116
Temmuz/Ağustos 2011 • Sayı 03 • 2 ayda bir yayınlanır. 7 TL- Rize Mavi ile Yeşilin En Güzel Dansı; “Golf bir turizm aktivasyonudur ” Cornelia Golf Club Genel Müdürü Ali Şahin “Gizli şekere dikkat” Prof. Dr. Metin Özata Evrenselleşiyoruz Türkçe Olimpiyatları ile Tan Sağtürk Bir Bale Misyoneri Babe Zaharias Efsane Golfçü; Mavinin Golfle Buluştuğu Yer; Gloria Hotels & Resorts İstanbul 360� Galata Kulesi Unutma Sen de Bir Adaysın ! Sahadaki yardımcınız Golf Arabaları

Golf XL Sayi 03

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Golf ve Yaşam dergisi, Golf, Bunker, 9Sanad, 9.Sanad, GolfXL, Golf XL, Ahmet Agaoglu, Mustafa Koc, Acun Ilıcali

Citation preview

Page 1: Golf XL Sayi 03

Temmuz/Ağustos 2011 • Sayı 03 • 2 ayda bir yayınlanır. 7 TL-

Temm

uz / Ağustos 2011 • Sayı

03

RizeMavi ile Yeşilin

En Güzel Dansı;

“Golf bir turizm aktivasyonudur”

Cornelia Golf Club Genel Müdürü Ali Şahin

“Gizli şekere dikkat”Prof. Dr. Metin Özata

EvrenselleşiyoruzTürkçe Olimpiyatları ile

Tan SağtürkBir Bale Misyoneri

Babe ZahariasEfsane Golfçü;

Mavinin Golfle Buluştuğu Yer;

Gloria Hotels&Resorts

İstanbul 360�

Galata Kulesi

Unutma Sen de

Bir Adaysın!

Sahadaki yardımcınız Golf Arabaları

Page 2: Golf XL Sayi 03

SizleriAir Vision’un Gizemli DünyasınaBekliyoruz!

ShowroomumuzAçıldı!

Gürbaşlar

Plaza

Kat 2’de.

Page 3: Golf XL Sayi 03
Page 4: Golf XL Sayi 03

Öncelikle; genel seçimlerden sonra oluşan tablonun, ülkemize hayırlı olmasını ve ba-şarılarla dolu bir dönem geçmesini dileriz.

Bir önceki sayımızda, bahar bir türlü gel-miyor diye serzenişte bulunmuştuk. Fakat şimdi, yazı ve beraberinde getirdiği sıcağı, iliklerimize kadar hissediyoruz. Yaz demiş-ken, bu sezonun en gözde turnuvalarından olan Mercedes Turnuvası, muhteşem bir organizasyonla 2-3 Temmuz tarihlerinde Kemer Country Club’da gerçekleşti. Bu önemli turnuvayı, biz de sayfalarımıza taşıyıp geniş yer verdik. Mercedes Tur-nuvası, handikap’ımı aldıktan sonraki ilk

turnuvam olması sebebiyle, bana oldukça heyecan verici bir deneyim yaşattı.

Golf XL’ın bu sayıdaki konuları arasında, Belek’te önemli bir golf tesisi olan, Corne-lia Golf Club’ın Genel Müdürü Ali Şahin’le yaptığımız, Türkiye’de golfü ve golfün gelişimini içeren, dikkatle okumanızı önerdiğimiz bir söyleşi var. Değerli bale-timiz, koreograf Tan Sağtürk’le ise, kahve tadında gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbeti, yine bu sayımızda bulacaksınız.

Takvimden Bir Sayfa’nın konuları arasında, bu kez bizler de varız. Tüm ilgili mensup-ların, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın

Bayramı’nı Golf XL olarak, tüm içtenliği-mizle kutluyoruz.

Golfün efsane ismi Babe Zaharias, yeşille mavinin kucaklaştığı Rize, külahıyla ünlü Galata Kulesi, en büyük sağlık düşman-larından diyabet, bu sayıda sizi bekleyen diğer konularımız. Çok daha fazlası için, dergimizin sayfalarında ilerlemeye devam edin. Keyif alacağınıza inanıyor; bol deniz-li, bol balıklı, en önemlisi de sağlıklı bir yaz geçirmenizi diliyoruz.

Sevgi ve Saygılarımızla;

Adnan Kolay

Sevgili Okuyucularımız;

İmtiyaz Sahibi 9.Sanad Ltd. Şti. adına Adnan Kolay

Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri MüdürüAdnan Kolay [email protected]

Yayın KoordinatörüHandan Hodoğlugil [email protected]

Görsel YönetmenMurat Yılmaz [email protected]

Golf Yayın DanışmanıOgün Çay [email protected]

EditörlerDicle Aslı Mursaloğlu [email protected] Aynur [email protected]

Yazı İşleriNehir Değirmenci [email protected] Seymen [email protected]

Yazarlarımız [email protected] DemirkıranFahir TelliMurat UzanNilgün SararŞenol Bay

Katkıda Bulunanlar• Türkiye Golf Federasyonu• Ahmet Gökçe - Belek Golf Haber Genel Yayın Yönetmeni• Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü• Tan Sağtürk Bale ve Dans Eğitim Merkezi• Medyalogic• Çiğdem Karaca Aydın• Gazanfer İbar• Aslı Çay

RedaksiyonÖmer Harmankaya [email protected]

Grafik TasarımBüşra Erinkurt [email protected]şkun Karaca [email protected]

FotoğrafAkın Gö[email protected]

Hukuk DanışmanıAv.Mustafa AğcaAv.Okan Bingül

Reklam Direktörü Berna Aktaş[email protected]

Müşteri TemsilcisiÇağla Gül Saraç[email protected]

Reklam RezervasyonT. 0216 680 36 42

Yönetim Yeri9.SanadKavacık Kavşağı Gürbaşlar Plaza No:6/6Kavacık - İstanbul/TürkiyeT. 0216 680 36 42 - 43 - 44F. 0 216 680 36 48

BaskıPortakal Basım Mat. San. Tic. Ltd. Şti.Huzur Mah. Tomurcuk Sok. No:5/14.Levent-İstanbul - T. 0212 332 28 01

DağıtımNar Post - www.narpost.com

Yayın TürüYaygın SüreliDergide yayınlanan yazı, fotoğraf, illüstras-yon ve konuların hakkı Golf XL dergisine aittir. İzin alınıp, kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

İmaj bank: Shutterstock.com

3

Page 5: Golf XL Sayi 03
Page 6: Golf XL Sayi 03

4 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

DİSİPLİN BAŞLIĞI

Hızın Golfteki Karşılığı: “BABE” “Amacımız, Milli Takım’a Oyuncu Verebilmek”

“Dans Benim Evim”

Efsane GolfçülerBabe Zaharias

DiyalogAli Şahin

Kahve BahaneTan Sağtürk

içindekiler

24 26 54

Golfün Abc’siGolfün Gelişimi ve İlkleri 2 ................. 08

Turnuva Takip ...................................12

Efsane GolfçülerBabe Zaharias ..................................... 24

DiyalogAli Şahin .............................................. 26

Bay GolfŞenol Bay ............................................ 32

Golf Ekipmanları ...............................34

Golf Haber ........................................36

Mini Golf ...........................................38

Golf KulubüGloria Golf Resort ............................... 40

Golf Sözlüğü .....................................44

Golf GurmeFahir Telli ............................................ 46

Golf Dükkanı .....................................48

Astro Golf .........................................50Yengeç ve Aslan .................................. 50

Golfe DairTurnuva Takvimi ................................. 52

Kahve BahaneTan Sağtürk ......................................... 54

Dünyanın En Akıllı İnsanıErdal Demirkıran ................................ 58

Global Türkiye9. Türkçe Olimpiyatları ....................... 60

Çizgilere Hükmeden AdamMurat Uzan.......................................... 66

Sağlık OlsunŞeker Hastalığı ................................... 68

İçsel YolculukHandan Hodoğlugil ............................. 72

Page 7: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 5

Prof. Dr. Metin Özata

Sağlık OlsunŞeker Hastalığı

Unutma Sen de Bir Adaysın

Duy BeniEngel Yok

Mavi İle Yeşilin En Güzel Dansı

GezginRize

sayı

68 74

Duy BeniSen de Bir Adaysın .............................. 74

An’da KalınNilgün Sarar ....................................... 78

Takvimden Bir GünDünya Nüfus Günü /Gazeteciler ve Basın Bayramı /Zafer Bayramı ..................................... 80

Engel Yok ..........................................82

Zamanda YolculukGalata Kulesi ....................................... 86

Gezgin

Rize...................................................... 90

Takip

Beauty Eurasia &

18. Uluslararası Enerji ve

Çevre Fuarı ......................................... 96

Denizdeki Nefes

Kalkan ................................................. 98

Estetik Bakış .....................................100

Haberci .............................................102

Gardrop

2011 Mayo, Bikini, Şort,

Terlik Modelleri .................................. 104

Ecotech

Güneş Enerjisi ..................................... 106

Teknotrend

Online Alışveriş ................................... 108

Ajanda ...............................................110

Hepsi Gerçek ....................................112

90

Page 8: Golf XL Sayi 03
Page 9: Golf XL Sayi 03
Page 10: Golf XL Sayi 03

GOLFÜN ABC’Sİ

Kanada Kupası1953 yılı, golf dünyası için oldukça hareketli bir yıl olur. 1966 yılından sonra ‘Dünya Kupası’ adını alacak olan ‘Kanada Kupası’da, ilk kez bu sene içerisinde gerçekleştirilir.

Siyah Irk Yeşil SahadaAmerika’da, ırkçılığın geride kalmasının ardından siyah ırkın temsilcileri, birçok spor dalında olduğu gibi yeşil sahalarda da kendini göstermeye başlar. Charlie Sifford, 1961’de, PGA’nın dü-zenlediği Greensboro Açık Turnuvası’na katılarak yüz yıllardır süregelen bir zinciri kırar.

Meslek Olarak Kabul GörüyorSektörün gün geçtikçe büyümesi, profesyonel golfçülerin kazandığı miktarları da ciddi boyuta ulaştırır. 1963 yılında birçok turnuvadan zaferle ayrılmayı başaran Arnold Pal-mer, golften bir sene içerinde 100 bin doların üstünde ka-zanan ilk oyuncu olur.

ve İlkleri -2Golfün Gelişimi

8 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 11: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 9

Golfçüler Kazanıyor1968 yılına gelindiğinde, golfün zirvesinde yer alan oyuncu yine Palmer’di. Palmer, servetine servet katmayı sürdürdüğü seneler içerisinde, bir rekora daha imza atar.

Masters’ın Rengi Değişiyor

Charlie Sifford’un ardından bir başka zenci oyuncu, 1975 yılında bir ilke daha imza atar ve Masters

Turnuvası’na katılır.

Doğal Tehlikeler1975 yılı içerisinde PGA, golf müsabakaları esnasında yıldı-rım ve buna benzer olaylardan kaynaklanan ölümcül kazala-rın önüne geçmek için bazı önlemler alır. Ne var ki, alınan tüm bu önlemler, 1991 yılında, Hazeltine National Turnuvası’nda meydana gelen ve 4 golfçünün hayatına mal olan yıldırımın düşmesine engel olamayacaktır.

Kim Haklı?Kare oluklu golf sopalarının kullanımı, ekstra avantaj sağ-ladığı gerekçesiyle, Amerika Golf Birliği (USGA) ve PGA ta-rafından yasaklanınca, üretici firmalardan Karsten, iki yıl sürecek hukuki bir mücadeleye başlar ve bu kararı, golfün gelişimini engelleyici olduğu gerekçesiyle, yasal olarak iptal ettirir.

Standartlar1990 yılında PGA’den sonra R&A’nın da, 1.68 inch çapındaki topların kullanımını şart koşmasının ardından, 1910’dan beri bir türlü dünya çapında aynı standartları yakalayamayan golf sporu, her yerde aynı kurallarla oynanmaya başlanır.

Yaşlı Ustalar YarışıyorTarihler 1980’i gösterdiğinde, PGA Senior Turnuvası dört resmi müsabaka ile start alır. Böylelikle, golf dünyası eski ustalarının ezeli rakipleriyle karşılaşa-bildiği yeni bir turnuvaya daha sahiptir.

Handikaplı bir yarışmaya başlamadan önce oyuncular, birbirlerine karşılıklı olarak handikaplarını bildirmelidirler. Bir oyuncu, yarışmaya başlarken alacağı veya vereceği çukur sayısını etkileyecek daha yüksek bir handikap bildirmişse, diskalifiye olur. Aksi takdirde oyunu bildirdiği handikapla tamamlar.

Golf Not

Page 12: Golf XL Sayi 03
Page 13: Golf XL Sayi 03
Page 14: Golf XL Sayi 03

NUH CHALLENGE 2011Nuh Group’un organize ettiği “Nuh Challenge 2011” golf turnuvası, 28- 29 Mayıs tarihleri arası İstanbul Kemer Golf&Country Club’ta gerçekleşti.

İki gün süren turnuvaya 44’ü bayan ol-mak üzere toplam 200 sporcu katıldı. Turnuva sonunda, Genel Gross’da birin-ciliği Jae Woo Shim kazanırken, Beyh Goldman Benardete ikinci ve Cankut Bilir ise üçüncü oldu. Bayanlarda Lorı Blin harika bir oyun çıkarırken, minik-ler kategorisinin birincisi ise Sadettin Saran’ın kızı Lal Saran oldu.

Mens Cat A grubunda Ali Rıza Veziroğlu 38 puanla birinciliği elde ederken, Mus-tafa Özdemir 37 puanla ikinci, aynı pu-ana sahip olan Cankut Bilir ise üçüncü oldu.

Mens Cat B grubunda Erdal Durukan 41 puanla birinci olurken, kendisini 38

puanla Kadir Aydın ve 37 puanla Osman Esen takip etti.

Mens Cat C grubunda ise Ankara Golf Kulübü’nden Hüseyin Aslan 41 puanla birinci oldu. Aynı puanla Klassis Golf Kulübü’nden Ercan Özsivri ikinci, 39 puanla Cenk Ceyisakar ise üçüncü oldu.

İki gruptan oluşan bayanlar kategori-sinde ise güne damgasını 2 kupa kaza-nan Lori Blin vurdu. Büyük çekişmeye sahne olan Ladies Cat A grubunda İs-tanbul Golf Kulübü’nden İlkin Durukan birinci, yine aynı kulüpten Serra Tokar ikinci ve Kemer Golf Country Club’tan Ruhsar Gül Gürer ise üçüncü oldu.

30 sporcunun yarıştığı Ladies Cat B grubunda ise 43 puanla Lori Blin birin-ciliği elde ederken, 39’ar puanla Zeynep Gazioğlu ikinci ve Nida Çandarlı üçüncü olarak yarışmayı tamamladı.

Erdem Kıramer

TURNUVA TAKİP

12 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 15: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 13

Bertan Gürkan

Gürol Yıldız

Melih Okyar

Mustafa Özdemir

Yusuf Teoman

Selahattin Özdoğan

Page 16: Golf XL Sayi 03

ERKEKLER GROSS1-Hamza Sayın-Klassis-131 puan2-Güray Yazıcı-Klassis-132 puan3-Serkan Akarsu-Kemer-132 puan

BAYANLAR GROSS1-Sena Ersoy-Klassis-136 puan2-Elçin Ulu-Carya-136 puan3-Damla Bilgiç-Klassis-144 puan

CAT E ERKEKLER1-Hasan Ceylan-Carya-129 puan2-Serkan Akarsu-Kemer-130 puan3-Çağatay Ural-Klassis- 130 puan

CAT B ERKEKLER1-Ali İslamoğlu-Ankara-121 puan2-Taha Engin-Klassis-128 puan3-Faruk Erdoğan-Klassis-129 puan

CAT A BAYANLARSena Ersoy-Klassis-127 puanŞükriye Yıldız-Carya-131 puanDamla Bilgiç-Klassis-132 puan

CAT B BAYANLARSelin Timur-Kemer-123 puanSerena Elerman-İGK-127 puanEsin Başkaya-İGK-129 puan

TGF Federasyon Kupası, 25-26 Haziran tarihlerinde İGK’da gerçekleşti. Derece alan golfçüler şöyle sıralandı:

Doğan Can Atacı

Edip Soyak

Fehmi Zorlu

Fulya Yurt

Uğur Doğan

14 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

TURNUVA TAKİP

TGF FEDERASYON KUPASI 2011

Page 17: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 15

Levent Topal

Uğur MalkiTekin Bike

Ali TatarHasan Basri Kurt

İlkin Durukan

Tuncer Kaptan

Page 18: Golf XL Sayi 03

TURNUVA TAKİP

Türkiye Golf Federasyonu’nun düzenlediği, 2011 Yerel Yıldızlar Ligi Antalya Bölgesi 5. Ayak Karşılaşmaları; 28 Haziran 2011 tarihinde, Sueno Dunes ve National Akademi sahalarında oynandı.

Sueno Dunes’da mücadele eden 16-18 yaş Yıldızlar kategorisi Gross Erkeklerde, Na-tional Golf Kulübü’nden Ümit Mutlu Güner ile Gross Bayanlarda yapılan play-off so-nucu, National Golf Kulübü’nden Aslıhan Kaplan birinci oldu.

13-15 yaş arası Küçükler kategorisi Erkeklerde, National Golf Kulübü’nden Tolga Esi; Bayanlarda ise, National Golf Kulübü’nden Gülfidan Göz ilk sırayı aldılar.

National Akademi’de mücadele eden Minikler kategorisi Erkekler arasında, Sueno Golf Kulübü’nden Tolga Çalışkan, Bayanlarda ise yine Sueno Golf Kulübü’nden Fatma Çağlar birinci oldu.

Antalya Bölgesi 5. Ayak, Sueno Golf Club’ta Oynandı.

TGF Yıldızlar Ligi

Aslıhan Kaplan

Ümit Mutlu Güner

16 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 19: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 17

Nuray Aktaş

Doğan Can Atıcı

Ali AltuntaşBurak Kaş

Nurseli Molahüseyinoğlu

Beliz AkerGökmen Orak

Berk Çelik

Kezban Sibel Can

Hilal Ok

Page 20: Golf XL Sayi 03

2011Mercedes-Benz Türk tarafından, bu yıl altıncısı düzenlenen ‘MercedesTrophy’ golf turnuvası, 2-3 Temmuz 2011 Cumartesi ve Pazar günleri olmak üzere, ilk kez iki günlük bir turnuva olarak Kemer Golf & Country Club’ta gerçekleştirildi.

Organizasyonda, en kısa sürede en çok sayıda golf topuna vuruş yapma konusunda dünya rekoruna sahip, ünlü Golf Showman’i olan David Edwards, özel bir gösteri ile Türk golf severlerinin karşısına çıktı.

Golf oyuncularının iki kişilik takımlar halinde katıldığı Buggy yarışması ise, katılım-cılara eğlenceli anlar yaşattı. Yarışmada; gözleri kapatılan araç kullanıcıları, yan-larında oturan takım arkadaşlarının talimatlarıyla, golf sahasında kukalarla çevrili olan parkuru en hızlı sürede tamamlamaya çalıştılar.

MercedesTrophy 2011 kapsamında, golf sporuna ilgi duyan konuklara özel gruplar halinde ders alma fırsatı da sunuldu.

Mercedes-Benz Türk’ün, Kemer Golf & Country Club’da düzenlediği “Mercedes Trophy” turnuvasına, daha önce golf turnuvalarına katılmış olan deneyimli sporcu-lar davet edildi. Erkekler A ve B kategorilerinin birincileri ile Bayanlar A kategorisi-nin birincisi olmak üzere toplam 3 oyuncu, 28 Eylül – 3 Ekim 2011 tarihleri arasında Stuttgart’ta 22. kez gerçekleşecek olan, MercedesTrophy Grand Final’de Türkiye’yi temsil edecek.

18 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

TURNUVA TAKİP

Page 21: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 19

Ayşe Başkaya

Banu İpeker

Beyhan Goldman

Bora Ekinci

Adnan Kolay

Aydın Turhan

Cenk CeyişakarEmre İpeker

Bertan Gürkan

Page 22: Golf XL Sayi 03

Erdem Kıramer

Kaya ÇilingiroğluMurat Afşar

Levent Egeli

Hakan Dolakay

Kaan Demirci

Murat Dulgar

Mustafa Dikici

20 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.trMustafa Aras

TURNUVA TAKİP

Page 23: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 21

S.S. Lee

Semiha Turhan Şevki Korkmaz

Sang Yung Han

Necmiye Yazıcı

Oğuz Ünver

Selim Evrengil

Ogün Çay

Mustafa Özdemir

Page 24: Golf XL Sayi 03

Yusuf Teoman

Yusuf Aryas

22 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

TURNUVA TAKİP

Stephen Symes

Page 25: Golf XL Sayi 03
Page 26: Golf XL Sayi 03

EFSANE GOLFÇÜLER

DüNdeNBUGüNeDüNdeNBUGüNeBabe Zaharias

U.S. Women’s Open1954

Hızın Golfteki Karşılığı: “BABE”

24 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Major Başarıları

1948U.S. Women’s Open

1952Titleholders Championship

Page 27: Golf XL Sayi 03

Asıl adı Mildred Ella Didrikson’dı, fa-kat beyzbolda yaptığı muhteşem koşu-lar nedeniyle ‘Babe’ takma adını aldı. Babe Didrikson, 1938 yılında profes-yonel güreşçi olan George Zaharias ile evlendi ve Babe Zaharias olarak hayatına devam etti. 1935 yılında, Grantland Rice dergisinde yazarlığa başlamasıyla golfle ilgilenmesi de aynı tarihlere denk gelir. 1936 yılında, golfü öğrendikten sonra katıldığı ikinci tur-nuva olan Texas Women’s Invitational’ı kazandı.

1946 ve 1947 yıllarında, seri halinde 17 amatör turnuva kazandı. Bu turnuva-

ların arasında 1946 U.S. Womens Amatör ve 1947 British Amatör vardır. Zaharias, British Open’ın düzenlenmeye başladığı tarih olan 1893 yılından beri, turnuvayı kaza-

nan ilk Amerikalı oyuncudur.

LPGA Tur’un kurucu üyelerinden biri olan Zaharias, başarılarından dolayı 1954’te Vare Trophy ve 1957’de USGA Bobby Jones Award ödülleriyle onur-landırıldı.

Zaharias, iyi bir golf oyuncusu olması-nın dışında atletizm, tenis, beyzbol ve dalma gibi birçok spor dalıyla yakından ilgilenmiştir. 1932 Olimpiyatları’nda atletizm dalında 2 altın 1 gümüş ma-dalyanın sahibi olmuştur.

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 25

1950U.S. Women’s Open, Titleholders Championship

Diğer Profesyonel Başarıları

1955: Tampa Open, Peach Blossom Classic

1954: All American Open, Sarasota Open, Serbin Open, National Capital Open

1953: Sarasota Open, Babe Zaharias Open

1951: All American Open, World Championships, Ponte Verde Open, Tampa Open, Fresno Open, Texas Open, Miami Weat-hervane

1950: All American Open, World Championship, Miami Weather-vane, Western Open

1949: World Championship, Eastern Open

1948: All American Open, World Championship

“Babe Zaharias, 27 Eylül 1956 yılında

yakalandığı bir hastalık nedeniyle, 42

yaşında hayata gözlerini kapadı.

Page 28: Golf XL Sayi 03

26 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

DİYALOG

Golfe olan ilginiz ne zaman ortaya çıktı? Cornelia’ya geliş süreciniz nasıl oldu ve kaç yıldır buradasınız?Golfe tesadüfen dahil oldum. Ben aslında otel-ciydim, 1998 yılında Gloria Golf Resort’te işe başladım. 1999 yılında golf kulüp müdürümüz işten ayrıldı. O dönemki genel müdürümüz Cem Uzan, bana 15 gün golf kulübünde görev yapa-bileceğimi söylemişti. Farklı bir dal olduğundan dolayı hoşuma gitmişti. Fakat 15 gün sonra yeni bir yönetici yerine benim orada yönetici olabile-ceğimi söyledi. İlk zamanlarda her işte olduğu gibi çok zorlandım; fakat zaman geçtikçe golfe ve golf kulüp işletmeciliğine daha da alıştım ve bugün de işimi çok severek yapıyorum. Şubat 2005 yılına kadar Gloria Golf Resort’te çalıştım ve Mart 2005 yılında Cornelia grubuna dahil ol-dum. 7 yıl Gloria grubunda çalıştıktan sonra, 6 yıldır Cornelia grubunda çalışıyorum. Burada ilk başladığımda yeni proje heyecanımız vardı. Mi-mar seçimi, inşaat başlangıcı ve tüm prosedür-ler. 10 ay gibi bir dünya rekoru ile sahamızı oyu-na açtık. Yapılan doğru pazarlama faaliyetleri

Ali ŞahinRöportaj

Cornelia Golf Club Genel Müdürü

“Amacımız,

Diyalog bu sayıda, golfün Türkiye’deki önemli isimlerinden Cornelia Golf Club Genel Müdürü Ali Şahin’i konuk ediyor. Son 17 senesini

turizm sektöründe önemli mevkilerde görev alarak geçiren Şahin’e, gol-fü ve golfün gelişimi için yapılması gerekenleri sorduk.

Milli Takım’a Oyuncu Verebilmek”

Dic

le A

slı M

UR

SALO

ĞLU

Page 29: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 27

Golf, ülke imajı için çok önemli bir turizm aktivasyonudur.

Page 30: Golf XL Sayi 03
Page 31: Golf XL Sayi 03
Page 32: Golf XL Sayi 03

30 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

DİYALOG

ve doğru hizmet anlayışımız ile golfün şu an tesislerimize kazandırdığı katma değer yaklaşık 15 Milyon Euro’dur. Bu sene yaklaşık 55 bin round golf beklen-timiz var. Şahsi hedefim iki yıl içinde hizmet ve saha kalitemizi düşürmeden 60 bin roundu yakalamak.

