, kırk kilit otu, Boğumluca): İplik gibi yaprakları olan
bu otun toprak üstü kısmı kaynatılarak elde edilen suyu böbrek taşlarını düşürmekte idrar
zorluğunu gidermekte kullanıldığı gibi safra kesesi taşlarına karşıda yöre halkı
kullanmaktadır. Genellikle 1 lt suda 3 çorba kaşığı doğranmış sapları 10 dk kadar kaynatılarak
elde ettikleri su yemeklerden önce içiliyor. Kaynatıp suyu içilerek ağrılara karşı,
Üçgül: Arıcılıkta
Yabani armut (ahlat): Küçüğüne çörtük deniliyor ve gıda olarak kullanılıyor.
Yabani armut (ahlat, kavut):Meyveleri toplanıp kurutulur. Kurutulan meyveler dövülüp
kavrulduktan sonra doğrudan yenilerek ya da çay gibi demlenerek ishali kesmek için
kullanılır. Ahlat ekşisi yapılarak gıda olarak kullanılır.
Yabani zeytin: Taneleri ezilerek kırıklara ve bacakların ağrıyan kısmına sarılmak suretiyle
kırıkların iyileştirilmesinde ve bacak ağrılarını gidermekte,
Yandak Kökü (Kayışkıranotu) : Kaynatılarak elde edilen suyu aç karına içilerek kadınlarda
iltihap ve kısırlık tedavisinde
Zift yakısı: Zift eritilip bandaj şeklinde hazırlanmış tülbent yada mermer şahiye sürülüp
kırıklara sarılarak,
Yer kabağı: Kökü dövülüp un ve balla karıştırılarak yenilerek kısırlığa karşı kullanılıyor.
Zift+hamur: Kırık ve çıkıklarda,
Söğüt ve fındık dalları: sepet yapımı ve hasır dokumalarında kullanılır. Bunlar ezilip mal
dışkısı ile arıcılıkta bal verimini arttırmak için kovanların üstü sıvanır.
Fiğ: Kaynatılıp içildiğinde öksürüğü keser.
Kayışkıran otu: Kökleri rahime yerleştirilerek istenmeyen gebelikleri sonlandırmakta.
Ölümle sonuçlanan vakalar olmuş.
Kına: İçilerek istenmeyen gebelikleri sonlandırmakta.
Kabak çekirdeği: Aç karına yenildiğinde barsak kurtları ve solucanlarının düşürülmesinde,
Erik pestili: Kabızlığa karşı.
Ahlat (yabani armut): Olgun meyveleri ishale karşı yenilir. Kurutularak, kabak çekirdeği,
mısır ve buğday kavurgası ile karıştırılıp Kavut diye yenilir.
Kızamuk: Dokuma iplerine solmaz sarı ve kırmızı renk verir.
Palamut: Hayvanları besler ve güç verir.
Par yavşan: Suda kaynatılıp çay gibi içilmek suretiyle mide ve karın ağrısına karşı, şekeri
düşürmek ve iştah açmak için kullanılır.
Yabani akasya balı: Bu bal astımın tedavisi için, içi oyulan ayvanın içine konulur ve 3-5 gün
kadar bekletilip yenilir.
Yoşa toprağı (Kırmızı aşı boyası): Boya için kullanılır. Kırmızıdan bordoya kadar renk
verir. Davar ve koyunların sırtına sürülür. Toprakla kırmızı renkli bir balçık hazırlanır bu
balçık tülbentten süzülerek vücudun kızaran yerlerine sürülür. Suyu aynı maksatla içilir. Bu
toprağa kırmızı rengini veren “demir oksittir”.
4.1.3 Çalışmada tespit edilen bitkilerin yaygın olarak bilinen ve yöre halkının bu
bitkilere verdiği adlar, Latince adı, Familyaları, Familyaların Türkçe adları ile
literatürdeki kullanıldığı alanlar ve özellikleri ile yöre halkının kullanım şekli
Tablo 4 de geleneksel olarak faydalanıldığı tespit edilen bitkilerin yaygın olarak bilinen ve
yöre halkının bu bitkilere verdiği adlar, Latince adı, Familyaları, Familyaların Türkçe adları
ile literatürdeki kullanım alanları ve özellikleri ile yöre halkının kullanım şekli verilmiştir
(Cansaran ve ark. 2007, Elçi ve Erik 2006, Ketenoğlu ve Aydoğdu 1994, Güler 2004, Vural
ve ark 1998, Ortaç 2010, Önen ve ark 1999, Şimşek ve ark. 2001 ve 2002, Ezer ve ark 2004,
- 27 -
Kaya 2010, Baytop 1963-1983,Ceylan 1995, Sezik ve ark 2001-1992, Kurhan 1964 Zeybek
ve ark. 1994, Yıldırımlı 2004, Öztürk ve ark 1991, Tabata ve ark.1991).
Böylece literatürde yer alan kullanım alanları ve şekli ile araştırmanın yapıldığı köylerde
yaşayan halkın kullanım alanı ve şekli arasında varsa benzerliği veya farklılığı açıklıkla
görülebilmektedir.
Bu tablonun 5. Sütununda literatürde yer alan bilgiler ve benzeri amaçlarla yapılan geleneksel
faydalanmaya ilişkin bilgilerin toplandığı etnobotanik araştırmalarından da yararlanılmıştır
Tablo 4 ün 6. Sütunu incelendiğinde bazı bitki türlerinin 5. Sütunda yer alan tedavi edici
özelliklerinin halk tarafından bilinmediği ancak zivircik, kekre gibi bazı bitki türlerinin ise
literatürde tespit edemediğimiz farklı amaçlarla kullanıldığı görülmektedir. Tıbbi özellikler
bakımından halkın doktora söylemeye utandığı kısırlık, istenmeyen gebeliklerin
sonlandırılması, hemoroid gibi problemlerin çözümünü geleneksel bilgilerine dayanarak
bitkilerden ve doğadan aradığı görülmektedir. Yöre halkının hayvanlarının beslenmesi ve
hastalıkları için de çoğunlukla doğadan faydalandığı görülmüştür.
İl için büyük önem taşıyan tuz mağarasından elde edilen tuz da gıda katkısı olmak yanında
halkın yaşamında gerek tedavi edici (dahilen kullanılarak istenmeyen gebelikleri önleme ya
da bebek düşürmede) gerekse bazı inançlar doğrultusunda (tuz kurşunu olarak)
kullanılmaktadır. Bu ve benzeri bilgiler Tablo 4 de etraflıca bulunmaktadır. Tablo 5 de ise 29
ürün hayvansal, inorganik nitelikli olup tek yada karışım halinde tıbbi amaçlarla kullanıldığı
görülmektedir. Örneğin dayanılacak sıcaklığa gelen yağda pişirilmiş yumurtanın kafatası
çatlak ve kırıklarında kullanıldığı gibi çok bilinmeyen bilgi bu tabloda belirtilmiştir. Tablo 5
de ise organik ve inorganik ürünler ile karışımların kullanım şekilleri verilmiştir.
Tabloların sonunda ise araştırma sonuçlarına dayanan değerlendirme grafikleri yer almakta ve
araştırma sonuçlarını farklı boyutta yansıtmaktadır.
28
Tablo 4: Çalışmada tespit edilen bitkilerin adları, Latince adı, Familyaları, literatürdeki kullanıldığı alanlar ve özellikleri ile yöre halkının kullanım şekilleri
Table 4:
BİTKİNİN ADI
1
LATİNCE ADI
2
SYN
3
FAMİLYASI
4
TANITICI BİLGİ, özellikleri ve literatürde yer
alan bazı kullanım alanları
5
Çalışmanın yapıldığı yerlerdeki kullanım
şekli ve uyarılar
6
Ahlat
Yabani armut, Çakal
armudu, kavut- Küçüğüne
çörtük- deniliyor
Pyrus elaeagrifolia L. Rosaceae Gülgiller 3-10 m arasında boylanabilen kuraklığa ve hava
kirliliğine dayanıklı bir ağaççıktır. Nisan ayında
çiçeklenir. Yaprakları dar, gri-yeşil yoğun tüylü
ve tam kenarlıdır. Meyveler armuttan çok daha
küçük ve serttir (erik kadar 3-4 cm. çapında,
oldukça buruk lezzettedir). Ekim -Kasım
aylarında olgunlaşır. meyve eti sert ve
kumludur.
Gıda olarak faydalanılır. Kurutulan
meyveler dövülüp kavrulduktan sonra
doğrudan yenilir. Çay gibi demlenerek
ishali kesmek için kullanılır. Olgun
meyveleri ishale karşı yenilir. Ahlatlar
kurutulur, kabak çekirdeği, mısır ve
buğday kavurgası ile karıştırılıp Kavut
diye çerez gibi yenilir
Ahlat -Ökseotu- purç,
burç)
Halk arasında çekeni,
göbelek, gökçe gevele,
güvelek, gövelek adları ile
de bilinir.
Viscum album L. - Loranthaceae Ökseotugiller Bazı ağaçlar üzerinde asalak olarak yaşayan,
100’ü aşkın türü bulunan çalımsı bitkidir. Tıbbi
olarak faydalanılan adi ökseotu türü, Türkiye’de
pek çok ağaç türünün (köknar, söğüt, kavak,
meşe, ıhlamur, ahlat, kuşburnu ve bazı meyve
ağaçları) dalları üzerinde yetişir. Karaciğer
hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Tanen,
urson, inosit, viskotoksin, sapotoksin ve glikozit
içerir. Tansiyon düşürücü, yatıştırıcıdır.
Meyveleri zehirli olduğu için dahilen
kullanılmamalıdır.
Yöre halkı bu ökseyi sadece hayvanların
beslenmesinde kullanmaktadır.
Alıç ( Ekşi muşmula,
yemişen)
Craetegus monogyna
L.
C.
oxyacanth
a L.)
Rosaceae Gülgiller 10 m. ye kadar boylanabilir. Nisan-Mayıs
aylarında kokulu ve pembemsi beyazımsı
çiçekler açan, orman ve yol kenarlarında
rastlanan, koyu sarı veya esmer kırmızı
meyveleri olan çalımsı ağaççıktır. Sinir sistemi
yatıştırıcısı, spazm çözücü, kalp atış sayısını
azaltıcı, tansiyon düzenleyici idrar söktürücüdür
(Baytop, 1984).
Yaprakları ve meyvesi) demlenerek
soğuk algınlığına karşı ve kalbi
kuvvetlendirmek için ve astım ile nefes
darlığına karşı, çekirdekleri barsakları
çalıştırmak için, Reçeli, marmelatı,
şerbeti, sirke ile hazırlanan turşusu gıda
olarak tüketiliyor. Şekere karşı
kullanılıyor
Akasya çiçekleri
Yabani akasya balı
Robinia pseudoacacia
L.
- Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller 25 m. ye kadar boylanan kışın yapraklarını
döken bir ağaçtır. Robinin isimli alkoloit içerir.
ishal kesici ve safra arttırıcıdır. (Baytop, 1984).
Yöre halkı arıcılıkta faydalanır.Bu bal
astımın tedavisi için, içi oyulan ayvanın
içine konulur ve 3-5 gün bekletilip
yenilir.
29
Ardıç kozalağı+iğne
yaprakları: Juniperus sp. - Cupressaceae 15 türü vardır. Herdem yeşil, 40-50 m. boylanan
çoğunlukla pürüzsüz kabuklu dalları yayılmış
veya yukarı doğru uzanır. piramidal veya
küresel tepelidirler. Kozalakları 2 yılda
olgunlaşır.
İğne yaprakları ve 2 yıllık kozalakları
kaynatılıp ılıtılan su ile banyo
yapıldığında vücut dezenfeksiyonunda-
temizlenmesinde yararlanılır.
Berberis
Kadı tuzluğu, Adi
kadıntuzluğu, kızamık
ağacı, Amberparis, Diken
üzümü, Karamuk, Sarıçalı,
Çobantuzluğu, Ekşimen,
Garamık, Zibike, Çoban
ekmeği, Tavşan ekmeği
Berberis integgerima
Berberis vulgaris,
Berberis craetegina
Berberidaceae Kadıntuzluğu-
giller
2-2,5 m. ye kadar boylanabilen ve kışın
yapraklarını döken bir çalıdır. Sonbahar
aylarında yaprakları çeşitli renkler aldığı için
peyzaj değeri de vardır. Küçük demetler
halindeki çiçekleri sarı, sarımsı turuncu ya da
kırmızı renktedir. Yaprakları ve meyvesi
ekşimsi, kökü acıdır. Berberin- oksiberberin,
vitamin, mineral şeker ve reçineli maddeler
içerir. Gövde kabukları ve meyveleri kullanılır.
Kusmayı önler, sindirim sistemi problemlerini giderir,
öksürüğü keser, diş çürümelerini ve ağız içi yaralarını
iyileştirir. Siyatik, romatizma ve eklem ağrılarını
tedavi eder. Siroza bağlı ödemlere karşı etkilidir.
Genel olarak vücudu güçlendirici, damar daraltıcıdır.
Kökleri kaynatılarak doğrudan dokuma
iplerine solmaz sarı ve kırmızı renk verir.
Bu renkler parlak olup dokumalara
sağlamlık vermek için kullanılıyor.
Halk tedavi amacıyla karaciğer
güçsüzlükleri, safra kesesi problemleri
ve ateş düşürücü olarak kullanmıştır. Hamileler için zararlı etkileri vardır.
Böğürtlen Rubus caessius L. - Rosaceae Gülgiller Çalı görünümünde beyaz çiçekleri olan çok
yıllık çalı formunda bir bitkidir. Yaprakları
organik asitler ve şekerler taşır. Çay gibi
demlenerek şeker düşürücü, ishal kesici ve
kuvvet verici olarak kullanılmaktadır.
Şerbeti gıda ve vitamin kaynağı olarak
kullanılıyor. Taze meyveleri reçel, şurup
ve marmelat şeklinde gıda olarak
değerlendirilmektedir.
Çakırdikeni (sarı çiç.)
(abdesbozan,Geren dikeni,
deve çökerten)
Sarcopoterium
spinosum (L.) Spach
Poterium
spinosum
L.
Rosaceae Gülgiller Toprak üstü kısmı ve kökleri kullanılır. Saponin
vardır. Bal kalitesini arttırır. Şeker ve ateşi
düşürür, Çıbanları olgunlaştırır.
Bal verimi ve kalitesini arttırır.
Ceviz
Juglans regia L. - Juglandaceae Cevizgiller 30 m. ye kadar boylanan kışın yapraklarını
döken bir türdür. Tedavi amacıyla kullanılacak
yapraklar Haziran- Temmuz aylarında toplanır.
Tanen, acı maddeler ve “juglan” adlı boyar
madde içerir. İştah acıcı, ishal kesici, kan
şekerini düşürücü ve kuvvet vericidir.
