25
245 Öz: Bu makale, on sekizinci yüzyıl Habsburg Monarşisi ve Rus Çarlığı üzerine son zamanlarda yapılmış İngilizce yayımlarda sık karşılaşılan “ilerlemeci” [progressive] tavrın bir çözümlemesidir. Makale, iki vesi- leyle Avrupamerkezcilik tartışmalarıyla dirsek temasındadır: Birincisi, tarihî süreç içerisinde toplumların maddi şartlarında meydana gelen değişimleri dünyevi muvaffakiyetin birincil göstergesi kabul eden ilerlemeci yaklaşımlar, Avrupamerkezci tarihyazımının en belirgin özelliğidir. Makalede gösterileceği üzere bilhassa İngiliz ve Amerikalı tarihçiler, on sekizinci yüzyıl Habsburg ve Rus devletlerinin kurumsal reformlarına odaklanırlar ve bu iki devleti kurumsal reformları ölçüsünde muvakkakiyet sahibi olarak resmederler; böylece tam anlamı ile ilerlemeci anlatılar üretirler. Gerçekte, yine aynı literatürden refer- anslarla gösterileceği üzere bu devletlerin ne kadar muvaffakiyet sahibi oldukları tartışmalıdır. İkincisi, Habsburg ve Rus tarihsel coğrafyaları tartışmasız bir biçimde Avrupa tarihinin unsurları olmakla birlikte, sosyal ve kültürel sebeplerden ötürü tam anlamı ile Avrupalı/Batılı değillerdir. Her iki devletin toplumsal yapısının kendine has karakteristik özellikleri vardır. Tarihçilerin, bahsi geçen ilerlemeci tutumlarında bu devletleri Avrupalılaştırma/Batılılaştırma amacı güttükleri gözlemlenir ki bu, “Avrupa tarihi içinde Avrupamerkezci” bir tutum olarak dikkat çekmektedir. Anahtar Kelimeler: Habsburg Monarşisi, Rus Çarlığı, On Sekizinci Yüzyıl Avrupa Tarihyazımı, İlerlemeci- lik, Avrupamerkezcilik. Abstract: This article is an analysis of the progressive approaches often exhibited in the scholarship in the English language on the eighteenth century Habsburg Monarchy and Russian Tsardom. This article relates to the discussions on Eurocentrism for two reasons: Firstly, interpretation of the transforma- tions in the material conditions of the societies as the primary indicator of material success is the most distinctive characteristic of the Eurocentric historiography. As it will be shown in the article, English and American scholars concentrate on institutional reforms of the Habsburg and Russian states in the eighteenth century, and depict both states as historically successful enterprises so long as the reforms produced new institutional structures. The result is, more often than not, progressivist narratives. In reality, to what extent these two historical entities may be regarded as historically successful enterprises is arguable. And our argument will be substantiated through examples from within the scholarship. Secondly, despite the indisputable fact that much of the historical geographies of both of these states were natural elements of European history, the two states did not operate in a completely European historical framework, primarily due to their idiosyncratic social and cultural milieu which gave both states distinct characteristics when compared to Western Europe. Nevertheless, historians Europeanize the past of these two states through progressive approaches; and they ironically produce ‘Eurocentric narratives in a European historical framework.’ Keywords: Habsburg Monarchy, Russian Tsardom, 18th-Century European Historiography, Progressivism, Eurocentrism. * Arş. Gör., Purdue University, Tarih Bölümü. İletişim: [email protected]; 672 Ovar Drive, Univ. Hall, 47906, West Lafayette, IN, USA. Atıf©: Yılmaz, Y. (2013). Avrupamerkezciliğin tezahürü olarak ilerlemecilik ve on sekizinci yüzyıl Habsburg Monarşisi ve Rus Çarlığı tarihyazımı. İnsan & Toplum, 3(6), 245-269. “Avrupa’dan İçeri Avrupamerkezcilik”: Avrupamerkezciliğin Tezahürü Olarak İlerlemecilik ve On Sekizinci Yüzyıl Habsburg Monarşisi ve Rus Çarlığı Tarihyazımı Yasir Yılmaz* DOI: http://dx.doi.org/10.12658/human.society.3.6.M0075

habsburg hanedanlığı tarih yazımı.pdf

Embed Size (px)

Citation preview

  • 245

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    z: Bu makale, on sekizinci yzyl Habsburg Monarisi ve Rus arl zerine son zamanlarda yaplm ngilizce yaymlarda sk karlalan ilerlemeci [progressive] tavrn bir zmlemesidir. Makale, iki vesi-leyle Avrupamerkezcilik tartmalaryla dirsek temasndadr: Birincisi, tarih sre ierisinde toplumlarn maddi artlarnda meydana gelen deiimleri dnyevi muvaffakiyetin birincil gstergesi kabul eden ilerlemeci yaklamlar, Avrupamerkezci tarihyazmnn en belirgin zelliidir. Makalede gsterilecei zere bilhassa ngiliz ve Amerikal tarihiler, on sekizinci yzyl Habsburg ve Rus devletlerinin kurumsal reformlarna odaklanrlar ve bu iki devleti kurumsal reformlar lsnde muvakkakiyet sahibi olarak resmederler; bylece tam anlam ile ilerlemeci anlatlar retirler. Gerekte, yine ayn literatrden refer-anslarla gsterilecei zere bu devletlerin ne kadar muvaffakiyet sahibi olduklar tartmaldr. kincisi, Habsburg ve Rus tarihsel corafyalar tartmasz bir biimde Avrupa tarihinin unsurlar olmakla birlikte, sosyal ve kltrel sebeplerden tr tam anlam ile Avrupal/Batl deillerdir. Her iki devletin toplumsal yapsnn kendine has karakteristik zellikleri vardr. Tarihilerin, bahsi geen ilerlemeci tutumlarnda bu devletleri Avrupallatrma/Batllatrma amac gttkleri gzlemlenir ki bu, Avrupa tarihi iinde Avrupamerkezci bir tutum olarak dikkat ekmektedir.

    Anahtar Kelimeler: Habsburg Monarisi, Rus arl, On Sekizinci Yzyl Avrupa Tarihyazm, lerlemeci-lik, Avrupamerkezcilik.

    Abstract: This article is an analysis of the progressive approaches often exhibited in the scholarship in the English language on the eighteenth century Habsburg Monarchy and Russian Tsardom. This article relates to the discussions on Eurocentrism for two reasons: Firstly, interpretation of the transforma-tions in the material conditions of the societies as the primary indicator of material success is the most distinctive characteristic of the Eurocentric historiography. As it will be shown in the article, English and American scholars concentrate on institutional reforms of the Habsburg and Russian states in the eighteenth century, and depict both states as historically successful enterprises so long as the reforms produced new institutional structures. The result is, more often than not, progressivist narratives. In reality, to what extent these two historical entities may be regarded as historically successful enterprises is arguable. And our argument will be substantiated through examples from within the scholarship. Secondly, despite the indisputable fact that much of the historical geographies of both of these states were natural elements of European history, the two states did not operate in a completely European historical framework, primarily due to their idiosyncratic social and cultural milieu which gave both states distinct characteristics when compared to Western Europe. Nevertheless, historians Europeanize the past of these two states through progressive approaches; and they ironically produce Eurocentric narratives in a European historical framework.

    Keywords: Habsburg Monarchy, Russian Tsardom, 18th-Century European Historiography, Progressivism, Eurocentrism.

    * Ar. Gr., Purdue University, Tarih Blm. letiim: [email protected]; 672 Ovar Drive, Univ. Hall, 47906, West Lafayette, IN, USA.

    Atf: Ylmaz, Y. (2013). Avrupamerkezciliin tezahr olarak ilerlemecilik ve on sekizinci yzyl Habsburg Monarisi ve Rus arl tarihyazm. nsan & Toplum, 3(6), 245-269.

    Avrupadan eri Avrupamerkezcilik:Avrupamerkezciliin Tezahr Olarak

    lerlemecilik ve On Sekizinci Yzyl Habsburg Monarisi ve Rus arl Tarihyazm

    Yasir Ylmaz*

    DOI: http://dx.doi.org/10.12658/human.society.3.6.M0075

  • 246

    nsan & Toplum

    Norman Davies, 1996da yaymlanan Europe: A History adl kitabnda, Avrupamerkezciliin

    bir ierik [content] deil, tutum veyahut duru [attitude] meselesi olduunu yazar

    (1996, s. 16). Dier bir deyile Avrupamerkezcilik, tarihinin inceledii zaman ve

    mekna bakmakszn, yaklam ve yorumlama biiminde kendini gsterir. Burada

    Avrupamerkezciliin ne olduu zerine bir tartmaya giriilmeyecek. Fakat genel

    hatlaryla ifade edilebilir ki tarih literatrnde kullanld anlamyla, tm dnya tarihini

    Avrupal veya daha geni dairede Kuzey Amerikay da kapsayacak ekilde Batl-

    mefhum ve nazariyelerin penceresinden deerlendiren metinler Avrupamerkezcidir.

    Bu erevede Avrupamerkezci tarihyazmnn alametifarikas, Batl deer ve kurumla-

    rn Bat-d dnyann deer ve kurumlarndan stn olduu varsaymdr. Buna bal

    olarak Avrupamerkezcilik, Batl deerlerin yeryzndeki tm toplumlara yaylmasn

    mukadder kabul eder ve bir toplum soyut ve/ya somut Batl deer ve kurumlar taklit-

    te ne kadar baarl ise o kadar muvaffakiyet sahibi ve ileri addedilir. Yine bu erevede

    Batl deerlere direnen veyahut -her ne sebeple olursa olsun- tam anlam ile o deer-

    leri benimse[ye]memi toplumlar, tarihin kaybedenleri olarak resmedilir.1

    Bu alma, spesifik olarak tarihyazmnda Avrupamerkezciliin en belirgin unsur-

    larndan birisi olarak kabul edebileceimiz ilerlemeci [progressive] yaklamlarn, ne

    kadar Avrupal/Batl olduklar tartlabilir olan Habsburg Monarisi ve Rus arlnn

    tarihyazmn [bilhassa ngilizce yaynlarda] nasl etkilediini analiz etmektedir. Bu

    makalede kullanld anlamyla ilerlemeciliin, ana akm Amerikan tarihyazclnda

    Amerika Birleik Devletleri tarihi dnemselletirilirken takriben 1890-1920 aras sosyal

    1 Avrupamerkezciliin ne olduu ve sadece akademik almalarda deil, hayatn tm alanlarnda nasl tezahr ettii sorular, sosyal bilimlerin birok alannda tartma konusudur ve burada incelen-mesi mmkn olmayan geni bir literatr retmitir. Edward Saidin on dokuzuncu ve yirminci yz-yl ngiliz ve Fransz dnnde slam dnyasnn nasl anlald ve anlatldn eletirel bir ekilde zmledii Orientalism kitab, bu literatrdeki eletirel tavr keskinletiren bir krlma olarak kabul edilebilir. Avrupamerkezcilik tartmalar erevesinde Saidin en nemli katks u olmutur: Bat, slam dnyas zelinde btn Doulu toplumlarn gerekte ne olduklaryla deil, Batnn arzular paralelinde ne olmalar gerektiiyle ilgilenmi ve Batd dnyay tarihin znesi deil, nesnesi olarak resmetmitir. Saidin mehur paragrafnda belirttii zere Dou, Bat nasl buyurmusa o ekilde retilmi, aratrlm, ynetilmi ve yarglanmtr (1979, s. 202). Neo Marksist iktisat kuramnn nemli temsilcilerinden olan Samir Amin, Avrupamerkezciliin kklerinin, Rnesansla ayn zamanda gelimeye balad dnlen kapitalizmde olduunu iddia eder; ama Rnesansa kaynaklk eden klasik Yunan metinlerinin Avrupal hmanistlerce yeniden ve yaygn biimde okunmasyla zuhur eden bir Hellenomaniann da Avrupamerkezciliin douuna zemin hazrladn belirtir (1989). Koloniletirilmi ve smrgeletirilmi halklarn sosyal bilimcilerinin sergiledii eletirel tavra atfen kullanlan maduniyet okulunun en etkili metinlerinden Provincializing Europe: Postcolonial Thought and Historical Differencen yazar Dipesh Chakrabarty ise Bengal rneinden hareketle Batnn, dn-yaya zoraki kabul ettirdii siyasi, kltrel ve ekonomik formlarla Batd dnyaya tahakkm ettiini yazar; tarihin ve dnyann Avrupamerkezci bir teklikle deil, ancak ok zamanl ve meknl bir kesret hliyle anlalabileceini belirtir. Yani her toplumun dier toplumlardan bamsz bir oluu vardr (2000, s. 50 vd.). Esasen Chakrabartyden ok nceleri Marshall Hodgson, Bat Avrupay tarih boyun-ca medeniyetlere beiklik etmi Afro-Avrasya ktlesinin periferisinde bir serhat (frontier) olarak tarif ederek Avrupamerkezcilii ykan bir anlat retmiti (1993, s. 26).

