44
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 119 19 Mayıs 2019 Fiyatı: 1 TL F-35 MÜŞTEREK TAARRUZ UÇAĞI PROJESİNİN SAHİBİ ABD EMPERYALİZMİ ve TÜRKİYE’DEKİ “MÜŞTEREK”LERİNDEN ALP HAVACILIK, ASELSAN, FOKKER ELMO, HAVELSAN, KALE HAVACILIK, MIKES, TUSAŞ, ROKETSAN ve TÜBİTAK-SAGE; KARINA KAR KATSIN DİYE DAHA ÇOK SÖMÜRÜLECEK, DAHA ÇOK KATLEDİLECEĞİZ! HALKLARIMIZI EMPERYALİZME ve OLİGARŞİYE KARŞI BİRLEŞTİRECEK, SAVAŞTIRACAK, KAZANACAĞIZ! F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR! F-35’in 1 Saatlik Uçuş Maliyeti 40 Bin Dolar! Uçak Yapımında ve Yakıt Olarak Kullanılan Bor’un Dünyadaki Toplam Rezervinin %73’ü Türkiye’de. Bor’un 1 Tonunu 200 Dolara Satıp, 400 Bin Dolara Alıyoruz! Aradaki Devasa Fark; Alın Terimiz, Gözyaşımız, Kanımızdır!

F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 119

19 Mayıs 2019Fiyatı: 1 TL

F-35 MÜŞTEREK TAARRUZ UÇAĞI PROJESİNİN SAHİBİ

ABD EMPERYALİZMİ ve TÜRKİYE’DEKİ “MÜŞTEREK”LERİNDEN

ALP HAVACILIK, ASELSAN, FOKKER ELMO, HAVELSAN, KALE HAVACILIK,

MIKES, TUSAŞ, ROKETSAN ve TÜBİTAK-SAGE; KARINA KAR KATSIN DİYE

DAHA ÇOK SÖMÜRÜLECEK, DAHA ÇOK KATLEDİLECEĞİZ!

HALKLARIMIZI EMPERYALİZME ve OLİGARŞİYE KARŞIBİRLEŞTİRECEK, SAVAŞTIRACAK, KAZANACAĞIZ!

F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDAKAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ,

KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

F-35’in 1 Saatlik Uçuş Maliyeti 40 Bin Dolar!Uçak Yapımında ve Yakıt Olarak Kullanılan Bor’unDünyadaki Toplam Rezervinin %73’ü Türkiye’de.

Bor’un 1 Tonunu 200 Dolara Satıp,400 Bin Dolara Alıyoruz!

Aradaki Devasa Fark; Alın Terimiz, Gözyaşımız, Kanımızdır!

Page 2: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

“Bilindiği gibi 9 aydır, işimden atıldığım için direniyorum.Haftanın 5 günü işkenceyle gözaltına alınıyorum.

Direnişime 3 haftalık bir ara vermek zorunda kaldım,eşimin rahatsızlığından dolayı.

Eşim rahatsız ve benim bakımıma, benim ilgimeihtiyacı var. Bu yüzden direniş alanıma çıkmadım.

Bundan sonra haftanın 1 günü direniş alanımda olacağım.Direnmemiz gerekiyor;

zira bizi işimizden eden, bizi hasta eden bu düzen vebu düzene karşı direnmek gerekiyor.

Direnmem gerekiyor; çünkü direnmek kazanmak demek,çünkü direnmek var olan bu düzene karşı olmak demek,

çünkü bütün kötülüklerin,başımıza gelenlerin sebebi bu düzen.

O yüzden direnişimi ve görevlerimi bir arada götüreceğim.”

TÜRKAN ALBAYRAK;EN TEMEL GÖREVİMİZ BU DÜZENE KARŞI DİRENMEKTİR DİYOR.

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 419 31 96

ISSN: 1305-7944

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Page 3: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

i ç i n d e k i l e radaletsizliğe isyan

18 Faşizmin hukuksuzluğunakarşı hukuku, düzeninadaletsizliğine karşı adaletisavunuyoruz! Adaletsizdüzeni adaletimizleyıkacağız! 3. Bölüm

21 Devrimci İşçi Hareketi:Kıdem tazminatı fonuAKP’nin, emperyalistlerinprogramıdır!

23 Savaş ve Savaşçı: Savaşçıruhu kuşanmak zorundayız

24 Adalet İstiyoruz

26 Kamu Emekçileri Cephesi:SES, ihraç üyelerine verdiğimaddi desteği geri almak içintaahhütname imzalatıyor!

28 Direnişler Meclisi: EnginKarataş bir öğretmen,öğrencilerine kavuşmak içindireniyor!

29 YaşadıklarımızdanÖğrendiklerimiz: Ülkemizdelinç; CIA’dan alınmış bir devlet

10 Grup Yorum baskılara karşı

açlık grevine başlıyor!

11 Röportaj: Grup Yorum:

“Peru’da alandaki herkesayağa kalktı ve bizleridakikalarca ayaktaalkışladılar.”

14 1 Mayıs’ta Taksim’e çıkan Halk

Cepheliler anlatıyor

15 Grup Yorum’dan yeni beste:

Kızıl Önlük

16 Basından... Soma Katliamı’nın

5. yıldönümünde yine

4 ABD, F-35’ler aracılığıyla da

Türkiye’ye kayıtsız şartsızbağımlılık dayatıyor!Halklarımızı emperyalizme veişbirlikçi oligarşiye karşıbirleştirecek, savaştıracak,kazanacağız!

ADALET İÇİNYÜRÜYORUZ!

politikasıdır!

31 Almanya Hamburg Hapishanesi

tutsaklarından Erdal Gökoğlu’nunmahkeme savunmalarından...

34 Yozlaşmanın Barikatı

Değerlerimiz: Çaresiz değiliz,çare örgütlü gücümüzdedir. Hiçbirdevrimci çaresiz değildir!

35 Haberler

36 Avrupa’da Yürüyüş

37 Yitirdiklerimiz

39 Öğretmenimiz

- TUTSAK YAKINLARI

ÖZEL BÖLÜMÜ-40 Kezban Ana: “Direnmezsek başka

şekilde alamayız, kazanamayız”41 Adalet kutup yıldızı ise her zaman

ona bakarak yönümüzübulacağız. Adalet halkın ekmeğiise onu halka dağıtacağız!

42 TAYAD’lı Aileler olarak, 19 Mayıs’taKartal’dan başlatacağımız AdaletYürüyüşü’ne tüm halkımızıçağırıyoruz!

İLLE KAVGA İLLE ADALET DEMEK İÇİNGRUP YORUM KONSERİNDE BULUŞALIM!

BİLET İÇİN İLETİŞİM: 0212 238 81 46

İDİL KÜLTÜR MERKEZİ BİR YILDA 9 KEZ BASILDI

Page 4: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Haftalardır ana haber bültenleri ve gazetelerdeF-35’lerle ilgili haberler yayınlanıyor. Biryandan ABD, F-35’leri Türkiye’ye teslim et-

mek için şartlar ileri sürüp tehditler savururken; öteyandan da AKP güya “meydan okuyor”.

“ABD’den satın alacağımız F-35’lere mahkum de-ğiliz, Rusya’dan S-400 alırız” deniyor. Ve bu da sankiemperyalizme karşı ulusal bir karşı koyuşmuş, des-teklenmesi gereken bir tavırmış gibi gösteriliyor.

Konuyu kavramak ve doğru tavır belirlemek içinbazı köşetaşlarını yerli yerine oturtmalıyız. Öncelikleülkemiz, emperyalizmin yeni-sömürgesidir.

İktidardakiler, işbirlikçi tekelci burjuvazinin kuk-lasıdır.

Devlet halkın değil, emperyalizmin işbirlikçisitekellerin devletidir.

Bu gerçek ışığında yaşananlara tekrar bakalım.ABD, Türkiye’ye F-35 uçaklarının teslimini kesinolarak durdurdu. Gerekçe, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alma kararıydı.

Tayyip Erdoğan, Soçi’deki Suriye zirvesi dönüşü14 Şubat’ta yaptığı açıklamada Rusya’nın Soçi ken-tindeki Suriye zirvesinden dönüş yolunda uçakta ga-zetecilere yaptığı açıklamada, “S-400 anlaşmasınıRusya ile yaptık, dolayısıyla geri adım atmamız sözkonusu değil. Bu iş bitti.” deyip şöyle devam etmişti:

“Patriotlar konusuna gelince… Biz Patriot alımınaaçığız. Ancak bu alımın ülkemizin çıkarlarına hizmetetmesi gerekir. Bunun için ortak üretim, kredi veerken teslimat konuları önem arz ediyor. ABD yönetimierken teslimat konusuna olumlu yaklaşıyor olsa daortak üretim ve kredi konularına bir şey diyemiyorlar.Biz Temmuz ayında S-400’ün teslimatı ile ilgili verilmişsöz üzerinden çalışmalarımızı yürütüyoruz.”

“Amerikan ordusuna yakın kaynaklarıyla tanınanMilitary Times sitesine konuşan bir yetkili ise ABD’ninTürkiye’ye ‘S-400 almaktan vazgeçme niyetini bellietmesi için 15 Şubat’a kadar mühlet verdiğini önesürdü. Yetkili, Türkiye’nin bunu reddetmesi halindeWashington’ın Patriot satışını durduracağını söyleyerek,“Türkiye ile açık konuştuk. Eğer S-400’leri satın

alırlarsa Patriotları ala-mayacaklar” dedi.

ABD Başkan Yardım-cısı Mike Pence, “NATOmüttefikleri düşmanları-mızdan silah alırken ses-sizce oturmayacağız” çı-kışı yaptı. Pence MünihGüvenlik Konferası’ndayaptığı konuşmada,“Eğer müttefiklerimiz Do-ğu’da bağımlı hale gelirse, Batı’nın güvenliğini garantiedemeyiz” ifadelerini kullandı.” (Gazete Duvar, 17.02.2019)

Mike Pence, ABD işbirlikçisi bir ülkenin başkayerden silah almasından neden endişeli? SonuçtaTürkiye nereden silah alırsa alsın müttefikleri içintehdit oluşturmuyor. Aslında Rusya, düşmanının müt-tefiki olan Türkiye’ye en modern savunma sisteminisatmaktan endişelenmesi gerekiyor.

Bu durumda ABD’nin tutumu somut kanıttır, onlar“müttefiklerinin” güçlü ve bağımsız olmasını istemiyorlar.Türkiye’nin onlar için sadece Amerikan çıkarları içinkan dökecek bir uydu devlet olduğunu gösterdiler.Böyle bir uyduya silah satmak, yalnızca ABD’ye as-keri-sanayi alanında büyük kazançlar sağlamaklakalmıyor, aynı zamanda silah alıcısının en üst seviyedebağımlılığını da arttırıyor. Buna en somut örneği, Tür-kiye’ye F-35 uçak satışı anlaşmasıdır.

F-35 Müşterek Taarruz Uçağı (JSF)Nedir?Hangi Ülkeler Tarafından Üretiliyor?Ortak bir savaş uçağı üretme projesi ABD’ye ait.

Tam adı F-35A Lightning II olan yeni savaş uçağı,Lockheed Martin çatısı altında kendini gösteren 5.nesil bir savaş jeti olarak biliniyor.

F-35 projesi için ayrıca “dünyanın en büyük sa-vunma sanayii projesi” deniyor. En ayırt edici özelliğiolarak da, radar sistemlerinde fark edilmiyor olmasıgösteriliyor.

ABD, F-35’LER ARACILIĞIYLA DA TÜRKİYE’YEKAYITSIZ ŞARTSIZ BAĞIMLILIK DAYATIYOR!

HALKLARIMIZI EMPERYALİZME ve İŞBİRLİKÇİ OLİGARŞİYE KARŞIBİRLEŞTİRECEK, SAVAŞTIRACAK, KAZANACAĞIZ!

F-35 MÜŞTEREK TAARRUZ UÇAĞI PROJESİNİN SAHİBİABD EMPERYALİZMİ ve TÜRKİYE’DEKİ ORTAKLARINDAN

ALP HAVACILIK, ASELSAN, FOKKER ELMO, HAVELSAN, KALE HAVACILIK,MIKES, TUSAŞ, ROKETSAN ve TUBİTAK-SAGE; KARINA KAR KATSIN DİYE

DAHA ÇOK SÖMÜRÜLECEK, DAHA ÇOK KATLEDİLECEĞİZ!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN44

Page 5: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

F-35’lerin üretici firması ABD’li Lockheed Martin,dünya çapında 118 bin çalışanı olan bir güvenlik vehavacılık şirketi; yani F-35’lerin sahibi ABD emper-yalizmidir demek yanlış olmaz.

ABD dışında, F-35 projesine “müşterek” ülkelerise şunlar:

İngiltere, Kanada, İtalya, Hollanda, Avustralya,Norveç, Danimarka ve Türkiye.

Yani uçağın yapımının finanse edilmesinde enbaştan beri Türkiye yer almasına rağmen, kilit önemdekidiğer teknolojilere erişim izni verilmiyor. Türkiye’ninuçağın yönetiminin yazılımına ulaşımının reddedildiğide açıklandı.

Uçağın yönetimine ulaşamamak, savaş amacıylakullanımının tamamen ABD’nin iradesine bağlıolacağı anlamına geliyor. Bir ülkenin savunmaalanındaki bağımlılığı, doğrudan o ülkenin siyasive ekonomik bağımlılığını da ifade eder. Bu nedenleTürkiye’nin bir “düşman”dan silah satın alması, Was-hington için cezalandırılması gereken tehlikeli bir ita-atsizlik olarak gösterilir.

Teknik açıdan bakıldığında, aslında bolca reklamıyapılan F-35’ler yerine başka ülkelerden de ABD’dendaha iyi uçaklar satın alınabilir. Askeri uzmanlaragöre F-35’ler havada üstünlüğü kazanmak için tasar-lanmamıştır ve birçok uzmana göre 40-50 yıl önceüretilen savaş uçaklarından bile geri durumdadır.

Avrupa savaş uçakları Eurofighter ve Rafale eğitimtatbikatlarında, F-35’den daha güçlü olan “görünmez”Amerikan savaş uçağı F-22 ile başa çıkıyor. Ayrıca,F-35’in temel özelliklerinden daha üstün bir dizi Rus,Çin ve Amerikan savaş uçağı var. Tatbikat sırasındaeski F-16’lar bile yakın çatışmalarda F-35’lerden dahabaşarılı olduğu söylenmiştir.

Nitekim, geçen yıl eylül ayında Güney Karolinaeyaletinde düşen F-35’in imalat hatası olduğu açıklandıve bir süreliğine bu uçaklar durduruldu.

Uçaklarda hala ciddi teknik sorunlar mevcut vebunlar çok sayıda arıza ve kazaya yol açtı. 9 Nisan2019’da yeni bir kaza meydana geldi, Japon HavaKuvvetleri’ne ait F-35 uçağı denize düştü ve pilotuöldü. Almanya’nın bu uçağı satın almaktan vazgeç-mesinin sebeplerinden biri bu olsa gerek.

F-35’lerin tek dezavantajı teknik hataları değil.Aynı zamanda o çok övünülen “dev proje”nin devmaliyeti. Ancak F-35’in açıklanan ilk tahminlerdençok daha pahalıya mal oldu. Şimdiye kadar Amerikalılarbu programa 400 milyar doların üzerinde para har-cadı, maliyetler artmaya devam ediyor ve bu para ileüretilecek uçak sayısı giderek azalıyor.

“Şu ana kadar 400 milyar doların harcandığı F-35savaş uçağının silahlandırılması programından sorumluWinter, çalışmaların devam ettiğini ama aşırı yüksekmaliyetin endişe yarattığını kaydetti. ‘F-35 maliyetininüstesinden gelemeyebiliriz.’ dedi.” (2 Mart 2018, Sput-

nik)

F-35’LERİN 1 SAATLİK UÇUŞ MALİYETİ40 BİN DOLAR!

BU KADAR UÇAK, SİLAHLANMA, AKITI-LAN MİLYON DOLARLARIN ANLAMI, DAHAÇOK YOKSULLAŞMAMIZ ve KATLEDİLME-MİZ DEMEKTİR!

Ekonominin askerileştirilmesi; silahlanma, silahsanayiinin geliştirilmesi de daha çok savaş demektir,savaşların körüklenmesi demektir.

Emperyalistler için açık ya da gizli, işgallerle veyaişbirlikçileri aracılığıyla olması fark etmeden, heryerde silahların tüketilmesi ve yeni pazarların ele ge-çirilmesidir önemli olan. Öncelikli hedef emperyalist-kapitalist kamp dışında kalan pazarlardır.

Sosyalist blokun dağılması, sosyalist ülkelerin birerbirer yıkılmasıyla emperyalizm daha da vahşileşmiş,pervasızlaşmış, katliamcı, sömürücü yüzü tümüyleaçığa çıkmıştı.

Dünyanın hemen her köşesi emperyalizm içinsavaş alanıdır. Emperyalistler hem silahlarını satmakhem de pazarlarına yeni pazarlar katmak için ülkelereaçıktan müdahale etmekten iç karışıklıklar çıkarmaya,halkları birbirine düşürmekten darbeler tezgahlamayakadar her yöntemle halklara saldırdılar.

“Temel yasası daha çok kâr olan tekelci burjuvazisilah sanayiinin sürekli pazar niteliği, yüksek teknolojininsağladığı tekelcilik hakimiyeti, kâr oranının yüksekliğigibi nedenlerle elindeki sermaye fazlasını, ekonomisiniaskerileştirerek eritmeye çalışıyordu.” (Haklıyız Ka-zanacağız, Cilt 1, syf. 160)

Emperyalist ekonominin askerileştirilmesi 2. Pay-laşım savaşı sonrası öne çıkan bir durumdur. Ve em-peryalist tekeller bu sayede karlarını büyütürkendünyayı da bunalıma, yok oluşa sürüklüyorlar.

“BM verilerine göre, 1980’de dünya askeri harcamaları,Afrika ile Latin Amerika’nın o yılki toplam brüt ülke içiürününe ve bütün dünya ürün ve hizmet üretiminin%6’sına eşit oldu.” (‘Dünya Bunalımı’, syf. 213)

Türkiye; F-35’leri, S400’leriNeden Almak İstiyor?Hangi Amaçla Kullanacak?

Emperyalizmin 5 Temel Özelliği:

1- Üretimin yoğunlaşması ve tekelleler

2- Sanayi sermayesiyle bankasermayesinin iç içe geçmesi

3- Sermaye ihracı

4- Dünya pazarlarının emperyalistlertarafından paylaşılması

5- Dünya topraklarının tekeller tarafındanpaylaşılması

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 5

Page 6: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Üretilen F-35’ler bugüne kadar yalnızca, ABD veonun jandarması İsrail siyonizmi tarafından kullanıldı.Türkiye, ön ödemeyi yapmış olmasına rağmen neuçakları alabildi ne de yaptığı ödemeyi geri alabile-ceğinin bir garantisi var.

Türkiye Savaş UçaklarınaNeden Bu Kadar İhtiyaç Duyuyor?Türkiye, askeri olarak bir işgal ya da savaş duru-

munda değil. Türkiye oligarşisi, başta Anadolu halklarıolmak üzere, tüm Ortadoğu ve Afrika halkları içinsavaş demektir.

Dergimizin 118. sayısının başyazısında anlattığımız,NATO ile yapılan anlaşmalar gereğince, ABD’ninihtiyaç gördüğü her yerde, katliam ve işgaller için kul-lanılabilecek.

Diğer yandan ülkemizde sürekli bir milli krizinolması, neredeyse yarım yüzyıldır anti-emperyalist,anti-oligarşik çizgisinden sapmadan savaşan, bedelödeten bir halk hareketi olarak Parti-Cephe’nin varlığıve AKP’nin sürekli yeni bir Haziran Ayaklanmasıkabusu görmesi, onu daha çok silahlanmaya itmek-tedir.

Yani işin hem siyasi hem de ekonomik boyutu vardır.Oligarşi açısından bir boyutu elde edeceği devasa karlariken, diğer bir boyutu iktidarının devamıdır.

Bugüne kadar Kürdistan’da halka ve gerillayakarşı kullanılan, 19 Aralık Katliamı’nda, RoboskiKatliamı’nda kullanılan Skorskyler, F-16’lar hangiamaçla kullanıldıysa, F-35’ler de aynı amaçla kul-lanılacaktır.

Yani ülkede ve sınır ötesinde daha çok katliam...Anadolu ve kardeş halklarımızın kanını dökmekdışında bir işlevi olmayacağı kesindir!

F-35’LERİN SATIŞINDAN EMPERYALİZMVE OLİGARŞİ KAZANACAK, HALKLAR KAY-BEDECEKTİR!

Bunu neden söylüyoruz? Konunun daha iyi anla-şılması için F-35’lerin, ülkemizdeki ortaklarına bakmakyeterlidir.

Örneğin; beyaz eşya üreticisi olarak bilinen Vestel,

aynı zamanda savunma alanında ABD ve Katar ortaklışirketler kurmakta ve milyonlarca dolar para yatır-maktadır.

F-35’lerin Türkiyeli Ortakları Kimler?F-35 projesi ve Türkiye’nin 2002’de dahil olması,

AKP iktidarı döneminde oldu. Ve üretim yapan firmalar,emperyalizmle işbirliği halinde çalışıyor.

Türkiye’den ortakları ALP Havacılık, ASELSAN,AYESAŞ, FOKKER ELMO, HAVELSAN, KALE Ha-vacılık, MIKES, ROKETSAN, TUSAŞ ve TÜBİTAKSAGE.

Bunlardan bir kısmı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Ba-kanlıkların da finanse ettiği düşünülürse, bu övündükleriyatırımların aslında halkın cebinden çıktığını göster-mektedir.

Bunun dışında, örnek olması açısından 4 tanesinedeğinmek istiyoruz.

AYESAŞ: 1990’da Türkiye’de hava savunma sis-temleri üzerinde çalışmak amacıyla kuruldu. 1999’daABD’li L-3 Communications firması AYESAŞ’ı bün-yesine kattı. Zorlu Grubu 2005’te AYESAŞ’ın yüzde60 hissesini satın aldı.

Vestel’in savunma sektöründeki şirketi Aydın Yazılımve Elektronik Sanayi A.Ş.nin (AYESAŞ) Sincan’dakitesisinde, Mobil Radar Kompleksleri, JSF (F-35) veİnsansız Uçak Projesi yer alıyor.

AYESAŞ’ın Ankara-Sincan’da 2010’da yapılan açı-lışına Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Katar Ge-nelkurmay Başkanı Tümgeneral Hamad Bin Ali Al-At-tıyah, Savunma Sanayi Müsteşarı Bayar, Zorlu HoldingYönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, ASO BaşkanıNurettin Özdebir, kurdele keserek yaptı.

Alp Havacılık, Türk Genel Maksat HelikopterProjesi (TGMHP) kapsamında Skorsky Helikopterleri’nede üretim yapıyor.

Eskişehir’deki tesisin 2017’deki açılış törenindekonuşan dönemin başbakanı Binali Yıldırım şöyledemişti:

“Bugün açılışını yapacağımız bu tesis Genel MaksatHelikopter Programımız çerçevesinde helikopterüretimi yapacak. Helikopterde önemli aksamlar,aktarma sistemleri, şaftı ve hareketli parçalarınınçoğu Alp Havacılık’ta, bir kısmı TUSAŞ’ta, birkısmı ASELSAN’da, bir kısmı da Lockheed Martinfirması tarafından tam bir işbirliği içerisinde üretimgerçekleştirilecek.

Ve burada yapılan ürün sadece bizim kuruluşlarınihtiyacı için yapılmıyor. Aynı zamanda bölgemizde vedünyada birçok ülkenin ihtiyacına da cevap verecekbir ürün olacak. Bu tesisler iftiharla söylüyoruz kidünyada bir ilk. Bu kadar entegre, bu kadar her şeybir arada tertemiz, pırıl pırıl böyle bir tesis başka

F-35’in 1 Saatlik Uçuş Maliyeti

40 Bin Dolar!

Uçak Yapımında ve Jet Yakıtı OlarakKullanılan Bor’un Dünyadaki Toplam

Rezervinin %73’ü Türkiye’de.

Bor’un 1 Tonunu 200 Dolara Satıp,

400 Bin Dolara Alıyoruz!

Aradaki Devasa Fark; Alın Terimiz,Gözyaşımız, Kanımızdır!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN6

Page 7: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

yerde yok. Buradagenç beyinlerin veTürk mühendislerin buişi yapacak olması be-nim için önemli. İste-ğimiz bu ve buna ben-zer tesislerin sayısınıartırmak. 2023 hedef-lerimizin lokomotifi bu-nun gibi yatırımlar ile

Eskişehir olacak.” dedi.

Binali Yıldırım’ın abartılı bir tanıtımla bel bağladığışirketin savunma sanayiindeki payı 90 milyon dolar.

Alp Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı TuncerAlpata: “Yaptığımız iş oldukça stratejik. Ülkemizinbekası ile ilgili yaptığımız ürünlerin %100’ünü ihracatyapıyoruz. Kabiliyetlerimiz TSK’nın kullandığı plat-formlara eş. Dolayısıyla kullandığı helikopterler uçaklarAllah muhafaza sınırlar kapandığı zaman görevlerbizlere düşecek. Mümkün olduğunca alt yüklenicilerimiziTürkiye’nin geneline yaymaya çalışıyoruz.” (Haber3,25.10.2011) diyor.

HAVELSAN: Türkiye, 8 milyar dolarlık ödemeyapmasına rağmen henüz teslimatı yapılmayan uçaklariçin, F-35 üssü kurdu. Türkiye’nin bu ilk üssünü iseHAVELSAN hazırlıyor.

Uçakların henüz nasıl kullanılacağı bilinmediğiiçin, hazırlanan üste ABD tarafından eğitim devermesi planlanarak yapılıyor.

HAVELSAN, projede, tesisleri; uçak üreticisi Lock-heed Martin firmasının belirlediği istekler doğrultusundahazırlayacak ve anahtar teslim olarak Hava KuvvetleriKomutanlığı’nın kullanımına sunacak. Proje kapsa-mında; Entegre Eğitim Tesisi, uçak bakım hangarları,filo karargâh binaları, uçak sığınakları, lojistik tesisler,sosyal tesisler ve depolar gibi 26 ayrı binanın inşaat,modifikasyon, tefrişat ve bilgi-işlem altyapısı tesisedilmesi işleri gerçekleştirilecek. Bu binaların toplambüyüklüğü, yaklaşık 90.000 metrekare.

KALE HAVACILIK: Ülkemizde daha çok seramikile akla gelen Kale, savunma sektöründe de belirleyicibir role sahip.

