50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 40 19 fiubat 2006 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Baflbakan’dan “Halka Seslenifl”: Kulp’ta Toplu Mezar! Katiller Nerede? Katiller Nerede? Hukuk devletin cinayetlerini gizlemek, halk› sindirmek için mi var? Onun ‘üslup’ sorunu de¤il, zihniyet sorunu var. Onun zihniyeti ‘Halka Düflman’ ‘lan’ ISSN 13005 - 7944

Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 40

19 fiubat 2006Fiyat›: 1 YTL(kdv dahil)

[email protected]

Baflbakan’dan “Halka Seslenifl”:

Kulp’ta Toplu Mezar!

Katiller Nerede?Katiller Nerede?

Hukukdevletin cinayetlerini gizlemek,

halk› sindirmek için mi var?

Onun ‘üslup’ sorunu de¤il, zihniyet sorunu var.

Onun zihniyeti

‘Halka Düflman’

‘lan’

ISSN 13005 - 7944

Page 2: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

�Ça¤r›‹lan

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:Sevtap TTÜRKMEN

Genel YYay›n YYönetmeni:Yasemin ‹‹LTER

Genel KKoordinatör:Sad›k EERO⁄LU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.comMail AAdresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Fiyat›: 1 YTL Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 23 fiubat

1 Mart

Haftal›k SSüreli YYerel YYay›n

● Do¤ançay Yard›mlaflma Ve Dayan›flma Derne¤i Aç›ld›Adres: 7198 Sokak No: 17/1 Do¤ançay Karfl›yaka ‹zmirTelefon: 0.232.3638511

● ‹dil Kültür Merkezi Etkinlikleri

* FFilm GGösterimiÖlü OOzanlar DDerne¤iTarih: 25 fiubat 2006Saat: 18.00

* EErdal GGüney KKonseriTarih: 26 fiubat 2006Saat: 18.00

Tek bafl›na koca mahallenin dergi da¤›t›-m›n› yapmaya bafllad› Orhan. S›rt›na dergileriyükleyip saatlerce kap› kap› dolafl›rd›. Hergün çantas›n› yüklenir, ev ev dolaflmaya de-vam ederdi. Dergileri bitirmek, ulaflt›rabildi¤ikadar çok insana ulaflt›rabilmek için elindengeleni yapard›. Ayn› zamanda mahallenin içe-risinde birçok faaliyetin içerisinde yeral›rd›.‹nsanlar›n sorunlar›yla ilgilenir, yard›mc› ol-maya çal›fl›rd›.

Bir süre Armutlu’da mahalli alanda görev-ler ald›. Ondan sonra da hayalini süsleyen si-lahl› ekiplerde yerald›. Orhan bir milistir ar-t›k. Bu süreçte Do¤an Tokmak’›n sorumlulu-¤u alt›nda çal›flt›. Yaflanan bir operasyonda,kurtulmas›na ra¤men aran›r duruma düfltü.Bu süre içerisinde de yerinde duramaz Orhan.Onun yap›s› böyledir. Yine görev ister. Okur,ö¤renir, kendini gelifltirir...

19 Aral›k Katliam›’nda d›flar›dad›r. SüreçArmutlu’nun direnifl kalesi oldu¤u günlerdir.5 Kas›m 2001’de Armutlu Katliam›’ndan birgece önce ölüm orucu direniflçilerini ziyaretiçin Armutlu’ya gelir. Armutlu daha önceden

tan›d›¤› bir yerdir zaten. Armutlu halk› daonu “Veli” diye tan›r önceden. Ertesi gün Ar-mutlu’ya operasyon bafllad›¤›nda barikatlardao da vard›r, çat›fl›r, daha sonra mahalledenayr›l›r.

Ne var ki bir süre sonra tutsak düfler veTekirda¤ F Tipi hücrelerine konulur. Yerinde5 dakika duramayan Orhan’› duvarlar s›kar,bunalt›r. Asi ve isyankard›r Orhan. Bu özelli-¤i ile idarenin keyfi uygulamalar›na an›ndasert tav›rlar al›r.

Sonunda tek kiflilik bir hücreye geçer. Ha-pishane idaresi keyfi uygulamalar ve dayatma-larla tek bafl›nayken Orhan’›n iradesini k›rabile-ce¤ini düflünür. Hemen her say›mda sorun ç›-kartmaya bafllar. Bu dayatmalara karfl› Orhantav›rs›z kalmaz. Çünkü tek kiflilik hücreye geç-mesi onun güçsüzlü¤ünden ya da örgütsel so-runlar›ndan ötürü de¤ildi. Düflmana olan kiniayn›yd›. Ve düflman›n kas›tl› bask›lar›na karfl›bir isyand› Orhan’›n çakt›¤› çakmak...

ABD’nin Irak’a sald›r›s› ve tecriti protestoetmek için yapt›¤›m›z 3 günlük açl›k grevininson günü, saat 22.30’da yan taraf›nda kalanhücreye seslenerek “Savafla ve tecrite karfl›kendimi yakaca¤›m” dedikten sonra, kendiiradesi ve karar›yla bedenini tutuflturdu.

“Yaflas›n Feda Eylemimiz”, “Savafla veTecrite Hay›r” sloganlar›yla hastaneye kald›-r›ld›... Ve bir ö¤le vakti radyo haberlerindeOrhan’›n flehit düfltü¤ü heberi geldi.

Ölümü de yaflam› gibi asice olmufltu Or-han’›n.

Nas›l ba¤lanmad›ysa yere ve zamana

ba¤lanmad› kendine de bir ömür boyu

da¤lara t›rmanan otlak gibi

Soluk solu¤a yaflamak istedi dünyay›

Bir flahan gibi bulutlara kurdu

dumanl› sevdalar›n yörük çad›r›n›

S›radan bir gezgin de¤ildi hiç

dövüflür gibi yaflad› yolculuklar›(*)

(*) fiiir Ahmet Telli’ye aittir.

������������Orhan OO⁄UR

Cemal,1956 y›l›ndaSivas Divri-¤i’de do¤du.12 Eylül ön-cesi müca-deleye kat›l-d›. Cunta y›l-

lar›nda tutsak düfltü. Hapishanedegördü¤ü iflkenceler sonucu hastal›-¤›n›n ilerlemesi ve tedavi ettirilme-mesi sonucu 26 fiubat 1983’tearam›zdan ayr›ld›.

Cemal ÖÖZDEM‹R

Liseli DEV-GENÇ ör-gütlenmes›nde yerald›.29 fiubat 1980’de ‹s-tanbul Etiler’de devletinmaafll› katilleri taraf›n-dan vurularak katledildi.

Cemal ÖÖREK

Halk›n›n müca-delesinde yeralan bird e v r i m c i y d i .1992’de bir hastal›¤›nedeniyle HacettepeT›p Fakültesi Hasta-hanesi’nde tedavigördü¤ü s›rada, Ka-

radeniz Devrimci Sol operasyonunda iflken-ceciler taraf›ndan hasta yata¤›na zincirlen-di. Tedavisi tamamlanmadan tutukland›.Tahliye olduktan sonra ilerleyen hastal›¤›nedeniyle 28 fiubat 1993’te do¤um yeriolan Rize’de yaflam›n› yitirdi.

Ali TTOPALO⁄LU

TAYAD’l›lar, Temel Haklar üyeleri, Yürüyüfl okurlar›, her alandaki HÖC’lülergeçen hafta da ellerinde bildirilerle, kitaplarla, dergilerle meydanlar›, gecekon-du sokaklar›n› arfl›nlad›lar. Bu elbette bir “kampanya” de¤il; bu süreklileflen, sü-reklileflmesi gereken bir çal›flma. Gerçe¤in bask›yla, yasaklarla, sansürle bo¤ul-maya çal›fl›ld›¤› bir ülkenin devrimcileri, her koflulda ve her yerde gerçe¤i ›srar-la anlatmaktan biran geri duramazlar.

❖ “Sana Tecriti Anlatmak ‹stiyorum”; TAYAD’l›lar, geçen hafta ‹stanbul’unbirçok merkezi meydan›nda “Sana Tecriti Anlatmak ‹stiyorum” bafll›kl› bil-dirileri da¤›tt›lar. 12 fiubat’ta ayn› saatlerde Kad›köy ‹skele Meydan›'nda, Ba-k›rköy Özgürlük Meydan›'nda, Mecidiyeköy ve Osmanbey’de TAYAD’l›lar,bildirilerle halka tecriti, tecritin sonuçlar›n›, amac›n› ve alt› y›ld›r devam edenBüyük Direnifli anlatt›lar. Tüm merkezlerde binlerce bildiri da¤›t›ld›. TAYAD’l›lar›n tecriti anlatt›¤› bir baflka merkez de Taksim’di. 50 TAYAD’l›n›nkat›ld›¤› bildiri da¤›t›m›nda, polis çevik kuvvet otobüsleriyle dolaflarak halktatedirginlik yaratmaya çal›flt›. Fakat TAYAD’l›lar bir saat boyunca bildiri da¤›t-may› sürdürdüler.

❖ ‹sviçre'deki Yürüyüfl okurlar›, 11 fiubat’ta Yürüyüfl yaz›l› önlükleriyle,Türkiyeliler’in yo¤un olarak yaflad›¤› bölgelerde dergimizi tan›tt›lar. 2.5 saatboyunca 35 dergi satan okurlar›m›z, yurtd›fl›ndaki insanlar›m›zla yurtlar› aras›n-da Yürüyüfl’le yeni ba¤lar kurdular.

❖ 12 fiubat günü 1 May›s Mahallesi'nin Mustafa Kemal Caddesi ile Mand›raMahalleleri'nde dergimizin tan›t›m›n› yapan okurlar›m›z, ya¤an yo¤un kar alt›n-da, konuksever halk›m›z›n “kar›n alt›nda hasta olacaks›n›z, gelin soban›n yan›n-da kurunun" davetleriyle karfl›laflt›lar. Daha önce pek gidilmeyen Mand›ra Ma-hallesi'nde oldukça yo¤un ilgiyle karfl›lanan okurlar›m›z, 1.5 saat içinde 150dergi satt›lar.

❖ 13 fiubat’ta Gazili okurlar›m›z da toplan›p Yürüyüfl önlükleri ile dergimi-zin tan›t›m ve sat›fl›n› yapt›lar. A¤›rl›kl› olarak Karayollar› Mahallesi'nde 40 Yü-rüyüfl okuru, ev ev, sokak sokak gezerek megafonlarla halka dergimizin içeri-sindeki haberleri duyurdu. Yaklafl›k 2 saat içerisinde 145 dergi sat›ld›.

❖ Ege Temel Haklar üyeleri de 12 fiubat’ta Karfl›yaka Yamanlar Mahalle-si’nde “AKP Tecrit ve Sa¤l›k Politikas›yla Öldürüyor - Hükümet ‹stifa Etmeli-dir” bafll›kl› bildirileri da¤›tt›lar. Evlerin tek tek gezildi¤i, kufl gribiyle ve tecrit-le ilgili halk›n sorular›n›n cevapland›r›ld›¤› da¤›t›m s›ras›nda Temel Haklar’›ntan›t›m› da yap›larak örgütlenme ve mücadele ça¤r›s› yap›ld›.

Ellerimizde

bildirilerimiz

kitaplar›m›z

dergilerimiz...

Gerçe¤in sesiyle

her yerdeyiz!

GERÇE⁄‹ BO⁄DURTMAYACA⁄IZ!

Orhan O¤ur, 3 Mart 1981 ‹stan-bul do¤umludur. 16 yafllar›ndaykenmücadele içinde yeralmaya bafllad›. 1998 sonlar›nda örgütlüiliflkiler içinde yeralarak, gecekondu semtlerinde devrimciçal›flmas›n› sürdürdü. 6 Kas›m 2001’de DHKP-C davas›ndantutuklanarak F Tipi hapishanelere at›ld›.

Tek kiflilik hücresinde, tecrit iflkencesi alt›nda, bireyselbir kararla, bedenini tutuflturarak tecrit alt›ndaki bu yaflam›reddetti. 27 fiubat 2003’te flehit düfltü. Örgütünün ira-di bir karar› sonucu olmasa da, ölümünü zulme karfl› bir pro-testoya dönüfltürdü.

BüyükDireniflte fifiehit

Düfltüler

Muharrem Karademir,1973 Sivas Hafik do¤umlu-dur. ‹stanbul'da gecekondusemtlerinde mücadele ve ör-gütlülük içinde yerald›. Da-ha sonra Silahl› DevrimciBirlikler’e kat›ld›. SDB üyesiolarak mücadelesini sürdü-rürken 1992 Haziran’›ndatutsak düfltü.

Muharrem, 20 Ekim 2003'te Kand›ra F TipiHapishanesi’nde ölüm orucuna bafllar bafllamaz,tek kiflilik bir hücreye al›nd›. O günden itibaren fi-ziki-psikolojik özel bask›lara maruz kald›. Fakat o,yoldafllar› ad›na, halk›, vatan›, örgütü ad›na ku-fland›¤› k›z›l band›na ihanet etmedi. 27 fiubat2004’te flehit düflerek zalimleri kendi inlerin-de, kendi iflkence hücrelerinde yendi.

OnlarSuyun hep tatl›Gecelerin iseHep mehtapl› olmas›n› isterlerOysa flafaktan önceki karanl›kt›r yaflan›lanGece flafa¤› karfl›lamaya haz›rlan›yorZifiri karanl›¤›n korku düflürdü¤ü yüreklerBu dipsiz karanl›¤›n sonsuza dekSürece¤ini sanarakPencerelerin perdelerini kapat›pBirer birer terkediyorlar biziVars›n bizi terketsinTatl› su bal›klar›Mehtapl› gece romantikleriVars›n bizi terketsinZifiri karanl›¤›n sonsuza dekSürece¤ini sananlarYüre¤im sen güçlü olBil ki bu karanl›k sonsuz de¤ilSökecek mutlaka flafakSökecek mutlaka…

Muharrem KarademirNisan 2001

Orhan OO⁄UR Muharrem KKARADEM‹R

Page 3: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Geçen hafta Adli T›p, bir DNAincelemesinin sonucunu aç›kla-

d›. Alalade bir DNA de¤ildi bu. Ad-li T›p’›n tarihinde istemeden de olsa“devletin aleyhine” ortaya koydu¤uen önemli delillerden biriydi. AdliT›p’›n DNA incelemesi sonucu,Kulp’ta bulunan toplu mezardakikemiklerin, devletin resmi güçleritaraf›ndan gözalt›na al›n›p kaybedi-len 11 köylüye ait oldu¤u kan›tlan-d›. Asl›nda Adli T›p raporunun orta-ya koydu¤u “düzenin DNA’s›”d›r.Oligarflik devletin tüm karakteristiközellikleri gözüküyor bu DNA ince-lemesinde. Bu devlet, kendi vatan-dafllar›n› kaybeder, onlar› hiçbir ya-saya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara atar.Ve ony›llarca da “devlet s›rr›” diye-rek bu gerçe¤in üstünü örter. Ve yi-ne o DNA gösteriyor ki, yarg›s›,

meclisi, hükümeti, ordusu hepsi busuçun orta¤›d›r. Bu sonuç, oligarflikdevletin yap›s›n› bir türlü çözümle-yemeyenlerin önüne konulan tart›-fl›lmaz bir kan›tt›r.

Tespit edilebilen rakamlara göre,bine yaklaflan ama besbelli ki

gerçekte daha fazla olan tüm kay›p-lar›n ak›beti ayn›d›r. Bundan hiçkimsenin flüphesi olmas›n. Bu, top-lu mezardaki kemikler üzerinde ya-p›lan DNA çözümlemesi kadar bi-limsel ve kesindir. Siyaset bilimi,oligarflik devleti böyle çözümler; bukadar “kay›p” vakas›n›n baflka türlüolamayaca¤›n› söyler.

Kay›plar›n hala kay›p oldu¤u birülkede, bar›fl, adalet, hukuk,

demokrasi sözleri, aldatan bir masalolmaktan öteye geçemez. Kay›pla-r›n, toplu mezarlar›n oldu¤u bir dü-zen adaletsizli¤ini, hukuksuzlu¤unu

herkesin gözüne sokmaktad›r zaten.Bu gerçe¤in karfl›s›nda, “bar›fl” ad›-na, “geçmifli unutal›m” demek, bin-lerce kay›b›, faili meçhulu unutma-y› savunmak, adaletsizli¤i sürekli-lefltirmektir. Adaletsizli¤in oldu¤uyerde, oldu¤u iddia edilen bar›fl birsafsatad›r. Bir çok Latin Amerikaülkesinde, “demokrasiye geçildi¤i”,“bar›fl›n sa¤land›¤›” iddialar›na kar-fl›n, kay›plara iliflkin gerçekleringizlenmesi, kaybedenlerin yarg›lan-mamas›, mevcut düzenin devam et-ti¤inin göstergesi olmaya devamediyor. Üç befl general, polis göster-melik olarak kurban edilse de, ka-y›plar›n politik sorumlular› a盤a ç›-kar›lm›yor ve yarg›lanm›yor.

Kay›plar›n, faili meçhullerin var-l›¤›, bar›fl, demokrasi, diyalog

sözlerini, AB’ye uyum yasalar›n›anlams›zlaflt›ran bir gerçektir. Bugerçek herkesin kafas›na dank et-melidir. Kulp’taki olay karfl›s›ndaiktidar›n suskunlu¤u, fiemdinli’dekatillerin sal›n›p halk›n tutuklanma-s›, bu ülkede nas›l bir iktidar›n hü-küm sürdü¤ünün ve nas›l bir huku-kun varoldu¤unun apaç›k gösterge-leridir. AKP ve Genelkurmay, bugeliflmeler karfl›s›ndaki tav›rlar›ylagerçekte herkese aç›kça flunu söylü-yorlar: “bunlar bizim iktidar›m›z›sürdürmek için baflvurdu¤umuzoyunlard›r.”

Kulp’ta bir toplu mezar ortayaç›k›yor. Siyasi ve askeri sorum-

lulardan ses yok. Toplu mezar›n

Verilmesi gereken karar, kay›plarla, toplu mezarlarla birlikte ya-flamay› kabul edip etmeyece¤imizle ilgilidir. Bar›fl, uzlaflmapolitikalar›n› savunup, parlamenter demokrasinin çarklar›

aras›nda ö¤ütülmeyi kabul edip, oligarflik iktidar› tümden vekökten reddetmeyenler, halk› kay›plarla ve kaybedenlerle birlik-

te yaflamaya mahkum ettiklerinin fark›na varmal›d›rlar.

Oligarflinin gizlicekazd›¤› her mezar,

kendi mezar›d›r!

3 Oligarflinin gizlice kazd›¤› her mezar, kendi

mezar›d›r!

5 Zorla hastaneye kaç›r›lan Fatma Koyp›nar

6 Katiller nerede?

10 Kaybediyor, katlediyorlar

13 19 milyonun ‘el’i

14 Emek: TEKEL’de ‘ilk raund’ direnen iflçilerin

16 Trabzon’da “rastlant›sal” hiçbir geliflme yoktur!

19 Bir ölüm orucu direniflçisi’nin son ‘not’lar›

20 Tecrit: “Ses, ‘kendini as’ diyordu”

23 TAYAD 20. y›l›nda

26 ‘Üslup sorunu’ de¤il zihniyet sorunu var!

30 Fethullah Gülen okullar›n›n kapat›lma

gerekçesi

31 Yaz› Dizisi: Halk Örgütlülükleri-bölüm 7

35 Avrupa emperyalizmi Danimarka’ya sahip ç›kt›

37 Hayat›n ‹çindeki Teori: ‘Öteki dünya cenneti’

ve bu dünyada bir cennet yaratmak

41 15 fiubat operasyonu protesto edildi

42 Tutsakl›klar, gençli¤in ba¤›ms›zl›k

mücadelesini engelleyemeyecek

43 Kerbela

44 ‹flkencesiz iflgal olmaz!

45 ‹ran senaryosu ve medya

46 AB ve emekçi haklar›

48 TSF Ankara toplant›s›

49 Kapitalist Batakl›k: “Dur dur, inecek var...”

50 Polis oyunlar›

-Not Düflüyoruz

� � � � � � � � � � �

Page 4: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

kaybedilen 11 köylüye ait oldu¤udevletin resmi kurumlar›nca belge-leniyor. Buna ra¤men hükümettenhiçbir ses ç›km›yor. Faili –Bolu Ko-mando Tugay›– do¤rudan kendisineba¤l› bir kurum olan Genelkur-may’dan ses ç›km›yor. AKP’nin veGenelkurmay’›n Maskeleri Düflmüfl-tür; Susurluk, AKP ve Genelkur-mayca Sürdürülüyor. Baflbakan›n birkaç demagojik sözü üzerine, halk›beklentilere sokanlar, bu kadar kabademagojilere aldand›klar› ve halk›da bu aldanmaya ortak etmeye ça-l›flt›klar› için özelefltiri yapmal›d›r-lar.

Nas›l bir ülkede yaflad›¤›m›zkavranmadan, demokrasi mü-

cadelesi vermek, ayd›n tavr› tak›n-mak, kolay de¤ildir. Ayd›nlar›m›z,DTP’den ÖDP’ye legal sol partile-rin yöneticileri, sol gazeteciler, ge-çen hafta faili meçhullerin ayd›nla-t›lmas› için bir aç›klama yapt›lar.Demokratik bir tav›rd›r. Fakat o tav-r›n içinde “nas›l bir ülkede yaflad›-¤›m›z›n” bir türlü görülmek isten-medi¤inin de göstergeleri vard›r.Kay›plardan, faili meçhullerden“geçmiflte ifllenen suçlar” olaraksözedilmekte, geçmiflte kalan bir“karanl›k dönem”den sözedilmekte-dir. Vahim bir yan›lg›. Ve ayn› za-manda, o aç›klamay› imzalayanla-r›n tecrübeleriyle, birikimleriyle hiçuygun olmayan bir mant›ks›zl›k.

Kaybedilenler hangi tarihte kay-bedilmifl olursa olsun, kaybe-

denler hala korunuyorsa, kaybeden-ler hala ülkeyi yönetiyorsa, o politi-ka “geçmifle” de¤il, bugüne ait birpolitikad›r. Kaybetmelerin, infazla-r›n, faili meçhullerin rakamsal ola-rak fazla veya az olmas›, tamam›yladönemsel nedenlerin sonucudur;politikalar›n de¤iflti¤inin, döneminde¤iflti¤inin göstergesi olamazlar.

Silopi’de HADEP’li Serdar Tan›flve Ebubekir Deniz’in kaybedili-

fli, ne kastedilen o “karanl›k” döne-me aittir, ne de o olay›n seyri farkl›olmufltur. ‹ki HADEP’li 25 Ocak2001’de Silopi Jandarma Komutan-l›¤›’na gittiler. Gittikleri yer devle-tin resmi bir kurumuydu. Ve onlar-

dan bir daha haber al›namad›. Kay-bedildiler. Gittikleri yer belli, kay-bedildikleri yer belli, kaybedenlerbelliydi. Ama ne oldu? Olayla ilgilidava “yeterli delile ulafl›lamad›¤›”gerekçesiyle “takipsizlikle” sonuç-land›. 2000’li y›llarda kaç devrimciinfaz edildi. Sonuç yine ayn› oldu.Her infaz iktidarlarca savunuldu, in-fazc›lar mahkemelerce korundu.

Kaybetme politikas›, bir düzeningayri-meflrulu¤unun, hukuk d›-

fl›l›¤›n›n, demokratik bir devlet me-kanizmas›n›n olmay›fl›n›n tart›fl›l-maz kan›t›d›r. Oysa bu ülkede hak-lar ve özgürlükler mücadelesi verdi-¤ini, demokrasiden yana oldu¤unusöyleyen onlarca kurum, parti,ony›llard›r infazlar›, kay›plar›, failimeçhulleri gündemlerine bile alma-maktad›rlar. Kulp’taki toplu mezarailliflkin DNA incelemesi, “düzeninDNA’s›d›r” derken, bu politikalar›nsistemin as›l niteli¤ini belirledi¤iniifade ediyoruz. Dolay›s›yla, siste-min temel politikalar›yla çat›flmayagirmeyenlerin demokrasi ad›na yap-t›klar›, “esasa iliflkin olmayan” birmuhalefet olmaktan öteye geçme-mifltir.

Kulp’taki toplu mezar olay› veAdli T›p Raporu’ndan sonraki

geliflmeler bu görüflümüzü bir kezdaha kan›tl›yor. AKP susuyor, Ge-nelkurmay susuyor dedik. Ama su-sanlar yaln›z onlar de¤il. Bu ülkeninhukuk kurumlar›, hukukçular› daaya¤a kalkm›yorlar böyle bir hu-kuksuzluk karfl›s›nda. Aradan aylargeçmesine ra¤men, hiçbir baronunhiçbir giriflimi yoktur bu konuda.Benzer daha önceki onlarca olaydaoldu¤u gibi! Oysa bu, aleni, belgelikan›tl› katliam ve kaybetme olay›karfl›s›nda hukuk kurumlar›n›n sus-mas› demek, kendi varl›k koflulla-r›n›, kendisini inkard›r. E¤er birülkede bunlar oluyorsa, zaten oradahukukun da, hukukçunun da yeriyok demektir. Veya, böyle bir ülke-de hukuk da, hukuk kurumlar› da sa-dece bir tek flekilde; düzeni aklamakiflleviyle varl›klar›n› sürdürebilirler.

Türkiye Barolar Birli¤i ve tüm il-lerin barolar› bir seferberlik ha-

linde karfl›s›na ç›kmal›d›rlar bu hu-kuksuzlu¤un. Ciddi, siyasal ve tek-nik olarak güçlü dosyalar haz›rla-mal›d›rlar. Bunu, katledilenlerin,kaybedilenlerin ve yak›nlar›n›n hak-lar›n› savunmak için de¤il, en bafltakendi varl›klar›n› savunmak içinyapmak durumundad›rlar. BarolarBirli¤i, bu konuda en baflta say›lma-s› gereken kurumlardan biri oldu¤uiçin, söyleyeceklerimizi onlar üze-rinden söyledik; ve asl›nda, ayn›fley tüm demokratik kitle örgütleri,tüm siyasi örgütler için geçerlidir.E¤er bir ülkede hukuk yoksa, o ül-kede gerçekte mesela sendika dayoktur, oda da yoktur. Varsa da var-l›¤› göstermeliktir. Onlara bu düze-nin reva gördü¤ü yer, demokrasici-lik oyununun vitrininde bir yerdir.Burjuva devlette kurumlar›, örgütle-ri vareden hukuktur. Hukuk yoksa,faflizmi savunmayan, faflist ideoloji-yi paylaflmayan, düzeni savunma-yan hiçbir kurum ve örgüte de yeryoktur.

Kulp’taki toplu mezar, Susurlukpolitikalar›n›n kan›tlanm›fl, bel-

gelenmifl halidir. Elbette bu devletkatliam›na karfl› hukuki, yasal ze-minde bir mücadele verilecektir;ancak herkesin düflünmesi, tercihyapmas› gereken nokta bunun çokötesindedir: verilmesi gereken ka-rar, kay›plarla, toplu mezarlarla bir-likte yaflamay› kabul edip etmeye-ce¤imizle ilgilidir.

Ony›llard›r bu düzenin baflvur-du¤u her türlü zulüm yöntemi-

ne karfl› direnen, bunun için büyükbedeller ödeyen devrimciler, bununkarar›n› net olarak vermifl tek kesi-mi oluflturmaktad›rlar; biz kay›plar-la, toplu mezarlarla an›lan bir dü-zende yaflamayaca¤›z. Bunun içinbar›fl, uzlaflma politikalar›n› redde-diyoruz, bunun için düzenin parla-menter demokrasisinin çarklar›içinde ö¤ütülmeyi reddediyoruz.Oligarflik iktidar› tümden ve köktenreddetmeyenler, halk› kay›plarla vekaybedenlerle birlikte yaflamayamahkum ettiklerinin fark›na varma-l›d›rlar. Oligarflik iktidar varsa, de-mokrasi yoktur ve olamaz!

4

19 fiubat 2006 / 40

Page 5: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

12. Ölüm Orucu Ekibi Direniflçi-si Fatma Koyup›nar, geçti¤imiz haf-ta tutuklu olarak bulundu¤u GebzeM Tipi Hapishanesi’nden, zorlaGebze Devlet Hastanesi’ne kald›r›l-m›flt›. Fatma Koyup›nar, ölüm oru-cu direniflini hastanede sürdürüyor.

Fatma Koyup›nar’› 10 fiubat’taGebze Devlet Hastanesi’nde ziyareteden yak›nlar›, Fatma’n›n tecritinkald›r›lmas› için bafllad›¤› direniflinisürdürdü¤ünü ve tüm sevdiklerinesevgilerini iletti¤ini aç›klad›lar.

Fatma Koyup›nar da, zorla mü-dahale sonucu katledilen Serdar De-mirel gibi “zorla müdahale” iflken-cesi ile karfl› karfl›ya.

Hiç kuflkusuz, onu hastaneyezorla kaç›ranlar›n direnifli k›rmak-tan baflka bir amaçlar› yok. Bugünekadar yüzlerce direniflçi bunun içingötürüldü hastaneye. Yüzlerce dire-niflçi bu hastanelerde yap›lan güya“t›bbi” müdahaleler sonucu sakatb›rak›ld›. Onlarcas› da bu müdaha-leler sonucu katledildi. Amaç “t›b-bi” anlamda bile “yaflatmak” de¤il,nas›l olursa olsun direnifli k›rmakt›r.Direniflçileri “zorla t›bb› müdahale-de” sakat b›rakarak ya da katledereksafd›fl› etmek, AKP iktidar›n›n sür-dürdü¤ü bir Nazi politikas›d›r.

Faflist doktorlar›n zorla müdaha-le için bafl›nda f›rsat kollad›¤› Fat-ma Koyup›nar, Gebze M Tipi Ha-

pishanesi’ne geri götürülmeyi talepetmesine ra¤men, hala hastanedetutuluyor.

Gebze Hapishanesi’nde Süresiz Açl›k GreviFatma Koyup›nar'›n zorla kaç›-

r›lmas›n› protesto eden Gebze Ha-pishanesi'ndeki kad›n tutsaklar isegeçti¤imiz hafta süresiz açl›k grevi-ne bafllad›lar. Onlar›n da taleplerin-den biri Fatma Koyup›nar’›n gerigetirilmesi.

Guantanamo’da Var, Türkiye’de Yok Mu?Zorla müdahale iflkencesinin

tüm vahfletiyle sürdü¤ü yerlerdenbiri de Guantanamo. Hat›rlanaca¤›gibi, Guantanamo’daki tutuklular,açl›k grevine bafllam›fllard›. ABDOrdu sözcüsü taraf›ndan yap›lanaç›klamada, açl›k grevindeki mah-kum say›s›n›n Aral›k ay› sonunda84'ten 4'e düfltü¤ü belirtildi. Tutuk-lular, zorla sandalyeye ba¤lan›yorve bo¤azlar›na tak›lan tüplerdenzorla besin veriliyor.

Guantanamo’daki zorla beslemeiflkencesi, Birleflmifl Milletler ‹nsanHaklar› Komisyonu’nun geçen haf-ta aç›klanan “Guantanamo Rapo-ru”nda da yerald›. Raporda, “yeme-¤i reddetmenin zararlar›n› anlaya-bilecek bir zihinsel yap›da oldukla-

r› halde yemek istemeyen kiflilerinzorla beslenmesinin bir çeflit iflken-ce oldu¤u” belirtilerek bu yöntemeson verilmesi istendi.

BM’nin “Guantanamo Raporu”üzerine Temel Haklar Federasyonutaraf›ndan da “Guantanamo’da Var,Türkiye’de Yok Mu?” bafll›kl› biraç›klama yap›ld›.

Aç›klamada, Guantanamo Rapo-ru’na yer veren burjuva medyan›nülkemizdeki iflkenceleri gizledi¤ibelirtilerek flöyle denildi:

“ABD’nin yapt›¤›n› haberleflti-ren gazeteler ülkemizde tam 6 y›ld›rsüren 121 insan›n can›na, yüzlerceinsan›n sakat kalmas›na yol açanzorla müdahale iflkencesine ne der-ler acaba! Yoksa ABD devleti ya-p›nca ‘iflkence’, ‘insanl›k d›fl› mu-amele’ say›l›yor, Türkiye devleti ya-p›nca iflkence ya da insanl›k d›fl›muamele say›lm›yor mu?”

5

19 fiubat 2006 / 40

Ölüm Orucu Direniflçileri SerpilCabadan ve Fatma Koyup›nar

Zorla Hastaneye Kaç›r›lan Fatma Koyup›nar:

“Direniflime devam ediyorum,tüm sevdiklerime selam ve

sevgilerimi gönderiyorum.”

‹ki islamc› tutsak, hücrelerini yakt›

‹zmir K›r›klar F Tipi’nde süresiz aç-l›k grevine bafllayan, eylemlerinin iler-leyen günlerinde hastaneye kald›r›lanMahir Ertu¤rul Zevkliler ve TahsinMert, geçen hafta, “bilinçlerini yitirdik-lerinde zorla müdahaleyle direnifllerinin

bitirilece¤i” düflüncesiyle, hücrelerinitutuflturdular. Hücreleriyle beraber ken-dilerini de yakmay› hedefleyen iki tut-sa¤›n eylemi, müdahale sonucu yar›mkald›. Ertu¤rul’un belden afla¤›s› tama-men yanarken, Mert’in hafif yan›klar›bulunmakta. ‹ki tutsak, flu an ölüm oru-cunda de¤iller. Ancak tedavi de kabuletmiyorlar. Talepleri F Tipi’ne gitmek.

TAYAD’l›lardan Ça¤r›:"Tutsaklar›n Sesine Bir Ses De Sen Ol!"

TAYAD'l›lar, 26 fiubat günü, saat 13.00'deSultanahmet Park›’nda oturma eylemi yapa-rak, “tutsaklar›n sesine bir ses de sen ol”ça¤r›s›yla, bir tutsak mektubu okuyacaklar.

Page 6: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

11 köylü, tam 13 y›ld›r kay›pt›.Onlar, Türkiye Kürdistan›’ndaki isim-siz, duyulmam›fl yüzlerce kay›ptan11’ydiler. Türkiye’nin büyük bölü-münün haberi yoktu onlardan.

11 insan nas›l kaybolur diye orta-l›k aya¤a da kalkmam›flt›.

Genifl kitlelerin haberi yoktu, pe-ki devletin de mi haberi yoktu onla-r›n kayboldu¤undan?

‹flin püf noktas› da buras›yd›.

Devlet için onlar “kay›p” de¤ildi.Çünkü zaten onlar› “kaybeden” dev-letti. 11 köylü, bu ülkenin resmi Si-lahl› Kuvvetleri’ne ba¤l›, Bolu Ko-mando Tugay Komutanl›¤› tara-f›ndan köylerinden sa¤ salim al›n-m›fllard›. Meçhul olan, “kay›p” olansonras›yd›.

Onlar› gözalt›na ald›ran ve sonrakaybeden bu devletten resmi olarakmaafl alan Türk Silahl› Kuvvetlerisubaylar›yd›.

11 köylü kay›p olmas›na ra¤men,“cesetleri ortada yok” gerekçesiylehiç bir savc› da dava açmam›flt›.Benzer tüm kay›p olaylar›nda yarg›ayn› bahaneye sar›lm›flt›r zaten. Yar-g›n›n kaybetme politikas›na ortak

oluflunun k›l›f›d›r bu.

Diyarbak›r’›n Kulp ilçesine ba¤-l› Alacaköy’de geçen y›l toplu me-zar bulundu¤unda, köylülerin akl›nailk gelen elbette mezardan ç›kan ke-miklerin, 1993 y›l›nda “kaybolan”11 köylüye ait oldu¤uydu.

Nitekim böyle oldu¤u bugün ar-t›k Adli T›p Raporu ile kesinleflti.

Gözalt›na al›n›p kaybedilen köy-lülerin yak›nlar›ndan al›nan DNAörnekleri ile toplu mezardan ç›kankemikleri efllefltiren Adli T›p, ke-miklerin Bolu Komando TugayKomutanl›¤› taraf›ndan gözalt›naal›nan 11 köylüye ait oldu¤u rapo-runu verdi.

Yap›lan aç›klamalar, Adli T›pKurumu’nun raporunun, Kulp Sav-c›l›¤›’na ulaflt›¤›n› belirtiyor.

Peki flimdi Kulp savc›l›¤› ne ya-pacak? Soruflturmay› 13 y›ld›r “ce-setlere ulafl›lamad›¤›” gerekçesiylesavsaklayan yarg› ne yapacak?

‹flte mezar, iflte cesetler! Kulp’taki 11 köylünün dosyas›,

flimdiye kadar bir “kay›p” dosya-s›yd›. Art›k bu dosya bir KATL‹AMdosyas›d›r. Üstelik faili meçhul ol-

mayan bir katliam dosyas›.

11 köylü nas›l kaybedil-miflti? Biraz geriye gidip, 11 köy-lünün nas›l “göz göre göre” kaybe-dildi¤ini hat›rlatal›m:

11 Ekim 1993’te Alacaköy’ebask›n düzenleyen askerler, köydeterör estirdikten sonra Mehmet fiahAtala, Nusrettin Yerlikaya, TuranDemir, Behçet Tutufl, Bahri fiimflek,fierif ve Hasan Avar, M. Salih Akde-niz, Celil Aydo¤du, Ümit Tafl ve Ab-di Yamuk adl› 11 köylüyü gözalt›naald›.

Gözalt›na al›nan köylüler, 10gün boyunca elleri ba¤l› bir flekildeköyün yak›n›ndaki Keper Mezra-s›’nda al›konuldu. Gözalt›ndakiköylülerin akrabalar› bu süre içeri-sinde zaman zaman 11 köylüye yi-yecek götürebiliyorlard›. On günsonra, askerler köylülere bir dahayiyecek getirmemelerini, “burayagelmemelerini” söyledi. Daha sonraköye bir operasyon düzenlenerektüm köy boflalt›ld›. Köy, “yasakbölge” ilan edildi. Köylüler y›llarcaköylerine giremediler, geri döneme-diler.

6

19 fiubat 2006 / 40

Adli T›p Raporu Kan›tlad›:Kulp’taki Toplu Mezar, 11 Köylüye Ait

Kaç›ran: TSKKatleden: TSK

Toplu Mezar Kaz›p Gömen: TSKÖrtbas eden: TSK ve tüm devlet kurumlar›

Kan›tlar ortada. Belgeler kesin.

KAT‹LLER NEREDE?KAT‹LLER‹N YAKASINA YAPIfiACAK HUKUK NEREDE?

Kulp

Page 7: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Gözalt›ndaki köylülerden ise birdaha haber al›namad›.

A‹HM, Türkiye yönetimi-ni mahkum etti! Alacaköy köy-lüleri, Avrupa ‹nsan Haklar› Mahke-mesi’ne (A‹HM) baflvurdular. A‹HM,1 Haziran 2002'de ki davada Türki-ye’yi suçlu buldu ve mahkum etti.Türkiye yönetiminin 2 milyon marktazminat ödemesine hükmetti.

Aradan y›llar geçti.

2004 y›l›nda köyün yak›n›nda birtoplu mezar bulundu.

Köylüler daha toplu mezar bu-lundu¤u andan itibaren o mezar›n 11köylünün mezar› oldu¤undan emin-diler. Baflka ne olabilirdi ki?

TBMM’ de gerçekten ka-çamad›: Kulp’ta toplu mezar bu-lunmas› üzerine, yap›lan baflvurularsonucunda TBMM ‹nsan Haklar›‹nceleme Komisyonu da konuyailiflkin bir araflt›rma yapm›fl ve köy-lülerin iddialar›n›n incelenmesi ge-rekti¤ini belirtmiflti.

‹flte raporun sat›rbafllar›:

- Olay, Bolu'dan gelen generalYavuz Ertürk komutas›ndaki Bolu

Komando Da¤ Taburu'nun operas-yonu s›ras›nda gerçekleflmifltir.

- Toplu mezara ait kemiklerin vedi¤er delillerin Adli T›p'ta yap›lacakincelemede kayboldu¤u söylenenkiflilere ait oldu¤unun belirlenmesiolay› netlefltirecek. Ancak, kemiklermaktüllere ait ç›kmasa bile durumde¤iflmez. Zira bir operasyon s›ra-s›nda bu kiflilerin gözalt›na al›nd›k-tan sonra kaybolduklar› kanaatinevar›ld›.

‘Teörist’ olursa kaybedil-meleri mübah m›? Komisyonüyelerinden AKP'li Torun, gözalt›n-da kaybolduklar› A‹HM karar›yla dakesinleflen köylülerle ilgili askeriyetkililerin, 'Bölgede yakalad›klar›-m›z teröristti' fleklinde savunmayapt›klar›n› belirtiyordu.

Peki “terörist” olursa ne de¤ifle-cek? PKK’li olurlarsa ne de¤iflecek?Bu ülkenin kanunlar›nda “teröristlerkaybedilebilir” diye mi yaz›yor?

Gerçekte bu çarp›k mant›k, sade-ce polisle, askerle s›n›rl› olmay›pgizli veya aç›k bir çok kesime sira-yet etmifl durumdad›r. TBMM ‹nsanHaklar› ‹nceleme Komisyonu ad›na

yap›lan “inceleme”lerin raporundabile, tekrar tekrar “Bu köylülerin öl-dürme olay›n›n herhangi bir mesne-ti bulunmad›¤›, bu 11 kiflinin örgütirtibat›n›n tespit edilmedi¤i, bu kifli-lerin köylü vatandafllar oldu¤u”vurgulanmaktad›r. Konuya iliflkinbaflka aç›klamalarda da vard›r ben-zer vurgular. Bu çarp›k bak›fl, kontr-gerillan›n kay›p politikas›n›n meflru-laflt›r›lmas›ndan baflka bir fleye hiz-met etmez.

Toplu mezar bulundu, hu-kuk kay›p! 11 köylünün trajedisi,bu ülkede yaflayan hiç kimsenin“bana ne” diyemeyece¤i bir olayd›r.‹nsanlar›n böyle aleni gözalt›na al›-n›p pervas›zca katledilip kaybedile-bildi¤i ülkede, hiç kimsenin can,mal güvenli¤i yoktur.

Biliyoruz ki, Bolu Komando Tu-gay›, MGK’da al›nan kararlar› uygu-lam›flt›r. Ve bu kararlar, yaln›z düneait de¤ildir. fiemdinli’de halk›n evle-rini, iflyerlerini bombalayanlar daayn› kararlar› uygulamaya devamediyorlar. ‹flte bundan dolay› meselesadece bir “toplu mezar davas›” de-¤il, halk›n devletle davas›d›r.

7

19 fiubat 2006 / 40

Türk Silahl› Kuvvetleri, halkakarfl› savaflmak üzere e¤itilmifl bir“iç savafl ordusu”dur. Bu anlamdakatliamc›l›¤› geneldir. Fakat baz›birlikler, katliamlar ve halka karfl›

terör estirme konusunda özel olarak e¤itilmifllerdir. Ala-caköy’de 11 köylüyü katledip toplu mezara gömen BoluKomando Tugay› iflte bunlardan biridir. Bu katliam,sözkonusu tugay›n a盤a ç›kan tek katliam› de¤ildir.

