52
Sayı·No: 1 Yıl - Jahr: 1 Kasım - Nov. 2012 Verein unabhängiger Industrieller und Unternehmer e.V Müstakil Sanayici ve İşadamlari Derneği - Berlin MÜSİAD Berlin: „Biz Farklıyız“ 9. Genel Kurul‘da Buluşuyoruz TOBB Buluşturdu: Türkçe Konuşan Girşimciler Wiesenhütter: Die Türkei wird unterschätzt BERLİN MÜSİAD Bekir Bozdağ: Avrupa‘daki gururumuzsunuz Prof. Dr. İskender Pala: Kütürünüzü korumalısınız masa üstü dosya sektörler run bak kaydet

Ekonomie Nr.1 - Ausgabe November 2012

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Sayı·No: 1

Yıl

- Ja

hr:

1

Kas

ım -

No

v. 2

01

2

Verein unabhängiger Industrieller und Unternehmer e.VMüstakil Sanayici ve İşadamlari Derneği - Berlin

MÜSİAD Berlin:„Biz Farklıyız“

9. Genel Kurul‘da Buluşuyoruz

TOBB Buluşturdu:

Türkçe Konuşan Girşimciler

Wiesenhütter:

Die Türkei wird unterschätzt

BERLİNMÜSİAD

Bekir Bozdağ:

Avrupa‘daki gururumuzsunuz

Prof. Dr. İskender Pala:

Kütürünüzükorumalısınız

masa üstü dosya

sektörler

run bak kaydet

Herausgeber: MÜSİAD Berlin · Verein

unabhängiger Industrieller und Unter-

nehmer e.V. · Adresse: Ansbacherstr. 5,

10787 Berlin · Tel.: +49 (0) 30 685 985

98 · Fax: +49 (0) 30 685 985 99 · www.

muesiad-berlin.de · Der redaktionelle

Ansprechspartner: Generalsekretär: Mu-

zaffer Türk · Redaktionelle Vorbereitung:

Ajans b & İdea Crossmedia · Gestaltung &

Grafik: İdea Crossmedia · Foto: İdea Cross-

media & Ajans b · Redaktionsanschrift:

Ansbacherstr. 5 · 10787 Berlin · Vereins-

register Berlin-Charlottenburg · Reg. Nr.

VR14856 B · Anzeigen: Hakan Yazanel ·

Telofon: + 49 177 835 63 02 · E-Mail:

[email protected] · Concept

Medienhaus GmbH

„editörHer başlangıç heyecan, coşku ve duygu dolu bir tecrübedir. Karşını-za çıktığımız bu dergi çalışması he-yecanını sürekli tazeleyen, heya-canına heyecan katan ve coşkuyla yayınına devam eden bir çalışma olacaktır. Bu çalışmamızda profes-yonelliği yakalama gayreti ile ola-ğanüstü bir coşku ile çalıştık.

Dergimizde, toplumumuzun ya-kından tanıdığı kişiliklere, sektör-lerimizin faaliyetleri ile ilgili ha-berlere, Berlin, Almanya ve Dün-ya ekonomisinden haberlere, ma-kalelere yer verdik. Bundan sonra-ki sayılarımızda da benzer konula-ra ve sizlerden haberlere yer vere-ceğiz. Dergimiz her zaman yenilik-lere açık olacak, sizlerin önerile-ri mutlaka dikkate alınacaktır. Her sayımızda başarılı ve sıradışı üye-lerimize yer vereceğiz.

Bu ilk sayıdaki sıcaklık ve samimi-yetimizi hiç kaybetmeden bundan sonraki sayılarımıza da aktaraca-ğız. Zevkle okuyacağınız bir çalış-ma olmasını diliyorum. Selam ve muhabbetlelerimi iletiyorum...

Muzaffer Türk

Nail Olpak: Başarımız Ortak

Veli Karakaya: Okurlara hitap „Dergimiz ëkonomie“

Das LOGO: Önder Coştan

MÜSİAD Berlin‘den haberler, faaliyetler,

MÜSİAD Berlin‘in TOBB ve Türkiye ziyaretleri

Önder Coştan: Die protestantische Ethik und der Geist des Kapita-lismus / Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu

MÜSİAD Berlin‘in 14. MUSİAD Uluslararası Fuar izlenimleri.

04

k ü n y e | i m p r e s s u m

İÇERİKİNHALT

MÜSİAD 9. GENEL KURUL’A HAZIR. 24 Kasım 2012 tarihinde 9. kez yapılacak olan Genel Kurul’un hedefi üç keli-mede saklı: Kişisel, kurumsal ve top-lumsal gelişim. Çünkü MÜSİAD Berlin çok farklı...

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ MÜSİAD Berlin üyeleri ve ekonomie okurları için kaleme aldı: „Başarılarınızla Gurur Duyuyoruz“

Wir müssen alle Offenheit zeigen und ehrlich sein. Und wir müssen uns engagieren. Wenn ich in Istanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist.

İN ZWEİ SPRACHEN: Berlin Büyükelçisi H. Avni Karslıoğlu ile uzun soluklu ve doyurucu bir rö-portaj yaptık. Wir haben mit dem tür-kischen Botschafler ein tiefgehendes İnterview durchgeführt.

14

28

22

24

05

06

07

16

20

21

26

41

50

42

12

Berlin Büyükelçiliği‘ne Muhteşem Elçilik

Portre: Nihat Sorgeç

MÜSİAD Berlin‘in sekötör kurlları‘ndan haberler

Run Bak‘lar şimdi geliyor: BAK 07

MÜSİAD Berlin Esnaf ve Zanaatkarlar Kurulu oluşturuluyor.

48

MÜSİAD Berlin‘in Ustalık Belgesi Başarısı

Kültür: Prof. Dr. İskender Pala 38

4ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

n a i l o l p a kM Ü S İ A D G e n e l B a ş k a n ı

‚Başarılar, senele-

rin çabu-cak geçmesi, karşılaşılan zorlukla-rı ve engelleri aşmak için gösterilen fedakarlıkları, gayretleri unutturma-malı.

MÜSİAD’ın başarısıyla Türkiye’nin ti-cari ve ekonomik alanda elde ettiği büyük gelişme arasında mutlaka bir bağ var. MÜSİAD üyeleri, MÜSİAD’ın yurt içi ve yurt dışındaki şubeleri de bu başarı hikayesinde büyük pay sa-hibidir.

Gurbetçi olarak Almanya’ya giden kardeşlerimizin Türkiye’de düzenle-nen uluslararası bir fuara, işadamı ve yatırımcı olarak katılmaları, birlik-te iş yaptıkları Avrupalı iş adamları-nı portföylerinde buraya taşımaları, gurbetci hemşerilerimizin nereden nereye geldiğinin en açık ifadesi as-lında. Tıpkı önsözünü yazma mutlu-luğuna eriştiğim ËKONOMIE dergi-sinin bir gurur kaynağı olarak göğsü-müzü kabartması gibi Almanya’ da bizi başarıyla temsil eden MÜSİAD Berlin‘in da başarılı faaliyetleri bizle-ri fazlasıyla sevindirmektedir.

MÜSİAD olarak ülkemizin sahip ol-

duğu büyük potansiyele inanarak

çıktığımız yolda, Türkiye’nin ilerle-

mesi adına tam 22 yıldır aralıksız

çalışıyoruz. Günden güne büyüyor,

Türkiye’nin ve dünyanın her köşe-

sine ulaşıyoruz. MÜSİAD çatısı al-

tında toplanan işadamlarına, özgü-

ven, vizyon, yeni pazarlar kazandır-

Başarımız ortak

MÜSİAD Berlin ekibini, EKONOMIE

Dergisi başta olmak üzere yaptığı güzel ve başarılı çalışmalardan

dolayı ayrıca kutluyorum.

TAKDİM

dığımız gibi, onların Türkiye ekono-misine daha fazla katkı sağlamala-rına imkan oluşturuyoruz. Bugün ne mutlu bize ki, MÜSİAD üyeleri, ülke-mizin toplam ihracatının %15’ini ger-çekleştiriyor, milli gelirimize 100 mil-yar doların üzerinde katkı sağlıyor, 1 milyondan fazla çalışan istihdam ediyor.

Yurtdışında MÜSİAD çatısı altındaki üyelerimizin de yaşadıkları ülke eko-nomilerine yaptıkları böylesi kaza-nımlar ve katkılar asla gözardı edi-lemez. Zira erdemli işadamlarımız MÜSİAD ailesinin ve Türkiye’nin elçi-leridirler.

Uluslararası MÜSİAD Fuarı’na ge-rek katılımcı gerekse ziyaretçi bakı-mından rekor sayıda iştirakin olma-sı ve aynı zamanda katılımcı ve ziya-retçi sayısının her geçen gün katla-narak artması kadar, MÜSİAD Berlin üyeleri gibi her ülke ve şehirden ge-len işadamlarımızı da aramızda gör-mekten gerçekten büyük mutluluk duyuyoruz.

Son olarak, yakından takip ettiğimiz MÜSİAD Berlin ekibinin bugüne ka-dar yaptıkları , yapacaklarının temi-natıdır temennisiyle Ëkonomie der-gisi başta olmak üzere yaptıkları ba-şarılı çalışmalardan dolayı kendileri-ni kutlarım.

MÜSİAD Berlin ekibini, ËKONOMIE Dergisi başta olmak üzere yaptığı güzel ve başarılı çalışmalardan dola-yı ayrıca kutluyorum.

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 15

Çok kıymetli okurlarım,

MÜSİAD Berlin Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizleri canı gönül-den selamlıyorum.

Sizlere ëkonomie dergisi ile MÜ-SİAD Berlin’in yeni bir hizmetini sunmaktan son derece mutluluk duyuyorum. Toplumsal sorumlu-luğunu sürekli artıran bir dernek olarak ekonomi alanında çift dilde bir derginin eksikliğini fark ederek bu hizmeti sizlere sunmayı karar-laştırdık. ëkonomie dergisi bu açı-dan hem sizlerin hem de MÜSİAD Berlin’in topluma açılan bir pence-resi olacaktır.

İlk sayısını elinde tuttuğunuz der-gimizi kısaca şöyle tanımlayabili-riz:

ëkonomie Türkçe ve Almanca ola-rak yayınlanan MÜSİAD Berlin dergisidir. Üç ayda bir yayınlana-cak olan dergi ekonomik alanda olduğu gibi siyasi, sosyal ve baş-ka alanlarda da önemli çalışmalar-la hizmetinizde olacaktır. Bunun haricinde tüm okurlarını MÜSİAD Berlin’in aktüel organizasyonların-dan ve önemli gelişmelerden ha-berdar edecektir.

Üyeler arası ve bütün kooperas-yon ortaklarımızla diyaloğu da ar-tırarak dostluklarımızı ve ticari iliş-kilerimizi derinleştirip pekiştire-cektir. İlgili okurların yanısıra bü-tün önemli ticari ve ekonomi ala-nındaki kurum ve kuruluşlara eri-şecek olan dergimiz bilhassa Türk toplumunun ekonomi hayatına ışık tutacaktır. Kaliteli ve sorumlu medya anlayışı ile ëkonomie sade-ce Almanya’da değil Türkiye’de de önemli resmi ve sivil alandaki ku-rum ve kuruluşlara dağıtılacaktır.

Derginin genel felsefesi bağımsız-lık, şeffaflık, dürüstlük ve açıklıktır. Bu çerçevede ekonomie MÜSİAD Berlin’in dünyaya açılan pencere-si olacaktır.

Bu dergimizin hayırlara vesile ol-ması temennisiyle siz saygıdeğer okurlarımı ve dostlarımı en içten dileklerimle selamlıyorum.

Sehr geehrte Leserinnen und Leser,

Als Vorstandsvorsitzender von Müsiad Berlin e. V. begrü-

ße ich Sie alle recht herzlich,

Ich freue mich außerordentlich, Ih-nen mit ëkonomie einen weiteren, wichtigen Dienst von Müsiad Berlin vorstellen zu dürfen. Als ein Verein, der zunehmend seine gesellschaft-liche Verantwortung erweitert, haben wir festgestellt, dass es an einem wirtschaftspolitischen Print-medium mangelt, das bilingual in türkischer und deutscher Sprache veröffentlicht wird.

Wir wissen alle um die Wichtigkeit von schnellen, verlässlichen und kompetenten Informationen. Des-halb möchten wir mit „Ekonomie“ zu unseren unzähligen Dienstleis-tungen eine Besondere hinzufü-gen. Außerdem wird ëkonomie als Sprachrohr für unsere Publikationen und Stellungnahmen ein wichtiges Medium sein.

Ein Kurzprofil der Zeitschrift, des-sen erste Ausgabe Sie gerade in Händen halten, könnte wie folgt aussehen:

ëkonomie ist die türkisch-deutsch-sprachige Vereinszeitschrift von Müsiad Berlin e. V. In Berlin und Brandenburg.

Als ein Wirtschaftsmagazin, das quartalsweise erscheint, erörtert, diskutiert und analysiert ëkonomie Themen zur Wirtschaft, zur Politik und weiteren gesellschaftlichen Be-reichen.

Darüber hinaus berichtet die Zeit-schrift zu aktuellen Ereignissen und Veranstaltungen von Müsiad Ber-lin, sowie seinem weitreichenden Netzwerk. Eine wichtige Rolle über-nimmt ëkonomie auch als Mediator und Multiplikator für seine Mitglie-der und Kooperationspartner. Mit relevanten Beiträgen, Reportagen, Inseraten und Interviews über-nimmt ëkonomie hierbei eine we-sentliche Funktion als Austausch- und Informationsplattform.

Die Zeitschrift erreicht neben allen interessierten Lesern zahlreiche wichtige Wirtschafts- und sozioöko-nomischen Vertreter und Institutio-nen insbesondere der türkischstäm-migen Community.

Maßgebend für ëkonomie ist Qua-litätsjournalismus: gründlich re-cherchiert, verständlich verfasst, zeitgemäß und professionell im hochwertigen Offsetdruck gestaltet widmet sich ëkonomie seiner gesell-schaftlichen medialen Verantwor-tung. Mit einer Auflage von 2000 Exemplaren wird ëkonomie neben unseren Mitgliedern regional, natio-nal und mit der Türkei auch bilateral wichtige staatliche und nichtstaat-liche Wirtschaftsorganisationen er-reichen.

Wesentliche Leitmotive für ëkonomie sind ihre Unabhängigkeit, Offenheit, Klarheit und Kritikfähig-keit.

In Zuversicht, dass Ihnen ëkonomie gefällt, verbleibe ich mit herzlichen Grüßen.

v e l i k a r a k a y a

M Ü S İ A D B e r l i n B a ş k a n ı

TAKDİMGRUßWORT

„Wesentliche Leitmotive für ëkonomie sind ihre Unab-hängigkeit, Offenheit, Klar-heit und Kritikfähigkeit.“

Vorstandsvorsitzender von Müsiad Berlin e. V.

THEMA

6ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

‚Als eine Plattform zur Dar-

stellung von MÜSIAD Ber-lin wird Ekonomie in nächster Zeit diverse Standpunkte und Stellung-nahmen mit Ihnen teilen.

In unserer ersten Ausgabe möchte ich Ihnen das MÜSIAD Symbol er-läutern.

In unserem Logo sind zunächst die

einzelnen Elemente zu benennen.

Man sieht ein Zahnrad als Rahmung,

in der Mitte eine menschliche Per-

son, die ihre Arme mit dem Zahnrad

verbindet und eine Flamme die den

Kopf des Menschen darstellt.

Das Zahnrad ist seit der Industria-

lisierung ein beliebtes Symbol für

Arbeit, Fortschritt und Produktivi-

tät. Es steht zudem für Dynamik

und den Antrieb eines Prozesses,

indem er durch seine Verzahnung

mit anderen Zahnrädern in einan-

der greift und einen Mechanismus

vorantreibt. Auch für MÜSIAD Ber-

lin steht das Zahnrad für Produkti-

vität, Arbeit, Innovation, Dynamik

und Fortschritt. Es soll den Fleiß,

den Eifer und die Strebsamkeit dar-

stellen, mit der wir Menschen für

eine bessere Zukunft arbeiten müs-

sen. Entsprechend steht es für die Ablehnung von Faulheit, Lethargie und Trägheit. Im Fokus steht dabei der Fortschritt, der eben durch die-se Dynamik und den Fleiß erreicht wird, um den Menschen mehr Wohl-stand und Glück zu ermöglichen. Allerdings hängt das Glück des Individuums dabei in direktem Zu-sammenhang vom Glück der Gesell-schaft ab, in dem es lebt.

Der Mensch in der Mitte verschmilzt mit diesem Zahnrad zu einer Ein-

heit. Das steht für die Synthese des Menschen und seiner Arbeit. Dabei soll weder der Mensch noch das Zahnrad seine optimale Leistungs-fähigkeit einbüßen. Es handelt sich um das perfekte Gleichgewicht zwi-schen beiden Einheiten und ihres Zusammenwirkens, ganz im Sinne der Ideale von MÜSIAD Berlin. Es soll zudem das Ziel darstellen, dass Strebsamkeit eine Berufung für uns Menschen ist, sowohl materiell als auch ideell. Der Mensch soll in sei-nem Streben jeden Tag einen Fort-schritt erzielen. Ein Tag, auf dem gleichen Stand des Vortages zählt demnach als ein Verlust für den Menschen. Er ist Initiator und trägt als ehrwürdiges Geschöpf die Ver-antwortung für seine Strebsamkeit. Die Flamme ist ein sehr wichtiges Element.

Als Symbol des Verstandes und

der Erleuchtung verweist es in un-

serem Logo auf den Einsatz des

Menschen und seiner Arbeit im

Sinne seiner Verantwortung zum

gesellschaftlichen Wohl. Es sym-

bolisiert die Grundphilosophie von

MÜSIAD. Seine Strebsamkeit soll

der Mensch nicht nur zu persönli-

chen Zwecken einsetzen. Nur sei-

ne Rücksicht und sein Mitgefühl

für seine Mitmenschen können ihm

nämlich auf Dauer seinen Seelen-

frieden gewährleisten. Er soll sich

seiner Verpflichtungen seinen Mit-

menschen gegenüber bewusst sein

und entsprechend handeln. Deshalb

ist das gemeinsam erreichbare Ziel

der Glückseligkeit abhängig von der

gegenseitigen Verantwortung der

Menschen zueinander. Das richtige

Gleichgewicht zwischen individuel-

len Zielen, wirtschaftlichem Erfolg

und der sozialen Verantwortung je-

des Menschen ist der Schlüssel zum

gemeinsamen Glück und Erfolg. Die-

se Erkenntnis wird durch die Flam-

me symbolisiert.

DASLOGO

Der Mensch in der Mitte verschmilzt mit diesem Zahnrad zu einer Einheit. Das steht für die Synthese des Menschen und seiner Arbeit. Dabei soll weder der Mensch noch das Zahnrad seine optima-le Leistungsfähigkeit einbüßen.

s c h a u f e n s t e rvon ö n d e r c o ş t a n

PANORAMA

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 17

Kurban Bayramı vesilesi ile MÜSİAD Berlin kurban daveti verdi. Dernek merkezinde gerçekleştirilen progra-ma, Berlin’li işadamlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basın mensupları ve bir çok davetli iştirak etti.

MÜSİAD Berlin adına bir se-lamlama konuşması yapan Ge-nel Sekreter Muzaffer Türk, dini bayramların toplumun sosyal do-kusunu güçlendirdiğini söyledi. Berlin’de de geleneksel hale gelen bayramlaşmanın her geçen sene farklı bir çoşku ile kutlandığı ve se-vincinin arttığını belirtti. Daha sonra kürsüye gelen Başkan Veli Karaka-ya, bayramlarda insanların birbirini

sevindirdiklerini, birbirlerinin sevinç-lerini çoğalttıklarını hatırlattı. Da-vetlilere bir şiirle hitap eden Kara-kaya daha sonra „Bayramlar sadece değerlerin korunduğu değil, yarınlara taşındığı, yoksulun ve varlıklının bir-birini anladığı ve yakınlaştığı anlamlı anların yaşandığı kutsal günler-dir“ dedi. Konuşmaların ardından katılımcılara kurban eti ile birlikte ikramda bulunuldu.

