329

Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Citation preview

Page 1: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin
Page 2: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kızıl Dayanışma YayınlarıKitap Serisi: 5Makaleler: 1

Page 3: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ahmet Metin

FAŞİME KARŞI

DİRENİŞ

KIZIL DAYANIŞMA

Page 4: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kızıl Dayanışma Yayınları

1 QILABAN KATLİAMI

2 28 Kanunisaniyi UnutmaMustafa Suphi ve Yoldaşlarını Unutma

3 Devrimci Mücadelede Kadın

4 İşçi Sınıfı “Kürtleşmesi” ve Ulusal İstihdam Stratejisi Temel Demirer

Page 5: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İÇİNDEKİLER

Önsöz .................................................................................... 7Garip Neşet'in Cenazesinde de Devletçe Tepindiler! ................ 11Balyoz Davası Sonrası Yeni Darbe Hazırlıkları! ........................ 15Bingöl'de devletin kirli linç oyunu sürüyor .............................. 22Bingöl'de 9 Asker Öldü Sorumlusu Devlet! .............................. 27Hatay Halkı Direndi Destekleyenler ve Desteklemeyenler! ........ 31Faşizme Karşı Direniş İnsan Olma Sorunudur! ........................ 3712 Eylül Faşizme Karşı Direnenlerce Yıkılır! ............................. 44Günde 5 Liraya Çocuk İşçiyi Sevinçle Karşılayan Faşizm! ......... 5025 Asker öldü Diye Devlet Geleneği Hediyeler Verildi! ............. 54Hesabı sorulmamış linç 6-7 Eylül! ........................................... 60Enis Berberoğlu'nun Kanlı Plastik Çiçekleri ve Barış! ................ 65Suriye'ye Karşı Süren Savaş Bütün Halka Karşıdır! .................. 71Çocuk Tecavüzcüleri ve Utanması Olmayan Aileleri! ................ 75Üniversite Harçları Kalktı, Paralı Öğrenime Devam! .................. 8112 Eylül Darbecisinin Sağlık Sorunu Korkuları! ........................ 88Muhbirler Cumhuriyeti ve Facebook'ta Abdullah Öcalan Resminin İhbarı! 92Faşizme Karşı Her Yerde Her Araçla Direniş! .......................... 97Antep'te Bomba Halka Karşı İktidarın Yeni Saldırı Aracı! ........ 102Antep Patlaması ve Faşizmin Çıkmaz Yolu! ............................ 106AKP Üye Listelerini Saklayın! ............................................... 114RedHack'e Reddiye Düzenlere Gönderi! ............................... 119Sürgü’de, Maslak’ta Linç Saldırısı Devlet İşi! ......................... 139Suriye ve Savaş Çığlıkları Atanlar! ........................................ 145Sadece Egemen Medyayı İzliyorsanız ya Aptalsınız ya da Alçak! .......... 150RedHack Hukuk, Hukuk Dışılık ve Hepimiz Redhack'iz! ........... 156TOKİ Samsun'da İnsanları Bilerek Öldürdü! .......................... 166Medyanın Suriye'ye "Kirli" Savaşı! ........................................ 170Savaş İsteyenler ve Direnenler! ........................................... 177İslami Bisiklet mi, İslam'ı Parası Olana Uydurmak mı? ........... 183"Allah'ım KPSS'de Güzel Netler İhsan Eyle!" ......................... 187Genelkurmay Başkanı, Fatih'teki Linçci Polisler Gibi! .............. 193Van, THY, AKP, Urfa, Direniş Büyümeli! ................................ 198

5

Page 6: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Urfa'da Yoksula Ölüm İstanbul'da Şeyhe İmar Yağması! ........ 204Hava-İş Grevi Kırıcısı Rolünde Medya Yalanları! ..................... 208AKP Hulusi Abi mi? ............................................................. 213Roboski, Kürtaj, THY Grevi, Akıl ve Vicdan! .......................... 218Redhack Buldu İçişleri Bakanlığı'nın Irak İşgaliyle İlgisi Ne! ... 222İçişleri Bakanı Uludere Katliamı Güvenlik Güçlerinin Tecrübesi Dedi! ... 22617 Mayıs 2010'da Zonguldak'ta 30 Madenci Öldü! ................. 231Redhack, BTK'yı Hackledi Pokemon Çıktı! ............................. 237Aranan Kan Redhack ve Sosyal Medya Haber! ...................... 243Redhack ve Yeni Dönem Mücadelesi! ................................... 248Mehmet Ağar'ı bu kez Cumartesi Anneleri "ziyaret" edecek .... 262%65 Darbede Sokağa Çıkacakmış Ne Duruyorsunuz Sokağa Çıkın! ... 2658 Mayıs Faşizmin Diz Çöktüğü Gün! ..................................... 2705 PKK'li Öldürüldü Irkçılar Sevinç Çığlıkları Atıyor! ................. 273Düşkünleşen Düşmanlar. .................................................... 275Denizler İçin Devrimci Mücadeleye ...................................... 2781915 Ermeni Katliamı Bitmedi Sürüyor! ................................. 280İşçi Ölümleri, Suriye, Darbeciler ve Direniş! ........................... 286Açlık Grevleri ve Sessizlikle Kuşatılmak! ................................. 291Öğretmen İntiharları, İşçi Ölümleri, Teşvik Paketi! ................ 294Kütahya, Emet'teki Linç Çeteleri Devlet İşi! .......................... 298İnternete Sansür Gerçeği Öldürmek İstiyorlar! ...................... 304Taksim'de Hocalı Katliamı'nı Bahane Eden Faşist Sürü! .......... 308MİT Krizi, Darbecilerin Krizi! ................................................ 312MİT, SAVCILIK, AKP, Darbeye Direnin Yıkılacaklar! ................ 318Hrant Dink ve Kapolardan Biri Etyen Mahçupyan! .................. 322

6

Page 7: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

ÖNSÖZ

Faşizme Karşı Direniş adıyla ortaya çıkarılan derleme e-kitap 28 Eylül 2012 ile 3 Şubat 2012 tarihleri arasındakizilyildiz.org sitesinde yayınlanan 58 makaledenoluşturuldu.

Sekiz aylık gündeme dair yazılar güncel konular hakkındasıcağı sıcağına değerlendirmeleri içermekte. Kitap sonyazıdan ilk yazıya doğru oluşturulurken sekiz ay boyuncagündemdeki konuların da yeniden bir hatırlatmasınıyapmayı amaçlamakta. Hafızası kısa süre içinde silinen vehatırlamakta zorlanan bir toplum modeli oluşturulmak is-tenmekte bu toplum modelinin bilimsel bir bakış vegerçeğe dair doğru ve sağlıklı düşünmesi mümkün olma-makta. Buna karşın gerçeği anlamak ve sağlıklı bir dünyagörüşü edinebilmek ise unutmamaktan geçmekte. Bu e-kitapla en yakın geçmiş olaylarının bir kez dahaanımsatılmasında yardımcı olunacağı umulmakta.

Sekiz aylık süre içinde ülke gündemini meşgul eden entemel konu hayatları, hakları ve insanlıkları için mücadeleedenlerle bu mücadeleye yönelik faşizmin saldırıları oldu.Devletin sürdürülemez tıkanıklığını aşmak için faşist devletmodelinin “yenilenmesi çalışmaları toplumun her kesimini

7

Page 8: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

derinden etkiledi. Devletin faşist biçimini sürdürmegirişimlerine karşı çoğu zaman güçsüz kalan direnişleroluştu. Ancak bu direnişler ne kadar güçsüz oluşursaoluşsun toplum tarihinin en önemli olayları olmayı hak etti.Makaleler boyunca temel olarak devlet biçiminin uzunyıllardır faşist bir yapılanma içinde olduğu işlendi. Faşistdevletin düşük yoğunluklu iç savaş üzerine inşa edildiği vebu düşük yoğunluklu savaşı sürdürmek için sürekli olarakfarklı özellikler taşıyan darbelere başvurduğu gösterilmeyeçalışıldı. AKP eliyle darbe yapıldığı konusu makaleler içindeen önemli yeri işgal etti. Bu darbenin özellikleri ve bu dar-beye devletin neden gereksinim duyduğu anlaşılmaya veanlatılmaya çalışıldı.

Devlet mekanizmasının faşist olmasının ne anlama geldiğive toplum içinde nasıl bir şiddet mekanizması kurduğu in-celenirken devletin devamlı olarak başvurduğu yönetimaraçlarının neler olduğu ortaya koyulmaya çalışıldı.

Her devletin yönetim biçimi şiddettir. Devlet faşist biçim-lenmedeyse bu şiddetin biçimleri daha vahşi ve sinsidir. Buşiddet yönetimi ve bunun topluma yansıması toplumsalişleyişin temel gerçeğidir. Bu gerçek ülkede vahşet boyu-tunda yürütülmektedir.

Toplumun hemen her alanına yayılmaya çalışılan bir faşistorganizasyon oluşturulmuş ve organizasyon sürekli olarakdevletin egemenlik aracı olarak işletilmiştir. Bunun sonsekiz aylık serüveni makalelerde ortaya koyulmayaçalışıldı.

Makaleler boyunca ele alınan her konuda faşizme karşıdirenişin neler olduğuda işlenmeye çalışıldı. Faşizme karşıdireniş geleneği zayıf olan bir ülkedeyiz. Daha doğrusufaşizmin uzun yıllardır devlet biçimi olarak var oluşundanyılgınlığa kapılmış ve bu yılgınlıkla korkuyu içselleştirmiş geniş

8

Page 9: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kesimlerin varlığı bir gerçeklik olarak ortada durmaktadır. Bugeniş yılgın kesimlere rağmen faşizme karşı direnen insanlarve kesimler de her zaman olmuştur. Direnişin taşıyıcısı olanbu insanlar ve kesimler bu ülkede insanlığın onurunun veinsan olmanın taşıyıcılarıdır. Bu yanıyla bakıldığında geleceğintarihçilerinin ilgileneceği tek kesimde bunlar olacaktır.

Faşizme karşı direniş bu ülkede tarihi boyunca olmadığıkadargüçlü bir çıkışın emarelerini de taşımaktadır. Bu direnişhareketi çoğunlukla Kürt hareketi, işçiler, öğrenciler, kadınlarve siyasi baskılar karşısında boyun eğmeyen kesimlerdenoluşmaktadır. Daha çok alışılmış hayat biçimlerinedokunulmadığı ve bunu sürdürebildiği yerde her tür dayat-maya va baskıya karşı sessiz kalan geniş kesimler kendilerineyönelik doğrudan bir girişim olmadığı sürece direnişekatılmamaktadır. Toplumda sıkça yapılan darbelerle depekiştirilen dayanışma karşıtı bir kültür devletin en temeldayatmalarındandır. Sorunu olan her insan veya kesimsorunuyla başbaşa kalmaya devam etmekte bu soruna yöne-lik dayanışma hareketlerini görmemektedir. Dayanışma vebirlikte mücadele kültürü en gelişkin kesimi bu ülkede doğalolarak sosyalistler oluşturmaktadır. Uzun yılların mücadelebirikimine sahip olan sosyalistler ulaşabildikleri ve güçlerininyettiği her yerde toplumsal sorunlarda dayanışmayı hayatageçirmeye çalışmaktadırlar. Ortak direniş kaygısını taşıyan vebunu hayata geçirmeye çalışan tek kesim olan sosyalistlerinen temel sorunu ise güçsüzlükleri ve bunu aşmak için gös-terdikleri çabada yetersiz kalışlarıdır.

Bir dünya yıkılır ve yenisi kurulur. Sosyalistler faşizme karşımücadelede her zaman en önde olmuşlardır ve hala daöylelerdir. Bu mücadeleleri karşısında uzun yıllardırtoplumda oluşturulan körleşme ise artık kırılma aşamasınagelmektedir. Sosyalistlere yönelik oluşturulan devletçiönyargılar artık eskisi gibi işlememekte ve toplumda dahaçok ses olabilmektedirler.

9

Page 10: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Faşizm varlığını devam ettirmek için sürekli olarak yenile-nen bir kitle tabanına ihtiyaç duyar. Bu kesimleri kendinebağlamak için ise insani kirlenmeyi zorunlu bir hal olarakdayatır. Devletle içiçe olan ve onunla şu veya bu düzeydeilişkisi olan herkesi insani olarak kirletip bir suça ortak ederve böylece tehditle, şantajla varlık bulur. Ülkemizde defarklı bir biçim yoktur. Devletle ilişkisi olan ve budoğrultuda bir hayat sürdüren herkes insani kirlenmealtındadır. İşkenceci olmadan polis kadrosunda durmakzordur veya devletin bir alanındaki ekonomik ilişkilerdeyapılan yolsuzluklara karışmadan ondan nemalanmadanvar olabilmek mümkün değildir.

Şu an AKP eliyle oluşturulan darbeci yapı her darbenin ikliişleyişine uygun yol almaktadır. Kendisinden olanlarlayağma ve talanlara devam etmekte. Kendisinden olmayan-lara karşı ise baskı, şiddet ve dayatmaları tek yol olarakgörmektedir.

Makaleler boyunca toplumda derin bir cahilleşme ve hertür bilgilenmenin yıkılışı da işlenmeye çalışılmıştır. Faşistdevlet biçiminin baskısı karşısında savunmasız kalaninsanların cahil kalmaya sığınması ve bu bilgisizlikletoplumsal olaylara yönelik müdahaleci hallerinin yarattığıtrajedi sürekli gündem olarak işlenmiştir.

Bilgisi, geçmişi, insani özellikleri yıkılmak istenen birtopluma faşizme karşı direnişi tekrardan hatırlatmak uzunsoluklu bir mücadeleyi gerektirmektedir. Makalalerboyunca faşizme karşı mücadelenin bir insan olma sorunuolduğu sıkça işlenmiştir.

Makalelerden oluşan bu e-kitapların devamı gelecektir. U-nutturulmak istenen geçmiş ve mücadele yeniden yenidenanımsatılmaya çalışılacaktır.

(30 Eylül 2012)

10

Page 11: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Garip Neşet'in Cenazesinde de Devletçe Tepindiler!

Bu ülkede devlet geleneğidir her tür cenaze üzerindetepinilir ve ölümlerden çıkar devşirilir. Gaip ozan NeşetErtaş'da bu tepinmeden fazlasıyla nasibini aldı.Utanmadılar ve "devlet sanatçısı" ünvanını reddeden birozana cenaze töreni yerine halkı korkutan, korumalı, de-vlet erkanının reklam amaçlı boy gösterisi düzenlediler.

Page 12: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Halk ozanı olmakla öğünen ve bundan başka da bir derdiolmayan bir garibin cenazesi, garip ünlenip herkestarafından sevilen biri olunca bedavadan reklamkampanyasına dönüştürüldü. Alevi olduğunu bilmeyeninolmadığı ozanı "vasiyetinde öyle bir şey yok" diyerekcamide törenlediler. Dini tören denemez çünkü camilerdedüzenlenen dini törenlere bile uygun hareket edilmedi.Başbakan konuşma yapacak diye cemaatten hellallik isten-emedi, camide mevki makam ayrımı olmaz herkes eşittirdüsturu unutuldu ozanın sevenleri devlet erkanı rahat etsindiye barikatlar arkasına konuldu. Polis tehditleriyle ozanınsevenleri barikat arkasında tutuldu. Yetmedi ozanın ce-nazesi belediyenin reklam panosu oldu cenaze süresincebelediyenin reklamı ortalıkta dolandı durdu. Yetmedi,Başbakan dini merasimin tamamlanmasını beklemedenkonuşmaya başladı. Çok duygulandığını öğrendikBaşbakan'ın. Neşet Ertaş'ın cenazesi Başbakan'ın ağzındanAKP eliyle yürütülen ve bu ülke halklarına kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyen "birlik ve beraberlikprojesinin" aracı yapıldı. Devlet erkanı koruma duvarlarıarkasında, güvenlik ve rahat içinde Neşet Ertaş'ın cenazesiüstünde tepindikçe tepindi. Ne kadar çok tepinirsen okadar çok göze girersin diye düşünen bütün devlet erkanıve yanaşmaları bu tepinmeye meşreplerince katıldı.

Page 13: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Cenazeler üstünde tepinmek ve çıkar devşirmek bu de-vletin geleneğidir. Her asker cenazesinde bir mizansensahnelenir cenaze başında nöbet bekleyen asker vakur birkaç damla göz yaşı döker çoğunlukla bir assubay onungözyaşını beyaz bir mendille siler ve bu biçimde basına pozverilir. Bu sahnenin cılkını çıkardılar ama hala devam et-tiriyorlar. Askerleri engelleyebilecekleri ölüme bilerek yol-luyorlar ve onların cenazelerinde duygulu devlet mesajıvererek tepiniyorlar. Yine böyle bir cenaze töreni geçen-lerde yapılmıştı. Cola ve dondurma firmalarının "mutluluğupaylaş" reklamları arasında göz yaşı döken asker onu silenassubay sahnesi itinayla sergilenmişti. Utanmamışlardı budurumdan. Askerin ailesi ne kadar itiraz ederse etsin bunadevam etmişlerdi

Afyon Valisi ve Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel 25askerin öldüğü patlamanın ardından hediye törenleridüzenlemişler ve Afyon Valisi bunu gayet doğal bulmuş,Genel Kurmay Başkanı'da rutin bir uygulama olarakaçıklamıştı. 25 gencin ölüsü üzerinde tepinmenin keyfinevarmışlardı.

Page 14: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devletin geleneği ölümler üretmek ve bunlar üzerinde tepin-mek olunca her şey mübah hale gelmekte. On binlerceinsanın öldüğü düşük yoğunluklu bir Kürt savaşı sürdürülüpduruyor. Bu savaşta ölenlerin cenazeleri üstünde tepinmektenkeyif alıyorlar ve sürekli olarak bizden şu kadar, onlardan bukadar kişi öldü demeye bayılıyorlar. Ölümleri durdurabilmeşansı var hem de çok yüksek bir şans, bunu ölümler üstündetepinme ayinleriyle varlık buldukları için reddediyorlar.

Başbakan'ın, bakanların, askerlerin kısaca devletin tümkademesinin ve devletçi tüm ağızların her konuşmalarınabakın içinde mutlaka ölümler üzerinde tepinme vardır. Ölüm-ler üzerinde varlık bulan, düşük yoğunluklu iç savaşla hayatbulan bir devlet mekanizması devam edip gitmekte. Ölümlerüzerinde tepinmelerinde hiçbir sınırları ve utanmaları da yok.Tek güvendikleri ise bu tepinmelerini "vatan millet" uğrunayaptıkları yalanlarına inandırdıkları geniş kesimler.

Neşet Ertaş garip ozan. Garip geldi ünlü olunca garipliğinisömürenlerle cebelleşemedi bile. Ölümünde de üstündetepinenlere gücü yetmedi. Ünsüz bir garip ölünce cenaze-sine çok az insan katılır. Ünlü garibin cenazesine çok kişikatıldı az insan vardı.(26 Eylül 2012)

Page 15: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Balyoz Davası Sonrası Yeni Darbe Hazırlıkları!

Emekli ve muvazzaf askerlerin yargılandığı, 250’si tu-tuklu 365 sanıklı Balyoz Davası’nda mahkeme kararını

verdi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti Orgeneral Halilİbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli

Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekliOrgeneral Çetin Doğan’ı önce 'ağırlaştırılmış müebbet'e

ardından da 'darbeye teşebbüs' olduğu gerekçesiyle20'şer yıl hapse mahkum etti.

Mahkeme Heyeti, Orgeneral Bilgin Balanlı, Koramiral Ab-dullah Can Erenoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya, MHP Mil-letvekili emekli Korgeneral Engin Alan, emekli OrgeneralErgin Saygun ve emekli Albay Cemal Temizöz'ün de ara-

larında bulunduğu 78 sanığa ise 18'er yıl hapis cezasıverdi. Davada yalnızca 34 kişi beraat etti.

15

Page 16: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Eylül 1980 faşist darbesinin iki general eskisi KenanEvren ve Tahsin Şahinkaya 12 Eylül Davası'nda güya yar-gılanıyorlar. Elbette bu davada 12 Eylül yargılanıyormuşhavası da estirilmeye çalışılıyor ama bir türlü bu yargıla-maya yönelik bir adım atılmıyor, atılamıyor. Darbeci gene-ral eskisi Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya her yönüyle budavayla dalga geçmeye devam ediyorlar. Her iki generaleskisi de mülti milyonner oluşlarıyla ekonomik faaliyetlerinirahatça sürdürüyor, günlük yaşamlarında her tür istekleriniyaparak "son günlerini" keyif içinde geçiriyorlar. Çevrele-rine kurdukları etki ağıyla da 12 Eylül Davası güldürüsüyledalga geçiyorlar. Darbeyi yapanlar yargılanamıyor. Darbeyapma teşebbüsündekiler "Balyoz"dan mahkum oluyor.

16

Page 17: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

BALYOZ DAVASINDA MAHKUMİYET NE ANLAMA GELİYOR

2000'lerin başında devlet kuruluş yapılanmasıyla ve uygu-lamalarıyla devam edemez bir hale gelmiş ve tıkanmıştı.Devleti "yenilemek" adına bir ABD projesi halinde AKP "or-talık malı" olarak piyasaya sürüldü. 2000'lerin başında pi-yasaya sürülen AKP, devleti "yenileme" projesinde kişiselçıkarının nerede olacağının kokusunu almakta ustalaşmıştefeci, tufeyli takımı tarafından sahiplenildi ve ülkedeki"sağcı, dindar" oyların temsilcisi yapıldı.

Devlet kirli ve içinden çıkılmaz bir geçmişe sahip. Devletkademesinde yükseldikçe bu kirli ve girift oyuna kapılan-ların suçları içinden çıkılamaz bir hal almakta. "Devletadına" diyerek yapılan uygulamaların hemen hepsi yuka-rıdan aşağıya kadar birbirine "kader bağlarıyla" ilişkilendi-rilmiş suçlularca uygulanmıştır. Halkın geniş kesimlerinin

17

Page 18: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

devletin içinden çıkılmaz kirli geçmişine yönelik tepkisi birsistem karşıtı akıma yönelebilme ihtimali taşırken bu ihti-mali ortadan kaldıracak son insanlık suçları da işlenmişti.1990'lı yıllardaki işkenceler, köy yakmalar, gözaltında ka-yıplar ve 19 Aralık 2000 cezaevi katliamı insanlık suçla-rında yer alan devlet kadrolarının son vahşetuygulamalarıydı. Bu suçlardan bugüne kadar yargı karşı-sına çıkarılan ve mahkum edilen tek bir suçlu bulunma-makta. Elbette bu suçları işleyen "devlet görevlilerinin" yeraldığı her hareket ve kurum halkta dinmeyen nefretin kay-nağıydı. Bu suçlulararın karşısında sistem karşıtı akımlarayönelik akış vahşetle durudurulmaya çalışılırken sistemkendini yenilemek için AKP'yi piyasaya "ortalık malı" olaraksürdü. "Ortalık malı" denmesi bir aşağılama ve hakaret an-lamı taşımamakta aksine durumu özetleyen tam yerindebir tanım olduğu için kullanılmakta. AKP, ideolojisi sadecedevleti "yenilemek" olan ve devletle içiçe geçmiş kişi vekesimlerin hepsini içinde barındıracak bir projeydi ve halada öyledir. Ertuğrul Günay gibi tanınmış "sosyal demokrat-lardan", ipten kazıktan kurtulmuş faşist katillere, din be-zirganlarına, Hasan Celal Güzel gibi siyasetin palyoçalarınakadar herkesi içinde barındırabilecek ortalık malı bir yapı

AKP'yle oluştu-ruldu. Bıktırıcı birABD projesi olanMenderesli Demo-krat Parti, Demi-relli Adalet Partisi,Kenan EvrenliCunta, TurgutÖzallı ANAP'la uy-gulanan yöntemintekrarı AKP olarakpiyasaya "ortalıkmalı" olarak sü-rüldü.

Page 19: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Sistemin insanlık suçlarıyla tanınmış katiller sürüsü "devletadına" işledikleri suçların karşılığı olacağını düşündükleridevlet kademeleri ve ekonomik olanaklardan uzak tutul-malarını sindiremediler. Mehmet Ağar gibi bir insanlık suç-lusu parti başkanı olup istediği devlet olanaklarından uzakkalışına isyan edip siyaseten devlet olanakları üstüne işle-diği suçlar nedeniyle hak iddia etmeye yöneldi. MehmetAğar, AKP eliyle devleti "yenilemeyi" hedefleyenlerce Su-surluk Davası'ndan ufak bir ceza verilerek tehdit edilipdevre dışı bırakıldı. Mehmet Ağar aldığı "devlet terbiyesi"gereği bu cezanın sadece bir uyarı olduğunu ve köşesindeoturup, ortalıkta görünmeden elindekiyle yetinmesi gerek-tiğini gördü ve AKP'ye methiyeler düzmeye başladı. Aynışekilde devletin her tür insanlık suçlarına karışmış ve busuçları işlerken devlet görevi yaptığını iddia eden askerlerde yaptıkları devlet görevleri gereği olarak hakları olanmevki, ekonomik güç vb elde edemedikleri için bildikleriyöntemle devreye girdiler. Darbecilik bu devletin yönetimkademeleri içinde yer alan herkesin kanına işlemiştir. As-kerlerin darbeciliği kronik bir hastalıktır ve bu hastalıkla-rıyla ellerinden alındığına inandıkları hakları olduğunudüşündükleri mevki veekonomik gücü eldeetmek için darbeciliğe so-yundular. Eğer bu darbeciaskerler ABD'nin gözünegirecek kadar başarılı vebecerikli olsaydılar belkidarbeciliklerinde dahaileri de gidebileceklerdi,ancak beceriksiz, kişiselçıkarından başka bir şeyigözü görmeyen korkaklarsürüsü oldukları için dar-becilikleri sadece girişimolarak kaldı.

Page 20: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Balyoz darbecilerinin bir çoğu işkence, faili meçhul cinayetve insanlık suçları sanıklarıdır. Bu suçlardan bir tanesi bileyargılanmadı. Sadece girişim aşamasında bıraktıkları dar-beciliklerinden yargılandılar ve mahkum oldular. Mahkumoluşları tam bir hukuki garabetti. Yargılama içinde insanlıksuçlusu darbecilere kapılmış "mahallenin safları" da vardı.Yargılamada hukuk değil sadece keyfiyet egemen oldu vedarbeciler yaptıkları insanlık suçlarından değil darbe giri-şiminde bulunmaktan kısa süreli cezalara mahkum oldular.(kısa süreli çünkü bu ülkede taş attı diye yargılanan ço-cuklar bu darbecilerden daha ağır cezalara çarptırılıyorlar)

ARTIK DARBE OLMAZ MI?

Bilmeyenlere bir kez daha duyurulur bu ülke 2011 Haziranseçimlerinde "sağcı oylarla" onaylanan AKP eliyle yapılmışbir darbe idaresi altındadır. Bu darbenin içinde askerlerdeyer almaktadır. Kendi kurmaylarını istifaya zorlayan oyun-lar tezgahlanmış ve darbeci yeni generallerle AKP içiçegeçmiştir. Bu AKP darbecileri iktidarı, son dört yılda 12Eylül 1980 askeri faşist darbesinin öldürme, işkence, göz-altına alma, tutuklama, temel hakların ihlali, halk üzerinde

20

Page 21: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

baskı ve dayatma po-litikaları vb suçlarıylayarışır hale gelmiştir.İçlerinde sadece vit-rine çıkan "sivil" un-surlar yoktur, askerlerve bürokrasinin birçok kesimi bu darbe-ciliğin failidir.

Devlet oluşum ve yönetiminde darbeci geleneği köklü olanbir ülkeyiz. Darbesiz bir yönetim biçimini beceremeyen birkorkak ve paranoyak bir egemenler kesimi yer almakta.Bu kesim her an yeni darbelere olanak hazırlayacak işlerleilgili. AKP eliyle darbe yapanların kendisine rakip gördüğüveya rakip olacağına inandığı sistem içi unsurlara yönelikyürüttüğü cadı avı ve karalama faaliyetine rağmen sistemkendi içinde darbeci yeni habis urlar doğurmaya devamediyor. Devlet oluşum ve yönetim biçimi ancak darbeciliklehayat bulabiliyor. Yeni yeni darbe girişimleri alttan alta pi-şirilmeye çalışılıyor ve "uygun ortam" kolluyor. AKP eliyledarbe yapanların sürekli olarak "basına ayar vermeye" ça-lışmalarında darbeciliğe zemin hazırlandığına yönelik pa-ranoyaları önemli bir yer tutuyor. Şu an askerin,bürokrasinin, siyasetin kirli odalarında yeni yeni darbe ur-ları geliştiriliyor. AKP eliyle darbe yapanların ömürlerininiyice kısaldığı artık gün gibi açık ve herkes bu darbeciler-den sonrasına hazırlanmaya çalışıyor. Yeni darbecilik me-raklıları kirli kuytularda hazırlanırken elbette bu halkınkarşılık vereceğini hesaplamadıkları da bir gerçek. Her türsistem içi çözümün tıkandığı bir aşamaya gidilirken sistemiçi her tür darbeci çözüm bu ülkede tam bir kan deryasınaneden olacaktır. Sistemi yıkacak faşizme karşı direniş, AKPeliyle darbe yapanlara da yeni yeni darbe planları ısıtanlarada karşı tek insani çözüm olacak.

(24 Eylül 2012)

21

Page 22: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bingöl'de devletin kirli linç oyunu sürüyor.

Yaklaşık bir aydır bingöl'de Kürt özgürlük hareketine yöne-lik bir devlet operasyonu yürütülüyor. Devletin her zamanbaşvurduğu kirli ve kanlı bir oyun, artık Bingöl'de açıkçasahneleniyor. Her tür yasanın, kuralın hiçe sayıldığı bir linçoyunu devam ettiriliyor.

Bir kaç haftadır BDP Bingöl İl Başkanlığı binasına yönelikkentte palazlandırılıp beslenen faşist bir güruh değişik ba-hanelerle saldırıyor, linç girişiminde bulunuyor. Linçsaldırısını düzenleyenler Bingöl MHP ve Ülkü Ocakları'ndaorganize olan bir faşist güruh. Bir çoğu Kürt olmak yerineTürk olmayı daha faydalı bulan devletin yanaşmalarınınçevresi. Bu çeteleşme kontrgerillanın kontrolü altında linçfaaliyetlerine sokularak devletin her tür kirli işini yapmayahazırlanan bir güruh ve devlette bu faşist güruhun kouyu-cusu, besleyeni olarak daima onlarla birlikte.

22

Page 23: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Palazlandırılan bu faşist çete Cuma günü (21 Eylül 2012)yeniden harekete geçirildi ve polis eşliğinde BDP İl binasınasaldırdı. Saldırganlar BDP binası içinde bulunan yaklaşık30 kişi tarafından binaya girmeleri önlenince binaya taş,sopa vb ile saldırmakla yetinmek zorunda kaldılar ve BDPbinasının tabelasını sökerek bir nefrtet ayini düzenlediler.Bu faşist linç saldırısı Bingöl Valisi, AKP'li belediye başkanıve Bingöl Emniyeti'nin işbirliğiyle organize edildi. Yaklaşık300 kişi civarında olan faşist güruh yanlarındaki poliskorumaları eşliğinde yaptıkları saldırının ardından ellerinikollarını sallayarak uzaklaştılar.

BDP bugün (23 Eylül 2012) bu faşist linç saldırısını kınamakamacıyla bir toplantı yapacağını ilan etti. Devletin BDP'yeve Kürtlerin her tür yasal platformda düzenlemek istediklerietkinliklere yönelik yasakçı davranışı bunda da kendini gös-terdi ve yasalar hiçe sayılarak bu toplantının yasaklandığıilan edildi. Bu yasaklamanın, hukuken hiçbir geçerliliğiolmaması üzerine, yasadışı bir keyfi uygulamaya teslimolunmayacağının ifadesi olarak BDP'liler bu toplantıyıgerçekleştirmek için uğraştılar ve karşılarında devletin hertürlü keyfi saldırgan uygulamalarını buldular. Devletin her

Page 24: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tür saldırgan uygulamaları yine her tür araçla desteklendive Bingöl'de toplantı düzenlemek isteyenlere Bingöl'de varolan her tür araçla saldırıldı. İnsansız Hava Araçları, Mer-miler, kimyasal gaz bombaları, joplar, TOMA'lar, vb. Devleteliyle faşist bir güruhun saldırısına uğrayanlar kendileriniifade edecek ve protestolarını ortaya koyacak zeminbulamadılar. BDP'ye yönelik ırkçı faşist saldırının düzenleyi-cisi devlet bu kez bizzat sahneye çıkıp her tür aracını kulla-narak halka karşı saldırganlığı doğrudan eline aldı.

Bingöl bugün tıpkı Diyarbakır, Hatay vb illerinde olduğu gibisıkıyönetim uygulamalarından bir sahneyi yaşadı. Faşistgüruhlarca linç edilmek istenenlere devletin sizi linç etme-sine sesizce katlanın dendi.

Bingöl'deki faşist linç saldırıları ve ardından devletin hertür araçla Kürtlere yönelik saldırganlığı, faşist linçsaldırganlığı politikasında yeni bir aşamaya geçildiğininilanı olacak gibi görünüyor. Linç saldırganlıkları daha kanlıve daha pervasız olarak yürütülecek sinyalleri veriliyor. De-vlet kendisine muhalif olan herkese ve her kesime yönelikdizginsiz saldırganlıkta yeni 6-7 ylül olaylarını gündeme

24

Page 25: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sokacağını ve bunu da politikasını uygulatmakta yeniaşama olarak kullanacağını gösteriyor. Başbakan hemenher konuşmasında kin ve nefret kusarak bu saldırganlığıteşvik ediyor ve onun emri altında bulunan Bakanlar, polis,asker vb de bu kin ve nefrete uygun davranıyor. Her türdarbeci uygulamaya rağmen bir türlü devletin istediği"derin huzurlu sessiz halk" yaratılamadı. Direnç ve direnişher tür saldırganlığa karşı dinmiyor devam ediyor.

Devlet yeni katliamlara hazırlanıyor.

Suriye'ye yönelik sürdürülen ilan edilmemiş savaşta devletuluslararası çetelerle işbirliği yaparak kanlı bir oyunsürdürüyor. Bu ilan edilmemiş savaşın ortaya çıkardığı sislidumanlı havada çıkar çevreleri tam bir yağmacılığagömülebildiklerini ve bunun da soruşturulmadığını görüy-orlar. Suriye'ye yönelik sürdürülen çetelere dayalı ilanedilmemiş savaşı bütün ülkeye yaymayı bir seçenek olarakgörüyor ve buna hazırlanıyorlar. Devlet şirinlik muskası ol-maktan öte bir anlamı olmayan yasal alanını olduğu gibibırakarak fiilen bir orman kanunu işletmeye daha çokyöneliyor. Kimi sindirememişse ona yönelik orman ka-

25

Page 26: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

nununu devreye sokuyor. Bu devletin en temelyapılarından biri olan kontrgerilla organizasyonu boşunamı besliyoruz bu "tosunları" denerek artık daha çok devr-eye sokuluyor. Başı kumda deve kuşu kadar gizli olan kon-trgerilla her tür saldırganlık uygulamasında tüm yapısıylabir anda ortaya çıkıyor. Devletin görevlileri tarafından or-ganize edilip sevk ve idare edilen faşist çeteler sokalardadaha çok kol gezmeye başlıyor.

Devletin her saldırganlığına karşı susmayan, boyuneğmeyen bir kesim her zaman oldu. Şimdi bu dirençli kes-ime daha çok insan katılmaya hazırlanıyor. Sürdürülebiliryaşam şartları sürekli olarak yıkılan ve günlük yaşamınıdevam ettirmekte zorlanan, Aleviler, işçiler, kadınlar,gençler, Kürtler, kent ve kır yoksulları vb artık yaşamlarınısürdürmekte sistem içi yol bulamaz hale geliyorlar. Bir işbulabilmenin yolunun sadece AKP teşkilatına üye olmaktangeçtiği bir dönemde buna hayır diyenlerin yaşamlarısürdürülemez hale geliyor. Ekonomisi içinden çıkılmaz derinkrizlere doğru seyreden ülkede boyun eğip köleleşenlerlebuna direnenler arasında artık uçurumlar oluşuyor.

Bu ülkeyi bölerek, paçalayarak yöneten bir devletalışkanlığı var. Ülkede sürekli olarak olağan lanetlileryaratan ve onlara saldırmakla varlık bulan düşükyoğunluklu iç savaşla ayakta kalabilen bir devletmekanizması sıkıştığı her alandan çıkışın yolunu daha çokbaskı ve kan dökmekte görüyor. Devletin toplum içineuzanan etkinlik araçlarında boynu eğri kölelerden ol-mayanlara yönelik daha saldırgan bir uygulama devreyesokulmaya ve işletilmeye çalışılıyor. Faşizmin busaldırganlığına karşı boynunu eğmeyip köleleşmeyenlerinise seçeneği yine tek, her alanda direniş yaratmak vedirenişi yaygınlaştırmak. Devletin her işleyen baskıcı vesaldırgan mekanizmasını işlemez hale getirmek.

(23 Eylül 2012)

26

Page 27: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bingöl'de 9 Asker Öldü Sorumlusu Devlet!

Bingöl'de, pazar günü 8 polisin öldüğü bombalı tuzaktaniki gün sonra, bu kez 9 askerin hayatını kaybettiği roketlisaldırı oldu. Devletin bir türlü bitiremeyip artık devletin varoluş politikası haline getirdiği iç savaş politikasında bu kez9 asker hayatını kaybetti. Bingöl Valisi Mustafa HakanGüvençer, "Bingöl - Muş karayolunda PKK'lılar tarafındanaskeri konvoya roket atarlı saldırı düzenlendiğini, 7 askerinşehit olduğunu, 63 askerin de yaralandığını" açıkladı.Saldırının ardından Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkur-may Başkanı Orgeneral Necdet Özel'i Başbakanlığa davetetti.

Saldırı Elazığ Kabul Toplama Merkezi'nden birliklerinekatılmak üzere olan ve izinden dönen askerlerin taşındığı10 araçlık konvoydaki bir otobüse yapıldı. Vali Güvençer,63 yaralı askerden 8'inin durumunun kritik olduğunu söz-lerine ekledi.

İç savaş uygulamayı değişik yöntemlerle sürdürmekisteyen ve bunun için bu halkın gençlerini kurbanlık koyun-

27

Page 28: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

lar gibi ölüme sevk etmekten vazgeçmeyen devletpolitikası devam ettiriliyor. Ortalıkta bu kanlı politikanın ak-törleri yine her zamanki rollerine bürünecekler. Kimi, "ozaman devlete karşı olan herkesi öldürelim diyecek", Kimi,devlet görevlileri tarafından "kışkırtılıp" linç çetelerioluşturacak, kimi de aklı selim çağrıları adı altında ülkehalkına daha çok baskı ve zulüm uygulanmasını isteyecek.Devletle ilişkisi olup bu kanlı oyundan nasiplenenlerden birtanesi de bu kanlı iç savaş oyununa bu devletin son ver-mesi gerektiğini söylemeyecek.

Bingöl'de bugün ölen ve yaralanan askerlerin bütünsorumluluğu bu devleti yönetenlerdedir. Bu devletiyönetenler o gençlerin failidir. Barış istekleri her türsaldırıya rağmen dinmeyen bu ülke haklarının her barıştemsilcisine saldıranlar yine aynı nakaratlarla bu ülkedekan dökülmesine devam ettirecek politikalar izleyecekler.

Ölen her askeri "basında yer vermeyin" diyerek bu ülkedegörmezden gelinenler haline getirmeye çalışan başbakan, "birkaç Mehmet için meclis toplanamaz" diyen veya "bu işler nasipkader" diye konuşan yetkili bakanlar. Bu ülkede kan durmasındiye uğraşanlar, kanlı çıkarlarını korumaya çalışmaktalar.

Page 29: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ölen askerlerin ardından çakallar gibi sosyal medyada kanve intikam çığlıkları atıp Kürtleri katletme çağrıları yapanfaşistler, ırkçılar.

Ya da bu gençlerin ölümleriyle kendi yetkili oldukları ma-halleler veya şehirlerde linç faaliyetleri düzenleyen devletgörevlilerine katılan faşist çeteler yine ortalığa dökülecek-ler ve devletin artık klasik yönetim biçimi olan iç savaşsürdürme politikasına araç olacaklar.

Bu ülkede devletin faşist ırkçı, yapısı değiştirilmeden bukanlı oyun bitmeyecek ve bu kanlı oyunun klasikleşmişçakalları yine ortalıkta gezecek. Bütün saldırgan devletpolitikalarına ve iç savaşı yaygınlaştırma oyunlarınarağmen bu ülkenin halkları barışa daha çok yönelecek.Dün Hatay'da halka saldıran devlet bugün saldırgan de-vlet politiklarına karşı direnişin değişik biçimleriyle yinekarşılaşacak ve klasikleştirdiği baskıcı kindar vahşiuygulamaları karşısında daha dirençli insanlar bulacak.Bingöl'de ölen 7 genç için üzülmemek mümkün değil,tıpkı savaş uçakları bombardımanları altında ölen Kürtgerillalara üzülmemek nasıl mümkün değilse. Bir halkhaklarını istiyor en doğal en insani haklarını her türaraçla talep ediyor bu halkı kanla, işkenceyle zulümlebaskılamaya çalışmanın doğal sonucu her tür araçladireniş oluyor.

Bu kanlı devlet oyununu bitirecek yegane güç halkın bukanlı politikalara karşı direnişidir. 7 asker bugün öldü. Dünbaşbakan büyük bir iştahla 500 Kürt gencinin bir aydaöldürüldüğünü anlatıyordu. Ölümlerden siyasi kirli çıkargüdenlerin saydıkları her rakam ölmeyebilecek bir insandı.Ölümlere dur demek için, artık yeter demek için devletinkanlı oyununa karşı koymanın yollarına daha çok insankatılmalı.

(18 Eylül 2012)

29

Page 30: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hatay Halkı Direndi Destekleyenler ve Desteklemeyenler!

İktidardakiler halka karşı bir iç savaş sürecine girdi vebunu da Hatay'da son uygulamalarıyla devam ettirirkenhalkın sabrını taşırdı. Bu ülkede duymayan varsa duysunAKP eliyle içinde askerlerinde bulunduğu bir darbe yapıldı.12 Mart, 12 Eylül veya 28 Şubat darbesi gibi bir darbe. İk-tidarda darbeciler yer almakta. Tıpkı 12 Eylül faşistcuntasının Anayasa referendumu diyerek 1982 yılındaseçime gidip kendilerini %92 oy oranıyla onaylatmaları gibireferandumla, seçim komedileriyle kendisini %50 oyoranıyla onaylatan darbeciler şu an iktidarda.Bu darbeciler de tıpkı diğer darbeciler gibi ABD ve diğeremperyalist merkezlerden icazetli. Ülkeyi zorbalıkla,şiddetle yağmalamakta ve zulüm uygulamayı tek yönetimbiçimi olarak görmekte. Zulüm politikalarını da bu ülke tar-ihinin gördüğü en iki yüzlü, sahtekar ve utanmaz söylem-leriyle süslemeye çalışmakta.

30

Page 31: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Darbeciler ilk günden bu yana sürekli olarak yokuş aşağıyagidiyorlar. El attıkları her şey bir çıkmaz haline geldi.Ekonomi gösterilmeye çalışılan saptırılmış pembe tablolargibi değil. Aksine çöküş emareleri artık gizlenemez halde.Ekonomik krize doğru dolu dizgin gidiş ise işçiler veemekçiler üzerinde daha fazla baskı ve sömürüyle gecik-tirilmeye çalışılıyor, emekçiler bozuk para gibi harcanacakinsanlar olarak görülüyor. Sosyal hayat tam bir yıkıntıyadönüştürülüyor ve "tıpkı bizim söylediğimiz gibiyaşayacaksınız" dayatmaları hayatın her alanında türlüyöntemlerle uygulanıyor. Eğitim yıkılıp çocuklardan köleleryaratılmak isteniyor. Ülkede tıkanan her sorundan tek çıkışyolunu ise iç savaş ve savaş uygulamalarında görüyorlar.AKP eliyle darbe yapanlar bu ülkede iç savaşı çıkarmak içinuğraşıyorlar ve "düşük yoğunluklu bir iç savaşı" pois eliyle,linç çeteleriyle her yere yaydılar. Darbecilere karşı her türdireniş yargı ve kolluk güçlerinin her tür yasayı, kuralı hiçesayan yöntemleriyle keyfi olarak baskılanıyor.

31

Page 32: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hatay halkı darbeci iktidarın, kendi iktidarını sürdürmekiçin Suriye'ye yönelik oluşturduğu saldırgan politikalarındoğrudan muhatabı oldu. Günlük yaşamında bu iktidarınSuriye'ye karşı sürdürdüğü savaşı açık bir savaşa doğruyönlendirdiğini her an görüyor ve bundan da endişe ediyor.Buna karşı değişik biçimlerde tepkilerini de hep gösterdiler.Bir kültürler mozaiği olan Hatay halkı barış istiyor. Barış is-temini 1 Eylül Dünya Barış Günü'nda sokaklara çıkarakgüçlü bir şekilde ilan ettiler. AKP eliyle darbe yapanlar barışisteminin tüm baskılara ve şiddete rağmen kendini böyle-sine güçlü ifade edişinden endişeye kapıldı ve Hatay Valisieliyle ilan edilmemiş sıkıyönetim ilan ederek Hatay'da hertür barış isteğini yasakladı. Hataylılar bu yasağıtanımayacaklarını söz konusu olanın hayatları olduğunu ilkandan itibaren dile getirdiler ve en son olarak dün kenttedüzenlenmek istenen barış istemli mitinge, mitingidüzenleyen kurumları da umursamadan destek sundular.Mitinge ilk andan itibaren polis saldırganlığı damgasınıvurdu. Hatay gidilmesi yasaklanan kent oldu ve çevre iller-

Page 33: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

den ve ilçelerden gelenlerin Hatay'a girişi polis zorbalığıylaengellendi. Hataylı saldırganlığın nedenini günlükhayatında her gün gördüğü için bu saldırganlığa karşı koy-maz ve teslim olursa Suriye'ye yönelik bir savaşınkapılarının kaçınılmaz olarak açılacağını biliyordu.Hataylılar savaşa kapı açacak bu saldırganlığa teslimolmadı, direndi. Mahallerinde barikatlar kurdu ve faşizminsaldırganlığına dur dedi. Keyfi polis saldırganlığı karşısındadireniş Hatay'da son sözü halkın söyleyeceğini gösterdi.

Hatay Faşizme Karşı Direniş Biçimini Gösterdi.

Hataylılar saldırganlık karşısında yılmayıp direniş göster-ince bir gerçek bir kez daha kendini ortaya koydu. Faşizmekarşı direnişin yolu onunla çatışmayı göze almaktangeçmekte. Faşizme karşı direniş her araçla yapılabilirolmalı. Darbecilerin tanımadığı yasaları direnenlerintanıması sadece yenilgi olacaktı ve Hataylılar her tür yasayı

33

Page 34: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bir kenara iterek faşizme karşı direnişin her biçimininmeşru olduğunu ilan etti. Direniş gösteren Hataylılar budirenişleriyle sadece gözaltına alınan 6 arkadaşlarınınserbest bırakılmasını sağlamadı. Hatay halkı barikat kurupdirenişi sürdürdükçe Suriye'ye yönelik sürdürülen kanlıoyunda katledilecek insanların da hayatını kurtaracak birdireniş sergiledi. Şurası açıkça ortaya çıktı. Artık Hatay'danSuriye'ye yönelik sürdürülen saldırganlıkta Hatay halkı dabir barış oyuncusu olarak dikkate alınacak bir güçtür.

Hatay'da Direniş Medyada Suskunluk ve Pişkin İktidar Yandaşları.

Hatay'da gazetecilik açısından haber yığını vardı vemanşetlikti. Medya buna karşı kayıtsız kaldı ve Hatay'ıgörmedi. Her dönem darbecilere teslim olan medya, AKPeliyle darbe yapanlara da tam bir teslimiyet içinde olduğunuve iktidarın borazalığından başka bir işlevi olmadığını birkez daha ilan etti. Sessizlikle öldürülmek istenen Hatayhalkının barış direnişi farklı kanallar aracılığıyla ülkededuyuldu. Dünyanın pek çok haber ajansı Hatay'ıhaberleştirdi ve konu dünya gündemine girdi bu ülkeninmedyasına haber olamadı. Ortalığa çıkan iktidar sözcülerive resmi haber kanalları ise Hatay'da Esad'ın provokatör-lerini aradı, barış isteyen Hatay halkını düşman ilan etti.

34

Page 35: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu ülkede bir ufak grup var "sol" içinde olduklarını düşünenama bunu da utançla söyleyen bir grup. Temel dertleri birsistem içinde siyasi bir köşeye sahip olmak ve oradaAvrupa tarzı "demokratlık" oyunu oynamak. Bu kesimHatay'da miting düzenleme girişiminde bulunanların ırkçı,faşist yanlarını gerekçe yaparak Hatay halkının Suriye'denkaçarak ülkeye sığınmacı olarak gelen "masumlara karşı"faşist bir girişimde bulunduğu için direnişte bulunduğunu"sandılar" ve o yüzden de Hatay halkının direnişinionaylamadılar. Elbette dünyaya olaylara bakarken herkesinbilimsel ve ezilenlerden yana olması beklenemez. Bu kes-imden de öyle bir şey baklememek gerektiği defalarca or-taya çıkmış bir gerçek. Her şey sistemin sınırları içindeolağan akışında giderken sistemi onararak "demokratik"önerilerle "solcu" olanlar, sisteme yönelik doğrudan onunişleyişini hedef alan olaylar karşısında hızla sistem tarafınayığılıvermekteler. Hatay direnişinde de bu oldu ve hızla sis-teme yamandılar ve Hatay halkını, Hatay halkının aklındanbile geçmeyen sadece bu devletin yetiştirmek için özelçaba sarf ettiği faşist ırkçıların bir kısmının savunduğuSuriyeli mültecilere karşı olmakla suçladılar. Direniş yerineuslu uslu evlerinde oturmalarını öğütlediler. Tuhaf bir türhaline dönüşmeye devam eden bu "sol" görünümlü sistemoyuncuları siteme yönelik her saldırı karşısında sistemedestek sunmaya devam edecekler gibi de görünüyor.

Page 36: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hatay'da Direniş ve Destekleyenler

Hatay'da düzenlenmek istenen miting polisin miting alanınatoplanmak için gelenlerin üzerine gaz bombalarıylasaldırmasından itibaren bir direnişe dönüştü. Mitingi düzen-lemek adına başvuranlarla ilgisi olmayan onları da aşan budurum direnişi Hataylıların direnişi yaptı. Hatay halkı faşizmekarşı direnişin sadece barışcıl bir miting çerçevesindeolmayacağını bir kez gösterdi. Uzun yıllardır Kürt halkınıngösterdiği gibi faşizme karşı direniş, ona teslim olmayarak,çatışarak ve onu engelleyerek olanaklı. Faşizmin çizdiği sınırlariçinde olan her eylem ve hareket sadece direnişe hazırlıktır.

Redhack uzun süredir bu direnişi sanal dünyada örnekle-mekte. Sistemin çizdiği sınırlar içinde kalmadığını, sistemekarşı bir duruş geliştirmek için mücadele edenlerin kendimeşru alanını yaratmaları gerektiğini her hack eylemiylegöstermeye çalışıyor. Hatay halkının direnişini sokakalarıhacklemek olarak tanımlayan Redhack, sokaktaki barikat-lara Hatay Valiliği internet sitesini engelleyerek destekolurken aslında faşizme karşı bir direnişin parçası olduğunubir kez daha gösterdi.

Hatay halkının geceyarılarına kadar polisle çatışaraksokakta direnmesi devrimci sosyalistlerce ve Kürtlerce decoşkuyla karşılandı. Bu ülkede faşizme karşı direnişi bir sis-tem karşıtı alternatif yönetim modeliyle düşünen ve isteyenherkes Hatay halkının haklı direnişine destek sundu.

(17 Eylül 2012)

Page 37: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Faşizme Karşı Direniş İnsan Olma Sorunudur!

Bu ülkede kin ve cehalet dolu bir korkaklar sürüsüyetiştirildi. Yığın yığın, devletin resmi söylemlerinideğişik biçimlere sokarak kin, nefret ve zulmü savunaninsanlar sürüsü. Bu ülkenin insanları böyle değildi. Buülkenin insanları hala bu kin dolu faşist korkak güruhsürüsünden değil.

Sırrı Sakık'ın oğlu intihar etti hayatını kaybetti. Kişisel birhalin dramı devletin yetiştirdiği kin dolu korkaklarsürüsünün ortalıkta neşeyle dolaşmasına ve ölüme sevin-mesine neden oldu. Aynı güruh Bingöl'de bir patlamasonucu ölen özel harekat polislerinin ardından yine ortalığadöküldü ve bu kez ölümlerden başka bir sevinç üretip buülkede yeni katliamlar yapılması çağrıları yapmayabaşladılar. Kimi devletçi gazeteciler her tür aklı reddederekölen polislere niye zırhlı araç alınmadığını sorgulayacak

37

Page 38: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kadar bu ülkenin gerçeklerinden kopuk olduğunu gösterdi.Devletin her tür katliam ve zulüm için her kaynağı bolcaaktardığı bilinmesine rağmen hala "niye zırhlı araç yoktu,zırhlı araç olsaydı böyle olmazdı" diyecek kadar bu ülkegerçeklerinden uzak kalmayı maharet saydılar.

Mardin'de 26 kişinin tecavüzüne maruz kalan N.Ç. adlıçocuk hukuk fakültesini kazandı. Bu devletin sırfyönetenlerin çıkarı için kin dolu, yoz, kişiliksiz, güçlükarşısında köpekleşip güçsüze her tür eziyeti yapmayıbeceri sayan yetiştirdiği "makul vatandaşları" karşısındasavunmasız N.Ç sadece bir parça insanca ilgiyle birinsanın neler yapabileceğinin örneğini verdi ve vermeyede devam edecek.

Karşılarındaki herkesi ezilecek güçsüz konumunda görmekisteyen ve bu konuda acımasız bir devlet çarkı kurupişletenlere karşı durmak bir insanlık görevi olarak hep gün-demde oldu. Zulme karşı direniş geleneği zayıf olan birtoplumuz. Elbette bu direniş geleneği ne kadar zayıf olursaolsun mutlaka haksızlıklar karşısında direnenler her zamanoldu ve hala olmaya devam ediyor.

Page 39: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devletin oluşturmak için özel çaba sarfettiği köpekleşmiş"makul vatandaşların" her yerde hazır ve nazır olmasınaözen gösteriliyor. Bu "makul vatandaşlar" ne yaparsayapsın doğrudan veya dolaylı olarak her tür hukuk, yasa,kural gözardı edilerek korunup kollanıyor. Devletinsavunusunda had tanımayan "makul vatandaşlar" çocuk-lara tecavüz edince korunuyorlar, insanları linç etmeyeçalışınca başbakan, bakanlar vb nezdinde haklı tepkiverenler olarak onaylanıyorlar, her tür yolsuzluk vedolandırıcılıkları tıpkı Deniz Feneri Davası'nda olduğu gibigörmezden geliniyor hatta destekleniyor. Devletin yereldeasli unsuru olduğunu riyayla, onursuzlukla, işkenceyle,zulümle her tür insani kirlenemeyi göze alarakkanıtlayanlar devletin açık bir uygulaması olarak ne ya-parlarsa yapsınlar korunup kollanıyorlar.

Faşizm; insanları kirli, yoz ve bencil korkaklar sürüsüyaptıkça devlet biçimini koruyabilir. Bu ülkede devlet tamda bunu yapıyor. Zorla, zorbalıkla akla aykırı her türuygulamayı dayatıyor. Okula başlamak yerine okul öncesieğitim veren kurumlarda olması gereken çocukları 4+4+4

39

Page 40: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

zorbalığıyla beyinleri yıkanıp yozlaşmaya, devletin "makulvatandaşları" yapmaya erkenden başlatmakta hiçbirsakınca görmüyorlar. Okulların tam bir cehennem halineçevrilişinde yeni yöntemler devreye sokuluyor ve okullardaeğitimle uğraşmak isteyen öğretmenlere de susun vesadece bu çocukları istediğimiz gibi öğütüp faşizme uygunyoz tipler yetiştirin deniyor.

Faşizm bu ülkenin yeni tanıştığı bir devlet biçimi değil.Uzun yıllar kılıklar değiştirip farklı maskelerle halkların üz-erinde egemenlik sürdüren bir yönetim. Son on yıldır AKPmaskesiyle dini sonuna kadar yozlaştırıp "sağcı" oytabanıyla her tür rezilliğine ve zulmüne "kitlesel destek"bulan faşist devlet yöntemleriyle son kanlı dönemecinedoğru gidiyor. Görünen o ki faşist devletin yakın ve ortavadede AKP dışında bu ülke halklarına sunacağı alternatif"şirinlikleri" kalmadı. İşkenceye "sıfır tolerans" denerek budevletin en temel uygulamasını ortadan kaldırdığınısöyleyenler artık bu konuda ortaya çıkan sayısız işkenceolayı karşısında sadece susup durumu olduğu gibi dayat-maya çalışıyorlar. Başbakan işkence suçlusu olduğumahkemelerce kanıtlanmış İşkencecileri emniyetin üstkademelerine atayıp "arkadaşlarımız" diye işkenceyi açıkçasavunur durumda.

Page 41: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bir katliamlar ülkesi olmaya devam ediliyor ortalama hergün iş cinayetlerinde 4-5 işçi ölüyor. İş yerleri artık tam birmezbaha gibi. Çalışma saatleri uzuyor, sosyal güvence tambir kepazelik oyunlarına dönüşüyor, sendikalı işçi olmaksadece ayrıcalıklı işçi olmak sayılıyor. Gençlere hayat hakkıise sadece köleleşmiş oldukları zaman var. Haksızlığa karşıkoymak gençliğin doğal reaksiyonu ve gençlere gençliğiniziöldürün deniyor. Kadınlara tecavüzle, tesettür arasındakalma seçeneği sunuluyor.

Yeni Bir Umut Daha Güçlü Yeşeriyor.

Faşizme karşı direnç bu ülkede hep zayıf kaldı. Hep belirlikesimlerin üstünde kaldı. 1930-1950'li yıllar arasındafaşizme karşı direnç bu ülkenin sosyalistlerinin üz-erindeydi. Her biri ya Sabahattin Ali gibi faşizminkatliamına uğrayıp hayatını kaybetti ya da Nazım Hikmet,Hikmet Kıvılcımlı gibi uzun yıllar hapishanelerde kaldı. Neolursa olsun edebi ürünleriyle, dergi girişimleriyle vedirenişi yaratacak tek tek insanlar hazırlamaya çalışarak

41

Page 42: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

da olsa faşizme karşı bir karşı koyuşu üretmeye çalıştılar.1960-1980 yılları arasında faşizme karşı direnişte birdönüşüm yaşandı. Sosyalistler, devrimciler fedakarca mü-cadeleye devam etti. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahimKaypakkaya şahıslarında faşizme karşı direnişin yollarındayeni devrimci yöntemler devreye sokuldu. Emekçi halk budireniş geleneğindeki cesaret ve haklılığa duyarsız kalmadıve onları sevdi destekledi. Onların direniş çağrısınakatılmaya başladı. 12 Eylül 1980 Faşist Askeri Darbesi1970'ler halk uyanışını kesintiye uğrattı.

1980-2000 dönemi faşizme karşı direnişin farklı biçimlerdegeliştiği dönem oldu. Bu ülke tarihinin karanlık yıllarındafaşizme karşı direniş ruhu daha güçlü filizlendi. Kürt özgür-lük hareketinin yeniden doğuşu ve sadece kadro hareketiolmaktan çıkıp halklaşması bu dönemde yaşandı. Buülkede faşizme karşı direniş tarihinde bir ilk başarıldı.Sosyalistler bu dönemde devrimci geleneklerini korumakve geliştirmek için tarihlerinin en büyük fedakarlıklarınıyaptılar. Binlerce sosyalist ve devrimci gözaltında ka-tledildi, ölüm oruçlarında faşizme karşı teslim olmamageleneğini yarattı ve her tür baskıya hapishanlerde canlıcanlı yakmalara rağmen dirençle var olmaya devam etti.

42

Page 43: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Günümüzde faşist devlet her tür kurumuyla pespaye birsürüngenlik içinde. Egemenliğini bir parça daha uzata-bilmek için artık dizginsiz bir sürece girdi. Devletin her türuygulaması dizginsiz bir zulümdür. Devletin insanlarabakışında tek ayrım noktası faşizm karşısında köpekleşipköpekleşmemek haline gelmiştir. Faşizme köpekleşerekhizmet etmeyenlere karşı da her tür saldırıyı yapmayı haksaymaktadır. Faşizme karşı direniş geleneği ise bir çokalanda yeni filizler vermekte ve artık ülkenin hemen heryerinde bir direniş olayı görülmektedir. Örgütsüz kalmışemekçiler, yoksullar, ezilenler faşizme karşı direnişinçarelerini yaratmaya çalışmaktan başka hayat haklarıolmadığını günlük yaşamlarında şahit olmaktalar. Faşizmedirenişin yükseltilmesi ve bu direnişin faşizmi yıkmayıhedeflemesinin emekçi halkta geniş bir destekçisi vardır.Onlara ulaşmak ve faşizme karşı alternatif bir sisteminkurulabileceği daha çok somutlaştırılarak gösterilmelidir.

