32
www.forumusa.com Serving the Turkish American Community Issue 178 • August, 2015 Türkiye’nin uluslararası alanda aktif olan insani yardım kuruluşlarının dünya barışına katkısı Wash- ington merkezli Winston Center’da konuşuldu. Wilson Center’ın Ortadoğu programı ve Türk-Ameri- kan Kültür Toplum’u (TACS) tarafından ortak düzenlenen panele, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Bülent Aras ve Pınar Akpınar, Brookings Enstitutüsü’nden de Kemal Kirişçi konuşmacı olarak katıldı. Türk sivil toplum kuruluşlarının farklı ülkeler- deki rolünü iki ayrı kategoride inceleyerek, dev- lete bağlı yardım kuruluşlarının “yüksek se- viye” yardımlarda bulunarak doğrudan farklı devletlerle ilişkiye geçtiğini, “düşük seviye” sivil toplum kuruluşlarının da farklı ülkelerde sokak- lara inerek, halkla birebir ilişki haline geçtiği- ni belirten Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Bülent Aras Türkiye’nin... Devamı sayfa 17’de Amerika’da 2003 yılından beri kesintisiz olarak yayım yapan tek Türk gazetesi Forum USA, 12 Temmuz akşamı okuyucuları, reklamveren- leri ve Türk toplumunun ileri gelenleriyle New Jersey’deki Mavi Meze Grill restaurantta iftar davetinde bir araya geldi. Forum USA’nın yeni imtiyaz sahibi Mustafa Tuncer davette kısa bir konuşma yaptı. Tuncer, Murat Yeşil ve ailesinin 2003 yılında kurduğu gazetenin resmi devir işlemlerinin de sonuçlan- masıyla birlikte yaşanan süreci gazetenin sadık okuyucuları ile paylaştı. Devamı sayfa 12’de BM Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümünce hazır - lanan dünya nüfus beklentisi raporunun 2015 güncellemesi açıklandı. Dünya nüfusunun halen 7,3 milyar olduğu bildirilen raporda, bu sayının 2030’da 8,5 milyara, 2050’de 9,7 mil- yara, 2100’de ise 11,2 milyara ulaşmasının beklendiği kaydedildi. 2050 yılına kadar tüm dünyadaki nüfus artışının yarısının Hindistan, Ni - jerya, Pakistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Tanzanya, ABD, Endonezya ve Uganda tarafından gerçekleştir - ileceğine... Devamı sayfa 3’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde belediyeye ait bir kültür merkezi önünde büyük bir patlama meydana gelmesiyle 32 kişinin hayatını kaybettiği 104 kişinin yaralandığı vahim saldırı Türkiye’yi derinden sarstı. Canlı bomba eylemi Türkiye sınırındaki Kobani kentine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Suruç‘ta gerçekleşti. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’na bağlı gençler, Kobani’ye geçmek üzere burada toplanmıştı. ortalık can pazarına dönmüş ve 32 kişi hayatını kaybetmişti. Devamı sayfa 5’te Küba kültürünün Amerika’daki sanat hayatına etkilerini Kübalı Kuratör Sanat Tarihi Profesörü Elvis Fuentes ile konuştuk. Fuentes’in Havana doğumlu ve Amerika’da sanat tarihi üzerine doktora yapan bir kuratör olmasının yanı sıra eşinin Türk olması da konuşacak konuları çeşitlendirdi. Athletes of the Turkish – American Eyup Sultan Karate Team have earned 6 Gold, 2 Silver, 4 Bronze, in total of 12 medals in the 2015 US National Karate Championships which took place in Fort Lauderdale, Florida on July 15-20, 2015. Türk yardım kuruluşları Washington’da konuşuldu Forum USA okuyucularıyla bir araya geldi BM: “Türkiye nüfusu 2050’de 95 milyon olacak” Türkiye’yi sarsan Suruç katliamı Bir Kübalının gözünden ABD-Küba ve Türkiye Devamı sayfa 18’de Page 28 Amerika’daki Türklerden teröre karşı birlik mesajı Suruç’ta meydana gelen terör saldırısının ardından, araların- da Ermenilerin de bulunduğu yaklaşık 30 kişilik bir grup, ABD’nin başkenti Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin önünde terör örgütü PKK lehine sloganlar atarak Türkiye aleyhine pankartlar açtı. Gösteriye Türklerden tepki gecik - medi. çoğunlukla Türklerden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup da büyükelçilik önünde toplandı. Devamı sayfa 10’da Magnificent Results from the Eyup Sultan Karate Team uruç kat- liamının ardından Türkiye’de bir süre- dir bıçak sırtında yürüyen “Çözüm Süre- ci” ülke gündemine tekrar oturdu. DAEŞ ile bağlantılı canlı bomba saldırısı sonucu 32 kişinin hayatını kaybettiği 100 kişinin yaralandığı katliamda Ak Parti hükümetinin sorumluluğu olduğunu öne süren PKK, silahlı eylem başlat - tı. PKK’nın üstlendiği polis ve asker cinayetleri Türk ordusunu harekete geçirirken, çözüm bekleyen barış süre- ci de kördüğüm oldu. Şimdi herkesin aklında aynı sorular var: Çözüm süre- ci bitti mi? Bugüne kadar süreç başarılı olarak yürütülebildi mi? Bu noktadan sonra süreç tekrar devam edilebilir mi? Çözüm süreci ya da barış süreci, Türkiye’de uzun yıllardan beri devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik Ak Parti Hüküme- ti hatta bizzat, zamanın baş- bakanı Recep Tayy- ip Erdoğan tarafın- dan başlatıldı. Res- mi olarak süreç “16 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de ‘’Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütün- leşmenin Güçlendirilmesine Dair Ka- nun’’ adıyla yayınlanarak kanunlaşsa da Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Kürt sorununu çözmek için hükümetin İm- ralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyur - ması ve sonrasında yapılan pazarlıklar “Çözüm Süreci” olarak adlandırıldı. Devamı sayfa 14’te S ‘Çözüm’de kördüğüm F O RUM U S A Turkish American Newspaper

Forumusa 178

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Forum USA 178. Sayisi

Citation preview

www.forumusa.comServing the Turkish American Community Issue 178 • August, 2015

Türkiye’nin uluslararası alanda aktif olan insani yardım kuruluşlarının dünya barışına katkısı Wash-ington merkezli Winston Center’da konuşuldu.

Wilson Center’ın Ortadoğu programı ve Türk-Ameri-kan Kültür Toplum’u (TACS) tarafından ortak düzenlenen panele, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Bülent Aras ve Pınar Akpınar, Brookings Enstitutüsü’nden de Kemal Kirişçi konuşmacı olarak katıldı.

Türk sivil toplum kuruluşlarının farklı ülkeler- deki rolünü iki ayrı kategoride inceleyerek, dev-lete bağlı yardım kuruluşlarının “yüksek se-viye” yardımlarda bulunarak doğrudan farklı devletlerle ilişkiye geçtiğini, “düşük seviye” sivil toplum kuruluşlarının da farklı ülkelerde sokak- lara inerek, halkla birebir ilişki haline geçtiği-ni belirten Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Bülent Aras Türkiye’nin... Devamı sayfa 17’de

Amerika’da 2003 yılından beri kesintisiz olarak yayım yapan tek Türk gazetesi Forum USA, 12 Temmuz akşamı okuyucuları, reklamveren-leri ve Türk toplumunun ileri gelenleriyle New Jersey’deki Mavi Meze Grill restaurantta iftar davetinde bir araya geldi.

Forum USA’nın yeni imtiyaz sahibi Mustafa Tuncer davette kısa bir konuşma yaptı. Tuncer, Murat Yeşil ve ailesinin 2003 yılında kurduğu gazetenin resmi devir işlemlerinin de sonuçlan-masıyla birlikte yaşanan süreci gazetenin sadık okuyucuları ile paylaştı. Devamı sayfa 12’de

BM Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümünce hazır-lanan dünya nüfus beklentisi raporunun 2015 güncellemesi açıklandı. Dünya nüfusunun halen 7,3 milyar olduğu bildirilen raporda, bu sayının 2030’da 8,5 milyara, 2050’de 9,7 mil-yara, 2100’de ise 11,2 milyara ulaşmasının beklendiği kaydedildi.

2050 yılına kadar tüm dünyadaki nüfus artışının yarısının Hindistan, Ni-jerya, Pakistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Tanzanya, ABD, Endonezya ve Uganda tarafından gerçekleştir-ileceğine...Devamı sayfa 3’te

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde belediyeye ait bir kültür merkezi önünde büyük bir patlama meydana gelmesiyle 32 kişinin hayatını kaybettiği 104 kişinin yaralandığı vahim saldırı Türkiye’yi derinden sarstı. Canlı bomba eylemi Türkiye sınırındaki Kobani kentine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Suruç‘ta gerçekleşti. Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’na bağlı gençler, Kobani’ye geçmek üzere burada toplanmıştı. ortalık can pazarına dönmüş ve 32 kişi hayatını kaybetmişti. Devamı sayfa 5’te

Küba kültürünün Amerika’daki sanat hayatına etkilerini Kübalı Kuratör Sanat Tarihi Profesörü Elvis Fuentes ile konuştuk. Fuentes’in Havana doğumlu ve Amerika’da sanat tarihi üzerine doktora yapan bir kuratör olmasının yanı sıra eşinin Türk olması da konuşacak konuları çeşitlendirdi.

Athletes of the Turkish – American Eyup Sultan Karate Team have earned 6 Gold, 2 Silver, 4 Bronze, in total of 12 medals in the 2015 US National Karate Championships which took place in Fort Lauderdale, Florida on July 15-20, 2015.

Türk yardım kuruluşlarıWashington’da konuşuldu

Forum USA okuyucularıyla bir araya geldi

BM: “Türkiye nüfusu 2050’de 95 milyon olacak”

Türkiye’yi sarsan Suruç katliamı

Bir Kübalınıngözünden

ABD-Küba ve Türkiye

Devamı sayfa 18’de Page 28

Amerika’daki Türklerden teröre karşı birlik mesajıSuruç’ta meydana gelen terör saldırısının ardından, araların-da Ermenilerin de bulunduğu yaklaşık 30 kişilik bir grup, ABD’nin başkenti Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin önünde terör örgütü PKK lehine sloganlar atarak Türkiye aleyhine pankartlar açtı. Gösteriye Türklerden tepki gecik-medi. çoğunlukla Türklerden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup da büyükelçilik önünde toplandı. Devamı sayfa 10’da

Magnificent Results from the Eyup Sultan Karate Team

uruç kat-l i a m ı n ı n a r d ı n d a n

Türkiye’de bir süre-dir bıçak sırtında yürüyen “Çözüm Süre-ci” ülke gündemine tekrar oturdu. DAEŞ ile bağlantılı canlı bomba saldırısı sonucu 32 kişinin hayatını kaybettiği 100 kişinin yaralandığı katliamda Ak Parti hükümetinin sorumluluğu olduğunu öne süren PKK, silahlı eylem başlat-tı. PKK’nın üstlendiği polis ve asker cinayetleri Türk ordusunu harekete geçirirken, çözüm bekleyen barış süre-ci de kördüğüm oldu. Şimdi herkesin aklında aynı sorular var: Çözüm süre-ci bitti mi? Bugüne kadar süreç başarılı olarak yürütülebildi mi? Bu noktadan sonra süreç tekrar devam edilebilir mi?

Çözüm süreci ya da barış süreci, Türkiye’de uzun yıllardan beri devam

eden Kürt s o r u nu nu

ç ö z m e y e yönelik Ak

Parti Hüküme-ti hatta bizzat,

zamanın baş- bakanı Recep Tayy-

ip Erdoğan tarafın-dan başlat ı ldı. Res-

mi olarak süreç “16 Temmuz 2014’te Resmi Gazete’de ‘’Terörün

Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütün-leşmenin Güçlendirilmesine Dair Ka-nun’’ adıyla yayınlanarak kanunlaşsa da Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Kürt sorununu çözmek için hükümetin İm-ralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyur-ması ve sonrasında yapılan pazarlıklar “Çözüm Süreci” olarak adlandırıldı.Devamı sayfa 14’te

S

‘Çözüm’dekördüğüm

FORUM USATurkish American Newspaper

www.forumusa.comFORUMUSA Issue 178 • August, 2015 3

BM Ekonomik ve Sosyal İşler Bölümünce hazırlanan dün-ya nüfus beklentisi raporunun 2015 güncellemesi açıklandı. Dünya nüfusunun halen 7,3 milyar olduğu bildirilen raporda, bu sayının 2030’da 8,5 milyara, 2050’de 9,7 milyara, 2100’de ise 11,2 milyara ulaşmasının beklendiği kaydedildi.

2050 yılına kadar tüm dünya-daki nüfus artışının yarısının Hindistan, Nijerya, Pakistan, Demokratik Kongo Cumhuri-yeti, Etiyopya, Tanzanya, ABD, Endonezya ve Uganda tarafın-dan gerçekleştirileceğine işaret edilen raporda, 2022’de Hindis-tan nüfusunun Çin’i geçeceği vurgulandı.

Raporda halen 78 milyon 666 bin olan Türkiye nüfusunun, 2030’da 87 milyon 717 bine, 2050’de ise 95 milyon 819 bine çıkmasının beklendiği ifade edil-di. Türkiye nüfusunun yüzyılın sonuna doğru azalmaya başlaya-cağının öngörüldüğü raporda, 2100’de nüfusun 87 milyon 983 bine düşeceği tahmin edildi. AA

BM: “Türkiye nüfusu 2050’de 95 milyon olacak”Birleşmiş Milletler Raporuna göre dünya nüfusunun 2050’de 9,7 milyara ulaşacağı, Türkiye nüfusunun ise 2050’de 95 milyona çıkacağı kaydedildi

ASELSAN, dünyanın en büyük ilk 100 savunma sanayi kuruluşları liste-sinde 5 basamak yüksele- rek 62’nci sırada yer aldı.

Şirketten yapılan yazılı açıklamaya göre, ASEL-SAN, askeri yayıncılık kuruluşu Defense News dergisi tarafından yayın-lanan “Defense News Top 100” listesinde, 5 basamak yükseldi.

Dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi listesine 2006 yılında 93’üncü sıradan giren ve geçen yıl 67’nci sırada yer alan ASELSAN, başarı grafiğini daha yükseltti.

ASELSAN, bir mil-yar doları aşan cirosuyla 5 basamak yükselerek 62’nci sırada yer aldı. Defense News dergisi tarafından her yıl bir önceki yılın savunma satışları baz alınarak yayınlanan “Defense News Top 100” dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul ediliyor.

Türk ordusunun elektronik cihaz ve sistem alanında önemli kaynağı ASELSAN, listede daha yukarıda yer almak için çalışmalarına devam ediyor. AA

ASELSAN’ın yükselişi devam ediyor

www.forumusa.com Issue 178 • August, 2015 4

ŞAMPİYONAYA 9 sporcusu, 1 an-trenörü ve 1 yöneticisiyle ilk kez katılan Eyüp Sultan Karate Takımı zorlu geçen şampiyonadan 6 altın, 2 gümüş, 4 bronz, toplamda 12 madalya kazanmayı başararak yeni bir başarıya daha imza attılar. Amerika’nın 40 farklı eyaletinden bin 500’e yakın sporcunun katıldığı, 4 gün süren şampiyonada al-dığı başarılarla ilgi çeken Eyüp Sultan Karate Takımı, başta Türkiye olmak

üzere Amerika’daki Türk toplumuna da gurur ve sevinç yaşattı.

8 ay önce açılan Eyüp Sultan Karate okulunda Milli Sporcu Meral Ölmez’in çalıştırdığı sporcular kısa sürede iki turnuvaya katıldı ve her iki turnuva-dan da madalyalarla dönmeyi başardı. Türk-Amerikan Eyüp Sultan Kültür Merkezi’nin Eğitim -Aktivite Direk-törü ve Karate Antrenörü Meral Öl-mez elde edilen başarı ile ilgili şunları söyledi: “Karateyi araç olarak kullanıp topluma disiplinli, saygılı, başarılı ve lider insanlar yetiştirmenin yanında diğer amacımız da Türk ve Amerikan Milli takımına sporcular yetiştirerek olimpiyat ve dünya şampiyonu sporcu-lar kazandırmak. Eyüp Sultan Kültür Merkezi’nin sanat ve spor dallarındaki hizmet kalitesini tüm insanlığa sun-mak istiyoruz.” ANA

ABD’DEKİ hayatı-na, Kanada’dan New York’a kaçak gire-rek başlayan Hak-kı Akdeniz, azmi ve çalışkanlığıyla piz-za imparatorluğuna uzanan büyük bir başarıya imza attı.

Diyarbakır’ın Sil-van ilçesinde doğan Akdeniz, 1997 yılın-da Kanada’ya giderek yaklaşık 4 sene üvey ağabeyinin yanında

bir pizza dükkanında çalıştı. Burada zaman içinde Latin Amerikalı bir kadınla hayatını birleştiren Akdeniz bir erkek çocuğu sa-hibi olurken, ilerleyen yıllarda çocuğunu 10 yaşına kadar göremedi. Akdeniz oğlu 10 yaşına geldiğinde ABD Kana-da arasındaki sınıra giderek tel örgüler ar-dında çocuğunu göre-bilme şansı buldu.

Türk -Amerikan Eyüp Sultan Kültür Merkezi Karate Takımı 15-20 Temmuz arasında Florida’nın Fort Lauderdale şehrinde düzenlenen 2015 Amerika Milli Karate Şampiyonası’nda 6 altın, 2 gümüş, 4 bronz toplamda 12 madalya kazandı

Diyarbakırlı Hakkı Akdeniz, evsiz,

parasız ve aç kalarak büyük çileler çektiği New York’ta azmiyle

3 kez dünya pizza şampiyonluğuna

ulaşırken, yedi pizza ve bir taco dükkanı

sahibi oldu.

Karate ekibimiz coştu

Sokaktan pizza imparatorluğuna yolculuk

Form (Gösteri) dalında; altın madalya kazananlar Kübra Demirgil, Seila Lalic, Fatma Demirgil olurken Farzana Ruzehaji gümüş madalya kazandı. Bu dalda bronz madalya kazananlar isimler ise Ivelise Davidson, Hayrunnisa Demirgil, Zeynep Kurt oldu.Sparring (Dövüş) dalında ise Seila Lalic, Kübra Demirgil ve Zeynep Kurt altın madalya sahibi olurken Fatma Demirgil gümüş, Farzana Ruzehaji bronz madalya sahibi oldu.

Şampiyonadan ödül alan sporcuların isimleri ise şöyle:

Kendisini karşılayacak kişiyi terminalde günlerce beklediAilevi nedenlerden dolayı ABD’nin New York kentine gitme kararı alan Akdeniz, evsiz, aç ve susuz kaldığı New York’ta-ki ilk günlerini ise şöyle dile getirdi: “Ağabeyimin bir arkadaşı beni otobüs durağında karşılayacaktı. Kendisini oto-büs durağında yaklaşık 3-4 gün bekle-dim ama beni almaya kimse gelmedi. Cebimdeki para da biterken günlerce sokakta evsiz kaldım.” Akdeniz, daha sonra ABD’deki yeni hayatında günlerce sokakta yaşarken hayati tehlikeler atlattı.

Bir gün sabaha karşı, sokakta tanıştığı Senegalli evsiz siyahi arkadaşıyla üze-ri kapalı büyük bir çöp konteynerinde uyurken, konteynere yanaşan bir çöp kamyonuna, çöplerle birlikte atıldığı anda uyanarak, çöp gibi öğütülmekten son anda kurtuldu ve aynı zamanda Senegalli arkadaşının da canını kurtardı. Evsizler barınağında tanıştığı bir Türk kadının barınaktan çıkıp daha farklı bir hayata adım atmasına neden olduğunu belirten Akdeniz, evsiz kadının kendisini Man-hattan’daki Sivaslı bir restoran sahibinin yanına gitmesini tavsiye ettiğini belirter-ek, “O da beni New Jersey’de başka bir restoran sahibi ile tanıştırarak, orada iş bulmamı sağladı” dedi.

Daha sonra bir kaç farklı restoranda çalışan Akdeniz, 2009 yılında küçük bir pizza dükkanı açarak, pizza ham-uru açma işine yoğunlaştı. Akdeniz, birçok defa bu alanda yapılan akrobasi yarışmalarına katılırken, ilk katılım-da ancak 87’nci olabildi. Akdeniz, daha sonra İtalya’da ABD’yi temsilen katıldığı yarışmada dünya birincisi oldu. Akdeniz, ABD’deki yarışmalar-da da akrobatik şekilde pizza hamuru açmada 3 defa pizza şampiyonluğunu kazanmasıyla ününe ün katarken, bu arada ardı ardına açtığı pizza dükkan-larının sayısını da 7’ye çıkardı. AA

HAKKI AKDENİZ

MERAL ÖLMEZ VE KARATE EKİBİ

T ü r k i y e ’n i n terörle mücadele

kapsamında 24 Temmuz’da DAEŞ’e karşı başlattığı operasyo-

na birçok ülkeden destek geldi.Aralarında ABD, İngiltere,

Almanya, Fransa, İsveç, Irak ve Ürdün’ün bulunduğu pek çok ülke, terörle mücadelede Türki-ye’nin yanında olduğuna ilişkin mesajlar verdi.

NATO’dan Türkiye’ye tam destekTürkiye’nin çağrısı üzerine olağanüstü toplanan NATO

Konseyi, “Türkiye ile teröre karşı ortak mücadele etmeye hazırız” mesajı verdi.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Konseyi, Genel Sekreter Jens Stolten-berg başkanlığında Belçi-ka’nın başkenti Brüksel’de top- landı. Toplantının ardından yazılı bir açıklama yapıldı. Terör saldırılarının kınandığı açıklamada, “Türkiye ile teröre karşı ortak mücadele etmeye hazırız” denildi. Açıklamada, ayrıca “gerektiği tak-tirde Türkiye’ye askeri dahil her türlü desteği vermeye hazır” olun-duğu belirtildi.

ABD Dış i şler i Bakanl ığı Sözcüsü John Kirby günlük basın toplantısında, “Terör örgütü DAEŞ’e karşı or-tak mücadelede, Türkiye’nin bazı hava üslerini koalisyon güçlerine açmasına ve desteğine minnet-tarız” dedi. Türkiye’ye karşı terör saldırılarına devam eden PKK’ya karşı Türkiye’nin kendini savun-ma hakkı bulunduğunu belirten Kirby, “Türkiye’nin operasyonları, PKK’nın geçtiğimiz günlerde ülke içindeki terör saldırılarına misil-leme olarak yapılmıştır” değer-lendirmesinde bulundu.

İngiltere Başbakanı David Cam-eron, “Türkiye’nin DAEŞ’e ve DAEŞ hedeflerine yönelik eylemlerini artır-masının iyi olduğunu düşünüyo-rum” dedi. Cameron, “Terörle mücadelede iş birliği konusunda,

özellikle de Türkiye üzerinden Su-riye’ye geçen yabancı savaşçıların durdurulması konusunda daha fa-zlasını yapabileceğimizi düşünüyo-rum” diye konuştu.

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, DAEŞ’e karşı yürütülen operasyonlardan dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayy-ip Erdoğan’ı arayarak teşekkür etti. Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Hollande’ın Cumhur-başkanı Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye’nin, DAEŞ’e

karşı oluşturulan uluslararası koalisyo-na bağlılığı konusunda duyduğu memnuniyeti dile getirdiği bildirildi.

İsveç Dışişler i Bakanı Margot Wall-ström, Türkiye’nin terörizmle ve DAEŞ

ile mücadelede AB’nin önemli bir partneri olduğunu belirterek, “Tür-kiye’ye bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız” ifadesini kullandı.

Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el-Caferi, Türkiye’nin Suriye’deki terör örgütü DAEŞ hedeflerine karşı ope- rasyonlarıyla ilgili, “Kendi ve bizim güvenliğimizi koruma noktasında Türkiye’nin attığı her adımın yanın-dayız” dedi.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Sawsan Chebli, “Suruç’ta yaşananların ardından Türkiye’nin DAEŞ tarafından tehdit edildiği belli. Bu yüzden Dışişleri Bakanı Steinmeier, Türkiye’nin terör saldırılarına karşı korunmasını an-layışla karşıladığını söyledi” dedi.

www.forumusa.comFORUMUSA Issue 178 • August, 2015 5

BİR KAZA SONUCU YARALANDINIZVEYA CEZA DAVANIZ MI VAR?

KAZANILMAYAN DAVALAR İÇİN ÜCRET İSTENMEZ

NY&NJ BAroları ÜyesiLisanslı Ceza Davaları Avukatı

Eski Bergen County Savcı YardımcısıEski Passiac Belediye Savcısı

Eski Hackensack Belediye SavcısıEski Sigorta Avukatı

Lisanslı CezaDavaları AvukatıEski Bergen CountySavcı YardımcısıEski Passiac Belediye SavcısıEski HackensackBelediye SavcısıEski Sigorta Avukatı

KİŞİSELYARALANMAİŞYERİ TAZMİNAT DAVALARI

CEZA DAVALARIAlkollü ArabaKullanma & Trafik CezalarıUyuşturucu Davaları & SicilKayıtlarınıTemizleme Saldırı & CinayetÇocuk Suçları & Aile İçi SuçlarDükkan Hırsızlığı &Çalma SuçlarıGörevi Kötüye Kullanma SuçlarıSilahla İlgili SuçlarKefalet & Dava Temyiz

Albert F. A. CarilliAVUKAT

ÖYLEYSE TECRÜBELİ BİRAVUKATA İHTİYACINIZ VAR!

201 - 487 - 7537 [email protected] Summit Avenue / Hackensack, NJ

Fax 201-525-0013

Türkiye’yi sarsan Suruç katliamı Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde belediyeye ait bir kültür merkezi önünde büyük bir patlama mey-dana gelmesiyle 32 kişinin hayatını kaybettiği 104 kişinin yaralandığı vahim saldırı Türkiye’yi derinden sarstı. Canlı bomba eylemi Türkiye sınırındaki Kobani kentine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Suruç‘ta gerçekleşti. Sosyalist Genç-lik Dernekleri Federasyonu’na bağlı gençler, Kobani’ye geçmek üzere bu-rada toplanmıştı. İlçede kütüphane, park ve orman inşa etme amacıyla “Kobani’nin yeniden inşası” konulu bir basın açıklaması yapan gençler-in buluştuğu bir noktada meydana gelen patlama sonrası ortalık can pazarına dönmüş ve 32 kişi ha-yatını kaybetmişti. Terör saldırısını gerçekleştiren canlı bombanın, Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu labo-ratuvar incelemesi sonucu netlik kazandı. Saldırıyı terör örgütü Irak Şam İslam Devleti (DAEŞ) üstlendi. İntihar saldırısı eylemi Türkiye’de son yıllarda görülmedik bir şid-det sarmalını da tetikledi. DAEŞ’e karşı Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde kurulan uluslar-arası koalisyonun aktif bir üyesi olmakta uzun süre isteksiz kalan Ankara, Suruç saldırısının ardın-

dan harekete geçti. Ankara’yı terör örgütü DAEŞ’le iş birliği yapmakla suçlayan PKK ise art arda düzenle-diği saldırılarda güvenlik güçlerini hedef aldı. Suruç katliamından 2 gün sonra 22 Temmuz 2015’te PKK, Şanlıurfa Ceylanpınar ilçesinde 2 polis memurunu evlerinde öldürdü. 25 Temmuz 2015’te Diyarbakır Lice’de bir askeri konvoya saldırı düzenlendi ve 2 asker öldürüldü. 27 Temmuz’da Malazgirt Jandarma Komutanı Arslan Kulaksız düzen-

lenen bir silahlı saldırı sonucunda öldürüldü. TSK’nın önlemleri ned-eniyle geçişlerde sorun yaşamaya başlayan DAEŞ, 23 Temmuz 2015 günü Suriye tarafından ateş açarak Gaziantep Kilis’te devriye görevi yapan Astsubay Mehmet Yalçın Nane’yi şehit etti. Mehmetçik’in karşılık vermesiyle DAEŞ mili-tanı öldürüldü. 5. Zırhlı Tu-gay’dan 4 tank da DAEŞ hede-flerini vurdu. Aynı gün gece saatlerinde TSK’ya ait 4 savaş

uçağı Suriye’deki DAEŞ mevzil-erini bombaladı. Diyarbakır’dan havalanan F-16’lar Suriye’nin kuzeyindeki DAEŞ mevzilerinin yanı sıra kırılgan çözüm süre-cinin ardından ilk defa Irak’ın kuzeyindeki PKK kamplarına da hava saldırıları düzenledi. Türkiye genelinde eşzaman-lı olarak DAEŞ, PKK ve DH-KP-C’ye yönelik yapılan terör operasyonlarında da şüphe- li yüzlerce kişi gözaltına alındı.

