2
ABDULLAH b. MEY MÜN ei-KADDAH elliflerden ve Makrizi'ye göre, Me ymuniyye • nin kurucusu olan Meymün ei -Kaddah, olup "senev i" (iki sisteme inanmakla gulüvv* e Ebü'I-Hattab'a men- suptu. Abdullah ise Meymün'- dan daha kötü bir için hile ve düzen kurmakla bütün dinleri ve mez- hepler i de iyi biliyordu. Nihayet . inkar ederek ibaha ile tamamlanan yedi büyük hile mertebesi icat etti. Za- hiren imam Muhammed b. ya- yer de ger- çekte peygamberlik iddia ve bu temel- lendirmeye olan Abdullah, Asker Mükrem'e geldi; sonra Sabat Ebü Nüh'a Orada ve Mu'tezile hilelerinin bunun üzerine Basra'ya Basra'da b. Ebü Talib'in soyundan ileri sürerek onun ve Muhammed b. b. Ca 'fer es- imametini kabule davet etti. o zaman askerlerin takibine.maruz ve hararetli dostu Muham- med b. Hüseyin ile beraber civa- Selemiyye'ye ölümüne ka- dar (261 / 874) burada gizli bir halde ya- sürdürdü ve da- ha sonra Kuzey Afrika'da Meymün'un soyundan gelen Mestür imamlar silsilesi kuruldu. Sünniler'in bu rivayette, Meymün'un Ebü'l-Hattab 755) dev- rinde 874 hayatta gösterilmesi kabul edilebilir bir ihtimal Sünni tarih ve mezhepler tarihçileri, bu rivayete bir iki katar veya bulunurlarsa da Ab- soyu ve ortaya gibi önemsiz hususlar mesele- ye herhangi bir yenilik getirmezler. Bu- nunla birlikte Zehebi ve Hacer gibi Sünni alimler, Ca'fer-i Sa- (ö. 148/ 765) rivayette bulunan bir kabul eden kanaatine ederek onun zaman hususunda çok bir ileriye sürerler. Buna göre Ab- 874 olsa olsa VIII. veya ikinci gerekir. kabul göre Abdullah .b. Meymün ei-Kaddah ei- Mekki, Ca 'fer-i ve dos- 118 tudur. bir Onun sonradan dalalete ve gulüwe önce rivayet hadislerin hale! getirmez. Bu kanaate göre Meymün da Abdullah da Ca'fer-i kimseler olarak hürmet kaynaklar da bu kanaate eder. telakki, meçhul bir müelli- fin rivayet (bk. s. 186) ve Sünni müelliflerden Fahred- din er-Razi ile Sadreddin ta- da nakledilen dikkat çekici sa bir rivayetle tamamlanabilir. Buna göre Abdullah, dostu Ca 'fer-i ile sonra Ca'- fer'in torunu Muhammed b. ismail'i de alarak gider. Muhammed yolda vefat eder, geride hamile bir cariye Abdullah b. Meymün cariyeyi öldürerek kendi hami- le cariyesini onun yerine koyar. Bu cari- ye bir Abdullah, "Bu , Muhammed b. ve za- diyerek da kendi akideleriyle ye- Mevcut kaynaklara göre bizzat Ab- ortaya propaganda mahiyeti ve hak- tam ve seçik bir bilgiye sa- hip olmak mümkün Bununla beraber Abdullah ve halefierinin kur- gizli dal* ifsat edip içinden faaliyetlerine öncülük ol- Bu arada Abdullah b. Meymün hak- ileriye sürülen önemsiz bir husu- su da düzeltmek gerekir. Ewela Meymün, gibi (bk. I, 35) göz tabibi ok yapan biri- dir. (bk. The Rise of the Fatimids, s. 127 vd .) Mey- mün ve Abdullah veya soyu da hiçbir münasebet kurmaya maz. Bu hususu uydurma olarak görür ve bu ismaili muhitlerde be- nimsenmesini, çokça nakledilip tekrar edilmesine da her men Meymün ile kurup hareketin reisieri olarak tarihi rollerini de itiraf eder. Fa- kat bütün bu hususlar pek dir. Ne var ki, veya halefleri, 873'te ismaili hareketin önemli gö- revler olabilirler. el-Fihrist düd), Tahran 1391 / 1971, s. 238-239; dadi, el-Farf!.: M. Muhyiddin Abdülhamid), Kahire, ts. (Mekt ebetü Dari't-türas), s. 169 ; a.mlf ., Mezhepler Farkl ar (tre . E. Ruhi 1979, s. 258 vd .; raini. et-Tebsfr M. Za hid Kevseri) , Kahire 1359/1940, s. 14, 83; Fahreddin er- Razi, el- i'til!:ada. t, Kahire 1356/ 1938, s. Ti-i8 vd.; Teymiyye, MecmQ 'u feta.ua. Abdurrah- man b. Muhammed en- Necdi). Riyad 1381 , IV, 162; ibnü'I-Esir. el-Kamil C. ). Tornberg), Leiden 1851 - 76- Beyrut 1399 /1 979, VUI , 24, 29 vd. ; Zehebi, Mfzanü'l-i 'tidal Ali Mu- hammed ei-Bi cavT), Kahire 1382/ 1963, ll, 512; Ma krizi. itti' Cemaled- din Kahire 1967, s. 22·29, 38-40; Hacer, VI, 149 ; Tercümanü'l - ümem E. Ruhi AÜiFD, XXIV (1 98 1) , s. 266, 316; [Müellifi meçhul], Tahran 1313, s. 186; B. Lewis. Th e Origins of lsmailism, Lon· don 1940, s. 19·22, 34 vd. , 42 vd., 54-67; W. lvanow. The Rise of the Fatimids, Bombay 1942 : a.mlf., Th e Alleged Founder of lsmai- lism, Bombay 1946, ll, 60; M. Th. Houtsma. "Abdullah", iA, 1, 35; S. M. Stern, "'Abd Alliili b. Maymün", E/ 2 1, 48; H. Halm. "'Ab- dallah b. Maymün al-Qaddiili ", Elr ., 182- 183. liJ ETHEM RuHi ABDULlAH b. MIHAIL .:r. L (bk. BUSTANI). _j ABDULlAH b. MUAviYE Abdullah b. Muaviye b. Abdillah . b. Ca'fe r b. Ebi' Talib (ö. 129/ 746-47) Ca' fer -i torunu ve Cenahiyye hareketinin lideri kabul edilen Alevi reis i. L _j ve ilk dönemi hak- kaynaklar fazla bilgi vermemek- tedir. Ancak ve devrinin ünlü yer bilinmektedir. 744 önce Küfe'ye vali Abdullah b. Ömer b. Abdülaziz'den ilgi gördü ve kendisine tahsisat Bu da Emevi oldu, ölen halife ll l. Yezid'in yerine b. Ve- lid geçti. Fakat Mervan b. Muhammed onu isyan etti. Vali bu ka- durumda dert ederek Abdullah b. Muaviye'yi

