50
KASIM 2010 Sayý: 503 Fiyat: 5 TL En Korkulan Deðiþim: Ölüm Kutsal Kitabýn Yüksek Eleþtirisi RUHUMUZUN YAZDIÐI SENARYO Akaþik Sistem (Kryon Celsesi)

En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

KASIM 2010 Sayý: 503 Fiyat: 5 TL

En Korkulan Deðiþim: ÖlümKutsal Kitabýn Yüksek Eleþtirisi

RUHUMUZUN YAZDIÐI SENARYOAkaþik Sistem (Kryon Celsesi)

Page 2: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

ÝÇÝNDEKÝLER

Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi

Onur Baþkaný:Dr. Refet Kayserilioðlu

Sevgi Yayýnlarý Tic.Ltd.Þti. adýnaSahibi ve Genel Yayýn Müdürü:

Ayþegül Kayserilioðlu

Yazý Ýþleri Müdürü:Güngör Özyiðit

Yayýn Kurulu:Güngör ÖzyiðitNelda BayraktarHale Ürkmezgil

Haberleþme Sorumlusu veOkur/Abone Ýliþkileri:

Kazým Erdemoðlu0542 676 83 47

fax: (0212) 872 74 01P.K: 227 Beyoðlu/Ýstanbul

Yönetim Yeri:Ceylan Sk. No: 9/bod.kat

Güzelyalý, Pendik/Ýst.

Baský:Hedef Dijital Baský

Taksim Cad. No: 19/ATaksim/Ýstanbul

Fiyatý: 5 TLYýllýk Abone: 50 TL

Yurt Dýþý: 60 TL

Cilt: 42 Sayý:503 Kasým 2010

Sen Gerçekten Ýnanýyor musun? ....... 2Dr. Refet Kayserilioðlu

Kutsal KitabýnYüksek Eleþtirisi.. ................................ 6 Ahmet Kayserilioðlu

Hakkýyla Hakký Hoca ......................... 12Güngör Özyiðit

Olgunluk Üzerine ............................... 20(Osho’dan Görüþler)Özetleyen: Nihal Gürsoy

Ruhumuzun Yazdýðý Senaryo............. 26(Bilim Yeni Yollarda)Zuhal Voigt

Politik Dominasyon............................. 33(Eski Günýþýðýnýn Son Saatleri)Thom Hartman/Arýn Ýnan

Mucize ............................................... 37(“Taraf”tan Alýntý)Ahmet Altan

Akaþik Sistem - I ............................... 40(Kryon Celsesi)

En Korkulan Deðiþim: Ölüm............... 45(Arþivden)Özenç Kayserilioðlu

Kapak Resmi: “Ölen Kuðu” Vladimir Tretchikoff

Page 3: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

1

Sevgili Dostlar

SEVGÝ DÜNYASI

En Derin Sevgilerimizle

SEVGÝ DÜNYASI

Olgun yaþtakiler hatýrlayacaklardýr, öðrencilik yýllarýmýzda Ekim ve Kasýmaylarýnda okullar, gazeteler ve siyasiler tarafýndan hep birlikte özellikle gençler,Atatürk ve Cumhuriyet hakkýnda düþünmeye, düþündürtülmeye teþvik edilirdi. Onaolan hayranlýðýmýzý ve baðlýlýðýmýzý and içerek ne kadar çok haykýrýrsak o kadarmakbuldü. Onu hayatýnda hiç görmemiþ çocuklar, bizler için yaptýklarýný deðer-lendirmesi mümkün olamayacak çocuklar onun için aðlayarak þiirler okurlardý.29 Ekim öncesi ve sonrasýnda büyük bir coþku ve gönençle kutlamalar yaparken,hemen sonrasýnda Kasým’ýn ikinci haftasýna doðru aðýr bir havayla mateme dalar,daldýrýlýrdýk. Onu hiç görmemiþ çocuklar bu defa onun için aðlayarak aðýtokurlardý.

Günümüzde ise Atatürk’ün yaptýklarý tek tek sorgulanmaya, üzerinde fikiryürütülmeye çalýþýlýyor. Eskisine oranla fikir ve inanç özgürlüðünün geliþimibakýmýndan önemlidir, hayýrlýdýr diyebiliriz ancak, bu sefer de yaptýklarýnýnmucizevi yönünün bulunmadýðýný, hatta despotluða varan tutumlarýyla pek çokyanlýþlar yaptýðýný söyleyenler de oluyor. Aslýnda önceki yaklaþýmla, yani çocuk-larýn zihinlerini onun peygamber gibi bir kurtarýcý olduðu fikriyle sorgusuz sualsizdoldurmakla; þimdiki yaklaþým, yani býrakýn yaptýklarýnýn mükemmelliðini, üstelikþimdiki bazý sýkýntýlarýmýza yol açan yanlýþlýklarla dolu olduðu düþüncesi, þöylebiraz geriye çekilip baktýðýnýzda aslýnda birbirine ne kadar çok benziyor. Ýki tutumda olaný biteni kendi zamanlarýnda yaþanýyormuþ gibi davranýyorlar. Herkes veher yaþanmýþ olay kendi zaman diliminde, kendi çevresel ve þahsi þartlarýna göredeðerlendirilebilse, onlardan daha bilgi dolu sonuçlar çýkararýr, bizi biz yapangerçeklere daha çok yaklaþabiliriz. Ayrýca hem kiþisel olarak hem de toplumcaönemle üzerinde durulmasý gerekn bir nokta da þudur ki, geçmiþimizde her ne olduise, onun duygusunu ve enerjisini þimdide, anýmýzda barýndýrmamalý, taze tutma-malýyýz. “Kötüler için tamam, iyilir için de mi?” diye bir soru olabilir, evet iyileriçin de yapmalýyýz bunu. Çünkü enerjiler, duygular, ister negatif, ister pozitif olsun,bizi tutmamalý, baðlamamalý, içimizde sýkýþýp, týkanýp kalmamalýdýrlar. Biz onlarýniçinde, arasýnda, denizde yüzen, orada olmaktan memnun, o aný yaþayan çocuklargibi rahat olmalýyýz. O dalgalar bizi sýkýþtýrýp tutsak etmeyecekler, orada týkanýpkalmayacaðýz. Bugün bu denizdeyiz, yarýn bir baþkasýnda olabiliriz. Ayrýcaburadan ayrýlýp kurulanýp evde bir þeyler yedikten sonra baþka yerlere, baþkadiyarlara gitmek isteyeceðiz belki kim bilir... Oraya da belki baþka bir yerdengeldik... Özgürlük yaþanmak için var. Düþüncelerimizi, duygularýmýzý, onlarýngetirdiði enerjileri, belli kalýplardan, içimizde sýmsýký tutmaktan çýkarýrsak, ozaman sevdiklerimizi de gerçek severiz, yaptýklarýný da doðru deðerlendiririz. Vehepimiz belli noktalarda daha kolay buluþur, bizimle o noktada buluþmak iste-meyene de rahatlýkla ve gülümseyerek “sen bilirsin” diyebiliriz.

Page 4: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

2

Dr. Refet Kayserilioðlu

Sen Gerçekten Ýnanýyor musun?

ÖZDEN ÝLE ERDEM KONUÞUYOR

Böyle bir imana varmakiçin tecrübelerinizi, görgü-lerinizi artýrýnýz. Bununiçin okuyunuz, ölüm halinitetkik ediniz, ruhlardangelen tebliðleri ince-leyiniz. Bütün dinlerin birölüm ötesi hayattan bah-settiðine dikkat ediniz.Ýlmin zirvesine çýkanadamlarýn, ilham sahibiyazarlarýn, þairlerin,sanatkârlarýn maneviâleme baðlýlýklarýnabakýnýz. Düþününüz, bütünbunlarýn hepsi yanýlabilirmi? Ondan sonra hükmevarýnýz!

SEVGÝ DÜNYASI

Page 5: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Özden - Bir müddetönce bir banka müdürüdostumla konuþurkenbana "Yahu, sen hakika-ten inanýyor musun, buruhlara ve öbürdünyaya?" diye sormuþ-tu. Bu sualinde hemkendi inanamayýþýnýaçýkça itiraf eden birifade, hem benim samimiolarak inandýðýmý kabuledememe, hem de birgizli sorgulama vardý."Hani biz dostuz, þu iþinesasýný sen bana söy-leyiver, ben kimseyesöylemem, sen yinebaþkalarýna inanýyorumdemekte devam et. Amabana gerçeði çýtlatýver"demeye getiriyordu.

Onun sorusunaverdiðim cevap þuolmuþtu: "Ben inanmý-yor, biliyorum. Amasenin inanmayýþýna dahayret ediyorum. Çünküinsan kendini inkâr edermi? Bu sözlerinle adeta:'Ben var mýyým? Benimvar olduðumdan eminmisin?' demek istiyor-sun." Hemen sözümükeserek: "Yok artýkbirader, ben varým tabii,iþte karþýnda oturuyorumve seninle konuþuyorum.

Bu bankayý kim idareediyor yani?" dedi."Evet, ama 'ben' dediðin,senin 'ruh' tarafýndýr.Bedenin sen deðil, senindünya elbisendir" dedim.

Erdem - Þimdimüsaade ederseniz þubanka müdürünün yerineben geçeyim de onunadýna sorularý bensorayým. Bankamüdürünün varlýðý ileruhlarýn varlýðýný birtutuyorsunuz. Buradakelime oyunlarýylakarþýnýzdakini mat edipsusturma tekniði var gibigeliyor bana.

Özden - Aha… Aha…Haaa… Haaa! Ýlahi dos-tum, demek senin içindede bir kurt yeniði vardýki benim kelime oyunlarýyaparak iþi gürültüyegetirdiðimi zannettin. Ve'Aman þunu fazla yançizmeden enseleyeyim!'diye düþündün. Çokgüzelll… Ha… Ha! Çokgüzeeel..

Erdem - Hayýr ben herþeyi apaçýk söylerim.Umumi olarak inanýyo-rum, ama bazý inanama-dýðým yerler de oluyor.

Özden - Meselâ neler?

Erdem - Ýnsanlarýnöldükten sonra yaþa-malarý gerektiðineinanýyorum; mantýken debunu böyle olmasý icapeder. Ama bazý konuþu-lanlarýn gerçekten ruhlar-dan gelip gelmediðindenþüphe ettiðim anlar daoluyor. Acaba medyu-mun þuuraltý karýþmasýnbu iþlere diye içimeþüphe giriyor.

Özden - Ýnsanlarýnöldükten sonra yaþadýk-larýna inanýyorsunmadem ki… Öldüktensonra onlarýn sevdik-leriyle veya dünyadabulunan insan kardeþ-leriyle konuþmak iste-meyeceklerine inanabilirmisin?

Erdem - Mantýken,konuþmak isteyeceklerinikabul etmek lâzým. Ýnsanen sevdiði karýsýný,kocasýný veya evladýný,arkadaþýný, hocasýný,talebesini, dostunu,aþýðýný býrakýp gidiyoricabýnda. Bunlarlakonuþmayý ve görüþmeyiistemesi, onlarýn duru-mundan haberdar

SEVGÝ DÜNYASI3

Page 6: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

olmayý, kendi durumunuda onlara bildirmeyiarzulamasý gayet tabiidir.

Özden - Hem gayettabiidir, hem de gayetzaruridir. Seviþen ikikimse arasýnda gözlegörülmez ruhi baðlarvardýr. Sevginin þiddetineuygun olarak bu ruhibaðlar çoktur, kalýndýr.Seviþen kimseler bir-birinden ayrýldýklarý, ikiayrý memlekete ve diyaragittikleri zaman onlaraözlem veren, onlarý has-retin sýkýntýlarýna sokan,hatta hasret hastalýklarýnauðratan iþte o görünmezbaðlardýr. Bu baðlarbedene deðil, ruha aittir.Bedeni olsalar onlarýgörmemiz, tetkik edipinceliði, kalýnlýðý, þekli,rengi hakkýnda bir þeylersöyleyebilmemizlâzýmdý. Ama böyle sevgibaðlarýnýn mevcudiyetin-den kimsenin de þüphesiyoktur. O halde onlarruhi karakterde baðlardýr.

Peki, ölüm bir insanýnyok olmasý, kâinattansilinmesi olmadýðýnagöre, ölen bir kimsenin,yani bedeninden ayrýlanve baþka bir ortamda

(vasatta), baþka þartlariçinde yaþamayabaþlayan kimsenin,hemen bütün sevgialâkalarýndan kurtul-duðunu, bütün baðlarýkopardýðýný, bütünsevdiklerini unuttuðununasýl iddia edebiliriz?

Erdem - Böyle bir þeyiiddia edemeyiz. Ýnsaneðer yaþamakta devamediyorsa, sevmekte dedevam ediyor demektir.Çünkü sevgi insanýnruhundan hiçbir zamanayýramayacaðý bir duyguveya sizin söylediðinizgibi bir baðdýr.

Özden - Yaþamaktadevam ediyorsa derken,ölümden sonrayaþandýðýndan þüphenizolduðunu mu söylemekistiyorsunuz? Bugünhiçbir noktadan, þüphe-nizin kalmasýný istemiyo-rum.

Erdem - Mantýkendoðru olduðuna inanýyo-rum. Ruhlarýn ölümdensonra da yaþadýklarýnýgösteren birçok hadiseyide okudum, birçokcelsede de bulundum.Ama bazen içimde bir

þüphe kývýlcýmý yanýpsönüyor. Sonra kendikendimden utanýyorum."Yahu!" diyorum "Bukadar þey okudun, bukadar celse gördün,birçok kimseyi ruhlarýnvarlýðýna inandýrmak içintartýþmalara girdin, hâlâiçin için tereddüt ettiðinyerler var. Ayýp sana,ayýp!"

Özden - Hayýr dostum,ayýp deðil! Esas açýkolmaman, esas kendinialdatýp durman ayýp!Çünkü içinde bu tered-dütleri taþýdýkça bu yoldafazla ilerleyemez, buyolda etrafýna fazlahizmet edemezsin. Öncekendin þüphesiz,acabasýz vecabasýz inan-malýsýn ki, huzura kavuþ-malýsýn, tam manasýylayön almalýsýn… Ancak ozaman adýmlarýn saðlam,etrafýna hizmetinkuvvetli ve köklü olur.Yoksa yarým imanlaharbe girilmez, tekayakkabýyla uzun yolyürünmez, iðreti atlaseyahate çýkýlmaz.

Erdem - Peki, içimdehiçbir tereddüt kalma-masý için ne yapayým?

SEVGÝ DÜNYASI4

Page 7: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Özden - Düþünün,bol bol düþünün,gördüðünüz olaylarýtahlil edin, mantýksüzgecinden geçirin.Ölümden sonra bir ha-yatýn olduðunu sizedüþündüren mantýkinedenleri tekrar tekrarinceleyin. Alýnan büyüktebliðlerin medyumlarýy-la konuþun. O medyum-larýn bu üstün bilgileriverebileceklerine,söyleyebileceklerine ihti-mal verebiliyormusunuz? Bunlarýaraþtýrýn. Þuuraltý iddia-larýnýn hiçbir þeyi izahedemeyeceðini, artýkbugün için bir kaçamakyolu bile olmadýðýnýbilin. Þuuraltý bu hayat-tan toplanan bilgilerinatýldýðý, yýðýldýðý birdepo ise ve nasýlolduðunu bilmediðimizbazý fikir kombinasyon-larýnýn (birleþimlerinin)orada olabildiðini kabuletsek bile, bir kimseninhiç bilmediði, hiç duy-madýðý, toplantýdabulunanlarýn dabilmediði, hatta bazendünyada hiçbir insanýnbilmediði þeyleri habervermesini, bilgilerdenbahsetmesini hangi þuu-

raltý ile izah edebiliriz?Kendimizi bile tatminetmeyen gülünç iddialar-la âlemi avutmaya çalýþ-makla kazanacaðýmýz birþey yoktur.

Düþünün, bugüne kadarokuduðunuz, þahidiolduðunuz bütün olay-larý, bütün bildiklerinizi,bütün öðrendikleriniziyeni baþtan mantýktezgâhýna koyun, gayetbitaraf bir araþtýrýcýhüviyetiyle yenidenbütün bildiklerinizi man-týk eleklerinden eleyin.Eleðin altýna geçenlersizindir, onlarý alýn.Eleðin üstünde kalanlarsize aykýrýdýr, onlarý atýn!Atýn ki saf bilgilerinizide karýþtýrmasýn!

Erdem - Ben bunlarýyaparsam acaba inancýmtam manasýylakuvvetlenmiþ, her türlüþüpheden kurtulmuþ ola-cak mýdýr?

Özden - En kuvvetliiman, tecrübelerden,görgülerden kuvvetalan, toplanýlan herçeþit müþahedeyi iyicedüþünüp tahlil ederek,mantýk süzgeçlerinden

geçirerek varýlanimandýr. Böyle bir imanhiçbir rüzgârdan sal-lanmaz, hiçbir fýrtý-nadan devrilmez vehiçbir zelzeleden yýkýl-maz.

Böyle bir imana var-mak için tecrübelerinizi,görgülerinizi artýrýnýz.Bunun için okuyunuz,ölüm halini tetkik ediniz,ruhlardan gelen tebliðleriinceleyiniz. Bütün din-lerin bir ölüm ötesi ha-yattan bahsettiðine dikkatediniz. Ýlmin zirvesineçýkan adamlarýn, ilhamsahibi yazarlarýn, þair-lerin, sanatkârlarýnmanevi âleme baðlýlýk-larýna bakýnýz.Düþününüz, bütün bun-larýn hepsi yanýlabilirmi? Ondan sonra hükmevarýnýz!

