60

EG 92. sayı

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Ekim Gençliği 92. sayı / Mart 2006

Citation preview

Page 1: EG 92. sayı
Page 2: EG 92. sayı

Yeni bir say›m›zlamerhaba,

Gençli¤i yo¤unsiyasal gündemlerinbekledi¤i bir ayagiriyoruz. Bir yandanMart ay›n›n ola¤angündemleri veyaklaflan 1 May›s,di¤er yandanemperyalist-kapitalist sistemingün geçtikçe artansald›rganl›¤› bütünilerici kesimleri ciddisorumluluklarla karfl›karfl›ya b›rak›yor.

Ortado¤u’da yaflanan süreç ve bunun top yekûnyans›malar› aç›k ki bu baharda Martgündemlerine ola¤an üstü bir önem kazand›r›yor.Özellikle 19 Mart Irak iflgalinin y›ldönümü ve 21Mart Newroz Ortado¤u’daki geliflmeler uyar›ncakat be kat önemli hale geldiler. Zira söz konusutarihleri eylemli geçirmek ve güçlü politik tutum vesöylemlere konu etmek bir sorumluluktur.

Bütün bunlar›n yan›s›ra bir kampanya çal›flmas›örme çabas› harc›yoruz. Kampanya sürecinin bizimiçin anlam›, devrimci birleflik bir gençlikhareketinin oluflturulmas› süreci için gerekendevrimci önderlik sorumlulu¤umuzun yerinegetirilmesi ve bu ihtiyaç çerçevesinde mevzileryarat›lmas›d›r.

Bahar aylar› bütün yo¤unlu¤u ile bizi bekliyor!Kavga alanlar›nda görüflmek dile¤iyle...

Ekim Gençligi’nden

S o s y a l i s t G e n ç l i k D e r g i s iSay›: 92 - MART 2006

Fiyat›: 1 YTL. (KDV dahil)Sahibi ve Sorumlu Y. ‹fll. Md.: Gülcan CEYRAN EK‹NC‹

EKSEN Bas›m Yay›n Ltd. fiti.

Yönetim Adresi:Eksen Yay›nc›l›k Mollafleref Mah.

Turgut Özal Cd. (Millet Cd.) 50/10 Fatih/‹stanbulTel: 0 (212) 534 32 39 Fax: (0212) 635 69 93

E-mail: [email protected]

Ekim Gençligi

Bahar›nkavga ça¤r›s›

Ankasesleniyoruzaklardan

Hayat›n oldu¤uher yerdesavaflmak

Ticari e¤itimdosyas›

KazananOrtado¤uhalklar›olacak!

sayfa:3-4

sayfa: 8

sayfa: 23-29

sayfa: 41-42

sayfa: 50-51

‹Ç‹NDEK‹LER

Atatürk Bul. Gevrek Sok. Karakafl ‹flhan›No:13/22, Kar tal/‹STANBUL

Necatibey cd. Gözlükçü ‹flhan› No:26/24K›z›lay/ANKARA Tel: 0 (312) 229 06 44

Cemal Gürsel Cd. Shell Karfl›s› Vak›f ‹flhan› Kat: 3 No: 306 ADANA Tel: 0 (322) 363 52 91

EKSEN Yayıncılık Bürolar ı

Cumhuriyet mah. Tennur Sok. Cumhuriyet ‹flhan›Kat:3/5 Tel-Fax:0 (352) 232 66 71 KAYSER�

Sönmez ‹fl Saray› Kat 3 No 220Heykel / Bursa

Tel: 0 (224) 220 84 92

Saadetdere Mah. F›r›n Sok. No: 37/25 (Depo dura¤›)Esenyurt/� STANBUL

853. Sok. Bilen ‹flhan› No: 27/710Konak/� ZM� R Tel-Fax: 0 (232) 489 31 23

Baskı: Özdemir Matbaac›l›kDa� ıtım: Yaysat

Yeni dönemikazanmak

CMYK

Orta sayfa

sayfa: 30-35

Page 3: EG 92. sayı

Gençli¤i yo¤un siyasal mücadele gündemlerinin bekledi¤ibir bahar dönemine giriyoruz. Bahar›n ola¤an gündemleri ve 1May›s’a haz›rlanma görevinin yan› s›ra sistemin artansald›rganl›¤›n› yan›tlama sorumlulu¤u ilerici toplumsal güçlerive gençli¤i bekliyor. Ayn› flekilde gençlik, bu görevleriomuzlarken kendi gelece¤ini belirleyebilecek ad›mlaratabilmenin, devrimci bir hareket yaratabilmenin sanc›lar›n›hissetmeli. Ancak bu yolla sistemin krizinin bize yüklenmeyeçal›fl›lan faturas›n› burjuvaziye ödettirebilecek bir güç a盤aç›kar›labilir. Yine ancak bu yolla sistemin kendi krizi içindedebelenirken artan sald›rganl›¤› püskürtülebilir. Bu bahar, hemola¤an gündemlerinin kazand›¤› ola¤anüstü öneme uygun birkonumlan›fl ihtiyac›, hem Ortado¤u’daki emperyalistsald›rganl›¤›n vard›¤› düzeye yan›t verme aciliyeti ve hem degençli¤in devrimci hareketinin yükseltilmesi için gerekliseferberlik yüzünden önem tafl›yor.

Bahar›n ola¤an gündemleri olarak kastetti¤imiz hiçkuflkusuz tarihsel gündemlerdir. Dünya Emekçi Kad›nlar Günü,Gazi direnifli, Halepçe ve Beyaz›t katliamlar›, Irak iflgalininy›ldönümü, Newroz ve Agit ile K›z›ldere savaflç›lar›n›n flehadety›ldönümleri... Hepsi de kendi içinde güçlü ve yo¤un devrimcigündemler. Ancak toplumsal mücadelenin güncel tablosunadevrimci bir müdahalenin daha da yak›c›laflmas› ve düzencephesinden yap›lan hesaplar› bozma sorumlulu¤u nedeniylebu y›l ola¤anüstü bir önem tafl›yorlar.

Bu yaz›da gençli¤in her birine yönelik yaklafl›m›n› ve öneç›kar›lmas› gereken noktalar› ele almak mümkün de¤il, ama birbütün olarak vurgu yapaca¤›m›z iki noktay› ortaya koyabiliriz.‹lk olarak bu bafll›klar›n tamam›n›n birer tarihsel gündemolmaktan öte bir anlam tafl›d›klar›n›, devrimci mücadeleninfarkl› alanlar›nda yarat›lan miras› cisimlefltiren günler olduklar›n›ve dolay›s›yla birer takvim eylemlili¤ine daralt›lamayacaklar›n›söylemeliyiz. Ancak her biri ayr› ayr› ve hepsi de bir bütünolarak birlefltirici, güçlü, tok, devrimci durufla konu edildikleriölçüde gençlik bahar› kazanabilir. Yine ancak bu yolla bir bütünolarak bu gündemler gençli¤in devrimci eyleminingelifltirilmesine hizmet edebilirler.

Bunun artan önemi ise di¤er vurgu noktam›z› oluflturuyor.‹ktisadi ve siyasal aç›dan her gün biraz daha köfleye s›k›flan,bunal›m›n›n zorlu sonuçlar›yla karfl› karfl›ya gelen emperyalist-kapitalist sistem, bunu bizlere fatura etmeye çal›fl›yor. Tüm ac›sonuçlar›yla birlikte bu faturay› reddetme, düzenin yüzüneçarpma sorumlulu¤unun gerektirdi¤i net durufl bahar›n kavgagündemlerinde somutlan›yor. Üniversitelerde fiili bir hal alan,giderek derinleflen ve yayg›nl›k kazanan ticari e¤itim sald›r›s›,Ortado¤u’ya dönük yeni emperyalist müdahale hesaplar› vesüren iflgal, buna paralel olarak içeride muhalefet odaklar›nadönük terör dalgas›, yine içeride ezilenleri parçalamaya dönükfloven provokatif giriflimler bahar döneminde gençli¤inmücadele bafll›klar›n› da ortaya koyuyor. Gençlik kendi üzerinedüflen sorumlulu¤un hakk›n› vermeli, bahar› her alandadevrimci bir yenilenmeye konu edebilmelidir.

Ortado¤u’da halklar “yeni gün”e haz›rlan›yor!

Bahar gündemlerinin toplam öneminin yan› s›ra bunlar›n ikitanesi var ki güncel siyasal mücadelenin tüm anlam›n›kendilerinde bulabiliyoruz. Irak iflgalinin y›ldönümü olan 19 Martve 21 Mart Newroz. Ortado¤u’da emperyalist müdahalenin yenihedefi olarak ‹ran hem düzen, hem de devrim cephesiningündeminde. Burada yeni bir savafltan bahsetmeyece¤iz, ziraortada yeni olan bir savafl yok, süren bir savafl var. Biz deiçinde olmak üzere Ortado¤u halklar›yla emperyalizm aras›ndafarkl› cephelerde süren, her gün katliamlarla gözümüzünönünde yürütülen bir savafl. Bu savafl›n taraflar›ndan biri aç›k kihaydut ABD emperyalizmi ve uflaklar›d›r, ancak di¤er taraf›görünenden farkl› olarak Ortado¤u’nun kokuflmufl gericirejimleri de¤il, emekçiler, gençlik, bir bütün olarak halklard›r. Bizbu savafl›n taraf›y›z. Buna uygun bir konumlanma ve hareketiçinde olmal›y›z.

Ortado¤u halklar›n›n bu savafltan zaferle ç›kacaklar›nayürekten inananlar zaferin bir ad›n›n da Newroz oldu¤unubiliyorlar. T›pk› ‹ntifada gibi, t›pk› isyan gibi Newroz, kaderibirleflmifl, zaferi ancak birlikte kazanabilecek olan halklar›n veher milliyetten ezilenlerin bayram›d›r, “yeni gün”dür. Sömürgecisermaye iktidar› geçti¤imiz y›llarda Newroz’u hep özgürlükmücadelesine karfl› sald›r›ya konu etti. Özellikle geçti¤imizNewroz’un ard›ndan yaflananlar hala haf›zalarda. Bu y›l da ayn›noktadan hareketle sermaye iktidar›n›n Newroz’da bir ikilem

Bahar›n kavga ça¤r›s› ile

Gençliğin devrimci hareketinibüyütmeye!

3

Page 4: EG 92. sayı

dayataca¤›n› görmek zor de¤il. Ya liberal teslimiyet platformunauygun içi boflalt›lm›fl ve tek bir milliyetin ulusal gününden öteyebir anlam ifade etmeyen bir Newroz ya da Nevruz, yani azg›nbir faflist sald›rganl›k. Düzen cephesinden bir dizi provokatifeylem ve aç›klamayla flimdiden buna yönelik haz›rl›klarbafllam›flt›r. Gençlik bu cendereyi parçalamal›d›r. Onunpusulas› hem devrimci ve halklar›n kardeflli¤inin Newroz’unukutlamak ve hem de sald›r›lar› bofla ç›karmak olmal›d›r.

‹ran hedeftedir. Türkiye gençli¤inin kan› üzerine hesaplaryap›lmaktad›r. ‹ran halklar›n›n yan›nda yer alan gençlik ABDaskeri olmayacak, hesaplar› bozacakt›r. 19 Mart ve Newroz ençok da bu nedenle hayati bir önem tafl›maktad›r. Görevgençli¤in ve onu birlefltirmek için bir an önce harekete geçmesigereken devrimci güçlerindir. S›n›f savafl›m›nda gençli¤in öznelrolüne uygun tutum almas› sorumlulu¤u ancak bu yollagerçeklefltirilebilir.

Gençli¤in devrimci hareketini büyütmek için daha fazla çaba!

Tüm bu gündemler kavga dolu bir bahara iflaret ediyor.Gençlik bu kavgada yerini almal›d›r. Fakat bununla birliktegençli¤in as›l sorumlulu¤u gelece¤in daha büyük ve soluksuzkavgalar›na haz›rlanmak, birli¤ini ve örgütlülü¤ünü buna uygunbiçimde infla etmektir. Önümüzde, gençli¤in ikili bir sorumlulu¤uduruyor; bahar›n umut dolu ça¤r›s›na yan›t vermek, baharlabirlikte kendimizi yeniden örgütlemek. Tam da bu nedenle,oluflturulacak mücadele birikimi ve deneyimini bütünlemek,buradan yak›c› bir ihtiyaç olarak hissedilen gençli¤in devrimcihareketini büyütmek için genç komünistler bir ça¤r› yap›yorlar.Bu ça¤r› tüm gençli¤e, tüm ilerici güçleredir. Üniversitelerde vehayat›n her alan›nda gençli¤i cendere alt›na alan fiilisald›r› hatt›n› parçalayal›m, devrimci gençlik hareketinibu mücadele içinde gelifltirelim.

Bu özü itibariyle bir kampanyad›r. Kampanyan›nsonuçlar›n› görece¤imiz yer ise May›s ay›ndatoplanacak olan kurultayd›r. Kampanya ve kurultaylahedeflenen, her fleyden önce bir perspektifin gençli¤ingenifl kitlelerine tafl›nmas› ve maledilmesidir. ‹htiyaçoldu¤unu söyledi¤imiz örgütlenme, kitleselleflme,birleflik bir hareket gelifltirebilme gibi ad›mlar›n dar birçerçevede ele al›nmak yerine gençli¤in en genifly›¤›nlar›n›n ihtiyac› olarak muhatab›n›n gündemi halinegetirilmesi için bir ad›md›r kurultay. Gençli¤in devrimcihareketini büyütme görevine hedefli bir flekildeyüklenmektir. Buna uygun sürecin gelifltirilmesi içinyap›lan bir ça¤r›d›r.

Kampanya ve kurultay ça¤r›s›, bir toplanma de¤il,ama esas olarak bir kitle mücadelesi ad›m›d›r.Hedeflenen, örgütlenme ve mücadele alan›nda flimdiyekadar olan› aflan bir birikim ve örnek haline gelebilecekdeneyimler yaratmakt›r. Bunlar güncel planda tafl›d›klar›önemin d›fl›nda bir yan›yla da birleflik, devrimci birgençlik hareketi için ön ad›mlar say›lmal›d›r. Hareketint›kanma noktalar›n› sürekli tart›flmakta, çözüm önerileriortaya koymaktay›z. ‹flte kurultay, bizim için butart›flmay› pratiklefltirmenin ad›m› olmal›d›r. Alanörgütlenmelerini mi tart›fl›yorsunuz, pratikte üretti¤inizsonuçlar› ve deneyimi kurultaya tafl›y›n. Yerel yay›nlarm› ç›kar›yorsunuz, bunu kurultay yoluyla gençli¤inkolektif deneyim, birikim hanesine kaydedin. Sanatsalya da bilimsel temelde bir çal›flma m› var, ürünlerinizikurultayda kitlelere sunun. Gençlik mücadelesinin birnoktas›nda m› duruyorsunuz, kurultayla durdu¤unuz

noktay› daha ileriden örgütleyin, daha ileriden mücadeleye katk›sunun. ‹flte kurultay böyle bir imkan, böyle bir iddiad›r. Kurultayyoluyla gençlik bir dönemin s›n›rl› gibi görünen ama özündeciddi bir düzey kazanm›fl olan deneyimini s›çratma ve dahas›bu deneyimi kurultayda kolektife kazand›rma olana¤›n› buluyor.

Kurultay, bir çal›flma dönemi ve çal›flman›n ürünlerinin yenibir düzeyde ortaya konulaca¤›, gelifltirilece¤i bir ad›m olmas›n›nyan›nda bir örgütlülük de olabilmelidir. Kazan›lan mevzilerinkal›c›laflt›r›lmas› ve birleflik bir gençlik hareketinin gelecektekiöznesi olabilmesi için kurultay bir örgütlülük biçimindekurgulanabilmelidir. Bütün yerel ve merkezi planlamalar,çal›flma ve eylemler bu bak›flla ele al›nmal›d›r. Burada kaba birörgütlenme biçimi tarif etmiyoruz. Yukar›dan afla¤› belirlenmiflbir örgütlenme anlay›fl› da elbette olanakl›d›r, ancak bizimhedefledi¤imiz bunu aflan bir tarz› gerçeklefltirebilmek olmal›d›r.Yani yer yer kurultay haz›rl›k komiteleri olarak toplanan birbileflen de anlam tafl›makla birlikte kurultay›n as›l altörgütlenmeleri okullarda kurulu olan, bu süreçte kurulacak olanher türden ö¤renci örgütlenmesidir. ‹çinde komünistler olsun yada olmas›n bir okulda çal›flma yürüten, kitlelerle buluflmaya dairen küçük bir iddia tafl›yan ve gençlik hareketi için en küçük birsorumluluk hisseden tüm örgütlenmeler kurultay›n altörgütlenmeleri olarak düflünülmeli, sorumluluklar›na uygunbiçimde kurultaya haz›rlanmalar› istenmelidir. Kurultay haz›rl›kkomiteleri oluflturulacaksa bu potansiyeli birlefltirmek içinoluflturulmal›d›r. Zaman›m›z› ve enerjimizi içe dönük çabalarade¤il, kurultaya kat›lacak birimleri örgütlemeye ay›ral›m.

Sonuç olarak bu bahar gençli¤in devrimci ilerlemesininbahar› olmal›d›r. 8 Mart’›n, Gazi’nin, Newroz’un, Gabar’›n veK›z›ldere’nin devrimci ruhuyla ilerleyelim, sermayeye hak etti¤iyan›t› verelim ve kendi gelece¤imizi yaratal›m!

4

Page 5: EG 92. sayı

Bugünün burjuva toplumu iki s›n›f aras›nda süren mücadeleve çat›flmalar üzerinde yükselmektedir. Bu yönüyle savafl,bugün toplum yaflam›n›n do¤al ve sürekli bir parças›d›r. Tekfarkl›l›k kullan›lan araç ve yöntem üzerine yaflan›r. Elbette buaraç ve yöntemi belirleyen karfl›l›kl› konumlanan s›n›flar›nmücadele düzeyidir. Örne¤in, iflçi s›n›f›n›n örgütlülük vemücadele düzeyinin bugüne göre ileri oldu¤u 70’li y›llardaburjuva devlet bilinen savafl araç ve yöntemlerini kullanmaihtiyac› duymufltur. Halk›n üstüne aç›lan atefller, at›lanbombalar, kitlesel katliamlar, faflist çetelerin yolaçt›¤›çat›flmalar… Güncel bir örnek olarak Kürt ulusal kurtuluflmücadelesi ile sömürgeci sermaye devleti aras›nda yaflanançat›flma da bir savafl tablosunu ifade etmektedir. Gizli savaflörgütleri, iflkenceler, katliamlar, köy bas›p yakmalar veçat›flmalar... Bu yönüyle dünyan›n herhangi bir yerini iflgal edenABD ordusunun kulland›¤›ndan hiç de farkl› olmayan araç veyöntemler... Burada kilit olarak vurgulanmas› gereken nokta,bugün boyutlar› bu seviyede olmasa da söz konusu çeliflkilersürdü¤ü sürece savafl gerçekli¤inin varl›¤›d›r. Buradanç›karaca¤›m›z temel sonuçlardan birisi, savafl›n burjuvaiktidar›n›n sürdü¤ü koflullarda süreklili¤i olan bir olgu oldu¤udur.

Kapitalizm savafllara ihtiyaç duyar

Pazar için üretimin esas oldu¤u, rekabet ve kâra dayananve kendi süreklili¤ini sa¤lamaktan aciz bir sistem olankapitalizmin, farkl› co¤rafyalarda sürekli savafl ve çat›flmalardo¤urdu¤u, ikinci temel noktad›r. Sözde “tarihin sona erdi¤i”son 15 y›la bakt›¤›m›zda dahi bu gerçe¤i ac› bilançolarlagörmekteyiz. Bosna, Somali, Ruanda, Afganistan, Filistin, Irak,Çeçenistan… Say›lamayacak kadar çok örne¤in her biriemperyalist-kapitalist sistemin do¤al bir sonucudur. Tüm bubölgelerde yaflanan y›k›mlar, emperyalist-kapitalist sisteminderinleflen krizini aflma çabalar›n›n ürünüdür. Sistemi ayaktatutabilmek için peflinden koflturduklar› hammadde, pazar vejeo-stratejik üstünlük gibi aray›fllar, milyonlar›n öldü¤ü, onmilyonlar›n sakat kald›¤›, yoksulluk, sefalet ve sakatl›¤›nyayg›nlaflt›¤› savafllar› do¤urmufltur. Derinleflen krizemperyalist ülkeler aras› çat›flmalar› daha da k›z›flt›rarak,çat›flmay› dünya savafl› boyutlar›na tafl›r. Bu sebeple savafllardevletleri yöneten kifli veya kurumlar›n dengesiz fikirlerindende¤il, içinde bulunduklar› sistemin zaruri ihtiyaçlar›ndando¤makta ve kendini dayatmaktad›r. Dolay›s›yla, emperyalist-kapitalist sisteme yönelmeyen savafl karfl›t› muhalefet kendiiçinde tutars›z, hayat karfl›s›nda ütopik ve tarihsel olarak daperspektifsiz kalmaya mahkumdur.

Buraya kadar anlatmak istediklerimizi “savafl, siyasetin farkl›araçlarla sürdürülmesidir” sözüyle özetleyebiliriz. Bu somutgerçekli¤in karfl›s›nda savafl karfl›t› al›nan tutumlar›de¤erlendirerek buradan bir sonuç ç›karmak mümkün. Busonucu yak›n bir dönemde yaflanan Irak iflgali öncesi süreçtekipolitik atmosferin ve savafl karfl›t› muhalefetin dersleriyle degüncelleyebiliriz.

Burjuvazinin kitlelere afyonu flovenizm

Burjuvazi toplumun çok genifl kesimlerine yayg›n ve sürekliolarak seslenme olana¤›n› sa¤layan iletiflim araçlar›na sahip.Gazetelerdeki sat›l›k kalemler, sürekli denetimi alt›ndaki radyo,televizyon gibi araçlar ve daha birçok olanak bunlar aras›ndasay›labilir. Bu araçlar›n genel olarak seferber oldu¤u bir dönemolan savafl öncesi dönemler, burjuvazinin propagandas›n›ngenifl kitlelerde karfl›l›k bulabildi¤i dönemlerdir. Bu dönemdekiyönelimin temel karakteri milliyetçi söylemlerle birlikte kitlelerisavafl politikas›na kazanma yönündedir. Bunu geçti¤imiz Irakiflgali öncesi süreçte de yak›c› bir flekilde yaflad›k. Türkdevletinin öne ç›kan k›rm›z› çizgi hassasiyeti ve bununüzerinden mutlaka Irak’a girilmesi gerekti¤i toplumapropaganda edildi. Oysa bunun arkas›nda yatan, Amerikaniflbirlikçilerinin pastadan pay kapma hesaplar›yd›. Bunusa¤layabilmek için de gençli¤i bu kirli hedef için ölmeye, tümtoplumu da evlatlar›n› bu savafla yollamaya ve savafl›n olas›bedellerini ödemeye ikna etmek gerekmekteydi. ‹kinci nokta,

Yeniden savafl gündemi...

Geçmiflin dersleri ileemperyalizmi yenece¤iz!

5

Page 6: EG 92. sayı

sömürgeci devletin Kürt halk›na yönelik inkâr ve imhapolitikalar›n›n bu süreçte zora girmesi ve burjuvazinin bu kirlisavafl› Türk iflçi ve emekçilerinin savafl›ym›fl gibi yans›tmaçabas›yd›. Yani burjuvazi bu kirli savafla Türk iflçi veemekçilerini de ortak etmeye çal›flt›.

Savafl sürecinin tüm toplumda bir gericilik dönemi olaca¤›olgusunun gerisinde bu vard›r. Fakat bu k›sa vadeli olarakdo¤rudur. Orta ve uzun vadeli olarak ise her savafl ve iflgalsüreci bu burjuva yalanlar›n›n etki alan›n› da¤›tmakta, devrimcipropagandaya etki alan› açmaktad›r. Dolay›s›yla, devrimcilerinbu süreçte, ne kadar k›s›tl› olursa olsun, sahip olduklar› güç veolanaklarla yürütecekleri çal›flma büyük bir anlam tafl›maktad›r.Böylesi süreçler farkl› siyasal-s›n›fsal konumlar için de ayr›flt›r›c›olmaktad›r.

Böylesi bir süreçte “‹flçilerin birli¤i, halklar›n kardeflli¤i!”fliar›n› öne ç›karma, düzen karfl›s›ndaki konumlan›fl›n ifadesinibulaca¤› temel bir ayr›m noktas›d›r. II. Enternasyonalçürümüfllü¤ünün I. Dünya Savafl› öncesinde yaflad›¤› politikfarkl›laflma bu konuda uç bir örnek olarak tarihe geçmifl vekomünistlerin strateji ve taktiklerinin temel do¤rulay›c›s›olmufltur. Burjuvazinin bu süreçte t›rmand›rd›¤› flovenizmsald›r›s›na karfl› s›n›fsal bir tutumla iflçilerin birli¤i, halklar›nkardeflli¤ini savunmak, savafl karfl›s›nda al›nacak tutumun ilktemellerinden birisidir. K›sacas›, emperyalist savafl öncesikuflan›lmas› gereken ilk silahlardan birisi enternasyonalizmdir.

Türkiye’de yeni savafl gündeminin ilk etkilerinden birisiningüçlü bir gericilik rüzgar› olaca¤› aç›kt›r. Türkiye burjuvazisininbuna ihtiyac› vard›r. Gerek ‹ran gündeminin yarataca¤› geniflboyutlu etkiden kendi iç bütünlü¤ünü sa¤lamak için, gerekse deKürdistan’›n farkl› bir bölgesinde bafllayacak olan hareketlili¤inkendi içine etkilerini engellemek için buna ihtiyac› vard›r. ElbetteAmerikan uflaklar›n›n bu sefer oynamaya haz›rland›klar› dahaileri görevleri gerçeklefltirmeleri de buna ba¤l›d›r. Burjuvazininsözcülerinin “bu sefer hata yapmayaca¤›z, ‹ran operasyonundayer alaca¤›z” söylemlerinin hayat bulabilmesi bir yönüyle bunaba¤l›d›r. Komünistler ve emperyalist savafl karfl›tlar› bugündenbu ideolojik etki alan›na yönelen müdahalelerini güçlendirmeli,enternasyonal kardefllik çerçevesinde kitleleri birlefltirici vesaflaflt›r›c› olmal›d›rlar.

Bir saman alevi: “Savafla Hay›r!” muhalefeti

Savafl dönemleri toplumlar için temel önemde de¤iflikliklerinyafland›¤› dönemeçler olabilmekte, savafl gündemi kitlehareketinin h›zla yükselmesine yol açabilmektedir. Tarihselolarak bunun örnekleri fazlaca mevcuttur: Birinci ve ikinciemperyalist paylafl›m savafllar› sonras› tablo, Vietnamsavafl›n›n ilerleyen dönemlerinde yükselen hareketlilik veyak›n bir örnek olarak Irak iflgalinin öncesinde yükselenkitle hareketleri bunun tarihsel örnekleridirler. Buradavurgulanmas› gereken nokta, kendili¤inden bir karaktereve bilince sahip olan savafl karfl›t› hareketin, sorununçözüm dinamiklerine yönlendirilebilmesidir. Reformizminbu konudaki tutumu aç›kt›r. En son deneyimde degördü¤ümüz gibi, hareketi yönlendirme iddias›na sahipolanlar hareketin peflinden sürüklenmekte, hatta onu geriçeken bir konuma düflebilmektedir.

Buraya kadar yapt›¤›m›z tespitlerin ›fl›¤›nda dönüpbakt›¤›m›zda, tutarl› bir hatta yürüyen savafl karfl›tl›¤›,sorunu kendi kayna¤›yla birlikte ele almak ve çözümdinamiklerini bu temelde zorlamak zorundad›r. Bupolitikan›n pratik karfl›l›¤›, savafl karfl›t› tutumunemperyalizm karfl›tl›¤›na ve buradan kapitalizm

karfl›tl›¤›na ba¤lanmas›d›r. Böylesi bir politik hatta oturmad›¤›sürece, h›zla yükselecek ve kitleselleflecek bir savafl karfl›t›muhalefet saman alevi misali kendini tutuflturup,sönümlenmeye mahkûm olmaktad›r, olacakt›r.

Reformistlerin en genifl kitleyi kapsama ad› alt›ndasavunduklar› geri platform, politik aç›dan geniflleyen de¤il,savafl›n kötülü¤ü ve bunu yürütenlerin kiflisel özelliklerines›k›flan dar bir çerçeveyi ifade etmektedir. Hareketin kitleselli¤initaleplerden giderek tart›flmak oportünizmdir. Çünkü kitlelerinsavafl gerçekli¤i karfl›s›nda harekete geçti¤i bir dönemdekitleselli¤i belirleyen, yükselen hareketin yaratt›¤› dinamikler veyürütülen çal›flman›n etki alan›d›r.

Genç komünistlerin savafl karfl›s›ndaki tutumu

Tüm bunlar›n ›fl›¤›nda genç komünistler, tarihsel bir iddian›nsahipleri olarak, böylesi bir dönemi olanaklar ve sorumluluklarçerçevesinde de¤erlendirirler. Olanaklardan kastedilen, savafl›nyaratt›¤› hoflnutsuzluk, yükselen kitle hareketi ve hareketegeçen kitlelerin eylem içinde politikleflme kanallar›n›naç›lmas›d›r. Sorumluluklar ise bir dizi boyutu içeriyor. Kitlelerinartan hoflnutsuzlu¤unu ve yükselen hareketlili¤i politik olarakyönlendirmek, h›zla geliflen hareketin ihtiyaçlar›n› yan›tlamak veburjuva ideolojik platformunun iki farkl› e¤ilimi karfl›s›ndakitleleri uyan›k tutabilmektir. Bu iki e¤ilimden birisi, gericili¤int›rmanmas›yla birlikte kitlelerin burjuvazinin saflar›nayönelmesidir. ‹kincisi ise burjuva hümanizmas› çerçevesinehapis olmufl bir savafl karfl›tl›¤› tutumuyla eylemdeki kitlelerinbilincini düzene emanet etmektir.

Genç komünistlerin misyonu da bu çerçeveyi iflaret ediyor.“Komünist gençli¤in mücadelenin bütün dönemlerini vealanlar›n› kesen en öncelikli görevi, gençlik içinde proletaryasosyalizminin/iflçi s›n›f› devrimcili¤inin bayra¤›n› yükseltmek,ideolojide, politikada, de¤erler sisteminde ve nihayet belirleyicibir alan olarak pratik mücadelede bunu lay›k›yla temsil etmeyibaflarabilmektir.” Komünistlerin savafl karfl›s›nda yükseltece¤is›n›f savafl›n›n bayra¤›n› gençlik kitleleri içerisinde bu misyonunsahipleri tafl›yacaklard›r.

Bugünden yap›lmas› gereken, “‹flçilerin birli¤i, halklar›nkardeflli¤i” fliar›n› yükselterek, bunun mümkün olabilece¤i biriciktoplumsal sistem olan sosyalizm alternatifini kitlelere tafl›makt›r.Güncel geliflmeler takip edilip, emperyalistlerin ve iflbirlikçilerininsavafl haz›rl›klar› etkin bir biçimde teflhir edilmeli, savafl›nkayna¤›nda emperyalist-kapitalist düzen oldu¤u gerçe¤i kitleleredöne döne anlat›lmal›d›r.

Savafla karfl› bar›fl için savafl› yükselt!Yaflas›n proletarya enternasyonalizmi!

6

Page 7: EG 92. sayı

“Saraylara Savafl, KulübelereBar›fl!” çal›flmas›ndan ilk

etkinlikDönemin

bafllamas›ylaOrtado¤u’daemperyalist iflgali konualan çal›flmam›zda ilketkinlik olarak bir filmgösterimigerçeklefltirdik.Savafllar›n nedengerçekleflti¤ini, bir avuçasala¤›n ç›karlar›n›nnas›l korundu¤unu,halklar üzerine oynananoyunlar›n kredilere,ekonomik antlaflmalaraba¤l› oldu¤unu,özgürlük ve yaflan›las›bir dünya için birleflipsavaflmam›z gerekti¤inimüthifl bir mizah gücüve politik etkiyleanlatmas›ndan kaynakl›Charlie Chaplin’in“Büyük Diktatör” filminigöstermeyi tercih ettik.

Bir haftay› aflk›n birçal›flma ile süreklias›lan afifller, bölüm veyurt kantinleri ileyemekhaneye da¤›t›lan2.000 bildiri... Birçokinsanla konuflarak, hemçal›flmaya hem deetkinli¤e kat›lmalar›n›istedik. “Ortado¤u’dasavafl” konulu birçokduvar gazetesihaz›rlanarak as›ld›.Uzun sürediryürütülemeyen esnekbir çal›flma bafllat›lm›floldu ve okulda politikbir etki yarat›lmas›sa¤land›. 28 fiubat

akflam› yap›lan film gösterimine 50 kifli kat›ld›. K›sa bir konuflma ile bu filmigöstermemizdeki amaç ve “Saraylara savafl, kulübelere bar›fl!” çal›flmas›n›n nas›lbir çal›flma oldu¤unu anlatt›k. Kat›lmak isteyen herkesi çal›flmaya ça¤›rd›k. Filminsonunda ise bir tart›flma ve ileriye dönük düflünceleri almay› planlamam›za ra¤mengerçeklefltiremedik. Vaktin geç olmas› ve etkinli¤in çok uzun sürmesi buna nedenoldu. Ancak iki gün sonras› için bir toplant› yapmay› kararlaflt›rd›k.

Bu film gösterimi ilk ad›m olarak anlaml›yd›. Bundan sonras›n› zaman veçal›flma irademiz gösterecek. Kazanaca¤›m›z koca bir dönem var. fiimdi kollar›s›vama zaman›!

“Saraylara Savafl, Kulübelere Bar›fl!” çal›flmas›ndanbir Ekim Gençli¤i okuru

7

“Katil ABDOrtado¤u’dan

defol!”1 Mart akflam›, 1 Mart tezkerenin

mecliste reddediliflinin 3. y›l› vesilesiyleEkim Gençli¤i, Ankara Gençlik Derne¤i,Emekçi Hareket Partisi Gençli¤i,Kald›raç, Kurtulufl Partisi Gençli¤i,Marksist Bak›fl, Özgür E¤itim Platformu,Sosyalist Gençlik Derne¤i ve Tüm ‹lericiGençlik Derne¤i taraf›ndan düzenleneneylemle, Ortado¤u’da estirilen savaflrüzgarlar›na karfl› “‹flçilerin birli¤i,halklar›n kardeflli¤i!” fliar› yükseltildi.

Sakarya Meydan›’nda birarayagelen kitle, meflalelerle YükselCaddesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti. “KatilABD Ortado¤u’dan defol!”, “Yaflas›nhalklar›n kardeflli¤i!”, “Kahrolsunemperyalizm!”, “Yaflas›n devrim vesosyalizm!”, “Direnen halklarkazanacak!” sloganlar›n›n s›kl›klaat›ld›¤› eylem Yüksel Caddesi’ndeyap›lan bas›n aç›klamas›yla devam etti.

Bas›n aç›klamas›nda, 1 Marttezkeresinin meclisten reddediliflinin 3.y›l›nda Ortado¤u’da yine emperyalistsavafl rüzgarlar› estirildi¤i belirtilerek,Rice ve ekibinin Ortado¤u’da savafldiplomasisine bafllad›¤›, bir sonrakidura¤›n da Türkiye oldu¤u ifadeedilerek, tezkere kazas›ndan sonrauflakl›¤›n› tazelemifl sermaye iktidar›n›n‹ran’a emperyalist müdahale için ABDve Avrupal› emperyalistlerin emirlerineamade oldu¤u vurguland› ve flunlarsöylendi:

“Bütün halklar kardefltir ve halklaryaln›z, sahipsiz de¤ildir! Bu ülkeningençli¤inin gelene¤i, emperyalistlere buco¤rafyay› dar eden bir gelenektir…‹flte bu yüzden, baflta ‹ran halk› olmaküzere tüm Ortado¤u halklar›nado¤rultulmufl bu silahlara, emperyalistkuflatmaya, emperyalist iflgal alt›ndakitopraklarda her gün bir yenisiylekarfl›laflt›¤›m›z insanl›k d›fl›uygulamalara karfl› ‘Yaflas›n iflçilerinbirli¤i, halklar›n kardeflli¤i!’ fliar›n›yükseltiyor, Ortado¤u halklar›n›n yaln›zolmad›¤›n› hayk›rarak herkesi emperyalistiflgale karfl› durmaya ça¤›r›yoruz.”

Mart ay› boyunca emperyalist iflgalekarfl› eylemliliklerin yükseltilmesi ve 18Mart’ta düzenlenecek eyleme kitleselkat›l›m sa¤lanmas› ça¤r›s›yla vesloganlarla aç›klama sona erdi.Aç›klamaya yaklafl›k 100 kifli kat›ld›.

Ankara Ekim Gençli¤i

Page 8: EG 92. sayı

‹ran’a karfl› bafllat›lan savafl haz›rl›klar› tüm h›z›yla devamediyor. Halklar›n tepkisini azaltmak, gerçekleflecek savafl›nhakl› oldu¤unu kan›tlamak için ‹ran’›n nükleer çal›flmalar›yladünyan›n tehdit edildi¤i yaygaras› kopar›l›yor. Irak savafl›öncesinde de ayn› senaryoya baflvurulmufltu. ‹ran’›n nükleerçal›flmalar›yla bir tehdit oluflturdu¤u, ‹ran’da demokrasininolmad›¤› vb. gerekçelerle “dünyaya özgürlükler ve demokrasi”da¤›tan ABD, t›pk› Irak’ta yapt›¤› gibi ‹ran’a da müdahaleedecek ve Irak halk› gibi ‹ran halklar›n› da “özgürlü¤ü”nekavuflturacak.

Ama art›k bütün dünya Irak’ta yaflan›lan vahfletin veemperyalist müdahalenin nedenini çok iyi biliyor. Irak’taki petrolyataklar›n› ya¤malamak ve bölge üzerindeki egemenli¤inipekifltirmek. ‹ran’a yönelik savafl haz›rl›klar›n›n da nedeni ayn›.

ABD Irak iflgalinden ald›¤› derslerin yard›m›yla bu savafladaha iyi haz›rlan›yor. Bir dizi Avrupal› emperyalist ülkeyi deyan›na alm›fl durumda. Türkiye de ABD’nin tam hizmetinde busavafltaki yerini alacak ve efendisinin istekleri do¤rultusundaelinden ne geliyorsa yapacak.

Halklar aras›nda düflmanl›k körükleniyor

Emperyalistler sömürü ve ya¤ma düzenlerini sürdürebilmek,egemenliklerini pekifltirebilmek için halklar aras› düflmanl›klar›körüklüyorlar. Emperyalist savafl› meflrulaflt›rmak için ‹ran’›nterörizme destek verdi¤ini söylüyorlar. Nükleer çal›flmalar›nadevam ederse dünyay› bekleyen felaketlerin senaryolar›yaz›l›yor, sat›l›k burjuva kalemflörleri halklar aras›ndadüflmanl›¤› körüklemek için var güçleriyle çal›fl›yor. ‹ran’›n gericibir rejimle yönetildi¤i, oraya demokrasinin götürülmesi gereklili¤itart›fl›l›yor, bunu yapacak olan›n da ABD önderli¤indekiemperyalist ülkelerin oldu¤u söyleniyor.

Bu savaflta Türkiye çok özel bir yerde duruyor. Türkburjuvazisi ve ülkeyi yönetenler, Irak savafl› s›ras›nda ABDkarfl›s›nda kaybetti¤i prestijini bu savaflta telafi etmek vepastadan düflecek k›r›nt›lar› kapmak için kendisine biçilenmisyonu daha ileriden gerçeklefltirmeye çal›fl›yor. Topraklar›n›emperyalist savafl için sonuna kadar emperyalistlerin hizmetineaçarak, bölge halklar›na karfl› bir sald›r› üssü haline getirecek.Halklar›n katliam›na kendi cephesinden kat›lacak. Savaflado¤rudan kat›ld›¤› bir durumda ise, bu ülkenin gençli¤inehaklar›n katili olma dayat›lacak. Bunu yapabilmesi için de ‹ranhalklar›na karfl› düflmanl›k yaratmas› gerekiyor.

‹ran halklar› kendisine yönelecek böyle bir savaflta elbettekendisini koruyacak ve kendisine karfl› savaflanlar› da düflman›olarak görecektir. Oysa bu ülkenin emekçilerinin ve gençli¤inin‹ran halk› ile hiçbir sorunu olamayaca¤› gibi, tersine dayan›flmaiçerisinde olmas› gerekti¤i aç›kt›r. Ama kendi sefil ç›karlar›u¤runa savafla baflvuran emperyalistler ve onlar›n iflbirlikçisigerici rejimler halklar› birbirlerine düflman etme yolunabaflvurur. Bugün yap›lmaya çal›fl›lan da halklar aras›nda kin vedüflmanl›k tohumlar› ekmektir.

Savafl bölge halklar› için tam bir y›k›m olacak!

Emperyalistlerin savafl haz›rl›klar› tüm h›z›yla sürüyor. Busavafl bafllad›¤› zaman t›pk› Irak’ta oldu¤u gibi katliamlaryaflanacak. Binlerce insan k›y›mdan geçirilecek, oluk oluk kanak›t›lacak. Özgürlük ve demokrasi götürüyoruz diyerek yinebinlerce çocu¤u katledecek, binlerce insan› iflkencedengeçirecekler. Kardefl halklar birbirine k›rd›r›lacak. Ortado¤u tamanlam›yla bir kaosa sürüklenecek, çat›flma ortam›yayg›nlaflacak.

Bütün bunlar›n yan›nda Ortado¤u halklar›n› bekleyenekonomik aç›dan da tam bir y›k›m olacak. Emperyalizm girdi¤iher yeri talan ederek y›k›m› derinlefltirecek, halklar daha dafakirleflecek ve daha kötü koflullarda yaflamaya mahkumedilecek.

Bu sald›rganl›kta özel bir yer tutmaya haz›rlanan Türkiye deekonomik aç›dan olumsuz etkilenecektir. Zaten ekonomik krizleriçerisinde debelenen ve bu krizlerin faturas›n›n iflçi-emekçilertaraf›ndan ödenmesi için çaba harcayan sermaye devleti,emperyalist savafl›n ve kendi üstlendi¤i özel misyonun gere¤iolarak savafl›n faturas›n› yine bu ülkenin iflçi-emekçilerinins›rt›ndan karfl›lamaya çal›flacak. Sermaye devleti d›flar›da birsavafla girdi¤i oranda içeride de azg›n bir terör uygulayacak,iflçi-emekçilerin en ufak bir hak alma eylemine bile azg›ncasald›rman›n olanaklar›n› arayacakt›r. ‹flsizlik artacak, iflçi-emekçiler daha da kölece çal›flt›r›lacakt›r.

Zafer direnen halklar›n olacak!

Irak’ta bata¤a saplanan ABD ve yandafllar› ‹ran’a sald›rarakbir ç›k›fl yolu ar›yorlar. Irakl› direniflçiler her gün birçok sald›r›eylemi gerçeklefltiriyor ve ABD’ye ecel terleri döktürüyor.Emperyalist ç›karlar› için azg›nda Ortado¤u halklar›na savaflaçan emperyalistler kendi sonlar›n› da haz›rl›yorlar. ABD hergeçen gün biraz daha köfleye s›k›fl›yor ve can havliylesald›rmaya devam ediyor. Ama Ortado¤u’dan emperyalistleriçin bir ç›k›fl yolu yok. Çünkü hiçbir halk›n özgürlük istemibast›r›lamaz. ABD ve di¤er emperyalistler için Irak batakl›k, ‹ranmezar olacak, kardefl halklar kazanacak!

‹ran’a karfl› nükleer savafl haz›rl›klar› sürüyor!