MÜSİAD BAYRAM DAVETİ VERDİ

MÜSIAD Berlin sektör kurulları kadar önemli bir işe daha imza atarak Bayan-lar Kurulu‘nu da oluşturdu. MÜSİAD Berlin üyesi işkadınları ve bayanların insiyatifi ile kurulan MÜSİAD Berlin Bayanlar Platformu’nda bir araya gelen hanımlar, iş hayatından aile hayatına kadar, kadınların toplumsal rollerini çalışmalarının temeli olarak belirlediler.

Aralarında güzellik uzmanı, doktor, avukat, öğretmen, sigortacı, işletmeci gibi çeşitli meslek kollarından, birçok kadın girişimci ve sosyal aktivist kadın iş dışında sosyal sorumluluk olarak da eğitim konusunda çalışamalar yapıyor. Çeşitli aralıklarla bir araya gelen MÜSİAD Berlinli kadınların bundan sonraki dönemde geleneksel kahvaltı buluşmaları yanında sosyal ve kültürel aktivitelere de yön vermeyi planlıyor.

BAYANLAR KURULU: HEDEF EĞİTİM

MÜSİAD Berlin Hizmet Sek-tör Kurulu, Ömer Başkan başkanlığında bir heyetle bir dizi görüşmelerde bulunmak ve çeşitli projeler gerçekleştirmek üzere İstanbul’daydı.

İstanbul’da ilk olarak MÜSİAD Genel Merkezi’ni ziyaret eden Kurul sırasıyla İstanbul Ticaret Odası ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda görüşmeler yaptı. Heyet, DEİK ile Berlin’de ortak bir proje gerçekleştirmek ve projede DEIK Avrupa Komitesi ile çalışma yapmak hususunda mutabakata vardı.

HSK İSTANBUL‘DA

m ü s i a d b e r l i nh a b e r l e r

PANORAMA

8ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

‚ Yeni Nijerya

Büyükelçisi olan Başkonsolos Mustafa

Pulat‘a veda duygusal bir atmosferde

gerçekleşti.

MÜSİAD Berlin Başkonsolos Musta-fa Pulat’a bir veda daveti düzenledi. Berlin’de görev süresi yakında sona ererek Nijerya Büyükelçisi olarak bu ülkeye gidecek olan T.C. Berlin Baş-konsolosu Pulat onuruna verilen da-vette kendisine ve ailesine gösteri-len misafirperverlik için Berlinlilere teşekkür etti.

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karaka-ya Türk toplumuna Berlin’de yapmış olduğu katkıdan dolayı Başkonsolos Mustafa Pulat’a teşekkür ederken, Mustafa Pulat’ın görev alanı dışında da bu toplumun sorunları ile hemhal olduğunu belirtti. Karakaya Başkon-solos Mustafa Pulat’a hitaben „Tüm sivil toplum kurumlarına eşit mesa-fede ve kucaklayıcı tutumunun STK ların çalışmalarına pozitif katkı yap-mıştır“ dedi. Karakaya Pulat’ın hiç kimseyi ötekileştirmeden çok hiz-metler verdiğini bu bayrağın bundan sonra da daha ileri taşınmasını ve ör-nek olmasını ümit ettiklerini söyledi.

Berlin Büyükelçiliği Çalışma Müşavi-ri Ahmet Nazif Garipağaoğlu da gö-rev süresinin dolması nedeniyle bir veda konuşması yaptı. Bu konuş-manın ardından kürsüye gelen Ber-lin Başkonsolosu Mustafa Pulat ise, hazırladıkları bu program olmak üze-re görev süresince yapmış oldukları çalışmalardan dolayı MÜSİAD Ber-lin yöneticilerine teşekkür etti. Yeni görev yeri olan Nijerya’ya da tüm iş-verenleri yatırım yapmak üzere da-vet etti. Program sonunda Veli Kara-

kaya Berlin hatırası olarak, Berlin’in simgesi Buddy Bär hediye etti.

Pulat daha sonra gazetecilerin bazı sorularına verdiği cevapta Alman Sosyal Demokrat Parti Merkezi’nde düzenlenen ve Türk kökenli Alman siyasetçi Aydan Özoğuz’un „iki dilli-lik bir kazançtır“ sözlerinin salonda büyük çoğunluk tarafından protes-to edilip yuhalanmasına üzüldüğü-nü söyledi. Pulat „Belli ki bizim Al-man kamuoyunda kazanmamız ge-reken bir kesim var. Bu dil konusun-da ciddi bir yanlış anlama var. Anadi-lini gençlerimiz kaybettiğinde bu Al-manya için de bir kayıp olur. Bu konu belli bir ölçüde siyasileşmiş bir konu, sabır göstermek ve talepleri en uy-gun çerçevede dile getirmek gerekir“ şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine gençlerin meslek, eğitim ve iş konularında kazanılma-ları için çok çalıştıklarını ancak iste-nilen mesafenin alınamadığını söyle-yen Pulat, ailelerin bu konuda daha çok çaba sarfetmesini istedi. Pulat Anadil eğitimi konusunda da toplum-dan talep gelmeden çabaların yeter-siz kaldığını hatırlatarak toplumun anadilin öğretilmesi konusunda Al-man makamlarından talepte bulun-ması mesajını verdi. Halen Berlin’de 49 öğretmenle 4 bin çocuğa ana dil dersi vermeye çalıştıklarını söyele-yen Pulat, Alman makamları ve aile-lerin de bu eksikliklerde payı olduğu-nun altını çizdi.

Başkonsolos’a Duygusal Veda...Mustafa Pulat yapmış

oldukları çalışmalardan dolayı MÜSİAD

Berlin yöneticilerine teşekkür etti. Yeni görev yeri olan Nijerya’ya da tüm işverenleri yatırım

yapmak üzere davet etti.

Mustafa PULAT

PANORAMA

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 19

MÜSİAD Berlin ve BWK nın ortak çalışması ile ‘’Girişimcilik Semine-ri’’ MÜSİAD Berlin’de gerçekleştiril-di. Bu seminer çerçevesinde katılım-cılara girişimcilikte gerekli olan te-mel bilgiler ve önemli ipuçları verilir-ken, ticaret ve şirket yönetimi konu-ları ele alınarak bilgilendirme yapıl-dı. Bu sayede katılımcılar başarılı bir işadamının hangi karekteristik özel-liklere sahip olması gerektiği bilgisi-ni aldılar.

25 Genç tarafından ilgi ile izlenen seminer MÜSİAD Berlin üyelerinden Mustafa Ünsal Yaşaryıldız planlama, organizasyon, bürokrasi, vergi, teş-vikler hususunda, Aziz Akseki sigor-talar husunda katılımcılara kapsamlı bir sunum yaparken Samet Aras ise iş tecrübelerini katılımcılarla paylaş-tı. Seminerin bir kısmını IBB ve Sena-to yetkilileri de izledi.

BWK ile Ortak Seminer

MÜSİAD Berlin Genel Sekreteri Mu-zaffer Türk girişimci adaylara, mu-hakkak girişimcilik konusunda eğitim almalarını, aldıkları bu eğitimler doğ-rultusunda hareket etmelerini tavsi-ye etti. Bu konuda da MÜSİAD Ber-lin olarak onlara destek vereceklerini bu tür seminerleri sürekli olarak ya-pacaklarını belirtti.

Genç MÜSİAD Başkanı Sinan İlhan ise MÜSİAD’ın gençlerimize girişim-cilik konusunda eğitim yıllarında ce-saret verdiğini, başarılı işadamları ile bir araya gelme imkanı elde ettikleri-ni belirtti.

Seminere katılan genç girişimci aday-ları, seminerin çok başarılı ve faydalı geçtiğini vurgulayarak, bu şekilde bi-linçli olarak iş hayatına atılmanın in-sanlara daha güven vereceğini belirt-tiler.

MÜSİAD Berlin Hukuk Sektör Kurulu Avrupalı Türk Avukatları Ağırladı

Kısa Adı E.A.T.L. (European Association of Turkish Lawyers) olan Avrupa Türk Avukatlar Birliği 2008 yılında Brüksel‘de kuruldu. 8 Avrupa Birliği ülkesinde Türkçe konuşan avukatları bir araya getiren dernek üyele-ri MÜSİAD Berlin’de buluştu. Buluşmada Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren hukukçuların bir araya getirilmesi ve ortak projeler gerçekleştirilmesi, AB kurumlarında lobi faaliyetlerinde bulunulması konu-sunda kararlar alındı.

Birlik Baskani Banu Kurtulan (Avusturya) ile birlikte, Nazmi Türkkol, (Hollanda) Dikmen

Yozgat,( Fransa) Gülcan Doyduk (Fransa) Yetkin Gecer, (Isvicre) Aysegül Dorken Shan-

kland, (Ingiltere) MÜSİAD Berlin’de olmaktan memnuniyet duyduklarını belirttiler. MÜSI-AD Berlin Hukuk Sektör Kurulu Baskani Akin

Hizarci da kurumsal çalışmaların daha da derinleştirileceği bilgisini verdi.

Müsiad Berlin sadece Genel Kurul‘dan Genel Kurul‘a, seçim-den seçime üyelerini çağıran bir örgütlenme değil. Hizmetleri sosyal aktivitelerle de sınırlı değil. Onların kapısını çalıyor, dertlerini dinliyor. Onlarla her yıl birden fazla buluşma gerçekleştirerek hedeflerine ortak olamalarını sağlıyor.

MÜSİAD Berlin bünyesinde bir bilgi bankası oluşturma çalışması da yapıyor. Bu çalışma kapsamında üyelerimize iş alanları, istihdam, eğtim, finans-man, reklam, toplumsal gerek-sinimler başta olmak üzere değişik konularda sorular yönel-terek bir veri tabanı oluşturuyor.

Başkanımız Veli Karakaya‘nın da özel talimatı ile üyeleri-mizle işyerlerinde, kapılarında görüşmeler yapıyor yüz yüze ve etkin bir ieltişim sağlamaya çalışıyoruz. Üyelerimizi işyerlerinde ziyaret edip hal ve hatırlarını soruyor, iletmek istedikleri konuları, fikir ve görüşlerini canlı olarak ilk elden öğreniyoruz.

Amacımız üyelerimizle bu birlikteliğin verimliliğini artırmaktır. Bu görüşmelerde üye bilgilerini güncelleme, yapılan ve planlanan faaliyetler hakkında üyelerimizi bilgilendir-me imkanımız oluyor. Ziya DOĞAN

ÜYELERİMİZİ YALNIZ BIRAKMIYORUZSeçimden seçime değil her zamanüyelerlerimizle ilteşim halinde olmayı hedefledik

m ü s i a d b e r l i n : h a b e r l e r

PANORAMA

10ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Berlin Tempelhof Havaalanı Hangar 2`de kapılarını yeni iş kuracaklara açan deGut’ta MÜSİAD Berlin ödül-lendirildi. deGut (Almanya Girişimci-ler Fuarı) kapsamında düzenlenen bir toplantıda MÜSİAD Berlin girişimci-lere desteğinden dolayı bir sertifika aldı.

Fuar’ın ilk gününde ise Berlin Eyale-ti Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Cor-nelia Yzer ile Brandenburg Ekono-mi Bakanı Ralf Cristoffers MÜSİ-AD Berlin stantına gelerek Türk giri-şimcilerin Berlin’de ekonomik hayata katkılarını övdüler.

Aralarında MÜSAİD Berlin ve BWK’nın (Bildungswerk in Kruez-berg) da bulunduğu derneklerin Ber-lin Yatırım Bankası ile ortaklaşa dü-zenledikleri seminerlerde daha önce 250 kişiye „girşimcilik kursu“ veril-mişti.

Almanya’nın en büyük girişmcilik fu-arında MÜSİAD Berlin’i Önder Coş-tan temsil etti. Coştan burada dü-zenlenen sertifika töreninde orada

MÜSİAD Berlin stan-

tına gelerek Türk gi-

rişimcilerin Berlin’de

ekonomik hayata kat-

kılarını övdüler.

MÜSİAD Berlin’e Teşekkür Sertifikası bulunan davetlilere hitaben bir ko-nuşma yaptı.

Fuar çerçevesinde düzenlenen prog-ramda davetli konuşmacılar Almanya ve Berlin’de giderek artan girişimcili-ği övdüler. Özellikle iki Almanya’nın birleşmesinden sonra her yıl artan yeni iş yeri sayısında Türk pasapor-tu taşıyanların oranının yüksekliği-ne dikkat çekilirken iş kurmada orta-

ya çıkan birçok sorun gündeme geti-rildi. Başarılı işverenlerin kendi dene-yimlerini paylaştığı toplantıda konu-şan MÜSİAD Berlin temsilcisi Önder Coştan „MÜSİAD Berlin olarak Ber-linli iş kruan ve krumak isteyen giri-şimcilere elimizden gelen katkıyı ver-mek istiyoruz. Riskleri azaltarak ba-şarıyı daha çok garantilemek müm-kün. Bu konuda kapımız herkese açık“ dedi.

Berlin Eyaleti Ekonomi ve Teknoloji Bakanı Cornelia Yzer, Brandenburg Ekonomi Bakanı Ralf Cristorfers ve BWK Müdürü Nihat Sorgeç Fuar’a katılan MÜSİAD Berlin stantını ziyaret ettiler. Ziyaretçilere Yavuz Uzunal ve İlker Sezgin eşlik etti.

PANORAMA

12ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Berlin‘de faaliyet gösteren Türk ta-mirhane sahipleri meslek odasına (Handwerkskammer) başvurarak belli şartları yerine getirmeleri halin-de istisnai ustalık belgelerini alabil-ecekler.

MÜSİAD Berlin nezdinde konu ile ilgili ayrıntılı çalışma yapan Musta-fa Tekoğlu ve Erol Ekmekçi hangi şartlarda bu istisnai ustalık belgesi-nin alınabileceğini ve hangi yollarla başvuru yapılabileceğine dair iş yeri açacakları bilgilendiriyor.

Halihazırda birçok usta, belgele-ri olmadığı için yanlarında yüksek ücretlerle usta çalıştırmaktalar. İstisnai ustalık belgesi ile başka ustaya gerek kalmadan kendi işletmelerini kendi adlarına açabil-ecek olan işverenler, konuya büyük ilgi göstermeye devam ediyor.

Konuyla ilgili olarak konuşan eko-nomi mühendisi Mustafa Tekoğlu, alınacak istisnai ustalık belgesinin çırak yetiştirmek dışında bir kişinin işletmesinde, araçların yürüyen ak-samlar dahil tüm tamir işlerini ya-pabileceklerini, kendi adlarına belli sınırlar dahilinde 2 işletme açabile-ceklerini vurguladı. Tekoğlu „Bu bel-geyi alan ustalarımızın kendilerine güveni gelecek, kazançları artırarak daha fazla istihdam sağlayacaklar, yeni gelişmeleri öğrenmeye heves-leri artacak“ dedi. MÜSİAD Berlin Genel sekreteri Muzaffer Türk de ko-

nuyla ilgili çalışmaların sürdüğünü, esnaf ve zanaatkarların MÜSİAD Berlin‘den usatlık belgesi konusun-da karşılıksız yardım alabildiklerini belirtti. Türk, ustalık belgesi alan işadamlarına MÜSİAD Akademi kapsamında kurslar vereceklerini söyledi. Ayrıca yapılacak sınav sonu-cunda istisnai ustalık belgesi hakkını kazanan işletmecilere MÜSİAD Ber-lin ve Handwerkskammer ortaklığı ile sertifika verdiklerinin de altını çizdi.

Bugüne kadar yapılan seminerle-re katılan işadamları ise yapılan

MÜSİAD Berlin‘in Ustalık Başarısı

İstisnai Ustalık Belgesi ile başka

ustaya gerek kalmadan kendi

işletmelerinizikendi adınıza açabilirsiniz.

çalışmalardan memnuniyetlerini dile getirerek, istisnai ustalık belgesi için MÜSİAD Berlin aracılığı ile karşılıksız başvurularını yapacaklarını belirtti-ler.

Leipzig Kararları doğrultusunda alınabilecek bu istisnai ustalık hakkı konusunda MÜSİAD Berlin, işletme sahiplerine danışmanlık ve başvuru konusunda yardımcı oluyor. Bu çalışmayı MÜSİAD Berlin‘de Ekonomi Mühendisi Mustafa Tekoğlu ve Erol Ekmekçi yürütüy-or. İşletmecilerin istisnai ustalık belgelerini almaları konusunda tüm aşamalarda MÜSİAD Berlin‘den yardım talep edebilirsiniz. Tamir-hane işletmecileri konu ile ilgili ayrıntılı bilgiyi MÜSİAD Berlin‘den her gün saat 09:00- 17:00 saatleri arasında alabilir ve İstisnai Ustalık Belgesi için kayıtlarını yaptırabilirler.

Hakan YAZANEL

PANORAMA

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 113

Birincilikler Peşinde:

Zafer BalıkçıZafer Balıkçı Almanya doğumlu Türklerden. Balıkçı Rizeli bir işçi ai-lesinin çocuğu olarak 1979 yılında Böbblingen’de doğmuş. MÜSİAD Berlin üyesi olan Balıkçı 1997 yılında oto mekaniker meseleğine başlamış ve 2001 yılında diplomasını almış.

Halen Ordensmeisterstraße 35 numaralı adreste faaliyet gösteren Optimal oto tamirhanesini işleten Zafer Balıkçı’nın basına da yansıyan önemli bir birinciliği var. HWK ve IHK Berlin tarafından verilen eğitimi tamamladıktan sonra usta olmaya hak kazanan Balıkçı tam 463 kişi arasında birincilik elde etti.

Zafer Balıkçı kendi alanında ’’Kraft-fahrzeugtechnikermeister‘‘ olarak en yüksek not olan 1’le mezun oldu.

Balıkçı henüz 24 yaşındayken de Pitstop’ta en genç şube müdürü olarak görev yaptı. Kısa bir dö-nem ATU’da da şube müdürü ola-rak çalışan Balıkçı şimdi kendine ait otomobil firması olan optimal’i işletiyor. Balıkçı MÜSİAD Berlin Eko-nomie dergisine yaptığı açıklamada „Bulunduğum her işin en iyisini yap-mak temel prensibim. Almanya’da doğan ve yaşayan bizlerin her alan-da en iyi olmak gibi bir zorunlulukları var“ dedi.

Balıkçı TÜV dahil, bir vasıta için gerekli tüm işleri en yeni teknolo-ji kullanarak yapan bir sistemde çalıştıklarını söyledi. Balıkçı „Başarı bir amaç değil, başarı çalışmakla ge-len bir sonuç. Başarı bekleyerek gel-miyor“ dedi.

Balıkçı her zaman ilklerin ve

en iyililerin adamı olmaya çalışmış

ve bunun meyvesi-ni de toplamış.

TypenoffeneKFZ-Meisterwerkstatt

Zafer BALIKCI(Kfz-Meister)İnhaber

Ordenmeisterstr. 30-3512099 Berlin

Tel.: 030 - 75 76 53 31Fax: 030 - 75 76 53 32email: [email protected]: www.werkstatt-optimal.de

Die schönste Sprache der WeltKarl Marx Str. 3, 12043 Berlin

Tel.: 030 620 084 84 - 85Fax: 030 620 084 86

EKONOMİ

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1 14

Würden Sie sich unseren Lesern bit-te kurz vorstellen?

Mein Name ist Christian Wiesenhüt-ter ich bin verheiratet und habe zwei Kinder. Zurzeit bin ich stellvertreten-der Hauptgeschäftsführer der IHK

Berlin.

Wie sehen Sie die Situation mig-rantischer Unternehmen in Deutsc-hland und in Berlin ?

Wir haben viele Kontakte zu türkisc-hen Einrichtungen und Unterneh-men und wir freuen uns, dass jetzt die TD IHK in Berlin ist. Eines unse-rer Ziele ist es an der Verflechtung

der deutsch-türkischen Wirtschaft-sbeziehungen mitzuwirken.

