44
Esmâ-i Celîle-i Ýlâhiye Ýsm-i Azam-ý Hususi ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

Esmâ i Celîle i İlâhiye

  • Upload
    seoe-

  • View
    216

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

Esmâ-i Celîle-i Ýlâhiye

Ýsm-i Azam-ý Hususi

E L L H A C C H Ü S E Y Ý N V E D A D

Esmâ-i Celîle-i Ýlâhiye

Ýsm-i Azam-ý Hususi

E L L H AC C H Ü S E Y Ý N V E D A D

Ýstanbul2008

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

1.Önsöz......................................................................................I-18

2.Esmâ-ü'l Hüsnâ ile Ýlgili Bilgi.............................................19-42

3.Ýlâhi Yaratýcýnýn (O'nun) Hüve'nin Ýsimlerdeki

Arzu Tatbikatýnýn Hususiyetleri..........................................44-68

4.Ýsm-i Azam........................................................................70-108

5.Esmâ-i Ýlâhiye.................................................................110-228

6.Allah'ýn Esmâ-i Ýlâhiyesindeki Arzuyu Ýlâhisi ve Esma

Tecellileri............................................................................230-240

7.Sevgili Efendimizin Esmâ-i Husûsiyesi; Allah'ýn Tecellileri ve

Rahmet Ýndirdiði Gönüllerdeki Esmâ-i Husûsiyesi; Ýmam-ý Ali,

Hz. Abdülkadir Geylâni, Hz. Ahmed Süreyya, Hz. Mehmed Ali

Özkardeþ, Hz. Hatmül Velâyet'in Esmâ-i Husûsiyeleri...242-370

8.Hâtime....................................................................................372

9.Yayýmlanmýþ Eserler...............................................................373

Bu kitabýn hazýrlanmasýnda ve basýmýnda her türlü hizmeti

geçen manevî kardeþimiz Þafak Tunç’ateþekkür ederiz.

ÖNSÖZ

B i s m i l l a h i r r a h m a n i r r a h i m

Mevcudatý kendi varlýðýndan düzenleyip mey-dana getiren Allahû Teala'ya sonsuz hamd olsun.Salât-ü selâm, nâs'a ilâhi hakikati bildirip rahmetmüjdelemiþ olan Peygamberimiz Hz. MuhammedAleyhisselama ve O'nun necip, temiz soyuna ve es-habýna ve ensarýna ve ümmetine olsun.

Rabbimizin lütfu ile meydana gelen bu âlemle-ri arzu buyurduðu isimleri ile meydana getirmiþ ol-duðu bilinmektedir. Rabbimiz bu meydana getirmeiþini isimler ile tatbikata koymuþ ve isimlerini deisimlerine tâbi kýlmýþtýr.

Allah'ýmýzýn kendisini bi ldirdiði isimlere;"Esmâ-ü'l Hüsnâ" denmektedir. Bu isimleri biliþtam olarak Sevgili Efendimizin bildirmesi ile müm-kün olmuþtur.

"Esmâ-ü'l Hüsnâ", yani Allah'ýn güzel isimle-ri tabiri þu anlama da gelmektedir: Allah'ýmýzýn, Der-yayý Nuru Muhammed'in nurundan halkedeceði var-lýklarýn zuhur etmesinde belirlediði ana isimlerEsmâ-ü'l Hüsnâ'dýr. Allah'ýn arzuyu ilâhiyesini belir-ten i s imler, A l lah ' ýn güze l i s imler id i r ; bu i s imler

1

Al lah'ýn zâtîyet-i ilâhiyesinin, varlýklar üzerindeki te-celliyatýnýn ana isimleridir.

Esmâ-ü'l Hüsnâ, bütün isimlerin toplandýðýmerkez ve ana isimlerdir. "Lâ ilâhe illâllah" hük-mü gereði bütün varlýk Hakka ait olduðundan, bü-tün isim ve sýfatlar Allah'ýn zâtîyet-i ilâhiyesine aittir.Ýlk defa Sevgili Efendimiz, Rabbimizin tatbikat isim-lerinin baðlý olduðu isimleri bildirmiþ ve o isimlerinDeryayý Nuru Muhammed'deki tatbikat isimleri ol-duðunu aþikâr kýlmýþtýr.

Bütün varlýklar Allah'ýn esma-i ilâhîye’si ileifade edilmektedir. Allah'ýn arzu buyurduðu isimdekiarzusunun meydana çýkmasý, o varlýðýn cisim alarakvücûd bulmasýdýr. Allah arzu eder ve bir isim lütfe-der; Allah'ýn arzusunu tecelli ettireceði ismin görün-mesi o varlýkla görünür hale gelir.

Bu durumda insanda Allah'ýn hangi ismi tecel-li ettiyse, o tecellinin mazhariyeti zuhur eder ve kiþi,o tecellinin insanýdýr; kiþinin bu hususta yapabilece-ði bir þey yoktur; o mazhariyetin hususiyeti neyse ki-þide o zuhur eder.

Allah'ýmýzýn bildirmiþ olduðu isimlerin hususi-yetlerini gene kendi isimleri ile bildirmesi, varlýklararahmet, selâmet ve güzellik bahþedilmesi mânâsýna

2

gelmektedir. Ehl-i irfan olanlar Allah’ýn bildirmesiile bilmiþlerdir. Allah’ýn lütfu ile görücü ve iþiticidir-ler.

Ta-ha sûresi 8. âyetinde; "allahü lâ ilâhe il-la hû lehü'l esmâu'l hüsnâ" yani, "Allah'týr… 'O'(Hüve)den baþka ilâh yoktur. O'nundur Esmâ-ü'l Hüsnâ," buyrulmaktadýr.

Bu zamana kadar Esmâ-ü'l Hüsnâ ile ilgili ol-duðu düþünülerek pek çok kitap yazýlmýþ ve bu hu-susta bilgiler verilmiþtir. Bizim bu çalýþmadaki gaye-miz ise, bu isimlerin mânâ-yý hakikatini gerek Kur'angerekse hadis-i þeriflerin ýþýðý altýnda velâyet nokta-sýndan incelemektir.

Allah'ýmýzýn peygamberleri ile irsal buyurduðukutsal kitaplar, doðrudan doðruya Allah'ýn nâs'a lüt-fettiði rahmet-i ilâhiyeyi anlatýr. Allah'ýmýz bu kitap-larý nâs'a kendisi bilinsin ve öðrenilsin diye lütfet-miþtir. Allah'ýn peygamberleri ile irsal buyurduðubütün bu kitaplar ve bunlarda yazýlan her þey Allah'ýanlatýr.

Yaratan beþer olmadýðýna göre, beþerin her-hangi bir varlýða manevî makam ve isim koymasý id-rak edilemez. Mevcut varlýðýn yaratýlmasýna göreisim konacaksa ki, o varlýðýn mânâsý ve Allah'ýn o

3

varlýktaki arzusuna göre olsun, o zaman o varlýðý Al-lah isimlendirir. Bu isim Levh-i Mahfuz'da yazýlýdýr.

Nitekim Hz.Muhyiddin-i Arabî'nin babasý Meh-med bin Ali'de yaþlýlýk alâmetleri belirdiðinde ve ço-cuðu olmadýðýndan bahisle, Baðdat'a Hz. Abdülka-dir Geylâni'ye gelip niyazda bulunduðunda Hz. Piri-miz, bu zâtýn Levh-i Mahfuz'daki kaydýna bakarak;"Senin sülbünde evlat yoktur; ancak benimnasibimde bir erkek evlat var. O'nu sana dev-redeyim" buyurur. Bunu söylediði zaman Hz. Pirindoksan yaþ civarýnda olduðu söylenir.

Sevgili pirimiz, Mehmed b. Ali ile sýr t sýr ta ver-miþ, Mehmed b. Ali sýr týndan beline doðru bir sýcak-lýk hissetmiþtir. Hz. Pirimiz; "Tamamdýr, evladýnýgüle güle büyüt. Bu çocuk ileride güzel birzât olacak ve bende açýlmýþ bulunan ilâhihakikatlerin üçte biri onda açýlacaktýr. Ýsmi-ni Muhyiddin koy," buyurmuþlardýr.