Kazanan Ortado¤uhalklar› olacak!8

Page 9: EG 92. sayı

Türkiye’de uygulanan e¤itim politikalar›n›n veuygulamalar›n›n ilk kez denenip hayata geçirildi¤i, ayr›cailk teknokentin ve üniversite-sanayi iflbirli¤i uygulamalar›ad›mlar›n›n at›ld›¤› yer olmas› nedeniyle, ODTÜ’nünsermaye aç›s›ndan ayr› bir yeri vard›r. Bu yüzden deODTÜ’de gerçeklefltirilen sald›r›lar ve verilen tepkileringenel ö¤renci hareketine ve Türkiye’ye etkisi ayr› önemkazanmaktad›r. Birçok vesileyle teknokentleri ve üniversite-sanayi

iflbirli¤ini iflledi¤imiz için bu yaz›da özel olarak ODTÜTeknokent’i tart›flma konusu yapaca¤›z. fiimdiye kadarODTÜ, sermayenin ihtiyaçlar›n› do¤rultusundaçal›flmaktan geri durmam›flt›r. Tabiri caizse sermayeyehizmette kusur etmemifltir. Türkiye’nin ilk teknokenti 1987 y›l›nda ODTÜ’de

kurularak üniversitenin kap›lar› sermayeye tam anlam›ylaaç›lm›flt›r. Kendi deyiflleriyle çok titiz bir çal›flman›nürünüdür. Hatta “Amerika ve ‹ngiltere’deki örnekleriincelenerek” kurulmufltur. ODTÜ Teknokent’in kurulufl amac› flöyle

tan›mlanmaktad›r: “... ülkemizin uluslararas› arenadarekabet gücünü artt›racak teknolojileri gelifltiren ve üretenfirmalara... sundu¤u… olanaklar›yla, … üniversite-sanayiiflbirli¤ini artt›rmaya yönelik etkinlikleriyle –taraflararas›nda- sinerji do¤mas›na katk› sa¤lamak.” Buradataraflar, insanl›k için, toplumun ç›karlar› ve ihtiyaçlar›do¤rultusunda bilim üretmesi gereken üniversite ilesömürücü s›n›f olan burjuvazi yani sermayedir. Sermayeiktidar› koflullar›nda do¤acak olan bu sinerji, ortayaç›kar›lacak güç sermayenin ç›kar› için kullan›lmaktad›r. ODTÜ Teknokent 180.000 metrekare alana yay›lm›fl bir

kenttir. Bu kadar büyük bir arazide 150’ye yak›n flirketbulunmaktad›r. Teknokent’te yerler metrekaresi binlerce

dolara kiralanmaktad›r. Ancak ODTÜ bu olay› “Bizgayrimenkul kiralamay›z, teknolojik geliflmeye vetoplumsal kalk›nmaya katk›da bulunuruz” diyerekanlat›yor. Do¤rudur. As›l amaç kiralayarak para kazanmakde¤il, sermayenin sömürü sistemine katk›da bulunmakt›r.Zaten flirketlerin kazand›klar› milyonlarca dolar›n yan›ndaverdikleri kira çok komik bir rakamd›r. Ayr›caüniversitenin imkânlar›n›, laboratuarlar›n›, ö¤retimüyelerini, hatta ö¤rencilerini istedikleri gibi çal›flt›rmarahatl›¤›, vergi indirimleri, teflvik primleri, yard›mlar,krediler varken Teknokent sermaye için alt›n yumurtlayantavuktan farks›zd›r. Ayr›ca ODTÜ Teknokent üniversitelerde üretilen

bilimin üretimde kullan›lamad›¤›n› neden göstererek “bizbunun için kurulduk” diyor. Sermaye üniversitelerdekibilim anlay›fl›n› kendine göre de¤ifltirsin ve parayadönüfltürsün, deniyor. Ayr›ca ODTÜ, “uluslararas›pazarlara yönelinmesi” gerekti¤ini, “AB ülkeleri veuluslararas› iflbirli¤ini güçlendirilmesi” gerekti¤inisöylüyor. Özcesi dünyadaki kapitalist emperyalist dünyadüzeniyle bütünleflmekten bahsediyor.ODTÜ Teknokent’i “Teknoloji Gelifltirme Bölgesi

(TGB)” olarak de¤il de bir yaflam biçimi olaraktan›ml›yorlar. Yaln›zca flirketlerin bulundu¤u ve sadece ifliçin gelinen bir yer de¤il de bir yaflam alan›, hattasanayinin üniversite içindeki yaflam tarz› olarak görüyorlar.Nas›l ki biz ö¤renciler için üniversite sadece ders demekde¤ilse, sermaye için de sadece Teknoloji GelifltirmeBölgesi de¤il, deniyor. Teknokent’in bir flehir olaraktasarland›¤›n› söylüyorlar. Yani bizim anlayaca¤›m›zsermayenin hizmetinde sermayenin küçük kentleri,Teknokentler…

SSeerrmmaayyeenniinn kkeennttii ::

OODDTTÜÜ--TTeekknnookkeenntt 9

Page 10: EG 92. sayı

Teknokent’in Yönetim Kurulu’nda kimler bulunuyor?

Öncelikle Rektörlük ad›na Rektör yard›mc›s› Prof. Dr.Canan Çilingir (Yönetim Kurulu Baflkan›), Lütfü Varo¤lu(SSM Elektronik Sistemler, fiube Müdürü) Faz›lAyd›nmakina (Emekli Hava Tümgeneral), fierafeddinCeceli (Ankara Sanayi Odas›-ASO- Yönetim KuruluÜyesi). ODTÜ’de polislerin e¤itim almas›na tepki olarakörgütlenen eylemlerde Rektör Yard›mc›s› Canan Çilingir“Okulun sat›lacak yeri vard›r, kiralanacak yeri de”demifltir. Bu cümle bile üniversiteye nas›l bir ticarethanemant›¤›yla bakt›¤›n›n göstergesidir. Bir tümgeneralinbulunmas› silah sanayine verilen önemi, ODTÜTeknokent’in bu konuda tuttu¤u yeri aç›kçagöstermektedir. Di¤er bileflenler ise özel bir flirketinmüdürü ve tam anlam›yla sermaye kesimini temsil edenbir odan›n temsilcisi. Daha fazla söze gerek kalm›yor.ODTÜ Teknokent’inin kimlere hizmet etti¤i ayan beyanortada…

Silah sanayi ve ODTÜ Teknokent’i

fiirketlerin sektörel da¤›l›mlar›na bak›ld›¤›nda, %51’iniyaz›l›m flirketleri, %22’sini savunma ve silah flirketleri (30flirket) oluflturuyor. Bu flirketlerin ABD ve ‹srail ordular›ile yapt›klar› antlaflmalar aç›kça dillendiriliyor. Hatta birerövünç kayna¤› olabiliyor. ABD’nin Skorsky markahelikopterlerinin yaz›l›mlar›n›n bir k›sm› ODTÜ’deüretiliyor ve bu helikopterler Ortado¤u halklar›na“demokrasi” götürmekle görevlendiriliyor. ‹srail Filistin’iiflgal ederken, Filistinli çocuklar ‹srail tanklar›n› tafllarkenözgürlükleri için, ODTÜ Teknokent’indeki flirketler ‹srail

Ordusu’na ait tanklar›n gelifltirilmesi, at›fl simülasyonucihazlar› antlaflmalar› yapabiliyor. Hatta yine ODTÜTeknokent’teki bir flirket NATO’dan gizlilik belgesialmakla övünebiliyor. Bu belge NATO’yla gizliantlaflmalarla silah ve malzeme sat›fl› yapan firmalaraveriliyor. Örnekleri ço¤altmak mümkün. Ancak hepsininç›kt›¤› ortak yer: ODTÜ Teknokent’inde tüm dünyahalklar›n› tehdit eden silahlar üretiliyor.

ODTÜ Teknokent’i kim ziyaret eder?

NATO temsilcileri, Orgeneraller, Kara KuvvetleriE¤itim ve Doktrin Komutan›, Kara Kuvvetleri ‹stihbaratOkulu Heyeti, vb... Tüm bunlar ODTÜ’de üretilen,gelifltirilen silahlar›, simülasyon aletlerini görmek veincelemek için geliyorlar. Bu ziyaretler, ordunun ODTÜTeknokent’e ne kadar önem verdi¤inin ve bu konudaODTÜ’nün tuttu¤u yerin en aç›k ifadesidir.

Sonuç yerine

ODTÜ Teknokent’e dair daha söylenecek çok sözümüzvar, ancak bu kadar› bile kimlere hizmet etti¤inigörmemize yeter de artar bile. Üniversite-sanayi iflbirli¤iile, teknokentler ile geçeklefltirilen üniversiteninsermayeye peflkefl çekilmesi, bilimsel üretimin ortadankalkmas›d›r. Her fleyi metalaflt›ran günümüz kapitalisttoplumu ars›zca insanl›¤a sald›rmaktad›r. Biz kapitalizmiçökertemedi¤imiz ölçüde kapitalizm insanl›¤› bir çöküflesürüklemektedir. Tarih insanl›¤a giderek daha aç›k birbiçimde flunu dayatmaktad›r: “Ya kapitalist barbar l›k, ya sosyalizm!”

10

Page 11: EG 92. sayı

fiemdinli’de patlayan bombalar›n sesiunutulurken, devlet bürokratlar›ndan birininyapt›¤› aç›klamalar konuyu tekrar gündemegetirdi. Emniyet Genel Müdürlü¤ü DaireBaflkan› Sabri Uzun flöyle bir aç›klamadabulundu: “H›rs›z evin içindeyse kilit ifleyaramaz!” Bu aç›klama üzerinden yaflanangeliflmeleri ve süreci k›saca hat›rlayal›m.fiemdinli’de patlayan bombalar ve

ard›ndan yaflananlarla tam anlam›yla suçüstüyakalanan devlet, hukuksal süreci devreyesokmak zorunda kalm›fl, TBMM’de fiemdinliKomisyonu oluflturulmufl, “suçlular”bulunmufltu. Ancak olay›n kilit bir yerindeduran Genelkurmay Baflkanl›¤› olay›nfaillerinin arkas›nda duran bir tutumsergilemiflti. Ard›ndan mahkemeler, serbestb›rak›lan “suçlular”, yeniden yarg›lamalar vekapal› kap›lar ard›nda gerçeklefltirilenkomisyon toplant›lar›yla süreç ilerledi. fiemdinli’de patlayan bombalar hedefli bir politikan›n

ürünüydü. Y›llard›r ulusal özgürlük ve kurtulufl mücadelesiveren Kürt halk›na dönük inkâr ve imha politikas›n›ndevam›yd›. Yine y›llard›r sürdürülen kirli savafl›n biryans›mas›yd›. Yaflananlar›n ayd›nlat›lmas›n› isteyen,y›llar›n biriktirdi¤i öfkeyi soka¤a tafl›yan bir halk›n üzerineatefl aç›ld›, insanlar sokak ortas›nda katledildi. Devlet içinedüfltü¤ü bataktan ç›kmak için tüm hünerini gösterdi vezeytinya¤› gibi üste ç›kmaya çal›flt›. Fakat senaryosunukendi yazd›¤› oyun kendi oyuncular›ndan birinin yapt›¤›aç›klamayla bozuldu. Böylece bir kez daha, bizim hep›srarla vurgulad›¤›m›z çeteleflmifl devlet gerçe¤i apaç›kortaya ç›kt›.Yap›lan aç›klamaya Adalet Bakan› ve hükümet sözcüsü

Cemil Çiçek taraf›ndan getirilen yorum tam bir ars›zl›körne¤i. Sabri Uzun yukar›da da belirtti¤imiz gibipatlamalar›n sorumlulu¤unun devletin içinde yer alan birgücün oldu¤unu ileri sürdü. Asl›nda sorumlu devletiniçindeki güç de¤il fakat devletin kendisiydi. Patlamaöncesi iki subay›n görevli olarak Ankara’dan yola ç›kt›¤›,bu süre zarf›nda bir kifliyi kaç›rd›klar›, bunun üzerine polistaraf›ndan yakaland›klar›, polise görevli olduklar›n›söylemelerine ra¤men görev ka¤›tlar›n›n olmad›¤› fakatAnkara’dan getirebileceklerini söyledikleri aç›klamada yeral›yor. O dönemin Ankara valisi Yahya Gür’ün kendikendine yaz›p onaylad›¤› bir görev ka¤›d› ç›kt›¤› daaç›klamalar aras›nda. Ortada bir olaylar zinciri var.Kuflkusuz bu yaln›zca buz da¤›n›n görünen yüzü. Sabri

Uzun’un TBMM fiemdinli Komisyonu’na verdi¤i bilgilerikamuoyuna aç›klamas› bakan Çiçek taraf›ndan “ahlaki” birsorun olarak de¤erlendiriliyor. Temel tart›flma üzerinehiçbir söz söyleme ihtiyac› duymayan bakan Çiçek, tambir ars›zl›kla kamuoyuna yap›lan aç›klaman›n “ahlaki”boyutunu tart›fl›yor. Hükümetin sözcüsü kapal› kap›larard›nda yap›lan araflt›rmalar› ve ortaya ç›kan geliflmelerigeçifltiriyor; dikkati baflka bir tart›flmaya çekmeyeçal›fl›yor. Bakan›n çabas› aç›k ki ayyuka ç›kan devlets›rr›n› örtbas etmektir. Bu vesileyle bir kez daha hat›rlatal›m. Bu ülke

topraklar›nda y›llard›r süren bir ulusal kurtulufl mücadelesivar. Onlarca bedel ödeyen, sürekli devlet terörüne maruzkalan bir halk›n uyan›fl› var. Bu halk›n ulusal eflitlik veözgürlük istemleri var, ki bunu fiemdinli’de bir kez dahagördük. Ama bu ayn› topraklar üzerinde y›llard›r bir kirlisavafl sürdüren, bir halka dönük imha ve inkâr politikalar›güden bir devlet gerçe¤i var. Bu gerçeklik Marafl’ta,Gazi’de, Ulucanlar’da, 16 Mart’ta, Ermeniler’e, Rumlar’adönük katliam politikalar›nda var. Ayn› gerçekliksermayenin di¤er sald›r› politikalar›nda, özellefltirmelerde,gençli¤e dayat›lan geleceksizlikte, ç›kar›lan anti-demokratik yasalarda vb. yans›mas›n› buluyor. fiemdinli çeteleflmifl devlet gerçe¤ini dolays›z olarak

ortaya koymufltur. Sermaye düzenin varl›¤›n›koruyabilmesinin tek güvencesi olan devlet ayg›t› tümkurumlar›yla sistemli ve örgütlü bir tarzda halklara, iflçi veemekçilere, gençlere sald›rmaktad›r. Bu kirli oyunlar›bozman›n tek yolu mücadeleden geçmektedir.

fiemdinli soruflturmas›nda ayyukafiemdinli soruflturmas›nda ayyukaç›kan devlet s›rr›!ç›kan devlet s›rr›! 11

Page 12: EG 92. sayı

30 Mart 1972 günü sabah› Tokat’›n Niksar ilçesine ba¤l›küçük bir köy olan K›z›ldere’de on yi¤it devrimci flehit düfltü.On yi¤it devrimci: THKP/C militanlar›ndan Mahir Çayan, HüdaiAr›kan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, NihatY›lmaz ve Ahmet Atasoy, THKO militanlar› Cihan Alptekin veÖmer Ayna…

Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idamlar›n› durdurmak içinÜnye’den kaç›rd›klar› üç ‹ngiliz teknisyen ile K›z›ldere’desaklan›rlarken izleri bulundu ve kolluk güçlerinin büyük y›¤›na¤›ile kuflat›ld›lar. Söz konusu olan sadece bir avuç gençdevrimciydi, bu kadar silah, asker ve mühimmat niyegerekmiflti? ‹flte bu sorunun yan›t› Mahir’in samanl›¤›nçat›s›ndan gürleyen sesiyle verilecekti. Devletin teslim olça¤r›lar›na Mahir, içerideki en güçlü silah›, devrimci kararl›l›¤›ve direniflçi kimli¤i savuruyordu: “Biz buraya dönmeye de¤il,ölmeye geldik!” ‹flte bu bir avuç devrimcinin o gün devletekorku salan güçleri buradan geliyordu, bugüne devrettiklerimiras›n gerisinde de bu vard›r.

K›z›ldere’de uzun ve zorlu çarp›flmalar yafland›. Sonu belliolan bu çat›flman›n gerisinde on yi¤it devrimcinin Türkiyedevriminin gelecek kuflaklar›na ilham verecek olan bir direnifldestan› kald›.

Devrimci yükselifl dönemi ve reformizmden kopufl

’60’l› y›llar dünyada uluslararas› tekellerin sermayelerinigeliflmekte olan ülkelere kayd›rd›klar›, modern s›n›fsal gelifliminburalarda h›z kazand›¤› bir dönem olmufltu. Bu geliflmeye ba¤l›olarak Türkiye’de yayg›n bir kentleflme süreci yaflanmayabafllam›flt›. ‹flçi s›n›f›n›n nesnel gelifliminin yan›nda kentlerdeyo¤un bir emekçi nüfus birikiyordu. Dünyadaki mücadelelerinde etkisiyle bu dönemde ülkede ilk ciddi ve yayg›n eylemliliklergeliflmeye bafllad›.

Her ne kadar ö¤renci gençli¤in eylemleri olarak alg›lansada, bu dönem bütün toplumu kapsayan bir hareketlilik sözkonusudur. Nitekim ö¤renci gençli¤in ilk büyük eylemi ‘65’teKozlu direniflinde iki iflçinin öldürülmesi üzerine örgütlenir.Ard›ndan geliflen süreçte ise iflçi hareketi ve ö¤renci hareketiyer yer kesiflse de ayr› mecralardan ak›fllar›n› sürdüreceklerdir.‹flçi hareketi yeni direnifllerle geliflerek 15-16 Haziran’da doru¤aulaflacak, ö¤renci hareketi ise kitlesel eylemlerin gelifltirdi¤isüreçte politikleflecek ve ‘69-’70 y›llar›nda reformizmdendevrimci kopuflun zemini olacakt›r.

‹flte Mahir’i ve o dönemin di¤er devrimci önderlerini ortayaç›karan, yetifltiren koflullar bunlard›r. FKF’nin harekete dargeldi¤i, T‹P reformizmi ve kendini anayasa ile s›n›rlam›flburjuva sosyalizmi ile hesaplaflman›n kap›ya dayand›¤› birdönemde bu devrimci önderler tarihsel bir rol oynam›fllard›r.Onlar›n tarihimizdeki as›l kay›tlar› da budur. Yani pek çokdevrimci onlar gibi ölüme yi¤itçe gidebilmifllerdir. Devrimcinin

bir görevi de budur. Ancak ölümü yi¤itçe kucaklaman›n yan›s›ra Mahir, Deniz ve ‹brahim ile adlar› o tarihsel kesitle birliktean›lan devrimcileri büyük k›lan, reformist tutumun karfl›s›naç›kabilme cüreti ve devrimde ›srard›r.

Hareketin önder kadrolar›n›n bir ço¤u bafllang›çta T‹Püyesiydi. Hem T‹P içinde, hem FKF bünyesinde T‹Pparlamentarizmine, reformizmine, o dönem YÖN’cüler olarakbilinen cuntac›lara karfl› yo¤un bir mücadele dönemi yafland›.‘61’den sonraki nispi demokratik ortam›n geçicili¤i de çokgeçmeden görülmeye bafllanm›flt› zaten. ‹flçi grevlerinde,yurtlarda insanlar katlediliyor, polis terörü t›rman›yordu. Buortam devrimci fikirlerin ve prati¤in geliflmesi ve kitleleremalolmas› için de uygun bir zemin yaratm›flt›. Fikir KulüpleriFederasyonu’nun ad› 1969’daki 4. Kurultay›’nda TürkiyeDevrimci Gençlik Federasyonu, k›saca Dev-Genç olarakde¤ifltirildi. Bu, sadece bir ad de¤iflikli¤i de¤ildi. Devrimci birçizginin giderek netleflmesi, bu çizginin burjuva sosyalizmi ileyollar›n› ay›rmas› anlam›na geliyordu. Süreç oldukça h›zl› gelifltive dünyada öne ç›kan ak›mlar›n da etkisi ile Aral›k 1970’deTHKP-C kuruldu.

Bu kurulufl kendi belgelerine flu tutumla yans›r: “Biz sa¤c›ideoloji ile uzlaflm›yor ve devrimci ideolojik bayra¤› yükseklerdetutmaya çal›fl›yoruz. Bu do¤ru tutumdur. Biz do¤ru

K›z›ldere’den Gabar’a, Ulucanlar’dan gelece¤e tafl›nan gelenek…

Biz buraya dönmeye de¤il,ölmeye geldik!

12

Kahpe ?stanbul?un, kahpe bir bılgesinde, Bir evdeyim, yolda?larımla beraber.

Bu ev, yolda?lık?dostluk?karda?lık?mertlik?kazan“ ve sevgi evidir.

Bu evde, her?ey o kadar g�zel ve o kadaranlamlıdır ki...

Ev de de?il, ada, ada! Satılmı?lı?ın, kahpeli?in, riyakarlı?ın, adili?in

ve her “e?it a?a?ılık ve her “e?it yabancıla?manın

karı?ımı olan, Karanlık Denizi?nin ortasında,

G�ne?i batmayan bir ada. Ben ne ?uralıyım ne buralı,

Adalıyım adalı, Adam ormanlıktır.

Dostluk yolda?lık, mertlik ormanı, b�t�n ada?mı kaplar.

Erdemin g�ne?i yirmid�rt saat aydınlatıradamı

Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlı?ı. Ben adalıyım ey kahpe h�cre, Ada?lı.

(Mahir Çayan’›n hücresinde yazd›¤› fliirden...)

Page 13: EG 92. sayı

tutumumuzda sonuna kadar direniyoruz ve direnece¤iz. Çünküyollar›m›z›n bu tutumla çelikleflece¤ine, hareketimizin ancak bukararl› tav›rla ileriye do¤ru hamleler yapaca¤›na kesinlikleinan›yoruz...” (THKP-C Dava Dosyas›, s.227)

Ayn› dönemde benzer biçimlerde parlamentarizm ileyollar›n› ay›ran di¤er devrimci gruplar da eylemlerinebafllam›fllard›. Üstelik geçmifl dönemin birikiminin de etkisi ileh›zla kitleler içinde etki alan› buluyorlard›. Dev-Genç giderek birö¤renci örgütlenmesi olmaktan ç›k›yor, kentlerde ve k›rlardayo¤un olarak emekçilerle buluflmaya bafll›yordu.

Devrimci geliflme sermaye iktidar›n› tutum almaya zorlad›ve 12 Mart karfl›-devrimi yafland›. Cuntan›n kurulmas› ve NihatErim’in baflbakan olmas› ile birlikte çap› oldukça genifl tutulanbir terör operasyonu bafllad›. Büyük flehirlerin tümünün içindebulundu¤u 11 ilde s›k›yönetim ilan edildi ve devrimcilere karfl›bir sürek av›na giriflildi. Mahir bu sürek av› s›ras›nda yoldafl›Hüseyin Cevahir ile birlikte bir evde s›k›flt›r›ld›. Sadece ikidevrimcinin karfl›s›nda yaklafl›k 500 silahl› adam diken devletbu çat›flmada Cevahir’i katletti ve Mahir’i de yaral› olarakyakalad›. Maltepe’de k›st›r›ld›klar› evde devletle difle diflçat›flma içerisindeyken siper yoldafllar› Sinan Cemgil, KadirManga ve Alpaslan Özdo¤an’›n Nurhak’ta flehit düfltü¤ünüö¤rendiler. Bu haber onlar› oldukça sarsm›fl ve ama öfkelerinide bilemiflti.

Mahir yaral› olarak yakaland›ktan sonra tutukland›. Bir süreoldukça a¤›r koflullarda hücrede tutulsa da zindan duvar›n›k›rmay› baflard› ve içlerinde THKO militanlar›n›n da bulundu¤u4 arkadafl› ile birlikte firar etti. Bu arada idamlar› onaylananDeniz, Yusuf ve Hüseyin’in kurtar›lmas› için eylem haz›rl›¤›nagirifltiler. Bu eylem K›z›ldere’de sonland›.

Mahirler’in temsil etti¤i, K›z›ldere’de topra¤a düflmeyen devrimci

de¤erlerdir!

Devrimciler her ülkede ve herça¤da mücadele etmeyi seçen yi¤itkiflilerdir. Onlar› çok zaman bumücadelenin sonunda karfl›layan ölümolur. Ancak devrimciler için ölümseçilen yolun bir parças›d›r ve herkesgibi onlar da maddi varl›klar›n›n er geçortadan kalkaca¤›n›n fark›ndad›rlar.Geriye kalan ise yarat›lan mevziler vedevrimci de¤erler olacakt›r. Bayrak yenikuflaklara devredilirken k›z›llaflacak vedevrim mücadelesi çetinleflenkoflullarda buradan al›nan güçlesürdürülecektir.

Mahir’den, K›z›ldere flehitlerindenve daha genel olarak ‘68-’72yükseliflinin devrimcilerinden geriye nekald›¤›na bak›ld›¤›nda ilk karfl›m›zaç›kan devrimci kimlik olacakt›r. Buradadar anlam›yla bir direniflçi kimlikten,düflman karfl›s›nda tutum alabilmektensöz etmiyoruz. Bunu da kapsayacakbiçimde en genifl anlam›yla devrimcikimlikten söz ediyoruz. Günün kolaysolculu¤una, reformizme tutumalabilmekten bahsediyoruz. Bugün degenel bir etki alan› bulabilenreformizmin o günün koflullar›ndaoldukça güçlü olan etki alan›n›k›rabilmek ve bu çemberin d›fl›nda

ç›karak devrimci yan› koruyabilmekle belirlenmifl bir devrimcikimlik… ‹flte as›l miraslar› budur. Ortaya koyduklar› teorikplatformun hatalar›na ra¤men onlar›n devrimcili¤ini tart›fl›lmazk›lan bu cürettir, bunun gerisindeki Marksizm’e duyulangüvendir. Henüz hiçbirinin teorik geliflimini tamamlamad›¤›,eldeki kaynaklar›n s›n›rl› oldu¤u koflullarda reformistlerinkarfl›s›na Marksizm-Leninizm bayra¤› ile ç›kabilmektir. O gününs›n›rlar› budur, bu baflar›lm›flt›r.

Kuflkusuz bunu tamamlayan ve bugünün genç devrimcikuflaklar›n› devrime çeken, onlara ilham veren, kuflaklar boyudevrimi düzen karfl›s›nda kal›c› biçimde koruyan yanlar› isedireniflçilikleri ve bafl e¤mezlikleridir. Düzenin son derece güçlüoldu¤u, yenilmezli¤ini ilan etti¤i dönemlerde bu topraklardadevrimciler ç›km›flsa, bu aslolarak eski kuflaklar›n yaratt›¤›devrimci de¤erlerin ve her fleye ra¤men, her koflulda yoladevam etme kararl›l›¤›n›n ürünüdür. Bu topraklarda bar›flç›sosyalizmin, parlamentoculu¤un tutmamas›n›n, uzun vadedegeleceksiz oluflunun gerisinde bu de¤erlerin yafl›yor olmas› vedaha kuflaklarca yaflat›labilecek bir güvenceye kavuflmalar›vard›r.

Onlar en zor anda bile düzen karfl›s›nda diz çökmemifller,devrimci direngenliklerini korumufllard›r. Üstelik bu öyle birinanç, öyle bir güvendir ki, inan›lmaz zor koflullarda bir firar›baflar›l› k›lm›flt›r. Sorun bafltan beri ölmek de¤il, yenilmemek,devrim için geride bir fleyler b›rakmakt›r. ‹flte onlar› bu yoldabaflar›l› k›lan bu güçlü inançlar› olmufltur.

Haklar›nda söylenebilecek çok fley oldu¤una kuflku yok.Emekçi halka duyulan insan sevgisi, tüm yaflam›n devrimci birtarzda örgütlenmesi için azami çaba, baflka halklar›n sorunlar›ve mücadeleleri ile ilgilenme, at›lganl›k ve yarat›c›l›k bunlardanbaz›lar›. Ama tüm bunlar›n içerisinde en yüksekte tutulmas›gereken aç›k ki devrimci siper yoldafll›¤›d›r. Mahirler’iK›z›ldere’ye götüren farkl› bir örgütten devrimciler için hareketegeçmeleriydi. ‹damlar› durdurmak için eyleme geçmifllerdi.

13

Page 14: EG 92. sayı

Nitekim tüm bu süreç boyunca devrimci örgütler

aras›nda güven ve iflbirli¤ini sa¤layan, onlar› en

güçlü duygularla yan yana tutan siper

yoldafll›¤›d›r. Günümüzde yaz›k ki istendi¤i gibi

hat›rlanmayan ve çok zaman rekabetçili¤e,

küçük ç›karlara, dar grupçulu¤a kurban edilen

siper yoldafll›¤›n›n anlam› iflte budur: Bedeller

pahas›na devrim saflar›ndaki her unsura omuz

vermek, sahip ç›kmak, dayan›flmay› ve birlikte

mücadeleyi bu bak›flla süreklilefltirebilmek.

Dönemin devrimci önderlerinin canlar›

pahas›na koruduklar› de¤erlerin ve bilincin en

büyük düflman› ise tasfiyecilik ve reformizm

olmufltur. Hem ‘70’li y›llar boyunca, hem de ‘80

karfl›-devriminin ard›ndan devrimcilikten ricat

edenler kendi karamsarl›klar›n›n ve yenilgi

atmosferlerinin en büyük düflman› olarak

gördükleri bu de¤erleri ortadan kald›rmak için

çaba harcam›fllard›r. Kendileri aç›s›ndan baflar›l›

olduklar›na kuflku yok. Onlar ilk önce bu

de¤erleri ve kimli¤i tasfiye ederek düzene

yamanm›fllar, ard›ndan da genel olarak sol

saflarda haf›zalardan silemedikleri devrimci

kiflilikleri sahiplenerek içini boflaltmaya

çal›flm›fllard›r. Bugün reformizmin ve

tasfiyecili¤in temsilcileri Mahir’i ve Deniz’i

sahiplendiklerini söylüyorlar. Sorun fludur: Onlar

bu devrimciler flahs›nda temsil edilen kimli¤i

tafl›yamazlar. Direngenlik, devrime adanma,

uzlaflmaya karfl› aç›k ve net tutum, siper

yoldafll›¤› ruhu onlarda bulunmamaktad›r.

Bu de¤erler Türkiye devriminin en k›z›l

sayfalar›nda kanla yaz›l› durmaktad›r. Ve bugün

bu k›z›ll›¤›n tafl›y›c›s› olanlara aittirler. ‹lkelili¤i

bayrak edinebilen, yüzü gelece¤e dönük, direnifl

kültürüne sahip olan kim ise o bu de¤erlerin de

gerçek sahibidir. Bugün aç›kt›r ki komünistler ve

komünist iflçi partisi taraf›ndan temsil edilen çizgi

kendi mücadelesinde tüm devrimci miras›n ve

de¤erlerin tafl›y›c›s› ve güvencesidir. Onlar› gözü

gibi korumak da hakk› ve görevidir.

Zor dönemlerde tasfiye rüzgar›na karfl› dik

durmay›, düzen cephesinden gelene oldu¤u

kadar sol saflardan gelen sald›r›lara da gö¤üs

germeyi baflaran, günlük küçük hesaplarla de¤il,

“Türkiye’nin devrimci gelece¤ini örgütlüyoruz!”

fliar›yla hareket eden, s›n›f devrimcili¤inin

gereklerini her fleyin önünde tutan partimiz

taraf›ndan temsil edilen ve güvence alt›na alan

geçmiflin miras›n› ve de¤erlerini korumak ve

gelece¤e tafl›mak tüm komünistlerin öncelikli

görevidir. Genç komünistler son y›llarda ortaya

koyduklar› çaba ile bu görevin hakk›n›

vereceklerini göstermifllerdir.

Mahsum Korkmaz’›n an›s› önündesayg›yla e¤iliyoruz!

Gabar?ın direni? ruhuylateslimiyete ge“it yok!

Kürt hareketinde çok önemli bir yer tutan Mahsum Korkmaz, Diyarbak›rSilvan’da do¤mufltur. Daha lise y›llar›nda Mazlum Do¤an’la tan›fl›r ve 1976y›l›nda PKK’ye kat›l›r. Askeri alandaki baflar›lar›yla k›sa sürede KürdistanUlusal Cephesi (ERNK) lideri olmufltur. Mahsum Korkmaz, Kürt ulusalmücadelesinde bir bafllang›ç say›labilecek 15 A¤ustos at›l›m›n›n mimar›d›r.15 A¤ustos hareketi KUKM’nin ilk muharebesi olmas›n›n yan›nda, bir yönüylede zindan direnifllerinde parlayan k›v›yc›m›n atefl almas›d›r. Mazlumlar’›ndirenifl çizgisinin da¤larla buluflmas›n› ise gerilla komutan› Mahsum Korkmaztemsil ediyordu.

Kürt halk›n›n tarihinde ac›lar, y›k›mlar, zulümler vard›r. Mazlumlar’›n,Mahsumlar’›n tarihi ise k›ran k›rana bir mücadele tarihidir. Tarih göstermifltirki, topraklar› iflgal alt›nda olan, her gün bomba sesleriyle uyanan,iflkencelerden geçirilen, katledilen k›sacas› ezilen halklara direniflten baflkayol gözükmemifltir. Ezilen halklar›n bafl›nda gelen Kürt halk›n›n y›llard›r sürenözgürlük hasreti, somut ifadesini devletin zindanlar›nda direnifl yolunu seçenMazlumlar’da ve bu çizgiyi da¤lara ve Kürt halk›na tafl›yan Mahsumlar’dabulmufltur.

‹mhac› ve inkarc› Türk burjuvazisine Kürt halk› flahs›nda bir savaflça¤r›s›yd› Agit ismi. Da¤larda bafllayan süreç Kürt halk›n›n y›llard›r süregelenbekleyifline ›fl›k tutuyordu.

Mahsum Korkmaz, özellikle 15 Temmuz’dan sonra Kürt halk› içerisindebir efsaneye dönüflmüfltü. Ulusal kurtulufl savafl›m›n›n geliflmesinde büyükbir paya sahipti. Yaflam›n› sömürgecili¤e karfl› savafla adam›fl Kürt halk›n›nen yi¤it evlatlar›ndan bu büyük devrimcinin bugün hala Kürt halk›n›n kalbindeyaflamas›n›n gerisinde, onun kiflili¤inde cisimleflen devrimci savafl ça¤r›s›vard›r. Teslimiyet platformunun bu ismi hala silememesinin gerisindeki gerçekde budur.

Mahsum Korkmaz ismi -t›pk› Mazlum Do¤an ve Kemal Pir gibi-teslimiyetçiler taraf›ndan kullan›lmakta, içi boflalt›larak sahiplenilmektedir. Budönemin ulusal devrimcilerini büyük k›lan onlar›n Öcalan’a olan “sadakat vesevgi ile ba¤l›l›klar›” de¤il, mücadele bayra¤›n› yüklenmeleri ve menziletafl›malar›d›r.

‘80 karfl›-devriminin en karanl›k günlerinde yeni bir mücadele ateflitutuflturmak için yola ç›kanlar›n güç ald›klar› devrimci kararl›l›k, bugün deteslimiyet de¤il isyan ruhunda yafl›yor. Sömürgeci sermaye iktidar›n›nsald›rganl›¤› karfl›s›nda sokaklar›n› tafllar ve yürekleriyle koruyan çocuklar›ngözlerinde yafl›yor. O çocuklar ki isimleri Mazlum, Kemal ve Hayri’dir, isimleriMahsum’dur.

Mahsum Korkmaz, umutsuzlukla ve gericilik y›llar›nda, ’80 karfl›-devriminin y›ld›r›c› etkisinin birçoklar›n› etkiledi¤i bir dönemde, arkadafl› veö¤retmeni Mazlum Do¤an’›n yolunu tutmufltur. Onu ve arkadafllar›n›ellerindeki s›n›rl› olanaklarla Kürdistan da¤lar›nda yeni bir devrimin fitiliniatefllemeye götüren, kurtulufl inanc› ve devrime duyduklar› ba¤l›l›kt›r. Bununbir yan› ulusal kurtulufl savafl›m›n›n miras›, önceki 26 Kürt isyan›n›n b›rakt›¤›gelenek, di¤er yan› ise bu topraklarda kendilerinden önce sosyalizm u¤runasavaflm›fl devrimcilerin devretti¤i de¤erlerdir.

Mahsum Korkmaz, 28 Mart 1986‘da Gabar da¤›nda ç›kan bir çat›flmadakatledildi. Direniflçiler “Teslimiyet ihanete, direnifl zafere götürür!” demifllerdi.Bu fliar bugün çok daha fazla geçerlidir. Kürdistan topraklar›na özgürlük,ancak Mazlumlar’›n, Mahsumlar’›n izledi¤i çizgiye kararl›l›kla sahip ç›kmaklamümkün olacakt›r.

Kürt ulusuna özgürlük!Bîji Azadi, Bîji Sosyalizm!

14

Page 15: EG 92. sayı

“Proletarya, kad›nlar›n tam kurtuluflu içinsavaflmadan, kendisini kesin kurtaramaz.”

Lenin“Proletaryan›n devrimci s›n›f mücadelesi olmaks›z›n

kad›nlar›n gerçek ve tam kurtuluflu olanaks›zd›r.Kad›nlar bu mücadeleye kat›lmaks›z›n kapitalizmin

parçalanmas›, sosyalist yeniyi yaratmak olanaks›zd›r.”Clara Zetkin

Kad›ndan beklenen fedakârl›k, anlay›fl, sab›r veflefkat olagelmifltir. Kad›na ö¤retilen terbiyeli venamuslu bir genç k›z, sad›k bir efl ve iyi bir anne olmas›gerekti¤idir. Çal›flan bir kad›n da, çal›flmayan bir kad›nda böyle olmal›d›r. Yuvay› yapan difli kufl, dünyan›n ikikez lanetlenmifli olarak mutlulu¤u yakalayabilme hakk›n›ise midesini ele geçirerek kalbine do¤ru yol ald›¤›erke¤e tam bir ba¤l›l›k göstererek elde edebilir. Çünküona öyle ö¤retilmifltir. Tersinden erke¤e verilen ö¤üt ise,s›rttan eksik edilmemesi gereken sopa ve karn›ndaneksik edilmeyecek s›pa olmufltur. Sanayi devrimi ile geliflen kapitalizm, kad›na yeni bir

yük daha bindirdi. Kapitalizmin ihtiyaçlar› çerçevesindekad›n fabrikalara sürülmeye bafllan›rken, burada daikincil cins konumu devam eder. Erkekle ayn› ölçüdeçal›flmas›na ra¤men ifl yaflam›nda da kad›na vas›fs›z,beceriyi ve e¤itimi gerektirmeyen ifllerde sorumlulukverilir. Burjuvazi kad›n› yedek ifl gücü olarak görür vebuna uygun davran›r art›k. Ama kad›n hâlâ asligörevlerini yapmakla yükümlüdür, hâlâ bir ev iflçisidir.Anal›k sorumlulu¤u ve çocuklar›n bak›m› tümüylekad›n›n üzerine y›k›l›r.

Tüm bunlara karfl›n kad›n 5 Ekim1789’da bafllad›¤› yolculu¤una

mücadeleiçindedevam

eder. Frans›z ‹htilali’ni bafllatan ekmek ayaklanmas›küçük bir k›z taraf›ndan çal›nan davulun sesiyle hareketegeçen büyük bir kad›n kalabal›¤›n›n eseriydi. 21-22Ekim 1789’da Fransa’da Versailles’teki ekmekayaklanmas›n›n bafl›nda da kad›nlar vard›. Kad›nlarekmek istiyordu ve ald›lar. 16 Eylül’de kad›nlar hububatyüklü befl arabay› Chaillot’ta durdurdular ve bunlar›Paris’teki Belediye Kona¤›’na getirdiler. 17 Eylül’de isef›r›nc›lara k›zan kad›nlar belediyeyi kuflatt›lar. Belediyetaraf›ndan görüflmeye ça¤r›lan kad›nlar avaz avazba¤›rarak, erkeklerin hiçbir fleyden anlamad›klar›n›,bundan böyle sorunlar› kendilerinin çözece¤ini ilânediyorlard›. Bundan sonraki hedef cephanelik olmufltu.Kad›nlar erkekler için cephane istiyorlard›, onu daald›lar. Yine de kad›n›n eflitlik talebi üretim sürecinde yer

almas› ile bafllad›. Bu dönem içerisinde dillendirilentoplumsal eflitlik talebi henüz kad›nlar için kendilerinidirekt ilgilendirilen bir sorun olarakde¤erlendirilmiyordu. Bu daha çok burjuva demokratunsurlar›n talebiydi ve ancak kapitalizmin ortaya ç›k›fl›ile birlikte çal›flmaya bafllayan kad›n›n talebi olacakt›. Makineleflmenin üretimi kolaylaflt›rmas› ve iflçinin

yaln›zca makineyi çal›flt›ran bir role sahip olmas› kasgücünü de önemsizlefltirmeye bafllam›flt›. Böylece kad›nve çocuk eme¤i burjuvazi aç›s›ndan büyük önem arzeder hale gelmiflti. “Makine kas gücünü vazgeçilmez birö¤e olmaktan ç›kard›¤› ölçüde, kaslar› zay›f, vücutgeliflmesi eksik, ama eklem ve organlar› k›vrak iflçileriçal›flt›ran bir araç halini al›r. Bu nedenle de kad›n veçocuk eme¤i, makine kullanan kapitalist için aranan ilkfley olmufltur. Emek ve emekçinin yerini alan bu güçlü

araç, çok geçmeden yafl ve cinsiyet fark›gözetmeksizin iflçi ailelerinin bütün üyelerinido¤rudan sermayenin

Kad›n›n kurtulufluKad›n›n kurtuluflusosyalizmde!sosyalizmde! 15

Page 16: EG 92. sayı

egemenli¤i alt›na sokarak, ücretli iflçi say›s›n›art›rman›n bir arac› olup ç›km›flt›r. Kapitalist hesab›nayap›lacak zorunlu ifl, yaln›z çocuklar›n oyun alanlar›nael atmakla kalmam›fl, aile çevresinde bireylerin kendileriiçin diledikleri gibi harcayabilecekleri zamana ve eme¤ede el atm›flt›r.” (Marx, Kapital/1. Cilt, s.380, SolYay›nlar›.) Baz› sektörlerde art›k sadece kad›n iflçi

çal›flt›r›l›yordu. Özellikle tekstilde bu böyleydi.Üretimdeki rolü ile kad›n, ücretleri düflürdü¤übahanesiyle erkekler taraf›ndan d›fllanmaya bafllam›flt›.Ancak 19. yüzy›l›n ikinci yar›s›ndan itibaren kad›nlar›nsendikal mücadeleye kat›l›mlar›yla bu k›r›lmaya bafllad›.1842’de Çartistler’in genel grevine kat›lan kad›nlar art›kmücadelenin içindeydiler. ‹ngiltere’de liberallerinkuyru¤undaki sendikalar›n, Almanya’da da Lassalletaraf›ndan kurulan Alman Genel ‹flçi Birli¤i’nin büyükengellemeleriyle karfl›laflan kad›nlar, sendikalörgütlenmede gösterdikleri baflar› ile birlikte kendilerinikabul ettirdiler. Bir kad›n iflçi olan Emma Patterson,Dewsbury’de kad›n dokumac›lar›n grevininörgütlenmesinde yer alm›flt› ve 1874’te bu süreçte aktifrol oynayan Kad›nlar› Koruma ve Destekleme Birli¤i’ninkurulmas›nda büyük rolü vard›. Bu birlik daha sonraUlusal Kad›n ‹flçiler Birli¤i’ne dönüfltü. Eflit ifle eflitücret, haftal›k çal›flman›n 48 saate indirilmesi, iflcezalar›n›n kald›r›lmas›, annelik yard›m›, iflçi kad›nlariçin kooperatif evleri ve yaln›zca mülk sahibi kad›nlariçin de¤il bütün kad›nlar için oy hakk› gibi istemlerle

sanayide yerel kampanyalar düzenledi. Kad›nlar›sendikal hareket içinde aktif olmaya teflvik etti. Amerika’da da sendikalar arac›l›¤›yla mücadeleye

giren kad›nlar, 8 Mart 1857’de New York’ta 8 saatlik iflgünü ve eflit ifle eflit ücret talebi ile greve gittiler. Ancakdokuma iflçisi kad›nlar polisin vahflice sald›r›s› ilekarfl›laflt›lar. 40 bin kad›n iflçi sokaklardayd›. Ancak polisbu kalabal›¤a sald›rm›fl kitleyi da¤›tm›fl ve bir ço¤unututuklam›flt›. Patronlar taraf›ndan kap›lar› kilitlenen birfabrikada, kad›n iflçiler içeri hapsedilmiflti. Burada 129kad›n fabrikan›n atefle verilmesi sonucu hayat›n›kaybederken, kad›nlar bu grevle istediklerini kabulettirmeyi baflard›lar. 8 Mart 1908’de New York’takad›nlar yine sokaklardayd›. 1857’de kaybettikleri iflçikardefllerini anmak ve insani koflullarda çal›flmak, eflitbir biçimde ücretlendirilmek, oy hakk›na sahip olmak veçocuk iflçilerin sömürülmesine son verilmesiniistiyorlard›. Sloganlar› “Ekmek ve Güller”di. 8 Marthiçbir zaman unutulmad›. 1895’de SPD (Alman SosyalDemokrat Parti) sekreterli¤ine seçilen Clara Zetkin’in1910’da Kopenhag’da toplanan II. Uluslararas› SosyalistKad›nlar Kongresi’nde yapt›¤› öneriyle, 8 Mart günününDünya Emekçi Kad›nlar Günü olarak kutlanmas› karar›al›nd›.