Golf oynayan sporcuların Türkiye’yi tercih etmelerinin nedenleri nelerdir? Golf turizmi yapabilmek için, birkaç önemli unsuru destinasyonda barın-dırmak gerekir. Bunlar başlıca; güzel ve bakımlı golf sahaları, uygun iklim şartları, kaliteli konaklama tesisleri, tüm hizmet alanlarında iyi hizmet, ka-lifiye personel, kolay uçuş imkanları, uzak olmayan havaalanları, iyi servis bağlantısı, iyi bir hinterland, iyi fiyat politikasıdır (ürün – hizmet dengesi). Bu unsurlar bir araya geldiğinde golf misafirinin tüm beklentilerilerinin ne-redeyse tamamı karşılanmış demektir.

Geriye sadece çok özel talep ve ihtiyaç-lar kalır. Tesislerin hizmet anlayışına göre, bunlar da karşılanabilir; ama turizmin ana kaidesi olan hizmette gü-leryüz, olmazsa olmazdır. Çoğu Avrupa ülkesi bu yüzden çok fazla misafir kay-betmektedir.

Sizce Türkiye golfün merkezi olabilir mi? Bu konudaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?Kesinlikle olabilir. Ama 15 saha ile ol-maz. Bunun için çok daha fazla saha olmalı. Golf Federasyonun 4 yılda 100 golf sahası projesi vardı. Böyle bir proje ile kesinlikle mümkün. Bana ka-lırsa Alanya, Manavgat, Side, Bodrum ve Kundu gibi orman olmayan hazi-ne arazilerine golf sahası yapılabilir. Türkiye’de eksik olan kış turizmini çok geliştirir. Böylelikle Türkiye bu işten 1 milyar dolar para kazanabilir.

Page 33: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 31

2012 yılında Belek’de düzenlenecek Dünya Golf Şampiyonası ile ilgili neler söylemek istersiniz?Bu turnuvayı daha önce kazanan bu-günün profesyonel sporcularına ba-kıldığında inanılmaz büyük bir organi-zasyon. Avrupa’da 14 yıl aradan sonra tekrar oynanacak. Hem ülkenin hem de Türk golfünün tanıtılması için çok büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

Golfün sağladığı turizmin Türkiye ekonomisine katkısı sizce nasıl? Bence maddi anlamın dışında, ülke ima-jı için çok önemi bir turizm aktivasyonu-

dur golf. Zira bu oyunu oynayanlar, orta kesimin üstünde olanlardır. Devlet ve şirket yönetimlerinde etkin olan kişiler-dir. Golf sayesinde, artık iyi haberlerin yüksek reyting yaptığı ülke durumuna geldik. Bu sene ülkemize yaklaşık 125 bin kişi golf oynamaya gelecektir. Eğer 120 sahamız olsaydı bu rakam 1,250 bin olabilirdi. Kişi başı bin Euro harcasalar, 125 Milyon Euro’luk bir girdiden konu-şuyoruz. Ayrıca, yaklaşık 800 kişinin is-tihdamı da söz konusu.

Türkiye’de golfün gelişimini nasıl artırırız? Tek şart daha fazla saha yapılmalı. En büyük sorun arazi. Bunu da, devlet ha-zine arazilerinden vermeli veya açık

arttırmaya çıkmalı. Bugün yeni sahalara başlansa, eminim açılışından iki yıl sonra kar yapmaya başlayan işletmeler olurlar. Eğer konaklama te-sisiniz de varsa, kışın doluluk oranına da çok büyük katkıları

olacaktır.

Türkiye’de golf sahaları sizce nerelerde olmalı?

Ormanlık arazi olmamalı. Çevre der-nekler haklı olarak birtakım tepkiler veriyorlar; ama bataklığı kurutup golf sahası yapan tesislerimiz de var. Bun-dan kimse bahsetmiyor. Türkiye’de golf sahalarının, illaki ormanlık ara-zi içerisinde olması gerektiği ile ilgili yanlış bir bilgi var. Avrupa’daki birçok golf sahasında ağaç bile yoktur. Kulla-nılmayan, ekonomik değeri düşük veya bunu yitirmiş olan araziler de kullanı-labilir.

Dünya golfü ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?Golf profesyonel ve amatör golf ola-rak ikiye ayrılır. Profesyonel golf, her yıl artan para ödülleri ile sponsorla-rın inanılmaz ilgisini çekiyor. Bu konu, Tiger Woods sayesinde bu hali aldı. Ayrıca profesyonel golf yeni yetenek-lerin peşinde. Burada en önemli aday, geçen hafta US Open’ı kazanan Rory McIlroy’dur. İrlandalı golfçü inanılmaz bir zafer ile herkesi kendine hayran bıraktı. Amatör golfte ise, bizim en bü-yük hedefimiz; 2012 Dünya Amatör Golf Şampiyonası. Umarım Allah utandır-maz. Ayrıca Cornelia grubu olarak 15 adet junior yetiştiriyoruz. Amacımız, milli takıma oyuncu verebilmek. Bu ço-cuklar, Kadriye’de bulunan ilköğretim okulundan. Tüm masraflarını biz, grup olarak karşılıyoruz. Eminim, önümüz-deki senelerde bu çocuklardan önemli yetenekler çıkacaktır.

Ali Şahin, 1971 Afyon doğumlu. İlköğre-timini Almanya’da tamamlayan Şahin, 1983’de Türkiye’ye geri döndü. Eğitimi-ne, Kütahya Atatürk Lisesi’nde devam edip, daha sonra Doğu Akdeniz Üniver-sitesi, Turizm ve Otelcilik bölümünden mezun oldu. İş hayatında Kiriş World, Gloria Golf Resort ve Cornelia Grubu ile çalışan Şahin, aralıksız 17 senedir turizm sektöründe iş yaşamını sürdür-mektedir.

Herkese bol birdie’li ve par’lı günler dilerim...

“2012 Dünya Golf Şampiyonası, hem ülkenin hem de Türk golfünün tanıtılması için çok büyük bir fırsat.

Page 34: Golf XL Sayi 03

32 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Sihirli Vuruş

BAY GOLF

Sihirli VuruşGolf oyuncularının en çok zorlandığı vuruşlardan biridir. Amatör golf oyuncularının en çok sıkıntı çektiği vuruşların başında gelen sihirli vuruş, oyuncunun topunu istediği istikamette vurmakta ve golf swinginin eforsuz bir şekilde yapılmakta zorlandığı vuruş-ların en zoru olarak bilinir. Ayrıca; dünyanın en iyi hocalarının arasında dahi, tekniksel olarak ayrım ve fikir değişikliği yaratan vuruşlardan biri olan sihirli vuruş, topun ayak seviyesinin altında kaldığı pozisyondur.

“”

Genelde, oyuncuların practice yaptığı yerler düzdür, mesela driving range (oyuncunun ayakları ve top aynı açı içerisinde) gibi. Oyuncunun bu yüz-den, golf topunu istediği hedefe doğru yollaması veya atması daha kolaydır.

Fakat, golf sahası her zaman düz de-ğildir ve çeşitli engeller ile doludur. Bu yüzden top ile temiz ve istediğimiz gibi bir vuruş yapmamız zorlaşır. Oyuncu-nun, top golf sahasında nerede olur-sa olsun, topun olduğu pozisyonda oy-naması gerekmektedir. Bu sebepten dolayı golf oyuncusun çok değişik ve zorlu vuruşlar veya pozisyonlar içinde, topunu istediği yöne doğru oynaması gerekmektedir.

Golf oyuncularının en çok zorlandığı vuruşlardan

biridir Sihirli Vuruş

Şeno

l Bay

Golf

Eğitm

eni

Page 35: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 33

Sihirli Vuruş

Oyuncu dengesini korumak için, geriye fazla backswing yapmamalıdır.

Bitiriş pozisyonunda, oyuncu dengesini çok iyi korumalıdır. Bu gibi zor vuruşlarda denge çok önemlidir!

HERKESE İYİ GOLFLER...

TEKNİK Oyuncunun, topu doğru ve düzgün bir şekilde

istediği yöne doğru atması için, bu tip zorlu vu-

ruşlar öncesi yapması gereken değişikliklerden

başlıcaları şunlardır:

• Golf topu soldan sağa doğru döneceği için,

oyuncu duruşunu biraz sola doğru almalıdır.

• Vuracağı istikamete göre ve bayrak mesafe-

sinin uzaklığını hesaplayarak, doğru sopa

seçmelidir.

• Dizleri olması gerekenden biraz daha fazla

esnemelidir .

• Ağırlık dengesini, olması gerekenden biraz

daha ayak topuklarına doğru vermelidir.

• Vücut dengesini çok iyi korumalıdır. Çünkü,

vuruş yokuş aşağı zorlu bir duruş gerektirdiği

için, oyuncu dengesini çok rahat bir şekilde

kaybedebilir.

• Oyuncu ellerini olması gerekenden daha fazla,

golf sopasının en son noktasından tutmalıdır

(böylece sopanın boyu biraz daha uzayacaktır).

Backswing dönüşünde ise, oyuncunun dengesi çok önemlidir.

Page 36: Golf XL Sayi 03

34 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GOLF EKİPMANLARI

GolfArabaları

Golf ekipmanları arasında önemli bir yer tutan golf arabaları, çeşitli model ve özel-

likleriyle bilinen standartları zorluyorlar. Yolcu taşıma ve hizmet aracı olarak golf

oyuncusunun ihtiyaçlarını karşılayan golf arabaları, golf sahasındaki en büyük yar-

dımcınız olmaya devam ediyor.

Benzinli : 11.5 Kawasaki

Elektrikli : 48 Volt IQ

Araç Ölçüsü : 232 x 120 x 174 cm

TırmanmaKapasitesi : %15

TRANSPORTER 4Benzinli : 11.5 hp Kawasaki

Elektrikli : 48 Volt IQ

Araç Ölçüsü : 339 x 125 x 122 cm

TırmanmaKapasitesi : %15

Özellikleri:

Üst tente, ön cam, ön far, stop, korna

paketi, arka sepet, jant kapağı, Akü şarj seviye göstergesi ve akü şarj

aparatı (Elektrikli modellerde)

Özellikleri:

Üst tente, ön cam, ön far, stop,

korna paketi

Özellikleri:

Üst tente, ön cam, ön far, kor-na paketi, ahşap

arka kasa

Benzinli : 11.5 hp Kawasaki

Elektrikli : 48 Volt IQ

Araç Ölçüsü : 399 x 120 x 122 cm

TırmanmaKapasitesi : %15

PRECEDENT PRO GOLF CAR

VILLAGER 8

Oyuncu, bir çukurun oynanması sırasında topunun oynanamaz durumda olduğundan kuşkulanırsa, topunu incelemek için cezasız olarak kaldırabilir.

Golf Not

Page 37: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 35

Benzinli : 11.5 hp Kawasaki

Elektrikli : 48 Volt IQ

Araç Ölçüsü : 340 x 125 x 122 cm

TaşımaKapasitesi : 680 kg

TırmanmaKapasitesi : %15

Benzinli : 11.5 hp Kawasaki

Elektrikli : 48 Volt IQ

Araç Ölçüsü : 263 x 122 x 122 cm

Kasa Ölçüleri : 96 x 115 x 24 cm

TaşımaKapasitesi : 363 kg

TırmanmaKapasitesi : %15

Özellikleri:

Üst tente, ön cam, ön far,

açık kasa

Özellikleri:

Üst tente, ön cam, ön far,

sedye

CARRYALL / TURF 1

GOLF AMBULANS

Page 38: Golf XL Sayi 03

GOLF HABER

ezonun en çekişmeli turnuvaların-dan, Yapı Kredi Private Banking Golf Turnuvası, büyük bir heyecana sah-ne oldu.

Beyhan Benardete, Erol İslamoğlu, Esra Demirsoy, Fehmi Zorlu, Kıvanç Oktay, Mustafa Koç, Raif Bilir, Salih Başağa, Serra Tokar, Uğur Ekşioğlu,

Zeki Koen’in aralarında bulunduğu ve 198 golfçünün katıldığı Yapı Kredi Private Banking Golf Turnuvası’nda; erkekler üç, bayanlar iki kategoride yarıştı.

İstanbul Golf Kulübü’nde düzenlenen turnuvada, sahayı toplam 70 vuruşla tamamlayan Ediz Kemaloğlu erkek-lerde, 71 vuruşla tamamlayan Bey-

han Benardete de bayanlarda gross birincileri oldular.

Gross birincilerinin kupalarının Mus-tafa Koç tarafından verildiği Yapı Kre-di Private Banking Golf Turnuvası’nda, diğer ödüller Yapı Kredi Private Ban-king Genel Müdür Yardımcısı Mert Ya-zıcıoğlu tarafından takdim edildi.

Private Banking Golf Turnuvası

Büyük Çekişmeye Sahne Oldu

S

36 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 39: Golf XL Sayi 03

Dünyaca ünlü İspanyol golfçü Seve Bal-lesteros, İspanya’daki evinde yaşamını kaybetti

54 yaşındaki golfçünün 2008 yılından bu yana beynindeki tümör ile mücadele ettiği ve hayata gözlerini kapadığı açık-landı.

1970-90 yılları arasında dünyanın bir numaralı golfçüsü olarak bilinen Ballesteros’un 5 kez dünya birincili-ği bulunuyordu. Carmen Botín O’Shea ile 16 yıl evli kalan Ballesteros’un, O’Shea’dan, Baldomero, Miguel ve Car-men isminde üç çocuğu bulunuyor.

2011 turizm sezonundan çok umutlu ol-duklarını belirten Barut, yeni sezonda Side destinasyonuna gelen turist sayısı-nın 4 milyonun üzerinde olacağını tahmin ettiklerini kaydetti. Turizm sezonu öncesi Orta Doğu ve Afrika ülkelerinde meydana gelen siyasi kargaşa ve belirsizliğin, Av-rupalı turistler nezdinde Türkiye’nin dünya turizminde en güvenilir ülke konu-muna getirdiğini belirten Barut, bu sene Rus, İngiliz ve İskandinav ülke turistlerin-de geçen yıllara göre gözle görünür bir artışın olduğunu kaydetti.

Barut, “Yılın ilk 5 ayına baktığımız za-man, hava yoluyla Antalya bölgesine gelen turist sayısında geçen yıla göre yüzde 18’lik artış var. Bölgemizde ak-tif turizm sezonu başladı. Konaklama tesislerimiz yüzde 95 oranında dolu. Bu yıl Rus, İngiliz ve İskandinav turistlerde önemli ölçüde artış bekliyoruz.” dedi.

Manavgat, Golf Sahası İstiyorAntalya’nın Manavgat ilçesinde turizmciler, böl-geye daha fazla otel yapma yerine golf alanları yapılmasını istiyor.

Side-Manavgat Turizm İşletmecileri Derneği (Side-TUDER) Başkanı Cengiz Haydar Barut, Side Belediye-si Gençlik Merkezi’nde bir açılış töreni sonrası yaptığı basın açıklamasında, destinasyon bölgesine yeni otel-ler yapılması yerine, atıl vaziyette bulunan alanlarla ve çöplüklerin golf alanı yapılması tavsiyesinde bulundu. Side destinasyonunda, yılın 12 ayı konaklama tesisleri-nin açık kalması ve sektörde daha fazla kişi istihdam edilmesi için Manavgat’ta golf sahaları açılması ge-rektiğinin altını çizen Barut, bunun yeşil alanlar de-ğil, atıl vaziyette bulunan sahalar ile çöplüklerin ıslah edilmesiyle yapılabileceğini kaydetti. Yıl sonuna kadar Manavgat’ta 10 bin yataklı konaklama tesisinin hiz-mete gireceğini belirten Barut, yeni hizmete girecek tesisler birlikte bölgede yatak sayısının 160 bine yük-seleceğini ifade etti. Avrupa ülkelerinde bölgenin Side destinasyonu ismiyle satıldığını belirten Barut, bölgede 60 bin insanın turizm sektöründen ekmek yediğini söy-ledi. Barut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bölgede, turizm sektöründe daha fazla kişi istihdamı için, konaklama tesisi yerine golf alanları yapmak zo-rundayız. Bunun için de atıl vaziyette bulunan çöplük alanlarının ıslah edilerek golf turizmine kazandırıl-masını istiyoruz. Her golf sahasının açılmasıyla, böl-gemizde 3 bin gencimize iş imkanı doğacak. Belek’te binlerce genç, kedi diye tabir edilen golf topu topla-maktan geçimlerini sağlıyor. Bu Manavgat’ta niçin olmasın? Manavgat’ta atıl vaziyette golf sahası yapı-mı için bekleyen çöp alanları var. Bölgemizde, yılın 12 ayı turizmin olmasını istiyorsak golf sahası açmak zorundayız. Alternatif turizme yönelmeliyiz. Bölge-mizde konaklama tesisi var, biz 400’er dönümlük golf alanları istiyoruz.“

“Sezonda Rus, İngiliz ve İskandinav Turistlerde Artış Bekliyoruz”

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 37

5454 Yaşında Beyin Tümörüne Yenik Düştü

Ünlü Golfçü Ballesteros,

Page 40: Golf XL Sayi 03

38 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

MİNİ GOLF

Mini Golfle İlgiliBilmeniz Gerekenler

Mini golf, golf sporunun minyatür biçi-midir. Dünyanın ilk mini golf sahasının, İskoçya’daki St. Andrews’da 1867 yı-lında kurulan ve bugün de işletilmekte olan halka açık Ladies Putting Club ol-duğu kabul edilir. Himalayalar olarak adlandırılan, bu 18 delikli yeşil alana sahip saha, St. Andrews’deki prestijli Royal & Ancient Golf Kulübü’nün üye-

leri tarafından kurulmuştur.

Mini golfün başlangıcının şöyle olduğu kabul edilir:

Kadınlar golf oyu-nuna ilgi duyma-

ya başladığında, dönemin tutucu toplumsal bakış

açısı, bir golf vuru-şunun gerektirdiği bu

hareketleri, halka açık bir alanda bir kadının yapmasını ka-

bul edemiyordu. Bu nedenle, kadınlar için 18 delikten oluşan kısa bir golf sa-hası inşa edildi. Bunun, dünyadaki ilk minyatür golf sahası olduğu düşünü-lüyor.

Birkaç yıl sonra Amerika ve İngilte-re’deki birçok otelde, minyatür boyutta bir golf sahasına yer vermek, gelenek-sel hale geldi. Genelde golf sahalarıyla aynı tasarım kullanılıyordu, ancak mini golf sahaları on kat daha küçük boyut-lardaydı. Oyun bir golf sopası ve kısa bir sürücü ile oynanıyordu. Garden

golf, pitch and putt golf, clock golf ya da par 3 golf olarak adlandırılıyordu.

Yapay malzemelerden yapılan, geo-metrik biçime sahip mini golf sahaları, 20. yüzyılın ilk döneminde kullanılma-ya başlandı. Bu tür sahalarla ilgili ilk kayıt, Gofstacle adında bir mini golf sahasını tanıtan, 8 Haziran 1912 tarihli The Illustrated London News gazete-sinde çıkan yazıdır.

Ticari seri üretime giren ilk standart mini golf sahası olan Thist-le Dhu (“This’ll Do”), 1916 yılında Pinehurst Kuzey Carolina’da idi. Bir golf tutkunu olan Tho-mas McCulloch Fairbairn, 1922 yılında, uygun bir yapay yeşil yüzey alan formülü getirerek oyunda devrim yarattı. Bu, pamuk to-humu kabuğu, kum, yağ ve boyadan oluşan bir karışımdı. Bu buluşla bir-likte minyatür golfe, artık her yerde ulaşmak mümkündü. 1920’li yılların sonlarında, sadece New York’un çatı-larında 150’den fazla ve bütün ABD’de on binlerce golf sahası vardı. 20. yüzyı-lın ilk döneminde Amerika’da yaşanan bu mini golf çılgınlığı, 1930’lu yılların sonundaki ekonomik bunalım döne-minde sona erdi. ABD’deki neredeyse bütün mini golf sahaları, 1930’lardan önce kapandı ve yıkıldı.

Page 41: Golf XL Sayi 03
Page 42: Golf XL Sayi 03

40 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GOLF KULÜBÜ

Bünyesinde Neler Var?

• Gloria Verde Resort

• Gloria Serenity Resort

• Gloria Golf Resort

• Gloria Old Course (18 Delikli)

• Gloria New Course (18 Delikli)

• Gloria Verde Course (9 Delikli)

• Gloria Golf Akademi ve Driving

Range• Club House

• Restoran & Barlar

• Fitness• Futbol• Tennis• Su Sporları

• Aktiviteler

• Gogi Çocuk Kulübü

• Açık – Kapalı Yüzme Havuzu

• Aquapark

• Türk Hamamı-Sauna

Tasarımı ünlü mimar Michel Gayon tarafından gerçekleşti-rilen Gloria Golf Club, iki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli (akademik), toplam 45 delikli golf alanı ile birlikte; yanı ba-şındaki eşsiz Akdeniz güzelliği ve Akdeniz coğrafyasının ar-mağanı benzersiz doğasına ek-lenen Gloria Hotels & Resorts konforuyla, binbir ayrıcalıkla bezenmiş unutulmaz bir keyif sunuyor. “Golfün Olimpiyatı” olarak tanımlanan, iki yılda bir düzenlenen ve 2012 yılında Türkiye’de düzenlenecek Dün-ya Golf Şampiyonası’nın da ev sahipleri arasında yer alıyor.

Toplam 3200 m2’lik bir alanı

kapsayan Gloria Golf Club da herşey, golfü ve golften arta kalan zamanınızın “eksiksiz bir keyif” konseptinde yaşayabil-meniz için tasarlanmış. En bü-yük tutkusu yaşamak olanlara ve yaşam sevincini ayrıcalıklı zevklerle bir bütün halinde al-gılayanlara Gloria Hotels & Re-sorts, benzersiz bir spor ve tatil olanakları sunuyor.

Gloria Old Course Gloria “Old” Golf Sahası (18 de-lik, 72 Par, 6181 m).

“Old” Şampiyona golf sahası de-niz kenarında, 772. 000 m2’lik çam ormanının içerisinde golf severlere gerçek bir golf keyfi sunuyor.

Green’leri yaklaşık 600 m2 olan “Old ” Şampiyona golf sahasında sabit su seviyesinde 7 adet gölet bulunuyor.

Gloria New Course Gloria “New” Golf Sahası (18 delik, 72 Par, 6239 m).

Gloria “New” Golf Sahası, açıl-dığı 2005 yılından bugüne tüm golf tutkunlarının gözdesi ha-line gelmiştir. 700. 000 m2’lik çam ormanının içerisinde yer alan ve 2007 yılında European Seniors Tour Classic’e ev sahip-liği yapan saha, mavi ile yeşili bir arada sunan muhteşem bir doğa parçası üzerinde golf oy-namanın ayrıcalığını yaşatıyor.

TPC Sawgrass Golf sahasının 17. Çukuru Par 3’ün tasarımın-

Gloria Hotels & ResortsGloria Hotels & ResortsMavinin Golfle Buluştuğu Yer

İletişim

Acısu Mevkii 07500 Belek / Antalya / TÜRKİYE

Tel: +90 242 710 06 00 • www. gloria. com. tr

Page 43: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 41

Gloria Golf ClubG

Page 44: Golf XL Sayi 03

42 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

dan ilham alınarak tasarlanan özel delik Par, 3 ada, 17. green ve 18. delik golfçüler için gerçek bir sınav alanı olarak tanımlanıyor. Green’leri yakla-şık 600 m2 olan “New” şampiyona sa-hasında, sabit su seviyeli 4 adet gölet (57. 000 m2) bulunuyor.

Gloria Verde Course Gloria “Verde” Golf Sahası (9 Delik Ver-de, 36 Par, 2,926 m), deniz kıyısında çam ormanı içerisinde, 450.000 m2’lik bir alanda Gloria “Old” şampiyona sahası-nın yanında kurulmuştur.

9 delikli golf sahaları içinde Avrupa’nın önde gelen tasarımlardan birine sahip golf sahası belirli zamanlarda handikap-sız oyunculara açık eğitim sahası olarak

kullanılıyor. Green’leri yaklaşık 650 m2

olan sahada sabit su seviyesinde 2 adet gölet bulunuyor.

Gloria Golf Akademi ve Driving Range Golf sporuna gönül veren pro adayları için, tamamen özgün bir anlayışla tasar-lamış gerçek bir akademi.

Bireysel, grup ve özel junior program-ların profesyonel bir ekip tarafından ve-rildiği tesiste Nike ve Taylor Made ekip-manları kullanılıyor.

Driving Range 60 oyuncu kapasiteli çim vuruş noktaları, batı-güney çizgili 48 atış parkuru, ve 2 katlı kapalı alanıyla Türkiye’de kurulan en donanımlı golf akademisi. 4 Putting Green’den oluşan egzersiz sahası toplamda 3000 m2 alanı kaplıyor.

GOLF KULÜBÜ

Page 45: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 43

Club House Benzersiz bir doğa içerisinde, golf severlerin zaman ge-çirmekten keyif aldığı bir mekân. Club House konsepti içinde yer alan Restoran-Bar, dünya markalarının su-nulduğu bir proshop ve kişiye özel kullanım alanlarının tamamı Gloria dünyasının özgün kalitesinde…

Gloria Golf Resort, toplam 515 odalı 1276 yatak kapa-sitelidir. 293 Standart oda (2 tanesi engelli misafirler için dizayn edilmiş. ), 79 Junior Suit, 24 Suit, 1 King Suit, 72 Gloria Family Suit, 24 Gloria Villa, 18 Execu-tive Villa, 4 Owner Villa

Misafirler, denizin ve güneşin keyfini çıkarırken, su ve plaj sporları ile birçok eğlen-celi aktivitenin tadına varma fırsatını yakalıyorlar: Kano, deniz bisikleti, DJ Club (Pro-fesyonel DJ’lerle Ücretsiz DJ Kursları) güneşlenme terası, tırmanma duvarı, bungee trambolin, sahil futbolu, sahil tenisi, masa tenisi, havalı tüfek, su jimnastiği, mini fut-bol, G volley, plaj voleybolu, okçuluk, tenis kortları, mini futbol, aerobik, dans dersle-ri, bowling, bilardo, sinema, 3D oyunları, karaoke...