FıGLALI - islamansiklopedisi.info · lvanow. The Rise of the Fatimids, Bombay 1942: a.mlf., The Alleged Founder of lsmai lism

  • Upload
    vandang

  • View
    220

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

ABDULLAH b. MEYMÜN ei-KADDAH

elliflerden İbnü'n-Nedim ve Makrizi'ye göre, Meymuniyye • nin kurucusu olan Meymün ei-Kaddah, Deysan'ın oğlu olup "senevi" (iki tanrıcı) sisteme inanmakla gulüvv* e sapmıştı; Ebü'I-Hattab'a men­suptu. Abdullah ise babası Meymün'­dan daha kötü bir kişiydi. İs lamiyet' i yıkmak için hile ve düzen kurmakla meşguldü. Ayrıca bütün dinleri ve mez­hepler i de iyi biliyordu. Nihayet Allah ' ı

. inkar ederek ibaha • ile tamamlanan yedi büyük hile mertebesi icat etti. Za­hiren imam Muhammed b. İsmail'in ya­nında yer aldığını söylemişse de ger­çekte peygamberlik iddia etmiş ve bu iddiasını çeşitli düzenbazlıklarla temel­lendirmeye çalışmıştı. Aslında Ahvazlı

olan Abdullah, Asker Mükrem'e geldi; sonra Sabat Ebü Nüh'a yerleşti. Orada Şia ve Mu'tezile tarafından hilelerinin farkına varılarak İbahi olduğu anlaşıldı; bunun üzerine Basra'ya kaçtı. Basra'da Akıl b. Ebü Talib'in soyundan olduğunu ileri sürerek onun eviatiarına sığındı ve halkı Muhammed b. İsmail b. Ca'fer es­Sadık'ın imametini kabule davet etti. İşte o zaman askerlerin takibine.maruz kaldı; sadık ve hararetli dostu Muham­med b. Hüseyin ile beraber Şam civa­rındaki Selemiyye'ye kaçtı, ölümüne ka­dar (261 / 874) burada gizli bir halde ya­şadı. Davasını oğulları sürdürdü ve da­ha sonra Kuzey Afrika'da Meymün'un soyundan gelen Fatımf Mestür imamlar silsilesi kuruldu.

