Upload
others
View
4
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
20 Ekim 1922 tarihinde TMMOB Metalurji
Mühendisleri Odasý'nda yapýlan Akþam Söyleþisi'nin
konusu” Türkiye'nin Demir Çelik Öyküsü”;
konuþmacý ise Atatürk'ün yurtdýþýna gönderdiði
diðer öðrencilerle birlikte 1926'da Ankara Garý'ndan
bizzat uðurladýðý ülkemizin ilk Metalurji Yüksek
Mühendisi Selahattin ÞANBAÞOÐLU idi.
Þanbaþoðlu, önce makina mühendisliði eðitimine
baþlamýþ; ama daha sonra, “Memlekete gereklidir”
diyerek Aachen'de Metalurji eðitimi görmüþ;
1930'larýn baþlarýnda baþlayan demir-çelik seferber-
liðinin her aþamasýnda nefer, lider, gözlemci ve tanýk
olarak yer almýþ; Türkiye'nin sýnaî geliþimde sürekli
izler býrakmýþ ve bu satýrlarda anlatýlacak olan demir-
çelik öyküsünün inanýlmaz güçlü hafýzasýyla en ince
detaylarýna kadar bu günlerde taþýnmasýný saðlamýþ
bir üstadýmýzdý. Ayný zamanda, Cumhuriyetin o
dönemlerdeki insanlarýnda görülen özelliklerinden
olan üstün devlet ve görev bilinciyle, tüm olumsuzluk
ve yokluklara raðmen, ülke sanayisinin temel
taþlarýný oluþturan kuruluþlarýný ülkemizin saðlam
tuðlalarý olarak sessizce ören ve yine sessizce göçüp
giden bir mühendisi idi. Türkiye demir-çelik öykü-
sünde KARDEMÝR'in (Karabük Demir Çelik Ýþlet-
meleri); KARDEMÝR öyküsünde de, kendisi hiç ça-
lýþmamýþ olmasýna raðmen, S. ÞANBAÞOÐLU'nun
çok önemli bir yeri vardýr.
Söyleþide ÞANBAÞOÐLU, Osmanlý Ýmpara-
torluðu'nun son dönemlerinden baþlayarak bu
öyküyü þöyle aktarmýþtý:
“Endüstri devrimine yol açan temel unsur olan
çeliðin kütle halinde imalatýný gerçekleþtirmiþ olan
Ýngiltere'nin Baþbakaný kaybettikleri Amerikan
Mahmut KÝPERMetalurji Mühendisi
FABÝKALAR KURAN FABRÝKA KARDEMÝR VE TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝ
DEMÝR ÇELÝK ÖYKÜSÜÖYKÜ
1. BÖLÜM
müstemlekesi için demiþtir ki, “Biz bir müstemleke kaybettik ama öyle bir sanayi üretimi meydana getirdik ki, o müstemlekeyi kat kat telafi edecek durumdadýr. ' Evet….. çeliðin kütle halinde imali çok önemli bir olaydýr. Osmanlý Ýmparatorluðu gerçi elde bir vesika yok ama 1820'lerde sanayi devrimine girmeye çalýþmýþtýr. Þöyle bir hatýramý müsaade ederseniz arz etmek isterim:
1942-43 senesinde, Askeri Fabrikalar Genel Müdürü baþkanlýðý'ndaki bir heyetle harp içerisinde Ýngiltere'ye gittik. Ýngiltere'nin davetinin sebebi Türkiye'yi harbe sokmak için iliþkileri geliþtirmekti. Fabrikayý gezdikten sonra enteresan bir þey göste-receðiz dediler. Fabrikanýn büyük yeþil bahçesinin bir yerinde, fevkalade bakýmlý, mermerden yapýlmýþ, etrafý zincirle çevrili bir mezar var. Mezarýn üzerinde:'Ýstanbul'dan buraya staj için gelip 28 yaþýnda ölen Ýbrahim …'in mezarýdýr. Bu garibin mezarýna kimse dokunmasýn !... Tarih 1840 .' yazýyor…
Ama Osmanlý Ýmparatorluðu'nda hangi tarihte kütle halinde çelik imaline baþlandýðýna iliþkin bir vesika yok. Vakti zamanýnda Askeri Fabrikalarýn kütüp-hanesindeyken, Ýmalat-ý Harbiye'nin mazisinden bahseden bir kitap görmüþtüm. Sonra gidip aradým; ama kaybolmuþtu. O nedenle hafýzama istinaden anlatacaðým. Osmanlý'da kütle halinde çelik üretimi evvela Camialtý Tersanesi ile baþlamýþtýr.
