Upload
others
View
32
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
•MONTESSORI FELSEFESİ
•ARALIK AYINDA ÇALIŞTIĞIMIZ
MONTESSORI MATERYALLERİNDEN
ÖRNEKLER
Pratik Yaşam Materyalleri
Duyusal Materyaller
Matematik Materyalleri
Dil Materyalleri
Kültürel Çalışmalar
•OCAK AYI KÜLTÜREL KONULARI
•AYIN SORUSU
•BRANŞ ETKİNLİKLERİ
İngilizce
Müzik
Bilgisayar
Beden Eğitimi
Görsel Sanatlar
Satranç
Bale /Modern Dans
Mind Lab
KİTAP ÖNERİLERİ
REHBERLİK BİRİMİ
DOĞUMGÜNLERİMİZ
SEVGİ MENÜSÜ
EMİCİ ZİHİN Dünyaya gelen çocuğun yapması gereken bir iş vardır. Bu, kişiliğini
kurma ve inşa etme işidir. Bu içsel bir etkinliktir. Bu etkinlik
bilinçli irade tarafından yönlendirilemez. Çocuk bir hiçten bir
şeyler yaratır. Yetişkinlikteki mükemmellik, çocuklukta “gizlice ve
sakince” yapılan normal çalışmanın bir sonucudur.
Yetişkin yaratan çocuktur. Çocuk çok önemli bir rehberlik görevi
üstlenmiştir. Doğa ona bu görevinde yardımcı olacak her tür
malzemeyi vermiştir. Bunlar:
1.DUYU ORGANLARI: (Duyularımızın fethi) Hayvanlar
seçicidirler ve duyuları yoluyla kontrol edilirler.
ÖRNEĞİN: kedinin gözleri (diğer gece avcıları gibi) karanlığı
uyum sağlar. Ancak karanlıkta sabit duran değil, hareket eden
nesnelerle ilgilidir. Karanlıkta herhangi bir şey hareket ettiği
zaman kedi, pençesini derhal ona doğru uzatır, ancak bunun
dışındaki hiçbir şeye en ufak bir dikkat sarf etmez. Çevresine
karşı genel bir ilgisi yoktur, çevrenin belli özelliklerine içgüdüsel
bir tepki verir.
Çocuk ise, çevredeki her şeyi toplu olarak ve tüm detaylarıyla
görür. Hayvanlar içgüdüleri tarafından yönlendirilirler ve duyuları
onların uygun davranışlarda bulunmalarına yardım eder. Çocuk söz
konusu olduğunda ise, duyular vardır ve sahibinin hizmetindedir.
Çocuk içgüdülerini değil, içsel rehberini izler.
Çocuk, çevresindeki her şeyi bir bütün olarak eşit şekilde
gözlemler. Bunları daha sonra ayırt eder ve farklılaştırır. Çocuk
izlenimleri mekanik bir şekilde değil fakat içinde meydana gelen
psiko – kimyasal reaksiyonlarla alır. Böylece bu izlenimler onun
kişiliğinin tam bir parçası haline gelir. Duyusal yan da gene
çevreden emilir.
2. EMİCİ ZİHİN: (özel bir tip zihin) 7 yaşına gelinceye kadar
sürer. Bu dönemde çocuk cevrede olan her şeyi ayırt etmeden,
doğru veya yanlış, düzen veya düzensizlik aramaksızın emer. Aynı
zamanda çevresindeki alışkanlık ve tutumları da emer, içine alır.
Zihin 3 yaşa kadar her şeyi en küçük detayına kadar emer, alır.
3 yaştan sonra ise çocuk, almış olduğu temele göre izlenimleri
kabul etmeye başlayabilir. 7 yaştan sonra kişilik tamamen
oluşmuştur. Çocuklar bu dönemde öğrendikleri dili en küçük
detayına kadar emerler.
YETİŞKİN ZİHİN İLE EMİCİ ZİHNİN
KARŞILAŞTIRMASI
YETİŞKİN
1. Temkinli olarak ve bilinçli bir zihinsel
çaba ile yola çıkar.
2. Belli bir noktada yorgunluk hatta
bıkkınlık hisseder.
3. Öğrenir, ancak bazı ince noktaları
kaçırabilir.
