108

ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 2: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 3: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 4: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

4

Başkan ...................................................................................... 4

Krizden çıkış paketi .............................................................. 6

Paketten memnunuz ama eksikleri var .....................12

Kriz 50 kenti vurdu .............................................................15

Son teşvik paketi ................................................................16

Döviz kredisi ve kartta ekonomik kriz ayarı .............18

Kriz varsa çare de var ........................................................20

Vali ve başkanlardan çarşıya kriz morali ....................22

Vergi indirimi herkeze kazandırdı ................................24

Krize müdehalede geç kalındı.......................................26

Sanayi vergi indirimiyle ayakta .....................................29

Sanayinin çarkları hareketlendi ....................................30

İzmirli iş dünyasına uluslararası moral .......................32

İzmirli sanayicilere 200 milyonluk kredi ....................34

Babaların hayalini çocuklar gerçekleştirdi ................35

Savunma sanayiinde İzmir atağı ..................................36

Ege Ordu Komutanı’ndan başkanlara ziyaret ..........38

Soğutmacıların ÖTV isyanı .............................................39

İşçiyi çıkarmadan iki kere düşünün .............................40

Tarıma havza modeli .........................................................42

Zeytin ve zeytinyağı gerçek yerini almalı ..................46

Şarap ve zeytinyağı bu fuarda buluştu ......................48

Baharat ve aromatiklerde

uluslararası standart..........................................................50

İzmir’in deniz rotası ...........................................................52

Havacılıkta yeni adres İzmir ............................................56

İhracatta yeni pazar arayışı .............................................58

6

18

32

12

haziran gündemi

Page 5: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

5

ebsohaber

haziran 2009

haziran gündemi

SORUMLU MÜDÜRMustafa KALYONCU (Genel Sekreter)

YAYIN İCRA KOMİTESİEnder YORGANCILARBayram TALAYBerkay ESKİNAZİMustafa KALYONCU

YAYIN SORUMLUSUMehmet Ali SÜTLÜ

YÖNETİM YERİEge Bölgesi Sanayi OdasıCumhuriyet Bulvarı No: 63 İZMİRTel. : 0232 455 29 00Faks: 0232 425 36 35

BASKITÜKELMAT A.Ş.1571 Sokak No: 16 Çınarlı - İZMİRTel. : 0232 461 96 42Faks: 0232 461 96 46

Ebsohaber, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın Aylık Yayın Organıdır. Ebsohaber’de yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek alıntı yapıla-bilir. Ebsohaber’de yeralan yazılar aksi belirtilmedikçe EBSO’nun resmi görüşünü yansıtmaz. İmzalı yazılarda belirtilen görüşler sade-ce yazarlarına aittir.Yerel süreli yayınBaskı Tarihi: 29 HAZİRAN 2009

Haziran 2009 / YIL: 26 SAYI: 301SAHİBİ

Ege Bölgesi Sanayi Odası Adına Yönetim Kurulu BaşkanıEnder YORGANCILAR

Kosova ve Makedonya ile

geleceği paylaşmak ...........................................................60

İsrail’den İzmir’lilere suda işbirliği teklifi ....................62

İran’dan yatırım ve işbirliği çağrısı ...............................63

Romen iş kadınları yatırım için EBSO’da ....................64

78. İEF’e uluslararası start ................................................66

Çek ve Slovakların otomotiv mucizesi .......................68

EBSO’da enerjiye özel önem ..........................................69

Jeotermal yatırım bekliyor ..............................................70

Yenilenebilir enerjiye yeni yol haritası .......................72

EBİLTEM ve TPE kazandırdı .............................................74

Sanayi ve üniversitenin Ar-Ge işbirliği .......................75

Teknik eğitimde İzmir farkı .............................................76

Üniversiteli gençlere “fark yaratın” öğüdü ................79

Yaşamda Domino etkisi: Kalite ......................................80

2009 kalite ödülleri sahiplerini buldu ........................83

Cepte son teknoloji çok baz az risk .............................84

EBSOV ve TEMA-K’nın kadınları sahnede ..................86

Sıkıntılar kolay bitmeyecek ............................................88

AR-GE ve nano teknoloji ile katma değeri

yüksek üretim ......................................................................90

İzmirli sanayicilerin gündemi: Ekonomi ile

enerji verimliliği ..................................................................94

Yılın işletmecisi Yavuz

Kaplan’a Azerbaycan’dan fahri doktora .................. 102

EBSO ambalaj atığına çözüm arıyor ......................... 103

EBSO’nun piknik günü .................................................. 104

Görsel Yönetmen:A. Bahadır ÜLKÜSAYARTel: +90 232 446 84 94Fax: +90 232 446 59 17

Adres: Şair Eşref Bulvar ıKaraahmetoğlu İş Merkezi

No:22 K:4 D:405Çankaya - İzmir / TÜRKİYEwww.sbareklamcilik.com

Page 6: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

6

başkan

Değerli Üyelerimiz, Kriz süresince; güvenin

sağlanması ve belirsizlik ortamının ortadan kaldırılması yönünde hükümetin zayıf çabaları bildiğiniz gibi iyileşmeyi geciktirmiştir.

TOBB, sorumluluğunun gereği olarak diğer sivil toplum kuruluşları ve sendikalarla birlikte kamuoyunun dikkatini “Kriz Varsa Çare de Var” kampanyası ile çekmeye çalışarak, çok doğru bir hamle yapmıştır.

5 hafta 5 ana tema işlenerek kriz varsa çare de var bilinci yerleştirilmeye, güven, tüketim, istihdam, üretim konularında topluma moral ve birliktelik aşılanmaya çalışılmıştır. Özellikle de parası olup, harcamaktan çekinenler için güvenin sağlanması ve tedirginliğin ortadan kalkması oldukça önemlidir.

Krizin sonuna doğru mu yaklaşıyoruz tartışmalarının olduğu bir dönemde, hala iç talebimizde beklenen ivmeyi yakalamamış olmamız, hükümetin kriz döneminde en ciddi adımını atmasına neden olmuştur.

Bu kapsamda üzerinde çalışılmış teşvik paketi, genel itibari ile olumlu bir tablo çizmektedir. Ancak orta ve uzun vadeli tedbirleri içeren başlıklar tek tek değerlendirildiğinde; yetersiz kaldığı ve krize bire bir çare olmadığı da görülmektedir.

Paketin finansmanı konusunda şeffaf davranılmaması, kamuoyunu endişeye sevketmiştir.

Detaylardaki diğer bir sıkıntı; öncelik hatasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu teşviklerden 1.5 yıl içinde yatırıma başlayanlar faydalanabilecektir. Oysa ki; bugün 2’nci yılını tamamlamak üzere olduğumuz bir kriz ortamında gelen paketin, öncelikli olarak yeni ve büyük yatırımları değil, mevcut şartlarda üretimlerini devam ettirmeye çalışan, istihdamlarını korumak için zorlanan KOBİ’lerimizi desteklemesini beklerdik.

Büyük ölçekli yatırımlar ön plana alınarak, 1 milyon 720 bini aşan sayısıyla ülkemizdeki tüm işletmelerin %99.8’ine, imalat sanayi istihdamının yüzde 63’üne sahip KOBİ’lerimiz geri plana atılmıştır. Bununla birlikte,

KOBİ’lerimizin üretimlerini yapabildikleri organize sanayi bölgelerine ve üretim maliyetleri içinde yüksek paya sahip enerji maliyetlerine ilişkin de pakette herhangi bir düzenleme yer almamaktadır.

Bugün öncelikli sorunumuz olan işsizliğin azaltılması yönünde teşvik paketi ne yazık ki kalıcı çözümler sunmamakta, nitelikli işgücünün yetiştirilmesine imkan tanımamaktadır. Staj olanağı, toplum yararına geçici istihdamlar ve işgücü piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilecek mesleki eğitim, elbetteki bu dönemi atlatmak için oldukça doğru adımlardır.

Eksiklere rağmen, paket ile; rekabet gücümüzü arttıracak teknolojik ve Ar-Ge içeriği yüksek yatırımların teşvik edilecek olması ve kümelenmenin esas alınması çok yerinde bir karardır. Özellikle de İzmir’in de içinde olduğu I. Bölge’de katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin teşvik edilecek olması sanayimizi de bir adım öne çıkaracaktır.

2011’den sonra etkilerini görebileceğimiz paketin, yapılacak yatırımlarla sağlayacağı katma değer, istihdam edeceği personel ve bu süreçte harekete geçireceği sektörler de şüphesiz görmezden gelinemez. Üreterek, yatırım yaparak büyüyecek olan Türkiye, bir an evvel yatırımlara başlamak zorundadır.

5 yıl uygulanan 5084 sayılı Teşvik Sistemi ne yazık ki istenen verimi sağlayamamıştır. Bu anlamda yeni paketin uygulama esası önemli olmakla birlikte, kamu kaynaklarının israf edilmemesi ve yapılan hataların tekrarlanmaması en büyük temennimizdir.

Paket, kendi içinde bazı düzenlemeler yapılması suretiyle, orta ve uzun dönemde olumlu sonuçlara sebep olabilecektir. Ancak krizin atlatılması sürecine katkı sağlayacağı inancında değilim.

Kriz dönemlerinde imkanlarımız giderek kısıtlı hale gelirken, atıl yatırımlarla kaybedecek ne zamanımızın ne de kaynağımızın olmadığını hatırlatır, paketin ülkemiz için hayırlı olmasını dilerim.

Krize çare arayışları

Ender YORGANCILAR

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Rekabet gücü-müzü arttıracak

teknolojik ve Ar-Ge içeriği

yüksek yatırım-ların teşvik edi-lecek olması ve kümelenmenin

esas alınması çok yerinde bir

karardır. Özellik-le de İzmir’in de

içinde bulunduğu 1. Bölge’de kat-

ma değri yüksek ürünlerin teşviki

sanayimizi de öne çıkaracaktır.

Page 7: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 8: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

8

Hükümet de, “Kriz varsa çaresi de var” diyerek “yatırım, istihdam ve

kredi” başlıklı üç ayaklı tedbir paketini açıkladı. Türkiye’yi gelişmişlik düzeyine göre 4 bölgeye ayıran yeni teşvik sistemi ile büyük proje yatırımları için 12 sektör belirlendi. Bölgesel ve sektörel teşvik kapsamında, yüzde 20 olan Kurumlar Vergisi’nin 81 ilde bölgelere göre yüzde 2’den yüzde 10’a kadar indirilmesi, 5 yıl süreyle 3 puan ile 5 puan arasında faiz desteği, SSK Primi İşveren Hissesi’nin bir süre Hazine tarafından karşılanması ve arsa tahsisi gibi işvereni rahatlatacak düzenlemeler yer alıyor. 31 Aralık 2010’a kadar başlayan yatırımlar için geçerli olacak Teşvik Paketi’nden, mevcut kişi başına milli geliri 1500 doların altındaki 49 ildeki yeni yatırımların

yararlandığı 5084 sayılı Teşvik Kanunu’ndan yararlananlar geçiş yaparak yararlanabilecek. Trabzon da Diyarbakır’ın aldığı desteği alacak. İstihdam paketi kapsamında, 500 bin kişiye mesleki girişim imkânı ve doğrudan istihdam sağlanacak. 120 bin işsize 6 ay boyunca toplumsal iş, 100 bin gence 6 ay ücretli staj ve 10 bin işsize girişim kursu verilecek.

Erdoğan: Krizi aşacağız Başbakan Tayyip Erdoğan, 3 saat süren toplantıda, ekonomi kurmaylarıyla birlikte “Yatırımlarda Devlet Yardımları”, “Aktif İşgücü Programlarının Güçlendirilmesi” ve “Kredi Garanti Desteği” başlıklarını taşıyan yeni teşvik sistemi ve

istihdam paketini açıklarken, Türkiye’nin bu krizi

aşacağı inancını dile getirdi. Erdoğan, şunları söyledi: Türkiye istikrarlı büyüme sürecini yeniden yakalayacak. Kriz ve krizin etkileri geride

kaldığında, her

açıdan daha da güçlenmiş, daha sağlam, daha sağlıklı bir ekonomiye, geleceğe doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Hiç kimsenin endişesi olmasın, hiç kimse tereddüt taşımasın. Hükümet bütün tedbirlerini almıştır ve devlet bütün imkânlarıyla yatırımcının yanındadır. Hükümet olarak Türkiye’nin ekonomisini son derece korunaklı bir limanda tutuyoruz. Fırtına sonrasında rotamızda ilerlemeye devam edeceğiz.”

Erdoğan, yeni teşvik paketinin piyasalardaki likidite akışının hareketlendirilmesi, vatandaşların psikolojik süreci, kendi lehlerine çevirmesi bakımında çok önemli bir adım olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Özellikle 3. ve 4. bölgelere nakil konusunda verilmiş olan teşviklerle birlikte girişimcimizin yatırımlarını yurt dışında değil kendi ülkemizde yapması amaçlanmıştır” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, bugüne kadar sürdürdükleri mali disiplin konusundaki hassasiyetlerinin de aynen devam edeceğini vurguladı.

Batıda yüksekteknolojiye teşvik

Yeni paketle, bölgesel gelişmişlik farklılıklarını azaltmak, rekabet gücünü artıracak, teknoloji ve Ar-Ge içeriği yüksek büyük ölçekli yatırımlara destek olmak, sektörel kümelenmeyi desteklemek amaçlanıyor. Yeni teşvik sistemiyle batı bölgelerinde

Krizden çıkış paketi

Reel sektörün aylardır beklediği teşvik ve istihdam paketini Başbakan Erdoğan açıkladı. 3 ayaklı canlandırma paketi ile büyük yatırımlar için kesenin ağzı açıldı.

kapak

Page 9: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 10: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

10

yüksek teknoloji desteklenecek. Bu kapsamda 1. bölgede ağırlıklı olarak motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalat ve tıbbi, hassas ve optik alet yatırımları gibi yüksek teknoloji gerektiren yatırımlara teşvik verilecek. Bu bölge kapsamında Türkiye’nin gelişmişlik düzeyi en yüksek illeri olarak belirlenen İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova, Tekirdağ, Edirne, Kırklareli bulunacak. Büyük yatırım ve bölgelerde belirlenen sektörler kapsamına girmeyen yatırımlar ise genel teşvik sistemi kapsamında KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyetiyle desteklenecek. Adana, Mersin, Aydın, Denizli, Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Çanakkale, Balıkesir’in yer aldığı 2’inci bölgede bulunan iller ise teknoloji yoğun sektörler desteklenecek. Ağırlıklı olarak, makine imalat, akıllı çok

fonksiyonlu tekstil, metalik olmayan mineral ürünler, kâğıt, gıda ve içecek imalatı sektörleri teşvik edilecek.

Büyük yatırımlara81 ilde destekYeni sistemde bazı büyük

yatırımlar nerede olursa olsun desteklenecek. Yüksek teknoloji gerektiren ve özellikle dış ticaret açığının fazla olduğu alanlardan seçilen büyük proje yatırımları kapsamındaki 12 sektör ve asgari yatırım miktarları şöyle sıralandı: 1 - Kimyasal madde ve ürünlerin imalatı. ‘Ana Kimyasal Maddelerin İmalatı’ için asgari 1 milyar TL tutarındaki yatırımlar. ‘Diğer Kimyasal Ürünlerin İmalatı’ için asgari 300 milyon TL tutarındaki yatırımlar. 2 - Rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı. Asgari 1 milyar TL tutarındaki yatırımlar. Böylelikle yeni rafineri projelerinin maliyeti düşecek.

3 - Transit boru hattıyla taşımacılık hizmetleri. 4 - Motorlu kara taşıtları imalatı. Asgari 250 milyon TL tutarındaki otomotiv yatırımları. 5 - Demiryolu ve tramvay lokomotifleri ve/veya vagon imalatı. Asgari 50 milyon TL’lık yatırımlar. 6 - Liman ve liman hizmetleri. Asgari 250 milyon TL tutarındaki yatırımlar. 7 - Elektronik sanayi yatırımları. Asgari 1 milyar TL tutarındaki LCD / Plazma üretimine yönelik yatırımlar. Asgari 150 milyon TL tutarındaki modül panel üretimi yatırımları. Lazer TV, üç boyutlu TV’ler ve OLED TV ve benzeri TV üretimine yönelik yatırımlar. Asgari 50 milyon TL tutarındaki diğer elektronik sektörü (bilgi ve iletişim cihazları dahil) yatırımları. 8 - Tıbbi aletler, hassas ve optik aletler imalatı. Asgari 50 milyon TL tutarındaki yatırımlar. 9 - İlaç imalatı. Asgari 100 milyon Türk Lirası ve bunun üzeri ilaç üretimi yatırımları. 10 - Hava ve uzay taşıtları imalatı. Komple yeni veya asgari 50 milyon TL tutarındaki tevsi ve/veya ürün çeşitlendirmeye yönelik yatırımlar. 11 - Makine imalatı yatırımları. 50 milyon lira üzeri yatırımlar. 12 - Madencilik yatırımları. Maden Kanununda belirtilen IV/c grubu metalik madenlerle ilgili nihai metal üretimine yönelik izabe (cevher işleme) tesisleriyle entegre maden üretimi tesislerine yönelik (istihraç işleme) yatırımları (Demir ve Manganez gibi AKÇT kapsamı ürünler hariç). IV/c Grubu Metalik Madenler: Altın, Gümüş, Platin, Bakır, Kurşun, Çinko, Pirit, Krom, Civa, Antimuan, Kalay, Vanadyum, Arsenik, Molibden, Tungsten (Volframit, Şelit), Kobalt, Nikel, Kadmiyum, Bizmut, Titan (İlmenit, Rutil), Alüminyum (Boksit, Gipsit, Böhmit), Nadir toprak elementleri (Seryum Grubu, Yitriyum Grubu) ve Nadir toprak mineralleri

Birinci bölge: Ağırlıklı olarak motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalat ve tıbbi hassas ve optik alet yatırımları gibi yüksek teknoloji gerektiren yatırımlar desteklenecek.

İkinci bölge: Nispeten teknoloji yoğun sektörler desteklenecek. Ağırlıklı olarak makine imalat, akıllı-çok fonksiyonlu tekstil, metalik olmayan mineral ürünler, kağıt, gıda ve içecek imalatı sektörleri teşvik edilecek.

Üçüncü ve dördüncü bölgeler: Ağırlıklı olarak doğu ve güneydoğu illerinin yer aldığı bu bölgelerde tarım ve tarıma dayalı imalat sanayi, konfeksiyon, deri, plastik, kauçuk, metal eşya gibi emek yoğun sektörler teşvik edilecek. Ayrıca, turizm, eğitim, sağlık yatırımları da desteklenecek.

Hangi bölgede hangi sektör desteklenecek

kapak

Page 11: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

Kimi zaman bir uzmanaihtiyaç vardır.

Deloitte DanışmanlıkPunta Plaza 1456 Sok.No:10/1 Kat:12 Daire: 14 - 15Alsancak, İzmir

Tel: 90 (232) 464 70 64Fax: 90 (232) 464 71 94

Krizde gecikmiş karar, karardeğildir

Bugün karşı karşıya olunanbenzeri görülmemiş sıra dışıekonomik ortamda, birçok şirketen zor şeyin ilk zor kararı vermekolduğunu düşünüyor. Ancakbugün kontrolü ele alanşirketler, kontrolü ele almamışşirketlere kıyasla kesin ve ciddibir avantaja sahip olacaktır.

Page 12: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

12

(Bastnazit, Monazit, Ksenotim, Serit, Oyksenit, Samarskit, Fergusonit), Sezyum, Rubidyum, Berilyum, İndiyum, Galyum, Talyum, Zirkonyum, Hafniyum, Germanyum, Niobyum, Tantalyum, Selenyum, Telluryum, Renyum.

Teşvikte KDV vegümrük avantajıBüyük proje yatırımları ile

bölgesel ve sektörel teşvik sistemi dışında kalan yatırımlar ise genel teşvik sistemi kapsamında değerlendirilecek. Genel teşvik sistemiyle yatırımlar KDV istisnası ve gümrük vergisi muafiyeti ile desteklenecek.

Yeni yatırımlardan elde edilecek kárdan yatırımcıların ödeyecekleri kurumlar vergisi oranları bölgesel ve sektörel teşvik sisteminin yanı sıra büyük proje yatırımları için göre şöyle sıralanıyor:Birinci bölge: %10İkinci bölge: % 8Üçüncü bölge: %4Dördüncü bölge: % 2

Sistem nasılişleyecek?Yeni Yatırım Teşvik

Sistemi ile yatırımların en kısa sürede hayata geçirilmesi hedefleniyor. Bu çerçevede, Yeni Yatırım Teşvik Sistemi 31 Aralık 2010 tarihine kadar başlayacak olan yatırımlara uygulanacak.

1. Bölgede, ağırlıklı olarak motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalat ve tıbbi, hassas ve optik alet yatırımları gibi yüksek teknoloji gerektiren yatırımlar teşvik edilecek.

2. Bölgede nispeten teknoloji yoğun sektörler desteklenecek. Bu çerçevede; ağırlıklı olarak, makine imalat, akıllı çok fonksiyonlu tekstil, metalik olmayan mineral ürünler

(cam, seramik, karo, yalıtım malzemeleri vb) kağıt, gıda ve içecek imalatı sektörleri teşvik edilecek.

3. ve 4. bölgeleri oluşturan doğu ve güneydoğu bölgelerinde, tarım ve tarıma dayalı imalat sanayi, konfeksiyon, deri, plastik, kauçuk, metal eşya gibi emek yoğun sektörlerin yanı sıra turizm, sağlık ve eğitim yatırımları da teşvik edilecek.

Büyük yatırım ve bölgesel teşviklerden yararlanamayan yatırımların, mevcut sistemdeki kısıtlama ve asgari limitler güncellenerek Gümrük Vergisi

Muafiyeti ve KDV istisnası ile desteklenmesine devam edilecek.

SSK primi işveren hissesinin tamamı (asgari ücret üzerinden) Hazine tarafından karşılanacak. Bu süre 1 bölgede bölgesel ve sektörelde 2 yıl, büyük projelerde 2 yıl. 2. bölgede bölgesel ve sektörelde 3 yıl, büyük projelerde 3 yıl, 3. bölgede bölgesel ve sektörelde 5 yıl büyük projelerde 5 yıl ve 4. bölgede bölgesel ve sektörelde 7 yıl, büyük projelerde 7 yıl olacak.

Teşviklerde üst limitler Ar-Ge ve çevre yatırımlarında 300 bin TL, diğer yatırımlarda 500 bin TL olacak. Teşvikler en çok 5 yıl

süreyle uyguylanacak.Hazineden sorumlu bakanın

ekonominin seyrine göre faizlerde artırım/azaltma yapma yetkisi olacak.

Kredinin, sabit yatırım tutarının azami yüzde 70 oranındaki kısmına faiz desteği uygulanacak.

Büyük proje yatırımları ile bölgesel ve sektörel olarak desteklenecek yatırımlara yatırım yeri tahsis edilecek.

Tekstil tesisinitaşıyana da teşvik

Tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamulleri sektörlerinde faaliyette bulunan asgari 50 kişilik istihdam sağlayan; 31 Aralık 2010 tarihine kadar 1. ve 2. bölgelerden 3. ve 4. bölgelere taşınacak tesislere; 1-5 yıl süreyle kurumlar vergisi oranı yüzde 20 yerine yüzde 5 oranında uygulanacak. 2- 5 yıl süreyle mevcut istihdam da dahil olmak üzere bu tesislere taşındıkları bölgede (3. ve 4.

bölgeler) uygulanan SSK işveren primi desteği sağlanacak. Bu tesislerin 3. ve 4. bölgelere nakliye giderleri Hazine tarafından karşılanacak.

İstihdam paketiSSK prim desteği işyerlerinde

Nisan 2009’daki mevcut istihdama ilave olarak 2009 yılı sonuna kadar işe alınan işçiler için uygulanacak. Bakanlar Kurulu süreyi altı ay uzatmaya yetkili olacak.

Ek istihdamda işçinin asgari ücret üzerinden sosyal güvenlik primleri 6 ay boyunca kamu tarafından karşılanacak.

kapak kapak

Page 13: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

13

ebsohaber

haziran 2009

Kısa süreli geçici istihdam programlarının, mesleki eğitime katılanların ve stajyerlerin masrafı devlet, işçi ve işverenden kesilen primlerden oluşan işsizlik fonundan finanse edilecek. Böylece TOBB başta olmak üzere iş dünyasının ‘işsizlik fonunu istihdam için kullanalım’ çağrısı hayata geçirilmiş olacak.

Özel istihdam bürolarına geçici iş ilişkisi kurma yetkisi verilecek. Geçici işlerde istihdam edilen kişilerin sosyal güvenlik ve ücret açısından güvence altına alınması, işçilerin ücret ve sosyal güvenlik haklarının özel istihdam bürolarınca karşılanması, özel istihdam büroları ile anlaşmalı işçilerin, işverenler tarafından geçici olarak sözleşme karşılığı istihdamı sağlanacak.

İş-Kur vasıflı işgücü ihtiyacının karşılanması için çalışacak. Mesleki eğitim süresince katılımcılara günlük 15 TL ödeme yapılacak ve toplam 200 bin işsize eğitim sağlanacak.

100 bin genç stajyer olarak istihdam edilecek. Stajyerlere 6 aya kadar İşkur tarafından günlük 15 TL ödenecek.

KOBİ’lere kredidesteğiYıllık cirosu 25 milyon

liranın altında ve en fazla 250 çalışanı olan, 30 Haziran 2008 tarihinden önceki iki yıl içinde

takibe düşmüş borcu olmayan ve kamuya vadesi geçmiş borcu bulunmayan işletmeler Kredi Garanti Fonu’ndan yararlanacak. Böylelikle krediye ulaşamayan şirketlerin önü açılmış olacak, bankalar da kredinin önemli bölümü garanti edildiği için kredi musluklarını açacak. Kredi Garanti Fonu’ndan yararlanmanın şartlarından biri olan ‘yıllık 25 milyon TL ciro’ kısıtlaması bu düzenlemenin KOBİ’ler için yapıldığını gösteriyor.

TL ya da döviz cinsinden olan, asgari 1 yıl azami 4 yıl vadeye sahip olan, mevcut kredilerden yenilenen krediler, ilave sağlanacak krediler, yeni sağlanacak krediler fondan yararlanacak.

Kanunun yasalaşmasından sonra çıkacak Bakanlar Kurulu Kararı’nın yayımlanmasını takiben iki yıl içinde kullanılacak krediler bu destekten yararlanacak. Hazine desteği ile Kredi Garanti Kurumu’nca kredinin yüzde 65’ine kefalet sağlanacak, kredi riskinin yüzde 35’i ise bankalar tarafından üstlenilecek.

Kredi garanti kurumlarına toplam ilk etapta 1 milyar Türk Lirası kaynak aktarılacak. Bankalar kredinin batması durumunda bu düzenleme sayesinde daha az zarar edecek.

Bu kaynağın en az 10 milyar Türk Liralık krediye kefalet

sağlanmasına imkân vereceği belirtiliyor.

Maliyeti 4 milyar liraKOBİ’lere verilecek kredi

garantisi desteği için ayrılan 1 milyar lirayla birlikte yeni teşvik ve istihdam paketinin toplam maliyetinin 4 milyar lirayı bulacağı belirtildi. Buna göre, yeni teşviklerin 2010 sonuna kadarki 1.5 yıllık maliyeti 1.8 milyar TL olacak. Kurumlar vergisi indirimi, yatırımlar için hazine arazisi tahsis edilmesi ve tekstil fabrikalarının hükümetin belirlediği illere taşınmasına vergi avantajı sağlanmasına için 1 milyar 433 milyon lirası ayrılacak. Bu desteklerin maliyeti 2009 için 451 milyon lirayı, 2010 için ise 982 milyon lirayı bulacak. Yeni teşvik sistemiyle firmaların faiz giderlerinin finansmanı da desteklenecek. Şirketlerin fabrikalarını belli illere taşımasına da nakit desteği verilecek. Bu iki uygulamanın maliyeti 2009’da 123 milyon lira, 2010’da 219 milyon lira olmak üzere toplamda 342 milyon lira olacak. Böylece, teşvik uygulamalarının toplam maliyeti 1.8 milyar liraya ulaşacak. Özel sektörde altı aylık staj programı, meslek edindirme kursu ve kamu yararına çalışma içeren istihdam paketinin 1.5 yıllık maliyeti ise 1.3 milyar lira olarak hesaplandı.

Hükümetin yatırımları artırmak için hazırladığı ‘teşvik paketi’nin kapsamı genişletiliyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, daha önce başlamış ancak bitirilememiş yatırımların da teşvikten faydalanabilmesi için bir hazırlık yapıldığını açıkladı. Bakan Ergün, “Yarım kalmış yatırımların durumu nedir, bunların yeni teşvik sistemine intibakları nasıl sağlanacak, eski

teşvik sistemi ile yeni teşvik sistemi arasında nasıl bir fark doğacak? Bu farkı yatırımcının lehine değerlendirmek lazım. Yatırımcının lehine bir yaklaşım ortaya konulacak” dedi. Bu konuda nasıl bir düzenlemeye gidileceği yönündeki soru üzerine Ergün, teşvik paketinin Bakanlar Kurulu’nca yürütüldüğüne işaret ederek, Kurul’da birtakım tadilatlar yapabilme imkanı bulunduğunu söyledi.

Ergün, “O yetki çerçevesinde bu tür esneklikler sistemin içerisinde uygulanabilecek” diye konuştu. Ergün, bazı illerin rahatsız-lıklarıyla ilgili olarak, “Aslın-da ‘ben Konya ile aynı bölge-deyim, Konya benden daha gelişmiş bütün yatırımları o çeker’ endişesi gerçekçi bir endişe değil, uygulamada öyle olmadığı görülecek. Ayrıntılarda daha sağlıklı işleyiş görülecek” değerlendirmesi yaptı.

Yarım kalan yatırımlara da teşvik geliyor

kapak kapak

Page 14: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

14 Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar,

Hükümet tarafından açıklanan teşvik paketinden memnun olduklarını ancak bazı eksiklikleri olduğunu söyledi. Yorgancılar, kriz paketi olarak nitelendirilen önlemlerden kısa vade de verim alınamayacağını savunarak, önceliğin üretimi, iç talebi ve ihracatı canlandırmaya verilmesi gerektiğini bildirdi. Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek, hükümet tarafından hazırlanan teşvik paketinin değerlendirmesini yaptı. Paketle birlikte cari açığın azaltılmasına uygun bir model seçildiğini aktaran Yorgancılar, yabancı yatırımlar için Türkiye’yi cazip kılma yönetimi bölgesel dengesizliklerin giderilmesi, teşviğin ilk bakıştaki ana temasını oluşturduğunu belirtti. Teşvikte kendilerini tedirgin eden yönlerin bulunduğunu bildiren Yorgancılar, paketin finansmanında şeffaf davranılmadığını belirtti.

Piyasaya moral verdiAğustos 2008’den itibaren

reel sektörü etkisi altına alan kriz karşısında hükümetin, güvenin sağlanması ve belirsizlik ortamının ortadan kaldırılması yönünde ne yazık ki somut adımlar atmadığını vurgulayan Yorgancılar, oldukça kapsamlı ve üzerinde çalışılmış olan son teşvik paketine, genel itibari ile bakıldığında memnuniyet duyduklarını ve teşviğin piyasaya moral verdiğini söyledi. Açıklanan pakette tedirgin oldukları, itiraz ettikleri ve yetersiz gördükleri uygulamalar olduğunu dile getiren Yorgancılar, aynı zamanda da alkışladıkları bölümler de olduğunu ifade etti.

Anlamakta zorlanıyoruz Kriz ortamında gelen

paketin mevcut şartlarda üretimlerini devam ettirmeye çalışan, istihdamlarını korumakta zorlanan KOBİ’leri geri plana atıp, öncelikli olarak yeni ve büyük yatırımların desteklenmesine itiraz ettiklerini ifade eden Yorgancılar,

Paketten memnunuzama eksiklikleri var

Sanal gündemyaratılmasın

Ülke gündeminin ekonomi olması gerektiğini belirten Yorgancılar, “Genel seçimlere 2 yıl gibi bir süre kaldı. Bu süreçte, gündemimiz ekonomi olmalıdır. Sanal gündemler yaratılmasın” diye konuştu.Hedge fonlardan çıkışların önümüzdeki Ağustos ayında tamamlanacağını vurgulayan Yorgancılar, krizin hem dünyaya hem de Türkiye’ye etkilerinin Ağustos ayında daha iyi anlaşılacağını söyledi. Cep telefonu, kredi kartı ve internet bağlantısı olan her kişiyi ‘global vatandaş’ olarak nitelendiren Yorgancılar, isteyen herkesin istediği ürünü dünyanın herhangi bir yerinden alabileceğine işaret ederek, bu nedenle de Türkiye’nin iç piyasasının harekete geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

kapak kapak

Page 15: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

15

ebsohaber

haziran 2009

şöyle devam etti: “1994 ve 2001 krizlerinde, çıkışımız ihracat sayesinde olmuştu. Bugün krizin küresel boyutu, buna imkan vermemektedir. O yıllarda acı tecrübeler edinen bankalarımız bugün batmamış, ancak her 4 makineden biri üretimden çekilmiştir. Bu da doğal olarak işsizliği getirmiştir. 1 milyon 720 bini aşan sayısıyla ülkemizdeki tüm işletmelerin yüzde 99.8’ine, imalat sanayi istihdamının yüzde 63’üne sahip KOBİ’lerimiz yerine, önceliğin büyük ölçekli yatırımlara verilmiş olmasını, içinde bulunduğumuz özel süreç itibari ile anlamakta zorlanıyoruz.”

İzmir’e haksızlıkGelişmişlik endeksine göre

bölgelere ayrılan illerin durumuna da itiraz ettiklerini kaydeden Yorgancılar, “İzmir’e 36 km uzaklıkta bulunan ve istihdamının büyük kısmını İzmir’den karşılayan Manisa III. Bölgede yer alarak daha fazla teşviği, sadece gelişmişlik endeksine göre mi almaktadır? İzmir’den her sabah Manisa’ya 50 otobüs, 55 midibüs, 48 minibüs servis aracı, yaklaşık olarak 10 bin işçiyi taşımaktadır. Manisa’nın nüfusu belli. Şayet İzmir’de iş olanağı olsa, binlerce insan her sabah kalkıp bu yollara düşmezlerdi. Bu da ülkenin 3’ncü büyük şehri olan İzmir’e iş fırsatlarının yaratılması yönünde teşviklerin sağlanmasını gerekli kılmaktadır. Bugün İzmir, sahip olduğu

OSB’leri ve serbest bölgeleri ile, yarattığı katma değer, istihdam ve ihracatı ile bu teşvikleri hak etmektedir” şeklinde konuştu.

İstihdam ayağı yetersizPaketin istihdam ayağını

yetersiz gördüklerini ifade eden Yorgancılar, şunları söyledi: “Bugün ülkemizin birinci sorunu her geçen gün artan işsiz sayısıdır. Geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 50 oranında artan işsiz sayısı, aktif işgücü programlarının bir an evvel devreye girmesini zorunlu kılmaktadır. Her yıl işgücüne katılan 750 bin kişi dikkate alındığında, genç bir nüfus yapısına sahip Türkiye için bu ötelenecek, ikinci plana atılacak bir sorun değildir.”

Harcama çeki Piyasayı harekete

geçirmek için ‘harcama çeki’ uygulamasının yapılması gerektiğine işaret eden Yorgancılar, teşvik paketinin ne yazık ki kalıcı çözümler sunmadığını söyledi. Yorgancılar, “Bizim talebimiz, hangi bölgede hangi sektör gelişmişse, teşvik sisteminin ona göre oturtulmasıdır. Hatta daha

spesifik çalışılarak, ilçe bazında; örneğin Tire’de-Ödemiş’te hayvancılık ve

süt ürünlerinin, Aliağa’da kimya’nın, Bayındır’da

çiçekçiliğin desteklenmesi ve teşviklerin bu yönde

dağıtılmasıdır” dedi.Açıklanan paketin krizin

atlatılmasına katkı sağlayacağı inancında olmadığını dile getiren Yorgancılar, “Hiçbir şey yapmamaktansa bir

adım atmak her şeyden önce geliyor. Her adımda eksiklikler olabileceğini biliyoruz ve bu itirazlarımızı hükümetin ilgili bakanlarına da ilettik” diyerek sözlerini noktaladı.

Yatırım çelişkisi

Ender Yorgancılar, “Size çelişkili bir durumu daha belirtmek isterim. Hükümetin bir kanadı ‘yatırım yap’ derken, bir kanadı ise ‘durdur’ diyor. Aliağa’da Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ÇED raporu bekleyen yatırımlar durduruldu. Petkim bu nedenle bir yatırımı gerçekleştiremiyor. Raporun çıkması bekleniyor. Böyle bir düzen olmaz” dedi.

EBSO Başkanı Yorgancılar, hangi bölgede hangi sektör geliş-mişse teşvik sisteminin ona göre oturtulması gerektiğini, kriz ortamında sadece yeni yatırımların değil hayatiyetini devam ettirmeye çalışan KOBİ’lerin desteklenmesini savundu.

kapak kapak

Page 16: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

16

•Hangi bölgede hangi sektör gelişmişse, teşvik sisteminin ona göre oturtulmasıdır. Hatta daha spesifik çalışılarak, ilçe bazında; örneğin Tire’de-Ödemiş’te hayvancılık ve süt ürünlerinin, Aliağa’da kimya’nın, Bayındır’da çiçekçiliğin desteklenmesi ve teşviklerin bu yönde dağıtılmasıdır.

•Sektörlerin belli bölgelerde yoğunlaşması, zamanla kümelenmeye sebep olacaktır ki bu ortaklık kültürünü yakalamamız rekabet gücümüzün arttırılması açısından oldukça önemlidir. Küçük olsun benim olsun değil, büyük olsun hepimizin olsun mantığı ile kümelenmeliyiz. İşsiz ve mutsuz kişiler ülkesi olmamak için birlikte hareket etme kültürünü geliştirmek zorundayız.

•5 yıl uygulanan 5084 sayılı Teşvik Sistemi ne yazık ki istenen verimi sağlayamamıştır. Özellikle de Kahramanmaraş örneği hafızalarımızda kötü bir tecrübe olarak kalmıştır. Bu açıdan uygulama esası önemli olmakla birlikte, kamu kaynaklarının israf edilmemesi ve yapılan hataların tekrarlanmaması en büyük temennimizdir.

•Doğru zamanlama ile bazı düzenlemelerin yapılması, orta ve uzun dönemde paketi daha verimli kılacaktır. Ancak tekrarlamakta fayda vardır ki; paketin krizin atlatılmasına katkı sağlayacağı inancında değilim.

•Kriz dönemlerinde moral ve güven ortamının sağlanması ve iç talebin arttırılması çok önemlidir. Kavganın olduğu yerde bereketin olmayacağını unutmamalı, tüm dünya ülkeleri ekonomiyi konuşurken, biz sanal gündemler yaratmamalıyız. Gündemin ilk sırasını her zaman ifade ettiğimiz gibi ekonomi almalıdır.

•Bankaları batmayan tek ülkeyiz ama özel sektörümüz bugün desteğe

ihtiyaç duymaktadır. Ülkeleri güçlü yapan ekonomilerdir. Ekonomilerin en önemli aktörleri de özel sektördür. Bu süreçten geçerken TOBB, sorumluluğunun gereği olarak diğer sivil toplum kuruluşları ve sendikalarla birlikte kamuoyunun dikkatini “Kriz Varsa Çare de Var” kampanyası ile çekmeye çalışarak, çok doğru bir hamle yapmıştır.

•5 hafta 5 ana tema işlenerek kriz varsa çare de var bilinci yerleştirilmeye, güven, tüketim, istihdam, üretim konularında topluma moral ve birliktelik aşılanmaya çalışılmıştır. Özellikle de parası olup, harcamaktan çekinenler için güvenin sağlanması ve tedirginliğin ortadan kalkması oldukça önemlidir.

•Genel seçimlere 2 yıl kala zamanımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 17’nci büyük ülkesi konumundan daha ilerilere gitmek için doğru adımlar atmalıyız. Aksi takdirde bulunduğumuz konumun da altına düşebiliriz.

Krizden çıkmak için;•Öncelikle işgücü

üzerindeki vergiler kaldırılmalıdır.•Tüketim vergilerinin

azaltılmasına devam edilmeli ve halkın harcama yapmasına destek sağlanmalıdır.

•Son görüşmeleri olumlu geçen IMF ile anlaşma yapılmalıdır.

•AB üyeliği çalışmaları hız kesmeden devam etmelidir.

•Yurtdışı temsilciliklerimizin yetkisi arttırılmalıdır.

•Türk Malı’nın dünyada yerleşmiş imajı geliştirilmelidir. Kalite ve rakebet için tek tip elbisenin olmayacağı mantığı ile hareket edilmeli, Brezilya ile ilişkiler arttırmalıdır. Referans ülke modeli ile, Şili, Arjantin, Meksika, Venezüella, Uruguay, Paraguay’la yola devam edilmelidir.

•Hiç bir şey yapmamaktansa bir şeyler yapmak elbette ki iyidir ancak, kriz dönemlerinde imkanlarımız giderek kısıtlı hale gelirken, atıl yatırımlarla kaybedecek ne zamanımız ne de kaynağımız yok. Özel sektörün sıkıntıları dikkate alınmalı.

Yorgancılar’ın önerileri

kapak kapak

Page 17: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

17

ebsohaber

haziran 2009

Küresel kriz, Türkiye’de 50 ili vergisel açıdan oldukça kötü etkiledi. Kocaeli, İstanbul,

İzmir ve Bursa’nın da aralarında bulunduğu 50 ilde vergi gelirleri, geçen yılın da altına indi.

Gelir İdaresi Başkanlığı verileri üzerinde yapılan hesaplamalara göre, Ocak-Mayıs döneminde 81 ilin 31’inde vergi gelirleri 2008 yılının aynı döneminin üzerinde gerçekleşti. Bu iller arasında 5 aylık dönemde, geçen yıla göre 396 milyon 338 bin lira daha fazla verginin toplandığı Ankara da bulunuyor. Başkentte 2008 yılının ilk 5 ayında 8 milyar 377 milyon 335 bin lira olan vergi tahsilatı, bu yıl aynı dönemde 8 milyar 773 milyon 673 bin lira oldu.

Vergi gelirlerinde 11 milyon lira artış kaydedilen Adana ile Amasya, Artvin, Diyarbakır, Giresun, Hatay, Kars, Kastamonu, Malatya, Siirt, Sinop, Tunceli, Şanlıurfa, Van, Yozgat, Karaman, Batman, Şırnak, Osmaniye ve Düzce gibi iller de, vergi gelirlerinin yükseldiği iller arasında yer aldı.

Türkiye’yi sırtlayan iller gerilediAnkara dışında vergi

gelirlerinde Türkiye’yi sırtlayan iller ise vergi gelirleri bakımından geçen yılı arattı.

2008 yılının ilk 5 ayında 9 milyar 863,8 milyon lira verginin toplandığı Kocaeli’de bu rakam, bu yıl 8 milyar 192,2 milyon liraya düştü. Böylece bu ildeki vergi gelirinde geçen yıla göre 1 milyar 671,7 milyon liralık bir azalma meydana geldi.

Geçen yıl Hazineye 30 milyar 194,8 milyon lira vergi veren İstanbul’da da vergi hasılatı 827,6 milyon lira düştü ve 29 milyar 367,2 milyon lira olarak

gerçekleşti.Vergi gelirlerinde 646,7

milyon liralık erozyonun yaşandığı İzmir’de de 7 milyar 158,9 milyon lira olan vergi geliri, bu yıl 6 milyar 512,2 milyon liraya indi.

Krizden en fazla etkilenen iller arasındaki Bursa’da da 1 yıl önce 1 milyar 817,9 milyon lira vergi toplanmışken, bu yıl 1 milyar 439,4 milyon lira vergi tahsilatı yapıldı. Bu şekilde Bursa’nın vergi gelirlerinde de 378,5 milyon liralık bir gerileme yaşandı.

Diğer illerden Zonguldak’ta 256,1 milyon lira, Kırıkkale’de 61,7 milyon lira, Samsun’da 66,6 milyon lira, Tekirdağ’da 48,1 milyon lira, Eskişehir’de 44,7 milyon lira, Antalya’da da 59,4 milyon lira, Muğla’da da 46,1 milyon lira vergi düşüşü oldu.

Tahakkuk eden verginin tahsil edilmesi bakımından da krizin olumsuz etkileri en fazla Zonguldak’ta yaşandı.

Bu ilde tahsilat oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 28,5 puan geriledi. 2008 yılında bu ilde tahakkuk eden her 100 liralık verginin 68,27 lirası tahsil edilirken, söz konusu rakam bu yıl 39,78 liraya geriledi. İstanbul’da geçen yıl yüzde 80 olan tahsilat oranı, bu yıl yüzde 75,3’e, İzmir’de de 81,3 olan oran, yüzde 74,8’e indi. Vergi gelirlerindeki artışa rağmen Ankara’nın tahsilat oranında da 5,7 puanlık bir azalma meydana geldi. Tahakkuk artışı, başkentin vergi gelirlerini arttırdı.

Kriz 50 kenti vurdu Türkiye’deki 81 ilin 50’sinde vergi gelirleri kriz nedeniyle geçen yılın altına indi. 5 aylık dönemde vergi tahsilatı Kocaeli’de 1.7 milyar, İstanbul’da 827.6 milyon, İzmir’de 646.7 milyon, Bursa’da 378.5 milyon lira düştü. Ankara’da ise 396.3 lira daha fazla vergi toplandı.

kapak kapak

Page 18: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

18

Son teşvik paketi

İ. Halil Bağdınlı

YMM, CFEKPMG KıdemliVergi Müdürü

Dokuz Eylül Üniversitesi veİzmir Ekonomi

ÜniversitesiÖğretim Görevlisi

Başbakan tarafından bizzat açıklanan en son teşvik paketi özellikle istihdamın artırılmasına dönük pek çok imkanı gündeme getirmiş bulunmaktadır. Tüm dünyada hissedilen mali krizin, ülkemizde özellikle yatırımlar ve istihdam üzerinde yarattığı olumsuz etkisinin minimize edilmesi amacıyla gündeme gelen, ancak henüz yasalaşmamış olan bu son teşviğin çerçevesi yazımızın izleyen bölümlerinde kısaca özetlenmiştir.Yapılan açıklamalara göre, yasalaşmayı bekleyen teşvik paketinin unsurlarının aşağıdaki başlıklar altında toplanmasının düşünüldüğü anlaşılmaktadır. 1. Kurumlar/GelirVergisi İndirimi2. SSK Primi İşveren Hissesinin Hazine tarafından karşılanması3. Faiz Desteği4. Yatırım Yeri Tahsisi5. KDV İstisnası6. Gümrük Vergisi Muafiyeti

Yapılması düşünülen teşvik düzenlemesi esas olarak iki ana grupta teşvik imkanı sunmaktadır. Bunlardan ilki “Büyük Proje Yatırımlar Teşviği” ikincisi ise “Sektörel ve Bölgesel Teşviklerdir.”

Büyük Proje Yatırımları özetle 50 milyon ile 1 milyar TL arasında değişen; Kimyasal Madde ve Ürünlerin İmalatı, Rafine Edilmiş Petrol Ürünleri İmalatı, Transit Boru Hattıyla Taşımacılık Hizmetleri, Motorlu Kara Taşıtlar İmalatı, Demiryolu ve Tramvay Lokomotifleri ve/veya Vagon İmalatı, Liman ve Liman Hizmetleri, Elektronik Sanayi Yatırımları Tıbbi aletler, hassas optik aletler, ilaç imalatı, hava ve uzay araçları imalatı, makina imalatı, Madencilik yatırımlarından oluşmaktadır.