Sünniler'in naklettiği bu rivayette, Meymün'un Ebü'l-Hattab (ö 755) dev­rinde yaşadığının anlatılması yanında ,

oğlu Abdullah'ın 874 yılında hayatta gösterilmesi kabul edilebilir bir ihtimal değildir. Diğer Sünni tarih ve mezhepler tarihçileri, bu rivayete bir iki şey katar veya değişiklikte bulunurlarsa da Ab­dullah'ın soyu ve ortaya çıkışı gibi önemsiz bazı hususlar dışında, mesele­ye herhangi bir yenilik getirmezler. Bu­nunla birlikte Zehebi ve İbn Hacer gibi Sünni alimler, Abdullah'ın Ca'fer-i Sa­dık'tan (ö. 148/ 765) rivayette bulunan bir kişi olduğunu kabul eden İsnaaşeri ŞiTiiği'nin kanaatine iştirak ederek onun yaşadığı zaman hususunda çok değişik bir görüş ileriye sürerler. Buna göre Ab­dullah'ın 874 yılında değil, olsa olsa VIII. yüzyılın ortalarında veya ikinci yarısında ölmüş olması gerekir.

isnaaşeri kaynakların kabul ettiğine göre Abdullah .b. Meymün ei-Kaddah ei­Mekki, Ca'fer-i Sadık'ın çağdaşı ve dos-

118

tudur. Hayatında sadık bir İsnaaşeri Şiisi olmuştur. Onun sonradan dalalete ve gulüwe düşmesi, irtidadından önce rivayet ettiği hadislerin sıhhatine hale! getirmez. Bu kanaate göre Meymün da oğlu Abdullah da Ca'fer-i Sadık'ın yakın arkadaşlarından kimseler olarak İsna­aşeri Şiileri'nce hürmet görmüşlerdir.

İsmaili kaynaklar da bu kanaate iştirak eder. Şii telakki, meçhul bir Şii müelli­fin rivayet ettiği (bk. Tebşıratü 'l-'avam, s. 186) ve Sünni müelliflerden Fahred­din er-Razi ile Sadreddin eş-Şirvani ta­rafından da nakledilen dikkat çekici kı­

sa bir rivayetle tamamlanabilir. Buna göre Abdullah, dostu Ca'fer-i Sadık ile oğlu İsmail'in vefatlarından sonra Ca'­fer'in torunu Muhammed b. ismail'i de yanına alarak Mısır taraflarına gider. Muhammed yolda vefat eder, geride hamile bir cariye bırakır. Abdullah b. Meymün cariyeyi öldürerek kendi hami­le cariyesini onun yerine koyar. Bu cari­ye bir oğlan doğurur. Abdullah, "Bu, Muhammed b. İsmail'in oğludur ve za­manın imamıdır" diyerek halkı kandırır,

çocuğu da kendi zındık akideleriyle ye­tiştirir .

Mevcut kaynaklara göre bizzat Ab­dullah'ın ortaya koyduğu propaganda tarzı, mahiyeti ve kurduğu teşkilat hak­kında tam ve açık seçik bir bilgiye sa­hip olmak mümkün değildir. Bununla beraber Abdullah ve halefierinin kur­dukları gizli dal* teşkilatı vasıtasıyla müslümanları ifsat edip İslam'ı içinden yıkma faaliyetlerine öncülük etmiş ol­dukları aşikardır.

Bu arada Abdullah b. Meymün hak­kında ileriye sürülen önemsiz bir husu­su da düzeltmek gerekir. Ewela babası Meymün, Houtsma'nın dediği gibi (bk. İA, I, 35) göz tabibi değil, ok yapan biri­dir. Ayrıca, İvanow (bk. The Rise of the Fatimids, s. 127 vd .) İsmaililik' le Mey­mün ve oğlu Abdullah veya soyu arasın­da hiçbir münasebet kurmaya yanaş­maz. Bu hususu uydurma olarak görür ve bu görüşün ismaili muhitlerde be­nimsenmesini, çokça nakledilip tekrar edilmesine bağlarsa da her şeye rağ­men Meymün ile Abdullah'ın ismaililiği kurup geliştiren aşırı hareketin reisieri olarak tarihi rollerini de itiraf eder. Fa­kat bütün bu hususlar pek açık değil­