Emekçi kad›n›n mücadelesi toplumsal devrim kavgas›nda cisimlefliyor

Dünyan›n neresinde olursa olsun, faflizmin, ›rkç›l›¤›n,ulusal bask›n›n karfl›s›nda geliflen her mücadeledekad›nlar yer alm›fllard›r. Naziler taraf›ndan idam edilenSovyet partizanlar›, Amerikan emperyalizmine karfl›savaflarak ölen Vietnaml› kad›nlar, Sandino’nun k›zlar›,Pinoflet diktas›na karfl› direnen fiilili kad›nlar, Arjantin’inMayo Meydan› analar›, Güney Afrika’da ›rkç›l›¤a karfl›meydan okuyan siyah kad›nlar ve ulusal sömürüye karfl›direnen Kürt kad›nlar›, hepsi kad›nlar›n mücadeledetuttuklar› yeri anlat›r. 12 Eylül faflist askeri darbesininard›ndan ülkede estirilen terör dalgas›nda gözalt›naal›nanlar, en a¤›r iflkencelere maruz kalanlar, gözalt›ndatecavüze u¤rayanlar, polis bask›nlar›nda katledilenleraras›nda yine onlar vard›. Yeri geldi yoldafllar›ylaberaber savaflt›lar ve bu u¤urda tereddütsüz ölmesinibildiler. Bu çürüyen düzenin köhne duvarlar› aras›ndaözgürlü¤ü yaflad›lar. Onurlar› için, bu topra¤›n iflçileri veemekçileri için eriyen bedenleriyle ölümü yendiler. Hâlâinsan›n insan taraf›ndan sömürülmedi¤i, insanlar vecinsler aras›nda her türlü ayr›mc›l›¤›n ortadankald›r›laca¤› bir gelecek için yürümeye devam ediyorlar.‹flte 8 Mart geçmiflten gelece¤e tafl›nan bu meflaleninsimgesidir. Kad›n›n çifte sömürüsü s›n›flar›n do¤ufluna dayan›r.

Bu, kapitalist sistemde belli kazan›mlar ile de¤iflmifl gibigörünse de, asl›nda katlanarak devam etti. Kad›n›n

16

Page 17: EG 92. sayı

ezilmesi kapitalizmle bafllam›fl bir fley de¤ildir.Burjuva toplumu kad›n erkek eflitsizli¤iniyaratmam›flt›r, onu devralm›fl, pekifltirerek kendidüzenine uydurmufltur. Bu ezilmiflli¤i farkl› birboyuta tafl›yan bu düzen y›k›lmad›kça kad›n özgürolamaz. Kad›n özgürleflmedi¤i sürece de kad›n›n bueflitsiz konumundan belli avantajlara sahip erkekleriçin de bir özgürlük olmayacakt›r. Erkekler de bucinsiyetçi iflbölümü içinde ezen tarafta olmalar›nara¤men özgür de¤ildir. Ve kölelerle özgür iliflkikurulmaz. Marksizm, kad›n sorununun toplumuns›n›flara bölünmesine ba¤l› oldu¤unu gösterir.Bundan ötürü, kad›n›n kurtuluflu ancak sosyalizmdemümkün olacakt›r. Aç›kt›r ki iflçi s›n›f›n›n iktidar›almas› bir günde tüm sorunlar› çözmeyecektir.Ancak çözüm için gereken koflullar› yaratacakt›r.Yaflam koflullar›nda gerçekleflecek de¤iflimsayesinde, erkeklerle kad›nlar aras›ndaki iliflkilerdeve onlar›n tüm düflünce ve hareket tarzlar›nda birdönüflüm mümkün olacakt›r. S›n›fsal iliflkilerikökten de¤ifltirecek bir sosyal devrim olmadan,insan psikolojisinin ve davran›fllar›n›n de¤iflimindensöz etmek mümkün de¤ildir, çünkü sosyal varl›kbilinci belirler.“Toplumsal yaflam›n tüm alanlar›nda kad›n erkek

eflitli¤inin sa¤lanmas› için kararl› ve sistematik birmücadele yürütülür. Eski toplumdan miras fiilieflitsizliklerin giderilmesi için her alanda kad›nlehine ayr›mc›l›k gözetilir.“Anal›k toplumsal bir ifllevdir, kad›n›n bundan

do¤an tüm haklar› tan›n›r. Eski düzende kad›n›kölelefltiren çocuk bak›m› ve ev iflleri toplumsalkurumlaflmalar yoluyla çözülür.TK‹P, kad›n›n tarihsel ezilmiflli¤inin yaratt›¤› fiili

eflitsizliklerin tüm izleriyle silinmesinin yenitoplumun inflas› ve yeni insan›n biçimlenmesieflli¤inde uzun bir tarihi döneme yay›laca¤›n›nbilincindedir. Bu bilinçle, kad›n› kölelefltiren veafla¤›layan ideoloji ve geleneklere karfl› sistematikbir mücadele yürütür.” (TK‹P Program›,devrimin zaferiyle birlikte al›nacakilk önlemler kapsam›nda “Kad›n›nkurtuluflu” bafll›¤›...)

17

Beyazıt’ta fiili miting‹stanbul Beyazıt Meydanı’nda “Emekçi kadınlar mücadeleye!”

fliarıyla düzenlenen mitinge yaklaflık 2 bin kifli katıldı. Alınteri,BDSP, BES 1 No'lu fiube, Belediye-‹fl 2 No'lu fiube, Bilinç veEylem, DKH, Deri-‹fl Sen. Tuzla fib., Devrimci Hareket, EKA,EHP’li Kadınlar, Emekli-Sen 2 No'lu fiube, Genel-‹fl 2 No'lu Bölge 3No'lu fiube, Genel-‹fl 2 No'lu Bölge 7 No'lu fiube, Haber-Sen 9No'lu fiube, HÖC'lü Kadınlar, HKM, Kurtulufl Partisi, Kaldıraç, Köz,Odak, Partizan, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i (Eflgüdüm),Proleter Devrimci Durufl, Tunceli Dernekleri Federasyonu’nundüzenledi¤i mitingte “Emperyalist saldırganlı¤a, cinsel, ulusal,sınıfsal sömürüye ve ezilmeye karflı kadınlar mücadeleye!” yazılıortak bir pankart açıldı.

Saraçhane Parkı’nda kortej oluflturulduktan sonra, BeyazıtMeydanı’na yüründü. Yürüyüfl sırasında “Yaflasın devrimcidayanıflma!”, “8 Mart kızıldır, kızıl kalacak!”, “Her gün 8 Mart, hergün kavga!” sloganlar› ortak atıldı.

Yapılan konuflmaların ardından Grup Yorum, Grup Yel ve GrupGece Tutufltu’nun ezgileriyle halayların çekildi¤i miting “Yaflas›ndevrimci dayanıflma!”, “Yaflasın 8 Mart Dünya Emekçi KadınlarGünü!” sloganlarıyla son buldu.

‹zmir’de fiili miting‹zmir'deki eylem BDSP, EKD-G, DKH, ESP, HÖC'lü Kadınlar,

Kaldıraç, HKP ve ‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi’nin aralarında bulundu¤ukurumlar tarafından gerçeklefltirildi. Konak Pier önünde toplanankitle buradan sloganlarla eski Sümerbank önüne yürüyüfldüzenledi. Pankart ve dövizleriyle yürüyüfl kortejleri oluflturanyaklaflık bin kifli, "Eflit ifle eflit ücret!", "Yaflasın Dünya EmekçiKadınlar Günü!", "Her gün 8 Mart her gün mücadele!", "Iraklı,Filistinli kadınlar yalnız de¤ildir!" sloganlarını sık sık attı.

Fiili mitinge dönüfltürülen eyleme, yıkımlara karflı mücadeleeden Onur Mahallesi'nden kadınlar evlerini yıktırmayacaklarınadair slogan ve dövizleriyle katılırken, D‹SK yöneticileri kadınlarakırmızı karanfil da¤ıttı. Oldukça coflkulu bafllayan eylemde,Sümerbank önüne gelindi¤inde kurumlar adına ortak basınaçıklaması okundu. Miting, Kavel Müzik Toplulu¤u ve Ayıflı¤ı MüzikGrubu'nun sahne almasının ardından sona erdi.

AdanaAdana’da yapılan mitinge yaklafl›k 350 kifli katıldı. Adana

Belediyesi Tiyatrosu önünde toplanan BDSP, EKD, ESP, Barikat,Alınteri, Partizan, DHP ve HÖC U¤ur Mumcu Meydanı’na yürüdü.En önde, “Yaflasın Dünya Emekçi Kadınlar Günü/ Tertip Komitesi”yazılı pankart açıldı.

MersinMersin’de BDSP, DHP, EKD-G, ESP, HÖC ve Partizantarafından örgütlenen 8 Mart kutlamasına, 150 kifli katıldı.‹stasyon önünde toplanan kitle, Ulucami Meydanı’nayürüdü. Yürüyüfl boyunca, “Devrime meflale bizimkadınlarımız!”, “8 Mart kızıldır kızıl kalacak!”, “Kadın erkekel ele, mücadeleye!”sloganları atıldı.

8 Mart eylemlerinden...

Page 18: EG 92. sayı

‹stanbul Liseli Gençlik Platformuolarak ikinci dönemle beraberbafllad›¤›m›z kampanyam›z yayg›n birkitle çal›flmas›, çeflitli eylem veetkinliklerle sürüyor. Liseli gençli¤inbirden çok gündemini farkl› araç veyöntemlerle ifllemeyi düflünüyoruz. Busüreçte, ‹LGP çal›flmas›n›nyerelleflebilmesi vurgusuyla uyumlu birtarzda bir dizi yerelde gerek ortak araçlargerekse yerelin özgün araçlar›ylabirbirinden farkl› gündemleri iflleyebilmeçabas› harc›yoruz.

Müflteri de¤il ö¤renciyiz!

Çal›flman›n a¤›rl›k noktas›n› ticarie¤itimin sonucu olan paral› e¤itimgündemi ve son aylarda yasatart›flmalar›yla gündemleflen özel okullaroluflturuyor. Bu gündemlerin ifllenmesiçerçevesinde “Müflteri de¤ilö¤renciyiz/Paral› e¤itime karfl›mücadeleye!/Liselilerin Sesi” ve“Liselerde soygun var/Paral› e¤itime karfl› mücadeleye!/‹LGP”imzal› iki afifl ç›kartt›k. Bu afiflleri yayg›n bir biçimde kulland›k.

Ayn› zamanda paral› e¤itimi gündemlefltirebilmek içinLiselilerin Sesi imzal› anketleri yapt›k. Üç hafta boyuncayapt›¤›m›z anket çal›flmas› arac›l›¤›yla 300’ü aflk›n liseliyleparal› e¤itim sorunu üzerine tart›flma imkan› bulduk. Yan›s›rabirçok lisede kitlelere aç›k toplant› örgütleme imkan› yakalad›k.Bu toplant›lar içerisinde özel bir deneyim olarak AnadoluYakas›’nda bir lisede gerçeklefltirdi¤imiz 15 kiflilik toplant›n›nöne ç›kart›lmas› gerekiyor. Toplant›ya kat›lan arkadafllarlaayr›nt›l› bir tart›flma yapabilme imkan›m›z oldu. Ancak daha daönemlisi toplant›da biraraya gelen 15 kiflilik bileflenin yereldeki‹LGP faaliyetini yürüten bir çal›flma grubuna dönüflmesi oldu.Çal›flma grubu düzenli toplant›lar yaparak faaliyetinisürdürüyor. Bu okulda ortaya ç›kan deneyimden hareketlebaflka okullar›m›zda da benzer bir yönelim içerisine girdik.

Yine kampanya süresince Liselilerin Sesi’nin 4. say›s›n›yayg›n bir flekilde da¤›tt›k. Kampanyaya bafllarkenbelirledi¤imiz hedeflerden biri de ‹stanbul bültenini tekrardüzenli periyoda kavuflturmakt›. Bültenin ifllevine dair yap›lantart›flmalar çerçevesinde yerel çal›flmalar aras› ba¤ kuran,yerelleflmeyi güçlendiren bir tarzda ‹LGP bülteninin bu dönemkiilk say›s›n› ç›kard›k, yayg›nca da¤›tt›k. Ayn› zamandaçal›flmam›z› dershanelere de tafl›d›k.

Önümüzdeki dönem de paral› e¤itim ve e¤itiminözellefltirilmesi gündemi bizim aç›m›zdan temel bir gündemolmaya devam edecek.

Yozlaflmaya, çeteleflmeye, uyuflturucuya geçit yok!

Yine kampanya çerçevesinde liseli gençli¤i hedef alantemel sald›r›lardan biri olan yozlaflma, çeteleflme ve uyuflturucusald›r›s›na karfl› Gülsuyu bölgesine seslenen bir çal›flmabafllatt›k. Faaliyetimizi genel çal›flmadan kopartmayan birtarzda yürütüyoruz. Anket, Liselilerin Sesi, ‹LGP bülteni gibiaraçlar› bu alanda da kulland›k ancak yerel araçlarla özgüngündemin ifllenmesini güçlendirdik.

Bu çerçevede “Yozlaflmaya, çeteleflmeye ve uyuflturucuyageçit yok!/Gülsuyu ‹LGP” imzal› afifl ç›kartt›k. 500 tanekulland›k. Ayr›ca konuyu iflleyen bir bildiri haz›rlayarak, bölgedeoturan liselilerin okudu¤u okullarda da¤›tt›k.

Bütün ajitasyon ve propaganda faaliyetlerinin yan›s›ra,böylesi bir çal›flman›n temel ihtiyac› olan liseli gençlik içinalternatif buluflma alanlar› yaratabilme sorununa çözümüretmeye çal›fl›yoruz. Bugün halihaz›rda önümüzde bir tiyatroçal›flmas› bafllatma hedefi duruyor.

Kampanya çerçevesinde Gülsuyu’nda 30 kiflinin kat›ld›¤› biraç›k toplant› yapt›k. Toplant›da kampanyam›z› gerekçelendirdikve destek istedik. Ayr›ca uyuflturucu sorunu üzerine bir panelgerçeklefltirdik. Panele kat›l›m bizi aflan nedenlerden dolay›zay›f geçti. 27 fiubat günü okul ç›k›fl›nda kampanyagündemimizi derinlefltiren bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik.Çok say›da ö¤renci arkadafl›n izledi¤i bas›n aç›klamam›za aktifolarak 15 kifli kat›ld›.

�stanbul Liseli Gençlik Platformu’nun kampanyası güçlenerek sürüyor...

Çal›flmam›z› yeni bir düzeyetafl›yaca¤›z!

18

Page 19: EG 92. sayı

Meslek liselilerin gelece¤i örgütlü mücadelede!

Bir dönemdir ‹LGP’nin temel bir çal›flma alan› olarakhedefledi¤i meslek liselerine kampanya çerçevesinde somutolarak yönelmeyi planlad›k. Bu çerçevede Sefaköy ve Esenyurtbölgelerinde meslek liselerini hedef alan bir çal›flma bafllatt›k.Bu iki bölgede “Staj, Atölye, Ucuz Emek Sömürüsu.../ MeslekLiselilerin gelece¤i örgütlü mücadelede!” fliarl› afiflimizden 500tane kulland›k.

Yine meslek liselerine dönük haz›rlad›¤›m›z bildirimizibölgede bulunan meslek liselerine ulaflt›rd›k. Henüzpropaganday› aflan bir çal›flmam›z bulunmuyor. Ancakönümüzdeki hafta kitle toplant›lar› yaparak meslek liselerineyönelik özel bir bülten çal›flmas› hedefliyoruz.

Özgün çal›flma deneyimleri

Kampanya çal›flmam›z çerçevesinde yerelleflmevurgumuza uygun olarak belirli özgün çal›flma deneyimleri eldeetmifl olduk. Paral› e¤itim gündemini ele al›fl›m›z içerisindeifade etti¤imiz gibi, bu özgün çal›flmalardan bir tanesi örgütselplanda fazlaca anlam tafl›yan çal›flma grubumuz ve budeneyimin genellefltirilmesi çabas›n›n harcanmas›d›r.

Ancak kampanya çal›flmam›z kitle çal›flmas› aç›s›ndan daözgün deneyimler ortaya ç›kartm›flt›r. Bu çerçevede bir okulda‹LGP kurumsall›¤›ndan ba¤›ms›z, ancak bizimyönlendirmemizde bir esnek kültür sanat çal›flmas› bafllatm›flolduk. Bir fliir atölyesi olarak faaliyete bafllayan bu çal›flmam›z,önümüzdeki hafta ilk yerel bültenini ç›kartm›fl olacak.

Ayn› zamanda baflka bir okulumuzda kampanyagündemlerimiz ve ba¤›ms›z gündemlerin ifllendi¤i tart›flma

toplant›lar› düzenleyece¤iz. Bir hafta paral› e¤itim ifllenirken,di¤er bir hafta medya, 8 Mart gibi çeflitli gündemler tart›flmayakonu edilecek. Bu okulda da bu çerçevede bir kurumsallaflmaoluflturmaya çal›flaca¤›z.

Yine Sefaköy bölgesinde okullar üstü bir kültür sanatatölyesi oluflturduk. A¤›rl›kl› olarak ‹stanbul bültenimizin kültürsanat gündemleriyle güçlendirilmesini hedef alan bu atölyeçal›flmas›n›n do¤uraca¤› sonuçlar bizim cephemizdenönümüzdeki dönem aç›s›ndan oldukça önem tafl›yor.

Kitlesel bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik!

Kampanyam›z çerçevesinde liseli gençli¤in sorunlar›n›iflleyen ve mücadele kararl›l›¤› dile getiren, yan›s›rabafllayaca¤›m›z imza kampanyas› ve kurultay› deklare eden birbas›n aç›klamas› gerçeklefltirdik. 25 fiubat günü TaksimGalatasaray postanesi önünde gerçeklefltirdi¤imiz bas›naç›klamas›na 50 kifli kat›ld›. Okullar›n yeni aç›ld›¤› bir süreçteanlaml› say›labilecek bir kat›l›mla gerçekleflen aç›klama moral-motivasyonumuzu art›rd›.

‹stanbul cephesinden merkezi imza kampanyam›z› güçlendirece¤iz!

“Özel e¤itim kurumlar› kapat›ls›n!”, “Dershanelerkapat›ls›n!”, “OKS ve ÖSS kald›r›ls›n!”, “ AÖBP eflitsizli¤ine sonverilsin!”, “Her ne ad alt›nda olursa olsun paral› e¤itimuygulamalar›na son verilsin!”, “Anadolu Lisesi, düz lise vb.ayr›mlar kald›r›ls›n, herkese eflit flartlar alt›nda e¤itim verilsin!”taleplerinin yerald›¤› imza kampanyam›za önümüzdeki haftabafll›yoruz. Sonuçlar›n› gerek kurultay üzerinden gerekse çeflitlieylem ve etkinliklerle ifade edece¤imiz imza kampanyam›zdatemel hedefimiz, e¤itimde f›rsat eflitsizli¤i sorununu liseligençlik içerisinde daha güçlü bir tarzda iflleyebilmek veulaflt›¤›m›z bütün liselileri sorun kapsam›nda taraf olmayaça¤›rmak olacak. ‹mza kampanyas› vesilesiyle e¤itimemekçilerine ve belirli bölgeler üzerinden ö¤renci velilerineulaflmay› da hedefliyoruz.

Güçlü bir çal›flma ile kurultaya yürüyoruz!

‹LGP olarak ayr› gündemler ve çal›flma yöntemleriüzerinden yürüyen bu faaliyetimizi güçlü bir lise kurultay› ilesonland›rmay› hedefliyoruz. 15 Nisan’da gerçeklefltirece¤imizkurultayda, liseli gençli¤in temel sorunlar›n› tart›flaca¤›z ve liseligençli¤i örgütlü mücadeleye katman›n yollar›n› arayaca¤›z.

Önümüzde henüz 1.5 ayl›k bir süre var. Bu süredeçal›flmalar›m›z› daha da yo¤unlaflt›raca¤›z. ‹LGP çal›flmas› budönem bafl› için önüne koydu¤u hedefleri büyük orandagerçeklefltirmifltir. Halihaz›rda planlamalar›m›zda yaflanan belliaksakl›klar, ‹LGP çal›flanlar›n›n daha iradeli, daha ›srarc› vekendine güvenen bir çal›flma tarz› içerisine girmesiyleçözülecektir.

Her geçen gün geliflen bir çal›flma olarak ‹LGP,kampanyan›n bafl›ndan beri hep ayn› iddian›n tafl›y›c›s› oldu.Gelinen yerde kampanyan›n ilk sonuçlar› ile beraber bu iddiay›daha güçlü bir tarzda ifade edebilmenin imkanlar›na da sahip.Kampanya süreci ve kurultayla çal›flmam›z› yeni bir düzeyetafl›yaca¤›z! Baflaraca¤›z, bunu biliyor ve inan›yoruz.

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu

19

Page 20: EG 92. sayı

Liseli gençlik gün geçtikçe artan birdizi sorunla karfl› karfl›ya. E¤itiminticarileflmesinde h›zlanan süreç ve sondönemde gündeme getirilen Özel E¤itimKurumlar› Kanunu, disiplinyönetmelikleri, ÖSS-AOBP uygulamas›,meslek liselilerin yaflad›¤› stajsömürüsü, gerici, anti-bilimsel e¤itimmüfredat›, okullardaki çeteleflme, esrar-eroin kullan›m›n›n artmas›, bireyselli¤iöne ç›karan burjuvazinin yoz kültürü vb.toplumda yaflanan ve gençli¤i yak›ndanilgilendiren sorunlar aras›nda. Tümbunlar gençlik y›¤›nlar›n› geleceksizli¤emahkum eden kapitalizmin nedenoldu¤u sorunlard›r. Bugün bu sorunlar karfl›s›nda

bölgesel bir kampanya bafllatm›flbulunuyoruz. 15 Nisan’da Adana,Mersin ve Antakya’daki çal›flmaalanlar›n›n ortak gerçeklefltirece¤i bir Liseli GençlikKurultay›’yla sonland›raca¤›m›z kampanyam›z›önümüzdeki dönemde bir dizi araçla örmeyi sürdürece¤iz.

Liseli gençlik örgütsüz!

Genel gençlik kitlesinin yaflad›¤› en temelzay›fl›klardan birisi olan örgütsüzlük, liseli gençliküzerinde de olabildi¤ince kendini hissettiren bir sorun.Örgütsüzlük, her geçen gün artan sald›r›lar›n daha kapsaml›bir hâl almas›na neden olmaktad›r. Liseli gençlik do¤rudangençli¤e yönelen sald›r›lara karfl› durufl sergileyememekteve kendisine dayat›lan geleceksizli¤i kabullenmektedir. Bu sistem gençli¤e ve özelde liseli gençli¤e hiçbir

gelecek veremez. Aksine onlar›n gelece¤ini sömürüdüzeninin gelece¤ini sa¤lamlaflt›rmak için kullanmakzorundad›r. Düflünmeyen, sorgulamayan, araflt›rmayanbireyler yaratmak sermaye devleti aç›s›ndan bunun içinönemlidir. Hayata geçirmeye çal›flt›¤› bütün uygulamalar›buna göre flekillendirmektedir.Liseli gençli¤in derinleflen bu sorunlar› karfl›s›nda

yap›lmas› gereken, onlar› mücadeleye kazanmak için etkinbir çaba harcamakt›r. Gelece¤in iflçileri ya da iflsizlerordusunun birer parças› olan liseli gençli¤in hiçbirgelece¤inin olmamas› bu dinami¤in tafl›d›¤› mücadelepotansiyelini gösterdi¤i halde, liseli gençli¤in büyükço¤unlu¤u örgütsüz durumdad›r.

Bugün bafllatm›fl oldu¤umuz kampanyan›n temeliniörgütsüzlük tablosunu kendi cephemizden k›rmak ve liseligençli¤i kendi sorunlar› etraf›nda birlefltirerek mücadeleyesevkedebilmek oluflturuyor. Kampanya döneminde temelörgütlenme biçimi olarak Kurultay Haz›rl›k Komiteleri’nin(KHK) temel ifllevi, bu tabloyu tersine çevirmek ve liseligençli¤in genifl kesimlerini bu komiteler etraf›ndabirlefltirerek harekete geçirmektir. KHK’lar› yerelliklerdekurulan birimler fleklinde kurgulamak ve kampanyay› bukomiteler arac›l›¤›yla yerellefltirmek gerekiyor. Liseligençli¤i kapsay›c› bir tarz› yakalamak da kampanyan›nelde edece¤i baflar›lar aras›nda bulunuyor.

Liseler derinleflen sorunlarla yüzyüze

Liseliler birçok sald›r›yla karfl› karfl›ya. Bu sald›r›lar›nhiçbirinin di¤erinden afla¤› kal›r bir yan› yok. Yukar›dasayd›¤›m›z bir dizi sorun daha da ço¤alt›labilir. Ama bugünliseli gençli¤in en temel sorunlar›ndan biri ve birçoksorunun da as›l kayna¤› ticari e¤itim sald›r›s›d›r. E¤itiminparal›laflmas› süreci son dönemde h›z kazand› ve sermayedevleti bu do¤rultuda birçok uygulamaya bafllam›fldurumda. Özel okullar›n say›s› her geçen gün ço¤al›yor. Sermaye

devleti e¤itime ay›rd›¤› bütçenin büyük bir bölümünü özelokullara ay›rarak özel sektöre kaynak aktar›yor ve onlar›nönünü açmaya çal›fl›yor. Devlet okullar›nda toplanan karne,kay›t vb. paralar›n son dönemde giderek yayg›nlaflmas› bu

Güney’de bölgesel lise kampanyası...

Gelece¤imiz ve özgürlü¤ümüz içinmücadeleye!20

Page 21: EG 92. sayı

sürecin bir parças› olarak iflliyor. Bugün gündemde olanÖzel Okullar Kanunu Tasar›s›’nda bulunan maddeler dee¤itimde ticarileflme sürecini h›zland›rmay› hedefliyor.Kanun tasar›s›nda çocu¤unu özel okullara gönderenvelilere kredi verilece¤i ya da özel okullar›n ödedi¤ielektirik, su paralar›n›n, devlet okullar›yla ayn›tutulaca¤›n›n aç›klanmas› bunu gösteriyor. Bu sald›r›larlaö¤renciler müflteriye, okullar›m›z da birer ticarethaneyeçevrilmeye çal›fl›l›yor. Elbette liselerde daha birçok sorun yaflan›yor. E¤itimin

gerici, floven, anti-bilimsel karakteri yarat›lmak istenengençlik tipinin bir yans›mas›. Düflünmeyen, sorgulamayan,araflt›rmayan, itaat eden bireyler hedeflenen gençlik tipi.Tüm bunlar›n bir di¤er parças› ise geleceksizlik.

“Müflteri de¤il ö¤renciyiz!” fliar›ylaparal› e¤itime karfl› mücadeleye!

Bugün liseli gençli¤in temel sorunlar›n› iflleyen birkampanya bafllatm›fl bulunmaktay›z. Bu kampanyay› LiseliGençlik Kurultay›’na tafl›yacak ve yaflanan sorunlarkarfl›s›nda bir taraf olarak liseli gençli¤i mücadeleyeça¤›raca¤›z. Liseli gençli¤in içinde bulundu¤u atalettablosunu k›rmak için ad›m atm›fl bulunuyoruz. Temelolarak kampanyan›n ve kurultay›n örgütlenmesinikomiteler üzerinden yürütecek ve liseli gençli¤in geniflkesimlerini bu komitelerin temel bir bilefleni yapmakta›srarc› olaca¤›z. Elbette bu süreci yaflanan sorunlar›n tamanlam›yla bir çözümü de¤il, ancak gelinen yerde anlaml›ve yap›lmas› gereken bir ç›k›fl olarak de¤erlendirmekgerekiyor. Buna göre hareket ederek ortaya ç›kan birikimve deneyimi önümüzdeki döneme kazan›m olarakb›rakabildi¤imizde, süreçten baflar›yla ç›km›fl olaca¤›z. Yap›lan bir dizi planlamayla

kampanyam›z› ve kurultay çal›flmalar›m›z›bafllatt›k. Çeflitli araçlarla içiçe geçmiflyayg›n bir kitle çal›flmas›gerçeklefltirece¤iz. Ayl›k olarak merkeziç›kan Liselileri Sesi dergimizi, liseligençli¤e ulaflt›rmak için sat›fllaryapaca¤›z. Liselerde, çarfl› merkezlerindebu faaliyetimizi yürütece¤iz. ‹lk say›s›n›ç›kartt›¤›m›z ve onbefl günde birç›kartmay› planlad›¤›m›z Asi Güney isimlikurultay haz›rl›k bültenimizi de etkin birflekilde kullanacak ve kampanyan›n temelbir çal›flmas› olarak hayata geçirece¤iz.Afifllerimizle, bildirilerimizle sistematikolarak liseli gençli¤in genifl kesimlerineulaflmaya çal›flaca¤›z. Liselilerin Sesiimzal› anketlerimizi yapmaya bafllad›k,önümüzdeki dönemde bu çal›flmay›yayg›nlaflt›rarak sürdürece¤iz.Kampanya bafllang›c›nda

gerçeklefltirmeyi planlad›¤›m›z bas›naç›klamalar›n›n ilkini Adana Lise

Kurultay Haz›rl›k Komitesi 20 kiflilik bir kat›l›mlagerçeklefltirdi. Mersin Lise Kurultay Haz›rl›k Komitesi ise26 fiubat’ta gereklefltirdi¤i bas›n aç›klamas›ylaçal›flmalar›na h›z verdi. En k›sa zamanda Antakya’dabulunan komitelemiz de bas›n aç›klamas›n›gerçeklefltirecek ve süreç h›zlanarak devam edecektir. 27fiubat’tan itibaren “Özel Okullar Kanunu Tasar›s› geriçekilsin!” fliarl› bir imza kampanyas› bafllatt›k ve yaklafl›küç hafta boyunca di¤er faaliyetlerimizle beraber yayg›n veen etkili bir tarzda yürütece¤iz.Bu süreç içerisinde baflta ticari e¤itim olmak üzere

çeflitli gündemlerle panel ve etkinlik gerçeklefltirmekhedeflerimiz aras›nda. Kurultay Haz›rl›k Komiteleri imzal›kampanyam›z›n gündemlerini içeren afifl, bildiri veça¤r›lar› etkin ve yayg›n bir tarzda kullanaca¤›z. LiselilerinSesi imzal› “Müflteri de¤il ö¤renciyiz, paral› e¤itime karfl›mücadeleye!” fliarl› afifllerimizi yapmaya imzakampanyam›zla beraber bafllad›k.15 Nisan’da gerçeklefltirece¤imiz bölgesel Liseli

Gençlik Kurultay›’na ça¤r›lar›m›zla, afifllerimizle,bildirilerimizle, dergi ve bültenlerimizle,gerçeklefltirece¤imiz bir dizi eylem ve etkinliklehaz›rlan›yoruz. Bugün anlaml› bir ç›k›fl yapm›fl bulunuyoruz. Ama

önümüzde hayata geçirmemiz gereken bir dizi plan var.Liseli gençli¤i kampanyan›n bir parças› haline getirmek entemel hedeflerimiz aras›nda. Kampanya ve kurultayçal›flmas›n›n baflar›s› da burada yat›yor. Elde edilenbirikimi gelece¤e ve liseli gençlik mücadelesini ileriyetafl›yabildi¤imiz oranda anlaml› ve baflar›l› bir süreçgeçirmifl olaca¤›z.

Güney Lise Kurultay Haz›rl›k Komiteleri

21

Page 22: EG 92. sayı

Liselilerin Sesi 18 fiubat’ta Adana’da yükseldi!

“Eflit, paras›z, bilimsel, anadildee¤itim!”

“Müflteri de¤il ö¤renciyiz, paral› e¤itime karfl› mücadeleye!”fliarl› kampanyam›z› 18 fiubat günü ‹nönü Park›’ndagerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamas›yla bafllatt›k. 15Nisan’da bölgesel olarak (Mersin, Antakya, Adana)gerçeklefltirece¤imiz Liseli Gençlik Kurultay› ilesonland›raca¤›m›z kampanyam›za bir dizi araç kullanarakbafllad›k. Saat 12.30’da 20 kiflinin kat›ld›¤›, Partizan’›n dadestek verdi¤i bas›n aç›klamam›zda liseli gençli¤inyaflad›¤› temel sorunlara de¤indik, mücadele gereklili¤inivurgulayarak, bafllatm›fl oldu¤umuz kampanyaya ça¤r›dabulunduk.

Bas›n aç›klamam›z›, “Paral› e¤itime hay›r!”, “Müflteride¤il ö¤renciyiz!”, “Eflit, paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim!”,“Herkese s›navs›z üniversite hakk›!” sloganlar›m›zlasonland›rd›k. Hafta içinde ise anketlerimize bafllayarak,pratik faaliyetimizin bafllang›c›n› yapt›k. Tüm gücümüzle,yapt›¤›m›z planlama dahilinde kampanyam›z› sürdürece¤iz.

Adana Lise Kurultay Haz›rl›k Komitesi

Liselilerin Sesi 25 fiubat’ta ‹stanbul’da yükseldi!

“Müflteri de¤il ö¤renciyiz!”‹stanbul Liseli Gençlik Platformu olarak 25 fiubat Cumartesi

günü Taksim Galatasaray Postanesi önünde bir bas›naç›klamas› gerçeklefltirdik. “Müflteri de¤il ö¤renciyiz. Özele¤itim kurumlar› kapat›ls›n!” pankart›yla gerçeklefltirdi¤imiz veoldukça coflkulu geçen bas›n aç›klamam›zda; “Bizler ‹stanbulLiseli Gençlik Platformu’nda örgütlenen liseliler olarak,gelece¤imize sahip ç›kmak için bir kampanya bafllatt›k. ‘Müflteride¤il ö¤renciyiz! Paral› e¤itime karfl› mücadeleye’ bafll›kl›kampanyam›z çerçevesinde, hem e¤itimin ticarilefltirilmesine,hem yozlaflma, çeteleflme ve uyuflturucu sald›r›lar›na, hem demeslek liselerindeki ucuz emek sömürüsüne karfl› mücadeleyürüyoruz.

15 Nisan’da ‹stanbul’daki bütün liselilerin davetli olaca¤› birkurultay örgütleyerek sonland›raca¤›m›z kampanyam›z› iki haftaönce, paral› e¤itime karfl› bir anket çal›flmas›yla bafllatt›k.Bugüne kadar 300’ü aflk›n liseliyle gerçeklefltirdi¤imiz anketçal›flmam›za devam edece¤iz. Ayr›ca “Herkese her düzeydeeflit, paras›z e¤itim” bafll›¤› ile, “ÖSS’nin kald›r›lmas›n›, özele¤itim kurumlar› ve dershanelerin kapat›lmas›n›” talep etti¤imizbir de imza kampanyas› örgütleyece¤iz.

Art›k liseli gençlik örgütsüz de¤il. Art›k liseli gençlikgeleceksizli¤e boyun e¤miyor. Sömürü düzeni biz sustukçagüçlüydü, biz sustukça güçlenecek. Ama biz art›k susmuyoruz.15 Nisan’da gerçeklefltirece¤imiz kurultayda liseli gençli¤insorunlar›n› tart›flaca¤›z. Ve inan›yoruz ki kurultaydan ç›kansonuç liseli gençli¤in mücadele azmi olacak! Bugün, bu bas›n aç›klamas›yla bütün liselileri, üniversitelileri,ailelerimizi, e¤itim emekçilerini ve toplumun di¤er duyarl›kesimlerini imza kampanyam›za destek vermeye vekurultay›m›za güç katmaya ça¤›r›yoruz!” denildi. 50 kiflinin

kat›ld›¤› bas›n aç›klamam›zda, “Gençlik gelecek, geleceksosyalizm!”, “Paral› e¤itime hay›r!”,“Yozlaflmaya/çeteleflmeye/uyuflturucuya geçit yok!”, “ÖSS;AOBP kald›r›ls›n!”, “Savafla de¤il, e¤itime bütçe!” sloganlar›at›ld›.

‹stanbul Liseli Gençlik Platformu/‹LGP

Liselilerin Sesi kampanya eylemlerinden...

Liselilerin Sesi 26 fiubat’ta Mersin’de yükseldi!!!

“Paral› e¤itime karfl›mücadeleye!”

26 fiubat Pazar günü Mersin flehir merkezinde ‹HDönünde gerçeklefltirdi¤imiz bas›n aç›klamas›yla “Müflteri de¤ilö¤renciyiz, paral› e¤itime karfl› mücadeleye!” fliarl›kampanyam›z› bafllatm›fl olduk. “Müflteri de¤il ö¤renciyiz!Paral› e¤itime karfl› mücadeleye! /Lise Kurultay Haz›rl›kKomiteleri” fliarl› pankart›m›z ve dövizlerimizle Saat 12.30’dayaklafl›k 15 kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirdi¤imiz bas›naç›klamas›nda paral› e¤itim sald›r›s›na, özel e¤itim kurumlar›kanununa, staj sömürüsüne, yozlaflmaya, ezberci-gerici e¤itimmüfredat›na...vb. karfl› tüm liselileri gelecekleri için mücadeleetmeye ça¤›rd›k. Bas›n aç›klamas› boyunca “Gençlik gelecek,gelecek sosyalizm”, “ Paral› e¤itime hay›r!”, “Müflteri de¤ilö¤renciyiz!”, “ÖSS-AOBP kald›r›ls›n”...vb. sloganlar at›ld›.Bas›n aç›klamas›na YDG de destek verdi.

Aç›klama boyunca tahammülsüzlüklerini gizleyemeyensivil polisler bas›n metninin okunmas›n›n hemen ard›ndanaç›klamay› okuyan yoldafl›m›zdan kimlik göstermesiniistediler. Yoldafl›m›z›n kimlik göstermeme tutumunu bahaneederek sald›ran polise gerekti¤i flekilde karfl›l›k verdik.Yaflanan arbedede bir yoldafl›m›z gözalt›na al›nd›.

Polisin göz da¤› verme ve korkutma amac› güden buplanl› sald›r›s› geri ad›m atmamam›z ve kararl› duruflumuzlabofla düflmüfl oldu. Gözalt›na al›nan yoldafl›m›z ayn› günserbest b›rak›ld›.

Bundan sonra kurultay faaliyetlerimizi daha inançl›, dahakararl› bir biçimde h›zland›rarak sürdürecek ve 15 Nisan’dabölgesel olarak gerçeklefltirece¤imiz Liseli Gençlik Kurultay›ile sonland›raca¤›z.

Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz!

Mersin Lise Kurultay Haz›rl›k Komiteleri

22

Page 23: EG 92. sayı

23

Page 24: EG 92. sayı

Neo-liberal sald›r›lar›n anayasas›...

GATS ve e¤itimGATS ve e¤itimalan›nda sald›r›alan›nda sald›r›

GATS genel olarak devlet taraf›ndan verilen kamuhizmetlerinin özel sektöre devrini düzenleyen bir anlaflmaolarak tan›mlanabilir. GATT ile belirlenen mal ticaretigörece basit bir biçimde düzenlenebilirken, GATS ilebelirlenen hizmet ticareti oldukça karmafl›k bir biçimdedüzenlenmektedir. Bunun nedeni, GATS’›n oldukça geniflbir biçimde içine ald›¤› hizmet türlerinin biçimi, içeri¤i vegerektirdi¤i kapsaml› yasal ve fiziksel altyap›uygulamalar›d›r.GATS’›n kapsam› yaln›zca bir hizmetin yerine

getirilmesi ile s›n›rl› de¤ildir. Bu hizmetin yerinegetirilebilmesi için gerekli olan tüm ürünlerin üretimi deGATS’›n kapsam› içerisindedir.GATS ile uluslararas› sermayenin ya¤mas›na aç›lacak

olan hizmet alanlar› flöyle s›ralanabilir:Telekom, posta hizmetleri, görsel ve iflitsel iletiflim

hizmetleri de dahil olmak üzere iletiflim; inflaat veba¤lant›l› mühendislik hizmetleri; e¤itim; enerji, su iletimsistemleri ve at›k su iflleme; tüm çevresel hizmetler;finansal, mali ve bankac›l›k hizmetleri; sosyal hizmetleride kapsayacak flekilde sa¤l›k ve ba¤lant›l› hizmetler;turizm, seyahat ve bu iki sektörle ba¤lant›l› tüm hizmet veürünlerin üretimi; kültürel ve sportif hizmetler; kara,

hava, deniz ve tüm di¤erulafl›m hizmetleri ve

di¤er hizmetalanlar›.

GATS veTürkiye

Anlaflman›nimzac›lar›ndan olanTürkiye’de dehizmet sektörünüdüzenleyenkanunlarda bir dizide¤ifliklikgerçekleflti. Buradakonumuz esas

olarak e¤itimoldu¤u için,di¤eralanlardakide¤ifliklikler

genel hatlar› ile ele al›nacak.Türkiye’deki özellefltirme uygulamalar›na son y›llarda

büyük bir h›z verildi. Özellefltirmeler en kârl› hizmetalanlar›nda gerçekleflti. Son y›llarda iletiflim, ulafl›m, enerjiüretimi ve da¤›t›m› gibi, temel önemde stratejik hizmetalanlar› özellefltirildi. Yerel yönetimler yasas›ndan kamuihaleleri yasas›na, belediyelerin sundu¤u altyap›hizmetlerine iliflkin yasal düzenlemelere bakt›¤›m›zda; bude¤iflikliklerin GATS’a uyum yasalar› çerçevesindegerçekleflti¤ini görüyoruz. Küçük bir örnek verecekolursak; Ankara ve ‹stanbul’da Sular ‹daresi, Su veKanalizasyon ‹daresi’ne dönüfltürüldü. Böylelikle bukurumlar, belediyelerden ba¤›ms›z özerk kurumlaradönüfltürülerek özellefltirmelerin önü aç›l›yor. Yine sukonusunda verilebilecek bir di¤er örnek Antalya’d›r;Antalya’da su hizmetini verme yetkisi bir Frans›z su tekeliolan Lyonnaise des Eaux adl› flirkete verilmifltir. Projeye100 milyon dolar kredi sa¤layan DB, ihalenin uluslararas›olmas› flart›n› koflmufltur.Örnekler art›r›labilir. Ancak bir genelleme yapabilmek

için bunlar yeterlidir. Dahas› e¤itim sorununu eleald›¤›m›zda, daha fazla ve oldukça somut örneklerverebilece¤iz. Burada verilen örnekler üzerinden rahatl›kladenebilir ki; Türkiye alt›na imza att›¤› GATS’›n gereklerinifazlas›yla yerine getirmifltir ve getirmeye kararl› birbiçimde devam etmektedir.