Kabuğu: Dokuma iplerini siyaha veya
kahverengine boyamda, taze cevizin
kabuğu ezilip kına gibi saç boyası olarak
ve baş ağrısına karşı. Yeşil kabukları 1-2
kg kadar hazırlanarak bir torba içine
konulup, 10 gün bekletilip, bir bulamaç
meydana geliyor. Bu bulamaç 3-6 aylık
büyük ve küçükbaş hayvanlardaki
mantar hastalığının tedavisinde
Yaprakları: fiğ bitlenmesin diye
30
balyalara birkaç yaprak bütün olarak
bırakılır. İpleri koyu yeşile boyanmada,
Meyveleri (İç ceviz): Gıda amaçlı
kullanılır
Çam ve çıra odunu
Çam odunundan elde
edilen katran
Çam sakızı (Yağrı,
yağırı)
Pinus nigra Arn.
pallasiana
var.pallasiana Lamb.
Ve pinus sp.
Pinaceae Çamgiller 40 50 m. ye kadar boy kapan çatlaklı koyu renk
kabuğu olan, diğer çam türlerine göre daha koyu
yeşil iğne yaprakları olan türdür. Soymuğu,
reçinesi, katranı çeşitli şekillerde
kullanılmaktadır. Çıra ise çam odunu
parçalarıdır.
Açmamış Çam kozalağı: Astıma karşı
2-3 kozalak suda kaynatılıp, balla
karıştırılıp içilir.
Çam reçinesi: Siğillere sürülerek,
düşürülmesi sağlanıyor ve kolafan kısmı
kesiklere sürülerek yaraların çabuk
kapanması sağlanıyor.
Çam tozu (poleni): Bronşite karşı
kaynatılıp içiliyor.
Soymuğu: Kuvvet verici / güçlendirici
olarak emilerek faydalanılmaktadır.
Çıra odunu: Tutuşturucu olarak, çeyiz
sandıkları ve dolapların içine güve
girmesini önlemek için konuluyor.
Çam odunu katranı: Leblebi tozu ile
karıştırılıp leblebi büyüklüğünde
yuvarlanarak yutulmak suretiyle kısırlığa
karşı kullanılır. Katran ılık hale getirilip
tereyağı ile karıştırılıp büyük ve
küçükbaş hayvanların yaralarının
tedavisi ve keneleri düşürmek için
kullanılıyor.
Çam sakızı yağrı: Yaraların tedavisinde
yara yüzeyinin kuruyarak çatlamasını
önlemek ve yaranın yumuşak kalmasını
sağlamak için kullanılır. Demlenip
içilerek ishali kesmekte faydalanılır. İltihaplı yarayı patlatır. Olduğu gibi
yutularak mide ağrılarına karşı kullanılır.
Karaçam reçinesi: Hayvanlardaki
yaraları tedavi eder. Bu reçine balla
karıştırılıp nefes darlığı ve balgam
söktürücü olarak ve iştah arttırıcı olarak
kullanılır.
31
Çiçekli yoncalar
Trifolium sp. - Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller 1-2 yıllık çok yıllık genellikle 3 yapraklıdır. 20
ila 50 cm boyunda dikine büyüyen bir yıllık
bitkidir. Tabanı dalsız veya üst kısmı tek
dallıdır. Uzun saplı yapraklar üzeri tüylü üç
yaprakçığa ayrılır (wikipedia.org).
Arıcılık için faydalı
Dağ eriği (Çakal eriği,
yabani erik)
Prunus spinosa L. - Rosaceae Gülgiller 10 m. ye kadar boylanabilir. Seyrek dikenli
beyaz çiçekli, çok ekşi, sert, iri çekirdekli bir
türdür. Nitrilglikozit, flavonglikozit, acı, selüloz,
pektin organik asitler taşır.Çakal Eriğinin
çiçekleri kurutularak hazırlanan çay vücuttaki
zararlı maddelerin atılmasını sağlayarak kanı
temizler.
o Bağırsakta oluşan solucanların düşürür ve idrar
söktürücdür. Romatizma ve gut ağrılarını azaltır.
Ağız ve boğaz yolunda meydana gelen
iltihaplanmaları söker. Solunum yolu
hastalıklarına da iyi gelir. Meyveleri vücut
direncini arttırır. İshal ve kabızlığı giderir
o ( Baytop 1984).
Gıda olarak ve şekeri düşürmek için
kaynatılarak elde edilen suyu
kullanılıyor. Şerbet ya da şurup halinde
kabızlığı gidermekte yararlanılır.
Ebegömeci, ebegümeci
Malva sylvestris L - Malvacae Ebegümecigiller En fazla 30 cm ye kadar boylanan bitki
kalsiyum, demir, magnezyum, fosfor, potasyum,
selenyum ve sodyum içerdiği belirlenmiştir.
Özellikle sodyum açısından oldukça zengin
sayılır. Cilt ve saç sağlığının korunması için
yaygın olarak kullanılmaktadır. Gastrit ve
barsak hastalıkları ve kabızlığı önler. Göğüs
yumuşatır, balgam söktürür, öksürüğe iyi gelir.
Ateşi düşürür, tansiyon ve kolesterolü dengeler.
Günlük doz çok önemlidir.
Çayı çocuklarda işemeyi keser Kadınlar
iltihaba karşı haşlanıp hazırlanan
lapasına oturur veya bu lapa kullanıcının
dayanacağı sıcaklıkta yatarken vajinaya
konularak idrar yolu ve yumurtalık
iltihabına, kaynatılıp suyu içilerek ve
buharına oturularak mayasıla karşı
kullanılır. Sütteki lapası bacaklara sarılır,
ödem şişlik ve tutulmalar ile basura karşı
kullanılır. Çorbası ve ıspanak gibi
yemeği yapılır. Ekmek ve hamur işleri
yapımında kullanılıyor.
Efelek, labada, ilibada,
develik
Rumex patienta L.
- Polygonaceae Karabuğdaygiller Dere kenarlarında ve aşırı rutubetli çayırlarda
yetişen 50 cm kadar boylanan ve kuzukulağının
(labadanın daha ekşisi) yakın akrabası olan bu
bitki; şekerler,Fe ve P mineralleri ve reçine ile
C vitaminince zengindir. İshali keser, mesanede
meydana gelen tıkanıklıkları giderir ve kanı
temizler. Egzema tedavisinde kullanılır.
Gıda kaynağı olarak dolması, çorbası ve
çeşitli şekillerde yemeği, salatası, hamur
işleri yapılıyor. Tohumları çay gibi
kaynatılıp içilerek emzikli kadınlarda
sütü ve genel olarak iştah arttır Kaşıntıyı
keser. Lapası romatizma ağrılarına iyi
gelir. Şekeri düşürmek ve kansere karşı
32
toprak üstü kısmı kaynatılıp içiliyor.
Gelincik
(Taç yaprak. turuncu)
(Aşotu)
Papaver rhoeas Papaveraceae Gelincikgiller Kırmızı renkte çiçekler açan, beyaz sütlü, otsu
bir bitkidir. Aş Otu olarak da bilinir. Müsilaj,
şekerler, alkaloidler ve zamk içerir. Yaz
aylarında toplanıp, gölgede temiz bir kağıt
üzerine serilerek kurutulur. İçeriğinde rheadine
vardır. Kokusu hoş değil tadı da acıdır.
Yeni bebek doğduğunda çiçekleri balla
karıştırılıp vücuduna sürülüyor,
yatıştırıcı ve güzel tene sahip olması için.
Geven (Çekme,Ak geven,
Püs geveni, zamk geveni)
Astragalus gummifer L.
ve
Astragalus micropteris
L.
- Fabaceae
(Leguminosae)
Bakla giller
Çok yıllık otsu, dikenli sarı, beyaz, pembe çiçek
açar 5 - 100 cm arasında boylanır. 200 - 2700 m
lerde yetişen, erozyonu önleyen bitkilerdendir.
Dal ve gövdelerine açılan yaralardan “kitre”
elde edilir. ebru yapımında kullanılan denilen
ve ilaç yapımında da kullanılan zamk çıkarılır.
Soğuk algınlığı, grip, astım enfeksiyonlar,
kronik yorgunluk, kalp ve böbrek hastalıkları ve
mide ülserine iyi gelir. Allerji ve yaraları geçirir.
Karaciğerde hücre hasarına karşı koruma
sağlayabildiği, akciğer kanserinde tümör
büyümesini durdurduğunu işaret eden yayınlar
vardır (http://www.saglikaktuel.com).
Geven çiçekleri: Arıcılıkta, tütsüsü,
hayvancılıkta hayvanlara güç verici
olarak kullanılır ve iyi bir besin
kaynağıdır.
yağı: Ayak ve topuklardaki çatlak ve
yaralara karşı ve Büyük ve küçük baş
hayvanlarda göz iltihabı ile
çapaklanmaya, insanlarda nefes darlığına
karşı kullanılıyor.
Göknar kozalağı
Abies nordmannisna
(Stev.) Spach.
- Pinaceae Çamgiller Kozalakları yukarıya doğru ve iğne yapraklıdır.
Kuvvetli ve kazık köktür. Köknar sakızı
çıbanların iltihabını olgunlaştırır. Yara ve
çıbanlara mikrop öldürücü özelliğinden yakı ya
da merhem olarak uygulanır.
Taze iğne yapraklarıyla, yeşil kozalakları,
şekerle şurup kıvamına kadar kaynatılıp içilirse
solunum yolu rahatsızlıklarına iyi gelir. Balgam
söktürücü ve ishal kesicidir. Kozalakların
üzerindeki sakızı antiseptik ve yara iyi edicidir
(Battop,1984,Yaltırık&Akkemik2011).
Kozalakları kaynatılıp ılıtılarak yanıklara
sürülür. Suyu soğuk algınlıklarında nefes
açıcı olarak kullanılıyor.
Isırgan Urtica dioica L. - Urticaceae Isırgangiller Çok yıllık otsu bir bitkidir. 1 m ye kadar Taze dalları doğrudan romatizmalı
33
(Dızlağan)
boylanır. Duvar kenarları, viranelikler ve bol
rutubetli yerlerde bol bulunur. Koyu yeşil
yaprakların kenarları belirgin dişlidir.
Mikroskopla yaprakların üzerinde enjeksiyonda
kullanılan ampullere benzer içi tıbbi etkisini
sağlayan maddelerle dolu dikenli yapıdaki
oluşumlar vardır. Bitkide K tuzları, formik asit
gibi organik asitler, histamin ve C vitamini
bulunur. Tohumları adet söktürücü, afrodizyak,
idrar arttırıcı, anti kanserojen vb. etkilere
sahiptir.
bölgeye hafif hafif vurulup bu bölge
dalanarak ve lapası romatizmalı bölgeye
sarılarak romatizmaya karşı kullanılıyor.
Gıda kaynağı (yemeği, salatası, hamur
işleri), toprak üstü kısmı kaynatılıp,
içilerek şekeri düşürmek için kullanılır.
Romatizma ve benzeri ağrılar için ısırgan
toplanır ve toplanan ısırganlar taze taze
bir yatağa seriliyor. Ağrıları olan hasta
bu yatakta 1-1,5 saat kadar yatıtıyor.
İğde
Elaeagnus
angustifolia L.
Elaeagnaceae İğdegiller Çit bitkisi olarak da kullanılır. Böbrek
hastalıklarına karşı kullanılabilir. Meyveleri
zeytin büyüklüğünde ve sarımsı renktedir. İshali
keser ve ağız paslarını giderir. Yaprak ve
çiçekleri çay gibi demlenerek ateş düşürücü ve
idrar söktürücüdür. Meyvelerde B;E,C
vitaminleri, malik asit, organik asitler falavon
glikpozitleri bulunur.
İğdenin meyveleri çerez olarak
tüketiliyor. Yapraklı dalları kapı
üstlerine nazarı engellemek için asılıyor.
Kamış
Süpürge çalısı
Phragmites australis,
(Cav.) Trin.
P.commu
ni-s
Trin.,
Poaceae
Arundinoideae
(alt familyası)
Buğdaygiller Sulak yerlerde; göl ya da nehir kenarında
yetişen uzunca ve içi boş, çok yıllık bir bitkidir.
olta yapılır, hasır ve sepet örülür. hasır yapılır.
Budanan ve kurutulan kamışlar bir boya
getirilerek hasır kilim, sepet minder ya da süs
eşyası haline getirilir. Nefesli müzik aletleri
yapılır. Rizomları karbonhidratça zengindir.
Meyan köküyle karıştırılarak idrar arttırıcı,
terletici ve kan temizleyici etkilerinden
faydalanılır. Gövde ve yapraklarından kağıt
endüstrisinde de faydalanılır.
Kamış (Şabanözü- kamış köyü): Uzun
göl civarından elde edilen kamışlar tavan
vb süslemelerinde, Çeşitli amaçlarla
kullanmak üzere hasır örülmüş ancak son
yıllarda bu faaliyetler durmuştur.
34
Kantaron
Kılıç otu, Mayasıl otu
Koyunkıran, yaraotu,
binbirdelikotu
Hypericum
perforatum L.
Clusiaceae
(Guttiferae)
Binbirdelikotugil
ler
1 m. ye kadar boylanabilensarı renkli çiçekleri
olan bir bitkidir. Mayıs-Ağustos da çiçeklenir.
2500 m. rakıma kadar yayılış gösterir. Yapısında
tanen, flavon türevleri, hypercin bulunur. Bu
madde koyun, sığır atlardan beyaz renkte olanlar
tarafından yenirse ökümle sonuçlanan vakalar
görülür. Yaprakları ışığa tutulup bakılarsa yağ
guddeleri parlak noktacıklar halinde delik
varmış gibi görülür. Anti depresan, yatıştırıcı,
antiviral, antibakteriyal, ateş düşürücü, deri
hastalıklarının tedavisi, zeytin yağında 1 ay
kadar karanlıkta bekletilerek elde edilen kırmızı
renki yağı yanık ve yaraların tedavisinde
kullanılmaktadır. Dahilen ishal kesici, kurt
düşürücü ( Baytop, 1984, Acartürk (1990, Tarım ve köy işl. Bk. 2008)
Toprak üstü kısmı zeytinyağında
karanlıkta 1 ay kadar bekletilerek elde
edilen yağ yaraların ve yanıkların
iyileştirilmesinde
Karaağaç
Mısmıl
Ulmus sp.
Ulmaceae Karaağaçgiller En çok 30-40 m’ye kadar boylanabilirler. Kısa
saplı, kenarları çift dişli, küçük yaprakları
vardır. Kışın yapraklarını döken bir türdür. Çok
sayıdaki morumsu kahverengi küçük çiçeklerini
ilkbahar mevsiminde açar. Yaprak ve çiçekleri
kullanılır. Gövde ve dal kabukları tanence
zengindir. Önceleri yumuşatıcı olarak çok
kullanılmıştır. Deri kızarıklıklarına, ülsere karşı
ve ishal kesici olarak kullanılır.