dir. Ne var ki, Abdullah'ın evlatları veya halefleri, 873'te ismaili hareketin baş­langıcında önemli sayılabilecek bazı gö­revler yüklenmiş olabilirler.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü'n-Nedim, el-Fihrist (nşr. R ı za-Teced­düd), Tahran 1391 / 1971, s. 238-239; Bağ­

dadi, el-Farf!.: (nş r. M. Muhyiddin Abdülhamid ), Kahire, ts. (Mektebetü Dari 't-türas), s. 169 ; a.mlf., Mezhepler Arasındaki Farklar (tre . E. Ruhi Fığla lı) , İstanbul 1979, s. 258 vd.; İsfe­raini. et-Tebsfr (nşr. M . Za hid Kevseri) , Kahire 1359/1940, s. 14, 83; Fahreddin er-Razi, el­i'til!:ada.t, Kahire 1356 / 1938, s. Ti-i8 vd.; İbn Teymiyye, MecmQ 'u feta.ua. (nşr. Abdurrah­man b. Muhammed en-Necdi). Riyad 1381 , IV, 162; ibnü'I-Esir. el-Kamil (nş r. C. ). Tornberg), Leiden 1851 -76- Beyrut 1399/1 979, VUI, 24, 29 vd. ; Zehebi, Mfzanü'l-i 'tidal (nşr. Ali Mu­hammed ei-BicavT), Kahire 1382 / 1963, ll , 512; Ma krizi. itti' azü 'l- f:ıunefa' (nşr. Cemaled­din eş-Şeyyal), Kahire 1967, s. 22·29, 38-40; İbn Hacer, Tefı?fbü 't-Tefı?fb, VI, 149 ; Şirvani, Tercümanü'l-ümem ( nş r. E. Ruhi Fığlalı ),

AÜiFD, XXIV (1 98 1), s. 266, 316; [Müellifi meçhul], Tebşıratü 'l-'aua.m, Tahran 1313, s. 186; B. Lewis. The Origins of lsmailism, Lon· don 1940, s. 19·22, 34 vd. , 42 vd., 54-67; W. lvanow. The Rise of the Fatimids, Bombay 1942 : a.mlf., The Alleged Founder of lsmai­lism, Bombay 1946, ll, 60; M. Th. Houtsma. "Abdullah", iA, 1, 35; S. M. Stern, "'Abd Alliili b. Maymün", E/2 ( İng . ), 1, 48; H. Halm. "'Ab­dallah b. Maymün al-Qaddiili", Elr., ı, 182-183. liJ E THEM RuHi FıaLALI

ı ABDULlAH b. MIHAIL

ı

(.ı.:~ .:r. .11~)

L (bk. BUSTANI).

_j

ı ABDULlAH b. MUAviYE

ı

(~l.... .:r...t.l~)

Abdullah b. Muaviye b. Abdillah . b. Ca'fer b. Ebi' Talib

(ö. 129/ 746-47)

Ca'fer-i TayyAr'ın oğlunun torunu ve Cenahiyye hareketinin

lideri kabul edilen Alevi reisi.

L _j

Doğumu ve hayatının ilk dönemi hak­kında kaynaklar fazla bilgi vermemek­tedir. Ancak şiirle meşgul olduğu ve devrinin ünlü şairleri arasında yer aldığı bilinmektedir. 744 yılı sonbaharından

önce Küfe'ye vardığında vali Abdullah b. Ömer b. Abdülaziz'den yakın ilgi gördü ve kendisine tahsisat bağlandı. Bu sıra­da Emevi tahtında değişiklik oldu, ölen halife ll l. Yezid'in yerine İbrahim b. Ve­lid geçti. Fakat Mervan b. Muhammed onu tanımayarak isyan etti. Vali bu ka­rışık durumda başına dert açmasından endişe ederek Abdullah b. Muaviye'yi

hapsetti, fakat Mervan karşısında des­tek sağlamak gayesiyle de tahsisatını artırdı. Küfe Şiileri. Haşimiler'in halifeli­ğe EmevTier 'den daha layık olduğunu

söyleyerek onu isyana teşvik etti ve Ab­dullah Ekim 744 tarihinde isyan bayra­ğını açtı. Etrafında daha önce Mugire b. Said'e bağlı bir grupla, ZeydTier'den müteşekkil oldukça kalabalık bir taraf­tarı vardı. Bu isyanın asıl sebebini, Hz. Ali'nin tarunu Ebü Haşim'in ölümünden sonra ortaya çıkan olaylara bağlayanlar vardır. Nitekim Ebü Haşim'in vefatın­