24 Eylül 1994; Gökçek Köyü'nün Mirik mezras›nda,Bolu Komando Tugay›'n›n operasyonunda, yedi kiflikayboldu.

6 May›s 1994; Diyarbak›r'›n Kulp ilçesine ba¤l› De-veboyu mezras›na yap›lan bask›nda Bolu Komando Tu-gay› taraf›ndan gözalt›na al›nan Selim, Hasan ve CezayirOrhan adl› kifliler, kaybedildi. (Bu davayla ilgili olarakda A‹HM’de Türkiye yönetimi mahkum edildi. Türkiyehükümeti, bu davada, A‹HM’e gönderdi¤i savunmada“O bölgede operasyonu gerçeklefltiren sorumlu komuta-

n›n General Yavuz Ertürk oldu¤unu”resmen aç›klad›.

18 May›s 1994; Diyarbak›r Lice’yeba¤l› Türeli köyü Dehla Zerê mezras›-na yap›lan bask›nda Servet ve ‹kram

‹pek gözalt›na al›n›p kaybedildi. A‹HM'in 17 fiubat2004'te verdi¤i kararda söz konusu operasyonun YavuzErtürk komutas›ndaki Bolu Komando Tugay› taraf›n-dan gerçeklefltirildi¤i vurguland›.

Bu dava dosyas›ndaki ilginç bir nokta da, “olayla il-gili defalarca ça¤r› yap›lmas›na ra¤men Ertürk'ün ifadevermekten çekindi¤i”nin belirtilmesiydi. Ayn› Veli Kü-çükler, Teoman Komanlar gibi; onlar yarg›dan muaf!

*

Yavuz Ertürk, arkas›nda yüzlerce kaybetme, kat-liam, faili meçhul, iflkence b›rak›p “emekli” olduktansonra, 2002 seçimlerinde MHP'den fi›rnak Milletvekiliaday› oldu. Faflist hareketin Yeni Ça¤ Gazetesi’nde ça-l›flt›. Ard›ndan Kanal 7'ye “dan›flman” oldu.

*

fiemdinli’deki kontrgerilla sald›r›s›n›n failleri olanastsubaylar Ali Kaya ve Özcan ‹ldeniz de bir dönem Bo-lu Komando Tugay›'nda görevliydiler.

Bir katliam birli¤i ve

kontrgerillac› komutan›

Page 8: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

8

19 fiubat 2006 / 40

fiemdinli’de 9 Kas›m’da Umutkitabevini bombalayan kontrgerilla-c›lar› suçüstü yakalayan halktan 6kifli tutukland›.

Halk›n üzerine bomba atan J‹-TEM’ci astsubaylar Ali Kaya ve Öz-can ‹ldeniz'e ait arac› tahrip ederek“devlet mal›na zarar verdikleri” ge-rekçesiyle daha önce de ifadeleri al›-nan 11 kifli, geçen hafta yeniden sav-c›l›¤a ç›kar›ld› ve ard›ndan da S›tk›Çiftçi, Tanju Ayd›ner, MuhammetKaya, Tansu Ayd›ner, Ümit Çiftçi ileAgit Y›lmaz tutukland›lar.

Astsubay Tanju Çavufl’un halk›nüzerine atefl açmas› “meflru müda-faa” olarak de¤erlendirilirken, fiem-dinli Sulh Ceza Mahkemesi, katli-amc›lar› suçüstü yakalayanlar› ise,'devletin birli¤ini ve bütünlü¤ünübozmak'la suçlad›.

Düflünün; öyle bir devlet ki, ka-tiller, iflkenceciler, kontrgerillac›lar,uyuflturucu kaçakç›lar› deflifre olun-ca “birli¤i ve bütünlü¤ü” tehlikeyegiriyor. Ancak onlar sayesinde ayak-ta duruyor! Öyle bir devlet ki; katil-lerini, ellerini so¤utmamak için herkoflulda koruyor!

Böyle oldu¤u içindir ki; General-lerin 'iyi çocu¤u' Ali Kaya, kitabevi-ni bombalad›ktan 13 gün sonra ko-mutanlar› taraf›ndan ödüllendiril-iyor. Halk›n üzerine atefl açarak birkifliyi öldüren Tanju Çavufl serbestb›rak›l›yor. Ve kontrac›lar› suçüstüyapan halktan 6 kifli tutuklan›p Hak-kari Kapal› Cezaevi'ne konuluyor.

Bombac›lar›, iflkencecileri, toplumezar kaz›c›lar›n› himaye eden dev-let, 6 fiemdinlili’yi, bu “a¤›r suç”la-r›ndan dolay›, ömür boyu hapis ce-zas› ile yarg›layacak!

Evet, onlar›n suçu a¤›r; gerçek-leri a盤a ç›kard›lar, devleti “suçüs-tü” yapt›lar. Halk suçüstü yapmasaöteki kontra eylemler gibi bu da“devlet s›rr›” olarak kalacakt›.

fiemdinli'de 6 kiflinin yan›s›ra,“kameralarla tespit edilen” 27 kifli-nin daha gözalt›na al›naca¤› belirtili-

yor. Yok yetmez; tüm fiemdinli halk›-n› gözalt›na al›n ve tutuklay›n. Çünküonlar›n hepsi kontrgerilla için bir tehli-ke!

fiemdinli halk›, hakl› ç›kt›!Devleti iyi tan›yan fiemdinli hal-

k›, daha o günlerde dile getirmifltiolacaklar›: “ortal›k yat›fl›nca, bizdenbunun intikam›n› almaya çal›flacak-lard›r” diyordu fiemdinlililer. Kimi-leri, Baflbakan’›n aldat›c› bir kaç de-mecine kap›l›p “tamam art›k gerçek-ler a盤a ç›kacak, hiçbir fley eskisigibi olmayacak” havalar›na girerken,fiemdinli halk› onlar› uyar›yordu.Ama kimse onlar› dinlemedi.

‘‹yi Çocuklar’›n Komutan›Yine De Rahats›zKara Kuvvetleri Komutan› Yaflar

Büyükan›t, geçen hafta Baflbakan’lagörüflerek, “TBMM fiemdinli Komis-yonu’nun çal›flmalar›ndan duydu¤urahats›zl›¤›” dile getirdi.

Çünkü, komisyon raporuna ken-di ad›n›n konulmas› tart›fl›lm›flt›.Katlediyorlar, katiller yetifltiriyorlarama kendilerine hiç dokunulmas›nistiyorlar. Al›flm›fllar buna!

fiemdinli 6 fiemdinlili Tutukland›Kontrgerillay› a盤a ç›karmak‘ülke bütünlü¤ünü’ tehdit ediyormufl!

fiemdinli’de kontrac›lar› suçüstü yapan halktan 6 kifli-nin tutuklanmas›n› protesto etmek için Ankara TemelHaklar ve Özgürlükler Derne¤i, 15 fiubat akflam› YükselCaddesi’nde meflaleli yürüyüfl yapt›.

Yürüyüflte “Yeni fiemdinliler ‹çin Katiller Korunu-yor Halk Yarg›lan›yor. fiemdinli Halk› Yaln›z De¤ildir- Temel Haklar Federasyonu” pankart› aç›larak “Halk›

De¤il Katilleri Yar-g›lay›n”, “SusurlukAKP ‹le Sürüyor.AKP Hesap Ver-melidir” dövizleritafl›nd›.

‹nsan Haklar› Heykeli önünde federasyon ad›nayap›lan aç›klamada, aradan 3.5 ay geçmesine karfl›n“sonuna kadar gidece¤iz” diyen AKP iktidar›n›n hiç-bir fley yapmad›¤› vurgulanarak, AKP’nin de Susur-

luk’un sürdürücüsü oldu¤unun kan›tland›¤› belirtilti.

Eylem flu ça¤r›yla bitirildi: “Art›k yeni yalanlara,oyalamalara bizim karn›m›z toktur. Birleflelim, ada-let talebimizi hayk›ral›m.”

fiemdinli’de kontrac›lar› yakalayan halktan 6 kiflinintutuklanmas› ve katillerin aklanmaya çal›fl›lmas›, 11 fiu-bat’ta da Adana’da yap›lan bir eylemle protesto edildi.

HÖC, ESP, SDP ve SGD taraf›ndan ‹nönü Park›’ndagerçeklefltirilen eylemde, kontrgerillan›n da¤›t›lmas› ta-lep edilirken, eylem, “fiemdinli’de Bombalayan Katle-den Devlettir”, “fiemdinli Halk› Yaln›z De¤ildir” slogan-lar›yla bitirildi.

6 fiemdinlili’nin Tutuklanmas›na Protesto

Temel Haklar: fiemdinli Halk› Yaln›z De¤ildir

Page 9: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

9

19 fiubat 2006 / 40

Kay›plar, in-fazlar, kontrge-rilla bombalama-lar› konusundaAKP’nin “hiçbirfley yapmad›¤›-n›” söyleyenler,

yan›l›yorlar. Yap›yor.

fiemdinli’de katilleri b›rakt›r›p halk› tutuklatt›r›yor.Kulp’taki toplu mezar olay›n›n büyütülmemesini sa¤la-y›p, üstünün örtülmesi için çal›fl›yor.

Bu devletin katliamc› geçmiflini dile getiren ayd›nla-r› mahkemelerin karfl›s›na ç›kart›p sindirmeye u¤rafl›yor.

Bu ülkenin devrimcilerini F Tipi hapishanelerin hüc-relerinde tecrit edip katletmeye devam ediyor.

Elefltiren, soran, sorgulayan herkesi azarla, küfürle,hakaretlerle susturuyor.

Demeçleriyle linç güruhuna “devam edin kahraman-lar, devam edin” diyor. Ve linç güruhu, sald›r›lar›na de-vam ediyor.

Daha ne yaps›n!

Genelkurmay susuyor. ‹flkencelerini, katliamlar›n›,kontrgerilla organizasyonlar›n› “susarak” sürdürüyor.Hem zaten flimdi susmas› “AB’ye uyum” yasalar›na dauygun. Susuyor ve “iyi çocuklar” yetifltirmeye, yetiflmifliyi çocuklar›n› halk›n üstüne salmaya devam ediyor.

Kulp’ta toplu mezar bulundu.

Kim yarg›lanacak flimdi?

Çok teflhir olurlarsa, üç befl askere dava açarlar belki.Ordunun, polisin seferber edildi¤i, 28 tutsa¤›nkatledildi¤i 19-22 Aral›k Katliam›’ndan da asker-

ler, gardiyanlar yarg›lanm›yor mu?fiemdinli’de ortal›¤› bombalarla yak›p y›kma olay›n-

da kim yarg›lan›yor? Birkaç astsubay. EM‹R VERENLER K‹M? Kulptaki toplu mezar, birkaç askerin, subay›n kendi

bafl›na ald›¤› bir kararla kaz›lmad›. fiemdinli’deki bom-balar bir itirafç›yla bir astsubay›n kafas›ndan ç›kmad›.

ONLARA B‹R EM‹R VEREN VAR. Emir verenler Ankara’dad›r. Tüm kay›plar›n, infazlar›n, faali meçhullerin, toplu

mezarlar›n karargah› ANKARA’da MGK’d›r. “Bin operasyon”un fleflerinden Mehmet A¤ar bunu

tüm dünyan›n önünde aç›klam›flt›r: “Her fley (Bu her fle-yin içinde kay›plar›n, infazlar›n, faali meçhullerin oldu-¤u aflikard›r) zirvede kararlaflt›r›ld›” demifltir.

E¤er bu konular› araflt›rmak istiyorsan›z, “toplay›nMGK’y›, toplay›n zirveyi konuflal›m” demifltir.

Yeflil’mifl, Ali Kaya’ym›fl, bunlar “zurnan›n son deli-¤i”. Salt bunlarla u¤raflanlar, asl›nda as›l sorumlular›gizlemek isteyenlerdir. Bir mahkemenin “J‹TEM’invarl›¤›n› resmi kay›tlara geçmesi” önemli haber olu-yor ülkede. Ony›llard›r varl›¤›n› herkesin bildi¤i, varl›¤›devletin resmi raporlar›na, ifadelere geçmifl bir kurumun–J‹TEM’in– varl›¤›n› yoklu¤unu tart›flt›r›yorlar hala.Katilleri, katliamc›lar› teflhis etmekten ve yarg›lamaktanne kadar uzak olundu¤unu gösteriyor bu. Bu bir oyun.

Ankara’y› kurtarma oyunu. Ama Ankara’y› kimsekurtaramaz. Ne “ba¤›ml›” yarg›s›, ne yalaka medyas›onu kurtaramaz. Ankara hesap verecek!

J‹TEM’ci Tehdit EdiyorHamit Y›ld›r›m, bir korucu. J‹TEM üyesi.

‹tirafç› Abdülkadir Aygan, Musa Anter'in katle-dilmesinde teti¤i onun çekti¤ini söylüyor.

Hamit Y›ld›r›m’›n Güçlükonak katliam›nakat›ld›¤›na dair de iddialar, tan›kl›klar var.

Fakat hiç bir savc›, Hamit Y›ld›r›m hakk›n-da bir ifllem yapmad›¤› gibi, o bütün bunlarara¤men, fi›rnak'›n Kumçat› Beldesi'nde korucu-luk görevine devam ediyor, devletten maafl›n›al›yor ve hala teröre, tehditlerine devam ediyor.

DEHAP’l›lar geçen hafta yapt›klar› aç›kla-mada, J‹TEM’ci Y›ld›r›m’›n, bulundu¤u yerin“deflifre” edilmesi üzerine, bölgedeki DEHAPeski üyelerini ölümle tehdit etti¤ini söylediler.

Ayd›nlar ve Demokratik Kurumlardan Aç›klama:“Faili meçhul cinayetler ayd›nlat›ls›n!”

Aralar›nda ayd›nlar›n, çeflitli sendika ve partilerden temsilcile-rin, gazetecilerin yerald›¤› 327 kifli, ortak bir deklarasyon yay›n-layarak faili meçhul cinayetler konusunda soruflturma ve yarg›la-malar›n bafllat›lmas› istedi.

Yaflar Kemal, ‹smail Beflikçi, Rag›p Zarakolu, fianar Yurdata-pan’›n, D‹SK ve KESK Genel Baflkanlar›’n›n, DTP, ÖDP yöneti-cilerinin imzalad›¤› ve Taksim Hill Oteli'nde düzenlenen bir bas›ntoplant›s›yla aç›klanan deklarasyonda; ''Türkiye'de 1970'li y›llar-dan bu yana birtak›m gizli örgütlenmelerin siyasal ve demokratiksüreç üzerindeki tehditleri ve provokasyonlar›n›n devam etti¤ininbilindi¤i'' belirtilerek, gerek Musa Anter cinayetiyle ilgili, gerek-se ifllenen di¤er a¤›r suçlar›n sorumlular› hakk›nda “‹çiflleri veAdalet Bakanl›klar› ile di¤er yetkililerin gerekli araflt›rmalar› ya-parak görev ve sorumluluklar›n›n gere¤ini yerine getirmeleri” ta-lep edildi.

AnkaraKulp’un, fiemdinli’nin Sorumlular› Ankara’da

Ankara SSusuyor, SSusturuyor

Page 10: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

“KAYIP” diyoruz on-lar›n ad›na. Kesin bir say›vermek mümkün olmasada, say›lar›n›n bine yak›noldu¤u bilinmektedir. Ki-misi tek bafl›na, kimisiüçer beflerli gruplar halin-de, kimisi ifl ç›k›fl›, bir bafl-kas› köyünden gözalt›naal›nd›ktan sonra “ortadankayboluyorlar”ve bir daha ken-dilerinden haberal›nam›yor. Yap›-lan baflvurulara verilen resmi ce-vaplar adeta matbu; biz gözalt›naalmad›k, bilmiyoruz...

KAYBETMEK, Latin Ameri-ka’dan Afrika’ya, Ortado¤u’danUzak Asya’ya, dünyan›n her yerin-de, ömrü tükenmifl bask› ve zulümdüzenlerinin halka karfl› uygulad›¤›bir sindirme arac›d›r. Kontrgerillayöntemlerinin bafl›nda gelir. Muci-di, Naziler’dir.

Faflizme karfl› yükselen anti-fa-flist direnifller karfl›s›nda Hitler“idamlar›n kahramanlar yaratt›¤›-n›” söyleyerek, farkl› bir yöntemgelifltirilmesini ister. Gelifltirdikleri,sonraki y›llarda birçok diktatörlü-¤ün, faflist yönetimlerin özellikledevrimci savafl›, halk›n mücadelesi-ni bast›rmak için baflvuraca¤›, kay-betme politikas›d›r. Bu insanl›k d›fl›katliam politikas›, “Gece ve Sis Ka-rarnamesi”nde somutlan›r. Bu ka-rarnameye göre tutuklular ak›betibelirsiz yolculuklara ç›kar›l›r. Nazi-ler, bunun anti-faflist direniflçilerüzerinde etkili olaca¤›n› hesaplar-lar: Çünkü; “Bu önlemlerin bitiricibir etkisi olacakt›r, çünkü; tutsak-lardan tek bir iz olsun kalmayacak-t›r; onlar›n nerede olduklar› konu-sunda bilgi verilmeyecektir.”

***

Ülkemizde özellikle 1990’l› y›l-lar neredeyse her gün birilerininkaybedildi¤i y›llar olarak kay›tlarageçmifltir. Sonraki y›llarda kaybedi-lenlerin say›s› azalsa da, bu politi-kadan vazgeçilmemifl, Serdar Tan›flve Ebubekir Deniz örneklerinde ol-du¤u gibi yak›n zamanlarda da ka-

y›plara yenileri eklenmifltir. Bütünkontrgerilla politikalar› gibi, kay-betme politikas›n›n kimi dönem yo-¤unlaflt›r›lmas›, kimi zaman daha azbaflvurulmas› ama hiçbir zamanvazgeçilmemesini belirleyen, hal-k›n mücadelesidir. Daha sonra ise,yöntemin sindirmede etkisini yitir-mesi ve teflhir olmas›d›r. Yani, kimi-lerinin iddia etti¤i gibi, sahte de-mokratikleflme manevralar› de¤il.

Kulp’ta ortaya ç›kan toplu mezar-lardaki kemiklerin, 11 Ekim 1993 ta-rihinde köylerine askeri güçlerin dü-zenledi¤i bask›n›n ard›ndan gözalt›-na al›n›p kaybolan 11 köylüye aitoldu¤unun kan›tlanmas›, bir kez da-ha KAYIPLARI gündeme getirdi.Kay›plar›n en yo¤un yafland›¤› sü-reçte de, onlar›n “kay›p” olmad›kla-r›, kaybedildikleri, katledildikleridile getirilmiflti. Her fleyden öncekay›plar›n sistematik ve yo¤un ola-rak yaflanmas›, Susurluk Devleti d›-fl›ndaki bütün komplo teorilerinid›fllayan bir gerçeklikti. Kald› ki,birçok “kay›p” devrimci, yurtseve-rin polis ya da jandarma taraf›ndangözalt›na al›nmalar›n›n ard›ndan birdaha kendilerinden haber al›nama-d›¤›n›n birçok tan›¤› mevcuttu.

Buna ra¤men, kaybedenlere ilifl-kin aç›lm›fl tek bir dava, cezaland›-r›lan tek bir kontra yoktur. Bu bile,Türkiye’de hukukun ifllevini gözlerönüne seren bir durumdur. Düflününki, yüzlerce insan birden yok oluyorama “F›rat’›n k›y›s›nda kaybolankoyundan sorumlu” devlet, hiçbirsorumluluk alm›yor. Bu durum, an-cak kontrgerilla politikalar›n›n, dev-letin “derininde”, “s›¤›nda” de¤il,

tam da kendisinde, bütünhücrelerinde yaflam bul-mas›yla aç›klanabilecekbir olgudur. Öyle ya, kimiyarg›layacak devlet; ken-dini mi? J‹TEM’i, M‹T’i,polisi mi? Örne¤in Kulpköylülerini katledenin Bo-lu Komanda Tugay› oldu-¤u sabit.

Yine, kimikay›plar›n nas›lyafland›¤›n›nayr›nt›lar›, biz-

zat kaybeden kontra elemanlar›n›nitiraflar› ile gün yüzüne ç›km›flt›r.Örne¤in; 31 Mart 1998’de, ‹z-mir’de dört devrimcinin, NeslihanUSLU, Metin ANDAÇ, Hasan AY-DO⁄AN ve M. Ali MANDAL’›nkaybedilip katledilmesinin bütünayr›nt›lar› kontra eleman› TuranÜnal taraf›ndan aç›kland›, devrimcibas›nda yer ald› bu aç›klamalar an-cak tek bir savc› bu itiraflara iliflkinsoruflturma bafllatmad›. Do¤u veGüneydo¤u’da yaflanan kaybetmeolaylar›na iliflkin J‹TEM itirafç›s›Abdülkadir Aygan’›n anlat›mlar›konusunda da ayn› tutum devam et-tirildi.

“Kaybetme” politikas›, devletinen tepesinden, tüm oligarflik güçler-den mutlak bir onay görmüfltür. Bunedenle, örne¤in, oligarflinin çeflitlikesimleri, baz› düzen partileri ya daAvrupa Birlikçiler, zaman zaman ifl-kenceye karfl› ç›kabilmifltir, “polisindaha e¤itimli, donan›ml› hale getiri-lip, falakadan vazgeçmesi” gibi özeiliflkin olmasa da kimi itirazlar› ya-pabilmifllerdir. Ancak, kay›plar›a¤›zlar›na bile almam›fllard›r, adetaböyle bir olay yoktur bu ülkede. Bu-nun ise, tek bir aç›klamas› vard›r,çünkü, hiçbir düzen gücünün tart›fl-maya cesaret edemeyece¤i birDEVLET POL‹T‹KASI‘d›r.

***

Yüzlerce insan›m›z›n devlet ta-raf›ndan kaybedilip katledildi¤i ar-t›k nettir. Kulp kay›plar› bu gerçe¤ibir kez daha teyid etmifltir. Devlet,kaybettiklerinin akibetlerini aç›kla-mal›d›r. ‹flte onlardan baz›lar›:

10

19 fiubat 2006 / 40

Kaybediyor, katlediyorlar

Page 11: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Yusuf Eriflti; 14 Mart1991 tarihinde ‹stanbul Belg-radkap›’da saat 8.20 civar›ndabir arkadafl›yla buluflmaya git-ti¤inden bu yana “kay›p”. Si-yasi flubede ayn› tarihlerdegözalt›na al›nanlar›n, YusufEriflti’yi gördüklerine tan›kl›ketmelerine ra¤men gözalt›naal›nan Eriflti’nin avukatlar›n›nyapt›¤› tüm baflvurular sonuç-suz kald›.

Soner Gül ve HüsamettinYaman; 4 May›s ‘92 tarihindearkadafllar› onlar› en son ‹stan-bul F›nd›kzade’de gördüler.F›nd›kzade ya da Bayrampa-fla’da birlikte gözalt›na al›nd›-lar. Hüsamettin’in a¤abeyiFeyyaz Yaman, kardeflinin ar-kadafl› ile birlikte gözalt›naal›n›p Terörle Mücadele fiube-si’nde gözalt›nda oldu¤unugayri-resmi yollardan ö¤rendi-¤ini aç›klasa da, gözalt›nda ol-duklar› kabul edilmedi. O gün-den beri hala “kay›plar”!

Ayhan Efeo¤lu; 6 Ekim‘92 tarihinde gözalt›na al›nd›.Kendisinden bir daha haberal›namad›. Onunla ayn› dö-nemde gözalt›na al›nanlar›n,gözalt›nda oldu¤una dair ta-n›kl›k yapmalar›na ra¤men nesiyasi flube ne de DGM, gözal-t›nda oldu¤unu kabul etmedi.Hala “kay›plar listesi”nde yer-al›yor.

Ali Efeo¤lu; kontrgerilladevletinin kaybetmede s›n›rtan›mazl›¤›n›n bir örne¤i de,Ayhan Efeo¤lu’nun kardefliAli Efeo¤lu’dur. ‹ki kardefliarka arkaya kaybetmekte sa-k›nca görmediler. Ali Efeo¤-lu’nun 5 Ocak ‘94 tarihindekaybedilmesi sonras›, TBMMBaflkanl›¤›’na, ‹nsan Hakla-r›’ndan Sorumlu Bakanl›¤a,‹stanbul Siyasi fiube’ye, Ada-let Bakanl›¤›’na, yap›lan bü-tün baflvurular sonuçsuz kald›.

Erdo¤an fiakar; PerpaKatliam› s›ras›nda gözalt›naal›nd›, gözalt›nda oldu¤u ka-

bul edilmedi.

Recep Güler; May›s ‘94tarihinden bu yana haber al›-nam›yor. DGM dosyalar›nda“firari” san›k olarak gösterilenGüler’in ad›, ailesinin bütüngiriflimlerine karfl›n hala o“liste”de yeral›yor.

Lütfiye Kaçar; 5 Ekim‘94 tarihinden bugüne haberal›nam›yor. Kaybedildi¤i gün-lerde, terörle mücadele polisiKurtulufl Dergisi’ne telefonederek, Kaçar’›n ellerinde ol-du¤unu, kaybedeceklerini aç›k-ça söylemifl olmalar›na ra¤-men, baflvurulardan sonuç al›-namad›. Hala, “kay›p”!

‹smail Bahçeci; 21 Aral›k‘94 tarihinde siyasi flube polis-leri taraf›ndan ‹stanbul’da gö-zalt›na al›nan Bahçeci, baflvu-rulara ra¤men “kay›p” kalma-ya devam etmektedir.

Serhan Dehmen; 7 Eylül‘93 tarihinde Siyasi fiube’degözalt›nda oldu¤u ö¤renildi¤ihalde, kendisinden bir dahahaber al›namad›.

Düzgün Tekin; 21 Ekim1995 tarihinde, bir akrabas›n›nevinden ç›kt›. Bir daha kendi-sinden haber al›namad›. Birhaftad›r polis taraf›ndan takipediliyordu. Takip eden araçlar›biliyordu, birisinin plakas›n›bir ka¤›da yaz›p eve b›rakm›fl-t›. Yaz›p b›rakt›¤› 34 F 6676plakal› araç, onu kaç›ran araç-lar aras›ndayd›. Düzgün Te-kin’in ailesi, Halk›n HukukBürosu avukatlar› ile birliktetüm resmi kurumlara baflvuru-larda bulundular ama sonuçç›kmad›. Düzgün Tekin’i gün-lerce takip eden devlet neredeoldu¤unu bilmedi¤ini söylü-yordu. Devrimci bir iflçi olanve tüm örgütlü iflçilere, iflçi s›-n›f›na gözda¤› vermek için ka-ç›r›lan Düzgün Tekin, hala“kay›plar” aras›nda.

Hüseyin Toraman; 27Ekim ‘91 tarihinde ‹stanbulKocamustafapafla’daki evin-

11

19 fiubat 2006 / 40

Bir “kay›p” öyküsü “‹lk” kay›plardan biri olan, Devrimci Solcu

Hayrettin EEren’in kaybedilme hikayesi, bü-tün kay›plar için de bir örnek teflkil etmek-tedir.

20 Kas›m 1980’de ‹stanbul’da sivil polisler ta-raf›ndan gözalt›na al›nd›. Karagümrük Ka-rakolu’na götürüldü, ard›ndan da 34 F 6798plakal› Murat 124 marka arabas›yla birliktedönemin iflkence merkezi olan Gayrette-pe’ye götürüldü. Devrimci Sol üyesi oldu¤ugerekçesiyle günlerce iflkence gördü. Bir-likte gözalt›na al›nd›¤› Ahmet Öztürk ve di-¤er insanlar›n, ayn› hücrede kald›¤› 8 kiflininve iflkence yap›l›rken tan›k olanlar›n anla-t›mlar›, savc›l›kta verdi¤i ifadelere ra¤mengözalt›na al›nd›¤› kabul edilmedi.

Üstelik, gözalt›na al›nd›ktan hemen sonrao¤ullar›n› arayan Eren ailesi Gayrettepe’de-ki Siyasi fiube’nin önünde 34F 6798 plakal› kendi arabalar›-n› da görmüfllerdi. Daha son-raki günlerde Murat 124 mar-kal› araba da ortadan kaybol-du.

Tabii kaybedilen sadece arabade¤ildi; tan›klara, kan›tlara ra¤-men, Hayrettin Eren’in “gözal-t›na al›nd›¤›” hiçbir zaman ka-bul edilmedi. Hayrettin Eren,kaybedilerek katledildi.

Page 12: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

den bakkala al›flverifle ç›kt›¤›nda 3sivil polis taraf›ndan herkesin, efli-nin gözleri önünde 34 ATZ 56 plaka-l› otoyla kaç›r›ld›. Savc›l›klar, vali-lik, içiflleri ve adalet bakanl›klar›nayap›lan tüm baflvurular sonuçsuzkald›, hala “kay›p”!

Ayflenur fiimflek; 24 Ocak ‘95tarihinde kaç›r›lmas›n›n ard›ndanuzun süre “kay›p” olarak arand›, gö-zalt›na al›nd›¤› kabul edilmedi. Ka-ç›r›ld›ktan sonra yo¤un iflkence ya-p›l›p kurflunlanarak katledildi ve K›-r›kkale yak›nlar›na b›rak›ld›. 12 Ni-san’da mezar› bulundu.

Kaç›r›ld›ktan sonra katledilip ce-sedi bulunan kay›p, sadece Ayflenurfiimflek de¤ildi. Yüzlerce insan›n ce-setleri dahi bulunamazken, kimi za-man gözda¤› amaçl› olarak, kimi za-man da kay›plara karfl› verilen yo-¤un mücadelenin sonucu olarak ki-mi kay›plar›n cesetlerine ulafl›ld›.

Erzincan’da Bülent Kaya, fi›r-nak’ta Abdullah Eren, Dargeçit’teSabri Do¤an, ‹stanbul’da HasanOcak, Diyarbak›r’da Vedat Ayd›n,Elaz›¤’da Metin Can ve Hasan Kayabunlardan baz›lar›. Ancak belirtelimki, daha onlarca insan›n bu flekildekaç›r›l›p, iflkenceyle ya da kurflun-larla vahflice katledilerek bofl arazi-lere, kimsesizler mezarl›¤›na ceset-lerinin at›ld›¤› bilinmektedir.

***

Devlet, kaybedilen insanlar›m›-z›n akibetlerini aç›klamal›d›r: Han-gi garnizonun temellerine gömüldü-ler, hangi engin denizlerin derinlikle-rine at›ld›lar, hangi toplu mezaragömdünüz; kay›plar›n aileleri ve yol-dafllar›n›n, tüm Türkiye halk›n›n bugerçekleri bilmek hakk›d›r. Bine ya-k›n “kay›p”›n mezarlar›n›n olmad›¤›bir ülkede binlerce demokratikleflmeyasalar› ç›karabilir, hukuk reformlar›yapabilirsiniz; ama asgari hukuk ku-rallar›n› dahi hakim k›lamazs›n›z. Hu-kuktan, demokrasiden yana olanlarda, bu gerçe¤in bilincinde olarak, ka-y›plar›n akibetlerini sormal›d›rlar.Kay›plara ve kaybetme politikas›na“tarihi bir geçmifl” olarak bakmak,kapatmaya, unutturmaya çal›flmak,kaybedenlerin suçuna ortak olmakt›r.

12

19 fiubat 2006 / 40

Bir Savc› Aran›yor!

◆ Almanya'da konsolosluk ateflesi HAL‹T taraf›ndan örgütlendim.

◆ Türkiye'de ‹SMET AYBEK isimli polis amiri ile iliflki sürdürdüm.

◆ Hasan Kartal sahte kimli¤i ile ve yeflil pasaportla yurtd›fl›na ç›k›p, is-tihbarat ve operasyon faaliyetleri gerçeklefltirdim.

◆ HANEF‹ AVCI ve ABDULLAH ÇATLI ile tan›flt›m.

◆ Silah istihbarat sorgu gibi konularda e¤itildim. M‹T, J‹TEM ve PO-L‹S'ten dörder kiflilik gruplar, KEMAL ASLAN, FAT‹H RÜfiTÜ ÖZG‹-RAY, KAZIM HOfiGÖRDÜ ve benim de içinde oldu¤u toplam 14 kiflidendört tim kuruldu.

◆ Toplam 14 operasyonda bulundum. Manavgat, ‹stanbul, Diyarba-k›r, Alanya, Fethiye ve Avrupa'da bu operasyonlara kat›ld›m. Kaybetmeler,faili meçhuller, infazlar, Yunanistan'da orman yang›nlar› gibi, hemenher türlü operasyona çeflitli konumlarda kat›ld›m.

◆ Manavgat'ta AL‹ GÜNGÖR'ün organizesi, emniyet amiri HAKANve Emniyet Müdürü'nün insiyatifi ile üç PKK'linin cesedi Manavgat bara-j›na at›ld›.

◆ ‹zmir Ülkü Oca¤› Baflkan› AB‹D‹N B‹LG‹N ile tan›flt›r›ld›m.GÖKTAN DEM‹R ve KUTUP isminde iki kifliden emir ald›m. ‹zmir'deAB‹D‹N B‹LG‹N taraf›ndan dört faili meçhul cinayet ifllendi. Cesetler Nar-l›dere'de askeri bir bölgeye gömüldü, ölenler Diyarbak›rl›’yd›.

◆ Bodrum'dan zodiakla ben, Cengiz, Kaz›m ve Ercan isimli bir M‹T'çiile Yunan adalar›nda orman yakt›k. ....

Liste uzay›p gidiyor. Bu anlat›mlar, 2 fiubat günü Devrimci Halk Kurtu-lufl Cephesi taraf›ndan ölümle cezaland›r›lan Hakan SARAYLIO⁄LU isim-li bir kontrgerilla eleman›na ait. Hakan SARAYLIO⁄LU, kontrgerilla dev-letinin tetikçi olarak kulland›¤› onlarca insandan biriydi. Halka karfl› iflledi-¤i suçlar›n karfl›l›¤› olarak halk›n adaletine hesap vermek zorunda kald›.Ancak, tüm bu anlat›mlar detayl› ve suç ortaklar›n›n isimleri ile kamuoyu-na aç›klanmas›na karfl›n, düzenin adaletinden “t›k” yok.

Bu ülkede, bir kontra eleman›n›n detaylar›yla anlatt›¤› olaylar›, isimleriaraflt›racak, düzenin yasalar›nca da yasad›fl› ifllerin içinde yeralanlar hakk›n-da dava açacak tek bir savc› yok mu? Adlar› ve adresleri belli olan kontrge-rilla örgütlenmesinin elemanlar›n› soruflturmayacak, araflt›rmayacak m›?

Devrimci Halk Kurtulufl Cephesi’nin tüm kamuoyuna yapt›¤› üstlenmeaç›klamas›ndan ayr›nt›lar›n yerald›¤›, geçen hafta dergimizde yer verdi¤i-miz haber, ayn› zamanda bir suç duyurusudur. Halk›n kan›n› kimler dökü-yor, kimler ülkeleri birbirine düflmanlaflt›rmak için provokatif eylemler ya-p›yor, kimler ‹stanbul’dan Diyarbak›r’a kay›plar›, infazlar› gerçeklefltiriyor,bu haberde onlarca isimle aç›klan›yordu.

Bekliyoruz, soruyoruz; kendi yasalar›n›n gere¤ini yapacak savc›, mah-keme var m› görece¤iz.

Devrimci hareket, halka karfl› sorumlulu¤unu yerine geti-rerek, bir ölüm mangas› eleman›n› cezaland›rm›flt›r. Dü-zenin savc›lar› da kendi yasalar›na karfl› sorumlulu¤unu

üstlenerek, kontrac›n›n itiraflar›n› soruflturmal›d›r

Page 13: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Kaç el uzan›yorbir paket makarna-ya? Üç, befl, on...

Kimi resim kare-leri vard›r ki, bir tekgözde, bir tek insan-da milyonlar›n res-mine dönüflür.

Bu resim tam daböyle bir gerçe¤inifadesidir. Devletinkendisi de kabul ettiki, tam 19 milyon el,bir paket makarnay›evine götürebilmekiçin yar›fl halinde.

Bu ülkenin nas›lyönetildi¤inin, kapi-talizmin halk› nas›lyoksullaflt›rd›¤›n›nbirer itiraf›, yoksul-laflt›r›lan halk›n is-yan›n› önlemek içindilencili¤in kan›ksa-t›lmas› olan “yard›mda¤›t›mlar›ndan” bi-rinden çekilmifl birresim bu. Yap›lacaken hassas araflt›rma-ya, tüm istatistikibilgilere bedel birgörüntü, gözlerinikapamak istemeyen-ler için. Ama bu ülkeyi yönetenlergözlerini kapat›p, ekonominin iyi-leflti¤ini, art›k Türkiye’nin yar›flaca-¤› hiçbir ülke kalmad›¤›n› ve “ken-di kendisiyle yar›flt›¤›n›, kendi re-korlar›n› k›rmaya çal›flt›¤›n›” söylü-yorlar. Açlara, yoksullara, iflsizlereve bu orduya her gün eklenen ifltenat›lanlara ise, dönüp “iflini bilmeyendeli...” diyorlar utanmazca.

Ve bizim ülkemizde “iflini bil-meyenler” hep ço¤al›yor. Dedik ya,devletin kendisi söyledi bu resimkaresinde 19 milyon insan›n eliningöründü¤ünü.

Türkiye ‹statistik Kurumu (T‹K)2004 Hanehalk› Bütçe Anketi arafl-t›rmas›n› aç›klad›. Gerçe¤i tümüyleortaya koymaktan uzak oldu¤u bili-nen bu araflt›rma dahi diyor ki; buülkede her dört kifliden biri aç veyoksul. Nüfusun yüzde 25'i yoksul-

luk s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor. K›rsalkesimde bu oran yüzde 40'a kadarç›k›yor...

Araflt›rmaya göre; Türkiye gene-linde her yüz kifliden 1.29'unun aç-l›k, yüzde 25.6's›n›n ise yoksulluks›n›r›n›n alt›nda bulunuyor. Açlar›nsay›s› 909 bin kifliye kadar yükselir-ken yoksulluk s›n›r›n›n alt›ndakinüfus ise 17 milyon 991 bine indi.Yani yoksullar açlara eklendiler.Ç›plak gerçek bu!

Ekonominin iyili¤inden sözedenve “ne verdi¤imizi biliyor musun”diye köylüyü azarlayan baflbakan›nyalan söyledi¤i de rakamlarla ispatedildi. K›rsal kesimde açl›k s›n›r›-n›n alt›nda yaflayanlar›n oran› yüzde2.15'ten yüzde 2.36'ya, yoksullukoran› ise yüzde 37'den yüzde 40'ayükseldi. K›rsal kesimde her 100 ki-fliden 40'› yoksul. ‹flte bu nedenle

“ulan” diyor Tay-yip, “anan› al git”diye küfrediyor, “öl-dük bittik” diyen köy-lüye.

Daha baflka ra-kamlar da veriyoraraflt›rma. Sat›nal-ma gücü paritesinegöre Türkiye nüfu-sunun yüzde 2.49'u2.15 dolar›n, yüzde20.89'u ise 4.3 dola-r›n alt›nda harcamay-la geçiniyor. Yani 19milyon aç ve yoksu-lun d›fl›nda onmil-yonlarca insan›m›zda “insanca yaflaya-cak ücret” alam›yor.Sadece, flimdilik açde¤iller. Yine buoranlar k›rsal ke-simde kentlere göredaha da art›yor.

Köylünün ne ha-le getirildi¤ini geç-mifl rakamlara ba-karak anlamak damümkün. 2002 y›l›n-da yüzde 36.2 olanyoksulluk, 2003 y›-

l›nda yüzde 39.89’e yükseldi. Buaraflt›rman›n kapsad›¤› 2004’de iseyüzde 40.88. Eksilmeyen artan biryoksulluk.

Milli E¤itim Bakan›, çocuklar›-n›z beslenmesinde “taze meyve,meyve suyu, köfte, peynir, yumurta,süt...” yesin demifl. Mutlu az›nl›kiçin söylemifl. Bir paket makarna pe-flindeki milyonlarca el için de¤il.Çünkü onlar mutlu az›nl›¤›n iktidar›.

Halk›m›z; BÜYÜYEN YOKSULLU⁄U-

MUZ B‹ZE B‹R TEK fiEY SÖY-LÜYOR;

ÖRGÜTLENMEL‹Y‹Z, AYA-⁄A KALKMALI VE BU MUT-LU AZINLI⁄IN DÜZEN‹N‹ BA-fiINA YIKARAK, AÇLARDANVE YOKSULLARDAN YANAB‹R DÜZEN KURMALIYIZ.

13

19 fiubat 2006 / 40

19 mmilyonun ‘‘el’i

Page 14: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

14

19 fiubat 2006 / 40

TEKEL Adana ve Malatya siga-ra fabrikalar› iflçilerinin günlerdirsürdürdü¤ü direnifl sonuç verdi veAKP iktidar› fabrikalar›n kapat›l-mas› karar›ndan geri ad›m att›.

Her iki fabrikada da üretim yeni-den bafllad›. Üretime yeniden baflla-yan iflçiler, halaylarla kutlamalaryapt›lar. Adana’daki kutlamada ko-nuflan, Tek G›da-‹fl Güney AnadoluBölge Baflkan› Gürsel Dilik›l›ç, TE-KEL iflçisinin inançl› mücadelesisonucu zafere ulaflt›klar›n› belirte-rek, Türkiye iflçi s›n›f›n›n TEKELiflçilerinin yürüttü¤ü bu direnifli ör-nek almas›n› istedi. Dilik›l›ç, “Busadece TEKEL iflçisinin kazan›m›de¤il, Türkiye iflçi s›n›f›n›n kazan›-m›d›r” diye konufltu.

Malatya’da ise üretime bafllanan13 fiubat günü, davullu zurnal› kutla-ma vard›. ‹flçilere seslenen Tek G›da-‹fl Do¤u ve Güneydo¤u Bölge fiubeBaflkan› Servet Akbudak, amaçlar›n›“fabrikam›za ve dolay›s›yla gelece-¤imize sahip ç›kma kararl›¤›m›z› or-taya koymakt›” fleklinde koydu. Di-renifle verilen deste¤in alt›n› çizenAkbudak, bundan sonra kapatma ve-ya özellefltirme giriflimlerine karfl›yine ayn› kararl›l›kla mücadele ede-ceklerini sözlerine ekledi.

Dayan›flmaya vurgu yapmas›nakarfl›n, Akbudak direniflin bafl›ndanbu yana iflçilerin yan›nda olan Ma-latya Temel Haklar’a karfl› hasmanetutumunu sürdürdü. “Konuflmak is-teyen DKÖ temsilcileri varsa onla-ra söz verece¤iz” demesine ra¤menMalatya Temel Haklar sözcüsünesöz vermedi. Söz verdiklerinin, di-

renifl süresince pasif kalan sendikayöneticileri olmas› ve Akbudak’›n,eylem yapan iflçilere müdahale em-rini veren vali ve emniyet müdürü-ne teflekkür etmesi dikkat çekti.

“Özellefltirme Sürecek!”

TEKEL’de iktidara geri ad›m at-t›ran, iflçilerin direniflidir. En az›n-dan bu süreçte, iktidar muhalefetinbüyümesinin önüne geçmek iste-mifltir. Ancak bu, sald›r›n›n bitti¤ianlam›na gelmiyor.