5SEVGÝ DÜNYASI

Page 8: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Kutsal KitabýnYüksek Eleþtirisi

SEVGÝ DÜNYASI6

Ahmet Kayserilioðlu, Psikolog

Page 9: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

7SEVGÝ DÜNYASI

"39 Kitaptan oluþan Museviler'inKutsal Kitabý "Eski Ahid" (Tevrat) ve27 kitaptan oluþan HýristiyanlarýnKutsal Kitabý "Yeni Ahid"'in (Ýncil)içindeki âyetlerin hepsi de Tanrý sözümüdür, yoksa asýrlar boyunca birtakýmdeðiþikliklere, bozulmalara, azalýpçoðalmalara uðramýþ mýdýr?" sorusutarih boyunca zihinleri sürekli olarakkurcalamýþtýr. Hýristiyanlýðýn 400. yýl-larýnda "Kilise Babalarý" çaðýnda bilebu kuþkularýn varlýðýný görmekteyiz.Örneðin azizlerin en büyüklerindenkabul edilen St. Augustin, çok saygýduyduðu Musa'nýn ilk 5 kitabýnda(Tevrat-Canonique) gerçek dýþýifadelere rastlayýnca kuþkularýný nasýlgiderebildiðini 82 no'lu mektubundaiçtenlikle þöyle dile getirmiþtir:

"Özellikle Þer'i (Canonique) denilenKitab'ý Mukaddes'in bu kitaplarýna özelbir dikkat ve saygý göstermeyiöðrendim. Öyle ki, onlarýn yazarlarýn-dan hiçbirinin yanýldýðýna asla inanmý-yorum. Þayet bunlarda gerçeðe zýt görü-nen bir ifadeye rastlarsam, þüphe etmi-yorum ki, bu ya benim nüshamdaki biryanlýþtan ya çevirmenin esas metnidoðru çevirememesinden, ya da benimanlayýþýmýn yetersizliðinden ilerigelmektedir."

Bütün saygý ve sevgisine raðmen AzizAugustin'in Kutsal Kitap'ta insan hata-larý olabileceði gerçeðine parmak bas-masý boþuna deðildi. Kitapta Ýlahîbüyük mesajlarýn yanýsýra; tutarsýzlýklar,çeliþkiler, üslûp farklýlýklarý, yer yer

edep ve ahlâka aykýrý sözlerin mevcu-diyeti gözden kaçacak gibi deðildi.

Hýristiyanlýðýn karanlýk ortaçaðlarýndatüm bilgi ve dokümanlarýn tek sahibiKilise ve papazlar olduðundan, halkýnayinlerde okunan, seçilmiþ birkaç parçave papazlarýn anlattýðý birkaç öyküdýþýnda Kutsal Kitap metinleri hakkýndabir malûmatý yoktu. Esasen duyduk-larýndan çoðu da günlük konuþma dil-lerinin dýþýnda olduðundan, önlerinekonan yemeði afiyetle yiyip Rab'lerineþükretmekten baþka ellerinden gelen birþeyleri yoktu. Cennet'ten kovulan atalarýAdem'in suçundan, vaftiz olarakarýndýlar ve cehennemde ebediyen yan-maktan kurtuldular ya, isteyecekleribundan öte ne kalýyordu ki zatenonlarýn?!.

KUTSAL KÝTABIN ÇEVÝRÝSÝ

Ortaçaðýn sonlarýna yaklaþýlýp, koyukaranlýðýn þafaðý sökerken, kutsal ki-taplarýn milletlerin kendi dillerine çev-rilmesi sürecine giriliyordu. Rönesans,Reform ve matbaanýn icadýyla bu süreçdaha da hýzlanmýþtý. Öðrenme, öðretme,bilgi ve tartýþmada Kilise'nin tekelikýrýlýyor, hür düþünceye malzemesaðlanýyordu. Ama bu defa da yoldançýkanlarý odun ateþinde diri diri yakanengizisyon canavarý dillere kilit vuru-yordu. Ne var ki, reformu izleyen yüzyýl boyunca, mezhep savaþlarýndaakýtýlan bunca kandan sonra Kilise'ninotoritesinde önemli bir gerilemeylekarþýlaþýlýyordu. 1650'lerden itibaren

Page 10: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI8

kýsýk sesle de olsa gerçekler dile geti-rilmeye baþlanmýþtý. Tevrat'ý da,Talmud'u da derinliðine incelemiþ olanünlü filozof Spinoza "Tractus Theolo-gico-Politikus" kitabýnda kutsal kitabýnbozulmuþ ve sonradan eklenmiþ bölüm-leri üzerinde tutarlý eleþtiriler yönelti-yordu. Þimdi ellerinde olan Tevrat'ýn(Musa dönemini anlatan ilk 5 kitabýn)Musa tarafýndan kaleme alýnmadýðýný,Musa'dan 900 yýl sonra Babil sürgünüesnasýnda kitabýn yeniden yazýldýðýný vedaha sonralarý da akla ve mantýða aykýrýbirçok ilaveler yapýlarak, kitabýn biryeri bir yerini tutmaz hale sokulduðunuörneklerle sergiliyordu. Aslýnda Spi-noza'dan önceki yüz yýlda da ayný iti-razlar olmuþ, örneðin Tevrat'ýn Tesniyekitabý 34/5-12 âyetlerinde Musa'nýnkendi ölümünü ve sonrasýný nasýlyazmýþ olabileceði sorusunun cevabýbulunamamýþtý.

RICHARD SIMON

Spinoza'nýn açtýðý yoldan giden budefa bir kilise mensubuydu. Oratoirerahibi Richard Simon Kutsal Kitapeleþtirisini metodik hale getirmiþ, dilbilimi, gramer ve tarihsel veriler ýþýðýn-da kutsal metinleri incelemeye almýþtý.1678'de yazdýðý "Histoire Critique duVicux Testament" (Eski Ahid'inEleþtirisel Tarihi) kitabýnda "KutsalKitaba, bizlere ilk þekliyle deðiþikliðeuðramadan gelmiþ bir Tanrý sözügözüyle bakabilir miyiz?" sorusunaverdiði cevap, kesin bir "Hayýr!" idi.

Fransa kralý 15. Louis'nin doktoru

Jean Astruc daha da ileri gitti. 1753'deyayýnladýðý kitapta, Tevrat'ýn ilk bölümüolan "Yaratýlýþ" kitabýnda en az iki ayrýyazarýn üslubunun bulunduðu, Allahadýnýn bazý yerlerde "Yahve" diðer-lerinde "Elohim" diye iki ayrý þekildeyazýlmasýnýn nedeninin de bu olduðunugözler önüne serdi.

19. yüzyýlda bir bilim dalý haline ge-lerek "Kutsal Kitabýn Yüksek Eleþtirisi"ismini alacak olan çalýþmalarýn öncü-leriydi bunlar. Böyle bilimsel metodlar-la kýlý kýrk yaran öncü çabalarýnyanýsýra, gazete üslubunda ve polemikhavasýnda halk için yazýlmýþ kitaplardada kilisenin hýþmýný çekecek sýnýrlardadolaþýlarak, bu konu gündeme getirilipduruluyordu. Bunlarda gramer, dil bil-gisi ve ince tarihsel araþtýrmalardanziyade kutsal metinlerin akýl ve mantýkýþýðýnda tenkidi yapýlýyordu. ÖrneðinVoltaire soruyordu: "Matta Ýncili27/45'de Ýsa'nýn çarmýha gerildiði günüç saat boyunca bütün dünyanýn karan-lýða boðulduðunu okumaktayýz. Böyle-sine dünya çapýnda muazzam bir olayahiçbir tarih kitabýnda, özellikle bu iþeçok meraklý Roma Tarihçilerinde tek birsatýrla bile deðinildiðini hiç göreninizvar mý?!." Sonra iþi mizaha döküpsorusunu kendi cevaplýyordu: "Tanrý buyüce þeylerin dinsizlerin eliyle yazýl-masýný hoþ görmemiþ olacak!.."

1727-1729 yýllarýnda ÝngilizlerinCambridge Üniversitesinde öðretimgörevlisi Papaz Woolston da 60.000kiþinin satýn aldýðý kitabýnda Ýncil'deanlatýlan birçok olayý ele alýyor ve bun-

Page 11: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

9SEVGÝ DÜNYASI

larý akýl ýþýðýnda deðerlendirerek Ýsagibi bir yüksek þahsiyetin bunlarý yap-masýnýn mümkün olmadýðýný, öyleysekitapta düzmece ayetlerin de bulun-duðunu ortaya koyuyordu.

"Doðrucu Davud" Rousseau'nun bukervana katýlmamasý mümkün mü?"Emile" kitabýnda kuþkusunu þöyle dilegetiriyor:

"Bütün bunlara raðmen Ýncil, akýl vemantýðýn kabul etmediði ve makul biradamýn düþünüp kabul etmesine imkânolmayan inanýlmaz þeylerle doludur. Butezatlar ortasýnda ne yapmalý? Ýçindekianlayamadýðýmýz âyetlerin kitaba sokul-muþ yanlýþlar olmadýðýný kim bilir?!."

19. YÜZYILDAYÜKSEK ELEÞTÝRÝ

Fransýz Kralýnýn doktoru JeanAstruc'un Tevrat'ýn "Yaratýlýþ" kitabýnýn"Yahvist" ve "Elohist" en az ikiyazarýnýn olduðunu iþaret etmesi yenibir araþtýrma çýðýrýnýn açýlmasýna nedenoldu. Kendisi bir týp doktoru olduðun-dan dýþarýdan gazel okumakla hattâ(ignoramus) cahillikle suçlandýysa da,metodu bilimsel olduðundan izleyicileredinmekte gecikmedi. Almanya'dailahiyatçý Eichhorn, sadece "Yaratýlýþ"bölümünün deðil, Tevrat'ýn ilk 5kitabýnýn da birbirinden ayrý yazarlarýneserlerinin bir araya getirilmesiyle oluþ-tuðunu ortaya koyuyordu.

Kutsal Kitaptaki üsluplarý inceliyor,tarihteki deðiþik Doðu kavimleriniinceliyor ve devirler boyunca dildeki,adet ve törelerdeki deðiþiklikleriinceliyor ve bütün bunlarýn ýþýðýnda

yargýlara varýyordu. Böylece KutsalKitap'ýn "Modern Kritiði" ya da"Yüksek Kritiði" denen dönemibaþlatýyordu. Aslýnda kendisi çok içten-likli bir Hýristiyan olarak, aydýnlarý dineyaklaþtýrmak için bunu yapýyordu.Kitaptaki, tarihi gerçeklere ve akla,ahlâka aykýrýlýklarýn bu þekilde sebep-lerini ortaya dökerek, kitabýn tümüylebirden inkârýný önlemek istiyordu. Nekadar iyi niyetli ve gerçekçi olursaolsun yine de ne Protestanlara ne deKatoliklere yaranamýyor üstelik bin birhakaret görüyordu.

19. yüzyýlda Ýbrani dili daha derindenincelenmeye baþlandýðýndan Tevrat dabuna paralel olarak daha ince eleklerdengeçirilmekteydi. Artýk ilk 5 kitabýnMusa'nýn kaleme aldýðý gibi, orijinalsaflýðýný koruduðu düþüncesi tamamenbýrakýlmýþ, deðiþik zamanlarda derlen-miþ bir kitap olduðu kabul edilmiþti. Öteyandan Ýncil'in Yunanca metni daha titizincelenmeye alýnmýþ ve Ýncilyazarlarýnýn Ýsa'nýn havarileri olmayýp,gözleriyle görenlerin deðil, kulaklarýyladuyanlarýn kaleme aldýklarý kitaplarlaÝncil'in meydana getirildiði karþý konul-mayacak kanýtlarla ortaya konmuþtu.Aslýnda uzun söz dinlemeye zamanýolmayanlar için Luka Ýncil'inin giriþ kýs-mýnda bizzat Luka'nýn, bu Ýncil'ibaþkalarýndan duyduklarýyla kalemealdýðýný söylemesi bile yeter de artardý.

KÝLÝSE REDDEDÝYOR

Varýlan sonuçlarýn tümü Kilise tarafýn-dan baðnazca reddediliyordu. Ama,

Page 12: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI10

onlar bile etkilenmekten kurtula-mamýþlardý. Ýngilizler'in, Kral I. James(1603-1625) döneminden kalan resmîÝngilizce Ýnciller'i bile tartýþma konusuolmuþtu. 1881'de Westminster Kili-sesinde toplanan din bilginleri, Jamesdönemi Kutsal Kitabýnda Ýsa'yý "Allah"gibi gösteren ve teslis (üçleme) dok-trininin temel taþý olan iki ayetin eskiYunanca metinlerde bulunmadýðýnýtespit ettiler. Bunlarýn sonralarý 5.yüzyýlda bir gayretkeþ tarafýndan kitabaeklendiðini, Ýncil'den çýkarýlmasý gerek-tiðini karara baðladýlar. Ayrýca MarkosÝncili'nde, inanmayanlarýn ebedî cehen-nemlerde yanacaðýný belirten bir âyetinde içinde bulunduðu son 12 âyetin deeski metinlerde bulunmadýðýný, bunlarýnda çýkarýlmasýný istediler, Ne var ki,yüksek din kurulunun bu kararýna rað-men Resmi Kilise bunlarý uygulamayayanaþmadýðýndan Ýngilizler Allah'ýnsözleriyle, kullarýn sözlerini Ýncil-ler'inde yine birlikte okumaya devamettiler.

Tartýþmalar Katolik Fransa'da da et-kisini sürdürdü. 1840-1850'lerde ErnestRenan ve Charles Loyson gibi iki önem-li kiþinin Kiliseyi terkederek, kendidoðru fikirlerinde ýsrar etmeleri, aydýn-lar arasýnda Kilise karþýtý duygularýiyice pekiþtirdi. Bir Ýbrani dili uzmanýolan Renan dinin yanlýþ yorumlandýðýnýbilimsel metotlarla ortaya koyduðuhalde Kilisede bir tek olumlu deðiþiklikolmadýðýný gördüðünden selameti ayrýl-makta buldu. Bütün bu olanlaraPapalýðýn cevabý, aklý isyana sevkede-cek kadar fütursuzcaydý. 1869'da

Vatikan Kurulu "Papa'nýn Yanýlmazlýðý"nýn bir ilahî dogma olarak bütünHýristiyanlarca kabul edilmesini istiyor-du. Yüzyýllar boyunca dünyanýn düzolduðunu, dönmediðini söyleyen,Aristo'nun yanlýþ görüþlerini bir dingerçeðiymiþ gibi savunan ve buna ben-zer pek çok yanýlgýsý apaçýk ortaya çýk-mýþ olan Papalýk'ýn, 19. asrýn sonlarýnadoðru yanýlmazlýðýna inanmak içininsanýn ya karacahil ya ard niyetli, ya daakýlsýz olmasý gerekirdi. Çok þükür ki,bilim ve tekniðin patlama yaptýðý o yýl-larda bu vasýflardan uzak nice üstüninsan yaþýyordu Avrupa'da. Yalan veyanlýþ üzerine kurulmuþ dogmalardainatla ýsrarcý olmak, sadece bu insan-larýn dinden uzaklaþmasýna ve materya-lizmin kök salmasýna neden oluyordu!..

GÜNÜMÜZDE

Gerçeðin resmi itirafý bir türlü yapýl-madýðýndan kutsal kitap tartýþmasý hâlâsürüyor. Resmi olmayan beyanlardadoðrular çar naçar dile getirilip, kitap-larda deðiþiklikler olduðu itiraf ediliyor.Bilgi ve akýlla daha fazla alay edile-meyeceðinin farkýna varanlar çoðunluk-ta. Ancak resmi itiraf olmadan ne tartýþ-ma ne de kavram kargaþasý dinecek gibigörünmüyor.

Yanlýþlarýn kesinkes itirafý yerine,detaylarla vakit geçirildiðinden resmiÝncillerde bile bazý âyetlerin kâhçýkarýlýp, kâh tekrar konulduðunu ibret-le seyrediyoruz. Örneðin Markos Ýnci-li'nin sonundaki yukarýda adý geçen16/9-20 deki 12 âyet ve Luka incili

Page 13: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

11SEVGÝ DÜNYASI

24/51 âyeti 1952'de yayýnlanan RevisedStandart Version (Düzeltilmiþ StandartNüsha) Ýncilinde çýkarýlmýþ olduðuhalde sonraki nüshalarda tekrar konul-duðunu görünce insan þaþýrýyor. Böyledetaylarla uðraþacak yerde tarihten özürdilenerek Kutsal metinlerde Tanrý söz-lerinin yanýsýra, insan sözlerinin de yeraldýðýný, bunlarý ayýrdetmek için herinsanýn kendi akýl, mantýk ve bilgisinegöre yargýya varmasýnda özgürolduðunu açýkça itiraf etmek pek çoktartýþmanýn sonunu getirecektir.Katolikliðin en yüce meclisi olanKonsillerde son zamanlarda. EskiAhid'le (Tevrat) ilgili, titrek de olsa iti-raflarda bulunulduðu halde ne yazýk kiÝncil konusunda eski katý tutumunaynen devam ettirildiðini görmekteyiz.

VATÝKAN TEVRAT'I YARGILIYOR

1962-1965 yýllarý arasýnda toplanan 2.Vatikan Konsilinde Eski Ahid içinvarýlan karar aynen þöyledir: "Mesih ileaçýlan kurtuluþ yolundan önce yaþayaninsanlýðýn durumu hesaba katýlarak,Eski Ahid'in kitaplarý herkese, Tanrý'nýnve insanýn kim olduðunu bilme imkânýverirler. Keza kendi öz adaleti ve mer-hameti içerisinde Tanrý'nýn insanlaranasýl muamele ettiðini öðrenme imkanýverirler. Bu kitaplar eksik ve geçersizhususlar ihtiva etmelerine raðmen, yinede gerçek bir ilahî pedagojiye tanýklýketmektedirler."

"Eksik" ve "Geçersiz" kelimeleri kul-lanýlarak Tevrat için eleþtiri kapýsýný

açýk tutan Konsil, üzülerek görüyoruz kiÝncil'ler için eleþtiri kapýsýný tamamenkapatmaktadýr. Öyle anlaþýlýyor ki kut-sal kitap eleþtirileri materyalizme puankazandýracak þekilde sürüp gidecektir.Konsil'in Ýncil konusundaki hükmüaynen þöyledir:

"Hiç kimsenin gözünden kaçmaz kiÝnciller, Yeni Ahittekiler de dahil, Kita-b-ý Mukaddeste yer alan bütün ötekikutsal kitaplar içinde lâyýk bir üstünlüðesahiptirler. Zira "kurtarýcýmýzýn""Bedene bürünmüþ kelâm"ýn hayatý veöðrettikleri hakkýnda en üstün tanýklýðýoluþtururlar. Her zaman ve her yerdeKilise, Dört Ýncil'in havarilerden kay-naklandýðýný kabul etmiþtir. Mesih'inemri üzerine havarilerin teblið ettikleri-ni, sonradan bizzat kendileri veçevresindekiler, Ruhül Kudüs'ün ilahîilhamýyla, imanýn esasý olan yazýlýmetinlerde, yani Matta, Markos, Lukave Yuhanna'ya göre olarak dört ayrýÝncil'den ibaret olan metinlerde bizeaktarýlmýþlardýr.

