Upload
cuneyt-sahin
View
227
Download
5
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Etilife Dergisi Aralık 2012
Citation preview
| Etilife | Aralık 20122
| 3
| Etilife | Aralık 20124
| 5
| Etilife | Aralık 2012640 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Yaşam
Dünya Türk Buluşlarını Konuşuyor!
İşte bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, elma, armut, üzüm, yeni dünya, nar, vişne, ayva, limon, portakal, turunç, kurma, döngel, kuş burnu, hünnap, alıç, mandalina, keçi boynuzu, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin.’GDO’lu olmayan, doğal tohumlarınızı poşete atmayın; Toprağa atın; Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alan-lara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdek-
leri kucaklar ve besler. Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın. Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının ye-şerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış. En büyük israflardan birisi meyve çekirdekleri-nin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümse-nemeyecek büyük bir servet... Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım. Bu uygulama Ali Bal tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız
oksijeni karşıla-mak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler. 70 milyon nüfuslu ülkemizde herkes birer tohum atsa toprağa, ve bunların yarısı yeşerse 35 milyon ağaç eder. Bir elmadan dahi 8-10 adet çekirdek çıkarken ülkemizde tüketilen meyvelerin çekirdeklerinin ziyan olması ne acı, haydi sizinde dikili bir ağacınız olsun...
Bu yazıyı dergimizle paylaşan çevreci gönüllüsü
ALİ BAL’a teşekkür ederiz.
Globalleşen Dün-ya; hemen hemen her gün yeni bir buluşa, akıllarda ‘ buda olur mu’ de-dirten icatlara şahit olurken ve patent ihlallerinden dolayı açılan milyonlarca dolarlık davalar hızla artarken, Türk bilim adam-
larının insan hayatına değer veren buluşları bu süreçte göğsümüzü kabartmaya devam ediyor.
Daha önceki yıllarda HIV/AIDS tedavisi üzerine yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı dünyayı değiştirecek 35 bilim adamı arasında
gösterilen Dr. Utkan Demirci’nin yumurtalık kanserinin erken teşhisi için idrar testinden sonra, Doç. Dr. Tan İnce’nin kanser tümö-rü ile ilgili buluşu da konuşulmaya devam ediyor.
ABD Patent Ofisi’nden patent onayıABD Patent Ofisi, Doç. Dr. Tan İnce’nin, kanser tümörünün laboratuar ortamında büyümesini sağlayan “ Hormon uyumlu doku kültürü sistemi” adlı buluşuna patent verdi.
Patentli buluş ne işe yarayacak? Hastadan alınan tümör hücreleri laboratuar ortamında büyütülerek ilaçlarla olan etkile-şimleri incelenecek ve binlerce ilaçla olan uyumu test edilebilecek. Bu sayede hastanın kendi tümörü üzerinde en etkin olan ilaçlar ile kanser savaşı verilecek.
Türk bilim adamları, insanlık için yaptıkları buluşlar ile dünya gündeminde konuşulmaya ve ülkemizin ismini duyurmaya devam ediyor.
Yediğiniz meyvelerin çekirdeğini ÇÖPE ATMAYIN!Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2012) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak.
oksijeni karşıla-mak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için
Doç Dr. Tan İnce
Dr. Utkan Demirci
| 740 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Yaşam
Dünya Türk Buluşlarını Konuşuyor!
İşte bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, elma, armut, üzüm, yeni dünya, nar, vişne, ayva, limon, portakal, turunç, kurma, döngel, kuş burnu, hünnap, alıç, mandalina, keçi boynuzu, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin.’GDO’lu olmayan, doğal tohumlarınızı poşete atmayın; Toprağa atın; Mümkünse herhangi bir yerde toprağın 10 cm altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün. Gömme imkanınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alan-lara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdek-
leri kucaklar ve besler. Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın. Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının ye-şerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış. En büyük israflardan birisi meyve çekirdekleri-nin çöpe atılması, ülkemiz adına küçümse-nemeyecek büyük bir servet... Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım. Bu uygulama Ali Bal tarafından başlatıldı ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor, Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız
oksijeni karşıla-mak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler. 70 milyon nüfuslu ülkemizde herkes birer tohum atsa toprağa, ve bunların yarısı yeşerse 35 milyon ağaç eder. Bir elmadan dahi 8-10 adet çekirdek çıkarken ülkemizde tüketilen meyvelerin çekirdeklerinin ziyan olması ne acı, haydi sizinde dikili bir ağacınız olsun...
Bu yazıyı dergimizle paylaşan çevreci gönüllüsü
ALİ BAL’a teşekkür ederiz.
Globalleşen Dün-ya; hemen hemen her gün yeni bir buluşa, akıllarda ‘ buda olur mu’ de-dirten icatlara şahit olurken ve patent ihlallerinden dolayı açılan milyonlarca dolarlık davalar hızla artarken, Türk bilim adam-
larının insan hayatına değer veren buluşları bu süreçte göğsümüzü kabartmaya devam ediyor.
Daha önceki yıllarda HIV/AIDS tedavisi üzerine yaptığı başarılı çalışmalardan dolayı dünyayı değiştirecek 35 bilim adamı arasında
gösterilen Dr. Utkan Demirci’nin yumurtalık kanserinin erken teşhisi için idrar testinden sonra, Doç. Dr. Tan İnce’nin kanser tümö-rü ile ilgili buluşu da konuşulmaya devam ediyor.
ABD Patent Ofisi’nden patent onayıABD Patent Ofisi, Doç. Dr. Tan İnce’nin, kanser tümörünün laboratuar ortamında büyümesini sağlayan “ Hormon uyumlu doku kültürü sistemi” adlı buluşuna patent verdi.
Patentli buluş ne işe yarayacak? Hastadan alınan tümör hücreleri laboratuar ortamında büyütülerek ilaçlarla olan etkile-şimleri incelenecek ve binlerce ilaçla olan uyumu test edilebilecek. Bu sayede hastanın kendi tümörü üzerinde en etkin olan ilaçlar ile kanser savaşı verilecek.
Türk bilim adamları, insanlık için yaptıkları buluşlar ile dünya gündeminde konuşulmaya ve ülkemizin ismini duyurmaya devam ediyor.
Yediğiniz meyvelerin çekirdeğini ÇÖPE ATMAYIN!Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2012) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak.
oksijeni karşıla-mak için bile bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır. Poşete koymadığınız her çekirdek için
56 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Yaşam
Psikiyatrinin sosyal bilimler ve felsefeyle
ilişkisi konularında yaptığı çalışmalarla tanı-
nan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Psikiyatri Kliniği Şefi Prof. Dr.
Erol Göka, toplumumuzda psikolojinin hafi-
fe alındığını ve psikoloji terimlerinin önem-
senmediğini belirtti.
Toplum hayatında yaşanan birçok sorunun
temelinde kişilik çatışmalarının yattığını
ifade eden Göka, “Ömrümüzün dörtte biri
kişilik çatışmalarıyla geçiyor, bunun için
mutlaka kişilikleri tanımamız gerekiyor.
İşyerinde yapılan araştırmalara göre bir
yöneticinin vaktinin dörtte birini işyeri
geçimsizlikleri alıyor. Ailede bu oran daha
yüksektir. Bunu çözmenin yolu kişilikleri
tanımak ve farklı kişilikler karşısında ne
yapacağımıza dair fikir geliştirmektir” diye
konuştu.
