60
Halkımız! Halkımız! Adaletin Peşine Düşelim! Adaletin Peşine Düşelim! 17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor! 17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor! Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım! Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım! Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın Katili Polis Dilek Doğan’ın Katili Polis Yüksel Moğultay Tutuklansın! Yüksel Moğultay Tutuklansın! AKP’nin Katil Polisi: Dilek’in Ailesini “Sizi de Öldüreceğiz!” Diye Tehdit Ediyor Sarıyer Emniyet Müdürü: “Çadırı, Derneği, Cemevini, Tüm Mahalleyi Bombalayacağız!” Diyor Sarıyer Kaymakamı: “Orada Çok Kötü Şeyler Olacak! En Az 250 Evi Yıkacağız” Diyor www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 505 24 Ocak 2016 Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Bu Ülkede Adalet Yok! Bu Ülkede Adalet Yok! Direnerek Adaleti Savunuyoruz!Direnerek Adaleti Savunuyoruz!

Halkın Hukuk Bürosu Avukatları Adalet İçin Açlık Grevinde…Halkın Hukuk Bürosu Avukatları Adalet İçin Açlık Grevinde…

Halkımız!Halkımız!Adaletin Peşine Düşelim!Adaletin Peşine Düşelim!

17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor!17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor!Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım!Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım!

Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor!Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor!

Dilek Doğan’ın Katili PolisDilek Doğan’ın Katili PolisYüksel Moğultay Tutuklansın!Yüksel Moğultay Tutuklansın!

AKP’nin Katil Polisi: Dilek’in Ailesini

“Sizi de Öldüreceğiz!”Diye Tehdit Ediyor

Sarıyer Emniyet Müdürü: “Çadırı, Derneği,

Cemevini, Tüm MahalleyiBombalayacağız!” Diyor

Sarıyer Kaymakamı:“Orada Çok Kötü ŞeylerOlacak! En Az 250 Evi

Yıkacağız” Diyor

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 50524 Ocak 2016

Fiyatı: 1 TL (KDV dahil)

Page 2: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

BEN DİLEK DOĞANBEN DİLEK DOĞANEVİMDE ÇATIŞMA ÇIKMADI, ARBEDE YAŞANMADI...EVİMDE ÇATIŞMA ÇIKMADI, ARBEDE YAŞANMADI...

GECENİN DÖRDÜNDE GELDİLER CAN ALMAYA...GECENİN DÖRDÜNDE GELDİLER CAN ALMAYA...

İSTEMEDİM GİRSİNLER İÇERİ; İSTEMEDİM GİRSİNLER İÇERİ;

ELLERİNİN KANI, AYAKLARININ ÇAMURUYLA...ELLERİNİN KANI, AYAKLARININ ÇAMURUYLA...

‘GALOŞ GİYİN!’ DEDİM, VURULDUM; ‘GALOŞ GİYİN!’ DEDİM, VURULDUM;

DAHA YOKSUL MAHALLEMİN ÜZERİNE DOĞMADAN GÜNEŞ... DAHA YOKSUL MAHALLEMİN ÜZERİNE DOĞMADAN GÜNEŞ...

BENİ VURAN, TÜM DÜNYADA KATLİAMLAR YAPAN EMPERYALİZM...BENİ VURAN, TÜM DÜNYADA KATLİAMLAR YAPAN EMPERYALİZM...

‘BENİ VURAN, DEVLETİN RESMİ SİLAHI! ‘BENİ VURAN, DEVLETİN RESMİ SİLAHI!

BENİ VURAN DEVLETİN ÖZEL HAREKAT POLİSİ!BENİ VURAN DEVLETİN ÖZEL HAREKAT POLİSİ!

BENİ VURAN YÜKSEL MOĞULTAY...BENİ VURAN YÜKSEL MOĞULTAY...

BENİ VURANLAR CEZA ALMADIKÇA, BENİ VURANLAR CEZA ALMADIKÇA,

DAHA KAÇ BERKİN, KAÇ HASAN FERİT, UĞUR VURULACAK?DAHA KAÇ BERKİN, KAÇ HASAN FERİT, UĞUR VURULACAK?

‘KÜRDİSTAN’DA MİRAY’IM KONUŞMAYI ÖĞRENMEDEN ‘KÜRDİSTAN’DA MİRAY’IM KONUŞMAYI ÖĞRENMEDEN

ÖLMEYİ ÖĞRENENÖLMEYİ ÖĞRENEN

IRAK’TA ABİR’İM, ARJANTİN’DE DARİO, IRAK’TA ABİR’İM, ARJANTİN’DE DARİO,

ALEXİS OLDUM YUNANİSTAN’DA, ALEXİS OLDUM YUNANİSTAN’DA,

CARLO GİBİ ÖLDÜRÜLDÜM İTALYA’DACARLO GİBİ ÖLDÜRÜLDÜM İTALYA’DA

VE AMERİKA’DA EMPERYALİZMİN BAŞKENTİNDE VE AMERİKA’DA EMPERYALİZMİN BAŞKENTİNDE

MİCHAEL BROWN’UM BEN...MİCHAEL BROWN’UM BEN...

BİZ ÖLDÜKÇE, ONLAR DAHA ÇOK VURACAK!BİZ ÖLDÜKÇE, ONLAR DAHA ÇOK VURACAK!

KATİLİMİ TANIYORSUN, KATİLİMİ BİLİYORSUN!KATİLİMİ TANIYORSUN, KATİLİMİ BİLİYORSUN!

KATİLİMİ İÇİNİZDE BARINDIRMAYIN! SELAM ALIP VERMEYİN!KATİLİMİ İÇİNİZDE BARINDIRMAYIN! SELAM ALIP VERMEYİN!

EKMEK SATMAYIN! YÜZÜNE BAKMAYIN!EKMEK SATMAYIN! YÜZÜNE BAKMAYIN!

YÜZÜNE TÜKÜRÜN! 17 ŞUBAT’TA ÇAĞLAYAN’DA!!!YÜZÜNE TÜKÜRÜN! 17 ŞUBAT’TA ÇAĞLAYAN’DA!!!

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DOĞRU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi MatbaacılıkSanayi Cad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım

Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.

Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus-info.org [email protected]

Page 3: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

37 Halk Meclisleri: Halk Meclisleri’ni

emeğimizle örgütleyeceğiz

39 AKP’nin katil polisleri, Dilek

Doğan’ın ailesini ölümle tehdit etti!

40 Armutlu direniyor, direnecek!

41 Sorunlar/Çözümler: Açıklamalarımız,

bizim ideolojik silahlarımızdır!

42 Cephe Milisleri, AKP’nin saldırılarına

karakol baskınıyla cevap verdi

43 Tayyip Erdoğan: Sınır dışına çıkan

milletvekillerinden hesap sorulacak

44 Ülkemizde Gençlik

47 Hedef gösterilen akademisyenlerin

yanındayız!

49 AKP’nin rant ve katliam

politikalarını boşa çıkaralım!

50 Yürüyüş dergisi her yerde...

51 Halkın Mühendis Mimarları:Kapitalizm gölgesini satamadığıağacı keser!

52 Avrupa’daki Biz: Enternasyonalist

olmak -2-

55 Avrupa’da Yürüyüş

56 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun...

İİ ç i n d e k i l e r23 Röportaj: “Açlık grevimizle

adaletsizliğe karşı direniyoruz”

25 AKP; katliamlarını anayasa

perdesiyle gizleyemez!

26 Gençlik Federasyonu: AKP’nin

gençlik korkusu;devrim korkusudur!

27 Liseliyiz Biz: Karnelerimizi alıp

adalet çadırında buluşalım!

28 Sanatçıyız Biz: Tavır dergisini

yaygın olarak dağıtalım!

29 10 Soruda: Bağımsızlık

31 Savaş ve Biz: Kahramanlık ve

ihanet

32 Hayatın Öğrettikleri:Örgütlemek; karşımızdakinitanımaktan ve onun güveninikazanmaktan geçer

33 Anadolu Gençlik: Halkımız,

verdiği sözü tutanlarla ölümekadar gider

34 Bu Halk Bu Vatan Bizim: Halk

sevgisi, halkımızın hak veözgürlüklerine sahip çıkmaktır

35 Röportaj: Halkın ekmek fırını

açıldı

7 Ne kalekollar, ne de faşist terör;devrimcileri teslim alamaz!

10 Biz Diyoruz ki: Direnmeyençürür! Direnen kazanır!

11 Sultanahmet Katliamı’nınsorumlusu AKP’dir!

13 Kuzey Kore’nin emperyalisthaydutlara karşı kendinisavunması meşrudur

15 AKP faşizmi; gazetecilere,aydınlara, sanatçılara saldırıve linçlere devam ediyor

16 TAYAD’lı Aileler: Can Dündarve Erdem Gül’e yolladığımızkitaplara el konulmasına hiçşaşırmadık!

18 Devrimci İşçi Hareketi: İmbat

Direnişi madencilerin onurudur

20 Kamu Emekçileri Cephesi:Dünden bugüne: KESK -2-

22 Halkın Hukuk Bürosuavukatları Berkin için

açlık grevinde!

4 İstiyoruz Yapacağız: Gençliğiörgütleyecek, geleceği kuracağız!

Direnerek Adaleti Savunuyoruz!

Yer: Şişli Kent Kültür MerkeziTarih: 7 Şubat 2016 PazarSergi Açılış: 15.00Etkinlik Saati: 17.00

İletişim:[email protected] 545 898 98 37

Page 4: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

-BİRİNCİ BÖLÜM-

DEV-GENÇ’liler; ilk sözü alan,ilk taşı atan,ilk örgütlenmeyi yaratan olmalıdır. DEV-GENÇ’in, DEV-GENÇ’liolmanın misyonu budur.

Gençlik Kime Aitse Gelecek Onundur,Gençliği Örgütleyecek Geleceği Kuracağız!

Gençlik pratik içinde, sorunlarıüzerinden örgütlenecektir. Sadecekuru anlatımlar değil; alternatiflerleçözümlerle onların dünyasına girmelive devrimciliğin güzelliğini göster-meliyiz.

Ülkemizde gençlik gelecektir...Geleceğimiz devrimdir.

Devrim, gençliği kazanmak vegeleceği onların omzunda kurmakzorundadır.

Ülkemiz gençliği her zamanulusal onuruna sahip çıkmış, ada-letsizliğe ve zulme karşı çıkarakkendi içinde ve halkın gözünde birgelenek yaratmıştır.

Dev-Genç’liler olarak vatanse-verlik ve anti-emperyalizm bay-rağını yükseltmek görevi bize düş-mektedir.

Politik mücadele aynı zamanda“halkı kazanma” mücadelesidir.

Oligarşi mücadeleden halkı uzaktutabilmek için kesintisiz olarak birideolojik mücadele verir...”Halkı dev-rimcilerden uzaklaştırmak” “devletinsaflarına kazanmak” için farklı yön-

temler kullanır. En azından kitlelerihareketsiz bırakmak, moralsizleştir-mek, umutsuzlaştırmak ister.

Biz ise halkı politikleştirerek ör-gütlü bir güç haline getirmek isteriz.İktidar mücadelesinin özü budur.Kuşkusuz gençlik kitlelerini örgüt-lemenin önemi bu mücadele içindeçok daha fazla öne çıkıyor.

“‘Gençlik kime aitse gelecekonundur’ sözü doğrudur. Bu basitbir cümle değil, tarih tarafındanonaylanmış bir gerçektir. Bunu aslaunutmamalıyız. Gençliği, onun maddive kültürel çıkarlarının savunulmasıuğrunda yürütülen günlük pratik mü-cadele yoluyla, devrimci kavga içinkazanıp çekmek gerekir...” (Dimit-rov/Gençlik İçin Notlar/ syf:73/ Ev-rensel Yay.)

Gençlik de gelecek de bize ait.Biz yarını kazanmanın savaşınıveriyoruz.

Tarihsel olarak kanıtlanmıştırki savaşımızı kazanacağız ve gele-cek bizim olacak.

Sosyalizme varabilmek için ör-gütlenmekten, savaşı büyütmektenbaşka çaremiz yok. Ve gençliği ör-gütlemek savaşın büyümesinde be-lirleyici konumdadır. Dimitrov’unsözünde de özetlediği gibi “gençlikkime aitse gelecek onundur”

Bugün düzen gençliğin örgütlen-memesi ve bu sömürü sisteminin birparçası olarak kalması için tüm ola-naklarını seferber ediyor. Gizli yada açık politikalar üretiyor. Saldırıyor,apolitikleştiriyor, gençliği düzen için-de tutmanın yöntemlerini arıyor....

Bu saldırı politikalarını aşmadangençliği örgütlemek mümkün değildir.Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-

masını hayata geçirmektir; kitle ça-lışması yapmaktır.

Kitle çalışması, halkı devrime ka-zanmaktır.

İnsan kazanmaktır. Örgütlenmek-tir. Çoğalmaktır. Bir kazağın ilmekilmek örülmesi gibi insan insan, evev, köy köy, okul okul çoğalmak vegüç olmaktır.

Emek, sabır ve ısrardır. Eğitilmekve eğitmektir. Öğrenmek-öğretmektir.Plan ve programdır. Gerekirse sıfırdanbaşlayarak çalışmaktır.