Abdülaziz'in zamanýnda Osmanlý Donanmasý'nýn geliþmesi arzu edilmiþ olduðu için, bu tersane kurulmuþtur ve içinden hem demirhane, hem de bir haddehane bulunmaktadýr. 2000 tona kadar bütün gemilerin boyasý, çýrak okulunun mürekkep ihtiyacý dahil tüm ihtiyaçlarý da bu tesiste yapýlýyordu.
TMMOB Mühendislik - Mimarlýk Öyküleri - I Kitabýndan Alýnmýþtýr.
TMMOB
1954
1954
38
2009
Daha sonra Ýmalat-ý Harbiye tarafýndan Zeytin-burnu'ndaki demir çelik tesisleri kurulmuþtur. Ýlk kurulan tesisler beþer tonluk biri bazik, diðeri de asidik Siemens - Martin ocaklarýdýr. Bazik sistemle kütle çelik imalatý, asidik sistemle de toplarýn namlularý yapýlýyordu. Zeytinburnu'nda haddehane yoktu; dövme ve presleme iþlemleri vardý. Yani, Siemens-Martin ocaðýndan dökülen çelik haddeleme suretiyle deðil, dövülme suretiyle þekil alýrdý.
Bu durum aþaðý yukarý Birinci Cihan Harbi'ne kadar devam etti. Bu savaþtan hem çelikhane, hem imalathaneler ve diðer tüm fabrikalar var güçleriyle çalýþtýlar. Mütareke ile birlikte hepsi kapandý, harap oldu. Ve Türkiye Cumhuriyeti teþekkül ettiði vakit, 1923 'te elinde çelik üreten hiç tesisi yoktu. Ufak pik dökümhanelerinden baþka hiç bir þey kalmamýþtý.”
S. SANBAÞOÐLU Cumhuriyetin ilk yýllarýnda demir-çelik ile ilgili giriþimleri de þöyle anlatýyor;
“ Ýlk teþebbüs 1924 senesinde imalathanelerin tekrar kurulmasý için çýkarýlmýþ bir kanunla baþlar. 100 milyon liralýk tahsisatýn 5 sene zarfýnda sarf edilmesi üzerine bir kanun çýkarýlmýþ ve ona istinaden askeri fabrika imalathaneleri tekrar yeni baþtan kurulmaya baþlanmýþtýr.
Ýlk önce Ankara Fiþek Fabrikasý ile iþe baþlanmýþtýr. Ve 1929 senesinde de, Kýrýkkale'deki çelik fabrikasýnýn temeli atýlýr. Bu fabrika 1932'nin baþýnda bitti. Fabrikada iki tane 10'ar tonluk Siemens- Martin ocaðý, bir tane 2 tonluk elektrikli ark ocaðý ve iki tane de kupol ocaðý ile beraber dökümhane, haddehane, demirhane, tamirhane vardý. 1932'te Almanlar'dan bir heyet geldi, bunlarý çalýþtýrmaya baþladýk.”
S. ÞANBAÞOÐLU'nun 1995'te ölümünün ardýndan, bir aný kitabý basýldý. Bu kitabýn sunuþunda Prof. Dr. Bilsay KURUÇ, Türk Tarih Vakfý'nýn Sözlü Tarih Projesi kapsamýnda, Ülkü ÖZEN'in Selahattin ÞANBAÞOÐLU ile yaptýðý söyleþiden alýntýlara da yer vermiþtir. Bu söyleþide, Kýrýkkale'nin ve fabrika-nýn o günlerdeki durumunu da ÞANBAÞOÐLU þöyle anlatýyordu:
“1932'de Kýrýkkale'de askeri fabrika sahasý dýþýnda
sadece 13 ev vardý. Meyhane, kahvehane ve kasap
dükkâný ayný yerdi. Yol yoktu. Haftada yalnýz iki tren
geçerdi. Gazete gelmezdi. Fabrikaya ya trenle, ya da
çamur tarladan geçerek gidilirdi. Ýþçi tamamen
oralarýn köylüsüydü. Ýki, üç saatte köyünden eþekle
veya yaya gelirdi. Fabrikada eþeklere ayrý yer vardý.
Çelik fabrikasýnda 500-600 iþçi çalýþýrdý. Ýþçilere
(yani çalýþan köylüye) kendi getirdiði pekmez veya
ayrana bandýðý yufka ekmeðinden ibaret yemeðinin
ve kendi elbisesinin dýþýnda, ilk fabrika yemeði ve
kýyafeti Kýrýkkale Çelik Fabrikasý'nda verilmiþtir.