Gloria Verde Resort 293 odalı Gloria Verde Resort, golf sahalarının içinden geçen bir patika ile Gloria Golf Resort’a bağlanıyor. Glo-ria Select Villaları ve Presidential Villa da Gloria Verde Resort dahilinde bulunuyor.

Gloria Serenity Resort 369 odalı Gloria Serenity Resort’ta Deluxe Villa, 400 m²’lik VIP Villa, Pool Villa, Garden Villa, Spa Villa ve Presidential Villa yer almaktadır.

Gloria GolfResort

Aktiviteler

Oteller

Page 46: Golf XL Sayi 03

GOLFE DAİR

BISQUE BOGEY: Golf oyunu-nun bazı müsabaka şekillerinde, ku-rallar gereği, handikaplı oyunculara tanınan bazı haklardır.

BITE: Backspin tekniği ile greene yapılan vuruş şeklidir. Top düştükten sonra fazla yuvarlanmaz.

BLADE: Eskiden kullanılan bazı putter ve ironlara verilen isimdir. Hatalı bir vuruşa da bu isim verilir. Topa, merkezinin üst tarafından clu-bın yüzü yerine, yüzün alt kenarı ile vurulmasıdır.

BLASTER: Loft açısı en yüksek olan (56°) cluba verilen diğer bir

isimdir. Genelde, bu cluba sand vedge ismi verilmiştir.

BLIND SHOT / LIND HOLE: Oynanan çukurun bayrağı, teen gro-und ya da fairwayin başlangıç kısım-larından görülemiyorsa, bu şekildeki çukurlara blind hole adı verilir. Bu bayrağı görmeden yapılan vuruşlara da blind shot denir.

BLOCK: Club yüzünün, normal bir şekilde topa vuruşunu önleyen harekete verilen isimdir.

BOGEY: Bir deliğe, par sayısından bir fazla olarak yapılan skordur.

BOGEY COMPETITON: Kurallara göre belirlenen puanlarla, golf sahasında oynanan oyun çeşitle-rinden biridir.

BORON: Bazı wood clublarda, boyun kısmına sarılan spiral teli

güçlendirmek için bor maddesinin sürülmesidir.

BRASSIE: Modern 2 - wood ile eş değer özellikleri olan, pirinç korumalı, ahşaptan yapılmış fairway clubıdır. Günümüzde halen kullanılan bir terimdir.

BREAK / BORROW: Gre-en’deki eğimlerden dolayı düzgün yönünden sağa - sola sapan putting vuruşuna verilen addır.

BRUTTO / GROSS SCORE: Handikap sayısına bakılmaksızın, 18 çukur sonunda yapılan toplam skordur.

BULGER DRIVER: Bir çeşit 1 no’lu wood clubdır. Günümüzde artık kullanılmamaktadır.

BUNKER: Amerikalılar bunker için sand trap deyimini de kullanırlar. Bunker, özel olarak hazırlanmış,

Top, bir vuruş sonucu parçalanırsa, vuruş iptal edilir ve oyuncu cezasız olarak orijinal topun oynandığı yere mümkün olduğu kadar yakın bir noktadan yeni bir top oynar.

Golf Not

44 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 47: Golf XL Sayi 03

içerisindeki toprak ve çim örtüsü alınarak kum ya da benzeri malzeme ile doldurulmuş bir engel çukurudur. Üç çeşit bunker vardır. Greenside Bunker, Green çevresindedir. Fair-way Bunker, Fairway üzerindedir. Coss Bunker, Fairway doğrultusunu dik olarak kesen bunkerdır.

BURIED LIE: Topun büyük bir kısmının, bunker içerisindeki kuma gömülmesidir.

BURN / SCOTTISH STRE-AM: İskoç dilinde; saha içerisindeki ırmak, dere ya da çaya verilen isim-dir.

BYE: Bir matchplay yarışması, 18. çukur ya da daha önceki çukurlarda kazanılmışsa geri kalan çukurların, yarışma dışı oynanmasına verilen isimdir.

CADDIE: Oyuncunun, oyun süre-since clublarını taşıyan ve bunlarla

ilgilenen, oyuncuya oyun sırasında kurallar çerçevesinde her konuda yardımcı olan kişidir. Caddie, bir ya da birden fazla oyuncuya hizmet edebilir.

CADDY: Elle çekilebilen ya da elektrik tesisatı ile çalışan, golf çantasını taşımak için kullanılan bir çeşit arabadır.

CARRY: Topun ilk vurduğu nokta ile yere düştüğü nokta arasındaki uzaklıktır.

CASUAL WATER: Geçici su. Su engeli olmayıp, oyuncunun vuruş durumunu almasından önce ya da sonra, sahada geçici olarak belirlenen her türlü su birikintisidir. Kar ve buzun geçici su ya da köksüz cisim olarak yorumu, oyuncunun seçeneğine bırakılmıştır. Yapay buz bir engeldir. Kırağı geçici su değildir. Oyuncu, ceza puanı kaybetmeden ku-rallara uygun bir şekilde topun yerini değiştirebilir.

CENTRE-SHAFT PUTTER: Shaftın baş kısmının tam ortasına bağlandığı putter çeşididir.

CHILI-DIP: Green civarında club başının topa değmeyecek şekilde, kuvvetle yere (çime) vurulması ile meydana gelen hatalı bir vuruş şek-lidir.

CHIP SHOT: Green kenarına yakın bir yerden topun, green içine az havalandırılarak çok yuvarlanmasını sağlayan bir vuruş şeklidir.

CHIPPING: Greene doğru vuru-lan, kısa ve fazla havalanmayan bir vuruştur.

CHIPPER: Chip yapmak için kullanılan, vuruş açısı (loft açısı) orta derecede olan clublara verilen isimdir.

CHOKE DOWN: Clubın gripin altından tutulmasıdır.

Golf sporunun terminolojisine giren sözcükle-ri, size bölümler halinde sunmaya bu sayımız-da da devam ediyoruz. Bu sporunun kendine özgü dilini, anlamanızı ve kavramanızı sağla-yacak olan golf sözlüğünü, dikkatle okumanı-zı öneriyoruz.

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 45

Page 48: Golf XL Sayi 03

46 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Közde Patlıcanlı Karidesli Safranlı

Dil Balığı Filetosu

• Patlıcan

• Dil balığı filetosu

• Taze jumbo karides

• Mısır koçanı

• Safran

• Sarımsak

• Soğan

• Krema

• Limon suyu• Un• Tereyağı• Tuz• Akbiber

Malzemeler

Hazırlanışı

GOLF GURME

Patlıcanı közde pişirin ve kabuklarını soyun. Bü-tün halinde kalmasını sağlayın. Dil filetolarını kabuğu soyulmuş karidesle rulo halinde sarın. Tuz ve akbiberle marine edin ve sıcak bir fırında pişirin. Süt mısırını da közde pişirip dört parça-ya bölün.

Safran sosu için, soğan ve sarımsağı ince ince doğrayıp tereyağında iyice öldürün. Üzerine

biraz un atıp kavurun. Az su koyup krema ve safranı ilave edin. Tuz ve akbiber ile tatlandırıp kaynamaya bırakın. Koyuluğundan emin olduk-tan sonra sıcak olarak muhafaza edin. Bir tava-nın içine biraz tereyağını koyup patlıcanı kızar-tın. Bütün pişmiş ürünleri fotoğraftaki gibi dizip, sos ile birlikte sıcak olarak servise sunun.

Afiyet Olsun

(Ana Yemek)

Toplumların akibeti alacakları gıdalara bağlıdır.

Necip Usta

Fahri Telli

Page 49: Golf XL Sayi 03
Page 50: Golf XL Sayi 03

48 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GOLF DÜKKANI

Sizin İçin Seçtik

Dri-FIT Tech Stripe Ladies Sleeveless Top

Golf Dri-Fit Visual Performance

Polo Shirt

Nike Golf SP Key Item Polo Shirt

Nike Socks

Nike Socks

Nike Socks

Page 51: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 49

Nike Dri-Fit Imperial Pique Polo

Nike UV Stretch Tech Solid Polo Shirt 2011

Nike Body Mapping Fade Stripe Polo Shirt 2011

Dri-FIT Bold Stripe Ladies Sleeveless Top

Nike Dri-FIT Bold Stripe Ladies Polo Shirt

Nike Socks

Page 52: Golf XL Sayi 03

50 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

ASTRO-GOLF

Hissetme, kelimesi yengeç burcunu ol-dukça tanımlar. Çünkü yengeç burçları duygusallık ve duyarlılıkları ile tanı-nırlar. Bu burç yuvayı simgelediğinden dolayı, yengeçler yuvalarına düşkün olurlar. Kimi zaman neşeli, anlayışlı ve düşünceli olan yengeç insanı, herhangi bir neden olmadan alıngan ve somurt-kan olabilir. Yengeçlerin iç dünyalarını anlamak biraz zordur. Her işte olağa-nüstü olan ayrıntıcılıkları, işlerinde mükemmeliyetçiliği de yanında getirir. Etrafındakileri çok sevmelerine rağ-men bu duygularını çok fazla dışa dö-nük yaşamazlar. Kendilerine olumsuz yönde yapılan bir hareketi, asla unut-mazlar. Yaşanılan olayı olduğundan fazla büyütüp, karşı tarafı zor bağış-larlar. Sorumluluk duyguları çok geliş-miştir. Aynı sorumluluğu karşılarından da beklerler. Başladıkları işi yarım bı-raktıkları hemen hemen hiç görülme-miştir. Olağanüstü hafızalarının yardı-mı ile isim, tarih ve kişisel ayrıntıları hatırlamaktaki başarılarını, zekaları ve kurnazlıkları ile birleştirdikleri za-man iyi yönetici olurlar. Dingin ortamda

çalışmayı severler. İşlerine oldukları kadar sevdiklerine de bağlı oldukların-dan dolayı bir kez sevince bağlılıkları devam eder. Öfke onları acımasız bir düşman yapabilir ama yine de haylaz çocuğunu seven anneler gibi sevmeye devam ederler. Yengeçler ancak sevgi ile yönetilebilirler. Onlara zorla bir şey yaptırmak isterseniz tam tersini yapar-lar. Oysa seven bir yengeçe yaptırama-yacağınız bir şey yoktur. Yengeç burcu anneliği de simgeler. Anaçlıklarından dolayı ailelerine de çok bağlıdırlar. Bu yüzden yengeçler, çocuklara göster-dikleri bağlılık ve sevgi yüzünden onla-rı rahatsız bile edebilirler. Çocukların büyüdüğünü asla kabul etmez ve onay-lamadığı bir şey yaptıklarında “Ben gençken böyle bir şey yapmazdım” diye söylenmeye başlarlar. Yengeç burcu insanları; hemşire, ev kadını, ana okulu öğretmeni, denizci, antikacı ve tarihçi olabilirler. Yengeç burcu olan kişilerin merhamet duyguları çok geliştiğinden dolayıda, doktor veya anaokul öğret-menliği, gibi işlerde de severek, hiç şikâyet etmeden çalışırlar.

Yengeç(Haziran 21 - Temmuz 22)

Golfçü YengeçKararlılık ve hakimiyet duygusu, golfçü yengeçin başarısındaki sırdır diyebili-riz. Kendisinden emin yengeçler, rakip-lerinden her zaman bir adım öndedir. Sempatik bir kişiliğe sahip oldukların-dan dolayı, sahaların aranan kişileri arasındadırlar. Kazanmak adına ihti-

yacı olan tüm bilgiye sahiptirler. Ve bu bilgiyi, kazanmak istediği oyun içinde kullanırlar. Sorumluluk duyguları çok geliştiğinden dolayı, oyunu asla yarıda bırakmazlar, skor her ne olursa olsun oyunlarına baştaki heyecanı ve azimli-liği ile devam ederler.

Burcun ünlü golfçüleri:Nick Faldo, Charles Coody, Colin Montgomerie Old, Tom Morris

Page 53: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 51

Aslan burcu olan kişiler, hareketli yapıları ve gönül güzellikleri ile tanınırlar. Aslanlar için önder kelimesi onları tamamlar diyebiliriz. Etrafındaki kişilerin yaşantısını bile onlardan daha iyi düzenleyebileceğine. Karşısındakiler de bunu kabul ederlerse her şey yolunda gi-der. Aslan burcu öğrenmeye oldukça açıktır. Genellikle politikacı, eğitimci ve psikiyatrist olmaları, içindeki öğrenme aşkından kaynak-lanmaktadır. Aslan, birçok bakımdan son de-rece kurnazdır. Beğendiği şeyleri açıkça söyler ve neredeyse insanı utandıracak kadar abartılı komplimanlar yapabilir. Aslan burcu, sabit ni-telik taşıdığı için tutucu ve inatçıdır. Bir kere karar verdimi bundan kolay kolay vazgeçmez. Büyük işlere kalkışır ama ayrıntılarla arası pek iyi değildir. Ufku geniştir, büyük düşünür. Bu da onun cesaretinden kaynaklanmaktadır. Aslanın hükmedici davranışlarının altında aslında çok yumuşak bir insan vardır. Merhametli ve sıcak-kanlıdırlar. Aslan, kalbi ve aşkı yönetir. İçten ve tutkuludurlar. Dramatik olaylara ve abartma-ya bayılırlar. Konuşmaları ve hareketleri ol-dukça dikkat çekicidir. Sevildiklerini bilmeye ve aynı zamanda övülmeye de çok ihtiyaçları vardır. Aksi taktirde ihmal edilirlerse moral-leri çabuk bozulur. Aslan burcu insanı, size bağlandığı kadar, sizin de ona bağlı olduğu-nuzu bildiği sürece sadık kalacaktır. Dürüst, açıksözlü ve merttir ama aldatılırsa affetmez-ler. Gururu kırılırsa öfkesini kontrol edeme-yebilir. Öfkesinin ardından hiçbir şey olmamış gibi davranır. Fakat aslan insanı kin tutmaz ve bağışlayıcıdır. Bunların yanında oldukça gü-leryüzlü, neşeli ve eli açıktır. Arkadaş çevresi oldukça geniştir. Gezmeyi, eğlenmeyi, göste-rişli davetlerde ve pahalı restoranlarda boy göstermeye bayılır. Zevk için para harcamayı sever ve çoğunlukla harcamaları hesapsızdır. Lüksüne düşkündürler. İstediklerini almak için büyük borçlara girebilir. Gösterişli giyi-nebilir, gösterişli bir arabası ya da havalı bir sevgilisi olabilir. Pahalı zevkleri vardır ve para onu, amacına ulaştıran bir araçtır. Savurgan olduğu içinde parayı elinde tutamaz. Kendine güvendiğinden dolayıda gelecekten korkmaz.

Golfçü AslanAslanlar her alanda olduğu gibi, golfde de zirveye oturmak isterler. Aslan insanı hırslı bir karaktere sahip olduğundan dolayı, oyu-nu tüm cesaretiyle oynar ve oyun sonunda kazananın o olduğunu görürsünüz. Fakat sa-bırsız olduğundan dolayı, ani kararlar verir, bu da oyun esnasında ki atışlarını engeller. Keskin bir zekaya sahip olan aslan burcu in-sanı, rakiplerini şaşırtarak bir sonraki atışını hesaplatmaz. En önemli özelliklerinden biri olan lider olma isteği, aslan burcunu zorlu bir rakip yapar. Karşısındaki oyuncunun ke-sinlikle cesaretli olması gerekmektedir.

Burcun ünlü golfçüleri:Duffy Waldorf, Dottie Pepper, Brad Faxon, David Feherty

Aslan(Temmuz 23 - Ağustos 22)

Page 54: Golf XL Sayi 03

52 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GOLFE DAİR

Yurtiçi Turnuva Takvimi 2011Başlangış Bitiş Turnuva Adı Saha İli

TEMMUZ - JULY

01/07/11 01/07/11 Yıldız Ligi Kemer Country İstanbul

02/07/11 03/07/11 Junior Summer Challange National Antalya

02/07/11 03/07/11 Mercedes Kemer Country İstanbul

06/07/11 06/07/11 Golf Mania 2 Kemer Country İstanbul

09/07/11 09/07/11 Belek Trophy (3.) National Antalya

12/07/11 12/07/11 Aylık Medal Turnuvası National Antalya

16/07/11 17/07/11 Ankara Golf Kulubü Vita Park Bodrum Muğla

24/07/11 24/07/11 July Medal Kemer Country İstanbul

AĞUSTOS - AUGUST

05/08/2011 05/08/2011 Aylık Medal Turnuvası National Antalya

10/08/2011 10/08/2011 Golf Mania 3 Kemer Country İstanbul

20/08/2011 20/08/2011 Parent / Child Kemer Country İstanbul

20/08/2011 21/08/2011 Ankara Golf Kulubü Vita Park Bodrum Muğla

21/08/2011 21/08/2011 August Medal Kemer Country İstanbul

EYLÜL - SEPTEMBER

01/09/2011 01/09/2011 Aylık Medal Turnuvası National Antalya

04/09/2011 04/09/2011 Mid Amateur 3 Kemer Country İstanbul

04/09/2011 04/09/2011 TGF Yıldızlar Şampiyonası I National Antalya

08/09/2011 08/09/2011 Golf Mania 4 Kemer Country İstanbul

10/09/2011 10/09/2011 Çirağan Masters Kemer Country İstanbul

11/09/2011 11/09/2011 Sept. Medal Kemer Country İstanbul

15/09/2011 15/09/2011 AGC Personel Yaz Kupası Sultan Antalya

17/09/2011 18/09/2011 Emaar Golf Turnuvası İGK İstanbul

17/09/2011 18/09/2011 Pegasus Kemer Country İstanbul

18/09/2011 18/09/2011 TGF Yıldızlar Şampiyonası II Klassis Golf Club İstanbul

22/09/2011 25/09/2011Türkiye Amatör Açık Golf

TurnuvasıSultan Antalya

24/09/2011 25/09/2011 Club Championship Kemer Country İstanbul

24/09/2011 25/09/20113. Geleneksel Ata Yatırım Golf

TurnuvasıİGK İstanbul

EKİM - OCTOBER

01/09/2011 02/09/20119.Geleneksel Mövenpick Golf

TurnuvasıİGK İstanbul

08/10/2011 09/10/2011 Klassis - İGK Challange Cup İGK İstanbul

09/10/2011 09/10/2011 Mid Amateur 4 Kemer Country İstanbul

Başlangış Bitiş Turnuva Adı Saha İli

15/10/2011 16/10/2011 Kemer - IGKKemer Country

- İGKİstanbul

16/10/2011 16/10/2011 Oct. Medal Kemer Country İstanbul

18/10/2011 22/10/2011Avrupa Erkekler Kulüp

ŞampiyonasıNational Antalya

21/10/2011 23/10/20115. Geleneksel BMW Golf

TurnuvasıİGK İstanbul

22/10/2011 22/10/2011 Klassis - Kemer Kemer Country İstanbul

23/10/2011 23/10/2011 Kemer - Klassis Kemer Country İstanbul

29/10/2011 29/10/2011 Kaptanlık Golf Turnuvası National Antalya

KASIM - NOVEMBER

05/11/2011 05/11/2011 Captain’s Plate Kemer Country İstanbul

06/11/2011 06/11/2011 Nov Medal Kemer Country İstanbul

08/11/2011 08/11/2011 Başkanlık Turnuvası National Antalya

12/11/2011 13/11/2011 Kulüp Şampiyonası 2011 İGK İstanbul

14/11/2011 17/11/2011 LAGTO Carya Golf Antalya

18/11/2011 18/11/2011 NGC Classics Turnuvası National Antalya

22/11/2011 28/11/2011 PGA Gloria Golf Antalya

26/11/2011 26/11/2011 World Cup An.Dinner Kemer Country İstanbul

27/11/2011 27/11/20114.Geleneksel Alzheimer Golf

Turnuvası İGK İstanbul

ARALIK - DECEMBER

07/12/2011 07/12/2011 Geleneksel Pro -aum2011 Carya Golf Antalya

10/12/2011 11/12/2011 Kaptanlık Golf Turnuvası İGK İstanbul

12/12/2011 12/12/2011 President’s Cup Trophy Sultan Antalya

15/12/2011 15/12/2011 AGC Personel Güz Kupası Sultan Antalya

17/12/2011 17/12/2011 Aylık Medal Turnuvası National Antalya

17/12/2011 17/12/2011 Christmas Scramble Kemer Country İstanbul

17/12/2011 18/12/2011 Ankara Golf Kulubü Carya Golf Antalya

30/12/2011 30/12/2011 Milennium Open Turnuvası National Antalya

Page 55: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 53

Yurtdışı Turnuva Takvimi 2011Başlangış Bitiş Turnuva Adı Ülke

TEMMUZ

7/5/2011 09.07.2011 European Mens’ Amateur Team Championship Portekiz

7/5/2011 09.07.2011 European Girls’ Team Championship İtalya

7/5/2011 09.07.2011 European Boys’ Team Championship Çek Cumhuriyeti

7/13/2011 7/16/2011 Dutch Lady Junior International Hollanda

7/13/2011 7/16/2011 Dutch Juniors International Hollanda

7/16/2011 17.07.2011 Evian Masters Junior Cup - Under 14 Fransa

7/21/2011 7/23/2011 European Young Masters Macaristan

AĞUSTOS

8/3/2011 8/6/2011 European Amateur Championship İsveç

8/8/2011 8/12/2011 Girls’ British Open Amateur Championship İngiltere

8/9/2011 8/14/2011 British Boys Championship İngiltere

8/12/2011 8/14/2011 Hungarian Junior Amateur Open Championship TBA

8/17/2011 8/19/2011 Ladies British Open Amateur Stroke Play Championship İngiltere

8/24/2011 8/27/2011 Belgian International Lady Junior Championship Belçika

8/24/2011 8/27/2011 Belgian International Junior Championship Belçika

8/30/2011 9/1/2011 Italian International Individual (Under 16)Championship İtalya

EYLÜL

9/8/2011 9/10/2011 Bulgarian Open Amateur Championship Bulgaristan

9/8/2011 9/10/2011 Bulgarian Open Ladies’ Amateur Championship İngiltere

EKİM

10/13/2011 10/15/2011 Duke of York İngiltere

10/15/2011 10/17/2011 EGA Boys’ Challenge Trophy Slovakya

10/22/2011 10/25/2011 Turkish Open Amateur Championships (Ladies) Türkiye

10/22/2011 10/25/2011 Turkish Open Amateur Championships (Men) Türkiye

Page 56: Golf XL Sayi 03

54 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Tan SağtürkRöportaj

1969 yılında İzmir’de doğan Tan Sağtürk, hem balet hem de koreograf olarak 30 yılı aşkın süredir dünya sahnelerinde. 1999 yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Tan Sağtürk

Bale ve Dans Okulları adı altında Bale ve Dans Eğitim Merkezleri projesine başladı. Sanat başarılarından dolayı birçok kez ödüle layık bulunan Sağtürk, uluslararası Melvin Jones ödülüne de la-yık görüldü. 2011 yılında, her yıl geleneksel hale gelen ve “Bir Yaz Gecesi Rüyası” adı altında düzenledikleri gösterileriyle, okulları-nın 11. Yılını kutlayacak olan, balenin tanıtımı için Türkiye’nin her yerinde konferanslar veren ve çeşitli eserlerle Türkiye turnelerine katılan Tan Sağtürk’le, evim dediği dansı konuştuk.

“Dans Benim Evim”Balet / Koreograf

KAHVE BAHANE

Baleyle nasıl tanıştınız? Tan Sağtürk adı ilk ne zaman du-yuldu? İlkokulda yapılan bir müsamerede, te-sadüfen beni gören bir koreografın ai-leme bu durumu iletmesinden sonra, 10 yaşlarında devlet konservatuarında sınava girdim. Sınavı kazanarak eğitim görme hakkı elde ettim.

Yurt dışında bulunduğum sürede; bazı zamanlar Fransız Devlet Balesi ile Türkiye’ye dans etmeye geldim. Ba-zen de buradaki toplulukla dans ettim. Zannediyorum ki, o zamanlar insanlar Türkiye’de de adımı duymaya başla-mışlardır.

Fransız Devlet Balesi’ne kabul edilen ilk yabancı dansçı ve 5 yıl sonrada ömür boyu kontrat kazanan 15 kişiden birisiniz. Başarı sırrınız nedir?Belki iyi çalıştırılmış olmak, belki İz-mirli olmak, belki Türkiye’den çıkan bir dansçı olmak ya da daha başka sebep-lerle, farklı bakış açısına sahip olmak

olabilir bu sorunun cevabı diye düşü-nüyorum.

Her zaman zarif ve daima gençsiniz, bunu neye borçlu-sunuz?Teşekkür ediyorum iltifatınız için. Dü-zenli yaşamak, düzenli spor yapmak ve dans egzersizleri sırasında sürekli faal durumda olmak, bedenin genç ve dinç kalmasına yardımcı oluyor diyebilirim.

Doğum gününüzde açık kalp ameliyatı oldunuz, 2007 sene-siydi sanırım, ancak bundan yıllar önce Antalya Devlet Opera ve Balesiyle ortak sahneye koyduğunuz “rock bale”de kalbinizin üzerine çip-ler yerleştirilmiş ve siz kalbi-nizin ritmiyle dans etmiştiniz. Oysaki kalbinizdeki problem o zamanda varmış. Bir dansçı için bunun ifadesi eminiz ki çok daha farklıdır.