Kitle çalışmasının hedefi büyükbir iddiayla, sınırsız bir emekle kit-leleri kazanmaya çalışmaktır.

Görevimiz Birken İki Olmak,İstiyoruz Yapacağız

Her devrimci bunun planınıyapmak; araçlarını yaratmak, ge-rekli olan emek ve sabrı göstermekzorundadır.

Her tür yozlaştırma politikası;halkına ve vatanına yabancılaştırma;birbirine yabancılaştırma; kapitaliz-min “kendini kurtarma” üzerine ku-rulu rekabetçi politikaları, anti-bi-limsel ve ezberci eğitim vb. dahasayısız depolitizasyon yöntemiyledüzen kendine ve geleceğine sahipçıkmayan bir gençlik yaratmaya ça-lışıyor.

Tüm bunlara rağmen bir başkagerçek daha var:

Faşizm hiçbir zaman halkın öz-lemlerini, taleplerini yerine getire-mez.

Faşizm halk kesimlerinin çıkar-larını gözeterek tek adım dahi atamaz.

Bu çelişki örgütlenmek zorundadır. Başta gençlik olmak üzere tüm

halkı örgütlemenin nesnel koşullarıfazlasıyla vardır. Kitlelerin çıkarları

GENÇLİK KİME AİTSE GELECEK ONUNDURGENÇLİK KİME AİTSE GELECEK ONUNDURGENÇLİĞİ ÖRGÜTLEYECEK, GELECEĞİ KURACAĞIZ! GENÇLİĞİ ÖRGÜTLEYECEK, GELECEĞİ KURACAĞIZ!

Baskılar, İşkenceler, Saldırılar DEV-GENÇ’lileri Teslim Alamaz; Dev-Genç’liler Bu Halkın En Onurlu Evlatlarıdır,Dev-Genç Onurumuzdur! Geleceğe Güvenimizdir...

İSTİY

ORUZ

YAPACAĞIZ

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!44

Page 5: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

ile egemenlerin çıkarları farklı yer-lerdedir çünkü...

İşte biz bu zemini doğru değer-lendirmeli; gençliği örgütlemek, genç-liği elde etmek için her anımızı buemekle doldurmak zorundayız.

Gençlik ülkedeki gelişmelere tümdepolitizasyon saldırılarına rağmenduyarlıdır.

Biz bu duyarlılığı örgütleyeceğiz.Biri beş, beşi on yapmayı öğrenmekzorundayız.

Tanımak Sonuç Almanın Anahtarıdır. Gençliği Tanıyacağız!

Öncelikle ülkemizdeki genel genç-lik kitlesini tanımak zorundayız. Yanigenel olarak gençlik nasıl yaşar, nasıldüşünür, ekonomik koşulları ortalamaolarak nasıldır? Üniversiteli gençlikiçinde emekçi halk çocukları hangiokullarda ve bölümlerde öğrenimgörürler?

Sosyal faaliyetlere ilgisi var mıdır?Düzenin yozlaştırma saldırısındanne kadar ne düzeyde etkilenmiştir?Bu soruları daha çoğaltabiliriz. Busorulara verilen doğru ve somut ce-vaplar çalışma tarzımızı, üreteceğimizpolitikaları da belirleyecektir.

Biz gençliği tanıdığımız için ayak-lanmalarda en önde oluşuna ne şaşı-rırız ne de büyütürüz bu durumu...Ne “devrim olmuş gibi” abartırız ne

de “gençlik heyecanı”diyerek küçümseriz.

Her ne kadar apoli-tikleştirme saldırısınamaruz kalsa da bilirizki gençliğin içindeki odirengen yan; sömürüyebaskıya duyduğu öfke“artık yeter” dedirtir.Gençlik baskıları herzaman göğüslemiş,onuruna sahip çıkmış-tır.

Mücadele etmekiçin örgütlenmek zo-rundayız. Örgütlenmekiçin kitlelere gitmeliyiz.Kitlelere giderken isebir programımız olmalı.Bir okulda çalışma ya-pıyorsak önce o okulu,

liselileri tanımalıyız..Tanımak; soru sormaktır.Soru sormak bu sorulara ce-

vaplar bulmak ve yeni sorularlagerçeğin peşine düşmek....

İşte yöntemimiz bu olmalıdır.Gençlik Neredeyse Oradayız! Tanımak için de, örgütlemek için

de temel olan kitlenin içinde olmaktır.Kitle çalışması yapmayan devrimciolamaz. Devrimcinin temel işi budur.Devrimcilik örgütlemektir. Zamanını,günlerini halkın içerisinde geçirmedenkitle çalışması yapılabilir mi? Saltderneklerde, kültür merkezlerinde,eylemlerde vb bulunarak kitle çalış-ması yapılabilir mi? Elbette hayır!

Gençlik neredeyse orada olacağız.Zamanımızın önemli kısmını oralardageçireceğiz. Okullarda, mahallelerde,amfilerde, okul önlerinde, sınıflarda,bahçede... Gençlik her yerde bizigörebilmelidir.

Gerçek öğretmen pratiğin ken-disidir.

Okullara, okul önlerine, sınıflaragidelim. Gençliği en iyi tanıyaca-ğımız yer orasıdır. Örgütlemeyeçalıştığımız kitlenin düşünme tar-zını, nasıl yaşadığını bilmeyen on-lara ulaşamaz.

Kitle çalışması yaparken kulla-nacağımız araç değişebilir ancak be-lirleyici olan sürekli olarak halkın -gençliğin- bizi yanında, yaşadığı

yerde görmesidir. Sürekliliği sağlamakhalkta ayrı bir güven yaratmaktadır.

İlişkilerimizi KalıcılaştırmakZorundayız!

Dev-Gençliler, devrimciler birgüniçinde çeşitli ortamlarda bir çok in-sanla tanışır, bir bağ ya da ilişki ku-rabilir. Sadece tanışmak, bir ilişkininvarolması yada o insanın dergimiziokuması bizim o insanı örgütlediği-miz, kalıcılaştırdığımız anlamına gel-mez.

O insanı kalıcılaştırmak, değiş-tirmek için öncelikle daha fazla emekvermek, onunla zaman geçirmek veeğitmek gerekir. Bir günde elbetteolmayacaktır, ama bir hedefe doğruadım adım ilerlemek gerekir.

Kitle çalışmasında düşülen ek-siklerden birisidir bu durum. Hergün birçok insanla tanışmak, ilişkininsadece o tanışmayla sınırlı kalma-sı...

Bu çalışma tarzının altında in-sanların değişeceğine inançsızlık davardır. Oysa bilimsel olarak bilirizki herkes değişebilir herkes eğitilebilir.Yeterki yöntemini bulalım.

Örneğin düzenli olarak o insanlaher gün görüşmek; her görüşme içino kişiye anlatılacak bir konu ya daulaşmak için bir hedef belirlemekdoğru bir çalışma tarzıdır. Adım adımonları ikna etmektir; inandırmaktır.

İnsanları kazanmak aslında on-ların yüreğine ve beynine ulaşmakdemektir.

Tek tek insanlarımıza dönük po-litikalar üretebilmeliyiz. Herkesinayrı özellikleri, çelişkileri vardır.

Dev-Genç’liler bu çerçevede po-litikalar üretmek durumundadır.

Savaşı Aklıyla YönetenKazanır!

Gençlik için ya da tek tek insanlariçin politika üretirken doğru ve bi-limsel düşünmek zorunludur. Diya-lektik değerlendirmeyi, düşünmeyiöğrenmez, düşünce sistemimizi butemele oturtmazsak ne insanların de-ğişebilirliğini, ne olayların bağlantı-larını görebilir ne de ana çelişkiyibulabiliriz.

Gençliğin bir çok sorunu var.Düzenin bozukluğu herkese“sorun yumağı” bir hayat

dayatıyor. Bizler de kitle çalışmasıyaparken, gençliği örgütlemeye

çalışırken bu sorunlarla yüzyüzegeliyoruz. Dayı’nın dediği gibi“insan varsa sorun da” vardır.

Bir yandan gençliğin sorunlarınıçözecek, örgütlenmenin önünde

engel olmasını ortadankaldırmaya çalışacağız, diğer

yandan düşmanın bize çıkardığıengelleri aşacağız, mücadelenin

sorunlarını çözeceğiz.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 6: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

“Sosyalist dünya görüşü, bize hersoruna, her olaya karşı akılcı vedoğru bir tavır alma olanağı ver-mektedir.” (Devrimci Eğitim Dev-rimci Ahlak/ Kalinin/ syf:27/Ser Ya-yınları)

“Diyalektik” ÇELİŞKİ demek-tir.

“Materyalizm” ise bizi GER-ÇEK e ulaştırır.

Materyalizmle gerçeği görür; ta-nır...

Diyalektikle çelişkiyi buluruz. Çelişkinin olumsuz olan tarafını

tersine çevirmek;bu hedefle emekvermek bize SAVAŞ KAZANDI-RIR.

Çelişkiyi bulan savaşır; savaşankazanır... Bu bizim düşünme ve ça-lışma yöntemimizdir. Biz sosyalistiz,Marksizm-Leninizm klavuzluğundamücadele ediyoruz.

Marksizm-Leninizm bize doğrudüşünme, aklımızı kullanma gücüverir. Pratiğimizi bu temele oturttu-ğumuzda doğru sonuçlar alabiliriz.Bugün sistem beyinleri köreltmekiçin, düşünmeyen bir gençlik yaratmakiçin tüm araçlarını seferber ediyor.

Buna karşın Dev-Genç’lilerin sü-rekli 4+3 dediğimiz “doğru düşünme”yöntemini kullanması zorunludur.Doğru bilimsel düşünce bizim engüçlü silahımızdır.

Diyalektik materyalizm bize nasıldüşüneceğimizi gösterir, öğretir. An-cak her durumda önümüze bir reçetesunmaz. Hazır yöntemler, kelimeler,sloganlar sunmaz. Bunları bulacakolan biziz.

“Stalin yoldaş en kötü şeyin in-sanların hazır formüller ve hazır çö-zümlerle düşünmeleri olduğunu söy-lemişti” diyor Kalinin. Hazırı bekle-mek, düşünmek, düşünürken, değer-lendirirken bilimsel düşünceye sa-rılmamak en tehlikelisidir.

Gençliğin bir çok sorunu var. Dü-zenin bozukluğu herkese “sorun yu-mağı” bir hayat dayatıyor. Bizler dekitle çalışması yaparken, gençliği ör-gütlemeye çalışırken bu sorunlarlayüzyüze geliyoruz. Dayı’nın dediğigibi “insan varsa sorun da” vardır.Bir yandan gençliğin sorunlarını çö-zecek, örgütlenmenin önünde engel

olmasını ortadan kaldır-maya çalışacağız, diğeryandan düşmanın bize çı-kardığı engelleri aşacağız,mücadelenin sorunlarınıçözeceğiz. Devrimciliksorun çözmektir aynı za-manda. Tüm sorunlarayaklaşırken ana nedenle-rini ve çözüm yöntemle-rini bulmaya çalışırkendevrimci mantıkla, bilim-sel düşünerek ele almakzorundayız. Kendi sub-jektif yorumlarımızla, göz-lemlerimizle, duyguları-mızla ele aldığımızda, anahalka değil de yüzeydegörünenle uğraştığımızdasorun çözmek bir yanadursun yeni sorunlar ya-ratabiliriz.

Sonuç olarak Dev-Gençliler diyalektik ma-teryalizme göre değerlen-dirmeler yapabilmelidir. Diyalektikbize herkesin değişebileceğini; anaçelişki bulunduğunda çözülebileceğinibilimsel olarak gösteriyor..

“Kumandan en önemli işi düşün-mek, düşünmek, düşünmektir.” (Mos-kova Önlerinde Cilt 1/ AleksandrA.Bek/ Syf:110/May Yay.)

Bizim en önemli işimiz düşünmek,düşünmek, doğru, bilimsel düşün-mektir. Öğrenmezsek Öğretemez,Anlatamayız!

Doğru düşünmek öğrenilebilir.Bunun için öğrenmeyi, sorgula-

mayı sürekli hale getirmeliyiz. Ör-neğin kitle çalışması yapılacak, birkampanya örgütlenecek yada çözül-mesi gereken bir sorun var. Dev-Gençliler kendilerine birilerinin,neyi nasıl yapacaklarını söylemesinibeklememelidirler. Hazır reçete su-nulmasını ya da daha deneyimli in-sanlarımızın müdahale etmesini bek-lemek yanlıştır.

Oysa; 1- Her zaman her yerde “daha

deneyimli”arkadaşlarımız olmayacak 2- Her zaman bize “hazır reçete-

lerin” sunulacağı ortamlar da bula-mayabiliriz.

3- Biz düzenin “memur zihniyetini

taşımıyoruz. Biz devrimciyiz. BizDEV-GENÇ’LİYİZ. Üst söyler altsadece söyleneni yapar bakışı dev-rimcilikle tamamen zıttır. Devrimciliğibitirir, çalışmalar sonuçsuz kalır.