Hz . Yahya peygamber in i smin in de b i zza tRabbimiz tara f ýndan b i ld i r i ld ið i b i l inmekted i r. lemlere rahmet olarak irsal buyrulan Sevgili Efen-dimizin ismin in de b i zza t A l lah ' ýmýz ta ra f ýndan"MUHAMMED" olarak tesbit buyrulduðu aþikârdýr.Bu durum yaratmýþ olduðu kullarýnýn makamlarýnýnbizzat Allah'ýmýz tarafýndan tayin edildiðini ve bu

4

isimlerin de o varlýktaki akýbetine göre isim aldýðýhakikatini meydana çýkarmaktadýr.

Sevgili Efendimiz hadis-i þeriflerinde; "Herçocuk fýtrat üzere doðar" (Ebu Dâvud c/2. sf:264) buyurmuþ ve bir baþka hadis-i þeriflerinde de;"Çocuklarýnýza güzel isimler koyunuz" buyur-muþtur. Elbette Allah Dini fýtratý üzere doðan çocuk-lara güzel isimler koymak her ebeveynin vazifesidir;ancak çocuða güzel isim koymakla anne babanýnvazifesi bitmez. Çocuða, iyiyi, güzeli ve hayrý anlat-mak ve onu en güzel bir þekilde yetiþtirmeye gayretetmek icap etmektedir.

(Bu kitapta "halaka- yarattý" kelimesi; düzen-ledi, programladý mânâsýnda kullanýlmýþtýr. Arapça-da “halaka”, ölçme, biçme ve düzenleme mânâsýnagelmektedir.)

Sevgili Efendimiz, Esmâ-ü'l Hüsnâ ve Allah'ýanma hususundaki bir hadis-i þerif ' lerinde;"YaRabbi sen kendine hamd ettiðin gibisin, bizde ancak buna iþ t i rak ediyoruz " buyurmuþ-lard ý r. A l lah'a hamd ederken, Allah'ýmýzýn kendisi-nin zikredilmesini arzu ettiði isimlere müracaat edil-melidir.

Gerek Kur'an'da gerekse hadis-i þerif ' lerdeRabbimizin isimleri zikredilirken bir rakam belirtil-

5

memiþtir. Esmâ-ü'l Hüsnâ ile ilgili olarak hadis ki-taplarýnda çok deðiþik anlatýmlar ve rivayetler var-dýr. Çünkü 99 rakamý hiçbir yerde geçmemektedir.Kaldý ki Sevgili Efendimizin devrinde matematik ifa-desinde 99 rakamý lisan olarak, "yüzden bir eksik"þeklinde ifade edilmektedir. Zaten Esmâ-ü'l HüsnâKur'an'da ve hiçbir hadis rivayetinde 99 rakamý ileifade edilmemiþtir. Kur'an'da zikredilen esma-iilâhîye 100'ün üzerindedir. 99 rakamýnýn yalnýz EbuHureyre'den geldiði ifade edilse bile, hadisin arkasý-na eklenmiþ 99 isminde asýl metinde yer almayýpEbu Hureyre'den nakleden ravilerin bir eklemesiolabileceði düþünülürse, bu durum bir kat'iyet arzetmemektedir.

Bu hadis, sadece Ebu Hureyre'den rivayetedilmiþtir. Yani “Haber-i Vahid” denilen tek kiþi-den gelmiþ olan bir hadistir. Dolayýsýyla dinde delilteþkil etmediði kabul edilmektedir.

Esmâ-ü'l Hüsnâ ile ilgili olarak pek çok saha-beden hadis rivayet edildiði halde, 99 rakamýnýn sa-dece Ebu Hureyre'den rivayet edildiði bilinmektedir.Ýslâm Ansiklopedisi'nde verilen bilgilere bakýldýðýn-da tarihte pek çok kimselerin bu konuya eðildikle-ri ve yaptýklarý araþtýrmalarda Allah'ýn Kur'an'da ge-çen Esmâ'sýnýn rakamlarýnýn 127, 133, 165, 220,302 ve 305 gibi deðiþik sayýlara ulaþtýklarý ifadeedilmektedir.

6

Bazý kitap ve yazýlarda ise, Esmâ-ü'l Hüsnâ'nýn99 olmasý için bir kaç ismin yan yana yazýldýðý gö-rülmektedir. "Deyyan", Mennan", Hannan" gibiisimler bazý kitaplarda varken, diðerlerinde zikredil-memiþtir.

Allah'ýn isimlerini her hangi bir rakam ile tah-dit etmenin doðru olmayacaðý kanaatindeyiz. ÇünküAllah'ýn isimleri, Allah'ýn tatbikata koyacaðý ilâhirahmetin hususiyetlerini iþaret etmektedir. Rabbimi-zin her isimle bir tecellisi ve tatbikatý vardýr. O za-man bu 99 sayýsýnýn içinde olmayan Allah'ýn esmâsý-ný nasýl deðerlendirmek icap eder? Ancak þu var ki,Allah'ýn isimlerini rakam ile tahdit etmeden ezberle-yip zikretmek, elbette en makbul olandýr.

Allah'ý tam olarak vasfetmek mümkün deðildir.Allah'ý hiçbir rakamla hiçbir þekil ve suretle tarif,tavsif ve tahdit etmek mümkün deðildir. Bu, Allah'ýicbar etmek anlamýna gelir ki, makbul olmasa gere-kir. Esmâ-i ilâhinin 99 rakamý ile birlikte anýlmasýAllah'ýn ancak 99 esmâsý vardýr þeklinde anlaþýlma-malýdýr. Bu rakam esma-i ilâhîye’nin en az bu kada-rýnýn zikredilerek Allah'ý kabul ve ikrar etmek nokta-sý ile ilgili olsa gerektir.

Allah'ýn zâtîyet-i ilâhiyesi hiçbir rakam, isim vesýfatla tahdit edilemez. Çünkü evvela, zât-ý ilâhiyevardýr ve Allah zâtýn kendisidir. Sahih bir haberde;

7

"O vardý ve O'nunla birlikte hiçbir þey yoktu,"buyru lmaktadý r. Her þey O 'ndan hâs ý l o lmuþ-tur. A l lah'ýn zâtýndan halkolan Allah'ý nasýl tahditedebilir.

Bundan, bütün varlýklarýn sonradan Allah’ýnsýfatlarý olarak, Allah’ýn meydana getirdiði anlamýç ýkmaktadý r. A l lah’ ýn i s imler in in sonsuz o lmas ý ,A l lah’ýn mülkünü ifade eden makam ve mertebele-rin de sonsuz olduðunu göstermektedir.

Esmâ-ü'l Hüsnâ adý altýnda kullanýlan 99 raka-mý ile ilgili olarak "Allah tektir teki sever" þeklindesöylenen söz iman noktasýný perçinlemek için söy-lenmiþ bir ifadedir, yoksa iyi-kötü, güzel-çirkin gö-rünen bütün noktalar, Allah'ýn vahdaniyetini tah-sil içindir. Bu mükevvenat vahdaniyet-i ilâhiyeyit a h s i l e t m e k i ç i n y a r a t ý lmýþ t ý r. "Allah " v e" M u h a m med" isimlerinin Arapça yazýlýþlarý dörtharften meydana gelmiþtir. Yani çift sayýdýr. Nitekimyüzüncü ismin Ýsm-i Azam olduðu söylenirken, 100rakamýnýn çift sayý olduðu unutulmuþ gözükmekte-dir.

Allah'ýmýzýn Kur'an'da beyan ettiði ve halketti-ði varlýklardan herhangi birine öðrettiði isimlerdenbaþka, gayb ilminde mahfuz tuttuðu sonsuz isimleride mevcuttur. Allah'ý kendisini iþaret eden isimleri

8

i le zikretmek O'nu güzel isimleri i le zikretmekmânâsýný taþýr. Allah'ý 99 isimle tahdit etmemek ge-rekliliði böylelikle ayan olur. Allah'ý 99 dâhil hiçbirrakamla tahdit etmek mümkün deðildir.

Bir rivayete göre tespih'te kullanýlan 99 raka-mýna dair bir hususiyet ise þöyledir: Hz. Fatime Va-lidemiz, bir gün iþlerinin aðýrlýðýndan dolayý, SevgiliEfendimizden kendilerine bir yardýmcý vermesini ta-lep ettiðinde Sevgili Efendimiz; "Bu isteðinizi ye-rine getiremem ancak, size bundan daha ha-yýrlýsýný haber vereyim mi" buyurmuþ ardýndan;"Gece yatmadan evvel 33 defa sübhanallah 33defa elhamdülillah 33 defa da Allahû Ekberdeyiniz" buyurmuþtur. Ancak aslolan Allah'ýn ismi-ni zikretmektir. Bu zikri rakamla ifade etmeye çalýþ-mak doðru olmasa gerektir. Rabbimizin isimleri herzaman devresi içinde Allah'ýmýzýn tecelliyatýna göremânâ alýr; her ismin terakki tatbikatý vardýr.