4. Öğrendiklerini unutabilir.
5. İşini daima bir nedene bağlı olarak
ve bilinçli iradesi ile yapar. Zorlukların
üzerine uzun uzun düşünerek gider.
6. Yaptığı işten zevk almayabilir, ancak
bazı dış hedeflere ulaşmak için bu işe
devam edebilir.
ÇOCUK
1. Çevreden sadece onun içinde
yaşayarak emer, alır.
2. Çalışmalar sırasında yorulmaz ve
daima bir şekilde öğrenir.
3. Mükemmel ve akıcı eşit oranda
ilgilenir.
4. Çocuk öğrendiklerini asla unutmaz.
5. Sadece içsel, doğal emirlere uyar.
6. Kendiliğinden seçtiği etkinliği daima
hoşlanarak ve içsel amaçları için yapar.
Yaşamı arzuları tarafından yönetilmeyen bir yetişkin kendisinde halen
var olan, içsel rehberlik için gerekli manevi zenginliğe erişebilir ve ona
cevap verebilir. Ancak arzularının esiri olmuş bir yetişkinin bu içsel
yaşamına yön veremeyecek kadar zayıflamıştır.
“Bizler çocuğa, onun bilinçlilik düzeyini sürekli artırarak bu içsel rehberi
ile devamlı bir ilişki içinde kalmasında yardım etmeliyiz”.
Emici Zihnin 2 alt düzeyi vardır:
1. Doğumdan 3 yaşa kadar çocuğun zihni bilinçsiz olarak çalışır,
bilinçsizlikle dolu bir kütle halindedir. Büyük bir zihinsel güçle doludur.
Bu güç, yönlendirilmeyi bekleyen bir potansiyeldir. Yönlendirme ise
yaşam enerjisidir, yani hormédir.
2. 3 – 6 yaş arası zihinsel emme süreci daha bilinçli hale gelir. Yaşamın ilk
döneminde çocuk görebilir ancak gerçek anlamda kavramaz.
Yeni doğmuş bebeğin kulakları vardır ancak seslere tepki vermez. Zaman
içinde bilinçsiz zihin bilinci oluşturur. Daha sonra bilinçaltı, zekanın
gelişiminden sorumlu hale gelir.
Çocuğun zihni ile bir kamera ve yetişkinin zihni ile bir ressam arasında
benzetme yağılabilir. Kamera birçok resmi aynı anda ve kısa sürede
üretebilir, ancak bir ressam seçici olarak resmeder ve daha uzun zamana
ihtiyaç duyar.
Çocuğun yaratıcı çalışması için çevreye ihtiyacı vardır. Çocuk için bu bir
zihinsel uyarılma değil zihinsel yaratıcılıktır. Bu nedenle çevrenin rolü çok
önemlidir.
Dr. Montessori der ki, “Çocuklara çok basit oyunlar ve etkinlikler
sunmamalıyız. Çünkü çocuklar çok daha karışık olanlardan zevk alırlar.
Çocuk çaba sarf etmekten çok hoşlanır ve bu çabalar sayesinde fethini
gerçekleştirir. Aynı zamanda ilginin de en üst noktada tutulması
önemlidir.
Çocuğun zihninde insanları birbirinden farklı kılan ruhsal özellikler,
alışkanlıklar, hisler, önyargılar vardır. Bu ruhsal özellikler o denli
güçlüdürler ki ancak nadiren bir yetişkin tarafından değiştirilebilirler.
Emici Zihin vasıtasıyla çocuk içinde bulunduğu grubun tüm özelliklerine
sahip bir insan haline gelir.
Çocuğu gözlemlemek, onda meydana gelen mucizeyi görmek ve ihtiyacı
olanı ona sunmaktır.
Tüm yaşamımız bizi dolaylı olarak gelecek için hazırlamaktadır. Tüm
yaşam, yaşamın bu ilk dönemlerindeki normal gelişmeye bağlıdır. Çocuğun
yaşamının her bir küçük ayrıntısı önemli kurallara bağlıdır ve her bir
ayrıntı dikkatle çalışılmalı ve çok önemsiz görülseler dahi saygı
gösterilmelidir. Çünkü bizler, yargılayan değiliz. Doğanın yardımcılarıyız.