F-35 savaş uçaklarının F-135 adı verilen motorlarınınparçalarını üretecek 60 milyon dolara mal olacaktesisi, 2011’de İzmir’de inşa etmeye başladı. Ancaktesis bitmeden önce, uçak motorları üretilmeye baş-lanmıştı bile.

Görüleceği üzere, değişik sektörleri elinde bulun-duran işbirlikçi tekeller, aynı zamanda halk kurtuluşsavaşını bitirmek için, halkı katletmekte kullanılanzırhlı araç, İHA, SİHA ve F-35’lerin üretimine de el at-mıştır. Ekonominin askerileşmesinin ülkemizdekisomut örnekleri bu tekellerdir.

Emperyalizm, F-35 Projesi ile Maliyeti 9 ÜlkeyeBölüştürmüş Oldu.

Fakat, Ne Yedek Parçası, Ne Yazılım Ne de Kul-lanımına İlişkin Bilgi Vermedi!

Türkiye’nin S-400’leri Gündeme GetirmesiyleTehdit ve Şantaja Başladı.

F-35’in bazı yedek parçalarının tedarikçileri arasındabulunan Türk şirketlerinin siparişlerini askıya aldı. Yak-laşık 12 milyar dolarlık sipariş söz konusu. Bu durumdaüretim yavaşlayacak ve üretilen uçaklar daha pahalıyaimal edilecek.

Fakat hepsi bu değil – ABD Dışişleri Bakanı MikePompeo ve birkaç senatör daha Türkiye’ye dahabüyük ekonomik yaptırımlar uygulanacağı konusundauyardılar.

Washington Times gazetesinde 28 Nisan tarihli “F-35 görünmez ve pahalı silah sistemi” başlıklı JedBabbin’in yazısında, “Türkiye, C-400’ün tesliminikabul ederse, Türkiye ekonomisi tamamen dursabile yaptırımlarımız derhal yürürlüğe girmelidir”açıklamasına yer verildi.

Bu, bir “müttefik”e karşı ABD tarafından ciddi birekonomik yaptırım demek.

Emperyalizme göbekten bağımlı Türkiye, hemtehdit ediliyor, hem şantaj yapılıyor hem de bir uşakolmanın doğal sonucu olarak aşağılanıyor.

F-35’in 1 Saatlik Uçuş Maliyeti 40 Bin Dolar!

Uçak Yapımında ve Yakıt Olarak KullanılanBor’un Dünyadaki Toplam Rezervinin %73’ü Tür-kiye’de.

Bor’un 1 Tonunu 200 Dolara Satıp,

400 Bin Dolara Alıyoruz!

Aradaki Devasa Fark; Alın Terimiz, Gözyaşımız,Kanımızdır!

Sabancılar, Koçlar, yukarıda saydığımız tekellerve diğerleri, devletin asıl sahipleridir. Satılan heruçakta, kar eden onlar olacaktır.

Halkın parasıyla, daha alınmadan uçaklara ön ödemeyapmışlardır. Birçok teknik yetersizliği hatta kazaları ol-masına rağmen uçak alımında ısrar edilmektedir.

Uçağın 1 saatlik uçuş maliyeti 40 bin dolardır vebizi katletsinler diye, saatine 40 bin dolar verdikleripara da bizim cebimizden çıkmaktadır.

Uçak yapımında ve yakıtında kullanılan Bor’undünya rezervinin yüzde73’ü bizim ülkemizdeçıkarılmaktadır.

Bor; jet yakıtı, tarım,cam sanayii, seramiksanayii, metalürji, yalı-tım, sağlık, enerji, ye-nilenebilir enerji, tekstil,sağlık gibi çok geniş bir

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 7

Page 8: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

kullanım alanı vardır.

MTA (Maden Tetkik Arama) verilerine göre Türkiye’de3 milyar 66 milyon ton bor rezervi bulunuyor. “Enerjive Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, hammaddehalindeki ihracat fiyatı 200 dolar” (31.12.2018, YeniŞafak) olduğunu açıkladı.

Bor’un işlenmemiş halinin tonunu 200 dolaraihraç ediyoruz.

Bor’un işlenmiş halinin tonunu 400 bin dolaraithal ediyoruz.

Yeni-sömürge bir ülkenin halkı olarak; aradaki farkbizim alın terimiz, gözyaşımız, kanımız, canımızdır!

YERALTI ve YERÜSTÜ ZENGİNLİKLERİ-MİZLE, BU VATAN BİZİM!

HALKLARIMIZIN KURTULUŞU İÇİN;

TEK YOL DEVRİM TEK KURTULUŞ SOS-YALİZM!

Ülkemiz, 3 tarafı denizlerle çevrili, 4 mevsimin ya-şandığı, ovaları ve yaylalarıyla tarıma ve hayvancılığason derece elverişli bir ülkedir.

Türkiye yer altı kaynakları yönünden dünya ma-denciliğinde adı geçen 132 ülke arasında toplamüretim değeri itibariyle 28. sırada. Maden çeşitliliğindeise 10. sırada yer alıyor. Başta endüstriyel ham mad-deler olmak üzere, metalik madenler, enerji hammaddeleri ve jeotermal kaynaklar açısından zenginbir konumdayız.

Dünyada ticareti yapılan 90 çeşit madenden 77’sininvarlığı Türkiye’de saptanırken, halen 60 civarındafarklı maden ve mineral üretimi yapılıyor.

Oysa 16 milyonumuz, her gece yatağa aç giripaç kalkıyor. İşte bütün bu zenginlikler içinde, bizereva görülen sefaletin sorumlusu emperyalizmve onun yerli işbirlikçileridir.

Bu nedenle işbirlikçi AKP’nin, gerçekte ABD’yekarşı çıkması mümkün değildir. Hiçbir uşak, efendisinekarşı çıkamaz.

Geçen hafta yayınladığımız NATO ile yapılan an-laşmalar örneğinden de görüldüğü gibi, mevcut düzenve hükümetler böyle bir bağımsızlık adımı atmazlar.Bunu; ancak halkıyla bağı güçlü, halkıyla bütünlenmişbir iktidar yapar. Yani Halk İktidarı bağımsız birpolitikayla yaptırımların üstesinden gelir. Bunu ancaksosyalist ve halkçı iktidarlar başarabilmiştir.

İki emperyalist paylaşım savaşının gerçekleştiği20. yüzyıldan beri halkların tarihsel tecrübesi nedir?Askeri alanda en güçlü emperyalist devlet olanAlmanya dünya hegamonyalığını zorla dayatmayaçalıştı. Bu, kaçınılmaz olarak tehdit altındaki ülkeleriona karşı birleştirdi.

2. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrası dünyanın1/3’ü emperyalist kampın dışına çıktı ve ABD emperyalizmiVietnam’da hala unutamadığı bir yenilgi yaşadı.

İki dünya savaşı da askeri alanda en güçlü ve ensaldırgan emperyalist gücün yenilmesiyle sona erdi.Bugün, 21. yüzyılın başında, Amerika Birleşik Devletlerihegamonyasını dünyanın geri kalanına dayatan engüçlü emperyalist ülkedir.

Dünya halklarının tek kurtuluşu, emperyalist sal-dırganlığa karşı birleşmektedir. Ortak düşmana karşıortak direnişten başka yolumuz, birleşmekten başkagücümüz yoktur.

Emperyalistler arasındaki çelişkileri halkların çıkarınaçözüme kavuşturacak olan devrimci politikalardır. Le-nin’in belirttiği gibi; “Ya devrim savaşa engel olacakya da savaş devrimle sonuçlanacak.” Her şeyhalkların örgütlü gücündedir.

Anadolu halklarının kurtuluşu da emperyalizme karşıbağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, kapitalizme karşısosyalizm mücadelesindedir. Devrimci Sol savunmasındaDursun Karataş’ın ifade ettiği gibi bu mücadelede;

“Yalnız değiliz, tüm dünya halklarıyla birlikteyiz.Güçsüz değiliz; gücümüz inancımızda, tarihselve siyasal haklılığımızdadır.

BİZ KAZANACAĞIZ; ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ veHAKLIYIZ!”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı

Fatih Dönmez: “Borun hammadde halindekiihracat fiyatı 200 dolar”

3 MİLYAR TON BOR VAR

Yer altı kaynakları yönünden dünya maden-ciliğinde adı geçen 132 ülke arasında toplamüretim değeri itibariyle 28’inci, maden çeşitliliğiitibariyle 10’uncu sırada yer alan Türkiye’nin enstratejik yer altı kaynaklarından biri de bor ma-deni.

MTA verilerine göre Türkiye’de 3 milyar 66milyon ton bor rezervi bulunuyor. Dünyadakitoplam bor rezervinin yüzde 74’üne sahip olanTürkiye bu madeni de daha işlevsel kullanarakenerjide dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

TOPRAKLARDAN MADEN FIŞKIRIYOR

MTA verilerine göre Türkiye’de bulunan bazımadenlerin miktarı ise şöyle:

Altın: 700 ton

Bakır: 1 milyon 786 bin ton

Demir: 122 milyon ton

Gümüş: 6 bin ton

Krom: 26 milyon ton

Linyit: 13 milyar ton

Taşkömürü: 1.2 milyar ton

Uranyum: 9 bin 129 ton

(26.05.2016, Sabah)

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN8

Page 9: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Müşterek Saldırı Uçağı savaştaki heramaç için farklı uçak geliştirmenin mas-raflı olmasından dolayı tek bir uçağın

tüm görevleri yerine getirmesi amacıyla tasarlananbir savaş uçağıdır.

Sonradan F-35 Lightning (Şimşek) olarak ad-landırılan çok amaçlı savaş uçağını geliştirmeprogramı, Amerika Birleşik Devletleri tarihindekien kapsamlı silah sistemi oluşturma projesidir.

F-35, 2040’lı yıllarda dünyanın en önde gelenavcı uçağı olması için tasarlanmıştır. Ayrıca hava-dan-havaya yeteneği olarak F-22’den sonra gelentek uçak olarak da planlanmıştır. F-35 tasarlanırkenistenilen özellikler ise şunlar olmuştur:

Geçmişteki avcılardan dört kat daha fazla etkilihavadan havaya mücadele, sekiz kat daha etkilikaraya saldırı, üç kat daha etkili stratejik keşif vehava savunması.Manalı olarak buyetenekleri geç-mişte kalan uçak-lardan daha kü-çük radar izi vedaha uzun men-zille yerine getir-melidir.

Projenin maa-liyetini düşürmekiçin, daha sınırlısavaş uçağı özel-liklerine sahipolacak (hız, uçuşyüksekliği, manevra kabiliyeti) ve esas olarak ka-radaki hedefler için kullanılacak. Bu nedenle, savaşoperasyonlarında, daha pahalı ama çok dahagüçlü olan F-22 savaş uçağının koruması altındahareket etmelidir.

Üretilen F-35’lerden sadece 2500’ünün ABDiçin olacağı öngörülüyordu. Kendi maliyetlerini dü-şürmek için Amerikalılar “müttefiklerini” yeni uçağıngelişiminin finanse edilmesine katılmaya ve sonraonu satın almaya davet ettiler.

Programa on ABD “müttefiki” dahil oldu - Avus-tralya, İngiltere, Danimarka, İsrail, İtalya, Norveç,Türkiye, Hollanda, Güney Kore ve Japonya. Kimüttefikler değişik modifikasyonlara sahip F-35alacaklar. ABD müttefiklerine verilen uçakların,ABD Silahlı Kuvvetleri’ne verilenlere kıyasla herzaman kısıtlı imkanlara sahip olacağı da vurgu-lanmalıdır.

Hatta farklı müttefiklere verilecek uçaklar arasındada “müttefike duyulan güven”e göre fark var. F-35

programı birçok teknik sorun nedeniyle uzun birgecikme ile devam ediyor. Sonuç olarak şu anakadar umut vermeyen, vasat özelliklere sahip,ancak tahmin edilenden daha yüksek maliyet veişletme maliyetlerine sahip, güvenilir olmayan biruçak olarak görünüyor.

F-35 programına Türkiye, 2002’nin başlarındayedinci ortak olarak katıldı. 2007’de Türkiye, F-35’in üretimine katılmak için anlaşma imzaladı.Türk şirketlerine 12 milyar dolar değerinde uçağınparça üretimi için sipariş verildi. İlk başta, TürkHava Kuvvetleri 11 milyar değerinde 116 uçaksatın alma niyetinde olduğunu açıkladı; ancakdaha sonra sipariş 120’ye çıkarıldı.

2011 yılının başından bu yana, F-35 ile ilgiliolarak Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde sorunlarbaşlamıştır. Amerikalılar, Türkiye’ye uçuşu kontrol

eden yazılım kod-ları vermeyi red-detti ve Türkiye,sipariş edilenuçakların teslima-tını dondurmayakarar verdi.

Yazılım anlaş-mazlığına rağ-men, Türkiye yinede iki uçak siparişetti, ancak onlar-da da teknik so-runlar ve artanmaliyet ortaya

çıktı. Uçak teslimatı teknik sorunlardan dolayı2015 yılından 2017 yılına ertelendi ve nihayet2018 yılında ilk teslim yapıldı. Türkiye’nin 2018’denitibaren her yıl 10 uçak, on yıl boyunca toplam 16milyar dolarlık 100 uçak alması bekleniyordu.

30 Haziran 2018’de, ilk F-35 Türkiye’ye FortWorth, Teksas’ta Lockheed Şirketi’ne teslim edildi.Daha sonra uçak Türk pilotların eğitimi için ABDHava Kuvvetleri’ndeki Luke üssüne uçtu.

Ancak 18 Haziran 2018’de, ABD Kongresi,teslim edilen F-35’in Türkiye’ye transfer edilmesiniyasakladı. Ağustos ayında, benzer bir yasakBaşkan Trump tarafından da imzalandı.

Sonunda, 23 Ağustos 2018’de ABD Senatosu;Türkiye, Rus C-400 füzelerinin teslimatından vaz-geçinceye kadar Türkiye’ye F-35 uçağının transferiniyasakladı. 2019’un Nisan başlarında, F-35’in Tür-kiye’ye tesliminin, Ankara’nın Rus C-400’ün tesliminedevam etme kararı nedeniyle askıya alındığı açık-landı.

Müşterek Taarruz Uçağı (F-35) Programı Nedir?

F‐35 Parçalarının Üretici Firmaları

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 9

Page 10: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

“Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robsonİnci dişli, zenci kardeşim,Kartal kanatlı kanaryamTürkülerimizi söyletmiyorlar bize,Korkuyorlar Robson...Ümitten korkuyorlar Robson,ümitten korkuyorlar ümittenKorkuyorlar kartal kanatlı kanaryamTürkülerimizden korkuyorlar...”Nazım Hikmet

34 yıldır bu topraklarda halkın sanatını yapıyoruzve yoksul halkın sanatını yaptığımız için, tür-külerini söylediğimiz için her türlü baskıya,

saldırıya uğruyoruz. OHAL’den bu yana Grup Yorum’ayönelik saldırıların ardı arkası kesilmedi. Neden?

Çünkü KORKUYORLAR!

Konserlerimizi yasaklıyorlar, Meydanlarda milyonlarca insanın ‘Bağımsız Türkiye’

düşü için tek yürek olduğu konserlerimizden korkuyorlar,milyonlarca insanın Grup Yorum konserlerinde bir arayagelmesine tahammül edemiyorlar, saldırıyorlar.

KORKUYORLAR!Kültür merkezimizi basıyor, talan ediyorlar. Enstrümanlarımızdan korkuyorlar, kırıp parçalıyorlar.

Hayata, kavgaya, tüm dünya halklarına umut olanezgilerimizden, dillerimizden korkuyorlar, üyelerimizitutukluyorlar.

KORKUYORLAR!Korktukları için saldırıyorlar.İsimlerimizi terörle arananlar listelerine ekleyip

para ödülleri koyuyorlar. Halkla olan bağlarımızı ko-parmak için her yolu deniyorlar.

Bestelerimizi, notalarımızı, mektuplarımızı verme-yerek hapishanelerde de üretmememiz, halka ulaş-mamamız için her şeyi yapıyorlar.

Ruhi Sular’ın, Mahsuni Şerifler’in, Nazım Hikmetler’inbu topraklarda Grup Yorum ile yaşatılıyor olmasındankorkuyorlar.

En büyük korkuları bu dünyada eşit, özgür veadaletli bir geleceğin mücadelesine, tüm dünya halk-larının emperyalistlere ve işbirlikçilerine karşı yarattığıdirenişlere şarkılarımızla güç olmamızdır.

Bu güç tüm saldırılara rağmen Grup Yorum’unhalkla tek vücut olmasıyla, her şart ve koşul altındaher yerde Grup Yorum şarkılarının yankılanmasıyla,dilden dile, kulaktan kulağa yayılmasıyla hayatta kar-şılığını gösterdi.

Teslim Olmadık, Teslim Olmayacağız!Konser yasaklarına, Tutuklama terörüne,

Başımıza koyulan para ödül-lerine, arama listelerine,

Tehditlere, baskılara...her koşulda üreterek ve di-

renerek cevap vermeye devamedeceğiz. Devrimci sanatçılıkyaptığımız için, bu bayrağı yenigelenekler yaratarak yükseltti-ğimiz için gururluyuz.

“Bir ülkenin türkülerini ya-panlar, yasalarını yapanlardandaha güçlüdür”, bizim türküle-rimiz çok güçlü. Bugün türkülerimizi tutsak ediyorlar,yok etmeye çalışıyorlar. Yok etmeye çalıştıklarıkoca bir tarih, tüm dünyanın direnişler tarihidirve öyle kolay akıllardan, yüreklerden sökülüp atı-lamaz, 34 yıllık tarihimiz bunun tanığıdır.

Soma’da katledilen maden işçilerinin ve katle-dilen tüm işçilerin, gaz fişeğiyle katledilen BerkinElvan’ın, emperyalist savaşlarda katledilen, aç,yoksul bırakılan tüm halkların, çocukların, şarkı-larımızın özgürlüğü için açlık grevine başlıyoruz.

Neden Açlık Grevine Başlıyoruz?Çünkü bize başka bir yol bırakılmadı, bu ülkede

hak ve özgürlüklerin her geçen gün daha da baskıaltına alınarak yok edilmeye çalışıldığı bir dönemdeaçlığımızla ses olacağız! Şarkılarımızı bu sefer deaçlığımızla savunacağız!

Neden Açlık Grevine Başlıyoruz? Çünkü;1- OHAL boyunca İdil Kültür Merkezimiz 8 kez ba-

sıldı. Polis baskınlarına son verilsin istiyoruz!2- Bir sabah uyandık, listeler yayınlanmış başımıza

ödül konulmuş, burası Teksas değil Anadolu! Listelerkaldırılsın istiyoruz!

3- Konser yasakları kaldırılsın, meydanlar GrupYorum’a açılsın istiyoruz!

4- Halkın sanatçılığı suç değildir; Tutuklu GrupYorum üyeleri serbest bırakılsın, haklarında açılandavalar düşürülsün istiyoruz!

Şarkılarımızın özgürlüğü için, herkesi bu taleplerdoğrultusunda Grup Yorum’a destek vermeye çağırı-yoruz.

Biliyoruz ki türkülerimiz kazanacak, direnenler ka-zanacak.

GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ!TÜRKÜLER SUSMAZ, HALAYLAR SÜRER!GRUP YORUM’A ÖZGÜRLÜK!

Grup YORUM

GRUP YORUM, BASKILARA KARŞI AÇLIK GREVİNE BAŞLIYOR!

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN110

Page 11: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Yürüyüş: Merhaba. Grup YORUM olarak, tari-hinizde ilk kez Latin Amerika’ya gidip Peru’dakonser verdiniz. Nasıl karar verdiniz Peru’ya git-meye, ne düşündünüz?

Umut Gültekin: Peru’da ACCEPP’in düzenlediği“17 Nisan Siyasi Tutsaklara Özgürlük Etkinliği”için görüşmelerde Grup Yorum olarak gitme kararıaldık ve gitmek için hazırlıklara başladık. Peru’yu vePeru’daki devrimcilerin tarihini öğrenmek büyük birheyecandı bizim için, büyük bir coşkuyla yola koyul-duk.

Bir yandan enternasyonal duygularla diğer yandandünyanın öbür ucuna gitme heyecanıyla kaplıydık.Kararımızı ise şundan kaynaklı verdik. Dünyanınneresinde olursan ol, halklar, emperyalizm tara-fından aynı şekilde sömürülüyor. Biz tam da bununsanatını yapıyoruz.

Türkülerimizde “sömürü saltanatlarınızı başınızayıkacağız” diyoruz. Dünyadaki bütün pazarları elegeçirmiş olan tekellere karşı enternasyonal daya-nışmayı büyütmeliyiz. Uluslararası bir birlik kurmak,bizim için bir zorunluluktur. Bunu biliyoruz ve buyüzden canlı kalkan olarak Irak emperyalistler tara-fından işgal edildiğinde gidip canlı kalkan olmacüretini gösterdik.

Konserlerimizde milyonlarla aynı öfkeyi paylaşıyoruz.“Amerika Katil” gibi, “Geçit Yok” gibi şarkılar ve şiirlerokuyoruz. Çünkü emperyalizm bizi her yerde kendiçıkarları için sömürüyor, katlediyor ve halkları birbirinedüşman ediyor. Milliyetlerine göre ayırıyor. Dini inanç-larına göre ayırıyor; çünkü gerçekleri gizlemek istiyor,yaratan ve üretenin halklar olduğunu, biz bilmeyelimistiyor.

Biz ne diyoruz? “Tüm dünya halkları kardeştir.”Onlar bölmek, parçalamak isterken, biz sanatımızlaçözüm sunuyoruz, birleşelim, direnelim, kazanalımdiyoruz. Bu baskılar altında tek yol örgütlenmek, tekyol emperyalizme ve faşizme karşı direnmek diyoruz.Şarkılarımızla halkın kurtuluşunu temsil ediyoruz.Sosyalizmin gerçekliğini gün ışığına çıkarıyoruz.

Bugün yeni-sömürge ülkelerde gizli bir işgalsöz konusudur. Düşmanın kim olduğunu sapta-makta zorlanıyoruz; çünkü düşman eskisi gibitankıyla, topuyla açıktan yapmıyor sömürüsünü.Bütün savaşların, iş cinayetlerinin, maden katli-

amlarının, açlığın, yoksulluğun, uyuşturucu vekumar bağımlılığının nedeni tekellerdir. Nedenionların daha çok kar hırsıdır.

Bizim sanatımız bir barikattır halkın değerlerineyapılan saldırılar karşısında, korkuyla susturmalarıkarşısında, baskı altına almaları karşısında. Köklerini,kendi gücünü unutturmaları karşısında, yozlaştırmakisteyenler karşısında barikattır.

Savaşlar, pazarları paylaşmak ve silah ticaretiiçindir. Irak’ta, Afganistan’da, bugün Suriye’de atılanher bomba onlar için kardır. Para demektir. Tekellerindemokrasi anlayışı, bizim için zulüm, sömürü vebomba yağmurlarıdır.

İş cinayetlerinde yine halkın güvenliğini almakdemek para demektir ve bu yüzden güvenliğini almaz,üstüne üstlük sömürebildiğince sömürür. Maden kat-liamları aynı şekilde.

301 madenci katlediliyor ve patronlar katlettikleriher madenci için sadece 5 gün hapis yatıyor. Bizise halk için sanat yaptığımız için para ödülleriyle te-rör-arananlar listesine alınıyoruz.

Yani halk için sanat yapmak, halkı katletmektendaha büyük bir suçtur! Emperyalizmin adaleti bu-dur. Bizi günde 12 saat çalıştırır; ama yine de midemizboştur. Onlar zenginliklerine zenginlik katarken bizaçız. 16 milyon insan ülkemizde aç yatıp aç kalkıyor.

Uyuşturucuyla bizi uyutuyor. Son 13 yılda uyuştu-rucudan ölüm oranı yüzde 1883 oranında arttı. Neden?İşin içinde yine para ve kar hırsı vardır. İşin içindesoru sormayan, sorgulamayan bir nesil yaratmakvardır. İdeolojik bir saldırıdır bu ve hiç masum değil-dir.

Günle gece kadar nettir yapmak istedikleri. Umut-larımızı kumar masalarına bağlar, bahis bürolarınagömer. Emeğimizin karşılığını vermediği gibi bir debize ‘gidin olan paranızı da kumar masalarında kay-

Grup YORUM: “Peru’da alandaki herkes ayağa kalktı ve bizleri dakikalarcaayakta alkışladılar. Çünkü oradaki insanlar için Türkiye’den örgütlü ve

devrimci bir müzik grubunun dayanışmasını görmekçok coşku ve umut verici bir durumdu.”

Grup Yorum üyeleri Umut Gültekin ve EgeYılmaz ile, Peru Konseri ve çalışmalarıylailgili yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 111

Röportaj

Grup Yorum‐Peru Konseri

Page 12: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

bedin’ der. Bu kadar örgütlüdür bizi sömürenler.

Bu yüzden biz sınıfsal bakıyoruz bu duruma vebir avuç tekelci asalağın bu politikalarını çürütmekiçin Peru’ya kadar, neredeyse 10 bin km yol gittik.

Bu ideolojik ve politik kuşatmayı yarmak içindünyanın her yerinde birleşmemiz gerektiğini söy-lemeye gittik ve bundan sonra da gideceğiz. Sos-yalist olmak için enternasyonal olmak gerekiyor,sınıfsal bakmak gerekiyor olaylara, bunu bildiğimiziçin, orada 5 farklı ülkeleden gelecek olan devrimcilerlebirlikte ortak bir festival örgütlemek istediğimiziaçıkladık.

Dünyanın her bir yanında adaletsizlik, sömürü,açlık ve katliamlar yaşanıyor. Bizler sanatımızıyapabilmek için örgütlenmeliyiz. Bu baskı altında,bu sömürü düzeninde sanat yapabilmek başkatürlü mümkün değildir. Sanatı ileriye taşımakmümkün değildir.

Cinsellik ve uyuşturucu gibi yozlaşmış hikayeler,burjuva sanatının ana konularıdır. Neyi anlatabilir ki?Yalnızlığı anlatır, bencilliği pompalar. Mal ve mülksahibi olduklarını gösterir. Kendine özendirir, kendiideolojisini yaşatmaya çalışır.

Herkes yaptığı sanatla bir sınıfı temsil eder ve bizileri olanı temsil ediyoruz. Ezilen sınıfın türkülerinisöylüyoruz. Halkın sesiyiz. Halkımıza umudu aşılıyorve güç oluyoruz. Hiçbir güç bunu yapmamıza engelolamaz; çünkü biz tarihsel ve siyasal olarak haklı-yız.