Her isim bir makamýn idrak edilmesini saðlar;her isim bir makamýn kapýsýný açar. Esmânýn açýlýþý-ný zamanýn imamýndan öðrenen terakki eder. Bu ko-nuda Risâlet noktasý olan zamanýn Ýnsan-ý Kâmil'ininhükmü geçerlidir.

Allah'ýmýzýn isimlerinin rakamlarla pazarlýk ko-nusu yapýlmamasý icap eder. Yaratýcý olan ilâhi kud-

9

ret düþünüldüðünde tekmil isimler Hakkýn olduðunagöre bu konuda pazarlýk yapýlmasý doðru olmasa ge-rektir. Allah'ýmýzýn isimlerinin sayýsý deðil, o isimle-rin mânâsýný ve hakikatini idrak etmek daha önem-lidir. Onun için bu durumu en güzel bir þekilde yineSevgili Efendimiz bir hadis-i þerif'lerinde: "Bir sözKur'an'a uygun ve beþeriyetin yararýna ise, osöz benim sözümdür," buyurarak tasrih eylemiþ-tir. Bu durumda hadislerde dikkat edilecek husus,Kur'an'ýn bildirdiði noktalara dikkat etmektir. Nite-kim Hz. Aiþe validemize sorulduðunda, Sevgili Pey-gamberimiz için; "O'nun ahlâký Kur'an'dý," buyur-muþtur.

Allah'ýmýzýn icra isimlerini ifade eden isimlerhakkýnda pek çok rivayetten bahsedilmesi insanlar-da "Acaba ben doðru ismi mi zikrettim?" diye tered-düt doðurmaktadýr.

Allah'ý anmanýn en güzel þekli Allah'ýn kendisi-ni bildirip zikrettiði gibidir. Bütün esmâ O'nun oldu-ðuna göre önemli olan sayý ile deðil, Allah'ý en gü-zel isimlerle zikretmektir. Kur'an'da,“Esmâ-ü'lHüsnâ” kelimesinin geçtiði âyetlerde Allah'ýmýzherhangi bir rakam belirtmemiþken, Kur'an'a tammânâsý ile uyan, Kur'an'ý açýp anlatan ve onun dahaiyi idrak edilmesini saðlayan noktalara vurgu yapanSevgili Efendimizin rakam telaffuz ettiðini iddia et-mek doðru olmasa gerektir.

10

Allah'ýmýz, "el-Musavvir" ismi ile açtýðý tasav-vurunda arzu buyurmuþ olduðu irfan olunmayý iste-mesindeki arzuyu ilâhiyesini isimlerle tatbikata koy-mayý murat etmiþtir. Bu bakýmdan ilk isim, "lâ ilâheillâllah" olarak tespit buyrulmuþtur; Allah'ýn bu ar-zusu isimlerle belirmiþtir. Bu isimlerin yaratýlmasýn-daki hususiyet, varlýklarýn Allah'ýn arzusuna göretatbikata geçmesidir. Varlýklarýn mebdei Allah oldu-ðu için, Allah'ýn arzularýnýn isimler olarak meydanagelmesi icap etmektedir. O varlýktaki tatbikat Al-lah'ýn o varlýktaki arzusunun yerine gelmesidir.

Allah'ýmýzýn kendi vücûdu içerisinde cereyaneden bu teþkilatlanmada isim alan varlýk, Allah'ýmý-zýn arzusu ne ise ona göre bir tatbikat görmektedir.Lâ teþbih, bir padiþahýn devlet teþekkülatýnda isimzikrederek bir teþkilatýn baþýna getirdiði isim, o teþ-kilatýn hususiyetini ortaya koymaktadýr. Padiþah okiþiyi defterdar olarak zikrederse o kimse artýk def-terdarlýk isminin mazhariyeti çerçevesinde, mali iþ-lerle ilgili çalýþmalar yapmaya baþlar. Kazasker ola-rak zikredilen bir isim de hukuk iþleri ile ilgili çalýþ-ma yapmaya baþlar. Eðer bunlara isim verilmeseydibu teþkilatlarýn varlýðý hususunda söz söylemekmümkün olmazdý.

Teþkilât-ý ilâhiyedeki tatbikatlarda, isimler yinebaþka isimlere baðlý olarak fiiliyat yaparlar. Bütün

11

bu isimler silsile-i meratib dairesinde Allah'ýmýzýn zâtisimlerine baðlý olarak tatbikat görürler. Meselâ"Cebrail" ismi "es-Selâm" ismine baðlý olarak ma-nevîyat konularýnda, "Ýsrafil" ismi "el-Muîd" ismi-ne baðlý olarak sûra nefhetme hususunda, "Mikail"ismi "er- Rezzak" ismine baðlý olarak tabiat olayla-rý hususunda, "Azrail" ismi de "el-Mümit" isminebaðlý olarak ölüm tatbikatý hususunda fiiliyat gös-teren melek isimleridirler.

Allah'ýn isimleri baþlý baþýna ilâhi arzularýn tat-bikatýný yapan ve fiiliyata koyan isimlerdir ve Al-lah'ýn o devirde meriyette olan tatbikat-i zâtîsinin is-mi olan Ýsm-i Azam'a baðlý olarak icraat yaparlar.Meselâ, "el Muhyî" ismi Hz. Yahya'da mücerred birhale gelmiþ ve "Yahya" (ihya eden) mânâsýna vücûdbulmuþtur. Allah'ýn bu isminin bir mânâsý da þudur:Ýnkýlab-ý Kebir'de ölümü ref edecek fiili tatbikat ismiYahya ismidir.

Bunun gibi meydana gelmiþ olan bütün varlýk-larýn arzu edilen bir "ana isme" tâbi olduðu görül-mektedir. Ýþte bu isimler Esmâ-ü'l Hüsnâ olarak de-ðerlendirilebilir. Ancak þu var ki, bu Allah'ýmýzýnbütün âlemlerinde ve bizim dünyamýzda da tatbika-ta koyduðu isimlerden meydana gelen fiiliyatý anla-týr. Zira Allah'ýmýzýn sonsuz âlemlerinde sonsuz ilâhiteþkilatlarýnýn mevcut olduðu, onlarýn da Allah tara-

12

fýndan isimlendirilerek deðerlendirildiði düþünüldü-ðünde, Allah'ýn Esmâ-ü'l Hüsnâ'sýna had koymanýnmümkün olamayacaðý görülecektir.

Tekmil isimler Allah'ýn zâtîyet-i ilâhiyesine ait-tir. Çünkü isimleri var eden, icad eden Allah'ýmýzdýr.Birisi çýkar da þu ismi ben icad ettim derse, Allah'ýntevhidini inkâr ettiðinden, Allah'ýn dunu olmuþ olur,bu hâl ise makbul ve geçerli bir hal deðildir. Allah,hiçbir isimle kýsýtlanamaz. Müspet ve menfi görünenbütün isimlerin mebdei Hakka aittir. Kur'an'da,"hayrihi ve þerrihi min allahi teâla" buyrulmak-tadýr. Ýsimlerin hepsi Hakka ait olmakla beraber, herismin temsil ettiði mânâlar deðiþiktir.

Allah'ýmýzýn tecellisini arzu buyurduðu müspetve menfi bütün isimlerin hepsi Allah ism-i celîlinebaðlý olarak tatbikat görür. Âlem-i ilâhide Allah'ýmý-zýn zâtîyetini ifade eden nâmütenâhi isim tatbikatývardýr.

"Allah her þeyi zýddýyla bilicidir" buyrulu-yor. Burada kiþilere seslenilmiyor, yani sizler zýddýy-la bilicisiniz denmiyor. Zýddýyla bilen Allah'týr. Bura-da tam tevhid noktasý vurgulanarak, Allah'ýn varlýðý-nýn dýþýnda kiþiye ait bir idrakin olmadýðý; düþünce,tasavvur ve her þeyin Hakka ait olduðu açýkça vur-gulanmýþtýr. Allah'ýmýzýn dünya ile ilgili olarak lütfet-

13

tiði hiçbir isim gizli tutulmamýþtýr; gizli olan ve bilin-meyenler dünyada açýlmamýþ olanlardýr.