Kök kabuğu soyulup iyice dövülür, sütte
kaynatılıp hazırlanan lapası bacak ve
dizlere sürülüp bağlanarak diz ağrısı ve
romatizmaya karşı kullanılıyor.
Karaağaç kökü: Karaağaç soymuğu
ezilip hamurla karıştırılıp hayvanlarda
kırıklara sarılır, aynı uygulama
insanlardaki kırıklara da yapılıyor.
Kara sakız (zift)
Kara çam sakızı, Katran
Pix. Al. terr Pinaceae Çamgiller Kara çamın gövdesine çizilen yaralardan edilen
zamkının sakızının donmuş halidir. Kendine has
kokusu, parlak görünüşü vardır. Donmuş (
katılaşmış hali) çabuk kırılır ve çam kokusu
verir. Piyasadaki zift de, karasakız olarak satılır.
Ancak bunun kokusu petrol gibi, yumuşak ve
mattır. İkisini birbirinden ayırmak gerekir. Bel,
Boyun ve dizlerde ağrılar ve fıtık ağrılarını
%80-%90 giderdiği literatürde yer almaktadır.
Karasakız yakısında kullanılan karasakiz %100
çamdan elde edilir. (acarkatrancilik. com). Yakı
kendini bırakıncaya kadar uygulandığı yerde
bırakılır..
Mermerşahi olarak bilinen kumaşa
sürülüp diz ve ağrıyan yere sarılır. Sakız,
kendisini bırakana kadar sarılı olarak
kalır.
35
Kayışkıran otu
Yandak
Ononis spinosa L. Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller Haziran-Ağustos ayları arasında pembe çiçekler
açar gövdesi odunsu yapıda ve yaprakları
dikenlimsidir. Bahar aylarında topraktan
çokarılan kökleri kullanılır. Köklerde ononin,
spinosin içerir. Genellikle cilt hastalıkları ve
romatizmaya karşı kullanılır. Dahilen mikrop
öldürücü- antiseptiktir.
Çalışma alanında halk romatizma ve diz
ağrılarına karşı kullanmıştır. Kadınlar
bitkinin köklerini rahime yerleştirerek
düşük yapmaktadır. Bitki zehirli
olmadığı halde rahim duvarı yırtılması
sonucunda ölümle sonuçlanan vakalar
görülmüştür.
Kekre, acımık Acroptilon picris L.
(DC)
Centaure
a repens
Pall
Asteraceae
(Compositae)
Papatyagiller
Ayrık otu gibi yayılıcı olup açık alanlarda,
orman ve tarla kenarlarında bulunur. Zararlı ve
mücadelesi güç bir ottur (KURHAN) 1964.
Yabani ayrık olarak da bilinir.)
(Çok acıdır), taze kökleri rahime
konulduğunda istenmeyen gebelikler
sonlandırılır. Çok tehlikeli olup ölümle
sonuçlanan vakalar görülmüştür
(zehirlenme ve/ veya rahim duvarı
yırtılmaları sebebiyle).
Kekik
Boyakekiği
Thymus sp. Lamiaceae Ballıbabagiller Daha çok baharat olarak kullanılan kekiğin
kurutularak öğütülmüş çiçekleri ve yaprakları
sarı renk boyamalar için çeşitli haslıkta boyar
maddeler içerir. Toroslardaki köylerde yün
boyanır.
kekik yaprakları' ndan bej ve gri, haki
rende yün ve dokuma boyası elde
ediyorlar. Baharat olarak kullanılıyor.
Çay gibi demleyerek sindirim sistemi
hastalıklarına karşı kullanıyorlar.
Kızılcık
Cornus mas L. Cornaceae Kızılcıkgiller 5 m. kadar boylanbilen sarı çiçekli bir ağaçtır.
Kuzey ve İç Anadolu geçiş zonunda yetişir.
Meyvelerinde organik asitler, müsilaj ve
şekerler bulunur. (Baytop, 1984). Doğal ishal
kesicilerdendir. Dal ve kabuklarının suyu
içilerek kurt düşürücü olarak kullanılmaktadır.
Şerbeti, çayı, ekşisi ve marmeladı gıda
olarak kullanılır. Şekeri düşürmek için
kullanılır.
Kısamahmut ( Tüylü)
Ana-baba kekiği,
bodur otu,
bodur Mahmut otu,
par yavşanı,
mayasıl otu
Teucrium polium
Lamiaceae Ballıbabagiller 40 cm. ye kadar boylanan bitkinin üzere beyaz
renkli tüylerle kaplanmıştır. Beyaz- gri renkli
görünümü vardır. Gövde dört köşeli, yapraklar
çoğu zaman basit, bazen parçalı olup kenarları
uç kısma doğru içe doğru kıvrık ve dişli
kenarlıdır. Çok yıllıktır. Beyaz renkteki çiçekleri
oval şekilde olup Anadolu’da yaygın olarak
yetişir. Tansiyon ve ateş düşürücü, şekeri
dengeleyici, ishal kesici, barsak gazlarını
giderici, mide, bağırsak, karaciğer ve deri
hastalıklarına karşı kullanılmaktadır. Antibakteriyaldir ve egzamaya karşı etkilidir.
İdrar arttırıcı, kuvvet verici, terletici, adet
söktürücü, yara iyi edicidir. (Baytop, 1984)
Halk bu bitkiyi mayasıl, hemoroit, tırnak
mantarına karşı kullanmaktadır. Ateş ve
şekeri düşürücü olarak faydalanıldığı
gibi egzama, bazı deri hastalıklarını da
tedavi etmektedir. Mide ve barsaklardaki
gaz ve ağrıları tedavi ettikleri de
öğrenilmiştir.
36
Korunga
Onobrychis sativa
Lam.
Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller Verimsiz, kıraç topraklarda yetişen, pembe
renkli çiçekleri olan çok yıllık bir yem bitkisidir.
Hayvanlarda şişkinlik yapmaz. Korunga otu,
nitrojensiz öz maddeler, ham yağ ve ham
proteince yüksek, ham selüloz ve kül
bakımından düşüktür (http://www.agri.ankara.edu.tr/).
Arıcılık için faydalı olup çok iyi bir bal
özü kaynağıdır.
Kök boya, boya pürçü,
boyacı kökü, yumurta
boyası, boya çili, yumurta
çili
Rubia tinctorum L.
- Rubiaceae Kökboyası-
Giller
Toprak altı sürgünleri, sürgünlerdeki boyar
madde oranları hazırlanan boya banyosunun
sıcaklığına, bitkinin cinsine, yaşına göre değişir.
Alizarin, purpurin, pseupurpurin, rubiadin ve
munjistin gibi boyar maddeler (KAYABAŞI,
DELLAL 2004) vardır. 20 antrakinon türevi
vardır. Bunlar dokumacılık, kozmetik, besin ve
ilaç endüstrisinde de boyar madde olarak
kullanılmaktadır (DELİ 2004).
Yumurtalar ve dokuma iplerini sarı
renge ve bu tonlara boyamakta
kullanılıyor. Günümüzde dokuma ipi ve
dokuma boyayan kimse kalmamıştır.
Köpek üzümü
İt üzümü, Tilki üzümü
Solanum nigrum L. Solanaceae Patlıcangiller 25-30 cm yüksekliğinde, tek yıllık beyaz çiçekli
otsu bir bitkidir. Meyveleri bezelye tanesi
büyüklüğünde olup yol kenarları, boş tarlalar ve
dsu kenarlarında yetişir. Halk zehirli olarak
bilsede tehlike yaratacak kadar zehirli değildir.
Yapısında tanen, saponin ve gliko-alkoloitler
vardır. Haricen ve dahilen ağrı kesici olarak
kullanılır (Baytop, 1984)
Sonbaharda toplanan kökleri öğütülüp
balla karıştırılıyor günde 1 kere 1 tatlı
kaşığı yenilerek basur tedavi ediliyor.
Kenger sakızı
Kök Sakızı
Cort sakızı
Gundelia tournefortii
L. Asteraceae
(Compositae)
Papatyagiller Bitki tamamen kuruduktan sonra etrafındaki kök
açığa çıkarılıp boyun kısmı çizilip çıkan süt
görünümündeki sakız 1 gün sonra koyulaşır ve
toplanır. Yıkanıp yuvarlanarak kullanılıncaya
kadar su içinde muhafaza edilir. Sakızı, diş
etlerini kuvvetlendirici, iştah açıcıdır. Bahardaki
genç sürgünleri sebze gibi gıda olarak yenir.
Kuru meyveleri dövülüp elenir ve kahve olarak
içilir.( Baytop, 1984).
Ferahlatıcı olarak çiğneniyor, filizlerini
gıda olarak kullanılıyor.
37
Kırkulak otu,
Atkuyruğu, Ulak otu,
zenberek otu, kırk kilit
otu, boğumluca ot, Ulama
otu, ulak otu
Equisetum arvense L.
- Equisetaceae Atkuyruğu-
giller
Sulak yerler, dere ve bataklık kıyılarında, 1450
m.ye kadar yetişen, çok yıllık, çiçeksiz, 1 m.
kadar boylanabilen, gövdesi silindir biçiminde,
boğumlu, boş, koyu yeşil, yaprakları pul gibi
ve sivri uçlu olan bir bitkidir. Kullanılan bölümü
sapları olup Mayıs - Eylül ayları arasında
toplanır. Yüksek dozlarda zehirleyici etileri
vardır. %5 kadar ekvizetonin saponini, nikotin
ve ekvizetin alkaloidi, bazı flavonoitler, vit C,
provitamin A, silisyum asidi, albümin, yağlı ve
acı maddeler, reçine, silikatlar içerir. İdrar
söktürücü, kan dindiricidir. İçerdiği silisyum
asidi ve türevleri vereme, kan tükürme, rahim
kanaması, idrar yolları iltihabı, böbrek ve safra
kesesi taşlarına karşı kullanılır. Siyatik,
romatizma ve eklem ağrılarını dindirir
(angelfire. com). Halk Arasında genellikle kan
işeme, su toplama, nikris, siyatik, romatizma,
mide ağrıları, yüksek tansiyon, damar sertliği,
akciğer kanaması, basur, kan kusmada kullanılır.
Güç iyileşen yaralarda lapa, beyaz akıntıda
yıkama, boğaz ağrılarına karşı gargara olarak
kullanılır. Veteriner hekimlikte hayvanlarda
görülen yara ve ülserlerde toz halinde ve düşük
dozlarda kullanılır ( www.google.com).
İdrar söktürücü, böbrek taşı ve
kumlarının düşürülmesinde ve yaraların
tedavisinde
Suyu eklem ağrıları ve romatizma
hastalıklarına karşı, kan işeme, böbrek
taşı düşürmede kullanıldığı gibi idrar
arttırıcı olarak da kullanılıyor.
Sapların çok kısa süre haşlanıp kaynar
suda bekletilmesi ile elde edilen
suyundan eklem ve romatizma ağrılarına
karşı yararlanılıyor. Kan işeme, böbrek
taşı düşürmekte kullanıldığı gibi idrar
arttırıcı olarak da kullanılıyor.
UYARI:Yüksek dozlarda zehir etkisi
göstermektedir. Bitkinin genç
sürgünlerini yiyen hayvanlarda
zehirlenme sonucu kan işeme meydana
gelir. Bu zehirlenmeye karşı sığır ve atlar
daha duyarlıdır (Baytop, 1984)
38
Kuşburnu, yabangülü, itgülü,
itburnu, gülelması, yiric
Rosa canina L. - Rosaceae Gülgiller Sonbaharda olgunlaşan, İçi tüylü ve çok sayıda
tohumu olan meyveleri vardır. Dünyada C
vitamini en zengin meyve olarak bilinir. A, E,
K, B6 vitaminleri, Fe, Mg, P, K, Cu ve Mn
minerallerince zengindir. Taze ve kurutulmuş ya
da çeşitli şekillerde hazırlanmış şekilleri ile
kullanılır. Nezle ve gripten korunmak, bağışıklık
sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir. Ülser
kaynaklı sıkıntı ve şişkinliğin, safra kesesi
taşlarının önlenmesinde, gut, kireçlenme, siyatik
ve kan şekerini düzenlemede, karaciğer
iltihabını giderme, gözleri kuvvetlendirme ve
gece körlüğünü önlemede yararlanılmaktadır.
Solunum yolları enfeksiyonu ve öksürüğe iyi
gelir. Vücuttaki parazitleri atmakta faydalıdır.
Tansiyonu düzenler, romatizma ve eklem
ağrılarına karşı etkilidir. Kanser hücrelerinin
yayılmasını yavaşlatır, kötü kolesterolü düşürür.
Şekeri dengeler. Bağışıklık sistemini
güçlendirir. İdrar söktürücüdür. Oksidan
olduğundan cilde parlaklık verir ve kırışıklıklara
etkilidir.
Arıcılık için önemlidir. Meyveler
kaynatılarak lapa haline getirilip aç
karına yenirse uyku verir. Kansere karşı,
basura ve kadınlarda kaşıntıya karşı
kullanılıyor. Marmeladı, reçeli, şurubu,
çayı, ekşisi ve şerbeti olarak
faydalanılıyor.
Genç sürgünleri rahime yerleştirilerek
düşük yaptırılıyor.
Madıma k Polygonum c ognatum
- Polygonaceae kuzukulağıgiller Toprak üstünde yatık, sürünücü, hafif odunsu
gövdeli, ufak pembe çiçekli, çok yıllık yenebilen
bir bitkidir. İç Anadolu’da halk mutfağında
önemli bir besin kaynağı olarak
kullanılmaktadır. ilkbaharda yemek için
toplanan madımaklar köyden şehre yapılan
göçlerle şehirlerde de semt pazarlarında satılır. İdrar artırıcı, kan şekeri düşürücü, damar büzücü
olması sebebi ile uzun süreli kanamalarda
kadınlarda ve hemoroitte kullanılır. ishal ve
kusmada, böbrek taşlarını düşürmede etkilidir.
İran-Turan flora kuşağında yaşayanlar için
önemli bir gıda kaynağıdır.
Gıda olarak çiğ «madımak salatası»
yapılır, pişirilerek «madımak aşı, cacığı,
mıhlaması, çorbası, yahnisi, böreği,
gözlemesi, bükmesi» yapılır.
Kavurması kabızlığa iyi gelir.
39
Mantar
kuzugöbeği, içi kızıl,
kırtıl, kanlıca-Çankırı’da
ebişge- kokulu, ciğer
mant., koç mant., akkoç,
karakoç, aklıkara, biberli,
(kanlıca):
Mantar çeşitleri ve
türleri
- Polyporaceae Delikli mantarlar - Taze olarak veya salamurası yapılıp
yemeği pişirilip gıda olarak, kışlık olarak
konservesi yapılıyor.