KATLAMA ÇALIŞMALARI ( 2,5 yaş )
Direk Amaç: Düzgün bir şekilde katlama yapabilmek.
Dolaylı Amaç: Geometriye hazırlık.
Katlama sırasında ortaya çıkan geometrik şekilleri fark edebilmek.
SIKIŞTIRMA & GEVŞETME ÇALIŞMALARI ( 2,5 – 4,5 yaş )
Direk Amaç: Nesneleri sıkıştırmak, gevşetmek.
Dolaylı Amaç: Küçük kas gelişimini desteklemek.
El-göz koordinasyonu, konsantre yeteneği ve düzen duygusunu geliştirmek.
PÜRÜZLÜ – PÜRÜZSÜZ YÜZEY ÇALIŞMALARI (2,5 - 3,5 YAŞ)
Direk Amaç: Dokunma duyusunu ve hareket kontrolünü geliştirme.
Dolaylı Amaç: Dokunma hassasiyeti kazandırmak.
Yukarıdan aşağıya, soldan sağa doğru yazma alışkanlığı kazanmak.
SES SİLİNDİRLERİ (3 – 5 YAŞ)
SES SİLİNDİRLERİ OYUNLARI İÇİN (3,5 - 6 YAŞ)
Direk Amaç: İşitme duyusunun gelişmesi.
Dolaylı Amaç: Hafıza dikkat eğitimi.
Çocukları sessizlik oyununa hazırlamak ve dikkat süresini uzatmak.
Not: Bu çalışma işitme sorununun tedavisinde kullanılabilir.
KISA BONCUK ZİNCİRİ / 1 - 10 (5 YAŞ)
Direk Amaç: 1’den 10’a kadar sayıların karelerini öğrenme.
Ritmik sayma.
Çocuğun 1’den 100’e ileri doğru, 100’den 1’e geriye doğru
sayabilmesi.
TOPLAMA ŞERİDİ (5 YAŞ VE ÜZERİ)
Direk Amaç: 1’den 9’a kadar toplamanın kombinasyonlarını anlama.
Dolaylı Amaç: Toplamanın değişme özelliğini anlama. (9 + 2 = 11, 2 + 9 = 11)
BAŞTAKİ HARFLER (3 - 5 YAŞ)
Direk Amaç: Öğrenmiş olduğu harflere başlayan resimli kartlarla
alıştırmalar yapmak.
HAREKETLİ ALFABE ( 4,5 – 6,5 YAŞ )
Direk Amaç: Tanıdığı sesleri birbirine ulayarak kelime okuma ve yazma.
COĞRAFYA – AVRUPA KITASI
Amaç: Avrupa Kıtasının dünya üzerindeki yerini öğrenme.
Kültürel bilgilere hazırlık.
MONTESSORI SINIFLARINDA
TARİH ve SAATE GİRİŞ
Amaç: Zaman kavramına hazırlık çalışmaları.
Saniye, dakika ve saat kavramlarını öğretmek.
BİYOLOJİ Botanik Yaprak Dolabı
Amaç: Avrupa Kıtasının dünya üzerindeki yerini öğrenme.
Kültürel bilgilere hazırlık.
COĞRAFYA TARİH BİYOLOJİ
BOTANİK / ZOOLOJİ
FEN BİLGİSİ MEVSİMLİK YAKLAŞIM
ÇEVRE
KEŞFİ
* Avustralya Kıtası
• Yap-boz harita,
• Ülkelerin isimleri
• Bayraklar
•Avustralya Günü
* Bir
Günün
Tarih
Şeridi
* Hayvanlar
Ve Onların
Doğal Yaşam
Ortamları
* Canlı – Cansız
Varlıklar
* Suya Batma
ve Suyun
Üzerinde
Kalma
* Kış
* Doğa
Yürüyüşü
•Kış Uykusuna
Yatan
Hayvanlar
* Çevre Gezisi
Çikolata
Fabrikası
* Evler
* İnsanların
ikamet ettikleri
(oturdukları)
yerler
M SINIFI İdil ÖZGÖNENEL: Geyikler olsun isterim.