Bunu yapan da devlet deðildi. Kendi aramýzda para
toplayýp baþlattýk ve usul haline getirdik……”
O devirde yörede ne sebze hali, ne kabzýmal ne de
mezbaha vardýr ve onlar, fabrika çerçevesindeki uy-
gun bir arazide domates, biber, fasulye vb. gibi seb-
zeler tavuk, koyun gibi hayvanlarý doðrudan doðru ya
kendileri yetiþtirterek, çalýþanlara Cumhuriyetin ilk
tabldot uygulamasýný baþlatýrlar. Cumhuriyetin ilk
yýllarýnda nelerin, hangi koþullar altýnda ve hangi
inanç ve dirençlerle baþarýldýðýný gösteren bu ara
açýklamadan sonra, tekrar Þanbaþoðlu'nun aðzýndan
demir-çelik serüvenine devam edelim:
O vakit demiryollarý Türkiye için çok önemli. Bu
fabrikalarý askerlerin ihtiyacý için kurarken, Ýsmet
Paþa'nýn emriyle '…. Burada ray-da yapýlsýn.”
denmiþtir. Türkiye'de ilk defa ray 1932 senesinin
Haziraný'nýn 4'ünde burada yapýlmýþtýr. Daha sonra
Almanlar gittiler ve 1934'e kadar çelikhane
çalýþmadý; Çünkü ne mühimmat, ne de ray için sipariþ
vardý….
1934 senesinde Ali ÇETÝNKAYA Bayýndýrlýk Bakaný
olduktan sonra Devlet Demiryollarý ona baðlandý.
Devlet Demiryollarý baþlangýçta hiç istemiyordu;
ama ÇETÝNKAYA zorlayýnca ray sipariþini
Kýrýkkale'ye vermek zorunda kaldýlar. Baþlangýçta,
tabiatýyla hiç tahsisat falan yok. Hepimiz acemiyiz ve
doðru dürüst kütle halinde üretim yapamýyoruz. O
esnada, 15'lik top imalatý için Almanya' ya tekâmül
TMMOB
1954
1954
2009
39
kursuna gidenler, Skoda firmasýndan Harlas isimli bir
ustabaþý getirler. Bizim çelik imalatýnda Harlas 'ýn
çok büyük yardýmý ve tesiri oldu.
Raylarý ilk teslim ettiðimiz zaman TCDD þüphe
etmiþti. Ýnþaat Fen Heyeti Baþkaný olan Ýsmail Fuat
Bey bizim raylardan ve Alman konsorsiyumundan
gelmiþ raylardan birkaç örnek alýp test etmek üzere
Ýsviçre'ye gönderdi. Onlar raylarý Thomas çeliðinden
yapýyordu. Bizim raylar onlarýnkinden kat be kat
mukavim çýkýnca herkesin sesi kesildi. 1935-1940
tarihleri arasýnda TCDD'ye 20.000 ton ray verdik.
Kýrýkkale'nin esas imal görevi vasýflý çeliktir. Bunda
baþarýlý olmuþtur. 1935-50 arasýnda 150 kadar
deðiþik çelik çeþidi yapýlmýþtýr. Türkiye'de bugün
bunun yarýsý üretilmiyor.
Kýrýkkale'de hep yeni þeyler yapýlýrdý. Sýcak iþ, yüksek
hýz, kýsaca her cins takým çeliði yapýldý. Hülasa, uçak
çeliði, kalem çeliði, paslanmaz çelikler, atýþa
dayanýklý çelikler, bütün diþli çelikler, semantasyon
çelikleri, daha birçoklarý yapýldý. Bizi en çok
müþkülata uðratan, fiþek için, platina dediðimiz çok
düþük (%0.08) karbonlu ve silissiz malzeme imal
etmekti. Kýrýkkale'de dolomit yoktu, ama manyezit
vardý; manyezitin yakýlmasý ve katýlmasý ilk defa
burada oldu.
Sonra, Türkiye'de ilk defa çelik döküm, kuma çelik
döküm de burada yapýldý. Çelik döküm kumu
tanýnmýyordu, bentonit hiç bilinmezdi. O vakit
þamotu öðütüp döküm kumuyla karýþtýrma suretiyle
çelik kumu imal edildi. Ýlk yapýlan þeyler, toplarýn
tekerlek baþlarý olmuþtur. Ve ondan sonrada
enteresan iki döküm yapýldý; bunlar eski Erkin
denizaltý personel gemisinin bodoslamalarý ve mermi
çeliklerinin çekme halkalarý için, iç kýsmý beyaz
döküm, dýþ kýsýmlarý gri döküm halkalardý.