Gericileşmiş, yozlaşmış, çürümüş bir düzeni temsiledenler, sadece onun değerleriyle ve yargılarıylasanat yapabilirler. Halkın yararına olmayan hersanat faaliyeti düşmanı besler. Bunu bilmeliyiz.Çünkü iki sınıf var “ezen ve ezilen”. Ve bizi halkınekmek, adalet ve bağımsızlık mücadelesindenuzaklaştıran, soyutlayan her sanat faaliyeti ezenlerinyararınadır.

“Kendim için sanat yapıyorum” demek, kendinikandırmaktır. Kendi kişisel çıkarları için sanat yapmaktırve halkın karşısında olmaktır. Halk için sanat yap-mayanlar, halkın bu onurlu mücadelesini destek-lemeyenler asla ilerleyemezler. Tükenir ve biterler.Tükendikten sonra da emperyalizm onları birkenara atar ve her türlü rezilliği yapmaya mecburbırakır.

Bu yüzden bizim Peru’da olmamız çok önemlidir.Biz yapacağımız bu festivalde bir örnek yaratacağız,tüm dünyadan devrimci, demokrat, ileri düşünceleresahip olan sanatçıları toplayıp birlikte adalet iste-ğinde bulunacağız.

Peru’da büyük bir coşkuyla karşılanmamız, böylebir önerinin ne kadar önemli ve ihtiyacımızın olduğununbir göstergesiydi. Bir kanıtıydı bizim açımızdan. Öne-rimiz kabul edildi. Devrimci sanatçılar ile vedevrimci aydınlarla birlikte böyle büyük çapta birkonser örgütlemeyi hedefliyoruz.

Cevabımı Ümit İlter’in şiiririyle bitireyim:

Yoksulluğa son veriphakkımızı almayaDEVRİM diyorlarBol üretip paylaşmayaBir de insaniyet ve adaleteSOSYALİZM diyorlarÖtesi de var elbettefakat yetmez mi ki bunlarSosyalist olmak için?ve bu uğurda dövüşmekGerekmez mi?

Yürüyüş: Peru’ya giderken neler hissettiniz,orada nasıl karşılandınız?

Ege Yılmaz: İlk öncelikle tabiki söz ettiğimiz ülkePeru olduğu için ve bu ülke bizlere yaklaşık 10 bin ki-lometre uzak olduğu için açıkçası hepimiz çok heye-canlıydık. Aynı zamanda da nasıl bir ülkenin, nasıl birkültürün bizleri beklediğini pek kestiremiyorduk. Bunedenle Peru’yu araştırmaya başladık.

Yaklaşık 16 saatlik bir yolculuktan sonra vardığı-mızda, havalimanından iki kişi karşıladı. Ertesi günetkinlikte bizler anons edildikten sonra ayağa kalktıkkitleye kendimizi tanıtmak için. Ardından alandakiherkes ayağa kalktı ve bizleri dakikalarca ayaktaalkışladılar. Çünkü oradaki insanlar için Türkiye’denörgütlü ve devrimci bir müzik grubunun dayanış-masını görmek çok coşku ve umut verici bir du-rumdu.

Bu durum bizleri de tabi onurlandırdı ve çok mutluetti. Panele bizler de konuşmacı olarak katıldık vekendi ülkemizdeki adaletsizlikleri, haksızlık-hukuk-suzlukları anlattık.

Siyasi tutsakları anlattık. Yaşanan 1984 ölüm oru-cunu, 1996 ölüm orucunu, 2000-2007 Büyük Direniş’ianlattık. Ayrıca günümüzde yaşanan direnişlerdenbahsettik. Siyasi tutsakların ülkenin dört bir ya-nındaki hapishanelerde direnişlerini, Yüksel Di-renişi’ni, Kezban Anamız’ın direnişini, mimar mü-

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN112

Röportaj

Grup Yorum‐Peru Konseri

Page 13: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

hendislerimizin, avukatlarımızın direnişlerini an-lattık. Avrupa’da oturum hakkı gasp edilenlerindirenişini anlattık.

Ve Grup Yorum’un 1985’ten bu yana nasıl baskılarlakarşılaştığını ve baskıları direnerek nasıl yardığınıuzun uzun anlattık. Asıl olarak direnmeden hiçbir hak-kımızı alamayacağımıza ve ancak enternasyonalizmibüyüterek adaletli, sömürüsüz ve daha ileri bir düzenkurabileceğimize vurgu yaptık.

Peru ülkesi ve halkıyla ilgili bizim ülkemize çokbenzediğini gözlemledik kaldığımız bir hafta içinde.Peru halkının çok eskiye dayanan bir tarihi var, tıpkıbizim halkımızda ve topraklarımızda olduğu gibi. 

Yürüyüş: Siyasi tutsaklarla ilgili düzenlenenbu etkinliğin içeriğinden bahseder misiniz? Et-kinlikte neler vardı, konser dışında bu etkinliklerede dahil oldunuz mu?

Ege Y: Asıl olarak bizler Peru’da düzenlenen siyasitutsaklarla dayanışma panelinde yer almaya gittik. Bupanele Meksikalı, Şilili, Arjantinli, Kolombiyalı ve Peruludevrimciler katılacaktı. Davet aldığımızda, böyle birplatformda kendimizi anlatma fırsatını kesinlikle kaçırmakistemedik ve kendimizi ve direnişlerimiz anlatmak içinPeru’ya gittik.

Panelin içeriği Latin Amerika’da mücadele esnasındatutsak düşen devrimciler ve onların hapishanelerdeyaşadıkları baskılar ve tecrit üzerineydi.

Herkes kendi ülkesindeki devrimci mücadeleyi,tutsakları ve direnişleri tanıtıyordu ve kitleye anlatıyordu.Biz de bir tercüman aracılığıyla kendi mücadele tari-himizi, kendi direnişlerimizi anlattık ve bütün kitle et-kilendi anlattıklarımızdan.

Çünkü dünyanın hiçbir yerinde bizim direnişgeleneğimiz yok. Bunu gördük. Kendimizi anlatabilmekiçin gitmiştik ve bunu başardık. Etkinlikten sonra GrupYorum olarak sahne de aldık, şarkılarımızı söyledikve söylediğimiz şarkıların içeriğini ve hikayesini deanlattık.

Yürüyüş: Hapishaneye, görüşe gitmiş, sonrabir video hazırlayıp anlatmıştınız. Bunu biraz dahaayrıntılandırır mısınız? Hapishanelerin koşullarınasıl, ülkemizdeki siyasi tutsaklık ile Peru’dakibenzerlik ve farklar nelerdir?

Umut G: Hapishaneye Aydınlık Yol’un tutsaklarınıziyarete gittik. Giderken bize kuralları anlattılar, neleredikkat etmemiz gerektiğini söylediler. Hapishaneyegirerken 7 ayrı kontrolden geçirildik. Parmak izi dahialındı. Geçilen her kapıda kolumuza bir damga vuru-luyordu. Sonuç olarak kapıların hepsini geçtik ve Ay-dınlık Yol üyelerinin olduğu bloğa geldik. Burada sonkontrolden sonra bizi içeri aldılar.

Büyük bir salon, yaklaşık 100 kişi alabilecek bü-

yüklükte. Burada tek tek devrimci tutsaklar tarafındankarşılandık. Belli ki kendi içlerinde bir iş bölümüyapmışlardı. Karşılama ekibi, çay ve kahve ekibive ilgilenme ekibi.

Bizim ziyarete geleceğimizden bilgileri vardı tabi.Toplamda 10 devrimci tutsakla görüştük.

Çok geçmeden onlara bir şarkı okuduk, “Gel kiŞafaklar Tutuşsun” ve “Çav Bella”. Birlikte halayçektik. Sonra onlar bize kendi marşlarından okudular.Bandierra Rossa’yı birlikte okuduk. BandierraRossa’yı söylemek, Peru’da tutuklanma sebebiymiş,bunu öğrendik.

Öğlen yemeğini birlikte yedik. Bundan başka dabütün zamanımızı konuşarak geçirdik. Çok coşku-luydular. Biz sorduk onlar anlattı, onlar sordu bizanlattık. Biz kendimizi anlattık, Grup Yorum’u anlattık.OHAL’den bu yana yaşanan güncel durum üzerindentartıştık ve tarihimizi anlattık. Onlar ise bize yürüttüklerihalk savaşını ayrıntılı bir şekilde anlattılar. Neden venasıl savaştıklarını, bugün nasıl düşündüklerini venasıl bir strateji izlediklerini.

7 saat boyunca konuştuk, tartıştık ve en sonbize hediyeler dağıtıldı. Kendi el yapımı ürünlerhediye ettiler. Yaptıkları resimleri sergilediler. “Ha-pishanelerde de olsak üretmeye ve kendimizi eğit-meye devam etmeliyiz” dediler. Günümüz planlı veprogramlı geçiyor diye eklediler. Biz çok olumlu etki-lendik bu görüşmeden ve hepsini kucaklayarak ayrıldıkhapishaneden.

Yürüyüş: Yaz boyu yoğun bir programınız ola-cak. Konserlerinizden bahseder misiniz?

Ege Y: Evet, yoğun bir yaz bizi bekliyor. ÖzellikleHaziran ayımız dolu dolu geçecek.

1 Haziran’da Almanya Ludwigshafen’de büyükkonserimiz olacak. Bugüne kadar Almanya, defalarcakonserlerimizi engellemeye çalıştı ve her defasındadirenişimizle baskıları boşa çıkardık. Ludwigshafen’dede dinleyicilerimizle buluşmanın coşkusunu yaşaya-cağız.

9 Haziran’da Alman solunun gençlik kollarının birfestivaline davet edildik ve orada da sahne alacağız.

16 Haziran’da Fransa’da Alevi Federasyonu’nundüzenlediği bir etkinliğe davetliyiz ve orada da yeralacağız.

18 Haziran’da ise yine Latin Amerika’da olacağız.Şili’ye davet edildik, orada da yerimizi alacağız.

Ve Haziran ayının sonunda yani 28, 29 ve 30 Ha-ziran’da; 3 günlük bir festival için Londra’da olaca-ğız.

Yürüyüş: Bütün engellemelere, baskılara, ya-saklara rağmen devam ettirdiğiniz çalışmalarınızdabaşarılar diliyoruz. Röportaj için teşekkür ederiz.

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 113

Röportaj

Page 14: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

1Mayıs günü, faşizmin bütün baskı, yasakve terörüne rağmen Halk Cepheliler şe-hitlerini 1 Mayıs Alanı’nda andı. Adalet ta-

lebini haykırdı.

EMRAH ULUDAĞ ANLATIYOR:Önceden kafama 1 Mayıs günü Taksim’e gitmeyi

koymuştum ve o gün otobüse binip Şişli’ye gittim.Osmanbey'de hemen beni çevirip kimlik istediler.Sonra sen İdil Kültür Merkezi’ndensin dediler.Ben de o anda slogan attım. “Yaşasın 1 Mayıs,Yaşasın Taksim” dedim. Daha sonra beni tehditederek sus dediler. Ben de susmayıp sloganatmaya devam ettim.

Daha sonra araçta benimle dalga geçerek ira-demi kırmaya çalıştılar, ben hiçbir şekilde cevapvermeyerek muhatap olmadım.

Karakolda başka arkadaşlarımızı gördüm. Po-lisler bize her türlü evrakı imzalatmaya çalıştı, bizbunu kabul etmedik. Daha sonra imzalamamızgereken evrağı imzalayıp serbest bırakıldık. Toplam12 kişi bırakıldık.

O gün Taksim'de olmam gerektiğini düşündüm.Evet bazı yerler tarihte yaşanılan olaylarla anılır.Sürekli bu aklıma geliyordu. 1977'de onlarca insanpanzer altında kaldı, kurşunlarla katledildi. Onlarıanmak için o gün orada olmalıydık.

Düzenin bize 1 Mayıs Bakırköy dedirtmesi bo-şuna değil... Bizi diğer sol gibi, kendi istediği gibihizaya getirmek istiyor. Tarihte yaşanılan gerçekleriunutalım istiyor. 1989'da daha 18 yaşında olandevrimci Mehmet Akif Dalcı için o gün Taksim-de’ydim.

O gün orada olmak bir zorunluluktu kafamda.Ve oraya gitmeyi önceden kafama koymuştum. O

alan bedeller ödenerek kazanıldı. Buna sahip çık-malıydık.

*****

CENK TURAN ANLATIYOR:1 Mayıs günü bir abiyle Taksim’e gttik. İlk önce

bayağı bir düşündük gidelim mi diye, sonra alanadoğru yürümeye başladık. Ta ki en son bariyerekadar. Orada hemen slogan atmaya başladık. “Ya-şasın 1 Mayıs Yaşasın Taksim” dedik.

Ondan sonra bizi kelepçeleyerek işkence yap-maya başladılar. Karaköy karakoluna götürüldük.Polisler hep bizimle sohbet etmeye, irademizi kır-maya çalıştı; ama ben sorularına cevap vermedim.

Sonra beni yaşımdan kaynaklı Beyoğlu ÇocukKarakolu’na götürdüler. Götürenler TEM’in polis-leriydi. Hiç gözaltım olmadığı için benimle iyi birşekilde sohbet etmeye çalıştılar. ben de muhatapolmayınca işkence yapmaya başladılar.

Üst aramasında da devam etti bu.

Daha sonra akşam üstü ailem ve avukatlargeldi. Savcılıktan bırakıldım.

Bakırköy değil de Taksim’i seçmemin sebebi1977’den bu yana ödenen bedeller, verilen canlar.Onlara sahip çıkmak için oradaydım. Bu benimmeşru ve doğal hakkımdır.

Karşımızdakiler o kadar korkaklar ki binlercepolisi oraya yığmışlar. Kocaman bariyerleri orayakoymuşlar. Sebebi bizim ne kadar sözümüzdedurduğumuzu bildikleri içindir.

Tek de kalsak çıkarız; yüzler, milyonlar da olsakçıkarız. Çünkü biliyorlar ki biz yaptığımızı savunuparkasında dururuz.

1 MAYIS’TA TAKSİM’E ÇIKAN HALK CEPHELİLER ANLATIYOR

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

14

Page 15: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!
Page 16: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

“Devlet bu katliamın nedeni, devlet bu katliamınfaili. Yargılanması gereken sadece Soma A.Ş. değildiama bu sesi duymak istemediler, bizim orada, bunukonuşmamızı istemediler.”

Bu sözler, bir savunmadan. Ya da belki “yargı-lama” demek daha doğru olur.

Halkın Hukuk Bürosu’ndan avukatların toplam 159yıldan fazla ceza aldığı davada, sanıklardan AycanÇiçek avukatlık pratiklerini anlatırken, Soma’dan böylebahsediyordu. (Aycan’a 9 yıl hapis cezası verildi.)

Neden mi Soma Katliamı’ndan bahsediyordu?

Beş yıl önce Soma’ya gittiğimde, hatta otobüsteninmemden kısa süre sonra yaptığım ilk haber, avu-katların dövülerek gözaltına alınmasıydı.

O gün ve sonrasındaki günler sık sık dövüldüler.Orada yaptıkları avukatlık da, haklarındaki iddianamede suçlamaya dönüştü. O sebeple de duruşmadakikonuşmalarında Soma’dan bahsettiler.

Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı, AvukatSelçuk Kozağaçlı karşılaştığı sayısız gözaltılardanbirinde, odada yalnız kaldıkları polis amirinin kendisine“Bu Soma’da yaptığınız işe çok saygı duyuyorum, neolacak o işin sonu?” diye sorduğunu anlattı. O daamire, “Ne olacak, dosyayı çok iyi bilen heyeti sürgünettiniz, yerine bu konularda ne düşündüğü belli birmahkeme başkanını getirdiniz. Şimdi avukatlarınıdöve döve gözaltına alıyorsunuz, ne olur sence?”dediğini anlattı.

Hakikaten de öyle oldu, 301 işçi öldü, beş yılgeçti, maden sahipleri dışarıda, Selçuk içeride.(Kozağaçlı hakkında 11 yıl 3 ay hapse hük-medildi.)

Avukatken sanık kürsüsüne çı-karılanlardan Ebru Timtik de,övülerek anlatılan bir olayın, as-lında gerçekte ne olduğunu açıkla-mıştı:

“Bu halleri sempatik bulanlar var. Am-bulansa bindirilirken Somaişçilerinden biri, ayakların-daki çizmeyi çıkartmak isti-yor. Kameralar bunu çekiyor,o kadar hoşlarına gitti ki budurum… Çekiyorlar ve ‘nekadar kibar olduğunu, in-sanlarımızın ne kadar dü-şünceli olduğunu’ anlatmayaçalışıyorlar. Hayır, bu birdüşüncelilik örneği değil,

kendini layık görmüyoro insan. İşte faşizminyarattığı insan tipi bu.”

Ve o ambulansın,işçinin çizmesinden de-ğerli olmadığını söyle-mişti. Medyada övüleno davranışın, alkışla-nacak değil değiştiril-mesi gereken bir bakışaçısı olduğunu anlat-mış, “Nietzsche’nin köleruhu dediği bu hal, ger-çek bir hal” demişti. (Ebru’ya da 13 yıl 6 ay hapiscezası verildi.)

Yargılanan avukat Behiç Aşçı da reddi hâkim tale-binde bulunurken, mahkemeye şu soruyu sormuştu:“Evet Soma Katliamı davasına müdahale var. DavayaErdoğan müdahale etti. Bizim de bir müdahalemizolmuşsa bundan gurur duyarız. Ama tanığa nedenSoma’yı sordunuz? Patronlarıyla bir ilişkiniz var mı?”(Behiç Aşçı’ya da 12 yıl hapis…)

Onların hapis cezaları infaz edilirken, hakkında15 yıl hapis cezasına hükmedilen, şirketin

yönetim kurulu başkanı Can Gürkan ka-rarla birlikte tahliye edildi.

Avukatlar buna ne der-di?

Herhalde, duruşmadane dedilerse onu:

“Söz verdik biz ogün, maden işçilerinesöz vermiştik. Maden iş-çilerine destek oldu diyetutuklanan üniversiteöğrencilerine söz ver-miştik. Kınık halkına sözvermiştik, Soma halkınasöz vermiştik, Ege hal-kına söz vermiştik. Evet;Türkiye halklarına sözveriyoruz, halkın avu-katlığını yapmaya de-vam edeceğiz.”

(Ayça SÖYLEMEZ,14.05.2019-Birgün)

SOMA KATLİAMININ 5. YILDÖNÜMÜNDE YİNE ADALETSİZLİĞE İSYAN;SOMA’NIN PATRONLARINDAN CAN GÜRKAN TAHLİYE EDİLİRKEN

HALKIN AVUKATLARINA VERİLEN 159 YIL HAPİS CEZASINA TEPKİ VARDI!BASINDAN

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN116

Page 17: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Lyudmila: Katilleri dışarıda, avukatları içeride...Soma, 13 Mayıs 2014Madencinin fıtratında ölüm yok!

Diyarbakır Barosu:yürü derler yürü derler, açlığa yürü derlerkara elmas tabut olmuş, gerekirse ölün derlergünü gelir utanmadan ağlaşana gülün derleryalanlara artık sabrım yokSoma’da ölüme gönderilen 301 maden işçisini

de, faillerin cezalandırılması için çalışan Selçuk Koz-ağaçlı’yı da unutmadık.

Barış Atay: 301 can gitti... Avukatları tutuklu,katilleri serbest. Soma’yı unutturmayacağız.

Ercan Ayrancı: Soma’ya sağlıkçı ve yardım mal-zemesi beklenirken, kamyon kamyon polis barikatıgötürüldüğü günü unutma!

Kaza değil katliamAdalet halkların elleriyle gelecekSoma’yı unutma

Kamu Emekçileri Cephesi: Soma’da 301 ma-denciyi bir gecede katleden patronlar tahliye oldu.432 çocuğu yetim bırakan Can Gürkan’a yenidenmaden işletme izni verildi. Soma davası avukatlarına159 yıl hapis cezası verildi. Soma Katliamının üze-rinden 5 yıl geçti. ADALET İSTİYORUZ!

TAYAD’lı Aileler: Ankara’ya yürüyeceğiz; çünkümahkemelerde adalet yok!

Soma’da 301 madenciyi bir gecede katleden pat-ronlar tahliye oldu. 432 çocuğu yetim bırakan CanGürkan’a yeniden maden işletme izni verildi.

Adalet bunun neresinde?Soma’daki madenci ailelerinin avukatlarına 159

yıl hapis cezası verildi. Adalet bunun neresinde?

Halkın Hukuk Bürosu: Soma’dan geriye, 5 yılönce bugün Soma’ya uçar gibi koşan avukatlardanSelçuk Kozağaçlı ve Aycan Çiçek’in tutsaklığı kaldı.Ver bir de hiç bitmeyen adalet özlemimiz.

301 madencinin cansız bedeni, 432 yetim çocuğunahı, 162 yaralı ve borçlandırılarak kölece koşullardaçalıştırılmaya mecbur bırakılan maden işçileri... 5yılda hepsinin hesabını kestiler. Can Gürkan’ı serbestbıraktılar.

Özlem: Soma’da katledilen 301 madenciyi de,kaza sonrası Soma’ya gittikleri için işkence yapılanavukatları da unutmadık! Madenin patronu CanGürkan tahliye edilirken, avukat Selçuk Kozağaçlımesleğini yaptığı için 11 yıl 3 ay ceza aldı.

Cargill İşçi Komitesi: Bugün, 432 çocuğu yetimbırakan Soma faciasının 5. yıldönümü! Soma’da ya-şanan bu katliamı unutma. Unutturma!

Gazete TAMAM: Soma’da 301 maden işçisininyaşamını yitirdiği facia sonrası, dönemin Başbakanlıkmüşaviri Yusuf Yerkel, bir madenciyi tekmeleyeli 5yıl oldu.

Yerkel yargılanmadı. Madenci Erdal Kocabıyık’aise Erdoğan’ın aracını tekmelediği gerekçesiyle paracezası kesildi.

Grup Yorum:“Sağım solum kara dumanBir soluk bile alınmazAçlık yoksulluk var diyeBu kadar ucuz ölünmez”5 yıl önce bugün, tam 301 madenci, üç-beş kuruş

daha fazla kar etme uğruna katledildi. Bu katliamıunutmayacağız, unutturmayacağız!

Yüksel TV: “Somalı madencilerin kanı ellerinizdedir.Ermenekli madencilerin kanı ellerinizdedir. ‘Çocuğumyüzme bilmezdi’ diyen Ermenekli annenin ahı üzeri-nizdedir. Nasıl yaşıyorsunuz bunca veballe, nasıl?”diyen Gülnaz ve Nazan Bozkurt, 916. gün akşamaçıklamasında gözaltına alındı.

Halkın Sesi TV: Kömür madenlerinde, kader-fıtrat denilerek katledilen 301 canımız için adalet is-tiyoruz!

Evine ekmek götüremeyenler için adalet istiyo-ruz...

O tekmeyi asla unutmayacağız. Sınıf kinimizdeboğacağımız bir düşmanımız var... Halka karşıişlenen tüm suçların hesabını soracağız.

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 17

Soma Katliamı’nın Yıldönümünde Yazılan Tweetler’den Bazıları:

Avukat Didem Baydar Ünsal, 5 Aydır ÇağlayanAdliyesi Önünde Adalet İçin Direniyor!

Halkın Avukatı DidemBaydar Ünsal, 9 Mayıs’ta,İstanbul Çağlayan Adliyesiönünde Adalet Nöbetini de-vam ettirdi. Halkın Avukat-ları’nın uğradığı adaletsizliğekarşı yapılan açıklamada isekısaca şu sözlere yer verildi;“5 aydır adalet talebimizi dilegetiriyoruz. Halkın avukatlarıevladı kaybedilmiş-katledil-miş anaların, işçilerin, emek-çilerin sesi olmaya devam edecek. Halkın avukatlarınaözgürlük! Savunma susmayacak!”

Page 18: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

İtirafçılık olarak bilinen ve ya-sadaki ismiyle “etkin pişman-lık” hükümlerinin anlam ve

işlevini anlattığımız yazımızdansonra şimdi gizli tanık adı verilenuygulamadan söz edeceğiz.

Yargılamanın tarafları vardır. İd-dia tarafı ve savunma tarafı. Şi-kâyetçi, mağdur ve savcı birlikteiddia tarafını oluştururlar. Polis,jandarma vb. kolluk güçleri sav-cının emrinde çalışırlar ve hepbirlikte iddia tarafında yer alır-lar.

Yargılama tarihin her dönemin-de hakim ya da yargıç adı verilenkişinin, hukuka aykırı olduğu kabuledilen bir eylemden zarar görenile o eylemi gerçekleştireni yanifaili bir araya getirerek karar vermesişeklinde gerçekleşir.

Yargılama bir iktidarın kendinimeşru gösterme araçlarından birive hatta en önemlisidir. Yargılamavarsa, herkes aynı kurallara uyu-yor ve uymayanlar cezalandırı-lıyorsa, bu yapılırken de ayrımgözetilmiyorsa o iktidarın hukukianlamda meşruiyeti artar. Aksidurumda halkın memnuniyetsiz-liği başlar ve iktidarın da hemhukuki hem siyasi meşruiyetiazalır.

Yargılama aynı zamanda bir ik-tidarın halka vaadidir. Devlet; kendiölçülerine göre meşruluğuna inan-dığı ve yargılamaya güven duyduğuoranda bu yargılamaları halka açıkşekilde yapar.

Meşruiyetinin azaldığı, kendinegüveninin zayıfladığı dönemlerdeyargılamalar gözlerden kaçırılmayaçalışılır. Yargılamanın halka açık,aleni olması gerekir. Ama bu türyargılamalar halktan da, basındanda gizlenir. Gizli gizli yargılamayapılır ve karar verilir.

Kendisi de meşru olmayan gizlitanıklık faşizmin, hukuksal anlamdada meşru olmadığı, kendine, kendihukukuna bile güven duymadığıdurumlarda başvurduğu bir uygu-lamadır. Elbette bu uygulamanınkarşımıza çıktığı durumlar, siyasidavalardır.

SİYASAL SUÇKATEGORİSİBir kişi bir başkasının hakkını

çiğnediğinde, ona zarar verdiğindebu zararı karşılaması; bu konudabir uyuşmazlık çıkması halinde birhakime ya da hakeme başvurul-ması doğal ve akla en uygun olançözümdür.

Fakat ya yargılama konusu fiil-den kimse zarar görmemişse neolacaktır? İşte bu gibi haller içinüretilmiş bir çözüm vardır:

Denir ki, tüm suçlardan zarargören kamudur ve savcılar kamuadına görev yaparlar. Aslında budurum fiziksel ve tarihsel gerçeğiyansıtmamaktadır. Eğer öyle olsaidi kamudan suçun sorumluluğunuda üstlenmesi beklenir ve kamusalçözümler aranırdı. Bizdeki “suçtanzarar gören kamu” aslında işle-nen fiilden dolayı zarara uğrayan,

zayıflayan iktidar gücü ve meş-ruiyetidir.