Dünya üzerinde faşizm ortaya çıkartıldığından bu yanafaşizme karşı direniş bir insanlık sorunu olmuştur ve halada öyledir. Köpekleşmiş, yoz, bencil, kirli insanlardanolmak istemeyen herkes faşizme karşı direnişin yollarınıyaratmak zorundadır.

(16 Eylül 2012)

43

Page 44: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Eylül Faşizme Karşı Direnenlerce Yıkılır!

12 Eylül 1980'den 12 Eylül 2012'ye

Faşist cuntanın darbe yapmasının üstünden geçen 32 yıldaneler oldu sorusuna yanıtlar aranmalı. Neler oldu sorusu-nun iki yanı var birincisi darbeciler ve yaptıkları ve nasıldevam ettiği İkincisi faşist darbenin hedef aldığı kesimlerindurumu.

Hiçbir zaman okumayı seven bir toplum olmadık o yüzdenokuma zorluğu yaşayıp sadece başlıklarla ilgilenenlerebaştan belirtelim: Bu yazının ana fikri Faşist darbe devamediyor. Faşist darbenin her tür uygulamasına karşı direnen-ler de mücadeleye devam ediyor.

Faşist darbe bir ABD tezgahı mıydı: Evet bir ABD tezgahıydıancak sadece ABD'yle sınırlı değil Avrupa'daki emperyalist-lerin de onayından geçmiş bir tezgahtı. Bu ülkeyiyönettiğini iddia edenler sadece halkına karşı mukte-dirlerdir yoksa kendi başlarına bir şeyi yapabilecek nedonanıma, ne akla, ne de cesarete sahiplerdir. Korkak,güçlü karşısında boynu bükük emir kulu olmayı içlerinesindirmiş sefillerdir. Bu ülkede yönetim aygıtı içinde yer

44

Page 45: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

almanın temel kuralı güçlüyü köpekleşmiş biçimde izlemek,güçsüz karşısında canavarlaşmaktır. Bir devletmekanizmasının kenidini sürdürebilmesinin kuralları vardır.Bu ülkede bu mekanizmanın en temel kuralı güçle belirlenirve gücü olan her şeyi yapabilme hakkına sahiptir. Kural buolunca güçlünün insafına kalmış bir mekanizma oluşturulur.Partilerin, kurumların kişilerle özdeşletirilip hep kişilerin önplana çıkarılması da hak ve haksızlık kavramı yerine güçlüveya güçsüz kavramının geçerli oluşuyşa ilgilidir.

12 Eylül 1980 Askeri faşist darbesi bir tezgah olarakdayatılmış ve "gerekçemiz var" denerek bir dizi halkuyanışı darbeye gerekçe sayılmıştır. 1970'lerde oluşan halkuyanışının kıpırtıları bu ülke tarihinin en önemli halkhareketlerinden biridir. 12 Eylül faşist darbesi bu halkuyanışını bastırmıştır. Kanla, zulümle, korkuyla ve insanlıkdışı uygulamalarla yapılmıştır. Dünyanın en kanlı ve vahşidarbelerinden biridir. Nazi toplama kampları gibi cezaevleriinşa edilmiş ve Nazi uygulamaları o günden bu yana farklıbiçimlerde sürdürülmüştür. 12 Eylül'ün uygulamaları buanlamda hiçbir zaman kesilmemiş ve sürekli işkence vezulüm merkezi olan toplama kampları devam etmiştir.

Page 46: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devlet mekanizması içinde12 Eylül askeri darbesisürecinde işkenceci olanlaryer edinmiş ve tam birişkence devleti inşaedilmiştir. Geçenlerde 78Devrimciler Federasyonu12 Eylül işkencecilerininbinlercesinin isminiyayınladı. Yayınlananişkenceci listesi çok eksikve işkencecilerin gerçeksayısından çok uzakolmasına rağmen birgerçeği orata çıkaranbelge oldu. İşkenceci lis-tesinde yer alanlarınçoğunluğu devletin hemenher kademesinde yer almaya devam etmekte. Oişkencecilerin yetiştirdiği işkenceciler de bunlara hizmet et-meye devam etmekte.

12 Eylül 1980 faşistd a r b e s i n d etırpanlanan işçi,emekçi hakları halatam bir sefillikhalinde. Sendikalö r g ü t l e n m e s idağıltılmış işçilerhala sendikasızlığam a h k u m d u r l a r.Sendikalı bir işçiyiolağan kabul edenbir işyerinde

Page 47: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

çalışmak bu ülkede "seçkin işçi" sayılmak gibi algılanır halegelmiştir. 12 Eylül Faşist darbesinin mirasçısı "sağcı,muhafazakar, dindar, milliyetçi" kesim olmuş ve faşistuygulamaları günün gereğine göre yeni biçimlere bürüy-erek devam etirmişlerdir. Son 10 yıldır iktidarda olan Akpbu anlamda 12 Eylül'ün ürettiği "köksüz", projeyleüretilmiş devletçi siyasi hareketlerden biridir. İşkence,katliam, vahşet ve zulüm politikalarının sürdürücüsüdür.12 Eylül'ün günümüzdeki temel temsilcilerinden biridir.

12 Eylül faşist askeri darbesine ilk günden bu yana dire-nenler de oldu. Kimi zaman bir sokakta duvara yazılanyazı, kimi zaman şehrin işlek yerinde asılan bir "yasadışı"pankart, kimi zaman geceyarıları kapı altlarından atılanbildiri, kimi zaman silahlı çatışmayla faşizme karşı direnişhep oldu. 12 Eylül faşist darbecilerinin ve darbe severlerinpek sevdiği bir söylem vardır. 12 Eylül geldi rahat ettikolaylar bitti derler. Bilmedikleri şey "olaylar" hiç bitmedi.Faşizme karşı direnç her dönem farklı biçimlerde hep sürdübazen azalarak bazen çoğalarak hep sürdü.

Page 48: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Eylül 1980'den bu yana bu ülkede halk hareketleri deoluştu. 1990 başında Zonguldak maden işçisinin vehalkının ayağa kalkışı, bunu sürdürüşü. Kürt hareketininfaşizme karşı mücadeleyi halk hareketi haline getirişi vesürdürmesi. Bu halk hareketleri faşizmin bu ülkedeyıkılacağının bir göstergesi olmasının yanında faşizme karşıdireniş geleneğinin taşıyıcısı olan sosyalistlerindeyöneleceği kesimleri göstermekte. Halk hareketlenmesi buülkede faşizm yıkılana kadar hiçbir zaman kesilmeyecek.Değişik adlandırmalar ve şekillerle devam ettirilen faşizmekarşı direnç ve mücadele bitmeyecek aksine daha dagüçlenerek sürecek.

12 Eylül faşizminin sürdürücüleri bugün devletin herkademesinde egemen. Devletin yapısı, oluşumu faşist birdiktatörlük olarak sürdürülmeye mahkum edilmiş du-rumda. Yeryüzünün en korkak yönetenlerinin, devletininvahşeti de korkuları kadar acımasız olmakta. Paranoyak

48

Page 49: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bir korkuyla yaşayan yönetenlerin her insani duruşasaldırısı onun ömrünü uzatmak yerine artık kısaltmakta.Tarihin çarkı emekçilerden yana işlemekte. 12 Eylülfaşizmini sürdürenlere karşı onu yımak isteyenlerin mü-cadelesi de son dönemecine doğru yaklaşıyor. Yönetenleryönetemeyecek, yönetilenler yönetilmek istemeyecekaşamaya freni boşanmış bir kamyon gibi yol alınıyor. 12Eylül faşizmini sürdürenlerin "şirinliklerine" kapılıp onlarayeni hayat imkanları sunmakla, onlara cepheden karşıolmak arasında bir seçme yapma aşaması giderek dahanet bir biçimde ortaya çıkıyor. 12 Eylül faşizminingünümüzde sürdürücü olanların ortaya koyduğu "yönetimbiçiminin" yıkılacağı ve sürdürülemez olduğu artık inkaredilemez bir gerçek olarak belirginleşti. Sadece Akp'yemuhtaç kalmış bir faşist devlete karşı mücadele ancakfaşizme karşı direnişi her alana yaymakla mümkünolacaktır. Faşist devletin kendini kurtarmak için AKP'yikurbanlık olarak ortaya süreceği döneme yaklaşırken faşistdevletin yeni "şirin" yönetim modellerine karşı emekçihalkın iktidarının hazırlanması ve vahşet devletindenkurtulmanın yollarının bulunması gündemdeki 12 Eylülkonusudur.

(12 Eylül 2012)

Page 50: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Günde 5 Liraya Çocuk İşçiyi Sevinçle Karşılayan Faşizm!

'Beyaz altın' hasadı başladı, işçiler sevinçli, çiftçiler fiyatbekliyor" başlığı atılarak pamuk üretimi ve toplanmasıylailgili Cemaat medyasında sevinç dolu bir haber yapıldı.Vicdansızlığı sistemin asli unsurları ve borazanları basınsektörünün nasıl içselleştirdiğinin haberi.

"Mardin’in Kızıltepe ilçesinde kilosu 40 kuruşa toplananpamuk, işçileri sevindiriyor." denen haberde hiç de sevinçlibir durum olmadığı görülüyor. Çocuk işçiler günde 20-30kilo arasında pamuk topluyor denen haber çocuklarınpamuk toplamaktan ne kadar sevinçli olduğunu aktarıpkazandıkları parayla okul masraflarını çıkardığı müjdesinide veriyor. Elbette çocuk işçi bu ülkede yasak. Yasaksadece göstermelik, her yer çocuk işçi kaynıyor ve sürekliçocuk işçileri arttıracak yeni yöntemler devreye sokuluyor.Bu ülkede çocuk işçi kullanmak vazgeçilemeyen bir durumhalinde devam ediyor. Sabahtan akşama günde en az 12saat çalışan çocuklar eğer günde 5 TL yevmiye kazanırsa

50

Page 51: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

şanslı sayılıyor. "Çocuk işçiler, elde ettikleri gelir ile hemokul masraflarını çıkarıyor hem de aile bütçesine katkıdabulunuyor." denen haberde çocukların günde 5 TL yevmiyekazanabilmesinin şanslı oluşuna yorulduğu bu parayamuhtaç kalan ailelerin yoksulluğunun diz boyu olduğuanlatılmıyor. "Pamuk işçisi Meryem Dinler, “Ailece günde150-200 kilo topluyoruz. Pamuk şurtları elimize batıyor.Kan oluyor. Yani hiç güzel değil pamuk toplamak.” diyor vepamuk toplamanın ne kadar zahmetli ve zor bir işolduğunu anlatıyor. Aynı anne sadece kendisinin değilçocuğunun da pamuk tarlasında ellerinin kan içindekalmasına boyun eğmek zorunda kalıyor.

Ülkenin her yerine, her kaynağına, her olanağına konmayahazır yağmacı bir çete palazlandıkça daha vahşi yöntem-lere başvuruyor. Bu vahşet sisteminin sürdürülemezliği vetıkanmışlığı karşısında artık sinirleri bozulup herkesehakaretler eden Başbakan ve takipçileri yeni vahşet yön-temlerini uygulamaya çalışıyor. Tarımda, sanayide heralanda daha çok boynu bükük köleleştirilmiş emek istiyor-

51

Page 52: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

lar. Yaptıkları her uygu-lama daha çok yağmave talana yönelik. Çocukişçileri daha dayaygınlaştırmak için4+4+4 eğitim sis-temiyle yeni dayat-malara gidiyorlar.Yoksulluğun pençesindekıvranan geniş kesim-lere 4. sınıftan sonraçocuğunu da çalışmayayolla bunun kapısınıaçtık deniyor. Derinleşen ve kronikleşen bir yoksullukiçinde kalan geniş kesimlere boyun eğ ve hayatta kal yoksasana zulmün en katmerlisini uygularım tehditleriyöneltiliyor.

Cesaretle, vahşet sistemine karşı çıkan insanlar bu sis-temin alternatifini üretiyor. Bir avuç insanın AKP eliyledarbe yapanların her uygulamasına karşı çıkışları tek birAKP seçeneğine sığınmış sistemin karşısına alternatif sis-tem karşıtı seçenek olarak çıkıyor. Yapılan her eylemtoplumun hafızasına sistem karşısında çaresiz değilizdüşüncesini yerleştiriyor.

Faşizmin 2000'lerin başındaki tıkanıklığını aşmak içinpiyasaya sürdüğü AKP oyuncağı yıpranışda son döne-mecine giriyor. Faşist devlet kendi uygulamalarıyla köşeyesıkışıp tek seçeneğe mahkum oldu. AKP eliyle darbeyapanların sistem içi farklı seçenekleri ortadan kaldırmagayretleri sistemi kendi içinde seçeneksiz bıraktı. Sistemekarşı seçenek ise her geçen gün tüm baskılara ve vahşeterağmen daha güçlü ve daha diri. Faşizme karşı direnişçağrılarına katılan ve devletin her saldırgan uygulamasınadirenenler çoğalıyor.

52

Page 53: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Tartışılması gereken yeni bir durum gündeme daha çokgelecek. AKP eliyle darbe yapanlar şu veya bu biçimdegidecekler, bu görünüyor. Yerine gelecek olan da ne CHPne MHP gibi sistemin oyuncakları ne de 25 askerin ölümüüzerine valinin sunduğu hediyeleri alan darbeci gelenekliasker olmayacak. Yeni bir parti kurma nabzı yoklayanlar-dan, sisteme yeni can simitleri üretmeye çalışanlara kadarfaşizmin her arayışı hüsranla sonuçlanıyor. Tartışılmasıgereken faşizmin uygulamalarına destek olan kurum vekişilerin tespit edilmesi ve onlara yönelik saldırganlıklarınıönleyecek önlemler alınması. Toplumsal bir kırılma noktasıyakın dönemin konusu. Bu kırılma dönemine hazırlanmakiçin adımlar bugüne kadar yapılan direnişler üzerine inşaedilecek. Bir yanda her tür bedeli ödemeye hazırız diyenKürt hareketi diğer yanda güç toplama çalışan sosyalistler.Şu an darbecilere karşı tek gerçek seçenek durumundalar.

Hazırlanmak lazım. AKP eliyle darbe yapanlara istediklerigibi at oynatamayacakları engeller yaratmak ve onlarınyıkılışından sonra olacaklara hazırlanmak lazım. Bugündenyarına olmayacak belki, ancak bu sistem tıkanmanıneşiklerinde ve çıkışı da sadece karşı koyanların iktidarıalmasıyla olacak.

Giderek daha çokvicdansızlaşıp aklınıyitirenlere karşı koy-mak ve insanların,çocukların açlıklarıylasevinç duyanlara bunuhesabını sormak içinfaşizme karşı heryerde direnişiyaratmanın yolları de-nenmeli.

(9 Eylül 2012)

Page 54: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

25 Asker öldü Diye Devlet Geleneği Hediyeler Verildi!

İşbilir, uyanık, sinekten yağ çıkaran Ayyon valisi 25 askerinölümünden Genelkurmay Başkanı'na hediyeler vererekçıkar elde etme çabasını savundu. Acılardan kişisel, siyasivb menfaat etmek bu ülkede yaygın kullanılan bir yöntem.Ölen askerlerin cenazelerine bayraklarla katılıp sloganatanlardan, camilere kapanık basına pozlar vererek dininene kadar bağlı olduğunu göstermeye çalışanlara kadarrezilleşmiş bir insan tipolojisi var. Daha çok kan, daha çokölüm, daha çok acı isteyen devlet yapısının ürettiği bu"sağcı" insan tipi devletin her kademesinde yer almakta.Korkak, hain ve bencildirler. Yaptıkları hiçbir şeye sahip

54

Page 55: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

çıkmazlar ve reddetmezler. İnsani duyarlılıkları çıkarlarıylaorantılı ve kendi sefil çıkarlarından başka bir şeyi gerçekolarak kabul etmezler.

Sistemler, devletler uzun vadede kendi işleyişine uyguninsan yetiştirmeye özen gösterirler. Kapitalizm kısa birtanımlamayla sosyopatlar yetiştirmek üzerine kurulmuştur.Kendinden başka hiçbir canlıya karşı duyarlılığı olmayantemel güdüsü kişisel çıkarından öte olmayan insan tipi. Buülke bu tipolojiyi kendi "şartlarına" da uyarlayıpyetiştirmek için yıllardır uğraşmaktadır. "Sağcı, muhafaza-kar, dindar, Atatürkçü vb" tanımlarla tarif edilen insan tipikendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen sosyopatlardanbaşka bir şey değildir. Egemen devlet gücüne dayanan,güce tapınan, güçlü karşısında köpekleşip kendinden zayıfolana karşı canavarlaşan bir insanı tipi bu ülkenin devletkademelerinin arzu ettiği insan özellikleridir. Yaptığı her türinsanlıkdışı uygulamayı ise yalanlarla, yönlendirmelerle,türlü gerekçelerle savunabilenler de "başarılı devlet adamı"sayılmaktadır.

Page 56: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Afyon valisinin 25 insanın "kaza" sonucu ölmesi üzerineyapması gereken bir dizi görevi vardır. Bu görevlerarasında 25 ölümün sorumlusu olan bir generale hediyevermek yoktur. Devletin işleyişinde asli unsurlardan olanvalinin generale 25 insanın ölümüyle ilgili sorumluluğunuve bu konunun ciddiyetini hatırlatması gerekirken"hediyeler" vermesi, sadece bu devletin güçlü karşısındaköpekleşen, zayıf karşısında canavarlaşan insan tipolo-jisinin ne kadar düstursuz ve aklını yitirmiş olduğununörneği olmuştur. Kendinden, kendi kişisel geleceğinidüşünmekten başka bir bakış açısı olmayan bir insanınacılar karşısında nasıl duyarsızlaştığı ve 25 ölüm üzerinden"sinekten yağ" çıkarmaya çalıştığının örneğini yaşatmıştır.

Bu ülkede devlet kademesinde yer almak demek sadeceköpekleşmek ve canavarlaşmış bencil olmak demektir. Hereylemleri sadece kendi sefiliklerini korumak üzerine kurulubir sistem işletilmekte ve kendi sefilliklerini korumak içinher insanı potansiyel düşman ve her tür eziyeti yapabile-cekleri birer eşya olarak görmekteler. Kuruluşu paranoyakkorkularla olup o günden bu yana da paranoyası geçmeyen

56

Page 57: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bir iç savaş üreticisi devlette ölümler bitmez. Ölümlerinmüsebbibi olanlarda birbirlerine hediyeler vermekten vebunu da türlü saçma gerekçelerle haklı çıkarmayaçalışmaktan vazgeçmez. Nasılsa "hayır biz 25 insanınölümü üzerinden halılarımızın reklamı yapılsın istemiyoruz"diyen geniş halk kesimlerinin sesi çıkmamaktadır. Kendileriüzerinden kirli çıkarlar devşirmeye çalışanlara, hayır dem-eye güçleri olmayanların sesleri yönetenlerin anlayacağıgüçle ortaya çıkıncaya kadar bu kirli tezgah sürecektir.

Devletin paranoyalarla örülü faşist uygulamaları karşısındasinip bir köşede böcekleşmiş bir yaşam sürdürmek yerinebaşlarını kaldırıp hayır diyenlere saldırganlığı her dönemvahşidir. Bu vahşete rağmen bu ülkede sesini çıkaranonurlu, namuslu insanlar az da olsa daima olmuştur. Az daolsa bu insanlar sefilleşmiş insan tipolojisi yerine insancahakça bir sitemin yaratılabileceğinin teminatıdır. Yine buinsanlar bu sisteminefendilerine karşıçıkacak ve onların sefiloyunlarına karşıkoyacaktır.

25 insan Afyon'da pat-lamada öldü. Kürtşehirlerinde her günsayısız insan ölmekte.Sokaklara salınmışkontrgerilla birimleriinsanları linç etmeyeçalışmakta. Polisyoldan geçeni vur-makta. Sırf ücretlerineüç kuruş zam istedilerdiye işçiler işlerindenatılmakta. Kentsel

Page 58: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

dönüşüm adı altında insanların evleri başlarına yıkılmakta.HES adı altında ülke çoraklaştırılıp yaşam katledilmekte.Devletin artık ipini koparmış uygulamalarına karşı çıkan in-sanlar içeri tıkılmakta. Hatay'da savaş değil barış diyenlereyönelik sıkıyönetim tedbirlerine geçildi. Bunlar aslında de-vletin birçok alanda köşeye sıkıştığının göstergeleri.Ekonomisi, siyaseti, günlük hayatın devam ettirilebilirliğiher alanda çıkmazda. Yeni katliamlar ve masumlarınkanlarıyla sıkışılan köşeden çıkmanın oyunları tezgahlan-maya çalışılıyor. Ya faşizme karşı direniş ve katliamlara durdenecek ya da devletin yeni sıradaki katliamları karşısındakatliamlara uğrayanlar gözyaşına, katliamları yapanlarhediyeye boğulacak.

Genelkurmay Başkanı yaşanan hediye olayıyla ilgiliaçıklamasında rahatsızlığını dile getirdi. Generalin rahatsızlığısadece konunun basına yansıması oldu. Yoksa 25 ölümünüstünden hediyeler verilmesinde bir sakınca bulmadı vebunu devlet geleneği olarak tanımladı. Devletin geleneğikirli. Bir üst makama yaranmaya çalışmak üzerine kurulu birgelenek. Acılar, ölümler sadece bu geleneğin teferruatı ol-makta. Genelkurmay Başkanı'nın açıklaması aşağıda.

"Ziyaretim esnasında Sayın Vali'nin sergilediği tutumun de-vletimizin bir geleneği olduğunu ve sergilenen davranışınelim olayla hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum.

Page 59: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ancak Sayın Vali'nin makam odasında sergilenen davranışıngörüntülenmesi ve görüntünün Valilik sitesindeyayımlanması ve bu yayım üzerine medya kuruluşlarındayer alan yorumlar beni son derece rahatsız etmiş ve zatenvarolan üzüntüme üzüntü katmıştır. Sayın Vali'nin şahsınave makamına nezaketsizlik olmasın düşüncesiyle ani gelişendavranış karşısında herhangi bir reaksiyon gösteremedim.''

Yine aşağıda 25 askerin ölümü hakkında Afyon'a giden Genelkur-may Başkanı'na Afyon Valisi'nin hediye vermesi ve bunu nasılsavunduğunun tarhsel belge sayılacak haberi bulunmakta.

Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel Afyonkarahisar’da 25 askerinşehit olduğu mühimmat deposunda incelemelerde bulunmak üzere ŞehitUzman Çavuş Mete Saraç Kışlası’na geldi. Valiliği de ziyaret eden Or-general Özel'e burada çeşitli hediyeler sunulması dikkat çekti. Hediyelerleilgili açıklama yapan Vali İrfan Balkanlıoğlu, "Amacımız tanıtım yapıpyöredeki yoksul insanlara gelir kapısı sağlamak" dedi.

"Tepkilere anlam veremiyorum"Bu olayın ardından Vali Balkanlıoğlu Akşam Gazetesi'ne şoke eden

açıklamalar da bulundu. Tepkilere anlam veremediğini ifade edenİrfanlıoğlu, yaşanan olayda acının tarifsiz olduğunu ancak hayatın dadevam ettiğini belirterek hediye olayını söyledi.

"Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş"Vali İrfanlıoğlu, "Ziyaretimize gelen tanıtım potansiyeli olan popüler

kişilere yöre halkına ekonomik katkı için lokum, sucuk gibi ürünlerdenhediye ediyoruz. Amacımız tanıtım yapıp yöredeki yoksul insanlara gelirkapısı sağlamak. Genelkurmay Başkanı gibi popüler bir isim gelmiş.Küçük maddi değeri olmayan bir hediye verdik. Genelkurmay Başkanımızçevresi olan bir insan. Bir yere o kilimi koysa, biri de 'Nereden aldınız'diye sorup Afyon'a gelip satın alsa fakir insanlar nasiplenecek. Emrivakiyapıp eline tutuşturmuşuz. Hayır mı diyecekti. Hayat devam ediyor. Biracımız varken buna ara mı verelim?" diye konuştu.

(8 Eylül 2012)

59

Page 60: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hesabı sorulmamış linç 6-7 Eylül!

Türk Gladiosu olarak tabir edilen (Ö.H.D) Özel Harp Daire-si’nin muhteşem bir örgütlenmesi olduğunu övünerek itirafeden General Yirmibeşoğlu, gazeteci Fatih Güllapoğlu’naşunları anlatmaktadır; "6-7 Eylül de, bir Özel Harp işiydi,ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı...(Paşam bunları söylerken benden de soğuk terlerboşanıyordu). Sorarım size, bu muhteşem bir örgütlenmedeğil miydi?"

Türkiye'de devlet tarihi bir linç tarihidir de. Kuruluşundanbu yana bitmeyen bir iç savaşı devletin var oluş politikasıolarak sürdüren Türkiye, iç savaşsız yapamaz bir devletyapısına sahip. Devletin "asli unsuru" sayılan kurumları veyönetici kesimi dinmek bilmeyen iç savaşta da linçpolitikasını hiç bırakmamış kuruluşundan bu yana linç

60

Page 61: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

politikasını halkı yönetme aracı olarak kullanmıştır. "Dene-timi altında" linç organizasyonları yapabilmek için de pro-vokatif her tür eyleme girişmek alışkanlığındadır. 1955yılının 6-7 Eylül'ünde yaşanan linç saldırıları da devletinplanlı çalışmalarından biridir. Selanik'te, Atatürk'ün evinebomba atmak için bir MİT elemanı görevlendirilmiş ve MİTelemanı Atatürk'ün evinde bombayı patlatınca bunu basınsayesinde bir linç saldırısına dönüştürmenin gerekçesiyapmıştır. Aynı tarihlerde kilitlenen Kıbrıs politikasını açmakiçin de linç saldırısını kullanan Türkiye, ülkedeki müslümanolmayan halka karşı linç saldırısını ortaya çıkarmıştır. İçindekatliamlar, yağma, talan barındıran 6-7 Eylül olayları bir"milli politika" olarak uygulanmıştır. Devletin resmipolitikalarıyla oluşturulan güruhlar bu linç saldırısına bir"milli vazife" olarak katılmışlardır. Hemen her aşamasındadevlet görevlileri tarafından yönlendirilip idare edilen linçgüruhları 6-7 Eylül'de devletin istediğini yapmışlardır.

Page 62: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Linç politikası bu devletin vazgeçemediği asliuygulamalarından biridir. Hiç bitmeyen bir linç hareketliliğigeçmişten bugüne kadar devam etmektedir. Maraşkatliamı, çorum katliamı, Sivas Madımak katliamı vbsayısız katliamlar ve linç tarihiyle devlet insanlık suçlarınınbaş sorumlusudur.

6-7 Eylül olayları 1955'de olmuş ve bitmiş bir linç hareketideğildir. Devletin devam eden linç saldırılarının bir halkasıdır.1955'de linç saldırılarını organize eden devlet aynı linçsaldırılarını sürdürmekte ve buna yönelik girişimlerinibırakmamaktadır. En son Antep'te sivillere yönelik patlatılanbomba bir devlet provokasyonu olarak gündeme gelmiş vebu provokasyonla devletin "asli unsurları" olan faşist güruh-lar resmi, sivil devlet görevlileri tarafından ülkenin heryerinde linç saldırılarına yöneltilmek istenmiştir.

62

Page 63: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devletin linç tarihi yeni kanlı olayları izleyeceğinin delilidir.6-7 Eylül olaylarını Atatürk'ün Selanik'teki evine bombaatarak provoke eden MİT görevlisi daha sonra vali olarakatanmış ve yaptığı kanlı provokasyon ödüllendirilmiştir.Aynı şekilde Gazi Mahallesi'nde provokasyon yapanlar,Sivas'ta katliamı tertipleyenler de ödüllendirilmiş ve devletkademesinde yükseltilmişlerdir.

Devlet yeni 6-7 Eylül'lere hazırlanmakta ve bunu da açıkçaBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzıyla ilan etmektedir.Başbakan yaptığı her açıklamayla kendilerinden olmayanherkese her tür saldırı yapmayı meşru ilan etmeye devametmektedir. Bir iç savaş devleti yeni katliamlar yapmayahazırlandığını ve bunu organize ettiğini ilan ederken bukonuda geçmişten gelen "dokunulmaz" oluşlarına güven-mektedir.

63

Page 64: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İnsanlık suçları unutulmaz, dün 6-7 Eylül olaylarını organ-ize edenler ve bu linç saldırısına katılanlar nasılunutulmadıysa ve tek tek tespit edilebilir hale geldiysebugün de linç saldırılarını organize edip ona katılanlar tektek tespit edilip yargılanacaklardır.

Halkların adaleti kesin ve acımasızdır. İnsanlık suçlarınınzaman aşımı ve affı söz konusu değildir. Linç kültürünü buülkenin devlet yapılanmasının temeli haline getirenler veonu sürdürenler affedilmeyecek er veya geç hesap vere-ceklerdir. Bugün linç saldırlarının parçası olup devlettarafından korunup kollananlar yarın dünyanın neresinegiderlerse gitsinler insanlık suçlarının hesabını vermekzorunda kalacaklardır.

(6 Eylül 2012)

Page 65: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Enis Berberoğlu'nun Kanlı Plastik Çiçekleri ve Barış!

"ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) Başkanı Or-general David Petraeus’un özel uçağının bu akşam (2

Eylül) saat 20.00’de Atatürk Havalimanı’na inmesi bek-leniyor.

Petraeus için olağanüstü önlemler alındı. Dışişleri BakanıAhmet Davutoğlu , MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile

görüşecek David Petraeus’un Başbakan Recep TayyipErdoğan ’la da bir araya gelmesi öngörülüyor.

Görüşmelerde ağırlıklı olarak Suriye ile terörle mücadelekonusunun ela alınacağı öğrenildi. Orgenaral David Pe-traeus, Türk askerlerin başına çuval geçirilmesi olayıyla

tanınıyor."

65

Page 66: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devletin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı, işini gücünübırakıp Suriye'de iç savaşı körükleyecek manüplatif haber-lerle Özgür Suriye Ordusu adı altında bir araya getirilengrubun propagandasını her mecrada yapmaya devam ediyor.

Yandaş basın Başbakan'dan aldıkları talimata uygun olarakAntakya'da barış mitingini küçümsüyor ve barış mitinginekatılanları provokatör hainler olarak tanımlıyor.

Yandaş basın ve devlete yamananlar Suriye'ye yönelik em-peryalist saldırganlık üssü yapılmaya çalışılan sığınmacılarkamplarının insani amaçlı kamplar haline getirilmesiniisteyenleri insani olmamakla suçluyor.Suriye'den gelen sığınmacıların barındığı kamplarınınSuriye'deki iç savaşın merkezleri haline getirilmesine karşıçıkıp insani yardım merkezleri yapılmasını dileyerek barışisteyenler devletin savaş politikasına uygun olarak suçlan-maya devam ediyor.

Hürriyet gazetesinden Enis Berberoğlu "sadece kulesi 40 bin lira"dediği yer kobrasını "temsili" sürerken

Page 67: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

1 Eylül Dünya Barış Günü'ne karşı oluşturulmaya çalışılan en-gelleyici her tür girişime rağmen (Hatta DSİP genel Başkanıhükümete "1 Eylül değil, 21 Eylül barış günü" diyerek mitin-gleri yasaklama gerekçen var gibi akıllar da verdi) dört biryanda coşkulu Barış mitingleri yapıldı. Suriye'ye yöneliksavaş kışkırtıcılığı yapanların bir türlü elde edemedikleri "ka-muoyu desteği" yerine saldırgan devlet politikalarına rağmenbarışa özlem duyan dinamik bir kamuoyu, barış mitinglerindebir kez daha sokaklara çıkarak kendini gösterdi. Devletin"uslu vatandaşları" Kürtlere yönelik sürdürülen savaşta sessizizleyici olmaya daha çok yaklaşırken artık devlet politikalarınısokağa çıkarak destekleyecek sadece kontrgerillanınharekete geçirebildiği faşist linç çeteleri kaldı. Suriye'ye yöne-lik devam ettirilen ilan edilmemiş savaşı destekleyecek ka-muoyu yaratabilmek için Antep'te patlatılan bomba devletinkamuoyu nabzı tutmak için oynadığı kanlı bir tezgah oldu. Bukanlı tezgahın sonucu ise devlet politikalarını sokaklardasavunacak sadece faşist linç çetelerinin kaldığını gösterdi.

Hürriyet gazetesi genel yönetmeni Enis Berberoğlu gibi "Sakız masa örtüsü veplastik çiçekleri" olmayan ancak barış isteyen Barış Mitingi katılımcıları.

Page 68: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP ile birlikte iktadarı ele geçiren darbeci bir yapınınülkede ve ülke dışında "ilan edilmemiş fiili savaş" konseptiyeni dayatmalarla kendini ortaya koyarken bu dayatmalarayönelik kamuoyu desteği giderek güçlüden yana görün-meyi beceri sayan "izleyen uslu vatandaşlarla" sınırlı ol-maya dönüşmekte. Sokaklara çıkanlar sadecekontrgerillanın iç savaş organizasyonu teşkilatları ola-bilmekte. Buna karşın devletin "ilan edilmemiş fiili savaş"konseptine karşı çıkanlar her tür faşist saldırganlığarağmen yılmadan direnişlerini sürdürmekte ve azınlıkta ol-salar da sokaklara çıkmaya devam etmekteler.

Devlet hemen her alanda köşeye sıkıştı. Ekonomide,siyasette, uluslararası ilişkilerde, eğitimde, günlük hayatınsürdürülebilirliğinde, vb her alanda dayattıklarının doğalsonucu olarak çıkışsızlıkla karşı karşıya. İktidarını korumakve sürdürebilmek için "ilan edilmemiş fiili savaş" konseptiniyagınlaştırmaktan başka bir yol da görmemekte. Halkadaha çok kan akacak bir yol dayatma devam etmekte vebu da onun destekçilerini daha çok yıpratmakta ve "sessizusluları" daha da çoğaltmakta.

Page 69: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Devleti açıktan destekleyenler ile devletpolitikalarının kanlı yoluna karşı çıkanlar arasındadaha keskin ayrımlar gündemde. Devlet, AKP eliyle,ABD başkanı George W. Bush'un ilan ettiği " ya ben-densin ya da düşmansın" politikasında kalmayazorunlu olduğunu görüp bunu da hayatın her alanınayaymaya gayret etmekte. Başbakan Tayyip Erdoğanher konuşmasında artık dinleyicileri bıktıran "basınaayar verme" konusunda ayarsızca davranmayı doğalbulup buna uygun bir medya isteğini dayatmakta vemedya da devletin baskısına "tasmalarıyla" öğünerekuymaya canla başla gayret etmekte. Kimi Antakya'dabarış isteyenleri hain provokatörler ilan etmekte, kimihabercilik yapmak yerine sosyal medyada kampa-nyalar düzenlemekte, kimi de "sakız gibi masa örtüsüve plastik çiçeklerle" Şemdinli'ye yukarıdan bakan birtepe üzerinde fotoğraf çektirmekte. Ülkenin gerçek-lerinin üstünü örtüp AKP eliyle darbe yapanlarınhışmından kurtulmak ve kaderlerini AKP darbeci-lerinin eline bırakmak bir başarı olarak ilanedilmekte.

Page 70: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Erich Maria Remarque'nin "Batı cephesinde yeni bir şeyyok" romanındaki gibi AKP eliyle darbe yapanların ceph-esinde yeni bir şey yok. Halka yönelik uygulanan vahşetve saldırganlığı şirin göstermeye, mazur bulmayaçalışanlar cephesinde sadece bir "sakız gibi masa örtüsübir kaç plastik çiçek ve kurmaca Şemdinli'de her yer sakinfotoğrafı" var. Bir de fiyatının 80 bin lira olduğunu sadecekulesinin 40 bin lira oluşunu bir övgü haline getirip insanöldürmeye odaklı bir aracı sürdüğünü temsili bir fotoğraflabelgelemek var. Hürriyet gazetesi yöneticisi EnisBerberoğlu'nun Şemdinli'ye gidip masa örtülü plastikçiçekli kurgusu sadece daha kanlı bir yolun devamettirileceğinin ilanından başka bir şey değil. Dökülenhalkların kanı üstünde de dolaşacak sineklerden biriolmanın açık ilanıdır. Bir yanda CIA başkanı geliyor, Suriyelisığınmacı kampları silahlı üsler haline dönüştürülüyor,kontrgerillanın ülke içindeki uyuyan hücreleri uyandırılıplinç çeteleri olarak hareketlendiriliyor, hakkını arayan herişçi kolayca işten atılıyor, sokakta hak arayanlar onlarcayıllık cezalarla içeri atılıyor, diğer yanda Enis BerberoğluHürriyet gazetesi genel yönetmeni olarak akacak kanlarınüstünde sakız gibi masa örtüsü ve plastik çiçeklerle "elit"sinek olacağını ilan etmesini haber olarak sunuyor.

AKP eliyle darbe yapanların elinde sadece tehdit kaldı. "Ya ben-densin ya da düşmansın" politikasına boyun eğenleri arayan birtehdit. Faşizmin bu tehdidine boyun eğenler Şemdinli'de bir te-pede plastik çiçekler eşliğinde fotoğraf çektirecek, faşizmin tehdi-dine boyun eğmeyenler barış mitinglerine gidecek. Biri faşizminaktörü ve ondan artanlarla sefil varlığını idame ettirmeyeçalışacak. Diğeri faşizme karşı her araçla her tür saldırıyı gözealarak direnişe katılacak. Tarih göstermiştir ki faşizmin döktüğükanla beslenen sinekler sadece insanlığa karşı suç işlemeklehatırlanırlar. Faşizme karşı direnenler ise insan olmanın onurunuyüceltenler olarak tarih sahnesinde bulunurlar.

(2 Eylül 2012)

70

Page 71: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Suriye'ye Karşı Süren Savaş Bütün Halka Karşıdır!

Suriye'ye karşı ilan edilmemiş savaş her geçen gün heryönüyle uluslararası suç sayılacak verileriyle ortayaçıkmaya devam ediyor.

Sendika.org sitesinde Suriye'de çatışmalara giren elkaidemilitanlarına ait fotoğraflar yayınlandı. Elkaide üyeleriHatay sokakların da parkların da rahatça gezerkengörülüyorlardı. Suriye'de silahlı çatışmalara girip dahasonra Hatay'a dönüp dinlenen Elkaide militanları Suriye'yeyönelik ilan edilmemiş bir uluslararası savaşın tarafıolunduğunun açık kanıtlarıydı.

Apaydın kampına CHP milletvekilleri alınmamış ve bu konutuhaflığın bir göstergesi olarak gündeme gelmişti. Mil-letvekillerinin Apaydın kampına girişinin yasaklanmasıaslında bu ülkenin yasalarına göre suç teşkil etmesinerağmen yine de bu durum olağanmış gibi gösterilmeye

71

Page 72: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

çalışıldı. Yurt gazetesi'ndan Ömer Ödemiş Apaydınkampından fotoğraflar yayınladı. Fotoğraflarda Apaydınkampı sığınmacı kampından çok Suriye'ye karşı yürütülenilan edilmemiş savaşın üssü olarak görülüyor. Silahlarladolu bir kamp ve bu silahlarla poz veren çocuklar, Apaydınkampının işleyişini gösteriyor. Özgür Suriye Ordusu adıaltında Suriye'ye yönelik düzenlenen uluslararası çetefaaliyeti internet sitesinde merkez adresi olarak Hatay'dabir yeri veriyor.

Hatay, Suriye'ye yönelik ilan edilmemiş savaşın üssü halinegetirildi ve Hataylıların tüm tepkilerine rağmen bu savaşüssü giderek daha çok geliştiriliyor.

Daily Mirror gazetesi CIA'nın Özgür Suriye ordusunaparasını Suudi Arabistan'ın ödediği yerden havaya 14 adetStinger füzesinin Türkiye üzerinden verildiğini bildirdi. Buhaber yalanlanmadı aksine bu haberin yayınından sadece2 gün sonra Özgür Suriye Ordusu, Suriye uçaklarındanbirini düşürdüğünü duyurmaya çalıştı.

Suriye'ye yönelik ilan edilmemiş savaş Türkiye'de yönetimhemen her alanda köşeyesıkıştıkça daha da açıkşekilde körüklenmeyebaşlandı. Haber vermeyibırakıp sadece devletpolitikalarına uygun yön-lendirici yayıncılığa yönelenAnadolu Ajansı, açıkçaSuriye'de çatışan ÖzgürSuriye Ordusumensuplarıyla Suriye'yeyönelik ilan edilmemişsavaşın kanıtlarını sunacakbiçimde röportajlar yap-

Page 73: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

maktan çekinmiyor. "Suriye'de yaralanan ÖSO'nun Türk-men askerleri Türkiye'deki tedavilerinin ardından cepheyegidecekleri günü bekliyor." denerek yapılan röportajda ilanedilmemiş bir savaşın sadece ilan edilmesinin kaldığı gös-teriliyor.

AKP eliyle bir darbe yapıldı.Şu an yönetimde bulunanların hemen hiçbir alandameşruluğu yok. Yapılan seçim anketlerinde her zamanyükselişte olduğu ilan edilen AKP artık inkar edilemezbiçimde düşüşte. Darbelerin meşruluğunu koruyabilmekiçin kitlesel destek verilerine ihtiyacı vardır. Bu ülkenin kro-nik "sağcı" tabanının hassasiyetlerini kullanarak o tabanadayanan AKP eliyle darbe yapanların destek tabanı erimek-tedir. Ekonomik bir kriz sürecine girilmiş ve bu geniş halkkesimlerine yansımaya başlamıştır. Din, gelenekler, mil-liyetçilik vb kronik aldatma araçları, artık gününü kurtar-mayan, geleceğini kaybetmekte olan geniş kesimler içinyeterli olmaz hale gelmektedir. AKP eliyle darbe yapanlarınSuriye'ye yönelik ilan edilmemiş savaşı Türkiye'nin heryerine yayma çabaları vardır. Antep'te bomba patlatmak-tan, ülkenin her yerinde Kürtlere yönelik linç faaliyetlerinikışkırtmaya kadar içinden çıkılmaz kirli bir oyuna

73

Page 74: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

girmişlerdir. Devletine bağlı kişileri koruduğunu göstermekadına kirli oyunlara göz yumulmaktadır. Sakarya'da 14yaşında çocuğa tecavüz eden devlet görevlileri baştaolmak üzere tüm tecavüzcüler serbest bırakılmıştır. Çocuk-lara yönelik cinsel taciz ve tecavüz sanıklarının bu ülkedeişleyen yasalar çerçevesinde yargılanmaları süresince tu-tuklu kalmaları teamülü ortadan kaldırılmıştır. Ülkede birkaos ve iç savaş ortamı yaratılmak istenmektedir. Akpeliyle darbe yapanların ekonomide, ulurlararası ilişkilerde,hemen her toplumsal olayda sıkıştıkları yer açmazlarladoludur. Tek çıkar yol olarak da ülkede iç savaş veya savaşhukukunu işletmek olarak görmektedirler.

Yönetenler, var olan olağan yönetim biçimleriyle yönete-meyecekleri bir yolda ilerlemekteler.Yönetilenler, olağan yaşam biçimlerini sürdüremeyecekhale gelmekteler.

Faşizmin en kirli yöntemleri devreye sokulmakta ve AKPeliyle darbe yapanlarca toplumda bir iç savaşı körükleye-cek her yol denenmektedir. Uzun yıllardır işlenen toplum-daki yapay ayrımları körükleyecek her girişim darbeciler

74

Page 75: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

eliyle desteklenmekte ve teşvik edilerek toplumdayönetenlere karşı oluşan hoşnutsuzluk gözardı ettirilmeyeçalışılmaktadır. Kanla oluşturulan darbecilik yolunda dahaçok kan dökme hesapları yapılmakta ve dökülen kanınüstünde gemilerini yüzdüreceklerini düşünmektedirler.

Faşisme karşı direniş tek seçenektir. AKP eliyle darbeyapanların meşruiyeti kalmamıştır. Hiçbir alanda içinde suçolmayacak girişimleri artık olmamakta, yaptıkları her şeyyakın gelecekte suç olarak karşılarına çıkacak girişimler ha-line gelmektedir. Akp eliyle darbe yapanlar kendi suçlarınaortak yaratmak için toplum içinde kök salmaya çalışmaktave yanlarına çekebilecekleri yeni suçlular üretmektedir.

Unutulmamalıdır, AKP eliyle darbe yapanların oturduklarızeminin kayganlığı çoktur. Bugün onlarla hareket edip dar-becilerin suç ortağı olanlar yakın bir gelecekte sanık olarakyargı karşısına çıkacaklardır. Bu yargı, bugün 12 Eylül dar-becisi genarel eskilerinin yargılanma komedisi gibi de ol-mayacak, hukukun işlediği ve suçluları affetmeyecek biryargı olacaktır.

Suriye'ye karşı ilan edilmemiş savaşa karşı durmak, Kürthalkına, Alevilere, emekçilere, toplumun ezilenlerine karşıda ilan edilmemiş savaşa karşı durmak demektir. Bunlarfaşizme karşı ortak bir direniş hattının parçalarıdır.

(30 Ağustos 2012)

75

Page 76: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Çocuk Tecavüzcüleri ve Utanması Olmayan Aileleri!

Sakarya'da 14 yaşındaki Ö.C. adlı çocuğa tecavüz eden 34kişinin yargılandığı dava başladı. Çocuğa cinsel taciz vetecavüzün sıklıkla karşılaşıldığı bir iklimdeyiz. Hatta 14yaşındaki B.Ç. adlı kız çocuğuna 2008 yılında cinsel tacizdebulunan Vakit gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez'i açıkçasavunanlar çıkmış ve 14 yaşında kız çocuklarınına cinseltaciz ve tecavüzü haklı çıkarmaya çalışmışlardı. Çocuklaracinsel taciz ve tecavüzü haklı çıkarmaya çalışanlar o gün-lerde bunu dini geleneklere dayandırmaya çalışmış, dinadamlarından bu yönde fetvalar almaya uğraşmış ve tari-hten örnekler de vermişlerdi.

2002 Yılında Mardin'da 26 kişinin tecavüzüne uğrayan vetecavüze uğradığında 13 yaşında olan N.Ç. davası bir utançkararıyla sona ermişti. "Kızın rızası vardı" diyerek

76

Page 77: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tecavüzcüleri olabilecek en az cezalarla kurtaran mahke-menin kararı Yargıtay tarafından da onaylanarakkesinleşmiş ve çocuklara tecavüz etmek yasal kılıfınauydurulmuştu.Devlet ve hukuk sitemi de çocuklara cinseltaciz ve tecavüzün yasal dayanaklarını sağlamaktançekinmemişti.

Sakarya'da 14yaşındaki Ö.C.'yetecavüz davası tıpkıMardin'deki N.Ç.davası gibi.Tecavüzcüler arasındayine emniyet yetk-ilileri, iş adamları, es-naflar vb var.Sakarya'nın günlükyaşamında hemen heryerde karşınızaçıkacak tipoloji örnek-leri. İşinin başındaolan, günlük yaşamdakarşılaştığınızda hiçbirtuhaflık duymayacağınız devletin oluşturmak içinçabaladığı "makul" vatandaşlar. Aileleri de bu "makulvatandaşlar gibi "makul insanlar". Öyle makul aile üyeleriki çocuğa tecavüz eden yakınlarını canla başla savunuyor-lar. "Adliye önünde pankart açıp açıklama yapmak isteyenSakarya Kadın Platformu üyelerine Ö.C’ye cinsel taciz vetecavüz suçlamasıyla yargılanan 34 sanığın yakınları sözlüsataşmada bulundu. Platform üyeleri açıklama yaptığısırada bazı sanık yakınları ‘Kendi rızasıyla oldu’, ‘Kız diyorkendi rızamla yaptım’, ‘tecavüzü bunlar yaşamış herhalde’gibi sözlü sataşmalarda bulundular." Tecavüz hele ki birçocuğa tecavüz bu toplumda utanılacak bir şeydir. Hepöyle oldu. Ancak bu ülkede insani utançların yıkıldığı bir

77

Page 78: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

vahşet dönemi yaşatıldı ve tecavüz hatta çocuğa tecavüzutanılacak bir şey olmaktan çıktı. En azından bu toplumdabelirli bir kesim için çocuklara tecavüz etmek utanılacakbir durum değil. Çocuğa tecavüz eden yakınını canla başlasavunmak adına utanmadan N.Ç. davasında "utandırankarar olan" çocuğun "kendi rızasıyla tecavüze uğraması"kararını sokaklarda yüksek sesle savunur duruma gelen biryüzsüz vahşiler kesimi var. Çocuğa tecavüz etmeninutandıran yanını göstermek ve bu suçun toplumda infialeyol açacak kadar önemli bir suç olduğunu söylemek içinadliye önüne gidenlere de tecavüz sanıklarının yakınlarıutanmadan "tecavüzü bunlar yaşamış herhalde" diyesataşarak alaycı gülüşlerle taciz edebilmektedirler.

Ö.C'ye tecavüz edenlerden bir polis yurtdışına kaçtı. KarısıÖ.C.'nin davasının görüldüğü adliyede hakim. Bir diğertecavüz sanığı polis bir başka ile atandı. Sistem kendi asliunsuru saydığı kişi ve kesimleri korumak üzerine bir adliyapı ve işleyiş üzerine kurulu. Devletin kendisine bağlıolduğuna inandığı kişi ve kesimleri ne yaparlarsa yapsınlar

78

Page 79: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

korumaya özen gösteren bir yapısı var. İster işkenceyapsın, ister linç yapsın, ister işçisinin maaşını ödemesin,isterse bir çocuğa tecavüz etsin, "devletine bağlı" birkişiyse devlet onu mutlaka korumakta. Korkunç bir vahşetsistemi işletilmekte.

"Devletine bağlı" olmak demek, bu ülkede insanlık suçunabulaşmış olmak demek.

"Devletine bağlı" olmak demek, kişisel her tür rezilliği ya-pabilme hakkına sahip olmak demek.

"Devletine bağlı" olmak demek, insanlıktan çıkmak ve sefilyaşamında dizginsizce vahşet uygulama hakkı kazanmakdemek.

Bu ülkede sağcı, muhafazakar, devletçi bir insan tipolojisivar. Bunlar insani değerlerini yitirmiş her tür rezilleşmeninkaynağı ve sonuçlarıdırlar. Kimi Van depreminin acılarınıihalelerde milyonlarca lira kazanmak için kullanmakta, kimi

79

Page 80: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

çocuklara tecavüz etmekte, kimi din adamı kılıfı altındaçocuklara kuran kursunda cinsel tacizde bulunmakta.Yalanlarla kurulan, yalanlarla inşa edilen bir suratlayaşamaktalar. Gerçekleri ise kirli, rezil ve insanlık dışıvahşetle oluşan geniş bir kesim. Korkak, güçlü karşısındaruhunu satan, bireyci, bencil ve yoz bir kesim. Bu ülkeninkaderini çoğunluk oyları sağlayarak "sağcı" rezil yönetim-lere mahkum eden bir kesim.

Bu rezilleşmiş sağcı, muhafazakar, liberal vb insan tipolo-jisinin oluşturduğu ve sürdürdüğü sistem yıkılır, yeni birdünya kurulur. Arkada bıraktıkları izler takip edilir vebugünün rezillikleriyle kendi ufak sultanlıklarını ilan edipçocuklara tecavüz edenler, mevsimlik tarım işçilerini Kürtdiye linç etmeye çalışanlar, sokakta insanlara işkence edengörevliler tek tek bulunur ve hesap sorulur. Bilinir tarihigerçektir hiçbir yönetim sonsuz değildir yıkılır. Yıkıldığındagelen yeni yönetim eskide yapılanlara göre hesap sorar. Buülkede vahşet uygulayanlar bilmelidir ki bu ülkenin emekçihalkının soracağı hesap çok şiddetli olacaktır.

(29-09-2012)

80

Page 81: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Üniversite Harçları Kalktı, Paralı Öğrenime Devam!

Kenan Evren "üniversitelerin anarşi yuvası olduğunu vebunu ortadan kaldıracaklarını" söylemiş ve Turgut Özal'datüm şirin "tontonluğuyla" üniversitelere harç uygulamasınıdevreye koymuştu. İlk ilan edilen harç miktarları düşüktutulmuş Turgut Özal "tontonca" "ilk başta düşük tutalımki tepkiler oluşmasın" demişti. İlk ilan edilen harçlarınparalı öğretim ve üniversitelerin bilimsel öldürülüşüne yenibir darbe olduğunu söyleyen zamanın devrimciöğrencilerine Kenan Evren darbesine hızla uyum sağlamış"sağcı liberal öğrencileri ve basını" "bir paket sigara parasıkadar harcı da ödeyemeyecek misiniz ortalığıkarıştırmakdan başka işiniz yok" demişlerdi. Süreçgeliştikçe üniveristeler de para tek geçer güç oldu.Harçlarla başlayan ve hemen her aşamada öğrencinin ce-bine el atan bir sitem kurulmaya gayret edildi, elbettebuna karşı devrimci öğrencilerde her dönem "pürüz"çıkardı ve her tür paralı işleri üniversiteden atmak içinuğraştı.

81

Page 82: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Üniversiteler Kenan Evren'in buyurduğu gibi "anarşi yuvasıolmaktan" çıkarılsın diye acımasız bir çark işletildi veüniversitelerin bilimsel ölümü gerçekleştirildi. Başına "in-tihal" eserlerle bilimsel kariyerini edinebilmiş İhsanDoğramacı'nın getirildiği YÖK, üniversiteleri devletin uslukoyunu haline getirmek için her tür uygulamayı devreyesoktu. İlk özel üniversite olan Bilkent'i de kuranDoğramacı'nın intihalciliği YÖK içinde bir gelenek oldu veYÖK'de yükselebilmek için intihalci olma geleneğibaşlatıldı.

Üniversiteler bilimsellikten uzaklaştırılıp devletin günlükpolitikaları doğrultusunda figüran haline sokulunca bir dizisorunda başka biçimiyle ortaya çıktı. Üniversitemezunlarının öğrenim gördükleri dalların cahili oluşlarıhem toplumsal hayatta hem iş dünyasında büyük sorun-lara yol açtı. Çare daha çok paranın döneceği özel üniver-siteler ve bir kısım ayrıcalıklının öğrenim görebileceğiuluslararası ünü olan yurtdışı üniversiteleriyle bulunmayaçalışıldı.

82

Page 83: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Üniversitelere okumak için gelen geniş öğrenci kesimiöğrenim görmenin zorluklarını derinlikli yaşarken süreklipara düşünen insanlar haline getirildi. Birçok öğrenciöğrenimin gereği olan parayı karşılamakta zorlandığı içinöğrenimine son vermek durumunda kaldı. Yoksullaştırılanemekçi halkın çocuklarını üniversitede barındırması içindençıkılamaz bir soruna dönüştü.

AKP 10 yıllıkiktidarı süresinceünivers i te ler insokulduğu bilim-sel ölüm yolundaısrarlı ve kararlıoldu. Bu yoludaha çok üniver-site açarak dahaçok özel üniver-siteye imkansağlayarak, "suçabulaşan kesim-leri" çoğaltarak meşrulaştırmaya çalıştı. Şu an 103'ü devletve 62'si vakıf olmak üzere toplam 165 üniversite var. Herbiri bilimselliğin öldürülme merkezi olarak faaliyette bulu-nan 165 üniversite.

Üniversitelerde harçlar ilk gündem bu yana sorun oldu. 12Eylül darbecilerinin her uygulaması gibi bu uygulaması dadaima tepkilerin kaynağı olarak kaldı. Karmaşık hesapla-malar ve uygulamalarla çeşitlendirilen bir paralı öğretimsistemi üniversitelerde vaz geçilemez uygulama halinegeldi. Karmaşık parasal ilişkiler ağıyla üniversiteler kendigelişimini devletin ve elbette YÖK'ün iki dudağı arasındabulur oldu. Harç uygulamasının ortada olan problemleri"harç kredisinin" her öğrenciye uygulanmasıyla giderilm-

83

Page 84: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

eye çalışıldı ve "harç kredilerini" alanlardan geriye tahsiletmek bu konuyla ilgilenenlerin en önemli sorunu halinegeldi. Bunu başaramadılar. Harç kredisi alıp okul bittiktensonra geriye ödeyenlerin "devede kulak" kalması ve busorunun çözülmesi için yargının devreye sokularakişletilmesinin yaratacağı yük içinden çıkılmaz hale gelinceHarçları kaldırmak bir zorunluluk oldu. Paralı öğretimekarşı mücadele eden devrimci öğrencilerin yıllardır anlattığıiçinden çıkılmazlık gelip duvara dayanınca AKP bir lütüf gibigösterme gayretleri içinde işin içinden sıyrılmak adınaharçları üniversitelerin bir bölümünden kaldırdığını ilanetti. Bülent Arınç "Sayın başbakanımızın, bakanlarımızınimzaladığı kararnameyle bundan böyle birinci öğretimdenkatkı payı alınması, yani harçlar tamamen kaldırılmıştır.2011-2012 öğretim yılı sayısı itibarıyla 1 milyon 524 bin380 öğrenci bu harçların kaldırılmasından doğrudan isti-fade edecektir. Aynı şekilde açık öğretimden katkıpaylarının alınmasına da son verilmiştir. Yine 2011-2012eğitim-öğretim yılında 1 milyon 951 bin 494 öğrenci debundan istifade etmiş olacaktır.'' diyerek içinden çıkılmazhale gelen sorunu harçları kaldırdık biçiminde müjdekıvamında açıkladı.

Page 85: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Üniversitelerde 1992 yılında devreye sokulan "İkinciöğretim"de harçlar kaldırılmadı. Bu öğretimde harçlar 1.öğretime göre yaklaşık 4 kat daha yüksek ve devlet ikinciöğretime kredi vermiyor. Devletin içinden çıkamayacağı birkredi verme ve tahsil edememe durumu bu öğretim biçi-minde yok.

Devlet özel üniversitelerin öğrenci başına istediği ücretlerinkaldırılıp kaldırılmadığına yönelik bir açıklama da yapmıyor.Özel üniversitelerin astronomik fiyatlandırmaları hala de-vrede duruyor.

Kaldırılan öğrenimharçlarıyla ilgili de-vletin üniversitelereaktardığı kaynağınk e s i l e c e ğ igörülmekte. Devletün i ve r s i t e l e r i n iparasal yöndenyeni güç günlerb e k l e m e k t e .Öğrencisine dahahaşin davrananüniversite yönetici-leri ve öğrencisiniher adımdasoymayı iş edinen "yeni becerikli" soyguncu yöneticilerönümüzdeki dönemin başarılı sayılacak üniversite kadro-sunu oluşturacak. 2TL'lik yemek ücreti 1 TL'ye düşünceyemek yiyen öğrenci sayısı 4 bin kişi artan üniversitedeyemek ücretleri daha yüksek, yemek yiyebilen öğrencisayısı daha az olacak. Özel üniversiteler daha zalimleşipdaha fütursuzlaşacak ve artık her tür öğrenimi yapmaktazorlanan devlet üniversiteleri karşısında daha parlak dura-caklar.

85

Page 86: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Harçlar Kaldırıldı mı?

Harçlar kaldırılmak zorunda kalındı. Hiç dinmeyen öğrencieylemlerinin tek kaynağı olarak düşünülen harçlar kalktıdiye haber yapan devletçi basına göre artık öğrenci eylem-lerinin gerekçesi kalmadı. Üniversitelerin ölüm yolculuğusürdürülmekte. Üstesinden kalkamayacağı öğrencisayılarıyla doldurulan ve bilimsellik yerine sadece diplomadağıtmak ve gençlerin cesaret ve enerjilerini pasifize et-meyi tek görev edinen üniversiteler harçsız dönemde dahayoksunlaşmış hale gelecekler. Parlatılan özel üniversitelerdaha önplana çıkarılacak. Gençliği oyalama aracı olmaküniversitelerin tek işlevi haline gelecek.

Her alanda öğrencisini soymaya çalışan "yeni tür yönetici"modeli başarılı model olarak sunulacak.

İkinci öğretimde "parasını vererek" öğrenim görmekisteyenler paralarını vermeye devam edecek.

Üniversiteliler ve bu ülkeye üniversitelerin katkısı olmasıisteyen herkes bilmelidir ki üniversite sistemi sadeceöğrenim harçları konusunda tıkanmamıştır hemen heralanda içinden çıkılmaz durumdadır. Öğrenim görmeninsadece bir oyalanma sayıldığı ve bilimsel hemen hiçbir üre-timin olmadığı üniversiteler de bilimsel öğrenim hakkı içinmücadele eden herkes sistemin tıkanıklığında yeni alter-natiflerle ortaya çıkmalıdır. Kaldırılan harçlar değil, devletiniçinden çıkamadığı harç kredi sistemi ve üniversitelerindaha da derinleşen krizine yönelik alınmış bir göstermelikuygulamadır.

Aşağıda özel üniversitelerin bazılarının bu yıl öğrenimgörmek için yaptıkları fiyatlandırmaları bulunuyor

86

Page 87: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Vakıf Üniversitelerinin Lisans Ve Ön Lisans Ücretleri

- KOÇ: 4 yıllık lisans programları 33 bin lira, Tıp Fakültesi ise 46 bin 200 lira. Tıpöğrencilerinin 3’te ikisi tam burslu, 3’te biri yarı burslu öğrenim alıyor.

SABANCI: Lisans programları 33 bin lira. Yurt ücreti ise 4 kişilik odada9 aylık 3 bin 900 lira iken, 2 kişilik odada 9 aylık 6 bin lira. Okulun derskitaplarının fiyatları 600-700 lira arasında. Günde üç öğün yemek ücretiise aylık ortalama 550 lira olarak belirlenmiş.