Suruç ‘ta canlı bomba

eylemi sonucu

32 kişinin hayatını

kaybettiği 104 kişinin

yaralandığı vahim saldırı

Türkiye’yi derinden

sarstı

Terörle mücadelede dünyadan Türkiye’ye destek

ABD Konut ve Kentsel Kalkınma Bakan-lığının (HUD) Vanderbilt Üniversitesiyle yaptığı iş birliği sonucunda yayımlanan en son raporda, sanayileşmiş dünyada evsiz kadın ve çocuk oranının en yük-sek ABD’de olduğu belirtilirken, evsiz ailelerin sayısında da büyük bir artış yaşandığı ifade edildi.

Evsizlik ve Yoksulluk Ulusal Hukuk Merkezine (NLCHP) göre, ülkede yıllık toplam 3 milyon civarında kişi evsizlik deneyimi yaşarken, bunların 1 milyon 350 binini çocuklar oluşturdu.

New York’ta 67 bin evsiz varEvsizlerin 67 bini New York’ta yaşarken bunlardan 22 binini çocukların oluştur-duğu görülüyor. 1990’lı yıllarda ortalama 20 bin civarında olan barınaklardaki evsiz sayısının, 2000’li yılların başında 30 bin seviyesine ve Mayıs 2015’te ise 60 binlere ulaştı. Barınaklardaki evsizlerin sayısının kışın 100 bini aştığı New York’ta barınak-larda kalan evsizlerin yüzde 57’sini siyahi Amerikalılar oluştururken, yüzde 31’ini Latin kökenliler ve yüzde 8’ini de beyaz Amerikalılar oluşturuyor.

Yaklaşık 45 milyon yoksulABD Konut ve Kentsel Kalkınma Bakanlığına göre, evsizler barınaklarında kalan evsiz-lerin yüzde 78’i yetişkinlerden oluşurken, yüzde 64’ü tek kişilik haneden, yüzde 61 erkek, yüzde 62’si azınlıklardan, yüzde 38’i engelliler ve yüzde 38’i de 31 ila 50 yaşı arasındaki vatandaşlardan oluşuyor. ABD Konut ve Kentsel Kalkınma Bakan-lığının verilerine göre, ülkede 2014 yılın-da toplam 49 bin 933 kişi geceyi evsiz olarak geçirdi. 2010 yılından bu yana evsiz gaziler yüzde 25 oranında arttı. AA

www.forumusa.com 6

Başörtülü kadına25 bin dolar tazminat

“Müslümanlar giremez”ABD’nin Florida Eyaleti’nde bir silah dükkanı sahibi, Müslümanlara silah satmayacağını duyurdu

Abercrombie, başörtülü olduğu gerekçesi-yle iş başvurusunu reddettiği 24 yaşındaki Samantha Elauf’a 25 bin dolar tazminat ödemeyi kabul etti.

ABD Yüksek Mahkemesi tarafından kadın adayın iş başvurusunu başörtülü olduğu gerekçesiyle reddettiği için haksız bulunan Abercrombie&Fitch, kadına 25 bin dolar ödemeyi kabul etti.

Samantha Elauf, doğum yeri olan Oklahoma eyaletinin Tulsa kentinde-ki Abercrombie&Fitch mağazasının çocuk bölümüne, 2008 yılında, 17 yaşın-dayken iş başvurusunda bulunmuş ancak başörtüsünün mağazanın giyim politi-kasına aykırı olduğu gerekçesiyle işe alınmamıştı. Mahkeme kayıtlarında, Elauf’un siyah başörtüsüyle katıldığı iş mülakatının mağaza müdür yardımcısı tarafından onaylandığı ancak son-rasında işe alımın daha üst bir yönetici tarafından geri çevrildiği belirtiliyordu. Konunun Yüksek Mahkeme tarafından Elauf lehine sonuçlanması nedeniyle Abercrombie&Fitch Elauf’a 25 bin dolar ödemeyi kabul etti.

ABD’de 1964 yılındaki Sivil Haklar Ya-sası, işverenlere çalışanlarına dini inançlar ya da uygulamalar yüzünden ayrımcılık yapılmasını yasaklıyor.

Dükkan sahibi Andy Hallinan, sos- yal medya hesabından yayınladığı videoda, “Ülkemdeki vatanseverleri korumak benim için yasal ve ahlaki bir sorumluluk. Bu nedenle bundan sonra Florida Gun Supply mağazasına Müslümanlar giremez” dedi.

Bu kararı Kuveyt doğumlu Mu-hammed Yusuf Abdülaziz’in, Tennes-see’de askeri tesislere ateş açarak 5 ask-eri öldürmesi sonucu aldığını belirten Hallinan, “Vatanseverlerimize zarar vermek isteyenlere silah ve eğitim ver-meyeceğim” ifadesini kullandı.

ABD’de birçokları tarafından beyaz ırkçılığın simgesi olarak nitelendirilen Konfederasyon Bayrağı önünde açıkla-ma yapan Hallinan’a Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) tepki gösterdi.

CAIR’den yapılan açıklamada, Adalet Bakanlığına başvurarak bu açıklamanın Federal Sivil Haklar Ya-sasını ihlal edip etmediği konusunda soruşturma açılmasını isteyecekleri belirtildi. Açıklamada, Müslüman-ların bazı işletmeler tarafından isten- memesinin ırk ve din ayrımı uygu-lanmasını yasaklayan federal yasalara aykırı olduğu vurgulandı.

Türk derneğininİslamofobi mücadelesi yankı buldu

İslamofobi’ye karşı çeşitli ülke hükümetlerine İslam’ı tanıtıcı mektuplar gönderen merkezi ABD’nin Massachusetts eya-letinde bulunan Türk derneğine bakanlık düzeyinde ilk cevap Kanada’dan geldi.

Derneğe Kanada Dış İlişkil-er, Ticaret ve Kalkınma Bakan-lığı’ndan gelen ve Dışişleri Bakanı Rob Nicholson’ın imzasını taşıyan mektupta, Kanada’nın tüm dünyada din hürriyetinin korun-masını dış politikadaki öncelikleri arasında gördüğü ifade edildi.

Mektupta, Kanada’nın İs-lamofobi’den endişe duyduğu bildirilerek, “Başbakan Stephen Harper’ın belirttiği gibi, hür bir ülkenin vatandaşları olarak, dini inançları nedeniyle sürekli teh-dit altında olan insanlar adına konuşmak gibi bir görevimiz var” değerlendirmesinde bulunuldu.

Rumi Library Başkanı Cemil Şen, çalışmalarının asıl amacının İslamofobik eylemlerin ırkçılık

gibi bir suç sayılmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Konu hakkında toplumsal destek sağlamak için Avrupa Par-lamentosu’ndan milletvekilleriyle de temasa geçildiğini belirten Şen, “Buradaki hedefimiz siyasileri de arkamıza alarak bu argümanımızı güçlendirmek” ifadelerini kul-landı. Şen, Kanada Dış İl-işkiler, Ticaret ve Kalkınma Bakanlığı yetkilileriyle yüz yüze toplantı yapacaklarını da sözlerini ekledi.

Turkish American Cul-tural Society (TACS) bünye-sinde faaliyet gösteren ve merkezi Massachusetts eyaletinde bulunan Türk derneği Rumi Library’nin nisan ayında bakanlığa gönderdiği mektupta ise dünyanın İslamofobi’nin yük-selişine tanık olduğu ve İslam dininin haksız şekilde şid-det dini olarak gösterilmeye çalışıldığı belirtilmişti. AA

ABD’de Ohio Valisi John Kasich, gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimlerinde Cumhuri-yetçi Parti’den aday adayı olduğunu duyurdu.

John Kasich, Ohio State Üniversi-tesi’nde yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı programda adaylığını resmen açıkladı.

Kasich, yaklaşık 45 dakikalık konuşmasında ailesine ilişkin anekdot-lardan, ABD tarihindeki önemli olay-lardan ve ulusal bir yenilenmeden söz etti. Kasich, “Dualarınızı, desteğinizi ve gayretlerinizi istemek için buradayım, çünkü başkanlık yarışına katılmaya karar verdim” diye konuştu.

Valilik görevinden önce Temsilciler Meclisi’nde de Kongre üyesi olarak ül-kesine hizmet eden Kasich, 63 yaşında. Kasich, Temsilciler Meclisi Bütçe Başkanı olarak 6 yıl görev yapmıştı.

Cumhuriyetçi Parti içindeki diğer başkan adaylarına göre oldukça zayıf bir isim olarak değerlendirilen Kasich’in, parti içindeki yarışı kazanma ihtimali tanınmıyor.

Cumhuriyetçi Parti’den adaylığını duyuranların ardı kesilmiyorGelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi için John Kasich’in yanı sıra Wisconsin Vali-

si Scott Walker, New Jersey Valisi Chris Christie, Louisiana Valisi Bobby Jindal, eski Teksas Valisi Rick Perry, eski Florida Valisi Jeb Bush, eski Arkansas Valisi Mike Huckabee, senatörler Lindsey Graham, Marco Rubio, Ted Cruz ve Rand Paul, önceki başkanlık yarışında da aday olan eski senatör Rick Santorum, işkadını Car-ly Fiorina, emlak zengini Donald Trump, yazar Ben Carson ve eski New York Valisi George Pataki de Cumhuriyetçi Parti’den aday adaylıklarını resmen duyurdu.

Böylece partinin aday adayı sayısı 16’ya yükseldi.

Cumhuriyetçi Parti’den aday adayı sayısı 16’ya yükseldi

Evsizlerinoranı artıyor

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 7

Guantanamo’daki tutukevi kapanıyor

Kilise saldırganı “nefret suçu” ile yargılanacak

Özel Olimpiyatlar için muhteşem açılış

ABD yönetimi, Küba’daki Guantanamo tu-tukevinin kapatılmasına yönelik planın son aşamasına geldiğini bildirdi.

Planın daha sonra Kongre’ye sunula-cağını belirten Earnest, tutukevinin kapa-tılması için ulusal güvenlik yetkililerinin uzun süredir çalışma içinde olduğunu hatır-lattı. Earnest, tutukevinin kapatılmasının Başkan Obama’nın öncelikleri arasında bu-lunduğunu dile getirerek, “Başkan, Guan-tanoma tutukevinin kapatılmasının net bir şekilde ulusal güvenlik çıkarımıza olduğunu düşünüyor” diye konuştu.

Küba’nın Guantanamo Körfezi’ndeki Amerikan donanma üssünde yer alan tu-tukevi, 11 Eylül 2001’deki terör saldırılarının ertesinde ABD’nin Afganistan’ı işgalinin ar-dından kurulmuştu. Dönemin ABD Başkanı George W. Bush tarafından ilan edilen “terörle küresel savaş” kapsamında yakala-nan ilk terör zanlıları 11 Ocak 2002’de buraya getirilmişti.

ABD Başkanı Barack Obama, 2008 yılın-da başkanlık koltuğuna oturduktan sonra Guantanamo tutukevini kapatacağını ifade etmişti. Obama, cezaevinin kapatılması sürecini hızlandırması için bugüne kadar üç özel temsilci atamıştı. Yönetim, uzun süredir Guantanamo tutukevinin kapatılmasını is-tese de Kongre’nin her iki kanadını kontrol eden Cumhuriyetçi Parti üyeleri buna karşı çıkıyor. Tartışmalı tutukevinde şu anda 100’den fazla kişi bulunuyor.

ABD Adalet Bakanı Loretta Lynch, Güney Carolina’nın Charleston kentindeki kilisede gerçekleştirdiği silahlı saldırı sonucunda 9 si-yahinin ölümüne sebep olan Dylan Roof’un, içlerinde “nefret suçu”da dahil 33 farklı suçtan yargılanacağını bildirdi.

Charleston şehrindeki Emanuel Afrika Metodist Episkopal Kilise-si’nde İncil dersi sırasında aralarında kilisenin papazı da olmak üzere 9 kişi-yi öldüren 21 yaşındaki beyaz ABD’li Roof, Yüce Divan tarafından alınan kararla 33 ayrı sebepten

dolayı Federal Mahkeme’de yargılanacak.Konuyla ilişkin Adalet Bakanlığı’nda basın

toplantısı düzenleyen Bakan Lynch, Yüce Di-van’ın beyaz genç hakkında verdiği karardan duyduğu mutluluğu dile getirirken, Roof’un “nefret suçu” işlediğini söyledi.

Lynch, Roof’un bu suçun yanı sıra “silahla adam öldürme” suçunun da arasında bulun-duğu birçok sebepten yargılanacağını belir-terek, “İşlemiş olduğu suçlardan dolayı Roof, ömür boyu hapis veya ölüm cezası alabilir, ölüm cezasının verilip verilmeyeceği konusun-da henüz bir karar verilmedi. Adalet Bakanlığı bu süreç içerisinde gerekli hukuki protokolleri takip edecektir. Bu kararların verilme aşamasın-da olayda hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla görüştük, fikirlerini aldık” ifadelerini kullandı.

Charleston’da işlenen cinayet son-rası, ülkede yoğun bir şekilde tartışılan “ırkçılık” meselesi bir kez daha gündeme gelmişti. ABD Başkanı Barack Obama, ci-nayetin işlendiği kiliseye gitmiş ve saldırıda hayatını kaybeden papaz Clementa Pinck-ney’in cenaze törenine katılmıştı.

Zihinsel engelli bireyleri toplumsal hayata kat-mayı amaçlayan Özel Olimpiyatlar, ABD’nin Los Angeles şehrindeki açılış töreniyle başladı.

Afrika turundaki ABD Başkanı Barack Obama’nın Kenya’dan video konferans yoluy-la selam gönderdiği, eşi Michelle Obama’nın ise katıldığı açılış gecesinde, ülke takımlarına ünlü isimler eşlik etti. Şarkıcı Justin Bieber Kanada takımıyla, ünlü boksör Oscar De La Hoya ise Meksika takımıyla stada çıkarken, Türk delegasyonuna Coca Cola Üst Yöneticisi (CEO) Muhtar Kent eşlik etti.

Los Angeles Memorial Stadı’nda gerçekleştirilen açılış töreninde, 165 ülkeden yaklaşık 6 bin 500 sporcu izleyicileri selamladı. Törende, dünyaca ünlü ABD’li şarkıcı Stevie Wonder ve Kanadalı rock müzik yıldızı Avril Lavigne konser verdi. Türkiye, organizasyona özel sporcu ve partner sporcuların oluşturduğu karma voleybol takımıyla katılıyor.

Törende birçok ünlü isim boy gösterdiÖzel Olimpiyatlar’ın açılış törenine katılan ünlü isimler arasında 22 madalyayla “olimpi-yat tarihinin en fazla madalya kazanan sporcusu” unvanının sahibi ABD’li yüzücü Michael Phelps, talk show sunucusu Jimmy Kimmel ve sahne dünyasının tanınan yüzleri Cody Simpson, J Balvin, Becky G, Eva Lon-goria, Lauren Potter yer aldı.

Etkinlik, Los Angeles’ta 1984 yılında düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları’ndan bu yana şehrin ev sahipliği yaptığı en büyük organizasyon olarak kabul ediliyor. Özel Olimpiyatlar’da, futbol, basketbol, voleybol v teenis başta olmak üzere 25 dalda müsa-bakalar gerçekleştiriliyor. Zihinsel engel-li kız kardeşi için ABD’li Eunice Kennedy Shriver tarafından 1968 yılında Chicago’da temeli atılan Özel Olimpiyatlar, 1999’da ABD’nin ardından 2003’te Dublin, 2007’de Şanghay ve 2011’de Atina’da düzenlenmişti.

Sinema saldırısında 3 ölüAmerika Birleşik Devletleri’nde silahlı saldırılara bir yenisi daha eklendi. Lou-isiana eyaletinin Lafeyatta kentinde meydana gelen son saldırıda saldırganla beraber üç kişi yaşamını yitirdi.

Sinema salonunda ayağa kalkan 50 yaşlarında beyaz bir kişi etrafa rastgele ateş açtı. İhbarın ardından olay yerine çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi.

Polis yetkilileri saldırganın uzun yıllardır bir suça bulaşmamış oldu-

ğunu söyledi:“Uzun zamandan bu yana herhangi

bir suça bulaşmamış. Son 10 – 15 yıl-da yakalama ya da gözaltı gibi bir olay olmamış. Biz de kurbanların yakınları gibi bu kişinin neden bu suç işlediği sorusuna cevap bulmaya çalışıyoruz. Neden kalkıp buraya gelip bu cinayeti işler bilmiyoruz.”

Büyük panik yaşanmasına neden olan olayda 2 kişiyi öldüren saldır-gan, polislerin hemen olay yerine

gelmesiyle silahıyla kendisini vur-arak intihar etti.

Çeşitli yerlerinden yaralanan 9 kişi de hastaneye kaldırıldı. Hastane kaynakları yaralılardan en az ikisi-nin hayati tehlikesinin devam ettiği-ni açıkladı.

Silah kullanımını sınırlandırmak için gerekli yasal girişimlere yeterli desteği bulamayan Barack Obama bunun kendisi için en büyük hayal kırıklığı olduğunu söylemişti.

DYLAN ROOF

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 8

Akar, Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılayı iş birliğinde yürütülen TÜRKKÖK proje-si çalışmalarının sürdüğünü söyledi. Bugüne kadar 60 bin donöre ulaştıklarını belirten Akar, “60 bin kişilik bir veri ta-banımız var. Bunu 3 yıl içerisinde 250 bin donöre ulaştıracağız” dedi.

Projenin başlatılmasının ardından henüz bir yılın dolmadığını ancak buna rağmen ilginin memnuniyet verici oldu- ğunu dile getiren Akar, duyarlı herkese teşekkür etti.

Türkiye’de milli banka ürünü olan bir kök hücreyle ilk defa bir çocuğun hayat bulacağını vurgulayan Akar, “ 5 yaşın-daki bir lösemi hastası çocuğumuzun ihtiyacı olan kök hücreyle donörlerimi-

zin vermiş olduğu numunelerden bir tanesi eşleşti. Bu eşleşme bizim için çok manidar ve çok önemli bir umut ışığıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde bu kemik iliği nakli gerçekleştirilecek” dedi.

Akar, ayrıca 40 donörün verdiği kök hücre örneğiyle ihtiyacı olan insanların, ihtiyaçlarıyla ilgili doku örneklerinin de eşleştiğini belirterek “İnşallah bu eşleşme sonucunda diliyoruz ki bu çocuğumuz gibi tam eşleşme sağlanır ve bunların da nakilleri yapılacak hale gelir” Akar, “Artık bundan sonra lösemi hastası çocuklarımız Avrupa’da ya da Amerika’da kök hücre arayışı içerisinde olmayacaklardır” değer-lendirmesini yaptı.

Birçok sağlık sigorta planı kabul edilir.

Sigortasız hastalara %20 indirim.

Implant tedavisi, laminatlar,

kaplamalar…

En yeni teknolojik donanım ve

tedavi teknikleri.

WWeb sitesinden

ONLINE randevu imkanı.

Miraj Akademi’den yüzde yüz başarı Okul öncesi eğitimden yük-sek öğrenime uzanan uzun süreçte Miraj Akademi okul-ları verdiği Türkçe ve Kuran-ı Kerim eğitimiyle Türk öğren-cileri milli kimlik ve değerleri- ne bağlı olarak yetiştirmeyi hedefliyor. Okul yönetimi, öğrencilerinin çoğunun burs hakkı elde ederek Ameri-ka’daki önemli üniversitelerde okuma fırsatı elde ettiklerini belirtiyor.

Miraj Akademi Kurucu Di-rektörü Zulkarneyn Vardar Fo-rum USA muhabirine yaptığı açıklamada bu sene beşinci dö-nem mezunlarını veren Miraj Akademi’nin 1999 yılında Staten Island’da kurulduğunu, okulun ilk mezunlarını 2011 yılında verdiğini söylüyor ve ekliyor “Öğrencilerimizin hepsi burslu olarak üniversi-telere kabul edildiler. Eğitim-de üniversiteye yerleştirme oranımızın yüzde yüz oluşu mezunlarımız ve bizler için gurur noktası. Mezun öğren-ci ler imizin kazandıklar ı üniversiteler NYU, Columbia Üniversitesi, Hunter College, Buffalo State, Long Island Üniversitesi, St John’s Üniver-sitesi, Wagner College ve Rut-gers gibi dünya genelinde söz sahibi olan üniversiteler.”

Ana dilde eğitim imkanı Miraj Akademi okullarında diğer okullardan farklı olarak; din dersi, Kur’an-ı Kerim, ve Türkçe, Arap-ça, Arnavutça öğretim imkanları da sunduklarını belirten Vardar, Türkçe öğretimi konusunda Tür-kiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği içinde old-uklarını söyledi. Vardar, okulu kurmaktaki çıkış noktalarını ise şöyle aktardı: “ Biz gençlerimizin, bilhassa çocuklarımızın topluma yararlı olarak yetiştirilmelerinde görev alırken onların aynı za-manda geçmişlerinden kopmadan değerlerini koruyan, diline sahip çıkan ve bulunduğu toplumda örnek gösterilen insanlar olmaları için çaba sarf ediyoruz.”

“Her ekonomik düzeydeki aile için erişilebilir okul” Eğitimde ticari kaygılardan ziyade fırsat eşitliğini merkeze aldıklarına değinen Vardar, okuldaki eğitim ücretleriyle ilgili de şunları söyledi “Her ekonomik düzeydeki aile için erişilebilir olmak en önemli yönetim politikamız. Biz okullarımıza kesin-likle ticarethane gözüyle bakmadık, bakmıyoruz. Hizmeti merkeze al-dık. Sadece öğretmenlerimiz ve okulumuzun temel ihtiyaçlarını giderecek rakamları ortaya çıkarıp bunun üzerinden gayet az rakamlar-la gücümüzün ve emeğimizin yettiği her aileye ulaşma çabasındayız. Bizi farklı ve başarılı kılan en önemli hu-sus budur.”

Özel okulların özellikle de İslami okulların kısıtlı fonları olduğuna, bu nedenle toplumsal bağışların daha yaygın hale gelme-siyle ücretsiz eğitim imkanlarının da doğabileceğine değinen Vardar, “Gönlümüz bu hizmetin ücret-siz olarak sunulmasından yana fakat toplumsal bağışlar yaygın değil. Biz yine de ailelerimize ko-laylık sağlamak için seviye tespit sınavı yaparak başarılı öğrencile- rimize burs imkanı sunuyoruz. Değerli nesillerin toplumumuz-da daha çok yer almasına elim-izden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz.” dedi.YASEMİN ÖZKAFA (ANA)

Miraj Akademi okulları okul öncesi eğitimden- yüksek öğrenime uzanan süreçte öğrencilerine Türkçe eğitim verip kültürel değerleri koruyor. Ayrıca, mezun olan öğrencilerinin önemli üniversitelerde tam burslu olarak eğitim almasına yardımcı oluyor

Türk Kızılayı Genel Başkanı Akar: "(TÜRKKÖK Projesi) Türkiye'de milli bankamızın ürünü olan bir kök hücreyle ilk defa bir çocuğumuz hayat bulmuş olacak. Artık bundan sonra lösemi hastası çocuklarımız Avrupa'da ya da Amerika'da kök hücre arayışı içerisinde olmayacaklar"

TÜRKKÖK Projesi hayata geçiyor

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 9

FORUM USATurkish American Newspaper

FORUMUSA’dan ilk 1000 kişiye ücretsiz abonelik

Forum USA Gazetesi 12 yıllık yayın hayatı kutlamaları çerçevesinde ilk başvuru yapan “1.000 kişiye” “3 AYLIK ÜCRETSİZ ÜYELİK” hediye ediyor.Ücretsiz üyelik için tek yapmanız gereken www.forumusa.com sitesi ana sayfasında sol üst köşedeki Üyelik Girişi formunu doldurup ve adreslerinden de takipte bulunmak.

Üyelik kampanyası kapsamında Forum USA gazeteniz adresinize teslim edilecektir

Aboneliğe devam etmek isteyenler, ilk yıl üyelik indimiyle sadece $29.99 posta ücreti karşılığında yıllık abone olma fırsatı yakalayabilecek.

Forum USA, Amerika’daki Türk gazeteniz....

Yıllık abonelik

ücreti $29.99

Tek yapmanız gereken bizi

Facebook ve Twitter’dan

takip etmek

İlk bin kişiye

ücretsiz abonelik

Saklı ücretlendirme

yok

3 ay sonunda devam

meburiyeti yok

Forum USA’yı Twitter ve Facebook'tan beğenin

ücretsiz abonelik edinin

indirimiyle

Barış, Marksist zihin dünyasının mütemadiyen söyleyegeldiği, hatta bayraklaştırdığı kavramlardan biridir. Hayatı hep bir çatışma üzerine anlam-landırdıklarından “Barış” kelimesini ağızlarından düşürmezler.

Var oluşlarını çatışma diyalektiği üzerine bina ettiklerinden, sükunet, huzur, dinginlik, sulh gibi kavramlara aşina değillerdir. Aşina olmak bir yana bunları varlıklarına karşı büyük teh-dit olarak algılarlar. Çatışma, kargaşa, gerilim ve çelişkiler ne kadar çok olursa, başarı o kadar yakındır bu zihin dünyası için. Bu yüzden adeta “devrim”in yolu- nun “çelişki ve çatışma”nın yoğun-luğundan geçtiğine iman etmişlerdir.

Görece bir sulh ortamı bile devrim hülyalarının silinmesine sebebiyet ver-miş olsa gerek ki, tekrardan çatışma ve gerilim haberleri gelmeye başladı ana vatanımızdan. Enerjilerini horlanma, itilip kakılma ve dışlanmaya karşı mü-cadeleden alanlar, medeni ve insani bir yaklaşımın gereği olan iyiliğe iyilikle mukabele etme düsturunu yıkıp, insan odaklı uzanan devlet eline tükürme cüreti göstermişlerdir.