Sözün özü, uygulamada toplu-mun ağır zarar gördüğü suçlar var-dır; fakat bunlar hiçbir zaman so-ruşturulmaz, yargılanmaz, faillericezalandırılmaz.

Ne zaman ki kişilere zarar ver-mediği halde iktidarı zayıflatan bireylem olursa işte o zaman kamuhukukuna göre soruşturmalar açılırve mahkemeler “Türk Milleti adına”yargılama yaptığını söyleyerek yine“Türk Milleti adına” hüküm kurarlar.Bunlar siyasal suçlardır.

İktidarın kendini tehlikede gör-düğü her an ve durumda siyasalsuç söz konusu olur ve en ağır veadaletsiz yargılama usulleri ile ce-zalandırmalar gündeme gelir.

Gizli tanık dinleyerek onun söz-lerine göre cezalandırma yapmaktam da böyledir.

Örneğin dayakçı kocadan kork-tuğu için kimliğinin gizlenmesini is-teyen bir gizli tanık görülmez uy-gulamada. Ya da çokça duyduğu-muz taciz-tecavüz dosyalarındataciz bir türlü ispatlanamaz. Tanık-lara bir miktar güvence verilse belkikonuşacaklardır; fakat o zamanadil yargılama akla gelir. Halkakarşı işlenen suçlar adil yargı-lanır, sömürücülere karşı işlenenfiiller ise görüntüde yargılanırve en ağır şekilde cezalandırılır.

Mevcut kanunları işlettiğinizdesuçlayamayacağınız, yargılayama-yacağınız kişiler gizli tanık devreyesokularak kriminalize edilir, yargı-

GİZLİ TANIKLIK AKP’NİN ACİZLİĞİDİRGAYRI MEŞRUDUR, HUKUKSUZDUR

FAŞİZMİN YALANCI TANIKLARINI, İFTİRACILARINI,SANIKLARINI, CÜPPELİ CELLATLARINI AİT OLDUKLARI YERE,

TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE GÖNDERECEĞİZ!

Bölüm 3

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN118

Page 19: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

lanır, cezalandırılır.

Tarihte, özellikle siyasi yargıla-malarda yargılamanın bazı taraf-larının gizlendiği dönemler olmuştur.Bunların en bilineni EngizisyonMahkemeleridir. “Soruşturma gizliyapılır, sanığa aleyhine olan it-hamlar bildirilmez ve sorgusundanevvel bir müşavir ve müdafii debulunmazdı. Sorgusundan sonrada bir müdafinin yardımından fay-dalanması ise pek ender rastlananbir durumdu. Fakat, bu prensiplerpara ve nüfuzlu şahsiyetler önündeyıkılıyordu.” (ENGİZİSYON* MU-HAKEME USULÜ Ord. Prof. VasfiRaşit SEVİĞ)

Şahitlerin kimlerden oluştuğubilinmeyen ve gizli dinlendikleri en-gizisyon usulünde kimi kez yargıçlarda kendilerini gizlerler. Hatta ken-dilerini gizlemek için kukuleta ta-karlardı. Yargıç, kâtibini de alaraktek başına tanıkları dinler ve bun-ların kim olduğunu söylemezdi.

Sonuçta sanık bir suç ile ithamedilir ve cezası açıklanırdı. İthamsistemi dediğimiz bu usulde gizlenmişşahitler çok olağan bir durumdu.Fakat biz “tahkik sistemi” denilen“araştırma ve maddi gerçeği tümtarafların birlikte tartışarak açığa çı-karmasını” öngören bir yargılamausulünü benimsediğini söyleyen birhukuk sisteminde yaşıyoruz. Bu sis-tem kişi haklarını her şeyin önünekoyan bir sistem olmakla, yargıla-manın adil yapılmasına özen gös-terme sözü vermiştir.

Türkiye’de özellikle siyasal yar-gılamalar söz konusu olduğunda,zaten çok az hatırlanan adil yargı-lama ilkesi tamamen rafa kaldırılırve itham usulü devreye girer.

Tam da engizisyon hukukundaolduğu gibi bugün soruşturmalargizli yürütülüyor, avukatlar dahisavcıların yüzünü göremiyor. Ta-nıkların kimlikleri gizlendiği gibikendileri de gizli dinleniyorlar. Sonzamanlarda karşılaşıldığı gibi açıktanıklar da kimi zaman gizlenerekdinleniyorlar.

“14. ve 17. yüzyıl aralığında500 bin kişi engizisyon yargılamaları

esnasında cadı avı olarak anılansüreçte öldürüldüler. Öldürülenlerin%85’i kadınlardan oluşuyordu. Odönemlerde kimlik bilgileri gizle-nerek bir perdenin ardından ifadeveren gizli tanıklar, bugüne geldi-ğimizde yine tanığın kimlik ve adresbilgileri gizli tutularak ve hatta tanıkkoruma kapsamında yüz ve kimlikdeğişikliğine de imkân verilerek,sesi ve görüntüsü teknik cihazlarlagizlenip değiştirilmek suretiyle var-lıklarını mahkemelerde ortaçağdankalan birer hayalet gibi devam et-tiriyorlar.” (Birgün - Defne Bülbül –Yargıç, Demokrat Yargı Genel Se-kreteri)

Gizli Tanıklık Ergenekon, Balyozvb. davalarda çok tartışıldı. Şimdide FETÖ davalarında çok kullanı-lıyor ve hukukiliği tartışılıyor. Dev-rimcilerin, sosyalistlerin yargılandığıdavalarda kullanılması ise her dö-nem hep meşru görüldü.

GİZLİ TANIK NEDEN ADİL YARGILAMAYAAYKIRIDIR?“Siyasi suç”lar bizim ülkemizde

de en ağır “suç”lardır. Öyle ki;katile, arsıza, uğursuza af çıkarama “siyasi suçlu”lara af gündemegelmez. İndirim uygulanmaz, de-netimli serbestlik uygulanmaz.

Öyle ki, düşüncelerinden vaz-geçmiyorsa şartlı tahliyesi bilemümkün olmaz. Kanunun verdiğitüm haklardan mahrum edilirler.Ve verilebilecek en ağır cezalarverilir.

“Ölünceye kadar ağırlaştırılmışmüebbet” adı verilen infaz biçimiyalnızca siyasi hükümlülere uygu-lanır. Yani tek başına bir hücredetutularak bir ömür geçirilmesi iste-nen siyasi tutsak hiçbir infaz indi-riminden yararlanamayacaktır.

Bu kadar ağır cezalandırılansiyasi suçların yargılanması adaletinyerini bulması açısından çok önem-lidir. Fakat tam tersine en ciddiyetsiz,en keyfi yargılamalar “siyasi suç”lardayapılır. Birçok hukuksuz uygulamanınyanında bir de gizli tanık uygulamasıeklendiğinde adil bir yargılamanınsözü bile edilemez olur.

Adil yargılamaya aykırıdır çünkünormal tanıkların kimlikleri ile ilgilibilgiler beyanlarını değerlendirmeaçısından önemliyken siyasi yar-gılamada söz konusu olmaz. Nor-malde tanığa sanığı tanıyıp tanı-madığı ve aralarındaki yakınlıkmutlaka sorulurken, tanıklıktan çe-kinme hali belirtilirken, husumetolup olmadığı araştırılırken gizli ta-nıktan sorulmaz ve araştırılmaz.

Tam tersine gizli tanığa kimli-ğini açığa çıkaracak sorulara ce-vap vermeyebileceği hatırlatılır.Gizli tanık, keyfi nasıl istiyorsaöyle ifade verir ve gider. Savunmatarafının gizli tanığın neden kendi-sini suçladığını anlama ve anlatmaşansı yoktur.

Çünkü hiç tanımamakta dahasısoru soramamaktadır. Belki kişiselbir husumeti, düşmanlığı olan biridir.Belki bir polis veya bir savcı... Belkitanımasının olmasının mümkün ol-madığını bildiği bir kişidir. Fakatsanık hiçbir savunma biçimini kul-lanamaz. Savunmanın elini kolunubağlayan bu durum elbette adilyargılamayı ihlal eder.

Kural olarak hâkim ancak hu-zuruna tartışılmış delillere göre ka-rar verebilir. Oysa gizli tanık nehuzura getirilir ne de gerçek anlamıile sorgulanabilir ne de taraflar ifa-delerini tartışabilir. Söyledikleri ya-lanlardan ötürü yargılanmazlar.Yargı bağışıklıkları vardır. Oysanormal bir tanık, yalancı tanıklıkyaptığında cezalandırılır.

Gizli tanıklıktan vazgeçmesi du-rumunda ise söylediklerinden mesulolacağından ötürü düştüğü durum-dan geri dönemez. Yalanların içindedebelenir durur. Bir süre sonra daakıbeti belirsizleşir.

Böyle bir delil ile hüküm kurmakaçıkça hukuka aykırıdır.

SİYASİ DOSYALARDA GİZLİ TANIKLARINORTAK ÖZELLİKLERİTanık beş duyu organı ile gör-

düklerini ve bildiklerini mahkemehuzurunda anlatan kişidir. Oysagizli tanık söz konusu olaya nasıl

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 119

Page 20: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

tanık olduğunu açıklamaz. Duy-muştum der, nasıl ve ne zamanolduğunu söylemez.

Genellikle sorulara cevap ver-mez. “Aradan çok zaman geçti,daha önce emniyette söylediğimgibidir” şeklinde kaçamak sözlersöyler.

Söyledikleri soyuttur. Ne kadarısrar edilirse edilsin somutlaya-maz.

Sıkıştığı zaman “kimliğim açığaçıkabilir, o yüzden cevap verme-yeceğim” deyip hakimlerden yardımisterler. Gizli tanıklar bir süre sonraarandığında bulunamaz olurlar.

Kendileri hakkında açılmış birdava olup olmadığını, gizli tanığınörgütsel durumuna uygun bir cezaile yargılanıp yargılanmadığını bi-lemezsiniz.

Kimliği, yüzü ve geçmişi bilin-meyen birinin ifadesinin hukukaaykırı usuller ile alındığını, haksızmenfaat vaadedildiğini öne süre-mezsiniz.

Gizli tanık genellikle hayatınolağan akışına uygun bir olayahasredilmiş bilgisini paylaşmaz.Emniyette veya savcılıkta yüzlerceinsanı görev ve sorumlulukları ile,örgütsel konumları ile ve hatta özelilişkileri ile bildiklerini iddia ederler.Hayatın olağan akışında gerçek-leşmeyecek kadar çok bilgi sahi-bidirler. Fakat mahkemenin önündeşaşarlar.

Eğer devlet görevlisi (polis yada MİT ajanı hatta savcı) değilselerkendileri de bir suç şüphesi veceza tehdidi altındaki kişilerdir. Yanipolisin elinde onları tehdit edecekbilgiler bulunmaktadır.

Siyasi duruma göre gizli tanık-lara ifadeleri değiştirilir. Rahip Brun-son davasını hatırlayın. Tutuklan-

ması için gerekçe yapılan gizli ta-nıklar, Amerika ile yapılan pazar-lıklar sonunda tahliyesine kararverildiğinde gizli tanıklar da birdenbildiklerini unutuvermiş, bilmedik-lerini hatırlayıvermiş, ifadelerini de-ğiştirmişlerdi.

Devrimci avukatların dosya-sında ifade veren ATEŞ kod adıverilmiş gizli tanığın kim olduğuaçığa çıkmış ve kendisinin Fet-hullahçı örgüt tarafından yetiş-tirilmiş bir ajan provakatör ol-duğu, bu sebeple Kobane’ye git-tiği görülmüştür. Fakat devletkendisine sahip çıkmayarak tanıkkorumasını kaldırmış ve ifşa et-miştir.

Örneğin AKP’nin Van Adayı eskiTSO başkanı Nejdet Takva’nın gizlitanık olarak Bekir Kaya aleyhinegizli tanıklık yaptığı açığa çıkmıştı.Sonuç olarak; gizli tanıklık savcınınelinde somut bir delil, bir suçlamaaracı bulunmadığında kullandığıbir yöntemdir. Yani en zayıf oldu-ğunda kullandığı bir araçtır.

Genel olarak siyasi iktidar zayıfolduğu dönemlerde bu yöntemikullanarak, muhaliflerini ve sınıfdüşmanlarını yok etmek ister. Gizlitanığın kullanılıyor olması devletinzayıf bir dönem geçirdiğini, savcınınelinin zayıf olduğunu gösterir. Meş-ruluğu olmayan bir yöntem olduğuve ciddi adaletsizliklere sebep ol-duğu için de iktidarın iyice meşrui-yetini kaybetmesine neden olur.

Gizli tanıklar asla sonsuza kadargizli kalmazlar. Şimdiye kadar birçokgizli tanığın kimliği daha yargılamasürerken açığa çıkmıştır. Ve gizlitanıklar eğer iktidar tarafından yokedilmezlerse de sonsuza dek ba-kılıp büyütülecek değillerdir. Birsüre sonra teşhir olur ve çöplükle-

rinde ölüme terk edilirler.

Gizli tanıklığa dayanılarak ve-rilen bütün kararlar gayrı meşruolduğu gibi aynı zamanda hu-kuksuzdur da. Yasalara ve adilyargılamaya aykırıdır. Bu karar-ların bozulması ancak ısrarlı vesonuç alıcı bir hak mücadelesiile mümkündür.

YARGIÇLAR Ne hakkın olacak,

Ne, bir şeyciğin. Sen, Amerikaların, Terk edilmiş oğlu,

Sen ey yoksulluk kadehi: Aşağı Peru’da, Patagonya’da,

Şehirlerde ve Nikaragua’da, Korumak için toprağını,

Ve ufacık evini, mısırlarıyla; Ne yargıç var sana,

Ne kanun. Efendilerinin,

Seni yenenlerin sultanlığı, Geldiği çağda;

Yeni unutulmuştu daha, Bıçaklı,

Pençe tırnaklı eski düş. Göğünü, ıssız komak için,

Geldi kanun; Tapılmış toprağını,

Çekip almak için geldi; Nehirlerinin suyunu,

Kapışmak için; Ağaçlarının hürlüğünü,

Çalmak için geldi. Yalancı tanıklar,

Tuttular. Vura vura deldiler,

Yüreğini: Celplerle, kağıtlarla,

Soğuk fermanlar altına, Gömdüler seni.

Acının sınırında, Ayıkınca bir:

Odsuz, ocaksız, kimsesiz, Tığ teber, şah-ı merdan;

Al dediler zindan, Al dediler zincir,

Vurdular kelepçeyi; Yüzüp de bir yoksul can,

Kurtarmayasın diye, Boğulasın diye boğulasın,

Debelene debelene.

PABLO NERUDA

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN220

Okmeydanı Halk Meclisi Haftalık Toplantılarına Devam Ediyor…Halkın Sorunlarını Düzenin Mahkemeleri Değil, Biz Çözeriz!

İstanbul Okmeydanı’nda çalışmalarını sürdüren Halk Meclisi 10 Mayıs’tahaftalık toplantısını düzenledi. Toplantı ilk olarak “Savaşarak Kazanacağız”kitabında yer alan “Halk Meclisi Nedir, İşlevi Nelerdir?” başlıklı yazınınokunmasıyla başladı ve konu hakkında halk okulu çalışması yapıldı. Tar-tışmaların ve fikir alışverişlerinin vardığı nokta ‘çeteleşmeye karşı kampanya’başlatılması oldu. Kampanya konusunda uzlaşıldıktan sonra programyapıldı. Program adım adım hayata geçirilecek.

Page 21: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Aç gözlü sermayeningözü, sürekli emekçilerinüzerindedir. Doyumsuz

olduğu için nasıl daha fazla sömü-rebilir, işçilerin emeğini, alın terini,kanını nasıl daha fazla emebilirimdiye düşünüp durur. Bu nedenleişçi ve emekçilerin kazanılmış bütünhakları saldırı altındadır.

Bu günlerde işçilere yönelik yenisaldırının ismi “Yeni Ekonomi Prog-ramı Yapısal Dönüşüm” kapsamın-da gündeme getirilen Kıdem taz-minatı fonudur. Kıdem tazminatınınbir fona devredilmesi adı altındaişçinin güvencesi olan bu hakkıyok etmeye çalışıyorlar.

İşçilerin iş güvencelerinden birtanesi olan kıdem tazminatına yö-nelik saldırının tarihi yeni değildir.Kıdem tazminatının işveren açı-sından yük oluşturduğu, bu yüzdenkaldırılması, azaltılması, yararlanmakoşullarının zorlaştırılması veya birfon aracılığıyla ödenmesine yönelikgirişimler sürekli olmuştur.

İlk olarak 1968 yılında hazırlananişsizlik sigortası yasa taslağı ilekıdem tazminatının tümüyle kaldı-rılması gündeme gelmiştir. O dönemişçilerin mücadelesi nedeniyle ikti-darlar bunu yapamamıştır. 1970’le-rin ikinci yarısında kıdem tazminatıfonu konusu tekrar gündeme gel-miştir. Daha sonra 1976, 1978,1980, 1984 iş güvencesi kapsa-mında fonla ilgili kimi girişimler sözkonusu olmuştur.

AKP Hükümetleri dönemindeise biri 2004 yılında ve diğeri de2008 Mart-Nisan aylarında taslaklarhazırlanmış, 2014 yılında Ulusalİstihdam Stratejisi kapsamında gün-deme gelmiş, sonrasında da gün-demde tutulmuştur.

AKP iktidarda kaldığı dönemboyunca kıdem tazminatına ilişkindüzenlemeleri sürekli yaşama ge-çirmeye çalıştı. İstediği gibi yaşamageçiremediler. Bu dönemler bo-yunca yapılan açıklamaları hatır-layalım;

Eski Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Murat Başesgioğlu: “İşve-renin kıdem tazminatı yükü düşe-cek.” (Referans, 7 Kasım 2006)

Eski Sanayi ve Ticaret BakanıAli Coşkun: “İşsizlik Sigortası Ka-nunu da çıktıktan sonra hâlâ kıdemtazminatının varlığını sürdürmesidoğru değildir.” (Evrensel, 5.7.2007)

Başbakan Yardımcısı, eski Ma-liye Bakanı Mehmet Şimşek: “İs-tihdam artışının önündeki en büyükengel; kıdem tazminatı yükü veesnek istihdama geçilememesidir.Türkiye’de kıdem tazminatının bukadar yüksek ve ağır olması ne-deniyle istihdam artırılamamaktadır.Türkiye’nin esnek istihdam uygu-lamasına geçmeden istihdam artışısağlanamaz.” (Milliyet, 21 Nisan2010)

Eski Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Faruk Çelik: “Kıdem taz-minatı oranları çok yüksek, buoranları düşürerek, yararlanacakinsan sayısını artırmayı planlıyoruz.”(Zaman, 13.4.2012)

Başbakan Yardımcısı NurettinCanikli: “Kıdem tazminatı fonuylailgili çalışmalarımız sona geldi. ...burada reel sektör üzerinde, firmalarüzerinde çok ciddi yük var, bir pran-gadır adeta” dedi. (Sabah 18 Mayıs2017)

İşçi düşmanı, işbirlikçi burjuva-zinin sözcüsü AKP'li Bakanlarınaçıklamaları, dönemin tekellerininaçıklamasının gerisinde kalıyordu.

Aynı dönemlerde tekeller, taleplerinişöyle dile getiriyorlardı.

TOBB, TİSK ve TÜSİAD: “Enkısa sürede kıdem tazminatı ko-nusunun gündeme getirilerek, iş-letmeler üzerindeki yükün hafifle-tilmesi gerekmektedir.” (TİSK, TOBBve TÜSİAD’ın Esneklik Konusun-daki Ortak Görüş ve Önerileri,2009)

TÜSİAD: “Yeni düzenlemeninyürürlük tarihi itibariyle, kıdem taz-minatında 30 gün yerine 15 günesas alınmalıdır.” (TÜSİAD, “Ça-lışma hayatını düzenleyen yasa-ların, işgücü piyasasının ihtiyaçla-rına cevap verecek şekilde ele alın-ması” başlıklı rapor, 2010)

Görüldüğü üzere tekeller yükünhafifletilmesini isterken, AKP kıdemtazminatının kaldırılmasından ya-nadır.

Ve elbette asıl talimatlar em-peryalistlerden gelmektedir. Em-peryalistler ihtiyaçları ve yapılmasıgereken düzenlemeleri söyler, bun-ları daha sık ve daha ateşli dillen-dirmek yerli işbirlikçilere kalır.

IMF 1. Başkan Yardımcısı AnneKrueger, Türkiye ziyaretinde yaptığıaçıklamalarda şunları söylemek-teydi:

“Asgari ücret yüksek, düşürül-sün, bölgesel asgari ücrete geçilsin.İşsizliğin sebebi yüksek kıdem taz-minatlarıdır. Kıdem tazminatları dü-şürülsün. İşten çıkarmalar kolay-laştırılsın.” (11 Temmuz 2006-Ga-zeteler)

1 yıl sonraki IMF raporunda daaynı noktalara değinmişlerdi:

“Emek piyasasındaki katılıklarıgidermek amacıyla atılabilecek

KIDEM TAZMİNATI FONUAKP’NİN, EMPERYALİSTLERİN PROGRAMIDIR!

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 221

Page 22: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

adımlar arasında, zorunlu kıdemtazminatı sisteminin rasyonelleşti-rilmesi ve daha esnek koşullu is-tihdam uygulamalarına izin veril-mesi sayılabilir” (IMF HeyetininDeğerlendirmeleri-2007)

IMF’nin 2018 raporunda da yinekıdem tazminatı düzenlemesi yeralmaktaydı.

Kıdem tazminatının reformu,asgari ücretlerin ve memur maaş-larının enflasyona endekslenmesineson verilmesi, geçici istihdam uy-gulamalarının yaygınlaştırılması,gönüllü özel emeklilik sistemininzorunlu hale getirilmesi… (IMF2018 raporu)

OECD, 2006 ve 2007 yılındada AKP hükümetinden kıdem taz-minatının kaldırılmasını istemek-tedir:

“Kıdem tazminatı, istihdam ya-ratmayı engelliyor.” (2006 Rapo-ru)

“Emekli olan çalışanlara kıdemtazminatı ödemesini kaldırın. Emek-lilik yaşını 65’e çıkarın, emeklilikgelirini vergilendirin, emeklilerdensağlık sigorta primi alın.” (2007Raporu)

Kıdem tazminatının ortadan kal-dırılması çalışması raporlardan daanlaşılacağı üzere emperyalist çı-karlar gereğidir.

Kıdem tazminatının kaldırılmasıile sadece işçinin ücret güvencesiortadan kalkmayacaktır. İşçinin ça-lışma koşulları da değişecektir.Emperyalistler çalışma yaşamınıböylelikle daha rahat düzenleye-bilecekler.

KIDEM TAZMİNATINEDEN ÖNEMLİ?Kıdem tazminatı 19. yüzyılın

sonlarında, 20. yüzyıl başlarındaortaya çıkan bir işçi hakkıdır. Bizimülkemizde ise 1936 yılında yürür-lüğe girmiştir. Bu yıllarda işçilerinçalışma koşulları ağır ve ücretleriçok düşüktür.

İşçilerin bu sefalet koşullarındaçalışmayı sürdürmeleri, köylerine

kaçmalarını engellemek için geti-rilmiştir. Köyden kente göçün arttığı,göçle şehre gelen köylülerin yeterikadar ucuz işçi deposu haline gel-dikleri 1950’li yıllardan sonra ser-mayenin kıdem tazminatı üzerindenişçileri işyerine bağlamasına gerekkalmamıştır. Bu yıllardan sonra kı-dem tazminatını kısmanın yollarınıaramışlardır.

Kıdem tazminatı patronun işinikaybeden veya işten ayrılan işçiyehizmet süresine ve kazancına pa-ralel toptan belli şartlar sağlandı-ğında yapılan bir ödemedir. Bunedenle işçinin güvencesidir.

Bir başka anlamda ise işçininpatronda rehin tutulan ücretidir. Kı-dem tazminatının karşılığında işçipeşin peşin çalışmıştır. Diyebilirizki, işçinin karşılığını çalışarak pat-rona ödediği ertelenmiş bir ücret-tir.

Kıdem tazminatı aynı zamandaişçinin bedensel ve ruhsal yıpran-masının karşılığı olduğu da kabuledilmiştir.

Bununla birlikte kıdem tazminatı,işten çıkarmaları cazip olmaktançıkarıp işsizliği önlemesi, uzun dö-nemli çalışma ilişkisi teşvik etmesi,deneyimli işçileri işyerinde tutarakişgücü devrinin maliyetini azaltmasıgibi hedefleri de vardır.

Kıdem Tazminatının bir fonadevredilmesi ve kullanılmasınınemekli, ölüm gibi şartlara bağlan-ması fiili olarak kullanılamaz haledönüşmesine neden olacaktır.

İşsizlik fonu nasıl işlevsizleş-mişse, bu fon da devletin üzerinekonacağı bir fona dönüşecektir.

Kıdem tazminatının ortadankalkması ile birlikte, asıl yaşamageçirmeye çalıştıkları şey esnekçalışma sisteminin yaygınlaştırıl-masıdır. Bu durumda;

İşsizlik artacaktır, patronlar iş-çileri daha rahat işten atabilecektir.Nitelikli işçi sayısı azalacaktır.

Esnek çalışma işçilerin örgüt-lülüğünü zayıflatacak,

patronun işçiye karşı sorumlu-luğunu azaltacaktır.

Sonuç olarak, kıdem tazminatıbir işçi için önemli bir iş güvence-sidir. İşçiyi koruyan bu iş güven-cesine saldırıya karşı durmak zo-rundayız. Kıdem tazminatı; pa-zarlık konusu edilmeyecek, sen-dikaların insiyatifine bırakılma-yacak bir haktır.

Önümüzde duran sadece kıdemtazminatını korumayı değil, iş yerigüvenliğini, işçi güvencesini sağ-layacak diğer talepleri de elde et-meyi hedefleyen bir mücadele yü-rütmek zorundayız.

Aç yatan, yok pahasına çalışan,güvencesiz çalışan bizleriz. Bizsadece kıdem tazminatını korumayıistemiyoruz. Biz daha az çalışmak,daha güvenli, temiz ve sağlıklı ko-şullarda çalışmak, emeğimizin hak-kını almak istiyoruz.

Ödediğimiz bedeller dururken,işçi katliamlarının önünü açan po-litikalar dururken, emek sömürüsüartarken, kıdem tazminatı üzerindenişçilerin hayatları ve geleceklerineyönelik saldırılara izin vermeyece-ğiz.