Psikolojiyle ilişkiler çok önemli olmasına
rağmen bu konunun hafife alındığını dile
getiren Göka, “Psikolojiye arabamız kadar
önem vermiyoruz. Ehliyet alabilmek için
kursa gidiyoruz, sınavda başarılı olursak
ehliyet alabiliyoruz ama evlilik için böyle bir
kural yok ya da insan ilişkilerine arabamıza
verdiğimiz önemin onda birini bile vermiyo-
ruz” dedi.
“Kişilikler Değişmez”
Herkesin, farklı ve değişmez kişiliği olduğu-
nu anlatan Prof. Dr. Göka, şunları söyledi:
“Nasıl derimiz bedenimizi koruyorsa, kişili-
ğimiz de ruhumuzun örtüsüdür. Hepimizin
farklı bedeni gibi farklı kişilikleri var. Bu fark-
lı kişiliklere karşı nasıl davranmamız gerek-
tiğini bilmemiz gerekir. Kişiliklerimiz farklı
olduğu kadar olgunlaşmamızda farklı.
Bir insanın olgunlaşmanın hangi mertebe-
sinde olduğunu anlamamız gerekiyor. Bazı
insanlar 40 yaşına gelmiştir ama 4 yaşından
bir farkı yoktur. Deve dişi gibi gözüken bazı
insanlar davranışlarını kontrol etme ve kim-
liğini geliştirme yönüne baktığımızda çocuk-
tan farksızdır. Buna göre de farklı kişilikler
karşısında farklı davranış ilişkileri geliştir-
memiz gerekir. Kişilikler değişmez, insanın
bedeni, göz rengi ve parmak damgası
gibidir. Dolayısıyla kimseyi değiştirmeye
çalışmamak gerekir. Herkesin kendi doğru-
su vardır. Karşımızdaki insandan değişiklik
istiyorsak, değiştirmek istediğimiz yönünü
küçültüp doğrudan onu değiştirmeye çalış-
mamız gerekir.”
İnsanlar farkında olmasa bile yaşadıkları
birçok sorunun temelinde kişilik çatışmaları
olduğunu belirten Göka, şöyle devam etti:
“İnsanlar ‘kocam cimri ne yapmalıyım, ben
gezmekten hoşlanıyorum ama eşim evden
dışarı çıkmak istemiyor, alışveriş yapmak
istiyorum ama arkadaşlarım beni eleştiriyor’
gibi sorunlardan dert yanabiliyor. Bunların
temeline bakarsanız hepsi kişilik çatışma-
sı. Günlük hayatımızda, evde, işyerinde
ve sokakta yaşadığımız birçok sorunun
temelinde kişilik çatışması var. Bu konuda
en ufak bir bilgimiz olmadığı için herkes
karanlıkta el yordamıyla gitmeye çalışıyor.
Halbuki, kendi kişiliğimizi ve karşımızdaki
insanların kişiliğini tanımamız ve ona göre
davranışlar geliştirmemiz gerekiyor.”
Kişilikler tanındıkça, insanın bu konuda ne
kadar zengin olduğunun anlaşılacağını
ifade eden Prof. Dr. Erol Göka, insanların
insan ilişkilerine özen göstermeden ilişkile-
rini sürdürdüğünü fark etmesiyle sorunların
çözüm bulabileceğini sözlerine ekledi.
A.A
Huyları değiştirmeye kalkışmayınİnsanlar arasında karşılaşılan birçok sorunun temelinde kişilik çatışmalarının yattığı, kişilikleri değiştirmeye çalışmak yerine kişilikleri tanımak gerektiği bildirildi.
| Etilife | Aralık 20128
Güzellik
54 Yelpaze Bahçeşehir y 28 Ağustos 2012
Günümüzde insanlar fazla kilolarından
kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu
yolların başında da moda diyetler geliyor.
Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa
zamanda geri almayın!
Moda diyetlerin en çok uygulananları
arasında yüksek protein ve düşük karbon-
hitrat diyetlerinin yer aldığına dikkati çeken
Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve
Diyet Uzmanı Özge Öçal, bu diyetlerin kısa
sürede kilo verdirdiğini, ancak yaklaşık 6 ay
içinde uygulayanların yüzde 80’inin verilen
kiloları geri aldığını belirtiyor.
Kadınların sık uyguladıkları protein ve
karbonhidrat ağırlıklı gıdalara fazlaca yer
verilen diyet uygulamalarının sağlığa yaptığı
olumsuz etkileri anlatan Beslenme ve Diyet
Uzmanı Özge Öçal, bu konuda merak edi-
len soruları şöyle yanıtlıyor:
Protein Diyeti Zayıflatıyor mu?
• Günümüzde en fazla popüler olan diyet-
lerin başında yüksek protein içeren diyetler
geliyor. Bu diyet sisteminde protein yüksek
oranda tüketilirken, karbonhidrat içeren
gıdalar daha az tüketiliyor.
• Kilo vermeyi sağlıyor ama uzun dönemde-
ki sonuçlarına bakılınca insan sağlığına çok
yararlı olduğunun kanıtlanamadığı biliniyor.
• Proteinlerin sindirimiyle açığa çıkan mad-
deler nedeniyle böbreklerin yükü artıyor.
Uzun dönemde ise böbrekler ve karaciğer
yorulabiliyor.
• Normal koşullarda bir günde aldığımız
enerjinin yüzde 50-55’inin karbonhidrattan,
yüzde 15-20’sinin proteinden, yüzde 25-
30’nun da yağlardan gelmesini istiyoruz.
• Karbonhidratı az alırsak yağdan alacağı-
mız enerji artar. Hayvansal proteinlerin aynı
zamanda yağ da içerdiklerini unutmamalı-
yız. Eğer sadece protein ağırlıklı beslenilirse
kalp ve damar hastalıklarının riski artabilir.
• Sürekli et yiyerek yaşamak da mümkün
değildir bu nedenle sağlıklı ve uygulanabilir
bir diyet türü olarak değerlendirmek söz
konusu olamaz.
• Düşük kalorili diyet yaparsanız, bazal
metabolizma hızı düşer, normal beslenmeye
başlayınca vücut daha çok yağlanmaya
başlar.
• Kısacası popüler diyetlerin kısa dönem et-
kileri var ama uzun dönem etkileri olumsuz
bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Karbonhidrattan Kısıtlı Diyetler Zararlı
mı?
Ekmeği beslenmemizden çıkarmak son
derece sakıncalıdır, bunun yerine miktarı ve
türü iyi ayarlanmalıdır. Çünkü yağlar kar-
bonhidratların ateşinde yanıyor. Vücudunuz
yeteri kadar enerji alamazsa yediğini saklar
ve kilo vermek mümkün zorlaşır.
• Örneğin ortalama 70 kg ağırlığında, 170
cm boyundaki sağlıklı bir erkek günde orta-
lama 6-7 dilim ekmek yemelidir.
• Bir tencere yemeğe 2 yemek kaşığı sıvı
yağ konulmalıdır, vücudun yağa da ihtiyacı
vardır. Yemeğe et koyuyorsanız ayrıca yağ
eklemenize gerek yoktur. Çünkü etin içinde
sizin göremediğiniz yağlar var.
• Aynı şekilde zeytin, fındık, ceviz, badem
de yağ yerine geçtiğinden avuç avuç yeme-
mekte fayda var. Diyet bir matematiktir, bu
nedenle neyin yerine neyi koyacağınızı iyi
bilmeniz gerekiyor.
• Ayrıca diyet demek her şeyin yasak olma-
sı anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenmede
ise katı yasaklar yoktur, onun yerine ölçüler
vardır. Aşırıya kaçmamak, tüm gıdalardan
yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek
vardır.