40 günlük direniflleri boyuncaAKP iktidar›n›n gerçek yüzünü gör-müfl olmalar›na karfl›n, kapatma ka-rar›n›n geri çekildi¤ini ö¤renmeleri-nin ard›ndan, fiakirpafla Havaala-n›’nda Tayyip Erdo¤an’› karfl›lama-ya giden 30 kadar Adana TEKEL ifl-çisinin baflbakandan ald›¤› cevap,bitmedi¤inin aç›k kan›t›d›r. ‹flçilereseslenerek, TEKEL’le ilgili olaraktalimat verdi¤ini belirten Erdo¤an,flöyle devam etti: “Ama özellefltir-meler de devam edecektir. Devletins›rt›na kambur olmufl bu kurumlar›bir bir özel sektöre devredip elimiz-den ç›karaca¤›z.”

Kapatma, özellefltirme sald›r›s›-n›n bir parças›, bir biçimidir. S›kl›k-la dile getirdi¤imiz gibi, direniflinde bu nedenle as›l olarak özellefltir-me politikas›n›n kendisine yönelikolmas›, do¤ru politik tutumdur.

Mevcut sendikalar›n, bu gerçek-leri bilmelerine ve yer yer dile getir-melerine karfl›n, bugüne kadar dire-nifller buna göre flekillendirilmemifl-tir. Kuflkusuz, TEKEL iflçileriningeri ad›m att›rmas› bir kazan›md›r,ancak bu sonucun ayn› zamanda ik-

t i d a r › ntaktik birmanevra-s› oldu¤uda göz-den kaç›-r›lmama-l›d›r. TEKEL iflçilerinin fabrikayakapanma süreci öncesinde de karar-l› mücadeleleri sözkonusudur, bukararl›l›k özellikle Adana özelindeiktidar›n her fleyi göze alma nokta-s›na gelmesinin önüne geçmifltir.Gerek sat›fl, gerekse yine kapatmatarz›nda TEKEL’e yönelik sald›r›y›sürdürecektir AKP iktidar›.

Çünkü, IMF taraf›ndan önünekonulan ekonomi program›n›n uy-gulanmas› sürmektedir. Bu progra-m›n temel aya¤›n› ise, özellefltirmead›yla uygulanan peflkefller olufltur-maktad›r. ‹flçi s›n›f› tam da bu sald›-r›y› püskürtmez, bu politikan›n ken-disini çöpe atmazsa, bir zaferdensözetmek mümkün olmayacakt›r.

TEKEL iflçileri de, iktidar›n za-manlama yapmas›, iflçileri kendinceen “uygun anda yakalama” politika-s›na karfl› uyan›k olmak durumun-dad›rlar. Bu “uygun an”; iflçilerinbirli¤inin parçalanmas›, ‘ifl güven-cesi’ gibi aldatma manevralar›naaç›k hale gelmesi de¤ildir sadece.Ayn› zamanda, ülkenin dört bir ya-n›nda süren özellefltirme sald›r›lar›ve emekçilere yönelik hak gasplar›-na TEKEL iflçilerinin duyars›zlafl-mas›d›r.

Malatya

TEKEL’de ‘ilk raund’ direnen iflçilerin

Adana ve Temel Haklar direneniflçilere ilk günden itibaren destekverdiler ve direnifli, kendi direnifl-leri olarak görüp sahiplendiler

MENSA’da ifl b›rakmaAdana’da MENSA Fabrikas›’nda çal›flan ifl-

çiler, maafllar›n›n uzun süredir ödenmemesinedeniyle 8 fiubat’tan itibaren ifl b›rakma ey-lemi bafllatt›lar. Mehmet Ulutafl’a ait olan ve800 civar›nda iflçinin çal›flt›¤› fabrikada, tümvardiyan›n kat›l›m›yla devam eden eyleminmaafllar ödenene kadar sürece¤i ö¤renildi.

Page 15: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

15

19 fiubat 2006 / 40

emek

Polis ve imama ayr›cal›kl› maaflMemur sendikalar› ile “toplu görüflme” oyunu sonras›nda karara ba¤-

lanan, ek ödemesi olmayan memurlara 40 art› 40.80 YTL’lik art›fl tasar›s›Meclis’e sevkedildi. Tasar›da, ek ödemesi olmayan memurlara ocaktanitibaren 40 YTL zam öngören AKP hükümeti, imam ve polislere ayr›cal›kyaparak, 140 YTL’lik art›fl yap›lmas›n› istedi. Bu fark, imam ve polislerin“özel hizmet” tazminatlar›n›n 25 puan art›r›lmas› ile sa¤land›.

AKP iktidar› polisi memnun etmeli, çünkü bask›ya, zora ihtiyac› var.‹flçi, memur eylemlerinin karfl›s›na ç›karaca¤› polisler, kendilerini copla-d›klar› memurlarla ayn› görmemeli!

‹mamlara yap›lan ayr›cal›k da, bir yandan “islamc›” kimli¤inin getir-di¤i bir durum iken, imamlar›n toplumsal iflleviyle de yak›ndan ilgili. On-lar da, halk›n kadercilefltirilmesinde, verilene r›za göstererek hak aramakiçin örgütlenmemesinde tam bir misyoner ifllevi görmektedirler.

Açl›k s›n›r›n›n alt›nda binlerce memur yaflam savafl› verirken, polislerve imamlara tan›nan ayr›cal›klar, onlar›n halk karfl›s›nda yüklendi¤i mis-yondan ba¤›ms›z de¤ildir. Ve eminiz, memura en küçük zamma dahi kar-fl› ç›kan IMF’nin de buna itiraz› olmayacakt›r. Çünkü, IMF’nin sömürüpolitikalar›n›n sürdürülmesi, halk›n polis zoruyla bast›r›lmas›, ideolojikolarak örgütsüzlü¤ün kan›ksat›lmas› ile mümkündür.

S›ra BelediyelerdeAKP iktidar›n›n, IMF patentli özel-

lefltirme sald›s›n›n boyutunu göste-ren en son örnek, “belediyecilik” ileözdefl hizmetlerin de özellefltirmekapsam›na al›nmas› oldu.

‹stanbul Büyükflehir Belediyesi,‹ETT ve ‹GDAfi'› satma karar› ald›.Birçok özellefltirmede oldu¤u gibi,“önce halka aç›lacak sonra sat›la-cak” tuza¤›yla sat›fla ç›kar›lan her ikikurumda, en temel belediyecilik hiz-metleri; tafl›mac›l›k ve do¤algaz.

Temizlik iflleri de zaten tafleron-da; peki belediyeler ne yapacak?‹hale rantlar›yla parti baflkanl›¤›nas›çrama tahtalar› olma, kasalar›n›doldurma ifllevlerini sürdürecekler.

BES’ten EylemlerKESK’e ba¤l› BES üyeleri, sürgü-

ne dayanamayarak intihar eden Me-tin Özsar›'n›n ölümünden sorumluolanlar› protesto etmeye devam edi-yor. 9 fiubat günü Maliye Bakanl›¤›önünde toplanan BES üyesi 100 kifli,"Metin'in Katili Müflteri Memnuniye-ti", "Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz", "Köle-lik Yasalar› Geri Çekilsin" sloganlar›att›. Eylemde konuflan BES GenelBaflkan› Bülent Kaya, sendikalar›n›nhedef al›nd›¤›n› kaydederek, “üyemi-zin intihar›ndan sorumlu görevlilergörevden al›nmal›d›r" dedi.

Ayn› gün ‹stanbul’da Kartal Adli-yesi önünde eylem yapan BES üyesiadliye çal›flanlar›, yaflad›klar› sorun-lar›n çözülmesini istediler. BES 3No’lu fiube Baflkan› Nafi Marafl, ad-liye emekçilerinin memurlar içindeen düflük maafl› ald›¤›n› belirterek,bugüne kadar verilen sözlerin tutul-mad›¤›n› söyledi.

“Çözüm ‹stiyoruz”Haber-Sen ‹zmir fiubesi üyeleri,

postac›lar›n çal›flma haklar›, perso-nel eksikli¤i ve yaflanan sorunlar›ylailgili 13 fiubat günü Ulus PTT'denTBMM'ye mektup gönderdiler. Ha-ber-Sen üyeleri, TBMM’ye gönder-dikleri mektupla sorunlar›na çözümbulunmas›n› istedi.

Sendikalaflt›k-lar› için iflten at›-lan ve iki ayd›rgrevde olan KAR-MEZ iflçileri, dire-nifllerini sürdürü-yor.

10 fiubat gü-nü, Ege Temel

Haklar, Tezkop-‹fl, Tes-‹fl, Hava-‹fl, Petrol-‹fl ve Çimse-‹fl, grevin56. gününde KARMEZ iflçileriniziyaret ettiler. Ziyaret s›ras›ndakonuflan, Tek G›da-‹fl Ege Bölgefiube Genel Sekreteri Gürsel Kö-

se, “ifl bar›fl›ndanyana olduklar›-n›” ifade ederek,

“buradan bir kez daha sesleniyo-ruz. ‹flverenler kahve köflelerindegrevde bulunan arkadafllar›m›zapara teklifinde bulunmas›nlar.Bizler sendika olarak buraday›z.Gelsinler üretimi ve iç bar›fl› sa¤-layal›m” dedi.

‹flçiler ve ziyaretçiler, “‹flçiyizGüçlüyüz Kazanaca¤›z, KARMEZ‹flçileri Yaln›z De¤ildir” sloganla-r›n› atarken, Ege Temel Haklarüyeleri de iflçilerle bir süre sohbetettiler. 12 fiubat günü de, SalihliTemel Haklar üyeleri iflçileri ziya-ret ederek eyleme destek verdiler.

KARMEZ direnifli sürüyor

Kurulufl y›ldönümü olan 13 fiubatgünü bir aç›klama yapan D‹SK yö-netimi, D‹SK'in tarihinin, “de-mokrasi mücadelesi tarihi” oldu-¤unu ifade etti. Cunta öncesi sonD‹SK mitinginin Kocaeli’de yap›l-d›¤›n›n hat›rlat›ld›¤› aç›klamada, 19fiubat’ta yine Kocaeli’de, "YOKSUL-LU⁄A-ADALETS‹ZL‹⁄E HAYIR!" mitin-gi düzenlenece¤i duyuruldu.

Aç›klamada, “Tarih kesintisiz olarakak›yor ve D‹SK 39 y›l sonra bugün, yeni dö-nemin sorunlar›n›n üstesinden gelmek üze-

re, ülkemizdeki yeri ve önemini ko-ruyacak biçimde dimdik ayaktaduruyor. Hiç mazeretimiz yok.

Bütün bu zorluklar› aflabil-mek için, 12 Eylül karanl›¤›n› sil-

mek için, insan haklar›n›n geliflmesiiçin, özgür ve demokratik Türkiye'yi yarat-mak için daha çok örgütlenmekten baflkahiçbir çaremiz yok" denildi.

D‹SK 39 Yafl›nda!

Page 16: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Trabzon’da yaflananlar tart›fl›l-maya devam ediliyor. En s›k soru-lan soru ise flu:

Kim k›flk›rt›yor?Elbette bu sorunun cevab›n›

komplo teorilerinde aramayaca¤›z.Çünkü, buna gerek duyulmayacakkadar aç›k bir flekilde cereyan et-mektedir her fley. En basitindenböyle bir polisin ve böyle bir mülkiyönetimin oldu¤u yerde bu sorukendili¤inden “abes” hale geliyor.

Katolik rahibin vurulmas›ndaTürkiye’nin bir flekilde “bafl›n›n a¤-r›yaca¤›” aç›kt›. Bu nedenle, Türki-ye oligarflisini temize ç›karacak, neböyle bir cinayetin ideolojik ve kül-türel zeminini haz›rlamada, ne dedo¤rudan sorumluluk alt›nda b›rak-mayacak bir senaryo daha ilk gün-den ifllenmeye baflland›. Polisin ci-nayeti 16 yafl›ndaki A.O.’nun “psi-kolojisi” ile aç›klama çabas›, “ör-güt ya da tarikat ba¤lant›s› bu-lunmad›¤›”n› kan›tlama telafl› bu-radan kaynaklanmaktad›r.

“Bir örgüt ba¤›na rastland›m›?” diye soruyor, Cumhuriyet mu-habiri Mehmet Faraç. “Emniyetyetkilisi” cevap veriyor:

“Kesinlikle, ne organize birgrup ne de örgüt, ne de cemaat... Buolay› biz yüzde 70 oran›nda çözdük.Geriye kalan yüzde 30'luk bölümçocu¤un psikolojisiyle ilgili. Olay›nard›nda örgüt, organize grup, ille-gal yap›lanma yok. Bu eylem çocu-¤un iç dünyas›n›n bir sebebi olabi-lir. Her fley bu çocu¤un ruhiyetindesakl›.” (Cumhuriyet 10 fiubat)

Nas›l olmas› gerekiyorsa, polis ohale getiriyor! Elbette böyle bir po-lis, gerçekleri araflt›rmaz, aksine ka-rart›r, varsa delil yok eder.

Kentin valisi farkl› m›?

Linç girifliminin ard›ndan, “ya-flas›n polisimiz” övgülerine al›flm›fl

olan vali, yine takdir bekliyor. “Ba-k›n” diyor, “24 saat geçmeden zan-l› yakaland›. Güvenlik kuvetlerimi-zin baflar›s›n›n da gözard› edilme-mesini istiyoruz. ‹limizde devletdimdik ayaktad›r, üzerine düfleniyapmaktad›r.”

Buna eminiz! “Devlet dimdikayakta” ve “üzerine düfleni yapt›-¤›” için Trabzon’da bunlar yaflan-maktad›r!!!

Vali’nin “halk›n silah sevgisisayesinde PKK Trabzon’a gireme-di¤i” aç›klamas›; tam da devletinvarl›¤›n›n kan›t›d›r. Vali, (çok iyi bi-linen), faflist MHP’nin “devlete yar-d›mc› güçler” anlay›fl›n› bu flekildemeflrulaflt›rmaktad›r. Faflist milis ör-gütlenmelerinin, suç örgütü korucu-luk sisteminin kayna¤› bu zihniyet-tir. Böyle bir zihnyetin yönetti¤ikentte cinayetlerin, linç giriflimleri-nin yaflanmas› kadar do¤al ne olabi-lir ki! Çünkü, zihniyet kontrgerillapolitikalar›na göre flekillenmifltir.Devlet yönetiminden anlafl›lan dabu politikalar›n yaflama geçirilme-sinden ibarettir.

“Dimdik ayakta” olan da, bu po-litikalar›n uygulanmas›nda gösteri-len ›srard›r. Yoksa, “normal” bir hu-kuk devletinde, mafyan›n küçük birkentte bu denli hakim olabilmesimümkün mü? Ve futbolcular kur-flunlanana kadar onlarca iflyeri, kiflikurflunlanm›fl, vurulmufl, haracaba¤lanm›fl iken, tüm bunlar›n so-rumlular›n›n yakalanmamas› olas›m›? Ama Trabzon’da (ve Türki-ye’nin bir çok yerinde) oluyor, çün-kü mafya, kontrgerilla politikalar›n-da kullan›lan bir güçtür. Bu nedenleel alt›nda tutuluyor, karfl›l›¤›nda daher türlü pis ifline göz yumuluyor.

Nas›l m› oluyor; fuhufl mafya-s›ndan örnek verelim.

Sovyetler’in da¤›lmas›n›n ard›n-dan, Trabzon’da artan fuhufl bilin-

16

19 fiubat 2006 / 40

Trabzon’da “Rastlant›sal” Hiçbir Geliflme Yoktur!

Trabzon HHalk›, Bu ülkeyi, Trabzon’u yöneten-

ler; size “flunu linç edin,flunlara sald›r›n, bunlar› sus-turun” diyenler; “Rum Pon-tus, misyonerlik, terör” de-magojileri yapanlar; emper-yalizmin ve iflbirlikçi burjuva-zinin ç›karlar›na hizmetedenlerdir. Birleflmeyelim,yoksullu¤a, zulme, ahlaks›z-l›¤a, haks›zl›¤a, ba¤›ml›l›¤a,afla¤›lanmaya, sömürüye vetalana baflkald›rmayal›m di-ye halk› birbirine düflürmekistiyorlar.

“Milliyetçilik” sizi aldatmakiçin baflvurduklar› propagan-dad›r. Size milliyetçiliktensöz edenler, tarihleri boyun-ca emperyalizme hizmet et-mifllerdir. Onlar›n “KahrolsunAmerikan Emperyalizmi, Ya-flas›n Ba¤›ms›z Türkiye” de-di¤ini hiç duydunuz mu?Demezler, çünkü onlar “TamBa¤›ms›z Türkiye istiyoruz”diyen devrimcilere kurfluns›kmay› “vatanseverlik” diyeyutturanlard›r.

Halk› birbirine düflürme plan-lar›n›n, Trabzon’u bu halegetirenlerin karfl›s›na; birle-flip örgütlenerek, emperya-lizme ve iflbirlikçilerine karfl›mücadele ederek ç›kal›m.

Emperyalizmin ülkemizdeki ç›-karlar›n› koruyanlar; devlet-tir, hükümetlerdir, MHP’siAKP’si ile burjuva partileri-dir, tarikatlard›r.

Page 17: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

mektedir. Yabanc› kad›nlar›n geli-fliyle yaflanan fuhufl salg›n›, kendimafyas›n› da ortaya ç›karm›flt›.Mafyan›n yaflamas›, faaliyetini sür-dürmesi ise, emniyet iliflkisi olma-dan mümkün de¤ildir. Nitekim,mafya-emniyet iliflkisine iliflkin çoksay›da örnek ortaya ç›km›flt›r kent-te. Faflist art›klar›ndan oluflan ayn›mafya gruplar›, giderek hayat›n di-¤er alanlar›nda da boy göstermeyebafllam›fl, futboldan esnaflar› haracaba¤lamaya, flike olaylar›na kadar et-kinli¤ini art›rm›flt›r. Elbette Trabzongibi bir kentte tüm bunlar yaflan›r-ken polisin, valinin, savc›lar›n bun-lar› bilmemesi mümkün mü? Amagelin görün ki, vali mafyadan dahatehlikeli olarak demokratik kitle ör-gütlerinin bas›n aç›klamalar›n› gör-müfl, kentin meydanl›k yerlerindeaç›klama yapmalar›n› dahi yasakla-makla u¤raflm›flt›r. Niye? Çünkümafyac›l›¤›n beslenmesi ile demok-ratik muhalefetin sindirilmesi ayn›politikan›n parçalar›d›r. Mafyayagöz yumulmas›n›n bir nedeni rantiliflkileri iken, di¤er nedeni de, buçetelerin ayn› zamanda “milliyetçi”örgütlenmeleri, taban› oluflturmala-r›d›r. Devletin onlara ihtiyac› vard›r.

Kimi de¤erlendirmelerde “Trab-zon’un üzerine çöken karabulut”tansöz ediliyor. Hay›r! Trabzon’unba¤r›na çöreklenen kontrgerilladevleti ve onun besledi¤i örgütlen-me ve ideolojiden söz edilmelidir.As›l sorun buradad›r.

Elbette, kontrgerilla poli-tikalar›ndan söz edip, M‹T’ianmadan geçmek mümkünde¤ildir. “M‹T’in kiliseden200 metre ötede” bulunmas›ve “karfl›s›nda daire kirala-yarak kiliseyi gözetlemeye”almas›, “misyonerlik tehdi-di” propagandalar›yla halk›kim düflmanlaflt›r›yor, gözü-nü kör ediyor sorusunun dacevab›d›r. “Trabzon’u bu ha-le getiren” iflte bu güçlerdir.

Trabzon’da bir “k›flk›rt›-c›” aranacaksa, polisi, mülkiamiri ile devlet örgütlenmesid›fl›nda baflka bir güce ne ge-rek var! MHP’si, gerici faflist

Kadiri Tarikat› gibi tarikatlar›, dev-letin aktif olarak kulland›¤› güçler-dir sadece. Ve belirtelim ki, sözünüetti¤imiz flu anki vali ya da emniyetmüdürü de de¤ildir, baflka vali veemniyet müdürlerinin varl›¤›nda daTrabzon’da benzeri sald›r›, provo-kasyonlar yafland›. Sorun, devletinkendisidir, politikalar›d›r.

Herkesin Gözleri Önünde Yaflanan Sald›r› ve ProvokasyonlarTrabzon’da son 10-15 y›lda ya-

flananlara bak›ld›¤›nda, bugünküdurumun nas›l ad›m ad›m ve bilerekhaz›rland›¤›n›n onlarca örne¤inerastlamak mümkündür. Bu yan›yla,rastlant›sal, kendili¤inden olan hiç-bir fley yoktur. Biz bu tarihten bir-kaç sat›r bafl› olay› hat›rlatmakla ye-tinece¤iz. Ancak bilinmelidir ki,kentte halka yönelik gerici, k›flk›rt›-c› propagandalar süreklilik arzedentarzda yap›lmaktad›r ve kontra ör-gütlenmelerin, gerici-faflist örgüt-lenmelerin nas›l güçlendirildi¤ininçok daha fazla örne¤i mevcuttur.

26 Nisan 1992 tarihinde yap›lanGrup Yorum konserinde tafll› sopal›faflist güruh, bizzat polisler taraf›n-dan, “içerde PKK'l›lar var, Türkbayra¤›n› yakt›lar. PKK bayra¤›ast›lar” denilerek topland›. Konsersüresince ellerinde Türk bayra¤› ol-mak üzere spor salonunun çevresin-

de istiklal marfl› söyleyen güruh,konser bitiminde salondan ç›kmakisteyen kitleyi tafla tuttu. Kitlenind›flar› ç›kmay›p beklemesi üzerinepolisin, “ara sokaklara saklan›n,ç›k›nca döversiniz” diyerek ak›lverdi¤ini orada bulunan herkes duy-du. Trabzon yerel gerici-faflist bas›-n›n›n olay› bir Malazgirt Zaferi gibiyans›tmas›, “halk›n tepkisi” olarakgöstermesi ise, adeta linç giriflimineiliflkin yay›nlar›n bir kopyas›yd›.

Gazi Katliam› Davas›’n›n Trab-zon’a al›nmas› da ikili bir yön tafl›-yordu. As›l olarak; Gazi halk›n› sin-dirme, davan›n takip edilmesini en-gellemeyi amaçl›yordu devlet. Öteyandan da kentte yarat›lmak istenenfaflist, flovenist örgütlenme diri tutu-lacak, körüklenecekti. Daha ilk du-ruflmadan itibaren polisin aç›k ör-gütlemesi ile sald›r›lar, provokas-yonlar yaflanmaya baflland›. 16 Ey-lül 1997’deki ilk duruflmada veikinci duruflmada polis, faflistlerekurt iflaretleri yapt›rarak provokas-yon yaratmaya çal›flt›.

15 Aral›k’taki üçüncü duruflma-da Trabzon'un giriflinden itibarenbafllayan asker-polis aramalar›, mah-keme ç›k›fl›nda sald›r›ya dönüfltü.Gazi halk›n›n otobüsleri faflistler ta-raf›ndan tafla tutuldu. Linç girifli-minde oldu¤u gibi, polis yine faflist-lerin yan›bafl›ndayd›, hatta otobüs-ler faflistlerin sald›r› plan›na uygunflekilde yönlendirildi. Bizzat emni-yet müdürünün Gazililer’i “halay

çekiyor” diye adliye önündeyumruklamas›, faflist sald›r›-n›n kayna¤›n› çok net göste-riyordu.

23 Ocak 1998’deki du-ruflmada ise sald›r› boyut-land›. ‹ki Halk Meclisleriüyesi, faflistlerce dövüldü.Mahkeme ç›k›fl›nda, halk›nkarfl›s›nda faflistlere yürüyüflyapt›r›ld›. Otobüslerin poli-sin eskortlu¤unda kenti terketmek üzere hareket etmesi-nin ard›ndan, faflistlerin ör-gütlü sald›r›s› bafllad›. At›lantafllardan otobüslerin camla-r› k›r›ld›, bir otobüse at›lanmolotofun tesadüfen tutufl-

17

19 fiubat 2006 / 40

Page 18: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

mam›fl olmas› kat-liam› önledi.

1997 y›l›nda,Fener Rum Patri¤iBartholomeos'unda bulundu¤u birgrup, 'Din, Bilimve Bar›fl Sempoz-yumu' için gemiy-le Trabzon'a geldi.Sempozyumun ön-cesinde yerel ba-s›n, faflistler ve ge-riciler, “Bunlar RumPontus devleti ha-yalini gerçeklefl-

tirmek istiyor. Trabzon Pontus'lafla-cak” propagandalar› ile milliyetçifloven duygular› k›flk›rtt›. Bu k›fl-k›rtma, kente gelenlerin gemidenindirilmemesi ile sonuçland› vesempozyum yap›lamad›.

2003 y›l›nda bir kurum taraf›n-dan Mehmet Ali Talat Trabzon'a da-vet edildi. Hiçbir otel oda vermedi.Güvenli¤i sa¤lamakla görevli emni-yet müdürü, “halk›n sevmediklerinigetirmeyin, güvenlik sa¤layamam”sözleriyle, bu kentte yasalar›n ge-çerli olmad›¤›n› itiraf ediyordu ade-ta. “Halk” dedi¤i ise, faflist partilerve devlet yöneticileri d›fl›nda kimsede¤ildi.

Tüm bu örneklere, iki kez tek-rarlanan linç giriflimlerini ve Patrikcinayetine gelene kadar yaflananlar›ekledi¤imizde, hiçbir fleyin tesadüfolmad›¤›, MGK Genel Sekreterli-¤i’nin psikolojik savafl yönergesin-de yaz›lanlar›n yaflama geçirildi¤içok aç›kt›r. Trabzon’da bugün varo-lan flovenist, ilkel milliyetçi ortamve mafya, çete faflist örgütlenmelerböyle yarat›ld›.

Oligarflinin Eseri, TrabzonOligarfli Trabzon özgülünde flu-

nu yapmaktad›r: Halk kitlelerinibirbirine düflmanlaflt›rma, k›rd›rma,bölüp parçalama politikas› izlemek-tedir. Milliyetçi, flovenist bir kitletaban› yaratarak, bunun üzerindenpolitikalar›n› yaflama geçirmeye ça-l›flmaktad›r. Mafyas›, faflist MHP’si,tarikatlar› bu anlamda kendilerini

kulland›rd›kça yaflam bulmaktad›r.

Ayn› politiklar›n baflka kentleri-mizde, tüm ülkede yaflama geçiril-mek istendi¤i biliniyor. Trabzon’uöne ç›karan, oligarflinin buraya yö-nelik yo¤unlaflmas›d›r. Peki neden?

Geçen haftaki say›m›zda ele al-d›¤›m›z gibi, Karedeniz’in dervimcianlamda büyük bir potansiyel olufl-turmas› en önemli etkendir. Oligarflikendi eseri olan yoksullar›n devri-me kanalize olmas›ndan korkmak-tad›r. ‹flsiz b›rakt›¤› gençleri mafyave faflist örgütlenmelerde nötralizeetmekte ve onlar› kendi politikalar›çerçevesinde kullanmaktad›r.

‹kincisi ise; farkl› dinlerin, kül-türlerin, milliyetlerin yaflad›¤› böl-gelerimiz, emperyalizm ve oligarfliaç›s›ndan her zaman örgütlenme,k›flk›rtma ve halk› birbirine düflür-me politikalar› için “uygun” yerlerolagelmifltir. 12 Eylül öncesi bu po-litika Alevi ve Sunni halk›n birlikteyaflad›¤› kentlerde uygulan›yordu.

Bugün milliyetçili¤in, floveniz-min körüklenmesine paralel olarak,Trabzon gibi, geçmiflten bugünefarkl› milliyet ve inançlar›n yaflad›-¤› kentlerin böyle bir “uygun” ze-min haline gelmesi flafl›rt›c› de¤il-dir. Ancak, buradan farkl› inanç vemilliyetlerden halklar›n birbirinedüflmanl›¤›n›n “do¤al” oldu¤u gibibir anlam ç›kar›lmamal›d›r. Aksine,örne¤in Trabzon’da geçmiflte 16Hristiyan mahallesi bulunuyordu vebu zeminde hiçbir çat›flma yaflan-mam›flt›. Çünkü, tüm Türkiye’de ol-du¤u gibi, o süreçte, kente yönelikfaflist politika ve örgütlenmelerdeözel bir yo¤unlaflma, flovenist pro-paganda yoktur, en az›ndan bugün-kü düzeyde de¤ildir. fiovenist, mil-liyetçi propagandalar, “Rum Pontusdevleti”, “misyonerlik tehdidi” yay-garalar› düflmanl›¤› körüklemifltir.

Çünkü, faflist devletin, halk› ger-çek hedeflerden sapt›rmak, halk›nas›l düflmanlar›n› gözard› etmekiçin, “düflmana” ihtiyac› vard›r. Pa-tenti emperyalizme ait olan bu poli-tika sayesinde, halk birbirine düfl-manlaflt›r›l›r, örgütlenmeleri, birlik-leri parçalan›r, oligarflik devletin

halka karfl› politikalar›na ve onunemperyalizmin iflbirlikçisi oldu¤ugerçe¤ine dönüp bakamaz hale geti-rilir. Ülkemizde ilgili ilgisiz herolayda “d›fl düflmanlar” demagojisiyap›lmas› bofluna de¤ildir. Emper-yalizme ba¤›ml› ve aleni bir flekildeemperyalist politikalar› uygulayanbir devletin “d›fl düflman”a ihtiyac›olabilir mi? O “d›fl düflman” e¤eremperyalistler ise, zaten içsel bir ol-gu haline gelmifl ve bizzat devlet ta-raf›ndan onun politikalar› uygulan-maktad›r. Ancak söyledi¤imiz gibi,halk› gerçek hedeflerden sapt›rmak,devlet örgütlenmesini alabildi¤ine“güvenlik, istihbarat” a¤› üzerinekurmak, kendi yasalar›nca da yasa-d›fl› olan Susurluk örgütlenmelerinimeflrulaflt›rmak, faflist MHP’yi, tari-katlar› kullanmak, mafya örgütlen-meleri ile içli d›fll› olabilmek için bupolitika hep sürdürülür.

MGK’n›n her toplant›s›nda al›-nan kararlar› hat›rlay›n. Vazgeçil-mez bir cümle vard›r. “‹ç ve d›fl teh-ditler de¤erlendirildi” denilir. Mut-laka “düflman” tan›mlamalar›, “teh-dit” tan›mlamalar› yap›l›r. Kimi za-man devrimcilerdir “düflman”, kimizaman “Kürt milliyetçili¤i”, bazen“Alevilik” olur, bazen de “RumPontus devleti faaliyetleri”...

Son y›llarda süreklilik kazananve özellikle polis, MHP, tarikatlareliyle ve bunlar›n sahibi ya da etki-sinde bulunan yerel bas›n arac›l›-¤›yla sürdürülen propagandalara ba-k›n, MGK’n›n bu tan›mlamalar› ileparalelli¤ini çok aç›k görürsünüz.Faflist kontrgerilla örgütlenmelerini,mafyay› beslemek için halk süreklik›flk›rt›l›r, “Trabzon’un ne kadarmilliyetçi oldu¤u” propagandalar›aral›ks›z yap›l›r. (Bu, Trabzon’ungeçmifl etnik yap›s›ndan kaynakl›adeta bir “kendini ispatlamaya” zor-lama tarz›nda yap›l›r özellikle.)

Dünden bugüne Trabzon’da ya-flanan hiçbir fley kendili¤inden,münferit de¤ildir. Tümü örgütlü ha-reketlerdir. Örgütleyen devlettir,devletin valisi, jandarmas›, polisi-dir. Kullan›lanlar; MHP, tarikatlar,mafya vb. örgütlenmelerdir.

18

19 fiubat 2006 / 40

Dünden bugüneTrabzon’da yafla-nan hiçbir fleykendili¤inden,münferit de¤ildir.Tümü örgütlü ha-reketlerdir. Örgüt-leyen devlettir,devletin valisi,jandarmas›, poli-sidir. Kullan›lan-lar; MHP, tarikat-lar, mafya vb. ör-gütlenmelerdir.

Page 19: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

"4 Kas›m 2005

Merhaba .....

Özlem ve sevgiyle kucakl›yo-rum seni-sizi. Nas›ls›n›z? Ben BO-RAN gibiyim. Halim-keyfim, cofl-kum yerinde yani. Sizin de iyi oldu-¤unuza eminim.

Selam gönderenlerin selamlar›bafl›m gözüm üstüne. Hepsini ald›mve yüre¤imdeki en s›cak yere koy-dum. Bu hafta sen de yazacaks›nd›rcevaben. Hepsine benden çok çokselam ve sevgi yaz. Onlar› çok sev-di¤imi ve s›ms›cak kucaklad›¤›m›yaz... Evet, "Mektup cezas›" ne-deniyle mektuplar›m› vermiyor-lar. Haliyle benimkileri de gön-dermiyorlar.

Orta¤›m-Boran›m›z Fatma Ko-yup›nar'a yazd›n m›? Veya yaz›yormusun? Yazarsan iyi de olur. "Mek-tup cezalar›"n›n bafllad›¤›n› vb. an-lat›rs›n. Ve tabii, benden çok selamyaz›p, onu, onlar› çok sevdi¤imi,haberleflmemiz fiilen kesilse de var-l›¤›n›n hep yan›mda oldu¤unu yazbenim için...

Bak, selam verdin borçlu ç›k-t›n!.. Ehh, olacak o kadar de¤il mi?

Ziyaretine gelen-giden var m›?Gelenlere selam söylersin.

Beni buraya getirmelerinden ön-ce 4.5 y›l›m o hücrede geçti. Yani19 Aral›k sonras› oraya koydular,ölüm orucuna bafllayana kadar heporadayd›m. "Ç›k›fl›" da oradan yap-mak istiyordum, olmad›. Sa¤l›k ol-sun diyelim. Önemli olan direnifl,yerin önemi yok bu anlamda.

Sevgili ...., kendine-kendinizeiyi bak›n. Özlem ve sevgiyle, dire-niflimizin coflkusu, flehitlerimizin s›-cakl›¤›nda kucakl›yorum. ... Kemalve Ziya'ya da selamlar.

Sevgilerimle / Serdar Demirel

***

Serdar’dan DEV-GENÇ’lilere"17 Kas›m 2005

Merhaba! Yüre¤i de, bile¤i deDev Gençler... Merhaba!...

Özlem ve sevgiyle kucakl›yo-rum sizi. Ve "geçmifl olsun" diyo-rum. Tutuklanman›za üzüldük tabii.Ama nas›l bir ülkede yaflad›¤›m›z›,nas›l bir düflmanla çarp›flt›¤›m›z›bildi¤imiz için, flafl›rmad›¤›m›z gi-bi, bu da bir bedel diyerek onurduyduk. "Ak›ll› solcu"lar halaylarla"protesto" ederken hedef göstermekönemliydi, gençlik bunu yapt›. Si-zinle gurur duyuyoruz...

Bana yazma konusunda s›k›nt›-n›z› anl›yorum, do¤al da karfl›l›yo-rum. Zira, hepimiz yaflad›k bu duy-gular›. Bir can›m›z ölümün üstüneyürürken, ne kadar onur ve gururduysak da yoldafl sevgisi, buruklu-¤u elbette oluyor. Ama flunu hiçunutmayal›m; biz, devrim mücade-lesi veriyor, bunun için savafl›yoruz,bedel ödüyoruz. Ölüm Orucu eyle-mimiz, bugün devam eden direnmesavafl›m›z›n bir parças› ve öncü ey-lem biçimidir. Savaflç›lar›m›z da bubilinçle feda ediyor kendilerini. Ya-ni, bu bir görev. Sizin görevinizgençlik cephesinde mücadeleiken, benim görevim ölümü yen-mek, düflman›n bu politikas›n› yer-

le bir etmek. T›pk› 120 flehidimizgibi...

45'te de Musa ve U¤ur var. Hergün selamlafl›yoruz. Hemen çapra-z›m›zdalar yani, bir top at›ml›k yer!

Sevgili K...., dün bize "mektupcezas›" geldi, 2 ay. O nedenle art›kmektup yazam›yorum d›flar› ve ala-m›yorum. "Ceza"n›n nedeni; "ge-reksiz slogan atmak, marfl söyle-mek"!.. Eda'lara yazd›¤›nda (tabiiB‹Z'den herkese) çok çok selamlar›-m›, sevgilerimi her seferinde yazar-s›n. Sana-size bu konuda vekaletveriyorum.

Sevgili A..., Daha önce GökhanMenet ile beraber bir davadan tutuk-lan›p gelmifltin. Öyle de¤il mi? fiuan yan›mda Hayri Alp yoldafl›m var,C'deydi tan›rs›n. O da çok selamsöylüyor, geçmifl olsun diyor size...

Notunda, "yak›n olma" d›fl›ndaburalar›n iyi bir taraf› olmad›¤›n›söylemifltin. Evet do¤ru. Zaten tec-rit mant›¤› ile F Tipinin amac› orta-da. Bu sözün üzerine akl›ma flu gel-di; devlet Milli Güvenlik SiyasetBelgesi’nde "Terör örgütlerinin ce-zaevlerindeki faaliyetlerini engel-lemek için önlem-tedbir almal›" de-mifl! Ne komik de¤il mi?

Ama bu sözlerinde bir gerçekpay› var. O da flu; F Tipiyle teslimalacaklar› hesaplar› tutmad›, baflara-mad›lar. Bu söz bunun itiraf›d›r. Onedenle, daha fazla bask›, ceza, tec-rit diyorlar. ‹flte bizim-ölüm orucueylemimizin-direniflimizin gücü debu. Birilerinin akl› basmasa da ger-çekler ortada, devlet itiraf ediyor...

Sevgili Z....., fliirin ve iyi dilek-lerin için sa¤olas›n. Te-flekkür ediyorum. Gençyüre¤ine sa¤l›k.

Kal›n sa¤l›caklacanlar. Kendinize iyibak›n. Direniflimizincoflkusunda kucakl›yo-rum sizleri...

Sevgilerimle

Serdar Demirel."

19

19 fiubat 2006 / 40

Bir Ölüm Orucu Direniflçisi’nin Son ‘Not’lar›Yüzy›llard›r süren bir gelenektir;

ölüme giden insan›n son arzusu soru-lur ve yerine getirilir. Ülkemiz hapis-hanelerini Nazi zihniyetiyle yöneten-ler ise; ölüme yürüyenlere karfl› bas-k›y›, zulmü son saniyeye kadar sürdü-rüyor ve son günlerini bile bask›lar,yasaklar alt›nda geçirtiyorlar.

fiehit düflen Serdar Demirel de sonaylar›n› hep “mektup yasaklar›” alt›n-da geçirdi. Ne bir selam alabildi ay-larca, ne bir selam yollayabildi. Amahücreler aras›ndaki duvarlar› aflan“postaya” kimse engel olamazd› ve opostada, havaland›rma duvarlar›n›nüstünden, F Tipleri’nin çat›lar›ndanSerdar’›n mektuplar› dolafl›p durdu.

Serdar Demirel’in 19 Aral›k’ta fe-da eylemi yapmadan k›sa süre önceyazd›¤› iki not elimize geçti. Afla¤›daonlar› yay›nl›yoruz:

Page 20: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

“Kula¤›ma a¤lama seslerigeliyordu. Annem a¤l›-

yordu. Ben de bu sesleri duyuncaa¤l›yordum. Sesler beni kontrol alt›-na al›yordu. Kendimi kaybediyor-dum. Yata¤a girince kafamdaki sesy›lan var diyordu. Ben hissediyor-dum. Ses diyordu ki, bu y›lanlarAmerikan y›lanlar›, sana iflkenceyapacak... Kafamdaki ses diyordu kikendini as kurtar, sana iflkence ya-p›yorlar. ‹çimde damarlar oynuyor-du. Ben de y›lanlar içimde zannedi-yordum. Kendimi 4-5 defa asmayaçal›flt›m.”

Tekirda¤ 1 No’lu F Tipi Hapis-

hanesi’ndeki A.D. isimli tutsak ha-len süren rahats›zl›¤›n›, kendini to-parlayabildi¤i bir anda böyle anlat›-yordu. O’nun durumu; hem tecritinbir insan› nas›l ç›ld›rtabilece¤ininhem de tecritçilerin sessiz imhayaklafl›m›n›n aç›kça görülebilece¤iörneklerden biridir.

D›flardayken hiçbir rahats›zl›¤›olmayan A., tecrit ortam›nda sa¤l›k-l› sosyal iliflkiler kurabilme olanak-lar›ndan mahrum b›rak›ld›. Bu, ak-taraca¤›m›z rahats›zl›¤›n›n ortayaç›kmas›n›n zeminini olufltururken,tedavi edilmesi için hiçbir çaba gös-terilmedi. Defalarca intihar girifli-minde bulundu ve yan›ndaki di¤eriki tutsa¤a sald›rd›. Bu durumu, ay-n› hücrede kalan day›s› ve di¤er ar-kadafl›n›n, defalarca dilekçeyle bafl-vurmalar›na, hapishane müdürüylebizzat konuflmalar›na ra¤men Ekim2003’e kadar hastaneye yat›r›lmad›.Sadece krizler sonras› uyuflturucui¤ne, ilaç ile geçifltirildi. Ancak,Ekim 2003 tarihinde Bak›rköy Ruhve Sinir Hastal›klar› Hastanesi'neyat›r›ld›. Ocak 2004 tarihinde tekrarTekirda¤ F Tipi’ne gönderildi. Hâlâ,yat›flt›r›c› ilaçlar kullan›yor.

18 Mart 2002 tarihinde, ziyaretegelen kardefliyle Kürtçe konufltu¤uiçin ziyaretinin yar›da kesilmesininard›ndan süreci, hücrede beraberkald›¤› arkadafl›ndan dinleyelim:

“Görüflüne gelen kardeflinin,kendisinin görüflten erken ç›kart›l-mas›n›, ailesine, ‘dövmeye götürdü-ler’ diye söyleyebilece¤ini, ailesininüzülerek a¤layaca¤›n› düflünmeyebafllad›. Bunu kafas›na takt›. fiid-detli bafla¤r›s› geçirdi. Ondan son-ra sesler, annesinin a¤lama sesleri-ni duymaya bafllad›¤›n› söyledi. Nekadar anlatmaya çal›flt›ysak da ol-mad›. Ailesi çok uzakta oldu¤undanve ekonomik nedenlerden dolay› ay-lard›r gelemedi¤inden iyice içinekapand›. Sonra kula¤›nda seslerinço¤almaya bafllad›¤›n› söyledi.‘Sesler beni b›rakm›yor’ diye a¤l›-

yordu. Bu süreklileflti. Krizlere gir-di. Kendine hakim olamad›. Krizegirdi¤inde art›k yapacak bir fley ol-mad›¤›ndan zile bas›p gardiyanlar›ça¤›rd›k. Bu iki kere oldu. ‹kisindede yat›flt›r›c› i¤ne vurup geri getir-diler. Doktora durumu anlatal›m,dediysek de kabul edilmedi. 2 Nisangünü psikolog için dilekçe verdik,gelip götüren olmad›.”