Bade Yağmur GÜLER: Ağaçların çok olmasını isterim.
Zeynep Pelin ALPCAN: Koşmak isterim.
Aslı DALLI: Kar yağmasını isterim.
Efe YÖRÜK: Yılbaşı ağaçları isterim.
Berk ÇAPÇI: Francesco oyuncak isterim.
Aksel YÜCEL: Uçak kaptanı olmak isterim.
Cemil GÜZEL: Oyuncak isterim.
Sıla TANJU: Ağaçlar her zaman ışıldasın isterim.
Ömer NAMYETER: Oyuncak laboratuvarı isterim.
Mehmet Özgür PARLU: Mc Queen’ deki arabalardan biri benim olsun isterim.
Tara GÖRKEN: La La Loopsy ağaç evi isterim.
İnci ÇELİK: Noel Baba’ nın hediye getirmesini isterim.
Celal Efe DURMUŞOĞLU: Hediye almak isterim.
Dilan ASLAN: Ağaçlar ve hediyeler isterim.
Çiğdem Su ÇETİNSOY: La La Loopsy oyuncak isterim.
Bahar ŞEN: Doğum günü pastası isterim.
Ege UYGUR: Kaykayım olmasını isterim.
Atlas ÇİMENOĞLU: Noel Baba’ nın gelmesini isterim.
Cem İnan TARMUR: Güzel bir açılan kapanan oyuncak isterim.
N SINIFI Alperen SEVÜKTEKİN: Bütün her şeyin benim olmasını istiyorum.
Can AYGÜL: Hot Wheels, annemle, babamla beraber İstinye parka gitmek istiyorum.
Ayşe Elif PARLU: Annemin bana Hello Kitty’ li yastık almasını istiyorum.
Ekrem CEVAHİR: Çok hızlı Hot Wheels motoru ve Hot Wheels seti istiyorum.
Can KURT: Annemin işine gitmek istiyorum.
Efe AKSOY: Ben ten saati, Hot Wheels duvar saati, Hot Wheels rampa seti, banyo rampa seti istiyorum.
Efe KÖSE : Büyük bir robot istiyorum.
Arat Yılmaz DEMİREL: Arabalar iki yarış seti istiyorum, sünger Bob arabaları.
Ege ERKAN : Araba seti istiyorum Hot Wheels olanlarından.
Can Martanda ÖZKAYA : Kitaplar getirsin yeni yıl.
Maya Devrim TAN YILMAZ: Babam ve annem beni sevmeye devam etsinler.
Sera Naz AKOZER: Babamın, ablamın Türkiye’ ye gelmesini ıstıyorum.
Sude Naz GULAKDENIZ: Babamın, annemin bana gidip pembiş moruş bebek almasını ıstıyorum.
Poyraz KAVLAKOGLU: Hot Wheels istiyorum, büyük bir robot getirmesini istiyorum yeni yılın.
Zeynep CETIN: Annemin yanıma gelmesini istiyorum.
Bahar Gokce YILDIRIM :Oyuncak bir penguen istiyorum , babamın iş yerinde eğlenmesini istiyorum.
Mustafa Kemal TAPMACI: Babamın gelmesi çok renk değiştiren araba Hot Wheels araba, duvar saati Ben
ten gerçek saati , Sunger Bob
*Oyun hamuru ile çalışmalar
*Renkli çalışmalar (Kış resmi)
*Renkli çalışmalar (Kış resmi)
BEDEN EĞİTİMİ MÜZİK-ORFF
BALE VE MODERN DANS GÖRSEL SANATLAR
MIND LAB
SATRANÇ
BİLGİSAYAR
*Tırmanma parkurunda tırmanma, salınma,
*Amut hareketi için ön hazırlık,
(kol kaslarımıza yönelik kuvvet çalışmaları)
*Minder üzerinde yardımlı amut hareketi,
*Balık ağı ve Don-Ateş oyunları
“Lapa Lapa Kar” adlı şarkı (Piyano eşliği ile)
“Konser izleme kurallarını pekiştirme
“Ses Jestleri» Orff çalışmaları
*Satranç taşlarının puanları ve önemi,
*Taşları isteme ve koruma yolları,
*Bir hamlelik matlar
*Hayvanlar ile ilgili boyama,
*Resim albümleri, hayvan sesleri, beslenme
şekillerini içeren oyunlar oynama,
*'TARADIDLE' oyunu üzerinde özellikleri
tanımlayabilme ve gruplama.