4- BEKLEMEK ÖLÜMDÜR!Bir devrimci için beklemek önemlikayıplara neden olabilir. Biz birilerininyöntem söylemesini beklerken düzenboş durmuyor.

Dev-Genç’liler bu eksiklere düş-meden mücadeleyi, gençliği örgüt-lemek durumundadırlar. “Daima ken-di güçlerinize, eğitimde de hayattada her şeyden önce kendi güçlerinizegüvenmelisiniz. Hiç çaba göstermedenderslerini öğrenmek veya görevleriniçözümlemek için başkalarının yar-dımını arayanlar veya kopya çekenlervar. Eylülcü çocukların kopya çek-meleri, başkalarından hazırı almalarıdeğil; öğrenilecek şeyleri, hiç şüphesizki, öğretmenin yardımı ile kendi baş-larına öğrenmeleri gerekir. Eylülcüçocuklar bütün görevleri kendi ka-faları ve kendi emekleri ile çözüm-lemelidirler.” (Gençlik İçin Notlar-Georgi Dimitrov- Syf: 191- EvrenselYay.)

-DEVAM EDECEK-

Kitle çalışması yapmayandevrimci olamaz. Devrimcinin

temel işi budur. Devrimcilikörgütlemektir. Zamanını,günlerini halkın içerisindegeçirmeden kitle çalışması

yapılabilir mi? Salt derneklerde,kültür merkezlerinde,

eylemlerde vb bulunarak kitleçalışması yapılabilir mi? Elbette

hayır!Gençlik neredeyse orada

olacağız. Zamanımızın önemlikısmını oralarda geçireceğiz.

Okullarda, mahallelerde,amfilerde, okul önlerinde,

sınıflarda, bahçede... Gençlik heryerde bizi görebilmelidir.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!6

Page 7: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

AKP halka saldırmakta sınır tanı-mıyor. Halkın her kesimine saldırıyor.Devrimcilere, Kürt halkına saldırmaklasınırlı kalmıyor, kendisine muhalefeteden herkese saldırıyor. En son sıradaakademisyenler vardı. Yaptıkları sadeceKürt milliyetçilerinin “barış” haykı-rışlarına ses vermekten ibaret olan veölümler olmasın, barış olsun dedikleriiçin akademisyenleri de gözaltına alarakevlerini basarak tehdit etti AKP...

Bu saldırılar ne bir delinin yaptığısaçmalıktır ne de Erdoğan ve şüreka-sının kişisel hırsları ve tahammülsüz-lükleriyle sınırlıdır. Bu saldırılar oli-garşinin içinde bulunduğu krizin gös-tergesidir.

Emperyalizmin içine girdiği krizderinleştikçe bunun işbirlikçi uşaklarınayansıması da katlanarak olmaktadır.Emperyalizm, dünyada kendisine karşısavaşan bir çok örgütü dize getirmiş,kendine biat ettirmiş olmasına rağmenkrizden kurtulamamaktadır.

Dünyayı egemenliği altına almakiçin dünya halklarına karşı yap-tığı saldırılar halkların direnişineçarptıkça, emperyalizmin krizide çözülmek yerine daha derin-leşmektedir. Ortadoğu'da da is-tediği sonuçları alamayan em-peryalistler, Suriye politikala-rında çakılmış durumdadır. Budurum bölgedeki işbirlikçilerininkrizini de derinleştirmektedir.

Türkiye oligarşisi de bu kriz-den fazlasıyla nasibini almak-tadır... Bu da halka karşı saldı-rılarını arttırmasını, hiç bir mu-halif sese tahammül edememe-sini beraberinde getirmektedir.Geçmişte oynadığı demokrasi-cilik oyunları bile artık oligarşiiçin lükstür.

Geldiğimiz noktada demokrasicilikoyunu adı altında yürüttüğü politikalarda artık kontrgerillanın psikolojik saldırıpolitikalarından ibarettir. Bu nedenleAKP faşizmi, bir yandan halka saldı-rılarda yeni politikalar belirler, yeniplanlar hazırlarken diğer yandan isebu planların bir parçası olarak halkıdenetim altına alacağı, psikolojik savaşyöntemlerini nasıl hayata geçireceğininhesabını yapmaktadır.

Geçtiğimiz hafta içinde AKP kur-mayları Başbakanın başkanlığında birkamp yaptılar. Kürdistan illerinden 22il ve ilçe başkanı özel olarak kampaçağrılıp bunlarla toplantı yapıldı. Butoplantıda konuşulanlar basına da yan-sıdı. Bunlar AKP faşizminin tüm ülkedehalka karşı neler yapmak istediğiniortaya koymaktadır.

Toplantı sırasında sorulan sorularacevap veren İçişleri Bakanı Efkan Alanın yaptığı konuşmalar daha sonra Ba-kanlar Kurulu kararlarıyla da pekişti-rildi. Bunlar da gazetelere yansıdı..

KKRİZİ DERİNLEŞEN OLİGARŞİ KRİZİ DERİNLEŞEN OLİGARŞİ HALKIN DİRENEN DAMARLARINA SALDIRIYOR!HALKIN DİRENEN DAMARLARINA SALDIRIYOR!

NE KALEKOLLAR NE DE AZGINCA SÜREN FAŞİSTNE KALEKOLLAR NE DE AZGINCA SÜREN FAŞİSTTERÖR DEVRİMCİLERİ TESLİM ALAMAZ!TERÖR DEVRİMCİLERİ TESLİM ALAMAZ!

BAŞARAMAYACAKLAR, BİZ KAZANACAĞIZ!BAŞARAMAYACAKLAR, BİZ KAZANACAĞIZ!

�Devrimcileri teslimalmak halkı teslim almaktır.Bu amaçla devrimcileredevrimci mahalleleresaldıracağını söylemektedir.

�Ancak bilinmelidir kioligarşinin bugüne kadaryaptığı hesapların hepsidevrimcilerin direnişineçarpmıştır.

�Faşizm Kürdistan’dahalkı teslim almak ve ülkeninher yanında halkınmücadelesini, direnişini,muhalefetini ezmek için yeniplanlar devreye sokuyor.

�Oligarşinin yaptığı tümplanlar, tüm hesapları bir kezdaha devrimci irade vedireniş duvarına çarpacaktır.

�Tüm halkımız veyoldaşlarımız oligarşininsaldırılarını devrimci irade vesavaşma kararlılığımızlapüskürtmeye hazır olmalı,gerekli hazırlıkları yapmalıdır.

�Bu savaşı da bizkazanacağız. Çünkü bizhalkız ve haklıyız.

Bugün de oligarşinin yaptığıtüm planlar, tüm hesaplar bir

kez daha devrimci irade vedireniş duvarına çarpacaktır.

Oligarşinin halka karşıaçtığı savaşı halkın savaşıylakarşılayacağız. Bu savaşta ikiirade çarpışacaktır ve güçlü

olan irade kazanacaktır.Oligarşi bugün Cephe’niniradesiyle çarpışmayahazırlanmaktadır. Bu

çarpışmada kimin galipgeleceğini görmek için sadece

tarihe bakmak yeterlidir.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

7DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 8: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Halkı teslim almak için psikolojiksavaş yöntemlerinin nasıl hayata ge-çirileceği de sözcü Numan Kurtul-muş'un açıklamaları ile basına yansıdı.Tüm bunlar oligarşinin derinleşenkrizinin çözümünü halka daha fazlasaldırı aracını ve özellikle de Cepheyeyönelik saldırı planları içinde oldu-ğunu göstermektedir. Oligarşi, Kür-distan'da uyguladıkları “çöktürmeplanı" ile denetimi büyük orandasağladıklarını düşünmektedir.

Kürt milliyetçi hareketin yanlışpolitikaları da bunda destekleyici birrol oynamıştır. Kürt milliyetçi hareketideolojik çizgisi gereği genel olarakemperyalizm ve oligarşiyle cephedenbir savaş yürütememekte, onlarlagirdiği uzlaşma bataklığındançıkamamaktadır. Bu da Kür-distan'da oligarşinin işini ko-laylaştırmaktadır.

Oligarşi Kürdistan'daki sal-dırılarında esas olarak halkısindirmeyi ve teslim almayıdayatmaktadır... Ancak tümçabasına rağmen de halkı tamolarak denetim altına alabil-diğini söylemek mümkün de-ğildir. Bu nedenle AKP top-lantısında Kürt milliyetçi ha-reketin yaratttığı boşluktanyararlanmalarına rağmen, sü-reci daha fazla uzatmanın hal-kın tepkileri farklılaştıracağıvb. kaygıları da dile getiril-mektedir.

Bu kaygıların başlıca ne-deni de halka kötü örnek olabilecekdevrimci dinamiklerin hala varlığınıkoruyor olmasıdır. Bu dinamikleriyok etmeden, halkın direnişini kıra-bilmek mümkün değildir. Her ne ka-dar Kürt milliyetçi hareketi ideolojikolarak denetleyip yönlendirebilselerde Kürt halkının direniş dinamikleriniayakta tutacak ve ona güç verecekdevrimci mücadele varlığını sürdür-mektedir.

Cephe'nin mücadelesini bitirme-den, onu dize getirmeden ya da yokedemeden ülke çapında direnişleribitiremeyeceğini, halkı teslim ala-mayacağını oligarşi çok iyi bilmek-tedir. Bu nedenle de Cepheyi bitire-

bilecek adımları atmak için uğraş-maktadır. Çünkü halkın tam olarakteslim alınabilmesi devrimci müca-delenin tümüyle bitirilmesine bağlı-dır.

Çünkü oligarşi tüm saldırılarınarağmen esas olarak devrimcileri teslimalamadığı için sonuç alamamaktadır.Ne kalekollar ne de azgınca sürenterörü devrimcileri teslim almayayetiyor. Böyle olunca da oligarşiyeni saldırı planlarını devreye sok-maya hazırlanıyor.

Oligarşi tüm tarihi boyunca halkıteslim almak için öncelikle devrim-cileri teslim alması ya da yok etmesigerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiştehalkı denetlemek amacıyla başlattığı

F tipi saldırısını da, önce hapishane-lerdeki devrimci tutsaklara saldırarakbaşlatmıştır.. Halkın öncü gücü olanve direniş damarını oluşturan tut-sakları teslim almadan, halkı teslimalamayacaklarını biliyorlardı.

Bu nedenle bugün de halkı teslimalabilmek için, öncelikle devrimcileriteslim almak veya yok etmek iste-mektedirler. Bunun planlarını prog-ramlarını hazırlıyorlar.

Bu konuda Sabah gazetesindenOkan Müderrisoğlu'nun köşesindeyer alan saldırı planları AKP'nin nasılhesaplar yaptığını ortaya koymaktadır.

“- Konuşlanma, önleme, anındamüdahale" ayaklarından oluşan yeni

konsepte göre terör örgütü unsurlarıilçelerden temizlendikten sonra Tür-kiye'nin genelinde teröre tam sahapres uygulanacak. Terör örgütününsızma girişiminde bulunacağı ya daeleman barındırdığı bölgelerde "yük-sek güvenlikli geçici polis noktası"kurulacak.

"İlk etapta, Şırnak, Hakkâri, Mar-din, Ağrı, Van, Bitlis ve Muş'ta, kritik38 noktaya "yüksek güvenlikli geçicipolis noktası" kurulacak.

“- Önümüzdeki bir yılda, arala-rında İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın,Adana, Mersin'in bazı mahallelerininde bulunduğu 29 il ve 129 ilçede,190 noktada "kalıcı polis noktaları"kurulacak.

Bu emniyet merkezlerinde va-tandaşın günlük asayişle ilgiliişlemler yapılmayacak. Karakol-ların tek görevi, şehirlerde "kur-tarılmış bölgeler", "girilemeyenmahalleler" oluşturulmasını ön-lemek ve terör örgütü mensup-larının yerleşmesini engellemekolacak.” (11 Ocak 2016, PazartesiOkan Müderrisoğlu, Sabah Ga-zetesi)

Buna göre oligarşi, Kürdis-tan'dan sonra büyük şehirlerde,özellikle de devrimcilerin yoğunolduğu mahallelerde saldırı plan-ları yaptığını açıklıkla dile ge-tirmektedir.

Kontrgerilla sözcülüğüne so-yunan Sözcü gazetesi de Mü-

derrisoğlu'nun yazısına dayanarakve ek olarak “İstanbul’da Okmeydanı,Gazi Mahallesi, Ankara'da ise Tuz-luçayır gibi bölgelerde yüksek gü-venlikli mahalle karakolları inşaaedilecek” diye yazıyor. Yani hedefbölgeler de tespit edilmiş.

Müderrisoğlu yazısında ayrıcaşöyle diyor: “Bakanlar Kurulu'ndada görüşülen ve teröristle mücadeleyi,geniş kapsamlı terörle mücadele ileaynı anda yapmayı esas alan planiçin düğmeye basıldı.” Bu planınşehir merkezlerine yönelik olacağınıda dile getiriyor. Plan kapsamında“tam saha pres” uygulanacakmış.