Die Türkei wird meiner Meinung nach völlig unterschätzt. Sowohl wirtschaftlich, als auch politisch als Stabilitätsfaktor der gesamten Regi-

on. Das Potenzial der Türkei in wirts-chaftlicher Sicht ist enorm. Schauen sie nur auf die außerordentlichen Wachstumsraten der letzten Jahre. Die Türkei ist aber nicht nur wirts-chaftlich zu einer Regionalmacht geworden. Es weiß beispielsweise kaum jemand, dass die THY die füh-rende Fluggesellschaft in Europa ist. Auch dass die preisgekrönten Ein-kaufscenter alle in Istanbul sind ist

den meisten nicht bewusst. Ich gla-ube, dass die Wichtigkeit und die Rolle und Funktion der Türkei völlig unterschätzt ist. In Deutschland haben wir ein zwe-igeteiltes Bild. Auf der einen Sei-te gibt es in der türkischen Com-

munity Menschen mit den höch-sten Bildungsstandards, Pro-fessoren, leitende Angestellte, Großunternehmer und weitere Top Leute und auf der anderen Seite gibt es eine Gruppe, die sich abgrenzt und Schwierigkeiten im Zugang zum Bildungs-und Arbeitsmarkt hat. Es gibt auch eine ungleiche Verteilung der türkischen Bürger auf die vers-chiedenen Bezirke in Berlin, womit

Die Türkei wird völlig unterschätzt

Wir müssen alle Offenheit zeigen und ehrlich sein. Und wir müssen uns en-

gagieren. Wenn ich in Istanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist.“

c h r i s t i a n w i e s e n h ü t t e rStellv. Hauptgeschäftsführer der IHK Berlin

IHK Berlin 2. Başkanı

EKONOMİ

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 115

‚sich bestimmte Probleme in einigen Bezirken konzentrieren. Hier sollten mehr Vorbilder und Erfolgsgeschich-ten präsentiert werden.

Wie erfolgte Ihre Bekanntschaft mit Müsiad Berlin und welchen Eindruck haben Sie von Müsiad Berlin gewon-nen?

Die Bekanntschaft erfolgte nach-dem uns türkischstämmige Unter-nehmer und Vertreter um eine Ar-beitsgruppe für türkische Unterneh-men bei der IHK baten. Damals kam der erste Kontakt zustande. In letz-ter Zeit beobachten wir, dass der Vorstand und die Vertreter Müsi-ad Berlins sehr aktiv sind. Das fre-ut uns sehr. Es fanden auch gegen-seitige Besuche statt, bei denen wir Kooperationsmöglichkeiten diskuti-ert haben. Wir haben uns mit Herr Karakaya und Herr Costan bei Müsi-ad und auch bei uns im Haus getrof-fen, zuletzt um weitere Ausbildung-smöglichkeiten zu besprechen.

Wir beglückwünschen Müsiad, den Vorstand und ihre Vertreter für ihre Tätigkeiten und Initiativen. Die Er-weiterung der Mitgliederzahlen, die Weiterentwicklung der Kontakte mit uns, besonders im Bereich der Bil-dung und Ausbildung, die Bemühun-gen im Bereich Praktikumsplätze und die beachtliche Ausweitung des gesellschaftlichen Netzwerkes und der Kontakte begrüßen wir natür-lich. Gerade erst sind wieder 25 Ju-gendliche in Ausbildungen der Mitg-liedsunternehmen von Müsiad Ber-lin vermittelt worden. Das zeigt, dass man etwas bewegen kann und nachhaltig etwas erreichen kann, wenn man es richtig anstellt. Müsi-ad veranstaltet ja auch Messen, Es wäre toll, wenn wir mal gemeinsam mit Müsiad und weiteren Verbänden die gesamte Breite migrantischer Unternehmen mit einer Spezialmes-se in die Öffentlichkeit tragen könn-ten. Die Türken machen längst nicht mehr nur Döner. Auch könnte eine solche Messe allen Jugendlichen ze-igen, dass Ausbildung und Bildung

tatsächlich etwas bewirken. Zudem hätte es eine Signalwirkung nach außen. Bisher machen die Verbände derartige Aktivitäten eher in ihre Communities hinein. Darüber hinaus wünschen wir uns, dass die türkisc-hen Unternehmen sich mehr im Be-

reich der Bildung und Schulen enga-gieren. Auch dazu gibt es Projekte der IHK, bei denen Müsiad als Ver-mittler eintreten kann.

Haben Sie noch eine abschließende Botschaft an unsere Leser?

Meine Botschaft richtet sich eigent-lich nicht nur an ihre Leser, son-dern an alle, egal welcher Hautfar-be, welcher Herkunft oder Religion. So wie es der Bundespräsident Ga-uck bereits gesagt hat: Wenn wir ein friedliches und erfolgreiches Zusam-menleben in Berlin nicht schaffen, wo dann? Berlin hat wirklich die bes-ten Voraussetzungen dafür.Wir müssen alle Offenheit zei-gen und ehrlich sein. Und wir müs-sen uns engagieren. Wenn ich in Is-tanbul leben würde, dann wäre mir nicht egal wie Istanbul ist. Ich wür-de unbedingt an der Gestaltung te-ilnehmen und mich engagieren. Also engagieren auch Sie sich in ihrer Ge-gend und in ihrer Stadt.

Die Türkei wird mei-ner Meinung nach völ-lig unterschätzt. So-wohl wirtschaftlich, als auch politisch als Stabilitätsfaktor der

gesamten Region.

MAKALE

16ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

‚Während der Kapi-talismus

in der zweiten Hälfte des 20. Jahr-hunderts eher einen politischen Machtblock in der bipolaren Welt repräsentierte, ist er seit dem Zu-sammenbruch der Sowjetunion zu seiner eigentlichen Bedeutung als Wirtschaftssystem zurückgelangt. Allerdings wurde der Kapitalismus seit jeher begleitet von zwei Diskus-sionssträngen. Einerseits von seiner Kritik und andererseits von der Fra-ge nach seiner Entstehung.

Wenn es um die Wurzeln des Kapi-talismus geht, werden immer wieder unterschiedliche Theorien aufge-führt, Das Bankenwesen in Italien, die klassenorientierte Perspektive nach Karl Marx oder die Industria-lisierung und ihre Entwicklungen in England gehören klassischen Erklärungsansätzen. Eine völlig neue Perspektive brachte der be-rühmte Soziologe Max Weber ein. Unter dem Titel „Die protestanti-sche Ethik und der Geist des Kapi-talismus“ entwickelte Weber eine Gesellschaftstheorie, nach der sich der moderne Kapitalismus im All-tag der Menschen als eine Kultur

mit einer methodisch-rationalen Lebensführung etablierte. Vor dem Hintergrund der Industrialisierung und Verstädterung als äußere Fakto-ren, gehört die religiöse Haltung der Menschen als innerer Faktor zu den Merkmalen, die gemeinsam für die Entstehung des Kapitalismus ver-antwortlich sind. Er ist davon über-zeugt, dass in Folge der speziellen Rationalisierung im Okzident ein be-stimmter Wirtschaftsethos entstan-den ist, der sowohl von den Unter-nehmern, als auch von den Arbeitern getragen wird. Die Wurzeln für diese Einstellung sieht er in der Religion, und zwar im Protestantismus, der hauptsächlich geprägt ist vom Calvi-nismus. Im Zentrum des Calvinismus steht dabei die Lehre von der Gna-denwahl, auch „Prädestinationsleh-re“ genannt. Demnach hat Gott das Schicksal aller Menschen unverän-derbar vorherbestimmt. Es ist jedoch zu Lebzeiten möglich, herauszufin-den, ob man zu den Auserwählten gehört. Als auserwählte gelten die-jenigen, die in ihren Lebzeiten einen Reichtum erwirtschaften können. Al-lerdings darf dieser Reichtum nicht bloß angehäuft werden. Das Kapi-tal des Unternehmers muss ständig

ö n d e r c o ş t a n

Die protestantische Ethik und der Geist

des Kapitalismus

Diese Gesinnung der Unternehmer, aber auch der Arbeiter sieht Weber als die geistige Grundlage für die Entstehung eines Wirtschafts-systems, das auf Ge-winnmaximierung und Leistung ausge-richtet ist und den modernen Kapitalis-mus hervorgebracht hat.

Sozialwissenschaftler

Referent des Vorstandsvorsitzenden

PANORAMAMAKALE

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 117

‚‚reinvestiert und profitabel angelegt

werden. Hierbei muss der Mensch auch seine Lebensführung nach dem Willen Gottes richten. Er ist ein fleißiger Ehrenmann, der aus der harten Lebensschule kommt, fleißig ist und sich in rastloser Arbeit befin-det. Er ist stets tüchtig, bescheiden und voller Hingabe zu seinem Beruf des Geldverdienens. Pünktlichkeit, Zuverlässigkeit, Tüchtigkeit, Fleiß und Kreditwürdigkeit sind Eigen-schaften, die den gottgefälligen Ge-schäftsmann ausmachen.

Sein oberstes Ziel ist es reich zu werden um sein Auserwähltsein zu erkennen.

Protz, Luxus, Faulheit und Müßig-keit sind dagegen sittlich verworfen. Auch die Hingabe zu Fleischeslust und die leichtsinnige Verschwen-dung von Zeit sind Anzeichen für die „Verdammten“. Diese Gesinnung der Unternehmer, aber auch der Arbeiter sieht Weber als die geis-tige Grundlage für die Entstehung eines Wirtschaftssystems, das auf Gewinnmaximierung und Leistung ausgerichtet ist und den modernen Kapitalismus hervorgebracht hat. Das Seelenheil wurde nicht mehr im Jenseits gesucht, sondern in dieser Welt, was auch als „Innerweltliche Askese“ bekannt ist.

Die Rationalisierung der praktischen Lebensführung mit seiner Organisa-tion der freien Arbeit auf der einen und der Geist des Kapitalismus auf der anderen Seite bilden für Weber somit die Grundpfeiler der moder-nen westeuropäischen Kultur. Aller-dings hat Max Weber für diese The-orie auch zahlreiche Kritik erhalten. Neben dem Vorwurf, dass er nur den europäischen Menschen eine ratio-nale Handlungsweise zuspricht und der sozialen Skrupellosigkeit des Systems, das Armut als selbstver-schuldet ansieht, war es vor allem

der sozialdarwinistische Charakter seiner Hypothesen, die seine Kri-tiker bewegte. Für Weber war aber abzusehen, dass der Kapitalismus eine Auslese der Tüchtigsten durch-führt und somit alle auf der Strecke bleiben, die sich dem System nicht anpassen. Auch war Weber davon überzeugt, dass sich der Kapitalis-mus seiner religiösen Wurzeln ent-ledigt, nachdem es sich einmal kul-turell etabliert hat.

Eine weitere Charakteristik des we-berianischen Kapitalismus ist, dass es eine Antwort auf Karl Marx dar-stellt. Marx behauptete: „Das Sein bestimmt das Bewusstsein“, doch Weber entgegnet mit seiner Theo-rie: „Das Bewusstsein bestimmt das Sein ebenso“

So schwierig auch die exakte Be-stimmung der Entstehungsgeschich-te des Kapitalismus ist, so hat sich dieses System doch weltweit durch-gesetzt und bestimmt unsere heuti-ge Welt. Auch hat sich der Kapitalis-mus bisher gegen alle Kritiken und Angriffe behauptet.

Es bleibt abzuwarten, welche sozia-len Phänomene zu einem Wandel in der globalen Wirtschaftswelt führen werden. Bis dahin werden wir sicher-lich noch Zeugen zahlreicher Finanz- und Wirtschaftskrisen. In Zeiten der Ignoranz für Massenarmut, milliar-denfachem Elend und der Vermark-tung jeglicher Produkte und Waren ist es nicht weiter verwunderlich, dass sogar Kriege rational als Ein-kommensquelle betrachtet werden. Wir dürfen nicht vergessen, dass die Einhundert mächtigsten Akteure der Welt zur Hälfte Staaten und zur an-deren Hälfte Konzerne sind.

Die Geschichte seiner Entstehung ist ungewiss, doch die Geschichte vom Ende des Kapitalismus wird si-cher niemals vergessen.

Die Rationalisierung der praktischen Le-bensführung mit sei-ner Organisation der freien Arbeit auf der einen und der Geist des Kapitalismus auf der anderen Seite bilden für Weber so-mit die Grundpfeiler der modernen west-europäischen Kul-tur.

So schwierig auch die exakte Bestim-mung der Entste-hungsgeschichte des Kapitalismus ist, so hat sich dieses Sys-tem doch weltweit durchgesetzt und bestimmt unsere heutige Welt.

MAKALE

18ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

20.yüzyılın sonlarına k a d a r

Kapitalizm, çift kutuplu dünyanın batı sistemini temsil etmekteydi. Sovyetler Birliği‘nin çökmesinden sonra tekrar ekonomik bağlamda kullanılmaya başlandı. Ancak ka-pitalizm ile ilgili süregelen iki soru vardır: Birincisi kapitalizmin eleştirilmesi, ikincisi de nasıl orta-ya çıkmış olmasıdır. Ortaya çıkışı ile ilgili İtalya‘da oluşan bankacılık sis-temi Karl Marx‘ın sınıflara ayrılmış toplum analizi veya İngiltere‘de sanayileşmeden sonra olan gelişimler sürekli dile getirilir.

Bunlara alternativ bir perspektifi ünlü Alman sosyolog Max Weber geliştirmiştir.

Protestan ahlâkı ve kapitalizmin ruhu adı altında geliştirdiği toplum teorisinde Weber, modern kapitaliz-min gelişmesinde dini inançların da temel bir rol oynadığını savunur. We-ber, Avrupa merkezli dünya görüşü ile Avrupa medeniyetinin eşsizliğini vurgulamış ve onun sahip olduğu özelliklerin başka hiçbir medeniyet-te bulunmadığını savunmuştur.

Weber‘e göre kapitalizmin oluş-masında iç ve dış faktörler belir-leyici rol oynar. İç faktör olarak dini inanç ve dış faktör olarak da sana- yileşme, kentselleşme ve bürokrasi-yi gösteren Weber, Avrupa‘ya has bir rasyonelleşme sürecinden bahseder. Bu süreç içinde bir ticari ahlâkın da gelistiğine inanan Weber, bu ahlâkın temelinin Protestanlıkta bulunduğuna inanır.

Ünlü sosyolog bu inancın içindeki

kapitalist ruhun da Calvinizm‘in merkezini teşkil eden seçilmişlik öğretisine dayandığını tez haline getirmiştir. Bu öğretiye göre Tanrı insanların hangisinin cennete ve hangisinin cehenneme gideceğini önceden belirlemiştir ve bu karar değişmezdir. Ancak insanların ha-yatta iken seçilmiş olup olmadığını öğrenme imkânı vardır. Eğer çalışarak zengin olabiliyorsa bir in-san bu onun cennetlik olduğunun bir göstergesi anlamına gelmektedir.

Ancak bu zenginlik sadece mal veya para biriktirmek anlamına gelme-mektedir. Buradaki kastedilen zen-ginlik akılcı olarak sermayeyi süre-kli yatırımlarla çalıştırarak parayı artırmak demektir. İnsan da bu süreç-te kendi yaşantısını belli bir şekle sokması gerekir. Cennetlik olan insan calışkan, mütevazı, dakik, sözünün eri ve kendini tamamen para bi-riktirmeye adamiş olması gerekir. En yüksek hedefi zengin olup tanrının rızasını kazanmış birisi olduğunu te-spit etmektir. Calvinizim‘de beden-sel zevk ve dünyevi mallara bağ-lılığa karşı, akılcı ve yararlı kazanç savunulmuştur.

Kazanılmış olanın tüketilerek kullanılmasına engel konulmuş, sermayenin üretken kullanımı sağlanmıştır. Daha çok üretim, ka-zanç, sermaye birikim ve yenilenen yatırım döngüsü desteklenmiş, tü-ketim yasaklanmıştır. Ahlaki ola-rak itiraz edilecek şey; mülkiye-tin sağladığı rahatlık, zenginliğin sağladığı tembellik ve hepsinden önemlisi “kutsal” yaşamı elde etme çabasından ayrılmaktır.

„Protestan Ahlâkı ve Kapitalizmin Ruhu“

Bu tutum hem işveren hem de işçiler için geçerlidir. Bu öğretiyle beraber ruh saadeti artık ahiret yerine bu dünyada aranmaktadır. Netice olarak kapitalizmin ruhu diye adlandırabileceğimiz bu inanç yapısı ve hür emeğin rasyonel ola-rak işletmelerdeki organizasyonu modern kapitalist kültürün belir-leyici unsurları olmuştur.

Weber bu teorisi için birçok bilim adamı tarafindan eleştirilmiştir. Sos-yal darvinist bir yaklaşımı içinde barındıran bu teori sadece Avrupalı insanların rasyonel ve akılcı olabileceği iddiasını taşımaktadır. Kapitalizmin sistem olarak yerleşmesinden sonra dinsel motif-lerden soyutlanarak devamlılığını sürdüreceğine inanan Weber kısmen haklı çıkmıştır. Aynı zamanda Weber, bu teori ile Marks’ın tarihsel mater-yalizm anlayışını reddetmiş olur ve Marks`ın tezini adeta şu şekilde karşılamış olur: Maddi dünyamızın düşünce dünyamızı belirlediği ka-dar manevi dünyamız da bir o kadar maddi dünyamızı belirler.

Tarihde ortaya çıkışı kesin olarak belirlenemese de günümüzde ka-pitalizm bütün dünyada hegemon- yasını sürdürmektedir. Lüks içinde yaşayan bir grup insan rant için gıda ürünlerini denizlere dökerken öte yandan milyarlarca insan açlık ve sefillik içinde yaşamlarını sürdür-mektedirler.

Netice olarak kapitalizmin ortaya çıkışında nasıl dinsel motifler rol oynadıysa muhtemelen çöküşünde de dini inançlar belirleyici olacaktır.

ö n d e r c o ş t a n sosyalbilimcim üs i a d b e r l i n b a ş k a n d a n ı ş m a n ı

GÜNDEM

20ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

&14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı‘nın açılış programına bu sene de MÜSİAD Berlin Yönetim Kurulu üyeleri, basın mensupları ve iş adamlarının yer aldığı geniş bir heyetle katıldı. MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya ve berabe-rindeki heyet fuar alanını gezdi. MÜSİAD Berlin, 14. MÜSİAD Fuarına geçen dönemlerde olduğu gibi rekor düzeyde katılım gerçekleştirdi.

Genel anlamda bakıldığında fuarın her geçen dönem daha ileriye gittiği görülmekte. Burada yer alan işadamlarımız özellikle İslam ülkelerinden gelen iş adamları ile ticaret yapmak için adım atıyorlar. Aynı zamanda MÜSİAD üyelerinin kendi arasında ticaret hacminin büyümesinde fuarın

önemi büyük.

MÜSİAD Berlin Genel Sekreteri Muzaffer Türk fuarın MÜSİAD’ın geldiği noktanın bir yansıması olduğunu belirterek, “MÜSİAD Fuarlarının önemi büyük. 86 ülkeden gelen insanların gözlerindeki ifadeye bakınca mutlu ol-mamak mümkün değil. Ekonomide ve siyasette Türkiye’nin son dönemler-de yaptığı atılımlar bu fuarlarda kendisini gösteriyor.

MÜSİAD Berlin ayrıca Genel Merkez Hizmet Sektör Kurulu’nun misafiri oldu. Cumartesi gerçekleştirilen fuar ziyaretinin akabinde, Hizmet Sek-tör Kurulu tarafından alınan Berlin’li işadamları boğaz turu ile ağırlanarak ardından Fuar ve IBF değerlendirme yemeğinde bir araya geldiler. Yemeğe MÜSİAD Yurtdışı Teşkilatlanma Komisyonu Başkanı Eyüp Akbal ve Şevket Can Tülümen de katıldı.

Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Mehmet Ünal burada yaptığı konuşmada, fuarın başarılı geçmesinin yurtdışı katılımın fazla olmasının sebebini yurtdışındaki organizasyonlara bağlarken, bu sene içerisinde Berlin’de yaptıkları ziyaret ve panelin önemine vurgu yaptı.

FUAR

IBF

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya

ve beraberindeki heyet 14. MÜSİAD

Uluslararası Fuarı ve IBF

Forumu‘na katıldılar.