Modern cumhuriyetin belki de tari-hinde ilk defa bu kadar müşfik olduğu,

faili meçhullerin bitip, bölge insanının taleplerinin dinlendiği ve çözüm üretme iradesinin gösterildiği bir dönemde, Marksist ideolojinin o müzmin hastalığı tekrar nüks etmiş ve çatışmalara yeniden başlamıştır.

Sevince cennet kesilen Anadolu iradesinin kızınca cehennem olduğu hakikati sanırım bir kez daha nankör suratların yüzüne çarpmak durumun-da olacaktır.

New York ve Washington, D.C. bölgelerinde ellerindeki Türk bayrak-larıyla teröre lanet edip vatanlarına sa-hip çıkan vatandaşlarımız da Anado-lu’nun güçlü iradesinin ABD’deki yansıması olmuşlardır.

Daha önce gerek 24 Nisan olay-ları sebebiyle Beyaz Saray’ın önünden başlayan ve Büyükelçiliğimize kadar devam eden Washington, D.C.’deki yürüyüş gerekse New York’ta düzen-lenen geleneksel Türk Günü yürüyüşü ve son dönemde her iki büyük şe-

hirdeki “Teröre Lanet” gösterileri bir kere daha göstermiştir ki, siyasi farklılıklarına rağmen Anadolu insanı milli meselelerde bir araya gelebilme-kte ve vatan savunmasında omuz omuza durabilmektedir.

Bizden sonraki nesillerin de, bir-likte hareket edebilme hukukunu devam ettirebilmeleri kişilerin ini-siyatifinin ötesine taşınmalı, bunun yanı sıra birlikte iş yapa-bilme kültürü ve hukuku geliştirilebilmelidir. Bu konuda topluma önder-lik eden kişi ve kurum-lara büyük sorumluluk düşmekte, birliktelik ruhunun oluşmasın-da alışageldiğimiz “Benim Şemsiyem Herkesi Altına Alır” anlayışından ziyade ortak aklın çalıştırılabileceği is-tişare mekanizmalarının oluşturul-ması gerekmektedir.

Bu noktada muhatabımızı tanım-lamaktan ziyade, tanıma odaklı bir yaklaşım, Anadolu örf ve sağduyusu-na da uygun olacaktır.

Forum USA da işte tam bu nok-

tada durmakta; yani ABD’de yaşayan Türk toplumunu bir arada tutan milli ve manevi ortak değerlerimizi yaşat-ma ve nesilden nesile aktarmada bir köprü, bir okul olma vazifesini sizlerin de destekleriyle sürdürmektedir.

www.ForumUSA.com

www.Travidition.comingilizece gezi dergisi

PublisherMustafa Tuncer

Managing EditorArzu Kulak

[email protected]@forumusa.com

CorrespondentYasemin Özkafa

[email protected] Durmuş

[email protected]

Marketing DirectorNecmi Bahçe

Advertising ManagerMehmet Kachar

[email protected](973) 445-6552

New York Advertising RepresentativeYasemin Özkafa

[email protected](646) 779-4550

Representatives

FORUM USAREKLAM & İLAN SERVİSİ

Office: (201) 654-3978Toll Free: (844) 519-0075

Reklamlarınız için: (646) 779-4550

[email protected]@forumusa.com

1 Bridge Plaza N, Suite #275Fort Lee, NJ 07024

FORUM USA, Turkish American Newspaper is published monthly (12 issues each year) by FORUM USA Newspaper LLC at 1 Bridge Plaza N, Suite #275, Fort Lee, NJ 07024.

Toll Free: (844) 519-0075

FORUM USA, Turkish American Newspaper does not in any way shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos, and/or publication errors.

FORUM USATurkish American Newspaper

Mustafa Tuncer

Çelişkiyi derinleştir, “devrim” i yakınlaştır

HABER KAYNAKLARIANADOLU AJANSI (AA)

AMERICAN NEWS AGENCY (ANA)

Issue 178 • August, 2015

Necmi Bahçe - AnkaraHayrettin Turan - İstanbulFeramiz Gökdemir - İstanbulOlgu Durmus - New YorkMustafa Bașak - Los AngelesFatih İstanbullu - Chicago

www.forumusa.com 10

Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği önünde bir grubun toplanarak terör örgütü lehine sloganlar atması üzerine Büyükelçilik önüne gelen Türkler, gruba birlik mesajlarıyla karşılık verdi.

Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde mey-dana gelen terör saldırısının ardın-dan, aralarında Ermenilerin de bu-lunduğu yaklaşık 30 kişilik bir grup,

ABD’nin başkenti Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nin önünde terör örgütü PKK lehine sloganlar atarak Türkiye aleyhine pankartlar açtı.

DC’de Türkiye aleyhine gösteriye Türklerden tepkiTürkiye aleyhine yapılan gösterinin haber-ini alan ve çoğunlukla Türklerden oluşan yaklaşık 100 kişilik bir grup da Büyükelçilik önünde toplandı. Türk bayrakları taşıyan bu grup, Büyükelçilik önündeki kaldırım boyunca sıralanarak, “PKK, DAEŞ ortak-tır”, “Türk-Kürt kardeştir, PKK kalleştir”

şeklinde slogan attı.Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı

protesto gösterisi yaklaşık iki saat sürdü.Türkleri Organize ve Yönlendirme

Komitesi (Steering Committee) Eş Başkanı İbrahim Uyar, “Öncelikle Suruç’ta yapılan katliamda ölen kardeşlerimize, Ceylan-pınar’da şehit olan astsubayımıza, Kilis’te, Diyarbakır’da şehit olan polis ve askerler-imize Allah’tan rahmet diliyorum. Yakın-larına sabır diliyorum. Washington D.C, ABD’nin başkentinde Türkler olarak bir araya gelerek terörü kınıyoruz. Terörün her çeşidini kınıyoruz. Buradan DAEŞ, PKK, DHKP-C terör örgütlerinin hepsini lanetliyoruz ve Türkiye’nin arkasında old-uğumuzu gösteriyoruz” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin teröre karşı yaptığı mü-cadeleyi herkese göstermek için top-landıklarını söyleyen Uyar, “Amerika’da herhangi bir terör örgütü olduğunda Amerika nasıl bir araya geliyorsa Türkler-in de bir araya gelmesini istiyoruz. Özel-likle yeni seçilen, parlamentoya giren parti liderlerine bir mesaj vermek istiyo-rum. Siyasi ve ideolojik ayrımcılıklarınızı bir kenara bırakın, birlik olun beraber olun. Türkiye hepimizindir. Ölen herkes insandır. Her türlü teröre birlik ve bera-berlik içinde cevap vermelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Elçiliğin karşı kaldırımında toplanan Kürt ve Ermenilerin bulunduğu topluluk ise karşı protesto gerçekleştirdi. Karşılıklı slogan atan topluluk olaysız dağıldı. AA

Amerika’daki Türklerden teröre karşı birlik mesajı

ABD’nin başkenti Washington’da, Kültür ve Tanıtma Müşavirliği ve Smithsonian Müzesi’nin iş birliğiyle “Türkiye’nin eşsiz destinasyonları”nın tanıtımı yapıldı.

Başkent Washington’da Kongre binası önünde yer alan National Mall parkındaki Ripley Cen-ter’da düzenlenen etkinlikte, Türkiye’nin bu-lunduğu coğrafi konumunun önemi ile turizm değerleri anlatıldı. Toplantıda, son yıllardaki kazılarla adını duyuran Şanlıurfa yakınlarında-ki Göbeklitepe arkeolojik kazı alanının yanı sıra Çatalhöyük, Kapadokya, Efes, Nemrut gibi tarihi öneme sahip mekanlar hakkında bilgiler aktarıldı.

Turizm rehberi Şerif Yenen’in de fotoğraflarla tanıttığı yerler Amerikalı katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.

Washington Kültür ve Tanıtma Müşaviri Görkem Kurşunlu Karakuş, Türkiye’nin tarihi yer-lerini tanıtmak için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Karakuş, son yıllarda Kuzey Amerika’dan Türkiye’ye giden turist sayısında artış yaşandığını belirterek, geçen yılın ilk üç aylık döneminde ge-len turistlerin oranının da bu yılın aynı döne-minde yüzde 10 arttığını kaydetti.

Etkinlikte katılımcılara Türk mutfağından farklı lezzetler ikram edildi. AA

New York’ta yaşayan Türkler de son gün-lerde yaşanan terör olaylarını protesto etti, dayanışma vurgusu yaptı.

Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu önünde düzenlenen gösteriye Türk bayrak-larıyla katılan vatandaşlar, Türkiye’nin DAEŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle olan mücadelesine destek mesajı gönderdi.

Gösteriyi organize eden dernekler-den Genç Türkler (Young Turks) Derneği Başkanı Tulga Tekman, “Ana vatanımıza bir mesajımız var. Vatanımızın birlik ve be-raberliğini bozmayın. Sağduyu sahibi olun,

insanlarımıza sahip çıkalım” diye konuştu.Türk Amerikan Kültür Topluluğu

(TACS) adına konuşan Rıza Ataş ise gün içinde Washington’da düzenlenen Tür-kiye karşıtı gösteriye atıfta bulunarak, “Sayılarının artmasından endişe et-tiğimiz ve uluslararası arenada ülkemiz-in itibarını zedeleme amacı güden bu tür hadiselere karşı Türk Amerikan toplu-munun uyanık olması ve gerçeklerin Amerikan kamuoyuna anlatılması için destek vermeleri çağrısında bulunuyo- ruz” ifadelerini kullandı.

New York’ta da Türklerden teröre karşı birlik mesajı

FOTO

ĞR

AFL

AR

: AA

Türkiye’nin eşsizgüzellikleri tanıtıldı

REKLAM & TASARIM TEMURAN ADVERTISING DESIGN, LLC

(718) 831-8362www.temuran.com

[email protected] GRAPHIC DESIGNER

w w w . t e m u r a n . c o m

Issue 178 • August, 2015

WASHINGTONNEW YORK

www.forumusa.comFORUMUSA 11

Öldürülen Müslüman gencin hayalinisınıf arkadaşları gerçekleştirdiABD’nin Kuzey Carolina eyaletin-de uğradıkları silahlı saldırı sonu-cu hayatını kaybeden Müslüman 3 gençten diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat’ın, Türkiye’deki Suri-yeli çocukların diş tedavisini yapma hayalini, sınıf arkadaşları gerçeğe dönüştürdü.

Diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat’ın 20 sınıf arkadaşı ile ailesi, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde Suriyeli- lerin eğitim gördüğü El Selam Okulu’na geldi. Burada okul idarecileri ve öğrencil-erle sohbet eden grup, Suriyeli öğrencileri ağız ve diş sağlığı taramasından geçirdi.

Baba Namee Barakat, yaptığı açıklamada, oğlunun hayalini gerçekleştirmek adına Türkiye’ye geldiklerini belirterek, burada Suri-yeli çocukların diş tedavisini üstlen-diklerini kaydetti.

Bir hafta sürecek çalışmayla bin 500 çocuğu ağız ve diş sağlığı tara-masından geçirmeyi amaçladıklarını anlatan Barakat, “Oğlumun hayali-ni gerçekleştirmek için Reyhanlı’ya geldim” dedi.

Barakat, kampanyaya destek veren herkese çok teşekkür etti.

Reyhanlı ilçesindeki El Selam Okulu Koordinatörü Cengiz Hazırlar da hayatını kaybeden üç Müslüman gencin hatırasını gerçeğe dönüştüren ekibe minnettar olduklarını belirtti.

ABD’nin Kuzey Carolina eya-letindeki Chapel Hill kasabasında 10

Şubat’ta 23 yaşın-daki diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat, 21 yaşın-daki eşi Yusor Mu-hammed Ebu Sal-ha ve 19 yaşındaki baldızı Razan Mu-hammed başların-dan v urularak

öldürülmüştü.The University of North Carolina

at Chapel Hill’de okuyan ve araların-da Deah’ın da bulunduğu Suriyeli ve Amerikalı bir grup genç, Deah öldürülmeden önce “Türkiye’deki Suriyeliler gülümsesin” diye “Refu-gee Smiles” adında proje hazırlamıştı. Türkiye’deki kamplarda kalan Suriyeli çocukların diş tedavisinin yapılması ve onlara diş fırçası-macunu dağıtıl-ması amacıyla hazırlanan projeye destek çığ gibi büyümüştü. AA

ABD’de öldürülen Müslüman 3 gençten

diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat’ın Suriyeli çocukların diş tedavisini

yapma hayalini, sınıf arkadaşları gerçekleştirdi

Issue 178 • August, 2015

Issue 178 • August, 2015

okuyucularıyla buluştu

www.forumusa.com

Amerika’da 2003 yılından beri kesintisiz olarak yayım yapan tek Türk gazetesi Forum USA, 12 Tem-muz akşamı okuyucuları, reklam-verenleri ve Türk toplumunun ileri gelenleriyle New Jersey’deki Mavi Meze Grill restaurantta iftar dav-etinde bir araya geldi.

Forum USA’nın yeni imtiyaz sahibi Mustafa Tuncer davette kısa bir konuşma yaptı. Tuncer, Murat Yeşil ve ailesinin 2003 yılında kur-duğu gazetenin resmi devir işlem-lerinin de sonuçlanmasıyla birlikte yaşanan süreci gazetenin sadık okuyucuları ile paylaştı.

Tuncer açıklamasında Forum USA ve diğer Türk basım yayın organlarının Amerika’daki Türk toplumu için önemine değindi. Gelişmişliğin ve toplumsal et-kinliğin birer simgesi olan gaze-telerin ise herhangi bir siyasi parti veya grubun mensubu veya

temsilcisi olmadan bazen olum-lu haber yapıp bazen de eleştirel haber yapabileceğini aktardı. Tuncer, konuşmasına şöyle de-vam etti: “Forum USA Ameri-ka’daki Türk toplumunun önemli bir değeridir. Yeşil ailesinden son-ra bu değeri taşıma görevi şimdi benim omuzlarımda. Bu nedenle gazeteyi daha ileriye taşımak için ben ve ekibim elimizden gele-ni yapacağız. Gazetemizin gün geçtikçe gelişip değiştiğini gören bazı insanlar, devletten gazetem-ize maddi proje desteği aldığımız söylentilerini çıkarmaya başlamış. Üniversitede Kredi ve Yurtlar Kurumundan bir dönem aldığım kredi haricinde devletten bir yardım almadığımın garantisini verebilirim. Kişisel olarak kamu-dan yardım almak yerine kamuya yardım etme gayesi taşıdığımı söylemek isterim.” dedi.

Tuncer, gazetenin hazır-lanmasında emeği geçen yayın ekibi, dağıtımcıları, servis sağlayıcılarına teşekkür etti.

New York Başkonsolosluğu Muavin Konsolos Serhat Akkoç Forum USA adına Maryland eyaletindeki Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi Washington Sosyal ve Din Hizmetleri Müşaviri Dr. Yaşar Çolak’a Türk toplumuna kazan-dırılan merkezdeki çalışmaların-dan dolayı başarı plaketi verdi.

SUDOKU BİR ÖNCEKİ SAYININ ÇÖZÜMÜ928743651

347156928

561289734

839617542

152934876

674825193

715462389

483591267

296378415

Puzzle by websudoku.com

1

7

68

91

5

92

3

3

5

96

28

1

5

5

94

6

82

74

8

7

Puzzle by websudoku.com

12

www.forumusa.comFORUMUSA 13

Oyun; hem eğlenceli hem de çocukların ruhsal doyumunu sağlayan, onların beden ve moral gelişimine katkıda bulunan bir etkinliktir. Oyun, çocuklara iyi davranışlar ve alışkanlıklar kazandırırken coşku ve sevinç duygusu verir; çocuğun hayatı, canlılığı, dünyayı tanıması, varlığı ve her şeyidir.

Oyunlar ve çocuklarGünümüzde “Oyun” artık sadece

ebeveynlerin değil resmi yetkililerin de nazarında önem arz ediyor. Bu nedenle, Türkiye’de çocuklara yönelik daha kapsamlı oyun parkları, oyun odaları, il-ilçe belediyelerinin, valiliklerin kurdukları çocukların oyun oynayabilecekleri alanlar artıyor.

Amerika’da bu konunun önemi yıllar önce anlaşılmış ve resmi makamlar tarafından büyük bütçelerle de desteklenen programlar, etkinlikler, oyun alanları vs. yapılmış ve halen tüm hızıyla yapılmaya devam ediyor. İki ülke arasında bir karşılaştırmaya girmeyeceğim. Zira Amerika, bu konuda dünyada birçok ülkeye örnek olacak ülkeler sıralamasında ilk sıralarda yer alıyor. Peki oyunların çocuk gelişimine katkısı ve gelişimdeki payı nedir? Kendi çocukluğunuzu bir düşünün!

Çocuktuk bizBizim çocukluğumuzda oyun alanları

çok kısıtlıydı. Öyle tam teşekküllü oyun parkları yoktu. Koskoca ilçemizde sadece 2 tane oyun parkı vardı. Onların da içerisinde 4 salıncak, 2 tahterevalli, bir kaydırak olurdu. O kaydırak da devasa bir şey! Bebek yaştakilerden, 13-15 yaşlardaki çocukluğuna doyamamış ergenine kadar hepimiz aynı kaydıraktan kayardık. “Bu bebektir, aman bu küçüktür!” demeden Allah ne güç verdiyse hep birlikte sıra-sıra kayar büyüklerin bacaklarının altında ezilen küçük çocukların ağlama seslerinin arasında kaydırağın bitişinde bizi bekleyen taş-kum-çakıl karışımlarının içerisine kan-sıyrık-ağrı-sızı eşliğinde gömülürdük. Salıncak sırası zaten bir kabustu. Hepi topu 4 tane salıncak olan ve her birinde en az 10-15 çocuğun ve ergenin beklediği salıncaktan ne beklersin! Araya kaynamaya çalışanını mı ararsın, mızıkçılık yapanını mı! Haksızlıklarla mücadele ruhum ve gücüm o dönemden kalmıştır bana; önce önündekinin ve arkandakinin kim olduğunu iyice belleğine yazarsın, sonra, etrafta bekleyen bir “uyanık” var mı yok

mu kollarsın, bir yandan da salıncaktakinin ne kadar süredir sallandığının hesabını tutarsın. Trajikomiktir ama bence Türk milletinin pratik zekası, aynı anda birçok işi başarması işte bu yokluklardan geliyor. (Sonra da genetiğimize işlemiş sanırım!? )Hal böyle olunca, oyun parkına gitmektense sokakta yedi kule, beş taş, yakar top, futbol vs. oynamayı tercih ediyorduk. Tüm bu yokluklara rağmen eğleniyorduk. Eve gelmek istemiyorduk. Annelerimiz cama çıkıp ismimizi defalarca seslenirdi. “Artık eve gel!” Onları duymazdık. Bu

sefer aşağı inerlerdi elleri bellerinde, kızgın bir yüz ifadesi vardı. “Eve gel, ben sana göstereceğim!” bakışıdır o. Yakın arkadaşlarımdan birinin annesinin tarzıydı bu. O da işe yaramazsa babalarımızın eve dönüşüyle tehdit edilirdik. “Baban gelsin, görürsün bak nasıl anlatıyorum her şeyi bir-bir!” Bir de mahallede mutlaka çoluk-çocuk seslerinden kafaları şişmiş komşu teyzeler-amcalar olurdu. Balkonlarına plastik topun kaçtı mı, yandın! “Heh şimdi görürsünüz siz. Topunuzu bir patlatayım da…” deyip gözümüzün önünde mutfaktan aldığı bıçağıyla topumuzu bir zafer edasıyla sırıtarak patlatırlardı. Hatta adıyla ters orantılı meşhur bir bir Sevgi Teyzemiz vardı. Sırf balkonuna düşen toplarımızı patlatmak için özel çakı almıştı kendine.

O riski de göze alıyorduk da, yine de hava kararana, yüzümüz gözümüz kan-ter içinde kalana, sırtımızdan terler boşalıncaya kadar sokakta oynuyorduk. Çünkü o kadar çok ihtiyacımız vardı ki bizim o oyunlara. Çocuktuk biz ama kimse bizi anlamıyor, biz kimseye kendimizi anlatamıyorduk.

Oyunlar ve çocuk gelişimiGittiğim Okul Öncesi Eğitim Prog-

ramı’nın bu dönem aldığım derslerinden biri “Çocuk Gelişimi”. Hatta bu ayki konumuz da ‘Oyunların Çocuk Gelişimi Üzerindeki Etkisi’ (Effect of Games on Development of Children) Artık herkes oyunların çocuk gelişiminde ne kadar etkili olduğunun az-çok farkında. Ne kadar etkilidir sizce?

Oyunun etkisi dört ana gruba ayrılıyor:1- Fiziksel,2-Sosyal,

3- Psikolojik ve duygusal,4- Zihinsel.

Oyunun fiziksel açıdan etkisi: Oyunların içerisinde itmek, çekmek, zıplamak, atlamak, taşımak, boğuşmak vs. yani vücut özellikleriyle mücadele etmek vardır. Bu mücade öncelikle fiziken solunum, dolaşım ve sindirim sitemini olumlu etkiler, ayrıca iç salgı bezlerinden daha fazla salgılama yapılmasına katkıda bulunarak çocuğun gelişmesini hızlandırır. Açık havada oynanan oyunlar sayesinde çocuk güneş ışınlarından yararlanarak D vitamini alır, oksijen ve temiz hava sayesinde iştahı artar ve daha rahat uyur. Denge oyunları, top oyunları ve benzer çalışmalar çocuğa gücünü yerinde ve zamanında kullanma alışkanlığı kazandırır. Ayrıca çocukta, koordinasyon ve beceri gelişimi görülür.

Oyunun sosyal açıdan etkisi: Hemen hemen her oyunda çocuğun sosyal açıdan gelişimine faydası olabilecek davranışlar bulunur. Oyunda edinilen kendi haklarını savunma, diğer arkadaşlarına karşı saygı, iş birliği ve paylaşma, kurallara uyma, iyi-kötü, doğru-yanlış ayrımını yaparak iyiyi-doğruyu özümseme ve mensubu olduğu grubun çıkarlarını koruma ve kollama ile toplum kültürünü öğrenme gibi özellikler, toplumsal yaşamlarını sağlayan, öğreten sosyal değerlerdir.

Birbirini tanımayan çocuklar oyun ortamında bir araya gelip kaynaşırlar. Çünkü oyun onların en doğal anlaşma

ortamı, ortak dilidir. Oyun, çocukları iş birliğine sevk eder, onlara paylaşmacılığı öğretir. Oyun, çocuğun toplumsal bir varlık olarak gelişmesinde en doğal ortam olur.

Oyunun psikolojik ve duygusal gelişim üzerine etkisi: Psikolojik gelişim ile sosyal gelişim birbirinden bağımsız değil. Çocuk, toplumu, kuralları, meslekleri, gelenek ve görenekleri, iyiyi ve kötüyü, doğruyu-yanlışı öğrenirken, yani sosyal olarak gelişirken, bu öğrendikleri kendi kişiliğini de şekillendirir. Oyunun kurallarına bağlı olarak oyuncu, rakibine saygı duymaya, disiplinli olmaya mecburdur. Fakat bu tür kurallar sadece sınırlamamakta, aynı zamanda mesafeli özgürlüğü de sağlamaktadır. Bu da, oyuncuya kendi karakterini gerçekleştirme imkanı verir. Çocuk, oyun ortamında özgür olmalıdır, oyundaki bütün problemleri kendi başına çözmelidir. Çözemediği takdirde dışarıdan birinin değil, oyun arkadaşlarının yardımcı olmasını ister. Bu davranışlar çocuğun büyüdüğünde karşılaştığı güçlükleri kendi kendine çözmesi için hazırlıktır. Çocuğun oyunu, oyun içindeki davranışları büyükler tarafından kısıtlanır ve engellenirse büyüdüğünde özgürce davranamayan, pısırık, kararsız bir kişilik ortaya koyar.

Oyunun zeka gelişimi üzerine etkisi: Oyunun zihinsel gelişim üzerindeki ilk etkisi, öğrenmedir. Çocuk oyunda her çeşit kavramı ve nesneyi tanıyarak, kullanma özelliklerini, görevlerini öğrenir. Bu öğrenme, zihinde bir bilgi birikimi ve çalışma açısından gelişme sağlar. Ayrıca öğrenilen kavram ve nesnelerin ifade olarak kullanılması, kelime ve dil dağarcığına katılması ayrı bir özelliktir ve dil gelişimi sağlar. Oyun anında çocuk sürekli olarak düşünme, algılama, kavrama, ve simgeleme gibi zihinsel yönden, soyut yetenekler açısından bir faaliyet içerisindedir.

Oyun çocuğun boş zamanlarını doldurma aracı değil, kendini anlatabildiği, kişiliğini, yaratıcılığını, hayal gücünü, insani ilişkilerini, yardımlaşma yetisini geliştirebildiği eğitiminin bir parçasıdır.

“Çocuk oyunları hayatın bir çekirdeğidir. Bütün insanlar orada gelişir, büyür ve insanın en güzel ve en olumlu yetenekleri orada yükselir.” Frobel

Kaynaklar:How Children Grow and Develop NYU SCPSDoğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları (2006)

Gül BahçesiÇocuklarımız; eğitimleri, gelişimleri, psikolojileri, ABD’deki çok dilli ve çok kültürlü hayatları...

Gülzade Oktay

GELİŞİMİNEETKİSİ

OYUNLARINÇOCUK

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 14Issue 178 • August, 2015

“Çözüm Süreci”inin önemli noktaları

23 Şubat: BDP Grup Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan İmralı Adası’na gidip Öcalan ile görüştü. Adalet Bakanlığı’nın özel izniyle adaya giden delege PKK lideri Öcalan’ın barış için önerdiği yol haritasını kendisinden dinledi. Öcalan BDP heyetiyle Kandil’e, PKK’nın Avrupa ayağına ve kamuoyuna bir mektup gönderdi.21 Mart: Hükümet ile aylarca süren görüşm-elerin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu hem Türkçe hem de Kürtçe olarak Nevruz kutlamaları çerçevesinde Diyarbakır’da okun-du. Mektup PKK’nın silahlı güçlerini Türkiye topraklarından çekmesinin ve ateşkesin başlangıcı oldu.29 Mart: Erdoğan, Türkiye topraklarını terk eden PKK üyelerinin herhangi bir çatışma yaşanmaması için sınırdan geçerken silahları bırakmaları gerektiğini söyledi.3 Nisan: Hükümet çözüm sürecini halk nezdinde tanıtmak ve teşvik etmek için “Akil Adamlar” adı verilen bir komisyon kurdu.8 Mayıs: PKK üyeleri Türkiye topraklarını terk etmeye başladı. Çözüm süreciyle ilgili olarak kurulan meclis komisyonu ilk kez toplanarak kamuoyunu süreçle ilgili daha çok aydınlata-caklarını bildirdi.1 Ekim: Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketini açıkladı. Pakette çözüm süreciyle ilgili farklı dilde eğitim, seçim barajında değişiklik, eski köy isimlerinin verilmesi, öğrenci andının kaldırılması, “x, w, q” harflerinin kul-lanılabilmesi gibi yenilikler olduğu belirtildi.16 Kasım: 37 yıldır ülkesinden uzakta yaşayan Urfalı sanatçı Şivan Perwer ve Irak Kürdistan Özerk Bölgesi Başkanı Mesut Barzani Diyar-bakır’da buluştu. Barzani, çözüm sürecine destek mesajları verdi.17 Aralık: Diyarbakır Büyükşehir Belediye-sine Türkçe ile birlikte Kürtçe “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi” yazılı yeni bir tabela eklendi.