Sýr demekle ne anlatýlmak isteniyor?

Bir þey üzerine konuþuluyorsa o artýk sýr deðil-dir. Bir kiþinin dahi bildiði bir þey sýr olmaktan çý-kar. Ancak bu dünyada bildirilmeyen þey bilinmiyordemektir. O yüzden dualarýmýzda; "Ya Rabbi bil-dirdiðin ve bildirmediðin isimlerinin rahmetiile senden talep ediyoruz," demekteyiz. Ýlâhiâlemdeki isimleri Allah bilir. Allah'ýmýz dünya içingerekli olan isimleri zaten peygamberleri aracýlýðý ilebildirmiþtir. Bu sebeple sýr peþinde koþmak yerine,velâyeti talep etmek gerekir. Hz. Musa Rabbimize hi-taben; "Þu sýr nedir?" diye sorduðunda, Rabbimiz;"Sana söylersem sýr olmaktan çýkar" diye bu-yurmuþtur ki, bu hususu en güzel bir þekilde ifadeeder.

Sevgili Rabbimizin isimlerini zikretmek o isim-lerle dua etmek, elbette en güzel fiiliyat ve ibadettir.Bütün varlýðýn cevher-i esrarý Allah olduðuna göre,Allah'ý her an zikredip ondan yardým talep etmek,rahmet ve güzellikler dilemek ayný zamanda kulungörevi ve vazifesidir.

Allah'a iltica edilirse iþler hayýr ve güzellikle

14

yürür. Bu makbul bir noktadýr, ancak Allah'ýmýzýnisimlerini sihir ve büyü olarak kullanýp baþka insan-larýn üzerinde tahakküm ve hegemonya kurmaya ça-lýþmak doðru deðildir. Nâs'ýn, Allah'ýn isteðine göredeðil de, kendi isteðine göre hareket etmesini iste-mek ve baþkalarýnýn kötülüðünü istemek makbul de-ðildir.

Ku l , A l lah ' tan b i r þey i s te r, d i lek te bu lu-nur, A l lah'ýmýz lütfederse verir; ama Allah'ý hiçbirzaman icbar etmek, mecbur tutmak mümkün ved o ð r u d e ð i l d i r . A l l a h ' a i l t i c a v e n i y a z e d i -l i r ; A l lah'ýmýzýn "rahmetellil âlemin" isminin ica-bý kullara rahmeti sonsuzdur, ancak bu rahmeti is-tismar etmek gibi düþünceler indi Bâride makbul ol-maz.

Allah'ýn Esmâ-ü'l Hüsnâ'sýný zikretmenin mak-bul olduðunu Sevgili Efendimiz beyan buyurmuþtur.Kiþinin Allah'a olan aþkýný terennüm edecek isimlerzikredilirse o tam bir zikir olur ve makbul olur. Hiç-bir düþünceye kapýlmadan yalnýzca Allah'ý düþüne-rek yapýlan zikir en güzel zikir olsa gerektir. Esma-iilâhîye’nin kula göre deðil, Allah'a göre tefsir ve an-latýmý esastýr. Çünkü kula göre tarif yapýldýðý zaman,sadece o ke l imen in lüga t mânâs ý an la t ý lm ý þo lur. A l lah'ýn arzusuna göre bir tarif yapýlýrsa, o za-man Allah'ýn esma-i ilâhîye’deki arzuyu ilâhisi ifadeedilmiþ olur ki, makbul olan da budur.

15

Allah'ýmýzýn bu arzularýnýn meydana gelmesin-deki murad-ý ilâhiyesi, kendisinden kendisine olanaþkýndan meydana gelmektedir ki bu, "Vedud" is-minin mazhariyetidir. Allah'ýmýz kendisindeki bu aþ-ký, manevîyat olarak açmakta Vedud ismi aþkýný an-lattýðý isim olarak, yani velâyet olarak ortaya çýk-maktadýr. Bu velâyetin aþikâr olmasýndaki isim ise"Hatmül Velâyet"tir.

Rabbimizin aþkýnýn tecellisi olan “Vedud” ismibu aþkýn belirlendiði isim olan "Muhammed" ism-iþer i f i o larak görünmüþtür. "Lâ i lâhe i l lâ l lahMuhammedun resûlullah" ilâhi kelamýndaki incenokta, Allah aþkýnýn ve muhabbetinin tecelliyatý ola-rak meydana getireceði tekmil varlýklarýn, DeryayýNuru Muhammed'den zuhur bulacak olmasýdýr.

Allah'ýn bu tatbikatýna bir þükür olarak"Hamd" kökünden "Muhammed" ismi tecelliyatbulmuþtur. Hz. Muhammed (s.a.v)'in Deryayý NuruMuhammed'in mümessil noktasý olarak görünmesin-deki hususiyet, Allah'ýn bu aþkýnýn ve muhabbetininen yüksek kemalât noktasýnda olduðunu göstermek-tir. "Muhammed" ismi, "Hamd" kökünden gelen birisimdir. Hamd ise yalnýzca Allah'a yapýlýr. O haldeMuhammed i sm in in a s l i yye t i A l l ah ' t ý r ; yan i“Hüve”dir.

16

Allah'ýn isimlerini zikrederken o isimlerin son-suz mânâ taþýmasý icap etmekte olduðuna dikkat et-mek gerekir. Nâs'ýn aralarýnda kullandýðý tek mânâlýisimleri Allah'a nispet etmemek icap eder. KiþilerinAllah'ý vasfetmesi deðil; Allah'ýn kendi zatýný vasfet-mesi geçerlidir. Sevgili Efendimiz; "Ya Rabbi senkendini hamdettiðin gibisin" buyurmuþlardýr.

Allah'ýn esmâ-i ilâhiyesi'nde geçen isimler de-ðerlendirilirken kulluk nokta-i nazarýndan deðerlen-dirme yapýlmýþ olduðu görülmektedir. Bu çalýþmadaise Allah'ýn varlýklar üzerindeki tecelliyatýna göre de-ðerlendirme yapýlmýþ ve ifade edilmiþtir.

A l lah ' ýn i s imler in i deðer lendi rme hususuAl lah'a aittir. Allah her zaman diliminde zuhur etmiþRisâletinde, o zaman süreci içinde o isimleri nasýldeðerlendirmesi lazýmsa o þekilde deðerlendirir. Obazý isimleri indirir, bazý isimleri fiiliyata koyar. Butatbikat o zamanýn insanýnda zuhur eder. Allah ismi-ne mazhariyetle görünen bu nokta menfî gibi görü-neni arzu ederse müspet hale getirir, muhali müm-kün eyler. Bu zamanýn "Ýnsan"ýnýn deðerlendirmesi-ne baðlýdýr.

Allah’a atfedilen isimlerin mânâlarýnýn nâmü-tenâhi olduðu bir hakikattir. Bu durumda her geçenzaman içinde Allah’ýn Esmâ-ü’l Hüsnâ’sýnýn (Güzel

17

Ýsimlerinin) yeni bir mânâ taþýdýðý muhakkaktýr. Budurumda her zaman içinde Esmâ-ü’l Hüsnâ’nýn yenive daha ileri bir anlayýþ ile, daha ileri bir idraki olsagerektir. Bu bakýmdan bu kitapta, bu zaman ile ilgi-li anlayýþý ifade eden mânâlar yazýlmýþtýr.

Allah'ý zikrederken hakiki bir imanla, samimiolarak iltica edilmelidir. Bu içtenlikle, Allah'ýn sevgive muhabbetine hiçbir þeyi karýþtýrmadan aþk vemuhabbet duyarak dua edilmelidir.

ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD

18

ESMÂ-Ü’L HÜSNA ÝLE ÝLGÝLÝBÝLGÝ

B i s m i l l a h i r r a h m a n i r r a h i m

Ýslâm Ansiklopedisi'nde Esmâ-ü'l Hüsnâ hak-kýnda bazý noktalara temas edilerek; "En güzel isim-ler Al lah ' ýnd ý r. Sadece Kur 'an- ý Ker îm'de geçenAl lah'a ait isimler yüzden fazladýr. Muhtelif kitaplar-da Allah'a nispet edilen isimler de vardýr. Esmâ-ü'lHüsnâ bunlarýn hepsini kapsamakla birlikte dahaçok doksan dokuz ismi içerdiði kabul edilmektedir,"denilmektedir.