14. MÜSİAD Uluslararası Fuarı geçen dönemlerde olduğu gibi rekor düzeyde katılımıyla gerçekleştirdi.

GÜNDEM

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 121

‚Başbakan R e c e p

T a y -yip Erdoğan, tarihi Berlin Büyükelçiliği’nin yeni hizmet binası-nın açılışı için Berlin’deydi. Erdoğan iki gün kaldığı Berlin’de yeni binanın açılış töreninde bir konuşma yaptı.

Başbakan Erdoğan, Tiergarten Strasse’de bulunan Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük büyükelçilik bi-nasına eşi Emine Erdoğan, Başba-kan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dı-şişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi ile Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle beraber gelen Erdoğan göndere bayrak çektikten sonra ya-nındakilerle birlikte kurdele kesti.

Berlin Büyükelçilik binasının bu yeni yerinin tarihi ve mülkiyeti itibariyle yaklaşık 100 yıl öncesine, Osmanlı dönemine uzandığını söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, „Burası Osmanlı Devleti‘nin Büyükelçisi İbrahim Hakkı Paşa tarafından 24 Mayıs 1918 tarihinde

mülkiyetimize geçirilen Berlin‘deki ilk Osmanlı Sefareti’nin bulunduğu yerdir“ dedi. Erdoğan „Büyükelçilik binamızı bu tarihi perspektif içerisin-de yeri ve mimarisi itibariyle Türk kül-türünü ve köklü devlet geleneğimizi layıkıyla temsil eden bir yapı olarak, bir mimari eser olarak görüyorum. Yine bu binayı yerinin geçmişi itiba-riyle, Almanya ile derin tarihi kökleri bulunan yakın dostluk ilişkilerimizin de sembolü olarak kabul ediyorum“ diye konuştu.

AB’nin Türkiye ile ilişkilerini de stra-tejik bir bakış ışığında ele alması ge-rektiğine inandıklarını söyleyen Er-doğan „Avrupa genelinde ekonomik krizle bağlantılı olarak, yabancı düş-manı ve İslam karşıtı eğilimlerin ar-tış gösterdiğine şahit oluyoruz” di-yerek ırkçı gelişmelere karşı duyarlı-lık istedi.

Berlin ziyaretinin ikinci gününde Fe-deral Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya gelen Erdoğan

Muhteşem Büyükelçilik Açıldı

bir saatlik görüşmenin ardından ba-sın karşısna çıktı. Mevkidaşı ile Basın toplantısında konuşan Erdoğan ko-nuşmasında çifte vatandaşlığın ko-laylaştırılmasını istedi. Erdoğan „Biz-de elli bin Alman yaşıyor, isteyene Türk vatandaşlığını veriyoruz, siz de verin“ şeklinde konuştu.

Her iki başbakan Suriye ve PKK ko-nusunda karşılıklı destekten mem-nuniyet dile getirirken Türk Alman ve Alman Türk üniversiteleri açma ko-nusunda mutabık olduklarını açık-ladılar. Bu vesile ile Merkel Şubat 2013 yılında Türkiye’yi ziyaret ede-cek. Aynı şekilde Dışişleri Bakanla-rı da Kasım ayı içinde bir araya gele-cekler. Erdoğan daha sonra Türkiye dönüşünde Lufthansa ile Türk Hava Yolları arasında uluslararası ortaklık öneren Anegla Merkel’in isteğini ka-bul ettiğini açıkladı. Bu tarihi ziyare-tin sonucundan memnun kalan iki ta-raf için de ilişkilerde yeni bir döneme daha yelken açılmış oldu.

Başbakan Berlin‘deydi

Başbakan Erdoğan, Tiergarten Strasse’de bulunan Türkiye’nin yurt dışındaki en bü-yük büyükelçilik binası-na eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğ-lu ve eşi ile Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ile birlik-te açtı.

ÖZEL BAKIŞ

22ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Türkiye ve Türk mil-leti, binlerce

yıllık tarih, kültür ve medeniyetin mirasçısıdır. Türkiye bu büyük mi-rastan aldığı güçle insan haklarına dayalı hukuk devletini ve milletin yegane belirleyici ve söz sahibi olduğu demokrasisini geliştirmiş ve güçlendirmiştir.

Son on yılda milletimizin sandıkta sağladığı siyasi istikrar ve kurduğu güçlü Ak Parti iktidarlarıyla Türki-

ye; eğitimden sağlığa, adaletten demokratikleşmeye, dış politika-dan enerjiye, ulaşımdan turizme, altyapıdan üst yapıya, ekonomiden sosyal devlete varıncaya kadar pek çok alanda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Artık bölge-sinde lider, dünyada küresel aktör haline gelmiş bir Türkiye var. Türkiye sadece yarını değil, aynı zamanda 2023’ü ve 2071’i konuşup planla-yan bir vizyona veiktidara sahiptir.Yurt dışında yaşayan vatandaş-

larımız, soydaşlarımız ve akraba topluluklarımız, ülkemizin en önemli güç kaynaklarından biridir. Bu gün itibariyle dünyanın 155 ülkesin-de altı milyonu aşan vatandaşımız yaşamaktadır. İki milyona yakın vatandaşlıktan ayrılmış insanımız, 200 milyon civarında soydaşımız ve yüzlerce milyon akraba top-luluklarımızla birlikte Türkiye, büyük ve güçlü bir ailedir.

Yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve

Bekir Bozdağ, T.C Başbakan Yardımcısı

Başarılarınız Bizleri Gururlandırıyor

Bozdağ:„MÜSİAD, başarılı

işadamlarının buluştuğu

uluslararası birgüven ve başarı

markasıdır.“

b e k i r b o z d a ğ

„MÜSİAD, Türkiye’de olduğu gibi yurt dışında da iş adamlarımız için güvenilir bir referans merkezi ve okul olmaya devam et-mektedir. MÜSİAD gibi MÜSİAD Berlin de başarılı işadamlarının buluştuğu uluslararası bir güven ve başarı markasıdır. „

ÖZEL BAKIŞ

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 123

ÖZEL BAKIŞ‚

akrabalarımızın başarıları bizleri gururlandırmaktadır.

MÜSİAD Türkiye’de olduğu gibi yurtdışında da iş adamlarımız için güvenilir bir referans merkezi ve okul olmaya devam etmektedir. MÜSİAD gibi, MÜSİAD Berlin de başarılı işadamlarının buluştuğu uluslararası bir güven ve başarı markasıdır. Her ülkede başarılı Türk müteşebbisleri görmek, onların ül-kemiz ve bulundukları ülkeler için ürettiği katma değeri görmek bizle-ri son derece memnun etmektedir. Müteşebbislerimiz yaptıklarıyla, ül-kemizin ve bulundukları ülkenin eko-nomisine büyük katkılar sağladıkları gibi ülkelerimiz arasındaki siyasal ilişkilerin güçlenmesine de önemli katkılarda bulunmaktadır.

Hükümet olarak bir yandan yurt-dışındaki müteşebbislerimizi destek-lerken, öte yandan da yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve akrabalarımızla aramızdaki ilişkilerin güçlenmesi, soydaş, vatandaş ve akrabalarımızın yaşadığı ülkelerle aramızdaki siya-si, ekonomik, kültürel ve benzeri ilişkilerin güçlenmesi için önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. Bu amaçla Türk Konsey‘ni (Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi) (2009), TÜRKPA‘yı (Türk Dünyası Parlamenter Asamblesi)(2009), Türk Akademisini (2009), TDBB‘yi (Türk DünyasıBelediyeler Birliği) (2006), TRT AVAZ’ı ve TRT TÜRK’ü kurduk.

Gelişen ve güçlenen Türkiye’nin değişen anlayışının sonucu olarak, daha önce belli bir bölgeye hitap için kurulmuş bulunan TİKA’yı beş kıtaya, yani dünyanın her yanına kalkınma

Hükümet ola-rak bir yandan yurt dışındaki müteşebbislerimizi desteklerken, öte yandan da yurtdışındaki vatandaş, soydaş ve akrabalarımızla aramızdaki ilişkilerin güç-lenmesi, soydaş,vatandaş ve akrabalarımızın yaşadığı ülkelerle aramızdaki siyasi, ekonomik, kültürel ve benzeriilişkilerin güçlenmesi için önemli adımlar attık.

yardımı yapan Türkiye’nin yüz akı bir kuruluşuna dönüştürdük. Kurulduğu 1992’den yılından 2002 yılına kadar 2.241 proje hayata geçirmiş olan TİKA, Ak Parti hükümetleri döne-mi olan 2002-2011 yılları arasında 10.086 proje gerçekleştirmiştir.

Türkiye 2002 yılında sadece 86 mi-lyon dolar kalkınma yardımı yapar-ken, 2011 yılında 1 milyar 273 mily-on dolar kalkınma yardımıyapmıştır.

Artık Türkiye, alan el değil veren el-dir.

Türk dilini, Türk kültürünü, Türk ta-rihini, Türk medeniyetini, hasılı mil-letimizin değerlerini hem vatandaş, soydaş ve akrabalarımıza ve hem de ilgili ve meraklı herkese, alanında markalaşmış isimler eliyle birin-ci elden anlatmak, öğretmek ve tanıtmayı sağlamak maksadıyla Yunus Emre Vakfı’nı kurduk (2008). Yunus Emre Vakfı bünyesine kuru-lan Yunus Emre Enstitüsü’nebağlı olarak Yunus Emre Türk Kültür Mer-kezlerini kurduk. Şu anda 26 ülke-de kurulan Yunus Emre Türk Kültür Merkezlerini, mümkün olan her ül-keye ve ihtiyaç duyulan şehirlere ulaştırmak için çalışıyoruz. Önümüz-deki yıllarda bu sayıyı katlayarak artıracağız.

Hükümetimiz, yurt dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akrabalarımıza verdiği önemi ve değeri göstermek, onların sorunlarıyla daha yakından ilgilenmek ve çözümleri daha kısa sürede hayata geçirmek için 2010 yılında Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı kurmuştur.

Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulu-klar Başkanlığı “nerede bir vatandaş, nerede bir soydaş ve nerede bir akrabamız varsa biz oradayız.” fel-sefesini kendisine şiar edinmiştir. Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplu-luklar Başkanlığı, vatandaş, soydaş ve akrabalarımızın karşılaştıkları sorunların tespiti ve kısa sürede çö-zümü için Türkiye’nin açtığı yeni bir kapıdır.

Yurt dışında yaşayan vatandaş, soydaş ve akrabalarımızın arkasında artık siyasi istikrar ve güçlü iktidarıyla, demokrasisiyle, ekono-misiyle, hukukuyla, nüfusuyla güçlü bir Türkiye vardır. Milletimizin duası ve desteği arkamızda olduğu sürece Türkiye bugün olduğu gibi geleceğe de güvenle yürümeye devam ede-cektir.

GÜNDEM

24ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

MÜSİAD Berlin Ge-nel Kuru-

lu 24 Kasım 2012 Tarihinde, Ber-lin Ekonomisinin kalbi olan IHK ‘da gerçekleştiriliyor. 2010 Yılında gö-reve başlayan Veli Karakaya ve yö-netiminin birinci dönemi böylelikle sona eriyor. Birinci dönem diyoruz, çünkü şu an görünen ve teamüller gereği ikinci döneme de aday ola-cak olan Veli Karakaya yönetim ku-rulunu yeni takviyelerle geliştirerek devam edeceği mesajını verdi.

Geçtiğimiz iki sene içerisinde yeni-

liklere imza atan MÜSİAD Berlin’de önümüzdeki yıllarda da yeniliklerin ve gelişmelerin devam etmesi bek-leniyor. 2011 yılında yepyeni bir büro ile Berlin’in en merkezi yeri-ne taşınan MÜSİAD Berlin ofisinin şimdiden küçük geldiği söylemleri dillendirilmeye başlandı, orta vade-de belki bir bina satın alınması bile söz konusu olabilir. Bu Genel Kurul sonrası yönetimin bu hedefi gerçek-leştirme hususunda adımlar atma-sı bekleniyor. Geçen dönemde iki basamaklı üye sayısına sahip olan MÜSİAD Berlin, şu an 350 ye varan M

ÜSİ

AD

BE

RLİ

N:

BİZ

FA

RK

LIY

IZ2 4 K A S I M

9. G

ENEL

KU

RU

L

MÜSİAD Berlin’in oldukça görkemli geçmesi beklenen Genel Kurulu’na Türkiye’den de yo-ğun ilgi bekleniyor. MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ile birlikte Kurucu Başkan Erol Yarar, şu ana kadar başkanlık yapmış olan Ali Bayra- moğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan’da Ge-nel Kurula katılacaklarını bildirdiler

TA

RİH

: 2

4 K

as

ım

YE

R:

IHK

Lu

dw

ig E

rha

rd H

au

s K

on

fera

ns

Sa

lon

u S

AA

T:

13

:00

GÜNDEM

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 125

‚Veli Karakaya:

Değerli MÜSİAD Ber-lin üyeleri, Türk ve Alman toplumunun saygıdeğer fertleri, he-pinizi Berlin‘in en büyük Türk işveren örgütü adına canı gönülden selamlıyorum.

Kasım 2012 bizler için yeni bir dönüm noktasıdır. Her işin muhasebesinin yapıldığı ve yeni ufuk çizgisinin çekildiği bir noktadayız.

Bu sözlerimden de anlaşılacağı üzere hepinizi, istisnasız tüm değerli üyelerimizi buGenel Kurul‘da birliğe, dönüşüme, sevgi ve muhabbete davet ediyorum.

9. Olağan Genel Kurul‘umuzun tüm üyelerimize ve toplumumuza hayrılar getirmesini temenni ediyorum.

Daha büyük başarıları hep beraber yaşayacağız. Biz MÜSİAD Berlin‘iz. Biz farklıyız.

üye sayısını dahi az bulmakta. Yeni dönem ile birlikte Esnaf ve Sanatkar-lar Kurulu ile daha da büyüyecekleri bilgisini veren Başkan Veli Karakaya, esnafın sesi olacaklarını dile getirdi. Özellikle esnaflar arasındaki ortak ha-reket ve birlik sağlanmasına yönelik çalışmaları olacağının müjdesini verdi.

MÜSİAD Berlin’in oldukça görkem-li geçmesi beklenen Genel Kurulu’na Türkiye’den de yoğun ilgi bekleniyor. MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ile birlikte Kurucu Başkan Erol Yarar, şu ana kadar başkanlık yapmış olan Ali

Bayramoğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan’da Genel Kurula ka-tılacaklarını bildirdiler. Türkiye’den ayrıca birçok Yönetim Kurulu üyesi ile birlikte, sektör kurulları başkan-ları ve şube başkanları, 24 Kasım da IHK Ludwig Erhard Haus kon-ferans salonunda saat 13:00 dan itibaren da MÜSİAD Berlin Genel Kurulu’nu takip edecekler. Alman ekonomi çevrelerinin de yoğun ka-tılım bildirdikleri genel kurulda si-multane tercüme ile Türkçe ve Al-manca konuşmalar dinleyecilere aktarılacak.

MÜSİAD Berlin’in oldukça görkemli geçmesi beklenen Genel Kurulu’na Türkiye’den de yo-ğun ilgi bekleniyor. MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ile birlikte Kurucu Başkan Erol Yarar, şu ana kadar başkanlık yapmış olan Ali Bayra- moğlu, Ömer Bolat, Ömer Cihad Vardan’da Ge-nel Kurula katılacaklarını bildirdiler

GÜNDEM

26ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen ve Türkçe

konuşan girişimcileri bir araya getiren 15. Türkçe Konuşan Girişimciler programı’na MÜSAİD Berlin de katıldı. TOBB tarafından geleneksel hale getirilen ve bu sene 15. kez dü-zenlenen programa Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya ve Avrupa’dan olmak üzere 22 ülke ve 4 özerk bölgeden toplam 47 temsilci katıldı.

Konuk girişimcilerin Türkiye gezisi 12 Eylül 2012 Çarşamba günü İstanbul’da başladı. Türkçe Konuşan Girişimciler’den oluşan heyet sırasıyla Ankara, Malatya ve Gaziantep’i ziyaret ederek bu illerin ticaret odaları ile görüşmelerde bulundular. Girişimciler daha sonra 23 Eylül 2012 Pazar günü İstanbul’da bir araya gelerek on günlük seminer ve gezi programını sona erdirdiler. Görüşmelerin ilk ayağında Türkçe Konuşan Girişimciler, TOBB Birlik Merkezi’nde 17 Eylül Pazartesi günü düzenlenen otu-rumda, TOBB ve Dışişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, KOSGEB ve TİKA gibi kurum temsilcileriyle tanışma ve değerlendirme yapma imkanı buldular. Toplantıya; TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Ali Emre Yurdakul, Dışişleri Bakanlığı’ndan Daire Başkanları Ahmet Faik Davaz ve Cüneyt

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya‘yı kabul eden TOBB Başkanı Ri-fat Hisarcıklıoğlu Alman-ya ile dostluğun köprü-sü sağlam temellerde dedi. Karakaya‘da Türk-çe Konuşan Girişimciler Programı‘ndan dolayı TOBB‘u kutladı. Kara-kaya Hisarcıklıoğlu‘na Berlin şehrini sembolize eden bir hediye takdim etti.

İ Z L E N İ M L E R...

Türkçe Konuşan Girişimcileri TOBB

Bir Araya Getirdi

GÜNDEM

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 127

‚Yavuzcan, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü’nden Meral Gündüz, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Mehmet Ali Akdağ, TİKA Uzmanı Ayşe Özcan ile KOSGEB’den Canan Özturan ve Abdullah Karaosmanoğlu katıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği‘nin (TOBB) 15. Türkçe Konuşan Girişimciler Programı kapsamında Türkiye‘de ziya-retler gerçekleştiren girişimicler yoğun geçen programlarında TOBB’un 60. Yıl kutlaması ve TOBB Uluslararası İş Forumu’na katıldılar. Ortaköy’deki Four Seasons Otel’de düzenlenen Forum’da TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Makedo-nya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Gjorge Ivanov ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan birer konuşma yaptı.

TOBB‘un düzenlediği yoğun programda dört ili ve çok sayıda kurumu ziyaret eden Türkçe Konuşan Girişimciler Programı‘nı değerlendiren MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya „Çok ve-rimli ve yoğun bir programa katıldık. Türkiye‘nin önü açılırken bizlere de yeni ufuklar açılıyor. Türkçe konuşanlar başlığı çok geniş. Bu başlık altında toplanacak büyük bir ağ kurmak he-def olmalıdır. Türkçe konuşanlar için bir network zamanı gel-di de geçiyor. Bu biz Almanyalı işverenlere de yeni işbirliği imkanları doğuracak büyük bir potansiyeldir“ dedi.

İ Z L E N İ M L E R...

Veli Karakaya‘yı yoğun geçen program çerçe-vesinde Türkçe Konuşan Girişimciler‘le birlikte Başbakan Yardımcısı Be-kir Bozdağ ile de bir araya geldi. Bozdağ, Berlin‘de MÜSİAD‘ın başarılı ça-lışmalarından dolayı Ka-rakaya‘yı tebrik etti. Ka-rakaya ve eşi ile hatıra fotoğrafı çektiren Bozdağ „Bizim için önemli bir başkentte önemli işler yapıyorsunuz“ dedi.

Karakaya „Çok verimli ve

yoğun bir programa katıldık.

Türkiye‘nin önü açılırken bizlere

de yeni ufuklar açılıyor. Türkçe

konuşanlar başlığı çok geniş. Bu

başlık altında toplanacak büyük

bir ağ kurmak hedef olmalıdır.

28ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

ëkonomie: Sayın Büyükelçi önce-likle yeni Büyükelçilik

binası hayırlı olsun. Binanın tarihi kökleri, binada emeği geçenler, mimari tasarımı, inşasında rol alanlar ve açılışı itibariyle Türk Alman dostluk ve birlikteliğini karakterize ediyor diyebilir miyiz?

Hüseyin Avni Karslıoğlu: Sayın Başbakanımız tarafından açılışı 30 Ekim 2012 tarihinde gerçekleştirilen Berlin Tiergartenstraße’deki Büyükelçiliğimiz yeni kançılarya binası, halihazırda ülkemizin yurtdışındaki en büyük diplomatik temsilciliğini oluşturmaktadır. 3 milyon insanımızın yaşadığı ve yakın tarihi dostluk ilişkilerine sahip olduğumuz Almanya’da geniş, kullanışlı ve mima-ri açıdan özel ve kendine özgü tarihi bir hikayesi olan Büyükelçilik binası inşa etmeye önem atfettik. Yeni kançılaryamızın geniş toplantı, etkinlik ve sergi alanları ile vatandaşlarımıza daha iyi hizmet sağlayacağımıza ve ülkemizi gururla temsil edeceğimize inanıyorum.