A.'n›n durumu 4 Nisan 2002'dedaha da a¤›rlafl›r. ‹ki defa yata¤›naya¤›na ba¤lad›¤› çarflafla kendinimerdiven bofllu¤una salland›rarakintihar etmek ister, son anda farke-dip engellerler. 5 Nisan'da daha dakötüleflir. Yine uyuflturucu i¤ne ya-parlar, hastaneye sevk etmezler.

Günün büyük bir k›sm›n› yata-rak geçirmeye bafllar, sadece ye-meklerde iner. “Biraz bir fleyler yi-yip sonra bir afla¤›, bir yukar›, biriçeri, bir d›flar› dolan›p duruyor,çok s›k›l›yor, birfley diyemiyoruz.Yoksa bize sinirleniyor. ‹ki gündürdaha da kendinden geçti. Bizimlebazen konufluyor, bir fleyler soruncacevapl›yor. Ama hareketlerine, ta-v›rlar›na, gözlerine ve konufltukla-r›na bakarsan sanki burada de¤il.Dün, diyor ‘y›lan kokusu al›yorum’.Yok diyoruz ama dinlemiyor.”

Üst üste verilen dilekçeler sonra-s› rahats›zl›¤›n›n patlak vermesin-den aylar sonra, haziran ay›nda ‹s-tanbul'a sevk edilir. Ama yat›rmakyerine yine kontrol edip geri gönde-rilir. A¤ustos ay› bafllar›nda yeniilaçlar yaz›l›r. Ancak bunlar› kullan-may› reddeder.

A¤ustos 2002'den Ekim 2003 ta-rihine kadar hastal›¤› dalgal› bir se-yir izler. Gergin, sinirli ve taham-mülsüz oldu¤u, yeniden sesler duy-du¤u günler olur. Ekim 2003'e ge-lindi¤inde hücrede 2 kifli kalmakta-d›r. Bu süreçte yeniden sesler duy-maya bafllar.

“Kendinde de¤il gibiydi. Saatler-ce volta at›yor, kendi kendine konuflu-yordu. Uyku düzeni bozulmufltu. Ge-

20

19 fiubat 2006 / 40

Fiziki, psikolojik etki ve sonuçlar›

Tecrit

3

2000 y›l›nda tecrit sorunu ve FTipleri ilk kez tart›flmaya baflland›-¤›nda, tecrit sisteminin yol açt›¤›ve açaca¤› etkilerine iliflkin, AlmanRAF tutsaklar›n›n anlat›mlar› çar-p›c› bir örnek teflkil ediyordu. Bir-çok ayd›n, sanatç›, demokratikkurulufl, hukukçular; bu anlat›m-lardan etkilendiler. Kulaklar›n ç›n-lamas›, yo¤unlaflamama, iradesinikullanmada zorlanma ve dahabirçok yönüyle gerçekten izolas-yon sistemine ›fl›k tutan örneklerdi.

Bugün gelinen aflamada, bu dizi-de anlatt›¤›m›z örnekler, ayn› so-nuçlar›n ülkemizde de yafland›¤›n›aç›kça göstermektedir. ‹ki hafta-d›r, örnek verdi¤imiz tutsaklar,sa¤l›kl› girdikleri hücrelerde, tümbu sorunlar› yaflar hale getirildiler.Bu kitlesel iflkenceye karfl› aya¤akalkmaz, “tecrite son verin” diyehayk›rmaz isek, bu tutsaklar›n da-ha da artaca¤› kuflkusuz.

Boran Yay›nlar›’ndan ç›kan “Tec-rit: Yaflayanlar Anlat›yor” kitab›n›temel alarak anlatt›¤›m›z tecritinetkilerine örnekler vermeye devamediyoruz.

“Ses, ‘kendini as’ duyordu”

Page 21: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

celeri saat 03.00-04.00 gibi yataktankalk›yor hücrenin içinde sinirli sinir-li volta at›yordu. Konuflunca birazrahatl›yor ancak sabah kalkt›¤›m›zdaher fley yeniden bafll›yordu.

Bu benim için de y›prat›c› bir sü-reçti. Öyle ki, ister istemez süreklidiken üstünde oluyorsun, geceleritetikte uyumak zorunda kal›yorsun.Daha önce beraber kald›¤› arka-dafllar›n bo¤az›na sar›ld›¤›n› da bi-liyordum.

Geceleri aniden kalk›yor, ‘köyübasm›fllar, mektupta ad› geçen, se-lam söyledi¤im kim varsa gözalt›naalm›fllar’ diyordu. Tabii bunun suç-lusu olarak da beni görüyordu.

17 ve 18 Ekim günleri iyice kötü-leflmiflti. 18 Ekim gecesi sabaha ka-dar uyumad›k ve ona kurgular›n›ngerçek olmad›¤›n› anlatmaya çal›fl-t›m. 19 Ekim akflam›, hücre içerisin-de sinirli sinirli volta at›yor aradabir de bana kötü kötü bak›yordu.Yüzü kararm›flt›. Böylesi anlardayüzünü kan bas›yor, belirgin bir fle-kilde karar›yordu yüzü. Sald›racakgibiydi. ‹ki kifliydik. Benden çok da-ha iri yap›l›yd›. Sald›rsa, ba¤›rma-ya f›rsat bile bulamadan orac›ktabo¤abilir beni. Bu nedenle oldukçagerginim ve sürekli konuflarak ra-hatlatmaya çal›fl›yorum. Saat 23.00'ekadar böyle sürdü. Masada oturu-yoruz ve art›k burnundan soluyor.

‘Sana da zarar verece¤im, gide-ceksin yan›mdan.’dedi. Vurdu vura-cak diye bekliyorum. Gardiyanlar›ça¤›rmak için butona basaca¤›mama bunun için yerimden kalkmamve yan›na gitmem gerek. Zaman ka-zanmam, bir bahane bulmam gerek.Gözlerini üzerime dikmifl. Delicibak›fllar›n›, bakmasam da hissedi-yor, derin soluk al›fl›n› duyuyorum.Kalp at›fllar›m da h›zlan›yor iyice.K›sa bir yer de¤iflikli¤i dilekçesi ya-z›yorum. ‘Ben flimdi zile bas›p vere-ce¤im.’ Yerimden kalk›p butona ba-s›yorum. Gardiyanlar gelene kadarbir f›rsatta dilekçenin alt›na, ‘Heran sald›rabilir. Müdahale edin’ gibibir cümle yazd›m. Gardiyanlar gel-di¤inde mazgal deli¤inden dilekçeyiverirken parma¤›mla o cümleyi ifla-

ret ettim. Birkaç dakika sonra geldi-ler. Biz hâlâ oturuyorduk.

Revire gitti. Revirin kendi yatak-hanesi var. O gece oray› da¤›tm›fl.Sonra pencerenin gölgeli¤inin iple-riyle kendisini asmaya çal›flm›fl.Gardiyanlar karfl› pencereden far-kedip kurtarm›fllar. Bo¤az›nda kesikolmufl, iz kalm›flt› naylon ipten dola-y›. 3 gün revirde tutulduktan sonra22 Ekim’de Bak›rköy'e sevk edilipyat›r›lm›fl.”

A. D. Bak›rköy’de geçirdi¤i sü-recin ard›ndan, bir süre ‹stanbulBayrampafla’da tutulur ve Ocak ay›bafl›nda, tekrar F Tipine getirilir.Bayrampafla Özel Tip Hapishane-si'nde ko¤uflta baflka tutsaklarla be-raber kalmak iyi gelmifltir ona. Bu-nu kendisi de ifade eder, k›smen dü-zelmifltir. Ocak sonuna kadar böyledevam ettikten sonra tekrar a¤lamasesleri duymaya bafllar.

“Yine bafla dönmüfltük. Telkin-lerde bulunmaktan baflka yapabile-

ce¤im bir fley yoktu. Voltada, otu-rurken, gece uykusu olmad›¤›ndasürekli konufltum. Ancak bir yarar›olmad›. Olamazd› da. Yokufl afla¤›freni patlam›fl bir kamyonun önünetakoz koymaya çal›flmak gibi bir ça-bayd› bu.”

“Freni patlatan”, içinde bulun-du¤u koflullardan baflkas› de¤ildi.A.D. yeniden hastaneye kald›r›l›r.

Yan›ndaki yoldafllar›, hücreleri-ne üçüncü bir kiflinin verilmesi içindilekçeler yazar ancak bilinçli biry›pratma politikas› izleyen hapisha-ne idaresi, adeta yan›ndaki tutsa¤›da “delirtmek” istemektedir. Dahaönce A.D.’nin bo¤az›na sar›ld›¤›tutsa¤›n da bütün ›srarlar›na karfl›ngünlerce yeri de¤ifltirilmemiflti...

“Psikologla yapt›¤›m görüflme-de, kendisi de ‘evet iki kifli olman›zlaz›m’ demesine ra¤men aradangünler geçti ve yan›m›za verilen ol-mad›. 16 fiubat günü flu içerikte birdilekçe yazd›m: ‘Durumu biliniyorolmas›na ve hem benim dilekçe ver-meme, hem de yan›m›za gelmek is-teyen iki tutuklunun ayr› ayr› dilek-çeler vermesine ra¤men yan›m›zaüçüncü bir kifli verilmemesi bilinçlibir uygulamad›r. A. D.’nin ya kendi-sine ya da bana zarar vermesiamaçlanmaktad›r. Bu, cana kas›tt›r.Sorumlular hakk›nda suç duyuru-sunda bulunuyorum.’... Ayn› gün,yan›m›za gelmek için daha önce di-lekçeler veren bir arkadafl›m›z geti-rildi. Dilekçeler üzerinden 20 günkadar geçmiflti.”

“Görün eserinizi, tecrit bu”

A.D.’nin bo¤az›na sar›larak bo¤-maya çal›flt›¤› ayn› hücrede kalanarkadafl›, o günü “üç de¤il iki kifliolsayd›k öldürürdü beni” diyorduhakl› olarak.

“A. abi krize girdi¤inde önce si-nirli sinirli konuflmaya bafllard›. Bizanlard›k. Yavafl yavafl sinirlenir,‘dayanam›yorum, kendimi öldüre-ce¤im. Beni öldürün’ diye yalvar›r-d›. Sonra söylenmeye bafllar, kont-rolünü kaybedip kafas›nda kurgula-d›¤› ‘düflmana’ sald›r›rd›. ‘O düfl-man’ bazen ben, bazen M. abi olu-

21

19 fiubat 2006 / 40

Önce sinirli sinirli ko-nuflur, ‘dayanam›yorum,kendimi öldürece¤im. Be-ni öldürün’ diye yalvar›r-d›. Sonra söylenmeye bafl-lar, kontrolünü kaybedip

kafas›nda kurgulad›¤›‘düflmana’ sald›r›rd›. ‘Odüflman’ bazen ben, ba-

zen M. abi oluyordu.

Page 22: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

yordu. Zorla zaptediyorduk. Her ya-n› titriyordu. Art›k kendi kendineanlafl›lmaz fleyler söylemeye bafll›-yordu. Sonra yavafl yavafl kendin-den geçiyordu. ‘Sanki uçuyorum’diyordu. Bu defalarca olmufltu. A.abiyi adeta uyuflturucu ba¤›ml›s›yapm›fllard›. Ne tedavi ama!

“M. abiyle ben tüm gücümüzleanlatt›k... ‹lgiyle, sevgiyle anlatt›k.Bir noktaya geldi¤inde düflündükle-rinin yanl›fl oldu¤unun fark›na var›-yor, durmadan özür diliyor. Ama birsüre sonra yine ayn› flekilde bafladönüyordu. ‹flte o an afla¤› h›zla in-mesiyle bo¤az›ma sar›lmas› bir ol-du. M. abi olmasa, o hücrede iki ki-fli olsak belki de öldürürdü beni. Za-ten bana göre iri yap›l› insan. O psi-kolojiye girdi¤inde gözü hiçbir fleyigörmüyordu... Zorla zaptetmifltik.Merdiven bofllu¤undaki yata¤›nranzas›na çarflaf ba¤layarak intiharetmeye kalk›flm›flt›. Bir anda öyleçabuk geliflmiflti ki olay, boynuna

çarflaf› dolad›¤› gibi kendini merdi-ven bofllu¤una atm›flt›. Bir yandanda "dayanam›yorum, öldürece¤imkendimi!" diye a¤l›yor, söyleniyor-du. Hemen ayaklar›ndan tutup, yu-kar› do¤ru kald›r›p, çarflaf› çözüpindirdik. Kendinden geçmiflti. Bizzile bas›p gardiyanlar› ça¤›rd›¤›-m›zda, müdür, doktor da gelmiflti.Onlara, ‘Görün iflte eserinizi. Tec-rit bu iflte! ‹nsanlar› ne hale geti-riyor!’ demifltim.”

Bu sat›rlar› anlatan Z.D. isimlitutsak da bu yaflad›klar›n›n ve tecri-tin etkisiyle rahats›zlanm›flt›.

“Kendimi bir nokta gibi görüyordum”

Z.D. zamanla uykusuzluk çek-meye bafllad›, vücudunda istemd›fl›titremeler a盤a ç›kt›. “Heyecan ba-s›yor bazen. Bir nedeni yok. Böyleolunca titreme bafll›yor. Kalp at›fl›n›tüm vücudumda hissediyorum. Yaz›bile yazam›yorum, volta atam›yo-

rum. Kendi kendimi telkin etmeyeçal›fl›yorum. Büyük bir bofllu¤uniçerisine düflüyorum” diye durumu-nu ifade ediyordu.

‹dareye yap›lan baflvurulara ra¤-men, Z.D’nin hücresi de¤ifltirilmedive ileride alevlenebilecek bir psiko-lojik rahats›zl›¤›n temelleri bu süreiçinde at›ld›. Yer de¤iflikli¤inin ar-d›ndan uzun süre yaflad›klar›n›n et-kisinde kald›. Yoldafllar›n›n da etki-siyle kendisini biraz toparlad›. Ya-flad›¤› süreci flu sözlerle ifade etti:

“Kendimi bofllukta hissediyor-dum. O sabah uyand›¤›m güne ka-dar hücrenin hiç bu kadar dar oldu-¤unun fark›na varmam›flt›m. Haniinsan›n içi boflal›yormufl gibi oluyorya... öyle iflte.

Sürekli kulaklar›m zonkluyordu.Psikolojim bozulmaya bafllam›flt›.Ve soruyordum kendi kendime,‘Acaba ben de A. abi gibi mi olaca-¤›m? Ç›ld›racak m›y›m?’ diyordum.‘Acaba tecritten mi etkileniyorum?’diyordum. Yani öyle bir durum olufl-mufltu, öyle bir yaln›zl›k hissi gel-miflti ki, sanki benden baflka kimseyoktu. Duvarlar›n arkas›n›, yoldafl-lar›m›z› hissetmekte güçlük çekiyor-dum. Gerçekten çok zor anlard›. Ya-flam›m boyunca hissetti¤im en s›k›n-t›l› anlard› diyebilirim.

Kafam›n üzerinde sanki atefl ya-n›yormufl gibi s›cakl›k oluyordu. Birsüre sonra kafamla birlikte yüzümuyufluyordu. Ta gözlerimin içine ka-dar uyufluyordu diyebilirim. Bazenöyle bir olurdu ki sanki kendimi birnokta gibi görüyordum. Bir yerdendüflüyormufl gibi, kendi içime çökü-yormufl gibi oluyordum. Çok acayipbir fley. Ama gerçekten o dönemayakta kald›ysam, birincisi flehitle-rimiz, ikincisi ise yoldafllar›m›z›nharcad›¤› emek ve gösterdikleri sev-gi nedeniyle oldu.

fiu da var; intihar etme düflünce-si de geçti kafamdan. Sonra bunudüflünmekten korktum. Mesela yal-n›z kal›p hücrede ya kendimi kont-rol edemeyip intihar edersem... Ya-flam›mda böyle bir sonun olabilece-¤i ihtimali korkutuyordu. Bu düflün-ceyi kafamdan atam›yordum.”

22

19 fiubat 2006 / 40

2005 Hak ‹hlalleri Raporu Aç›kland›TAYAD’l› Aileler, 12 fiubat günü, Galatasaray Lisesi önünde ‘2005 Y›l› Hak

‹hlalleri Raporu’nu aç›klad›lar.

“Tecriti Kald›r›n Ölümleri Durdurun” yazan önlükler giyen ve pankart açanTAYAD’l› Aileler ad›na konuflan Eylül ‹flcan, tutsaklar›n 1837 gündür tek veüç kiflilik hücrelerde tecritte tutulduklar›n› belirterek, “‹zole edilen sadeceonlar›n bedenleri de¤il, her türlü insani, hukuki haklar› da yasal ya da keyfiuygulamalarla izole edilmifltir” dedi.

‹flcan raporda bu 5 y›ll›k tecritin sadece bir y›ll›k uygulamalar›n›n bir k›sm›-n›n yerald›¤›n› belirtti¤i konuflmas›nda, “Bunlar da sadece elimize ulaflan bil-gilerle s›n›rl›d›r. Çünkü yaflanan bu hak ihlallerini tutsaklar ancak bedenleriile karfl› koyabildikleri direniflleri ile anlatabilmektedirler. Düflünün insanla-r›n ölümleri, sakatl›klar› ile seslerini duyurabildikleri bir sistemden sözediyo-

ruz. Yani tecritten. Hapishanelerden ç›kan her ölübeden bizlere orada yaflanan hak ihlallerinin, insan-l›k d›fl› uygulamalar›n boyutunu anlatmaktad›r” diyekonufltu.

Raporda; haberleflme hakk› engellerinden süreklile-flen cezalara, sa¤l›k sorunlar›ndan savunma hakk›önündeki engellemelere, fiziki iflkenceden sürgünlerve onursuz arama dayatmalar›na kadar birçok konu-da örnekler yeral›rken, ‹flcan, hapishanelerdeki bü-tün sorunlar›n kayna¤›n›n tecrit oldu¤unu söyledi.

Aç›klama sonras›, TAYAD’l› Aileler, ‹stiklal Cadde-si boyunca “Sana TECR‹T’i Anlatmak ‹stiyorum”bafll›kl› 2 bin bildiri da¤›tt›lar.

Page 23: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

23

19 fiubat 2006 / 40

TAYAD’›n 20 y›ll›k tarihinebakt›¤›n›zda, ülkemiz s›n›flar mü-cadelesinin 20 y›l›na da bakm›flolursunuz. Çünkü TAYAD bu döne-min en önemli örgütlenmelerinden,direnifl odaklar›ndan biri oldu¤u gi-bi, yaln›zca hapishanelerle ilgili de-¤il, hayat›n her alan›yla ilgili bir ör-gütlenme olmufltur. Tutsak yak›nla-r› hareketi, halk›n muhalefetinin hermevzisinde varolan bir harekete dö-nüflmüfltür.

TAYAD’l› Aileler’in tarihi, ey-lem biçimleriyle, örgütlenmesininönüne konulan engeller ve örgütlen-medeki ›srar›yla, bilinçlenme ve dö-nüflme süreçleriyle, herkesin incele-mesi gereken ö¤retici bir tarihtir.Halkla önderlik, teoriyle pratik,sözle eylem aras›ndaki iliflkiler üze-rine, onlarca kitap de¤erinde bir ta-rihtir.

Bu tarihten baz› dönemler, baz›olaylar anlataca¤›z bu yaz›m›zdada. Bu onurlu tarihi yaratan, direnifl

geleneklerine gelenekler ekleyenTAYAD’l›larla birlikte 20 y›ll›k ta-rihte dolaflaca¤›z.

Yaflayarak ö¤reniyor, direnerek ö¤retiyorlar

O¤ullar›ndan, k›zlar›ndan ilk“açl›k grevi” sözünü duyduklar›n-da, “Dilekçe verin, niye kendinizeeziyet ediyorsunuz” demifllerdi on-lara. Bizzat kendileri yaflanan so-runlar› dile getirmek istediklerinde,önce “gidin evinize oturun” diyetehdit edilmifl ama kararl›l›klar› kar-fl›s›nda “pekala, dilekçe verin o za-man” demifllerdi.

Öyle ya; devlet vatandafl›n›nverdi¤i dilekçeyi iflleme koyard›.

Onlar da onlarca dilekçe vermifl-lerdi. Önce hapishane idaresine,sonra Adli Müflavirliklere... sonraAnkara’ya... Lakin yetmiyordu iflteyetmiyordu. “Toplu dilekçe” de ka-bul etmiyorlard› zaten. “Tek tek ya-z›n” diyorlard› dilekçelerinizi.

“Toplu” olmak, korkutuyordudilekçelerinin muhataplar›n›. ‹lkönemli sonuçlardan birini bundanç›kard›lar önce. Dilekçeleri, ifllemekonulmas› için tek tek yazsalar da,toplu olmal›yd›lar.

‹lk zamanlar gelip hapishane ka-p›s› önünde beklemek d›fl›nda yap-t›klar› fazla bir fley yoktu belki; amane yaparlarsa toplu yapmay› bir ge-lene¤e dönüfltürmeye bafllam›fllard›bile. Çok geçmeden düne kadar içe-rideki yak›nlar›na yap›lanlar, kendi-lerine de yap›lmaya baflland›: Ha-pishane önlerinde coplanmalar, ha-karetler, ziyaret girifl ç›k›fllar›ndayap›lan keyfi dayatmalar, tacizler...polis taraf›ndan tehdit edilmeler,gözalt›na al›nmalar...

‹flte bu sald›r›larla karfl› karfl›yakald›klar›nda, slogan atmay› ö¤ren-diler. Kol kola girip direnmeyi ö¤-rendiler. Öfkeleri taflt›, yollar› kes-meyi ö¤rendiler. Ama ilginç olan›fluydu ki, bütün bunlar cuntan›n okaranl›k y›llar›nda gerçeklefliyordu.Ve üstelik bu eylemler, pek de poli-tik olmayan bir kitlenin eylemleriy-di. Onlar henüz politik olmasa daeylemleri politikti, yanyana geliflle-ri politikti....

“Demokrasiye geçilince”, “sivilhükümet” kurulunca, hapishaneler-deki koflullar biraz düzelir belki di-ye umuyorlard›. Gerçi, içerideki ya-k›nlar›, onlar› tekrar tekrar uyarm›fl-t› böyle bir beklentiye kap›lmama-lar› için. Yine evlatlar› hakl› ç›km›fl-t› iflte. Onlar›n siyasi düflüncelerinegüvenleri biraz daha artt›.

1983 sonunda seçimler yap›lm›fl,yeni hükümet kurulmufltu. Fakatkoflullar›n düzelmesi bir yana, bas-k›lar gitgide art›yordu. ‹çeridekilerart›k açl›k grevinden de öte “ölümorucu”ndan sözediyorlard›. Neydiölüm orucu, nas›l yap›lacakt›, nas›lsonuçlanacakt›? Fazla bir bilgileriyoktu ama sonunda “evlat ac›s›”yaflayacaklar› aç›kt›.

Peki kendileri d›flar›da ne yap-mal›yd›lar?

“Mücadele biçimleri” onlariçin teorik bir tart›flma de¤ildi. fiuveya bu mücadele biçiminin Le-nin’de veya baflka bir ülkenin dev-rimci, demokratik mücadelesindeolup olmad›¤› konusunda da fazlabir bilgileri yoktu. Fakat onlar, mü-cadele biçimleri konusunda Mark-sizm-Leninizm’in en temel do¤ru-suyla hareket ediyorlard›; mücadelebiçimlerini hayat›n ihtiyac›na cevap

HH aa pp ii ss hh aa nn ee ÖÖ nn ll ee rr ii nn dd ee nn MM ee yy dd aa nn ll aa rr aaDD ii ll ee kk çç ee ll ee rr dd ee nn ÖÖ ll üü mm OO rr uu çç ll aa rr ›› nn aa

TAYAD 220. YYILINDA

Bu ffoto¤raf,yukar›daki ffo-to¤raf›n bbir kka-resinin bbüyü-tülmüfl hhalidir.Hapishaneönündeki ggörü-len ttutsak yyak›-n› SSevgi EErdo-¤an’d›r. SSevgi-ler, 220 yy›ll›k bbutarihin kkilomet-re ttafllar›d›r.

Ad›m aad›m yyaflanan dde¤iflim vve ddö-nüflüm ssürecinde hhiçbir flfley kkendili-¤inden vve eemeksiz oolmam›flt›r. TTA-YAD’›n bbir ddirenifl ooda¤›na, ddemok-ratik bbir mmevziye ddönüflümünün öön-cüleri, eemektarlar› oonlard›r.

Page 24: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

vermek temelinde tart›fl›yorlard›.

‹çerideki tart›flmalar da sonuç-lanm›flt› bu arada. Devrimci Sol tut-saklar› yaln›z b›rak›lm›flt›, onlar›nyan›nda bir tek T‹KB’liler vard›. Budemekti ki, d›flar›da da ne yap›la-caksa, kendileri yapacakt›.

Bir dönüm noktas›: 1984

Ölüme yatm›fl bedenlerin hayk›-r›fl›n›, ülkeye, dünya kamuoyuna ta-fl›mak onlara düflüyordu. Kendileri-ne düfleni, büyük bir sorumluluk,fedakarl›k ve cüretle sahiplendiler.Daha birkaç y›l, hatta ay öncesi,evinden pek d›flar› ç›kmayan ev ka-d›nlar›, art›k evlerine u¤rayamaz ol-dular. Ankara-‹stanbul aras›nda me-kik dokuyorlard› adeta. DefalarcaGenelkurmay’a, bakanl›klara, par-lamentoya, ilgili kurum ve kiflileregittiler. Dilekçeler verdiler, telgraf-

lar çektiler. Tek tek gazeteleri, ay-d›nlar›, ilgili kurumlar› dolaflt›lar,yetmedi. Çankaya’da PembeKöflk’ün önünde oturma eylemiyapmaya çal›flt›lar. “Çocuklar›m›z›öldürüyorsunuz” diye ba¤›rd›lar,hayk›rd›lar. Da¤›t›ld›lar, horland›-lar, oturup kalkarak devam etti ey-lem, yerlerde sürüklendiler. Amay›lmad›lar.

Bu kez ‹stanbul’da topluca Tak-sim An›t›’na yürüdüler ve buraya“Cezaevleri Düzeltilsin, ÖlümOrucuna Son” yaz›l› siyah çelenkb›rakt›lar. Gayrettepe’de, Metris’tetopluca iflkenceleri gözalt› yaflad›-lar, yine y›lmad›lar. Direnifllerinigözalt›ndan sonra da sürdürdüler.

‹çeride ölüm orucuna kat›lma-yan statükocu anlay›fl, d›flar›da daailelerini bu süreçte mücadelenind›fl›nda tutmufltu. 1984 Ölüm Orucuarifesinde içeride, tutsaklar aras›ndateorik tart›flmalar alabildi¤ine yo-¤unlaflm›flt›. Fakat bu tart›flman›nve ayr›flman›n d›flar›daki yans›mas›,tüm bu teorik lafazanl›klardan uzak,alabildi¤ine yal›n oldu. Direnenlervard›, direnmeyenler vard›. Kimile-ri onlar› “sekterlikle” suçlad›. Veonlar›n ço¤u belki de bu kelimeyiilk kez duyuyorlard›. Onlar gerekenher fleyi yap›yorlard› ve yapacaklar-d›. 1984 Ölüm Orucu, aileler içinbüyük bir mücadele okulu oldu. On-lar›n bilinçlerinde, benliklerinde,örgütlülüklerinde köklü de¤iflimleryaratan bu direnifl sürecidir. Bu sü-reç onlar› duygusall›ktan siyasallafl-maya, kendili¤indencilikten örgüt-lülü¤e tafl›yordu.

Sergi de açan, iflgal de yapan mücadele zenginli¤i

TAYAD, örgütlülü¤ünü giderek‹stanbul d›fl›ndaki flehirlerde deyayg›nlaflt›r›rken, Metris’ten Diyar-bak›r’a, Gaziantep’ten Amasya’ya,Sa¤malc›lar’dan Eskiflehir’e kadaryaflanan onlarca açl›k grevine onlar-ca direnifle eylemleriyle destek ver-diler. ‹flçilerin, memurlar›n, ö¤ren-cilerin, gecekondu halk›n›n direnifl-lerinin yan›nda oldular.

20 y›l, hiç durmayan, kesintiye

u¤ramayan bir mücadele ve u¤raflsürecidir TAYAD’l›lar için. Sadecehapishanelerde sorunlar ve direnifl-ler oldu¤unda bir fleyler yapan kla-sik ve statükocu bir tutsak yak›n›birlikteli¤i olmam›flt›r TAYAD.

12 Eylül sonras›n›n ilk mitingle-rinin örgütleyicisi oldular. Yak›nla-r›n›n yapt›klar› el eme¤i, göz nuruürünlerle “Emeklerimiz Özgür Ol-mal›d›r” adl› sergiler açt›lar. Gece-ler düzenlediler. ‘87’de “Genel Af”tart›flmalar› üzerine, “Evlatlar›m›zsuçlu de¤ildir, yarg›lanmas› gere-kenler, iflkencecilerdir, halk düfl-manlar›d›r”, “Af De¤il Özgürlük”diyerek “Özgürlük Ellerimizde-dir” kampanyas›n› örgütlediler. “12Eylül Tüm Uygulamalar›, TümSonuçlar›yla Ortadan Kald›r›l-mal›d›r!” kampanyas› da TA-YAD’l›lar›n gerçeklefltirdi¤i onlarcakampanyadan biriydi. Bültenler, ra-porlar yay›nlad›. ‹flkencelere, kay›p-lara, katliamlara karfl› mücadelede,1 May›slar’da, Newrozlar’da, em-peryalist savafla karfl› eylemlerde...onlar vard›. Filistin halk›n›n, Belçi-kal› tutsaklar›n veya Filipinli Kad›nTutsaklar›n gördü¤ü bask›lar›n kar-fl›s›nda onlar vard›. Hiçbir büyük ifl-çi, memur, ö¤renci direnifli yokturki, TAYAD’l›lar orada olmas›n. K›-sacas›, devrimci tutsaklar›n ailele-riydiler, toplumsal mücadelenindevrimci analar›, babalar› oldular.

“1 A¤ustos Genelgesi”ne karfl›mücadele s›ras›nda, iktidar›n perva-s›zl›¤›na, büyük bir cüretle TBMMsalonlar›nda iflgal eylemi yaparakcevap verdiler. O güne kadar yap›l-mam›fl bir eylem biçimiydi, önce-sinde TAYAD’l›lar›n da böyle birdüflüncesi yoktu. Ama mücadeleönlerine bunu ç›karm›flt› ve onlarsadece –ellerinden, kollar›ndan on-lar› geri çekmeye çal›flanlara ra¤-men– bunu yapabilecek cüreti gös-terdiler.

Yine bu direnifl s›ras›nda, Anka-ra Güven Park hemen her gün aile-lerin “Evlatlar›m›z›n Ölümüne ‹zinVermeyece¤iz” “Genelgeye Hay›r”sloganlar›yla doldu. Bugün o gele-nek Abdi ‹pekçi’de sürüyor.

24

19 fiubat 2006 / 40

1984 ÖÖlüm OOrucu’nu yyaflam›fllard›.12 yy›l ssonra yyeniden yyak›nlar› öölüm

orucundayd›. 112 yy›l ööncesindendaha bbilinçli, öörgütlü, kkararl›yd›lar.

Art›k ddesteklerini bbir aad›m iileri ttafl›-mal›yd›lar. 11996 ÖÖlüm OOrucu’nda

ikisi TTAYAD’l› üüç ttutsak yyak›n›ölüm oorucuna ggirdi... 22000’de iiseonlarca TTAYAD’l› yyatacakt› öölüme

ve flflehitler vvereceklerdi.

Page 25: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

“Tek bafl›na bir örgüt”

1984-85’lerde ortada resmen ku-rulmufl bir örgüt yoktu ama evet,onlar bir örgüttüler; tart›fl›p kararlaralan, eylemler yapan, ülke içinde veyurtd›fl›nda kurumsal iliflkiler ku-ran, “kamuoyu yaratan”, ekonomikdayan›flmay› gerçeklefltiren, çokyönlü bir mücadeleyi hayata geçi-ren bir örgüt olma yönünde büyükad›mlar at›yorlard›. Giderek kurum-sallaflt›lar da.

‘90’lar›n bafllar›nda “Haydi ‹n-san Haklar› ‹çin Mücadeleye” di-yerek bir kampanya düzenlemifller-di. Kampanya kapsam›ndaki panel-den, foto¤raf sergisine, mitinge ka-dar tüm etkinlikler yasakland›. Ya-saklaman›n nedenlerini görüflmeküzere valili¤e giden TAYAD’l› Aile-ler’e burada söylenen söz, düzeninTAYAD’›n faaliyetlerinden rahat-

s›zl›¤›n›n göstergesiydi. “Daha ne-ler yapacaks›n›z. Her yerde sizinbeyanatlar›n›z. Partilerin bile yap-mad›¤›n› yap›yorsunuz.”

Do¤ruydu. Kendine parti diyenbirçoklar›n›n yapt›¤›ndan daha faz-las›yd› TAYAD. Oligarfli sonunda13 Aral›k ‘90 günü TAYAD’a bas-k›n düzenleyerek, “Amaç d›fl› fa-aliyet göstermek” gerekçesiyleTAYAD’› kapatt›. TAYAD tarihindedefalarca tekrarlanacak bir bask› bi-çimidir bu. Ve ayn› tarih, TAYAD’l›Aileler’in açt›¤› onlarca derne¤e detan›kt›r. T‹YAD’lar, ÖZGÜR-DER’ler tutsak ailelerinin yenimevzileri oldular. Bask›lar›n en yo-¤unlaflt›¤› dönemlerde, hiçbir der-neklerinin olmad›¤› dönemler de ol-du. Ama her ev, hapishane önlerin-deki ziyaret kuyruklar›, görüfl ka-binleri, her yer bir dernekti TA-YAD’l›lar için.

1980’lerin ikinci yar›s›nda, ha-pishanelerdeki açl›k grevlerini des-teklemek için birkaç günlük açl›kgrevi yaparak “açl›¤›n koynundakieylem biçimiyle” tan›flm›fllard› il-kin. Ayn› dönemde, açl›k grevi sila-h›n›n iflçilerin, memurlar›n elindebir silaha dönüflmesinde, bir aktar›-c› rolü oynam›fllard›.

1996 Ölüm Orucu dönemine ge-lindi¤inde, art›k TAYAD’l›lar›n tut-saklarla destek ve paylafl›m›n›n“ölüm yolculu¤u”nu da paylaflmadüzeyine ulaflt›¤›n› görürüz. ‹lk kezüç tutsak yak›n› da bu direnifl süre-cinde ölüm orucuna bafllar.

1980’lerin bafllar›ndan beri ma-yalanan, pekiflen gelenekler, müca-dele ve örgütlenme anlay›fl›ndakizenginlik, 2000’de F Tiplerine karfl›mücadeleyle birlikte çok daha ileriboyutlara ulaflt›. Bafl›ndan itibarenF Tiplerine karfl› mücadelenin oda-¤›nda hep TAYAD oldu. Birçok ke-simi bu konuda ayd›nlatan, duyarl›hale getiren ve mücadeleye sevke-den bir lokomotifti adeta.

F Tipleri, tecrit konusunda, ulu-sal ve uluslararas› çapta son derecekapsaml› sempozyumlar, kurultay-lar gerçeklefltirdiler. Ve bu kez ba-fl›ndan itibaren ölüm orucu direnifl-

çilerinin al›nlar›na takt›klar› k›z›lbantlar›, yak›nlar›yla paylaflt›lar. ‹s-tanbul’da, ‹zmir’de, Ankara’da TA-YAD’l›lar da ölüm orucundayd› ar-t›k. Tutsaklar›n böyle bir program›da, talebi de yoktu. Bu tamamiyleTAYAD’›n 20 y›ll›k mücadelesinin,birikiminin, bilincinin ortaya ç›kar-d›¤› bir eylem biçimiydi.

‹çeride yak›n›, d›flar›da çoluk ço-cu¤u olan TAYAD’l› analar, Canan,Özlem gibi genç tutsak yak›nlar›,ölümü göze alan, kendini feda edenbir direniflle dikildiler oligarflininkarfl›s›na. Bu büyük fedakarl›¤› ya-par, dünya halklar›n›n, dünya tutsakyak›nlar›n›n mücadele tarihine bugelene¤i katarken, yukar›da da söyle-di¤imiz gibi, yine “mücadele biçim-leri” üzerine tart›flmad›lar, “d›flar›daölüm orucu yap›l›r m› yap›lmaz m›”teorisine dalmad›lar. Onlar, oligarfli-nin ve emperyalizmin sald›r›s›n›n ni-teli¤ini çok net tahlil ediyorlard› ve12 Eylül hapishanelerinin önündekigibi, ayn› yal›nl›kta, yap›lmas› gere-ken neyse, onu yap›yorlard›. Bundansonra da yapacaklar› gibi...

Bu ülkede hapishaneler ve tut-saklar oldu¤u sürece –ki devrimekadar da olaca¤› aflikard›r–, bu kav-gan›n içinde ac›lar›, öfkeleri ve ka-rarl›l›klar›yla TAYAD’l›lar da hepolacak.

25

19 fiubat 2006 / 40

Hapis-hane-lerinbelle-¤iydionlar.

Unutmad›lar... uunutturmad›lar...

Nerede ddirenifl vvarsa, ooradayd›lar.Her kkonuda ssöyleyecek ssözleri vvard›.

Sözlerini hhiç ssak›nmad›lar.

19 fifiubat’ta 8890. ggüne uulaflt› AAbdi ‹‹pekçi’de-ki ddirenifl. AAbdi ‹‹pekçi, TTAYAD’l›lar›n mmüca-delelerini hhiçbir bbiçime vve mmekana hhapset-meyen yyarat›c›l›klar›n›n, aazimlerinin yyaratt›¤›bir ddirenifltir. TTAYAD’l›lar›n, 220 yy›ll›k ssabr›-n›n, ››srar›n›n, ffedakarl›klar›n›n, kkararl›l›klar›-n›n ssimgesi hhaline ggelen AAbdi ‹‹pekçi’deki bbudirenifl dde TTAYAD ttarihinde ddaha flflimdidenözel bbir yyere ssahip oolmufltur.

Kafeslerin iiçindeyse oo¤ullar›, kk›zlar›ve eeflleri, kkimse oonlar› ssusturamaz;bedeli FF TTiplerine aat›lmak oolsa dda!

Page 26: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Baflbakan Erdo¤an’›n, 11 fiubatgünü Mersinli çiftçi Kemal Öncel’inas›l azarlad›¤›na tüm Türkiye halk›tan›k oldu. Arada de¤inmeler yap›lsada genel olarak, Erdo¤an’›n köylü-müze davran›fl› “üslup sorunu” ola-rak tan›mland› ve “argonun yak›flma-d›¤›... Kas›mpaflal›l›¤›... ‘anan›...’ de-nilerek ne denmek istendi¤i...” gibielefltiriler yöneltildi.

Bir baflbakan aç›s›ndan “vahim”olan bu üslup elbette elefltirilebilir.Konuflmalar›n (daha do¤rusu hakaretve küfürün) Erdo¤an’›n haleti ruhi-yesini, kiflili¤ini aç›kça ortaya koy-du¤u kuflkusuzdur. Sayg›s›zd›r bu ki-flilik, karfl›s›ndakini ezmeyi, afla¤›la-may› hak görür. "Üç noktal›" pole-miklerin, “be”li, “yahu”lu konuflma-lar›n, “anas›n› satay›m”l› meydanokuyufllar›n gelip dayanaca¤› yer bu-ras›d›r. Bu ülkeyi ben yönetiyorum,istedi¤imi yapar›m diyen halk düfl-man› kafa, “ulan terbiyesizlik yap-ma” noktas›na herkesin gözleri önün-de gelmifltir. Burjuva siyasetindekidüzeysizleflme, lümpenleflme ise, za-ten malum olan somut bir gerçeklik-tir. Sorun çözemeyen burjuva politi-kac›s› ne yapacakt› ki baflka!

Ancak yaflananlar bunlarla aç›kla-namayacak bir zihni altyap›ya sahip-tir. Sorun üslup sorunu olsa, baflkakesimlere de ayn› flekilde davranma-s› gerekmez mi? Örne¤in, Erdo-¤an’›n IMF karfl›s›nda, patronlar kar-fl›s›nda, tarikatlar karfl›s›nda ayn› üs-luba baflvurdu¤unu hiç gördünüzmü? Yoktur. Aksine, onlar›n karfl›s›n-da el pençe divan durur, sayg›da ku-sur etmez. Çünkü, bu iktidar onlar›niktidar›d›r ve 3 y›ll›k icraat› bununkan›t›d›r.

Öte yandan, baflta köylüler olmaküzere iflçisinden memuruna, gece-kondulusundan ö¤rencisine kadarbütün halk kesimleri karfl›s›nda ise

aslan kesilir ve benzeri “üslubu” s›k-ça kulland›¤›n›n onlarca örne¤i var-d›r. Kim hakk›n› arad›ysa, muhalefetettiyse, Erdo¤an ve avanesinin ceva-b› bu tarzda olmufltur.

Kas›mpaflal› oldu¤u için midir buüslup? Yoksa kendisinin iddia etti¤igibi, “halk nas›l konufluyorsa o daöyle mi konufluyor”? Hay›r bunlar,meflrulaflt›rman›n argümanlar›d›r. Bunedenle, “elit yöneticiye al›flk›nolundu¤u için Erdo¤an gibi ‘soka¤›ndilini’ kullananlar›n yad›rganmas›”de¤ildir sorun. Meseleyi “üslup” ileaç›klad›¤›m›zda böyle bir sonucaulafl›labilir. Oysa, “soka¤›n dilinikullan›yor” denilen ve AKP’yi yöne-ten s›n›f; tekelci burjuvazi ile birçokalanda rekabete giriflen yeni zengins›n›f›d›r. ‹flbitirici, tüccar özellikleribilinen bu kesimin gerçekte halkla il-gisi yoktur. Ülkerler, Kombassanlar,Yimpafllar ve daha niceleri bu kesi-min as›l s›n›fsal yap›s›n› ortaya koy-maktad›rlar. Dile, davran›fla yans›-yanlar sadece, biçimsel bir benzerlik-tir ve halk› aldatmaya dönük burjuvapolitikac›l›¤›n›n islamc› takiyyecilik-le katmerleflmifl oyunlar›d›r. Bunu,Demirel çok daha uzmanca yapm›flt›rve ayn› Demirel, yoksullaflt›rman›nbafl sorumlular›ndand›r.

O zaman, Tayyip’in diline vuranbu zihniyetin alt›nda ne yatt›¤›na, ne-reden beslendi¤ine bakmal›y›z.

Talepleri yerine getiremi-yorsan, sustur! Birincisi; tüm ya-lanlara karfl›n, yoksulluk büyüyor,AKP iktidar oldu¤u günden bu yanahalk›n hiçbir kesiminin talepleriniyerine getiremiyor. Bunun karfl›s›ndaörgütlü ya da örgütsüz halk kesimle-rinin sesini yükseltmemesi mümkünmü? Nitekim, örgütsüzlü¤e, bask›politikalar›na karfl›n iflçisi, memuru,köylüsü, ö¤rencisi, gecekondulusu

26

19 fiubat 2006 / 40

‘Üslup sorunu’ de¤il Zihniyet sorunu var!