BİLGİ: İngilizce hazırlık programı, Fen Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bil-imler Fakültesi, İletişim Fakültesi, Mimarlık Fakültesdi’nin Endüstri ÜrünleriTasarımı ve İç Mimarlık programları, Mühendislik Fakültesi yıllık peşin ödemedeKDV’siz fiyatı 24 bin 950 lira. Hukuk Fakültesi, Mimarlık ve Psikoloji programları26 bin 850 lira iken meslek yüksekokulları da 17 bin 850 lira.

BİLKENT: Eğitim ücreti tüm bölümler için 20 bin 800 lira. Ücret, güzve bahar dönemi kayıtlarından önce iki eşit taksitte alınıyor.

FATİH: Lisans programları 15 bin lira ila 27 bin lira arasında değişiyor. Ön lisansprogramları ise 3 bin 500 liradan başlayıp, 11 bin liraya kadar ulaşıyor.

İSTANBUL AYDIN: Diş Hekimliği Fakültesi’nde eğitim ücreti 32 bin400, Fen-Edebiyat, Eğitim, İktisadi ve İdari Bilimler ve İletişim Fakül-telerine ait bölümlerde 20 bin 358, Hukuk Fakültesi’nde ise 23 bin 760lira. Ön lisans ücretleri de 9 bin 180 lira.

OKAN: Lisans programları 14 bin ila 23 bin 750 lira arasında değişiyor.Ön lisans programları da 10 bin 725 liradan başlıyor.

BEYKENT: Üniversitede lisans eğitimi fiyatı 17 bin 340 lira iken, önlisans 8 bin 265 lira.

YEDİTEPE: Diş Hekimliği Fakültesi 37 bin 500, Tıp Fakültesi 32 bin500, Eczacılık Fakültesi 28 bin, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi 24 bin,Hukuk Fakültesi 22 bin 500 lira. Bu ücretlere KDV dahil değil.

IŞIK: Tüm fakülteler için yıllık lisans eğitim ücreti 23 bin 474 lira.Ödemelerde 12 aya varan taksit imkanı sunuluyor.

İZMİR EKONOMİ: Eğitim ücretleri 15 bin 900 liradan başlayıp, 17 bin 500liraya kadar çıkıyor. Anlaşmalı bankalarda 12 ay taksit imkanı tanınıyor.

İZMİR: Tıp Fakültesi eğitim ücreti 25 bin lira iken, hazırlık ücreti ise 13 bin lira.MALTEPE: Tıp Fakültesi 26 bin 490 lira, Eğitim Fakültesi 16 bin 300 lira, diğer

fakülteler ise 19 bin 950 lira. Meslek yüksek okulları ise 10 bin 885 lira.(28-09-2012)

87

Page 88: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Eylül Darbecisinin Sağlık Sorunu Korkuları!

Darbe yaptığında seni meydanlarda alkışlamaya koşanlarsenin darbeci iktidarını devam ettiriyorlar o yüzden titrey-erek de olsa "kimseye hayrım yok zararımdan başka" diy-erek de olsa daha yaşa Kenan Evren. Seni çılgınlar gibiavuçları patlayarak alkışlayanlar ve darbe gerekliydi diyen-ler o günden bu yana içinde oldukları partilerin isimlerideğişse de aynı kişiler. Sadece kendi sefil çıkarını düşünenişkenceciler, din ve umut bezirganları ve halkının kanıylaservet edinenler. Evren, kendisini muayene eden doktorlara,“1917 doğumluyum. Birkaç aydır hastanede yatıyorum.(Günlük zorunlu ihtiyaçlarını etkileyen bazı zorlanmalar) ne-deniyle güçlük yaşıyorum. Her yere yardımla gidiyorum.Kendi başıma bir şey yapamıyorum. Düğmelerimi bileilikleyemiyorum. Bu yaşa kadar insan yaşamamalı. Kimseyehayrım yok, zararımdan başka” dedi. Halkına işkence edipzarardan başka bir şey yapmamış bir darbecinin doktorlarakendini anlatma çabası sızlanmadan öte gidemedi.

88

Page 89: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Doktorlar, “Uzak bellek yaşına göre yeterli bulunmuştur.Zekanın kabaca normal sınırlarda olduğu izlenimiedinilmiştir. Gerçeği değerlendirmesini bozan belirgin birpsikotik belirtisi yoktur” derken zaten zekası her zamanancak kabaca sınırlar içinde kalmış bir darbeciyi tarif ediy-orlar. Zekası her zaman ancak kabaca bakılınca vasatsayılabilen darbecinin aslında yargı karşısına çıkacak du-rumda olduğu görülmekte. Doktorların verdiği sağlık ra-porunda, Evren’in düşünce içeriğinde perseveratif biçimde(sürekli takıldığı bir konudan bahsetmesi) geçmişteyaşadıklarına yönelik temaların hakim olduğu da belirtildiancak geçmişteki hangi konulardan sürekli bahsettiği be-lirtilmedi. Bu hal Kenan Evren'in her zamanki hali, dahaönce de darbeciliğini anlatırken de böyleydi, daha sonra daböyle kaldı. Takıntılı ve takıntı yaptığı konuya dönüp duranbir kişilik hali ondan hep vardı.

Darbeci başı KenanEvren ayağa kalkıp,yürüyebiliyor ancakdesteğe ihtiyacı var.“Kabaca bunama yok.Kendisinin uzun süreayakta durması veyürümesi mümkündeğil” 20’den fazla ciddiakut ve kronik hastalığı,13 adet süreklikullandığı ilaç ve çoksayıda gerekli hallerdekullandığı ilaç “Ancakyardımla günlük ak-tivitelerini yerine getire-bilmektedir. Gaita veidrar problemleri,

Page 90: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tremoru (el titremesi) sosyal, fonksiyonel ve psikolojik du-rumunu bozmakta.” anlatılanlar doktorların mecburenverdikleri mahkemeye gidemez raporunun aslında KenanEvren'in mahkemeye gidebilirliği olduğunun kanıtı. OğluCemil Kırbayır, Kenan Evren'in emrinde çalışanişkencecilerce katledilip, kaybedilen Berfo Ana mahkemeyegidebiliyorken Kenan Evren'in ondan daha sağlıklı olarakmahkemeye gidememesi meselenin sağlık konusuolmadığını gösteriyor. Mesele, Kenan Evren'inyargılanmasının aslında bir komediye dönüştürülen 12Eylül Davası'nın oluşturulma yöntemiyle bağlantılı. Geçmişiartık sürdürülemez bir kirlenme olan devlet göstermelik bir"temizlik operasyonuna" girişti. Bu göstermelik op-erasyonda "12 Eylül'ü da yargılıyoruz" demek için bir davayaratıldı. Kenan Evren'de Tahsin Şahinkaya da mahkemeyeçıkarılmayacakları garantisi aldıkları için 12 Eylülyargılamasına ses çıkarmadılar. "Eğer dava açılırsa başımasıkarım bir tane" diyen Kenan Evren yargılama ile birliktebaşına sıkmak yerine her tür ihtimamın gösterildiği has-taneye sığındı. Sefil bir yaşamı elleri titreyerek, takıntılarınısürdürerek, "ne zaman öleceğim" diyerek devam ettiriyor.

Page 91: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kenan Evren'in isimleri her yerden tek tek silinirkenBerfo Ana'nın oğlu Cemil Kırbayır için "CemilKırbayır Kültürevi" inşa ediliyor. Devrimci 78'lilerVakfı 12 Eylül yıllarında işkence yapan 1650 ismiaçıklıyor ve bu işkencecilerin hala devletmekanizmasında etkin yerlerde olduğunu ilanediyor. Kenan Evren'in ölünceye kadar göstermelikolan mahkemeden kaçışı sürecek. 12 Eylülişkencecileri halka düşman faaliyetlerine bazen AKP,bazen daha başka yeni hamilerin gölgesi altındadevam edecek. Kenan Evren'in kabaca vasat sayılanzekasıyla emperyalizm bu ülke halkları üzerindekanlı yönetimlerini geliştirdi. Kenan Evren'den sonragelen her sistem partisi ve aktörü de buna devametti. Kirli geçmişini taşıyan bir güruh daima yöne-timde oldu. Kimi geçmişte Ermeni katliamlarından,kimi Kürtlerin, Alevilerin katliamlarından sorumluolanların yönetimi devam ediyor. Halkına işkence vezulümden başka bir şey dayatmayanların yönetim-leri devam derken onlara karşı direnenlerin mü-cadelesi de devam ediyor. Bazen bir çocuğunpanzere attığı taşta bazen mahkeme salonlarındayargılanırken yargılayan olanlarca.

İki Temel ayrım var. Birincisi, yönetimde değişik partiyöntem vb ile daima kalan işkenceci, din bezirganı,umur taciri katliamcılar çetesi ve yandaşları. İkincisi,herkesin özgür ve refah içinde yaşayacağı hakça biryönetimi oluşturmak isteyenler ve emekçi halk.İşkencecii katliamcı yönetenlere karşı direniş halidevam edecek ta ki onlar yıkılıp hak ettikleri şekildecezalandırılana kadar. Tarihin zorunlu sonucudur. Hiçbirişkenceci, katliamcı yönetim modeli devam edemezmutlaka yıkılır. Yıkıldığında karşılaşacakları cezalandırmalarınşekli ise sadece ezilenlerin insafına kalmıştır.

(26 Ağustos 2012)

91

Page 92: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Muhbirler Cumhuriyeti ve Facebook'ta Abdullah Öcalan Resminin İhbarı!

Baştan aşağıya muhbir kesilmenin yüceltildiği ve muhbirlerledolu bir ülke yaratıldı. Muhbirlerin kimi, ne için ve hangi ne-denle ihbar ettiğinin önemli olmadığı sadece ihbar etmesininönemli olduğu bir ülke. 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyıllarında her yer muhbirlerle dolmuş ancak muhbirlik halautanılacak bir toplumsal hastalıklı tutum sayıldığından muh-birler kendilerini saklama ihtiyacı duymuşlardı. Muhbir kişiselçıkarı için insanlara zarar vermeyi doğal bulan kişidir. İçindekişisel sefil çıkarı olmadan hiçbir insan muhbirleşemez. Sefilhayatını korumaktan, maddi çıkar elde etmeye kadar uzananbir bireysel çıkar olmadan muhbirlik işlememektedir.Yaratılan iklim muhbirlerin artık utanmadan, sıkılmadan tümyüzsüzlükleriyle ortaya çıkma dönemidir. 12 Eylül faşist gen-erallerinin "sayın muhbir vatandaş" diyerek duyurularlaseslendiği muhbirler artık gerçekten "sayın" olduklarınainanmış şekilde hareket etmektedir.

92

Page 93: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Muhbir kişisel çıkarı uğruna devletin resmi politikdayatmalarına uyum sağlar. Devletin zaten daraltaraksunduğu politik düşünme alanında muhbir algılayışdüzeyine göre iyice daralmış şablonlarla idare eder.Düşünmez, devletin topluma dayattığı politik iklime ayakuydurur ve bu iklimi kendi kişisel çıkarı uğruna kullanır.Bazen mahallesinde şu veya bu nedenle sürtüştüğü birkomşusu, bazen sefil kişisel çıkarı için kullandığı toplumsalmeseleleri kullanmasının önüne vicdanla engel olanlarınçıkması. Muhbir için gerekçe yaşadığı, anladığı şartlar veçıkarları kadardır. Kişisel çıkarı için her tür rezilleşmeyi veinsanlara zarar vermeyi doğal buluşuyla muhbir insanınsefilliğinin dibinde yer alır.

Antep'te patlatılan bombanın ardından devletinoluşturmaya çalıştığı Kürt özgürlük hareketinin hepsini

suçlu ilan etme çabasısürmekte. Bu durumkarşısında devletin suçluilan ettiği Kürt özgürlükhareketi artık devletinAntep bombasının suçunuüzerine yıkmasıyla dalgageçmeye kadar gidenaçıklamalarda bulun-makta. Antep bombacısıdiye açıklanan PKKmilitanıyla ilgili yapılanPKK açıklamasında"Yoldaşımızın olayla hiçbirilgisi yok. Antep'e vediğer Kürt illerine ömrüboyunca bir kez bilegitmemiştir ve gerilladarutin görevi başındadır"diyerek devletin Antep

Page 94: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bombalamasındaki sorumluluğundan kaçma gayretleriyledalga geçilir hale gelmiştir. "Antep bombacıları bulundu"diyerek açıklamalarda bulunan Antep Valisi ve bunumanşetlerle haber yapan medya aslında kişisel çıkarı içinmuhbirlik yapanlarla aynıdır. Her biri içinde kişisel çıkarıolan ve bunun için her tür olmadık kişiye zarar vermeyikendisine hiç de dert etmeyen bir haldedirler. Üsküdar De-vlet Hastanesi'nda Facebook'ta Abdullah Öcalan'ınfotoğrafına baktıkları gerekçesiyle iki kişiyi hemen ihbareden "muhbir vatandaş"tan bir farkları yoktur. Devletin busaçma ihbara yönelik aldığı tavırda tam bir delilik halidir.Facebook'ta Abdullah Öcalan resmine baktılar diye iki kişiyiihbar eden kişi ciddiye alınıyor ve terörle mücadele polisleribaskına geliyor, ardından savcılık olaya el koyuyor ve bil-gisayar incelenmek üzere delil sayılarak götürülüyor. YaniMuhbir vatandaşın saçmalık boyutundaki ihbarı ciddiyealınıyor. Tıpkı Antep bombası ardından ortaya atılaniddiaların ciddiye alınıp konuyla ilgisi olmayan insanlarıngözaltına alınmaları gibi. Antep bombasının izi gizleniyor,gerçek faillerinin izleri karartılıyor. Tıpkı iki kişiyi AbdullahÖcalan resmine baktıkları için ihbar eden kişinin bu ihbaraneden olan sefil kişisel çıkarının ne olduğunun konu dahiedilmemesi gibi, bir durum yaratılıyor.

Page 95: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Toplumun baştan aşağıya muhbir olması için her türdayatmanın ve politik ortamın hazırlandığı gözlenmekte.Kimi BDP binalarını ve Alevi derneklerini yakıyor, kimiKürdçe müzik dinleyene saldırıyor. Devletin tam teşekküllügüvenlik birimleri de muhbirlerin her saçma sapan iddiasınıbüyük bir ciddiyetle takip ederken insanlık suçlarınadönüşen bu yakmaları ve linç faaliyetlerini sadeceseyrediyor. Muhbirleşenlerin en son Redhack tarafındanaçıklanmış mailleri yayınlanmıştı. Komşusunu ihbar eden-den, kaldığı yurtta sigara içeni ihbar edene kadar toplum-sal dokuya yayılmış bir muhbir ağı olduğu görülmüştü.İhbarların içinde ciddiye alınması gerekenler ise devletinresmi politikasına uygun konular olmadığı için görmezdengelinmişti. Ahmet Türk'e Samsun'da yapılan yumruklusaldırıdan emniyetin haberinin olduğu görülmüştü. Ancakbu konuda, iki kişinin Facebook'ta Abdullah Öcalan resminebaktıkları iddiası için harekete geçen devlet mekanizmasıAhmet Türk'e saldırı konusunda kılını bile kıpırdatmamıştı.

Muhbirleşen bir toplumda yaşamanın kuralı açıktır.Muhbirleşenlere yönelik gereken yanıtı vermek.Unutulmamalı ki bu ülke halklarının geleneksel değerleriiçinde muhbirleri sevmemek ve onları dışlamak vardır.

Page 96: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Muhbirliğin sefil bir hal olduğu ve insanlık yitimine denkgeldiği bu ülke halklarının tarihsel kökenlerinde yazılıdır.Muhbirlik geleceğe kalıcı izler bırakan bir faaliyettir. Baştazarar verdiği insanlarda iz bırakır, diğer yanda er geç muh-birlerden hesap sorulacak izler bırakır. Köklü değişime dorugiden bir ülkede unutulmaması gereken şey; bir köklüdönüşümde ilk ele alınacak konulardan biri muhbirleşenlerve yaptıkları olacaktır.

Aşağıda Facebook'ta Abdullah Öcala'ın fotoğrafınabaktıkları için ihbar edilenlerle ilgili haber ajanslarınadüşen haber yer almakta. Toplumsal durumungöstergelerinden biridir.

Üsküdar Devlet Hastanesi’ndeki acil serviste çalışan iki görevli, hastanebilgisayarından Facebook sayfalarına girip fotoğraf ve videolara bakmayabaşladı.

Bu sırada acil servise gelen hasta yakını Ramazan E., iki çalışanın Ab-dullah Öcalan’ın fotoğraflarına baktığını görünce, “Şehitlerimiz var, sizresmi kurumda Apo’nun resimlerine bakıyorsunuz” diyerek yüksek seslebağırmaya başladı.

Görevliler, Facebook sayfalarını hemen kapattıktan sonra RamazanE.’ye, “Fotoğrafı yanlış anladınız, terör örgütü karşıtı mesaja ait birfotoğraftı” diye yanıt verdi.

Durumu hastane yönetimine bildiren Ramazan E., 155 Polis İmdathattına da ihbarda bulundu.

Terörle Mücadele ekipleri hastaneye gelerek iki görevlinin bilgisinebaşvurdu.

Ramazan E., görevlilerin terör örgütü propagandası yaptığını ileri sürdü.Hastane yönetimi olayı inceletirken, savcının talimatıyla çalışanların

fotoğrafı baktıkları bilgisayara incelenmek üzere el konuldu. Olayla ilgilisavcılık inceleme başlattı.

Hastane yetkilileri ise konunun doğru olduğunu ancak bu konuda bilgiveremeyeceklerini söyledi.

(25 Ağustos 2012)

96

Page 97: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Faşizme Karşı Her Yerde Her Araçla Direniş!

Kürdçe yasak, Kürd olarak varım buradayım demek linçedilmek için yeterli neden. İzmir’in Bayraklı İlçesi Yamanlarsemtinde, mahalle arasında düzenlenen askereğlencesinde çıkan kavgada Kürtçe şarkı yüzünden ikisiağır üç kişi yaralandı. Aşağıda ajansların konuyla ilgiligeçtiği haberde kullandıkları dil bir insanlık ayıbı olarak yeralıyor. Askere gitmek üzere hazırlık yapan ve bunu da ma-hallelerinde bir eğlenceyle kutlarken halaylarına eşlik edenmüzikte Kürtçe şarkı çalınmasını ancak "yanlışlıkla" yapılanbir şey olarak tanımlamak bir insanlık ayıbıdır. Askeregiden bir gencin kendi dilinde bir şarkının çalınmasınıancak yanlışlıkla açıklayanlar bu ülkede "vatandaş çokkonuş Türkçe konuş" kampanyalarıyla dayatılan tektipleştirme uygulamasının devam ettiğini göstermektedir.Kürtçe konuşmak şarkı dinlemek serbest ama ancak dörtduvar arasında ve sadece kendi kendineyken yapılacak birşey olarak görülmektedir.

97

Page 98: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Zafer işareti yapmak bir direnişinsimgesi olmuştur. Faşizme karşıdünyanın her yerinde direnenlerbu işareti Winston Curchill'inelinden alıp faşizme karşıdirenişin simgesi yapmıştır.Askere giden bir gencin bu işaretiyapması askerliği süresincehalkına kurşun sıkmakistemediğinin göstergesisayılmalıyken linç edilmesinegerekçe yapılmaktadır.

Kürdlere yönelik, her onurluduruş ve faşizme karşı mücadelebu ülkede bir linç nedeniyapılmak istenmekte ve bu datoplumda içselleştirtilmiş

ırkçılıkla dayatılmaktadır. Faşizme karşı mücadelenin herbiçimi devletin uyguladığı poli-tikalarla sindirilmiş ve ırkçılıktanbaşka bir seçenek tanınmamış kes-imlerce saldırı gerekçesiyapılabilmektedir. Linç edenlerdenolmakla, lince uğrayanlar arasındasıkıştırılan bir politik atmosferdayatılmaktadır. Faşizme karşı mü-cadele edenlere linç saldırısıdüzenlemenin devlet politikasıolarak teşvik edilmesi ve linççetelerinin ne yaparlarsa yapsınlarkorunması ülke içinde bir içsavaştan başka seçenek görmeyeniktidar sahiplerinin acımasızuygulaması olaraktırmandırılmaktadır.

98

Page 99: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Faşizme karşı direniş darbeci uygulamalarla iktidarlarınısürdürmeye çalışanlar ne yaparlarsa yapsınlar din-memekte aksine güçlenmektedir. Vahşetten başka seçenekbilmeyip bunu her tür yöntemle topluma dayatan iktidarbu vahşet yöntemleriyle ömrünü uzatma gayretlerindedir.Ülke içinde ve bölgede paramiliter her tür organizasyonlayeni çıkarlar peşinde koşan iktidarın ülke halkına dayattığıya linççi ol ya da linç edil ayrışmasıdır. Her tür kirli organi-zasyonun kaynağı olan ırkçı faşist organizasyonlartoplumun derinliklerine yaygınlaştırılmış kontrgerillabağlantıları eliyle harekete geçirilmeye çalışılmaktadır. Biryerde Aleviler hedef alınırken diğer yerde Kürtler, bir başkayerde ise sosyalistler linç saldırılarının hedefi yapılmaktadır.Her yerde uykudan uyandırılan kontrgerilla hücrelerininfaaliyetleri görülmekte ve bu uyandırılmış çeteleraracılığıyla Suriye'ye ve bölgeye yönelik uygulanan ilanedilmemiş savaş tüm topluma yayılmak istenmektedir.

Direniş tek seçenektir.

Dünyada faşizm deneyimlerinden çıkarılan tek sonuçvardır, o da faşizme karşı direniştir. Bir yanda her şeyserbest diyerek Kürdçenin serbestçe kullanıldığını söyleyensiyasiler diğer yanda aynı siyasilerin toplum içindeki

99

Page 100: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

uzantılarının Kürdçe gördükleri her yerde linç yapmalarınınserbest olması. AKP 2008 yılında iktidar partisi olarakkapatılmak üzere yargıdayken İstanbul'da birçok sivilinhayatını kaybettiği çifte bomba patlamıştı. O bombanınfailleri hala ortada yoktur. Olağan şüpheli bir kaç Kürdün"suçlu" denerek ortaya atılmasının üstünden geçen buncaseneye rağmen o çifte bombanın gerçek faillleri bir türlüortaya çıkarılamamıştır. AKP patlayan bombanın eşliğindeyargı kararıyla kapatılmaktan kurtulmuştur. Antep'tepatlatılan bomba kanlı iktidar yolunda bir basamak olaraktopluma yagınlaştırılan histerik linç kampanyalarınagerekçe yapılmak istenmektedir. Suriye'ye karşı bir

savaştan daha çok ülke içinde bir iç savaş yaratılmak is-tenmekte ve ülkede "bir etnik ve dinsel temizlik" yapmahevesleri gezinmektedir. Halkına karşı kin ve nefreti yapayayrımlarla dayatanlar pişkince faşizme karşı direnenlerikendi yapmak istedikleriyle suçlamaktadırlar. Bir yandafaşizme karşı direnişin her tür "yasal" olanağını ortadankaldırma gayretleri, diğer yanda faşizme direnişin her yollasürdürülmesi. Bir yanda Roboski'deki askerlerin yaptığı

100

Page 101: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

trafik kazasında çocuklarını savaş uçaklarının bombalamasısonucu kaybedenlerin insani duruşu, diğer yanda Cemev-lerini, BDP binalarını yakan ve zafer işareti yaptı diyearkadaşını linç etmeye çalışanlar.

Toplumda ayrışmayı ve kanlı linç olaylarını artan ivmedegündemde tutmaya çalışan bir faşist iktidar var. Bu faşistdiktatörlüğü karşı direnişten başka bir seçenek de ortadabulunmamakta. Her yerde her araçla faşizme karşı direniş.

Zafer İşareti yapmaktan dolayı yaşanan linçSaldırısıyla ilgili çıkan haberlerden biri:

İzmir’in Bayraklı İlçesi Yamanlar semtinde, mahalle arasında düzen-lenen asker eğlencesinde çıkan kavgada ikisi ağır üç kişi yaralandı. Olayınasker adaylarından M.K.’nin, halay çekerken Kürtçe şarkı çaldığı sıradazafer işareti yapmasından dolayı çıktığı ileri sürüldü. Olaya karıştığı be-lirlenen 7 kişi de gözaltına alındı.

Olay, dün saat 23.00 sıralarında, Postacılar Mahallesi 7373 Sokak 92numara önünde meydana geldi. Mahallede askere gidecek gençler, sokakarasında eğlence düzenledi. Asker adayları halay çektiği sırada,müzikçalardan, yanlışlıkla Kürtçe parça çalındı. Bu sırada asker adaylarıarasında bulunan M.K. de zafer işareti yaparak halaya devam etti.

Grupta bulunan kişiler aynı zamanda arkadaşları da olan M.K.’ye tepkigösterdikten sonra genci tartakladı. Sokaktan ayrılan M.K., bir süre sonraolayı anlattığı yakınlarıyla ve arkadaşlarıyla tekrar aynı yere geldi. Buradayeniden başlayan tartışma, bu kez sokak kavgasına dönüştü. Olayda, SalihBaltacı sopa darbesiyle 49 yaşındaki Salih Karagöz ve kardeşi 47yaşındaki Elvan Karagöz ise çeşitli yerlerinden bıçakla yaralandı. Baltacıayakta tedavi edilirken, İzmir Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırılanKaragöz kardeşlerin tedavilerinin devam ettiği bildirildi. Polis, kavgayakarıştığı belirlenen 7 kişiyi gözaltına aldı. Olayla ilgili soruşturma devamettiği bildirildi.

(24 Ağustos 2012)

101

Page 102: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Antep'te Bomba Halka Karşı İktidarın Yeni Saldırı Aracı!

"Savaş politikanın başka araçlarla devam etmesidir."Clausewitz

"Antep'teki saldırının ardından BDP binaları faşist çetelerinhedefi haline geldi. Antep'teki BDP binalarına yönelik sadırınınardından Kocaeli'nde BDP il binası da ateşe verildi. ÖzgürlükMeydanı'nın karşısındaki bir binanın 6. katında bulunan BDP İlÖrgütü, saldırıya uğradı. Dairenin giriş kapısı benzin dökülerekyakıldı. İçeriye de sıçrayan yangın maddi hasara yol açtı."

"Adana'da Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı 19 Mayıs, YunusEmre, Anadolu, Dedekorkut, Yeşilbağlar ve Başak mahal-leleri, aralarında özel harekat polislerinin de bulunduğu yü-zlerce polis tarafından kuşatıldı.Zırhlı araçlar desteğinde, özel harekatçıların uzun namlulusilahlarını yoldan geçen yaya ve araç sahiplerine çevirdiğikuşatma sırasında, tüm yaya ve araç sahipleri kimlik kon-trolüne tabi tutuldu."

102

Page 103: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Her zaman süren ve hiç bitmeyen bir iç savaş devleti. Buiç savaşı zaman zaman yükseltip, zaman zaman düşükyoğunlukla sürdürmekte. AKP'nin temsilciliğini yaptığı dar-beciler bir çok konuda ve alanda sıkışıp sürdürdükleripolitikaları daha fazla aynı araçlarla sürdüremez durumageldiler. Tıkandılar ve farklı araçlarla politikalarını sürdürm-eye yönelmek zorunda kaldılar.

Antep'te patlayan bomba AKP eliyle darbe yapanlarınsıkışmışlığında yeni araçlarla politik serüvenlerine devametmek için bir araç olarak kullanılmaya hazırlanıyor. 12Haziran 2011 seçimlerinde girdikleri yeni darbeci yolunoyla onaylanmasını elde eden AKP darbecileri o günden buyana halka karşı tansiyonu yükseltilen bir iç savaşsürdürüyorlar. "sağ" kulvarı tek bir çatı altında toplama vebir cephe oluşturma çabasında 12 Haziran 2011 seçim-lerinde MHP'yi devre dışı bırakamayan AKP Antep'te pat-layan bomba gibi provokatif olaylarda MHP ve diğer ırkçıfaşist grup ve partilerin tabanlarını kendi politikalarınınaracı kılmak için kullanıyor. Devlet destekli faşist çetelerle

103

Page 104: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP darbecileri içiçe geçip iç savaşı ülkenin her yerine yay-maya ve hemen her yerde yeni linçler, katliamlar, sürgün-ler yaratma yolunun denemelerini yapıyor. Şurası görünenbir gerçek AKP eliyle darbe yapanlar sistemi tek seçenektesıkıştırdılar. "Sağcı" faşist katliamcı bir siyaset ve bununladevam etmek. Sistemin yedek lastiği olan siyasi akımlarCHP vb gibiler ise sadece anmalık bir nostaljik eşyadan ötebir işleve sahip değil. Sistemin kendi alternatifsizliğikarşısında sitem muhalifi hareket ise her geçen gün tümsaldırılara ve vahşete rağmen boyun eğmiyor ve dirençkazanarak tabanını genişletiyor. Kürt hareketinin dirençlegelişmesi ve bazı faşist aklı evvellerin "binlercesini katlede-lim" diyerek ortalıklarda akıllar vermesi bu harekete karşısistemin tek seçeneği olarak sunuluyor. Başbakan vehükümet çevrelerinin sürekli olarak Kürt hareketinin herunsurunu "suçlu" ve "katli vacip" ilan etmeleri bu tarz yenikatliamların farklı biçimlerle sürdürüleceğini gösteriyor.Daha çok cezaevi, daha çok linç faaliyeti, daha çok bom-balama, daha çok katliam AKP eliyle darbe yapanların poli-tik serüvenlerine devam etmek için gördükleri tek seçenek.1990'lı yılların politikaları geri mi geliyor sorususorulduğunda Başbakan net bir şekilde "hayır" demişti.Ancak uygulamalar tam da 1990'lar çerçevesinde gelişiyor.Sırada gözaltında kayıplar, göçler, yargısız infazlar vebunların sorgulanmasının suç sayılması var.

İktidar Suriye'yeyönelik devam ettir-ilen ilan edilmemiş birsavaş içinde.Suriye'de "Türkiye'-den bize para geliyor"diyen El-Kaideciler-den, "Türkiyenin birçok yerinde askerikamp var oralarda

Page 105: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

eğitiliyoruz" diyen Özgür Suriye Ordusu militanlarına kadarartık Türkiye sağır sultanın duyduğu bir savaş içinde. Builan edilmemiş savaşın ilan edilen bir savaşa dönmesininönünde uluslararası engeller olmasa o da yapılacak.

Antep'te patlayan bombanın ardından yeni patlayacakbombaların ortamı iktidarca hazırlanmaya devam ediyor.Uluslararası alanda "serpilip palazlandığı" ilan edilen "yerli"burjuvazinin çıkarları için "yeni Osmanlıcılık" oyunlarınıhalkların kanları üzerinden sürdürmeye hevesliler.Kronikleşmiş "sağcı" oy tabanını her şarta yanlarındabulacaklarına güveniyorlar. Bugün söylediklerinin yarıntam tersini yapmaktan çekinmiyorlar. Herkesin gözününiçine bakarak tehditler savurabiliyor ve bu tehditleriniuygulamaktan çekinmiyorlar.

Kürtleri 6-7 Eylül'de linç edilip yağmalanan Rum ve Erme-nilere yapılanları yapmakla tehdit ediyorlar ve "uykuda tu-tulan" kontrgerilla hücrelerini harkekete geçiriyorlar.Sokaklarda linç çeteleri oluşturmaktan başka bir işlevikalmayan faşist güruhları hangi faşist partiden olduğunabakmadan iktidarın politik çıkarları için kullanıyorlar. Herdarbede olduğu gibi bu darbecilerde iki seçenek dayatıyor.Ya darbecilerden yana faşizmin emir kulu olacaksın, ya daher tür saldırıya uğrayacaksın. Başka yaşama seçeneğibırakmıyorlar. Haklarını aramak isteyen herkes bu iktidarınsaldırısı altında ve faşizmin uygulamalarına maruz kalıyor.

Antep patlaması bu ülkede onuruyla, namusuyla yaşamakisteyen herkese yönelik yeni faşist saldrılara gerekçe yapılmakisteniyor. Faşizme karşı her yerde her tür araçla direnç dünyatarihi boyunca en meşru hak olmuştur. İktidarın yeni saldırıhazırlıklarına ve politikasını "savaş araçlarıyla devam ettirme-sine" karşı tek seçenek her yerde direniştir. Faşizme karşı dur-madan insan olmak mümkün değildir.

(22 Ağustos 2012)

105

Page 106: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Antep Patlaması ve Faşizmin Çıkmaz Yolu!

Gaziantep Korutürk Caddesi’nde dün akşam (20 Ağustos2012) yaklaşık saat 19:38’de bir araç içine yerleştirilenbombanın patlaması sonucu şu ana kadar 4'ü çocuk 9 kişiöldü, 69 kişi de yaralandı. Yaralıların 4'ünün durumu ağır.

Antep'teki patlamanın ardından neler yaşandı.

1 PATLAMADAN SONRAKİYÖNLENDİRMELER: Anteppatlaması ilk elden hemenPKK'ye mal edilmeyeçalışıldı. Hükümet kanadınınsözcülüğünü AKP GenelBaşkan Yardımcısı ÖmerÇelik yaptı. Patlamanın

PATLAMADA ÖLENLER30 yaşındaki İsmail Darlel,31 yaşındaki Davut Adak

49 yaşındaki Safi Canbaş,21 yaşındaki Onur Fikret Aker,aynı yaştaki eşi Duygu Aker

1 yaşındaki kızları Almina Melisa Aker3 yaşındaki Süleyman Alkan,

11 yaşındaki Sevgi Gülperi İnanç12 yaşındaki Sema Büyükkoruk

Page 107: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

üstünden daha yarım saat geçmeden twitter üzerindenpatlamanın sorumlusu olarak PKK'yi işaret etti. Yazdığı hermesajda PKK'yi patlamanın sorumlusu olarak gösterdi.

Merkez medyanın internete yansıyan haberlerindepatlamanın sorumlusu PKK ilan ediliverdi. Habercilikaçısından araştırılması gerekenler araştırılmaya gerekgörülmeden PKK patlamanın sorumlusu ilan edildi.

Televizyonların demirbaşı konumundaki stratejiyorumcuları olay hakkında bilgi sahibi olmaya da gerekgörmeden konuyu PKK'ye yıkmakta sakınca görmediler.

TRT Haber kanalı ik-inci bir patlamaolduğu haberi verdi.Bu haberin ilerleyendakikalarda başkahiçbir kaynaktarafından teyitedilmemesi üzerinehaberin bir asparagasolduğu ortaya çıktı.Aynı dakikalardaAntep sokaklarındalinç çeteleri oluşturanfaşistlerde bir çok başka patlama olduğu haberlerini tele-fon mesajlarıyla yaymaya çalışıyordu.

2 SANSÜR: Patlamayla ilgili ilk anda televizyonların haberkanalları konuyla ilgili yayın yapıp patlama bölgesindengörüntüler geçerken bir anda patlamayla ilgili haberler ver-ilmez oldu. Haber kanalları bir çok ölüm ve yaralanma olanolayı görmezden gelip "olağan" yayınlarına döndüler ve bukonuda hükümetin yönlendirmesini beklemeye başladılar.

107

Page 108: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Televizyona çıkan Kadın ve Aileden sorumlu Bakan FatmaŞahin "Bizden gelmeyen haberleri yayınlamayın. Haberlerisadece bizden aldığınızda yayınlayın" dedi. Basın üzerindeuygulanan sansürün resmi ağızdan bir kez daha dikteedilmesi açıkça yapıldı. Medyanın uygulanan sansürüntasmalı kölesi olduğu bu konuda yaptığı haberleri sadecehükümet kaynaklarına dayandırmasıyla bir kez daha or-taya çıktı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in "Yazdıklarınızıağzınıza tıkarım" tehdidinin sansürü gönüllü uygulayanlarıdaha da köleleştirdiği görüldü.

3 FAŞİST LİNÇ ÇETELERİ: Patlamanın ardındanbaşlayan yangın sürerken olay yerine toplanan ırkçı faşistbir grup Kürtlere yönelik linç çağrıları yapmaya başladı.Antep sokaklarında Kürtlere yönelik linç çağrıları yapantekbir getirip katliam naraları atan faşist linç çeteleri gezm-eye başladı. BDP'nin iki parti binası bu faşist linç çeteleritarafından tahrip edildi.

İnternet üzerinde her zamanki gibi her tür ırkçı saldırganlık

108

Page 109: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sergilendi. Kürtleri katletme çağrısından başlayıp her türhakaret ve küfürün serbest ilan edildiği bir hastalıklı halyeniden ortaya döküldü.

4 BİR SALDIRI OLACAĞI MİLLETVEKİLLERİNESÖYLENMİŞ: AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar veCHP Gaziantep milletvekili Mehmet Şeker bu konudauyarıldıklarını doğrulayarak, “Gaziantep bölgesine yoğunbir terörist geçişi oldu. El Muhaberat ajanları da bölgeyegeçti. MİT ve Jandarma’dan da bizlere burada terör

örgütünün çok fazla hareketlenmesinin olduğu, bu nedenlegezilerimizi ertelememiz yönünde uyarı geldi” dediler.Beklendiği söylenen saldırıyla ilgili ne tür önlemler alındığıise açıklanmadı

5 SURİYE: İktidara yakın kaynaklar tarafından saldırınınPKK'den sonra ikinci failinin Suriye olacağı yorumlarıyapıldı. Özgür Suriye Ordusu adı altında toplama çeteoluşturulmasında önemli katkıları olan Türkiye'nin ÖSO'-nun bu gibi patlamaları Suriye içinde sıklıkla yaptığı göz

109

Page 110: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

önüne alınınca Suriye'nin de kendisine yönelik bu tarzsaldırılara benzer şekilde karşılık verebileceği anlatılmakistendi.

6 PKK'DEN PATLAMAYLA İLGİMİZ YOK AÇIKLA-MASI: "20 Ağustos günü Antep merkezde bir patlamameydana gelmiştir. Hem devlet yetkilileri hem de Türkbasını bu olayı hareketimiz üzerine yıkmaya çalışmaktadır.Bu patlama ile güçlerimizin herhangi bir ilgisibulunmamaktadır. Kamuoyu ve halkımız da bilmektedir kigüçlerimizin sivillere yönelik bir girişimi olamaz. Zaten KCKYürütme Konseyi'nin yaptığı bayramda çatışmalardankaçınma çağrısına güçlerimiz uymaktadır. Bayramsürecinde operasyonlardan kaynaklı yaşanan çatışmalardışında güçlerimizin herhangi bir girişimi de olmamıştır"denerek Antepteki patlamayla PKK'nin hiçbir ilgisininolmadığı bildirildi.

7 OBAMA'NIN SURİYE'YLE İLGİLİ KIRMIZI ÇİZGİSİ:Antep patlamasının olduğu saatlerde ajanslara düşenhabere göre ABD Başkanı Obama "Kimyasal veya biyolojiksilah kullanılması durumunda" Suriye'ye saldıracaklarınıaçıkladı.

Page 111: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

GİDİLEN YOL

Türkiyenin alışılan durumu darbeler içinde olması. AKPeliyle yapılan bir darbenin ardından gelişmeler her darbedeolduğu gibi çıkmaz yollara girdi. AKP eliyle darbeyapanların 12 Haziran 2011 seçimleri sürecinde girdikleriyoldaki yürüyüşleri geri dönülmez noktaları geçti. AKPeliyle darbe yapanların bu süreçte işledikleri baştainsanlığa karşı suçlar olmak üzere sayısız suçu AKP eliyledarbe yapanlar iktidardan düştükleri an yargılanmalarınaneden olacak durumda.

AKP eliyle darbe yapanların girdikleri yolun çıkmazları;ekonomide küçük bir kesimin suçlarla örülü yağmacılıklapalazlanması ve bu palazlanmadan saçılan kırıntılarlavarlık bulan çevrelerinin artık var olan şartlarla devamedemeyecek ve daha uygun yağma şartlarına ihtiyaçduymaları girilen yolun çıkmazını oluşturmakta. AynıŞekilde yağmacıların parya muamelesi yaptığı emekçilerde artık sessizce boyun eğme döneminin sonunayaklaşmakta ve bu şartlarla yaşayamacağını daha yükseksesle ifade etmekte.

Page 112: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP eliyle darbe yapanları uyguladıkları toplumsalfarklılıkları körükleyerek ayrıştırma, bölücülük yapma vetek tip olma dayatması da toplumda giderilemez birgerginlik halinde devam etmekte. Her gün toplumsalayrımcılığın daha da derinleştiğini gösteren şiddet ve tehditolayları yaşanmakta.

AKP eliyle darbe yapanların yerleştirmek istedikleri yöne-tim anlayışı ve biçimi hala oturmadı sallantıda ve toplumtarafından hemen her alanda dirençle karşılaşmakta. Buülkede ilk defa bir darbe bu kadar dirençle karşılaştı veiktidarın her anı yıkılıp yargılanma korkuları içindegeçmekte. Adalet, eğitim, toplumsal yaşam alanları, gele-cek güvencesizliği vb her bir konu sadece iktidarın dayat-malar ve zorbalığıyla yürütülmeye çalışılmakta.

AKP eliyle darbe yapanların ellerini attıkları her alan vesorun bir çıkmaz yolda. Gelip çözümsüzlükte tıkanmayanhiçbir mesele kalmadı. İktidarın çözdüm diyeceği sorunlardeğil çözümsüzlükte bıraktığı sorunlar yığını bulunmakta.İktidarın dayatmaları karşısında ise yapabilecekleri süreklidaha dar alanlara sıkıştırılan ve seçenekleri tekleşen bir

112

Page 113: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sistem muhalifi hareket güçlenmekte. Faşizme karşıdireniş daha güçlü bir ortaklaşa harekete doğruevrilmekte. Bu durum karşısında AKP eliyle darbeyapanların yeni bir döneme ihtiyaç duymaları kaçınılmazhale gelmekte. O yüzden Suriye'ye karşı bir savaş AKP eliyledarbe yapanların tek seçeneğine dönüşmekte. Sanıldığı gibiSuriye'ye karşı savaş iki ülke arasında çıkan bir savaş değilAKP eliyle darbe yapanların ülkede yönetimlerinisağlamlaştırmak ve sürdürebilmek için bu ülke halklarınakarşı yani içe yönelik bir savaş olarak planlanmakta.

Herkes ve her şey için iki temel seçenek dışındaki seçeneklerortadan kalkmakta. Ya AKP eliyle darbe yapanlarla bu ülkehalklarına karşı kanlı bir saldırıya ortak olup kişisel postunukurtarmak için insanlıktan vaz geçilerek faşizme tarafkalınacak. Ya da faşizme karşı direniş saflarında yer alınacak.Antepte patlayan bomba ister derin devletin karanlıkkoridorlarında hazırlanan "yerli" provokasyon olsun, isteremperyalizmin Ortadoğu planlarının "uluslararası" pro-vokasyonu, failler kim olursa olsun bunların AKP eliyle darbeyapanların çıkmaz sokaktan çıkması için yeni katliamlar veprovokasyonlar düzenlemeye devam edecekleri artık açık venet olarak görülmektedir. Ya faşizmin katliamlardan başkabir şey görünmeyen yolu yada faşizme karşı direnişigüçlendirerek bu katliamlara dur deme yolu.

(21 Ağustos 2012)

113

Page 114: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP Üye Listelerini Saklayın!

Nazi Almanya'sının 2. Dünya Savaşı sürecinde yenilgisibelirginleşmeye başlayıp, kayıtsız şartsız teslim olmaktanbaşka seçenekleri olmadığı görüldüğünde Nazi partisiüyelerinin en önemli işlerinden biri Nazi partisi üye lis-telerini yok etmek ve Nazi partisi üyeliğine ait her tür bel-geyi ortadan kaldırmaya çalışmak olmuştu. Çünkü Nazipartisi insanlığa karşı suç işlemekten başlayarak düzünel-erce suçla ilişkiliydi. Nazi partisi üyelerinin her biri de busuçlara az veya çok mutlaka bulaşmıştı.

Türkiye'de 1950'de Demokrat Parti geleneğiyle başlayanbir "sağcı" siyasi çizgi bulunmakta. Günümüzde "sağcı"politikacıların söylemeyi sevdikleri gibi tek parti dönemiCHP'sine bir tepki olarak değil, tek parti dönemi CHP'sinindevamı ve mirasçısı bir siyasi akım olarak doğdu. Bu siyasiçizgi AP (Süleyman Demirel başkanlığındaki Adalet Partisi)MHP (Alparslan Türkeş başkanlığında kurulan ırkçı faşistparti) ANAP (Turgut Özal başkanlığında kurulan Anavatan

114

Page 115: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Partisi) DYP ve son olarak Recep Tayyip Erdoğanbaşkanlığında kurulan AKP'yle devletin resmi siyasi akımıoldu. Sık sık bu siyasi çizginin temsilcileri tek parti dönemiCHP'sine yönelik suçlamalar da bulunsalar da aslında tekparti CHP'sinin devamcısı ve sürdürücüsüdürler. Bu siyasiçizginin günümüzdeki temel temsilcisi AKP ve onun yanunsurları olarak da MHP ve bir dizi ırkçı, faşist irili ufaklıparti bu siyasi çizginin günümüzdeki izleyicileri olmayadevam ediyor. (Arada bir yapılan askeri darbeleri de busiyasi çizginin bir parçası olarak tanımlamak gerekir)

Bu "sağcı" siyasi çizginin tarihi içinde yaptıkları Almanya'-daki Nazi partisinin yaptıklarıyla örtüşüyor. Hemen hericraatları emekçi halka bir düşmanlaşma ve kendindenolmayanı yok etmek üzerine kurulu. Bu siyasi çizginin tem-silcisi olan partilere üye olup o partilerle "iş görenler" deişlenen suçlara az veya çok bulaşmış ve işlenen suçlarınortaklarından oluşuyor. Kimi geçmişinde işkenceci olmaklamalül, kimi mahallesinde bir rant elde etmekle meşgul,kişisel çıkarı için birilerine zarar vermekten başlayıpinsanlık suçlarına uzanan bir suç şebekesi halinde var olan

115

Page 116: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bir siyasi çizgi. Bu siyasi partilerin üye listeleri bir suçşebekesinin kimlerden oluştuğunu gösteren suç delili. Herhangi bir yüzeysel araştırma da bile bu suç şebekesininnasıl bir ilişki ağı içinde çalıştığının ve suçlarının ortaya bel-gelenerek çıkarılacağının bir kanıtı olarak bu siyasi parti-lerin üye listeleri mutlaka korunmalıdır. Bu siyasi partilerinüye listeleri bir suç şebekesi listesidir. Suç şebekelerininyaptığı gibi ellerindeki gücü kaybetme durumunda bu deliliyok etmeye çalışacaklardır. Bu siyasi çizgiye ait partilereüye olanların listesi iyi korunması gereken suç delili lis-telerinden biri olmalı, ki yakın dönemde hukukun konusuolabilsin.

Ülkede barışa yönelik her girişimi suç sayan, haksızlıkkarşısında sesini çıkaranı suçlu ilan edip sorgusuz yargısız NaziAlmanya'sındaki toplama kamplarını aratmayacak cezaevler-ine kapatan, her tür yolsuzluk ve kirli ilişkiyi pervasızcasürdürenlerin elindeki tek dayanakları iktidar güçleridir. Buiktidarlarının ebedi olmadığını biliyorlar. Devrilmelerinin yakın

116

Page 117: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

dönemin konusu olduğunun farkındalar. Farkında oldukları içinkaçacak deliklerini yurtdışında yaratandan, kendisini ileridebir yargılama karşısında masum göstermek için gerekçelerüretenlere kadar alttan alta süren bir faaliyet içindeler.

Dünyadaki örneklerinden biliniyor devrimler affedicidir. De-vrimler işkenceciler ve hainler dışında kalanlara daimaaffedici yaklaşmıştır. Ancak bir gerçek var ki bu gözdenkaçmamalıdır. Devrimlere giden toplumlara yönelik uygu-lanan zalimlik ve eziyet affediciliği belirleyen yegane fak-tördür. Bu ülkede halka yönelik zalimlik ve eziyet NaziAlmanya'sı ile kıyaslanacak boyutlardadır. Naziler iktidaragelidiklerinde yakaladıkları komünistlerin kellelerinitoplama kampları avlularında kılıçlarla keserlermiş. Buülkede ise devrimciler cezaevlerinde asılmaktan başlayıp,işkenceyle öldürülmeye, diri diri yakılmaya ve gözaltlarındakaybedilmeye uzanan vahşet zincirine mahkum edilmiştir.Sefil çıkarları uğruna iktidarlarını korumak için zalimlikteve vahşette sınırları yoktur. Kimyasal silah kullanmaktançekinmeyen ve halkını katletmek için her tür araca sahipolmayı gelişmişlik sayan bir iktidar yapısı vardır.

Her şey gözler önünde yürümemekte, kapalı kapılarardında bir dizi kirli oyun sürdürülmektedir. Bu oyunlardanarada bir ortalığa saçılanlar olmasına rağmen aslında netür kirli oyunların sürdüğü hep bir sır olarak kalmaktadır.Ancak bu kirli sırdolu oyunlarınınhiçbiri olmasa bileaçıkça ilan edilerekyapılan vahşet vezulum bu siyasiçizginin tıpkı Nazipartisi gibi baştainsanlık suçu olmaküzere sayısız suçtan

Page 118: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yargılanmasına yeterlidir. O yüzden günümüzde AKP'nintemsil ettiği siyasi çizgiye ait parti üye listeleri iyikorunmalı ve bir suç şebekesinin nasıl çalıştığının kanıtıolarak saklanmalıdır. İktidardan düşecekleri görüldüğü anyapacakları ilk işlerden biri bu üye listelerini yok etmeyeçalışmak olacak, olanlara iyi bakın ve tanıyın her yerdevarlar. Devlet yukarıdan aşağıya bir organizasyondur vekarmaşık yapısı hayatınızın her yerine işlemeye çalışır. 12Eylül 1980 darbesinin işkencecileri 100 binlerle ifadeedilirdi o günden günümüze kadar südürülen ve haladevam ettirilen işkenceleri yapanları iyi tanıyın bu siyasipartilerin içinde koruması altındalar. "Bana kimse dokuna-maz" diyerek övünenleri iyi tanıyın.

Bu ülkenin girdiği yol devrim veya kitleler halinde ka-tledilmektir. İktidardakiler kirli çıkarlarını sürdürebilmekiçin bu ülke halkını katletmekten bir an bile çekinmeyecekvahşilerden oluşmaktadır. Bu zalimliğe karşı ise tek birseçenek vardır, bu zalimlerin yerine halkın iktidarınıoluşturmak. Yaşadığınız günlere iyi bakın hiçbir şey olduğugibi süremeyecek aşamaya gelen bir toplumsal yapı oluştu.Ya katliam ve barbarlık, ya devrim ve insanca yaşam.

(20 Ağustos 2012)

118

Page 119: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

RedHack'e Reddiye Düzenlere Gönderi!

Sosyalist hacker grubu Redhack hakkında bir çok şeysöylenmekte. Haklarında söylenenler çoğu zaman sosyalmedyada onları takip etmekle ilgili. İnternetin hızına uygundavranmaya çalışıp ona uygun faaliyet yürütmeyeçalışıyorlar o yüzden de bu süreci anlamaya çalışanlaronları takip etmeye çalışıyor ve yaptıklarını kısa kısadeğerlendirerek gündeme getiriyorlar.

119

Page 120: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack değerlendirmeleri iki temel ayrımda ortayaçıkıyor.

İnternetin toplumsal yaşamın yansıdığı bir alan olduğu vebu anlamda internetin insan hakları, demokrasi vehaksızlığa karşı mücadele etmenin de bir mecrası olduğunudüşünenler Redhack'i takip ederken internet üzerindekendi temsilcilerinden birini görüyorlar. Redhack'de bukonuda sürekli sadece bir temsilci olmaktan öte bir iddiataşımadığını vurguluyor. Kapitalizme karşı mücadelenin de-vrimle çözümlenecek ve sosyalizmle belirlenecek bir mü-cadele olduğu ve bunun hayatın her alanında yapılanmücadeleyle mümkün olabileceği Redhack'in her vur-gusunda var.

Redhack'i bir fenomenolarak değerlendirenbilişim uzmanları,gazeteciler, biliminsanları onud e ğ e r l e n d i r i r k e nyaptıklarının anlamınıda sorgulayıp bunlarhakkında yorumlardabulunuyorlar. Kimihukuki açıdan, kimibilişim teknolojileriaçısından, kimitoplumsal ilişkileraçısında vbdeğerlendirerek Red-hack'i ve onunşahsında sanaldünyanın toplumsaliletişim açısından etki-lerini gündeme

Page 121: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

taşıyorlar. Bu değerlendirmeleri Redhack'in sıkı biçimdetakip edip okuduğu Twitter hesabındaki gönderilerindenizlenebiliyor. Çoğu zaman içinde Redhack'e eleştirel öğelerde barıdıran bu değerlendirmeler Redhack tarafından ka-muoyuna duyurularak açıklık politikasına örnekoluşturuyor.

Redhack değerlendirmelerinde ikinci bir biçimde Redhack'eyönelik körü körüne düşmanlaşmışlıktan başlayıp, kendinikanıtlamaya uzanan bir yol çizen bireycileşme halleriolarak ortaya çıkıyor.

Redhack'e yönelik düşmanlaşma hali doğal olarak onunhedef aldığı kesimlerden başlıyor. Redhack'in hedef aldığıkesimler Redhack'in kurulduğu ilk günden bu yana herzaman haksızlık yapanlardan oluşuyor. Haksızlık yapıpbunu da ellerindeki güce dayanarak dayatanlar Redhack'inhedefi olmaktan kurtulamıyor. Redhack'in hedefine giren-

Page 122: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

lerin ilk tepkisi ise değişmeyen bir kural olarak "küfretmek"oluyor. Evet, ilk tepkileri sadece küfretmek olarak ortayaçıkıyor. Redhack ne zaman bir haksızlığa yönelik birilerininçıkarına çomak soksa ilk tepki bu kesimler ve bunlarlaçıkar ilişkisi olanların küfretmesi olarak tezahür ediyor.(haksızlık yapanlar genelde kendilerini dokunulmazgörmeyi seviyorlar) Bu ilk tepkiler Redhack'in hedef aldığıgüç sahiplerinin sosyal, psikolojik, moral değerlerinin birgöstergesi ve bir düzey belirteci. Bu ülkede güç sahiplerive çevrelerinde topladıkları ilk olarak küfrederek tepkiverirken kendi hallerinin ip uçlarını vererek egemenlerinnasıl bir yapı içinde hareket ettiklerinin de verisini sunuy-orlar.

Küfrün ardından güç sahipleri yapabilecekleri şeyleri el-lerindeki güç mekanizmalarını harekete geçirerek her türhukuku ve toplumsal kuralı hiçe çıkaran bir biçimdeişletmeye geçiyorlar. Bu duruma kısaca "orman kanunu"demek gerekiyor. Redhack bilindiği gibi bir "orman ka-nunu" saldırısı altında. Silahsız "terör örgütü" ilan edildi,ABD kınama mesajı yayınladı, devletçi yayın organları her

122

Page 123: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tür basın ilkesini çiğneyip Redhack'i "terör örgütü" ilan ettivb. Aynı şekilde Redhack'e karşı oluşturulan sanal kontrg-erillalar devreye sokuldu. Kendilerine milli, dini isimler ver-erek ancak ortak söylemde "devletçi heykır" olduklarınıilan eden bilgisayarla bir parça haşır neşir olan milliyetçi,muhafazakar vb tipler devletçe devletçi medya tarafındanparlatılmaya çalışıldı. Bunlar Redhack'in çoğu zaman oironik diliyle "dalgasını geçtiği" olaylar oldu. Bu "standartolağan düşmanlaşma" dışında kendisini muhalif kesimdeilan eden veya öyle olduğunu iddia eden Redhackeleştirmenleri de yeni yeni zuhur etmeye başladı.

REDHACK'E "DERİNLİK" VERME HEVESLERİ VE "DOSTÇA ELEŞTİRİLER."

Redhack uzun yıllardır var. 2012 Yılıyla birlikte ise dahaönce onu görmeyenlerin, göremeyenlerin, bilmeyenlerinde gündemine girdi. 2012 Yılıyla birlikte Redhack daha çokmedyanın gündemine oturdu. Daha önceki yıllarda yaptığısayısız eylemini görmeyen, görmekte zorlanan medya budönemde bu tutumundan vazgeçmek zorunda kaldı. El-bette bu durum Redhack'in bilinirliğini artırmasının yanındaona bazı kişilerin kendi bakış açısıyla eleştirileri de gün-deme getirdi.Redhack uzun yıllar klavye devrimciliğisöylemi ekseninde dönen eleştirilerle karşılaşmıştı.Devrimciliğin "öyle değil böyle yapılacağını" öğütlemeyikendine görev edinenlerin simgesel kavramı "klavyedevrimciliği" etrafında oluşmuştu. 1970'li yıllarda duvarlara

Page 124: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yazı yazmak "duvar yazılamacısı devrimciliği" olarak bazıkesimlerce küçümsenirdi. 12 Eylül darbesinden sonra"duvar yazılaması devrimciliği yapanlar" işkencehanelerdedirenç gösteren ve faşizme karşı savaşımıişkencehanelerde sürdürürken onlara "duvar yazılamasıdevrimcisi" diyenler "birey olmanın erdemlerini keşifyollarına" yönelmişlerdi. Zaman birey olma telaşındaki"eleştirmenleri" alkol duvarları arasında, sistem içinde"tutunmuş" başarılı bunaltılara attı, "duvar yazılaması de-vrimcilerini" mücadelenin sürdürülmesi için sistem içinde"tutunamayanlar"dan olanları fedakarca mücadele içindeolmaya yöneltti. Redhack ilk andan bu yana toplumsal mü-cadelenin bir parçası olmaya çalıştığını ifade etti. Bununmücadelenin bir parçası olduğunu ısrarla vurguladı. Kapi-talizmin yekpare bir yapılanma değil farklı özellikleriolduğunu ve değişim, dönüşüm içinde farklılaşmasını toplum-sal işleyişe de yansıttığını ifade etti. Kapitalizmin farklı ege-menlik biçim ve alanlarında bulunan emekçilerin ona karşıher alanda mücadele etmesi gerektiğini vurguladı. Kapital-izmi, devrimle yıkmayı hedefleyen her sosyalistin gördüğügerçeğe uygun olarak nerede, hangi araçla olursa orada kap-italizme vurmak gerektiği anlayışı Redhack'in gerçeği oldu.

Page 125: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"Klavye devrimciliği" simgesiyle tanımlanacak yeni mü-cadele alanlarını "reddiyeci" anlayışın gerçekliği, aslında bueleştiriyi Redhack'e yöneltenlerin kendi durumlarını ifadeeden göstergeyi ifade ettikleri yıllar içinde sürekli tekrar-larla kendini ortaya koydu.

Redhack bir dil yaratımı ve geliştirmesidir de. Bunu görmekve algılamak ancak toplumsal dönüşümün yasalarıçerçevesinde toplum bilimlere hakim olmaya çalışmaklamümkün olan bir şey. Redhack'e yöneltilen "dostçaeleştiriler" de bunu görmek çoğu zaman mümkün olma-makta. Genel bir "klavye devrimciliği" tiradıyla başlayan"dostça eleştirler" aslında toplumsal dönüşümün yasalarınıalgılamaktan uzaklığın ve sadece popüler gündeme uygunoluşmuş sistemin dayattığı "fikirleri" içselleştirip bunu dabir gerçeklik gibi sunmaya çalışmaktan öte geçememekte-dir. Redhack mücadelenin oluşturduğu dilin ortayaçıkarılmasında bir farkındalık yaratmaya yönelmiştir.Hemen her eyleminde bu farkındalığı vurgulamaya özengöstermektedir. Mücadelenin sıcaklığının yansıması olarakkullanılan dilde ifade edilenler mücadeleyi sadece birdemokratik kazanımı hedefleyen veya bir protestoyu ifadeeden dil olmaktan çıkıp devrimi hedefler özelliktedir. De-vrim bir "umut", "dilek", "güzel bir anmalık" değil aksine

125

Page 126: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yaşanan ve gelen bir süreçtir. Elle tutulur gerçekliği vardırve devrime katılacak olanlar sistemle şu veya bu nedenleproblemi oluşmuş kesimlerin hapsidir. O yüzden Redhackortak dil yaratımında farkındalık yaratmayı da hedeflemek-tedir. Bu dilin yaratılmasında kimi kişilerce "derinlik"bulunmadığı "dostça eleştirisi" bu dostların "devrimi"sadece kavram olarak görüp gerçekliğini hisset-memelerinde gizlidir. "Redhack’in hamasi üslubundanuzaklaşıp biraz daha “okuma yazma” becerisi olan kişilerleteorik zenginliği olan eylemlere yönlenip" (S. Uzunoğlu)diyerek yapılan "dostça eleştiri" görmemenin ve devrimihissetmemenin sonucudur. Teorik "zenginliği" olaneylemlilikler kavramı da eleştirmeye gerek dahi olmayanbir haldir. Lenin'in bir fabrikadaki grev için yazdığı bildirideo fabrikadaki ustabaşlarının nasıl acımasız ve patron adamı

olduğunu anlatması onunteorik "fakirliğinin" değilzenginliğinin gösterge-sidir. Marksistler teorikt a m a m l a n m ı ş l ı kkavramından uzaklardır.Teorik "zenginlikleri" deburadan beslenir. Hayatınher alanındaki müda-haleleri onların teorik" z e n g i n l e ş m e s i n i n "kaynağıdır. Müdahaledebulunulan her alan, birteorik "zenginleşme" veteorik birikime katkınınaracı olarak görülür.("Teorik zenginlik"kavramı kapitalizmeuygun bir kafanın sosyal-izme bakışına has birtanımlamadır Marksistler

Page 127: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

teorik birikim veya teorik derinlik kavramlarını tercih eder.Zenginlik kavramıyla marksist teori kavramı "kendincezenginleştirmeye" çalışmak Marksizmi dışarıdandeğerlendirmenin göstergesi sayılmalıdır.)