İzmir’in teşvikleriBölgesel ve sektörel teşvikte

ise ülke 4 ayrı bölge olarak ele alınmış ve İzmir ağırlıklı olarak motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalatı, tıbbi, hassas ve optik alet yatırımları gibi ileri teknoloji gerektiren yatırımların teşvik edileceği 1. Bölge’ye yerleştirilmiştir. Anılan bu teşvik düzenlemeleri ile İzmir ili için SSK primi işveren hissesinin tamamının 2 yıl boyunca Hazine’ce karşılanması düşünülmektedir.

Bu kapsamda İzmir ilinin de aralarında olduğu 1. Bölge’deki yatırımlarda yüzde 20 yatırım desteği sağlanacak ve kurumlar vergisi oranı da yüzde 10 olacaktır. Eğer bu bölgede yapılacak yatırım büyük proje yatırımı ise yüzde 30 destek yanında yüzde 10 oranında kurumlar vergisi uygulanacaktır.

2. En Gelişmiş Bölge İlleri: Aydın, Muğla, Denizli, Balıkesir, Çanakkale

Aralarında Aydın, Muğla, Denizli, Balıkesir, Çanakkale gibi illerin yer aldığı 2. Bölge’de ise nispeten teknoloji yoğun sektörler

uzman

Page 19: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

19

ebsohaber

haziran 2009

İzmir’de daha ziyade motorlu kara taşıtları ve yan sanayi, elektronik, ilaç, makine imalatı, tıbbi, hassas ve optik alet yatırımları gibi ileri teknoloji gerektiren yatırımlar teşvik edilecek.

desteklenecektir. Bu çerçevede; ağırlıklı olarak, makine imalatı, akıllı çok fonksiyonlu tekstil, metalik olmayan mineral ürünler (cam, seramik, karo, yalıtım malzemeleri vb) kağıt, gıda ve içecek imalatı sektörleri teşvik edilecektir.

3. Bölge İlleri: Manisa, Afyon, Uşak, Kütahya

3. Bölge’de yer alan Manisa, Afyon Uşak, Kütahya illeri ile pek çok Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu illerinin yer aldığı 4. Bölge’nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde, tarım ve tarıma dayalı imalat, sanayi, konfeksiyon, deri, plastik, kauçuk, metal eşya gibi emek yoğun sektörlerin yanı sıra turizm, sağlık ve eğitim yatırımlarının da teşvik edilmesi düşünülmektedir.

3. Bölge’de yer alan Manisa, Afyon Uşak, Kütahya illerinde ise küçük ölçekli yatırımlarda yüzde 40 destek yanında yüzde 4 oranında kurumlar vergisi uygulanacaktır. Ayrıca sadece 3 ve 4. bölgede yapılan yatırımlarda TL kredilerin yüzde 3 ile 5’i arasında, döviz kredilerde

yüzde 1 veya 2 oranında ayrıca faiz desteği de verilecektir. Tüm bu teşvikler yanında detayları henüz belirlenmeyen arsa tahsisi de bir diğer teşvik olarak düşünülmektedir.

Tekstil taşınıyorBu düzenleme kapsamında

Tekstil sektörü için de farklı bir teşvik sistemi öngörülmektedir. Buna göre;

Tekstil, konfeksiyon ve hazır giyim, deri ve deri mamülleri sektörlerinde faaliyette bulunan,Asgari 50 kişilik istihdam sağlayan,31.12.2010 tarihine kadar 1. ve 2. Bölge’lerden 3. ve 4. Bölge’lere taşınacak tesislere;5 yıl süreyle kurumlar vergisi oranı yüzde 20 yerine yüzde 5 oranında uygulanacak,5 yıl süreyle mevcut istihdamda dahil olmak üzere bu tesislere taşındıkları bölgede 5 ila 7 yıl arasında değişen SSK işveren primi desteği sağlanacak,Bu tesislerin 3. ve 4. Bölge’lere nakliye giderleri de Hazine tarafından karşılanacaktır.

Emek yoğun tekstil sektörünü Doğu ve Güneydoğu illerine kaydırmayı planlayan bu düzenlemenin, Ege ve diğer bölgelerimizde oluşacak istihdam azalmasına kısa vadede çözümler öngörüp öngörmeyeceğini ise yasalaşma sonrasında daha net olarak görebileceğiz.

Yapılması düşünülen bu düzenlemelerin bölgesel gelişmişlik farkını azaltmaya ve genel anlamda yatırımları teşvik etmeye dönük çalışmalar olduğu açıktır. Umarız bu düzenlemeler ile yatırım sürecindeki başvuru formaliteleri de en asgari seviyeye çekilebilir. İzmir ilinde kurulan ve çok önemli başarılara

imza atacağına inandığımız İzmir Kalkınma Ajansı’nın bu konuda bir misyon yüklenerek yatırımcıların tek muhatabı olması, sanırız kısa vadede en azından İzmir ili için bir çözüm olabilecektir.

Hazine kefaletiSon teşvik paketi içinde bir

diğer dikkat çekici düzenleme ise, Yıllık cirosu 25 milyon TL’nin altında ve en fazla 250 çalışanı olan, 30.06.2008 öncesi iki yıl içinde vergi ve SSK borcu bulunmayan işletmelerin 1 ila 4 yıl vadeli mevcut ve alınacak tüm kredilerine yüzde 65 oranında hazine kefaleti sağlanması ile ilgilidir.

Manisa avantajı ve olası beklentilerMevcut haliyle İzmir ve

çevresinde Tarım ve Tarıma Dayalı Sanayi ile Turizmin teşvik kapsamında yer almadığı görülmektedir. Ayrıca yapılması öngörülen düzenlemelerin bu haliyle yasalaşması halinde de SSK primi işveren hissesinin tamamının 5 yıl boyunca Hazinece karşılanması öngörülen Manisa ili yatırımlar için daha avantajlı bir konumda gözükmektedir. Sanırız yasalaşma sürecinde pek çok bölgede olduğu gibi Ege Bölgesi içinde farklı sektörlerin de kapsama dahil edilmesi talepleri Meclis’in gündemine gelecek ve yasalaşma sonrasında da son halini almış olacaktır.

Küçük ve Büyük ölçekli yatırımcılar için pek çok avantaj getirmesi düşünülen son teşvik paketinin, yasalaşması sonrasında tarafımızdan daha detaylı bilgilendirme yapılmaya devam edilecektir.

uzman

Page 20: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

20

Döviz kredisi ve kartta ekonomik kriz ayarı

1 Geliri dövize bağlı olmayan şirketlerin yurt içinde bankalardan dövizle borçlanmasının önü açıldı. 2 Kredi kartına ödeme

kolaylığı geliyor. 31 Mayıs’a kadar takibe düşmüş alacaklar yapılandırılacak.

Hükümet uzun süredir bankacıların talepleri arasında yeralan

yurt içindeki şirketlere döviz cinsinden kredi verilmesine yönelik uygulamayı hayata geçiriyor. Aynı karar çerçevesinde bireylerin döviz cinsinden veya dövize endeksli borçlanması ise yasaklanıyor. Kredi kartı borçlarına ilişkin yeni bir plan üzerinde de uzlaşmaya varıldı.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince’nin katılımıyla düzenlediği toplantıda finans sektörüne yönelik hükümetin attığı iki önemli adımını açıkladı.

Bunlardan ilki şirketlerin döviz cinsinden yurt içindeki bankalardan borç almasına yönelik uygulamaydı ve Babacan bunun tamamen serbestleştirildiğini bildirdi. Yürürlükteki düzenlemeye göre döviz geliri olmayan firmalar yurt içinde döviz kredisi yerine dövize endeksli kredi kullanabilirken yurt dışından hiçbir engelle karşılaşmadan dövizle borçlanabiliyordu. Babacan, döviz geliri olmayan firmaların 1 yıldan uzun ve 5 milyon dolardan fazla olmak şartıyla döviz cinsinden kredi kullanabileceğini duyurdu.

Döviz geliri olan firmalar için en az 18 ay vadeli kredi alma şartı ise kaldırıldı. Döviz geliri olmayan firmalar daha az vadeyle veya miktarla döviz kredisi almak isterlerse, teminat olarak bulunduracakları döviz veya yabancı para cinsinden menkul kıymet teminatıyla teminat miktarı kadar döviz kredisi kullanabilecekler.

Kararın gerekçesinin firmaların Türk bankalarının off-shore ya da yurtdışı şubelerinden gittikçe daha fazla döviz borçlanmaya başlamaları olduğunu belirten Ali Babacan, özel sektörün 139 milyar dolarlık dış borcunun 35 milyar dolarının bu şekilde olduğunu ifade etti.

Kredi kullanırken yurt dışına para ve teminat gönderme dahil birçok işlemin de masraf olduğunu bildiren Babacan, bu yolla bankacıların talep

ettiği bir düzenlemenin yanı sıra Türkiye’nin özel sektör borcunu kaydi olarak şişiren bir uygulamaya son verilmiş olacağını belirtti. Babacan, Türk şirketlerinin döviz kredisi kullanabilmek için yurt dışındaki bankalara teminat veya benzeri şartlar için mevduat yatırdığını, Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS) verilerine göre bu miktarın 33.1 milyar dolar seviyesinde olduğunu açıkladı.

Ali Babacan, şirketler kesimine yönelik bu gevşetmeye karşılık bireyler için dövize

endeksli kredinin vatandaşlar açısından

riskin ortadan kaldırılması için tamamen yasaklanacağını bildirdi. Türkiye’de bireylerin dövize endeksli toplam 7.4 milyar lira tutarında kredisi bulunuyor.

haber haber

Page 21: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

21

ebsohaber

haziran 2009

Kart borcunda barışAli Babacan, toplumun

kanayan yarası haline gelen kredi kartı borcu için ödeme kolaylığı içeren bir kanun tasarısı hazırladıklarını ve bunun TBMM kapanmadan kabul edilmesini umduklarını açıkladı. Buna göre, 31 Mayıs 2009 itibariyle takipteki alacağa düşmüş, ihtarname gönderilmiş, icra takibi başlamış kredi kartı borçları düzenleme kapsamında olacak. Borç sahibi yasal düzenleme çıktıktan sonra 60 gün içinde, borcun yeniden yapılandırılması için başvurabilecek. Temerrüt faizi yerine tüketici kredilerinin aylık faiz oranına yakın yeni bir oran belirlenecek. Vatandaş isterse peşin, isterse taksitle borcunu ödeyebilecek. Faiz oranları; 6 ay için yüzde 1.04, 12 ay için yüzde 1.08, 24 ay için yüzde 1.18 ve 36 ay için yüzde 1.26 olacak. Örnek bir hesaba yer veren Babacan, Mayıs 2006’da 1000 lira borcu temerrüde düşen birinin 31 Mayıs 2009 itibariyle borcunun 2 bin 980 lira olması gerekirken yeni düzenlemeyle 1502 lira ödeyeceğini kaydetti. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, kredi kartı aidatını da belirlediklerini ve 3 bin 500 lira limitli kredi kartından 35 liraya kadar yıllık aidat alınabileceğini söyledi.

Dövizde hareketbeklenmiyorBankacılık çevrelerinden

edinilen bilgilere göre, öncelikle bu düzenlemenin döviz piyasasında kurlar üzerinde bir hareket yaratması beklenmiyor. Düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile de Türkiye’nin dış borç istatislikleri bir günde eriyemiycek. Vade sonu geldikçe ve şirketler bu yolla kredi kullandıkça istatisliklerde düzelme beklenirken kredi için çıkan mevduatın da geri geleceği ifade ediliyor. Aslında istenilen başarı yakalanamasa da Varlık Barışı ile yapılmak istenen şimdi bu yolla ve daha uzun vadede geleceği düşünülüyor.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Ünal, 31 mayıs 2009 tarihi itibariyle çekilmiş, icra takibi başlamış ya da banka tarafından takibe uğramış kredi kartlı borçları için yeni bir ödeme planı uygulanmasıyla ilgili olarak, “Gelinen nokta, bankalardan çok daha fazla müşterilerimizi mutlu edecek” dedi.

Ünal, şu görüşleri dile getirdi: “Geçmişe dönük olarak hesaplanan endeksli yöntem oldukça şefaf. Bütün bankalar için eşit olacak. Bu çok önemli ve müşterilerin hesaplıyabileceği, kendileri tarafından kontrol edebileceği, kendileri tarafından kontrol edebileceği bir formül oldu. Geçmiş 3 yıllık endeks rakamı çok net belirlendi ve bundan sonraki 6 aydan 36 aya kadar olan dönemde de kat sayılar sabit olmuş oldu. Bunun da müşteriler nezdinde çok pratik olduğunun düşünüyorum.

Müşterinin hangi bankaya ne ödeyeceği belli olacak. Müşteri; faiz, işlem ücreti ve masraf gibi konularla uğraşmadan net olarak borcunun hesaplıyabilecek. Bankalar açısından ise bu oranlar biraz beklentilermizin altında ama borcun yapılandırılması anlamda tatmin etti diyebilirim.”

İş Yatırım’dan Serhat Gürleyen, mevcut düzenlemede döviz geliri olmayan şirketlerin yurt içinden döviz kredisi kullanamadığını ancak yurt dışından kredi bulmanın öünde bir engel bulunmadığını kaydederken, “Döviz geliri olmayan firmaların yurt dışından döviz cinsi kredi bulması, Türkiye’nin dış borcunun olduğundan daha çok, döviz kaynaklarının da olduğundan daha az görünmesine neden oluyordu. Şimdi amaç yurt dışındaki döviz cinsi kıymetleri yurt içine getirip mali sistemi büyütmek. Fakat bankacılık sisteminde krediden yüzde 5 BSMV alınıyor. Bu maliyet dezavantajı yüzünden türk şirketlerinin yurt dışından borçlanmaya devam etmesi muhtemel” dedi.

haber haber

Kredi uygulaması ne getirecek?

Kart uygulaması ne öngörüyor?

35 milyar dolarlık kredinin yurt içine çekilmesi halinde Türkiye’nin dış borç istatistikleri orta ve uzun vadeli dönemde iyileşecek.

Yurt dışından kredi almak için mevduatının bir bölümünü yurtdışına çıkaranlar paralarını Türkiye’ye getirecek. Mevduat dönüşü döviz rezervlerini olumlu etkileyecek.

Düzenleme döviz piyasasında kurlar üzerinde herhangi bir etki yaratmayacak.

Firma ve bankaların bu dönemde kur-risk analizlerini çok iyi yapmaları gerekecek.

Kredi yapılandırılmasından sonra faiz sabitlendi.

Faiz; 6 ay için yüzde 1.04, 12 ay için yüzde 1.08, 24 ay için yüzde 1.18 ve 36 ay için yüzde 1.26 olacak.

Yeniden yapılandır-madan 874 bin 657 vatandaş yararlanacak.

Bu kişilerin toplam kredi borcu 3.1 milyar lira olarak hesaplandı.

Bu uygulama bir af niteliği taşımıyor. Sadece 31 Mayıs 2009’a kadar oluşmuş borçlar için geçerli olacak.

Page 22: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

22 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde Hak-İş, Türk-İş, TESK, TİSK

ve Kamu-Sen, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD bir araya gelerek “Kriz varsa çare de var” seferberliği başlattı.

Kampanya seferberliği “Eve kapanma pazara çık” mesajıyla başlarken çalışana ve hükümete yönelik çağrılar da yapıldı.

Kampanyanın tanıtım bildirgesi TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu tarafından okundu.

Bildirgede, işçi, işveren esnaf ve memurun el ele verdiği, üreten Türkiye’yi temsil eden TOBB, TESK, KİSK, TÜRK-İŞ HAK-İş ve Kamu-Sen, TİM, TÜSİAD, MÜSİAD olarak bir araya gelindiği ifade edilerek, “Üreten Türkiye platformunu kurduk üreten Türkiye’nin şirketleri, çalışanları, esnafı bu krizden daha az hasar görsün diye, ‘Kriz varsa çare de var’ diyor, ‘Türkiye’nin yüzü gülsün’ diye herkese sesleniyoruz” denildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB önderliğinde başlatılan “Kriz

varsa çare de var” seferberliğini açıklarken “Bu girişim ile biz tulumbaya ilk suyu döküyoruz” dedi.

Krizi yenmek..Rifat Hisarcıklıoğlu, uzun

zamandır üzerinde çalıştıkları bu kampanya için yola çıkarken dünya ekonomisinin gelişim süreci ile küresel krizi ve Türkiye ekonomisinin rakamlarını analiz ettiklerini, mevcut krizin nedenlerini anlayarak bu krizin etkilerini azaltmaya dönük bir strateji ortaya koyduklarını, hazırladıkları projelerin tümünün bu strateji doğrultusunda hayata geçirileceğini ifade etti.

Önceki krizlerden çok daha yaygın ve derin bir krizle karşıya bulunulduğunu, sanayi üretiminin Ağustos’tan bu tarafa hızlı bir şekilde küçüldüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, kapasite kullanım oranlarındaki gerilemenin krizle birlikte ivme kazanmış durumda olduğunu, son dönemde hafif bir toparlanma gözlense de tüketici ve yatırımcı güveninin halen düşük seyretmeye devam ettiğini söyledi.

Dış ticaret ve kredi kanallarındaki tıkanıklıkla Türkiye’yi etkisi altına alan krizin, içeride yatırım ve tüketimdeki azalmayla birlikte iyice derinleştiğini savunan Hisarcıklıoğlu, “Tüm bunlar sonucunda işsizlik hızla artıyor. Özellikle gençlerimiz arasındaki ve şehirlerdeki işsizlik kaygı verici boyutlara ulaşıyor. Ancak, bugün bizler bir noktaya dikkati çekmek için buradayız. Kriz varsa, çaresi olduğuna da inanıyoruz. Çaresizliğe, ümitsizliğe, karamsarlığa kapılmanın gereği olmadığını düşünüyoruz. Bu farkındalığı yaymak için bir kampanya başlatıyoruz” dedi.

Hisarcıklıoğlu, milli gelirin yaklaşık yüzde 70’ini oluşturan hane halkı tüketimini canlı tutmanın krizin etkilerini hafifletmek için önemli olduğunu, rekabet içinde oldukları birçok ülkenin küresel krizle mücadele önlemleri alırken kendi iç pazarlarını canlandırma ve başka ülkelere kaptırmama mücadelesi verdiğini, Türkiye’nin de bunu yapması gerektiğini kaydetti.

KRİZ VARSA ÇARE DE VAR

gündem gündem

Page 23: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

23

ebsohaber

haziran 2009

Bilinçli tüketimzamanıRifat Hisarcıklıoğlu,

Türk tüketicisi için ürettikleri ürünler sayesinde ekonominin, enerjisinin büyük kısmını içeriden aldığını belirterek, “İçinde bulunduğumuz süreçte pek çok sektörde fiyatların aşağıya doğru gittiğini görüyoruz. Kriz, alım için bir dizi yeni fırsat ortaya çıkarıyor. Tüketiciler olarak bu fırsatları dikkatle analiz etmeliyiz. Şimdi tüketimi kesme değil, bilinçli tüketim zamanındayız. Tüketiciler olarak krizi fırsata çevirmenin yolu, fiyatların en düşük olduğu noktada ihtiyaçlarımızı karşılamaya başlamaktır” diye konuştu.

Bu kriz de geçerTOBB Başkanı

Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İmkanı olanların yaşamlarını, harcamalarını azaltmadan sürdürmelerini söyleyeceğiz. Bilinçli tüketim zamanının geldiğini hatırlatacağız. Daha sonra hem halkımıza hem de sanayicimize güven vermeyi amaçlayan ilanlarımız devreye girecek. Nereden nereye geldiğimizi, hiçbir doğal kaynağa sahip olmadan bu topraklarda güçlü bir sanayinin temelini attığımızı, kaç badireden geçtiğimizi ve sapasağlam ayakta kaldığımızı herkese hatırlatacağız. Aynı o Erzincan türküsündeki gibi bugünkü zorlukların içinde aklımızda hep yarın olmalı, ‘bu da gelir, bu da geçer’ demeyi unutmamalıyız. Zaten hep öyle olmadı mı? Üreten Türkiye’nin dayanma gücünü artırmak için iç piyasayı canlandırmamız şart. Bu iletişim kampanyası, sadece bir zihinsel hazırlık sürecini oluşturuyor. Krizin üstesinden hep beraber nasıl geleceğimiz konusunda halkımızla bir bilgi paylaşımında bulunuyoruz. Çünkü, bu konuyu bir bütün olarak ele almalıyız. Tek

başına iletişim kampanyası ile krize çözüm getiremeyiz. Bu nedenle hem hükümetimizden beklentilerimiz var hem de bu kampanyamızı entegre başka proje ve kampanyalarımız takip edecek. Şu an yaptığımız şey, bir fitili ateşlemek. Ne kadar tek vücut olursak ekonomik gücümüz ve hedeflerimize ulaşma başarımız o kadar artacaktır.”

Kampanyanın önümüzdeki aylarda genişleyeceğini, farklı sektörlere dinamizm getirmeyi hedefleyeceklerini,

sektör temsilcileri, bankalar ve kamu kurumlarının, ortak hedef için ekonomiye canlılık getirme hedefi için girişimlerde bulanacaklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu kampanyamız, hükümetin alacağı tedbirler ve ekonomideki gelişmelere bağlı olarak gündeme gelecek. Biz bir araya geldik. Kendimize güvenimiz tam. Ülkemizin krizden çıkış çabalarına katkıda bulanabileceğimizi düşünüyoruz. Herkesi de bize katılmaya davet ediyoruz” diye konuştu.

Aynı gemideyizÜreten Türkiye

platformunun isteyen herkese açık olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Hepimiz aynı geminin içindeyiz” dedi.

Hisarcıklıoğlu, bütün kesimleri bir araya getiren bir paydayı oluşturan, siyaset üstü proje niteliğindeki kampanya için kendilerine destek veren başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisinin lideri Deniz Baykal, MHP lideri

Devlet Bahçeli ve hükümetin ilgili bakanlarına teşekkür ederken, siyasilerin bu noktadaki mutabakatının kendilerini daha çok heyecanlandırdığını ifade etti.

Umut taşımayan insanların alışveriş de etmediğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, otomotivdeki ÖTV indiriminden sonra satışların yüzde 80’inin kredi kullanılmadan yapıldığını, güveni sağlamanın önemli olduğunu vurguladı. Hisarcıklıoğlu, “Muhakkak

desteklenecek hareketler var mıdır, vardır. Hükümetin alması gerekenler var mıdır, vardır. Herkesi bu kampanyaya destek olmaya çağırıyoruz” dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “İşin en güzel tarafı; iktidarıyla muhalefetiyle böyle bir kampanyada.. Yaklaşık 2 yıldır böyle bir konsensüs ararken, 2 yıldır yakalayamadığımız birşeyi yakaladık. İktidarıyla, muhalefetiyle değerli genel başkanlar bize bu kampanyaya destek olacaklarını ifade ettiler. Herkesin üzerine düşen var. Herkes üzerine düşeni yapmalı. Bankalarımızla da temaslarımız devam ediyor” diye konuştu.

Herkesin aynı geminin içinde olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Hiçbirimiz ayrı yerde değiliz. Sen işini kaybettiğin zaman ben satışımı kaybediyorum. Ben satışımı kaybettiğim zaman sen işini kaybediyorsun. Birbirimize aynı zincirin halkaları gibi bağlıyız” görüşünü dile getirdi.

TOBB önderliğinde başlatılan “Kriz varsa çare de var” kampanyasında “Eve kapanma pazara çık”, “Kimse işi-ni kaybetmesin”, “Gücüne inan”, “Gü-ven ve istikrar”sloganları kullanıldı.

gündem gündem

Page 24: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

24 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde başlatılan “Kriz varsa çare

de var” kampanyasına İzmir’den destek vermek için yola çıkan İzmir Valisi Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası Meclis Başkanı Necip Kalkan, Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Zekeriya Mutlu, Tarihi Kemeraltı Derneği Başkanı Mehmet Gülaylar ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri Kemeraltı esnafını ziyaret etti. Ziyaret sırasında esnaf ile sohbet eden heyet, yarım saatlik sürede toplam 2 bin 150 liralık alışveriş yaptı.

Yakalarına “Kriz varsa çare de var” rozetleri takan Vali Kıraç ile Başkanlar, her koşulda iş dünyasının yanında oldukları mesajını verdi. Kampanyaya destek için alışveriş de yapan

İzmir’in A Takımı’nın Kemeraltı turunda, Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlanmak üzere 50 takım çocuk kıyafeti, huzurevi sakinlerinin giymesi için 110 takım pijama ve bunların yanında kahveci ile börekçiden yapılan alışverişlerinin toplam tutarı 2 bin 150 TL’yi buldu. Alışverişlerde sıkı bir pazarlık aşaması da yaşandı.

Alışverişin ardından Kızlarağası Hanı’nda kahve molası veren heyet, burada basına açıklama yaptı. İzmir Valisi Cahit Kıraç kampanyaya destek için Kemaraltı’nda

olduklarını belirterek, “İzmir’de bunun öncülüğünü yapmak için buradayız. Biz mahalli idareler olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi, Özel İdare ile birlikte altyapı çalışmalarında geleceğe dönük çalışmalar yaparak, nakit darboğazını gidermek için gayret gösteriyoruz. Esnafın memnuniyetini de gördük” dedi.

Kemeraltı’nda yapılan düzenlemelerden dolayı esnafın memnun olduğunu gördüklerini de dile getiren Vali Cahit Kıraç, İzmir Büyükşehir Belediyesine, Konak Belediyesi’ne ve Emniyet Müdürlüğü’ne teşekkür etti.

Vali ve başkanlardançarşıya kriz morali

gündem gündem

Page 25: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

25

ebsohaber

haziran 2009

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu da “Kriz varsa çare de var” sloganı ile başlatılan kampanyaya destek vermek, İzmir’de öncülüğünü yapmak üzere Kemeraltı’nda olduklarını dile getirerek, “Hepimiz bu konuda elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Elbirliğiyle aşarız Aziz Kocaoğlu, Kemeraltı

çarşısında son iki haftada yapılan çalışma ile işporta açısından sağlanan düzen ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Kemeraltı kendine has özelliği olan tarihi bir çarşı. Kemeraltı’nın düzenlenmesi, ticaretin hareketlenmesi hepimizin arzusu. Kemeraltı’nın ayrıca turistik bir değeri var. Bunun da ön plana çıkması gerekiyor. Uzun süredir yapılan çalışmalar sonucunda Konak Belediyesi zabıta birimleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi zabıta birimleri, Emniyet Müdürlüğü birimleri ve Esnaf Odalarının, Ticaret Odası’nın desteği ve dernek başkanının girişimleri ile mükemmel bir çalışma başlattık. Biz gerekeni yapıyoruz, yapmaya

da kararlılıkla devam edeceğiz. Kemeraltı’nın düzenlenmesi ile İzmir ekonomisinde önemli bir düzelme olacağına inanıyoruz. Ticari koşullara uymayan davranışların çarşıyı zedelediği noktasında görüşümüz var. Bunu kararlılıkla hep birlikte gidermeye çalışıyoruz.”

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar da, krizden çıkış için elbirliğiyle çaba gösterilmesi gerektiğine dikkat

çekti. Alışveriş öncesi Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun yakasına “Kriz varsa çare de var” rozeti takan Yorgancılar, “Krizi çıkaran da, göğüsleyecek olanlar da, çözüm bulacak olanlar da insanlar. O açıdan insan faktörü çok önemli. Bizler aklımızla pozitif eğilime giren krizden çıkmak için elbirliğiyle çaba sarfedeceğiz” diye konuştu.

İZTO, İTB ve Esnaf Odaları Birliği başkanları da, global krizin yaşandığı günümüzde başlatılan kampanyanın önemine dikkat çekerken, bu kampanyaya İzmir’den destek olduklarını ve iş dünyasının daima yanında oldukları mesajını verdiler.

İzmir Valisi Kı-raç, Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Yogancılar ile Oda başkanla-rı, ekonomik krize karşı güçbirliği sergileyerek birlik-te alışverişe çıkıp iş dünyasına moral aşıladı.

gündem gündem

Page 26: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

26

Mart ayında yapılan vergi düzenlemeleri resmi rakamlarda

da etkisini gösterdi. Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre, otomotiv, elektronik ve beyaz eşyada özel tüketim vergisi, net alanı 150 metrekare ve üzeri konut teslimlerinde de katma değer vergisi indiriminin uygulamaya girdiği 16 Mart sonrasında özellikle otomotiv sektöründeki satışlar arttı. Beyaz eşya firmalarıyla elektronik eşya ticareti yapanların daha önce başlattığı kampanyalar ise ÖTV indirimiyle daha da yaygınlaştı.

Mart sonunda da ev ve ofis mobilyası, bilgisayar, bilişim ve büro makineleri ile iş makinelerinde KDV yüzde 18’den 8’e, konut, işyeri ve diğer gayrimenkullerin alım satımlarındaki tapu harcı da binde 15’ten binde 5’e düşürüldü. Bu dönemde başta mobilya olmak üzere KDV indirimine gidilen bütün sektörlerde belirgin bir canlanma meydana geldi.

ÖTV’de durumMotorlu taşıtlardan Ocak

ayında 178 milyon 262 bin lira, Şubat ayında ise 164 milyon 523 bin lira ÖTV alınırken, ay ortasında indirimlerin devreye girdiği Mart ayında bu rakam 263 milyon 39 bin liraya yükseldi. Motorlu taşıt satışlarından Nisan’da 253 milyon 162 bin lira, Mayıs ayında ise 270 milyon 586 bin lira ÖTV geliri elde edildi.

Ancak, krizin getirdiği durgunluk, motorlu taşıt sektöründen alınan ÖTV’de geçen yılın altında kalınması sonucunu verdi. 2008 yılının ilk 5 ayında motorlu taşıtlardan tahsil edilen 1 milyar 681 milyon 774 bin liralık ÖTV geliri, bu yıl aynı dönemde 1 milyar 129

milyon 572 bin liraya düştü.16 Mart’ta yüzde 6,7’lik

ÖTV’nin sıfırlandığı elektronik ve beyaz eşyanın da aralarında bulunduğu dayanıklı tüketim malları grubunda da ilk 5 ayda, geçen yılın aynı dönemine göre 153 milyon 877 bin lira daha az ÖTV toplandı.

Geçen yılın Ocak-Mayıs döneminde 406 milyon 876 bin lira ÖTV tahsilatı yapılan dayanıklı tüketim mallarında, bu yılın ÖTV geliri 252 milyon 999 bin lira oldu. Şubat ayında 50 milyon 936 bin lira düzeyinde bulunan aylık tahsilat, Nisan’da 47 milyon 798 bin lira, Mayıs’ta ise 41 milyon 383 bin lira olarak gerçekleşti.

Tapu harcıMart sonunda uygulamaya

konulan tapu harcı indirimi ile harç oranı üçte bire düşerken, tapu harcı gelirinin ise ancak yüzde 41 oranında azalması dikkat çekti.

Mart ayında 169 milyon 200 bin lira olan aylık tapu harcı geliri, Nisan ayında 98 milyon 343 bin lira, Mayıs’ta ise 99 milyon 148 bin lira olarak belirlendi. Bunda da tapu harcının düşürülmesi sonrasında artan gayrimenkul satışları etkili oldu.

2008 yılının ilk 5 aylık döneminde tapu harcı tahsilatı 889 milyon 393 bin lirayı bulurken, bu yıl bu rakam 661 milyon 75 bin liraya geriledi.

KDV yüz güldürdüNet alanı 150 metre kare

ve üzeri konut teslimleri, ev, ofis mobilyası, bilgisayar, bilişim ve büro makinelerıyle iş makinalarında oranların yüzde 18’den 8’e düşürüldüğü KDV ise tam anlamıyla Maliyenin yüzünü güldürdü.

Dahilde alınan KDV’de Şubat ayında 1 milyar 287

milyon 670 bin lira olan aylık tahsilat, Mart ayında 922 milyon 900 bin liraya kadar düştü. Bu rakam Nisan’da 2 milyar 290 milyon 508 bin lira, Mayıs’ta 1 milyar 432 milyon 611 bin lira oldu.

Son 2 aydaki KDV tahsilatı, küresel krizin etkilerinin henüz yaşanmadığı 2008 yılının Nisan ve Mayıs aylarının bile 860 milyon 726 bin lira üzerinde gerçekleşti.

2008 yılının Ocak-Mayıs döneminde 7 milyar 80 milyon 601 bin lira olan dahilde alınan KDV tutarı da, bu yıl aynı dönemde 7 milyar 878 milyon 114 bin liraya çıktı.

Vergi indirimi herkese kazandırdı

haber haber

Page 27: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

27

ebsohaber

haziran 2009

ÖTV ve KDV indirimlerinin sürüp sürmeyeceğine ilişkin belirsizlik ortadan kalktı. Buna göre ÖTV ve KDV indirimleri bazı ürünlerde düşürülerek devam edecek, bazılarında ise sıfıra indirilen ÖTV bir süre daha devam edecek. 1600 cc’ye kadar otomobillerdeki ÖTV indirimi, indirim oranı azaltılarak devam edecek. Beyaz eşyada sıfır yerine yüzde 2 ÖTV alınacak. Bilgisayar ve mobilyadaki yüzde 8’lik KDV indirimli oran 30 Eylüle kadar devam edecek.

Otoda ÖTV yüzde 27Maliye Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, 1600 CC ve altındaki otomobillerde yüzde 37 ike yüzde 18’e indirilen ÖTV oranı, 16 Haziran- 30 Eylül arasında yüzde 27 olarak uygulanacak.Yük taşımaya mahsus üstü kapalı ticari araçlardaki ÖTV ise 15 Haziran’a kadar yüzde 1, 30 Eylül’e kadar da yüzde 3 olacak. Çekiciler, midibüsler, özel amaçlı taşıtlar ve kamyonlarda yüzde 4’ten yüzde 1’e indirilen ÖTV oranı 30 Eylül’e kadar aynı şekilde uygulanmaya devam edecek.Minibüslerde yüzde 9’dan yüzde 2’ye indirilen ÖTV, 30 Eylül’e kadar yüzde 4 olarak uygulanacak.Motor hacmi 250 cm3’ün altında olan motorsikletler için yüzde 22’den yüzde 11’e indirilen ÖTV, 30 Eylül’e kadar yüzde 16 olarak uygulanacak.

Mobilya ve bilgisayar devamMobilya ve bilgisayardaki yüzde 8’lik kdv indirimli oran 30 Eylül’e kadar devam edecek.

Beyaz eşyada yüzde 2Beyaz eşyada ise sıfıra indirilen yüzde 6,7’lik KDV oranı 30 Eylül’e kadar yüzde 2 olarak uygulanacak.Öte yandan net kullanım alanı 150 metre kareyi geçen konutlara ve tapu harcındaki indirimler ise kaldırılıyor.

ÖTV-KDV indirimleri uzatıldı

haber haber

Page 28: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

28

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Güzelyalı

Rotary Kulübü’nün toplantısında yaptığı konuşmada Türkiye’de, krizin algılanmasının farklı olduğunu, yaşananlar sadece küresel krizin olağan etkisiymiş gibi davranıldığı için çözümler konusunda geç kalınıp zamanın boşa harcandığını söyledi.

2007 yılının yaz aylarında başlayan küresel krizin 2. yılını tamamlamak üzere olduğunu hatırlatan Yorgancılar, krizle birlikte bugün ülkemizin en önemli sorunları arasında yer alan; üretim, talep ve işsizliğin birbirine bağlı 3 önemli ekonomik büyüklük olduğunu ve her birinin, ancak reel sektör tarafından çözüme ulaştırılabileceğinin herkesçe iyi bilindiğini belirtti.

Ender Yorgancılar bu 3 önemli konunun çözümü için öncelikle güven ortamının oluşması ve belirsizliklerin ortadan kalkması gerektiğini kaydetti.

Son aylarda kıpırdanma belirtilerinin sanayi üretiminde olduğu gibi kapasite kullanım oranı ve güven endekslerinde de gözlenmeye başladığını dile getiren Yorgancılar; “Ağustos ayından itibaren aralıksız küçülen sanayi üretim endeksi; Şubat ayında yüzde 23,7 gibi rekor bir düşüş göstermiş, Mart ayında yüzde 20,8’e, Nisan

ayı rakamıyla da yüzde 18,5’e gerilemiştir. Alt sektörlere baktığımızda yine en büyük düşüşün yüzde 50,2 ile motorlu kara taşıtlarına ait olduğunu görmekteyiz. Ocak ayında 63,8 olan kapasite kullanım oranı da kendini toparlayarak, Nisan ayında 66,8’e yükselmiştir. Ancak bu iyileşme belirtileri ekonominin daraldığı gerçeğini değiştirmemekte, özellikle de sanayideki verilerin kaygıyla izlenmesine devam edilmektedir” diye konuştu.

Sanayi üretimi ile aynı yönde hareket eden büyüme rakamına dair ilk çeyrek tahminlerinin çift haneli rakamları gösterdiğini ifade eden Yorgancılar, 27 çeyrektir aralıksız devam eden büyüme döneminin sanayici için sona ermiş göründüğünü belirterek bu süreci çabuk atlatmayı dilediğini belirtti.

İşsizlik korkutuyorDüşen üretimin direkt olarak

istihdamı olumsuz etkilediğini sanayi üretimiyle birlikte işsizlik verilerinin de her ay daha da kötüleşmekte olduğunu anlatan Yorgancılar, Ocak ayında 15,5 olan işsizlik oranının, Şubat ayını 16,1 ile kapadığını söyledi. Ender Yorgancılar, işsizlik oranının yanında istihdam oranının da tehlike çanları çalmakta olduğunu belirtirken, 1990’lı yılların başında, yüzde 53’ler civarında olan istihdam oranının, Şubat 2009 dönemi itibariyle yüzde 38,5’a gerilediğine işaret etti.

“Genç nüfustaki yüzde 29’luk işsizlik oranı toplumu endişe ve korkuya itmektedir” diyen Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Genç nüfusu atıl hale getiren Türkiye’nin kaybının telafisi her geçen gün

Krize müdahaledegeç kalındı

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, değişen dünya düzeni-ne yeniden yapılanarak ve rekabet gücümüzü azaltan ne varsa iyileştirilerek hazırlanmamız gerektiğini savundu.

haber haber

Page 29: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

29

ebsohaber

haziran 2009

zorlaşmaktadır. Dünya bankası başkanının da uyarma ihtiyacı hissettiği, sosyal patlama günümüzde ülkeler için en büyük tehlikedir.İşsizliğin nihai çözümünün büyümeden geçtiğini, büyümeyi sağlayacak olanın da reel sektör olduğunu geçmiş yıllarda defalarca gördük. Bölgemiz ortalamasında her 4 kişiden, İzmir’de de yaklaşık olarak her 3 kişiden birinin sanayi sektöründe çalıştığı düşünüldüğünde, üretim-talep ve işsizlik üçgenindeki çözümün reel sektör olduğu gerçeği bir kez daha öne çıkmaktadır.Bu da işveren üzerindeki yüklerin, bir an evvel hafifletilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu rakamlar göstermektedir ki, finansal krizle başlayıp reel sektörü etkisi altına alan kriz, hızla işsizlik krizine doğru ilerlemektedir.İşsizliğin krizle birlikte artışını tetikleyen en önemli sebebin, imalat sanayi istihdamının yüzde 63’üne, sahip KOBİ’lerimizin, direncinin giderek azalması olduğunu biliyoruz.”

Reel sektörün faiziMerkez Bankası’nın bu

süreçteki faiz indirimlerinin, bankacılık sisteminin kredi verme eğilimlerini arttırdığına dikkat çeken Yorgancılar, bankacılık kesiminin ekonomideki risk algılamasını yüksek seviyede tuttuğundan, reel sektörün bu ortamda düşük faizli kredi imkanlarından yararlandırılmadığını kaydetti.

Dış talebi tıkanan, iç talebi daralan, istihdam yaratamayacak duruma gelen KOBİ’lerin bankalardan finansman desteğini de göremeyince yatırımlarını durdurmak, üretimlerini azaltmak hatta sonlandırmak zorunda kaldığını vurgulayan Yorgancılar, krizin reel sektörü talepte azalma, girdi maliyetlerinde yükselme, karlılıkta düşme, sabit giderleri dahi karşılayamama ve finansal kaynak bulamama noktasına getirdiğini söyledi.

Yorgancılar; “Bununla birlikte alacakların tahsil

edilememesi, tedarikçilerin vadelerini kısaltmaları, mali duran varlıklarda değer kaybı, bankaların kredilerini geri çağırmaya başlamaları, yeniden yapılandırmaları ve tüm bunların sonucunda meydana gelen zarar nedeniyle özkaynak erimesi, reel sektörü güç duruma düşürmüştür.1980’li yıllardan itibaren ülkemizde geçerli olan, dışa açılarak büyümenin sağlanacağı inancının, bugünkü kriz ortamında yitirildiğini görmekteyiz. Bu da ihracatta tek pazar olarak, sadece AB’ye dayalı yapılanmanın revize edilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yeni pazarları keşfederek, doymamış pazarlara açılmak zorundayız” diye konuştu.

Türkiye’de, krizin algılanmasının farklı olduğunu, yaşananlar sadece küresel krizin olağan etkisiymiş gibi davranıldığı için çözümler

konusunda geç kalındığını ve bu nedenle zamanın boşa harcandığını öne süren Yorgancılar, Cumhuriyetimizin 100. yılında büyük dünya devletleri arasında olma hedefimize, daha az üretim, daha az tüketimle ulaşmamızın mümkün olmadığını söyledi.

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, değişen yeni dünya düzenine yeniden yapılanarak ve rekabet gücünü azaltan ne varsa, iyileştirme yoluna giderek hazırlanmak zorunda olduğumuzu belirtti. Ender Yorgancılar, “Sürdürülebilir büyümeyi istiyorsak, katma değerli ürünlerle yola devam etmek mecburiyetindeyiz. Bundan sonraki rekabet stratejimizde, teknoloji yoğun malların üretilmesine ve satılmasına dönük bir sanayi yapılanmanın gerekliliği de herkes tarafından kabul edilmelidir” dedi.

ÜYELERİMİZE ÖNEMLİ DUYURU

28.02.2009 tarih ve 27155 sayılı Resmi Gazete’de ya-yımlanan, 5828 Sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un 31. maddesi ile 18.05.2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’na aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

Bu maddeye göre;“GEÇİCİ MADDE 16- Üyelerin Oda ve Borsalara, Oda ve

Borsaların da Birliğe ödenmiş aidat borçlarına ait gecikme zamlarının tamamı ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih-ten itibaren altı ay içinde üyelerin Oda ve Borsalara, Oda ve Borsaların da Birliğe olan aidat borçlarının tamamının öden-mesi halinde, bu borçlara ait gecikme zamları silinir” hükmü getirilmiştir.

Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içeri-sinde (28.08.2009 tarihine kadar) aidat borçlarının tamamının ödenmesi halinde gecikme cezaları tahsil edilmeyecektir.

Üyelerimize önemle duyurulur.

Türk Silahlı Kuvvetleri Malzeme Sergisi 6-17 Ekim’de EBSO’nun evsahipliğinde

İzmir’de yapılacak

haber haber

Page 30: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

30Ege Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı En-der Yorgancılar, ekonomide

belirsizliğin sürdüğüne işaret ede-rek, buna rağmen geleceğe dair umutların korunması gerektiğini vurguladı.

Kemalpaşa Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (KESİAD) düzenlediği toplantıda Kemalpa-şa Organize Sanayi Bölgesi’nin (KOSBİ) dünü bugünü ve yarını konuşuldu. ‘Bir Konuk, bin konu’ bölümünde bir sunum yapan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ekonomide yaşanan gelişmelere değindi. KOSBİ’nin 315 üretici firmayla 19 bin kişiye istihdam sağladığını ifade eden Yorgancılar bölgenin yüzde 100 doluluk oranı aşmasıyla ekono-miye olan katkısının daha da artacağını söyledi.

Rekabet gücümüzOrganize sanayi bölgelerini

Sanayi ve Ticaret Eski Bakanı Zafer Çağlayan’ın “İbadethane gibi kutsal yer” olarak tanımladı-ğını dile getiren Yorgancılar, alt yapıları tamamlanmış veya bit-mek üzere olan OSB’lere teşvik verilmesi gerektiğini bildirdi. Son

birkaç aydır sanayi üretiminde kıpırdanma belirtileri olduğunu, kapasite kullanım oranları ve güven endekslerinde de bunun gözlemlendiğini anlatan Ender Yorgancılar “Genç nüfusta yüzde 29’luk bir işsizlik var. Toplum-da bu durum endişe ve korku yaratıyor. İşsizliğin nihai çözümü ise büyümeden geçiyor. İzmir’de 2008 yılında işsiz sayısı156 bine çıktı. Şu anda piyasalarda sıkıntı var. Ülkemizdeki teşvik mantığı ve zihniyeti acilen değiştirilmeli. İstihdam ve üretim artışını esas alacak yeni pazarlara ihracata teşvik edecek tedbirler alınma-lı. Rekabet gücünü azaltan ne varsa bunlar iyileştirilmeli. Katma değeri yüksek ürünlerle yola devam etmek zorundayız. Ar-Ge, inovasyon ve nanoteknolojiyi üretimlerimize dahil etmeliyiz. Türkiye’nin daha dinamik bir ekonomiye sahip olması bizleri umutlandırıyor. Mevcut duru-mumuzdaki belirsizlik devam etse de her birimiz geleceğe dair umudumuz korumalı, beklenti-lerimizi yüksek tutmalıyız” diye konuştu.

İyileşme belirtilerinin ekonominin daraldığı gerçeğini değiştirmediğine de dikkat çeken

Yorgancılar, sanayideki verileri kaygıyla izlediklerini ifade etti.

Yetki sorunuKESİAD Yönetim Kurulu Baş-

kanı Mehmet Bıkmaz, ise 2002 yılında 40 sanayici ve işadamı tarafından kurulduklarını belir-terek bölgedeki sanayicileri bir araya getirmeyi ve farklı projeleri hayata geçirmeyi hedeflediklerin söyledi. Bugüne kadar mesle-ki eğitim ve sağlık konusunda birçok projeyi hayata geçirdik-lerini aktaran Bıkmaz, “Ulu-cak Belediyesi’nin Kemalpaşa Belediyesi’ne bağlanmasıyla yetki sorunumuz da çözüldü. Ancak yıllardır süren davalar nedeniy-le Ulucak sınırlarında yer alan 270 hektarlık alanda sanayiciler hiçbir haktan yararlanamıyor. KOSBİ yönetimi, sanayicilere en iyi hizmeti vermek için çalışıyor. Bundan sonra da bu çalışmala-rın sürmesini bekliyoruz” diye konuştu.

Kemalpaşa Kaymakamı Yük-sel Topal, Belediye Başkanı Rıd-van Karakayalı ve KOSBİ Başkanı Pınar Yurdun da ilçenin daha da büyümesi için sanayicilerle yerel yöneticilerin el ele vereceğini ifade etti.

Umudumuzu koruyalım

haber haber

Page 31: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

31

ebsohaber

haziran 2009

Sanayi üretiminde krizin etkisiyle başlayan daralma hız kesse de sürüyor. Nisan

ayında sanayi üretimi beklentilere paralel yüzde 18,5 azaldı ancak iki aydır üst üste bir önceki aydan daha düşük daralma oranlarının görülmesi umut yarattı.

Sanayi üretimindeki iyileşmede başrolü ise marttan itibaren devreye giren ÖTV ve KDV indirimleri oynadı. Otomotiv, beyaz eşya, mobilya ve bilgi işlem makineleri üretimi nisanda dört ayın en düşük daralma oranlarını yakaladı. İndirimler sayesinde stokların bitirildiği sektörlerde yeniden üretime geçilmesi mayısta sanayi üretiminde yüzde 13 küçülme beklentilerini güçlendirdi.