Devrimcilerin örgütlü olduğu ma-

Faşizm Kürdistan’da halkıteslim almak ve ülkenin her

yanında halkın mücadelesini,direnişini, muhalefetini ezmek

için yeni planlar devreye sokuyor. Bir yandan psikolojik savaş

yöntemleriyle saldırı yöntemlerigeliştirerek devrimcileri halktan

yalıtmaya çalışacak adımlarıatmaya çalışırken diğer yandan

devrimcileri ezmek içinsaldırmakta, yeni saldırı

planların devreye sokmayahazırlanmaktadır.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!8

Page 9: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

halleleri kastederek şehirlerde “kur-tarılmış bölgeler", “girilemeyen ma-halleler" oluşturulması engellenecekdeniyor. Bu amaçla 29 il, 129 ilçede190 noktada “kalıcı polis noktaları”kurulacakmış.

Polis özel harekat sayısının 7 bin800 kişiden 19 bin 500'e çıkarılacağıda açıklanmaktadır.

Mahallelerde halkı denetim altınaalmak ve devrimcilerin gücünü kır-mak amacıyla kontrgerilla elaman-larını sahaya süreceklerini ve katli-amcılıkta sınır tanımayacaklarını, hertürlü zulmü yapacaklarını söylemek-tedirler.

Bir yanı zulüm, işkence ve katliamolan saldırıların diğer yüzünü isehalkı aldatma ve denetim altına almaamaçlı uygulamalar almaktadır. De-mokrasi paketi olarak adlandırılanbu uygulamalar kapsamında halkıdevrimcilerden uzaklaştıracak ve tes-lim alacak politikalar bulunmaktadır.Bu konuda yapılan açıklama ve ha-berler şu şekildedir:

İçişleri Bakanı Efkan Ala, ope-rasyonlarda sona doğru gelindiğini,ancak hendeklerin temizlenmesiyleişin bitmeyeceğini belirterek, bu olay-ların bir daha yaşanmaması ve ör-gütün destek bulmaması için tümtoplumu kapsayacak “demokratik-leşme paketi” hazırladıklarını söy-ledi.

“Bölgede güvenlik önlemleriniartırıyor olmasının yanı sıra Aile veSosyal Politikalar Bakanlığı, MilliEğitim Bakanlığı, Gençlik ve SporBakanlığı üniversiteler ile birlikteyapılacak projeler ile sosyal birçokeylem uygulamaya konulacak...

“Psikolog, sosyolog ve akade-misyenlerle sokak sokak ziyaretleryapılacak. Bölgenin akil insanlarıve STK ları da devreye sokulacak. İlve ilçelerde bu çalışmalar yapılırkenMeclise de yeni bir demokratikleşmepaketi sunulacak.

“Kadın STK’ların, milletvekili vebakanların da girişimiyle terör ör-gütüne katılan gençlerin anneleri ilegörüşülecek.

“Bölgedeki birçok anne ve aile

ile görüşülerek çocukla-rının, “terör örgütününeline düşmemesi için gi-rişimlerde bulunulacak.Özellikle öğretmen vedoktorlar üzerinden debölge ile daha sıcak di-yalog kurulmaya çalışı-lacak.” (Milliyet,12.01.2016)

Yukarda da ifade et-tiğimiz gibi faşizm Kür-distan’da halkı teslim al-mak ve ülkenin her ya-nında halkın mücadele-sini, direnişini, muhale-fetini ezmek için yeniplanlar devreye sokuyor.Bir yandan psikolojik sa-vaş yöntemleriyle saldırıyöntemleri geliştirerekdevrimcileri halktan ya-lıtmaya çalışacak adım-ları atmaya çalışırken di-ğer yandan devrimcileri ezmek içinsaldırmakta, yeni saldırı planlarınıdevreye sokmaya hazırlanmaktadır.

Devrimcileri teslim almak halkıteslim almaktır.. Bu amaçla devrim-cilere devrimci mahallelere saldıra-cağını söylemektedir.

Ancak bilinmelidir ki oligarşininbugüne kadar yaptığı hesapların hepsidevrimcilerin direnişine çarpmıştır.Yıllarca hazırlık yapıp devreye sok-tukları F tipi saldırılar tutsaklarınyedi yıl süren direnişleriyle karşı-lanmıştı. O yıllar tutsakların halklabirlikte içerde, dışarda süren iradesavaşı ile 122 şehit pahasına zaferletaçlandırılmıştır. Tutsakları ve dev-rimci iradeyi teslim alamayan oli-garşinin F tipi saldırısı direnişle püs-kürtülmüştür. Çünkü halkın direnendamarını kesemeyen oligarşinin teslimolmaktan başka yapacağı hiçbir şeyyoktur.

Bugün de oligarşinin yaptığı tümplanlar, tüm hesaplar bir kez dahadevrimci irade ve direniş duvarınaçarpacaktır.

Oligarşinin halka karşı açtığı sa-vaşı, halkın savaşıyla karşılayacağız.Bu savaşta iki irade çarpışacaktır vegüçlü olan irade kazanacaktır.

Oligarşi bugün, Cephe’nin irade-siyle çarpışmaya hazırlanmaktadır.Bu çarpışmada kimin galip geleceğinigörmek için sadece tarihe bakmakyeterlidir. Yedi yıl süren direnişlerebakmak yeterlidir. Bu irade Cepheiradesidir; yıllarla ve bedellerle sı-nanmıştır. F tipi saldırısı oligarşininemperyalizmle birlikte hazırladığıbir saldırıydı. Bu nedenle yedi yıllıkbir irade savaşına dönüştü.

Bugün yapılacak olan saldırınınne kadar süreceği belli olmamaklabirlikte; hangi araç ve yöntemlerlegelineceği, Kürdistan'da yaşanan ör-neklerle bellidir. Tüm halkımız veyoldaşlarımız oligarşinin saldırılarınıdevrimci irade ve savaşma kararlılı-ğımızla püskürtmeye hazır olmalı,gerekli hazırlıkları yapmalıdır.

Bu savaşı da biz kazanacağız.Çünkü biz halkız ve haklıyız. Bizesaldıranlar bizi sömürenler, ülkemiziemperyalizme peşkeş çeken işbirlik-çilerdir.

Ülkemizi, bağımsızlığımızı sa-vunmak ve bizi sömüren, zulmeden-lerden hesap sormak en doğal hak-kımızdır. Ve biz bu halkın direnendamarıyız, bizi bitiremezler, bitire-meyecekler.

Cephe'nin mücadelesinibitirmeden, onu dize getirmeden

ya da yok edemeden ülke çapındadirenişleri bitiremeyeceğini, halkı

teslim alamayacağınıoligarşi çok iyi bilmektedir.

Bu nedenle de Cephe’yibitirebilecek adımları atmak için

uğraşmaktadır. Çünkü halkıntam olarak teslim alınabilmesidevrimci mücadelenin tümüyle

bitirilmesine bağlıdır.Çünkü oligarşi tüm

saldırılarına rağmen esas olarakdevrimcileri teslim alamadığı için

sonuç alamamaktadır.Ne kalekollar ne de azgınca süren

terörü devrimcileriteslim almaya yetiyor.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

9DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 10: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

� Biz diyoruz ki; direniş Cephe geleneğidir. Direniş gelece-ğimizdir. Cephe, Kızıldere'den bugune direnişlerle yazılanbir tarihin sahibidir.

� Biz diyoruz ki; tarihimizden de öğrendiğimiz gibidirenmek bizim görevimizdir.

� Biz diyoruz ki; mucadele bugun omuzlarımıza yeni sorum-luluklar yuklemektedir. Adaletsizliğin diz boyu olduğu, halkınher kesimine saldırıldığı gunumuzde yeni zaferler kazanmak,direniş geleneğimizi buyuterek surdurmek zorundayız.

� Biz diyoruz ki; direnen kazanır. Direnmeyen çürür.Bugune kadar zafer kazananlar hep direnenler olmuştur.

� Biz diyoruz ki; direnmek hayatın her alanında hangikoşulda olursa olsun açlığa, zulme, emperyalizme uşaklığakarşı çıkmaktır.

� Biz diyoruz ki; beyinlerin teslim alınması ön plandadır.Fiziki imha buna hizmet eden bir araçtır. Direnişi seçenleryenilseler de yok olmazlar. Yeniden ayağa kalkarlar.

� Biz diyoruz ki; önemli olan bir kişi de olsa direnmeiradesinin gösterilmesidir. Bir kişinin direnişi haksızlığa karşıbir mücadele çağrısıdır. Onuru korumaya çağrıdır.

� Biz diyoruz ki; her direniş umudun büyümesidir. Direnişher gün korku duvarlarının aşılması, yılgınlığa vurulan birdarbedir.

� Biz diyoruz ki; direnişler bizim öğretmenimizdir. Direnişher gün zafere yaklaşılan bir adımdır.

� Biz diyoruz ki; direnenler umutlu ve iyimserdir. Bu birtarzdır. Bu tarz kendi başına var olmaz. Kaynağını ideoloji-den, politikadan, örgüt ve savaş anlayışından alır.

� Biz diyoruz ki; ya uzlaşıp yok olacaksın ya direnip kaza-nacaksın. Direneceğiz, savaşacağız ve kazanacağız.

DİRENMEK ZOR UNLULUKTUR!DİRENMEK ZOR UNLULUKTUR!Direnmeyen Çürür!Di renmeyen Çürür!

Di renen Kazanır !Di renen Kazanır !Biz diyoruz ki;�

Page 11: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

IŞİD 12 Ocak 2016 tarihinde Sul-tanahmet Meydanı’nda bir katliamdaha gerçekleştirdi. Dokuz Almanbir Norveçli, toplam 10 turist hayatınıkaybetti. 25 kişi yaralandı.

Katliamdan sonra hemen bir ikisaat içinde, en üst düzey siyasi yet-kililer, bunun bir IŞİD eylemi oldu-ğunu açıkladı. Kısa süre sonra da,eylemi yapanın kimliğinin tespit edil-diği ve adının Nabil Fadlı olduğubildirildi. IŞİD daha önce Suruç veAnkara Katliamlarından farklı olarakbu defa turistleri hedef almıştı. Bueylem AKP'ye bakın bu eylemin bi-zimle ilgisi yok mesajı vermesinehizmet etti. Oysa bunun gerçek ol-madığını biliyoruz. IŞİD, Türkiye’deAKP ve MİT’in izni olmadan hiçbir eylem yapamaz. IŞİD, AKP'ninkendisine yaptığı hizmetlerin karşılığıolarak istediği eylemi yapıyor.

İktidar kriz içerisinde, yönetemi-yor. Yönetememenin bir sonucu ola-rak katliamlar örgütlüyor. Bir yandankorku ile halkı teslim almak istiyoröte yandan IŞİD ile arasında bir iliş-kisinin olmadığını kanıtlamaya çalı-şıyor.

Patlamanın hemen ardından IŞİDtarafından yapıldığının söylenmesive derhal basın yasağı konulması daherhangi bir açığının ortaya çıkmasınıengellemek içindir.

Geçen sayımızda söylemiştik.AKP ile IŞİD arasında çok yönlüyardım ilişkileri var.

AKP'nin IŞİD'e Katkıları:1) MİT TIR’ları IŞİD ve benzeri

örgütlere silah yardımı götürüyordu.“Türkmenlere insani yardım yalanıile amaçlarını gizlemeye çalıştı.

2) Konya-Adana hattında yaka-lanan roket parçaları sarin gazı ya-pımında kullanılabilecek kimyasallaridi. Bunlar dava dosyaları ile belge-lidir.

3) Yaralanan IŞİD komutanlarıHatay ve Kilis hastanelerinde tedavi

edildi. Fotoğ-rafları bir çokyerde yayın-landı.

4) Bos-na'dan Afga-nistan'a kadardünyanın pekçok yerindenIŞİD içerisindeEsad'a karşı sa-vaşmak içingelen kişiler,AKP hüküme-tinin sağladığı imkânlarla Suriye'yegeçti. Ellerinde silahlarla sınırlarıgeçip, sabah geri dönenlerin görün-tüleri yine birçok internet sitesindeyayınlandı.

5) ABD'li senatör Richard Blackaçık açık CIA'nın Libya'dan Türki-ye'ye silah sevk ettiğini, MİT'in debu silahları Türkiye'den Suriye'yetaşıdığını belirtmektedir. (Örneğinİskenderun Limanı'na birçok kişi vesilah boşaltan Al Antisar gemisi).Black, her ay 250 İslamcı çeteninCIA tarafından Türkiye'de eğitildiğinisöylemektedir.

6) IŞİD, ele geçirdiği Suriye'ninRakka şehrindeki petrolü, Türkiye'desatmaktadır.

İşte bu çok yönlü yardımlarınınkarşılığında IŞİD, AKP'nin istediğiniyapıyor.

IŞİD, ABD'nin BeslemesidirAKP’nin Talimatları ileÇalışır

IŞİD, 2006'da ABD'nin Irak işgalikoşullarında ortaya çıktı. Esad'ı de-virme ve Suriye hakimiyetini sağlamahedefinin bir parçası olarak Suriye'yegeçti ve orada emperyalizmin veAKP'nin yardımları ile büyüdü. Em-peryalizm Büyük Ortadoğu Projesi’nibu örgüt aracılığı ile gerçekleştirmeyeçalıştı. IŞID'in vahşi yöntemleri, kat-liamları, yaptığı saldırılar halkın öf-kesini büyüttükçe emperyalizm ve

AKP işbirliklerini ve yardımlarınıgizlemek için çaba göstermeye baş-ladılar.