Emeğimize ve geleceğimize sa-hip çıkacak, mücadeleyi büyüte-ceğiz.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN222

İşçi; bir yıllık çalışma süresidolduktan sonra,

İşçi; haklı bir sebep olmadanişten çıkarılırsa,

İşçi; haklı bir sebeple işibırakırsa,

Erkek çalışanlar askerlik içinişi bırakırsa,

Emekli olma amacıyla işçi işibırakırsa,

Emeklilikte diğer şartlarıtamamlayıp, tamamlamasıgereken yaşı evinde geçirmekisteyen işçi işi bırakırsa,

Kadın işçi evlendiktensonraki bir yıl içinde işibırakırsa,

İşçinin ölmesi halindemirasçılarına kıdem tazminatıödenir.

Page 23: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Sözlük anlamı olarak ruh; “can, nefes,canlılık”tır. Bizim anlatmak istediğimiz Savaşruhudur. Savaşçı ruhudur. Bizler emperya-

lizme karşı bağımsızlık, faşizme karşı demokrasi, ka-pitalizme karşı sosyalizm savaşı veriyoruz. Bu savaşınyürütücüleri bizleriz. Bu savaş halkın her kesiminikapsıyor. Ezilen, sömürülen, hor görülen her ulustan,inançtan, mezhepten halklar olarak kurtuluşa kadarsavaşıyoruz. Savaşımızı büyütmek, Cephemizi ge-nişletmek, katledilenlerimiz, kaybedilenlerimiz için, iş-kence görenlerimiz, sakat bırakılanlarımız için savaşçıruhunu kuşanmak zorundayız.

Savaşçı Ruhunu Kuşanmak Nedir?Savaşçı ruhunu kuşanmak bizi biz yapar. Düşman

pervasızlaştı. 2016 yılından itibaren de onayladığıyasayla NATO işgaline hazır hale getirdi. NATO’yaasker gönderilecek ve NATO da “gerekli gördüğü”hallerde Türkiye’ye asker gönderecek. Ne için peki?İşgal için. Katliam düzenlemek, tecavüz etmek için.

Anadolumuzu emperyalistlerin çiftliğine döndürdüler.İktidarın hangi kararı alıp almayacağına zaten em-peryalistler karar veriyor. Amerika’nın yeni-sömürgesiolan Türkiye’de; hangi siyasi iktidar gelirse gelsinaltına imza atacağı sömürü politikalarıdır. Kabeleri,peygamberleri Amerika’dır, Amerikanın şefleridir. Te-kellerdir.

Bu iktidara, bu yönetime son vermek için savaşçıruhunu kuşanmak zorundayız. Devlet önümüze birçokengel çıkartıyor. Savaçı bu engeli aşacak yol, yöntembulur. Bu yöntem tereyağından kıl çeker gibi degil,aklımızın-cüretimizin birleştiriciliğiyle bilimsel düşünüpdüşmanı politikasız bırakmakla olur.

Savaşçı ruhu kuşanmak için bilincimizi yükselt-meliyiz. Bilincimiz halk savaşını yükseltmektir. Halksavaşını örgütlenerek büyütebiliriz. Yoksulları örgüt-leyerek, yozlaşanları örgütleyerek, açları örgütleyerek,işsizleri örgütleyerek, adalete aç olanları örgütleyerek...Yani bir bütün olarak halkımızı örgütleyerek savaşıyülseltebiliriz.

Bizi Hiçbir Güç Engelleyemeyecek!Filistin’de Filistin halkının direnişini hangi güç en-

gelleyebildi? Suriye’de halkın direnişini emperyalistlerdurdurabildi mi? Hayır. Suriye’de emperyalistler halklaraboyun eğdiremedi.

Biz; güçlü olanı güçsüz olanla, modern olanı ilkelolanla yeneceğiz.

Yüksel direnişçileri 917 günleri geçtiler direnişebaşlayalı. Her gün iki gözaltına karşın işlerini istemeyedevam ediyorlar. Kezban anamız ilerleyen yaşınarağmen tutuklanan kızı ve damadı için, inancı için ey-lemde.

Bakırköy direnişçileri 5 kez tutuklandılar ama hak-larını aramaktan vazgeçmediler. Kiraz çiçeğimiz Sı-lamızın gülüşünü durduramadıkları için, o yaşındahalkına umut olduğu için katlettiler.

Devrimci savaşçı, ruh bilinçle yoğrulmalıdır. Coş-kumuz, savaşçı ruhumuz, bilinçle donatılmadıkça he-deflerimizin büyüklüğüne uygun bir kolektif ruhsalşekillenişin bir parçası haline getirilmedikçe bucoşkunun mücadeleye katkısı da kuşkusuz istenildiğiölçüde olmayacaktır.

Disiplinimiz savaşçı ruhumuzu şekillendirir. Disiplininolmadığı, gevşediği yerde savaşçı ruhtan uzaklaşmabaşlar. Rehavet olur. Kişiselleştirme olur, korku veyılgınlık başlar. Bunu ancak disiplinimizle aşarız. Dev-rimciliğimizi büyüterek yapabiliriz.

Savaşçı; nerede ne niçin bulunduğunu bilendir.Neden savaştığımızı hiç unutmayacağız. Operasyon-lardan, tutsaklıklardan, şehitliklerden kaynaklı boşalanyerleri savaşçı ruhumuzla doldurmalıyız. Düşmanınyürüttüğü haksız, inançsız savaş var. Bunun karşısındakendimizi savaşçı ruhla donatıp, ideolojisine ve kendinegüvenenler, gücüne inananlar kazanır.

Yaratıcılıkta sınır yoktur. Yaratıcı olmanın özübüyük bir dikkat ve enerji ile o iş üzerine yoğunlaşmaktır.Yoğunlaşmak önce gerçeği saptamaktır. Gerçek durumnedir? Düşmanın önlemi nedir? Önlemdeki boşluklarnelerdir? Ve bizim durumumuz nedir? Bunları sapta-dıktan sonra o işin nasıl yapılacağına veya yapılma-yacağına net karar verebiliriz. En ufak bir boşlukvarsa o boşluktan nasıl gireceğimizi düşünürüz.

Yalnızca teknik hazırlıklarla olmaz. Aslolan otekniğe yön verecek coşkulu, kararlı, fedakar, militanruh haline sahip olmaktır.

Sonuç çatışarak şehit olmak da olabilir. Bu artıkonun hesapları dışında ortaya çıkan zorunluluk halinegelir. Her koşulda atak, cesur ve savaşçı ruhunasahip olacağız.

SAVAŞÇI RUHUKUŞANMAK ZORUNDAYIZSSAVAŞ veSAVAŞ ve

SAVAŞÇISAVAŞÇI

EMPERYALİZME VE

FAŞİZME KARŞI

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 23

Page 24: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN24

Kızı Zeynep Yıldırım ve hasta tutuklu damadı Haydar Yıldırım’ın hapishanedeolması sebebiyle tek başına yaşayan Kezban Anne 80 cuntası sonrasında daTaksim Anıtı’na çelenk bırakarak dönemin ilk demokratik eylemini yapmıştı.

KEZBAN ANNELER OLDUKÇAADALET TALEBİ SAHİPSİZ DE, KARŞILIKSIZ DA KALMAYACAK.

ZEYNEP YILDIRIM NEDEN TUTUKLU?

19 Temmuz günü Sarıyer’de bulunan Boğaziçi PirSultan Abdal Derneği Cemevine bir saldırı gerçekleşti.Uzun namlulu kar maskeli polislerce yapılan bu

baskında özellikle rencide edici davranılmış ve alevi inancınave değerlerine hakaret edilmişti. Zeynep Yıldırım şu açıkla-mayı yaptı:

“Üç girişi var cemevinin. Üç girişten de silahlarla aniden girmişler içeri. O sırada Cemevindeyöneticimiz dahil yaklaşık 10-12 kişi varmış. Girer girmez kapıları kırmışlar. İçerideki herkesiters kelepçe yaparak yere yatırmışlar ve işkence yapmışlar. Uzun namlulu silahları doğrult-muşlar.

Gözaltına alınan iki kişi dışında üç kişi daha Vatan’a götürülmüş. Bunlardan biri cemeviyöneticisi, birisi mahallenin muhtarı. Diğerinin kim olduğunu bilmiyoruz. Yönetim odamızı,toplantı odamızı vs. her yeri dağıtmışlar.

Duvara polisler bir yazı yazmış fakat ekibin amiri kızarak yazıyı sildirmiş boyayla. Neyazdığı anlaşılmıyor boyayla kapatıldığı için.

Bu saldırı Cemevlerini itibarsızlaştırmak için yapılıyor. Hem inancımıza yönelik olarak hemde mahallemize yönelik olarak yapılıyor. Bizim kapımız halk düşmanı olmayan herkeseaçıktır. İnancımızdan dönmeyeceğiz, asla!”

24 Temmuz 2018 tarihinden beri tu-tuklu bulunan Zeynep Yıldırım ve davaarkadaşları hakkındaki suçlama birtürlü açıklanmadı. Gizli tanıklarla ku-rulan, gizli soruşturmalarla süren ada-letsizlik karşısında anne Kezban Bektaşilerlemiş yaşına bakmadan oturma ey-lemi yapıyor. Kızının başkanı olduğuCemevi derneğini hem sahipleniyorhem de oraya gelenlere faşizmin zul-münü unutturuyor.

Page 25: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

* Tüvana Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfı’nındüzenlediği çalıştay kapsamında hazırlanan ra-pora göre; 2017’de 18 bin 623 çocuk tecavüzeuğradı, çocuk işçi sayısı ise 2018’de 2 milyonayaklaştı.

Yani 2 milyon çocuk çalıştırılıyor, 18 bini te-cavüze uğruyor.

Çocuklarımıza tecavüz edilmediği, çocuk eme-ğinin sömürülmediği bir dünya mümkün. Yaşa-dığımız bu düzen bunları ortadan kaldıracağına,bunlara yol açıyor. ÇOCUKLARIMIZIN HER TÜR-LÜ SÖMÜRÜSÜNE KARŞI ADALET İSTİYORUZ!

* Ankara’da polisin ‘dur’ ihtarına uymadığıgerekçesiyle sırtından vurarak öldürdüğü CemAygün’ün davasında katil polise ‘taksirle ölümeneden olma’ suçundan verilen 4 yıl 2 ay hapiscezasını Yargıtay 1. Ceza Dairesi oy çokluğuylaonadı.

Oy çokluğuyla alınan kararla katil polis FatihYılmaz görevine devam edecek.

Bu kaçıncı ölmemiz? Bu kaçıncı sırtındanvurulan gencimiz? Hesabını bu düzenin mah-kemeleri sormuyor. Katiller, yeni katliamlar içinserbest bırakılıyor. CEM AYGÜN’ÜN KATİLLE-RİNDEN HESAP SORACAĞIZ. CEM İÇİN ADALETİSTİYORUZ.

* İstanbul Fatih’te yaşayan Mardin NusaybinliBilen ailesinin iki çocuğunda böbrek yetmezliği,iki çocuğunda da protein kaçağı bulunuyor.

Çocuklarını sürekli kontrol ve diyalize götüren

baba çocukları için böbrek nakli istiyor. Abdu-rahim Bilen, “Bir tek benim böbreklerim oluyor.Son çare birini birine diğerini diğerine vereceğim.Ben gideyim çocuklarım yaşasın” diyerek çare-sizliğini ortaya koyuyor. Halkımızı sağlık sorunlarıkarşısında bu kadar çaresiz bırakan, ücretsizsağlık hakkını sağlamayan bu düzene karşı ADA-LET İSTİYORUZ!

* KHK’lilere yönelik saldırılara bir yenisi dahaeklendi. Kanser hastası Prof. Dr. Haluk Savaş’ın,yargılandığı davada beraat etmesine rağmen te-davisi için yurt dışına gitme talebi reddedildi.Kanser hastalığı nedeniyle 39 ay ömür biçilen,bu sürenin 30 ayını geride bırakan Savaş’a KHKile kamudan ihraç edildiği için pasaport çıkarta-mayacağı söylendi.

Tedavisi için yurt dışına gitmesi engellenen,ölmesi beklenen HALUK SAVAŞ İÇİN ADALETİSTİYORUZ! BİZİ HASTA EDEN VE TEDAVİMİZİENGELLEYEN BU DÜZENE KARŞI ADALET İS-TİYORUZ!

* Elazığ’da, 7 aydır işsiz olan bir kişi eylemyaparak eve ekmek götürmek istediğini söyledi.Elazığ Belediyesi’ne, Valiliğe iş bulmak içingiden ama iş bulunmak yerine hakaret edilenElazığlı “Hanginizin telefonunu çalayım, hangi-nizin altınını çalayım? Ben iş istiyorum.” diyerekhakkı olanı istedi.

Onurumuzu, ekmeğimizi sadaka haline dönüş-türen bu düzene karşı ADALET İSTİYORUZ!

ADALET HAKTIR!HAKKIMIZI ÇALANLARDAN HESAP SORMAK DA HAKTIR!

ADALET İSTİYORUZ, ALACAĞIZ!

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 25

Page 26: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Taahhütname; bir şahsın kendi isim ve hesa-bına, bir gerçek kişi ya da tüzel kişiye karşı,sözleşmeli veya sözleşmesiz olarak, bir işin

ifa edilmesini ya da bir şeyin teslim edilme işleminiüstlendiğini gösteren belgedir.

Genel olarak taahhütnamelerin kullanım alanı ticariilişkiler olmakla birlikte, kamu kurumlarında da kullanılır.

OHAL ile birlikte haksız ve hukuksuz bir şekildeişinden atılan binlerce üyesinin hakkını aramasıgereken KESK’e bağlı sendikalardan SES, ihraç üye-lerine taahhütname imzalatmaktadır.

Sendikalar, sınıf örgütleridir. Emekçinin çıkarlarınısavunma görevini bir yana bırakıp, üyesinin aleyhineolacak bir taahhütname imzalatamaz. Üye ile taah-hütname ilişkisi kuran bir sendikanın, üyeleriyle birilgileri kalmamıştır.

SES TAAHÜTNAME İLENEYİ AMAÇLIYOR?Yıllarca sendikaya aidat ödemiş, sendikal müca-

delenin içerisinde yer almış, AKP faşizminin KHKsaldırıları sonucu işinden, ekmeğinden edilmiş ihraçüyelerine ‘maddi destek’ adı altında verdiği parayıgeri almak için taahhütname imzalatmak istemesiüyelere olan güvensizliğinin bir göstergesidir.

KESK; ticari sözleşme imzalayacak bir kamu ku-ruluşu, şirket vs. değildir. İhraç üyelerine ödediği da-yanışma aidatı bankadan kredi çekmek gibi düşünü-lemez!

Dayanışma aidatı; faşizmin saldırdığı, devrimcidemokrat duruşunun, sistemin politikalarına karşımücadele etmesinin bedelini ödeyen üyelerine destekolmak için verilir. Üyesinin ekonomik sorunlarınırahatlatarak mücadelesine devam edebilecek ko-şulları sağlamak için verilir.

Üyesine güvenmemek, dayanışma aidatını taah-hütnameye bağlamak, KESK içinde bürokratlaşmayıgöstermektedir. Kendi üyesine güvenmeyen bir sendikalanlayış kabul edilemez. KESK içindeki bürokratlaşmanınbir başka can alıcı örneği ise icra takibi başlatması-dır.

Mersin’de Eğitim-Sen üyesi öğretmen Veli Zengin2013’te açığa alınmış, tekrar işe döndükten sonraOHAL sürecinde ihraç edilmiş, sonrasında işine geridönmüştür. Çalışmadığı bu süreçlerde dayanışmaaidatı ödenen Veli Zengin, çalışmadığı zamanlardaalamadığı maaşlarını çok sonradan, en son işe iade-sinde almayı başarabilmiştir. Bu esnada da elbettedayanışma aidatını sendikaya geri ödemesi sözkonusu olmamıştır.

Veli Zengin işine döndükten sonra sendika hakkındaicra takibi başlatarak dayanışma aidatının icrayoluyla tahsiline gitmiştir. Sendikaların, kendi üyesiniicraya vermiş olması bürokratik anlayışın ayyuka çık-masının sonucudur.

İcra takibinin Yüksel Direnişçileri’ne yapılan saldırıyıteşhir etmesinin ardından başlatılmış olması da birbaşka dikkat çekici noktadır. Adeta dayanışma içinödenen para, bir cezalandırma unsuru olmuştur. Sen-dikanın direnişçilere muamelesini eleştirmek icrayabaşvurarak cezalandırılmıştır.

AKP faşizminin Kamu Emekçilerine yönelik gü-vencesiz, esnek, kuralsız çalıştırma politikalarınaseyirci kalan, OHAL ile birlikte çıkarılan KHK’ları yolkazası olarak değerlendiren KESK ve bağlı sendika-lardaki hakim anlayışlar sendikal mücadeleden vazgeçipbürokratizmin bataklığına saplanmışlardır.

Sendikanın asli görevi; üyelerine sahip çıkma, fa-şizmin saldırılarına karşı politikalar üretip sonuç alıcıeylemler örgütlemek olması gerekirken, direnen üye-lerini sendikadan fiziksel şiddet uygulayarak atıyor.

Haklarında soruşturmalar açıp faşizm gibi ihraçetme politikası izliyor. KHK ile işinden atılan KamuEmekçileri’ne çalışacak hiçbir alan bırakmayıp “ağaçkökü yesinler” diyen AKP faşizmine karşı ısrarla poli-tikasız kalan KESK’teki hakim anlayışlar üyelereverilen maddi yardımın peşine düşecek, bu yardımlarıkendisine yapılan eleştirileri cezalandırmak için kul-lanacak kadar çürümüştür.

KESK MYK’daki reformist anlayışlar AKP’nin KamuBaş Denetçisi Şeref Malkoç’u KESK Genel Merkezbinasında ağırlıyor. 5 gün sonra da KESK GenelMerkezde oturma eylemi yapan KEC’lilerin eşyalarını

SES, İhraçlara Taahhütname İmzalatacağınaSendika Olma Sorumluluğunu,

Kanun Hükmündeki Kararnamelere (KHK) Karşı DirenmeZorunluluğunu Yerine Getirmelidir!

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES),İhraç Üyelerine Verdiği Maddi Desteği

Geri Almak İçin Taahhütname İmzalatıyor!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN226

Page 27: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

dışarı atıp işkence yapıyorlar.

Aynı anlayışa sahip olup direnişçilere de saldıran BES yö-neticilerinden Aziz Özkan ve birkaç yönetici İzmir’de faşizminatadığı vali ile ‘Kamu Emekçilerinin Sorunları’ üzerine sohbetediyor, yine direnişçilere saldırıp Acun Karadağ’ı yerlerde sü-rükleyen BES yöneticisi Mevlüt Çakmak gece yarısı sucuk ilesıcak şarap partileri düzenlerken direnen üyelere yapılan evbaskınlarından hiç söz edilmiyor.

Süleyman Soylu’nun “KESK’i biz koruyoruz” açıklamasınatek bir ses dahi çıkarmıyorlar. Bütün bunlar KESK MYK vebağlı sendikalardaki yöneticilerin teslimiyetçi, uzlaşmacı, icazetçipolitikalarının sonucudur.

SES’in ihraç üyelerine imzalatmak istediği taahhütname debu çürümüşlüğün sonucudur.

Sendika içindeki yardımlaşma, dayanışma olmazsa olmaz-lardandır ve bu karşılıklı güven ilişkisi içinde olmalıdır. Verilendayanışma paraları ‘alacak-verecek’ düzeyine indirgenemez.

SES Genel Merkez taahhütname imzalatma tavrından vaz-geçmelidir.

İhraç edilmiş üyelerine verdiği paraları nasıl geri alırımkaygısına düşmek yerine asli görevi olan üyelerinin işe iadeedilmeleri için mücadele etmelidir.

Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız!

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfede-rasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim-Senve BES Genel Merkezleri, “İşimizi Geri

İstiyoruz” talebiyle yaklaşık iki buçuk yıldırYüksel Caddesi’nde direnen kamu emekçilerive direniş destekçilerinden oluşan 21 üyesihakkında disiplin soruşturması başlattı.

Soruşturmalar; sendika yönetici ve üyelerinihedef göstermek, hakarette bulunmak ve sen-dikayı itibarsızlaştırmak gerekçesiyle başlatıl-makla birlikte; tartışmaların özünde mevcutsendikal politikalara dair itirazlar ve KESK’tekiyönetim anlayışına ilişkin eleştiriler bulunmak-tadır.

Disiplin Kurulları, sendika içindeki ideolojiktartışmaların çözümü için işletilemez. Üye veyöneticilerin eleştiri hakları, sendikal demok-rasinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Demokratik mücadelede kullanılan yöntemve usuller ile eleştiri hakkının kullanılması di-siplinsizlik olarak nitelendirilemez.

KESK ve bağlı sendika yönetimlerinin, buyanlıştan bir an önce dönmesini, direnen vedirenişleri sahiplenen üyeleri hakkındaki disiplinsoruşturmalarını geri çekmesini talep ediyo-rum.

DEVRİMCİ KAMU EMEKÇİLERİ; KENDİLERİNE İŞKENCE YAPAN,DEVRİMCİLERİ SENDİKALARDAN

TASFİYE ETMEK İSTEYEN REFORMİSTLERİNİKTİDARLA UZLAŞIP, DEVRİMCİLERE DÜŞMANLAŞAN TAVRINI

MAHKUM ETMEK İÇİN İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI!

Yüksel Direnişine Destek -Katılım- Çağrısı

Direnen Kazanır! Direnmeyen zaten kay-betmiştir…

İşleri için direndiler. Avukatlar destekledi,sanatçılar destekledi, halk destekledi…

Bir gün direndiler…300 gün direnilir mi?Evet, 300 gün direndiler…600 gün direnilir mi?Evet, 600 gün direndiler…900 gün direnilir mi?Evet, 900 gün direndiler… Onlar artık ce-

saretin ve iradenin adı…Onlar OHAL’i yerle bir eden Yüksel Dire-

nişçileri… Kaç gündür mü direniyorlar? Sosyalmedyaya bak muhakkak göreceksin.

Ama sadece bakıp geçme!Bu onurlu direnişe destek ol!İşi, ekmeği ve onuru için mücadele eden-

leri destekle!Direnişler Meclisi’ne Gel!

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 27

Page 28: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Engin Öğretmen, OHAL’deişinden edilen yüz binlerceemekçiden biri. KHK’ların

ölüme mahkum ettiği, ekmekleriyleterbiye edilmek istenmiş binlercekamu emekçisinden biri.

Kendisine emanet edilmiş öğ-rencilerini taciz eden öğretmenlerişine devam ederken, çok sevdiğiişinden atılmış bir öğretmen. Onu,ihraç edilmiş binlerce emkeçidenayıran direnişçi bir öğretmen ol-ması.

Engin Öğretmen ihraç edildiktensonra evinde oturup beklemeyi,bir kafe açıp bu adaletsizliği öylecegeçiştirmeyi değil direnmeyi seçti.Haksızca işinden atılmayı kabuletmeyerek, ihraç kararından son-ra üç gün daha öğretmenlik yaptı.Sonra da ‘ihraçlar ağaç kökü yesin’diyenlere karşı, çok sevdiği öğ-rencilerinden onu ayıranlara karşıdirenişe geçti.

O, bize aşinadır, gören mutlakahatırlar. Yüksel Direnişi’ne dağlar-dan topladığı çiçeklerle gelmesin-den, pankartını suyla, buğdayla,çiçekle yazmasından, yelkenliyleeylem yapmasından, paraşütle at-larken işini geri istemesinden bilir-siniz.

Nursel-Selvi Hocalar tutuklan-dığında Bakırköy Meydanı’nda gör-müşsünüzdür, Türkan Albayarak’ınDirenişi’nde gözaltında görmüşsü-nüzdür, Halkın Avukatları’na Öz-gürlük isterken görmüşsünüzdür,Bodrum’da bıraktığı çelenklerdegörmüşsünüzdür, Bodrum Meyda-nı’nda moralli veya moralsiz “diki-lirken” görmüşsünüzdür.

Eğer kafanızı şöyle bir kaldırıpda baktıysanız etrafınıza mutlaka

Engin Öğretmen’in Direnişi’ni, da-yanışmasını görmüşsünüzdür.

Onu; direnmenin binbir yolunubulup direnirken, işini geri isterkengörmüşsünüzdür. Onda yenilgininumutsuzluğu yok; direnmeninyaratıcılığı var.

Direnme kararı; yılgınlığa,umutsuzluğa karşı kazanılmışbir zaferdir. Engin Öğretmen za-ferin ve direnişin coşkusunuharmanlıyor.

Polisler, Engin Öğretmen’e ey-lemini sonlandırmasını söylüyor.Eylem devam edince de gözaltınaalıyorlar. Devletin kabul ettiği bütünhukuk kurallarına uyan bir eylemyapıyor Engin Öğretmen. İfadehürriyetini kullanmak istiyor. Bunaverilen cevap gözaltılar, para ce-zaları oluyor.

Engin Öğretmen, Direnişler Mec-lisi’yle birlikte direniyor. Direnişçilerinemekleri her bir direnişi büyütüyor.Nursel ve Selvi Hocalar, NuriyeGülmen Bodrum’a Engin Öğret-men’in direnişi için gittiler. OnunlaBodrum Meydanı’nda direndiler.Engin Öğretmen Bakırköy’de, Yük-sel’de direndi.

Direnişler Meclisi dokunduğuher direnişi büyütmeye devam edi-yor.

Bütün direnenleri, işinden,aşından edilmişleri, DirenişlerMeclisi’ne çağırıyoruz!

“Doğru gibi görünen yanĺışlar,alenen görünen yanlışlardan dahatehlikelidir. Üyeler korkup sustuysadoğru davranışı göstermeyen yö-neticileri gördüğü içindir. Direnenlerüyelere doğruyu göstermeye çalı-şıyor; ama yöneticiler tarafındankaralanıyor, hatta dövülüyorlar. Di-renmeyen ve direndirmeyen yö-neticiler hükümet için kayyumdaniyidir.

...Marangozun çekici neyse kamu

emekçilerinin KESK’i de odur.KESK mücadele gerecimizdir. Sizhiç, kırılmasın diye çekicini kullan-

mayan bi marangoz gördünüz mü?İyi bi marangoz çekicini en iyi şe-kilde kullanır. Emekçiler de sendi-kalarını. Sendikam kapanmasındiye 10 Ekim’de hükümetin denet-leme memurlarını ağırlayan biKESK MYK’sı gördük.

KESK MYK, 10 Ekim’de AKP’yikabul etmemeliydi. Davet edecekseAnkara Garı önüne davet etmelive “Bu katliamın sorumlusu sizsi-niz.” demeliydi. Kamu emekçileriiçin böyle açık bir KESK yerinemücadele ederken kapanmış birKESK daha iyidir. Zira çekicimizkırılırsa daha iyisini yapacak nasırlıellerimiz vardır.”