  • 247

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    ve politik reform dnemine atfla kullanlan Progressive Era ile bir balants yoktur.

    Bu makalede ilerlemecilikten kast, Whig tarihilerinin, tarihi mukadder bir siyasi, sos-

    yal ve iktisadi gelecee doru akan, yani teleolojik bir sre olarak grmeleriyle ayn

    anlamda kullanlmtr. Sivil haklarn kapsayc bir ekilde genilemesi, siyasal sistemin

    anayasal bir dzene doru evrilmesi ve pozitivist/rasyonel bir bilim anlaynn giderek

    yaygnlamas, Whig tarihyazmnda en sk vurgulanan hususlardr.2

    te aynen Whig tarihyazmnda olduu gibi, Habsburg ve Rus tarihilerinin de bu iki

    devletin tarihini ayn hususlarn bu devletlerde de ortaya kn vurgulayarak siya-

    sal, sosyal ve iktisadi olarak Avrupayla benzetirmeleri ve bu devletleri, Avrupa ile

    benzetikleri lde baarl olarak resmetmeleri, bu makalenin inceleme konusudur.

    Tarihsel, kltrel ve ksmen corafi sebeplerden tr hem Habsburg hem de Rus

    arl Batd olarak tasnif edilmez; fakat bu iki tarihsel entitenin ne dereceye kadar

    Batl olduklar ve Bat kltrne mntesip olduklar tartlabilir. Yine kltrel ve co-

    rafi sebeplerden tr byle bir tartma, Rus tarihini Habsburg tarihinden daha ok

    ilgilendirir; ancak, takip eden sayfalardaki analizden anlalaca zere tarih kimlii ve

    ne kadar Avrupaya ait olduu bugn dahi bir tartma konusu olan Dou Avrupann

    byk ksmna uzun yllar hkmeden Habsburg Monarisinin tarihyazm da bu tart-

    malardan dolayl ama derin biimde etkilenmitir.3

    Makalede ne srlen argmanlar, on yedi ve on sekizinci yzyl Habsburg Monarisi

    ve Rus arl zerine ngilizce yazlm ikincil kaynaklarn karlatrmal okunmas

    srecinde gelimitir. Bununla birlikte, Alan Mikhail ile Christine Philliou (2012) tara-

    fndan yakn zamanda yaymlanan bir makalede ortaya atlan sonu odakl tarih ve

    kltr odakl tarih tanmlar, bu makalenin anlalmas iin de kullanl olacaktr.

    Gerekten de bu almada incelenen Habsburg ve Rus tarihi metinlerinin de genel

    2 Whig tarihyazm iin bk. Butterfield, (1931).

    3 Habsburg tarihisi Larry Wolff, Dou Avrupann bir mefhum olarak Aydnlanma filozoflarnca retil-diini iddia etmitir. Wolffe gre Rnesans dneminde zarif gney ve barbar kuzey eklinde ta-savvur edilmi ikilik, Voltairein ban ektii Aydnlanma filozoflarnca Bat ve Dou arasnda mev-cut olduu iddia edilen bir ztlkla tebdil olunmutur ve bylece Rnesansdan beri kuzeye atfedilen barbarlk ve geri kalmlk, Aydnlanma anda Douya atfedilmeye balanmtr. Aydnlanma, Oc-cident ve Orient arasnda varolduunu iddia ettii ztln bir benzerini Bat Avrupa ile Dou Avrupa arasnda retmitir ve hatta Wolffe gre Dou Avrupa, Occidentden Oriente gei kuanda semi-Orientalist bir Aydnlanma projesidir. Mesela, Aydnlanmann stnde ykseldii Helenism, Dou Avrupay hi etkilememitir (1994). Benzer iddialar Dou Avrupa iin ...nc dnya deil; ama kesinlikle Bat da deil. diyen Phillip Longworth tarafndan da dillendirildi (1997, s. 4). Maria Todoro-va ise Balkanlar kavramnn kkenleri zerine benzer almasnda, Dou Batnn kusurlu tekisi olabilmiken Balkanlarn ancak kendinden naksal bir corafya olarak tarif ve tasavvur edildiini yazar. Yani Balkanlar, Batnn tekisi dahi olamamtr (2009, bk. Giri). Bat Avrupal Aydnlanma filo-zoflarnn bu dlayc tavr, Dou Avrupann Bat Avrupaya gre gelimemi ve geri kalm olduu anlamna gelmez; tam tersine, esasen Dou Avrupann kendine has tarihsel srelerden getii ve ancak bu tarihsel srelerin analizi ile anlalabilecei anlamna gelir; fakat Wolffun syledii gibi Aydnlanma filozoflarnn temellerini att yaklam, Dounun ne olduu ile ilgilenmez ve Douyu Bat Avrupa ile olan farkllklar zerinden yabanclatrarak anlatr.

  • 248

    nsan & Toplum

    anlamda sonu odakl metinler olduu sylenebilir. Ancak, bundan kastn ne oldu-

    unun daha berrak anlalabilmesi iin ilk nce Mikhail ve Philliounun sonu odakl

    tarihle ne demek istediklerine ksaca deinmek yerinde olacaktr.

    Sonu Odakl Tarih ve Kltr Odakl Tarih

    Makalelerinde Mikhail ve Philliou, Osmanl tarihi literatrnn kabaca sonu odakl

    [outcome-focused] ve kltr odakl [culture-focused] olarak ikiye ayrlabileceini

    iddia ederler. Buna gre sonu odakl tarihyazm, imparatorluun geirdii srele-

    rin sonularna younlaarak teleolojik yorumlar retmi ve Osmanl Devleti ile ona

    komu imparatorluklar arasnda yanltc karlatrmalar yapmtr. Yllarca Osmanl

    Devletinin hangi srelerden getiinin analizi yerine, devletin neleri baaramad

    hakknda deerlendirmeler reten zlmeci [declinist] yaklamlar, bu tarz tarihyaz-

    mnn en bilinen rndr denilebilir. Dier taraftan kltr odakl tarihyazm, Osmanl

    Devletinin idari ve sosyokltrel yapsn, devletin kendine has zelliklerinin anlal-

    mas maksadyla incelemitir. Kltr odakl tarihyazm, isabetli bir ekilde devletin bu

    karakteristik zelliklerine odaklanr ve yanltc karlatrmalara girimeden bu zellik-

    lerin hangi benzersiz tarihsel srelerle olutuunu inceler. Yani kltr odakl tarihya-

    zmnda sonular deil, sreler nemlidir. Bu makalede incelenen metinler, Mikhail

    ve Philliounun tarifiyle, sonu odakl anlatlardr denilebilir. Bu metinler, Habsburg

    Monarisi ve Rus arlnn on sekizinci yzylda gerekletirdii kurumsal reformlarn

    srelerine deil, sonularna odaklanrlar ve belirli kurumsal sonularn tarih sre

    ierisinde elde edilebilmi olmasn ou zaman dier tm artlardan bamsz olarak

    bir muvaffakiyet telakki ederler. Bu anlamda bu metinler, Habsburg ve Rus tarihsel

    corafyasn anlatrlarken olduka ilerlemeci bir tavr sergilerler; bu sebeple de her ne

    kadar kulaa oksimoron gelse de Avrupa tarihi iinde Avrupamerkezci zmlemeler-

    dir. Gerekten de zellikle Amerikan meneli Habsburg ve Rus tarihileri, bu iki impara-

    torluun baz kurumsal reformlarn ilerlemeci ve iyimser bir slupla yceltip tarihlerini

    Avrupallatrrken bu devletlerin stesinden gelemedikleri kronik problemleri anla-

    tlarnda ikinci plana iterler. Aslnda her iki devlet de Bat Avrupada rnei olmayan

    okkltrllk ve toprak genilii gibi imparatorluk olmann doasndan kaynaklanan

    ve kkleri gemie uzanan zelliklere haizdi. Bu zellikler hem Habsburg hem de Rus

    devletini Batl adalarndan farkllatrmtr.4

    4 Mikhail ve Philliounun dier bir tesbiti, karlatrmal Osmanl-Habsburg-Rusya tarihyazm a-sndan da nem tamaktadr. Konu, bu makalenin snrlar dnda kalmakla birlikte burada ksaca deinilmesinde yarar var. Mikhail ve Philliou, tarihin farkl dnemleri iin in, Roma ve Britanya im-paratorluklarnn iinden getii yapsal sreler ve bu srelerin tabii sonularnn, bu devletin ada olan dier devletlerde de yaanp yaanmad karlatrmal tarih metinlerinde bir lm mekanizmas olarak kullanldn tesbit etmilerdir. Yani sonu odakl anlatlar, dnya-tarihsel bir erevede ve adaletsiz bir biimde bu byk imparatorlua has tarihsel sreleri ve sonular, bu imparatorluklarn ada olan dier devletler iin birer tarihyazmsal mihenk ta gibi kullan-

  • 249

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    Genel Hatlarya On Yedinci ve On Sekizinci Yzyl Habsburg Monarisi Tarihyazm5

    Habsburg tarihyazclna eyrek asrdan uzun zamandr hkim olan ilerlemeci

    yaklamlarn temellerini atan eser, Robert John Weston Evansn The Making of the

    Habsburg Monarchy [Habsburg Monarisinin naas] adl kitabdr (1979). Bu kitap,

    esasen I. Dnya Sava sonrasndan 1970lere kadar Habsburg tarihiliine hkim olan

    ve Habsburg mparatorluunun on dokuzuncu yzyl boyunca srekli bir zlme

    srecinden geerek sonunda ykln organik, doal, ve kanlmaz bir sre olarak

    resmeden anlatlara revizyonist bir cevapt. Oscar Jszi (1929), Carlile A. Macartney

    (1968) ve Victor Lucien Tapie (1971)den zlmeci yaklamn o zamana kadar lite-

    ratre en fazla etki etmi temsilcilerinden bazlar olarak bahsedilebilir. Bu tarihiler

    ve dierleri, Habsburglarn Orta Dou Avrupa hkimiyetinin on dokuzuncu yzylda

    nasl zayfladyla megulken R.J.W. Evans, Habsburg devlet mekanizmasnn nceki

    yzyllardaki kkenlerine geri dnm; hanedanlk, aristokrasi ve Katolik Kilisesinden

    oluan idari adan verimli ve tesirli bir l sistemin Habsburg Devletini modern

    dneme kadar ayakta tuttuunu iddia etmitir.6 Bu cazibeli ve iyimser argmana gre

    Habsburg Monarisi bnyesindeki farkl etnik gruplardan asilzade aileler, Habsburg

    hanedanlnn periferideki temsilcileri olmu ve bu ortaklk sayesinde hanedanlk hem

    Katolik Kar-Reformunu Habsburg topraklarnda etkin bir biimde uygulm hem de

    periferideki dier idari hedeflerine ounlukla ulamtr.