• Örneğin çikolatasız duramayanlara çiko-
lata veriyoruz ama bunun miktarı ve diyetin-
de ne ile değiştirdiğimiz önemli. 20 gramlık
bir çikolata bizim için 2 porsiyon meyve ve
1 tatlı kaşığı yağa karşılık gelir.
• Dışarıda yemek yerken ızgara et
yiyecekseniz yanında gelen pilavı, makar-
nayı, patatesi reddedip onun yerine tam
tahıllı ekmek tercih etmek öğününüzün yağ
miktarını dengelemeye yardımcı olacaktır.
Soslu salatalardan uzak durarak fazla kalori
almanın önüne geçebilirsiniz. Izgara et
veya tavuklu salatanın yanında bir su
bardağı ayran içebilirsiniz.
• Izgara ete güvenemezseniz
peynir ekmek yiyebilirsiniz.
• Özellikle akşamları kırmızı
et yemek yerine, levrek ve
çupra gibi yağ oranı düşük
balıkları tercih edebilir-
siniz.
• Günler kısaldıkça
güneş ışığıyla daha
az maruz kalıyoruz,
bu da metabo-
lizma hızımızı
yavaşlatıyor. Bu
nedenle güneş
battıktan sonra
ağır yemek
yememek gere-
kiyor. Akşamları
daha çok meyve
ve sebze yemek
sindirimi de
kolaylaştırır.
AydaKilolar Geri Geliyor!
Günümüzde insanlar fazla kilolarından kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu yolların başında da moda diyetler geliyor. Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa zamanda geri almayın!
| 9
Güzellik
54 Yelpaze Bahçeşehir y 28 Ağustos 2012
Günümüzde insanlar fazla kilolarından
kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu
yolların başında da moda diyetler geliyor.
Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa
zamanda geri almayın!
Moda diyetlerin en çok uygulananları
arasında yüksek protein ve düşük karbon-
hitrat diyetlerinin yer aldığına dikkati çeken
Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve
Diyet Uzmanı Özge Öçal, bu diyetlerin kısa
sürede kilo verdirdiğini, ancak yaklaşık 6 ay
içinde uygulayanların yüzde 80’inin verilen
kiloları geri aldığını belirtiyor.
Kadınların sık uyguladıkları protein ve
karbonhidrat ağırlıklı gıdalara fazlaca yer
verilen diyet uygulamalarının sağlığa yaptığı
olumsuz etkileri anlatan Beslenme ve Diyet
Uzmanı Özge Öçal, bu konuda merak edi-
len soruları şöyle yanıtlıyor:
Protein Diyeti Zayıflatıyor mu?
• Günümüzde en fazla popüler olan diyet-
lerin başında yüksek protein içeren diyetler
geliyor. Bu diyet sisteminde protein yüksek
oranda tüketilirken, karbonhidrat içeren
gıdalar daha az tüketiliyor.
• Kilo vermeyi sağlıyor ama uzun dönemde-
ki sonuçlarına bakılınca insan sağlığına çok
yararlı olduğunun kanıtlanamadığı biliniyor.
• Proteinlerin sindirimiyle açığa çıkan mad-
deler nedeniyle böbreklerin yükü artıyor.
Uzun dönemde ise böbrekler ve karaciğer
yorulabiliyor.
• Normal koşullarda bir günde aldığımız
enerjinin yüzde 50-55’inin karbonhidrattan,
yüzde 15-20’sinin proteinden, yüzde 25-
30’nun da yağlardan gelmesini istiyoruz.
• Karbonhidratı az alırsak yağdan alacağı-
mız enerji artar. Hayvansal proteinlerin aynı
zamanda yağ da içerdiklerini unutmamalı-
yız. Eğer sadece protein ağırlıklı beslenilirse
kalp ve damar hastalıklarının riski artabilir.
• Sürekli et yiyerek yaşamak da mümkün
değildir bu nedenle sağlıklı ve uygulanabilir
bir diyet türü olarak değerlendirmek söz
konusu olamaz.
• Düşük kalorili diyet yaparsanız, bazal
metabolizma hızı düşer, normal beslenmeye
başlayınca vücut daha çok yağlanmaya
başlar.
• Kısacası popüler diyetlerin kısa dönem et-
kileri var ama uzun dönem etkileri olumsuz
bir şekilde karşımıza çıkıyor.
Karbonhidrattan Kısıtlı Diyetler Zararlı
mı?
Ekmeği beslenmemizden çıkarmak son
derece sakıncalıdır, bunun yerine miktarı ve
türü iyi ayarlanmalıdır. Çünkü yağlar kar-
bonhidratların ateşinde yanıyor. Vücudunuz
yeteri kadar enerji alamazsa yediğini saklar
ve kilo vermek mümkün zorlaşır.
• Örneğin ortalama 70 kg ağırlığında, 170
cm boyundaki sağlıklı bir erkek günde orta-
lama 6-7 dilim ekmek yemelidir.
• Bir tencere yemeğe 2 yemek kaşığı sıvı
yağ konulmalıdır, vücudun yağa da ihtiyacı
vardır. Yemeğe et koyuyorsanız ayrıca yağ
eklemenize gerek yoktur. Çünkü etin içinde
sizin göremediğiniz yağlar var.
• Aynı şekilde zeytin, fındık, ceviz, badem
de yağ yerine geçtiğinden avuç avuç yeme-
mekte fayda var. Diyet bir matematiktir, bu
nedenle neyin yerine neyi koyacağınızı iyi
bilmeniz gerekiyor.
• Ayrıca diyet demek her şeyin yasak olma-
sı anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenmede
ise katı yasaklar yoktur, onun yerine ölçüler
vardır. Aşırıya kaçmamak, tüm gıdalardan
yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek
vardır.
• Örneğin çikolatasız duramayanlara çiko-
lata veriyoruz ama bunun miktarı ve diyetin-
de ne ile değiştirdiğimiz önemli. 20 gramlık
bir çikolata bizim için 2 porsiyon meyve ve
1 tatlı kaşığı yağa karşılık gelir.
• Dışarıda yemek yerken ızgara et
yiyecekseniz yanında gelen pilavı, makar-
nayı, patatesi reddedip onun yerine tam
tahıllı ekmek tercih etmek öğününüzün yağ
miktarını dengelemeye yardımcı olacaktır.
Soslu salatalardan uzak durarak fazla kalori
almanın önüne geçebilirsiniz. Izgara et
veya tavuklu salatanın yanında bir su
bardağı ayran içebilirsiniz.
• Izgara ete güvenemezseniz
peynir ekmek yiyebilirsiniz.
• Özellikle akşamları kırmızı
et yemek yerine, levrek ve
çupra gibi yağ oranı düşük
balıkları tercih edebilir-
siniz.
• Günler kısaldıkça
güneş ışığıyla daha
az maruz kalıyoruz,
bu da metabo-
lizma hızımızı
yavaşlatıyor. Bu
nedenle güneş
battıktan sonra
ağır yemek
yememek gere-
kiyor. Akşamları
daha çok meyve
ve sebze yemek
sindirimi de
kolaylaştırır.
AydaKilolar Geri Geliyor!
Günümüzde insanlar fazla kilolarından kurtulmak amacıyla birçok yol deniyor. Bu yolların başında da moda diyetler geliyor. Moda diyetlere kanmayın, kiloları kısa zamanda geri almayın!
| Etilife | Aralık 201210
| 11
| Etilife | Aralık 201212
| 13
| Etilife | Aralık 201214
46 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Sağlık
Limon tırnakları sağlıklı tutar
Tırnakları limon suyu içinde 10 dk kadar
tutarak tırnakları daha güçlü ve parlak yap-
mak mümkündür. Bu işlemi yaptıktan sonra
tırnakları durulamadan önce yarım bardak
ılık su ve yarım bardak sirke ile karıştırarak
fırça ile fırçalanır. Limon ayrıca koyulaşmış
tırnakları da beyazlatabilir.