Kapasite 2 tonluk bir elektrik ark ocaðýndan ibaretti.
Bütün bunlarý kitaplardan bakarak yaptýk. Patent,
lisans söz konusu olamazdý. Kendi ihtiyacýmýzý,
TCDD'nin ve Milli Savunma 'nýn ihtiyaçlarýný
karþýlardýk. Piyasaya vermedik, piyasanýn ihtiyacý da
yoktu…..”
Prof. Dr. Bilsay KURUÇ, ÞANBAÞOÐLU'nun an-
lattýklarýndan yola çýkarak o dönemki Kýrýkkale'yi
þöyle tanýmlýyor:
“…….1930'larda ýssýz Kýrýkkale köyünde minyatür
bir sanayi modeli kurulmuþtu.Askeri fabrikalar
1924'te alýnmýþ olan bir kararla, 'Kýzýlýrmak'ýn
doðusunda kurulsun…'ilkesine göre ve bütünüyle de
harp sanayisine yönelik olarak, ana ve yardýmcý
fabrikalar biçiminde kurulur. Fiþek, mermi, çelik,
tüfek ve barut fabrikalarý ortaya çýkar. Mermi, barut,
kapsül, fiþek yanýnda, top tabanca, zýrh mermisi, zýrh
levhasý, vagon yayý, tampon yayý ve kabýna sýðmayan
bir çok ürün, bu minyatür sanayide üretiliyordu….”
Bu minyatür sanayide gerçekten çok önemli, deðiþik
ve zor iþler yapýlýyordu. Ama 600-700 ton/yýl ölçekli
çelik üretimi ülkenin sanayileþebilmesi için çok
yetersizdi. Türkiye'nin sanayi devrimini yakalaya-
bilmesi için, aðýr sanayisini kurmasý ve bunun için de
lokomotif sektörlerden olan demir-çelik iþinde çok
yüksek üretim rakamlarýna ulaþmasý gerekiyordu.
Ýngilizlerin kitlesel demir-çelik üretimini ' Amerika
Müstemlekesi'nden daha üstün tutmalarý gibi, baþta
ABD olmak üzere, diðer geliþmiþ ülkeler de bu
üretimi çok önemsediler. 1980'lerin sonlarýnda
Uluslararasý Demir Çelik Enstitüsü'nün (IISI) 21.
yýllýk toplantýsýndaki þeref konuðu þöyle diyordu:
“ABD bir endüstri devi ise, bunu çelik endüstrisi
merkezli sýnai üretim gücüne borçludur….”
En azýndan 2000'lerin baþýna kadar uzanan bir sanayi
çaðýnda lokomotif rol oynamýþ olan iþ kollarýnýn
desteklenmesi, ekonomik geliþmenin anahtarý
konumundaydý. Çünkü bu anahtar sektörlere yapýlan
yatýrýmlar sonucu, üretimde görülen %20'lik bir artýþ,
ulaþýmýndan reklama tüm diðer yan sektörlere
%20'lik bir artýþý da beraberinde getirmekteydi.
Kimya sanayisi ile birlikte temel lokomotif sek-
törlerden olan demir çelik iþkolunda çalýþan bir kiþi,
bu sektörlerden etkilenen diðer iþkollarýnda 20 ki-
þiye daha istihdam olanaðý saðlamaktaydý. Yeni yeni
kurulan Türkiye Cumhuriyeti de bu gerçeði
görüyordu. Bu nedenle de, ülkede kitlesel ölçekli bir
TMMOB
1954
1954
40
2009
entegre demir-çelik tesisinin kurulmasý hususunun
araþtýrýlmasý için gereken çalýþmalar, Ýktisat Vekaleti
tarafýndan hemen baþlatýlmýþtý.
KARDEMÝR'in kuruluþunun 50. yýlýnda yayýnlanan
bir broþürde anlatýlanlara göre, 1925 yýlýnda, bir
taraftan petrollerin incelenmesi için Lüksemburg
'dan Dr. LUCIUS, diðer taraftan da kömür ve demir
madenlerinin araþtýrýlmasý için Avusturya'daki ünlü
Löben Maden Mektebi'nin profesörlerinden Dr.
GRANIGG Türkiye'ye getirtilir. Dr. GRANIGG,
raporunda demir cevherinin ve cevherin izabesi için
kullanýlacak kokun dýþarýdan getirilmesini tavsiye
eder….