GATS ve e¤itim

GATS çerçevesinde tam bir ya¤maya aç›lan/aç›lacakolan e¤itim “sektörü”, anlaflman›n en önemli parçalar›ndanbiri. Dünya e¤itim “sektörü” y›ll›k 2 trilyon dolarl›k birpazar durumunda. 50 milyon ö¤retmen, 1 milyar ö¤renci,yüzbinlerce e¤itim kurumuyla e¤itim “sektörü”, burjuvaziiçin oldukça ifltah kabart›c› bir kâr alan›. Dünya toplamticareti üzerinden dolafl›ma giren tutar›n ‘97 rakamlar›yla5.47 trilyon dolar oldu¤u düflünülürse, e¤itim üzerindendolafl›ma giren 2 trilyon dolar›n çekicili¤i kendili¤indenanlafl›l›r.E¤itimin piyasaya aç›lmas›/ticarilefltirilmesi asl›nda

GATS öncesinde var olan bir e¤ilim. Bunun ürünü olarakdaha GATS öncesinde birçok ülkede e¤itim bellidüzeylerde özel giriflime aç›lm›flt›r. Özellikle ilk ve ortae¤itimde bu geliflme daha h›zl› yaflanm›fl, irili ufakl› biry›¤›n özel okul aç›lm›flt›r. Türkiye’de de bu geliflme böyle

24

Page 25: EG 92. sayı

yaflanm›fl, özel ilk ve ortaö¤retim kurumlar› mantar gibiülkenin her yan›na da¤›lm›flt›r.Bu durum elbette GATS’›n e¤itimin

özellefltirilmesindeki belirleyicili¤ini ortadan kald›rm›yor.GATS özellefltirme süreçlerine belirgin bir h›zkazand›rmakla kalm›yor, daha önce ulusal sermayeyeaç›lan alanlar› uluslararas› tekellere de aç›yor. Özellikle ‘95sonras›nda emperyalist ülkelerde de dahil olmak üzeredünyan›n her yan›nda yeni yasalar ve uygulamalarla h›zkazand›r›lan e¤itimin ticarilefltirilmesi sürecini dahayak›ndan ele ald›¤›m›zda görece¤iz ki, GATS oldukça h›zl›ve yayg›n bir uygulama alan› haline gelmifl durumda.GATS sürecini bafllatan DTÖ belgelerinde e¤itim bir

kamu hizmeti olarak de¤il, pazar olarak tan›mlan›yor. Ayn›belgelerde e¤itim “pazar›” befl kategoriye ayr›l›yor:‹lkö¤retim, ortaö¤retim, üniversite, yetiflkin e¤itimi vedi¤er e¤itim. ‹lk ve ortaö¤retim kurumlar›n›nözellefltirilmesi, yüksek ö¤retimin özellefltirilmesine göregörece daha zor. Ve e¤itim ticareti aç›s›ndan en kârl› veverimli alan yüksek ö¤retim alan›. ‘95 y›l›nda yüksekö¤renim “ticareti”nin 27 milyar dolar oldu¤u tahminediliyor. ‘90’lar›n bafl›nda kendi ülkesi d›fl›nda e¤itimgören ö¤renci say›s› ise 1.5 milyon civar›nda. Günümüzderakam en az birkaç kat artm›fl olmal›.Yüksek ö¤retimin uluslararas› piyasalara aç›lmas›

önündeki bafll›ca sorunlar, ö¤rencilerin ve ö¤retmenlerinülke d›fl›na ç›kmas› ve e¤itim hizmetini alacaklar› ülkeleregirmesi s›ras›nda yaflanan sorunlard›r. Milyonlarcaö¤retmen ve ö¤renci için pasaport ve vize almak, gümrüks›n›rlar›na tak›lmaktemel sorunlar.Ancak bu sorunlariçin de çözümlerbulunmufl. Uzaktane¤itim, sanalüniversitekampüsleri,teknolojininyard›m› ilebulunabilençözümler aras›nda.E¤itimde kullan›lanteknolojileraras›nda audio-konferanslar, video-konferanslar,bilgisayarlar içinyeni programlar,CD-ROM’lar veelbette internet var. Özellikle

internet arac›l›¤›ylakurulan sanalüniversiteler etkilibir çözüm gibiduruyor. Yeni yeni

geliflen bu uygulamaya örnek verecek olursak: KaliforniyaLos Angeles &Uum Üniversitesi internet arac›l›¤›yla açm›floldu¤u sanal ders say›s›n› 50’ye yükseltirken, bu derslere44 Amerikan eyaleti ve 8 ülkeden ö¤renciler devam ediyor.‘97 rakamlar›yla Amerikan kolej ve üniversitelerinin %55’iuzaktan ö¤retimi uyguluyor. Bu sanal üniversitelere giriflyapan ö¤renci say›s› 1 milyonun üzerinde, 2000 sonras›ndabu rakam›n 3 kat›na ç›kmas› bekleniyordu. Bu sektöröylesine geliflmifl ki, ünlü bir magazin dergisi olanForbes’te “siber-üniversiteler” aras›nda yap›lan birkarfl›laflt›rmada en iyi 20 “siber-üniversite” seçilmifl ve buüniversitelerin isimleri yay›nlanm›fl.Bir baflka örnek ise tamamen sanal bir kampüs olan

Western Governers Üniversitesi. Bu üniversite ‹BM,AT&T, Cisco ve Microsoft gibi tekellerin deste¤i ilekurulmufl. Üniversitedeki dersler baflka baz›üniversitelerdeki ö¤retim görevlileri taraf›ndan haz›rlan›yorve internet arac›l›¤›yla ö¤rencilere sunuluyor. Bu sanalüniversite ö¤rencileri ile internet d›fl›nda bir ba¤lant›kurmuyor. Ö¤retmenleri devre d›fl› b›rakan bu e¤itim tarz›daha fazla kâr amac›yla yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor.UNESCO’un yapt›¤› bir araflt›rmaya göre, uzaktan

e¤itim veren ülkeler aras›nda ilk s›ray› ABD al›yor. Fransa,Almanya ve ‹ngiltere ise ABD’nin ard›ndan gelen ülkeler.ABD ekonomisi içinde e¤itim “ihracat›” önemli bir yertutuyor. 1996’da 7 milyar dolar olan e¤itim ihracat›, di¤erihracat kalemleri aras›nda beflinci s›rada yer al›yor.

25

Page 26: EG 92. sayı

Üniversite ve sermaye iflbirli¤i, en az burjuvazi kadar biziflçi ve emekçi çocuklar›, devrimci ve ilerici gençler, hatta iflçi veemekçiler taraf›ndan önemsenmesi gereken temel önemde birkonu. Yaln›zca e¤itimin ticarilefltirilmesi yönünden de¤il, fakatideolojik-siyasal bir sald›r› olarak da üniversite-sermayeiflbirli¤ini ele almak, bu sald›r›y› karfl›lamak zorunday›z. Buiflbirli¤ini teorik arka plan› ile ele ald›¤›m›zda görülecektir ki,uzun bir süredir yaflad›¤› bunal›m› yine bizlere fatura etmekisteyen burjuvazinin kapsaml› bir sald›r› program›yla karfl›karfl›yay›z.

Üniversiteler: Düzenin yeniden üretimmerkezleri

Üniversite ilk kuruldu¤u ça¤dan itibaren temel bir ifllevesahip oldu. Bu ifllev verili düzenin sürekli bir biçimde yenidenüretilmesini sa¤lamakt›. Kilise bünyesinde, keflifllerin ve kilisegörevlilerinin yetifltirilmesini sa¤lamak için verilen e¤itimlebafllayan süreç, sonras›nda lonca yap›s›yla birlikte giderekde¤iflti. Bilgiye sahip olmak için biraraya gelen ö¤renciler ilebilginin yayg›nlaflt›r›lmas›n› savunan hocalar›n birlikteörgütlendikleri lonca yap›s› içinde üniversite kavram› ve onunifllevi de¤iflime u¤rad›. Ortaça¤’da kilisenin ihtiyaçlar›n›karfl›lamak için ifle koyulan üniversite, art›k kapitalizminihtiyaçlar›na göre flekillenmeye bafllad›.

‹deolojinin yeniden üretim alanlar›ndan biri olan üniversite,bu ifllevinden kaynakl› siyasal iktidar için vazgeçilmez bir rolesahiptir. Frans›z devrimiyle iktidar› alan burjuvazinin temeltaleplerinden biri genel e¤itim hakk›yd›. Kuflkusuz bu burjuvadüzene hizmet edecek

bireyler yetifltirmeyihedefliyordu.Günümüzde deüniversiteler ayn›ifllevi yerinegetiriyorlar.Bunun yan›s›ra, özelliklekapitalizmin

krizininderinleflmesiylebirlikte, bir bütünolarak e¤itim sistemikapitalizminihtiyaçlar›do¤rultusundayeniden örgütleniyor.

Bu yenidenörgütlenme,özellikle sony›llarda dahaileri birdüzeyde

gerçeklefltirilmeye baflland›. Kapitalizmin ‘70’lerde bafllayan vegiderek derinleflen krizine paralel olarak neo-liberal sald›r›lardünya ölçüsünde yayg›nlaflt›, ‘89 çöküflü sonras›nda iseyepyeni bir boyut kazand›. “Sosyal devlet” anlay›fl› terkedildi.Baflta e¤itim ve sa¤l›k olmak üzere topluma sunulan tümhizmetlerin kapitalizmin ihtiyaçlar› do¤rultusunda yenidenörgütlenmesi süreci böylece bafllad›. Neo-liberal düflünceyeuygun olarak, e¤itim herkes için temel bir hak ve “kamusal” biralan olmaktan ç›kt›, “yar›-kamusal bir hizmet”e (K.Gürüz)dönüfltü. Böylelikle e¤itim piyasaya sürülen bir meta halinegetirildi. Piyasa için üretilen her meta gibi e¤itim de piyasan›nkoflullar›n göre yeniden düzenlenmeye baflland›. Böylecee¤itimin paral› hale getirilmesi, ticarileflmesi ve kârl› bir alanoldu¤u oranda bizzat burjuvazi taraf›ndan sunulan bir “hizmet”edönüflmesi mümkün hale geldi. Sermayenin, farkl› sektörlerlebirlikte e¤itime yapt›¤› yat›r›m›n geri dönüfl –kârl›l›k- oranlar›nabakt›¤›m›zda, “e¤itim sektörü”nün ne kadar kârl› bir yat›r›malan› oldu¤u ortaya ç›k›yor.

Üniversitenin yeni rolü

Neo-liberalizmin e¤itim politikas›nda yüksek ö¤retimin dahaözel bir yeri var. Öncesinde bilgi üretilmesi ve bu bilgininyayg›nlaflt›r›lmas› rolü üzerinden tan›mlanan üniversite, bu yenisüreçle birlikte art›k üretim süreçlerine do¤rudan kat›l›yor. Bukat›l›m üniversite ile sermaye iflbirli¤i olarak ortaya ç›k›yor.Üniversitede bilgi üretimi sermayenin ihtiyaçlar› do¤rultusundaörgütleniyor.

Burjuvazi için yaflamsal önemde oldu¤u söylenenüniversite-sermaye iflbirli¤inin dayand›r›ld›¤› temel argümanlarflunlard›r:

‹lk argüman, sanayiye yönelik teknolojik geliflmeninekonomik rekabet gücünü artt›raca¤›d›r. Dünyan›n yaflad›¤›de¤iflim ve geliflim süreci bilgiyi (siz teknoloji olarak okuyun)daha önemli bir noktaya tafl›yor. Üretim süreçlerindeki emek-yo¤un tarzdan bilgi-yo¤un tarza geçifl süreci, bir sanayi girdisiolarak bilgiyi yaflamsal bir öneme kavuflturuyor. Bilgiye sahipolan›n rekabet gücü di¤erlerine oranla daha da gelifliyor.Böylelikle bilgi giderek ticari bir kavrama dönüflüyor.

Bu temel belirlemelerin ›fl›¤›nda burjuvazi üretim süreçlerinearaflt›rma-gelifltirme (Ar-Ge) kurumlar›n› ekledi. ‹lk olarak kendiiflletmesi bünyesinde oluflturdu¤u Ar-Ge kurumlar› bir diziolumsuzluk tafl›yordu. Bunlardan ilki Ar-Ge’nin riskli bir yat›r›malan› olmas›, araflt›rmalar›n uzun sürmesiydi. Buna ra¤menyap›lan araflt›rmalar bir sonuca ulaflmadan son bulabilir, dahas›ortaya ç›kan sonuç sermayenin bir ifline yaramayabilirdi. Kald›ki Ar-Ge çal›flmalar› oldukça pahal› bir yat›r›m alan›yd›. Ayn›zamanda bu kurumlarda çal›flt›r›lacak personelin bulunmas› vebu personelin ücretlerinin karfl›lanmas› onun için apayr› biryüktü. Yan› s›ra labarotuvar ve gerekli teknik donan›mlar›nsa¤lanmas› da ciddi bir yat›r›m gerektiriyordu.

Yaratt›¤› tüm bu sorunlar nedeniyle sanayi kurumlar›bünyesinde oluflturulan Ar-Ge bölümleri sermayenin istedi¤isonuçlar› vermedi. Bunun üzerine birçok olana¤a sahip olanüniversitelerden yard›m almak, onun kaynaklar›ndan

Üniversite-sermayeÜniversite-sermayeiflbirli¤i üzerineiflbirli¤i üzerine26

Page 27: EG 92. sayı

faydalanmak yönünde bir e¤ilim olufltu. Türkiye’de 1983’tensonra özel sektör, kamu ve üniversiteler üzerinden Ar-Ge içinayr›lan personel say›s› ve yap›lan Ar-Ge çal›flmalar›nabakt›¤›m›zda görece¤iz ki, üniversiteler her iki aç›dan da özelya da kamu sektörünün çok daha ilerisindedir. Personel veyap›lan Ar-Ge çal›flmalar› bak›m›ndan özel ya da kamu sektörü,üniversite kadar geliflmifl de¤ildir.

Tüm dünyada Türkiye’dekine benzer bir tablo sözkonusudur. ‹flte bu nedenlerle üniversiteler burjuvazininyukar›daki sorunlar›na çözüm olabilecek yegâne kurumlaroldular. 1970’lerle beraber emperyalist ülkelerde Ar-Geçal›flmalar› büyük oranda üniversitelere kayd›r›lmaya baflland›.Üniversiteler de sermayenin yard›m talebine tamamen olumluyan›t verdiler. Bu durum özellikle Amerika’da böyle oldu.Böylelikle üniversite-sermaye iflbirli¤i sürecine yeni boyutlarkazand›r›lm›fl oldu.

Türkiye’de üniversite-sermaye iflbirli¤i

Ülkemizde bu iflbirli¤ini teorize etme ve uygulama çabas›içinde olan bafll›ca kurumlar ise YÖK, TÜB‹TAK ve TÜS‹AD’t›r.TÜB‹TAK daha çok bu iflbirli¤ini meflrulaflt›rma çabas› içindeolurken, YÖK üniversite-sermaye iflbirli¤inin önündeki yasal vefiili engelleri ortadan kald›rmak ve bu iflbirli¤ini en üst düzeydegerçeklefltirmek, TÜS‹AD ise her iki ifli birden gerçeklefltirmekçabas› içindedir.

TÜB‹TAK bu süreçte üniversitenin üzerine düflen rolü aç›kbir biçimde flöyle ifade ediyor: “E¤er, toplumun bilim ve teknolojiyetene¤ini yükseltmek... bir toplumsal varolufl sorunu halinegelmiflse ve bu sorunun çözümü için üniversitenin yetenek vebirikimine gereksinim duyulmuflsa, modern üniversite veça¤›m›z bilim adam›, toplumsal sorumlulu¤unun bir gere¤iolarak, elbette, bu isteme yan›t verecektir.” (TÜB‹TAK, TürkiyeÜniversite-Sanayi ‹flbirli¤inin Gelifltirilmesi-Alt KomisyonuRaporu 1994).

TÜB‹TAK yukardaki söylemiyle toplumun ç›karlar›n› bir avuçkapitalistin ç›karlar›na eflitleyerek, buradan üniversiteyeyeni bir rol biçiyor. 1990’da TÜB‹TAKtaraf›ndan gerçeklefltirilen 1. Bilim-Teknoloji fiuras›’nda kapsaml›de¤erlendirmelere konu edilenüniversite-sermaye iflbirli¤inin fikritemelleri at›ld›: “Üniversitelerdegerçeklefltirilen araflt›rmalar›n%90’›n› oluflturan ve lisansüstüe¤itimin bir parças› olarak yap›lançal›flmalar, salt akademik dereceamac›na ba¤l› olmaktan ç›kar›lmal› vebüyük ölçüde sanayi iflbirli¤ininihtiyaçlar›na yöneltilmelidir.”(TÜB‹TAK 1. Bilim-Teknolojifiuras›’ndan aktaranMetinÖzu¤urlu/Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤itart›flma metinleri,AÜSBF). Yine 1.Bilim ve Teknolojifiuras›’nda, TÜB‹TAKüniversite-sermayeiflbirli¤i konusundadevletin h›zland›r›c› vedüzenleyici bir rolüstlenmesi gerekti¤ini ifade

ederken, devletin bu konuda yapmas› gerekenleri flöyles›ralad›:

“- Üniversitelerdeki ö¤retim üyelerinin sanayiye, sanayidekiuzmanlar›n üniversitelere rahatl›kla geçebilmeleri sa¤lanmal›d›r.

- Üniversitelerin müfredat programlar›nda sanayininihtiyaçlar›na cevap verecek de¤ifliklikler yap›lmal›d›r.

- Bilim ve teknoloji öncelikleri, sektör baz›ndabelirlenmelidir.

- Üniversiteler endüstriye iflletme ve tasarruf projeleri ileyard›m etmelidir.

- Üniversitelerde bulunan araflt›rma uygulama merkezlerininsanayi ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu merkezlerin yetkiliyürütme kurullar›nda sanayiciler de yer almal›d›r vefinansman›na kat›lmal›d›r. Sanayiciler cirolar›n›n örne¤in%0.1’ini bu merkezlere verebilir. Bu durumda finansman sorunuçözülece¤inden ve neyin araflt›r›laca¤› konusunda sanayicilerde söz sahibi olaca¤›ndan uygulamaya dönük araflt›rmalaryapma flans› artacakt›r.

- Üniversitelerin endüstriye kaliteli eleman yetifltirmesihususunda en önemli problem ö¤retim üyesi s›k›nt›s›d›r.”(TÜB‹TAK, 1990)

TÜB‹TAK’a göre üniversitenin sermaye ile olan iflbirli¤i onun“akademik özerkli¤inden” bir fley kaybettirmeyecek, bir flartla:“Sanayici, bilimcilerin ba¤›ms›z entelektüel faaliyetlerine kabamüdahalelerde bulunmamal›d›r” (agy). TÜB‹TAK akademiközerkli¤i ve özgür bilimsel e¤itimi baz› akademisyenlerin“ba¤›ms›z entelektüel çal›flmalar›na” indirgemekle kalm›yor,ayn› zamanda kapitalistlerin bilim adamlar›n›n çal›flmalar›namüdahalelerini “kaba” bir biçimde yapmad›klar› müddetçe birsorunun yaflanmayaca¤›n› düflünüyor. Sermayeninhizmetkarl›¤›na kendini adam›fl bir grup “bilim adam›”ndanbaflka türlü bir yaklafl›m da beklenemezdi zaten.

27

Page 28: EG 92. sayı

Neo-liberal politikalar ve üniversiteler aras› iflbölümü

YÖK’ün bafl›na 1995’te getirilen Kemal Gürüz’üny›ld›z› 1994 y›l›nda haz›rlad›¤› bir raporla (“Türkiye’deYüksek Ö¤retim, Bilim ve Teknoloji”) parlad›.“Yazarlara göre ça¤dafl üniversite ‘modern iflletmecilik

teknikleri ile yönetilen bir kurum’ (s.146) olarakdüflünülmelidir ve ‘pazar ekonomisine’, ‘arz ve talepkoflullar›na’ uymak zorundad›r. Yetifltirilecek ö¤renci tipiaç›s›ndan ise ‘bilgi toplumu ve küreselleflme süreciningerektirdi¤i insan gücü profili’ gündemdedir (s.29).”(Toplumsal geliflme ve üniversiteler, Taner Timur, s.544). Önceki YÖK baflkan› Kemal Gürüz taraf›ndan 1994’te

TÜS‹AD ad›na haz›rlanan raporda, raporun yazar›Türkiye’deki üniversiteleri baz› gruplara ay›r›yor. Bugruplardan ilki az say›da elit üniversiteden olufluyor. Buüniversitelerin temel ifllevi lisansüstü e¤itim vermek veüniversite-sanayi iflbirli¤ini üst düzeyde gerçeklefltirmektir.Bugün e¤itimin ticarilefltirilmesinin en etkin biçimdegörüldü¤ü üniversiteler bu kapsama girmektedir. ODTÜ,‹TÜ, Bo¤aziçi, YTÜ vb. üniversitelerin oluflturdu¤u bugruptakiler için üniversite-sermaye iflbirli¤i tekno-kentlerarac›l›¤›yla bugünden bafllam›fl durumda.

Seçkin üniversitelerdekurulan Teknokentprojeleriyleamaçlanan, “ileriteknolojikullanan/üretenflirketlerinoluflumunu vebüyümesini

desteklemek,teknoloji gelifliminisa¤lamak, bu yöndeçal›flma yapanflirketlere Ar-Geçal›flmalar›n›yürütebilecekleriortam ve destek

sa¤lamak,üniversite-sanayiiflbirli¤ini enüst düzeye

ç›karmak, üniversitedeki araflt›rmalar›n ekonomik de¤eredönüfltürülmesini sa¤lamak, ülkenin ekonomik veteknolojik düzeyini yükseltmeye ve böylece ülkeninuluslararas› rekabet gücünü art›rmaya katk›dabulunmak”t›r. (ODTÜ Teknokent internet sitesinden...) Elitüniversiteler aç›s›ndan ÜS‹ ile hedeflenen, ulusal ölçektesermayenin teknolojik kendini yenileme gücünü(innovasyon) gelifltirmektir. Bu gruba giren üniversiteler aç›s›ndan bir di¤er önemli

yan ise üniversitelerin özellefltirilme sürecinin h›zl›ad›mlarla ilerlemesidir. ODTÜ, ‹TÜ ve Bogaziçiüniversitelerinde paral› bölümler (SUNNY programlar›)aç›ld› ve bu bölümler iki y›ld›r ö¤renci almaktad›r. fiu aniçin salt birkaç bölümle s›n›rl› olan ve ö¤renci de¤iflimprogram› kapsam›nda bafllat›lan bu özel bölümlerinönümüzdeki y›llarda yayg›nlaflaca¤›ndan kuflkuduyulmamal›d›r. Ayr›ca ‹TÜ, ODTÜ, Bo¤aziçi veHacettepe gibi “nitelikli” kamu üniversitelerinin “kendi”gelifltirme vak›flar›na devredilerek özellefltirilmelerihedeflenmektedir. Çeflitli sermaye çevrelerinin kat›l›m›ylakurulan bu vak›flar daha flimdiden yurtlar, yemekhaneler,kültür-sanat birimleri vb alanlar› kendi bünyelerine katm›flbulunmaktad›r.‹kinci grupta ise kitlesel e¤itim yapan üniversiteler

bulunmaktad›r. Bu gruptaki üniversiteler sanayiye nitelikliiflgücü (mühendis, mimar, iflletmeci vb.) üretmeklegörevlidir. Elit üniversiteler d›fl›nda kalan metropolüniversiteleri bu gruptaki üniversiteleri oluflturmaktad›r.Sanayide nitelikli iflgücüne talebin sürekli azalmas› vemeslek liseleri ve MYO arac›l›¤› ile bu yönlü ihtiyaçlar›nkarfl›lan›yor olmas› nedeniyle ve de kamusal alandayaflan›lan genifl çapl› tasfiye sald›r›s› ile beraber; buüniversitelerden mezun olanlar› bekleyen potansiyeliflsizliktir. Bu gruptaki üniversiteler içerisinde özellikleAnkara Üniversitesi devlet bürokrasisine elemanyetifltirmektedir.‹kinci gruba giren üniversiteler aç›s›ndan hedeflerden

bir di¤eri ise sermaye aç›s›ndan önemli bölümlerinözellefltirilmesinin önünün aç›lmas› için üniversitelerinküçük parçalara ayr›lmas›d›r. Ankara, ‹stanbulüniversiteleri gibi “klasik” üniversitelerin parçalanarak t›pve hukuk fakültelerinin üniversiteden ba¤›ms›z birer“iflletme” haline dönüfltürülmesi biçiminde yap›lacakt›r. Üçüncü grupta de¤erlendirilen üniversiteler ise “taflra

üniversiteleri” dir. Bu üniversiteler ise yine sanayininkalifiye iflgücü ihtiyac›n› meslek liseleri ve meslek yüksek

Bölümler ve üniversiteler aras› eflitsizlikler!

Ticari e¤itim veTicari e¤itim veüniversitelerüniversiteler28

Page 29: EG 92. sayı

okullar› ile birlikte sa¤lamaktad›rlar. Neredeyse her taflraüniversitelerinde yayg›n olarak bulunan MYO buyönelimin bir sonucudur.Bunun yan›nda s›n›rl› bir biçimde olsa da ÜS‹’ne dair

ad›mlar taflra üniversitelerinde de at›lmaktad›r. Buad›mlarla amaçlanan bölgesel KOB‹’lerin teknolojikgeliflmesine katk›da bulunmak olarak tan›mlanmas›nakarfl›l›k, henüz bu yönlü ad›mlar emekleme aflamas›ndad›r.Taflra üniversiteleri için, fen-edebiyat, iktisadi ve idaribilimler ve bölgenin özelliklerine göre veterinerlik, ziraat,e¤itim fakültelerinden biri ve çok say›da yüksek okulbiçiminde yeniden yap›land›r›larak güçlü rektörlük vealt›nda bölümler biçiminde örgütlenerek ve ço¤unlu¤u yenikurulan bu üniversitelerin görünüflte kamu kurumu olsalarda bir anlamda parça parça yöresel sermayenin denetimineverilmesi hedeflenmektedir.K. Gürüz’ün yapt›¤› bu grupland›rma YÖK’ün yüksek

ö¤retim stratejisi olarak ifadelendirilebilir. Bu aradabelirtilmesi gereken bir baflka önemli olgu ise, bugrupland›rma içerisinde yer alan her üniversitenin ticaribirer kurulufl olarak de¤erlendiriliyor olmas›d›r.Dolay›s›yla verilen bu ticari hizmet için kullan›c›lardan(ö¤rencilerden) bir fiyat talep ediliyor. Bu fiyatland›rmadada bahsi geçen grupland›rma esas al›nacak. Do¤al olarakelit üniversitelerin fiyatlar› çok yüksekken, taflraüniversiteleri makul bir fiyat karfl›l›¤›nda hizmetsunacakt›r.

Anglo-Amerikan e¤itim modelive bölümler aras› eflitsizlikler

Anglo-Amerikan e¤itim anlay›fl›n›n özünü oluflturantemel yaklafl›m “bilim” ve “teknolojinin” efl anlaml›kullan›larak bilim ve teknolojiyi özdefllefltiren savd›r. Neo-liberal iktisad›n temel yaklafl›mlar›ndan birisi olan bu sav›oluflturan teorik gerekçeler flu flekilde s›ralanabilir:“Reel üretim sürecinin, gerek ürün baz›nda gerekse de

üretim ve ifl organizasyonlar› baz›nda giderek artanteknolojik muhtevas›, teknolojiyi ve onunlaayr›lmaz bir bütün olan bilimi, do¤rudan birüretici güç (üretim faktörü) haline getirmifltir.“Bilim adam› (dolay›s› ile üniversite) kendi

subjektif niyeti ne olursa olsun, objektif olarak,reel üretim sürecinde en önemli unsurlardanbirisi haline gelirken, kendi iradesi d›fl›nda osürece do¤rudan ba¤›ml› hale de gelmifltir.“Üniversite için yaflamsal olan teknolojidir,

teknoloji için aç›l›md›r.” . “Modern ça¤›m›z›nbilim adam›, toplumsal sorumlulu¤unun birgere¤i olarak bu isteme kuflkusuz yan›tverecektir.” (ÜS‹ gelifltirilmesi ve uygulamamodelinin ortaya konulmas› alt komisyonuraporu)Bu de¤erlendirmenin sonuçlar›na teknokent

projeleri üzerinden k›saca bakal›m.TÜB‹TAK’›n yapt›¤› de¤erlendirmede

teknolojiyle bilimin efl anlaml› kullan›m›n›n sermayeaç›s›ndan ne kadar hayati oldu¤u tüm aç›kl›¤› ile görülmüflolacakt›r:“Üniversite-sanayi iflbirli¤i, sanayie yönelik uygulamal›

araflt›rma ortak projeleri ile bafllat›labilir. Bu projelerinyönetimleri sanayiciye b›rak›lacakt›r. Üniversiteye ayr›lanaraflt›rma deste¤inin bir k›sm›, bu tip projelerdekullan›lmak üzere, projenin sanayici orta¤› arac›l›¤› ileüniversiteye verilebilir.“Sanayimizin gündemindeki konular, yüksek lisans,

doktora ve doktora sonras› araflt›rma konular› aras›ndayer alabilmelidir. Güdümlü araflt›rmalar›n süre ve sonuçbak›m›ndan denetiminde sanayicinin yer almas›,profesyonel bilim ve teknoloji yönetimini bafllatacakt›r.“Üniversite elemanlar› ve sanayiden uzmanlar,

birbirlerinin programlar›nda kolayca yer al›pçal›flabilmelidir.” (Türkiye’de Üniversite-Sanayi ‹flbirli¤i:Bugünkü Durum, Gelece¤e Yönelik Görüfl ve Düflünceler,TÜB‹TAK)‘Seçkin’ ö¤retim hedefi, araflt›rmay› e¤itimden kopartan

ve günümüzde K›ta Avrupas›n› da etkisine alan Anglo-Amerikan üniversite anlay›fl›n›n bir ifadesidir. “Anglo-Amerikan dünyas›nda üniversiteler, art›k, büyük orandauygulamal› do¤a bilimlerinin ve daha küçük orandauygulamal› ‘sosyal bilimler’in tahakkümünde, pazarekonomisine hizmet eden kurumlar” haline gelmifltir. Buyönelimin do¤al sonucu ise sermayenin ihtiyaçlar›na görearaflt›rma ve “bilimsel” çal›flma yapan bir kurumda, sosyalbölümlerin kendi anlamlar›n› yitirecekleridir. Bugün sosyal bölümlerin piyasan›n talebine göre

flekillenen bir e¤itim süreci içerisinde hiçbir anlam›kalmamaktad›r. Teknik bilimler h›zla prestij kazan›rken,sermaye aç›s›ndan ani bir kazanç alan› oluflturmayanfelsefe, sosyoloji vb. bölümler anlamlar›n› yitirmektedirler.Birçok üniversitede kapat›lma sorunu ile karfl› karfl›yakalan sosyal bölümlerin olmas›n›n, bu bölümlerden mezunolanlar›n iflsizlik sorunu ile bo¤uflmalar›n›n gerisindekitemel neden e¤itim sistemindeki bu yap›sal dönüflümlerdir.

29

Page 30: EG 92. sayı

Gençlik sorunu tüm kapsam› ve çözümsüzlü¤ü ile orta yerde durmakta vegiderek derinleflmektedir. Buna karfl›n hareket ciddi bir darl›k ve k›s›rl›k içerisindebulunmaktad›r. Bu tablo hem temel önemde bir çeliflkiyi ve hem de sermaye devletiaç›s›ndan belirgin bir baflar›y› anlatmaktad›r. Çeliflki, kitlesel temellerde bir devrimcigençlik hareketinin nesnel olanaklar› ile bugünkü durum aras›ndaki uçurumdaifadesini bulmaktad›r. Sermaye devletinin baflar›s› ise, sorunun her geçen günderinleflmesine karfl›l›k, derinleflen sorunun devrimci kanallara akmas›n›engellemesinde ifadesini bulmaktad›r.

Bu durum elbette gençli¤in nesnel durumunda farkl›laflan yanlar›n› görmezdengelmemiz anlam›na gelmemektedir. Ancak baflar›s›zl›¤›n as›l yan›n›n, yani hareketedevrimci önderlik sorununun bilince ç›kart›lmas› aç›s›ndan bu tablo özel olarakönemlidir. Yeni bir mücadele dönemi öncesinde gençli¤in temel yönelimleri vemücadele dinamiklerini tan›mlamak ve bu çerçevede gençlik hareketine devrimciönderlik sorumlulu¤unun gereklerini yerli yerine oturtmak özel bir önem tafl›maktad›r.Önümüzdeki süreçte komünist gençli¤in kilitlenece¤i noktay›, harekete devrimciönderlik sorumlulu¤u ve bunun pratik gerekleri oluflturacakt›r.

Ticarileflen e¤itim sisteminekarfl› mücadelenin önemi

Gençlik hareketinin politikleflmesinde mesafe almad›kça onu gelifltirmeyibaflaramay›z. Bu gerçek politik müdahalenin önemini ortaya koymaktad›r. Gençli¤insorunlar›na yan›t verecek bir mücadele öncelikle gençli¤in sorunlar› ve mücadeledinamiklerini tespit etmeyi zorunlu k›lmaktad›r. Ne yaz›k ki gençlik içerisinde siyasalçal›flma yürüten öznelerin baflar›s›z kald›¤› alanlar›n bafl›nda buras› gelmektedir.Gençlik hareketi politik planda ciddi bir k›s›rl›k yafl›yor demifltik. Bunun gerisindekitemel etken, politik sürecin zorunlu k›ld›¤› görev ve sorumluluklar›n uza¤›nda birgençlik mücadelesi prati¤idir. Gençli¤in ihtiyaçlar›n› ve mücadele gündemlerinitan›mlamakta yaflan›lan k›s›rl›k, hareketin yaflad›¤› k›s›rl›¤›n da belirleyici halkas›d›r.Bugün gençlik içerisindeki siyasal öznelerin büyük bir k›sm› gençli¤in sorunlar›ndançok, dar siyasal çevresinin sorun ve ihtiyaçlar› ile ugraflmakta ve bu nedenleharekete politik planda ihtiyaç duydu¤u müdahaleleri gerçeklefltirmekte baflar›s›zkalmaktad›r.

Gençlik yap›sal özellikleri ve yar› ayd›n kimli¤inden kaynakl› olarak politik veakademik sorunlara çok yönlü bir ilgi duymaktad›r. E¤itim sisteminin sorunlar›ndanülke ve dünyan›n sorunlar›na kadar bir dizi bafll›k gençli¤i do¤rudan etkilemekte veçeflitli dönemlerde onu eylemli bir hareketlili¤in içerisine çekmektedir. Butekrarlanagelen tespit gençli¤in gündemlerini saptarken ço¤u zaman bir kolayc›l›¤›ngerekçesine dönüflebilmektedir. Bu ise, hareketin bugün yaflad›¤› k›s›r sürecin enönemli nedenlerinden birisidir.

Hareketin kitle taban›nda yaflanan darl›k, öte yandan ise yaflad›¤› örgütselda¤›n›kl›k gençli¤in genifl kesimlerinin sorunlar›n› iflleyen bir çal›flma ve mücadeleyizorunlu k›lmaktad›r. Burada sorunu iki yönlü tan›mlamaktay›z. Birincisi, genifl gençlikkesimlerinin öncelikli sorunlar›n› ve gündemlerini ele alan bir çal›flma tarz›n›n

Yeni dönemi kazanmak...

Gençli¤in devrimci hareketini büyütmek için!..

Gençlik yaflad›¤›sald›r›larkarfl›s›ndaneredeysetümüyle

savunmas›z vehareketsizdir.Bunun temelnedenlerindenbirisi, gençli¤in

ihtiyaçlar›na yan›tverecek bir politik

müdahaleninörülememesi vebu süreci çeflitli

düzeylerdeörgütlülüklerle

bütünlefltirmekteyaflanan

zorlanmalard›r.Bugün hareketin

ve gençli¤inihtiyaçlar›na yan›tveren bir politik

süreç bu iki temelsoruna bütünlüklü

ve birbirinibesleyen birtarzda çözümoluflturmayakilitlenmekzorundad›r.

30

Page 31: EG 92. sayı

hareketin geliflmesinin belirleyici yan› oldu¤udur. ‹kincisi isehareketin yaflad›¤› örgütsel darl›k ve da¤›n›kl›¤›n afl›lmas›ndatemel halkay› bu gündemler belirleyecektir.

Bu ilk nokta yeterince aç›k oldu¤u için ikinci noktay› k›sacatart›flal›m. Gençlik mücadelesi özellikle son dönem yerel vekendili¤inden dinamikler aç›s›ndan oldukça daralm›fl birdurumdad›r. Buna karfl›n ileri güçler flahs›nda ülkenin vedünyan›n sorunlar›na karfl› h›zl› eylemli tepkiler içerisinegirebilmekte, zaman zaman bunlar› çeflitli örgütsel biçimleredönüfltürebilmektedir. Geçti¤imiz y›llarda Ölüm Orucu Direniflisürecinde kurulan ve binlerce ö¤renciyi eylemli bir sürecinparças› haline getiren platformlar, öte yandan savafl dönemindeörülen yerel çal›flmalar ve platformlar bu tespiti somutlayan aç›körneklerdir. Ancak bu durum bu mücadelenin ileri unsurlaras›k›flan bir mücadele oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmemektedir. Öteyandan, bu süreç içerisinde oluflan birtak›m örgütlülüklergençli¤in ileri güçleri flahs›nda bir toparlanma oluflturmas›na,hareketin eylem dinamizmini gelifltiren ve hareketi politiklefltirenetkilerine karfl›n genifl gençlik güçleri ile buluflabilecek birmücadele program› ve örgütlenme süreci oluflturamam›flt›r. Busorun kitle çal›flmas›n›n s›n›rlar› ile aç›klanamaz. Gençli¤ingenifl kesimlerinin yak›c› ve güncel sorunlar›ndan beslenmeyenve politik planda bunlar› beslemeyen her çal›flma ayn› ak›betlekarfl› karfl›ya kalmaya mahkumdur.

Gençlik hareketini politiklefltirmek, e¤itim sistemininsorunlar›ndan kopmak anlam›na gelmemektedir. Gençli¤ipolitiklefltirmek bir süreç ise, bu sürecin belirleyici halkas›n›e¤itim sisteminin sorunlar› oluflturmaktad›r. Bugün e¤itimintemel sorunlar› ve bunun genel tan›m› olarak ticari e¤itim,sistemin temel sorunlar› ve sald›r›lar› ile güçlü ba¤lar tafl›makta,bu akademik-demokratik mücadelenin h›zl› bir biçimdepolitikleflmesinin olanaklar›n› ortaya koymaktad›r. “Çürüyene¤itim sistemi çürüyen düzenin aynas›d›r” fliar› bugün hiçolmad›¤› kadar aç›k ve güncel tespitin özlü bir ifadesi olaraktan›mlanmal›d›r. ‹flte tam da bu nedenle ticarileflen e¤itimsistemine karfl› bütünlüklü bir mücadele platformu oluflturmakbugünün gençlik hareketi için yak›c› bir sorundur.

Gençlik ticarileflen e¤itimin çok yönlü sorunlar› ile karfl›karfl›yad›r. Birleflik ve devrimci bir gençlik hareketinin temeldinami¤ini bu gündemin gençlik içerisinde nas›l bir mücadeleprati¤ine konu edildi¤i belirleyecektir. Bugüne kadar ticarie¤itime karfl› verilen mücadele temel bir k›s›rl›k tafl›m›fl vegençli¤in genifl kesimlerinin bir mücadele gündemi halinedönüfltürülememifltir. Bunun nedeni ise ticarileflen e¤itim

sürecinin ortaya ç›kard›¤› sonuçlar›n yeterincekavranamamas›d›r.

Ticari e¤itim üniversitelerin yap›s›nda önemli de¤iflikliklereyol açm›flt›r. Bunlar›n bafl›nda üniversitelerin neo-liberal süreçöncesinden farkl› bir konum ve misyon kazanmas› gelmektedir.Neo-liberal düflünceye uygun olarak, e¤itim herkes için temelbir hak ve “kamusal” bir alan olmaktan ç›kt›, “yar›-kamusal birhizmet”e dönüfltü. Böylelikle e¤itim piyasaya sürülen bir metahaline getirildi. Piyasa için üretilen her meta gibi e¤itim depiyasan›n koflullar›n göre yeniden düzenlenmeye baflland›.Böylece e¤itimin paral› hale getirilmesi, ticarileflmesi ve kârl› biralan oldu¤u oranda bizzat burjuvazi taraf›ndan sunulan bir“hizmet”e dönüflmesi mümkün hale geldi.

Tüm bunlar bugün e¤itim sisteminde yaflanan neo-liberaldönüflümün özü ve özeti olarak tan›mlanabilir. Bugün e¤itimsisteminde çok yönlü ve bütünlüklü bir dönüflüm yaflanmas›nave bu dönüflüm iktisadi ve ideolojik planda tüm e¤itim alan›n›kesen sonuçlar oluflturmas›na karfl›l›k, ticari e¤itim süreciüniversiteler ve bölümler düzleminde a¤›rl›k noktalar› aç›s›ndanfarkl› sonuçlar yaratmaktad›r. Bu süreç özlü bir ifade ileüniversitelerin ve bölümlerin neo-liberal politikalar eksenindeyaflad›¤› dönüflümü ve yine bu temeldeki iflbölümünüanlatmaktad›r. Bu iflbölümünün öncelikli sonucu üniversitelerinburjuvazinin ihtiyaçlar› do¤rultusunda üç temel grubaayr›lmas›d›r.

Bu gruplardan ilki az say›da elit üniversiteden oluflmaktad›r.Bu üniversitelerin temel ifllevi lisansüstü e¤itim vermek veüniversite-sanayi iflbirli¤ini üst düzeyde gerçeklefltirmektir. ‹kincigrupta ise kitlesel e¤itim yapan üniversiteler bulunmaktad›r. Bugruptakiler sanayiye nitelikli iflgücü (mühendis, mimar, iflletmecivb.) üretmekle görevlidir. Üçüncü grup ise “taflra üniversiteleri”dir. Bu üniversiteler de yine sanayinin kalifiye iflgücü ihtiyac›n›meslek liseleri ve meslek yüksek okullar› ile birliktesa¤lamaktad›rlar. Neredeyse tüm taflra üniversitelerinde yayg›nolarak bulunan MYO’lar bu yönelimin bir sonucudur.

Sürecin öteki bir sonucu bölümler aras›nda yaflananfarkl›laflmalard›r. Bugün ticari e¤itim sistemi içinde bilim veteknoloji efl anlaml› olarak kullan›lmakta, bilimsel üretimteknolojik geliflmeyle s›n›rlanmaktad›r. ”Anglo-Amerikandünyas›nda üniversiteler, art›k, büyük oranda uygulamal› do¤abilimlerinin ve daha küçük oranda uygulamal› ‘sosyal bilimler’intahakkümünde, pazar ekonomisine hizmet eden kurumlar”haline gelmifl bulunmaktad›r. Bu yönelimin do¤al sonucu,sermayenin ihtiyaçlar›na göre araflt›rma ve “bilimsel” çal›flma

Yeni dönemi kazanmak...

Gençli¤in devrimci hareketini büyütmek için!..

31

Page 32: EG 92. sayı

yapan bir kurumda, sosyal bölümlerin anlamlar›n›yitirecekleridir.

Bu farkl›l›klar› gözetmeyen bir çal›flman›n ticari e¤itimsürecine karfl› bütünlüklü bir mücadele hatt› örebilme flans›bulunmamaktad›r.