Limon cildi geliştirir
Limon az miktarda şekerin içine daldırılır ve
bununla yüz birkaç dakika ovulur. Bu işlem
ciltteki ölü hücreleri kaldırır ve gün boyu cil-
di canlı tutar. Cilt temizlenmiş ve rahatlamış
olur. Yağlı bir cildi olanlar iki yemek kaşığı
limon suyunu ve bir yemek kaşığı damıtılmış
suyu karıştırarak uygulayabilirler. Kuru cildi
olanlar ise eşit miktarda limon suyu, bal,
zeytin, bitkisel yağı kuru bölgeye uygulaya-
bilirler. Limon doğal olarak cildi yumuşatır
ve açar.
Limon saç sağlığına iyi gelir
Saç şampuanlandıktan sonra 3 yemek
kaşığı limon suyu, 1,5 kap bal ve 3 çeyrek
kap zeytin yağı karıştırılır. Şampuanlanmış
saç kuruduktan sonra bu karşım uygulanır.
Bu karışım 30 dk. kadar saçta durmalıdır.
Sonra durulanmalıdır. Bu uygulama saçı
daha sağlıklı yapar.
Limon ayrıca saçlardaki kepeğe de iyi gelir.
Bunun için birkaç kaşık limon suyu zeytinya-
ğı ile karıştırılarak saçlara uygulanır. 15 dk
kadar saçta bekler ve sonra şampuanlana-
rak durulanır.
Limon ağzı ferahlatır
Suyla karıştırılan limon nefesi ferahlatır.
Limon ağız içindeki bakterileri yok eder.
Ayrıca dişleri beyazlatır. Limon suyu, ılık
su ve bal karışımı yapılarak içilmesi boğaz
yaralarını da iyileştirebilir.
Güzellik İpuçları
Limonla
Limon sadece bir besin değildir. Limon ayrıca günlük güzellik rejiminin bir parçası olabilir. Limonlar doğal meyve asidi içerirler. Bu yönüyle antioksidan özelliği vardır. Limonların temizleme, arındırma ve canlandırma özellikleri bulunur. Bu özellikleriyle iyi bir güzellik yardımı sağlarlar.
| 15
Ataşehir : Barbaros Mahallesi Dereboyu Caddesi B 4 No: 1 Ataşehir İstanbul Tel: 0216 324 70 70Beykoz : İncirköy Mah. Soğuksu Cad. No: 83/A Beykoz Kavacık İstanbul Tel: 0216 680 30 21Etiler : Etiler Mah. Nispetiye Cad. No: 114/A Beşiktaş İstanbul Tel: 0212 263 66 56Kemerburgaz : İstanbul Cad. Neo Vista Sitesi No: 16/B Göktürk Köyü Eyüp İstanbul Tel: 0212 322 31 00Kozyatağı : 19 Mayıs Mah. İnönü Cad. No: 89 Kozyatağı İstanbul Tel: 0216 358 00 58Tarabya : Ferahevler Mah. Tarabya Bayırı Cad. No: 53/A Sarıyer İstanbul Tel: 0212 299 00 88Ulus : Adnan Saygun Cad. M. Salih Rüştü Sk. No: 1 Ulus İstanbul Tel: 0212 324 24 13 Yeniköy : Köybaşı Cadde No: 128/A Yeniköy Sarıyer İstanbul Tel: 0212 223 37 41
[email protected] I www.gourmetgarage.com.tr
ŞarküteriUnlu Mamüller
Et ÜrünleriMeyve&Sebze
KavRestaurant&Cafe
SANA
L ALIŞVERİŞ
www.gourmetgarage.com.tr
ÇOK YAKINDA HİZMETİNİZDE
• Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Henkell Torcken 75 Cl • G Şayeste Öküzgözü • Biscoti Gevrek 300 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Nescafe Gold 100 Gr. • Peçete • Mum • Gourmet Garage Bitter Madlen Çikolata 500 GR. • Gourmet Garage Erken Hasat Zeytinyağı 500 Ml. • J&B 70 Cl. • Redbull 250 Ml. (2 Adet) • Emmantel Fransız 250 Gr. • Permacene Reggiano 250 Gr. • Kokteyl Lüks 250 GR
• Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Peçete • Mum • Biscoti Gevrek 300 Gr. • Gourmet Garage Erken Hasat Zeytinyağı 250 Ml. • Nescafe Gold 50 Gr. • Kokteyl Lüks 250 Gr. • Redbull 250 Ml. (2 Adet) • Permacene Reggiano 250 Gr. • Ananas • Bitter Madlen Çikolata 500 Gr. • Absolut Vodka Blue Yazgan Mahra Cab. Sau.
• Gourmet Garage Naturel Sızma Zeytinyağı 250 Ml. • Gourmet Garage Grissini 250 Gr. • Kokteyl Lüks 250 Gr. • Gourmet Garage Cips 100 Gr. • Emmantel Fransız 250 Gr. • Popz Mikrodalga Mısır Tuzlu • Pfanner Karışık Multi Vitamin • Lykya Kızılbel Cab.Sau. Boğazkere • Mehmet Efendi Kahve 100 Gr. • Peçete • Mum • Gourmet Garage Bitter Madlen Çikolata 500 GR.
Yılbaşı Çantası Noel Pastaları
• Vedat Milor Şarap • Kokteyl Lüks 250 Gr
• Emmantel Fransız 250 Gr • Gourmet
Garage Bitter Çikolata • Madlen Çikolata
500 Gr
Gourmet Garage’da şarküteriden, patisserieye, kavdan, restorant & cafeye, sebze meyve, et ve et ürünleri ve daha fazlası, Gourmet Garage lezzet duraklarında sizleri bekliyor.
EN İYİLER 22 ARALIK’TA ÇEKMEKÖY’DE!
YILBAŞINA ÖZEL HİNDİ
Felicita Valentina150.00
Karmen250.00
225Adet
350.00
Pişmiş iç pilavı, özel sosu ve tepsisi ile birlikte...59.50
Yılbaşı Sepeti Alternatifleri
Mağazalarımızda...
46 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Sağlık
Limon tırnakları sağlıklı tutar
Tırnakları limon suyu içinde 10 dk kadar
tutarak tırnakları daha güçlü ve parlak yap-
mak mümkündür. Bu işlemi yaptıktan sonra
tırnakları durulamadan önce yarım bardak
ılık su ve yarım bardak sirke ile karıştırarak
fırça ile fırçalanır. Limon ayrıca koyulaşmış
tırnakları da beyazlatabilir.
Limon cildi geliştirir
Limon az miktarda şekerin içine daldırılır ve
bununla yüz birkaç dakika ovulur. Bu işlem
ciltteki ölü hücreleri kaldırır ve gün boyu cil-
di canlı tutar. Cilt temizlenmiş ve rahatlamış
olur. Yağlı bir cildi olanlar iki yemek kaşığı
limon suyunu ve bir yemek kaşığı damıtılmış
suyu karıştırarak uygulayabilirler. Kuru cildi
olanlar ise eşit miktarda limon suyu, bal,
zeytin, bitkisel yağı kuru bölgeye uygulaya-
bilirler. Limon doğal olarak cildi yumuşatır
ve açar.