Mazı meşesi Mazı
Quercus infectoria Oliv Q.thirska
na C.
Koch,
Q.
ivsitania
sensu et
Boiss.,
Q.infecto
ria Qliv.
subsp.
glabra
Q.
Schwarz
Fagaceae Kayıngiller ülkemizde 121.604 h alanda yayılır. mazılar,
bitkinin tomurcukları içine mazı arıları
tarafından bırakılan yumurtalardan çıkan
kurtların salgılarının tomurcuğun dokusunda
yaptığı etkiyle tomurcukların deformasyonuyla
meydana gelen patolojik ürünlerdir.
Yumurtaların etrafında ince zarlı yağ maddeleri,
şeker ve proteince zengin bir beslenme tabakası
ile koruyucu tabaka oluşur. Mazısı 1,5-2 cm.
çapında küremsi çoğunlukla kısa saplı, çıplak ve
üzeri gayri muntazam pürüzlüdür. % 60-70
gallik tanen, % 2-4 gallik asit, ellagik asit,
nişasta, şeker ve kalsiyum oksalat içerir. Gallik
asidin esterleri de ilaç sanayiinde geniş kullanım
alanı bulur. Tannik asit elde edilmesinde önemli
bir ham maddedir. % 60-70 sepi maddesi içerir
boya mürekkep, çivit imalinde fiksatör olarak
kullanıldığı gibi kıymetli bir madde olduğu için
sumak yaprakları ile sepilenen derilere mazı
tozu serpilir. deriler ikinci kez sepilenir. Kumaş
ve yünlerin boyanmasında kullanılır. Tanenden
elde edilen tannik asit veterinerlikte dâhilen
kullanılan ishal kesici ilaçların bileşimine
girmekte, ender olarak kanamalarda kan kesici
özelliğinden yararlanılmaktadır. İshal ve
kanamaları durdurucu drogdur(ogm. gov.tr).
Yaprakları ve mazıları ishali kesmekte,
toplanıp kurutulup toz haline getirilen
mazı meyveleri ipleri ve çeşitli
dokumalara sarı ve tonlarında renk
vererek boyanmasında, Meşe odunu:
Kazma kürek ve alet sapları, kirmen,
kepçe vb. yapımında kullanılıyor.
Meşe yaprağı: Yaprakları kaynatılıp
içilerek sıtma ve nefes darlığı
tedavisinde kullanılıyor. Toz hale
getirilen mazılar çay gibi demlenerek
ishal kesici olarak kullanılmaktadır.
Mayasıl otu Ajuga reptans L. Lamiaceae Ballıbabagiller 10-30 cm boy yapar. Gövde tabanında yer alan
yapraklar saplı ve ters yumurta biçiminde, üst
kısımdaki yapraklar 1-2 çift karşılıklı, sapsız ya
da kısa saplıdır. Yarı açık güneşten etkilenerek
rengi bronzlaşır. Açık mavi ve morumsu
çiçekler dört köşe, dik gövdenin ucuna doğru
Lapası ve suyunun buharına oturularak
kısırlığa karşı kullanılıyor. Benzeri
şekillerde hemoroit tedavisinde de
kullanılmaktadır.
40
Egzama otu yer alır. Mayıs-haziran aylarında çiçek açar.
-15 dereceye kadar dona dayanıklıdır. Terletici,
egzamayı tedavi edici, sinirleri uyarıcı,
Gaz söktürücü, bedene güç verici, tansiyon, ateş
ve şeker düşürücü, anti oksidan ve spazm
çözücüdür.
Oğul otu Melissa officinalis L. Labiatae Ballıbabagiller 1.5 m. ye kadar boylanan ve yaprakları limon
aromalıdır. Çay gibi demlenerek yatıştırıcı,
midevi, gaz söktürücü, terletici ve antiseptik
etkilerinden faydalanılır. Sinirsel kaynaklı mide
ve bağırsak rahatsızlıklarında, astım krizlerinde
kullanılır. Öksürük ve migren ağrılarını kesici,
uyku getiricidir. İshali keser (Baytop 1984)
Arıcılıkta bal kalitesini arttırıyor.
Kaynatılıp elde edilen suyu dahilen karın
ağrılarını dindirmekte kullanılır.
Ökse otu.
Purç, Burç, ökse otu mey.
yöresel olarak, çekem, ,
purç, gökçe, gevele,
güvelek ve gövelek
adlarıyla tanınır
Viscum album L. Santalaceae Sandal ağacıgiller Saçak köklerinin yardımıyla yapraklı ağaçlarda
(elma, armut, söğüt, kavak), çam ve köknar gibi
yumuşak odunlu ağaçlarda asalak (parazit)
olarak yaşayan, (M.Treben- Tanrının Mucizesi))
geçen mektuplarda, yüksek tansiyonu ağır kan
dolaşımı bozuklukları, halsizlik, kalp
düzensizlikleri, kalpte ritim bozukluklarında,
baş dönmesinde
Çam ve kuşburnu üzerinde yetişen purç
kaynatılarak asım ve nefes darlığına
karşı,
Palamut meşesi Palut, pelit, palıt
Quercus ithaburensis
subsp. Macrolepis L.
Fagaceae Kayıngiller pelit ve kadeh (kupula) olmak üzere iki
kısımdan meydana gelen meyveye palamut
denir. Kadeh tırnaklarla kaplıdır. Meyveler
şeker ve gallik tanen taşır. Tanen miktarı
pelitte % 6-10, kadehte % 27,5, tırnakta % 34-
50 arasındadır. Pelitte % 9, olgun olmayan
palamutta % 4,3, kadehte % 2,7 şeker vardır.
Taze veya kavrulmuş meşe palamutları ishal
durdurucudur. Kıymetli bir hayvan yemidir.
Kabuğu soyulduktan sonra kavrulmuş olan
palamut, toz edilerek yapılan kahvesi midevî ve
ishal durdurucu dur. Boya ve deri sanayiinde de
kullanılır.
Meyveleri olgunlaşan palamutları
davarlara ve bütün büyükbaş hayvanların
etlendirilmesi için gıda olarak yedirilir.
Keçilere ishali kesmek ve bedensel
güçlendirmeyi sağlamak için yedirilir.
Kestane gibi kavrulup yeniliyor.
Papatya
Anthemis sp. Asteraceae papatyagiller Mayıs ve Ağustos ayları arasında çiçek açan,
20-50 cm boyunda, güzel kokulu bir yıllık otsu
Sütte kaynatılarak lapası hazırlanıyor ve
bacaklara sürülüyor, ödem ve şişliklere
41
bitki. Yol kenarı, boş alanlar ve tarla
kenarlarında yetişir. Bileşiminde uçucu yağlar,
rezin, acı maddeler ve fenolik bileşikler vardır
% 1’lik çayı sabahları aç karına bir bardak
içilebilir. İdrar çoğaltıcı, iştah açıcı, yatıştırıcı,
gaz ve adet spazmlarını söktürücü etkilere
sâhiptir. Basur memelerinde ağrı kesicidir.
Boyar madde olarak da kullanılır. Kaynatılıp
suyu saçlara sürülüp güneşte saçlar kurutularak
saç rengini açmakta,
karşı. İçilerek idrar yolları enfeksiyonuna
karşı kullanılır.
Sığırkuyruğu Verbascum sp.
Scrophulariac
eae
Sıraca otugiller Otsu, çalı, çalımsı ya da çok nadir olarak da
ağaçcık formundadır. Haziran-Ağustos aylarında
parlak sarı renkli çiçekler açan 20 ile 150 cm
boylarında iki yıllık otsu bir bitkilerdir. Daha
çok ekilmemiş yerlerde ve yol kenarlarında
bulunurlar. Gövdeleri dik bazen dallanmış ve
yünümsü tüylerle kaplıdır. Yaprakları gövdenin
alt kısımlarında rozet halinde dizilmiş, yünümsü
tüylüdür. Gövdedeki yapraklar ise sapsızdır.
Çiçekler gövdenin ucunda sık veya seyrek, az
veya çok uzun bir salkım durumda toplanmıştır.
Çiçeklerin çanak ve taç yapraklar beşer parçalı,
Meyveler yuvarlakça ve çok tohumludur.
Çiçekleri müsilaj, uçucu yağ ve glikozitler taşır.
Balgam söktürücü ve göğüs yumuşatıcı olarak
kullanılır. Bazı türlerinin tohumları saponin taşır
ve balıklar için zehirli olup balık avlamada
kullanılır. Bitkinin yaprakları da terletici,
balgam söktürücü, idrar arttırıcı ve kabız edici
olarak kullanılır. Basur için de kullanılır.
Sığırkuyruğu (çiçekleri): Sarı çiçekleri
yılan sokması halinde ezilerek yara
üzerine basılıyor.
Sığırkuyruğu (yaprakları): Hayvanların tedavisinde kullanılıyor.
Yaprakları kaynatılarak at, eşek ve
katırlardaki yaraların üzerine dökülür.
Yaprakların lapası şap hastalığına karşı
kullanılır.
Sığırkuyruğu (yaprakları-tek sapta
çiçekleri olan v. Glomeratum L.) : yapraklar kaynatılıp lapası yapılıyor bu
lapa hayvanların ayaklarındaki yaralara
sarılırsa bu yaralarda meydana gelen
kurtları döker.
Sığır kuyruğu çiçeği: Koyunlara ağrı
kesici olarak kaynatılıp suyu içirilir.
Sığır kuyruğu sütü: Siğilleri yok etmek
için siğilere sığır kuyruğu sütü sürülür.
Tohumlaı ve yaprakları ile balık avlarlar.
Sinirotu
İşlek otu, siğil otu
Plantago sp. - Plantagina-
ceae
Sinirotu giller Tabanda rozet şeklindeki yaprakları oval ve
belirgin damarlıdır. Çiçekleri parlak gümüşimsi
esmer renktedir. Kurak çayırlarda yetişir.
Müsilaj, pektin ve sitrik asit ihtiva eder. Göğüs
yumuşatıcı, balgam ve idrar söktürücüdür. Taze
yaprakları haricen yara iyi edici ve çıban
açıcıdır.
Kara merhem gibi çıban olgunlaştırıcı,
iltihap akıtıcı olarak kullanılmaktadır.
Zaman zaman Yovşa otu ile karıştırılarak
merhem gibi sürüldüğünde 3-4 saat sonra
iltihabı akıtır.
Sumak
Tetri, derici sumağı
Anacardia-
ceae
Sakızağacıgiller Yapraklar suda kaynatılıp, yaralara
dökülerek tedavisinde ve koyunların
42
kuyruklarında meydana gelen yaraların
tedavisinde kullanılıyor.
Şakayık
Ayı gülü, Eşek gülü,
Bocur.
Paeonia Paeoniaceae Şakayıkgiller İlk baharda (Mayıs-Haziran) çoğunlukla pembe
veya kırmızı renkli çiçekler açan, 70 cm. kadar
boylanabilen, çok yıllık otsu bir bitkidir.
Yaprakları derin parçalıdır. Ev ilaçlarında
kökleri kullanılır. Kültürü yapılmakla birlikte
dağlık orman alanlarında bulunur
(Baytop,1984.) İğ biçimindeki esmer renkli
köklerinde; uçucu yağ, nişasta, şekerler, paeonol
ve peregrinin adlı bir alkaloid vardır. Dinmeyen
kanamaları ve ishali keser.Boğaz ağrıları için
gargarası faydalıdır. Vereme iyi gelir. Temreye
sürüldüğünde fayda sağlar http://www.saglikaktuel). Boğmaca ve
öksürükte şikâyetleri giderir. Sarada da
faydalıdır. Sinirleri yatıştırır. Nikris ve
kramplarda da faydalıdır.
Kanamalarda ezilmiş kökleri yara üstüne
basılarak kanama durduruluyor. Çay gibi
demlenerek elde edilen suyu dahilen
ishal kesici olarak kullanılıyor.
Üçgül Türleri
Çayır üçgülü
Trifolium pratense L.
Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller 3-4 yıl yaşayan çok yıllık bitkidir. Ca ca
zengindir. Verimli ve derin, tınlı toprakları
sever.(http://www.agri.ankara.edu.tr/).
Arıcılıkta faydalanılan türlerden birisi.
Yabani zeytin Delice, Erkek zeytin
Olea europea
var. Sylvestris (Miller)
Lehr.
Oleaceae Zeytingiller Alt dalları dikenli, yaprak uzunluğu 4 cm den
kısa meyveleri 1,5 cm büyüklüğündedir. Yabani
olarak Ege ve Akdeniz bölgelerinde yetişir.
Yaprakları, tanen, uçucu yağ, organik asitler ve
reçineli maddeler ihtiva eder. Yaprak ve
taneleri kullanılır. Kaynar suda çay gibi
demlenip içildiğinde İdrar ve iştah arttırıcı, ishal
kesici ve şekeri dengeleyicidir. Meyvelerinden
sızma yada sıkma yoluyla elde edilen sıvı yağ,
dahilen kabızlığı giderici, safra söktürücü,
haricen deri çatlaklarını önleyici, yumuşatıcı ve
rahatlatıcıdır.
Taneleri ezilerek kırıklara ve bacakların
ağrıyan kısmına sarılarak kırıkların
iyileştirilmesinde ve bacak ağrılarını
gidermekte, kaynar suda çay gibi
demlenir ve içilerek şekeri düşürmek için
kullanılıyor.
43
Yavşan,
Par yavşan, acı yavşan,
dava rotu, payaşan,
pireotu, iper yavşanı, tüylü
Mahmutotu, bodur,
Mahmut otu, Meryem otu,
Oğlan otu
Teucreum polium L. - Labiatae Ballıbabagiller Çok yıllık beyaz çiçekleri, otsu, 2000 m ye
kadar yetişebilen bir bitkidir. Kurak alanlar,
kayalıklar ve tarla kenarlarında yetişir. Sık ve
yumuşak tüylerle kaplıdır. 40-50 cm ye kadar
boylanabilir. Haziran- Eylül ayları arasında
çiçeklenir. Zehirli olmayan, acı güvenle
kullanılan bir bitkidir. İştah açıcı, mide-karın
ağrılarını giderici, şekeri dengeleyicidir.
Kaynatılarak elde edilen suyu romatizma
ağrılarına iyi gelir. Terletici, adet söktürücü ve
yara iyi edicidir. Kanamayı kesmek için
yaprakları lapa halinde kanayan yaraya bastırılır.
http://www.bitkizane.com
Suda kaynatılıp çay gibi içilmek
suretiyle mide ve karın ağrısına karşı,
şekeri düşürmek ve iştah açmak için
kullanılır. Çay gibi demlenerek içilip
barsak kurtlarını düşürmekte de
yararlanılır.