Düşüş hız kestiTürkiye İstatistik

Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre nisanda toplam sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18,5 daralırken, marta göre ise yüzde 1,4 arttı. Sanayi üretiminde en yüksek düşüş yüzde 50,2 ile otomotivde olurken bankacılar ve ekonomi yetkilileri düşüşün nisan itibariyle hız kesmeye başlamış olabileceğini söyledi.

TÜİK şubat ve mart aylarına ilişkin verilerde ise revizyona gitti. Yeni verilere göre toplam sanayi üretim endeksi martta

geçen yılın aynı ayına göre yüzde 20,8, şubatta yüzde 23,8, ocakta ise yüzde 21,3 daraldı. Sanayi üretimindeki daralma, ağustos 2008’den beri devam ediyor.

TÜİK verilerine göre nisanda sanayi üretiminde en büyük daralma yüzde 50,2 ile otomotivde gerçekleşirken, bunu yüzde 35,2’lik düşüşle makine ve teçhizat hariç metal ürünleri imalatı, yüzde 33,2’lik düşüşle de kok kömürü, rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı takip etti. Öte yandan diğer sanayi kollarına hammadde sağlayan kimyasal ürünlerin imalatında iki aydır görülen düzelme iyimserliği artırdı. Kimyasal ürünler imalatı martta yüzde 6,4, nisanda yüzde 1,7 daraldı. Önceki aylarda ise daralma oranı yüzde 20’leri buluyordu. Otomotivde görülen yüzde 50,2’lik küçülme de bu yılın en iyi daralma oranı oldu. Vergi indirimlerinden yararlanan mobilyada nisanda yüzde 12,9, beyaz eşyada yüzde 15,4 daralma yaşanırken bilgi işlem makinelerinde yüzde 4,3 artış gözlendi.Ana sanayi grupları bazında ise en yüksek düşüş yüzde 41,8 daralma ile sermaye malı imalatında görülürken, ara malı imalatı yüzde 20, dayanıklı tüketim malı imalatı yüzde 15,4, enerji yüzde 6,9 ve dayanıksız tüketim malı imalatı yüzde 4,2 düşüş gösterdi.

Sanayi vergi indirimleriyle ayakta

haber haber

Page 32: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

32 Sanayide bir ’kıpırdanma’ yaşandığını gösteren üretim oranının ardından, kapasite

kullanım oranı da ’çarklar dönmeye başlıyor’ yorumlarını pekiştirdi. Kapasite kullanım oranı mayısta geçen yılın aynı ayına göre 12 puan azalarak 70.4 oldu. Genel eğilimdeki bu düşüşe karşın, nisan ayına göre de 3.6 puanlık bir artış yaşandı. Böylece oran 6 aydan sonra ilk kez yüzde 70’in üzerine çıktı.

Ekonomi yönetimi bu yıl küçülmenin yüzde 3.6’dan daha kötü olabileceğine ilişkin mesajlar verirken, sanayi ’göreceli’ olarak olumlu sinyaller

vermeye devam ediyor. Mayıs ayında üretim oranından sonra kapasite kullanım oranında da, nisan ayına göre iyileşme yaşandığı görüldü. Kapasite kullanımında eylül 2008’de başlayan azalış trendinin, şubattan itibaren artış trendine girmesi, ’sanayide çarklar dönmeye başlıyor’ yorumlarını pekiştirdi.

Eğilim değişmediTürkiye İstatistik

Kurumu’nun (TÜİK), imalat sanayine ilişkin mayıs ayı verilerine göre, kapasite kullanım oranı yüzde 70.4 oldu. Bu oran

geçen yılın mayıs ayına göre 12 puan daha düşük oluşuyla, genel eğilimin hálá düşüş yönünde olduğunu gösterdi. Bu durum, ’çarklar dönmeye başladı’ yorumlarına karşılık, ’temkinli iyimser’ değerlendirmelere de neden oldu.

6 ayın en yükseğiMayıs ayında moralleri

düzelten gelişme ise, bir

Sanayinin çarkları hareket lendi

Kriz, cari açığı yüzde 85 geriletti

Küresel krizin yarattığı durgunluğun etkisiyle cari açık nisan ayında yüzde 76.1 oranında azalarak 1 milyar 239 milyon dolara düştü. Ocak-Nisan döneminde cari açık, yüzde 84.8 oranında azalarak 2 milyar 659 milyon dolara geriledi. Merkez Bankası, ödemeler dengesi verilerine göre, nisanda cari açık, 1 milyar 239 milyon dolara düştü. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam, 5 milyar 179 milyon dolardı.

Page 33: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

33

ebsohaber

haziran 2009

önceki aya görülen iyileşme oldu. Nisan ayına göre, kapasite kullanım oranı 3.6 puan arttı. Bu artışın yanı sıra mayıs ayındaki oran, son 6 ayın en yükseği de oldu. Kapasite kullanım oranı kasım ayından bu yana ilk kez yüzde 70’in üzerine çıktı.

Düşüş hız kesiyorSadece mayıs ayı değil,

son 3 aydaki verilerde düşüşün hız kestiğini ortaya koyuyor. Eylül 2008’de başlayan kapasite kullanımında azalış trendi, şubattan itibaren geçen yılki oranları yakalayamamakla birlikte bir toparlanma sürecinden söz edilmesini mümkün hale getirdi. Kapasite kullanımın martta önceki yıla göre 16.5 puan, nisanda 14.9 puan ve mayısta da 12 puan azaldı.

Şubatta dibi gördüKapasite kullanımı şubat

ayında yüzde 63.8 ile tarihin en düşük düzeyine inmişti. Bu oran martta yüzde 64.7, nisan ayında da yüzde 66.8 olmuştu. Oranın mayıs ayında da yüzde 70’e çıkması sanayide bir toparlanmayı işaret ediyor. Ancak uzmanlar bunun ’en kötünün geride kaldığı anlamına gelmediğini’ özellikle vurguluyor.

Talepteki yetersizlikOranın yüzde 70.4

olmasındaki etkenlerin en büyük nedeni, iç pazardaki talep yetersizliği oldu. İşyerleri yüzde 53.5’le ilk sırada bu nedeni gösterdi. Bunu yüzde 31.7’yle dış pazarda talep yetersizliği ve yüzde 3.6’yla mali imkansızlıklar izledi. Yıllık bazda hemen hemen tüm sektörler gerilemiş olmasına karşın, beklentilerdeki iyimserlik TÜİK verilerine de yansıdı. İşyerleri mayısta üretim miktarının yüzde 7.6, satış miktarının da yüzde 6.4 artış gösterdiğini belirtti. Haziranda

benzer

bir artış bekleniyor.

Özel sektör hızlı Mayıs ayına ilişkin veriler,

kapasite kullanımında özel sektör imalat sanayiinin devlet kuruluşlarına göre daha hızlı toparlandığını gösterdi. Mayıs ayında geçen yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, imalat sanayi kapasite kullanım oranı devlette yüzde 93.7’den yüzde 55.2’ye, özel sektörde yüzde 80.5’ten yüzde 70.5’e geriledi.

ÖTV yetmediKapasite kullanımı en düşük

sektör, yüzde 45.8 ile büro, muhasebe bilgi işlemleri makine imalatı oldu. Özel Tüketim Vergisi’ndeki indirime karşın otomotiv sektöründe gerilemenin sürmesi de dikkat çekti. Gerileme hızında küçük bir gerileme olduğu gözlendi.

Ancak taşıt araçları ve karoseri imalatı yüzde 90.3’ten yüzde 68.4’e, diğer ulaşım araçları imalatı yüzde 89.5’dan yüzde 81.6’ya indi.

2 sektör artıdaYıllık bazda bakıldığında

mayıs itibariyle 22 sektör içinde kapasite kullanımında artış yaşayan yalnızca iki sektör oldu. Tütün ürünlerinde kapasite kullanımı yüzde 72.3’ten yüzde 74.3’e, basım ve yayım imalatında yüzde 71.7’den yüzde 74’e çıktı.

Türkiye ve 7 ülke yüzde 5-7 büyüyecek

Uluslararası finansal hizmetler grubu Credit Suisse’in Araştırma Müdürü Giles Keating, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 8 yükselen piyasayı değerlendirirken, “Bu ekonomilerde, önümüzdeki 5 yılda yüzde 6-7 büyüme beklenebilir. Bununla kıyasla Batılı ekonomiler, yüzde 1-2 büyüyecek” tahmininde bulundu.

İngiliz Wealth Bulletin’e göre, Keating ile başında bulunduğu ekip, Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika, Endonezya, Türkiye, Arjantin ve Güney Afrika’dan oluşan 8 yükselen ekonomilerin görümünü değerlendirdi. Keating, bazı yükselen ekonomilerin kendi tüketici piyasalarını geliştireceğini ifade etti.

haber

Page 34: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

34

Türkiye Finans ve Ekonomist dergisi işbirliğiyle düzen-lenen “Reel sektör İzmir

buluşması” kapsamında İzmirli işadamları ile bir araya gelen Eko-nomist Doç. Dr. Deniz Gökçe, işadamlarına moral verdi. İzmirli işadamlarının yoğun ilgi göster-diği toplantıda “Ekonomi nereye gidiyor” sorusuna yanıt arayan ve global ekonomik krizi değerlen-diren Gökçe, “ABD ekonomisin-de trendler olumluya dönmeye başladı. Almanya da toparlanma işaretleri veriyor. Bunlar Türk ekonomisi için olumlu gelişme-ler” dedi.

Büyük ekonomisiyle artık dünyanın önemli bir parçası olan Türkiye’nin yaşanan krizden etkilenmesinin normal karşılan-ması gerektiğini belirten Gökçe, Almanya’nın ve çevresindeki eko-nomilerin Türkiye’nin üretim ve ihracatında oynadığı role dikkat çekti. Deniz Gökçe, şunları söyledi:

“Buradan gele-cek veriler bizim için dış ve iç talebin ne zaman ve ne bo-yutta

canlanacağını da önemli ölçüde belirler. ABD ekonomisinde trendler olumluya dönmeye başladı. Ancak ilginç şekilde Almanya’da toparlanma işareti veriyor. Geçtiğimiz günlerde hem ABD hem de Almanya’da yayın-lanan beklenti endekslerinden çıkan olumlu sonuçlar morallerin giderek düzeldiğini gösteriyor. Mayıs ayının sonunda yapılan anketlere göre endeks 18.1 puan yükseldi. Bir evvelki ay 13.0 düzeyinde bulunan endeks şimdi 31.1 değerinde, tarihi ortalama-nın üzerine çıktı. Bu, geleceğe dönük son derece olumlu beklen-tilere işaret ediyor.”

Türkiye Finans Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Gökçe, 2009 yılının başından itibaren kullandırdıkları kredinin 3 milyar liraya yaklaştığını açıklarken, “Böyle dönemlerde reel sektörün

hem finansal destek hem de moral desteği ile yanında

yeralmak her za-mankinden önemli ve daha an-lamlı bir sorum-

luluktur” dedi.Capital ve Ekonomist dergile-

ri Yayın Editörü Rauf Ateş ise, kriz boyunca Anadolu’daki toplantı-lara devam ettiklerini belirterek, “KOBİ’lere her krizde olduğu gibi bu krizin de sonunun geleceğini söylüyoruz. Bu dönemde önemli olanın ayakta kalıp kriz sonrasına hazırlanmak, dünyadaki değişimi algılamak olduğunu döşünüyo-ruz. Gittiğimiz illerden aldığımız tepkiler doğru yolda olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

Çözüm reel sektördeEBSO Yönetim Kurulu Baş-

kan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğ-lu, toplantıda işadamlarına sesle-nirken, 2007 yılının yaz aylarında başlayan ve ikinci yılını dolduran küresel krizle birlikte ülkemizin en önemli sorunları arasında yeralan üretim, talep ve işsizli-ğin ancak reel sektör tarafından çözüme kavuşturulabileceğini

belirtirken öncelikle güven ortamının oluşması ve

belirsizliklerin ortadan kalkması gerektiğini bildirdi.

2009 yılı Mart ayında

İzmirli iş dünyasına uluslararası moral

haber haber

Page 35: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

35

ebsohaber

haziran 2009

dünya sanayi üretim endekslerin-deki gerileme eğiliminin yavaş-lamasının Türkiye’de kendini gösterdiğini Şubat ayında düşüş rekoru kıran sanayi üretiminin Mart ayında daha az düşüş kaydetmesinin iyileşme belirtisi olarak nitelendirildiğini hatırlatan Gökçüoğlu, “Ancak bu iyileşme belirtileri ekonominin daraladı-ğı gerçeğini değiştirmemekte, özellikle de sanayideki verilerin kaygıyla izlenmesine devam edil-mektedir” dedi.

Üretim azalışının yanı sıra işsizlik rakamlarının yükseldiğini özellikle de eğitimli genç işsizle-rin sayısının arttığını vurgulayan Gökçüoğlu, genç nüfusunu atıl hale getiren Türkiye’nin kaybını telafi etmesinin her geçen gün zorlaştığını, Dünya Bankası Baş-kanı Horst Koehler’in bile uyarma ihtiyacı hissettiği sosyal patlama tehlikesinin ülkeler için en büyük tehlike olduğuna dikkat çekti.

İbrahim Gökçüoğlu, “TOBB’un önderliğinde, sivil toplum kuruluşlarının katılı-mıyla başlatılan “Kriz Varsa Çare de Var” kampanyasının temaslarından olan, “Kimse İşini Kaybetmesin”in bu anlam-da oldukça önemli olduğuna inanmaktayım. Bölgemiz ortala-masında her 4 kişiden, İzmir’de de yaklaşık olarak her 3 kişiden birinin sanayi sektöründe çalıştığı düşünüldüğünde, üretim-talep ve işsizlik üçgenindeki çözümün reel sektör olduğu gerçeği bir kez daha öne çıkmaktadır” diye konuştu.

Merkez Bankası’nın bu süreçteki faiz indirimlerinin bankacılık sisteminin kredi verme eğilimlerini artırmadığına işaret

eden Gökçüoğlu, bankacılık kesi-minin ekonomideki risk algılama-sını yüksek seviyede tuttuğundan reel sektörün bu ortamda düşük faizli kredi imkanlarından yarar-landırılmadığını söyledi.

Gökçüoğlu, dış talebi tıkayan, iç talebi daraltan krizin reel sektörü talepte azalma, girdi maliyetlerinde yükselme, karlı-lıkta düşme, sabit giderleri dahi karşılayamama ve finansal kaynak bulamama noktasına getirdiğini belirtti.

Geleceğe yatırımEBSO Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, 1980’li yıllardan itibaren ülke-mizde geçerli olan dışa açılarak büyümenin sağlanacağı inancının bugünkü kriz ortamında yitirildi-ğinin görüldüğünü ifade ederken sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu da ihracatta tek pazar olarak, sadece AB’ye dayalı yapılanmanın revize edilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Yeni pazarları keşfederek, doyma-

mış pazarlara açılmak zorunda-yız. Küresel bir güç olma yolun-da, 2007 yılından bu yana ihmal edilen yapısal reformları, artık bu-gün gerçekleştirmek zorundayız. Bu kapsamda, ülkemizdeki teşvik mantığı ve zihniyetinin acilen değiştirilmesi gerektiği inancın-dayım. İstihdam ve üretim artışını esas alacak bir teşvik sistemi, yeni pazarlara ihracatı teşvik edecek şekilde düzenlenmelidir. Muka-yeseli üstünlüğü olan sektörlere teşvik verilmelidir. Türkiye’nin boşa harcayacağı kaynağı ve zamanı yok. Bundan sonraki rekabet stratejimizde, teknoloji yoğun malların üretilmesine ve satılmasına dönük bir sanayi ya-pılanmasının gerekliliği de herkes tarafından kabul edilmelidir.”

Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak sanayicilerin ürettiği katma değeri ve ihracattaki paylarını artırmak yönünde bilgi akışını sağlamaya özen gösterdiklerini anlatan İbrahim Gökçüoğlu, “Krizi fırsata çevirmenin yolu rekabetimizi arttıracak faaliyetler-den geçiyor. Rekabette önceliği sağlayan, Ar-Ge, inovasyon ve nano teknolojiyi üretimlerimi-ze dahil etmeyi ve bu alanlara yatırım yapmayı öğrenmeliyiz. Her birine yapılacak yatırımların, firmamızın, ülkemizin, çocukla-rımızın geleceğine yapılacağını aklımızdan çıkarmamalıyız” dedi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, ihracat-ta yeni pazarlara açılmanın önemine işaret ederken, yapısal reformların da bir an önce tamamlanmasını istedi.

haber haber

Page 36: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

36

Ege Bölgesi Sanayi Odası ile Türkiye Finans Katılım Bankası arasında özel kredi

protokolü imzalandı. EBSO üyesi sanayicilere kullandırılacak nak-di krediler toplamı 200 milyon lira olacak. İzmirli sanayiciler ih-tiyaçları doğrultusunda avantajlı koşullarda kurumsal finansman ve finansal kiralama desteğine kavuşacak.

Kredi protokolü imza töre-ninde konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbra-him Gökçüoğlu, global krizde iç ve dış finansman desteği bula-mayan KOBİ’lerin zor duruma düştüğünü, üretimin önündeki engelleri aşmak için banka kredisine ihtiyacı bulunduğunu belirtti.

Finansal sorunlarGökçüoğlu, krizin his-

sedildiği süre içinde üretimle ilgili sorunların yanı sıra finansal sorunların da baş gösterdiğine işaret ederken, “Türkiye’nin kalkınmasının önü üretimden geçmektedir. Bizler sanayinin sorunlarını hükümet ve finans kurumları ile paylaşmak zorun-dayız. Krizden kurtulmak için bankalara da görevler düşmek-tedir. Türkiye Finans Bankası ile imzaladığımız 200 milyon liralık protokolle üyelerimize avantajlı koşullarda finansal destek sağla-nacaktır” dedi.

Yaraların sarılmasına yö-nelik her türlü desteğin önemini vurgulayan İbrahim Gökçüoğlu, “Türk sanayicisi olarak üretimi sürdürmek zorundayız ve bu bilinçle sanayicimizin önündeki finansal sorunları aşmak, kredi almasını kolaylaştırmak önem-lidir. Türkiye Finans ile hayata

geçirdiğimiz protokolün sanayi-cilerimiz için can suyu olacağına inanıyorum” diye konuştu.

Reel sektör önemliTürkiye Finans Katılım

Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Gökçe ise, krizin etkilerinin en yoğun yaşandığı süreçte reel sektöre destekle-rini kesintisiz sürdürdüklerini vurguladı.

2009 yılının başından beri reel sektöre kullandırdıkları kredi miktarının 3 milyar liraya yaklaştığını kaydeden Gökçe, Ege Bölgesi gibi Türkiye ekono-misinin lokomotifi olan bölge-lerde sanayi ve ticaret odalarıyla yaptıkları özel protokollerle KOBİ’lerin finansal sorunlarına çözüm getirmeye çalıştıklarını ifade etti.

İzmir’de 5 şubesi bulunan bankanın 150 milyon lira fon topladığını bildiren Gökçe,

“Buna karşılık 350 milyon TL finans desteği verdik. Kendi öz kaynaklarımızla topladığımızın iki katını kullandırdık” diye konuştu.

Kredi şartlarıTürkiye Finans ve EBSO

arasında hayata geçirilen pro-tokole göre, krediler aylık taksit ödemeli ticari kredi şeklinde olup, en fazla 12 vadeli kullandı-rılacak. KOBİ’lerin gayrimenkul, ticari araç ve makine alımı için kullanacakları kredinin vadesi ise 36 aya kadar uzatılabilecek.

EBSO üyelerine kullandırı-lacak krediye uygulanacak kar oranı 6 aya kadar vadeli krediler-de TL bazında aylık yüzde 1,55, dövize endeksli kredilerde ise aylık yüzde 0,80 olarak belir-lendi. 6 ile 12 ay arası vadeli TL endeksli kredilerde aylık yüzde 1,60, dövizdeyse yüzde 0,85 kar oranı uygulanacak.

İzmirli sanayicilere 200 milyonluk kredi

haber haber

Page 37: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

37

ebsohaber

haziran 2009

Ekonomide yaşanan sıkıntılara rağmen yeni yatırımlar hız kesmiyor.

Alman ortaklarıyla Keller Vardarcı şirketini kuran İzmirli Vardarcı Ailesi Almanlar’la stratejik ortaklığa imza attı. Vardarcı Ailesi, Ege Serbest Bölgesi’nde 1 milyon dolarlık yatırımla bitkisel yağ fabrikaları için makina üretimi yapacak tesisi açtı. EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ve Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, açılış kurdelasını şirketin Türk ve Alman ortaklarıyla birlite kesti. İlk etapta 20 kişiye istihdam sağlayacak tesis daha sonra çalışan sayısını daha da artıracak. Kurulan tesisin yanına 2 yıl içinde 3 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlayan Vardarcı Makina, Işıkkent’teki fabrikasını da buraya taşıyacak.

Keller Vardarcı Sanayi Ortaklarından ve EBSO Meclis Üyesi Tuncer Vardarcı, Alman Keller grubu ile uzun süreli işbirlikleri olduğuna dikkat çekerek, bu işbirliğini ortak yatırıma dönüştürdüklerini söyledi. Bitkisel yağ üreten firmalar için makina ve yedekparça üretimi yapan 2 şirketin

birlikte çalışmaya babalarının yönetiminde başladığını, çocukları olarak onların ortaklık hayalini gerçekleştirdiğini belirten Vardarcı, “Alman Keller firması ile birlikte çalışmamız 1989 yılında başladı. 2 şirket de aynı alanda faaliyet gösteriyor. Kurduğumuz stratejik ortaklık ile biz Keller’in uluslararası pazar imkanlarından yararlanarak daha da büyüyeceğiz. Kriz ortamına rağmen ortaklığın yarattığı sinerji ile bu tesisi kurduk. Büyüyen pazar payımızla birlikte yeni yatırımlar yapmayı da planlıyoruz” dedi.

Yeni hedeflerTükmenistan’da 300

tonluk pamuk yağı üretim tesisi projesi sayesinde kriz ortamında küçülmeden ve yatırım yaparak yollarına devam ettiklerini vurgulayan Vardarcı, krizin pek uğramadığı ülkelerdeki talepleri değerlendirerek ayakta kaldıklarını vurguladı. Vardarcı Makine’nin yağlı tohum işleyen makinaların tamamını yaptığını hatırlatan Vardarcı, halen Suriye, Türkmenistan, Azerbaycan, Yunanistan, Arnavutluk, Irak gibi ülkelere ihracat yaptıklarını, Afrika pazarına girmeyi hedeflediklerini de vurguladı.

Sinerji yarattıKeller Vardarcı

Ortaklarından Markus Keller ise kurdukları ortak tesis ile birlikte pazar paylarını daha da artırmak istediklerini belirtti. Ege Serbest Bölgesi’ndeki tesislerin Güney Afrika’dakinden daha kısa sürede tamamlanarak üretime başladığını ifade eden Keller, ortak yatırım sonucu yaratılan sinerji ile 20 yıldır işbirliği yapan iki ailenin bu yatırımdan çok yarar sağlayacağını vurguladı.

İşsizlik için önemliBu tür birlikteliklerin gelişme

ve büyümeyi beraberinde getirdiğini söyleyen EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise “Böyle kümelenmelerle ürünler tüm dünyaya satılabilir hale geliyor. Umarız bu ortaklık gelişerek sürer. Ailelerin yeni jenerasyonları da bu tesisin ürünlerini dünyanın her yerine satarlar” diye konuştu.

Türkiye’nin en önemli sorununun işsizlik olduğunu dile getiren EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, “İşsizlik özellikle eğitimli, nitelikli elemanlar arasında daha yoğun. Bu tür yatırımlar işsizliğin önlenmesi açısından çok önemli” dedi.

Babalarının hayalini çocukları gerçekleştirdi

haber haber

Page 38: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

38Ege Bölgesi Sanayi Odası,

İzmir’i savunma sanayinde atağa kaldırıyor. Türk

Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını yerli kaynaklardan sağlamaya, Türk sanayiinin de kalite ve standart açısından daha yüksek noktalara ulaşması amacıyla daha önce 6 kez yapılan Donanma Komutanlığı Malzeme Sergisi, bu yıl tüm kuvvetlerle birlikte “TSK Müşterek Malzeme Sergisi” olarak ilk kez İzmir’de EBSO’nun ev sahipliğinde 6-17 Ekim 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Ege Bölgesi Sanayi Odası, kentteki imalat sanayi yapısı ve savunma sanayiine yönelik nitelikli üretim yapan firmaları ön plana çıkararak 2009 yılındaki serginin İzmir’de yapılmasını sağladı. 2007 yılı Aralık ayından bu yana sürdürülen çalışmalarda ilk olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Envanter Kontrol Merkezi Komutanlığı yetkililerinden oluşan bir heyet öncelikle EBSO’da Deniz Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu malzemeler hakkında teknik sunum yaparken İzmir’de savunma sanayine yönelik üretim yapan

firmaları da ziyaret etti. Envanter Kontrol Merkezi Komutanı Müh. Kıd. Alb. Bülent Doğan Başkanlığında Deniz Kuvvetleri heyetinin 2008 Ekim ayında gerçekleştirdiği ziyarette ise, daha önce 6 kez gerçekleştirilen Donanma Komutanlığı Malzeme Sergisi’nin 2009 yılında tüm kuvvetlerle Türk Silahlı Kuvvetleri Müşterek Malzeme Sergisi olarak gerçekleştirilmesinin planlandığı öğrenildi. Serginin Kocaeli dışındaki bir ilde de yapılabileceği, İzmir’in de bu aşamada bir alternatif olarak gündeme alındığı toplantının ardından müjdeli haber geçtiğimiz yıl Kasım ayında geldi.

Sergi ile ilgili çalışmaları yürütmek ve gerekli planlamaları yapmak üzere bugüne kadar 23-24 Eylül 2008, 30 Ekim 2008, 17 Mart 2009, 9-10 Nisan

2009 tarihlerinde olmak üzere Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri komutanlıkları ile birlikte 4 koordinasyon toplantısı yapıldığı öğrenildi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki görüşmeler sürerken, Nisan ayındaki Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda (IDEF 09) EBSO’nun açtığı şemsiye standla İzmirli sanayicilerin gücünü ortaya koyması da başarı hanesine yazıldı.

Mayıs ayındaki çalışma toplantısında da Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Yönetim Kurulu Üyeleri, EBSO Savunma Sanayi Çalışma Grubu ile TSK Malzeme Sergisi’nin koordinasyonuyla görevli komutanlıkların temsilcisi subaylar, Ekim ayında

Savunma sanayiinde İzmir atağı

Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın İzmir’de savunma sanayinin gücünün gösterilmesi alanındaki çabaları sonuç verdi. Türk Si-lahlı Kuvvetleri Müşterek Malzeme Sergisi Ekim’de İzmir’de gerçekleştirilecek.

sektör

Page 39: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

39

ebsohaber

haziran 2009

Kültürpark’taki ihtisas fuar alanında gerçekleştirilecek organizasyonun teknik detaylarını ve çalışma takvimini görüştü.

Tercih yerli sanayiDeniz Kuvvetleri

Komutanlığı Envanter Kontrol Merkezi Komutanlığı’ndan İkmal Binbaşı Fatih Koca, EBSO’daki toplantıda yaptığı sunumda önceki sergilerden örnekler verirken, Komutanlık bünyesindeki yerlileştirme çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu malzemelerin sergilendiği organizasyon süresince ziyarete gelen sanayicilerle bire bir görüşmeler yapıldığını, bu malzemeleri üretebilecek sanayicilerin her türlü teknik konuda desteklendiğini de bildiren Binbaşı Fatih Koca, “1997 yılından itibaren Donanma Komutanlığı’nın düzenlediği 6 malzeme sergisinde 9 bin 665 malzemenin sergilendi. Bunlardan 3 bin 340’ı yerlileştirildi. Yerlileştirme çabaları sayesinde 9 bin firma tedarikçi olarak kayda alındı. Toplamda 11 milyon dolarlık tasarruf sağlandı. Gemilerin ömür boyu ihtiyaçları düşünüldüğünde bu rakamın 100 milyon doları

aşacağı değerlendirilmektedir. Bu da küçümsenmeyecek bir başarıdır. Devam eden projeler ile tasarruf oranları her geçen gün artmaktadır” dedi

Binbaşı Koca, EBSO’da gerçekleştirilen tanıtım seminerinin başarısının ardından Oda’nın referansı ile yaptıkları ziyaretlerde bazı firmalarla çalışma imkanı bulduklarını, diğer illerin sanayi ve ticaret odalarında EBSO’dakine benzer tanıtım organizasyonları gerçekleştirdiklerini söyledi.

Yorgancılar: İzmirlisanayici kazanacakEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, TSK Malzeme Sergisi’nin İzmir’de gerçekleştirilmesi için Oda olarak yaptıkları girişimlerin olumlu

sonuçlanmasından mutlu olduklarını söyledi.

Savunma sanayi için gerekli malzemelerin yurt içinden tedarik imkanları araştırılarak tasarruf sağlanması ve yerli

sanayiciye katkı

sağlanmasının hedeflendiğini belirten

Yorgancılar, “Savunma sanayinde ihtiyaç duyulan

malzemelerin büyük çoğunluğu yurtdışından alınıyor. Ancak yurt dışından yapılan tedariklerde fiyatlar yüksek olduğu gibi tedarik süreleri de uzun. Yerli sanayimizin gelişmesi, yurt içinden tedarik için büyük önem taşıyor. İhtiyaçlarımızı yurt içinden karşılarken hem sanayimiz gelişecek ve istihdam artacak hem de döviz kaybı önlenerek ülke ekonomisine katkı sağlanacak, tedariğin güvenliği ve sürekliliği temin edilecektir. Savunma sanayine yönelik üretim, bu alandaki yüksek kalite standartları nedeniyle firmaların NATO üyesi ülkelerdeki ihalelere de teklif vermelerini sağlayacaktır” dedi.

Ender Yorgancılar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu malzemeleri üretmek isteyen sanayicilerin sonraki aşamada da ilgili komutanlık yetkililerince her türlü teknik yardım ve danışmanlık konularda desteklenebileceklerini sözlerine

ekledi.

Page 40: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

40 Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Ege Bölgesi

Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ile Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ı makamlarında ayrı ayrı ziyaret etti. Orgeneral Kıvrıkoğlu, ziyaret sırasında başkanlardan İzmir’deki sanayi üretimi konusunda da bilgi aldı.

Geçtiğimiz Şubat ayında Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda gerçekleştirilen seçimlerden sonra Meclis Başkanı olan Mehmet Tiryaki ile Yönetim Kurulu Başkanı olan Ender Yorgancılar, Meclis Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğlu’nu ziyaret etmişti.

EBSO Başkanlarına iade-i ziyarette bulunan Orgeneral Kıvrıkoğlu’na Mehmet Tiryaki ile Ender Yorgancılar, kentin sanayi ve ekonomisinde önemli bir yeri olan Oda’yı tanıtırken İzmir’de 67 değişik sektörde inşaattan gıda ve tektstile, makineden elektroniğe, demir çelikten otomotiv ve yan sanayine kadar hemen her sektörde dünya

pazarlarında rekabet edebilen ürünler üretildiğini aktardı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de sadece silah değil askerlerin beslenme ve barınma, taşıt aracı ihtiyacı bulunduğuna dikkat çeken Tiryaki ile Yorgancılar, İzmirli sanayicilerin bu ihtiyaçları karşılayabildiğini anlattı. Mehmet Tiryaki ile Ender Yorgancılar, savunma sanayinin kalite ve standart açısından yüksek normlar istediğini de vurgularken, İzmirli sanayicilerin bu sektöre yönelerek yeni bir çıkış yakalayabileceklerini ifade etti. EBSO’nun savunma sanayi konusunda uzun yıllar girişimde bulunduğunu, Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’nda (İDEF) Oda olarak katılarak üyelerinin bu konuda ulaştığı noktayı gözler önüne serdiklerini hatırlatan Tiryaki ile Yorgancılar, BMC’nin Savunma Sanayi Müsteşarlığı tekerlekli taktik araçlar ihalesini kazanıp kriz döneminde İzmir’e 300 milyon

euroluk kaynak yaratmasından duydukları memnuniyeti ifade ettiler. Mehmet Tiryaki ve Ender Yorgancılar ayrıca, EBSO’nun yaptığı girişimler sonucu ekim ayında İzmir’de Türk Silahlı

Kuvvetleri Müşterek Malzeme Sergisi gerçekleştirileceğini haber verdi.

Mehmet Tiryaki ile Ender Yorgancılar’a ziyaret anısı

olarak plaket veren Ege Ordusu ve Garnizon Komutanı Orgeneral Kıvrıkoğlu da, İzmirli sanayicilerin üretim ve rekabette geldikleri noktayı izlemekten memnunluk duyduğunu, sanayicilerin gerçekten hem üretim hem de sosyal sorumluluk alanında Türkiye’nin büyük kentine yaraşır çalışmalara imza attığını ifade etti.

Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, üretimle refahın artmasının en az ülke savunması kadar önemli olduğunu vurgularken kurumlar arasındaki işbirliğinin artarak devam etmesini istediklerini söyledi.

Ege Ordusu Komutanı’ndanBaşkanlara ziyaret

İzmirli sanayi-

ciler savunma

sanayinde de

üretim için id-

diasını ortaya

koyuyor.

haber haber

Page 41: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

41

ebsohaber

haziran 2009

Soğutma sanayinde haksız bir ÖTV uygulaması olduğunu belirten Egeli Soğutma sana-

yicileri, buzdolabı ve dondurucu-lar üzerindeki ÖTV’nin kaldırıl-masını istediler.

Ege Soğutma Sanayicileri Derneği ve EBSO Soğutma Sa-nayi Meslek Komitesi üyeleriyle basın toplantısı düzenleyen Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, havyar, pırlanta, makyaj malzemeleri, kürk gibi lüks tüketim malları grubunda yer alan buzdolabı ve dondurucular üzerindeki ÖTV’nin kaldırılması gerektiğini belirtti.

Yanlıştan dönülsünİstihdam, pazar payı ve

ihracat yönünden büyük önem taşıyan soğutma sanayisinde hak-sız bir ÖTV uygulamasının oldu-ğunu, bu konuyla ilgili taleplerini Başbakanlığa, Maliye, Sanayi ve Ticaret Bakanlığına ve TOBB’a bildirdiklerini ifade eden Yor-gancılar, “Buzdolabı ve ticari tip soğutucular üzerindeki ÖTV’nin kaldırılmasını istiyoruz. Hükü-met teşvik yasası kapsamında 3 aylığına ÖTV uygulamasını kal-dırdı. Ancak biz bu uygulamanın

tamamen sona ermesini, ÖTV’nin kaldırılmasını istiyoruz. Bunun artık normal diğer sanayi ürünleri gibi ÖTV’den çıkarılıp sadece KDV’ye tabi tutulmasını istiyoruz. 2003’den bu yana yapılan yanlış-tan dönülmesi gerekiyor.”

Buzdolabı lüks değilEge Bölgesi Sanayi Odası So-

ğutma Sanayi Meslek Komitesi’ni Mecliste temsil eden üyelerden Murat Kurtalan ise 2002 yılında buzdolabında yüzde 26’lık KDV olduğunu, yapılan düzenlemeyle

KDV’nin yüzde 18’e çekilerek, yüzde 6,7’lik ÖTV uygulamasının başlatıldığını anlattı. Buzdolabı-nın lüks tüketim malzemesi değil, ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Kurtalan, ÖTV’nin maliyetleri artırdığını bunun da halkın cebin-den çıktığını dile getirdi. Soğutma Sanayi’nin EBSO Meclisi’ndeki bir başka üyesi Metin Akdaş da klimaların ihtiyaç haline geldiğini ancak ÖTV uygulamasıyla pır-lantayla eşdeğer görüldüğünü, bu yanlış uygulamadan dönülmesi gerektiğini söyledi.

Soğutmacıların Özel Tüketim Vergisi isyanı

haber haber

Page 42: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

42

Deloitte’un hazırladığı “Krizde Başarının Anahtarı Doğru İnsan

Kaynakları Politikalarıdır” başlıklı çalışmada kriz yönetiminde insan kaynaklarının rolüne dikkat çekildi. Deloitte’a göre yetenek yönetimini doğru yapan kuruluşlar, krizden çok daha iyi ve güçlü bir konumda çıkabilecek.

Kriz dönemi stratejilerine yönelik yayınladığı rapor ve araştırmalarla her ölçekte şirketler için önemli bir bilgi kaynağı olan Deloitte bu kez insan kaynakları politikalarına mercek tuttu. “Krizde Başarının Anahtarı Doğru İnsan Kaynakları Politikalarıdır” başlıklı çalışmada yetenekli insan kaynaklarının işten çıkarılmasının yol açacağı risklere dikkat çekildi. Çalışmada, 6 yıl içinde, nüfusun sadece yüzde 20’lik

bir bölümünün işlerin yüzde 60’ını yapacak duruma geleceği hatırlatılarak, kurumların yetenek yönetimine önem vermeleri gerektiği vurgulandı. Deloitte’a göre, yetenek yönetimini doğru yapan kuruluşlar, krizden çok daha iyi bir konumda çıkacak.

İşçiden başlamayınDeloitte’un çalışmasında ana

iş stratejileri üzerine odaklanan, mevcut kurum kaynakları ve gelecekteki gereksinimleri ile ilgili net bir fikre sahip olan İK liderlerinin, kurumlarının zor zamanlarda dayanıklı ve rekabetçi kalmasında önemli bir rol oynayacakları vurgulandı.

Ekonomik kriz koşullarında pek çok şirketin maliyetleri düşürmek için öncelikle insan kaynakları departmanına yöneldiğini

hatırlatan Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Ortak Sait Gözüm şunları söyledi:

“İnsan kaynaklarından tasarruf etme yoluna başvurulunca, büyük çaplı işten

çıkarmalar olabiliyor. Oysa tüm çalışanları kapsayacak şekilde yapılan işten çıkarmalar sadece sıkıntı yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda verimi de düşürmektedir. Bunun bir nedeni işten çıkarmalar sırasında yetersiz olanlarla birlikte, yetenekli çalışanların da kaybedilmesidir. Oysa özellikle kriz sonrası büyüme dönemlerinde bu

İşçiyi çıkarmadan iki kere düşünün

İşten çı-karma iş-yerindeki verimi de

düşürüyor.

haber haber

Page 43: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

43

ebsohaber

haziran 2009

yeteneklerin eksikliği ağır bir şekilde hissedilir. Bu nedenle yetenek yönetimi çok önemlidir. Bütün kuruluşlar yetenekli insan kaynaklarını korumalı ve onlara yatırım yapmalıdır. Bunu başaran şirketler krizden çok daha güçlü bir şekilde çıkacaklardır.”

Yetenek haritasıİşsizliğin yüksek olduğu

dönemlerde bile iş piyasasındaki kritik yetenekler az sayıda bulunuyor. Zor zamanlarda ise şirketlerin kritik yeteneklere her zamankinden fazla ihtiyacı olur. Bu nedenle insan kaynakları birimlerinin kurum genelinde bir kritik yetenekler haritası çıkarması gerekiyor. Böylece insan kaynaklarında bir önem sırası oluşturulabilir. Kritik ve değer katan çalışanları şirkette tutacak stratejiler uygulamak hayati öneme sahip bulunuyor.

Zor dönemlerde iş stratejilerinin genel bir değişikliğe uğraması İK liderleri açısından önemli bir fırsat oluşturuyor. Burada yetenek yönetimi stratejileri ile iş stratejilerinin iç içe değerlendirilmesi gerekiyor. Personel konusunda alınan tüm önemli kararlar strateji süzgecinden geçirilmeli. İK yöneticisi karar almadan önce, şirketin önceliklerini ve nasıl değer yatabileceğini düşünmeli.

Krizde istihdamBirçok şirket kriz

döneminde yeni işe alımları durduruyor. Oysa bu doğru bir strateji değil. Böyle dönemlerde, darboğazdan çıkışı kolaylaştıracak, şirketin geleceğe daha iyi hazırlanmasına yardımcı olacak ve oyunun kaderini değiştirebilecek yetenekler kuruma kazandırılabilir.

Kriz döneminde yaşanan düşüşü yönetirken, yükseliş dönemine de şimdiden hazırlanmak gerektiğini unutmamak gerekiyor. Bu yüzden “nereye gittiğini” bilmek çok önemli.

Dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin etkisiyle Türkiye’de eylül ayından bu yana artışta olan ve şubatta yüzde 16.1 ile rekor düzeye çıkan işsizlik oranı martta

düşüşe geçti. İşsizlik martta yüzde 15.8 oldu. Buna rağmen Türkiye dünya işsizlik sıralamasındaki üçüncülüğünü korumuş oldu. Son verilere göre Güney Afrika yüzde 235 ile ilk sırada yer alırken, ikinci sırada İspanya, üçüncü sırada ise Türkiye yer alıyor. Türkiye’yi yüzde 14.4 ile Letonya takip ediyor.

İşsizlik son bir yılda 4.8 puan artarken, şubattaki tarihi rekor seviyesi yüzde 16.1’den az da olsa aşağı inmesi dikkat çekti. İşsiz sayısı son bir yılda 1 milyon 244 bin kişi artarken, martta işsiz kalanların sayısının 346 bin kişi olması kriz etkisiyle işten çıkarmaların sürdüğünü gösterdi. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 27.5 oldu. İş bulmaktan umudunu kesen ve ‘umutsuz’ olarak nitelendirilenlerin sayısı ise 2 milyon 345 bin ve bu rakama dahil değil.

Genç işsizler yüzde 27.5 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), şubat, mart ve nisan

aylarını kapsayan Hanehalkı İşgücü Araştırması 2009 Mart dönemi sonuçlarını açıkladı. Buna göre, bir önceki yılın aynı dönemine göre, istihdam 241 bin kişi azalarak 20 milyon 389 binden 20 milyon 148 bine gerilerken, işsiz sayısı 1 milyon 244 bin kişi artarak 2 milyon 532 binden 3 milyon 776 bine çıktı. Martta tarım sektöründe çalışan sayısı 74 bin kişi artarken, tarım dışı sektörlerde çalışanların sayısı 315 bin kişi azaldı. Mevcut işsizlerin yüzde 9.2’sine karşılık gelen 346 bin kişi bu dönemde işten ayrıldı. Bu rakamlarla istihdam oranı yüzde 40.3’ten yüzde 39.2’ye inerken, işsizlik oranı yüzde 11’den yüzde 15.8’e yükseldi.

Şubat döneminde ise işsizlik oranı yüzde 16.1, işsiz sayısı 3 milyon 802 bin olmuştu. Bu sayılarla martta şubata göre işsizlik oranı 0.3 puan, işsiz sayısı 26 bin kişi azalmış oldu. Böylece cüzi toparlanma yaşandı. Tarım dışı işsizlik oranı yüzde 13.4’ten yüzde 18.9’a, genç nüfusta işsizlik yüzde 19.8’den yüzde 27.5’e çıktı. Kentte işsizlik oranı yüzde 12.7’den yüzde 18’e, kırsalda işsizlik oranı yüzde 7.5’ten yüzde 11’e çıktı. Martta istihdam olan 20 milyon 148 bin kişinin yüzde 22.7’si tarım, yüzde 19.8’i sanayi, yüzde 5.3’ü inşaat, yüzde 52.2’si hizmet sektöründe yer aldı.

Eş dost yöntemi Bu dönemdeki işsizlerin; yüzde 73.3’ü erkek, yüzde

61.5’i lise altı eğitimli. Yüzde 21.5’i bir yıl ve daha uzun süredir iş arıyor. İşsizler sıklıkla (yüzde 31.8) ‘eş-dost’ vasıtasıyla iş arıyor. Yüzde 91.3’ü (3 milyon 449 bin kişi) daha önce bir işte çalıştı. İşsizlerin yüzde 28.9’unun çalıştığı işin geçici olduğu belirlendi. Yüzde 25.9’u işten çıkarılanlar, yüzde 12.3’ünü kendi isteğiyle işten ayrılanlar, yüzde 9.5’ini işyerini kapatan/iflas edenler, yüzde 7.3’ünü ev işleriyle meşgul olanlar, yüzde 6.5’ini öğrenimine devam eden veya yeni mezunlar oluşturdu.

İşsizlik zirveden döndü

haber haber

Page 44: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

44 Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, tarımın havza modeliyle

destekleneceğini açıkladı. Eker, 3 yıldır üzerinde çalıştıkları tarımsal havza modeliyle Türkiye’yi 30 farklı havzaya böldüklerini belirterek, “Bu modelle hangi havzada hangi ürünlerin yetiştirğini tespit ettik. Tarımsal desteklerimizi de bu havzalardaki ürün desenine göre vereceğiz” dedi. Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker ayrıca, dünyanın hububat merkezi olan Anadolu’nun bu zenginliğini koruma altına almak üzere dünyanın üçüncü en büyük hububat gen bankasını Ankara’da kuracaklarını da açıkladı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Ticaret Borsası tarafından ortaklaşa düzenlenen “Ege Tarım Zirvesi”ne katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, 8 saati aşan maratonda hem sektöre ilişkin önemli açıklamalar yaptı hem de her ürün için oluşturulan çalışma gruplarının hazırladığı raporları dinleyip soruları cevaplandırdı.

Bakan Eker, Türkiye’nin

çok geniş bir biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu belirterek, dünyada toplam sayısı 11 bin 500 adet olan ve başka bir yerde yetişmeyen endemik bitkilerden 3900 tanesinin Anadolu’ya ait olduğunu kaydetti.

Mehdi Eker, 250 bin hububat çeşidine ait tohumların saklanacağı gen bankasının en kısa sürede açılacağını da ifade ederek, “Birincisi Meksika’da, öteki ABD’de, üçüncüsünü biz Ankara’da kuruyoruz. Bütün Türkiye’ye hizmet veren, Ankara’daki eski Orta Anadolu Tarımsal Enstitüsü vardı. O hububatla ilişkili, orada bu gen bankası kurulacak. Bu Türkiye için çok büyük bir imkân” diye konuştu.

Türkiye 30 tarımsal havzaya ayrılıyorTarım ve Köyişleri Bakanı

Mehdi Eker, Türkiye’nin 21 tarım ürününün üretilmesinde dünyada 5’nci, 46 üründe de ilk 10 ülke arasında yeraldığını hatırlatarak, toplam istihdamın yüzde 25’ini,

milli gelirin yüzde 7.8’ini, ihracatın da yüzde 8.7’sini tarımın sağladığına dikkat çekti.

Türkiye’nin tarım politikasını

Tarıma havza modeli

Ege’nin potansiyeli

Bakan Eker, Ege Bölgesi’nin tarımsal üretim ve hayvancılık açısından Türkiye’nin en önemli bölgelerinden biri olduğunu, buğdayın yüzde 10’unun, arpanın yüzde 17’sinin, pamuğun yüzde 14’ünün, üzümün yarısının, incirin yüzde 65’inin, zeytinin yüzde 54’ünün, tütünün yüzde 60’tan fazlasının, yaş meyvenin yüzde 25’ten fazlasının bu bölgede üretildiğini söyledi. Ege’nin bitkisel ve hayvansal üretimde önemli bir paya sahip olduğunu vurgulayan Eker, “Ancak Ege Bölgesi tarımda hakettiği yerde değil. Biz de İzmir’in daha iyi yerlerde olmasını istiyoruz” dedi.