Aslında çok şey söylenebilir ancak ben sadece, “tesadüfe bak” demeyi tercih ediyorum. :)

“Kalp Sesi (Rock Bale) Tarzında Bir Projeye Rastlamadım”Kalbinizin ritmiyle dans etme-niz oldukça ses getirdi. Bu-nun dünyada yapılmış başka örnekleri var mı, yoksa bu anlamda bir ilk mi oldunuz? Dünyada belirli yerleri sadece inter-netten ya da yerinden takip edebiliyo-ruz. Bu yüzden bilemiyorum ama ben henüz rastlamadım.

Okullarınız hakkında bizi biraz bilgilendirir misiniz?Okullarımızda kayıt dönemi Eylül ayın-da başlıyor. Klasik bale eğitiminden

Esra

AYN

UR

Page 57: Golf XL Sayi 03

ProjelerimBir Sır

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 55

Page 58: Golf XL Sayi 03

56 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

KAHVE BAHANE

street jazz’a, latin danslarından tango ve modern dansa kadar geniş bir yel-pazede eğitim veriyoruz.

Klasik bale eğitimine 4 yaşında başlı-yoruz. Hazırlık sınıflarımız var, 6 ve 7 yaştan itibaren teknik sınıflarımız dev-reye giriyor. Teknik sınıflar, 8 sene bo-yunca bale eğitimini en iyi hocalardan en iyi şekilde alıyorlar.

Okullarımızda 8 yılını tamamlayarak mezun olan öğrencilerimiz, zorun-lu olan 1 yıllık stajın ardından M.E.B. onaylı diplomalarını alarak eğitmen olarak çalışmaya başlayabiliyorlar.

“Okullarımızı Vakıflaştıracağız”Bildiğim kadarıyla, amacınız okullarınızı vakıflaştırmak. Böylece devamlılığınızı sağ-lamayı düşüyorsunuz. Bu amaca ulaşmanız için gerekli olan nedir?Çok doğru söylediniz. Açılması gereken

bir kaç okul daha var. Onlar açıldıktan sonra da vakıflaşma işini gündemimize alacağız.

Şu an itibarıyla Türkiye’de ne-relerde kaç dans okulunuz var?Tan Sağtürk Akademi’nin İstanbul’da Teşvikiye, Yeşilyurt ve Altunizade’de olmak üzere üç okulu; İzmir’de Üçku-yular ve Bostanlı’da iki okulu; Trabzon, Samsun, Ankara ve İzmit’te ise birer okulu bulunuyor. Bu sayıyı artırmayı ve Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de okul açmaya devam etmeyi planlıyorum.

Kimsesiz çocuklar yurdunu tarayarak, kendi merkezle-rinizde yetiştirilmek üzere burslu bir sınıf oluşturdunuz. Bu fikir nasıl aklınıza geldi ve sonuçlarından memnun musunuz?Evet, bunun devamlılığını sağlama-ya çalışıyoruz ekip olarak. Ve elbette ki mutluyuz. Eğitim kurumlarının ana prensiplerinden bir tanesi, ticari ku-rum olarak görülmemesi, diğer yandan da kazandıklarını böyle şeylere yatır-masıdır diye düşünüyorum.

Bale Türkiye’de doğru ve yeteri kadar tanıtılıyor mu? Ve neden bale dendiğinde sade-ce Tan Sağtürk ismi akıllara geliyor?İkinci sorunuzun cevabı inanın bende de yok. Bunu ben de çok düşündüm. Ama bu algıyı oturtmak için, istediğiniz kadar cebinizdeki parayla reklam verin ya da istediğiniz kadar televizyon ka-nallarında çıkıp, sürekli baleden bah-sedin olmayabilir de.

Türkiye’de sadece baleyi değil, kültüre ve sanata ayrılan ödeneği de göz önü-ne alırsak, birçok sanat grubuna ya da topluluğa da fazla destek verildiği söy-lenemez. Bana sorarsanız, bu nüfusu yetmiş milyondan fazla olan bir ülke için, elbette yeterli değil.

İlk dans klibinizi Orhan Gencebay’ın çok ünlü şarkı-sı “Bir Teselli Ver” eşliğinde çektiniz ve “Baleyi bununla Urfa’ya anlatacağım” dediniz. Bunu ne ölçüde başardınız, is-tediğiniz etkiyi yakaladınız mı?Zannediyorum ki yakaladım. Çünkü Türkiye’nin birçok yerinde okullar açıl-dı ve bu okulların hepsi işler halde. Sadece okulların açılması değil, içleri-nin dolu olması, bugüne kadar mezun verebilecek duruma gelmiş olması da, sanırım arzu ettiğim hedefe ulaştığı-mızı gösteriyor.

Sizin için bale misyoneri diye-bilir miyiz?Derseniz teşekkür ederim. Ben de bunu yapmaya çalışıyorum.

“Dans; Kendimi Yanında En Rahat Hissettiğim, Babam.”Dansın Tan Sağtürk’teki kar-şılığı nedir?Dans; benim sığınma limanınım, evim, kendimi yanında en rahat hissettiğim babam.

Page 59: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 57

Bale, hayatın başka alanların-da da destekçiniz mi? Katkıla-rı nedir?Genel anlamda bale, insanın algılarını çok daha fazla açan ve empati kurma-sını sağlayan, daha disiplinel çalıştıran bir eğitim sunuyor. Katkılarını kendi üzerimizden görmek, bu eğitime çok ufak yaşlarda başladığımız için çok zor. Diğer türlü nasıl olunur bilemi-yoruz. Bunu, ancak kendi öğrencileri-mizde gözlemleyebiliyoruz. Senelerdir çocuklarını okulumuza getiren aileler de bu eğitimin, çocuklarının hayatla-rında, derslerinde, evin toplanmasın-dan tutun da, çok az bir çalışmayla bile yüksek not alınmasına kadar, çok çe-şitli noktalarda, olumlu yönde belirgin farklar yarattığını söylüyorlar.

Büyük şehir ve küçük şehir karşılaştırması yaptığınızda, dansın buralarda algılanışını nasıl buluyorsunuz, farklı mı aynı mı?Çok farklı algılandığı söylenemez. Çünkü Türkiye’deki şehirler, örneğin İstanbul küçük küçük köylerden oluş-muş. Köyler birleşerek kasabaları, kasabalar birleşerek şehirleri oluştur-muş. Bu yüzden, bu tip sanatsal çalış-malara karşı algı çok farklı değil. Fakat sanatsal faaliyetleri sürekli takip eden ufak bir kitle var ki, onların deneyimi ve kültüre bakış açıları diğerlerinden farklı olabilir.

“En Çok Hayal Ettiğim Şey, Dans Topluluğumuzun Kurulması”Yeni nesilde beğendiğiniz dansçılar kimler?Yeni nesilde gerçekten çok iyi dansçı-lar yetişiyor. Özellikle çok çeşitli yarış-malardan birincilik alarak çıkıyorlar. Bunlardan bir tanesi de Amerika’da yaşayan Oğulcan Borova. Bir diğeri Ankara’da Kadir. Gerçekten yeni döne-min medarı iftiharları her ikisi de.

Hayalini en çok kurduğunuz şey ne? Siz de ne hayal kırıklı-ğı yaratır? En çok hayal ettiğim şey, dans toplulu-ğumuzun kurulması. Hayal kırıklığı ya da en son olmasını umduğum şey ise sevdiklerimi kaybetmek. Onun dışında her şeye hazırım.

Dans ve oyunculuk dışında kendinizi ifade edebileceğiniz bir meslek ya da başka bir sanat dalı desek, cevabınız ne olurdu?

Hayatta başka bir şeyleri yapmakta olabilirdi tercihim. Onda da kendimi ifade etmeye çalışırdım. Yaptığımız şey her ne ise, ifade biçimini ona uydura-rak götürmek doğru olacaktır.

“C47” akıl hastalarının en ağırlarının olduğu koğuşun adı, bunu da dansa taşıdınız, ilkleri sahneye taşıyan bir isim olarak yeni projeleriniz neler?

Bundan sonraki yapacağım tüm pro-jelerim bir sır. Çünkü bir topluluk ku-racağız ve bu toplulukta çok etkin ko-reografiler olacak. Tüm enerjimizi bu topluluğun oluşturulması ve çalıştırıl-ması için saklıyoruz.

Page 60: Golf XL Sayi 03

58 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Kör eden hastalıkBelki de şu anda, süper ligde oynayan ve Volkan’dan bile daha iyi olan kaleci-ler vardır; ama maalesef hiçbir zaman bunu bilemeyeceğiz. Çünkü bizim futbol adamlarımız yurtdışına gidip kaleci ara-ma tarama çalışmalarını, oyuncu bulma telaşlarını hep sürdürecekler. Ne kadar garip değil mi? Adam yurtdışına gidiyor; binlerce kilometre yol, masraf, zaman kaybı… Allah korusun, bir de anlaşırsa milyonlarca dolar dövizi yurtdışına çı-karıyor. “Avrupa futbolcular pazarı”nın primini birkaç kat daha arttırıp ülkesi-ne geri dönüyor. Peki bu aynı adamlar, bizim alt yapılarımıza, 2. ve 3. ligimize

bir baksalar ne kaybederlerdi? Belki, milyon dolarla ifade edilen astronomik rakamlar yurtdışında heba olmazdı, belki liglerimiz daha kuvvetlenirdi, belki de ciddiye alındıklarını ya da alınacakla-rını bilseler altyapıdaki, 2. ve 3. ligdeki futbolcularımız daha da ciddi oynamaya başlarlardı.

Anlamak mümkün değil. Sen git, elin adamına 40 milyon dolara para öde gel. Neymiş efendim. Adam Barcelona’da oynamış, Real Madrid’de oynamış. Eğer amaç futbolda başarılı olmaksa bizim amatör liglerimiz de ciddiye alın-malı. Yok amaç başka bir şeyse, onu da bilemem!

DÜNYANIN EN AKILLI İNSANI

Referans HastalığıÇağın Vebası

Sonra eğitim. “Hangi okulu bitirdin?” İnsanı en çok kasan sorulardan biri-dir. Sen de rahatlamışsındır. Adam “Ne mezunusun?” diye sorduğunda, eğer sorulan kişi üniversite mezunu değilse ve diğeri üniversite mezunu ise şöyle derin bir nefes alıp, “Ben hayat üni-versitesini bitirdim usta. O üniversite buralarda yok!” diye kasılır. Bana ne senin okulundan?

İşe adam alınırken, insanlara en çok sorulan sorulardan biri de, daha önce çalıştığı yer ve deneyimdir. Yani eğer daha önce çalıştığın bir yer yoksa, de-neyimsizsen sana baban bile şans vermez. Peki ama benim “Daha önce bir yerde çalıştım ve deneyimim var.” diyebilmem için bir yerlerden başlaman gerekmiyor mu? Yoksa nasıl olacakta ben deneyimli olacağım?

Nerelisin Hemşerim?

?

? ?Mezuniyet

Deneyim

Bütün dünyayı sarmış bu referans has-talığı ama Türkiye’de bir başka. Biriy-le karşılaşır karşılaşmaz sorulan ilk soru “Nerelisin?” “Yav sana ne?”

-Nerelisin?

-Gümüşhaneliyim.

Erda

l D

emirk

ıran

Page 61: Golf XL Sayi 03

Reklamcı olmak istemiştim, üni-versite yıllarımda. Metin yazarı olmak istiyordum, hatta kendi

kendime bir dolu da çalışma yapmış-tım. Hemen hemen tüm reklam ajans-larına başvurdum ve reddedildim. Hepsinde gerekçe aynıydı. “Deneyi-min yok!” Reklam ajanslarının gazete ilanları da hep birbirinin aynıydı: “Mu-teber bir ajansta en az 5 yıl deneyimli olmak…” ilanın özeti bu… Değişik ke-limelerle de olsa anlatılmak istenen hep buydu. Şimdi de aynen devam ediyor bu tavır. Aradan 10 yıl ve hatta birkaç savaş geçti, dünya haritası bile değişti; ama kafalar ısrarla aynı. “5 yıl deneyim isterim!”

Reklamcı Olmak İstemiştim…

Bir danışmanlık firmasına;

*Yüksek hayal gücü olan, akıllı, eğitim danışmanı alınacaktır. Referans önemli değil, CV bize lazım değil, eğitim hiç önemli değil, deneyimi boşver. Okuma yazma bilmek tercih nedenidir. Başvuru-da bulunabilmen için özgeleceğini faks-laman yeterlidir.

Muhteşem insanlarla çalışıyorum ben. Bir türlü iş bulamayan, ama kendini is-pat etmek için sadece bir fırsat arayan binlerce insan var Türkiye’de. Gel gör ki, yüzlerce kurum bu adamlardan bihaber. Benim için köprünün başında simit satıp, ilkokula giden kardeşine harçlık götüren bir ümmi, bilgisayarıyla porno siteleri dolaşan ve günde sekiz saat chat yapıp, soranlara da internetten iş başvurusu ya-pıyorum diye yalan söyleyen bir üniver-site mezunundan yüz milyon kat daha değerlidir. (Gerçi sıfırı, yüz milyonla çarpsan ne olur?!...)

Ben insanların faydasına bakarım. İster okullu olsun, ister okulsuz. İs-ter Harvard’dan olsun, ister bizim Marmara’dan. İnsanların canlılar ale-mine ne kattıkları ilgilendirir beni. Seni de insanların katma değeri ilgilendir-meli sadece.

Uyarı: Şimdi sokağa çıkıp tek tek sor-sak, herkes böyle düşündüğünü söyler; ama bu referans hastalığı öyle bir illet ki, hasta olan bile anlayamıyor ne çeşit bir mikrop taşıdığını.

Hafta sonları gazetelerin insan kaynakları ekleri de üç aşağı beş yukarı aynı ilanlarla dolu.*Seyahat engeli olmayan, ingilizce bilen, gıda konusunda en az 5 yıl deneyimli, as-kerliğini yapmış, üniversitelerin işletme, iktisat veya halkla ilişkiler bölümlerinden mezun (Boğaziçi, İTÜ, ODTÜ tercih ne-denidir), tercihen yüksek lisans yapmış, Pazarlama Müdürü Aranıyor.

Askerliğini yapmış olmak anlamlı bir kri-terdir. Çünkü, bir yıl sonra askere gidecek biriyle uzun vadede planlar yapılamayabi-lir. Eğer firma şehirler arası çalıştıracak elemanlar arıyorsa, seyahat engelli olması da önemlidir. Bir ihracat firmasıysa, ya-bancı dil bilen eleman aramasından daha doğal bir şey olamaz. Ancaaak… Pazarla-ma yöneticisi arayan bir kurumun, hem de üniversite adı vererek eleman aramasını bir türlü anlayamıyorum.

Önceden bu tarz ilanları görünce çok si-nirleniyordum, şimdi sadece gülüyorum. O ilanı veren personel müdürü veya in-san kaynakları müdürünün bir anda basit bir ön yargıyla binlerce insanı elemesi ve ilanla uyumlu olmayan başvuruları, hem de en başından kenara ayırıp çöpe atması çok komik geliyor bana.

Kashna UsulüEleman İlanı

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 59

Page 62: Golf XL Sayi 03

GLOBAL TÜRKİYE

Esra

AYN

UR

GLOBAL TÜRKİYE

60 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 63: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 61

. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları9EVRENSELLEŞİYORTÜRKÇE

Geçtiğimiz ay boyunca Türk medyasında en çok yer alan konular, 12

Haziran’da yapılan genel seçim, Türkçe Olimpiyatları ve ÖSYM oldu.

Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Uluslararası Türkçe Olimpiyatları (15-30 Haziran), büyük bir coşku ile gerçekleşti. Medyanın büyük ilgiyle takip ettiği olimpiyatlar, ünlü isimlerden de büyük destek gördü. Bu yıl 130 ülkeden katılım sağlanan bu büyük organizasyona, medya 5 bin 176 haberde yer verdi. Dünya basınında da büyük yankı bulan Türkçe Olimpiyatları, Türkiye’nin yüz akı olmaya devam ediyor.

1. Amerika Birleşik Devletleri2. Afganistan3. Almanya4. Angola5. Arjantin6. Arnavutluk7. Avustralya8. Avusturya9. Azerbaycan10. Azb. Nahçıvan Ö.C.11. Bangladeş12. Belarus13. Belçika14. Benin15. Birleşik Arap Emirlikleri16. Bosna-Hersek17. Brezilya18. Bulgaristan19. Burkina Faso20. Cezayir21. Çad22. Çek Cumhuriyeti23. Danimarka24. Demokratik Kongo Cumhuriyeti25. Ekvator Ginesi26. Endonezya27. Estonya28. Etiyopya29. Fas30. Fildişi Sahili31. Filipinler32. Finlandiya33. Fransa

34. Gabon35. Galler36. Gana37. Gine38. Güney Afrika39. Güney Kore40. Gürcistan41. Haiti42. Hırvatistan43. Hindistan44. Hollanda45. Irak46. İngiltere47. İran48. İskoçya49. İspanya50. İsveç51. İsviçre52. İtalya53. İzlanda54. Japonya55. Kamboçya56. Kamerun57. Kanada58. Karadağ59. Kazakistan60. Kenya61. Kırgızistan62. Kolombiya63. Kosova64. Kuveyt65. Kuzey İrlanda66. Laos

67. Letonya68. Liberya69. Lihtenştayn70. Litvanya71. Lübnan72. Lüksemburg73. Macaristan74. Madagaskar75. Makedonya76. Malavi77. Maldivler78. Malezya79. Mali80. Meksika81. Mısır82. Moğolistan83. Moldova84. Moritanya85. Mozambik86. Myanmar (Burma)87. Nepal88. Nijer89. Nijerya90. Norveç91. Orta Afrika Cumhuriyeti92. Özbekistan93. Pakistan94. Panama95. Papua Yeni Gine96. Peru97. Polonya98. Portekiz

Katılımcı Ülkeler

99. R.F.Tataristan Ö.C.100. Romanya101. Rusya Federasyonu102. Senegal103. Sırbistan104. Singapur105. Slovakya106. Slovenya107. Sri Lanka108. Sudan109. Suriye110. Suudi Arabistan111. Şili112. Tacikistan113. Tanzanya114. Tanzanya Zanzibar115. Tayland116. Tayvan117. Togo118. Tunus119. Türkmenistan120. Uganda121. Ukrayna122. Ukrayna Kırım Ö.C123. Ürdün124. Venezuella125. Vietnam126. Yemen127. Yeni Zelanda128. Yunanistan129. Zambiya130. Zimbabve

Dil, insanların birbirlerini anlamasını ve kaynaşmasını sağlayan bir unsur. İletişim çağında kültürlerin birbirleri ile kaynaşması, farklı kültürlere sahip insanların birbirleriyle anlaşması dil ile olmakta. Türkiye’nin dünya ülkeleri ile geliştirdiği ilişkiler, Türkçe öğrenen binlerce öğrencinin mevcudiyeti, dili-mizin hak ettiği konumu elde edeceği-nin emareleri sayılır.

Türkçe Olimpiyatları da, Türkçemi-zin dünyada hak ettiği konuma gelme-si ve daha yaygın şekilde kullanılması

için oluşturulan bir emeğin ürünü. En iyi Türkçe öğrenenleri ödüllendirmek amacıyla, 2003 yılından beri düzenlenen olimpiyatlar yurt dışında Türkçeye karşı büyük bir heyecan ve ilgi uyandırdı.

Türkçe Olimpiyatları bir final niteli-ği taşıyor. Yarışmacılar finale gelene kadar birçok aşamadan geçiyorlar. Öğrenciler, sınıf ve okul seçmelerin-den sonra, ülke seçmelerinden de ge-çerek bu olimpiyatlara katılmaya hak kazanıyorlar. Bir eğitim yılı boyunca

olimpiyatlara yaklaşık 10.000 öğrenci hazırlanıyor.

Türkiye’deki finallere katılmaya hak kazanan öğrenciler, ülkelerini Türkçe olarak tanıtan stantlar hazırlayıp, ül-kesini tanıtıyor ve kültürlerin kaynaş-masına katkıda bulunuyorlar. Her yıl, geleneksel bir keyfiyet kazanan olim-piyatların ödül töreninde, Türk diline ve kültürüne hizmet eden devlet büyükle-rine, siyaset adamlarına, basın yayın, eğitim ve sanat camiası mensuplarına özel hizmet ödülleri veriliyor.

Page 64: Golf XL Sayi 03

62 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GLOBAL TÜRKİYE

Page 65: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 63

En Büyük Sahne PerformansıBu sene, Türkçe Olimpiyatları’nda per-formanslarıyla göz dolduran çocuklar gösterilere, bir hafta gibi kısa süre-de, 40 kişilik bir sanat ekibi tarafından hazırlandılar. 8 ay boyunca harcanan çaba, sarf edilen emek, 15 gün boyunca izlenilen gösteriler içindi. Ekibi, Anado-lu Ateşi eski dansçısı, koreograf Cemil Özen yönetti. Türkçe Olimpiyatları’na katılan öğrencilerin, Türkçeleri kadar sahne performansları da muhteşemdi. 24 ilde, 60 programda yer alan çocuklar ülkemizin en büyük sahne performansı-nı sergilediler.

Muhteşem Açılış9. Uluslararası Türkçe Olimpiyatı, Dol-mabahçe Sarayı’nda yapılan açılış tö-reni ile başladı. Açılış törenine, siyaset, sanat, spor, iş ve medya dünyasından çok sayıda kişi katıldı. 130 ülkeden, bine yakın öğrencinin 300 öğretmenin katı-lımıyla başlayan organizasyon, adeta şölene dönüştü. Dili, dini, rengi farklı çocukların, Türkçe ortak paydasında buluşması katılımcıları mutlu etti. Şar-kıların ve şiirlerin söylendiği gecede, halk oyunları gösterisi ise izleyicileri coşturdu. TBMM Eski Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkçe Olimpiyatları’nın sa-dece şarkı, şiir, halk oyunundan ibaret olmadığını belirterek, “İnsanlık gelece-ğine ışık tutacak bir etkinliktir.” dedi.

Gelin Tanış OlalımÖnceki yıllarda “Sevgi dili ile buluşuyo-ruz”, “Aynı dili konuşuyoruz” gibi slo-

ganlar kullanan Türkçe Olimpiyatları, bu yıl ise “Gelin tanış olalım” sloganı ile insanları bir birbirlerini tanımaya ve anlamaya çağırdı. Olimpiyatların sloga-nı ‘Gelin Tanış Olalım’ çağrısına sessiz kalmayıp dünya çocuklarını bağrına ba-san Türk halkı, Sinan Erdem Spor Salo-nu’ndaki muhteşem bir kapanış töreniy-le misafirlerini uğurladı.

Sanat, siyaset, iş, spor ve medya dün-yasının önemli isimlerini bir araya ge-tiren veda gecesinde, coşku ve hüzün bir arada yaşandı. Kazakistan’dan Asel Amirova’nın seslendirdiği ‘Beraber Yü-rüdük Biz Bu Yollarda’ şarkısına, Baş-bakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan eşlik etti. Gürcistanlı Leila Kurbanova’nın okuduğu M. Akif Ersoy’un ‘Atiyi Karanlık’ isimli şiiri, iz-leyicileri gözyaşına boğdu. Başbakan Erdoğan, “Türkçenin dünyaya yayılma-sında öncülük eden, Türk okullarının mimarlarıyla iftihar ediyorum ve onları hayırla yad ediyorum” dedi. Olimpiyat çocuklarının kendi ülkelerine özgü kı-yafetleri ve gösterileriyle renklendirdiği gecede, salonu dolduran 16 bin kişi ve ekranları başındaki milyonlar, Türkçe-nin çiçeklerine hak ettikleri alkışı verdi.

Ülkemizde kaldıkları 15 gün boyunca şarkı, şiir ve danslarıyla gönüllerimizi fetheden 130 ülkeden bin dünya çocuğu için düzenlenen veda gecesi, adeta dün-ya barışının provasıydı.

Türkçe Olimpiyatları Tertip Komitesi Başkanı Mehmet Sağlam, olimpiyat ço-cuklarının bu yıl 24 Anadolu şehrinde

gösteriler yaptığını ve 1 milyonun üze-rinde insana gösterilerini sergilediğini söyledi. İzleyenler gösterilerle coşku dolu anlar yaşarken, sahne arkasında hüzün hakimdi.

Atatürk Türk Dili Ödülü, Gürcistan ve Türkmenistan Devlet Başkanlarına Verildi

Uluslararası Türkçe Öğretimi Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından düzenlenen, Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’nın yapıldığı her sene, yurtiçinde ve yurtdı-şında dünya barışına hizmet eden veya Türk dili ve kültürüne katkısı olan ya-bancı devlet adamlarına verilen Atatürk Türk Dili Ödülü, bu sene Gürcistan Dev-let Başkanı Mihail Saakaşvili ve Türk-menistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov’a verildi.

Mehmet Ali Şahin:

“İnsanlığın Geleceğine Işık Tutacak Bir Etkinlik”TBMM Eski Başkanı Şahin, Türkçe Olimpiyatları’nın gide-rek uluslararası bir etkinlik haline geldiğini söyledi. Dün-yanın 130 ülkesinden bine yakın öğrenci buraya geldiğini aktaran Şahin, “İnanıyorum ki bu gençler ilerde tahsille-rini tamamladıklarında, ülkelerinde çok önemli görevle-re gelecekler. Bu gençler dünyada kendi ülkelerinde yön verecek hale gelecekler. Türkçe olimpiyatları dünyanın 130 ülkesinden gelen öğrencinin bizim türkülerimizi, şar-kılarımızı okuması, bizim oyunlarımızı oynamasından iba-ret değildir. İnsanlığın aydınlık geleceğine ışık tutacak bir etkinliktir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Page 66: Golf XL Sayi 03

64 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GLOBAL TÜRKİYE

Prof.Dr.Mehmet Sağlam

“Gerçek Kahramanlar, Türk Okullarının 5 Kıtadaki Öğretmenleridir”TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu ve Tertip Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, bu çocuk-ların Türkiye’nin elçisi olacaklarını aktardı. Olimpiyatların düzenlenmesinde yaptıklarının, sadece kahraman öğret-menlerinin yaptıklarına biraz destek olmaktan ibaret oldu-ğunu söyleyen Sağlam, sözlerini şöyle tamamladı: “Gerçek kahramanlar, Türk okullarının 5 kıtadaki öğretmenleridir. Olimpiyatların bir tek maksadı var. Türkçenin dünyada ev-rensel bir dil olması. On binlerce öğrenci Türkçe öğreniyor. Türkçenin yaygınlaşması, bilim ve sanat dili olmasıdır.”