Kutsal Anamýz Kilise, kesin olarak vebüyük bir ýsrar ve sebatla belirtir ki, tari-he uygunluklarýnda hiçbir tereddütolmayan Ýnciller, Tanrý'nýn oðlu Ýsa'nýninsanlar arasýndaki hayatý boyunca,göðe yükseldiði güne kadar, kendi-lerinin ebedi kurtuluþlarý için gerçektenyapýp ettiklerini doðru bir þekilde intikalettirmektedirler... Þu halde kutsalyazarlar, dört incili bize Ýsa hakkýndaher zaman doðru ve samimi hususlarýbildirecek tarzda kaleme almýþlardýr."

Page 14: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI12

Müzikte ve hat (Yazý) sanatýndaalýþtýrma yapmaya, çalýþmaya meþkdenir. Öyle bir meþk silsilesi, musikisoy aðacý düþünün ki, on sekizinciyüzyýlýn üstatlarýndan Ali Nutki DedeEfendi'den kaynaklanan Klasik TürkMusikisi pýnarý, Hamamizade DedeEfendi'den coþup taþarak ZekaiDede'ye ulaþýyor. Oradan Rauf YektaBey'e geçerek bilimsel bir kimlikkazanýyor. Ve bu yüksek kültür mirasýNeyzen ve Kudümzen son dede GavsiBaykara'ya aktarýlýyor. Ve onun birebir, yüz yüze meþk etmesiyle bu kutlumusiki ýrmaðý Ýsmail Hakký Özkan'ýn

engin gönlüne doluyor, oradan daöðrencilerine daðýlýyor. Öylece musi-ki'nin ana damarýndan beslenenmuhteþem bir birikim ortaya çýkýyor.

Ýsmail Hakký Özkan, bu birikimi eniyi þekilde deðerlendirmek adýna kendi-ni çok yönlü olarak yetiþtiriyor. Dahaçocukken, on iki, on üç yaþlarýndaMadam Levon Kavafyan'dan Batý mü-ziði piyano dersleri alýyor. Ancak TürkMusikisi'ne olan aþýrý baðlýlýðýndan,piyanoda kendi kendine Türk Müziðieserlerini çalmaya baþlýyor. Bundaöylesine bir ustalýk kazanýyor ki, daha

HakkýylaHAKKIHOCAGüngör Özyiðit, Psikolog

Page 15: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI13

öðrencilik yýllarýnda üstat MünirNurettin Selçuk'un arzusu ile konser-lerinde ona eþlik ediyor. Sonra neyzen-liðe ilgi duyuyor. Neyzen GavsiBaykara'dan ney, kudüm, usul, makam,nazariyat, edebiyat ve müzik kom-pozisyonu konularýnda istifadelersaðlýyor. 1959 yýlýnda hocasýnýn teþvikve desteði ile beste denemelerinebaþlýyor ve ertesi yýl Ýstanbul BelediyeKonservatuarý Türk MusikisiBölümüne giriyor. Buradaki öðrenimisýrasýnda Halil Bedii Yönetken, NevzatAtlýð, Þefik Gürmeriç, Þive Ölmez,Muazzam Sepetçioðlu, SüheylaAltmýþdört, Melahat Pars ve DürdaneAltan'dan çok yönlü olarak bilgiediniyor. Ayrýca Tamburi NaimeBatanay'dan Tambur dersleri alýyor.Bunun yanýnda birçok konuda kendiniyetiþtiren Ýsmail Hakký Özkan, Osman-lýca okuyup yazmayý, HamparsumNotasýný, ideal Kaligrafileri kendiçabasý ile öðreniyor. Aruz veznine ciddihâkimiyeti ile mesnevi, kaside,fahriyye, methiyye, mersiye, murabba,þarký, kitabe, hiciv gibi DivanEdebiyatý'nýn hemen her formunda çoksayýda þiirler yazýyor. Konusunukitabýný yazacak kadar iyi bilen HakkýHoca, sonunda kariyerine bunu daekleyerek, derin bilgi ve deneyimlerini"Türk Musikisi Nazariyatý ve Usulleri-Kudüm Velveleleri" isimli kitaptatopluyor. Ve geriye otuz beþ tanesi sazeseri olmak üzere, Beste, Aðýr Semai,Yörük Semai, Þarký, Türkü, Ýlahi veKöçekçe formlarýnda yüz seksen yedibeste býrakýyor. Öðrencilerinin büyükbir hayranlýkla sevgi ve saygý duyduðu

Hakký Hoca, onlarýn en yakýn dostuolmasýný da biliyor. Bunu þu sözleri iledile getiriyor: "Musikide, genellikleöðrenciler hocalarý ile övünürler. Benise öðrencilerimle övünüyorum."Hocalýk payesini onun kadar hak edençok az insan vardýr. O nedenle"Hakkýyla Hakký Hoca" derken özellik-le bu hususa vurgu yapmak istedik.

TÜRK MUSÝKÝSÝNÝN ÖNEMÝ

"Türk Musikisi Nazariyatý ve Usulleri- Kudüm Velveleleri" kitabý büyük birboþluðu doldurduðu kadar, geçmiþinbirikimini bugüne aktarmayý büyükölçüde baþarmýþtýr. Müzik otoritelerin-den Prof. Dr. Nevzat Atlýð, bu konudaþöyle bir deðerlendirmede bulunuyor:"Ýsmail Hakký Özkan'ýn gayret ve çalýþ-malarýný her türlü takdirin üstündedeðerlendirmek istiyorum. Eseri, musi-ki kütüphanemizde seçkin bir yer ala-caktýr."

Hakký Hoca, kitabýn önsözünde "Bukitap bir iddia deðil, bir amaç taþýmak-tadýr. Bu amaç, Türk musikisinin bilim-sel yönünü öðrenmek isteyenlere fay-dalý olabilme amacýdýr" dedikten sonra,müziðin ve dilin toplumla derin iliþki-sine dair þunlarý yazýyor:

"Ýnsanlar ölümlüdür. Kültür iseyaþayan ve yaþatýlmasý gereken bir var-lýktýr. Çünkü kültür, bir toplumun ben-liðini, kiþiliðini, birliðini ve devamýnýsaðlayan, onun ruhu, onuru durumundaolan bir kavramdýr. Bir toplumu milletyapan yaþayan kültürdür. Musiki ve dil,

Page 16: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI14

kültürün en önemli iki direðidir. Bunla-rýn yozlaþmasý bir milleti sinsi bir þe-kilde içten çürüterek çökertir." Peki, bugünkü durum ne? Hoca'yý dinleyelim:

"Musikimizin ve dilimizin son30 - 40 sene içinde ne feci birduruma getirildiði meydandadýr.Ýþte bu naçiz kitabýn, bu kötügidiþi bir ölçüde önlemehususunda 'karýnca kararýnca'bir etkisi olursa meslek haya-týmýn en büyük mükâfatýný almýþve Milletime, Hocalarýma,gelmiþ geçmiþ bütün üstat-larýmýza karþý olan borcumu da,bu suretle belki bir nebze olsunödemiþ olmayý ümit edeceðim."

Ayný kitabýnda Hakký Hoca müzikleilgili genel bir bilgilendirmede bulu-narak ve Türk Musikisinin farkýnadeðinerek þöyle diyor:

"Türk musikisi, bugün dünyayüzünde en yaygýn iki cins müziktenbiridir. Bunlardan biri tonal müzik,yani çok sesli müzik dediðimiz batýmüziðidir. Diðeri modal müzik, yanitek sesli, makamî müzik dediðimizmüzik tarzýdýr ki, bütün dünyada modalmüzikler arasýnda en yaygýn olaný, enbaþta geleni, bilimsel çerçeve içindetabiata dayanarak sistemleþtirilmiþ vegeliþtirilmiþ olan Türk Musikisidir. Bumusiki yüz yýllar içinde üstatlarýný

yetiþtirmiþ, klasiklerini, þaheserlerinive bilimsel eserlerini vermiþtir." Türkmusikisi tek sesliliði içinde taþýdýðý çoksesliliði ve naðme zenginliði ile hertürlü insani duyguyu anlatmaya yeterlimi? Buyurun okuyun:

"Türk musikisi sahip olduðu gerekzengin ses sistemi, gerek makam veusul zenginliði ile her türlü duyguyu vebu duygularýn her türlü ince nüanslarýnýifadeye elveriþli bir musikidir."

Daha sonraki yýllarda bir sohbe-timizde bana batý müziðini altýn yaldýz-larla süslü, tahtýna oturmuþ bir kralolarak çizerken, Türk musikisini müte-vazý kulübesinde bir derviþ, ama derin-liði ve iç zenginliði olan bir derviþolarak resmetmiþti.

BÝZÝM HAKKI HOCAMIZ

Yirmili yaþlarýn ortalarýnda, klasikTürk musikisi eðitimi ile duygularý ala-bildiðine incelmiþ, duyarlýlýðý artmýþ,Mevlevi eðitimden süzme bir nezaketve kibarlýk edinmiþ olan Ýsmail HakkýÖzkan dünya ile tam uyum saðlaya-maz. Kendi ifadesi ile dünya ona"kalýn" gelir. O yüzden içine ve evinekapanýr. Gece geç saatlere kadar, sonrahepimizin de annesi olan Zehra anneile dertleþir, çile doldururlar. Bir kom-þusunun bu durumu bir arkadaþýmýzabildirmesi ve onun da yönlendirmesiylegenç delikanlý soluðu Dr. RefetKayserilioðlu'nun muayenehanesindealýr. Takým elbiseli, yelekli, kravatlý

Page 17: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

nazik, duyarlýbir gençolarak sýrabeklemekte-dir. Yanýndayaþlýca,güngörmüþ,Osmanlýcayýfevkaladegüzel konuþa-bilen birhaným otur-

makta ve yandan onu göz ucuylasüzmektedir. Az sonra þöyle bir konuþ-ma geçer aralarýnda:

"- Niye buradasýn evladým? - Terapi için efendim…- Neyin Var?- Nevrasteni…- Yani þýmarýklýk!.."

Genç delikanlý neye uðradýðýnýþaþýrýr. Þok olur. Ve içinden fena haldebozulur. Fakat kibarlýðýndan, büyükleresaygýsýndan sessiz kalýr, bir þey diye-mez. Rahmetli Vedia Dereoðlu iseonun peþini býrakmaz, çok iyi dostolurlar. Ve genç delikanlýnýn müziðimeslek olarak seçmesinde, yani hocaolmasýnda, benim de tanýk olduðumevindeki bir toplantýda büyük katkýsýolur. Zira o tarihte Hakký Hoca, bilgisi-ni paylaþtýðý kiþilerden para almayýayýp gibi görürdü. Çünkü o güne dekaldýðý eðitim karþýlýk beklemeden ver-meye yönelikti.

Refet Kayserilioðlu ile doktoru

olarak tanýþtýktan sonra Ýsmail HakkýÖzkan dernek çalýþmalarýna ve para-psikoloji konularýna da ilgi duyarakderneðimize katýlýr. Böylece bizlerle detanýþýr ve hepimizin Hakký Hocasý olur.Ve hemen bir Türk Müziði Grubu kuru-lur. Aralarýnda benim de bulunduðum,nota bile bilmeyen 14 - 15 arkadaþlaHakký Hoca'nýn yönetiminde çalýþ-malara baþlanýr. Bir ay sonra TarabyaOteli rufunda, repertuarda III. Selim veItri gibi üstatlarýn eserlerini de içerençok baþarýlý klasik bir konser verilir.Birlikte zor bir þeyi baþarmanýn sevincipaylaþýlýr.

Ve daha büyük baþarýlara eriþmekiçin sýký bir çalýþmaya giriþilir. Bir kon-servatuar öðrencisi gibi, nota öðrenilir,usül vurulur ve hocayla birlikte meþkedilir. Bir yýl sonra, 1970'de EfesUluslar arasý Festivaline katýldýk. Antiktiyatroda 35 bin kiþinin karþýsýnda sah-neye çýktýk. Eski Ýstanbul þarkýlarýný, ogünün giysileri içinde mizansenliolarak, bir nevi müzikal gibi sahneyekoyduk. Ve en baþarýlý ekip olarakherkesin beðenisini kazandýk. Baþarýnýntadýný almýþ ve Türk Müziðinin tadýnavarmýþ olarak, haftada en az 8 saat,konser önceleri 40 - 50 saat çalýþmayýzevkle sürdürdük. Açýk HavaTiyatrosu'nda, Þan Sinemasý'ndabaþarýlý konserler verdik. Elde edilengelirleri ise yardým kuruluþlarýna hibeettik. Þan Sinemasý'nda Üstat MünirNurettin Selçuk'un da izlediði bir kon-serde, üstadýn "Endülüs'te Raks"þarkýsýný koro olarak söyledik.

15SEVGÝ DÜNYASI

Page 18: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Ardýndan heyecanlanýp sahneye çýkanüstat Münir Nurettin ile ayný þarkýyýbirlikte söyleme onuruna ve mutluluðu-na erdik.

Ne güzeldi o müzik dolu, havanýnmüzikle titreþtiði günler… "Geçmiþzaman olur ki, hayali cihan deðer" buolsa gerek.

GÜFTELER, BESTELER

Yahya Kemal'in "Hâlâ o bestelerçalýnýr / Gemiler geçmeyen bir umman-da" dediði gibi, hocamýz huyu gereði taon sekiz yaþýndan beri yazdýðýgüfteleri, yaptýðý besteleri sýr olaraksaklar.

Yoðun müzik çalýþmalarý biz-leri yoðurmuþ, birbirimize doku-muþ, bir aile olmuþtuk. Çalýþ-malar arasýnda bu güzelimdostluðun da keyfini çýkarýyor-duk. Bazý zamanlar özelliklehafta sonlarý gece on ikiyekadar müzik yapýyor, hocanýnevinde kalýp, koltuklardasabahlýyor, ertesi gün yinesabahtan akþama çalýþmayakoyuluyorduk.

Bu dostluðun verdiði samimiyetle,hocanýn çok sevdiði, aralarýnda benimde bulunduðum üç arkadaþ, bir yazgünü, Pazar öðleden sonrasý Hoca'nýn

SEVGÝ DÜNYASI16

Ý. Hakký Özkan (solda) ve Dr. Refet Kayserilioðlu (ortada), Efes Festivali’nde koro arkadaþlarý ile birlikte.

Page 19: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

evine uðradýk. Çok sevindi. Biraz hoþ-sohbetten sonra, piyanonun baþýnageçti. O çalýyor, neredeyse piyanoyukonuþturuyor, biz de söylüyoruz. Ýyicecoþtuðumuz bir ara Hoca, yepyeni birþarký çalýp söylemeye baþladý:

Gözlerini ilkbahara vermiþsinSaçlarýný bulutlara sermiþsinGül baðlarý senden almýþ kokuyuBahar kýzý aþk çaðýna ermiþsin

Þarký öyle güzel bir melodi ve ritimlegidiyordu ki, dans edercesine müziðekolaylýkla ayak uydurduk. Arkasýndanbir bahar kýzý þarkýsý daha:

Güller açmýþ saçýndaBahar kokar ah nefesiGöklerde bir melektirYýldýzlar eðlencesiBir serin su gibidirKalbime dolan sesiGöklerde bahar kýzýYýldýzlar eðlencesiMavi gök, rüzgârlarBulutlar eðlencesi

Ayaklarýmýz yerden kesilmiþ, yýldýz-larla, rüzgarlar ve bulutlarla haþýr neþirgöklerde dolaþýyorduk. Bu nasýlincelmiþ, rafine bir duygu, sevgi doðaile bütünleþerek bu kadar mý güzel veasil dile getirilebilir. Biz bahar kýzlarýþarkýlarýný öðrenmenin sarhoþluðuiçinde artýk yerimizde durabilir miyiz?Hemen koþup bunu arkadaþlarla pay-laþtýk. Ve hocamýzýn sýr kapýsý bir kerearalandýktan sonra, diðer besteler yavaþ

yavaþ güzel yüzlerini göstermeyebaþladýlar. Ýþte onun ruhunun derinlik-lerinde Tanrý ile buluþtuðu bir demde,içinde dalga dalga kabaran ve dua olupgöðe yükselen bir ilhi:

Senin þanýn yücedirMerhametin nicedirAdýn dilde hecedirBaðýþlarsýn korursunDerde derman olursunSevgisinden varedenTürlü nimetler verenÝyi kötü demedenBaðýþlarsýn korursunDerde derman olursun

Müzik gurubumuzdan ZühalHaným'ýn çok güzel bir þiirini Hocabeðenerek besteliyor. Ve doðumgününe denk düþürerek bu segâhilahiyi ona hediye ediyor. Ne incelik vene güzel, kalýcý bir armaðan:

Varýn gidin ilan edinTüm dünyaya dostum bugünDört bir yana ferman edinKötülüðe küstüm bugün

Sýcak bir yaz gecesi. Yaprak kýmýl-damýyor. Hoca'nýn da içi, duygularýsanki boþalmýþ gibi. Derken, aniden birfýrtýna çýkýyor. Aðaçlar yýkýlacakmýþgibi sallanýyor. Her þey birbirinekarýþýyor. Hoca'nýn da iç dünyasý bir-denbire devinime katýlýyor ve içten biritiliþle piyanonun baþýna oturup çal-maya baþlýyor. Öyle bir müzik ki insanyaþamýný bir tablo gibi gözler önüne

17SEVGÝ DÜNYASI

Page 20: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

seriyor. Ýnsanýn anlam arayýþýný,vesvese verenle mücadelesini, sonrahuzura eriþini seslerle çiziyor. Biz buna"Bir gecede aldýðý müzik" deriz.