9 Haziran: Diyarbakır Lice’de gösteri yapan bir grup, 2. Hava Kuvveti Komutanlığı’nın arka kapısının olduğu bölgedeki duvardan atlayarak kışla içinde direkteki Türk bayrağını indirdi.16 Temmuz: 11 Temmuz’da TBMM’den Cumhurbaşkanı onayına gönderilen çözüm süreci ile ilgili kanun 15 Temmuz’da Cumhur-başkanı Abdullah Gül tarafından onaylanarak “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun” adıyla Resmi Gazete’de yayınlanarak yasalaştı.20 Ağustos: MİT Müsteşarı Hakan Fidan İm-ralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü.7 Ekim: HDP, DAEŞ tarafından kuşatılan Suriye’deki Kobani kenti için “Kobani’ nin düşmesi durumunda çözüm sürecinin bite-ceğini” belirtti.8-9-10 Ekim: Yurt genelinde DAEŞ ve Kobani protestoları sonucunda toplam 34 kişi hayatını kaybetti. Bingöl İl Emniyet Müdürü’ne yönelik silahlı saldırıda, Emniyet Müdür Yardımcısı ve bir baş komiser hayatını kaybetti. Yurt gene-linde ‘terör örgütü adına suç işlemek’, ‘kamu görevlilerine direnmek’, ‘mala zarar verme’ ve ‘yağma’ suçlamalarından 112 kişi tutuklandı. Abdullah Öcalan, Kobani ile çözüm sürecinin ayrılmaz bir bütün olduğunu söyledi.11 Ekim: KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, Kobani ve Türkiye’de yaşanan-lardan hükümeti sorumlu tuttu ve Meclis’ten geçen tezkerenin bir savaş ilanı olduğunu, bu nedenle de çektikleri bütün birlikleri Türki-ye’ye geri gönderdiklerini söyledi.25 Ekim: Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde PKK’nın saldırısına uğrayan 3 asker hayatını kaybetti.

Suruç katliamının ardından Türkiye’de bir süredir bıçak sırtında yürüyen “Çözüm Süre-ci” ülke gündemine tekrar oturdu. DAEŞ ile bağlantılı canlı bomba saldırısı sonucu 32 kişi-nin hayatını kaybettiği 100 kişinin yaralandığı katliamda AK Parti hükümetinin sorumlu-luğu olduğunu öne süren PKK, silahlı eylem başlattı. PKK’nın üstlendiği polis ve asker ci-nayetleri Türk ordusunu harekete geçirirken, çözüm bekleyen barış süreci de kördüğüm oldu. Şimdi herkesin aklında aynı sorular var: Çözüm süreci bitti mi? Bugüne kadar süreç başarılı olarak yürütülebildi mi? Bu noktadan sonra süreç tekrar devam edilebilir mi?

Çözüm süreci ya da barış süreci, Tür-kiye’de uzun yıllardan beri devam eden Kürt sorununu çözmeye yönelik Ak Parti Hükümeti hatta bizzat, zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldı. Resmi olarak süreç “16 Temmuz 2014’te Re-smi Gazete’de ‘’Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmes-ine Dair Kanun’’ adıyla yayınlanarak kanun-laşsa da Recep Tayyip Erdoğan’ın 28 Aralık 2012’de bir televizyon röportajında Kürt so-rununu çözmek için hükümetin İmralı’da hapis yatmakta olan Abdullah Öcalan ile görüşmeler yaptığını duyurması ve sonrasın-da yapılan pazarlıklar “Çözüm Süreci” olarak adlandırıldı. Süreç nasıl yürütüldü?Çözüm sürecini başından beri önem-

li tartışmalara neden oluyordu. En büyük tartışmalardan biri de Kürt parlamenterler ve Hükümet’in İmralı ile görüşmesi konu-su üzerinde oldu. Buradan çıkan sonucun Kandil’e iletilmesi rotası yıllarca terörden zarar görmüş halkı tedirgin edegeldi. Ancak Abdul-lah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve süreçle birlikte terör saldırılarının nerede ise sıfıra inmesi 90’lı yıllardaki gibi şehit verilmemesi, sürece karşı çıkanların sesini de minimuma indirmişti. Süreci destekleyenler kadar, karşı çıkanlar da oldu. Süreç oldukça zor şartlarda yürütülüyor en ufak olay, süreci bıçak sırtına taşıyordu. Süreçteki kırılma noktaları ise şun-lar oldu:

Hatırlanacağı üzere 2014’te Kobani’de-ki DAEŞ olaylarını kınamak üzere HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ “Kobani’de yaşanan katliam gi-rişimine karşı 7’den 70’e bütün halklarımızı sokağa, alan tutmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz. Bundan böyle her yer Kobani’dir” şeklinde yazılı açıklama yapmış, Demirtaş

ise “sokağa çıkın” çağrısında bulunmuştu. Demirtaş’ın bu eylem çağrısı sonunda, 19-20 kişi öldü...Yaralılar ve fırsatçıların mal yağmaları da ülkede bir dönem karışıklığa sebep oldu. Ayrıca Diyarbakır’da 6-7 Ekim’de gerçekleştirilen izinsiz gösterilerde Yasin Börü ve 3 arkadaşı, kurban eti dağıtırken hunharca katledilmişti. Bu gibi olaylar milletin vicdanın-da derin yaralara neden oldu ve Çözüm Süre-ci’nin sorgulanması ve eleştirileri halk tarafın-dan yüksek sesle dile getirilmeye başlandı.

Doğu ve Güneydoğu ‘Çözüm Süreci’ ile nispeten huzur ortamına kavuştu diye düşünülürken 2015 seçim sürecinde tekrar karıştı. Seçim öncesinde vatandaşın iradesini etkilemeye yönelik tehdit ve baskılar yapıldığı-na dair haberler gelmeye başladı.

Bir yandan da Suriye’deki iç savaş PYD, PKK ve DAEŞ’in hakim güç olmasının Türki-ye sınırlarını nasıl etkileyeceği stratejik önem taşıyor. Suriye’deki iç karışıklıktan faydalan-mak isteyen Demokratik Birlik Partisi (PYD) Suriye’nin kuzeyinde hakimiyeti ele geçirmek hedefinde. PYD’nin Kuzey Irak petrollerinin Akdeniz’e taşınmasını sağlayacak bir hat-tın oluşmasını sağlamayı amaçladığı ve bu planla, Kerkük-Yumurtalık hattının yanı sıra ikinci bir petrol boru hattının da bitmek üzere olduğu bilgisi var. Bu planla Güneydoğu’da bir ‘Kürt Koridoru’ açılarak Türkiye’nin devre dışı bırakılacağı ve sınırda Türkiye’ye karşı teh-ditlerin artması sürecin bitmesine işaret edilen sebeplerden bir diğeri olarak konuşuluyor.

10 Ocak: TRT 6’nın adı TRT Kürdi olarak değiştirildi.28 Şubat: HDP ve AK Parti hükümet sözcüleri ortak bir açıklama yaparak PKK’yı silahları bırakmaya davet etti. Öcalan’ın PKK’ya olağanüstü kongre çağrısı yaptığı ve bu kongre sonunda “Silahlı mücadelenin, yerini, demokratik siyasete bırakmasının” istendiği duyuruldu.8 Mart: Hükümet GAP Eylem Planı’nı açıkladı. Planda, tarımdan turizme, eğitimden sağlığa, Güneydoğu Anadolu bölgesinin kalkınması için 26.7 milyar değerinde toplam 115 proje duyurusu yapıldı.

20 Temmuz: Suruç’ta DAEŞ mili-tanları tarafından düzenlenen canlı bomba saldırısında 32 kişi yaşamını yitirdi 103 kişi yaralandı.20 Temmuz: Adıyaman’da PKK’lılar ile askerler arasındaki çatışmada Uzman Onbaşı Müsellim Ünal şehit oldu.22 Temmuz: Şanlıurfa’nın Ceylan-pınar ilçesinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evinde şehit edildi.23 Temmuz: Kilis’in Elbeyli ilçesinde DAEŞ militanlarının düzenlediği saldırıda Astsubay Yalçın Nane şehit oldu. 2 asker de yaralandı.23 Temmuz: Diyarbakır’da polis mem-

uru Tansu Aydın şehit oldu.25 Temmuz: Diyarbakır’da düzenlenen saldırıda Jandarma Kıdemli Başçavuş İsmail Yavuz ve Uzman Jandarma Çavuş Mehmet Koçak şehit oldu.26 Temmuz: İstanbul Gazi Ma-hallesi’nde polis memuru Muhammet Fatih Sivri şehit oldu.27 Temmuz: Muş’un Malazgirt ilçesinde Binbaşı Arslan Kulaksız şehit edildi. Eşi de kolundan hafif yaralandı.27 Temmuz: Van’da zırhlı ara-ca düzenlenen saldırıda 1 asker yaralandı.28 Temmuz: Şemdin’de astsubay Ziya Sarpkaya ilçe merkezinde uğradığı saldırıda şehit oldu.

Çözümde kördüğüm 2013

2014

2015

www.forumusa.comFORUMUSA 15Issue 178 • August, 2015

ARABA KİRALAMA

GEMİ YOLCULUKLARI

TÜRKİYE’YE VE DÜNYANIN HER KÖŞESİNE OLAN

İŞ VE ÖZEL SEYAHATLERİNİZDE

EN UYGUN FİYATLARLA TECRÜBELİ

ELEMANLARIMIZLA HİZMETİNİZDEYİZ.

BİLETLERİNİZ ÜCRETSİZ OLARAK ULAŞTIRILIR.

TREN YOLCULUKLARI

PAKET TURLAR

Tüm bu yaşanan acı olaylar ise ülkedeki tansiy-onu yükseltti ve Çözüm Süreci ile ilgili ardı arkası gelmeyen açıklamalar Türkiye’nin gündemine oturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Davutoğlu ve HDP Eş Başkanı Demirtaş’ın süreçle ilgili açıklamaları şöyle oldu:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “Milli Birlik Beraberlik ve Kardeşlik çözüm sürecinin çok önde vezengin bir başlıktır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin ziyareti sonrasında yaptığı basın açıklama- sında gazeteciler tarafın-dan sorulan “Çözüm süreci sizce bitti mi, de-vam edecek mi; edecekse hangi şartlar altında de-

vam edecek?” şeklindeki soruya cevaben şunları söyledi: “Malum; ‘Demokratik Açılım’ olarak biz bu süreci başlattık ve bu hüküme-timizin samimi niyetiydi ve mesafe aldıkça olayı ‘Millî Birlik Ve Kardeşlik Projesi’ olarak zenginleştirdik. Bu adımı attığımız an-dan itibaren de ‘akil insanlar’ çalışmalarını başlattık ve Anadolu’nun dört bir yanına sağ olsun katılan her düşünceden temsilcilerin katılımıyla Anadolu’nun nabzını yokladık. Tabi bundan rahatsız olanlar oldu, destekley-enler oldu. 30 Mart yerel seçimlerine, bütün bunlara giderken Çözüm Süreci’nin istis-marını gördük. Çözüm Süreci istismar edil-di. Çözüm Süreci, 30 Mart’ta Başbakan olarak partimin başındaydım, maalesef karşılığını bulmadı ve daha sonra yapılan genel seçim-lere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Dolayısıyla bu hasarla birlikte artık ortada bir gerçek var; bu ülkede millî birliğimize, kardeşliğimize kasteden-lerle bir çözüm sürecini devam ettirmek öyle zannediyorum ki mümkün değil. Olması gereken nedir? Millî birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik, zaten çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan, içeriği zengin bir başlık-tır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı bugüne kadar verilmiş olan haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır, burada herhangi bir geri adım zaten söz konusu değildir. Yani bu ülkede ret ve inkâr politikalarını, asimilas-yon politikalarını ayaklar altına alan, bütün altyapı, üstyapı yatırımlarını yapan, hak ve özgürler noktasında hiçbir iktidarın vereme-diklerini veren bizim iktidarımız olmuştur ve şu anda da yine bu süreç aynen devam etmektedir. Ama bunun lafını yapıp uygula-maya gelince acımasızca tehditlerle sandıklar silahların gölgesinde işlev görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Biz demokrasi-nin gerçekten aklın, aklıselimin egemen old-uğu bir ortamda sağlıklı bir şekilde yürüye-ceğine inanıyoruz. Aklıselimin egemen olmadığı bir ortamda demokrasi olabilir mi? Olamaz. Orada işte görüldüğü gibi bu tür çıl-gınlıklar oluyor, bu tür çılgınlıkların bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.”

Başbakan ve Ak Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu: “Karar vereceklerse bugün karar günüdür”

“Çözüm süreci bizim için tarihi ve stratejik bir süreçtir. Türkiye'deki silahlı örgütlerin ülkeyi terk etmesi aşamasına gelinmişti. Biz gerek-en adımları attık. 2013 Mayıs'ında ülkeyi terk

etmesi gereken siyasi unsurlar daha da si-lahlanma, güçlerini arttırma yoluna gittil-er. Artık silahsızlanmanın olması gerek-tiğini vurguladık. Bu unsurlar demokratik seçimlere de müdahale etme yoluna gird-iler. Sürecin devamı konusundaki çalışma-larımızdan hiçbir taviz vermeyeceğiz. Çözüm sürecini istismar edenlere tavrımızı

ortaya koyacağız. HDP vekilleri çatışmasız- lıktan bahsediyor. Son derece samimiyetsiz açıklamalar bunlar. Koalisyon görüşmemizde de onlara söyledim. Silah mı, barış mı? 2 poli-simiz hunharca şehit edilecek, HDP yetkilileri bir şey söylemeye cesaret edemeyecek, karar vereceklerse bugün karar günüdür. HDP şid-dete karşıysa bunu sözle değil eylemleriyle göstersin. Biz şefkat ve kudreti aynı ölçüde benimseyen bir anlayışa sahibiz.”

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: “Elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün'

"Son 3 yıldır ağır ak-sakta olsa devam eden çözüm sürecinin tekrar başlaması lazım. Konuş-mak incitici, onur kırıcı bir şey değildir. PKK için de değildir. Teslim ol çağrıları yapmak yeri-

ne masaya davet etmek daha insani, vic-danidir. Türkiye toplumu olarak taraflara "Derhal elinizi tetiklerden çekin, bu iş ma-sada çözülsün' demeliyiz. Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açmak çözümün parçasıdır. Çözüm süreci erken seçimi beklemeyecek kadar naziktir. Geçici hükümet savaş kararı alıyor da barış kararı alamıyor mu? Beklememek lazım. Her gün canlarımız gidiyor. Bundan daha acil bir şey olabilir mi? Bütün anaların eli yüreğinde."

Türkiye’de yaşanan gelişmeler Türkiye’nin konumu gereği dünya gündemine de düştü. Amerika ile yapılan güvenli bölge anlaşması ile DAEŞ’e karşı ortak hareket etme kararı Amerika gündeminin de ilk sıralarında yer alıyor. Türkiye’nin hem DAEŞ ile hem de PKK ile mücadele ettiği kritik dönemde Çözüm Süreci’nin gidişatını uzmanlara sorduk:

RAND Kurumu adlı düşüncekuruluşunun Avrupa GüvenliğiMasası Şefi Stephen Larrabee:

Çıkarılmış olan kanun, Erdoğan’ın olaylara yaklaşımını gösteriyor ve iç siyaset tarafından yönetiliyor. Erdoğan’ın umudu, terör olaylarını vurgulamak, milli ege-menliğe dikkat çekip, ve

bunların sayesinde oy toplayıp, iktidarı tek başına yönetmektir. Bu hedefine ulaşırsa, asıl isteğine ulaşmış olacak. Erdoğan meclisi güçlü bir başkanlık sistemine dönüştürmek istiyor.

DAEŞ her geçen gün daha da güçleni-yor. Erdoğan’ın isteği, Esad’ı iktidardan indirmek. DAEŞ sorunu onun için ikinci planda. Eğer son 18 ayda Türkiye IŞİD’i sınırlarından uzak tutmayı ve onları biraz daha ciddiye almayı başarabilseydi, Tür-kiye şu an çok daha güçlü bir pozisyonda olurdu. Erdoğan’ın birinci olan Esed planı tutmayınca, Türkiye’nin DAEŞ’e karşı daha güçlü durması için, Amerika ile İncirlik Hava Üssü anlaşması yapıldı.

Şu an Türkiye 4 ana problemle karşı karşıya: 1) DAEŞ’in artan gücü, 2) PKK terörü, 3) Esad’a karşı olan Suriye’deki Kür-tlerin artan gücü 4) Türkiye’deki koalisyon ortamı.

Eğer koalisyon gerçekleşmezse, büyük ihtimalle AKP tekrar iktidara gelecek ve Er-doğan kendi gücünü artırmak adına, mecli-si güçlü bir başkanlık sistemine çevirecek. Eğer bu belirttiğim şeyler gerçekleşirse, DAEŞ’in gücü azalmasına rağmen, Türki-ye’nin karışması kaçınılmaz olacak. Eğer Erdoğan kendi gücünü artırıp, başkanlık sistemini kurarsa, Türkiye’de demokrasi yavaş yavaş sonlanır.

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Wil-son Center’da Kıdemli Uzman Bülent Aras:

Türkiye’nin DAEŞ’e karşı tüm imkan ve olanakları ile giriştiği savaş kaçınılmaz bir durumdu. Ankara kri-tik bir kararla terör yapısına karşı Ameri-ka’nın liderliğindeki

koalisyonunun yanında yer alırken, aktif bir şekilde savaşa katılmaktan imtina et-mişti. Bu durumun temel sebebi DAEŞ’e karşı tek başına bir kara operasyonuna girişmek zorunda kalmak istememesiy-di. Ancak Suruç saldırısından sonra Tür-kiye DAEŞ hedeflerini sınırın ötesinden tank ateşi ile ve havadan savaş uçakları ile vurdu. Aynı anda Amerika ile görüşmeleri neticesi İncirlik Hava Üssü DAEŞ’e karşı

savaşta kullanılmak üzere Koalisyon güçlerine açıldı. Mücadelenin kararlılığını gösteren fiili bir “güvenli bölge” üzerinde anlaşıldı ve Ankara net bir şekilde sınır-larından DAEŞ’i uzaklaştırmaya kararlı olduğunu, müttefiklerini yanına aldığını ve aktif şekilde terör yapısına karşı savaşacağını gösterdi.

DAEŞ hedeflerini vuran savaş uçakları aynı zamanda Kuzey Irak’ta PKK kamp-larını hedef aldı. Ülke içindeki PKK yapılanmasına operasyon düzenlendi ve yüzlerce insan tutuklandı. 2013’ten bu yana süren ateşkes ve barış süreci bir an-lamda askıya alındı.

Türkiye, İmralı’da yatan Abdullah Öcalan ile yürüttüğü müzakere ve si-lahların bırakılması konularında, beklenen barış süreci işlevini sürdüremeyecek hale geldi. Türkiye’nin PKK müdahaleleri, PKK’nın sivil ve güvenlik personelinin olduğu hedeflere saldırıları ile başladı.

Suriye’nin kuzeyini DAEŞ bölgele- ri dışında fiilen kontrolünde tutan PYD yapılanması, PKK ile irtibatı dolayısıyla Türkiye ile bir güven sorunu yaşıyor. İl-ginç şekilde Türkiye’nin DAEŞ’e saldırısı PYD için olumlu bir gelişme iken, PKK hedeflerini vurması düşmanca algılandı. PYD bu bölgede DAEŞ’e karşı karadan savaşta en etkili grup ve bu sebeple ciddi Amerikan yardımı alıyor. Nitekim Wash-ington’da Türkiye’nin PKK’yı hedef alması DAEŞ’e karşı koalisyonu zayıflatabilecek bir hamle olduğu spekülasyonları yapıl-maya başlandı.

Türkiye, Amerika ve Kürtler için en iyi formülün, Türkiye’de barış sürecinin yeniden canlanması, PYD ile Ankara arasında bir yakınlaşmanın olmasıdır. Bu yönde Washington’da bir irade var. Baş-bakan Davutoğlu, PYD’ye karşı farklı bir çizgi olabileceğinin sinyallerini ver-di. En iyi senaryoya ulaşmanın anahtarı PKK’nın ateşkes ile barış iradesini orta-ya koyması, Ankara’nın ise PKK’nın si-lahsızlanması ile sonuçlanacak süreçte inisiyatif almasıdır. Nitekim Amerika’nın PKK’ya karşı Türkiye’nin mücadelesine destek vermesi, Kürdistan Bölgesel Yöne-timi’nin PKK’nın topraklarından çık-masını istemesi şeklindeki rasyonel çıkışı, bir ortak zemin olduğunu gösteriyor.

Çözümde kördüğüm

3

www.forumusa.comFORUMUSA 17

Türk yardım kuruluşlarıWashington’da konuşulduTürkiye’nin uluslararası alanda aktif olan insani yardım kuruluşlarının dünya barışı-na katkısı Washington merkezli Winston Center’da konuşuldu.

Wilson Center’ın Ortadoğu programı ve Türk-Amerikan Kültür Toplum’u (TACS) tarafından ortak düzenlenen panele, Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri Bülent Aras ve Pınar Akpınar, Brookings Enstitutüsü’nden de Kemal Kirişçi konuşmacı olarak katıldı.

Türk sivil toplum kuruluşlarının farklı ülkel-erdeki rolünü iki ayrı kategoride inceleyerek, devlete bağlı yardım kuruluşlarının “yüksek seviye” yardımlarda bulunarak doğrudan farklı devletlerle ilişkiye geçtiğini, “düşük seviye” sivil toplum kuruluşlarının da farklı ülke- lerde sokaklara inerek, halkla bire bir ilişki haline geçtiğini belirten Sabancı Üniversite-si öğretim üyesi Bülent Aras Türkiye’nin dış politikasında yapmış olduğu açılımlarla sivil toplum kurumlarının önemine vurgu yap-arak, Somali, Suriye ve Filipinler gibi ülkelerde yapmış oldukları çalışmaları anlattı.

Aynı zamanda misafir araştırmacı olarak Wilson Center’da görev yapan Bülent Aras, şunları kaydetti: “Türkiye’nin Myanmar’da veya Filipinlerde yapmış oldukları faali-yetlerde sivil toplum kurumlarının rolü önemlidir. Bu bağlamda, İHH, Filipinler- de hükümet ile Moro (İslami Kurtuluş Cephesi) arasında devam etmekte olan

barış sürecini takip rolü oynamaktadır.”Panelde, Deniz Feneri Derneği, İHH İn-

sani Yardım Vakfı, Yeryüzü Doktorları gibi sivil toplum kurumlarının çalışmaları ele alındı. “Yardım dağıtımı konusunda dini bir ayrımcılık yapılmamaktadır”Pınar Akpınar ise Türkiye’deki sivil toplum örgütlerinin karakteristik özelliklerini analiz ederek, birçok kurumun özel bağışlar üze-rinden ekonomik olarak desteklendiğini ve hukuki danışmanlık, eğitim gibi alanlarda çalışmalar yaptıklarının altını çizdi. Ak-pınar, birçok sivil toplum kurumunun İs-lami hassasiyetler taşıdığını fakat yardım ulaştırılan bölgelerde dini değerlerine bakılmaksızın herkese yardım edildiği-ni söyledi. Akpınar, “Yardım dağıtımı ko-

nusunda dini bir ayrımcılık yapılmamaktadır” ifadesini kullandı.

Brooking Enstitüsü’ne bağlı Ortadoğu çalışmaları yapan Kemal Kirişçi ise, pan-elde sözü geçen yardım kuruluşlarının niteliği konusunda bir eleştiride bulundu. Bülent Aras ve Pınar Akpınar tarafın-dan incelemeye alınan insani yardım kuruluşları arasında neden sadece “din-dar’’ kuruluşların olduğu eleştirisini ge-tiren Kirişçi’ye, Pınar Akpınar, maalesef uluslararası alanda yardım faaliyetleri yapan, Türkiye sınırlarını aşan yardım kuruluşlarının sadece ‘’dindar’’ diye ni-telendirilen kuruluşlar olduğunu, diğer kuruluşların faaliyetlerini Türkiye’nin dışına taşımadığı bilgisini aktardı. Pınar, ayrıca söz konusu kuruluşların kendile- rini ‘’dindar’’ kuruluşlar olarak tanım-lamadığını da sözlerine ekledi.

Öte yandan Türkiye’nin nüfusa oran-la dünyanın en çok yardım yapan ülke-si olduğunu, genel sıralamada da ABD ve İngiltere’nin ardından üçüncü ülke olduğunu belirten Bülent Aras, Forum USA’ya yaptığı açıklamada, “Türkiye bu hayırseverliğini dünyaya duyurmakta çok başarılı değil. Türkiye kökenli insani yardım kuruluşlarının çabaları özellikle batı ülkelerinde bu tarz etkinliklerle çok iyi anlatılmalı’’ dedi. AA, ANA

Ortadoğu'daki son gelişmeler Türkiye’yi Alman medyasında birinci gündem maddesi haline getirirken, dış politika uzmanları ve yorumcuları, Türkiye'nin stratejik öneminin, AB ve NATO için arttığı değerlendirmesini yapıyor.

Julian Reichelt, Alman Bild gazete-sinde yayımlanan yorumunda, “Türkiye en büyük düşmanımız DAEŞ’i bombalıyor, bu iyi. Ancak eş zamanlı olarak DAEŞ’e karşı savaşta fiilen müttefikimiz olan Kürtleri de bombalıyor, bu kötü. Batı bu durumda nasıl bir tavır sergilemeli?” ifadesini kullandı.

"Türkiye’nin dışlanması hataydı"Reichelt şöyle devam etti: "Ders çıkartıl-malı! Ortadoğu’da tarihsel olarak istikrarın sağlanmasında belirleyici güç olan Tür-kiye’nin Avrupa’dan dışlanmasının en büyük jeopolitik hata olduğu artık ka-bul edilmeli. Türkiye’nin bölgede en önemli ortağımız olması gerektiği artık kavranmalı. İkinci sınıf müttefikler-le NATO’nun küresel terörle mücadele edemeyeceği anlaşılmalı."

NATO eksenine odaklanılmalıGünümüzde sorunları anlamak için AB’den çok NATO eksenine odak-lanılması gerektiğine işaret eden Jan-ning, Türkiye’nin güvenlik çıkarlarının, NATO üyeliği boyunca çoğu zaman NATO gündeminin ilk sıralarında yer bulamadığını söyledi.

ECFR uzmanı Janning, Türkiye’nin bölgesinde istikrarı sağlayıcı en önem-li aktörlerden biri olabileceğine dikkat çekti ve şöyle konuştu:

“Türk ve Avrupalı siyasetçiler artık şunu anladı: Eski düzene dönüş ihtimali olmayan, değişime sahne olacak has-sas bir bölgede Türkiye kilit ve büyük öneme sahip bir devlet. Türkiye istikrar sağlayıcı aktörlerden biri olabilir. İşte tam da bu angajmanı hak ediyor. Ama bu, Türkiye’nin Avrupa’dan kopuşuna zemin hazırlayacak bir politika için kul-lanılmamalı. Bazı Türk politikacılarının ‘hadi Avrupa’ya Doğu’ya yüzümüzü çe-virmemizin yaratacağı riskleri gösterelim’ düşüncesiyle bunu yapmaya çalıştıklarını biliyorum. Bu çok tehlikeli bir politika.”