"Okuma yazma becerisi olan kesimler" ise sömürge, yarısömürge ülke solcularına has bir bakıştır. Marksistler"okuma yazma becerisi olan kesimler" olarak ortayaçıkarılan "burjuva aydınlanmacı" etkinin hala "sol" içindekendine yer bulup bir de sistemin içinde kendine şu veyabu biçimde yer etmenin aracı kılınan bir okumuşyazmışlığı" değilde devrimi yapıp sosyalizmi kuracak birokuma ve yazmayı tercih etmektedir. Lenin'in bir kitabındayazdığı son cümleler önemlidir. "devrimi yazmak güzel amadevrimi yapmak daha da güzel o yüzden bu kitabı olduğugibi bırakıyorum"Lenin'in butanımlaması onun"okumuş yazmışlığı"küçümsemesi değilaksine bilgiyi yüceltişive bireyle sınırlı biralan olmadığınıntoplumsal bir ürünolduğunun ifadesidir.Teorik derinlik bireyinbilmesi değil aksinebildiğini yansıtıp bunauygun bir mücadeleb i ç i m i n edönüştürmesidir.

Redhack'in sosyalistoluşu ve bir sosyalistinyapması gerekenleriyapmaya çalışması

Page 128: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"kutsal sosyalizm" olarak görülmesi ironiktir. "herkes Red-hack’in metinlerindeki “kutsal sosyalizm övgüsü”ndenbahsedebilir. Bunu doğal karşılamakla birlikte, anlamsızbulduğumu da söylemeliyim. Öyle ki Redhack’in sürekliolarak “benliğini” ön plana çıkaran, mahalle kabadayısı üs-lubuyla sürekli olarak “ben”ini sergileyen tavrı" (s.Uzunoğlu) denerek yapılan "dostça eleştiri" Redhack'insosyalizm vurgusunu ve sosyalizmin tarihsel mücadelesürecindeki vurgularını bilmemek ve sosyalizmkavramından rahatsız olmayı göstermekte. Sosyalizm bir-ilerine göre "kutsal olabilir" ve elbette o birileri her kutsalaolduğu gibi sosyalizm kutsalına da saldırabilir. Sosyalistlerkendi dünya görüşlerini "kutsal" statüsünde görmezler.Bunun dünya görüşlerine zıt olduğunu bilirler. Kutsallıkarayanlar bulsunlar sosyalistler kapitalizmi yıkmayı vesosyalizmi kurmayı maddi bir süreç olarak görürler. Red-hack'in farkındalık yaratmaya çalıştığı dil bazı insanlara"kutsallık ve mahalle kabadayısı üslübu" olarak görünüy-orsa bunda yaratılıp geliştirilmeye çalışılan dilinkapsayıcılığında eksiklik olduğunu görmek gerekir.Kapsayıcı dil kullanımında bu toplumun ortalama eğitim

Page 129: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

seviyesi olan ilkokul 5. sınıf ele alınmamaktadır. AksineLenin'in tanımladığı gibi "sınıfı bilgi seviyemize çekmek"hedeflenmektedir. Bir toplumsal mücadele içinde dilgeliştirilmesi bir arayışın ifadesidir. Kuralları çizilmiş yollarsosyalistlere göre değildir. Aslında hayata göre de değildir.Kullanılan dili bu tarzda ele almak ve bunu "mahallekabadayısı üslübu gibi" değerlendirenlere göre yenidenşekillendirmek değil o mahalle kabadayısı üslübü olarakgörülen dilin aslında bir toplumsal mücadeleye müdahaledili olduğunu anlatmakla mümkün olacaktır.

Bir diğer "dostça eleştiri" konusu Redhack ve onun kendiniifade ettiği mecralardır. Kimi "ağır ol molla desinler" ge-leneksel söyleşisini çağrıştıracak şeyler söylemektedir."Redhack’in yaptıklarını duyurma ihtiyacı olduğunu hiçdüşünmüyorum. Neden mi? Yukarıda da bahsettiğim üzeresosyalizm iddiasında olan ve dava adamı olduklarıiddiasında olan bir örgütün medyayla bu kadar içli-dışlıolması bana pek samimi gelmiyor. Halkın desteğini almayada ihtiyaçları olduğunu da hiç düşünmüyorum. Sadeceyapmaları gereken, kendi üstlerine biçtikleri sol tandanslı

Page 130: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sanal eylemselliği gerçekleştirmek olabilir ancak…" (E.Köksal) Toplumsal mücadeleden bu kadar uzak bir halitanımlamak zor. "Öyle değil böyle yapmalılar" demeyi birgörev edinen ve bu olmayınca da ortalığı yıkmaya kararveren toplumsal mücadelenin dışında olan"bireycileşmelerin" örnekleri çok fazla. Redhack sessizsedasız yapacağını yapsın sonra da köşesine çekilip otur-sun demek olan bu yaklaşım devletin oluşturmak için çokuğraştığı bir kafa yapısının ürünü. "Sadece görevi olan şeyiyapsın başka da bir şeye karışmasın o da kim oluyor diyenkişi" hani hayatın her alanında karşımıza çıkan markettekasiyeri yavaş hareket ettiği için azarlamayı kendine görevedinip kasiyerin hasta, rahatsız olabileceğini kısaca, insanolduğunu görmeyen veya işyerinde patronuna beyefendi,hanımefendi derken aynı işyerinde temizlik görevlisinesadece "efendi" diyen bir Kemalist aydınlanmacı anlayışı.Elbette Kemalizmden gelip oradan uluslararasıaydınlanmacılıkla Kemalizmi reddedebilir ama bu yaklaşımonun sistemin üretmek için yıllardır uğraştığı tipolojiolduğu gerçeğini değiştirmez. "sol tandanslı sanal

Page 131: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

eylemlilik" gibi ucube bir tanımla Redhack'i kişisel egosunutatmin etmediği için eleştirmeyi ama "dostça eleştirmeyi"görev edinenler "sol tandanslı eylem" kavramı üret-melerinin insan eylemliliklerini "sol tandaslı"yapmayacağını bilmeleri gerekmektedir. İnsanlar sınıflıtoplumlarda iki ana gruba ayrılır ezenler ezilenler diye.Eylemleri, yaptıkları bu kategoride değerlendirilir. Mark-sizm şu an insanoğlunun ürettiği en gelişkin toplumsalanlayışıtır daha gelişkini hala çıkmamıştır. Bu çerçevedebakmak yerine burjuva popüler kültürün kafalara zorlaçakarak ezberlettiği kavramlarla sosyalistlere bakmaksadece tuhaflıklara yol açmaktadır.

"Dostça eleştirler" çoğu zaman gerçeklikle bağını sadecegördüğü kadarıyla kuranlardan gelmekte. Bu gördüğümünzamana yayılmış süreci nedir, sonuç olarak gördükleriminnedenleri nedir, sorularını sormadan, o an gördüğükadarıyla değerlendirmek bir sistem hastalığı olarak kronikbir hal almıştır. Toplum bilimlerinden kopukluğun göster-gesidir. Bilmeden bilmek, bilmenin gerektirdiği süreçtenkaçınmak. Kimi Redhack'e destek verenler üzerinden Red-hack'i "dostça eleştirmekte", kimi Redhack'inyaptıklarından sadece görebildiği bazı şeylere bakarakeleştirmekte.

131

Page 132: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Twitter üzerinde Redhack'i destekleyenlerin kimliğine göreRedhack'e yönelik eleştiri yağmuru hep olmuştur. KimiTSK'yı hackleyince Redhack'e milliyetçilik damarlarıkabararak saldırmış, kimi Ertuğrul Kürkçü mecliskürsüsünden "Hiçbir şey gizli kalmayacak çok şükür Red-hack var" dediği için Redhack'i Ertuğrul Kürkçü üzerindeneleştiri yağmuruna tutmuştur. Kimi de Redhack "terörörgütü ilan edilince onun Twitter hesabını takip etmektençekinenler olduğu gibi onu takip etmeye ve destek çıkmayabaşlayan sosyal medya fenomeni Hilal Cebeci üzerindeneleştirmiştir. Redhack'in Hilal Cebeci tarafından takip edilipbazı twitlerle desteklenmesinde Redhack'in kadınasaygısızlığını çıkarmış, kimisi "İşte, “ateş isteyene cehen-nem olup gelen” RedHack’in politik derinliği!." (kadraja-girmeyen) diyerek Hilal Cebeci üzerinden Redhack'inpolitik derinliğini ölçmeye çalışmıştır. (Politik zenginlikdeğil:)) derinlik)

Redhack çarpıtılmış algılara da bir saldırıdır. 12 Eylül Faşistdarbesinin ardından devrimcilere "dostça eleştiri yapanlar"tarafından "bir kuşağı kaybedebiliriz" denen tespitleryapılırdı. Devrimciler buna karşı ne yapılabilinir sorusunusorduğunda "dostça eleştiri" yapanlar tarafından

132

Page 133: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yalnızlaştırılırlardı. Yalnızlaşma sürecinde de olsa devrim-ciler "bir kuşağı" 12 Eylül faşist generallerine kaptırmamakiçin uğraştılar ve bunu da başardılar. 12 Eylül faşist gener-allerine kapılanlar "dostça eleştirenler" oldu. Süreçte de-vletin baskısıyla sosyalizm bilgisi ve devrim algısıçarpıtılmaya çalışıldı ve bu popüler kültürle beslendi.Sokağa demek için, bunu daha anlaşılır gösterebilmek için"bir kapitalist tekelin sloganından örnek alalım: “Sokağaçıksana! Hayat sokakta!” Emin olun sokaktan, hayatın için-den gelen ve sokağa, hayata çağıran bir sosyal medyamacerası, çok daha anlamlı ve takip edilesi olur!" (kadrajagirmeyen) diyerek kapitalizmin egemenliğininkutsallaştırılması, evet kutsallaştırılması yapılır hale geldi.Devrimcileri yok sayan sadece protest tepkilerle insanlarınsokağa çıkabileceğine inanan bir algının bu yansıyışı de-vrim ve sosyalizm bilgisinin çarpılmasını göstermektedir.İnsanların ancak kapitalizmin ürettiği algılarlaanlayabileceğini düşünmek kapitalizme karşı mücadeleninFukuyama gibi tarihin sonuna gelindi demek ve tarihin so-nunda bari protesto yapalım demek gibidir. Redhack insan-lara değer verir. Hepsine mi değer verir. Evet Redhackinsanların hepsine değer verir. (yaşayan her şeye değerverir demek daha doğru bir tanım olacaktır) İnsanlarınkapitalizm içinde savruluşlarını görmeye çalışmanın veonları olduğu yerde değil, olduğu yere geliş koşulları içindeve yönelebileceği yere göre anlamaya çalışır. Diyalektikdüşünme yöntemi sadece felsefi bir söz değil aklın engelişmiş düşünme yöntemidir.

İnsanlara bakmak, görmek ve onları yargılamamak onlarlahayatın bir parçasında bir şeyler yapabilmek önemlidir,hem de çok önemlidir. Elbette kişilere bakarak ve bu kişilerüzerinden bir sistemi, bir dünya görüşünü yargılamakgünümüzdeki çarpıtılmış toplumsal algının modasıdır.Simgelerle yargılamayı ve sonuçlar ilan etmeyi fikir zan-netmenin moda olduğu yerde simge olarak tanımlananların

133

Page 134: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bile tanımının yapılamaması ve kişiye özel bakışın dünyagörüşü sanılması sistemin çarpıttığı algıya örnektir. Red-hack'i şu kişi destekliyor o zaman Redhack şudur demekdüşünmeyip sitemin zorla dayattığı ezberlerle idare et-menin göstergesi olarak okunmaktadır.

Gördüğü kadarıyla Redhack'i "ulusalcı, milliyetçi, Kürdçü,vatan haini ilan etmek düşünmeyip devletin zorla ezber-lettiklerini düşünceymiş gibi savunmaktan öte bir anlamtaşımamakta.

Page 135: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Tipik düşünmeden düşündüğü sanan, bilmeden yargıyavaran bir örnek olarak E. Köksal'ın dostça eleştirisinden birbölüm "Redhack’in salt olarak AKP karşıtlığından demvurması ve sosyalizm vurgusundan çok AKP düşmanlığıüzerinden kendisine bir yol açması üzerinden yapılıyor.Özellikle ‘ulusalcı’ cenahın bu konuda desteğini tümüylealan Redhack, geçtiğimiz günlerde ‘Cemaatin lideri’ olarakgörülen Fethullah Gülen’in sitesini hacklemeleriyle birlikteepey alkış topladılar. Hızla kutuplaşan Türkiye’de cemaatitek düşman olarak görmek ve cemaat mensuplarını herşeyden sorumlu tutmak ancak ulusalcı bir cehaletin ürünüolabilir. Türkiye’de bugüne dek nasıl bir iktidar sorunsalıyaşadıysak, benzerini yine neo-kemalist bir bilinç ile AKPdöneminde yaşıyoruz. Sosyalizm iddiası bulunan ve herdefasında “en birinci devrimci biziz” şeklinde açıklamalaryapan Redhack’in bir topluluğu düşman ilan ederekinsanları kutuplaşmaşmaya sürükleyerek nefret pom-palayan birer kindara dönüşmesine yol açması sol vesosyalizme ne katacak? Merak ediyorum…" Tuhaf bir haldirE. Köksal en azından Twitter dostu olan S. Uzunoğlu Red-hack "sosyalizmi kutsallaştırıyor" diyecek kadar sosyalizmvurgusundan şikayet ederken Redhack'in sosyalizm vur-gusunu az yaptığından aynı günlerde dem vurmaktadır.Demek ikisinden biri yanılmaktadır veya her ikisi de"dostça eleştiriyle" kişisel gösterge sunumunukarıştırmakta. Sosyalizm bilgisini burjuva dayatmalarınınçarpıtılmış hali zannetmek moda. Elbette sosyalizmedüşman post anarşistlerin (gerçek anarşistler konuedilmemektedir) ortalığa saçtığı anti-komünist söylemlerlekomünizmi öğrendiğini düşünenlerin sosyalizm bilgisinesahip olmamaları doğaldır. Redhack bir sitemleuğraşmaktadır "dostça eleştiri" yapanların kaçırdıkları konubudur. Sistemi yıkmak ve yerine sosyalizmi kurmak iste-mektedir. Kapitalizmin yıkılabilir bir şey olduğunu bilmek-tedir. Her sosyalist, devrimin çocuklarına veya torunlarınamiras bırakacağı bir görev olduğunu düşünmez. Aksine de-

135

Page 136: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

vrimin kendi görevi olduğunu düşünür ve devriminolanaklarını yaratmaya çalışır. Devrim şu veya bunu yap-mak değildir. Devrim, kapitalizme karşı saldırılacak heraraçla saldırmak ve her gün saldırabilmektir. O yüzden red-hackerlar devrim her gün yaptıklarımızdır lafını severler.

Page 137: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

NOT: Anadolu'da bir deyiş vardır "Öküze laf anlatılmazanlına sopayla dürtmek gerekir" denir. (Güzel bir sözdeğildir hayvanlarla ilişkili hoş şeyler anlatmamaktadırancak bir durumu özetlemek açısından "özlü sözlerle"düşüncesini anlatmaya yönelenlerin bu sözü sevebileceğiriskini de göze alarak söylenmiştir.)

1- Redhack teorik derinliğin, genişliğin, birikimin öneminiyaptıkları içinde şekillendirmektedir. (zenginleşme kavramıhala yanlıştır:))2- Devrim sadece bir söz değildir her günün konusudur veyapılabilir bir erimdedir.3- Sadece yaşamımızın içinde size ulaşan bilgiler ve görüpbildiğiniz değil araştırıp inceleyip bulacaklarınız sizegerçeğin kapısını aralar4- Redhack sistemle uğraşmaktadır. Sitem içindeki az kölesahibi ile çok köle sahibi arsasındaki kavgada hiçbir kölesahibini savunmaz tüm köle sahiplerine karşıdır.5- Sosyalizm bir anmalık ve vurgu değildir. İnsanlığıntoplumsal gelişiminde zorunlu olarak uğrayacağı birduraktır.6- Devrim her ülke ve bölge şartlarına göre kendine özgünyoldan gider ve devrimci süreç bu ülkede sitemle sorunuolan herkesi kucaklayan bir yaklaşıma ihtiyaç duymaktadır.7- Redhack sosyalisttir. Bu ülkenin devrimci sosyalistleridevlet üretimi ideolojik ürünlerle işini bitireli çok olmuştur.Sadece yeni çıkan belgeler bilgiler ışığında yeni katkılarladevlet üretimi ideolojilere karşı yeni argümanlarlauğraşmaktadır.8- Redhack, sistemin zorla dayattığı düşünme şekilleriyleRedhack'i yargılamaya çalışanlara sadece kendiniziözgürleştirin demektedir.9- Kapitalizmden zarar gören ve ona karşı olan herkesRedhack'in ilgi alanındadır. "Dostça eleştiri"lere açık veonları değerlendirecek durumdadır.10- Liberal "fikirler" vb leri bizim gibi ülkelerde "solculuk"

137

Page 138: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sayılmaktadır. Öyle değildir zaman geçip mücadelekızıştıkça mücadele içinde olanlara karşı çıkmakla kendinivar edebildiğinden onların gerçek hallerini görmek yakındönemin konusu olacaktır.11- Redhack'in yaptıklarını iyi okuyun içinde gönderilerdoludur. (Göstergebilimci Umberto Eco'nun FaucaultSarkacı ve Önceki Günün Adası öneridir. Karl Marks'ın Kap-ital'ide sadece sanıldığı gibi bir ekonomi kitabı değildiyalektik materyalizmin anlatıldığı bir serüvendir...)12- Redhack bir kahraman değildir, ne Zorro'dur ne deKara Murat. Devrimcileri unutup "solculuk" yapanlar de-vrimcileri gördükçe bu sanıya kapılmaktadır.13- Sitemin hastalıklı üretimleriyle toplumsal olaylarabakanlar sosyalistleri de devrimcileri de anlamakta herzaman sorun yaşamışlardır. Devletin 12 Eylül şiddeti ve 19Aralık katliamlarıyla yok ettiği düşünülen devrimciler haladirençle vardırlar.14- Devrim neşesi üzerinizde olsun. Mücadele hayatıntemelidir. (bu göndermeyi anlayamayanlar için diyalektik-teki karşıtların birliğinin ifade edilişi)

(31 Temmuz 2012)

Page 139: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Sürgü’de, Maslak’ta Linç Saldırısı Devlet İşi!

Linç çeteleri

Geçen yıl yine bu aylarda Zeytinburnu'nda faşist linççeteleri ortalıkta gezinip linç edecekleri Kürtleri arıyorlardı.Bilinmeli ki aslında ülkenin her tarafı linç çeteleşmeleriyledoldurulmuş durumda. Mayıs ayında Cumartesi AnneleriMehmet Ağar'ın köşkü olarak tanınan Aydın'ın YenipazarCezaevi'ne Mehmat Ağar'ın göstermelik yargılandığını be-lirtmek için "Peşindeyiz" diyerek bir ziyaret düzenlemişti.Yenipazar cezaevi önüne gelen Cumartesi Annelerine obölgede faşist saldırı girişimleri olmuş ve Cumartesi An-nelerine gözdağı verilmek istenmişti. Yenipazar'da bir linççetesi hemen hortlamış ve saldırganlıklarınısergilemişlerdi. Faşist linç çetesinin saldırganlığı bu ülkeninyasalarına göre suç ama bu linç çetesinin tüm üyeleribaşlarındaki Korkut Eken dahil suçları ve kim olduklarıbilindiği halde hiçbir soruşturma yapılmadı. Aydın'dauykuda tutulan ırkçı faşistlerden oluşturulmuş "kontrgerillahücreleri" Mehmet Ağar için "uykudan uyandırılmış" veCumartesi Anneleri'nin üzerine salınmıştı.

139

Page 140: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Malatya'nın Sürgü beldesinde bir kaç gün önce alevi bir ail-eye linç saldırısı yapıldı. Gerekçe her zamanki gibi "toplum-sal değerlerin hassasiyeti" oldu. Ramazan davulu çalankişinin alevi olduğunu bildiği ailenin evi önünde ısrarla vebitmek bilmezce davul çalmasına "kardeşim biz oruç tut-muyoruz bu evin önünde ısrarla davul çalma" denmesi"milli, dini hassasiyetleri" harekete geçirmiş ve lincingerekçesini oluşturmuştu. Bölgede uyuyan faşist "kontrg-erilla hücresi" uyanmış ve harekete geçerek alevi aileyi linçetmeye girişmişti. Suriye'ye karşı oluşturulmak istenensavaş ortamına bir türlü giremeyen ülke halkının bu tarzçatışmalarla hazırlanması senaryolarında faşist "kontrger-illa hücreleri" tekrar devreye sokulmuştu. Sürgübeldesinde dirençli bir Alevi aile ve medyanın tüm görmez-den bilmezden gelmesine rağmen sosyal medya üzerindenoluşturulan kamuoyu tepkisi linç saldırısıyla hedeflenentoplumu savaşa hazırlama oyununu boşa çıkardı. Devlettarafından organize edilen Malatya Sürgü olayı yine devlettarafından 2 kişi arasındaki bir olay büyütmeye gerek yokdenerek üstü örtülmeye çalışıldı.

140

Page 141: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Dün gece İstanbul, Şişli, Maslak'ta faşist bir güruh Kürtişçilere saldırdı. Bu kez gerekçe, "kızlara laf atıldı" oldu.Devletin lanetli ilan ettiklerine saldırmak için gerekçe herzaman her çeşidiyle mevcut. Bu gerekçe olmasa başkagerekçe olacak. Söylenen gerekçenin doğruluğuna bilegerek yok. Maslak'ta uykudaki faşist "kontgerilla hücresi"uyandırılıp devreye sokuldu. Devletin lanetlediklerine karşısaldırı düzenlemek ve onları linç etmek nasılsa hiçbirsoruşturmaya ve cezaya tabi değil.

Toplumun her alanına sızmış bir faşist devlet yapılanmasıvar. Bu linç saldırıları faşist devlet yapılanmasının toplumunher alanında bulunduğunu ve "kontrgerilla yapılanmasının"harekete geçmeye hazır tutulduğunu gösteriyor. Daha çokMHP, BBP, AKP gibi sağcı faşist partiler etrafında örgütle-nen bir kontrgerilla hareketi toplumun her alanına sızmışdurumda. Günlerini "milli, dini değerlere" sahip çıkıyoruzdiyerek oluşturulan derneklerde kumar oynayıp nereleriyağmalayalım diyeçıkar peşinde koşanlümpenlerde bufaşist partilerle bir-likte kontrgerillaörgütlenmesininm e r k e z l e r i n io l u ş t u r uyo r l a r.Semtlerde devrim-c i l e r i n"uyuşturucuya veyozlaşmaya karşımücadele" etkinlik-leri aslında linççetelerini oluşturanuykudaki kontrger-illa hücrelerininsıradan faaliyetler-

Page 142: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

ine yöneliktir. Toplumdaki uyuşturucu trafiği ve her türyağma vb türde adi suçlar devlet adına çalışan bu kontrg-erilla hücrelerinin işidir. Devletin denetimi ve gözetimialtında bu adi suçları bu kadar yaygın olarak işleyip hiçbirşekilde kovuşturmaya uğramamaları kontrgerillayapılanmasının özelliğidir.

Linç çeteleşmesi sanıldığı gibi bir anda oluşan bir tepkisonucu değildir. Aksine var olan bir yapılanmanın doğalsonuçlarından biridir. Bu linç çetelerinin oluştuğu her yerdefaşist yapılanmaların doğrudan devletle ilişkisi olduğusıradan bir gözlemle bile ortaya çıkmaktadır.

LİNÇ ÇETELERİ NİYE YAKALANMAZ NİYE YARGILANMAZ

Devletin karanlık bir linç geçmişi var. En karanlık linçolaylarından biri olan 6-7 Eylül olaylarında linççeteleşmelerini harekete geçiren provokasyonu(gerekçeyi) yaratanın bizzat devletin kendisi olduğu ortayaçıkarılmıştı. Atatürk'ün, Selanik'teki evine bomba atan MİTmensubunun daha sonra bu ülkede vali olarak atandığıbiliniyor. Maraş'ta, Sivas'ta, Çorum'da linç çeteleşmelerinindevlet tertibi olduğu ortaya çıkarıldı. Faşist güruhlarınsürüler halinde devleti için cinayetler işlediği her linçolayında devletin koruması altında olduğu biliniyor. Daha

Page 143: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

geçen yıl Zeytinburnu'nda günlerce süren linç saldırılarındada devletin organizasyonu olduğu görüldü. Linççeteleşmelerinde yer alanların bir kısmının yakalanması vesorgulanıp yargılanması devleti işaret edecek kontrgerillaörgütlenmesini açığa çıkaracaktır. O yüzden de devlet linççetelerine dokunmamayı tercih etmektedir. Kendisinedokunulmayacağı garantisi olmadan linç çeteleşmelerininoluşmayacağı, oluşturulmayacağı bir toplum modelimizvar. Korkak, kişiliksiz ve güçlü karşısında köpekleşipgüçsüz karşısında canavarlaşan bir ırkçı faşist tipoloji var.Bu faşist sürülerin lince yönelmesini teşvik eden en temelgüdü yaptıklarının hesabının sorulmayacağı güvencesi. De-vletin faşist linç çetelerinin açıkça suç olan fillerine gözyummasının temel nedeni de bu çeteleri kendisinin organ-ize etmesi olduğu kadar, her zaman bu linç çetelerineihtiyaç duyacak bir yapılanmada olmasıdır da.

Faşist linç çetelerinin karşısında onları tespit eden ve on-lardan hesap soran bir halk gücü yakın dönemin konusuolacaktır. Devletin toplumun her alanına sızdırdığı iç savaşörgütü faşist kontrgerilla hücrelerine karşı halkın kendinisavunacağı ve devletin kontrgerilla hücrelerinicezalandıracağı yapılanması 1970'li yıllarda ilk adımlarınıatmıştı. Yakın dönemde linç çeteleşmeşlerinde yer alanlarıhalkın cezalandıracağı olayları görmek mümkün...

Page 144: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Aşağıda Ekşi Sözlük'ten "taksimin delisi cenk" rumuzluyazarın İstanbul, Şişli, Maslak'ta faşist linç saldırısının nasılolduğu konusunda gözlemi yer almakta. Dışarıdan birbakışla bile linç saldırısında devletin doğrudan sorumluolduğu belgelenmekte:

"yaklaşık saat gece 12 sularında ayazağa stadı'nın orada toplanan yaklaşık200 kişilik grup hızı bir şekilde tekbirler ve bağırışlarla işçilerin kaldığıbarakaların yönüne doğru ilerledi. işçiler zannedersem uykudaydı çünkü tepkivermeleri biraz zaman aldı. ayazağa'lı grup işçilerin bulunduğu barakalara 150metre kadar yaklaşınca, işçiler bir anda barakalarından fırlayıp ayazağa'lılarınüzerine doğru koştu. bu sırada ayazağa'lı grup geri kaçtı ve iki tarafın arasında500 metre bir mesafe oldu. o sırada seri bir şekilde işçilerin barakaları taşyağmuruna tutuldu ve işçiler de buna aynı şekilde karşılık verdi. olay yerinegelen 8-9 polis arabası ilk başta aralarına girdi fakat sonra çok güzel bir şekildekenara çekilip olayları izledi. durum böyle devam ederken polisler 10-12 arabaoldu, bu da daha fazla seyirci demek tabii. en sonunda akrep gelip ayazağa'lıgrubu biraz dağıttı. yeterli olamadı ki 2 dakika sonra olaylar tekrar başladı,toplu bir şekilde barakalar yönüne doğru saldırı başladı. iki taraf da birbirineatmadığı şeyi bırakmadı. daha sonra çevik kuvvet geldi ve ayazağa'lı grububiraz iterek tampon bölge oluşturdu. tabii bu oluşturdukları ''inanılmaz barikat''5dk falan sürdü, ayazağa'lılar kolaylıkla aşıp tekrar saldırıya geçti. geripüskürtülünce de biraz dağıldılar. ancak 5 dakika sonra inanılmaz çoğaldılar,lastikleri ve çöpleri yakıp ateşten barikat yaptılar. 10 dakika sonra çevik kuvvetateşi söndürdü ve tekrar barikat kurdu. aynı zamanda işçilerin tarafına da birbarikat kuruldu. ayazağa tarafındaki barikat gittikçe işçilerin tarafına doğruitilmeye başlandı ve polis neredeyse bu duruma hiç karşı koy(a)madı. bu sıradaişçilerin tarafındaki polisler kendilerinin barakalarına geçmesini istedi. işçilerduruma direnince de bir arbede başladı. bunun sonucunda da gaz/sis bombasıattılar. hal böyle olunca bu sefer de işçiler ve polis arasında çatışma çıktı, işçilertaş yağdırdılar. bunlar olurken diğer tarafta ayazağa'lılar çok güçlü bir şekildealkış tuttular bu duruma.daha sonra olay yerine 2 adet panzer geldi ve tamponbölgede durdu. daha sonra sanırım ikna çalışmaları ile ayazağa'lı grup gittikçedağılmaya başladı. bunu gören işçiler de yavaş yavaş kendi yerlerine geridöndüler ve olaylar şu anda yatıştı."

(31 Temmuz 2012

144

Page 145: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Suriye ve Savaş Çığlıkları Atanlar!

Suriye'de bakanlara karşı düzenlenen bombalı saldırınınardından gelişmeler "kaçınılmaz bir savaşa" işaret etmeyebaşladı. Artık "yalan ve dezenformatik haberciliğin her türayarının kaçırıldığı" bir medya bombardımanı sürmekte.Kimin ne dediğinin belli olmadığı, her tür yalanın haberdiye servis edildiği bir süreç medyada işletiliyor. Dünyaçapında işletilen bu "dezenformasyon haberciliğine" yerlimedya organları da bire beş katarak eşlik ediyor.

Suriye üzerinde kirli bir savaş yürütülüyor. Bu savaştaSuriye'yi ele geçirmek ve "yeni" bir Ortadoğu inşa etmekisteyen emperyalistlerin kirli tezgahı uluslararası her türkural ve yasayı hiçe sayarak bir orman kanununu yürülüğesoktu. Kirli savaşın "önemli aktörlerinden" olmaya çalışanTürkiye'de her tür yasadışı çalışmanın içinde devlet olarakyer alıyor ve bunu da açıkça ilan etmekten çekinmiyor.

145

Page 146: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Suriye'de birçok cinayet olayına karışan "el-kaide" olduğuiddia edilen kişiler Türkiye'de rahatça hareket ediyor veSuriye'deki eylemlerinden sonra Türkiye'de dinlenceyeçekilebiliyorlar. Başbakandan bölgedeki yerel yetkililerinekadar Suriye'de sürekli tansiyon yükseltme çalışması tamgaz sürdürülüyor.

AKP eliyle darbe yapıp iktidarı ele geçiren asker sivil faşistgrubu yüzde 50'lik oy oranına güvenerek bir savaşa girm-eye hazırlanıyor. Bu savaş için de kamuoyunu alıştırma vehazırlama faaliyeti medya üzerinden yürütülüyor. "Şeytan"gibi gösterilmeye çalışılan Beşar Esad'ın kısa süre önceBaşbakan Erdoğan'ın "yakın dostu" olduğu unutturulmakisteniyor. Ülke içinde ekonomik, sosyal, toplumsal herişleyişte köşeye sıkışan AKP eliyle darbe yapanlar kesimisavaş çığlıkları atıyor. Ülkenin "normal" şartlardailerleyeceği bir hali kalmadığını tespit ediyorlar ve bundandolayı savaş dönemi uygulamalarına ihtiyaç duyuyorlar.Tek istekleri kısa zaman içinde Suriye de bir savaşın içinegirmek. Suriye içinde oluşturulmaya çalışılan darbe,kargaşa vb ile Suriye yere serilemezse yakın dönemdeTürkiye'nin de içinde olacağı bir savaş AKP eliyle darbe ya-panlarca kaçınılmaz kılınmak isteniyor.

Page 147: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

SURİYE'DE KÜRTLER VE KENTLERİ

Suriye'de yaşayan Kürtler uzun zamandan bu yanasorunlarla boğuşuyorlar ve Suriye üzerinde oynananoyunda kolayca gözden çıkarılacak piyonlardan olmakistemediklerini ortaya koymaya çalışıyorlardı. Son birkaç gündür Suriye'de yaşayan Kürtler yapabildikleriher kentte, yönetime el koymaya başladılar. Buyaptıklarıyla aslında hayatları üzerinden kumar oynay-acak olanlara dur demek istediler. Kendi kentlerineyönelecek her tür saldırganlığa karşı savunma içindeolacaklarını ve hiç kimsenin piyonu olmayacaklarını ilanettiler. Bu durum Türkiye ve müttefiklerini rahatsızeden bir gelişme oldu. Kürtlerin kendi güçleriyle ortayaçıkmaları ve her geçen gün güçlerini arttırmalarınayarayacak olması Kürtlere karşı "yokedici veya eritici"politikalar inşa edenleri daha çabuk olmaya sevkede-cek bir unsur olarak ortaya atıldı. Kürtlerin var olangüçleriyle ortaya çıkıp kentlerde yönetimleri almalarıSuriye'ye yönelik hazırlanan emperyalist komplonunengellerinden biri olmaya aday.

Page 148: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

SURİYE'DE İÇ SAVAŞ İSTEYENLER

Suriye'de bir iç savaş, Suriye halkları, bölge halkı ve Suriyeyönetimi dışında olan her gücün dileği gibi görünüyor.Çıkacak bir iç savaşın ardından Suriye'de yönetimin değişipdeğişmeyeceği Şam'da patlatılan bombalarla ölçülmeyeçalışılıyor. Savaşa endekslenmiş kirli oyunlarda görev alanmedya bir iç savaş çıkmasının hesaplarının yapıldığıpaçavralara dönüşüyor. Turgut Özal'ın yıllar önce ABD'ninIrak işgali konusu gündeme geldiğinde "bir koyup üçalacağız" hesapları medyada bu kez Suriye üzerindenyapılıyor. Ortada yağmalanacak bir bölge, bir halk veyeniden dizayn edilecek Ortadoğu'dan pay kapma kavgasıher tür akıl dışılık ve vicdansızlıkla sürdürülüyor.

"Büyük gazeteciler, büyük politikacılar" Suriyeden düşecekaslan payının emperyalstlerin olacağını ama Türkiye'ye debir kedi payı düşeceğini hesap edip düşecek kedi payınıiştahla anlatıyorlar.

Suriye parçalanmaya çalışılan bir ülke. Parçalanmayaçalışılan, gösterilmeye çalışıldığı gibi Beşar Esad iktidarıdeğil. Suriye'nin bizzat varlığı ve insanları. Yenikatliamların kapısını ardına kadar açıp bu katliamlar içindeyeni nüfuz alanları oluşturmak isteyenlerin kanlı hesaplarısürüyor.

Page 149: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"Mardin'de Suriye sınırına demiryoluyla büyük askerisevkıyat yapıldı. Demiryoluyla Suriye sınırındaki Nusaybinilçesine gönderilen füze bataryaları ve askeri araçlar, genişgüvenlik önlemleri altında tren garına getirildi.Askeri araçlar burada vinçlerle 2. Hudut Taburu KenanDalbaşar Kışlası'na indirildi. Askeri araçların 2. Hudut TaburKomutanlığı'ndan sınır birliklerine dağıtılacağı öğrenildi."şeklinde kısa askeri hareketlilik haberleri bir Suriye saldırısınınön hazılıkları olarak her gün lanse ediliyor. Ya da "Suriyeaskerleri sınırda Türk tırlarını yaktılar." veya "Türk bayrağınıindirip kendi bayraklarını astılar" vb haberleri artarak sürüyor.

SONUÇ

Suriye'de kanlı bir karmaşa sürüdürülüyor ve emperyal-istler kiralık katillerle Suriye'de bu karmaşanın sürmesinihız kesmeden devam ediyorlar. Kanlı oyunun yeni evresi,Suriye'de durmak, dinmek bilmeyen patlamalar ve iç savaşçıkarmak olarak görünüyor. İsrail'in, Irak'ın ve Türkiye'ninSuriye sınırlarına "sevk ettiği" silahlar, birlikler iseSuriye'de oluşturulmak istenen iç savaşı körüklemeninaracı olmaya devam ediyor. Suriye'de bir iç savaş çıkar vebunda da emperyalistler başarılı olamazsa Türkiye'de AKPeliyle darbe yapan asker-sivil darbeci grup "gelişen ülkeninhakkı" diyerek Suriye'ye girmeye hazır görünüyor.Ortadoğu'nun kanlı şafaklarına yeni bir kanlı şafak eklemekisteyenler her gün uğraşıyor Barış isteyenlerin de barışıdile getirmekten öte barışı zorlayacak yolları yaratmalarızorunludur. Barış sözlerle değil savaş isteyenlere karşı du-rarak, onları engelleyerek mümkündür.

(22 Temmuz 2012)

149

Page 150: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Sadece Egemen Medyayı İzliyorsanız ya Aptalsınız ya da Alçak!

Medya her zaman yaptığını bu kez Diyarbakır'da düzenle-nen 14 Temmuz Mitingi için yaptı. Medya açısından ipinucunun kaçtığı ve AKP'nin taktığı "tasmalara" iyice alışıldığıbir kez daha ortaya çıktı.

Hürriyet gazetesi: "Mitingte ardebe" demekle yetinip,Diyarbakır'ın dün bir polis saldırısı altında olduğunugörmezden gelmiş. Kentin her yeri ve her insanı polisinsaldırganlığına maruz kaldı ve 12 Eylül 1980 darbesinin ilk

150

Page 151: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

günlerini aratan durum vardı. Hürriyet her zamanki gibibunu görmemiş.

Sabah gazetesi: Diyarbakır'da olan olayları 1. sayfasına al-maya gerek bile duymamış.

Milliyet: "14 Temmuz meydan savaşı" başlığı atmış vearaya da konuyla ilgisi olmayan "PKK ateş açacak" altbaşlığı koymuş.

Posta gazetesi: "İzinsiz mitinge polis engel oldu, olaylarçıktı." demiş ve 1.sayfasında "küçük" olarak yer vermiş.

Haberturk gazetesi: "Diyarbakır'da izinsiz gerilim" başlığını1. sayfasında "küçük" haber olarak vermiş.

Zaman: "Yasaklı mitingDiyarbakır'ı karıştırdı." başlığıatarken diğer gazeteler gibi1. sayfada "küçük" haberolarak görmüş.

Vatan gazetesi: "Mitingsavaşı" diyerek birinci say-fada "küçük" haber olarakvermiş ve haberinayrıntılarında marketleryağmalandı diyerek konuyupolisin müdahalesi haklıydıdemeye bağlamış. Haberinhemen altında ise "toplummühendisliğiyle" uğraşanlarıda kıskandıracak bir cinlik ya-parak çatışmada ölen asker-lerin haberini koyarak iki olayıbirleştirmiş.

15

Page 152: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Taraf gazetesi: Gaz ve cop diyarında başlığını uygungörmüş haberi "Kato'da çatışma" haberiyle beraber ver-erek Kato'da çatışmada ölen iki uzman cavuşlabirleştirmeyi tercih ederek "yandaş medyanın" izlediği yoluizlemiş.

Bugün gazetesi: "Diyarbakır'da yasaklı miting olaylı geçti"başlığı attığı "küçük" haberde polisin kendisine saldıranlarakarşı savunmada olduğu şeklinde geçmiş haberini.

Güneş gazetesi: "BDP Provakasyonu" diyerek haberi 1.sayfasından resimli olarak vermiş ve resimde yanan aracınpolisin attığı gaz bombası sonucu tutuşarak yanan araçolduğunu atlamış.

Akit gazetesi: Gelişen olayları tam 180 derece farkla görüp"BDP'li vekiller polise saldırdı" demeyi tercih etmiş.

Egmen medyanın geneli bu tarzda gelişen olayları yagörmezden gelerek ya da "nefret kültürüne" uygun tarzdagörmeyi ve Kültür Bakanı Günay'ın arada bir yaptığı veartık bir pişmanlık klasiği sayılan "içim sızlıyor, içime sindi-remiyorum" şikayetlerini manşete taşımayı tercih etmiş.

14 Temmuz günüDiyarbakır'da mitingyapmak için başvuranBDP ve DTK'ya valilik"ortalık karışır" min-valinde bir söylemleizin vermemiştir.Diyarbakır Valiliğiyaklaşık 1 yıldır BD-P'nin düzenlemekistediği hiçbiretkinliğe izin ver-

Page 153: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

memektedir. Diyarbakır'da BDP, Valilikçe her yapmakistediği yasaklanan parti durumundadır. BDP'nin düzenle-mek istediği her etkinliğe yasaları da hiçe sayarak engelolmak 1 yıla yakındır devam etmektedir. İlan edilmemiş birdarbe ortamı işletilmektedir.

Medyanın bunu görmemesi, bilmemesi ise sadece"tasmalı" oluşuyla alakalıdır. "Tasmalı" medya dünDiyarbakır'da işlenen sayısız "insanlık suçunu" görmemeyibecermiş ve bunun üstüne de estirilen devlet terörünü dehaklı çıkaracak asparagas haberlere yönelmiştir.

Medyanın yıllardır uyguladığı nasıl olsa bu haberleriokuyanların çoğu "gerçeği" bilemezler ve dediklerimizi"yuttururuz" tavrı hala devam etmektedir. Sosyal medyadagerçeklerin delilleriyle ortaya çıkarılması ise medyanın butavrının artık öyle kolayca işlemeyeceğini göstermektedir.

Dün polisin hedef gözeterek insanları yaralaması veyaralanaların bir kısmının milletvekili olması medyanın hiçilgisini çekmemektedir. Milletvekillerini joplayan, yerlerdesürükleyen, öldürmek kastına varacak oranda hedef alarak

153

Page 154: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

milletvekilinin bacağını kıracak biçimde gaz bombası atanpolis, medyanın görmezden geldiği bir konu olmuştur.Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in elindekipet su şişesiyle TOMA'ya vurmasını haberinde "dehşet birsaldırıymış" gibi vermeyi tercih eden egemen medya aynıTOMA'nın bir milletvekilini öldürme kastıyla çiğnemeyeçalışmasını ve yaralamasını görmezden gelmeyi tercihetmiştir.

Egemen medya aptallara özgüdür ya da alçaklara. Yıllarönce Bülent Ecevit yaşlılıktan dolayı bir kısım kelimelerihatırlayamadığı için ağzına geleni konuştuğu dönemde TB-MM'de yapılan bir oylamayla ilgili bir konuda konuşurken"çekimser" diyeceğine yanlışlıkla "çekinser" demişti. Ülkeekonomik ve sosyal olaylarla çalkalanırken egemenmedyanın konusu bu olmuştu. Ve egemen medyaBaşbakan Bülent Ecevit başbakanlıktan düşene kadar"çekimser" sözcüğü yerine "çekinser" sözcüğünü kullan-maya özen göstermişti. Girdiği tatlı karlı iş ilişkileri ne-deniyle "tasması" parlatılan medya kendi aptallaşmışlığınıtoplum içinde yaygınlaştırmaya çalışarak devam et-tirmekte. Egemen medyanın her kanalı, yayın aracı bunahizmet etmeye endeksli.

Page 155: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Egemen medya içinde yer alıp arada bir de olsa "haberci-lik" yaptım diyerek züğürt tesellisiyle öğünenler ise buaptallaştırmanın en trajik kurbanlarından olmaya devametmekte. Döneme göre iktidara verilen mazlum "kurban-lardan" başka bir şey olmayan "haber yapan" gazetecilerbu rolleri içinde muhalif olmayı beceri zannetmekteler.Yaptıkları ise temel olarak egemenlerin aptallaştırmalarınasadece yardım etmekle sınırlı kalmakta.

Egemenlerin aptallaştırma ve alçaklaştırma aracı olan me-dyaya karşı insanlar kendi varlıklarını ortaya da koyarakyıllardır "gerçeği" bulmaya ve göstermeye çalışıyorlar.Sosyalist basının yaptığı gerçeği ortaya çıkarma çalışmasıtoplumdaki aptallaşmanın ve kararmış vicdanların panze-hiridir. Egemen medyaya tutum almadan onu "boykot edip"yaptığı alçaklığa gereken yanıtlar oluşturulmadan sadece"güce tapan" bu kesimi dizginlemek ve yalanlarının önünegeçmek mümkün değildir. "Güce tapan" egemen medyayıhalkın dirençli gücüyle eğitmek gerekmektedir. Yıllardır birtürlü artmayan tirajlarını iyice yerlere sermek bualçaklaşmış aptallaştırma araçlarını dize getirmenin ilkadımlarından olacaktır. Bir suç aracı sayılabilecek medyaorganlarından insanları uzak tutmak onları gerçeklebuluşturacaktır.

(15 Temmuz 2012)

Page 156: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

RedHack Hukuk, Hukuk Dışılık ve Hepimiz Redhack'iz!

"Savcılık, Kızıl Hackerlar olarak bilinen Redhack'ı, orak çek-içten oluşan bir logosu ve bir manifestoya sahipolmasından dolayı terör örgütü kapsamına aldı." Radikalgazetesinin yaptığı haber bu şekilde. Oysa bu piyasayayeniden sürülen eski bir haber. Olayın gerçeği farklı.

Bilindiği gibi Fecebook'ta 3000 civarında sayfa yöneticisihakkında Üsküdar Mahkemeleri tarafından bir soruşturma

156

Page 157: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yönetiliyor. Ki bu soruşturmanın daha da genişleyeceği debasına yansıdı. Fazıl Say'a Twitter'da yaptığı bir paylaşımnedeniyle dava açıldı, Fenerbahçe'nin devam eden davasınıTwitter üzerinden izleyen insanlar hakkında dava açılacağıda gelen haberler arasında. İnternet iktidar tarafındandenetlenmesi gereken bir muhalif kanal olarak görüldüğüiçin hışmı altında.

Diğer yandan ise aylar önce Facebook'ta paylaşımyaptıkları için silahlı örgüt suçlarına bakan Ankara'daki"Özel yetkili savcılıkta" sorgulanan 17 kişiden 10'u serbestbırakıldı ama 7 genç insan tutuklandı. Facebook'tapaylaşım yaptıkları için tutuklanan 7 kişinin isimleri; DuyguKerimoğlu, Uğur Cihan Oktulmuş, Devrim Ali Avcu, ErbayDeğer, Alaittin Karagenç, ve tutuklanan diğer iki gencinisimleri bile bilinmiyor. Bu kişiler sosyal medyada yaptıklarıpaylaşımlar nedeniyle tutuklandılar ve Redhack üyesi ol-makla suçlanıyorlar.

Page 158: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack bu gençlerin kendilerinden olmadığını ilk gündenberi açıklayıp duruyor. Yaptığı her eylemde de bunusöylüyor. Bu 7 gencin aylardır sorgusuz yargısız içeridetutulmaları ise hala devam ediyor. Ne bir soru ne bir sorgusadece içeride F Tipi cezaevlerinde tutuluyorlar. Redhackadına başlatılan soruşturma aylar önce Özel Yetkili Savcıtarafından "terör örgütü" suçlamasıyla açılmıştı. O gündenberide aylardır Redhack'ın peşinde Terörle Mücadele birim-leri, MİT, vb akla gelebilecek her yerel güvenlik ve yargıgücü koşturup durmakta. Bu yerel güçlerin yanına Inter-pol'de eklenmişti, basına yansıyan haberler böyleydi.Redhack'ın son Dışişleri Bakanlığı eyleminin ardındanRedhack'ı arayanların ve engelemeye çalışanların listesineABD devleti de girmiş oldu. Belki de Redhack'ın DışişleriBakanlığı'na girmesinin Redhack'ı takip edenler açısındantek gerçek gelişmesi bu oldu.

Page 159: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack'ın artık "özel" yanı kalmayan özel yetkili savcılıksoruşturmasında "terör örgütü" kapsamındadeğerlendirilmesi hukuki mi. Konunun uzmanlarına göredeğil. Bilişim alanıyla ilgilenen herkes Redhack'ın siber ak-tivist olduğunu ve yaptıklarının sürekli olarak bir gerçeğeişaret etmek diye değerlendirmek gerektiğini belirtiyorlar.Yerel ve uluslararası hukuka göre de Redhack'ı "terörörgütü" kapsamında değerlendirmek tam bir hukuk dışıkeyfiyete işaret ediyor.

Redhack'ın orak çekiçli bir sembolü olması ve kendisine aitbir ilkeler manzumesinin olması basına yansıyanlara göresavcılığın Redhack'ı "terör örgütü" saymasına yetmiş. Eğerbu doğruysa savcılığın bu iddiası tam bir fiyaskodur.Türkiye'de bu sembolleri kullanan yasal partiler hala vardır.Türkiye'de bu sembolleri kullanmak yaslara göre "suçteşkil etmemektedir." Savcılığın bu iddiasının ardındanolası bir Avrupa parlementosu kınamasının ve AB şartlarınıbir kez daha açıkça ihlal etmenin kapısı açılmıştır. Yanisavcılık basına yansıyan haberler doğruysa Türkiye'yiuluslararası alanda "kötülemeye ve ülke imajına zarar ver-meye" yönelik bir faaliyet içindedir.

159

Page 160: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

REDHACK'E YÖNELİK UYGULAMALAR VE HUKUKUN YOK SAYILMASI

Konu Redhack olunca tuhaf bir işleyiş gündeme girmekte-dir. Yasal hiçbir süreç işlememekte, yasaları uygulamaklayükümlü kesimler hızlıca yasaları çiğneyerek hareket et-mekte mahsur görmemektedirler.

1. Redhack'a ait olduğu Redhack tarafından söylenen 7tane internet sitesi mahkeme kararlarına gerek görülme-den bir günde hemen kapatılmıştır. O dönemde konununuzmanı hukukçular bu yapılanın yasadışı olduğunu ve eğerRedhack adına birileri ortaya çıkıp sitelerin kapatılmasıaleyhine dava açarsa bu davayı yasalar çerçevesindekazanacığını belirtmişti.

2. Redhack diyerek tutuklanan 7 gencin durumu ise hertür yasanın alenen çiğnenmesidir. Tutuklanan gençleriniçinden bir tanesinin bilgisayarı dahi yoktur. Diğerlerinin iseRedhack'la uzak yakın ilişkisi olmadığı basına yansımıştır.Tutuklanan gençlerin hangi deliller kapsamında

Page 161: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tutuklandığı hangi suçlamayla tutuklandığı vetutuklanmalarının daha ne kadar eziyet olarak devamedeceği hala bilinmemektedir. Burada da yasalarçiğnenmeye devam etmekte ve keyfi uygulama"masumların rehin alınması" şeklinde sürdürülmektedir.

3. Redhack'ın Emniyet Müdürlüğü sitelerinden aldığı ve"kamuya açık olan bilgiler" çerçevesinde olan bilgileriaçıklamasının ardından açıklanan bilgilerde suçları sabitgörülen emniyet yetkilileri hakkında hiçbir işlemyapılmamıştır. Bu, yasaları uygulaması gerekenlerin bun-dan kaçınması anlamına gelmektedir.

4. Genelde sosyal medya kanalları (facebook, Twitter vb)kendi kurallarını ABD yasaları çerçevesinde işletir ve diğerülkelerin başvurularını pek dikkate almayıp kendi kurallarıkonusunda çok titiz olduğunu ilan ederler. Konu Redhackolunca bu durum tuhaf bir biçimde "kral çıplak" halinedönüşmüştür. Redhack'a ait olduğu zannedilen, tahminedilen veya Redhack adı geçen facebook hesaplarındanonlarcası bir gün içinde hiçbir gerekçe gösterilmeden

Page 162: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kapatılmıştır. Facebook'un yöneticilerinin başka zaman-larda yaptığı açıklamalar zaten Facebook'un devletlerin is-tekleri karşısında kullanıcılarının hesaplarını kolaycaverdiğini ve devletlerin isteklerini yaptığını göstermiştir.

5. Twitter devletlerin baskılarına karşı koyduğunu vekullanıcılarının haklarını, bilgilerini korumak ve kollamakkonusunda çok titiz olduğunu uzun zamandır açıklamaktave Facebook'un devletler karşısında kullanıcıları korumayıp"ihbarcılık" yapmasını alttan alta eleştirmekteydi.Redhack'ın, Dışişleri Bakanlığı'na girmesi ve ardından ABDAnkara Büyükelçiliği'nin bunu kınaması üzerinden bir güngeçmeden hiçbir gerekçe gösterilmeden Redhack'ın Twitterhesabı kapatıldı. Bu aslında Twitter'ın yapmayacağını ilanettiği bir şeydi. Hem ilan ettiği kendi kurallarını yok saydıhem de böyle bir şey yapmak için gereken mahkemekararını bekleme gereği bile duymadı.

Redhack işlediği düşünülen yasaların, kuralların işlemediği,aslında keyfiliğin hüküm sürdüğünü gösteren bir süreçiçinde. Her yaptığı hack ile bir başka hack de yapmakta veolaylar karşısında yasaların, kuralların sadece göstermelikolarak kaldığı bir aşama olduğunu da göstermekte.

Page 163: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

HEPİMİZ REDHACK'İZ VE ANLATTIĞI

Redhack kendisine yönelen baskılara hızlıca yanıt vermealışkanlığında olan bir sosyalist hacker grubu. En son Twit-ter yasaklamasına da aynı şekilde karşılık vererek HepimizRedhack'iz diyerek Türkiye gündemine bir kez daha girdi.Hepimiz Redhack'iz diyerek onbinlerce insan Redhack'asahip çıktı. İçlerinde parti başkanlarından, milletvekillerine,sanatçılara, yazarlara, kadar çok geniş bir kesim bir kaçsaat boyunca Hepimiz Redhack'iz dedi. Bunun anlamı Twit-ter'da bir gece eğlencesi içinde yapılan sosyal sorumlulukgönderisinden çok fazladır. Hepimiz Redhack'iz diyenlerRedhack'in hackleriyle ortaya çıkardığı gerçekleri takip et-meye özen gösterip yalanlardan, yağmacılıktan,yandaşlıktan arınmış bir ülke isteyenler. Bu isteklerindesamimiler ve Redhack'in sanal dünyada yaptığı hacklerigerçek hayatta ulaşabildikleri yerlerde de yapmaya özengösteren kişiler. Redhack bir ölçüde bu gerçek dünyanınhackerlarını sosyal medyada da olsa birleştiren bir isimoldu. Hepimiz Redhack'iz tanımının bir anda bu onbinlerceinsan tarafından sahiplenmesinin nedeni de yılmadan us-anmadan gerçeğin peşinde koşmanın mümkün olduğununRedhack tarafından defalarca gösterilmesiydi.

Page 164: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

REDHACK'İ SUÇLAYANLAR.

Wikileaks dünya çapında bir gerçeğe işaret eden bir plat-form. İşaret ettiği gerçekler devletlerin işine gelmiyor veWikileaks'i yok etmeye canla başla çalışıyorlar. Wikileaks'iyok etmeye çalışan devletlere karşı Wikileaks'da gerekensavunmayı her platformda göstermeye gayret ediyor. Wik-ileaks'in bu durumu biraz Redhack'in durumuna benzerdemek ise pek mümkün olmuyor. Çünkü Wikileaks'e karşısaldıran devletler her türden entrika düzenlemek dahilyasaların, hukukun kurallarına uymak zorunda olduklarınıilan ederek öyle davranmaya özen gösteriyorlar. Redhack'isuçlayıp onu bir kaşık suda boğmak isteyenlerin ise öyleyasa ve hukuk kaygısı pek bulunmuyor. Keyfi uygula-malarda bulunuyorlar. Nasıl olsa sonra "kitabına uyduru-ruz" diyerek davranma alışkanlığında hareket ediyorlar.Belki bu yüzden Wikileaks davasını takip etmenin sıkıcı,ancak Redhack'le ilgili gelişmeleri takip etmenin heyecanlıve ilginç oluşu da buradan kaynaklanıyor. Redhack'e karşıolanlar ve onun peşinde olduğu ilan edilen her kişi vekurum tam bir "orman kanunu" anlayışıyla hareket edipbunu da "kitabına uydururuz" anlayışıyla Redhack'inpeşinde geziyor.

Page 165: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Söylemek gerekir ki Redhack'e "terör örgütü" suçlamasıylasoruşturma açılması Radikal'in haberindeki gibi yeni birgelişme değil aylar öncesinin gelişmesi. Belki yeni gelişmeABD'nin terör örgütü listeleri diye açıkladığı listelere Red-hack'in de girmesi olacaktır. Görünen o ki Türkiye Red-hack'i uluslararası alana taşımaya ve uluslararası alanda"terör örgütleri" listesine sokmaya niyetli. Bunu yapabilirsede ancak ABD üzerinden yapabilecektir. Bu girişimebaşlamıştır. Redhack için ise değişen bir şey olmadığıyaptığı eylemlerden ve Twitter'daki gönderilerindenanlaşılmaktadır.

Belki bu karmaşada unutulan bir başka hukuki gerçeği sozsöz olarak anımsatmak gerekir. Bir savcının veya bir devletyetkilisinin Redhack'i "terör örgütü" olarak ilan etmesi veöyle lanse etmeye çalışması yasalara göre Redhack'i terörörgütü yapmamaktadır. Hakkında "terör örgütü" olduğunayönelik Yargıtay tarafından da onaylanıp kesinleşmiş birkarar olmadıkça Redhack'e "terör örgütü" demek bu ülkeyasalarına göre suç sayılmaktadır. Kaldı ki Yardıtay'danböyle bir karar çıkması bile Redhack'i hukuken "terörörgütü" yapmaz. Hukukla az çok ilişkisi olan herkesbilmektedir ki bu ülkede "terör suçlusu" diyerek mahkumedilenlerin çoğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden ak-lanarak çıkmakta ve kendilerine "terör suçlusu" diyenleriağır para cezalarına mahkum etmektedirler. Devlet Red-hack'i linç etmek için ABD'yi devreye sokmayaçalışmaktadır yapabilecek mi göreceğiz.

(6 Temmuz 2012)

Page 166: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

TOKİ Samsun'da İnsanları Bilerek Öldürdü!

Samsun'da ırmağın taşması sonucu TOKİ Konutlarındakiapartmanların zemin katlarını su bastı; 8 kişi öldü.Sadece samsun da değil, TOKİ birçok yerde olduğu gibiBolu Mengen'de de dere yatağına ev yaptı ve orada daölümler olacağı söylenip duruyor.

Bu ülkede ölürsünüz. Ne yaparsanız yapın hayatın hangialanında olursanız olun o şanslı binde bir azınlık içindedeğilseniz, bu kadarı da olmaz denilen, önlenebilecekölümlerle birlikte yaşamanız kaçınılmazdır. Karadeniz'indoğası bilinir. Büyük öğünmelerle de bu doğa iktidarageçen her kesim tarafından yağmalanmaktadır. Kıyı şeridi"Karadeniz Sahil Yolu" adı verilen ölüm kapanıyla talanedildi. Bilim insanlarının yapmayın bu felakettir demelerinerağmen yapıldı. Karadeniz'in doğası betonlara kurbanedildi. her yere bilim insanlarının yapmayın dediği binalardikildi. Karadeniz'in binlerce yılın doğal su akış yolları HESyağmasıyla değiştirildi.

166

Page 167: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

TOKİ adı verilen ülkenin, insanlarının, doğasınınyağmalanması için şirket kuruldu. Her şeyi, her yeriyağmalamak için saldırıya geçti. Bilim insanları yapmayındedikçe yapıldı. Kısa dönem sonra TOKİ Sosyal Konutlarıadıyla dikilen binalar kentlerin varoşları olacak. Bu,varoşları polisiye denetimle zaptu rap altına almak içinşehir yapılaşmasında yeni bir plan uygulanmakta. Bu ParisKomünü'nden sonra burjuvazinin Paris kentinde uygula-maya koyduğu "kentlerin isyanların önlenmesi vebastırılmasına göre dizayn edilmesi" anlayışınınsürdürülmesidir. TOKİ önümüzdeki dönemin kentyoksullarının isyan edebileceği ve bunun bastırılmasınıkolaylaştıracak "ölüm sosyal konutları" inşa ediyor.Yağmalanan insanlık ölümlere atılıyor.

Karadeniz'de son günlerde yağış var. Birçok bölgesinde selve su baskınları yaşanıp duruyor. Dünkü yağış bu kez Sam-sun'un Canik ilçesinde sele neden oldu. Mert Irmağı'nıntaşması sonucu Kuzey Yıldızı TOKİ Konutlarında dördüçocuk beş kişi; diğer bölgelerde ise üç kişi sel nedeniyleöldü.

Page 168: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ölümlerin yaşandığı apartmanlar, Türkiye CumhuriyetiBaşbakanlığı'na bağlı, özellikle sosyal konut üretimi içinkurulduğu belirtilen kamu kuruluşu Toplu Konut İdaresiBaşkanlığı (TOKİ) tarafından iki yıl önce inşa edildi; 2 bin688 konut yer alıyor.