Ç‹FTÇ‹: Anam›z› a¤latt›n›z be. Aflk

olsun size aflk olsun. Öldük, bittik

Say›n Baflbakan›m. Hangi yüzle

geldin buraya?

TAYY‹P: Gel, gel... Böyle ba¤›r›l-

maz ki!

Ç‹FTÇ‹: Devletimin Baflbakan›! (Ko-rumalar Öncel’i kolundan kavra-y›nca): Durun kolum ameliyatl›!

(Baflbakan’a): Yetti art›k yaa! Öl-

dük bittik, Say›n Baflbakan!

TAYY‹P: Artistlik yapma!

Ç‹FTÇ‹: Artistlik yapm›yorum. Lüt-

fen hakaret etmeyin!

TAYY‹P: Böyle ba¤›rma, artistlik

yapma, iyi bir sanatç›s›n.

Ç‹FTÇ‹: Artistlik yapm›yorum, sa-

natç› de¤ilim ben.

TAYY‹P: ‹yi bir sanatç›s›n, terbiye-

sizlik yapma.

Ç‹FTÇ‹: Tar›m Bakan›n›z›n Anaya-

sa’y› ihlal etti¤ini biliyor musu-

nuz?

TAYY‹P: Lan artistlik yapma!

Ç‹FTÇ‹: Lan m›, lan m›?

TAYY‹P: Evet!

Ç‹FTÇ‹: Can›n sa¤olsun.

TAYY‹P: Tamam m›? fiu anda çiftçi-

ye ne ödendi¤inin fark›nda m›s›n?

Ç‹FTÇ‹: Ne zaman?

TAYY‹P: fiimdi?

Ç‹FTÇ‹: Mahsulüm öldükten sonra

m›? ‹ki senedir anam›z a¤lad›.

TAYY‹P: Hadi anan› al git buradan!

Ç‹FTÇ‹: Lan diye hitap etme, ay›p

be! (Korumalar araya girince): Ne

vuruyor, kim vuruyor, neden vuru-

yor?

Page 27: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

sesini yükseltiyor. TürkiyeCumhuriyeti tarihinin enbüyük köylü mitingi bu ik-tidar döneminde yafland›.AKP iktidar› ise, taleplerekulak t›k›yor, konuflan› sus-turmaya çal›fl›yor. Korku bü-yüktür. Tayyip, halk›n bir “k›v›l-c›m” ile soka¤a dökülmesi pani¤iniyafl›yor. Ecevit için “yazar kasa pro-testosu” nas›l bir k›v›lc›m olduysa,kendisinin de benzeri bir durumlakarfl›laflaca¤› korkusunu duyuyor.

Halk›n taleplerini ideolojik, po-litik ve askeri-polisiye araçlarlabast›rmaya çal›flan AKP’nin bafl›Tayyip de, “halkla ilgilenme” flovuyapmak isterken karfl›s›nda susma-yan bir köylüyü gördü¤ünde, sus-turmak için en iyi bildi¤i yöntemikullan›yor. Özü itibariyle, meydan-da memura, iflçiye, ö¤renciye inipkalkan coplarla “ulanl›.. anan› algit”li konuflma aras›nda bir farkyoktur.

Muhalefete tahammül-süzlük. ‹kincisi, AKP iktidar› de-mokrasi üzerine bütün söylemlerinekarfl›n faflist, diktatör bir zihniye-tin temsilcisidir. Muhalif hiçbir dü-flünceye, harekete tahammülü yok-tur, olmad›¤›n› defalarca göstermifl-tir. IMF’yi elefltirenleri “terörist”ilan etmesi, hakk›n› arayan memura“marjinal” demesi, karikatür çizenive iktidara yönelik her türlü elefltiriyapan› mahkemelere vermesi ve da-ha onlarca örnek yafland›, yaflan›-yor. Faflist politikalar›n sürdürücüsüAKP’nin “islamc›l›k” çizgisi, bupolitikan›n yabanc›s› de¤ildir. Bunedenle uyumda zorlanmam›flt›r.

Bu anlay›flta, kendi düflünceleri,kendi yaflam tarz›, kendi ifade öz-gürlü¤ü d›fl›nda hiçbir düflünceye,inanca tahammülü olmad›¤› çok iyibilinir. En kaba haliyle muhalifolan, “farkl›” olan, bu anlay›fla göre“z›nd›k”d›r, katli vacip oland›r.

“Halk verilenle yetinmeli-dir”. Üçüncüsü, AKP’nin, TayyipErdo¤an’›n bak›fl›na göre halk, veri-lene raz› olmas› gereken tebâd›r.

Verilene raz› olmayan bir köylü kar-fl›s›ndaki tav›r, bu anlamda “haddinibildirme”dir. Adeta, sen kim olu-yorsun da padiflah›n verdi¤iyle ye-tinmiyorsun denilmektedir. Zihni-yet Osmanl›, ama ayn› zamanda ka-pitalizmin en pespaye kültürü vehalka bak›fl› ile yo¤rulmufl bir Os-manl›l›k bu. “fiu anda çiftçiye neödendi¤inin fark›nda m›s›n?” ç›k›-fl›yla verilenle yetinmemesine karfl›k›zg›nl›¤›n› ortaya koyuyor. Ki, bu-rada islamc›l›¤›n “flükretmelisin”dayatmas› da vard›r. Tayyip’in halk›azarlamas› da bu zihniyet için do-¤ald›r. Öyle ya, “ben ‘devletlû’nüzolarak size bir poflet yiyecek vermi-flim, kömür veriyorum, ekmek ala-cak kadar maafl veriyorum, daha neistiyorsunuz” diyordur bu yaklafl›-m›yla. ‹nsan gibi yaflamak nesine“Reaya”n›n; karn› doysun yeter!

Ayn› Tayyip ertesi günü ise, köy-lüye neler verdi¤ini anlatt›ktan son-ra, feryat eden köylüleri “ifl bilme-

yen köylüler” diye niteleyerek, ka-pitalizmin pespaye köfle dönmecilikkültürüne sar›l›yor.

Oysa meselenin iflini bilip bil-meme olmad›¤›n›, kendi rakamlar›anlat›yor. Tayyip’in konufltu¤u gün,Türkiye ‹statistik Kurumu aç›klad›;yoksulluk art›yor, ama özellikle ta-r›mda yüzde 40’›n üzerine ç›km›fldurumda. En fazla köylüye k›z›pafla¤›lamas› da, en fazla ma¤dur et-ti¤i kesim olmas›yla yak›ndan ilgili.

Yine, Tayyip’in önce “lan” de-yip, ard›ndan prim paketi aç›klama-s› dahi, tar›m politikalar›na isyanahak vermenin itiraf› de¤il midir?IMF-AB patentli tar›m politikalar›-n›n köylüyü nas›l üretemez durumagetirdi¤i herkesin malumudur.

‹flte Tayyip’in “üslup sorunu” di-ye ifade edilen olay›n arka plan›ndabu temel olgular yatmaktad›r. Tümbunlar›n biraraya gelmesi ise, bu ik-tidar›n halka bak›fl›n›n ve yöne-tim tarz›n›n resmini vermektedir.

Nedir bu anlay›fl? En baflta bas-k›c›d›r, ceberruttur, halk› dinlemez,taleplerine, feryad›na kulak asmaz.Köylüsünden iflçisine halk kesimle-rine tepeden bakar, ezer, afla¤›lar.

Bekledi¤i yalakal›k ve flakflakç›-l›kt›r. Bu yüzden en çok örgütlü ke-simlere düflmand›r. Dikkat edin,özellikle sendikalar, demokratik kit-le örgütleri ve devrimciler karfl›s›n-da korkunç bir tahammülsüzlükiçindedir bu iktidar. Faflist politika-lar ve islamc›l›¤›n anti-komünistdamar›ndan beslenen bu tahammül-süzlük, bu kesimleri terörize etme-ye, sindirmeye çal›flmakta kendinigöstermektedir. Hat›rlanacakt›r;yüzbinlerce üyeli tabip odalar› dahi,bu anlay›fl taraf›ndan “marjinal” di-ye nitelendirilmifltir.

Halka Düflmanl›¤›n veDiktatör Zihniyetin Üsluba Yans›yan Örnekleri

Mersin’de yaflananlar istisna de-¤ildir. “Karikatür krizi” nedeniyle189 ülke liderine gönderdi¤i mek-tupta “empatiden, hoflgörü ve ahlâ-ki sorumluluktan” sözeden Erdo¤an

27

19 fiubat 2006 / 40

Zerre kadar demokrat olan bir iktidar; halk›n herhangi bir ke-siminin taleplerine“bunlar marjinal bir ke-

simin talebi” demez...Yönetti¤i hapishanelerde ölü-me yatan insanlar oldu¤unugizlemek yerine en az›ndan“neden?” diye sorar. Katliam-c›lara üstün hizmet madalyas›takmaz... Sadece yenidenekebilmek için yeterli bir tabanfiyat isteyen köylüye, “gözü-nüzü toprak doyursun” de-mez... IMF’yi elefltireni “zatensicilliymifl” diye susturmaz...YÖK’e Hay›r diyeni coplat-maz, tutuklatmaz... fiemdin-li’den toplu mezarlara, halkakarfl› ifllenen suçlar› örtbas et-mez, münferit diye geçifltir-mez... Sisteme muhalif olanla-r›n örgütlenme haklar›n› çeflitlibiçimlerde yoketmez...

AKP iktidar›, ne s›n›fsal niteli¤ine de beslendi¤i, içinde büyü-dü¤ü ideolojik kaynak gere¤idemokratl›¤›n “D”sini bilmez.

Page 28: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

ve iktidar›n›n 3 y›ll›k iktidar›ndahalka, hak ve özgürlüklere, hak ara-maya karfl› en küçük bir “hoflgörü”gösterilmemifltir.

Tarih, Ocak 2004. TZOB 40’ıncıyılı töreninde, yine köylüye nelerverdikleri üzerine yalanlar›n› s›ral›-yor Erdo¤an. Orada bulunan herkesköylü, köylülerin temsilcileri, anlat-t›klar› herfleyin bofl oldu¤unu bili-yorlar ve salondan itirazlar bafll›yor;“Ba¤-Kur’lu sizden artıfl bekliyor”,“pamuk, üzüm elimizde kaldı”,“Geçmifl hükümeti bırak, biz sizdenbekliyoruz”. (‘Mazot yard›m›n› al-d›n›z de¤il mi?’ sözüne cevaben)“hay›r almad›k” cevaplar› birbiripefli s›ra geliyor. Propaganda istedi-¤i gibi yürümüyor, karfl›s›nda flak-flakç› bir kitle yok ve bütün s›n›f ki-ni ortaya ç›k›yor, dengesi bozulu-yor, önce “almad›k” diyen köylüye,“bana ne” cevab› veriyor, salondansesler yükselmeye devam edince deflöyle söylüyor: “Siz hesap-kitapyapmadan çok fley istersiniz.”

Bal›k bafltan kokar! Bu iktidar›nAdalet Bakan›’n›n memur sendika-lar›n›n iste¤ine, “sendikalar gök-kubbeyi bile ister” cevab› vermeside, Adana'da hububat alım fiyatları-nı protesto eden köylüleri salondanatt›ran eski Tarım ve Köyiflleri Ba-kanı Sami Güçlü’nün köylüye “gö-zünüzü toprak doyursun” demeside ayn› zihniyetten kaynaklan›yor.

Bir baflka konuflmas›nda memursendikalar›na sesleniyor: “‹deolojikgömlek giydirmeye çal›fl›yorlar.Sokaklara dökülürüz diyorlar. Ne-reye dökülürseniz dökülün.”

Zam isteyen iflçi sendikalar›naher zamanki “kaynak yok” masal›-n› anlatt›ktan sonra flöyle devam

ediyor; “Madem fazla zam istiyor-sunuz, götürün flu niyet mektubu-nu IMF'ye siz imzalatın.”

Mart 2004’de burjuva partileriyerel seçimler için meydanlarda.Bofl vaatlerle halk› aldatma peflin-deler, onlar vaatleri s›ralayacak,halk alk›fllay›p destek verecek; bek-lenti bu. Tayyip Erdo¤an da Bur-dur’da konufluyor. Pancar köylüsüTayyip’in vaatleri, emperyalizmeuflakl›¤› meziyetmifl gibi göstermesikarfl›s›nda talebini gündeme getiri-yor. “Pancar›n kotas› ne olacak” di-ye ba¤›ran köylü, yüzbinlerce köylüad›na feryat ediyor. ‹flte ald›¤› ce-vap: “Ben ne diyorum sen ne di-yorsun? Ben medeniyet diyorum,sen pancar diyorsun...”

28 fiubat 2004’te Mersin Mitin-gi’nde bu kez karfl›s›nda “iflimizihakk›m›z› istiyoruz” pankart› açanÇukurova Tekstil’den at›lan iflçilervar. Erdo¤an’›n k›rm›z› görmüfl bo-¤a misali fevri dönüyor:

“At›lan iflçi yok. ‹ndirin o pan-kart›, ben bunlara prim vermem.Giderler orada çal›fl›rlar. Art›k ça-l›flma zaman›. Tafl› s›kacaks›n, ek-me¤ini ç›karacaks›n. Hayat buy-mufl iflte diyeceksin.”

‹flçi diyor, iflten at›ld›m, o diyorki, flimdi çal›flma zaman›! Ayn› ka-fa, ifl isteyen gence de “madem ifl-sizsin bu sigaray› nas›l içiyorsun”diye samsun sigaras›n› bile çok gö-rüp yalanc› durumuna düflürmektesak›nca görmüyor.

Bugün, “iflini bilen köylü”densöz eden Tayyip ile, o gün iflçiye bucevab› veren anlay›fl ayn›. Bu ülke-de yaflayan yüzlerce iflçi yasad›fl› birflekilde ifllerinden olmufl, hükümeteseslenmeyecek de kime seslenecek?Pancar köylüsü sorununa çözümüiktidardan istemeyecek de kimdenisteyecek? Ama ne diyor bu kafa;“Bana ne! Bunlara prim vermem!”

Emekçilere “prim vermiyor”,tutsak ailelerinin “Ölümleri Durdu-run” ça¤r›s›na prim vermiyor, me-mura, ö¤renciye, gecekonduluyaprim vermiyor; peki kime prim ve-riyor? Sadece iflbirlikçi tekellere,Amerika’ya, IMF’ye ve AB’ye.

Devam edelim:

Memleketi Rize'de iflçi emekli-lerinin durumunu soran yafllı bir va-tandafl› flöyle tersliyor:

‘‘Onlar aldılar alacaklarını. Or-tada bir tas çorba var. Bunu bera-ber içece¤iz. Ama benden börek,bonfile isterseniz veremem kusurabakmayın.’’

Peki gerçekten “ortada bir tasçorba” m› var, emekli “börek, bon-file” mi istiyor?

Patronlar›n huzurunda “öncelikliolan iflyeri güvencesidir. Asgari üc-rete çalıflacak binlerce kifli var” an-lay›fl›n› savunan Erdo¤an’›n Sanayive Ticaret Bakanı Ali Coflkun’un birTÜS‹AD toplant›s›ndaki flu sözleri-

28

19 fiubat 2006 / 40

Kim kimi e¤itti?Tayyip’in konuflmalar›n›n O’naözgü olmad›¤›n›n en iyi gös-tergesi, Erdo¤an’›n “KemalAbi”si, Maliye Bakan› Unak›-tan’›n afla¤›daki sözleridir. Sizkarar verin; kim kimden ö¤-rendi, ülke yönetimini ilgilendi-ren konularda böyle bir tarz›meflru görmeyi?

“Babalar gibi satar›m... Sat›flaç›k›yoruz paray› veren düdü¤üçalar... Mama da¤›t›yorsanonlar da gelip gagalayacak...Hesap m› bilmiyorsun dayakm› yemedin... Baflbakan› ohdiye içinize sindireceksiniz...Lan o¤lum korkmay›n lan...”

Protestoya Tutuklama‹ktidar›n muhalefete tahammül-

süzlü¤ünün örne¤i, sadece köylüyüazarlamas› de¤ildi. Ayn› mitingde,yumurta atarak Erdo¤an’› protestoeden Halkevleri üyesi 9 kifli de gö-zalt›na al›nd›. Bununla da kalmad›,burjuva demokrasilerinde en klasikprotesto biçimi olan “yumurtal› pro-

testo”dan dolay› 5 Halkevleri üyesitutukland›lar.

Konuya iliflkin protesto eylemiyapan Halkevleri Mersin ve Adanaflubesi üyeleri, 5 arkadafllar›n›n tu-tuklanmas›n› protesto ederek, “Tay-yip Seni Yumurtaya Bo¤aca¤›z”,“IMF’ye Uflak Halka Kabaday›”,“Bu Ülkeyi Satanlara Sayg›m›zYoktur” dövizleri açt›lar.

Page 29: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

ne kulak vermek bile AKP’nin kimekarfl› “bir tas çorba” demagojisiniyapt›¤›n›, kime hizmet etti¤ini gös-terir: “Yabanc› sermayenin önünde-ki bütün yasal engelleri kaldırdık.Yerel sermayenin tedirgin oldu¤u ‹flYasası’nı tedirginli¤i giderecek ça¤-dafl bir hale soktuk. ‹fl Yasas› gibipiyasalar› tedirgin eden “Neredenbuldun” Kanunu’nu da kald›rd›k,Vergi ‹ndirimi Yasas›’n› ç›kard›k.”

Devam edelim Erdo¤an’›nemekçilere bak›fl›na örnekler:

Tayyip 3 Aral›k 2003 günüTürk-‹fl Kongresi’nde konufluyor.Köylüler gibi iflçiler de yalanlarainanm›yorlar, anlatt›klar›n›n ger-çekd›fl› oldu¤unu birbiri ard›s›ra iti-raz ederek s›ral›yorlar. Ve hakk›n›arayan emekçiler karfl›s›nda yinemalum kafa yap›s› ç›k›yor ortaya:

“Davet ettiniz geldik... Bilin ki,Türkiye’nin tamam› siz de¤ilsi-niz... Art›k yatarak kazanma döne-mi geçti...”

‹flçi yat›yorsa, kim üretiyor; Tay-yip mi? Bunu da geçin, peki bunlar›söylerken, gerçekten halk›n baflkakesimlerini mi düflünüyor?

Tarih 28 Kas›m 2004. Erzu-rum’da gübre fiyatlar›n›n yüksekli-¤inden flikayet eden çiftçilere verdi¤icevap flu: “Do¤rudan Gelir Deste-¤i’ni al›rs›n, mazot deste¤ini al›rs›n,hala çiftçi çiftçi çiftçi dersin. Bu mil-let yat›p kalk›p size mi çal›flacak?”

Görülece¤i gibi, hakk›n› isteyenherkese ayn› demagojiyle cevap ve-ren bir burjuva politikac›s› var kar-fl›m›zda. “Bu milletin yat›p kalk›p”kime çal›flt›r›ld›¤›n›, bütçenin as-lan pay›n›n IMF borç faizlerine ay-r›lmas› çok iyi anlat›yor.

AKP’nin demokrasi anlay›fl›,halka, emekçilere bak›fl› sadece ko-nuflmalar› ile de¤il, daha onlarca ör-nekle, ç›kard›¤› yasalarla ortaya ko-nulabilir. Kendisini elefltireni “artis-lik yap›yorsun” diye azarlayan birkafa yap›s› demokratl›¤›n zerresinitafl›m›yor, sadece öyle görünmeyeçal›fl›yor, aç›kças› resmen ve alenenrol yap›yordur. (Siz buna “artistlikyap›yor” da diyebilirsiniz...)

29

19 fiubat 2006 / 40

“Adil Yarg›lama”, Katilleri Tutuklamakt›r

19-22 Aral›k 2000’de gerçeklefltirilen kat-liam operasyonunun Bayrampafla Hapishanesi aya¤›nda yaflanan katliam›ndavas›, 10 fiubat günü görüldü. Katliamc›lar yerine, tutsaklar›n yarg›land›-¤› duruflmaya Eyüp 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yine yeni bir yarg›ç iledevam edildi. Tutsaklar›n avukatlar›, sürekli hakim de¤iflikli¤i nedeniyleyarg›laman›n befl y›ld›r yap›lamad›¤›n› ifade ederken, Yarg›ç Necla Arslan,bu duruflmadan sonra herhangi bir de¤iflikli¤in olmayaca¤›n› söyledi. Ars-lan, “Türkiye'nin gerçekli¤ini yak›ndan gözlemleyen, gören biriyim. Bu ne-denle delillerinin toplanmas› için elimden geleni yapaca¤›m” dedi.

Tutsak avukatlar›ndan Behiç Aflç› ve Ömer Kavilli; olay tarihindeki po-lis telsiz çözümleri ile jandarma taraf›ndan çekilen video kay›tlar›n›n tümü-nün dosyaya konulmas›n›, varoldu¤u söylenen ancak 5 y›ld›r göremedikle-ri 35 koli doküman› inceleme talebinde bulundular. Mahkeme baflkan›, ge-rekirse duruflmay› spor salonunda yapaca¤›n› belirterek, emanetteki dosya-lar›, 25 fiubat'ta tutsaklar›n avukatlar›yla birlikte incelemeye ve davan›n 5May›s 2006 tarihine ertelenmesine karar verdi.

Duruflma sonras› TAYAD’l› Aileler adliye önünde yapt›klar› aç›klama-da, 19-22 Aral›k katliamc›lar›n›n cezaland›r›lmas›n› istediler. Aç›klamada,“Katillerin elini-kolunu sallayarak aram›zda dolaflmalar›na göz yummaya-ca¤›z. Tüm katliamc›lar cezaland›r›l›ncaya kadar duruflma salonlar›n›z bumücadelemize tan›kl›k edecek” denildi.

Yarg›ç Arslan’›n “adil yarg›lama” sözünün takipçisi olaca¤›z. Ancak he-men belirtmek durumunday›z; 10 tutsa¤›n diri diri yak›l›p kurflunland›¤› birolayda, “adil yarg›lama”n›n bafllang›c›, katliamc›lar›n derhal, zaman geçir-meksizin tutuklanmas› ile bafllar. “Adil yarg›lama”, olay›n siyasi, askeri bü-tün sorumlular› san›k sandalyesine oturtulmadan sadece “söz”den ibarettir.

Devrimci Sol Davas›’nda Hukuksuzluk BitmiyorDevrimci Sol Ana Davas›’n›n 9 fiubat’ta görülen duruflmas› yeni hukuk-

suzluklarla geçti. Yarg›lanan yaklafl›k 26 kiflinin kat›ld›¤› duruflmada “sa-n›klar” dinlendi ve avukatlar savunma yapt›lar.

Daha öncesinde 100 klasörün kay›p oldu¤u ortaya ç›km›flt›. Heyet kay›pklasörlerin bulundu¤unu aç›klad›. Fakat avukatlar›n dizi klasörünün tekrar-lanmas› istekleri geri çevrilerek, klasörlerin say›m› bir türlü kabul edilme-di. “Gariplikler” bununla da s›n›rl› kalmad›. Duruflma tesir tutana¤› denileniki tutanak üzerinde avukatlar›n bilgisi olmadan eklemeler ve ç›kartmalaryap›larak de¤ifltirildi. Böylelikle, 12 Eylül’den bu yana hukuksuzluk üze-rinden süren davada, “sivil” dönemde de gelenek bozulmay›p, hukuksuzluksilsilesine yenileri eklenmifl oldu. Dava 13 Haziran 2006 tarihine ertelendi.

Duruflma salonunda dava sürerken, adliyenin önünde toplanan HÖCüyeleri, yaflan›lan hukuksuzluklar› protesto etti. “Devrimci Sol Ana Davas›12 Eylül Hukuksuzlu¤unun Devam›d›r” yaz›l› pankart açan HÖC’lüler,“Darbeciler Yarg›lans›n, Adalet ‹stiyoruz”sloganlar› att›lar. HÖC’lüler ad›na konuflanFeridun Osmana¤ao¤lu, “bu davan›n 12 Ey-lül hukuksuzlu¤unun sürdü¤ünün gösterge-si oldu¤una” dikkat çekerek, “her kofluldahesap sormaya devam edece¤iz” dedi.

Page 30: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

30

19 fiubat 2006 / 40

Neden vvehangi sstatü

ile AAmeri-ka’da hhima-

ye eedildi¤iart›k ççok

aç›kt›r

Fethullah Gülen Okullar›’n›n kapat›lma gerekçesi:

ABD ve ‹ngiltere Ad›na Ajanl›kGeçen hafta, Tanzanya’da aç›lan okulla birlik-

te, ‘Fethullah Gülen Okullar›’n›n say›s› 500’ü bul-du. Okulun aç›l›fl›na, AKP milletvekileri ve

bürokratlar› da kat›l›m gösterirken, Çe-tin Altan ve Mehmet Altan gibi isim-lerin de yer almas›, Gülen’in burjuvapartiler için oldu¤u kadar, Avrupac›ve Amerikanc›lar için de “önemini”gözler önüne serdi.

Tam 500 okul! Her birinin yap›-m›, faaliyetlerini sürdürmesi içingerekli olan paran›n, Türkiye dahilbir çok devletin “boyunu aflan” birmiktar oldu¤u kuflkusuz. Ayn› flekil-de, onlarca ülke ile diplomatik ilifl-kiler kurmak, izin almak da birkaç“vak›f”›n ya da “kifli” olarak birzat-› muhteremin “yetenekleri” ileaç›klanamaz. O zaman; FethullahGülen, s›rt›n› kime, hangi güçleredayamaktad›r? Görünen, resmi,meflru hiçbir ticari faaliyeti bulun-mamas›na karfl›n, “hay›rseverlik”s›n›rlar›n› aflan 500 okula hangi de-¤irmenden kaynak akmaktad›r?

Asl›nda bizce bilinen bu sorularasomut cevap olacak geliflmeler, eski

Sovyet Cumhuriyetleri’nde yaflan›yor.Birbiri ard›s›ra Amerika-Avrupa patentli

“kitlesel” darbelerin gerçekleflti¤i bu ülke-lerde, emperyalistlerin benzeri darbeleri yay-

ma çabalar› sürüyor. Bafl hedef, Rusya. Onu,Kazakistan, K›rg›zistan gibi ülkeler izliyor.Tam da bu noktada, bu ülkelerin yönetimleriülkelerinde bulunan “sivil toplum kuruluflla-r›”n› mercek alt›na ald›lar. Çünkü, biliniyorduki, darbeler bu tür kurulufllar taraf›ndan örgüt-leniyor, Amerika ve Avrupa taraf›ndan finanseediliyordu. Amerika’n›n bölgeye “ilgisine” pa-ralel olarak Fethullah Gülen’in de “okullar›”arac›l›¤›yla yo¤unlaflan ilgisi, kuflkusuz bu ül-kelerin yönetimleri taraf›ndan tesadüf olarakgörülemeyecek bir durumdur.

Rusya Federasyonu’nun, ülke içinde “istik-rars›zl›k unsuru” olarak gördü¤ü kurulufllar ara-s›nda “Fethullah Gülen Okullar›”n›n da bulun-

mas› bu yan›yla tesadüf de¤ildir. ‹flte bundandolay›; “Rusya Federasyonu, 2001 y›l›ndan

bu yana, Fethullah Gülen'e ait 16 okulu ka-patt›, 2003 y›l›nda Baflkurdistan'daki

Gülen okullar›nda çal›flan 10 ö¤retmeni s›n›r d›fl›etti, s›n›r d›fl› edilen ö¤retmen say›s› son bir y›liçinde 50'ye yaklaflt›. Rus gizli servisi FSB, buokullarda Rusya Federasyonu'nun ulusal güvenli-¤ine ayk›r› e¤itim ve ö¤retim yap›ld›¤›n› ortaya ç›-kard›. Bu okullarda çal›flan ö¤retmenlerin, ABDve ‹ngiltere ad›na ajanl›k yapt›¤›, Türk cumhuri-yetlerinde baz› darbe giriflimlerine kar›flt›¤›, yinebu ülkelerde patlak veren baz› iç kar›fl›kl›klarda roloynad›¤›n› saptad›. Fethullah Gülen'in Rusya'dakitemsilcisi Tolerans Vakf› Baflkan› Mustafa Kemalfiirin'in de Eylül 2003 tarihinde Rusya Federasyo-nu'na girifli yasakland›.” (Cumhuriyet, 9 fiubat)

Gülen’in halen; Azerbaycan, Nahç›van, Kaza-kistan, K›rg›zistan, Türkmenistan ve Tacikistan'daonlarca üniversite, lise, ilkö¤retim okulu ve dilmerkezi bulunuyor. Özbekistan'daki okullar› ise,Devlet Baflkan› ‹slam Kerimov taraf›ndan “kendi-sine yönelik suikasta ad› kar›flanlardan baz›lar›n›nGülen cemaatine mensup oldu¤unun” anlafl›lmas›üzerine, 1999-2000 y›llar›nda kapat›lm›flt›.

Amerikan emperyalizminin Büyük Ortado¤uProjesi’nin parças› olan “Il›ml› ‹slam”da rol biçi-len Fethullah’›n neden y›llard›r Amerika’da yafla-d›¤›n› da cevaplayan bu geliflmeler, bu cemaatinülkemizdeki misyonunu da göstermektedir.

1980’lerin “Yeflil Kufla¤›” neyse, bugün “Il›ml›‹slam” da odur. Konjonktürel olarak emperyaliz-min karfl›s›nda olan radikal islamc›l›¤a karfl› da“panzehir” olarak görülen Fethullah, bu emperya-list projenin en önemli misyoneridir. Bu misyoner-li¤i baflta olmak üzere, emperyalizme hizmetlerikarfl›l›¤›nda kollanmakta, dünyan›n dört bir yan›n-da okullar açabilmekte, ABD’de yaflamaktad›r.

Irak ve Filistin’deki emperyalist, siyonist katli-amlara tek damla gözyafl› dökmeyen, “duygu ada-m›” Fethullah; salya-sümük verdi¤i vaazlarla ina-nan insanlar› aldatan, dini emperyalizmin ç›karlar›için kullanan bir flarlatand›r. Bu misyonundan do-lay›, Fethullahç› yay›nlarda, örgütlenen emekçihalka ve devrimcilere yönelik kontra haberler hiçeksik olmamaktad›r. Her koflulda iktidar güçleriile, polisle kolkolad›rlar, asla emperyalizme yöne-lik elefltiriler, teflhir yoktur bu yay›nlarda.

‹flte tüm bu gerçeklerden dolay›; Fethullah Gü-len çizgisi ve ona ait yay›nlara karfl› ideolojik mü-cadele, sadece kontrgerillan›n psikolojik savafl›na,gericili¤e karfl› mücadele de¤il, ayn› zamanda em-peryalizme ve iflbirlikçili¤e karfl› mücadeledir.

Page 31: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

31

19 fiubat 2006 / 40

Yaz› dizimizin bu bölümünde, birçok ülke devrimineesin kayna¤› olan, birçok ülkedeki halk örgütlenmeleri-ne ve iktidarlar›na ad›n› veren “Sovyet” örgütlenmesiniele alaca¤›z.

Hemen baflta flunu belirtmeliyiz ki, Rusya’daki dev-rimde ortaya ç›kan “Sovyet” örgütlenmesi, yaz› dizimi-zin önceki bölümlerinde ele ald›¤›m›z halk örgütlenme-lerinden farkl› olarak, devrim sürecinin bütününde varo-lan örgütlenmeler de¤ildir. Daha çok “devrimin arife-sinde”, iktidar organlar› olarak ortaya ç›kan örgütlen-melerdir.

Fakat devrimin gerçeklefltirilmesinde oynad›¤› rol,di¤er halk örgütlenmelerine benzer; iktidara alternatifyönetim organlar› olmalar›n›n yan›nda, devrimin kitlekuvvetini oluflturan kitlevi örgütlülük de, yine Sov-yetler’dir. Lenin Sovyetler’in devrimdeki bu öneminiSol Komünizm adl› eserinde flöyle ortaya koymufltur:“E¤er devrimci s›n›flar›n yarat›c› halk dehas›, Sovyet-ler'i yaratmam›fl olsayd›, Rusya'da proleter devrim ger-çekleflemezdi”.

***

Devrime ve ülkeye ad›n› veren bir örgütlenme: SOVYET1800’lerin ikinci yar›s›nda Rusya'da hem köylü

ayaklanmalar›, hem de giderek geliflen iflçi s›n›f›n›n mü-cadeleleri görülmeye baflland›. 1860’larda yo¤un grev-ler oldu. Grevler dönemini, iflçi s›n›f›n›n örgütlenme gi-riflimleri izledi.

‹flçi hareketinin geliflti¤i, Marksist yay›nlar›n Rus-ça’ya çevrildi¤i, sosyalizmin Rus ayd›nlar›n›n ve iflçile-rinin gündemine girdi¤i bu dönemde ilk sosyalist örgüt-lenme olarak Eme¤in Kurtuluflu grubu kuruldu.

Sovyet devriminde tabanda oluflturulan ilk örgütlen-meler olarak nitelendirebilece¤imiz Krujki’ler de budönemde oluflturuldu. Krujki, “okuma gruplar›” veya“okuma çevreleri”ne verilen add›. Bunlar, Marksizm’iiflçiler aras›nda yayg›nlaflt›rmak için oluflturulmufl grup-lard›. Rusya devrimci hareketinin ilk sosyalizm okulla-r›yd›. Krujki'lerin en h›zl› yay›lma gösterdi¤i yer Peters-

burg oldu. Ancak Krujki'lerin pratik faaliyetten uzakl›k-lar›, daha fazla yayg›nlaflmas›n› ve uzun vadeli olmala-r›n› da engelledi.

Rusya devrim sürecinde, dönem dönem öne ç›kan,dönem dönem varl›¤›ndan pek sözedilemeyen ama1900’lerin bafllar›ndan devrime kadar sürekli varolan birbaflka taban örgütlenmesi fabrika komiteleri’dir (Fab-riknozavodskye Komiteti). Rusya devriminin temel ör-gütlenmesi olarak biraz ileride açaca¤›m›z Sovyetler debirçok yerde asl›nda bu komitelere dayanm›flt›r.

Lenin’e göre, Rusya'da devrime önderlik edecek as›lgüç iflçi s›n›f›yd›. Bu do¤rultuda da propaganda ve ör-gütlenme çal›flmalar› esas olarak iflçi s›n›f› içinde yo-¤unlaflt›r›ld›. 1890’lar›n sonunda, o zamana kadar iflçis›n›f› içinde kurulan iliflkiler çerçevesinde ‹flçi S›n›f›n›nKurtuluflu ‹çin Mücadele Birli¤i oluflturuldu. Önce-likle büyük flehirlerde sanayi proletaryas› içinde olufltu-rulmas› öngörülen Mücadele Birlikleri, 1896'n›n son-lar›nda 15 büyük flehirde yayg›nlaflt›. Birlikler, fabrika-larda komiteler oluflturuyor, grevler örgütlüyordu. Mü-cadele Birlikleri, iflçi s›n›f›n›n partisini oluflturmaya yö-nelik örgütlenmelerdi ayn› zamanda. 1897'ye gelindi-¤inde 54 flehirde örgütlenmifl durumda olan MücadeleBirlikleri'nin ilk kongresi Kiev'de topland›. 1 Mart1898'de Minsk'de Mücadele Birlikleri'ndeki öncü dev-rimcilerin kat›l›m›yla Rusya Sosyal Demokrat ‹flçiPartisi (RSD‹P) Kurulufl Kongresi topland›. Partininkuruluflundan sonra Mücadele Birlikleri, partinin flehirve fabrika birimlerine dönüfltüler.

Rusya’da “kitle örgütlenmesi” veya “taban örgütlen-mesi” anlam›ndaki as›l belirleyici örgütlenme ise, 1905Devrimi’nde ortaya ç›kacakt›r.

1905 Devrimi ve Sovyetler’in ortayaç›k›fl›: Rus-Japon savafl›, ülkedeki yoksullu¤u ve bas-k›lar› daha da art›rm›flt›. Grevler ve protesto gösterileriyayg›nlaflt›. 1903 Ocak’›nda bir pazar günü Petersburgiflçileri, çarl›k saray›na do¤ru büyük bir yürüyüfl düzen-lediler. 140 bin iflçinin saraya yürüyüflü, askerlerin açt›-¤› ateflle durduruldu. Binden fazla iflçi katledildi. Rus-ya’n›n “Kanl› Pazar”›, iflçi s›n›f›nda ve köylülükte çarl›-¤a karfl› radikal bir dönüflümün bafllang›c› oldu. Katli-am›n ard›ndan Rusya'n›n belli bafll› kentlerinde grevlerh›zla yay›ld›, iflçiler de çarl›k polisine karfl› silah kullan-maya bafllad›. Ocak’ta birkaç flehirde bafllayan eylemlermay›sa gelindi¤inde 200 flehre yay›lm›flt›. Geliflmeler,köylülü¤ü de etkilemekte gecikmedi. Çeflitli eyaletlerdeköylü ayaklanmalar› bafllad›. Siyasal bir önderliktenuzak kendili¤inden ayaklanan köylüler topraklara el ko-yuyor, baz› iflletmeleri ele geçiriyorlard›.

Ne RSD‹P’in örgütlenmesi, ne de di¤er örgütlenme-ler, ayaklanmay› yönetecek düzeyde de¤ildi. Sendikalörgütlenmeler de yok denecek kadar azd›. Ayaklanan ifl-çiler örgütsüzdü ve fakat, daha fazla örgütsüz kalamaz-lard›. Sovyetler iflte bu koflullarda do¤du.

Yaz› Dizisi: Halk Örgütlülükleri

7Bölüm

Page 32: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

32

19 fiubat 2006 / 40

Sovyet ismi tafl›yan ilk oluflum 1905 bafllar›nda Pe-tersburg iflçileri taraf›ndan, iflçilere mali destek sa¤la-mak amac›yla seçilen iflçi delegelerinden kuruldu. Bafl-lang›çta tamamen yard›mlaflma ve dayan›flma amac›ylakurulan bu komite, bir süre sonra Petersburg'daki greviyönetecek flekilde iflçi temsilcileriyle geniflletildi. Ge-nifllemesine uygun olarak Sovyet ad›n› ald›. Sovyet,bizdeki fiura, Konsey anlam›ndad›r. Bu ilk Sovyet’inyönetti¤i grev baflar›ya ulaflt›. Çarl›k iflçilerin tüm talep-lerini kabul etmek zorunda kald›. Bu baflar› Sovyet ad›-n›n tüm ülkede duyulmas›na yol açt›. Büyük flehirlerdesüren iflçi grevlerinde de iflçiler Sovyet modelini izleme-ye yöneldiler. Eylül 1905'te grevdeki Moskoval› matbaaiflçileri de di¤er iflkollar›ndan gelen iflçilerin kat›l›m›ylaMoskova Sovyeti’ni kurdular.

Bunlar›n d›fl›nda, tek tek fabrikalar düzeyinde deSovyetler kuruldu. Sovyetler yasal bir düzenleme ilekurulmufl örgütler de¤ildi, emekçilerin kendi meflrulu-¤unu esas alan taban örgütleri olarak ortaya ç›kt›lar.

Sovyetler içinde, o günkü Rusya’da bulunan bellibafll› ak›mlar›n birço¤unun temsilcileri vard›; ancaközellikle bafllang›çta bunlar›n belirleyicili¤inden sözet-mek mümkün de¤ildir. Baflta Bolflevikler, Menfleviklerve Sosyalist Devrimciler olmak üzere her siyasi ak›maüye iflçiler, do¤rudan iflçiler taraf›ndan seçilirlerse Sov-yet yönetiminde yeral›yorlard›. Yayg›nlaflan, etkisi artanSovyet örgütlenmesi, bu arada kendi yay›n organ› olanIzvestiya Gazetesi’ni de ç›karmaya bafllad›.

Devrimin yenilgisi ve Sovyetler’inda¤›lmas›: Bolflevikler’in Sovyetler’e iliflkin düflün-celeri o dönemde henüz net de¤ildi. Sovyetler de zatenhenüz flekillenmekte olan bir örgütlenmeydi. Bolflevik-ler, Sovyetler içinde yeral›yorlard›, ancak Bolflevik ya-y›nlar›nda “Sovyetler’in da¤›t›lmas›” ve iflçilerinRSD‹P'e kat›lmas› yönünde ça¤r›lar da yap›labiliyordu.Lenin’in 1905 Kas›m’›nda Rusya'ya dönmesinin ard›n-dan partinin Sovyetler’e yönelik politikas› da gözdengeçirildi. Lenin, Sovyetler’i “iktidar organlar›” olaraktan›mlad›. Bu müdahaleden sonra Bolflevikler Sovyetleriçinde çal›flmalar›n› yo¤unlaflt›rd›lar. Ancak Sovyetlerkonusunda gerek Bolflevikler’in, gerekse di¤er örgüt-lenmelerin kendi içlerindeki farkl› görüfller sürecekti.

1905 Kas›m-Aral›k aylar›nda Petersburg ve Mosko-va Sovyeti’nin önderli¤inde büyük ayaklanmalar, çat›fl-malar yafland›. Grevler, silahl› ayaklanmaya dönüfltü.Çat›flmalar haftalarca sürdü. Ancak ayaklanan iflçilerinsilahl› ayaklanma deneyimlerinin olmamas›ndan, Sov-yetler aras›ndaki ba¤lant›lar›n yetersizli¤ine, siyasal ön-derlik zaaflar›na ve Rusya’n›n o günkü objektif koflulla-r›na kadar bir dizi nedenin sonucunda 1905 Devrimi ye-nildi. Ayaklanmalar› bast›ran çarl›k hükümeti, ayn› za-manda bir dizi reformlar yapmak zorunda kald›. Bunla-r›n en önemlisi, Devlet Duma’s› seçimleri karar›n›nal›nmas›yd›. Bununla çarl›k, ülke yönetimini burjuva-

ziyle paylaflmak zorunda kal›yordu.

1905 Devrimi'nin yenilgisiyle uzun süren bir sessiz-lik dönemine girildi. Çeflitli flehirlerde örgütlenen Sov-yetler’in hemen tamam› da¤›ld›. Ancak gelece¤e büyükbir mirast› Sovyetler. Henüz önderli¤i, iflleyifli oluflma-yan bu örgütlenmeler, en önemli fleye, iflçi s›n›f›n›n gü-venin sahiptiler. ‹flçiler Sovyetler’i kendi örgütlenmesiolarak görüyor, Sovyet’in bir ça¤r›s› onlara harekete ge-çirmeye yetiyordu. Sovyet’i “KEND‹” örgütlenmesiolarak görmüfl, benimsemiflti. Sovyet, fabrikas›ndayd›,Sovyet, karar organ›n›, yönetimini oluflturanlar, kendisi-nin seçti¤i iflçilerdi.

Sovyetler’in ikinci dönemi: 1905'te yenil-giye u¤rayan Sovyetler devrimin geriledi¤i dönem bo-yunca yeniden örgütlenemediler. Ancak Sovyetler’in ta-rih sahnesine yeniden ç›k›fl› çok görkemli olacak ve bukez Sovyetler, do¤ru bir önderlikle iktidar yürüyüflünütamamlayacaklard›.