Örneğin son 1 yıldır ABD “cihatçıörgütlere silah gitmesi lafını kullanmayabaşladı. Bilinir ki, bu lafların hiç birgerçekliği yoktur. IŞİD ve benzeri ci-hatçı örgütleri ABD'nin ihtiyaçlarıdoğrultusunda iş yapmak için yarattılar.CIA'nın SSCB'ye karşı Afganistan'daİslamcı hareketleri yetiştirmesindenbu yana bu ilişki böyledir.

AKP, IŞİD’i SavunduAKP IŞİD'in bir çok katliam yap-

masına rağmen ne örgütün faaliyet-lerine terör faaliyeti ne de örgüteterör örgütü demedi. Fransa’daCharlie Hebdo isimli bir karikatürdergisine yapılan saldırı sonrasındaemperyalist ülkelerin baskısı ile ör-gütü lanetlemeye başladı. Ama sadeceüslup değişikliği idi bu. Yardım et-meye devam etti. Bir şekilde Suri-ye'deki faaliyetlerini savundu. Kat-liamlarını aklamaya çalıştı.

Örneğin Musul'u istila etmesi vekonsolosluk görevlileri ile TIR şo-förlerinden oluşan toplam 90 Türki-ye’liyi rehin alması sonrasında Da-vutoğlu bu konuda yaptığı açıklamalarda, IŞİD için “Sünni Araplar dış-lanmasaydı bu öfke birikmeyecekti.IŞİD radikal, terörize gibi bir yapıolarak görülebilir ama katılanlararasında Türkler, Araplar, Kürtlervardır. Oradaki yapı, daha önceki

SULTANAHMET KATLİAMI’NIN SORUMLUSU YÖNETMEME KRİZİ YAŞAYAN AKP'DİR!

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

1 1DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 12: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bircephede geniş bir reaksiyon doğurdu"demişti.

Yine AKP'nin en önde gelen isim-lerinden Ankara milletvekili Emrullahİşler'in IŞİD ile ilgili tweetlerini,IŞİD'in işkence görüntülerini yalan-ladı. İşler, Twitter'dan “Kafası taşlaezilerek öldürülen gencin suçu neydi?Bunu yapanların eline IŞİD su dö-kemez. IŞİD öldürüyor ama işkencebari yapmıyor.” şeklinde mesaj at-mıştı.

13 Haziran 2014 gazete haberle-rinde dönemin İçişleri Bakanı birgenelge imzalamıştı. ”Bölgesel çı-karlarımız temelinde Suriye'de bölücüörgüt PKK uzantısı PYD güçlerinekarşı desteklediğimiz El Nusra mü-

cahitlerine aşağıda belirlenen çer-çevede desteğin sunulması mücahit-lerin ülkemiz sınırlarından Suriye'yegeçişlerinde Hatay ilimiz stratejikbir konuma sahiptir. İslamcı gruplaralojistik desteğin aktarılması eğitimlerive yaralıların tedavisi ve mücahitleringeçişleri ağırlıklı olarak buradanyapılacaktır. Milli İstihbarat Teşki-latımız ve ilgili merciler bu konudagörevlendirilmiştir.”

Spor Bakanı Suat Kılıç, Alman-ya'da IŞİD'ı destekleyen bir grupselefi cihatçıyı ziyaret etti. Bu grupaynı zamanda, destekçilerine bedavaKuran dağıtarak Suriye ve Irak'ta in-tihar saldırılarını finanse etmek içinpara toplamasıyla tanınıyor.

AKP Meclisi üyesi Selim Yağmur,

Facebook sayfasında şunları yazdı:“İŞİD iyi ki varsın Allah kurşununuazaltmasın.”

İzmir'in Selçuk ilçesinde TahsinAğa Camisi'nde gerçekleştirilecekmevlide AKP kadın kolları "IŞİD lo-golu davetiye bastırarak mevlit çağrısıyaptılar"

AKP dolaylı ya da doğrudan des-teklerini devam ettirmektedir. IŞİD'inTürkiye faaliyetleri MİT eliyle yü-rütülmektedir. AKP halk üzerindekikorkuyu bu örgütü kullanarak bü-yütmeye çalışmaktadır.

Ülkede yapılan her katliamın biz-zat sorumlusu AKP'dir. Bunun IŞİDeliyle yaptırılması bile bu gerçekliğigizlemesine hizmet etmiyor.

TECRİT, KATLİAM VE DİRENİŞÇERÇEVESİNDE HAPİSHANELER GERÇEĞİ

SEMPOZYUMUNA ÇAĞRIMIZDIRTürkiye, 19 Aralık 2000 sabahına kanlı bir operas-

yonla uyandı. Ana akım medya tarafından “Sahte Oruç-Kanlı İftar” manşetleriyle sunulan katliam operasyonu-na, “Hayata Dönüş” adı verildi.

19-22 Aralık 2000 sabahında, ülke çapında eşzamanlı olarak 20 hapishaneye başlatılan ve kimyasalsilahların da kullanıldığı operasyonlarda 6 kadın diridiri yakıldı, birçok tutsak kimyasal gazlarla, kurşunlarlaya da bombalarla katledildi. 2000-2007 yılları arasıgerek hapishanelerde gerekse dışarıda sürdürülen vederneğimiz üyesi avukat Behiç AŞÇI’nın da katıldığıölüm oruçları neticesinde, toplam 122 insan yaşamınıyitirdi.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ŞubesiHapishane İzleme Komisyonu olarak bizler, F Tipi tecritmodelinin uygulamaya geçilmesinin 15. yılı olmasıvesilesiyle 23-24 Ocak 2016 tarihinde ‘Tecrit, Katliamve Direniş Ekseninde Hapishaneler Tarihi’ başlıklı birsempozyum düzenleme hazırlığı içerisindeyiz.

Genel olarak kapatılmanın, hapishanenin tarihine,

bilimsel ve politik açıdan tecrit konularına değinmeyeçalışacağız. Gazeteci ve yazarların katılımı ile hapisha-ne direnişleri ve katliamlarında medyanın rolünü tartışa-cağız. Hem ülkemizden aydınların hem de yurtdışındankonukların katılımıyla; hapishane direnişleri ve katli-amlar karşısında toplumsal muhalefetin durumunu veyine hapishane katliamlarının toplumsal muhalefeteetkisini ele alacak, deneyimlerimizi paylaşacağız. Veelbette, Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ŞubesiHapishane İzleme Komisyonu olarak “Hayata Dönüş”katliamı sonrası F tipi hapishanelere ilişkin 15 yılı kap-sayan genel bir rapor açıklayarak ve ortak mücadeletemennilerimizi dile getirerek sempozyumu noktalaya-cağız.

Derneğimizce düzenlenecek olan hapishaneler, tecritve politik tutsaklık temalı bu sempozyuma katılımınızıtemenni ederiz.

Saygılarımızla...YER: İstanbul Barosu Bakırköy Hizmet Binası.Av. Şükrü Alparslan Konferans Salonu(Bakırköy Adliyesi Karşısı)TARİH: 23-24 Ocak 2016 SAAT: 10:00

Gülsuyu - Gülensu Mahallesi’nde herhafta düzenli olarak yapılan pazar kahvaltısı17 Ocak’ta Engin Çeber HalkKütüphanesi’nde yapıldı. 20 kişinin katıldı-ğı kahvaltı 1 saat sürdü.

ÇHD İstanbul Şubesi: Uluslararası Hapishane Sempozyumu’na Çağrımızdır

Kuruçeşme’de devrimci işçiler, sürekli hale getirdiği PazarKahvaltılarını, 17 Ocak günü de gerçekleştirdi. KuruçeşmeKültür Derneği’nde Kuruçeşme Mahallesi’nde oturan işçiler biraraya gelerek kahvaltı yaptı. Ardından Yürüyüş dergisinden baş-yazıyı okudular ve yazı hakkındaki görüşlerini bildirdiler.

Kuruçeşme’de Devrimci İşçi HareketiPazar Kahvaltılarına Devam Ediyor

Gülsuyu–Gülensu’da GelenekselPazar Kahvaltısı Yapıldı

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!11 2

Page 13: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Kuzey Kore’nin geçtiğimiz gün-lerde “hidrojen bombası denemesi”yapması emperyalist ülke ve kuru-luşlarca tepkiyle karşılandı.Emperyalistler Kuzey Kore’ye karşıhayata geçirilecek yeni yaptırımlarıtartışmaya başladılar. Öyle bir havayaratıldı ki adeta Kuzey Kore“dünya barışını tehdit eden” birülke olarak suçlandı.

Burjuva basının, emperyalistbasının attığı başlıklar buna uygun-du:

“Uluslararası barış ve güvenliğitehdit”...

“Kuzey Kore dünyayı korkutu-yor”…

“Kuzey Kore hidrojen bombasıdenemesi yaptığını açıkladı, dünyaayağa kalktı! Bu gelişme üzerineBirleşmiş Milletler GüvenlikKonseyi’nin (BMGK) acil toplantıyapacağı öne sürülürken, ülkelerdentepki üzerine tepki geliyor.”

Emperyalistlerin hizmetindekibir kuruluş olan Nükleer Dene-melerin Kapsamlı YasaklanmasıÖrgütü “Kuzey Kore’nin hamlesi-nin, evrensel olarak kabul edilen venükleer denemelere karşı geliştirilennormun ihlâli olduğunu” söyledi.Örgüt “bu ayrıca uluslararası barışve güvenliğe karşı somut bir tehditoluşturuyor” dedi.

Emperyalist ve işbirlikçiler cep-hesinden ilk tepki Kuzey Kore’ninkomşusu olan Güney Kore yöneti-minden geldi. Güney Kore emper-yalizmin yeni-sömürgesi ve işbirlik-çi bir yönetime sahiptir. İşbirlikçiGüney Kore yönetimi, KuzeyKore’nin “silah denemesi sonrasın-

da “Birleşmiş Milletler yaptırım-larının da aralarında bulun-duğu tüm muhtemelönlemleri alacağız”açıklamasını yaptı.İşbirlikçi Güney Koreyönetimi, hemen her işbirlik-çi yeni-sömürge ülkede olduğugibi Amerikan ve emperyalizm

işbirlikçiliğini “suni bir dış tehdityaratarak gizlemiş ve meşrulaştır-maya çalışmıştır.

Emperyalist Japonya, KuzeyKore’nin denemesini “ülkesiningüvenliğine tehdit” olarak değerlen-dirirken “Kuzey Kore’nin nükleersilahsızlanmaya meydan okumasınakarşı sert yanıt vereceğiz” dedi.

Dünya halklarının baş ve ortakdüşmanı Amerikan emperyalizmiise yaptığı açıklamada “Kuzey Koretarafından yapılan provokasyonagereken yanıtın verileceğini” belirt-ti. Açıklamada “Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi’nin kararlarınınihlâlini kınıyoruz ve bir kez dahaKuzey Kore’ye uluslararası zorun-luluklara ve taahhütlere riayet etme-si çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Kuzey Kore’nin denemesini ken-disi için fırsata dönüştürmek isteyenAmerikan emperyalizmi “bölgedekimüttefiklerini korumaya devam ede-ceğini” açıkladı.

İngiltere, Fransa gibi belli başlıemperyalist ülkelerde yaptıklarıaçıklamada Kuzey Kore’nin silahdenemesinin Birleşmiş MilletlerGüvenlik Konseyi kararlarının ihlalive bir provokasyonu olarak nitele-yerek “uluslararası toplum bunasert yanıt vermelidir” çağrısı yaptı-lar.

Rusya ve Çin de yaptıkları açık-lamada Kuzey Kore’nin denemesi-nin “BMGK kararlarının ihlaliolduğunu, bundan uzak durmasıgerektiğini” belirttiler.

Kuzey Kore’yi suçlayan açıkla-maların temeli olarak BMGK’nin1874 sayılı kararı gösterilmektedir.

1874 Sayılı BMGK KararıNedir?

Birleşmiş Milletler GüvenlikKonseyi 12 Haziran 2009 tarihindetoplanarak, Kore Demokratik HalkCumhuriyeti’nin 25 Mayıs 2009tarihindeki nükleer denemesi ilemüteakip tarihlerdeki füze deneme-lerine karşı oybirliği ile 1874 sayılıkararı almıştır. (2012, 2013 yılların-da da ek kararlar alınmıştır.)

Bahse konu karar, bir önceki1718 sayılı karara kıyasla, KoreDemokratik Halk Cumhuriyeti’ninmali işlemlerine ve silah sanayiningelişmesine yönelik kısıtlamalariçermekte, ayrıca açık denizlerdeseyreden ve Kore Demokratik HalkCumhuriyeti ile ticaret yapan gemi-lerin kargolarının denetimine ilişkinhükümler içermektedir.

Karar, Kuzey Kore’nin balistikfüze teknolojisi geliştirmesiniyasaklayarak buna uymaya zorla-mak için ambargo ve yaptırımlartaşıyan, emperyalistlerin çıkarlarınıesas alan bir karardır.