Yeni dönem kampanya çal›flmas›:Gündemler ve hedefler

Gençlik yaflad›¤› sald›r›lar karfl›s›nda neredeyse tümüylesavunmas›z ve hareketsizdir. Bunun temel nedenlerinden birisi,gençli¤in ihtiyaçlar›na yan›t verecek bir politik müdahaleninörülememesi ve bu süreci çeflitli düzeylerde örgütlülüklerlebütünlefltirmekte yaflanan zorlanmalard›r. Bugün hareketin vegençli¤in ihtiyaçlar›na yan›t veren bir politik süreç bu iki temelsoruna bütünlüklü ve birbirini besleyen bir tarzda çözümoluflturmaya kilitlenmek zorundad›r.

Kampanya çal›flmas› boyunca ve ard›ndangerçeklefltirilecek gençlik kurultay› ile gençlik hareketininyaflad›¤› sorunlara çözüm oluflturmay› ve gençli¤in birleflikdevrimci mücadelesinde anlaml› bir birikim sa¤lamay›hedefleyece¤iz.

Bugün gençlik hareketi genifl kitlelerden uzak, dar ve s›n›rl›bir hareket durumundad›r. Kampanya çal›flmam›z boyunca

genifl gençlik kitleleri ile buluflmay›, onlar›n güncel talep veihtiyaçlar›n› gerçek birer mücadele gündemi halinedönüfltürmeyi hedefleyece¤iz. Gençli¤in temel sorunu olanpolitizasyon sorununa, politikleflmifl ve devrimci bir gençlikhareketi yaratma hedefiyle, çok yönlü bir siyasal çal›flmasüreci içerisinde çözüm oluflturmaya çal›flaca¤›z. Öteyandan ise gençli¤in y›llard›r yaflad›¤› k›s›r döngünün temelnedenlerinden birisi olan örgütlenme sorununa karfl›gençli¤in ileri güçlerini somut talepler ve gündemleretraf›nda birlefltirmeyi, her düzeyde esnek birtak›m örgütselaraçlar oluflturmay› hedefleyece¤iz.

Tüm bunlar gençlik hareketinin biriken sorunlar›d›r veçözüm zemini gençlik içerisinde siyasal çal›flma yapanherhangi bir özneyi aflt›¤› gibi bizi de aflmaktad›r. Ancaksorunun çözümünün karmafl›k bir dizi nesnel ve öznelsürecin sonucu olaca¤› gerçe¤i, çözüme ulaflmak hedefiylebugünden at›lmas› gereken ad›mlar›n öneminiazaltmamaktad›r. Aksine, devrimci önderlik bu müdahaleleriçok yönlü olarak gerçeklefltirme çabas› olarak tan›mlanabilir.

Üstte bahsetti¤imiz bafll›klar› kampanyan›n politikhedefleri ve gündemleri üzerinden açmaya çal›flal›m.

Kampanya çal›flmam›z›n temel gündemini e¤itimsisteminin yap›sal sorunlar› ve bu çerçevede de “ticarie¤itim” oluflturacakt›r. Ticari e¤itim ideolojik ve iktisadiboyutlar› ile gençli¤in sürekli derinleflen temel sorunudur. Bugündem genel planda üç yönüyle kampanya çal›flmam›z›nkonusu olacakt›r.

Birincisi; ticari e¤itimin önemli bafll›klar›ndan birincisie¤itim hizmetlerinin paral›laflmas› ve olanakl› oldu¤u ölçüdeözellefltirilmesidir. Bu sorun bugün iflçi ve emekçi kökenligençlik güçlerinin en temel sorunlar›ndan biridir. Bu aç›dankomünist bir gençlik çal›flmas› bu duyarl›l›k alan›n›örgütlemeyi önüne temel hedef olarak koymak zorundad›r.Merkez ve çevre üniversitelerinin bütününde karfl›lafl›lanparal› e¤itim uygulamalar› kampanya çal›flmam›z boyuncaen temel gündem bafll›klar›ndan birisi olacakt›r. Kampanyaçal›flmam›z boyunca eflit ve paras›z e¤itim hakk› için yayg›nbir kitle çal›flmas› ve örgütlenmesi süreci oluflturmal›y›z.

‹kincisi; ticari e¤itimin gençli¤i iflsizlik ve geleceksizliksorunu ile karfl› karfl›ya b›rakmas›d›r. Bu sorun gelinenyerde yüksekö¤retim gençli¤ini de kesmektedir. Yüksek

ö¤retim sonucunda genifl gençlik kesimlerinin karfl›s›na hangisorunlar›n ç›karaca¤›n›, iflsizlik ve geleceksizlik sald›r›s›na karfl›örgütlü bir mücadele hatt›n›n zorunlulu¤unu genifl gençlikkesimlerine anlatabilmeliyiz.

Üçüncüsü; ticari e¤itim sürecinin zorunlu bir sonucu olanüniversitelerdeki bask› koflullar›d›r. Soruflturma terörü, kamerasistemleri, turnikeler vb., anti demokratik ve bask›c›uygulamalar bu sald›r›lar›n güncel görünümleridir. Ancaksistemin bask›c› ve gerici uygulamalar› bu güncel sald›r›lar›aflan bir kapsama sahiptir. E¤itim müfredat›ndanüniversitelerdeki söz ve karar hakk›na kadar tüm e¤itim sistemigerici ve anti-demokratik bir karakterdedir. Kampanya süresincebilimsel ve demokratik e¤itim ve özerk demokratik üniversitetalebini hayk›raca¤›z.

Tüm bu bafll›klar genel planda ticari e¤itim sorununu hangiyönlerden iflleyece¤imizi ortaya koymaktad›r. Ancak bu kadar›gençlik hareketinin bütünsel sorunlar›n›n propagandaedilmesini ifade etmektedir. Bunun ötesine ç›kabilen bir politikfaaliyet bugün ticari e¤itimin sonucunda ortaya ç›kan dahaözgün sonuçlar› merkeze koymak zorundad›r. Zira ticari e¤itim‘80’lerin bafl›ndan bu yana ad›m ad›m uygulanan bir sermayepolitikas›d›r ve çok yönlü sonuçlar› ile bugün karfl›m›zdadurmaktad›r.

32

Page 33: EG 92. sayı

Yerel kampanyalar

Kampanya çal›flmam›z boyunca ticari e¤itim sürecinin yerelsonuçlar›n›, bölgesel ve yerel plandaki özgün sald›r›lar› yerelkampanyalara konu edece¤iz. Bu, kampanya çal›flmam›z›n enönemli ve özgün yönünü ifade etmektedir. Zira ticari e¤itimçeflitli parçalarda özgün sonuçlar› ile devam eden bir süreçsee¤er, buna karfl› verilecek olan mücadele bu özgünlükleriifllemek zorundad›r.

Bu sald›r›lar› ve karfl›t mücadele hatt›n› birkaç yönden elealal›m.

Bunlar›n bafl›nda metropol üniversiteleri ve çevreüniversiteleri aras›ndaki farkl›l›klar gelmektedir. Metropollerdeemekçi kökenli gençlik ticarileflen e¤itimin sonucu olarak sürekliazalmakta, az›msanmayacak bir ö¤renci kitlesi gerçek biryoksullaflma süreci yaflamaktad›r. Elit bir üniversite olan ‹TÜ’dehaz›rl›k ek harçlar›na karfl› verilen mücadelenin h›zl› eylemselsonuçlar yaratmas›, YTÜ’de yemekhane zamlar›na karfl› verilenmücadelenin bu üniversitenin bir dönemini etkilemesi devrimcigençlik mücadelesi aç›s›ndan uyar›c› olmal›d›r. Öte yandan,metropoller gençli¤in yar› ayd›n potansiyelinin daha belirginoldu¤u yerlerdir. Ticarileflen e¤itim bu üniversitelerde çok yönlübir iktisadi ve ideolojik kuflatma oluflturmaktad›r. Buna karfl›geliflen duyarl›l›¤› örgütlemek özel olarak önem tafl›maktad›r.Geçti¤imiz y›llarda ODTÜ’de savafl karfl›t› sürecin baflar›s›bunu göstermektedir. Teknokentler, AB kulüpleri ve kariyergünleri gibi sermaye güdümlü faaliyetlere karfl› etkili bir politikmücadele hatt› örebilmek bu üniversitelerdeki mücadeledebelirleyici noktalardan biridir.

Taflra üniversitelerindeki sald›r›lar›n a¤›rl›k noktas› isesan›ld›¤› gibi e¤itimin paral›laflt›r›lmas› de¤idir. Buüniversitelerdeki sald›r›lar daha çok geleceksizlik ve iflsizlikyönleri ile öne ç›kmaktad›r. Öte yandan, yine bu üniversitelerdegerici bask› koflullar› çok yönlü olarak yaflanmaktad›r. Bunedenle taflra üniversitelerindeki a¤›r bask› koflullar›na, gericive anti bilimsel e¤itim sürecine karfl› verilecek mücadele önemtafl›maktad›r.

Bir di¤er önemli bafll›k ise yayg›n olarak taflraüniversitelerinde bulunan meslek yüksek okullar›d›r (MYO).Bugün liseli gençlik çal›flmam›z aç›s›ndan meslek liselerinintafl›d›¤› özgün önem, üniversite çal›flmam›z aç›s›ndan MYO’lariçin tan›mlanmal›d›r. Bu okullar iflçi ve emekçi kökenli gençli¤inyayg›n olarak bulundu¤u yerlerdir, bunlar gelece¤in iflçileridir.Bu fakültelerin özgün sorunlar› (staj sömürüsü vb.) etkili birflekilde ifllenmeli ve buralara dönük güçlü bir politik perspektifoluflturulabilmelidir.

Bölümlerin özgün gündemlerine iliflkin çal›flman›n tafl›d›¤›öneme daha önce iflaret etmifltik. Bugün e¤itim fakültelerindesözleflmeli ö¤retmenlik sald›r›s› özel olarak öne ç›kmakta ve bubölümlerde okuyan gençlik güçlerinin tepkisini çekmektedir.Ancak y›llard›r e¤itimin özgün sorunlar›n› propaganda etmemizekarfl›n bu alana dönük temel bir politik perspektifoluflturdu¤umuz söylenemez. Bu özgün a¤›rl›k noktalar› tekbafl›na e¤itim fakültelerini kesmemektedir.

Örne¤in fen ve edebiyat fakültesi ö¤rencileri formasyonsorunu ile karfl› karfl›ya bulunmaktad›r. Bu sald›r› halen güncelbir sald›r› olarak fen edebiyat ö¤rencilerini iflsizlik vegeleceksizlik sorunu ile karfl› karfl›ya b›rakmaktad›r.

Bir di¤er örnek ise yetkin mühendislik sald›r›s› vemühendislik ve mimarl›k ö¤rencilerinin durumudur. Bugünyeterince bilince ç›kmam›fl olan bu oldukça kapsaml› sald›r›mühendislik ve mimarl›k ö¤rencilerinin karfl›s›nda durmaktad›r.Nitekim binlerce mühendislik ö¤rencisinin kat›ld›¤› TMMOBgenç kongresinde, TMMOB’un bu sald›r›daki iflbirlikçi tutumuna

karfl›l›k ö¤renci gençlik yetkin mühendislik sorununu bir sald›r›olarak tan›mlam›fl ve bu sald›r›ya hay›r demifltir.

Yine bir örnek t›p ö¤rencileri ve karfl›laflt›¤› özgünsorunlard›r. Özellikle T›p Ö¤renci Kolu (TÖK) ilk kurulufldöneminde t›p ö¤rencilerinin özgün sorunlar›ndan yola ç›kan birmücadele hatt› içerisinde anlaml› bir kitleyi bir arayagetirebilmifltir.

Sürecin bir di¤er önemli yan›n› yurt çal›flmas›oluflturmaktad›r. Bugün ö¤renci yurtlar› iflçi ve emekçi kökenligençli¤in yayg›n olarak bulundu¤u alanlar olmas›na karfl›l›k,gençlik hareketinin ve komünist gençlik çal›flmas›n›n güçlü biryönelim oluflturabildi¤i alanlar de¤ildir. Bu sorun kampanyaçal›flmam›z vesilesiyle mutlaka afl›lmal›d›r. Bugün bir diziö¤renci yurdunda olabildi¤ine yak›c› sorunlar bulunmaktad›r. Busorunlar üzerinden yayg›n bir yurt çal›flmas› yürütmekhedeflenmelidir. Yurtlardaki yiyecek, ›s›nma gibi sorunlarmutlaka çal›flman›n konusu haline getirilmelidir. Öte yandanyurtlardaki sosyal olanaks›zl›klar, kad›n yurtlar›ndaki taciz vebask› yine yurt çal›flmas›n›n somut gündemleri olabilmelidirler.“Ücretsiz ve nitelikli bar›nma hakk›” vb. taleplerle çal›flmaörgütlenmelidir.

Kampanyam›z boyunca bu tür özgün bafll›klar çerçevesindegençli¤i politik olarak taraflaflt›rmay›, bu taraflaflmay› e¤itimin vesistemin temel sorunlar› ile bütünlefltirerek birleflik ve devrimcibir gençlik hareketi yaratma mücadelesinde güçlü bir ad›moluflturmay› hedeflemeliyiz.

Yerel örgütler, mesleki alan örgütlenmeleri ve kültürel örgütlenmeler

Kampanya çal›flmam›z›n bir di¤er önemli boyutunu gençlikörgütlenmesi sorunu oluflturmaktad›r. Yak›n dönemde¤erlendirmelerimizde bu bofllu¤un gençlik hareketi aç›s›ndanyaratt›¤› sonuçlar› aç›k bir biçimde tan›mlam›flt›k. Bugün halabu boflluk doldurulmay› beklemektedir. Gençlik çal›flmam›zgenel planda örgüt sorununa dair güçlü de¤erlendirmeler ortayakoymas›na karfl›l›k, bu alanda gençli¤in güncel ihtiyaçlar›naparalel çözümler ve örnekler oluflturmakta zorlanma yafl›yoruz.Kampanya çal›flmam›z özellikle bu alanda etkili sonuçlaroluflturmaya kilitlenecektir.

Öncelikle yerel kampanyalar (politik gündemler) veörgütlenmeler iliflkisini ele almakta fayda var. Kampanyaçal›flmam›z süresince ortaya koydu¤umuz her bafll›k hedefli birörgütlenme çal›flmas› ile paralel bir biçimde düflünülecektir. Bizgençli¤in temel duyarl›l›klar›ndan hareket ederek onupolitiklefltirmeyi ve örgütlemeyi hedefliyoruz. Bu çerçevedeyerel planda ifllenecek gündemler ve kampanyalar mutlaka herad›mda çeflitli örgütlenmelerle bütünlüklü bir biçimde eleal›nmak zorundad›r.

Örne¤in bir alanda formasyon karfl›t› bir kampanyabafllataca¤›z. Bu kampanya yayg›n bir propaganda faaliyeti ilebafllayacakt›r. Zira bir örgütlenme oluflturmak, ele al›nangündemin alanda ne kadar etki yaratt›¤› ile iliflkilidir. Formüleetti¤imiz temel fliar ve taleplerle en genifl kesimle karfl›laflmal›ve yayg›n bir duyarl›l›k oluflturulmaya çal›fl›lmal›d›r. Anketlerdenimza kampanyalar›na, duvar sergilerinden afifllere, bildiri vebroflürlerden yerel yay›nlara kadar her araç bütünlüklü ve etkilibir biçimde kullan›lmal›d›r.

‹lk baflta insanlar›n çok da önemsemedi¤i bir gündemsistemli, hedefli ve iddial› bir kitle çal›flmas› ile gençli¤ingündemine sokulabilmektedir. Buna bir örnek olarak YÖK yasatasar›s› karfl›t› kampanya süresinde iyi düflünülmüfl ve hedefibir ajitasyonun tasar›y› o güne kadar gündem haline gelmeyenbirçok yerde nas›l alan›n temel gündemi haline getirdi¤ini

33

Page 34: EG 92. sayı

hat›rlatal›m.Bu çal›flma sürecinin ortaya ç›kard›¤› duyarl›l›k örgüt

ihtiyac›n› gündeme getirecektir. Zira örgüt politik mücadeledeen önemli araçt›r. Ve kitlenin politikleflmesinin ve gündemi dahahedefli bir biçimde ifllememizin temel bir olana¤›d›r.Çal›flmam›z kal›c› veya geçici, bölgesel veya yerel, mesleki vb.mutlaka örgütsel birtak›m sonuçlar oluflturmaya kilitlenmekzorundad›r. Biz bu kampanya vesilesiyle onlarca alanda yerelörgütlülükler oluflturmay› hedeflemeliyiz. Bu örgüt biçimlerinisomutlamak yerel örgütlerin sorumluluk alan›d›r ve örgütselsonuçlar yaratmaya kilitlenmeyen her birim kendini kampanyasüresince hedefsiz bir çal›flma yapm›fl saymal›d›r.

Yeri gelmiflken ifade etmekte fayda var. Kampanyaçal›flmas› boyunca mutlaka çeflitli eylemsel süreçleriörgütlemek zorunday›z. Zira bir politik faaliyet ve örgütlenmesüreci eylemsel belli ç›k›fllarla bütünlefltirilemedi¤i koflullardadarlaflmaya ve hedefsizleflmeye mahkum olacakt›r. Bu yanözellikle önemlidir. Onlarca arac› ve örgütsel biçimikullan›rsan›z kullan›n, eylemsel bir ç›k›fl aray›fl› bulamayan herçal›flma daralmaya makum olacakt›r. Çünkü eylem sorununçözümünde kilit noktas›d›r. ‹nsanlara propagandan›n yaratt›¤›gücü göstermenin ve kendi gücünü görebilmesinin temelolana¤›d›r.

Kampanya çal›flmam›z boyunca hedefleyece¤imiz bir di¤eralan ise mesleki ve kültürel örgütlenmeler olacakt›r. Buörgütlenmelere örnek olarak TMMOB gençlik komisyonu, TÖK,ö¤renci topluluklar› ve kulüpleri verilebilir. Bugün buörgütlenmelerin de içerisinde yer almak ve yap›labildi¤i ölçüdebu örgütlenmeler içinde politik bir taraflaflma yaratmak özelolarak önem tafl›maktad›r.

Kampanya çal›flmam›z kapsam›nda (sözleflmeliö¤retmenli¤e karfl› ‘e¤itim ö¤rencileri’ çal›flmas›, stajyeravukatl›¤a karfl› ‘hukuk ö¤rencileri’ çal›flmas›, formasyonsorununa karfl› ‘fen edebiyat ö¤rencileri’ çal›flmas› vb.) çeflitlimesleki örgütlenmeler oluflturmak mutlaka hedeflenmelidir.

Kültürel örgütlenmeler için de durum farkl› de¤ilidir. Çeflitlikol ve kulüpler içinde yeralmak, bu kulüpleri politik aç›dantaraflaflt›rmaya çal›flmak gençlik hareketinin bugünkü tablosuaç›s›ndan özellikle önem tafl›maktad›r. Zira bu kulüpler bugünçok say›da ö¤rencinin bulundu¤u alanlard›r ve bu ö¤rencilerinbüyük bir bölümü duyarl› ve ilerici unsurlard›r. Bunun somutörne¤i savafl dönemindeki ODTÜ Ö¤rencileri çal›flmas› olaraktan›mlanabilir. Onlarca topluluk ve kulübün bir araya gelerek

oluflturduklar› ODTÜ Ö¤rencileri yüzlerce ö¤renciyi 1 Marteylemine ve 1 May›s’a tafl›yabilmifltir.

Tüm bunlar›n yan›nda çeflitli düzeylerde çeperörgütlenmeler oluflturmak ve bu örgütlenmeleriyayg›nlaflt›rmaya kilitlenmek zorunday›z. Geçti¤imiz kampanyadönemi bu aç›dan anlaml› bir birikim sunmaktad›r. Buörgütlenmelere örnek olarak e¤itim gruplar›, yay›n tart›flmatopluluklar›, kültür-sanat çal›flmalar› veya düzenli periyotlarlaörgütlenen etkinlikler ve tart›flmalar verilebilir. Bu araçlarçal›flman›n yayg›nlaflmas›n›n ve güçlenmesinin temel hareketnoktalar› olarak tan›mlanmal› ve yeni dönem çal›flmam›zsüresince etkili bir biçimde devreye sokulmal›d›r.

Üstte bahsetti¤imiz çeper örgütlerden yoksun bir çal›flman›ngeniflleme dinamikleri her dönem çeflitli s›n›rl›l›klaryaflayacakt›r. Geçti¤imiz 10. y›l kampanyas› döneminde buçeper ve esnek örgütlenme biçimlerine dair anlaml› birtak›mdeneyimler oluflturulmufl ve bu deneyimler gençlik yay›n›naaktar›lm›fllard›r. Burada k›saca de¤inmek gerekirse iki özgündeneyim özel olarak önemlidir. Birincisi “komiteleflme”çal›flmas›d›r. Bir kampanyan›n örgütlenme sürecindeçevremizdeki ileri unsurlarla oluflturulacak olan komitelerçal›flman›n ilk elden daha etkili ve güçlü bir bafllang›çyapmas›n›n temel dayanaklar›n› oluflturmaktad›r. Bu komiteler,pratik ve baflarabildi¤i kadar›yla politik planda kampanyay›yönlendirecek temel araçlar olarak düflünülmeli ve esnekli¤i bus›n›rlarda kurgulanmal›d›r. (Bu nokta özel olarak önemlidir, zirabir kampanya örgütleme komitesi ne gere¤inden esnekdüflünülerek birçok kiflinin kat›lmas› ad›na planlamayapamayan ve ifllemeyen bir çal›flma organ› olmal›, ne debirimlerimize s›k›flmal›d›r)

‹kincisi ise, düzenli periyotlarla gerçeklefltirilen tart›flmatoplant›lar› ve etkinliklerdir. Geçti¤imiz kampanya dönemindeöne ç›kartt›¤›m›z ve baflar›l› sonuçlar oluflturmufl bulunan buçal›flma tarz› mutlaka yeni dönem çal›flmam›z içinde de etkilibir biçimde kullan›labilmelidir. Zira yerellerde yap›lan bu düzenlietkinlikler çal›flman›n politik planda birkaç bafll›¤a s›k›flmas›n›engelleyecek bir iflleve sahiptir. Geçti¤imiz kampanyadöneminde Kürt sorunundan Ekim Devrimi’ne, ticari e¤itimdengenç komünistlerin misyonuna kadar bir dizi bafll›k bu tart›flmatoplant›lar› içerisinde etkili bir biçimde ele al›nabilmifltir.

Ancak belki bunun kadar önemli olan bir di¤er yan ise buçal›flmalar›n etkinlikler olman›n ötesinde düzenlili¤i ve süreklili¤isa¤lanabildi¤i ölçüde örgütsel bir form haline gelmesidir. Bir

34

Page 35: EG 92. sayı

alanda birçok insan›n kat›ld›¤› tart›flma toplant›lar› düzenlemek,film gösterimleri gerçeklefltirmek ve bunlar› kat›lan insanlarlaplanlamak bugünün gençlik hareketinin s›n›rlar›düflünüldü¤ünde anlaml› bir örgütsel mekanizma olaraktan›mlanmal›d›r.

Yine dönemin bafl›ndan bu yana önümüze hedef olarakkoydu¤umuz bir di¤er çal›flma ise yerel yay›n çal›flmas›d›r.Kampanya çal›flmas› vesilesiyle yerel yay›n faaliyetlerini dahasistemli ve hedefli bir hale sokmak, öte yandan ise yerel yay›nçal›flmas› bulunmayan alanlar›n kampanya vesilesi ile bualanda somut birtak›m planlamalar ve ad›mlar oluflturabilmesigerekmektedir. Geçmifl dönem çal›flmalar›nda yerel yay›nlar›nanlam› ve önemi üzerine yeterli bir aç›kl›¤a sahip oldu¤umuzudüflünmemekteyiz. Birçok çal›flma alan› yay›n faaliyetini tekyönlü (örgütsel bir araç) olarak kavramakta ve bu nedenle deçeflitli esnek örgütlenmeler oluflturulmas›nda yaflan›lanzorlanmalar›n sonucu olarak yerel yay›n çal›flmalar› rafakald›r›labilmektedir. Yerel yay›n faaliyetleri alan aç›s›ndan bizimdar çevremizin ihtiyaçlar›ndan daha genifl bir kapsama sahiptirve alanda kollektif bir ajitasyon ve örgütlenme arac› olarak çokyönlü bir öneme sahiptir. Bu nedenle imkanlar›m›za tak›lmadanyerel yay›n faaliyetlerine geçebilmek için somut birtak›mbelirlemeler ve hedefler mutlaka oluflturulmal›d›r.

Öte yandan ise bugün sosyal ve ideolojik plandaki yo¤unkuflatmaya karfl› bir alternatif alan yaratma flans›na buetkinlikler ve toplant›lar vesilesiyle sahip olabiliriz.

Bugün kampanya çal›flmam›z vesilesiyle bu örgütlereyönelmek, bu örgütler içerisinde kal›c› birtak›m mevzileroluflturmak ve öte yandan da bu örgütlenmeler içerisinde politikbir taraflaflma yaratmak sorunu ile karfl› karfl›ya bulunmaktay›z.

Gençlik Kurultay› ve 1 May›s çal›flmas›

Bugün bafllam›fl olan kampanya çal›flmam›z kendisonuçlar›n› merkezi bir gençlik kurultay›na tafl›yacakt›r. GençlikKurultay› çal›flmas› kampanya sürecinde yerellerde ortayaç›kan sonuçlar› güçlendirmek ve öte yandan ise gençli¤in vegençlik hareketinin sorunlar›n› tart›flmak aç›s›ndan çok yönlü birönem tafl›maktad›r.

Kurultay çal›flmas› kampanya çal›flmas› ile ortaya ç›kanpolitik ve örgütsel birikimin tahkim edilece¤i bir alan olacakt›r.Bu aç›dan kurultay yerellerde ortaya konulan çal›flmalar›n,kampanyalar›n ve örgütlenmelerin üzerinden yükselecek,bunlar›n sorunlar›n› ve ihtiyaçlar›n› gençlik hareketinin bütünselsorunlar›na ba¤lamaya çal›flacakt›r. Kurultay› örgütleyecek olanas›l iradenin komünist gençlik çal›flmas› oldu¤u gerçe¤ikurultay›n bu misyonunu de¤ifltirmemekte, öte yandan ise bubaflar›lamad›¤› koflullarda kurultay›n ö¤renci gençlikmücadelesi aç›s›ndan çok da bir anlam› kalmayaca¤›n›geçerken belirtelim.

Bu iki yön kurultay çal›flmam›z›n örgütlenme yöntemini aç›kbir biçimde ortaya koymaktad›r. Biz bu kurultayla gençli¤inyerellere s›k›flan mücadelesine ve öte yandan ise dar s›n›rlaras›k›flan gündemlerine bütünsel bir çerçeve çizmeyihedeflemekteyiz. Bu aç›dan kurultay gerek gençlik hareketininve gerekse de gençlik sorununun genifl bir ilerici ö¤renci kitlesiiçerisinde tart›fl›lmas› aç›s›ndan önemli bir araç olacakt›r.

Kurultay ve kampanya süreci hareketin sorunlar›n›ntart›fl›lmas›n›n ötesinde bu sorunlara kendi s›n›rlar›nda çözümoluflturmay› hedefleyecektir. E¤er kurultay› ö¤renci gençlikmücadelesini gelifltiren bir araç olarak tan›ml›yorsak, kurultaysüreci sonras›na bir mücadele hatt› çizmek zorundad›r. Bumücadele hatt›n›n ne kadar genifl bir gençlik kesiminin iradesiile ortaya ç›kaca¤› ise kurultay› örgütleme sürecinin kendisi

belirleyecektir. Bugünden tan›mlamak gerekirse; kurultay birçokyerelden gelen e¤itim ö¤rencilerinin sorunlar›n› tart›flabilmeli vee¤itim ö¤rencilerinin önüne çeflitli hedefler koyabilmelidir. Öteyandan mühendislik ve mimarl›k ö¤rencilerinin mücadelegündemleri ve örgütlenme perspektifleri kurultay çal›flmas›vesilesiyle somut bir biçime büründürülebilmelidir.

Yine bu süreç içerisinde elbette ki gençlik ülkenin vedünyan›n temel sorunlar›na karfl› bir mücadele hatt›oluflturmaya çal›flacakt›r. Bu mücadele bugün için kurultay vekampanya çal›flmam›z› aflan bir kapsama sahip olmas›nakarfl›n, gençli¤in ve ülkenin temel sorunlar› ve bu sorunlarakarfl› mücadele yöntemlerinin tart›fl›ld›¤› bir kürsü olabilmelidir,gençlik kurultay›. Bu iki yönlü olarak önemlidir, birincisigençli¤in politikleflmesinde bu gündemler özel bir yertutmaktad›r. ‹kincisi ise gençlik hareketinin ‹ran’daki geliflmelereve devam eden emperyalist sald›rganl›¤a karfl› eylemli birmücadele hatt› içerisine girmesi gereken bir dönemde bugündemlerle yerel örgütlenmelerin ve çal›flmalar›n iliflkisinikurabilmenin bir arac› olarak tan›mlanmal›d›r, gençlik kurultay›çal›flmas›.

Bir di¤er yan ise kurultay vesilesiyle gençlik içerisindekiörgütlü güçlerin hareketin ve mücadelenin sorunlar›n› dahaetkin bir biçimde tart›flmas› hedeflenecektir. Bugünün gençlikmücadelesi tablosunda bunun ne kadar hayat bulaca¤›, siyasalgençlik gruplar›n›n kendi cephelerinden böylesi bir kurultaysüreci ile ne kadar ba¤ kuracaklar›ndan ba¤›ms›z olarak bumutlaka zorlanacak, kurultay›n siyasal gençlik gruplar›n›nhareketin sorunlar›n› tart›flt›¤› bir kürsüye dönüfltürülmesisa¤lanmaya çal›fl›lacakt›r.

Kurultay çal›flmas›n› önceleyen süreçte bir di¤er önemligündemi 1 May›s çal›flmas› oluflturacakt›r. Yeni dönembafllayacak olan yerel kampanyalar ve örgütlenme çal›flmalar›aç›s›ndan 1 May›s temel bir gündem olarak tan›mlanmal› ve buçal›flmalar›n bütünü kendi özgün talepleri ile alanlaraç›kabilmelidirler. 1 May›s süreci yerel kampanyalar›n eylemselbir hedefle bütünleflmesini aç›s›ndan oldukça önemli bir bafll›¤›ifade etmektedir. Ancak en az›ndan bunun kadar önemli olanbir di¤er yan ise çal›flmalar›n politik planda güçlenebilmesi veyerel bafll›klar›n dar s›n›rlar›n› aflabilmesinin de önemli bir arac›olabilmelidir, 1 May›s çal›flmas›.

1 May›s çal›flmam›z kampanya çal›flmas› aç›s›ndan birs›nanma olacakt›r. Hedeflerimize ne kadar ulaflt›¤›m›z, politikve örgütsel planda yerel çal›flmalar›m›z›n nas›l sonuçlaroluflturdu¤u öte yandan ise, yerel çal›flmalar vesilesiylealanlar›m›z› ne kadar politiklefltirebildi¤imizi 1 May›s çal›flmas›ve eylemi vesilesiyle bir kez daha görmüfl olaca¤›z.

Birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi için ileri!

Gençlik hareketinin yaflad›¤› sorunlara çözüm oluflturmakiçin çabalamak bugün devrimci önderlik sorununun dü¤ümnoktas›n› oluflturmaktad›r. Bu aç›dan önümüzdeki süreç gençlikiçerisinde dinamik bir politik faaliyetin örülece¤i bir süreçolabilmelidir. Bu baflar›labildi¤i, gençli¤in örgütlenme sorunundaçeflitli mevziler elde edilebildi¤i koflullarda kazanan bir bütünolarak gençlik hareketi olacakt›r. Eldeki s›n›rl› olanaklaratak›lmadan, harekete devrimci önderlik sorumlulu¤unungereklerini yerine getirmek için görev bafl›na.

Herfley birleflik ve devrimci bir gençlik hareketi için!

Ekim Gençli¤i

35

Page 36: EG 92. sayı

Yeni bir dönemin bafllamas›yla yo¤un bir çal›flman›n içerinegirdik. Geçen dönem gerçeklefltiremediklerimizi vegerçeklefltirdiklerimizi do¤rusuyla yanl›fl›yla tart›flt›k ve yenidöneme dair bir çal›flma plan› oluflturduk.

Yeni dönem Ekim Gençli¤i çal›flmas›

Geçen dönem yay›n›m›z›n da¤›t›m›nda ve genel politikajitasyonda yakalad›¤›m›z düzeyi daha da gelifltirerek dönemebafllad›k. Aral›ks›z bir flekilde ast›¤›m›z afifllerle hem dünya,hem ülke hem de okulun gündemlerini ifllemeye bafllad›k.Neredeyse hergün farkl› gündemlerle da¤›tt›¤›m›z bildirileri etkilibir flekilde kulland›k. “Ortado¤u’da emperyalist iflgale son!”fliar›yla yapt›¤›m›z çal›flma ö¤rencilerde genel bir etki yaratt›.Da¤›tt›¤›m›z bildirilerle bu çal›flmay› destekledik.

‹lk dönem gerçeklefltirmekte at›l kald›¤›m›z kantin,yemekhane ve yurt çal›flmalar›na yeni dönemle birlikte a¤›rl›kverdik. Özellikle yurtlar› gezerken ö¤rencilerin bize karfl›tav›rlar› çok olumluydu. ‹nsanlar›n bizleri tan›d›klar›n›,afifllerden, bildirilerden bizleri takip ettiklerini gördük. Dergimizive bizi merak ediyorlard›. Vaktimiz yetti¤ince sohbet ettik. Dahaönce dergimizi alanlar›n olumlu elefltirilerine tan›k olduk. Hattailk gün elimizdeki derginin bitmesi yüzünden ancak 20 dakikayurdu gezebildik. Bir ö¤renci, odas›na girdi¤imizde elimizdedergiyi görünce, bizim bir fley dememize f›rsat vermedentelefon konuflmas›n› yar›da kesti ve dergi almak istedi¤inisöyledi. Birçok insanla tan›flarak onlarcas›na dergimiziulaflt›rd›k. Ancak bu çal›flmay› bir ileri düzeye tafl›yarakyurtlarda çal›flma gruplar›, tart›flma ve okuma gruplar›oluflturabilmeliyiz. Önümüzdeki süreçte bunlar› da

uygulayabilmekhedeflerimiz aras›na girdi.

Kantin veyemekhanedeki çal›flmaise yurtlardaki kadarverimli geçmedi. ‹nsanlar›nsohbetlerini veyayemeklerini bölmemiztepki toplamasa da sohbetetmek için yeterli ortam›nolufltu¤unu dasöyleyemeyiz. Ancakda¤›tt›¤›m›z bildiriler ilgiyleokunuyor. Bu eksikli¤inarkas›nda ODTÜ’de solhareketin yaflad›¤›daralma ve geri çekilmeninalanda yaratt›¤› politikboflluk var. Örne¤in dahaönceki y›llarda ODTÜ’dekantinde veyayemekhanelerde birilerininçal›flma yap›yor olmas› s›krastlanan ve daha ola¤an

karfl›lanan bir durumdu. Bu eksikli¤i kapatmak için öznelmüdahale alan›m›z› geniflletmek hedefindeyiz. Yeni döneminbafllamas›yla dergimizi 100’ü aflk›n insana ulaflt›rmay› baflard›k.Elbetteki bu say› yeterli de¤ildir, ancak birebir elden dergimiziulaflt›rd›¤›m›z insan›n bu kadar çok olmas› ümit vericidir.

ODTÜ’nün 50. y›l›

ODTÜ’nün 50. y›l› olmas› nedeniyle rektörlü¤üngerçeklefltirmek istedi¤i etkinlikler ve de¤ifltirmek istedi¤i ODTÜimaj› çok kapsaml› bir sald›r› niteli¤indedir. “ODTÜ etkisi”,“kartopu etkisi” gibi söylemlerle, rektörlük kendi alg›s›ndakiticarileflen ODTÜ’yü karakterize etmeye çal›fl›yor. ODTÜTeknokent’in varl›¤›yla, sanayi ile iflbirli¤iyle, okulun parça parçasat›l›p kiralanmas›yla övünen rektörlük, üniversitenin kenditabirleriyle “siyaset odakl›, (biraz ürküten) bir kurum imaj›n›”de¤ifltirmek derdindedir. Yeri geldi¤inde ODTÜ’nün muhalif vemücadeleci kimli¤iyle övünenler, bu kimli¤in sadece bir an›olarak kalmas›n› istemektedirler. ODTÜ’nün gelece¤e dairplanlamalar›n›, AB süreci, küreselleflme ve giriflimciliküzerinden yapaca¤›n› söyleyen rektörlük tam anlam›ylasermayeyle ve emperyalist-kapitalist dünya düzeniyle tam birentegrasyonu savunmaktad›r. Tüm bu sald›r›lara karfl›üniversitelerin sermayeye de¤il bizlere ait oldu¤unu net birflekilde söyleyebilmeliyiz. Dahas› bunu bir çal›flmaya konuedebilmeli herkesi harekete geçirebilmeliyiz. Rektörlü¤ün 50. y›loyununa gelmemeli, bu sald›r›s›na karfl› eflit, paras›z, bilimsel,anadilde e¤itimi, sermaye de¤il insanl›¤a bilimi savunmal›;ODTÜ’nün yaratt›¤› de¤erlere, Sinanlar’a, Taylanlar’a,Ertu¤ullar’a sahip ç›kmal›, onlar›n miras›na lay›k olabilmeliyiz.

50. yılında ODTÜ’de hedefli ve iddialı bir çalısma! 36

Page 37: EG 92. sayı

Anlaml› bir oluflum: Saraylara Savafl, Kulübelere Bar›fl!

Geçen dönemde eksik ve yer yer hatal› oldu¤umuz esnekoluflumlarda çal›flmalara bu dönem a¤›rl›k vermekteyiz. Birfleyler yapmak isteyen duyarl› insanlar› harekete geçirebilecek,önüne koydu¤u gündemler üzerinden bir çal›flma birlikteli¤inedayanan esnek örgütlülükleri oluflturmak ve bu konuda mevcutolanaklar› de¤erlendirmek konusunda daha dikkatli olaca¤›z.

Bu perspektifle bu dönem Ortado¤u’da emperyalist savaflve iflgali ana gündem olarak belirleyen bir çal›flman›nbafllamas›na katk›da bulunduk. ‹lk toplant›larda ne tarz birçal›flma olmas› gerekti¤i üzerine bir dizi tart›flma gerçekleflti.Sonuç olarak emperyalist savafl vurgusunun yap›lmas› veTürkiye’deki sermaye iktidar›n›n bu kirli savaflta emperyalistlerinsaf›nda oldu¤unun vurgulanmas› gerekti¤i kararlaflt›r›ld›.“Savafla hay›r!” fliar›yla yürütülecek ve böylece salt burjuvahümanizmas› eksenine daralt›lacak bir çal›flman›n döneminihtiyaçlar›n› karfl›lamayaca¤› ortaya konuldu. Bu konuda dahaönceki iflgal gündeminde yükselen hareketlili¤in b›rakt›¤›deneyimlerden ö¤renilmesi, ilkeli ve net bir tav›r üzerindeyükselen bir çal›flma yap›lmas› temel önemdedir.

Bu ilkeler temelinde birçok insanla birlikte yürütülençal›flmam›z, duvar gazeteleri, bildiriler ve afifllerle dönemebafllad›. “Saraylara Savafl, Kulübelere Bar›fl!” imzas›ylabafllayan çal›flma, ilk etkinlik olarak Charlie Chaplin’in BüyükDiktatör filminingösterimini önüne koydu.Yayg›n bir flekildebafllayan bu çal›flmahalihaz›rda yeni say›l›r.Önünde h›zla insanlaraulaflmak vetaraflaflt›rmak,tart›flmalar›n› ve prati¤inidaha genifl bir bileflimemaletmek hedefi var. Enk›sa zamanda ö¤rencileraras›nda bir etkiyarataca¤›n›düflündü¤ümüz buçal›flma ö¤rencileri biraraya getirerekpolitiklefltirmeyi,mücadele içine katmay›hedeflemektedir.

Ticarileflene¤itime karfl›

gençlik gelece¤inisavunuyor!

E¤itimin bir çokalan›nda yürüyenticarileflme sald›r›s›gençli¤in gelece¤ini gaspetmeye devam ediyor.Kitlesel bir gençlikhareketi gelifltirmeçal›flma vemücadelesinde bu sorunsan›ld›¤›ndan da önemli

bir olanakt›r. Bu sorunu Türkiye’nin say›l› teknik üniversitesinden biri olan

ODTÜ somutunda düflündü¤ümüzde, karfl›m›za yak›c› birgündem olarak “yetkin mühendislik” sald›r›s› ç›k›yor.

Bu konuda ODTÜ’de belli bir planlama ile mühendislikö¤rencilerine seslenmek gerekti¤ini düflünüyoruz. Ne var kiODTÜ’de hareketin bu zamana kadar yaflad›¤› zay›fl›klardanbirisi de, genifl bir alana yay›lan ve okulun önemli bir k›sm›n›oluflturan mühendislik bölümlerine özel bir yöneliminolmamas›d›r. Bugüne dek genel olarak hareket farkl›gündemlerle birlikte okulun merkezi bölgelerinde yo¤unlaflm›flbulunmakta. Bu olguyu da bahsetti¤imiz politik ihtiyaçlabirlefltirerek, “yetkin mühendislik” konusunu çal›flma gündemiolarak belirledik ve buna iliflkin bir planlama yapt›k. Fakat di¤ergündemlerin de yo¤unlu¤u nedeniyle bu konudaki planlamam›z›hayata geçirmekte biraz gecikme yaflad›k. Enerjik bir çabaylabu gecikmeyi de gidererek planlamalar›m›z› hayata geçirece¤iz.

Dönem bafllayal› henüz 2–3 hafta olmas›na ra¤menkatetti¤imiz mesafe ümit vericidir. Gençlik hareketininsorunlar›n›n ve açmazlar›n›n derinleflti¤i, devrimci önderlikbofllu¤unun hala sürmekte oldu¤u bir dönemden geçiyoruz.Tüm olanaklar› bir güce dönüfltürerek, devrimci önderlikbofllu¤unu doldurmal›y›z. Ve bunun için tüm enerjimizi gençli¤indevrimci hareketini büyütmek için harcamal›y›z.

Gençlik gelecek gelecek sosyalizmdir!

ODTÜ Ekim Gençli¤i

Beytepe’de yeni dönem...Geçti¤imiz dönemi kantinlerimizin keyfi bir flekilde kapat›lmas› sald›r›s›yla, soruflturmalarla

kapatm›flt›k. Bu döneme de, bize yöneltilen sald›r›lar› bofla ç›kartma iradesiyle ve güçlü birçal›flma temposuyla bafll›yoruz. Bir yandan kantin çal›flmam›z› sürdürürken, di¤er yandan daOrtado¤u’ya emperyalist müdahale gündemini ele alarak yeni bir çal›flmaya bafll›yoruz.

Kantin sürecinde yeni dönem

Geçti¤imiz dönem kantinlerimizi, aç›lan çarfl›n›n “kâr edememesi nedeniyle” kapatmak isteyenrektörlük, aç›lan davalar sonucunda sald›r›lar›nda geri ad›m atmak zorunda kald›. Kantinsahiplerinin açt›¤› davada yürütmeyi durdurma karar› ç›kt› ve kapat›lan kantinler yeniden aç›ld›.Ama bu karar üniversitemizdeki ö¤rencileri yan›ltmamal›d›r, çünkü rektörlük f›rsat›n› buldu¤uzaman sald›r›lar›na devam etmekten geri durmayacakt›r. Çünkü rektörlük, ö¤rencilerin de¤il,sermayenin ç›karlar›n›n bekçisidir.