İnşaat Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı HüseyinTüfek, "Dere yatağına bina yapılamayacağı yüz yıllardır bi-linen bir gerçek; Türkiye'de bunun hep felaketten sonrakonuşulması çok acı" diyerek durumun özetini bir kez dahaçıkarmış oldu. 1999 Marmara Depremi'nden yıllar öncebilim insanları bir Marmara depremi olacağını ve bununyakın dönemde olabileceğini ve önlem alınması gerektiğinitoplantılarla, yayınladıkları kitaplarla, bildirilerle sağırsultanın duyacağı gibi açıklamışlardı. Bu konuda önlemalması gerekenlerin kılı bile kıpırdamamıştı. Binlerce insanöldü. Aynı Şey Van depreminde de yaşandı. Bilim insanlarıyapmayın dedikçe yapıldı, sonuç ölümler oldu. HüseyinTüfek, 2007'de yaptıkları "Sel, Heyelan, Çığ Sem-pozyumu"nda her şeyi söylediklerini böyle felaketlerdensonra "ahkam kesmenin" çok acı olduğunu belirterek

168

Page 169: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

aslında bu ölümlerinolacağını öncedenduyurduklarını buülkede göreviniyapması gerekenlerinbunu yapmadığını onunyerine din, milliyetçilikvb istismarlarıylayağmacılık yaptıklarınısöylemiş oluyor. Buülkede "sağcı kafayapısı" bilgisiz,vicdansız, korkak vekorkaklığı oranındavahşidir. İnsanlarısadece et ve kemikyığını olarak görür veonu katletmek üzerinden politika üretir. Her yerde ölüm,bu korkularıyla vahşeti körüklenenlerin iktidarıyla"olağanlaştırılmıştır." Öldürürler ve öldürdükleri üzerinden"siyasi prim" yapmayı severler. TOKİ konutlarında insanlarıbilerek ölüme atanlar oraya gidip siyasi show'da yaparlarve orada çaresiz kalan insanları kendi sefil çıkarları için kul-lanmaya devam ederler.

TOKİ dere yataklarına ev yapılacağını bilmiyor mu? Bilerekyapıyorlar. İnsanların öleceğini bilerek bu binaları inşaediyorlar.

Cesaret, sadece bu vahşet iktidarına karşı mücadele eden-lere has bir özelliktir. Cesaretle mücadele etmeye devameden kişiler, gruplar bu ülkede her zaman oldu ve hala ol-maya devam etmektedir. Ben insanım ve insanlığın birparçasıyım diyen herkesin cesaretle vahşet iktidarına karşıkoymak dışında başka bir seçeneği yoktur.

(4 Temmuz 2012)

169

Page 170: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Medyanın Suriye'ye "Kirli" Savaşı!

Medyanın "Suriye'yle savaşı" çeşitlemelerle devam ediyor.Devletinin sadık kulu olma geleneği Osmanlı'dan kalanmiras olarak sürdürülüyor ve "kullar" devletin işaretparmağının gösterdiği yere bakarak cenge çıkmayı seviy-orlar. Sosyal medyada Erol Köse, Atilla Taş, Nihat Doğanhöykürmeli gözyaşlı savaş çığlıkları tam bir saçmalıkladevam etti. Sosyal medyada iki yüzlü "kan aksın" biçimdebu üçlü magazin dünyası figürünün höykürüşleri resimlerikonarak "savaşa bunlar gitsin cana geleceğine mala gelsin"dendi. Savaş çağrıları yapanların ne dediğini bilmeyenmagazin figürlerinden "aklı selim, ağır başlı" devletinönemli figürlerine geçmesi ise Başbakan Erdoğan'ınaçıklamalarından sonra oldu ve savaş çağrıları yapmak,savaş için "kamuoyu oluşturmak" işine herkes kendimeşrebince daldı.

170

Page 171: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Gazetecilik yapmak uzun zamandır gözaltına alınmak, polisve özel yetkili soruşturmalara konu olmakla özdeş. De-vletin saldırganlığına uğramadan haber yapmak imkansız.100 den fazla gazeteci tutuklu, haber ajansları polisbaskınlarına uğruyor, dergilere yayın durdurma cezalarıgeliyor. Acımasız bir çark dönerek gerçeğin üstükarartılmak isteniyor. Başbakan ne zaman "önemli" birkonuşma yapsa gazetecilere hiza vermeyi ihmal etmiyor.Artık "medyaya rağmen iktidara geldik ve ona rağmeniktidardayız" söylemlerinin bir işlevi kalmamasına rağmenbu kozu kullanmaya devam ediyor.

AKP tek başına iktidar olan bir parti değil, daha doğrusuAKP bir parti de değil. Sadece devleti oluşturan güçlerinkendilerini kamufle ettikleri bir kabuktan öte biryapılanması yok. İçinde her tür yağmacıyı, her tür sahteliğive ihaneti barındıran bir kabuktan başka bir şey değil. İk-tidardan uzaklaşacağı anlaşıldığı an içi boşalıp bir anda hiçolacak bir yapılanma. Tıpkı ANAP ve DYP gibi. Bir partigörünümü içindeki yağmacılık uzlaşması platformu. De-vletin o hastalıklı yapılanmasının geçici görüntülerindenbiri. Bu görüntünün aktörleri ise elbette sadece birer kukladeğil. Etkili yetkili kişiler ve bunların söyledikleri bir çokolaya yön veriyor. Tipik taşeron durumundadır AKP. O yüz-den her iş kolunda taşeronluğu yayıp, taşeronları vetaşeronlaştırmayı çok seviyorlar.

Page 172: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Başbakan emrediyor medya da bunu yapıyor. En sondünya çapında gazetecilik olayı olabilecek Beşar Esad'laropörtaj yapma randevusu alınması olayı var. Gazeteciler,Başbakan'dan izin çıkmayınca dünya çapında gazetecilikbaşarısı sayılacak bir gazetecilik işinden hemen vazgeçe-biliyorlar. Başbakanın dediği gibi tasmalı gazeteciolduklarını herkese ilan ediyorlar. Nasıl olsa devir değişince"mecbur kaldık yoksa başımız yanardı" veya " evet yanlışyaptık ama çok baskı vardı" gibi gerekçeleri ilerde söyleye-ceklerdir. Bunları söyleme alışkanlıkları zaten var, alışkınlar.Yaptıklarının mesleğe ihanet oluşu veya halkların kandenizi içinde boğulmasına kapı açmaya teşvik olduğunu isehiç mi hiç umursamayacaklardır.

Medya Başbakan'ın konuşmalarının ardından Suriye'yekarşı savaşa başladı. İlk gün ortaya dökülen magazin figür-lerinin "rezilleşme cesareti" tasmalı medyada olmadığı içinancak direktifle Suriye savaşına girişebildiler. Medyanınhemen her alanı Suriye'ye karşı savaşın bir yerinde dur-maya özen gösteriyor. Yapılabilecek her tür "ortak psikolo-

172

Page 173: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

jik harp manevrası" döktürülüyor. Medya dünyası tam biryeteneksizlik ve vasatlıkla malül olduğu için medyamızsavaş konusunu da ancak ABD'de ki medyadan öğrendiğitaktiklerle geliştirebiliyor. Doğan Haber Ajansı'nın "ürettiği""En uzun kumsalımız Suriye çöplüğü" başlığı atılmış habertam da bu biçimde düzenlenmiş bir yayın. Kendisine"gazeteci" diyen bir kişi Hatay'ın Samandağ ilçesininkumsalına gidip fotoğraflar çekmiş. Kumsaldaki çöpleri"belgelemiş." Çöplerin içinde olduğunu iddia ettiği arapçayazılı bir kaç parça pet şişeyi de objektifin önüne dikipshowunu tamamlamış. Hep beraber öğreniyoruz ki Rio'dansonra dünyanın en uzun kumsalı Samandağı'ndaymış.Suriye sırf Türkiye turizmi zarar görsün diye ve elbetteçevreye duyarsız ve şeytan ruhlu oldukları için de bukumsalı kirletmek üzere Lazkiye kentinden denize atıklaratıyormuş ve atıklarda bu kumsala geliyormuş. Haberdekicıvıklık ve tutarsızlık bir yana ortaya çıkarılan haberinmantığı, ABD'nin Irak'a saldırmadan önce dünyamedyasına petrole bulanmış deniz kuşu görüntüsününbıktırıcı bir taklidi olduğunu bas bas bağırıyor. Bilmeyenlereduyurulur Türkiye'deki deniz kenarlarının hemen hepsihala çöplük gibidir. Bu ülkede, bu konuda tam birvurdumduymazlık ve yağmacılık sürüp gitmektedir.

Page 174: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

u haberin yapıldığı yerde, yani Hatay'da aynı gün bir ABD'lieski asker basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen basıntoplantısını cemaatin yayın organlarından olan Cihan HaberAjansı önemli uyarılar varmış gibi duyurdu. ABD'li askereskisi ve bir strateji kurumunun üyesi (siz ABD devleti içinsavaş kışkırtıcılığı yapan ajanlaştırılmış kişi olarak okuyun)Türkiye'ye düşürülen savaş uçağı karşılığında kontrgerillataktikleri ve Suriye'ye yönelik suikastlar önerdi. Bu kişininbasın açıklaması yapmasının saçmalığı ve yersizliği biryana bu ajanlaştırılmış ABD'li asker eskisinin ülkede nearadığı ve Suriyeli muhaliflerle ne tür ilişkiler geliştirdiğiniaraştırmak bir gazetecinin göreviyken ve bu haber ola-cakken merkez medyamız üretilmiş çöp haberleriyle ülkeyiSuriye'ye karşı düzenlenecek bir savaş harekatınahazırlamaya çalışıyor.

AKP eliyle darbe yapanlar "yönetmekte" zorlanıyorlar.Yönetenler kendi içlerinde çatışmaya daha yeni başladı buçatışmanın daha da dallanıp budaklanacağı görülüyor. AKP,Cemaat çatışmasına yeni figürler ekleniyor. Bu çatışmayabaşka güçler değişik yeni çatışma alanları açarak eklenm-eye devam ediyor.

174

Page 175: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Yönetilenler ise her tür baskıya, zulme rağmen itiraz etm-eye ve memnuniyetsizliklerini ilan etmeye devam ediyor.KESK yöneticilerinin hapsedilmesi KESK'in sesini kesmiyor.Aksine KESK'i daha da güçlendiriyor. Roboski'de katledileninsanların sorumlularının ortaya çıkarılmasını veyargılanmasını isteyenlere yapılan her türlü saldırı ancakAdalet isteyişini daha da güçlendiriyor.

Önceden devletin saldırgan uygulamaları ve hakgasıplarına karşı tepki gösteren onlarca kişinin yerine artıktepki gösterenler yüzlerle, binlerle ifade edilir oldular. Tepkigösterenler çoğaldıkça çoğalıyorlar.

Suriye'ye savaş ihtimali ortaya çıktığı andan bu yana savaşçığlığı atanlar nasıl devlet destekli olarak ortalıkta süzümsüzüm süzülüyorlarsa onların nasıl rezilleştiklerinisöyleyenler de bunun insanlık suçu olduğunu ilk andanitibaren söylemeye devam ediyorlar. Savaşa karşı dirençlibir cephenin varlığı ilk günden bu yana ortada duruyor vebu cephe her geçen gün güçleniyor.

AKP eliyle darbe yapanlar bu ülke tarihindeki sayısız darbeyapanlardan daha güçsüzler. Çünkü karşılarında şartlar neolursa olsun sinmeyecek ve direnişi her tür araçla devamettirip yükseltecek bir cephe var.

Page 176: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu ülkede medyanın nasıl kirli ve insanlk düşmanı biryapıda olduğunun kanıtı olarak aşağıda Doğan HaberAjansı kaynaklı, Suriye'ye savaşı kışkırtma "psikolojik harpkonseptiyle" "üretilmiş" haber yer almakta.

En uzun kumsalımız Suriye çöplüğü! RİO’dan sonra dünyanın en uzun ikincikumsalı olarak kabul edilen 14 kilometrelik Hatay’ın Samandağ kumsalı, Suriye’dendenize dökülen atıklar yüzünden çöplüğü andırıyor.

Suriye’nin Lazkiye kentinden denize dökülen atıklar, güçlü akıntılarla Hatay’ınSamandağ İlçesi’ndeki Türkiye’nin en uzun kumsalına bir kaç günde ulaşıyor. Çö-plere Asi Nehri ve açık denizde gemiler tarafından bırakılanlar da eklenince,Samandağ kumsalı neredeyse çöplüğe dönüşüyor. Uzun kumsal, özellikle poşet,pet şişeler ve bebek bezleriyle doluyor.

Tatil için Samandağ’ı tercih edenler, çöplerin içinden denize girmek zorundakalıyor. Kumsal, Samandağ Kaymakamlığı ve sivil toplum kuruluşlarınındüzenlediği etkinliklerle zaman zaman temizlenmeye çalışılıyor. Ancak, gün içindeakıntıyla gelmeye devam eden çöpler, kumsalları tamamen dolduruyor. Çöplergelmeye devam ettiği için temizlik bir çözüm olmuyor.

KUMSAL, DENİZ KAPLUMBAĞALARININ YUVALAMA ALANISamandağ kumsalı ayrıca nesli tükenme tehlikesi yaşayan Caretta Caretta ve Ch-

elonia Mydas türü deniz kaplumbağalarının da önemli üreme alanlarından biri olarakkabul ediliyor. Ancak kaplumbağalar yumurta bırakmak için bazen çöpler nedeniylekumsala çıkmakta dahi zorlanıyor. Yumurtadan çıkan yavru kaplumbağalarda denizeulaşamıyor. Bazı kaplumbağalarda suyun içindeki beyaz poşetleri, önemli besinkaynaklarından biri olan deniz anası sanıp yemeğe kalkışınca, boğularak ölüyor.

(29 Haziran 2012)

Page 177: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Savaş İsteyenler ve Direnenler!

Mardin Kalesi NATO radar üssü olarak kullanılıyor. Kale'yeNATO'nun izni olmadan girilemez ve restore edilemez.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'ye yönelik savaşçığlıkları atmaya devam ediyor. Bunu da televizyonlarıncanlı yayınlarında savaş uçağı kokpitine girip poz verereksüslüyor. Savaş çığlıklarını ABD'ye endekslediği için deSuriye "bir hareket daha yaparsa" savaşa girerimaçıklamalarında bulunuyor. Ülkede Suriye'ye karşısilahlandırılıp sürekili olarak Suriye'ye saldırı yapması içinteşvik edilen "özgür Suriye ordusu" adlı kontra çeteleşmesivarken bu gerekçe her an bulunulabilinir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan'akonuşmak yerine 1974'deki Kıbrıs çıkartması gibi "AyşeTatile çıktı" de savaşa gir tavsiyelerinde bulunup AKP'ninyanında utangaçca yer alıyor.

177

Page 178: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise her zaman ki gibinerede kan dökülme olasılığı varsa orayı "dümdüz" etmeçağrısında bulunuyor.

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel asker cenazesinde göz yaşıdöküyor. Göz yaşı dökmek yerine bir şeyler yapması gerekenmakamlardan birinde olduğu hatırlatılınca Genelkurmaybaşkanına destek Fethullah Gülen'den geliyor ve GenelkurmayBaşkanı'nın gözyaşı dökmesini savunuyor. Fethulah Gülen'ingözyaşı dökmeyi savunması doğal, biraz kendi cemaatiniyönetme meşrebini savunma durumunun ifadesi.

KESK'liler kitlesel gözaltılara uğruyor. Basın organlarınınbüroları polis baskınlarına maruz kalıyor. Demokratikhakları için en ufak bir şey yapana bu yaptıkları "suçolarak" soruşturma konusu yapılıyor. Mobeseler işliyor veher görüntü sadece görüntüye girmiş olmanın sonucu "suçdelili" sayılıyor.

12 Haziran 2011 tarihinde yapılan seçimle AKP eliyle darbeyapanlar meşruiyetlerini oylatmışlardı. Yüzde 50'lik oyoranı meşru bir darbe yapıldığının onayı gibi algılandı vedarbe uygulamalarının her çeşidi yapılmaya girişildi.İşçilerin her hakkı budandı. Köylülerin ürettikleri her şey

Page 179: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

ellerinden türlü oyunlarla yağmalandı. Kentlerde tam birrant yağmasına tam gaz girildi. Darbe uygulamlarına karşıçıkanlar hapishanelere dolduruldu. "Sıfır tolerans" denilenpolis işkencesi artık olağanlaştırıldı.

Haksızlıklara karşı savaşmak her durumda meşru ve in-sanidir. Bu karşı koyuşun önüne çıkarılan her kanun gayrımerudur ve bu kanunları çıkaranlar da uygulayanlar da suçişlemiş sayılırlar. Tarih boyunca bu böyle olmuştur. Şu andada olan budur. Gayrı meşru bir faşist darbenin işleyişisürmektedir. AKP eliyle yapılan bu darbeye karşı çıkmakve onu yıkmaya çalışmak en insani ve meşru haktır. AKPeliyle oluşturulan darbe "çılgınlaşmasının" boyutlarınıarttırmaktadır. Başka da çaresi yoktur. Artık AKP eliyledarbe yapanların geri dönülmez çizgiyi geçtikleri ortadadır.Gidebilecekleri tek bir yol vardır. Ülkenin birikmiş her türsorununu bir anda ortadan kaldıracak çılgın bir savaşdönemine girmektir. Bu suriye'yle bir savaş olabilir ya dabaşka bir ülkeyle olabilir. AKP eliyle darbe yapanlar içinbunun pek bir önemi yoktur. Hatta savaşın olupolmamasının da önemi yoktur. Yeter ki iktidarlarınısürdürecekleri ve yağmalarına devam edecekleri "savaşhukukunun" işlediği sistem kurulabilsin ve yer yer uyanantoplumsal muhalefet bastırılabilsin.

Page 180: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP eliyle darbe yapanlar savaş çığlıkları atarken aslındaülke içine yönelik bir politikanın oyununu oynuyorlar.Yönetilenlerin bir kısmı azınlıkta da olsa darbecilere karşıkoymaya devam ediyor. Darbecilerin her uygulamasındaartarak büyüyen ve büyümeye devam edecek olan halkmuhalefetine yol gösterecek bir odak olmaya devam ediy-orlar. Bu AKP eliyle darbe yapanların bir türlü önünegeçemedikleri bir hareket olmaya devam ediyor. Aklamantığa ters her polisiye operasyon veya yargı uygulamasıbuna engel olamıyor. İnsanlar darbecilere karşı çıkmayadevam ediyor. Yarın kentlerin yağmalanması karşısındasesini çıkaracak olanlar, dönüştürülmüş eğitim sisteminingazabından çocuklarını korumak isteyenler, artık sadece

paran kadar sağlık uygulaması olan sağlık "reformunun"sonuçları karşısında isyan edenler seslerini çıkaracaktır.Sadece işten atılan işçiler değil işlerinde sadece taşeronolarak çalışmak zorunda kalıp köle iş koşullarına mahkumolan işçilerde her şeyi göze alacak duruma gelecektir. Bukalkışma ve karşı koyuş olasılığını diri tutan tek şey ise

180

Page 181: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

bugün kısıtlı da olsa örgütlenebilen ve iktidarın heruygulamasına tepki gösterebilecek kadar diri duran kes-imlerdir. AKP eliyle darbe yapanların saldırısı hiç kesilme-den devam etse de bir türlü iktidarın istediği sessiz,kabullenmiş, boynu eğik 12 Eylül 1980 Faşist Darbesisonrası oluşturulan halk yaratılamamıştır.

NATO'ya ülke zenginliklerini satanlar Suriye'yle bir savaşahazır oldukları görüntüsü vermeye devam ediyorlar. Kanakıtmanın çağrılarını yapıyorlar. Devletin yayın organı ol-maktan başka bir özelliği kalmamış medyanın geniş kesimide buna uygun yayın faaliyetine geçmiş durumda. Savaşahayır demenin "suç kapsamında" değerlendirilmesi içinBaşbakan konuşmalarıyla kapıyı açtı. Buna rağmen savaşahayır ve yeni bir ülke yaratmak için faşizmi yıkalım demekinsani tek seçenek olmaya devam ediyor.

Anlaşılması gereken bir şey var. AKP eliyle darbeyapanların saldırısına uğrayan kesimlerin ilk önce sadece"kendisi için" kaygılanmaktan kurtulması gerekmekte.Buna elbette devletin bazı biçimlerini değiştirmesine ayakuyduramayan eski devlet biçiminden çıkar elde eden kes-

181

Page 182: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

imler dahil değildir. Genelde mücadelesini sadece kendisavunduğu kesimler için gören ve bunda da ısralı olupkendi kaygıları dışında olan gelişmeleri sadece dudak bük-erek izleyen kesimlerin bundan vazgeçmesi gerekmekte.Böylesi mücadelenin sadece yontucusu olan kesimler el-bette daima olacaktır. Bunlara karşın, mücadeleyidayanışmayla ortaklaştırmanın yol ve yöntemlerini ortayakoyanlar sürükleyeceklerdir. Sadece kendisi için olan dert-leriyle bir şey yapanlar ancak dayanışma kültürünü ben-imsediklerinde sadece tepki veren olmaktan çıkıpmücadeleyi kazananlar olacaklardır.

Kendi güç ve akıl sınırlarını geçmiş ve geri dönülmez bir yolagirmiş yeni bir faşist devlet biçimlenmesi vardır. Önümüzdekisüreç herkes için alışılmış olan hayat biçimlerinin artık öylesürdürülemeyeceği bir döneme işaret etmektedir. Kendisiniyerleşmiş hissedemeyen, güvenli hissedemeyen AKP darbe-cilerinin bunu yapamazlarsa yıkılabilecekleri korkusu çokcanlıdır. O yüzden daha kanlı ve zalim yöntemlere yönelmek-ten başka çıkar yol görmemektedirler.

Ya vahşet dolu yakın bir gelecek, ya da bu vahşete sadecetepki gösteren değil dur diyebilecek birleşik direnişinyartılmasıyla ortaya çıkacak insani bir direniş gücü. Yakındönem faşizm ve yeni birleşik direnişle anılacaktır.

(27 Haziran 2012)

Page 183: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İslami Bisiklet mi, İslam'ı Parası Olana Uydurmak mı?

Bilimi İslamlaştırmak amacıyla kurulan tink/tank (düşüncekuruluşu) Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve SosyalAraştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafından düzenlenen"Teknoloji, Medeniyet ve Değerler-II" konulu DüşünceFırtınası toplantısında "İslami Bisiklet" tartışması aklın nasılyittiğinin ve "ben yaptım oldu" demenin İslam olduğununtekrarı oldu. İslam'ı, kişisel çıkarlar için kullanan yağmacısermayenin ufak hesaplarına dini alet etmesinintoplantısında "şaka" gibi konuşmalar ciddi ciddi yapılmış.

Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü MüdürüProf. Alparslan Açıkgenç, "Bakış açısı önemli. İslami birbisiklet üretilebilir. İslam’a göre ameller niyete göredir.Allah’ın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması önce-lenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olur" diyerek"ben yaptım oldu" mantığıyla her şeyin hallolacağını

183

Page 184: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

söyledi. "Biz yaptık İslami oldu. İnkar eden kafirdir"dayatmasıyla insanlara dinlerini nasıl yaşayacakları gös-terildi. Elbette düşünce kuruluşuna katılıp konu hakkındabir şey söylememek olmaz Gaziantep Üniversitesi İletişimFakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkay Dereli de "Boyası insansağlığına zararlı olan bir bisiklet İslami olamaz" diyerekkonuya katkı sundu.

Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr.Bedri Gencer ise teknolojinin neden İslamisi’nin üretilmesigerektiğini şöyle anlattı: "Bindik bir alamete, gidiyoruzkıyamete’ sözleriyle insan teknolojinin esaretine girdi.Teknoloji insanın asli yapısını, fıtratını değiştirmeyebaşladı. İnsanın asli yapısını değiştiren teknoloji ve onunürünleri İslami olamaz. Mesela naylon halılar, özellikleçocuklara negatif elektrik yüklüyor ve onları huzursuzediyor. İlerleyen yaşlarda bu kalıcı rahatsızlıklara sebepolabiliyor" diyerek bilimle ilgisizliğini ortaya koydu. İslamitink/tank oluşturup bir de bunu bilimle teknolojiyle har-manlamaya çalışma faaliyetiyle zaten bir alamete binmişolan üniversite titrine sahip kişiler İslam'ı nasıl parasıolanın çıkarına kullandırtacakları bir araç olarak gördük-lerini açıkça gösterdiler.

İslami teknolojinin şartları denerek, teknolojinin İslamiolmasının tartışıldığı toplantıda İslam'ın parası olanın

çıkarına kullanılması içinnasıl araç yapılacağı min-valinde tartışmalar ne dinaçısından ne de bilimaçısından ciddiye alınabilirbir şey çıkarmadı. Bir köykahvesinde akla gelip söyle-nen şeylerden bile düzeysizancak insanları İslam adınanasıl kullanmak gerektiğinin

Page 185: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

gösterilmeye çalışılmasıyla o kadar tehlikeli bir toplantı dahaoluşturulmuş. Emekli İlahiyatçı Prof. Dr. Süleyman Uludağda "Her millet ve medeniyet bir başkasından alarak kenditeknolojisini geliştirmiştir" diyerek bir yerlerden çalınıpçırpılarak da olsa alınan teknolojinin "biz yaptık İslami oldu"demek için yeterli olacağını söyleyerek önemli olanın sadece"fetva olduğunu" vurgulamış oldu.

Palazlandığını düşünen "yerli" sermayedarlar kendi etkialanlarında insanlara eziyet ederek büyüyorlar. İslam'ınbuyurduğu her kuralı çıkarları için rahatça çiğneyerekişçilerini vahşice sömürerek sermayelerini büyütenleryaptıkları her şey için de İslami fetva arayışı içine giriyorlar.Biz yaptık İslami oldu diyerek çaresizlikten dine sığınmışinsanları kullanmanın yöntemlerini geliştirmeyeçalışıyorlar. Dini bir çıkar amacı olarak görmek yaygın.Çaresiz kalmış insanların din sığınağını kişisel çıkarları içinkullanan aslak burjuvalar bu kullanımlarında sınır datanımayıp utanmazlıklarıyla "biz yaparsak İslami olur"diyebilmektedirler. Bir yerlerden çalıp çırptıkları teknolojikürünlerin çakma taklitlerini İslami diye piyasa sürmeninnasıl tatlı bir kar sağlayacağının hesapları içinde inandıklarıdine küfrederek yollarına devam ediyorlar.

Prof. AlparslanAçıkgençİslami Bisiklet Üretilsin teziyle İslam’ı paraya uydurmayaçalıştı

Page 186: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Din dünya işidir. İslam'ı dünya işi için kullananların "Müs-lümanlar iyi şeylere layıktır" diyerek paralandıklarını ilanetmeleri ve "tuhaf" yaşam biçimlerini İslam gibi sunmalarıyaygındır. Bir yanda Adnan Oktar'ın her dakika Maşaallah,inşallah diyen yarı çıplak kadınları, diğer yandafabrikasında üreteceği bisikleti daha çok sattırmak için İs-lami fetva arayanlar. Her biri "yerli" sermayeninakılsızlığının, vicdansızlığının ve görgüsüzlüğünün göster-gesi.

İslam çaresizliğe itilmiş, yaşamak için gerekenlereulaşmakta büyük sorunlar yaşayan ve bu sorunlara karşıçözümler bulmak açısından düşünmesi dahi engelleneninsanların sığınağı. İslam, karşısındaki zalimlere hayırdediği zaman işkence, ölüm ve sınırları olmayan yenieziyetlerle karşılaşıp sinen çaresizlerin sığındığı yer. Çare-sizce sığınılan İslam'ı üç kuruşluk çıkarı için kullanmaktançekinmeyen "yerli" muhafazakar, sağcılar ise zulümdendünyalık kurtarmaya çalışan sefillerden başka bir şeydeğiller.

(9 Eylül 2012)

Page 187: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"Allah'ım KPSS'de Güzel Netler İhsan Eyle!"

Çaresiz kalan insanlar bir sığınacak yer ararlar. Ülkedeişsizliğin azaldığı söylenmesine rağmen aslında durum öyledeğil. İş alanları ise çalışanlar için tam bir vahşet. Bu yüz-den kendisini "iş güvenceli devlet kadroları" içine atmakbirçok kişi açısından en önemli uğraşı. Devletin KPSSadıyla organize ettiği umut dağıtma ve iş arayanları soy-mak ve sömürmek üzerine kurulan sistemi tıkır tıkırişletiliyor. "Güvenceli devlet işi" elde etmek isteyeninsanları soyma aracı olarak KPSS yıllardır vicdansızcauygulanıyor. Dershanelerinden, sınav öncesi hazırlıkkitaplarına, sınava giriş ücretlerine kadar bir soygunekonomisiyle "iş umudu vaad edilenler" ekonomik olaraksoyuluyorlar. Bu da yetmiyor bu insanların hayatkavgasındaki umutları da sömürülüyor. KPSS'yle girilebile-cek işlerin sayısı belli oranda. Ne olursa olsun (bir seçimdönemi vb gibi torpillerin işlediği dönemler hariç) bu sayıçok artmıyor. İşe alınacakların sayısının kat kat üstündekitalepler ise tam bir umut kapısı haline getiriliyor.

187

Page 188: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu ülkenin iş arayanları elbette ne AKP milletvekili çocuğu,ne de THY'de uzman danışman olarak iş başı yapan okul-dan yeni çıkmış İstanbul Valisi'nin oğlu. Ki onların bu tarzKPSS vb dertleri de yok. İlk girdikleri işleri binlerce dolarmaaşlı işler. Bir şey bilmelerine de gerek yok. Hatta çoğuişe bile gitmez kendi özel gelir kapısını oluşturduklarışirketlerde babalarının nüfuzları üzerinden dolandırıcılık,ihalecilik vb ile zaman harcarlar.

KPSS, iş arayan milyonlarca insanı oyalama aracı olmayadevam ediyor. Çaresiz kalan insanların sığınağı ise Allah'a"ben kazanayım diğerleri kaybetsin" diye dua ettirecek kadaracı manzaralar oluşturuyor. Devlet kapısında işin cazibesi işgüvencesi, çalışma yasalarının uygulanır olması ve enazından asgari ücretin biraz üstünde bir gelire sahip olmak.Bu kadarcık güvence bile devlet işleri dışında başka işlerdeyok. Devlete ait işletmelerin de hemen her yerde taşeronişçiliğe geçmesi de bu yüzden. Çalışanları tam bir köle olarakkullanan ve böyle tutmak için her tür yasal, yasadışı, hukuki,hukuksuz uygulama devlet güvencesinde işletilmekte. İşarayan insanların KPSS adıyla uygulanan soygun ve umutticaretine milyonlarca kişinin koşmasının nedeni bu.

188

Page 189: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Daha bir kaç ay önce üniversiteyi bitirerek öğretmen olmahakkını almış bir insanın intihar ettiği duyulmuştu. KPSSsınavını kazanmasına rağmen bir türlü ataması yapılmayanöğretmen bu süre içinde özel bir dershanede çalışmakistemiş ve iş başvurusunda bulunmuştu. (tıpkı KPSS içintoplu dua edilen dershane gibi bir dershane) Dershane yö-neticileri öğretmeni mülakatta dershaneleri içinçalışabilirlilik açısından yeterli bulmuş ve işebaşlayabilirsiniz hocam demişlerdi. Önerdikleri ücret iseneredeyse asgari ücretin yarısı oranında 300 TL idi.Öğretmen önerilen ücretin ancak dershaneye gidipgelmesini sağlayacak ulaşım masrafını karşılayacakdüzeyde olması üzerine bunalıma girip "Ben yıllarca bununiçin mi okuyup çaba harcadım" diyerek intihar etti. AdıHilal Uzunkaya'ydı bu öğretmenin. O da KPSS öncesi duaetmiş ve kazanmak istemişti. Ama iş kadrosu hükümetçeözellikle kısıtlanmış iş başvurusu yapan ise bu kadrolarınkat kat üstündeydi. Ne olursa olsun işsiz kalacak insanlarçok fazla olacaktı. (ki 300 bin öğretmen açığı olmasınarağmen bir türlü bu kadrolara atama yapılmamaktadır).Ataması yapılmayan öğretmen intiharlarıyla meşhur olanbir ülkeyiz. Hilal Uzunkaya kendisini balkondan atarak,Mustafa Kaya ise kravatıyla kendini asarak öldüler. Bu in-

Page 190: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tiharlarla birlikte ataması yapılmadığı için intihar edenöğretmen sayısı 26'ya ulaştı. İntihar etmek istemeyenlerçaresizlikle her yola başvuruyorlar. KPSS sınavı öncesi der-shanelerine duacılar getirip toplu dualar ederek "Allahımben kazanayım diğerleri kazanmasın" demek zorundabırakılıyorlar.

Bu ülkeyi kurulduğu dönemden beri insanları çaresiz du-rumda bırakan ve onları olmayacak yollara sevk edenleryönetiyor. O kadar ki sırf bir iş kapısı olacak diye bu insan-lar kendilerine eziyet edenlerin partisine üye oluyor, torpilyapacaklar diye bunlara oy atıyor. Çaresizliğe düşürülmüşinsanlarla varlık bulanların iktidarı devam ediyor.

Samsun'da 10 can sel sularında boğularak öldü. Bununkarşısında ölenlerin yakınları Allah'a sığınmaktan başkaçareleri olmayan çaresiz insanlara dönüştürüldü. Bunubilen suçlular hemen ortaya çıkıp "bu sel Allah'tan geldi"yapacak bir şey yoktu açıklamalarına sığındılar.Utanmadılar. Bu 10 insanın katledileceğini bile bile orayao konutları diktiler, Karadeniz'in derelerinin yolunudeğiştiren HES'ler yaptırdılar. Allah'ın adını anarak ölümeneneden olduğu insanların sorumluluğundan kurtulmak

Page 191: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

isteyenlere duyurulur. Allah'ın adını anmadan önce ölümebilerek gönderdiğiniz 10 insanın adını öğrenin Kenan Yazıcı,Mücahit Yazıcı, Bedirhan Yazıcı, Hüseyin Yılmaz, AzizYılmaz, Emine Bütüner, Mihra Bütüner, Seher ÖzkaniMehmet Yaylacıoğlu, Berkay Bütüner. Ölümüne sebebiyetverdiğiniz insanların adlarıdır bunlar.

Çaresiz kalanların sığınakları vardır. Bunlardan biri Allah'asığınmaktır. Yapacakları bir şey kalmadığı için Allah'asığınanlar yapacakları tek şeyin bu vahşet düzeninideğiştirmek olduğunu görüp harekete geçtiklerinde buülkeyi yağmalayan, bu ülkeyi yönetiyoruz diyerek her türdolandırcılık yapanların kaçacak delik arayacakları dönem-ler de yaşanacaktır. O zaman Allah'a sığınarak çaresizlik-lerini gösterenlerden bu ülkeyi yönetenler korkmalıdır, hemde çok korkmalıdır. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlarbugünün çaresizce Allah'a sığınanları onları bulup delik-lerinden çıkaracaklardır.

NOT: Bu tarz yarışma içeren ve ben kazanayım diğerleri kay-betsin anlamına gelecek Allah'a yakarmaları din adamıylatoplu olarak yapmak günaha girmektir. Kişi yapması gereken-leri yapıp Allah'a son sığınak olarak başvurabilir, ancak bunudin adamlarıyla ve toplu olarak yapmak vicdansızlıktır.

Page 192: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Aşağıda KPSS'yi "ben kazanayım" diyerek toplu dua eden-lerin haberi var. Bu ülkede insanların nasıl çaresiz durumadüşürüldüğünün belgesidir. Unutmamak gerekir.

Kütahya'da bir dershanede öğrenciler KPSS'de başarılı olmak içintopluca dua etti.

Öte yandan, 7-8 Temmuz tarihlerinde sınava girecek çok sayıda öğrenciise, 2010 yılında yaşanan kopya skandalına benzer bir olay bu yıl dayaşanır mı? kuşkusunu taşıyor.

Kütahya'da bir dershanede Temmuz ayında girecekleri Kamu PersoneliSeçme Sınavı’nda (KPSS) başarılı olmak için topluca dua ettiler.

A.A’nın haberine göre, Kütahya’da geçen sene faaliyete başlayan birdershanede KPSS’ye hazırlanan öğrenciler, dershane yönetiminden duaetkinliği düzenlenmesini talep etti.

Bunun üzerine dershane yönetim, talebi uygun bularak din görevlilerinidershaneye çağırdı. Gelen din görevlileri öğrencilerin istedikleri başarılaraulaşmaları için Kuran’dan ayetler okuyarak, ''Allah'ım, bir yıldan beri birhedef ve amaç için çalışan bu kardeşlerimizin imtihanda başarılıolmalarını nasip eyle. İmtihan olacak bu kardeşlerimize kolaylıklar ver.Güzel netler almalarını nasip eyle'' diyerek dua etti.

Ardından dershane tarafından öğretmen adayları için hazırlanan ''KPSSDuası'', tarih öğretmeni Mustafa Yavuz tarafından okundu.

Öğrenciler, ''Allah'ım, Algıda seçiciliğimizi yüksek seviyede tut,güdülenmişliğimizi artır. Ön bilgilerimizi olumlu transfer etmemizi sağla.Atanmamızı nasip eyle'' dileklerine, ''âmin'' diyerek eşlik etti.

Öğretmenlik ve A grubu kadrolar için 7-8 Temmuz’da sınavlar yapılacağınıdile getiren Dershanenin kurucularından Fehmi Çapraz, şöyle konuştu: ”Eğitimve A grubu öğrencilerimiz sınava girecek. Öğrencilerimizden sınav öncesi birtalep geldi. Dua ettirmemizi istediler. Bu isteği uygun görerek yerine getirdik.Çok güzel oldu. Öğrencilerimiz bu etkinliği takdirle karşıladı. Türkiye’de bir ilkede imza attık. Etkinlikte emeği geçenlere ve katılan öğrencilerimize teşekkür ed-erim. Onlara sınavlarda başarılar dilerim.” Duaya katılan öğrenciler de bir yıldırgece gündüz demeden sınavlarda başarılı olmak için öğretmenlerin desteğiyleuğraş verdiklerini ve bunu güzel bir duayla taçlandırmak istediklerini anlatarak,taleplerini olumlu karşılayan dershane yönetimine teşekkür etti.

(5 Temmuz 2012)

192

Page 193: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Genelkurmay Başkanı, Fatih'teki Linçci Polisler Gibi!

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Uludere olayında ölen-ler arasında PKK'lilerin de olduğunu öne sürdü. NecdetÖzel, kafilenin içinde silahlı teröristler olduğunu, askerinolay yerine ulaştığı sırada silahların yok edildiğini iddia ettive ekledi: 'Yakında bütün gerçekler ortaya çıkacak' Ulud-ere'de öldürülen 34 insanın nasıl öldürüldüğü üzerine 1.ağızdan açıklama katliamdan neredeyse 6 ay sonra geldi.Açıklama bir gerçeğe işaret ediyor. Öldürülen 34 insan bil-erek, istenerek öldürülmüş. Öldürülen insanların PKK'ninbir "saldırı birliği" ve silahlı olmadıkları da biliniyormuş. İç-lerinde silahlı kişiler vardı diye düşünmek herkesin savaşuçaklarıyla bombalanarak katledilmesine yeterli sayılmış.

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel aslında bir suçunitirafını yaptı. "Bilerek, isteyerek öldürdük, katliam alanınabilgimiz dışında kimse girmedi ama silahlar ortada yok,saklamışlar onu da bulacağız demektedir." Necdet Özel altıaydır öldürülen 34 insana ait "bulunamayan" silahlarıbulacağını söylüyor. "Yakında bütün gerçekler ortayaçıkacak" derken aslında yeni bir tezgah kurulması için tali-imat mı veriyor. Olmayan silahları bulacak "iyi" adamlara

193

Page 194: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yol mu gösteriyor. Roboski köylülerinden 34'ü ne türlübakılırsa bakılsın insanlık suçu kapsamındadeğerlendirilecek ve sorumlularının bu kapsamdayargılanmasını gerektiren bir suç. Bu suç ortada duruyor.Yakın dönemin konusu olarak bu suça bulaşmış devletin"yetkili kişileri" tıpkı İsrailli devlet yetkililerinin katlettikleriFilistinliler için uluslararası alanda yargılanıp bir ülkedendiğerine gidememeleri durumuna gelecekler.

Necdet Özel itiraf etti ve "Kandil'e girmenin faturasını gözealmak gerektiğini anlattı.1- Devlet kararı olmalı2- ABD ikna edilmeli3- Muhtemel ağır kayıplara karşı kamuoyu hazırlıklıolmalı." diyerek bu konuda şartlarını sıraladı ve ekledi"terörle mücadele eden askerlere de tıpkı MİT Müsteşarı'natanınan yasal koruma kalkanı gerekli. Terörle mücadeleeden askerin elini güçlendirecek hukuki düzenlemelergerekiyor" dedi.

194

Page 195: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel bir türlü bitmeyen"yasal koruma ve ayrıcalık elde etme hastalığına" tutu-lan devlet yetkililerinin halini bir kez daha ortayakoydu. Polis bu ülkede "özel yasal korumalarla çalışır"ve bu özel korumalar arttıkça yaptıklarındakipervasızlık bitmez tükenmez bir işkenceye dönüşür.Asker "özel yasalarla" çalışır ve yaptıkları her şeysorgulanamaz durumdadır. Herkese uygulanan yasalardışındadırlar, yasalar elinde silah olanların çıkarınaçalışır. Bunlar da yetmez her tür isteklerini ve çıkarlarını"yasal kılıfına sokmak" için de yeni yasal kalkanlar is-tenir durur.

Hastalıklı bir yasal kalkan isteme hali sürüp duruyor.İnsanlık suçundan yargılanması gereken kişiler devletkadrolarında "yeni yasal zırhlar" isteyip duruyor. Bugünekadar her yeni "yasal zırh" bu kişilerin yeni katliamlaryapması ve halka yönelik saldırganlıklara girişmeleriylesonuçlanmıştır.

195

Page 196: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bir gerçek ortada duruyor. Bu ülkede devlet acımasız vekorkak bir kadronun kontrolünde. Her şeyden korkuyorlar.Yaptıkları işlerin sorumluluğundan kurtulmak için "yasalzırhlar" istiyorlar. Yeni katliamlar için "halkın büyük cankayıplarına hazır olmasını" istiyorlar. En büyük korkuları el-lerindeki gücün gitmesi. Ellerindeki gücü korumak içinyapmayacakları hiçbir şey yok. 12 Eylül 1980 darbesiningeneralleri yeptıkları hiçbir şeyden "sorumlututulamayacakları" anayasa maddeleri oluşturdular. Bumaddeleri her tür yasanın içine sızdırdılar. KaldırılanAnayasanın geçici maddesi onları yargılamaya yetmiyor.Yürürlükteki yasal mevzuatla onlara dokunmak mümkünolmuyor. Yasalar onlar için çalışıyor. Yasaları uygulamasıgerekenler onların emirinde. Bu durum devlet gücünüelinde bulunduran herkes için geçerli.

Dün Fatih'te polisler trafikle ilgili yol verme yüzündentartıştıkları bir insanı ailesinin önünde linç etti. Ortaya çıktıki polis yol verme yüzünden tartıştığı kişiyle bir ana kadartrafikte "olağan karşılaşılan" bir tartışma yaşamış. Linçedilen kişi tartışma uzayınca bir yakınını telefonla arayarakkonuşunca polisin tavrı değişivermiş. Çünkü kişi telefondaKürdçe konuşmuş. Yasal koruma altındaki polis bukorumanın her deliğine sızabildiği için bir kürdü linç et-

Page 197: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

menin nasıl kolay bir şey olduğunu da biliyor. Yolda trafiktartışması yaptığı kişiye sinirlenen polisler arkadaşlarındanda takviye isteyerek "kürdçe konuşan" kişiyi linç etmeyasal zırhını kullanmış. Genelkurmay Başkanı NecdetÖzel'de Roboski'de katledilen 34 insan için onlar PKK'li vesilahlıydı diyerek katliam yapma hakkını kullandığınısöylüyor. Toplum büyük can kayıplarına hazır olur ve AB-D'de müsade ederse "Kandil'e" gideriz diyor. Katliam için"yasal zırhlar" hazır sırada büyük abi ABD'nin onayı ve ka-muoyunun gelecek katliam kurbanlarına hazırlıklı olmasıkalıyor. Fatih'te bir sürücüyü linç eden polisler kişi kürdolduğu için "kamuoyunun" yaptıkları işkenceyi haklıbulacaklarını düşündüler. Yasalar ve yasaların uygulamasıböyle işiliyor çünkü. Necdet Özel'de tıpkı o polisler gibidüşünüyor. Sadece biraz daha büyük boyutlu bir insanlıksuçu düşündüğü için daha çok "yasal koruma" ve ka-muoyunu korkutan ve yıldıran ve bu yılgınlıkla her türkatliama hazırlık için daha çok psikolojik harp uygulamasıistiyor.

Kamuoyu baskısıyla Fatih'te linç yapan polislerden 7tanesinin "soruşturmaya tabi tutulduğu" açıklandı. Ka-muoyu baskısıyla Uludere'de 34 insanın katledilmesindensorumlu olanların ve yeni katliamlar yapacağınıaçıklayanların da "soruşturmaya tabi tutulması" mümkünmü. Sürekli olarak medyayı denetimleri altına alma gayret-leri bunun mümkün olduğuna işaret ediyor. Denetimsiz,özgür bir basın ve kamuoyu baskısı yaratılırsa katliamyapanların yerlerinde duramayacaklarını gösteriyor. Korkakve vahşi yöneten kadrolarına özledikleri dikensiz gülbahçesini yaratamayacakları ve mutlaka insanlık suçuylayargılanacaklarını ve bunun yakın dönemin konusuolduğunu göstermek, bu ülkedeki vahşetin daha çok kandökmesini engellemenin en önemli yolu olmaya devamediyor.

(21 Haziran 2012)

197

Page 198: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Van, THY, AKP, Urfa, Direniş Büyümeli!

Van Belediye Başkanı Bekir Kaya yaratılan KCK komplosu-nun uzantısı davalar zinciri sonucu tutuklanmıştı. Bugünİçişleri Bakanlığı Bekir Kaya'nın Belediye Başkanlığı'nıdüşürdüğünü açıkladı. Hukuki sürece ters bir gelişme. VanBelediye Başkanı'nın hakkında verilen mahkeme kararı vesoruşturmasına itiraz hakkı bulunmakta ve bu itiraz sürecitamamlanmadan İçişleri Bakanlığı'nın böyle bir kararalması var olan yasalara göre olanak dahilinde değil. Amaİçişleri Bakanlığı bunu yaptı. Tıpkı Samanyolu haberkanalının süren bir davanın kararı açıklanmadan yarım saatönce açıklanacak kararı ilan etmesi gibi bir durum bu.Göstermelik mekanizmalar olarak işleyen yargının göster-melik olduğunun açık ilanına bir örnek daha eklenmiş oldu.

Günlük burjuva medya organları Urfa E Tipi hapis-hanesinde yanarak ölen 13 insanı manşetlerinden görme

198

Page 199: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

gereği duymadılar. Gerek de duymuyorlar. Urfa'da yananinsanlar bu ülkedeki iktidar gerçeğinin en yalın halini or-taya çıkarıyor. Medya buna cesaret edemiyor. Gerçekleilişkisini iyice yitirmiş bir medya ortalıkta devletin sesiolarak gezmeye devam ediyor.Urfa Cezaevi Müdürü görevden alınıyor. Bu görevdenalmanın insanların yanmasıyla değil "rutin tayinle" ilgiliolduğu söyleniyor. Cezaevi müdürü Akif Bakkal Samsun'a,ikinci müdür Bektaş Çelik Ümraniye'ye tayin ediliyor! Yanigörevini yaptığına inanılan bir cezaevi müdürü ilerikidönemlerde taltif edilip daha "önemli" görevlere atanacak.Eğer kendi amirleri hakkında "santaj dosyaları tutmuşsa"bu yakın dönemin konusu olacak. Amirleri hakkında "san-taj dosyası tutmamışsa" harcanacak bir cezaevi müdürüolacak. (santaj dosyaları tutma konusunda Mehmet Ağarünlüdür. Tuttuğu santaj dosyalarından dolayı Yenipazarcezaevinde bir mayfa baronu gibi köşk hayatıyaşayabilmekte ve ünlü konukları hiç eksik olmamaktadır).

Cemaat lideri Fethullah Gülen'e dön çağrısı yapanErdoğan'a, Gülen gözyaşları dökerek imalı bir "dönememçünkü güvenliğim yok" demişti. Gülen'e ve Gülen cemaa-tine güvenliğinin olduğunu gösterme girişimlerinin ilkiTSK'dan geldi. Yaptığıbasın açıklamalarına Gülencemaatine ait yayınorganlarına akraditasyonuygulayarak yasak getirenTSK bu yasağı kaldırdığınıilan edip Gülen cemaatiyayın organlarını tatbikatadavet etti. Tümen tümentelekızın içinde yer aldığıaskeri casusluk davasıgözaltılarının olduğu gün-lerde, Gülen cemaatinin

Page 200: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

faaliyetlerini askeri casusluk kapsamında gördüğünüsöyleyen TSK bundan vazgeçmiş görünüyor. TSK artık,telekızlar askeri casusluk yapabilir, "dini bütünler" yapa-maz demektedir.

Gazetecilerin Tanıklık Günleri devam ediyor. Uslandırılmışmedyaya uygun olmayan gazeteciler hapishanelerde,hapiste olmayan uslanmayacağız gazetecilik yapacağızdiyenler de Adalet Sarayları önünde Tanıklık Günleri Nö-betinde.

Mecliste soruşturma altında olan polislerin terfi ve özlükhaklarının dondurulmasını kaldıran yasa çıkarmaçalışmaları yapılıyor. Polisin işlediği suçlar her biçimdekapatılmaya çalışılırken işledikleri suçların anormalsayılarda oluşu ve neredeyse suça bulaşmamış poliskalmaması polisler hakkında yürütülen soruşturmaları polisiçinde "huzursuzluklar yaratacak" boyutlara taşımışgörünüyor. AKP eliyle darbe yapanlar yakın zaman öncebellerindeki silahları çıkarıp "kahrolsun insan hakları" diy-erek İstanbul sokaklarında terör estiren polis gösterilerinintekrarlanabileceğinden korkuyor. O yüzden polisi her şartaltında koruyup kollamaya devam ediyor.

Page 201: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Eylül yargılaması adı altında Ankara'da yürütülenmahkemeye GenelKurmay belgelerinden bazıları ulaştı.Belgeler bir devletin nasıl insanlık suçu işleyip bunu kap-atmaya çalışmak için yalan ürettiğinin suç delilleri olarakortaya çıktı.

EDP ve Yeşiller Partisi birleşme kararı aldı. Artık yeni birparti olacağız dendi. Elbette "birleşme olsun da ne olursaolsun diye" ortalıkta gezinen herkese akıllar fikirler veren-lerde buna alkış tutuyorlar. Tuhaf bir haldir. Birleşerekeriyen, etkisizleşen ve her birleşmeden sonra düzene dahaçok bağlanan bir akım olarak yoluna devam edenleri izle-mek ilginç oluyor.

Barışçıl gösteriler ve tepkilerle sonuca gidilemediğigörülüyor. İktidar her tür tepkiye duyarsız ve etkilenemezolduğunu ilan etmekten çekinmiyor. Buna karşın ülkedemücadeleyi farklı araçlarla devam ettirmek isteyen kişi vegruplar harekete geçiyor. Daha çok çatışma önümüzdekisürecin mücadele biçimi olmaya gidiyor.

201

Page 202: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

TOGO işçileri, Billurtuz işçileri, Tedaş işçileri, HEY işçileri,THY işçileri ve daha birçok yerde işçiler direnişlerinisürdürüyor. AKP eliyle darbe yapanlar bu direnişlerkarşısında sadece vahşi bir vurdumduymazlık sergiliyorlar.THY direnişi görünüyor ki bir kırılma noktası olarakdeğerlendiriliyor. Hava-İş Sendikası yöneticileri "yakırılacağız, ya kazanacağız" demek zorunda kalıyorlar. İşçidirenişleri bir dönemeci işaret ediyor. Arada uzlaşmanınolamayacağı bir noktaya geldiklerini görüyorlar. AKP eliyledarbe yapanların kendi iktidarlarının dayatmaları konusun-daki baskıcılığı karşısında işçilerin yapabilecekleri şeylertek bir seçeneğe doğru ilerliyor. İşçilerin direnişlerini dahakararlı ve birleşik sürekli bir mücadele merkezi yarataraksürdürebilecekleri seçeneği tek yol olarak görünüyor. Belki1990 Zonguldak işçilerinin Ankara yürüyüşü gibi biryürüyüş, belki TEKEL işçilerinin Ankara'daki çadırlı direnişgünleri, belki de başka bir mücadele biçimi. Ancak görüneno ki işçiler farklı bir mücadele biçimini hayata geçirmekzorundalar.

Yunanistan'da seçimler yenilendi ve başta AB emperyalizmiolmak üzere dünya gericiliğinin desteğini aldığı sağcı YeniDemokrasi Partisi ufak bir farkla birinciliğini korudu. ABdayatmalarına karşı olduğunu ilan eden Syriza ise oylarınıyine arttırarak 2. parti konumunu güçlendirerek sürdürdü.Yunanistan'da emperyalizmin bir halka karşı tehdit vesantajı en açık biçimde kullandığı bir seçim yaşandı.

202

Page 203: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Suriye'ye yönelik içinde her tür komplonun yer aldığı"savaş çığırtkanlığı" aşamalar kaydediyor. ABD DışişleriBakanı Clinton dünyanın gözünün içine baka baka Suriyehakkında yalan haberler veriyor. Türkiye, Suriye'ye saldırıkonusunda hazır ve hevesli bunu her vesileyle ortayakoyuyor ve Suriye'ye karşı silahlı çeteleri her biçimdedestekliyor.

Sıcak bir yaz yaşanmaya başlandı. Daha da ısınacakgörünüyor. Sıcaklık yaz bitip sonbahar geldiğinde de bit-meyecek, kış geldiğinde de sürecek, görünüyor. Seçim-lerde %50 oy alan AKP iktidarda 4 yılı tamalayamayacakbu artık açıkça görünen bir gerçek. Ya da AKP iktidarıSuriye'yle bir savaş veya başka bir nedenle "savaşhukukuna" geçerek daha çok kan ve zulümle iktidardakalmaya çalışacak.

Birleşik bir mücadelenin yolları yaratılmalıdır. Kürtajeylemlerinde kadın örgütleri erkekleri dışlamayı bir becerisaymaktadırlar. Sorun bizim demenin bir dili olarak bunuöne çıkarıyorlar. Aynı şeyi farklı biçimde hemen her olayve direnişte kadınların yaptığı gibi bir "yasaklama" ol-madan görmek mümkün. Bundan ayrılan ve dayanışmaeylemleri yapan tek akım sosyalistler oluyor. Sosyalistlergüçleri yettiği kadar her mücadeleye temsilcilik düzeyindeolsa bile katılmaya özen gösteriyorlar. Bu birleşik mücade-lenin umudu ve gücünü oluşturuyor. Ortak ve programlı birmücadelenin yaratılması devrimci kızıl dayanışmanın hay-ata geçirilmesi en önemli görev.

İşçilerin, kadınların, öğrencilerin, Kürdlerin, işsizlerin,köylülerin mücadelelerini somut bir eylemler dizisi içindedayanışma ruhuyla birleştirmeleri önümüzdeki dönemin enönemli işi. Ya devletin yeni düzenleyeceği kanlı katliamlarve baskılar ya da faşizmin direnişle geriletilmesi.

(18 Haziran 2012)

203

Page 204: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Urfa'da Yoksula Ölüm İstanbul'da Şeyhe İmar Yağması!

Urfa'da yoksula hapishanede yanarak ölüm, İstanbul'dayağmacı rantiyerlere yasadışı imar izni. İnsan ve ekonomiyağması devam ediyor.

"1984 yılında Turgut Özal'ın başbakanlığı döneminde SuudiArabistan Prensi Abdullah bin Abdülaziz'e satılan Kandil-li'deki Sevda Tepesi için imar izni çıktı.Boğaz'a hakim bir konumda yer alan Sevda Tepesi'ninimara açılması tartışması, yıllardır sürüyordu. 57 dönüm-lük arsa için İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'ndenimar izni çıktı. Kral Abdullah'ın talebi üzerine Çevre veŞehircilik Bakanlığı'nın devreye girdiği ve İBB'nin gereklionayı verdiği belirtiliyor. Boğaziçi İmar Kanunu gereğiSevda Tepesi'nin imar izni bulunmuyordu."

Yağmanın bu en "kör gözüm parmağına" hali de kılıfına uy-duruldu. Aynı gün Urfa E Tipi hapishanesinde insanlar 6

204

Page 205: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kişilik odalarda 18-30 kişi kalıyorlardı ve yangında öldüler.Haber merkezleri ilk geçtikleri haberlerde Urfa hapis-hanesinde kalan adli hükümlülerin kendi aralarındakihusumet sonucu çıkan bir kavgada birbirlerini yaktıklarışeklinde haberler geçtiler. Urfa hapishanesi, sanki MehmetAğar için özel olarak hazırlanmış Yenipazar cezaevikonforundaymış da insanlar bu konfor içinde itişipkakışırken birbirlerini öldürmüşler gibiydi haber. Urfahapishanesindeki katliam bilmeyen geniş kesimler için biraldatma haberiyle başladı.

Urfa hapishanesi uzun zamandır insan haklarısavunucularının ve konuya duyarlı insanların günde-mindeydi. Söyledikleri özetle 270 kişilik hapishanedebinden fazla insan olduğu ve hapishane koşullarının insanyaşamına hiçbir biçimde uygun olmadığı yönündeydi.Neredeyse nefes almaya yer olmayan bir hapishane. El-bette bu halka şöyle denmekte "içeriye tıkılanlar suçlu vebunu hakediyorlar." Uzun yıllardır kurulan baskıcı sistemlekorkutulup sindirilen geniş kesimler bunun yalan olduğunubile bile buna inanmayı tercih ediyorlar. Aslı öyle değil,hapishanelerde adli mahkum ve tutukluların çoğuyoksulluğun dayatmalarıyla ceza sisteminin çarklarınatakılan insanlar. Mecburiyetlerle oradalar. Hapishanelerdeadli mahkum ve tutuklular dışında kalan geniş bir kesimise siyesi tutsak, sadece bu devletin benden değilsin ozaman düşmansın diye tanımladığı muhalifler. Haksızlığakarşı boynunu eğmeyip hayır diyenler.

Page 206: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Urfa hapishanesinde insanlar ölüme bilerek atıldılar. Tambir vahşet sistemi işleyen ülkede en vahşi yanlardan birihapishane uygulamaları oluyor. İşkenceci gardiyanlar,işkence yaparak idari olarak taltif edilerek yükseleceğineinanmış cezaevi personeli. Hapishanelerin maddi koşullarıda bu işkence sistemine göre her gün yenidenoluşturulmakta. İnsanı yok etmek, içeriye giren herkesininsanlığını yok etmek üzere bir sitem oluşturulmuş. F, E,M, H, Tipi ne olursa olsun hapishaneler işkence merkeziolarak işliyor. İnsanları yok etmek üzere kurulmuş birmekanizma. Hapishanelerde bu mekanizmayı oluşturupişletenlerin diğer yüzünde ise güller açıyor.

Parası olana "köpekleşen" bir devlet mekanizmasıişletiliyor. Uzun yıllardır bir devlet ayıbı olan Suudi Arabis-tan Prensi Abdullah bin Abdülaziz'e Sevda Tepesi satışı veimara açma çabalarında "utanma duygusunu" dinselsöylemlerle peşlerine taktıkları insanların arkasınasığınarak gizleyenler yeni bir utanmazlık adımını pişkinceattılar ve yasadışı biçimde Sevda Tepesi'ni imaraaçıverdiler. 12 Eylül 1980 Faşist Askeri Darbesi'nden son-raki süreçte özellikle Ege Bölgesi kıyı şeridi askerlerin her

206

Page 207: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kademesinin yağmasına açılmıştı. Hala da Ege Bölgesikıyıları bu yağmacıların diktikleri yazlıkların işgalindedir.Şimdi AKP eliyle darbe yapanlar yağmada sınır tanımazlıkve utanmazlıkta başı çekiyorlar. "Bu kadarı da olmaz" de-nilen her şeyi büyük bir pişkinlikle sürdürüyorlar.

Urfa'da yoksulların bedenleri yağmalandı, İstanbul'da doğayağmalanıyor. Yağmacılar her zamanki gibi büyük pişkinliklesuçlarını masumların üstüne atma yolundalar. Urfa'da suçlu,6 kişilik koğuşta 18-30 kişi kalmak zorunda olan yoksul, İs-tanbul'da suçlu "yağmaya hayır" diyen insanlar.

Faşist devletler yeni darbeci yollara girdiklerinde iki koldanilerler, biri insan yağması, diğeri ekonomik yağma. İnsanyağmasında, insanlara ölüm ve işkence düşer. Bazen Ro-boski'de bomba olur, bazen Urfa'da bir odada 18 kişikalanların yanması olur. İnsanların her tür insanlıkdeğerleri aşağılanıp yağmalanmaktadır.