Ne Dedi?ErkanPetekkaya

CengizSemercioğlu:

TanSağtürk

EmelSayın

GökhanKırdar

HakanAysev

KİM Olimpiyatların şarkı finaline katılan ünlü isimlerden organizatörlere tebrik yağdı.

Geceye katılan ünlü isimlerin organizasyon için değerlendirmeleri şöyle:

Çok beğendim. Daha önce 8 kez düzenlenen organizasyonlara katıl-madığım için pişmanım.

Kenya’dan, Fransa’dan, Şili’den dünyanın dört bir tarafından gelen öğrenciler pop, arabesk söylüyor-lar. Onlar, bize dilimizi, kültürümüzü, farklı yaşam tarzlarımızı anlatıyor.

Bu, Türkiye’de gerçekleş-tirilmiş en büyük organi-zasyonlardan bir tanesi. Herkesin desteklemesi gereken bir organizasyon. Organize edenlere herkesin müteşekkir olması lazım.

O kadar duygulandım ki. Hem eğlenceli hem de çok duygusal anlar yaşadık. Her Türk vatandaşı gibi ben de çok gururlanıyorum, biliyo-rum ki çok büyük bir emek var bu projenin arkasında.

Bütün çocuklar burada bir peri, bir melek olmuşlar. Önemli olan burada, bunların bizim kültürümüzü ne kadar iyi ortaya koyuyor olmaları. Türk keli-mesinin aşk kadar kutsal bir kavram olduğunu düşünüyorum. Hiçbir dil, din, ırk ayrımı olmaksızın, bütün dün-ya üzerindeki farklı renkleri burada, bir arada görmek çok güzel bir duygu.

Türk dilinin zenginliği ve kültürel yapısı gereği dünyada hak ettiği yere bu çok başarılı organi-zasyonlarla geleceğini düşü-nüyorum. Bu çocuklar Yunus Emre’nin attığı bu tohumları bütün dünyaya yayacak.

Page 67: Golf XL Sayi 03
Page 68: Golf XL Sayi 03

ÇİZGİLERE HÜKMEDEN ADAM

Ben de sizler gibi yıllardır İstanbul’da yaşıyor ve İstanbul’u geziyorum. En az iki ayda bir vapura biniyor, simitimi martılarla paylaşıyorum. O güzel nos-taljik vapurlarla yolculuk yapıyorum. Nedense boğazı geçerken birçok kişi gibi ben de, o koca ve çirkin yük gemile-rinden çekiniyor ve tedirgin oluyorum. Genelde bozuk boyaları, pasları ve ta-şımak zorunda oldukları konteyner-leri ile gerçekten hepsi birer çirkinlik abidesi ama mecburen izlemek veya vapurla geçerken durup yol vermek zo-rundayız, o çirkinlik abidelerine.

İstanbul dediğimiz zaman, İstanbul’u İstanbul yapan özellikleri düşünmek gerek bence. Birinci özelliği, tabii ki Asya ve Avrupa’yı ayıran boğaz. Evet, bilenlerin gözünün önüne gelmiştir sanırım. Hidiv Kasrı’yla, Kız Kulesi’yle, Ortaköy Camii’yle, Dolmabahçe Sarayı’yla, Kuleli Askeri Lisesi ile ve birçok tarihi eserleriyle, muhteşem bir açık hava müzesi İstanbul Boğazı.

Sorum şu: “İstanbul Boğazı, bir müd-det Avrupalıların eline geçse ne olur?”

Lütfen biraz düşünelim. Emin olun, önce boğazı emniyete alırlardı. Bu ka-dar yük gemisini hiç geçirirler miydi boğazdan? Bu yük gemilerinin boğaz-dan geçmesi ne kadar güzelse, Orta-köy sahil yolundan yük kamyonlarının

geçmesi de o kadar güzel. Ne kadar sı-kıcı bir durum, yük kamyonlarıyla gezi yollarını paylaşmak ve ne kadar tehli-keli. Mutluyuz; sahil yollarında ve bir-çok şehiriçi yolda, yük kamyonları bize partnerlik yapmıyor. Ama söz konusu olan -dünyanın incisi- İstanbul Boğa-zı; bugün bile imkansız olan askeri bir dehanın planlarıyla karadan yürümüş gemilerle, yüzlerce yıllık bir hayalin sonunda fethedilmiş. Bir çağ kapanmış gemilerin denize girmesiyle …

Vay be… İstanbul Boğazı’nın değerini düşüne-lim. Ne kadar yapar sizce? Tabii ki, biz de paha biçemiyoruz. O zaman yük ge-milerine bir çare bulsun Avrupalılar. “Yük gemilerini, gece sabaha kadar ge-çirsek” derler mi acaba? Mesela hiçbir gemiyi kılavuzsuz gönderirler mi, belli yükler yasaklanır mı? Ya da, patlayıcı veya parlayıcılara, aşırı yüklü gemilere izin verirler mi? Veya başka bir gözle ba-kalım; boğazı kirlete kirlete geçen ge-milere, paslı ve çirkin gemilere, görüntü kirliliği yaratan gemilere izin verir miydi Avrupalı? Yoksa çıkar bir yol mu arardı? Yeni bir yol mu açardı?

İstanbul Boğazı’nı korumak, saklamak, gelecek nesillere taşımak. Bu muhte-şem açık hava müzesinde, Boğaziçi’nde nostaljik abideleri vapurlarla dolaş-mak. Çay içmek Kız Kulesi’nde. Oradan

Eminönü’ne geçip balık ekmek yemek, güvercinlere yem atmak Yeni Camii’nin avlusunda. Kadıköy’e giderken selam-lamak Haydarpaşa Tren İstasyonu’nu. Geçerken, usulca sıralanmış kara-batakların kanatlarını açarak kucak-lamak istermiş gibi bize yönelmesini seyretmek. Kız Kulesi’nin üstünde, prensesi arayan martıların rastgele uçuşları ve boğazın sularının düzene kafa tutan düzensiz akışları her bir tarafa. Topkapı Sarayı’nın gökyüzüne uzanan ihtişamı, Galata Kulesi’nden at-layan kuşların, Hezarfen’in kanatlarını kıskanırcasına süzülüp uçuşması.

Ve İstanbul Boğazı’ndaki yük gemileri… Vay be...

Ben çok irkilirim bu estetiği bozan yük gemilerinden. Uzun zaman önce Osmanlı’da bizim gibi, daha estetik? olan yük gemilerinden rahatsız olmuş-lar. Nasıl çözelim demişler, düşünmüş-ler. Dünyadan önemli kişileri de davet etmişler, hep beraber beyin fırtınası yapmışlar ve sonuca ulaşmışlar. “Yeni kanallar yapalım!” demişler. Sıvamış-lar kolları, başlamışlar işe, ama ne ya-zık ki, İstanbul için tasarladıkları kanalı ve boğaz köprüsünü, o dönemde yapa-mamışlar. Fakat, diğer kanallar günü-müzde de kullanılıp takdir edilmektedir. Siz hiç olumsuz cümle duydunuz mu? Ben duymadım. Hatta olumsuzluğu boş

Mur

at U

zan

?YA YENİ BİR YOL

YA DA YENİ BİR YOL

66 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 69: Golf XL Sayi 03

verin, “Kanal olmasaydı ne yapardık?’’ diyenleri biliyorum. İktisadi ve görsel açıdan çok başarılı çalışmalar. Planla-yanları, yapanları, yaptıranları kutlu-yorum, 2011 yılında.

Şimdi gelelim İstanbul’un mega projesi olan Kanal İstanbul’a.

Evet, bence muhteşem bir mega proje. Gerek lokasyonu, gerek hizmet edece-ği mantık, arz talep dengesi, tahmini geçiş güzergahı ve Karadeniz’in Mar-mara ile buluşması. Bu yüzyılların bir aşk hikayesi, bir araya gelememiş iki sevgili gibi…

İlginçtir, İstanbul’a büyük projeler üretildiği zaman, şu meşhur kent sa-vaşçıları ortaya çıkıyor. Amaçları ise, “Projeleri nasıl çürütebiliriz?”. Halbuki projeyi çürütene kadar destekleseler ölümsüzleşecekler. Projede olumsuz bir şey bulabilmek için yarışa geçti-ler. Tüm olumluları da, olumsuzluklar cümleleriyle alfabetik sıra gözetmek-sizin sıraladılar izleyenleri de cahil ka-bul ederek!

Boğazın şiddetli değişken akıntılarını bilmeyen, deniz canlılarının son yıl-lardaki durumundan bihaber, denizaltı yaşamının seyrini sadece kitaplardan bilenler, anlamadan saldırıyor, proje-ye zarar verebilmek için, başroldeki oyuncularla!

Filmin ismi: ‘’Kent Savaşçıları Yel Değirmenlerine Karşı”Kanal yapılamazmış! İlginç olanı, Greenpeace’in destekliyor olması. Sanki boğazdan geçen yük gemileri, boğazın ekolojik dengesine yarar sağ-lıyor. Greenpeace bunu görmezden ge-liyor. Dikkat edin, gemilere karşı hiçbir eylem de yapmıyor. Demek ki, boğaz-dan tüm pisliklerini denize dökerek ge-çen yük gemileri sorun teşkil etmiyor. Tarihi yalılara çarpmasında sorun yok, ses kirliliği yapmasında sorun yok, görüntü kirliliği zaten problem değil. Peki sorun ne sizce?

Birileri bu büyük sorunu tartışıp bir yol aradılar, bir yol bulamayınca yeni bir kanal yapmaya karar verdiler. Bu muhteşem fikir için sadece tebrik bek-liyorlar, amaç başka ne olabilir ki?

Yüzlerce yük gemisinin, dünyanın in-cisi Bosphorus’tan uzaklaştırıp yeni kanaldan geçirmek istemek. Tüm kir-liliği kanalda toplayıp arıtmak, yük gemilerinin geçişini kolaylaştırmak, daha da hızlandırmak, gemi geçişlerini arttırmak. Ciddi bir katma değer oluş-turmak. Bu olumsuz fikirleri üretenler hiç boğaz sakinleriyle görüşmüş mü? Balıkçılarla görüşmüş mü? Gemi kap-tanlarının fikri sormuş mu? İstanbul-lular ne düşünüyorlar bu iş için? Karşı çıkan kent savaşçılarının bu sorular hiç derdi bile değil. Ne de olsa en iyiyi

onlar bilir, en kötü plan plansızlıktan iyidir fikrini savunan diğer STK’ları da yanına alıp, bir bardak suda fırtınayı koparttın mı tamam bu iş. Kanal da neymiş!

Halbuki değersiz araziler değer kaza-nacak, insanlara gezi alanları, ekolojik parklar kazandırılacak. Ekonomiye, süper gelir kaynakları meydana geti-rilecek, kanaldan geçen gemilerden de fena gelir elde edilecek. Hiçbir şey olmasa bile, İstanbul için dünya çapın-da inanılmaz bir reklam sağlanacak. Yapılacak inşaatın zarar etme ihtimali yok, başlamadan kar elde edecek. Şu anda biz bile bunların yararlarını sıra-lasak sayfalarca yazmamız gerekir.

Uzun lafın kısası, Kanal İstanbul dünya çapında mega bir projedir. Düşünene, yaptırana, yapana, planlayanlara, te-şekkürü bir borç biliyorum, saygıları-mı sunuyorum.

İlginçtir, İstanbul’a

büyük projeler üretildiği zaman, şu meşhur kent

savaşçıları ortaya çıkıyor. Amaçları ise,

“Projeleri nasıl çürütebiliriz?”.

BULACAĞIZYAPACAĞIZ

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 67

Page 70: Golf XL Sayi 03

68 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

SAĞLIK OLSUN

Şeker hastalığının kısaca tanımını yapabilir misiniz?Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi, yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra, gıdalar bağırsaklarda parçalanarak ufak şe-ker parçalarına dönüşür ve daha sonra bağırsaktan emilerek kan akımı yoluy-la vücudumuza dağılır.

Kanda bulunan şekerin hücrelere gir-mesi, pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu kanda yoksa veya olduğu halde hücrelerce emilemiyor ve etki göstere-miyorsa, kandaki şeker hücreye gireme-diğinden birikir ve şekeriniz yükselmeye başlar. İşte kan şekerinin, sabah aç kar-

na yapılan ölçümde 126 mg/dl’yi geçme-si durumuna şeker hastalığı diyoruz.

Şeker hastalığı, Tip 1 diyabet ve Tip 2 diyabet olarak iki şekilde karşımıza çı-kar. Tip 1 diyabet daha çok çocuklarda görülürken, Tip 2 diyabet veya diğer adıyla erişkin diyabeti, genellikle 30 yaşından sonra görülür.

Şeker hastalığının belirtileri nelerdir?Tip 1 şeker hastalarında çok su içme, çok idrara gitme, çok yemek yenmesi-ne karşın kilo verme gibi şikayetler çok belirgin olduğu halde, Tip 2 şeker hasta-larında bu belirtiler silik olabilir ve has-talık sinsi bir şekilde başlar. Bu kişilerin

Röportaj

Her geçen gün yaygınlaşan şeker hastalığı, ülkemizde 10 milyonun üzerinde vatandaşımızda görülmektedir.Yapılan bilimsel çalışmalar, yeni teşhis edilen şeker hastalarının %50’sinin göz, böbrek ve kalp gibi organlarında hasar olduğunu göstermiştir. Bu sinsi hastalık, sizin haberiniz olmadan kalp damarları, göz ve sinirlerde hasar yapabilmektedir. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Zamanımızda, şeker hastalığının gelişimini önlemek büyük önem taşımak-tadır. Bunu yapabilmek için sağlıklı beslenme, egzersiz ve düzenli kontroller yapılması çok önem-lidir. Eğer şeker hastalığı gelişmiş ise; onu iyi şekilde tedavi ederek organlarda hasar yapmasını önlemek veya en aza indirmek gerekmektedir. Tüm bu hedeflere varabilmek için ise, öncelikle hastalık hakkında bilgi sahibi olmak yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. Yapılan bilimsel çalışmalar, eğitimli ve bilinçli hastalarda şeker hastalığının yol açtığı organ hasarlarının daha az olduğunu göstermiştir.

Golf XL, günümüzde yaygınlaşarak devam eden şeker hastalığını, Prof. Dr. Metin Özata’ya sordu.

Endokrinoloji ve Tiroid Uzmanı

Metin ÖzataProf. Dr.

Diyabetedur deyinD

icle

Asl

ı MU

RSA

LOĞ

LU

Page 71: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 69

Ülkemizde her 100 kişiden

10-12’sinde şeker hastalığı

her 3 kişiden birinde ise

gizli şeker vardır. En

önemlisi toplumdaki her 3

şeker hastasından birinin

kendisinde şeker hastalığı

olduğunu bilmeden yaşamakta

olduğudur.

100 kişiden

12’sinde3 kişiden

birinde

3 diyabetliden

biri

Page 72: Golf XL Sayi 03

70 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

SAĞLIK OLSUN

çoğunda hiçbir şikayet olmayabilir. Bazı hastalarda ise; sık idrara git-me, aşırı açlık, zayıflama, halsizlik, görmede bulanıklık, kadınlarda vaji-nal kaşıntı, susuzluk ve çok su içme gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bunla-rın yanında toplumumuz tarafından bilinmeyen belirtileri ise; terleme, gece terlemesi, çabuk sinirlenme, öfke patlamaları, halsizlik, yorgun-luk, enerji bitkinliği hissi, yaraların

geç iyileşmesi, cildin kuru ve kaşıntılı olması, ayaklarda uyuşma ve karınca-lanma, yemeklerden sonra uyku gelme-si, tatlıya düşkünlük, sinirlilik, el aya-larında ve ayak altlarında yanma, uzun açlıklarda el-ayak titremesi ve horlama şeklinde sıralanabilir.

Peki, gizli şekerden de bahsedebilir misiniz?Açlık kan şekerinin 90 ile 126 mg/dl arasında olmasına “Açlık Kan Şekeri Bozukluğu’’ adı verilirken, kan şekeri-nin yükleme testi sırasında saatte 140 ile 199 mg/dl arasında çıkmasına ise “Şeker Tolerans Bozukluğu’’ veya “Gizli Şeker’’ adı verilir.

Açlığa dayanamayan, sık acıkan, aç-lık atakları yaşayan, hızlı kilo alan ve bu kiloları veremeyen kişilerde gizli şeker vardır. Bu olayların sorumlusu genetik olarak hastada bulunan insülin hormon bozukluğudur. İnsülin hormo-nu yemek yedikçe hızlı salgılanmakta ve kan şekerini normalden daha aşağı düşürerek acıkma ve tatlı isteği uyan-dırmaktadır. Bu durum kan şekerinde düşme veya reaktif hipoglisemi olarak da adlandırılır. Eğer sağlıklı beslenme denilen glisemik indeks diyeti yapılmaz ise kilo alma devam eder ve sonunda şeker hastası olursunuz. Bu durumun teşhisi için bir Endokrin uzmanına baş-vurmak gerekir.

Diyabet hastalığının öncü işaretleri var mıdır?Evet, diyabet şeker hastalığının bazı öncü işaretleri vardır. Bunlar Tip 2 di-yabet denilen şeker hastalığının ortaya çıkacağını bize anlatır. Erişkin tipi şe-ker hastalığının erken belirtileri şun-lardır:

Serum kreatinin düzeyinin düşük ol-ması, GGT denilen karaciğer testi yüksekliği, açlık kan şekerinin 90 mg/dl üzerinde olması, açlık insülin düze-yinin 10 ünitenin üzerinde olması, adi-ponektin düşüklüğü, ferritin yüksekli-ği, trigliserid yüksekliği, ergenliğinin erken yaşta başlaması, homosistein yüksekliği, gebelikte kan şekerinde yükselme veya yükleme testindeki bozukluklar, karaciğer yağlanması, D vitamini düşüklüğü, HbA1c yüksekliği, ürik asit yüksekliği, ailede şeker has-talığı olması, obezite-şişmanlık, tansi-yon yüksekliği, interlökin-2 reseptör A yüksekliği, bel çevresinin fazla olması.

Şeker hastalığı riski olan veya ailesinde şeker hastası olan kişiler ne gibi önlemler almalıdırlar? Bizi bu konuda bilgilendirir misiniz?Sağlıklı beslenmeyi öğrenmeli, kar-bonhidrat alımını azaltmalı, faydalı yağ (zeytinyağı gibi sıvı yağ) yemeli, posalı gıdalar (sebze ve meyve) yemeyi alış-kanlık haline getirmeli, fazla kilola-rı vermeli, düzenli egzersiz yapmalı, stresli bir yaşamdan uzak durmalı, si-gara içmemeli, düzenli uyumalı ve alkol alımını azaltmalısınız. Günde 500 gr.dan

fazla et yememeli, kırmızı eti haftada bir yemelisiniz. Ayrıca haftada en az iki kez balık yemelisiniz. Kandaki krom, magnezyum, çinko ve manganez oran-larını ölçtürmeli, eksikse multivitamin

ilaçlarla tamamlamalısınız. Yeşil çay için, omega 3 desteği alın, tütsülenmiş ve soslu etler, sucuk, salam, jambon ve sosis yemeyin, içinde nitrat olan maden suyu veya içme suyu içmeyin, çocuğu-nuzu en az 6 ay emzirin ve daha önce inek sütü içirmeyin. D vitamini eksikliği varsa tedavi olun, margarin yemeyin. Diyabet riskiniz yüksekse, antioksidan-lar (üzüm çekirdeği ekstresi, E ve C vi-tamini), probiyotik ve omega-3 desteği alın. Bu vitaminlerin yüksek dozlarının faydadan çok zarar verdiğini de unutma-yın. Son olarak, az televizyon seyrediniz.

Göbek Gizli Şeker HabercisiKilo almak ve özellikle göbek bölgesinde yağlanma, insülin direnci ve gizli şekeri olanlarda sık görülen bir durumdur.

Yağların göbek bölgesinde birikmesi, iç organlar etrafında yağların arttığını gösterir. Eğer göbek çevresi 80 cm’yi aşmaya başlamışsa sizde gizli şeker ve insülin direnci olma olasılığı yüksektir.

Obezite yani kilo almaya neden olan hormonlardan birisi insülindir. Şekere neden olan ise, kanda insülin hormo-nunun yemek sonrası yüksek olmasıdır. Yüksek glisemik indekse sahip yani kan şekerini hızlı yükselten karbonhidratla-rın devamlı fazla yenmesi, kanda insülin hormonunun hep yüksek olmasına, doy-gunluğun kısa süreli olmasına, acıkma ataklarına ve kilo almaya neden olur. Kandaki aşırı insülin, kilo almanızın en

Açlığa Tahamülsüzlük veKilo Alma Gizli Şeker Belirtisi

Page 73: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 71

önemli nedenidir. Bu nedenle, kanda-ki insülin düzeyini normal sınırlarda tutmak kilo vermenizi sağlamaktadır. Kanda yüksek olan insülin, önceleri kan şekerini hücrelere sokar, fakat daha sonra bu görevini yapamaz hale gelir. İnsülin hormonunun yeterince etkili olamamasına “İNSÜLİN DİRENCİ“ (Re-zistansı) adı verilir. İnsülin direncini, kan damarıyla hücre arasında bulunan bir duvar olarak düşünebilirsiniz. Bu duvar (insülin direnci), kandaki gluko-zun kas ve yağ hücresine girmesini ön-ler. Duvar yükseldikçe (insülin direnci arttıkça), kan şekerinin hücreye girme-si için daha fazla insülin salgılanması gerekir. Pankreastan salgılanan insülin hormonu salgısı, belirli bir süre sonra pankreas bezinin çok çalışmaktan do-layı yorulması nedeniyle azalır ve şeker hastalığı ortaya çıkar. Bu süreçte, önce reaktif hipoglisemi (acıkma atakları), gizli şeker ve sonra aşikar şeker hasta-lığı ortaya çıkar.

Şeker hastasının beslenmesinde dikkat edeceği hususlar nelerdir?• Yağ miktarını azaltın. Yağın kalorisi

çoktur. Yağlı yemekler ve katı yağ yemeyin. Kilonuz fazla ise buna mut-laka uyunuz. Yağ olarak zeytinyağı yiyiniz. Kırmızı etin yağsız olanını tercih ediniz ve haftada bir kez yi-yiniz. Süt, yoğurt ve peynirin yağsız olanını tercih ediniz.

• Sebze ve meyve fazla yiyiniz. Yemek-lerde daha çok sebze yemeklerine ağırlık veriniz.

• Bol su içiniz (günde en az 2 litre)

• Tuzu azaltınız. Günde en fazla bir çay kaşığı kadar tuz yiyiniz.

• Nişastalı gıdaları, börek, çörek, pas-ta, reçel, pekmez, bal ve diğer tatlı-ları yemeyiniz.

• Ekmek olarak çavdar ekmeği veya tam buğday ekmeği (köylü ekmeği) yiyiniz. Beyaz ekmek yemeyiniz.

• Fazla alkol al-mayınız. (Alkol alırken yanında az miktarda kar-bonhidratlı gıda almak faydalıdır.) Likör veya tatlı şarap gibi şekerli alkol kullanma-yınız. Bira içerken light birayı tercih ediniz. Alkol kullandıktan 2 saat sonra kan şekerinizi kontrol ediniz.

Şeker hastalığının vücuda ne gibi zararları vardır?

Şeker hastalığı iyi tedavi edilmez ise, organlarımızda birçok hasar (kompli-kasyon) yapar. Bunlardan en önemlileri;

gözde hasar veya körlük, tansiyon yük-sekliği, kalp krizi, felç (inme), bacak veya ayak kesilmesi, sinirlerde hastalık, ağrı ve uyuşma, böbrek yetmezliğidir.

Bu yıl 46.sı düzenlenmiş olan diabet yaz kampını 13-27 Haziran 2011 tarihleri arasında, son on beş yıldır olduğu gibi Kuşadası Kuştur Tatil Köyünde gerçek-leştirildi.

Diabet yaz kampı Türk Diabet Cemiyet Başkanı Prof. Dr. Nazif Bağrıaçık önder-liğinde Dr. Sema Yıldız, Dr. Hasan Onat, Diyetisyenler, Uzman Diyetisyen Ceren Yolaşan İçeri ve Uzman Diyetisyen Şule Aykaç, Baş Hemşire Gülser Kiper, Hem-şire Keziban Erduran Laborantı Alin Si-mon Gezerin takipleriyle sorunsuz bir şekilde gerçekleşti.

Ayrıca Türk Diabet Cemiyeti, onları tıb-bi beslenme alanında, kampa günlük katılımlarıyla bilgilendiren ve eğiten Prof. Dr. Funda Elmacıoğlu ve Dr. Şule Şakara’ya teşekkür etti.

Diabet Yaz Kampı nedir? Neden yapılır? Kimler katılabilir?Diabet Yaz Kampı, bir çok ilden katılan 100’e yakın diabetlinin, eğitimini amaç-layan aynı zamanda da günlük hayatta nasıl yaşamaları gerektiğini öğreten bir ortamdır.