    Bu iddia, Habsburg tarihyazclnn Anglo-Saxon ayanda neredeyse istisnasz kabul

    grmtr. Son krk yl ierisinde Habsburg tarihyazclnn belki de en fazla alntlanan

    ifadesinde R.J.W. Evans, monariyi yle tarif etmitir: ... karmak, zarife dengelenmi

    maktadr. ki yazarn belirttii gibi bu durum, bahsi geen imparatorluk haricindeki devletlerin tarihyazmlarnda ciddi problemlere sebep olmaktadr. nk bu tip karlatrmalarda sz konusu sre ve sonularn gelimedii dier devletler, gayet indirgemeci bir tavrla kaybedenler olarak resmedilmektedir. te tpk karlatrmal tarih metinlerinde in, Roma, ve Britanya imparatorluk-larnn yaad tarihsel sre ve sonularn, bu devletlerle ayn dnemlerde varolmu dier siyasi yaplar iin yanltc biimde birer mihenk ta olmalar gibi, Habsburg ve Rus tarihilerinin aada incelenecek sonu odakl yaklamlar da ksmen ve belirli balamlarda da olsa 1800 ncesi Osmanl Devleti hakknda indirgemeci karlatrmalar iermektedir ve Osmanl tarihyazmndaki tartma-lara kaytsz bir biimde Osmanl Devletini dnemin kaybedeni olarak resmetmektedir. Balang iin Dominick Lievenn Osmanl Devleti hakkndaki yorumlarna baklabilir (Lieven, 2001, bk. kinci blm, 2006).

    5 Keskin ve kati bir ayrm olmamakla birlikte, literatrde kabaca Avusturya ve Orta-Dou Avrupa tarihi erevesinde Habsburg Monarisinden; Almanya ve Kutsal Roma mparatorluu tarihi erevesin-de ise Habsburg mparatorluundan bahsedilebilecei belirtilir. Bu makale, Habsburglarn Avus-turya ve civarndaki hanedanlk topraklarna younlat iin Habsburg Monarisi kullanm tercih edilmitir. Ksa bir deerlendirme iin (Hochedlinger, 2003).

    6 Evans, daha yakn zamanda yaymlad kitabnda, 1700 ncesi dnem iin iddia ettii bu l saca-yana, on sekizinci yzyl boyunca yeni sacayann eklendiini iddia etti. Bunlar ordu, brokrasi ve kontroll ekonomidir (2006).

  • 250

    nsan & Toplum

    bir organizma; bir devlet deil, ama hayret verici derecede heterojen unsurlarn hafif

    ekilde merkezcil bitiiklii.7 Hafif ekilde merkezcillik siyasi ve sosyal adan maliyetli

    bir uyumsuzluu artryor olsa da Evans takiben ban Amerikallarn ektii tarih-

    iler, Habsburg Devletini oluturan gler arasnda var olduu iddia edilen birliktelii,

    zor da olsa kazanlm bir baar olarak yorumlamay yelemilerdir. phesiz tarihiler,

    monarinin hayret verici derecede heterojen unsurlarnn sebep olduu problemleri

    tamamen gzard etmediler; ama imparatorlukta mevcut olan ciddi uyumazlklar,

    Evans sonras tarihyazmnda arka plana itilmitir. Yani Habsburg Monarisinin unsur-

    lar arasndaki problemler birer fasl, monarinin her hlkarda varln devam etti-

    rebilmi olmas ise asl olmutur. Muhakkak ki sadece Habsburg Monarisinin deil,

    Osmanl ve Rus mparatorluklarnn bakiyesi olan topraklarda da ulus-devletlerin neden

    olduu ve yirminci yzyl boyunca kronik bir ekilde devam eden atmalar, tarihilerin

    okuluslu imparatorluklara bakn pozitife evirmitir. Lakin Mikhail ve Philliounun

    sonu odakl analizler hakkndaki tespitini hatrlayacak olursak monarinin iinden ge-

    tii srelere deil, o srelerin akbetlerine younlaan Evansn, ilerlemeci ve sonu

    odakl bir anlaty kltr odakl bir anlatya tercih ettiini syleyebiliriz. Bu yaklam,

    Habsburg tarihyazclnda gnmze kadar hkim olmutur.

    Gerekten de Evans, kendisinden birka yl nce Robert Kannn yaymlad genel bir

    anlat olan A History of the Habsburg Empire (1974)dan ok daha btncl ve tutarl

    bir inceleme ortaya koymutu. Esasen Kann da Habsburglarn Westphalia Bar son-

    rasndaki yz ylda otoritesini ispatladn, Avusturya Veraset Savalar sonrasnda da

    bu otoriteyi yeni bir byk g [Great Power] olarak pekitirdiini iddia etmiti. Ancak

    Kann btn bir Habsburg tarihini kapsamaya alm, bu esnada detaylara boulmu

    ve kitabn organizasyonu zayf kalmtr. Evansn olduka tartmac bir slupla yazd

    kitapsa 1500-1700 aras Habsburg Dnemine younlaan btncl bir metindir. Bu

    sebeple, Kannn kitab daha evvel yaymlanmasna ramen Evansn sonradan yapt

    etkiyi yapamamtr. Yine 1970lerin banda yaymlanan ok ksa almas The Austrian

    Achievement (1973)ta Ernst Wangermann ikna edici bir analiz ortaya koymadan on

    sekizinci yzyl monarisinde birlik ve uyum olduunu iddia etmi ve etnik ayrm-

    lar aan bir cemaat bilincinin varlndan bahsetmitir.8 Yani 1970lere girildiinde

    Habsburg tarihyazm ilerlemeci ve iyimser yaklamlarn tesirinde yeni bir istikamete

    ynelmitir.

    1970lerde ortaya atlan bu tarz iyimser yaklamlar, 1980lerden itibaren, bilhassa

    Anglo-Saxon akademiyasnda Habsburg tarihyazclnn genel karakteristiini belirle-

    mitir. 1988 ylnda Londrada ve 1991 ylnda Minnesotada dzenlenen konferanslarda

    7 a complex, and subtly-balanced organism, not a state but a mildly centripetal agglutination of bewilderingly heterogeneous elements(1979, s. 447).

    8 Wangermann, benzer fikirleri yaklak otuz yl sonra da savunmutur. Hatta on sekizinci yzyl Habs-burg devlet brokrasisini aydnlanm reform makinesi eklinde tasvir etmitir (2006).

  • 251

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    gen ve daha yal nesillerden tarihiler monarinin tarihini bir muvaffakiyetler tarihi

    biiminde yorumlamlardr. Her iki konferansn daha sonra yaymlanan bildiri kitapla-

    rna, yine Robert Evans, sunum yazlarn yazm ve Monarinin idari yapsnn ileyii

    hakknda ilgin sorular ortaya attnda dahi merkez mekanizmann verimli ve tesirli

    olduundan gayet emin bir tutum sergilemitir (Evans, & Thomas, 1991; Ingrao, 1994).

    Son yllarda Franz Szabo (1994), Paula Fichtner (2003), ve nisbeten Derek Beales da

    (2009) eserlerinde gsterdikleri iyimser ve ilerlemeci tutumla bu kervana katlmlardr.

    Literatre son yirmi ylda yaplm en nemli katk, bir genel anlat [grand narrative]

    olan Charles Ingraonun The Habsburg Monarchy (2000) adl kitabdr. Bu, aslnda erken

    modern Habsburg tarihine bir giri kitab kabul edilebilir; fakat Ingraonun metni

    anlalr, rahat okunabilir ve akc bir slupla yazlmtr; detaylar asndan etkileyici

    derecede zengindir ve ikna edici bir kurgusu vardr. O kadar ki lisans seviyesi ders kita-

    b mahiyetinde de olan bu metin, ayn zamanda 1800 ncesi Habsburg tarihi iin en

    muteber makro anlatlardan birisidir. Gerekten de Ingraonun literatre hkimiyeti ve

    total tarih anlats retmedeki baars takdire ayandr. Bununla birlikte bu kitap, R.J.W.

    Evansn balatt ilerlemeci akm perinletirmi ve dahas Habsburg Monarisi tarihi-

    ni aslnda ait olduu Orta Dou Avrupa corafyasnn kendine has tarihsel artlarndan

    soyutlamaya alarak tam anlam ile Batl bir ereveye oturtmutur.

    Hakikaten dikkatli bir okuyucu, 1618-1815 aras dneme odaklanan kitapta Ingraonun

    esasen 1970lerde R.J.W. Evansn balatt sonu odakl ve ayakl (saray, asilza-

    deler, kilise) iyimser ve ilerlemeci tarihyazmsal tutumu bir grand narrative hline

    dntrdn fark edecektir ki bu, Evansn kendisine nasip olmamt. Evet, bu

    iyimser anlaty kurgularken Ingrao, kendisinden nceki ve sonraki birok tarihi gibi

    Habsburg Monarisinin btn bir tarihi boyunca boutuu problemleri grmezden

    gelmemitir; lakin bu problemlerin Viyanann politikalarna tesirlerini arka plana

    iterek hem btn problemlere ramen devletin etkin altn vurgulam hem

    de ve daha nemlisi monarinin bu ciddi problemler yznden fevkalade skntlar

    yaad dnemlerde dahi Viyanaya bir muvaffakiyet pay bimeyi bilmitir. Aslnda,

    devletin zellikle on sekizinci yzylda srekli mcadele ettii problemleri dikkate

    alnca Habsburg Monarisini oluturan unsurlarn ne kadar birlik ierisinde olduklar ve

    monarinin ne derecede muvaffakiyet sahibi olduu sorgulanabilir olmaktadr. Takip

    eden birka paragrafta nce Charles Ingrao ve dierleri tarafndan oka ifade edilmi

    baz argmanlar zetlenecek; daha sonra, zellikle on sekizinci yzylda devletin kro-

    nik olarak yaad ve fakat Anglo-Saxon ekolnden gelen tarihiler tarafndan ou

    zaman ikinci plana itilen baz problemlere deinilecektir.

    lerlemeci ekolde en fazla tekrar edilen baz argmanlar unlardr: 1648de Otuz Yl

    Savalar sonunda imzalan Vestfalya Baryla Habsburglarn, Alman siyasi ve itimai

    hayatndaki etkisi zmnen bitmi olduu hlde, yani imparatorluk ciddi bir malubi-

    yet yaamken Ingrao, bu malubiyetten hasl olan teritoryal daralma ve klmeyi

  • 252

    nsan & Toplum

    ok nemsemez ve Vestfalya Bar vesilesiyle Habsburglarn kendi aile topraklarna

    (Erblande) konsantre olma ans yakaladn yazar. Orta Dou Avrupa tarihileri bu

    iddiay genel olarak kabul ederler. Veyahut 1699 Karlofa Antlamas sonrasnda

    imparatorluk, tarihinde olmad kadar emniyette olmutur (Ingrao, 2000, s. 83).