Yaratýlýþta ilk ismin Allah ismi olduðu bilin-mektedir. Çünkü ilk söz, "Lâ Ýlâhe Ýllâllah"týr. On-dan sonra zuhur eden bütün isimler Allah ismine ta-bidir. Ýkinci isim olarak, "Muhammed Resûlullah"zikredilerek lütfedilmiþtir.

Her isim Allah'tan neþet etmektedir. Bütünisimler Allah'ý ifade ettiði halde fiili icra isimlerininbaðlandýðý isimler de vardýr. Allah'ýn zâtýný iþareteden bu isimlere Esmâ-ü'l Hüsnâ denilmektedir.

En güzel isimler Allah'ýn zâtýna raci olan isim-lerdir. Her ismin Allah tarafýndan deðerlendirilen bir

19

mânâsý ve þifresi muhakkak vardýr. Ýnsanlar o isimle-ri zikrettiði zaman o isimdeki rahmetten nur almýþolurlar.

Sevgil i Rabbimiz lütuf buyurmuþ olduðuKur'an-ý Kerîm'inde, bütün varlýklarý kendi ilâhivücûdundan teþkilatlandýrarak meydana getirmiþolduðunu ifade buyurmaktadýr. Bütün varl ýklarRabbimizin kendilerine vermiþ olduðu makam icabýyaratýlýþlarýndaki fýtrat ve kabiliyetleri ile hareket et-mektedirler; ancak varlýklar Allah'ýmýzýn kendilerinelütfettiði hasletlerin ruhî ve cevher-i esrarýndaki hu-susiyet ve mahiyeti hakkýnda herhangi bir bilgiyesahip deðildirler.

Bunun için, bu varlýklardaki hususiyetleri veRabbimizin nâmütenâhi hususiyetlerinin özellikleri-nin öðrenilmesi için, "Ýnsan" halkedilmiþ ve bu Ýn-san'a bütün isimler öðretilerek; "Þimdi o varlýkla-ra isimleri ile hitap et!" ilâhi beyanýna muhatapkýlýnmýþtýr. Burada Ýnsan'ýn bütün varlýklarýn isim vehususiyetlerini ihtiva ettiðine dair þifre þimdi dahaiyi anlaþýlmaktadýr. Her þey Rabbimizin arzu ettiðiisimlerle açýlmýþ ve bilinmiþtir ve bu hususiyetlerinâs'a "Ýnsan" bildirmiþtir.

Her isim Allah'ýn bir lütfu olmakla birlikte, "Ýn-san", Allah isminin hususiyetlerini ihtiva eden bir

20

varlýk olarak bilinmelidir."El-Ýnsan" Ýsm-i Azam hu-sus iye t i taþ ýyan i lâh i gönül noktas ýd ý r ; çünküAl lah'ýmýzýn teþkilatlandýrdýðý varlýklarda madde vevarlýk isimleri zuhurdadýr; "Ýnsan"da Allah'ýmýzýnruhî isimlerinin açýlmalarý da mevcuttur.

Nitekim velâyet, risâlet, nübüvvet sýrlarý veisimlerindeki hususiyetleri insanda açýldýðý gibi nef-san î i s imler in zuhuru da insanda o lmaktadý r.A l lah'ýmýz varlýklar üzerindeki tecelliyatýný isimlerlezuhur ettirmekle beraber, Allah'ýn insanda zuhur et-tirdiði isimler, makamý itibari ile bütün varlýklardakiAllah'ýn rahmet ve tecellisini ifade eden hususi isim-lerdir ki, ayný zamanda Ýnsan’ýn hususiyetini de an-latan Risâlet isimleridir. Çünkü Allah'ýmýz Ýnsan’avarlýk isimleriyle beraber ruhî teþkilat isimlerini debildirmiþtir.

Allah'ýmýz ruhanî ve nefsanî hususiyetlerini Ýn-san’da açmýþtýr. Çünkü bu hususiyetler Ýnsan’damevcuttur. Esas olarak Ýnsan hedef alýnmýþtýr. Ohalde Allah'ýmýzýn Ýnsan’a lütfettiði isimler bütünvarlýklar üzerinde fiilen icradadýr.

Dünya halklarý ve varlýklarýna, yaratýcý ilâhikudretin ilâhi ilim ve bilgisinin anlatýmý, Allah ismiile lütfedilmiþtir; ancak insanlar bu ilâhi kudreti iþa-ret eden ilâhi ismi çeþitli surette isimler icat ederek

26

ifade etmektedirler. Ama aslolan Allah'ýn kendisinizikrettiði isimdir. Ancak bütün varlýklarýn yaratýlýþýn-da ilk isim, Deryayý Nuru Muhammed ile, "lâ ilâheillâllah" olarak ifade edilen Allah ismidir. O haldeRabbimiz bütün var l ýk lar üzer inde, kendis in in"Allah" ismi ile anýlmasýný arzu buyurmuþtur. O'nubaþka bir isimle anmak her ne kadar Allah'a muzafise de gene de Rabbimizin arzu buyurduðu ismi zik-retmek doðru olandýr. esma-i ilâhîye’nin kendisindetoplandýðý isim, ism-i câmi olan "Allah" ismidir.esma-i ilâhîye, Allah ismi ile zamanýn Risâlet nokta-sýna baðlanýr. Allah ismi zaman içinde zuhur edenbütün Ýsm-i Azam sahibi Risâlet noktalarýnda bir vemüþterek olmakla da, Ýsm-i Câmi hüviyeti gösterir.Allah ismine mazhariyetle görünen bu gönül nokta-sýnýn ism-i câmiye mazhariyeti Hüve sýrrýnýn icraatve tatbikatý ile zuhur bulur. Hüve sýrrýnýn icraattabulunduðu o Risâlet noktasý Ýsm-i Azam olarak âyânolur ve tatbikat yapar. Bu bakýmdan Allah ismi deÝsm-i Azam'da mündemiç olmuþ olur. Ýþte özet ola-rak anlatýlmýþ olan bu mücmel hakikatin ismi "Haki-kat-ý Muhammediye"dir. Bu husus Ýsm-i Azambahsinde açýlacaktýr.

Hüve; zâtîyet-i ilâhiyedir. O'nu ifade etmekiçin isimler zikredilmektedir; ancak, Hüve isimdenmünezzehtir. O zaman Esmâ-ü'l Hüsnâ olarak deðer-lendirilen hususiyet, o noktayý iþaret etmektedir. Na-

27

sýl ki Sevgili Efendimizi resim ve þekil olarak her-hangi bir surette deðerlendirmemek icap etmekteise, Allah'ýmýzý da hiçbir þekil, suret ve isimle tahditetmemek gerekir; ancak bütün isimler O'nu iþareteder. Çünkü tekmil esmânýn mebdei Allah'ýmýzdýr.Nitekim bir Hadis-i Kudsi'de; "Beni yer ve göksýðdýramadý Mümin kulumun kalbine sýðdým"buyrulmaktadýr. Bu durum her varlýkta görüneninAllah olduðunu aþikâr kýlmaktadýr. O zaman Allah,hangi isim ve surette tarif edilebilir?

Allah'ýmýz kendisinin "Allah" ismi ile ifadeedilmesini istemesindeki hususiyet, O'nda bilmediði-miz, nice mânâ ve þifreler olduðunu iþaret etmekte-dir. Mekri ve inkârý tercih etmiþ olan kiþiler, ilâhi ya-ratýcýyý Allah lafzý ile deðil çeþitli isimlerle ifade et-mek isterler. Burada Allah'ýn o kimselere Allah lafzý-ný kullandýrmadýðý görülmektedir. Ancak tabiat vebütün varlýklar Allah'ý, Allah olarak ifade etmekte-dirler. Nitekim arý kovanýndaki balýn üzerinde Arap-ça Allah yazýsý bulunmuþtur. Birçok balýðýn, yapra-ðýn, nebatýn ve bütün varlýklarýn Allah'ý, Allah olarakifade ettikleri görülmüþtür.

Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v), ilâhihakikati öðretip bildirdikten sonra Allah'ý, Allah'a aitisimlerle (Esmâ-ü'l Hüsnâ) kendisinin bildirdiði þe-kilde anmak gerekir. Her ne kadar O'na izafe edilen

28

baþka kelimeler kullanýlýyorsa da Allah'ý, Allah'ýnkendisini bildirdiði kelimelerle anmak en doðruolandýr.

Allah'ýn lütfetmiþ olduðu ve nâs'ýn hayrýna ola-rak irsal buyrulan peygamberlerin peygamberliðinibirçok kimseler kabul etmemiþlerdir. Bu düþünce vefikriyat Ýblis'ten kalma bir hal midir? Allah'ýn rah-met-i ilâhiyesinin zuhur ettiði gönül noktasýný kabuletmemek, elbette Ýblis'ten kalma bir haldir. Bugündünyada peygamberlere yapýlan bu itiraz esas itiba-ri ile Allah'ýn nizam-ý ilâhiyesine itirazdýr; dolaylý su-retle de Allah'ýn vahdaniyet-i ilâhiyesine itirazdýr.

Nitekim bu fikriyat bugün öyle bir hale gelmiþ-tir ki, çaðdaþlýk denilen þey tamamen peygamberle-re itiraz olarak deðerlendirilmektedir. Birçok kimseAllah'ýn lütfetmiþ olduðu peygamberleri reddederek;"Dünya nizamýna Allah karýþmasýn, biz kendimiz bil-diðimiz gibi yaþayalým" düþüncesini taþýmaktadýr. Builâhi nizama ters düþmektedir. Çünkü istediðimiz gi-bi yaþayalým denilen dünya Allah'a aittir. Yaþam, Al-lah'ýn nizamý üzerine kurulmuþtur. Bu itiraz yaþamýnþeklini deðiþtirmek demektir ki, Allah'ýmýz elbettebuna müsaade etmez. Bu yanlýþ düþünceler ile Hz.Muhammed (s.a.v)'i anlayýp idrak etmek muhal gö-rünmektedir. Peygamberliðin hususiyetlerini anlatanve hatmini yapan Sevgili Efendimize itiraz esas iti-bari ile nâs'ýn kendi varlýðýna itirazýndan kaynaklan-

29

maktadýr. Nâs, yaptýklarý bu itiraz ile aslýnda kendiasliyetlerine itiraz etmiþ olmaktadýrlar. Bu durumdaHz. Muhammed (s.a.v)'e itiraz muhal görünmekte-dir.

Nâs'ýn âlemlerin bir yaratýcýsý olduðunu kabuletmesine karþýlýk, Allah'ý cismani olarak görüp taný-masý mümkün olmadýðýna göre (çünkü madde ola-rak görünen her þey sýfattýr; ancak, Hüve 'nin açýldý-ðý gönül noktasý zâttýr.) o zaman Rabbimiz bir lütufyapmýþ ve; "Beni açýldýðým gönüllerde bulursu-nuz," buyurmuþtur.

Kiþinin frekans kapasitesi ne ise, alýcýsý onagöre alýr. Nâs dünyaya tâbi olduðundan dünyanýnfrekansý ne ise ona göre alýr. Onun dýþýna çýkmasýmümkün görülmemektedir. Bu gücü artýrmak kiþininelinde deðil ancak Allah'ýn elindedir. Onun için de,Allah’ýmýzýn;“Arzda bir Halife halkedeceðim”buyurmasý ile "el-Ýnsan" hususiyeti taþýyan pey-gamberler ve veliler lütfedilmiþtir. Nitekim; "Biz si-zi imamlarýnýzla kabul edeceðiz," buyrulmakta-dýr.

Allah'ýn dünya yaþamýnda arzu ettiði frekansne ise kiþinin algýlamasý ona göre olur. Ancak kiþininnasibi varsa, ilm-i ilâhiyi, velâyet noktasýndan tahsileder ve vüs'ati yükselir. Allah'ýn programýnýn bu þe-kilde tatbik olunduðu görülmektedir.

30

Ýlâhi Ýmam, kiþiyi Allah'ýn arzuyu ilâhisi olarakkabul ettiyse o zaman Hz. Süreyya'nýn;

"Geçit baþýnda bir kimse sana sormaz ki kimsin sen.Verirsin ismimi yahû görürsün ki ne þeyim ben"

buyurduðu hakikat ayan olur.

Allah'ýmýzýn bu ilâhi âlemleri halkeylerken bufiiliyatýný isimleri ve sýfatlarý ile tatbikata koyduðumuhakkaktýr; ancak bu tatbikatta bazý hususiyetlervardýr.

Allah'ýn, her þeyi zýddý ile bilici olmasýndakihakikat-ý ilâhiyeyi idrak etmek lâzýmdýr. Bu, Al-lah'ýmýzýn nâs'a lütfetmiþ olduðu ilâhi isimlerinin,hangi arzunun mazharý olduðunu bilmekle mümkün-dür.

Allah'ýmýzýn "hayru'l makirin" ve "el-Mudîl"celâli isimleri olduðu gibi "hakký mübîn" ve "es-selâm" gibi cemâli isimlerinin de tatbikatta olduðumuhakkaktýr. Hangi arzunun eseri zuhur edip tecelliettiyse, bu tecellide Allah'ýmýzýn indirmiþ olduðu is-mi bilmek lazýmdýr. Onun için de hayýrlý olan nokta-larý, yani hayra matuf olacak olan hususlarý hangiisimle indirmiþ olduðunu bilmek icap etmektedir.

31

Esmâ-ilâhiye olarak bilinen isimlerin hususi-yetleri vardýr. Allah'ýmýzýn esma-i ilâhîye’si iki þekil-de tatbikat görür ve iki þekilde anlaþýlabilir. Bu isim-ler ayný olmakla birlikte tecellilerde deðiþiklik göste-rebilir. Bu tecellilerin deðiþik olmasý Allah'ýn o isim-lerdeki mazhariyetini ve arzuyu ilâhisini iþaret eder.

Allah'ýn esma-i ilâhîye’sini hangi arzuüzerine lütfettiðini idrak etmek lazýmdýr. Kiþideki tat-bikat; "el-Mü'min" "es-Selâm", "el-Hâdi", "en-Nâfi" gibi isimlerinin âsârý olarak mý fiiliyat ve icragörecektir; yoksa "hayrul makirin" ismi ile mi icragörecektir? Ýþte bu tatbikatta yakýnlýk vermiþ olduðugönüllerde, "es-Selâm", el-Mü'min" isimlerinin tat-bikatý yürümektedir. Kiþilerdeki tatbikatýn "ed-Dar"ve "hayrül makirin" isimleriyle tecelli ettiði durum-larda vardýr.

Allah'ýmýzýn i lâhi halifesi "el-Ýnsan"dýr.Cenâb-ý Hak nokta-i mümessile olarak göründüðügönül noktasýna ittiba eden, kabul ve tasdik edenkullarýný "es-Selâm" ismi ile terakki ettirerek yürü-tür. O noktaya muhalefet ve itiraz eden kullar da"hayrul makirin" isminin tesirlerine maruz kalarakyürürler ve pek çok hatalar ve günahlar da iþlerler.

Hz. Musa’da, Firavun'da; "ene rabbukumula'la" ilhamýný almýþ ancak bu ilham Hz. Musa'da

32

rahmet, Firavunda zahmet olmuþtur; çünkü Hz.Musa kendi varlýðýný Hakkýn varlýðý karþýsýnda silmiþ,Firavun ise "sizin için benden baþka bir Rab tanýmý-yorum" diyerek haddi aþanlardan olmuþtur.

Bütün varlýklar yaratýlmýþ olduklarý âlem için-de terakki eder ve yaratýlmýþ olduklarý makama göredeðerlendirilirler. O kimseler, ancak o âlemin çizmiþolduðu çizgiye kadar yükselebilirler. Bunun dýþýnaçýkmalarý mümkün deðildir. Bunun fevkinde çok hu-susi bir hal vardýr ki, Sevgili Efendimizin bildirmiþolduðu bir Hadis-i Kudsi'de; "Evliyam kubbelerimaltýndadýr, onlarý benden baþka kimse bil-mez" noktasý ile ifade olunmuþtur.

O halde kiþi bulunduðu noktayý ancak Allah'ýnarzuyu ilâhisi ile aþabilir. Aksi mümkün deðildir.Onun için zahirin dünyada manevîyatla ilgili konuþ-malarý, bu noktalarýn dýþýna çýkamamýþtýr. Çok husu-si veli kullar bu noktalarýn fevkinde konuþmuþlardýr.