*'QUARTO' oyununun öğrenilmesi.
*Benzer ama farklı özellikleri ayırt etme.
*Belli özelliklere göre sınıflama ve gruplama yapma.
*Salon Dansları ile uygulamalar
*Ritim farklılıklarının algılanması
*Gördüğünü yapabilme
The children enjoyed learning these songs this month.
(Çoçuklar aşağıda yer alan şarkıları çok sevdiler.)
SONG:TROUSERS,TROUSERS.
Trousers,trousers!
Where are you?
In the cupboard, I look for you.
Coat, shoes and a red scarf too.
In the cupboard, I look for you.
Trousers, trousers!
Where are you?
In the cupboard, I look for you.
In the cupboard, I look for you!
Gloves, gloves!
Where are you?
In the cupboard I look for you.
Coat, shoes and a red scarf too.
In the cuboard I look for you.
Gloves, gloves!
Where are you?
In the cupboard I look for you.
In the cupboard I look for you!
İNGİLİZCE
SONG: MUST BE SANTA. Who's got a beard that's long and white? Santa's got a beard that's long and white.
Who comes around on a special night? Santa comes around on a special night. Special night, beard that's white...
Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.
Who wears boots and a suit of red? Santa wears boots and a suit of red. Who wears a long cap on his head? Santa wears a long cap on his head.
Cap on head, suit that's red,
Special night, beard that's white... Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.
Who's got a big red cherry nose? Santa's got a big red cherry nose. Who laughs this way, "Ho, ho, ho!"? Santa laughs this way, "Ho, ho, ho!".
Ho, ho, ho, cherry nose,
Cap on head, suit that's red, Special night, beard that's white...
Must be Santa, must be Santa, Must be Santa, Santa Claus.
Who very soon will come our way, Santa very soon will come our way, Eight little reindeers on his sleigh, Eight little reindeers on his sleigh,
Reindeer sleigh, come our way, Ho, ho, ho, cherry nose,
Cap on head, suit that's red, Special night, beard that's white...
Must be Santa, must be Santa,must be Santa, Santa Claus.
Gems chant: Penguins
Penguins walk like this and that.
They are very sHort.
They are very fat.
Black and white.
They dive in the sea.
Looking for fish.
To eat for tea.
İNGİLİZCE
We have learned lots of new vocabulary: (Pek çok yeni kelimeler öğrendik).
SONG: TİME FOR ANOTHER YEAR,
January, February, March and April,
May, June and July,
August, September,
October November,
December.
January, February, March and April,
May, June and July,
August, September,
October November,
December.
These are the months of the year, oh these are the months
of the year, fill them with joy and cheer, the months of the
year.
İNGİLİZCE
Clothes Catwalk
Hello, what is your name?
My name is ___________ .
What are you wearing?
I’m wearing ___________ .
GEMS Concept (Penguins)
fish
penguins
sea
penguin eggs
fat penguins
walking penguins
Clothes Vocabulary:
Pants / trousers
coat
boots
hat
gloves
t-shirt
shoes
socks
scarf
Toys:
kite
doll
ball
teddy bear
scooter
robot
boat
train
Holiday:
candy
present
candle
tree
beard
boots
special night
suit
cherry nose
In January we will be introducing your children to:
*Food (fruits and vegetables vocabulary)
*Songs related to food for example, “Lets go to the Market” and
“Fruits and vegetable".
*Story: The Very Hungry Caterpillar (Eric Carle)
*Patch unit 6 ”Food”
İNGİLİZCE
AT JANUARY
Dünya sorularla dolu. Bilim dünyasına yumuşak bir
giriş yaparken, her zaman merak ettiğiniz
soruların cevaplarını öğrenmeye ne dersiniz?
Firavunlar nerede yaşar?
Nerede gece 24 saat sürüyor?
Dinozorlar nereye gitti?
Rahat anlaşılan metinler ve eğlenceli resimlerle,
her şeyi öğrenmek daha kolay.