    Buna paralel olarak 1699 sonrasnda monarinin eski kurumsal yapsnn yenisi ile

    tebdil olunduunu varsayan kinci Habsburg mparatorluu dneminin balad

    iddia edilmitir (Ingrao, 2000, bk. Drdnc blm). kinci mparatorluk tabiri hem

    ngiliz hem Fransz hem de yakn zamanda Osmanl tarihi iin de (Baki Tezcan tarafn-

    dan) ilerlemeci anlatlarda kullanlmtr. Bu szde kinci mparatorluk dneminde

    mparatorie Maria Theresann reformlarnn, Habsburg tarihinde benzersiz bir dn-

    m temsil ettii iddias da sz konusu ilerlemecilikle badamaktadr (Ingrao, 2000,

    s. 160). Bu iddialara bakalar da eklenebilir.

    imdi, devletin on yedi ve on sekizinci yzyllarda maruz kald ancak bizzat Habsburg

    tarihileri tarafndan ska bahsedildii hlde anlatlarda ikinci plana itilmi baz prob-

    lemlere bakalm. ncelikle monari 1918de nihayete erene kadar Habsburglarn dou

    ve bat topraklar arasnda ciddi bir gelimilik fark hkm srmtr. Doudaki kyl

    hayat ve toprak verimliliinin bat Habsburg topraklarndan farkllk arz ettiini gz-

    lemleyen ve fakat dou Habsburg topraklar iin geri kalm ya da az gelimi ifa-

    desini kullanmak istemeyen David Good (1984), srekli olarak daha az gelimi [less

    developed] dou topraklarndan bahsetmi ve bir ekonomik ykseli hikyesi kurgula-

    may becermitir. Aslnda Habsburglarn ekonomik imknlarnn gayet snrl olduuna

    bir delil, devletin maddi olarak srekli mttefiklerine baml olmasyd. On yedinci

    yzyl sonunda Osmanl ve Fransz ordular karsnda kazanlan zaferler, Britanya dhil

    btn Avrupay kapsayacak kadar geni bir ittifaklar manzumesi sonucunda elde

    edildi. Aslnda monari, Gne Kral XIV. Louis (1643-1715)nin Alman topraklarna

    dzenledii bitmek tkenmek bilmez sefer ve operasyonlara kar koyarken Fransa ile

    okyanus ar ticari ve asker rekabeti olan ngilterenin Bourbon kart antipatisinden

    oka istifade etmitir. Charles Ingrao, buna, resmiyete dklmemi olmakla birlik-

    te, karlkl anlayla idame ettirilen bir politika olmasn ifade bbnda consensual

    politics demitir (2000). Bu erevede, Ingraonun kitabnn hemen banda belirttii

    zere, Habsburg hanedanl sadece bykl kkl Alman prensleri ve ehirleri

    arasnda basit bir denge unsuru da deildi. Buna ilaveten Gne Kraln genilemeci

    tecavzlerine kar Alman ehir devletlerinin sk sk birlemeleri gerektiinde onlarn

    yegne ve tabii lideri de on beinci yzyldan beri Alman tacn giyen Habsburglard.9

    Yine spanya Veraset Savalar (1701-1714) boyunca Avusturyann Prens Eugenein

    9 1438den Kutsal Roma mparatorluunun Napolyon Bonaparte tarafndan lavedildii 1815e ka-dar, Alman tacnn faslasz sahibi Habsburglar olmulardr. Bu her ne kadar yedi Alman elektrnn ihtiyaryla olmu olsa da kta Avrupasnda bir denge unsuru olan hanedanlk, uzun yllar uluslararas destek de grmtr. Habsburglar, Alman tacn sadece 1742-1745 dneminde ksa sreli olarak Wittelsbach hanedanlna kaptrmtr.

  • 253

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    askeri dehasndan oka istifade ettii dorudur. Bu mehur generalin Blenheim

    (1704) ve Turin (1706) zaferleri, savan gidiatna tesir etmiti. Ancak Avrupada on

    yllarca dur durak bilmeden sre giden savalara bir fasla verilmesini salayan 1714

    Rastaat Antlamas sonunda Habsburglarn hl hayatta kalabilmesi, yukarda bahse-

    dilen Bourbon kart ittifakn yokluunda biraz zor olabilirdi.

    Ayn yllarda bir dou kumpanyas vastasyla ngiliz ve Felemenk mttefikleriyle ak

    ve uzak denizlerde ticari rekabete girien Avusturya, bu giriimden de eli bo dne-

    cektir. Yine bu dnemde ciddi boyutlarda bir Macar isyan 1711de Szatmar Bar

    ile nihayete erdi; fakat normalde isyanlarna oka haric destek alan Macarlarn bu

    dnemdeki lideri Rakoczi Ferenc, byle bir destekten mahrum kald ve ancak o zaman

    Viyanaya boun edi. Avusturyaya on yedinci yzyl boyunca oka sorunlar karan

    sveinse uzun yllar sren Kuzey Savalar sonrasnda ar Byk Petro tarafndan etki-

    sizletirildiini bu erevede hatrlatmak yerinde olacaktr. Yani on sekizinci yzyln

    ilk eyreinde, Habsburglarn ayakta kalmasna ciddi anlamda yardmc olan uluslara-

    ras bir konjonktrden bahsedilebilir. Bu artlarn yokluu hlinde monarinin kendini

    idame ettirebilmesi ok zor gzkmektedir.

    Habsburg tarihyazclnda dikkat ekici bir tutarszlk da VI. Charles (1711-1740)n

    szde kinci Habsburg mparatorluuna hkmettii iddiasdr (Ingrao, 2000).

    Hlbuki bizzat tarihi Ingraonun kendisi, VI. Charlesn 1600-1800 arasnda Habsburg

    Monarisine en az katk yapan imparator olduunu yazar. Evet, 1713te VI. Charlesn

    krall dneminde ilan edilen ve Habsburg Monarisinin ilk ve tek imparatoriesi

    olarak devletin on sekizinci yzyldaki serencamna derinden tesir edecek Maria

    Theresann tahta ykselmesini uluslararas taahht altna alan Pragmatic Sanction

    (Alm. Pragmatische Sanktion) VI. Charlesn gerekletirdii kayda deer bir baardr.

    Ancak, 1740a kadar imparatorluk tacn tayan VI. Charles iin hkmdarlnn geri

    kalan ksm ok da parlak gemedi. 1740 itibaryla Habsburglar zenginlik ve refah

    sergilemekte pek mahirlerdi, ancak, bu ikisini retmekte ok zayflard (Ingrao, 2000).

    Habsburg hanedanlnn evliliklerle neler kazandn hatrlatan ve on beinci yz-

    yldan beri sylenegelen Bella gerant alii, tu felix Austria nube! / Nam quae Mars aliis,

    dat tibi diva Venus, yani Brak dierleri savasn; sen, mesut Avusturya, evlenesin! /

    Dierlerine Marsn verdiini, sana tanra Vens versin. deyii, on sekizinci yzylda

    hl bir hakikati yanstmaktayd. Avrupada bir hayli deimi siyasi konjonktrden

    tr on sekizinci yzyldaki evliliklerin on beinci yzylda I. Maximillianin nayak

    olduu evlilikler kadar tesirli olmas beklenemezdi; ama VI. Charles, kendini daha tekin

    hissetmek adna Bavyera ve Saksonya veliaht prensleri ile iki kz yeeninin evlenmesi-

    ne onay verdi. Hlbuki kanuni geerlilii o devirde hl mnakaal olan birtakm eski

    yasal dkmanlardan tr danmanlar bu evliliklere kar kmt (Ingrao, 2000).

    Yine on sekizinci yzyln ilk yars itibaryla Habsburglarn finansal skntlar bitmemi

    ve kritik anlarda hariten maddi yardm alma mecburiyetinin stesinden de geline-

  • 254

    nsan & Toplum

    memiti. Yukarda bahsedilen konjonktrel sebeplerden tr Avusturyann Byk

    G [Great Power] mevkisini idame ettirmesine finansal olarak srekli yardm eden

    ngiltere, hem XIV. Louisnin lm hem de Avusturya Veraset Savalaryla (1740-1748)

    Prusyann da Avrupa siyaset sahnesine girmesiyle artk Habsburglarla srdrd

    mantk evliliini sorgulamaya balamtr. ngilterenin bu tereddd sebebiyle

    Avusturya, bu sava boyunca ciddi parasal skntlar yaad. Esasen Prens Eugene,

    mparatorluun kurtuluu tek seferde 50.000 florin toplayabilmesine bal olsayd, bu

    yine de imknsz olurdu dediinde bir hakikate iaret ediyordu (Ingrao, 2000).

    Sadece Habsburg tarihyazmnda deil, ayn zamanda on sekizinci yzyl Avrupa tarihi

    genel metinlerinde, imparatorlua tam elli yl boyunca hkmeden Maria Theresa ve

    ve olu II. Joseph, aydnlanm despotlar olarak resmedilir ve vlrler (Scott, 1990).

    Maria Theresa, hakikaten de Avusturyann son byk barok hkmdaryd; ama yine

    Charles Ingraonun ifadeleriyle, monarinin geliimine ok az katkda bulundu (Ingrao,

    2000). Esasnda yapt reformalarn birou en azndan fikir olarak babas VI. Charlesn

    dneminde domutu. Maria Theresa, bu fikirlerin aksiyona dklmesi iin daha

    byk enerji sarfetti ve Habsburglara en byk hizmeti bu oldu. Kaynaklar neredeyse

    hemfikir olarak Maria Theresann gl bir adalet hissine sahip ve faydac olduunu,

    hizmetinde altrd insanlarn kumandan ok iyi anladn aktarrlar. Bunlarn

    hepsi de Maria Theresay tartmasz biimde iyi bir insan ve lider yapar; ancak, onun

    kaynaklarda yanstld kadar byk bir hkmdar olup olmad tartlabilir.

    Avusturya Versaet Savalar baladnda bakaldrmaya pek alkn Macar soylularn

    desteini almak isteyen Maria Theresa, onlara birok imtiyazlar vermitir. Hlbuki

    Macarlara imtiyaz verilmesi Avusturya devlet geleneinde bu dneme kadar hi

    makbul bir durum deildir. Bu imtiyazlarn verilme sebebi, 1740da Silezyann anszn

    Prusya tarafndan ilhak edilmesi ve buna mukabil Maria Theresann Prusyayla en ksa

    zamanda bir rvan mcadelesi balatmak istemesidir. Maria Theresa, bu mcadele-

    nin nndeki bir engelin de dhil meseleler olduunu grm ve teyakkuz hliyle

    Macar meselesine ivedi bir zm bulmaya almtr. Lakin Avusturya, Silezyay

    bir daha kazanamad. Joachim Whaleynin belirttii zere Silezyann 1740da Prusya

    tarafndan ilhak Kutsal Roma mparatorluunda Avusturya-Prusya dalizminin ba-

    langc kabul edilecek kadar nemli bir olaydr (Whaley, 2012, s. 349). O kadar ki Tim

    Blanning, on sekizinci yzyl sonu itibaryla Habsburglarn tarih ve jeopolitik sebep-

    lerden tr rakiplerinin ve bilhassa da Prusyann gerisinde kaldn yazar (1994, s.

    20). Ama Habsburg tarihyazcl, Avusturyann verimli topraklara sahip bu en zengin

    blgesinin kaybna kritik bir dnm noktas olarak yaklamaz. Gerekte Berlinde

    mukim Hohenzollern Hanedanlnn Silezyay ilhak karsnda Habsburglarn aresiz

    kalmas, Alman topraklarndaki psikolojik avantaj da bu hanedanla tevdi etmitir.

    Habsburglarn bir denge unsuru olarak gzden dnn bylece balad da iddia

    edilebilir. Makro lekte bakldnda 1740 takip eden bir buuk yzyl boyunca Orta

  • 255

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    Avrupada Hohenzollern Hanedanlnn siyasi ve iktisadi basknl tedricen ziyadele-

    irken Habsburglar, yava yava marjinallemitir.

    Dahas, faydac ve iyi niyetli bir hkmdar olarak resmedilmesine karn Maria Theresa,

    Aydnlanmann ortaya att fikirlerden rahatsz olmu ve onlar sevmemitir. Devletin

    snrlar ierisinde din oulculua tahamml edememi; Habsburg ekonomisine

    zarar verme pahasna deiik sektrlerde piyasaya hkim olan Yahudilerin birounu

    yerlerinden srm ve nice Protestan cezalandrm ve kitaplarn toplatarak yaktr-

    mtr (Ingrao, 2000, s. 170, 190). Bu balamda Maria Theresa, tarihi Robert Bireleyin

    Habsburg Monarisinin kurucusu olarak tanmlad II. Frederickten hi de farkl

    davranmamtr. II. Frederickin Otuz Yl Savalarnn ilk yars boyunca taviz vermeden

    Katolik Kilisesini mdafaa eden bir hkmdar olduunu hatrlatalm.