(Engin Öğretmen’in Maran-goz’un Çekici Emekçi’nin KESK’iyazısından)

Engin Karataş Bir ÖğretmenÖğrencilerine Kavuşabilmek İçin Direniyor!

Halkın Mimarı Alev Şahin’inDirenişine Çağrı

Halkın Mi-marı Alev Şahinişi ve onuru içindireniyor! Göz-altılara, işken-celere, sivil fa-şist saldırılarakarşı direni-yor…

Halkın Mimarı Alev Şahin; aşını,direnişin coşkusunu, geleceğe dairumutlarını bölüşmek için DüzceDireniş Alanına çağırıyor!

Halkın güvenliği için işindenoldu. Biz de onun işi için yaptığımücadelede yanında olalım. Dire-nişler Meclisi’nde Birleşelim!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN28

Page 29: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Türkiye’debelli süreç-lerde ülke-

nin dört yanındansaldırı linç gibi ha-berler gelir ya, işte

öyle bir süreçti.

Örneğin bir dönem de ‘Bayrak provokasyonu’olmuştu. ‘Bayrağı indirdiler, bayrağı yaktılar’ gibigerçek dışı dedikodular yayılarak insanlar tahrik edil-meye çalışılmış ve ondan sonra da Trabzon’da tecritinkaldırılması için imza toplayan TAYAD’lılara linçsaldırısı olmuştu.

Hepsinde olan biten birbirine benziyordu; linçgrupları “bayrak-vatan” sloganları atıyor, “KahrolsunPKK” diyordu. Polis ise; linç grubuna hiç ses çıkarmıyor,“Sevdiklerim, kardeşlerim” diye kontrollü bir şekildebekletiliyordu.

Linç saldırganları; polis tarafından gözaltına alın-mıyor, tutuklanmıyor, gaz kullanılarak dağıtılmıyordu.İşte Edirne’de başlatılan linç saldırısı da böyle birsüreçte gerçekleşti.

2010 yılının başında AMERİKA DEFOL BU VATANBİZİM kampanyası sürecinde çalışma yapan HarikaKızılkaya, Cevahir Erdem ve Gürbüz Sönmez saldırıyauğramış ve sonra da tutuklanmışlardı.

Onların tutuklanmasının ardından Dev-Genç’lilersusmamış ve aynı yerde basın açıklaması yapmış,ardından da imza toplamaya devam etmişlerdi.

Onlara yapılan linç saldırısının ardından biz deheyet oluşturarak hem geçmiş olsun ziyaretine gitmekhem de bu örgütlü linç saldırısını araştırarak raporhazırlamak ve saldırıyı açığa çıkarmak için Edirne’yedoğru yola çıktık. Fakat Edirne girişindeki gişeleregelince durdurulduk.

Edirne’de meydana gelen linç saldırısında güya‘grubu durdurmaya çalışan bir amirin emri ile’Edirne’ye sokulmuyorduk. Bizi korkutarak Edirne’yesokmayacak, olayları da Edirne’deki vatanseverhalkın teröristlere saldırısı gibi göstereceklerdi.

Biz yine de sabırla demokratik bir taleple Edirne’yegittiğimizi ve geçmiş olsun ziyaretinde bulunacağımızıanlattık. Fakat bekletme ilerleyince biz de ısrarcıolmaya başladık. Gişelerdeki gereksiz bekleyişimizbiraz sonra açığa çıktı. Aynı amir bu sefer de ‘Edir-neliler’in bizi linç edeceğini ve bu olaylara sebebiyetvermemek için bizi Edirne’ye sokmayacağını’ söy-lüyordu.

Biz gitmemekte ısrar ettik. Hakkımız olanı,tehdit ettiler diye onlara bırakamazdık.

Nihayet linç grubunu salıverdiler. Saldırganlartaşlarla, bıçaklarla saldırıyorlar, otobüsleri kırıpdöküyorlar, birkaç tane hiçbir şeyden haberi ol-

mayan polis memurudışında kimse onlarıdurdurmuyordu.

Biz ise sadece‘Amerika Defol BuVatan Bizim’ sloga-nını atıyorduk. Herşey o kadar açıktı ki.Bu linç örgütlenmiş-ti.

Az sonra saldırgan-lar tedirgin olarak geri çekildiler. Biz hala yerimizdeduruyorduk. Bu kez, az önce saldırganlara sık-madıkları gazı bizim üzerimize sıkmaya başladı-lar.

Biz gitmemekte ısrar ettikçe, vatanın tek karıştoprağını bu çapulcular için terk etmeyeceğimizi söy-ledikçe onlar gaz sıkarak bizi zorla otobüslere soktularve şoförleri korkutarak bizi Edirne dışına çıkardılar.Biz de Babaeski sınırı olarak geçen bir dinlenme te-sisinde durduk. İşte 6 günlük direnişimiz burada baş-ladı.

Tam 6 gün burada Edirne’de Dev-Genç’li va-tanseverlerin uğradıkları saldırıyı kabul etmeyerekbekledik. Polis ve jandarma da orada bizim pesetmemizi bekledi. Onlar yoruldu, biz yorulmadık!

Ne yatacak, dinlenecek ne de banyo yapacak im-kanımız vardı. Trakya’nın ayazında, buz gibi musluksuyu kullandık. Her yaştan insanımız türlü zorluklarakatlandı, pes etmedi. Oyunlar, sohbetler, okumalar,eğitimler ile 6 günlük bir eğitim kampı gibiydi. Bir-birimize daha da yakınlaştığımız, aidiyetimizin pe-kiştiği bir yer oldu.

Pes etmediğimiz ve Edirne’den ayrılmadığımızher an, daha çok ilgi çekmeye başladı bekleyişimiz.Aslında bekleyişimizin kendisi eyleme dönmüştü.Edirne’ye girseydik 1 günde işimizi bitirecek, belkihaber olacak belki de olmayacaktık. Fakat bu saldırıve bekleyiş, bizi Türkiye’nin gündemine oturttu. Ga-zeteciler, haberciler bizim yanımıza geliyor ve AnaHaber bültenlerine çıkıyorduk. Sonuç olarak onlarteşhir oldular.

Amacımıza ulaştığımızı düşündüğümüz zamangeri dönmeye karar verdik. Fakat geri dönüşümüzsessiz sedasız olmayacaktı. İçimizden bir grup ar-kadaşımız bizden ayrılarak sessizce Edirne’yegitti, eylemini yaptı. Fakat ortada ne linç vardı nede linççiler. Sadece polis vardı. Arkadaşlarımızgözaltına alındılar yeniden.

Zafer bizimdi! Zafer yılmayanlarındı!

Hepimiz yorgun ama moralimiz yüksek bir şekildedöndük İstanbul’a. Daha sonra görüntüleri izlediğimizdeşunları gördük.

ÜLKEMİZDE LİNÇ;CIA’DAN ALINMIŞ BİR DEVLET POLİTİKASIDIR!

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 29

Page 30: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Tutuklanan Dev-Genç’lilerin serbest bırakılmasınıisteyen arkadaşlar, postane meydanında basın açık-laması yapmak üzere toplanmıştı.

Açılan büyük pankartta şunlar yazıyordu: “AmerikaDefol Bu Vatan Bizim Dedikleri İçin Tutuklanan Öğ-renciler Serbest Bırakılsın!”

Tutuklanan Cevahir Erdem’in annesi, oğlunun ser-best bırakılmasını istiyor ve kitle ellerinde ‘GürbüzSönmez Serbest Bırakılsın, Cevahir Erdem SerbestBırakılsın’ gibi dövizler taşıyordu.

Açıklama yapılırken polis amirlerinden biri arkadaduvarda oturuyordu. Açıklama olaysız bir şekildebitiyor, öğrenciler dağılıyor sadece Cevahir’in annesiylebirkaç arkadaşı imza toplamak için orada kalıyordu.“Amerika Defol Bu Vatan Bizim” yazan bir pankartasmış, imza topluyorlardı.

Arkadaşları dağıldığı için üç beş kişi kalmış imzatoplayan Dev-Genç’lilere saldırma sırası gelmişti. Po-lisin korumasında ve teşvikinde postane önünekadar getirilen grup bir avuçtu. Çoğu izleyici duru-mundaydı.

İmza toplanırken tepki gösteren birkaç kişiyle Dev-Genç’liler sohbet etmeye gidiyor, kendilerini vetaleplerini anlatıyorlardı ki bu sohbeti polisler en-gelleyerek onları uzaklara götürüyorlardı. Linçsaldırısı işte bundan sonra başlıyordu.

Bizim gişelerde bekletildiğimiz sıra birileri, “Terö-ristler Edirne’yi basmaya gelmişler.” şeklindesöylenti çıkarmış. Kimse inanmamış buna; fakat birküçük grup örgütlemişler.

Haber bültenlerinde gösterilen görüntülerde ellerineTürk bayrağını almış 17-18 yaşlarındaki bir grupgenç, kendisine belletilen sloganı bile atamadan yü-rütülüyordu:

“İmralı Basılsın Apo Pisliği Asılsın” diye sloganattırmaya çalışıyordu birisi. Aynı anda bir günönce “Sevgili Kardeşlerim” diye linç grubuna ses-lenen polis de bu arada gişelerde bekletilen da-yanışma için gelen otobüsümüzü bekletiyordu.Bu grup az sonra otobüslere bindirilerek otobana,Edirne gişelerine gönderilecekti.

Daha sonra yerel televizyonda “Bir grubu linçettiler’ derken, arkada linç saldırısının nasıl örgütlendiğigörülebiliyordu. Güya grubu dağıtmak için konuşmayapan polis amiri şöyle sesleniyordu kitleye:

“Bu tip şeyler doğru şeyler değil, yanlış yapıyorsunuz.Biz buradayız, gerekli yasal işlemler yapılıyor. O

zaman lütfen sizden rica ediyorum, bu kardeşinizsizden rica ediyor dağılın. Burda bir sürü polis aradakaldı sizin yüzünüzden.”

Oysa aynı amir yine televizyon görüntülerindenaçıkça gördüğümüz gibi az önce o grubu kontrollübir şekilde olay yerine gelmesini izleyen kişiydi.Yani bizi Edirne gişelerinde bekleten polis amiri.

Aynı görüntüleri izlerken bir abimiz “İşte diyordu,işte şu siyah küllahlı adam Rambo” Onu tanıyabilecekbaşka insanlara görüntüleri izlettiğimizde hepsi onay-ladı.

Nasıl unutabilirlerdi işkencecilerini? Rambo 90’lıyıllarda Mehmet Ağar grubunun en namlı işkenceci-lerinden biriydi.

Daha sonra öğrendik ki uzun zamandan beri,bira dağıtarak, para vererek linç grubu örgütlemeyeçalışıyorlarmış.

Edirne’deki 6 günlük bekleyişimizi hiç unut-madık. Çünkü Bu Vatan Bizimdi. Amerikan işbir-likçilerinin Amerikan Özel Harp usulleri ile bizivatan topraklarımızda serbestçe dolaşmaktan alı-koyamazdı.

Hissemize Düşen;- Linçler, sivil faşist saldırılar; faşizmin en bilindik

yöntemlerindendir. Halkı birbirine kışkırtarak, hemdevlet terörüne zemin yaratır, hem de bu terörünekılıf hazırlamış olur. Faşizm, bu kışkırtmalara herzaman ihtiyaç duyar.

Ülkemizde bu saldırılar hep devlet talimatıyla,polis ve asker eliyle örgütlenmiştir.

Saldırılara karşı uyanık olacak, kim olduğumuzu,ne istediğimizi net bir şekilde anlatacağız. Biz halkız,hak ve özgürlüklerimizi, bizim olanı istiyoruz. Saldırılarıboşa çıkarmanın tek yolu, halka gitmektir.

- Milliyetçilik, burjuva ideolojisidir. Emperyalizmtüm dünyada halkları ‘din ve milliyet’ temelindeböler, kışkırtır, parçalar ve kendisi için kolay yutulacaklokmalar haline getirir.

Biz ise enternasyonalistiz. Tüm dünya halklarınıemperyalizme karşı birleştirmekten, gerçekten güçhaline getirmekten yanayız.

Farklı milliyet ve inançlardan Anadolu halklarının;ezilen, sömürülen, yoksul halkımızın sorunları daçözümleri de aynıdır. Biz ortaklıkları çoğaltacak,dayanışmayı örgütleyecek, halkın düşmanlarınınkimler olduğunu göstereceğiz.

- Doğru politikada ısrar edeceğiz. Saldırıda geriçekilseydik, ne haber olup taleplerimizi anlatabilirne de polisin linci örgütlediğini teşhir edebilirdik.Her koşulda ve ısrarla politikalarımızı hayata geçirmekiçin direneceğiz.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN30

Page 31: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Erdal Gökoğlu, NSU davasını anlattı. Anaya-sayı Koruma Örgütü’nün, NSU’yu nasıl ko-ruduğunu anlattı. Irkçılıkla ilgili, Frankfurt,

Bottrop, Hamburg’tan örnekler verdi. Dünyada sadece Almanya’da Anayasayı Koruma

Örgütü’nün var olduğunu söyledi. Almanya Anayasası’nıKorumak için “Anayasayı Koruma Örgütü” kurmuşdedi. Anayasayı Koruma Örgütü’nün 2. Başkanı birTürkiyeli. Asıl şimdi anayasanız tehlike altında dedi.

Frankfurt’ta sağcıların dosyalarının kaybedildiğinianlattı.

Beate Zschape’yi daha çok ölümlerin üstünü ka-patmak için yargıladıklarını, ceza değil, ödül verildiğinisöyledi. Bir sürü silah bulunduğunu hatırlatarak,hakime “Ben mi silahla yakalandım?” diye sordu.

Benim en büyük suç delilim evimde bulunanMahir Çayan fotoğrafı dedi.

Çocuk tecavüzcülerinin dosyalarının kaybedildiğinianlattı.

120 yıl dosya açma yasağı getirildiğini anlattı NSUdavasında.

Dosyaları kaybeden emniyet çalışanına 3000 europara cezası verildiğini anlattı ve mahkemeye sordu:Sizin mahkemenizin fiyatı ne kadar?

ZDF programına saldıran emniyetten biri polisçıktı.

Çocuklara tecavüz edenler serbest bırakılıyor. Ül-kenizin güvenliğini sağlayamıyorsunuz, kendi çocuk-larınızı dahi sokağa bırakamıyorsunuz dedi.

Almanya’da saldırıyı yapan Alman olduğunda,“psikolojik sorunlu” deniyor.

Yabancılar karışmışsa olaya “terörist” denilereksınır dışı ediliyorlar.

Bunca psikolojik sorunlu dediğiniz ırkçılarlane yapmayı düşünüyorsunuz?

Cihan MİT elemanı mı? Dosyalarda adı geçen MİT’çilerin isimlerini saydı.

Bunların hangisi Cihan diye sordu.

Ertesi gün duruşma; 27 Mart 2019’da, saat 09.00’dabaşladı.

Dün mahkeme sonrası hücreme gittim. Kaldığımhücrede başkaları da vardı. Biri 11 kilo eroin yakalatmış,diğeri 15 kilo kokain yakalatmış.

- Abi sen niye geldin dediler? - 1,5 yıldır tutuklu olduğumu, politik tutsak olduğumu

anlattım. - Vay anası, bunlar manyak mı? dediklerini mah-

kemeye anlattı.“Onlar bizim gibi insan-

lara benziyorlar. Onlar söy-lenenleri yapıyorlar. Uyuş-turucu kaçakçılarının se-lamlarını iletmek istedimsizlere.” dedi.

Başta Almanya, Fransa,Hollanda, Belçika, Avusturyaolmak üzere DİTİB, UETD,yüzlerce grupla çalışıyorlar.Hepsinin ortak özelliği dev-rimcilere karşı kontra faali-yetleri yapmak, oligarşiyleişbirliği yapmaktır.

Milli görüş vakıf ve camiileri, spor kulüpleri gibifaşist örgütler saymak gerekir.

SADAD, AKP’nin uluslararası milis örgütlenmesidirdedi.

Adnan Tanrıverdi’nin ismini verdi. Tanrıverdi, Er-doğan’ın danışmanlarından.

Metin Külünk; AKP’nin Avrupa sorumlusu. Almanya, İsviçre, Hollanda, Belçika’da sık sık zi-

yaretler ve cami toplantıları düzenliyorlardı. AKP’nindernekleri bunlar.

2018 yılında operasyon yapılmak zorunda kaldıOsmanlı Ocakları’na.

AKP çeteleri, yasa dışı faaliyetlerinin hiçbir engeletakılmadan çalışmalarını yürütmüşlerdir. NRW, Hessen,Baden-Würtemberg’te operasyonlar yapıldı.

33 gruptan oluşan ve 400 üyesi olan bu katillerdensadece 8 kişi tutuklandı.

Adam öldürmekten fuhuşa, silah kaçakçılığına herşey vardı.

Geçtiğimiz yıl tutuklanan bu çete elemanları yar-gılanmaya başlandı.

Basına yansıyan ses kayıtlarında AKP bağlantılarıçıkmıştı.

Metin Külünk. Faşist AKP’nin Avrupa’daki tüm faa-liyetlerinde bu ismi görmek mümkündür.

Külünk’ün; bu çeteler ile AKP arasında bir köprüolduğu, telefon görüşmelerinde tespit edilmişti.

Külünk’ün Avrupa Türkler’in İşadamları Derneği’ndesöylediği sözler ilginçtir: Avrupa’daki Türkiyeli göçmenlerihedef alarak, bu örgütler nereye kaçarlarsa kaçsınlar,bu devlet onların peşini bırakmayacaktır.

Avrupa Osmanlılar Çetesi Anayasayı Koruma

ALMANYA-HAMBURG HAPİSHANESİ TUTSAKLARINDANERDAL GÖKOĞLU’NUN MAHKEME SAVUNMALARINDAN...

26 Mart 2019 tarihinde görülen mahkeme, Ham-burg’da saat 09.00’da başladı. Savunmasından kesitlerpaylaşıyoruz.

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 31

Page 32: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Örgütü raporunda belirtiliyor. AKP’nin yönlendirdiğibu çetelere operasyon yapıldı ve sözüm ona yargı-landılar. Biliyor musunuz?

Çete elemanlarının tahliye olduklarını okuruz ga-zetelerde veya başka bir olay ortaya çıktığı zamanbunlar tutsak değil miydi diye düşünürüz.

Faşist AKP çetesi çocukları da suçlarına ortakediyorlar. AKP Avrupa’daki Camiilerde çocukları ti-yatrolarda oynatıyorlar. Eline silah sıkıştırarak şov,propaganda yaptırıyorlar.

Şimdi beni yargılamak için hazırladığınızı gözlerönüne getirelim.

2010 tarihinde NRW’de çocuk korosu örgütlemedeyer almışım.

NRW’de 9-10 çocukla kanıtlanılamayan bir yerdebir etkinlik yapılmış.

Sözünü ettiğiniz etkinlikte ne yapmış bu çocuklar? Uyuşturucu mu kullanmışlar? Tacize, tecavüze mi uğramışlar? Şikayet mi aldınız bu konularda?

Bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen bir zamandaaptalca bir suçla itham ediliyorum.

Beni değil, çocuk katillerini, tacizcileri, teca-vüzcüleri yargılayın.

Yargılayamazsınız. Kutsal çıkarlarınız buna izinvermez.

Papaları cezalandırabiliyor musunuz? Din öğreti-yorlar. Sapık papazlar allahtan, kitaptan bahsediyorlar.

Faşist AKP’li Yusuf Ünal. Artvin işgali için 3 aydır Stuttgart’ta çadır açanlara

saldırdı. 7 Nisan 2018 tarihinde ‘Reisi Seviyoruz’diyerek insanlara saldırmışlardı.

Reis sessiz kalmadı. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Baş-

bakan Binali Yıldırım ve daha başkaları olayın hemenüzerine bu saldırganı arayıp tebrik ettiler.

‘İyi yaptın, bir Türk kimlere bedel gösterin’ dediler.

Hiç kuşku yok ki bu saldırılar ne ilk ne de sonolacak.

Bir ülke yetkilisi arayıp “aslanım devam et” diyorsa.Ey Avrupa, siz teröre destek verirseniz, o da gelir sizivurur dedi, Fransa’daki olayı, örneği gösterdi.

Hiçbir AB ülkesi de çıkıp “haddini bil katil” diyemiyor.Var mı?

Diyemezsiniz, çünkü Tayyip’in Nazi artığı dediğiyerlerde sessiz kaldı Alman devleti.

Tekellerin çıkarları her şeyin üstündedir. Merkelde kendisi Nazi suçlamasını önemsemez. Yusuf Ünal5-6 saat gözaltına alınıp bırakıldı.

Nerede bir devrimci, anti-faşist var 129 yasalarıdevreye sokuluyor. Irkçı faşist örgütlere neden duyarlı

değilsiniz. Bunların kaçını 129 yasalarıyla yargıladınız. Alman devleti devrimcilerle uğraşacağına katil sü-

rüleriyle uğraşsın.

Açın dosyalara bakın, kaç tane cinayet var? Adli yaralama, uyuşturucu vs.? Bugüne kadar yargıladığınız devrimcilerin dosya-

larına tekrar bakın, hangisinde yüz kızartıcı bir olayvardır?

Sizler ne düşünüyorsunuz? Utanılacak bir tablo.

Adaletin ırzına geçmek bu olsa gerek: Almanyakatil çeteleri korumaktan vazgeçmelidir.

Her şey birbiriyle bağlantılı, hukukçusunuz. Anlat-tıklarımı alt alta toplayın, çıkan sonuca benim yargı-lamamı koyun, eşittir işareti koyabiliyorsanız koyun.

Terörizmden söz ediyorsunuz? Terörist mi arıyor-sunuz?

Devrimcilerle, muhaliflerle uğraşmaktan vazgeçin veülkenize, kendinize bir ayna tutun. Aradığınızı orada bu-lacaksınız. Asıl terörist; halkların hak ve özgürlüklerinekastedenler. Yargıyı, hukuku, kendi çıkarı için kullanırlaremperyalistler. Emperyalist haydutları, yağma, talan...Halkların mücadelesi doğru, haklı ve meşrudur.

Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak. Yaşasın halkın adaleti!

Öğlen arası verildi. Mahkeme saat 13.00’da devametti.

Grup Yorum konser görüntülerini izletmek isteyenGökoğlu’nun talebi reddedildi.

Ben Grup Yorum üyesiyim. Grup Yorum konserlerinekatılmak ve düzenlemekten yargılanıyorum. Görüntüleriçizebilirdim de. Yaparım da. Bu çağda beemer yap-mışsınız. Bunları kullanmayacaksanız niye var?

Bana yönelik suçlamalarda kültürel etkinlik yapmakvar. Grup Yorum konseri yapmak, katılmak. Bukonserlere hangi kapsamda dahil olduğumun bilin-mediğini siz söylüyorsunuz. Grup Yorum ile ilgili ver-diğimiz dilekçeler heyet tarafından reddedildi. Reddinizireddediyorum.

Grup Yorum konseri düzenlemek ve katılmakgibi suç icat etmeye çalıştınız.

Bu bir suç değil, büyük bir onurdur. Bu nedenle türkülerden güç alan, halkını ve

vatanını seven biri olarak, 34 yıldır kesintisiz GrupYorum dinliyorum. Grup Yorum’cuyum.

Her devrimci aynı zamanda sanatçıdır, ressamdır,aydındır. Kiminin yazısı, kiminin çizdiği resimi, kiminineylemidir eseri.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN332

Page 33: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Grup Yorum dinlemekten ve onları savunmaktanonur duyuyorum. Grup Yorum’u anlatmak zoriştir. Her anı emek ve mücadele dolu 34 yıllık ta-rihten bahsediyoruz.

Ben de bu zorlukları bilerek sadece köşe taş-larına değinmek istiyorum.

Nice kitaplar yazıldı, belgeselleri yapıldı Grup Yo-rum’la ilgili, ama ne söylesek az olacak Grup Yorum’uanlatabilmek için.

Evet, ben bir Grup Yorum elemanıyım, 34 yıldıronların türkülerini, marşlarını dinliyorum. 1,5 yıldırda hücremde kendime Grup Yorum konserleri ve-riyorum. Bedenen ve ruhen aynı bir çift göz olarakbakıyoruz dünyaya.

Grup Yorum’un DHKP-C ile bağlantısını kurmayaçalışıyorsunuz, müzik grubunu kriminalize etmeyeçalışıyorsunuz. Devrimci bir müzik grubu demekyersiz ve gereksizdir.

Zaten kendileri devrimci olduklarını, bağımsız,demokratik ve sosyalist bir ülke istediklerini herfırsatta dile getiriyorlar. Bu ucuz demagojilerekimse inanmaz.

Grup Yorum gibi halklara mal olmuş bir grubukriminalize etmek imkansızdır.

Grup Yorum hayatın ve halkın içinde bir okuldur. Sanat ve Sanatçı hep halkın bağrındadır.

1939-1945 arası yarım milyon insan katledildi. 30 bin politikacı, 5 bin kültür emekçisi, 2500

sanatçı, gazeteci, yazar ve aydın baskıya uğradı. Einstein, Beethoven, Marx... Bunların hepsi farklı

zamanda terörist olarak damgalandılar. Marx’ı, Einstein’i bağrından çıkaran Almanya,

aynı zamanda Hitler’i, Goebbels’i çıkarmıştır.Faşizm her şeyden önce bilime, sanata ve sa-

natçıya düşmandır. Örgütlü toplumu istediği gibi yönlendiremedi-

ğinde baskı kurar.

Einstein deyince aklınıza ne geliyor? Fizikçi, E=mc2

formülünü bulan, nobel ödülünü alan tarihin en büyükdahisiydi. Almanya’da normal olarak onunla övünür,ama ülkeden kovduğunu söylemez kimseye.

Einstein’ın solcu, anti-faşist olduğu gerçeği gizlenir. Bir sonraki adımda karşımızda bir terörist olarak

çıkar. Bu eşsiz beyin ve yürek emperyalizme karşı çıktı,

halkın safında yer aldı. İşte Einstein bu olumsuzluğa karşı çıktığı için

“terörist”ti. Adınız Einstein bile olsa burjuvazinin çıkarlarına

hizmet etmiyorsanız terörist olarak damgalanırsınız...

Ders iptal devrim!

Einstein bu yüzden Einstein oldu! Halkın Ekmeğidir diyen Bertolt Brecht,Akbaba ve önünde kız çocuğu...Bir fotoğraf sanatçısı için unutulmaz bir manzara!