Page 45: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

45

ebsohaber

haziran 2009

belirlemede önemli bir adım sayılabilecek çalışmayı da kamuoyu ile paylaşan Eker, 527 milyon verinin bilgisayar ortamında değerlendirilmesi ile Türkiye’nin farklı özelliklere sahip 30 tarımsal havzaya ayrıldığını bildirdi. Bakanlar Kurulu’na sunulan ve ayrıntılarıyla açıklanacak Türkiye Tarımsal Üretim Havzaları Destekleme Modeli çalışmasının “Cumhuriyet tarihinin en büyük tarımsal projesi” olacağını iddia eden Eker, 527 milyon verinin harmanlanması ile hangi tarımsal ürünlerin hangi havzada en iyi koşullarda yetişeceğinin, hangi ürünün hangi havzada en yüksek verimi sağlayacağının tespit edildiğini anlatarak, bundan sonra atacakları adımla, tarımsal ürün desteklemelerini de bu havza modeline göre yapılandıracaklarını dile getirdi. Bakan Eker, “Bir bölgede üretiminin sürdürülmesi ekolojik ve ekonomik olmayan ürünün o bölgede yetiştirilmesine destek vermeyeceğiz. Modelin havza ölçeğinde önerdiği tüm tarım desteklerinden yararlanılacak. Bu model içerisinde Türkiye’nin tüm bölgelerinde 27 milyon hektar tarım arazisi var. Üretim planlaması Türkiye’de hayata geçiyor” dedi.

GDO’ya izin yokMehdi Eker, genetik

değişikliğe uğramış gıdalar hakkındaki yasal düzenlemelerle ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Taslağı hazırlıklarında AB kriterlerini dikkate aldıklarını belirten Eker, “Diyebilirim ki AB’nin bu konuyla ilgili en muhafazakar tavrını benimsiyoruz. Türkiye’de bunun kontrolünün daha iyi yapılması ve denetlenmesiyle ilgili düzenlemeleri içeren bir taslak olacak’’ dedi.

İhracattaki paySektör temsilcilerinin

tarımsal ürünlerin ihracattaki

payının azalmasını baz alarak, olumsuz görüşler dile getirmesi üzerine de Bakan Mehdi Eker, şu görüşleri dile getirdi:

“Tarımsal ürünlerin ihracattaki payının azalmasından şikayet ediliyor. Bu rakamları doğru yorumlamak gerek. Eğer sektörün ihracatı miktar olarak da azalıyorsa haklısınız, kötüye doğru bir gidiş var demektir. Ama Türkiye’de olay farklı, 2003’te 36 milyar dolar ihracatımız varken, tarım sektörünün yaptığı ihracat da 4 milyar dolardı. Tarımın o dönem ihracat içindeki payı yüzde 11 civarındaydı. Ancak 2008 itibariyle baktığımızda ihracatımız 131.9 milyar dolara çıkmış. Tarım ihracatımız da 11.4 milyar dolar olmuş. Diğer sektörlerin ihracatı çok hızlı bir şekilde arttığı için tarımın ihracattaki payı yüzde 8.7’ye geriledi. Bu da aslında olumsuz bir durum değil, diğer sektörlerin ihracatını çok fazla arttırmasından kaynaklanıyor.”

Türkiye’nin tarım ürünleri ithalatının 4.5 milyar dolarlık kısmını hammadde olarak kullandığını söyleyen Eker, bunların da tarım ürünü olarak ithal edilip sanayi ürünü olarak ihraç edildiği için tarımsal dış ticaret dengesini bozduğunu anlattı. Eker, “Biz ölçü olarak

gıda maddesi ithalat ve ihracat dengesine bakıyoruz. Türkiye 2008 yılında net olarak 2.2 milyar dolar gıda ürünü ihracat fazlası verdi. Bu miktarın yeterli olup olmadığı tartışılabilir” dedi.

Türkiye’deki su kaynakları ile 5.5 milyon hektarın sulandığını halbuki 8.5 milyon hektarlık alanda sulama yapılabileceğini vurgulayan Eker, bunun için damla sulamayı yaygınlaştırmaya çalıştıklarını söyledi.

Daha az zirai ilaçMehdi Eker, ürün sağlığı

konusuna yönelik zirai ilaçlara reçete uygulaması getirdiklerini, artık Türkiye’de daha az zirai ilaç kullanılmaya başlandığını söyledi.

Türkiye’nin yaş sebze ve meyve üretiminin 30 milyon tondan 42 milyon tona çıktığını, 2002’de 55 bin ton zirai ilaç kullanıldığını, bu miktarın bugün 49 bin tona indiğini dile getiren Eker, “Gübre desteğini toprak tahlili yapma koşuluna bağlıyoruz. Doğru gübre kullanımı, verilen reçeteye göre olacak” dedi.

Bakan Eker, tarım sigortası çalışmalarına da değinerek, Türkiye’de bu kapsamda 750 bin, İzmir’de 11 bin 350 poliçenin

Araziler küçülmeyecek

Tarım arazilerinin küçük parçalara ayrılmasındaki en büyük sorunun Medeni Kanun’un miras ile ilgili düzenlemeleri olduğunu belirten Bakan Eker, “Bu kadar küçük parçalara ayrılmış tarım arazileri ile sağlıklı bir tarım politikası yürütmek mümkün değil. Bu yüzden Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nu çıkardık. Kanunla bu konuda bir iyileştirme sağladık. Ancak bu sorunu kökten çözmüyor. Şimdi bu konuda yeni bir taslak daha hazırladık. Bu taslakla soruna daha köklü çözümler getirmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu.Küçük parçalar halindeki arazilerin toplulaştırılması konusundaki çalışmalardan da söz eden Bakan Eker, bu konuda da şu bilgileri verdi: “Arazi toplulaştırma çalışmalarına baktığınızda 2003 yılından önceki 40 yıl boyunca ancak 420 bin hektar alanda toplulaştırma yapılmış, ancak sadece 2003 – 2008 döneminde 562 bin hektar toplulaştırma yaptık. Bu yıl ise 1 milyon 188 hektar toplulaştırmanın ihalesini yaptık. Bizim hedefimiz asgari her yıl 1 milyon hektar araziyi toplulaştırarak, bu sorunu önümüzdeki 10 yıl içinde çözmektir.”

sektör

Page 46: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

46

kesildiğini, devletin bu çerçevede yüzde 50 hibe sağladığını bildirdi.

Tohum konusunda yanlış bilgilenme yaşandığını, Türkiye’de tohum sektörünün ileriye gittiğini anlatan Bakan Eker, ülkede hibrit tohum üretimine geç başlandığını, patent kanunu çıkmadığı için sanayicinin hibrit tohum işine girmediğini kaydetti.

Nanoteknoloji 2002’de Türkiye’nin

hibrit tohum ihtiyacının yüzde 10’unun içeride üretilip yüzde 90’ının dışarıdan sağlandığını aktaran Bakan Eker, 2005’te hayata geçirdikleri proje ile bu ihtiyacın yüzde 35’inin içeriden karşılandığını, bu oranın 2010 yılında yüzde 65-70’e çıkacağını dile getirdi.

Eker, diğer ürünlerde tohum ihtiyacının tamamının içeriden karşılandığını, sertifikalı tohum üretiminin 2-3 katına çıkarılarak ürün kalitesinin artırıldığını söyledi.

Eker, Türkiye’nin artık eski dönemlerde olduğu gibi kalite sorunu nedeniyle buğday ithalatı yapmadığını, bunun da sertifikalı tohum kullanılması ve zirai ilaçlamanın havadan yapılmasının yasaklanmasıyla aşıldığını anlattı.

“Türkiye’de tarım nasıl diğer sektörlere göre üvey evlat muamelesi görüyorsa, hayvancılık da üvey evlat muamelesi görüyordu” diyen Bakan Eker, 2002 yılında toplam tarımsal desteğin sadece yüzde 4’ünün hayvancılığa ayrıldığını, 2008’de bu oranın yüzde 24,4’e yükseldiğini ifade etti.

Gediz bereketi 2012’deİzmir Valisi Cahit Kıraç da,

Ege Bölgesi’nde tarım ve çevre sağlığı açısından büyük sorun oluşturan Gediz Havzası’nın temizliği konusunda bölgedeki 4 ilin ortak projeye başladığını, 2012 sonu itibariyle nehrin bereket getirmeye devam edeceğini söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in katılımıyla gerçekleştirilen Ege Tarım Zirvesi’nde ağırlıklı sorunların tartışıldığı çalıştayların sonuç raporlarını Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyeleri açıkladı. Tarımın genel sorunları başlıklı raporu EBSO Meclis Üyesi Kürşad Yuvgun, tütün sektörüne ilişkin raporu da yine EBSO Meclis Üyesi Noyan Gürel sundu.

Kürşad Yuvgun, sektörler arasında tarımın stratejik öneminin göz ardı edilmesi, uzun vadeli ve sistematik tarım

politikalarının uygulanamayışı, çiftçi örgütlerinin etkin olmayışı, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı, tarımsal kaynakların yanlış kullanımı ve yok edilmesi, Ege’de havza kirliliği sorunu, su kaynaklarının yetersizliği ve sulama yatırımlarının YİD modeliyle yapılmasının yanlışlığı, destekleme politikalarındaki sorunlar, sözleşmeli tarım, tarım sigortaları, çok parçalı arazi yapısının getirdiği sorunlar, veterinerlik hizmetleri, arazi, ürün, ciftçi ve hayvan kayıt sisteminin yetersizliği, akredite laboratuarlar, Ar-Ge, inovasyon,

biyogüvenlik yasa tasarısı ile hipermarket kanunu başta olmak üzere 27 sorunu gündeme taşıdı.

Kamuoyu ve hükümet içinde tarım sektörüne ilişkin farkındalık yaratılması gerektiğini savunan Yuvgun, “Ülkemiz dinamiklerine ve tarımsal yapısına uygun bağımsız tarım politikalarının oluşturulması ve uygulanması, desteklemelerin sosyal ve ekonomik anlamda ayrıştırılması gerekmektedir. Örgütlenmenin etkin hale getirilmesi için köy bazında değil ilçe

bazında örgütlenme özendirilmelidir. Türkiye genelinde arazi ve toprak kullanım planları yapılmalıdır. Toprak ve su kaynaklarının korunması amacıyla kaynakların desteklenmesine öncelik verilmelidir. AB’ye katılım öncesi mali destekler konusuna ağırlık verilmeli ve öne çekilmelidir” görüşlerini dile getirdi.

Tütün raporunu sunan EBSO Meclis Üyesi Noyan Gürel de, sürdürülebilir tütün tarımının desteklenmesi, dünya piyasalarının ihtiyaçlarına göre tütün tiplerinin çeşitlendirilmesi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sözleşmeli

tütün tarımının desteklenmesi, Dahilde İşleme Rejimi’nde yaşanan sorunlar, üretici birliklerinin desteklenmesi ve araştırmaların desteklenmesi konularını aktardı. Gürel, “Türkiye’nin dünya pazarında rekabet gücünü koruyabilmesi için Türk tütününü kalite ve fiyat açısından destekleyecek farklı programlar geliştirilmelidir. Sözleşmeli tütün üretimi kontrol edilerek, ekiciye teşviğin fiili üretim sonrası direkt ödenmesine yönelik uygulama getirilmelidir” dedi.

Sorunları EBSO Meclis Üyeleri anlattı

sektör sektör

Page 47: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

47

ebsohaber

haziran 2009

Tarım Zirvesi’ni düzenleyen kurumlardan biri olan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da bir yıl önce yaşanan gıda savaşlarına dikkat çekti. Demirtaş, sektörün önemini şu sözlerle dile getirdi: “Halkın gelirinin büyük bir bölümünü gıdaya harcayan az gelişmiş ülkelerde şiddet olayları yaşandı. İsyanlar çıktı, 37 ülkede pirinç ayaklanmaları, buğday savaşları yaşandı. Bu acı tablo gıda ve tarım sektöründe arz talep dengesinde yaşanacak bir dengesizliğin, faturasının ne kadar

ağır olabileceğini çok çarpıcı bir şekilde gösterdi. Önümüzdeki yüz yılda dünya politikasında su ve gıda kaynaklarının paylaşımı damgasını vuracak öngörüsü hiç de yanlış olmayacak.”

İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye’nin tarım ülkesi kimliğini koruduğunu belirtirken, dış

ticaret ve GSMH’daki payları düşük olan tarımın istihdamda yüzde 22’lik bir paya sahip olduğunu, bu durumun tarımın emekyoğun sektör olması ve gelir düşüklüğünden kaynaklandığını söyledi.

Başkanlar sorunlara dikkat çekti

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar,

tarım arazisi bakımından dünyada 13. sırada yer alan Türkiye’nin potansiyelini doğru değerlendiremediğini söyledi. Uygulanan tarım politikalarının etkinliğini sorgulayan Yorgancılar, “Dünya piyasalarında tarımı rekabetçi bir yapıya kavuşturmak için ulusal politikalar gerekmektedir. Türkiye’nin bu konuda notu epeyce zayıftır. Özellikle bölgemizin lider olduğu ne pamukta, ne de zeytinde bir politikaya sahip olmamamız büyük eksikliktir.

Ülkemizde tarım sektörü, gerek istihdam, gerek sanayi, gerekse ihracat yönüyle ekonomimizde bırakınız vazgeçmek, ihmal dahi edilmemesi gereken en önemli sektörlerimizdendir. Tarımın ihmal edilmesine yol açan politikaların uygulanmasını düşünmemiz bile mümkün değildir” şeklinde konuştu.

İhracat payımız az Tarımda kendi kendine

yetebilen ender ülkelerden biri olan Türkiye’nin dışa bağımlı hale geldiğini savunan Ender Yorgancılar, şöyle devam etti: “Dünya tarım ihracatında; ABD yüzde 10,2, AB yüzde 10 pay alırken, Türkiye yüzde 0,8 pay almaktadır. Rekorlar kırdığımız ihracatımızın temelinde de tarıma dayalı sanayi yatmaktadır. 2000’li yıllarda 3 milyar dolar civarında olan tarım ve gıda ihracatı 10 milyar dolara artmıştır. GSYİH içinde tarımın payı yüzde 12’lerden yüzde 10’lara gerilemiştir. Tarım ve gıda ihracatının toplam içindeki payı 2000’li yıllarda yüzde 13’den bugün yüzde 8’lere gerilemiştir. Tüm bu rakamlar acaba tarımdan vazgeçiliyor mu? sorusunu akıllara getirmektedir.

Oysaki tarım ülkesi olarak geçen Türkiye’nin, böylesine önemli bir madene sahip olup, bu madeni işlememesi kadar büyük bir yanılgı olamaz.”

Çözüm önerileriÜretim yapılan alanların

daralması zamanla ilaç ve gübre veriminin azalmasına neden olmaktadır. Söz konusu verim düşüklüğü için yeni tarımsal üretim teknolojileri geliştirilmelidir.

Verimliliğin önünde engel teşkil eden, küçük ve parçalı arazi yapısı, arazi toplulaştırma ile çözüme kavuşturulmalıdır.

Yeni teknolojiler, üretim ve pazarlama sistemleri ve yasal mevzuatlar konusunda çiftçilerimiz uygulamalı eğitime tabi tutulmalıdır.

Sektörün daha iyi işleyebilmesi açısından, veri tabanı oluşturulmalı, darboğazdan çıkış için tarım teşvik edilmelidir. Ülke ihtiyaçları dikkate alınarak, üretim planlaması yapılmalı, ürün desteklemeleri bölgesel olarak uygulanmalıdır.

Endüstriyel tarımla birlikte, küçük çiftçilerin de desteklenmesine yönelik stratejiler geliştirilmelidir.

Yorgancılar: Tarım politikaları yetersiz

Demirtaş ve Kestelli: Dengesizliğin faturası ağır olur

sektör sektör

Page 48: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

48

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gök-

çüoğlu, Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağında bir tarım politikası belirlemesini ve bu sektördeki kaliteli üretimini markalaşma başarısıyla taçlandırması gerekti-ğini söyledi.

Yaşar Üniversitesi tarafından düzenlenen Tarım 2015 Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu’nda sektör tüm yönleriyle masaya yatırıldı. Üniversitenin Bornova kampusünde gerçekleştirilen sempozyumun ilk oturumunu yöneten EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu,

insanların zorunlu ihtiyaçlarını karşılama özelliği olan tarımın ülke ekonomilerindeki özel yerine dikkat çekerken, özellikle gıdada bir ülkenin kendi kendi-ne yetebilmesinin öneminin her geçen gün daha da arttığını söy-ledi. Zeytinin Türkiye’nin tarım ekonomisinde en önemli 10 ürün içinde yeraldığını hatırlatan Gök-çüoğlu, Akdeniz efsanelerinde hayat ağacı olarak bilinen zeytin ağacının da 6 bin yılı aşkın sü-redir insanlarına hayat, sağlık ve güzellik kattığını anlattı.

İbrahim Gökçüoğlu, halkın sağlıklı beslenme ihtiyacını karşılamanın yanında ülke

ekonomisi açısından yarattığı katma değer nedeniyle anavatanı Anadolu olan zeytin ve zeytinya-ğı sektörünün önemli olduğunu vurgularken, “Bu önem, sektör-den doğrudan geçimini sağlayan 500 bin civarında çiftçi ailesi ile birlikte, sanayi ve ticaret kesim-lerinde de faaliyet gösterenlerin sayısı dikkate alındığında daha da belirginleşmektedir” dedi.

Türkiye’nin zeytin üretimi-nin yaklaşık yüzde 70’ini Ege’nin karşıladığını belirten Gökçüoğ-lu, şöyle konuştu: “Dünyadaki zeytinyağı üretiminde, Türkiye İspanya’nın birinci olduğu lis-tede beşinci, zeytin üretiminde

Zeytin ve zeytinyağı gerçek yerini almalı

EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, Yaşar Üniversitesi’nde yönettiği Tarım 2015 Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyumu’nda sektördeki markalaşmanın artmasını savundu.

sektör sektör

Page 49: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

49

ebsohaber

haziran 2009

de ikinci sırayı alıyor. Adımızın üst sıralarda yeralmasına, zeytin ve zeytinyağı kalitemizin yüksek olmasına rağmen, markalaşmada sağlayamadığımız başarı, bugün sektörün güçlenmesini, rekabet edebilir seviyeye gelmesini en-gelliyor ve ne yazık ki dünyadaki pastadan potansiyelimiz ölçü-sünde pay alamıyoruz. Zeytin ve zeytinyağına ilişkin bir tarım politikamızın olmayışı da büyük eksikliğimizdir. Tarihten gelen bu zenginliğimizi, doğru politikalarla arttırmak zorundayız.”

Zeytin planlamasıYaşar Üniversitesi Rektör

Vekili Prof. Dr. Gören Bulut, zeytin ve zeytin ürünleri üreti-minde teknolojinin geliştiğini ifade ederek bunun dünyada tarımsal üretimin ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini kaydetti. Tarımsal planlamanın değişmeye başladığının altını çizen Bulut, Ege Bölgesi’nde de tütün yerine

zeytin ve zeytinyağı üretiminin yoğunluk kazandığını belirtti. Prof. Dr. Bulut ‘’Tarım dünya-da önemli bir sektör. Dileğimiz Türkiye’de bir takım sektörle-rin zaman yitirilmeden gerçek yerlerini alması. Bu sektörlerin topluma yararlı biçime dönüş-türülmesini önemsiyoruz’’ diye konuştu.

Yaşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Orhan İçöz de dünyada tarımın son 10-20 yılda çok stra-tejik hale geldiğini ifade ederek sempozyumu düzenlemelerinin temel nedeninin de bu olduğu-nu söyledi. Tarımsal ürünlerde gelecek yıllarda sıkıntı yaşanma-sının beklendiğini kaydeden İçöz, ‘’Son dönemlerde mayınlı arazi-nin temizlenerek tarım alanına çevrilmek istenmesi de durumun ne kadar önemli olduğunu göste-riyor’’ dedi.

100 bin adet zeytin ağacı ile Türkiye’nin en büyük 4. üretici

ülke olduğuna dikkat çeken İçöz, Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketiminin yıllık 1 litre, Yunanistan’da ise 26 litre olduğunun altını çizdi.

Yaşar Üniversitesi’nde gerçekleştirilen sempozyumda; Tarım 2015 sürecinde zeytin ve zeytinyağı sektöründeki ulusal stratejiler, dünyada ve Türkiye’de zeytin ve zeytinyağı sektöründe durum, Avrupa Birliği üyeliğinde Türkiye’nin zeytinyağı sektöründe kalite açısından rekabet gücü, Türkiye’de zeytinyağı markalaş-ma stratejisinin belirlenmesinde marka eko-sisteminin uygulanma-sı, AB’de zeytinyağı sektöründeki stratejiler, maliyetler, küresel kri-zin zeytinyağı piyasalarına etkisi, zeytinyağında tüketici tercihlerini belirleyen faktörler, zeytincilik ve pazarlama politikaları, sektörün gelişimi açısından fidan yetiştiri-ciliğinin önemi bata olmak üzere zeytin ve zeytinyağını ilgilendiren tüm konular ele alındı.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yağ Sanayi Meslek Komitesi 2009 Mayıs

ayı olağan toplantısını Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği binasında yaptı. Sektörde faaliyet gösteren tüm EBSO üyelerinin davetli olduğu toplantı, Komite Başkanı Günizi Belevi, Başkan Yardımcısı Recai Gümüşkesen ve komite üyeleri Hüseyin Cahit Çetin, Nejat Özduran, Reşat Şengül, Şükrü Akkan, Mustafa Işıl Özyurt’un ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

2009 – 2012 dönemi için sektörü temsil etmek amacıyla seçilmiş olan 10. Grup Yağ Sanayi Meslek Komitesi, Komite içinde ve EBSO Meclisi’nde yapılacak çalışmalara ışık tutmak, sektördeki firmaların projelerini öğrenmek ve asıl olarak zeytin ve zeytinyağı üretimi ile ilgili sorunlarını ve

çözüm önerilerinizi dinlemek amacıyla düzenlenen toplantıda, dünya ekonomisinde stratejik öneme sahip olan zeytinyağı üretim ve tüketiminde ülkemizin dünyadaki yerinin önemi hakkında düşünceler ortaya konuldu.

Ülkemizde yeterli kalite ve miktarda zeytinyağı’nın bulunması sebebiyle ürünün yurt dışından Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında temininin çiftçiye, sektöre ve

ülke ekonomisine zarar vereceği vurgulandı.

Zeytin karasuyu problemi, tağşiş sorunu, sektörde yeni zeytinyağı fabrikaların kurulması yerine daha önceden kurulmuş olanların aktif olarak çalışmalarının sağlanmasının önemi üzerinde duruldu.

Toplantıda, sektörü tüm taraflarıyla biraraya getirecek organizasyonların sorunların çözüm sürelerini kısaltacağı ifade edildi.

Yağ sanayicileri Tariş’te toplandı

sektör sektör

Page 50: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

50

Üzümün ve zeytinin ana-vatanı Anadolu’nun ürün çeşitliliğiyle kalitesini

sergilemek ve Türk firmalarının global pazardaki rekabet güçleri-ni arttırmasına yönelik girişimlere destek olmak amacıyla düzenle-nen VINOLIVE-Zeytin, Zeytinya-ğı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı, sektörü dünya ile buluşturdu.

İzmir Valisi Cahit Kıraç, Bü-yükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Gürcistan Acara Özerk Bölgesi Tarım Bakanı Emzar Dzirkvadge, Uluslararası Zeytin-Zeytinyağı Konseyi Başkanı Jamal Al Batsh, Ulusal Zeytin ve Zey-tinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan ve çok sayıda sektör temsilci-sinin katıldığı açılışta Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da yer alarak zeytin, zeytinyağı ve şarap sanayicilerine güç verdi.

İzmir’de 17 milyon zeytin ağacı bulunduğunu, 50 bin ton zeytinyağı üretimi yapıldığı-nı bildiren Vali Kıraç, kentin Türkiye’deki zeytin üretiminde yüzde 14, zeytinyağı üreti-minde ise yüzde 25 pay sahibi olduğunu söyledi. Kıraç, İl Özel İdaresi’nden tarım sektörüne aktarılan kaynağın yarısına yakı-nının zeytine yönlendirildiğini, bu kaynaklarla son dönemde 4.2 milyon zeytin ağacı dikildiğini söyledi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı’nın İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin sahip olduğu avantajlarla çok iyi örtü-şen bir fuar olduğunu dile getirdi. Ege’nin zeytin ve üzüm üretimin-de Türkiye’nin önde gelen bölge-lerinden biri olduğunu söyleyen Kocaoğlu, “Ege’nin bu potansiyeli

başarıya dönüştürebilmesi için iç tüketimin ve markalı ihra-cat teşviklerinin artması lazım. Büyükşehir Belediyesi olarak, her iki sektörün de gelişmesine ciddi katkılar sağlamaya çalışı-yoruz. 110 bin adet zeytin fidanı dağıttık. Tahtalı Havzası’ndaki ‘organik tarım’ı yaygınlaştır-ma çabalarımız, Efemçukuru Havzası’nda ‘İzmir Enfesi’ adıyla yeni bir tür üzümün yetiştirilmesi yolundaki çalışmalarımız ve bağ çubuğu dağıtımlarımız da bu katkılarımız arasında sayılabilir. Yanan orman alanlarına zeytin fidanı dikilmesiyle ilgili tasarının yasalaşmasından sonra destekleri-miz artacak” dedi.

Küresel krize rağmen bu yıl yapılan tüm fuarların çok başarılı olduğunu, başta mermer, gelinlik-abiye ve ayakkabı sektörlerine yönelik fuarlardan büyük övgü

Şarap ve Zeytinyağıbu fuarda buluştu

sektör sektör

Page 51: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

51

ebsohaber

haziran 2009

aldıklarını belirten Aziz Kocaoğ-lu, şunları söyledi:

“Krizle işleri bıçak gibi kesilenler, ihtisas fuarlarımız sayesinde karşılarında hem yerli hem de yabancı müşterileri buldu. Oteller doldu, iş yapamaz durumdaki esnaf rahat bir nefes aldı, turizmcinin yüzü güldü. Şimdi pek çok fuarımızla yurt içinde ve yurt dışında konuşu-luyoruz. Kendimizi bu alanda sürekli yenilemeye çalışıyoruz. Organik Ürünler fuarı ve Boat Show gibi ses getirecek yeni fuarların hazırlıklarını sürdürü-yoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak, İZFAŞ olarak fuarcılıktaki önceliğimiz asla kar etmek değil. Önce İzmir kazanacak. MARBLE ayarında 5–6 fuarı daha İzmir’e kazandırdığımızda, fuarcılıktaki büyük hedefimize ulaşmış olaca-ğız. Sonraki hedefimiz ise her ay büyük bir fuar olacak.”

Türkiye’nin üyeliğiUluslararası Zeytinyağı

Konseyi Başkanı Jamal Al Batsh, sektörde dünya beşincisi ko-numundaki Türkiye’nin 1963 yılında girdiği 1998 yılında üyelikten ayrıldığı konseye tekrar üyeliğinin yerinde olacağına inandığını belirtti. Al Batsh, “Konsey üyeleri başvuruyu inceleyip Türkiye’nin katılım şartlarını belirledi. Türkiye’nin konsey bütçesindeki katılım hisselerinin sayısı 61 olarak tespit edildi. Türkiye katılım belgelerini İspanya Dışişleri Bakanlığı’na sunar sunmaz tekrar üye olacak. UZK olarak Türkiye’nin dönmesi-ni memnuniyetle karşılarız. 2005 Uluslar arası Zeytinyağı ve Sofra Zeytini Anlaşması’na göre her türlü desteği vermeyehazırız. Böylece zeytin yetiş-tiriciliğine ilişkin ulusal önce-likleri ve UZK’nın bu alanda vereceği yardımı hep birlikte inceleyebileceğiz” diye konuştu.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Dr. Mustafa Tan, Türkiye’de zeytinyağı üreti-minin hızla arttığına dikkat çekti. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın

2014 yılı için koyduğu üretim, tüketim ve ihracat hedeflerinin şu anki üretimin 5 katını ifade ettiğini vurgulayan Tan, “Biz de hedefler konusunda bakanlıkla aynı görüşü taşıyoruz. Şimdi 120 bin ton olan zeytinyağı üreti-mimiz 6 yıl sonra 750 bin ton dolayına yükselecek. Ağaç sayısı son 6 yılda yüzde 50 artarak 145 milyon adede çıktı. Hedefimiz bunu 180 milyona çıkarmak. Türkiye 1 milyon ton zeytinyağı üretimi yapmaya muktedirdir” açıklamasında bulundu.

Yabancı ilgisiİZFAŞ tarafından 21-24

Mayıs günleri arasında gerçekleş-tirilen Vinolive 2009 fuarına 50’si yabancı 150 firma katılırken, 21 ülkeden toplam 13 bin 427 kişi ziyaret etti.

Geçen yılki fuarı 17 ülkeden 12 bin 993 kişi ziyaret etmişti. Önemli iş bağlantıları kurma imkanı sağlayan Vinolive’nin ka-

tılımcı ve ziyaretçi profilini sektör üretici ve alıcıları, makine-yedek parça ve yan sanayi üreticileri, ziraatçiler, sektör tedarikçileri, lojistik destek hizmeti veren kuruluşlar, sektörel dernek ve birlikler, otel ve zincir marketler oluşturdu.

Zeytin, zeytinyağı ve şarap çeşitlerinin yanısıra sektörel tek-noloji ve ambalajlama ürünleri de sergilenen fuara, profesyo-nel ziyaretçi olarak Avustralya, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Filistin, Fransa, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, İngiltere, İran, İsrail, İtalya, Lübnan, Mısır, Romanya, Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün, Yunanistan geldi.

Fuara katılan yabancı sektör temsilcileri Türk pazarıyla bağ-lantıya geçmekten duydukları memnuniyeti dile getirirken; milli katılım yapan Gürcistan yetkili-leri, organizasyon sayesinde hem ihracat, hem de ithalat olanakla-rına kavuştuklarını bildirdi.

İzmir’de 17 milyon zeytin ağacı bulunu-yor, 50 bin ton zeytinyağı üretimi yapılıyor. Türkiye’nin zeytin üretiminde yüzde 14, zeytinyağı üretiminde yüzde 25 pay alan İzmir’de İl Özel İdaresi’nden tarıma aktarı-lan kaynağın yarısına yakını zeytine gidiyor.

sektör sektör

Page 52: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

52

Ege Bölgesi Sanayi Odası Baharat, Çay, Tuz ve Diğerleri Sanayi Meslek

Komitesi’nin Meclisteki temsilcisi Kazım İlter Gürel, ülkemizin coğrafi konumundan dolayı baharattan ziyade İngilizce “herb” olarak tabir edilen “aromatik bitki” üretimi ve ihracatında dünyanın en önemli ülkelerinden biri olarak, özellikle kekik, adaçayı, defne konusunda açık ara dünya lideri olduğumuzu belirtti. Gürel, Akdeniz Bölgesi’nde yetişen fesleğen, mercanköşk, nane gibi aromatik bitkilerin ve daha çok baharata giren rezene, kimyon, anason ve kişniş gibi bitkilerin işlemesi ve ambalajlanması konusunda da önemli imkanlara ve potansiyele sahip olunmasına karşın, ülkemizde sektöre ilişkin ne yazık ki devlet desteğinin yanı sıra standart bir uygulamanın olmaması, toplu hareket edilememesi nedeniyle belli başlı birkaç şirket dışında dünya pazarında hak edilen konuma gelinemediğini söyledi.

Aromatik bitkiler ve baharatın toplanması, sanayi ürünü olarak işlenmesi ve pazara sunulmasıyla ilgili olarak EBSO Meclis Üyesi sanayicileri bilgilendiren Gürel, Türkiye’den ihraç edilen en önemli aromatik bitkilerden biri olan kekik ihracatının yüzde 50’sinin tağşişli olduğunu, yani maliyeti düşürmek, ürünün albenisini arttırmak amacıyla, kekiğin içine başka bir maddenin karıştırıldığını, Türkiye’de kekik üretimine bakıldığında toplam hammaddenin 7 bin 500 – 8 bin ton olduğunu, normal işletme randımanı yüzde 60-70 olarak düşünüldüğünde elde edilen bitmiş ürünün yaklaşık

5,000 ton, Türkiye’de yapılan kekik ihracatının ise 10,000 ton olduğunu, kekik fiyatlarının da kilogramının 1 dolar ile 3 dolar arasında değiştiğini belirtti. Gürel, kekiğin zeytin yaprağı, cistus, sumak ve diğer yeşil yapraklı maddelerle tağşiş edildiğini, bunun ise Türk aromatik bitkilerine olan güveni azalttığını, müşterinin başka ülkelere yönelmesine ve ülkemizin ciddi miktarda döviz kaybına uğramasına neden olduğunu, sorunlarını iyi bilen ve ellerindeki imkanları gören İzmirli sektör üyelerinin bu yıl organize olup, EBSO, İTO, İTB ve EİB yönetimlerinin birlikte hareket ettiklerini ve tağşiş konusunun ilimizde kurulu olan oda ve borsalarının katılımı ile gerçekleştirilen Yönetim Kurulları Ortak Toplantısı’nda gündeme getirildiğini, ortak bir bildiri hazırlandığını ve Ankara’ya gönderilerek bir standart uygulanması istendiğini söyledi.

Gürel, meslek komitesi olarak amaçlarının gıda kodeksi şubesi ihtisas gruplarına İTO, İTB, EBSO ve EİB’nden birer temsilci görevlendirerek, bu gruplarda daha fazla söz sahibi olunarak ,Türkiye’yi standart konusunda en azından Avrupa ile harmonize etmek olduğunu ifade ile sektörü desteklemek için Ege İhracatçı Birlikleri önderliğinde, “ihracat iadesi” çalışmalarının da başlatıldığını belirtti.

Gürel, Baharat grubu olarak EBSO Meclis üyesi Nurettin Tarakçıoğlu ile beraber, Nisan ayında Tucson Arizona’da gerçekleştirilen Amerikan Baharatçılar Derneği (ASTA) toplantısına katıldıklarını, ASTA’nın, baharat konusunda bir dünya otoritesi olan ve 100 seneyi aşkın geçmişiyle tam bir ekol olduğunu, kendisinin de yaklaşık 10

Baharat ve aromatiklerdeuluslararası standart

sektör sektör

Page 53: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

53

ebsohaber

haziran 2009

senedir ASTA’da yönetim kurulu düzeyinde çalışmalarını sürdüğünü belirtti. ASTA’da Amerika ve dünya standartları üzerinde yürütmekte oldukları bazı çalışmaları yavaş, yavaş Türkiye’ye taşımak istediklerine değinen Gürel, Türkiye’de GAP gibi milletlerarası kabul edilmiş tarım standartlarının baharatta da uygulanması gerektiğini söyledi. Gürel, ülkemizde bürokratlarımızın doğru bilgilendirilerek, baharat sektörünün yararına kararlar üretilebilineceğini, bu nedenle ilerleyen günlerde bilgilendirme faaliyetlerine başlamak istediklerini ve bu bilginin doğru yerlere gitmesini sağlamak amacıyla uygun lobi faaliyetleri başlatıp, bütün bu faaliyetleri de gıda güvenliği ve insan sağlığı ile ilişkisini vurgulamak istediklerini ifade etti.

Sektörün çok geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğunu üreticilerimizin ve sanayicilerimizin detaylı bir

şekilde her baharatın özellikleriyle ilgili

bilgilendirilmesi gerektiğini, Komitenin bazı

üyelerinin haziran ayında Avrupa Baharatçılar Derneği’nin senelik toplantılarına katılıp bu konularla ilgili bilgi alış verişinde bulunup, Avrupa’da bu konularda yapılan çalışmalar hakkında bilgi edineceğini belirtti.

Kazım İlter Gürel, Türkiye’de zamanında doğadan toplanan baharatların, artık günümüzde tarlada organize bir tarım ürünü olarak yetiştiğini bundan dolayı bu ürünlerde artık tarım ürünü olarak değerlendirilip, devlet teşviklerinden ve ihracat desteğinden yararlandırılmasının sektörün ivme kazanmasına neden olacağını vurguladı.

Tüm baharat çeşitlerinde KDV oranı yüzde 1 iken, biberiyede KDV oranının yüzde 8 olması gibi tutarsızlıkların ortadan kaldırılması gerektiğini belirten Gürel, Güneydoğu’da önemli miktarda biber üretimi olduğunu bu üretimin tohum olarak genleri açılmış ve standardize olmayan bir acılık derecesi bulunduğuna değinerek, dünyada biberin, acılık ve renk derecelerine göre satıldığını ve çok ince farklılıklarla kontrolden geçtiğini, Türk biberi tarımı, standardı ve işleme tekniği olarak ıslah edildiğinde şu anda ihracat imkanı olmayan bu ürünün ihraç edilir hale gelebileceğini söyledi.

Baharat pasaportuESA (Avrupa Baharatçılar

Derneği) nezdinde Avrupa’nın ileri gelen gıda şirketlerinin desteği ile yürütülen “Spice Passport“ olarak adlandırılan bir ürün izlenebilirlik zinciri

çalışması başlatıldığını, ülkemizde ürün olarak da kekiğin gündemde olduğunu, bu çalışmanın Türkiye için çok önemli bir çalışma olduğunu ciddi bir şekilde üzerine düşülmesi gerektiğini, başarıya ulaşıldığında ürünlerimizin çok daha kolay bir şekilde nihai gıda sektörüne gireceğini ve hammaddde ihracatçısı olmaktan çıkarak, katma değeri yüksek son ürünü ihraç etme şansının elde edilebileceğini belirtti.

Konunun geniş ve sorunlu olduğuna dikkat çeken Gürel, diğer taraftan fırsatların da olduğunu, ilerleyen zamanda çalışma dönemi içinde bu fırsatların her birini çalışarak meclis üyeleri, yönetim kurulu ve başkanın da desteğiyle sektörün sorunlarını çözmede önemli kazanımlara ulaşacağına inandığını belirtti. Üyelerin çoğunun baharatçı olması nedeniyle şu ana kadar faaliyetlerinin ağırlıklı olarak baharatı kapsadığını ancak baharat dışında sirke konusunda da çalıştıklarını vurguladı.

Kazım İlter Gürel, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Yem ve Gıda Tescil Hizmetleri Daire Başkanlığı, Gıda Kodeksi Şubesi’ne Bağlı Sirke İhtisas Grubu’nda Odamız temsilcisi olarak görevlendirildiğini, ilerleyen zamanda kodeksi inceleyip, Avrupa normlarına getirmek için çalışmalarını sürdüreceğini, çay, tuz ve diğer ürünler konusunda da yakın tarihte üyelerle istişarede bulunup, konularını gündeme alacaklarını sözlerine ekledi.

EBSO Baharat Çay Tuz ve Diğerleri Sanayi’nin Meclisteki temsilcisi Kazım İlter Gürel, baharat konusundaki dünya otoritesi ASTA’nın Amerika ve dünya standartları üzerindeki çalışmalarını yavaş yavaş Türkiye’ye taşımak iste-diklerini söyledi.

sektör sektör

Page 54: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

54

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek Okulu

tarafından düzenlenen İzmir’in deniz rotasının belirlenmesi konferansında İzmir Körfezi’nin ve Alsancak Limanı’nın durumu tartışıldı. Katılımcılar yeni yat ve kruvaziyer limanlarının yapılması ve kentin Körfez’den daha iyi yararlanması gerektiği konusunda ortak görüş belirtti.

Açılış konuşmalarını İzmir Vali Yardımcısı aydın aydın ve Büyükşehir Belediye Başka-nı Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı konferansa konuşmacı olarak Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancı-lar, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, DTO İzmir Şube Başkanı Geza Dologh, DEÜ Deniz İşletmeci-liği ve Yönetimi YO Mezunlar Derneği Başkanı Kenan Yalavaç, Ege Ağaç Mamülleri ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği Baş-kanı Nurettin Tarakçıoğlu, İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, İzmir Limanı İşletme Müdürü İsmet Canbaz, TMMOB İzmir İl Koor-dinasyon Kurulu Sekreteri Ferdan Çiftçi katıldı.

Gelecek körfezde İzmir Büyükşehir Belediye

Başkanı Aziz Kocaoğlu, kente yatırım gelmesine karşı bir duruş sergilemenin hatalı olacağını belirterek, yeniden canlılığa ka-vuşan İzmir Körfezi’nin gelecekte marinaları ve kruvaziyer lima-nıyla önemli bir merkez haline geleceğini söyledi.

Başkan Kocaoğlu, Körfez’in ve limanın İzmir açısından büyük bir nimet olduğunu, ancak kentin yıllardır kördüğüm olmuş sorunlar nedeniyle bunu değerlendiremediğini belirterek, önceliği sorunların çözümüne verdiklerini söyledi. Bundan bir-kaç yıl önce İzmir’de yat limanı, marina gibi projelerin söz konusu bile olmadığını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, “Körfez’in eski halini biliyoruz. Ne zaman Körfez temizlenmeye ve burada canlılık

yeniden oluşmaya başladı, bizim de gündemimize denizden yarar-lanmaya yönelik projeler oturdu” dedi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, Mavişehir’de yapılması planlanan yat limanı için zemin etütlerinin tamamlanmasına yönelik Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü ile bir-likte çalışma yürüttüklerini söy-leyerek, ayrıca kruvaziyer limanı yapılmasına da karşı çıkmak gibi bir lükse sahip olmadıklarını dile getirdi.

“Tabi ki bu kentin havasını, doğasını, tarihini koruyacağız. Üretim için sınırsız serbesti tanımayacağız ama diğer yandan kente yatırım gelmesine karşı bir duruş sergileyecek söylem ve

çalışmaların da hatalı olduğuna inanıyoruz” diyen Aziz Kocaoğ-lu, İnciraltı ile Bayraklı bölgesi planlanıncaya kadar İzmir kent merkezinde yatırımcıya sunula-bilecek arazi bulunamamasının da önemli bir eksiklik olduğunu söyledi. Limanın büyütülmesi ve kapasitesinin arttırılması ile liman arka sahasının genişletilmesinin olmazsa olmaz projelerin başında geldiğini sözlerine ekleyen Baş-kan Aziz Kocaoğlu şöyle devam etti:

“Hayati önem taşıyan proje-lerden biri de Körfez’in yaşamını sürdürebilmesi için kuzeyde bir sirkülasyon kanalının açılması-dır. Büyükşehir Belediyesi olarak körfezin temizlenmesi ve kentin geleceği açısından çok önemli

kent kent

Page 55: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

55

ebsohaber

haziran 2009

olan bu projeyi başlatıyoruz.”İtalyan Costa grubuyla

Üçkuyular’da 100 milyon dolar yatırımla hayata geçirmek iste-dikleri kruvaziyer limanı hak-kında bilgi veren İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş da kruvaziyer turizmi ile İzmir’e 2 milyon turist getirmeyi hedefle-diklerini söyledi.

İzmir Limanı’nın özelleştiril-mesine karşı KİGEM’in (Kamu İş-letmeciliğini Geliştirme Merkezi) tarafından açılan davada gerekçe-li kararın bir an önce yazılmasını isteyen Demirtaş, “Danıştay 13. Dairesi kararını verdi. Ancak araya milletvekilleri dahil birçok kişiyi sokmamıza rağmen hala gerekçeli karar yazılmadı. Ran-devu istedik, vermediler. Gerek-çeli kararı bir an önce yazdırıp

sonraki süreçte temyiz edilmesini de önlemeliyiz” dedi.

İESOB Başkanı Mutlu ise, Alsancak Limanı’na gelen turistlerin tur operatörleri tara-fından otobüslere bindirilerek ören yerlerine götürülmesini eleştirdi. Zekeriya Mutlu, “Bunlar adamı Kemeraltı’na sokmuyor-lar. Turistlerin sadece Efes ve Meryemana’ya götürülmeyip kentimizde alışveriş yapmalarını da sağlamalıyız” diye konuştu.

Deniz Ticaret Odası İzmir Şube Başkanı Dologh da tersane yapılmasını, İzmir ve Ege’de gemi inşa sektörünün önünü açacak projelerin hayata geçirilmesini, Alsancak Limanı’nın özelleştirme sürecinin bir an önce tamam-lanmasını, gemi adamı açığının açılacak yeni üniversite, yüksek

okul ve denizcilik liseleriyle ka-patılmasını, Pasaport Limanı’nın da yat limanı olarak düzenlenme-sini istediklerini söyledi.

Ender Yorgancılar: Küresel oyuncu olalım

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, üç yanı denizlerle çevrili bir ülkede denizin her türlü nimetlerinden yararla-nılması gerektiğini belirtirken, “Denizcilik sektörünün İzmir’de layık olduğu yeri alması ve şehrin kalkınmasında mutlaka denizcilik avantajının kullanılması en büyük dileğimizdir” dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek Okulu tarafından düzen-lenen İzmir’in deniz rotasının belirlenmesi konulu konferansta konuşan Ender Yorgancılar, Türk denizciliği ve gemileriyle savaş denizciliğinin ortak bir geçmişe sahip olduğunu, o günden bu yana dünya denizcilik sektöründe Türkiye’nin ilk 5’te yer almayı başardığını hatırlattı. Türkiye’nin Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler ve Avrupa arasındaki lojistik ko-numundan dolayı lojistik üs olma yolunda hızla ilerlediğini belirten Yorgancılar,

“Ancak yine de; ham petrol ve petrol ürünleri taşımacılığının %28’inin ve dünya deniz taşıma-cılığının %30’unun gerçekleştiril-diği Akdeniz havzasında bulunan ve boğazların hakimiyetine sahip Türkiye’nin, denizlerden tam olarak yararlandığını söylememiz mümkün değildir” dedi.

Ender Yorgancılar, sadece gemi inşa sektörünün 100’e yakın yan sektöre hizmet etmesi ve on binlerce insana istihdam imkanı yarartmasının ülkemiz için önemini ortaya koyarken şunları söyledi:

“Dış ticaretin yüzde 90’ının deniz yoluyla yapılıyor olması da, sektörün ülke ekonomisine olan katkısını gözler önüne ser-mektedir. Bu oran; dünya ticare-tinin sürdürülebilirliği açısından denizcilik sektörünün

kent kent

Page 56: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

56 kritik önemini ortaya koy-maktadır. İzmir, deniz ulaşımı konusunda İstanbul’dan sonra gelen ikinci kıyı şehridir. Her ay ortalama 1.5 milyona yakın kişi deniz ulaşımını tercih etmektedir. İzmir’deki ulaşım sorununun çö-zümünde deniz ulaşımının daha yaygın kullanımı sağlanmalıdır. Mega yat yapımı da bölgede ge-lişmeye açık bir yatırım alanıdır.”

Gemi inşası ve mevcut gemilerin bakım onarımlarının yapılması açısından çok önemli potansiyele sahip Ege’nin bu fırsatı çok iyi değerlendireme-diğini ifade eden Yorgancılar, Ege ve İç Anadolu’nun ticaret üssü olan İzmir’de limanın öneminin bir kez daha ortaya

çıktığını vurguladı. EBSO olarak bakanlık düzeyinde yapılan tüm girişimlerde Alsancak Limanı’nın kapasitesinin yeterli olmadığını, Çandarlı Limanı projesinin hayata geçirilmesi gerektiğini bildirdikle-rini söyleyen Ender Yorgancılar, “Çandarlı Limanı için de ilgili Ba-kanlığın onayı ile ihale aşamasına geçilme sürecine varıldı. Sadece

İzmir’in değil Türkiye’nin en bü-yük konteyner ihracat limanı olan ve özelleştirilmesi henüz tamam-lanan İzmir Alsancak Limanı, kapasite genişlemesi ve yapılacak revizyonla birlikte ihtiyaca cevap verebilecek niteliğe kavuşacak. Karayolu taşımacılığından 6.5 kat, demiryolu taşımacılığından 3.5 kat daha ucuz olan denizyolu

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Ege ve İç Anadolu’nun ticaret üssü olan İzmir’de limanın önemi-nin bir kez daha ortaya çıktığını vurgularken, Alsancak ile Çandarlı limanları konusunda bakanlık düzeyinde yaptıkları girişimlerin süreceğini bildirdi.

kent kent

Page 57: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

57

ebsohaber

haziran 2009

taşımacılığı mutlaka yaygın hale getirilmelidir” dedi.