Josef Janning, yakınlaşma için her iki tarafa görev düştüğünü aktararak; “AB’nin Türkiye’ye vereceği mesaj ‘NATO antlaşması kapsamındaki taahhütler her-hangi bir soru işareti olmaksızın geçer-lidir’ olmalı. Öte yandan AB açıkça Tür-kiye ile siyasi ve ekonomik ilişkilerin ciddiye alındığını göstermelidir. Özetle AB Türkiye’ye ‘Size odaklıyız, ortağınız olarak güvenlik ve iktisadi çıkarlarınızı önemsiyor, ciddiye alıyoruz’ mesajını vermeli. Türkiye daha açık ve düzenli iletişime, istişareye açık olmalı.” dedi.

Türkiye’nin stratejik önemi arttı

Diyanet İşleri Başkanlığından Amerikalı Türk öğrencilere “Değerler Eğitimi Kampı”

JULIANREICHELT

BÜLENT ARAS, PINAR AKPINAR, KEMAL KİRİŞÇİ

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bünyesinde Uluslararası İlahiyat Programı kapsamında Ameri-kalı Türk öğrencilerin Türkiye’de dini ve kültürel eğitim almaları amacıyla 20 günlük Bursa Değer-ler Eğitimi Kampı düzenlenecek.

23 Temmuz’da kampa katıl-mak üzere New York Sosyal ve Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Mollaoğlu ve ekibi tarafından Türkiye’ye uğurlanan ekip, bura-

da dini ve kültürel değerler üzer-ine eğitim alacak ve Bursa, İstan-bul, İznik, Uludağ gibi şehirleri görüp gezme fırsatı elde edecek.

En çok katılımın Burlington bölgesinden olduğunu belirten Selimiye Camii din görevlisi Ömer Okuyucu programla ilgi- li yaptığı açıklamada: “Ameri-ka genelinden 12 yaş üstü, 37 öğrencimiz Bursa’da kendile-rine tahsis edilecek yurtlarda 20

gün boyunca Kur’an-ı Kerim ve ahlak bilgisi gibi milli ve mane-vi değerlerimize ilişkin dersleri kapsayan bir kampa girecekler. Hafta sonları ise İstanbul, İznik ve Uludağ gibi şehirleri gezip görecekler. İlahiyat fakülteleri-nin eğitim içeriklerinin tanıtıla-cağı kampın öğrencilerimizin Türkiye’de eğitim görmeleri konusunda teşvik edici ola-cağını düşünüyoruz.” dedi. ANA

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 18

ABD ve Küba arasında resmi olarak 1961’de kopan iplerin 54 yılın ardından tekrar bir araya getirilmesi için çalışmalar başladı. Diplomatik ilişkiler yeniden kurulurken karşılıklı büyükelçiliklerin açılmasıyla normalleşme aşamasında politik ve turistik açılımlar hız kesmeden devam ediyor. Tüm bu süreçleri ve Küba kültürünün Ameri-ka’daki sanat hayatına etkilerini Kübalı Ku-ratör Sanat Tarihi Profesörü Elvis Fuentes ile konuştuk. Fuentes’in Havana doğumlu ve Amerika’da sanat tarihi üzerine dokto-ra yapan bir kuratör olmasının yanı sıra eşinin Türk olması da konuşacak konuları çeşitlendirdi.

Fuentes’e ilk olarak Amerika ile Küba arasında yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmelerin sanat dünyasına yansıma-larını sorduk...

Fuentes yaşanan gelişmelerin şimdiden heyecan yarattığını belirterek, iki ülke arasındaki ilişkileri çok fazla değiştireceği-ni belirtti. Açılan elçiliklerin hem Küba’da-ki Amerikalıların hem de Amerika’daki Kübalıların ne kadar önem taşıdığının göstergesi olduğunu, Küba’da bununla ilg-ili büyük bir heyecan yaşandığını anlattı. Gelişmelerin sanat dünyasına yansıyıp yansımadığına ilişkin sorumuzu ise şöyle yanıtladı: “Gelişmeler yeni de olsa, sanat

dünyasını da etkilemeye başladı. Ayrıca Amerika’da yeni yeni Küba sanatı ilgi odağı haline geliyor. Örneğin bana birçok yerden teklif gelmeye başladı. Teklifler arasında, Küba sanatıyla ilgili konuşma yapmaktan, sergi açmaya birçok istek var. İleride tabii ki çok büyük bir değişim olacak, fakat kısa dönem içerisinde kesinlikle Küba’daki sanat dünyası için zorlu bir süreç yaşanacak. Kü-ba’daki sanatçıların birçoğu sistemin pro-pagandisti olduğu için, bu değişiklik onlara devletin istediği sanat üretiminin dışında da bir şeyler üretmelerini sağlayacak.”

Fuentes’in Küba’da doğup büyümesi, Amerika’da sanat tarihi üzerine aldığı eğiti-mi ve eşininin Türk olması kültürel bir mo-zaiğin de yansıması gibi. Bu üç ülkeyi Fuen-tes’in sanatsal perspektifinden dinleyelim;

“Küba 56 yıl diktatörlük yaşamış küçük bir ada. Müzelerden sanat galerile- rine ve hatta okullara kadar gerçekleşen tüm sanatsal çalışmalar adeta rejimin birer propagandası. Bugüne kadar dev-letin dışında hiçbir özel koleksiyoncu yoktu. Yakın zaman önce sanatçıların eserlerini turistlere satmalarına izin verildi. Eserler batı yarım kürenin ko-munist, fakir bir ülkesinin egzotizmini yansıtan ticari amaçlı doğa resimlerin-den ibaretti. Tabii istisnai eserlere birkaç yerde rastlamak mümkün.

Amerika; büyük bir kıta ve bu

yüzden de nerede, ne oluyor bilmek çok zor. Birçok büyük şehrinde son derece dinamik olan kendi yerel sanat sahnele-ri var. Gelişen sanat pazarında büyük bir emperyalizm dalgası var. Enstitüler artık çok daha deneysel, adeta şirketlere dönüştü. Hatta sanat eğitimi dahi ka-zançlı bir iş haline geldi. Bu yüzden büyük bir kredi borcuyla mezun olan sanatçılar kendilerini bekleyen burs geri ödemelerinden ötürü entelektüellikten ziyade ticari eserler üretmeye yöneliyor.

Türkiye’de ise durum oldukça farklı. Türkiye’de modernist, Batı yanlısı san-atçılar ve daha gelenekçi sanatçıların

mücadelesi var. Türkiye’de politik-acılar ve sanat dünyasında bulunan insanlar, mutlaka bir yere aitmiş gibi davranıyorlar. Geleneksel sanatçılar, bazı zamanlar geleneklerinin bir zamanlar yeni olduğunu ve geri çe-virildiğini, unutuyorlar. Modern san-atçılar da, kendi geleneklerinin yavaş yavaş yok olduğunu göremiyorlar. Bu yüzden her iki tarafın da farklı sanat dallarını iyi dengelemeleri gerekiyor. Bu denge sağlandığında hem, bir resimde farklı dalların yansımasının mümkün olduğu anlaşılır, hem de tüm dallar için daha üretici çalışmalar ortaya konabilir.

Bir Kübalının gözünden ABD- Küba ve Türkiye

Küba, renkli mimarisi ve eski arabalarıyla turistlerin gezi listelerinin başında geliyor.

ABD Başkanı Barack Obama, 1 Temmuz’da Beyaz Saray’da yaptığı açıklamada, Küba ile ilişkilerin normalleştirilmesine resmi olarak başlama kararı aldıklarını belirterek, karşılıklı olarak büyükelçiliklerin açılacağını duyurmuştu.

ABD ile Küba arasında ilişkil-erin yeniden tesis edilmesi ve normalleştirilmesi kapsamında,

ABD’nin başkenti Washington’da Küba Büyükelçiliği 20 Temmuz’da resmen açıldı. ABD’nin Havana’da-ki diplomatik temsilciliği de gece yarısından itibaren tam kapsamlı büyükelçilik haline gelirken, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin, 14 Ağustos’ta Küba’ya giderek Havana’daki büyükelçiliğin resmi açılışını yapması bekleniyor.

Elvis Fuentes

“İki ülke arasındaki ilişki çok değişecek.”

YAZI; ARZU KULAK, ÇİSİL AÇIKAY

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 19

Nerede olursak olalım ülkemizin is-mini bir yabancıdan duyduğumuz-da hemen merak ederiz, neler biliy-or, hiç Türkiye’ye gitmiş mi, nerelere gitmiş, en çok nereyi beğenmiş... El-bette, Fuentes’e bu soruları ilettik!; Türkiye’yi iki kez ziyaret etmiş İs-tanbul, Çanakkale (Truva), Antalya, İzmir (Efes) ve Konya’ya gitmiş. Ko-munist bir ülkede büyümesi ned-eniyle İslam Sanat Tarihi hakkında çok az bilgi sahibi olduğunu, okulda sadece İspanya’da İslam Halifeliği dönemindeki sanat hakkında bir ders aldığını söylüyor ve bu derste sadece Elhamra gibi birkaç özel mi-mari sanat örneği görebilmiş. New York’a geldiğinde ve Metropolitan Museum of Art’a gittiğinde Türk İslam Eserleri bölümünü gezerken adeta büyülenmiş çünkü o güne kadar Türk kültürü hakkında pek bir bilgisinin olmadığını söylüyor. Türkiye’ye gittiğinde ise mimari yapılarda ve özellikle kaligra-filerde, geçmişten gelen sağlam köklü İslam sanatı görmek onu çok etkilemiş. Kübalı kuratörün gözünden Türkiye şöyle: “İstan-bul’u çok sevdim, özellikle Sultan Ahmet Camii’ni çok beğendim. Aya Sofya muazzam bir yapıt ama Sultan Ahmet ile kıyaslanınca san-ki, Sultan Ahmet’in mimarı, Aya Sofya’nın mimarına, “Mimari ded-iğin bunun gibi olur” diyor. Ama ikisi de ayrı güzelliklere sahip, muazzam yapıtlar. Antalya’daki Hadrian döneminden kalma yapıt-ları (Üçkapılar-Roma İmparatoru Hadrian’ın yaptırmış olduğu anıtsal

kapılar) çok beğendim. Ama Türki-ye’de en çok beğendiğim ve aklım-da kalan yer, Konya’daki Mevlana türbesiydi. Orada hissettiğim özel heyecan ve mutluluğu başka bir yerde hissetmedim.”

ABD - KÜBA İLİŞKİLERİNİN TARİHİ GELİŞİMİ1492’de Columbus tarafından keşfedilen Küba, 1898 İspan-ya-Amerika Savaşı’na kadar İspan-yol sömürgesi altındaydı. 1898’deki İspanya-Amerika Savaşı’nda İspanya’nın yenilmesi Küba’yı bağımsızlığa götürdü. İmzalanan Paris Antlaşması’yla Küba’nın bağımsızlığı kabul edildi an-cak Amerika’nın işgali bitmedi. 1902’de ABD’nin adadan çekilme-siyle Küba tam bağımsızlığına kavuştu. 1955’te Fidel Castro’nun başlattığı Temmuz Harekâtı adlı gerilla hareketi sonucu ülkeyi yöneten Diktatör General Fulgen-cia Batista, 1 Ocak 1959’da ülkeyi terk etti ve Castro Küba yönetimi-ni ele geçirdi.

Castro iktidara geldikten son-ra Küba’daki tüm özel arazileri, Amerikan şirketleri de dâhil tüm özel şirketleri devletleştirdi, bunun sonucu ABD de Küba’ya yiyecek ve ilaç ürünleri dışında ticari ambar-go uygulamaya başladı. Sovyetler Birliği ile giderek yakınlaşan ilişki- ler, ABD’nin Küba ile diplomatik ilişkilerini kesmesine ve 1961’den günümüze iki ülke arasında-ki diyalogun İsviçre üzerinden sürdürülmesine sebep oldu.

İki ülke arasındaki en önemli gelişmelerden biri turizm Geçen yıl tatil için 3 milyon turistin tercih ettiği Küba’ya bu yılın ilk 5 ayında 1,5 milyon turist gitti. Turistik turlar, ABD- Küba arası deniz ve uçak seferlerinin düzenlenmesi ve bu yıl ABD’den gidecek turist sayısının artması en önemli gelişmelerden biriyken Sosyalist Küba’da 5 yıldızlı otel olmayışı da turizmcilerin dikkat çektiği bir başka nokta. Amerika ile ilgili diplomatik gelişmelerle birlikte ilkler de yaşanıyor. ABD’li JetBlue havayolu şirketi, New York-Havana arasında doğrudan uçak seferi gerçekleştiren ilk şirket oldu ve New York-Havana arasındaki direkt uçuşların haftada bir Cuma günü yapılacağını duyurdu.

Amerika ile ilgili diplomatik gelişmelerle birlikte ilkler de yaşanıyor. ABD’li JetBlue havayolu şirketi, New York-Ha-vana arasında doğrudan uçak seferi gerçekleştiren ilk şirket oldu.

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comTEKNOLOJİ 20

1 milyon milden Dünya portresi

iPhone’a 128 GB’lıkekstra depolama alanı sağlayan şarj kablosu

SİM kart tarihe karışıyor

PhotoFast, Lightning bağlantı noktasına sahip iPhone mod-elleri için 64 ve 128 GB’lık eks-tra depolama alanı sağlayan bir şarj kablosu geliştirdi.

iPhone’larda depolama kapasitesini artırmak isteyen kullanıcılara bir çözüm getiren MemoriesCable isimli kablo, iOS platformu için geliştirilen uygulama ile uyumlu şekilde çalışıyor. Kabloya aktarılan dosyalar bu uygulama üzerinden görüntülenebiliyor. Aynı zamanda bu kablo iPhone’lar haricinde iPad’le-rde de kullanılabiliyor. USB bağlantısı sayesinde taşınabilir şarj cihazlarıyla çalışabilen ve böylece iPhone’lara veya iPad’lere ekstra şarj sağlayan kablo, Google Drive veya Dropbox‘taki do-syaların yönetilmesini de mümkün kılıyor.

Fiziksel SIM kart ihtiyacını ortadan kaldıra-cak olan e-SIM için önde gelen iki dev, an-laşmaya vardı.

Elektronik SIM (e-SIM), büyük olasılık-la önümüzdeki yıllarda GSM tabanlı akıllı telefonlarda yaygın hale gelecek. Fiziksel SIM kart gerekliliğini ortadan kaldıracak bu yenilik, birçok avanta-jı da beraberinde ge-tirmiş olacak.

Teknoloji devleri Samsung ve Apple, yeni nesil ürünlerinde bu teknolojiyi uygula-ma konusunda anlaşmaya vardı. Buna göre iki şirket, dünyanın önde gelen GSM oper-atörleri ile görüşerek e-SIM’in bir an önce hayata geçirilmesi için çalışmalar yapacak.

Apple daha önce benzer bir teknolojiyi iPad Air 2’de denemişti. “Apple SIM” olarak adlandırılan teknoloji, tekrar programla-nabilme özelliği ile büyük avantaj sağlıyordu.

Ford araçlarında kullanmaya hazırlandığı yeni nesil far te-knolojisini yayınladığı bir vide- o ile tanıttı.

Yeni teknolojide önde sis farlarının olduğu yere 2 adet hareket edebilen güçlü spot konmakta. Aracın önde bulu-nan ızgarasının içine ise yolu görebilen yüksek çözünürlüklü bir kızıl ötesi kamera konuyor ve bu kamera yolun kenarın-da bulunan hareketli nesnele-ri algılama görevi üstleniyor.

Bunları algıladığı zaman ise araç içi multimedya sistemine görüntüyü aktararak bu nesnelere karşı dikkatli olun-ması konusunda uyarıyor.

Bu sistemin 8’e kadar farklı hareketli nesneyi algıladığını belirten Ford yetkilileri yeni far sisteminin oldukça başarılı sonuçlara imza attığını söylüyorlar. Ford’un geliştir-di-ği yeni nesil far sisteminin gerçek hayattaki uygulamaları merakla bekleniyor.

Amerikan BirBelly firması Amerika’da çöp kutularından internet dağıtımı için çalışmalara başladı. Merkezi Massachu-setts’te bulunan BigBelly isimli teknoloji firması, internet erişim noktası olarak çöp konteynerlerini seçti.

Çöp kutuları sayesinde New York sokaklarında şehir içinde herkes Wİ-Fİ kullanabilecek durumda olabilecek. Geçtiğimiz kış Manhattan’da yapılan

uygulamada BigBelly firması çöp ku-tularından saniyede 50 ile 75 megabit hızında internet sunduğunu açıkladı.Bu hız HD bir filmin 9 dakikada in-dirilmesi 200 fotoğrafın 27 saniyede indirilebilmesine yetiyor. Firma şimdi yüzlerce daha çöp kutusunu Wİ-Fİ nok-tası olarak kullanmayı amaçladıklarını açıkladı.

Artık internet için yüksek faturalar

ödenmesinin önüne geçeceklerini be-lirten firma, bu proje için halktan hiçbir ücret talep edilemeyeceğini de söyledi.

Firma yetkilileri ekranlara alınacak reklamlarla söz konusu hizmetin fi-nanse edileceğini belirtti. Projenin merkez noktasını New York olarak be-lirleyen BigBelly firması en kısa sürede bu hizmeti tüm Amerika‘da vermek istediklerini vurguladı.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), hava taşıtlarında mobil telefon hizmetinin sunulması için 4 işletmeciyi yetkilendirdi.

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ilgili mevzuat uyarınca Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünden (SHGM) alın-ması gereken izinler çerçevesinde söz konusu hizmetin sunumu amacıyla 4 işletmeciye yetki verildi.

Söz konusu yetki, Türk hava sa-

hasında 6 bin metrenin üstündeki irtifa-da, belirlenecek frekans bandında hava taşıtlarında mobil telefon hizmetinin sunulmasını kapsıyor.

Türkiye’de kayıtlı olmayan ancak Türk hava sahasını kullanan hava taşıtlarına kurulacak ve işletilecek mobil telefon sistemi, Türk hava sahasında kullanımı ilgili mevzuata getirilen yükümlülüklere uyulması kaydıyla yetkilendirmeye tabi olmayacak. Ancak söz konusu sistemleri

işletenler, hava taşıtının kayıtlı olduğu ülkeden GSM 1800 mobil telefon sistemi-nin kurulumuna ve işletimine yönelik ge-rekli izni almakla yükümlü olacak.

Söz konusu hizmetin verilebilme-si için havayolu şirketlerinin, SGHM tarafından onaylanan uçaklara mobil telefon hizmet modifikasyonu yapıla-cak. Bu modifikasyon bulunmayan uçaklarda yolcular bu hizmetten yarar-lanamayacak. AA

Amerikan Havacılık ve Uzay Ajanı NASA, ‘Deep Space Climate Obser-vatory’ (DSCOVR) isimli uzay aracının tam 1 milyon mil yani 1.6 milyon kilo-metre uzaklıktan çektiği Dünya fo-toğrafını yayınladı.

Ana amacı, Güneş’in neden old-uğu jeomanyetik fırtınaları önceden tahmin etme imkânı sağlamak olan DSCOVR, Şubat’ta fırlatıldı. Geçen ay, Güneş ile Dünya arasında bulunan ve ‘Lagrange Point 1’ adıyla anılan, yerçekimi açısından stabil hedef noktasına ulaşan uzay aracı, bura-dan Dünya’nın en uzaktan çekilmiş portresini fotoğrafladı.

WI-FI MERKEZİ

WI-FI MERKEZİOLACAK!

OLACAK!

Kazaları önleyebilen “far”

Uçakta “cep” kullanımı

için 4 işletmeciye

yetkiBTK, hava taşıtlarında

mobil telefon hizmetinin sunulması

için 4 işletmeciye yetki verdi

ÇÖP KONTEYNERLERİ ARTIK

ÇÖP KONTEYNERLERİ ARTIK

Issue 178 • August, 2015

Issue 178 • August, 2015www.forumusa.comFORUMUSA 21

Google’dan anında Türkçe görsel çeviri

’un geliri yüzde 39 arttı

Aslan Cecil’i öldürenAmerikalı dişçiye tepki yağıyor

Google Çeviri (Google Translate) uygula-ması ile artık yabancı dildeki yazılar ve gör-sel metinler cep telefonu ekranında anında Türkçe olarak görüntülenebiliyor.

Desteklenen dillerin sayısı son güncellemeyle 7’den 27’ye çıkan uygulama ile artık dilediğimiz metnin görsel çevirisine Türkçe olarak da erişmek mümkün hale geldi.

Türkçe’nin yanı sıra, artık Ukraynaca, Çekçe, ve Hırvatça dillerinde de çeviri yapılabiliyor.

Çevrilmek istenen yazılı metne tele-fon kamerasını doğrultarak anında Türkçe olarak görüntülemeye imkan tanıyan Google Çeviri uygulamasını kullan-mak için internet veya mobil şebeke bağlantısı da gerekmiyor. Uygulamayı açtıktan sonra yazılı metne kameranızı doğrultup anında çevirisine ulaşabiliyo- ruz. Güncellenen Google Çeviri uygula-masında, her bir dil için yaklaşık 2 MB boyutunda küçük bir dil paketi yükle-meniz gerekiyor.

Dünyanın en büyük sosyal paylaşım sitelerinden Facebook’un yılın ikinci çeyreğindeki geliri, önceki senenin aynı dönemine göre yüzde 39 artarak 4,04 mil-yar dolara yükseldi.

Facebook, 2015 mali yılının ikinci çeyreğine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı.

New York Borsası kapandıktan sonra yapılan açıklamaya göre, Facebook 30 Ha-ziran’da biten ikinci çeyrekte, 4,04 milyar dolar gelir ve hisse başına 0,50 dolarla top- lamda 719 milyon dolar net kar elde etti.

Piyasaların beklentisi ise şirketin hisse başına 0,47 dolar net kar ve 3,99 milyar dolar gelir açıklayacağı yönündeydi.

Şirketin geliri, böylece geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artarken, net karı yüzde 9,1 azalmış oldu. Facebook, geçen yılın ikinci çeyreğinde 2,91 milyar dolar ge-lir ve 791 milyon dolar net kar açıklamıştı.

Facebook’un, net karının önceki yılın aynı dönemine kıyasla gerilemesinde güçlenen dolar etkili oldu. Şirket, açıklam-asında, döviz kurundaki dalgalanmaların olumsuz etkileri hesaba katılmadığın-da, gelirinin önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 39 yerine yüzde 50 artmış olacağını bildirdi.

Amerika’nın Minesota eyaletinden diş hek-imi Walter James Palmer, Zimbabwe’de Ulu-sal Park’ta rehberlere 50 bin dolar ödeyerek parkın dışına çıkardığı aslanı yaylı tüfeği ile öldürdü. Palmer, ünlü aslanı öldürme-kten pişman olduğunu dile getirirken sö-zlerine avın yasal olduğu bilgisi içerisinde hareket ettiğini ekledi.

Avın sonunda aslanın kimliğini öğrendiğini itiraf eden dişçi, eğer suç-lu bulunursa 15 yıl hapis cezası ile karşı karşıya. Mahkeme karşısına çıkacak avcı şöyle konuştu:

“Yasal sorumluluklarımın farkında olarak severek yaptığım bir işin, bu aslanın canını aldığı için derin bir pişmanlık duyuy-orum.”Ünlü olduğunu bilmiyordum. Yerel halk tarafından sevilen, ünlü ve bir araştır-manın parçası olan bir aslan olduğunu bilm-iyordum. Yerel profesyonel rehberlerimin yasal av bilgisine güvenmiştim” dedi.

Palmer’ın Cecil’i okla yaraladığı, hay-vanın 40 saat sonra tüfekle vurulduğu, kafa-sının kesildiği ve derisinin yüzüldüğü be-lirtiliyor. Cecil, Oxford Üniversitesi’ne bağlı bir grubun taktığı çipli tasmayı taşıyordu. Avcıların hayvanı öldürdükten sonra çipi devre dışı bırakmaya çalıştıkları ancak başaramadıkları belirtiliyor. Henüz Ameri-ka ve Zimbabwe yetkilileri tarafından kendisiyle iletişime geçilmediğini söyleyen Palmer, yetkililere herhangi bir soruşturma konusunda yardımcı olacağını söyledi.

Tüm dünyadan tepki varAmerikan hayvan severler başta olmak üzere sosyal medyadan dişçiye çok büyük tepki var. Aynı zamanda Türkiye’den de tepki alan olay Twitter’da “Cecil the Lion” etiketiyle protesto ediliyor. Dişçinin Amerika’daki ofisinin önüne tepki içeren mesajlar ve aslan oyuncakları bırakıldı.

Biz bu ülkeye geldiğimizde “tatlı pata-testen kabak tatlısı” yapmayı bilmi- yorduk. Bizde patates kızartması, patates salatası, patates oturtması, patates püresi olurdu, o zamanlar “kumpir” bile doğmamıştı daha!

Tatlı patatesi de bilmiyorduk. “Evvel gelen ahbaplardan” biri, “yirmi yıllıklardan” biri bir akşam davetinde önümüze koyunca öğren-dik.

Bildiğimiz “kabak tatlısı” sandık önce. “Değil,” dedi ev sahibemiz. “Patates bu.”

“Bildiğimiz patates mi?”“Yok... Tatlı patates.”Şairi hatırladık:Sonra âlem değişiverdi,Ayrı su, ayrı hava, ayrı toprak.....Anladım bu şehir başkadır.*

Anladım ki bu patates de başkadır!

Demek bir de tatlı patates varmış dünya yüzünde!

Orta yaşını geride bırakmış, ununu elemiş, eleğini asmış ev sahibesi genç, toy, muhitin yeni-si misafirlerine tarifini veriyordu: “Aynı bal kabağı gibi pişireceksiniz. Soyup dilimleyin. Yayvan bir tence-reye koyun. Üstüne bol şeker serpin. Koyun ocağa....”

Üzeri iri çekilmiş cevizle süslen-miş tatlı patatesten kabak tatlısı...

Alışmak tatlı patatesten kabak

tatlısı yapmayı öğrendiğimiz gün başlar. Tatlı patatesten kabak tatlısı yapmak benim için gurbete alışmak demek olmuştur. Gurbet “alışmak” üzerine kuruludur. Gurbet kelime-sinin peşinden gelen fiillerden biri “alışmak”tır. Alışırsınız! Alışmanın

ne demek olduğunu tam bilemeseniz de alışırsınız.

Alışmak, yabancı bir şeyi, bir yeri benimser olmaktır. Yabancılığını hissetmekle birlikte kabullen-mektir. Aslında alışmak zorunda olduğumuz ilk yer dünya idi; ama o iş çocukluğumuzda olup bittiği için unuttuk. Unuttuk da, ölürken “alıştığımız bir şeydi yaşamak”** diye dünyayı özler olduk.