Limon saç sağlığına iyi gelir
Saç şampuanlandıktan sonra 3 yemek
kaşığı limon suyu, 1,5 kap bal ve 3 çeyrek
kap zeytin yağı karıştırılır. Şampuanlanmış
saç kuruduktan sonra bu karşım uygulanır.
Bu karışım 30 dk. kadar saçta durmalıdır.
Sonra durulanmalıdır. Bu uygulama saçı
daha sağlıklı yapar.
Limon ayrıca saçlardaki kepeğe de iyi gelir.
Bunun için birkaç kaşık limon suyu zeytinya-
ğı ile karıştırılarak saçlara uygulanır. 15 dk
kadar saçta bekler ve sonra şampuanlana-
rak durulanır.
Limon ağzı ferahlatır
Suyla karıştırılan limon nefesi ferahlatır.
Limon ağız içindeki bakterileri yok eder.
Ayrıca dişleri beyazlatır. Limon suyu, ılık
su ve bal karışımı yapılarak içilmesi boğaz
yaralarını da iyileştirebilir.
Güzellik İpuçları
Limonla
Limon sadece bir besin değildir. Limon ayrıca günlük güzellik rejiminin bir parçası olabilir. Limonlar doğal meyve asidi içerirler. Bu yönüyle antioksidan özelliği vardır. Limonların temizleme, arındırma ve canlandırma özellikleri bulunur. Bu özellikleriyle iyi bir güzellik yardımı sağlarlar.
| Etilife | Aralık 201216
Bu kampanya, 10 Aralık 2012 – 28 Şubat 2013 tarihleri arasında Sonax şubelerinde geçerli olacaktır. Kampanya dahilinde Vodafone abonelerine Sonax şubelerinde Detaylı İç Temizlik ve Sterilizasyon hizmeti güncel liste fiyatı 360 TL yerine 269 TL’ye uygulanacaktır. Long araçlarda (SUV, E Sınıfı ve Üstü, Van) fiyat %25 artırılarak uygulanır. Fiyatlara KDV dahildir. Yetkili Sonax bayileri için: sonax.com.tr . Vodafone aboneleri, SONAX yazıp 6666'ya SMS göndererek kampanyadan yararlanabilecekleri şifreyi alabilirler. Gönderilen SMS'ler tüm vergiler dahil (%18 KDV ve %25 ÖİV) 0,40 TL ile ücretlendirilir. Bu kampanyaya SMS gönderim yolu ile katılan müşterilerimiz, abonelik süreleri boyunca, abonelik ve kullanım verilerinin işlenebilmesi için Vodafone'a onay vermiş sayılacaklardır. Vodafone bu onay doğrultusunda abonelerine kullanım alışkanlıklarına uygun ürün ve kampanyaları sunmaya devam edecektir. Tüm şifreler tek kullanımlıktır. Kullanılmayan şifreler, 01 Mart 2013 itibariyle geçerliliğini yitirir. Kampanyadan sadece aktif Vodafone aboneleri yararlanabilir. Aktif abonelik kısıtlı, dondurulmuş, iptal veya numara taşıma ile başka operatöre taşınmış statüler dışındaki aboneliklerdir. Kampanya kapsamında değişiklik yapma hakkı Sonax ve Vodafone'da saklıdır. Bu kampanya başka bir kampanya ile birleştirilemez. Hizmetin içeriği ve uygulanmasıyla ilgili Vodafone Telekomünikasyon A.Ş. hiçbir sorumluluk kabul etmez. Detaylar için: kirmiziavantaj.com
Vodafone’lularaSonax’ta
araç iç temizliği% 25 indirimli!
Detaylıiç temizlik
360 TL yerinesadece 269 TL.
Üstelik antifrizli cam suyu hediye!
SONAX 6666
44 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Sağlık
Ünlü dermatologlar, ışık saçan bir cilde ulaş-
manız için cilt bakımı rutininizde yapacağınız
beş tür değişikliği bizimle paylaştılar.
Cildinizi Sık Sık Nemlendirin
Sivilcelerle savaşırken nemlendiriciyi unutma-
yın; ne de olsa nemlendirici, cildimizin bakte-
rileri dışarıda, nemi ise içeride tutma yetisini
güçlendiriyor. Su neden önemli? Kurumuş, pul
pul olmuş cilt, tahriş olduğundan böyledir ve
bağışıklık sistemine imdat çağrıları göndere-
rek sivilcenin içindeki iltihabı iyileştirmekten
hücreleri alıkoyar. Leke gidericiler ise işleri
daha da kötüleştirerek cildi temizlerken onu
kurutur; cilt kuruluğu ise gözenekleri tıkayan
ölü hücrelere yenilerini ekler.
Cilde zarar vermeden nemlendirmek için, yağ-
sız, hafif, su-bazlı bir nemlendirici kullanmalı-
sınız. Ekstra bir canlılık içinse, salisik asit gibi,
siyah noktalarla savaşan bir içerikle zenginleş-
tirilmiş bir nemlendiriciyi tercih edin.
Vitamini İhmal Etmeyin
Alfabenin ilk harflerini, yani A, B, C ve E
vitaminlerini cilt bakım ürünlerinin etiketlerin-
de arka arkaya görürüz. Antioksidan özelliği
olan bu vitaminler, cildimizde doğal olarak
bulunurlar ancak kolajenin UV ışınları ile çevre
kirliliğinin yol açtığı serbest radikaller tarafın-
dan yok edilmesini engellemek için takviye
edilmesi gerekir. Bu vitaminlerin her biri belli
bir konuda mükemmeldir: A vitamini kolajen
oluşturur ve kolajeni yok eden enzimlerle
savaşır; B vitamini (B12, B3 ile niasinamid ve
folik asit de buna dahildir) iltihabı, nem kaybını
ve cilt lekelerini azaltır, C vitamini UV ışınlarının
verdiği zarara karşı cildi korur, cilt dokusunu
pürüzsüzleştirir ve E vitamini ise kızarıklığa
karşı savaşan bir yumuşatıcıdır.
Cilt kusurlarınızı örtmek için, kullandığınız ürünleri çok işlevli hale getirebilirsiniz. Bunun için, vitamin ve nemlendirici içerikli bir serum kullanmalısınız.
Bitkisel İçerikli Ürünleri Tercih Edin
Hassas bir cilde sahip olanlar (lekelenmeye,
kızarıklığa ve tahrişe yatkın bir cildi olanlar) bit-
kisel madde içeren temizleyicileri ve kremleri
tercih ederlerse sivilceler patlak verdiğinde
bir daha o yağlı hidrokortizon kremlerine baş-
vurmaları gerekmez. Kızarıklık karşıtı, iltihap
karşıtı ve tahriş giderici özellikleri nedeniyle
doktorlardan tam not alan altı bitkisel içerik
ise yulaf ezmesi, krizantem, meyankökü, aloe
vera, papatya ve zerdeçal. Bu maddeler, hem
hassas ciltler ve gül hastalığı gibi kronik cilt
hastalığı olanlar için uygun hem de düzenli
kullanımda muhtemel cilt sorunlarını önlüyor.
Seramide Evet Deyin
Cildimizin üst katmanının doğal bir bileşeni
olan seramidler, nemi cildin içinde tutacak bir
duvar oluşturan tuğlaların (hücrelerin) harcı
gibidir. Bu duvar iyi korunduğunda sonuç,
ışıl ışıl parlayan, nemli bir cilttir. Kış aylarında
ve yaşımız ilerledikçe seramid düzeyleri de
azalmaya başlar, bu da cildin kuru, iltihaplı
olmasına yol açar. Ancak iyi bir haberimiz
var; yok olan seramidleri sentetik ya da doğal
yollardan yenileyebiliyoruz ve her iki biçim de
nemlendiricilerde mevcut. Harcadığınız paraya
değsin istiyorsanız, ürün içeriğinin yazdığı
bölümde seramidin ilk sıralarda olmasına
dikkat edin.