Bu dünyanýn enerji frekansý ne ise beþeriyette-ki alýcýlar da o kapasite içerisindedir. Tabiidir ki,peygamberan ve veliler bu konunun fevkinde bulun-maktadýrlar. Kiþinin algý vüs'ati ancak bir peygamberveya bir veliye intisabýyla yükselme imkâný bulabilir.Âlemler, Allah'ýn insandaki arzuyu ilâhisine göre veinsana nazire olarak yaratýlmýþtýr. Ýnsan bozulunca

33

her þey bozulur. Ýnsanýn bozulmasý Allah'ýn ondakiarzu ve nizamýna uyulmadýðý noktada ortaya çýkar.

Bütün varlýklarýn Deryayý Nuru Muhammed'emecburiyeti vardýr. Bugün Allah'ýn Risâletininbütün isimlerde zuhuru vardýr. Allah'ýmýz Bu isimler-deki hakikatin kendi olduðunu ve Risâletinin dezâtýnda olduðunu bildirmektedir. Bugün HatmülVelâyet noktasýnýn tatbikat görmesindeki hususiyetbudur. Suret isme takýlmayýp, Allah'ýn Risâletininebedi olduðunu idrak ile Risâlet noktasýný Haktanayrý görmemek gerekliliði böylece ortaya çýkmakta-dýr.

Allah'ýmýz, Ýnsan'ý yaratýrken onda bazý arzula-rýnýn zuhur edeceðini iþaret buyurmuþtur. Ýnsan ken-disinde mevcut olan hasletlerin Allah'tan zuhur etti-ðini idrak etmelidir. Allah'ýmýzýn arzularýný izhar etti-receði gönül noktasý zuhur etmemiþken, bütün var-lýklar Allah'a inanýyordu. Bu nokta tatbikat buluncaitiraz vaki olmuþtur. Ýnkâr, arýzî bir þeydir, asliyet de-ðildir. Allah'ýmýzýn nâmütenâhi isimleri vardýr; ancako isimler de Allah'ý bildirmeye kâfi gelmez. Onuniçin isimden münezzeh olan, Allah'ýn zâtýdýr. ÝþteÂdem'deki tatbikat budur. Allah'ýmýz her varlýkla be-raberdir. Bütün varlýklar birer isimdir; ancak isim al-dýklarýndan dolayý sýfat olurlar. Âdem'de ise zât ola-rak tatbikat zuhuru vardýr. O'nun için Âdem, Allah

34

isminin bir sûretidir. Bu sebeple bütün isimler Âdemile bildirilmiþtir. Yani Âdem varlýklara isim vererekonlarýn Allah'ýn sýfatlarý olduðunu bildirmiþtir.

Âdem sýrrýndaki hakikatten murat; Âdem'densonra zuhura gelen bütün Âdem'leri düþündüðümüz-de, Allah'ýmýz arzuyu ilâhi olarak, birçok isimler ilegörünen Âdem'lerde tatbikat yapmýþtýr. Allah'ýmýzýnicraatlarýný gerçekleþtireceði isimler kendisinde arzu-yu ilâhi olarak mevcuttur. Sevgili Efendimize kadarbu isimleri peygamberleri ile ceste ceste açmýþtýr.Son olarak Sevgili Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)gelmiþ ve gelecek bütün isimler ve bunlarýn âsârýnýEsmâ-ü'l Hüsnâ ile açmýþ ve o güne kadar açýlmýþolan isimlerin bir hülasasýný yapmýþtýr.

Esmâ-ü'l Hüsnâ, Allah'a tâbiyyet itibari ileÝsm-i Azam'a baðlýdýr ki, bu isim Âdem sýrrýnýn birifadesi olarak, Allah'ýmýzýn açýlmýþ olduðu hususiye-deki ilâhi gönül noktalarýna bir lütfu ilâhisidir.

Nâs'ýn kendilerinde var olan hasletleri tenzihnoktasýndan hareketle, bunlar Allah'ta yoktur deme-leri en büyük hatadýr. O zaman o kiþiye, bu hasletle-ri nereden aldýðý sorulsa, ne cevap verecektir? Buhâl hakikat-i ilâhiyeye vasýl olmamýþ kiþilerin hâlidirve o kiþi böyle söylemekle adalete uygun hareket et-memiþ olur.

35

Adalet sahibi, her þeyin hakkýný teslim eden,her þeyin makam itibari ile hakkýný tanýyan kimsedir.Adalet sahibi olan kimse, bütün varlýklarýn Allah'tanmeydana gelmiþ olduðunu kabul ederek tevhid nok-tasýný tasdik eder.

Allah'ýmýzýn tevhidini anlatan gönül ehliolmazsa ne olur?

Bütün varlýklar Allah'ýn arzusu gereði Cezbe-iRahman ile hareket eder. Yani Allah'ýn çekim kudre-ti ile hareket ederek nizam içinde yürür. O'nun "en-Nizam" ismini tatbik ettiði ilâhi gönül noktasý ol-mazsa her þey hercü merc olur. Çünkü bildirildiði gi-bi Zamanýn Ýmamý’nýn olmamasý, kýyametin kopma-sýna sebep olarak gösterilmektedir.

"Kýst" ve "Adl" kelimelerini bazý kaynaklaresma-i ilâhîye’den saymamaktadýrlar.Kýst adaletigerçekleþtirebilmek için icap eden kýstas ve ölçülerinesasýdýr. Adalet, varlýklar arasýnda dengenin saðlan-masýdýr. Bugün Hatmül Velâyet noktasýndan Al-lah'ýmýz nâmütenâhi lütfetmektedir. Çünkü bu sýrnâmütenâhi ileriye doðru yürüyecek ve devam ede-cek bir sýrr-ý ilâhiyedir. Allah'ýmýzýn bugün bu konu-larý açmasý da Hatmül Velâyet noktasýndaki tertib-iilâhiyenin hususiyetlerindendir. Kýst'ýn bir mânâsý dabudur.

36

Bütün i s imler A l lah ' ýnd ý r. Esmâ-ü ' l HüsnâA l lah ' ýn güze l i s imler i o larak i fade ed i lmekte-d i r. A l lah'ýn isimleri zaten güzeldir. Esmâ-ü'l Hüsnâ,aslýnda Allah'ýmýzýn tatbikat-ý ilâhiyesinde kullandýðýisimlerin baðlý olduðu zâtîyetini ifade eden isimler-dir. Allah'ýn zatýna ait bu isimler fiili icraat isimleri-nin baðlý olduðu zâtîyet isimleridir. Bu bilinen isim-lerin yaný sýra Kur'an-ý Kerîm'de çeþitli kalýplarý ilenispet edilmiþ kavramlarýn sayýsýný üç yüz on üç vedaha fazlaya çýkaranlar da olmuþtur.

Din beþeriyetin arzusuna göre geliþmez. Al-lah'ýn nasibine ve Risâlet isimlerine verdiði makamagöre yürür. Ýslâm'da devlet þarttýr; çünkü devlet ni-zam demektir. Bütün isimlerin Allah'a ait olduðunutasdik, “lillahil vahidil kahhar”dýr. Allah'ýn isim-lerinin birleþmesidir. Bu beyanýn dünya üzerindetatbiki ile madde âlemi de kemâl bulur. Bütün isim-ler Allah'ýn vahdaniyet-i ilâhiyesinde cem olur vetevhidde birleþirse bu; "lillahil vahidil kahhar"dýr.Nitekim Kur'an-ý Kerîm'de mealen; "Sizler Allah'ahesap verecek sonra Hüve'ye döneceksiniz,"buyrulmaktadýr. Bundan, bütün isimlerin Hüve 'yeait olduðu mânâsý ortaya çýkmaktadýr. Ýsimler kiþile-rin ilâhi ilmi idraki içindir. Yani Esmâ-i ilâhiyi idrakiçindir.

Yaratýlmýþ her varlýk ilâhi yaratýcýnýn kendisine

37

verdiði vazifeyi yapar. Ýsmindeki hususiyet icabý (at,koyun, köpek, aðaç, toprak, bulut, mevsimler) hep-si vazifesini ifa ile meþguldür. Bugün beþer ise ken-disine verilen vazifeyi ifa etmek yerine bütün varlýk-lara tepeden bakmaktadýr. Her varlýk, isminin hesa-býný vermekle mükelleftir. Kullar, Allah'ýn lütfettiðiilm-i sanayiyi bir rahmet olarak deðil, kendilerininbir baþarýsý gibi görmektedir. Bu da insandaki ima-ný zorlamaktadýr. Ýman olmayýnca rahmet zahmetedöner.