Kampta günlük olarak 4 kez kan şekeri

ölçümü ve doğru dozlar-da insülin tedavisi dok-torlar eşliğinde uygulanır ve öğretilir. Yemekler, öl-çümlerde çıkan şeker ve belirlenen insülin sevi-yesine göre diyetisyenler gözetiminde yenir ve ye-mek esnasında, diabetli kişilerin günlük hayattaki öğünlerini nasıl almaları gerektiğinin pratik eğiti-mi de verilir.

Diabette kan şekeri ve insülin uygulamasının yanında, aslında ikisin-dende daha önemli olan unsur, diabetli kişinin bu konuda bil-gili olması ve eğitilmesidir. Diabet yaz kamplarında diabetliler, yukarıda bah-settiğimiz doktorlar, diyetisyenler ve hemşireler tarafından sıkı bir eğitime (pratik ve teorik) tabi tutulur.

Tabii ki kamp, sürekli olarak eğitimle geçmez. Katılımcılar, Kuşadası’nda, eği-timden kalan zamanlarda (günün büyük bir çoğunluğu) havuzun, denizin ve ku-mun keyfini çıkartıp, bunların yanı sıra tatil köyünün içerisindeki organizasyon-

lara ve yarışmalara katılıp, bol bol spor yaparlar. Bu kampın amacı, diabetlilere diabetlinin temel kuralları olan insülin veya ilacının doğru kullanılmasını ve eg-zersiz, tıbbi beslenmesine dikkat ederse diabetlinin normal sağlıklı bireylerden bir farkının olmadığını öğretmektir.

Türk Diabet Cemiyeti tarafından 46 yıldır düzenlenen ve birçok ülkeye de örnek olan diabet yaz kampına, Türk Diabet Cemiyeti’ne başvuran 7’den 70’e tüm diabet hastalarının ücreti karşılığında katılabilmesi mümkündür.

Türk Diabet Cemiyeti 46. Diabet Yaz Kampı Bitti

Türk Diabet Cemiyeti Harbiye / Adres: Dr. Celal Öker Sok. No:10 Harbiye – İstanbul

Telefon : 0212 230 49 00 – 233 60 86-87 • [email protected] • www.diabetcemiyeti.org

Page 74: Golf XL Sayi 03

72 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

İÇSEL YOLCULUK

DIŞ; realite alanında olan her şeydir. Yani, yaşantımızın tüm olaylarının geçtiği madde-mekan-zaman ile

alakalıdır. Bunların, bizde karşılık bul-duğu alan ise; beden-duygu-düşünce fonksiyonlarıdır. Dış, sadece dıştan aldı-ğımız duygu ve düşüncelerimiz değildir, aynı zamanda ego da dış olarak çalışır. Acıkma, susama, korunma ve cinsel gü-düler gibi egonun hakimiyetindeki içsel duygular da, bizim dış yanımızdır. Ve biz-ler, çoğu zaman dışa hapsedilmiş olarak yaşamımızı sürdürürüz. Dışta kalmış insanın “iç dünyası” bile dıştır aslında!

İÇ; bilgeliğe giden yol, var olma ala-nımızdır. Sadece olumlu duyguların barındığı, olumsuzun hiç bilinmediği

yerdir. Gerçek biz olan yerdir. Bir çiçe-ğin güzel kokusunu aldığınızda beğeni-niz DIŞ’tan, o kokunun sizde uyandırdığı sevinç anı İÇ’ten gelir. Doğayı yaşarken duyduğunuz bir kuşun cıvıltısı, denizin dalga sesi veya güzel bir müziğin tını-sından hoşlanmak, dıştan alınan ve dışa yönelik duygularımızdır. Ancak bunun size hissettirdiği keyif, huzur, sevgi anı, sevinç halleri gibi daha derin ve ulvi an-lar üst benliğe geçiştir ki, bunlar İÇ’ten gelir. Bazen sebepsiz yere içinizde bir kıpır kıpır olma hali yaşarsınız. Çok gü-zel bir şeyler olacakmış gibi hissedersi-niz. “İçi, içine sığmamak” diye ifade edi-lir. İşte böyle neşeli hallerin yaşandığı yerde, birini çok sevdiğinizdeki o sevgi anı da, İÇ’ten gelendir.

DIŞ’ta gerçekleşen olayların ve hatta ego gibi içimizde yer alan dışla alakalı durumların, ancak dışta halledilmesiyle rahatlanacağını zannetmek yetersizdir. Kişi; parasal bir sıkıntıya düştüğünde,

bir sağlık sorunu yaşadığında veya sev-diğinden ayrıldığında ya da işsiz kaldı-ğında, sadece şartların değişmesi ile korku-endişe-sıkıntıdan kurtulacağını zanneder. Sıkıntının, korkunun, bu du-rumun doğal bir gereği olduğu düşü-nülür. Oysa bu herkes için aynı değildir. Aynı durum karşısında kimi insan yıllar-ca, aylarca, haftalarca sıkıntıda yaşar, kimi insan ise bunu dakikalar içerisinde aşar. Sıkıntıyı, korkuyu tetikleyen ego-dur. Ego; korku ve panik halindedir, bir yandan da çözüm bulma derdine düşer. DIŞ’a odaklı insan düşüncelerindekile-re, zihnindekilere takılıp kalmaktadır. Başta da belirttiğim gibi, çoğu zaman dışa hapsedilmiş olarak yaşarız. Hiçbir şekilde çözümün bir parçası olmayan, sıkıntılı halde takılı kalmaya eğilimli-yizdir. Buna sebep olansa sadece zih-nimizdir. PC kullananlar bilir. Zaman zaman bazı programların çakışmasıyla bilgisayarlarımız kilitlenir. Bu durumda yapılacak olan seçeneği hepimiz biliriz. CTRL+Alt+Delete tuşuna basmak ya da fişi prizden çekmek. Aklınıza bunu geti-

Realite-ObjektifOUTOkuduğunuz sayfanın prensip başlığını oluştu-ran “İÇ-sel Yolculuk” ya da İÇ ses, İÇten gelen, İÇe yöneliş gibi ifadelerdeki “İÇ” den söz etmek istiyorum size. Nedir bu İÇ? İnsanoğlunu ifade ederken İÇ neresidir? Ya da bir İÇ varsa o zaman bir de DIŞ olmalı! Bu alanları ayırt etmeden, neyi ifade ettiğini bilmeden, ne şekilde nasıl etkilen-diğini anlamadan, kendimizi tanımış ve tanımla-mış olmak da zordur.

Han

dan

Hod

oğlu

gil

Page 75: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 73

rin. Dışta olan, istem dışı çalışmaktadır. Sizin dışla olanla ve ego ile bağlantını-zın kesilmesi, yani zihin hapishanesin-den kurtulmanız için fişinizi prizden çekmeniz gerekir. Çünkü bilgisayar ör-neğinde olduğu gibi, dışta yapılabilecek bir şeyiniz yok. Bir de zihinde kalmaya devam ederseniz, sadece dışta olana hizmet etmiş olursunuz.

Fişi çektik…Bundan sonra yapılacak tek şey İÇ’e yö-nelmek, farkındalığımızı oluşturmak. Ulvi olana, varoluşumuza, gönül alanımıza yönel-mek. Zihnimizin bizi kullanıp olumsuzda oturtması yerine, iş-leri tersine çevirerek gönlümüzdeki var olan olumluyu zih-nimize getirmek, zihnimizin bize olumluda hizmet etmesini sağlamak gerekir.

Söylemesi çok kolay değil mi!Aslına bakarsanız, uygulaması da çok kolay. Bir kez başlamak yeter. Bunun mucizevi gücünü keşfettikten sonra ha-yatı çok farklı bir gözle görmeye, sevinç anlarını çoğaltmaya başlayacağınızı fark edeceksiniz. Bir süre sonra ken-diliğinden oluşmuş, “olumlu olma” ve “olumluda kalma” hali sistematik şe-kilde işleyecektir. Olumlamanın bir kez tozunu yuttunuz mu, vazgeçemeyecek-siniz. Sonrasında size, DIŞ’ta olumsuzla karşılaşmayacağınızı garanti edemem ancak en hüzünlü, en zor anlarınızla, çok daha kolay başeder hale geleceği-nizi söyleyebilirim.

Nasıl Yapacağız?En sıkıntılı halinizde kilitlenmiş his-settiğiniz yer ile, en sevinçli anınız-da coşkuyu hissettiğiniz yer olan yeri düşünün. Burası göğüs bölgemizdir. Oyun alanımızda hedef belirlendi. Ka-lemiz göğüs bölgemiz. Şimdi, stratejiyi

belirlemekte sıra. Derin bir nefes alın, gevşeyin, bir sevinç halinizi düşünün ve gülümseyin. O anı, coşkulu duygula-rınızı ya da huzurunuzu hatırlayın. Se-vinç dolu o yerle bağlantınızı başlatın. Orası gerçeğin ta kendisi. Orası sizsi-niz. Orası sizin Tanrısal gücünüz. Orası varoluş yeriniz. Orası gerçek yuvanızla olan bağınız. Orası gönlünüz. Orası si-zin krallığınız. Dışta olan hiçbir şey ya da hiçbir kimse, size O’ndan daha faz-la yardım edemez. Siz çok değerlisiniz. Gücünüz, sabrınız, umutlarınız Orda. Geleceğiniz Orda. Gerçek mutluluğunuz Orda. Sadece varoluşunuz sizi sevilme-ye değer kılıyor. Bu dünyada alacağınız nefesten daha fazlasını almayacaksınız, yiyeceğiniz lokmadan daha fazlasını ye-meyeceksiniz. Huzurunuzu, sevincinizi çokça yaşadığınız her hayat doya doya yaşanmış olacak. Yolunuza yön kılacak tek kılavuz kendi içinizde. O’na, sevinçle ve en yüce sevginizle merhaba deyin...

INFarkındalık-Subjektif

Page 76: Golf XL Sayi 03

DUY BENİ

Yarın ne olacağını bilemeyen bizler!Biraz daha düşün-memizin zamanı artık gelmedi mi?

“”

Engelli kavramı, toplumumuzda farklı tanımlar içinde karşımıza çıkmakta-dır. Fakat ortak bir noktada buluşup engelli kavramını açıklamak istersek; engelli, doğuştan veya sonradan meydana gelen hastalıklar ya da kaza sonu-cu oluşan sakatlıklar (fiziksel, zihinsel, ruhsal, duyusal) sonucunda yaşamı-nın birçok alanında kısıtlanan ve engellerle karşılaşan kişidir.

74 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Dic

le A

slı M

UR

SALO

ĞLU

Page 77: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 75

Yaşadığımız semtte bir çok engelli kişi olabilir. Fakat bizler bunun farkında olmayabiliriz. Çünkü birçok engelli, toplumsal tutumumuzdan dolayı evle-rinden dışarı çıkamamaktadır. Bu du-rumun nedenleri, toplumun engelli ki-şileri dışlaması ve engellilere yönelik çalışma şartlarının yetersiz oluşudur. Ülke nufusumuzun %13’ü engellidir. Verilen rakkamın oldukça fazla olma-sına rağmen, engelliler için yapılan çalışmalar, ihtiyaçlar doğrultusunda sınırlı kalmaktadır. Toplumumuzun duyarlılık ve farklındalığını arttırması gerekirken, maalesef bu farkındalık ve duyarlılık, engelli kişiye acıma ve küçümseme şeklinde karşımıza çık-maktadır. Toplumun sergilediği bu tu-tum, engelli bireylere zarar vermek-tedir. Peki, neden engellilere acırız? Bu soruyu içimize dönüp sorguladı-ğımızda kesinlikle vereceğimiz cevap “iyi niyet”tir. Çoğu insan bir engelli ile karşı karşıya geldiği zaman yardım et-mek ister. İçinden “Allah korusun, Al-

lah yardım etsin” gibi cümleler geçirir. Peki bu cümleler haricinde onlar için yapabileceğimiz bir şey yok mu? Kesin-

likle var… Öncelikle zihinsel engelleri-mizi kaldırmamız gerekiyor. Bunu da empati yoluyla kolaylıkla yapabiliriz. Engelli bireyi anlayıp algılamamız için-de, engelliler hakkında bir çok şey öğ-renmemiz gerekmektedir. Bir engelli ile karşılaştığımızda acıma duygumu-zun ön plana çıkması tabii ki insani bir durumdur ama bunu dışarıya yansıtıp karşı tarafa hissettirmek yanlış bir

tutumdur. İçimizde oluşan bu insani acıma duygumuzun, engelli kişilerin yaşam koşullarının düzeltilme çaba-sına dönüştürülmesi gerekmektedir. Kimi kişiler bir engelli ile karşılaştı-ğında gözlerini birden kaçırıp, engelli kişiye bakmamaktadır. O anda bunu fark eden engelli kişi, kendi içinde büyük bir üzüntü taşımaktadır. Ayrıca engelli bireyler için taşıdığımız, “hiçbir şey yapamaz” düşüncesini de aklımız-dan atmamız gerekmektedir. Çünkü engelli bireyler kesinlikle tam anla-mıyla yetersiz değillerdir. Onların da yapabilecekleri birçok iş vardır. Engel-liler, toplumumuzun ön yargılarından dolayı, sosyal alanlarda yetersiz kalıp kendilerini ciddi anlamda mutsuzluğa sokmaktadırlar. Bu toplumda yaşayan herkes, engelliler için mutlaka birşey-ler yapabilir. Ama önce kendi ZİHİNSEL ENGELİMİZİ KALDIRMALIYIZ! Çünkü bugün sağlıklı olmamız, yarın da ola-cağımız anlamına gelmiyor…

Toplumsal Tutumumuz Değişmeli

Ülkemizde engelliler için birçok terim kullanılmaktadır. Engelli, sakat veya özürlü. Bu terimler arasında bir fark var mıdır?

Türkiye’deki bu kavramlar Türkiye’nin büyümesi, sanayileşmesi ve yılla-rın geçmesi ile oluştu. Anımsarsınız, önceden özürlü ya da engelli diye bir terim yoktu. Her zaman sakatlık üze-rinden gidilirdi. Mesela futbol maçında şöyle bir şey vardı; “Sert giren futbolcu sakatlandı”, ama ordaki imge neydi?

Ayağa ya da kola gelen bir darbeden dolayı oluşan sakatlık. Şimdi bu, Tür-kiye’deki yapı gelişince, nüfus artıp sa-nayileşmeyle ile birlikte bu etken çoğa-lınca, yeni oluşan kurumlarda sakatlık terimi olduğu gibi onun yerine engelli ya da özürlü terimleri de kullanılmaya başlandı. Bir örnek vererek açıklama yapmak istiyorum. Siz bu odadasınız ve sağlam bir insansınız. Ben sizin camı-nızı, kapınızı kapatırsam sizin burdan çıkmanızı engellemiş olurum. Peki siz engelli misiniz? Özür kelimesi ise; defo ya da bir kabahat sonrası kendisini af-

Yılmaz DemirelRöportaj

15 yıldır dernekte gönül vererek çalışan Türkiye Sakatlar Derneği Genel Sekreteri Sayın Yılmaz Demirel’e

engellilerin yaşadığı zorlukları sorduk ve onlar için neler yapılması gerektiğini konuştuk.Türkiye Sakatlar Derneği Genel Sekreteri

Engelli Olmak İçin Sebep Çok

Page 78: Golf XL Sayi 03

76 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

DUY BENİfettirmeye ilişkin bir talep anlamına geliyor. Ama biz sakatlar olarak dile getirdik çünkü Türkiye Sakatlar Derneği, 1960 yılında ku-ruldu. Kurumumuz İstanbul Tıp Fakültesi hocalarının katkılarıyla 1958’de temellerini attı. O zaman Türkiye Sakatlar Derneği adı-nı aldık. Bizden sonra gelenler engelli veya özürlü ismi altında çıktılar. Daha sonra ise engellilerin birçok türü ortaya çıktı. Birbi-rinden ayırdılar. Bedensel, zihinsel, görme engelliler gibi. Kurumlar çoğalıyor, insan-lar bu konuda özgür, kendilerine ne istiyor-sa alabilirler. Çünkü biz kavramlara takılıp kalmıyoruz. Kim neyi nasıl hissediyorsa öyle yapmalı diye düşünüyoruz.

Sizin, Türkiye Sakatlar Derneği’ne gelişiniz nasıl oldu?Ben sağlam bir insanım. Buradaki genel başkan benim bir arkadaşımdı. Bir başka oluşumda birlikteydik. Engelli insanların yararına yapılacak bir şeyler olduğunu gör-düm, çünkü Türkiye’de “Sakatların sorun-larını sakatlar çözsün, esnafın sorunlarını esnaf çözsün, hemşirenin sorunlarını hem-şire çözsün” gibi bir anlayış var. Ben bunun böyle olmaması gerektiğini düşünenlerde-nim. Yani sakatların sorununu çözmek için, illa sakat kalmam gerekmiyor. Size bir soru sormak isterim. Hayvan haklarını kimlerin koruması gerekir bu ülkede? İnsanların ta-bii ki. Kadın haklarını korumamız için illa kadın mı olmamız lazım? Bizler de kadına uygulanan şiddeti benimsemiyoruz. Şiddet-

le red ediyoruz. İşte benim burada bulun-mam bunları düşünürken gelişti. Yardım etmek istedim. Klasik bir söz var; “Her sağlam bir sakat adaydır diye, “Valla ülke-mizde her an her şey olabilir. Mesela ben 15 yıldır bu kurumdayım. Sağlam halimle bur-dayım. Bundan 2 yıl önce bir trafik kazası geçirdim ve dört ameliyat atlattım. O süre zarfında yatağa bağlandım, kısa bir sürede olsa koltuk değneğiyle tekerlekli sandalye-ye bindim. Konuşmalarımda arkadaşlarıma hep şunu söylüyordum “Sizin yaşadıkları-nızı görüyorum. Ama ne hissettiğinizi tam olarak hissedemiyorum”. Kazadan sonra ise şöyle dedim “sizin ne hissettiğinizi bili-yorum”.

Toplumumuzun engellilere bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?Toplumumuz engellilere genel anlamda acıma çerçevesinde bakıyor diyebilirim. “Vah vah zavallı, aman koşalım yardım ede-lim”. Oysa sakat, engelli veya özürlü adına ne derseniz deyin bu insanlara acımadan, onların da hakları olduğunu bilerek, on-ların da bizimle eşit şartlarda yaşama ka-tılması için, onların önlerindeki engelleri kaldırmamız gerekiyor. Türkiye’de bugün 2005 yılında çıkmış olan 5378 sayılı “Özür-lüler Kanunu” var. Eksikliklerine rağmen, ete kemiğe büründürülmüş bir kanun oldu diyebilirim. Mesela, orada mimari engelli-ler konusunda, yerel yönetimlere 7 yıllık bir zaman dilimi tanıdılar. Bir engellinin tapuda

işi olamaz mı? Oluyor. Telekom da işi olu-yor, noterde işi oluyor. Bu kişilerin sokağa çıkamamasındaki en büyük engel şehir mo-bilyalarının düzensizliği. Çünkü yerel yö-netimlerimiz sağ olsunlar, zaman dilimini artık şaşırdım, sürekli kaldırım yenilmesi yapıyorlar. Kaldırımlar yüksek. Hepsi genç ve sportmen insanlar için tasarlanmış. Oysa bu ülkede engellilerin yanı sıra belirli bir yaştan sonra vücut fonksiyonları yavaş-layan yaşlılar, hamile kadınlar ve çocuklar da var. 35 cm. yüksekliğinde kaldırım olur mu? Kaldırımın önüne rampa yapıyorlar or-tasında elektrik direği, hemen bitiminde te-lefon santral kulübesi ya da ağaç koymuş-lar örnekler çok. Toplum sakat insanlara

acımadan yaklaşsın ve lütfen sadece fırsat versinler. Onların da neler yapabilecekleri-ni göreceklerdir.

Engellilerin en fazla karşılaştıkları problemler mimari sıkıntılar ve toplumumuzun davranışları ile ilgili… Bu konuda toplumumuzu bilinçlendirmek adına neler söyleceksiniz?Birkaç şeyi belirterek başlamak istiyorum. Ben tanrıya dilekçe vermedim, İstanbul’da yaşayayım ve engelli olayım diye. Bu, sis-temin aksamasının bir sonucu. Bu aksama Güneydoğu’da akraba evliliği sonucu karşı-mıza çıkıyor. İç Anadolu’da eğitimsizlik ola-rak çıkıyor. Doğuda bakımsızlık, batıya yak-laştıkça ise, sanayileşmenin getirdiği bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor. Bugün tra-

Page 79: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 77

fik, Güneydoğu’da yaşanan kirli savaş, mayın kurbanları, maganda kurşunu, iş kazaları, hekim hataları gibi saya-bileceğim birçok şey var. Türkiye’de insanların engelli olması için o kadar çok sebep var ki… Kaldırımdan yürü-yorsunuz yukarıda hanımın biri cam si-liyor ayağının değdiği çiçek saksısı ar-kadaşımızın kafasına düşüyor ve vefat ediyor. Türkiye’de maalesef insan ya-şamı bu kadar basit. Engelli olmak için sebep çok ama Türkiye Sakatlar Der-neği olarak kurumumuzun öncelikli

hedefi, Türkiye’de sakatlığın artmasını engellemek. Çünkü bataklığı kurut-mak gerekiyor. Sivri sinek olayındaki gibi sivri sineği öldürmek istemiyoruz! Bataklığı kurutunca zaten sivri sinek olmayacak. Önce sakatlığın artmasını engellemek istiyoruz. Eğitimin önemli olduğunu düşünüyoruz ama şimdi Tür-kiye’deki eğitim sistemine, müfredata baktığımız zaman çok da engelliler düşünülmemiş. Ortopedik engelli ola-rak okula giden bir çocuğumuz vardı. Aileler veliler hemen imza toplayıp müdüre vermişler. “Çocuğumuzun bununla okumasını istemiyoruz” diye. Ayrımcılığa orada başlıyoruz. Ortope-dik engelli bir çocuğun okula gitmesin-de herhangi bir engel yok. Zaten bizim körler için ayrı, zihinsel engelliler için ayrı ayrı okullarımız var. Yeterli mi? Değil. Ama ortopedik engelli çocuklar için kaynaştırma eğitiminden yanayız biz. Çünkü onun engeli sadece ayak ya da ellerinde. Tekerlekli sandalyesinde de olsa binip gidiyor. Onun beyniyle ilgili herhangi bir sorunu yok. Engel-lilerde bugün okur yazar oranı %66 düzeyinde. Mesela; üniversite mezu-nu engelli sayısı %2’ lerde ve bunların birçoğu da engelleri zorlayarak eğitim

almış insanlar. Ya da eğitimli bir insan düşünün, bir trafik kazası geçirdi aya-ğını kaybetti, oldu size engelli ama yine üniversite mezunu. O yüzden toplum engelli insanlara yaklaşırken öteki-leştirmeden, ayrımcılığa uğratmadan onların da bir insan olduğunu bilerek yaklaşmalıdır.

Peki, sizce devletimiz bu konuda neler yapıyor veya neler yapmalı?Türkiye’de engelli haklarıyla ilgili ilk kazanım, Bülent Ecevit döneminde, ünlü 1475 sayılı iş yasasıyla ilgili yapılan bir düzenlemeydi. 100 işçi çalıştıran yerle-rin %2 oranında engelli çalıştırmaları ön görüldü. Bu 55. Hükümet döneminde biraz daha ilerletildi. 571, 572 ve 573 sa-yılı kanun hükmündeki kararnamelerle bunlar düzenlendi. En son 57. Hükü-met döneminde, bahsettiğim gibi 5378 sayılı özürlüler yasasıyla ete kemiğe büründürüldü. Eksiklikler var ama ka-zanımlar da var. “Devletten bu konuda bizim beklentimiz nedir?” diye sorar-sanız, sadece sorunlarımızı çözmesini istiyoruz diyebilirim. Bakın devlet yasa çıkartıyor, diyor ki “50 ve üzeri işçi ça-lıştıran yerler %3 ya da %4 engelli işçi çalıştıracak.” Buraya kadar güzel. Ama devletin 135 tane kamu kuruluşunda, şu anda 40 bin üzerinde engelli işçi açığı var. Bunun uygulanması gerekiyor. Bu böyle olunca da özel sektörü de denet-leyemiyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’nda, Diyanet İşleri’nde biz engelli arkadaş göremedik. Dışişleri Bakanlığı’nda da yok. Devletimizin bu konuda, biraz daha engellilere önem vermesini istiyoruz. Demek istediğim devletimiz bize hakem olsun biz kusurlarımızı çözeriz.

Dernek olarak bu zamana kadar neler yaptınız/yapıyorsunuz?Uygar insanlar bir araya gelir çeşitli projeler üretirler. Farkındalık yarata-rak toplumu kanalize etmeyi sağlarlar. Mesela biz, Türkiye Sakatlar Derneği olarak 1998 yılında Çorlu şubemizin ve o zamanki yerel ve kamu yönetici-lerinin desteğiyle, bir ilköğretim okulu yaptık. Şu anda orada, 110 tane öğ-rencimiz eğitim görüyor. Bu bizim için çok anlamlı. 1998 yılında anahtarını da Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim ettik. Onun dışında sokakta kalmış kimsesiz

ve yaşlı engeliler var. Çünkü değişen, modernleşen Türkiye ile birlikte aile yapısı da çözülüyor. Tek kalan, birçok yalnız ve yaşlı birçok insan var. İhtiyaç-larını göremiyorlar. Biz bu kişiler için Balıkesir Gönen’de, 500 yataklı bir ya-şam evi yapıyoruz. Oranın bir katını, zi-hinsel engelli çocuklarımız için eğitim rehabilitasyon merkezi olarak düşünü-yoruz. Gelip orada kalsınlar diye. Şu an kaba inşaatını bitirdik. Kendi çaba ve imkanlarımızla o yaşam evini bitirme-ye çalışıyoruz. Onun dışında, yaptığı-mız Avrupa Birliği projeleri var. Engelli insanları iş sahibi yapıyoruz. Bilgisa-yar kursu var. Mesela, Mardin şubemiz kaybolmaya yüz tutan, Süryani gelene-ğinin telkari işlemeciliğini Mardin’de yapıyor. En son 7 ay önce New York’ta açılan Türk haftası fuarındaydık. Sam-sun şubemiz organik oyuncak üretiyor. Bütün bunların hep çalışmalarını en-gelli arkadaşlarımız yürütüyor. Bura-da asıl olan bizim için, insanın engelli de olsa insan olduğunun bilinmesi.Biz özellikle bunu istiyoruz.