KOLAY BİLİM NEREDE?
TÜRKİYE İŞ BANKASI YAYINLARI
Yazar: Co CONNOR
Çağdaş edebiyatımızın en sevilen yazarlarından Ayşe Kulin, Gizli Anların
Yolcusu ile bir kez daha okurlarını şaşırtıcı gerçeklerle yüzleşmeye
zorluyor. Bu kitap yerleşik ve düzenli hayatlarımızın nasıl da pamuk
ipliğine bağlı olduğunu, bir anda yıkılıp gidebileceğini gösteriyor bize...
Acı bir kaza... Bir anda ağızdan kaçan bir söz... Ansızın yayınevine gelen
bir dosya... Birbirine dolanmış eşarplar... Bütün bunlar, aykırı bir aşkın
başını ve sonunu belirlemeye yeter mi?
Gizli Anların Yolcusu, pek çoğumuzun anlamakta zorlandığı, yargılamakta
ısrar ettiği bir aşkın romanı. Ayşe Kulin her zamanki ustalığıyla
yaklaşmaya korkulan bir konunun üstüne giderek tabuları yıkmayı deniyor.
Bu romanda sadece aşkı değil, toplumun zorladığı hayatları, harcanmış
çocuklukları, kendi içindeki sırlarla en yakınlarını yaralayan ailelerin
öykülerini soluk kesen bir tempoyla okuyacaksınız.
GİZLİ ANLARIN YOLCUSU/EVEREST YAYINLARI
Yazar:Ayşe KULİN
REHBERLİK BİRİMİ
KİM O? BABAM MI?
Tarihsel zaman dilimi, gösteriyor ki babalık kavramı değişime
uğramış. Babanın ne olduğundan ziyade babalığın ne işlevi olduğu
daha tartışılır hale geldi. Ya da daha anlaşılır cevapları vermeye
başladık. Evet, anne çocuğun gelişiminde yadsınamayacak öneme
sahip ancak birçok faktör gösteriyor ki anne kadar baba da önemli.
Çünkü anne bağlanma figürü ancak baba da öyle… Çocukların
gelişiminde anne özdeşim figürü, baba da öyle… Çocukların
gelişmesinde anne sosyal taklit; baba da öyle…
Bu da gösteriyor ki annelerin çocuklarıyla kurduğu sağlıklı iletişim kadar babaların da
eşleriyle ve çocuklarıyla kurduğu iletişim çocuğun gelişimi açısından önemlidir.
KISACA TARİHTEN…
Babalarla ilgili çalışmalar 1980’li yıllardan önce başlamakla birlikte, 1990’lı yıllarda bu konu uluslararası
düzeyde daha yaygın bir biçimde konuşulup tartışılmaya başlanmıştır. Günümüzde ise, pek çok ülkede olduğu gibi
ülkemizde de babalara yönelik yayınlar ve etkinlikler çoğaldı.
Ancak ne ilginç bir durumdur ki, babalara karşı bu ilginin artması ve babalık rolünün değişmesinde en
önemli etken yine kadındır. Büyük olasılıkla kadının toplum içindeki konumunun değişime uğraması babanın rolünün
değişmesini zorlamıştır. İşte ilk anda akla gelenler;
-Ekonomik alandaki değişimlerin kadın-erkek rollerini etkilemesi
-Çalışan kadın sayısının artması
-Kadının tam gün dışarıda çalışmasına bağlı olarak, erkeklerin evle ilgili sorumlulukları paylaşmaları zorunluluğunun
oluşması, dolayısıyla çocukların bakımı ile ilgili yeni düzenlemelerin gerekli olması
-Evin idaresinin çoğunlukla kadında olması
-Kadının yüksek eğitim görmesi ve iş bulabilir olması
-Ekonomik açıdan erkeklerden daha bağımsız hale gelmesi
REHBERLİK BİRİMİ
REHBERLİK BİRİMİ
-Özellikle batılı toplumlarda daha çok sayıda boşanmış ya da dul erkeğin tek başlarına çocuklarının bakım ve
eğitim sorumluluğunu üstlenmeleri gerekliliği
-Geleneksel aile yapısının çekirdek aileye dönüşmesi, aile destek sistemlerinin zayıflaması ve çekirdek aile
içindeki bireye düşen rol ve sorumlulukların değişmesi
-Küreselleşen dünyada göçün artması
Toplumun değer yargıları, analık ve babalık rolü tanımlamaları vb. pek çok şey değiştikçe, iyi bir anne ya da iyi bir babadan anlaşılan da değişime uğramaktadır.