Zivircik Emzik otu,
Emice, Emicik, İyicik,
İyilcik, Kokarçalı,
yiyircik Keçi ebişi, Keçi
gevişi, , Siyircilik,
,Zehircilik
Anagyris foetida L.
- Fabaceae
(Leguminosae)
Baklagiller Yaprakları ve dalları kötü kokuludur. Müshil
etkili ve barsak kurtlarını düşürücü etkisi vardır.
Çok zehirli bir bitki olduğundan kullanılmaz.
Köy kadınları çok zehirli olan zivircik
köklerini rahim içine koyarak
istenmeyen gebeliklerde düşük yapmak
için kullanılır. Ölümle sonuçlanan
vakalar olmuştur.
Tablo 5: organik, ve inorganik ürünlerin kullanımları
Table 5: Organic and inorganic use
ORGANİK, İNORGANİK VE KARIŞIM HALİNDEKİ KULLANIMLARI
Arpa (İki sıralı arpa) Hordeum vulgare L.
ssp. spontaneum (K.
- Geramineae Buğdaygiller Arpa tek yıllık bir bitkidirTahıllar içinde en çok
kardeşlenendir.5 - 8 kardeş verir. Bitki boyu
Arpa kepeği lapa haline getirilip köpek
ısırıklarından kaynaklanan yaraların
44
Koch.) Thell.) ortalama 35-100 cm’dir.. Arpanın başlıca
kullanım alanı hayvan yemi ve malt sanayiidir.
Önemli bir hayvan yemi olup, yem olarak değeri
mısırın % 95'i kadardır. (Baytop, 1984),
(https://www.bayercropscience)
tedavisinde, unu ise pişirlip lapası ılık
halde kulağa sarılarak kabakulağın
tedavisinde kullanılıyor.
Ayrık otu Eliytrigia repens L. Geramineae
Poaeceae
Buğdaygiller Toprak üstü kısmı kaynatılarak dahilen
ve banyo şeklinde romatizmaya karşı ve
içilerek kılcal damarları açmak için
kullanılır.
Ayva
Cydonia oblonga L. Rosaceae Gülgiller Meyve pektin, tanen, şeker, organik asit, A ve C
vitamini, mineralce zengindir. Tohumlar % 14-
18 yapışkan maddeler, % 16-20 yağ, tanen,
renkli maddeler, yüksek oranda protein, az
amygdalin ve emülsin içerir. Kalp, akciğer,
boğaz, mide, böbrek, göz, bağırsak
hastalıklarına karşı kullanılmaktadır.
Yaprağı kaynatılıp çay gibi içilerek
Öksürüğe karşı, Ayva yaprağı+
papatya+ Ihlamur: Bu karışım
kaynatılıp suyu içilerek öksürüğe ve
nezleye karşı kullanılıyor
Bal kabağı
Yer kabağı, Kestane
kabağı-Helvacı kabağı
Cucurbita maxima
Lam.
Cucurbitaceae Kabakgiller Gövdeleri silindir biçiminde, yaprakları böbrek
şeklinde ve tüylüdür. Meyveleri basık küremsi,
saplı, ince kabukludur. Pişirildiğinde kabukları
yumuşar ve zar gibi soyulur. Kırmızı etli
kısmında şekerli ve nişastalı maddeler vardır.
Yemeği ve tatlısı yapılır. Çok iri olan meyvesi
dilimli yapıda üzeri pürtüklü gri yeşilimsi
kabukludur., sarımsı, kırmızımsı yada
turuncumsu renktedir.
Kökü dövülüp un ve balla karıştırılarak
yenilerek kısırlığa karşı kullanılıyor.
Gıda olarak tatlısı, helvası yapılıyor.
Kurutulmuş çekirdekleri çerez olarak
tüketiliyor. Kabak çekirdeği
barsaklardaki kurtları düşürüyor.
Fırınlanmış bütün kabağın üstü kesilip
buharına oturularak kısırlığa karşı
kullanılmaktadır.
Balmumu (Cera flava)
- - - Arıların peteklerini yapmak için karın
halkalarında bulunan balmumu bezlerinden
salgılanan balın molekül ağırlığı yüksek, bazı
asitlerle, alkol ve ester karışımıdır. Bunlar alkali
esterler (%72), serbest yağ asitleri (%14),
hidrokarbonlar (%11), serbest alkoller (%1) ve
bilinmeyen maddelerdir (%2). Yoğunluğu bire
yakındır. Erime noktası 62-65°C (Wikipedia).
Geçmişte sıvıda eritilerek yatıştırıcı, günümüzde
ise kozmetik sanayiinde kullanılmaktadır.
Kadınlarda iltihap söktürmek için közde
eritilip buharına oturulur.
Baş kili Saç ve cilt problemleri, mayasıl için cilt
için antiseptik olarak kullanılıyor.
Deli burçak Lathyrus laxiflorus L. Fabaceae Baklagiller Önemli bir yem bitkisidir. Kabızlığa karşı kullanılıyor. Sindirim
45
uğcem (Leguminosae) sistemini güçlendiriyor. Ağızdan acı su
getirerek rahatlamayı sağlıyor.
Emziren kadın sütü - - - - - Kulak ağrısını kesmek için ağrıyan
kulağa damlatılır. Kız çocuğu olan
kadınların sütü tercih edilmektedir.
Fiğ Bayağı fiğ (Vicia
sativa):
Koca Fiğ (V.
narbonensis):
Tüylü Fiğ(V. villosa):
Fabaceae Baklagiller Tek yada çok yıllık tırmanıcı, otsu iyi bir yam
bitkisidir. Yüksek oranda (%20-24) protein
içerirler. Kullanım amaçlarına göre yeşil yem,
kuru ot, silo yemi ve tane yem + saman (kes)
olarak faydalanılabilir. Yüksek besleme
değerine sahip olan fiğ otu geç biçilirse gebe
hayvanlarda yavru atmalarına, süt hayvanlarında
sütün acılaşmasına neden olur.
Kaynatılıp içildiğinde öksürüğü keser.
Karamuk Reçeli yapılır. Nefes darlığı için.
Kara yavşan Karga nanesi
(Beyaz çiçekli)
Artemisia sp. Asteraceae
(Compositeae)
Papatyagiller Çayır ve meralarda doğal olarak yetişir.
Gargara yapıldığında ağız ve boğaz iltihaplarını
geçirir. Yaprağının yakısı yaraları geçirir.
Banyosu kaşıntılara fayda sağlar. Hazmı
kolaylaştırır. Baş ve kulunç ağrılarını keser.
Kaynatılıp buharına oturularak kısırlığa
karşı yaygın olarak kullanılıyor.
Öksürük, bronşit ve gribe karşı
kaynatılarak elde edilen suyu içilerek,
Kırmızı acı biberin
kurusu Rahime yerleştirilerek kısırlığa karşı
kullanılıyor.
Nohut Cicer arietinum L. Fabaceae
Leguminosae
Baklagiller. Gıda olarak kullanılmaktadır. Çiğ nohut ezilip taze dut yaprağı ile
yüzde bulunan iltihaplı yara ve
sivilcelere konulursa iltihap patlayıp
akar.
Tuz kurşunu
Tuz bir tavada ilgili ayetler okunarak
çevrilip nazar değdiğine inanılan kişinin
başının üzerinden çevrilir, yalatılır ve
artan kısım ateşe atılarak yakılır.
Kırmızı gömlek Kızamık olan çocuk ılık suyla banyo
edilip kırmızı gömlek giydirilip yatırılır
Kiremit(Eskiden çatılarda
olan üçgen şeklinde)
Kadınlarda iltihap söktürmek için ısıtılıp
buharına oturulur.
Pancar- Yağlı pancar Mayasıl ve kabızlığa karşı haşlanıp
yenilir.
Patates
Halka halka kesilip sulanan, ağrıyan ve
şişmiş göz kapaklarının üstüne konulur.
46
Pekmez toprağı
Pekmez yapımında pekmeze kıvam ve
lezzet vermekte,
Propolis Aç karına yenilerek mide ağrısına karşı,
çıban patlatıcı, akrep sokmasında haricen
sürülüyor ve bedensel güçlenme için
kullanılıyor.
Kabak çekirdeği: , Aç karına yenildiğinde barsak kurtları ve
solucanlarının düşürülmesinde, Katran buharı Kısırlığa karşı kullanılıyor.
Kına
Suyu içilerek istenmeyen gebelikler
sonlandırılıyor.
Saman
Saman haşlanarak buğusuna oturularak
kısırlığa karşı, Aynı zamanda saman ve
bez yakılarak buğusuna oturularak aynı
amaçla kullanılıyor.
Soğan (yemeklik soğan)
Sarımsak
Allium cepa L.
All ium sativa L.
Alliaceae Soğangiller A, B ve özellikle C vitamini, bol fosfor, iyot,
silis, kükürt gibi faydalı mineraller, antibiyotik
özelliğindeki uçucu yağlar ve hazım arttırıcı
fermentler içerir. Kalp ve prostat, sinir zafiyeti,
cilt hastalıkları ve cinsel iktidarsızlık gibi birçok
sağlık sorununa iyi gelmektedir. Pankreas
tembelliği (şekerliler), sinir zafiyeti, romatizma,
cilt hastalıkları, mide zayıflığı gibi hastalıklara
iyi geldiği, idrar söktürücü olduğu için ve
vücutta birikmiş su ve ürenin atılmasını sağlar.
Önemli bir gıda maddesidir. .Kabuğu:
yün ve dokuma iplerinin boyanmasında
kullanılır. Soğan kabuğunun 2-3 ton
koyusu ve kırmızı elde edilir. Kaynatılıp
buharına oturarak kısırlık tedavisinde
faydalanılır. Sarımsak: suyunu aç karına sabahları
yarım çay bardağı damar tıkanıklıklarını
açmak için içiyorlar.
Söğüt ve fındık dalları ve
soymuğu
Sepet yapımı ve hasır dokumalarında
kullanılır. Bunlar ezilip mal dışkısı ile
karıştırılıp arıcılıkta bal verimini
arttırmak için kovanların üstüne
sıvanıyor. Soymuğu ise Hayvanların
güçlenmeleri için gıda olarak kullanılır.
Süs bitkileri
Toplanıp kurutularak yapma çiçek
aranjmanlarında kullanılıyor.
Şeftali Persica vulgaris L. Amyg-
dalus
persica
/Prunus
Rosaceae Gülgiller Tohumlarda amigdalin olup aşırı dozda
zehirleyici etkisi vardır. Günde 3 den fazla
yenilmemelidir. 20 kadarı yetişkin bir insanda
ağır zehirlenmelere sebep olur. Yaprakları
Yaprakları ezilip lapa haline getirilerek
akrep ve diğer bazı zehirli canlıların
sokmasına karşı pan zehir olarak
kullanılır.
47
persica ekmek içi ile ezilip karıştırılarak derelere atılıp
balıklar uyuşturulur. Sonra balıklar elle toplanır.
Zararlı bir yoldur (Baytop,1984)
Yumurta (yağda pişiril.)
tuzsuz.
Özellikle kafatası kırık ve çatlaklarında
dayanılacak sıcaklıkta sarılır.
Yoşa toprağı
Kırmızı aşı boyası
Toprağa kırmızı rengini veren “demir
oksit”olup kırmızıdan bordoya kadar
renk veren boyar maddir. Davar ve
koyunların sırtına sürülür.
Kırmızı balçık hazırlanır, tülbentten
süzülerek vücudun kızaran yerlerine
sürülür. Suyu aynı maksatla içilir.
Zift yakısı
Zift eritilip bandaj şeklinde hazırlanmış
tülbent veya mermerşahiye sürülüp
kırıklara sarılarak
Tablo 6: Karışım halindeki kullanımlar
Table 6:
Nane+maydanoz+ bal Basur için sürülüp sıcak tuğlaya
oturuluyor.
Gelincik+ kırmızı yovşa
toprağı
Karıştırılıp yeni doğan çocuklara
sürülerek çeşitli hastalıklardan
korunmaktadır.
Çekirdeksiz
üzüm+karabiber
Bulamaç haline getirilip yedirilerek
kısırlığa karşı kullanılmaktadır.
Kekik+alıç Çayı bronşite karşı
Kırkayak+zeytinyağı Zeytinyağına atılan kırkayak eriyince
böcek sokmasına karşı haricen kullanılır.
Kırmızı pul biber+ süt Kırmızıbiber sütte kaynatılarak soğuk
algınlığında terlemek ve vücut ağrılarını
kesmek için içilir.
Çörekotu+ üzerlik Bu karışım karıştırılarak baş ağrısı ve üç
harflilerden korunmak için muska
yapılır/ yaptırılır.
48
Kaya tuzu+su
Çankırı’nın ünlü tuz mağarasından çıkarılan
tuz ve su bulamacı.
Tuz ve su bulamaç haline getirilerek şap
hastalığını tedavi için hayvanların
bedenine, ağzına sürülür ve ayakları
batırılırsa 3 gün içinde hastalık etkisini
kaybeder. Kaya tuzu rahim ağzına
yerleştirilerek gebelik önleniyor.
49
Grafik 1: Yörede çeşitli amaçlarla kullanılan bitkisel ürünlerin ifade ediliş sayısı.
Graphic 1: Number wording of herbal products used for various purposes in the region.
Deneme alanında anket çalışması yapılan 58 kişiden 31 i gıda kaynağı ve tedavi edici olarak
kuşburnunu ifade etmiştir. Bunu 18 er kez ifade ile alıç ve ısırgan izlemiştir. Diğerlerinin
ifade
ediliş sayıları da grafikte görülmektedir. Çok fazla ifade edilen türlerin halk için önemli
olduğu,
çok bilindiği ve çeşitli şekillerde kullanıldığı anlaşılmaktadır.
50
89,7
84,5
60,3
41,4
41,4
29,3
12
10,4 8,6 6,7
Kullanım Alanlarına Göre Yüzdeler
Gıda
Tedavi
Hayvancılık
Hay. Tedavi
Arıcılık
Baharat
zehir pan zeh
El işleri
Grafik 2: Tespit edilen ürünlerin kullanıldığı alanların yüzdesi (çubuk grafik)
Graphic 2: The percentage of the applications for which the determined product (bar graph)
Grafik 3: Tespit edilen ürünlerin kullanıldığı alanların yüzdesi (disk grafik).
Grap 3: The percentage of the applications for which the determined product (disc graph).
Gıda TedaviHayvan
cılıkHay.