Alışmak fiilinde benimseyiş, ka-bulleniş, yadırgayış, itiş, çekiş hepsi bir arada kördüğüm olmuş durur. Alışmak çaresizliğe giydirilen kadife kılıftır. Alışmak şikâyet etmemeyi öğrenmektir. Alışmak yabancılık diyarına nazlana nazlana gelen bir dosttur; ama bir kere geldi mi bir

daha gitmez. Hem gitmez, hem dışarıdan geldiği unutulmasın diye mantosunu çıkarmaz.

Alışmak, bukalemun misali olmasa da çevreye uymaktır. Alış-mak, insanoğlunun içinde yaşadığı çevreden aldıklarıyla, kendinden çevreye kattıklarının buluştuğu orta çizgidir.

Alışmak tatlı patatesten kabak tatlısı yapmaktır.

Ne zaman ki tatlı patatesten kabak tatlısı yapmaya başlarsınız, alıştınız demektir.

Fakat görünüşüyle ve hatta aldığınız ilk lokmayla sizi kandıran bu tatlı, bal kabağından yapılan kabak tatlısının, gerçek kabak tatlısının yerini tutamaz. Üçüncü, dördüncü lokmada tadındaki ya-bancılığı fark edersiniz. Anladım dersiniz, bu tatlı başkadır!

Başkadır dersiniz ama, sonra kalkar siz de yaparsınız!

Peki, bal kabağının bu kadar bol olduğu bir memlekette, neden gerçek kabaktan yapılmıyor tatlı? Hele ekim ayında bal kabağından geçilmez or-talık; bal kabağının baş rolü oynadığı cadılar bayramı vardır ayın sonunda. Sanırım, bizim hanımlara kabağın sert kabuğunu soymak zor gelmiş de, tatlı patatesin bıçağa direnmeyen mülâyim derisini tercih etmişler. Tür-kiye’de de kabak tatlısı yapılacağında kabağı soyma işini evin erkeklerine havale eder hanımlar. Burada bak-

tılar ki tatlı patates diye bir şey var, erkeklerin de işi başından aşkın... Biri başlatmış bu tatlıyı. Amerikan mutfağında böyle bir tatlı yok, belli ki bizden biri başlatmış. O mucit kim, bilmem. İlk deneme ne zaman yapıldı, bilmem. Alışmak o meçhul hanımla başlamış. Tatlı patatesin dış görünüş itibariyle bal kabağıyla hiç alâkası yok. Bildiğiniz patates görünümünde. Ama içinin, etinin rengi, kabağın turunculuğunda. O meçhul hanım herhalde bu rengin peşine takılmış.

Alışmak bahsinde tatlı patates- ten yapılan kabak tatlısı bana çok çarpıcı bir örnek gibi gelir. Orta çizgi... Tatlı patatesi bu ülkenin insanları haşlayıp, közleyip, fırınlayıp püre yahut turta yapıp yiyor. Ama biz onu alıp bizim kabak tatlısına dönüştürüyoruz. Üzerinde iri çekil-miş ceviz... Bu toprağın tatlı patate-sini pişiriyoruz ama kendi mut-fağımızın tarifi “kabak tatlısı” olarak pişiriyoruz. Bir çeşit füzyon mutfağı! Kabak olmadığını bile bile, tadında-ki yabancılığı farkede ede yiyoruz, “lezzetli” diyoruz. Gurbete alışmak tam da böyle bir şey.

Yenilerden, bir iki yıllıklardan “tatlı patatesten yapılma kabak tat-lısını” yemeyenler varsa eğer, hemen yemelerini tavsiye ederim.*Cahit Külebi, **Cahit Sıtkı Tarancı

Kabak Tatlısı Otuz Yıllıklar Kulübü

“Alışmak tatlı patatesten kabak tatlısı yapmayı öğrendiğimiz gün başlar”

AyşeGöktürk Tunceroğlu

Cecil, Zimbabwe’nin ünlü Hwange National Parkı’nın önemli bir turistik çekim etkeniydi.

www.forumusa.com 22

Obama, Ramazan Bayramı dolayısıy-la yayımladığı mesajda, “Ben ve eşim Mi-chelle, Ramazan Bayramı’nı kutlayan ABD ve dünya genelindeki Müslümanlara en sıcak dileklerimizi sunuyoruz” ifadesini kullandı.

Müslümanların, Ramazanın ruhani ye-nilenme ve yoksullara yardım etme zamanı olduğunu kendilerine hatırlattığını belirten Obama, Ramazan Bayramı’nın kutsal ayını son-landırırken aynı zamanda da bireylere kutlama ve şükranlarını sunma imkanı verdiğini kaydetti.

ABD’li Müslümanların bayramı kutlarken bayramın, her bir Amerikalıya tüm din ve in-

ançlara saygı gösterilmesinin önemini kendile-rine anımsattığını vurgulayan Obama, yıl içinde New York şehrinde okulların takvimlerine Noel ve Hanuka bayramlarının yanına Ramazan Bayramı’nı eklediğini ve Güney Carolina’da-ki kilise saldırısının ardından, yakılan kiliseler için genç bir Müslümanın 75 bin dolar yardım toplanmasına öncülük ettiğine dikkati çekti.Obama, mesajını şöyle tamamladı:“Ben ve Michelle bugünün hem ABD’de-ki hem de dünya genelindeki sizlerin ev-lerine mutluluk getirmesini ümit ediyo-rum. Ramazan Bayramınız mübarek olsun.”

ABD Başkanı Barack Obama, ABD ve dünya genelindeki tüm Müslümanların Ramazan Bayramı’nı kutladı.

Obama Ramazan Bayramı’nı kutladı

Başkent Washington civarında yaşam-larını sürdüren ve aralarında Türklerin de bulunduğu Müslümanlar bayram namazı için camiye geldi. Gelen kişi sayısı caminin kapasitesini doldurunca cemaat, caminin avlusunda ve dışında namaz kıldı. Bayram namazı için gelen yaklaşık 2 bin Müslüman namaz sonrası birbiriyle bayramlaştı.

“Bayram namazındaki manzarayı görünce 4 yıllık yorgunluğumuz gitti”Washington Din Hizmetleri Müşa-viri Yaşar Çolak, “Her milletten her renkten her tenden her İslam ülkesin-den Müslümanların akın akın camiye geldiğine şahit olduk. Caminin ruhu-na uygun bir sonuç ortaya çıktı. Cami-

ler Müslümanları bir araya getiren, top- layan, onların kalplerini gönüllerini birleştiren mekanlardır, insanları ayıran değil, bütünleştiren mekanlardır. Bu camimiz sadece Türk kökenli Müslüman-ların değil İslam coğrafyasının her yerin-den bu ülkeye göç eden Müslümanların, Amerikalı Müslümanların da gönülleri-ni birleştirmiştir. Kapasitemizin iki katı olan 2 binin üzerinde insan gelmiştir. Camimizin avlusunda insanlar bayram etti. Bayramı doya doya yaşadı. Bayramın

ruhunu hücrelerine kadar hissettiler. Amerika’da yaşayan Müslümanların kalbini kazandık. Bunu görmek bizim için de çok mutluluk verici. Caminin inşaatında 4 yıldan beri yoğun bir şekilde çalışıyorduk ama bugün bütün yorgunluklarımız bu güzel manzarayı gördükten sonra bitti.” dedi.

Uzun yıllardır ABD’de yaşayan Ali Solmaz da bayram namazını eda ettiklerini, kendilerini Türki-ye’de gibi hissettiklerini kaydetti.

Los Angeles’ta bayramı evsizlerle kutladılarGüney Kaliforniya Türk Amerikan Derneği (ATASC) ve Los Angeles Mission iş birliğiyle düzenlenen ye-mekte ABD’deki Türk toplumunun temsilcileri, yaklaşık 500 evsizi ağır-ladı. Etkinlikte Türkiye’yi tanıtan broşürlerin yer aldığı stant açıldı.

ATASC Başkanı Burcu Tansu, bayramı evsizlerle kutlamaktan mut-luluk duyduklarını söyledi. İçinde yaşadıkları toplumun ihtiyaç sahibi üyelerine yardım etmek istedikleri- ni belirten Tansu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Örf ve adetlerimizi bu toprak-larda yaşatırken toplumun diğer üye-lerine de kendimizi hatırlatmak ve

yardıma ihtiyacı olanlara el uzat-mak amacıyla böyle bir buluşma organize ettik. Los Angeles’ta 53 bin evsiz ve yardıma muhtaç var. Yaşadığımız bu toprakların prob-lemlerinin çözümüne bir nebze de olsa katkı sunmak istiyoruz. Türkiye’de birçok dernek ve or-ganizasyonda bu tür projelere önderlik etmiş biri olarak bizden daha az şanssızlara ulaşmanın o insanların dünyasında nasıl fark yarattığını biliyorum.”

Amerika’da 1953’te kuru-lan ATASC, bine yakın üyesiyle bağış ve desteklerle faaliyetlerini sürdürüyor.

ABD’nin başkenti Washington yakınlarında bulunan Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’ndeki camide ilk kez bayram namazı kılındı

Washington’da 2 bin Müslüman bayram namazı kıldı

New Jersey’deki Türkler camide bayramlaştıNew Jersey’in Cliffside Park kentinde-ki Diyanet’e bağlı Bergen Camisi’nde bayramlaşma töreni düzenlendi. Sabah erken saatlerde camiye gelen Türk vatan-daşları bayram namazı için saf tuttu. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Nurullah Ya-zar, Diyanet İşleri Başkanlığının bu yılki Ramazan Bayramı hutbesi için belirlediği birlik, beraberlik, paylaşma ve kardeş-lik konuları üzerine vaaz verdi. Vatan-daşlar bayramlaşmanın ardından cami bahçesinde düzenlenen kahvaltıya katıldı.

Çocuklara şeker ve oyuncak dağıtıldıBayramlaşma programından sonra Ramazan ayı süresince cemaatten top- lanan bağışlarla alınan oyuncak ve şekerler, çocuklara dağıtıldı. Aileler, çocuklar için hazırlanan sürprizlerden çok memnun kaldıklarını belirtirken, çocuklarının Türkiye’de bile böyle coşku-lu bayram yaşamadıklarını dile getirdi.

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 23

ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey yet- kilisi, Suriye’nin kuzeyinde bulunan, DAEŞ'in kontrolündeki alanın temizlen-mesi için Türkiye’ye ihtiyaçları olduğunu, ancak ‘güvenli bölge'de Türk veya ABD askerlerinin yer almayacağını söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı üst düzey ye-tkilisi, Suriye'nin kuzeyindeki DAEŞ'in kontrolündeki alanın temizlenmesi için Türkiye'ye ihtiyaçları olduğunu, ancak 'güvenli bölge'de Türk veya ABD asker- lerinin yer almayacağını ve burada faa-liyet gösterecek ılımlı muhaliflerin de Türkiye ve ABD'nin karşılıklı muta-bakatıyla belirleneceğini söyledi.

Bakanlık yetkilisi, DAEŞ'e karşı mü-cadele kapsamında oluşturulan uluslar-arası koalisyonun çabalarına ilişkin tele-konferans yoluyla düzenlenen bil-gilendirme toplantısında, Türkiye ile bu konudaki görüşmelerinin 9-10 ay önces-ine kadar uzandığını ve bu sürenin gayet yapıcı geçtiğini kaydetti.

Türkiye ile önce Suriye'deki ılımlı muhaliflere eğit-donat programı veril- mesi üzerinde anlaştıklarını hatırlatan yetkili, Türkiye ile DAEŞ'in Suriye'de-ki ağlarını gerçek anlamda ele almaya yardımcı olması için Suriye'de çeşitli izleme formları oluşturulması noktasın-da da Ankara ile anlaşmaya vardıklarını ifade etti. Yetkili, Türk üslerinin ABD'nin insanlı ve insansız hava araçlarına açıl-masında mutabık kaldıklarını anımsattı.

Türkiye ve ılımlı muhaliflerle, Suri-ye'nin kuzeyinde DAEŞ'in kontrolünde-ki sınırın son uzantısını da örgütten temizlemeye başlamak için koordi-nasyon içinde çalışma ihtimallerini ele aldıklarını dile getiren yetkili, "Bu alan 98 km civarındaki bir alan. Türkiye ile bu konuda çok yakından çalışmak istiyoruz

ve sınırın bu uzantısını da gerçekten kapatabilmek için Türkiye'ye ihtiyacımız var" diye konuştu.

"Alandaki gruplar ABD ve Türki-ye'nin mutabakatıyla belirlenecek"Bu 98 km'lik alanın uçuşa yasak bölge olmayacağına işaret eden yetkili, "Bu-ranın nasıl görüneceği, derinliği ve bu noktada yöntemin ne olacağını Türkiye ile istişare edeceklerini, bunun DAEŞ'in alandan çıkarılması ve hayatın normale dönmesine imkan tanınması amacı doğrultusunda yapılacağını" bildirdi.

"Eğer PKK saldırılarda bulunmasaydı..."DAEŞ ile mücadele kapsamında Türki-ye'deki üslerin ABD ve koalisyon güçleri-ne açılması konusunda anlaşmaya iki hafta önce varıldığını ve ABD Başkanı Barack Obama ile Cumhurbaşkanı Re-cep Tayyip Erdoğan'ın anlaşmayı ele al-dığı görüşmeden hemen önce PKK'nın Türkiye içinde bir dizi terör saldırıları düzenlediğini dile getiren yetkili, "Bu saldırılar, Türkiye'nin Kuzey Irak'a hava saldırıları düzenlemesini tetikle-di. Biz de Türkiye'nin kendini savunma hakkı olduğunu söyledik ve PKK'ya karşı çabaları noktasında onları tama-men destekliyoruz. PKK konusunun bizim DAEŞ'e karşı mücadeleye yönelik Türkiye ile yaptığımız görüşmelerle bir bağlantısı yok" dedi.

Yetkili ayrıca, "Eğer PKK Türkiye'de bir dizi saldırılarda bulunmasaydı Tür-kiye'de Kandil Dağı'ndaki PKK'ya hava saldırısı düzenlemezdi. Dolayısıyla bu-radaki tetikleyici faktör, örgütün, Türk polis ve askerlerinin ölmesine neden olan saldırılarıdır. AA

Turkish Heritage Organization tarafından düzenlenen panelde uzmanlar, Türkiye ve ABD'nin detaylarını tartıştığı "Uçuşa yasak bölge" ve "DAEŞ'ten temizlenmiş bölge" projelerini tartıştı.

Washington Enstitü uzmanlarından Soner Cagaptay, "DAEŞ'ten temizlenmiş bölge" projesinin hem Türkiye'nin hem de ABD'nin önceliklerine hizmet ede-ceğini söyledi.

Turkish Heritage Organization (THO) tarafından ABD'nin başkenti Washing-ton'da düzenlenen panelde, Türkiye ve ABD'nin detaylarını tartıştığı "Uçuşa yasak bölge" ve "DAEŞ'ten temizlenmiş bir bölge" projeleri masaya yatırıldı. RAND Kurumu adlı düşünce kuruluşunun Avrupa Güven-liği Masası Şefi Stephen Larrabee'nin opera- törlüğünü yaptığı panele, Cagaptay'ın yanı sıra Ulusal Stratejik Çalışmalar'dan Denise Natali ve THO Başkan Yardımcısı Ali Çınar konuşmacı olarak katıldı.

Cagaptay, Türkiye'nin, Suriye sınır hat-tında faaliyet gösteren terör örgütü DAEŞ'e karşı yaptığı operasyonlardan sonra, tekrar gündeme gelen "Uçuşa yasak bölge" tartışmasına değindi.

ABD'li yetkililerin Türkiye'nin daha önce değerlendirdiği "Uçuşa yasak bölge" planının, ABD tarafından "DAEŞ'ten temiz- lenmiş bir bölge" olarak adlandırdığını ve bu planın Türkiye'nin önerdiği projeyle tama-men aynı olmamasının yanında birçok benzerliği olduğunu dile getiren Cagaptay, "Bu proje iki amaca hizmet etmiş olacak. Öncelikle DAEŞ'i bölgeden uzaklaştırmış

olmakla birlikte aynı zamanda Rakka'ya giden yolu da kesmiş olacak. Ayrıca, ya-bancı savaşçıların da geçişi engellenmiş ola-cak. İkinci olarak da muhalifler bu bölgede yapılanmış olacak" dedi.

Natali de ABD'nin, Türkiye'nin terör örgütü PKK konusundaki hassasiyetini çok iyi hesaplayamadığını anlatarak, "2-3 yıldır Türkiye ve ABD arasında heyecanlı bir diplomatik trafik gerçekleşmiş olması-na rağmen, ABD, önemli bir bölgesel güç

ve NATO üyesi olan Türkiye’yi YPG’ye değişmez" değerlendirmesinde bulundu.

Natali, "Uçuşa yasak bölge" ve "DAEŞ'ten temizlenmiş bir bölge" tartışmalarının aynı plana işaret etmediğini belirtirken, "Bu tartışma, ABD ve Türkiye'nin önceliklerini ön plana çıkartıyor. Türkiye, PKK ve Beşşar Esed'i önceliği olarak görürken, ABD yöne-timi ise DAEŞ'i öncelik olarak görüyor. Bu bağlamda, bu iki proje, farklı önceliklerin göstergesidir" diye konuştu.

THO Başkan Yardımcısı Ali Çınar ise son günlerde Türkiye'de meydana gelen terör saldırılarından sonra öne sürülen "çözüm sürecinin bittiği" bağlamındaki tartışmalara ilişkin, bu sürecin Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldığına dikkati çekerek, "Bu mesele daha önceki siyasal iktidarlarda mevzu haline dahi gelmedi, Erdoğan'a kadar Türkiye muhalefeti bu konuda ortaya çok da yapıcı planlar sunmadı" dedi.

ABD’li ve Türk uzmanlar “güvenli bölge” yi tartıştı

ABD: "Güvenli bölgede Türk veya ABD askeri bulunmayacak"

Batı Şeria’da Yahudi yer-leşimcilerin düzenlediğin-den şüphelenilen kundak-lama olayında yakılan evin içinde kalan 18 aylık bebek yanarak yaşamını yitirdi.

Görgü tanıkları anne ile babanın dört yaşın-daki büyük çocuklarını da alarak kaçtıklarını, ancak bebeklerini kurtara-madıklarını ifade etti. Ali Said Davabşa adlı bebeğin olay yerinde öldüğü, kaç-mayı başaran aile fertler-inin de ağır yaralandığı belirtiliyor.

Evin yakınlarında fark edilen bir duvar yazısın-da ise İbranice ‘İntikam’ yazıldığı dikkat çekiyor. Kundaklama olayında yakınlardaki bir diğer evin de hasar gördüğü belirtiliyor.

Twitter hesabından açıklama yapan Netanyahu “Bu her açıdan bir terör eylemidir. İsrail devleti yapanın kim olduğuna bak-maksızın terörizme karşı sert bir tavır sergiler.” dedi.

Filistinli bebek yakılarak öldürüldü

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 24

Citigroup müşterilerine 700 milyon dolar ödeyecek Dünyanın en büyük bankaların-dan Citigroup, kredi kartlarına ilişkin ek hizmetlerde uygunsuz ücretlendirme yaptığı gerekçesiy- le müşterilerine 700 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Banka, ayrıca iki federal kurum tarafından 70 milyon dolar cezaya çarptırıldı.

New York merkezli Citi-group’tan yapılan yazılı açıklam-ada, Tüketicinin Finansal Hak-larını Koruma Dairesi (CFPB) ve ABD Para Denetim Ofisine

(OCC) ile sağlanan anlaşma kapsamında uygunsuz fatu-ralama ve yanıltıcı ek hizmetler-den etkilenen müşterilere 700 milyon dolar geri ödeme yapıla-cağı bildirildi.

Citi, daha önce kredi puanı gözlemleme, borç önleme ve bütçe koruma gibi hizmetlerin satışını durdurdu ve telefonda hızlı ödeme için artık herhangi bir ücret alınmayacağını açıkladı.

Bu arada, Tüketicinin Finansal

Haklarını Koruma Dairesi’nden yapılan açıklamaya göre, Citi-group’un kredi kartı hizmetleri-ne yönelik uygunsuz ve yanıltıcı faaliyetleri 2000’li yılların başın-da başladı ve yaklaşık 8,8 milyon müşteriyi etkiledi.

Benzer uygunsuzluklardan ötürü cezaya çarptırılan diğer fi-nansal kuruluşlar arasında Bank of America, JP Morgan Chase, US Bank, American Express ve Dis-cover da yer alıyor. AA

En iyi bin üniversite arasında Türkiye kaçıncı sırada?

Giresun Ticaret borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Temel Yanıkoğlu, dünyanın ilk fındık borsasının Giresun’da kurula-cağını bildirdi.

GTB’ce hazırlanıp Avrupa Birliğince desteklenen Giresun Fındık Lisanslı Deposu ve Spot Bor-sası Projesi kapsamında, fındığın alım-satım işlemleri ilk kez elek-tronik ortamda gerçekleştirilecek. Avrupa Birliğince desteklenen projede yüzde 40 seviyesine ge-

lindiğini dile getiren Yanıkoğlu, 2016 yılında hizmete açılması planlanan lisanslı depo ve borsa-da 17 bin ton fındığın depolanabi-leceğini belirtti.

Fındığın kalbini Giresun’a getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Yanıkoğlu, “Türkiye’de ve dünyada, elektronik ortamda fındığın alınıp satıldığı bir borsa yok, bu işlemler burada olacak. Dünyanın ilk fındık borsası Gire-sun’da kuruluyor” dedi.

Harvard Üniversitesi, 1000 okul içinde en iyisi oldu. Liste, sekiz temel gösterge-ye göre belirlendi. Bunlar arasında en önemli göstergelerin, eğitim kalitesi, mezunların işe girme oranı ve etkinlik

olduğu ifade edildi. En iyi 1000 üniversite arasında ilk 20’de 15 tane ABD üniversi-tesi yer aldı.

Harvard Üniversitesi’nden sonra, Stand-ford Üniversitesi ikinci sırada bulunuyor.

Türkiye’den 10 okul listede En iyi 1000 üniversite içinde Türkiye’den de 10 okul listeye girdi. Buna göre Ortadoğu Teknik Üniversitesi 470’inci sırada, İstanbul Üniver-sitesi 623’üncü sırada, Hacettepe Üniversi-

tesi 634, Ankara Üniversitesi 725, İstanbul Teknik Üniversitesi 742, Ege Üniversitesi 779, Boğaziçi Üniversitesi 837, Bilkent Üniversitesi 842, Gazi Üniversitesi 852, 9 Eylül Üniversitesi 954’üncü sırada yer aldı.

Obama’nın danışmanı, IMF’ye baş ekonomist olduABD Başkanı Barack Obama’nın Ekonomi Danışmanı Maurice Obstfeld, Uluslararası Para Fonu’na (IMF) Baş ekonomist ve Araştırma Bölümü Direktörü oldu.IMF'den yapılan yazılı açıkla-maya göre, Başkan Christine Lagarde, Obstfeld'i IMF'nin yeni Baş ekonomisti ve Araştırma De-partmanı Direktörü olarak atadı.

Lagarde, konuya ilişkin olarak “Maurice'nin Fon'a katılmasından ötürü çok heye-canlıyım. O, olağanüstü akade-mik sicili ve engin uluslararası

ekonomi deneyimiyle IMF'ye bu önemli zamanda liderlik etmek için fevkalade iyi bir seçim. Kendisi, uluslararası ekonomi üzerine çalışmalarıy-la tüm dünyada tanınıyor ve en etkili makroekonomistlerden biri olarak değerlendiriliyor” ifadesini kullandı.

Görevi, geçen günle-

rde emekliye ayrılan Oliver Blanchard'dan devralacak Ob-stfeld'in, Obama'nın Ekonomi Danışmanları Konseyi üyesi ol-ması dikkati çekti.

Aynı zamanda, Califor-nia Üniversitesi Berkeley Kampüsü'nde Ekonomi Pro-fesörü olan Obstfeld, yeni göre-vine 8 Eylül'de başlayacak.

‘Dünyanın ilk fındık borsası Giresun’da kuruluyor’

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 25

Otomobil üreticisi Fiat Chrysler, yaklaşık 1,4 milyon aracını "internet korsanlarının araçların yazılımlarına radyoları üzerinden müdahale ede-bileceği" gerekçesiyle geri çağırdı.

Şirketten yapılan açıklamada, araçlara yöne-lik izinsiz müdahalelerin engellenmeye çalıştığı be-lirtildi. Fiat Chrysler, geri çağırmanın azami tedbir niteliğinde olduğunu ve şu ana kadar müşterilerinden konuyla ilgili herhangi bir şikayet alınmadığını bildirdi.

Şirketin geri çağırdığı araçlar arasında 2015 model Jeep Cherokee, Grand Cherokee, Dodge Challenger ve Viper mod-elleri yer alıyor. Sayıları yaklaşık 1,4 milyonu bulan araçların bilgisayar sistem-leri güvenlik önlemlerini artıracak şekilde güncelle-necek.

Fiat Chrysler'ın hissel-eri açıklamanın ardından yüzde 1,5 değer kaybede- rek hisse başına 15,32 dolara geriledi. AA

İngiltere’de yayınlanan dünyaca ünlü ekonomi gazetesi Financial Times satıldı. FT’nin 1.3 milyar dolar karşılığında Japon ekonomi haberleri ajansı Nik-kei’ye satıldığı açıklandı.

Asya’nın en büyük ekonomi haberleri ajansı olan Japon Nikkei’nin dünyaca ünlü İngiliz ekonomi gazetesi Financial Times’ı satın aldığı belirtildi. Nikkei bu satın alma için İngiliz yayıncılık devi Pearson’a 1.31 milyar dolar ödeyecek. Anlaşmanın dünyaca ünlü ekonomi der-gisi The Economist’in yüzde 50’lik hissesini kapsamadığı belirtildi. The Economist’in yüzde 50 hissesi Pearson Yayıncılık’ın elinde bulunuy-ordu. İngiliz yayıncı Pearson sahibi olduğu Financial Times gazetesini bir “küre-sel dijital haber şirketine” satılmasına ilişkin görüşm-elerin tamamlanmak üzere olduğunu açıklamıştı.

Havacılıkta geçen yılı rekorla kapatan Türkiye’nin, yolcu sayısı açısından 200 milyon sınırını 2017’de aşması bekleniyor.

Devlet Hava Meydanları İşletme-si (DHMİ) Genel Müdürlüğü, Uçak, Yolcu, Yük Serisi ve Tahminleri Rapo-ru’nu revize etti.

Buna göre, geçen yıl direkt tran-sit yolcular dahil 166 milyon 181 bin 339 olan havayolu yolcu sayısının, bu yıl yüzde 7 artışla 178 milyon 535 bin 983’e yükselmesi bekleniyor.

Gelecek yıl 192 milyon 522 bin 283 olması öngörülen yolcu sayısının, 2017’de ise 204 milyon 359 bin 831’e çıkacağı tahmin ediliyor.

Havayolu yolcu sayısında en

büyük artış iç hatlarda olacak. Geçen yıl 85 milyon 416 bin 166 olan iç hat yolcu sayısı, 2017’de yüzde 25,7 ar-tarak 107 milyon 431 bin 107 olarak gerçekleşecek. Dış hatlarda ise yolcu sayısı 96 milyon 424 bin 862’ye çık-acak.