Sonra darbeyn usulü ile yaptýðýolaðanüstü piyano parçasý. Baþka birdünyanýn müziði gibi. Her notasý huzu-ru heceliyor ve insanýn içine serin birsu gibi damlýyor. Ve sanki dünyamýzýnda geleceðini müjdeliyor.

Çok sevdiði arkadaþýmýz ÖzcanNardemir, bir sabah aynaya baktýðýndasaçýna kýrlar düþtüðünü görür. Duygu-lanýr, ilham gelir. Hemen Hakký Hoca'-yý telefonla arar. Ýçinden coþup taþanþarkýyý telefonda okur. Hoca da bunuhemen notaya alýr. Sonuçta, güftesiylebirlikte makamý, usulü tam oturan çokgüzel, romantik bir þarký çýkar ortaya:

Kýrlar düþüyor saçlarýmaGönlümle yine mazideyimElimde eli sevgiliminRüya dolu bir gezideyimBitsin istemem renk dolu günAþkýn en güzel yerindeyimElimde eli sevgiliminRüya dolu bir gezideyim

O arada Hakký Hoca, Dr. RefetKayserilioðlu'nun yoðun müzik çalýþ-malarýnda, bestelerinin notaya alýn-masýnda, ona saðladýðý destek veyardýmlardan dolayý da özel olarakonurlandýrýlýr.

Dernek kapandýktan sonra, baþtaRefet Bey olmak üzere 7 - 8 arkadaþ,haftada bir Hoca'nýn evine giderekmüzik çalýþmalarýný sürdürdük. Çaymolalarýnda bol bol sohbet ettik. Onun

SEVGÝ DÜNYASI18

Ý. Hakký Özkan ve Dr. Refet Kayserilioðlu, Hakký Hoca’nýn evinde yapýlan bir çalýþma sýrasýnda.

Page 21: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

müzikten sonra en sevdiði þey candostlarýyla sohbet etmekti. Hele çoksayýp sevdiði üstat Yesari AsýmArsoy'la telefon sohbetlerine doyumolmazdý.

Yine ayný þekilde saygý duyaraksevdiði dostumuz, Rauf Yekta Bey'intorunu neyzen Yavuz Yektay ile sohbet-lerini zevkle dinler ve istifade ederdik.Ayný lügati kullanýrlar, ayný dilikonuþurlardý. Üstat Yesari Asým'a olanhayranlýðýný þu þiirle söze döker:

ÜSTAT'A KIT'A VE TAZMÝN (zarar ödeme)

Hiç þüphe mi var göçse zaman aþk kalacaktýrDiller yine þarkýn ile sevda dolacaktýrKâfi deðil mi namýna ibkaya (devamlý kýlmaya) ey üstat"Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktýr""El-vahid-i kâfi" (tek baþýna yeterli) diye boþ söylememiþlerTarih seni bir gün o eserle anacaktýr

Son olarak, geçen sene Hoca'nýnPera'da baþlattýðý iki aylýk Türk Müziðikursuna can dostum AhmetKayserilioðlu ve birkaç dostumuzlabirlikte katýldýk. Yeniden onun öðren-cisi olduk. Güzel eserler geçtik.Bilgiler edindik. Arada sohbetlerle eskigünleri yadettik.

YOLA ÇIKIÞ

Arada özel konuþmalarýmýzda artýkbu dünyada iþinin bittiðini, gitmek iste-diðini, ölümü özlediðini, bizim de bunudilememiz gerektiðini söyler dururdu.

Hoca'nýn olaðanüstü güzellikteki,insana cenneti çaðrýþtýran müziði,güftesi ve bestesi ile hâlâ kulaklarýmdayankýlanýr:

Sihirli büyülüdürTatlýdýr dünyam benimEflatun mor göklerdeZümrüt sular içerimRengârenk parýldayanYýldýzlar benim yerimAltýn, yakut ülkelerdeSeyahatler ederimOrda sevgiler gerçekOrda özlediklerim

Ahmet Haþim gibi "Melali anla-mayan nesle aþina deðiliz" diyenhüzünle derinleþen Hakký Hocamýz,aðaçlarýn yapraklarýný döktüðü hüzünlübir sonbahar günü, gerçek sevgilerinyaþandýðý, özlediði annesine, üstatlarý-na ve Tanrýsý'na kavuþmak üzere osihirli, büyülü, rengârenk dünyalaradoðru darbeyn müziði eþliðinde bitmezbir yolculuða çýktý, arkasýnda güzelsözler, sesler ve izler býrakarak…

19SEVGÝ DÜNYASI

Page 22: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Olgunluk Üzerine

Osho’danGörüþler

Özetleyen: Nihal Gürsoy

Page 23: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI21

CAHÝLLÝKTEN MASUMÝYETE

Olgunluk bir fark dýþýnda masumiyetleayný anlama gelir: O, geri çaðýrýlmýþ,yeniden ele geçirilmiþ masumiyettir. Herçocuk, masum doðar ama her toplum onubozar. Bugüne kadar tüm toplumlar, tümçocuklar üzerinde bozucu bir etki yarat-mýþtýr. Tüm kültürler çocuðun masumi-yetini sömürme, çocuðu sömürme, onuköleleþtirme; politik, toplumsal, ideolojikhedefleri için kendi amaçlarý doðrultusun-da onu koþullandýrma üzerine kurulmuþ-tur. Bu amaçlar menfaatler tarafýndanbelirlenir. Din adamlarý ve politikacýlarderin bir komplo içerisinde, birlikte çalýþ-maktalar. Çocuk, toplumun bir parçasýolmaya baþladýðý anda son derece deðerlibir þeyi yitirmeye baþlar, Tanrý iletemasýný kaybetmeye baþlar. Varlýða gidenköprü ise kalptir. Kalp olmadan kendivarlýðýna ulaþamazsýn. Bu imkânsýzdýr,kafadan varlýða giden doðrudan bir yolyoktur, kalp üzerinden gitmek zorundasýnve tüm toplumlar kalbe karþý yýkýcýdýrlar.Onlar sevgiye karþýdýr, duygulara karþýdýr.Onlar hisleri aþýrý hassasiyet olarakadlandýrýp kýnarlar. Onlar yüz yýllardýraþýklarý, sýrf sevgi kafaya deðil de kalbeait olduðu için lanetlemiþlerdir. Sevmekabiliyeti olan bir insan eninde sonundakendi varlýðýný keþfedecektir. Bir kimsekendi varlýðýný bir kez keþfettiðinde tümyapýlardan, tüm kalýplardan özgürleþir.Tüm köleliklerden özgürleþmiþtir. O safözgürlüktür.

Olgunluk senin kaybedilmiþmasumiyetini yeniden kazanman demek-

tir, cennetine yeniden sahip çýkmandýr,yeniden çocuk olmandýr. Elbette bir farkývardýr; sýradan bir çocuk kötü emellerealet olmak zorundadýr ama ona tekrardansahip çýktýðýnda sen bozulmaz olursun.Hiç kimse seni kullanamaz, yeterince zekihale gelirsin. Artýk toplumun sana ne yap-týðýný biliyorsun ve tetiktesin ve farkýn-dasýn, bir kez daha olmasýna izin ver-meyeceksin. Olgunluk bir yeniden doðuþ-tur. Manevi bir yeniden doðuþ. Bir kezdaha doðdun, tekrar bir çocuksun. Varo-luþa taptaze gözlerle bakmaya baþlarsýn.Hayata kalbindeki sevgiyle yaklaþmayabaþlarsýn. Dinginlikle ve masumiyetle enderindeki özünün içine nüfuz edersin.Artýk sadece bir kafa deðilsin. Artýk kafa-yý kullanýyorsun ama o senin hizmetkârýn.Önce kalp olursun ve sonrasýnda kalbinbile ötesine geçersin. Düþüncelerin veduygularýn ötesine gitmek ve saf bir oluþhaline gelmek olgunluktur.

Ýsa der ki: "Yeniden doðmadýðýn süreceTanrý'nýn krallýðýna giremeyeceksin".Haklý, yeniden doðmak zorundasýn.

Bir seferinde Ýsa çarþýda duruyordu vebirisi sordu, "Kimler senin Tanrý'nýn kral-lýðýna girmeye lâyýk?" Etrafýna bakýndý.Orada bir haham vardý ve kendisininseçileceðini umarak biraz daha öne çýktýama seçilmedi. Ýsa etrafa bakýndý. Bir san-tim bile öne çýkmadan konuþmalarýdinleyen ve manzaranýn keyfini çýkarançocuðu yanýna çaðýrarak kucaðýna aldý vetopluluða dedi ki, "Bu küçük çocuk gibiolanlar, sadece onlardýr Tanrý'nýn krallýðý-na girmeye lâyýk olanlar."

Page 24: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI22

Ama unutma, "Bu küçük çocuk gibiolanlar…" dedi. "Küçük çocuk olanlar"demedi. Ýkisi arasýnda çok büyük bir farkvar. "Çocuklar Tanrý'nýn krallýðýna gire-cek" demedi. Çünkü her çocuk bozulmakdurumundadýr. Yanlýþ yollara sapmak,hatalar yapmak durumundadýr. Bu gerçekçocukluða yeniden kavuþmanýn yegâneyoludur. Önce onu kaybetmelisin. Bu çokgarip ama hayat böyle. Hayat paradok-saldýr. Çocukluðunun gerçek güzelliðinibilmek için önce onu kaybetmelisin, aksitakdirde hiç bilemeyeceksin. Her çocukmasumiyetini kaybetmeli ve sonra tekrarele geçirmelidir. Kaybetmek sürecinsadece yarýsýdýr, pek çoðu onu yitirdi amaçok azý onu yeniden geri aldý. Yazýk, çokyazýk… Arada bir Buda, bir Zerdüþt, birKrishna, bir Ýsa onu yeniden kazandý.

OLGUNLUK VE YAÞLANMA

Olgunluk ve yaþlanma arasýnda çokbüyük, engin bir fark vardýr ve insanlarýnkafasý bu konuda hep karýþýk kalmýþtýr.Ýnsanlar yaþlanmanýn olgunluk olduðunuzanneder. Ancak yaþlanma bedene aittir.Herkes yaþlanýyor, herkes ihtiyarlayacakama olgun olmak manevi bir geliþimdir.Bunu sen yapmak durumundasýn.Yaþlanmak senin yaptýðýn bir þey deðildir.Olgunluk senin hayatýna getirdiðin birþeydir; o farkýndalýktan çýkar. Bir kimsefarkýndalýkla yaþlanýrsa olgunlaþýr.Farkýndalýk olgunluktur.

Bir þeyi iki biçimde deneyimleye-bilirsin. Öylesine, hipnotize olmuþ gibi,gerçekleþmekte olan þeye dikkat etmeden,

fark etmeden, deneyimleyebilirsin. Oluþgerçekleþti ama sen orada deðilsin, senyoktun. Sadece oradan geçip gittin, hiçbiriz býrakmadý. Ondan bir þey öðrenmedin.O hafýzanýn bir parçasý olmuþ olabilirçünkü bir anlamda oradaydýn ancak hiçbirþekilde senin bilgeliðin haline gelmedi.Onun aracýlýðýyla hiç geliþmedin. Ozaman yaþlanýyorsun. Fakat bir deneyimefarkýndalýk getirirsen, ayný deneyimolgunluða dönüþür. Ýçinde, derinlerde biryerlerde onunla birlikte bir þey deðiþir.Daha uyanýk hale gelirsin, baþýna negelirse gelsin uyanýksýn. Baþýna gelen þeyitam anlamýyla çözmeye çalýþýyorsun,dikkatli ve tetikte olarak deneyimsürecine aktif bir biçimde katýlýyorsun enderin sebebe ulaþmaya çalýþýyorsun. Eðerbu deneyim bir hataysa onu bir daha aslatekrar etmeyeceksin.

Olgun bir kiþi asla ayný hatayý tekraretmez. Ama bir kimse sadece yaþlýysaayný hatayý defalarca ve defalarca tekrareder durur. O bir çemberin içinde yaþar;hiçbir zaman bir þey öðrenmez.

Bilinçsizce yaþarsan yalnýzca ölürsün;bilinçli olarak yaþarsan giderek daha fazlayaþam edinirsin. Ölüm gelecek. Fakat ohiçbir zaman olgun bir insana gelmez,sadece yaþlanmakta olan ve ihtiyarlayanbir insana gelir. Olgun bir kimse aslaölmez çünkü ölüm aracýlýðýyla bile öðre-necektir. Ölüm daha yoðun bir biçimdeyaþanacak, seyredilecek ve izin verilecekbir deneyim olacaktýr. Olgun insan aslaölmez. Aslýnda ölüm olgunluk kayasýndamücadele eder ve kendisini parçalar, inti-

Page 25: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

23SEVGÝ DÜNYASI

har eder. Ölüm ölür ama olgun insan asla.Tüm uyanmýþ olanlarýn mesajý seninölümsüz olduðundur. Varlýðýn ölümsüz,varlýðýn sonsuz derecede mutlu, varlýðýnTanrýsal ama bu deneyimleri zihnine vehafýzana sýðdýramazsýn. Hayatýn içindengeçmeli ve onu elde etmelisin.

Neden! Hiç bu soruyu sormuþ muydun?Neden farkýndalýða eriþemiyorsun! Þayeto sonsuz saadetlere, deðiþmez hakikategötürüyorsa niçin uykulu olmakta ýsrarediyorsun? Bazý yatýrýmlar var ve yatýrýmþudur. Farkýndalýk haline gelirsen ýstýrapvardýr. Farkýnda olursan, acýnýn farkýnavarýrsýn ve acý o kadar çoktur ki, teskinedici bir þey alýp uyuklamak istersin.Hayattaki bu uyuklama hali acýya karþýbir koruma olarak iþ görür. Ancak sorunþudur; þayet acýnýn karþýsýnda uyuyorsan,zevkin karþýsýnda da uyukluyorsundur.Bunu iki tane musluk varmýþ gibidüþünün: Bir tarafýnda "acý" ve diðertarafýnda "zevk" yazýyor. Üzerinde "acý"yazan musluðu kapatmak ve üzerinde"zevk" yazan musluðu açmak istedin.Ancak oyun þudur "acý" musluðunu ka-patýrsan "zevk" musluðu da hemen o andakapanýr çünkü her ikisinin arkasýndaüzerinde "farkýndalýk" yazan baþka birmusluk vardýr. Ya ikisi de açýk kalacaktýrya da ikisi de kapalý, çünkü ikisi de aynýolgunun iki yüzüdür, iki yönüdür. Herikisinin de farkýnda olmak zorundasýn.Hayat, zevk ve acýdýr. Hayat mutluluk vemutsuzluktur. Farkýndalýða ulaþmýþ birinsan çok mutlu olur ama ayný zamandasenin yaþamaya muktedir olmadýðýn derinmutsuzluklarý da yaþamaya gücü vardýr.

Aydýnlanmýþ insan mutluluða ve sevincede acýya ve ýstýraba da sonsuz bir þekildeduyarlýdýr. Tüm ýstýrabý ve tüm kendindengeçiren zevkleriyle bütünü kabul et.Ýmkânsýz olaný isteme; sadece zevkinolmasýný ve hiç ýstýrap olmamasýný arzula-ma çünkü her ikisini de bildiðinde ansýzýnüçüncü oluverirsin. O zaman aþkýn halegelirsin. Olgunluk farkýndalýktýr, yaþlan-mak sadece kendini heba etmektir.

ANIMSANMASI GEREKEN EN TEMEL ÞEY

Gerçekte anýmsanmasý gereken entemel ilke hayatýn diyalektik olduðudur.O ikilikler aracýlýðýyla var olur, o zýtlararasýndaki bir ritimdir. Sonsuza kadarmutlu olamazsýn, aksi takdirde mutluluktüm anlamýný yitirecektir. Ahengi tekraruyumsuzluk takip eder. Mutluluðu damutsuzluk. Her zevkin kendi acýsý ve heracýnýn kendi zevki vardýr. Bütünü olduðugibi kabul eden, ýstýrabý sessiz ve kýpýr-damadan kabul etmeye muktedir olankiþi, ýstýrabýn ta kendisinin tüm niteliðinideðiþtirir, dönüþtürür. Onun için ýstýrap dabir hazine haline gelir. Acý bile netliksaðlar. Karanlýðýn bile kendi güzelliði,derinliði, sonsuzluðu vardýr. Istýrap, karatahta haline geldiðinde zevk çok netleþirve parlar. Týpký gecenin karanlýðýndayýldýzlarýn çok parlak olmasý gibi.Gündüz vakti onlar ortadan kalkmaz,sadece görünmez olurlar, onlarý hiç kon-trast olmadýðý için göremezsin. Ölümünolmadýðý bir hayatý düþün, dayanýlmaz birvaroluþ olurdu. Yaþamý, ölüm tamamlar.Ona bir çeþit yoðunluk verir.

Page 26: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI24

Yaþam, azalmaya devam ettiði için heran deðerli hale gelir. Hayat sonsuz olsakim umursardý!

Yarýn ölüm orada olduðundan, seniþimdi burada yaþamaya zorluyor. Þimdianýn içine dalmak zorundasýn, onun enderinine girmek zorundasýn. Çünkü kimbilir? Gelecek an gelebilir de gelmeyebilirde. Bu ritmin farkýnda olan bir kiþi rahat-lar, her ikisiyle de rahattýr. Mutlulukla da,mutsuzlukla da barýþýktýr. Þayet bu sendetemel bir anýmsama olarak yer ederse,hayatýn yepyeni bir lezzet kazanacak,özgürlük ve onun lezzeti. Takýlýp kalma-manýn lezzeti, bir þeylere baðýmlý olma-manýn lezzeti. Her ne gelirse gelsin tepkivermezsin. Sessizce kabul eder haldekalýrsýn. Ölüm bile son deðil, sadece bi-linmeyen bir þeyin baþlangýcý olacaktýr.

RUHUN OLGUNLUÐU

Olgun bir kimsenin nitelikleri çokgariptir. Birincisi, o bir kiþi deðildir. Oartýk bir benlik deðildir, bir mevcudiyetivardýr ama o bir kiþi deðildir.