Binamızın Türk-Alman diplomatik ilişkilerin tesisinin 250. yıldönümünü anacağımız 2013 yılından hemen önce açılması da ayrı bir anlam taşımaktadır. Berlin’e ilk Osmanlı Elçisi 1763 yılında atanmış, Osmanlı Devle-ti 1918 yılında Tiergartenstraße 19 adresinde bulunan binayı kançılarya olarak satın almış, akabinde Türkiye Cumhuriyeti Berlin Büyükelçiliğine de evsahipliği yapan bina İkinci Dünya Savaşında bombalanarak yıkılmıştı. Aynı arsa üzerinde 2010 yılında yeni kançılaryamızın inşaatı başlayarak 23 aylık nisbeten kısa bir sürede tamamlanmıştır. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın da binamızın açılışında yaptıkları konuşmada belirttikle-ri üzere, eski ve tarihi mekânda kurulan yeni ve mo-dern Büyükelçiliğimiz binası, kökleri derin Türk-Alman ilişkilerinin bir sembolünü teşkil etmekte, geçmişin miras bıraktığı bir arsada Selçuklu ve Osmanlı motifle-ri kullanılarak kurulan modern bina, ülkemizin tarihine saygılı ve bağlı köklü devlet anlayışını ve çağdaş yüzünü sergilemektedir.

Sorunları İşbirliği ve diyalog çözerŞahsen ekonomik ve ticari faaliyetlerin insanları diyaloğa teşvik ettiğine ve birleştirici bir rol oynadığına inanıyorum. 50 yılı aşkın bir süre önce Almanya’ya çoğunlu köyden, hatta okuma yazması olmadan “Gastarbeiter” olarak gelmiş vatandaşlarımızın bugün genellikle küçük ölçekli işletmeler kurarak işveren sıfatıyla Alman ekonomisine önemli katkılar sağladığını görmekteyiz.

RÖPORTAJh ü s e y i n a. k a r s l ı o ğ l u

t . c. b e r l i n b ü y ü k e l ç i s i

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 129

Bu denli önemli bir projenin son dere-ce hızlı bir şekilde tamamlanması için başta Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan ve Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu ol-mak üzere tüm devlet kademelerimiz, Berlin Büyükelçiliğinin eski ve mevcut çalışanları ve Dışişleri Bakanlığımız personeli değerli desteklerini esirgememişlerdir. Büyükelçiliğimizin çeşitli yerlerinde sergilenen eşsiz eserleri ile sanatçılarımız Semih Kap-lan ve Hakan Esmer de binamıza renk katmışlardır.

Kançılarya binamız, Mimar Nickol Volmar, Proje Yöneticisi ve Mimar Hugo Rozas ve Mühendisler Michael Vörkel ile Carsten Kühnumund’un da katkıları ile esasen ülkelerimizin mevcut işbirliği ve dostluk ruhuna uygun bir şekilde bir Türk-Alman projesi olarak gerçekleştirilmiştir.

Binamızın açılış törenine katılan Federal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Türk-Alman dostluğuna atıf ya-parak ve Almanya’nın bir parçası olarak tarif ettiği Almanya’daki insanlarımızın ülkeye sağladıkları katkılara dikkat çekerek, ileride de Türkiye ve Almanya ile Türk-ler ve Almanlar arasında ortaklıkların kurulmasına ve işbirliğinin pekiştirilmesine yönelik anlamlı mesajlar vermiştir.

Bu amaçla Büyükelçiliğimiz çalışmalarını, yeni kançılarya binamızın verdiği imkânlar ile artırarak sürdürecektir. Yeni binamızın kapıları da her daim herkese açık kalacaktır.

ëkonomie: Bize kısaca bir yıla yaklaşan görev sürenizi özetleseniz: Bu sürecin bir değerlendirmesini yapsanız iki toplum arasındaki ilişkilerin sancıları nelerden kaynaklanıyor? Çözülemeyecek sorunlar var mı? Genel durum ve gidişat nedir?

Karslıoğlu: Bildiğiniz gibi 15 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Berlin Büyükelçisi ola-rak göreve başladım. Çocukluğumun bir bölümünün “Vaterland” kabul ettiğim Almanya’da geçmesi ve Al-manca bilmem sebebiyle alışma süre-sini çabuk atlattığımı söyleyebilirim.

Göreve başlar başlamaz Al-man muhataplarımın yanı sıra, Almanya’daki Türk toplumunun her kesiminden temsilci ve kişilerle hiç-bir ayrım veya tercih yapmadan görüşmeye başladım. Onlar beni zi-yarete geldiler, ben onların etkinlikle-rine katıldım. Bu süreç esasen halen devam etmektedir. Bunun yanında Eyalet ziyaretlerimi neredeyse

tamamladım. Gelecek ay içinde randevu aldığım Sach-sen Anhalt dışında tüm eyaletleri ziyaret ederek, eyalet yöneticileri, işadamları, siyasiler, bürokratlar, Türk toplu-mu temsilcileri, farklı inanç gruplarına mensup kişi ve kuruluşlar, kısacası aklınıza gelebilecek hemen her kişi ve kuruluşla görüştüm. Onlara görüşlerimizi anlattım, sorunlarını, çözüm önerilerini dinledim, önerilerimizi sundum ve geleceğe dönük vizyonlarımızı paylaştık.

Almanya’da yaşayan Türk vatandaşları, Türkiye kökenli Alman vatandaşlarının sayısı 3 milyona yaklaşmaktadır. Resmi istatistiklere göre neredeyse Almanya’daki her dört yabancıdan birisi Türkiye kökenlidir. Alman toplu-munun karşı karşıya kaldığı demografik sınamaları hes-aba kattığınızda Almanya’daki Türk toplumu bu ülkenin mevcut refah düzeyinin sürdürülebilmesi adına ihtiyaç duyulacak ekonomik girdiği sağlayabilecek en önemli kaynak olabilecektir.

Bu kadar büyük bir toplumun da ister istemez bazı sorunları bulunmaktadır. Bunların başında katılım güçlükleri, işsizlik, çifte vatandaşlık, anadil eğitimi, ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı gibi konular gelmek-

Bunların hiçbirisi çözüm-süz sorunlar değildir. Ancak önemli olan bu sorunların çözümünde Almanya, Türkiye, Al-manya Türk toplumu, Alman toplumu gibi tüm unsurların yoğun işbirliği ve karşılıklı anlayış içe-risinde hareket etmele-ridir.

Karslıoğlu ve

Nijerya yeni

Büyükelçisi Mustafa

Pulat MÜSİAD

Berlin‘de

RÖPORTAJ

30ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

tedir. Bunların hiçbirisi çözümsüz sorunlar değildir. Ancak önem-li olan bu sorunların çözümünde Almanya, Türkiye, Almanya Türk toplumu, Alman toplumu gibi tüm unsurların yoğun işbirliği ve karşılıklı anlayış içerisinde hareket etmeleridir. Bu anlayışla hareket edilmesi halinde tüm sorunların her iki toplumun da kazancına olacak şekilde çözüleceğine inanıyorum.

ëkonomie: Ekonomi, toplumları böldüğü kadar birleştiren bir alan. Türk toplumunun ekonomik alanda etkinliği sizce ne durumdadır? Türk işverenler Alman ekonomisinde hak ettikleri payı ya da yeri alabi-liyor mu?

Karslıoğlu: Şahsen ekonomik ve ticari faaliyetlerin insanları diyaloğa teşvik ettiğine ve birleştirici bir rol oynadığına inanıyorum. 50 yılı aşkın bir süre önce Almanya’ya çoğunlu köyden, hatta okuma yazması ol-madan “Gastarbeiter” olarak gelmiş vatandaşlarımızın bugün genellikle küçük ölçekli işletmeler kurarak işveren sıfatıyla Alman ekonomisine önemli katkılar sağladığını görmekteyiz. Bu bence büyük bir başarı öyküsüdür. Hep-siyle ayrı ayrı gurur duymak gerekir. Vatandaşlarımız tarafından kurulan ve ciroları 35 milyar Avro’yu bu-lan 72.000 işletme bunun en göze çarpan kanıtıdır. Vatandaşlarımız Almanya’da 350.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Almanya’da yaşayan yaklaşık 3 milyon civarındaki vatandaşımız Almanya’da sadece ekonomik hayata katkı sağlamakla kalmamakta, aynı zamanda sosyal ve kültürel hayatın yanı sıra siyasette de varlığını hissettirmektedir. Vatandaşlarımızın ticaret ve üretim yaparak zenginleşmesi doğal olarak onların Alman to-plumundaki yerini de güçlendirecektir. Geçtiğimiz yıl Almanya’yla Türkiye arasında Avrupa’daki ekonomik krize rağmen 32 milyar Avro’luk ikili ticaret hacmine ulaşılmasında tabiatıyla Almanya’daki vatandaşlarımızın

da katkısı bulunmaktadır.

Öte yandan, bu işletmelerin za-manla orta ve büyük ölçekli işletmelere dönüşmeleri ve genel olarak Avrupa’da, özel olarak ise Almanya’da çeşitli sebeplerle iş hayatındaki yerini sürdüremeye-cek başka işletmelere ortak olmak veya onları devralmak suretiyle ileri bir aşamaya geçmeleri hem Alman ekonomine ve istihdama önemli katkılar sağlayacak hem kendileri için olumlu bir adım teşkil edecektir. Bu konu Almanya’da çeşitli araştırma merkezlerince de izlenmektedir ve büyümek isteyen ticari işletmelerin tabiatıyla eko-nomik rasyonel temelinde dikkate alabilecekleri bir unsur olarak akla

gelmektedir.

ëkonomie: Ekonomik kurumlar da olsak sosy-al sorumluluğu paylaşmak zorundayız. Özellikle Almanya’da yaşayan Türkler olarak toplumumuzun ge-nel durumu bizi de yakından ilgilendiriyor. Sizce bu alan-da iş çevrelerinin çalışmaları yeterli midir? Değilse neler yapılması gerekir?

Karslıoğlu: Biraz evvel ifade ettiğim gibi, Almanya’dakii Türkiye kökenlilerin pek çok sorunları bulunmaktadır. Bu sorunların sadece Almanya Türk toplumu veya Alman toplumu, ya da sadece Almanya veya Türkiye tarafından çözülmesi mümkün değildir. Bu sorunların çözülebilmesi için tüm resmi veya sivil kuruluşlar ve kişilerin, yani bu sorunların çözümüne katkı verebilecek her kişi ve kuru-mun elini taşın altına sokması gerekmektedir.

Gerek Türkiye’deki görevim sırasında, gerekse burada göreve başladıktan sonra gözlemleyebildiğim kadarıyla esasen elini taşın altına koyan çok kişi ve kuruluş bulunmaktadır. Tabii ki herkes gücü, yetkisi, sorumluluğu

Vatandaşlarımızın ticaret ve üretim yaparak zenginleşmesi doğal olarak onların Alman toplu-mundaki yerini de güçlendirecektir. Geçtiğimiz yıl Almanya’yla Türkiye arasında Avrupa’daki ekono-mik krize rağmen 32 milyar Avro’luk ikili ticaret hacmine ulaşılmasında tabiatıyla Almanya’daki vatandaşlarımızın da katkısı bulunmaktadır.

RÖPORTAJ

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 131

ve imkanları ölçüsünde sorunların çözümüne katkı vermeye gayret et-mektedir. Burada önemli olan gücü daha fazla olan kişi ve kuruluşların, güçlerine paralel katkı vermelerinin sağlanmasıdır. MÜSİAD gibi işadamı, yönetici, girişimci ve yatırımcılardan oluşan, to-plamda belli bir ekonomik gücü temsil eden kurum ve kuruluşların mevcut sosyal, eğitsel, kültürel çalışma ve pro-jelerini yeri geldiğinde ayni yardımlarla da zenginleştirmesi ve çeşitlendirmesi faydalı olabilecektir. Ayrıca üyeler ve kuruluşlar arasındaki iletişim ve işbirliği ağının da genişletilmesi önem arz etmektedir. Bir kişinin çok faydalı bir projesi olabilir, ancak maddi anlam-da sıkıntı yaşayabilir, sizin de maddi kaynağınız vardır, değerlendirirsiniz ve destek olabilirsiniz. Yakın iletişim ağı projelerin sizlere ulaşması veya sizin yapabileceğiniz yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşması bakımından önemlidir.

Almanya’daki insanımızın en büyük sorunlarından birisi işsizliktir. Göçmenler arasındaki işsizlik oranı Almanya genelinde % 13,8 iken, Türkiye kökenliler arasında bu oran % 20,7’dir. Burada Türk toplumuna, çocuklarının eğitimiyle yakından ilgilenmek, onları hiç değilse meslek eğitimine yönlendirmek konusunda büyük sorumluluk düşmektedir.

Bu noktada MÜSİAD ve benzeri ekonomik kuruluşlara mensup işverenleri meslek eğitimi konusunda daha has-sas olmaya ve mümkün olan en fazla sayıda Türk gen-cine meslek eğitimi ve stajyerlik imkânı sunmaya teşvik etmek istiyorum.

Ayrıca toplumumuzun karşı karşıya olduğu diğer bir te-mel sorun olan anadil eğitiminde de, örneğin çift dilli anaokullarının kurulması, bu okullarda eğitim verecek Türk gençlerinin yetiştirilmesi ve benzeri konularda bazı masrafların üstlenilmesi, bilinçlendirme kampanyaları, burs, staj gibi imkânlar yaratılması noktalarında katkılar yapılması mümkün olabilecektir.

Bu örneklerin artırılması mümkündür. MÜSİAD Berlin’in yayın organı “Ekonomie” aracılığıyla toplumumuzun sorunlarına yoğunlaşan, onların çözümüne katkıda bu-lunmak için gönüllü bir gayret içinde olan herkese ve her kuruluşa Büyükelçilik ve Başkonsolosluklarımızın

işbirliğine ve katkılarına her zaman gü-venebileceklerini teyid etmek isterim.

ëkonomie: MÜSİAD Berlin’i bir vesile ile ziyaret ettiniz. Yöneti-ci arkadaşlarımızla da görüşmeler yaptınız. Bu vesile ile MÜSİAD Berlin’i nasıl değerlendiriyorsunuz?Karslıoğlu: MÜSİAD Berlin’in gerek Almanya Türk toplumu için önem ar-zeden çeşitli konularda gösterdiği hassasiyet, gerek üyelerinin ekonomik içerikli faaliyetlerinin organizasyon-unda sergilediği çalışmaları takdirle izliyoruz. MÜSİAD Berlin ve benzeri işadamı derneklerimizin Türk toplu-munun ortak sorunları noktasında bir-likte sergiledikleri birlik ve beraberlik

de ayrıca çok değerlidir. Bu açıdan çalışmalarının artarak sürmesini temenni ediyorum.

ëkonomie: MÜSİAD Berlin’den Türk toplumuna yönelik neler bekliyorsunuz?

Karslıoğlu: Esasen Türk toplumuna yönelik olarak Berlin MÜSİAD’dan beklentim Almanya’daki diğer diğer kişi ve kuruluşlardan beklentilerimden farklı değildir. Konunun önemine binaen tekrarlamakta yarar görüyorum: Her bir örgütün yapabileceği farklı bir katkı ve zenginlik vardır ancak bunların aralarında paylaşım ağı kurulması ile öze-llikle eğitim ve işsizlik gibi temel konularda geliştirilecek proje ve yapılacak yardımları önemsiyorum.

Burada önemli olan bu ülkede yaşayan, geleceğini bu ülkeye bağlamış kişiler olarak, gelecek kuşakların kök-leriyle, dilleriyle, kültürleriyle, dinleriyle bağlarını kopar-madan bu ülkeye her alanda katkı yapan saygın bireyler olarak yetişmelerini sağlayacak proje ve çalışmaların dayanışma ve paylaşım içinde yerine getirilmesidir.

ëkonomie: Sizi de davet ettiğimiz 24 Kasım’daki Ge-nel Kurulumuza yönelik derneğimiz, üyelerimiz ve işverenlerimiz için neler demek istersiniz?

Karslıoğlu: Bizler için önem arzeden husus Alma-nya Türk toplumunun birlik ve beraberliği, esenliği ve refahıdır. Hepimizin çalışmaları ayrım gözetmeksizin vatandaşlarımızın huzuruna katkı sağlamaya yöneliktir. Bir işadamları derneği olarak MÜSİAD Berlin’in de bun-da yapabileceği katkılar mevcuttur. Bu amaca yönelik olarak, Genel Kurulunuz başarılı geçmesini diliyor ve şimdiden hayırlı olsun diyorum.

Almanya’daki Türkiye kökenlilerin pek çok sorunları bulunmaktadır. Bu sorunların sadece Almanya Türk toplumu veya Alman toplumu, ya da sadece Almanya veya Türkiye tarafından çözülmesi mümkün de-ğildir.

RÖPORTAJ

32ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

ëkonomie: Herr Botschafter, zu-nächst einmal herzlichen

Glückwunsch zum neuen Botschaftsgebäude. Kann man sagen, dass das neue Gebäude in Bezug auf die histori-schen Wurzeln, die Menschen, die sich dafür eingesetzt haben, die Architektur, die am Bau Beteiligten und die Eröffnung die türkisch-deutsche Freundschaft und Part-nerschaft charakterisiert?

Karslıoğlu: Das neue Kanzleigebäude unserer Botschaft in der Tiergartenstraße in Berlin, das am 30. Oktober 2012 von unserem hochverehrten Herrn Ministerprä-sidenten eröffnet worden ist, stellt die derzeit größte Vertretung unseres Landes im Ausland dar. Wir haben Wert darauf gelegt, in Deutschland, einem Land, in dem mehr als drei Millionen türkische Landsleute leben, und mit dem wir enge historische Beziehungen pflegen, ein großes, funktionelles, in architektonischer Hinsicht besonderes Botschaftsgebäude mit einer eigenen Ge-schichte zu bauen. Ich glaube, dass wir in dem neuen Kanzleigebäude mit seinen großen Konferenz-, Veran-staltungs- und Ausstellungsräumen unseren Landsleu-ten noch besser dienlich sein können und unser Land mit Stolz vertreten werden.

Auch die Tatsache, dass wir dieses Gebäude ein Jahr vor dem 250. Jahrestag der Aufnahme diplomatischer Be-ziehungen zwischen der Türkei und Deutschland eröffnet haben, ist von besonderer Bedeutung. Das Osmanische Reich, das im Jahr 1763 den ersten osmanischen Ge-sandten nach Berlin entsendet hat, hat das Gebäude in der Tiergartenstraße 19 im Jahr 1918 erworben und als Kanzlei genutzt. Dieses Gebäude, das später auch der Republik Türkei als Botschaft diente, wurde bei einem Luftangriff während des Zweiten Weltkriegs zerstört. Die Bauarbeiten an unserer neuen Kanzlei auf demsel-ben Grundstück wurden 2010 aufgenommen und in-

nerhalb von nur 23 Monaten fertiggestellt. Wie bereits S.E. Herr Ministerpräsident in seiner Rede anlässlich der Eröffnung erwähnte, symbolisiert das neue und moderne Botschaftsgebäude auf dem ehemaligen und historischen Gelände die tief verwurzelten Beziehungen zwischen der Türkei und Deutschland. Dieser moderne Bau mit seldschukischen und osmanischen Elementen, auf einem Grundstück, das uns aus der Vergangenheit erhalten ist, symbolisiert zum einen unser traditionelles Staatsverständnis, das der Geschichte unseres Landes Respekt zollt und ihr verbunden ist, und zum anderen das moderne Gesicht der Türkei. Es steht für das tief verwurzelte Staatsverständnis un-seres Landes, das seiner Geschichte mit Respekt be-gegnet und sich zu ihr bekannt, und ist sein modernes Gesicht.