Güvenlik Konseyi kararı vb. işindemagojisidir. Bu kararlarda halkla-rın hiçbir iradesi yoktur. Kararı alanda uygulayan da emperyalist hay-dutlardır. Gösterilen tepkilerin,yaratılmaya çalışılan havanın, alınanve alınacak ambargo ve yaptırımla-rın anlamı açıktır;

Emperyalizmin halk düşmanıyüzünü gizlemek;

Emperyalist haydutluğa karşıhalkların kendilerini savunma hak-kını elinden almak;

Emperyalizm işbirlikçiliğini,yeni sömürgeciliği tek seçenek ola-

Kuzey Kore’nin Emperyalist Haydutlara Karşı Kendini Savunması Meşrudur

DÜNYA HALKLARI! EMPERYALİST HAYDUTLARA KARŞI SİLAHLANIN!DÜNYA HALKLARI! EMPERYALİST HAYDUTLARA KARŞI SİLAHLANIN!

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

1 3DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 14: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

rak sunup meşrulaştırmak;Bu gerçekler gözardı edilerek

Kuzey Kore’nin silahlanmasını“barış”, “silahsızlanma”, “dünyaiçin tehdit” vb. diyerek mahkumetmek emperyalizme hizmet etmek-tir, onun ağzıyla konuşmaktır.

Dünya Halkları İçin Tekve En Büyük TehlikeEmperyalist-KapitalistDüzendir

Emperyalistler ve işbirlikçilerikendi düzenlerinin tehdit edildiğinihissettiklerinde ya da kendi düzenle-rine boyun eğmeyen ülke ve yöne-timler karşısında her zaman aynıyalanı kullandılar: “Uluslararasıbarış için, dünyanın güvenliği içintehlikeli”.

“Uluslararası barış” denen şeyuydurma bir söylemdir. “Uluslar-arası barış” denen bir şey yoktur.Emperyalist haydutluk vardır.Emperyalizmin dünya halklarınıazgınca sömürüsü, zulmü ve katli-amları vardır. Dünyada barış emper-yalizm yeryüzünden silinmedenmümkün değildir. Dünya halklarıarasındaki barışı, halkların güvenli-ğini tehdit eden emperyalizmdenbaşkası değildir.

Dünyanın hemen her köşesinde,halkların ulusal, sınıfsal kurtuluşmücadelesinin olduğu her yerdehalklarının başına bombalar yağdıranKuzey Kore değil emperyalistlerdir.

Dünya halklarını katleden, ülke-leri işgal eden, talan eden, yağmala-

yan Kuzey Kore değil, Amerikan,İngiliz, Fransız, Alman, Japonemperyalistleridir.

Japonya’ya atom bombasını atanKuzey Kore değil, ABD emperya-lizmidir.

ABD emperyalizmi 6 Ağustos1945’te Japonya Hiroşima’ya ilkatom bombasını attı. Bomba biranda 92 bin kişinin ölümüne nedenoldu. Açığa çıkan radyasyon dolayı-sıyla da 1950 yılından itibaren 200bin kişi daha hayatını kaybetti.

Hiroşima’ya atılan bombadan üçgün sonra yine ABD emperyalizmibu kez de Nagasaki’ye bir plüton-yum bombası attı. Bomba yüzündenilk anda 70 bin kişi öldü. On binlerceinsan da ilerleyen yıllarda nükleerserpinti sonucu hayatlarını kaybetti.

Dünyanın her köşesinde iç savaş-lar çıkartan, yeni silah teknolojileri-ni halklar üzerinde deneyen, bilim-sel buluşlar yapmış gibi katliamsilahlarının reklamlarını yapanKuzey Kore değil emperyalistlerdir.

Dünya halkları için tehdit K.Kore değil, emperyalistlerdir. Enbüyük terörist, en büyük katil baştaABD olmak üzere emperyalistlerdir.

Emperyalistler Her TürlüSilaha Sahip OlurkenHalkların SilahlanmasınaKarşı Çıkmak Onları Savunmasız Bırakmaktır

Dünyanın en büyük silah üretici-si ve satıcısı durumunda olan ülkeABD’dir. Bu bile tek başına halklariçin gerçek tehlikenin kim olduğunugösteriyor.

Stockholm Uluslararası BarışAraştırmaları Enstitüsü (SIPRI)2015 yılında yaptığı araştırmayagöre dünyanın en büyük 100 silahüreticisini listeledi. 100 firmanıntoplamda üretim maliyetleri baz alı-narak 400 milyar dolar değerindesilah sattığı ortaya çıktı.

Silah satışlarından en fazlagelir elde eden dünyanın en büyük20 silah üreticisi içinde ilk altısırada 5 ABD, toplamda ise 10ABD silah tekeli vardır.

1. ABD Lockheed Martin -

35.49 Milyar Dolar2. ABD Boeing - 30.7 Milyar

Dolar3. İngiltere Bae Systems - 26.82

Milyar Dolar4. ABD Raytheon - 21.95

Milyar Dolar5. ABD Northrop Grumman -

20.22 Milyar Dolar6. ABD General Dynamics -

18.66 Milyar DolarDünya halklarının kanlarını

dökerek, milyarları açlığa, yoksullu-ğa mahkum ederek milyar dolarlarkazanan emperyalist tekeller, baştaABD emperyalizmi olmak üzereemperyalist ülkelerdir.

Uluslararası Adalet Divanı’-nda emperyalist, siyonist haydutve katiller yargılanmazlar, onlarıyargılamazlar. Uluslararası AtomEnerjisi Kurumu, emperyalistkapitalist ülkelerin, siyonistİsrail’in nükleer silahlanmasınases çıkartmaz ama Irak, İran,Kuzey Kore’yi insanlığı tehditeden nükleer silahlanma içindeolmakla suçlar.

Bu emperyalist dünyada halklarınkurtuluşu için savaşmak nasıl kimeşru bir hak ise, emperyalist hay-dutlara karşı silahlanmak da meşru-dur. Tersi emperyalist kapitalist düze-ne boyun eğin, ses çıkarmayın, silah-lanmak da, şiddet uygulamak dasadece emperyalizmin hakkı demek-tir. Ancak kölece yaşamayı kabuleden bir halk buna boyun eğer. KuzeyKore’nin dünya halklarını kan gölüneçeviren emperyalistlere karşı her türlüaraçla kendini savunması meşrudur.Kuzey Kore, emperyalist tehlike kar-şısında elinde nükleer silahları bulun-durma üstünlüğüne hakim olmak isti-yor. Çünkü biliyor ki, emperyalistlermutlaka her fırsatta kendilerine saldı-racaktır. Nükleer silahlar üzerindekibu dengeler iki cephe arasındaki sınır-ları belirlemektedir.

Biz bu bombaların dünya halkla-rına karşı kullanılmasını kesinlikleonaylamayız, ancak ortadaki ger-çekliği de herkes görmeli, kavrama-lıdır.

Dünya halkları, emperyalist hay-dutlara karşı silahlanın.

Dünyanın hemen herköşesinde; halkların ulusal,

sınıfsal kurtuluş mücadelesininolduğu her yerde; halklarınbaşına bombalar yağdıran

Kuzey Kore değil,emperyalistlerdir.

Dünya halklarını katleden,ülkeleri işgal eden, talan eden,yağmalayan Kuzey Kore değil,

Amerikan, İngiliz, Fransız,Alman, Japon emperyalistleridir.

Japonya’ya atom bombasınıatan Kuzey Kore değil, ABD

emperyalizmidir.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!1 4

Page 15: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Geçtiğimiz günlerde BİA (Ba-ğımsız İletişim Ağı) 3 aylık MedyaGözlem Raporunu açıkladı. Ekim-Aralık 2015 dönemini kapsayanraporda yer alan bazı veriler şöyle:

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ahakaret veya kişilik haklarına saldırıiddiasıyla, 42’si gazeteci 93 kişiyeişlem yapıldı; bunlardan 6 gazetecive bir siyasetçi toplam 6 yıl ve 24gün hapse (11 ay 20 günü ertele-meli) mahkum edildi.

- 15 gazeteci, 1 medya grubuve 1 medya organı saldırıya uğradı.Antep’te 3 Suriyeli gazeteci öldü-rüldü. 4 gazeteci, 5 medya organıtehdit edildi.

- En az 213 gazeteci ve medyaçalışanı işten çıkarıldı veya işten çık-ma zorunda kaldı.

- 4 gazeteci ve 1 siyasetçi TCK’nin299. maddesinden ve CumhurbaşkanıErdoğan’a hakaret suçlamasıyla top-lam 2 yıl 10 ay 27 gün (11 ay 20günü ertelemeli) hapis cezasına mah-kum edildi. 8 gazeteci ve bir eskivekil hakkında yazı, görüş ve eleşti-rileri nedeniyle ‘cumhurbaşkanınahakaret’ten ve TCK’nin 299. mad-desinden yeni dava açıldı.

- 26 gazeteci TMK uyarınca 337yıl 6 ay hapis istemiyle yargılanı-yordu; bunlardan 3’ü ‘Örgüt açıkla-maları yayımlamak’ ve ‘Terör örgütüpropagandası yapmak’ iddiasıyla top-lam (1 yıl 6 ay 22 günü ertelemeli) 6yıl 3 ay 22 gün hapis ve 24 bin TLpara cezasına mahkum oldu.

- Yüksek Seçim Kurulu (YSK),1 Kasım 2015 erken genel seçimlerisürecinde, 61 TV kuruluşuna toplam117 yayın durdurma cezası, 39 tel-evizyona da 59 uyarı cezası verdi.

- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(RTÜK), Ekim-Aralık 2015 döne-minde haber, film ve program ya-yınlarından dolayı TV kuruluşlarına24 uyarı, 23 para cezası verdi.

Tüm bu veriler sadece son üç

ayda yaşanan saldırıların bir özetidir.Ancak yaşananlar bunlarla sınırlıdeğil elbette. En son örneklerdenbiri, “Barış İçin Akademisyenler”grubuna yönelik yaşanan linç saldı-rılarıdır. Kürt halkına yönelik saldırıve katliamların son bulmasını isteyenve bunun için bir imza metni yayın-layan akademislenler, Tayyip Erdoğantarafından “vatan haini” ilan edildi.

Erdoğan’ın en ufak bir sözünüdahi talimat kabul eden savcılar, rek-törler, mafya bozuntuları ve sivil fa-şistler tarafından akademisyenlere yö-nelik saldırı ve linç furyası başlatıldı.

Beyaz Show programında Kürthalkına yönelik saldırı ve katliamlarıdile getiren, bunların son bulmasıiçin çağrı yapan Ayşe öğretmeninbaşına gelenler de yaşanan en sonörneklerden biridir. Ertesi sabahakalmadan Ayşe öğretmen hakkındada AKP yandaşları tarafından linçkampanyası başlatıldı. Milli EğitimBakanlığı, kimdir bu Ayşe öğretmendiye hızla harekete geçerken, tümokul yönetimlerine, muhalif tüm eği-timcilerin kendilerine “derhal” bil-dirilmesi için yazılı bir talimat gön-dererek sürek avı başlattı.

AKP iktidarının muhalif en ufakbir sese dahi tahammülü yok. İstiyorlarki herkes iktidarın borazanını öttürsün,herkes AKP’ye biat etsin, yaşanan tümsaldırıları sineye çeksin, “buna daşükür” desin. Ama öyle olmuyor işte.

Tüm saldırı ve linç politikasınakarşı adaletsizliklere karşı sessiz ka-lamayan, insan onuruna ve vicdanınasahip çıkanlar korku duvarlarını aşa-rak duygu ve düşüncelerini dile ge-tirmeye devam ediyorlar.

En ufak bir muhalif ses, en ufakbir itiraz dahi AKP iktidarının korku-larını katlayarak büyütüyor. Bu kor-kunun bir ifadesi olarak da kendindenolmayanlara karşı, mafyacı artıkla-rından siyasetçilere, satılık kalemlerdensavcılara, hakimlere kadar tüm işbir-likçileri ve yardakçıları ile birliktelinç kampanyaları örgütlüyorlar.

Üstelik bu linç kampanyasınınyelpazesi, katliamdan saldırı, tehditve engellemeye, soruşturma açılma-sından on yıllara varan hapis ceza-larına, yasaklama ve toplatmalardanyayın ya da TV. kapatmaya varanakadar geniş bir açıya sahip. AKP ik-tidarı bu konuda hiçbir sınır tanımıyor.

Bu ülkenin onurlu aydınları, ga-zetecileri, sanatçıları AKP’nin bupervasızlığına karşı sessiz kalmama-lıdır, kalmayacaktır. Yaşanan tüm busaldırılarda gördüğümüz üzere, AKPiktidarı tüm güçleri ile birlikte top-yekün saldırıyor, linç kampanyalarınıörgütlü bir şekilde yürütüyor.

Bu saldırıları püskürtmek içinhalkın her kesimi de örgütlü bir şe-kilde mücadele vermek zorundadır.Bu, bir ihtiyaç olmanın da ötesindebir zorunluluktur.