1914'te bafllayan l. Emperyalist Paylafl›m Savafl›,Rusya’da efli görülmemifl bir açl›k ve sefalete yolaçt›.‹flçi s›n›f› grevlere, gösterilere yeniden bafllad›. Savaflnedeniyle bafllang›çta ürkek bir flekilde bafllayan iflçi ey-lemleri giderek güçlendi. 1916'dan itibaren grevlerin,gösterilerin, çarl›k polisiyle çat›flmalar›n bafllamas› iflçi-lerin önüne tekrar örgütlenme ihtiyac›n› getirdi.

Rusya 1917 y›l›na Ocak'ta bafllayan genel grevle gir-di. fiubattan itibaren ordu içinde de ayaklanmalar baflla-d›. Ayaklanman›n ad›mlar›n› duyan çarl›k, son bir ham-leyle Duma'y› kapat›p yönetimi tamamen ele ald›. Nevar ki bu Çarl›¤› daha da zay›flatt›. Duma'n›n kapat›l-mas› üzerine ordunun birçok kesimiyle, burjuvazi deayaklanmaya kat›ld›lar.

Sovyetler art›k tarih sahnesindeki yerini almal›yd›,hatta geç bile kal›nm›flt›. 27 fiubat'ta Petersburg'da çeflit-li sol partilerden iflçiler ve örgütsüz iflçilerin kat›l›m›ylaPetersburg ‹flçi Temsilcileri Sovyeti Geçici YürütmeKurulu topland›. Geçici Yürütme Kurulu, fabrikalara

Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi, 1917 Haziran’›nda topland›. Bolflevikler az›nl›ktayd› bu

kongrede. Ama Lenin’in iflçi s›n›f›na güveni tamd›...K›sa süre sonra, savafl›n ö¤reticili¤i içinde Sovyetlerde, Lenin’e ve Bolfleviklere tam bir güven duyacakt›.

Page 33: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

33

19 fiubat 2006 / 40

ve askeri birliklere ça¤r› yaparak Sovyet’in kurulmas›için temsilci seçerek göndermeleri istendi. Ayn› gününakflam›nda gelebilen delegelerin kat›l›m›yla toplananPetersburg Sovyet’i, 28 fiubat'ta halka ayaklanma ve ge-çici hükümeti kurma ça¤r›s›nda bulundu.

28 fiubat’ta ayaklanan iflçiler, askerler, çarl›k kabine-sini ve ordu komutanlar›n› tutuklayarak iktidar› devirdi-ler. Çarl›k otokrasisi y›k›lm›fl fiubat Devrimi zafereulaflm›flt›. Böylece fiubat Burjuva Demokratik Devri-mi gerçekleflmifl oldu. Fakat, ne iflçi s›n›f›n›n, ne Sov-yetler’in, ne Bolflevikler’in ifli henüz bitmemiflti.

Sovyetler yayg›nlafl›yor, “ikili iktidar”do¤uyor; Sovyetler’in geliflmelere damgas›n› vurdu-¤u dönem esas bu dönem; fiubat Devrimi’yle EkimDevrimi aras›ndaki dönemdir. fiubat Devrimi’nin erte-sinde, iktidar› almaya aday iki güç vard›. Bunlardan bi-rincisi burjuvazi ve toprak sahiplerinin içinde yerald›¤›Duma alt komitesi ve henüz örgütlenmesi çok zay›folan Petersburg Sovyeti.

Devrimi izleyen günlerde kararlar Duma alt komite-si ve Sovyet yürütmesi taraf›ndan oluflturulan geçici yü-rütme komitesi taraf›ndan al›n›yordu. Dahas›, sol parti-ler de, bu aflamada burjuvazinin geçici hükümetini des-tekleme tavr›ndayd›.

fiubat Devrimi’nden sonra Sovyetler h›zla yayg›n-laflmaya bafllad›. ‹flçi Sovyetleri’nden sonra Asker Sov-yetleri kuruldu. Baz› yerlerde bu ikisi birlikte tek birSovyet içinde örgütleniyorlard›. Taflra flehirlerinden vek›rsaldan partili militanlar, Sovyetler’in kuruldu¤ukentlere gelip örgütlenme tarz›n› ö¤reniyor ve geri dö-nüp bunu kendi bölgelerine uyarl›yorlard›. Devrimcipartilerin üyelerinin olmad›¤› taflra kentlerinde bile halkönderleri taraf›ndan Sovyetler kurulmaktayd›.

Sovyetler’i yayg›nlaflt›ran bir baflka geliflme ise kentdüzeyindeki Sovyet örgütlenmesinin d›fl›nda, tek tekfabrikalarda da Sovyetler kurulmaya bafllamas› oldu.Kent düzeyindeki Sovyet’in yükü çok fazlayd›, tart›flmave kararlara iflçilerin kat›l›m› s›n›rlan›yordu. Bu t›kan›k-l›¤› aflmak için Sovyetler tabana yay›ld›. Kent düzeyin-

deki Sovyetler’de ço¤u yerde az›nl›k durumunda olanBolflevikler, birimlerde oluflturulan bu Sovyetler’de da-ha etkin ve ço¤unluk durumundayd›lar.

29 Mart-3 Nisan 1917'de gerçekleflen I. Tüm Rusya‹flçi ve Asker Sovyetleri Konferans› ile Sovyet örgütlen-mesi merkezileflmifl oldu. Bu konferansa 138 yerel iflçive asker Sovyet’i, 7 ordu, 13 cephe gerisi birli¤i, 28cephe birli¤ini temsilen 480 delege kat›ld›. Konferans,Petersburg Sovyeti'nin geçici olarak Rusya Sovyetleri’-nin temsilcisi olmas› karar›n› ald›.

Sovyetler ekonomik, siyasi, askeri birçok konudakararlar al›yor, kararlar, Sovyetler’e ba¤l› onlarca komi-te ve ülkeye yay›lm›fl yüzlerce Sovyet taraf›ndan uygu-lan›yordu. Sovyetler her yerde h›zla ‹flçi Milisleri olufl-turarak kendi silahl› güçlerini de yaratmaktayd›lar. Sov-yetler’in ça¤r›s›yla, tüm ülke çap›nda Fabrika Komite-leri kuruldu ve bu komiteler, iflçilerin e¤itiminden fabri-kan›n yönetimine kadar pek çok fleyi üstlendiler. Ülke-de art›k ikili bir iktidar vard›.

Güçler dengesinin az çok dengede oldu¤u bu koflul-larda, iktidar sorununun nas›l çözülece¤ini ise ihtilalciinisiyatif belirleyecekti.

Sovyetler’in oluflumu ve niteli¤i: Sovyet-ler, flehirlerin ve fabrikalar›n büyüklü¤üne göre, baz›yerlerde 100, baz› yerlerde 400-500 iflçiye bir delegesistemiyle oluflturuluyordu. Asl›nda Sovyetler ortaya ç›-k›fllar› itibariyle tüm iflçilerin do¤rudan yerald›¤› organ-lard›. Köy Sovyeti’nde tüm köylüler, fabrika Sovyeti’n-de tüm iflçiler yeral›yordu. Bir anlamda "do¤rudan de-mokrasi" sözkonusuydu. Ama daha büyük ve üst Sov-yetler için delege sistemi elbette flartt›. Bir dönememekçilerin do¤rudan yer ald›¤› “as›l Sovyetler”denay›rdetmek için daha büyük Sovyetler’e "Sovdepi"(delegeler Sovyeti) ad› verilmekteydi.

Lenin'in deyifliyle, “Bu organlar, sadece ve sadecehalk›n devrimci kesimi taraf›ndan kuruldular; tüm yasave tüzüklerin d›fl›nda, halk›n saf yarat›c›l›k gücününeseri olarak, halk›n ba¤›ms›z eyleminin bir görünümüolarak, tamamen devrimci bir tarzda kuruldular.”

Sovyetler, halk kitlelerinin do¤rudan do¤ruya afla¤›-dan gelme inisiyatifi idi. Ki bu noktada Lenin, Sovyet-ler’i Paris Komünü’ne benzetir. Bu inisiyatif devrimcibir önderlikle önce tüm iflçi s›n›f›n› çevresinde toplad›.

1917 Eylül’ünden itibaren ise, Sovyetler, iflçilerin veköylülerin silahl› gücünü de oluflturarak, asl›nda yenibir devlet ayg›t›n› da flekillendirmeye bafllad›.

Lenin, “devrimci aç›dan [Sovyetler’in] yerini baflka-ca hiç bir fley alamayaca¤›n›” belirtir ve ekler: “bu ay-g›t, kitlelerle, halk›n ço¤unlu¤uyla iliflki kurmaya ola-nak sa¤lar; hem bu iliflki öylesine s›k›, öylesine çözül-mez, öylesine kolayca denetlenebilir ve yenilenebilir kieski devlet ayg›t›nda buna benzer hiçbir fley bulunamaz.Bundan baflka bu ayg›t seçimle meydana geldi¤inden vebürokratik formaliteler olmaks›z›n halk›n iste¤iyle yeni-

Petersburg Sovyeti’nin 17 Temmuz 1917’de yapt›¤›

ayaklanma ça¤r›s›na iflçiler büyük bir kat›l›m

gösterirken, Menflevikler’in destekledi¤i burjuva

hükümet, iflçilere kurflunlarla sald›r›yor...

Page 34: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

34

19 fiubat 2006 / 40

lenebilir oldu¤undan tüm ayg›tlardan çok daha demok-ratiktir...”

Bolflevikler Sovyetler’de nas›l ço¤unlu-¤u kazand›lar? Sovyetler, ülkenin pek çok yerineyay›lm›fl olmas›na ra¤men, belirleyici olan Petersburgve k›smen de Moskova Sovyeti idi. ‹flin ilginç yan›, Pe-tersburg Sovyeti’nde, Lenin’in önderli¤indeki Bolfle-vikler oldukça küçük bir grup durumundayd›lar. Fakatbirçok geliflme, bu durumu tersine çevirdi.

Menflevikler, Sosyalist Devrimciler grubu, birçokSovyet’te ço¤unluk durumunda olmalar›na ra¤men,Sovyetler konusundaki tereddütleri, emperyalist savaflkonusundaki yanl›fl politikalar› nedeniyle h›zla güç kay-bederken, iflçilerin ve Sovyet iktidar›n› savunan, emper-yalist savafla son vermeye hedefleyen Bolflevikler h›zlaço¤unluk durumuna geçtiler. Bolflevikler, tüm fabrika-larda özellikle herhangi bir partiye üye olmayan genifliflçi kesimlerini etkiliyorlard›.

Bu dönüflümü en bariz hale getiren politika ve olay-lar flöyle özetlenebilir:

Menflevikler ve Sosyalist Devrimciler, burjuvazininhükümetini desteklemeye devam etmeyi ve burjuva hü-kümetiyle iflbirli¤ini, içinde yeralmay› savunurken, Bol-flevikler, Sovyetler içinde az›nl›kta olmalar›na ra¤men“Bütün ‹ktidar Sovyetlere” diyerek iflçi s›n›f›na güven-lerini ve Sovyetleri bir iktidar organ› olarak gördükleri-ni ortaya koyuyorlard›.

Sovyetlere ba¤l› olarak birçok yerde iflçi milislerioluflturulmufltu ve bunlar h›zla silahlan›yordu. Menfle-vikler ve Sosyalist Devrimciler, bir noktadan sonra mi-lislerin da¤›t›lmas›n› ve silahlar›n toplanmas›n› savun-maya bafllad›lar. Bolflevikler ise, daha fazla silahlan›l-mas›n› savunuyordu.

Rus ordusu cephede di¤er emperyalistlerle savafliçindeydi. Menflevikler ve Sosyalist Devrimciler, em-peryalist savafla devam etmeyi savunurken, Bolfleviklersavafla son vermeyi savunuyorlard›.

Devrimin etkisine ba¤l› olarak cephedeki askeri bir-liklerde de Asker Sovyetleri kuruluyor ve cephedekiSovyetler kendi komutanlar›n› kendileri seçiyorlard›.Menflevikler ve Sosyalist Devrimciler, buna da karfl›ç›kt›lar ve yeniden bürokratik hiyerarfliyi dayatt›lar.

K›sacas›, Menflevikler ve Sosyalist Devrimciler,Sovyetler’de ço¤unlukta olmalar›na ra¤men, asl›ndaSovyetler’e, iflçi s›n›f›na güvenmiyor, iflçi s›n›f›n›n ger-çekten yönetebilece¤ine inanm›yorlard›. Onlara göre as-l›nda burjuvazi ve küçük-burjuvazi yönetebilirdi ancakülkeyi. Kimin emekçilerin iktidar›n› savundu¤unu iflçi-ler ve köylüler giderek daha iyi kavrad›lar. Sonuçta,Bolfleviklerin “halka güven” politikas›, halk›n Bolfle-viklere güvenini de sa¤lad›.

"Bütün ‹ktidar Sovyetlere": Sovyetleringiderek ülkedeki as›l güç oda¤› haline geldi¤i bu ortam-

da, Lenin, “burjuva demokratik devrim”in sürmesi, ikti-dar›n burjuvazinin hakk› oldu¤u teorilerini elinin tersiy-le iterek, sosyalist devrime geçiflin flartlar›n›n olufltu¤u-nu ortaya koydu ve "Bütün ‹ktidar Sovyetlere" sloga-n›n› ortaya att›.

"Bütün ‹ktidar Sovyetlere" slogan›n›n at›ld›¤› göste-riler Temmuz 1917'de doru¤a ulaflt›. Devrim ile karfl›-devrimin saflar›n›n netleflti¤i bu noktada Menfleviklerve Sosyalist Devrimciler burjuva hükümetten yana tav›rbelirlediler. Bunun sonucu burjuva hükümet, Bolflevik-lere karfl› bir tutuklama kampanyas› bafllatt›. Bolflevikgazeteleri toplatarak yüzlerce Bolflevik tutukland›.

Baflar›s›zl›kla sonuçlanan Temmuz Eylemleri Bolfle-viklere geçici bir süre güç kaybettirdi. Birkaç hafta son-ra Bolflevikler gerici Kornilov Darbesi’nin bast›r›lma-s›nda etkin rol oynayarak kitleler nezdinde kaybolanprestijlerini yeniden sa¤lad›lar. A¤ustos sonlar›nda Sov-yetlerde ço¤unluk da Bolflevikler’den tarafa geçmiflti.

13 Eylül'de toplanan Bolflevik Partisi Merkez Komi-tesi’nde ayaklanma ve iktidar›n al›nmas› kararlaflt›r›ld›.24 Ekim'de Sovyetler Kongresi ve ayaklanman›n sonhaz›rl›klar›n› tamamlad›. Lenin’in önderli¤indeki Bol-flevik Parti’nin plan ve talimatlar› do¤rultusunda öncePetersburg denetim alt›na al›narak, karfl› ç›kan güçler si-lahl› çat›flmalarla etkisizlefltirilerek K›fll›k Saray’a yü-ründü, burjuva hükümet ve Çar tutukland› ve iktidarSovyetler’in eline geçti.

Burjuva hükümet ve Çar tutukland›¤›nda, Peters-burg’da Sovyet toplant› halindeydi. Burjuva iktidar›nkesin bir biçimde devrildi¤i haberi Sovyet’e ulafl›nca,hemen orada yap›lan seçimde Lenin’in baflkanl›¤›ndaSovyet Halk Komiserli¤i oluflturuldu. Sovyet Halk Ko-miserli¤i yay›nlad›¤› bildiride Rusya'n›n bir ‹flçi AskerKöylü Sovyetler Cumhuriyeti oldu¤unu ilan etti.

Sovyet, art›k herhangi bir örgütlenme olmaktan ç›-k›p, Cumhuriyet’in niteli¤ini, ülkenin ad›n› belirleyenbir kavram haline gelmiflti.

Sovyetler devrimden sonra da halk›n temel iktidarorganlar›ndan biri olarak SSCB içinde varl›klar›n› sür-dürdüler. En küçü¤ünden Genel Sovyet’e kadar geniflbir örgütlenme yelpazesi oluflturarak halk›n yönetimekat›l›m›n› sa¤laman›n örgütleri oldular.

Sovyetler, saltpolitik bir örgüt-

lenme de¤ildi.Fabrika sovyet-lerinden büyük

flehir Sovyetlerinekadar hepsi ayn›zamanda iflçileri,

köylüleri, ‹flçiMilisleri ve K›z›l

Muhaf›zlar ola-rak örgütlemifl ve silahland›rm›fllard›.

Page 35: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Danimarka’da yay›nla-nan ve di¤er Avrupa ülke-lerinin gerici bas›n kuru-lufllar›n›n devam ettirdi¤iHazreti Muhammed kari-katürlerine karfl› halklar›nöfkesi devam ediyor.

Karikatürler vebuna karfl› tepkilerilk gündeme geldi-¤inde, bunun basitbir “karikatür olay›”olmad›¤›n›, esas ola-rak emperyalistlerinhalklara karfl› sald›r› politikalar›n›nparças› oldu¤unu belirtmifltik. Avru-pa Parlamentosu’nda geçen haftaal›nan bir karar, bu sözümüzü do¤-rular nitelikteydi.

AP, “krizi nas›l önleriz” diyeyapt›¤› “acil” toplant›da, bir yandan“uzlaflma” manevralar› yaparken,öte yandan “Danimarka’ya yöneliksald›r›lar›n tüm Avrupa’ya yönelikoldu¤u” yönünde karar ald›.

Bu aç›k sahiplenme, Avrupa Bir-li¤i’nin “inançlara, kültürlere say-g›” maskesinin art›k tutmad›¤› yö-nündeki tespitimizi de onaylamak-tad›r. Tutmayan maske at›lm›fl, ger-çek yüzleriyle dikilmifllerdir halkla-r›n karfl›s›na. Bundan sonra yapa-caklar› “medeniyetler, kültürler,dinler uzlaflt›rmas›” vb. çerçevedekimanevralar›n hiçbir inand›r›c›l›¤›yoktur. fiimdi “özür” sadece Dani-marka’dan de¤il, Avrupa Birli¤i’ndenistenmelidir.

Suçlu, Elçilikleri Yakanlar De¤il, EmperyalistlerdirBaflta Suriye, ‹ran, Pakistan ol-

mak üzere kimi müslüman ülkeler-de yap›lan protestolarda, Danimar-ka ve di¤er Avrupa ülkelerinin tem-silciliklerine yönelik “kitlesel flid-det” eylemleri konusunda, neredey-se emperyalistlerin halklar›n inanç-lar›na yönelik sald›r›s›yla efl tutarde¤erlendirmeler yap›lmaktad›r. “Ka-rikatürler kabul edilemez, ama flid-dete dayanan protestolar da yan-l›fl” türünden yap›lan bu de¤erlen-dirmelerin bafl›n›; AKP iktidar›, dü-zen islamc›l›¤› ve “her türlü fliddet

karfl›tl›¤›” hastal›¤›n›n pençesindek›vranan kimi solcular çekmektedir.As›l merkezi ise, emperyalist propa-ganda karargahlar›d›r. Amaç, hakl›bir öfkeyi gayri-meflru göstermek,emperyalistlerin sald›r›s›n› gölgele-mektir. Daha kaba bir deyiflle, “ba-k›n do¤u halklar› barbard›r” propa-gandas›d›r.

Protestolar›n biçimleri elefltirile-mez mi; elbette elefltirilir. Ancak bu,emperyalistlerin sald›rganl›¤› ileayn› kefeye konularak, ayn› zemin-de gündeme getirilerek, “ama onla-r›nki de yanl›fl” gibi “objektiflik”ad›na yine o malum “ara yerde” dur-maya çal›fl›larak yap›lamaz. Böyleyap›ld›¤›nda, tam da emperyalistle-rin istedi¤i noktaya gelinmifl de-mektir. Hedef ve as›l tart›flma em-peryalistlerin sald›r›s›n›n ideolojikzemini, tekellerin gericili¤inin nas›lbir sald›rganl›¤› ortaya ç›kard›¤› vb.olmas› gerekirken, “protestolardakifliddet” gündemin bafl›na oturur.

Avrupa Birli¤i’nin protestolar-

dan günler sonra, böylebir karar almaya cüret et-mesinde, yanl›fl zemindeyap›lan bu tart›flmalar›nve elbette as›l olarak em-peryalistlerin bu yöndekipropagandalarla yaratt›k-

lar›n› düflündüklerizeminin pay› önem-lidir. fiimdi, Avrupaemperyalistleri sa¤-lad›klar›n› düflündük-leri “Avrupa ülkeleri-ne sald›r›l›yor” ze-

mininde politika yapmaya çal›fl-maktad›r. Ancak, hiçbir fley, emper-yalistlere bu “hakl›l›¤›” vermez.Emperyalistlerin halklardan aç›k birflekilde özür dilemedi¤i, inançlara,halklar›n de¤erlerine, kültürlerineyönelik sald›r›lara son vermedi¤ikoflullarda halklar›n tepkisinin biçi-mi tart›fl›lamaz, elefltirilemez.

Protestolar SürüyorAsya’dan Ortado¤u’ya müslü-

man ülkelerde ve ülkemizde protes-to eylemleri de devam ediyor. Ge-çen hafta, ‹stanbul Beyaz›t’ta, Di-yarbak›r’da kitlesel protesto göste-rileri gerçeklefltirilirken, özellikle‹ran, Pakistan, Endonezya gibi ül-kelerde de protesto eylemleri de-vam ediyor. Avrupa ülkelerinde ya-flayan müslüman halklar da protestodalgas›na kat›larak, Fransa, Belçi-ka, Almanya ve ‹ngiltere’de gösteri-ler düzenlediler.

Temel Haklar Federasyonu da,Frans›z Konsoloslu¤u önünde dü-zenledi¤i eylemin ard›ndan, 10 fiu-bat günü de ‹stanbul Bebek’te bulu-nan Danimarka Konsoloslu¤uönünde bir protesto eylemi düzenle-di. “‹nançlara Sayg› Gösterin ÖzürDileyin Emperyalist Sald›r›laraSon” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde,‘‹fade özgürlü¤ü’ demagojileriylegizlenmeye çal›fl›lan emperyalistsald›rganl›¤›n art›k aleni oldu¤u ifa-de edilerek, bugün dünyan›n pekçok yerinde sokaklara taflan öfkeninkayna¤›n›n emperyalist politikalaroldu¤u kaydedildi. Temel HaklarFederasyonu ad›na konuflan AysuBaykal, “Müslümanlar›n inanç te-

35

19 fiubat 2006 / 40

Avrupa emperyalizmi Danimarka’ya sahip ç›kt›

Devrimciler, Danimarka’dasomutlanan sald›rganl›¤›n

as›l sahibinin tüm bir emper-yalist sistem oldu¤unu, em-peryalistlerin halklara yöne-lik askeri, ekonomik, siyasi,kültürel her alandaki sald›r›-s›n›n parças› oldu¤unu söyle-

diler. Avrupa Birli¤i, Dani-marka’y› sahiplenme karar›y-la bu gerçe¤i teyid etmifltir.

Page 36: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

melinde a盤a ç›kan öfkesi ayn› za-manda emperyalizm taraf›ndan ezi-len, ülkeleri iflgale u¤rayan, afla¤›-lanan, horlanan halklar›n öfkesi-dir” dedi.

Aç›klaman›n ard›ndan AvrupaBirli¤i’nin bayra¤› yak›larak “Em-peryalistler Özür Dilesin, Halklar›n‹radesi Yok Edilemez, EmperyalizmYenilecek Direnen Halklar Kazana-cak” sloganlar› at›ld›.

Temel Haklar Federasyonu’nunbir baflka eylemi de Ankara’dayd›.Federasyona ba¤l› Ankara TemelHaklar 11 fiubat günü DanimarkaBüyükelçili¤i önüne sloganlarla yü-rüdü. “‹nançlara Sayg› Gösterin

Özür Dileyin. Emperyalist Sald›r-ganl›¤a Son!” pankart› ve “Emper-yalistlerin ‹nançlar› Yoktur. OnlarHer fieyi Sadece Ç›karlar› ‹çin Kul-lan›rlar”,“‹nançlara Sald›r›p Halk-lar Aras›nda Düflmanl›k Yarat›lmak‹steniyor!” gibi dövizlerin tafl›nd›¤›yürüyüflün ard›ndan, Büyükelçilikönünde aç›klama yap›ld›. Aç›kla-may› yapan Ayfle Arapgirli, emper-yalistlerin halklara yönelik sald›r›-lar›n› hat›rlatarak, “Emperyalist li-derlere sesleniyoruz; baflaramaya-caks›n›z! Halklar›n iradesini yokedemeyeceksiniz! Halklar›n inanç-lar›na yönelik sald›r›lara son verin!Müslüman dünya halklar›ndan özürdileyin!” diye konufltu.

Haklar ve Özgürlükler Cephe-si’nin de bileflenleri aras›nda bulun-du¤u Irak'ta ‹flgale Hay›r Koordi-nasyonu da, 14 fiubat günü Frans›zKonsoloslu¤u önünde yapt›¤› ey-lemle, emperyalistlerin halklar› afla-¤›layan, iradelerini ezen politikala-r›n› protesto etti. "Emperyalizm Ye-

nilecek Direnen Halklar Kazana-cak”, “Emperyalistler Halklar›nKültürlerine ‹nançlar›na De¤erleri-ne Sald›r›yor Emperyalistler Halk-tan Özür Dilemelidir" yaz›l› ikipankart›n aç›ld›¤› eylemde konuflanYasemin Karada¤ flöyle dedi:

“‹flbirlikçi AKP hükümeti em-peryalistler özür dileyin bile diye-memekte, aksine hakl› öfkelerini so-kaklara tafl›ran halklara sakin olunça¤r›lar› yaparak efendilerininemirlerini yerine getirmektedir. Em-peryalizme halklar›n de¤erleriylepervas›zca oynayamacaklar›n› bu-gün halklar öfkelerini sokaklara ta-fl›y›p göstermektedirler. Dünya halk-lar› emperyalist sald›rganl›¤a karfl›birlikte mücadele etmelidir. Bu mü-cadele ile halklar›n öfkesi sokaklar-la s›n›rl› kalmayacak emperyalizmer geç tarihin çöplü¤ündeki yerinialacakt›r.”

150 kiflinin kat›ld›¤› eylemde,“Kahrolsun Emperyalizm Yaflas›nMücadelemiz” sloganlar› at›ld›.

36

19 fiubat 2006 / 40

Alman vatandafll›¤›na geçmek isteyenyabanc›lara yönelik ›rkç› ‘Vicdan Tes-ti’nin bir eyaletle s›n›rl› kalmayaca¤› tar-t›flmalar sürerken, Anadolu Federasyo-nu’nun bafllatt›¤› kampanya çerçevesin-de Berlin’de Irkç›l›¤a Karfl› MücadeleDerne¤i bildiriler da¤›tt› ve imza toplad›.

Berlin’in yabanc›lar›n yo¤un oldu¤uKreuzberg semtinde da¤›t›lan Almancave Türkçe bildirilerle, ›rkç›l›¤a karfl› ortakmücadele ça¤r›s› yap›ld› ve imzalar top-land›. Yo¤un ilgiyle karfl›lanan kampan-yada federasyonunun yapaca¤› faaliyet-lerle ilgili bilgiler de verildi.

Amerikan Ulusal Terörizmle Mü-cadele Merkezi’nin “terör flüphelile-ri” listesinde tam 325 bin ismin yerald›¤› ortaya ç›kt›. Washington PostGazetesi taraf›ndan yay›nlanan ha-berde, “terör flüphelilerinin” say›s›n-da son iki senede adeta “patlama ya-fland›¤›” belirtiliyor. Yetkililer, “liste-de ad› geçenlerin büyük ço¤unlu¤u

ABD vatandafl› de¤il ve ABD’de oturmuyor” diye-rek, Amerikan vatandafllar›n› rahatlatmaya çal›fl›yorlar.Elbette, böyle olmas›, Amerikan politikalar›n›n dahaçarp›c› bir flekilde iflas› ve kendi vatandafl›na bak›fl›n›nresmi olur. Ancak, ne farkeder! “Terörle savafl›yorum”dedi¤in dönemde bu say›da patlama yaflanm›flsa, ora-da zaten aç›k bir iflas vard›r. Kald› ki, bu liste eksik;tüm ezilen halklar› bu listeye almal›. Ne de olsa, Ame-rikan politikalar›na karfl› ç›kan herkes, terörist!

A l m a n y a ’ n › nNürnberg flehrinde, 10 fiubatgünü Uluslararas› Dayan›flmaGruplar› "Mütecilere insan hak-lar› yok mu?" ad›yla bir seminerdüzenledi.

‹lk konuflmac›, NürnbergHalk Kültür Evi ad›na kat›lanAhmet De¤er’di. Ailesi ile bir-likte s›n›rd›fl› tehdidi alt›ndaolan De¤er, yaflad›klar›n› anla-tarak Alman devletinin mültecipolitikas›ndaki ayr›mc›, ›rkç›zihniyeti gözler önüne serdi.

‹lticac› olarak 10 y›l 7 ayd›rAlmanya`da yaflad›¤›n› söyle-

yen De¤er, flimdi karfl›s›na ç›-kar›lan s›n›rd›fl› tehdidinin hu-kuksuz oldu¤unu söyledi.

De¤er’in ard›ndan konuflanAv. Manfred Hörner, son ç›kananti-demokratik yasalara ve s›-n›r d›fl›larla ilgili hukuksuzlukla-ra de¤indi. ‹ki ay önce ilticayabaflvuran Filistinli Ahmed Sa-meer ise, kendisine ayr›cal›kl›flekilde bask› yap›ld›¤›n› belirttive Filistin’deki ‹srail siyonizmi-nin hukuksuzluklar›ndan ör-nekler verdi. ‹ki buçuk saat sü-ren seminere Alman gruplar›-n›n ilgisi büyüktü.

‘Vicdan Testi’ne Karfl› Kampanya

Mültecilerin ‹nsan Haklar› Yok Mu?��

‘Terörist’OlmayanVar M›?yüzbinlerABD’nin terörlistesinde

Page 37: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

37

19 fiubat 2006 / 40

Sohbetimizin ilk bölümünde, em-peryalistlerin ve burjuvazinin inançözgürlü¤ünden ne anlad›¤›n›, kari-katür konusundaki saflaflmay› ve is-lamc›lar›n inanç özgürlü¤ü mesele-sindeki tutumlar› üzerine konufltuk.

Bugünkü sohbetimizde esas ola-rak devrimcilerin ve devrimci bir ik-tidar›n din, inanç özgürlü¤ü konu-sundaki tutumlar›n› ele alarak konu-muza devam edelim.

‹slam›n de¤erlerine hakaret edenkarikatürlere karfl› protestolar, çeflit-li biçimlerde sürüyor. Protestolar›nbaz› yerlerde kitlesel boyutu, baz›yerlerde de fliddet boyutu ön planaç›karken, eylemlerin politik olarakzay›f oldu¤u görülüyor. Konuyailiflkin yaz›, eylem ve sloganlardaemperyalist sistemi ve politikalar›n›sorgulamaktan çok, yüzeysel dinitepkiler ön plandad›r.

Asl›nda bu yüzeysellik sadeceislamc› cephede de¤il, burjuvazi veküçük burjuvazi cephesinde de gö-rülüyor. Öyle ki, karikatür meselesi-nin emperyalist politikalarla ba¤›yeterince tart›fl›lmad›¤› gibi, inançözgürlü¤ü, inançlara sayg› gibi ko-nular da tart›fl›lm›yor. Çünkü, bu-nun tart›fl›lmas› da onlar›n bu konu-daki politik zay›fl›klar›n›, riyakar-l›klar›n› ortaya ç›karacak bir tart›fl-mad›r.

Mazlum: Bir konuda net ol-mak, politik olarak sa¤lam, tutarl›bir noktada durmak kadar güzel birfley yok. Bu meselede Marksist-Le-ninistler’in yeri iflte tam böyle biryer. Bu nedenle geçen sohbetimizdede dedi¤imiz gibi, hiçbir kayg› duy-madan müslümanlar›n kutsal de¤er-lerine yap›lan sald›r›n›n karfl›s›na dadikiliyoruz, inanç özgürlü¤ü konu-sunda ne dedi¤imizi de hiç e¤ipbükmeden her zeminde ortaya ko-

yabiliyoruz.

Gazeteleri izliyorsan›z dikkati-nizi çekmifltir; ülkemizdeki küçük-burjuva ayd›nlar›n önemli bir kesi-mi bu konuda ikircikli bir tav›r için-de. Özellikle düflüncelerine “laik-lik-fleriat” meselesinin yön verdi¤iayd›nlar bu durumda. Karikatürle-rin emperyalizmin inançlara sayg›-s›zl›¤› oldu¤unun fark›nda belki,ama bu konuda al›nacak tavr›n ül-kemizdeki islamc›lar›, fleriat yanl›-lar›n› güçlendirmesinden korkuyor.‹slamc› ayd›nlar ise meseleyi “haç-l›” edebiyat›ndan tafl›rm›yorlar pek;çünkü inançlara sayg› konusundakendilerinin baflkas›na ders vere-cek, elefltiri yapacak bir durumuyok.

Kemal: Evet, Mazlum bu du-ruma de¤inmiflken, bugünkü bafll›-¤›m›za geçmeden, bu durumun ge-çen hafta içinde ortaya ç›kard›¤›birkaç geliflmeye daha de¤inelim.Bunlar sohbetimizin geçen haftakibölümünde emperyalizmin, burju-vazinin inançlara sayg›s› konusundasöylediklerimizi de pekifltiren gelifl-meler olmas› yan›yla önemliydi.

Avrupa emperyalistleri her za-man hoflgörünün, bar›fl›n bafl savu-nucusudur, her sorunu mutlaka di-yalog içinde çözerler ya; AvrupaParlamentosu da geçen hafta “kari-katür krizini çözmek üzere” toplan-d›. Ama çözemediler. Çözemedikle-ri gibi, cepheleri daha da sertlefltir-diler. Ayr›nt›lar›n› dergimizdeki ha-berlerde okursunuz. “Bu Avrupa’yasald›r›d›r” diyerek tüm hoflgörüleri-ni, inançlara sayg›y› bir kenara b›-rakt›lar.

Ülkemizdeki islamc›lar, bafltaAKP de geçen hafta bol bol “diya-log” laf›n› etti. Burjuva ve islamc›bas›nda Türkiye’nin bu krizi çöz-mede, medeniyetler, dinler aras›nda

diyalo¤un sa¤lanmas›nda “kilit ül-ke” oldu¤unu yaz›p çizdi.

Hemen flunu söyleyim ki, “me-deniyetler aras› diyalog”, “dinleraras› diyalog” sözlerini en çok kul-lananlar, baflka medeniyetlere, fark-l› dinlere karfl› en tahammülsüz, ençok düflman ve sald›rgan olanlar-d›r. Türkiye egemen s›n›flar› dabunlar›n bafl›nda gelir.

Geçti¤imiz y›llarda Diyanet ‹flle-ri Baflkan› ile Papa aras›nda bir gö-rüflme yap›lm›flt›. Burjuva bas›n bugörüflmeyi “Tarihi Diyalog” bafll›k-lar›yla vermiflti. Fetullah Gülen’inPapa’yla görüflmesi de ayn› dema-gojilerle sunulmufltu. Oysa sormaz-lar m› adama; siz daha yan›bafl›n›z-daki, kentleri, iflyerlerinizi, okullar›paylaflt›¤›n›z Aleviler’le en küçükbir “diyalog” kurmam›flken, baflkadinlerle nas›l diyalog kuracaks›n›z?Milyonlarca Aleviye, senin ibadetyerin cemevi de¤il camidir diye da-yatan, ony›llarca cemevlerini yasak-layanlar, inançlara sayg›dan, inançözgürlü¤ünden sözedebilirler mi?

Diyanet ‹flleri Baflkan›’yla Pa-pa’n›n “diyalo¤u”nun en çarp›c› ya-n› da fluydu: diyalo¤’un sonucundaiki din adam›, “Teröre karfl› birlik-te hareket edilmesi” konusundahemfikir olduklar›n› aç›klam›fllard›.

Egemen s›n›flar›n “dinler aras›diyalog”dan bile anlad›klar›n›n muh-tevas›, halka karfl› olmakt›r. Dini,halk›n mücadelesini bast›rman›narac› olarak görenlerin “inançlarasayg›” diye bir düflünceleri elbetteolamaz. Peki biz ne anl›yoruz inanç-lara sayg›dan, bunu açarak devamedelim.

Mazlum: ‹sterseniz bir özetolarak Halk Anayasas› Tasla¤›’nda-ki ilgili maddeyi okuyal›m önce.

29. Maddesi’nde “‹nanç özgür-lü¤ü” bafll›¤› alt›nda flöyle deniyor:

hayat›niçindeki teori

‹nanç Özgürlü¤ü ve ‹nançlara Sayg› - 2

‘Öteki dünya cenneti’ve bu dünyada bircennet yaratmak

Page 38: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

38

19 fiubat 2006 / 40

a-) Dini inanç, kiflileri ilgilendi-ren özel bir konudur. Herkes istedi-¤i dini inanca sahip olabildi¤i gibi,inanmama özgürlü¤üne de sahiptir.

b-) ‹nanç özgürlü¤ünün güven-cesi olarak ibadet yerleri korunur.Dini inançlar› gere¤i ibadet yap-mak isteyenlere yard›mc› olmak içingerekli say›da din görevlisinin sos-yal güvencesi sa¤lan›r.

c-) Hiç kimse dini inançlar› yada inançs›zl›¤› nedeniyle bask› alt›-na al›namaz, k›nanamaz.

d-) Dini esaslara dayal›, gerici,sömürüyü esas alan bir devlet kur-mak için halk›n dini duygular›n›nistismar edilip araç olarak kullan›l-mas›na izin verilmez.

Son derece net bir formülasyon.Hiç bir “takiyye” yok, “manevra”yok. Devrimci bir halk iktidar›n›nve devrimci bir partinin bu konudayapacaklar› ve yapmayacaklar› net.Esas›nda bu netlik, Marks, Engels’denbu yana böyledir. Dincili¤in dahayayg›nlaflt›¤› bir tarihsel kesitte, Le-nin sosyalistlerin bu konudaki tav›rve politikalar›n› daha da netlefl-tirmifltir.

Özlem: Bu konu, zaman za-man söylendi¤i gibi “hassas” birkonu. Burada devrimci halk iktida-r›n›n din ve inanç özgürlü¤ü konu-sunda ne yapaca¤›n› görüyoruz. Pe-ki bugün inanç, din meselesinde na-s›l bir yöntem izleyece¤iz? Halk›uyuflturan, kadercilefltiren inançlar-la nas›l mücadele edece¤iz.

Mazlum: Bugün nas›l bir yön-tem izleyece¤imizin cevab› da biryan›yla yukar›daki maddelerde varasl›nda. San›yorum ki soruyu bu fle-kilde “hassas”l›k meselesinden ha-reketle sormanda, din konusundasosyalistlerin tavr›na iliflkin bir ya-n›lg›dan kaynaklan›yor.

Genelde devrimcilerin din konu-sunu öncelikli olarak ele almamas›ülkemizdeki islam›n etkisinin yay-g›nl›¤›na ba¤l› olarak düflünülür. Buyanl›fl bir düflüncedir. Baflka ülke-lerde de, yani dini inançlar›n bu ka-dar güçlü ve yayg›n olmad›¤› ülke-lerde de Marksist-Leninistler’in

tavr› farkl› de¤ildir. Dini öne ç›kar-mamak, devrimciler aç›s›ndan “tak-tik” bir davran›fl, bir manevra de¤il-dir. Bu bilimsel bir gerekliliktir.

‹kinci olarak, dinin halk› kader-cilefltirdi¤i, sömürüye boyun e¤erhale getirdi¤i bir gerçektir. Ama buolguyu de¤ifltirmek de sadece sözü-nü etti¤in türde bir mücadeleylemümkün de¤ildir. ‹kinci yan›lg› daburadad›r.

Sorunu daha iyi kavrayabilmekiçin üç noktay› aç›kl›¤a kavufltur-mal›y›z. Bir; din nedir, insanlar›nbeynine, yaflam›na nas›l yerlefliyor?‹ki; Marksist-Leninistler’in “halk›uyuflturan” bir olgu olarak dine kar-fl› mücadelesinin as›l çözüm platfor-mu nedir?

Kemal: ‹stersen birinci fl›kkailiflkin ben devam edeyim. Tabii ki“din nedir” meselesini tart›flmak busohbetin s›n›rlar›n› oldukça aflar.Fakat tart›flt›¤›m›z yan itibariyle sa-n›yorum ki, Lenin’in flu tahlillerisorumuzu cevaplayacakt›r.

Dinin tarihsel olarak ortaya ç›k›-fl› bir yana, neden halk›n yenilgi dö-nemlerinde veya mücadelenin nis-beten geriledi¤i dönemlerde din da-ha öne ç›k›yor? Neden bu tür dö-nemlerde yoksul halk dine daha faz-la sar›l›yor? Bunun cevaplanmas›bizim politik çal›flmam›z ve çözüm-lemelerimiz aç›s›ndan daha önemli-dir. Lenin flunlar› söylüyor:

“Baflkalar› hesab›na çal›flmak-tan, yerine getirilmeyen isteklerdenve yaln›z b›rak›lm›fll›ktan y›lm›flhalk kitleleri üzerine her yerde bü-yük a¤›rl›kla yüklenen ruhsal bask›biçimlerinden biri dindir. Do¤ayayenik düflen ilk insanlar›n tanr›lara,fleytanlara, mucizelere ve benzerifleylere inanmas›na yol aç›fl› gibi,sömürülen s›n›flar›n sömürenlerekarfl› mücadeledeki yetersizli¤i dekaç›n›lmaz olarak ölümden sonradaha iyi bir yaflam›n varl›¤›na inan-malar›na yol açar. Din, bütün yafla-m› boyunca çal›flan ve yokluk çe-kenlere, bu dünyada azla yetinmeyi,k›smete boyun e¤meyi, sab›rl› olma-y› ve öteki dünyada bir cennet umu-dunu sürdürmeyi ö¤retir.”

Demek ki, din, belli sosyal, eko-nomik koflullar›n sonucunda düflün-celerde öne ç›kan bir olgudur. Dinintarihsel varoluflu da bu temeldedir,konjoktürel olarak flu veya bu dö-nemde dincili¤in geliflmesi de ayn›temeldedir.

‹flte bu nedenle Lenin diyor ki;“Dinle savafl, soyut ideolojik ö¤üt-ler çerçevesinde kalamaz, bu tür s›-n›rl› ö¤ütlere indirgenmemelidir.Dinle savafl, dinin toplumsal köke-nini ortadan kald›rmay› amaçlayans›n›f hareketinin somut uygulama-s›yla ba¤lanmal›d›r.”

Bu ayn› zamanda Mazlum arka-dafl›n ikinci fl›kk›n›n da k›smen ce-vab› olmaktad›r. Burada çok genifly›¤›nlar› etkileyen, tarihsel gelenek-lerde derin izleri olan ve ekonomik,sosyal koflullara ba¤l› olarak güçle-nen bir olgudan sözediyoruz. O hal-de böyle bir olgunun sadece “propa-ganda” ile yokedilemeyece¤i aç›k-t›r. Bu uzun erimli bir toplumsal dö-nüflümün sonucunda olacakt›r.