Ekonomik yağmada ise sadece kamuoyuna yansıyanlarbile AKP kadrosunun ve onlarla birlikte hareket edenlerintam bir suçlu olduklarını defalarca kanıtlamaktadır. Unutulmamalıdır. AKP eliyle darbe yapanlar sallantıdadırve yıkılmaya çok yakınlardır. Onlarla hareket eden herkesama herkes "suçlu" olarak yargılanacaktır. Yapılanlarıherkes unutsa komünistler unutmayacak ve onlarısuçlarından dolayı yargılayacaklardır.

(17 Haziran 2012)

Page 208: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hava-İş Grevi Kırıcısı Rolünde Medya Yalanları!

Eski bir ABD filmi vardır Steinbeck'in romanındanuyarlanan Gazap Üzümleri. Bu romanı okuyanlar bilir,okumayıp filmini izleyenlerde bilir. Grev kırıcıları vardır, hertürlü kötülükle sadece kendi çıkarları için insanlara saldırantiplerdir. Elleri sopalı "kanun adamlarıdırlar" toplumda biryerleri olan tiplerdir. Elbette bu grev kırıcılarının eline ver-

208

Page 209: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

ilen sopalar "patron-lara" ve yakalarınatakılan "kanunadamı rozeti"patronların devletineaittir. Vicdansız vekara yürekli tipolojiolarak ortalıkta kafagöz yarıp yalanlarla,d a l a v e r e l e r l epatronların istedik-lerini yaparlar.

Türkiye'de ne zaman bir işçi grevi, direnişi olsa eli sopalıgrev kırıcılar ortaya çıkar. Daha geçen gün ölen Ülkerfirmasının sahibinin zamanında "ülkücülere" avuç avuçparalar verdiği haberleri çıktı. Bunu anılarında yazanlar"iyiliğinden yaptığınıanlatıyorlar." Aldıklarıpara karşılığındaÜlker firmasınınsahibi için neyaptıklarından söz et-miyorlar. Sabri Ülkeriş adamıydı, tipik biriş adamı, karşılığı ol-mayan hiçbir yere"avuç avuç düzenli"olarak para akıtacakbiri değildi. Grevkırıcılarının bazılarınıbeslemişti.

Grev kırıcılarının bu ülkede "sokak ayağından" başka ünlübir kolu da "medyadır." Grev ve direniş olduğu her se-ferinde en vicdansızları ortaya çıkar ve kapkara bir ses olup

209

Page 210: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

dökülürler. "Eli sopalı" grev kırıcılarındandırlar. Akitgazetesi ünlü grev kırıcılarının başında gelir. Geneldeinsanların dini hassasiyetleriyle "küfrü" karıştırıp en düzey-siz saldırganlıkla ortaya çıkan ekolün günümüzdeki temsil-cilerindendir. Zaman zaman bu düzeysizlik medyanın diğer"seçkin" yayın organlarında da yer alır. Kırılacak grev vedireniş devlet ve patronlar için ne kadar önemliyse "düzey-siz grev kırıcılığı" her tür "seçkin" medya organında yer al-maya başlar.

Hava-İş genel başkanı Atilay Ayçin'e Akit her zamanyaptığı gibi en düzeysiz biçimiyle saldırmıştır. Busaldırganlığa diğer "medya" kuruluşları da eklenerek yenibir linç kampanyasıyla hava işçilerinin grevini kırmakisteyenlere katılmışlardır. Atilay Ayçin'in böylesi iler tutaryanı olmayan saldırılarla karşılaşması ilk değildir. Deney-imli bir sendikacıdır gereken karşılığı verecektir. Ancakgrev kırıcılarının ne kadar vicdansız ve karanlık olduklarıbu örnekle bir kez daha görülmüştür. Akit'in yaptığı grevkırıcılığı yazısını aynı biçimde sayfasına taşıyan Vatangazetesi,yazıda geçen iddialardaki tüm saçmalıkları sorgu-lama gereği bile duymamıştır.

Page 211: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Grev kırıcıları vicdansız ve sadece kendi çıkarınıdüşünenlerden oluşur. Medyanın Hava-İş sendikası'na, THYişçilerine bu kadar düzeysiz ve aleni saldırısı ancakzamanında el altından "ülkücü grev kırıcıları avuç avuçparayla besleyen Sabri Ülker'in" THY versiyonu kim kimedya bu kadar hevesle grev kırıcılığına soyunuyorsorusunu sordurmaktadır.

Grev kırıcılığı karanlık işlerin tezgahlanmasıdır. Vicdansızve insanlıktan uzak tipolojilere gerek duyar. Medya herzaman bu kadar vicdansız ve insanlıktan uzak olmayı be-cerebilmektedir. Ancak ne kadar vicdansız ve karanlıkolurlarsa olsunlar işçilerin direnişi grev kırıcılara rağmenbaşarıya ulaşacaktır.

Bir kez daha işçiler geri alınan kadar THY'yi boykot.

Bir kez daha havada grev yasağına hayır.

Aşağıda Akit gazetesinin yaptığı "grev kırıcı" yazıyı alıpyayınlayan Vatan gazetesinin heberi bulunmakta. Tarihi bir"suç vesikasıdır." Artık akıllara nakşetmelidir. Herkes, herşeyi unutabilir, ama komünistler hiçbir zaman ne dostu nede düşmanı unutmazlar.

Herkes gitti o yerinde THY çalışanlarını grev ve eyleme teşvik ederekişlerinden olmalarına sebep olmuştu

Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarını eyleme teşvik ederek, binlerceyolcunun mağdur olmasına ve THY'nin milyonlarca dolar zararauğramasına sebep olan Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin'ınsendika ağası olduğu ortaya çıktı.

22 YILDIR GENEL BAŞKAN!..1954 Tunceli, Pülümür doğumlu olan Atilay Ayçin, 1976-1989 tarihleri

arasında THY Genel Müdür Teknik Yardımcılığı'nda Uçak Teknisyeniolarak çalıştı. Ayçin, 05 Kasım 1989 tarihinde Hava-İş Sendikası Genel

211

Page 212: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Başkanı oldu. 1989'dan bu yana genel başkan seçilen Ayçin, tam 22 yıldırkoltuğunu koruyor. Ayçin, 22 yıldır genel başkanlığı kimseyebırakmazken, sendikanın internet sitesinde demokratik bir yapıya sahipoldukları belirtiliyor. Yönetim ve denetimde şeffaflığın esas olduğu be-lirtilen sitede, "Hava-İş Sendikasının temel işleyişi demokratik biryapılanma ile oluşmuştur. Bu gereklilik de katılımcı olmayı gerektirir"ifadeleri dikkat çekiyor.

YASADIŞI EYLEMLER YAPTIRDIAkit'in haberine göre; Ayçin, havayolu çalışanlarını örgütleyerek

yasadışı eylem yapmakla suçlanıyor. Ayçin, havacılık sektöründe grevyasağını öngören kanun teklifinin Meclis Genel Kurulu'na gelmesi üzer-ine, işçileri örgütleyerek grev kararı aldırmıştı. Sendika, üyelerinintelefonlarına geçtiği mesajla grev çağrısında bulunmuş ve çalışanlar işbırakma eylemi yapmıştı.

2 MİLYON DOLAR MADDİ ZARAR!..Hava İş Sendikası'nın baskıları sonucu başlattığı yasadışı eylem sonu-

cunda THY'nin yaklaşık 2 milyon dolarlık maddi zarara uğradığıaçıklandı. Ayrıca eylemlerle eşzamanlı olarak THY'nin internet sitesinedüzenlenen siber saldırılarla kullanılamaz hale getirildiği belirlendi.

200 BİN YOLCU MAĞDUR OLDUEylemden dolayı THY uçaklarındaki uzun rötarlar ve iptaller yolcuların

mağdur olmasına yol açtı. Personelin iş bırakması üzerine yaklaşık 247uçuş iptal edilirken, yaklaşık 200 bin yolcunun mağdur olduğu açıklandı.Çalışanları yasadışı eyleme iten Hava-İş Sendikası, işçilerin de mağdurolmasına sebeb oldu. İş bırakma eyleminden sonra 305 işçi işten çıkarıldı.

HAVAALANINDA EYLEM YASAKLANDIÖte yandan Hava-İş koluna getirilen grev yasağının ardından, Atatürk

Havalimanı'ndaki gösterilerde 17. güne gelinirken Atatürk HavalimanıGüvenlik Komisyonu'nda alınan karara göre, havalimanı sınırlarıiçerisinde her türlü gösteri ve eylem de yasaklandı. Alınan kararda,havalimanında yapılan gösterilerin uçuş ve terminal güvenliğiniaksattığına dikkat çekildi. Bu tür eylemlerin, ülke imajını da olumsuzyönde etkilediği belirtildi. Karara göre, havalimanı sınırları içerisinde her-hangi bir gösteri, eylem yapılamayacak. Kararın imza aşaması sonrasıuygulamaya geçileceği ifade edildi.

(16 Haziran 2012)

212

Page 213: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP Hulusi Abi mi?

Emre Uslu, cemaatin gazetecisi, Taraf gazetesindeki köşeyazısına ‘Güneydoğuda görev yapan askerler ve polislersavaş suçlusu olarak yargılanacak’ diye başlamış.

Geçenlerde Hüseyin Gülerce Zaman gazetesindeki köşeyazısında Özel Yetkili Mahkemeler'in işleyişiyle ilgili AKP'ninyapmayı düşündüğünü açıkladığı düzenleme üzerine ce-maatin yargıdaki etkinliğinin itirafı olan "Vefalı ellere karşıbu düzenlemeyi yapmayın" demiş ardından da tehditiçeren biçimde "Bir gün o vefalı eller sizi bırakabilir" diyede eklemişti.

Süleyman Demirel TBMM'nin darbeleri araştırma komisy-onuyla ilgili konuşmalarında 28 Şubat süreciyargılamalarına dikkat çekip "Bu darbe sürecini yargıya

213

Page 214: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

taşıyanlar da bir bün yargılanır" demiş ve Recep TayyipErdoğan'ın o bildik "siyasete kefenimizle girdik" sözlerinikamuoyu yeniden duymak zorunda kalmıştı.

Darbecilikle yargılanan askerlerin cezaevi görüşmelerindeveya özel sohbetlerindeki konuşmaları yine resmi görevlil-erce illegal olarak elde edilmiş "ses kaydı" olarak interneteve cemaat gazetelerine düşmeye başladı. Söylenen her sözdarbecilikle yargılanan askerlerin AKP cenahını bir günyargılayacağı üzerine odaklanmakta. Sitemin aktörleri AKP'ye karikatürdeki gibi Hulusi abitanımı yapmaya adım atmışlardır.

AKP Yargılanacak mı?

Baştan söylemek gerekir ki AKP yöneticileri ve onlarla şuveya bu düzeyde işbirliği içinde olanlar yargılanacaklar.Kimi insanlık suçundan dolayı, kimi dolandırıcılıktan, kimiyapılan usulsüzlüklerden, kimi AKP eliyle yapılan darbeyeşu veya bu düzeyde destek vermekten yargılanacaklar. Buyakın geleceğin konusu olarak gündemde. Elbette Fethul-

214

Page 215: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

lah cemaatinin AKP elitlerine karşı oluşturmaya çalıştığıtehdit ve "uyarılarda" söyledikleri gibi bir yargılama olmay-acak. Görünen o ki AKP ve AKP eliyle darbe yapanlarınyargılanmasında rol alacak olanlar ne cemaatinmensuplarının sandığı gibi darbeci subaylar olacak ne deAKP'ye muhalif olduğunu ilan edip el altından onlarlaişbirliğinde olan kesimler olacak.

AKP ve AKP eliyle darbe yapanları yargılayacak olanlar sonbir yıldır artan bir ivmeyle güçlenen ve harekete geçen"sol" olacak. Sistem kendi iç alternatiflerinde epeytörpülenmiştir. Bir star havasında ortaya sürülen KemalKılıçdaroğlu da veya el altına hazırlanan süpriz adaylar dasistemin alternatif can simidi olamayacaktır. Sistem AKP'yeyazgılı olarak kalmaya devam etmektedir. Ki bu çok açıkçagörüldüğü için AKP eliyle darbe yapanlar pervasızlıktasınırları zorlamakta sakınca görmemektedir.

AKP ve onunla birlikte darbecilik yapanların karşısında tekgeçerli alternatif Kürt hareketi ve onunla birleşen emekçihareket olmaktadır. "Sol"un "kronik sorunlarına" kapılıp gi-

215

Page 216: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

denlerin elendiği bir süreç yaşanmaktadır. Bu elenmedenkurtulabilenler her tür şartta düzene karşı mücadele et-meyi başaranlar olacaktır. Sitemin karşısına, sistemi "kur-taracak sol" alternatif olarak çıkmaya çalışanlar sistemonlara ne kadar hoş görülü davranırsa davransın ve"dokunmayarak" desteklerse desteklesin sokaklaraçıkmaya başlayan kesimlerin dışlamasındankurtulamamaktadır. Sisteme karşı alternatif bir düzen ge-tirmeyi hedefleyen ve bu konuda çalışma yapanlar nekadar güçsüz olursa olsun sokaklara çıkanlarca desteklen-mektedir.

AKP Sokaklara çıkanlarca yargılanacaktır. Bu artık belirginbir hal almaya başlamıştır. Sistem polisiye baskı tedbir-leriyle varabileceği her türlü baskıda son noktalara varmaküzeredir. AKP eliyle darbe yapanların canla başla istedikleri

216

Page 217: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"Suriye üzerinden" başlayacak bir Ortadoğu savaşı ise em-peryalizmin "büyük oyununa" bağlıdır. Emperyalimin buoyununda bir savaş çığırtganı olan ve savaş çıkması içinher şeyi yapan AKP darbecileri kendilerini kurtarmak içinbaşka seçenek kalmadığı düşüncesindedirler. Bu tarz birsavaş çılgınlığı karşısında ise ülkedeki sistem muhaliflerininprotesto yöntemlerinin değişeceği ve "barışçıl" sokak gös-terileri yerine başka seçeneklerin gündeme geleceği ise birsır değildir. Sistem muhaliflerinin gücü devlet tarfından gözardı edilebilir bulunmamaktadır. "Korkak ve paranoyak"devlet aklı her tür sistem muhalifi hareketi yok etmesaplantısıyla hareket ederken aslında sisteme karşı mü-cadele edenlerin bir üst karşı koyma yollarını da ortayaçıkarmaktadır.

Alper Taş ÖDP 7. Kongresi'nde AKP eliyle yapılan darbeninyerleştiğini söyledi. Öyle değil. AKP eliyle darbe yapanlaryerleşemedi. Devlete egemen olmak konusunda çokparçalı bir gericiler arası mücadele sürmekte hem detehditlerle santajlarla. Yakın zamanda devlet kademesindeyer alanlar, siyasiler, cemaatlar içinden akla hayalegelmedik suçlamalarla karşı karşıya gelebiliriz. Emre Usluadlı Cemaatin istihbaratçı "gazetecisi" tetiği çekmeye dün-den razı olarak Başbakanı ve çevresini yargılamakla tehditetmiştir. Yargılama tehdidinin altında köşe yazısındayazdıklarından başka bilgilerin ellerinde olduğu imasıvardır. Yolsuzluktan, vatan hainliği suçlamasına kadar hersuçlamayla Başbakan ve çevresine yüklenebilecekleriiması bulunmaktadır. AKP eliyle darbe yapanlar devlet içiçatışmada daha ilk günlerini yaşamaktadır. Kendi iççatışmasıyla meşgul devletin halkın isyanına vakitayırmasında tek seçenek ise baskı ve şiddet olabilecektir.Halk isyanının barışçıl sokak gösterilerinden daha güçlümücadele yöntemlerine geçmesini hazırlamak ise devrimcianlayışın görevi olarak önündeki tek seçeneğidir.

(11 Haziran 2012)

217

Page 218: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Roboski, Kürtaj, THY Grevi, Akıl ve Vicdan!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, THY'deki greve ilişkin,''Düşünün ki bu grev kanunsuz değil kanunlu olarak dayapıldığında, uzun süreli bir grev olduğu zaman bunun be-delini kim ödeyecek, kim öder? Millet ödeyecek, milletöder. Bu stratejik bir kurum ve bu stratejik kurumdaatılacak bu tür adımlar ciddi manada ülkemizde çöküşünhabercisi olur ki, buna fırsat vermemek gerekir diyedüşünüyorum'' dedi.

Karşımızda 12 Eylül faşist askeri darbesini yapmış KenanEvren var gibi. Grevin ülke ekonomisine vereceği zararıanlatıp işçileri köle gibi kullanmayı hedefleyen bir diktatör.12 Eylül faşist cuntası her alanda grevleri yasaklıyordu.Ysaklama gerekçesi olarak da Başbakan Erdoğan'ınsöylediğini söylemeyi ihmal etmiyorlardı. Sivil havacılıkalanında özel şirketleşmeye gidildi. Devletle bağı olmaya-

218

Page 219: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

cak dendi. Yani şirketle işçiler karşı karşıya olacak ve kendiaralarında gereken mücadeleyi verecek dendi. Devletin bukonuda bir müdahalesi çağ dışıdır dendi ama devlet mü-dahale etti ve yasa çıkarıp tıpkı 12 Eylül faşist darbesi gen-eralleri gibi grevi yasakladı.

Karşımızda köşeye sıkışan bir iktidar var. Köşeyesıkışmışlığıyla aklın ve vicdanın kabul edemeyeceği heradımı atabiliyorlar. Havacılık işkolunda grev yapılmasınıyasaklamak bir dönemeçtir. Rahatsızlık duydukları herkonuya saldırgan ve "yaptık oldu" mantığıyla yaklaşan ve"daimi iktidar" oldukları hayaliyle yaşayanlar köşeyesıkıştıkça sıkışıyorlar.

Akılları ve vicdanları karardıkça arsızlaşıyorlar Roboski'dekatledilen insanlar için hiçbir şey yapmayacaklarını vesorumluluklarını üstlenmeyeceklerini en yüzsüz biçimdeortaya koymaktan çekinmiyorlar. Saldırganlaşıyorlar."Tasmalı" gazetecilerinden bazıları "Artık bu kadar dafazla" bir parça vicdan dediği zaman hemen işten atılıyor.Başbakan "kürtaja karşı olduğunu" "Her kürtaj bir Ulud-ere'dir" diyerek saldırganlığını ilan ettiği için devlet

Page 220: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

mekanizması hemen bu konuda yasa değişikliği çalışmalarıiçin işletilmeye başlanıyor ve bir de bunu en akla mantığaters biçimde savunuyorlar. Sağlık bakanı Recep Akdağ birsağlıkçının aklından bile geçmeyecek şeyleri söyleyiveriyor."Bazen annenin başına kötü bir şey gelmişse ne olacak?vesaire gibi şeyler söyleniyor. Gerekirse öyle bir bebeğedevlet bakar" diyebiliyor. Hiç mi bu ülkede vicdanı kararmışbir kesim olduğu bilinmiyor. Kadına yönelik şiddetin temelunsurlarından birini taciz ve tecavüz oluşturuyor. Bunu bilebile tecavüzcülere yeni cesaretler veren ve tecavüzmağdurlarını bir de bu biçimde cezalandırmayı söylemekdüşünmek ve bunu bir da yasa haline getirmek aklın vevicdanın iyice karardığını gösteriyor.

Köşeye sıkışan iktidar problemleri ve tepkileri biriktiriyor.Aklında Suriye'ye yönelik bir savaşa dahil olmak var. Savaştamtamlarının çalınması için her şeyi yapan bir iktidar var.Savaş yönetimine geçmeyi isteyen, savaş haliuygulamalarını arzulayan bir iktidar. Buna da hazırlık içinülkedeki her vicdanı, her aklı yok etmeye, her yöntemledevam ediyorlar. Suskun kesimler karşısında sadeceyandaşların, yalakaların sesi çıksın isteniyor.

Page 221: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kamu emekçilerine sefalet zammı, işçilere sadecetaşeronluk, öğrencilere en ufak bir karşı koyuşakalktıklarında hapishane, muhalefet edenlere her tür yön-temle saldırı ve baskı. Yağma zincirleri işliyor. Rantekonomisi yeni yağma alanları bulmanın sevincini yaşıyor.İktidar ve yanaşmaları artık canları istediği her yere el koy-abilecekler. Her tür yolsuzluk sistemleşti, köylünün elindekiher ürün yağmalanmaktan başka bir seçeneğe sahip değil.Polisin şiddeti ve uygulamalarından bitmeyen ölümler vebu ölümleri "biber gazı zararsız" diye savunan Bakanlar.

Tepkiler büyüdükçe bu tepkilere karşı umursamazlıktabüyüyor. Halka, insana, vicdana, akla düşman olan iktidar-daki yeni darbeciler anladıkları biçimde karşılık bulmadıkçahiçbir şeyi umursamıyorlar. Duyma kanalları kapalı.Sadece onların çıkarlarına engel olacağını düşündüklerigirişimlere karşıduyarlılıkları var.Onları yıkmayagidecek yolda bu-radan geçiyor.Faşist iktidarakarşı dünyanınher yerinde diren-mek insan hakkıve meşru. Buradada bu meşruiyetdevreye giriyor.İnsanlık düşmanı,vicdan ve akılnoksanlarına karşıdireniş, her günher araçla direnişinsani tekseçenek.

(30 Mayıs 2012)

Page 222: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack Buldu İçişleri Bakanlığı'nın Irak İşgaliyle İlgisi Ne!

Irak katliamı ve bunun raporlarının İçişleri Bakanlığıbilgisayarlarında ne işi var.

Sosyalist hacker grubu Redhack, yetkililerin açıkladığınagöre "gizli olamayan" bilgilerin yer aldığı içişleribakanlığına ait internet sitesine girmiş ve bu sitede yeralan "gizli olmayan" belgeleri alıp kamuoyuna açıklamıştı.Bu açıklamanın ardından daha önce olmayan şeyler olurhale gelmiş, klavye ve mause silah sayılıp hackerlar terörörgütü kapsamında soruşturulmaya başlanmıştı. Busoruşturma kapsamında Redhack'e gözdağı vermek için"masumları rehin alma" uygulaması devreye sokulmuşhackerlıkla ve Redhack'la ilgisi olmayan 17 kişi gözaltınaalınıp 7'si de tutuklanmıştı. Redhack halka açık olduğusöylenen emniyet sitesinden aldığı belgeleri yayınladıkçatuhaf durumlar ortaya çıkmaya başladı. Ahmet Türk'e

222

Page 223: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

saldırı yapılacağı ihbarı elinde olan Emniyet bu saldırıyıdurdurması bir yana "bu ihbar bizde yok" diyerek açık bel-geyi inkar yoluna gitmişti.

Birçok tuhaflıkların yanına bir de İçişleri Bakanlığı'na aitinternet sitesinde Irak'ta, ABD'nin yaptıklarının özel bel-gelerinin de bulunduğu ortaya çıktı. Yurt gazetesinin Red-hack'a dayandırarak yaptığı haberde Irak'ta görevli birABD'li yetkilinin Irak işgali sürecinde olanlarla ilgilihazırladığı rapor ve belgelerde tam bir vahşet ortayadökülüyor. ABD'nin Irak işgali sürecinde yaptıklarınıninsanlık suçu kapsamında değerlendirileceğinin belgeleriortaya çıkıyor. Bu belgelerin benzerleri birçok yerdeçıkmıştı. Ancak bu yeni belgeler ABD'nin işlediği insanlıksuçunun yeni kanıtları olarak görülebilir. Konunun tuhaflığıbu belgelerin İçişleri Bakanlığı sitesinde yer alması. Devletyönetiminde yetkili olunan konular ve alanlar vardır. De-vletin kurumları da devlet görevlileri de bu konudayasalarla sınırlandırılmıştır. İçişleri Bakanlığı'nın görev alanıiçine Irak işgali ve orada ABD'nin işlediği "insanıksuçlarının" yaşanan katliamların girmediği ise açıktır. Yurtgazetesinin redhack'a dayandırarak yaptığı haberden bazısorular ortaya dökülmektedir.

Page 224: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Akla Gelen İlk Sorular:

1- İçişleri Bakanlığı ABD'nin Irak işgalinde işlediği "insanlıksuçlarının" belgelerini toplayarak ABD'ye karşıoluşturulacak bir devlet komplosu ve santajına alt yapı mıhazırlıyor.

2- AKP, Irak işgalinde ABD ile işbirliğini ne dereceye kadargötürdü de yetkisi bile olmayan İçişleri Bakanlığı halka açıkinternet sitelerinde bile tutacak kadar belge depolar halegelebildi.

3- Irak işgalinde Iraklıların katledilmesinde İçişleriBakanlığı yetkilileri görev aldı da onların yaptıkları faaliyet-lerin belgesi olarak mı bu belgeler İçişleri Bakanlığısitesinde yer alıyor.

4- İçişleri Bakanlığı'nda bölge ülkelerinin içişlerine karışanve oraları takip eden bir birim mi oluşturuldu ki İçişleriBakanlığı bu tarz bilgi ve belgelerle ilgili.

Page 225: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

5- ABD'li yetkililer, İçişleri Bakanlığının neresinde yer alıyorki onlara dair "insanlık suçuna" ait raporlar ve belgelerİçişleri Bakanlığı işleyişinde yer tutabiliyor.

6- İçişleri Bakanlığı, Irak işgalinde yapılan katliamların nasılyapıldığına yönelik belgeleri bu ülkede de bir katliam olacağınıdüşünerek örnek olay diye mi kendi ilgi alanı haline getiriyor.

Sorular sıralanıp gidecektir. İçişleri Bakanlığı yasalarla ken-disine verilen yetki ve sınırlar dışında faaliyet gösterdiğinibirçok kez ortaya koydu. Yasadışı telefon dinlemelerinden,sahte delil üretmeye kadar birçok olay yoğun olarakyaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bakanlığınişleyişindeki bu çarpıklık hatta öyle hale geldi ki bakanlıkpersonelinin de yukarıdan aşağıya tam kadro işleyiştekiçarpıklığı örnek alarak hemen her gün görevi kötüye kul-lanma olaylarına karışması olağanlaştı.

Soru ortada duruyor. İçişleri Bakanlığı'nın Irak işgaline veIrak'ta işlenen "insanlık suçlarına" ilgisinin nedeni nedir. Buaçıklanmaya muhtaçtır.

(28 Mayıs 2012)

Page 226: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İçişleri Bakanı Uludere Katliamı Güvenlik Güçlerinin Tecrübesi Dedi!

Akılla, vicdanla yaşayanları ürküten bir devlet mantığıher gün karşımıza çıkıyor. İçişleri Bakanı, İdris NaimŞahin insanı her yaptığı ve söylediğiyle ürküten bir tabloçizmeye devam ediyor ve bunu da doğal buluyor.Gazeteci Ali Bayramoğlu'nun "Bir marangoz hatası"olarak tanımladığı İdris Naim Şahin'in hiç de marangozhatası olmadığı, AKP'nin ve devleti yönetenlerin ortakalgısı olduğu her icraatta görülüyor. Devlet İdris NaimŞahin'dir. Devlet İdris Naim Şahin gibi düşünüpuygulayanların aracıdır.

226

Page 227: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İçişleri Bakanı Uludere'de 34 insanın katledilmesi olayını"güvenlik güçlerinin tecrübe hanesine yazılan" bir olayolarak görüyor. İnsanları katlederek var olan ve bukatliamların sorumlularını sürekli gizlenip korunmageleneği olan bir devletin bakış açısı tam da budur. Devletmantığı İdris Naim Şahin'in temsiliyetinde kendisini açığavuruyor. Onlar için insanların katledilmesi sorun değil,hatta devletin yapması gereken rutin işlerden birisi.Katliam yapmadan devlet olunamayacağına o kadareminler ki katliam yapmak için yer aradıklarını her vesi-leyle ortaya koyuyorlar. Onlar için katliamların arkayüzünün açığa çıkması ve göstermek istedikleri gibi değilde gerçeğin ortaya çıkması sorun. Uludere, Roboskikatliamı devletin göstermeye çalıştığı gibi olmadı. İlk önceölenler PKK'lılar dendi tutmadı, ardından PKK'lılarayardımcı sivil güçler dendi o da tutmadı, ülkenin Batı'sındayaşayanların uzak olduğu konu olarak bunlar kaçakçıdendi, yani suçlu denmeye çalışıldı. Bu da o bölgedekaçakçılığın ne anlama geldiğinin kamuoyunaanlatılamasıyla suya düştü. Geriye bir yanlışlık oldu, birhata oldu argümanı kalmıştı. Devlet bu argümana sıkıcasarıldı ve istenmeyen bir hata yapıldığını "eğer PKK vekürtler olmasaydı" bu hatanın da yapılmayacağını ilan etti.Yani 34 insanı katledenler yaptıkları katliama gerekçe üret-meye çalışmaya başiladılar. İdris Naim Şahin devletin bir-inci elden ağzı olarak bu "katlettik ama gerekçemiz vardı"argümanına devam ediyor. İşin içine BDP'yi ekliyor.Katliamcılar katliam kurbanlarından suçlu yaratmayaçalışıyorlar.

Page 228: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Roboski katliamı ortada duruyor. Neredeyse 150 gün oldu,hala katliamla ilgili tek bir açıklayıcı girişim yok. Devlet kör,sağır. Tek bir girişimde bulunmamaya özen gösteriliyor.İdris Naim Şahin devletin çok sıkıştığı yerde "kurban"seçilecek bir generale de işaret ediyor. Emekliye sevkedilecek bir general var elimizde demeye getiriyor. Her türsorumluluğun üzerine yükleneceği bir günah keçisi ilerisürmeye hazırlanılıyor. Gazeteci vekil Şamil Tayyar veEmre Uslu bu konuda "kulis yapmaya ve akıllar vermeye"başladılar. En kötüsü bir generali günah keçisi olarak or-taya atıp bu katliamdan kurtulmaya çalışıyorlar. Başbakan,Pakistan'dan açıkladı "Uludere ile ilgili bilgim yoktu" diye.Başbakan katliamla ilgili sorumluluğundan sıyrılmaderdinde. Sorumluluğunu reddediyor. Askerde emir ko-muta zinciri ve sivillerin sorumluluğu geleneği ve işleyişiRoboski katliamında görmezden geliniyor, işletilmiyor.

İdris Naim Şahin devletin birinci elden konuşan ağzı. İnsanolan herkesi ürküten bir ağız. Korkunç şeyler söylüyor.Akla, vicdana tamamen aykırı olan her şeyi, en doğalşeymiş gibi ilan ediveriyor. İnsan olanı insanlığındanutandıracak bir terminolojiye sahip. Devletin birinci eldenağzı kin ve garezle konuşuyor. Kendilerinden olmayanherkesi suçlu ve yok edilmesi gerekenler olarak gördüğünüaçıkça ilan ediyor.

Page 229: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kim ki devlet ağzına uygun bir düşünce ve davranış içindedeğilse İdris Naim Şahin onu düşman olarak ilan ediyor.Bunu da dünyanın en doğal şeyi sayıyor. İdris Naim Şahinmedyatik olmayı, medya önünde görünmeyi ve çevresindebir "evet haklısınız efendim" diyenlerden oluşan bir halebulundurmayı seviyor. Siyasette uzun yıllar perde gerisindekaldığını düşündüğü için ve artık gelinecek en iyi yeregeldiğine inandığından sürekli konuşuyor, sürekli akla, vic-dana ters görüşlerini ortaya döküyor. Bu "Kenan Evrensendromudur." Her şeyi bildiğini düşünen ve her şeyehakim olduğunu düşünen despot davranışıdır. Roboskikatliamında 34 insan ölüsü hala yerde duruyor. Sorumlulardevleti yönetenlerin en tepesindeler. Bu sorumlularısoruşturması gereken yargı kılını bile kıpırdatamıyor. Bukonuyu inceleyip açığa çıkarması gerekenler sadece "de-vletin yetkili ağızlarının" dediklerine bakıyor. Devlet ağzıise iler tutar yanı olmayan argümanlar ortaya sürdükçe Ro-boski katliamıyla ilgili hiçbir şey yapılmamaya devamediyor.

Page 230: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in NTV'ye verdiğiröportajın özeti:

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Uludere’de 34 sivil katledildiği bombardımanınemrini görüntüleri izleyen komutanın verdiğini söyledi. Uludere'de özür dilenecekbir şeyin olmadığını, suçluluk psikolojisi de taşımadıklarını belirten Şahin, katliamınsorumlusu olarak da katliamda yaşamlarını yitirenler ile BDP’yi gösterdi.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, NTV’ye konuştu. Roboski katliamına ilişkinBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘özür de diledik’ sözlerinin aksine, özürdilenecek bir durumun olmadığını söyleyen Naim Şahin, bombardıman emrinigörüntüleri izleyen komutanın verdiğini belirtti.

Şahin, “Terörist görünümlü bir gruba ateş açılmıştır. Bu olay, güvenlik güçlerimizintecrübe hanesine yazılmıştır. Vur emrini Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan,Genelkurmay Başkanı vermiş değil. Ben de 81 ildeki olayları anlık yönetecekdeğilim. Bunu sorgulamak bile yanlıştır. Mutlaka yönetim sorumludur. Yanlıştanyukarısı da sorumludur. Olayı anlık yönetecek, askeri ve emniyet yetkililerdir. EmriAnkara’da o görüntüleri analiz eden komutanlar vermiştir" dedi.

Katliamda ölenlerin kaçakçılık yaparken vurulduklarını ve sağ yakalanmışolmaları durumunda da kaçakçılıktan yargılanacaklarını söyleyen Şahin, "Kaçakçılıkolayı gölgede kaldı. O bölge KCK’nın kontrolünde bir bölgedir…Bu gençlerfigüranlardır. Filmin baş aktörleri vardır" dedi. Şahin’in, bölgenin PKK tarafındankullanılan bir bölge olmamasına rağmen "KCK'nin kontrolünde bir bölgedir" de-nilerek katliamın meşrulaştırmaya çalışması dikkat çekti.

Bakanlık yaptığı hükümetin sorumluluğunu görmezden gelen Şahin, bununla dayetinmedi katliamdan BDP’yi sorumlu tuttu. Şahin, "BDP bu olayın parçasıdurumundadır” diyerek, kaçak malin PKK tarafından verildiğini ileri süren Şahin,“Filmin bütününe bakılınca özür dilenecek bir şey yoktur" dedi.

Katliamı "suçluluk psikolojisiyle görmüyoruz" diyerek savunan Şahin, katliamınsorumlusu olarak da adeta gençleri göstererek, "O gençlerimiz orada olmamalıydı.Kaçakçılık emrini bizzat BDP veriyor" dedi.

Naim Şahin, Başbakan Erdoğan tarafından gündeme getirilen BDP ile müzak-ereler konusunda, ön şartın PKK’nin silah bırakması olduğunu söyledi. İstihbaratsayesinde PKK eylemlerinin yüzde 90’ının engellendiğini ileri süren şahin, ‘terör’olaylarında belirli bir artışı beklediklerini, bunun için tedbirler almaya devam ettik-lerini kaydetti. (anf)

(23 Mayıs 2012)

230

Page 231: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

17 Mayıs 2010'da Zonguldak'ta 30 Madenci Öldü!

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon MüesseseMüdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda, galeriaçma ve hazırlık işlerini yürüten taşeron firma Yapı-Tek'teçalışan 30 maden işçisi grizu patlaması sonucu öldü. İşçiölümlerinin katliamlarından biri daha tarihe kaydedildi.

17 Mayıs 2010 Saat 13:28'de yerin 540 metre altındameydana gelen grizu patlamasında 30 işçi göçük altındakaldı. Yapılan çalışmalar sonucu 20 Mayıs 2010 tarihinde28 işçinin cesedine ulaşıldı. 735 metre derinliğindekikuyuya düştüklerinden şüphelenilen iki işçi Engin Düzcükve Dursun Kartal'ın cesedi düştükleri kuyunun 720 metrederinliğinde 8 ay sonra bulunarak yer üstüne çıkartıldı.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan işçi ölümlerininduyulmasının ardından ölümleri "Madencilerin kaderi" diy-erek karşıladı. Dünyanın en çok madenci ölümlerininolduğu ülke olmayı kader olarak gören bir anlayış hephüküm sürdü. Madenlerde işçilerin toplu katliamlarauğrayacağı ve bunun giderek de artacağı konunun

231

Page 232: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

uzmanlarınca hep söylendi. Temel nedenlerin başındamadenlerin özelleştirilmesi veya işçilerin taşeronlaştırılarakiş güvenliklerinin elinden alınmasıydı. İş güvenlikleriyle il-gili yapılması gereken yatırımları pahalı bulanlar, bunuyapmamamın yolu olarak madenleri özelleştirdiler ve bun-dan da yağma yarattılar. Yağmaladıkları sadece bu ülkeninmadenleri değildi, işçilerin hayatlarıydı.

İşçiye çalışma yaşamı içinde kalabilmek için ölümü gözealmak dayatıldı ve onlar da çalışmak zorundalardı. Ölümügöze alarak çalıştılar ve öldüler. Ocaklarda çalışmayanmetan sensörleri, yeterli havalandırma yapılmaması,metan gazının biriktiğini bile bile sırf iş kesilmesin,özelleştirilen maden ocağının sahiplerinin elde edeceğikazanç azalmasın diye işçiler ölümüne çalıştırıldı.

Bitmeyen bir ölüm yazgısına mahku edilmiş olarak yaşıyormaden işçileri. Yıllar içinde kısıtlı da olsa elde ettiklerigüvenli çalışma koşulları birer birer ellerinden alındı.

232

Page 233: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Yasalarla alındı, yasaları çıkaranların basını tarafından ka-muoyu oluşturularak alındı, sırf o bölgede siyasi bir odak-lanma yaratmak isteyen çıkar grupları tarafından alındı,askeri darbe yapanlarca alındı, dini ticaret malzemesi ya-panlarca alındı. İşçinin düşmanı çok. Nerede kazanç eldeetmek için ortaya çıkan varsa, orada işçinin düşmanlarıvardır. Yasalarıyla, uygulamalarıyla, yönetimleriyle işçiyekarşı düşmandırlar.

17 Mayıs 2010'da 30 maden işçisi, işçi sınıfının şehidi oldu-lar. Ardından gelişen süreçte dava açıldı. Davada sorumlututulan mühendisler, işçiler yargılanıyor. Davalarda neişçileri taşeronlaştırarak ölüme yollayanlar ne de taşeronlaryargılanıyor. Yasaları sağlam yapmışlardı. İşçi ölümlerineyol açanlar bundan "madencinin kaderi" diyerek sıyrıldılar.Zaten her şeyden sıyrılmayı becerebildikleri için halayönetebilmekteler. 30 madencinin ölümünden sorumluKaradon Maden Ocağı’nın taşeronu Bahri Köse ancak adıKamu İhale Kurumu'na yönelik yaptığı yolsuzluğa karışıncadava konusu olabildi. İşçilerin katliamına sessiz kalanhukuk işin içine paralı işler girince devreye girdi.

233

Page 234: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Madenler bir arpalık haline getirilince, iktidarınyanaşmaları oraya yığılınca medenlerde iş güvenliği yoksayılıverdi. Patlama sırasında yaşamını yitiren işçilerdenAdem Çengel’in ablası Fatma Elemen yargılamaaşamasında sanıklara karşı; “Kardeşim olaydan 3 gün öncegazdan içeri giremediklerini anlatıyordu. Fareleri gözeterekiçeride çalışıyoruz demişti. Buradakilerin vicdanı ölmüşanlaşılan, bunların hepsinin tutuklanmasını istiyorum.”demişti. Tutuklanması istenen sanıkların hiçbiritutuklanmadı. Dava sürüncemede kaldı. İlk duruşma 06aralık 2011, ikinci duruşma 12 ocak 2012, üçüncüduruşma 15 mart 2012 tarihlerinde yapıldı. 15 Mart2012'de Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülendavanın 3. duruşmasına, tutuksuz yargılanan 28 sanıktan21'i ile mağdur aileler ve avukatları katıldı.

Mahkeme heyeti, önceki duruşmalarda ifade vermeyenbazı sanıklar ile grizu patlamasının ardından eksi 540 ko-duna inen TTK Arama-Kurtarma ekibinde görevli Muammerİnan, Cüneyd Yamudi ve Bilal Akman'ın beyanlarını dinledi.Bir avukatın faciada ölen madenci-lerin cesetlerinin ne durumdabulunduğuna yönelik sorusu üzer-ine Muammer İnan, cesetlerin birkısmında darbe etkisi, bazılarındada yanma emareleri gördüklerinisöyledi.Bazı madenci yakınlarını dadinleyen mahkeme heyeti,duruşmayı 29 Mayıs'a erteledi.Patlamada yaşamını yitirenmadencilerin aileleri adliyeçıkışında, olayda tutuklu sanıkbulunmamasına ve 2 yıl geçme-sine rağmen davanınsonuçlanmamasına tepki gösterdi.

234

Page 235: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ölen işçilerin avukatı Ünal Demirtaş 2. Ağır Ceza MahkemeBaşkanlığına sunduğu dilekçesinde Türkiye’nin farklınoktalarında meydana gelen farklı ve benzer iş kazalarındayapılan tutuklamaları hatırlattı. Demirtaş, ölen işçi aileleradına sanıkların tutuklanmasını talep etti. 29 Mayıs2012'de görülecek davaya kadar hala bu konudasorumluluğu bulunanlardan tutuklu olan yok. Hala sorumluolan siyasilerden istifa eden yok, hala madencilerin ölüm-lerine davetiye çıkaran uygulamaların değiştirilmesineyönelik bir çalışma yok.

Yapı tek firması'nın bir inşaat firması olması ve yer altıişletmeciliği yapma yetkisi yoktu. Bu işçi ölümlerine nedenolan taşeron ihalesini yapanların sorumluluğudur.Karadon sonrası işçi ölümlerinin TTK uzaktan gaz izlemesistemi (ugis) yönetmeliğinde bazı değişiklikleri ortayaçıkarmıştır. En dikkat çekici değişiklik; "ugis operatörlerininmüessese müdürü adına görev yapar" denilmesidir. Eski-den iş güvenliği başmühendisi ve şube müdürüne bağlıolan personel acil durumlarda müdahale edemiyor veyahiyerarşik sıralamayla bilgi verip talimat bekliyordu. Şimdiise tehlike anında ocakta çalışmayı durdurma ve ocağıboşaltma yetkileri var.

235

Page 236: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Patlama sonrası zonguldak'a gelen dönemin çalışmabakanı Ömer Dinçer "ihmal yok" açıklamasıyla TTK yetk-ililerini ve taşeronu işin dışında tutma ve koruma eğiliminigöstermişti. 29 Mayıs'ta 4. duruşması yapılacak dava tuhafbiçimde bu minval üzerinde sürdürülüyor.

Ölümler medencinin kaderi diyenlerle, işçi sağlığı ve işgüvenliğini korumak için yapılması gereken her şey hemenyapılmaya başlansın diyenler arasında bir kavga yaşanıyor.Madencilerin ölümlerini kader olarak görenler uzun yıllardıriktidardalar. Ellerinde her tür güç var. Para onlarda yasalaronlarda, devlet onlarda, iktidar onlarda. İşçi sınıfı kendikaderini eline almalı ve kendi güvenliğini sağlamalı diyen-lerin ise sadece örgütlenebilme, dayanışma ve üretimdengelen güçleri var. Bu, bugün ne kadar zayıf olsa da her türişçi düşmanı gücü yıkacak tek gerçek güçtür.

30 Madenci öldü. 30 İşçi madenlerde yok edildi. 30 İşçininardından geçen iki yıl içinde binlerce işçi, iş cinayetlerindeöldürüldü ve öldürülmeye devam ediyor. Yerin 540 metrealtında ölen işçilerle, HES baraj bendi altında kalıp ölenişçiler bir şeyi gösteriyor. Eğer işçi sınıfı artık yeter kendikaderimizi kendimiz elimize alacağız demezse, iş cinayet-lerinde ölümler hayatlarının parçası olmaya devam edecek.

(16 Mayıs 2012)

Page 237: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack, BTK'yı Hackledi Pokemon Çıktı!

Sosyalist Hacker grubu Redhack, Türkiye’nin en güvenli in-ternet ağına sahip olduğu iddia edilen Bilgi Teknolojileriİletişim Kurumu’nun serverlarına da girdi.

Artık Anlaşıldıki bilgi teknolojileri ve internet alanında de-vlet kurumları sadece tuhaf bir çiftlik halinde. Redhack'ınson dönemlerde yaptığı atakları izleyenlerin ortak kanısı,Redhack her yere girer ve her siteye sızabilir. Onunkarşısında "en güvenli" diye bir yer söz konusu değil.

Redhack, twitter adresinden “Bir grup genc 3 aydir devletimiskete cevirdiyse, ergenekon, kck, fenerbahce, vbdavalardaki deliller nasil disaridan yerlestirildi dusunun”diye geçtiği mesaj önemli bir gerçeği anlatıyor. Torba davaolarak tanımlanan yargılamalarda bilgisayarlardan"suçlama delili" olarak toplanan birçok materyal var. Bumateryallerle ilişkilerini suçlanan kişiler ısrarla "bizim bil-

237

Page 238: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

gimiz yok" diyerek reddediyor. Redhack yaptığı her eylemlebir gerçeği de gösteriyor. "Torba davalar" olan Ergenekon,Devrimci Karargah, Hopa, KCK, Fenerbahçe, vb 10'un üz-erindeki davadaki bilgisayarlardan elde edildiği ilan edilenhemen her delil aslında üretilmiş deli olabilir. Ki sürendavalar uzadıkça, bilir kişi raporları ortaya çıktıkça bilgisa-yarlardan elde edilen delillerin "üretilmiş" delil olduğugörülüyor. Kaldı ki bilgisayarı dahi olmayan insanlarRedhack'lı diye, hacker diye tutuklanıyor. Yani "torbadavalarda" tuhaflıkların sonu bulunmuyor. Bu olmayacakdurum olağanlaştırılıyor.

Türkiye bir dönem nereden kaynaklandığı bilinmeyen birsiber yönlendirmeyle uğraşıyordu. Deniz Baykal'ın istifa et-tirilmesinden, MHP milletvekili adaylarının "seks" kasetler-ine, değişik davalarda yargılananların ses kayıtlarına,bilgisayarlarında olan belgelere kadar birçok konu internetüzerinden Türkiye siyasetini, toplumu yönlendirmek ve biryola sokmak için kullanılıyordu. Basın ve televizyonda buhaberlerden geçilmiyor, herkesin bunlarla yatıp kalkmasısağlanıyordu. 12 Haziran 2011 seçimleri de bu atmosferiçinde yönlendirilerek yapılmıştı. Redhack son zamanlardatoplumu çıkarları doğrultusunda internet üzerinden delilüreterek yönlendirmek isteyenlerin etkinliğini de kırdı(hackledi).

Page 239: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Şimdi herkes anladı, anlamayanlardan anlamalı. İnternetüzerinde yetenekli bir grup sosyalist "en güvenli" alanlaraher tür zorluğa rağmen ve hiçbir yardım almadan girerkenellerinde devlet olanakları bulunanların neler yapabileceğiaçıkça ortaya çıktı. Kaldı ki Redhack'a karşı savunma timiolarak ortaya sürülen polis akademilerinde ders veren birkişi devlet olanaklarıyla kendisine sunulan DNS şifrelerinedayanarak "hack" yaptığı iddiasında bulunmuş, ancakyaptığının teknik anlamı Redhack tarafından "devlet bununeline DNS şifrelerini vermiş" açıklaması ardından devletçihacker ortadan kaybolmuştu.

Gerçeği ortaya çıkarmak.

Redhack bir gerçeği ortaya çıkardıve buna da devam ediyor. Son BTKsitesine girme eyleminde "İndeksyerleştirmeye layık değilsin BTK"diyen Redhack BTK'nın görünenciddi yüzü ardında serverlarınınpersonelin kişisel oyun alanı vekişisel paylaşım alanı olarakkullanıldığını da gösterdi.

BTK serverlarında yüklü oyunları, pokemon görüntülerinide afişe eden RedHack kuruma hitaben: "13 Nisan tari-hinde Bilgi Teknolojileri İletişim kurumu’na verilen“GÜVENLİ İNTERNET” ödülü Redhack Team tarafından 15Mayıs'ta geri alındı:))" diyerek duyurdu.

Redhack “telefon dinleyeceğinize serverlarınıza bakın”"BTK gece yayinladigimiz ve kendi sitesinde yer alan ki-sisel, msn profil resimleri, pokemon oyunlari vb materyal-leri silmis. Neyseki ss var;)""Resmen biz utandik ya, bunlar nasil bize karsi cikacak? biz artikabd ye karsi savasacaz bunlar bizim kumede degil sanki "

239

Page 240: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack elindeki yetkiyi insanların telefonlarını ve elek-tronik haberleşmelerini dinlemek ve bunu da her türuluslararası "hukuk" kuralını çiğneyerek yapan BTK'nıngörünmeyen yüzünün bir kısmını açığa çıkardı.

Bir gerçek, BTK "en güvenilir" sistemlere sahip olmalıdır.İşlevi budur. Ama orayı insanların telefonlarının, elektronikhaberleşmesinin dinlenmesi ve izlenmesi için yetk-ilendirenler aynı zamanda oraya istedikleri dinlemeyi veyahaberleşmeyi manüple ederek da yerleştirebilir. Yaniyönlendirilmiş her tür "delil" ortaya BTK kanalıylaçıkarılabilinir. Redhack yani bir grup sosyalist peşlerindeher tür devlet gücü onları engellemek, suçlamak, yakala-mak için koştururken bunu yapabiliyorken elinde devletgücü olanların neler yapabildiğini düşünmek bile ürkütücüoluyor.

Devlet gücünü elinde bulunduranlar herkesin şifrelerine ra-hatça ulaşabiliyor. Devletin elindeki her sistemin alanınarahatça giriyorlar ve istedikleri her şeyi yapabiliyorlar.Redhack'ın her eylemi bunun olabileceği gösteriyor. Hattadevlet bu konudasavunmalara bileç e k i l e b i l i y o r.R e d h a c k ' ı nyayınladığı birbelgede MilletvekiliAhmet Türk'eSamsun'da saldırıyapılacağı bil-gisinin polisinelinde olduğugörülüyordu. Red-hack "halka açık"polis sitelerindenaldığı bu belgeyi

Page 241: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

kanıt olarak ortaya koydu. İnkar edilemez bir kanıtkarşısında bir hukuk sisteminde yapılması gereken şeysorumluların soruşturlması ve gereken cezaların verilme-sidir. Öyle olmadı. Devlet yetkilileri "Araştırdık, iddia edilenbelge polisin elinde yoktu." dediler. Yani belgeyi inkar yol-unu seçtiler. Belge hala ortada duruyor ve sorumlularsadece inkar etmekle yetiniyor. Hukukunişlevsizleştirilmesinin örneği yaşanmaya devam ediyor. De-vlet yetkilileri aslında diyor ki. "Belge bile çıkarsanız,gücünüz yeterse bu konu üzerine gidin. Belgeyi biztanımıyoruz." Hukuk tanımazlık ve "gücümüz var her şeyiyaparız" durumu alenen ilan ediliyor.

Redhack gerçeklerin bir kısmını açığa çıkarmaya devamediyor. Bazen ataması yapılmayan öğretmenler için, bazenişçi ölümleri için, bazen Cumartesi Anneleri için. Emekçil-erden, ezilenlerden, hakları yağmalananlardan yanasosyalistler olarak internet üzerinde mücadele ediyorlar.Bu mücadelelerini de "devrimin neşesiyle" yapıyorlar. Herkesime karşı anlayışlı ancak halkı ezenlere karşı amansızolmayı becerebiliyorlar.

Page 242: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack'ın siteleri hacklemesine alışılmamalı.

Redhack adına sitelere girip sosyal mesajlar bırakanlar hepbir geçeği anlatmaya çalışıyorlar. Hackın yani kırma eylem-inin kişisel bir güç gösterisi değil, hayatın gerçeklerininanlatılmasında bir yol olduğu anlatılıyor. Önemli olanın birinternet sitesini hacklemek değil, internet sitesini hack-leme amacı olduğu gösteriliyor. Ne olağanüstü ciddiyetiyleinsanların hayatlarını kabusa çevirebilecek yetkilerledonanmış BTK gösterildiği gibi. Ne AKP sadece bir siyasiparti gibi işleyen bir yer. Redhack her site kırma eylemininardından topluma gösterilmeye çalışılanlarla gerçeğinarasındaki uçuruma işaret ederek "gerçeği görün"çağrısında bulunuyor. AKP Batman il teşkilatının bir polisinatanması için başvuru merci olarak çalıştığını görebiliyoruz.Ya da BTK'nın o tüm ciddiyeti içinde Pokemon karekter-leriyle kişisel eğlence alanı olarak da kullanıldığını görüy-oruz. Topluma zorla dayatılan acımasız devlet çarkıyla,gerçek arasındaki derin uçurum gözler önüne seriliyor. Oyüzden alışmamalıyız. Redhack site hacklemiyor butoplumun hayatını hackleyenleri hacklıyor.

RedHack BTK’yi “miskete” çevirdi Cnnturk.com'unsorusunu yanıtlayan RedHack, BTK'ya yapılansaldırıyı şöyle açıkladı:

"BTK'ya karsi yonelimizin esas nedeni, insanlari dinlerken, her olayda bilirkisi olurken, her saldirida en cok onlar konusurken aslinda bu kahramalarin"kagittan" kahraman oldugunu ve ulkemizde her seyin sisirildigi gibi bu ku-rumunda sisirilerek kamuoyuna servis edildigini dusunuyorduk hep. Bunu birsekilde dun aksam ispatladik. Ayrica bizleri kac aydir ozel savci, polis, terorlemucadele, mit, hatta interpol'un aramasina ragmen, mit'in bizlere ozel bir siberordu kurmasina karsin, nasil elimizi kolumuzu sallayarak en yuksek yerleri,yerlerin karizmasini, imajini hackleyebilecegimizi gostermekte istedik. Olanbiten artik bizden bagimsiz olamaz cunku artik redhack var"

(16 Mayıs 2012)

242

Page 243: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Aranan Kan Redhack ve Sosyal Medya Haber!

Redhack kurulduğu günden bu yana farklı bir hackeroluşumu oldu. İnternette sosyalist dünya görüşününsavunucuları oldular. Bu dünya görüşü onların yaptıklarıher girişimde yönlendiricisi oldu. Sosyalizmi sadece sözelolarak değil bilgisel olarak da tanıyıp öğrenerek bu süreçteilerledikleri her girişimlerinde görüldü.

243

Page 244: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack'a kapitalist sistemin ve bu sistemin yanında yeralarak çıkar elde etmek isteyenlerin tahamülsüzlüklerinintemelinde de bu yer almakta. Aslında kapitalist sistem inter-nette hacklemelere çok da soğuk bakmıyor. Görünen o ki de-vletler, hükümetler, cemaatler, değişik uluslararası şirketlerinternette besleme hackerlarla iş yapıyor. Bunun örnekleriçok bol. Geçenlerde kendisine hacker diyerek devlettensızdırılan DNS şifre bilgilerini alıp polis akademilerinde dersveren kişiler Hack yaptık diyerek ortaya çıkmışlardı. Değişiksitelere saldırmış ve Redhack'a karşı devletçi "heykır"olduklarını ilan etmişlerdi. Olmadı, yaptıklarının teknik an-lamda açılımı Redhack grubu tarafından deşifre edildi. De-vletçi "heykır", üyesi olduğunu ilan ettiği Hacker grubundankendi arkadaşları tarafından atıldı.

Page 245: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hack bir "kırımdır." Bir şeyi kırmak ve kırılan şeyin yerinefarklı bir şey olabileceğini anlatmaktır. Yanlışı doğru olaraktanıtan ve bunu da parasal, devletsel, iktidar gücüyle ya-panlara karşı çıkışın farklı bir duruşun tanımlamasıdır. Karşıkoyuş felsefesidir. Tarih boyunca elinde gücü bulundurupzulum devi olanlara karşı koyan ezilenlerin günümüzdekidevamcısı olmaktır. Elinde parasal, devlet, hükümet, ikti-dar gücü bulunduranlar için hackerlık yapılmaz. Olsa olsa"heykırlık" yapılabilinir.

Redhack bir felsefi duruşun adıdır. Bu unutulmamalıdır.Redhack'ı sadece internette o site senin bu site benim diy-erek kıranlar olarak görmek onları anlamamaktır. Okuldaöğrencisine dünyaya insanca katkı sunmayı öğretenöğretmen de bir hackerdır ve Redhacklıdır veya bulunduğuyerde işten atılan işçilerin direnişine elinde erzak torbasıylagidip destek veren kişiyle siteleri hackleyen Redhackçılararasında hiçbir fark yoktur.

Zulmün egemenlik kurduğu dünyamızda yeni bir karşı çıkışfelsefesi esmektedir. Redhack da bu felsefenin içinde yeralan oluşumlardan birisidir. Karşı çıkanlar içinde sosyal-istler bilimsel dünya görüşleriyle farklı bir umutturlar. Karşıçıkıp sistemi bulundukları her yerde "kırmaya" çalışırkenyaşanabilir yeni bir dünyanın nasıl olacağına dair yön degösterirler. O yüzden Redhack ve sosyalist dünya görüşünübenimseyenler yaptıkları her şeyde özenli ve dikkatlidirler.Sosyal Medya Haber adlı internet sitesi yeni bir haber site-sidir. Ulaşabildiği konuları tarafsızca ve bağımsız habercilikdiliyle işlemekte ve habercilik serüveninde yol almaktadır.Böylesi emek yoğun bir çalışma içinde gerçeği bulmayaçalışan bir sitenin Redhack veya Redhack felsefesini ben-imseyenlerce hacklenmesini düşünmek bile abestir.

Hack, "kırmak" zulmün, o çok bilmiş egemenlerin her şeyiyaparız diyen kibirlerini kırmaktır. Kırılan kibirlerinde nasıl

245

Page 246: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tuhaflaştıkları hemen görülmekte ve kamuoyunasergiledikleri o şirin hallerinin sahteliği açığa çıkmaktadır.En son sitesi kırılan İ. Melih Gökçek'in sergilediği tutumbunun örneğidir. ya da din "tüccarı" olan Harun Yahya.Kırmak para babalarının, devletin, iktidarın hoşuna gidenşey değildir. Kırmak onların kibirlerine saldırabilmek veyeni bir dünyanın olabilirliğini göstermektir.

Redhack bir ailedir. Kişiler ve gruplarla sınırlı bir anlayışolarak bakanlar hep yanıldılar. Geniş bir ailenin adı olmayagiden Redhack ezilenlerden, emekten yana olanlara yenibir soluğu, devrimci gelenekten taşımaya çalışmaktadır.Redhack'ın öne çıkardığı felsefe binlerce yılın ezilmişlerininkarşı duruş felsefesidir.

Bilinmelidir ki Redhacklı olmak için bilgisayarda mahir ol-maya gerek yoktur. Hatta bilgisayarın olmasına bile gerekyoktur. Kapitalizme, faşizme karşı direniş mücadelesinekatan herkes Redhacklıyım diyebilir. Demelidir. Zulme karşımücadele insan olmanın temelidir. Bulunulan her yerdezulme karşı, elinde güç bulunan ve bu gücü insanlarısömürmek, zulmetmek için kullananlara karşı her girişimbir kırma hareketidir. Faşizmin o çok bilmiş egemenlerinekarşı direnişe katılan herkes zulmün kırımına katılmış vehack yapıyor demektir.

Page 247: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Aşağıda siteleri hacklenen Sosyal Medya Haber'inyayınladığı açıklama yer almaktadır.

Sosyal Medya Haber 1 yaşını doldurmuş bir internet delikanlısı. Ama sitemizyayın politikası ile birilerinin dikkatini çekmiş olacak ki bugün saat 12 sularındabir saldırıya uğradı. Saldıranlar, sitemizin anasayfasına RedHack’in ambleminikoyup altına RedHack ibaresini yerleştirmişler. Sitemizin sevenleri ve destekçi-lerinin çeşitli sosyal medya ortamlarında bunu dile getirmesinden sonra Red-Hack’in twitter hesabından “Biz Yapmadık” mesajı geldi. Açıkcası, saldırı olayınıincelediğimizde RedHack’in hackleme sistemine uymadığını gördük. En azındankoyulan amblem bile bir haber sitesinden rastgele seçilmişti. -muhtemelen googlegörsellerden aratmışlar- RedHack Grubunun açıklaması aşağıdadır:

Biz, RedHack Grubunun, son zamanlarda yaptıkları sansasyonel hackgirişimlerini takip ettiğimiz kadarıyla, bu saldırının bir “isim kullanma” ya da“RedHack’in adını kirletme” oyunu olarak görüyoruz. Buradan, açıklamalarıile bizi aydınlatan RedHack Grubuna ve bizi sosyal medya mecralarındandestekleyenlere teşekkür ediyor, bunu yapanların, yaptıklarının yanlarına kârkalmayacağını deklare ediyoruz! (sosyalmedyahaber.com)

(11 Mayıs 2012)

247

Page 248: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack ve Yeni Dönem Mücadelesi!

Tekirdağcik.gov.tr sitesi LONZO adlı hacker grubutarafından hacklendi. Hacklenen siteye "Devlet nedir? Bizehizmet etmek zorunda olan bir alet, bir ütü, bir şofben gibibir şey değil midir. Hiç kutsal bir ütü olabilir mi?" diyerekmesaj bırakan Lonzo, Redhack'e de selam göndererek sonzamanlarda Redhack'ın oluşturduğu haksızlığa karşı ortakmücadeleye katkı sağladı.