Ýkincisi, o daha çok bir çocuk gibidir,basit ve masumdur. Bu nedenle olgun birkimsenin nitelikleri çok gariptir dedim.Çünkü olgunluk, sanki o kiþi görmüþgeçirmiþ, yaþlanmýþ, ihtiyarlamýþ gibi birduygu verir. Fiziksel olarak yaþlý olabilirama manevi olarak masum bir çocuktur.Onun olgunluðu sadece hayat aracýlýðýylaedinilmiþ deneyimler deðildir. O zamanbir çocuk gibi olmazdý, o zaman birmevcudiyet olmazdý. Görmüþ geçirmiþ bir

kiþi olurdu. Bilgili ama olgun deðil.Olgunluðun senin yaþam deneyimlerinlehiçbir ilgisi yoktur. Onun senin kendiiçsel yolculuðunla, manevi deneyimleriile ilgisi vardýr. Bir insan ne kadar kendiiçinde derine giderse o kadar olgundur.Kendi varlýðýnýn tam özüne ulaþtýðýndamükemmelce olgunlaþmýþtýr. Fakat o andakiþi kaybolur, yalnýzca mevcudiyet kalýr.Benlik kaybolur, yalnýzca sessizlik kalýr.Bilgi kaybolur, yalnýzca masumiyet kalýr.Buna göre olgunluk gerçekleþtirmenin di-ðer adýdýr. Potansiyelinin hayata geçmesi-ni saðladýn, o gerçek oldu. Tohum çokuzun bir yolculuktan geçti ve çiçek açtý.

Olgunluðun güzel bir kokusu vardýr.Bireye muazzam bir güzellik verir. Zekâverir, mümkün olan en keskin zekâyýverir. Onu saf sevgiye dönüþtürür. Onuneylemi sevgidir, onun eylemsizliðisevgidir. Onun ölümü sevgidir. O birsevgi çiçeðidir.

Batý'nýn, olgunluk için çok çocukçatanýmlarý vardýr. Batý, olgunlukdenildiðinde senin artýk masumolmadýðýný, yaþam deneyimleri sayesindehamlýktan çýktýðýný, kolayca kandýrýla-mayacaðýný, kullanýlamayacaðýný, içindekibir þeylerin katý bir taþ gibi bir güvenlik,bir koruma saðlamasý gerektiðini söyler.

Bu taným çok sýradan, çok dünyevi.Evet, dünyada bu tip olgun insanlarvardýr. Ama benim olgunluða bakýþýmtamamen farklý, bu tanýmýn yüz seksenderece zýttý. Benim bahsettiðim olgunlukseni bir taþ yapmayacak; o seni son

Page 27: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI25

derece incinebilir, çok yumuþak, çok basityapacak.

Bir kez içindeki göðe yerleþtin mi, biryuva buldun mu, eylemlerinde vedavranýþlarýnda muhteþem bir olgunlukyükselir. O zaman yaptýðýn her þeyde birzarafet vardýr. O zaman yaptýðýn her þeyinta kendisi bir þiirdir. Þiiri yaþarsýn, yürü-men dans olur, sessizliðin müziktir.

Olgunluk, evine döndüðün anlamýnagelir. Artýk, büyümek zorunda olan birçocuk deðilsin, büyüdün. Potansiyelininyüksekliklerine deðdin. Çok garip bir þe-kilde, ilk kez yoksun ve varsýn. Eski fikir-lerinle, hayallerinle kendini kavramadayoksun, hepsi çöpe gitti. Þimdi sende yenibir þey doðuyor, tüm yaþamýný bir keyfedönüþtürecek, kesinkes yepyeni bir þeybu. Istýrap dolu dünyaya yabancý halegeldin, kendin ve baþka kimse için ýstýrapyaratmýyorsun. Hayatýný baþkalarýnýn nediyeceðini hesaba katmadan tam birözgürlük içinde yaþýyorsun.

Sürekli baþkalarýnýn fikirlerini hesabakatan insanlar olgunlaþmamýþtýr. Onlar,baþkalarýnýn ne düþündüðüne baðýmlýdýr.Onlar, hiçbir þeyi özgün bir biçimdeyapamazlar. Dürüstçe söylemek istedik-lerini söyleyemezler, baþkalarýnýn duymakistediklerini söylerler.

Çok garip bir dünya, þayet bu dünyadakendi içsel varlýðýnýn farkýna varýr veuyanýk olursan kutsanmýþsýn demektir.

Osho birçok ülkedentakipçileri olan ve ulus-lararasý bir üne sahipHintli bir mistik, düþü-nür ve spirituel bir ho-cadýr. 21 yaþýnda ay-dýnlanmýþ, bu tarihtenitibaren de akademikçalýþmalarýna devametmiþtir.

Yýllar boyuncaJabalpur üniversitesinde felsefe hocasýolarak dersler vermiþ, sonradan daHindistan’ý baþtan baþa dolaþarak halka açýkkonuþmalar yapmýþtýr. 1960’larýn sonlarýnadoðru kendine has dinamik meditasyontekniklerý geliþtirmiþtir. Osho modern insanýngeçmiþin arkaik (antik çaðdan bile çok çokeski) geleneklerinden olduðu kadar modernyaþamýn kaygýlarý altýnda ezildiðini hissedi-yor bu nedenle de meditasyonun, içinde hiçbir düþüncenin bulunmadýðý gevþetici halinikeþfetmeyi ummadan önce derin bir arýnmasürecinden geçmesi gerektiðine inanýyordu.Osho’nun felsefi, ahlâki ve dini farklý sistem-lerin bir araya getirilip birleþtirilmesindenyola çýkan öðretileri meditasyonun, farkýn-dalýðýn, sevginin, hayatý kutlayarak yaþa-manýn, yaratýcýlýðýn ve mizahýn onemini vur-gulamaktadýr. Osho altýný çizdiði bu özellik-lerin aslýnda statik inanç sistemlerine dinselgeleneklere ve sosyalleþmeye baðlanmaneticesinde bastýrýlmýþ olduðuna inanýyordu.

Batý dünyasý Osho ismini ilk kez 1970’lerinbaþýnda duymaya baþladý. 1974 yýlýndaetrafýnda bir topluluk oluþmaya baþlamýþtýbile. Derken ardýndan gelenlerin sayýsý öyle-sine arttý ki adeta bir sele dönüþtü. Batýlýnew age düþüncesi üzerinde hatýrý sayýlý biretki býrakmýþ olan Osho’nun öðretilerininpopularitesi ölümünden itibaren artmayadevam etmektedir.

20 yýllýk bir periyod içinde binlerce saattutan ve insanlarýn gönullerine olaðanüstüþekilde nüfuz eden konuþmalarý görsel iþit-sel yöntemler kullanýlarak kayýt edilmiþ olupherkes tarafýndan her yerde dinlenilebilirveya izlenebilir. Konuþmalarý altý yüzdenfazla ciltten oluþan kitaplarla insanlarasunulmuþ 30’dan fazla dile çevrilmiþtir.

Page 28: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI26

Bilim Yeni Yollarda

Ruhumuzun Yazdýðý Senaryo

Yaþamýmýzdaki kararlarýmýzý beynimizle mi veriyoruz? Yoksa beynimize neyapacaðýný dikte eden baþka bir güç mü var? Günümüzde bilim bu soruya cevaparýyor ve git gide daha fazla artan sayýdaki araþtýrmacý, gerçekte içimizde mev-cut, önceden yazýlmýþ bir senaryoya göre hareket ettiðimize inanýyor. Ama kimdirbu senaryoyu yazan ve biz bu senaryoyu nasýl okuyabiliriz?

Daha önceki sayýlarýmýzda, günümüzün bilim dünyasýnýn, insanýn ve dünyanýnsadece görünen maddeden daha fazla gerçekler içerdiðini keþfetmeye baþladýðýn-dan söz etmiþtik. Yeri geldikçe bu konuyu tekrar ele alacak ve yeni geliþmeleriincelemeye devam edeceðiz.

Çeviren ve derleyen: Zühal Voight

Page 29: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI27

ÞAÞIRTAN KARARLAR

Hepimizin yaþamýnda, neden öylekarar verdiðimizi bilmediðimiz halde,herkesi, hatta kendimizi bile þaþýrtankararlar aldýðýmýz anlar olmuþtur.Birden, iyi bir iþ teklifini son anda red-derek, nihayet çoktandýr istediðimiz biröðrenimi gerçekleþtirmeye baþlamak,kararlaþtýrýlmýþ hatta parasý ödenmiþ birgeziyi aniden iptal edip baþka bir yeregitmek, kurulu düzenini terk edip ýssýzbir köþede mütevazý bir hayata baþla-mak, herkesin gerçekleþeceðineinandýðý bir evlilikten, nikahýn hemenöncesinde vazgeçmek gibi örneðin.Çevremizdekiler çýldýrdýðýmýzý sanýr vedavranýþýmýzý bir türlü anlayamazlar.Çoðu kere biz de izah edemeyiz."Baþka türlü yapamazdým." veya"Böylesi daha iyi, kendimi böyle iyihissediyorum." gibi açýklamalar yapa-biliriz en fazla. Ýçimizden gelen bir hisbizi böyle davranmaya itmiþtir. Sankiiçimizde bir yerlerde bir ses, bizi ikazetmiþ ve etrafýmýzdakileri þaþýrttýðýmýzhatta bazen yaraladýðýmýz halde, bizibaþka bir yöne doðru gitmekten alýkoy-muþtur. Nereden gelmektedir bu ses,beynimiz mi birden baþka türlü iþleme-ye baþlýyor ve neden bu sese uyuncadoðru yaptýðýmýzý düþünüyoruz? Bilimadamlarý son zamanlarda bu fenomenleilgileniyor ve yaþamýmýzý yön-lendirenin gerçekte beynimiz mi, yoksadaha derinlerdeki bir güç mü olduðunutartýþýyorlar.

Amerikalý psikolog Diane Cooper busesin, ruhumuzun sesi olduðunusöylüyor ve: "Kim içinde ruhunun sesi-

ni duyarsa, dikkatle dinlemelidir."diyor. Yine Amerikalý bir psikiyatr olanWayne Dyer ilave ediyor: "Bir konudatamamen emin olmak hissi, ancak ruhsesini yükselttiði zamanlarda ortayaçýkar." Alman psikolog Michael Maryise bunu þöyle açýklýyor: "Her insanýniçinde daha önceden yazýlmýþ birsenaryo vardýr."

KARARI VEREN KÝM?

Biz insanlarýn yaþamýmýzý özgürirademizle mi, yoksa daha öncedenbelirlenmiþ bir kadere göre mi yön-lendirdiðimiz konusu, antik çaðlardanberi düþünürleri meþgul etmiþ veetmektedir. Bununla ilgili çeþitli teori-ler mevcuttur. Ancak beyin araþtýrma-cýlarýnýn yeni metotlarý günümüzde butartýþmaya yepyeni bir boyut getirmiþbulunuyor. Amerikalý PsikolojiProfesörü Benjamin Libet'in 1979 se-nesinde, deneylerinden vardýðý sansas-yonel sonuca göre, her hangi birdavranýþý baþlatacak olan bir impuls(içtepi) beyne gidiþinden ancak 0,4saniye sonra bilincimize ulaþýyormuþ.Baþka bir deyiþle, her hangi birdavranýþ veya hareket ile ilgili emir bi-lincimize ulaþtýðýnda, beynimiz onubizim bilinçli haberimiz olmasýndan0,4 saniye önce almýþ ve yerinegetirmek üzere harekete geçmiþ oluyor.Libet bu süreye, yani bu aþaðý yukarýyarým saniyelik zamana "Mind Time"adýný takmýþ. Ve devam ediyor"Beynimiz bilincimizi, öyle olduðuhakkýnda kandýrsa da, beynimizin yap-týðýndan aslýnda bilincimiz sorumlu

Page 30: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI28

deðildir." Libet'ten sonra baþka yapýlandeneyler de ayný sonucu ortaya çýkar-mýþ, hatta 1999'da ÝngilizNöropsikoloðu Prof. Patrick Haggard,uzunluðu 8 saniyeye kadar ulaþan bir"Mind Time" tespit etmiþ.

Bu durumda elbette ki, þu kaçýnýlmazsoru çýkýyor ortaya: Beynimize emirveren bilincimiz deðilse, bilincimiz buemirden beyinden sonra haberdar olu-yorsa, bu emri veya impulsu verenkimdir veya hangi güçtür?

Alman bilinç araþtýrmacýsý ve yazarRüdiger Schache'nin bu soruya verdiðicevap þöyle: "Beynimize bu emirlerigönderen, yaþamýmýzýn asýl amacýnýgerçekleþtirmek isteyen ve ancak bunauygun hareket edersek hedefe ulaþa-bileceðini bilen ruhumuzdur. Ruhumuzbelli bir hedefi takip eder ve bunauygun sinyalleri kiþinin o anda içindebulunduðu "ben" bilincine gönderir.Gündelik aklýmýz bunu her zamananlamayabilir. Ama her birimiziniçinde, yaþam hedefimizi bize varýl-maya deðer gösteren, önceden yazýlmýþbir senaryo mevcuttur."

Ama yine þu çok tartýþýlan konuyadönersek, eðer ruhumuz bizi öncedenyazýlmýþ bir senaryoya göre yön-lendiriyorsa, bizim serbest seçimimiz,"ben" olarak bildiðimiz bilincimizinözgür iradesinin rolü nerede kalýyor?Michael Mary'ye göre cevap þöyle:"Bizim özgürlüðümüz, içimizdeki se-naryoyu kabul etmeyi ve bunu bilinçlibir plan haline getirip uygulamayýseçip seçmemektedir." Benjamin Libetise bunu þöyle açýklýyor: "Ruhumuzdangelen bu sinyaller karþýsýnda en fazla,

sinyallerin tersine bir karar verebilmeközgürlüðümüz mevcuttur."

Demek ki, özgür irademiz, ruhu-muzun sinyallerine uyarak onunplanýný tatbik etmeyi veya tersinekararlar vererek, baþka bir yöne git-meyi seçebiliyor. Ama her iki durum-da da aldýðýmýz kararlarýn sonuçlarýnamaruz kalýyoruz elbette.

SENARYOYU OKUMAK

Eðer ruhumuz, yazmýþ olduðusenaryoya uygun hareket etmemiz içinara sýra bilincimize sinyaller gönderi-yorsa, biz bu sinyallerin ruhumuzdangeldiðini nasýl tanýyacak ve ona göredavranacaðýz? Bu sinyallerin ne gibiözellikleri var? Bu sorulara daRuediger Schache cevap veriyor:"Ruhumuzdan gelen ses tonuyla,"ben"imizin ses tonunu ayýrt etmeyiöðrenmemiz gerekir. "Ben" in arzularý,bir þeylere sahip olmayý, zevk almayýve bir þeyler yaþamayý hedefler.Ruhumuzun arzularý ise bütün yaþamboyunca sürüp giden özlemlerdedir.Gerçek bir özlem ruhumuzun birçaðrýsýdýr. Ruhumuzun özlemleri, bura-da bulunmamýzýn gerçek sebebidir veonlar kendilerini tanýmamýzý þu þekildekolaylaþtýrýrlar: Ruhumuzun arzularýnauymak kendimizi iyi hissetmemizisaðlar." Diana Cooper'a göre de, buçaðrýya uyduðumuz zaman içimizdehissettiðimiz harmoni duygusu, ruhu-muzun yankýsýdýr. Ayrýca bu çaðrýlarinatçýdýr ve bizi yaþamýmýz boyuncatakip edip, yerine getirilinceye kadarçeþitli olaylar içinde kendilerini bize

Page 31: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI29

hatýrlatýr-lar. Ye-rine ge-tirildiðin-de ise bukonuyaolanilgimizbiter.Ruhumuzbununla,hedefle-diði birkonunun

artýk iþlenmiþ ve kapanmýþ olduðunubize göstermektedir.

Bu yeni bulgulara göre demek kiiçimizde beslediðimiz özlemler, bizetutmamýz gereken yollarý aydýnlatanýþýk görevini yapmaktadýrlar. Hangimiztanýmayýz ki bu özlemleri. Ýlle dedünyayý görme özlemi, sanatýn þu veyabu dalýyla mutlaka ilgilenme hevesibambaþka bir mesleði icra etsek de, þuveya bu konuya duyduðumuz sýnýrsýzilgi, hayat boyu içimizde taþýdýðýmýzher hangi bir istek. Demek ki buözlemleri yaþam boyu bastýrmak yeri-ne, bir yolunu bulup herhangi birzamanda onlarý dindirmemiz gerekiyorki, ruhsal açýdan yol alabilelim.Ruhumuzdan gelen sinyalleri ne kadariyi tanýr ve onlara ne kadar fazlauyarsak, görünen o ki, o kadar dahafazla ruhumuza yakýnlaþýyor veilerleyebilmemizi saðlýyoruz. Cooper'agöre, ruhunun gösterdiði yollardagidenler, kiþiliklerinin devamlý deðiþipgeliþtiðini tespit ediyorlar, çünkü kiþili-ðin geliþmesi, ruhun yaþam hedefidir.

En son hedef ise yine Cooper'a göre"sevgi" dir. Cooper þöyle diyor: "Sevgiýþýktýr ve yaþamýn kendisidir. Sevgi ileyapmadýðýmýz hiçbir iþe aslýnda gir-iþmememiz gerekir."