Son olarak, Türkiye Sakatlar Derneği olarak hedefleriniz nelerdir?İstediğimiz, Türkiye toplumunda sa-katlık, engellilik bilinci oluşturmak ve bu insanların da hak sahibi olduklarını duyurmak. Onurlu bir birey olarak, bu toplumda anayasanın getirmiş oldu-ğu öncelikle eğitim, iş, sosyal hayata katılım ve kültürel yaşamın içerisinde olmak gibi hakların oluşmasına katkı-da bulunduk. Bu anlamda çalışmalar yürütüp, toplumumuzu bilinçlendir-mek için sayısız konferans ve panelle sorunlarımızı dile getirdik. Tabii ki, de-ğişen ve gelişen Türkiye’nin nüfusu ile birlikte şubeler açtık. Şu an 70’e yakın şubemiz var. Bir de, derneğimiz 1963 yılından beri kamu yararına çalışan dernekler statüsündedir. Dediğim gibi öncellikle biz sakatlığın artmasını ön-lemek istiyoruz. Bilinçlendirmek isti-yoruz. Çünkü bilinçli bir insan, hakkını da hukukunu da arar.

Toplum engelli insanlara yaklaşırken onları ötekileştirmemeli !!!

Doğuştan veya sonradan meydana gelen has-talıklar veya kaza sonucu oluşan sakatlıklar neticesi yaşamın birçok alanında kısıtlanan,

engellerle karşılaşan kişiye engelli denir.

Page 80: Golf XL Sayi 03

AN’DA KALIN

Nilg

ün S

arar

Biz insanlar, niye bu kadar çok şikayet ede-riz? Bence şikayet etmek şu sevgili egomu-zun kendisini beslemek, büyütmek, güç-lendirmek ve canı sıkıldığında ruhumuza çimdik atmak için başvurduğu bir sürü yoldan yalnızca biridir. Hadi diyelim diğer yolları kapattık; onun için hiç fark etmez. Sadece şikayetle bile karnını her zaman do-yurur ve kendini hatırlatmak için bozuk plak gibi başımızın etini yer.

Şimdi, buraya kadar olan satırları okuduk-tan sonra lütfen durun. Üç dakika arkanı-za yaslanın ve dergiyi elinize aldığınız ana kadar neler yaptığınızı düşünmeyi dene-yin. Kendinize dürüst olun ama.

Neye kızdınız ve şikayet ettiniz? Ha yüksek ses-le şikayet etmişsiniz ha düşüncelerinizle. İkisinin arasında hiç fark yok. Her şikayet zihnin oluşturduğu bir hikaye ve maalesef biz de bu yalnız hikayelere inanıyoruz.

Yalnız hemen şunu da ilave etmek isterim. Şikayet etmeyi, bir kişinin yapmakta oldu-

ğu hatayı düzeltmek için söylenen sözlerle karıştırmamak gerekir. Ya da şikayet et-memek, uygunsuz davranışlara ve tatsız durumlara göz yummak anlamına gelmez. Örneğin bir kafede garsona çayımızın so-ğuk geldiğini ve sıcak çay getirmesini çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Bunun egomuzla ilgisi yoktur, sonuçta çok açık ve net olarak gerçeği söylemişizdir.

Ama garsonu, ‘‘Sen bana nasıl soğuk çay getirirsin?’’ diyerek azarladığımızda, ego-muz anında devreye girmiş demektir. Çün-kü burada çayın soğuk gelmesini kişisel

olarak algılamış ve sinirlenmiş bir “ben” devreye girer. Başkalarını (bu durumda garsonu) hatalı çıkarmaktan haz duyan, ba-ğırıp çağıran ve durumu uzattıkça uzatan bir “ben”. Bu tarz bir şikayet değişime yar-dım etmez, egoya hizmet eder.

Sevgili okurlar,

info

@ni

lgun

sara

r.co

m

ww

w.f

aceb

ook.

com

/pag

es/N

ilgün

-Sar

ar/1

2050

9288

0072

75

Başkalarında gördüğümüz şeyi, kendi içimizde güçlendirirız

78 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Egonuzu Sobeleme Zamanı

Page 81: Golf XL Sayi 03

Böyle bir egonun etkisi altındaysak, özellikle başkaları hakkında hiç far-kında olmadan ve alışkanlık halinde sürekli şikayet ediyorsak, ne yaptığı-mızı bilmiyoruz demektir. İplik söküğü gibi devam eder düşünceler. Olumsuz etiketler yapıştırırız, insanların arka-larından konuşuruz, egomuzu haklı çıkarır ve zafer kazandığımızı zanne-deriz.

Ya başkalarında gördüğümüz, adı-na ‘hata’ ya da ‘yanlış’ dediğimiz şey gerçek değil de, tamamen yanlış an-lamaya, başkalarını düşman olarak görmeye, kendini haklı ya da üstün çı-karmaya şartlanmış bir bilinçaltı yan-sıması ise? Kulağınıza hemen şunu fısıldayayım:

Kendi içimizdeki egonun önüne geç-menin en etkili yöntemlerinden biri, karşımızdaki kişinin egolarına karşı tepkisiz kalabilmektir. Bu tutum aynı zamanda kolektif insan egosundan arınmanın önemli bir adımıdır. Ancak, karşınızdaki insanın davranışının ta-mamen egosundan kaynaklandığını anladığınız zaman, tam bir tepkisizlik halinde olabilirsiniz. Kişisel olmadığı-nı anladığınızda, sonuçta tepki vere-ceğiniz bir şey de kalmaz.

Bazen, gerçekten bilinçsizce davra-nan insanlardan kendimizi korumak için bazı adımlar atmamız gerekebi-lir. Bunu onları kendimize düşman etmeden yapabiliriz. Tepkisiz kalmak

zayıflık değil, bilakis gerçek güçtür. Tepkisizliğin diğer bir adı da bağışla-madır. Bağışlamak, bir şeyi görmez-den gelmek, daha doğrusu onun için-den bakarak diğer tarafı görmektir. Hoş görmektir. Egonun diğer tarafına bakabildiğimizde, hepimizin içinde bulunan aklı ve sevgiyi görürüz.

Evet, belki herhangi birşeye kızmış, şikayet etmiş o halinizi şu anda hatır-ladınız. O zaman şikayet eden o zihin sesinizi dinleyin. Onun farkına varın. Egonun sesinin, şartlanmış bir dü-şünce kalıbından başka bir şey olma-dığını fark edin. Bu sesi fark ettiğiniz her seferinde, sesin Siz olmadığını da anlarsınız. Siz o sesin farkında olan farkındalıksınızdır. Arka planda far-kındalık, ön planda ses, yani düşünen vardır. Bu şekilde egodan kurtulur ve gözlenmeyen zihnin ötesine geçersi-niz. Kendi içinizdeki egoyu bulup sobe dediğinizde, onun farkına vardığınız an, o artık ego değil, sadece eskimiş bir zihin kalıbıdır. Ego farkında olma-mayı gerektirir; yani ego ve farkında-lık birlikte var olamazlar, anlaşamaz-lar. Eski zihinsel alışkanlıklarınız bir süre daha hayatta kalabilir ve tekrar tekrar ortaya çıkabilir, çünkü heyetle binlerce yıllık kolektif insan bilinçsiz-liğinin meydana getirdiği bir ivme söz konusudur. Ama egonuz, onu her fark ettiğinizde zayıflamaya devam ede-cektir.

“Evinizin eşiğini temizlemeden

komşunuzun damındaki karlardan

şikayet etmeyiniz.”

Ne demiş Confucius;

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 79

Page 82: Golf XL Sayi 03

80 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

TAKVİMDEN BİR GÜN

Dünya Nüfus Günü, 1987’den bu yana her yıl 11 Temmuz tarihinde kutlanı-yor. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, bugünü bir kutlamadan çok nüfus artışından kaynaklanan sorunların gündeme gelmesi, tartışılması ve çalışmaların hızlandırılması için bir fırsat olarak değerlendirmekte.

ABD’li nüfus araştırmacılarının tahminlerine göre, yılda ortalama yüzde 1.2 oranında artan dünya nü-fusu 2012’de 7 milyar olacak. Dünya nüfusunun yılda ortalama yüzde 1.2 oranında arttığı, bu büyüme oranı-nın 2050’ye kadar yüzde 0,5’e ine-ceği tahmin ediliyor. Araştırmalar,

dünya nüfusunun 1800’lere kadar bir milyar, bunu izleyen 130 yıl son-ra da iki milyar olduğunu gösteri-yor. 2. Dünya Savaşı’nın ardından gelişmekte olan ülkelerde, özellikle tıbbi ve beslenme alanındaki geliş-melere bağlı olarak nüfus patlama-sı yaşandı ve hala da yaşanıyor.

Gazetecilik, bütün dünyada giderek daha fazla önem kazanıyor. Savaşların, yoksullukların, teknolojik gelişmelerin hızla arttığı günümüzde gazeteciler, bütün bu gelişmeleri insanlara duyur-mak için bütün güçleriyle çalışıyorlar. Hem gazete, hem televizyonda haber-cilik yapan gazetecileri hatırlamak ve onların çalışmasına dikkat çekmek için de, ülkemizde “Gazeteciler ve Basın Bayramı” kutlanıyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 1946 yı-lında kurulduğunda, gazeteciler için bir

gün belirlenmesi için çalışmalar baş-latıldı. Fatih Rıfkı Atay, daha önce çıkan gazetelerin çeşitli sebeplerden dolayı ilk gazete sayılmayacağını öne süre-rek, Akşam Gazetesi’nde 24 Temmuz’u ortaya attı. 24 Temmuz, II. Meşrutiyet döneminde yani 1908’de anayasanın yeniden yürürlüğe girmesinden hemen sonra çıkan gazetelerin, gazeteciler tarafından sansür memurlarına göste-rilmeden çıkarılmış olduğu gün olduğu için kabul gördü. O tarihten itibaren de 24 Temmuz, Basın Bayramı olarak be-lirlendi.

Dünya Nüfus Günü11 Temmuz

24 Temmuz

NüfusNüfusNüfusNüfusNüfus

Gazeteciler ve Basın Bayramı

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu

tarafından yayınlanan, Dünya

Nüfusunun Durumu bülteni-

ne göre, dünyada yaklaşık

1.5 milyar insan sağlıklı içme

suyundan yoksun bulunurken,

önümüzdeki 25 yıl içerisinde

dünya nüfusunun üçte biri mut-

lak susuzluk tehlikesi ile karşı

karşıya kalacak.

Seda

SEY

MEN

Page 83: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 81

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşma-sıyla yurdumuz tamamen elimizden alı-nıyor, vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son veriliyordu. Yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara veriliyor, bi-zim de bunu kabul etmemiz isteniyordu. Türk milletinin bu durumu kabul et-mesi elbette mümkün değildi. 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkma-sıyla, lideriyle kucaklaşan Anadolu, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğin-de Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. Amas-ya Genelgesi’nin yayınlanmasının ar-dından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapıldı. Daha sonra 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Atatürk, 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurdu. Böylece hem memleketin yönetimi halkın iradesi-ne verilmiş oluyor, hem de Kurtuluş Savaşı’nın merkezi Ankara oluyordu.

TBMM, yaptığı görüşmelerde yurdun durumunu ve kurtuluş çarelerini aradı. “Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı”, görüşünden hareketle, düşmanla mü-cadele kararı alındı. Oluşturulan dü-zenli ordularla savaşa girildi. İlk başarı,

Doğu’da Ermeni çetelerine karşı kaza-nıldı. Daha sonra, batı cephesinde Yu-nanlılarla, I. İnönü ve II. İnönü Savaşları yapıldı. Bu savaşların kazanılmasıyla Yunanlılara büyük bir darbe indirilmiş oldu. Bunun üzerine Yunan ordusu yeni-den saldırıya geçti. Saldırı üzerine Mus-tafa Kemal, ordularına: “Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bu satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış top-rağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz.” emrini verdi.

Türk askeri, büyük bir azim ve fedakar-lıkla bu karara uydu. 23 Ağustos ve 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Meydan Muharebesi’yle Türk milleti, 1699 Karlofça Antlaşması’ndan beri ilk defa toprak kazanmaya başlı-yordu. Sakarya Savaşı, Türk milletinin savunma durumundan taarruz duru-muna geçtiği önemli bir savaş olarak da tarihe geçti. Bu zafer sonunda, TBMM tarafından, Mustafa Kemal’e ‘gazi’ ünvanı ve ‘mareşal’ rütbesi verildi. Türk tarihinin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’ndan sonra, büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alındı.

1922 yılı ağustosuna kadar hazırlıklar tamamlandı. Güneydeki Türk birlikleri, büyük bir gizlilik içinde batı cephesine kaydırıldı. İstanbul’daki cephane de-polarından silah ve cephane kaçırıldı. İtilaf devletleri tarafından tahrip edi-lerek kullanılmaz hale getirilen top-lar onarıldı. Yeni silahlar satın alındı. Ordumuza taarruz eğitimi yaptırıldı. Bu hazırlıklardan sonra, Gazi Musta-fa Kemal’in başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922’de düşma-na saldırdı. Bir saat içinde düşman mevzileri ele geçirildi. 30 Ağustos’ta düşman çember içine alındı. Sağ ka-lanlar esir alındı. Esirler arasında Yu-nan Başkomutanı Trikopis’te vardı. Bu savaş, Atatürk’ün başkomutanlığın-da yapıldığı için Başkomutanlık Mey-dan Muharebesi olarak adlandırıldı. Büyük Taarruzun başarıyla sonuçlan-masından sonra düşman, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kur-tarılmasıyla, yurdumuz düşmandan te-mizlenmiş oldu. Düşmanın, haksızca ve alçakça işgaline ‘dur’ diyen ve kanımı-zın son damlasını akıtmadan yurdumu-zu bırakmayacağımızı dünyaya ispatla-yan bu büyük zaferi her yıl, 30 Ağustos günü, bayram yaparak kutluyoruz.

ZAFER BAYRAMI30 Ağustos

“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. Bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim.” M.Kemal ATATÜRK

Page 84: Golf XL Sayi 03

82 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

ENGELLİ HABER

Altı Nokta Körler Derneği, Jotun Boya ile birlikte çok renkli ve ha-yırlı bir projeye imza attı.

Çok basit bir ‘’application’’ indirip cep telefonlarına yüklemekle, görme en-gelliler renkleri ayırt edebilecek ve ha-yatları kolaylaşacak.

Bu projeyle ilgili dikkat çekici bir video sosyal paylaşım sitelerinde gösterildi. Bu video her tıklandığında Altı Nokta Körler Derneği bir görme engelli va-tandaşa daha bu uygulamayı ücretsiz verdi. Türkiye’de tam 700.000 görme engelli vatandaş bulunuyor.

Bu kişilerin neredeyse 500 binden faz-lası sonradan görme yeteneğini yitiren yani önceden renkleri bilen kişiler. Görme engelli kişiler için renkleri ayırt edebilen bazı cihazlar üretilmiş olsa da çok pahalılar.

Günlük hayatlarında onlara renkleri ayırt ettirebilecek ve ekonomik olan bir uygulama bulunmuyor.

İşte çözüm: Jotun Boya sponsor-luğunda Altı Nokta Körler Derneği, görme engelli vatandaşlara ücretsiz olarak bu uygulamayı verecek.

Nevşehir Belediyesi Kapadok-ya Eğitim Merkezi tarafından oluşturulan Gönül Engel Tanı-

maz Gençlik Grubu’nun, “Tablodaki Engelsiz Parmak İzleri” isimli projesi, Avrupa Birliği Gençlik Programı çer-çevesinde, uygulanabilir olarak değer-lendirilerek kabul edildi.

Avrupa Birliği’nin Gençlik Programı çerçevesinde Nevşehir Belediyesi Kapadokya Eğitim Merkezi’nce oluş-

turulan gençlik grubu, Nevşehir’de 14 eğitilebilir zihinsel engellinin ya-rarlanabileceği “Tablodaki Engelsiz Parmak İzleri” adı ile proje hazırladı.

Yapılan değerlendirme sonrasında, hazırlanan proje, uygulanabilir olarak belirlenerek projeye katkı sağlandı. Nevşehir Belediyesi Kapadokya Eği-tim Merkezi’nde açılacak Filografi Kursunun, temmuz ayı içerisinde baş-laması planlanıyor.

Renkler Herkes İçindirwww.renklerherkesicindir.com

Eğitilebilir Zihinsel Engelliler

Filografi Öğrenecek

Page 85: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 83

Görme ve işitme engelli kişilerin, kül-türel etkinlikleri diledikleri gibi izleye-bilmeleri için, yazılı ve sesli betimle-me yapılarak hazırlanan “Kayıp Balık Nemo” isimli filmin galası gerçekleşti.

Sesli Betimleme Derneği Başkanı ve Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kenan Önalan; “Görme ve işitme engellilerin rahatça opera, ti-yatro ve sinema gibi etkinlikleri izleye-bilmeleri için çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar 30’a yakın uzun metrajlı ve 15 kısa metrajlı filmin, sesli ve ya-zılı betimlemesini yaptık. Ayrıca ‘Yahşi

Batı’ ve ‘Başka Dilde Aşk’ gibi sinema filmlerininde içerisinde olduğu 15 ese-rin DVD’sini yayınladık. DVD’lerin dil seçeneklerinin arasında, “yazılı betim-leme” ve “sözlü betimleme” seçenek-leri var.

Kayıp Balık Nemo isimli filmin gala-sında düzenlenen kokteylin ardından, yaklaşık 400 görme ve işitme engelli çocuk farklı farklı salonlarda alına-rak, “Kayıp Balık Nemo” filmini izledi. Özürlüler İdaresi Başkanı Bekir Kök-sal “Sorumluluk bize ait. Onlarında anlayabileceği filmler yapmak lazım.

Bu konuda film yönetmenleri ile filmi çekenlere büyük görev düşüyor. On-ların da düşünmeleri gerekiyor” dedi. Köksal “Kültür ve Turizm Bakanlığı ile sinema filmlerinin DVD’lerine, engelli-ler için de betimlemenin yapılması için bir işbirliği düşünüyoruz. Buradan çı-kınca, bu projeyi hayata geçirmek için, ilgili kurumlarla görüşmeye başlaya-cağız” dedi.

4. Uluslararası Görme Engelli Dün-ya Oyunları’nda, yüzme yarışlarının ilk gününde, 100 m. Kelebek yarışın-da Polonyalı sporcu Mendak Joanna, 1.07.14 süreyle dünya rekoru kırarak 1. oldu. 2.’liği Rusya’dan Darya Stuko-lova, 3.’lüğü ise, Fisher Mary Elizabeth kazandı. Toplam 21 ülkeden 75 sporcu-nun katıldığı yarışta, AKPM Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu yaptığı konuşmada; “Böylesi önemli ve anlamlı sportif organizasyona emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu salonun bitmesi için büyük gayret sarf eden Spordan Sorumlu Devlet Baka-nı Faruk Nafiz Özak’a ayrıca teşekkür ediyorum. Buradaki ilk organizasyo-nun uluslararası olması bizi son dere-ce sevindirmiştir” dedi.

Artık Film İzleyebilecekler!

Dünya Rekoru!

Page 86: Golf XL Sayi 03

ENGELLİ HABER

Süper Lig’in ŞampiyonuBelli OlduAdana Martı Engelliler Spor Kulübünü 98 – 65 yenen Antalya Büyükşehir Be-lediye Spor-Bedensel Engelliler Teker-lekli Sandalye Basketbol Takımı, Süper Lig’de şampiyon olarak karşımıza çıktı. Maç sonunda düzenlenen ödül kupasın-da, şampiyon olan Antalya Büyükşehir Belediye Spor Bedensel Engelliler Te-kerlekli Sandalye Basketbol Takımı’na kupasını, Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Asbaşkanı Ali Duran Karakaya ile Antalya Büyükşehir Be-lediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın eşi Günseli Akaydın birlikte verdi.

İşitme Engelliler Bayan Voleybol Ligi’nden sonra, İşitme Engelliler Bayan Voleybol Milli Takımı oluştu-rulacak.

İşitme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Oktay Aktaş, gelecek sene Türkiye’de; 2 Avrupa, bir de dünya şampiyonası gerçekleştirecekleri-ni belirterek, 2011 ve 2012 yıllarının kendileri için bu anlamda çok yoğun geçeceğini söyledi.

Federasyona bağlı toplam 7 bin spor-cu olduğunu söyleyen Aktaş, bu sene ilk defa bayan Voleybol Ligi kurdukla-rını ve yine bu sene içerisinde ilk defa bayan voleybol milli takımını oluştu-racaklarının da altını çizdi.

Aktaş, gelecek sene Avrupa Atletizm Şampiyonası’na ev sahipliği yap-

ma taleplerinin kabul edildiğini, bu

şampiyonanın 10-16 Temmuz 2011

tarihleri arasında Kayseri’de yapı-

lacağını bildirdi. Aktaş, Türkiye’den

12 ya da 13 sporcunun yarışacağı bu

şampiyonaya 20 ülkeden yaklaşık 250

sporcunun katılmasını beklediklerini

söyledi.

Aktaş, ‘’2011 ve 2012, bizim için ol-

dukça yoğun geçecek. Daha önce sa-

dece atletizm ve güreşte dünya şam-

piyonalarına ev sahipliği yapmıştık.

Artık mümkün olan her branşta böy-

le organizasyonları yapmak istiyoruz.

Önümüzdeki sene için 3 şampiyonaya

talip olmuştuk, üçünü de aldık. Bu

şampiyonalara hem sporcularımızın

ufkunu genişletiyor, hem de ülkemizi

tanıtma şansını yakalıyoruz.’’ dedi.

İşitme engelli Milli Takımı

84 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 87: Golf XL Sayi 03
Page 88: Golf XL Sayi 03

ZAMANDA YOLCULUK

İstanbul’un tüm güzelliklerini 360 derece açı ile görebileceğiniz Galata Kulesi’nden güneşin batışını izlerken, renkli İstanbul gecelerine kucak açarak sevdikleriniz ile birlikte bu eşşiz güzelliği yaşayabilirsiniz... Galata kulesinin bugünü kadar dünü de son derece ilgi çekici.

360o Bakmak

86 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Dic

le A

slı M

UR

SALO

ĞLU

Page 89: Golf XL Sayi 03

15. yüzyılda tersane deposu, 16. yüzyılda zindan, 18. yüzyılda yan-gın gözetleme kulesi olarak kul-lanılan Galata Kulesi, İstanbul’un Galata semtinde bulunan ve şehrin en önemli sembollerinden biri olan 528 yılında inşa edilmiş bir kuledir. Kuleden; İstanbul Bo-ğazı, Haliç ve İstanbul, panoramik olarak izlenebilmektedir.

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 87

Page 90: Golf XL Sayi 03

88 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

ZAMANDA YOLCULUK

Galata Kulesi, 528 yılında Bizanslılar tarafından inşa edilen Galata surla-rının baş kulesidir. Liman ve boğazı kontrol amacı ile yapılmış daha son-ra 13. yüzyılda Cenevizlilerin, 1453 yılında İstanbul’un fethi ile birlikte Osmanlıların kontrolü altına geç-miştir. İstanbul’un fethinin ardından, Zaganos Paşa’nın buyruğuyla onarı-lan kuleye bir dizdar tayin edilmiş-tir. Galata surlarının baş kulesi olan Galata Kulesi, 1509 yılında İstanbul’u sarsan ve Küçük Kıyamet adı ve-rilen depremde hasar görmüş, II. Beyazıt’ın buyruğuyla, Mimar Murat bin Hayrettin tarafından onarılmıştır. Galata’nın parlak dönemi, 12. yüz-

yılda buraya bazı ayrıcalıklarla yer-leşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venediklilerin eline geçer. 13. yüzyıldan sonra bölge, Cenovalıların egemenliğinde bir Latin Kolonisidir.

Galata çeşitli mezheplere, tekkele-re, dinsel ayrımlara bağlı Müslüman, Rum (Ortodoks), Ermeni (Gregoryen, Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yahudi (Romanyot, Karay, Seferad, Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arna-vut, Ulah, Cenovalı, Venedikli, Fran-sız, Levanten topluluklarıyla zengin bir dinler, diller mozaiği oluşturur. 19. yüzyılda nüfus artınca, yerleşim yukarı doğru kayar, konsolosluklar

da orada kurulur. Zaman içinde bu-rası bugünkü Beyoğlu olur. Galata’yı çevreleyen ve Galata Kulesi’nde uç noktaya ulaşan surlar, Osmanlılarla birlikte yıkılır ve zaman içinde geriye çok az bir kalıntı kalır.

Galata Kulesi 15. yüzyılda tersane deposu, 16. yüzyılda zindan, 18. yüz-yılda yangın gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. 1794 ve 1831 yıllarında tümüyle yanmış, 1875 fırtınasında ve 1894 depreminde zarar görmüş, 1960’lı yıllarda ise tepeden tırnağa onarıl-mıştır. Kule bodrumuyla birlikte 61 m. yüksekliğinde ve 9 katlıdır. 8. Katından sonrası Türkler tarafından yapılmıştır.