INTERVIEW

Hüseyin Avni Karslıoğlu. / Die türkische Botschaft in der Tiergartenstraße in Berlin

Wirtschaftvereint

h ü s e y i n a. k a r s l ı o ğ l ut ü r k i s c h e r b o t s c h a f t e r

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 133

Der sehr raschen Fertigstellung dieses überaus bedeu-tenden Projektes haben alle Staatsvertreter der Türkei, allen voran der Staatspräsident, der Ministerpräsident, der Stellvertretende Ministerpräsident Ali Babacan, un-ser Außenminister Ahmet Davutoğlu, die jetzigen und ehemaligen Mitarbeiter der Botschaft sowie das Per-sonal unseres Außenministeriums ihre wertvolle Unter-stützung zuteil werden lassen. Auch haben die beiden türkischen Künstler Semih Kaplan und Hakan Esmer, deren einzigartige Werke an verschiedenen Orten in der Botschaft bewundert werden können, Farbe in unser Ge-bäude gebracht.

Das Kanzleigebäude wurde durch den Beitrag des Archi-tekten Volkmar Nickol, des Projektleiters und Architek-ten Hugo Rozas und der Ingenieure Michael Vörkel und Carsten Kühnemund als ein türkisch-deutsches Projekt im Geiste der Zusammenarbeit und der Freundschaft zwischen unseren Ländern verwirklicht.

Herr Bundesaußenminister Guido Westerwelle, der an der Eröffnungsfeier teilgenommen hat, hat sich auf die türkisch-deutsche Freundschaft bezogen und mit Ver-weis auf den Beitrag unserer türkischen Landsleute in Deutschland eine bedeutende Botschaft im Hinblick auf die Schaffung von Partnerschaften und die Intensi-vierung der Zusammenarbeit zwischen der Türkei und Deutschland auch in Zukunft vermittelt.

Vor diesem Hintergrund wird die Botschaft ihre Arbeit im Rahmen der Möglichkeiten, die das neue Kanzleige-bäude bietet, verstärkt fortsetzen. Unsere Türen stehen jedermann und jederzeit offen.

ëkonomie:: Rückblickend auf Ihre einjährige Dienstzeit: Was sind die Ursachen für die Probleme in den Bezie-hungen zwischen den beiden Gesellschaften? Gibt es un-lösbare Probleme? Wie sehen die allgemeine Lage und der weitere Verlauf aus?

Karslıoğlu: Wie Sie sicherlich wissen, habe ich meinen Dienst als Botschafter der Republik Türkei in Berlin am 15. Januar 2012 aufgenommen. Ich kann sagen, dass ich mich aufgrund der Tatsache, einen Teil meiner Kind-heit in Deutschland verbracht zu haben, das ich als mein „Vaterland“ ansehe, und Deutsch spreche, rasch einge-wöhnt habe.

Gleich zu Beginn meiner Dienstzeit habe ich auf allen Ebenen Gespräche sowohl mit meinen deutschen An-sprechpartnern als auch mit den Vertretern und Persön-lichkeiten der türkischen Gemeinschaft aufgenommen. Sie haben mich besucht oder ich habe an ihren Veran-staltungen teilgenommen. Dieser Prozess dauert im Grunde noch an. Zugleich habe ich bereits nahezu alle Bundesländer besucht. Bis auf Sachsen-Anhalt, in dem ich für den kommenden Monat Termine vereinbart habe, habe ich alle Bundesländer besucht, mit den jeweiligen Landeschefs, Unternehmern, Politikern, Offiziellen, Ver-tretern der türkischen Gemeinschaft, Mitgliedern und Verbänden der verschiedenen Religionsgruppen, kurz gesagt, allen nur denkbaren Personen und Organisati-onen gesprochen. Ich haben ihnen unseren Standpunkt mitgeteilt, mir ihre Probleme und Lösungsvorschläge angehört, unsere Vorschläge unterbreitet und unsere zukunftsorientieren Visionen mit ihnen geteilt.

Die Zahl der in Deutschland lebenden türkischen Staats-bürger und türkeistämmigen deutschen Staatsbürger beträgt fast drei Millionen. Offiziellen Statistiken zu-folge ist fast jeder vierte Ausländer in Deutschland ein Türke. Wenn man die demographische Herausforderung berücksichtigt, der sich Deutschland gegenübersieht, dann kann die hiesige türkische Gemeinschaft die wich-tigste Quelle sein, um den zur Erhaltung des jetzigen Wohlstandsniveaus notwendigen wirtschaftlichen Input sicherzustellen.

Es ist unvermeidlich, dass eine so große Gemeinschaft auch einige Probleme mit sich bringt, wie zum Beispiel

INTERVIEW

34ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

die mangelnde Teilhabe, Arbeitslo-sigkeit, doppelte Staatsangehörig-keit, muttersprachlicher Unterricht, Diskriminierung und Fremdenfeind-lichkeit. Darunter gibt es kein Prob-lem, für das sich nicht eine Lösung fände. Doch das Wichtigste ist, dass bei der Lösung dieser Probleme Deutschland und die Türkei, die tür-kische Gemeinschaft in Deutschland und die deutsche Gesellschaft, mit anderen Worten, alle Beteiligten in gegenseitigem Verständnis eng mit-einander kooperieren. Ich bin davon überzeugt, dass mit dieser Herangehensweise alle Pro-bleme zum Nutzen beider Gesellschaften gelöst werden können.

ëkonomie: Die Wirtschaft ist ein Thema, das die Gesell-schaft spaltet wie auch eint. Wie leistungsfähig ist Ih-rer Ansicht nach die türkische Gemeinschaft? Haben die türkischen Arbeitgeber in der deutschen Wirtschaft den ihnen gebührenden Anteil oder Rang inne?

Karslıoğlu: Ich persönlich bin davon überzeugt, dass Wirtschafts- und Handelstätigkeiten die Menschen zum Dialog ermuntern und eine vereinende Rolle spielen. Wir stellen fest, dass unsere türkischen Landsleute, die vor über 50 Jahren als „Gastarbeiter“, vorwiegend aus länd-lichen Gebieten und des Lesens und Schreibens nicht mächtig, nach Deutschland gekommen sind, inzwischen als Betreiber insbesondere von Kleinunternehmen einen wichtigen Beitrag zur deutschen Wirtschaft leisten. Dies ist meines Erachtens eine großartige Erfolgsgeschichte und man kann auf jeden einzelnen von ihnen stolz sein. Die circa 72.000 von unseren Landsleuten betriebenen Unternehmen, die einen Umsatz von rund 35 Milliarden Euro erwirtschaften, sind der deutlichste Beleg hierfür. Innerhalb dieser Unternehmen bieten sie Arbeitsplät-ze für 350.000 Menschen. Die circa drei Millionen in Deutschland lebenden Türken tragen nicht nur zur Wirt-schaft bei, sondern sind gleichzeitig im gesellschaftli-chen, kulturellen und politischen Leben in Deutschland vertreten. Mit dem von ihnen durch Handel und Produk-tion erwirtschafteten Wohlstand wird selbstverständ-lich auch ihre Position in der deutschen Gesellschaft gestärkt werden. Auch haben unsere in Deutschland lebenden türkischen Landsleute einen Anteil am bilate-ralen Handelsvolumen zwischen der Türkei und Deutsch-land, das im vergangenen Jahr trotz der europäischen Wirtschaftskrise 32 Milliarden Euro erreichte.

Der allmähliche Wandel dieser Firmen in mittlere und gro-ße Unternehmen, sowie ihre Weiterentwicklung durch Beteiligung an oder Übernahme von anderen Unterneh-

men, die in Europa und insbesondere in Deutschland aus unterschiedlichen Gründen nicht in der Lage sind, im Geschäftsleben fortzubestehen, wird sowohl erheblich zur deutschen Wirt-schaft und zum Arbeitsmarkt beitra-gen als auch einen wichtigen Schritt für sie selbst darstellen. Dies wird von verschiedenen deutschen For-schungsinstituten beobachtet und kommt natürlich auch für Betriebe mit dem Wunsch nach Wachstum als ein Aspekt ihrer ökonomischen Über-legungen in Betracht.

ëkonomie: Auch wenn wir wirtschaftliche Einrichtungen sind, so müssen wir doch gesellschaftliche Verantwor-tung übernehmen. Insbesondere als Türken in Deutsch-land sind wir sehr an dem allgemeinen Zustand der Gesellschaft interessiert. Sind Ihrer Ansicht nach die Bemühungen der Geschäftswelt in diesem Bereich aus-reichend? Was sollte noch getan werden?

Karslıoğlu: Wie ich bereits erwähnt habe, bestehen in Bezug auf die türkeistämmigen Menschen in Deutsch-land zahlreiche Probleme. Es ist nicht möglich, dass die-se Probleme lediglich von der türkischen Gemeinschaft in Deutschland oder der deutschen Gesellschaft bzw. al-lein von der Türkei oder Deutschland gelöst werden. Bei der Lösung dieser Probleme müssen sämtliche staatli-chen und zivilgesellschaftlichen Einrichtungen und Per-sonen, mit anderen Worten, alle, die zu einer Lösung beitragen können, Verantwortung übernehmen.

Wie ich sowohl während meiner Tätigkeit in der Türkei als auch seit Aufnahme meines Dienstes in Berlin fest-stellen konnte, gibt es zahlreiche Einrichtungen und Personen, die bereits Verantwortung tragen. Selbstver-ständlich ist jeder entsprechend seiner Position, Befug-nis, Verantwortlichkeit und Möglichkeiten bemüht, zur Lösung von Problemen beizutragen. Besonders wichtig ist hierbei, dass einflussreichere Personen und Instituti-onen ihrer Position entsprechend hierzu einen Beitrag leisten.

Es wäre sinnvoll, die Arbeiten und Projekte in den Berei-chen Gesellschaft, Bildung und Kultur von Organisatio-nen und Einrichtungen, die wie MÜSIAD aus Geschäfts-leuten, Managern, Unternehmern und Investoren bestehen und insgesamt eine erhebliche Wirtschafts-kraft vertreten, bei Bedarf auch durch Sachleistungen zu bereichern und vielfältiger zu gestalten.

Darüber hinaus ist es wichtig, auch das Netzwerk von Kommunikation und Zusammenarbeit zwischen den

INTERVIEW

Es ist nicht möglich, dass die-se Probleme lediglich von der türkischen Gemeinschaft in Deutschland oder der deut-schen Gesellschaft bzw. allein von der Türkei oder Deutsch-land gelöst werden.

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 135

Mitgliedern und den Organisationen zu erweitern. Wenn jemand eine sehr gute Projektidee hat, jedoch nicht über die finanziellen Mittel ver-fügt, dann können Sie, denen diese Mittel zur Verfügung stehen, diese Idee bewerten und unterstützen. Die Bedeutung des engen Kommunika-tionsnetzwerks besteht darin, dass die Projekte Sie bzw. Ihre Hilfen die Betroffenen erreichen.

Eines der größten Probleme unserer türkischen Landsleute in Deutsch-land ist die Arbeitslosigkeit. Wäh-rend die Arbeitslosenquote unter den Migranten bundesweit 13,8 % beträgt, liegt sie bei den türkeistämmigen Migranten bei 20,7 %. Der hiesigen türkischen Gemeinschaft kommt eine große Verantwortung zu, wenn es gilt, sich intensiv um die Bildung und Ausbildung ihrer Kinder zu kümmern und dafür Sorge zu tragen, dass sie zumindest eine Leh-re machen.

An dieser Stelle wünsche ich mir, dass die Arbeitgeber als Mitglieder von Wirtschaftsverbänden wie MÜSIAD für das Thema Ausbildung empfänglicher werden, und möchte sie dazu ermuntern, möglichst vielen türkischen Jugendlichen einen Ausbildungs- oder Praktikumsplatz anzubieten.

Darüber hinaus könnte im Bereich des muttersprach-lichen Unterrichts, der ein weiteres grundlegendes Problem der türkischen Gemeinschaft in Deutschland darstellt, beispielsweise durch die Einrichtung zwei-sprachiger Kindertagesstätten, die Ausbildung von tür-kischen Jugendlichen, die in solchen Einrichtungen als Erzieher tätig sein könnten, die Übernahme von Kosten bei verwandten Themen, Kampagnen zur Sensibilisie-rung und die Schaffung von Möglichkeiten wie Stipen-dien und Praktiumsstellen zu einer Lösung beigetragen werden.

Diese Beispiele könnten noch erweitert werden. Ich möchte noch einmal bekräftigen, dass alle Personen und Organisationen, die sich dank der Publikation „ëko-nomie“ von MÜSİAD Berlin dieser Probleme annehmen und bereitwillig bemüht sind, zu ihrer Lösung beizutra-gen, sich stets auf die Unterstützung und Kooperation der Botschaft und unserer Generalkonsulate verlassen können.

ëkonomie: Sie hatten MÜSİAD Berlin besucht und auch Gespräche mit der Vereinsführung geführt. Wie bewer-ten Sie MÜSİAD Berlin?

Karslıoğlu: Zum einen schätzen wir die sensible Haltung von MÜSİAD Berlin im Hinblick auf verschiede-ne Themen, die für die türkische Gemeinschaft in Deutschland von Bedeutung sind. Zum anderen wür-digen wir die Arbeit der Mitglieder in Bezug auf die Organisation von Wirtschaftsveranstaltungen. Darü-ber hinaus sind die Einheit und der Zusammenhalt von MÜSİAD Berlin und anderer Unternehmervereinigun-gen im Hinblick auf die gemeinsamen Probleme der türkischen Gemein-schaft äußerst wertvoll. Daher hof-fe ich, dass sie ihre Arbeit verstärkt fortführen werden.

ëkonomie: Was sind Ihre Erwartungen von MÜSİAD Berlin in Bezug auf die türkische Gemeinschaft in Berlin?

Karslıoğlu: Meine Erwartungen an MÜSİAD Berlin in Be-zug auf die türkische Gemeinschaft in Berlin unterschei-den sich im Grunde nicht von meinen Erwartungen an andere Personen und Organisationen in Deutschland. Aufgrund der Bedeutung dieses Themas erachte ich es für sinnvoll, sie an dieser Stelle noch einmal anzuführen: Jede Organisation kann unterschiedliche und vielfältige Beiträge leisten. Ich halte jedoch den Aufbau eines Kom-munikationsnetzes zwischen ihnen sowie Projekte und Hilfen insbesondere im Hinblick auf grundlegende Fra-gen wie Bildung und Arbeitslosigkeit für wichtig.

Hierbei ist es von Bedeutung, dass die Menschen, die in diesem Land leben und ihre Zukunft mit ihm verbinden, in einem solidarischen Miteinander Projekte und Arbei-ten durchführen, die dazu dienen sollen, die künftigen Generationen zu in jedem Bereich der Gesellschaft akti-ven und ehrenwerten Individuen zu erziehen, ohne dass sie ihre Herkunft, Sprache, Kultur und Religion aufgeben.

ëkonomie: Was möchten Sie unserem Verein, unseren Mitgliedern und Unternehmern mit Blick auf die General-versammlung am 24. November mitteilen, zu der auch Sie eingeladen sind?

Karslıoğlu: Worauf wir Wert legen, sind Einheit und Zusammenhalt, Wohlergehen und Wohlstand der türki-schen Gemeinschaft in Deutschland. All unsere Bemü-hungen zielen darauf ab, zu einem sorgenfreien Leben unserer Landsleute beizutragen. Als eine Unternehmer-vereinigung kann auch MÜSIAD Berlin das Seinige dazu beitragen. In diesem Sinne wünsche eine erfolgreiche Generalversammlung und schon jetzt alles Gute!

INTERVIEW

Jede Organisation kann un-terschiedliche und vielfältige Beiträge leisten. Ich halte je-doch den Aufbau eines Kom-munikationsnetzes zwischen ihnen sowie Projekte und Hil-fen insbesondere im Hinblick auf grundlegende Fragen wie der Bildung und Arbeitslosig-keit für wichtig.

GENÇ MÜSİAD

“Bir kahvenin kırk yıl hatırı

vardır.” Türkçe’nin güze-

lim anlatımlarından biri kuşkusuz…

Cümleden hemen anlıyorsunuz,

kahve bahane… Maksat dostluklar

ve sohbetler keyifli olsun…

“Türk Kahvesi”nin öyküsü yaklaşık

400 yıl önce başladı…

Kahvenin anavatanı Etiyopya…

Eski adıyla Habeşistan… İstanbul’a

da oralardan gelmiş, köpüklü-telveli

kıvamını böyle kazanmış… Acı,

tatlı, sıcak, soğuk, aromalı, yoğun,

ince çekilmiş, özenle kavrulmuş kah-

ve çekirdekleri... Ve işte Türk kah-

vesinin öyküsü…

Sunumu, bol köpüğü, yanında lo-

kumu ve tabi ki kırk yıllık hatırı

ile ikramlarımızın baş tacı ve

konukseverliğin de sembolü olan

“Türk kahvesi” 400 yıldır bu topra-

klarda…

İlk milletlerarası markamız

sayılabilecek içeceğimiz Türk kah-

vesi, güzel bir içecek olmasının yanı

sıra pek çok şiire de konu olmuştur.

Kız isteme ritüellerinden, en keyifli

sohbetlere kadar bir dizi gündelik

hayat kültürünü de temsil etmekte-

dir.

Kuzey Afrika’dan Orta Doğuya Ka-

dar Uzanan Kahve Kültürümüz

Aslında kahvenin ana vatanı olan

Etiyopya, Arap Yarımadası’ndan

zamanla Osmanlı Sarayları‘na ka-

dar uzanan bir kültüre sahip. Fran-

sa, Hollanda, Endonezya ve Doğu

Hint Adaları derken tüm dünyada

40 yıla bedel keyif

KÜLTÜR

36ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

“Türk kahvesi” 400 yıldır bu topraklarda…

m e r v a o r h a n

Foto

ğra

flar

: İlk

er K

ırm

ızı

GENÇ MÜSİAD

Acı, tatlı, sıcak, soğuk, aromalı, yoğun, ince çekilmiş, özenle kavrulmuş kahve çekirdekleri... Ve işte Türk kahvesinin öyküsü…Sunumu, bol köpüğü, yanında lokumu ve tabi ki kırk yıllık hatırı ile

kramlarımızın baş tacı ve konuk -

severliğin de sembolü olan

“Türk kahvesi” 400 yıldır bu

topraklarda…

adını duyurmuş ortak bir kültür.

Kahve, saraylardan konaklara, ko-

naklardan evlere vazgeçilmez içe-

ceklerimiz arasında başı çekerken,

ilk olarak zamanın padişahı Yavuz

Sultan Selim tarafından Osmanlı

Hanedanlığına tanıtılmış…

Türk Kahvesi Marka Oldu

Her ne kadar farklı kökenlerin keşfi

ile ortaya çıkmış olsa da artık tüm

dünya “Türk kahvesi”ni tanıyor.

Kültürümüzde kendine has bir yeri

olan kahve, Yemen Valisi Özdemir

Paşa’nın hayran kalarak İstanbul’a

getirmesiyle ve Türkler tarafından

yeni kullanımıyla “Türk kahvesi” adı

altında bir marka hâline geldi. Bunun

yanı sıra bir kültür mirası olarak

da unutulmaz sohbet ortamlarının

yegâne tanığı…

Türk Kahvesi Su ile İkram Edilir

Tadı kadar sunumunun da önem

arz ettiği Türk kahvesi kısık ateşte

ağır ağır pişmelidir, kendine has

aroması ile kaynatılır ve yanında

mutlaka su ikram edilir. Bunun

nedeni ise damağı önce-

den temizleyip

kahvenin tadını

bozmamaktır.

Yerel

kahvelerimiz

Günümüzde sudan sonra en fazla

tüketilen içecek ve petrolden sonra

en çok ticareti yapılan madde olan

kahvenin bir de yöresel geleneklere

göre çeşitleri var elbette.

Şifa Kaynağı:

Menengiç Kahvesi

Rivayetlere göre birçok hastalığa iyi

geldiği söylenen Menengiç Kahvesi

nefis kokusuyla misafirlere ikram

edilen önemli bir içecektir. Genellikle

Elazığ ve çevresinde tüketilen bu

kahve özel bir yöntemle yapılır ve

faydaları saymakla bitmez… Özel-

likle de nefes darlığı, mide ve akciğer

rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenir.