DÜNYAYA YENÝ GELENLER ve YETÝÞKÝNLER

Ýnsanlarýn "beyaz bir sayfa" olarakdünyaya geldikleri ve ebeveyn ve çevretarafýndan þekle sokulmalarý gerektiðitezi de, modern psikoloji tarafýndançoktan terkedilmiþ bulunuyor. Ýsviçre'lipsikiyatr Prof. Arno Gruen þöylesöylüyor: "Çocuklarýn her biri, baþkahiçbir kimseyle kýyaslanamayacak birerorijinal halinde dünyaya gelirler. Amabiz onlarý öyle býrakmayýz. Þöyle veyaböyle olmaya onlarý zorlarýz ve uymaz-larsa onlarý cezalandýrýrýz. Doðuþtangetirdikleri özellikleri kabul etmeyip,kendi istediðimiz biçime sokmayaçalýþmakla, onlarýn kendi kimliklerinireddederek yabancý bir kimlik geliþtir-melerine yol açarýz. Bizim tarafýmýzdankabul görmek için kendi kimliklerinine kadar çok reddederlerse, kiþilikleride o kadar çok zarar görür." Frankfurt'-taki Sigmund Freud Enstitüsü direktörüProf. Rolf Haubl bu sözlere þunlarýilave ediyor: "Birçok çocuk, yalnýzcabaþkalarýnýn istedikleri gibi olursakabul göreceðine inanýyor ve bununiçin de çeþitli kabul görme þartlarýnýnpeþinde koþturuyor. Oysa çocuklarýngeliþmelerini isteyen, onlara bunun içingerekli olanaklarý vermek isteyen,onlara katý programlar çizmemelidir.Eðer ebeveynler gerçekten çocuklarýný

Diana Cooper

Page 32: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI30

teþvik etmeyi dilerlerse, onlarý özgür-lükleri içinde yaþamaya ve öðrenmeyebýrakmalýdýrlar." Yetiþmekte olan birinsana, kendi arzularýný gerçek-leþtirmek, yapýsýna, yeteneklerine veeðilimlerine uygun biçimde yaþaya-bilmek için ne kadar çok þans tanýnýrsa,onun kendine güvenen, yaþamýndan vekendisinden memnun ve agresyondanuzak bir kiþilik geliþtirmesine de oölçüde imkan tanýnmýþ olur. Böyleyetiþen bir insan da hem kendisine hemde baþkalarýna kolayca sevgi duyabilenbiri olur. Sevgi de, daha önce dedefalarca ifade edildiði gibi ruhun enyüksek hedefidir.

Burada elimize çok önemli biranahtar verilmiþ oluyor. Çocuklarý,genç insanlarý bugüne kadar yapýldýðýgibi, toplumun katý kurallarýna veebeveynlerin isteklerine göre deðil,

onlarýn kendi yetenek ve özlemlerinegöre yetiþtirmemiz gerekmekte demekki. Ýçinde örneðin güzel sanatlarýn her-hangi bir dalýna tarifsiz bir özlemduyan bir çocuðu, kendi ölçülerimizegöre örneðin gelecekte daha çok parakazanmasý veya maddi açýdan rahatetmesi veya daha fazla itibar görmesiiçin bambaþka bir mesleðe zorlamak,psikolojinin bu yeni anlayýþýna göretamamen yanlýþ. Memnuniyetsiz,kendine güvensiz, çevresindekilerekarþý duyarsýz ve en önemlisi "sevgi-siz" nesiller yetiþtirmek ve dolayýsýylasevgisiz bir toplum yaratmak istemi-yorsak bu anahtara olanca dikkatimizivermeliyiz. Bunu yukarýda anlattýk-larýmýzla birleþtirirsek þu sonuç ortayaçýkýyor: Çocuklarýmýzýn özlem veyeteneklerine dikkat etmeliyiz, çünküözlemlerimiz ve eðilimlerimiz ruhu-muzun çaðrýlarý ve onun yazmýþ olduðusenaryonun gerekleridir. Ve bizlerruhumuzun sesine kulak verdikçe veonun senaryosuna uydukça ruhsalolarak geliþebiliriz. Aksi halde maddiaçýdan belki her þeye sahip ama ruhsalaçýdan yerinde saydýðýndan huzursuz,mutsuz, birbiriyle kavgalý insanlardankurulu toplumlar kaçýnýlmaz olurlar.Burada tabii ki, çocuklarýn her istek-lerini yerine getirerek, onlarý þýmarýkbir doyumsuz haline getirmek kaste-dilmemektedir, dikkat edilecek nokta,çocuklarýn içlerinde taþýdýklarý yetenekve gerçek özlemlerinin ortaya çýkarýl-masýdýr. Bu noktada, toplumun deðer-lerinin de ne kadar önemli bir roloynadýðý apaçýk anlaþýlmaktadýr:Yalnýzca maddi kazancýn, para ve mal

Page 33: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

31SEVGÝ DÜNYASI

toplamanýn, iktidar ve güç sahibiolmanýn önemli sayýldýðý toplumlarda,ebeveynler de bu deðerlerin etkisialtýnda kaldýklarýndan, çocuklarýna budeðerleri vermekten baþka bir þeydüþünememekte ve bu fahiþ yanlýþnesilden nesile el deðiþtirerek, gitgidekatýlaþan, sevgisizleþen bir dünyanýn,üzerinde yaþayan insanlarý acýmasýzcaöðüten bir deðirmen haline gelmesinisaðlamaktadýr. Hedefi sevgi olmayanbir yön ise, asla ruhun yolu olamaz.

ÝÇÝMÝZDEKÝ ÇOCUK ve YARATRICILIK

Çocuklarýmýzý, onlarýn gelirken bir-likte getirip içlerinde taþýdýklarý özlemve yeteneklerine göre eðitmek ne kadarönemliyse, bizlerin de içimizdetaþýdýðýmýz çocuk ruhunu, yaþamýnengebeli yollarýnda kaybetmememiz deanlaþýlan bir o kadar mühim. MichaelMary, bir çocuðun yaþamýndaki ilk onyýlýn belirleyici olduðuna ve bu zaman-da yaþam senaryosunun tamamlandýðý-na inanýyor. "O zamanlar olduðumuzçocuk, daha sonraki yýllarda kaybol-maz, bu çocuk olmayý hiçbir zamanterk etmeyiz. Onun düþünceleri, duygu-larý, ümitleri ve korkularý içimizdekiçocukta hep yaþar." Ýçimizdeki çocuðakulak vermeyi unutmamak, yaþamsenaryomuzu okuyabilmekte ve onagöre davranabilmekte, önemli biryardýmcýmýz anlaþýlan.

Ruhumuza yakýn olmak ve onun yön-lendirmelerini anlayabilmek için baþkabir yol da, Ruediger Schache'ye göre,her hangi bir biçimde yaratýcý ola-

bilmek: "Ruhumuz yaratýcýlýða özlemduyar, yaratýcýlýðýn iþlediðini bilmekister ve bunu yaparken de yabancý birplanýn deðil, kendi planýnýn tatbikedildiðini hissetmek ister." Birçok te-rapiler ve tedavilerde yaratýcýlýk unsu-runun kullanýlmasý da boþuna deðil de-mek ki. Herhangi bir biçimde yaratýcýolmaya çalýþmak, örneðin sanatýn herhangi bir dalýyla ilgilenmek veya herhangi bir konuda yeni çareler, çözümlerüretmeye çalýþmak da, ruhumuzunplanýný hissetmeye yakýn tutmakta bizi.

BÝLÝM UYANIYOR

Modern bilimin insan yapýsýna yak-laþýmlarýnda, bir çok yerde ruhun var-lýðýný ya da en azýndan her þeyin görü-nen maddeden ibaret olmadýðýný kabulettiðini görmekteyiz. Mannheim'daki"Biomedical Engineering Loboratories"direktörü fizikçi Prof. Markolf Niemzþunlarý söylüyor:

"Einstein'dan beri zaman vemekân mesafelerinin izafi oldu-ðunu ve benim ne kadar hýzlýhareket ettiðimle baðlý olduðunubiliyoruz. Iþýk hýzýndaki birhareket karþýsýnda her mesafesýfýra iniyor. Bedenin ölümüylede, ruhumuz ýþýk hýzýndaki hare-kete ulaþýyor ve bununla ýþýðýnhaline benzer bir hale geçiyor.Ebediyet gerçekten mevcut veebediyet ýþýkta bulunmaktadýr."

Page 34: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI32

Bunlara Kuantum Fiziðin kurucusuMax Planck'ýn 1918'de Nobel bilimödülünü alýrken ekledikleri de þöyle:"Aslýnda tek baþýna madde yoktur. Herþey, atom parçacýklarýný bir arada tutanve onlarý titreþtiren bir güç yüzündenoluþur. Bu gücün arkasýnda bilinçli vezeki bir ruhun var olduðunu kabuletmeliyiz. Bu, bütün mevcut olan mad-denin de esasýdýr."

LSD adlý bilinç geniþleten ve son-radan uyuþturucu olarak kullanýlanmaddeyi bulan kimyager AlbertHoffmann da yaptýðý çeþitli deneyler-den sonra dünyayý þöyle izah ediyor:"Benim bütün dünyam aslýnda sübjektifbir algýlamadýr. O benim içimdedir,dýþýmda deðil." Hoffmann'ýn bununlademek istediði, her insanýn dünyayýkendi yapýsý ve kapasitesi ölçüsündealgýladýðý, daha doðrusu kendi ruhunungeliþmiþliði ölçüsünde bir dünyasýnýnolduðu. Bunu Max Plack'ýn açýkla-masýyla birleþtirdiðimizde, aslýnda herþeyin ruhsal bir yapýda olduðu gerçeðiçýkýyor ortaya. Bu da günümüzünKuantum fiziðinden baþka bir þeydeðil. Münih'deki Max PlanckEnstitüsünün eski yöneticilerindenProf. Hans-Peter Dürr: "Bütün mad-denin içine yerleþtirilmiþ olduðuevrensel bir Kuantum Formülü vardýr.Bu formül kainatýn baþlangýcýndaki ilkpatlamadan itibaren her þeyin her þeylebaðlý olduðu tüm evrene yayýlmýþtýr.Ruhumuzdan hangi anlamda sözedilirse edilsin, bir insan öldüðünde,benim anlayýþýma göre onun ruhu herhangi bir biçimde varlýðýný sürdürür.

Bu dünya aslýnda yalnýzca birdýþýktýr (cüruf: yakma iþlemininkalýntýsý, eriyen cevherin üstyüzeyinde toplanan, cevherolmayan yabancý unsur), elletutulabilendir. Öteki alem isegeri kalan her þeydir, içine budünyanýn da yerleþtirilmiþolduðu her þeyi kapsayan asýlgerçektir. Bu açýdan þu ankiyaþamýmýz, öteki alem tarafýn-dan kavranmýþ, kucaklanmýþtýr."

Bu sözleri söyleyen, bir medyum, birspiritüalist veya herhangi bir þekildemistik bir kiþi deðil, içinde yaþadýðýmýzçaðýn en saygýn fizikçilerinden biridir.Her ne kadar þu anda bilim dünyasýnahakim olan düþünce, madde ötesinihâlâ reddetmekte ise de, bunun aksinikabul eden bilimciler de gün geçtikçeartýyor.

Daha önce de defalarca ifade ettiði-miz gibi, yeni bir dünya anlayýþýnaaçýlan kapýlar aralanmýþ durumda.Yakýn bir gelecekte bunun sonuçlarýherkesçe görülür hale gelecek muhak-kak ki. Ve o zaman dünya büyük birdeðiþime girmiþ olacak. Sýnýrlý deðil,sýnýrsýz bir yaþam anlayýþýnýn dünyayaþamýna getireceði deðiþiklikleri,belki þu anda bundan emin olanlar biletam tahmin edemezler.

Ruhumuzun senaryosunu anlamayaçalýþarak ve içimizdeki çocuðun sesinisusturmayarak, belki bu deðiþiklikleredaha kolay ayak uydurabileceðiz.

Alýntýlar: PM Welt des Wissens/Karsten Flohr

Page 35: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI

Hiyerarþik þehir/eyalet yapýlarýnýndoðasýnda bulunan çatlaklarý artýkgörmeye baþlýyoruz. Þehir/eyalet sis-temleri bu þekilde organize edildiðin-den dolayý, güç kaçýnýlmaz biçimdebazý kiþilerin ellerine geçmektedir. Butarz bir sistem bizi doðanýn da hiye-rarþik biçimde yapýlandýðý varsayýmýnagötürdüðü için, kendimizi o düzenin entepesindeki varlýklar olarak görmekte-yiz. Bu nedenle insanoðluna, kendin-den aþaðýda gördüklerini mahvedebile-cek eylemler mantýklý gelmektedir.

Ýnsan bu nedenle vahþice çoðalabilmiþve atmosfere zarar vermiþ, gýda ve sukaynaklarýný tehlikeye atmýþ ve türü-müz için ölümcül olabilecek mikroplarüretmeye baþlamýþtýr. Ancak bu tarzyapýlanmalar tarih içinde incelendi-ðinde, sadece belli bir süre ayakta kala-bildikleri, daha sonra da çöktüklerigözlemlenmiþtir.

Bu nedenle þehir/eyalet yapýlarýnýnkabile yapýlarýyla ters düþen taraflarý:

1. Politik dominasyon

Eski Gün Iþýðýnýn Son Saatleri Yazar: Thom Hartman Çeviren: Arýn Ýnan

Politik Dominasyon

33

Page 36: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI34

2. Hiyerarþik yapý (otoritenin kesinolarak belirlendiði yapýlar)

3. Ticaret ve diðer ülkelerin toprak-larýný iþgal ederek kaynak edinme

4. Diðer kültürleri zapt etme 5. Diðerlerinin soyunu yok edecek

biçimde savaþmalarýdýr. Þimdi bunlarý teker teker inceleyelim

dilerseniz:

Politik Dominasyon

Eyalet/þehir/ulus/krallýk politikbaðýmsýzlýk talep edebilirken, vatan-daþlar ve aileler böyle bir hürriyetesahip deðildirler. Aile ve topluluklarýnyerel birimleri daima kendilerindendaha büyük olan politik organlartarafýndan yönetilirler. Bu da, þir-ketlerde, ailelerde, yerel topluluklardave organize dinlerde gördüðümüz gibi,hükmetme ve hiyerarþinin birbirinebaðlý olduðunu göstermektedir.

Eski Avrupa Krallýklarý dönemindebatýlýlar bunun ne demek olduðunu çokiyi bilirlerdi. Çünkü topraklarýn, ürün-

lerin, hayvanlarýn, aðaçlarýn ve hattainsanlarýn bile tek sahibi kraldý. Bunedenle de politik hükümranlýðýný,ordularýný, polisini, iþkence odalarýnýve hapishanelerini bu amaçla kullan-maktan çekinmezdi. Kralýn hükümran-lýðý öyle bir hale gelmiþti ki Avrupa'da1600 yýl boyunca yeni evlenen herkadýn ilk gecesini kralla geçirmek vebekaretini ona vermek zorundabýrakýlmýþtý. (Gýlgamýþ Destanýnda dabuna benzer bir deneyimin yazýlmýþolduðunu görebilirsiniz.)

Politik baskýlarýn modern formlarýülkeden ülkeye deðiþiklik gösterse bileilke her zaman aynýdýr: Vatandaþ daimakendisine hükmeden hükümete hizmetetmek, yani yaþamýnýn, zamanýnýn vekazandýðý paranýn belli bir kýsmýnýdüzenli olarak vermek zorundadýr .

Eþitlikçi Deðil Hiyerarþik

Þehir/eyaletler öyle biçimde yapýlan-mýþlardýr ki, en güçlü, en agresif, enzengin bireyler daima en yüksek

pozisyonlara terfiederler. Buna karþýngücü ve parasý azolan ve agresifolmak istemeyenbireyler ise dahadüþük statülü pozis-yonlarda kalýrlar. Butip bir içsel sosyalorganizasyon, þehir/eyaletlerin sürekliolarak geniþlemesinisaðlar. Böylece engüçlü olanlar kay-

Page 37: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI35

naklarýn çoðunu tüketmeye baþlarlar.Daha aþaðýda olanlar ise haliyle git-tikçe daha azýyla yetinmek zorundakalýrlar.

Ticaret ve Fetih Yoluyla Kaynak Elde Etmek

Kendine yetebilen yerel bazlýþehir/eyaletler çok nadirdir. Çünkükendine yetenler böyle olmayanlarýnhedefinde bulunurlar daima. Büyükolanlar ise sürekli olarak büyüyebilmekiçin bunlarla ya ticaret yapar ya datopraklarýný iþgal etmeyi seçerler. Butarz hareketler bir kaç nesil önce dünyaharitasýnýn onlarca kez deðiþmesineneden olmuþtur. Sosyal, politik veekonomik yapýlarýndaki hiyerarþikdüzenden dolayý þehir/eyaletler geliþe-bilmek için dýþlarýndaki kaynaklardanfaydalanmak zorundadýrlar. Yerel kay-naklarý tükendiðinde (tarih boyuncabunun örneklerini görmüþüzdür),saldýrmaya, fethetmeye veya komþu-larýný zapt etmeye baþlamaktadýrlar.

Yaþayabilmek içinbaþkalarýnýn topraklarýnýiþgal eden bir kültür, dünyakaynaklarý tükenmeye yüztuttuðunda kendini uzun süredevam ettiremez.

Baþkalarýný Sömüren Evanjelizm Ýþgalci Kimlik

Büyüme þehir/eyaletler içinçok önemlidir. Büyüme sek-teye uðradýðýnda hem politik

hem sosyal hem ekonomik yöndençökerler veya bir baþkasý bu kezonlarýn topraklarýný fetheder. Büyümeönemli olduðundan dolayý geniþleye-bilmek için çeþitli metodlar benim-semiþlerdir.

Bunlardan birincisi diðer insanlarý vekaynaklarýný zapt etmektir. Bu amaçlaAfrika'dan Avrupa ve Amerika'ya esir-ler getirilmiþtir. Amerika kýtasýndakiKýzýlderili kabileleri ve kaynaklarý elegeçirildiðinde bunlar Avrupa veAmerika'daki þehir/eyaletler tarafýndanpaylaþýlmýþtý. Bunun sonucunda nüfus,üretim kapasitesi ve buna paralelolarak da tüketim artmýþtý.

Þehir/eyaletlerin bir diðer büyümeyöntemi de asimilasyondu. Bu, diðerkabilelerin insanlarýný kendilerininkinedönüþtürme iþlemiydi. Evanjelistler isekabile insanlarýna yaþadýklarý hayatýnkötü veya günahkar olduðunu anlatý-yorlar ve onlarý dine davet ediyorlardý.

Page 38: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI36

Bu, þehir/eyalet sisteminin en belirginözelliðidir. Halbuki kabile insanlarýdiðer kabilelere ayný þeyi asla yap-mamýþlardýr.