AKP Faşizmi; Gazetecilere, Aydınlara, Sanatçılara

Saldırı ve Linçlere Devam Ediyor!

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

1 5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 16: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

MİT TIR’larıyla ilgili yaptığıhaberden kaynaklı bizzat Tayyip Er-doğan'ın talimatıyla tutuklanan ga-zeteci Can Dündar ve Erdem Gül'ünuğradığı haksızlığa karşı kendileriy-le dayanışmak için hem çalıştıkları ga-zeteyi ziyaret etmiştik hem de ken-dilerine mektup ve kitap yollamıştık.

Yolladığımız kitaplar : 122 şehit 1-2, Büyük Direniş ve Sol, Büyük Dire-niş ve Medya, Aydınlarla Tartışmalar,Tecrit 1-2. Bu kitaplar 19 Aralık Kat-liamıyla başlayan F Tipi hapishanelersaldırısına karşı içeride devrimci tut-sakların ve dışarıda TAYAD'lıların bir-likte yürüttüğü 7 yıllık Büyük ÖlümOrucu Direnişi’ni, F Tipi Hapishanelerpolitikasını, Büyük Direniş boyunca ay-dınlarla, Türkiye soluyla yaşanan tar-tışmaları, medyanın tavrını anlatıyor.

Bu kitaplarda yazan bilgilerin ta-mamı Can Dündar'ın da yazılarındasık sık dile getirdiği tecrite karşı, hüc-re hücre eriyerek direnenlerin ödedi-ği bedeller karşılığında öğrenilmiştir.Tecrit saldırısına karşı yürütülen Bü-yük Direniş'te 122 şehit verildi, yüz-lerce insanımız sakat kaldı. Tecriti an-

latmak ve sansürü kırmak için bin-lerce eylem yapıldı. F Tipi hapisha-neler açılalı 15 yıl oldu ve 15 yıldırtecritle ilgili çok fazla şey öğrendik.

Henüz F Tipi hapishaneler açıl-madan, Avrupa emperyalistlerininuyguladığı örnekleri incelemekle baş-lamıştık. Tecritin insan psikolojisiüzerindeki etkisi ile ilgili birçok şeyokumuştuk bu kitaplarda fakat tecri-te karşı nasıl sağlıklı kalınabileceğiyleilgili hiçbir şey yoktu.

Can Dündar ve Erdem Gül'e yol-ladığımız kitaplarda tecrite karşı na-sıl mücadele ettiğimiz, bütün dünyaemperyalistlerinin uyguladığı bu po-litikayı nasıl paçavraya çevirdiğimizyazıyordu ve bu sebeple kitaplarımı-za el koydular. Çünkü 122 şehitle sür-dürülen büyük direnişin amiral gemisiolduğu ve tecrite karşı mücadeledeedindiğimiz onca tecrübe ve bilgi, ar-tık zulme karşı direnen tüm insanlı-ğın ellerindeydi bu kitaplarla.

Bu kitaplarda yazan bilgiler büyükbedellere mal oldu ve bu bilgileri tümdostlarımıza ulaştırmak biz TAYAD'lıailelerin boyunun borcudur. Can Dün-

dar ve Erdem Gül'e yolladığımız ki-taplara el konulmasına hiç şaşırmadıkçünkü AKP'nin hapishaneler politika-sını çok iyi biliyoruz. Elbette ki tecri-te karşı kazandığımız zaferleri anlattı-ğımız kitapları engellemek isteyecek-lerdir, elbette ki 15 yıldır F Tipi hapis-hanelerde devrimci kimliğini koruya-rak yaşayanların tecrübelerinden fay-dalanmasını istemeyeceklerdi.

F Tipi Hapishanelerde sağlıklıkalmanın ve tecritin etkilerini yaşa-mamanın tek bir formülü vardır, hertürlü saldırıya, küçük büyük demedendirenmek.

Tecrite karşı mücadelede esasolan tecrit saldırısını geri püskürt-mekle birlikte tecrite karşı direnme-ye başlamaktır.

Zafer direnmektir ve tecrit koşul-larında akıl sağlığını korumanın tekyolu Özgür Tutsakların seçtiği dire-niş yoludur. TECRİT İŞKENCEDİR!TECRİTE SON!YAŞASIN BÜYÜK DİRENİŞYAŞASIN ZAFER!

TAYAD'lı Aileler

Can Dündar ve Erdem Gül'e Yolladığımız Kitaplara Elkonulmasına Hiç Şaşırmadık!

Çünkü AKP'nin Hapishaneler PolitikasınıÇok İyi Biliyoruz!

Tutsağımız Filiz Gencer’in Annesi Vefat Etmiştir!Tutsağımız Filiz Gencer’in annesi Leyla Gencer dün (13

Ocak) vefat etmiştir. Cenaze Mezitli Köprüsü yanındaki UluCamii’nden öğlen namazından sonra kalkacaktır.

Tutsağımız Filiz Gencer’e mektup yazıp başsağlığı di-lemek isteyenler için adres:

Uşak E Tipi Hapishanesi – UşakAilesine ulaşmak için Adres: Menderes Mah. Barbaros

Hayrettin Paşa Cad. Seheryıldızı Sitesi C blok Daire:1Mezitli-Mersin Tel: 0224 358 19 42

���

Günay Özarslan’ın Babası Dursun Özarslan’ı Kaybettik!

Şehidimiz Günay Özarslan ve Özgür Tutsak HüseyinÖzarslan’ın babası Dursun Özarslan’ın cenazesi TuzlaAydınlı Cemevi’nden kaldırıldı.

Tutsağımız Hüseyin Özarslan’a mektup yazıp başsağ-lığı dilemek isteyenler için adres:Sincan F TipiHapishanesi/Ankara

TAYAD’lı Aileler

TAYAD’lı Aileler

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!1 6

Page 17: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

15 Ocak Cuma günü saat 19:00 'da İdil Kültür MerkeziSinema Salonu'nda üçüncü kez bir araya gelen tiyaro eki-bi çalışmasını coşkuyla yaptı. Gözaltında kayıpları ve dev-letin kontrgerillla faaliyetinin oynandığı tiyatronun sonunda,Türkiye'nin kontrgerilla eliyle kaybedilen ilk aydını Sa-bahattin Ali'nin kaleminden Benim Meskenim Dağlardırşarkısı söylendi. 7 Şubat 30. Yıl TAYAD Etkinliği'ne ha-zırlanan TAYAD, TAYAD’ın 30. yıl Belgeseli çekimleri baş-ladı.

TAYAD’ın 30. yıla yönelik etkinlik ve çalışmaları ara-sında olan TAYAD 30. Yıl Belgesel çekimi başladı. FO-SEM (Fotoğraf ve Sinema Emekçileri) ve TAYAD ortakçalışması olan TAYAD BELGESELİ , TAYAD'ın 30 yıl-lık direniş dolu onurlu tarihini anlatacak.

Belgesel Anadolu topraklarında faşizme karşı ailelerinmücadelesini; 80 cunta faşizmini, 84, 96, 2000 Ölüm Oru-cu ve hapishaneler direnişini, kayıpları, hasta tutsaklarınzaferini, TAYAD'ın Türkiye ve dünya devrim tarihindekiönemini anlatacak. Yaşayanların ve tanık olanların birebiranlatımlarıyla ve devrim mücadelesi içerisinde şehit dü-şenlerin anılarıyla onur, namus ve adaleti kafalarda so-mutlayacak.

Tüm halkımızı, dostlarımızı ve büyük ailemizin tüm fert-lerini TAYAD belgeselinin mutfağında yer almaya, bir par-çası olmaya davet ediyoruz. Önce evlatlarını, sonra ev-latlarının düşüncelerini sahiplenen, devrimci mücadeledeyol açıcı olan, direniş öğretmenliği yapan, vefanın, feda-karlığın, sahiplenmenin ve direngenliğin en büyük ör-neklerini yaratan TAYAD'lıların onurlu tarihini tarihe birkez de 30.Yıl Belgeselimizle not düşeceğiz.

�� � �

Şehit ve Tutsak Aileleri ZiyaretiTAYAD'lı AİLELER olarak 17 Ocak Pazar günü Top-

kapı bölgesinde şehit ve tutsak ailelerimize ziyarettebulunduk.

Toplam 6 ailemize 7 Şubat'ta Şişli Kent Kültür Mer-kezi’nde gerçekleştireceğimiz TAYAD'ımızın 30.Yıl

Etkinliğine davet ettik, ayrıca etkinlikte açacağımız Ta-rihi Yazanlar Müzesi için ailelerimizden topladığımız şe-hitlerimizin anıları olan eşyalarını topladık.

TAYAD'LI AİLELER Topkapı Bölgesi Şehitve Tutsak Aileleri Komitesi

� � �

30.Yıl TAYADHasan Beyaz TiyatroÇalışmalarıSürüyor...

7 Şubat Pazar günü30. yılını kutlayacak olanTAYAD'lı aileler Anka-ra'da çalışmalarına devamediyorlar.

"Özlem Durakcan ElinAltı Tiyatrosu" olarak ça-lışma yapan TAYAD'lı ai-leler oynanacak oyununtaslak çalışmasını yaptılar.Şair-yazar Mehmet Özer’in katkılarıyla yapılan çalışma-ya 10 TAYAD'lı katıldı.ANKARA TAYAD

TAYAD, Faşizme Karşı 30 Yıllık Mücadelesinin

Belgeselini Yapıyor

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

1 7DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 18: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Soma ile Kınık arasındaki EynezTepesi daha önce hiç böyle bir çadırgörmemişti. Çünkü bu direniş çadı-rıdır. Madencilerin onurunu temsileden bu çadırı yıkmak, dağıtmak,içini boşaltmak için halk düşmanlarıellerinden geleni yaptı, yapıyor. Amabütün bunlara rağmen bu çadırı bu-radan söküp atamadılar. Direniş ça-dırının temsil ettiği maden işçisininonurunu ayaklar altına alıp ezeme-diler. Maden emekçileri işte bununfarkındalar.

Eynez tepesindeki maden ocağınıntam giriş kapısının önünde duruyordireniş çadırı. Gelen geçen bütünişçiler bu çadırı görüyor. İşçilerinçadıra yönelmeleri, oradaki direniş-çilere selam vermeleri yasaklanmışdurumda. Çadırın üstündeki tepelikalana bir mobese taktırdı şirket yet-kilileri. Madenin içinde gözdağı ver-dikleri işçileri bir de böyle korkutupyıldırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsayapsınlar işçilerin gözleri de gönülleride direniş çadırında. İşçi servislerininiçindeki madencilerin gözlerini ça-dırdan ayıramıyorlar.

İmbat Madencilik Genel Müdürübütün bunların farkında olarak diyorki “atılan işçileri geri almak bizimiçin sorun değil ama; o zaman ma-dencinin bileği bükülemez artık.”Demek madencinin bileğini bükmekistiyorlar... Onun için işten çıkardılardevrimci maden işçilerini işten. Amanafiledir çünkü direniş sürmektedir.Hem de her şeye rağmen...

Direniş çadırının içinde bir emekçivar. Direniyor. Tek başına ama aslayalnız değil... Biliyor çünkü bütünmadencilerin onur ve ekmek kavga-sını somutladığını. Onurundan veekmeğinden vazgeçmemeye kararlıduruyor çadırın içinde. Adı VolkanÇetin... Maden İşçileri Mücadele veDayanışma Derneği’nin başkanı olan

Volkan şu an direnişi sürdüren tekişçi durumundadır. Geri kalan işçilerşirketin ve devletin yürüttüğü psi-kolojik savaştan etkilenen ailelerininbaskısına dayanamayarak direniş saf-larından ayrıldılar. Öyle bir karapropaganda sürdürülüyor ki bunasoldan katılanlar da var. İstiyorlarki kendilerine rağmen başlayıp sürenbu direniş kırılsın.

Öyle ya kendilerini işçi önderisayanlara rağmen bu işçiler nasılböyle bir direniş örgütleyebilir vebir aydır sürdürebilir... DİSK desenizzaten ortada görülmüyor. Oysa iştenatılanlar aynı zamanda DİSK üyesidir.Üyelik aidatları ise TÜRK-İŞ’e öden-mektedir. Direniş karşısında Türkİş’in tavrı neyse DİSK’in tavrı daodur.

Direniş çadırı kararlılığı ve işçinineseri olması yanıyla patronlar karşı-sında dimdik duruyor. Hakkını iste-menin, hakkından vazgeçmemenintimsali olarak ayaktadır direniş çadırı.Ne jandarmanın saldırısı, ne patronuntehditleri, ne de yürütülen kara pro-paganda yıkamadı onu.

Evet, artık her şey daha zordur.Ama bir o kadar da onurludur. Direnişyerine gelip gitmek, ihtiyaçları direnişmevzisine taşımak, direniş nöbetçi-

lerini çadıra götürüp getirmek artıkaşılması gereken yakıcı birer sorun-dur. Kerbela direngenliği tam da bugünler için değil mi zaten... Direniyorişçi Volkan. Haksızlığa karşı Hz.Hüseyin’inki gibi bir sabırla, karar-lıklıkla direniyor.