    Pratikte iki aamadan oluan bir slahat silsilesi olan Theresa reformlarnn sonuna

    gelindiinde, yine Ingraonun kendi ifadesiyle, ne devlete hkim olan karmaann ne

    de retkenlik ve verimlilik problemlerinin stesinden gelinmiti (Ingrao, 2000, s. 180).

    Literatrde sk sk Maria Theresa ve olu II. Josephin ortak hkmranlklar esnasnda

    yaptklar okul reformlarndan iyimser slupla bahsedilir. Habsburg Hanedanlnn,

    kyl ailelerin ocuklarn okula yazdrmalar art getirerek tebaann iyiliini ve kal-

    knmasn arzulad; lakin ayn kyllerin, ocuklarnn tarla yerine okula gitmelerine

    ierlediklerinden bahsedilir. Aslnda James Van Horn Melton (2006, s. 58)un kaydet-

    tii zere, reformistler sradan halkn ilkokul seviyesinin ilerisinde eitim almalarn

    engelleyici nlemler alyorlard. Hatta ilerinde aka devletin sadece istisnai durum-

    larda fakirlerin ocuklarna eitim izni vermesi gerektiini savunanlar vard. Yani

    mparatorienin okul reformlar, daha batan snflar arasnda hudutlar reten, kstla-

    yc ve elitist politikalar ieriyordu. Bu bize, R.J.W. Evansn l nermesine gre asil-

    zadelerin monarinin temel talarndan birisi olduunu da hatrlarsak Habsburglarn

    elitist ynetim anlaynn on sekizinci yzyln ikinci yarsnda hi de deimediini

    gsterir. Bu durumda u sylenebilir: Her ne kadar on sekizinci yzylda yaplm olan

    her trl eitim reformu, o devir iin yeniliki addedilebilir olsa da ilerlemeci anlatlar,

    bu reformlar fazlaca vmektedirler.

    II. Josephin on yl (1780-1790) devam eden tek bana hkmdarl, Derek Bealesin

    mecazen ifade iddia ettii gibi btn dnyaya karyd (Beales, 2009). II. Josephe dev-

    rimci imparator lakabn takan Saul Kussier Padoverin ne anlatmak istediini, gnlk

    ortalama 690 belge imzalad bilinen Josephin amansz reform giriimlerinden

    anlyoruz (Padover, 1967). Fakat mutlakiyetiliin Avrupa tarihindeki sembol kabul

    edilen Fransz kral XIV. Louisnin hayal krklna uram bir mutlakiyeti olarak

    ldn belirten Norman Daviese itibar edersek (Davies, 1996, s. 579) II. Josephin de

    evki krlm bir reformist olarak ld sylenebilir. II. Josephin asilzadelere has sere-

    moni ve ritellerden nefret ettii dorudur; ve ayn asilzadelerin onun reformlarna

    direnii ok etin olmutur. Reformlar biraz da bu yzden Monarinin baz ksmlarna

  • 256

    nsan & Toplum

    hi tesir etmemitir (Ingrao, 2000, s. 188). Bu sebeple, mesela 1781de ilan edilen ve

    birok Habsburg eyaletinde serflerin zorunlu almalarn yasaklayan Azat Fermann

    [Emancipation Patent] Monarinin iktisadi hrriyetini ve serflerin emniyetini teekkl

    yolunda atlm kararl admlar olarak adlandrmak, devletin geneline hkim olan

    maddi artlar dnldnde fazlasyla iyimser kalmaktadr. Nitekim bu fermann

    geerlilii olmam; serfler, durumlarnda gerekten yaanacak iyilemelerin balangc

    iin 1848i beklemek zorunda kalmlardr. Dier taraftan David Goodun uzun zaman

    nce belirttii zere, on sekizinci yzylda yaplm bu tarz ve benzer altyap reform-

    larnn esas hedefi Viyanann stratejik ihtiyalarn karlamaktr (Good, 1984, s. 161).

    Bu dnemde hl Habsburglarn bat ve doudaki topraklar arasnda ekonomik geli-

    milik asndan bir uurum bulunmaktayd ki bu fark, I. Dnya Sava sonunda dahi

    giderilmi deildi. Sebebi basitti: Tarann yegne hkimleri olan asilzadeler, btn

    monari genelinde e gdml ekonomik politikalar uygulanmasna engel oluyorlard.

    Sonular Joseph asndan felaket boyutlarnda olacakt. Asilzadelerin direnii artarken

    durumlarnda daha esasl iyiletirmeler bekleyen serfler, almay hepten braktlar

    (Ingrao, 2000, s. 202).

    Yukarda bahsedilen ve bahsedilmeyen Theresa ve II. Joseph reformlarnn, on yedinci

    ve on sekizinci yzyl Almanyasnda ok popler olduu dnlen rasyonel ynetim

    anlay kameralizm [Alm: Kameralwissenschaft ; ng: cameralism] ile ilikilendirilmesi

    Habsburg tarihyazmnda oka rastlanan bir durumdur. Maria Theresa ve II. Joseph

    dnemi iin bahsedilen, toplanlan verginin en nemli kayna olan kyllerin maddi

    refahlarnn korunmasn esas alan kyly koruma (bauernschutz) politikalarnn da

    ilerlemeci tarihyazmnda sklkla vurgulandn gryoruz ki kameralizmin kendisine

    yaplan vurgu da bu ilerlemeci tarihyazmnn bir sonucudur. Yakn zamanda Joachim

    Whaley tarafndan belirtildii zere hususi piyasa tevikleri olmadan bu politikalar,

    Almanyada ya ok az etkili olmu ya da hi olmamt (2012, s. 499). Dier bir yeni

    almadaysa kameralizmin ne sanld gibi bir bilim olduunu ne de kameralizmin

    akl babalar olduu dnlen szde bilim adamlarnn tarihiler tarafndan kendi-

    lerine gsterilen ilgiyi hak eden profesyoneller olduunu okuyoruz. Andre Wakefield

    (2009)in bu yetkin, revizyonist almasna gre, ilerlemeci ve iyimser Avrupa tarihi

    metinlerinin ounda izlerine rastladmz ve gya modern devlete takaddm ettiine

    inanlan, yukarda da bahsi gemi olan iyi organize olmu erken modern polis devleti

    [well-ordered police state]10 kameralistlerin muhayyilesinde olumu ve risalelerinde

    anlatlm bir idealdi (Wakefield, 2009, s. 138). Kameralizmle ilgili iddialarn etraflca

    tartlmas iktiza eder; ancak, imdilik unu belirtmekle yetinelim: Maddi artlardaki al-

    kantlar ve belirsizliklerle srekli olarak bouan szde erken modern devlet, kamera-

    listlerin muhayyilesinde ve bu makalede bahsi geen Habsburg tarihilerinin ilerlemeci

    10 Bu varsaymn nemli savunucularndan birisi aada bahsi geecek olan Marc Raefftir (Marc Raeff, 1983).

  • 257

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    anlatlarnda kurgulanan, srekli tekml eden temsil devletin ok uzandayd. Ocak

    1790da btn reformlarn yrrlkten kaldran II. Joseph, ay sonra hayatn kaybetti.

    lm deindeyken mezar tana yle yazlmasn istedii aktarlr: Burada, yapt

    her ite baarsz olan Joseph yatyor. (Ingrao, 2000, s. 209). Btn bunlarn nda

    Tim Blanningin, II. Josephin literatrde moderleme ile ilikilendirilen reformlarn,

    imknszn denenmesi olarak yorumlamas ok itibar grmemitir.11

    Ksacas, tarihiler ilerlemeci ve iyimser anlatlarnda Habsburg Monarisinin srekli

    olarak tekml ettiine dair bir resim oluturmaya alyorlar. Eldeki verilerin nda

    bu iyimserlik, en iyi ihtimalle tarihyazmsal bir yanlsamadr ve Habsburg Monarisinin

    gerekte ne olduu deil; tarihilerin monariyi nasl grmek istediklerine dair bir

    resim vermektedir. phesiz, tarihiler Habsburg Devletini oluturan ve birbirleri ile

    srekli mcadele hlinde olan unsurlar tamamen gz ard etmezler; fakat seilmi

    baz sonulara odaklanan ve her halkarda imparatorluun srekli olarak tekml

    ettiini varsayan bir anlat kurgulayarak bu devasa idari ve diplomatik yapnn siyasi,

    itimai ve kltrel dnyasna dair gereki sorular sormazlar. Bylece, bizatihi Avrupa

    tarihinin bir unsuru olan Habsburg Monarisinin tarihyazm, Avrupamerkezci anla-

    tlarn en belirgin karakteristii olan ilerlemeciliin etki alanna girmi olur. Charles

    Ingrao, kitabnda on sekizinci yzyln ikinci dnemini inceledii blm yle bitirir:

    Habsburglar [1789 itibaryla], adalarna gre ne zayft ne geri kalmt ne de geri-

    leme dnemine girmiti. (Ingrao, 2000, s. 219).

    On Sekizinci Yzyl Rus arl Tarihyazm

    Tarihsel olarak Rus topraklarnn byk bir blm, Avrupa corafyasnn tabii bir par-

    as olmamakla birlikte, Romanov Hanedanl altnda Rus devleti bilhassa on sekizinci

    yzyl bandan itibaren Avrupa siyasetine giderek artan oranlarda tesir etmitir ve bir

    o kadar da Avrupann siyasi, itimai, ve kltr hayatndan etkilenmitir. Bu srete

    Rusyann ne kadar Avrupallat yahut modernletii/Batllat sorusu literatrde

    belli bal bir tartma konusudur.12 Byle olunca Habsburg tarihyazclnda ilerleme-

    cilik eklinde kendini gsteren ve Habsburglarn bat Avrupal devletlerle paralel bir

    geliim gsterdiini varsayan yaklam, Rus tarihi balamnda aktan bir modernle-

    me/Batllama tartmasna dnmtr. Fakat Batd olarak tasnif edebileceimiz

    birok devlet ve corafya zerine yaplm tartmalarn aksine Rus arl tarihyaz-

    mnda Avrupamerkezcilik, arl Batl olmayan bir devlet olarak dlamaz. Tam tersine,

    11 All attempts to impose standardization through centralization, secularization, Germanization - and all the other -isations, associated with modernization - Joseph was certainly attempting the impos-sible (Blanning, 1994, s. 205).

    12 Bu konuyu tartan oka kitap ve makale mevcuttur. Balang iin bk. Dixon, (1999); Waugh, (2001).

  • 258

    nsan & Toplum

    onun Avrupalln savunur ve aynen Habsburg tarihyazmnda olduu gibi, birok

    Amerikal tarihinin nderlik ettii bu tartmalarda Rusyann Avrupallama yolunda

    att admlar vlr. Modernleme ve Batllamann niteliini belirlemede belirli

    kurumsal sonularn retilmi olmas en birincil gsterge olduu iin de denilebilir ki

    Rus arl tarihyazclnda da sonu odakl anlatlar bolca mevcuttur.