Diðer Þehir/Eyaletlerle Savaþma

Büyüme þehir/eyaletlerin hayatta ka-labilmeleri için kaçýnýlmaz biçimdeihtiyaç duyulan bir þey olduðundandolayý, kaynak ve zenginliðe sahip olandiðer þehir/eyaletlerle savaþa girilirdi.Belli bir süre denge hali saðlanýr (TýpkýABD ve Kanada'nýn þimdiki hallerigibi) ancak daha sonra tarihin de gös-terdiði gibi bu dengeli duruþ görecelibiçimde kýsa ömürlü olurdu. Enindesonunda bir þehir/eyaletin tüketimi ye-rel kaynaklarý üretme yeteneðini aþar.Bu amaçla da diðerlerinin elindeki kay-naklarý tüketmeye baþlar. Bunu baþara-bilmek için de gýda/para/kaynaklarsilahlarýný kullanýr. (Amerikan süper-marketlerindeki meyvenin yüzde yet-miþi üçüncü dünya ülkelerinden gelir).Veya Körfez Savaþýnda olduðu gibi,kaynaklarýný kullanabilmek adýna baþkabir ülkenin topraklarýný iþgal eder.

Kabilelerin Nüfusu

Kabile nüfuslarýný þehir/eyalet nüfus-larýyla mukayese ettiðimizde ilginç birkalýba rastlarýz. Þehir/eyalet nüfuslarýtýpký kanser gibi kontrol edilemezkenya da sadece salgýn bir hastalýk veyakýtlýkla kontrol edilebilirken, kabilenüfuslarý binlerce yýldýr dengeli biçim-de artmaktadýr. Halbuki bize bununkötü beslenme ve kötü saðlýk koþullarýnedeniyle olduðu öðretilmiþti. Ancak,

yapýlan son araþtýrmalar ve keþifler,bunun böyle olmadýðýný göstermiþtir.

Antibiyotiðin bulunmasýndan öncekiçaðda kabile insanlarý genel olarakþehir insanlarýndan daha uzun yaþar-lardý ve bebek ölüm oranlarý bile dahadüþüktü. Kabile insanlarýnýn fosilleriüzerinde yapýlan daha ileri çalýþmalar,þehir/eyaletlerdeki ilk insanlarýnkiylemukayese edildiðinde kabile insan-larýnýn diþlerinin daha saðlam, kemik-lerinin daha güçlü olduðu ve yýkýcýhastalýklar geçirdiklerine dair çok dahaaz iþaretler gösterdiklerini ortaya koy-muþtur. Zaman içindepaleantropologlar zirai devrimi veþehir/eyaletlerin yaratýlmasýný: "Halksaðlýðý felaketi" diye nitelendirmeyebaþladýlar.

"Aklýn Tarih Öncesi" isimli kitabýnyazarý olan Steven Mithen, ziraitekniklerin geliþiminin, bir dizihastalýðý da beraberinde getirdiðini,beslenme kalitesinde düþüklüðe yolaçtýðýný ve insan ömrünü kýsalttýðýnýsöylemektedir. O halde insanlýk nedenzirai toplumlar oluþturdu? Mithen,ziraatin insanýn hayat kalitesinin bozul-masýna neden olduðunu ve ayrýca bellibireylere, konumlarýný ve iktidarlarýnýgüvende tutabilmeleri için fýrsatlarverdiðini belirtmektedir. Darwin'in önesürdüðü doðal seleksiyon teorisi grup-lardan daha çok bireylerin yararýnaçalýþtýðý için ziraatý, bireylerin dahafazla güç kazandýklarý bir strateji diyede görebiliriz.

Gelecek Ay: "Kabileler NüfuslarýnýNasýl Kontrol Altýnda Tutuyorlar?"

Page 39: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Bütün canlýlar içlerinde bir program taþýyorlar.

Ve, o programla çoðalýyorlar.

Düþünsenize, bir damla erkek spermi minicik bir diþi yumurtasýyla buluþuyor,bütünleþiyor ve yumurtadaki programla, spermdeki program birlikte çalýþmayabaþlýyor.

Yeni bir canlý oluþuyor.

Beyni, akciðerleri, kalbi, midesi, pankreasý, dalaðý, kan damarlarý, elleri, kollarý,ayaklarý, parmaklarý þekilleniyor.

Birkaç istisna dýþýnda bütün insanlarda bu organlar hep ayný yerde. Kýlcaldamarlar hep ayný yerlerden geçiyor. Damarlarda dolaþan kanýn miktarý, yapýsýherkeste ayný. Ama tanrý, iki damladan bir canlý inþa etme mucizesiyle yetinmi-yor. Hepsinin kýlcal damarlarýnýn daðýlýmý, karaciðerinin iþlemesi birbirine ben-ziyor ama hepsinin bir baþka “ruhu”, bir baþka zihni, bir baþka karakteri oluyor.

Bedensel faaliyetleri nerdeyse týpatýp ayný ama gene de tümüyle birbirindenfarklý milyarlarca insan çýkýyor ortaya.

Tanrý, bununla da yetinmiyor.

37SEVGÝ DÜNYASI

MucizeAhmet Altan

Taraf Gazetesi “Kum Saati” köþesinden alýntýdýr 14.10.2010

Page 40: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Bütün bu insanlara birbirinden farklý parmak izleri veriyor.

Altý milyar birbirine benzemeyen parmak izi yapýyor.

Parmaðýnýzýn ucuna bakýn, o küçücük yerde altý milyar farklý þekil yaratmanýnne demek olduðunu düþünmek bile, bir insanýn nasýl mucizevî bir yaratýkolduðunu anlamaya yeter.

Bu mucize binlerce yýldanberi tekrarlanýyor. O kadar çok tekrarlanýyor ki bizbir “mucize” ile karþý karþýya olduðumuzu unutuyoruz.

Mucize, sýradanlaþýyor bizim gözümüzde.

Kýymetini bilmez hale geliyoruz.

Tanrý mucizelerini yaratýyor ve biz büyük bir nankörlükle o mucizeleri yokediyoruz.

Aslýnda, geliþmiþlik ve ilkellik, tanrýnýn mucizesine gösterilen özende bil-lurlaþýyor.

Ýnsan denen mucizenin kýymetini bilmek, geliþmiþliðin en önemli iþareti.

Ýlkellik ise, o mucizenin deðerini anlamamak ve insanlara hor davranmakla gös-teriyor kendini.

Bu açýdan baktýðýmýzda, Þili’deki 33 madenciyi yedi yüz metre toprak altýndankurtarmak, herhalde insanlýk tarihinin en büyük “ibadetlerinden” biri.

Tanrýnýn yarattýðýna gösterilen bu özen, onun mucizesine gösterilen bu saygý,insan canýný kurtarmak için sarf edilen bu emek, sadece bir geliþmiþliðin, insandeðeri bilmenin deðil, o insanlarý yaratan “kudrete” duyulan saygýnýn da en büyükgöstergesi.

Bilmiyorum dindarlar ne düþünür, ne der ama hangi ibadet, hangi ayin, tanrýnýnyüceliðine, yaratýcýlýðýna, kudretine, eserlerine daha fazla saygý gösterebilir, onudaha fazla memnun edebilir?

Bir de tersini düþünün. Ýnsan canýna deðer vermemeyi düþünün.

SEVGÝ DÜNYASI38

Page 41: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Ýnsanlarýnýzýn yeraltýnda kalmasýna, binlerce ton topraðýn altýnda ezilip yokolmasýna, o mucizenin parçalanmasýna göz yummayý düþünün.

Bundan daha büyük bir günah olabilir mi?

Böyle baktýðýnýzda, Þili’de kutsal bir ibadetle insanlar kurtarýlýrken, en büyükgünahlar bizim topraklarýmýzda iþleniyor.

Ölmemesi mümkünken sadece aldýrmazlýk yüzünden ölen her insanla birliktehepimiz büyük bir günaha girmiþ, bir mucizeye ihanet etmiþ olmuyor muyuz?

Tanrý, kâinatý tasarlayan, onun içindeki mucizeleri þekillendiren büyük ve eþsizbir sanatçý gibi gözükür bana.

Her gün gidip o “sanatçýnýn” önünde eðilen, onu selamlayan, ona hürmet edenama onun eserlerine kabaca, barbarca, aldýrmazca davranan, onun mucizelerinihiçe sayan insanlar düþünün.

O “sanatçý”, mucizelerine kötü davrananlarý sever miydi?

Sadece “kendisine” deðil “eserlerine” de saygý gösterilmesini beklemez miydi?

Dindarlar cehaletimi baðýþlasýnlar ama ben, dinin, sadece tanrýya deðil, onuneserlerine de saygý gösterilmesi anlamýna geldiðine inanýyorum.

Bir insanýn canýný kaybetmesine göz yummak da deðil sadece, o insanýn mutlu-luðuna engel olmak, onun haklý isteklerini yok saymak, onu acýlara ve kederlereterk etmek de bana büyük bir günah gibi gözüküyor.

Her insan tanrýnýn bir eseriyse, onun bir mucizesiyse eðer, o esere saygýsýzlýketmek tanrýya da saygýsýzlýk etmek anlamýna gelmez mi?

Þili’de büyük bir ibadetin gerçekleþtiðine inanýyorum.

Ne yazýk ki kendi ülkemde büyük günahlarýn iþlendiðini düþünüyorum.

Ve, Tanrý, cehennemini, kendisinden ziyade eserlerine hürmetsizlik edenler içinyapmýþtýr sanýyorum.

39SEVGÝ DÜNYASI

Page 42: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI40

Selamlar sevgililer, ben ManyetikHizmetten Kryon'um. Üstatlarýn birdeyiþi var: "Benimle iyi, ruhumla iyi."Onlar bunu ölümden önceki zamanlar-da, hayal kýrýklýðý zamanlarýnda ve zor-luk zamanlarýnda söylerlerdi. Bununnedeni üstatlarýn tek bir þeye ve tek birrealiteye odaklanmalarýydý - benliðinsevgisini yaratan içlerindeki Tanrý'nýnsevgisine. Bunu daha önce söyledik.Bunu birçok kez ilettik. Hatta sizebunun üstatlýðýn sýrrý olduðunusöyledik. Ýçinizde hoþnut olduðunuz,Tanrýnýn bulunduðu yere gidin ve

yaþamýnýzla ne yapacaðýnýzý öðrenir-ken, etrafýnýzda uygunluk içindeyavaþça geliþen diðer þeylerin hepsinibýrakýn. Nereye gideceðinize veya neyapacaðýnýza önceden karar vermeyin.

Kýsaca, çok kadim geçmiþteki, yakýngeçmiþteki enerji ve deðiþmekte olanenerji arasýndaki farký özetleyen birmesaj vereceðiz. Iþýkiþçisinin detaylarlanasýl baþa çýktýðýnýn ve olaylarýn nasýldeðiþmiþ olduðunun niteliklerini vere-ceðiz. Bu gelecek [Buffalo, New york'-da verildi]. Ama bugün deðil.

Canlý KRYON Celsesi

“Akaþik Sistem” - IBu canlý kanallýk Lee Carroll medyumluðu ileSyracuse, New York’da verildi 11 Eylül 2010

Çeviren: Saffet Güler

Page 43: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

41SEVGÝ DÜNYASI

Bugün size Gaia ve Ýnsanlýk olanAkaþik sistemin derinliðini vermekistiyorum. Yapmak istediðim þey,görünürde karmaþýk ve ezoterik olan,ama gerçekte yerküre ile iliþkinizitanýmlayan bir sistem ile iliþkinizi açýk-lamaktýr. Arada bir, mesajdaki konu-larýn kanýtlayamayacaðýnýz þeylerolduðu bu tür mesajlar veriyorum vebu mesaj sizinle ilgili.

Gaia'nýn tüm amacýnýn insanlýðýdesteklemek olmasý mümkün mü?Ýnsan Varlýklarýn güneþin etrafýndadönen bir gezegende sadece baþkamemeliler olmamasý mümkün mü? Bugezegenin titreþim hýzýndan aktarýlanenerjinin, insanlýðýn yaptýðý þeye baðlýolmasý ve bunun gerçekte Evren'i etki-lemesi mümkün müdür? Bunlarýn hep-sinin yanýtý evettir. Böylece eðer durumbuysa, böyle bir þeyin olmasýna izinveren ne tür bir sistem uygulamadadýr?Bu kýsa zaman süresi içinde tartýþacak-larýmýz budur.

Gezegenin Enerjisi Ve Akaþa

Gaia ve Akaþa'dan söz edelim.Gaia'nýn bir enerji olduðunu iþitmiþolabilirsiniz, Dünya gezegeninin ener-jisi. Gaia hissedebilirdir [bilinçli]; Gaiayaradýlýþtan gelen zekaya sahiptir; bunedenle Gaia sizi "tanýyan" zeki bir bi-linçtir. Gaia, Kryon'un yaptýðý gibisöyleþebilir ve konuþabilir. Eðer bunuiþittiyseniz, haklý olurdunuz.

Gaia'nýn enerjisi birçok þekillerdekonuþur ve bunlardan biri Akaþa'ya

bakarak görülür. Eðer Gaia'ya bunun neolduðunu sorsaydýnýz, o "gezegeninyaþam gücü" olarak tanýmlanýrdý. Bu,her þeyin canlý olduðunu dikkate alýr,bunlara sizin canlý olduðunu düþün-mediðiniz þeyler bile dahildir. Bunedenle Gaia'nýn Akaþasý kavramýmuazzamdýr ve çok büyüktür. Ama buakþam özellikle, Ýnsan Varlýðýnýnyerküre ile iliþkisinin Gaia Akaþasý sis-teminden bahsetmek istiyorum.Gaia'nýn Ýnsan ruhsal deneyimindekiiþbirliðinden ve aslýnda her þeyin Ýnsanetrafýnda döndüðünden söz ediyoruz,hatta gezegenin amacý bile.

Eðer baþlangýçtan baþlarsak ve basittanýmlamalar verirsek, dünya üzerindekimin bulunduðunu takip etmek içinbir sistemin bulunduðunu söyleriz.Ruhun bir sisteme hiç gereksinimiolmayacaðýný düþünebilirsiniz ve haklýolurdunuz. Ama Gaia'nýn gereksinimivardýr ve bunun bir nedeni vardýr.Çünkü Dünya denen bu yere gelen herbir Ýnsan ruhu, gerçekte Gaia'nýn yaþamgücünü deðiþtiren eþsiz bir enerji ola-rak bir fark yaratýr. Böylece, ruh geldi-ði zaman, Gaia bir kayýt yaratýr ve dahafazlasýný. Böylece ayrýntýlara geliyoruz.

Yaradýlýþ Maðarasý

Birçok kez size tekrar sunduðum birkavramý gözden geçirdim. Yerküreninderinliklerinde, asla bulunmayacakolan boyutlararasý bir maðara vardýr.Bu maðaranýn onu Dünya realitesinebaðlayan 3B özellikleri vardýr, ama oayrýca çok boyutludur. Bunu size açýk-

Page 44: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI42

lamak zor, çünkü siz sadece tek -basamaklý boyutsallýkta olan realiteyialgýlýyorsunuz. Bu nedenle istediðimher þeyi açýklayabilirim, ama açýkla-malarým sizin için yeterli olmaz. Busanki sizinle sizin dilinizde konuþuyor-muþum ve aniden hiç iþitmediðiniz birdil konuþmaya baþlýyormuþum gibidir,sözcüklerin allak bullak, geriye doðruolduðu ve lineer olmayan bir þekildeyeniden düzenlenmiþ bir dille. Sadecemesajý anlamamýþ olmazdýnýz, ayrýcaçok garip dilin kendisini iþitmek siziniçin rahatsýz edici olurdu. Çok boyutluþeyler size bu þekilde görünür - kaotik.Ama en azýndan yapabileceðim kadarbilgi vereceðim, böylece "nasýl"olduðunu bilmeseniz bile "ne"olduðunu bilirsiniz.

Yaradýlýþ Maðarasý gezegende boyut-sal bir melez olan eþsiz fiziksel nesne-lerden biridir. Yani, eðer görülebilseydikesinlikle göreceðiniz ve anlayacaðýnýzüç boyutlu özelliklere sahiptir, amagörülemez - çünkü o asla bulunamazveya belirlenemez ve bulunmayacak.Bu çok boyutlu yerin içinde kimolduðunuzun kaydý vardýr. Yine, bunaYaradýlýþ Maðarasý adý verilir.

Gezegene geldiðiniz zaman, burasýdoðum kanalýndan önce bile ziyaretettiðiniz ilk yerdir. Gezegeni terkettiðiniz zaman, yuvaya gelmeden önceziyaret ettiðiniz son yerdir. Bundandolayý, burasý insanlýðýn kaydýnýn depo-sudur - insanlýðýn yaþamýþ olduðu tümyaþamlar ve her birinizin kimolduðunuzun en temel çekirdek ruh

özü. Ýþte bunun nasýl iþlediði ile ilgilidaha fazla bilgi. Bu Akaþik Kayýttýr.

Yaradýlýþ Maðarasýndaki her ruheþsizdir. Örneðin sizinkini ele alalým.Sizin spiritüel isminiz nedir? Bu, telaf-fuz edebileceðiniz bir isim deðildir,sevgililer, daha çok bu bir enerjidir. Buenerjisel isim kýsmen Tanrý'nýn ismidirve Yaradýlýþ Maðarasýnda metaforikolarak kristalin bir yapý üzerindeki birþerit olarak kaydedilir. Kristalinyapýnýn, sizin kim olmuþ olduðunuzuntitreþimini hatýrlayan bir yapý olduðunusöyleyebilirsiniz. Böylece, gezegene ilkkez geldiðinizde, sizi bekleyen kristalinbir yapý vardýr (çünkü geliþinizinpotansiyeli biliniyor). Siz Dünya geze-geninde yaþarken, Gaia ve tüm sistemsizin burada olduðunu "bilir". Sonraperdenin diðer tarafýna geçersiniz.Buradan ayrýldýðýnýz zaman, maðarayýtekrar ziyaret edersiniz ve kristalinyapýyý yapmýþ olduðunuz her þeyinenerjisiyle zenginleþtirirsiniz. Sonradünyadan ayrýlýrsýnýz, ama sizin bil-ginizi taþýyan kristalin yapý kalýr.