dan sonra ona bağlı olanların bir kısmı imarnet iddiasında bulundu. Bunlardan bazıları. Ebü Haşim' in. imameti Abdul­lah b. Abbas'ın tarunu Muhammed'e, bazıları kardeşinin oğlu Hasan b. Ali'ye, bazılar.ı da Abdullah b. Arnı" ei-Kindfye vasiyet ettiğini iddia ediyordu. Hatta bu sonuncu imama inananlar, Ebü Haşim'­deki ilahi ruhun ona intikal ettiğini söy­lüyorlardı. Ancak Abdullah b. Amr ken­disine taraftar görünenlerden biat al­mamıştı. Bir müddet sonra ona tabi gözükenlerin büyük bir kısmı . hiyaneti­ni gördükleri gerekçesiyle ondan uzak­laşıp kendilerine yeni bir imam ara­maya başladı. Abdullah b. Muaviye'­nin siyasi hayatı , işte bu grupla anla­şarak kendisini imam ilan etmesiyle başlar.

Olayların gelişmesiyle vali isyancıların üzerine yürüyünce Abdullah ve taraf­tarları savaş alanını terkedip Küfe'deki iç kaleye sığındılar. Daha sonra şehri

terketmeleri şartıyla kendilerine eman verildi. Abdullah, yanındakilerle birlikte İran ' a giderek önce İsfahan' ı daha son­ra da İstahr, Cibal, Kirman, Hüzistan ve Kumis'i ele geçirdi. Taraftarları arasın­

da, baŞta meviili" olmak üzere. Şeyban b. Abdülaziz liderliğindeki HaricTier. Ebü'I-Abbas es-Seffah, Ebü Ca'fer ei­Mansür ve Tsa b. Ali gibi Abbasi, ömer b. Süheyl b. Abdullah ve Süleyman b. Hişam gibi Emevi ileri gelenleri de var­dı. Bunlar ortak düşmanları Mervan'a karşı iş birliği içindeydiler. Abdullah sağladığı bu destekle bölgede hakimi­yetini güçlendirdi ve kendi adına para bastırdı. Mervan. halifelik makamını ele geçirip idareye hakim olunca kuman­danlarından Amir b. Dubara'yı ona kar­şı gönderdi. Yapılan savaşta mağlüp

olan Abdullah Horasan'a kaçtı (1 29/ 746-

4 7) . Burada Abbasiler adına faaliyette bulunan Ebü Müslim'den ilgi ve yardım göreceğini umuyordu. (Ebü Müslim'e kendisini himaye etmesi için yazdı ğı ede­bi değeri haiz mektup için bk. el-Egan~

XII. 230-231.) Ancak umduğunu bula­madığı gibi onun emriyle hapsedildi ve bir müddet sonra da öldürüldü.

Müte Savaşı 'ndaki fedakarlığından

dolayı Hz. Peygamber tarafından Zü'l­cenahayn lakabı verilen Ca'fer-i Tay­yar'ın bu lakabına nisbetle, Abdullah b. Muaviye'nin etrafında toplanan ve onu imam tanıyan gruba Cenahiyye denil­miştir. Bu gruba göre ilahi ruh, Hz. Adem'den itibaren bütün peygamberle­re intikal etmiş, Hz. Peygamber'den Ali'ye. ondan da üç oğluna (Hasan, Hü­seyin, Muhammed) geçmiş ve nihayet Abdullah b. Muaviye'ye ulaşmıştır. Böy­lece hem ulühiyet, hem de peygamber­lik gücü Abdullah'ta toplanmıştır. Bu grup, Abdullah 'ın kendi taraftariarına

gaybı bildiğini söylediğini ve "İiim be­nim kalbirnde mantarlar ve yeşil atların bitmesi gibi bitmektedir" dediğini iddia eder. Cenahiyye mensuplarının tenii­süh • e inandıkları. kıyameti , cennet ve cehennemi inkar ettikleri, haramları

helal kabul ettikleri, ibadetleri ise Ali ailesi mensuplarından bazılarına bağlı­

lık gösterme tarzında anladıkları kay­dedilir. Ancak Abdullah b. Muaviye'ye tabi olan grubun onun sağlığında bu gibi İslam dışı anlayış ve davranışları