Kevin Center gözüyle gördüğünü, vicdanı görmemiştir. Ödülü alan bu sanatçıya kız çocuğunun akibeti

sorulduğunda “bilmiyorum” demiştir. Kevin Center intihar etti. Mesele tek başına

prestijli bir iş yapmak, kimsenin görmediğini gör-mek değilmiş. Asıl mesele ne zaman nasıl tavıralındığıdır.

Gerisi Hayat!

Kırmızı kırmızı dalga dalga çoğalıyorlar İlk adımları ne siz ne de biz gördükGeçmişten gelip geleceğe yürüyorlarKırmızı kırmızı dalga dalga yayılarak ve çoğalarak

Adları, yüzleri hatta toprakları değişik bu yürüyen-lerin; ama hedefleri, kalpleri aynı.

Halk deryasından beslenip halkların türkülerinisöylüyorlar. Ağıtları parsel parsel satılan vatanadır.

Marşlarıyla, türküleriyle, şiirleriyle halkların özlem-lerini dile getiriyorlar onlar. Acıları birleştiren halkınelleridir, o ellerin değdiği yerde umut, direniş, zafervardır. Onları susturmaya değil sizin, dünyanınbütün eşkiyalarının, kimsenin gücü yetmez!

Kuraldır, savaştığınız düşmanınızı tanımalısınızönce. Sadece bir müzik grubu mu?

Halk, milyonlar var. Sadece Grup Yorum’u mu yok etmek istiyor-

sunuz? Tarihi, halkların umudunu, tarihini, geleceğini

yok etmek istiyorsunuz. Bu mümkün mü? Başarabilen var mı bugüne

kadar? Anlaşılan bu hayaller peşinden gidenler hala vaz-

geçmiş değil, onlar da avuçlarını yalayacak. Ezilenlerinilk çığlığı ile doğmuş o sanat. Halklara umut ve bilinçtaşır. Toplumsal bir varlık olarak.

Yaşam biçimi dediğimiz şeyleri kültür dışındagörmek doğru değildir.

Ahlaksız diziler, ahlaksız klipler, ses yarışmaları,yetenek sizsiniz... Hepsi kültürel saldırının bir parçasıdır.Halkın sanatı yok. Fantastik, polisiye, cinsellik, ben-cillikten başka bir şey yoktur.

CIA denetiminde 800 kültür sanat dergisi var.Tetikçilerin, katillerin ne alakası var sanatla?

Nazım Hikmet: “Bize türkülerimizi söyletmiyorlar.” Victor Jara: “O türkü ancak ölürken de erkekçe

türkü söyleyenindir.”Theodorakis: “İllegalite faşizm koşullarında zorun-

luluktur.”Grup Yorum’a yapılan saldırı sadece sesini

kısmak için değil, bir umudu yok etmek içindir.

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 333

Page 34: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Tanım:

Çare; Bir engeli aşmak için,bir sonuca ulaşmak için tu-

tulması gereken yol, çözüm yolu-dur.

Çaresizlik; Ümidini yitirmek, so-runlara bir çözüm yolu bulama-maktır. Çaresiz olma durumudur.

İlkemiz:Diyalektik düşünmek. Hiçbir dev-

rimci çaresiz değildir, diyalektik dü-şünen her devrimci, sorunu çözer.Sorun varsa, çözümü de vardır.Devrimciler; çaresiz olmaz, çaresizkalamaz.

Kabul etmek zorunda değilizonların; yani sömüren ve ezen sı-nıfın anayasasını. Kabul etmek zo-runda değiliz onların düzenini. Çö-züm hep vardır. Mesele, onu ger-çekleştirebilmektedir. Gerektiğindedişediş dövüşerek, bedeller öde-yerek. Mücadelesiz çözüm yoktur.

Zulüm karşısında halkların meş-ru savunmasıdır direniş. Güçlü si-lahların karşısında halkların teslimalınamayacağının kanıtıdır, çare-sizliğin değil, düşmanının çaresiz-liğinin en üst boyutta haykırılmasıve büyük bir özgürlük tutkusununifadesidir direniş.

Kurallarımız:Çaresizlik yoktur, ya teslimiyet

ya direniş vardır. Dünyada ve ül-kemizde, açlığın bir kader gibi da-

yatıldığı, boyun eğmenin, kişilik-sizleşmenin dayatıldığı yerde, halk-ların direnmekten başka hiçbir yoluyoktur.

Ekmek için, adalet için, özgürlükiçin, halklar direnecektir. Halklar,direnmeden, halk olarak varolamaz.Direnmeyen halk, kuru kalabalıkolur, halk olamaz. Halk olamayankalabalıklar, açlığın, zulmün önündeduramaz; ezilir, savrulur gider.

Devrimciler, halkın önderleri; ençaresiz bırakıldığı koşullarda, fedaruhuyla kuşatmaları yararak, ça-resizlikleri, düşman için çaresizliğedönüştürmesini bilenlerdir. Çarede çözüm de Cephe’dedir.

Yozlaşma:Emek verilmezse nesnel ger-

çeğe dayanmak tek başına bir an-lam taşımaz. Değiştirmek içinEMEK, nesnel gerçeği değiştirmekiçin ÇABA gereklidir. Emek olmazsaidealizme-metafiziğe kayma tehli-kesi BÜYÜKTÜR.

Diyalektik Materyalizmi öğrenipözümsememişsek, olayları derin-lemesine kavramamışsak temelimizpek sağlam sayılmaz. Farkında ol-masak da idealizmin izleri halabeynimizin köşelerinde yaşar, bur-juva ideolojisinin etkisine gireriz.

Düzen güçlerine, emperyalistleredayanılarak beklenen, umulan herşey boş çıkmıştır ve çıkacaktır. Hır-sızlar; adaleti, özgürlüğü ve refahısağlayamazlar. Katiller demokratik-leşme yolunu açamazlar. Tek biralternatif vardır; devrim ve dev-rimcilerdir. Direnerek, savaşarak,örgütlenerek, yalanın ve demagojininhükmüne son vereceğiz.

Gelenek:Devrimciler çaresiz değildir. Zul-

mün planı; direnişçilerin sarsılmaz,yıkılmaz, yenilmez iradesiyle bo-zulmuştur. Bu sürecin son sözünüde, tarihin son sözünü de işte buirade söyleyecektir. “Tükeneceği-miz” hayaliyle yaşayanlar; “Kırmakile bitmeyiz... Yeniden doğarız ölüm-

lerde... Tohum oluruz toprakta...”marşlarına bakmalıdır. Marşlardaki,sloganlardaki gibi yaşayanlarız.

Halkların mücadelesini, direni-şini, adalet, özgürlük, bağımsızlıközlemlerini yok edemiyor zalimler.Nice bombaları, tankları olsa da,bakın işte, bu güç, devrimcileri ye-nemiyor, yüreğini, iradesini, beyniniele geçiremiyor. İradeyi kırama-manın acizliğini, direnişin hapis-hanelerde bile nasıl olup da örgütlüve iradi bir tarzda sürdüğünü açık-layamamanın acizliğini örtmeyeçalışıyor düşman.

Cepheliler, devrimin iradesinine koşullarda olursa olsun sürdür-me kararlılığındadır. Çatışan bur-juvazinin iradesi ile sömürülen yok-sul halklarımızın iradesi. Zafer ka-zanmayı sağlayan da, devrimcili-ğimizi büyüten de işte bu iradeyigöstermemizde yatıyor.

Zulme karşı direniş kararlılığıve devrimci irade yenilmezliğininifadesidir. Böyle olduğu için, ira-demizi kıramadılar bugüne kadar.Bundan sonra da kıramayacaklar.Faşist AKP iktidarı; direnişi kırmak,direnişçileri yıldırmak için “yeniyöntemler” deniyor; her baskı, di-renişçilerin iradesine çarpıyor.

Halkın iradesini tanımayan “çö-zümleri” dayatanlar kendisi de çö-zümsüz kalmaya mahkumdur. Tarihtezulüm iktidarları, beyler, paşalar çokduvarlar, setler ördüler egemenlik-lerini korumak için. O duvarlar sal-tanatlarıyla birlikte halkların haklılığıkarşısında yerle bir oldu. Katil AKPiktidarı da, devrimci irade karşısındayerle bir olacaktır.

“Ben tek başıma ne yapabilirimki” denilmemelidir. Zulme karşı çı-kanlar, yalnız değildir. Bir avuç dadeğildir. Direnmeye, mücadeleyekarar veren insan, çaresiz kalmaz.Emekçi halk; söylenecek sözü ol-dukça, mücadele sürdükçe, susma-yacak! Her zorluğu yenecek panzehir,insanın içindeki inançtır, mücadeleazmidir. İnanç; bilgi ve gerçeğin bir-leşmesiyle oluşur. Çaresiz kalmakistemiyorsak; bilgimizi artırmak, ken-dimizi eğitmek zorundayız.

Çaresiz Değiliz, Çare Örgütlü GücümüzdedirHiçbir Devrimci Çaresiz Değildir

İLKE-KURAL-GELENEK

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN34

Page 35: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

İkinci konu olarak, Hasta Tutsak, aynı zamandaOkmeydanı Halk Meclisi üyesi MusaAykanat (Dede) için neler yapıla-bileceği hakkında idi. Bununlailgili de bir program yapılarak adım adım hayata geçirilmesinoktasında karar birliğine varıldı.

Halk Meclisleri, Halkın Sorunlarını Çözmek İçin KurulmuşÖrgütlenmelerdir!

Üçüncü ve son konu, Halk Meclisi’ne sorunlarını çözmek içinbaşvuran halkın çözülen ve çözüm bekleyen sorunları idi. Konuylailgili bir süre süren tartışmalar bir programa bağlanarak toplantısonlandırıldı.

Adana’da Halk Meclisi Girişimi Bildiri DağıttıAdana Akkapı Mahallesi’nde 10 Mayıs’ta Akkapı Halk Meclisi gi-

rişimi, seçimlerin çare olmadığı halkın sorunlarının Halk Meclisleri’ndeçözüleceğini anlatarak bildiri dağıttı. 1,5 saat süren bildiri dağıtımında60 bildiri halka ulaştırıldı.

Armutlu Halk Meclisi Girişiminden Bildiri DağıtımıArmutlu Halk Meclisi Armutlu Mahallesi’nde 8

Mayıs’ta bildiri dağıtımı çalışması yaptı. HalkMeclisi nedir ve neden gereklidir konularının anla-tıldığı çalışmada 30 bildiri dağıtıldı. Yapılan çalışmadahalk, halk toplantılarının ne zaman yapılacağınısordu ve mahallede birçok sorunun çözülmek içinbeklediğini anlattı. Dağıtılan bildirilerle halk, yapılacakolan halk toplantısına davet edildi.

Tekebaşı Halk Meclisi: Halk Düşmanı Polis Kirli ElleriniMahallemizden Ve Meclisimizin Üzerinden Çek

Tekebaşı Halk Meclisi katil polisin meclis çalışmalarına katılanve yardımcı olan bir üyelerine polisin işbirlikçilik teklif etmesi vegözdağı vermesiyle ilgili 10 Mayıs’ta bir açıklama yayınladı.Açıklamada: “...Sizlere de, sizin saldırılarınıza da boyun eğmeyeceğiz.İtirafçılaştırma bir devlet politikasıdır, kişiliksizleştirmedir. Bizimhalkımız işbirlikçileri de, muhbirleri de sevmez...” denildi.

Halkın Mimarı Alev Şahin’inDüzce Direniş Günlüklerinden;

8 Mayıs – 827. Gün:Mimar Alev Şahin basın açıkla-

masından sonra gözaltına alındı, an-cak polisin çekimi engellemesi sonucuvideo çekemedi.

9 Mayıs – 828. Gün:“Ekmeğime, aşıma göz koyanların,

haksızlığı KHK’larla meşrulaştırıp on-larca ölüme sebep olanların kapısındaolmaya devam edeceğim. Eylem ya-sağı da deseler, gözaltına alıp paracezası da kesseler hakkım olanı is-temekten vazgeçmeyeceğim. DüzceAKP Binası önündeyim.”

Bakırköy DirenişçileriNursel ve Selvi Öğretmen5. Kez Tutuklandılar

KHK’larla işlerinden atılan NurselTanrıverdi ve Selvi Polat “işimi, ek-meğimi geri istiyorum” diyerek İstanbulBakırköy Meydanı’nda direnişe baş-lamışlardı. Direniş boyunca defalarcagözaltına alındılar, işkence gördüler.Tam 5 kez tutuklandılar. Son olarak14 Mayıs’ta tutuklanan KEC’li öğret-menler için Kamu Emekçileri Cephesikısa bir açıklama yaparak şu sözlereyer verdi; “Haksızca, hukuksuzca tu-tuklanan öğretmenlerimiz derhal ser-best bırakılsın. İşini istemek suç de-ğildir, en meşru haktır! Keyfi Gözaltılarve Tutuklamalarınızla Direnişimizi Yıl-dıramazsınız! Nursel ve Selvi Öğret-men Serbest Bırakılsın!”

İkitelli’de AKP-YSK Faşizmine KarşıYürüyüş Yapıldı

İkitelli’de 8 Mayıs’ta Cemevi önünde top-lanan kitle sloganlarla yürüyüşe geçti. “DireneDirene Kazanacağız, Faşizme Karşı OmuzOmuza” sloganları atılarak, AKP faşizminiteşhir eden ajitasyonlarının çekildiği yürüyüşArenapark AVM önünde sonlandırıldı.

İkitelli’de AKP Faşizmine KarşıYazılama Yapıldı

İkitelli’de Halk Cepheliler 8 Mayıs’ta ma-hallenin farklı bölgelerine Halk Cephesiimzalı “AKP Faşizmine Karşı Ayağa Kalkİstanbul”, “Çözüm Sokaklarda Çözüm Cep-he’de” yazılamaları duvarlara nakşedildi.

Hasta Tutsak Musa Aykanat Serbest Bırakılsın!

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 35

Page 36: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

� ALMANYAMannheim Grup Yorum Gö-

nüllüleri konser çalışmalarına coş-kuyla devam ediyor.

11 Mayıs günü daha önceki kon-serlerde emeği geçen aileler baştaolmak üzere çat kapı ev ziyaretleriyaptılar. Konserin amacı ve öneminianlattılar. Yine aynı gün Ludwigshafenşehrinin Hemshof mahallesinde afişçalışması yaptılar.

12 Mayıs pazar günü MannheimCemevinde ve Gustavsburg AleviDerneği’nde anneler günü için ha-zırlanan etkinliklere katıldılar. GrupYorum’un 1 Haziranda yapacağıkonserin duyurusunu yaparak afişlerastılar, bildiri dağıttılar. Akşam üzeriise, Grup Yorum Gönüllüleri olarak20 kişinin katıldığı bir değerlendirmetoplantısı yapıldı. Ailelerin getirdiğiyemeklerin yenilmesinin ardındançalışmalar gözden geçirildi.

14 Mayıs günü, Mannheim Ha-uptbahn’da 1 Haziran konseri içinafiş ve pullama çalışması yaptılar.Yoldan geçenlere bildiriler veripkonserin amacını anlattılar ve halkıkonsere davet ettiler.

Berlin Grup Yorum Gönüllüleriher yıl yapılan Geleneksel Gazi-antep Çepnileri Çıralık Şenliği’nekatılarak bir konuşma yaptılar. Her-kesi; faşizmin listelerine besteleriylecevap veren Grup Yorum’un 1 Ha-ziran’da Ludwigshafen’de yapacağıkonsere davet ettiler.

Stuttgart Grup Yorum Gönül-lüleri 1 Haziran’da yapılacak konseriçin Mosbach’ta pullama yaptı. 12Mayıs günü Gingen Alevi Derne-ği’nde düzenlenen anneler günüetkinliğine katılarak konserin anla-mını anlattılar ve katılım çağrısıyaptılar.

Grup Yorum Gönüllüleri NRWbölgesinde 12 Mayıs günü KölnCoweiler AKM, Neuss AKM, Ober-hausen AKM anneler günü etkin-liklerine ve Düsseldorf Müfit Saçıntıgösterisine katılarak konser çalış-

ması yaptılar, onlarca bi-leti halka ulaştırdılar. Afişasıp bildiri dağıttılar.

Düsseldorf:İçişleri Bakanlığı

önünde çadır açan Düsseldorf di-renişçileri “Faşizme ve ırkçılığakarşı mücadele etmek suç değilgörevdir” diyerek siyasi düşünce-lerinden dolayı 30 km sınırı konul-masını, imza atma zorunluluğunuve oturumlarının yenilenmemesinisiyasi baskı olarak tanımladılar. 7aydır bu keyfi ve hukuk dışı baskı-lara karşı direndiklerini söylediler.

� İSVİÇREZürih’te 14 Mayıs Salı günü Fi-

listin Nakba (Felaket) günü anmasıyapıldı. Çeşitli ülkelerin tutsaklarladayanışma örgütlerinden oluşanÖzgürlük Komitesi tarafından dü-zenlenen anmada katledilenler anıl-dı, İsrail’in halen devam eden kat-liam politikası teşhir edildi. Çeşitlisiyonist şirketler boykot edilmeyeçağrıldı. Eurovision şarkı yarışma-sının İsrail’de yapılması eleştirildi.Zürich’in merkezi yerlerinde pan-kartlar açıldı.

Filistinliler 14 Mayıs’ı ulusal fe-laket günü olarak anıyorlar. Çünküİsrail devleti 14 Mayıs 1948 günüFilistin topraklarında kuruldu. Filis-tinliler her yıl 14 Mayıs’ta ellerindeanahtarlarla, geri dönmekten vaz-geçmediklerini dile getirerek an-malar yapıyor, halk olarak direnişedevam ediyorlar. Filistin’de her ço-cuk “nerelisin” sorusuna, sürgünedilen dedelerinin köyünü söyle-yerek cevap vermeyi öğreniyor.

� FRANSAOturum hakları ellerinden alınan

devrimciler Zehra Kurtay ve VeliYati, hafta içi Mülteciler DairesiOFPRA önünde, Cuma, Cumartesive Pazar günü ise 10. Paris’tekiStrasbourg Saint-Denis’deki ke-merin önünde iki ay önce başla-dıkları direnişe devam ediyorlar.

Zehra Kurtay ve Veli Yati, otu-rum hakkının kazanılmış bir hakolduğunu ve politik amaçlarla baskıkurmak için bu hakkın gasp edil-mesine karşı direndiklerini ve her-

kesi hak gasplarına karşı direnişleridesteklemeye çağırdıklarını söy-lediler.

Yürüyüş dergisi halkımızaulaştırıldı.

Hafta sonu yapılan iki düğündeYürüyüş dergisi standı açıldı. Ev-lenen gençlerin mutluluğu payla-şılırken, 55 adet Yürüyüş dergisihalkımıza ulaştırıldı.

� BELÇİKAOturum hakkı gasp edildiği için

geçen sene 70 gün direnerek ka-zandığı hakkının verilmemesi üze-rine yeniden direnişe geçen CahitZorel, ilk olarak evinin bulunduğuilin belediyesinden Brüksel’e, Ya-bancılar Dairesi’ne kadar 10 günyürümüştü. 9 Mayıs Perşembe gü-nünden itibaren ise mahkeme önün-de oturma eylemine başladı. Haftaiçi her gün saat 11’den 14’e kadaroturma eylemi yapan Cahit Zorel,herkesi dayanışmaya çağırdı.

� AVUSTURYAAnadolu Federasyonu üye ve

yöneticileri hakkında Avusturyamahkemesi tarafından verilen kararYüksek Eyalet Mahkemesi’nde gö-rülecek. Anadolu Federasyonu üyeve yöneticileri ise, haklarında verilenmahkumiyet kararlarının haksız veadaletsiz olduğunu, verilen kararındüşünce ve ifade özgürlüğüne yö-nelik bir saldırı olduğunu söyleyerekbu kararın kaldırılmasını istediler.

Her salı günü saat 10.00-13.00saatleri arası Yüksek Mahkemeönünde kuracakları çadırın ilkini10 Mayıs günü açtılar. Pankartlarınıasıp bildirileri dağıttılar.

Av ru pa’da

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN36

Page 37: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

“Doğu sorunu ancak devrimci yoldan çözüme bağ-lanabilir. Bu devrimci iktidar uğruna Türk ve Kürt dev-rimciler, bütün yurtseverler omuz omuza çalışmalıdırlar.Halkların var olan gerçek kardeşliği geliştirilmeli, başdüşman emperyalizme karşı mücadele edilmeli veuyanık olunmalıdır. Tek doğru yol budur. Yoksa hangisaflarda olursa olsun burjuva şovenizmine düşmek,emperyalizmin oyununa gelmektir, bölücülüktür.”

Hüseyin Cevahir27 Mayıs - 2 Haziran

Sinan CEMGİL, Kadir MANGA,Alpaslan ÖZDOĞAN:

12 Mart cuntasının baskı ve terörüne karşısilahlı mücadeleyi geliştirme kararı alan THKOkadro ve savaşçılarıydılar. Sinan Cemgil THKOʼnunkuruluşunda yer alan önder kadrolardandı. 12 Martdarbesinin ardından bir grup olarak Adıyaman böl-gesindeki Nurhak dağlarına çıktılar. Buradan gerillasavaşını geliştirmekti amaçları. 31 Mayıs 1971ʼdeoligarşinin askeri güçleri tarafından kuşatıldıklarındateslim olmayarak çatışmaya girdiler. Cemgil, Mangave Özdoğan bu çatışmada şehit düştüler.

Sinan Cemgil Kadir Manga Alpaslan Özdoğan

Hüseyin CEVAHİR:Cevahir, yoldaşları Mahir ve

Ulaşʼla birlikte THKP-Cʼnin kurucuve önder kadrolarından biriydi.Önder kadrolar olarak, THKP-Cʼnin yaratılmasında, halk kurtuluşsavaşının başlatılmasında ve dev-rimci hareketin o dönem tarihininher aşamasında birliktedirler. Bir-birlerinden ayrı zaman ve mekân-

larda, fakat aynı direniş geleneğinin yaratıcısıolarak ölümsüzleştiler. Cevahir, 1970 Aralık’ındaoluşturulan 11 kişilik Geçici Genel Komite’nin üye-lerinden biriydi. Genel Komite’de yapılan ilk işbö-lümünde Kürdistan sorumluluğunu üstlenmişti...17 Mayıs 1971’de İsrail’in İstanbul BaşkonsolosuEfraim Elrom’un kaçırılması eyleminde de yoldaşlarıUlaş Bardakçı ve Mahir Çayan’la birlikteydi. İştebu birliktelikten bize “Mahir Hüseyin Ulaş, KurtuluşaKadar Savaş” sloganı miras kaldı. 1 Haziran1971ʼde İstanbul Maltepeʼde, bir evde yoldaşıMahir Çayanʼla birlikte kuşatıldı. Teslim ol çağrılarınaverdikleri cevap, devrimci hareketin geleneklerindenbiri oldu. Direniş sonucunda Mahir yaralı olarakele geçirilirken, Cevahir düşüncelerini ve eyleminibizlere yadigâr bırakarak şehit düştü.

Hüseyin Cevahir

Tahsin ELVAN:1960 Trabzon doğumludur. Devrimci hare-

ketin 12 Eylül Cuntası’na karşı direnişini ör-gütlemeye çalışan kadrolarındandı. Çeşitli ma-hallelerden sorumluydu. Cunta hüküm sürerken,İstanbul polisinin, “Onu öldüreceğiz” diye gön-derdiği haberlere meydan okuyarak, şehit düş-tüğü tarihe kadar kavgayı sürdürdü. 1 Haziran

1982’de İstanbul Maslak’ta girdiği çatışmada şehit düştü.

Tahsin Elvan

Nazım HİKMET(3 Haziran 1963),Orhan KEMAL(2 Haziran 1979),Ahmet ARİF(2 Haziran 1971):

Nazım Hikmet, Orhan Kemal ve Ahmet Arif, kalemleriniemekçi halkın, işçi sınıfının hizmetine veren sanatçılardı.Yazdıkları tüm eserlerinde, halkı aydınlatmayı amaçladılar;emekçileri sosyalizm mücadelesine çağırdılar. Bunun bedeliülkemizde baskılar, zulümlerdi. Bunun bilincindeydiler. Bubilinçle hareket ettiler. Ve baskıların, saldırıların hedefi oldular.Yaşamları sürgünlerde, hapislerde, yokluk, yoksulluk içindegeçti. Buna rağmen yazdıklarından, düşüncelerinden vazgeç-mediler. Kalemlerini burjuvaziye teslim etmediler. Arkalarındaonurlu bir tarih ve halkı aydınlatmaya devam edecek eserlerbırakarak ölümsüzleştiler.

Nazım Hikmet Orhan Kemal Ahmet Arif

Uğur TÜRKMEN:23 Nisan 1972ʼde Mersin-Tarsus Yenice ka-

sabasında doğdu. Mücadeleye 1993ʼte BurdurMeslek Yüksek Okulu öğrencisiyken katıldı.Mersin’de Kurtuluş bürosunda çalıştı. 1998 Ni-san’ında tutuklandı. En son Ceyhan Hapisha-nesi’ndeydi. F Tiplerinin gündeme gelmesiyle,ölüm orucu direnişçisi olmak için gönüllü oldu.

2. ekiplerde yer aldı.Direnişteyken tahliye edildi, kendinden önce tahliye olup

ölüm orucunu sürdüren bir örnek yoktu. O, ilk örneğiyaratarak, 204 gün kendi evinde ölüme yürüyerek 27 Mayıs2001ʼde ölümsüzleşti. Tutsaklığı sona eren birinin dışarıdadirenişi sürdürerek şehit düşmesinin ülkemizde ve dünyadailk örneğidir Uğur. Ve onun açtığı yoldan yürümüştür onlarcadevrimci tutsak.

Uğur Türkmen

Page 38: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Yıl 1971. Mete Has’ın kaçırılması eylemi sırasındaev sahibi Hüseyin Cevahir’e “Bir daha karşılaşacakmıyız” diye sormuştu. Hüseyin Cevahir kesin bir

cevap vermişti “Hayır” diye. “Sadece en sonunda bir detopyekün karşı karşıya geleceğiz...” Son randevuydu bu.Tarih kesilmemişti. Ama hedef belliydi. Son randevuyamilyonlarla birlikte gelinecekti.

Tarih 1 Haziran’a döndüğünde bulutlar kadar dolmuştuhalkın gözleri. Maltepe’de “yiğit iki Adalı” Mahir Çayan veHüseyin Cevahir kuşatılmışlardı. Siyonist İsrail’in başkon-solosu Efraim Elrom’u kaçırıp cezalandıran “terörist”lerdionlar... Gece-gündüz birlikte savaşmışlardı ve şafak sö-külünceye kadar birlikte savaşmaya and içmişlerdi. Yiğitiki yoldaştı onlar. “Asla teslim olmayacağız! Bizimburadan ancak ölümüz çıkar” diyordu Cevahir.Elbette şehitler verilecekti. Cevahir’im öğre-tecekti, nasıl yaşanacağını, nasıl ölüne-ceğini...