Güneydoğu’nun İncisi: Mırra

Mırranın tiryakileri bilirler ki gerek

ikram gerek içim sırasında mutlaka

adetlere uyulmalı ve kesinlikle hata

yapılmamalıdır. Her ne kadar acımsı

bir tadı da olsa sohbeti o kadar tatlı

gelir yöre insanına. Doğu kültürünün

vazgeçilmezidir mırra.

Diğer yöresel kahvelerimiz gibi

köşede sessiz sedasız beklemez

mırra, törenler eşliğinde konuk-

lara ikram edilir. Konuk kabulün-

de, sıra gecelerinde, düğünlerde,

eğlencelerde, taziye evlerinde, sün-

netlerde, bayramlarda sunulan bir

kahvedir ve tek fincanla elden ele

dolaştırılarak sunulur.

Kenger Bitkisinden Elde Edilen

Kenger Kahvesi

Dikenli olduğu için toplaması

çok zahmetli olan;

tüylü, sütlü, dikenli

ve otsu bir bitki olan

Kenger bitkisinden elde

edilen bir Kahve çeşididir

Kenger kahvesi. Daha çok Silif-

ke dolaylarında sıkça rastlanan bu

kahve çeşidi Türkiye’de İç Anadolu,

Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Akde-

niz Bölgesi’nde de bulunmaktadır.

Cilveli Kahve

Eskiden gelinlik kızlar, evlerine ge-

len görücülere bol köpüklü kahvenin

üzerine öğütülmüş badem koyarak

ikram edermiş bu kahveyi, o yüz-

den de adı “cilveli kahve” kalmış…

Manisa’da sıkça görülen bu kahve

çeşidi patenti olan yerel kahveleri-

miz arasında yerini alırken günlük

hayatta da yerini muhafaza etmeyi

başarmış…

KÜLTÜR

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 137

Kahve ilk olarak zamanın padişahı Yavuz Sul-tan Selim tarafından Osmanlı Hanedanlığına tanıtılmış…

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

KÜLTÜR

38

‚Şah Sultan başta, yazdığı edebi metinler, fikir ve

eleştirileri ile yüz binlere ulaşmayı başaran ünlü yazar ve akade-misyen Prof. Dr. İskender Pala MÜSAİD Berlin‘in düzenlediği bir panele katılarak birbirinden ilginç mesajlar verdi. Türkolog Zerrin Konyalıoğlu’nun da dil ve anadil ağırlıklı bir sunum yaptığı panele ilgi yoğun oldu. Pala panelde yaptığı konuşmada Türk toplumuna kültür ve dilinizi kaybetmeyin mesajını ver-di.

Berlin’de düzenlenen ve yoğun ilgi nedeniyle beklenenden daha uzun süren panel öncesi genç müzisyen Evrencan Kamen küçük bir resital verdi. Gelen misfirlere gül suyu ve lokum ikram edildi. Panelin açılış ve selamlama konuşmasını MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya yaptı. Karakaya selamlama konuşmasında MÜSİAD’ın kuruluş amaçlarını anlattı. Karakaya konuşmasında „MÜSİAD kişisel gelişim, kurumsal gelişim, sektörel gelişim, kültürel gelişim, toplumsal gelişim olmak üzere beş sac ayağı üzerine kurul-dur“ dedi.

Karakaya bu hedefleri gerçekleş-tirmek için Berlin’de ilk kez sektör-lere dayalı kurullar kurduklarını ve şu anda 6 sektörde teşkilatlanma

çalışmasını başardıklarını anlattı.

Daha sonra başlayan toplantının panel bölümünde Türkolog Zer-rin Konyalıoğlu özellikle anadili öğrenimi konusunda ağırlık ver-di. Konyalıoğlu Almanya’nın Türk çocuklarını erken yaşta kreşlere (yuva) almak istemesini eleştirdi ve bu politikayı desteklemediğini söy-ledi. Çocukların daha ana karnında anne sesiyle anadili sıcaklığını al-maya başladığını, doğduktan son-ra da anne sesini tanıdığını be-lirten Konyalıoğlu, „Her dil kendi duygu ve düşünce şeklini taşır“ dedi. Bu nedenle anadilini daha tam öğrenemeden onu kaybetti-recek olan erken yaşta kreşe alma

politikasını eleştirdi. Konyalıoğlu “Anadiline alternatif imkan sunma-yan bu politikayı doğru bulmuyo-rum“ dedi.

Her dilin kendi ruhsal ve düşünsel beceri ve imkanları olduğunu an-latan Konyalıoğlu „Türkçemiz çok eski bir dildir. Türk tarihine bakar-sak çok etnik yapılı, çok kültürlü çok dinli toplumların etkileşiminden söz edebiliriz. Bu alanda çok uzun derin bir tarihe sahibiz. Bugün Almanya’da gündeme gelen çok kültürlülük, çeşitlilik gibi kavramlar ise daha yeni yeni tartışılıyor“ dedi. Konyalıoğlu anadilin sadece dili ko-rumaktan ibaret olmadığını, onun dil kurallarıyla ve yazılı öğrenmenin gerekli olduğunu vurguladı.

Prof. Dr. İskender Pala konuş-masında kültür ve medeniyet ko-nusunu ele aldı. Medeniyetin ileri kültürün geçmişe doğru bir yanı olduğunu anlatan Pala, bilgi edin-meden kültür olamayacağını anlattı. Kültürü bilginin tortusu olarak tarif eden Pala, bir toplumun maddi ve manevi birikiminin o toplumun kül-türünü oluşturduğunu söyledi. Pala konuşmasında dil meselesine de değinerek „Dil kimliktir. İnsanlar dilleri ile var olur, dilleri ile yok olur. İnsanların dilini yok ederseniz o top-lumu da yok edersiniz“ dedi.

Kültürünüze sahip çıkın

„Dil kimliktir. İnsanlar dilleri ile var olur, dilleri ile

yok olur. İnsanların dilini yok ederse-niz o toplumu da

yok edersiniz“

Pro

f. D

r. İs

kend

er P

ala

KÜLTÜR

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 139

‚Pala 19. yüzyıla gelindiğinde Türk toplumunda okuma yazma bilme-nin yeterli sayılmaya başladığını söylediği konuşmasında „Yüzde 97 okuma yazma oranı bizleri cahillik-ten kurtarmış olmayabilir“ dedi. Pala „Bir yabancı dili öğrenmek için Türk-çeyi güzel öğrenin. Bunu yaparken de yabancı bir dili öğrenmeyi sakın ihmal etmeyin“ görüşünü dile getir-di. Gençlere yönelik „Eğer en az 3 dili iyi öğrenmiyorsanız gelecek çeyrek yüzyılın ikinci sınıf insanları olmaya

hazır oldun“ dedi. Pala konumasında tarihin aşamalarına dikkat çeke-rek bilgi toplumunun ekonomi ve teknolojiyi yönlendirdiğini bu son aşamadan sonra gelecek dönem-de hegomonya savaşlaırnın sanayi, teknoloji bilgi toplumu gibi dönem-lerde olduğu gibi kültür alanında süreceğini anlattı. Pala „Önümüzde-ki dönemde artık kültürü zengin olan toplumlar egemen olacak, çatışma ve kazanç kültür üzerinden gidecek“ şeklinde konuştu.

Prof. Dr. İskender Pala ve Türkolog

Zerrin Konyalıoğlu MÜSİAD Berlin‘de

ortaklaşa seminer ver-diler.

PORTRE

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Sorgeç‘e Sorduk:

Soru: Neden BWK?

Cevap: Bunun basit bir cevabını

biliyorum ben! Almanya şartlarında

eğitimi yarım kalmış ya da meslek

yapamamış yetişkin ve gençler için

BWK.

Soru: Kim bu gençler ve yetişkinler?

Cevap: Bizim yetişkinlerimiz ve

çocuklarımız. Çeşitli nedenlerle

dışarıda kalmışlar. Hayalleri kırılmış.

Tekrar başlama şansları az. Güvenleri

kaybolmuş. Biz onlara yardım edi-

yoruz, tekrar sistemin içine girmeleri

için ellerinden tutuyoruz.

Soru: Bu gençlerin , yetişkin

insanların

ortak özllikleri ne?

Cevap: İster Türk kökenli olsun ister

olmasın. bunlar ya dışlanmış ya da

dışarıda kalmış gençler. Onlara tekrar

kapı açmak ya da hangi kapıdan

gireceğini göstermek gerek. Aileler ve

bizler birlikte bunu başarabiliriz.

Soru: Kapınız ne kadar açık?

Cevap: Devletin verdiği imkanlar

dahilinde sonuna kadar...

Nihat Sorgeç 1972 yılında Almanya‘ya geldi. Henüz 14 yaşında olan Sorgeç okul tarafından yapılan zorunlu ter-cihle „yabancılar“ sınıfına veril-di. Okulda başarısızlığın temeli atılan bu sınıflarda kalma-mak için çok çalıştı ve Devlet

Kütüphanesi‘nde yoğun bir Al-manca öğrenme çabasına girdi. Sonunda sürgün sınıfı sayılan „Yabancılar Sınıfı‘ndan“ kurtula-

rak eğitiminde yeni bir aşama kaydetti. Metal üzerine eğitim alan Sorgeç, lise dipolaması da alarak makine mühendisi olarak üniversiteyi tamamladı. Sorgeç kendi mesleğinde uzun süre yaptıktan sonra Bildungs-

werk in Kreuzberg‘i kurarak genç ve yetişkinleri meslek

eğitimine hazırlayan projesini hayata geçirdi. Sorgeç halen 120 çalışanı ve yılda yaklaşık 1000 tal-

ebesiyle eğitime ve meslek

öğrenimine hizmet

veriyor.

Kültürlerarası yetkinliği önemsemek zorundayız. Almanya

da buna ihtiyaç duyuyor bence.

Reçete: Türk -Alman Sentezi

K İ M D İ R ?

Önemli ve çok ciddi mevkilerde takdir gören bir eğitim kurumunu başarıyla işletiyorsunuz. Bunun formulü nedir?

NS. Alman titizliği ve disiplini, Türk esnekliği ve paratikliği diyebilirim. Bu önemli yetenekler her iki toplu-mun dinamizmini sağlıyor. Bizler bu ikisini de alarak en iyi sentezi yapabiliyoruz. Hayatımda ben de bunu öğrendim. Bir diğer konu da şartlar ne kadar zor olursa olsun yılmamaktır. Sabırdır. Yıllara mey-dan okuyacak kadar sabırlı olmayı bilmek lazım.

Peki sizi „en zor zamanda“ motive eden bir şeyler var mıydı?

Evet. Babamın bana gösterdiği çok kötü şartlarda çalışılan bir fabrika bölümü vardı. Çalışmaya motive olmak istediğimde babamın elimden tutup „Bak çalışıp ilerle-

mezsen geleceğin yer bu yerler“ diye gösterdiği resim gözümde canlanırdı. Babamın beni gerçekle yüzleştirdiği bu resim hep aklımda oldu.

Kültürlerarası etkileşim ve yetkinlik daha başarılı bir işbirliği vaad edi- yor deniyor. Sizce de öyle mi?

Tamamen katılıyorum. Küresel etkileşim kaçınılmaz olarak çok dilli ve kültürlü insnalara olan ihtiyacı da arttırıyor. Almanya bunun önem-

li bir örneği. Üstelik ürettiğinin yüzde 70‘ini satan bir ülke. Çok kültürlülüğe açık olmak zorunda. Sadece çeviri dili bilmek yetmiyor. İnsanlar iletişimden fazlasını bilirse gerçek diyolog oluyor. Bu bakımdan kültürlerarası yetkinliği önemsemek zorundayız. Almanya da buna ihtiy-aç duyuyor bence.

Geleceğin Almanyası Nasıl olacaktır? Mesela 50 yıl sonra?

NS: Hepimizin Almanyası olacak. Ali, Ayşe, Mustafa isimleri günlük hayatın parçası haline gelecek. Göçmen denmeyecek ve etnik kö-ken üzerine tatışılmayacak.

n i h a t s o r g e ç

SEKTÖR

42ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

u f u k ş e n t ü r ks a ğ l ı k s e k t ö r k u r u l u b a ş k a n ı

MÜSİAD Berlin sektör kurullarına bir yenisini daha ekleyerek Sağlık Sek-tör Kurulu’nu oluşturdu. Çok sayıda üye ile doktorların, eczacıların, fi-zyoterapist ve hasta bakım servisi işletmecilerinin katıldığı programda, öncelikle MÜSİAD Berlin tanıtım fil-mi izletildi, akabinde Genel Sekre-ter Muzaffer Türk yaptığı sunum ile MÜSİAD Berlin’in yapısı ve faaliyet-leri konusunda bilgiler verdi.

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karaka-ya burada yaptığı konuşmada „Ge-rek Türkiye’de gerekse Almanya’da sağlık alanında meydana gelen gelişmelerin, önümüzdeki günler-de karşılıklı yatırımlar konusunda bir haraketlilik getireceğini belirt-ti. MÜSİAD Berlin tecrübesi ile bu yatırımlara yön vermek, ön ayak ol-mak istiyoruz“ dedi.

Karakaya daha sonra Sağlık Sektör Kurulu oluşum çalışmaları hakkında bilgi verdi, bu alandaki bir çok kişi ile istişarelerde bulunduklarını belirtti. Sektör Kurulu Başkanı adayı olarak Ortoped Dr. Ufuk Şentürk’ü açıkladı.

Sektör Kurulu Başkanı Dr. Ufuk Şentürk seçilmesi nedeniyle katılımcılara teşekkür ederek, ken-disine gösterilen bu güveni boşa çıkarmayacağı sözünü verdi. Dr. Şentürk konuşmasına „Eminimki

MÜSİAD Berlin Sağlık Sektör kurulu şu kişilerden oluştu: Ufuk Şentürk, ortopedi

uzmanı, Enver Pınarbaşı, Fizik tedavi uzmanı, Therapium ve Turkuaz Tedavi Merkez-

leri sahibi. Dr. Halil Karabayır, Allgemeinmediziner, Medizinisches Versorgungszent-

rum Turkuaz ortağı Dr. Halil Bulat, Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzman doktoru,

Dilhan Görgün, Orpedo Şirketi sahibi, ortopedik bandaj üreticisi, Behcet Saltık, Pfle-

geagentur Berlin hasta bakim servisi sahibi, Safiye Serpil Ergün, Dosteli hasta bakim

servisi sahibesi, Hasan Kurtoğlu, Allgemeinmediziner.

Sağlık Sektörü Hedef BüyüttüŞentürk: „Eminim ki bugün sadece biz Sağlık Sektörü ile ilgili arkadaşlar için değil, hepi-

miz için önemli bir gün“

bugün sadece biz Sağlık Sektörü ile ilgili arkadaşlar için değil, he-pimiz için önemli bir gün. Zira biz-ler, bazılarının dediği gibi ‚‘‘Yitik Kuşaklar‘‘ olmadığımızı bugün bir kez daha ispatlıyoruz“ dedi.

SEKTÖR

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 143

MÜSİAD Berlin Hukuk Sektörü açılışı ile bir basın bildirisi yayınlayan Genel Sekreter Muzaffer Türk şöyle dedi: ‘’Yaşadığımız toplumda gündeme oturan gelişmeler Türkçe konuşan hukukçuları MÜSIAD Berlin’in Hu-kuk Sektör Kurulu’nu oluşturma zorunluluğunu beraberinde getirdi. Ayrıca Sektör Kurulunun hem vatandaşlarımıza, hem de sektörü-müze MÜSİAD Berlin’in tecrübe-leri ile çözüm üretmek, yanı sıra MÜSİAD Berlin’in misyonu ile to-plumumuzdaki birlik, beraberlik ve işbirliğini artırmak amacındayız.’’

MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Kara-kaya da bu oluşumun, MÜSİAD’ın özellikle vurgusunu yaptığı ortaklık kültürüne katkı sağlayacağı üzeri-ne bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından Hukuk Sektör Kurulu Başkanı Avukat Akın Hızarcı’yı ve yeni oluşan kurulun üyelerini kür-süye davet etti.

Karakaya konuşmasında ‘’Ekonomi derslerinde hocalar söze hep şöyle başlarlar; ‘’İhtiyaçlar sınırsız, kay-

naklar kıt’’. İnancımız ve kültürü-

müz gereği bizler ihtiyaçlarımızın

sınırsız olmadığını düşünüyoruz,

ancak her ne olursa olsun insanoğlu

ihtiyaçlarını karşılamak için

gösterdiği faaliyetlerde isteme-

den de olsa birbirine zarar verir,

birbirinin hakkını yer. Bu noktada

hayatımıza bir takım kısıtlamalar

Avukat Nilüfer Yazıcı, Avukat Yeşim Yalçın, Avukat Cafer Türkyılmaz, Türk Hukuku Avukatı Yüksel Can, Avukat Dr. Ümit Kaplan, Avukat Fah-ri Fırat, Mali Müşavir, Ahmet Kemiklioğlu, Avukat Abdulhamit Ekici, Avukat Kerem Türker

Akın Hızarcı: „Sorunların en yoğun olduğu hukuk alanında örgütlenme Türk toplumuna yarar sağlayacaktır.“

Hukuk Sektörü Oluşturuldu

ve yaptırım güçleri etki eder, bu

kısıtlama ve yaptırımların hepsi her

zaman hukuk kuralları olmasa da

en etkilisidir“ şeklinde konuştu. Ka-

rakaya sınırların kalktığı global iş

dünyasında ayrıca MÜSİAD ın glo-

bal ağı ile hukukçularımızın iletişim

kurması çalışmalarımızı daha da

çeşitlendirecektir’ dedi.

a k ı n h ı z a r c ıh u k u k k u r u l u b a ş k a n ı

SEKTÖR

44ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

Otomobil Sektör Kurulu‘ndan sonra Berlin MÜSİAD, gıda ve gastronomi sektöründeki işletmelerin ortak ha-reket etmesi, aralarındaki işbirliği ve iletişimi sağlamak, sektördeki imajlarını artırmak, sorunları ile ta-leplerine bir elden yanıt vermek için bünyesinde Gıda ve Gastronomi Kurulu kurdu. Kurul şu üyelerden oluştu: Mehmet Ali Özcan ( Gastro Express), Abdülkadir Karaçil ( Narin Döner), Üzeyir Yenigün (Berlin Con-sulting Company), Osman Etoğlu (Antep Sofrası Restaurant), Abdul-lah Yeşilkaya ( Gastro Urban), Şener Yeşilkaya (Gusto Gastronomie Gerä-te GmbH) Salih Pulat ( Evita GmbH)

Müsaid Berlin sektör kurullarından en önemlilerinden biri Türk işletmelerin çok yoğun olarak iş yaptıkları inşaat alanından oluşturuldu. İnşaat

MÜSİAD Berlin, ekonomik alanın dinamikleri olan sektörler arasındaki bek-lenti ve taleplerin, sorun ve çözümlerin farklılıklar göstermesi nedeniyle sektör bazlı örgütlenme geleneğine bir halka daha ekledi. Özellikle Türk girişimcilerin yoğun olarak var oldukları sektörlerin başında gelen otomotiv sektöründe de deyim yerindeyse bir motor güç oluşturdu. Otomotiv sek-töründe faaliyet gösteren işvernleri güçbirliğine davet eden MÜSİAD Berlin bu alanda da bir boşluğu doldurdu. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren 100 iş adamını bir araya getiren MÜSİAD Berlin Otomotiv Sektör Kurulu şu üyelerden oluşuyor: Oğuzhan Gedik (Firma ATG), Fazıl Vural (Global Taxi), Ertan Uçar (Atlas Taxi), Orhan Elbir (Latif Automobile), Uğur Önel (4. Levent Taxibetrieb), Gürol Zeren (Auto Wind), Mustafa Yılmaz (Autohaus Opel), Hüseyin Yol (AME-Sachvers-taendigenbüro), Yalçın Yaya (AS Speede Taxi)

d i ğ er s e k t ö r k u r u l l a r ı m ı z

sektörünün çok çeşitli dallarında çalışan bir çok işadamının yoğun ilgi gösterdiği Sektör Kurulu da diğer sektörlerle birlikte hem Türkiye‘deki

muadilleri ile hem dünyadaki benzer kuruluşlarla hem MÜSİAD içi sektör örgütlenmeleri ile bir ilişki ağının parçası olmayı hedefliyor.