Denizcilik sektöründe de tekne fiyatının neredeyse yüzde 40’ına ulaşan vergi oranlarının denizcileri yabancı bayrağa veya kayıtdışılığa ittiğini belir-ten Yorgancılar, her yıl üretilen teknelerin vergi ödememek için yabancı bayrağa geçiyor olması-nın da ülkemiz için büyük kayıp olduğunu söyledi. Yorgancılar, 30 Haziran 2009’dan itibaren yürürlüğe girecek yasa ile vergi yerine harç alımına geçilmesinin gecikmiş ama sevindirici oldu-ğunu, teknelerin Türk bayrağı-na geçişini kolaylaştıracağını anlatırken, “Yabancıların da Türk Bayrağı çekerek dolaşmalarını sağlayıp gelir elde etmeliyiz” diye konuştu.

Katkısı büyükEBSO Yönetim Kurulu

Başkanı Yorgancılar, denizcilik sektörünün Türkiye’nin ekonomik yapısına oldukça ciddi katkılar sağlayabileceğini vurguladı ve “Bugün ülkemizin karşı karşıya kaldığı, gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan en büyük riskleri arasında yer alan işsizlik sorunu giderek derinleşirken, denizcilik sektöründeki eleman açığı büyük

tezatlıktır. Gemicilik alanı için Türkiye’de 7 bin civarında açık olduğu bilinmektedir. Türkiye’de denizcilik sektöründe yaşanan gemi adamı açığının, denizci-lik eğitimi veren okul sayısının artırılması ile çözüme kavuşa-cağı çok açıktır. 2003 yılına kadar Türkiye’de sadece 9 tane denizcilik okulu varken bugün 39’a ulaşan sayının yetmediği de rakamlardan anlaşılmakta-dır. Sektördeki personel sıkıntısı yüksek kalitede ve uluslararası nitelikte eğitim veren kurumlar-la aşılabilecektir. “Denizciliği,

Türk’ün büyük milli ülküsü olarak benimsemeli ve az zamanda başarmalıyız” diyen Atatürk’ün bu hedefine bugün ulaşmamış ol-mamız, yarın ulaşamayacağımız anlamına gelmemelidir.

Türk denizciliği artık 10 sene önceki denizcilik değildir. Ancak küresel bir oyuncu olabil-mesi için daha kat etmesi gereken mesafelerin bulunduğu da bir gerçektir. Bu yönde devletimizin öncelikle eğitim sisteminden baş-layarak, sektörün sorunlarını da içine alan bir denizcilik politika-sını oluşturması zaruridir” dedi.

kent kent

Page 58: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

58

İzmir’de bulunan Ege Serbest Bölgesi’nde düzenlenen 1. Türk-Alman Dostluk Günleri

etkinliği kapsamında İzmir’de kurulması planlanan havacılık kümelenmesiyle ilgili olarak Alman Hanse ve Bavairia küme-lenmeleriyle işbirliği anlaşması imzalandı. Savunma Sanayi Müs-teşarlığı (SSM) Sanayileşme Daire Başkanı Nuran İnci, İzmir’de ku-rulacak kümenin özellikle off-set yükümlükleri bulunan şirketlerin Türkiye’de yatırım yapması için bir fırsat oluşturduğunu söyledi.

Ege Serbest Bölgesi Kurucu ve İşleticisi A.Ş. (ESBAŞ) tarafın-dan düzenlenen 1. Türk-Alman Dostluk Günleri, Almanya’dan havacılık ve savunma sanayi şirketi temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Almanya’nın İzmir Başkonsolosu Stefan Schne-ider, İzmir’in bir çok yönden çok iyi bir yatırım ve yaşam alanı olduğunu söyledi. Düzenlenen etkinliğin yeni işbirliği ve yatırım olanaklarına adım atılması yönünden çok önemli olduğunu ifade eden Schneider, İzmir’in uluslararası alanda kendini ispat etmiş bir kent olduğunu, bu kent-te diplomasinin ötesinde yaşayan bir Türk-Alman dostluğunun bulunduğunu dile getirdi.

Konuşmasında İzmir ile ilgili övgü dolu sözlere yer veren Schneider, şunları kaydetti:

“Burada yüksek derecede profesyonel bir ortam var. İzmir,

ekonomik ve politik nedenlerin yanında kültürel nedenlerle de tercih sebebi olmalıdır. Buradaki ruh ve insanların hayata bakı-şı farklı. Bunun denizle, suyla da ilişkisi var. Su, yeni fikirler yaratır, insanları birbirine bağlar ve ilişkilerini genişletir. Ticarette de politikada da durum böyle. Kentin bunu ispatlayan binlerce yıllık bir tarihi var. İzmirliler, kendi şehirleriyle gurur duyuyor. Kendine özgü, açık bir hoşgörü ortamı var. İzmir, ülkenin İstan-bul gibi Avrupa’ya açılan kapısı. İstanbul, rakiplerinden üstün olmaya çalışan bir kadın gibidir ama İzmir kendine güveniyor, hiç altta kalacak gibi değil.”

Yatırım çağrısıEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı Erdoğan Çiçekçi, Türk-Alman ilişkilerinin 800 yıl öncesine kadar uzandığını hatırlatırken son 50 yıldır en büyük partnerimizin Almanya olduğuna dikkat çekti. Ege’den Almanya’ya yapılan ih-racatın 2,3 milyar dolar, ithalatın ise 1,3 milyar dolar düzeyinde olduğunu bildiren Çiçekçi, 50’nin üzerinde Alman sermayeli şirke-tin bölgede faaliyetini sürdürdü-ğünü dile getirdi.

Bölgede Almanya’da dev şirketlerin yatırımlarının bu-lunduğunu, yeni yatırımlar için OSB’lerde altyapının hazırlandı-ğını söyleyen Çiçekçi, hükümetin

açıkladığı yeni teşvik yasalarının da yatırımlar açısından gelece-ğe dönük önemli bir hamlenin de işareti olabileceğine dikkati çekti. Erdoğan Çiçekçi, “Alman-ya gelişmiş, ileri teknolojiye sahip zengin bir batı ülkesidir. Türkiye de Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 17’nci büyük ekonomi-sidir. Almanya’daki 65 bin Türk girişimci 300 bin kişilik istihdam yaratıyor, Alman ekonomisine 4 milyar Euro’luk katkı sağlıyor. Ülkemizde de 1980 yılına kadar 24 Alman firması faaliyet göste-rirken şimdi 3 bin 150’ye ulaştı. Bu göstergeler Türk-Alman ilişki-lerinin AB’de ayrıcalıklı bir yere sahip olduğunu ortaya koyuyor. 2023 yılına kadar dünyanın güçlü ekonomik ülkeleri arasında yerini alacak olan Türkiye’ye özellikle de Almanların yatırım yapmaları önem kazanmaktadır” dedi.

KOBİ’lere önemSSM Sanayileşme Daire Baş-

kanı Nuran İnci de, 2007-2012 stratejik planında savunma sana-yisinde yerli çözümlerin payının artırılması ve uluslararası rekabet edebilecek bir yapılanmanın oluşturulmasının hedeflendiğine işaret etti.

Bu kapsamda 2010 yılına kadar savunma sanayi sistemi ihtiyaçlarının yüzde 50’inin yurt içinden karşılanmasını ve 2011 yılında da savunma ürün ve hiz-meti ihracatının 1 milyar dolara

Havacılıktayeniadres İzmir

kent kent

Page 59: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

59

ebsohaber

haziran 2009

çıkarılmasını amaçladıklarını dile getiren İnci, uygulanan projeler kapsamında savunma sanayi şirketlerinin 2008 yılı cirosunun 2,3 milyar dolara ve toplam ihracatlarının 784 milyon dolara ulaştığını bildirdi.

Savunma yan sanayisinin geliştirilmesi hedefi çerçevesinde KOBİ’lere özel önem verdiklerini kaydeden İnci, İzmir’de oluşturul-ması planlanan havacılık küme-lenmesine destek verdiklerini ve projeyi ilgiyle izlediklerini ifade etti.

Uluslararası firmaların Türkiye’deki off-set yükümlülük-lerinin de bu kapsamda büyük öneme sahip olduğuna işaret eden İnci, 90 firmanın 8,2 milyar dolarlık off-set taahhüdünden 4 milyar dolarlık bölümünün gerçekleştiğini, bu yatırımlar sonucunda 2008 yılında 190 milyon dolar ihracat yapıldığını kaydetti.

Off-set taahhüdüne sa-hip firmaların başında Alman firmaların yer aldığına dikkati çeken İnci, bu firmaların 384 milyon dolarlık taahhütlerinin 273 milyon dolarının gerçekleş-tiğini ifade etti. Türkiye’nin son olarak milli denizaltı projesini devreye soktuğunu, bu kapsamda

Alman HDV firmasından yüksek miktarda alım yapılacağını ifade eden İnci, “İzmir’de oluşturula-cak platformun off-set taahhütle-rinin gerçekleştirilmesi için yeni fırsatlar yaratılabileceğini umut ediyorum” dedi.

ESBAŞ ağa dahilESBAŞ ile Almanya’nın

Hanse ve Bavairia havacılık kü-melenmeleriyle işbirliği protokolü imzalandı.

Hanse Havacılık Kümelen-mesi Başkanı Uwe Gröning, kümelerinin küçük ve orta

ölçekli 160 firmadan oluştuğunu, toplam çalışan sayısının 14 bin olduğunu, ağırlıklı olarak Airbus tedarikçisi olarak çalıştıklarını ve yılda yaklaşık 11 milyar avro satış hacmine ulaştıklarını söyledi. Gröning, bugün atılan imzayla ESBAŞ’ın Avrupa’daki kümelen-me ağına dahil olacağını, ortak çalışmaların başlayacağını ifade etti.

Bavairia Havacılık Kümelen-mesi Başkanı Martin Haunschild ise grupları içindeki 130 firmanın yıllık toplam cirolarının 7 milyar avro düzeyinde olduğunu, firma-ların özellikle uydu haberleşme sistemleri kurulumu, uydu fırlat-ma rampalarının inşası, uyduların yörüngelerine yerleştirilmeleri gibi konularda faaliyet gösterdiği-ni dile getirdi.

Ar-Ge faaliyetleri için her yıl 180 milyon Euro bütçe ayırdığını kaydeden Haunschild, 28 bin çalışanın bulunduğu kümelen-mede 2 bin eğitimli insan gücüne ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Haunschild, İzmir’de ku-rulacak kümelenmeyle işbirliği alanlarının ortaya çıkarılması için bir strateji grubu kurulmasını önerdiklerini, bugünkü adımın da ilişkilerin geliştirilmesi anlamında “köşe taşı” niteliğinde olduğuna inandığını belirtti.

ESBAŞ Yönetim Kurulu Baş-kanı Kaya Tuncer ise ilk etapta eğitim alanında işbirliği yapabile-ceğini düşündüklerini kaydetti.

kent kent

Page 60: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

60

İhracatı en fazla düşen sektörlerin başında gelen demir ihracatçıları, ihracatı

artırmanın yollarından biri olarak gösterilen pazar çeşitlendirmesini gerçekçi bulmazken, tekstilciler maliyetlerin düşürülmesiyle dış pazarlarda rekabetçiliğin artırılabileceğine inanıyor. Sanayiciyse Afrika ve güney Amerika’ya yönelik çalışmaların artırılmasını ve iç pazarın canlandırılmasına yönelik bir teşvik modelinin hayata geçirilmesini istiyor.

Yüzde 44,85’lik düşüşle ihracatı en çok azalan sektörlerin biri olan demir ve demir dışı mamul ihracatçıları, dış pazarlardaki daralmanın ardından Afrika gibi yeni pazarlar yaratma konusunda pek de ümitli değil. Ege Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Halil Şahin, ihracatta yükselişe geçmenin ancak dış pazarlardaki daralmanın sona ermesiyle mümkün olabileceğine inandığını söyledi.

“Alıcılarımızda bir küçülme var. Şu anda Avrupa’ya, ABD’ye mal satma imkanımız yok, mal almıyorlar. Körfez ülkeleri, Afrika’nın bir kesimine ve Orta Doğu’ya

satış yapıyoruz” diyen Şahin, böyle bir ortamda ihracattaki düşüşün kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Son dönemde sıkça dile getirilen yeni pazar arayışlarına ilişkin soruya Şahin, “Yeni bir pazar denildiğinde Afrika ülkelerinden bahsediliyor. Bu ülkelerin ekonomik büyüklüğü nedir ki? Bu biraz söylemde kalan bir şey. ‘Yeni pazarlar arayalım’ deniyor, Türk ihracatçısının giremediği bir pazar yok ki” karşılığını verdi.

Şahin, körfez ülkelerindeki altyapı yatırımları ve inşaatlar için satış yaptıklarını, ancak bunun da yeterli olmadığını, çünkü oralarda da ciddi küçülme yaşandığını dile getirdi.

Hedef pazarımız ABEge Tekstil ve

Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk, tekstil-konfeksiyon sektörü emek yoğun bir sektör olduğu için desteklenmesi gerektiğini defalarca dile getirdiklerini anlatarak, “Çünkü bizim ana pazarımız olan AB ve civarına üretim yapan Kuzey Avrupa ülkeleri, hatta İspanya, İtalya, Portekiz gibi ülkeler bu sektörlerini kendi içinde

destekleme kararı

aldılar” dedi.Böyle bir destekleme

karşısında Türk tekstil sektörünün rekabetçiliğini korumasının zor olduğunu belirten Ünlütürk, “Ankara’ya, sektörün 12-18 aylık bir süreyle istihdam yükünün, SSK primlerinin hafifletilmesi talebimizi ilettik. Ancak açıklanan paketlerde tekstil sektörüne bir destek yer almadı. İhracat pazarlarında daralma var ama orada da hayat devam ediyor, kim daha rekabetçiyse pazar payını o kapıyor. Bizim payımızı artırabilmemiz için rekabetçiliğimizin artırılması lazım” diye konuştu.

Ünlütürk, tekstil ve konfeksiyonun modaya dayalı sektör olduğu için ürünlerin yaşam ve çevrim sürelerinin çok kısaldığını, 10-15 yıl önce yaz-kış ve bahar koleksiyonları yapılırken, şimdi 4 haftada yeni ürünlerin pazara girdiğini, tüketicilerin de böyle bir beklentisinin olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

“Esneklik çok belirleyici. Dolayısıyla bizim uçakla 3-4 saat mesafede erişebileceğimiz, aynı şekilde TIR ile malımızı gönderdiğimizde 3-4 günde alıcıya ulaştırabileceğimiz bölge bizim pazarımızı oluşturabiliyor. Yani hem

İhracatta yeni pazar arayışı

uluslararası

Page 61: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

61

ebsohaber

haziran 2009

alım gücü yüksek olacak, hem de moda mala ihtiyacı olacak ülkeler, AB ülkeleri. Tamam, yakın komşular, Suriye, İran, Irak, Ürdün, Mısır, bunlar tabii ki gelişmekte olan pazarlar. Ama bu ülkeler aynı zamanda bizim tekstil konfeksiyonda rakibimiz ülkeler. Türk tekstil ve konfeksiyonunun potansiyel gücünü düşündüğümüzde bizim hedef pazarımız AB ülkeleri. Dolayısıyla bizim rekabet edeceğimiz AB’ye mal satan civar ülkeler olmak zorunda. Bunun için de maliyetleri kısmamız gerekiyor ki, ihracatımız artsın.”

İhracattaki düşüşün ne zamana kadar süreceği yönündeki beklentilerinin sorulması üzerine Ünlütürk, “Mayıs-Haziran ayları bizim için sezon geçişi, önümüzdeki aylarda bu düşüşün sona

ereceğini sanıyorum, çünkü müşterilerimizden yavaş yavaş daha olumlu sinyaller alıyoruz. Temmuz-Ağustos’tan itibaren iyi bir tempoyla düzelme olacağını umuyorum” diye yanıt verdi.

Komşularımıza ihracatEge Bölgesi Sanayi Odası

(EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise ihracattaki büyük düşüşün iki önemli nedeni bulunduğunu belirterek, “Kapasite kullanımı düştü, üretim olmadığı zaman ihracatın da düşmesi normal. İkinci olarak yurt dışındaki alımlarda, yani talep azalması oldu. Bizim burada mutlaka pazar çeşitlendirmesi yaparak, AB dışındaki ülkelere ihracat yapar hale geldiğimizde bu kayıptan etkilenmemiz daha az olacak” dedi.

“Kriz başladığından bu yana yapılmak istenen

pazar çeşitlendirmesi konusunda Türkiye

ne kadar başarılı

oldu?” şeklindeki soru üzerine Yorgancılar, şu karşılığı verdi:

“Bu konuda somut adımlar atıldı. Çünkü Türkiye’nin ihracatının yüzde 70’i AB ülkelerine idi, şu anda bu yüzde 35’e düştü. Komşu ülkelere olan ihracatımız da yüzde 5’ten yüzde 30’lara çıktı. Ama dünyanın diğer ülkelerini de buna dahil edip çeşitlendirmeyi arttırmamız gerekiyor. Afrika pazarlarına ihracatımız da bu ülkelerle ilişkilerimiz de çok düşük. Hem buraya, hem de güney Amerika’ya yönelik çalışmaların artırılması gerekiyor.”

Yorgancılar, ihracattaki düşüşün önümüzdeki süreçte ne şekilde süreceğine ilişkin soru üzerine, yüzde 40’lık düşüşün hep sürmeyeceğini, bir dip noktasının olacağını, bir süre yatay gidip sonra yukarı doğru çıkacağını anlatarak, “Ama bunu 2009 senesi içinde beklemek pek mümkün görünmüyor’ dedi.

Hükümetin teşvik sisteminin üretim ve istihdama yönelik bir modelin uygulanmasını sağlarsa bu süreçten çıkılmasının daha rahat olacağını dile getiren Ender Yorgancılar, “Çünkü bu ülkenin GSMH’si 700 milyar dolar, 130 milyar doları ihracat, geri kalan 570 milyar doları iç piyasadır. İç piyasayı hareketlendirebilirsek bu iş kendiliğinden çözümlenir” diye konuştu.

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yor-gancılar, AB dışındaki ülkelere ihracat arttıkça şimdi ihracatın düşmesindeki kayıptan etkilenmenin daha az olacağı-nı söyledi. Ender Yorgancılar, üretim ve istihdama verilecek desteklerin krizden rahat çıkmayı sağlayacağını dile getirdi.

uluslararası

Page 62: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

62

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye’nin

Kosova ve Makedonya ile geçmişi paylaştığını, şimdi de geleceği paylaşmak istediğini ifade etti.

Türkiye ile Kosova ve Makedonya arasındaki ticari ilişkilerin daha da ileriye taşınması amacıyla kalabalık bir işadamı heyetiyle bu ülkelere giden Devlet Bakanı Çağlayan, ekonomik anlaşma imzaladı, iş forumlarında karşılıklı ticareti artıracak adımlar attı. Zafer Çağlayan’ın Kosova ve Makedonya gezisinde iş dünyasının en büyük örgütü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ni Yönetim Kurulu Üyesi sıfatıyla Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar temsil etti. Yorgancılar, gerek genişletilmiş toplantılar gerekse ikili görüşmelerde yaptığı konuşmalarda Türk iş dünyasının tarihi dostluklar bulunan ülkelerle ekonomik ilişkilerin de geliştirilmesi, refah ve zenginliğin artması, hatta birlikte başka ülkelerde ortak projelere imza atılması konusunda her türlü desteği vereceğini açıkladı.

Ortaklığımız çokKosova ziyareti çerçevesinde

Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu tarafından kabul edilen Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Geçmişimizi paylaştık şimdi geleceği paylaşmak istiyoruz” dedi.

İşadamlarının yer aldığı kalabalık bir heyet ile Kosova ziyaretine başlayan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye ile Kosova’nın ortak tarih ve kültürel özelliklere dayanan bir yapıya sahip olduklarını, Türkiye’nin Kosova’nın bağımsızlığını güçlüce destekleyen bir tutumla Kosova Cumhuriyeti’ni tanıyan ilk 4 ülke arasında yer aldığını belirtti.

Dış Ticaret’ten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, hedeflerinin sadece Türklerin Kosova’da yatırım yapması, Kosovalıların da Türkiye’de yatırım yapmasından öte, iki ülke işadamlarının biraraya gelerek, üçüncü ülkeler nezdinde ortaklıklarının kurulmasının ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi şeklinde olduğunu kaydetti. İki

ülke arasında yakın bir tarihte serbest ticari anlaşmasının imzalanması hazırlıklarının da yapıldığını ileri süren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, “Serbest ticaret anlaşmasıyla iki ülke arasında 280 milyon dolar civarındaki ticari hacminin kat kat artacağına inanıyorum” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sürekli olarak tüm alanlarda Kosova’ya verdiği desteğe vurgu yapan Kosova Cumhurbaşkanı Fatmir Sejidu da, yardım ve desteklerinden dolayı Türkiye’ye teşekkürlerini sundu. İki ülke arasında başarıyla gelişen ilişkilerin devam etmesini arzuladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Sejdiu, özellikle ekonomik ve ticari ilişkilere yeni içerikleri kazandırılmasının önemine değindi. Cumhurbaşkanı Fatmir Sejdiu, Kosova’daki Türkler ve Türkiye’deki Kosova kökenli vatandaşların iki ülke arasında önemli köprüyü oluşturduğunun altını çizdi.

Dostluğa yaraşırticaretDevlet Bakanı Zafer

Çağlayan, Kosova’nın başkenti

Kosova ve Makedonya ile geleceği paylaşmak

uluslararası

Page 63: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

63

ebsohaber

haziran 2009

Priştine’de Kosovalı bakanlar, Türk ve Kosovalı milletvekilleri ile iki ülke iş adamlarının katıldığı Türk İş Forumu Toplantısı’nda Türkiye’nin Kosova için, Kosova’nın da Türkiye için çok önemli olduğunu vurguladı.

Zafer Çağlayan, “Yüzyıllar boyu tarih ve kültürümüzü paylaştık. Geçmişi paylaştık. Şimdi de geleceğimizi paylaşmak için buradayız. Balkanlar’da güçlü, dinamik, ticaret ve ekonomide önemli bir seviyeye gelmiş, her türlü altyapı sorununu halletmiş ve halkının yaşam seviyesi ve kalitesinin çok daha yükseldiği bir bağımsız Kosova Cumhuriyeti’nin olması, Türkiye’nin öncelikli tercihleri arasındadır” ifadelerini kullandı.

Bakan Çağlayan, bu çerçevede iki ülke siyasi ilişkilerinin mümkün olduğunca kapsamlı bir şekilde gelişirken, diğer taraftan bu ve benzeri iş görüşmelerinin ticari ve ekonomik ilişkilerin güçlenmesine katkıda bulunduğunu söyledi. Konuşma yaptığı sırada elektrikler kesilip salonun ışıkları sönünce Çağlayan, “Aslında elektriğin kesilmesi iyi oldu. Biraz sonra konuşmamda enerji konusunun burada ne kadar önemli olduğunu söyleyecektim” sözleri dinleyicilerden alkış topladı.

Zafer Çağlayan, “Hedefimiz kısa süre içinde aramızdaki ticari hacmini 1 milyar dolara ulaştırmaktır” dedi.

Geniş katılımın olduğu iş forumu toplantısının sonunda, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan anlaşmaya Türkiye adına Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Kosova adına ad Ekonomi ve Maliye Bakanı Ahmet Shala imza attı.

Çağlayan Priştine’de gerçekleştirdiği temaslar çerçevesinde Kosova Ulaşım ve Telekomünikasyon Bakanı Fatmir Limaj, Çevre ve Alan

Planlama Bakanı ve Kosova Demokratik Türk Partisi Genel Başkanı Mahir Yağcılar i ile de görüştü.

Kosova’da enerjiDevlet Bakanı Çağlayan,

gezi sonrasında yaptığı değerlendirmede Kosova’da ciddi manada iş yapılabilecek alanlar bulunduğunu, bunların en başında da enerjinin geldiğini ifade etti.

Zafer Çağlayan, Kosova’nın dünyanın 5’nci büyük linyit

rezervlerine sahip olduğunu ve özellikle termik santral konusunda ciddi planları bulunduğunu anlatırken, rehabilitasyon yapılacak

bir santral için 300 milyon dolarlık yatırım öngörüldüğünü, yapılması planlanan Kosova C Termik Santrali;nin de yaklaşık 3,5 milyar Euro civarında bir yatırım olacağını kaydetti ve söz konusu yatırımların, enerji konusunda yatırım planlayan Türk firmaları için ciddi bir cazibe oluşturacağını söyledi. Maden arama, araştırma ve zenginleştirme konusunda da işbirliğinin söz konusu olduğunu kaydeden Çağlayan, Priştine Havaalanı, Üsküp ile Tiran’ı birbirine bağlayacak otoyol ve yeniden imar çerçevesinde yaklaşık 3.5 milyar dolarlık

yatırmdan Türk firmalarının ciddi pay alabileceğini bildirdi.

Makedonya ıslıkmesafesiDevlet Bakanı Çağlayan,

Makedonya gerçekleştirilen İş Forumu toplantısının önemine dikkat çekerken, her iki tarafın da iş arayışı içinde olduğunu anlattı.

Firmaların özellikle tekstil ve konfeksiyon, prefabrik yapı, alışveriş merkezi başta olmak üzere hemen her sektörde ortak üretim ve satış bağlantısıyla ilgili temasları olduğunu anlatan Çağlayan, Makedonya ve Slovenya arasında ortak otobüs işletmeciliği yapılması noktasında görüşmeler bulunduğu bilgisini verdi. Otobüs üretiminde Türkiye’nin Avrupa’nın birincisi olduğunu hatırlatan Çağlayan, şöyle devam etti:

“Turistik amaçlı, çift katlı biraz nostaljik 1955, 1959 yıllarının otobüs tasarımıyla otobüs alınacak. İhalede Türk firmasının rakibi Çin. Ama otobüsü sattığı zaman servisle ilgili bir sorun çıktığında, (Türk firması ıslık çalsanız buraya gelir, ama Çinli firmayı ne kadar zamanda buraya getireceğinizin hesabını varın siz yapın) dedim. Dolayısıyla Türk firması Güleryüz şu anda ihalede birinci durumda. Elbette bir değerlendirme süreci sözkonusu.”

Çağlayan, Makedon ve Türk firmaları arasında fuar-cılık alanında da işbirliğinde ilerleme olduğunu söyledi.

Kosova ve Make-donya iş gezileri

umutverdi.

uluslararası

Page 64: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

64

Türkiye’de kamuoyu gün-lerdir Suriye sınırındaki toprakların mayın temiz-

liği karşılığında İsrailli firmalara verileceğini tartışırken İsrail’den İzmirli sanayicilere su konusun-da işbirliği çağrısı geldi. İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Doron Abrahami Ege Böl-gesi Sanayi Odası Yönetim Ku-rulu Başkanı Ender Yorgancılar’ı ziyaret ederek, Tel Aviv’de kasım ayında su ve enerji kıtlığına çözüm getirecek teknolojilerin sergileneceği fuara davet etti.

İsrail’in İstanbul Başkon-solosluğu Ticari Ataşesi Doron Abrahami, İsrail Türkiye İş Konseyi Başkanı Menaşe Car-mon, Netafim Türkiye Temsil-cisi Rahmi Çakarız’dan oluşan heyet Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar’ı ziyaret ederek yeni ticari bağlantılar kurulması ve ticaret hacminin artırılmasını de-ğerlendirdi. İzmir’in Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri ve tarih açısından da kendileri için önem taşıdığını vurgulayan Abra-hami, ülkeler arasındaki işbirliği-nin de geliştiğini söyledi. Doron Abrahami, tarım başta olmak üzere bilgi teknolojileri ve sağlık alanlarındaki ticaretin arttığını anlattı. İsrail ile Türkiye arasında 3 milyar dolarlık ticaret hacminin dengeli olarak geliştiğini hatırla-tan Abrahami 2009 yılında dış ticaret rakamlarında artış için çaba gösterdiklerini ifade etti.

Su yönetimiİsrail’deki öncelikli sek-

törlerden biri olan su teknolo-jilerinde su kaybı yönetimi ile atık suyun geri kazanımının ayrı ayrı değerlendirildiğini bildiren Doron Abrahami, sözlerini şöyle

sürdürdü: “Su ve enerji kıtlığının getirdiği sorunları çok iyi bilen bir ülke olan İsrail, bu yıl Tel Aviv’de 17-19 Kasım’da 5. Ulus-lararası Su Teknolojileri ve Çevre Kontrol Fuarı ile 2. Uluslar arası Watec İsrael 2009’u düzenliyor. Watec 09, sürdürülebilir ekono-miyi desteklemek amacıyla dü-zenlenmiş, çeşitli teknolojilerin, ürünlerin ve servislerin sunuldu-ğu, 80 ülkeden 20 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan uluslararası bir vitrin. Profesyonellerin ve meslektaşların sanayi uzmanla-rın bir araya geleceği, araştırma ortaklığı ve ticari girişimlerin geliştirilebileceği, potansiyel müşterilerin ve karar mercilerinin bu dinamik endüstrideki buluşa-bileceği en uygun ortama sizlerin de katılımını bekliyoruz.”

İsrail Türkiye İş Konseyi Başkanı Carmon da, konsey bünyesinde hemen hepsi Türkiye ile işbirliği bulunan 150 firmanın faaliyet gösterdiğini hatırlatırken, “İsrail artık düşünce bazında

yeni gelişmeler ile değişiklikle-re gidiyor. Türkiye yükselen bir değer ve büyük bir pazara sahip. İsrail’deki işadamlarını buraya davet edip sadece ürünlerinin tanıtımı bazında değil, vizyonla-rını da ifade etmeleri sağlanmalı” dedi.

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar da, İzmir’de pekçok musevinin yaşadığını, kendileri ile aynı kültürü ve tarihi paylaştığımızı belirtti. Türkiye’nin İsrail ile geçmişten gelen iliş-kilerinin bulunduğunu, ticari ilişkilerin daha iyi noktalarda olması gerektiğini söyleyen Ender Yorgancılar, “Ortak iş yapabile-ceğimiz alanları değerlendirmeli-yiz” dedi.

Yorgancılar ayrıca İzmir’in ekonomik ve sosyal yapısı, geli-şen sektörleri, organize sanayi ve serbest bölgeleri ile EBSO’nun 67 değişik sektörde faaliyet gösteren sanayicileri bünyesinde toplaya-rak kent ekonomisinde oynadığı etkin role ilişkin bilgiler verdi.

İsrail’den İzmirliler’e suda işbirliği teklifi

İsrail İstanbul Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Doron Abrahami EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’a saat armağan ederken “Zaman İsraille iş yapma zamanını gösteriyor” dedi.

uluslararası

Page 65: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

65

ebsohaber

haziran 2009

İran’dan yatırımve işbirliği çağrısı

İran-Türkiye sınırın-da iki ülke firmalarının

faaliyet göstereceği bir OSB kurulması

için ülkeler arasında görüşmeler yapıldığını

bildiren İran Büyükel-çisi Hüseyinpur, İzmirli

sanayicilerin çoğunluk-ta olmasını beklediğini

dile getirdi.

İran’ın Türkiye Büyükelçisi Bahman Hüseyinpur, komşu iki ülke olan Türkiye ile İran

arasında sanayi ve turizm gibi birçok alanda işbirliği yapılabi-leceğini söyledi. Hüseyinpur, ülkesinde özelleştirmelerin de başladığını belirterek, “Bu, Türk işadamları için tarihi bir fırsat. İran’a yatırım için acele edin” dedi.

İran Büyükelçisi Hüseyin-pur, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret ederek sanayicileri iki ülke arasındaki ilişkiler ve yatırım fırsatları konusunda bilgilendirdi. Türkiye ile İran arasındaki sınırın Kasr-ı Şirin Anlaşmasından bu yana değişmediğini, iki ülkenin uzun yıllardır komşu olduklarını, ticaret, siyaset, kültür alanlarında yakın ilişki içinde olduklarını ifade eden Büyükelçi Hüseyin-pur, görev süresi boyunca iki ülke arasındaki ilişkilerin her alanda daha da gelişmesi yönünde çaba sarf edeceğini bildirdi.

Türkiye’de 9 yıl önce İs-tanbul İran Başkonsolosu olarak göreve başladığını hatırlatan Hü-seyinpur, “350 milyon dolar olan iki ülke dış ticaret hacmini 5 mil-

yar dolara çıkarmayı hedefledim. 4 yıl sonra 5 milyar dolara çıkmış olarak ayrıldım. İran-Türkiye ara-sında henüz değerlendirilmemiş kapasiteleri doğru belirlememiz durumunda şu anda 11 milyar dolar olan ticaret hacmi bölge-nin iki büyük ülkesi, iki komşu olan ülkelerimiz için tatmin edici düzeyde değil. 3-4 yıl içinde 20 milyar dolara çıkarabiliriz” dedi.

İran hükümütenin tüm yatırımların garantisini üstlen-diğini, işadamlarını teşvik edip kredi verdiğini bildiren Büyükelçi Hüseyinpur, “Yıllardır ambargolu olduğumuz ve Irak’la savaştığı-mız için ülkemizde çok bakir alanlar var. Bu alanlar sizin gibi deneyimli ve sermaye sahibi yatırımcılar için büyük fırsat. Çok acele edin ve İran’a yatırıma ko-şun. Bizde insan emeği çok ucuz. Sizde de deneyim ve sermaye var. Ekonomik kriz ortamında İran önemli bir fırsat sağlayacak-tır. İran’a yatırımla elde ettiğiniz karı dünyanın hiçbir ülkesinde elde edemezsiniz. İlişkilerimiz ‘kazan-kazan’dır. İsterim ki dün-yadan ne alacaksak Türkiye’den alalım” diye konuştu.

Bahman Hüseyinpur, İran ithalatının büyük kısmını Fars Körfezi üzerinden yaptığını anlatarak, Fars Körfezi’nden yaptıkları 26 milyar dolarlık yıllık transit kapasitesinin yüzde 20’sini Türkiye’ye yönlendirmeyi düşün-düklerini bildirdi.

Birbirimize ihtiyacımız varEBSO Yönetim Kurulu

Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu da, Türkiye ile İran’ın bölgelerin-de önde gelen ekonomik güçler olduğunu kaydetti.

İran’ın batıya açılmak için Türkiye’ye, Türkiye’nin de do-ğuya açılmak için İran’a ihtiyacı olduğunu söyleyen İbrahim Gökçüoğlu, “İki ülkenin sahip olduğu ekonomik potansiyel ve komşuluk dikkate alındığında, aramızdaki ticari ilişkilerin çok daha yüksek sevilerde olması ge-rekmektedir. Türk firmaları İranlı dostları ile maden, otomotiv, ambalaj, tekstil, deri, kağıt, cam, tarım sanayi ve kimyasallar gibi pek çok alanda yatırım da dahil kalıcı işbirliğine gitmeyi amaçla-maktadır” dedi.

uluslararası

Page 66: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

66

Romen iş kadınlarıyatırım için EBSO’da

Romanyalı iş kadınları, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı ziyaret ederek İzmir’de

yatırım için yeni ortaklar aradı.Romanya-Türkiye İş

Kadınları Derneği ile başkanlığını EBSO Meclis Üyesi Işın Yılmaz’ın yaptığı Ege İş Kadınları Derneği’nin düzenlediği organizasyonla İzmir’e gelen Romanyalı iş kadınları heyeti, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve İzmirli sanayicilerle görüştü.

Romanyalı iş kadınlarına hitap eden EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, iki ülke arasındaki işbirliğinin önemine değinirken, Romanya ve Türkiye’nin birbirini

tamamladığını, yıllık ihracat hacminin yaklaşık 7.5 milyar doları aştığını hatırlattı. Devlet adamlarının yaptığı siyasi görüşmelerin ekonomi dünyası için olumlu sonuçlar verdiğine dikkat çeken Yorgancılar, geliştirilen ilişkiler sayesinde ticaret hacminin daha da yükseleceğine inandığını söyledi.

Ender Yorgancılar, Romanya’da son yıllarda özelleştirme politikaların hayata geçirilmesiyle Türk işadamlarının da bu ülkede yatırım yapar hale geldiğini belirtirken, EBSO olarak da Romanya’nın İzmir’deki yatırımlarının artmasına önem verdiklerini vurguladı.

AB yolundayızEBSO Başkanı Yorgancılar

Avrupa Birliği yolunda bir Türkiye’nin ticaret ve yatırımlar için uygun bir ülke olduğunu hatırlatarak Romanya’nın gerek AB üyeliği öncesi gerekse sonrasında ülkemize gelen işadamı heyetlerinin incelemeleri ve yatırım için yaptığı görüşmelerin olumlu sonuçlar verdiğini söyledi. Ender Yorgancılar, “Bölgemize daha önce de işadamları heyetleri geldi, görüşmeler yapıldı. İki ülkenin karşılıklı yatırımcıları ithalat ve ihracat yaparak ticaret hacmini yükselttiler. Sizlerin yapacağı görüşmelerden de başarılı sonuçlar çıkacağına, ticaret rakamlarının daha da yükseleceğine inanıyoruz” dedi.

16 OSB’miz varEnder Yorgancılar,

EBSO önderliğinde kurulan ve tamamına yakınının alt yapı sorunu kalmadığı sanayi bölgelerine yatırımın avantajlarını da anlattı. Romanyalı iş kadın-larının katıldığı iş görüşmesi

Romanya’dan gelen iş kadınlarını İzmir’de yatırım yapmaya çağıran EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, “Av-rupa yolundaki bir Türkiye ve onun batıya açılan kapısı İzmir, yatırım için en uygun yerdir. Şimdiki görüşmelerden de başarılı sonuçlar çıkacağına inanıyorum” dedi.

uluslararası

Page 67: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

67

ebsohaber

haziran 2009

toplantısında mevcut 16 sanayi bölgesiyle yatırımcılar için büyük önem teşkil ettiğini kaydeden Yorgancılar, şunları söyledi: “Odamız önderliğinde kurulan organize sanayi bölgelerinde altyapı, elektrik, yol gibi sorunların yüzde 90’ı bitmiş durumda. Bu nedenle yatırımcı iş adamlarınızı, sanayicilerinizi Türkiye’ye davet ediyoruz. İnşaattan elektroniğe hemen her sektörde işbirliği yapabiliriz. Karşılıklı işbirliğinin gelişmesi için her türlü desteği vermeye hazırız.”

İşbirliği imkanı çokRomanya-Türkiye İş

Kadınları Derneği Başkanı Birgül Şenyuva da, iki ülke arasındaki ticaret hacminde ciddi artışlar olduğunu dile getirdi. 2007-2008 yıllarında ticaret hacminde yüzde 17.5 oranında ciddi bir artış olduğunu vurgulayan Şenyuva, ticaret hacminin 13 milyar dolarlara yaklaştığını ifade etti. Bu ziyaret kapsamında gerçekleştirilecek ikili görüşmelerde yeni işbirlikleri doğacağını vurgulayan Şenvuya, “Nabucco Projesi, AB fonlarından en çok yararlanan bir proje. Bu proje Türkiye için çok büyük bir şans. Bu projenin altyapı projelerinde Romen taşeron firmalarla işbirliği yapılarak AB fonlarından yararlanılabilir. Yine Romanya’nın çok büyük enerji yatırımları var. Türkiye’ye enerji transfer edecek. Bu kapsamda denizaltı kablo yatırımları var. Köstence-Romanya arası enerji nakilleri yapılacak. Türk firmaları taşeron olarak bu alanda işbirliği yapma konusunda görev alabilir. Yine köprü ve baraj inşaatlarında işbirliği yapılabilir. Romanya’da büyük bir proje olarak hayata geçecek olan uluslararası teknopark Türk iş adamları için iyi bir fırsat olabilir. AB’ye aday Türkiye’nin becerisi ile Romanya’nın AB üyeliği avantajını kullanarak çok ciddi işbirliği yapabiliriz” dedi.

Şenyuva, İzmir’in İstanbul’dan geri kalan bir yanının olmadığını gerek altyapı gerekse insan kaynakları ve yatırımcılar için oldukça uygun olduğunu, ayrıca İzmir’in uygarlığın ve ilerici fikirlerin kalesi olduğunu kaydetti.

EGİKAD Yönetim Kurulu Başkanı ve EBSO Meclis Üyesi Işın Yılmaz da, iki kadın derneği arasında işbirliğini güçlendirip ticaret hacmini artırmayı hedeflediklerini söyledi.

uluslararası

Page 68: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

68 Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı ve bu yıl İletişim Teknolojileri ve

Telekomünikasyon ana teması ıle 78’ncisi gerçekleştirilecek en uzun soluklu organizasyonu İzmir Enternasyonal Fuarı’nın uluslararası startı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın yabancı misyon şeflerine yönelik düzenlediği resepsi- yonda verildi

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün’ün ev sahipliğinde Ankara Hilton’da Büyükelçiler nezdindeki resepsiyon Afganistan, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bahreyn, Bangladeş, Belarus, Brezilya, Cezayir, Estonya, Etiyopya, Fransa, Güney Afrika, Irak, İran, İspanya, İsrail, İsviçre, İtalya, Japonya, Kosova, KKTC, Küba, Letonya, Libya, Litvanya, Lübnan, Makedonya, Mısır, Moldova, Özbekistan Romanya, Slovenya, Somali Suriye, Türkmenistan, Vietnam, Yemen’in Türkiye Büyükelçileri

ve maslahatgüzarları ile diğer ülkelerin elçilik yetkililerinin katılımıyla gerçekleştirildi.

78. İEF’nin uluslararası tanıtımının yapıldığı resepsiyona İzmir Valisi Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, milletvekilleri ve Oda başkanları da katıldı. Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı Yönetim

Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar temsil etti.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, 78. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın uluslararası ilişkilerin gelişmesinde, çeşitli

milletlerden sanayicilerin ve işadamlarının yakınlaşmasında, kültürel değerlerin tanıtılmasında ve paylaşılmasında önemli rol oynadığını söyledi. Fuarların uluslararası ilişkilerde sadece sanayi ve ticaret yönüyle değil, siyasi, kültürel ve turizm alanları açısından da önem taşıdığını ifade eden Ergün, “Fuarlar, ekonomik ve sosyal hayatın bir aynası olduğu gibi aynı zamanda modern

teknolojinin ve dış ekonomik ilişkilerin de bir göstergesi durumundadırlar. Son 30-35 yılda küreselleşme ve iletişimdeki baş döndürücü gelişmeler karşısında fuarların öneminin azalmadığını, tam aksine bölge ekonomisine katkılarının arttığını görmekteyiz” diye konuştu.

Türkiye’de fuarcılığın temelinin, 1923 yılında düzenlenen İzmir İktisat Kongresi’nde atıldığını dile getiren Ergün, “Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, İzmir İktisat Kongresinde ‘İzmir bir fuar şehri olacaktır’ diyerek, bu konudaki çalışmalara bir anlamda start vermiştir” dedi.

İzmir Uluslararası Fuarı’nın bugün itibariyle dünyanın sayılı fuarları arasında bulunduğu kaydeden Ergün, fuarın, uluslararası ilişkilerin gelişmesinde, çeşitli milletlere mensup çok sayıda sanayici ve işadamının yakınlaşmasında, kültürel değerlerin tanıtılmasında ve paylaşılmasında önemli rol oynadığını ifade etti.

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Türkiye’nin en rekabetçi

78. İEF’e uluslararası start

Sanayi Ba-

kanı Ergün,

yabancı

ülkelere

İzmir’i adres

gösterdi.

uluslararası

Page 69: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

69

ebsohaber

haziran 2009

ülkeler arasında yerini aldığını vurgularken, “Dünyanın 17’inci, Avrupa’nın 6’ıncı büyük ekonomisi haline gelen Türkiye bugün, yabancı yatırımlar açısından, yalnızca

iç pazar değil, bölge ülkelere ulaşmak için de avantajlar sunmaktadır. Mevzutımızda gerekli düzenlemeler yapılmış, doğrudan yabancı yatırımlar sözkonusu olduğunda, yerli

ve yabancı yatırımcı ayrımı ortadan kaldırılmıştır. Ekonomik büyümeyi dost ülkelerle birlikte gerçekleştireceğiz. Tüm yatırımcıları rotalarını Türkiye’ye çevirmeye ve ülkemizin sunduğu avantajlardan yararlanmaya çağırıyorum. Bu randevunun adresi İzmir, İzmir Enternasyonal Fuarı’dır” dedi.

Nihat Ergün, fuar döneminde, bakanlığının davetiyle İzmir’e gelecek yabancı bakan ve üst düzey devlet görevlileriyle yüzyüze görüşme olanağı bulacağını, fuarın bu yıl da çeşitli ticaret anlaşmalarının yapılmasına olanak sağlayacağını bildirdi.

28 Ağustos’ta açılacak78. İzmir Uluslararası Fuarı,

28 Ağustos-6 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yılın Onur Konuğu İli ise Çanakkale olacak.

Türkiye’nin en eski fuarına, her yıl 15 farklı ürün grubunda, binin üzerinde yerli ve yabancı firma katılıyor.

Yaklaşık 60 ülkenin delegasyon, ticari, sanatsal ve kültürel düzeyde katılım sağladığı fuarı, ortalama 1,5 milyon kişi ziyaret ediyor.

78’inci İEF’nin onur konuğu ülkesi Etiyopya’nın Türkiye Büyükelçisi Mulatu Teshome, birçok Türk yatırımcının Etiyopya’da faaliyet gösterdiğini belirterek, “Yatırımcılar için çok ideal bir ülkeyiz. AB ve ABD pazarlarına kotasız ihracat yapabilmeleri nedeniyle çok sayıda Türk tekstil şirketi ülkemizde üretim gerçekleştiriyor. Ülkemizin ekonomik ve kültürel olanaklarının Türkiye’de daha iyi tanıtmanın en iyi yolu Uluslararası İzmir Fuarı’ndan geçiyor” diye konuştu. Teshome, İzmir Fahri Konsolosu Ahmet Küçükbay’ın katkılarının büyük olduğunu dile getirdi. İZFAŞ Genel Müdürü Doğan İşleyen de, Etiyopya’nın, Türkiye ve Afrika arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayacağını söyledi.

Onur Konuğu Etiyopya

uluslararası

Page 70: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

70

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, ucuz ve yetenekli

işgücü, düşük ve sabit vergi oranları, yatırımlardaki bürokratik kolaylıklar ve coğafi avantajın Çek Cumhuriyeti ile Slovakya’yı yabancı yatırım cenneti yaptığını söyledi.

EBSO Meclis Başkanı ve Uludağ İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Tiryaki başkanlığında Çek Cumhuriyeti ile Slovakya’ya gerçekleştirilen otomotiv ve yan sanayiye yönelik sektörel dış ticaret heyetinin gezisi başarılı geçti. Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracat Daire Başkanı Ali Rıza Oktay’ın da katıldığı gezi, özellikle 2000 yılından sonra bu ülkelerin AB üyesi olmalarıyla yaptıkları kalkınma hamleleri, ekonomilerinde yarattıkları gelişmenin yakından izlenmesi ve Türkiye ile dış ticaretlerinde geliştirilmesi gereken yönlerin yerinde araştırılması açısından da fayda sağladı.

Bratislava’da gerçekleştirilen seminerde Slovakya Yatırım Ajansı’ndan Silvia Augustinova ve Slovakya Otomobil Endüstrisi Birliği’nden Martin Cervenansky konuşma yaparken, Slovak firmalarla da ikili görüşmeler gerçekleştirildi. Skoda üretim tesisleri ziyaret edildi. Çek Cumhuriyeti’nde de Autosalon Brno Fuarı ziyaret edildi.