Öte yandan ülkemizdeki kömürlerin koklaþma
testleri ve cevherlerin uygunluk analizleri de
yurtdýþýnda yaptýrýlmýþtýr. Bu kýpýrtýlardan sonra
1928'e kadar herhangi bir diðer araþtýrma emaresi
gözlenmemektedir. 1928'de Genel Kurmay'da
yapýlan bir toplantýda konu tekrar ele alýnmýþ; fakat
bütçeye ödenek konamadýðýndan, demir çelik sanayi
kurma teþebbüsü ikinci kez olumsuz sonuçlanmýþtýr.
1932'de Rus Heyeti'nin incelemelerinden sonra, konu
tekrar gündeme gelmiþ; bu heyetin verdiði rapor-
larda, 1929-1930 gümrük istatistiklerine göre, bir
yýlda 150.000 ton demir çeliðe sürüm bulunabi-
leceði, bunun için de günde 300 ton kapasiteli bir
yüksek fýrýna ihtiyaç olduðu belirtilmiþtir. Bu yüksek
fýrýnýn iþletilmesi için kurulacak kok fabrikasýn da da
kimyasal sanayi bakýmýndan önemli yan ürünler elde
edileceði ve bu aðýr sanayi merkezi çerçevesinde
kurulacak sülfürik asit fabrikasý ile diðer yan sanayi
tesislerinin çok ekonomik olacaðý doðrultusunda
görüþler ortaya konmuþtur.
Ruslardan sonra Amerika'dan gelen bir diðer heyete
Türkiye'nin ekonomik tahlilleri yaptýrýlmýþ; bu
kapsamda demir-çelik sanayisi de ele alýnmýþtýr. Ve
nihayet, entegre demir-çelik tesislerinin kuruluþ
yerlerinin seçiminin ve diðer sorunlarýn incelenebil-
mesi için, Sümerbank ve Genel Kurmay ile birlikte
çalýþmalara baþlanmýþ; birinci sanayi kalkýnma planý
kapsamýnda yer alan bu en önemli tesisin kesin olarak
kurulmasýna karar verilmiþtir.
Amerikalý iktisatçýlarýn ve Rus heyetinin incele-
meleri sonucunda, tesisler için önerdikleri kuruluþ
yeri Ereðli'dir. Daha sonra, kesin kuruluþ yerinin
tespiti için Sümerbank ve Askeri Fabrikalar
Uzmanlarýndan bir heyet seçilir. S. Þanbaþoðlu ile
KARDEMÝR'in yolarýda ilk kez burada kesiþir. Yer
seçimi için oluþturulan heyette Vedat AKDOÐAN,
Hasan Osman KIRAÇ ve S. ÞANBAÞOÐLU bu-
lunmaktadýr. Ýncelemelerin sonucunda “… tesis
Zonguldak'ta kurulsun ….” derler; Genelkurmay
deniz toplarýnýn atýþ menzili (o zamanlar 70 km'ydi)
dýþýnda kalmasý hususunda ýsrar eder ve
Zonguldak'tan 70 km içeride 11-12 haneli Karabük
Köyü bulunur. Karabük'ün seçilmesinde savunma
gereksinimi dýþýnda þu faktörler de rol oynamýþtýr:
! Taþkömürü havzasýna olan yakýnlýðý;
! Demiryolu güzergâhýnda olmasý nedeniyle,
1936 yýlýnda Erzurum demiryolu hattýnýn
yapýlýþýnda bulunan Divriði demir made-
nindeki cevherin nakil imkaný;
! Yörenin iþçi yerleþmesine uygunluðu;
! Yöredeki jeolojik yapýnýn aðýr sanayi tesisi
kuruluþuna elveriþli oluþu,
! Demir cevheri dýþarýdan ithal edileceði için
sahile yakýn oluþu.
Üye Aidatýný Zamanýnda
Ödeyen Üyelerimiz
Primleri Odamýzca Karþýlanan
Ferdi Kaza Sigorta Poliçelerini
Þubemizden Alabilirler.
TMMOB
1954
1954
TMMOB
1954
1954
2009
41
l952 Ýnönü'de doðdum. Ýlk ve orta öðrenimimi
Ýnönü'de yaptýktan sonra Eskiþehir Sanat Enstitüsü
elektrik bölümünden mezun oldum.1977 yýlý Sakarya
DMMA makina bölümü mezunuyum,1979 Eskiþehir
Belediyesi Otobüs Ýþletmesinde göreve baþladým.15
Aralýk 1979 ile 15 Mart l981 tarihleri arasý yedek
subay olarak askerlik yaptýktan sonra tekrar
belediyede göreve baþladým. 1989-1994 yýllarý
Ýnönü Belediye Baþkanlýðý, l994-1999 Odunpazarý
belediye baþkan yardýmcýlýðý yaptým. 2004 'te emekli
oldum. 2006-2008 DP il Bþk.Yard.sý 2008 yýlýnda DP
il baþkaný olarak görev yaptým. Yýllarca futbolcu ve
yönetici olarak amatör spora hizmet ettim. Evliyim 2
çocuk sahibiyim.