Lenin’in, meselenin bu yan›n›göremeyip dine yüzeysel olarak sa-vafl açanlar›n durumunu tasvir etti¤iflu bölümü de aktaray›m:

“Din etkisini neden en çok gerikalm›fl flehir proletaryas›, yar›-pro-letarya ve köylü kitlesi üzerindegöstermektedir? Burjuva ilerici ay-d›nlar›, radikaller ve burjuva mad-decileri bu soruya ‘cahil olduklar›için’ diye cevap verirler. O zamanda ‘kahrolsun din, yaflas›n dinsiz-lik! Ateist görüflleri yaymak bafll›cagörevimizdir’- diye hayk›rmayabafllarlar. Marksistler ise, bunundo¤ru olmad›¤›n›, aldat›c› bir görüfloldu¤unu, dar görüfllü burjuvalar›nfikri oldu¤unu söylerler. Bu görüfldinin kökenini yeterince aç›kla-maz... Modern kapitalist ülkelerdebu kökler genellikle toplumsald›r.Bugün dinin en derine uzanan kolu,

E gemen s›n›flar›n “dinler aras› diya-log”dan bile anlad›klar›n›n muhte-vas›, halka karfl› olmakt›r. Dini, hal-k›n mücadelesini bast›rman›n arac›olarak görenlerin “inançlara sayg›”diye bir düflünceleri elbette olamaz.

Page 39: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

39

19 fiubat 2006 / 40

emekçi kitlelerin toplumsal ezikli¤ive hergün her saat emekçilere endayan›lmaz ac›lar›, savafl, depremvb. do¤al afetlerden çok daha beterkah›rlar› çektiren kapitalizmin ka-ranl›k güçleri karfl›s›ndaki çaresiz-li¤idir.” (Proletarya Partisinin DinKonusundaki Tutumu)

Her zeminde din meselesini öte-ki meselelerin önüne ç›karanlar, as-l›nda halk›n, emekçilerin dikkatininas›l sorunlara çekilmesini önleye-rek, sonuçta emekçileri dine s›¤›n-maya yönelten koflullar›n devam›naneden olmufl olurlar. Bugün de butür tav›rlar, daha çok kendilerini“anarflist” olarak nitelendiren ke-simlerde, halktan kopuk küçük-bur-juva sosyalist kesimlerde görülmek-tedir. Bu kesimler ülkemizde çokkolayl›kla “laiklik-fleriatç›l›k” tuza-¤›na düflmekte, din meselesini kitleçal›flmas›nda, kitleleri bölen bir un-sur olarak ön planda tutmaktad›rlar.

Mazlum: Bu sohbetimizde sa-n›r›m s›k s›k Lenin’e baflvurmuflolaca¤›z. Kemal arkadafl›n söyle-diklerine ek olarak, Lenin bir baflkamakalesinde de de¤inir buna. Oradada bu tür burjuva-küçük burjuvatavr› mahkum ederken sosyalistle-rin din konusundaki tutumunu bi-limsel temellerine oturtur.

Aktaraca¤›m bölümün bafl›ndaLenin “biz niye parti program›m›z-da ateist oldu¤umuzu aç›klam›yo-ruz? Çeflitli dinlere inananlar›npartimize girmesini neden yasakla-m›yoruz?” diye sorar.

Bu soru, devrimci çevrelerde dezaman zaman sorulmakta, içindebulunulan hareketlere göre, kimile-ri, “ateist” oldu¤unu söyleyip söy-

lememekte tereddüt ederken, kimi-leri de sanki çok gerekliymifl gibibunu yerli-yersiz her yerde söyler.Evet, bu soruyu soran Lenin, ceva-b›n› da flöyle veriyor, aktaraca¤›mbölüm biraz uzun ama son dereceönemli bir bölümdür:

“Bu soruya verilecek cevap, dinsorununun burjuva demokratlar› ta-raf›ndan ortaya konuluflu ile SosyalDemokratlar (Marksistler-b.n.) ta-raf›ndan ortaya konuluflu aras›nda-ki ayr›m› belirleyecektir.

Bizim Program›m›z tamamen bi-limsel, dahas› materyalist dünyagörüflü temeli üzerindedir. Bu ne-denle Program›m›z›n aç›klanmas›demek, din meselesinin gerçek ta-rihsel ve ekonomik kökenlerininaç›klanmas›n› da zorunlu k›lacakdemektir. Propagandam›z kaç›n›l-maz olarak ateizm propagandas›n›,gerekli bilimsel yay›mlar›n yap›l-mas›n›, otokrat feodal hükümetinbugüne kadar yasaklad›¤› ve kovufl-turdu¤u yaz›lar›n Parti çal›flmalar›-m›z›n bir dal› haline getirilmesinide içermektedir. ...

Ancak, hiçbir koflulda din soru-nunu burjuva radikal demokratlar›-n›n s›k s›k yapt›¤› gibi, soyut, ülkü-cü bir biçimde, s›n›f mücadelesin-den kopuk ‘entellektüel’ bir sorunolarak ortaya koymak yanl›fl›nadüflmememiz gerekir. Afl›r› bask› te-meline oturan ve iflçilerin e¤itilme-di¤i bir toplumda, dinsel önyarg›la-r›n sadece propaganda yöntemle-riyle yok edilebilece¤ini sanmakbudalal›k olur. ‹nsanl›¤›n üzerinde-ki din boyunduru¤unun, toplumdakiekonomik boyunduru¤un bir sonucuve yans›mas› oldu¤unu ak›ldan ç›-karmak burjuva dar görüfllülü¤ün-den baflka birfley de¤ildir. Proletar-ya kapitalizmin karanl›k güçlerinekarfl› kendi mücadelesiyle ayd›nlan-mad›kça, ne kadar bildiri da¤›t›l›r-sa da¤›t›ls›n, ne kadar söz söylenir-se söylensin proletaryay› ayd›nlat-mak olanaks›zd›r. Bizim aç›m›zdanezilen s›n›f›n bu dünyada bir cennetyaratmak ad›na gerçek devrimcimücadelede birleflmesi, öteki dünyacenneti konusunda proletaryan›n

görüfl birli¤ine gelmesinden dahaönemlidir.

‹flte bu nedenle Program›m›zdaateist oldu¤umuzu belirtmiyoruz veböyle davranmak zorunday›z. ‹fltebu nedenle, eski önyarg›lar›n› he-nüz sürdüren proleterlerin Partimi-ze kat›lmalar›n› engellemiyoruz veengellememek zorunday›z. Biz herzaman bilimsel dünya görüflünüö¤ütleyece¤iz ve çeflitli ‘H›ristiyan-lar’›n tutars›zl›klar›yla savaflaca-¤›z. Fakat bu hiçbir zaman, yeri ol-mad›¤› halde din sorununun birinciplana al›nmas› demek de¤ildir.”

Evet, dini inanç meselesi, s›n›f-sal aç›dan “temel olmayan bir ay-r›m”d›r ve asla s›n›fsal ayr›mlar›nönüne ç›kar›lamaz. Meselenin özübudur ve biz halk›, s›n›fsal ç›karlar›temelinde birlefltirmeyi hedefleriz.

Özlem: Buras› tamam, ama birsoru daha soraca¤›m. Halk Anaya-sas› Tasla¤›’n›n birinci maddesindede vard›. Dinin “kiflisel bir sorun”olmas›n›n çerçevesi nedir, yani buhiç kimsenin dini inançlar›na karfl›hiçbir flekilde kar›flmamal›y›z m›demektir?

Kemal: Öncelikle dikkatiniçekmek isterim ki, Halk Anayasas›Tasla¤›’nda yaz›lanlar, bir devrimcihalk iktidar›’n›n politikas›n›, yanibir devlet uygulamas›n› ifade eder.

“Dinin kiflisel bir sorun oldu-¤u” formülasyonu taa Engels tara-f›ndan yap›lm›fl bir formülasyondur.Fakat bu yukar›da da belirtildi¤i gi-bi, Marksist-Leninistler’in “halk›nafyonu” olan bir fleye karfl› hiç birtutumunun olmayaca¤› anlam›nagelmez.

Devrimci parti ve Marksist-Le-ninistler aç›s›ndan her türlü gericiinanç ve düflünceye karfl› ideolojikmücadele, kiflisel bir sorun de¤il,bütün partinin, bütün proletaryan›nsorunudur. Devrimci bir partinin,“dinsel inanç” biçiminde kendinigösteren sömürüye boyun e¤me dü-flüncesine, gericili¤e kay›ts›z kal-mas› düflünülemez elbette. Lenin’in“halk›n üzerine indirilmifl koyu birsis” olarak tan›mlad›¤› din karfl›s›n-

enin’in “halk›n üzerine indirilmifl koyubir sis” olarak tan›mlad›¤› din karfl›s›n-da Marksist-Leninistler, tabii ki bu sisikald›rmaya çal›flacaklard›r.

Öte yandan, dini inanç meselesi, s›n›f-sal aç›dan “temel olmayan bir ayr›m”d›rve asla s›n›fsal ayr›mlar›n önüne ç›kar›-lamaz. Meselenin özü budur ve biz hal-k›, s›n›fsal ç›karlar› temelinde birlefltir-meyi hedefleriz.

L

Page 40: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

40

19 fiubat 2006 / 40

da Marksist-Leninistler, tabii ki busisi kald›rmaya çal›flacaklard›r.Devrimden önce de, sonra da bu ko-nudaki ideolojik mücadelelerini yu-kar›da belirtti¤imiz çerçevede sür-düreceklerdir. “Dinin kiflisel bir so-run olmas›” bu anlamda zaman za-man yanl›fl anlafl›labilen de bir ko-nudur. Lenin bu tart›flmaya iliflkinflu ayr›m noktalar›n› koyar.

“Din, kiflinin özel sorunu olarakkabul edilmelidir. Sosyalistler, dinkonusundaki tav›rlar›n› genelliklebu sözlerle belirtirler. Oysa herhan-gi bir yanl›fl anlamaya yol açma-mak için bu sözlerin anlam› kesin-likle aç›klanmal›d›r. Devlet aç›s›n-dan ele al›nd›¤› sürece, dinin kifliselbir sorun olarak kalmas›n› isteriz.Ancak, Partimiz aç›s›ndan dini kifli-sel bir sorun olarak göremeyiz. Di-nin devletle iliflkisi olmamas›, din-sel kurumlar›n hükümete de¤in yet-kileri bulunmamas› gerekir.

- Herkes istedi¤i dini izlemek yada dinsiz olmakta tamamen özgürolmal›d›r.

- Vatandafllar aras›nda dinselinançlar› nedeniyle ayr›m yap›lma-s›na kesinlikle göz yumulamaz.

- Resmi belgelerde bir vatanda-fl›n dininden söz edilmesine son ve-rilmelidir.

- Dinsel kurumlara hiçbir devletyard›m› yap›lmamal›d›r. Bunlar,devletten tamamen ba¤›ms›z, ayn›düflüncedeki kiflilerin oluflturdu¤ukurumlar niteli¤inde olmal›d›r.”

Bu anlamda inanç özgürlü¤ü, si-yasal özgürlüklerin bir parças›d›r vedevrimci iktidar bunu sa¤layacakt›r.Dinin devletten bu flekilde ba¤›m-s›zlaflt›r›lmas›, dini kurumlar›n dadevlete etkisini, insanlar›n flu veyabu dini yap›ya ba¤›ml›l›¤›n› da orta-dan kald›racakt›r. Bu, bizdeki “laik-çiler”in din devlet ayr›m›ndan fark-l› bir anlay›flt›r. Her fleyden önce buayr›m›n yap›ld›¤› toplumsal düzen-ler farkl›d›r.

Kurumsal olarak devletle dininba¤›n›n kopar›lmas›, dinin kiflilerinözel bir sorunu haline getirilmesidirayn› zamanda. Bunun ötesinde dini

inançlar›n insanlar›n beyinlerindeb›rakt›¤› gerici tortular›n yokedil-mesi, bir yandan sürdürülecek ide-olojik mücadeleye ve tabii ki yuka-r›da da vurgulad›¤›m›z gibi, ekono-mik, sosyal, siyasal anlamda sa¤la-nacak köklü dönüflümlere paralelbir geliflim izleyecektir.

Mazlum: O halde somut ola-rak flunlar› daha net söyleyebiliriz.Mevcut sömürü düzeni içinde “dinekarfl› mücadele” fliar›yla ortaya ç›k-mak, kitlelerin dikkatini temel eko-nomik ve siyasal sorunlardan, s›n›f-sal çeliflkilerden uzaklaflt›rmakt›r.Bu nedenle de böyle bir “mücadele”gerici inançlar› zay›flatmaz, aksinegüçlendirir.

Din aldatmacas›n›n gerçek kay-na¤› ekonomik kölelik düzenidir veöncelikli olan, temel olan bu köleli-¤in kalkmas› için mücadeledir.

“Halk›n afyonu”, “halk›n üzeri-ne inmifl koyu bir sis”, nas›l tan›m-larsak tan›mlayal›m, bu olgunun or-tadan kald›r›lmas›, propaganda iflide¤il, entellektüel faaliyetler olacakifl de¤ildir. Bu bir toplumsal dönü-flüm sürecidir.

Bu sürecin her aflamas›nda Mark-sist-Leninistler dinin halk› uyufltur-mas›na karfl› mücadele edecekler-dir. Bu mücadeleyi, muhalefettey-ken bunu inançlara sayg› temelinde,iktidara geldiklerinde de yine inanç-lara özgürlük temelinde sürdürecek-lerdir. Ki, bu da burjuvaziden temelfarklardan biridir. fiu veya bu gele-ne¤i, flu veya bu inanc› paylaflma-mak farkl› bir fleydir, onlara sayg›-s›zl›k yapmak farkl› bir fley. Paylafl-may›z, ancak sayg› gösteririz. Pay-laflmad›¤›m›z inanç ve de¤erleri de-¤ifltirmek için toplumsal mücadele-nin meflru, do¤al araçlar›n› kullan›-r›z.

Son olarak flunu da belirtmek is-tiyorum. Marks’›n “din afyondur”sözü çok bilinir, fakat o sözün tama-m› ayn› zamanda farkl› ça¤r›fl›mlarda yapan bir sözdür. Cümlenin ta-mam› flöyle: “Dini sefalet hem ger-çek sefaletin ifadesi, hem de gerçeksefalete karfl› protestodur. Din, bas-k› alt›nda ezilen yarat›¤›n iç çekifli,

kalpsiz bir dünyan›n kalbidir; t›pk›,ruhsuz bir durumun ruhu oldu¤u gi-bi. Din halk›n afyonudur.” (Marks,Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleflti-risine Katk›)

Ben bu sözlerde, halk› dine s›-¤›nmaya götüren etkenlerin bir k›s-m›n›n, ayn› zamanda onlar› devrimeyöneltecek etkenler olarak da de-¤erlendirilebilece¤i sonucunu da ç›-kar›yorum. E¤er dine s›¤›nmada birprotesto, bir adalet iste¤i, eflitli¤inoldu¤u bir cennet özlemi, bir kalbinvicdan› varsa, o özlemleri devrimeyöneltebilmeliyiz biz. Ustalar›n de-di¤i gibi, öteki dünyan›n cennetin-den önce, bu dünya cennetini yarat-maya yönlendirebilmeliyiz.

Kemal: Sonuç olarak ben pra-ti¤imiz aç›s›ndan flunu da ekleyim.Dinsel, milliyetçi temellerdeki kav-galar, emperyalizmin tercihidir. Din,mezhep çeliflkilerinin, ülkeler ara-s›nda ulusal sorunlar›n s›n›f çeliflki-lerinin önüne geçmesi, onu perdele-mesi emperyalizm için son tahlildebir tercih nedenidir. Kitlelerin öfke-lerinin, tepkilerinin bu kanalda eri-tilmesi, emperyalizm aç›s›ndan ayn›zamanda bir nefes alma arac›d›r. Buanlamda elbette biz emperyalizminmüslüman halklar›n de¤erlerine sal-d›rmas›na karfl› ç›karken bunu dagözönünde bulundurmak; mesele-nin “dinler aras› savafl” biçimine dö-nüfltürülmesine karfl› da uyan›k ol-mak durumunday›z. ‹slamc›lar, pro-testolar› bu zemine çekmeye çal›fl›r-ken, biz onu emperyalizm-halklararas›ndaki savafl zeminine, s›n›fsalçeliflkilere çekmeliyiz.

‹nanç özgürlü¤ü konusundakisohbetimizi de burada bitirelim.Haftaya bir baflka sohbette birlikteolmak dile¤iyle flimdilik hoflçakal›n.

E ¤er dine s›¤›nmada bir protesto,bir adalet iste¤i, eflitli¤in oldu¤ubir cennet özlemi, bir kalbin vic-dan› varsa, o özlemleri devrimeyöneltebilmeliyiz biz. Öteki dün-yan›n cennetinden önce, budünya cennetini yaratmaya yön-lendirebilmeliyiz.

Page 41: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

PKK Lideri AbdullahÖcalan'›n 15 fiubat 1999'daABD operasyonuyla tutsakal›narak Türkiye'ye getirilme-si, Türkiye ve yurtd›fl›nda ya-p›lan eylemlerle protestoedildi.

PKK, y›ldönümü vesile-siyle, “siyahlar giyme, oruçtutma, kepenk kapatma...” gi-bi eylem biçimleriyle “ulus-lararas› komplonun k›nanma-s›” ça¤r›s›nda bulunurken, ilkprotesto, Fransa'n›n Strasbo-urg kentinde düzenlendi. Av-rupa çap›nda merkezi olarakdüzenlenen gösteriye, on-binlerce Kürt yurtseverkat›ld›. Öcalan’›n resim-lerinin ve 'Kürdistan'aBar›fl, Öcalan'a Özgürlük'pankart›n›n tafl›nd›¤› gös-teride, konuflma yapanDTP kurucular›ndan Selim Sadak,Öcalan üzerindeki tecritin kald›r›l-mas›n› istedi.

Özellikle Do¤u ve Güneydo¤ukentlerinde de, 14 fiubat günündenitibaren çeflitli gösteriler gerçekleflti-rildi. D‹HA’n›n geçti¤i bilgilere gö-re, 14-15 fiubat günlerinde gerçek-lefltirilen eylemlerden baz›lar› flöyle:

fi›rnak merkez ve ilçelerinde ifl veokullar boykot edildi. fi›rnak'ta so-kaklarda panzerler dolafl›rken, Cizre,Silopi, ‹dil, Beytüflflebap ve Uludereilçelerinde kepenklerin aç›lmad›¤›,“soka¤a ç›kmama” protestosu ger-çeklefltirildi¤i bilgisi verildi.

Hakkari ve Yüksekova'da ke-penk kapatan esnafa güvenlik güçle-ri bask› uygulad›. fiemdinli’de iseaskerler gözda¤› amaçl› yürüyüflyapt›lar.

Mardin'in Nusaybin ve Derik il-çelerinde esnaf kepenkleri açmad›,ö¤renciler okullar› boykot etti. Bu-rada da kepenk açmayan esnaflar›npolisler taraf›ndan isim listesi yap›l-d›¤› görüldü. K›z›ltepe’de de polis-lerin esnaf› kameraya kaydetmesidikkat çekti.

Batman'da da k›smi kepenk ka-patma protestosu gerçeklefltirilirken,Adana'da gösteri düzenlendi ve Bar-baros, Yenibey, Denizli, Gülbahçe,Da¤l›o¤lu gibi mahallelerde ke-penkler kapat›ld›. Gösterilerde ç›kançat›flmada 2 polisin yaraland›¤› bil-dirildi. A¤r›'n›n Do¤ubayaz›t ‹lçe-si’nde, Van'da halk›n oruç tuttu¤ubilgisi verildi.

‹stanbul'un Küçükçekmece ‹lçe-si’nde kendilerine “Reber Apo'nunFedaileri” ad›n› veren bir grup tara-

f›ndan moloflu gösteri yap›l-d›. Bir grup, Gazi Mahalle-si’nde de moloflu gösteri ger-çeklefltirdi. Alt›nflehir Bay-ramtepe'de toplanan bir grup,Öcalan lehine sloganlar ata-rak yürüyüfl yapt›. DTP Sul-tanbeyli ‹lçe Örgütü'nde top-lanarak Merkez Camii'ye ka-dar yürüyen göstericilerinaç›klama yapmas›, polis tara-f›ndan yönlendirilen bir grupfaflist taraf›ndan provoke edil-mek istendi. Ba¤c›lar’da ise200 kiflilik bir grup bir sürepolisle çat›flt›.

Ankara'da ise YükselCaddesi'nde meflaleli yürü-yüfl düzenlendi. Siirt'de dü-zenlenen protesto gösterile-rine polis müdahale etti.Caddelerde atefller yakangençlere polisler gözyaflar-

t›c› gazlar att›.

Mersin'de 2 bin kifli yürüyüfl ya-parken, bir baflka bölgede toplananbir grup gence polisin havaya ateflaçarak müdahale etti¤i görüldü.

Cizre'de binden fazla kiflinin ka-t›ld›¤› gösteride çat›flmaya dönüfltü.Barikat kuran göstericiler, uzun sü-re, havaya atefl açan ve gaz bombas›atan polisle çat›flt›lar.

Dersim’de DTP binas›nda bir et-kinlik gerçeklefltirildi. Dersim Te-mel Haklar Derne¤i ad›na yap›lankonuflmada, tecrite karfl› verilen mü-cadelenin önemi üzerinde durularakortak mücadele hatt›n›n oluflturul-mas› gerekti¤i söylendi. Ayn› günparti binas› polisler taraf›ndan bas›-larak arflivlerine el konuldu. Bask›n,parti binas› önünde yap›lan eylemleprotesto edildi.

41

19 fiubat 2006 / 40

15 fiubat Operasyonu Protesto Edildi

Yüksekova'da cenaze töreninde savafl uçaklar› uçuranoligarflinin ordusu, 15 fiubat eylemlerine karfl› da CCiz-re'de tanklarla sokakta geçit yapt›. Sincan’da yürütül-dü¤ünde “olay” olan tanklar, Cizre’de yürüyünce bbur-juva bas›n taraf›ndan “do¤al” karfl›land›. Peki PKK gge-rillalar› m› inmiflti Cizre sokaklar›na? Hay›r! Tankll aa rrhalka karfl› yürüyor çünkü bu ülkenin ordusu ony›llar-d›r halka karfl› savafl›n ordusudur, terörizm demagojisibu gerçe¤i gizlemek içindir. Bölge, halka karfl› savafl›nalenileflti¤i yerler oldu¤u için “do¤al” görülmektedir.

Kime karfl› yürüyor bu tanklar?

Page 42: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

42

19 fiubat 2006 / 40

17 Ocak 2005 tarihinde “Ne ABDNe AB Ba¤›ms›z Türkiye ‹flbirlikçi-li¤e Son” diyerek Ankara’ya gidenGençlik Federasyonu üyeleri polisinsald›r›s›na u¤ram›fl, gözalt›na al›nan198 kifliden 6’s› tutuklanm›flt›. Sonrakiduruflmada dört ö¤renci tahliye edilir-ken, Musa Kurt ve U¤ur Eyilik’in tu-tukluluk halleri devam ettirilmiflti.

‹ki ö¤rencinin duruflmas›na 14 fiu-bat günü Ankara 11. A¤›r Ceza Mah-kemesi'nde devam edildi. ‹stanbul’danarkadafllar›na destek vermek için gi-den ö¤renciler, ‹stiklal Caddesi’ni ba-¤›ms›zl›k sloganlar›yla inletirken, ayn›sloganlar Ankara sokaklar›nda da yan-k›land›.

Çeflitli kentlerden gelerek TorosSokak’ta buluflan ö¤renciler, “Ba¤›m-s›zl›k ‹steyen Gençlik Yarg›lanamaz”,“Ne Amerika Ne Avrupa Ba¤›ms›zTürkiye ‹flbirlikçili¤e Son” pankartlar›açarak, adliye önüne yürüdüler. DEV-GENÇ amblemli k›z›l flamalar tafl›yanfederasyon üyeleri, att›klar› sloganlar-la, ba¤›ms›zl›k isteyen gençli¤in y›ld›-r›lamayaca¤›n› hayk›rd›lar.

Adliye önünde Dilek Üstünalan’›nyapt›¤› aç›klamada, anti-emperyalist

gençlik olarak, ülke parselparsel sat›l›rken sessiz kalma-y›p Ankara’ya geldiklerini,ancak karfl›lar›nda iflbirlikçiAKP’nin polisini bulduklar›n›söyledi. Üstünalan sözleriniflöyle sürdürdü;

“Bizler Gençlik Federas-yonu olarak o gündenberi ba¤›ms›zl›k isteme-nin suç olmad›¤›n›, va-tansever gençli¤in yar-g›lanamayaca¤›n› hay-k›r›yoruz ve mahkemeyitakip ediyoruz. Arkadafl-lar›m›z›n özgürlükleri-nin bugün de iade edil-

memesi durumunda defalarca Ankarayollar›na düflmemiz gerekse de arka-dafllar›m›z› ve ba¤›ms›zl›k talebimizisahiplenmeye devam edece¤iz.”

11. ACM’de görülen duruflmaya,Kurt ve Eyilik getirilmezken, mahke-me heyeti bunun, tutuklular›n kendi is-te¤i oldu¤unu iddia etti. Duruflma,dosyadaki eksikliklerin giderilmesigerekçesiyle, 9 Mart tarihine ertelendi.

Kurt ve Eyilik’in kameral› ringler-le getirilmek istendi¤i, bu keyfi uygu-lamay› reddettikleri için sevkten so-rumlu askerler taraf›ndan mahkemeyegetirilmeyerek, savunma haklar›n›ngasbedildi¤i ö¤renildi.

Mahkeme ç›k›fl›nda Musa Kurt’unannesi Negihan Kurt, “Vatansever ol-man›n bedeli çok a¤›rm›fl. Biz de bubedeli ödüyoruz” diye konuflurken,Gençlik Federasyonu ad›na aç›klamayapan Çilem K›l›ç da, “Ba¤›ms›zl›k is-teyen gençlik yarg›lanamaz” dedi.

Yürüyüfl s›ras›nda ve mahkemeönünde bekleyen federasyon üyeleris›k s›k “Ö¤renciyiz Hakl›y›z Kazana-ca¤›z”, “Mahir Hüseyin Ulafl Kurtulu-fla Kadar Savafl” sloganlar›n› att›lar.

Tutsakl›klar, gençli¤in ba¤›ms›zl›k mücadelesini engelleyemeyecek

Bal›kesir - Faflist sald›r›lar, okul ida-resinin soruflturmalar›n›n ard›ndan,flimdi de, Bal›kesir Cumhuriyet Bafl-savc›l›¤›, 13.11.2005 tarihinde fiem-dinli ve 14.11.2005 tarihinde YÖKboykotuyla ilgili yap›lan bas›n aç›kla-malar›na kat›lan yaklafl›k 50 kifli hak-k›nda "terör örgütü propagandas›n›yapmak" iddias› ile soruflturma açt›. Ayr›ca, gözalt›na al›nan Bal›kesirGençlik Derne¤i üyesi Sultani Y›ld›z veTahsin Sa¤alt›c›’ya; “bas›n aç›klamala-r›n›n kim taraf›ndan organize edildi¤i,kendilerinin hangi gençlik grubunaüye oldu¤u ve bu gruplar›n amaçlar›-n›n neler oldu¤u” gibi sorularla ifade-leri al›nmak istendi. ‹fade vermeyenö¤renciler serbest b›rak›ld›lar.

S›rada Yarg› Var!

Adana - Geçti¤imiz y›l Adana’da kut-lanan 1 May›s’ta “Tek tip elbise giydik-leri” gerekçe gösterilerek 1 May›s’tanbir ay sonra evleri bas›larak insanlargözalt›na al›nm›fl ve tutuklanm›flt›. Da-van›n ilerleyen duruflmalar›nda bütüntutuklananlar serbest b›rak›l›rken, An-kara’da YÖK protestosunun ard›ndantutuklan›p 1 fiubat’ta serbest b›rak›lanö¤rencilerden ‹lker Do¤an, bu kez de 1May›s davas›ndan tutukland›.Tahliyesine ra¤men serbest b›rak›lma-yan Do¤an, Ankara’dan Adana’ya gö-türülerek, ç›kar›ld›¤› mahkemede key-fi bir flekilde tutukland›.

‹lker Do¤an Yeni-den Tutukland›

Mu¤la - 14 Kas›m 2005’te Mu¤laÜniversitesi'nde yaflanan faflist sald›r›-n›n ard›ndan, sald›r›ya maruz kalandevrimci-demokrat ö¤renciler hakk›n-da bafllat›lan soruflturma tamamland›.Buna göre 7 ö¤renci okuldan at›l›r-ken, 26 ö¤renci ise bir y›l okuldanuzaklaflt›r›ld›lar.

Anti-Faflist GençlikSusmayacak!

Kampanyaya engelleme

Hozat - Gençlik Federasyonu’nun “Ö¤renciHaklar›m›z› ‹stiyoruz” kampanyas›n›n çal›flmala-r› sürerken, engellemelere bir yenisi de Der-sim’de eklendi. 11 fiubat günü, Hozat TemelHaklar Gençlik Komisyonu üyeleri, imza toplar -ken sivil ve resmi polislerin sald›r›s›na maruz kal-

d›lar. Polis Onur Güngör’ü ‘yasad›fl› imza toplu-yorsun’ diyerek keyfi bir flekilde gözalt›na al›r-ken, Cemal Duta¤ac› ve Dernek Baflkan› MuratKaymaz’› da ölümle tehdit etti.

Serbest b›rak›lan Güngör, “Kampanyam›zengellenmeye, derne¤imiz yasad›fl› gösterilmeyeçal›fl›l›yor. Mücadele etmeye devam edece¤iz” di-ye konufltu.

Page 43: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

Yüzy›llard›r hiç din-meyen bir ac›d›r Kerbela.Yezid’e ve onun soyunalanetler okur ac›l› canlar.Yüzy›ll›k ac›y› paylaflma-n›n yöntemleriyle anarKerbela flehitlerini. Ki-mi geleneklerde dövülürbedenler, kimi aç-susuzkalarak yaflar Kerbe-la’y›. Aflure Günü, buanman›n en yayg›n vegenelleflen halidir. Biryas günüdür, ‹mam Hü-seyin ve yoldafllar›n›nKerbela'da katledilifli-nin, onlar›n onurlu mü-cadelesinin günüdür.

Kerbela; ac›n›n, ya-s›n oldu¤u kadar, zali-min zulmüne, haks›zl›¤a karfl› bafl-kald›r›n›n da ad› olmufltur Alevihalk›m›z için. Yüzy›llara yay›lanbaflkald›r›larda, zulme ve yoksullu-¤a isyanda en önemli esin kayna¤›,köklü bir gelene¤in bilinçlere kaz›-nan ad›d›r Kerbela.

fiiiler’in vücudundan kanlar ak›-tarak and›¤› Kerbela, Anadolu Ale-vili¤i’nde daha çok bu yan›yla önplana ç›km›flt›r. Kerbela’daki ölümonurlu bir ölümdür, ac›yla de¤il gu-rurla an›l›r bu nedenle.

Peki bir geçmifl “tarih” midirKerbela?

Yeryüzünden zulüm silinip at›l-mad›kça, hakça düzenler kurulma-d›kça asla tarih olmayacakt›r. Herzaman ezilenlerin yaflatt›¤›, ‹mamHüseyin’in zalime biat etmeme fel-sefesinin çeflitli biçimlerde canl› tu-tuldu¤u “bugün” olmaya devamedecektir. Çünkü, yoksullara biat et-meyi dayatan Yezid’in soyu sürü-yor. Tüm dünyada emperyalizmoluyor Yezid, Anadolu’da faflizm,bir baflka yerde diktatör, kral.

Ülkeleri yak›p y›k›yor, toprakla-r› iflgal ediyor, boyun e¤meyenleridiri diri yak›yor Yezidler. Ve yineyal›n k›l›ç, yal›n yürek, yal›n inançdireniyor canlar zalimin zulmüne.Zülfikâr’› kuflan›r gibi kuflan›yorlaryüreklerini; bin y›ld›r, onbin y›ld›rezilenlerin “ah”› zalimin beyninde

patlayan bombalar oluyor.

Hiç dinmeyen bir ac›, yaflayanbir direnifl dedik Kerbela için. Halk-lar›n tarihinde zalime boyun e¤me-me ad›na, yoksulun hakk› için kav-ga ad›na ne varsa, bu geleneklerebizler de sahip ç›k›yoruz.

‹flte bunun bir ifadesi olarak, çe-flitli kentlerde bulunan Temel Hak-lar Dernekleri taraf›ndan AflureGünleri düzenlendi ve halkla birlik-te Kerbela flehitleri an›ld›.

Ege Temel Haklar’da 12 fiubatgünü yap›lan anmada, Bayram ‹çlekbir konuflma yapt›. ‹çlek, halklar›-m›z›n olumlu olan gelenek ve de-¤erlerini sahiplenmenin gereklili¤i-ne vurgu yaparak flunlar› söyledi:

“Emperyalistlerin halklar›n inanç-lar›na ve de¤erlerine azg›nca sald›r-d›¤› bugün, halklar›m›z›n de¤erleri-ni ve geleneklerini sahiplenmek bironurdur. Kerbela’da ‹mam Hüseyinve O’na inananlar Yezid’in eli kanl›ordusuna boyun e¤meyi reddederekdirenifli seçmifller ve flehit düflmüfl-lerdir. Bugün, emperyalistler tüm si-lahlar›yla sald›rarak ezilen dünyahalklar›na kendilerine biat etmeyidayat›yorlar. Halklar ise boyun e¤-meyi reddederek direnifli seçiyorlar.Ve ülkemizde de F Tipi hapishane-lerde 6 y›ld›r zulmedenlere boyune¤meyi reddeden bir direnifl var.Kerbela’da ve tarih boyunca dün-

yan›n her yerinde halkla-r›m›z›n zalimlere karfl›her direniflini sahipleni-yor, yaflat›yoruz.”

Daha sonra aflure da-¤›t›m› yap›larak geleneksahiplenildi.

Ankara Dikmen Te-mel Haklar’da da ayn›gün bir etkinlik vard›.Dernek Baflkan› Meh-met Yaflar taraf›ndan ya-p›lan aç›l›fl konuflmas›ve sayg› duruflunun ar-d›ndan, derne¤in semahekibi, deyifller eflli¤indesemah döndü. ‹dilcanMüzik Toplulu¤u’nuntürküleri ve F Tiple-ri’ndeki direnifle iliflkin

yap›lan konuflmalardan sonra, ma-halle halk›yla dayan›flma içinde ya-p›lan aflureler da¤›t›ld›.

Dersim Temel Haklar’da ise 13fiubat günü yap›lan etkinlikte, “aflu-renin; dayan›flman›n, kardeflli¤in vezulme karfl› direnmenin bir simgesihaline geldi¤i” belirtildi. Daha son-ra derne¤in bulundu¤u bölgedekiesnafa aflure da¤›t›ld›.

12 fiubat günü Armutlu Ceme-vi'ndeki Aflure Günü’ne 700 kifli ka-t›ld›. Semahlar›n dönüldü¤ü veCem yap›ld›¤› Aflure Günü’ndeozanlar türküler söylediler.

Yurtd›fl›nda ise, Almanya’n›nKöln kentinde bulunan AnadoluHalk Kültürevi'nde 12 fiubat günüAflure Günü yap›ld›. Bir Alevi dede-sinin Kerbela’dan bugüne Alevili¤ianlatan konuflmas› ilgiyle dinlenir-ken, Alevi Dedesi, ‹mam Hüseyinve müritlerinin hak yolunda haks›z-l›klara karfl› olduklar› için katledil-diklerini ve bugün de haks›zl›klarkarfl›s›nda katledilen insanlar›n dasahiplenilmesi gerekti¤ini söyledi.

Alevi Dedesi, “bugün de zalimekarfl› ç›kanlar herkesin gözü önün-de katlediliyor, yi¤itler bugün zin-danlarda katledilmektedir. Kendisi-ne aleviyim diyen herkesin ve herkurumun bu insanlara sahip ç›kma-s› ve onlar› desteklemesi gerekir”diye konufltu.

43

19 fiubat 2006 / 40

yaflayan bir direnifl, hiç dinmeyen bir ac›

Kerbela

Page 44: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

44

19 fiubat 2006 / 40

Ebu Gureyb iflkencelerinin ar-d›ndan, ‹ngiliz News of the WorldGazetesi taraf›ndan, ‹ngiliz askerle-rinin, 2004 y›l›nda, fiii kenti Bas-ra’da yap›lan bir protesto eylemininard›ndan yakalad›klar› Irakl› çocuk-lar› sokak ortas›nda linç edercesinedöverek iflkence yapt›klar› görüntü-leri yay›nland›. Kamera kayd› ya-pan iflgalci ‹ngiliz askerinin tam an-lam›yla “hayvani” histerik 盤l›klaratt›¤› görüntülerin yay›nlanmas›n›nard›ndan, olay adeta münferitmifl gi-bi bir hava yarat›lmaya çal›fl›ld›.

Nas›l yap›l›yordu bu? Birincisi,güya iflgale karfl› ç›kan burjuvamedyan›n “skandal” spotlu haberle-ri arac›l›¤›yla, “flaflk›nl›k” belirtensunumlarla. ‹kincisi, ‹ngiliz hükü-metinin bir onbafl›n›n tutukland›¤›n›aç›klamas› ile yap›l›yordu.

‹ngiliz emperyalizminin, iflken-celeri iflgalin ve iflgal politikas›n›nkendisinden soyutlayarak kiflilerleaç›klama aldatmas›n›n gere¤i ola-rak, bir onbafl›y› tutuklamas› ya da“soruflturuyoruz” demesi anlafl›ld›r.ABD emperyalizmi de Ebu Gu-reyb’i üç befl askere yüklemeye ça-l›flm›flt›. Sonraki birçok geliflme, ifl-kencenin merkezi devlet politikas›oldu¤unu da ortaya ç›karm›flt›.

As›l dikkat çekmek istedi¤imiz,bu iflkenceler karfl›s›nda sergilenenflaflk›nl›kt›r. Elbette kan›ksanmama-l›d›r, lanetlenmelidir, teflhir edilme-lidir; ancak yeryüzünde iflkenceye,katliama baflvurulmam›fl bir tek em-peryalist iflgal var m›d›r? Tarih ol-

mad›¤›n›n örnekleriyle dolu. ‹ngilizemperyalizminin iflkence görüntüle-rine flafl›ranlar, iflgalde iflkence ol-mayaca¤›n› m› düflünüyorlard›?

Gizli ya da aç›k böyle bir düflün-cenin varoldu¤u, en az›ndan bek-lenti oldu¤u anlafl›lmaktad›r. Bununalt›nda da elbette, emperyalizmi ta-n›mama ya da emperyalizmin de-¤iflti¤ine, burjuva hukuk ve insanhaklar› anlay›fl›na inanma vard›r. ‹fl-galci de olsa nihayetinde “ça¤daflbat› ülkeleridir” onlar, hele “centil-men ‹ngiliz” demokrasisi için ola-cak fley mi bu! Altan alta varolanyan›lg› buradad›r.

Emperyalistlerin yüzy›ll›k tari-hinin kan gölü oldu¤unu söylerken,bir “ajitasyon” olarak dile getirmi-yoruz bunlar›; tarihin kaydetti¤igerçeklere dayanarak konufluyoruz.O tarih; Irak’›, Afganistan’› da kay-dediyor bu sayfalara flimdi.

‹flkence, emperyalizmin halkla-r›n mücadelelerine karfl› gelifltirdi¤isilahlar›n bafl›ndad›r. En kaba halin-den en “teknik” olan›na kadar ayn›amaçla yap›l›r. ‹flgalde, hele bir de ifl-gale karfl› direnifl sözkonusuysa, diz-ginlerinden boflanm›flças›na günde-me gelir iflkenceler. Fransa’n›n Ce-zayir iflgalinde, ABD’nin Vietnamiflgalinde, NATO’nun Kore’ye sal-d›r›s›nda oldu¤u gibi.

O görüntülerde görülmesi gere-ken bir baflka yan ise, böyle bir ola-y›n bö¤ürerek “Öldürün, mahvedinonlar›, evet.. evet böyle...” diye ba-¤›rarak, “evde seyredilmek üzere”

kameraya al›nmas›-d›r. Emperyalist kül-türün ve ideolojininyaratt›¤› insan tipininörne¤idir bu. Ayn› in-san tipi, Afganistan’dayoksul köylüleri bom-balarken “kendini fut-bol maç›nda hissetti¤i-ni” söylüyordu. Ama nef›rlatt›¤› futbol topuydu,ne de o bombalar›n he-defi olanlar “kaleci”!

Son not ise, bu görüntüleri elefl-tiren islamc›lar baflta olmak üzereiktidar yalakas› bas›na; s›rt›n›z› da-yad›¤›n›z AKP iktidar› iflte bu ifl-gale destek veriyor! “Özel sektör”diye bafltac› etti¤iniz flirketler buiflgalden kâr sa¤l›yor. ‹flgal sonra-s›nda, sadece geçen y›l 86 Türk flir-ketinin 109 proje ile yaklafl›k 1.5milyar dolarl›k ifl ald›¤›, sizin sayfa-lar›n›zda yerald›!

‹flkenceci Fransa!

‹flkencenin sadece iflgalde, iflgal-cilere özgü olmad›¤› da bilinmekte-dir. Avrupa Konseyi’nin haz›rlad›¤›bir rapor, bu gerçe¤e bir kez daha›fl›k tuttu. Raporda; “cezaevlerininafl›r› dolu olmas›, mahkemelerdedavalar›n uzun sürmesi, suç iflleyenpolislerin cezas›z kalmas›” nede-niyle Fransa'da ciddi insan haklar›ihlallerinin oldu¤u bildirildi.

Sante ve Baumettes Cezaevleri’-nin fiziki koflullar› elefltirilen rapor-da, “gözalt›ndaki kiflilerin koflulla-r›n›n insan onuruyla ba¤daflma-d›¤›” ifade edildi. Avrupa’n›n göbe-¤inde iflkence ve hukuksuzluk!

‹flkencesiz iflgal olmaz!

‹flgalci Saddam’› yarg›layam›yorMahkemenin bir oyun oldu¤unu, yeni hakimin ken-

dilerine yönelik davran›fllar›n› protesto etmek için du-ruflmaya ç›kmayan Saddam Hüseyin ve Baas Partisi yet-kilileri, 13 ve 14 fiubat günlerindeki duruflmalara zorlagetirildiler. Saddam, salona “Kahrolsun Vatan Hainleri,Kahrolsun Bush, Yaflas›n Irak, Yaflas›n Millet” fleklindesloganlarla girerken, kardefli Barzan ‹brahim de, “AilemIrak halk›na ve Baas Partisi’ne feda olsun” dedi.

Ald›¤› emir gere¤i, “sert yarg›ç” rolünü sürdüren,

“Kürt yarg›ç”› kukla olmakla suçlayan Saddam, “güçlüulusumuz, yaflas›n mücahitler. Irak halk› iflgalcilere kar-fl› savafl›n!” ça¤r›s›nda bulundu ve açl›k grevine baflla-d›klar›n› flu sözlerle aç›klad›: “Sizin ve efendilerinizinbize karfl› muamelelerini protesto etmekiçin üç gündür açl›k grevindeyiz.”