Mehmet Tiryaki başkan-lığındaki UİB heyeti, Slovakya

Büyükelçisi Tunç Üğdül, Çek Cumhuriyeti Büyükelçisi Koray Targay ile de görüştü.

Çek Cumhuriyeti ile Slovakya gezisi sırasında yaptıkları sunumlarla Türkiye ve yatırım olanakları konusunda ayrıntılı bilgilen verdiklerini belirten Mehmet Tiryaki, “Slovakya ve Çek Cumhuriyeti özellikle otomotiv yatırımları bakımından son yıllarda yüksek miktarda yabancı sermaye çekmeyi başarmış ülkeler. Bizler de bu iki ülkede yabancı yatırımcılara sunulan cazip imkanları yakından inceleme imkanı bulduk” dedi.

Slovakya ve Çek Cum-huriyeti’nin ekonomik verileri, yabancı sermaye yatırımlarındaki artıştaki başarının ipuçlarını da veriyor.

2004 yılında AB üyesi olan Slovakya’ya 2000-2006 yılları arasında yabancı sermaye girişi yüzde 600’lük artışla 18.13 milyar dolar oldu. Nüfusu 5.4 milyon olmasına rağmen yılda 549 bin 419 motorlu araç üretimi yapılıyor. Bir başka ifadeyle kişi başına araç üretiminde dünya birincisi. Ayrıca Türkiye’nin 57’nci olduğu dünyada iş yapma kolaylığı açısından 36’ncı sırada. Kişi başına milli gelir 21 bin 900 dolar. 2008 yılında Türkiye’den 307 milyon dolarlık ithalat yaparken ihracatı 904 milyon dolar oldu. Ucuz iş gücü de önemli etken. Fazla mesai ücret farkı çalışma günlerinde yüzde

25, resmi tatillerde yüzde 50 artış olarak uygulanırken Türkiye’de resmi tatillerde fazla mesai farkı yüzde 100. Bu da Slovakya’yı özellikle otomotiv ve elektronik sektörleri yatırımlarında tercih listesinin üst sıralarına taşıyor. Slovakya’da Kia-Hyundai’nin 1 milyar Euro, Peugeot Citroen grubunun 700 milyon Euroluk yatırımları bulunuyor. Sony ve Samsung gibi elektronik devleri de Slovakya’yı Avrupa’da LCD üretim üssü haline getirdi.

Çek Cumhuriyeti de 10.2 milyon nüfus ve 850 bin 873 motorlu taşıt üretimiyle Slovakya’dan sonra kişi başına üretimde dünya ikincisi. Dış ticaret hacmi 287 milyar dolar olan Çek Cumhuriyeti’nde kişi başına düşen milli gelir 25 bin 521 dolar seviyesinde. Dış ticareti 2005 yılından beri fazla veren Çek Cumhuriyeti’nin 2008 yılındaki 141 milyar dolarlık ithalatının içinde Türkiye’den aldığı malların toplamı 970 milyon dolar. 2007 yılı itibariyle ülkeye gelen doğrudan yabancı sermaye toplamı 75 milyar 798 milyon dolar olan Çek Cumhuriyeti sadece 2007’de 9 milyar 123 milyon dolarlık yabancı yatırım çekti. Peugeot, Citroen, Toyota, Hyundai, Mercedes, Man, İveco, Daf, Scania, Volvo, Renault ve Mitsubishi’nin yatırım yaptığı Çek Cumhuriyeti Türkiye’ye motolu taşıtlar ve parçaları, bilgi işlem makineleri ihraç ediyor.

Çek ve Slovaklarınotomotiv mucizesi

uluslararası

Page 71: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

71

ebsohaber

haziran 2009

Ege Bölgesi Sanayi Odası, üretimin hayat damarı ve ülkelerin gelişmişlik

göstergelerinden biri sayılan enerjinin verimli kullanımı amacıyla kurduğu çalışma gruplarıyla hem sanayiciye hem de ülkeye yön gösterici projelere imza atıyor.

EBSO Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu EBSO Yönetim Kurulu’na

bağlı çalışma gruplarımızdan biri olan, Enerji ve Enerji Verimliği Çalışma Grubu, Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Vatansever başkanlığında 4 alt çalışma grubu altında çalışmalarını sürdürecek.

Enerji ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynakları konusundaki başarı hikayeleri sanayicilerimizle paylaşılacak, bu alanda yapılan bölgesel çalışmalara her ay Ebsohaber’de yer verilecek.

Alt çalışma gruplarının temel faaliyetleri ise şöyle

Sanayide Enerji Verimliliği Çalışma GrubuGrup Başkanı: Metin Akdaş (EBSO Meclis Üyesi)

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, EİEİ, Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komitesi, Meslek Odaları, sektör dernekleri gibi enerji konusunda çalışan kurumlardan uzmanların katılacağı bilgilendirme toplantıları düzenlenecek

Bölge Sanayicisine yönelik enerji verimliği konusunda farkındalık yaratma ve bilinçlendirmeye yönelik eğitim programlarının düzenlenecek.

Yetkilendirilmiş kuruluşlar (EİEİ, Üniversiteler, Meslek Odaları, EVD şirketleri ) ile sanayi şirketlerine yönelik Enerji Yöneticisi eğitim programları

düzenlenecek.Sanayide enerji verimliği

ile ilgili yayınlar takip edilerek sanayiciye ulaştırılacak.

Yeni ve Yenilenebilir Enerji Çalışma GrubuGrup Başkanı: Davut Yanık (EBSO Meclis Üyesi)

Yeni ve Yenilenebilir enerji yatırımları konusunda verilen destekler araştırılacak, üniversitede yapılan çalışmalar sanayiciye aktarılacak, yeni üretim ve yatırım alanlarının yaratılması konusunda çalışma yapılacak.

Yeni ve Yenilenebilir enerji konusunda çalışma yapan üniversiteler ile öğretim elemanları belirlenerek çalışmaları hakkında detaylı bilgiler alınacak ve bu bilgiler sanayicilere aktarılacak.

Yeni ve Yenilenebilir Enerji konusunda bölgemizde bulunan üniversitelerin öğrencilerine dönük yapılan tez ve çalışmalar araştırılacak, desteklenecek, konu ile ilgili proje yarışmaları düzenlenecek.

Ulusal Enerji Politikaları ve Enerji Mevzuatının Takibi Çalışma GrubuGrup Başkanı: Deniz Gündüz (EBSO Meclis Üyesi)

Enerji ile ilgili mevzuatın takip edilecek ve bu

doğrultuda üyelerimize güncel bilgilendirmeler yapılacak.

Mevzuattaki değişiklikler ile ilgili önemli hususlar konusunda üyelerimize yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenecek.

Ulusal enerji politikalarının oluşturulması için ilgili kurumlar ile işbirliği yapılacak.

Mevzuat taslakları hazırlanırken, sanayicilerimizin görüşlerinin alınması amacıyla, ilgili kamu kurumları nezdinde girişimlerde bulunulacak.

EBSO Yönetim Kurulu’nun enerji konusunda çalışma gurubuna gönderdiği konular sonuçlandırılacak.

Bina Uygulamalarında Enerji Verimliliği Çalışma GrubuGrup Başkanı: Ali Şemsioğlu (EBSO Meclis Üyesi)

Konutlarda yerli ve yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliği konularında halkı bilinçlendirici faaliyetlerde bulunulacak, konu ile ilgili afişler hazırlanacak, yerel ve ulusal basında yeralacak basın toplantıları yapılacak ve ilanlar verilecek.

Bu alanda diğer kurumlarda (EİEİ, MMO, EMO, TTMD, diğer sektör dernekleri) yapılan çalışmaların eşgüdümü sağlanacak, diyalog ve beraber çalışma açısından faaliyetlerde bulunulacak.

EBSO’da enerjiye özel önem

enerji

Page 72: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

72

Jeotermal yatırım bekliyorEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Vatansever,

Türkiye’nin giderek artan enerji ihtiyacının karşılanmasında öz kaynağımız jeotermal enerjiden daha fazla yararlanılmasının ekonomimize önemli bir katkı sağlayacağını belirtirken “Jeo-termal enerjinin aranması ve işletilmesini düzenleyecek çağdaş bir Jeotermal Yasası’nın zaman kaybedilmeden yürürlüğe girmesi gerekiyor” dedi.

Alman Türk Ticaret ve Sanayi Odası tarafından EBSO’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye’de Jeotermal Enerji sem-pozyumunun açılışında konuşan Hüseyin Vatansever, ülkelerin kalkınma ve büyüme hızına bağlı olarak enerji ihtiyaçlarının da sürekli arttığına dikkat çekti. Günümüzde enerji tüketiminin ge-lişmişlik düzeyiyle eş tutulduğunu hatırlatan Vatansever, “Dünyadaki enerji tüketiminin yaklaşık %90’nı fosil yakıtlar olarak adlandırılan kömür, petrol ve doğal gazdan karşılanmaktadır. Fosil enerji kaynaklarının yakın gelecekte tükenecek olması ve yakıldığında havaya verdiği yüksek orandaki

karbondioksit nedeniyle kirlilik yaratması, alternatif enerji kaynak-larının devreye girmesini zorunlu hale getirmektedir” dedi.

Hüseyin Vatansever, son yıllarda fosil yakıtların yerine geçebilecek alternatif enerji kaynaklarından yararlanılması konusunda çalışmaların hızlandı-ğını da belirtirken, EBSO Yönetim Kurulu tarafından oluşturulan Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu’nun yeni ve yenilenebilir enerji yatırımları konusunda sana-yicilere yeni iş alanları yaratılma-sını hedeflediğini açıkladı.

Türkiye’nin jeotermal kaynak zenginliği bakımından dünyanın 7’nci ülkesi olduğunu vurgulayan Vatansever, düşük karbondioksit emisyon oranıyla hava kirliliği yaratmamasının yanı sıra güneş ve rüzgar gibi kaynaklarla kıyaslandı-ğında kesintisiz olması nedeniyle önemli bir alternatif konumundaki jeotermalin elektrik üretimi, ısıtma ve tedavi amaçlı olmak üzere kullanım çeşitliliği bulunduğunu da söyledi.

Türkiye’de jeotermal enerji-nin daha çok konutlarla seraların ısıtılmasıyla kaplıca amaçlı olarak kullanıldığını hatırlatan Hüseyin

Vatansever, geniş kapsamlı bir ya-sal düzenleme olmamasını günde-me getirdi ve “Yürürlükteki tek ya-sal düzenleme olan 1923 yılındaki 927 sayılı kanunla Özel İdarelere verilen yetki de sadece kaplıca amaçlı suları kapsıyor. Jeotermal akışkanın ısıtma, elektrik üretimi, endüstriyel kullanım alanlarında aranması ve işletilmesine yönelik kuralları belirleyen geniş kapsamlı bir yasa olmadığından mevcut kaynaklar yeterince değerlendiri-lemiyor ve bu alana fazla yatırım yapılamıyor” diye konuştu.

Öz kaynağımızÜlkemizin giderek artan

enerji ihtiyacının karşılanmasında, kendi öz kaynağımız jeotermal enerjiden daha fazla yararlanıl-masının ekonomiye önemli katkı sağlayacağını vurgulayan EBSO Yönetim Kurulu Üyesi Vatansever, jeotermal enerjinin kullanımını yaygınlaştırmak için şu önerilerde bulundu:

“Jeotermal enerjinin aranması ve işletilmesi ile ilgili yasal boşluk giderilmeli ve jeotermal yasası bir an önce yürürlüğe konulmalıdır. Jeotermal enerji politikası oluş-

enerji

Page 73: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

73

ebsohaber

haziran 2009

turulmalı ve jeotermal kullanım teşvik edilmelidir. Yapılacak yatırımlar, jeotermal enerjinin her aşamada kullanılacağı entegre tesisler şeklinde planlanmalıdır. Muhtemel jeotermal potansiyeli-mizi görünür hale getirmek için, bugüne kadar arama çalışmalarını sürdüren MTA desteklenmeli, bütçeden daha fazla pay ayrılarak çalışmalar hızlandırılmalıdır. “

Alman modeliAlmanya’daki jeotermal

enerji modeli hakkında bilgi veren Enerji ve İklim Danışmanı Jan Rordorf Ecofys, sektörün gün geçtikçe artan bir ivme kazan-dığını belirterek Almanya’da, 2000 yılında yeni enerji yasasının çıkması ile yenilenebilir enerji ala-nındaki projelerin arttığını söyledi. Ecofys, Almanya’da 2020 yılına kadar yüzde 7 seviyesinde olan yenilenebilir enerji payının yüzde 14’e çıkmasının hedeflendiğini dile getirdi.

167 tesiste ısı için jeotermal enerjinin kullanıldığı ifade eden Ecofys, yüzeye yakın ısıyı kullan-mak için ısı pompası kullanımının Almanya’da yaygın olduğunu ifade etti. Almanya’da 300 bin ısı

pompasının kullanıldığını belirten Ecofys, 2004 yılından itibaren ısı enerjisi kullanımında büyük artış olduğunu söyledi. Almanya’da 2020’ye kadar elektrik ihtiyacının yüzde 30’unu, ısı ihtiyacının yüze 14’ünü yenilenebilir enerji ile kar-şılamayı hedeflediklerini kaydeden Ecofys, piyasayı geliştirmek için enerji yasasında düzenlemeler yapılacağını ifade etti. Ecofys, Türkiye’nin büyük bir jeotermal potansiyele sahip olduğunu da an-latarak, bu zenginliğin iyi değer-lendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Türkiye’nin jeotermal zengin-liğinin ortaya konulduğu sempoz-yumda ayrıca sektör temsilcileri ve şirket yöneticileri jeotermal enerji çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Türkiye’nin giderek artan eneji ihti-yacı için kendi öz kaynaklarından daha fazla yararlanması gerekiyor. Yenilene-bilir enerji kaynağı jeotermal, çağdaş bir yasal düzenleme bekliyor.

enerji

Page 74: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

74

İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından hazırlanan 2009-2013 İzmir Bölgesel Gelişme

Planı çerçevesinde yapılan sektör toplantılarına Yenilenebilir Enerjiler Sektörü Çalıştayı da eklendi. İZKA Planlama ve Programlama ve Koordinasyon

Birimi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında İZKA ve Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) işbirliğinde Yenilenebilir Enerji Sektör Çalıştayı gerçekleştirildi. Sektörün bölge özelindeki sorunlarını, fırsatlarını ortaya koyarak, 2009-2013 dönemindeki gelişme

stratejisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Tanyeri başkanlığındaki çalıştayda, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nı Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Vatansever temsil etti. Aynı zamanda EBSO’da Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı olan Vatansever, Oda’da yapılan çalışmalar hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren sektör temsilcilerinin de katıldığı çalıştayda, Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sıdık İçli, Türkiye’de ve İzmir’de yenilenebilir enerji sektörünün mevcut durumu üzerine bilgiler verdi.

Rüzgar Enerjisi, güneş enerjisi, jeotermal enerji, biyokütle enerjisi alt sektörlerinden İzmir’de yer alan aktif firmaların yer aldığı toplantıda öncelikle 40’a yakın durum tespiti maddesi yer aldı. Çalıştayda açığa çıkan konular genel olarak sektörle ilgili planlama, altyapı, üretim, teşvikler gibi destekleyici mekanizmalar, işgücü konularında gruplandı. Gruplanan konular çerçevesinde sektörle ilgili 3 adet stratejik öncelik ortaya kondu. Reel sektörden konusunda uzman 17 katılımcının gerçekleştirdiği oylama sonucu bu stratejik öncelikler sırasıyla “Planlama, üretim ve teşvik mekanizmalarının iyileştirilmesi”, “Nitelikli işgücünün yaratılması ve bölgede bilinçlendirme” ve “Enerji altyapısının geliştirilmesi” olarak belirlendi.

Yenilenebilir enerjiyeyeni yol haritası

Küresel kriz etkisini enerji yatırımlarında da gösterirken, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) elektrik yatırımlarını kolaylaştırmaya ve yatırımcıların önünü açmaya yönelik yeni düzenlemeler yaptı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, Elektrik Piyasası lisans Yönetmeliğinin 14 maddesinde değişiklik yapıldı. Toptan satış şirketlerinin üretim şirketlerine iştirak etmesinin önü açılıyor. Şirketlerin bürokratik süreçlerde rahatlatılması sağlanırken, fiyatları Kurul düzenlemesine tabi olmayan elektrik şirketlerinin piyasa dışında faaliyette bulunamayacaklarına ilişkin kısıtlama da kaldırıldı. EPDK Başkanı Hasan Köktaş konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, özellikle küresel ekonomik kriz koşullarında elektrik enerjisi yatırımlarını daha kolay kılmak için özel sektörün beklentilerini karşılayan kapsamlı yeni düzenlemeler yaptıklarını bildirdi.

Şirketlere iyileştirmeÖzellikle önümüzdeki iki yılda başta hidrolik ve

rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere elektrik yatırımlarının tamamlanması konusunda bir ivme yaşanacağını belirten Köktaş, “Ancak bir yandan da izinlerini almış ancak yatırıma geçmek konusunda belirli zorlukları olan şirketlerin durumlarını da iyileştirmemiz gerekir” dedi.

Yeni düzenlemeleri bu iyileştirmeleri sağlamak amacıyla yaptıklarını belirten Köktaş, şunları kaydetti:

“Yeni düzenlememiz ile toptan satış şirketlerinin üretim şirketlerine iştirak etmesinin önünü açtık. Böylece bir taraftan toptan satış piyasasına derinlik kazandırıyoruz diğer yandan da üretim yatırımlarının finansmanını kolaylaştırıyoruz. Ayrıca şirketlerin bürokratik süreçler içerisinde daha az zaman harcamaları amacıyla, temlik, hisse rehini, intifa senedi çıkartılması gibi işlemleri Kurul onayı alınması gereken işlemler kapsamından çıkarttık.”

Köktaş, bir diğer düzenleme ile de fiyatları düzenlemelerine tabi olmayan elektrik şirketlerinin piyasa dışında faaliyette bulunamayacaklarına ilişkin kısıtlamayı da kaldırdıklarını bildirdi.

Elektrik yatırımlarınakriz desteği

enerji

Page 75: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

75

ebsohaber

haziran 2009

Planlama, üretim ve teşvik mekanizmalarının iyileştirilmesi

Nitelikli işgücünün yaratılması ve bölgede bilinçlendirme

Enerji altyapısının geliştirilmesi

Ege Bölgesi’ne İZKA desteği ile YEK (Yenilenebilir Enerji Kaynakları) envanteri ve veri merkezi oluşturulacak.

YEK ile ilgili (mühendislik-ArGe-proje geliştirme) ortak girişim şemsiye firmaları kurulacak.

Ege Bölgesi YE kaynaklarına yönelik öncelikli yatırım alanları saptanacak.

Jeotermal Enerji rezervuar ve sondaj çalışmalarında prosesin özel riskleri dikkate alınarak finansal destek sağlanacak.

YE Sanayi ve yan sanayi yatırımlarına bölgesel destek verilecek.

Bölgede EPC(Anahtar Teslim) YE projelerinde hizmet verecek uluslararası akredite müteahhit firmalar kurulacak.

YEK ulaşma zorlukları giderilecek.

YEK kullanıcıya yönelik verimlilik sağlanacak.

YEK alanında çalışan firmalar ile finansal destek sağlayan kurum ve kuruluşlar arasında birlikte çalışma modelleri yaratılacak.

YEK alanında çalışan firmaların yetki lisans ve denetimlerini sağlayacak yasal mevzuat güçlendirilecek, standartlar oluşturulacak, akreditasyon ve kontrol mekanizması kurulacak.

Proje eğitim, teknik uygulama, teknik servis konularında eğitilmiş nitelikli işgücü artırılacak.

Sanayici, yatırımcı, akademisyen ve finans kuruluşlarını buluşturan ortak platformlar yaratılacak.

Tüketici/ kullanıcı kesimine yönelik düzenli/periyodik tanıtım reklam bilgilendirme çalışmaları yapılacak.

YEK alnında yatırım ve kullanımının bölgeye kazandıracakları ile ilgili farkındalık ve bilinç yaratılacak.

İletim hatları yenilenecek, güçlendirilecektir.

Elektrik şebeke bağlantısı için yeni verimli yöntemler incelenecek ve uygulanacak.

Binaların çatıları ile ilgili PV ve benzeri sistemler için uygun yönetmelikler düzenlenecek.

Enerji planlaması proaktif olarak yapılacak.

YES yatırımları sıcak enerji yedek (HES, doğalgaz ve benzeri) yatırımları ile birlikte yapılacak.

Aktif depolama sistemleri kullanılacak.

PV ve benzeri sistemler için yatırım bölgeleri belirlenecek ve altyapı iyileştirilmesinde dikkate alınacak.

Rüzgar tahminlemesi sistemi yük tevzi ile entegre şekilde çalışılacak.

enerji

Page 76: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

76

Ege Üniversitesi Bilim Tek-noloji Araştırma ve Uygu-lama Merkezi, Türk Patent

Enstitüsü ile işbirliği sonucunda Ege’ye 42 milyon Euro katma değer sağladı

Türk Patent Enstitüsü’nün Ege Üniversitesi Bilim Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (EBİLTEM) ile işbirliği yaparak kurmuş olduğu Bilgi ve Doküman Birimi’nin 10’uncu yılı törenle kutlandı. İzmir’de en fazla patent, marka ve tasarım başvurusu ya-pan kuruluşlar da ödüllendirildi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi Hayri Dursunoğlu’nun yönetimindeki tıbbi malzeme üreticisi Hipokrat A.Ş., en fazla patent başvurusu yapan firma ödülünü aldı.

Türk Patent Enstitüsü Başka-nı Prof. Dr. Habib Asan, 2008 yı-lında Türkiye’nin marka başvuru-su kategorisinde dünyada üçüncü olduğunu açıkladı. Asan, şu bil-gileri verdi: “Ülkemiz geçtiğimiz yıl 75 bin marka başvurusuyla Fransa ve Almanya’nın ardından dünyada üçüncü olmuştur. Patent başvuruları da her geçen yıl artmaktadır. Bu başvurular dünya genelinde yüzde 5’in altındayken Türkiye 2008’de yüzde 23 ora-nında patent başvurusu yapmıştır. Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan patent başvurusu sayısı da 10

bini aşmıştır. Uluslararası patent başvurularında ise ülkemiz Çin’in ardından ikinci sırada yer almak-tadır. Bu gelişmeler ülkemizdeki potansiyelin harekete geçtiğini gösteriyor.”

Ar-Ge’de farkPatent kavramının öneminin

topluma anlatılması gerektiğini anlatan Ege Üniversitesi Rektö-rü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, “Bilimsel çalışmaları patentle bütünlemeliyiz. Bunun için daha fazla çalışmaya ve işbirliğine ihtiyacımız var. Ege Üniversitesi, 32 patente destek olarak öncülük etmiştir. Bu rakam önümüzdeki yıllarda daha da artacak” dedi.

EBİLTEM Müdürü Prof. Dr.

Fazilet Vardar Sukan ise, kuru-mun bölgeye katkılarına dikkat çekti. “EBİL-TEM, 1999’dan günümüze kadar 581 patent, 1028 marka, 216 en-düstriyel tasarım uygulamasına ve 67 teknoloji transferine aracı oldu. Bölgeye 42 milyon Euro katma değer yaratılmasını

sağladı. Merkezimizin perfor-mansı Avrupa Birliği tarafından yapılan araştırmada, 33 ülkedeki Bilim Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezleri arasında birinci seçildi” diye konuştu.

Üniversite ve sanayiSanayinin yurtdışından

yapılan teknoloji transferi ile devam ettirilmesine son verilme-sini isteyen Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu da patent alım sayısının ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösterdiği-ni dile getirdi. Gökçüoğlu, “2002 ve 2008 yılları karşılaştırıldığında ülkemizdeki marka başvuruların-da yüzde 86 artış gerçekleşmiştir” dedi.

EBİLTEM ve TPE k a z a n d ı r d ı

haber

Page 77: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

77

ebsohaber

haziran 2009

Sürekli karlı büyümeyi ve rekabetin önünde olmayı hedefleyen sanayi ile

topluma ve iş dünyasına katma değer sağlayan Ar-Ge çalışmaları yapmayı isteyen üniversitelerin ancak birbirleri ile eşgüdüm halinde ortaklaşa hareket ederek amaçlarına ulaşabilecekleri belirtilirken, bu işbirliğini sağlayacak mekanizmaların zaman kaybedilmeden harekete geçirilmesi gerektiğini ifade edildi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (TOBB YOİKK) Ar-Ge Teknik Komitesi Çalışma Grubu, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde toplandı. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve TOBB YOİKK Ar-Ge Teknik Komitesi Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu’nun yönettiği toplantıda, yine TOBB YOİKK Ar-Ge Teknik Komitesi Başkan Yardımcısı Anıl Karael, amaçlarının üniversite sanayi işbirliği modeline ilişkin bir süreç şeması oluşturarak üniversite sanayi işbirliği araştırmasının İŞBAP projesi adı altında ABİGEM’ler üzerinden koordine edilmesi olduğunu söyledi. Karael, üniversitenin bilgi birikiminin sanayiye aktarılmasında döner sermaye uygulamasının tıp fakülteleri dışında yapılması hususunda da 2009 yılı başında bir çalışma yaptıklarını bildirdi.

Toplantıda bir sunum yapan İzmir ABİGEM Direktörü Ayşe Yeniocak, yaptıkları anket sonucu firmaların üniversite sanayi işbirliğini istediklerini bildirdi.

İzmir Kalkınma Ajansı’nda da 2007 Şubat ayında ön

bölgesel gelişme planı’nda çıkarılan önceliklerden birinin “İşletmelerin AR-GE, yenilik, teknoloji değişim ve transferi konularında desteklenmesi; başta mükemmeliyet merkezleri, teknoparklar olmak üzere üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesi” olarak belirlendiğini hatırlatan Yeniocak, düzenlenen bilgilendirme ve stratejik eksen toplantılarında “Üniversite-Sanayi işbirliğini geliştirmek, Ar-Ge ile ilgili finansal ve finansal olmayan destekler hakkında farkındalığın arttırılması, teknoloji transferi ofislerinin etkinliğinin arttırılması, akredite olmuş test ve analiz merkezlerinin kurulması, girişimciler için yenilikçi yatırım alanlarının sağlanması ve girişimcilik potansiyelin harekete geçirilmesi” kararlarının alındığını bildirdi.

EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, İŞBAP projesi için TUBİTAK’tan alınması gerekli olan yüzde 50 hibe desteğin alınamaması durumuda ikinci yıl olarak İZKA veya 7’nci Çerçeve Programı’ndan yüzde 75 hibe desteği sağlanabileceğini vurguladı. Yaşanan ekonomik kriz döneminde yüzde 50 kaynağı yaratmanın zorluğuna dikkat

çeken ibrahim Gökçüoğlu, büyük firmalardan belli ölçüde destek alınsa bile orta ölçekli firmalardan alınamayacağını, bu nedenle İZKA ile 7’nci Çerçeve Programı desteklerinin önemi olduğunu dile getirdi.

Koç Holding temsilcisi Doç. Dr. Orhan Alankuş da, üniversitelerin hedeflerinin iş dünyasına başarılı katkılar yapabilecek, sürekli öğrenmeye hazır, yenilikleri takip edebilen, girişimci bireyler yetiştirmek, dünyadaki ve ülkemizdeki sorunlara çözüm bulmak, ekonomik gelişmeye katkı sağlamak amacı ile araştırmalar yapmak ve teknoloji transferinde bulunmak, iş dünyasının da kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmak, rekabetin her zaman önünde olmak, karlı olarak sürekli büyümeyi sağlamak olduğunu ifade etti. Toplantıda, KOSGEB ile Ege İhracatçı Birlikleri’nin çalışma grubunda ortak, EBİLTEM’in de gözlemci üye olarak çalışma grubunda yer almasının önemine de dikkat çekildi.

Kemalpaşa OSB’deki bilgilendirme toplantısında da, üniversite sanayi işibirliğinin Ar-Ge’den ihracata kadar geniş bir yelpazede firmalara sağlayacağı kazançlar vurgulandı.

Sanayi ve üniversitenin Ar-Ge işbirliği

haber

Page 78: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

haziran 2009

78

ebsohaber

İzmir, mesleki ve teknik eğitimde farklılığını ortaya koydu. Türk sanayi sektörünün

dünya ile rekabet edebilmek için en çok ihtiyaç duyduğu kalifiye elemanın yetiştirilmesinde Türkiye’de yüzde 30 olan mesleki ve teknik eğitim okullaşma oranı İzmir’de yüzde 45-50 seviyesine ulaştı.

İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nce bu yıl altıncısı düzenlenen Eğitim Bilim Olimpiyatı ve Mesleki Teknik Eğitim Fuarı Kültürpark’ta (METEF) açıldı. İzmir’deki 105 mesleki ve teknik eğitim veren okul ile yaygın eğitim veren 30 halk eğitim merkezi ve 18 mesleki eğitim merkezi METEF’te yeraldı. 2003 yılından bu yana

düzenlenen ve bu yıl uluslar arası boyut kazandırılan etkinlik için 4 bin 143 bilimsel proje başvurusu yapılırken, 121’i İzmir’den olmak üzere 251 proje sergilenmeye değer bulundu. Pakistan, Azerbaycan ve Nijerya’dan 7 proje sergilendi. 7 kategoride İzmir’den 13, yurt içinden 13 ve yurtdışından 2 olmak üzere toplam 28 projenin de ödüllendirildiği fuarda öğrenciler tarafından hazırlanmış projeler ve buluşlar sergilenirken, gençler de teknolojideki yenilikleri takip ederek üretkenliklerini arttırma imkanı buldu.

Özel sektörde Ar-Ge birimlerinin önem taşıdığı, öğrencilere de proje hazırlamayı öğretmek amacıyla

gerçekleştirilen etkinliğin Proje Galası’nda konuşan İzmir Valisi Cahit Kıraç, hızla gelişen dünya koşullarında projesiz bir yaşamın her geçen gün güçleştiğini anlattı. Teknolojinin, mekanik olmaktan çıkarak biyolojik bir olguya dönüştüğüne işaret eden Kıraç, şöyle konuştu:

“Bugünün teknolojisi, insan beynindedir. İnsan beyni, teknolojinin, gelişimin, demokrasinin odak noktası haline gelmiştir. Mevcut bilgiler üzerinden yenilerini üreten bir eğitim sistemi oluşturulmalı, çağın gerisinde kalmamak için gelecek nesilleri çok iyi yetiştirmeliyiz. Gençleri, araştırma, eğitim, bilim ve teknoloji faaliyetlerine teşvik edici çalışmalarımız sürüyor. Ezberden uzak yaklaşımla araştırmaya önem veren, küresel rekabette ön plana çıkacak nesiller yetiştireceğiz.”

İzmir’de mesleki ve teknik eğitime gereken önemin verildiğini vurgulayan Kıraç, Avrupa’da yüzde 70 olan mesleki eğitim oranının Türkiye’de yüzde 30 düzeyinde bulunduğuna işaret

Teknik eğitimdeİzmir farkı

İzmir teknik eğitimde Avrupa’ya bir adım daha yaklaştı. Türkiye’de yüzde 30 olan mesleki ve teknik eğiyim okullaşma ora-nı, İzmir’de yüzde 45-50 seviyesine ulaştı, sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli eleman yetiştirilmesinde öne geçti. Avrupa’da tek-nik eğitim oranı yüzde 65.

eğitim

Page 79: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

haziran 2009

79

ebsohaber

etti. İzmir’in mesleki eğitimde Türkiye’ye öncülük ettiğini anlatan Kıraç, “İlimizde bu oran yüzde 45 seviyesindedir. İzmir olarak, eğitimde gerekli noktaya ilerliyoruz” dedi.

İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Rağip Üye ise bilimsel düşünceye sahip lider bireyler yetiştirmek üzere çalıştıklarını anlattı. Eğitim Bilim Olimpiyatı kapsamında bilimsel proje yarışması düzenlendiğini ifade eden Üye, “Öğrencilerin ürettiği özgün projeler sergilendi. Bu yıl İzmir’den 2 bin 722 proje başvurusu yapıldı. Bu durum, ilimizde proje kültürü yerleştiğinin göstergesidir” diye konuştu.

İşsizliğin çözümü teknik eğitimEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Vatansever, ülkelerin global rekabet ortamında diğerlerinin önüne geçmek için iyi yetişmiş nesillere ve insan gücüne ihtiyacının arttığını belirterek, özellikle Türkiye’nin bu gücü acilen oluşturup kullanması gerektiğini bildirdi. Vatansever, “Özellikle mesleki

ve teknik eğitim; bireyleri kısa sürede ülkeye katma değer yaratabilecek şekilde hayata hazırlayarak, işsizliğin önüne geçmektedir. Oldukça genç bir nüfusa ve dolayısıyla büyük bir işgücü potansiyeline sahip olan ülkemizin bu avantajını iyi değerlendirmesi için mesleki ve teknik eğitim büyük önem taşımaktadır” dedi.

Türkiye’de her yıl üniversite sınavına giren yaklaşık 1 milyon 600 bin gençten ancak 160 bininin 4 yıllık fakültelere yerleştirilebildiğini, yine her yıl mezun olan 230 bin kişiden ancak 150 bininin iş bulduğunun varsayıldığını hatırlatan Hüseyin Vatansever, iş alanlarının yetersizliği nedeniyle gençlerin motivasyonlarının bozulduğuna ve ülkenin geleceğine güvenlerinin azaldığına dikkat çekti. Üniversite mezunu gençlerin iş bulamamasına karşılık işletmelerin de ara teknik elemana ihtiyaç duyduğunu söyleyen Vatansever, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu iki saptama göz önüne alındığında tüm gençlerimize 4 yıllık fakülte hayali kurdurup, sonra da iş bulamama durumunda bırakılacağına,

her öğrenciyi üniversiteye yönlendirmek yerine teknik ara eleman olarak daha kolay iş bulabileceklerinden endüstri meslek liseleri ve teknik liselerine yönlendirmenin daha doğru olduğu kanısındayız. İşte bu nedenle teknik okullara daha çok ağırlık vermeli, onları daha çok önemsemeli ve destek olmalıyız. O halde sorunun çözümü için iki boyuta ağırlık verilmelidir. Birincisi; yeni istihdam alanları oluşturmak, ikincisi; bu gençleri nitelikli insan gücü olarak üretim sürecine katmak. İşgücü potansiyelinin üretim sürecine katılabilmesi, mesleki ve teknik eğitimin yönlendirilmesi ile gerçekleşebilir. Yönlendirmenin sağlanması için de mikro düzeyde okulların, makro düzeyde ise sistemin modernize edilmesi yerinde ve uygun bir çözüm olacaktır.”

Hüseyin Vatansever, teknik eğitime destek olmanın herkesin görevi olduğunu vurgularken, doğru ve sürekli eğitim anlayışı ile politikalar üretip bunları elbirliğiyle uygulamanın küresel tehditlere karşı daha güçlü olmayı ve geleceğe umutla bakmayı sağlayacağını sözlerine ekledi.

eğitim

Page 80: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

haziran 2009

EML müdürleriEBSO’daEge Bölgesi Sanayi Odası,

METEF öncesinde meslek liselerinin müdürlerini kokteylle ağırladı. EBSO Teknik Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Nadir Erdir, mesleki eğitimin ekonomik değer üretmeye, ekonomik katma değer yaratacak bireyleri yetiştirmeye yönelik olduğuna dikkat çekti. Mesleki ve teknik eğitimin iş dünyasının ihtiyaçlarıyla yakından ilgili olduğunu vurgulayan Erdir, “Bu ihtiyacın karşılanabilmesinin en önemli yolu eğitim kurumlarıyla iş dünyasının sürekli, kararlı ve özverili işbirliğinde buluşmasıdır. Bizler de EBSO olarak bu işbiriliğini destekliyor, geliştirmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” dedi.

EBSO’da mesleki ve teknik eğitim sorunlarıyla ilgili olarak kurulan Teknik Eğitim Çalışma Grubu’nun faaliyetleri kapsamında her yıl meslek lisesi müdürleri ve sanayicilerin katılımıyla düzenlenen toplantılarda sorunlarla ihtiyaçların dile getirildiğini vurgulayan Nadir Erdir, şu bilgileri verdi: ”Sanayide yüzde 60 teknik personel, yüzde 30 tekniker ve sadece yüzde 10 oranında mühendis ihtiyacı vardır. Türkiye’de eğitim sisteminde meslek liselerine yönelik talebin yeterli olmaması

nedeniyle meslek lisesi kökenli temelden meslek değerleri ve pratiğini almış mühendis, tekniker, teknisyen ve ara eleman ihtiyacı had safhdadadır. METGEM istatistiklerine göre 2000 yılında 13 milyon olan 18-24 yaş grubu genç sayısının 2020 yılında 18 milyona ulaşması bekleniyor. Yine ayni aynı istatistiklere göre Türkiye, nüfusu bakımından istihdam edilen kişi sayısı olarak 2008 yılında 53’ncü sırada yeralıyor. İşsizliğin giderek büyüdüğüne dikkat çeken

istatistikler sorunun aşılması için mesleki eğitimin geliştirilmesinin gereğini doğruluyorlar.”

Türkiye’de mesleki eğitim sistemini geliştirmek ve okullardaki eğitim programlarının iş piyasasının ihtiyaçlarına uygun hale getirmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı ile İşKur’un “İş piyasası beceri araştırması” yaptığını hatırlatan Erdir, ülkemizin mesleki ve teknik eğitime önem vermeye başladığının görüldüğünü sözlerine ekledi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Teknik Eğitim Çalışma Grubu, sanayiye nitelikli eleman kazandırılması konusunda meslek lisesi çıkışlı sanayicilerin, meslek liselerinde kendi sektörleriyle ilgili öğrencileri bilgilendirmelerini sağlamak üzere harekete geçti.EBSO Teknik Eğitim Çalışma Grubu, bugün imalat sanayinde faaliyet gösteren pek çok ünlü ismin mezunu olmakla övündüğü Mithatpaşa EML’de Nadir Erdir başkanlığında yaptığı toplantıda önemli kararlara imza attı. Meslek lisesi mezunu sanayicilerin kendi meslekleriyle ilgili olarak meslek liselerinde öğrencilere eğitici seminerler vermesi için çalışma başlatıldı. Sanayiciler ayrıca okullardaki zümre toplantılarına da katılarak müfredat programının sanayinin gerekleri doğrultusunda yönlendirilmesine katkıda bulunacak. Sektörlerin nitelikli eleman ihtiyacını belirlemek üzere de EBSO çatısı altında temsil edilen 67 meslek komitesinde anket yapılacak. Toplantıda ayrıca Mithatpaşa EML ile CNC, Çınarlı EML ile kalıp, Mazhar Zorlu Plastik EML ile otomasyon ve plastik, Menemen Kız ML ile de nakış konusunda işbirliği protokolü imzalanması kararlaştırıldı.

Sanayici sahaya iniyor

ebsohabereğitim

80

Page 81: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

haziran 2009

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim

Gökçüoğlu, üniversiteli gençlere girdikleri işte fark yaratmalarını, girişimci olmalarını, hata yapmaktan korkmamalarını, sabırlı olmalarını ve kendilerine verilen çalışmaları yaparken kişisel ve mesleki gelişimlerini sürdürmelerini istedi.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nün üniversiteli gençleri iş yaşamına hazırlamak amacıyla düzenlediği “Üniversite-Sanayi Programları”na katılan İbrahim Gökçüoğlu, gençlerin yaşamları boyunca edindikleri kişilik ve sosyalleşme sürecinin iş hayatındaki beklentilerini belirlediğini hatırlattı. Binbir umutla okuyup mezun olan gençlerin en güzel işte en iyi maaşla çalışmayı hak ettiğini vurgulayan Gökçüoğlu, “Bir işveren olarak ben de gençlerden her şeyden önce sabır beklerim. Ancak gençlik heyecanı bazen buna izin vermeyebilir. Bu heyecanla başladığınız işte hemen projeler yapmak, öğrendiklerinizi uygulamaya geçirmek istersiniz. Bunları yapamama süreci genişledikçe sabrınız da tükenir. Ancak hayatta bir hedefiniz, sonra da bunu gerçekleştirme gayretiniz ve sabrınız olacak. Sıradan kişi değil farklı olun. Araştırıcı, meraklı, cesaretli olun. Hata yapmaktan korkmayın ama aynı hatayı ikinci kez yapmayın. İşverenler donanımlı insanları tercih eder. Mutlaka bir lisan bilin, hatta ikinci veya üçüncü lisan öğrenin” öğütlerini verdi.

Aynı zamanda EBSO’nun bölgedeki üniversitelerle oluşturduğu Üniversite Sanayi

İşbirliği Koordinasyon Kurulu Başkan Vekilliğini de yürüten EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, bilgiyi üretime dönüştürmenin kolay olmadığını belirtirken sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir işi tecrübe ederek anlayacağız. Anladıkça öğreneceğiz. Öğrendikçe de hedefimize ulaşma yolunda büyük adılar atmış olacağız. Sakın ola ki, başladığınız işlerde yaptığınız şeyler size zor gelmesin. Ben yıllarca bu işi yapmak için mi okudum dediğiniz an hataya düşersiniz. O zaman da tekrar sıfırdan başlamak zorunda kalırsınız. İş hayatında size verilen işleri yapmaya çalışın. Her işi anlayın ki sindire sindire yolunuza devam edin, umudunuzu yitirmeyin.”

Girişimci olunTürkiye’nin en büyük sorunu

olan işsizliğe de dikkat çeken İbrahim Gökçüoğlu, “Ülkemizin kangren haline gelen ve bir türlü kalıcı çözüme gidemediği sorun olan işsizlik Türkiye’yi üçüncü sıraya yükseltmiştir. Her yıl üniversitelerden mezun olan 700 bin kişi mevcut işsizlere bu kadar rakip eklendiği anlamına geliyor. Girişimci olun, kendi işinizi kurun. Mesleğinizi sevin, tam olarak öğrenin ve zor olan branşı seçin. O zaman size kolay kolay rakip çıkmaz. Sıkıntıyı göze aldığınızda mutluluk sizin olur” dedi.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin proje sergisi de göz doldurdu.

Üniversiteli gençlere “fark yaratın” öğüdü

• Kendinize mutlaka bir HEDEF seçin ve ona ulaşmak için gayret sarfedin.

• Sıradan kişi değil, FARKLI olun.• Mesleğinizde ZOR OLAN branşı seçin ve mesle-

ğinizi tam olarak öğrenin• Mesleğinizi SEVİN ki başarılı ve mutlu olun.• Araştırıcı, meraklı, CESARETLİ olun.• Yanlış yapmaktan KORKMAYIN.• SADAKATLİ, uyumlu olun.• Mutlaka LİSAN öğrenin.

Gökçüoğlu’ndan tavsiyeler

ebsohabereğitim

81

Page 82: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

82

Türkiye Kalite Derneği (Kal-Der) İzmir Şubesi’nin her yıl düzenlediği ve Ege Bölgesi

Sanayi Odası’nın da destek verdi-ği Mükemmelliği Arayış Sem-pozyumu, 2-4 Haziran günleri arasında Yaşamda Domino Etkisi: Kalite” ana temasıyla katılımcıları ile buluştu.

Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyumun açılış konuşma-sını yapan İzmir Valisi Cahit Kıraç, toplam kalite yönetimi felsefesinden yola çıkılarak oluşturulan mükemmellik mode-linin kurumların güçlü ve zayıf yönlerini görmelerine yardımcı olduğunu, rekabet ve kalite seviyelerini arttırmada önemli rol üstlendiğini söyledi. İzmir Valili-ğinin Türkiye’de Hizmette Kalite Yönetim Sistemi Belgesi alan ilk valilik olduğunu bildiren Kıraç, 1999 yılından beri bu yöndeki çalışmaları sürdürdüklerini, aynı şekilde sağlık, sosyal hizmetler

ve güvenlik alanlarında da aynı çalışmayı yapacaklarını bildirdi.

KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan da yaşamda her kişi ve kuruma önemli sorumluluklar düştüğünü belirterek, kalitenin yaşamın her alanına yayılması gerektiğini söyledi.

Ünlü konuklarBu yıl onuncusu düzenlenen

Mükemmelliği Arayış Sempozyu-mu (MAS) yine içeriği ve konuş-macılarıyla ilgi topladı. Bahçeşe-hir Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Berksoy, “Türkiye ekonomisinin IMF ile anlaşmaya ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Ancak krizden daha iyi çıkmak için kredibilite

açısından IMF ile çok bağlayıcı olmayan, ekonomiyi beraber idare ettiğimizi ilan edecek bir anlaşma yapılması gerekiyor” dedi.

Krizden en çok etkilenen otomotiv sektörünün gözü olan TOFAŞ CEO’su Ali Pandır, yak-laşık üç aydır uygulanan ÖTV indiriminin devam etmesi gerek-tiğini savundu. Pandır, “İndirim 15 Haziran’da sona ererse talep bir anda düşecek. Yaz ayların-da mevsimsel bir düşüş zaten beklenir. Ramazan Bayramı’na kadar durgun bir dönem geçi-

rebiliriz. ÖTV indiriminin devam etmesini, Başbakan’ın yeni bir

Yaşamda Domino Etkisi:

KALITE

İzmirliler

Mükemmelliği Arayış

Sempozyumu’nda

“Yaşamda Kaliteyi”

tetikleyen ilk domino

taşına dokundu.

haber

Page 83: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

83

ebsohaber

haziran 2009

paket açıklamasını bekliyoruz. Ancak bu paket indirimin bittiği 16 Haziran’da açıklanmalı. Erken açıklama talebin ertelenmesine neden olur. Ayrıca yeni pakette minibüs, midibüs ve ağır vasıta-lara yönelik teşvikler de olmalı” diye konuştu.

İzmir krizi konuştuİzmir’in A Takımı, dünya-

yı saran ekonomik krizin Ege Bölgesi’ne etkilerini değerlendi-recek. Azalan ihracatımız, artan işsizlik, ekonomide yaşanan kü-çülme, toplumun üzerinde oluşan stres, işsizlik, ürün/hizmet pazar-layamamak, kredi bulamamak, gelir gideri denkleştirememek, statükocu olmak, biraz küçül-mek, daha küçülmek ve sonunda işyerini kapatmak biçiminde ha-yatımıza somut olarak giren kriz sonrasında geleceğin yeniden oluşturulan iş kuralları, KalDer İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Baş-kanı Murat Hocalar’ın yönettiği oturumda ortaya konuldu.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Sırrı Aydoğan, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, EİB Başkanlar Kurulu Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, ESİAD Başkanı Sıtkı Şükürer, EGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Yiğit Tatış, İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu ile

DEÜ İktisadi İdari Bilimler Fakül-tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, düşüncelerini katılımcılara aktardı.

Kazanan olalımEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Başkan Yardım-cısı İbrahim Gökçüoğlu, krize karşı üretim ve istihdamı ön plana çıkaracak önlemlerle başarı kazanılabileceğini söyledi. İmalat sanayiindeki kapasite kullanımı-nın, elektrik tüketiminin, ihra-catın azalması, işsizliğin artması rakamlarının dikkatle değerlendi-rilmesi gerektiğini belirten Gök-çüoğlu, “Her krizin bir kazananı ve bir kaybedeni vardır. Kazanan grupta yer almak istiyorsak, rekabet gücümüzü azaltan ne varsa, iyileştirme yoluna gitmek mecburiyetinde-yiz” dedi.