Diyelim ki Dünya'ya geri geliyor-sunuz ve baþka bir hayat yaþayacak-sýnýz ve baþka dünyasal bir isminiz ola-cak. Doðum kanalý içinde gelmedenönce, kristalin yapýya bir baþka þeriteklenir. Not: Bu ayný ruhtur, ama þimdiiki adet þeride sahiptir. O, gezegendegeliþirken, maðara geri döneceðinizibilir ve geri döndüðünüz her seferindeþeridi aktive eder veya uyandýrýr. Bunedenle, her yaþam için deðil, her birruh için kristalin bir yapýya sahipsiniz.

Page 45: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

43SEVGÝ DÜNYASI

Temsil edilen ruhlarýn bazýlarý binlerceþeride sahiptir! Böylece belki bukristalin ruh kayýtlarýndan düþünebile-ceðinizden çok daha azý olduðunuanlayabilirsiniz. Her yaþam için deðil,her ruh için bir tane.

Þimdi size bir þey söylemek istiyo-rum: Bu odada olan ve bunu okuyanyaþlý ruhlar var. Bu sizin kim olduðu-nuzdur. Yaþlý bir ruh olmak için, spiri-tüel þeyler bilmek zorunda deðilsiniz.Birçok insan bu yeryüzünde yürür vekim olduklarýna hiç uyanmazlar, çünkübu onlarýn özgür seçimidir. Ama gerçekþu ki bu tür toplantýlara sýkça gelenÝnsanlar, gezegenin geçiþinin, bir çaðýnbitiþinin ve bir baþka çaðýn baþlangýcý-nýn parçasý olma çaðrýsýný hisseden-lerdir. Onlar gözleri þu anda bu say-fanýn üzerinde olanlardýr.

Maðaranýn Gizemli Fonksiyonlarý

Böylece Yaradýlýþ Maðarasý buradabulunan ve burada bulunmuþ olanlarýnGaia kaydý oluyor. Bu fiziksel kýsýmdýr.Size bundan sonra anlatacaðým þeyÝnsan Varlýðýnýn kafasýný karýþtýranboyutlararasý kýsýmdýr. Dinleyin:Maðara 3B'de statiktir (duraðan) vebuna raðmen çoklu Boyutlardadinamiktir; yani, 3B'de eklenen veyaçýkarýlan kristaller hiç yoktur. Bu,Dünya gezegeni üzerinde yaþayacakolan her potansiyel Ýnsan Varlýðý içinkristalin bir yapý bulunduðu anlamýnagelir. Þimdi "Oh, hayýr, bunun biranlamý yok. Bu alýn yazýsýna benziyor.Ruh gelen herkesi tanýyor mu?" Hayýr

tanýmýyoruz, ama bu alýn yazýsýdeðildir. Bunun yerine, maðara her antam olmak için kuantum þekilde eðil-imlidir (önceden hazýrlýklýdýr).Kuantum enerji potansiyellerle uðraþýr,deneysel [kesin] niteliklerle deðil. Bunedenle, gezegende olaylar deðiþirken,maðara kuantum þekilde deðiþir, fizik-sel olarak deðiþmez. Kristalin yapýhesaplarý deðiþmez. Bunun kuantum birolay olduðunu söylemenin dýþýndabunu size açýklayamam. Maðara herzaman tamdýr, bütündür. Her zamantüm insanlýðý içinde taþýr. Maðarageçmiþe, þimdiye ve geleceðe baðlýdýr.

Sizin için çok kafa karýþtýrýcý olanþey, bunun sizin aslýnda henüz buradaolmayanlar ile etkileþtiðiniz anlamýnagelmesidir. Yine, bunu bundan daha iyiaçýklayamam ve sizin üç boyutlu zih-niniz bu yolculuða çýkmaya hazýr deðil.Ama bunu bilin.

Maðara tamdýr. O kutsaldýr. O ebe-diyen mühürlüdür.

Ruh kristalleri yaþamlarýnýzý veyaþamlarýnýzýn enerjisini hatýrlar.Kristallerdeki ruhsal enerjiler birbir-leriyle etkileþirler.

Yaþadýðýnýz hayatlar maðarasýnýnenerjisini ve bu nedenle Gaia'nýn ener-jisini deðiþtirir, modifiye eder. Gaiaordadýr, çükü maðara Gaia'nýn içindeçok boyutlu olarak bulunur.

Böylece, özetle bu maðara ruhlarýnkaydý, onlarýn birçok yaþamlarýnýn ve

Page 46: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

SEVGÝ DÜNYASI44

yarattýklarý enerjinin kaydý oluyor.Þimdi beni dinleyin, çünkü bu, bumesajýn odaðýdýr. Gezegende ne yapar-sanýz yapýn, gezegende ne tür enerjiyaratýrsanýz yaratýn, bunlar bu kristalinmaddelere massedilir. O yaþam ener-jisinin kaydý, kristaldeki eþlik edentitreþim ile gezegende kalýr - ebediyen.

Mary ve George

Diyelim ki siz bu akþam Mary'siniz.Sizinle konuþacaðým. Mary, vefatettiðinde, gittiðin yer maðaradýr. Bu üçgünlük bir Dünya yolculuðudur. Mary,yaþlý ruh, daha önce orada bulundun.Oh, Mary, daha önce ordaydýn - ve bunedenle, oraya sevinçle gidiyorsun.Onu hatýrlýyorsun! Nereye gittiðinibiliyorsun ve bunun ne anlama geldiði-ni biliyorsun. Yuvaya gidiyorsun.Ölümde acý yoktur, boyutlararasý yeni-den baðlantýnýn geçici bir bulanýklýðýolabilse de, sevinç hissini hatýrlarsýn!Hepimiz elini tutarýz ve sen bunu his-sedersin, bu sana sözdür, Mary. ÝnsanVarlýðýn ölümü sona ait bir enerji deðil,bir geçiþ enerjisidir. "Son" yoktur, sonnefesinizi aldýðýnýz aný hatýrladýðýnýzbir enerjiye bir yolculuk vardýr.

Diyelim ki Mary bir þifacý. Diyelimki Mary yeryüzünde yürüyen varlýðýylabu gezegenin titreþimini artýrdý. Diye-lim ki yerküre Mary'nin ayak izlerinihatýrlýyor, çünkü Gaia onun kim oldu-ðunu biliyor. Diyelim ki Mary YüksekBenliði ile temas halinde. Diyelim kiMary bu nedenle gittiði her yerde minibir portal yarattý ve þimdi vefat etti.

Ýnsanlar üzüntüyle toplanýr. Onungidiþini görmekten çok üzgündürler,çünkü o harikulade bir kiþilik, mükem-mel bir anne ve sevgi dolu bir ÝnsanVarlýðý idi. Onlar aðlarlar ve gözyaþlarývardýr ve matem vardýr. Pekala, iþtemetafiziksel gerçek: Mary YaradýlýþMaðarasýna gider ve bir Ýnsan olarakonun olduðu her þey ve yarattýðý portalonun ruhsal kristalin yapýsýnamassedilir (emilir). O portal daha sonrakalýr, çünkü Mary buradaydý!Harikulade kiþilik, mükemmel anne vesevgi dolu Ýnsan israf edilmemiþtir,boþa gitmemiþtir! O, YaradýlýþMaðarasý iþlemi vasýtasýyla Gaia'nýnkendisine massedilmiþtir ve hatýranýn oenerjisi asla çekip gitmez. O asla git-mez! O andan sonra yerküre yaþamgücü bilincinin parçasý olur. SonraMary, George olarak tekrar gelir.

[Kahkaha]

Gülmeyin, çünkü burada gerçek süreçve sistemin güzelliði var. Hazýr mýsý-nýz? George geldiði zaman, Mary'ninkaydýný toplar! Sonra hem George hemde Mary Akaþik öðretinin sonraki böl-gesine gider, bugün öðrettiðimiz dörtbölümün ikincisine gider. Sistemdevam eder.

(Devamý gelecek sayýda)

Page 47: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

Tüm canlýlarýn en çok korktuklarý,ölesiye korktuklarý bir olgu ölüm. Nekadar gerçek, ne kadar acý gerçekolduðu için acý, acý olduðu için gerçekolan tüm diðer olgular gibi.

Gerçektir, çünkü istisnasýz bütün can-lar onu tatmýþtýr ve tadacaklardýr;çünkü gözler önünde olur; çünkü yer

ve þart ne olursa olsun, her ölümdebeyin fonksiyonlarý, kalp ve nefes alýpverme durur, beden önce ýlýkken sonrayavaþ yavaþ soður, belli yerden, belliþekilde çürümeye koyulur.

Gerçektir, çünkü geride kalan vücut,geride kalanlarýn elleriyle topraðakonur ya da yakýlýp külü göðe savrulur.

A R Þ Ý V D E NYAYINCILIKTA 50 YILÞubat 1998

Özenç Kayserilioðlu

En Korkulan Deðiþim,Ölüm

Resim: “Ölen Kuðu” Vladimir Tretchikoff

Page 48: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

46A R Þ Ý V D E NYAYINCILIKTA 50 YIL

Acýdýr, çünkü tüm canlar onunkarþýsýnda çaresizdir. Çünkü yaþa vegörünürdeki adalete aldýrmaz, çünkü azönce nefes alýp veren, bedeni buradakalsa da kendisi gitmiþtir, bazýlarýncatamamen yok olmuþtur. Allah'ýn var-lýðýna, yüceliðine inanýp O'nun abes iþyapmadýðýný bilenlerden bazýlarýncabile, üzerine titrenilen, esirgenip korun-maya çalýþýlan sevgili insan, karanlýk,karmaþýk, içinde hortlaklarýn, gulya-banilerin, iblislerin kaynaþtýðý, belirsizve dipsiz bir kuyuya atýlmýþ, tam bilin-meyen bir alemde, tam bilinmeyen birdüzenin insafýna terkedilmiþ gibidir.Acýdýr, çünkü insan sevdikleriniyitirdiðini düþünür, çünkü insan bununbir gün kendi baþýna geleceðini de bilir.

Asýl acý olan ise, her gün milyonlarcainsanýn baþýna gelen, hayatýn birparçasý olan, kendimizi koruduðumuzve baþkalarýnca da korunduðumuz içinbilmeden yanýndan teðet geçtiðimiz,her an baþýmýza gelebilecek bu þeyhakkýnda hiçbir þey bilmeyiþimiz vebilmek istemeyiþimiz. Tüm canlýlarýngünlerle miras olarak aldýklarý korumave yaþama içgüdüsünün (*) etkisine,bir de ölüm hakkýnda bilgisizlik veyanlýþ bilgiler eklenince, sadece lafitüyleri ürpertmeye yetiyor. O iþle ilgilive melek olduðu bilinen varlýk bile çokçirkin bir biçimde betimleniyor.

Oysa ölüm "sadece deðiþmektir" vehiçbir canlýnýn ölümü, nasýl gerçek-leþirse gerçekleþsin, tesadüfi olamaz.

Sözü edilen melek ve onunhizmetindekiler, oraya geçen her kimolursa olsun, onu büyük bir ihtimamlasararlar, karanlýk bir tünelden ýþýðadoðru çaðýrýrlar. Öldükten sonra gidilenyer, karmakarýþýk, her türlü olumsuzetkilere açýk, acýmasýz despotlarýnkorku saldýðý bir alem deðildir. Orayageçen herkes, kiþiye göre deðiþen biradaptasyon süresinden sonra, bilgi vesevgi derecesine göre ait olduðu yeregider. Orada her seviyeye göre farklýgörünen büyük bir düzen, disiplin,güvenlik vardýr. Öðrendik ki, kötülük-lere karþý intikam, meleklerin iþi ola-maz, herkes kendi cennetini ve cehen-nimini kendi içinde taþýr. Öðrendik ki,burada sevilenler, orada da sevilirler,buradaki iyilikler, oradaki kazançlardýr.Buradaki hiçbir maddi gücün, zengin-liðin, hurafenin, ikiyüzlülüðün ve kur-nazlýðýn orada deðeri yoktur. Oradakideðer akýlda parlayan, gönle damla-maya baþlamýþ gerçek ve o gönüldekigerçek sevgidir.

Biribirini seven gönüller, biribirlerinekopmaz baðlarla baðlýdýrlar, ister yaþý-yor, ister ölmüþ olsunlar, biribirleriylealýþ veriþ halindedirler. Özellikle,ölümlerin hem de genç ölümlerin çoksýk görüldüðü ülkemizde, insan-larýmýzýn bunu bilmeye ihtiyaçlarývardýr. Kabir azabý diyerek, toprakaltýnda yatanýn, orada yatmaktan azapduyduðunu, zannederler. Oysa o, çok-tan bedenini terk etmiþtir. Öldüðünüfark edemeyen ve þaþkýn durumda

Page 49: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

47

olanlarýn, maddi kazanç için yapýlanduygusuz dualara deðil, sevdikleriningönlünden gelen iyi dilekler ve sevgiyeihtiyaçlarý vardýr. Bu sevgi ve iyidilekler kederle boðuþan acýyla çýrpý-nan yüreklerden çýkamaz. Öyle yürek-lerden ancak öfke, isyan ve acý duygu-lar çýkar. Öyleyse ölülerimiziuðurlarken, üzüntümüzün bizi bitkindüþürüp yararsýz hale getirmemesinemümkün olduðu kadar dikkat ede-bilmeliyiz.

Ülkemiz insaný, çoðu konuda olduðugibi bu konuda da kendine özgü, kafasýkarýþýk ve çeliþkili. Bin yandan ölüm-den her insan gibi delicesinekorkarken, bir yandan onu rindane biredayla bahar ülkesi gibi görerek onuniçin, ondan sonrasý için çalýþýr. Biryandan ülkesini ve sevdiklerini yaþat-

mak için çýrpýnýrken, bir yandan onlariçin ölümü göze alýr. Eðlenmeyi, oyna-mayý çok sever ama eðlencesinde hephüzün vardýr, çoðu eðlence kavga vegöz yaþý ile biter. Özellikle Doðu'dainsanlar birbirlerini öldürmek ve toplu-ca yok etmek için topluca yapýlaneðlenceleri, yeni bir hayatýn yeþereceðien elveriþli ortamlarý, düðün evleriniseçerler. Düðünlerde duyarýz, ya evçöker ya da tüp patlar. Þarkýlarýnda veþiirlerinde bolca mezar, kabir ve ölümsözleri, yakýnma ve þikâyetler, sevgiadýna yapýlmýþ, aðza alýnmayacak bed-dualar vardýr. Mistik ülkelerdegörüldüðü gibi, sorunlarla yüzleþip akýlyoluyla ve metodla iþi halletmekvarken, ölüm çoðu iliþkilerde ve çoðumeselelerde, sorunu temelden ve toptançözme yolu olarak görülür ve bu kadarkadere baðlanýr. Ýstediðine varamayýn-

A R Þ Ý V D E NYAYINCILIKTA 50 YIL

Ünlü balerinAnnaPavlova(1881-1931)onun baþeseri vesembolühalinegelmiþ olan“KuðununÖlümü”nüyaptýðý sýrada.

Page 50: En Korkulan Deðiþim: Ölüm - Sevgi Yayınlarısevgiyayınları.com/arsiv/1011Dergi.pdf · Olgunluk Üzerine ..... 20 (Osho’dan Görüþler) Özetleyen: Nihal Gürsoy Ruhumuzun

48

ca, istediði kýzý alamayýnca, beklediðiparayý bulamayýnca, hayalini kurduðuiþe giremeyince, karnesinde kýrýk notolunca, arkadaþý onurunu kýrýnca, birbaþkasý ona yan bakýnca ölümçözümdür. Ayrýca çýkýþ yolu bula-mayanlar, özellikle gençler,çevrelerindeki duyarsýzlýktan, vurdum-duymazlýktan, yüzsüzlükten duyduklarýtiksinti ve nefreti ifade etmek için can-larýna kýyarlar. Çünkü her genç insan,kendini ve dünyayý deðiþtirecek güçteolduðunu hisseder, tam özgür olmakister, bir anarþisttir o. Annesininbabasýnýn sevgili, terbiyeli kuzularý bileiçlerinde bu kývýlcýmý taþýrlar. Bu isezenginlik ve sahip olmuþlukla gerçek-leþebilir. Günümüzün çaðdaþ dünyasýn-da bu zenginlik ve sahip olma, maddideðerler için geçerlidir. Türkiye gibi azgeliþmiþ ülkelerde ise, bu deðerlerçoðunluðun elinden hýzla kayarakküçük bir azýnlýðýn eline geçerken,insanlar elindekini býrakmamak içingöze göz, diþe diþ kýyasýya bir müç-cadeleye girip her türlü haksýzlýkla bir-birin çiðnerler. Ýnsanlardan ve hayattanbüyük þeyler bekleyenler, kendi hayal-leri ile hayatýn verdikleri arasýnda biruyum saðlayabilecek eðitim alamamýþolanlar, son bir çýðlýkla kendilerini yokederek gönüllerde silinmeyecek, derinve acý bir iz býrakmak isterler, aynýTolstoy'un Anna'sý gibi.

Kendini öldürmek, intihar, birbaþkasýný öldürmekten farksýzdýr.Katiller ve intihar edenler suçludurlar.

Yalnýzca kendi menfaatinidüþünerek, kötülüðü bile bileyapanlarýn dýþýnda suçlularýnhaksýzlýklardan, baský ve yasak-lardan, yalan ve sevgisizlikten,hainlikten, cehaletten, açlýktanve yoksulluktan yaratýldýðýný,yani yaþantýmýzýn onlarý mey-dana getirdiðini, o suçlardakitoplumca payýmýz düþünürsek,belki harekete geçebiliriz. Yoksayangýn bize doðru geldiðinde,ateþ her tarafýmýzý sarýnca,ondan hayrýmýza isteyeceðimiz,yanmaktan gayrý ne olabilir?O zaman ülkemiz, insanlarýnorada burada kim vurduya git-tikleri zavallý ülkeler durumunadüþmez. O zaman ölüm insan-larýmýzýn ve belki de tüm insan-larýn saðlýklý yaþlanarak, hayat-tan alacaklarýný ve ona verecek-lerini gerçekleþtirerek, yeni biryaþama geçmek için sükûnetlebekledikleri bir deðiþim olarakkabul edilir yalnýzca.

(*) Ayrýntýlý bilgi için bknz."Kainatý Yöneten Güç Sevgi" Dr. Refet Kayserilioðlu

A R Þ Ý V D E NYAYINCILIKTA 50 YIL