Ýslâm’ýn ilk zamanlarýnda bazý bedeviler Efen-dimize; "Biz müminleriz", demiþlerse de SevgiliEfendimiz onlara; "Siz kendinize Müslüman de-yiniz" buyurmuþtur. Ýnsanýn ilk vazifesi Cenâb-ýHakka imandýr.

Zümer sûresi 8. âyetinde; "ve izâ messelinsâne durrun deâ rabbehu müniben ileyhisümme izâ havvelehu ni'meten minhü nesiyemâ kane yed'u ileyhi min kablü ve ceale lillâhiendâden li yudýlle an sabilih kul temetta'biküfrike kalilen innekemin ashabin nâr" yani;"Ve 'el Ýnsan'a bir zarar dokununca 'Hû'ya ina-be ederek dua eder. Sonra kendisine O'ndanbir nimet eriþince daha önce O'na dua etmek-te olduðunu unutur ve sebilinden delâlete dü-þürsün diye Allah'a nazireler kýlar. "küfrünle

38

biraz metalan", de. Muhakkak ki sen ashab-ýnardansýn," buyrulmaktadýr.

Cenâb-ý Allah'ýn bu âlemde zuhur yapmýþEsmâ-ü'l Hüsnâ âsârýndan bilgimiz varsa da zuhuryapmamýþ nâmütenâhi isimleri ve esma-i ilâhîye’sihakkýnda bilgimiz olmasý mümkün deðildir. AncakHakka vusul etmiþ Enbiya ve Evliya ile o zaman içinAllah'ýn arzu ettiði beyan ve isimler hakkýnda bilgiedinme imkâný vardýr. O da Allah'ýmýzýn tatbikatakoyacaðý isimlerle yapacaðý tecelliyatla ilgili progra-mýna aittir. Bildirmediði zaman hiçbir bilgi sahibiolunamaz.

Sevgili Peygamberimiz hadis-i þerif ' lerinde;"Senin marifetinin hakikatine arif olamadýkey Maruf!" buyurmuþtur. Allah'ýmýzýn künhü zatýhakkýnda Cenâb-ý Hakk bilgi lütfettiði zaman, biz deo konuda bilgi edinmiþ oluruz ki, o söz, kelime vebeyan haddizatýnda, o zamanki tatbikatý ile ilgili birbeyandýr.

Manevîyat, Allah'ý ve O'nun tecelliyat-ý ilâhi-yesini bir bütün olarak kabul etmektir. "El-Ýnsan"Allah'ýmýzýn "Allahû Ekber" ismine mazhar-ý tamkýlýnmýþ ilâhi gönül noktasýdýr. "Mümit" ismi Allahi s m i n e t a b i d i r v e y e v m - i k ý y a m d a H z . Ya h y aA l lah'ýmýzýn "Hayy" isminin âsârýný "Mümit" isminin

39

âsârýna tegallüp ettirmesi ile ölümü ifna edecektir.Böylelikle Allah'ýmýz, fanilik tatbikatýný ortadan kal-dýrarak bekayý daim kýlacaktýr. Bundan sonra ebedihayat baþlayacaktýr. Yani ölüm de insanlar için birtereddüt unsuru olmaktan çýkacak ve Allah'ýmýzýnbugün için bilinmeyen nizamý ve zevkleri ortaya çý-kacaktýr.

"El-Ýnsan"'ýn Allahû Ekber ismine mazhar-ýtam kýl ýnmasýndan anlaþý lmasý gereken; bütünvarlýklarýn ve isimlerin, esma-i ilâhîye, canlý cansýz,hayýr ve þer isimlerinin âsârýnýn "el-Ýnsan"a tâbi ol-duðudur. Ýblis kelimesi de Allah'dan meydana gelmiþmekri ifade eden bir isimdir. Bu isim de Deryayý Nu-ru Muhammed'den hâsýl olduðundan bu noktayý ka-bul etmek gerekir.

Hayy ve Mümit isimlerinin âsârý da, "el-Ýn-san"a tâbidir. O halde sadece maddiyata taallukeden bir ölümsüzlük arayýþý abestir. Edeb-i ilâhiyeyeuymaz. Çünkü insan zaten ölümsüzdür.

Hz. Ahmed Süreyya Emin buyurur:

"Dirilikte diledikçe bana tabiydi mematBenim emrimde idi çünkü o sultaný hayat"

Allah'ýmýz "Musavvir" ismindeki hususiyette,

40

yani taayyün-ü evvel deki arzuyu ilâhisinde DeryayýNuru Muhammed'i teþkilatlandýrdýðýnda, DeryayýNuru Muhammed lisana gelip, Rabbimizin, kendi-sinden kendisine yaptýðý hitapla; "lâ ilâhe illâllah"ikrarýný yapmýþtýr. Rabbimiz de O'na; "muhammedresûlullah" buyurmuþtur. Kün emri ise, Allah'ýnMusavvir ismiyle tasavvur eylediði bir isimdir. Al-lah'ýmýzýn, "Kün" emrinin tatbikatý icabý âlemlermeydana gelmiþtir.

Allah’ýn "Kün" emri zamanýn Resûlünden zu-hur eder. Her zamanýn insanýnda tatbik olunacak ic-raat ve tatbikatlarýn isimleri Kün emrinde münde-miçtir. Kün emri ilâhi bir programdýr. Bütün geçmiþzamanlardaki ilâhi tatbikatlar, o noktanýn zevk-izâtîsine göre yeniden deðerlendirilir ve açýlýr.

Bütün bu güzellikler insanda açýlsa bile bütünzevk ve neþeler Hakka ait olduðundan, insan Hakkakarþý yine sýf ýrdýr. Allah'ýmýzýn açý lmýþ isimleriEsmâ-ü'l Hüsnâ olarak deðerlendirilebilir.

Kün emri ile bütün mükevvenat yaratýlmýþtýr.Kün emrinin içinde Esmâ-ü'l Hüsnâ olduðu gibi, oisimlere baðlý daha nice isimler vardýr. Ýnsanlarýn ya-þamasý için hayat, sem'i, kelâm… isimleri, ilâhi niza-mýn tesisi için sarýcý melek isimleri ve hayat verenisimler olduðu gibi, ölümü anlatan isimler de vardýr;bu isimlere baðlý daha nice isimler vardýr.

41

Kün emrinin içerisinde hiç zuhur yapmamýþ,gizli kalmýþ isimler de vardýr. Onlarý bilemiyoruz!Nasýl bir yaþantý hayal dahi edilemez; çünkü Rabbi-miz o isimleri açmamýþtýr. Onun için de Hz. Peygam-berimiz: "mâ arafnâke hakka ma'rifetike yâmâruf" yani; "Senin marifetinin hakikatine arifolamadýk ey Maruf!" buyurmuþtur.

Sevgili Efendimizin bu beyanlarýndan haberliolan bizler de þöyle dua ediyoruz: "Ya Rabbi bile-rek veya bilmeyerek iþlemiþ olduðumuz hata-lardan, bildiðimiz ve bilmediðimiz isimlerinlesana iltica ederiz; rahmetini niyaz ederiz."

Eðer Rabbimizin bütün isimleri Kün emri ileaçýlmýþtýr denirse, bu husus; "lâ ilâhe illâllah" hi-tabýna karþýlýk; "Hüve Muhammedün Resûlullah"cevabý ile düþünülmesi gerekir. Allah diler, bir emirverir, açýlmamýþ nice isimleri ile bambaþka bir âlemyaratýr. Yine de gizli kalmýþ sonsuz isimleri vardýr.Çünkü Allah sonsuzdur.

Hz. Pâk Muhammed Ali; "Bu dünyada Allahiçin konuþuyoruz. Ne kadar biliyoruz? Hiç!Yarýn hiç tereddüt etme ki, cennette de böyleoturup konuþacaðýz; sonsuz zaman sürecindekonuþacaðýz ; sonra b i rb i r imize soraca-ð ýz ; Al lah için ne biliyoruz? Hiç!…" buyurmuþ-tur.

42

43