MÜSİAD Berlin İnşaat Sektör Ku-rulu şu şekilde teşekkül etti. Kurul Başkanlığına OSVAM şirketi sahibi Volkan Akgün getirilirken, yönetim kurulu inşaat sektörünün çeşitli alanlarında faaliyet gösteren mü-hendis, mimar ve akademisyen-lerden oluştu. Yönetim Kurulu’na giren diğer isimler ise Umut Kırcı, Şaban Soysal, Selçuk Kaymak, Erdal Şentürk, Dr. Mehmet Yeni, Mustafa Motuk, Tuncay Demirci

oldu.

GASTRONOMİOTOMOTİV

MÜİSİAD BERLİN oluşturduğu sektör kurulları ile ekonominin kendine has sorun ve çözüm imkanlarını kendi öz temsilcileri aracılığı ile ele alıyor. Bu amaçla bu güne kadar 6 sektör, 1 gençlik, bir de kadın platformu kurdu. Esnaf ve zanaatkarlar kurulu da oluşmak üzere.

İNŞAAT

t a n ı t ı m

SEKTÖR

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 145

Liebe Mitglieder, liebe Leser,

seit der Gründung unseres Vereins in der 90er Jahren haben wir be-sonders in den vergangenen zwei Jahren große Fortschritte machen können.

Dank der Visionen unseres Vorsit-zenden und unseres Vorstandes, wurden Ausschüsse in bestimmten Wirtschaftsbereichen gegründet. Somit konnten erstmals konkrete sektorenspezifische Ziele erreicht werden. Durch die Gründung der Ausschüsse wurden die Initiativen der einzelnen Bereiche präzisiert. Die Gründung des Dienstleistungs-ausschusses erfolgte im Juni 2011. Damit bekamen meine 12 Partner und ich die Aufgabe, Sie, liebe Mit-glieder, über branchenspezifische Belange zu informieren und Ihre In-teressen zu vertreten.

Wie allgemein bekannt ist, zählt der Dienstleistungssektor zur Wichtigs-ten in unserer Wirtschaft und sein Anteil wächst ständig. In den letz-ten dreißig Jahren ist der Gesamt-umsatz im tertiären Sektor um das 100 fache gestiegen. Der Anteil die-ses Sektors beträgt zurzeit neben dem primären und sekundären Sek-tor fast 70%. Beim BIP von 2011 beläuft sich die Summe auf 1774 Mrd. Euro. Unter unseren Mitgliedern sehen die Verhältnisse jedoch anders aus. Die Verteilung bildet keinesfalls die Makroebene ab.

Um dieses genau feststellen zu können, war es nötig zu Beginn der Ausschussgründung eine Umfrage zum Bestand mit den MÜSİAD Mit-gliedern durch zu führen. Die Ergeb-

nisse liegen uns nun vor. Eine detail-lierte Auswertung wird Ihnen in der nächsten Zeit bekannt gegeben.Ein weiteres Projekt des Dienstleis-tungsausschusses ist das Mitglie-derverzeichnis, das nach anfäng-lichen Anlaufproblemen innerhalb des nächsten Quartals fertig ge-stellt wird.

Auch ist es unser Anliegen, den Di-alog zwischen MÜSİAD Berlin und seinen Mitgliedern zu intensivieren, indem der Ausschuss die Mitglie-der regelmäßig besucht. Schließlich sind es die Mitglieder, aus denen Müsiad Berlin besteht.

Eine Priorität bildet auch die Be-ziehung zum Dienstleistungssektor in der Türkei. Aus diesem Grund be-suchten wir im März dieses Jahres diverse Institutionen und Organi-sationen in Istanbul, nicht nur um unsere Beziehungen zu vertiefen, sondern auch um gemeinsame Pro-jekte zu entwickeln. Und es folgte tatsächlich unser erstes gemein-sames Projekt mit dem Dienstleis-tungsausschuss von MÜSİAD Tür-kei: Eine Podiumsdiskussion zum Thema „Brain-Drain – Rückwande-rung der türkischsprachigen Akade-miker in die Türkei“, das im Juni in einem renommierten Berliner Hotel statt unter Anwesenheit zahlreicher Gäste aus Politik, Öffentlichkeit und Wirtschaft stattfand.

All dies hätte ohne die Unterstüt-zung unseres Vorstandes und na-türlich des Sekretariats nicht statt-gefunden. Dafür möchten wir uns herzlich bedanken und wir erhoffen uns weiterhin diese Unterstützung um mehr Projekte durchführen zu können.

ErfolgEngagement

d u r c h

ö m e r b a ş k a n

Değerli okurlarımız,

Derneğimizin kurulduğu yıllardan bu yana özellikle son iki yılda önemli adımlar attık. Yönetim Kurulu ve Başkanımızın vizyonu sayesinde ekonomik faaliyet alanlarına göre her sek-töre uygun kurullar oluşturduk. Böylece ilk defa her sektöre göre odaklanmış hedefler kon-du. Tek tek sektörel alanlara yönelik çalışmalar için alt yapı oluşturuldu. Bundan sonrası artık alt yapı üzerine konacak çalışmalardır.

Hizmet Sektör Kurulu‘nu da bu çerçevede Haziran 2011 yılında oluşturduk. Toplam on iki arkadaşım ve ben hizmet sektör alanında sizleri temsil etmeyi, sektörün sorunlarını dile getirmeyi ve işbirliği imkânlarını ortaya koymayı hedefledik.

Bilindiği üzere ekonomi alanında hizmet sektörü giderek önem kazanmış ve en önemli ekonomik faaliyet alanı haline gelmiştir. Örneğin son otuz yılda sektörün hacmi yüz kat büyümüştür. Eko-nomik alanda yüzde 70‘e varan faaliyet hacmi ile muazzam bir büyüklükten söz ediyoruz.

Biz de sektörel alanda üyele-rimizin beklenti ve sorunları ile hedeflerini ele almak üzere bir çalışma başlattık. Yaptığımız araştırma sonuçlarını ekonomie‘nin gelecek sayısında da sizlerle paylaşacağız. Bir önemli projemiz de üye katalo-gunu hazırlamaktır. Önümüzdeki aylarda bu rehberi de hizmeti-nize sunacağız. Diğer yandan Türkiye‘deki benzer sektörel yapılanmamız ve sektörel bazda muhataplarımızla da ortak çalışmalar yapma konu-sunda adımlar atıyoruz. Tüm bunlar Yönetim Kurulu‘muzun güçlü desteği olmadan gerçekleşemezdi. Bu anlamda kendilerine teşekkür ediyoruz.

Vorsitzender desDienstleisterausschusses

46ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

GENÇ MÜSİAD

‚ ‚Genç MÜSIAD Berlin yeni

çalışma dönemi-ne daha dinamik ve daha güçlü bir yapılanma ile merhaba dedi. Kısa bir dönemde Sinan İlhan başkanlığında çekirdek kadrosunu yenileyen ekip, MÜSIAD Berlin Yönetim Kurulu’nun ve başkan Veli Karakaya’nın da tam desteğini alarak başta eğitim ve girişimcilik olmak üzere bir çok alanda çalışma yapmak üzere kolları sıvadı.

11-14 Ekim tarihleri arasında Istanbul’da düzenlenen 14. Uluslararası MÜSIAD Fuarı ve 16. Uluslararası İş Forumu (IBF) Kongresi’ne katılan Genç MÜSIAD Berlin, üyelerine yönelik ilk faaliye-tini 16 Ekim tarihinde gerçekleştirdi. Bir tanıtım akşamı organizasyonun-da genç girişimciler ve akademisy-enler ile bir araya gelen Genç MÜ-SIAD Berlin Yönetim Kurulu kendini üyelere ve kamuoyuna tanıtıp, ge-lecekteki proje ve vizyonunu anlattı.

Başka önemli bir projeye daha imza atmak isteyen Genç MÜSIAD Berlin, “Türk Diyasporası” ve “Türk Gençliği’nin Geleceği“ konularını baz alarak bir dizi halinde gerçekleşecek olan panel çalışması içerisindedir.

Konuyla ilgili görüş bildiren Genç MÜSIAD Berlin Başkanı Sinan İlhan projenin çıkış noktasını su şekilde anlattı: „Türk Gençliği’nin geleceğinde söz sahibi olup istikba-limizi başkalarının eline bırakmak is-temiyoruz. Yaşadığımız toplum için-de sorumluluk üstlenip etkin bir rol almayı hedefliyoruz. Genç MÜSIAD Berlin olarak kültürümüzü bir zen-ginlik olarak görüyor, dilimize, örf ve ananelerimize sahip çıkıp muhafa-za etmek istiyoruz. Bizim için de

Genç MÜSIAD Berlin olarak kültürümüzü bir zenginlik olarak görüyor, bunu dili-mize, örf ve ananelerimize sahip çıkarak muhafaza etmek istiyoruz.

ikidillilik mutlaka bir zenginliktir, başarıya giden yolun anahtarıdır. Fakat bizden sonraki nesillerin Tür-kçe konuşamama olasılığı oldukça yüksek. Ben bunu bir tehlike olarak görüyorum ve önümüzdeki aylarda anadilin önemi, Türk Kültürü’nün önemi ve iki dilliliğin avantajlarıyla ilgili bir panel hazırlıgı içerisindey-iz. Almanya’da yaşayan Türk toplu-munun dikkatini mutlaka çekmek zorundayız. Bu konunun ehemmiye-ti oldukça büyük.“

Genç MÜSIAD Berlin Yönetim Kurulu şu isimlerden oluşuyor: Başkan: Sinan İlhan,

Teşkilatlanma: Muhammed Babur, Halkla İlişkiler: Yasin Akyüz, Eğitim: Emrah Çiftci, İletişim:

Hamza Türk, Kordinasyon: Ertuğrul Balkan, Kordinasyon: İlker Sezgin

g e n ç M Ü S İ A D b a ş k a n ı

Genç MÜSİAD bir kültür köprüsüdür

s i n a n i l h a n

48ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

BAK 07

Run BAK‘lar Şimdi Geliyor

BAK 07 MARŞI‘NDAN

Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAKWer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK

Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAKWer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK

BAK 07, zehn Spieler einen Kipper, Pass Pass, dann Tor die Proevo oder Fifa, unser Team, unsere Jungs, unsere Stadt, unser Club, dass rot-weiße Tri-kot…Anpfiff, jeder guckt.

Wie sie rennen, spielen, locker kombinieren und Berlins besten Fußball hier zelebrieren.Im Poststadion in Berlin-Moabit von Abwehr bis Angriff ist unser Gebiet.

Run BAK, Run Run BAK, Run BAK, Run Run BAKWer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! Wer gewinnt? Wir! ...der BAK...

BAK 07. Tam adıyla Berliner Athletik Klub 07 e.V. Adındaki 07 kurulduğu tarih olan 15 Aralık 1907 yılını gösteriyor. O sene Berlin Wedding‘de kurulan BAK 07 özellikle koşu dalı olmak üzere atletizm ağırlıklı spor dallarında başarıdan başarıya koşmuş, çok sayıda madalya kazanan sporcu yetiştirmiştir. Kulüp 1908‘den bu yana futbol şubesine de sahip.

BERLİN KUPASI‘NI ALDIBAK 07 2004 yılında çok kültürlü futbol altyapısı ile Türk-Alman kulübü hali-ne gelerek bugüne uzanan tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bir ara Ankaraspor takımıyla da işbirliği yaparak 2006‘da Athletik yerine Ankara adını alan BAK 07 Ankaraspor‘un desteğini çekmesi ile krize girdi. Daha sonra eski renkle-rine ve adına kavuşan BAK 07 Mehmet Ali Han‘ın kulüp başkanlığında, yeni yönetimi ile Oberliga‘ya tutunarak Berlin Kupası‘nı aldı.

BİRİNCİ LİGE KAFA TUTTU EFSANE OLDUBAK 07, 2010 yılında Almanya Kupası‘nda 1. FSV Mainz 05‘le karşılaşma başarısı gösterdi. Bu sene ise 1. Lig takımlarından Hoffenheim‘ı 4-0 gibi olağanüstü bir skorla yenen BAK 07 Almanya gibi Türkiye‘de de manşetleri süsledi. Berlin Kupası aldığı 2010 yılından bu yana 3. büyük olma iddasındaki BAK 07 bu maçla birlikte büyüklüğünü tescillemiş oldu. Artık Berlin‘in en büyüklerinden biri de bir Türk yönetimindeki BAK 07.

Almanya Kupası‘nda iyi oynamasına rağmen favori ve güçlü rakibi 1860 Münih‘e kaybeden BAK 07 bundan sonra Berlin takımı ünvanı ile yeni başarılara koşmayı hedefliyor. BAK 07 Berlin‘deki Türklerin de kalbini şimdiden kazandı.

BİR EFSANEYİ YIKMADAN BİR EFSANE OLUNMUYOR

BAK 07

ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 149

Soru: BAK 07 aylardır Türkiye dahil spor kamuoyunun gündeminde yer aldı. Pendikspor gibi sürprizle mi anılacaksınız devamı gelecek mi?

M. Ali Han: Bizim amacımız kalıcı bir takım yaratmak. Hedeflerimiz gerçekçi. Bize ilgi daha düne kadar saha bulma-yan kapısına kilit vurulmak üzere olan bir kulüpten tarih yazan bir kulübü ortaya çıkardık. Bu başarı hak edilmiş bir ilgi doğurdu.

Soru: BAK 07 İstediğiniz yerde mi?

M. Ali Han: BAK 07 istediğimiz başarıyı sağladı ama istediğimiz yerde değil. Berlin‘in büyük iki takımı vardı. Herta ve Union. Şimdi seyircisi ile, markası ile, sporcusu ile, idarecisi ile BAK 07 Berlin‘in 3. büyük takımı oldu. Artık şehrin takımıyız biz. Bu iddia ile yola devam diyoruz.

m e h m e t a l i h a nb a k 0 7 b a ş k a n ı

ÖZEL BAKIŞ

50ëkonomie | Kasım - Nov. 2012 | Sayı - Nr. 1

ISTANBUL Cumhuriyet Caddesi No: 12534367 Istanbul - Harbiye

ZENTRALE: BERLIN Kurfürstendamm 224 10719 Berlin

TELEFON / FAXT +49(0)30 - 25 93 70 - 0F +49(0)30 - 25 93 70 - 70

WEBinfo@steuerbuero - inal.de www.steuerbuero - inal.de

Inal Unternehmens- & Steuerberatung

SteuerberatungFinanzbuchhaltung / Lohnbuchhaltung / SteuererklärungVertretung vor dem FinanzgerichtBegleitung von Betriebsprüfungen

WirtschaftsberatungBeratung bei Existenzgründung und InvestitionenFinanzierungsberatungBeratung für Bildung & Prüfung von Betriebsabläufen

Gemeinnützigkeitsberatung

Internationales Steuerrecht

Beratung für ansiedelnde Firmen in Deutschland

Fallorientierte Lösungsansätze in Kooperationmit Rechtsanswälten, Notaren und Banken

Seit 20 Jahren steuern wir Sie zum Erfolg! Jetzt auch in Istanbul.

Unser Team aus 20 kompetenten Mitarbeitern

steht Ihnen in allen Belangen der Steuer-, Rechts-

und Unternehmensangelegenheiten zur Seite.

3 ZarfŞirkette eski genel müdür kovulmuş, yeni bir genel müdür atanmıştı. Eski müdür görevi devrederken, yenisine tavsiyelerde bulundu ve 3 adet zarf verdi. Her biri numaralanmıştı.

Eski müdür yenisine ileride her başı sıkıştığında bir zarfı açmasını söyle-di. Ve yeni müdür işe başladı. Altı ay işler yolunda gitti. Fakat sonra satışlar

birdenbire düştü. Ne yapacağını bilemeyen yeni müdür, en sonunda 1. zarfı açtı. Zarfta şöyle yazıyordu:- Kendinden önceki müdürü suçla...

Yeni müdür hemen bir basın toplantısı ayarladı ve sorun-lar için kendinden önceki müdürün politikalarını suçladı. Basın ve borsa bu açıklamalara olumlu baktı, şirket hisseleri toparlandı, bu arada da satışlar düzeldi... İşler bir süre daha yolunda gitti. Fakat sonra üretim sorunları çıktı. Önceki olay-dan tecrübeli yeni müdür gecikmeden 2. zarfı açtı. zarfta şu yazıyordu:- Şirketi yeniden organize et.

Yeni müdür reorganizasyonu uygulamaya koydu, sorun çö-züldü. Bir süre sonra işler yine bozuldu. Yeni müdür koşa koşa gitti ve 3. zarfı açtı:- Üç zarf hazırla...

Berlin’de f a a l i y e t g ö s t e -

ren birçok işletmenin küçük ölçekli olmasından yola çıkarak, onların hem kendi aralarında hem de MÜSİAD Berlin ile yardımlaşma ve dayanışma göstermesi için, mes-leki dayanışma ve işbirliği için yola çıkıyoruz.

Toplumumuzda en önemli ekonomik faaliyeti gösteren esnaflarımızın daha başarılı olmaları için bu

c i h a n m u t l u a k t ü r k

MÜSİAD Berlin Esnaf ve Zanaatkarlar Kurulu Cihan M. Aktürk Başkanlığında Oluşturuluyor. Hedef: Kötü rekabet yerine dayanışma gereçekleştirmek...

Esnafın Sesi Biz Olacağız

Ost-Bahn Immobilien

Facility Management

GmbH

An der Ostbahn 2 · D-10243 Berlin

web www.ost-bahn-immobilien.de

E-mail [email protected]

Telefon +4930 / 615 76 69

Fax +4930 / 615 68 98

Mobil +49171 / 312 46 25

An- und Verkauf, Vermietung,

Verpachtung und Verwaltung

von Immobilien

çalışmayı başlatmış bulunmaktayız. Bu çalışmada, kendimize atalarımızın başarı ile uyguladıkları ahilik anlayışını örnek almak istiy-oruz. MÜSİAD anlayışının temel-lerinde de bu ahi teşkilatı anlayışı bulunmaktadır. MÜSİAD ‘ın milli ve manevi değerlere duyarlılığı, davranış ve sanat anlayışı, dünya görüşü, çalışkan ve yetenekli, aynı değerlere sahip esnafımız ile bir araya gelmesiyle, hem esnafımıza

hem de Türk insanına bakışı değiştirecektir. Aynı iş kolunda faaliyet gösteren esnafımız, artık birbiri ile haksız rekabet eden değil, birlikte ha-reket eden, birlikte kazanan ol-mak durumundadır. Yaşamak için yaşatmak felsefesi ile yola çıkacağız, her ferdi toplumun ayrılmaz bir parçası olarak kabul edip, onun refahının toplumun refahı olacağını unutmayacağız.

K U L A Ğ A K Ü P E F I K R A L A R

ISTANBUL Cumhuriyet Caddesi No: 12534367 Istanbul - Harbiye

ZENTRALE: BERLIN Kurfürstendamm 224 10719 Berlin

TELEFON / FAXT +49(0)30 - 25 93 70 - 0F +49(0)30 - 25 93 70 - 70

WEBinfo@steuerbuero - inal.de www.steuerbuero - inal.de

Inal Unternehmens- & Steuerberatung

SteuerberatungFinanzbuchhaltung / Lohnbuchhaltung / SteuererklärungVertretung vor dem FinanzgerichtBegleitung von Betriebsprüfungen

WirtschaftsberatungBeratung bei Existenzgründung und InvestitionenFinanzierungsberatungBeratung für Bildung & Prüfung von Betriebsabläufen

Gemeinnützigkeitsberatung

Internationales Steuerrecht

Beratung für ansiedelnde Firmen in Deutschland

Fallorientierte Lösungsansätze in Kooperationmit Rechtsanswälten, Notaren und Banken

Seit 20 Jahren steuern wir Sie zum Erfolg! Jetzt auch in Istanbul.

Unser Team aus 20 kompetenten Mitarbeitern

steht Ihnen in allen Belangen der Steuer-, Rechts-

und Unternehmensangelegenheiten zur Seite.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

skytrax almanca.pdf 1 29.08.2012 12:04