Cilt Bakım
Cildinizi temizlemeniz, beslemeniz ve korumanız şart ancak ne yazık ki cilt bakımıyla ilgili bazı gerçekler hâlâ çok az sayıda kişi tarafından biliniyor.
Sanatı
| 17
Bu kampanya, 10 Aralık 2012 – 28 Şubat 2013 tarihleri arasında Sonax şubelerinde geçerli olacaktır. Kampanya dahilinde Vodafone abonelerine Sonax şubelerinde Detaylı İç Temizlik ve Sterilizasyon hizmeti güncel liste fiyatı 360 TL yerine 269 TL’ye uygulanacaktır. Long araçlarda (SUV, E Sınıfı ve Üstü, Van) fiyat %25 artırılarak uygulanır. Fiyatlara KDV dahildir. Yetkili Sonax bayileri için: sonax.com.tr . Vodafone aboneleri, SONAX yazıp 6666'ya SMS göndererek kampanyadan yararlanabilecekleri şifreyi alabilirler. Gönderilen SMS'ler tüm vergiler dahil (%18 KDV ve %25 ÖİV) 0,40 TL ile ücretlendirilir. Bu kampanyaya SMS gönderim yolu ile katılan müşterilerimiz, abonelik süreleri boyunca, abonelik ve kullanım verilerinin işlenebilmesi için Vodafone'a onay vermiş sayılacaklardır. Vodafone bu onay doğrultusunda abonelerine kullanım alışkanlıklarına uygun ürün ve kampanyaları sunmaya devam edecektir. Tüm şifreler tek kullanımlıktır. Kullanılmayan şifreler, 01 Mart 2013 itibariyle geçerliliğini yitirir. Kampanyadan sadece aktif Vodafone aboneleri yararlanabilir. Aktif abonelik kısıtlı, dondurulmuş, iptal veya numara taşıma ile başka operatöre taşınmış statüler dışındaki aboneliklerdir. Kampanya kapsamında değişiklik yapma hakkı Sonax ve Vodafone'da saklıdır. Bu kampanya başka bir kampanya ile birleştirilemez. Hizmetin içeriği ve uygulanmasıyla ilgili Vodafone Telekomünikasyon A.Ş. hiçbir sorumluluk kabul etmez. Detaylar için: kirmiziavantaj.com
Vodafone’lularaSonax’ta
araç iç temizliği% 25 indirimli!
Detaylıiç temizlik
360 TL yerinesadece 269 TL.
Üstelik antifrizli cam suyu hediye!
SONAX 6666
Bu kampanya, 10 Aralık 2012 – 28 Şubat 2013 tarihleri arasında Sonax şubelerinde geçerli olacaktır. Kampanya dahilinde Vodafone abonelerine Sonax şubelerinde Detaylı İç Temizlik ve Sterilizasyon hizmeti güncel liste fiyatı 360 TL yerine 269 TL’ye uygulanacaktır. Long araçlarda (SUV, E Sınıfı ve Üstü, Van) fiyat %25 artırılarak uygulanır. Fiyatlara KDV dahildir. Yetkili Sonax bayileri için: sonax.com.tr . Vodafone aboneleri, SONAX yazıp 6666'ya SMS göndererek kampanyadan yararlanabilecekleri şifreyi alabilirler. Gönderilen SMS'ler tüm vergiler dahil (%18 KDV ve %25 ÖİV) 0,40 TL ile ücretlendirilir. Bu kampanyaya SMS gönderim yolu ile katılan müşterilerimiz, abonelik süreleri boyunca, abonelik ve kullanım verilerinin işlenebilmesi için Vodafone'a onay vermiş sayılacaklardır. Vodafone bu onay doğrultusunda abonelerine kullanım alışkanlıklarına uygun ürün ve kampanyaları sunmaya devam edecektir. Tüm şifreler tek kullanımlıktır. Kullanılmayan şifreler, 01 Mart 2013 itibariyle geçerliliğini yitirir. Kampanyadan sadece aktif Vodafone aboneleri yararlanabilir. Aktif abonelik kısıtlı, dondurulmuş, iptal veya numara taşıma ile başka operatöre taşınmış statüler dışındaki aboneliklerdir. Kampanya kapsamında değişiklik yapma hakkı Sonax ve Vodafone'da saklıdır. Bu kampanya başka bir kampanya ile birleştirilemez. Hizmetin içeriği ve uygulanmasıyla ilgili Vodafone Telekomünikasyon A.Ş. hiçbir sorumluluk kabul etmez. Detaylar için: kirmiziavantaj.com
Vodafone’lularaSonax’ta
araç iç temizliği% 25 indirimli!
Detaylıiç temizlik
360 TL yerinesadece 269 TL.
Üstelik antifrizli cam suyu hediye!
SONAX 6666
| Etilife | Aralık 201218
| 19
| Etilife | Aralık 201220
| 21
| Etilife | Aralık 201222
| 23
| Etilife | Aralık 201224
| 25
| Etilife | Aralık 201226
| 27
| Etilife | Aralık 201228
| 29
| Etilife | Aralık 201230
| 31
| Etilife | Aralık 201232
Yaşam
Türkiye İsta-
tistik Kurumu
(TÜİK), 2011 yılı-na ilişkin doğum is-tatistikleri-ni açıkladı.
Buna göre, 2010 yılında 1
milyon 253 bin 309 olan canlı doğum sayısı,
2011 yılında 1 milyon 237 bin 172 ola-
rak gerçek-leşti.
Geçen yıl doğan bebekle-rin yüzde
51’i
erkek, yüzde 49’u kız oldu. Kaba doğum hızı binde 16,7 olarak belirlendi.
Söz konusu rakam 2010 yılında binde 17,2 idi. Diğer bir ifadeyle 2010 yılında bin nüfus başına 17,2 doğum düşerken, 2011 yılında bin nüfus başına 16,7 doğum düştü.
Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıf-laması 1. Düzey’e göre kaba doğum hızının en yüksek olduğu bölge binde 27,1 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise binde 11,5 ile Batı Marmara Bölgesi oldu.
2011’de genel doğurganlık hızı (15-44 yaş grubunda kadın başına düşen
doğum sayısı) ise binde 70,8 oldu. Genel doğurganlık hızı 2010 yılında
binde 72,4 olarak hesaplanmıştı.
Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıfla-ması 1. Düzey’e göre, genel doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölge binde 118,4 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük oldu-ğu bölge ise binde 52,8 ile Batı Marmara Bölgesi oldu.
ORTALAMA ÇOCUK SAYISI 2Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğur-gan olduğu dönem, yani 15-49 yaş dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı) 2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02 çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2 olarak hesaplandı.
Geçen yıl toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölgenin 3,42 çocuk ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölgenin ise 1,55 çocuk ile Batı Marmara Bölgesi olduğu tespit edildi.
Geçen yılın verilerine göre en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Yaşa göre özel doğurganlık hızının İstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marma-ra, Batı Anadolu, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 25-29 yaş grubunda, Akdeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde 20-29 yaş grubunda, Kuzeydoğu, Orta Doğu ve Güney-doğu Anadolu bölgelerinde ise 20-34 yaş grubunda yüksek görüldüğü belirlendi.
A.A
Türkiye’nin çarpıcı doğum istatistikleriTürkiye’de geçen yıl, 1 milyon 237 bin 172 doğum gerçekleşti, kaba doğum hızı ise binde 16,7’ye geriledi.
Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurgan oldu-ğu dönem, yani 15-49 yaş
dönemi boyunca doğurabile-ceği ortalama çocuk sayısı)
2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02
çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabile-ceği ortalama çocuk sayısı 2
olarak hesaplandı.
| 33
Klima“Hayat Yeniden Tasarland”
Duvar Tipi Gizli Tavan Tipi
Kaset Tipi Multi Split
Salon Tipi VRF
3D Hava Emiş Teknolojisi
Türkiye Genel Distribütörü: AFB Bina Konfor, Verim ve Güvenlik Sis. Tek. Ser. Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. www.allforbuildings.com
Adnan Saygun Cad. Aydın Sk. No. 6A Ulus, İstanbul
(0212) 265 60 11 - 257 11 00www.ulusklima.com - facebook.com/klimaulus
360º Full DC Inverter Teknolojisi
Standby konumunda %80 daha az enerji tüketimi.
Hisense
0.8WMore
Combo Filtre: 4 in 1 Filter Teknolojisi¡ Catechin Filtre
¡ Hepa Filtre
¡ Gümüş İyon Filtre
¡ Aroma Filtre
¡ Vitamin C Filtre
(COP:4.3)
bydi
rect
or.c
om
AAAdAdAddAA nnnn
((((00022wwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwww
Yaşam
Türkiye İsta-
tistik Kurumu
(TÜİK), 2011 yılı-na ilişkin doğum is-tatistikleri-ni açıkladı.
Buna göre, 2010 yılında 1
milyon 253 bin 309 olan canlı doğum sayısı,
2011 yılında 1 milyon 237 bin 172 ola-
rak gerçek-leşti.
Geçen yıl doğan bebekle-rin yüzde
51’i
erkek, yüzde 49’u kız oldu. Kaba doğum hızı binde 16,7 olarak belirlendi.
Söz konusu rakam 2010 yılında binde 17,2 idi. Diğer bir ifadeyle 2010 yılında bin nüfus başına 17,2 doğum düşerken, 2011 yılında bin nüfus başına 16,7 doğum düştü.
Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıf-laması 1. Düzey’e göre kaba doğum hızının en yüksek olduğu bölge binde 27,1 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise binde 11,5 ile Batı Marmara Bölgesi oldu.
2011’de genel doğurganlık hızı (15-44 yaş grubunda kadın başına düşen
doğum sayısı) ise binde 70,8 oldu. Genel doğurganlık hızı 2010 yılında
binde 72,4 olarak hesaplanmıştı.
Geçen yıl İstatistiki Bölge Birimleri Sınıfla-ması 1. Düzey’e göre, genel doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölge binde 118,4 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük oldu-ğu bölge ise binde 52,8 ile Batı Marmara Bölgesi oldu.
ORTALAMA ÇOCUK SAYISI 2Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğur-gan olduğu dönem, yani 15-49 yaş dönemi boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı) 2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02 çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2 olarak hesaplandı.
Geçen yıl toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu bölgenin 3,42 çocuk ile Güneydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölgenin ise 1,55 çocuk ile Batı Marmara Bölgesi olduğu tespit edildi.
Geçen yılın verilerine göre en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı 25-29 yaş grubunda görüldü. Yaşa göre özel doğurganlık hızının İstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marma-ra, Batı Anadolu, Batı ve Doğu Karadeniz bölgelerinde 25-29 yaş grubunda, Akdeniz ve Orta Anadolu bölgelerinde 20-29 yaş grubunda, Kuzeydoğu, Orta Doğu ve Güney-doğu Anadolu bölgelerinde ise 20-34 yaş grubunda yüksek görüldüğü belirlendi.
A.A
Türkiye’nin çarpıcı doğum istatistikleriTürkiye’de geçen yıl, 1 milyon 237 bin 172 doğum gerçekleşti, kaba doğum hızı ise binde 16,7’ye geriledi.
Toplam doğurganlık hızı (bir kadının doğurgan oldu-ğu dönem, yani 15-49 yaş
dönemi boyunca doğurabile-ceği ortalama çocuk sayısı)
2010 yılında 2,05 çocuk iken, bu rakam 2011 yılında 2,02
çocuk oldu. Başka bir deyişle, bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabile-ceği ortalama çocuk sayısı 2
olarak hesaplandı.
| Etilife | Aralık 201234
| 35
| Etilife | Aralık 201236
| 37
‘Toronto
Üniversitesi’nde yapılan
araştırmayı yürüten
Gillian Einstein’a göre;
kadınların o günlerde
mutsuz, memnuniyetsiz
hatta dengesiz oldukları
yönünde o kadar büyük
bir önyargı var ki her şey
bu fikrin üzerine kurulu.
Hatta bu dönemlerde
kadınların cinayete daha
eğilimli olduğu bile öne
sürülmüştür. Kanada’da-
ki Toronto Üniversitesi’nde bir araştırma ekibi, daha
önce yapılan 41 PMS çalışmasını analiz etti ve bu
sendromun varlığına dair kesin deliller saptayamadı.
Gender Medicine’de yayımlanan makalede, incele-
nen 41 çalışmadan sadece 13’ünün PMS’e işaret etti-
ği belirtildi. Daha önce gerçekleştirilen araştırmaların,
deneklerin deney konusu hakkında tamamen bilgisiz
olmaması nedeniyle de çok güvenilir olmayabileceği
öne sürüldü.
Einstein’a göre kadınların hayatında gerginlik yara-
tacak stres, sosyal destek eksikliği, ekonomik zorluk
gibi birçok sorun var. AP
Son yapılan bir araştırmaya göre kadınların korkulu rüyası adet öncesi sendrom aslında bir ‘önyargı.
Yoksa koca bir
yalan mı
| Etilife | Aralık 201238
32 Yelpaze Bahçeşehir y 23 Kasım 2012
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı son ra-
kamlara göre, dünya üzerinde yaklaşık 121
milyon insan depresyonla mücadele ediyor.
Mevsim değişimlerinde ve kış aylarının
yaklaşmasıyla artış gözlemlenen bu hastalık
çağımızın en büyük problemlerinden biri.
Hayat boyu depresyona girme riskini daha
fazla taşıyan grup ise kadınlar. Öyle ki bir
kadının, hayatının herhangi bir döneminde
depresyona girme olasılığı yüzde 10 ila 20
arasında değişirken bu rakam erkeklerde
düşüyor. Ekonomik ve sosyal etkilerin
tetikleyici olduğu depresyon hastalığının
Türkiye’deki istatistiklerine bakıldığında,
rakamların dünya ortalamasına paralel
olduğu görülüyor. Özellikle
15 - 44 yaş aralığında
gözlemlenen bu
hastalığın belirtileri
ve tedavi yöntemleri
nedir? Neden dep-
resyondayız? Giderek
daha fazla mı depresyona
giriyoruz?
Depresyonun, birçok faktörün bir araya
gelmesiyle oluşan karmaşık bir psikiyatrik
tablo olduğunun altını çizen DBE Dav-
ranış Bilimleri Enstitüsü Yetişkin ve Aile
Bölümü’nden Uzman Psikolog Tuba Akyüz,
bu konuda yaklaşık 50 yıldır yapılan araştır-
maların sonucunda, hastalığı tek nedene ya
da formülasyona dayandırmanın mümkün
olmadığını söylüyor. Akyüz, “Birkaç farklı
yaklaşım olsa da hâkim görüş, depresyonun
biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin bir
araya gelmesiyle oluşan bir durum olduğu
şeklindedir. Depresyonda genetik yatkınlık
önemli bir faktördür. Araştırmalar gösteriyor
ki, yakın aile fertlerinden birinde görülen
depresyon, diğerleri için de depresyon
riskini artırıyor. Bu durum özellikle iki uçlu
depresyonda ve mevsimsel depresyonda
daha da sık görülen bir durum. Ancak aile
Çağımızın en kritik hastalıklarından biri olan depresyonu hangi faktörler tetikliyor? Depresyonla mücadele etmek için neler yapmalıyız?