Uçak trafiği yüzde 21 artacakGeçen yıl transit üst geçişler dahil 1 milyon 678 bin 971 olan uçak trafiği-nin ise bu yıl 1 milyon 796 bin 774 olması öngörülüyor. Gelecek yıl 1 mi-lyon 930 bin 545’e çıkması beklenen uçak trafiğinin, 2017’de 2 milyon 34 bin 663’e ulaşacağı tahmin ediliyor. Uçak trafiğinde 2017 yılında 2014’e göre yüzde 21 artış bekleniyor.

İç hat uçak trafiği, 2017’de geçen yıla göre yüzde 22 artarak 923 bin 32 olacak. Dış hatlarda uçak trafiği ise söz konusu dönemde 591 bin 695’ten 691 bin 731’e yükselecek.

Geçen yıla göre 2017’de uçak trafiğinde en yüksek artış yüzde 26 ile transit üst geçişlerde gerçekleşecek. Geçen yıl 333 bin 17 olan transit üst geçiş, bu yıl 366 bin 79’a, gelecek yıl 393 bin 49’a, 2017’de ise 419 bin 900’a çıkacak.

Türkiye geneli havalimanlarında geçen yıl 2 milyon 893 bin ton olan yük hareketinin ise bu yıl 3 milyon 59 bin 345, gelecek yıl 3 milyon 225 bin 689, 2017’de ise 3 milyon 392 bin 34 tona yükselmesi bekleniyor. AA

Fiat Chrysler1,4 milyon aracı geri çağırdı

Financial Times’ı Japonlar satın aldı

Havada yolcu sayısı 2017’de 200 milyonu aşacak

Küçük ve Orta Boylu İşletmeler (KOBİ) sahiplerinin işletmelerinde pek çok değişik şapkayı giydikleri ve herkesten çok çalıştıkları bilinen bir gerçek. Buna rağmen çoğunluk yeterince maddi karşılık alamamaktan yakınmakta. Bir süre önce Chestnut Ridge, New York’ta koçluk yaptığım bir anaokulu sahibi de bu sorundan muzdar-ip idi. Maalesef çoğu iş sahibi gibi bu anaokulu sahibinin de içindeki teknisy-en kişilik öyle baskın ki, işlerin yapılıp halledilmesiyle ilgilenmekten, stratejik düşünmeye ayıracak zamanı kalmıyor. Ciroyu artıramayınca yeni eleman alıp işleri delege edemiyor, işleri delege edemeyince ciroyu artırmak için plan yapmaya vakit ve enerji kalmıyor. Nasıl aşılacak bu kısır döngü?

Anahtar özetle zaman yönetiminde. “Vakit nakittir” şiarı gereğince, zaman yönetimini iyileştirmeye, yönetilecek zamanın parasal değerini açık seçik görmekle başlamak lazım. Her gün başkaları tarafından daha düşük bedellere yapılabilecek işleri kendileri yaptıkları için KOBİ sahipleri aslında yüksek bedeller ödemekteler, ciddi para kaybetmekte- ler. Siz de kendiniz için bu bedeli merak ediyorsanız, aşağıdaki “Hayat Boyu $ Değeri” adını verdiğimiz hesaplamaya bir göz atın.

Hayat Boyu $ Değerinizin HesaplanmasıBu çalışmaya bir gün boyunca zaman çi-zelgesi tutarak başlıyoruz. Dilerseniz size bir zaman çizelgesi örneği gönderebilirim, bana bir e-mail atmanız yeterli: [email protected]

1.Adım: Yarın sabah çalışmaya başladığınız saatten itibaren akşam işinizi bitirene dek yaptığınız her şeyi bu çizelgeye yazın. Her yaptığınız şeyi yapmaya kaçta başladığınızı, yaptığınız şeyin tanımını, kaçta bitirdiğinizi yazın ve her aktivitenin ne kadar zaman aldığını hesaplayın.

2.Adım: Gününüzün sonunda her bir aktiviteyi, her bir yapılan işi ve süresini gözden geçiriniz ve kendinize şu soruyu sorun:

“Bu işi yapması için birini işe alsam o kişi bu kadar süre için bana kaça mal olurdu?”

Saati 10$ mı? 25$ mı? 75$ mı? Saat ücreti hesabını basit tutun. “Minimum gerekli becerilere” sahip birini sokaktan çevirip işe başlattığınızı varsayın.

Örnek: Diyelim ki stok programın-da veri güncellemesi yapmaya 30 dakika harcadınız. Bunu saatine 4$ ödeyeceğiniz birine yaptırabilirdiniz. Bu sebeple, bu işin Yerini Alabilecek $ Değeri 2$ olacaktır.

3.Adım: İşletmenizin sahibi olan sizin

zamanınızın Hayatboyu $ Değeri dediğimiz değeri belirleyiniz. Bir saatinizin değeri 25$ mıdır? 75$ mıdır? Yoksa 500$ mı? Siz karar vereceksiniz. Bu rakamı belirlemenin iki olası şekli şöyledir:

-Kendinize sorun: Zamanımın bir saatinin ne değerde olmasını isterdim?

-Bugün bir yerde işe girecek olsam, değerimi gösteren isteyebileceğim en yüksek rakam ne olurdu?

Çıkan rakam sizin şu anda “bor-dro”nuzda görünen rakam olabilir, belki de aklınızda çok daha yüksek bir rakam vardır. Kendinize dürüst olun. Zamanınızın gerçek değeri nedir?

4.Adım Toplam Yerini Alabilecek $ Değeri‘ni, aynı toplam saate karşılık gelen Hayatboyu $ Değeri‘nden çıkarın. Elinizdeki rakam bu işleri yapma zevkinin karşılığında ödediğiniz bedeldir!

Bu rakam olduğunuz nokta ile, ol-mak istediğiniz nokta arasındaki FARKI gösterir.

Örnek: Diyelim ki Hayatboyu $ Değeri‘nizi saati 50 $ olarak belirlediniz, ya da 8 saatten günü 400 $ olarak. O gün yaptığınız tüm işlerin toplam Yerini Alabilecek $ Değeri de 150 $ çıkmış olsun. Bu durumda, yaptığınız işleri yapmak için o gün ödediğiniz bedel 250 $ oluyor. Bu, haftada 1,250 $ eder. Ayda 5,000 $, yılda 60,000 $…

Siz ne buldunuz? Aslında ne yapmış olmanız gerektiğiyle ne yapmış olduğunuz arasındaki fark olarak ne buldunuz?

Günün yüzde kaçını başkalarının yapabi-leceği işleri yaparak geçirdiniz?

Bu size şok etkisi yaptı mı yoksa zaten

biliyor muydunuz?Özgür Kaşif’in Yol Haritası Programın-

da, “stratejik çalışma” ile “rutin çalışma” arasındaki farkı belirleriz. İşletmenin büyümesi ve başarılı olması için yap-manız gereken şey, liderin “rutin işlerin” yerine, “stratejik çalışmaya” odaklanmak olmalıdır. Yani işinizin İÇİNDE çalışmak-tansa ÜZERİNDE çalışmalısınız.

Michael Gerber’ın dediği gibi, ha-yatınızın amacının işletmenize hizmet etmek değil, işletmenizin birinci amacının hayatınıza hizmet etmek olduğunu bir kere fark ederseniz, o zaman işletmeniz-in İÇİNDE değil ÜZERİNDE çalışmaya, neden mutlaka gerekli olduğunun tam anlamıyla farkına vararak başlarsınız.

Bunu biraz düşünün.. Eminim başka sorular oluşmaya başladı, merak etmeyin hepsinin cevabı var, yavaş yavaş önünüze açılacak. Ne demiştim: İşletme yönetimi bilmecesi çoktan çözüldü..

Daha çok Hayat’a...

“Her gün başkaları tarafından daha düşük bedellere yapılabilecek işleri kendileri yaptıkları için KOBİ sahipleri aslında yüksek bedeller ödeyip ciddi para kaybediyorlar”

Subegüm BulutÖzgür Kaşifler İşletmeKoçluğu Genel Müdür &Baş İşletme Koçu

KOBİ sahipleri emeklerinin maddi karşılığını neden alamıyorlar?

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 26

NATO declares ’strong solidarity’ with Turkey amid attacksTurkey’s NATO partners have said that they stand “in strong solidarity” with the nation, and that the security of the U.S.-led alliance is “indivisible.”

Ambassadors from NATO’s 28 member states issued a joint statement, following a rare emergency meeting at NATO headquar-ters held to hear Turkey describe the threat it faces from the Islamic State of Iraq and the Levant (ISIL) militants, in addition to the ac-tions it’s taking in response.

The NATO ambassadors said they “strongly condemn the terrorist attacks against Turkey, and express our condo-lences to the Turkish government and the families” of the victims killed in recent terrorist actions.

The NATO statement added: “Terror-ism poses a direct threat to the security of NATO countries and to international stability and prosperity,” ”It is a global threat that knows no border, nationality or religion--a challenge that the interna-tional community must fight and tackle together.”

Turkey, the alliance’s only Muslim member and one of its most powerful, called for consultations with its allies after a bloody attack it blamed on terrorists in the southern town of Suruç on July 20.

The deadly bomb attack in southern Tur-key that killed at least 31 people on July 20th was condemned around the world.

The suspected suicide attack in Suruc, a town in Sanliurfa province close to the Syrian border, targeted activists preparing to visit Kobani, the Syrian town devastated by fighting between Daesh and Kurdish forces.

German Chancellor Angela Merkel has strongly condemned the deadly ter-rorist attack in southern Turkey on July 20th, in a telegram of condolences to her Turkish counterpart Ahmet Davutoglu.

“In these difficult times, Germany stands side by side with your country,” Merkel said in her condolence message.

“We are allies in fight against terror-ism. We are united in our goal to defend and preserve our common values and peaceful coexistence of nations,” she stressed.

U.N. Secretary-General Ban Ki-moon denounced the attack through his official spokesman. “No cause or grievance ever justifies the targeting of civilians,” Farhan Haq told reporters in New York.

Referring to Ban, Haq added: “He sends his deepest condolences to the vic-tims and their families, as well as to the government and people of Turkey, and wishes those injured a speedy recovery.”

A statement from NATO Secretary General Jens Stoltenberg also con-demned the bombing. He said: “There can be no justification for terrorism. We stand in strong solidarity with the peo-ple and government of our ally Turkey.”

In Washington, White House spokesman Josh Earnest denounced the “heinous” attack. “We express our solidarity with the Turkish government and the Turkish people and reaffirm our undeterred resolve in the fight against the shared threat of terrorism,” he said.

Earnest also added: “We continue to be mind-ful of the destabiliz-

ing impact that ex-tremist groups like ISIL have in the region and that’s why you have seen the president

[Barack Obama] work so hard to build and lead an international coalition to degrade and ultimately destroy them.”

German Foreign Minister Frank-Wal-ter Steinmeier urged the international community to take strong measures against terrorism.

“I condemn this heinous act in the strongest terms,” he said in a statement. “The attack in Suruc shows that we cannot relax in our fight against terrorism. Tur-key is a significant partner in this regard.”

French President Fran-cois Hollande offered his condolences as well to Tur-key over the Suruc bomb attack that killed 31 on July 20th.

Hollande also underlined the impor-tance of cooperating against terrorism in his telephone call to President Recep Tayyip Erdogan, a presidential spokes-man said under a customary condition of anonymity.

In a written statement, French For-eign Minister Laurent Fabius offered condolences for the victims’ families and voiced France’s solidarity with Turkey.

“I condemn in the strongest terms the suicide attack that hit the Turkish town of Suruc and has caused many

deaths and injuries,” he said.“France stands by Turkey in face

of this attack, which again shows the significance of our cooperation in the fight against extremism and terrorism.”

Richard Moore, Britain’s Ambassa-dor to Ankara, said he was “horri-fied” by the attack. In a message on Twitter, he said: “Thoughts with the wounded and with grieving families. I have kids that age. UK stands shoulder to

shoulder with Turkey in condemning un-equivocally all terrorism.”

Foreign Secretary Philip Hammond wrote: “I condemn unreservedly the sickening attack in #Suruc #Turkey. My deepest sympathies are with the injured & families of those killed.”

A message on the U.S. embassy’s of-ficial Twitter feed said: “We join all those

across Turkey condemn-ing the cowardly terror-ist attack on innocents in Suruc.”

In a written statement, U.S. State Department spokesperson John Kirby said: “The United States condemns the terrorist at-tack in Suruc, Turkey that killed dozens of civilians

and wounded many more innocent by-standers.We offer our deepest sympa-thies to the families of the victims and wish a speedy recovery to those who were injured. The United States will continue to stand with Turkey, a valued NATO ally and partner in the Global Coalition to Counter ISIL [Daesh], as we work together to counter terrorism.”

Azerbaijani President Ilham Aliyev also sent his condolences. In a message to Turkish President Recep Tayyip Erdo-gan, he said: “Dear brother, I share your grief by this tragedy. On behalf of myself and the people of Azerbaijan, I offer my condolences to you, the families of the victims and all Turkish people and wish the wounded a quick recovery.”

Among other countries that sent messages were Greece, Kosovo, Arme-nia, and Pakistan, each addressing the issue and sending their condolences.

In addition, a number of Middle East countries such as Bahrain, Iran, and Egypt, also expressed condemnation over the deadly attack.

WORLD CONDEMNS BOMBATTACK IN TURKEY’S SOUTHUN, NATO, US, Germany, France, Pakistan among those voicing solidarity with Turkey after attack in Suruc

N.J. structural deficit at $10.2B, nearly same as when Christie took officeThe new estimate revealed that New Jersey is more than $10 billion short on what it would cost to fully fund schools, pensions, transportation projects, and other programs such as Medicaid, in the next fiscal year.

The estimate done by the state’s Of-fice of Legislative Services concluded that New Jersey is more than $10 billion short on what it would cost to fully fund schools, pensions, transportation proj-ects and other related programs.

The Office of Legislative Services mentioned that the deficit represents the promised laws that were passed by past governors. These laws are all based on various funding formulas that indicate that total value a state should spend on everything, including school funds and property tax rebates.

As an answer, the governor of New Jersey, Chris Christie, has objected by saying the estimate is not a real deficit and it is fake, also adding that governors should have discretion in what goes into a budget. He had bragged as recently as last month that he wiped out an $11 bil-lion deficit in his first year.

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 27

Turkish auteur filmmaker in Venice film festival jury

World Cup 2018: FIFA reveals qualifying groups

Turkey: Finals loom in ancient oil wrestling festival

A day at the beach in Washington’s National Building Museum

Could ancient Quran be headed for Turkey?

Turkey’s oldest sport, Kirkpinar Oil Wrestling Festival, started Friday in its traditional venue, Edirne province, bordering Greece

The traditional Turkish Kirkpinar oil wres-tling festival, which takes place annually during the month of July, received high public attention.

The festival lasted 3 days and took place in its traditional venue of the Edirne province. Known as the oldest sanctioned sporting com-petition in the world, Kirkpinar wrestling festi-vals have been held since 1362.

Among the attendees were the Governor of Edirne, Dursun Ali Sahin, Chieftain of the Kirkpinar tournament, Seyfettin Selim, Edirne Mayor, Recep Gurkan, and the President of Tur-key’s Wrestling Federation, Musa Aydin.

Gurkan said that this year a total of 1923 wrestlers were registered with the event, and also mentioned that this was a record.

The tournament is touted as one of the oldest sports organizations, this year mark-ing the 654th event. It hosts thousands of spectators from Turkey and around the world, who come to watch oil wrestlers that continue to honor an ancient tradition.

Wrestling Foundation President Aydin said that Turkish people protected the Kirk-pinar oil wrestling tradition.

Locked in the capital of the US and miles from the coast is Washington’s downtown beach where crowds of revelers dive into an ‘ocean’ made up of almost one million recy-clable translucent plastic balls.

It’s simply called The Beach and is a partnership between the National Building Museum and Snarkitecture – a New York based studio whose work is focused on using or misusing existing architecture to perform the unexpected.

“The response to the beach has been just unlike anything we ever could have imag-ined. We’ve had some of these big installa-tions in the past, but we have never had this many people come out or this much kind of attention. I think it’s been 50,000 people already in just over two weeks of being open and we will be open through Labor Day at the end of the summer,” explained Brett Rogers Vice President Marketing and Com-munications, National Building Museum

“The Beach” provides the quintes-sential summer experience transform-ing the museum’s monumental great hall into one big sensory playground with a spectrum of summer-themed activities. Diving into the pool was for some an unexpected experience”

One beach goer mentioned: “Ev-eryone’s having a good time and this is a very awesome interactive art piece. Honestly I love it.”

A British university that thrilled Muslims by announcing the discovery of a Quranic man-uscript dating to the time of the Prophet Mu-hammad has raised the prospect of a Turkish exhibition.

The pages, which feature excerpts of three chapters from the Muslim holy text, rested un-noticed at University of Birmingham library until it was encountered during research by academic Alba Fedeli.

A radiocarbon analysis has revealed it is at least 1,370 years old, making it one of the oldest known examples of a Quranic text in existence.

Susan Worrall, the university’s Director of Special Collections, said the institution ac-quired the manuscript in the early 20th centu-ry during Iraqi historian Alphonse Mingana’s tour of the Middle East.

Worrall also stated: “We’d always known this was a Quran, we’d always known it was early, but it had been bound -- probably in the 1930s -- with another Quranic fragment. It was Dr. Fedeli who was doing her research and she noticed by looking at the handwriting that they were actually two separate Qurans which had been put together.”

“So, working with her, we separated the two out and then we commissioned some radiocarbon dating to look at the date of the actual parchment itself,” added Worrall.

That analysis found with a 95.4% proba-bility that the manuscript dated to between the years 568CE and 645CE, placing it within

the lifetimes of Muhammad and his first fol-lowers.

The document is written in Hijazi, one of the earliest forms of Arabic, on a parchment believed to be made from goat skin. It is in prime condition; much of the script clear and legible Among those permitted to see it be-fore it goes on public display at an exhibition in October was Mohammad Talha Bokhari, an imam at Birmingham Central Mosque. He stated that the manuscripts contain verses from three chapters, known as surah, includ-ing one which tells the story of Mary and Jesus.

He said: “All three surah we see are Mak-ki surah, which mean these were revealed in Mecca. Therefore it could be believed that it was written before going to the Medina [the town where Prophet Muhammad migrated to avoid persecution from Meccan tribes]. So it becomes a very valuable thing that it was writ-ten in the time of the Prophet Muhammad.”

Mosque director Mohammad Ali felt the upcoming public exhibition was particularly significant because the manuscript displays

the portions of the Koran that demonstrate Islam is the completion of a “chain of prophet-hood” extending from Adam through Abra-ham, Moses and Jesus to Muhammad.

The discovery made headline news across major British news outlets on Tuesday. It prompted worshippers at Birmingham Cen-tral Mosque to respond with a mixture of joy at the announcement and surprise that it was found in their own city, more than 5,000 km [3,100 miles] from Mecca.

Due to Birmingham’s diversity in culture and religion, Susan Worrell said this multicul-tural identity meant there was great enthusi-asm in the city about the discovery: “I think it’s a great source of global interest in Muslim heritage, but locally for the community here in Birmingham -- for the Muslim community and for all of the people in Birmingham -- it is a source of great pride.”

The excerpts from the Quran will be put on public display at the Barber Institute of Fine Arts, on the University of Birmingham’s cam-pus, from October 2 for three weeks.

UK university which found ancient Quranic fragments ‘happy to consider’ Turkish display of holy tex

Award-winning Turkish film director Nuri Bilge Ceylan will be a jury mem-ber at this year’s Venice International Film Festival.

The 72nd edition of Venice, which will be held between September 2 and 21, announced its three international jurors on Monday.

Ceylan, who won the 2014 Palme d’Or at the Cannes Film Festival, will be accompanied by Oscar-winning Pol-ish-British director Pawel Pawlikowski, French author and director Emmanuel

Carrere, plus Italian director Francesco Munzi on the nine-member jury.

The Venice festival also revealed Os-car-winning Mexican filmmaker Alfon-so Cuaron as its jury director.

In 2009, Ceylan was a member of the main competition jury at Cannes.

This year’s festival will also see the rescreening of fellow Turk-ish award-winner Yilmaz Guney’s 1970-movie Umut [Hope] at the Venice Classics section, a world premiere selec-tion of restored films.

Turkey ends up with Croatia, Iceland, Ukraine and Finland at Group I after ceremony in Russian city Saint Pe-tersburg

2018 FIFA World Cup qual-ifying draw took place in the Rus-sian city of Saint Petersburg on July 25. European elimina-tion groups were set after those for Africa, South Amer-ica, North and Middle Amer-ica, Caribbean and Oceania.

The draw was attended by Russian President Vladimir

Putin, FIFA President Sepp Blatter and UEFA President Michel Platini.

Representing Tur-key at the draw were the executive board members for the Turkish Football Federation (TFF), Servet Yardimci

and Ali Durust, along with the Turkish Foot-

ball Director, Fatih Terim, and TFF Secretary, General Kadir Kardas.

Turkey ended up with Croatia, Iceland, Ukraine and Finland at the Group I.

Palme d'Or winner

Nuri Bilge Ceylan joins

international jurors

The groups at the European

qualifiers, in which 52 countries

will compete to attend the World

Cup to be hosted by Russia, are as

follows: Group A: The Netherlands,

France, Sweden, Bulgaria, Belar-

us, Luxemburg Group B: Portuguese, Switzer-

land, Hungary, Faroe Islands,

Latvia, Andorra Group C: Germany, Czech Re-

public, North Ireland, Norway,

Azerbaijan, San Marino Group D: Wales, Austria, Serbia,

Republic of Ireland, Moldovia,

Georgia Group E: Romania, Denmark,

Poland, Montenegro, Armenia,

Kazakhstan Group F: England, Slovakia,

Scotland, Slovenia, Lithuania,

Malta Group G: Spain, Italy, Albania,

Israel, Macedonia, Liechtenstein

Group H: Belgium, Bosnia and

Herzegovina, Greece, Estonia,

South Cyprus Group I: Croatia, Iceland, Ukraine, Turkey, Finland

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 28

Athletes of the Turkish – American Eyup Sultan Karate Team have earned 6 Gold, 2 Silver, 4 Bronze, in total of 12 medals in the 2015 US National Karate Championships which took place in Fort Lauderdale, Florida on July 15-20, 2015.

Eyup Sultan Karate Athletes, who competed in their first nationals with approximately 1500 competitors from 40 different states from the east cost to the west cost of the US, earned magnificent results. There were 9 athletes, 1 coach, 1 administrator and 5 parents with total of 16 delegates representing the Turkish – American Eyup Sultan Karate Team. The success of the Eyup Sultan Karate Program, which was es-tablished only 8 months ago and is led by Sensei Meral Olmez, a former USA and Turkish Na-tional athlete, was absolutely stun-ning.

Meral Ol-mez, who is the Chief Coach and Director of Education and After School E n r i c h me nt Program of Turkish-Amer-

ican Eyup Sultan Cultural Center said: “First of all, I am very proud of my athletes. They have achieved magnificent results in our first nationals. Second of all, I am very happy and proud to be part of the supportive and big family such as the Turkish-American Eyup Sultan Cultural Center. It is such a pleasure and honor to work with visionary and good-heart-ed leaders who unselfishly put all their time, effort and heart for the well-being of our community.” She also added that “Our main goal in Eyup Sultan Cultur-al Center is to improve physical, social, and mental health of young individuals by providing them various sports, exer-cise, and after school enrichment pro-

grams. Through our unique programs and teachings,

we strive to produce well-rounded individ-uals and contributing members of society.”

“What we accom-plished with our ka-

rate program in such a short

time is un-heard! We

owe these m a g -n i f icent r e s u l t s ,

undoubtedly, to our very experienced coach and a truth educator, Meral Olmez, who start-ed to work with us 8 months ago. My administra-tion team and I am very honored to have such a talented educator and an amazing leader like her among our working team. We are very happy by these amazing results of our karate team. I am congratulating all of our athletes and their parents for their great efforts. I also would like to send my genuine thanks to our sponsors; Merve INC., Liman Restaurant and Brooklyn Borought Hall for helping us to succeed in this nationals. We are in the process of expanding art, education, and sport programs for the upcoming school year in our cultural center and so I am wel-coming our neighbors and our commu-nity to join us and take advantage of our current sports, enrichment, and edu-cational programs.” said Ibrahim Sen, President of the Turkish-American Eyup

Sultan Cultural Center.

Below are the names of the medalists:In Form Division, while the gold med-alists were Kubra Demirgil, Seila Lal-ic, Fatma Demirgil, the silver medalist was Farzana Ruzehaji and finally the bronze medals were earned by Ivelisse Davidson, Hayunnisa Demirgil, and Zeynep Kurt.

In Sparring Division, while the gold medalists were Kubra Demirgil, Seila Lalic and Zeynep Kurt, the sil-ver medalist was Fatma Demirgil and finally the bronze medal was earned by Farzana Ruzehaji.

“The Siege” opened in 1998 with footage of President Bill Clinton commenting on the 1994 Khobar terrorist bombing of American troops in Saudi Arabia: “This act will not go unpun-ished!” The movie immediately switches to an American military satellite tracking a caravan of cars in the Iraqi desert conveying a terrorist Sheikh who then in a coordinated American operation is apprehended and captured on the ground. Immediately the scene then switch-es to a potentially terrorist act in Brooklyn in which a FBI agent played by Denzel Wash-ington and a CIA agent played by Annete Benning become involved with each other.

Benning is involved in an illicit CIA oper-ation in Brooklyn and reveals there is an un-identified terrorist network operating locally. and as they argue reports arrive of a Brook-lyn bus taken hostage, and which explodes after the media arrives on the scene this temporarily wounding Denzel. In the ensu-ing investigation an image of the captured Iraqi Sheikh flashes on the movie screen as Denzel(FBI) then cooperates with Benning(-CIA) she linking the Iraqi Sheikh to the 1994 Khobar terrorist bombing in Sauidi Arabia.

It seems, according to the movie, that Benning(CIA) has been sleeping with an anti-Saddam Hussein Iraqi-Palestinian in-

ternational operative named Ali-Shamir as a means of gathering inside information for the American government, and together they succeed in apprehending and killing the ter-rorist cell which blew up the bus in Brook-lyn. So then Benning and Denzel party and celebrate with music, drinking, and danc-ing. but as they do so cell phones ring with news terrorists bombed a Broadway theater in Manhattan. This is immediately followed by an explosive-loaded van crashing through barriers in FBI Headquarter at One Federal Plaza in NYC. President Clinton invokes mar-tial law although he is not identified as such.

The movie plot now gets intriguing as Benning(CIA) reveals to Denzel(FBI) that a group of anti-Saddam Hussein dissidents were illicitly brought into America by the CIA due to a change in the American Adminis-tration after the defeat of President Bush in 1992 and the subsequent withdrawal of full

American support of the anti-Saddam Hus-sein coalition. Arrienne Huffington appears on television calling for martial law and the American military led by actor Bruce Willis seals off the Brooklyn Bridge with tanks, and rounds up and imprisons all Arab Americans.