Ayr›ca sorun tek bafl›na beslenme ihtiyac›m›z›n karfl›lanmamas› de¤il, arkadafllar›m›zla sohbetedebilece¤imiz, çeflitli etkinlikler düzenleyebilece¤imiz sosyal yaflam alanlar›m›z›n olmamas›d›r.Bu nedenle; ilk dönem sürdürdü¤ümüz kampanyam›za bu dönem de devam ediyoruz. 2 haftasürecek ve çay oca¤›m›zla tüm fakültelere giderek güçlendirece¤imiz imza kampanyam›z› çeflitlietkinliklerle besleyecek, 9 Mart’ta yapaca¤›m›z yürüyüflle imzalar›m›z› rektörlü¤e verecek,hedefimize ulaflana kadar farkl› yöntemlerle, boykotlarla mücadelemizi sürdürece¤iz.

Suçsuz olmak anti-emperyalist mücadeleyle mümkündür!

Irak’ta iflgal 3. y›l›na girerken ve ABD baflta olmak üzere tüm emperyalistlerin ‹ran’a“demokrasi” götürme haz›rl›klar› devam ederken bizler de genç komünistler olarak Beytepe’de tümbu y›k›m ve iflgallere karfl› gençli¤i taraf olmaya ve “SUÇSUZ” olmaya ça¤›raca¤›m›z yeni birçal›flma bafllatt›k. Bu ayn› zamanda yerel bir yay›n için de bir ad›m.

Çal›flmaya bafllarken bildirilerimiz ve afifllerimizle emperyalizmi teflhir ederek ve yay›nlar›m›z›güçlü bir flekilde kullanarak çevremizdeki insanlar› harekete geçirmeye bafllad›k. Her gün farkl›fakültelere açt›¤›m›z standlarda Ortado¤u’da emperyalist iflgali ve sonuçlar›n› tart›flarak gençli¤iemperyalizm karfl›s›nda taraf olmaya ça¤›rd›k.

Okulun ilk haftas› olmas›na ra¤men yaratt›¤›m›z etkiyle, çal›flmam›za yeni kat›lan dostlar›m›zlabu dönemi kazanmaya haz›rlan›yoruz.

Beytepe Ekim Gençli¤i

37

Page 38: EG 92. sayı

Geçti¤imiz Eylülay›ndaDanimarka’damuhafazakar-sa¤çizgisiyle tan›nanJylllands-Posten adl›bir gazetedemüslümanlar›nPeygamberi üzerinebir karikatüryay›nlanm›flt›.Geçti¤imiz günlerdeise, ayn› karikatür,“ifade özgürlü¤ü”ad›na ve Danimarkaile “dayan›flmaruhu” içinde ABDve Avrupa’da gazetesayfalar›nda ve websitelerinde tekraryay›mland›.Karikatürlerde, ‹slâm peygamberi bafl›nda bomba fleklindebir kavukla çizilmifl, böylece bir “terörist” olarak tan›t›lm›flve konuflma balonuna ise “Cennet, intihar komandolar›n›nayaklar›n›n alt›ndad›r” sözleri yaz›lm›flt›. Karikatürlere tepki olarak özellikle Ortado¤u

ülkelerinde, ama daha genelde Türkiye de dahil bir çokülkede eylemler yap›ld›. Yap›lan eylemler, burjuvamedyan›n manfletlerine konu oldu, üzerine günlercekonufluldu. Yaflanan olaylar ço¤u burjuva kalemflörütaraf›ndan “medeniyetler çat›flmas›” olarak tan›mland› vesunuldu.Eylemlerin ard›ndan, emperyalizme uflakl›kta s›n›r

tan›mayan bir çok gerici ‹slâmi rejim, ABD ve Avrupahükümetlerinin özür dilemelerini ve karikatürlerinsorumlular›n›n cezaland›r›lmalar›n› talep etti. AncakNorveç hükümeti d›fl›nda hiçbir hükümet özür dilemedi,“ifade özgürlü¤ü” söyleminin arkas›na gizlendi. Bas›nözgürlü¤ü konusunda sicilleri binbir olumsuz örnekle doluolan bu hükümetlerin neden flimdi özgürlükçü kesildiklerive neden karikatürlerin flimdi bir kez daha yay›mland›¤›sorular› ise bofllukta kald›.

Provokasyon beklenen etkiyi gösterdi

Emperyalistlerin yeni bir iflgale haz›rland›¤› birdönemde, karikatürlerin tekrar yay›nlanmas›n›n tesadüfolmad›¤› aç›kt›r. Bu tam anlam›yla bir provokasyondur.

Aç›k ki emperyalistler yeni savafllara haz›rlan›rken halklararas›nda düflmanl›k yaratmaya çal›flmaktad›r. Ortado¤u’dakendilerine karfl› büyüyen öfkeyi sapt›rmak, hakl› ve meflrumücadeleyi gözden düflürmek, Bat›l› emekçileriönyarg›larla donatmak istemektedirler. Ortado¤u’daki iflgal karfl›s›nda k›llar›n› bile

k›p›rdatmayan, bu iflgale karfl› geliflen anti-emperyalistmücadeleye karfl› her türlü önlemi alan gerici ‹slâmirejimler ise karikatür provokasyonu karfl›s›nda nedense pekbir “duyarl›” davrand›lar. Pefl pefle yapt›klar› aç›klamalarla‹slâm dinine karfl› yap›lan sald›r›lara karfl› duracaklar›n›ifade ederek, sahte vaat ve nutuklarla oraya buraya tehditsavurdular. Her türlü hak arama mücadelesine azg›ncasald›ran bu rejimler karikatür provokasyonu üzerineyap›lan eylemlere oldukça nazik davrand›lar. Yap›laneylemlerin bir ço¤unun dinci-gerici ak›mlarca örgütlendi¤igöz önüne al›n›rsa bunun nedeni oldukça aç›k. Amaç, iflçive emekçi kitleler içinde gerici-dinci ideolojiyigüçlendirerek, emperyalizme karfl› yükselen öfkeyi bukanallara ak›tmakt›r.Günlerdir burjuva kalemflörleri taraf›ndan gündemde

tutulan “medeniyetler çat›flmas›” tart›flmas› ise emperyalistsald›rganl›k ve savafl politikalar›na hizmet ediyor.Emperyalizme karfl› yükselen öfke, H›ristiyan-Müslüman,Do¤u-Bat›, “medeniyetler çat›flmas›” olarak sunulmayaçal›fl›l›yor. “Medeniyetler Çat›flmas›” tezi, “so¤uk savafl”›nbitiminden hemen sonra emperyalizmin ideolo¤uHuntington taraf›ndan ortaya at›ld›. Huntington; “Yeni

“Tarihin Sonu”, “Medeniyetler Çat›flmas›” vs…

Karikatürle provokasyon!38

Page 39: EG 92. sayı

dünyada mücadelenin esas kayna¤› öncelikle ideolojik veekonomik olmayacak. Befleriyet aras›ndaki büyükbölünmeler ve hakim mücadele kayna¤› kültürel olacak.Milli devletler dünyadaki hadiselerin yine en güçlüaktörleri olacak fakat, global politikan›n as›l mücadelelerifarkl› medeniyetlere mensup grup ve milletler aras›ndameydana gelecek. Medeniyetlerin çat›flmas› globalpolitikaya hakim olacak...” diyordu. Burjuvazi her dönem, kendi ideologlar›n› yetifltiriyor.

Burjuva ideologlar›nca, s›n›f savafl›m› gerçe¤ini örtbasetmek için her dönem yeni “bilimsel” teoriler ortayaat›l›yor. “Tarihin Sonu”, “Medeniyetler Çat›flmas›”, buteorilerden en çok bilinenleri. So¤uk Savafl öncesidönemde “özgür dünyay›” tehdit eden “k›z›l tehlike” vard›,flimdi de “uygar” Bat› ile Bat›’n›n de¤erlerini tehdit eden“uygar olmayan” Do¤u. Köklerini gizlenmifl ›rkç›-sahte bilimden alan bu teori,

özel olarak 11 Eylül sonras›nda tüm halklara karfl› savaflaçan Amerikan emperyalizmi için bulunmaz bir nimetoldu. ‹flledi¤i tüm suçlar› kültürel çeliflkiler olaraksunmas›na olanak tan›d›. “Haçl› Seferini” bafllatanAmerikan emperyalizmi “uygar olmayan” Do¤u’ya, “uygardünya”dan Bat› de¤erlerini, yani demokrasi ve özgürlükgötürüyordu. Uygarl›¤›n, demokrasinin, özgürlü¤ün nemenem bir fley oldu¤unu Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’deve daha nice iflgal bölgesinde gördük. Asl›nda bu haliylemedeniyetleri bir ayr›ma tabi tutmak ve kendi kültürünühepsinin üzerine koymak yeni bir yöntem de de¤il.Amerikan emperyalizminin kanl› tarihi boyunca bununsay›s›z örnekleri var. Meksika’dan Filipinler’e kadar hersald›r› ve iflgal, Anglo-Sakson ›rk›n›n dünyay› Tanr›’n›nbuyru¤una uygun biçimde de¤ifltirmesi teziylemeflrulaflt›r›ld›, temellendirildi.Mevcut teori, ‹slâmi gerici rejimlerin de ifline

gelmektedir, onlar da bat›n›n yükledi¤i misyonla “öteki”

kimli¤ine sar›lmakta böylece cephe gerisini toparlamakta,iflçi ve emekçileri kendi gerici özlemleri çerçevesindeseferber etmeye çal›flmaktad›rlar. Böylece emperyalistlerinekme¤ine ya¤ sürmektedirler. Ama elbette ABD’ylearalar›ndaki iflbirli¤inin gerektirdi¤i önem oran›nda kendiülkelerindeki eylemlere de sald›rmaktan geri durmuyorlar.fiu ana kadarki eylemlerde 50’yi aflk›n insan›n ölmesibunun bir kan›t›. Yani ‹slâmi gericilik de bat›n›n “düflünceözgürlü¤ü”nü silah ve yumrukla desteklemekte.Emperyalistler kendilerini bu flekilde aklamaya

çal›fl›rken, karikatür provokasyonu da en çok yineemperyalistlerin ifline yaram›flt›r. Yeni bir iflgalehaz›rlan›rken, “uygar olmayan” Do¤u’ya karfl› savaflsöylemi, kendi toplumlar› üzerinde bir nebze de olsa yank›bulmufltur. Ortado¤u halklar›nda emperyalizme karfl› öfke

büyürken, burjuva bas›n› “Medeniyetler Çat›flmas›”söylemini ile gerçekleri tersyüz etmeye çal›flmaktad›r. Busöylem ne yaz›k ki toplumda yank› da bulmaktad›r.Marx’›n flu uyar›s›n›n burada hat›rlanmas› gerekti¤ikan›s›nday›z: “Gündelik yaflamda herhangi bir tüccar, birkimsenin oldu¤unu iddia etti¤i ile gerçekten oldu¤uaras›nda ayr›m yapmas›n› çok iyi bilir, ama bizim tarihimizhenüz bu basit bilgiye ulaflamam›flt›r. Bizim tarihimiz, herça¤ için o ça¤›n kendisi hakk›nda söylediklerine vebesledi¤i kuruntulara hemen inan›r.”Emperyalistler yeni iflgallere haz›rlan›rken, bugün

gerçekleri yüksek sesle ortaya koymak her zamankindenönemlidir. Ortadaki gerçek çeliflki, emperyalizm ile ezilenhalklar aras›ndad›r. Emperyalizm yeni bir savaflhaz›rl›¤›ndayken, halklar aras›nda düflmanl›k yaratmayaçal›fl›yor. Bu oyunu bozal›m. Gün her yer de “Yaflas›n halklar›n

kardeflli¤i!” fliar›n› yükseltmenin günüdür.

39

Page 40: EG 92. sayı

Perde aç›l›r…Bir çiftçi can havliyle hayk›rmaktad›r:“Anam›z› a¤latt›n›z be! Aflk olsun size aflk olsun.

Tar›m Bakan› Anayasa’y› ihlal ediyor. Yetmedi mi?Öldük, bittik Say›n Baflbakan›m. Hangi yüzle geldinburaya?”Babacan Baflbakan, tüm babacanl›¤›yla çiftçiyi

yan›na ça¤›r›r, belli ki derdini anlayacakt›r.Baflbakan: Böyle ba¤›r›lmaz ki, terbiyesizlik yapma.Çiftçi: Terbiyesizlik yapm›yorum. Lütfen bana

hakaret etmeyin.Baflbakan: Artistlik yapma, edepsizlik yapma.Çiftçi: Artistlik yapm›yorum, ben sanatç› de¤ilim.Baflbakan: Sanatç›s›n, çok iyi sanatç›s›n.Çiftçi: Tar›m Bakan›m›z›n Anayasa’y› ihlal etti¤ini

biliyor musunuz?Baflbakan: Lan bana Anayasa’y› ö¤retme.

Terbiyesizlik yapma. Lan terbiyesizlik yapma.Çiftçi: Lan m›?Baflbakan: Evet.Çiftçi: Lan m›? Can›n sa¤ olsun.Baflbakan: fiu an çiftçiye ne verildi¤inin fark›nda

m›s›n?Çiftçi: Ne zaman?Baflbakan: fiimdi.Çiftçi: Benim mahsulüm öldükten sonra m›? ‹ki

senedir anam›z a¤l›yor.Baflbakan: Hadi anan› al da git buradan.Evet, dert dinlenmifl, derman olunmufltur.Çiftçi, teflekkürlerini sunmaktad›r oradan “nazikçe”

uzaklaflt›r›l›rken…“Suya muhtaç olduk. Lan diye hitap etme, ay›p be!”Bu sahneyi bir yerlerden hat›rlar m›s›n›z? Belki bu

sahnenin “Ne var ne yoksa babalar gibi satar›m!” ya da“fieyini fley etti¤imin fleyi!” konulu olanlar›narastlam›fls›n›zd›r. Bu sahnelerin birbirinden fark› yok. Birde bu sahnelerin aktörleri... Aile foto¤raflar›na girenhortumcular; yolsuzluk üstad› Unak›tanlar; özellefltirmetalihlisi Sami Oferler ve mal beyan›n›aç›klayamayanlar... Bir de sahnemizin konuk oyuncular›: Ortado¤u’da

yeni iflgal ve katliamlar›n› uygulamadan önce Türkiye,‹srail, ABD üçgeninde pazarl›klar› yürüten FBI, CIAflefleri, gelmesi beklenen Rice... K›sacas› sermayeninbezirganlar› ve savafl tacirleri.Hepsi milyonlarca emekçiyi ac›mas›z bir sömürü

çark›nda ö¤üten sistemin sahiplerinin, patronlar›n,uluslararas› tekellerin, k›sacas› sermaye düzeninin

ars›zl›¤›n›n, utanmazl›¤›n›n geldi¤i düzeyi ya dadüzeysizli¤i yans›t›yor. ‹flçilerin, emekçilerin ceplerinegöz dikmifl, art›k soya soya, sömüre sömüre ars›zlaflm›flbir avuç asala¤›n, hayat›n› al›nteriyle kazanan milyonlar›afla¤›lamalar›na, hor görmelerine al›flt›k demeyin. Çünkü bunca haks›zl›k, sömürü, zulme maruz

kal›rken üstüne bir de bu hakaretlere lay›k görülenlerhenüz son sözlerini söylemediler. ‹flte, Adana, Malatya, Karadeniz, Ege TEKEL

fabrikalar›nda “Ölürüz de fabrikam›z› satt›rmay›z!” diyeniflçiler.‹flte, öfkesini gün be gün biriktiren, Çukurova’da

pamuk, Ege’de zeytin, Karadeniz’de çay ve f›nd›¤aal›nterini katarak sofram›za tafl›yan çiftçiler.‹flte, sözleflmeli köleli¤e, hak gasplar›na karfl› polis

barikatlar›na yüklene yüklene alanlara akan kamuemekçileri.‹flte, ticari e¤itime karfl›, gelece¤ini mücadeleyle

kazanacak olan gençlik.Ve iflte Ortado¤u’da emperyalistlerin ve

iflbirlikçilerinin hesaplar›n› direniflin harl› atefli ile bo¤anhalklar.Onlar, kelimelerini toparl›yor, cümlelerini kuruyorlar.

Son sözlerini gür bir flekilde hep bir a¤›zdan hayk›rmayahaz›rlan›yorlar. Siz de bu türküye kat›l›n. Son dizemiz“As›l siz, bezirganlar›n›z› ve savafl tacirlerinizi al›n veDEFOLUN!” olacak. Ve bu hayk›r›flla y›k›lacaksermayenin sahnesi, bitecek kapitalizm trajedisi.Ve perde kapan›r...

Ankara Ekim Gençli¤i’nin olay›n yafland›¤›günlerde da¤›tt›¤› bildiridir...

As›l siz, bezirganlar›n›z› ve savafl tacirlerinizi al›n,

DEFOLUN!DEFOLUN!40

Page 41: EG 92. sayı

Çok eski zamanlarda Zervan isimli bir tanr›n›n iki o¤luolur. Biri “Hürmüz”dür, bereket ve ›fl›k saçand›; di¤eri ise“Ahriman”d›r, kötülük ve felaket yaratan. F›rat veDicle’nin yaflam buldu¤u topraklarda, Mezopotamya’daHürmüz insanl›¤›n birli¤inin gelifltiricisidir, Ahriman onundüflman›d›r...Hürmüz Mezopotamya topraklar›na temsil etmesi için

Zerdüflt’ü gönderir. Ahriman y›llarca savafl›r suçsuzlarla,yaflam› zehir eder Zerdüflt’ün soyuna, gökten atefllerya¤d›r›r, f›rt›nalar kopar›r ve en sonunda içindeki nefreti vekötülük zehrini zalim Dehaq’›n beynine ak›t›r ve onu birbela olarak salar Med halk›n›n üzerine. Türlüdüzenbazl›klarla Kral Cemflit devrilir ve yerine Dehaqgelir. Dehaq’›n tek bildi¤i vahflettir, katliamd›r. Ahrimanaflç› ve hizmetçi k›l›¤›nda Dehaq’a saray›nda hizmetetmeye bafllar. Dehaq ondan memn›ndur ve bir iste¤i olursayerine getirece¤ini söyler. Ahriman bunu f›rsat bilerek onuiki omzundan öpmek istedi¤ini söyler ve Dehaq buna izinverir. Dehaq’›n omuzlar›n›n öpülen yerlerinde iki y›lanbelirir birden. Dehaq y›lanlar› hemen kestirir ama kestikçeyeniden ç›karlar ve korkunç ac›lar verirler. Ülkedeki hiçbirhekim bu duruma bir çare bulamaz. Ahriman bu kez deDehaq’›n saray›na doktor olarak gelir. Bu ac›lar›n dinmesiiçin y›lanlar›n her gün iki genç insan beyni ile beslenmelerigerekti¤ini söyler. Amaçlanan insanl›¤› yok etmektir...Elbette bu bir efsanedir, ama zulme karfl› dirençtir,

özgürlük yolunda yak›lan bir atefltir ve bir balyozdurDehaq’›n ve tüm zorbalar›n kafalar›na indirilen.Dehaq, adamlar›na emir verir, her gün iki genç saraya

getirilir, bafllar› kesilir ve beyinleri y›lanlara yedirilir.Binlerce gencin ölümü halk› büyük bir dehflete ve korkuyasürüklerken, insanlar aras›nda büyük tepkiler oluflur. Birzaman sonra, Dehaq’›n saray›na aflç›l›k için al›nan iki kifli,Armail ve Karmail her gün getirilen iki genci saklarlar veonlar›n yerine iki koyun beynini Dehaq’a götürürler.Ölümden kurtulan gençler da¤lara s›¤›n›rlar ve bu ölümdenkaç›fl yaklafl›k 30 y›l boyunca sürer, bir gün Kawa ad›ndabir demircinin en küçük ve son çocu¤una s›ra gelinceyede¤in.Daha önce 17 o¤lu gerçeklefltirilen katliamlar süresince

öldürülen Demirci Kawa çaresizdir. 20 Mart’› 21’ineba¤layan gece boyunca demir oca¤›n›n bafl›ndad›r Kawa,

düflünür sabaha kadar...Demir oca¤›nda atefller körüklenir o gece, demirler erir.

Kawa tutuflan demirlere flekil verir, demiri dövdü¤ü çekicinsesi ac› bir ezgidir sanki. 21 Mart sabah› Kawa, zulmün ve kötülü¤ün saray›na

gitmeye karar verir ve o¤lunu kendi elleriyle Dehaq’ateslim edece¤ini söyler. Ç›kar zalimin karfl›s›na ve indirirörsünü Dehaq’›n beynine. Düfler Dehaq’›n ölü bedeniayaklar›n›n dibine, t›pk› insanl›¤›n tüm katillerinin,zorbalar›n›n ayaklar› alt›na alaca¤› gibi. Özgürlü¤e yak›lanbu atefle, halk ve da¤lara s›¤›nan gençler yakt›klar› devasaatefllerle karfl›l›k verirler. Hep birlikte saraya yürüyerekisyan› bafllat›rlar. Ve baflar›ya ulafl›rlar zorbal›¤› altederek...Demir oca¤›nda giydi¤i, demir tozlar›ndan rengarenk

görünümde olan sar›-k›r›m›z-yeflil önlü¤ünü isyan›nbayra¤›, oca¤›ndaki atefli ise özgürlü¤ün ve zaferinmeflalesi yapar Kawa...Tarih M.Ö. 21 Mart 612’dir. Kürt halk›n› oluflturacak

gençler da¤lardan inerler. Kawa oca¤›n›n bafl›nda hayataflekil veriyordur art›k; toprak, çiçekler, a¤açlar z›lg›t çeker.Zaferin ilk günüdür, yeni bir gündür, Newroz’dur...Newroz uzun soluklu bir kafa tutufltur! Öyle ki Kürt

halk› binlerce y›l onu yaflatm›fl, bir yeralt› nehri gibibugüne kadar ak›tmas›n› bilmifl, yeni de¤erlerle büyüterekyar›na ak›tma gücünde ve karar›nda oldu¤unu kan›tlam›flt›r.20. yüzy›l›n son çeyre¤inde devrimci bir ideolojinin, ulusal

Anka sesleniyor uzaklardan...“Durma öyle! Sonuyok boyun bükmenin!Soka¤a ç›k ve özgürlük

ateflini yak!”

41

Page 42: EG 92. sayı

kurtulufl hareketi ve ça¤dafl Kawa ile birleflmesiyle birlikteNewroz’un tafl›d›¤› anlam zenginleflmifltir. GelenekselNewroz’la Kürtler bir ulus olarak varolufllar›n›gerçeklefltirmifl, tarih içindeki yerlerini alm›fllard›r. Ça¤daflNewroz ile kendilerini yok etmek isteyen “ça¤dafl”Dehaqlar’a karfl› devrimci bir varolufl savafl› vermifllerdir.Newroz’u devrimcilefltiren Mazlum Do¤an’d›. 21 Mart

1982’de bedenini tutuflturdu Diyarbak›r zindan›nda,faflizmin zulmüne karfl›. Ama Mazlum yaln›z de¤ildi bukavgada. Ronahi, Zekiye, Berivan, Rahflan, Sema Yüce venice devrimci vard› bu k›v›lc›m› atefle döndüren.Mazlum’un atefliyle devrime yürüyen, 14 Temmuz’u, 15A¤ustos’u ve serh›ldanlar›n› yaratan Kürt halk› vard›sömürgecili¤in karfl›s›nda.Özlenen atefl yak›lm›flt› sonundaElden ele bütün dünyaya tafl›nm›flt›K›v›lc›m dans›yd› gözlerdeki sevinçKavga da¤larda bilinci kuflanm›flZindanlarda dirence sar›lm›flt›...Kürt halk›n›n eflitlik ve özgürlük istemi, Dehaq’lar›n

kald›¤› yerden devam eden burjuvazinin faflist devletitaraf›ndan y›llarca vahfletle yan›tlanm›fl, katliamlarla yokedilmek istenmifltir. Ve bugün de artarak devam etmektedirbu zulüm. Kürt ulusunun dili, kültürü, kimli¤i, ulusalvarl›¤› yok say›lmakta, en küçük bir talep bile faflistdevletin terörüyle karfl›lanmaktad›r. Sömürgecili¤e karfl›bir baflkald›r› ve zafere olan güvenin hayk›r›ld›¤› gün olanNewroz da bu terörden nasibini almakta, içi boflalt›lmaya,“5 bin y›ll›k Türk bayram›” soytar›l›¤›yla asimileedilmeye, “Nevruz”laflt›rmaya çal›fl›lmaktad›r. VeNewroz’da sokaklarda direnifl ateflleri yakan Kürtlereazg›nca sald›r›lmaktad›r.Kürt ulusuna karfl› imha ve inkar politikas›yla

görülmemifl bir zulüm uygulayan, az›nl›klar› ve mezhepleribask› alt›nda tutan, Türkiye iflçi s›n›f›na ve emekçilere ena¤›r sömürü koflullar›n› dayatan, hak ve özgürlükleri yokeden, devrimcileri katliamlardan geçiren güç, burjuvazininbask› ayg›t› olan faflist devlettir.Uluslar›n özgür, halklar›n kardefl oldu¤u, eflitsizli¤in,

sömürünün, s›n›flar›n olmad›¤› komünist toplumu kurmayolundaki ilk görevimiz; kavgayla örülen, kanla tarihekaz›nan miras›m›za sahip ç›karak sömürgeci burjuvazininfaflist diktatörlü¤ünü y›kmakt›r. Bu kavgada, her ulustaniflçi ve emekçilerin komünistlerin yükseltti¤i k›z›l bayra¤›nalt›nda birleflmesinden baflka bir yol yoktur. Kürt halk›n›n tarihi de kan›tlam›flt›r ki; eflitlik ve

özgürlü¤e, sömürgecilerle ve emperyalistlerle iliflkilergelifltirerek, onlar›n ç›karlar›yla birleflerekvar›lamayacakt›r. Devrimci birikim ve güçleredayanmayan, emperyalizmin karfl›s›nda devrimci bir duruflsergilemeyen bir mücadele, yenilgi ve ihanetle yüz yüzekalmaya mahkumdur.Kürt halk›n›n devrimci mücadeleyi yükseltmekten

baflka seçene¤i yoktur. Ça¤dafl Kawa Mazlumlar’›n durufluve eylemi bunun en somut kan›t›d›r. Newroz bunun enbüyük kan›t›d›r.Newroz devrimcidir, direnifl ve zaferdir. Newroz salt

iflgalciye, istilac›ya, sömürgeciye karfl› direnifl de¤il, ayn›zamanda ihanete, teslimiyete karfl› da net ve kesin birtutumdur.Bu ihanet girdab›nda bo¤ulmadanfiahs›m›zda davam›z son bulmadanVe geriye dönüfller ço¤almadanCan›m›zla bu ihanet çark›na dur demeliyizOnur bayraklar›n› gö¤sümüze dikmeliyizKawa’n›n örsüne koyup davam›z›Yüreklerimizi körüklenen atefllere sürüklemeliyiz *Demirci Kawa’n›n çekicine sar›l›p, Newroz atefliyle

büyüyen isyan› kuflanaca¤›z. Mücadele miras›m›zdan güçalarak sömürü ve zulüm düzenini y›kaca¤›z ve yaratt›¤›m›zde¤erlere sahip ç›karak gelece¤imizi kuraca¤›z.Gün bugündür, “Kaf Da¤›”n›n ard›ndan seslenen

Anka’n›n ça¤r›s›na uymak için!Newroz alanlar›nda birer özgürlük meflalesi olmak için!Biji Newroz! Cejna Newroz piroz be!

O. Baran* Adnan Yücel, Ateflin ve Güneflin Çocuklar›

42

Bir Demirci Kawa betimlemesi...

Page 43: EG 92. sayı

Kurtlar VadisiIrak!

Sermaye devletinin y›llard›r hayata geçirmek istedi¤ive yavafl yavafl ördü¤ü bir projeydi bu. Önce “Küçüka¤a” dizileriyle at›ld› bu projenin ilk ad›m›. Ard›ndanmafya dizileri, Deli Yürek, Kurtlar Vadisi... Ve sonundabeklenen an geldi: “Kurtlar Vadisi Irak”... Film dahagösterime girmeden tart›flmalar› bafllam›flt› bile. Buarada dizinin bölümleri tekrar yay›nlanmaya bafllad› ki,faflist güruhtan yakalanan nab›z atmaya devam etsin. Söz konusu film gösterime girdi ve adeta yaflanan

gerçekmifl gibi burjuva medyada çok genifl bir yer ald›.Özellikle filmde en çok göze çarpan sahnelerden biriolan çuval meselesi çok tart›fl›ld›. Belki de en çokbe¤enilen k›sm›yd› filmin. Neydi buçuval meselesi?4 Temmuz 2003’te Güney

Kürdistan’da neden bulunduklar› belliolmayan Türk devletinin subaylar›ABD askerleri taraf›ndan afla¤›lanarakgözalt›na al›nm›flt›. Uflakl›¤› tescilliTürk devleti ABD’nin bu tavr›karfl›s›nda hiçbir fley yapamad›.Yapmas› da imkans›zd› zaten.Efendilerine uflakl›kta s›n›r tan›mayansermaye devletinin bu olay karfl›s›ndayaflad›¤› hayal k›r›kl›¤›n› hep birlikteizledik. Bu olay burjuva medyadagünlerce tart›fl›lsa, zaman zaman “serttepkilere” neden olsa da, yaln›zca gözboyamadan ibaretti. Burun sürtmeyiamaçlayan bu afla¤›lay›c› tutum

tam da uflaklara yak›fl›r bir tarzda sineye çekildi. Tam dabu nedenle, milli katil Polat Alemdar gibi bir kahramanyarat›ld› ve ABD’den öc al›nm›fl oldu. Daha önceefendilerinin kafalar›na geçirdi¤i çuvala cevapveremeyen sermaye devleti, flimdi sanal alemde bunugerçeklefltirerek faflistlerin ve kiral›k katilleriningururunu okflam›fl oldu. Sermaye devleti Kurtlar Vadisi ile derin devleti

toplum nezdinde meflrulaflt›rmaya çal›fl›yor. Eli kanl›katillerini birer vatansever gibi gösteriyor. Bu, devletintetikçilerinin rahatça dolaflmas›n›, hatta yan›nayenilerinin eklenmesini ve devletin kirliörgütlenmelerinin temize ç›kar›lmas›n› sa¤layacakbilinçli bir politikad›r. Devlet ›rkç› propagandalar›n›rahatça yapabilmektedir. Gün geçtikçe bu tür dizi ve filmlerin ço¤almas›, fiu

Ç›lg›n Türkler gibi kitaplar›n özendirilmekten öte baz›üniversitelerde okunmas› zorunlu kitaplar halinegetirilmesi, tüm bu çabalar›n neye hizmet etti¤inin aç›kbir göstergesidir.

43

Önder Babat’› unutmad›k,unutturmayaca¤›z!

Önder Babat öldürülmesinin 3. y›l›nda eylem ve etkinliklerle an›ld›. 3 Martgünü Önder Babat’›n öldü¤ü saat ve yerde (‹mam Adnan Sokak, saat: 18.45) 100kiflinin kat›ld›¤› bir eylem gerçeklefltirildi. Sayg› durufluyla bafllayan eylemdeÖnder’in katledilmesi lanetlendi. Okunan bas›n metninde, bugüne kadar Önder’inkatledilmesinin ayd›nlat›lmas› ad›na hiçbir çaba gösterilmedi¤i gibi, delillerinbilinçli olarak resmi kurumlarca çarp›t›ld›¤›na dikkat çekildi. 4 Mart günü iseTaksim, Yeni Melek de Önder Babat an›s›na bir gece düzenlendi. Geceye kat›l›moldukça geniflti. Önder Babat’›n foto¤raflar›ndan oluflan sinevizyon gösterisi, fliir vemüzik dinletisinin oldu¤u programda, çok say›da konuflma yap›ld›.

‹stanbul Ekim Gençli¤i

Page 44: EG 92. sayı

Tüm vücudundaki yorgunluk gözlerinde toplanm›flt›sanki. O kocaman, dünyay› içine s›¤d›ran iri gözler,küçülüp ufac›k kalm›flt›. Onu evine yaklaflt›ran yolküçücük kalan gözlerinde büyümüfl de büyümüfltü. Acabakaç ad›m daha atmas› gerekiyordu? Ya akflam yeme¤indene yapsayd›? Temiz tabak, kafl›k var m›yd›? Peki, çocuklarödevlerini yapm›fllar m›yd›? Sonra birdenbire o çoksevdi¤i dizinin nerede bitti¤ini hat›rlamaya çal›flt›. Ne deçok soru iflareti vard› kafas›nda böyle. Ne de çok hayat›niçindeydi. Elleri, bak›fllar›, yüzündeki çizgiler ne de çokiflçiydi. Ama ne de çok yorgundu. Tüm bu say›klamalariçinde ufac›k bir ses böldü yorgun düflüncelerini. Öncesesiyle, sonra biçimsiz elleriyle hayat›na sokulmayaçal›flan, bir anda kendini tasfiye edip sar› bir saman ka¤›dadönüflen, içindeki kelimelerle yeniden biçimlenen, kendiyafllar›ndaki k›z›n elinden söküp ald› yorgundüflüncelerini. Katlay›p yoluna devam etti. Sonra seslerinbir de¤il çok oldu¤unu fark etti. - Emekçi kad›nlar, tüm bu sömürü dünyas›n›n karfl›s›na

kararl›l›kla dikilelim! Taleplerimizle, kad›n-erkek omuzomuza verdi¤imiz mücadelemizle alanlar› doldural›m!Ve yoluna devam etti, servisine bindi, o çok sevdi¤i

pencere kenar›na oturdu. Heyecanla hayat› seyrekoyulacakt›, gözü katlay›p elinde tuttu¤u sar› samanka¤›da tak›ld›…- Yoldafl? Yoldafl? Dald›n, nereye bak›yorsun?Tüm yorgunlu¤u gözlerinde birikmiflti.- Bütün bildirileri da¤›tt›k, gidiyoruz...

***

Günümüz toplumunda kad›n›n yaflay›fl›na, onundünyas›na, düflünüflüne bir parça dokunmaya çal›flsakard›m›za tak›lan kelimeler gerçekli¤ini s›n›fl› toplumyap›s›nda somutlaflt›rmal›d›r. Ama galiba bu gerçekli¤ikavramak pek kolay olmuyor. Belki de, daha do¤ru birbak›fl aç›s›yla gerçeklik egemen güçlerin elinde oyuncakoluyor. K›r ya da kent emekçisini, kad›n sorununu tekrartekrar üretenin, fl›p›nifli iktidar iliflkilerine veyahut farkl›flekillerde karfl›m›za ç›kan toplumsal iflleyifle ba¤lamas›, biryönüyle içsellefltirilmesi için u¤rafl›lan geri bilincinvars›ll›¤›nda tam da alt›n› çizmek istedi¤imiz gerçeklikkavram›yla pek ba¤daflm›yor. ‹flte tam bu noktada iflkendisini ilerici veya devrimci olarak tan›mlayan insanlar›nkad›n sorununda, do¤ru bir teorik bak›fl aç›s›na sahipolmas›nda, pratik içinde ve söylemde bu kavray›fl›n etekemi¤e büründürülmesinde yat›yor. Oysa flimdilerde

karfl›m›za çokça ç›kan ve kimilerinin dillerinde pelesenkolan söylem, kad›n›n ezilmesindeki tek gerçekli¤in erkekcinsinin gücü ve bask›s› olmas›d›r. Hâlbuki süreklivurgulanmas› gereken kad›n sorununun tarihin herdöneminde – iki cinsin eflit oldu¤u ve fakat kad›n›ndo¤urgan kimli¤i sebebiyle kutsal say›ld›¤› anaerkil toplumhariç- kendini tekrar üretti¤i ve bu sorunun birkaç reformlaüstünün örtülemeyece¤i, kad›n›n da toplumsal iflleyiflin birparças› oldu¤udur. Yani, parçalar›n birlikteli¤inden oluflanbütün ve bütünün ard›ndaki olgusal gerçek: özel mülkiyet. fiu haliyle kaynak özel mülkiyete dayan›yorsa elbette

çözümü de bu olguyu ortadan kald›rmakla mümkünolabilir. Bu yönüyle s›n›flarüstü bir durum olmayan kad›nsorunu da tüm di¤er sorunlar gibi s›n›fsal bir mücadeleyive nihayetinde bir devrimi elzem k›l›yor. Bu yönüyle de,devrimin mimar› olacak iflçi s›n›f› ve konunun özelindeemekçi kad›n›n ellerinde flekillenmesi gerekiyor. ‹flte tamda bu noktada tarih mücadelesini sosyalizm mücadelesinedönüfltüren emekçi kad›nlar› müjdeliyor. Onlardan biri de

Hayat›n oldu¤u her yerdesavaflmak isteyenlere…*44

* “Hayat›n oldu¤u her yerde savaflmak istiyorum”, Clar a Zetkin

Page 45: EG 92. sayı

yaklafl›k 5 y›l önce aram›zdan ayr›lan tütün iflçisi, sosyalist, anne,kad›n Zehra Kosova.

Kimdi Zehra Kosova?

Zehra Kosova 1910 y›l›nda Kavala’da do¤du. Alt› kiflilik bir aileninüçüncü çocu¤uydu. Annesi ev kad›n›yd›. A¤abeyi, ablas›, halas›n›no¤lu tütün iflçisiydi. Babas› da bir dönem tütün iflçili¤i yapm›flt›.Kosova ailesi, Lozan sonras› mübadelede Türkiye’ye göç etti veTokat’a yerleflti. Kosova, okumas› gerekirken, çocuk yaflta ifle bafllad›.Tüm bu yaflad›klar› onu hayat› sorgulamaya itmiflti. “…fiehirdeeme¤iyle çal›flanlar›n çocuklar› elbette ki okuyam›yorlard›. Hele›rgatlar›n çocuklar›... Eve koflarak giderken hep bunlar› düflündüm.Kafama bir fleyler tak›lmaya bafllam›flt›. Ben niye okula gidemiyordum,niye hep çal›flmak zorundayd›m? Bu memlekette yanl›fl giden bir fleylervard›, ama ne oldu¤unu pek bilmiyordum.” 1932 senesinde babas›n›n ölümüyle ailenin tüm yükü Kosova’n›n

üstüne kal›r. “Hayat kendini baflka bir biçimde göstermeye bafllam›flt›,zorluklar, geçim s›k›nt›s› vb. hayat›m›z›n bir parças› haline gelmeyebafllad›. Haftal›¤›m› ald›¤›m gibi bir kuruflunu bile harcamadananneme verirdim.”Zaman ilerledikçe Zehra Kosova hayat›, gözlemlerini, yaflad›klar›n›

okudu¤u kitaplar ›fl›¤›nda daha iyi kavrar. Bundan sonra mücadeleonun yaflam›nda aktif hala gelir. Toplant›lara kat›l›r, tütün iflçileriaras›nda örgütlenme çal›flmalar› yapar. Ayr›ca gizli olarak sendikalörgütlenme çabalar›n› da sürdürür. Bununla birlikte Kosova art›k birTKP’lidir ve parti içinde önemli görevler üstlenir. Zehra Kosova 1934y›l›nda TKP taraf›ndan e¤itim için Rusya’ya gönderilir. 8 Mart 1935Dünya Emekçi Kad›nlar Günü evlenir ve 1937 y›l›nda Rusya’danTürkiye’ye döner, mücadelesine kald›¤› yerden devam eder.“Cemiyetler Kanununun de¤iflmesinden sonra 1946’da Ortaköy’de

tütüncüler biraraya gelerek, ‹stanbul Tütüncüler Sendikas›’n› kurdular.Bu sendika çok az yaflad› ama yaflad›¤› süre içinde bütün tütüniflçilerinin sahip ç›kt›¤› bir kurulufl oldu. Yetkililer, polis yasal birbiçimde kurulmufl olan bu sendikay› da¤›tmak için elinden geleniyapt›. Hiç unutmuyorum, sendikay› kuran arkadafllar› Ortaköy’denSirkeci Emniyet Müdürlü¤ü’ne kadar urganla ba¤lay›p, yürüterekgötürdüler. Aralar›nda Seher Kerpiç adl› bir de kad›n iflçi vard›.”Devam eden y›llarda tutuklan›r, hapse girer, iflkence görür, iflsiz

kal›r. Ama hiçbir zaman inanc›n› ve kararl›l›¤›n› yitirmez. “Ben iflçiyim, elimin eme¤iyle bu ana kadar çal›flt›m, mücadele

ettim ve yaflayabildim. Sosyalizm için kavga verdi¤im, aç kald›¤›m,susuz kald›¤›m, iflkence gördü¤üm y›llar benim için en de¤erli y›llard›.O beni bo¤mak için üstüme gelen dalgalarla bo¤uflmak, onlar›altetmek, gelece¤e, sömürünün olmad›¤› bir dünyaya inanmak beniayakta tutan tek nedendi belki de.”Zehra Kosova, 18 A¤ustos 2001 y›l›nda hayata gözlerini kapar.

Ama gerideki mücadele dolu y›llar›, cümleleri, onurlu ve umutluyaflam› bugün nicelerine ›fl›k tutuyor. Gerek yaz›n›n bafl›ndaki amatörkurgu içinde gerekse hayat›n gerçekli¤inde kad›nlar özgürlükleri için,bu kokuflmufl izbe sisteme karfl› kararl›l›kla mücadele ediyorlar. Eflitifle, eflit ücret talebini yükseltenlerden, 8 Martlar’da alanlar› doldurup“Yaflas›n Dünya Emekçi Kad›nlar Günü!” slogan›n› dillendirenlerden,“Ya barbarl›k içinde çöküfl, ya sosyalizm!” fliar›n› tarihe kaz›yanlardan,“Tekel onurumuzdur, kapatt›rmayaca¤›z!” diyenlere kadar her yerdevard›lar, varlar, varolacaklar…

N. Asya

KADINLARIMIZ KADINLARIMIZ Toprak öyle bitip tükenmez, /da¤lar öyle

uzakta, sanki gidenler hiçbir zaman

hiçbir menzile eriflemeyecekti. Ka¤n›lar yürüyordu yekpare meflaleden

tekerlekleriyle Ve onlar

ay›n alt›nda dönen ilk tekerlekti. Ay›n alt›nda öküzler

baflka ve çok küçük bir dünyadangelmifller gibi

ufac›k k›sac›kt›lar ve p›r›lt›lar vard› hasta k›r›k boynuzlar›nda

ve ayaklar› alt›ndan akan toprak, toprak,

ve toprakt›. Gece ayd›nl›k ve s›cak

ve ka¤n›larda tahta yataklar›nda oyu mavi humbaralar ç›r›lç›plakt›.

Ve kad›nlar birbirlerinden gizleyerek bak›yorlard› ay›n alt›nda

geçmifl kafilelerden kalan öküz ve tekerlekölülerine.

Ve kad›nlar bizim kad›nlar›m›z:

korkunç ve mübarek elleri ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

anam›z, avrad›m›z, yarimiz ve sanki hiç yaflanmam›fl gibi ölen

ve sofram›zdaki yeri öküzümüzden sonra gelen

ve da¤lara kaç›r›p u¤runda hapisyatt›¤›m›z

ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koflulan ve a¤›llarda

›fl›lt›s›nda yere sapl› b›çaklar›n oynak, a¤›r kalçalar› ve zilleriyle bizim olan

kad›nlar, bizim kad›nlar›m›z flimdi ay›n alt›nda

ka¤n›lar›n ve hartuçlar›n peflinde harman yerine kehriban bafll› sap çeker

gibi ayn› yürek ferahl›¤›,

ayn› yorgun al›flkanl›k içindeydiler. Ve onbefllik flaraplenin çeli¤inde ince boyunlu çocuklar uyuyordu.

Ve ay›n alt›nda ka¤n›lar yürüyordu Akflehir üzerinden Afyon`a

do¤ru.

NAZIM H‹KMET

45

Page 46: EG 92. sayı

Hayata yön veren, u¤runa kanlar dökülen para nedir kimsebilmiyordu. Birileri neden günde 18 saat çal›flt›¤› halde aç yatarda birileri alt›ndan kadehlerde flarap içer? Herkes sorular›cevap vermek yerine çözüm ararken Karl Marx çözümüncevaplar›n içinde oldu¤unu söyledi ve onlar› arad›. Çözümüde¤il belki ama çözecek yöntemi b›rakt› arkas›nda. Bir yüzy›lboyunca insanl›k onun b›rakt›klar›n›n k›lavuzlu¤unda eflitsizli¤eve zulme karfl› savaflt›.