Konuyla ilgili örneklerden biri ABD’de yapılan çalışmalardan verilebilir; Amerikan toplumuna 18: yy. döneminden başlayarak günümüze kadar babalık kavramı dört farklı aşama geçirmiş.
*Ahlak öğretmeni babalar (18. Yy. – 19. Yy başları)
*Evinin ekmeğini kazanan babalar (19. Yy başları -20. Yy.’ın ortaları)
*Çocuğun cinsel kimliğini kazanmasına yardımcı olan babalar (1940 ile 1965 yılları arası)
*Çocuklarına bakan babalar (1965’ten günümüze).
REHBERLİK BİRİMİ
GÜNÜMÜZDE BABALAR–ÇOCUKLAR VE BAĞLANMA
Çocuğun, bağlanma figürünün bulunduğu ve stres düzeyinin düşük olduğu ortamlarda oyuna ve çevresini tanımaya
daha fazla yönelmesi beklenir. Babalarla ilgili yapılan çalışmalar ve geliştirilen modellerde babaya bağlanmanın bu
iki işlevin yakın ilişkisine dayandığı belirtilmektedir. Çocukların hem anneleri hem de babaları ile güvenli bağlanma
ilişkisi geliştirebildiği; ancak bunun, farklı yollardan gerçekleştiği kabul edilmektedir. Anne- çocuk bağlanması
bakım verme, baba-çocuk bağlanması ise oyun yoluyla gerçekleşmektedir. Güvenli bağlanmanın temelinde yatan
duyarlılık özelliğinin baba- çocuk bağlanmasında da belirleyici olduğu vurgulanmaktadır. Birincil bakım veren kişinin,
çocuğun temel gereksinimlerine duyarlı olması ve çocuğun o anda ihtiyaç duyduğu biçimde davranabilmesi gibi
babanın da çocukla oynarken onun oyun bağlamında ne istediğini anlayıp ona göre davranması son derece önemlidir.
Duyarlılık / ilgili olma özelliğinin, her iki ebeveyn ile farklı yollardan kurulan bağlanma ilişkisinde ortak ve
belirleyici role sahip olduğu belirtilmektedir.
Babaya bağlanma, katılımdan daha çok yukarıda sözünü ettiğimiz duyarlılık özelliği ile ilişkili bulunmuştur. Başka bir
deyişle, çocuğun babaya güvenli bağlanması babanın onunla birlikte geçirdiği zamandan çok ona gösterdiği
duyarlılıkla ilişkilidir. Babaların çocuklarıyla etkileşimi çoğunlukla oyun yoluyla olduğundan babanın çocuğa oyun
sırasında gösterdiği duyarlılık önem kazanmaktadır. Bu nedenle, anneye bağlanmanın değerlendirilmesinde
kullanılması, çalışmaların geçerliğini azaltmaktadır. Son dönemde babaya bağlanmanın ölçülmesinde kullanılacak,
babanın oyun sırasındaki duyarlılığına dayanan yeni yöntemlerin geliştirilmeye başlandığı görülmektedir.
Ebeveynlerin çocuk yetiştirmede dikkat etmeleri gereken iki ana boyut olan sıcaklık ve kontrol, babaların
boğuşma oyunlarında yer almaktadır. İyi dengelenmiş bir boğuşma oyununda baba, çocuğa iki mesajı birlikte
vermektedir: “Seni seviyorum” ve “Senden güçlüyüm”. Bu iki mesajı birlikte iletebilen ve çocuğun zaman zaman
yenmesine izin veren bir baba, çocuğun psiko-sosyal gelişimine önemli katkılar sağlar. Bu oyunlar, babaların disiplin
kurmada yararlandıkları son derece etkili araçlardır. Oyunun kontrolünü elinde tutan baba oyunda kuralları koyandır.