Kriz sürecinde ülkenin en önemli sorunları olan üretim, talep ve işsizliğin her birinin reel

sektör tarafından çözüme ulaştırı-labileceğini anlatan Gökçüoğlu, ülkenin büyümesinin de sanayide işler iyi gittiği sürece mümkün olduğunu vurguladı.

İbrahim Gökçüoğlu, Şubat ayında yüzde 23.7’lik düşüşle kendi rekorunu kıran sanayi üre-timinin mart ayını yüzde 20.9’luk düşüş oranı ile kapattığını, iç ve dış talepteki daralmanın reel sek-törün güvendiği dalın kırılmasına yani ihracatın hızla düşmesine neden olduğunu, şubat ayında işsizliğin yüzde 16.1 ile rekor kırdığını, eğitimli genç nüfustaki işsizliğin yüzde 29’a ulaştığı-nı, Nisan ayından itibaren reel kesim güven endeksinde iyileşme yönünde hareket gözlenmesine rağmen belirsizliğin devam ettiği-ni hatırlattı.

Üretememe veişsizlikTOBB’un önderliğinde, sivil

toplum kuruluşlarının katılımıyla başlatılan Kriz Varsa Çare de Var, Kimse İşini Kaybetmesin kampan-yalarının bu anlamda önemine dikkat çeken Gökçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İşsizliğin krizle birlikte artışını tetikleyen en önemli sebep, ülkemizdeki tüm işletmelerin yüzde 99.8’ine, imalat sanayi istihdamının yüzde 63’üne sahip KOBİ’lerimizin, direncinin giderek azalmasıdır. Dış talebi tıkanan, iç talebi daralan, istihdam yaratama-yacak duruma gelen KOBİ’lerimiz adeta köşeye sıkışmıştır. Bu da üretimlerin durması, yatırımların ertelenmesi ve istihdamın azaltıl-ması sonuçlarını ortaya çıkarmıştır. Ülkenin yapısı gereği Bölgemiz de KOBİ ağırlıklı firmalara sahip oldu

İzmir’in A Takımı’nın dünyayı saran ekonomik krizin kente etkilerini konuş-tuğu toplantıya katılan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, kazanan grupta yeralmamız gerektiğini söyledi. Gökçüoğlu, ülkenin sanayi iyiye gittiği sürece ilerleyeceğini ifade etti.

haber

Page 84: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

84

ğundan bu etki kaçınılmaz olarak artarak büyümektedir. Tüm sektörleriyle yaşanan küre-sel durgunluktan olumsuz yönde etkilenen ülkemizin, toplam sa-nayide önemli bir pay sahibi olan Bölgemiz de doğal olarak bu kriz-den nasibini almıştır. Finansman sağlayamayan sanayicilerimiz, yatırımlarını durdurmak, üretimle-rini azaltmak hatta sonlandırmak zorunda kalmışlardır. Firmalarda-ki daralmalar sektörel bazda ve çoğu, son ekonomik sıkıntılardan önce baş göstermiş gelişmelerdir. Özellikle tekstil gibi emek yoğun sektörlerde küçülmeler ve iflaslar gözlenmektedir.”

Ege’de her dört kişiden birinin, İzmir’de ise her üç kişiden birinin sanayi sektöründe çalıştığı düşünüldüğünde krizin izlerinin de tahmin edilebileceğini söyleyen Gökçüoğlu, “İllerin İşkur’a yapılan başvurularına baktığımızda, Nisan 2008 ve Nisan 2009 itibari ile İzmir’de başvuru sayısı yüzde 22 artarken, Bölgede yüzde 44 artmış olması, diğer illerimizin özellikle de Manisa ve Denizli’nin karşı karşıya kaldığı güç durumu ortaya koymaktadır. Geçen seneye göre Denizli’de İşkur’a yapılan baş-vuru sayısında %83’lük bir artış olurken, Manisa’da bu oran yüzde 105’tir. Tekstil ve konfeksiyonda Türkiye’nin üretim ve ihracat üsle-rinden olan Denizli’de kriz sadece tekstil sektöründe 17 bin sigortalı-nın işini kaybetmesine neden ol-muştur. Benzer şekilde Türkiye ve dünyanın sayılı şirketlerinin üretim merkezi haline gelen Manisa’da da krizden işini kaybedenlerin sayısı 10 bini aşmıştır. Sanayimizin kalbinin attığı Atatürk OSB’de de 6 bini aşkın kişinin işsiz kaldığını biliyoruz” dedi.

Sanayi sektöründeki olumsuz gidişatın en önemli göstergelerin-den birinin elektrik tüketimindeki

azalış olduğunu belirten Gökçü-oğlu, İzmir’de sanayi sektörün-de tüketilen elektriğe, 2008 ve 2009’un ilk 3 ayı için bakıldığında yüzde 68’lik çok ciddi bir azalışla karşılaşıldığını, İAOSB’nin elektrik tüketiminde de yaklaşık yüzde 40 azalış gerçekleştiğini bildirdi.

Gökçüoğlu, küresel durgun-luğun İzmir’de sektörleri derinden etkilediğine ihracat rakamlarını da örnek gösterirken EİB kanalıyla yapılan ihracatta 2008 ve 2009 ilk çeyrek dönemler itibariyle toplam-da yüzde 33, sanayi ürünlerinde ise yüzde 36’lık azalma yaşandığı-na işaret etti.

Kriz sonrasıyeniden yapılanmaTürkiye’de krizin algılanması

farklı olduğu, yaşananlar sadece küresel krizin olağan etkisiymiş gibi davranıldığı için çözümler konusunda geç kalındığını, değerli zamanların hoyratça harcandığını ifade eden İbrahim Gökçüoğlu, şöyle konuştu:

“Bilinmesi gereken en önemli husus üretmeme, üretimi öteleme gibi bir politikamızın olamayacağı-dır. Daha az üretim, daha az tüke-tim ve daha az yatırım ile Türkiye hiçbir hedefine ulaşamayacaktır. Hiçbir ekonomi de ulaşamaz. Krize dair ne yapılacaksa üretim bazlı, istihdam bazlı altyapılar oluşturu-larak yapılmalıdır. Hükümetimiz-den bunların gerçekleştirilmesini isterken, bizlerin de değişen yeni dünya düzenine, yeniden yapı-lanma strateji ve yöntemleri ile hazırlanmamız gerektiğinin far-kındayız. Her krizin bir kazananı ve bir kaybedeni vardır. Kazanan grupta yer almak istiyorsak, rekabet gücümüzü azaltan ne varsa, iyileş-tirme yoluna gitmek mecburiye-tindeyiz. Her zaman söylediğimiz gibi daha dinamik bir ekonomiye sahip olmamız, bizleri geleceğe dair umutlandırmaktadır. Durum ne kadar zor görünürse görünsün, her birimiz geleceğe dair umudu-muzu korumalı ve beklentilerimizi yüksek tutmalıyız.”

Daha dinamik bir ekonomiye sahip olmamız bizleri geleceğe dair umutlandırıyor. Durum zor görünse de her birimiz geleceğe dair umudumuzu korumalı, beklentilerimizi yüksek tutmalıyız.

haber

Page 85: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

85

ebsohaber

haziran 2009

Mükemmelliği Arayış Sempozyumu kapsamında düzenlenen

Ege Bölgesi Kalite Ödülü ve Yılın Başarılı Ekibi Ödülü sahiplerini buldu. 5 aylık süre içinde toplam 55 değerlendiricinin görev aldığı ödül süreci, Mükemmelliği Arayış Sempozyumu sonunda gerçekleştirilen Ödül Töreni ile son buldu. Ödül Töreni’nde ekip ve destek için gelmiş olan başvuran kuruluşların çalışanları, salonda yerlerini aldılar; yoğun katılımlı ve bol heyecanlı bir törenle 2009 yılında da ödüller sahipleriyle buluştu.

Ege Bölgesi Kalite Ödülü’ne Kamu/ STK Kategorisinde başvuran Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Meslek Yüksekokulu, başarılı ve örnek teşkil edebilecek yaklaşım ve uygulamaları ile Ege Bölgesi Kalite Başarı Ödülüne layık bulundu.

Bu yıl, Yılın Başarılı Ekibi Ödülü’nde bölgesellikten ulusallığa geçiş senesinde; KalDer İzmir Şubesi bu ödülü iki kategoride verdi. Kamu kategorisinde Denizli İl Sağlık Sağlık Müdürlüğü İl Ambulans Servisi’ne ait Denizyıldızı Ekibi “Çocuklarda Ev Kazalarının Önlenmesi” ile, Özel Sektör

kategorisinde ise İpragaz A.Ş. Denizli Dolum Tesisi Nokta Kalite Takımı “Tüp Yıkama Atık Suyunun Geri Kazanımı” ile Büyük Ödülü aldılar.

Yılın Başarılı Ekibi Ödülü’nde her iki sektörde de Büyük Ödül Denizli’ye gitti. Başarı Ödülleri ise; BTM’ye ait Toprak Ekibi,

Denizli İl Sağlık Sağlık Müdürlüğü Ağız ve Diş Sağlığı Şubesi’nden Protek Ekibi, Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’nden Sinerji Ekibi, Hayes Lemmerz İnci Jant San. A.Ş. (Sac İşletmesinden) Odak Ekibi, Petkim’den Enveryar Ekibi ve Söktaş’tan başvuran Enerji Ekibi tarafından paylaşıldı.

2009 Kalite Ödülleri sahiplerini buldu

haber

Page 86: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

86

Gündelik yaşamımızda iletişimin vazgeçilmez unsuru cep telefonlarında

yeni nesil ürünlerin kullanılması ve kentlerde sık baz istasyonu kurulmasının insanlar üzerindeki elektromanyetik etkiyi azalttı-ğı ifade edildi. Bütün bunlara rağmen sağlıklı bir yaşam için baz istasyonlarından ve cep telefonlarından mümkün oldu-ğunca uzak durulmasının yanı sıra, cep telefonlarının kulaklıkla kullanılmasının radyoaktif etkileri düşürdüğü belirtildi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Elektronik Komitesi, Elektro-manyetik Kirlilik ve Cep Telefon-larının Etkileri konferansı ile cep telefonlarındaki elektromanyetik uyumluluğu mercek altına aldı. Doğuş Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Sevgi, Türkiye’de 50 milyon cep telefonu abonesi ve 100 milyon cihaz bulunduğuna dikkat çekerken, toplam 2 milyar cep telefonu bulunan dünyada her yıl 20 milyon cihaz gelişti-rildiğini hatırlattı. Yeni sistemler çıktıkça ve cep telefonu kullanımı arttıkça tartışmaların devam ede-ceğini vurgulayan Prof. Dr. Sevgi,

cihazların elektromanyetik kirlilik oranlarını gösteren SAR değerle-rindeki sınırlara bakılarak sorun yok demenin doğru olmadığını anlattı ve şu bilgileri verdi:

“Cep telefonlarının çıkış gücü yeni teknolojiler sayesin-de 2 watt’tan 20 kat düşürüldü. Daha da düşecek. Ayrıca baz istasyonu sayısı arttıkça elektro-manyetik dalga seviyesi düşüyor. Bir bölgede birden fazla baz istasyonunun bulunması, her bir istasyonun taşıdığı radyoaktif gücü düşürdüğünden bizler için bir avantaj olarak değerlendi-rilebilir. Cep telefonlarının baz istasyonlarından sinyal almak için harcadığı enerji de azalıyor. Şe-hirlerin uzağına çok güçlü büyük vericiler koymak GSM operatör-lerine de cazip gelmiyor. Asıl teh-like baz istasyonunda değil cep telefonunda. İçinde bulunduğu-nuz ortamdaki cep telefonu sayısı baz istasyonundan fazla enerji yayıyor. Gelişim aşamasındaki çocuklara cep telefonu veriliyor. Günde 10-15 dakika süreyle 10 yıl cep telefonu kullanan kişilerde beyin tümörü yok. Ancak günde yarım saat ve 10 yılın üzerinde-ki kullanımlarda ciddi oranda

artışlar görülüyor. Cep telefonunu az kullanmak, konuşurken kulağa dayayıp beyine yakın tutmak ye-rine kulaklıkla kullanmak kişisel en ucuz önlem. Olumsuzluk var mı yok mu? Bunu araştırmala-rın sonuçlarına ve dünya sağlık örgütünün yaptığı çalışmalara bakarak göreceğiz, o çalışmaların sonuçlarını bekleyeceğiz.”

Cep telefonu alımlarında ka-liteye önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sevgi, “Sicil numaraları ve üretim koşulları belirsiz ürünleri alıp kullanmak tehlikeye davetiye çıkarmak anlamına gelir. Önümüzdeki aylarda kullanıma sokulacak olan 3’ncü ve 4’ncü nesil cep telefon-ları radyoaktif dalgaları 8-10 kat azaltıyor” dedi.

Yargı düzenlemesiProf. Dr. Levent Sevgi,

Yargıtay’ın 2004 yılında aldığı bir kararla cep telefonu kullanıcıla-rının sayısına paralel olarak artan baz istasyonlarının kaldırılması-nın önünü açtığını dile getirdi. Yargıtay’ın zarar ispatlanmış gibi karar verdiğini, bu durumda yine Yargıtay kararıyla egzos gazının zarar verdiği gerekçesiyle bir taşıt

Cep telefonunda kaliteye önem verilmeli. Cep telefonunu az kullanmak, kulağa dayayıp beyine yakın tutmak yerine kulaklık kullanmak kişisel olarak alınabilecek en ucuz önlemler.

Sonteknolojiçok bazaz risk

haber

Page 87: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

87

ebsohaber

haziran 2009

aracının da trafikten men edilebi-leceğini hatırlatan Prof. Dr. Sevgi, Almanya’da yapılan ölçümle-meler ve bilgisayarla yapılan modellemeleri örnek gösterdi. Prof. Dr. Sevgi, bu çalışmalarda oranlarda 10 ile 100 kat arasında düşüş görüldüğünü belirterek en azından kaygıları ifade etti ve “Yani vatandaş, ‘Benim muhitim-de çok sayıda baz istasyonu var sayıları artıyor’ diye dert etmesin. Önemli olan bulunduğu yerdeki seviye, bunu ölçtürdüğü zaman görecek ki değişen bir şey yok hatta bazen düşüş olduğunu görecek. Baz istasyonlarının okulların karşısında olup okullara ve bahçelerine bakmasındansa okul bahçesinde olmaları daha iyi. Çünkü ‘Mum dibine ışık vermez’ örneğinde olduğu gibi baz istasyonunun altı onun ölü bölgesidir. Cami minareleri de yükseklikleri ve etraflarında açık alanlar bulunması nedeniyle tercih sebebi” diye konuştu.

Toplantıya katılan İzmir Vali Yardımcısı Mustafa Aydın da, yaptıkları ölçümlerde bazı eski model cep telefonlarının baz istasyonlarından daha fazla elektromanyetik dalga yaydığını tespit ettiklerini bildirdi. Aydın, vatandaşların bilinç düzeyinin arttığı ölçüde teknolojinin doğru

kullanımının sağlanacağını ifade etti.

EMC BelgesiEBSO Meclis Başkan Yar-

dımcısı Sayıl Dinçsoy ise, elekt-romanyetik alanların uykusuzluk, alerji hatta kanserojen etkilerine dair ciddi spekülasyonlar olduğu-nu hatırlattı. Elektromanyetik alan etkisi yapan ürünlerin ihracat ve iç piyasada satış pasaportu olan CE belgesinin self-deklerasyon için yeterli olmadığını, akredite EMC (Elektromanyetik Uyumlu-luk) test belgesi gerektiğine işaret eden Dinçsoy, cep tele-fonlarının etkilerine dikkat çeker-

ken, “Ortalama 2 watt çıkış gücü-ne sahip 900 MHz’de çalışan bir cep telefonundan 2.2 santimetre uzakta 400 V/m elektrik alan şiddeti değeri ölçülmektedir. Yani beynimizin dibinde baz istasyon-larının neden olduğu etkinin 100 katından fazlası sözkonusudur. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1996 yılından bu yana yürütülen elektromanyetik alan projesinde cep telefonları SAR değerleri için üst sınır 0.08 W/kg önerildi. Halen sadece cep telefonları değil başta yüksek gerilim hatları, mikrodalga fırınlar, TV, bilgisayar gibi cihazların insan sağlığına etkileri konusundaki çalışmalar

toplum sağlığı açısından hızla sürüyor” dedi.

haber

Page 88: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

88

İş ve sanayi dünyasının önemli isimlerinin eş ve yakınlarından

oluşan Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı (EBSOV) Bayanlar Birliği ile TEMA Vakfı Kaynak

Çalışma Grubu (TEMA-K) doğa ve eğitim için 29

Mayıs 2009 günü İstanbul’da İş Sanat’ta, 4 Haziran günü de

İzmir Atatürk Kültür Merkezi’nde “Ateşle barut yan yana durursa” adlı tiyatro oyununu sahneledi.

İstanbul’da usta tiyatrocu Kenan Işık’ın sunduğu gece TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Lütfü Baş ve Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu’nun “hoş geldiniz” konuşmaları ile başladı.

Daha sonra yönetmenliğini Cihangir Turantaş’ın üstlendiği ve ülkemizin önemli oyun yazarları Aziz Nesin, Haldun Taner, Kandemir Konduk, Ferhan Şensoy, Yılmaz Erdoğan ve Atilla Atalay’ın kadın ve erkek ilişkilerinin mizahi yönlerini öne çıkaran eserlerinden seçilen bölümlerden oluşan “Ateşle barut yan yana durursa” isimli oyun

EBSOV ve TEMA-K’nın bayanları doğa ve

eğitim için sahnede

Page 89: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

89

ebsohaber

haziran 2009

sahnelendi.Doğa ve eğitim yararına

umut ışığı yakmak üzere sahneye çıkan Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve EBSO Vakfı Bayanlar Birliği Başkanı Berkay Eskinazi, EBSO Vakfı Bayanlar Birliği Üyeleri Handan Atılgan, Hülya Kuloğlu, İhsan Özduran, Reyhan Olgunsoy, Yeşim Gencer, Tülin Kocagil, Aydan Öcal, Feryal Açıkyıldız, Filiz Erbak, Müşerref Gülen, Neval Gülşen, Nurcan

Kağıtçıoğlu, Nükte Eskici, Selma Emeç, Serap Koca, TEMA-K gönüllüleri Siren Ertan Çarmıklı, Zeynep Germen, Esra Öztürk, Figen Babaoğlu, Hülya Kulluk, Deniz Uzunoğulları, Elvan Demir, Sedef Mercan ile konuk erkek oyuncular Cuma Kırbıyık, Cem Arkon, Birkan İnci ve Uğur Yılmaz başarılı performansları ile geceye katılanlarca ayakta alkışlandılar.

İki bölümden oluşan oyun sonrasında projenin

hayata geçirilmesine katkı sağlayanlara teşekkür plaketleri verildi. Geceden elde edilen gelir, TEMA Vakfı projeleri ve EBSO Vakfı’nın eğitim bursu çalışmalarında kullanılacak.

EBSOV ve TEMA-K’nın bayanları 15 Mayıs 2009 tarihinde EBSO’da düzenledikleri basın toplantısı ile işbirliklerini anlatmışlardı.

Page 90: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

90 Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet

Tiryaki, Merkez Bankası’nın 1627 sanayicinin görüşünü alarak yaptığı İktisadi Yönelim Anketi’nin nisan ayı sonuçlarına göre ekonomik verilerdeki negatif oranlarının küçülüyor olmasının morallerin düzelmesi açısından önemli olduğunu, ancak ihracatta, iç piyasada finansman konusunda çekilen sıkıntıların kolayca sona ermesinin de beklenilmemesi gerektiğini belirtti.

Tiryaki, yüzde 16,1 işsizlik oranı ile OECD ülkeleri arasında ne yazık ki ilk sıralarda yer aldığımızı, ülkemizin en büyük sorunu olan işsizlik rakamlarına bakıldığında resmi kayıtlara göre 3 milyon 802 bin işsiz sayısı

gözükse de gerçekte bu rakamın 6,5 milyon olduğunu, yine OECD’nin raporuna göre 33 ülke arasında 15-64 yaş arası çalışabilir nüfusun istihdama katılma oranında sonuncu olduğumuzu, aynı zamanda üniversite mezunları arasında da işsizliğin en yaygın bulunduğu ülke unvanının da yine ülkemizde olduğunu söyledi. Krizin etkilerinin yavaşlayıp, göstergeler iyileşmeye doğru gitse de, gerekli destek tedbirleri alınsa da, işsizlikteki büyümenin halen devam etmesinin, ülkemizi daha da zorlayacağını, bunu önlemek için yeni ekonomik politikalara ve modellere mutlaka ihtiyaç bulunduğunu belirtti.

Başbakanlık Genelgesi ile

kamu kurum ve kuruluşlarındaki alımlarda yerli üretime öncelik verilmesi kararına ve Avrupa’nın en önemli otobüs üretim tesislerinin ülkemizde olmasına rağmen, bazı belediyelerin ulaşımda hala ithal malı otobüsleri tercih ettiğini, aynı genelge kapsamında değerlendirilebilecek bir diğer durumun ise, ülkemizde dünyanın en güzel mermerlerinin çıkarılmasına karşın yine bazı belediyelerin yatırımlarında ithal mermerleri kullanması olduğunu, bunun ise izahının bulunmadığını ifade etti.

Tiryaki, aralarında TOBB’un da yer aldığı bazı sivil toplum örgütlerinin iç tüketimi canlandırma ve durgunluğun aşılması için kurduğu “Üreten Türkiye Platformu”nun,

Ege Bölgesi Sanayi Odası

Meclis Baş-kanı Mehmet

Tiryaki, ekono-mik verilerdeki negatif oranla-rın küçülmeye

başlamasının moral açısından

iyi olmasına rağmen sıkın-

tıların kolay sona ermesinin beklenmemesi-

ni söyledi.

Sıkıntılarkolay

bitmeyecek

Page 91: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

91

ebsohaber

haziran 2009

başlattığı “Türkiye’nin yüzü gülsün diye, kriz varsa çare de var” kampanyasının amacına ulaşmasının en büyük temennileri olduğunu, EBSO olarak kampanyayı gönülden desteklediklerini ifade ile, krizin aşılmasında merkezi hükümetler dışındaki yerel yönetimlere de büyük görevler düştüğünün altını çizdi.

Bankaların bir takım çekincelerinden dolayı reel kesimden ziyade tüketici kredilerine ağırlık verdiğini, bu çekincelerin ortadan kalkmasının kredi garanti fonunun bir an evvel işlerlik kazandırılmasına bağlı olduğunu, yaklaşık 1 yıldır konuşulan ve TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun da ısrarla takip ettiği bu konuyla ilgili kanun tasarısının TBMM’sinin onayına sunulmuş olmasından büyük memnuniyet duyduklarını, Kanunun bir an evvel işlerlik kazandırılarak bankaların reel sektör kredileri konusundaki isteksizliklerinin sona ermesini temenni ettiklerini belirtti. Tiryaki önceki dönemlerde IMF’nin, “tarım ve tekstil sektörlerinden çıkın” görüşüne karşın, en son IMF Heyeti’nin Ankara’da yapılan görüşmelerde Hisarcıklıoğlu’na, krizden çıkmada tarım ve tekstilin öneminin vurgulanmasını, Hisarcıklıoğlu’nun “Yaşadığımız kriz dünyada birçok kuralı değiştiriyor. Kurallar yeniden yazılıp yeni bir düzen kuruluyor. IMF’in şimdi ülkemize tarım ve tekstil demesi bundan kaynaklanıyor” şeklinde yorumladığını söyledi.

Tiryaki, Hükümetin istihdam paketinde uygulamayı düşündüğü erozyonla mücadele, ağaçlandırma gibi zirai çalışmalarında geçici olarak 50 bin kişiye istihdam sağlama projesini de tarıma bundan sonra gereken önemin verileceğini algıladıklarını, ayrıca yıllardan bu yana teşvikler ile

ilgili savundukları düşüncelerin, Maliye Bakanı Şimşek’in, “İllerin rekabet ve sektörel gücünü ön plana çıkartan yeni bir teşvik sistemi getiriyoruz” şeklindeki demeci ile örtüşmesinin çok olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Tiryaki, geçtiğimiz günlerde moralleri yükselten en dikkate değer olayın, dünyada otomotivin anavatanı olarak bilinen ABD’ye Ford Otosan’ın yaptığı, Transit Connect modelinin

ihracatının ilk partisinin sevk edilmesi olduğunu, bunun Türk otomotivinin dönüm noktası olan, bir başarısı olduğunu, yine Turgutlu’da açılışına katıldığı, Ege’nin ve Türkiye’nin en büyük kapasiteli yem fabrikası olan Matlı Yem Sanayi Tesislerinin açılışının kendilerini mutlu ettiğini, açılan her yeni tesisin bölgemizdeki istihdama olumlu katkılarda bulunacağını belirtti.

Mutluluklarımız üzüntülerimiz2 Mayıs 2009 tarihinde

yapılan 64.TOBB Genel Kurulu’nda, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı’na yeniden seçilen Hisarcıklıoğlu ile TOBB Yönetim Kurulu’na seçilen Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar’ı yürekten kutladığını, Odamız’ın TOBB Yönetim Kurulu’nda bir kez daha görev almasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Tiryaki, TOBB Sanayi Odaları Konseyi’ne seçilen Yönetim Kurulu Üyelerimiz Kamil Porsuk ile Haluk Tezcan’ı, Meclis Üyelerimiz Nedim Kalpaklıoğlu, Hüseyin Arıcı ve Salih Esen’i de tebrik etti. Genel Kurul’da ayrıca 10 yıldır TOBB Genel Kurul delegesi olarak görev yapan Nedim Kalpaklıoğlu ile Salih Esen’e hizmet belgesi ve plaketi takdim edildiğini, kendilerini bir kez daha Meclis’in huzurunda tebrik ettiğini belirtti.

Türkiye Kurumlar vergisi rekortmenleri arasında ilk 100 içinde yer alan üyelerimiz Philsa, JTI Tütün Pazarlama, İzmir Demir Çelik, JTI Tütün Sanayi AŞ ile Schneider AŞ’ni kutlayan Tiryaki, ayrıca İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen Meclis üyelerimiz Atınç Abay ile Hasan Küçükkurt’u tebrik ederek, yeni görevlerinde başarılar diledi.

Meclis üyemiz Nedim Ambar’ın annesinin vefat ettiğini söyleyen Tiryaki, merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine de bir kez daha başsağlığı diledi. Ayrıca, büyük bir eğitim gönüllüsü olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın vefatı nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

Kurtuluş destanımızın başladığı tarih olan 19 Mayıs 1919’un 90’ncı yıldönümünü kutlarken, Atatürk’ün de belirttiği gibi ülkemizi aydınlık yarınlara ulaştıracak olan gençlere güvenlerinin tam olduğunu özelikle belirtmek istediğini söyleyen Tiryaki, 15 Mayıs 1919’da işgal kuvvetlerine karşı İzmir’de ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’in şehit edilişinin yıldönümüne de Odamız’ı temsilen katıldığını, bu vesile ile bir kez daha vatan uğruna şehit olanları şükranla andıklarını belirtti.

Tiryaki, hiçbir çıkar gözetmeden sevebilen tek varlık annelerin Anneler Gününü ve tüm emekçilerin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutladı.

EBSO Meclis Başkanı Tiryaki, İzmir’de gerçekleştirilen Türkiye Kupası Finali’nde, futbolun ekonomiyi nasıl etkilediğini, bir şehri nasıl canlandırdığını, renklendirdiğini göstermesi açısından önemli olduğunu, spordaki dostluk ve kardeşliğin en güzel örneklerinin sergilendiği bu karşılaşmanın, bundan sonraki tüm Türkiye Kupası finallerinin şehrimizde yapılmasına vesile olmasını temenni etti.

Kriz varsa

çare de var

kampanya-

sını gönül-

den destek-

liyoruz.

meclis

Page 92: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

92 Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim

Gökçüoğlu, konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nı fiilen başlatmasının 90. yıldönümünü ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı Meclis’in huzurunda bir kez daha kutlayarak başlarken, başta Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle andıklarını ifade etti.

Gökçüoğlu, TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun, TOBB’un 64. Genel Kurulu’nda 22’nci Başkanı olarak yeniden seçildiğini, yeni yönetim kurulu ile birlikte daha başarılı işlere imza atacaklarına inandıklarını, Odamızın da yeniden TOBB Yönetim Kurulu’nda Yönetim Kurulu Başkanımız Yorgancılar ile temsil edilecek olmasından da büyük onur duyduklarını belirterek, Sanayi, Ticaret ve Ticaret Borsası Konseylerine ve komisyonlarına seçilen tüm Egeli temsilcileri kutladığını, birlik ve beraberliğin simgesi olan bu seçimlerin, İzmir ve Bölgemiz için hayırlı olmasını temenni etti.

Türkiye’de iç talebin artırılması amacıyla; TOBB önderliğinde, TESK, TÜRK-İŞ, TİSK, HAK-İŞ ve KAMUSEN’in katılımıyla “Üreten Türkiye Platformu”, çerçevesinde “Türkiye’nin Yüzü Gülsün Diye, Kriz Varsa Çare de Var” isimli bir kampanyanın başlatıldığını, 5 hafta ve 5 ana tema etrafında sürecek kampanya ile erteleme eğilimindeki tüketimlerin öne çekilmesi, firmaların stoklarının eritilmesinin öngörüldüğünü, herkesin temennisinin söz konusu kampanyanın başarıya ulaşması olduğunu, ancak bunun için herkesin gerekli desteği vermesi gerektiğini belirtti.

Mayıs ayı içerisinde Bakanlar Kurulu’nda yapılan değişiklikler ile ilgili olarak, ekonomi yönetiminin “Ekonomik Koordinasyon Kurulu” adı altında tek çatı altında birleştirilmesinden dolayı büyük memnuniyet duyduklarını, zira koordinasyonsuzluğun ve zaman kaybının telafisinin olamayacağı kadar çok önemli bir süreçten geçildiğini belirtti.

Veriler iyimserliğedöndü ama..Gökçüoğlu, bazı ekonomik

verilerin bir önceki aya göre olumlu yöndeki yansımalarının da, dikkatleri üzerine çeken diğer bir değişiklik olduğunu, sanayiye dair son açıklanan rakamlardan, gerek reel kesimin güven endeksi, gerek kapasite kullanım oranı, gerekse sanayi üretim endeksinin, üretimde hafif de olsa kıpırdanmanın başladığının sinyalini verdiğini, ancak bugün genç nüfusta yüzde 29’lara varan işsizlik oranı, toplumu endişeye sevk ettiğini, kriz öncesinde de zaten mevcut olan ve yıllardır çözüm getirilemeyen işsizlik sorununun somut projelerle artık bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğini söyledi. Dünya Bankası Başkanı’nın “finansal kriz ekonomik krize dönüştükten sonra, dünyada büyük bir işsizlik krizine doğru gitmektedir. Üretim kapasitesinin hala çok düşük seviyede olması alarm sinyalidir.”şeklindeki uyarılarının gözardı edilemeyecek kadar önemli bir husus olduğunun altını

Ar-Ge ve nano teknoloji ilekatma değeri yüksek üretim

meclis

Page 93: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

93

ebsohaber

haziran 2009

çizdi.Kriz sonrası global dünyada

bütün sistemlerin değişerek, yeni şartlarla iş yaşamının yeniden şekillenecek olmasının rekabet ortamını daha da zorlaştıracağı göz önüne alındığında; 1 mil-yon 720 bini aşan sayısıyla, ülkemizdeki tüm işletmelerin yüzde 99.8’ine, imalat sanayi istihdamının yüzde 63’üne sahip KOBİ’lerimizin kriz sonrasına ne derece hazırlıklı olduğunu soran Gökçüoğlu, bu nedenden dolayı konuşmasında ekonominin ötesinde, kriz ortamında ve sonrasında nelerin yapılması gerektiğini ve bölgemizin mevcut durumunu gözden geçirmek istediğini belirtti.

Savunma sanayiineözel önemGökçüoğlu, son yıllarda

ekonomimizde ve sanayide önemli bir konuma gelen savunma sanayi ile ilgili Odamız’ın ciddi organizasyonlar içinde olduğunu, 27-30 Nisan 2009 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen 9. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı’na, Odamız’ın bir stand açarak, Savunma Sanayi Çalışma Grubu üyeleri ile birlikte katılımının sağlandığını, üyelerimizin ürünlerinin sergilendiği Fuarın oldukça başarılı geçtiğini belirtti.

Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Asya bölgelerinden oluşan 15 ülkenin dünyadaki askeri harcamalarının yüzde 83’ünü gerçekleştirmekte iken, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu tüm geriye kalan diğer ülkelerin askeri harcamalardaki toplam payının sadece yüzde 10 civarında olduğunu, Müsteşarlık tarafından yürütülen tedarik projelerinin, proje bedeline göre dağılımında, tasarımı ve hakları yabancı bir

firmaya ait olan ürünün, yurt içinde ortak üretimi kapsayan payın yüzde 59 iken, yurt içinde geliştirilen projelerin payının ise yüzde 22 olduğunu, Türk savunma sanayinin, 2006 yılında cirosunda yüzde 8 civarında gelişme kaydederken, ihracatta yüzde 5, Ar-Ge harcamalarında yüzde 2 artış gerçekleştirdiğini söyledi.

Gökçüoğlu, Türkiye’de 1 milyar TL’lik bir pazara sahip yedek onarım malzemelerinin yaklaşık yüzde 20’lik kısmının yurt içinden, yüzde 80’lik kısmının ise yurtdışından temin edildiğini, bu oranın tersine çevrilmesi gerektiğine inanan, yurt savunmasında dışa bağımlılığı ve yurt dışı kaynak kullanımını azaltmayı, yerli sanayi ve istihdamı desteklemeyi amaç edinen Odamız ile Kara-Deniz-Hava ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ortak bir girişim içine girerek, 6-17 Ekim 2009 tarihleri arasında TSK ile müşterek malzeme sergisini gerçekleştireceklerini, tedarik sürecini hızlandırarak yurt içinden temin edilen malzemeler için alternatif üretici firmaları tespit etmeyi amaçladıklarını, sergide TSK’ne ait yaklaşık 5.000 kalem malzeme sergileneceğini, bir önceki sergide Deniz Kuvvetleri’nin yurt içinde 5 milyon dolar, yurtdışında 11 milyon dolar olmak üzere toplamda 16 milyon dolar sözleşme imzalamasının da serginin önemini ortaya koyduğunu, firmalarımızın Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na müracaat edip, üretim sertifikası alarak, dünyada ayrıcalıklı üretici konumuna gelmelerini ve kâr marjlarını yükseltmelerini arzu ettiklerini ve Yönetim Kurulu olarak bu doğrultuda çalışmalarını sürdürmeyi hedeflediklerini

belirtti.

Ar-GedesteklerindenyararlanalımÜlkemizin, 2002-2007

yılları arasındaki dönemde Ar-Ge harcamalarında yüzde 119’luk bir artış ile iki sıra üste çıkarak 23. sıraya yükseldiğini, AB ülkelerinde ortalaması yüzde 1,76 olan Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ya oranının Türkiye’de yüzde 7 olduğunu, en büyük temennilerinin 2013 yılı için Ar-Ge harcamalarının GSYİH’ya oranının yüzde 2, Ar-Ge bütçesinin ise 25 milyar TL’lik hedefe ulaşması olduğunu belirten Gökçüoğlu, ülkemizin Lizbon Kriterleri’ne imza atması ile birlikte Ar-Ge harcamaları için GSMH’nın yüzde 3 oranında bütçeden kaynak ayrılması zorunluluğunun doğduğunu, Ar-Ge Kanunu’nun çıkarıldığını, dolayısı ile Ar-Ge çalışmaları için büyük kaynakların bulunduğunu, bu kaynaklardan KOBİ’lerimizin faydalanması gerektiğini söyledi.

Gökçüoğlu, son 8 yılda TÜBİTAK Akademik Proje Desteği’ne bakıldığında; Ege Bölgesi’nde proje sayısının ve proje bütçesinin Türkiye ortalamasının üstünde arttığının görüldüğünü, son beş yıldır Odamız’ın da büyük gayretleri ve çalışmaları ile üniversite sanayi işbirliği çerçevesinde Ege Bölgesi’nde TÜBİTAK tarafından desteklenen proje sayısında bir patlamanın yaşandığını belirtti. TÜBİTAK-TEYDEP Desteğinin 2000-2008 yılları arasında Bölgemizde Türkiye ortalamasını ikiye katlayan seviyeye ulaşmasının da kendilerini sevindirdiğini, Ege Bölgesi olarak 160 tane projeyle, 31.5 milyon TL’lik destek aldıklarını, proje

EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökçüoğlu, İzmirli sanayicilerin savunma sanayine yönelmesi ve Ar-Ge destek-lerinden yararlanmalarını tavsiye etti.

meclis

Page 94: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

94

sayısının da yakın zamanda artış göstermesini umut ettiklerini, TÜBİTAK-TEYDEP proje bütçesinin dağılımında; Ege Bölgesi’nin yüzde 9 pay aldığını, bu yüzde 9’luk payın içinde İzmir’in yüzde 49, Manisa’nın ise yüzde 47 pay aldığını, her ne kadar Türkiye ortalamasının üzerinde bir artış yaşansa da TUBİTAK’a daha çok projeler verip, yüzde 9’luk oranın artırılması gerektiğini vurgulayarak, tüm firmaları proje bedelinin yüzde 75’i oranında hibe destekli TÜBİTAK projelerine davet ettiklerini ifade etti.

Nanoteknoloji çağıArtık, ülkelerin gelişmişlik

düzeyinin, sahip olduğu patent sayısıyla belirlendiğini, yerli patent başvuru sayısında 1995-2008 döneminde bölgemizin 10.5 kat, yerli patent tescilinde de 4.9 kat artış gerçekleştirdiğini, TUBİTAK desteklerinin yanı sıra patent konusunun da ihmal edilememesi gereken bir husus olduğunu, patent başvuru sayısına göre İzmir’in, İstanbul ve Ankara’dan sonra üçüncü sırada geldiğini belirtti. Gökçüoğlu, ülkemizde bu konuda en başarılı örneğin Arçelik firmasının olduğunu, uluslararası patent liginde yer alan Arçelik’in Türkiye’nin de patent şampiyonu olduğunu söyledi.

Gökçüoğlu, 17. yüzyılın

başlarında ilk kez Bacon tarafından dile getirilen “Bilgi Güç Kaynağıdır” sözünün bugün nano teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge gibi kavramlarla tanışmamıza imkan sağladığını, Tarım Devrimi ve Sanayi Devrimi’ni, Bilgi Devrimi’nin takip ettiğini, sınır tanımayan bilgi, bilişim teknolojilerini öne çıkardığını, 1939 yılına dayanan bilgisayar çağının yerini, doğuşu 1997’ye dayanan nano teknolojinin aldığını, nano teknolojinin altın çağını ise 2025-2081 döneminde yaşayacağını belirtti. Günümüzde bilgi devriminin liderlerini ABD, AB, Japonya oluştururken, yakın zaman için Rusya, Hindistan ve Çin’in isimlerinin geçtiğini, bilgi devrimi ile 21. yüzyıla nano teknolojinin damgasını vuracağına dair dünyaca ünlü uzmanlar hemfikir iken, Türkiye için nano teknolojinin ne anlam ifade ettiği, 2015’te 1 trilyon Dolar’a ulaşacağı tahmin edilen, nano teknoloji pazarından dünya ülkeleri pay almak için çalışmalarına hız vermişken, ülkemizin ne durumda olduğu sorusunu gündeme getiren Gökçüoğlu, ilerlemiş ülkelerde 1990’lı yıllarda başlayan nanoteknolojiye geçiş hususunda, Türkiye’nin artık seyirci

koltuğundan kalkıp, sahneye çıkmasının vakti geldiğini, nano çağını kaçırmanın telafisinin olmayacağını, sanayimizin yurt dışından teknoloji transferi ile devam ettirilmesine artık bir son verilmesi, artık hayatımızın her noktasında varolan Ar-Ge’ye, nano teknolojiye ve inovasyona yatırım yapan ülkelerde, yaratılan ekonomik değerlerin toplumların yaşam kalitesini ve refahını geliştirdiğini, kalkınmada belirleyici rol oynadığını, yakın gelecek için bir ülkenin özellikle de nano teknolojideki seviyesinin, o ülkenin ekonomik gücünün bir simgesi olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Fikire değer kazandırmakÖzellikle son birkaç yıldır

Türkiye’nin dört bir yanında eğitim toplantıları düzenlenen, konusunda uzman yetiştiren ve çağımızda olmazsa olmazlar arasına giren inovasyonun kısaca yenilik olarak tanımlandığı gibi, bazen yeni bir fikrin değer yaratan uygulaması, bazen de “Eski köye yeni adet getirmek” olarak

da ifade edildiğini, inovasyon performansı bakımından Danimarka, Finlandiya, Almanya, İsveç ve İsviçre’nin lider konumda olduğunu, ülkemizin ise yetişmeye

çalışanlar arasında yer aldığını, inovasyon konusunda ülkemizin atılım yapmasının en büyük temennileri olduğunu belirtti.

Konuşmasına, Eczacıbaşı firmasından inovasyon örnekleri ile devam eden Gökçüoğlu, Eczacıbaşı’nın inovasyonda çok başarılı ürünler ortaya çıkardığını, firma yetkililerinin bu süreçteki başarılarını Arçelik örneğinde olduğu gibi çalıştığı perso-nelin ürünler üzerindeki önerilerini dikkate alıp, onları üretime ve araştırmaya dahil ederek kazandıklarını ifade ettiklerini, yine Eczacıbaşı firmasının bir

Nanotekno-

lojiye geçiş

konusunda

sahneye çık-

ma zamanı-

mız geldi.

meclis

Page 95: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

95

ebsohaber

haziran 2009

personelinin önerisi üzerine dünyada patentini aldıkları, çift kapaklı kağıt mendil kutusu ve mendil otomatı ile hem çok büyük oranda ihracatlarını arttırdıklarını, hem de dünyada bunu başka uygulamak isteyen firmaların Eczacıbaşı’na para ödemek zorunda kalacaklarını örnek olarak gösterdi.

Gökçüoğlu, ülkemiz insanının zorluklara, yaratıcı pratik çözümler getirerek, farkında olmadan yenilikler getirebildiklerini, ancak bunu üretimlerinde kâra geçiremediklerini, her türlü zorluğa karşın üretimine devam eden sanayicilerimizin, inovasyon ile basit ama bir o kadar da yaratıcı çözümlerle kriz sürecinde ve kriz sonrasında üretimlerini daha kârlı devam ettirmelerini sağlayabileceklerini, kriz başladığından bu yana sürekli tekrarlanan, krizi fırsata çevirmenin ve uluslararası rekabetçiliğimizi arttırmanın yolunun Ar-Ge’den, inovasyondan, nano teknolojiden geçtiğinin ve bunları sağlayacak olan kişilerin de sanayiciler olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.

Gökçüoğlu üyeleri cevaplandırdıMeclis üyelerinin gündeme

getirdiği konuları değerlendiren İbrahim Gökçüoğlu, Atilla Üner’in yerli üretim kullanılması konusundaki fikrine aynen katıldığını, Ulusal TV’lerde özel programlar yapılarak yerli üretilen her şeyin tüketilmesi konusunda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini, bu konuda Yönetim Kurulu olarak gereken her türlü gayreti göstereceklerini ifade etti. Hakkı Attaroğlu’nun OSB’lerde tam teşekküllü teknik kadronun bulunmadığına dair fikrine aynen katıldığını, ayrıca açıklamaları ve uzlaşmacı konuşmaları için teşekkür etti. İbralim Gökçüoğlu, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi konusunda yöneltilen sorulara KOSBİ Yönetim Kurulu

Başkanı olarak Pınar Yurdun’un yanıt verdiğini, ancak EBSO olarak tüm OSB’lere ilişkin belirli bir prensip kararımızın olması gerektiğini düşündüğünü, OSB’lerde trilyonlarca yatırımların yapıldığını ve zaman zaman bu konular ile ilgili karşılıklı suçlamaların yapılabildiğini, bunların yaşanmaması adına EBSO Meclisi olarak bir yol haritası çizilmesi gerektiğine inandığını, zira Attroğlu’nun da belirttiği gibi OSB’lerde görev alan

arkadaşları ne kadar iyi niyetli olursa olsun, teknik kadroların tam teşekküllü olmaması nedeniyle bu tip konuşmaların Meclis’te olabildiğini, öncelikle iyi bir fizibilitenin yapılabilmesi için bilgi birikimine sahip bir kişinin OSB’ler için Odamız’da konuşlandırılması, ihale şartnamelerinin tek tip olması gerektiğini, Yönetim Kurulu olarak, organize sanayi bölgelerine ilişkin bir çalışma yaparak, Meclis ile paylaşacaklarını ifade etti.

Ege Bölgesi Sanayi Odası ile İzmir Ticaret Odası’nda Meclis Üyeliği, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkan Vekilliği yapan, Belediye Meclis Üyeliği ve Başkan Vekilliği görevlerinde bulunan sanayici ve işadamı Nevzat Ortabaş, 90 yaşında hayata gözlerini yumdu. 4 ay önce kalça kemiğini kırması nedeniyle rahatsızlanan Ortabaş, Bostanlı Beşikçioğlu Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Eski Bornova Mezarlığı’nda toprağa verildi.İzmir iş dünyasının tanınmış isimlerinden Can Ortabaş, Nihat Ortabaş ve Nihal Akbeniz’in de babası olan Nevzat Ortabaş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin de ilk üyelerinden biriydi. Şair ve radyo programcısı Ortabaş, 1919 yılında Giritli bir ailenin dokuz çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Genç yaşta ticaret hayatına atılan Ortabaş, incir, üzüm ihracatçılarına ambalaj kutusu yapan babasının yanında çalışmaya başladı; daha sonra oto yedek parça işine girerek büyük başarı elde etti. Rüçhan Adlı ile birlikte Türkiye Otomobil Parça Tüccarları Derneği’nin de kurucusu olan Ortabaş, Çiğli’de Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulmasına da öncülük etti.Yarım yüzyılı aşan aktif işadamlığı yaşamının yanı sıra güçlü kalemiyle Yeni Asır, Ege Ekspres, Sabah Postası, Anadolu, Halkın Sesi gazetelerindeki siyasi makaleleriyle de yankı uyandıran Nevzat Ortabaş, yaşına rağmen 4 ay öncesine kadar haftanın 6 günü mesai yapıyordu.

İş dünyasınınacı kaybı

meclis

Page 96: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

96

EBSO Meclis Üyesi Metin Akdaş, 2 Mayıs 2007 tarihinde, 26510 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna bağlı olarak 25 Ekim 2008 tarihinde çıkarılan

Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik gereğince; 2 Mayıs 2009 tarihine kadar sanayi tesislerinde enerji yöneticisi atanması konusunda detaylı bilgi vermek üzere söz aldığını belirten Akdaş, söz konusu Yönetmeliğin amacının,

enerjinin etkin kullanılması, enerji israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemek olduğunu söyledi. Verimli enerji kullanımı ve enerji tasarrufunun sanayicinin en önemli gündemi olması gerektiği inancını taşıdığını, bu anlamda Yönetim Kurulu’na, “Enerji Çalışma Grubu”nu kurarak konuya verdiği önem için teşekkür etti.

Akdaş, günümüz dünyasında sanayileşmenin gereği olarak enerjinin, ekonomik, sosyal ve siyasal içerikli politikaların oluşturulmasında en belirleyici rol oynadığını, Irak ve Afganistan’daki gibi emperyalist işgallerin ve savaşların altında yatan temel olgunun, enerjiye olan gereksinim olduğu gibi aynı zamanda ülkelerin kalkınmasındaki en önemli temel girdinin enerji olduğunu, enerjinin “sürdürülülebilirlik” kavramının en etkin alanlardan birisi olduğunu,

Metin AkdaşEnerji verimliği önemli

İzmirli sanayicilerin gündemi:Ekonomi ile enerji verimliliği

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi Sanayiciler, global

ekonomik krizin piyasalara etkilerinin tüm hızıyla sürdüğü

ortamda ülkenin kendi kaynaklarına

önem verilmesi, yerli malı kullanımının

artırılması ve kamu ihalelerinde de yerli

üretimin tercih edilerek desteklenmesini istedi.