Ve bir gün onun için öldü dediler. Kimse inanmad›, çünkühayat hala ak›yor, hala “herkes” gece aç yatarken “baz›lar›”s›n›rs›z bir zenginlik içinde yafl›yor. ‹nsanl›¤›n kurtuluflumutlar›n›n ilk denemesinin baflar›s›zl›¤›ndan güç alanlardizginlerinden boflalm›fl bir flekilde insanl›¤›n tüm de¤erlerinesald›r›yor ve iflte bu yüzden, hayalet egemenlerin dizlerinititreterek hala dolafl›yor. fiimdi de ars›z bir utanmazl›kla diyorlarki “Komünizm t›pk› faflizm gibi insanl›k suçudur”. Neyse kikimsenin onlar›n insanl›k anlay›fl›na s›¤maya çal›flmak gibiderdi yok...

Korkular› yersiz de¤il elbette, yasaklamaya çal›flmalar›anlams›z de¤il... “?Çünkü Marx, her fleyden önce birdevrimciydi. Kapitalist toplum ile onun yaratm›fl bulundu¤udevlet kurumlar›n›n y›k›lmas›na flu ya da bu biçimde katk›dabulunmak, kendi öz durumunun ve gereksinmelerinin bilincini,kendi kurtulufl koflullar›n›n bilincini kendisine ilk onun vermiflbulundu¤u modern proletaryan›n kurtulufluna yard›mdabulunmak, onun gerçek yönelimi iflte buydu. Savafl›m onun ensevdi¤i aland›. Ender görülür bir tutku, bir direngenlik ve birbaflar› ile savaflt› o.” (F.Engels Marx’›n mezar› bafl›ndakikonuflmas›ndan).

Onun düflüncesi hakl›n›n haks›za karfl› savafl ça¤r›s›d›r veen önemli silah›d›r. ?Yaln›zca Marx’›n felsefi materyalizmi,proletaryaya, bugüne kadar bütün ezilenlerin içine düflüpruhsuzlaflt›klar› manevi esaretten ç›k›fl yolunu göstermifltir.Yaln›zca Marx’›n ekonomi teorisi, proletaryan›n kapitalizmingenel sistemi içindeki durumunu dile getirmifltir.? (Lenin, TopluEserler, Cilt 19, sayfa:28).

Karl Marx, 1818 May›s’›nda Almanya’da do¤du. Hukukö¤renimi gördü. ‹çinde yaflad›¤› düzeni sorgulayarakkapitalizmin çözümledi ve bilimsel devrimci elefltirisiylekapitalizmin alternatifini ortaya koymaya yöneldi.

Bulundu¤u ülkelerden sürgün edildi. Sürgünler, yoksulluklarve pratik mücadeleler içinde say›s›z teorik eser verdi. Bitmektükenmek bilmeyen bir çal›flma azmi vard›. Yaflad›¤› oncas›k›nt›ya ra¤men, yoksullu¤un ac›s› içinde çocuklar›n›kaybetmesine ra¤men bilimsel çal›flmalar›na hiç ara vermedi.Marx bu enerjisini flöyle aç›kl›yordu: ?E¤er hayatta insan soyuiçin her fleyden daha çok çal›flabilece¤imiz bir tutumubenimsemiflsek belimizi bükebilecek hiçbir güç olamaz...?

1847’de Komünist Birli¤i’nin, 1864’te 1. Enternasyonal’inkurulmas›na önderlik etti. 1848’de Komünist Manifesto’yuyay›nlad›. Öldükten sonra çal›flmalar›na büyük dostu ve yoldafl›Engels devam etti.

14 Mart 1883’te Londra’da hayata gözlerini yumdu. Dahaönce son sözünü soranlara “Son söz yaflarken söylediklerianlams›z olanlar içindir” demiflti. O sözünü yaflarken söyledi ve

hiç son sözü olmad› ve olmayacak da…“Ad› yüzy›llar boyunca yaflayacak, yap›t› da!”

“Marxgösterdi bize en derin yasalar›n› tarihin, Proletaryay› bafla getirecek. Hay›r, Marx’›n kitaplar› mürekkep ve ka¤›t de¤ildir yaln›z, kasvetli rakamlarla dolu tozlu yaz›lar de¤il. Onun kitaplar› düzene koydu da¤›lm›fl ordusunu eme¤in. Ve ileriyi gösterdi ona güçle dolu, inançla.”

MayakovskiS. Kurtulufl

46

Ad› yüzy›llar boyuncayaflayacak, yap›t› da!

“ Ne o? Alt›n m›? Sapsar›, p›r›l p›r›l, de¤erli alt›n m›? Hay›r,tanr›lar, Açgözlü al›¤›n biri de¤ilim ben. Kökler, eyduru gözyüzü! Karay› ak; çirkini güzel; haks›z› hakl›; alça¤›soylu; Yafll›y› genç; korka¤› yi¤it yapmaya yeterbunun bu kadar›. Ah, tanr›lar neden bu? Neden bu, ey tanr›lar! Rahiplerinize, uflaklar›n›za yüz çevirtir busizden, Bafl›n›n alt›ndaki yast›¤› çeker dipdiri birinsan›n; Bu sar› köle, dinler kurar, sonra y›kar; ‹leçliyi kutsar; cüzzaml›y› tapt›r›r; h›rs›z› al›p Üne, özgüye bo¤ar, yanyana oturtur ulukiflilerle; Budur iflte yeniden evlendiren k›rk y›ll›k dulu; Kapanmaz yaras›yla en umutsuz hastay› Merhemler, kokularla bir Nisan gününeçeviren de bu. Git, körolas› maden parças›, insanl›¤›n ortamal›, sen, Uluslar› birbirine düflüren”

Atinal› Timon, Shakespeare.

Page 47: EG 92. sayı

Filistin’de Yaser Arafat’›n ölümünden sonrabafllayan seçim süreci, 25 Ocak’ta yap›lanparlamento seçimleriyle son buldu. HAMAS, büyükbir ço¤unlu¤un oyunu alarak parlamentoda 74sandalye kazand›. El Fetih ise 45 sandalyedekald›.

HAMAS’›n seçimlerden böyle bir sonuçlaç›kmas›n›n gerisinde örgüte verilen dinci-gericidestek de¤il, HAMAS’›n izledi¤i direniflçi çizgivard›r. Zaten örgütün geliflmesi ve verilen deste¤inartmas›, FKÖ içindeki direniflçi sol örgütlerinzay›flamas›ndan dolay›d›r. HAMAS’›n taban›ndakidireniflçi kimlik örgütün yönetimine de yans›m›fl,bafllang›çtaki ‹srail denetiminden uzaklaflarak dahada militanlaflm›flt›r. Filistin halk› bundan dolay›HAMAS flahs›nda direnifli seçmifltir.

Gelinen yerde ortaya ç›kan teslimiyetçiuzlaflmac› çizgisi, iktidardaki yozlaflma, git gideartan yolsuzluklar, El Fetih’in Filistin halk›gözündeki yerine gölge düflürmüfltür. El Fetih’inald›¤› yard›mlar›n yolsuzluklara konu olmas›, ElFetih yöneticilerinin halka yabanc›laflmas›HAMAS’›n seçimlerden baflar›yla ç›kmas›n›sa¤lam›flt›r. Buna karfl›l›k HAMAS’›n gelenyard›mlar› Filistin halk›n›n yarar›na kullanmas›,okul, hastane, aflevi vb. yapmas› ve halk›nistemlerini karfl›layan politikalar izlemesi,örgütün kitleler içindeki yerini daha dasa¤lamlaflt›rm›flt›r.

Kuflkusuz HAMAS’›n seçimden böyle birsonuçla ç›kmas› Siyonist ‹srail’i ve arkas›ndakiemperyalist blo¤u fazlas›yla rahats›z etti. Bugünyürütülen kampanyan›n gerisinde de bu var. ElFetih’in teslimiyetçi-uzlaflmac› konumusayesinde emperyalist güçlerin ve Siyonist‹srail’in istedi¤i tarzda ilerleyen süreç zoragirmifl gözükmektedir. HAMAS yöneticilerinindireniflte ›srar edecekleri, ‹srail’in eskis›n›rlar›na dönene kadar silahl› mücadeleninsürece¤i gibi söylemler emperyalist-Siyonistgüçleri fazlas›yla rahats›z etmektedir.

Dikkate de¤er bir di¤er nokta, HAMAS’›noylar›n› ço¤unlukla genç nüfustan almas›d›r.Barikat önlerinde, tanklar›n karfl›s›nda büyüyençocuklar, yani bugünün gençli¤i, direnifle oyvermifltir. Bu da aç›k olarak göstermektedir ki,Filistin halk›n›n bu en dinamik kesimiözgürlü¤ün ancak direniflle kazan›laca¤›n›nbilincindedir. Elbette bu dinamizmin hangikanallara akaca¤› da önemlidir. Direniflin zaferlesonuçlanmas› Filistin direniflinin devrimci birönderli¤i ortaya ç›karmas›na ba¤l›d›r. Zira,HAMAS türünden dinci-gerici bir ideolojiyi temelalan güçlerin, tam da bundan kaynakl› sa¤lambir anti-emperyalist duruflu olamaz.

Filistin’in ‹ntifada çocuklar› hala en önsaflarda mücadele ediyorlar ve etmeye devamedecek. Filistin halk› direnifl gelene¤inisürdürerek emperyalist ve Siyonist güçlereeninde sonunda gereken yan›t› verecektir.

Filistin halk› direnifli seçti!

(‹slami Direnifl Hareketi)HAMAS, M›s›r’da bulunan Müslüman Kardefller örgütünün Filistin kanad›

olarak 1987’de kuruldu. Filistin halk›n›n, ‹srail’e karfl› bafllatm›fl oldu¤u ‹ntifadadöneminde ortaya ç›kan HAMAS, bu dönemde Filistin halk›n› yönlendirenbafll›ca güçlerden biri olarak k›sa sürede konumunu güçlendirdi. Örgütün lideriAhmet Yasin mülteci kamplar›nda büyümüfl ve üniversitede radikal ‹slâmbenimsemiflti. Yabanc› devletlerden ve ‹slâmi örgütlerden gelen ekonomikyard›mlar› daha çok halk›n günlük ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için kulland›.Bafl›ndan beri direnifl çizgisini benimseyen HAMAS’›n hedefi Ürdün nehrindenAkdeniz’e kadar uzanan bölgede ba¤›ms›z, ‹slâmi yönetime dayanan bir Filistindevleti kurmak.

Örgüt, 1988 y›l›nda ‹srail’e karfl› cihat ilan etti. Bu y›llarda ‹srail hedeflerinedönük bir çok sald›r› gerçeklefltiren HAMAS, 1991 y›l›nda örgütün askeri kanad›olan ‹zzettin Kassam Tugaylar›’n› kurdu. Askeri kanad›n kurulmas›yla eylemleriniartt›rd›. 1997 y›l›na kadar, intihar sald›r›s› ve bomba yüklü araçlar fleklindeyapt›¤› eylemlerde daha çok ‹srail iflgali alt›nda bulunan yerleflim bölgelerindekisivil halk hedef al›nd›. 1998 y›l›nda yap›lan Filistin-‹srail bar›fl görüflmeleris›ras›nda yapt›¤› eylemler sonucu bar›fl giriflimine darbe vurmakla suçlanarakyo¤un bir bask›ya maruz kald›. 2000 y›l›nda ‹kinci ‹ntifada’n›n bafllamas›ylaeylemlerini Bat› fieria’ya tafl›yan HAMAS, eylemlerini de artt›rd›. ‹ntihar eylemlerinedeniyle ‹srail taraf›ndan hedef tahtas›na konuldu. Örgütün askeri kanat lideriSalah fiehade’nin ‹srail taraf›ndan öldürülmesi ile ateflkese gitmeyi düflünenHAMAS, silah› tekrar eline ald›. HAMAS lideri Ahmet Yasin 2003 y›l›ndaGazze’de düzenlenen bir hava sald›r›s›nda öldürüldü. Bunun üzerine örgütünbafl›na Abdülaziz Rantissi geçti. Ama aradan bir ay bile geçmeden o da birsuikast sonucu öldü. Bu sald›r›lara misilleme olarak birçok yerde intihareylemleri gerçeklefltirildi.

Yaser Arafat’›n ölümünün ard›ndan bafllayan seçim sürecinde, yerelseçimlere girerek birçok yerde güçlü bir destek buldu. 25 Ocak 2006’da yap›lanseçimlerde 132 sandalyeli mecliste 74 sandalye kazanarak seçimlerden galipç›kt›.

47

HAMAS

Page 48: EG 92. sayı

Meslek/alan temelli ö¤renci örgütlenmeleri, sondönemde ö¤renci hareketinin tart›flma bafll›klar›ndan birihaline geldi. Asl›nda geçmiflte de ciddi deneyimlerinyarat›ld›¤› bu konuya iliflkin tart›flmalar›n güncel plandakizemini belli s›k›nt›lar› da içinde bar›nd›r›yor. Bafltan belirtilmesinde yarar olan bir baflka husus ise,

bu tür örgütlenmelerin ya da örgütlenme zeminlerininhiçbir biçimde gözard› edilemeyece¤i, bilakis enerjimiziyo¤unlaflt›rmam›z gereken alanlardan biri oldu¤udur. Bunugerektiren fazlas›yla etken mevcut. Biz bafll›ca üç tanesininüzerinde duraca¤›z. ‹lki hiç kuflkusuz gelecek sorunudur. Gelece¤i -ya da

bugünkü koflullarda geleceksizli¤i- ortak olanlar›n yanyana gelmesi ve mücadeleyi derinlefltiren örgütlenmeihtiyac›, meslek/alan temelli ö¤renci örgütlenmelerininnesnel temelini veriyor. ‹kinci nokta ise akademikçürümenin de etkisiyle bölümlerinde ö¤rencilerin alanadönük ilgilerini tatmin etmeyen, dahas› düzenin do¤as›gere¤i hangi bölüm olursa olsun tümüyle ticari birmant›¤›n yerleflmesiyle ö¤rencilerin alanlar› konusundakiidealleri ile çeliflen yap›ya karfl› bizzat ö¤renci temellidurufltur. Üçüncüsü ise ö¤rencilik sonras› yaflamlar›ndaiçinde yer alacaklar› örgütlülük zemini ile ö¤rencilerinerken bir süreçte tan›flmalar›n› sa¤lamakt›r.

Meslek/alan temelli ö¤renci örgütlenmelerinin zemini

Gençli¤in ciddi bir gelecek(sizlik) sorunu oldu¤ubiliniyor. Dahas› bu gelecek sorunu ö¤renci gençlikhareketinin bugün için en temel gündemidir. Ancakgelecek sorunu tek bafl›na al›nd›¤›nda ileri unsurlar içinbile genel ve soyut kalabilmektedir. Ötesinde geniflkesimler için gelecek sorununu somutlamak, sadecepropagandif bir çerçevede de¤il, pratikte de b›rakmadansorun ekseninde derinleflen bir çal›flma örgütlemek,alanlara inmeyi ve sorunu buralardan ele almay›gerektiriyor. Ö¤renci gençli¤in düzene karfl› mücadelesiniflekillendiren bir istemler bütünü ortaya koyulabilir, ancakbu istemleri ayr›nt›land›rmak, en önemlisi bunlar› birerörgütlenme zemini haline çevirmek için bile bu gereklidir. Yine geleceksizli¤in bu derece keskin biçimde

yafland›¤› bir süreçte sorun ö¤renciler aras›nda bir rekabetalan› haline de getirilmektedir. Çünkü düzen gelecekkayg›s›n› sürekli bireysellefltirmektedir. Yüzbinlerceö¤renci KPSS gibi s›navlara haz›rlanmaktad›r.

Devrimcilerin en ay›rdedici yan› ise tüm sorunlar›toplumsal temelde ele almalar› ve çözümlerini buçerçevede ortaya koymalar›d›r. Bunun lafta kalmamas›n›nyolu her fleyden önce birbirlerini rakip, hatta düflmanolarak gören ayn› bölüm/fakülte ö¤rencilerinin yan yanagetirilmesini ve kendi toplumsallaflma noktalar› olanmeslekleri, alanlar› üzerinden bir durufl kazanmalar›n›sa¤lamaktan geçmektedir. Bunu yapabilmek içinmeslek/alan temelli ö¤renci örgütlenmeleri gere¤incekullan›labilmeli, yayg›nlaflt›r›lmal› ve devrimci bir temeldeilerletilebilmelidir. Demek ki meslek/alan temelli ö¤renciörgütlenmeleri geleceksizli¤e karfl› mücadelenin güçlüaraçlar›ndand›r.Bu alanda örgütlenmenin di¤er zemini ve bu tür

örgütlülükleri güçlendiren temel bir nokta da, alana dönükilginin resmi akademi taraf›ndan karfl›lanmamas›d›r.Türkiye’de üniversitenin güncel planda bir sermayekurumu olarak dönüfltürüldü¤ü bir süreçten geçiyoruz.Buna karfl› aç›k ve net bir programla mücadele etmeklebirlikte bu mücadele içinde alternatiflerin var edilmesi birihtiyaçt›r. Resmi ve kokuflmufl akademinin karfl›layamad›¤›ihtiyaçlar ancak ö¤rencilerin kendi emek ve istekleriylegiderilebilir. Örne¤in iktisat bölümlerinde yap›lan ifl,flirketlerin kârlar›n›n nas›l maksimize edilece¤iniö¤retmekse, bu bölümdeki ö¤renciler toplumsal biriktisad›n olanakl›l›¤›n› tart›flmak, toplumun ihtiyaçlar›temelinde ekonomi biliminin ortaya koydu¤u evrenselteorileri incelemek için bir araya gelmelidirler. Ayn› fleydi¤er bölümler için de geçerlidir. Ö¤renciler kendi dallar›n›toplumsal ihtiyaçlar ve insanl›¤›n mutlulu¤u temelinde elealabilmeli, kendilerini de bu temelde dönüfltürebilmelidir.Bu çaba dar akademik bir çaba olmayacaksa ya da bununla

Meslek/alan temelli öğrenciörgütlenmeleri üzerine

Dahas› bu gelecek sorunu ö¤rencigençlik hareketinin bugün için en temelgündemidir. Ancak gelecek sorunu tekbafl›na al›nd›¤›nda ileri unsurlar için bilegenel ve soyut kalabilmektedir. Ötesindegenifl kesimler için gelecek sorununusomutlamak, sadece propagandif birçerçevede de¤il, pratikte de b›rakmadansorun ekseninde derinleflen bir çal›flmaörgütlemek, alanlara inmeyi ve sorunuburalardan ele almay› gerektiriyor.

48

Page 49: EG 92. sayı

s›n›rl› kalmayacaksa da meslek/alan temelli ö¤renciörgütlenmeleri ile ayn› zeminde varolabilmelidir, birmücadele platformu ekseninde ortaya konulmal›d›r.Son bir nokta da ö¤rencilerin okullar›ndan mezun

olduktan sonra flu ya da bu meslek alan›nda örgütlü,toplumsal sorunlara duyarl›, mücadeleyi yaflam›n do¤al birparças› olarak gören bir bilinç kazanmalar› ihtiyac›d›r.Bizler gelece¤in emekçilerinin düzen karfl›t› bir tutumlaiflçi s›n›f›n›n yan›nda konumlanmalar› için bugünyaratt›¤›m›z mevzileri gerekti¤i gibi de¤erlendirmeliyiz.‹flte bu nedenle gençlik içinde bölümlerde, fakültelerdeverilecek sosyal e¤itimin bir parças› olabilmeli veburalarda mesleki bilgiyi, e¤ilimi ve ilgileri baflka birtemelde evriltmeyi baflarabilmeliyiz.

Yürütülecek çal›flmalar›n tasnifi

Meslek/alan temelli ö¤renci örgütlenmelerininvarl›klar›n›n nesnel zemini yukar›da bahsedildi¤i gibioldukça güçlü noktalara dayanmaktad›r. Ancak birörgütlenmenin kal›c› ve ifllevli bir biçimde var edilmesinisa¤layan fley, tek bafl›na bu zeminin gücü de¤il,yürütülecek çal›flmalar›n do¤ru bir perspektifleele al›nmas›, temposu ve süreklili¤idir.Sendikalar›n güncel tablosu alan›nihtiyaçlar›na yan›t vermeyenörgütlülüklerin ak›betlerine dair yeterinceveri sunuyor. Dolay›s›yla biziilgilendiren as›l nokta buörgütlülüklerin hangi çal›flmalarla varedilebilecekleri sorusudur. Bunun ilk alan› gelecek kayg›s›

çerçevesinde ortaya konacak meslekibir mücadeledir. Bu iflin ekonomikmücadele yan›d›r. Tek bafl›na bir fleyifade etmese de genifl y›¤›nlar›ndüzene karfl› kendi bulunduklar›alanlarda mücadeleyekat›labilmelerinin anahtar› say›lmal›d›r.‹flin bu yönü eksik b›rak›ld›¤›nda, alanadönük akademik çaban›n bir ifleyaramayaca¤›, giderek buralar› ayd›nkulüpleri haline getirece¤i aflikard›r.Dolay›s›yla diplomal› iflsizlik baflta olmak üzereö¤rencilerin e¤itimini ald›klar› konuda kendilerinibekleyen gelece¤e dair beklenti ve talepleri, alanörgütlülüklerinin ilk gündemidir. Yine de tek bafl›na ekonomik bir eksen üzerinden

yürütülecek bir çal›flman›n yeterince ön aç›c› olmad›¤›n›belirterek, bölüm/fakülte ö¤rencilerini birlefltiren ekaraçlar›n varl›¤›na ihtiyaç oldu¤unu ekleyelim. Alanadönük akademik kayg›lar›n alternatif bir temeldekarfl›lanmas› tart›flt›¤›m›z örgütlenmelerin güçleneceklerinoktay› oluflturuyor. Üniversitenin bir meslek kursuolmad›¤›n›, aksine bir sosyalleflme alan› oldu¤unusöylüyoruz. Oysa bugün üniversiteler önemli ölçüde bu

alana s›k›flm›fl durumda. Yukar›da belirtti¤imiz gibi bu,düzenin gelecek sorununa bireysel çözüm platformunungençlik içinde karfl›l›k bulmas›d›r. Halbuki üniversitemesleki bilgilerden çok bir bilim kurumu olarak evrenselbilgi üretiminden sorumludur ve buna ek olarak ifli meslekvermek de¤il, bilim adam› ve ayd›n yetifltirmektir. Birüniversite ö¤rencisi için belli bilgileri ezberlemek vemeslek için ehil oldu¤unu kan›tlamak temel kayg›olmamal›d›r. Bilakis üniversite ö¤rencisi kendi alan›ndanbafllayarak, tüm dünyaya dönük bir ilgiye, meraka vekayg›lara sahip olmal›d›r. Düzenin kokuflmufl e¤itimsistemi ise ö¤rencinin ilgi alan›n› olabildi¤incedarlaflt›rmak üzerine kuruludur. Ders sistemi vemüfredatlar› buna uygun flekillendirilir. Ders d›fl›nda ise,her tür tüketici faaliyete yer oldu¤u halde, insani geliflimiiçin ö¤rencilere neredeyse hiçbir olanak sunulmaz. Mevcut yüksek ö¤renim kurumlar›n›n durumunun

vahameti bizi bir mücadele program› oluflturmaya vede¤ifltirmek için kavga vermeye ça¤›r›yor. Ancak bununyan› s›ra bizler, bu darlaflt›r›c› çerçeveyi ve burjuvaideolojisi ile oluflan cendereyi k›rmakla yükümlüyüz.

Yukar›da iktisat örne¤ini verdik. Benzer biçimde heralanda “insanl›k için bilim” parolas›na uygunçal›flmalar yap›lmal›d›r. Sadece bunlar de¤il,insani geliflimi sa¤layan ortak alanlar olaraksanatsal, düflünsel ve sosyal çal›flmalarciddi bir ihtiyaçt›r. Bunlar için kurulutopluluklar olmas› da durumude¤ifltirmez. Bu topluluklarla berabersöyledi¤imiz türden çal›flmalarörgütlenmelidir. Ço¤u zamantopluluklar›n resmi bürokratiks›n›rlara tak›ld›¤› düflünülürse resmibaflvurularda bulunmay› bir tarafa itipfiili biçimde topluluk oluflturmak,çal›flma yapmak tercih edilmesigereken de bir tarzd›r.Bir di¤er çal›flma bafll›¤› ise

yukar›da iki noktan›n birlefltiricisi vepekifltiricisi olarak iflin örgütsel yan›n›gelifltirmek, ortaya ç›kan dinami¤i ileribir bilinçle kuflatmak ve eylemlilik içine

sokmakt›r. Meslek/alan temelli ö¤renciörgütlenmeleri her koflulda politik konumlar

belirleyebilmeli ve toplumsal sorunlarda da tarafolabilmelidir. Örne¤in Ortado¤u’da süren iflgale karfl› birfley söylemekten çekinecek ya da karfl› duracaksa, yapt›¤›tüm çal›flmalar bir yana bu örgütlülük ileri bir noktadatan›mlanamaz. ‹lerici olman›n ölçütü politik durufltad›r.Elbette bu tür örgütlenmelerin ay›rdedici yan› bu alandasözünü söylerken kendi alan›ndan güç alabilmesi ve gerisingeriye bu alan› güçlendirebilmesidir. Mesela söz konusuolan savafl oldu¤unda, bir iletiflim fakültesi ö¤renciörgütlenmesinin ilifltirilmifl gazetecilere ve medya ilesinema sektörünün tutumlar›na dair bir fley söylemesiönceliklidir. Yine toplam çal›flmay› savafl karfl›t›, anti-

49

Yine de tekbafl›na ekonomikbir eksen üzerindenyürütülecek bir

çal›flman›n yeterince önaç›c› olmad›¤›n› belirterek,bölüm/fakülte ö¤rencilerinibirlefltiren ek araçlar›nvarl›¤›na ihtiyaç oldu¤unuekleyelim. Alana dönükakademik kayg›lar›nalternatif bir temelde

karfl›lanmas› tart›flt›¤›m›zörgütlenmelerin

güçlenecekleri noktay›oluflturuyor.

Page 50: EG 92. sayı

kapitalist sinema örnekleri ile güçlendirmek, haber almahakk›na yönelik bir bak›fl ortaya koymak vb. gerekir. Güzelsanatlarda kurulu bir örgütlenme için bu baflkad›r, tarihbölümünde kurulu bir örgütlenme için baflka. As›l önemliolan birincisi bu örgütlenmeleri politikadan soyutlayarakele almamak, ikincisi politik gündemlerin alanlaraderinleflti¤inde k›s›rlaflmad›¤›n› aksine üretken bir tarzdaifllenebilece¤ini görmektir. Tüm bu farkl›, zenginlefltiriciyaklafl›m ve çal›flmalar› kesenortak nokta ise politikan›nyönü, iddias› ve ortayaç›kard›¤› eylemliliktir.

Baz› noktalardade¤inmeler

Bir ilk yaz› oldu¤u ölçüdeburaya kadar söylediklerimizister istemez genel kald›. Dahagüçlü tart›flmalar›nyap›labilmesi içinse bu türörgütlenmelerin pratik birtak›m sonuçlar elde etmesigerekiyor. Benzer deneyimlerö¤renci hareketinin güçlüoldu¤u dönemlerde yarat›lm›flolsa da, bugün bir bütün olarakalana karfl› bir yabanc›l›k söz konusu. Daha önemlisi fluhaliyle belli örnekler d›fl›nda yeterli pratik yüklenmeden desöz etmek mümkün de¤il. Dolay›s›yla biz de bir tan›myapmakla ifle bafllad›k. Ancak genel perspektifimizüzerinden söyleyece¤imiz birkaç nokta daha var.Bugün hangi alanlarda bu tür örgütlenmeler söz

konusudur? Görüldü¤ü kadar›yla hiçbir alanda oturmufl birörgütlülükten bahsetmek mümkün de¤il. Belli yerelçal›flmalar olsa da bunlar yetkin örnekler sunmuyor. Fakatkonuya iliflkin tart›flma ve çabalar özellikle üç alandatoplan›yor: T›p, mühendislik ve e¤itim. Bunun ilk nedenikonuya dair tart›flma yürüten ve a¤›rl›¤›n› reformistlerinoluflturdu¤u gruplar›n hareket içinde de etki bulan tekyanl›l›klar› ve dar kayg›lar›d›r. Kendini sendika ve meslekörgütlenmelerinin yönetimini –hangi yolla olursa olsun-zaptetmeye göre kurgulayan reformist partilerin gençli¤iiçin de elbette temel olan budur, bu amaca gençliktendo¤ru kan tafl›makt›r. TMMOB Genç çal›flmas›n›n bellisüreçleri bu konuda kötü bir deneyimdir. Benzer biçimdeT›p Ö¤rencileri Kolu’nun ilk kurultay›nda dar çekiflmelerlesönümlenmesi bir baflka kötü örnek. Bu sorunu üretenetken reformizmin ö¤renci hareketi içindeki varl›¤› veetkisidir. Mesleki ö¤renci örgütlenmelerine iliflkintart›flmay› da daha çok bu güçler sürükledi¤i ölçüde,bunlar›n bak›fl›na ve etkisine dair birkaç fley söylemekgerekiyorReformist hareket gençlik içinde devrimci bir dinamik

örgütlemekle ilgilenmiyor, fakat var olan ileri unsurlar›kendi amaçlar›n›n bir parças› olarak de¤erlendirmeye

çal›fl›yor. Bunun bir sonucu olarak politika zeminindenyal›t›lm›fl meslek temelli örgütlenmeler temel çal›flma alan›haline geliyor bu gruplar için. Bunlar›n bu alana s›k›flantarzlar›n›n ikinci bir nedeni ise gençlik hareketinint›kan›kl›¤›n›n yorumlanma biçimi ve bu konuda politikaüretme tarz›d›r. Gençlik hareketinin t›kan›kl›¤› aflmak içinyer yer tek reçete halinde sunulan mesleki örgütlenmeler,apolitizm ve durgunluklar›yla hareketten kaç›fl alanlar›

haline geliyor. Bu konuda çarp›c› birörnek, TÖK’ün birkaç y›l önce oncagündemi bir yana b›rakarak bir ay› aflk›nbir süre boyunca 6 Kas›m’a kat›lmay›tart›flmas›d›r. Sorun bu tart›flman›nbafll›¤› de¤il, kat›lmamay› savunanlar›noradaki bir politik grup olmas›d›r. Yineburalar›n politikadan uzak ve genelkurullarda kullan›labilecek yedek güçlerrezervi olarak görülmesinin bir baflkanedeni, kitlelerin geri zeminindeuzlaflma aray›fl›d›r. Düzen karfl›t› birprograma ve ilerici bir mücadelezeminine sahip olunmad›¤›nda bu dakolayl›kla kendine uygun kanallarda,üstelik güçlü bir demagoji eflli¤indeyap›labiliyor. KPSS ortalamalar›n›ndüflük oldu¤u yerlerde e¤itimfakültelerinde bu sorunu ifllerken ODTÜ

E¤itim’de KPSS’ye dair hiçbir fley söylemeden, sadeceders programlar›n›n saat düzenini gündemlefltiren, sonra daburadaki ÖTK’n›n önemini bize anlatmaya çal›flan birreformist çevrenin gençlik hareketinin geliflimine katk›dabulunmas› elbette mümkün de¤ildir.Peki alan temelli örgütlenmeleri reformizme b›rakacak

m›y›z? Hay›r, ö¤renci hareketinin hücrelerini teflkil edenbölüm ve fakülteleri teslim ederek hareketi ilerletmek,devrimci ve kitlesel bir hareket örgütlemek imkans›zoldu¤u için hay›r. Kitleleri en yak›c› ihtiyaçlar›ndankucaklamaks›z›n mesafe al›namayaca¤› için hay›r. Yinekitleleri ancak bulunduklar› yerlerde gelifltirebilece¤imiz,devrimcilefltirebilece¤imiz ve mücadelenin temeli halinegetirebilece¤imiz için hay›r. Buna dönük harcanacak çaba elbette kitlelerin

ihtiyaçlar›n› gözetmelidir, ama her fleyden önce kendigücüne güvenmeli, kendi politikas› ve örgütlülü¤ünden güçalarak ilerlemelidir. Dolay›s›yla bizim için bu türörgütlenmeler oluflturman›n meflrulu¤u bak›fl›m›zdad›r.Yoksa iflin bafl›nda buna kitlenin ne kadar yan›t verdi¤ine,dahas› meslek odalar›, sendikalar›n deste¤ine bakarakmesafe almak mümkün de¤ildir. Bir süredir bizde detart›flma konusu yap›lan bir konu var. E¤itim fakültesiö¤rencileri için E¤itim Sen’in fahri üyelik olana¤› sunaca¤›yayg›n bir söylenti. Fakat E¤itim Sen’in bu konuda resmibir aç›klamas› yok, dahas› 6-7 y›ld›r bu tür tart›flmalaryaflan›yor. Bu tart›flma kimseyi bir ad›m öteye tafl›maz. BizE¤itim Sen’i de¤il, e¤itim ö¤rencilerini örgütlemekniyetindeyiz. Bu alanda bir geliflme yaratabildi¤imiz

50

Bu, örgütlenmeleri“pre-sendikalist örgütlenmeler”olarak tan›mlayan bak›fl›n

ürünüdür. Kendisini sendikalizmzemininde konumland›r›ncagençlik çal›flmas›ndan beklentide bunun “ön” k›sm› olur tabii.Bu örgütlenmelerin bir yan›sendikal görevleridir, böyleoldu¤u için de üç kolla

s›n›rlanamaz, en önemlisi meslekyüksek okullar› olmak üzeredi¤er alanlar görmezden

gelinmez.

Page 51: EG 92. sayı

ölçüde fahri üyelik konusu tali bir noktad›r. Yine benzerbiçimde yukar›da sözünü etti¤imiz bir mesele bölümlerdekurulu topluluklard›r. E¤er bu topluluklar ileri bir temeldeçal›flabiliyorlarsa elbette bunlar›n yürütülecek faaliyetin biralan› olmalar› gerekir. Ancak bu koflulda bile sadece biralan›, bütünün bir parças› olarak ele al›nmal›d›rlar. Yaln›zbu topluluklar birçok yerde oldu¤u gibi bölümbaflkanl›¤›n›n, akademik mafyalar›n denetimindenç›kam›yor, bürokratik engelleri aflam›yorsa bunlaraendeksli bir çal›flma daha bafltan ölü do¤mufl demektir.Böyle durumlarda resmi baflvuru süreçleri ileoyalanmaks›z›n topluluk kurulmal›, çal›flma yürütülmelidir.Oran›n meflrulu¤unun güvencesi yürütece¤içal›flmalardad›r. Üniversiteler bizimdir, diyenlerin bununhakk›n› verecekleri alan buras›d›r. Üniversiteler bizimsetopluluk çal›flmas› yapmak için herhangi bir yerebaflvurmak da gerekmez, okulun imkanlar›n›n sunulmas›için dilekçe vermek de beklenmez. Biz bu imkanlar›ngerçek sahipleri olarak bunlar› kullan›r›z. Kitleye güvenverecek olan çal›flma tarz› da budur. Yoksa toplulukkurmak, yönetim seçmek, sonra da hiçbir hükmü olmayanüye kay›tlar› yapmak çal›flma yap›lmayan yerde bir fleyifade etmez.Demek ki bizim örgütlenmemizin meflruluk temeli

kendindedir. Bunu okul idarelerinin, meslek örgütlenmesive sendikalar›n, ö¤rencilerin geri kayg›lar›n›n dars›n›rlar›nda aramadan ifle giriflmek gerekiyor. ‹htiyaçlar›do¤ru saptayan, ›srarl› bir çal›flma tek gerçek ölçüdür.Bir baflka hayati sorun da bu tip örgütlenmelerin hangi

alanlarda kurulaca¤› sorusudur. Bu alan örgütlenmeleriniyukar›da sayd›¤›m›z üç kolla s›n›rlamak reformistlerin tarz›ve bak›fl›d›r. Bu, örgütlenmeleri “pre-sendikalistörgütlenmeler” olarak tan›mlayan bak›fl›n ürünüdür.Kendisini sendikalizm zemininde konumland›r›nca gençlikçal›flmas›ndan beklenti de bunun “ön” k›sm› olur tabii. Buörgütlenmelerin bir yan› sendikal görevleridir, böyleoldu¤u için de üç kolla s›n›rlanamaz, en önemlisi meslekyüksek okullar› olmak üzere di¤er alanlar görmezdengelinmez. ‹flin bu yan› hayati bir önem tafl›yor. Üç temelçal›flma bafll›¤›yla bu örgütlenmeler tüm bölümler içinkurgulanabilmelidir. Bu, bir, sendikal ya da akademiks›n›rlara s›k›flmalar›na karfl› bir güvencedir; iki ö¤rencihareketinden koparak mesleki konumlara s›k›flmalar›na

karfl› tercih edilmesi gereken birtarzd›r. ‹lk noktay› daha önceaçm›flt›k. ‹kincisi, bugünküörneklerden ele

al›rsak, e¤itim ya da t›p ö¤rencilerinin örgütlenme vemücadele etmeleri ö¤renci hareketinin bir dinami¤iolabilmelidir. Bunu buradan ç›karan bir bak›fla karfl›ö¤renci hareketinin bütününde bu tür deneyimleryaratabilmek ve bunlar› birlefltiren bir politik eksenikurgulayabilmek can al›c› bir öneme sahiptir. Yine yerel süreçlerin merkezileflmesine dair bugün

yap›lan tart›flmalar var. Elbette bu önemlidir, yerelleri aflanbir mücadele ve alan›n bütününü kesen sald›r›lara karfl›(örne¤in sözleflmeli ö¤retmenlik) merkezi ortak ve tok birtutum alabilmek gerekir. Fakat yerel çal›flman›n üstündenatlayarak masa bafl›nda kurgulanan bir merkezileflmenin debir hükmü yoktur. Güncel sorun yerellerde ad›m atmak,pratikte mesafe alabilmektir. Yukar›da verdi¤imiz TÖK’ünmerkezileflememe örne¤i bu konuda oldukça aç›klay›c›d›r.

Kitleleri alanlar›nda kazanmak için alan çal›flmalar›na yüklenelim

Yer yer ayr›nt› gibi görünen tart›flmalara girdik. Fakatbu tart›flmalar gereksiz de¤ildir. Bafllang›ç için bir bak›flaç›s› sunma ihtiyac›na yan›t vermeye çal›flmaktad›r.Konunun kilitlendi¤i nokta ise meflruiyet sorunudur. Bugünö¤renci hareketinin kilitlendi¤i yerde bu tür örgütlenmelerdo¤ru bir bak›fl ve yaklafl›mla anahtar ifllevi görebilirler.Elbette gençlik hareketinin yaflad›¤› sorun alanlardaçal›flma yürütülmemesine indirgenemez, fakat birçoksoruna yatakl›k eden kitle örgütlenmelerinin zay›fl›¤› vepolitik güçlerin kitlelerden yal›t›kl›¤› bu alanda k›smiçözüm noktalar› bulabilir. Dolay›s›yla bugün meslek/alanörgütlenmeleri için harcanacak çaba hayati bir önemtafl›maktad›r. Ayn› zamanda kurultay öncesi deneyimoluflturmak istedi¤imiz bir bafll›kt›r bu. Önümüzdekidönem boyunca bu alana iliflkin her tür giriflimi, tart›flmay›,deneyimi fazlas›yla önemsiyoruz. Tüm yerel çal›flmaalanlar›m›z›n sadece pratik giriflimlere h›z vermelerinide¤il burada ortaya ç›kan sonuçlar› ve konununayr›nt›lar›n› yay›nda tart›flmalar›n› bekliyoruz.Güncel görev ise konuya iliflkin her tür imkan› pratik

süreçler için seferber edebilmek, olanakl› olan her yerde butür örgütlenmelerin temellerini atmakt›r. Eksikliklere,olanaks›zl›klara tak›lmayan, pratikte kendi önünü açan,meflrulu¤unu çal›flmas›nda bulanalan örgütlenmeleri vedeneyimler yaratmal›y›z.

51

Page 52: EG 92. sayı

Devrim ve sosyalizmin Türkiye’dekiöncü müfrezesi olan partimizin ›fl›¤›ylaayd›nlan›yor, onun politikalar›ylagüçleniyor, ondan ald›¤›m›z güven vemotivasyonla mücadelede ilerliyoruz.

“U¤runa tereddütsüzceölünebilecek bir dava”n›n flehitleri olanHabip, Ümit ve Hatice yoldafllar›naçt›¤› yolda yürüyoruz, ayn› onlar gibitereddütsüzce ölmeyi göze alarak...Ölümü ilk kucaklayanlar›m›z onlarolmufllard›. “Onursuzca yaflamaktansaonurlar› için ölmeyi” tercih etmifllerdi.Parti’nin özü ve özetiydiler. Biz de, üçflehit yoldafl›m›z›n flahs›nda Parti’yebak›yor, gelece¤in ayd›nl›k yüzünügörüyoruz.

S›n›rs›z, s›n›fs›z, sömürüsüz birdünyaya olan inanc›m›zla ç›kt›k yola.Ortaya ç›k›fl›m›zda bir avuçken, bugünbir parti olmay› baflard›k. fiimdi hepimizbu yap›n›n tu¤lalar›y›z. Gittikçeyükseliyoruz, yükselmek zorunday›z. Çünkü biz “da¤lar›ndoruklar›n› de¤il, gö¤ü fethetmek için” ç›kt›k yola.

Düflmana karfl› verdi¤imiz mücadelede s›k›nt›l› dönemleryaflad›k. Gün oldu darbe yedik. Ama y›k›lmad›k, düflmedik.“Devirmeyen darbe güçlendirir” dedik ve kopmaz ba¤larlaba¤land›k kavgaya. Öncesinde iç düflmana karfl› savaflt›k.Saflar›m›zdaki tasfiye rüzgarlar›na ra¤men dimdik durmas›n›bildik. Yoldafllar›m›z, Parti’ye olan inanç ve güvenleriyle onuyaflatt›lar ve bugüne getirdiler. Bundan sonra Parti bayra¤›n›göklerde dalgaland›rmak bize düflüyor. Bunu lay›¤›yla yerinegetirece¤iz. Yoldafllar›m›z›n teslim etti¤i yerden devamedece¤iz bayra¤›m›z› yükseltmeye. Tasfiyecilik döneminde,“yeni Ekimler’in bayra¤›n› dalgaland›rd›klar›n›” iddia edentasfiyeciler için, “... onlar›n ellerinde tuttuklar› tasfiyecilikbayra¤›d›r” diyordu Habip yoldafl. Asl›nda bu sözleriyle bize,Parti’ye inanmay› ve güvenmeyi ö¤retiyordu. Ö¤retisinibaflar›yla sonuçland›rmas›n› bildi. fiimdi Habip Gül’ün gençyoldafllar›, onun flahs›nda ve onun izinde daha s›k›ba¤lan›yorlar Parti’ye. Bir yönden Habip yoldafla cevap davermifl oluyoruz bu tutumumuzla: Yoldafl, senden ald›¤›m›z güçile daha da yükseltiyoruz mücadele bayra¤›n› Parti saflar›nda!

“Geceyle batmayan günefl”ayd›nlat›yor yolumuzu

Gençlik saflar›ndan ç›kan, bitmek tükenmek bilmeyenenerjisiyle herkesi flafl›rtan, kiflili¤i ve örgütsel kimli¤iyle herzaman bize örnek olan, kendi ç›karlar›n› s›n›f›n ç›karlar›ylabütünlefltirebilmifl Ümit yoldafla bir kez daha sesleniyoruz:Yoldafl, “bizden sonra gelenler bizi aflmal›” diyordun, gençkomünistler de bu bilinçle çal›fl›yor, senin gösterdi¤in hedefdo¤rultusunda gelifliyor, sa¤lam ad›mlarla ilerliyor.