Bu arada, iflgalcinin yarg›lama oyunu-nu sürdürmekte zorlanmas›, iki tan›¤› dazorla mahkemeye getirmesi ve onlar›n ta-n›kl›k yapmay› reddetmeleri ile bir kezdaha a盤a ç›kt›.

Page 45: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

‹ngiliz Sunday Telegraph Gaze-tesi, “Amerika Birleflik Devletleristrateji uzmanlar›n›n, ‹ran'a sald›r›planlar› haz›rlamakta oldu¤unu”yazd›. ABD'den al›nd›¤› belirtilenbir istihbarata dayan›larak verilenhaberde, Amerikan Merkez Komu-tanl›¤› ile komutanl›¤›n strateji plan-lay›c›lar›n›n, “bir operasyon için lo-jistik meseleler üzerinde çal›flt›¤› vehedefleri belirledi¤i” ifadelerineyer verildi.

Önümüzdeki süreçte, bu tür ha-berlerin giderek yo¤unlaflaca¤›na datan›k olaca¤›z. ‹ran’›n nas›l “insan-l›¤›n düflman›” oldu¤una iliflkinkurgulanm›fl senaryolar “ciddi ha-berler” olarak beyinlere pompalana-cak. Tarihi boyunca halklar›n kan›n›dökmüfl emperyalistlerin kitle imhasilahlar›n›n de¤il, ‹ran’›n nükleerçal›flmalar›n›n “dünya bar›fl›n› teh-dit etti¤i” üzerine nutuklar at›lacak.‹ran halk›n›n özgürlük istedi¤i, me-deni bat›y› alk›fllamak için elleriniaç›p bekledi¤i anlat›lacak...

Ki, bugünden itibaren, emperya-list medyada ve ülkemizdeki Ame-rikanc› medyada, “‹ran’›n ak›llan-mad›¤›... ‹natlaflmaya devam etti-¤i... ABD’nin askeri seçene¤ininmasada oldu¤u...” haberleri artanflekilde yeral›yor ve ‹ran’›n hangitesislerinin vurulaca¤›n›n krokileriyay›nlan›yor.

Amerika ve Avrupa emperyaliz-minin ‹ran’› teslim alma planlar›kimse için s›r de¤ildir art›k. Bu yön-de plan ifllemeye devam etmektedir.“Diplomatik yol” dedikleri, ‹ran’›nellerini havaya kald›rarak emperya-listlerin isteklerini “gönüllü” olarakyerine getirmesinden, askeri sald›r›-ya kadar uzanan birçok yolu kulla-nabilecekleri de aç›kt›r.

Emperyalist burjuva medyan›nbu tür haberleri ise, bu sald›rganl›-¤›n medya boyutunu oluflturmakta-d›r. Haber veren bas›n de¤il, bom-balamalara, iflgallere zemin haz›rla-mak için canla baflla yalan haber

üreten bir bas›n vard›r bugün. Dün-ya halklar›, bu haberlerle ‹ran’a yö-nelik sald›r›ya fikren haz›rlan›yor.Kaç›n›lmaz ve “hakl›” gerekçeleredayanan sald›r›y› bekleyen bir ruhhaline sokulmak isteniyor.

Irak öncesi yaflanan medya kam-panyalar›n›, Amerika’n›n bu konu-da milyon dolarlar ay›rd›¤›n›n res-men aç›kland›¤›n› hat›rlay›n. Nekitle imha silahlar›, ne de Sad-dam’›n El Kaide ile iliflkileri; o sü-reçte yay›nlanan hiçbir haberingerçek olmad›¤› bugün kan›tlan-m›fl durumda. Ama bu demek de-¤ildir ki, emperyalistler ayn› yön-temleri kullanmayacaklar. Aksinepervas›z bir flekilde kullanmaya de-vam ediyorlar. Medya tekelleri ileemperyalist sald›rganl›k politikala-r›n›n içiçe geçmiflli¤i, baflka birbeklentiyi de zaten bir kenara it-mektedir. Emperyalistler, gerçeklerihaberlefltiren bas›n› ise çeflitli bi-çimlerde susturarak, yalan›n önünütemizlemektedirler. El Cezire’yeyönelik siyasi, ekonomik bask›lar›nyan›s›ra, bürolar›n›n bombalanma-s›na kadar varan sald›r›lar hat›rlan-d›¤›nda, yalan ile gerçe¤in savafl›-n›n en az aç›k savafl kadar önemlioldu¤u da görülmektedir.

Ancak, kullan›lan her emperya-list yöntem giderek kendi içinde bir

deflifrasyonu da beraberinde getir-mektedir. Irak’›n bütün yalanlar› ar-t›k tüm dünya halklar› taraf›ndan bi-linmektedir. Direnifl bunu sa¤layantemel etken olmufltur. Direnifl olma-m›fl olsayd›, bu yalanlar tart›flmagündemine dahi gelmeyecekti. Budurum, emperyalizmin di¤er politi-kalar›nda oldu¤u gibi, yalan kam-panyalar›nda da inand›r›c›l›¤›na cid-di darbeler vurmufltur.

Bu nedenle, her koflulda sürdü-recek olmalar›na karfl›n; ‹ran yalan-lar›n›n, sald›r›ya zemin haz›rlamakiçin yap›lan psikolojik savafl haber-lerinin etkisi de s›n›rl› olacakt›r.

Emperyalistler, 1980’lerin ikinciyar›s›ndan 2000’lere kadar, deyimyerindeyse halklar›n beynini dumu-ra u¤ratma operasyonlar›n›n sonunagelmifltir. Dünya halklar›, bütünçarp›tmalara karfl›n, emperyalizmolgusunu yeniden gündemine alm›fl,emperyalizmin de¤iflmedi¤ini gide-rek bilince ç›kartmaktad›r. Avrupaemperyalistleri konusundaki yan›lg›da ‹ran kuflatmas›nda ve olas› sald›-r› durumunda dönüflecektir.

Halklar emperyalist yalandankendini kurtard›¤› oranda ise, örgüt-lenmelerinin, aya¤a kalk›fllar›n›nobjektif koflullar› daha da olgunlafla-cakt›r. Vahfletin ve yalan›n kendinivuran bir silaha dönüflmesi diyalek-tik gerçe¤i bir kez daha ifllemeye de-vam edecek. Bundan kimsenin kufl-kusu ol-mas›n.

45

19 fiubat 2006 / 40

‹ran Senaryosu ve Medya

“‹ran HHalk› YYaln›z DDe¤ildir”Emperyalizmin ‹ran’a yönelik sald›rganl›¤›

11 fiubat günü Bursa’da, HÖC, ESP, DHP,BDSP ve Partizan taraf›ndan meflaleli yürüyüfl-le protesto edildi. SDP’nin de destek verdi¤ieylemde, Fomara Meydan›’ndan “‹ran Halk›Yaln›z De¤ildir, Katil ABD ‹flbirlikçi AKP” slo-ganlar›yla S.Garaj Metro ‹stasyonu’na yüründü. Burada yap›lan aç›klama-da, Türkiye’ye verilen role de¤inildi. Grup ad›na konuflan Burcu Gümüfl,ABD’nin, Türkiye’ye kanl› uflakl›k rolü verdi¤ini kaydetti. Gümüfl, se-naryonun Irak’takinin ayn›s› oldu¤unu belirtti¤i konuflmas›nda, “Emper-yalist bas›n ve yay›n tekelleri bu senaryoyu inan›l›r k›lmak için propagan-da çal›flmas› yaparken, Türkiye’deki Amerikanc› medya da ABD hizmetin-de “Ulusal ç›karlar›n” korunup gelifltirilmesi temelinde yorum ve analiz-ler yaparak ayn› u¤ursuz görevini yap›yor” dedi. Gümüfl, Türkiye halk›ve devrimciler olarak, ‹ran halk›n›n yan›nda olduklar›n› ifade etti.

Page 46: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

S›n›flar mücadelesi mevzi savafl-lar› fleklinde sürer. ‹flçiler ve onlar›nörgütlülükleri olma iddias›ndakisendikalar›n her mevziden geri ad›-m›, kapitalistlere verilen her taviz,yeni bir sald›r›ya da davetiyedir.

Sosyalist ülkelerdeki karfl›-dev-rimlerin ard›ndan bafllayan ve özel-likle son on y›lda yo¤unlaflan hakgasplar› tam da böyle bir seyir izle-mifltir ve halen de devam etmekte-dir. Ancak kapitalizmin do¤as› ge-re¤i, sömürünün en azg›n biçimleri-ni dayatmas› sonucu, art›k uzlaflma-c› sendikac›l›¤›n da geri çekileme-yece¤i bir noktaya gelindi¤i ortada-d›r. Hat›rlayal›m: Önce, “Avrupasosyal devleti” birer birer tasfiyeedilirken, Hartz IV gibi yasalar yü-rürlü¤e konulurken, sendikalar ge-rekli karfl› duruflu sergilemedi. Ar-d›ndan, fabrika kapatmalar›, ifltenç›karmalar geldi. Birço¤unda, pat-ronlarla uzlaflma, patronlar›n “reka-bet” gerekçeli tasarruf dayatmalar›-na boyun e¤ildi. Kapitalizmin sald›-r›s› bunlarla kalamazd›, kalmad›. Enucuz iflçiyle en fazla üretim, çal›flmayaflam›n›n esneklefltirilmesi, hafta-l›k çal›flma saatlerinin hem de ekücret olmaks›z›n art›r›lmas› uygula-malar› uygulamaya konuldu. Bu-günlerde Almanya’da hizmet iflko-lunda yaflanan ve bütün eyaletlereyay›larak 60 bin kamu iflçisinin ka-t›ld›¤› bir greve dönüflen, son 14 y›-l›n en büyük grevi, bu aflamada birzorunluluk olarak gündeme geldi.

Avrupa’da yo¤unlaflan emekçihaklar›na yönelik tüm bu sald›r›lar,ayn› zamanda Avrupa Birli¤i’nin degerçek yüzünü gösteren geliflmeler-di. Yaflanan hiçbir sald›r›, AvrupaBirli¤i’nin ya da tek tek Avrupa dev-letlerinin onay ve deste¤i olmadanmümkün de¤ildi. Birçok ülkede isebizzat hükümetler karar al›p, emek-

çilere yönelik sald›r›y› merkezi ola-rak sürdürmektedirler.

Geçen hafta Avrupa Birli¤i’ningündemine gelen Bolkestein-Hiz-metler Direktifi ise, Avrupa kapita-listlerinin sald›r›lar›n›n en son hal-kas›n› oluflturmaktad›r.

Ucuz EmekDirektif, hizmetler sektöründe

emekçiler aleyhine düzenlemelergetiriyor. En çarp›c› yan›n› ise,“menfle ülke prensibi” oluflturuyor.Buna göre, bir Avrupa Birli¤i ülke-sinde kurulan flirket, bir baflka ABülkesinde hizmetler sektöründefaaliyet gösterirken, kuruldu¤u ül-kenin çal›flma yasalar›na göre çal›-fl›yor. Bu da, beraberinde iflgücününucuz, vergilerin düflük oldu¤u ülke-lerde kurulan flirketlerin bir baflkaAvrupa ülkesinde de bu avantajlar-dan yararlanmas› demektir. Yani,fabrikalar› eme¤in ucuz oldu¤u Bal-kanlar’a tafl›ma fleklinde karfl›m›zaç›kan sald›r›, hizmetler sektöründebu biçimiyle daha kolay ve yayg›nuygulanabilir oluyor.

Bu uygulama ile, örne¤in birFrans›z iflçi, Polanya gibi eme¤inucuz oldu¤u ülkelerin yasalar›ylakurulmufl flirketlerde, daha ucuza vesosyal haklardan yoksun flekilde ça-l›flmak ile iflsiz kalmak aras›nda ter-cihe zorlan›yor. Uygulama, ayn› za-manda iflçileri karfl› karfl›ya getir-meyi (bu anlamda da ›rkç›-milliyet-çi yönelimleri körüklemeyi), birbi-riyle rekabet ettirerek iflinden olma-mak için haklar›ndan taviz vermeyide dayat›yor.

Bolkestein Direktifi’nin amac›;“ekonomik büyümeyi canland›r-mak” fleklinde aç›klan›yor. Bu bile,emekçilerin aleyhine olaca¤›n›naç›k ilan›. Patronlar›n ekonomik bü-yüme dedi¤i yerde mutlaka eme¤inucuzlat›lmas›, haklar›n›n gasb› var-d›r. Nitekim sendikalar, bu canlan-d›rman›n, maafllar›n minimum dü-zeye çekilerek olaca¤›n› belirtiyor-

lar ve “AB ülkelerinde flimdiye ka-dar geçerli kurallar yürürlükten kal-d›r›l›yor. 'Menfle ülke' prensibiylehiç kimsenin ne oldu¤unu bilmedi-¤i, anlayamad›¤› ve daha da önem-lisi kimsenin kontrol edemeyece¤ikurallar getiriliyor" diyerek, düzen-lemeye karfl› ç›k›yorlar.

Emekçiler AyaktaAsl›nda Bolkestein Direktifi da-

ha önce de gündeme gelmifl, emek-çilerin kitlesel protestolar› sonucuask›ya al›nm›flt›. Yeniden gündemegetirilmesi, s›n›flar mücadelesindemevzi savafllar›n›n hiçbir zamandurmayaca¤›n›n da bir göstergesi.

Ancak, patronlar ve onlar›n tem-silcisi AB, karfl›lar›nda yine emek-çileri buldular. ‹flçiler daha soka¤adökülmeden, “menfle ülke” prensi-binde geri ad›m att›lar, ancak pake-tin bütünü gündeme al›nd›. AB söz-cüleri, “art›k eyleme gerek olmad›-¤›” aç›klamalar› yapsalar da, emek-çiler 13 fiubat günü Almanya veFransa’da kitlesel eylemler düzen-lediler. Berlin’de 40 bin kifli “Eflit‹fle Eflit Ücret”, “Kültürler Çat›flma-s› De¤il, S›n›f Mücadelesi” gibipankartlar tafl›rken, Fransa’n›n Stras-bourg kentindeki gösteride de 15 binemekçi, boyun e¤meyeceklerini hay-k›rd›. Sendika pankartlar›nda AB’yeonay, ancak sosyal haklar›n k›s›tlan-mas›na hay›r gibi tart›flmal› vurgu-lar dikkat çekti.

14 fiubat günü ise, Strasbourg’daflehir merkezinden Avrupa Parla-mentosu önüne yürüyen 40 bin iflçi‘Hizmet Sektörünün Liberalleflti-rilmesine Hay›r’ sloganlar› att›.Türkiye’de ise EPSU ve ETUC’unkarar› ile, Ankara'da Avrupa Komis-yonu Türkiye Delegasyonu binas›önünde tüm konfederasyonlar›n ka-t›ld›¤› bir eylem gerçeklefltirildi.

Hala “S›ra Eme¤in Avrupas›’nda” m›?Geçen y›l›n kas›m›nda AB Ko-

misyonunca yay›mlanan Türkiye

46

19 fiubat 2006 / 40

AB ve Emekçi Haklar›

Page 47: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

‹lerleme Raporu'nda, sendikal hak-larda ILO standartlar› isteniyordu.Ayn› günlerde, “iflçi kesiminin tem-silcileri” s›fat›yla Türk-‹fl, Hak-‹fl,D‹SK ve Kamu-Sen’in yerald›¤›, için-de patron örgütlerinin de bulundu¤u,Türkiye-Avrupa Birli¤i Karma ‹sti-flare Komitesi, Brüksel’de AB heye-ti ile biraraya geliyor ve “sendikalhaklar”›n da içinde oldu¤u kimi ko-nular› görüflüyordu. ‹ddia, sendikalhaklar›n AB süreci ile birlikte geli-flece¤iydi. Hatta, D‹SK Baflkan› Sü-leyman Çelebi h›z›n› alam›yor, “S›-ra Eme¤in Avrupas›’nda” diyordu.Yine, burjuva bas›ndan önce sol ba-s›nda yaz› dizileri yay›nlan›yor veiflçi emekçilere “bak›n AB sizinhaklar›n›z› da gelifltirecek” denili-yordu.

fiimdi, Avrupa iflçi s›n›f› ile bir-likte, bizim sendikalar›m›z da Avru-pa Birli¤i’nin Bolkestein Direkti-fi’ni protesto ediyorlar. Hala “eme-¤in Avrupas›”n›n nas›l bir aldatmaoldu¤u, Avrupa emperyalizmininemekçi düflman› yüzü görülmeye-cek mi? ‹flçi s›n›f› ister Avrupa’da,

isterse ülkemizde; ne kazanm›flsa,s›n›f mücadelesi ile kazanm›fl ve di-rendi¤i oranda da korumufl ve gelifl-tirmifltir. Avrupa’da sendikal hare-ketin en güçlü oldu¤u ülkelerde tümbu sald›r›lar doludizgin sürerken,ayn› kapitalistlerin bir sömürgesin-deki iflçi, emekçi haklar›n›, sendikalhaklar› iyilefltirece¤ini beklemeksafl›k de¤ilse, bilinçli bir s›n›f iflbir-likçili¤inden baflkas› de¤ildir.

Dikkat çekmek istedi¤imiz birbaflka nokta ise s›n›flar savafl›m›n›nfarkl› cephelerinde gündeme gelensald›r›lar aras›nda ba¤ kurulmadan,nas›l egemen s›n›flar›n politikalar›-na hizmet edilece¤idir.

“Eme¤in Avrupas›”n› savunansendikalar ve reformistler; AvrupaKonseyi’nde komünizme sald›r› ya-sas› gündeme geldi¤inde sessiz kal-m›fllard›. Oysa, tüm bu yaflananlar›nhiçbiri di¤erinden ba¤›ms›z gelifl-miyor. Anti-komünist yasa, emper-yalist kapitalistlerin emekçilere yö-nelik genel sald›r›s›n›n ideolojikcephesinde gündeme gelen ve tektek sosyal haklar›n yokedilmesin-

den çok daha önemliydi.

Ancak bu ç›plak gerçek ya gö-rülmedi ya da bilinçli olarak çeflitlikayg›larla gözard› edildi. Emekçi-ler, sol sosyalist güçler, her cephedemeydana gelen sald›r›lar karfl›s›nda“bu bizi ilgilendirmiyor” gibi k›savadeli ve özünde apolitik bir tavragirerken, kapitalistler ise çok dahasistematik ve s›n›f bilinciyle sald›r›-yorlar. Bir yandan, iflçi s›n›f›n›n ye-gane kurtulufl yolunu lanetlemeye,beyinlerden silmeye çal›fl›yor, iflçis›n›f›n› en önemli silah›ndan, ide-olojisinden mahrum b›rakamaya ça-l›fl›yor. Öte yandan emekçilerin mü-cadele ile kazand›klar› haklar› vebüyük oranda da sosyalist sisteminbask›lanmas› alt›nda belli bir süreç-te yaflama geçirdikleri “sosyal” hak-lar› tasfiye ediyorlar.

Tablo aç›kt›r; Avrupa Birli¤i,sermayenin ç›karlar› için her cephe-de sald›r›yor. Sendikalar ve solunise tek tek de¤il, tüm cephelerde di-renifli ve s›n›flar mücadelesini yük-seltme d›fl›nda, önünde baflka bir al-ternatifi bulunmuyor.

47

19 fiubat 2006 / 40

RKP: Bugün Emperyalizmle Mücadele En Önemli Görev

Rusya Komünist Partisi, Avrupa Konse-yi Parlamenterler Meclisi’nde “komüniz-min k›nanmas›” yasas›na misilleme ama-c›yla, “bütün dünyada emperyalizmin kur-banlar›n›n an›s›na gün ihdas edilmesi” öne-risinde bulundu. “‹nsanl›¤›n bugün em-peryalizmle mücadeleden daha önemligörevi yok’’ bafll›¤›yla yap›lan RKP aç›kla-mas›nda, emperyalizmin iflledi¤i suçlar›nkurbanlar› için, örne¤in ‹ngiltere’nin Al-manya’ya savafl ilan etti¤i 3 Eylül’ün(1939) uluslararas› gün ilan edilebilece¤ibelirtildi. Komünistlerin emperyalizme kar-

fl› mücadeleninhep öncü gücüoldu¤u kaydedi-lerek, “komü-nizm karfl›t› k›fl-k›rtmalar›n art-mas›n›n tesadüfiolmad›¤›” ifadeedildi.

Gerilla EylemleriDevrimci sürecin yükseliflini sürdürdü¤ü yerlerin bafl›nda ge-

len Nepal’de, emperyalist destekli monarflinin seçim oyunu tamanlam›yla hezimete dönüfltü. NKP(ML)’nin ça¤r›s›n› yapt›¤› vedi¤er politik partilerin de kat›ld›¤› boykot sonucu seçilecek say›-da dahi aday›n ç›kmad›¤› seçimlere kat›l›m yüzde 21’de kald›.NKP(ML) gerillalar› ise sald›r›lar›n› sürdürüyor. Gerillalar›n or-du devriyesine düzenledi¤i sald›r›da, ikisi asker 3 kifli ölürken, 20asker yaraland›, 25 askerin de rehin al›nd›¤› belirtiliyor.

Hindistan'da da Komünist Parti gerillala-r›n›n bir patlay›c› deposuna düzenledikleribask›nda 8 polis öldü, 7 polis yaraland›. Ge-rillalar, Chhattisgarh eyaletinde düzenlenenbask›nda, depodaki patlay›c›lara da el koydu-lar.

Filipinler’de gerillalarla ordu birlikleriaras›nda ç›kan çat›flmalarda, faflist orduyadarbeler vuruldu. Hükümetin resmi aç›kla-malar›nda, çat›flmalarda Filipinler KomünistPartisi’ne ba¤l› Yeni Halk Ordusu savaflç›s›11 gerilla ile 2 askerin öldü¤ü kaydedilirken,ordunun yükselen gerilla savafl› karfl›s›nda‘psikolojik savafl’›n vazgeçilmez kural› ola-rak kay›plar›n› gizledi¤i belirtiliyor.

Nepal’de silahlananhalk monarfliyi sars›yor

Page 48: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

48

19 fiubat 2006 / 40

Bahçelievler fiehitleri An›ld›

9 fiubat 1996 tarihinde Bahçelievler’de çat›flarak fle-hit düflen Ayten Korkulu, Meral Akp›nar ve Fuat Perk,12 fiubat günü Sar›gazi’deki mezarlar› bafl›nda an›ld›-lar. Sayg› duruflu ile bafllayan anmaya, flehitlerin ailele-ri de kat›l›rken, “fiehitlerimiz Onurumuzdur” pankart›aç›ld›. “Kahramanlar Ölmez Halk Yenilmez” sloganlar›at›lan anmada marfllar söylendi ve flehitleri, direniflleri-ni anlatan bir konuflma yap›ld›.

Ayn› gün Ba¤c›lar Karanfiller Kültür Merkezi’ndede flehit aileleriyle birlikte bir anma yeme¤i verildi.“Zafere Dair” fliirinin okunmas›yla bafllayan anma ye-me¤inde, Kerbela’da hat›rlat›larak, “Bugün ‘ben zalim-le birlikte varl›k içinde yaflamay›, alçakl›k, zalime karfl›gelerek ölmeyi yücelik sayar›m’ diyen ‹mam Hüse-yinler’in yoldafllar›n›; ba¤›ms›z, demokratik, özgür birvatan için flehit düflen halk kurtulufl savaflç›lar› Meral,Ayten ve Fuat’›n flehitliklerinin onuncu y›l›nda an›yo-ruz” denildi. Anma yeme¤ine 180 kifli kat›ld›.

Türkiye Sosyal Forumu toplant›-s›n›n üçüncüsü 11 fiubat günü An-kara’da Makine Mühendisleri Oda-s›’nda yap›ld›. Toplant›ya 40 örgüt-ten toplam 150 kifli kat›ld›.

Toplant›n›n aç›l›fl konuflmas›n›yapan KESK Genel Baflkan› ‹smailHakk› Tombul, Atina’da yap›lacakAvrupa Sosyal Forum’u tart›flmala-r›na kat›l›nmas›, hatta Türkiye ola-rak örgütleyici olunmas› gerekti¤inikaydetti. Irak iflgaline verilen deste-¤e de¤inen Tombul, ABD’nin ‹ran’asald›r› haz›rl›klar›ndan, IMF reçete-lerinden, GSS, F Tipleri’nde tecritve Kürt halk›na sald›r›lar gibi gün-demlerden sözederek “Tüm bunlar-la mücadele etmek için örgütlenmekgerekir” diye konufltu.

Daha sonra Caracas ve Porto Al-legre’de yap›lan toplant›lara kat›-lanlar izlenimlerini anlatt›lar. Avru-pa Sosyal Forumu’nun geldi¤i afla-ma konusunda yap›lan konuflmalar-dan sonra TSF’nin yap›s›, hedeflerive önerilere geçildi.

Temel Haklar Federasyonu tem-silcisi Süleyman Matur; ASF’ningündeminde bar›nma hakk› teme-linde konut sorununun da olmas›gerekti¤ini belirtti. ‹stanbul TAYADBaflkan› Mehmet Güvel de, tecrit veölüm orucundan sözederek, “Tecritemperyalistlerin bir politikas›d›r.Nas›l ki emperyalistler bize birliktesald›r›yorsa biz de birlikte mücade-le ederek bu sald›r›ya karfl› koyma-l›y›z” dedi.

‹stanbul HÖC Temsilcisi Eyüp

Bafl’›n Avrupa Birli¤i’ni elefltirdi¤ikonuflmas›n›n ard›ndan, ‹dil KültürMerkezi ad›na Yasemin Karada¤ isebelirlenen 14 bafll›kta kültür sanatadair bir bafll›¤›n olmamas›n›n eksik-lik oldu¤unu kaydetti. DergimizinAnkara Temsilcili¤i ad›na sözalan‹smail Özmen, devrimci bas›n üze-rindeki bask›lar› ve sansürü dile ge-tirirken, Ankara Temel Haklar’danUmut fiener ve Eyüp Bafl, TSF’ninillerde yerel ayaklar›n›n oluflturul-mas›n› önerdiler.

Türkiye Sosyal Forum’u için fluana kadar gelen 14 öneri bafll›klar›aras›nda; Savafl ve iflgal karfl›t› mü-cadele, Ortado¤u'daki emperyalistmüdahaleler; Sermayenin küresel-leflmesi ve neoliberal sald›r›lar, IMFprogramlar›, yoksulluk; Küresellefl-menin sonuçlar›na karfl› yürütülenmücadeleler ve hareketin gelece¤i;Kürt sorunu ve bar›fl mücadelesi; ‹fl-çi haklar›, özellefltirmeler, sendikalmücadele; Kontrgerilla, insan hak-lar› mücadelesi; F Tipi cezaevleri,izolasyon ve tecrit; Irkç›l›k, milli-yetçilik, Türkiye'de faflist hareket;Kad›n sorunu, töre cinayetleri, aileiçi fliddet gibi bafll›klar yeral›yor.

Bu önerilere ek olarak HÖC,“Y›k›mlar, gecekondu sorunlar›(Bar›nma hakk›)”, “Kültür-sanatgündemi ve Atina'da bir Grup Yo-rum konseri”, “Sosyalist bas›n üze-rindeki bask›lar ve sansür”, “Anti-terör yasalar›” konular›n› önerdi.

Bunlar›n d›fl›nda, TSF bileflenidi¤er gruplar›n da önerileri oldu.Göç, anadilde e¤itim, bar›fl, tar›m

sorunu, Alevi sorununa devletinyaklafl›m›, hayvan haklar›, sa¤l›k,Avrupa'da anti-komünist yasaya da-ir öneriler, bunlardan baz›lar›.

Toplant›da canl› tart›flmalar ya-flan›rken, tart›flmalar›n daha çokTSF’ye bak›fl, içerik konusunda ol-mas› dikkat çekti. Örne¤in, EyüpBafl, yerel örgütlenmeler üzerindedurarak, forumlar›n festival hava-s›ndan ç›kar›lmas› gerekti¤inin alt›-n› çizdi. Önerilerin ele al›nmas›nda,AB’nin anti-komünist yasas›na kar-fl› getirilen öneriyi elefltiren ÖDPtemsilcisi, “kendimizi sosyalist diyetan›mlarsak buray› daralt›r›z. Sade-ce sosyalistler olunca dünyan›n so-runlar› çözülmez" fleklinde öneriyielefltirdi. BAK ad›na kat›lan konufl-mac› ise, TSF'yi "hareketlerin hare-keti" diye tan›mlad›.

ÖDP ve BAK ad›na yap›lan ko-nuflmalar›n ard›ndan yeniden söz-alan Eyüp Bafl, BAK’› elefltirerek,“TSF kendini abartmamal›. TSF'yeböyle bir misyon biçmiyoruz. Hare-ketlerin hareketi olamaz, bunun içinanti-emperyalist, anti-faflist, Mark-sist-Leninist bir bak›fl aç›s›na sahipolmak laz›m” dedi.

ÖDP Temsilcisi’nin konuflmas›-na karfl› ise, “Neden komünizmle il-gili gelen öneri bu kadar rahats›zediyor? Elbette komünizmle faflizmiayn› kefeye koymak kabul edilemez.Buras› bir forumdur. Ben devrim-ciysem, sosyalistsem kendi dünyagörüflüme denk düflen öneriler geti-ririm” fleklinde cevap verdi.

Grup ve kifliler ad›na konuflma-lar›n yap›ld›¤› toplant›da, bir sonra-ki ‹zmir toplant›s›n›n 25 Mart tari-hinde yap›lmas› belirlendi.

TSF Ankara Toplant›s›

Page 49: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

49

19 fiubat 2006 / 40

Araban›n koltu¤unda oturmaktaolan genç k›z›n gözü, bir andakarfl›dan gelen daha lüks bir oto-mobile tak›l›r.

“Dur dur!” diye ba¤›r›r.

Daha fazla sabredemeyip araba-n›n el frenine uzan›r. Ve yan›nda-ki erke¤in flaflk›n bak›fllar› ara-s›nda bindi¤i arabadan inip dahalüks olan ötekine biner.

Televizyonlarda yeni bir reklamyay›nlanmaya bafllad›. Bir oto-mobil reklam›. Senaryosu k›sacaböyle. Ya mesaj›?

Biraz önce sizi otomobilineal›p yard›mc› olan insan›,daha lüks bir otomobil içinan›nda satabilirsiniz. Birazsonra daha da lüks bir oto-mobil görürseniz, ikincisine deihanet edebilirsiniz.

‹nsani olan her fleyin borsa de¤e-ri “s›f›r”d›r; “de¤erli” olan tekfley, daha lüks, daha zengin, da-ha flatafatl› oland›r.

Hat›rlay›n, san›r›z ayn› otomobilinreklam›yd› yine. Evinde oturanbir kad›n, bir pencereden düfl-mek üzere olan adam›n yard›m盤l›klar›n› duyup d›flar› ç›kar.Ama kad›n, d›flar› ç›k›nca, adam›kurtarmak yerine, adam›n tamalt›nda duran arabas›n› kurtar-may› tercih eder.

‹nsan dedi¤in nedir ki, önce ara-ban› kurtar.

Hiç kuflkusuz biraz düflünüldü-¤ünde benzer baflka reklamlarda gelebilir akl›n›za.

Kapitalizmin reklamlar›, hiçbir za-man asla yaln›zca bir reklam de-¤ildir. Her reklam, kapitalizminkültürünü, kapitalizmin de¤er öl-çülerini, kapitalizmin özgürlüktan›m›n› fl›r›nga eder beyninize.

Çünkü ancak beyninize o de¤erlerhakim olursa, siz kapitalizmin is-tedi¤i gibi bir “tüketici” olabilirsi-niz.

Kapitalizm için “‹NSAN” yoktur,kapitalist için insan sadece “TÜ-KET‹C‹” olarak vard›r. “Siz bizimiçin önemlisiniz”, “size de¤erveriyoruz” tarz›nda cümleler ku-ruyorlar reklamlar›nda. Evet, herinsan› bir tüketici olarak önem-serler, bir tüketici olarak de¤erverirler.

Tüketmeyen insan, de¤ersiz in-sand›r. Tüketmeyen önemsiz in-sand›r.

Hani ünlü bir söz vard›r; “düflünü-yorum, öyleyse var›m.”

Kapitalizm bunu flöyle çevirmifltir:“Tüketiyorsunuz, öyleyse vars›-n›z.” Tüketmiyorsan›z, yoksu-nuz, siz ne ifle yarars›n›z?

Siz, Tayyip’in deyimiyle “iflini bil-mez”, “ifle yaramaz” varl›klars›-n›z.

Enteresand›r, ayn› zihniyettekiholdinglerin medyas›nda, s›k s›kinsan›m›z›n ne kadar “bencillefl-ti¤i”, mesela kald›r›mda yatan biradama dönüp bakmad›klar› tar-z›nda da haberler yap›l›r. Adamdüflerken, önce arabas›n› kurtar-may› empoze eden kendileridir.

“Bafl›n›z› belaya sokmay›n, bafl-kalar›n› düflünmeyin, köfleyidönmeye bak›n” anlay›fl›n› fl›r›n-ga eden kendileridir. O tür ha-berlerle de “vicdanlar›n›” rahatla-t›r, pis bencilliklerini perdelemiflolurlar.

Bunu yapmad›klar›nda zaten rek-lamlar› da, haberleri de istedikle-ri kadar inand›r›c› olmayacakt›r.

Bunu her konuda görebilirsiniz.Güya “linç” sald›r›lar›ndan, maf-yalaflmadan flikayet ederler. Amaher gün ana haber bültenlerinde“Kurtlar Vadisi”ni dakikalarcagösteren de kendileridir.

Hofllar›na gitmeyen hangi konugündeme gelmiflse, “ülkenin bukadar önemli sorunlar› varken...”

diye bafllayan klifleyi en s›k kul-lanan kendileridir. Fakat ha-ber bültenlerini televolelereçeviren de kendileridir. Fa-kat bütün bunlarda onlar aç›-s›ndan bir çeliflki yoktur. On-lar ne yapt›klar›n› gayet iyi bi-

liyorlar.

Her fley, istedikleri gibi bir “tüketi-ci”yi flekillendirmek içindir.

Herkes “tüketici”leflsin, tüketici,kendisine empoze edildi¤i gibiyesin, içsin, giyinsin, kendisineempoze edildi¤i gibi düflünsün...

Ahlak›n, vefan›n, dürüstlü¤ün bor-sada bir de¤erinin olmad›¤›n› bi-lip, kendisini borsada hisse se-nedi yapacak davran›fl kal›plar›n›edinsin. Lüks bir oto için sats›ndostunu. Bir villaya sevgilisinisats›n... Her fleyini sats›n. Kapi-talizm kazans›n!

Önünüzde her gün duran ekranadaha dikkatli bak›n. Bak›n, rek-lamlar sadece reklam de¤il. Ha-berler sadece haber de¤il. Tele-vizyon sadece televizyon de¤il.

“Dur dur, inecek var...”

‹zmir’in Karfl›yaka ‹lçesi’ne ba¤l› Do¤ançay Mahallesi’nde, Do¤ançay Yard›mlaflma veDayan›flma Derne¤i kuruldu. Derne¤in aç›l›fl› 12 Ocak günü düzenlenen etkinlikle yap›ld›.

100’den fazla kiflinin kat›ld›¤› aç›l›flta halaylar çekilirken, dernek ad›na Naz›m Tonbul, der-ne¤in kurulufl amac›n› anlatt›. Do¤ançay’›n otobüs, kültürel yozlaflma, uyuflturucu gibi sorun-lar›na karfl› birlikte mücadele edip, çözüm bulmak için derneklerini kur-duklar›n› ifade eden Tonbul, ayr›ca ba¤lama, ÖSS öncesi kurslar ve tiyat-ro çal›flmalar›n›n da olaca¤›n› belirtti. Etkinlik fliir dinletisi, Grup GünIfl›¤›’n›n Ege türküleri ile devam etti.

Do¤ançay Halk› Derne¤ine Kavufltu

Page 50: Haftal›kDergi/Say›:40 (kdvdahil) “Halka Seslenifl”: ‘lan’ Kulp’ta ...yuruyus.biz/pdf/pdf/040.pdfsaya, hukuka dayanmaks›z›n yarg›-s›z katleder ve toplu bir mezara

50

19 fiubat 2006 / 40

Göstermelik “demokratikleflme yasalar›”m› ç›kt›;polis pratikte bunlar›n uygulanmayaca¤›n› çok iyi bilir.Ama “ne olur ne olmaz” diyerek, yasal olarak da orta-dan kald›rmak ya da yeni yasa ve yönetmelikler ç›kart-t›rarak ifllevsizlefltirmek için bafllar oyuna. “Yeni yasa-larla elimiz kolumuz ba¤land›, suçlular› yakalayam›yo-ruz” der. Bunu kan›tlamak için bir iki örnek de yarat›rkendince.

Bu tür konularda yöntem bulmakta üstüne yoktur.

‹flte size iki örnek:

Birinci örne¤imiz Erzurum’dan. Bütün TV ve gaze-telere servis yap›lan ve dakikalarca polise hak verilerekyay›nlanan haberde, polis “h›rs›z” k›l›¤›na girerek ara-ba çal›yor, ev soyuyor ancak çevrede bulunan halktankimse ihbar etmiyor. Ve haberin sonunda Erzurum Em-niyet Müdürü ç›k›yor kamera karfl›s›na; biz elimizdengeleni yap›yoruz, ama vatandafl yard›mc› olmuyor, yar-d›mc› olmal›, çevresinde olup biteni bize ihbar etmeli.

Sergilenen tam bir ucuz komedi.

Ama amaç baflka. Tüm halk› ihbarc› yapman›noyunlar› bunlar. Hat›rlanaca¤› gibi, ‹stanbul EmniyetMüdürü de, nerede bir olay olsa, bir yerde patlama olsa,hemen “komflular›n›za dikkat edin, ihbar edin...” türüaç›klamalar yap›yor.

‹kinci örne¤imiz ise Trabzon’dan. Katolik rahibinöldürülmesi olay›nda s›kça “çocu¤un susma hakk›n›kulland›¤›” ifadeleri yerald›.

“Olabilir” denilebilir. Evet olabilir!

Ancak ayn› polis “olay›n yüzde 70’ini çözdük, geri-si de çocu¤un psikolojisi” diyorsa, hakl› olarak “bu na-s›l susmufl” diye sorulur de¤il mi? Neyse, bunu geçiyo-ruz. As›l yap›lmak istenen baflka. Tüm kamuoyunundikkatlerinin topland›¤› ve uluslararas› iliflkiler, son sü-reçte Trabzon’da yaflananlar vb. nedenlerle “bir an öncegerçekler ortaya ç›ks›n” dedi¤i bir ortam var. Polis tamda böyle bir ortam üzerine oynuyor.

“Susma hakk›”n›n nas›l “zararl›” oldu¤unu, böyleönemli bir olayda bile “ellerini kollar›n› ba¤lad›¤›n›”anlatmaya, beyinlere yerlefltirmeye çal›fl›yor. S›kçabaflvurulan bu tür yöntemlerin en genel amac›; herkesihak ve özgürlüklere karfl› düflmanlaflt›rmakt›r.

Böyle bir polis kendi yasalar›na dahi uyar m›? Hergün saatlerce e¤itim seminerleri yapsan›z ne yazar! Üçbefl polisin oyunlar› de¤il ki, bunlar. En tepeden, Emni-yet Müdürleri’nin, kimi zaman bakanlar›n bilgileri da-hilinde baflvurulan yöntemlerdir. Zihniyet kontrgerillazihniyeti olunca, “b›rak›n asal›m, keselim, istedi¤imiziyapal›m” dayatmas› bu tür oyunlarla hep gündemde tu-tulmaya çal›fl›l›yor.

✔✔ AA‹HM’in yyeni sstandart›: “Türkiye’nin öözgün kkoflullar›”

Direnmek yerine, kendilerini yalanlarla uyutan, vaat-lerle avutan din bezirgan› AKP’nin karfl›s›na “sözünütut” diye dikilmek yerine; çözümü A‹HM kap›lar›ndaarayan düzen islamc›lar›n›n hayal k›r›kl›klar› sürüyor.Leyla fiahin davas›n›n ard›ndan türbana iliflkin yap›-lan bütün baflvurular, “yasa¤›n Avrupa ‹nsan Haklar›Sözleflmesi'ne ayk›r› olmad›¤›” fleklinde sonuçlan›-yor.

Peki baflka Avrupa ülkelerinde de yasaklama ayn› fle-kilde de¤erlendirilir mi? Buna da cevap var A‹HM ka-rar›nda ve adeta itiraf: Türkiye’nin spesifik koflullar›.Yani, flu bizim bildi¤imiz “Türkiye’nin özgün koflulla-r›” demagojisi. Hani insan haklar› evrenseldi? A‹HMbu “ilke” üzerine oturmuyor muydu? Sözkonusu olanAvrupa emperyalizminin Türkiye ç›karlar› olunca neilkesi, ne insan haklar›!

✔✔ “Gereksiz fifiiddet”Irak'›n Ebu Gureyb Hapishanesi'ndeki Amerikan iflken-

celeriyle ilgili yeni foto¤raflar, vahfleti bir kez dahagözler önüne serer nitelikte. Resimlerin yay›nlanmas›ile birlikte ABD’nin iflkencecili¤i de yeniden tart›flmagündemine geldi. Burjuva ve islamc› bas›n›n, bir yan-dan ABD iflbirlikçisi ve BOP tafleronu AKP’yi destek-lerken, öte yandan bu iflkencelere karfl› en “keskin”elefltirileri getirmesindeki tutars›zl›¤› bir yana b›rak›r-sak, en dikkat çeken aç›klama Amerika’dan geldi.ABD Savunma Bakanl›¤› Sözcüsü Bryn Whitman, bugörüntülerin yay›nlanmas›n›n, “zararl› ooldu¤unu, gge-reksiz flfliddeti tteflvik eedece¤ini” söyledi.

Kimin için zararl› ve gereksiz fliddet ne? Böyle vahfletdüzeyindeki iflkence zararl› de¤il mi, gerekli fliddetmi? Kastedilen elbette, bu görüntüler karfl›s›nda bafl-ta Irak halk› olmak üzere tüm dünya halklar›n›n öfke-sinin büyümesi ve Amerikan emperyalizminin karfl›s›-na “y›k›c› bir öfke” olarak ç›kmas›d›r. Yani diyor ki; biziflkence yapal›m, hiçbir hukuka, kurala uymayal›m,ama bunu kimse bilmesin, görmesin. Bilinir, görülür-se halklar›n bize öfkesi artar!

✔✔ “Vurun KKahpeye”Konya'da düzenlenen “Resul'e Sadakat Yürüyüflü” s›-

ras›nda Kuran'› Kerim okunurken, otobüs üstündengazetecilere ayr›lan yerden izlemekte olan Sabahmuhabiri Aliye Çetinkaya, göstericilerin sald›r›s›nau¤rad›, ayakkab› ve tafl f›rlat›ld›, otobüsten indirildi.

Bu kafa, bilinen “Vurun Kahpeye”ci kafad›r, ony›llard›rhiç de¤iflmemifltir, güç olduklar› yerde kendi yaflam-lar›n›, düflüncelerini dayat›rlar. AKP bu dayatmay›daha ince (bazen oldukça kaba) biçimde yap›yor,Konya’daki aleni yap›yor; zihniyet ayn›.

not düflüyoruzPolis Oyunlar›