    Rusyann, on sekizinci yzylda, bilhassa ar Byk Petro (1696-1725) ve arie Byk

    Katerina (1762-1796) nderliinde ounlukla sve ve byk Alman prensliklerini

    rnek alarak Kuzey Avrupal bir modele gre modernletii varsaym literatrde

    genel olarak kabl grmtr. Rusyann bylece kurumsal anlamda Avrupallat

    iddiasna teorik ereve kazandrm tarihilerden birisi yukarda da bahsi gemi olan

    Marc Raeffdir. Daha nce belirtildii gibi Raeff, erken modern dnemde devlet rg-

    tnn daha verimli alan ve gya rasyonel bir yapya brndne inanr ve muh-

    telif Alman prensliklerinin gerekletirdii yasal ve idari reformlarn bu erken modern

    devletin geliimine iaret ettiini iddia eder. Burada Raeff, teorik ve pratik anlamda

    modernitenin temellerinin on altnc ve on yedinci yzyllarda atlm olduu n kabu-

    ln tekrar etmektedir ki ana akm Avrupa tarihyazcl, bu n kabul zerinde fikir

    birlii ierisindedir.13 Raeff, ite bu srece Byk Petro ve Byk Katerinann reformlar

    vesilesiyle Rusyann da katlm olduunu iddia eder. Bu reformlarn ne kadar klli ve

    kapsayc olduu noktasnda ekinceleri olsa da bu ekinceler onu iddiasndan vazge-

    irmez (1971, s. 8-9, 26-27). Bu iddialar dillendirdikten ok sonra Raeff, mesela yabanc

    dil reniminin, eitimin, matbaann ve kitap basmnn yaygnlamas veya Byk

    Katerinann ve nde gelen boyarlarn Voltaire ile mektuplamalar gibi esasen devasa

    bir lkede ok kk bir aznln hayatn etkileyen gelimelerden hareketle Avrupal

    Rusyann douundan bahsetmitir (2003). Burada belirtmek gerekir ki yakn zaman-

    da yaplan aratrmalar, on sekizinci yzyl Avrupasnda okuryazarlk seviyesinin birka

    istisna ehir dnda ok dk olduunu ortaya koymutur. Thomas Munck, on seki-

    zinci yzyl ortalarnda Paris, Londra ve Amsterdamdaki okuryazarlk oranlar hakknda

    detayl istatistiki bilgiler verir; fakat mesela 25 milyonluk Fransada sadece 25 ila 30 bin

    civarnda okuma alkanl bulunan insan olduunu yazar. stelik eitimin ve okuma

    alkanlnn ounlukla fonksiyonel olduundan bahseder ve ilkokul sonras eitimin

    btn Avrupada ok dk olduunu ekler (2000, bk. nc blm). Aydnlanmann

    en dinamik olduu Bat Avrupada ve Fransada dahi durum byleyken Raeffin Rusya

    hakknda istatistiki dayanaktan yoksun iddialar gayet abartldr. Bu erevede, harita

    kullanm ve seyahatname literatrnn varln bir Avrupallk olarak sunan Richard

    Wortmann da gayet indirgemeci bir Avrupamerkezci tavr sergiledii belirtilebilir

    (2003). Bilindii gibi on altnc yzylda mesela Osmanl denizcileri de ok gelimi

    haritalar kullanyorlard.

    13 Raeffin bu kitabna temel oluturan daha evvel yaymlad makalesinin bal, on yedinci ve on sekizinci yzylda Avrupada modernliin geliimi ifadesini de ierir (1975).

  • 259

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    Avrupallama/Avrupallaamama meselesi Rus tarihi erevesinde ele alnnca ba-ke hi de artc olmayan bir biimde Byk Petronundur. Gerekten de Petronun, Rus tarihinde neyi temsil ettii konusu tarihilerin kolay kolay vazgeemeyecei bir tartma gibi duruyor. Petronun en nemli reformlar arasnda unlar sralanabilir: Asilzadelere has geleneklere gre ileyen ynetim usul (prikazy) yerine, sveten rnek ald bakanlk/nezaret (college) sistemini getirmi ve merkez idareyi glendir-meye ve daha efektif hle getirmeye almtr. Ayrca 1714de, boyarlarn gelenee dayal ayrcalklarn, adna soyluluk rtbeleri (Table of Ranks) diyebileceimiz bir liyakat sistemi ile ikame etmi; Ruslarn geleneksel hkmet meclisi olan Dumann yerine de Senatoyu yerletirmitir. Dumaya giri, asilzade ananelerine uygun olarak iltimasla olagelmiken Senatoya girite yine liyakat ve kabiliyet esas alnmaya balan-mtr. Ortodoks Patriinin yetkileri elinden alnm, ar tarafndan direkt atanan kilise memurlarndan mteekkil bir heyet kiliseyi ynetmeye balamtr ki bu, Rus devlet geleneinde ok merkez bir yeri olan Patrikhane iin esasl bir reformdur. Petronun bu reformalar, baz deiikliklere urayarak da olsa I. Dnya Sava sonuna kadar var-ln srdrmtr. Ksaca denilebilir ki Byk Petro, kelimenin tam anlam ile radikal bir reformistti ve birok Batl kurum ve deerin, Rus kltr dnyasna giriinde nemli rol oynamtr. Bu sebeple, Rusyann Avrupallamas zerine mevcut literatrde Petronun barolde olmas yadsnamaz.

    Peki, Petronun reformlar gerek anlamda bir ilerleme kabul edilebilir mi ve reform-larn rettii bu sonulara bakarak Rusyay muvaffak bir devlet ilan edebilir miyiz? Amerikal tarihiler, Petronun Rusyay Avrupallatrd ve bylece ileri, muvaffak bir devlet yapt husunda kendilerinden ok emindirler. Esasen Rus tarihiler arasnda da on dokuzuncu yzyldan bu yana Petronun reformlarn tumturakl ifadelerle ven-ler kmtr. Peter Chaadaev ve Sergei Soloviev, bunlar arasnda zikredilebilir. Hatta Petronun bir tanr gibi Rusyann bedenine ruh fledii dillendirilmitir. Ancak bizzat yine Rus tarihiler arasnda bu konuda ciddi ekinceler ifade edenler de mevcuttur. Kkleri on dokuzuncu yzylda zuhur eden Slavclka (Slavophiles) dayanan bir ekol, Rusyann kendine has harmonik yapsnn Byk Petronun reformlar yznden bozulduunu ve Rusyann kltrel kimliini kaybettiini iddia edegelmitir. Yirminci yzyln en nemli Rus dnrlerinden Nicholas Berdyaev, Byk Petroyu Lenin ve Boleviklerle karlatrd bir paragrafnda hem Petronun hem de Boleviklerin eit derecede barbarlk, vahet ve yukardan aaya zorla kabul ettirilen fikirler reterek Rus geleneklerini hie saydklarn belirtmitir (1960, s. 14). Sonrasnda yirminci yzyln nemli Rus tarihilerinden Sergei Platonov da Byk Petroya devrimci yaktrmas yaplamayacan; nk Petronun kendinden evvel balam reformist bir tavrn temposunu ykseltmi olduunu yazmtr ki bu da aslnda literatrde bugn kabul edilmitir denilebilir. smi zikredilen ve edilmeyen baka tarihilerin Byk Petro hakkndaki deerlendirmelerini analiz eden Alexander Chubarov, Byk Petronun

    reformlar zerine yaplan herhangi bir tarihsel deerlendirmenin kanlmaz olarak

  • 260

    nsan & Toplum

    tarihinin subjektif deer yarglarndan etkilendiini ve her yorumcunun politik bir

    ajandas olduunu belirtmitir.14

    Yukarda bahsi geen reformlar Petronun karakteri etrafnda analiz eden Evgeni

    Anisimov da bu konuda dengeli deerlendirmeler ortaya atmtr. Anisimov, Petronun

    reformlarnn Rusyaya katklarn ver; ancak bu reformlarn Rusyada devletin kutsan-

    d bir gelenein temellerini attn yazar. Anisimova gre Petronun reformlar, Rus

    corafyasnda baka sosyal formlarn olumasn engellemi; insana yabanclam bir

    devlet aygt kendisi iin/kendi kanunlaryla ilemeye balamtr (1993, s. 5-6, 296).

    Anisimov, aka Byk Petronun reformlarnn ahlaki ve insani boyutunu sorgulam;

    kk bir ynetici elitin gelecei iin koca bir lkenin kurban edildiini belirtmitir. Bu

    durumda Byk Petro reformlar dolaysyla Rusyay hl muvaffak bir devlet kabul

    edebilir miyiz?

    Donald Ostrowski, Byk Petroyu Rus tarihinde bir dnm noktas olarak grenlere

    Petrokolik (Peterphiliac) lakabn yaktrr. Ostrowskiye gre Petronun reformlarn

    uygulamas gereken devlet adamlar dahi onu anlamamlardr. Ostrowski, reformla-

    rn, ancak idareci snfn tecrbe ettii deiiklikler getirdiini yazar ve yukarda da

    belirttiimiz gibi byk halk kitlelerinin hayatnda hibir esasl deiiklie tekabl

    etmediini belirtir (2010, s. 457). Hl byleyken baz Amerikal tarihilerin sadece

    Byk Petro hakknda deil, Rus tarihyazclndaki baka nemli konularda da deer

    yarglarnn dnn ve bugnn Avrupasnda Rusyann nerede konumlandna dair

    baz Avrupamerkezci kanaatlerle ekillendii dnlebilir. Yine Ostrowski, mesela

    Rus devlet gelenei ve Rus kltrnde Mool etkisini tartt etkileyici almasn-

    da, Mool etkisini her ne pahasna olursa olsun reddeden dier bir tarihi Nicholas

    Riasanovskynin, Moollarn Rusya zerindeki her trl etkisini reddederek Aspirin,

    baarsndan dn alnmaz. dediini yazar. Ostrowskiye gre bu ve benzer kana-

    atler, tarih bilgilerin deil, tarihilerin zihninde genellikle aratrma ncesinde zaten

    olumu olan n kabullerin bir uzantsdr (1998, s. 4, 12).

    Hakikaten de James Cracraft (2003)n ve Riasanovskynin yazdklarna baklrsa Rus

    arlnn nevi ahsna mnhasr ve hibir ekilde Batl olmayan birok zelliine

    ramen Avrupallamas mukadderdir. Riasanovsky, Amerikan niversitelerinde en

    ok okutulan Rus tarihi metinlerinden birisi olan kitabnda, Kiev Prensliinden beri

    Moskovaya hep Batl glerin tesir ettiini iddia eder. Moollarn ve Rus topraklarnn

    nemli bir ksmna uzunca bir sre hkmetmi Altn Orda Devletinin Rus tarihinde

    bahse deer tesirler braktn kabul etmez ve Moollarn, ancak ykclklar ile an-

    labileceini yazar (Riasanovsky, 2005a, s. 70). Yine ayn tarihi, mesela Hristiyanln

    Ruslar tarafndan kabul ediliini, bylece de Rus kltr dnyasnn tarihsel srete

    Avrupaya eklemlenmesini Rus kimliinin olumasnda en nemli olay olarak niteler

    14 Bu paragraftaki bilgiler iin bk. Chubarov, (1999, s. 17-35)

  • 261

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    (Riasanovsky, 2005b, s. 4). Esasen Riasanovskynin bu keskin iddias, uzman tarihilerin kendi alanlarndaki bulgularyla elimektedir. Mesela Michael Khodarkovsky etkileyici almasnda, Moskova Prensliinin bilhassa Mool ve dier Trki kabilelerden hangi ynetim geleneklerini ne vesileler ile aldn arpc biimde resmeder. Khodarkovsky, on sekizinci yzyl balarna kadar bir Rus hkimiyetinden bahsedilemeyeceini, Rus devlet merkezi ile Trki hanlklar arasndaki iletiimde kavramsal bir kargaann hkim olduunu ve dnemin metinlerinde iki tarafn da birbirlerinin hkimiyeti kabul etme-diini yazar. Hatta Khodarkovskyye gre Moskovann din meruiyetinin, Bizansn Hristiyan geleneine, siyasi meruiyetininse Altn Ordaya dayandn belirtir. Bu durum, on altnc yzyldaki karklk ve sonrasnda Romanovlarn tahta oturmasna kadar devam etmi ve yeni bir Ortodoks Hristiyan aidiyetin inas ile son bulmutur (2004, s. 74-75, 222).

    Rusyann ne zaman tam anlam ile Batllat ve bu tartmada Byk Petronun nerede durduu sorusu ile ilgili olarak aratrmaclara, Slavic Reviewin bu konuya ayr-d bir tartmaya gz atmalar tavsiye edilebilir.15 Fakat zetlemek gerekirse bu zel sayda da bir makale yaymlayan Ostrowskinin geree daha yaknm gibi duran iddi-asna gre Rus arl, on dokuzuncu yzyla kadar Bat dnyasnn bir paras deildi (D. Ostrowski, 2010). Rus devletinin, sekin ve gl boyarlarn hkim olduu siyasi yaps yine ayn dneme kadar deimemitir. Ostrowki, bir adm daha ileri gider ve avam tabakasnn ve kyllerin yirminci yzyla kadar kendilerini bir Rus devletine ait grmediklerini yazar. Byle bir durum, Bat Avrupal Aydnlanma filozoflarnn, devlet aygtnn tebaasyla mnasebeti hakknda on yedinci yzyl Avrupas iin dillendirme-ye baladklar fikirlerle eliir.