TedaviArıcılık Baharat
zehirpan zeh
El işleribüyü-nazar
Hayvangıdası
Seri 1 89,7 84,5 60,3 41,4 41,4 29,3 12 10,4 8,6 6,7
89,784,5
60,3
41,4 41,4
29,3
12 10,4 8,6 6,7
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
YÜ
ZDEL
ER
Tespit edilen ürünlerin Kullanıldığı Alanlar
KULLANIM ALANLARINA GÖRE İFADE SAYISI YÜZDESİ
Gıda Tedavi Hayvancılık Hay. Tedavi Arıcılık
51
19
10
106
6
5
5
5
43 2 2
İfade sayısıTavşan yağı
Zift
Kadın sütü
Tuz+su
Yağda yumurta
Katran
Kına
Çiğ nohut
Tuz kurşunu
Saman buharı
Kırk ayak+zeytin yağı
Çıra odunu
Grafik 4: Org, inorg maddeler ve karışımların kullanım alanlarının ifade sayısı (Çb graf)
Graphic 4:Organic, inorganic substances and mixtures the number expressing the usage (bar graph).
Grafik 5: Organik, inorganik maddeler ve karışımların kullanım alanlarının ifade
sayısı (disk grafik).
Graphic 5:Organic, inorganic substances and mixtures the number expressing the usage (disc graph).
19
10 10
6 6 5 5 5 4 3 2 2İFA
DE
SAY
ISI
Organik, inorganik ve karışımlar
52
Resim 8: Rubia tinctoriumun kökleri, kök sapı ve bitkinin
toprak üstü kısmı
Photograph 8: Root, stem and whole plant of Rubia tinctorium.
Resim 9: Dokumada kullanılacak yünün eğirilmesi boyanması ve kullanıma hazır hale getirilmesi.
Photograph 9: Spinning of the wool to be used in weaving, dyeing and making ready for use.
Grafik:6 Hastalıklar ve tekerrür sayısı Graphic:6 The number of diseases and expression
53
Resim 10: Kekre Acroptilon repens (Özer, 2015) Resim 11: Pekmez toprağı (https://www.google.com)
Photograph 10: Acroptilon repens Photograph 11: Molasses soil
Sepet ve hasır işleri
Günümüzde yok olmaya yüz tutmuş olsa da geçmişte yöre halkının faydalandığı ve
zaanatkarının geçim kaynağı olan bu sanat dalı saz, kamış ve buğday sapı gibi esnek dal veya
lifler kullanılarak yapılırdı. Üretilen bu ürünler yiyecek ve eşya taşımak için örülerek yapılan
kulplu sepetler, zembiller ve tabana serilen hasır yaygılar olup sepetler kullanım yerlerine
göre isimler alırdı.
Resim 12: hasır ve sepet gibi el sanatları
Photograph 12: Crafts such as wicker and basket
5. TARTIŞMA SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1 TARTIŞMA
Yapılan literatür çalışmalarında Çankırı ve çevresinde (Çankırı- Ilgaz ve Çankırı-Çerkeş)
yetişen bitkilerin etnobotanik özellikleriyle ilgili bazı çalışmaların (Ezer ve Avcı 2004)
yapıldığı tespit edilmiştir. Oysa bu çalışma Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü sınırları içinde
yer alan 4 İşletme Şefliğinin çalışma alanındaki çoğunluğu 31-a ve birkaç tanesi de 32-a
kapsamında olan toplam 25 orman köyünde yapılmıştır. Çalışmada geçmiş yıllarda güç
şartlarda yaşayan orman köylüsünün gıda, hayvan yemi, boyar madde temini gibi ihtiyaçları
yanında kendince en önemli hastalıklarının tedavisini doğada ve bitkilerde aradığı
görülmüştür. Yapılan arazi ve anket çalışmalarında köylüler tarafından geleneksel yollarla
faydalanıldığı tespit edilen bitki türleri, bu türlerin ait oldukları familyaların Latince ve
Türkçe adları ile sayısı Tablo 3 de verilmiştir. Tespit edilen tür sayısı 61 olup bu türler 32
familya da yer almaktadır.
Türlerin familyalara dağılımı incelendiğinde: tür çeşitliliği kadar familya çeşitliliği olduğu da
görülmektedir. Bunda çalışma alanının I. Derece deprem kuşağı ile İran-Turan ve Avrupa –
Sibirya flora kuşaklarının kesişme noktasına yakın olmasının etkili olduğu düşünülmektedir.
54
Tablo 4 de faydalanıldığı tespit edilen türlerin Latince ve Türkçe adları, yöre halkının verdiği
adlar, familyaları, literatürde yer alan tedavi edici özellikleri, kullanılan bölümleri,
hazırlanması, yöre halkının kullanım alanları ve hazırlama şekilleri ile gerekli görülen ilave
notlar yer almaktadır. Tablonun son sütununda köylünün kullanım alanları yer almaktadır. Bu
sütunda bazı kullanım alanları ve şekli kırmızı renkte yazılmıştır.
Yöresel bitki adlarının tespiti, derlenmesi ve kayıt altına alınması etnobotanik çalışmaların
önemli hatta en önemli kısımlarından biridir. Çünkü bitkilerin ve tüm doğal kaynakların hangi
topluluklarca ve ne biçimde kullanıldıklarının, toplumun faydalanma şekline, o toplum için
önemine ve bunun sebebine dair ipucu vermektedir. Bu da bitkiler için yöresel adlandırmanın
ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır (Yıldırımlı 2004). Yöresel adlarda bu
özellik, bitkinin dış görünüşü, kullanılışı, etkisi, fayda veya zararı, yaşadığı ortamı, taşıdığı
madde vs. ile ilgili olabilir (Baytop, 1963,1983,1984). Çalışmalar sırasında da bahsedilen
düşünce ve yaklaşımlar tespit edilmiştir.
Tablo 5 de tarım alanlarında yetişen ve/veya tarım bitkisi olan ancak geleneksel olarak halkın
faydalandığı ve kayıtlarda rastlanmayan kullanım alanları olduğu anlaşılan bitki türleri ile
organik ve inorganik ürünlere yer verilmiştir. Bu ürünlerin adları, bitkisel olanların bilimsel
adları, kullanım alanları ve şekilleri ve gerekli uyarılara bu tabloda yer verilmiştir.
Tablo 6 da ise karışım halindeki ürün ve materyallerin kullanım şekli ve kullanıldığı alanlar
verilmiştir.
Odun Dışı Orman Ürünü olmayan ancak geleneksel faydalanmada önemli olduğu anlaşılan
ürünlere ait bilgilerin kayıt altına alınması için 2 ayrı tablo halinde düzenlenmiştir.
Kullanım alanları incelendiğinde bitkilerin tedavi amacıyla kullanımında soğuk algınlığı ve
grip gibi hastalıklardan sonra, halkın ifade etmekte zorlandığı ve utandığı hastalıkları ve
sağlık problemleri için yoğun olarak doğadan ve bitkilerden faydalandığı görülmüştür.
Kadınların kısırlığa karşı ve istenmeyen gebelikleri sonlandırmak için bulgular bölümünde
etraflıca anlatıldığı gibi bazı bitkileri ya da tuz gibi mineral maddeleri tek ya da karışım
halinde kullandıkları tespit edilmiştir. Özellikle istenmeyen gebelikleri sonlandırmak için
uygulanan madde ve bitkilerin bu amaçla yapılan kullanımına ilişkin diğer kaynaklarda
bilgiye rastlanmaması dikkate değerdir.
Bunu hemoroit- basur için yapılan kullanımlar takip etmiştir. Yeşilada ve Sezik’e (2002) atfen
Gürhan ve Ezer, 2004) tarafından yapılan çalışmanın sonuçlarından biride halk arasında
geleneksel ilaçların en sık hemoroit tedavisinde kullanıldığı şeklindedir. Bu araştırmacıların
tespitleri ile Çankırı Orman İşletme Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında tarafımızdan yapılan
araştırmanın sonuçlarının örtüştüğü önemli alanlar bulunmaktadır.
Hayvanların yediği ya da yemediği zehirli otları en iyi bilenlerin çobanlar ve hayvancılık
yapanlar olduğu dikkate alınarak anket çalışmalarında bu kişilerden de yararlanılmıştır.
Böylece hayvan beslenmesi ve tedavisinde de kullanılan faydalı ve önemli bilgiler elde
edilmiştir. Şap tedavisi ile hayvanların derilerinde bulunan ve sağlıklarını tehdit eden mantar
vb. hastalıklarının tedavi yolları bunların arasında yer almaktadır.
Çalışma bölgesinde yaşayan halk bitkilerden çeşitli şekillerde gıda olarak faydalanmakta
ancak geleneksel olarak baharat kullanma kültürü olmadığı tespit edilmiştir. Halkın
geleneksel faydalanmaya karşı ilgisiz kaldığı anlaşılmış olmakla birlikte, günümüzde
medyadan elde ettiği bilgileri uygulamaya çalıştığı görülmüştür. Medya ve bazı kaynağı belli
olmayan/ şüpheyle karşılanan yayınlar sebebi ile ciddi boyutta bilgi kirliliği meydana
gelmektedir.
İl Ankara’ya 190 km mesafede olduğu ve günümüzde ulaşımda herhangi bir sıkıntı söz
konusu olmadığı için halk sağlık sorunlarını Çankırı’da çözemediğinde Ankara’ya gitmekte
55
ve Devletin sağladığı sosyal yardımlardan faydalandığı için bitkisel kaynaklardan
faydalanmayı düşünmemektedir.
5.2 SONUÇ
Yapılan çalışmada köylerin göçler ile boşalma noktasına geldiği ve köylerde genellikle yaşlı
nüfusun yaşadığı tespit edilmiştir. Alan çalışmalarında çok azda olsa (% 0.04) örnek teşkil
edebilecek geri göçlerin başladığı da öğrenilmiştir. Orta yaşlıların ve gençlerin geleneksel
faydalanmaya önem vermemesi, özellikle bitkisel ürünlerin temini ve uygulamasının güç
olması sebebiyle doğadan faydalanmaya yönelmemesi, geleneksel bilginin öncelikli olarak
bölge halkına devamında ise ülke halkına ve bilim dünyasına aktarımı konusundaki zincirin
kopmasına sebep olmuştur. Aile büyüklerinin ölmesi sebebiyle pek çok önemli bilginin yok
olduğu anlaşılmıştır.
Halk özellikle genç nesil genel anlamda herhangi bir ihtiyacı için doğadan faydalanma yolunu
seçmediği gibi bu konuda çoğu ata ve ninelerinden kalan geleneksel bilgileri öğrenme
konusunda ilgisiz kalmıştır. Gelecek nesillere aktarılması kaçınılmaz görevler arasında olan
geleneksel faydalanma bilgisinin, atalarımızdan günümüze kadar giderek unutulduğu bir
gerçektir. Unutulan bilgiler göz ardı edilemeyecek kadar fazladır. Bunda genç nesillerin
ilgisizliği kadar, bilim ve teknolojideki gelişmeler etkili olmuş, sentez yoluyla elde edilen
ürünler ilaç ve kozmetik sanayiinde tercih edilmiştir. Diğer iki önemli etkenden birisi,
doğadan faydalanmanın emek yoğun bir yol olması bir diğeri de hatta en önemlisi de
bilgilerin kayıt altına alınarak yazılı kaynak haline getirilmemiş olmasıdır. Binlerce yıla
dayanan bu bilgiye sahip olmak kolay olmamıştır. Deneme yanılma yoluyla yapılan
faydalanma çabaları zehirlenme vb. ile birçok insanın hayatını kaybetmesine de sebep
olmuştur. Bu acı deneyimlerin tekrar yaşanmaması için elde edilen bu bilgiler atadan toruna
geçerek yüzyıllar boyunca gündemde kalmış ve günümüze kadar gelmiştir.
Yapılan ve bundan sonra da yapılacak olan etnobotanik çalışmalar, halkımız ile bitkiler
arasındaki koruma kullanma dengesi içindeki ilişkinin gelecek kuşaklara aktarması
bakımından önem taşımaktadır. Böylece geleneksel bilginin unutulup kaybolması
önlenecektir. Özellikle geleneksel halk ilaçları üzerine bilimsel temele dayanan araştırmalar
ile geniş halk kitlelerinin yararına sunulabilecek yeni ilaçların geliştirilmesi mümkün
olacaktır. Söz konusu bilgiler ışığında biyolojik çeşitlilikçe çok zengin olan ülkemizin dünya
sağlık ve eczacılık sektöründe önemli bir yer kazanacağı ve mevcut potansiyel sebebiyle
küresel bir önem kazanacağı kaçınılmaz bir gerçektir. Orman alanlarımız da biyolojik
varlıkları ve en yakın faydalanıcısı konumundaki orman köylülerinin birikimleri ile bu
konudaki çalışmaların önemli kaynaklarından biri olacaktır. Bu doğrultuda yapılan
araştırmalar, yıllarca “koca-karı ilacı” denilerek küçümsenen halk ilaçlarının insan ve hayvan
sağlığı için önemli bir kaynak olduğunu göstermektedir. 32 familyada yer alan 61 bitkisel
kaynak ile çoğu bitkisel kaynak olmak üzere azımsanamayacak 32 organik, inorganik
maddeler ve 7 karışımın kullanım alanları ve bilgi aktarımında önemli rol oynayan yaygın ve
yöresel adları tespit edilmiştir. Çankırı’nın orman köylerinde halk ilaçları ve kullanımlarının
bir envanteri niteliğinde olan bu çalışma ile mevcut duruma göre kısa süre sonra tamamen yok
olacağı öngörülen geleneksel bilgiler toplanmış, tanımlanmış, yeni bilinmeyen
adlandırmalara, kullanım şekilleri ve gün yüzüne çıkmamış halk ilaçlarının tespiti mümkün
olmuştur. Bu araştırma çalışması ile elde edilen veriler geleneksel bilginin toplanması, kayıt
altına alınarak gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlayacak ve ilaç sanayi başta olmak
üzere ilgili kurumların araştırmalarına temel oluşturacak niteliktedir. Geleneksel bilgiye
56
erişim sağlanması yanında bu çalışma ile elde edilen sonuçlar yapılan çalışmanın önemini
vurgulamaktadır
5.3 ÖNERİLER
Bu konuda atılacak adımlara katkıda bulunmak üzere, ülkemiz gibi biyolojik çeşitlilikçe
zengin ve kökü yüzlerce yıl öncesine kadar uzanan atalardan bu güne ulaşan geleneksel
faydalanma bilgisine sahip ülkelerin yöneticileri ve araştırmacılarına önemli görevler
düşmektedir. Bu görevlerin başında mevcut kaynakların tanınması ve bunların geleneksel
olarak atalardan gelen faydalanma yol ve yöntemlerini araştırmakla başlar. Çalışmalarda elde
edilen bütün bilgilerin derlenerek yazılı hale getirilmesi ile gelecek nesillere aktarılması
sağlanacaktır. Elde edilen verilerin oluşturulacak veri tabanında elektronik ortamda
muhafazası da küresel boyutta ayrı bir önem taşıyacaktır. Bunun temini için ilgili bütün
kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılmalı, her kademede bilgi akışı sağlanmalıdır. Sözü edilen
bilgilerin ilaç sanayi başta olmak üzere ilgili bütün sanayi kuruluşlarının ar-ge birimlerinin
hizmetine sunulmaya hazır hale getirilmesi ve ilgili kuruluşların bu çalışmalardan haberdar
edilmesi gerekmektedir.