Gazanfer İbar’ın yaptığı araş-tırmaya göre;

Galata Kulesi, 1348 yılında Cenevizliler tarafından inşa edildi. O günden itibaren Aya-sofya, Sultanahmet Camii ve Kız Kulesi’yle beraber, her devirde şehrin en önem-li sembollerinden biri oldu. Basın tarihimizin önemli yayınlarından Servet-i Fü-nun dergisinin Ocak 1909 Perşembe günkü 924’üncü sayısında, Galata Kulesi’yle ilgili fan-tastik bir tadilat projesinden bahse-dilmişti. Bu projeye göre tarihi kule, ilginç hale getirilmek isteniyordu. Dergide mühendis ve şehir mimarı Aram Tahtaciyan Efendi tarafından Galata Kulesi’ne ilavesi tasvir edilen kısmı içeren bir model kule ve bu pro-jenin planı vardı. Proje, maket kuleyle birlikte Tahtaciyan Efendi tarafından, Bahriye Nezaretine takdim edilmişti.

Medya DesteğiServet-i Fünun ise projeyi savunuyor-du. Dergiye göre, sanat noktayı na-zarından hiçbir kıymeti bulunmayan bu cismi binanın, İstanbul’a layık bir tarzda çarçane surette, tebdil ve tezyin edilmesi lazım geldiği ve bunun sadece

Tahtaciyan Efendi’nin projesiyle müm-kün olacağı anlatılıyordu. Plana göre, kulenin üstüne 40 metre yüksekliğinde bir parça ilave edilecekti. İkinci kısım Osmanlı Hükümeti’nin kullanımına bırakılırken, küre şeklindeki birinci kısmın kullanım imtiyazı, masrafların karşılığı olarak 30 sene Tahtaciyan Efendi’ye veyahut şürekâsına verile-cekti. Yani bugünkü anlamıyla ‘yap işlet devret’ modeli öngörülüyordu. Projeye göre hükümetin kullanımına bırakılan bölüme bir rasathane kurulacak, aynı zamanda yeni Galata Kulesi, telefon ve telgrafla donatılmış bir gözetleme ve yangın kulesi işlevi görecekti. Bu kısma ulaşım da, dışarıdan monte edi-lecek iki asansörle yapılacaktı. Galata

Galata Kulesinin Tarihi

Dünyanın kullanılan en eski tarihi kulesi konumunda bulu-nan Galata Kulesi’nden, 17. yüzyılda tarihe ilk uçan insan olarak geçen Hezarfen Ahmet Çelebi, kanat takarak 2 km. uçmuştur. Sultan Murat (1623-1640) zamanında Hezarfen Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesi’nden Üsküdar’a 2 km. uç-ması ona tarihte “ilk uçan insan” ünvanını kazandırmıştır. Hezarfen Ahmet Çelebi, kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk insanlardan biri olan, 17. yüzyılda Os-manlıda yaşamış Türk bilginidir. Hezarfen’in, Leonardo da Vinci’nin kuşlar üzerinde yaptığı çalışmalarından ilham-landığı sanılmaktadır. Tarihi uçuşuna İstanbul’daki Galata Kulesi’nden başlamış ve İstanbul Boğazı’nı uçarak geçmeyi başarmıştır. Böylece kıtadan kıtaya uçarak bir ilke daha imza atmıştır. Hezarfen Ahmet Çelebi’nin ilk uçan kişi, ya da ‘İlk uçan Türk’ olarak söz edilmesine yol açan ‘uçuş ola-yı’ ile ilgili tek bilgi Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alır. Bu olayın varlığına işaret eden, tarihi herhangi başka bir kayıt yoktur. Var olanlar ise kaynak olarak Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ni göstermektedir.

İlk Uçan Türk

Page 91: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 89

Kulesi’ni ziyaret eden her kişiden iki kuruş tahsil edilecekti.

Galata Kulesi’nin Sivri Külahı Eski fotoğraflar incelendiğinde Galata Kulesi’nin, 16’ncı yüzyılın başlarından 1875’e kadar sivri bir külaha sahip ol-duğu görülüyor. Ancak kartpostallar-da, 1875’ten sonra kulenin külahsız olduğu anlatılıyor. Bilindiği üzere gü-nümüzde Galata Kulesi külahını tekrar takmıştır. İşte bu sivri külahın hikayesi de Tahtaciyan Efendi’nin projesi kadar enteresan. 1509’da İstanbul’da tahri-bata yol açan deprem sonrası Galata Kulesi de büyük hasar görmüştü. Kule, Mimar Murad bin Hayrettin tarafından 1510’da onarılmıştı. Bu tarihten son-raki bilgilerde kulenin külahı açıkça anlatılıyor. Evliya Çelebi, 17’nci yüz-yılda Galata Kulesi’nin durumunu şu şekilde anlatır: “Kule 118 mimar arşını yüksekliğinde olup, kurşun kaplı bir külahla örtülüdür. İçi 10 katlı zindan ise tersanenin gemi levazımatı amba-rı olmuştur.” 1794’te çıkan yangında, kulenin üst kısmı ve külahı yanar ve aynı yıl külah yenilenmekle birlikte, tepede dışarı taşkın dört tane camlı çıkma köşk yapılır. Kule 2-3 Ağustos 1831 Galata Yangını’nda tekrar tahrip olmuş, 1832’deki onarımla yeni bir külaha sahip olarak, büyük oranda bu-günkü şeklini almıştır. Yapılan tamiri belirten şair Pertev’in 16 mısralık ka-sidesi kapı üstüne yerleştirilir. Yapılan onarımda, üst katın biçimi değiştirile-rek, buraya kemerli, 14 pencereli bir kat yapılır, bunun üstüne kurşun kaplı sivri külah yerleştirilir, pencerelerin önüne demir bir korkuluk takılarak, İstanbul’u her yönden görme imka-nı yaratan bir gezinti yeri yaratılmış olur. Ancak Sultan Mahmud’un yap-tırdığı sivri külahın da dayanıklı olma-dığı, 1853-1854 tarihli bir belgeden anlaşılıyor. Külahın esaslı bir tami-rata ihtiyaç duyduğu anlatılırken, kü-lah 1875’teki bir fırtınada uçup gider. Bu tarihten sonra Galata Kulesi’nin külahsız yılları başlıyor. ‘Sergüzeş-ti külah’tan illallah diyen şehrin yö-neticileri külah yerine çok köşeli iki küçük katçık yaptırmış ve ortasına da uzun bir bayrak direği dikmişler. Böy-

lece eski İstanbul fotoğraf ve kartpos-tallarında görülen Galata Kulesi’nin ‘külahsız’ dönemi ortaya çıkar. Mimar Köksal Anadol’un hazırladığı ‘Galata Kulesi’nin Turistik Tanzimi’ projesiyle Galata Kulesi tamamıyla restore edilir ve 28 Eylül 1967’de İBB Başkanı Haşim İşcan tarafından resmi açılışı yapıla-rak bugünkü halini alır. Yani yaklaşık 90 yıl sonra Galata Kulesi ‘sivri külahı-nı’ tekrar başına geçirmiş olur.

Külahlı Kulenin İki FotoğrafıMimar Köksal Anadol, bu restorasyon çalışmasında kulenin II. Mahmud dev-ri şeklini esas alır. Sivri külahın varlı-ğını ispat etmek için, İskoç asıllı ünlü fotoğrafçı James Robertson’ın (1813- 1888) 1850 yıllarında çektiği bir fotoğ-rafı kullanılır. Bu fotoğrafta olduğu gibi, 1852 yılında İstanbul’a gelen ve üç sene kalarak ‘Sultan Fotoğrafçısı’ unvanını alan Fransız Fotoğrafçı Er-nest de Caranza’nın, 1852 yılında çek-tiği fotoğrafta da sivri kulenin varlığı net bir şekilde görülüyor. 1967 yılında yapılan restorasyon sonucunda Sul-tan Mahmud devri biçimine dönülmüş olmakla beraber, külahı daha az sivri olarak (Cenevizler dönemindeki yapı-ya daha uygun olması için) ve beton-dan yapılmış, bir konik tepe şeklinde imal edilerek tekrar eklenmişti. Kule-nin içine bir asansör konulmuş, pen-cereli üst kat ise restorant ve lokal haline getirilerek kiraya verilmişti.

Guinness Rekorlar Kitabı’na Girmek İçin Galata Kulesi’nin Çikolatadan Heykeli Yapıldı.Bir çikolata üreticisi tarafından ‘Çiko-lata Festivali’ çerçevesinde dünyanın en uzun, Türkiye’nin ilk dev çikolata heykeli olarak yapılan Galata Kulesi, geçtiğimiz günlerde İstinye Park Alış-veriş Merkezi’nde düzenlenen törenle açıldı. Açılış töreninde konuşan Be-yoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, böyle bir etkinliğin yapıl-masından dolayı mutluluk duyduğu-nu belirterek, ‘’Bu proje Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlayacaktır. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum’’ dedi. Törende, 18. Beyoğlu Noterliği Baş Katibesi Nesrin Zengin, Galata Kulesi çikolata heykelinin 6 metre 20 santi-metre yüksekliğinde olduğunu onayla-dı. Marka, 1 ton 100 kilo ağırlığındaki dünyanın en uzun çikolata heykeli ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi amaçlıyor. Heykel, 5 kişilik bir ekip ta-rafından 25 günde tamamlandı.

Program20.00-21.00: Yemek Servisi21.00-21.30: Yemek Müziği21.30-21.45: Halk Oyunları21.50-22.20: Harem Show22.20-22.35: Kafkas Dansları22.35-22.50: 2.Oryantel

22.50-23.50: Hasanaki23.50: Dans MüziğiİletişimTel: 0212 293 81 80Şişhane İstanbul Türkiye www.galatatower.netİ[email protected]

Günümüzde Restaurant ve Kafeterya hizmeti sunulan Galata Kulesi’nde, yılın her günü eşsiz boğaz ve İstan-bul manzarası karşısında asla unutamayacağınız daki-kalar geçireceğinizi umuyoruz. Akşam saat 20.00’den sonra eğlencenin tadı damağınızda kalabilir.

Akşamları Bir Başka Galata

Page 92: Golf XL Sayi 03

90 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GEZGİN

RiZEEn Güzel Dansı

Her mevsim yeşil Karadeniz...Yeşilin her tonuna sahip olmasıyla bilinen Karadeniz’in en önemli illerinin başında gelen Rize, Doğu Karadeniz’in en karakteristik özelliklerini gösterir. Karadeniz, Anadolu’nun diğer bölgelerinden coğrafi yapısıyla olduğu gibi, kültürel yapısı ile de ayrılır. Rize; dik yamaçlı vadileri, doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri, kaleleri ve coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir.

Mavi ile Yeşilin

Esra

AYN

UR

Page 93: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 91

Şehrin tarih öncesi hakkındaki bil-gilerimiz, maalesef ki sınırlı. Yöreye hakim olan orman dokusu nedeniyle, Rize’nin tarih çağları ile ilgili bilgile-re ışık tutacak arkeolojik bulgular da, bugüne kadar ortaya çıkarılamamış. Rize’nin tarihi ancak komşu illerin ve bölgelerin tarihleri ile bağlantılı ola-rak ele alınabilmiş.

Evet, Gezgin bu sayı Karadeniz’in in-cisi Rize’de. Rize İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün rehberliğinde ger-çekleştirdiğimiz gezimize, Atatürk Evi Müzesi ile başlıyoruz.

Müftü Mahallesi’nde yer alan Rize

Atatürk Evi Müzesi (Mehmet Mataracı Konağı)’nin yapımına 1920 yıllarında başlanmış. Bina 1921 yılında tamam-lanmış. Yapı, zemin kat üzerine iki kattan meydana geliyor. Atatürk 1924 yılında, yurt genelinde sonbahar ge-zisine çıkmış, bu gezisi sırasında 17 Eylül 1924 tarihinde Rize’ye gelmiş ve Mehmet Mataracı’nın misafiri olarak bu evde bir akşam kalmıştır.

Sivil mimari örneği olan Rize Etnoğ-rafya Müzesi (Sarı Ev), 19. yüzyıl son-larında inşa edilmiş. Bir zemin ve iki normal kattan oluşan yapının zemin katı sergi salonu olarak kullanılıyor.

Anzer

Rize ilinin adı ile ilgili olarak, değişik görüşler ileri sürülmüş; Yunanca pirinç anlamına gelen Rhisos, Rumca’da “rıza” olarak dağ eteği anlamında kullanılmış.

1640 yılında Gönye Kalesi’ne görevli giden Evliya Çelebi Rize’den çok kısa bahseder: “Trabzon’a bağlı, deniz kıyısında, bahçeli, güzel bir yerdir”

Page 94: Golf XL Sayi 03

GEZGİN

92 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 95: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 93

Birinci kat idare odaları, ikinci kat ise teşhir salonu olarak kullanılıyor. Rize Müzesi’nde; 76 arkeolojik eser, 594 sik-ke, 1129 etnografik eser olmak üzere toplam 1799 eser bulunuyor.

Şimşirli Camii Ahşap Camilerin En Güzel Örneklerinden BiriRize kent merkezinde çarşı içinde yer alan İslam Paşa Ca-mii (Kurşunlu Camii), bir 16. yüzyıl yapısı. Kesme taştan dikdörtgen planlı olan cami, 24 pencereli bir kubbeye sa-hip. 16.yüzyılda Yavuz Sultan Selim’in annesi Gülbahar Ha-tun tarafından yaptırılan ve 1952’de restore edilen caminin

minaresi tek şerefeli.

İkizdere’de derin bir vadiye bakan Şim-şirli Camii, Karadeniz yöresindeki ah-şap camilerin en güzel örneklerinden biri. 1849’da bütünüyle kestane ağa-cından inşa edilen yapının, iki katlı iç mekanı inanılmaz bir ahşap işçiliğinide mutlaka görmelisiniz.

Rize yöresindeki kalelerin hemen hep-si savunma amaçlı yapılar. Bu kalele-rin içinde en önemlisi ise Rize Kalesi.

Kalelerden il merkezinin doğusunda, Gündoğdu Beldesi’nde bulunan Bo-

zuk Kale ile Pazar İlçesi Yücehisar Köyü’nde bulunan Cihar Kale küçük yapılar olup, ortalarında birer gö-zetleme kulelerine sahipler. Pazar İlçesi’nde, küçük bir adacık üzerinde yer alan Kız Kalesi ise bu kalelerden, kulesi olmadığı için ayrılıyor.

Çamlıhemşin İlçesi’nde, Fırtına Vadisi’nin hakim noktasında kurulan Zil Kale, Rize Kalesi’nden sonra yöre-nin en büyük kalesi. Yine Çamlıhemşin ilçesi Tatos Geçidi’nde ki Kale-i Bala içinde birçok tesisata sahip olan bir kale. Zil Kalesi’nin ortasında yer alan kule ise, Fırtına Vadisi’ne hakim. Kaçı-rılmayacak bir görsel şölen.

Ayder Termal Turizm Merkezi, Rize İli-ne 87 km, bağlı bulunduğu Çamlıhem-şin ilçesine 16 km mesafede yer alıyor. Kaplıcanın, 46 derece sıcaklıktaki renksiz, kokusuz, berrak suyu (PH Değeri 8, Sodyum, Sülfat, Kükürtlü ve Radyoaktif bileşim) inflaboratuvar ro-matizmal hastalıkların kronik dönem-lerinde; kronik bel ağrısı, osteoartrit

İslam Paşa Camii

Rize Kalesi

Cihar Kale

Zil Kale

Her Derde Deva Rize

Page 96: Golf XL Sayi 03

94 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

GEZGİNgibi eklem hastalıkları, miozit tendinit travma, yumuşak doku hastalıkları, ortopedik operasyonlar, beyin ve sinir cerrahi sonrası gibi uzun süreli ha-reketsiz kalma durumlarında mobi-lizasyon çalışmalarında, rehabilitas-yon amacıyla stres bozukluklarında ve spor yaralanmalarında ayrıca kalp kan dolaşımı, solunum yolları rahat-sızlıklarında tamamlayıcı tedavi un-suru olarak kullanılabilir nitelikte.

Anzer, 1991 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile Turizm Merke-zi ilan edilmiştir. İkizdere Anzer Turizm Merkezi yaylaların do-ğal güzelliği, otantik özellikleri, zengin flora ve faunasıyla gö-rülmeye değer bölgelerden biri.

Bölgede üretimi yapılan renksiz, kokusuz ve kristalleşme özelliği bulunan bir polen grubuna dahil Anzer balının, insan sağlığı açı-sından (kanser, iltihaplı hastalık-lar, eklem ağrıları ve verem gibi) birçok hastalıkta şifa verdiği bilim çev-relerince tespit edilmiş.

Anzer Yaylası alternatif turizm çeşit-lerinden trekking, yamaç paraşütü ve zirve tırmanışları için oldukça elve-rişli. Anzer Yaylası bir taraftan Çoruh Nehri ve Bayburt İli’ne, diğer taraftan, Uzungöl Turizm Merkezi’ne ulaşım olanağı sağlaması nedeniyle ayrıca

bir önem taşımakta.

İlçe merkezine yaklaşık 7 km mesafede bulunan Kuspa, deniz manzaralı oldukça geniş ve düz bir

alana sahip. Ayrıca ilçede bulunan Ağaran ve Çataldere Şelaleleri ge-rek yükseklikleri, gerekse ilkbaharda suların kabarmasıyla oluşturdukları görünümle birer doğa harikası.

Yayla Turizmi İçin En Uygun Yer

Yayla turizmi; Rize’nin iç kesimlerin-de, zengin orman dokusu yakınlarında yer alan yaylalarda, mevcut altyapıyı kullanarak yapılabilecek fazla yatı-rım gerektirmeyen bir turizm çeşidi. Bu aktivite için gerekli potansiyel tüm yaylalarda mevcut olup, halen Ayder, Anzer, Elevit ve Çad’da yapılmakta.

Rize’nin güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek dağların eteklerinde birbi-riyle bağlantılı birçok güzel yayla var. Bütün bu yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşıyor. Olağanüs-tü güzellikteki bu yaylaların hemen hepsinde belirli dönemlerde ot biç-

Anzer Balı Türkiye’de üretilen ve dünya çapında tanınan eşsiz bir bal-dır. 450-500 çeşit kır çiçeği bulunan (bunların içinde 80-90 tanesi sade-ce Anzer’de yetişmektedir.) Anzer Yaylası’ndan elde edilen bu bal, çeşitli hastalıklara şifası ile ünlüdür.

Haziran ayının ilk haftası ile birlikte kısmen karlı bölgelerde kardelenle-rin açmasıyla bahara ve yeşilliğe ilk adımını atan Anzer, müthiş güzelli-ğini haziran ayı ile başlayıp temmuz ayında zirveye taşıyıp, ağustos ayında tamamlar. Haziran ayının son hafta-sında gözlerini çiçeklere açan arılar, ağustos ayının ortasına kadar balları-nı tamamlarlar.

• Bağışıklık sistemini düzenler.

• Bağırsak düzensizlikleri ve iltihabını giderir.

• Büyüme ve gelişmeyi etkiler.

• Düşünme yeteneğini artırır; hafızayı güçlendirir.

• Dengesiz beslenme sorunlarını giderir.

• Cilt bozukluğu ve yaraları iyileştirici etkisi vardır.

• Mide ülseri ve bağırsak hastalıkla-rında tedavi edicidir.

• Kanı temizler, kalp damar hastalık-larını tedavi eder.

• Erken teşhiste, kanser hastalıkları tedavisinde de etkilidir.

Yapılan Klinik Araştırmalara Göre Anzer Balının Faydaları:

Hamsi Çorbası, Hamsi Çiğirtası, Çumur, Enişte Lokumu, Hoşmeri, Pepeçura, Pekmezli Kabak, Karalahana Çorbası, Korkoto Çorbası, Mısır Çorbası, Ezme Lahana, Hamsi Böreği, Karalahana Sarma, Hamsi Köftesi, Kestane Yemeği, Ki-remitte Hamsi,Turşu Kavurma, Fasulye Dible, Hamsi Ekşilisi, Laz Böreği, Pide, Simit

Yenilmeli!

Ayder Yaylası

Page 97: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 95

me şenlikleri yapılıyor. Bu şenliklere katılmak mümkün olduğu gibi, yayla eteklerindeki yamaçlarda rehberlerle birlikte doğa yürüyüşü yapma imkanı da bulabiliyorsunuz.

Kaçkar Dağları, hızlı akışlı akarsula-rın kaynağı konumunda. Bunların en önemlileri Fırtına Deresi, Taşlıdere, İkizdere, Karadere ve İyidere. Bu de-relerde akarsu sporları (kano-rafting) için gerekli debi rejim miktarı mevcut.

Bu akarsularda ulusal rafting göste-rileri ve 2004 yılı ulusal rafting şam-piyonası gerçekleştirilmiş. Akarsular dışında irili ufaklı birçok dere de bulu-nuyor.

Fırtına Deresi, Debisi En Yüksek ve En Hızlı Akan Dere

Kaçkar Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşan Fırtına Deresi, Ardeşen’in yaklaşık 2 km. batısında Karadeniz’e dökülür. 57 km. uzunluğundaki Fırtına Deresi, akarsu turizmi (kano-rafting) açısından elverişli parkura sahip. Fır-tına deresi, debisi en yüksek ve hızlı akan bir dere olma özelliğini taşıyor ve bu nedenle de yerli ve yabancı sporcu-lar bu dereyi özellikle tercih ediyorlar.

Çay bahçelerinin ve yer yer ağaçlık ada-ların arasından geçen derenin üzerinde-ki kemer köprüler ise, doğayla uyumlu görüntüleriyle huzur verici bir manzara-yı, siz ziyaretçilerine sunuyorlar.

Çayeli’ne 12 km, Rize merkeze ise 30 km mesafede olan ve Çayeli’nin için-den akan Şairler deresi üzerinde bulu-nan Ağaran Şelalesi, gerçek bir tabiat harikası.

Rize yaylaları, kampçılar için de mü-kemmel mekanlar. Kaçkar Dağları Mil-li Parkı içinde de çadırlı ve karavanlı konaklama sağlanıyor.

Rize ve civarı, Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alması nedeniyle flora ve faunasıyla çok zengin olan dağ ve sıradağlara, dolayısıyla dağ, doğa yürüyüşüne elverişli önemli bir potansiyele sahip. Rize ve Hopa arasında yer alan yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, binbir çeşit bitkileri ve hayvanları ile doğal bir park görünümünde olan Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri Altıparmak (3480 m.), Kavran (3932 m.) ve Verçenik’tir (3710 m.). Bu tepeler, dağcılık sporları (özellikle tırmanış) için çok elverişli.

Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçkar Dağları’nı her yıl yüzlerce dağcı ziyaret ediyor.

Tırmanış esnasında, eğer sis yoksa Doğu Karadeniz Dağları’nın muhteşem görüntüsü izlenebilmektedir. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcı-lar tercih ederler. Kuzeyden zirve yap-manın bir avantajı geri dönüşte Ayder Yaylası’nda kaplıcalara uğrayabilme olanağı.

Maviyle yeşilin bütünleştiği muhteşem bir yeryüzü cennetine merhaba demek istiyorsanız,

Rize’ye mutlaka gitmelisiniz.

Kaçkar Dağı

YAPMADAN DÖNME• Rize Kalesi’ni görmeden, • Ayder’de kaplıcaya girmeden, • Zil Kale’yi görmeden, • Çayeli’nde denize girmeden, • Yaylalara çıkmadan,• İkizdere - Ilıca’da kaplıcaya girmeden,• Botanik Çay Bahçesi’ni görmeden,• İslam Paşa Camii ile Ceneviz kalesinin kalıntıları-nı görmeden,

• Yörede eski bir gelenek olan ve özellikle Ardeşen İlçe-sinde yapılan atmaca avcılığını izlemeden dönmeyin.

Anzer Balı, Hemşin Çorabı, hasır çanta, se-petler, bakır eşya, Rize bezi (feretiko), şim-şir kaşık türleri, iskemleler, kemençe ve maket taka.

Alınmalı!

TarifYöresel

Hamsi ÇorbasıNasıl Yapılır?

Malzemesi: 100 gr hamsi, 1 büyük domates, 1 soğan, 1

demet maydanoz, 1 tatlı kaşığı un, 1 yemek kaşığı tereya-

ğı, 4 su bardağı su, tuz, karabiber.

Yapılışı: Hamsileri temizleyin, kılçıklarını çıkarın ve tahta

üzerinde 1 cm’lik parçalar halinde kesin. Bu parçaları 5

dakika kadar haşlayıp, suyunu süzün. Diğer tarafta, unu

tereyağı ile kavurun. Rendelenmiş domates ve soğanı una

ekleyip, birkaç dakika karıştırın. Suyu kaynatıp, bu karışı-

mın üzerine ilave edip, iyice karıştırın. Hamsileri, kıyılmış

maydanozu, tuz ve karabiberi ilave ettikten sonra 5 dakika

daha pişirin. Sıcak olarak servis yapın. Afiyet olsun.

Page 98: Golf XL Sayi 03

96 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 99: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 97

Page 100: Golf XL Sayi 03

98 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 101: Golf XL Sayi 03
Page 102: Golf XL Sayi 03
Page 103: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 101

Page 104: Golf XL Sayi 03

102 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 105: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 103

Page 106: Golf XL Sayi 03
Page 107: Golf XL Sayi 03
Page 108: Golf XL Sayi 03
Page 109: Golf XL Sayi 03
Page 110: Golf XL Sayi 03

108 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 111: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 109

Page 112: Golf XL Sayi 03

110 GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 www.golfxl.com.tr

Page 113: Golf XL Sayi 03

www.golfxl.com.tr GOLF XL TEMMUZ-AĞUSTOS 2011 111

Page 114: Golf XL Sayi 03
Page 115: Golf XL Sayi 03
Page 116: Golf XL Sayi 03