The movie now devolves into discus-sions between Benning, Denzel, and Bruce Willis on jurisdiction, civil rights, and en-hanced interrigations. But in a surprise ending it was the CIA(Benning) who was deceived by her Iraqi-Palestinian lover Al-Shamir who had setup various uncon-nected terror cells in revenge for Ameri-ca(President Bill Clinton) abandoning the anti-Saddam Hussein dissident coalition inside Iraq. Finally enlightened Benning is shot and dies at the hand of Al-Shamir he too dying after attempting suicidal revenge.

The convoluted script of this movie con-fused me and I’m still intrigued as I played it over and over on my VCR. I simply can’t figure it out. Yet I feel there is something valuable to be learned by deciphering it.

News Flash: I watched the United Na-tions proceedings on C-Span2 and noticed the Iranian ambassador “understands” a Mideast Nuclear-Free Zone will pre-vail in the Mideast as part of The Deal.

The Last Napoleon“I was a Man of Destiny, and that is why I made myself Emperor of France just like my Uncle Bonaparte!” Napoleon III told me in a dream. I tried a coup twice and was im-prisoned five years where I studied science and the history of warfare.” More: “Rath-er than have the revolutionary scum and riffraff of Paris takeover the government I took power and declared myself Emperor!”

He was referring to the suppressed 1848 European Revolutionary Movement one ex-patriate refugee to America being John Fre-mont who was the first American Republican presidential candidate in 1856 before Abra-ham Lincoln was elected four years later.

“My big mistake was invading Italy to save the pope in Rome where the ragtag revolutionary terrorist Mazzini defeated my troops. This gave German Chancel-lor Bismark the idea he could defeat the Imperial Army of France’s Second Empire which I established. Paris un-der me became a glorious City of Light but then Bismark captured me and ex-iled my family to England” he explained.

“My son Napoleon the Fourth joined the British Army and died in Africa fighting the ZULUS. He was the last Napoleon!”

Movie: “The Siege” 1998

MagnificentResults from the Eyup SultanKarate Team

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 29

Yeni tanıştığım insanlar mesleğimi öğrendik-ten sonra elleriyle göbeğini işaret ederek, ‘Peki, Arzu Hanım bu göbeğimden nasıl kurtula-cağım?’ diye soruyor. Göbek ve bel çevresinde-ki fazla kiloların hayatını nasıl olumsuz etkile-diğini, ayakkabısını bağlamak için eğildiğinde bile nasıl zorlandığını anlatıyor. Sizin de ben-zer şikayetleriniz varsa, bu yazımda anlattığım denenmiş ve işe yarar göbek eritme yöntemler-ini uygulayıp göbeğinizden kurtulabilirsiniz!

Her gün alkali su içinGöbeğinizden kurtulmanın en iyi yol-larından biri, her gün alkali su içmek-tir. “Peki, ama bu alkali su nedir?” diye sorduğunuzu tahmin ediyorum ve

tarifini hemen sizlerle paylaşıyorum: Zence-fil, limon ve salatalık ile evdeki malzemelerle kolayca yapılan bu özel su sayesinde vücu-dunuzdan ödem atıyor ve göbekteki yağları yakıyorsunuz.

Zayıflamaya yardımcı besinlerin, özlerini suya bırakmaları için alkali su geceden hazır-lanıyor ve sabaha kadar bekletiliyor. 3 dilim taze zencefil, 3 dilim limon ve 5 dilim salatalığı sürahiye alıp üzerine 1 litre oda sıcaklığında su ekleyip buzdolabına kaldırın. Sabah, alkali suyunuz göbek eritmek için emrinize amade olacaktır. Gün boyunca bardak bardak için ve her yudumda göbeğinizden kurtulmanın key-fini hissedin.

Püf noktası: Eğer, çalışıyor veya öğrenciy-seniz alkali suyunuzu bir şişeye doldurup yanınızda götürebilirsiniz.

Yağ yakıcı yiyeceklerle besleninPatates kızartması, hamburger, börek, baklava gibi yiyeceklerin aşırı miktarda tüketiminin kilo aldırıp

göbekte yağlanmaya sebep olduğu bilinmekte. Öncelikle bu tür zararlı ve düşman yiyecek- leri hayatınızdan olabildiğince uzak tutmalı, bilimsel açıdan yağ yakıcı etkisi kanıtlanmış besinleri ise bol bol yemelisiniz.

Badem, yumurta, pancar, tavuk göğsü, yoğurt, peynir, yeşil mercimek, süt, ceviz gibi protein yönünden zengin besinlerin ortak özelliği vücuttaki kötü yağları yakmasıdır. Göbeğinizden kurtulmak için kahvaltılarda haşlanmış yumurta, öğle yemeklerinde ızga-ra tavuk göğsü, akşam yemeklerinde yeşil mercimek çorbası gibi size dost besinler tercih etmelisiniz.

Püf noktası: Enerjinizin düştüğü ve çok acıktığınız akşamüstü saatlerinde bir avuç badem veya ceviz yemek hem göbeğinizden kurtulmanızı hem de kendinizi tok hisset-menizi sağlar.

Tarçınlı sütle tatlı isteğini kesinGöbeğinden kurtulmak isteyen- lere, ‘Gün boyunca nasıl beslen-iyorsunuz, bana anlatır mısınız?’

diye sorduğumda genellikle, ‘aslında pek ye-mek yemiyorum ama tatlıya dayanamıyorum!’ cevabını alıyorum. Oysaki siz de biliyorsunuz: Göbekteki yağlanmanın en önemli sebeplerin-den biri aşırı tatlı tüketimidir. Göbeğinizden kurtulmak için tatlıyla aranıza mesafe koy-manız gerektiğini biliyorsunuz ve ben size bunu nasıl kolayca yapabileceğinizi anlatıyo-rum...

Mucizevi iki besini bir araya getirip hem tatlı isteğinden hem göbeğinizden kurtulabi-leceğinizi müjdeliyorum! Kan şekerini denge-leyip tatlı isteğini kesmeye yardımcı tarçın ve uzun süre tok tutup yağ yakmayı sağlayan sütle hazırlayacağınız içecekle günbegün göbeğinizin eridiğini göreceksiniz.

1 su bardağı süt ve 1 çay kaşığı tarçını karıştırıp bir taşım kaynattıktan sonra fincana alın. İkindi vakti ve uyumadan iki saat önce ol-

mak üzere günde toplam 2 kez tarçınlı süt için.Püf noktası: İnek sütü intöleransınız

varsa keçi sütü içmeyi deneyebilirsiniz. Süt şekeri yani laktoz alerjiniz varsa, laktozsuz süt içebilirsiniz.

Her gün squat hareketi yapınBuraya kadar göbeğinizden kur-tulmak için size beslenme önerileri sundum, sıra spora geldi. Göbek

ve bel çevresine yerleşmiş yağlardan kalıcı ve herhangi bir sarkma olmadan kurtulmak için mutlaka spor yapmalı, hareket etmelisi- niz. Yalnız, pek çok insan gibi siz de spo-run sadece salonda veya dışarıda yürüyerek

yapıldığı kanısındaysanız, bu düşüncenizi değiştirmenizi istiyorum. Çünkü, ister evde ister işyerinde, kilo vermek ve göbek eritmek için spor yapmanız mümkün ve bunlar arasın-da en iyisi squat hareketi!

Karın, kalça, bacak, kol kaslarını çalıştırmaya ve metabolizma hızlandır-maya yardımcı olan squat hareketini her gün yapmanızı tavsiye ediyorum. Yeni başlayanlar için ilk gün 10 tekrardan oluşan 1 set yapmak yeterli olacaktır ama her gün bu set sayısını artırmalısınız ki göbekteki yağlar, istenmediğini anlayıp bir an önce orayı terk etsin!

Squat hareketini kolayca yapmak için

sırtınızı duvara dayayıp bacaklarınızı omuz genişliğinde açın. Kollarınızı ileri doğru uzatın, başınızı dik tutun ve çömelip tekrar ayağa kalkın.

Püf noktası: Günlük squat setini tamam- ladıktan sonra ayak bileklerinizi tutup geri-ye doğru bacaklarınızı çekip kaslarınızın rahatlamasını sağlayın.

Herkesten daha iyisini yapabilirsiniz!Aşkla yaptığım işim sayesinde yüz- lerce insanın hayalindeki vücu-da kavuşmasına yardımcı oldum. Göbeklerinden, basenlerinden,

onları mutsuz eden fazla kilolarından kurtulduklarını gördüm. Mahçup, kend-ini gizlemeye çalışan eski halleriyle, ge-leceğe umutla bakan ve kendine güvenen hallerine şahit oldum. Onlar bunu nasıl başardılar, biliyor musunuz? Kendilerine inandılar, ‘eğer herkes yapıyorsa, ben daha iyisini yaparım’ dediler, karşılarına çıkan her türlü engelde ‘benim bir hedefim var: göbeğimden kurtulmak!’ deyip yolları-na devam ettiler. Şimdi bir kere daha düşünün ve kendinize şunu söyleyin: “EVET, İSTEDİĞİMİ YAPABİLECEK GÜCE SAHİBİM!”

Bunları biliyor musunuz?

Mısır şurubundan kendinizi koruyun!Paket çorbalar, konserveler, içecekler, kah-valtılık gevrekler gibi hazır yiyeceklerde göbekte yağlanma ve obeziteye sebep olan mısır şurubu kullanılmaktadır. Kendinizi bu tehlikeden korumak için ürünün içeriğini dik-katlice okuyun.

Çin tuzu tehlikesine dikkat edin!Dondurulmuş hazır yemekler, çiğ köfteler, turşular, ketçaplar ve mayonezler gibi fabri-ka üretimi besinlerde halk arasında Çin tuzu olarak bilinen mono sodyum glutamat (MSG) kimyasal maddesi bulunmaktadır. Bu, başta vücutta ödem ve şişkinliğe ileri seviyede ise karaciğer yağlanmasına sebep olmaktadır. Ye-meklerinizi kendiniz hazırlamak için zaman ayırın çünkü sağlığınız her şeyden değerlidir!

Enjoy the warm, freshly baked simit pleasure from the great city of New York.

[email protected]

“A Crispy Bite of Happiness”

LocationsCliffside Park, NJ 721 Anderson Ave, Cliffside Park, NJ 07010 (201) 699-0320 Upper West Side 124 W. 72nd St, New York, NY 10023 (212) 496-6605Worth Street 111 Worth St, New York, NY 10013 (212) 374-1224 Financial District 100 William St, New York, NY 10038 (646) 964-5629Midtown 1400 Broadway New York NY 10015 (212) 398-0098Downtown 11 Waverly Pl New York, NY 10003 (212) 784-0657

KURTULMANINGÖBEĞİNİZDEN

EN İYİ YOLU

Her biri denenmiş ve etkili önerilerimle göbeğinizden kurtulmanın yollarını öğrenin.

Arzu KarabulutTemiz beslenme ve spor koçu

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.com 30

New York’ta binlerce Amerikalı gökdelenler arasında sinema keyfi yaşıyor.Manhattan’da yüzlerce metre yüksekliğe sahip gökdelenler arasında yer alan ünlü Bryant Park’taki açık hava sinema etkinliği sürüyor. Park yöne-timince düzenlenen festival kapsamında birçok film sinemaseverlerle buluşuyor. 24 Ağustos’a kadar her pazartesi günü düzenlenecek açık hava sineması gösterimleri, ”Back to the Future” filmi ile sona erecek. AA

Belçika’nın Louvain kentinde yapılan Scrabble finalinde, Richards, Fransızca konuşan Schelick Ilagou Rekawe’yi 2-0 yenmeyi başardı.

Fransızca Scrabble söz-lüğünün tamamını 9 hafta içinde ezberleyen Richards, bu sözcükler arasında argo terimler ve karmaşık fiil çekimleri de yer almasına rağmen rakiplerini elemeyi başardı. Daha önce de İngilizce Scrabble Şampi-yonluğunu elde eden Yeni Zelandalı Richards halen Malezya’da yaşıyor.

Adam Sandler’in başrolde olduğu filmde uzaylılar video oyunlarını yanlış anlayıp kendilerine karşı bir savaş açıldığını düşünerek Pac-Man ve Donkey oyun-larının karakterlerinin tehlikeli versiy-onlarıyla dünyaya saldırırlar. Amerikan başkanı da dünyayı uzaylılardan kurtar-mak için 80’lerin video oyun şampiyonu olan arkadaşlarından yardım ister.

Filmin baş kahramanı oyuncu Adam Sandler filmin galasında film-le ilgili şunları söyledi: “Benimle aynı yaşlardakilerle ve onların çocuklarıyla filmi izlemek harika bir duygu. Çocuk-lar da sonra bu oyunu oynamak isteye-cekler, işte bu çok eğlenceli.”

“Pac-Man arcade” oyununun Japon yaratıcısı Toru Iwantani de filmde küçük

bir rol aldı. New York’taki galaya katılan Iwantani, 1977’de geliştirdiği bu oyunun nasıl bu kadar başarılı olduğunu anlat-tı: “Pac-man sevimli kahramanları olan dost canlısı bir oyun. Bu nedenle uzun süre çok sevildi. Umarım oyunun tutkun-ları filmi de bir o kadar beğenir.”

Gökdelenler arasında film izlediler

Fransızca Scrabbleşampiyonu tekkelime Fransızca bilmiyor

Video oyunu Pac-Man sinemalarda

Şimdiye kadar bulunan en eski Kur’an-ı Kerim bölümlerinden biri, İngiltere’deki Birmingham Üniversitesi’nde ortaya çıkarıldı. Karbon tes-ti, iki parşömendeki el yazmasının bin 370 yıl öncesine ait olduğunu gösterdi.

İngiliz Kütüphanesi’nin el yazması uzman-larından Muhammed İsa Valey, “Bu son derece heyecan verici keşfin, İslam dünyasında büyük sevince yol açacağına eminim” dedi.

Hicaz Arapçasında yazılmış Kur’an-ı Kerim’in, Birmingham Üniversitesi Kütüphanesi’nde Ortadoğu’dan gelen kitaplar ve belgeleri gözden geçiren bir doktora öğrencisi tarafın-dan bulunduğu belirtildi.

Birmingham Üniversitesi Özel Koleksiyon-lar Müdürü Susan Worrall, doktora öğrencisinin önerisiyle el yazmasına yaşının belirlenmesi için karbon testi uygulandığını ve test sonucunun kendilerini şaşkına çevirdiğini söyledi. Wor-rall, “Dünyanın en eski Kur’an-ı Kerimlerinden birinin üniversitemizde olması, hayal bile ede-meyeceğimiz bir şeydi” dedi. Worrall, sayfaları sergilemeyi planladıklarını kaydetti.

Yazan kişinin, Hz. Muhammed’le aynı dönemde yaşadığı tahmin ediliyorOxford Üniversitesi Radyo Karbon Hızlandırıcısı Birimi’nde yapılan test, sayfaların 568 ve 645 yılları arasında yazıldığını ortaya çıkardı.

Birmingham Üniversitesi Hristiyanlık ve İslamiyet Profesörü David Thomas, “Bu el yazmaları, İslamiyet’in kurulduğu ilk yıl-lara ait. Kur’an-ı Kerim, 610 ve 632 yılları arasında indirildi. Bu el yazmalarını yazan kişinin, Hz. Muhammed’le aynı dönemde yaşadığını, hatta peygamberi tanıdığını düşünüyoruz” dedi. Kur’an-ı Kerim’in bölümlerinin önce parşömen, taş, palmiye yaprakları ve develerin kürek kemikleri üze-

rine yazıldığını hatırlatan Thomas, kutsal ki-tabın daha sonra 650 yılında kitap haline ge-tirildiğini ve üçüncü halife Osman bin Affan tarafından dağıtıldığını söyledi.

El yazması Kur’an-ı Kerim sayfaları, Irak’ta dünyaya gelen Keldani Kilisesi mensubu Alphonse Mingana tarafından toplanıp 1920’li yıllarda İngiltere’ye getir-ilen yaklaşık 3 bin kitap ve belge arasında yer alıyor. AA

Dünyanın en eski Kuran-ı Kerim’i bulunduBirmingham Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan iki parşömendeki el yazmasının 1370 yaşında olduğu tahmin ediliyor

Fransızca bilmeyen Yeni Zelandalı Nigel Richards Fransızca Scrabble kelime oyunu şampiyonu oldu

Bryant Park’ta düzenlenen açık

hava sinema gösterimine New

Yorklulardan yoğun ilgi vardı.

Issue 178 • August, 2015

www.forumusa.comFORUMUSA 31

Boston, 2024Olimpiyatları için adaylıktan vazgeçti

Nuri Bilge Ceylan Venedik’in ana jürisinde

ABD Olimpiyat Komitesi tarafından 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'na aday kent olarak gösterilmesine karar ver-ilen Boston'un adaylıktan vazgeçtiği duyuruldu.

ABD Olimpiyat Komitesi ve Boston kenti olimpiyat adaylığı organizasyonu tarafından yapılan ortak açıklamada, Boston'da halkın olimpiyat oyunları-na ev sahipliği konusunda desteğinin düşük olduğu vurgulanarak, karşılıklı olarak Boston'un adaylıktan çekilmesi kararına varıldığı duyuruldu.

Ocak ayında yapılan toplantıda, ABD'nin olimpiyatlara ev sahipliği adayı olarak, Washington D.C., San Francisco ve Los Angeles ile yarışan Boston'un ter-cih edildiği açıklanmıştı.

Eylül ayında, hangi şehri aday göstere- ceğini Uluslararası Olimpiyat Komite-si'ne bildirmesi gereken ABD Olimpiyat Komitesi'nin, daha önce iki kez olimpi-yat oyunlarına ev sahipliği yapan Los Angeles'ı tercih edebileceği belirtildi.

Los Angeles istekliLos Angeles Belediye Başkanı Eric Garcetti, Boston'un çekilmesinin ar-dından yaptığı açıklamada, güçlü bir adaylık için ABD Olimpiyat Komitesi ile diyaloğa hazır olduklarını bildirdi.

ABD Olimpiyat Komitesi Başkanı Scott Blackmun da konuya ilişkin açıkla-masında, olimpiyat oyunlarına bir ABD kentinin ev sahipliği yapmasını çok iste-diklerini belirterek bu konuda önlerinde kısa bir süre bulunduğunu ve hızlı karar vereceklerini ifade etti.

ABD, New York ve Chicago kentleri ile 2012 ve 2016 Olimpiyatları için yarışmış ancak seçim İngiltere'nin Lon-dra ve Brezilya'nın Rio de Janeiro şe-hirlerinin zaferiyle sonuçlanmıştı.

ABD en son 2002 yılında Utah'ın Salt Lake kentinde Kış Olimpiyatları'na, 1996 yılında da Georgia'nın Atlanta kentinde Yaz Olimpiyatları'na ev sahip-liği yapmıştı.

2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği için aday şehirler, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından 2016'nın Nisan ve Mayıs aylarında belirlenecek. Ev sahibi için seçim 2017 yılında Pe-ru'nun başkenti Lima'da yapılacak.

‘Kış Uykusu’nun Altın Palmiye ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan, 2-12 Eylül tarihleri arasında 72’ncisi düzenlenecek sinema dünyasının en eski ve prestijli etkinliklerinden Venedik Film Festiva-li’nde Altın Aslan ödülünü belirleyecek ana jürisinde görev yapacak. Jüri başkan-lığını ‘Yerçekimi’nin Oscar’lı yönetmeni Meksikalı Alfonso Cuaron üstlenecek.

2 - 12 Eylül tarihlerinde 72. kez düzen-lenecek festivalin diğer jüri üyeleri Fransız yazar ve yönetmen Emmanuel Carrere, Polonyalı yönetmen Pawel Pawlikows-

ki, İtalyan yönetmen Francesco Munzi, Tayvanlı usta sinemacı Hou Hsiao-hsien, Alman aktris Diane Kruger, Britanyalı yönetmen Lynne Ramsay ve ABD’li oyu-ncu Elizabeth Banks.

Yönetmenliğini Alfonso Cuaron’un üstlendiği Yerçekimi (Gravity) film-inin başrolünü Sandra Bullock ve George Clooney paylaşmıştı.Eleştirmenler Haftası bölümünde genç yönetmen Senem Tüzen’in ilk uzun met- raj filmi ‘Ana Yurdu’ Geleceğin Aslanı

ödülü için yarışacak.

67. Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye, “Kış Uykusu” filmiyle Nuri Bilge Ceylan’ın olmuştu.İngiliz yönetmen Grant Gee’nin Or-han Pamuk’un 2012’de açtığı Ma-sumiyet Müzesi’nden yola çıkarak çektiği ‘Hatıraların Masumiyeti’ (The Innocence of Memories) ise 72. Vene-dik Film Festivali’nin Venedik Günleri bölümünde özel bir gösterimle seyirci-yle buluşacak.

Whitney Houston’ın kızıKristina Brown öldü

Fransa’da 560 bin yıllıkinsan dişi bulundu

Amerikalı ünlü şarkıcı Whitney Houston ve R&B sanatçısı Bobby Brown’ın kızları Bobbi Kristina Brown, hayatını kaybetti.

22 yaşındaki Kristina Brown, 31 Ocak’ta Atlanta’da-ki evinde küvetin içinde bilincini kaybetmiş halde bulunarak hastan-eye kaldırılmıştı. Annesi ve babası gibi şarkıcı olan Brown’ın beyninde giderilemeyen hasar oluştuğu belirtilm-işti.

Ailesi tarafından yapılan açıklamada, Brown’ın hayatını kaybet-tiği duyurularak, hastane-

deki mücadelesi süresince kendisine destek veren herkese teşekkür edildi.

Kristina’nın annesi Altı Grammy ödüllü Whithey Hous-ton da 11 Şubat 2012’de Beverly Hills’te kaldığı otel odasının küvetinde ölü bulunmuştu. Uyuşturucu aldığı belirlenen Houston’a yapılan otopsi, san-atçının küvetin içine yüzüstü düşerek kazara boğulduğunu

ortaya çıkarmıştı. Houston tüm serve-

tini kızı Kristina Brown’a bırakmıştı.

Fransa’nın güneyinde-ki Pyrenees-Orientales bölgesindeki Tautavel kentinde Arago mağarası kazı bölgesinde ortaya çıkarılan dişin, geçen hafta iki gönüllü gencin çalışması sırasında bulunduğu belirtildi. İncelemeler sonucunda uzmanlar dişin en az 560 bin yıl önc-esine ait olduğunu belirledi.

Dişin bulunmasıyla bilim insanlarının Avru-pa’daki ilk insanların morfolojik yapısı hakkında yeni bilgilere ulaşabileceği tahmin ediliyor. Dünyanın

birçok yerinden arkeolog ve gönüllülerin katıldığı Tautavel kasabasındaki kazılarda geçen yıllarda 450 bin yıl öncesine ait in-san kalıntısı bulunmuştu.

Arago 149 ismi verilen diş ise bölgede bu-

lunan 149’uncu insan kalıntısı olarak tarihe geçti. Arago 149, bölgede bulunan en

son insan kalıntısından

yaklaşık 100 bin yıl daha eski.

Bilim insanları, Afri-ka’da bulunan ve bugüne kadar bulunanların en es-kisi sayılan insan fosilinin 2,8 milyon yıl öncesine ait olduğunu belirtiyor.

KRISTINA BROWN

WHITNEY HOUSTON

ABD’li dev şirketler ülkeleri geride bırakıyorDünyanın önde gelen yatırım bankaların-dan Merrill Lynch, ABD’nin borsaya kote en büyük şirketlerinin bazı gelişen ülke borsalarından bile büyük olduğuna işaret etti. Merrill Lynch raporuna göre, Borsa İstanbul, 53 milyar dolarlık büyüklüğüyle ABD’li şirket Time Warner Cable ile aynı büyüklüğe sahip.

Son dönemde yaptırımların etkisiy- le büyük bir ekonomik kriz yaşayan

Rusya Borsası ise 135 milyar dolarlık büyüklüğüyle ABD’li teknoloji devi Intel ile aynı büyüklükte.

Avrupalı kreditörlerle son dakika-da anlaştığı halde ülke içindeki an-laşmazlıklarıyla gündemden düşmeyen Yunanistan borsası ise 13 milyar dolarlık büyüklüğüyle ile otel ve uçak bileti araştır-maları için kullanılan Expedia sitesinin bile gerisinde kalıyor.

Dünyanın en büyük gelişen ülkele- rinden Hindistan’ın borsası ABD’li dev bankalardan Wells Fargo’yu geride bırak-abildi. Hindistan borsasının büyüklüğü 305 milyar dolarken, Well Fargo’nun piya-sa değeri 297 milyar dolar.

Yine büyük gelişen ülkelerden Brez-ilya’da borsanın büyüklüğü 258 milyar dolar iken ABD’li dev şirket General Elec-tric’in piyasa değeri 270 milyar dolar.

Issue 178 • August, 2015

Gurur Duyar

Miraj ıslamic School’un NJ Şubesİ Olan Miraj Academy2015-2016 Eğİtİm Öğretİm Yılına

Hazır Olduğunu Bİldİrmekten

1999 Yılında Staten Island, New York’ta Kurulan

Miraj Academy’de New Jersey Eyaletinin Eğitim Sistemine Uygun Müfredat ve

Yüksek Standartlarda Eğitimin YanındaKur’an-ı Kerim, İslami Bilgiler, Arapça ve

Türkçe Dersleri Verilmektedir

YÜKSEK AKADEMİK BAŞARIYLA BERABER İSLAMİ EĞİTİM VETERBİYE BİR ARADA GELECEĞİN LİDERLERİNİ YETİŞTİRİYORUZ

1255 Main AvenueClifton, NJ 07011973 772 2500

Pre-K’ den 12. Sınıfa Kadar Olan

Kayıtlarımız Başlamıştır

www.forumusa.comServing the Turkish American Community Issue 178 • August, 2015

Türkiye’nin Dünya Kupası’ndaki rakipleribelli oldu

Avrupa Elemeleri 1.Turgrup eşleşmeleri

Grup A

Grup C

Grup E

Grup G

Grup B

Grup D

Grup F

Grup H

Rusya'da düzenlenecek 2018 Dünya Kupası'nda Türkiye Mil-li Takımı; Finlandiya, Ukrayna, İzlanda ve Hırvatistan'la eşleşti.

Rusya'nın ev sahipliği yapacağı 2018 Dünya Kupası öncesi eleme maçları için kura çekimi St. Petersburg'da

yapıldı. Türkiye, Avrupa Elemel-eri'nde 5 takımlı I Grubu'nda yer aldı. Türkiye'nin I Grubu'ndaki rakipleri, Hırvatistan, İzlanda, Ukrayna ve Finlandiya oldu.

Lübnanlı şair Halil Cibran’ın “Pey-gamber” adlı eserinden uyarlanan animasyon filmi gösterime girdi.

“The Prophet” adlı filmde, yazdıkları yüzünden hapse giren şair Mustafa’nın dokuz hikayesi anlatılıyor.

Filmin yapımcılarından Salma Hayek aynı zamanda filmde seslen-dirme yapıyor. Hayek, filmin Los Angeles’daki galasına katıldı.

Sevgi, barış ve kardeşlik vurgu-larının öne çıktığı animasyon filmin yönetmenliğini, “Aslan Kral” filmi-yle bilinen Roger Allers yaptı. Allers, bu projede Salma Hayek’le çalış-maktan çok keyif aldığını belirtti.

Grup I

Çek Cumh.

K. İrlanda İrlanda Cumh.

The Prophet: Halil Cibran’ın ünlü eseri sinema perdesinde