Çağımızın Vebası: Çağımızın Vebası:
Depresyonhikâyesinde depresyonun olmadığı örneklerde
de depresyonu görmek mümkün” diyor.
Biyokimyasal Değişimler Tetikliyor…
Biyolojik açıdan bakıldığında ise beyindeki
biyokimyasal değişimlerin depresyonda
etkili olduğunu anlatan Akyüz, psikososyal
faktörlere de dikkat çekiyor. Akyüz, “Özellikle
norepinefrin ve serotonin olarak adlandırılan
nörotransmitterlerin üretim, salınım, geri alım
vb. metabolizmalarında anormallik gözlenir.
İlaçlar bu sistemleri düzenlemede yardımcıdır.
Psikososyal faktörler depresyon oluşumunda
farklı düzeylerde önemli etki oluşturmaktadır.
Özgüveni düşük, içe kapanık, kendilerine ve
çevresindekilere kötümser bakma eğilimi olan,
insan ilişkilerinde daha zayıf ve stres toleransı
daha sınırlı olan kişilerde depresyona yatkınlık
görülür. Erken dönem ebeveyn kaybı, taciz,
yalnızlık, sosyal desteğin sınırlı olması, kronik
hastalıklar, iş kaybı, maddi kayıp, boşanma
gibi travmalar da kişinin depresyona girme
riskini artırır” diyor.
Hastaların Yüzde 15’i Hayatını Kaybediyor…
Endüstrileşme ve kentleşmeyle birlikte, bireyin
üzerindeki ekonomik yükün ve çoğu zaman
kronik bir hal alan stresin artması, sosyal
çevrenin ve desteğin yetersiz hale gelmesi de
depresyona karşı kişileri savunmasız bırakıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamları, dünya
üzerinde depresyonla mücadele eden yaklaşık
121 milyon insanın yüzde 20 ile 40’ının intihar
girişiminde bulunduklarını, bu hastaların yüzde
10 ile 15’inin de hayatını kaybettiğini gösteri-
yor. Yani depresyon, intiharın başlıca nedenle-
rinden biri.
Tedaviden Çekinmeyin!
Nüfusa oranla ruh sağlığı uzman sayısının az
olması, bireylerin yardım almaktan çekinme-
leri, ekonomik ve sosyal güçlüklerden dolayı
depresyon hastalarının sadece 4’te 1’inin
tedaviye başvurduklarına dikkat çeken Akyüz:
“Depresyonda ilaç ve psikoterapi, uygulanan
yöntemlerdir. Psikoterapi, etkisini ilaç kadar
çabuk göstermemekle birlikte uzun dönemde
en az ilaç tedavisi kadar etkilidir. Terapi gören
kişilerde rahatsızlığın yeniden baş göstermesi
oranı daha düşüktür ve bu kişiler, iyileşme
sürecinde kendilerini çok daha iyi hissederler.
Psikoterapi, depresyonun etkilediği kişiye ve
ailesine depresyonla baş etmede yardımcı
olur. En etkili psikoterapi yöntemleri bilişsel
terapi (çarpık düşünceyi tanımlamayı ve
düzeltmeyi öğretir), davranış terapisi (daha
etkili davranış biçimlerini öğretir) ve kişilerarası
terapidir (ilişki becerileri öğretir).
Bu Belirtilere Dikkat!Dünya Sağlık Örgütü’nün istatistiklerine göre, depresyon 15-44 yaş arasındaki nüfusta
daha fazla görülüyor. Sevilen birinin kaybı, yalnızlık, iş kaybı ya da işsizlik, kronik fiziksel
hastalıklar, iş hayatında ve ilişkilerde yaşanan ve çözülmeyen problemler, iş yerinde yaşa-
nan mobbing, alkol ve madde kullanımı, evlilik problemleri, şiddet ve istismar, emeklilik,
yaşlılık, göçler, yaşanan terör olayları gibi birçok faktör tetikleyici olabiliyor.
Çocuk ve ergenlerin depresyonu yetişkinlerden farklı yaşayabildiğine dikkat çeken Akyüz,
“Depresyon yaşayan çocuğun durgun ve mutsuz bir yüz ifadesi olur. Duygularını sözel
olarak ifade etmede zorlandığı için davranışlarında farklılıklar gözlenebilir. Çabuk öfkelenir,
huzursuzdur, ani tepkiler verir. Uyku ve iştah sorunları yaşar. Bununla birlikte karın ağrıları
gibi fizyolojik belirtiler de görülebilir. Ergenlerde ise depresyon; sosyal izolasyon, agresif
davranış, umursamazlık, uyku bozuklukları ve kilo kaybı, kol ve bacak ağrıları, baş ağrısı
gibi fiziksel şikayetler, özgüven problemleri, aileyle çatışma, akademik başarıda düşme
şeklinde kendini gösterir” dedi.
Sağlık
| 39
İngiltere’de yapılan araştırmalar, kadınların yaşlanma pani-
ğine 29 yaşından itibaren kapıldığını ortaya koydu. İngiltere
merkezli kişisel bakım şirketi Superdrug, 2 bin kadınla
anket yaptı. Buna göre, kadınların daha genç görünme
arzusu fiziksel görünümündeki değişimlere bağlı olarak
29 yaşından sonra güçlenmeye başlıyor. Araştırmaya ka-
tılanların yüzde 33’ü saçlarının beyazlamasını, yüzde 30’u
ise saçlarının incelmesini endişe verici yaşlanma belirtisi
olarak kabul ediyor.
DAHA YAŞLI HİSSEDİYORLAR
Yine kadınların yüzde 33’ü kalçalarındaki gevşemeden
huzursuz olurken yüzde 29’u ne pahasına olursa olsun
kırışıklıklardan kurtulmak istediğini söylüyor. Her 10 kadın-
dan biri kendini olduğundan ortalama altı yaş daha yaşlı
hissettiğini ifade ederken her 10 kadından altısı uyguladığı
bakım ve makyajla kendini yaşıtlarından daha genç his-
sediyor. Yaşlanma belirtileriyle başa çıkmak için kadınlar
günde ortalama 12 dakikalarını makyaj ve kişisel bakıma
ayırıyor. MİLLİYET
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre kadınlar ‘yaşlanma paniğine 29’da giriyor. Kimi kırışıklıkları kimi de saçlarındaki beyazları ‘yaşlanma belirtisi’ olarak kabul ediyor.
Yaşlanma paniği
29’unda başlıyor
| Etilife | Aralık 201240
| 41
| Etilife | Aralık 201242
| 43
| Etilife | Aralık 201244
| 45
| Etilife | Aralık 201246
| 47
| Etilife | Aralık 201248
| 49
| Etilife | Aralık 201250
| 51
| Etilife | Aralık 201252
| 53
| Etilife | Aralık 201254
| 55
| Etilife | Aralık 201256
| 57
| Etilife | Aralık 201258
| 59
| Etilife | Aralık 201260
| 61
| Etilife | Aralık 201262
| 63
| Etilife | Aralık 201264
| 65
| Etilife | Aralık 201266
| 67
| Etilife | Aralık 201268