Farklı alanlarda çocuklara sınır koymanın olumlu sonuçlar doğurması gibi bu oyun sırasında da baba tarafından sınırlar
konması ve aynı zamanda çocuğun gereksinimlerine duyarlı olunması çocuk açısından önem kazanmaktadır. Babasının
ondan güçlü olduğunu bilen çocuk, bu durumla başa çıkmayı öğrenir. Bunu öğrenmesi de duygularını, özellikle de öfkesini
kontrol etmeyi öğrenmesiyle mümkündür. Öfke kontrolünü öğrenmede babanın, anneden daha etkin olduğu
bildirilmektedir. Babası onun yenmesine izin verdiğinde ise çocuğun yeterlik duygusu pekişmekte; herhangi bir olayın
üstesinden gelme konusunda kendine duyduğu oyunları oynayan çocukların yaygın kanının tersine daha az saldırgan
davranış gösterdiği ve yaşıtlarıyla daha olumlu ilişkiler kurabildikleri gözlenmiştir.
Unutulmamalıdır ki, anne – babanın rol modelleri, çocukların algılayışı bakımından, birbirinden farklılık
gösterir. Bu durum, anne – babanın birbirinden farklılığına da kaynaktır. Baba ne anne gibi olmalı ne de anne,
baba gibi davranmamalıdır. Gösterilen duyarlılık aynı olmakla birlikte anne – babanın farklılığı çocuğun ne zaman
nerede özdeşim kuracağını ayırt etmesi anlamında önemlidir.
Kaynakça;
Özkardeş, G, Oya; “Baba Olmak” Remzi Kitapevi, İstanbul, 2010. Cihanoğlu, M; “Bağlanma, Evlilik ve Aile Psikolojisi” Ed; Solmuş T. Sistem Yayıncılık, İstanbul, 2010
REHBERLİK BİRİMİ
OCAK AYINDA DOĞANLAR
DOĞUMGÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
SERA NAZ AKÖZER
POYRAZ KAVLAKOĞLU
MUSTAFA KEMAL TAPLAMACI
YAVUZ EFE KÖSE
ÖMER NAMYETER
CELAL EFE DURMUŞOĞLU
CEM İNAN TARMUR
Gülmek kadar a[lamakta doğaldır. Ağladığında bunu bebeklikle, mızmızlıkla yada kız vb. olmakla ilişkilendirmeyin üzüntüsünü anlamaya çalışın.
2010 yılında çekilmiş olan bir fotografınızı 2010 yılı hatırası olarak seçin. Resim hakkında çocuğunuza bilgi verin ve bize gönderin.
“Aile Etkileşim Programı” Prof. Dr. Belma TUĞRUL
Peçeteleri kaç şekilde
katlayabilirsiniz? DENEYİN...
Eşinize ve çocuğunuza 2010
yılıyla ilgili dileklerinizi ifade eden bir yeni yıl
kartı hediye edin.
Yeni yıl için evinizdeki bir kapı ya da camı
çocuğunuzun eserleri ve zevki ile süsleyin.
Bakalım ne kadar yaratıcısınız. Bir
kutudan neler yapabileceğinizi
görmek istiyoruz. “Yaratıcı Kutular”
sergimize gönderin.
Çocuğunuz ya da eşiniz size bir şey
anlatırken onu gerçekten dinleyin,
başka bir şeyle uğraşmayın, gözünün
içine bakın.
Aile bireylerine ait özel günleri
takvimde işaretleyin. Çocuğunuz henüz
okuma bilmediği için anlayabileceği
işaretler kullanın.
Rakamları, sayıları nerelerde görebiliriz? Bunu ailece tartışın,
listeleyin ve ay sonunda bize
gönderin.
Sen zaten her zaman .......... yaparsın vb diye başlayan suçlamalar ve etiketlemeler çocuğunuzun kendisini değersiz hissetmesine neden olur. Bundan kaçının.
Beraber dans edin. Eşiniz ve çocuğunuzla beraber “hayatta
nelerden vazgeçemeyeceğinizi”
konuşun.
Gerektiğinde samimiyetle özür
dilemekten çekinmeyin.
Beraberce krem karamel yapın. Karışımın nasıl
değişime uğradığına dikkat
çekin.