benimsediğini gösteren kesin delil bu­lunmamakta ve kendisinin de bunları

tasvip edip etmediği bilinmemektedir. Bununla beraber onların siyasi desteği­ni temin etmek için bu gibi yanlış fikir­lere müsamaha gösterdiği söylenmek­tedir. Buradan hareket le Abdullah b. Muaviye'nin, kendisine ve taraftariarına esas teşkil edecek açık ve tutarlı bir fikir sistemine sahip olmadığı, reaksi­yonunun tamamen siyasi endişelerden kaynaklandığı söylenebilir. Nitekim bu nokta. isyan ederek EmevTier'i birkaç yıl uğraştırdığı dönemdeki fikirleriyle ilgili herhangi bir bilginin kaynaklarda yer almayışıyla da teyit edilebilir. Ölümün­den sonra bazıları onun ölmeyip hayat­ta olduğunu, bazıları ise öldüğünü fa­kat ruhunun Harisiyye'nin reisi İshak b. Zeyd b. Haris ei-Ensarrye geçtiğini id­dia etmişlerdir.

ABDULLAH b. MUGAFFEL

BİBLİYOGRAFYA :

İbn Kuteybe. el-Ma ' arif (nş r. Servet Uk­kaşe). Kahire 1960, s. 207; Ta beri. Ttlrfl]. (nşr.

M.). de Goeje). Leiden 1879-1901 , ll , 1879-1887, 1902, 1947-1948, 1976·1981 ; Eş 'ari.

Ma~alat ( nşr. H. Ritter). Wiesbaden 1382 / 1963, s. 6, 22, 85; Ebü'I-Ferec el-isfahani, el· Egani, Kahire 1285 / 1868, XII, 225-231 ; Bağ­dadf, el-Far~ (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamid), Kahire, ts. (Mektebetü Dari 't-türas ). s. 27, 149, 150-151 ; a.mlf .. Mezhepler Arasındaki Farklar (tre. E. Ruhi F ı ğlalı), istanbul 1979, s. 40, 222, 225·226; Şehristanf. el·Milel ve'n·nihal (nşr.

M. Seyyid Kilani ). Kahire 1381/ 1961, ı , 151; İbnü ' I-Esfr, el-Kamil (n şr. C. J. Tornberg), Lei· den 1851·76 - Beyrut 1385·86 /1 965-66, V, 324-327, 370·373; William F. Tucker, " 'Abd Allah İbn Mu ' awiya and the Janiihiyya: Re­bels and ideologues of the late Umayyad period", St. ls. , Ll ( 1980). s. 39·57; K. V. Zet­tersteen. "Abdullah", iA, 1, 35-36 ; a.mlf .. "'Abd Alliih b . M u 'awiya", E/ 2 (İ ng .). ı , 48-49; D. M. Dunlop, "'Abdallii.h b. M o' ii.vi:a", Elr., 1, 183-184.

L

~ E THEM RuHi FıGLALI

ABDULlAH b. MUGAFFEL ( J.ü. ,J. .Wl~ )

Ebu Said (Ebu Ziyad) Abdullah b. Mugaffel el-Müzenl

(ö. 59 /679)

Bey'atürndvan • da bulunan sahabilerden biri.

_j

Tebük Savaşı öncesinde, fakirlikleri sebebiyle binecek hayvan bulamadıkları için Hz. Peygamber'e müracaat eden, onun da kendilerine binek temin ede­memesi üzerine. orduya katılamayacak­larından ötürü aşırı derecede üzülüp göz yaşı döken (bk. BEKKAIN) ve bu sa­mimi davranışlarından dolayı hakların­

da Tevbe süresinin 92. ayeti nazil olan sahabilerden biridir. Bey'atürrıdvan sı­

rasında. altında biat edilen ağacın bir dalını kaldırarak Hz. Peygamber' in gölgelenmesini sağlamıştır. Hz. ömer tarafından Basra'ya mürşid ve muallim olarak gönderilen Abdullah'dan kırk üç hadis intikal etmiş olup bunların altısı

Şatırfıayn'da yer almıştır. Kendisinden Hasan-ı Basri, Muaviye b. Kurre, Sabit ei-Bünani ve Ebü'I-Aiiye gibi meşhur alimler hadis rivayet etmiştir . Tüster'in fethinde şehre ilk giren kimse olan Ab­dullah, muallim tayin edildiği Basra'ya yerleşmiş ve orada vefat etmiştir. Vasi­yeti üzerine cenaze namazını Ebü Berze el-Esiemi kıldırmıştır .

119