Redhack'ı CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün'ün face-book sayfasında yazdığı gibi "İmamın ordusu varsa halkınRedhack'ı var" biçiminde algılamak artık ezilenlerin,emekçilerin doğal bir davranışı haline geldi.

Redhack 1997 yılındaki kuruluşundan bu yana ezilenler-den, emekçilerden yana tavır alıp bunu da hiçbirörgütlenme ve anlayış ayrımı yapmadan tüm halka yönelikolarak yapmasının ve anlaşılmanın sonuçlarını yeni yeni al-maya başladı.

Redhack artık ufak bir hacker grubu değil, sürekli olarakbahsedilen bir fikir olmanın adımını atmış görünüyor. Red-hack sadece internet üzerinde bazı siteleri hacklemiyor

248

Page 249: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

hayatın her alanında haksızlıklara bir karşı duruş, birdireniş felsefesi olduğunu gösteriyor. Bu direniş fikri el-bette halkın gözünde Redhack'ı sevilen ve saygı duyulanbir yere oturtuyor.

Redhack son dönemlerde yaptığı çıkışlarla yeni birdöneme girmiştir. Artık Redhack haksızlığa, zulme, egemenlerin o yukarıdanbiz bilirizci tavrına karşı "hayır kendi hayatımızı bizyönlendireceğiz artık yeter" diyenlerin ortaklaşa mücade-lesinin adıdır. Redhack'a destek sunan onunla birliktehareket eden hacker grupları ile Redhack'ın kısa dönemiçinde ortak manifestolar ve bildiriler çıkarması ve mü-cadelelerinin sadece siteleri hacklemek olmadığını ilan et-meleri gerekecektir. Redhack'ı sadece küçük bir grup değil,felsefesini benimseyen ve bu doğrultuda çalışma yapanlarıinternet üzerinde de olsa bir araya getirecek ve onları kalıcıkılacak olan da bu ortaklığı yaratmalarından geçecektir.

Redhack'ı veya birçok hacker grubunu takip edenler sürekliRedhack'ın geçici bir süreç olduğu ve bir dönem sonra in-ternette devletin ve egemenlerin polisiye operasyonlarlabu döneme son vereceğini sanmaktadır. Bu böyle olmayacaktır.

Page 250: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack internette hack yapan birçok kişi veya gruptanfarklıdır. Sosyalist dünya görüşünü benimseyenlerinoluşturduğu bir felsefeleri vardır. Bugün internette olanRedhackerlar mücadele şartları değişince bir daha ömürboyu internete girmeden mücadelelerini bir fabrikagrevinde veya bir başka alanda sürdürebilirler. Kaldı kisosyalistlerin hapishanelere girmeleri de sadece mücadelealanlarının değişmesidir ve mücadelelerini orada dasürdürmektedirler. Redhack geçici bir dönem değil aksinekapitalizm ve onun zulmü var oldukça ve bu zulme karşıdirenenler oldukça var olacak bir harekettir.

Redhack'ın yaptıklarını bir macera kıvamında izleyenlerinRedhack'ı anlaması zordur. Ortaya koyduğu olumlu insanitavır ve hedeflediklerinin halka zulmedenler olması ve bukonuda ilkeli tutumu onu internet hackerlarından ayırantemel özelliğidir. O yüzdende son dönemlerde internetteteknik bilgileri olup Redhack'e destek verenler çoğalmış veartık her biri Redhack olmaya adım atmıştır. Redhack'ıyakın dönemde birden çok grup temsil edecektir ortak birfelsefe ve bu felsefenin gündemin gerektirdiği ortakaçıklamalarıyla ortak belgeleriyle Redhack artık hiçbirgücün yok edemeyeceği bir sosyalist cephe olacaktır.

250

Page 251: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

"Bir fikrimiz var. Fikrimiz zulmedenlerin yıkılabileceği veyerine emekten, halktan yana bir dünya kurulabileceği"Redhack ve ona katılan heckarları bir arada tutan bufikirdir. Egemen güçler her ne kadar güçlü sarsılmaz veyıkılmaz görünseler de öyle değillerdir. Hele ki ülkemizdehiç de öyle değildir. Hemen her alanda çılgınca bir yağmadüzeninin sürdüğü ve bu yağma düzenindennemalananların kendilerinden olmayanlara karşı her türbaskı ve yıldırmayı kullandığı yerde, insanların tekbaşlarına kaldıklarını sanmaları acı bir gerçektir. İnsanlarayağma düzeni karşısında yalnız olmadıklarını göstermek veortak mücadele etmeyi göstermek sosyalistlerin temelgörevidir. Redhack'ta sosyalist bir grup olarak bunu inter-net üzerinde yapmaya çalışmakta ve yaptıklarıyla yeniRedhack olacak hacker grupları yaratmaktadır.

Sosyal medya ve internet hakkında düşünüp yazanlarRedhack'ı iktidar karşısında merkezi yönetim yapısınısorgulayan sanal gruplardan biri olaraktanımlamaktadırlar. Genel olarak internetteki hackergrupları için geçerli olan bu tanım Redhack için geçerlideğildir. Redhack sanal dünyanın değil hayatın parçasıdır.Redhack ve son zamanlarda onunla birlikte hareket edenhacker grupları görünen oki teknik bilgileriyleözelleşen kişilerdir. Herbiri kapitalizmin çarklarıarasında ciddi parasalgelir elde edecek işler ya-pabilirler. Bunu yerinehalktan, emekçiden yanamücadele etmeyiseçmeleri ise onların ce-saretinin ve fikirleriningücünden gelmektedir.Deniz Gezmişler hakkında

Page 252: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

o dönemde söylenen "hepsi çok rahat bir hayatyaşayacak olanaklara sahip olabilirlerdi. Yetenekli veakıllı kişilerdi bunun yerine devrimci oldular" tanımlamasıRedhack ve Redhack'la birlikte hareket edip, yeni Red-hack merkezleri yaratan hackerlar içinde geçerlidir. İn-sanlar hayata bir defa gelir hayatlarını ya kendi postunuparlatmak için harcar ya da insanlık mücadelesinekatılarak hayatlarına bir anlam verirler. Redhack ve yeniRedjhack grupları bunu yapıyor hayatlarına bir anlamkatıyorlar. Kattıkları anlma artık hiçbir polis devletiuygulamasının ulaşamayacağı bir yerdedir. Sosyalist mü-cadelenin doğal sonucudur.

Redhack yeni katılımlarla yaygın olarak yaptığı site kırmafuryasını yeni dönemde süreler vererek yaparak ortaklaşayayınlayacağı manifesto veya gündeme dair bildirilerininkamuoyu tarafından tertışılabilir olmasına şanstanıyacaktır. Ortak mücadelenin yaratılmasında yeni Red-hack gruplarıyla daha kooordineli bir çalışma yapmayadoğru yönelen Redhack'ın sadece denk geldiğinde hackyapan bir grup olmadığı "bir fikirleri" olduğunun daha çokvargulanması önümüzdeki döneme damga vuracaktır.

"İmamın ordusu varsa halkın Redhack'ı var"tanımlamasının yanına Zulmedenlerin nesi olursa olsunhalkın içinde Redahck var tanımlaması yakın döneminkonusudur.

Redhack Adına Lonzo'nun hacklediği siteye bıraktığı mesajaşağıdadır.

Devlet nedir? Bize hizmet etmek zorunda olan bir alet, bir ütü, bir şofbengibi bir şey değil midir. Hiç kutsal bir ütü olabilir mi ?r3dh4ck'e selam yola devam.Vatan sol olsun.

(9 Mayıs 2012)

252

Page 253: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack ve Ortaya Çıkardığı Gerçekler!

İnsanlar gerçek nedir diye ararlar. Bu onların yaşamlarınınvazgeçilmezidir. Gerçeği bilip ona göre davranmak hayatınsürdürülmesinde önemlidir. Gerçeğin ortaya çıkmamasındanfayda sağlayanlar da vardır. Modern toplumda gerçeğinüstünün örtülmesi ve ortaya çıkmaması ise egemenlercetemel işleyiş kılınmıştır. Gerçekler yönetenlerce gizlenir. Bu gi-zlemeyi yapmak için yasalar, yönetmelikler, kurallar, geleneklervb ortaya konulur. Bazı şeyler her zaman gizli sayılır. Mesela12 Eylül yargılamaları için mahkemeye istenen dosyaları kimikurumlar “elimizde o tip dosyalar yok” diyerek, her tür devletgeleneği ve alışkanlığının bu ülkede var olan dosyaları sıkıcakorumak üzerine kurulduğu gerçeğine rağmen böyledavrandılar. MİT ise elindeki dosyalardan bazılarını gönderip“1 Mayıs 1977 Dosyası” üzerinde gizlilik kararı konmasınımahkemeye dayattı. Denen şudur, gerçekler sadece yöneten-lerin bilgisindedir onun dışında hayatlarıyla oynananlar dahilhiç kimse gerçeğin ne olduğunu bilmemelidir.

253

Page 254: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Redhack üstü karartılmış toplumsal gerçeğin bir kenarınıaraladı. Uzun yıllardır internette ezilenlerin sesi olduğunusöyleyen sosyalist hacker grubu ulaşabildiği bazı bilgilerikamuoyuyla paylaştı. Emniyet yetkililerince “halka açık birsitede yer aldığı ve üstlerinde gizlilik kararı olmadığını”söyledikleri bir kısım bilgiler sosyalist Redhack aktivistleritarafından kamuoyuna sunuldu. Yayınlanan bilgiler aslındabilinen bazı gerçeklerin açığa çıkarılmasıydı.

ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER1- 12 Eylül 1980 Faşist Askeri darbesinin bu ülkedeoluşturmaya çalıştığı “muhbir ve ihbarcı” kişiliksizliğin neboyutlarda ne derinliklere yayıldığı bir kez daha hem demuhbirlerin ağzından görüldü. Derin bir kişiliksizleştirmeve yanındakini kendine düşman bilme anlayışıyla,bireycileşmenin vardığı boyutlar gözönüne bir kez dahaçıktı. Kaldığı yurtta arkadaşını sigara içiyor diye ihbaredenden, apartman yönetiminin ortaklaşa aldığı kararlakomşularını ihbar edenlere, izlediği her televizyon

Page 255: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

programından sonra aldığı notlarla televizyon figürlerini“vatan hainliği suçlamasıyla” ihbar edenlere kadar çeşitçeşit toplumun her hücresine yayılmış ihbarcı figürleri or-taya döküldü. Bir başka gerçekte ihbarcıların polise bakışıolarak ortaya çıktı. İhbarcılar emniyet müdürlüğüneiktidarın ve dinsel bir cemaatin savunmacısı gözüylebakıyorlar. Hemen her ihbarcıda bu görülüyor. İhbarcılarcapolis yasaları uygulayan değil sadece iktidarın koruyucusuolarak görülüyor. 12 Eylül 1980 darbesi kirli bir kişilikoluşturdu. Redhack bu kirli kişiliklerin sadece küçük birkesiminin yüzüne ayna tuttu.

2- Redhack bilinen bir başka gerçeği de delilledi. Polisiçinde çıkar grupları oluştuğu ve birçok polisin kendiarkadaşları tarafından itilip kakıldığı ortaya döküldü.Amirinden şikayetçi olan polis bunu ancak “muhbirlikle”bildirebilir durumdaymış bu görüldü veya çevresinde çıkarçetesi oluşturmuş bir polis ancak “muhbirlikle” bildirilebilirolmuş. Elbette bu ihbarlarla ilgili ne yapıldığı veyayapılmadığı ise ayrı bir konu.

3- Meğer Emniyet birçok delili yasadışı yollardanediniyormuş. Redhack bunu da ortaya çıkardı. Yıllarcamahkemeler karşısına çıkanlar ve cezaevlerinde olanlarınmailleri yasadışı biçimde izlenmiş ve hatta o kişiler yapmışgibi onların maillerinden gönderi yapma olanakları varmışemniyetin. Bu konuda Egenekon davasındanyargılananlardan bir kısmı olayın vehametini görüp suçduyurusunda da bulundular. Yasaların hiçe sayılarakinsanların konuşmalarının dinlendiği ve yazışmalarınıntakip edildiğinin kanıtı ortaya çıkarılmış oldu. Bu yasadışıdinleme ve yazışma takibi hakkında kamu suçukapsamında bir soruşturma halen ortalıkta yok.

4- 1990’lı yılların cinayet şebekeleri gözaltında kayıpvakalarının binlercesine imza attılar. Uzun yıllardır bu

255

Page 256: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

konuda İHD ve değişik insan hakları kurumları ve kişilerdavalar açıp durmakta. Hemen hiçbir de sonuçalınmamakta bunlardan. Redhack’ın yayınladığı belgelerdebu konuda önemli bir veri ortaya çıktı 1990’lı yıllarda 50civarında insanın gözaltında kaybedilmesine ışık tutacakbir “ihbar” yapılmış. Bu ihbarın soruşturulup,soruşturulmadığı ise bilinmemekte. En azından bu konuylailgili olan insan hakları savunucularının hiçbir bilgisi bulun-mamakta. Karanlık geçmişin izlerinden biri ortada duruyorve bu konuda da hiçbir girişim yapılmıyor. Polisin veyayargının her hangi bir yetkilisinin incelediği zaman kısasürede sonuca varacağı bir katliam dokunulmadan öyle du-ruyor. Redhac’ın kamoyuyla paylaştığı bilgilerle bu konudada gerçeğin bir kenarı daha açıldı.

5- İlginç bir gelişme olarak korsanla mücadele eden em-niyetin her tür korsan program kullandığı ortaya çıktı.

Page 257: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

6- İlginç bir gelişme olarak bilişim suçları artık “özel yetkilimahkemeler”in alanına sokuldu.

Sosyalist hacker grubu Redhack daha da uzayıp gidecekbir dizi veri ortaya çıkardı. Ortaya çıkanlar emniyet yetk-ililerinin açıkladığı gibi “gizliliğe gerek duyulmayan”bilgilermiş bu konuda gerçeği söylemişler. Ortaya çıkanveriler bu ülkede herkesi ilgilendirecek konular.

BELGELER YAYINLANINCARedhack ele geçirdiği belgeleri yayınlayınca herkesin ilktepkisi gülmek oldu. Güldükleri, yayınlanan belgelerdekiiçler acısı muhbir ihbarlarının ortaya çıkardığı kişilikyozlaşmasıydı. Bu yozlaşmanın yarattığı insani tahribatıher gün işyerinde, sokakta, sosyal hayatın her hangi biryerinde sürekli yaşayanlar “muhbirlerin” ne kadar zavallıolduklarını ve bu zavallı kişiliklerle insanların hayatlarınınkarartılmaya çalışıldığını bir kez daha gördü.

Emniyet müdürlüğü konuyla ilgili hemen yönergeleryayınladı ve teşkilatının mesai saatleri içinde sosyalpaylaşım sitelerini kullanmasını kesin bir dille yasakladı.Ardından şifrelerini değiştirmelerini ilan etti. Artık yetkiliolmayanlar bilgisayarlara dokunamayacak dendi.

Page 258: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bilişim suçlarına bakan mahkeme hemen yetkisizlikbildirerek konuyu “özel yetkili mehkeme”ye yolladı o dahemen 12 Eylül darbe günlerinde görülen bir “kepçe op-erasyonu” yaparak 8 farklı ilden 17 kişiyi gözaltına aldı.10’u savcılıktan serbest bıraktı, 7 kişiyi tutukladı. Artık nurtopu gibi bir torba dava daha oluşturulmuş oldu. Klavyelerive mauseleri “silah” sayan özel yetkili mahkeme” Red-hack’ı “silahlı suç örgütü” kapsamında göreceğini ilan etti.Nereden bakılırsa bakılsın ilk andan itibaren her tür yasayauygun olmayan bir dava oluşturulmasının yeni yolunagirilmiş oldu. Ortaya çıktı ki gözaltına alınıp tutuklananlarınRedhack’la ilgileri yokmuş bu kişiler facebook vb sosyalpaylaşım sitelerinde yaptıkları paylaşımlar nedeniylesoruşturulmaya dahil edilip tutuklanmışlar. Redhack bukonuda yapılan “masumları rehin alma” yöntemine karşılıkburadayız dedi. Ve Eylemlerine devam etti. KESK’lieğitimcilerin Ankara’daki eylemlerine saldıran polisekarşılık vererek 300 ‘ün üzerinde polis sitesini işlevsiz kıldı.Bunun ardından gazetelere düşen bir haber Redhack’ınFransa’da olduğunu bildirdi. Gazeteler, çoğu MİT’in, Em-niyetin, Şirketlerin, Bakanların, Askerin vd hazırlayıp servisettiği haberleri olduğu gibi yayınlamak alışkanlığındalar. Butarzda masa başında hazırlanmış bir haber gazeteleraracılığıyla yayınlanarak Redhack’e karşı psikolojik savaşkampanyasında bir adım daha atıldı.

Page 259: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

GENEL İZLENİMGenel izlenim aslında şu. Sosyalist hacker grubu Redhackyaptıklarını açık açık yapmakta ve elde ettikleri verilerigerçeğin ortaya çıkması adına kamuoyuyla paylaşmakta.Karşılğında ise devlet mekanizmasının her kurumuharekete geçmiştir. Artk sayısı bilinmeyen oranda kızılhackerların açtıkları her internet sitesi yasal bir dayanağagerek görülmeden kapatılmaktadır. Onlara sempatiylebakan, muhalif olan ve gerçeği arayan herkesi onlardanuzaklaştıracak bir psikolojik savaş harekatıoluşturulmuştur. Şu ana kadar kızıl hackerlara birçok yaftayapıştırılmıştır ve daha da yapıştırılacak gibi görünmekte-dir. “ayağınızı denk alın” mesajı basın aracılığıyla verilmek-tedir. Anlaşılan ortaya çıkarılan gerçekler yönetenleraçısından çok rahatsız edicidir. Yetkililerce “Devletin imajıhacklenmiştir” açıklamaları bu rahatsız edilmişliğin açık biritirafıdır. Tuhaf bir durum vardır. Devletin elinde buülkedeki karanlıkları ve suçları açığa çıkaracak belgeler bil-giler vardır ve bunlar artık her yerdedir. O kadar çok gizle-nen gerçek vardır ki halka açık bir internet sitesinde yeralan bazı bilgilerin ortaya çıkması bile iktidarda olanlardabüyük rahatsızlıklara yol açmaktadır.

Page 260: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Görünen o ki internetin taş atan çocukları diyetanımlanmaya başlanan Redhack’ın attığı taş birilerini çokürkütmüş ve kızdırmıştır. “İmajı kırılan” devlet içindeoluşturulmuş çıkar gruplaşmaları buna karşı olmayacakher yola hemen baş vurmuştur. Polis yetmez, mahkeme, oda yetmez özel yetkili mahkeme, o da yetmez Interpol,sırada herhalde CIA’yı devreye sokmak da vardır veyauluslararası ilişkilerde Redhack’ı kınamıyorsanız sizin de-vletle antlaşma yapmayız seçeneği vardır.

BUNDAN SONRAKızıl hackerları ara sıra da olsa sosyal medyadan takipedenler görüyor ki devrimin neşesini taşıyorlar. Hiçbirörgütle ilişkilerinin olmadığını yıllardır söylüyorlar gerçeğiaramak ve gerçeğin karartılması karşısında olmayı neşelibir biçimde yapıyorlar. Devrimin neşeli ve yaşam sevinciyledolu bir eylemler zinciri olduğunu gösteriyorlar.

Sömürü sistemi olduğu sürece aklı vicdanı olanlarsömürülü sisteme karşı duracaktır. Ne olursa olsun sanaldünyanın bu bölgesinde buz kırılmış ve internetin sadecebir egemenler oyuncağı ve yönlendirme aracı olmadığıgösterilmiştir. İnternetin taş atan çocukları cesaretle bazenbir sokak köşesinde sinecekler, bazen ortaya çıkıp taş at-maya devam edeceklerdir. Tıpkı üzerine panzer geldiğindebir ara sokağa kaçan ve oradan taş atmaya çalışan çocuk-lar gibi, onlarda bunu internette yapacaklardır. Zamanzaman geri çekilecek, zaman zaman devrimin tümneşesiyle taş atmaya devam edeceklerdir.

Page 261: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bir gerçek ortaya çıkmıştır, Wikileaks benzeri gerçeğinanonim düzeyde açıklandığı bir platform gereklidir. Enazından deve karşı taş atarak mücadele edenlerin bir ortaksavunma havuzu oluşacaktır. Gerçeğin ortaya çıkmasınıisteyen birçok vicdanı kararmamış insan vardır. Onlarınseslerini güvenle duyuracakları ve yalnız kalmayacaklarıbir platform görünen geleceğin gerçeğidir. Redhack inter-nette gerçeği arayanlardan sadece bir tanesidir. Onun gibibirçok grup, kurum, kişi vardır. Gerçeği ortaya çıkarmakve artık yalanlarla, sırlarla yaşamayacağız diyenlerin sanalbir platformu yakın geleceğin konusudur.

Sömürülü toplumlar yıkılmaya yazgılıdır. Tarihin akışınınhızlandığı bir süreçteyiz daha da hızlanacak, görünen o.Bugün her şeye egemen olduğunu sanan iktidar sahip-lerinin yarın Mahir’in dediği gibi yüzüne tükürülecektir. Bukez 12 Eylülcü generallerin mahkeme edilmesinin 30 küsüryıl beklenmesi gibi de olmayacaktır. Her şeye egemenolduğunu sananlar ve onlara kanarak her tür yasadışı yolukullananlar yakın zamanda yaptıklarının hesabını verecek-lerdir. Tarih bunu böyle gösteriyor. Latin Amerika’dakisürece bakın, darbeciler, işkenceciler yargılanıyorlar.Sadece onlar değil onların emrini sorgusuz, yargısız yerinegetirenlerde yargılanıyorlar.

(11 Nisan 2012)

Page 262: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Mehmet Ağar'ı bu kezCumartesi Anneleri "ziyaret" edecek

"1000 Operasyon yaptım", "Bir tuğla çekilirse her şeyyıkılır" diyen ve yaptığı katliamlar ile sorumlusu olduğugözaltında kayıplara dair hiçbir soruşturmaya uğramayan,soruşturulamayan Mehmet Ağar'ı Cumartesi Anneleri "zi-yaret" edecek.17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mü-cadele Haftası çerçevesinde, 27 Mayıs günü İnsan HaklarıDerneği Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un hazırladığıprogramla Cumartesi Anneleri, Aydın Yenipazar'daki ceza-evine gidecekler.

Aldığı 5 yıllık cezayı 2 yıl olarak Yenipazar Cezaevi'ndegeçirmeye başlayan Mehmet Ağar'ı ziyaret edenlerarasında Korkut Eken'den, hükümet ve yargı mensuplarınakadar birçok isim yer aldı. Bu isimlerin Mehmet Ağar'ı zi-yaretlerinin bazıları basına konu bile olmadı. Basın,

262

Page 263: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Mehmet Ağar'ın cezaevindeki yaşamını unutmanın yolunagirdi ve sesizliğe bürünmeye başladı.

Mehmet Ağar'a "geçmiş olsun" dileklerinde bulunangazeteci, sporcu, siyasetçi vb'nin yanında Ağar'ın ceza-evinde "koç" gibi yattığını televizyonlarda, basında anla-tanlar da epeyce çıktı. Mehmet Ağar'ın cezaevi serüvenininhiç de "koç" gibi olmadığı ise ortaya çabuk döküldü.

İlk önce Mehmet Ağar uzun araştırmalar sonucu ödül gibicezayı yatacağı cezaevini belirledi. Belirlenen Aydın, Yenipazarcezaevi'nde kalan 50 mahkum bunun üzerine oradan apartopar başka cezaevlerine yollandı. Cezaevinden mahkumlarıngönderilmesi sadece başlangıç oldu. Başta cezaevi müdürüolmak üzere cezaevinin tüm personeli de oradan alındı ve yer-ine Mehmet Ağar'ın belirlediği personel atandı. Cezaevininboyasından, iç dekorasyonuna, mutfağından, banyosunakadar tamamı elden geçirildi. O da yetmedi cezaevigüvenliğiyle ilgili demir çitlerdeğiştirildi, tel örgüler ye-nilendi. Bu da yetmediMehmet Ağar'ın özelkoruması da cezaevindekalmaya başladı.

Birçok insanın ölümünden vegözaltında kaybedilmesin-den sorumlu MehmetAğar'ın korkularına göre birkorunaklı "köşk" yaratıldı.Aydın, Yenipazar Cezaevi,Güney Amerika'da ki mafyabaronlarının korunaklıikametgahı haline geldi.Bunu da devletin eliyleyaptırdı. Kendisini Mehmet

Page 264: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ağar'ı korumak ve kollamakla görevli sayan bir geniş yetkilikesim ortalıkta hüküm sürmeye devam ediyor. "Devlet adınayaptım" dediği hemen her şeyin bir "suç" teşkil ettiği MehmetAğar'ı korumak ve kollamak zorunda kalan geniş bir etkili veyetkili kesim bulunuyor. Kimi Mehmet Ağar'ın görevi boyuncatuttuğu "özel dosyaların" şantaj kurbanı, kimi halen devredeolan "derin devlet" uygulamalarının devamcısı. Yetkili ve etkiliçevrelerin koruması altında daha önce hiç görülmemiş bircezaevi uygulaması başladı ve sürüyor. Birçok faili meçhulolayın ve gözaltında kayıbın açığa çıkmasını sağlayabilecekMehmet Ağar sessizliğini sürdürdükçe itinayla korunuyor. "De-vlet adına yaptım" diyen Mehmet Ağar'ı "devlet adına" koruy-orlar ve gerçekleri karanlıkta bırakmaya devam ediyorlar.

Cumartesi Anneleri 27 Mayıs'ta Mehmet Ağar'ı ziyaret ede-cekler. Mehmet Ağar'ı sadece koruyup kollayanların değil,faili olduğu suçlara uğrayanlarda unutmadıklarını göstere-cekler. Bir suç şebekesi devam ediyor. Hem de herkesingözü önünde ve pervasızca uygulamalarla. Cumartesi An-neleri buna bir kez daha işaret etmeye çalışacaklar.Gözaltında kayıp olan yakınlarını unutmadıkları ve ara-maya devam ettikleri gibi suçluları da unutmadıklarını vepeşlerini bırakmadıklarını bir kez daha gösterecekler.

(15 Mayıs 2012)

Page 265: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

%65 Darbede Sokağa Çıkacakmış Ne Duruyorsunuz Sokağa Çıkın!

MetroPOLL araştırma şirketinin darbeler ve darbeyargılamaları üzerine yaptığı kamuoyu araştırmasısonuçları nasıl okunmalı.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamuoyu araştırmalarıçoğu zaman araştırmaktan çok yönlendirme endeksliyapılmakta. Araştırma yapılan konular "gerçek anlamdaaraştırma olunca" araştırmayı finanse eden kurumlar,kişiler, kuruluşlar bu araştırma sonuçlarını sır gibisaklamayı tercih etmekteler. Gerçek sadece ona ulaşıpondan faydalanmak isteyenlerin tekelinde görülmektedir.MetroPOLL araştırmanın yaptığı anket kamuoyuna

265

Page 266: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

yansıdığı biçimiyle bir siyasi bakışın kamuoyu oluşturmagirişimi olarak görülmektedir. İktidarın belirli periyodlarlayaptırdığı kamuoyu araştırmalarından "kamuoyuoluşturmaya" yönelik yönlendirilmiş araştırmalarından birigündemdedir.

Darbeler ve darbe yargılamaları üzerine kamuoyu "nedüşünüyor" eksenli araştırma sonuçları iktidarın "ne kadariyi bir yönde gittiğinin" teyidi olarak kamuoyunaaçıklanmıştır. Açıklanan araştırma sonuçlarına göre:

Bir darbe olursa ne yaparsınız sorusuna %65.8 Karşıçıkarım, %26.7 Hayır karşı çıkmam, %7.4 ise Fikrim yokdemiştir.

Siyasetçiler yeterince dirayetli ve kararlı olsalardı darbeolmazdı görüşüne katılıp katılmadıkları sorulduğundaTürkiye çapında halkın %74,3’ü “evet”, %21,8’i “hayır”demişlerdir.

Darbelerin ülke için yararlı mı zararlı mı olduğusorulduğunda seçmenlerin çoğunluğu %82,4’ü “zararlı”,%11,7’si “faydalı” demişlerdir. Bu oran parti mensubiyetidoğrultusunda dağıtıldığında AKP ve BDP seçmenleriarasında darbeleri faydalı bulanların oranı %9’ugeçmezken bu oran CHP’liler arasında %14, MHP’lilerarasında %22’dir.

Page 267: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Araştırma sonuçları Nasıl Okunmalı:

18. Yüzyıl burjuva aydınlanmacılığıyla Nazizminharmanlandığı ideolojik duruş ve kafa yapısının 1930'lar-dan günümüze resmi devlet politikası olarak dayatıldığıülke, bu ucube yaklaşımın değişen uluslararası koşullariçinde ayakta kalamaması sonucu, AKP eliyle 18. Yüzyılburjuva aydınlanmacılığını bir kenara atarak Nazizmle, din-sel önyargıları birleştiren bir ideolojik duruş ve kafayapısını resmi hale getirmeye yönelmiştir. Devletin temelözelliği olarak faşist biçiminin korunması ve güçlendirilmesiise ortada duran tek gerçektir. Devletin değiştirilmeyeçalışılan resmi görüş ve duruşu, önceki resmi ideolojikyaklaşımın sembolik temsilcileriyle hesaplaşmayı birzorunluluk olarak yaşamaktadır. Bu sembolik temsilciler-den birisi de darbe yapma geleneği genlerine işlemiş orduüzerinde operasyon yapmak ve ordu içinden eski resmigörüşün temsilcilerini elemektir. Sanatçı Yılmaz Erdoğangeçenlerde açıklama yapmıştı Mevlana'daki felsefeyi"keşfedişinden" sonra dinin önemini keşfedişi mealli biraçıklamaydı. Değişen resmi devlet görüşüne katılışınınaçıklamasıydı. Bu ülkede "sanat camiası" toplumsaldeğişimi ve dönüşümü hep geç keşfeder. Her geç keşif gibiYılmaz Erdoğan'ın geç keşfini açıklaması da "yanaşmacı vedalkavukça" görünüyor. Devletin daimi organları vekurumları içinde yer alanlar Yılmaz Erdoğan gibi değiller,erken keşfettiler. AKP eliyle yapılan darbeye katılıp epey deyol aldılar. AKP eliyle yapılan darbenin içinde askerlerde var.

Page 268: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

MetroPOOL araştırma şirketinin darbe yapılırsa karşı gelirmisiniz? Sorusuna evet karşı gelirim diyen %65.8'in belkihaberi yok ama şu an ülkede AKP eliyle yapılmış bir darbevar. Darbenin içinde generallerde var. Karşı koyarım diyen-lerin içinde bu darbeye karşı koyanlar da var elbette. Dahadün Halk Cephesi taraftarlarına ülke çapında operasyonlaryapıldı. Evler sabaha karşı basıldı, dernek binaları tahripedildi, işkenceli gözaltılarda 150'ye yakın kişi gözaltınaalındı. Devletin ayıbı olan cezaevinde çocuklara tecavüzkonusuyla ilgili gerçekleri ortaya çıkaran çocuklar yinehapishanelere atıldı ve 20 yıldan fazla ceza tehdidiyleyargılanıyorlar. İşçiler artık sadece taşeron işçi olabiliyor.Sendikaların hepsinin toplam üye sayısı 1 milyonun altınaindi. 34 insan savaş uçaklarıyla katledildi ve kalbi kuruyan-lar hala bu konuda bir şey yapmamayı becerebiliyorlar.Polis kimyasal gaz bombasının yanında insanları yakacakışın silahları kullanacak. Suriye'ye yönelik ABD maşası ol-makda epey yol alındı, yansıması da barış diyen herkesintutklanmasına dönüştü. Uzatılacak çok fazla darbeuygulaması var. Darbe şu an hala kendini kanıtlamaderdinde. Bu kanıtlama derdiyle 12 Haziran seçimlerinde%50'ye yakın oy alan AKP eliyle darbe yapanlar bu %50'likoyun hükmünün artık kalmadığını görüyorlar ve ortaya"kamuoyu yönlendirme" araştırmaları sürüyorlar.Yönlendirilmiş sorular, yönlendirilmiş deneklerle darbeciler"bakın iyi yoldayız desteğimiz tam" demeye çalışıyorlar.

Page 269: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Öyle değil. Akp eliyle darbe yapanlar bir türlü Nazizimle din-sel önyargıların bileşimini devletin resmi görüşüyapamıyorlar. Zaman zaman eski resmi görüşe dönüşler ya-parak karaladıkları sembollere sığınmak zorunda kalıyorlar.Resmi görüşün en ırkçı, en yoz yaklaşımlarını benimseyip or-taya döküyorlar. Bazen Başbakan'ın ağzından AlparslanTürkeş'in "Dokuz Işık" faşist diktesi, bazen bir bakanınmeclis kürsüsünden "bunlar domuz eti yiyiyor" salvosu.

AKP eliyle darbe yapanların karşısında ciddi bir sistemmuhalefeti var. Newroz'da tüm saçma yasaklamalara rağmensokaklara çıkanlar, 1 Mayıs'ta alanları dolduranlar AKP eliyledarbe yapanların huzurunu kaçırıyor. Sistemin tıkanıp kaldığıyerde iktidara yönelecek gücün ne eski resmi görüşüntemsilciliğine soyunmuş CHP, MHP olacağını ne de darbeciaskerler olacağını sistemin bu aktörleri yerine, alanlara çıkanbu kesimlerin iktidarın alternatifi olacağını görüyorlar.

Araştırma sonuçlarını okumak kamuoyuna açıklanan verileridikte edildiği gibi değil gerçek nedir sorusuyla okumaktangeçiyor. Gerçek örgütlenmeyen hiçbir halkın darbeleredirenemeyeceği, en fazla evinde homurdanacağıdır. Halkı,emekçileri, ezilenleri darbeye karşı çıkabilecek her kesimiörgütsüz bırakılmak için darbeci devletçe her şey yapılıyor.Buna rağmen sosyalistler, Kürdler, ezilen kesimler; direnişçisendika, parti, dernek veya değişik örgütlenme biçimlerinedaha çok ilgi gösteriyor. Örgütlenebilen en ufak kesimlerinne dediği, ne yaptığı halkın daha çok ilgi alanı olmayabaşlıyor. Örgütlenebilmiş her kesim AKP eliyle darbe yapan-lara karşı koymanın yollarını deniyor. Aslında şu an darbeyekarşı bir mücadele var, direniliyor. Belki bu kesim %65.8değil. Sayısal olarak çok az ama direniş sürüyor vegüçlenerek sürüyor. Belki MetroPOOL araştırmanın %65.8'likdarbeye karşı koyarım diyen kesim olduğunu tespit etmesifaşizme karşı direnişte olanlara bir moral kaynağı olacaktır.

(10 Mayıs 2012)

269

Page 270: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

8 Mayıs Faşizmin Diz Çöktüğü Gün!

2. Dünya savaşının sonunda faşizmin arkada kalanartıkları, 7 Mayıs 1945’de teslimiyet tutanağını imzaladılar.8 mayıs 1945 tarihinde Nazi Almanyası'nın askeri temsil-cileri, müttefik ve sovyet birliklerinin başkomutanlık tem-silcilerinin huzurunda, uygulamasına 8 Mayıs saat 24 debaşlanan kesin teslim olma belgesini imzaladılar. 8 Mayısı9 mayısa bağlayan gecenin şafağından itibaren; doğu vebatı cephesinde kesin yenilgiler alan ve kaçış içerisindekiAlman faşist birliklerinden arta kalanlar, silahlarınıbırakmaya ve müttefik birliklerine teslim olmaya başladılar.

270

Page 271: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Faşizm insanlık suçu olarak tarih sahnesinde yerini aldı.İnsanlık ise faşizme karşı her ne şart altında olursa olsundireniş gösterenlerin şahsında temsilcilerini buldu.

Kapitalizmin sistemini sürdürmek için baş vurduğu devletbiçimi olan faşizm ortaya çıktığı dönemden bu yana herzaman kanlı vahşetle anıldı. Burjuvazinin daha çok kar veegemenlik peşinde koşarken hiçbir vahşettençekinmeyeceğinin yönetim biçimi olan faşizm insanlık tar-ihine 2. dünya savaşı gibi bir vahşeti yaşattı. İtalya'da Mus-solini faşizminin, Almanya'da Hitler Nazizminin iktidaragelmesi ve emperyalist sistemin bunalımdan çıkmak içinfaşizmin savaşı yaratmasını el altından destekleyerekhazırlaması dünyada bir vahşeti ortaya çıkardı. Yeryüzününen büyük savaşını faşizmin eseri olarak gündeme getirdi. İnsanları faşist olmadıkları, iktidara kul köle olmadıklarıiçin yok eden, gaz odaları kuran Nazi Almanyası, SovyetlerBirliği'ne saldırarak sonunu da hazırlamış oldu. 1939yılında başlayan 2. Dünya Savaşı'nda emperyalist dünyasisteminin savaşta yok edileceğini düşündüğü Sovyetler,faşizmi yenilgiye uğratmıştır. 1944 yılına kadar faşist Al-manya'ya yönelik savaşa girmekte sürekli geri duran "müt-

Page 272: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

tefik güçler" NaziA l m a n y a s ı ' n ı nS o v y e t l e r c eezileceğinin kesinlikkazandığı yerdes a v e ş agirebilmişlerdir. 20milyon sovyetinsanının katledildiği2. Dünya Savaşı'ndayenilmez olaraktanımlanan Nazi Almanyası tam bir hezimete uğratılmıştır.

Direnen halkların karşısında dünyanın en büyük ve ye-nilmez gücü olarak tanımlanan faşist ordular diz çökmekzorunda kalmıştır.

O günden bu yana dünyada emperyalizm, faşist devlet biçi-minden vaz geçememiştir. Birçok ülkede faşist devlet biçimlerihala egemendir. Faşizme karşı direniş geleneğinin takipçileride her yerde direniştedirler. Tıpkı Nazi Almanyası'nınSovyetler karşısında kırılıp yok olması gibi dünyanın heryerinde faşizme karşı mücadele edenlerinde zaferiyaşanacaktır. İnsanlık faşizm gibi bir vahşet sistemini uzunsüre taşıyamaz. Kapitalizm her çaresizliğinde başvurduğu de-vlet biçimi faşizme karşı mücadele insanlık yer yüzünden sil-inmedikçe bitmeyecektir. Kapitalizm ise var olduğu müddetçefaşizmden vazgeçemeyecektir. Faşizme karşı mücadele kapi-talizme karşı mücadele olarak yapılmadıkça faşizm nerde ye-nilirse yenilsin tekrardan hortlatılacaktır. 2. Dünya Savaşı'nınardından Nazi Almanyası'nın faşistlerini kullanan ABDyeryüzünün yeni Nazi devletidir. Faşizme karşı direnişgeleneğinin zaferi her yerde mücadele eden anti-faşistlerineylemlerinde yaşamaktadır.Yeni 8 Mayıslar faşizme karşıdirenişlerde şekillenmektedir.

(8 Mayıs 2012)

272

Page 273: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

5 PKK'li Öldürüldü Irkçılar Sevinç Çığlıkları Atıyor!

"5 PKK'li Ölü Ele Geçirildi" haberiyle başlayan ırkçılık gösteri-leri ve kendini ortaya atıp "devletin kölesi olduğunu" göstermegayretleri toplumda ve sosyal medyada her zamanki ırkçılığınnasıl acımasız ve diri olduğunu br kez daha gösterdi.

Bitlis’in Tatvan ilçesi Yediören Köyü kırsalında hiç bitmeyenaskeri operasyonlardan biri yapılırken yaşanan sıcak temassonucu çıkan çatışmada 5 PKK'li teslim olmak yerineçatışarak ölmeyi seçti. Teslim olmak yerine çatışarakölmeyi seçen PKK'lilerin 2'si kadın. Yaşanan bir insanlıkdramı olmasına rağmen bu dramı bir futbol müsabakasıgibi algılamaya kodlanmış ırkçı kafalar durumu sevinççığlıklarıyla karşılamayı vazife saydılar. Daha çok kanakması ve daha çok insanın katledilmesi çağrılarıyla sosyalmedyada yer almak için yarışan ırkçılara karşı, durumunöyle olmadığını anlatmaya çalışanlarda yer aldı.

273

Page 274: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bitlis Valiliği'nin yaptığı açıklamada dağdagezen gerillaların üstlerinden çıkmasıolağan olan mühimmat basına "çok sayıdasilah ele geçirildi" olarak yansıdı. Bir savaşve katliam dili hiç bitmezcesine körüklen-meye devam etmekte. Diğer yandanPKK'lilerin çatışmalarda "şehit" düşenaskerlere yönelik bu tarz "kazandık, dahaçok öldürelim" hezeyanları yerine daimaölen askerlerin ölümünden dolayıtaziyelerini sunmaları ve üzüntülerinibildirmeleri ise devletin körüklediği ırkçıhezayanlar yerine aklı selimin işaretidir.

5 PKK'li öldürüldü. Yıllardır süren "düşük yoğunlukluçatışmanın bu kez kurbanları PKK'li oldu. Yarın askerlerolacak, siviller olacak, çocuklar olacak, evlerindenyurtlarından sürgün edilecek Kürdler olacak. Bu "düşükyoğunluklu savaşın" bitirilmesinin bir çaresi olarak "barış"dilini savunanların işi gittikçe daha güçleşmektedir. Görü-nen bir gerçek olarak devleti işgal eden ırkçı, tekçi, sağcıkafa iktidar olmaya devam ettikçe kan dökülmeye son ver-ilmeyecek ve kanla beslenen ırkçıların her yerde hortlaklargibi ortaya çıkması sona ermeyecek.

5 PKK'li öldü. Bir halkın özgürlük mücadelesinde bugünonlar öldü geçmişte ölenler gibi, yarın başkaları da ölsündiyen ırkçı faşist anlayışa ve uygulamalara karşı, emekteninsanlıktan yana olanların birlikte ortak mücadelesininyaratılması ve agüçlendirilmesi gerekmekte.

Faşizme karşı mücadelenin birçok biçimi vardır kimi dağda, kimikentte mücadele eder. Faşizmin ırkçı toplumsal yapılanmasınakarşı mücadele edenlerin bulundukları her alanda bu mücadeleyiyükseltmelerinin yolunu bulmaları gerekmektedir.

(8 Mayıs 2012)

274

Page 275: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Düşkünleşen Düşmanlar.

Marksizmin temel bir özelliği vardır. O da oluşturduğu bil-imsel dünya görüşüyle insanlık tarihi boyunca üretilmiş herfelsefi yaklaşımı değerlendirerek yeni bir dünya görüşüsunmasıdır. Bütünlüklü bir felsefedir. İnsana, doğaya varolan her şeye yönelik tutarlı bir açılım yaratmıştır. Mark-sizmin oluşmasının ardından geçen süre içinde ise ortayaçıkan her düşünce ekolü çabası sadece gelip geçici, modaakımlar olmaktan öte geçememiş ve hayatın karşısındatutarsızlıklarıyla güdük kalmışlardır. Bu yüzden Marksizmve onun geleceğin dünyasını yönetecekler olaraktanımladığı emekçilere düşman olanlar da kendileriniMarksizmin literatürüne sığınarak ifade etmek zorundakalmışlardır. Çünkü şu an hala yeryüzünde Marksizmdışında tutarlı düşünce akımı yoktur.

Kendisini Marksizm içinde konumlandıran kişi veyagrupların çokluğu onların Marksist veya komünist olduğu

275

Page 276: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

anlamını taşımamaktadır. Marksizm diyerek kişisel, grupsalvb çıkarları savunmak için söz söyleme veya dünyaya birMarsist gibi baktığı izlenimi yaratarak marksizmedüşmanlıkla davranmak Marksizmin ortaya çıktığından buyana sıkça yaşanan bir durumdur. Bu durum özellikle sondönemlerde dünyada tuhaf bir düzeysizleşmeyle birlikteyürümektedir. Bu düzeysizleşme hali ülkemizde daha dapespaye bir hal alabilmekte ve neresinden tutacağınıbilemeyeceğin şeyler ortalığa saçılmaktadır.

Kendisini Marksist, sosyalist, komünist olarak göstermeyeçalışan veya hayatının bir döneminde mücadelenin bir yerinekatılanlar, kapitalizmin iyice çarpıklaştırdığı insan modeliolarak ortaya çıkmakta. Onların bu çarpıklıkları da faşist de-vlet biçimimin iyice daralttığı "konuşma alanı sınırları" içindeegzantiriklik olduğu için burjuva medya organlarında sansasy-onel biçimde yer alabilmektedir. Kapitalizmin en yoz, en kişilikçarpıklığına uğrattığı kesimlerinden birisi, kendilerini Marksist,sosyalist vb tanımlayarak kapitalizme hizmet edenlerde or-taya çıkmaktadır. Bu kesimler 12 Eylül faşist darbesininkörüklediği bilgisizleşme ve tarihin silinmesi kavramlarınıngerçekten olduğu sanısıyla ortaya dökülerek yalanlarla binalarinşa edebilmektedirler. Kimi ortalık yere çıkarak artık herbiçimde kanıtlanmış devletin insanlık suçu kapsamındaki 1Mayıs katliamını "solcuların" üzerine yıkmakta sakıncagörmezken, kimi ortalık yerde post-anarşistim ben diyerek

Page 277: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

anti-komünist hezeyanlarını kusabilmektedir. Faşist devletbiçiminin yarattığı en çarpık kişilikleri üreten akımlar olmuştur.Bu akımlardan birisinin ürettiği bu çarpıklaşmış kişiliklerinortalık yerde yaptığı yalanlardan binalar inşa etme faaliyetleriburjuva basında bolca yer almıştır ve almaya da devam ede-cektir. Ki bu kişilerin kendilerini "sosyalist" olaraktanımladıkları dönemde devrimcileri sosyalistleri "ihbar ettik-leri" ve birçok devrimcinin kanına girdikleri de bilinmektedir.Onların "sosyalist" olmaktan anladıkları dervimcilerin kanınagiren itirafçı ve muhbir olmaktır.

Düşmanlar düşkünleşmiştir hem de çok düşkünleşmişlerdir.Çok bildiklerini ilan ettikleri Marksizmi bilmemekle maruf-turlar. Düşkünlükleri o boyuttadır ki birbirlerinin özel sırlarını"itirafçılıkları" kapsamında itiraf ederek gazete sayfalarınaçıkmayı maharet saymaktadırlar. Devletin bu ülkede de-vrimcileri, komünistleri yok ettiğine, tüm bilgilerini sildiğineiman eden düşkünler en çarpık hallerini ortaya sermekteçekinmemektedirler.

Öyle değildir. O çok güvendikleri devlet ne yaparsa yapsınMarksistleri yok edememiştir. Hala diri, güçlü, halkın içindeve mücadelede yer almaktadırlar. Düşkünlerin yalanları veortalık yerde saçtıkları sadece dirsek temasında olduklarıegemenlerin ne kadar çapsız olduğunun kanıtı olmaktanöte gidememektedir.

Burjuvazinin ve onun düşünsel kölelerinin hep akıllarındançıkan bir gerçek vardır. Hatırlatalım, tekraren; herkes un-utabilir, ama komünistler unutmazlar, hiçbir şeyi unutma-zlar ne dostu ne düşmanı unutmazlar. Çünkü komünistlerindünya görüşü yer yüzündeki tek bilimsel dünya görüşüdür.Bir zamanlar Mahir Çayan'ın dediği gibi geleceğin Türkiye-si'nde bunların yüzüne tükürülecektir. O gün gelmedenölürlerse de mezarlarına tükürülecektir.

(7 Mayıs 2012)

277

Page 278: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Denizler İçin Devrimci Mücadeleye

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan devrimci birdirenç oldukları kadar "sol" adına sistem içi kalanlara karşıda bir cevaptırlar. Denizlerin duruşu devrimci anlayış yer-ine uzun süreçte oluşan sistemle uyumlu "sol" anlayışınegemenliğine karşı bir isyandır. Sistemin şu veya bu ne-denle teslim aldığı "sol" anlayış yerine, her ne şartta olursaolsun teslim olmamayı benimseyen devrimci anlayışınyeniden bu ülkede yeşermesinin adı olmuşlardır.

40. Yıllarında Denizler devrimci mücadelenin yenidenyaratılıp diriltilmesinin adı olmaya devam etmektedirler."Sol" adına ortaya çıkan hemen her kesimin 70'li yıllarınaksine bugün sahip çıktığı Denizler bazıları için bir anmalık,bazıları için devrimci mücadelenin ateşleyicisidirler. Deni-zleri bir tek günün anmalığı olarak görenler bile onlarınkörükledikleri devrim ateşinin etkisinde kalmaktadırlar. De-vrimci mücadelenin körüklenmesi ve yükseltilmesinde kısayaşamları içinde önemli bir rol oynayan Denizler 40. Yıldönümlerinde de devrimi işaret etmektedirler.

Sistemin tıkandığı yerde kendini yenilemeye çalıştığı veçoğu zaman bunu da eline yüzüne bulaştırarak yaptığı

278

Page 279: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

günümüzde, sisteme karşı duruşun sınırlarının sisteminçizdiği alan içinde olmayacağını Denizler 40 yıl öncedengösteriyorlar. Devrimci mücadelenin bir kalkışma hareketiolduğu ve sistemin sınırları içinde kalamayacağı Denizlerinbu anmasında da görülmektedir.

Denizlerle mücadelede yeni bir yol açılmıştır. Bu yol sistemsınırları içinde kalmamak ve sistemin ancak bir devrimleyıkılabileceğine işaret eden bir yoldur. Devrimci mücadel-eye yönelmeden yapılanlar sadece sistem "solculuğu"olarak kalacaktır.

Denizlerin gösterdiği bir başka gerçek ise devrimcidayanışmadır. Önemli olanın kapitalizmi yıkmak ve yerinesosyalizmi inşa etmek olduğu ve bu mücadeleye katılanherkesi ve kesimi dayanışmayla karşılamak gerektiğionların ortaya koydukları deneyimlerin gösterdiğidir. De-vrimci dayanışmanın yaratılmasında temel ortak payda de-vrimci seçeneğin sistem karşısında tek gerçekçi yololduğunun görülmesidir. Devrimin bir iyi niyetli dilek değilmücadeleyle kazanılacak bir hedef olduğu Denizlerin işaretettiği yoldur.

Devrimci dayanışmayla faşizme karşı direnişlerigüçlendirmek ve mücadeleyi sistemin çizdiği sınırlar dışınataşımak Denizleri yaşatmanın tek yoludur. Sistemizayıflatacak, onu işlemez kılacak her devrimci müdahaleDenizleri yaşatan anmalar olacaktır.

(6 Mayıs 2012)

Page 280: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

1915 Ermeni Katliamı Bitmedi Sürüyor!

24 nisan 1915’in şafak vakti. Özellikle istanbul’daki ermeniaydınları, yazarlar, sanatçılar, öğretmenler, avukatlar, doktor-lar, mebuslar teker teker alınırlar evlerinden, götürülürler... ve

bir daha da geri dönmezler. İşte, birkaç gün sonra bütünOsmanlı İmparatorluğu sınırları içinde gerçekleştirilen “tarihsel

Ermeni dramı”nın başlangıcıdır bu tarih. (Hrant Dink)

Toplumlar geçmişin izini taşırlar. Geçmişte yapılanlartoplumsal kurumları şekillendirir ve toplumun vicdani du-rumunu, yaşam biçimini, algısını etkiler.1915'de Ermeni halkına yapılanlar 97. yılında. O gündenbu güne toplumsal yaşamın her alanını etkileyen bir tarih-sel kırılma dönemi.Ermeni halkı Anadolu'da devlet tarafından 1. Emperyalistdünya savaşının "fırsatçılığı" çerçevesinde yok edilmiştir.Devlet o dönemden günümüze kendine bir yönetim biçimiyaratmıştır. Yönetim biçimi ise insanları tek tipleştirilen birdayatmayla varlık bulmaktadır. Bu tek tipleşmeye uy-mayanlara ise sadece yok olmak seçeneği sunulmuştur.

280

Page 281: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

1915 Ermeni soykırımı bir dönemin yapılmış "yanlış"uygulaması değildir. O günden bu yana gelen devletyapısının temelidir. Devletin bu yapılanması var oluşununkaynağıdır. Soykırım ve katliamla var olan bir devletkurulmuştur.

Mustafa Kemal, Anadolu'ya çıktığında ve yollara düşüpkongreler, konferanslar toplamaya başladığında onu veçevresindeki arkadaşlarını katletmek için birçok kentte"gönüllü" birlikler oluşturulmuştu. Osmanlı devletininoluşturduğu bu gönüllü birliklerden biri Elazığ'daydı.Elazığ'dan yola çıkan atlı "gönüllü" linç birlikleri yollardaMustafa Kemal ve arkadaşlarını aramışlardı. Bulsaydılarkatledeceklerdi. (Yıllar sonra bu gönüllü devletçi linç bir-liklerinin torunları Elazığ'dan bir katliam zanlısı olanMehmet Ağar'ı meclise taşımışlardır.)Bu katliam birlikleri hep Ermeni soykırımına katılan ve Er-menilerin ardında kalan mal varlıklarının üzerinekonanlardı.

Page 282: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Mustafa Kemal ve arkadaşlarını katletmek için yemin eden-ler kısa bir dönem sonra hızla katletmek istediklerininoluşturduğu yeni devlete katıldılar. Kısa bir dönem içindedüşman bildikleri yeni devlet kuruluşunun asli unsuru oldu-lar. O dönemle ilgili sorulmayan bir soru vardır. Yeni de-vlete karşı olduğunu söyleyen ve bu konuda silahlananbirçok gruba ne oldu onlar neden kısa zamandadavalarından vazgeçtiler ve yeni devlet kuruluşunun yerelayaklarını oluşturdular.

Geçmişi insanlık suçuyla oluşan her toplumsal yapıinsanların kirli, yoz ve çıkar bağlarıyla köle, mürit olmasınıdayatır. O toplumda kirlenmemiş, onurlu duruşu olupinsanlık ülküsünü savunanlara her zaman saldırılır. Buülkenin tarihi 1915 Ermeni soykırımından bu yanakırılmıştır. Kırılma toplumun ikiye bölünmesidir. Ermenisoykırımına katılıp ondan çıkar elde edip, kurumlar üz-erinde tahakküm kuranlarla, bu katliama uğrayanlar ve bukatliama katılmayanlar arasında bir yaşam biçimi çatışmasıyaşanmaktadır.

Page 283: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

1915 Ermeni katliamı başlamış ancak bitmemiştir. 97 Yıldırfasılalarla devam etmektedir. O günden bu güne katliamlariçinde hayatını sürdürmeye çalışanların ülkesi olunmuştur.Ülkenin her yeri her alanı bu katliam konusu olmuş veoluşturulan katliamcı devlet mantığını sürdürmeyen onunlabütünleşmeyen herkes de bu katliama uğrama durumuylakarşı karşıya kalmaya devam etmektedir. Kürdler, Aleviler, işçiler, yoksul köylüler, öğrenciler, kentyoksulları ve onuruyla namusuyla yaşamak isteyen herkesbu ülkenin yeni Ermenileri olmuşlardır. Katledilen, yokedilen devletin elinin altındaki kurbanlıklar muamelesigörmüşlerdir ve görmeye de devam etmektedirler.

Ermeni katliamıyla yüzleşmek ancak bir devrim sorunuolarak karşımızdadır. 1915 Ermeni katliamı üzerineoluşturulan devlet yapısı var oldukça Ermeni katliamıylayüzleşmek neredeyse imkansızdır. Devletin temel yapısınaaykırı bir durumdur. Faşist devlet biçimini benimseyenkatliamcı yapı yeryüzünde faşizmden daha şiddetlikatliamcı bir devlet biçimi olsa ona da başvuracaktır.

Page 284: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ermeni katliamı üzerine inşa edilen devlet ve toplumsalyapının egemenleri düşmanlaşmak dışında bir yaklaşımıhiçbir zaman bilmemişlerdir. Literatürlerinde yapılarındakurumlaşmalarında düşmanlaşmak dışında bir seçeneğinyeri de yoktur.

Ermeni katliamının günümüzde sürdürücüleri sistemin heralanındalar. Sistemin her örgütlenmesi bu mantığınürünüdür. Dayatılan düşünme ve yaşam biçimi simgeselbir kısım veriyle sınırlandırılmış bu simgelerin dışındayaşam biçimi ve düşünce biçimi sakıncalı kılınmıştır. Er-meni katliamında yapılanlar sadece o günün uygulamalarıdeğildir aynı zamanda o günden bu güne gelenuygulamalardır. 1937-38 Dersim katliamı, Adana'dagrevdeki işçilerin devletçe kurşunlanması, 6-7 Eylülolayları, Maraş Katliamı, Çorum katliamı, 12 Eylül 1980Darbesi, Sivas Katliamı, Uludere- Roboski katliamı, 1990'lıyıllardaki gözaltında kayıplar ve saymakla bitmeyecekinsanlık suçları Ermeni soykırımını içselleştirmiş biranlayışın uygulamalarıdır. Ermeni katliamıyla yüzleşmekyaklaşık yüzyıldır bitmeyen katliamlarla yüzleşmeyi getire-cektir. Bitmeyen katliamlar zincirinin unsurları halaiktidardadırlar onların insana düşmanlığı, kendilerinden ol-mayana düşmanlığı hiç bitmeyecektir. Bu düşmanlıkonların var olma nedenidir.

Page 285: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Katlimacılar karşısında kurban olarak duranlar ise halakatliamcılara düşmanlaşamamaktadır. Katliamcıları tanıyanve onları anlatanları, katliamcılar sistemini yıkmadanbunun sonunun olmayacağını söyleyenleri hala yalnızbırakan bir toplumsal yapı vardır. Katliamcılarınoluşturduğu sistem toplumsal çürümeyi dayatırken buçürümeden nasiplendiğini sananların aslında yeni oluşacakkatliamların kurbanı olacaklarını görmeleri gerekmektedir.Toplumsal mücadelenin tarihsel gerçekliğidir. İnsanlıksuçları işleyenlere karşı örgütlü ve hedefli mücadeleninolmadığı her yer kan deryasına dönmektedir. Ermenisoykırımını anlamak sadece tarihsel bir olayı anmak değilbu toplumun gününde ve geleceğinde yaşayacaklarınınmeselesidir. Eğer oluşturulmuş insanlık dışı sisteme karşıdurulmazsa ve ona karşı örgütlü devrimci mücadele ver-ilmezse yeni katliamlarla oluşacak kan deryaları devamedecektir.

Katliamcı geleneğin oluşturduğu sisteme karşı direniş birinsan olma sorunudur.

(24 Nisan 2012)

Page 286: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İşçi Ölümleri, Suriye, Darbeciler ve Direniş!

İşçi Ölümleri, Yoksulluk, Torba Davalar, Ev Yıkımı, Suriye, Darbeciler ve Direniş!

İş cinayetleri devam ediyor. Bu kez iş cinayeti Maraş'tangeldi. Maraş'ta Şirikçiler Mensucat'a ait tekstil ve boyaünitelerinin bulunduğu ek binadaki buhar kazanında bakımonarım yapılırken meydana gelen patlamada 4 işçi öldü.Yaralı sayısı ise 9. Ostim Ve İvedik'de yaşanan patlamalarve ölümlerin 6. duruşmasının olduğu gün yine patlama veyine işçi cinayetleri. İş cinayetleri öyle bir hal aldı ki hemenher an her yerden işçi ölümlerini duymak artık olağan halegeldi. Bilinebilen iş cinayetleri Ocak: 62 işçi, Şubat: 42 işçi,Mart: 59 işçi, Nisan ayı ilk 13 gün: 39 işçi. Son 104 günde202 işçi öldü. Bunlar sadece basına yansıyan ve yansımışbilgilerin bu konuda çalışma yapan sendikalara ulaşmışhali. Yoksa iş cinayetlerine kurban gitmiş işçi sayısı bun-lardan çok fazla.

286

Page 287: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu ülkede hemen her şeyin bilgisi devlet kanalıyla tutulur.Sadece emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin ne durumdaolduklarının bilgisi tutulmaz. Ya da tutulsa bile her zamandevletin gizli bilgileri arasında "asayiş" başlığı altında tu-tulur.

İşçilerin çalışırken iş cinayetine kurban gitmesi kısa süreçiçinde konuya müdahil olabilecek ve önlem alabilecek du-rumda olanlarca önemsenmeyecek. Devlet, işçi çalıştırankurumlar ve kişiler bu konuda parmaklarını bile oynatmay-acaklar. Hükümet geçenlerde teşvik paketi açıkladı. Teşvikpaketinin içinden büyük sermeyedarların teşviğindenbaşka bir şey çıkmadı. Aynı zamanda teşvik paketinin için-den büyük sermayedarların çalıştırdıkları işçiler yüzündenzaten minimuma inmiş yükümlülüklerinden kurtulmalarıda çıktı. İşçinin en zorunlu sigorta vb masrafından dahikaçınanların işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili "masraflara"gireceğini beklemek tam bir saflık olacaktır. İşçi cinayet-lerini sürdürmekte kararlı bir devlet ve patronlaregemenliği güçlenerek sürmekte.

Page 288: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Torba davalar serisi sürmekte en son torba davalardan biriolarak 28 Şubat post modern darbesinde rol alanlarıngözaltına alınması gündeme geldi. 28 Şubat post moderndarbesi ve uygulamaları yargılanması gereken "suçlarla"dolu. Ancak bu yargılamanın da topluma yönelik birbaskılama ve sindirme operasyonu işlevi taşıyacağı dahailk günden ortaya çıkmaya başladı. AKP eliyle darbeyapanların smedya ayağını oluşturanlar şimdiden budavanın ne yöne doğru geliştirilmesi gerektiğini yazmayabaşladılar ve medya içinde yanı başlarında yazan gazeteciarkadaşlarını ihbar etme kervanına katıldılar.