Enerjinin üretim için hayati önem taşıdığını

da ifade eden EBSO Meclis Üyeleri, enerjinin

etkin kullanılması, israfın önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi

üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin

korunması için enerji verimliliği savunurken, hükümetin de tasarrufa

özendirici teşvikler sağlamasını önerdi.

meclis

Page 97: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

97

ebsohaber

haziran 2009

bu anlamda temiz, ucuz, güvenilir ve kesintisiz enerji temini ve enerji politikalarının ülke yöneticilerinin önündeki en büyük problemlerden birisi olduğunu, son yıllardaki çevre problemlerinden bazılarının da enerji kullanımı ile ilintili olması nedeniyle temiz ve güvenli enerjiye olan gereksinimin gün geçtikçe arttığını belirtti.

Dünyada, yılda 9 milyar ton enerjinin tüketildiğini, bu tüketimin yüzde 38’inin petrolden, % 26’sının kömürden, yüzde 24’ünün doğal gazdan, yüzde 6’sının nükleer enerjiden ve % 6’sının da hidrolik enerjiden elde edildiğini, petrol başta olmak üzere fosil yakıtlarının dünya enerji gereksinimindeki payının toplamda % 90’a yakın bir oranla en belirleyici konumda olduğunu söyledi. Akdaş, ülkemizin enerji kaynakları bakımından tamamen dışa bağımlı olduğunu, enerjisi ihtiyacının yüzde 75’ini petrol ve doğal gaz gibi ithal kaynaklardan karşıladığını, yılda yaklaşık 25 milyon varil ham petrole ihtiyaç var iken sadece yüzde 10’unu, yani 2.5 milyon varilinin ülkemizde üretildiğini, elektrik enerjisi üretiminde ise yüzde 60’a varan bir dışa bağımlığın olduğunu, doğalgaz ithal ederek elektrik enerjisi üretildiğini, dünyanın en büyük doğal gaz rezervine sahip olan Rusya‘da ise elektrik enerjisi üretiminde doğal gaz payının sadece yüzde 7 olduğunun düşünülmesi gereken bir konu olduğunu ifade etti.

Ülkemizin, 2008 yılında 70 milyar dolar civarında gerçekleşen dış ticaret açığının içerisinde 50 milyar dolarının petrol, doğalgaz, kömür gibi enerji kaynakları için kullanıldığını, yine 2008 yılında gerçekleşen cari açık rakamının 41.4 milyar dolar olduğu düşünüldüğünde enerjinin ülkemiz için ne derece önemli olduğunun daha iyi anlaşılacağını belirtti.

Akdaş, kıt enerji

kaynaklarına sahip, dışa bağımlı bir durumda iken, ne yazık ki ülkemizde enerji verimliliği konusunda gereken özenin gösterilmediğini, gayri safi yurt içi hasıla üretmek için tüketilen birincil enerji miktarını ifade eden enerji yoğunluğu göstergesinin, OECD ülkeleri ortalamasında 0,19, Japonya’da ise 0,09 iken, ülkemiz için bu rakamın 0,39 olduğunu, yani enerjiyi OECD ülkeleri ortalamasına göre 2 kat, Japonya’ya göre 4 kat daha verimsiz tükettiğimizi, oysa ülkemizin birincil enerji talebini en az yüzde 25 azaltabilecek potansiyele sahip olduğunu, enerji verimliliği çalışmaları ile binalarda yüzde 50, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 tasarruf sağlanması halinde yılda yaklaşık 10 milyar doların üzerinde bir tasarruf imkanına sahip olunacağını söyledi.

Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna bağlı çıkarılan Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik’in temel dayanağının, enerji tüketimindeki verimsizliğin ülkemize getirdiği olumsuz yükün azaltılması yönelik olduğunu, ancak kendisine göre bunun yeteri kadar başarılı olamayacağını zira bu kadar önemli bir konuda 2009 yılı için bütçeye konulan rakamın sadece 5 milyon lira olduğunu, ayrıca tasarrufa yönelik olarak getirdiği kısıtlamalar ve teşviklerin özendirici olmaktan oldukça uzak olduğunu belirtti.

Akdaş, söz konusu Yönetmelik ile yıllık 1000 TEP’in üstünde enerji tüketimi olan sanayi tesislerinde mutlaka enerji yöneticisi olması gerektiğini, yıllık tüketimi 50000 TEP’in üstünde olan tesisler için enerji yöneticisi ile birlikte bir makine, bir de elektrik veya elektronik mühendisinin ve teknikerlerin bulunduğu enerji yönetim birimi kurulmasının zorunlu kılındığını, ayrıca organize sanayi bölgeleri

için de yıllık tüketimi 1000 TEP’den aşağı olan işletmelere yönelik olarak çalışma yapmak üzere enerji yöneticisi ile birlikte 2 teknik elemandan oluşan enerji yönetim biriminin kurulması gerektiğini, ayrıca 500 TEP’in üstünde enerji tüketimi olan veya 20 bin m2’in üzerinde kullanım alanına sahip olan ticari binalar ile kamu binalarında da enerji yöneticinin bulundurulmasının zorunlu hale getirildiğini söyledi.

TEP’in 1 ton yakıtın yakılması ile elde edilen enerjiye eşit, işletmelerde kullanılan elektrik, kömür, doğal gaz, fuel oil gibi tüm enerji kaynaklarının aynı birime çevirerek hesaplanması ile elde edilen rakam olduğunu, 1000 TEP’in yaklaşık olarak 11.600.000 kw/h denk geldiğini, Bölgemizde bugün bu kadar enerjiyi kullanan kaç tane tesise sahip olunduğunu sorarak, kendi düşüncesine göre Yönetmeliğin amacına ulaşması bakımından söz konusu rakamın daha da aşağıya çekilerek, 500 TEP civarında olması gerektiğini belirtti.

Akdaş, Yönetmelik ile birlikte biri, geri ödeme süresi 5 yılı geçmeyen ve en fazla 500 bin TL tutarındaki projeleri kapsayan “Verimlilik Artırıcı Projeleri” (VAP), diğeri, firmaların enerji yoğunluğunu yüzde 10 azaltmayı taahhüt etmesi ve bu taahhüdünü yerine getirmesi halinde enerji giderlerinin yüzde 20’sini, 100 bin TL’yi geçmemek kaydı ile desteklenmesini içeren “Gönüllü Anlaşma” imzalanması şeklide iki teşviğin söz konusu olduğunu, proje yapıp başvuran firmaların bu yıl içerisinde desteklerden faydalanabildiğini, 2009 yılı için bütçeye konan 5 milyon TL’lik rakamın sadece yüzde 35’i tutarında projenin sunulmuş olduğunu, sanayicilerin ne yazık ki bilgisizlikten konuya ilgisiz kaldığını ifade etti.

“Gönüllü Anlaşmalar”ın doğrudan Elektrik İşleri Etüt İdaresi aracılığı ile, “Verimlilik Artırıcı Projeler”in ise enerji

meclis

Page 98: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

98

verimliliği danışmanlık şirketleri aracılılığı ile yapılabildiğini ifade eden Akdaş, Verimlilik artırıcı projelerde; “Isıtma, soğutma, iklimlendirme ve ısı transferinde en yüksek verimin elde edilmesi, sıcak ve soğuk yüzeylerde ısı yalıtımının standartlara uygun olarak yapılması, ısı üreten, dağıtan ve kullanan tüm ünitelerin yalıtılarak istenmeyen ısı kayıplarının veya kazançlarının en aza indirilmesi, atık ısı geri kazanımı, ısının işe dönüştürülmesinde verimliliğin arttırılması, elektrik tüketiminde kayıpların önlenmesi, elektrik enerjisinin mekanik enerjiye veya ısıya dönüşümünde verimliliğin artırılması, otomatik kontrol uygulamaları ile insan faktörünün en aza indirilmesi, kesintisiz enerji arzı sağlayacak girdilerin seçimine dikkat edilmesi, makinaların enerji verimliliği yüksek olan teknolojiler arasından, standardizasyon ve kalite güvenlik sisteminin gereklerine dikkat edilerek seçilmesi, istenmeyen ısı kayıpları veya ısı kazançları en alt düzeyde olacak şekilde projelendirilmesi ve uygulamanın projeye uygun olarak gerçekleştirilmesinin sağlanması, inşaa ve montaj aşamasında enerji verimliliği ile ilgili ölçüm cihazlarının temin ve monte edilmesi, yenilenebilir enerji, ısı pompası ve kojenerasyon uygulamalarının analiz edilmesi, aydınlatmada yüksek verimli armatür ve lâmbaların, elektronik balastların, aydınlatma kontrol sistemlerinin kullanılması ve gün ışığından daha fazla yararlanılması, enerji tüketen veya dönüştüren ekipmanlar için ilgili mevzuat kapsamında tanımlanan asgarî verimlilik kriterlerinin sağlanması, camlamada düşük yayınımlı ısı kontrol kaplamalı çift cam sistemlerinin kullanılması” gibi konulara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Akdaş, yetkililerimizin yasak savma zihniyeti ile

yönetmelik çıkarmak yerine gerçekten sonuç odaklı ve işe yarayacak şekilde, çağdaş batı ülkelerindeki uygulamalara benzer düzenlemeler yaparak, bütçelerini de bu anlayışla planlaması gerektiğini, bin bir güçlükle yaratılan katma değeri ülkemizin diğer gereksinimlerine kaynak olabilecek şekilde planlayan ve topyekun bir tasarruf politikası ile konuya yaklaşmasının büyük önem arz ettiğini, ne yazık ki, bu hali ile son derece önemli ve iddialı bir konudan fayda sağlamanın mümkün gözükmediğini ifade etti.

Geleceğin dünyasında, enerjiyi etkin ve verimli kullanan şirketlerin, ülkelerin daha başarılı olacağını, bu nedenle Yönetim Kurulu’nun oluşturduğu, Enerji Çalışma Grubu’nun sanayicimiz için daha aydınlatıcı ve eğitici çalışmalar yapacağını ümit ettiğini, ayrıca Meclis toplantısı öncesinde Yönetim Kurulu Sayman Üye Vatansever’in hazırlamış olduğu CD’de 5 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girecek olan “ Binalarda Enerji Performansı” yönetmeliği ile ilgili detaylı bilgilere ulaşılabilineceğini söyledi.

Ali ŞemsioğluTESKON başarılı

EBSO Meclis Üyesi Ali Şemsioğlu, öncelikle, Mekanik Tesisat, Soğutma ve İklimlendirme Sanayi Meslek Gruplarını

ilgilendirilen IX. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi’nin 6-9 Mayıs 2009 tarihleri arasında İzmir’de düzenlendiğini, Kongre ile birlikte paralel tasarlanan TESKON-SODEX Fuarı’nın da aynı tarihlerde Makine

Mühendisleri Odası Tepekule Kongre Ve Sergi Merkezi’nde gerçekleştirildiğini, 12 kurum ve kuruluş, 9 üniversite tarafından desteklenen Kongre boyunca toplam 45 oturumda 127 adet bildirinin sunulduğunu, toplam 5 sempozyum, 11 seminer, 15 kurs, 1 panel, ve 3 sabah toplan-tısının yapıldığını, TESKON- SODEX Fuarı’nı, sektörden 1367’si kayıtlı delege olmak üzere 2 bin 800’ü aşkın mühendis, mimar, teknik eleman ile üniversite, meslek yüksek okulu ve meslek lisesi öğrencisi izlerken, 6 bin 500’ü aşkın kişinin ziyaret ettiğini belirtti.

Şemsioğlu, Kongre’de; enerji verimliliği mevzuatı hazırlık çalışmaları sırasında ilgili bakanlıkların meslek odaları ve sektör temsilcileri ile temas kurmaları, görüş ve önerilerini alıp değerlendirmeleri yönteminin başarılı bulunduğu ve bu işbirliğinin mevzuatın uygulama aşmasında da sürdürülmesinin, ayrıca mevzuat çalışmalarının bir an önce sonuçlandırılması gerektiği, özellikle binaların enerji performansını değerlendirme metodunun belirlenmesi konusunda geç kalındığının, bu metodun bir an önce belirlenerek uygulamaya geçilmesinin önerildiği, binaların enerji performan-sının değerlendirilmesi konusunda ülkemizde önemli bir teknik veri tabanı ve alt yapı eksikliği bulunduğu dile getirilerek, bu eksikliklerin giderilmesi konusunda çalışmaların bir an önce başlatılarak, bu konuda şehirlerimizin aylık ortalama su sıcaklıkları,ısıtma,soğutma cihaz ve ekipmanları verimlilik değerleri ile binalarda kullanılan yapı elemanlarının ısı iletim katsayılarının akredite edilmiş laboratuarlarca test edilip belgelendirilmesi, konutlarda birim/alan başına aylık ortalama aydınlatma değerlerinin belirlenmesi gibi çalışmaların bir an önce gerçekleştirilmesi

meclis

Page 99: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

99

ebsohaber

haziran 2009

gerektiğinin karar altına alınan konulardan bazıları olduğunu belirtti.

Kongre’de; Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’nde önemli eksikliklerin yer aldığı dile getirilmiş, bu eksikliklerin giderilmesi konusunda meslek odalarının görüşleri alınarak gerekli düzeltmelerin yapılması, bu bağlamda mevcut binaların enerji kimlik belgelerinin tanziminin enerji verimliliği şirketleri yerine MMO’nca belgelendirilmiş tesisat mühendislerince yerine getirilmesine yönelik yönetmelikte değişiklikler yapılması için önerilerin sunulduğunu, üniversitelerin sanayinin ihtiyaç duyduğu konularda araştırmalara ve özellikle lisansüstü tezlere yönelmesinin önemi işaret edilerek, bu çalışmalara hem kamu hem de özel sektör tarafından destek verilmesi gerektiğinin vurgulandığını, büyük bir bölümü deprem bölgesinde yer alan ülkemizde mevcut yasal mevzuatlarla düzenlenmiş bulunan yapı üretim ve denetim sürecinin, halihazırda sağlıklı, güvenli ve çağdaş yapılar yapılmasını sağlamadığı, planlama, tasarım, üretim ve denetim süreçlerinin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyul-duğunu, meslek odalarının da sürece daha etkin katılımını sağlayacak yeni bir tasarım, üretim ve denetim süreci modelinin yaratılması gerektiği önemle vurgulanmış ve 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu İle 3194 Sayılı İmar Kanunu ve buna bağlı ikincil mevzuatın bu model esas alınarak yeniden düzenlenmesinin önerildiğini, ülkemizde özellikle insanların toplu olarak bulundukları mekanlarda özellikle okullarda ısıl konfor ve iç hava kalitesi konusunda zorunlu yasal düzenlemeler konusunda çalışmalar yapılması gerekliliği şeklinde kararların alındığını ifade etti.

Atilla ÜnerYerli malı alalım

EBSO Meclis Üyesi Atilla Üner, Meclis Başkanı Tiryaki’nin sunuş konuşmasında bahsettiği, Başbakanlık Genelgesi ile Kamu Kurum ve

Kuruluşlarındaki alımlarda yerli üretime öncelik verilmesi kararı ile ilgili olarak Avrupa’nın en önemli otobüs üretim tesislerinin ülkemizde olmasına rağmen, bazı belediyelerin ulaşımda ithal malı otobüsleri tercih etmesi ile ilgili eleştirisine harfiyen katıldığını ve bunun çok üzücü bir durum olduğunu vurguladı. Üner, yurt dışından alınan otobüslerin yerini alabilecek çok daha kaliteli çok daha güvenli ve ülkemizin sanayicisiyle, mühendisiyle, işçisiyle, katma değer üreten araçların olduğunu belirtti. Üner, bir organize sanayi bölgesinden kendisine gönderilen bir mailde, son ÖTV indirimi ile satılan 100 aracın, ne yazık ki 67 tanesinin ithal arabalar olduğunu gördüğünü, yerli mallarının tercih edilmesi konusunda kendilerine de özeleştiride bulunmak zorunda olduklarını ifade etti.

Üner, genelgelerin yayınlanmasının tek başına yeterli olmadığını, Yönetim Kurulu’ndan, Başbakanlığa bir kez daha yer mallarının tercih edilmesi konusunda daha etkin tedbirler almaları ve bu konunun takipçisi olmaları konusunda yazı yazılmasını istedi.

Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki; bazı sanayici arkadaşlarının söz konusu Genelge ile ilgili şikayetlerini, Yönetim Kurulu’na aktardığını, Yönetim Kurulu’nun da hemen akabinde konuyu dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’a ilettiklerini, ancak

bunun bir genelge olduğunu, kanunlar gibi yaptırım gücünün bulunmadığını, sadece bir tavsiye niteliği taşıdığını ifade eden Tiryaki, burada esas önemli olan konunun tüketici bilincinin oluşturulması olduğunu, bugün dünyanın bir çok yerinde bu tür sıkıntılarda ülkelerin davranış biçimlerinin farklılık gösterdiğini, bunun tüketici bilinciyle ilintili olduğunu, ne yazık ki, Türkiye’de ÖTV indiriminin, özellikle otomobilde ithal ürünlere yaradığını, özellikle ticari araçlarda herhangi bir tesirinin olmadığını ifade etti.

Kemalpaşa OSB’de altyapı ihaleleriEge Bölgesi Sanayi Odası

Mayıs ayı olağan meclis toplantısında, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde özellikle elektrik altapı ihaleleri ayrıntılarıyla gündeme geldi.

EBSO Meclis Üyesi ve aynı zamanda Kemalpaşa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Yurdun, Nisan ayı meclis toplantısında bir arkadaşının, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nin elektrik yatırımı ihalesi ile ilgili endişelerini dile getirmesi sebebiyle söz aldığını belirtirken, Meclis üyelerine gönderilen organize sanayi bölgelerine ilişkin kitapçıkta, Kemalpaşa OSB’ye ait bilgilerin yetersiz olduğunun söylendiğini, ancak, OSB yatırımlarıyla ilgili bilgilerin daha önceki aylarda Meclis’in bilgisine sunulduğunu, yeni Meclis üyeliğine seçilen arkadaşlarında bu bilgi kitapçıklarının bulunmadığını hatırlattı.

Yurdun, elektrik dağıtım lisansı müracaatında bulundukları 2007 yılı Aralık ayından bu yana EPDK’ya başvuruları, EPDK’nın inceleme ve kabul süreçleri, müşavir lik hizmeti için müracaatları, KEİAŞ ile bağlantı sözleşmesinin imzalanması, avan projelerinin Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin onayına sunulması, OSB’nin

meclis

Page 100: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

100

TEDAŞ Gediz A.Ş.’nden haklarının devir alınması, dağıtım hattı müteahhitlik hizmetleri için ihaleye çıkılması, ihalenin sonuçlandırılması, sözleşmenin yapıldığı iş yerinin teslim edilmesi, işin tamamlanması, şebekeye elektrik verilmesi gibi yaşanan tüm gelişmelerin Meclis’e bilgi olarak sunulduğunu ifade etti.

Geçen Meclis toplantısında, projenin Ankaralı bir firmaya verilmesi ve OSB katılımcılarının bilgilendirilmeden proje yapıldığının dile getirildiğini söyleyen Yurdun, KOSBİ elektrik şebekesi projesi ile ilgili olarak, ihaleye çıkmadan önce, EBSO’dan ve KESİAD’dan projeyi gerçekleştirebilecek İzmir’deki firmaların isimlerinin istendiğini, KESİAD Yönetim Kurulu ile bu konuyla ilgili bir toplantının düzenlendiğini, KESİAD’tan herhangi bir isim bildirilmediğini, sadece Odamızın bildirdiği listeden yeterli görülen 7 firmanın ihaleye davet edildiğini, ancak yeterliliği ve tecrübesi olan iki İzmirli, bir Ankaralı firmadan teklif alındığını, gelen tekliflerin ise 26 milyon TL, 24 milyon 500 bin TL ve 10 milyon TL olarak verildiğini, en ucuz

teklifi veren ve yeterliliği görülen firmaya projenin yaptırıldığını, OSB katılımcılarına bilgi vermek üzere; 25 Nisan 2007, 28 Ağustos 2007, 3 Nisan 2008 son olarak 19 Şubat 2009 tarihlerinde geniş katılımlı toplantılar düzenlediklerini, ayrıca KESİAD Yönetimini, Bölge Müdürlüğü’ne davet ederek, bilgi verdiklerini belirtti.

KEİAŞ’ın hatlarıyla ilgili olarak iki bölüm halinde ihaleye çıkıldığını, birinci

kısım ihalesinin 10 milyon TL olduğunu, tesisin bitmediğini, devamının geleceğini söyleyen Yurdun, yatırımın Mart ayına kadar yetişmesi gerektiği, yetişmez ise EPDK’ya 750.000 TL ceza ödeneceği savı ortaya konarak işin aceleye getirildiği şeklindeki iddianın da doğru olmadığını, EPDK’ın lisansı 28.08.2008 tarihi itibariyle verdiğini ve bunu 11.09.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımladığını, Kanun ve Yönetmelikler gereğince gazete ilanından itibaren 6 ay içinde yatırımları yaparak, elektrik dağıtımının gerçekleştirilmesi gerektiğini, aksi takdirde ceza alabileceklerini, hatta lisansın iptalinin söz konusu olabileceğini, ancak bu arada mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı dolayısıyla Bakanlık tarafından KOSBİ’nin tescilinin iptali ile karşı karşıya kaldıklarını, 26.12.2008 tarihinde 265 sayılı yeni tescillerini aldıklarında ise yatırım yapabilmeleri için 2 aylık bir sürenin kaldığını, bu süreçte hem kredi bulmaya çalıştıklarını hem de projelerini tamamlayarak, onaylarını aldıklarını, ihale

tarihleri 05.01.2009 tarihinden sonra çok hızlı bir çalışmayla 92 kilometre yer altı kablosu döşediklerini, 250 küsur elektrik direği diktiklerini ve yer üstü kablo döşeyerek elektrik dağıtımına başladıklarını söyledi.

KOSBİ için “tüzel kişiliği ve muhtariyeti elde edememiş” ifadesinin kullanıldığını, KOSBİ’nin tüzel kişiliğinin kazanılması ve yatırımları için yedi yıldan bu yana mücadele edildiğini, Odamız’ın ortağı olduğu diğer organize sanayi bölgelerinde olduğu gibi bu dönem zarfında KOSBİ Müteşebbis Heyet’inde, Yönetim ve Denetim Kurulları’nda bir çok Meclis üyesi arkadaşının görev aldığını, görev alan arkadaşlarının hep en iyileri ve en ucuzu arayarak yatırımları gerçekleştirerek, bizzat uygulamaların içerisinde yer aldıklarını, dolayısı ile Odamız’ın hem KOSBi yönetiminde, hem de denetiminde yer aldığını ifade etti.

Yurdun, sıkışık biz zaman diliminde, kriz ortamında elektrik yatırımları için kredi alabilmek adına EBSO’dan yardım istediklerini, hem seçim dönemi olması, hem de Odamız’ın daha önce yaşadığı kötü tecrübeleri nedeniyle, EBSO Meclis’inden kredi ile ilgili gerekli desteği alamadıklarını, bunun için ihaleye çıkarken firmaların projenin finansmanını sağlamalarını istediklerini, ihaleye katılan yedi firmadan iki tanesinin bu şartları taşımamaları nedeniyle ihaleye girmediklerini, kalan beş firma ile ihalenin gerçekleştirildiğini, dolayısı ile ihalenin beş firmanın bir araya gelerek, anlaştığı yönündeki eleştirilerin de hem KOSBi Yönetimi olarak hem de ihaleye katılan firmalar açısından onur kırıcı olduğunu söyledi.

Yatırımın uygun fiyat ve kaliteli işçilikten yoksun olduğunun ortaya atıldığını, yaklaşık 11 milyon TL keşif tutarındaki iş götürü bedelinin,

meclis

Page 101: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

101

ebsohaber

haziran 2009

teklif alma usulüyle açık pazarlıkla 6.6 milyon TL’ye ihale edildiğini, ancak bunun 11 milyon TL’lik işin tamamı olmadığını hatırlatan Yurdun, yine de keşif bedelinin altında bir fiyatla müteahhitlere bu işi finanse ettirerek, en son teknoloji ile büyük bir titizlilikle yapılan çalışmalar neticesinde yatırımı gerçekleştirdiklerini ve elektrik vermeye başladıklarını, yapılan çalışmaların Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından onaylandığını, ayrıca Gediz A.Ş., TEDAŞ ve TEİAŞ’tan gerekli raporların alındığını, dolayısı ile kalite konusunda hiçbir endişeye mahal olmadığını ifade etti.

Yurdun, konu ile ilgili Bölgedeki firmalarla çalışılan elektrik mühendislerine danışılmadığının dile getirildiğini, oysa KOSBİ’de yer alan otoprodüktör ve yüksek enerji kullanan fabrikaların teknik elemanlarıyla toplantılar yaptıklarını, yatırımın sonunda da bütün bu teknik elemanların, yaptıkları kaliteli imalat için kendilerini tebrik ettiklerini, habersiz kesinlikle hiçbir elektrik kesintisi yapmadıklarını, gündüz tarifesinde yüzde 7.5, puantta yüzde 5, gece tarifesinde yüzde 11.5 tenzilat sağladıklarını, elektriği verdikleri günden bugüne kadar fabrikaların kendi içlerinde yaptıkları yanlış manevralardan kaynaklanan iki tane arıza olduğunu, bu arızaların yerleri çok çabuk tespit edildiği için kısa sürede arızaların giderildiğini belirtti.

Yurdun, netice olarak, KOSBİ olarak bugüne kadar yol, doğal gaz, elektrik gibi birçok yatırım yaptıklarını, bu yatırımların hepsinin başka başka firmalara ihale edildi-ğini, hiçbir şekilde ihale sürecinde müteahhitler arasında herhangi bir anlaşma olmadığı gibi, işin A firmasına da yalnız başına verilmediğini, ancak pazarlık aşamasına gelindiğinde iki firmanın birleşerek, en alt seviyeye fiyatı da indirerek

ortaklık kurduklarını, tüm belgeleri Meclis Başkanı’na takdim ettiğini, dileyen tüm Meclis üyesi arkadaşlarının KOSBİ’yi ziyaret ederek, bilgi alabileceğini, belgeleri inceleyebile-ceğini, Organize’nin herkesin kontrolüne ve ziyaretine açık olduğunu ifade etti.

Fahrettin Selçik;

organize sanayi bölgeleri yönetiminde bulunan kişilerin, her şeyden önce katılımcıların menfaatlerini ön planda tutmaları gerektiğini

düşündüğünü söylerken, öncelikle ihaleye verilen tekliflerin nasıl olurda bu kadar birbirine yakın olduğunu ve neden işin bir Ankaralı firmaya yaptırılıyor olmasını anlayamadığını, kendisinin öncelikli olarak İzmirli sanayicileri savunduğunu, dolayısı ile işin İzmirli firmalarca

yapılmasına imkan verilmesi gerektiğini düşündüğünü, ikinci olarak TEDAŞ’ın her yerde izolasyonu yüksek askı sistemi seçerken neden Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde TEDAŞ’ın kabul etmediği bir sistemin tercih edildiğini anlayamadığını ifade etti.

Selçik, işin aceleye getirildiğini, acele edilen veya kısa sürede yapılan işlerde hata olacağını, kendisinin fotoğraflarla işin kalitesini tespit ettiğini, ayrıca projede yer alan kablo çekilecek alanın 60 kilometreden 90 kilometreye çıktığını, kendisinin Kemalpaşalı bir sanayici, elektrik mühendisi olarak KOSBİ tarafından yeterli bilgilen-dirilmediğini, kendisinin OSB ile savaş halinde olmadığını, ancak kendi işyerlerinde nasıl kaliteye dikkat ediyorlarsa Organize’de yapılan işlerin kalitesine de dikkat edil-mesi, yatırımların aceleye getirilmeden, sindire sindire yapılması gerektiğini söyledi. Selçik ayrıca, daha önceki yıllarda elektrik arızalarının giderilmesi için yapılan ihale sonucunda ihaleyi alan firmaya Kemalpaşa Organize tarafından kepçe tahsis edildiğini belirtti.

meclis

Page 102: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

Selçik, Meclis bilgi kitapçığındaki bilgilerin eksik olduğunu, kitapçıkta parselleri, ile birlikte 225 tane firmanın bulunduğunu, firmalara ilişkin verilen bilgileri hesaplandığında işin içinden çıkamadığını, 527 firmanın tescil aldığını, 363 firmanın faal durumda olduğunu ancak doluluk oranının yüzde 39 olarak gösterildiğini, oysa kendi hesaplarına göre Kemalpaşa OSB’nde doluluk oranının yüzde 68’i aştığını belirtti.

Selçik, geçiş döneminde olunması sebebiyle elektrik kesintilerinin olabileceğini, ancak bunların haberli olması gerektiğini zira fabrikaların makine ve bilgisayarlarının hasar görebileceğini, firmaların üretimlerinin aksayabileceğini ifade etti.

EBSO Meclisi olarak, Kemalpaşa OSB’ye ilişkin hesapları detayları olmasa da görme imkanı bulabildiklerini, ancak OSB’ne aidat ödeyen Kemalpaşa OSB sanayicilerine bu imkanın verilmediğini bu uygulamanın kötü bir yöntem olduğunu vurgulayan Selçik, elektrik tarifesinin üç farklı tarife üzerinden yapıldığını, bu rakamların göstermelik rakamlar olduğunu, tek bir rakamın belirlenebileceğini ve o rakam üzerinden indirimlerin yapılabileceğini, böyle-likle yapılan indirimlerin daha net görülebilineceğini, elektrik dağıtım lisansını almala-rının esas sebebinin pazarlık gücünü yaratmak, ucuza elektrik alıp, ucuza dağıtmak olduğunu, başka OSB’lerdeki elektrik tarifelerinin etüd edilmesi gerektiğini belirtti.

Selçik, İhale safhasında 2-3 yerden teklif alındığını, sonra neticede bir konsorsiyum oluştuğunu, bunun neden kaynaklandığını anlayamadığını, Meclisten ricasının organize sanayi bölgelerinin en iyi şekilde denetleyerek, sanayicilerin haklarının korunması olduğunu ifade etti.

Hakkı Attaroğlu; öncelikle bugüne kadar, işlerinden, ailelerinden fedakarlık ederek, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde görev

alan arkadaşlarına yapmış oldukları katkılardan dolayı teşekkür etti. Attaroğlu, ne yazık ki bazı organize sanayi bölgelerin tam teşekküllü teknik kadrolarının bulunmadığını, dolayısı ile bir iş yaparken doğrusu, fazlası olurken eğrisi ve yanlışının da olabileceğini, yanlışların, eksiklerin düzeltile-bilineceğini, ancak burada organize sanayi bölgelerinde görev alan arkadaşlarının büyük fedakarlıklarla görev yaptığının unutulmaması ve fedakarca çalışan bu arkadaşlarının imtihana çekilir gibi bir duruma sokulmaması gerektiğini, eleştiri ya da uyarıların daha uygun şekillerde yapılması gerektiğini ifade etti.

Attaroğlu, aynı zamanda Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren bir fabrikanın ortaklarından biri olarak, KOSBİ tarafından kendilerine elektrik verildiğinden bu yana hesaplarına göre ortalama yüzde 9 daha ucuz elektrik aldıklarını, bu nedenden dolayı Organize yönetimine müteşekkir olduklarını söyledi.

KOSBİ Yönetim Kurulu Başkanı Yurdun; Kemalpaşa OSB’ye ilişkin iddia edilen hususların, 10 dakikada kürsüden yanıt verilmesinin mümkün olmadığını, ancak yapılan işlerin aşama aşama tüm detayların Yönetim Kurulu Başkanlığı’na sunulduğunu, dileyen arkadaşının bunları kontrol edebileceğini söyleyen Yurdun, daha önceki dönemlerde de Selçik’in Kemalpaşa OSB ile ilgili bir takım

sıkıntıları olduğunu, bunlarla ilgili olarak kendisinin, KESİAD Yönetiminin ve müteahhit firmanın OSB’ye davet edildiğini, Selçik’in burada tüm dosyaları incelediğini ve söyleyecek hiçbir şey bulamadığını belirtti.

Düşüncelerin açık açık net bir şekilde ifade edilmesi gerektiğini, kendisinin ihale için verilen teklifleri ve ihaleyi alan firmanın hangi şartlarda ihaleyi aldığını belirt-tiğini, ayrıca 60 km’lik kablo döşeme işinin 90 km’ye çıktığına ilişkin ifadenin de doğru olmadığını, teknik olarak projelerinin elektrik hatlarının ring halinde kapanmaması nedeniyle eksik olduğunu, ancak bunun kendilerinden kaynaklanmadığını, mahkeme kararı ile OSB dışında olan ve herhangi bir işlem yapamadıkları 270 hektarlık alan nedeniyle, elektrik hatlarının ring halinde kapanamadığını, dolayısı ile bir arıza olduğu zaman o noktaya kadar olan elektriğin diğer yönden beslenemediğini, Selçik’in fabrikasının da o alanda yer aldığını, bahsedilen elektrik kesintilerinin KOSBİ’den kaynaklanmadığını, Mart ayı içinde bütün işlemleri tamamladıklarını, devirleri yaptıklarını, işleri tamamladıklarını OSB’de 20 Nisan 2009 tarihinden bu yana elektrik verdiklerini, dolayısı ile EPDK’dan da ceza almadıklarını, safha safha elektriği vermeye başladıklarını, mahkemenin lehlerine sonuçlanmasının akabinde söz konusu 270 hektarlık alanda da elektrik hatlarının ringlerini tamamlayarak, o alanda yer alan firmaların daha kaliteli elektrik almalarını sağlayacaklarını belirtti.

Yurdun, iddiaların çirkin olduğunu, daha fazla uzatmak istemediğini, Kemalpaşa OSB’nin kapılarının herkese açık olduğunu, dileyen herkesi misafir ederek, yapılanları açık açık gösterebileceklerini ifade etti.

meclis

102

Page 103: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

103

ebsohaber

haziran 2009

Mustafa Dirin; kendisine göre her sanayicinin mukaddes ve saygıdeğer olduğunu, Meclis üyeleri olarak böyle saygın bir grubu temsil etmelerinden dolayı daha dikkatli olmaları gerektiğini, ekonomik ve güncel konular gündem maddesinde söz alan Selçik ve Yurdun’un çalışmalarını yıllardır takdirle izlediklerini, çalışan insanların her zaman hata yapabileceğini, önemli olanın iyi niyet içerisinde çalışmak olduğunu söyledi. Dirin, Yurdun’un “benim kapım açık, hesaplarım açık” diyerek tüm Meclis üyelerinin incelemelerine açık olduğunu ifade ettiğini, dolayısı ile bu ifadeye saygı duymak gerektiğini düşündüğünü ve Yurdun’a vermiş olduğu bilgilerden dolayı teşekkür ederek, kendisini çalışmalarından dolayı kutladığını belirtti.

Yakup Özdanon; kendisinin, 2003-2004 senesinde Kemalpaşa Müteşebbis Heyeti’nde başkan yardımcılığı görevindebulunduğunu, o dönemlerde Bölgede hemen hemen her

gün 3-4 tane elektrik arızası ile karşılaştıklarını, ilgili kuruma haber vermelerine karşın çok sıkıntı yaşadıklarını, 350 tane sanayicinin olduğu, üretimin yapıldığı bir yerde arızalara anında müdahale edebilmek, hat bakımlarının yapmak için ihaleye çıktıklarını, o tarihte günlüğü 100 TL, ayda 3000 bin TL’ye bir firma ile anlaştıklarını, ancak anlaştıkları firmanın kepçesinin olmadığını, kepçeli olarak gelecek olan firmaların ise ayda 15-16 bin lira gibi para istediklerini belirten Özdanon, o zaman kepçeyi kiralama yoluna gittiklerini, bunların da maliyetinin yüksek olması nedeniyle KOSBi olarak bir araç alıp, üzerine de kepçe yaptırarak,

o günkü ihaleyi alan müteahhit firmaya teslim ettiklerini, firmanın gece yarısı bile olsa, tüm arızaları giderdiğini, aksi takdirde sanayicilerin sabahı kadar TEDAŞ’ın arızayı gidermesini bekleyeceğini belirtti. Ayrıca 270 hektarlık bir bölümde yer alan sanayicinin bugün ring sistemine geçemediğini, KOSBİ’den elektrik alamadığını, bu bölgede TEDAŞ’tan kaynaklanan elektrik kesintilerinin yaşandığını söyledi.

Özdanon, Meclis’te geçen tatsız konuşmaların çalışma azimlerini kırmaması gerektiğini

ifadeyle Yurdun’a bugüne kadar KOSBİ’ye vermiş olduğu katkılar nedeniyle teşekkür etti.

Mustafa Cem; Kemalpaşa OSB’nin elektrik yatırımı ihalesine giren bir arkadaşının o dönem içerisinde ihaleyi çok almak istemesine karşın, bir firmanın çok fiyat kırması, o fiyatın ise maliyet olması nedeniyle ihaleyi almaktan vazgeçtiğini kendisine aktardığını, bugün toplantıda konuşulanlardan sonra bu konuyu Meclis ile paylaşmak istediğini belirtti.

“Hizmetkâr lider; “ben” engeli ile başa çıkmış kendisini insana ve insanlığa fayda üretmeye adayan, değişim ve dönüşümü körükleyen, insanlık için yeni kavramlar üreten ve böylece insanların potansiyellerini performansa dönüştürmelerini tetikleyen özel bir kişilik donanımına sahip, aşk yolunun yolcusu bir gönül insanıdır.”

Kitap için ne dediler:“Bu eser, liderliğe soyunanlara topluma hizmet ettikleri ölçüde lider sayıldıklarını gösterecek, toplumun da onlardan beklenti düzeyini yükseltecektir. Prof. Dr. Yahya Akyüz

“Erzurum’un Horasan ilçesinden gelerek akademik birikiminin de katkısıyla her defasında dünyaya daha kalıcı bir merhaba diyebilmenin enerjisini çoğaltan Dr. İlhami Fındıkçı yoluna elinizde tuttuğunuz “Hizmetkâr Liderlik” adlı kitabıyla devam ediyor.. ‘Bilgi Toplumunda Yöneticilerde Kendini Geliştirme’, ‘İnsan Kaynakları Yönetimi’, ‘Yaşadıkça Eğitim’ ve ‘Aile Şirketleri’ gibi kitaplara da imza atan İlhami Fındıkçı, bu son kitabında sanayi döneminin insanı “ruh” ve “ akıl” olarak bölen yaklaşımının bir adım ötesine geçerek bilgi çağının “lider” tipini, tarihsel bir perspektifin pusulasına sadık kalarak bu coğrafyanın öz suyuyla yıkamakta.. Kitabı okumanız halinde, her modern bireyin artık aynı zamanda hayatı yorumlayarak zenginleştiren bir lider de olduğu günümüz dünyasında, “liderlik” kavramının her türlü halini göreceğiniz çok özel ve zengin bir albümüyle karşılaşacaksınız. Kendinizin de lider olduğunuzun bilincine vararak, yaşamınızı zenginleştireceksiniz.” Prof. Dr. Mehmet Altan

Hizmetkar lider olmak

meclis

Page 104: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

Yılın işletmecisi YavuzEge Bölgesi Sanayi Odası

Yönetim Kurulu Üyesi ve Petkim Genel Müdürü

Kenan Yavuz, İstanbul Üniver-sitesi İşletme Fakültesi İktisadi Enstitüsü Mezunlar Derneği (İMED) tarafından 2008 Yılı Yılın İşletmecisi seçildi.

Profesyonel yöneticiliği ge-liştirmek amacıyla Nejat Eczacı-başı ve Vehbi Koç’un önderliğin-de, İstanbul Üniversitesi İşletme ve İktisadi Enstitüsü’nün 1957 yılı mezunları tarafından kurulan İMED’in 2008 yılı işletmecilik ödülü İzmir’e geldi. Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Petkim Genel Müdürü Kenan Yavuz, İ.Ü İşletme Fakül-tesi İşletme İktisadi Enstitüsü’nün 15 bin mezunu arasından 2008 Yılı Yılın İşletmecisi seçildi. İstanbul Üniversitesi Baltalimanı Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştiri-

len törende Yavuz’a ödülü Prof. Dr. Zeyyat Hatipoğlu tarafından verildi.

İşletme İktisadı Enstitüsün-de almış olduğu İşletme İhtisası Eğitiminin profesyonel iş haya-

tının başlangıcında çok önemli bir yeri olduğunu belirten Kenan Yavuz, işletme ihtisası eğitimi al-dığı bir kurumdan ödül almanın da kendisi açısından önemini ve yaşadığı mutluluğu ifade etti.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Ürdün’ün İzmir Fahri Konsolosu

Ömer Kaplan, Azerbaycan Vektör Beynelhalg Elm Merkezi tarafından, Türk dünyasına yap-tığı üstün hizmetlerden dolayı Fahri Doktora ünvanına layık görüldü.

Türk dünyası adına yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Ömer Kaplan, Azerbaycan Bey-nelhalg Elm Merkezi tarafından Fahri Doktor unvanına layık gö-rüldü. KIBATEK (Kıbrıs, Balkan-lar, Avrasya, Türk Edebiyatları Kurumu) tarafından geçtiğimiz yıl aralık ayında Uluslararası Hizmet Ödülü’ne layık görü-len Ömer Kaplan, Azerbaycan Uluslararası Türk Dünyası Kültür Haftası çerçevesinde Azerbaycan Devlet Pedogoji Üniversitesi’nde düzenlenen

törenle cübbesini giydi. Vektör Rektörü Prof. Dr. Elçin İsgender-zade tarafından cüppesi giydi-rilen Ömer Kaplan; “Hepimizin bir yürek olduğu böyle bir ortamda, bu unvana layık görül-

mek benim için büyük bir onur ve gururdur. Sizler tarafından layık görüldüğüm bu cüppeyi büyük bir onurla taşıyacağım” dedi. Törene çeşitli ülkelerden çok sayıda edebiyatçı katıldı.

Kaplan’a Azerbaycan’dan Fahri Doktora

haziran 2009

haber

104

Page 105: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

105

ebsohaber

haziran 2009

Ege Bölgesi Sanayi Odası, ambalaj atığı konusunda üyelerinin sorunlarına

çözüm arıyor. EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Çevre Çalışma Grubu Başkanı Erdoğan Çiçekçi’nin başkanlığında; T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, İl Çevre Orman Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZGEP A.Ş. olmak üzere tüm taraflar, 10 Haziran

Çarşamba günü bir araya geldi.Türkiye ölçeğinde diğer iller

için örnek teşkil etmesi planlanan “İzmir Ambalaj Atığı Yönetim Planı”nın uygulama sürecinde ciddi sıkıntılar ve belirsizliklerin yaşandığını belirten Eroğan Çiçekçi, ilgili kurumlar ile yaptıkları görüşmelere istinaden bu toplantının düzenlendiğini belirtti.

EBSO üyesi sanayicilerin

yaşadığı sıkıntılar ve çözüm önerilerinin aktarıldığı, plan ve uygulamalar konusunda tüm kurumların ayrıntılı bilgi sunduğu toplantı sonucunda, kurumlar tarafından uygulamada yapılacak değişikliklerin resmi olarak EBSO’ya bildirilmesinin ardından İzmirli sanayicilere bilgi verileceğini aktaran Çiçekçi, çözüme kavuşuncaya kadar bu konuyu takip edeceklerini belirtti.

EBSO ambalaj atığına çözüm arıyor

İzmirli matbaacılar, özellikle kendinden yapışkanlı etiket üreticileri 2007 yılından beri çaresiz kaldığı atıkların bertafarı sorununu işbirliği ile çözdü.Çimentaş ile Ege Bölgesi Sanayi Odası Basım Yayın Sanayi Meslek Komitesi’nin el ele verip vardıgı mutabakatla, matbaa sektörünün atıkları Çimentaş’ta bertaraf edilerek, hem sektörünün bu konudaki çaresizliği giderilmiş olacak hem de matbaa ve etiket üreticilerinde çıkan kalori değeri çok yüksek atıklar ekonomiye kazandırılmış olacak. Böylece atıklar çöp depolama alanlarında işlevsiz dağlar oluşturmak yerine enerjiye dönüştürülecek.Uygulama ile bir yandan

matbaa sanayicisi sorununu yasal prosedürler içerisinde çözerken, bir yandan da sorunların çözümünde içine düştüğü yalnızlığı dayanışma kültürü ile aşıyor ve örnek bir uygulama ile İzmirli’ye yakışır emsal teşkil ediyor.Daha yaşanılası bir dünya içinEge Bölgesi Sanayi Odası Basım Yayın Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Ramazan Koçyiğit konuyla ilgili yaptığı açıklamada; sorunun çözümünde emeği geçen herkese, matbaa sanayicileri adına teşekkür etti. Koçyiğit

şunlaır söyledi:“Bizlere samimi ve özverili desteğini vererek, bu kriz ortamında ve acımasız

rekabet koşullarında, basım sanayicisini en ekonomik fiyatlarla rahatlattığı için tüm Çimentaş yönetimi ve emekçilerine teşekürlerimi sunuyorum.

Bu mutabakatın detayları tüm meslektaşlarımıza ayrıntılı olarak EBSO meslek grubunca bildirilecektir. Meslektaşlarımız gönül rahatlığı ile işlerini yaparken daha yaşanılası bir dünya için yaptıkları katkının huzurunun yaşayacaklardır.”

İzmir’de çevre için örnek işbirliği

Matbaacıların

atıkları Çimentaş’ta

bertaraf edilerek enerjiye dönüş-türülecek.

çevre

Page 106: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi

ebsohaber

haziran 2009

yaşam

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve Yönetim Kurulu Üyeleri

ile Oda çalışanları, eşleri ve çocuklarıyla yaz mevsimini piknik yaparak karşıladı. EBSO Meclis Üyesi Hasan Küçükkurt’a ait Keyif Kır Bahçesi’ndeki piknikte, EBSO Yöneticileri ve personeli zengin menü ile ağırlandı. EBSO Yönetimi ve personel gün boyu süren aktivitelerle yönetici-çalışan diyaloğunu güçlendirirken, keyifli bir atmosferde birlikte olmanın tadına vardı.

EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki, Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile personel piknikte tavla şampiyonası yaparak iş dışındaki hünerlerini de gösterdi. Tiryaki’nin hakemliğinde Ender

Yorgancılar’ın yanısıra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu, Sayman Üye Hüseyin Vatansever ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kamil Porsuk, Eyüp Sevimli ve Bayram Talay eşleştikleri personelle hayli iddialı karşılaşmalar yaptı. Piknikteki aktivitelerde küçük armağanların verildiği yarışmalar yöneticilerle çalışanları çocukluk günlerine götürdü. Özellikle çalışanların okul çağındaki çocukları sınavların stresinden kurtulurken daha küçük yaştakiler de birlikte çalışan anne ve babaları gibi geleceğe yönelik büyük dostlukların ilk adımlarını attı. Yönetim Kurulu’nun tek bayan üyesi Berkay Eskinazi anne sıcaklığını gösterdi. Piknik sona erdiğinde herkesin tek bir dileği vardı: En kısa zamanda tekrar görüşmek üzere..

EBSO’nun piknik günü

106

Page 107: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi
Page 108: ebsohaber haziran 2009 4 Başkan ......................................................................................4 Krizden çıkış paketi