Geleneksel faydalanmaya ilişkin bilgiler, ecza, kimya, biyoloji alanlarında çalışan
araştırmacıların katılımıyla düzenlenecek periyodik toplantılarda görüşülmeli paydaşlar için
yeni strateji ve politikalar belirlenmelidir. Kullanıma ilişkin yeni bilgiler ışığında yeni ilaçlar
ve çeşitli sanayi kollarında kullanılabilecek ürünlerin geliştirilmesinde model moleküllerin
geliştirilmesi mümkün olabilecektir. Bu gelişme zaman içinde ülke ekonomisinin önemli
girdilerinden biri olabilecektir.
Özet olarak söylemek gerekirse; bütün bu noktalar dikkate alınarak daha fazla bilgi kaybına
uğramadan geleneksel bilgilerin elde edildiği “etnobotanik” çalışmalara ağırlık verilmeli,
hızlandırılmalı ve en önemlisi de eksiksiz bir şekilde kayıt altına alınarak yazılı ve elektronik
ortamda insanlığın hizmetine sunulmalıdır. Bu bir öneri değil zorunluluktur. Bir diğer
zorunluluk da ülkemiz için bir veri bankası oluşturulması ve bu bilgilerin paylaşımı için
strateji ve politikalar belirlenmesidir. Yapılan bu araştırma çalışmasının Genel
Müdürlüğümüzün öncülüğünde İlgili Orman Bölge Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli
alanlarda tanıtılması ve yaygınlaştırılması bilim dünyası ilgililer ve kamuoyuna erişim
noktasında yararlı olacak ve örnek teşkil edecektir.
ÖZET
Çankırı- Merkez Şabanözü, Yapraklı, Sarıkaya da çoğu bitkisel olmak üzere halk ilacı olarak
kullanılan doğal kaynaklar araştırılmış ve 61 ODOÜ, 32 ziraat ürünü ve diğer organik ve
inorganic kaynak ile bazı karışımların halk ilacı olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Halk ilacı
olarak kullanılan bitkilerin yöresel adları, bilimsel ve yöresel adları ile kullanılış şekilleri kayd
edilmiştir. Bu bulgular Türkiye’de yapılan halk ilaçları ile ilgili araştırmalarla
karşılaştırılarak, ülkemiz için yeni adlar ve kullanılışlar tespit edilmiştir.
SUMMARY The biological sources, mainly plant used as folk medicines in Çankırı- Merkez, Şabanözü,
Yapraklı, Sarıkaya- provinces were investigated. As a result of our research it was
determinate that 61 plants which are NWFP, 32 Agricultural products and other organic and
inorganic materials and some mixtures are used as folk medicine in forest village. This
medicinal plants are identified are listed with the scientific and local names traditional usages
and the medicinal plants for our country are defined based on the comparison of data with
studies on folk medicine.
57
KAYNAKLAR
ANONYMOUS; 2002. EuropaischesArzneibuch, Grundwerk 4. Ausgabe, 6. Nachtrag 2
ANONİM.2005: Türkiye’nin Biyolojik zenginlikleri. Türkiye Çevre Vakfı Yayını.ANK.
AVCI, M.: 2005. Çeşitlilik ve Endemizm Açısından Türkiye’nin Bitki Örtüsü.. İÜ Ed.
Fakültesi Coğrafya Bölümü Sayı 13 İstanbul.
BAŞ, T: 2006. Anket. Seçkin Yay., Ankara.
BAŞER, K.H.C.: 1987. Biyolojik Kaynaklar, Eczacılık ve tıp. 19-20 Kasım Türkiye Çevre
Sorunları Vakfı Tarafından düzenlenen Biyolojik zenginlikler ve değerlendirilmesi konulu
toplantıda bildiri olarak sunulmuştur. Ankara. BAYTOP,T.;1963. Türkiye’nin tıbbi ve Zehirli Bitkileri. İst. Ün. Yayın. NoEcz. Fk. İST.7
BAYTOP, T. 1983. Farmasötik Botanik. İÜ, 3158, Ecz Fak Yayınları: 36, İST.
BAYTOP, T.:1984 Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün. İst. Ünv Yay. Ecz fak.
No:3255- No:40 İST. BAYTOP, T.: 1994 Türkçe Bitki Adları Sözlüğü..Atatürk Klt, Dil ve Tarih Yük. Kr, TDK
Yay. 578, Ank.
BİRAND, H.: 1952 Türkiye Bitkileri (Plantae Turciceae) Ankara Ünv. Fen Fak. Yayınları
Um. 58 Botanik. 1, BROWN,D.:1995 Encyclopedia of Herbs and their Uses. Herb Society of America, Dorling
Kindersley, NY.USA.11
ÇANKIRI TUZ ÇALIŞTAYI RAPORU,2012 TC. Kuzey And. Kalkınma Ajansı (
KUZKA). CANİKLİ,N.:1989.Kök Boya (Rubia tinctorum L.)’dan Elde Edilen Renkler ve Bu Renklerin Yün
Halı İplikleri Üzerindeki Işık ve Sürtünme Hast..AÜ. FBE Ev Ek. ABD Yüksek Lisans Tezi ANK. CANSARAN, A., KAYA, Ö.F.,Yıldırım, C.: 2007 Ovabaşı, Akpınar, Güllüce ve Köseler
Köyleri (Gümüşhacıköy/Amasya) Arasında Kalan Bölgede Yapılan Etnobotanik Bir Arşt.
CEYLAN, A., 1995 a-b-c; . Tıbbi Bitkiler I, E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayını, Yayın No. 312.
CHİEJ,R.;1984. The Mcdonald Encyclopedia of Medicinal Plants. The Macdonald Encylopedia
of Medicinal Plants. Macdonald&Co (Pub.) Ltd. Maxwell House 74 Worship St London
ÇAKILCIOĞLU,U, TÜRKOĞLU,İ.: 2009. şifalı Bitkiler Araştırma Dergisi 4 (7), s. 567-572,
2010 Nisan, Http://www.academicjournals.org/JMPR adresinde mevcuttur.
DAVİS,p.h.,ed.1965-1988. Flora of Turkey andthe East Aegean İslands, 10 cilt, Edinburg Univ.
Press DÖNMEZ,E.,O.,MERGEN,O.;2006. Anadolu’daki Bazı Tunç Çağı Arkeobotanik Buluntularında
Zararlı Böcekler ve İzleri. 2. Doğa Tarihi Kongresi. ANK. DUKE,J.; 1985. Handbook of MedicinalPlants, CRC Pres Boca Raton USA 16
e-Journal of New World Sciences Academy: 2009, Volume: 4, Number: 2, Article Number: 5A0011
EKİM, T., GÜNER, A.: 2000.The Floristic Richness of Turkey. Curtis’s Botanic. Mag. 17/2
EKİM, T., KOYUNCU, M., VURAL, M., DUMAN, H., AYTAÇ, Z., ADIGÜZEL, N.:
2000. Türkiye Bitkileri Kırmızı kitabı (Pteridophyta and Spermatophyta). Türkiye Tabiatını
Koruma Derneği ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yayını, Ankara.
ELÇİ, B., ERİK, S.: 2006. Güdül ve Çevre. Etnobotanik Özellik., HEF Derg. Clt26/2. Ank.
58
ERCAN, M.: 1997. Bilimsel Araştırmalarda İstatistik. Kavak ve Hızlı Gelişen Tür Orman
Ağaçları Araştırma Enst: Md. Çeşitli yayınlar serisi No:6 İzmit.
ERİK, S., TARIKAHYA, B.: 2004. Türkiye Florası Üzerine. EZER,N., AVCI, K. ; 2004. Çerkeş (Çankırı) Yöresinde Kullanılan Halk İlaçları” Hacetepe Ünv.
Eczacılık Fakültesi Dergisi, Sayı 2, Temmuz Ankara
GÜLER, S., 2004. Erzurum Yöresinde Doğal Yayılış Gösteren Bazı Tıbbi ve Aromatik
Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri. Doğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü
Yayınları, Teknik Bülten Serisi, No: 5, Erzurum. of Gardening (Volume.1,2,4,5, 6,
HALİLOVA, H.; 2012 Çankırı Tuz Çalıştayı Rp. Kuz. And. Kalk. Aj (KUZKA). Çank. Yatr. Dest.
Of.
IŞIK, K.:1996. Biy. Çeş. ve Or. Gen Kaynaklarımız. Or. Bak. Yay No.13 Lazer Ofset ANK. KARADAĞ,R.: 2007. Doğal Boyamacılık. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı DÖSİM Geleneksel el
sanatları ve mağazalar İşletme Müdürlüğü ANKARA
KAYA,A.: 2010; Bitkilerle tedavi sempozyumu, Zeytinburnu/ İstanbul KAYABAŞI,N., DELLAL,.G.:2006. Türkiye’de Farklı Koyun Irklarından elde edilen Yünlerin
Kökboya ile verdikleri renklerin Subjektif ve Objetif Yönt. Değ. Üz. Bir Araşt. SDÜ Fen BL. Ens.
Derg. 10-3. 2006 334-340 ISP
KENDİR,G., GÜVENÇ, A.: Ocak 2010 Etnobotanik ve Türkiye’de Yapılmış Etnobotanik
Çalışmalara Genel Bir Bakış. Cilt 30 / Sayı 1 / / ss. 49-80 HÜ. Ecz. Fak. Dergisi. ANK
KETENOĞLU ,O., AYDOĞDU, M.: 1994. Amasya, Yozgat, Çorum Arasında Kalan
Bölgenin (Karadağ, Kırlar ve Buzluk dağları) Floristik ve Sintaksonomik Yönden
Araştırılması.TÜBİTAK; Prıje No: 1129 Ankara. KIRNAK, M.,A.,; Nisan, 2001 Prehistoryen-Arkeobotanist (MSc) Bu bildiri Çukurova Üniv., FEF
Arkeoloji Blm’nde sunulmuştur. ÇÜ Sos. Bil. Enst. Dergisi C: 15 sy: 3 (Ark. Öz. Sy) 2006 ADANA.
KÖŞKER 1945; Kök boya KURHAN,N.G.: 1964. Acroptilon picris L. Kekre Bitkisinin Herbisitlerle Mücadele usulünün
Araştırılması. Ankara Zirai Mücadele Enstitüsü, Bitki Koruma Bülteni 4(2):47-66 Ankara
ORTAÇ, H.S.: 2010 Çankırı Kızılırmak İlçesi Kuzey kışla ve Güney kışla Köyü Kilim Dokumaları.
Kilim Millî Folklor, 2010, Say› 86
ÖNEN, Z., H., TURSUN, N. ve UYGUR, F.N.: 1999. Türkiye’nin Bazı Önemli Yabancı Otları
(Tanımları ve Kimyasal Savaşları), GOP Ünv., Z. F. Yay. No: 38, Ktb sıra No: 16.
ÖZER, S.A., 1990: Bitkisel Kaynaklarımız ve Tıbbi Bitkiler. Or. Ar. Ens. Drg, Cilt: 36/71
Ank
ÖZER.,A.S.: 1987. Ülkemizdeki Bazı Orman Tali Ürünlerinin Teşhis ve Tanıtım Kılavuzu.
OGM Yayın No:659, Seri No:18, Ankara. (Yayın, o yıllardaki OGM’nin yayın politikası
gereği yazarı belirtilmeden yayınlanmıştır. Ancak bu yayının A. Sermin Özer tarafından
hazırlandığına ilişkin bir resmi yazı alınmış olup bu yazı gerektiğinde eklenecektir). ÖZGÖKÇE 2014 ‘6. Uluslararası Tıp Eğitimi ve Tıp Hukuku Kongresi. Van.
ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H.:1991 Doğu Anadolu Bölgesinde, Van ili ve çvresinde bitki
türlerinin biyolojik ve ekolojik özellikleri PEARSALL,D.:1989 Paleoethnobotany A Handbook of. Procedures.. 470 pages, 136 figures,
bibliogra- phy, index. San Diego, CA: Academic Press, USA
SEZİK, E, M. Zor and E. Yeşilada, 1992. Traditional medicine in Turkey II. Folk medicine
in Kastamonu. International Journal of Pharmacognosy. 30(3): 233-239. SEZİK, E., E. YEŞİLADA, G. HONDA, Y. TAKAİSHİ, Y. TAKEDA AND T. TANAKA, 2001.
Traditional medi. in Turkey. Folk medicine in central Anatolia. Jour. of Ethnopharmacology. 75:95-
115
ŞİMŞEK, I., AYTEKİN, F.,YEŞİLADA VE E.,YILDIRIMLI, Ş.:2002 Anadolu’da Halkın
bitkileri Kullanış Amaçları Üzerinde Etnobotanik Bir Çalışma. XIV. BİHAT. Eskişehir. TABATA,M.,HONDA,G.,SEZİK,E.,YEŞİLADA,E.;1993 A report on Traditional Medicine And
Medicinal Plants in Turkey. Faculty of Pharmaceutical Sciences Kyoto Univ. JAPAN
59
Tedavide Kul. Bitk “FFD Monografları” 2007 MN Medikal ve Nob.Tıp Ktb, 105-109, ANK.,
TREBEN,M.:2000.Tanrının Eczanesinden Sağlık Şifalı Bitkiler İle İlgili Deneyimler ve Öneriler
(Orj Dil. Alm. Gesundheit aus der Apotheke Gottes) İST
VURAL. M., KARAVELİOĞULLARI. F.A. 1998. Çiçekdağı -Kırşehir ve çevresinin
etnobotanik özellikleri, Ot Sistematik Botanik Dergisi 4(1):117-124. Bu çalışmada sorgulama
yöntemi ile yöre halkı tarafından faydalanılan bitkiler bunların familyaları, kullanım alanları
ve şekilleri anlatılmıştır. YAPRAKLI BELEDİYESİ YAYINLARI VE NİYAZİ KANSU
YILDIRIMLI, Ş., EKİM, T. (1986). : Ankara, Gölbaşı’nda yabani bitkilerin kullanılış amaçları
ve şekilleri üzerine bir araştırma. OT Sistematik Botanik dergisi..
YILDIRIMLI, Ş. :2004 Etnobotanik ve Türk Etnobotaniği. Kebikeç, Sayı 17 Sayfa: 183 ANK.
Sayfa: 183.
ZEYBEK, N., ZEYBEK, U., (1994); Bu çalışmada, kapalı tohumlu bitkilerin
(Angiospermae) familyalar itibariyle, botanik ve ekolojik özellikleri, faydalanma yöntemleri
ve kimyasal yapıları ve özelliklerine ilişkin bilgiler verilmiştir.