Evleriniz başlarınıza yıkılacak. Bu bir yasal durum halinegetirildi. Eviniz iş yeriniz nerde olursa olsun sadece AKPeliyle darbe yapanların iştahını kabartan bir yerdeyseevinizi "yasal" olarak başınıza yıkabilecekler ve size evinize"benzer" bir evi tekrardan satacaklar. Deprem riskiyleyaşanan bir ülkede bu konuda alınacak önlemler bellidir.Bunu yıllardır bilim insanları anlatıyor çareler gösteriyorlar.Ancak gösterdikleri çarelerin hiç de bir rant yağmasınaneden olmayacağını da biliyorlar. AKP eliyle darbe yapanlartıpkı 12 Eylül 1980 darbesini yapanların ülkede birçok yeriyağmalamaları gibi yağmalamaya giriştiler. Evini bu utan-maz yağmadan koruyabilen şanslı olacak.

Page 289: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hukuk farklı biçimde işlemeye devam ediyor AnkaraCumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Feneri soruşturmasındayargılanan tüm dernek yetkilileri hakkında takipsizlik kararıverdi. Artık Deniz Feneriyle ilgili ne teşekküllü bir suç nede bir dolandırıcılık yargı konusu olamayacak. Hemen herşeyde bir "örgüt" bulan "özel yetkili soruşturma veyargılamalar" tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibiDeniz Feneri olayında da bir örgüt bulamadı. Mesela face-bookta paylaşım yaptıkları için insanlar şu an tutuklu elegeçen mause ve klavyeleri "silah" sayıldı ve silahlı örgütolarak yargı konusu yapılıyorlar da Hrant'ın katilleri örgütsuçundan aklanıyor veya dolandırıcılıkları Alman yargısıtarafından sabit bulunmuş Deniz Feneri davasında örgütbulunamıyor. Hukuk şekli olarak bile değerini kaybetmişbunun ilanını görüyoruz.

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Erzurum'da katıldığı birtoplantıda "Dağdakiler domuzla besleniyor" diyerekgörevini "İslami usullere" uygun mücadele haline getiriyor.Herkes dine tam da onların bildiği ve inandığı biçimdeinanmazsa suçlu olacak demeye çalışıyor. Uzun yılların"kara dilidir" insanların dini, geleneksel inançlarınıdüşmanlıklar yaratmak için kullanmak bu artık pervasızcayapılıyor. Dinden çıkanlar katledilmeyi hak eder mantığıartık ortalık yerde devlet yetkililerince söylenipsavunuluyor.

Page 290: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Suriye'de Annan planı çerçevesinde ateşkes yapıldı veüstünden bir kaç saat geçmeden medyada dezenformatikyayın başladı. 7 kişi öldü 15 kişi öldürüldü vb haberlerihemen devlet destekli medyada yer almaya başladı. Buhaberlerin kanıtı diye kimsenin de sormasına izin vermem-eye de kararlılar. Suriye'ye yönelik bir savaş açılmasınıisteyenler ortalıkta cirit atıyor. Hesaplar yapılıyor

Suriye'ye girilirse savaşta şu kadar kazanırız diyenler bunuartık açıkça dile getiriyorlar. Tam bir yağmacılık dizginsizortalıkta geziyor. Barış diyenlere ise devlet gözünde suçluolarak görülmeye devam ediyor. NATO desteğini isteyenTürkiye bunu da aldığını medyada ilan ediyor. Kanlı birdönemin kapılarını açmak için her şey yapılıyor.

Karanlıklar içinde darbe dönemi yaşatılmayaçalışılıyor. Darbeciler iktidarda. Her tür meşruiyetiniaslında yitirmiş yasa, kural tanımayan bir darbecigüruhu iktidarda. Darbeciliğin kuralı olan geçmişteyönetimde yer alıp hala gücü olanların gücünü kırmakiçin hapishanelere doldurmak. Bu konuda "yasa adıaltında" hukuk dışı her uygulamayı kitabına uydura-cak düzenlemeler yapmak. Bunlar işliyor. Darbecilerekarşı duranlar ise bu ülkedaki darbeler tarihindegörünmemiş biçimde direngen ve güçlüler. AKP eliyledarbe yapanların yüzsüzlüğü karşısında sürekli dahagüçlü direnişler ortaya çıkıyor. Darbeciler yetemediğiiçin bu direnişlere müdahalede eksik kalabiliyor yoksaher tür direnişi kanla, boğmaya dünden hazırlar.

Direniş sürüyor AKP eliyle darbe yapanlara karşı direnişinsürmesinin yetmeyeceği ve direniş güçlerinin birleşerekmücadele edeceği dönem hızla geliyor Birleşik direniş gücübu yüzsüzleşmiş darbecileri yıkacak yegane güç olarakyakın zamanda ortaya çıkacaktır...

(13 Nisan 2012)

290

Page 291: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Açlık Grevleri ve Sessizlikle Kuşatılmak!

Sessiz olmayı pek beceremeyen bir toplumda yaşıyoruz.Hemen her şeye karşı söyleyeceği olan ve bunu söylemeyide gurur meselesi yapıp mutlaka söyleyen bir kültürel yapıvar. Dinlemeyi değil de söylemeyi seven ve bunda da ken-disini sonuna kadar haklı gören bir kültürel özellik.

Söylemeyi ise yaygın olarak kendisine eşit gördüklerineveya kendisinden güçsüz gördüklerine yönelten birtoplumsal algılayış egemen. Kendisinden güçlü olduğunudüşündüğü karşısında ise söylemek yerine en iyi ihtimalle“söylenmeyi” tercih eden veya susukunlukla geçiştiren birtoplumsal algılayış. Kendisine eşit veya kendinden güçsüzgördüğü karşısında susmayı beceremeyen algılayış,kendinden güçlü karşısında suskun ve sessiz kalmayı be-ceri saymaktadır.

Bu kadar çok söylemeyi, söylenmeyi seven toplumsalalgılayış bazı konularda tam bir sessizliğe bürünüvermek-tedir. Hemen hiçbir şey söylememeyi bu "hassas" konu-larda becerebilmek de, hatta duymamayı ve görmemeyi

291

Page 292: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

de bu sessizliğine bilinçli olarak eklemektedir. Meselagözaltında kayıplar konusu bunlardan biridir. Amerikanfilmlerinde veya dizilerinde sıkça karşısına çıkan “serikatiller” hakkında fikri olup bolca konuşanlar gözaltındakayıplarla “seri cinayetler işleyen devlet görevlileri”karşısında sessizliğe bürünüvermektedir. Devlet destekliseri cinayetler işlemiş “seri katiller” ortalıkta hala rahatçagezmekte ve onlar hakkında söylenen hiçbir şeyi yapılanhiçbir girişimi görmemeyi becerebilmektedirler. Ya da 19Aralık 2000 “Hayata Dönüş” operasyonuyla insanlar ka-tledilirken derin bir sessizliğe bürünmüş olanlar bukonudaki sessizliklerini hala sürdürmekte hiçbir mahsurgörmemektedirler.

Toplumsal sessizlik hangi konuda varsa orada güçlülerinbir suç işleyişi vardır. Sistemin ses veren araçları olanmedya, partiler, toplum kuruluşları, “okumuş yazmışları”vb. hangi konuda sessizliğe bürünmüşse o konuda büyükbir suç işlenmeye devam edildiği görülmektedir. Yaklaşık

50 gündür 1500 civarındainsan açlık grevi yapmaktadır.Tecrit koşulları düzeltilsin veKürt halkına yönelik saldırganpolitikalar yerine barışçıl poli-tikalar devreye sokulsun diye.Sessizlik derindir, sadece Kürthareketi ve sosyalistler bukonuya ses olmaktadır. Diğerher kesim derin sessizlik-leriyle yaşamaya devam et-mekte ve görmeyip,duymayıp, söylememeyi ter-cih etmektedir. Açlık grevin-deki insanların bazılarındakalıcı olabilecek fiziksel hasar-lar ortaya çıkmıştır. Bu

Page 293: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sessizliğin kırılması için yeterli sayılmamakta, ölümler dizisibeklenmektedir. Vicdanları kararmış sessizlerin,vicdanlarının uyanması veya “bizde de vicdan var” diye-bilmeleri için ise ölüm değil ölümler zinciri bile yeterli ol-mayacak gibi durmaktadır.

Açlık grevleri insani bir sıkışmışlığın göstergesidir. Yapa-bileceklerini yapıp en son her şeyini yaşamını pasif an-lamda ortaya koymaktır. Sessizlikle kuşatılmış insanisıkışmışlık kendi iç sesini yaratmaktadır. İnsani direncinsürdüğü açlık grevlerini ve onların taleplerini duymakgereklidir.

İnsanlığı kuşatılmış bir toplumsal yapının faşizminuygulamalarına alışmış davranışları aslında bir korkununve güçsüzlüğe itilmişliğin göstergesidir. Örgütlenemeyen,örgütlenmeye çalışanları yalnız bırakan herkes faşizmeteslim oluşun simgesidir. Faşizme karşı gelişen toplumsaldirenç kendi yolunda yürürken bu direnişi sessizliklekarşılayanların toplumsal hayattan dışlanmışlıklarıkalıcılaşacaktır. Sadece kendi çıkarını düşünen “tuhafyaratıklar” olmaya devam etmemek için güçlü olanlarkarşısında sessizce yaşamaktan kurtulmak gerekir.

(11 Nisan 2012)

Page 294: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Öğretmen İntiharları, İşçi Ölümleri, Teşvik Paketi!

Ataması yapılmayan iki öğretmen intihar etti. HilalUzunkaya kendisini balkondan atarak, Mustafa Kaya isekravatıyla kendini asarak öldüler. Bu intiharlarla birlikteataması yapılmadığı için intihar eden öğretmen sayısı26'ya ulaştı.

İşçilerin ölümleri ise sürüyor Tuzla tersanesinden işlerinyavaşlaması nedeniyle can kaybı haberi gelmiyordu. Dahadün iki işçi "iş kazasında" öldü ve 7 işçi ağır yaralandı.Tuzla tersanesinde işler açılmaya başlamış, bunun ilkgöstergesi ise ölümlerle ortaya çıktı. Tuzla tersanesindekiölümler sadece işlerin olmaması ve yavaşlaması yaniçalışılmadığı için durmuş bu ortaya tekrardan çıktı. İşçileriniş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hiçbir şey yapılmamış. Ortalama her ay 89 işçi iş cinayetlerine kurban gidiyor.

YGS sınavının getirdiği stres yüzünden öğrenciler ölmeyedevam ediyor.

294

Page 295: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Mevsimlik tarım işçileri yakında yollara düşerler, onlardanda bolca ölüm haberleri geleceği beklenmekte. Bu durumdevlet nezdinde başbakan Erdoğan'ın dediği gibi "işinkaderi" olarak görülmeye devam edecek.

Eskişehir'de maden ocağı göçtü işçiler öldü.

Bankaların kredi ve kredi kartı tuzağına yakalanmış mily-onlar hayatı sadece kendi etraflarında dönen bir kabusolarak yaşamaya devam ediyorlar.

Taşeron işçileri tüm güvencesizliklerine rağmen hayatlarınıdevam ettirebildikleri işlerinden atılmanın getirdiği sorun-larla baş etmeye çalışıyorlar. Bir parça örgütlenebilentaşeron işçileri ise direniş çadırı kurarak haklarını aramayaçalışıyor.

Billurtuz işçileri direnmeye devam ediyor direnişleri 100.güne yaklaştı.

Birçok fabrika ve iş yerinde işçiler kölelik koşullarınınağırlaştırılmasını kabul etmekle direniş seçeneğiarasındalar.

295

İntihar Eden Öğretmen Hilal Uzunkaya

Page 296: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Köylüler ise ürün hasatlarının nasıl ellerindenyağmalanacağını bekliyorlar. Bu yılda geçen yıllardaki gibiher ürünleri yok pahasına gidecek kadardeğersizleştirilecek mi?

Diğer yandan ise farklı bir ülke tablosu ortaya dökülüyor.Hükümet yeni "teşvik paketini" açtı. Ortaya "sermayenin"koruması kollanması ve daha da semirtilmesi için bir tablokonuldu. Hemen her alanda belirli miktarın üstünde ser-mayesi olanların (büyük sermayedarların) yeni olanaklarakavuştuğu bir teşvik. Daha çok sömürü, daha çok yağma.Sermaye miktarı palazlanmışlık boyutlarına ulaşanlaraülkenin her yerinde yağma yapma olanağı yasal zeminlerekavuşturuldu.

Çıkışsız bir hale sokulan emekçiler, yoksullar bu ülkedeçoğunluğu oluşturuyor. Yağmayla varlık bulan kesimler iseküçük bir azınlık. Ancak bu azınlık ülkenin kaderini yön-lendirecek mekanizmaların da sahibi. İstedikleriniyapıyorlar. Öyle ki ortağı olduğu şirket suça karışmışbakanlar gayet rahatlar. Hiçbir soruşturma ve durumun ne

Page 297: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

olduğunu ortaya çıkaracak girişim nasıl olsa yapılamıyor.AKP eliyle bir darbe yapıldı. Bu darbenin içinde yer alanlarsadece AKP'liler değil askerler de, patronlar da, Amerikada bu darbenin mimarları arasında. Her darbede olduğugibi bu darbede de egemenler yağma peşinde ve tam birutanmazlıkla bunu yapmaya devam ediyorlar. Geniş halkkesimleri ise sadece hayatta kalmaya çalışıyor. Baskı veşiddet geniş halk kesimlerine düşen pay oluyor.

AKP eliyle yapılan darbeye direnen kesimler ise her türyasal ve yasa dışı baskı altındalar. Her eylemleri bir yargıkonusu, bir polis saldırısı konusu olmaya devam ediyor.Buna rağmen AKP eliyle yapılan darbeye karşı direnişbüyüyor. Büyüyen direniş darbecilerin korkulu rüyası, dahasaldırgan daha pervasız olmaya devam etmekten başkaçare göremiyorlar. Ancak bu durumun yarattığı toplumsalgerilimin bir kırılmaya doğru gittiği de görülüyor. AKP eliyledarbe yapanlar uzun süre iktidarda kalamayacaklarınıgörmeye başladılar. Direniş sürdükçe iktidarda kalmasüreleri kısalıyor.

(6 Nisan 2012)

297

Page 298: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Kütahya, Emet'teki Linç Çeteleri Devlet İşi!

Emet Kaymakamı Sefa Güler, okul inşaatında çalışanişçilerle onları linç etmeye çalışan faşist güruhun linçsaldırıları hakkında gazetecilere yaptığı açıklamaya “Buişçileri güvenli bir şekilde Kütahya'ya sevk ettik” diyerekbaşladı.

Katliamlar ve linçler "olağanlaştırıldı" linç çetelerioluşturmak ve onları lince sevk etmek ise bir “devletgeleneği” olarak hala canlı bir uygulama. Yaratılan ırkçılıkatmosferi içinde faşizmin baskılarıyla “düşünmek yerine”sadece güçlünün yanında olmayı “vatandaşlık uyanıklığısanan” bir güruh her zaman beslendi ve yedek bir“toplumsal güç” olarak tutuldu.

Linç çeteleri oluşturmak ve linçle “siyaset yapmak”geleneği Osmanlı’dan miras alındı ve daha yeni devlet ku-rulmadan bile bu linç uygulamasının faili oldu. 1921 yılında

298

Page 299: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Mustafa Suphi ve arkadaşları, Ankara’dan çekilen tel-graflarla nasıl linç çeteleri toplanacağı talimatlarıyla “devletgörevlilerince” linç edildiler. Linç tarihi kabarıktır. Linççeteleşmeleri olmadan yapamayan bir devlet geleneğivardır. 6-7 Eylül olayları, Maraş, Çorum, Sivas ve daha nicelinç saldırısı. Devlet “siyaseten sıkıştığı” her yerde linçi birsiyasi kurtuluş olarak kullandı ve kullanmaya devamediyor.

Linç saldırılarına uğrayan ve uğrama riski taşıyan kesimlerise bu konuda “kurban” olmanın çaresizliğiyle ortada du-ruyorlar.

Devletin geniş bir “illegal” örgütlenmesi var. Bu yaygın linçsaldırıları da devletin “illegal” çete örgütlenmelerininderinliğini göstermekte. Linç çeteleşmeleri ve saldırılarınınher görüldüğü yerde bir “illegal” devlet görevlisininvarlığını aramak gerekmekte. İçinde devletin görevlilerininolmadığı ırkçı linç saldırıları hemen hiç yoktur. Nerede birlinç saldırısı varsa orada mutlaka bir devlet görevlisiolduğu bilinmelidir.

Page 300: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu her aşaması bu ülkenin yasalarınca bile suç kabul edilenlinç saldırıları karşısında devletin aldığı tutumlakanıtlanmaktadır. Kütahya’nın Emet ilçesinde yaşanan sonfaşist linç saldırısının ardından devlet görevlilerinin yaptığıaçıklamalar bunu bir kez daha göstermektedir. “EmetBelediye Başkanı Mustafa Koca ilçede milli duygular vevatanseverliğin ön planda olduğunu belirterek, buhissiyatın istismar edilmeye çalışıldığını ileri sürdü.”Emet’te yapılan faşist linç saldırısını sadece “milliduygularıyla” hareket eden ve bunu “omuz atma kavgası”sonucu “milli duyguları kabaran” kişilerle açıklamak ve linççeteleşmesi içinde yer alanları hiçbir şekilde “insanlığakarşı işlenen suçlar kapsamında” görmemek, Emet’teki linçsaldırısının da diğer linç saldırıları gibi bir devlet tertibiolduğunu göstermektedir.

Devletin “illegal” yapılanmasının derin kökleri var.Toplumun hemen her kesiminde devlete bağlı “muhbir,ajanlaştırılmış kişiler, yönlendirilebilir yarı resmi görevlilervb” sistemi işlemektedir. Sivas Katliamı sanıklarının 20 yılboyunca “bulunmaması” bu yarı resmi devlet görevlilerininvarlığını göstermektedir. Sivas Katliamı sanıklarından“bulunamayanların” incelenmesi o kişiler üzerinden de-vletin derinliklerine uzanan bir ağın ortaya çıkmasınaneden olacaktır. Devlet bu yüzden açığa çıkmış her “yarıresmi linççi kadrolarını” korumaktadır.

Page 301: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Linçin “milli duygular” içerisinde “galeyana gelen halk”lailgisi yoktur. Bunu sürekli her linç ve linç girişimi ardındanortaya süren devlet ve onun basını aslında linçimeşrulaştırmakta ve yeni linçlerin ortamınıhazırlamaktadır. Kütahya, Emet’te olayları başlatan vekörükleyenlerin devletle “ilişkileri” açığa çıkarılmalı veyıllardır oluşturulan “devletin kul ve kölesi” yapılmak içininsanlar üzerinde uygulanan uygulamaların kurbanı olan“linç çetelerinin yönlendirdiği “masum vatandaşlar” bu“yarı resmi devlet görevlilerinden” hesap sormalıdır.Emet’te “kandırılarak” linç çeteleşmesinin içine girenler bulinç saldırısını başlatanları ve körükleyenleri tanımalı veonların birer “illegal” devlet görevlisi olduğunu bilmelidir.

Van ve Erciş’ten depremin yıkımıyla yerlerini yurtlarını“ekmek parası” için terk etmek zorunda kalan Kürt işçiler“illegal” devlet görevlilerin linç siyasetinin kurbanıyapılmak istenmiştir. Emet’te linç çeteleşmesini örgütleyen“illegal” devlet görevlileri depremin vurduğu bu insanlarlaEmet’teki yoksulları karşı karşıya getirecek kadar vicdansızve acımasız davranmışlardır. Emet Kaymakamı Güleryaptığı açıklamada “Bu 16 işçi, Van ve Erciş’teki deprem-

301

Page 302: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

den sonra çalışmak için buraya geldi. İlçemize geldik-lerinde güvenlik sorgulamalarını yapmıştık. Herhangi birolumsuzlukla karşılaşılmadığı için işe başladılar.”Demesinin aslında bir polis devletinin sözcülüğü olduğununfarkında bile değildir. Bir yerden bir başka yere “ekmekparası” için gitmek zorunda kalan ve iş buldukları zamançalışan insanların “güvenlik soruşturması” adı altında“fişlenmesi” uygulaması ancak bu kadar açıkça ilanedilebilir. Devletçe “Fişlenmiş” deprem mağduru Kürtişçileri, “illegal” devlet görevlileri tarafından “PKK bayrağı”açtıkları iddiasıyla kışkırtılan, ırkçılıkla zehirlenmiş Emetlil-erce linç ettirilmek istenmiştir.

Linç geleneğinin son örneği hala linç kültürünün devletçebeslendiğinin ve körüklendiğinin ifadesidir. Devletingörevlilerince “linç çeteleşmesine” girmiş olanların bu in-sani kirlenmeden kurtulmaları için kendilerini linçesürükleyen “illegal” devlet görevlilerini açığa çıkarmalarıve onlardan hesap sormaları gerekmektedir. Linçinyarattığı insani kirlilik ancak bu eyleme girişenlerden hesapsorulmasıyla temizlenebilir.

302

Page 303: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Karanlık devlet geleneği bu ülkede kurbanlar yaratmayadevam etmektedir. Faşizmin zehirlediği insanlar en akıl dışıyalanlarla yönlendirilebilmektedir. Dün Maraş’ta “Alevilercamiye bomba attı” diyerek insanları katledenlere inanan-lar, bugün Emet’te Kürt işçilerin “PKK bayrağı” açtıklarıyalanına inanmaktadırlar. Devletin yarattığı faşist düşünceiklimine karşı çıkmadan ve ona karşı mücadele etmedenbu çocukları bile güldürecek yalanlarla insanları katledip,linç edecek ırkçı güruhlar hep olacaktır.

Devlet AKP eliyle yaptığı darbeye karşı çıkanlardan korkuyor.AKP ve darbeciler sokaklar da faşist uygulamalara karşı du-ranlardan çok korkuyor. Sivas davası sonrası basın açıklamasıyapan insanlara Ankara’da hiçbir neden olmaksızın kimyasalbombalarla saldıran devlet, Kütahya, Emet’ten de Linççeteleri aracılığıyla faşizme karşı koyan insanlara gözdağıvermek istemiştir. Her ne olursa olsun faşizme karşıdirenileceği bu devleti yönetenlerce kabul edilemez bulunsada direniş güçlenerek devam etmektedir. Her geçen gün AKPeliyle darbe yapanların yıprandığı ve direnenlerin güçlendiğigörülmektedir. Şu önemli bir ayrıntı olarak belirtilmelidir.Sosyalistler unutmazlar, hiçbir şeyi unutmazlar. Sosyalistlerbaşka siyasi akımlardan farklı olarak bilimsel dünya görüşünesahiplerdir o yüzden unutmazlar. Ve devrimler ihanet edenleride, halka zulüm edenleri de, linç çetelerini de affetmez.

(14 Mart 2012)

303

Page 304: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İnternete Sansür Gerçeği Öldürmek İstiyorlar!

Sansür Var mı Yok mu?Basında sansür var mı, yok mu sorusunu sormak bile abes.Basında sansür var hem de o boyutlardaki Uludere’de 34insan öldürüldüğünde 12 saat tek bir şey söyletmeyen birsansür. Ya da ülkede olan “gerçeğe” ait ne varsa görmez-den gelinen bir sansür.

Biliniyor insanlar bu sansürün elemelerinden kaçabilmekgerçek nedir diye öğrenmek için sosyal medyaya ve inter-netin olanaklarına yığıldı. Uzun zamandır gerçek sadeceorada dile getirilebiliniyor. Elbette buna karşı da bir sansürişletiliyor. Hemen her ay binlere varan site kapatmaktanbaşlayan uygulamalar çeşitlenerek sürüyor.

İnternette ve sosyal medyada söylenen paylaşılan her şeydenetim ve gözetim altına alınmaya çalışılıyor. Gerçeknedir sorusuna verilecek yanıtı sadece iktidardakilerinistediği kadardırla sınırlamak istiyorlar.

304

Page 305: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

İnternette ülkede yaşanan gerçekleri insanlarerişebildikleri kadar paylaşıp bilgi alışverişinde bulunuyor-lar. Gerçeğin hayatın temel dinamiği olduğunu bilenherkeste oradan yararlanmaya çalışıyor. Şuan dava konusuolan Genelkurmayın emriyle kurulmuş “kara propaganda”yapmakla suçlanan internet siteleri konusu var. Bu sitelerdevlet kademesinde edinilen mevki ve yetkilerle yapılanhukuksuzluğun bir sonucuydu. Şimdi aynı hukuksuzlukdolu dizgin sürdürülüyor. Hem de en ağır biçimde. İnter-netin hemen her alanına yerleşmiş gönüllü muhbirlerağıyla sosyal medyada olanları denetleyip cezalaryağdırmak olağan bir duruma getirilmek isteniyor. Kim kiiktidarın yaptıklarını eleştiriyorsa, kim ki iktidara karşıysabunu nerede dile getirirse getirsin iktidarın hışmınauğratılmak isteniyor.

İnternet sansüründe filtrelerden başlanarak gelişen sansüruygulamaları sürüyor. İktidarın yaptığı hukuksuzluklar zin-cirine karşı olan ve bunu dile getirip bir şey yapmayaçalışanların internet üzerindeki var oluşlarına saldırılar ar-tarak sürüyor.

Page 306: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bizlere dayatılan bir yaşam sınırlaması var. Bu şekildedavranacaksın, şu şekilde konuşabilirsin diyen birsınırlama. 12 Eylül 1980 Askeri darbesi şefi Kenan Evren“düşünce özgürlüğü var kimin ne düşündüğünü nerdenbilelim istediğini düşünür” diyerek faşizmin düşünceözgürlüğünün sınırlarını çizmişti. Hiçbir şey yapmayanhiçbir şey söylemeyen bir özgürlük sınırıydı bu. Şu an ikti-dardaki AKP eliyle darbe yapanların düşünce özgürlüğüsınırları da 12 Eylül Darbe şefi Kenan Evren’in çizdiğisınırlardadır. “İleri demokrasi” diyerek tam bir cehennemyaratanlar insanların son sığınaklarından biri olan internet-teki gerçeği de yok etmek için uğraşmaktadırlar. Sosyalisthacker grubu RedHack geçende bazı belgeler açıkladı.Açıkladığı belgeler bir muhbir ağının nasıl oluşturulupişlediğini göstermekte. Muhbir ağı internet üzerinde uygu-lanan sansürün önemli bir ayağını oluşturmaya başlamışbu da görülmekte. Sosyal medyada söylenen her şey eğerotomatik filtrelere takılmıyorsa bu muhbirlere takılacakgibi görünüyor.

Sansür iktidarın istek-leri ve düşüncebiçimine uygun ol-mayan fikirlereuygulanır. Eğeriktidarın söyledikleri veyaptıklarına karşı fikirbeyanı ve eylem varsave bunlar bastırılmayıpdoğal bulunuyorsaorada sansür yoktur.İ k t i d a r ı nd ü ş ü n d ü k l e r i n eyaptıklarına karşı koy-anlara baskı, sindirmeve yasaklama varsa

Page 307: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

orada sansür vardır. Şu an hayatın her alanı sansürlenmekistenmektedir. Sadece kendileri gibi olanlara hayat hakkıtanınacağı sürekli olarak ilan edilmektedir.

Sansürcü uygulamalar internet üzerinde deyaygınlaştırılmaya devam ediyor. Sosyal medyada yer alanher şey ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Gerçeği cesaretleaçıklayan her internet sitesi “kılıfına uydurularak”kapatılmaya çalışılıyor. Gerçeği söyleyen her ses kesilmekisteniyor. Gerçek öldürülmek isteniyor. Osmanlıdan gelenemir kipiyle "tiz kapatın" nidaları her internet sitesi içingeçerli hale geldi. Gerçek diyenlerin, karanlık kuytuluk-larda muhbirlik yapanları açığa çıkaranların sesi kesilmekisteniyor. Gerçek cesaretle direngenlikle yolunda yürümeyeçalışıyor. İnternet sansür yasaları, genelgeleri, emirleri neolursa olsun gerçeğe giden yol kapatılmaya çalışıldıkça tümengellemelere rağmen dirençle gerçeği ortaya çıkaranlarolacaktır.

(27 Şubat 2012)

Page 308: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Taksim'de Hocalı Katliamı'nı Bahane Eden Faşist Sürü!

Sosyalizm yıkıldı diye en çok sevinç çığlıkları atanlar “sağ”politikacılar ve onların peşinden gidenler oldu. Çığlık çığlığasosyalizmin yenilgisini kutladılar. Sosyalizmin adının bileinsanlığı katliamlardan koruduğunu unuttular. Ardındankatliamlar dizisi ve insanlığın yeni yağması geldi. Er-menistan ile Azerbaycan arasındaki katliama varan savaştaHocalı katliamı da yaşandı. Sosyalizmin halkların kardeşliğidemek olduğunu bilerek ona düşman olanlar bu kezkatliamda kanı dökülenlerin kanını içmek için ortalığadöküldüler.

Taksim’de günler önceden duyurulan bir yürüyüş yapılıyor.Yürüyüş öncesi yapılan duyurular ilanlar hemen her yereulaştırıldı. Devlet destekli bir yürüyüş organize edildi. Tak-sim’e devletin çağırabileceği her türden gerici ve faşistkoştu. Nefret, ırkçılık ve kan isteklerinin devletin gözetimive desteği altında ortalığa saçılacağı gündü.

308

Page 309: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Sosyalizmin yenilgisine sevinerek kan isteyenler kanbulmuştu. Katliamlarda dökülen kanları içmek için hersene nefret ayinleri düzenlendi. Bu yıl da nefret ayini Tak-sim Meydanı’ndaydı.

Her türden devlet destekli gerici ve faşist ortalığa çıkıncainsanlık dışı her tür davranışta ortalığa saçıldı. Bir yandaişçi sendikası olduğu iddiasındaki Hak-İş “Hepiniz Er-menisiniz Hepiniz P..içsiniz” sloganları atarken, diğer yanda“ülkücü” takımı Hrant Dink’in katilini yücelten “BozkurtOgün, bozkurt Çatlı” sloganları atıyorlar. Kurumlara aitmehteran yürüyüşe tam takım katılıyor. Yürüyüşte olası biryasadışı duruma müdahale etmek için orada bulunan polisbirlikleri yürüyüş kolunda yer alıyor. Bunlar yetmez bir deİçişleri Bakanı İdris Naim Şahin bir konuşma yapıyor. “Bizebizden başka dost olmaz” diyen, “Türk’e düşman olanlar”diyen, “Bu meydan (Taksim) çok miting gördü ama bu mit-ing bu meydanı hak edenleri görüyor” diyen. Neresindenbakılırsa bakılsın İdris Naim Şahin “kendilerinden olmayan-lara karşı rövaşist bir ruh haliyle Taksim konuşmasını yaptı.Bu konuşmadan da anlaşılıyor ki Taksim'deki bu faşist kaniçme ayinini devlet düzenliyor.

Page 310: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

“Kan aktı için ve kudurun sizin damarlarınızda 6-7 Eylülyağması ve linçi var. Sizin damarlarınızda Maraş katliamı,Çorum Katliamı, Sivas Katliamı var.” Taksim'e devletin zor-layarak topladığı kalabalıkta bu ruh hali uyandırılmak is-teniyor. Kimileri ortalık yerde “Agos’a yürüyelim”, kimileri“Tarlabaşı’na BDP’ye yürüyelim” linç edelim diyor. Taksim’egelenlerin orada gün boyu kalması ve yürüyüşün geceyesarkması için her şey yapılıyor. TRT Taksim’den canlı yayınyapıyor ve yürüyüşün geceye sarkacağını ilan ediyor.Bunda da hiçbir sorun görülmüyor.

Bir katliam çağrısına dönüştürülen Taksim faşist linç his-terisi yürüyüşü sürüyor. Katliam diyenler, katliam yapmakistiyor. Hocalı katliamında, Taksim’e çıkan faşist höykürüşüyaratan zihniyetin birçok katkısı var. Kendi kardeşini katlet-tirmek için savaş kışkırtıcılığı yapan faşist zihniyet okatliamda akan kanı içmek için yürüyüş düzenliyor.

310

Page 311: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Bu faşist yürüyüşü tertipleyen devlet güçleri 19 Ocak’takiHrant Dink Anma Yürüyüşü’ne karşı bu faşist höykürüşürövanş gibi görüyorlar. Bu ülkenin yasalarına göre bile suçolan her şey Taksim’de ortalıkta rahatça sergileniyor.

Cinayet ve katliam çağrıları yapanlara karşı Ankara’da Az-erilerin gerçek sesi zayıfta olsa duyuluyor “YaşasınHalkların Kardeşliği” diyen Azerbaycanlı sosyalistler biranma düzenlediler. İnsanlığın umudu bu ülkede bu kadarzayıf mı? Faşizm koşullarında yaşanan ülkede evet bukadar zayıf ama bir o kadar da güçlü bir ses oluyor.

Faşizmin ortalık yerdegövde gösterisi düzenleyipbu ülkenin onurlu, na-muslu insanlarına barış,kardeşlik istemeyin yoksalinç ederiz tehdidineboyun eğilmeyecek.Faşizmin yeniuygulayıcıları ne ya-parlarsa yapsınlar buülkede direniş bitmeyecekve faşizmi mutlakayenecek. Faşizme karşıbüyüyen bir direniş var.Direniş, faşizmin her türkirli saldırısına rağmendurdurulamayan bir güçbiriktirmekte. Negözaltılar, ne tecrit, ne işçihaklarının yok edilmesi nede linç saldırıları ve tehdit-leri artık bu direnişingüçlenmesini önleyemez.

(26 Şubat 2012)

Page 312: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

MİT Krizi, Darbecilerin Krizi!

Özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya MİT Müsteşarı HakanFidan ve emekli 4 MİT mensubunu “şüpheli” olarak ifadeyeçağırması ile gündeme gelen ve cemaate yakın olduğu ilerisürülen polis şeflerinin görevden alınması ve ardından hertür olayı "şık" gösterme gayretlerinin ortadan kalktığı birsüreç yaşandı ve hala da yaşanıyor.

Mecliste, MİT vb bir grubun artık sadece Başbakanlıkizniyle yasal soruşturmaya konu olabileceğine dair kanungörüşülüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"Başbakan kendine bağlı çete oluşturuyor" diyerek duru-mun aldığı dizginsizliğe işaret etmek zorunda kalıyor.

AKP eliyle bir darbe yapıldı. Hazırlıkları önceden yapılmışdarbe, 12 Haziran 2011 seçimleriyle "meşruiyet" kazanmışsayıldı. Tıpkı 12 Eylül darbesinden sonra yapılan anayasa

312

Page 313: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

oylamasında alınan %93 evet oyunun darbeyi onaysayılması gibi bir seçim sonucuydu bu. Bu yeni darbe ne12 Eylül 1980 ne de daha önce yapılan diğer darbeler gibibir darbe değil. Her darbe kendi çıkar gruplarıyla birleşerekdarbe yapar. AKP eliyle yapılan darbe de çıkar gruplarınınbirleştiği bir darbedir. Hangi taraflar vardır bu darbeniniçinde. Askerler bu darbenin içindedir. Hem de tammerkezindedirler. Askerler darbeci geleneğin getirdiğianlayışla bu yeni darbenin içinde yer almakta bütünlükgösteremediler ve ayrıştılar. Ayrışanlar istifa etme yolunuseçti. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarınınistifası ve ardından Jandarmanın başındaki Necdet Özel'inGenelkurmay başkanı yapılması bu ayrışmanın doğal sonu-cudur.

Şu an da yaşanan MİT krizi olarak adlandırılan olay aslındadarbecilerin iç hesaplaşmasının devamıdır. Tıpkı Genelkur-may başkanı ve kuvvet komutanlarının istifası gibi birhesaplaşma yaşanmakta. AKP eliyle yapılan darbeninönemli bir çıkar kesimi Fethullah Gülen cemaati. Darbeyihazırlayan şartlarda da darbenin uygulanmasında daönemli payları var. Medya güçlerinden, ekonomik güçler-ine, uluslararası bağlantılarından, ulaşabildikleri her alanabu darbenin oluşturulmasında ve uygulanmasına her türgayreti gösterdiler.

Page 314: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Darbeyi yapan güçler bilirler ki iktidara mahkumlardır. Yanine olursa olsun iktidarda kalmalıdırlar. Darbeciler iktidar-dan düşerse yargılanırlar, cezalandırılırlar ve tüm etkilerini,güçlerini kaybederler. O yüzden AKP eliyle darbe yapanlarve bu darbeye çıkar ilişkisiyle varoluşları bağlı olanlar MİTkrizi olayında ilk şaşkınlıkları geçince durumun darbeciklikler arasında konumlanmakla ilgili değil varoluş sorunuolduğunu gördüler.

AKP eliyle yapılan darbenin kalemşörlerinden Star’danFehmi Koru, Zaman’dan Ali Bulaç’tan sonra bugün de YeniŞafak’ta Yasin Doğan takma adıyla yazan Başbakan’ındanışmanı ve AKP Milletvekili Yalçın Akdoğan, “AK Parti -Gülen çatışması yok. Menfaat değil ideal birlikteliğiyleoluşan kardeşliğe kimse helal getiremez" diye yazdı.Bunları yazmak zorunda kalmaları darbecilerin önemli birsarsıntı geçirdiğine işaret etmekte. Darbeciler, MİT krizininvar olan kanunlar çerçevesinde doğal akışında giderseyıkılacaklarını ve darbeci olarak "suçlu" konuma gelecek-lerini düşündüler. Çok korktular, o kadar ki ilk bir kaç günühemen her konuda söyleyecek bir şeyi olanlar ancak ses-sizlikle geçirebildi. Bu korku Başbakan'da ise had safhadakendini gösterdi. MİT krizi çıktığından bu yana tek laf et-meyen Başbakan tuhaf bir biçimde "ikinci kez ameliyatoldu" ve sessizliğine "haklı" bir gerekçe yaratmak zorundakaldı.

Page 315: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Başbakanın ikinci ameliyatı darbeciler arasındaki çıkarçatışmasında "anlaşalım, çatışmayalım" anlayışınıngelişmesi için fırsat sayıldı. Hemen darbecilerin destekçisimedya buna sarıldı ve kulislerde, 2.5 ay aradan sonrayeniden ameliyat olan Başbakan Erdoğan için FethullahGülen’in “geçmiş olsun” mesajı yayınlaması ve “acil şifa”dilemesi sonrası “aradaki buzları eritilmesi için” her ikitarafın harekete geçtiği yayılmaya başlandı.

Fethullah Gülen’in, ”Yaptığı hizmetlerle milletimizin medar-ı iftiharı haline gelmiş Başbakan'ımızın bir an öncesağlığına kavuşmasını, görevinin başına yepyeni bir di-namizmle geçmesini Cenâb-ı Erhamürrâhimîn'den niyazeder, kendisine acil şifalar temenni ederim” mesajının Za-man’da yayınlaması sonrası bugün de Yeni Şafak’ın “Buoyun tutmaz” manşeti ile Akdoğan’ın yazısını manşetetaşımasının bu yönde atılmış önemli bir adım olduğu belir-tiliyor.

315

Page 316: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Akdoğan,"Her türlü oyunun farkındayız..." başlığını attığıve gazetenin manşetinden "Bu oyun bozulur" başlığıyladuyurulan yazısında, iki yapı arasında bir çatışmayaşanmadığını ve yaşanmayacağını belirtti. Akdoğan, "İkifarklı kulvarda hareket eden bu yapılar arasında güç ve ik-tidar çekişmesi yaşanmasını murad edenler yine hayalkırıklığına uğrayacaktır. Samimiyet her türlü oyunu bozar.Menfaat değil ideal birlikteliğiyle oluşan kardeşliğe kimsehelal getiremez" dedi.

"Menfaat değil ideal kardeşliği" kavramı kullanılmakzorunda kalındı. Her darbe, darbeye katılan herkes için biryağma ve fırsattan faydalanma olarak işler. AKP eliyleyapılan darbede bu şekilde işlemektedir. Bu darbeninkalemşörleri şunu söylemektedir. Bir müddet yağmayı ik-inci plana atın "ideal kardeşliği" yapın yoksa iktidardangideceğiz.

Her darbenin ömrü vardır. Bu darbenin ömrü ise direnişlebelirlenmektedir. AKP eliyle yapılan darbeye direniş dahaönceki 12 mart, 12 eylül vb darbelerine olan direnişten dahagüçlüdür. AKP eliyle yapılan darbeye teslim olanlar oldu.Başta CHP, olmak üzere darbeye yılgınlıkla teslim olanlar

Page 317: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

günü kurtarma ve yakın gelecekte yıkılacak darbecilerdensonra "kahraman kesilmek" için oyun oynamaktan öteyegidemiyorlar. Darbeye direniş güçleri ne kadar az da olsasosyalistlerden, Kürdlerden ve emekçilerden geliyor. Yapılanher gösteri, her direniş, her miting, her eylem darbecilerindünyasını karartıyor. AKP eliyle yapılan darbenin hemen tümdikkatini 12 Haziran seçimlerinden bu yana sadece bu kes-imlere yöneltmek zorunda kalması da bunun göstergesi.

Darbecilere karşı direniş sürdükçe ve ısrarlı oldukça dar-becileri o pamuk ipliğine bağlı "meşruiyetleri" daha çokyıpranıyor ve iktidarda kalmakta zorlanıyorlar. Darbecileriniktidarda kalmak için köşeye sıkışması sürüyor. AKP eliyledarbe yapanlar bunu görüyor ve Ortadoğu da bir "savaşhali" yaratmaya oynuyorlar. Şu an AKP ve darbecilerinakıllarındaki tek kurtuluş yolu bir "savaş hali" yaratıp ülk-eye "savaştayız" diyerek dayatmalarda bulunmak.

Darbecilere direnmek önemlidir. İnsan olmanın birmecburiyetidir. Görsel ve yazılı medyada bas bas bağırarak"tekrar darbe olursa ilk önce tankların karşısına bençıkarım" diye bağıran düzenin yanaşmalarına söyleyelimdarbe yapıldı ve ilerlemektedir. Tank Özel YetkiliMahkemelerdir onun karşısında duranlar darbe tanklarınınkarşısında duranlardır. Darbenin silahları her türdemokratik hak arama girişimine saldıran kolluk kuvvet-leridir. Her tür demokratik hakkı ısrarla aramak darbeninsilahlarına karşı koymaktır.

Kürdler, sosyalistler, devrimciler, komünistler, hayatın heralanında AKP eliyle yapılan darbeye direniyor. Her türlüdarbeci saldırganlığı da göze alarak direnenlerekatılmayanların yakın gelecekte yıkılacak darbecilerinyargılanmasında, darbe destekçisi olarak anılacakları gün-ler geliyor.

(15 Şubat 2012)

317

Page 318: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

MİT, SAVCILIK, AKP, Darbeye Direnin Yıkılacaklar!

İktidar sahipleri arasında itiş kakış olunca ortalık tozduman olur ve hemen "çimenler ezilir".

Özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya'nın hiç kimseye "habervermeden" başlatığı KCK soruşturmasını genişletmeçalışması iktidarın nasıl bir mekanizmayla işlediğini bir kezdaha ortaya çıkardı.

Bir dizi yorum yapıldı, devlet içinde cemaatçi ve AKP'ci ikiayrı devlet olduğundan tutun artık iktidar sahiplerininmuhalefeti bastırdığı için kendi içinde çatıştığına kadar.

MİT müsteşarı Hakan Fidan, Eski MİT Müsteşarı EmreTaner, yardımcısı Afet Güneş ve MİT görevlileri YaşarYıldırım ile Hüseyin Kuzuoğlu haklarında başlatılansoruşturma tam bir "ayağa düşme" hali olarak başladı ve

318

Page 319: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

öyle de devam etmekte. Bir yanda bu soruşturma özelyetkili mahkemelerin polisin bir uzantısı olarak çalıştığınıortaya koydu. ki soruşturmadan rahatsız olan AKP hemenEmniyet Müdürlüğü'nden konuyla ilgili Şube Müdürlerinigörevden aldı. (alt kademelerde kimler gitti, kimler gidiciortaya bile çıkmadı)

Savcılığın ifadeye çağırdığı MİT görevlileri yasaları hiçe sa-yarak bu davete uymadı. Savcı da hemen yakalamakararları çıkardı o yetmedi yakalama kararları çıkarttığıMİT görevlilerinin konutlarında arama emri verdi.

MİT görevlileri basına haber vererek Cumhurbaşkanı veBaşbakanla ile görüştü. Başbakanın sağlık sorunları nük-setti bu konuda sessiz kaldı. Cumhurbaşkanı ortaya"cesur" bir arabulucu olarak çıktı. Yeni bir adım olaraksavcı Sadrettin Sarıkaya görevden alındı.

Hükumet bir yol kazasına oynuyor. Yaptıklarımyapacaklarım sorgulanamaz, sorgulatmam diyor ve bunugereğini "ayağa düşerek" yerine getiriyor. Her şey açık venet yasalar hukuk sadece istediğim biçimde uygulanır de-menin en açık örneği ortaya dökülüyor.

319

Page 320: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

AKP 12 Haziran seçimlerini ortak olduğu darbenin"onaylatılması" olarak gördü. AKP eliyle bir darbe yapıldıdarbeciler tam bir takım olarak o günden bu yana darbekurallarına göre davranıyorlar. Bir tarafta kişisel çıkarlarınyağması dizginsizce yürüyor diğer tarafta darbeye karşıkoyabilecek onun gayrı-meşru oluşunu ortaya çıkaracakherkes baskı altına alınıyor.

Bu ülkenin darbe geleneğinin her zamanki kuralları işliyor.Yalnız bu kez diğer darbelerden çok farklı olan bir şey deoluyor. Darbeye karşı koyanlar var ve bu kez ne olursaolsun karşı koyacağız diyen kararlı bir kesim durmuyor herçeşit direnişi harekete geçirmeye devam ediyor. Darbeci-lerin ummadıkları bir direnç var. Darbecilerin ellerindekigüçlerle baskılamakta yetersiz kaldığı bir direnme alanıvar. Daha geniş katılımlı ve daha dirençli bir direniş.

MİT'in KCK'dan sorgulanması, KCK soruşturmasında geli-nen saçmalığa bir kez daha işaret ediyor. Özel yetkilimahkemeler eliyle ve AKP tarafından çıkarılmış yasalaragöre bu ülkede herkes ama herkes "terör örgütü üyesi"

320

Page 321: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

sayılabilir oldu. Bu konuda akıl dışı uygulamalar çoğaldıkçaçoğaldı ve durmaya da niyetli değil. 1940'ların 1950'lerinTürkiye'sini hiçte aratmayacak kadar sığ ve akıl dışı iddi-alar insanların yıllarca içeri atılmasına neden olmakta.

AKP eliyle yapılan darbe direniş sürdükçe zor durumlaradüşüyor. Özel yetkili savcının KCK soruşturmasını MİT'ekadar uzatması bu direnişin yarattığı yılgınlığın bir göster-gesi. Ne yaparlarsa yapsınlar darbeye direnenler dur-muyor. Bitirdik, yok ettik artık hareket bile edemezlersöylemlerinin gerçeği yansıtmadığı her gün ama her güntekraren hayat tarafından yalanlanıyor. Köşeye sıkışmış birKCK soruşturması var. Öyle köşeye sıkışmış ki ancak ken-disini görevlendirenlere saldırarak sıkıştığı köşedençıkacağını düşünecek hale gelmiş.

MİT görevlilerinin soruşturulması bir kırılmadır. Kırılan iseAKP eliyle darbe yapanların iktidarlarının meşruiyetidir. ArtıkAKP eliyle darbe yapanların Yurt dışından aldıkları her türdesteğe rağmen ayakta durmaları çok zordur. AKP eliyledarbe yapanların bu "ayağa düşmüş" hallerinden çıkmak içinyapacağı çılgınlıklar olacaktır. Onların çılgınlığı, çıldırıştır. Buülkeyi yakın zamanda bir savaşa sokmaktan 1990'lı yıllarıngözaltında kaybetme saldırısına, ya da 19 Aralık 2000 "Hay-ata Dönüş" katliamına benzer uygulamaları AKP eliyle darbeyapanlardan beklemek gerekir. Bu saldırılara karşı yapılacakyegane şey ise direnmeyi yükseltmektir.

Nazilere karşı direnenler vardı, güçleri yetmedi.12 Eylül 1980 Faşist darbesine karşı direnenler vardı, güç-leri yetmedi.

AKP eliyle darbe yapanlara direnenlerin gücü yetmeli. Budarbeye direnmeyenler katliamlara ve daha büyüksaldırılara ancak ortak olacaktır.

(11 Şubat 2012)

321

Page 322: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Hrant Dink ve Kapolardan Biri Etyen Mahçupyan!

AKP, DARBECİLER VE KAPOLARDAN BİRİ ETYEN MAHÇUPYAN

İktidarın yanında olmasına şaşılan insanlar hep olmuştur.Yaşamlarıyla, toplumsal konumlarıyla iktidarın ezdiği kes-imlerden olan bu kişiler neden iktidarın savunucusu kesilirve iktidarın saldırılarına karşı direnenlere saldırmayı işedinirler. Bu sorunun çeşitli yanıtları vardır bu yanıtlar neolursa olsun ezenlerin yanında olup ezenlerinsavunuculuğunu ezilenler için mücadele edenleresaldırarak yapan garipsenecek kişiler hep olmuştur.

Geçenlerde Nazilerin, Auschwitz toplama kampındangeriye kalanlar içinden 10 kadar karakalemle çizilmiş res-imler gün ışığına çıkarılmıştı. Resimleri yapanın toplamakampının mağdurlarından biri olduğu her çizimden belliydi.Her resimde dikkat çeken şeylerden biri ise “kapo”lardı.Kapolar Nazi toplama kampı mağdurları arasından, özel-likle Yahudiler arasından seçilen biraz ayrıcalık isteyenler-

322

Page 323: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

den seçilen hainlerdi. İşleri temel olarak Naziler ne emred-erse onu yapmaktı. Toplama kamplarına doldurulaninsanların davranışlarını, dillerini anlamaktan uzak olanNazilerin tutsaklar arasına yerleştirdiği bir nevi ajanlardı.Naziler toplama kampına doldurdukları insanların dilini,düşünce yapısını bir türlü çözemiyor onlardan çok uzakkalıyorlardı. Faşizmle, milliyetçilikle oluşmuş kafa yapılarıinsanları anlamalarına olanak sağlayamıyordu. Bununçözümünü de toplama kampına attıkları insanlar içindenşu veya bu nedenle ihanet edenlerden oluşan bir yapı kur-makta bulmuşlardı. Kapolar işte bunlardı. Kapolar toplamakampı mağdurları hakkında ne kadar etkili bilgiye sahipolursa ve ne kadar toplama kampı mağdurlarına saldırırsao kadar daha değerli olurlardı. Nazi toplama kamplarında“destansı” kapolar olmuştu ve Nazilerin değerli elemanlarıkonumuna yükselmişlerdi. 2. Dünya Savaşı ardından Nazil-erle birlikte yargılananlar arasında kapolarda vardı.

Etyen Mahçupyan bir zamandan beri okunması, takipedilmesi insanı utandıran çizgide gitmekte. Artık onun heryazısına veya söyleşisine bakış bir insani utanma duy-gusuyla olabilmekte. Son yazılarında Hrant ve arkadaşlarıçerçevesinde genel durum değerlendirmesi yapmakta veNazilerin kapolarını anımsatmakta. Hatta ünlü ve çok tu-tulan kapolardan olma yolunda adımlar attığının işaretlerinivermekte.

Page 324: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

12 Haziran seçimleri sürecinde bu ülkede bir darbe yapıldı.Tıpkı 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat vb gibi bir darbe. AKPeliyle yapılan darbe daha önceki darbelerden farklı olarakçok fazla direnişle karşılaştı ve AKP eliyle devletin yaptığıdarbeye karşı direniş hala sürmekte. Darbecilerin enönemli derdi meşruiyetlerinin sorgulanmasıdır. Darbeninmeşruiyeti olmaz ve bunun sorgulanması darbeyi geçersizkılar, darbecileri suçlu olarak yargılanma yoluna sokar. AKPeliyle devletin yaptığı darbenin meşruiyeti giderek artanbir direnişle sorgulanmaktadır bu da darbecileri dahasaldırgan ve acımasız keskin hatlarda davranmaya itmek-tedir. Şu veya bu nedenle AKP eliyle yapılan darbeyeyanaşan o darbenin tarafında duranlar da bu acımasız ke-skin hatlara uygun davranmak zorunda kalmaktadırlar.Kimi, Mehmet Altan gibi, AKP eliyle yapılan darbenin ke-skin hatlarına “bu kadar da olmaz” diyerek darbeyi savun-maktan vazgeçmekte. Kimi Etyen Mahçupyan gibi,darbecilerin keskin hatlarına uygun yeni acımasız rollerebürünmekte.

Page 325: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Etyen Mahçupyan son iki yazısında Hrant Dink’le ilgiliyapılan mücadele üzerinden iktidar savunusu yaparkenaynı zamanda sadık bir kapo gibi mücadele edenleresaldırmaktadır.

Zaman Gazetesi'ndeki 'Hrant'ın arkadaşları Hrant'ıtaşımakta zorlandı' başlıklı yazısına başlarken her “aklıselim” düşün insanının yaptığını yapıp Hrant’ıncinayetinden sonraki gelişmelerde Hrant’a sahipçıkılmasının hakkını vermektedir. Hrant’a sahip çıkılmasının“spontan” olduğu tespitinin gerçekçi olmaması bir yana(Bu tip spontan protesto ve gösteriler eğer belirli mücad-eleci örgütlenmeler yoksa yapılamamaktadır. Toplumsalhareketlerin nasıl oluştuğunu bilmemenin yaygın bir yanlışalgısıdır bu algı) yine de Mahçupyan algıladığı kadarHrant’a sahip çıkılmasını olumlamaktadır. Bu tıpkı Nazilerintoplama kampındaki kapoların işkence etmeyebaşlamadan önce toplama kampı tutsaklarına “ben de siz-denim, sizi anlıyorum” demesi gibi bir şeydir. Ya dagünümüzde pek yaygın bir devletçi kafa yapısının göster-gesi olan geçmişte olan bir toplumsal olaya sahip çıkıpolumlamanın taklididir. Biliniyor 12 Eylül’de idam edilenleriçin kürsülerde gözyaşları içinde kalan iktidar sahiplerikendi iktidarlarında insanları biner, biner sudan gerekçel-erle yıllarca içeri tıkmaktadır.

325

Page 326: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Etyen Mahçupyan yazısının tamamını Hrant’ın nasıl sosyal-ist olmadığına ve kendi kafa yapısına uygun olarak sosyal-izm düşmanlığına ayırarak bunun üzerinden Hrant’a sahipçıkanları “suçlu” ilan etmenin argümanlarını yaratmayaçalışmaktadır. Hrant’a sahip çıkanların artık sadece sosyal-istler olduğu ve bunların da Hrant’a hiçte yakışmadığınıanlatırken Başbakanı veya daha doğru bir deyişle AKPeliyle darbe yapan devletin ortaya sürdüğü düşünme biçi-mini taklit etmektedir. Etyen Mahçupyan’ın bu yaklaşımı“tutuklananlar gazetecilikten tutuklanmadı” diyenBaşbakanla veya “resimle, yazıyla terörün arka bahçesiolan ayrık otları” diyen İçişleri Bakanıyla aynıdır. Bir parçainsani vicdan sahibi olanlar bilir bu ülkede haksızlıklarakarşı mücadele etmek için kendisinin zarar görmesigerektiğini beklemeyen tek siyasi akım hep sosyalistlerolmuştur. Hrant, sosyalist miydi? Elbette sosyalistti. EtyenMahçupyan bir aydının yapmaması gerekeni yapıp Hrantyaşasaydı “yetmez ama evet” diyenler safında yer alırdıdemektedir. Bunu diyerek tıpkı kapoların Nazi efendilerineyaranmak için yaptıklarını taklit etmektedir. EtyenMahçupyan, bu ülkenin mücadele eden ezilenlerinden çokuzaklaşmıştır, tıpkı Nazilere hizmet etme süresi uzadıkça

Page 327: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

toplama kampı tutsaklarını anlamaktan uzaklaşan kapolarındurumuna düşmektedir. Bu ülkede sosyalistler onun sandığıgibi ne “yetmez ama evetçilikten” ne de referandumda hayırveya boykot demekle parçalanacaktır. Etyen Mahçupyansosyalistlerin çok tartıştıklarını unutmuş görünmektedir. Çoktartışan sosyalistlerin faşizme, ırkçılığa karşı direniş hareketinibütünleştirmekte çok yol aldıklarını bile kavramaktan uzaktır.Bu uzaklığının farkında olmadığı için ortaya attığı Hrantyaşasaydı “yetmez ama evetçi olurdu” argümanının hiçbirgerçek karşılığı olmadığını da bilmeyerek AKP eliyle darbeyapan devlete yardımcı olduğu yanılgısına düşmektedir.

Etyen Mahçupyan Zaman Gazetesi’nin İngilizce bölümüneyazdığı “Hrant”ın Parazitleri” başlıklı yazısıyla kapolararasında en acımasızlık adımlarını atmıştır. Yazısı tam birtuhaflıklar yumağıdır. İnsan gördüğünü bilir EtyenMahçupyan’da gördüğünü bilmektedir. Gördüğü AKP eliyledarbe yapanların dayattığı düşünme hatları arasındangörülenler kadardır. Ece Temelkuran’ın, Habertürkgazetesinden atılmasının anlamını değilde magazin boyu-tunu kendine dert edinmekte ve Ece Temelkuran niye atıldıdiye özel ilişkileri sorgulamaktadır. Tıpkı bu ülkede herdarbede olan şey gibi bu yeni darbede de magazin iktidaryandaşlarının temel düşünce biçimidir. Hrant’ın arkadaşlarıErgenekoncu, sosyalist, milliyetçi vb birçok tanımla birbirinitutmayan tanımla tarif edilirken AKP eliyle yapılan devletdarbesinin aklı yozlaştırması ve bilimi düşün dünyasındanatmasının yarattığı yıkıma örnek oluşturmaktadır.

Page 328: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Karadeniz bölgesinin ufak kentlerinden birinde olan birarkadaşım aktarmıştı. Hrant öldürüldüğünde oranın sosyalistolduğu herkes tarafından bilinen bu arkadaşımı kentte sağcı,muhafazakar, dindar olarak bilinen bazı insanlar telefon ed-erek ararlar. “Hrant Dink öldürüldü hocam bir şey yapacakmısınız?” diyerek aranan arkadaşım bu aramalara biraz daşaşırarak “Evet şehir meydanında bir protesto ve basınaçıklaması yapacağız, sizi de bekleriz” diyerek karşılık verir.Şehir meydanında 50 kişi kadar toplanırlar çoğu o şehrin bi-linen sosyalistidir. Arkadaşımın gözleri kendisini telefonlaarayanları arar ve içlerinden bir tanesini epey uzakta onlarıizlerken görür diğerleri gözlemeye bile gelmemiştir. 50 kişiyleHrant’ın katledilmesini lanetlerler ve basın bildirisi okurlar. Buolayın üzerinden bir müddet sonra arkadaşım kendisini tele-fonla “Hocam Hrant Dink öldürüldü bir şey yapacak mısınız?”diye arayan şehrin sağcı, muhafazakâr, dindar diye tanınankişilerin ziyaretine gider karşılıklı çay içerken öğrenir ki ken-disini telefonla arayan insanların hepsi Ermenidir.

Etyen Mahçupyan elbette kapoluk yolunda yürüyecektir.Görünen bu. Sosyalistler de kendilerine saldıran Nazilerenasıl direndilerse aynı şekilde kapolara da direnmişlerdi.Şimdi sosyalistlere AKP eliyle darbe yapan devlet saldırıyordarbecilerin kapoları da saldırsa ne olur.

(3 Şubat 2012)

Hrant Dink KatledildiğindeKaradeniz'in Ufak Bir

Kentinde Yapılan Protesto

Page 329: Faşizme Karşı Direniş Ahmet Metin

Ahmet MetinFAŞİME KARŞI

DİRENİŞ

KIZIL DAYANIŞMA

Faşizme Karşı Direniş adıyla ortaya çıkarılan der-leme e-kitap 28 Eylül 2012 ile 3 Şubat 2012 ta-rihleri arasında kizilyildiz.org sitesindeyayınlanan 58 makaleden oluşturuldu.

Sekiz aylık gündeme dair yazılar güncel konularhakkında sıcağı sıcağına değerlendirmeleri içer-mekte. Kitap son yazıdan ilk yazıya doğru oluş-turulurken sekiz ay boyunca gündemdekikonuların da yeniden bir hatırlatmasını yapmayıamaçlamakta. Hafızası kısa süre içinde silinen vehatırlamakta zorlanan bir toplum modeli oluştu-rulmak istenmekte bu toplum modelinin bilimselbir bakış ve gerçeğe dair doğru ve sağlıklı dü-şünmesi mümkün olmamakta. Buna karşın ger-çeği anlamak ve sağlıklı bir dünya görüşüedinebilmek ise unutmamaktan geçmekte. Bu e-kitapla en yakın geçmiş olaylarının bir kez dahaanımsatılmasında yardımcı olunacağı umul-makta.