TMMOB
1954
1954
SABAHATTÝN TEKÝN
1994-1999 yýllarý arasýnda 2 dönem amatör spor
kulüpleri federasyonu baþkan yardýmcýlýðý ve 3
dönem Ýnönülüler Kültür ve Yardýmlaþma Derneði
baþkanlýðý yaptým, yeni mezun olacak makina
mühendisi adayý kardeþlerime tavsiyelerim; Ülke-
mizdeki siyasi rejim sisteminin olmazsa olmazlarý
olan sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerde
korkmadan yer almalarý ülkenin geleceðinde söz
sahibi olmalarýný istiyorum. Gelecek nesiller sizlerin
býrakacaklarý miras ile ayakta kalacaklardýr. Bu güne
kadar bizleri yönetenleri suçlamak yerine biz ne
verdik ya da ne verebilirizin hesabýný yapmalýyýz
kanaatindeyim.
Üyemize
bundan sonraki yaþamýnda
saðlýk, mutluluk
ve baþarý dolu günler dileriz.
TMMOB
1954
1954
42
2009
Bugün geçmiþe bakarak yapýlan deðerlendirmeler,
Köy Enstitüleri'nin ülkemiz için en büyük eðitim
projesi olduðu fikrinde birleþmektedir. Köyden gelen
yetenekli çocuklarýn, o günkü þartlarda her yönüyle
eðitimden geçirilip tekrar köylere birer 'eðitmen'
olarak gönderilmesini ve orada kalan nüfusa okuma
ve yazmayý öðretmesini, böylece aydýnlanmayý
köylerde baþlatmayý amaçlayan bir projeydi bu.
Nüfus köylerde yoðunlaþmýþtý; bu proje de, Türkiye
gerçeðine uygun düþmekteydi. Köy Enstitüleri'nin
eðitim projesi “teorik ve pratik” eðitimin bir arada
verildiði bir modeldi. Derslerin sadece “temel ders-
ler” olarak deðil, günlük yaþamda karþýlaþýlabilen
hemen tüm konularda donanýmlý olmayý saðlayan bir
ders programýyla veriliyor olmasý en önemli özel-
liklerinden biriydi. Bu nedenle, Köy Enstitüsü'nden
mezun olanlar, “temel dersler” dýþýnda, günlük
pratiðin yarattýðý sorunlarýn aþýlmasý için gerekli bilgi
ve beceriyi de içinde barýndýran bir süreci eðitim
olarak alýyorlardý.
Bozkýrý aydýnlatan bir deneyim:
KÖY ENSTÝTÜLERÝ
NE ZAMAN KURULDU?
Cumhuriyeti kuran çaðdaþ aydýn kadrolar eðitimin
öncelikle köylerden baþlamasý gerektiðini belir-
leyerek, eðitimi köylere indirgemeyi benimsemiþ-
lerdir. En büyük eserleri ise Köy Enstitüleri'nin
kuruluþu idi. Çok deðiþik ve çarpýcý bir giriþim olan
Köy Enstitüleri hareketi belki de dünyaya örnek bir
projedir. Ne yazýk ki halen önemi yeterince
anlaþýlamadý. Köy Enstitüleri'nin baþlýca amacý kýrsal
alaný kalkýndýrmak, köylüyü eðitmek ve eðitmen-
lerle köylüyü üretici duruma getirmekti. Çünkü
Cumhuriyetin kurulduðu yýllarda ülkemizde okur-
yazar oraný neredeyse yok denecek kadar düþüktür.
Özellikle kadýnlarda ve köylerde durum daha da
kötüdür. Bu tablo karþýsýnda Atatürk ve arkadaþlarý
yeni rejimin ruhunu ve düþüncesini köye de
ulaþtýracak bir eðitsel devrim hareketini baþlatýrlar.