Bir yaz›nda program›m›z›n büyüklü¤ünü anlat›yordun bize.‹flkencede düflman›n söyledi¤i her fley program›m›za çarp›pparçalan›yordu. “Yine biz kazand›k!” diyordun. Sen, Habip veHatice yoldafllar varken hep biz kazan›yorduk. Siziölümsüzlü¤e u¤urlad›ktan sonra da hep biz kazand›k. Hala bizkazan›yoruz. Düflman bizi y›ld›rmak için u¤rafladursun, bizkavgaya, yeni bir dünyaya, yeni bir kültüre olan tüminanc›m›zla, özellikle de sizden ald›¤›m›z örgütsel ve moralbirikimle, giderek yükseltiyoruz sesimizi. Her cümleyi sizinlekuruyoruz. Sosyalizm özlemimizi sizinle dillendiriyoruz. Sizinverdi¤iniz güçle kopar›yoruz kapitalizm ile olan ba¤lar›m›z›.Sizin yakt›¤›n›z ateflle s›n›yoruz mücadele inanc›m›z›. SizdeParti’yi, Parti’de devrim ve sosyalizmi buluyoruz. Bazenyolumuzu ayd›nlatan ›fl›k oluyorsunuz, bazen yüre¤imizi ›s›tanatefl. Bazen de tüm gücümüzle düflmana vurdu¤umuz s›ms›k›yumruklar›m›z oluyorsunuz. Her seferinde bizi ayaktatutuyorsunuz. Bizi kopmaz ba¤larla ba¤l›yorsunuz devrime,sosyalizme...

Yanyana gelebilecek en güzel dört harfi kaz›yoruzbeynimize. Nereye baksak bu dört harfi görüyoruz.Gelece¤imize onun gösterdi¤i do¤rultuda yön veriyoruz.Fabrikalarda, okullarda hep onun sesini yank›l›yoruz. Onukalbimizin derinliklerinde sakl›yor, orada koruyoruz düflmandan.Bu sayede, mecbur kald›¤›m›z zaman kendimizi küllerimizdenyaratabiliyoruz. Tüm yüre¤imizi ona ad›yoruz ›srar ve inançla.Devrime giden biricik yolu onda buluyoruz. Hayat›m›z›n heralan›nda komünist iflçi partisinin genç neferleri olarakdavran›yor, onunla bütünleflebilme görev ve sorumlulu¤uylayafl›yoruz. Habip, Ümit ve Hatice yoldafllara bir kez daha sözveriyoruz:

Partiyi kazand›k, partiyle kazanaca¤›z!Gençlik Parti’ye, devrime, sosyalizme!

D. Aksu

52

Parti gençli¤inkavgas›n›n ›fl›¤›d›r!

Page 53: EG 92. sayı

Gelece¤imizi belirleyen ve üç saatlik zaman dilimdenibaret olan ÖSS’den baflar›yla aln›n›n ak›yla ç›kt›n. Belkiistedi¤in bir bölüm ve okulda okuyamayacaks›n ama olsunyine de milyonlarca ö¤renciden s›nav› kazanan flansl›lardanbirisin. Kazand›¤›n okul yaflad›¤›n flehirden farkl› yerdeolunca okulu kazanma sevinci yerine belirsizliklere b›rakt›.Çünkü farkl› bir ortam, yabanc› insanlar bir de gidece¤inflehirde kalaca¤›n yerin yoksa vay haline. Fakat devletbüyüklerimiz bizim üzülmemize gönülleri raz›olmad›¤›ndan(!) hemen her flehirde devlete ba¤l› yurtlartahsis etmifller. Burada da çok flansl› olman laz›m. Çünküyurtlara bafl vuran binlerce ö¤renci aras›ndan seçileceksin. Bütün kriterlere uyup yurda girdi¤inde “hofl geldin”

yaz›s›yla karfl›lafl›rs›n. Bu yaz›da ö¤rencinin bar›nmasorunu, yemek sorunu en üst düzeyde halledilmeyeçal›fl›ld›¤›, personelden güleryüzlü hizmet al›naca¤›,herhangi bir sorun oldu¤unda birlikte çözülece¤i, ve enönemlisi, her fleyin “sevgi” çerçevesinde yap›ld›¤›anlat›l›yor. Bu yaz›n›n bir abart›dan ibaret oldu¤unugörmek için yurtta birkaç saat kalmak bile yeterli olabilir.Bar›nmak için senden ilk önce depozito paras› (küçük bircezada geri ödenmiyor) ve ayr›ca üç ayda bir ödenecekbar›nma ücretinin ilk üç ayl›k tutar› istenir. Bunlar› dahabafltan kay›t s›ras›nda peflinen ödemen gerekir.Seni en az alt› kiflilik olan, ranza ve dolaplarla oluflan,

hapishaneyi and›ran odaya b›rak›p giderler. Sen içindebulundu¤un ortama anlam veremeden yata¤›n üzerineoturup düflüncelere dalars›n. Üst s›n›flarda okuyan odaarkadafllar›n sane teselli etmeye çal›fl›rlar. Sen de; buyalanc›lar kim? Ben neredeyim? diye kendine sorularsorarak geçmifle dönmek istersin. ‹çinden bir of çekerek içs›k›nt›n› yenmeye, çevrendeki insanlarla çekingen birtutumla tan›flmaya çal›fl›rs›n. Onlarise yurt ve okul hakk›nda sana bilgivermeye çal›fl›rlar. Onlar bahsettikçesen belirsiz olan gelece¤inden dahaçok korkars›n.Kendine biraz geldi¤inde

ac›kt›¤›n› hissedersin. Böyleceyurdun kantiniyle de tan›flm›flolursun. Kantinde az yemek çeflitleriaras›nda bir fleyler seçersin veücretini ödemek için kasayagitti¤inde, bu kadarc›k fleyeödedi¤in büyük tutar› görerek yeniflaflk›nl›klar yaflars›n.Çevrendeki insan kalabal›¤›

içinde kendini yaln›z hissedersin. Buyabanc› insanlar s›radanl›¤a vedo¤ru gitmeyen birçok fleye karfl›büyük bir duyars›zl›k içinde, okul

ile yurt aras›nda s›k›fl›p kalm›fllard›r. Bu insanlar sana ö¤ütvermeye çal›fl›rlar. Çünkü yurtta kalmaya bafllad›klar›andan itibaren hep korkutuldular. Küçük bir itiraz dahil“ceza al›rs›n, siciline ifller, hayat boyu ifl bulamazs›n”gibisinden ö¤renciler için hayati önem tafl›yan sebeplersunarak tehdit ediyorlar. Böylelikle yurtta kalan ö¤rencilerikendi kabuklar›na çekilmeye zorluyor, sorunlara karfl›duyars›z hale getiriyorlar.Sen ise bu gidiflattan rahats›zl›k duymaya bafll›yorsun.

Tuvalet ve banyolar›n yetersiz olmas›, hatta baz›lar›n›n hepar›zal› olmas›, s›cak sular›n günde yaln›zca iki-üç saatakmas›, bu zaman diliminde olabildi¤ince kuyruklar›noluflmas›, tüm bunlar ve temizlikten hiç nasibini almam›flbu yeni mekan seni düflündürmeden edemiyor: “Acabadevletin tepesindekilerden buradakilere kadaryöneticilerimiz bizi gelece¤in umudu gençler olarak m›görüyorlar, yoksa ceplerini fliflirecek birer müflteri olarakm›?Tabii ki birer müflteri olarak görüyorlar. Har(a)ç paras›,

okulun di¤er giderleri yurdun ayl›k ücreti, yemek içinharcamalar, tüm bunlara baban›n ald›¤› asgari ücrettendaha fazlas›n› harcad›¤›n› görüyorsun. Üstelik bunlar›niçinde senin kültürel, sportif faaliyetlerin hiç yok.Sorunlara karfl› duyarl›l›¤›n seni hareketlendiriyor ve

insanlara bizim ücretsiz bar›nma hakk›m›z›n oldu¤unu,olmas› gerekti¤ini aç›klamaya çal›fl›yorsun. Bu hakk› bizeelbette durduk yerde vermeyeceklerdir. Ancak biz bir olupörgütlü mücadele verirsek bunlar› kopar›p alabiliriz,diyerek mücadele bayra¤›n› yükseltiyorsun.

Yaflas›n örgütlü mücadelemiz!A. Nefle

Yurtlar ve sorunlar...53

Page 54: EG 92. sayı

Bizler, gençlik olarak kapitalist dünyada burjuvazinin hakimkültürü alt›nday›z. Ve bugün bu kültürün insanl›¤› ileriyetafl›mak gibi bir hedefi yoktur. Kendisini de içine alan biryozlaflma içerisindedir.

Dayatma bir kültürün gölgesinde kalm›fl gençli¤in bugün yayarat›lan özentiyle burjuva kültürü benimsedi¤ini görüyoruz yada kültür bocalamas› yaflay›p umutsuzlu¤a düflerek yaflam›ndaarabeski yaratt›¤›n›. Gene de birço¤unun bugünküdejenerasyonun tam göbe¤inde bir yaflam flekillendirmifl olsada bundan hoflnut olmad›¤›n› da görebilmekteyiz, çünküyaflamlar›nda olumsuz yans›malar› bafl göstermifl durumda.Bafll›ca örneklerden biri; arkadafll›k iliflkilerinde kendinigöstermekte bu da kifliyi yaln›zlaflmaya itmekte. Ya da kendiyaflad›¤› sorunlarla ve içinde bulundu¤u toplumsal olaylarlaba¤›n› kopart›p yabanc›laflmay› tetiklemekte. “Umutsuzlukumudun s›n›r›d›r”, umutsuzlu¤a düflmenin çözüm olmad›¤›n›,ve umutlar›m›z›n s›n›rlar›n›n genifllemesi için de mücadeleetmek gerekti¤ini anlatmal›y›z. Devrimci hareketin zay›f birdurumda olmas›ndan ötürü kendi kültürümüzü yaratmakta dazorlanmaktay›z. Ama kültür ve sanat çal›flmalar›m›zmücadelemizin önemli mevzilerindendir. Yeni bir dünyan›n yenikültürünü bugünden mücadele alanlar›m›zda filizlendirmek içinçabalamal›y›z.

Üniversitelerde örülecek kültür ve sanatçal›flmalar›

Üniversitelerde kültür, sanat çal›flmas›n›n yürütülece¤ialanlar›n bir aya¤› kültür-sanat kulüpleridir. Buralardakiçal›flmalara kat›larak, çal›flmalar›n yönlendiricisi olabilmeliyiz.Kültür-sanat alanlar›nda belli tart›flma ortamlar› yaratarak veyakulüpte yap›lan ifller üzerine fikirler sunularak oralardataraflaflman›n önünü açabilmeliyiz. Kültür-sanat kulüplerinekat›lan ö¤rencilerin aras›ndan önemli bir k›sm›n›n kat›lmasebebi bugünün koflullar›nda gençli¤in kendini ifadeedebilece¤i, bir fleyler söyleyebilece¤i alanlar olmas›ndand›r.Ve bugün bu kulüplerin ço¤u “buras› sanat kulübü biz buradasadece sanat yapar›z” cümlesinin arkas›na s›¤›narak hiçbir fleyüretilmeyen alanlara çevrilmifltir. Biz buralara müdahale edipüretken ve ilerici alanlara çevirmeliyiz.

Tabii baz› kampüslerde kulüp faaliyetleri durmufl durumdaolabiliyor, yönetim var olan kulüpleri kapatmaya çal›flt›¤› içinyeni bir kulüp açma çabas› ya bofla düflebiliyor ya da çokzaman kaybettiren bir fleye dönüflebiliyor. Var olan kulüpler vetopluluklarda dönüflüm yaratmak oradan gençli¤i kazanabilmekhedeflerimiz aras›nda olmal›d›r mutlaka. Ama bu imkanlar›nolmad›¤› veya bizi zora sokan koflullara dönüfltü¤ü yerlerde dekendi imkanlar›m›zla bu tarz çal›flmalar› kendimiz bafllatmal›y›z.Kültür-sanat komisyonu-grubu-kolu gibi daha genel birbafll›ktan veya fliir-tiyatro-müzik atölye, grup fleklinde özel birdal üzerinden birimler oluflturulabiliriz. Bunu yerelin koflullar›na,çal›flmay› götürecek bileflenin yönelimlerine göre flekillendiririz.

Bu çal›flmalar›, ideolojimizi bir kenara b›rakarak yapt›¤›m›zçal›flmalar olarak görmedi¤imiz aç›k, bu noktada bu gruplarbelli gündemler üzerinden söz söyleyebilmelidir. Gündeminkültürel olarak gençli¤i nas›l etkiledi¤i ya da sanat›n bunoktadaki tavr›n›n ne olmas› gerekti¤ini tart›flmal›,tart›flt›rmal›d›r. Veya direk söz söyleyebilen mekanizmalarolabilmelidir. ‹nsanlarla buluflacak kendi araçlar›n› yaratmal›d›r;düzenli pano haz›rlamak, masa açmak, bülten ç›karmak vs...Bu di¤er bir yan›yla da çal›flmada bulunan ileri insanlar›n kendisözlerini söyleyebildikleri, çal›flmay› sahiplendikleri noktalardanbirini oluflturmaktad›r.

Bülten ç›karma süreci do¤ru örüldü¤ünde çal›flmadakikifliler için ilerletici bir araç olabilmekte, çünkü herkes bir fleyleryazma çabas› içine girmekte ve ilk baflta yazmakta çokzorlananlar belli bir süre sonra yaz› yazmakta yol katetmektedirler. Ayr›ca gelen yaz›lar içerisinden seçim ortakkararla yap›ld›¤›ndan yaz›lar, içerikleri üzerinden bafllayantart›flmalar anlaml› tart›flmalar yaratabilmektedir. Ve ç›kanbültenin toplu sat›fl›n›n yap›lmas› da insanlar›n bu noktada daçal›flmay› sahiplenerek insanlara ulaflt›r›lmas› ve ilgili insanlar›nça¤r›lmas›yla ifllevli bir araca çevrilebilmektedir.

Biz gençli¤in, yaflam›n gerçekli¤ini kaybetti¤iüniversitelerimizde alternatif bir alan yaratm›fl oluyoruz veburada alternatif bir çal›flma tarz› ortaya koyuyoruz.Özgürlükçü, paylafl›mc›, kolektif üreten bir tarz yarat›yoruz.Çal›flman›n içinde olan insanlar birlikte üretme noktas›ndakendilerini bir bütünün parças› olarak görmeye bafll›yorlar veçal›flman›n sorumlulu¤unu üstleniyorlar. Bu alanlarda bugününkültürüne ve sanat›na karfl› bir cephe olufltururken ayn›zamanda olmas› gereken sanat› ve kültürü de tart›flt›rarakpolitik bak›fl aç›m›z› insanlara aktarm›fl oluyoruz. Ve kültür-sanat çal›flmalar›na örgütsel planda bakt›¤›m›zda daha ileridüzeye gelen ve sisteme karfl› mücadeleyi daha ileri birnoktadan omuzlayacak insanlarla, gerek tan›flma gerekse debu çal›flmalar sonucunda bu bilince vard›rman›n önemli biralan›d›r.

Kurflunkalem: Bir tu¤la tafl›d›r yap›y› yükselten

Kurflunkalem kültür-edebiyat grubu çal›flmas›na yaklafl›k ikisenedir devam ediyor. Bu y›l›n de¤erlendirmesini yaparsak;dönemsel olarak bileflenine göre aksamalar yaflad›. Çizgisinin,içeri¤inin geriye düfltü¤ü zamanlar oldu. Bunu yaflamam›z›n enönemli etmeni, çal›flmadaki arkadafllar›m›z›n bu çal›flmay›bizim politik çal›flmam›zdan ba¤›ms›z bir alan olarak görmelerive insanlar›n yanl›fl anlay›p ürkmemeleri anlay›fl›yla çal›flman›ndarlaflt›r›lmas›d›r.

Örne¤in ilk bafllarda düzenli aç›lan masa aç›lmamayabaflland› ve bu insanlar›n iliflki kurduklar›, sohbet ettikleri alanortadan kalm›fl oldu ve insanlar toplamda birbirlerini ancaktoplant›dan toplant›ya görmeye bafllad›lar. Yeni bir araya gelmiflve grup bilincinin daha yeni oturaca¤› bir topluluk içinolumsuzluk yaratmaya bafllad›. Belli bir süre haftada bir toplant›

Gençli¤in yozlaflt›r›lmas› karfl›s›nda

Kültür ve sanatçal›flmalar›n›n yeri

54

Page 55: EG 92. sayı

ve fanzin ç›karmaktan ibaret bir çal›flmaya s›k›flm›flt›. Ve ç›kanfanzinler de bir içerikten ve bak›fltan yoksunlaflmaya bafllam›flt›.Bu durumda yap›lacak en do¤ru müdahale çal›flmay›darlaflt›ran bu bak›fl›n mahkum edilmesiydi.

Yeni ve do¤ru yönelimi belirleyebilmek için bir toplant›yapt›k. Toplant›da bulunan herkes Kurflunkalem çal›flmas›n›nkendisine ne ifade etti¤ini aktard›. Sonras›nda bu çal›flman›nkampüs aç›s›ndan ne ifade etti¤ini tart›flt›k. Bu toplant›n›nard›ndan çal›flmada ilerleme gözlemlendi. Bu toplant›sonras›nda biraz daha özenli ve içerik olarak da derli toplu,bütünlüklü diyebilece¤imiz bir fanzin ç›kt›. Ve fakülteleri dolafl›pelden sat›fl›n› yapt›k. ‹ki ayr› fakültede her hafta düzenli masaaçt›k. Masay› hem fanzinlerin arflivinden hem de baflka kütür-sanat dergileri ve kitaplardan oluflturduk. Kitaplar›n konmas›do¤al›nda insanlar›n belli süreli¤ine kitap ald›¤› kütüphane ifllevigörmeye bafllad›.

Dönemin sonunda, s›navlardan önceki iki hafta,Kurflunkalem kendi kampanyas›n› gerçeklefltirdi. Bu kampanyasüresince, öncelikle kampüsün bugünkü durumunu betimleyen,Kurflunkalem’i tan›tan ve kampüste yapmak istediklerimizianlatan bir broflür haz›rlad›k. Kampüste da¤›t›m›n› yapt›k,Kurflunkalem’i merak eden birçok kifliyle sohbet etme f›rsat›bulduk. “Yabanc›laflmaya ve yaln›zlaflmaya karfl› üretiyoruz”

fliarl› afifllerimizi ç›kard›k. Afifllerin kullan›m›yla birlikte masan›naç›ld›¤› yerlere yabanc›laflma ve yaln›zlaflmay› anlatanyaz›lardan oluflan ve de tükettiren toplum yap›s›n› anlatan panohaz›rlad›k. Kurflunkalem’in kendisini tan›tmas›n› sa¤layan vebugünkü yozlaflt›rman›n karfl›s›nda bir söz söyleyen bupropagandist kampanya yeni dönemki çal›flmalar için önemli birzemin haz›rlad›. Kurflunkalem çal›flanlar›n› da motive etti.

Yeni dönemde ayn› fliar üzerinden kitleyi de katabilece¤imizflekilde bir kampanya örmeyi hedefliyoruz. Film gösterimi, fliirdinletileri gibi etkinlikleri daha düzenli hale getirmeyeçal›flaca¤›z. Genel bir kapsama sahip çal›flmayla bafllayankültür-sanat grubu, bileflendeki insanlar›n farkl› dallara e¤ilimgöstermeleri ve bu alanlarda inisiyatifleri olabilmelerininsonucunda komisyon oluflturmaya çal›flaca¤›z, bununsonucunda insanlar hakim olduklar› nokta üzerinden sorumlulukald›klar›nda daha üretken olacaklar›ndan çal›flman›nkurumsallaflmas›n› kolaylaflt›racakt›r. Önümüzdeki belligündemler üzerinden etkinlikler yapmay› amaçlamaktay›z. Vegençli¤in kültür-sanat cephesinden gündemlerini, taleplerinialanlara tafl›may› ve sesini duyurmay› hedeflemekteyiz.

Kurflun bir kalemdir bizi bize anlatan...Avc›lar’dan Ekim Gençli¤i okurlar›

Militan sat›fl deneyiminden...Ankara Ekim Gençli¤i olarak yaklafl›k 1.5 y›l önce bafllatm›fl oldu¤umuz militan sat›fl faaliyetimizi art›k

süreklilefltirmifl bulunuyoruz. Daha öncesinde belirli gündemler üzerinden yapt›¤›m›z militan sat›fl faaliyetimiz yenibir boyuta ulaflm›fl durumda. Gençlik yay›n›m›z›n son dönemde gerek içerik, gerekse görsel olarak ulaflm›fl oldu¤udüzeyin yan› s›ra bizleri kitlelerle buluflturan önemli bir araç oldu¤u su götürmez bir gerçek. Yay›n›m›z sosyalist birgençlik dergisi. Ve bizler proleter sosyalizminin genç solu¤unu kitlelerle paylaflmak sorumlulu¤u ile yüz yüzeyiz. Öncelikle neden militan sat›fl yapt›¤›m›z› anlatal›m. Bizler gerek okullar›m›zda, gerekse semt çal›flmas› süresinde

yay›n›m›z› insanlara ulaflt›rmak için fazlas›yla çaba gösteriyoruz. Sokaktan geçen insanlara “Ekim Gençli¤i okumakister misiniz?” diye sorman›n bizim için ne anlama geldi¤inden bahsedelim. Militan sat›fl faaliyetinin bizler için yerelsat›fllarda, e¤er varsa, yaflanan eksiklikleri aflmak ya da yerel sat›fllara destek olarak yap›lmas›n›n amaçlanmas› olarakde¤il, yerel yay›n sat›fl›n› artt›ran bir ifllevinin oldu¤unu düflünüyoruz. Bunun d›fl›nda insanlara ulaflma konusundabizler için çok önemli bir araçt›r. Binlerce insana yay›n›m›z› tan›tmak, ad›n› duymalar›n› sa¤lamak ve meflru bir mevziyaratmak açs›ndan militan sat›fl son derece ifllevsel bir araç.Burjuvazinin bütün araçlar›yla bilinçleri buland›rd›¤› dönemde onlara kendi alternatifimizi duyurmufl ve bu

alternatif üzerinden birçok gündemi insanlarla tart›flma olana¤› yakalam›fl oluyoruz. Ankara’da en yo¤un insantrafi¤inin oldu¤u caddelerden biri olan Yüksel Caddesi’nde yaklafl›k 2 saat boyunca binlerce insan›n geçti¤inidüflünürsek, bizler böylesi bir kitleye komünistlerin düflüncelerini, olaylar hakk›nda düflündüklerini anlatma ve onlarasosyalizmin sesini duyurma f›rsat›n› yakal›yoruz. Örne¤in Ocak ay› boyunca haftan›n 3 günü yapt›¤›m›z militan sat›flsonucunda 150 kadar dergiyi insanlara ulaflt›rm›fl olduk. Zorlu hava koflullar›nda, yo¤un kar ya¤›fl› alt›nda bile ›srarlasürdürdü¤ümüz faaliyetimiz, birçok kesimde övgüyle bahsedilen bir konu oldu. Üstelik bu ›srar›m›z üzerinden de birçok insanla iliflki kurma f›rsat›n› yakalam›fl olduk. Böylesi yürütülen bir etkinlik bizler için ayn› zamanda önemli bir e¤itim alan›. Yoldafllar›m›z belirli konularda

yaflad›klar› zorluklar› art›k yaflam›yorlar. ‹lk bafllarda kitleye sesli ajitasyon yapmak sadece s›n›rl› say›da yoldaflüzerinden yürürken; ilerleyen zamanda bu bizler için bir sorun olmaktan ç›km›flt›r. Art›k birçok yoldafl›m›z, zamanzaman yaflanan aksakl›klar d›fl›nda, sesli ajitasyon konusunda yetkinleflmifltir. Militan sat›fl›n birçok olumlu yan›nara¤men ele al›nmas› gereken eksik yönleri de var. Ço¤u zaman dergimizi alan insanlarla daha sonras›nda iliflki kurmakkonusunda eksik kal›yoruz. Oysa biliyoruz ki o insanlar; burjuvazinin yaratt›¤› bütün gösterifle ra¤men, par›lt›l›dükkanlar aras›ndan geçerken sosyalist bir gençlik yay›n›n› almay› tercih ederek s›radan insanlar olmad›klar›n›göstermifl oluyorlar. Dolay›s›yla bizlerin de okurlar›m›za bu bilinçle yaklaflmas› gerekiyor.Bugün h›zla reformizmin etkisi alt›na girenlerin s›kça dile getirdi¤i fley, sesli ajitasyonla dergi sat›fllar›n›n, afifl ve

bildiri kullan›m›n›n faydas›z oldu¤udur. Ama deneyimlerimiz bize gösteriyor ki do¤ru bir flekilde, do¤ru politikçizgiyle yürütülen hiçbir faaliyet faydas›z de¤ildir, amac›na ulafl›r. Bizlere düflen sadece politik çizgimizi kitlelereulaflt›rmada ›srarl› ve sab›rl› olmak.

Ankara Ekim Gençli¤i

55

Page 56: EG 92. sayı

Uçsuz bucaks›z bir hayal denizi

V‹CTOR JARAYoksul bir köyde, yoksul bir ailenin çocu¤u olarak hayata

merhaba der Victor JARA. fiili’nin yi¤it ozan›, bir çok sanatç› gibisefaletin içinde yaflayarak k›sa zamanda gerçekleri görür. Babas›okuma yazmas› olmayan bir çoband›r. Annesi dü¤ünlerde, törenlerdegitar çalar. Victor JARA okuma yazmay› ve müzi¤in büyüsünü“cantador” olan annesinden ö¤renir. fiili, bizim ülkemizden uzak biryerde olsa bile yaflam tarzlar› bize benzer. Bizdeki halk ozanlar›nakarfl›l›k gelen “cantador”lar vard›r. Yoksulluk, sefalet, sömürü oradada kol gezer. ‹flte Victor JARA’n›n annesi bir cantadordur. “Annemçalarken o tahta kutudan çıkan ezgiler içime i� lerdi. Anımsıyorum, oçalarken oldu� um yerde ta� kesilir, kendimden geçerdim. Sonra engüzel zevklerimden biri de gitara dokunmak, yava� yava� ok� amaktı.Ne hayaller kurardım o zamanlar… Uçsuz bucaksız bir hayaldenizine dalar giderdim…”

15 yafl›nda annesini kaybeder. Böylelikle ailesi da¤›l›r, Jara okulub›rakmak zorunda kal›r. Kilise okuluna gitmeye karar verir. Onu bunaiten annesinin ölümünden sonra içine düfltü¤ü yaln›zl›kt›r. Kendisi ogünleri flu sözlerle anlat›r, “Evet, papaz olmak istiyordum. Aslındadü� ünecek olursam, beni oraya iten yalnızlıktı. Kendime ba� kade� erler, ba� ka sevgiler, sözün kısası bu bo� lu� u dolduracak ba� kaolgular arıyordum.” Müzik bilgisinin temellerini burada ald›. Papazolmak, kendini yaln›zl›¤a sürüklemek ona göre de¤ildi. D›flar›dakigelece¤e, umutla akan dünyaya olan özlemi sebebiyle kilisedenayr›ld›. Çeflitli ifllerde çal›flt› ve fiili Üniversitesi korosuna girdi.Burada “Yeni fiark›” ak›m›n›n kurucusu olan Violet Parrla ile tan›flt›.Bu ak›m k›sa sürede sömürüye karfl› bir sembol haline geldi. Jara’n›nflark›lar› art›k her yerdeydi. Fabrikada iflçi grevinde, okulda ö¤rencieylemlerinde direnifl flark›lar›n› söyleniyordu. Ona göre bunun nedenine gitar›n güzel ses ç›karmas›yd› ne de kendisinin güzel flark›

söylemesiydi. “Namuslu gitarın sesi � efkatli bir güvercin gibi uçar,gitarın teli kutsal su gibi” diye ifade ediyordu. Jara’n›n flark›lar›dünyadaki sömürüye maruz kalan milyarlarca insan›n ac›s›n›anlat›yordu. Ayr›ca Jara flark›lar›nda, sömürüye karfl› direnifli deanlat›yordu.

O 1970 y›l›ndaki seçimlerde Unitad Popular ve SalvadorAllende’yi destekledi. 11 Eylül darbesinde Sandiago Üniversitesi’ndegözalt›na al›nd› ve binlerce kifli ile birlikte Sandiago Stadyumu’nagetirildi. Darbenin ac›s›n› yüre¤ine gömerek gitar›n› eline ald›.fiark›lar›n› coflkuyla söyleyen Jara bir flark› yazd› ve çevresindekilerher sat›r›n› ezberlediler. fiili Stadyumu ad›n› alan flark› flu sözlerlebitiyordu.

Kara bir � arkı oldu dilimden dökülenleryansıtayım dedi� imde bu deh� eti!Deh� etti ya� adı� ım, ölümüm deh� et.Ezgileri oldular bu � arkının� imdi sonsuzlu� a karı� ansessizlik ve çı� lıklardanice, nice onlar.Hiç görmemi� tim bu gördü� ümü,hissetmemi� tim böylesine yürektentomurcu� un do� aca� ı anı...Daha sonra “Venceremos” u söylemeye bafllad›. Titrek sesi

kendinden emin, düflmana ne koflulda olursa olsun boyune¤meyece¤ini söylüyordu. Askerlerin silahlar›, tanklar›, tüfekleri vard›.Jara’n›n yüre¤inden korktular ve gitara dokunan parmaklar› kestiler.Bunu gören stadyumdaki insanlar ölecekleri bildikleri halde aya¤akalkarak hep birlikte “Venceremos” u söylediler.

"Venceremos venceremosKıralım zincirlerimiziVenceremos venceremosZulme ve yoksullu� a paydos!”Umudun hayk›r›fl›n› ve coflkuyu gören askerler korkak ve aciz

ellerine ald›klar› silahlarla Jara’y› delik deflik ettiler. O gün, Jara’n›nölümsüz yüre¤i birilerine yol gösterici olurken birilerine korku sald›.

Karadeniz’de Mart› Olmak’ın Mart sayısından...

SÖMÜRÜ MERKEZ‹FABR‹KALAR VE

STAJMeslek liseliler olarak bizlere okullarda geçen 3 y›l›n

sonunda e¤itim ad›na hiçbir fley verilmiyor. Bunun yan›nda3. s›n›fa geldi¤imizde, y›l›n bafl›ndan itibaren bafllayanstajlarda da fabrikalardaki emek sömürüsüyle karfl›lafl›yoruz.Staj yapt›¤›m›z fabrikalarda en angarya ifllerde, ya hiç paraalmadan ya da asgari ücretin %30'unu alarak çal›flmaktay›z.Baz› yerlerde bu emek sömürüsü okullarda da kendinigösteriyor. Staj yapacak yer bulamad›¤›m›z zaman bizleriokul temizleyicileri olarak görevlendirerek zorunluçal›flt›r›yorlar.

Bunlar›n yan›nda ö¤rendi¤imiz bir tak›m fleyler de oluyor.Mesela hayat›n ne oldu¤unu görüyoruz. Bu sisteminsömürmeden yaflayamayaca¤›n› fark ediyoruz. Ayr›ca busömürücü s›n›f› y›kacak tek gücün iflçi s›n›f› oldu¤unuanl›yoruz. 70 milyon insan içinde çok az bir k›sm› di¤erlerinisömürerek yafl›yor. ‹flçi ve emekçilerin örgütsüz olmalar› busistemi flimdilik ayakta tutuyor.

Derslerde bilimsel, teknolojik imkanlardan yararlan›lmas›gerekirken, bizler, tam tersine gerici, bask›c›, floven bire¤itimden geçiriliyoruz.

Meslek liselerinde e¤itim gören ö¤rencilerin bir di¤er

sorunu da AOBP. Nekadar baflar›l› olursakolal›m üniversiteyegirme hakk›m›zelimizden al›n›yor.Burada oluflantepkileri s›navs›züniversite hakk›ylaboflaltmak isteyensermaye devletiböylece meslekliseleri üzerindekiboyunduru¤unuart›r›yor. Sonuçolarak ald›¤›m›ze¤itimde bir de¤ifliklikyok. Çünkü iki y›ll›kmeslek yüksekokullar›nda verilene¤itimin kalitesizli¤igözler önündedir.

Ben bir ALGP'li olarak bu sömürücü sisteme karfl›alternatifin mücadele oldu¤unu bildi¤im için buraday›m, gelinsorunlar›m›z›n çözümü için birlikte yürüyelim sosyalizmedo¤ru.

Meslek liseliler kurultaya!Çözüm devrimde, kurtulufl sosyalizmde!

Bir ALGP'li(Asi Güney’in ilk sayısından alınmı�tır)

56

Page 57: EG 92. sayı

Merhaba,Geçti¤imiz günlerde Amerikan askerlerinin Irakl›

esirlere yapt›¤› iflkenceleri gazetelerde okudum. Yanmasada bir grup gencin de ayn› gazeteyi okuduklar›n›farkettim. Ancak onlarla aram›zda bir fark vard›. Onlarayn› haberi de¤il de, yan sayfadaki magazin haberiniokuyorlard›. Bu olay günümüz gençli¤inin ne kadarduyars›zlaflt›r›ld›¤›n›n, toplumsal sorunlarailgisizlefltirildi¤inin, düflünmeyen, sorgulamayan bireylerinne halde olduklar›n›n göstergesidir.Gençlerin ço¤u gelecek umudu olmadan amaçs›zca

yafl›yorlar. Dünyan›n bir batakl›k haline getirildi¤ininfark›nda dahi de¤iller. Kendileri gibi amaçs›zlaflmayan, bofl

bir yaflam istemeyen, batakl›¤› görüp onu kurutmayaçal›flan insanlar onlar›n tabiriyle “kafay› yemifl”!Sermaye iktidar› toplumu düflünmeyen insanlar y›¤›n›

haline getirmeye çal›fl›yor. Amaçlar› da insanlar›nbeyinlerini uyuflturmak. Dünyay› TV’lerde gösterilen sahtepar›lt›larla dolu bir cennet gibi göstermeye çal›fl›yorlar.Özellikle gençler mafya, sigara, alkol, uyuflturucu vb.al›flkanl›klara, medyan›n da deste¤iyle ilgi duyuyorlar. Uyuflturucu okul önlerinde normal bir fleymifl gibi

sat›l›yor. Bu durumun engellenebilmesi insanlar›nbilinçlenmesiyle mümkündür. ‹nsanlar bunun fark›ndade¤iller, fark›nda olanlar da ne yapacaklar›n› bilmiyorlar.Biz, emekçilere yol gösterebilmek, onlara birlikte hareketetmenin önemini anlatabilmek için ‹zmir Buca’daÇaml›kule Kültür Sanat ve Dayan›flma Derne¤i açt›k. Buderne¤in insanlar›n hayat›na olumlu bir yön verebilece¤inidüflünüyorum. En baflta gençlere özendikleri çürümüflburjuva kültürün asl›nda nas›l bir batakl›k oldu¤unuanlatacak. ‹nsanlar›n gerek evde, gerek çal›flma yaflam›nda,gerekse de toplumsal hayat›n her alan›nda yaflad›¤›sorunlar›n üzerine e¤ilecek. K›sacas› tam bir kültür, sanatve dayan›flma evi olacak. Böyle bir çal›flma içindeyeralmaktan, ufak da olsa katk›da bulunmaktan çokmutluyum. Aç›l›fltaki insanlar›n coflkusu, gözlerindekiinanç bizim do¤ru yolda oldu¤umuzun bir göstergesidir.Ben do¤ru yolda oldu¤umu düflünüyorum. Tüm insanlar›da bu yola davet ediyorum. Çünkü insanl›¤›n kurtuluflu, obatakl›¤›n kurutulmas› bu yoldan geçer.

Ege Üniversitesi’nden bir Ekim Gençli¤i okuru

Bahar›yakalayabilmek…

Nedir yaflad›¤›m›z hayat› bize anlaml› k›lan? Tek birsoru de¤ifltirebiliyor asl›nda insan›n yaflam›n›, benimyaflam›m› de¤ifltirdi¤i gibi…Her sabah uyand›¤›nda kim fark ediyor gökyüzünün

mavili¤ini ya da bahar›n geldi¤ini? Düflüncelerde geçims›k›nt›s›, ödenemeyen okul masraflar›, asl›nda bizim hiç istemedi¤imiz fakat baflkalar› taraf›ndan bizim için çizilmifl,sonu uçuruma varan bir yol. Bunlar tüm gerçekli¤iyle karfl›m›zda dururken, kim inan›r ki her gün TV’lerde alay edergibi bizimle asl›nda kötü giden hiçbir fley yokmufl gibi anlatt›klar› pembe masallara, ya da kredi kartlar›na hapsettiklerilimitlerini de kendi belirledikleri özgürlük yalanlar›na…Yaflad›¤›m›z hayat› bize anlaml› k›lan›n ne oldu¤una karar vermeden önce nedir yaflamak onun cevab›n› vermek

laz›m öncelikle. Ben bunun cevab›n› art›k çok net bir biçimde verebiliyorum. Yaflamak, her gününü yenidenörgütlemektir… Ve hayat›n tüm olumsuz gidiflat›na dur diyebilmektir masaya vurulan say›s›z yumruklar aras›nda,k›saca güneflten bir damla olabilmektir yaflamak…Ve biliyorum art›k yaflamak buysa e¤er yaflam› anlaml› k›lacak tek fley vard›r yap›lmas› gereken… Benim ça¤r›m

insana yak›fl›r bir dünyada yaflamak isteyen herkese: Bahar› yakalayabilmek için sosyalizm bayra¤› alt›nda EkimGençli¤i saflar›nda birleflmeye!

Ankara’dan bir genç komünist

57

Örgütlenelim,Örgütlenelim,düflünelim,düflünelim,

sorgulayal›m!sorgulayal›m!

Page 58: EG 92. sayı

Merhaba,“Pay›na yaflamak düfltüyse e¤er,Atla at›na isteksiz bacaklar›n› umursamaUmursama yang›na koflan yüre¤iniDaha ölmedi çocuklar ve çiçeklerBütün kufllar unutmad› ötüfllerini...”“Daha ölmedi çocuklar...” dizesi dudaklar›mda ikinci kez hayat

buluyor, masama yöneliyorum. Ve günler öncesine gidiyorum... Budizeler beni aylard›r süren ön çal›flmas›na tan›k oldu¤um Çaml›kuleKültür-Sanat ve Dayan›flma Derne¤i’nin aç›l›fl etkinli¤ine götürüyor.Aç›l›fl etkinli¤ine gelen mesajlar›n, tiyatro oyununun, fliir ve müzi¤in,halaylar›n birlik ve beraberli¤i perçinledi¤ini gördüm. ‹nsanlardakicoflkuyu ve samimiyeti umutla seyrettim.Ancak ben derne¤in aç›l›fl›n›n birkaç gün öncesine; mahalle insanlar›n›n

davet edildi¤i, evlerin kap›lar›n›n tek tek çal›nd›¤› sürece gitmek istiyorum...Kap›y› çal›yoruz. Ço¤unlukla çocuklar aç›yor kap›y›. Onlar› gelece¤in

gençleri olarak selamlad›ktan sonra “Annen veya baban evde mi, onlarlagörüflebilir miyiz?” diye soruyoruz. Ça¤›r›yorlar kim varsa... “Büyükler” ç›k›yorkarfl›m›z›. Amac›m›z› anlat›yoruz, etkinli¤imize ça¤›r›yoruz.. Ve sadece büyüklerindünyas›nda olan ve küçüklerin hiç anlam veremedi¤i hüzün ve serzenifl dolucümlelerle karfl›lafl›yoruz:“Pazar günü mü? Ama ben pazar günleri de çal›fl›yorum!”

“Bilmem ki eflim ne der?”“Tabii ki biz de çal›flmalar›n bir parças› olmak isteriz, ama zaman›m›z yok...”Bu cümleler flafl›rtm›yor bizi. ‹nsan›n insana köle yap›ld›¤› sömürücü sistemde bu cümlelerin as›l

kayna¤›n›n kapitalizm oldu¤unu biliyoruz.Ya küçükler... Kap›y› açanlar ya da kap› aç›ld›ktan sonra kap›ya hücum edenler... Biz fliir, tiyatro, müzik

dedikçe gözleri ›fl›l ›fl›l parlayanlar...“Anne gidelim ne olur!”“Anne benim param var” diyenler...“Tiyatroyu biliyor musun sen?” “Evet okulda gördüm. Hani flöyle flöyle hareket ediyorlar.” (Ellerini

kollar›n› oynat›p gülümsüyor.)Kap›y› çal›yoruz, 7-8 yafllar›nda küçük bir arkadafl ç›k›yor karfl›m›za. Ad›n› konufltukça ö¤reniyoruz...

Ali’nin anne ve babas› evde yok. “Mahallemizde yeni bir dernek aç›ld› biliyor musun?” “Biliyorum, Çaml›kuleKültür-Sanat ve Dayan›flma Derne¤i” diyor. Bafl›n› okfluyoruz Ali’nin. Yüzümüzde bir tebessüm olufluyor. Alibeni flafl›rt›yor; aç›l›fl etkinli¤inde bir de fliir okuyor. fiaflk›nl›¤›m Ali fliirini okudu¤unda “umut budur iflte” diyedüflünürken geçiyor. Masama yönelirken “Daha ölmedi çocuklar... Ölmeyecek” diye tekrarlan›yor sözcüklerdudaklar›mda, beynimde, yüre¤imde...‹nan›yorum ki Çaml›kule emekçi halk› Ali’nin okudu¤u fliirdeki umudu ve inanc› kuflanarak Çaml›kule

Kültür-Sanat ve Dayan›flma Derne¤i arac›l›¤› ile yoksullu¤a, yozlaflmaya, yabanc›laflt›rmaya ve geleceksizli¤emeydan okuyacak.

Ege Üniversitesi’nden bir Ekim Gençli¤i okuru

“Daha ölmediçocuklar...

ÖÖllmmeeyyeecceekk””58

Mücadele

mektuplar›

Page 59: EG 92. sayı

59

En son ne zamanbakt›n›z ac›ya, en sonne zaman dokundunuz?Bilir misiniz ac›larnerede birikir? Nas›lkorkar bir çift göz?Tecavüzü, bir insan›n

bir sahibi olmas›n›, ölümüözlemeyi, yok edilmeyianlayabilir misiniz?Soyunuzun suçlusay›lmas›na katlan›rm›s›n›z? Süngüyle, iflkencearas›nda seçim yapt›n›z m›?Yollar ve yok olufl hangitarih tart›flmas›n›n konususay›l›r?

Foto¤raf Türkiye’den...Tan›mazs›n›z onu. Ad›kay›t alt›ndad›r gerçi, amatan›man›za gerek yoktur. Oyok edilen soyundan artakalan ve kelimenin tamanlam›yla arta kalan birErmeni kad›n›. Yollarasürülen ve yok edilmeleriicap etti¤i buyurulanlardan.Onu kurtaran Türkailesinde köle. Evin efendisiiflkence ile tecavüz etmifl ve

kurtuldu¤unda hamileymifl.Sonras›n› bilmiyoruz. Bilmek gerekmiyor da. Ac› y›ld›rabilir mi t›marhane

radyolar›n›… fiimdi tarihçiler tart›fls›n, siyaset sussun deniyor da. Gerçekten bu tarih

tart›fl›labilir mi? Onun ac›lar› orada dururken tarih tart›flmas› nedir? Kardefller, Bak›n ac›ya, dokunun, onu yaral› aln›ndan öpün ve deyin kardeflli¤inizi:Bir memleketteniz biz. Sana çektirenlerden biz de çekeriz. O ac›larla soyumuz

da birdir Elousa. Ve silinmese de sana yap›lanlar, torunlar›n s›n›r›n kalkt›¤›n›görecekler, sana tecavüz edilen evde toplan›p birlikte iki dilden türküsöyleyecekler.

Çekilen ac›lara verilmifl sözümüz olsun bu...

AAcc››yyaabbaakkmmaakk.. .. ..

Page 60: EG 92. sayı