SİTELER: http://www.agri.ankara.edu.tr
http://www. ansiklopedim.
http://www.blogcu.com
http://www.dogatarihi
http://www.viable-herbal.com
http://www.holisticonline.com/herbal-Med
http://permaculrure.info/cgi-bin
http://www.traffic.org/plants/recommendations.html
http://www.rei.rutgers.edu/~struwe/gentnet/ Access: 16.6.2006
http://www.pharmakobotanik.de Access: 1.6.2006
http://tr.wikipedia.org
http://www.cografya. https://www.google.com.
http://www.kuzka.org.tr/dosya/cankiri_tuz_calistayi 20012 http://commons.wikimedia.org/wiki/Category:Anemone_blanda
http://www.finegardening.com/grecian-windflower-anemone-blanda
http://www.missouribotanicalgarden.org/PlantFinder/
https://www.google.com.tr/search
http://www.kuzka.org.tr/dosya/cankiri_tuz_calistayi_raporu.pdf p
https://www.acarkatrancilik.com
http://www.populerbilim.com.tr
http://www.saglikaktuel.com/
60
EK:1Çalışmalarda kullanılan anket formu.
(Bu anket formu proje ile ilgili olarak A.Sermin ÖZER tarafından geliştirilmiştir.)
ÇALIŞMADA KULLANILACAK ANKET FORMU
ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ: ÇANKIRI ORMAN İŞLETME ŞEFLİĞİ: MUHTAR ( Köy ile İlgili Bilgiler) İLÇE: KÖY: Köyün Nüfusu:
a) Orman içi köy b) Orman bitişiği köy KÖYLÜ ( DEMOGRAFİK YAPISI İLE İLGİLİ BİLGİLER) 1-) Görüşülen kişinin;
a-) Adı- soyadı b-)Yaşı c-) Cinsiyeti d-) İşi 2-) Kaç yıldır köyde ikamet ediyorsunuz? 3-) Aylık ortalama geliriniz ne kadardır?
a-) Yok b-)200-500 c-) 501-800 d-) 801-1000 e-) Bunların dışında
4-) Gelir kaynağınız nedir/nelerdir? 5-) Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz?
a-) Evet (nedeni) b-) Hayır
6-) Sizce köyün en önemli sorunu nedir? a-) Yol b-)İçme suyu c-) Elektrik d-) İşsizlik e-) Sağlık ocağı yok f-) Göç g-)Diğer
7-) Hayvancılık yapıyor musunuz?
a-) Evet b-)Hayır 8-) Hayvanlarınız için ormandan hangi bitkilerden yararlanıyorsunuz? 9-)Akrabalarınızdan göç eden var mı? Kaç kişi? (Varsa) nereye? 10-)Göç sebebi neydi?
a-) Maddi b-)Eğitim c-) Sağlık sorunları d-) İşsizlik e-) Ailevi f-) Diğer
11-) Sizde göç etmek ister misiniz? a-) Evet (Neden) b-) Hayır (neden)
61
12-) Isınma ve diğer ihtiyaçlarınız için ne kullanıyorsunuz? Yılda ne kadar?
a-) Odun b-)Kömür c-) Tezek d-) Diğer
13-) Ormanların size faydaları nelerdir? a-) Yakacak tem. b-)Yaprak fay. c-)Erozyonu önleme d-) Su Kaynağı e-) Avcılık f-) diğer 14-) Köyünüzde orman suçu işleniyor mu? İşleniyorsa nelerdir?
a-) Ağaç kes. b-)Otlatma c-) Nakliye d-) Açma e-)İşgal ve hatalı fayd. f-)Kömür yapma g-)Orman yakma h-) İzinsiz tesis kurma ı-)Diğer
15-) Sizce orman suçu işlemenin nedenleri nelerdir? a-) Maddi imkansızlık b-) Fazla para kazanma c-) Husumet d-)Cehalet e-)Diğer
16-)Orman İdaresi ile sorunlarınız var mı? Varsa nelerdir?
a-) Sorun yok b-) Memurlar taraflı dav. c-) İşlemler uzun sürüyor d-)Yeterince koruma ve kontrol yok e-)Üretim işlerine geç başlanıyor f-)Diğer
17-) Köyünüzde ormanda daimi ve geçici işçi olarak kaç kişi çalışıyor? a-)Daimi işçi ( ) b-) Geçici işçi ( )
18-) Sizce ormanı korumanın en iyi yolu nedir?
a-)Or. Muhafaza mem. ile b-)Köy tüzel kişiliği ile c-)Jandarma ile d-)Halkın eğitimiyle e)Mülkiyet prob. çözümüyle f-)Gelirin artmasıyla g-)Alternatif gelir kaynakları temini
19-)Yaprak faydalanması yapıyorsanız bundan vaz geçmek /azaltmak için ne gibi bir alternatif olmalı?
a-) Yapmıyorum b-) Köy meraları iyileştirilmeli c-) Devlet bedava yem vermeli d-)Yem kredi si verilmeli e-)Diğer
KÖYLÜ ( ODOÜ İLE İLGİLİ BİLGİLER)
20-)Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ) hakkında bilginiz var mı/ne düşünüyorsunuz? (Soru anketör tarafından açıklanacak) 21-) Odun Dışı Orman Ürünleri (ODOÜ)’nin planlı ve sürdürülebilir faydalanma çerçevesinde size
alternatif gelir kaynağı olabileceğini düşünüyor musunuz? (Neden, Nasıl) a-)Evet b-)Hayır
22-) Hangi “Odun Dışı Orman ürününü”, hangi amaçla kullanıyorsunuz?
a-)Gıda kaynağı olarak: g-)Dokumacılıkta:
b-)Tıbbi amaçlarla: h-) Ahşap kısmından pipo taslağı, el aletleri:
c-)Baharat olarak: I-)İçecek olarak:
d-)Boyar madde temini(kumaş ve yün boyama): İ-) Yöresel yemeklerin yapımında:
e-)Süs bitkisi olarak: J-) Hayvan hastalıklarının tedavisi. (veterinerlik):
f-)Zehir ya da panzehir olarak: K-) Çeşitli el aletlerinin yapımında:
l-) Diğer
23-) Hayvanlarınıza gıda ve ilaç olarak hangi bitkileri/nasıl kullanıyorsunuz?
62
24-) Köyünüzde arıcılık yapılıyorsa hangi bitkiler arıcılık için önemlidir? 25-)Bitkilerin kullanım yollarını kimden/nereden öğrendiniz?
a-) Dede/nine b-)Anne/baba c-) Gazete/kitap d-) Satanlar/aktarlar e-)Kullananlardan f-)Köy büyüklerinden g)Diğer
26-) Tedaviyi gerektiren bir hastalığınız var mı/bu hastalık ya da hastalıklar nedir? a-)Evet b-) Hayır 27-) Hastalığınızı tedavi etmek için bitkilerden yararlanıyor musunuz? Nasıl?
a-)Evet b-) Hayır 28-) Sağlık problemlerinizde tıbbi bitkileri kullanıyor musunuz/ hangi bitkiler nasıl ve hangi amaçla?
29-)Ormanlardan elde ettiğiniz odun dışı orman ürünleri ve kullanılan bölümleri nelerdir?
Ürün adı Yararlanılan Bölümleri T.zamanı T. şekli
kök yap çiç toh tomr Dal gv kab
Balz sakız
mey sürg Yumr Tümü Diğ.
Kekik
Ihlamur
mantar
sumak
ceviz
geven
kitre
30-) Sizce ODOÜ nin toplama zamanının kullanım alanına göre bir özelliği var mıdır? Varsa nedir?
a-) Evet b-)Hayır
31-) ODOÜ lerini hangi işlemlerden geçirerek kullanıyorsunuz?
Kullanılan Bitki Kullanıldığı hastalıklar
tans şekr yara mide Barsk romtz kans cilt
Kekik
Ihlamur
sumak
ceviz
geven
Kitre
Mantar
63
Ürün adı Faydalanma şekli.
Olduğu gibi kaynatıp Zeytn yağ. Bekl.
demleme kurutup Basit usulde işl.
öğütüp
diğer
Kekik
Adaçayı
Ihlamur
32-)Bu bitkilerin kullanım yollarını kimden/nereden öğrendiniz? a-) Dede/nine b-)Anne/baba c-) Gazete/kitap d-) Satanlar/aktarlar e-)Kullananlardan f-)Diğer 33-) Tedaviyi gerektiren bir hastalığınız var mı/bu hastalık ya da hastalıklar nedir?
a-)Evet …………………………………………… b-) Hayır 34-) Hastalığınızı tedavi etmek için bitkilerden yararlanıyor musunuz? Nasıl?
a-)Evet ………………………………………….. b-) Hayır
35-)Bitkilerden boyar madde elde ediyor musunuz? a-)Evet(Hangileri) …………………………… b-) Hayır
36-) ODOÜ lerinden sattıklarınız var mı? Varsa tahmini parasal değeri nedir? 37-)Dokumacılıkta kullandığınız bitkiler nelerdir? (Nasıl) 38-)Gıda kaynağı olarak doğadan topladığınız bitkiler hangisi?( Nasıl Kullanılıyor?) 39-)Orman üretim artıklarından ( Kök, Dal gibi) yontma, oyma gibi oduna dayalı el aletleri, kap vb.üretiyormusunuz? 40-) Kızılcık, kestane gibi bitkilerden tatlı, reçel, marmelat yaparak gelir sağlıyor musunuz? (Neler?) 41-) Kadınların ve genç kızların bu alanda eğitilerek ürettiklerini pazarlayıp aile bütçesine katkı sağlamaları için uygun zamanı var mı? ve istekliler mi? 42-) Uygun bir Pazar imkanı yaratıldığında bu ürünleri kanuni yollardan toplayıp/veya üreterek satmayı düşünür müsünüz? Neden?
a-)Evet b-) Hayır 43-)Bu ürünleri nerelere yada kimlere pazarlıyorsunuz?
Ürünler Köy pazarı aktarlar İldeki aracılar Büyük firmalar
kooperatif
64
Kekik
Adaçayı
44-) Orman alanlarından topladığınız ODOÜ için Orman İdaresine “Tarife Bedeli” ödüyor musunuz?
a-)Evet b-) Hayır (neden) 45-) Böyle bir faaliyetin size/köyünüze/bölgenize gelir kaynağı olacağını düşünür müsünüz? Neden?
a-)Evet b-) Hayır 46-) Mevcut Kooperatifin bu anlamda güçlendirilmesi; yoksa yeni bir kooperatif kurmanın yararlı olacağını düşünüyor musunuz? Neden?
a-)Evet b-) Hayır 47-)Köyünüzde/ilçenizde mevcut bulunan tarımsal kurum ve kooperatif nedir? 48-)Kooperatifin aktüel durumu nedir? a-) Faal b-) aktif değil c-) faal ancak güçlendirilmeli d-)iyi yönetilmiyor 49-) Köy halkından kaç kişi bu kurumlara üyedir? Kaç yıldır? 50-) Yörenizde ODOÜ ile ilgili olarak yapılacak organizasyonlarla planlı bir üretim ve pazarlama olanağı yaratıldığında size alternatif gelir kaynağı olacağını düşünüyor musunuz?
a-) Evet (Neden) b-) Hayır (neden) 51-) Köyün ve bölgenin ekonomik olarak güçlendirilmesi ve kalkındırılması ile göçlerin durması için önerileriniz nelerdir. AKTARLAR (ekonomisine ilişkin Sorular): 52-) En çok sattığınız 10 bitki türü ve miktarı nedir. ( )Nane ( ) Kekik ( )Ihlamur ( )Kuşburnu ( )Çöven ( )Kebere ( )Keçiboynuzu ( )Mahlep ( )Zencefil ( )Rezene ( )Böğürtlen ( )Papatya ( )Isırgan otu ( )Salep ( )Kibrit otu ( ) diğer 53-) Müşterilerin bu bitkilerin satın alma sebepleri nelerdir?
54-) Hangi mevsimde daha fazla satış yapıyorsunuz?
( )Yaz ( )Kış ( )İlkbahar ( )Sonbahar 54-) Ürünlerinizi nasıl satın alıyorsunuz?
( )Ayıklanmış ( )Kurutulmuş ( )Öğütülmüş ( )Paketlenmiş ( )Hiçbir işlem yapılmamış 55-) Ürünleri nereden alıyorsunuz?
()Satıcı Firma ()Toplayarak ()Kendim Yetiştiriyorum ()Aracılar ()Koop () Diğer….
56-) Kendiniz yetiştiriyorsanız Hangi bitki türler ve miktarı nedir?
65
Bitki Miktarı(kg) a-………. b-……….
57-) Bitkilerin Alış Fiyatları? Bitkilerin Satış Fiyatları? a-……….. a-…………. b-………. b- ………… ( )Evet ( )Hayır Cevabınız evet ise nereden izin alıyorsunuz?…………… 58-) Mevsimlere göre en çok sattığınız bitki türleri nelerdir?
Yaz Kış İlkbahar Sonbahar a- b- 59-) Aracılardan hangi tıbbi bitki türlerini alıyorsunuz?
Bitki Miktarı(kg) a-………. b-……….
60-) Müşteri profilinizi en çok kimler oluşturuyor?(% Olarak tahmini) ( ) %........Erkek ( )%.........Bayan
61-)Müşterileriniz hangi yaş grubundan?
a-) 18-35 b-) 36-50 c- )51 yaş üstü
62-) Müşterilerinizin meslek gruplarından en önemli 3’ü nü işaretleyiniz. ( ) Memur ( )İşçi ( )Çiftçi ( )Öğrenci ( )Emekli ( )Ev kadını ( )Serbest mes. ( )Esnaf ( )İşsiz ( ) Diğ
63-)Müşterilerinizin eğitim düzeyi? ( )İlk öğretim ( )Orta öğretim ( )Yüksek öğretim ( ) Lisans Üstü ( )Diğer…….
64- ) Müşterileriniz hastaneye gitmeden öncemi size gelir? ( ) Evet ( )Hayır ( )Fikrim Yok ( )Kısmen
65-)Müşterileriniz daha çok nereden gelir? ( ) Şehir içi ( ) Komşu il ( ) İlçelerden ( )Köylerden
66-)Müşterilerinizin gelir düzeyi nedir?
( )0-500YTL ( )501-1000YTL ( )1001-1500YTL ( )1500YTL üstü
67-)Müşterileriniz hangi hastalıkları için bu bitkileri satın alırlar?(% Olarak) %........Sindirim Sistemi Bozukluğu %........Sinir sitemi Bozukluğu %........Solunum Sistemi Bozukluğu %........Kalp-Damar Rahatsızlığı
66
68-)İşletmenizin her hangi bir resmi kurum tarafından denetimi yapılıyor mu? ( )Evet ( )Hayır
Cevabınız Evet ise hangi kurum tarafından ne sıklıkta denetleniyorsunuz?