Gerçek anlamda devrimci bir hareket olan Köy
Enstitüleri hareketi yalnýzca köyün maddi kalkýn-
masýný deðil, ayný zamanda ve daha
önemli olarak köy insanýný bilinç-
lendirmeyi, onu hiçbir kuvvetin
istismar edemeyeceði modern bir
kýrsal yaþam biçimine kavuþturmayý
amaçlar. 17 Nisan 1940'da "Köy
Enstitüleri" kurulmaya baþlanýr. (1)
PROGRAM
Köy Enstitüleri açýldýðýnda elde
hazýr bir öðretim programý yoktu.
Kuruluþ yýllarý diye adlandýrýla-
bilecek bu dönemde eðitim ve
öðretim iþleri Ýlköðretim Genel
Müdürlüðü (Ýlk Tedrisat Umum
Müdürlüðü)nün genelge (tamým)le-
TMMOB
1954
1954
2009
43
riyle düzenlenmekte idi. Bu genelgeler arasýnda 1
Temmuz 1940 tarih ve 435 sayýlý genelge enstitülerin
ilk aylarýnda ne gibi eðitim ve öðretim etkinliklerine
yer verildiðini göstermesi bakýmýndan çok ilginçtir.
Genelgede, 29 Ekim 1940 tarihine kadar birinci sýnýf
öðrencilerine verilecek eðitim ve yaptýrýlacak iþler
ayrýntýlý biçimde (21 madde) açýklanýyordu.
Bu genelgede sýralananlar, Köy Enstitüleri'nde
uygulanan program ve amaçlananlar hakkýnda bize
önemli fikirler vermektedir:
1. "Talebeye her iþte tasarrufla hareket, sýhhatlerine
itina, çocuklara, kadýnlara, ihtiyarlara, hastalara,
düþkünlere yardým etme, bulunduklarý yerleri çok
temiz tutma itiyatlarý verilecektir."
2. "Talebe her türlü müþküllerden yýlmayacak ve
onlarý yenebilecek evsafta yetiþtirilecektir. Onlarýn
korkak, mütereddit, kararsýz, iradesiz olmamalarýna
son derece dikkat edilecektir."
3. "Enstitülerde planlý, süratli iþ görmek ve iþi ba-
þarmak talebe ve öðretmenler için esas prensiplerden
biri olacaktýr."
4. "Talebe ve öðretmen Teþkilatý
Esasiye Kanununun 2. maddesinde
yazýlý Cumhuriyetçilik, Milliyet-
çilik, Halkçýlýk, Devletçilik, laiklik
ve inkýlâpçýlýk prensiplerini Türk
Milletinin yükselmesi için ana
prensipler bilerek çalýþacaklar, bu
prensipleri hiç bir engel tanýmadan
hayata tatbik edebilen insanlar
olacaktýr." (2)
ÇAÐDAÞ UYGARLIK
Köy Enstitüleri her þeyden önce
çaðdaþ uygarlýða ulaþmanýn temel
koþulu olan toplumsal aydýnlanma
konusunda küçümsenemeyecek
baþarýlar gerçekleþtirmiþtir. Düþün,
sanat ve yazýn alanýnda kýrsal
kökenli temsilciler, kalýcý ürünler verirken binleri
aþan enstitü çýkýþlý genç eðitimci de bilimin, aklýn ve
özgür düþüncenin ýþýðýný ülkemizin en ücra
köþelerine ulaþtýrmýþlardýr. Þurasý unutulmamalýdýr
ki bugün ülkemizde aydýnlanma adýna ne varsa
bundan en büyük pay sahiplerinden biri de köy
enstitüleridir. (3)
17 Nisan 1940 tarihinde kurulan Köy Enstitüleri,
1954 yýlýnda kapatýldý. Bu “deneyim” daha uzun
yýllar tartýþýlacak. Ama bir gerçek var ki, bu
“deneyim” bozkýrda açan ve bozkýrý aydýnlatan bir
deneyimdi.
KAYNAKÇA:
(1) Ýbrahim ORTAÞ, Çukurova Üniversitesi, Ziraat
Fakültesi- Ülkemizin Kaçýrdýðý En Büyük Eðitim
Projesi: Köy Enstitüleri(2) Dr. A. Ferhan OÐUZKAN, Köy Enstitüleri Öð-
retim Programlarý- Türkiye Sanal Eðitim Bilim-
leri Kütüphanesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi(3) Ýlyas KÜÇÜKCAN, Köy Enstitüleri ve “Çifteler
(ÇKE) Örneði”, TMMOB Eskiþehir ÝKK, 1.
Basým 2008, Sf. 177
TMMOB
1954
1954
44
2009
VEFAT
Yönetim Kurulu Üyemiz Ýsmail SAÇKESEN'in
04.04.2009 tarihinde bir erkek çocuðu dünyaya
geldi. "Tuna"'ya mutlu ve saðlýklý bir yaþam
dileriz.