    Lindsey Hughes (2002) ve Isabel de Madariaga (1981)nn srasyla Byk Petro ve Byk Katerina zerine biyografilerinde de Rusyann Avrupallaarak deitii var-saym o kadar kuvvetlidir ki bu metinler, tam anlam ile Avrupamerkezci kabul edile-bilir. Bu noktada Daniel Clark Waughnun (Waugh, 2001) eletirilerine kulak vermek yerinde olacaktr. Buna gre Petro ve Katerina merkezli, Rusyann Avrupallaarak tekml ettiini varsayan genelletirici almalar, esasen devlet merkezli anlatlardr. Bu anlatlar, Rus arlnn usuz bucaksz bykln ve bu topraklarda yaayan Rusya nfusunun yaklak yzde doksanna tekabl eden insanlarn yirminci yzyla kadar iinde yaadklar artlar grmezden gelir. Gerekte Rusya, Byk Katerinann hkmdarlnn son dneminde Moskova Hanlnn gelimi bir formu gibiydi ve on sekizinci yzyl boyunca hayata geirilmi reformlarn esas faydas boyarlarn lke genelindeki hkmlerini pekitirmek olmutu. Ostrowki, 1800 ylna gelindiinde Rusyann modern devlet olma eilimleri olduunu kabul eder; ama Rusyann henz

    modernlemenin ok uzanda olduunu belirtir. Simon Dixona gre 1825 itibaryla

    bile Rusya modern deildir (Dixon, 1999, s. 256).

    15 Forum: (2010). Divides and ends-periodizing the early modern Russian history. Slavic Review, 69(2).

  • 262

    nsan & Toplum

    Sonu Yerine

    Avrupamerkezci yaklamlarn her eyden nce Bat d dnyann tarihyazmn etki-ledii dorudur; ancak, burada grld gibi bizzat Avrupa tarihininin unsurlar olan devletlerin tarihi de Avrupamerkezci bir tavrdan etkilenmektedir. O zaman unu syleyebiliriz: Tarihyazmnda Avrupamerkezciliin alametifarikas olan ve maddi srelere ve onlarn sonularna odaklanan ilerlemeci anlatlar, yalnzca kategorik olarak Bat d kabul edilen toplumlarn tarihyazmn etkilemez. Burada Habsburg ya da Rus devletlerinin Batl olup olmadklar hakknda bir tartmaya giriilmedi; ancak bu devletlerin Avrupaya ne kadar ait olduklar tartlabilecek tarihsel corafyalarnn, tarihyazclarn ilerlemeci anlatlaryla nasl Avrupallatrld gsterildi.

    Peki, bu tespit neden nemli? Tarih bir zaman veyahut mekn hakknda tarihilerin kurgulad ilerlemeci anlatlarn etkileri, suyun dalgalarnn yaylmas gibi btn bir literatre etki ediyor. Bu etki her zaman olumlu olmuyor; bazen ve belki ounlukla antitezler reterek de kendini gsteriyor ve eer bir corafya ilerliyorsa dier bir corafya ilerlemiyor olmal eklinde bir bilinalt faraziyesine dnyor. Bu etkinin tesiri en fazla -ve kanlmaz olarak- inceleme konusu olan mekn ve zamana tarih yaknl olan dier inceleme alanlarnda grlyor. Mesela Osmanl mparatorluu ile ilgili zlmeci anlatlarn kkeninde ksmen de olsa Habsburg ve Rus tarihyazmn-daki bu ilerlemeciliin etkileri olduu sylenebilir. Habsburg, Romanov ve Osmanl Hanedanlklarnn tarihleri bu kadar i ieyken ve on sekizinci yzylda bu devletlerin etkileimleri bilindii gibi ok younken ilk iki hanedanln tarihini bir muvaffakiyet-ler manzumesi biiminde yorumladmzda, yine ayn yzylda sava meydanlarnn kaybedeni olan Osmanl Devletini de baarsz olarak sunmak kolaylayor. O zaman sadece Osmanl dnyas hakknda deil, btn bir Bat d dnya hakknda deiik formlarla srekli yeniden retilen zlmeci/gerilemeci varsaymlarn adaletli anla-tlarla ikamesi, ancak Avrupa corafyas hakkndaki ilerlemeci anlatlarn izalesiyle mmkn olabilir.

  • 263

    Ylmaz / Avrupadan eri Avrupamerkezcilik

    English historian Norman Davies has written that Eurocentrism is not a matter of

    content, but of attitude (Davies, 1996). Scholars from different disciplines of the social

    sciences, such as Edward Said (1979), Samir Amin (1989) and Dipesh Chakrarabrty

    (2000), have analyzed various aspects of this attitude in different scholarly fields, while,

    for instance, the historian Marshall Hodgson successfully experimented with a narra-

    tive in which Europe was interpreted as a peripheral entity in relation to the Islamic

    world (1993). A most noticeable feature of Eurocentrism in the historical literature is

    the assumptions that are made in line with Whiggish history (Butterfield, 1931), an

    understanding that foresees in all history an inevitable progress toward a future where

    purportedly all communities and nations follow the European path in issues of politics,

    culture and civil order as well as science.

    The major argument of this study is that similarly progressive assumptions dominate

    the English literature on the eighteenth century Habsburg Monarchy1 and Russian

    Tsardom. As demonstrated in the discussion, American historians of the two states in

    particular intentionally or unintentionally search for and emphasize material progress,

    while indirectly suggesting parallelisms between the developments in Western and

    Eastern Europe. Indeed, despite the fact that both the Habsburg and Russian states

    were indisputable constituents of European history, neither of them operated in a

    completely European historical framework. In fact, when compared with Western

    Europe in social and cultural terms, the Habsburg lands in Eastern Europe were largely

    a distant periphery, and a region of transition to the eastern other in the minds of the

    * Teach. Assist., Purdue University, Department of History. Correspondence: [email protected]. Address: 672 Ovar Drive, Univ. Hall, 47906, West Lafayette, IN, USA.

    1 This article concentrates on the Austrian lands of the Habsburg dynasty, and therefore the term mo-narchy is preferred to the term empire. In fact, in Habsburg historical context, there is no sharp dis-tinction between the connotations of the term monarchy and empire, because the German lands were considered a part of the Erblande (the Habsburg hereditary lands) by the Habsburg family. For a discussion see (Hochedlinger, 2003).

    Eurocentrism Inside Europe:Progressivism as a Symptom of Eurocentrism and

    Historiography of the Eighteenth Century Habsburg Monarchy and Russian Tsardom

    Yasir Ylmaz*

    Extended Abstract

  • 264

    Human & Society

    Enlightenment philosophers (Longworth, 1997; Wolff, 1994)2 with the arguable excep-

    tion of Vienna. On the other hand, a great portion of the Russian territory simply did

    not belong to Europe due to its distinct political, social and cultural setting. It is imper-

    ative at this point to emphasize that by rejecting the Europeanness of the Habsburg

    and Russian historical geographies, this work does not aim to label the Habsburg

    and Russian geographies as backward or underdeveloped so as to construct another

    Eurocentric narrative. On the contrary, it argues that in order to fully comprehend and

    contextualize the realities of the two states, historians should acknowledge that the

    historical and geographical domains of these two states had significant peculiarities.

    Moreover, Habsburg and Russian subjects not only lived in different conditions when

    compared to those of Western Europe, but the social and cultural circumstances also

    broadly differed from region to region within each state.3 In other words, whether

    premeditated or unintended, the effort to detect parallelisms with Western Europe

    hinders historically accurate descriptions and analyses.

    Alan Mikhail and Christine Phillious practical classification of Ottoman scholarship into

    two groups, namely, outcome-focused history and culture-focused history (Mikhail,

    & Philliou, 2012), is used as an explanatory tool in this article. Mikhail and Philliou have

    argued that the former type of history focuses largely on the material outcomes of

    historical processes such as the introduction of new institutions in a society. Declinist

    approaches to Ottoman history may be said to fall in this group, because the declinist

    paradigm has simply focused on the lack of certain institutional developments, that

    is, lack of specific outcomes. On the other hand, the two authors have argued that the

    culture-focused history analyzes its topic as an idiosyncratic entity, without question-

    ing whether particular material outcomes were achieved. Taking the classification of

    Mikhail and Philliou as a platform, it is argued that the scholarship in the English lan-

    guage on the eighteenth century Habsburg Monarchy and Russian Tsardom is largely

    outcome-focused (and hence its progressivism), because the emphasis is largely on

    the reforms of the two states and emergence of new institutions.

    In the Habsburg historiography, the roots of this progressivism might be traced back

    to R. J W. Evans (1979). In response to the declinist narratives of Oscar Jszi (1929),

    Carlile A. Macartney (1968) and Victor Lucien Tapie (1971), who each argued that due

    to the problems emanating from its multiethnic structure the Habsburg Monarchy

    was destined to dissolve in the early twentieth century, Evans went as far back as the

    sixteenth century and argued that the Habsburg Monarchy was built upon an effec-

    2 The Balkans, on the other, were neither a transitionary geography nor an incomplete other; it was an incomplete self (Todorova, 2009).

    3 A good example is the economic differences between the western and eastern Habsburg lands (Good, 1984).

  • 265

    Ylmaz / Eurocentrism Inside Europe

    tive cooperation between the dynasty, aristocracy and Catholic Church.4 For the same

    historical period, Robert Kann (1974) and Ernst Wangermann (1973) have likewise

    argued that the Habsburg Monarchy was to a great extent a successful enterprise.5

    This optimism became the general characteristic of the analyses since the 1980s.

    In a conference held in 1988 in London (Ingrao, 1994), and likewise in another held

    in Minnesota in 1991 (R. J. W. Evans, & Thomas, 1991), the presenters consisting of

    both the older and younger generations of historians approached the history of the

    Monarchy as a history of accomplishments. Robert Evans wrote the introduction for

    the proceedings of both conferences; and even when he raised questions about

    the nature of the relationship between the state, society (estates), and the Catholic

    Church, he was sure that the Austrian administrative mechanism was well-organized

    and capable of successfully overcoming the difficulties it faced. More recently, scholars

    such as Franz Szabo (1994), Paula Fichtner (2003), and, to some extent, Derek Beales

    (2009) have joined this trend.

    Yet, the most significant contribution to the literature in the last 20 years has been

    Charles Ingraos The Habsburg Monarchy (Ingrao, 2000). Focusing on the period

    between 1618 and 1815, Ingrao maintained a similar positive approach. Ingraos

    monograph was technically a textbook, but it was so lucidly written and the inter-

    pretations were so convincingly formulated that it became one of the fundamental

    works on the early modern Austrian Habsburgs. Ultimately, Ingraos major achieve-

    ment was to apply Robert Evanss outcome-focused theory of tripartite court/noble/

    church cooperation to the eighteenth century. While doing this, Ingrao acknowledged

    the problems that the Monarchy faced but played down their influence on Viennas

    policies, and constructed a progressive storyline that stressed unity, cohesion, and

    most importantly success. Indeed, Tim Blanning (1994, p. 205), James Van Horn Melton

    (2006), Andre Wakefield (2006) and Joachim Whaley (2012) have recently presented

    facts and interpretations that contradict many widespread and misleading assump-

    tions circulating within the scholarship on issues regarding, especially, the reforms of

    Maria Theresa (1740-1780) and Joseph II (1780-1790), whom S.K. Padover had called

    the revolutionary emperor (Padover, 1967). Within the same framework, one should

    also question the notion of enlightened absolutism as described, for instance, by

    Hamish Scott (1990); and to what extent Maria Theresa and her son Joseph may be

    portrayed as enlightened monarchs.