Gözleri sonsuz bir kin ve inançlayüklüydü. Gençti. Anadolu insanına ya-kışan bir yürekti göğüs kafesindeki.Daha 20’sinde gençlik önderlerindenbiri olmuştu. Dünyayı değiştirmeyesoyunmuştu yoldaşları gibi... Sade,alçakgönüllü, militan! “Erkek adam si-lahını bırakmaz” diyordu. Silah umuttu.Silah “son randevuya” götürecek tekyoldu. Çünkü düşman haindi, korkaktı.O büyük gün gelmeden boğmak istiyordudevrimi. Düşman silah kuşanmıştı. Ge-rekirse milyonların cesedini yığacaktı sal-tanatının önüne de vermeyecekti rahatını,sefasını... Bunu daha gencecik yaşında görm-üştü Cevahir. Nitekim hayatını halkının kurtuluşunaadayarak yaşamıştı.

O büyük gün geldiğinde en önde olmalıydı. Bir tarihyaratılmalıydı. Bir tarih ki sözünden dönmeyenlerin, ölenama yenilmeyenlerin tarihi. Bunun için ölüyordu Cevahir.Daha da yaşasaydık eğer kurtuluşa kadar savaşacaktıkdiyorlardı işte. Ölüm de olsa bizi yolumuzdan döndüremezdiyorlardı.

O gün gözlerimiz bulutlar kadar doluydu. Boşanacaktıbulutlar gibi. Sağanak. Her damlası devrim andının birmısrası. Boşanacaktı kına rengi topraklarımıza. Şehit düş-tüğünde 27 yaşındaydı Cevahir. SBF 3. sınıf öğrencisiydi.Dersim’in Mazgirt ilçesinde doğmuştu. Zazaydı.

Maltepe’de Mahir’in omuzbaşında çatışıyordu “Karanlığıncüceleri” ile. “Karanlığın cüceleri” amcasını getirmişlerdibalkonun altına.

- Oğlum teslim ol, sana eziyet etmeyecekler.- Sen karışma amca.- Oğlum sen iyi çocuksun kızı bırak, yanındakini öldürüp

teslim edersen o zaman seni affedecekler.- Amcam, güzel amcam. Bu töreye sığar mı? İnsanlığa

sığar mı? Biz ki namusu, şerefi, onuru, erdemi bayrakedinip çıkmadık mı düşmanın karşısına... Bu bayrağın

rengi ihanetle kirletilir mi?Kızgındı Cevahir, kendisine ihaneti teklif ediyordu

amcası. Mahir anlamıştı durumu. Zazaca konuşuyorlardıama anlamıştı. Cevahir’in öfkesinden anlamıştı. Yoldaşınabaktı. Yüzünün kızardığını gördü. Böylesi bir teklifiduymaktan bile utanmıştı.

Mahir yaralı yakalanmıştı. Hücresinde çatışma anı göz-lerinin önüne geliyordu. Cevahir’i hatırlıyordu. “Eller tetikteTarrrr... ve de CEVAHİRİM’i kalbime gömer, dönerim hainhücreme” Maltepe’de 51 saat süren direnişin yaşandığıev bir binbaşının eviydi. Evin kızı Sibel Erkan’ı rehin al-mışlardı. Yine Cevahir’in sesi geliyordu binadan. “Çocuğadokunmayacağız. Çocuk ancak sizin ateşinizle ölür” diye.Direnişin ardından satılık kalemler “Sibel’in 51 saatlikesareti bitti”, “Sibel korkunç macerayı anlattı” diye manşetler

atarak kara çalmak istediler. Sevinçlerinden ne yapa-caklarını bilemiyorlardı. “Ani ve başarılı bir baskınla

eşkiyanın sığınağına girildi” diyorlardı.Oysa Maltepe’nin ardından nice “başarılı

bir baskın” yapacaklardı da yine de bitire-meyeceklerdi Cevahir yüreklileri. Yineher seferinde aynı manşetleri görecektikve yine aynı yürek yalınlığıyla haykıra-caktı bizimkiler “Asıl siz teslim olun!”

Hüseyin Cevahir’di adı. Eyleminiyadigar bırakıp ayrılmıştı aramızdan.

Kini ve öfkeyi mayalıyorduk. Sa-vaşta yalnız doğruların ve yanlışlarındeğil, yüreklilik ve fedakarlığın da ge-rektiğini öğreterek ayrılmıştı aramız-dan.

Gençti. Daha 20’sinde sevdalanmıştıTürkiye devriminin yoluna. Bu yolu namusu

bellemişti. Öylesine inançlı. Bu yolu kendileriyaratacaktı. Öylesine güvenli. TİP üyesi ol-

duğu günlerde başlamıştı kavgaya. İlkin devrimyolunun kırmızı halılarla döşeli olduğunu sananlarla

mücadele etmişti. Hayır bu yol Mahir’in dediği gibiydi:Engebeliydi, sarptı, dolambaçlıydı. Ve kurtuluş bayrağı buyolu tırmanan gerillaların ellerindeydi. Gerisi boş laftı.

THKP-C’nin on bir kişilik ilk genel komitesinde HüseyinCevahir de yerini almıştı. Görevi gereği Kürdistan illerinitek tek gezmiş, raporlar yazmıştı. “Halkların varolan gerçekkardeşliği politikleştirmeli, baş düşman emperyalizme karşımücadele edilmeli ve uyanık olunmalıdır.” diyordu raporlarınınbirinde.

Ve şair ruhludur diyorlardı Cevahir için. Şiir yazar gibi,bir destana kahraman yaratır gibi savaşır Cevahir... Onungözünde sanatçı gizemli olmamalıdır, anlaşılmaz olma-malıdır. Fildişi saraylarda değil halkın içinde olmalıdır.Yani kendini halkın davasına sorunlarına adamalıdır. Yaniher şey halk için olmalıydı. O bu halkın evladıydı. Ve buhalkın kurtuluşu için düşmüştü yola. Zulüm, açlık, yoksulluk,işkence bir yazgı değildi, olmamalıydı. Bunu göstereceklerdi.Bu düzen değişecekti. Yolunu kanlarıyla çizeceklerdi.

Cevahir ilk mısraları kendi kanıyla yazmıştı. Ve Kızıl-dereler’den, Çiftehavuzlar’dan, Balkıca’dan Ulucanlar’aCevahir yürekliler hep aynı inançla, güvenle haykıracaklardı.“Asıl Siz Teslim Olun!”

Cevahir’in Ardından

Anıları Mirasımız

Page 39: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Parti her şeyden önce; neyi nasıl yapacaklarını bilen,bir davaya kendini adamış, denenmiş,

savaşan ve savaştıran ruh ve davranış birliğidir. Parti, lafızların ve karizmaların da ötesinde

ortak bir kültür ve savaşçı ruhtur.

Bu savaşçı ruh hali ve kültür yaratılmadan,pratikte sınanmadan, şematik olarak kurulacak her parti

yıkılmaya mahkumdur.

Bu dönemde küçük bir silah, küçük bir ev, büro olanağı,bir kadronun istihdamı vb. hemen her şeyle

özel ilgilenmek ve emek vermek gerekiyordu. Aksi halde sürecin tekrar geriye dönüp,

kendiliğindenci bir rotaya girmesi çok kolaydı.Sürecin zorluğunu yaratan ve çok daha uzun sürecek olan

büyük olumsuzluklara neden olacak ana etken,bu kendiliğindenci sürecin oluşturduğu kültürdü.

Düşüncede,kurallarda,

çalışma tarzında,günlük yaşamda,

yoldaşlık ilişkilerindeistenilen düzeye gelebilmek için sürdürülen çabalar,

zamanımızın ve emeğimizin büyük bir kısmını alıyordu.İpin ucunu bırakmamak, gevşememek, deyim yerindeyse

doğru bildiğimizi, olumlu sonuçlar alacağımıza inandığımızdoğrularımızı dayatmaya devam etmeliydik.

Bu eskiye dönme isteği, olmazlar, yoklar tablosuylaher gün biraz daha gelişecek, “olmaz, yok diye bir şey olamaz,

sorun isteyip istememekte” şeklinde biçimlenen veoldukça uzun sürecek bir iç savaştı.

Bu savaşı kazandık!

Page 40: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Tutsak Yakınları Özel Bölümü

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 119

19 Mayıs 2019Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

yu

ruyu

s.b

iz@

gm

ail.c

om

ww

w.y

uru

yu

s-i

nfo

.org

HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI ve VATANSEVER GENÇLİK İÇİN,BAĞIMSIZLIK VE DEMOKRASİ MÜCADELESİ VEREN DEVRİMCİLER İÇİN,

MADENLERDE, GÖÇÜKLERDE, İNŞAATLARDA KATLEDİLEN İŞÇİLER İÇİN,KHK'LERLE İHRAÇ EDİLEN KAMU EMEKÇİLERİ İÇİN,

YOKSUL HALKIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ!

19 - 23 MAYIS GÜNLERİNDE ANKARA’YA YÜRÜYORUZ!TÜM HALKIMIZI ADALET YÜRÜYÜŞÜNE

KATILMAYA ÇAĞIRIYORUZ!

Page 41: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

Hakkını Arayanın, Rabia Naz’ın BabasıŞaban Vatan Gibi “Deli”

Ya da “Terörist” İlan Edildiği Bir ÜlkedeYaşamak İstemiyoruz!

İtirafçılık, Gizli TanıklıkAramıza Nifak Sokan, Birbirimize

Güvenmeyi Engelleyen, İspiyonculuğaÖzendiren Bir YozlaşmanınDevlet Eliyle Yayılmasıdır.

İtirafçılık-İspiyonculuk Suçtur!İftiracı İtirafçılar Tutuklanmalıdır!

Halk Çocukları Değilİftiracı Yalancılar Cezalandırılsın!

Gizli Tanıklık Kaldırılsın!SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim

Sistemleri) İle Savunma Olmaz!

Savunma Yapmadan VerilenKeyfi Kararlar Kaldırılsın!

Gizli Tanık-İtirafçı-SEGBİS'e DayanarakVerilen Tüm Mahkeme Kararları

İptal Edilsin!

ADALET İSTİYORUZ!

Page 42: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

ADALET İSTİYORUZ talebiyle Aralık ayındanbu yana süren Adalet Nöbetimiz 5. ayınıgeride bıraktı.

5 ayı aşkın süredir her gün 14.00-16.00 arasıGazi Cemevi’ndeki nöbetimiz sürüyor.

Her gün gerçekleştirilen Adalet Nöbetimiz, herhafta Adalet kahvaltılarıyla da sürüyor. Ailelerimizher hafta mahallelerimizde kahvaltılarımızda birarayageliyor. Bu hafta 20. kez oturduk aynı sofraya.

Talebimiz, mahkemelerde devrimcilere verilen ce-zaların kaldırılmasıdır. AKP’nin mahkemelerinde; ma-hallelerine sahip çıkan devrimciler, parasız eğitim is-teyen gençler, hakkını arayan halk çocukları; gizli ta-nıkların, itirafçıların iftiralarıyla, SEGBİS (Sesli veGörüntülü Bilişim Sistemleri) denilen yöntemle, du-ruşmaya götürülmeden yapılan kurulan mahkemelerdeAdalet YOKTUR!

Tutsakların; zorla götürüldükleri SEGBİS odalarında,küçücük bir televizyon ekranına bakarak, hakiminyüzünü görmeden, tanıklarla-delillerle yüzleşmedensavunma yapması istenmektedir. Böyle yargılamaOLMAZ!

Bu yargılama bile yapılmayan bu mahkemelerdemüebbet hapse varan hapis cezaları verildi. Bu apaçıkhalka verilmiş bir gözdağıdır. Devrimcilere verilen ce-zalar, onlar nezdinde halka verilmiştir. Ömürlerindençalınan yıllar; uyuşturucuya, çetelere karşı olmanınanadilde parasız eğitim istemenin bedelidir.

Buna sessiz kalmamız beklenemezdi. TAYAD’lıAileler olarak bu cezaların kaldırılması talebiyle 150güne yaklaşan bir Adalet Nöbetimiz var.

Kimi gün 10 kişi kimi gün tek kişi de olsa sürekliolarak Gazi Cemevi’nde bu adaletsizliği halka anlatmayadevam ediyoruz. Taşı delen damlaların gücü değilsürekliliğidir denir.

Bizim Adalet Nöbeti’ndeki ısrarımız da taşı delmeyeolan inancımızdan ileri geliyor. Buradaki ısrar aynızamanda düzeni sürekli teşhir etme buradaki adalet-sizliği sürekli olarak anlatma isteği ve iradesidir.Faşizmin zulmüne ve adaletsizliğine karşı Adaletli biryaşamı sunmaya devam edeceğiz.

Faşizmin karşısında adalet uğruna yaptığımız herşey çok önemli ve değerlidir. Tayad’lı Aileler olarakher gün iki saat boyunca önlüklerini giyip Adaletİstiyoruz talebini haykırmaları aynı zamanda verilentüm bu cezaları kabul etmediğimiz, halk karşısındahükümsüz olduğu anlamına da gelmektedir.

Adalet talebimizi büyütmek için ev ev dolaşalım.Kahvaltılarımıza, Gazi Cemevi’ne Adalet Nöbetimiz’e,

Kezban Ana’yı ziyaret etmelerini isteyelim.

Adalet yürüyüşümüz de tüm bu talepleri dahagüçlü haykırmak, adaletsizliğe uğramış herkesiaynı çatı altında mücadele etmeye çağırmak içindir.Adalet talebine verilecek her destek bu talebidaha güçlü haykırmak demektir.

Adalet, Düzenin Mahkemelerinde Değil AncakHalkın Birleşmiş Mücadesi Ve Yılmadan, Yorul-madan Bunu İsteyenlerin Gücüyle Sağlanır!

Adalet talebini güçlendirmek, bugün AKP’nin mah-kemelerinde devrimcilere verilen cezalara karşı gel-mektir. Evlatlarımıza özgürlük istemek; faşizmin kar-şısında onların mücadelelerini sürdürmek, onlarınyalnız olmadığını dosta düşmana göstermektir.

Bu nedenle 19 Mayıs’ta Ankara’ya yürüyeceğiz!

Adalet Yürüyüşü’ne katılalım. Çünkü tutsak evlat-larımıza verilen cezalara karşı onların sesi soluğuancak biz olabiliriz.

Adalet Yürüyüşü’ne katılalım. Çünkü devrimci tut-saklar hepimiz için mücadele etti, hepimiz için bedelödüyorlar.

Adalet Yürüyüşü’ne katılalım. Çünkü adaletsizlikher geçen gün artarak devam ediyor.

Adalet Yürüyüşü’ne katılalım. Çünkü bu cezalarhalka verilmiştir. Susarsak daha da beterini halka ya-şatacaklardır.

Adalet talebini 4 gün boyunca, Ankara yürüyüşündebizimle haykırmaya çağırıyoruz!

Adalet Yürüyüşü’ne katılalım! Yürüyüşe katılımıarttırmak için vargücümüzle mücadele edelim!

AKP’NİN MAHKEMELERİ DEVRİMCİLERİ YAR-GILAYAMAZ!

HALK İÇİN ADALET İSTİYORUZ ALACAĞIZ!

TAYAD’LI AİLELER

Haksız Tutuklamalara, Gizli Tanık-İtirafçılar NedeniyleVerilen Cezalara, SEGBİS Dayatmasına Karşı Adalet İstiyoruz!

Katledilen, Sömürülen Halkımız İçin Adalet İstiyoruz!

TAYAD’lı Aileler Olarak, 19 Mayıs’ta Kartal’dan BaşlatacağımızAdalet Yürüyüşü’ne Tüm Halkımızı Çağırıyoruz!

42

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

Page 43: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

‘Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve gerikalan her şey onun etrafında döner.’ Konfiçyüs

Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya için savaşıyoruz.Bin yıllardan bu yana zulmün adaletsizliğinkol gezdiği her yerde, bu düzene karşı sa-

vaşanlar da hep var olmuştur. Bizim mücadelemiz debizden öncekilerden devraldığımız, her koşulda zulmekarşı direnme geleneğinin devamıdır. Buna yeni ge-lenekler ekleyerek, yeni destanlar yazarak bu tarihidaha da ileriye taşıyarak yolumuza devam ediyoruz.

Biz nasıl ki mücadelemizi ileriye taşıyorsak yaşa-dığımız bu düzende de adaletsizlikler artarak devamediyor. Her geçen gün halkın ekmeği-aşı çalınmaya,korkutulup sindirilmeye, başkaldıranlar ise ya ölümleya da hapisliklerle yok edilmeye çalışıyor. Bu yaşadı-ğımız düzen adalet özlemimizi her geçen gün büyütüyor.

Ülkemizde; yalnızca halkın avukatlığını yaptıklarıiçin 18 yıl hapis cezası alan, toplamda 159 yıl hapiscezasına çarptırılan halkın avukatları var. Şarkılarıylaadalet özlemini dile getirdikleri için başlarına ödülkonan halkın sanatçıları var.

Halk yararına üreten bilim insanlarının hapishanelerekonması, ihraç edilmeleri, dili kesilmiş üniversite kür-süleri, elleri bağlanmış grev çadırları, kalemi kırılmışöğretmenler, sofrasında yiyecek ekmeği kalmamışyoksul halk... hepsi adaletsizliğin hüküm sürdüğü busömürü düzeninin sonuçlarıdır. İktidarların, kendidevamlarını sağlamak adına işlemeyecekleri suçyoktur. Sistemin kendisi adaletsizlik üzerine ku-rulmuştur.

Soma’da 301 madenciyi katleden patronlar tahliyeedilir. Çorlu tren kazasında 25 kişi katledilir, mahkemetakipsizlik kararı verir, Torunlar inşaatta 10 işçi katledilir,hapis cezaları paraya çevrilir, Berkin Elvan’ın, DilekDoğan’ın katilleri ellerini kollarını sallaya sallaya ge-zerken, halk çocuklarının arkasından kurşun sıkılarakgözaltına alınır, tutuklanır, katiller korunur, saklanır,adalet isteyen aileleri mahkemelerde dövülür, davalaraçılır, hapis cezaları alırlar.

Ferhat Gerçek’i vuranlar Ferhat’tan daha az cezaalarak katillerin elleri soğutulmaz. Düzen kendi devamıiçin halk çocuklarına kurşun sıkanlara iktidarın ma-şalığını yapacak hakim ve savcılara bunu görmezdengelip her şeyi güllük gülistanlık yazacak gazetecilere,halkı tüm bunlardan duyarsız hale getirmek için uyuş-turanlara, yozlaştıranlara ihtiyacı vardır.

Düzenin tüm ayakları adaletsizlik üzerine kurul-muştur ve bu ayaklara inen her darbede yine düzentarafından şiddetle ‘ceza’landırılır. Mücadelemizdüzenin tüm bu adaletsizliğine karşıdır. Pankart yada bildiri bazen bir söz, bir melodi, yakılan bir ateş ...bu düzeni teşhir ediyor ve gerçek suçluları halkagösteriyorsa hedefine ulaşmış demektir.

Elbette hedefini bulan her eylem bir bedeli de gö-ğüslemeyi gerektirir. Yaşadığımız düzen sömürü-zulüm düzeniyse adalet için olan her şey aynı zamandabu bedelleri de göze almak demektir. Devrimciler bubedelleri ödedikleri için ya toprağın altındalar ya dahapishanede tecrit altında bedel ödüyorlar.

Parasız eğitim istediği için bir kez bile mahkemeyüzü görmeden 21 yaşında 21 yıl hapis cezası ve-rildi Alişan Taburoğlu’na. Bu ülkede parasız eğitimistemenin bedeli bir ömür hapisle cezalandırılmaktır.Mahallelerini uyuşturucudan korumak için mücadeleeden gençler 33 yıl, 46 yıl ceza aldılar. Bu düzendeuyuşturucuya karşı çıkmanın bedeli bir ömür hapislecezalandırılmaktır.

Soma’nın patronu ölen her madenci için 5 günhapis yatarken 432 yetim çocuğun avukatlığını yapanSelçuk Kozağaçlı’ya 11 yıl ceza verildi. Bu düzendeyetimlerin avukatlığını yapmak bir ömür hapislecezalandırılmaktır.

Düzenin her yerinden adaletsizlik akmaktadır.Bugün en somutunu mahkemelerde verilen hapis ce-zalarında yaşıyoruz. Bizlere düşen ise bu bedelleriödeyen halkın çocuklarına sahip çıkmak, onlar içinadalet istemektir. Onların sesini dışarıya taşıyacakolan onların davalarını bıraktıkları yerden sürdürecekolan biz Tayad’lı Aileleriz. Eğer onların mücadelesindebir ses, bir nefes olursak onların mücadelelerini ileriyetaşıyacak bir güç olursak, halkın üzerine bu cezalarlaörmek istedikleri korku duvarını yıkmış oluruz.

Düzenin mahkemelerinden adalet beklemiyoruzelbette. Ancak adalet istemek adaletsizliğe uğramışherkes için zorunlu bir görevdir.

Bugün bu görev bedel ödeyen halk çocuklarınınen yakınları olarak biz ailelere düşmektedir. Yaptığımızher iş, her eylem onların adaletsizliğe karşı verdiklerimücadelede onlarla birlikte olmaktır. Hiçbir devrimciuyuşturucu sattığı, fuhuş yaptırdığı, hırsızlık yaptığıhalk çocuklarının kanına girdiği için hapishanede de-ğildir.

Devrimcilik dünyanın en onurlu işidir. Bu onuronların aileleri olarak bizlerin de omuzlarındadır. Ada-letsziliğe karşı savaşta tutsakdüşmüş her devrimcinin sesisoluğu olmak sorumluluğun-dayız. Bu sorumluluk bizleriileriye taşıyacaktır.

“Haksızlık önünde eğilme-yiniz. Çünkü hakkınızla be-raber şerefinizi de kaybeder-siniz.” diyor Hz Ali. Bu sözüpratiğe geçiren yalnızca dev-rimcilerdir. Devrimcilere verilencezalar, ödetilen bedeller iseadaletsizliğe karşı olmanın,

ADALET KUTUP YILDIZI İSEHER ZAMAN ONA BAKARAK YÖNÜMÜZÜ BULACAĞIZ,

ADALET HALKIN EKMEĞİ İSE ONU HALKA DAĞITACAĞIZ!

Soma Davası AvukatıSelçuk Kozağaçlı’ya işkence

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

TAYAD’LI AİLELER 19 MAYIS’TA, ADALET İÇİN41

Page 44: F-35 SAVAŞ UÇAKLARI ALIMINDA KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY119.pdf · KAZANAN EMPERYALİZM ve OLİGARŞİ, KAYBEDEN ANADOLU HALKLARI OLACAKTIR!

onurlu olmanın, şerefli olmanın bedelidir.

Adalet mücadelesinin, haksızlığa karşı verilen mü-cadelenin bedelidir. Bu bedel onurdur, bu bedel şereftir.

Adalet kutup yıldızı ise her zaman ona bakarak yö-nümüzü bulacağız, adalet halkın ekmeği ise onu halkataze ve sıcacık dağıtacağız. Biliyoruz ki bu düzende bumümkün değildir. Adaletli bir düzen kurulana kadariçeride, dışarıda adaletsizliğe karşı savaşacağız!

‐ Soma’da 301 maden işçisinin katledilmesininardından bölgeye gelerek madenciyi tekmeleyeli5 yıl oldu.Yerkel yargılanmadı. Madenci Erdal Kocabıyık'aise Erdoğan'ın aracını tekmelediği gerekçesiylepara cezası kesildi.

‐ Soma'ya sağlıkçı ve yardım malzemesi yerine,devlet kamyon kamyon polis barikatı götürdü!

‐ Soma Patronu’nu tahliye edip, Halkın avu‐katlarına 159 yıl hapis cezası veren düzenekarşı Adalet İstiyoruz!

Yürüyüş: Merhaba Kezban Ana. Direniş kararınınasıl aldın?

Kezban Ana: Ben bir anneyim kızımı geldileraldılar, saat gece 2’de götürdüler. Ben anne olarak,anne duygusu olarak başladım.

Yürüyüş: Kızınızın mahkeme sürecini anlatırmısın, suçlamalar neler?

Kezban Ana: Suçlamaları hiç bilmiyorum, mah-kemeye hiç çıkmadım, mahkeme kararını bile tamolarak bilmiyorum.

Yürüyüş: Direnişten bahseder misin? Günü-nüzü nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Kezban Ana: Güzelce gerçekleştiriyorum, dahane yapım? Ben bir anneyim, geldim oturuyorum.

Bugün 287 gündür oturuyorum ben burada.

Yürüyüş: Cemevlerinin, Pir Sultan Abdal Der-nekleri’nin yönetiminin desteği oluyor mu?

Kezban Ana: İyidir, destek veriyorlar az da olsa.

Yürüyüş: 80 cuntası sonrasında, Taksim anı-tına ilk çelenk koyanlardansın. 80 yaşında birdirenişçisin, örneksin. 287 günlük direnişi kısacaözetler misin?

Kezban Ana: Beni ziyarete gelenler oluyor,destek verenler.

Ben biraz rahatsızım ama yine de geliyorum,benim için daha iyi burası. Şimdi yaşlı olduğum içinsağa sola gidemiyorum buradan. Ama sıcakta dasoğukta da buradayım. Buraya ziyarete geliyorlar.

Yürüyüş: Direnişler Meclisi çatısı altında diğerdirenişçilerle birlikte direniyorsun. Bize ne demekistersin bu konuda?

Kezban Ana: Valla ne diyeyim, bütün çocuklarcezaevinden çıksın, işten atılanlar direnip kazansın.Direnmezsek başka şekilde alamayız zaten, kaza-namayız.

Ben de Direnişler Meclisi’ndeyim, birlikte oturupsorunlarımızı çözmek için fikirlerimizi paylaşıyoruz.

Yürüyüş: Genel olarak söylemek istediğinbir şey var mı?

Kezban Ana: Beni ziyaret edenlere, yardımcıolan herkese sevgiler, teşekkür ediyorum. Ziyaretegelecek herkese teşekkür ediyorum şimdiden.

KEZBAN ANA: Direnmezsek Başka Şekilde Alamayız, Kazanamayız

Haksız yere tutuklananlar için, Kızı vedamadının özgürlüğü için, değerlerinesaldırıları durdurmak için Armutlu

Cemevi’nde direnen Kezban Bektaş ile konuştuk.

Sayı: 119 19 Mayıs 2019

İSTANBUL’DAN ANKARA’YA YÜRÜYOR! 40