Üyemiz Ýbrahim ÇAM'ýn 21.04.2009 tarihinde
bir erkek çocuðu dünyaya geldi. "Ýlbey"'e mutlu
ve saðlýklý bir yaþam dileriz.
Üyemiz Selçuk SÜMER'in babasý Zülkifli SÜMER 04.03.2009 tarihinde vefat etmiþtir. Merhumun ailesinin ve yakýnlarýnýn üzüntü-lerini paylaþýr, baþsaðlýðý ve sabýr dileriz.
Üyemiz Fatih KUMAÞ'ýn büyükbabasý A. Ýhsan DEDELEK 11.03.2009 tarihinde vefat etmiþtir. Merhumun ailesinin ve yakýnlarýnýn üzüntülerini paylaþýr, baþsaðlýðý ve sabýr dileriz.
Þubemiz Personeli Ömer ALTUNCU'nun annesi Latife ALTUNCU 29.05.2009 tarihinde vefat etmiþtir. Merhumenin ailesinin ve yakýnlarýnýn üzüntülerini paylaþýr, baþsaðlýðý ve sabýr dileriz.
HASTALIK
Üyemiz Erdal ÇÝFTÇÝ ameliyat olmuþtur.
Geçmiþ olsun dileklerimizle mutlu ve saðlýklý
bir yaþam dileriz.
TERFÝ
Þube Yönetim Kurulu Üyemiz Suat BALCI
ESKÝ Su ve Kanalizasyon Baþkanlýðý'nda Daire
Baþkaný olarak yeni görevine atandý. Kendi-
lerini tebrik eder, baþarýlarýnýn devamýný
dileriz.
Üyemiz M. Süleyman EKÞÝ Odunpazarý
Belediye Baþkan Yardýmcýlýðý görevine atandý.
Kendilerini tebrik eder, baþarýlarýnýn devamýný
dileriz
Burak VURAL
Abdullah HANAY
Erkan ARDA
EVLÝLÝK
Üyemiz Ferruh TANYEL'in kýzý Zeynep
TANYEL 04.04.2009 tarihinde Ergün TÜZÜN
ile evlendi.
Çiftlere Mutluluklar Dileriz.
TMMOB
1954
1954
2009
45
Halis AKKAÞ
Hamdi Sivaslýoðlu
Neslihan Yatmazoðlu
Erkil MUTLU
Evren EKLEME
Erdi ÇAKIR
Elif ÇETÝNKAYA
Bahadýr ERDEM
Ersin ÇAKIR
Bünyamin TOPRAK
Gülay KÖSE
Habil AYDIN
Hakan YÜCEL
Zerrin BÖCÜ
Nebi ÝNAN
Ece ÖZKAN
Ýsa DÝKBAÞ
Uður GÜLER
TMMOB
1954
1954
46
2009
Fatmagül ÝBÝÞOÐLU
Osman SÖNMEZ
Aycan GÜRKAÞ
Mert BÜYÜKKÖPRÜ
Gökhan KANISANLI
Ertaç COÞGUN
Þule Meryem CEYLAN
Endüstri Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Endüstri Müh. Bölümü
Fatma KAYMAZ
Ahmet KAYA
Cemalettin ÇONA
Muhammet KARAÇOR
Ýbrahim TATAROÐLU
Mustafa ÖZDEMÝR
Sevim ÇANKAYA
Endüstri Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Makina Müh. Bölümü
Solidwork 2008 & Autocad 2008
Ýnventor 2008
Kurslarýmýz Devam Etmektedir.
TMMOB
1954
1954
2009
47
TMMOB
1954
1954
48
2009
Ýletiþim : TMMOB MAKÝNA MÜHENDÝSLERÝ ODASI ESKÝÞEHÝR ÞUBESÝHoþnudiye Mah. Kýzýlcýklý Mahmut Pehlivan Cad. Altýn Sk. No.1 Kat.3 ESKÝÞEHÝR
Tel.0.222 444 8 666 - 230 93 60 Faks. 0.222 231 38 54e-posta : [email protected] Web:http://eskisehir.mmo.org.tr
TMMOB
1954
1954
tmmobmakina mühendisleri odasýeskiþehir þubesi
tmmobmakina mühendisleri odasýeskiþehir þubesi
II. BÝRLÝK ve DAYANIÞMAFUTBOL TURNUVASI
BAÞLAMIÞTIR
TMMOB
1954
1954