    A tendency one may call an outcome-focused selectiveness is also prevalent in

    the scholarship on eighteenth century Russia. While historians are well aware of the

    4 Evans has later argued that this triangular system was buttressed after 1700 with army, bureauc-racy and managed economy (2006).

    5 Wangermann reiterated similar ideas three decades later (Wangermann, 2006).

  • 266

    Human & Society

    distinctiveness of the Russian state and society, many of them equally downplay

    those characteristics. In comparison to the scholarship on the Habsburgs, the pro-

    gressivism of Russian historiography is tinged with more theoretical discussions of

    Europeanization and modernization. Marc Raeffs older and more recent claims about

    the Europeanness of Russia and the Russian state system might be taken as a starting

    point (1971, 1975, 1983, 2003). In a more recent evaluation based on the administra-

    tive reforms of the eighteenth century, Raeff was quite sure about the emergence of

    the Russian European (2003). Correspondingly, Richard Wortmann argued that the

    use of maps or the presence of a travelogue literature in the same period were signs

    of the European character of Russia (2003). In this regard, the fact that the reforms

    inspired by Enlightenment ideas only had limited impact on the life of the masses

    even in Western Europe is not so very important for these historians (Munck, 2000).

    Indeed, many historians of Russia are not only quite skeptical about the nature of the

    achievements of both Peter the Great (1696-1725) and Catherine the Great (1762-

    1796), but are also critical toward Peter and Catherine-centered narratives as state

    oriented evaluations that disregard the condition of the masses in such a territorially

    gigantic country (Anisimov, 1993; Chubarov, 1999). An important Russian intellectual

    of the twentieth century has even argued that Lenin and the Bolsheviks represented

    a barbaric attitude that is reminiscent of the means and manners of Peter the Great

    (Berdyaev, 1960).

    Donald Ostrowski called Peterphiliacs those who approach Peter the Greats rule as

    one of the most important watersheds in Russian history (2010), but Ostrowski made

    a more remarkable observation when he noted that the attitude of some historians

    on the issue of, for example, the Mongol influence in Russia, is shaped by value judg-

    ments about the Mongols. These value judgments, Ostrowski states, are the result of

    a premature cognitive closure in which the initial organization of stimuli strongly

    structures later perceptions (1998). Indeed, there are studies that avoid unsubstanti-

    ated mental postulations on the issue, such as Michael Khodarkovskys astute exami-

    nation of the nature of relations between the Muscovy and the Turkic tribes of Eurasia

    where the author pays special attention to how the relations were perceived by both

    parties. Khodarkovsky actually suggests that until a new source of legitimacy was

    constructed by the Romanovs, the legitimacy of the Muscovite secular rule was built

    upon the legacy of the Golden Horde (2004). Nevertheless, one wonders why literature

    is largely devoid of such perceptive approaches to the peculiarities of Russian history

    when the issue is the European character of Russia. Could it be similar value judg-

    ments about Europe, this time positive; unlike in the case of the Mongols? Although

    scholars such as Daniel Clark Waugh (2001) and Simon Dixon (1999) have raised fair

    questions about the limits of the modernization attempts in Russia in the eighteenth

    century, such perceptiveness is especially lacking in the general evaluations of

  • 267

    Ylmaz / Eurocentrism Inside Europe

    Nicholas Riasanovsky (2005a, 2005b) and James Cracraft (2003); and the biographical

    works of Lindsay Hughes (2002) and Isabel de Madariaga (1981), respectively on Peter

    the Great and Catherine the Great. All of these authors depict Russia as a modern-

    izing, Europeanizing, and thus successful state based on the emergence of specific

    outcomes, ignoring the cultural distinctiveness of Russian society.

    This article does not claim to have analyzed the secondary literature exhaustively, but

    the examined monographs are representative of the current level of advancement

    in the field in the English language. It is concluded that in order to fully eliminate

    the Eurocentric, outcome-focused paradigms from the literature, we should first

    revise our interpretation of European history, because the arguments produced and

    assumptions made about the European past has somewhat of a butterfly effect of

    varying degrees in all historical fields and subjects. Simplistic, reductionistic accounts

    regarding the Ottoman Empire in the eighteenth century are representative of this

    effect. It becomes so easy to think of post-1683 Ottoman history as a period of decline

    when the outcomes are situated at the heart of scholarly interpretations, because the

    Ottomans lost war after war in the eighteenth century (Evans, 2006, p. 123; Ingrao,

    2000, p. 193; Lieven, 2001, p. 139, 2006, p. 9). But, can we accurately apprehend and

    contextualize the Ottoman eighteenth century or any other era by looking at the

    defeats, or likewise, victories? The answer is no. Therefore, as long as the progressive

    paradigms continue to give shape to the historians approach to European history,

    simplistic reductionistic accounts will continue to circulate within other fields.

    Kaynaka/References

    Amin, S. (1989). Eurocentrism. New York: Monthly Review Press.

    Anisimov, E. (1993). The reforms Peter the Great: Progress through coercion in Russia. Armonk, NY: Sharpe.

    Beales, D. (2009). Joseph II: Volume 2, against the world, 1780-1790. New York: Cambridge University Press.

    Berdyaev, N. (1960). The origin of Russian communism (ann arbor paperback). Ann Arbor: University of Michigan Press.

    Blanning, T. C. W. (1994). Joseph II (profiles in power). New York: Longman.

    Butterfield, H. (1931). The whig interpretation of history. London: G. Bell, & Sons.

    Chakrabarty, D. (2000). Provincializing Europe: Postcolonial thought and historical difference. Princeton: Princeton University Press.

    Chubarov, A. (1999). The fragile empire: A history of imperial Russia: New York: Continuum.

    Cracraft, J. (2003). The revolution of Peter the Great. Cambridge, Mass.: Harvard University Press.

    Davies, N. (1996). Europe: A history. Oxford, & New York: Oxford University Press.

    De Madariaga, I. (1981). Russia in the age of Catherine the Great. New Haven: Yale University Press.

    Dixon, S. (1999). The modernisation of Russia, 1676-1825. Cambridge, & New York: Cambridge University Press.

  • 268

    Human & Society

    Evans, R. J. W. (1979). The making of the Habsburg Monarchy, 1550-1700: an interpretation. Oxford, & New York: Oxford University Press.

    Evans, R. J. W. (2006). Austria, Hungary, and the Habsburgs essays on Central Europe, c. 1683-1867. Oxford, & New York: Oxford University Press.

    Evans, R. J. W., & Thomas, T. I. V. (Ed.). (1991). Crown, church, and estates: Central European politics in the sixteenth and seventeenth centuries. New York: St. Martins Press.

    Fichtner, P. S. (2003). The Habsburg Monarchy, 1490-1848: Attributes of empire. Houndsmill, Basingstoke, Hampshire, & New York: Palgrave Macmillan.

    Good, D. F. (1984). The economic rise of the Habsburg Empire, 1750-1914. Berkeley: University of California Press.

    Hochedlinger, M. (2003). Austrias wars of emergence, 1683-1797. London, & New York: Longman.

    Hodgson, M. G. S. (1993). Rethinking world history. New York: Cambridge University Press.

    Hughes, L. (2002). Peter the Great: A biography. New Haven: Yale University Press.

    Ingrao, C. W. (2000). The Habsburg Monarchy, 1618-1815. Cambridge, England, & New York, NY, USA: Cambridge University Press.

    Ingrao, C. W. (Ed.). (1994). State and society in early modern Austria. West Lafayette, IN: Purdue University Press.

    Jszi, O. (1929). Thedissolutionof the Habsburg Monarchy. Chicago: University of Chicago Press.

    Kann, R. A. (1974). A history of the Habsburg Empire, 1526-1918. Berkeley: University of California Press.

    Khodarkovsky, M. (2004). Russias steppe frontier: The making of a colonial empire, 1500-1800. Bloomington, Ind.: Indiana University Press.

    Lieven, D. (2001). Empire: The Russian Empire and its rivals. New Haven, Connecticut: Yale University Press.

    Lieven, D. (2006). Russia as empire and periphery. In D. Lieven (Ed.), Russia, Volume II: Imperial Russia 1689-1917 (pp. 9-26). New York: Cambrdige University Press.

    Longworth, P. (1997). The making of Eastern Europe: From prehistory to postcommunism (second ed.). New York: St. Martins Press.

    Macartney, C. A. (1968). The Habsburg empire, 1790-1918. London: Weidenfeld, & Nicolson.

    Melton, J. V. H. (2006). The Theresian School reform of 1774. In J. B. T. Collins, & L. Karen (Ed.), Early modern Europe: Issues and interpretations (pp. 55-68). Malden, MA: Blackwell.

    Mikhail, A., & Philliou, C. M. (2012). The Ottoman Empire and the imperial turn. Comparative Studies in Society and History, 54(4), 721-745.

    Munck, T. (2000). The enlightenment: A comparative social history, 1721-1794. London: Oxford University Press.

    Ostrowski, D. G. (1998). Muscovy and the Mongols: Cross-cultural influences on the steppe frontier, 1304-1589. Cambridge, & New York: Cambridge University Press.

    Ostrowski, D. (2010). The end of Muscovy: The case for circa 1800. Slavic Review, 69(2), 426-438.

    Padover, S. K. (1967). The revolutionary emperor, Joseph II of Austria. Hamden, Connecticut: Hamden, Conn. Archon Books.

    Raeff, M. (1971). Imperial Russia 1682-1825: The coming of age of modern Russia. New York: Knopf.

    Raeff, M. (1975). The well-ordered Police state and the development of modernity in seventeenth- and eighteenth-Century Europe. American Historical Review, 80, 1221-1245.

  • 269

    Ylmaz / Eurocentrism Inside Europe

    Raeff, M. (1983). The well-ordered police state: social and institutional change through law in the Germanies and Russia; 1600-1800. New Haven, Connecticut: Yale Univ. Press.

    Raeff, M. (2003). The emergence of the Russian European: Russia as a full partner of Europe. In C. H. Whittaker (Ed.), Russia engages the world, 1453-1825 (pp. 118-137). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press.

    Riasanovsky, N. V. (2005a). A history of Russia. New York: Oxford University Press.

    Riasanovsky, N. V. (2005b). Russian identities: A historical survey. Oxford, & New York: Oxford University Press.

    Said, E. (1979). Orientalism. London: Routledge & Kegan Paul.

    Scott, H. M. (1990). Enlightened absolutism: Reform and reformers in later eighteenth- century Europe: Ann Arbor: University of Michigan Press.

    Szabo, F. A. J. (1994). Kaunitz and enlightened absolutism, 1753-1780. Cambridge, England, & New York: Cambridge University Press.

    Tapie, V. L. (1971). The rise and fall of the Habsburg Monarchy. New York: New York, Praeger.

    Todorova, M. (2009). Imagining the Balkans (updated ed.). Oxford University Press.

    Wakefield, A. (2009). The disordered police state German cameralism as science and practice. Chicago: University of Chicago Press.

    Wangermann, E. (1973). The Austrian achievement, 1700-1800. London: Thames and Hudson.

    Wangermann, E. (2006). An eighteenth- century engine of reform. Austrian History Yearbook, 37, 58-61.

    Waugh, D. C. (2001). We have never been modern: Approaches to the study of Russia in the age of Peter the Great. Jahrbcher fr Geschichte Osteuropas, 49(3), 321-345.

    Whaley, J. (2012). Germany and the holy Roman Empire: Volume II: The peace of westphalia to the dissolu-tion of the reich, 1648-1806.New York: Oxford University Press.

    Wolff, L. (1994). Inventing Eastern Europe: The map of civilization on the mind of the EnlightenmentStanford. California: Stanford University Press.

    Wortman, R. (2003). Texts of exploration and Russias European identity. In C. H. Whittaker (Ed.), Russia engages the world, 1453-1825 (pp. 90-117). Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press.