Volkan’ın kendisini bekleyen üççocuğu var. Çocuklarının geleceğiiçin direniyor. Kınık Soma civarın-daki işçilerin, bütün madencilerin,emekçilerin onuru için direniyor.Bölgenin Çepni Türkmen halkınıncoşkusuyla, başeğmezliğiyle direni-yor. Direnişin dayanışmayla büyü-yeceğini biliyor. Ve onurlu insanları,bütün emekçileri, halk kesimlerinidayanışmaya davet ediyor.

Konuşuyoruz Volkan ile. Zaferhalayının rüyasının gördüğünü an-latıyor. Ömründe hiç sinemaya git-mediğinden zaferi kazandıktan sonraeşini de alıp çoluk çocuk sinemayagitmekten bahsediyor.

Zafer inancından bahsediyor. Gecesoğuk ama direnişin sıcaklığı ileısınıp sohbete devam ediyoruz. Dı-şarda kar, tipi var, ama kimin umu-runda... Esas olan direnişin sürekli-liğidir. O koşullarda o çadırda çaydemlemeye çalışıyoruz. Demliyoruzda... Bütün dostlarımızı da bu direniş

İMBAT DİRENİŞİ MADENCİLERİN ONURUDUR!İMBAT DİRENİŞİ MADENCİLERİN ONURUDUR!

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!1 8

Page 19: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

çayından içmeye çağırıyoruz.Direnişi bırakan işçi arkadaşlar

üzerine konuşuyoruz. Üzülüyoruzdüştükleri duruma, bir yandan da kı-zıyoruz ama biliyoruz ki onların yeridireniş çadırının içidir. Çünkü başkahiçbir yerde yüreklerini ısıtamazlar.Ne şirketin vaatleri, ne devletinbaskısı ne de ailelerin duygusallığıbu gerçeği değiştiremez.

İmbat Direnişimiz birkaç gün ön-cesine kadar şirketin Alsancak’takigenel müdürlüğünün önünde de birdireniş mevzisi açmıştı. Açılan herçadıra İzmir polisi saldırmış olsa daorayı bir direniş mevzisine çevirme-mizi engelleyememişlerdi. Ama şimdidirenişçi sayısı düşünce oradan geriçekilinmiş olundu. Ve fakat yine dekimi zamanlar şirketin karşısına geçipdirenişin haykırışı yükseltmeye devamedilecek.

Eynez Tepesi daha önce tanık ol-

madığı bu çadıra bağrını açmış du-rumda. Biliyor ki bu çadır o asalakburjuvalar karşısında halkı, haklılığı,emekçinin onurunu temsil ediyor.Eynez Tepesi, bu derme çatma çadırıkucaklamıştır artık. Ve bu çadırıniçinde bir işçi tek başına direnmeyedevam ediyor. Madencilerin bileğinibükmeye, boynunu eğmeye çalışanalçak burjuvaların üzerine üzerineyürüyor.

Direnişin ne kadar önemli oldu-ğunun farkında olan şirket yetkilileri,direnişi kırmak için ellerinden geleniyapıyorlar. Öyle ki atacakları işçileribile bu yüzden atamadılar. Biliyorlarki her atılan işçi direniş mevzisinigüçlendirir. Artık kimse çaresiz ol-mayacak. Artık boyun eğilmeyecek.Ve kimse madencilerin bileğini bük-meye cüret edemeyecek. Madencilerdirenişleriyle tarih yazmaya başladılarartık. Zaferi de yazacaklar Eynez

Tepesinin göğsüne. Direniş ateşi kö-

mürü tutuşturdu artık ve direnişin

kömürü patladığında bu kez patronlar

yanıp kavrulacaklar. O soysuzlar 301

kez yaktılar bizi... Yetmedi kara kış

günü işimizden attılar. Yetmedi di-

renişi kırmak için her türden saldırıyı

yürüttüler. Ama bütün bunlar direniş

çadırının varoluşunu engelleyemedi.

Orada, o tepede, Eynez Tepesi’nde

bir işçi direniyor. Tek başına ama

yalnız değil. Bütün madencilerin,

işçi sınıfının onuru olarak direniyor

ve emekten yana herkesi direnişi sa-

hiplenmeye çağırıyor. Bu sesi duyalım

ve yayalım cümle cihana...

İMBAT DİRENİŞİMADENCİLERİNONURUDUR!

17 Ocak’ta Devrimci İşçi Hareketi işçilerle biraraya gelerek “Hukuk ve Dayanışma Paneli” gerçek-leştirdi. İlk olarak DİH’li bir devrimci işçi DİH adınakonuşma yaptı.

Konuşmasında; DİH’in mücadele çizgisinden, tari-hinin direnişlerle ve zaferlerle dolu bir tarih olduğunu”panele gelen işçilere aktardı. Direniş ve zaferler konu-sunda tek kişilik direnişleriyle tüm işçilere örnek olanTürkan Albayrak ve yakın zamanda Kıraç FabrikalarBölgesi’nde direnerek kazanan Erkan Munar’danörnekler verdi.

Ardından halkın ve Devrimci İşçi Hareketi-HukukKomisyonu avukatı olan Süleyman Gökten panelegelen işçilere hukuki haklarından ve işe girerken,çıkarken, çalışırken, iş güvenliği ve iş sağlığı hakkındaişçileri bilgilendirdi. Ve işçilerin sorularını yanıtladı.

Son olarak iş yerinde sorun yaşayan veKuruçeşme’de oturan bir inşaat işçisi Devrimci İşçi

Hareketi’nin ve DİH-Hukuk Komisyonu’nun ona nasılyardım ettiğini işçilere aktardı. İki saat süren panele 35işçi katıldı.

13 Ocak’ta İzmirAlsancak’ta çadır açarkengözaltına alınan, Direnen İmbatMaden İşçisi Öncü Çetin ve des-teğe gelen Mehmet Ter gece saat22.00’de serbest bırakıldı.

DDirenen İmbatİşçileri Serbest

Bırakıldı13 Ocak’ta Berkan Abatay 589 Spor Merkezi çalışanları, direnenİmbat Maden İşçilerinin yanlarında olduklarını yazılı bir açıklamayayınlayarak açıkladılar.

Açıklamada kısaca şu sözlere yer verildi; “Haklarını savunduklarıiçin işten atılan İmbat Maden İşçileri direnişlerinin 26. günündeler.Maden işçisi alanına örnek olan bu direnişin yanındayız! İşçiyi, emek-çiyi, insanlığı savunmanın, onurun adı olan Berkan Abatay’ın adıylaişçilerin direnişini selamlıyoruz!”

26. Gününde Direnenİmbat Maden İşçilerinin Yanındayız

Devrimci İşçi Hareketi Hukuk Komisyonu, Yeşilkent Mahallesi’nde...

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

1 9DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 20: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

-İKİNCİ BÖLÜM-

Şu anki Eğitim-Sen Başkanı Ka-muran Karaca’yla devam edelim.

“En son toplu sözleşme toplantısısırasında da yaşadık, kendi haklarımıziçin alana çıkmaya çalıştığımızda,‘flamasız, bayraksız, dövizsiz, kal-dırımdan tek sıra yürüyün’ denilecekkadar ileri faşizan yöntemler kulla-nılıyor. Ne yazık ki, hak arama mü-cadelesinin ortadan kaldırılacağı birsürece doğru gidiyoruz.” diye yakı-nıyor Karaca. Ufkunuzu belirleyecekçizgileri çeken tebeşiri faşizmin elineverdikten sonra flamayı da yasaklar,kaldırımdan da yürütür. Neden şaşı-yorsunuz? Kime şikayet ediyorsu-nuz?

KESK’in eski genel başkanların-dan İsmail Hakkı Tombul gelinennoktayı değerlendirirken KESK’inpolitikalarında ve ideolojik yaklaşı-mında hiç hata görmemiş. YaniKESK, her şeyi yapması gerektiğigibi yapmış da işte şovenizmdenkaynaklı güç kaybetmiş. Bir de“KESK’i adeta bir Kürt siyasal aktörügibi tutum almaya zorlayan siyasetindirgemeci yaklaşımlar”dan kaynaklıKESK kitlesine yabancılaşmış. İsmailHakkı Tombul’un var olandan veherkesin gördüğünden başka birKESK gördüğü açık.

Röportajın 4. bölümünde Satı Bu-runucu Çalı: “KESK’e bağlı sendi-kalarda da bir sendikal demokrasiproblemi var. Üstelik meseleyi debiz Emek Hareketi olarak sadece se-çim biçimi tartışması olarak değer-lendirmiyoruz. Karar alma süreçleri,mali açıklık, mücadele biçimleri, ça-lışmayan yöneticilerin geri çağrılmasıvb. bir tartışma da yine sendikal de-mokrasinin ta kendisidir.”

Emek Hareketi söylediklerininellide birini kendisi hayata geçirsinbaşka da bir şey yapmasın. Sendikalmücadeleye en büyük katkıyı yapmışolur zaten... Yönetimlerde olduklarışubelerde alınan kararları üyelerdensaklayan, temsilcilerin kararlarınıeğer kendi politikalarına uygun düş-müyorsa ya da işlerine gelmiyorsagenel merkeze iletmeyen, mali he-sapları, bırakın üyelerin denetimineyönetimdeki diğer üyelerin deneti-minden kaçıran, üyelerin topladıklarıolağanüstü kongre kararlarını hiçesayan, her türlü ahlaksızlığa batmışyöneticilerine sadece Emek Hareke-tinden diye sahip çıkan kendileridir.

KESK bitmiştir! KESK’i yaratanmücadele ruhundan, dinamizmden,heyecandan, cüretten eser yok şimdi.DSD (Devrimci Sendikal Dayanış-ma), Emek Hareketi, Kürt milliyet-çileri ve onların eteğine takılan re-formist, oportünist sol hep birlikteKESK’i bitirdiler.

KESK’in güç kaybetmesinde fa-şizmin saldırıları yadsınamaz. Fakatfaşizmle yönetilen bir ülkede muhalifbir örgüte, hak alma mücadelesi verenbir sendikaya faşizmin saldırmamasıbeklenemez, düşünülemez! Faşizmyapması gerekeni yapıyor. Bununkarşısında da KESK yapması gerekeniyapacaktı. Faşizmi karşısına almadı,cepheden bir savaşa girişmedi. Yap-madığı için yok olmanın eşiğinegeldi.

Yasallık adına meşru-fiili-militanmücadele biçimleri reddedildi. Kendikorkularını ‘kitle korkuyor’ sözlerininarkasına gizlenerek dile getirdiler.Alınan kararların arkasında durul-madı. Defalarca kitle yüzüstü bıra-kıldı. Güven kaybedildi. Amaçsız,hedefsiz eylemlerle kitlenin enerjisiboşa harcandı, inancı tüketildi.

KESK’in mücadelesi halkın diğerkesimlerinin mücadelesinden kopar-tıldı. Ne öğrenci gençliğin sorunları,ne gecekondu halkı, ne işçi sınıfı,ne hapishaneler! Hiç biri KESK’ingündemi olmadı, olamadı. Halkı,halkın sorunlarını yok saydı. Halktankoptuğu, işçi sınıfını görmediği oran-da yozlaştı. Meşguldü KESK; “kendisorunları, kendi gündemleri” vardı.Yoğunlardı, uğraşamazlardı... Ken-dileriyle öylesine meşguldüler ki,yanıbaşlarındaki direnişleri görme-diler. Bırakalım sahiplenmeyi selam-lamadılar bile.

Eğitim-Sen 5 Ekim 2005 tarihinde,Dünya Öğretmenler Günü nedeniyleAbdi İpekçi Parkı’nda şenlik düzen-ledi. Aynı parkta TAYAD iki yılıaşkın süredir, tecrite karşı sürdürülenölüm oruçlarını duyurabilmek içingece-gündüz oturmaktaydı. Eğitim-Sen yanlarında şenlik yaptı; fakatne TAYAD’lıların direnişine, ne dehapishanelerdeki direnişe dair tekkelime söylemedi. Kürsüden bir selamdahi göndermedi. Halkın sorunla-rından kopan, emekçilerin sorunlarını

KESK, Bugün Kendisini Can Çekişir Hale Getiren Uru, DoğarkenBünyesinde Taşıyordu. Kuruluşunda ve Sonrasında KESK’e Hakim

Siyasi Anlayışlar O Uru Kesip Atmak Yerine, Besleyip Büyüttüler. Sonuç Ortada...

Yüzbinleri Harekete Geçirebilen Dünden, Yöneticilerini Kıpırdatamayan Bugüne: KESK

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!22 0

Page 21: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

221DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

da çözemez. Ve öyle oldu.

KESK hiçbir zaman kamu emek-çilerine yönelik saldırıları püskürteceknitelikte bir mücadele hattı izlemedi.Devletin saldırılarına, hak gasplarınave kadrolaşmasına karşı planlı-prog-ramlı, hedefe ulaşmayı amaçlayaneylem çizgisi olmadı. Yapmaktançok yapar göründü. Amaç saldırılarıpüskürtmek değildi, günü kurtarmaktı.Bulunduğu yeri koruyamayan yenimevziler kazanamaz.

KESK’te yeni hiçbir hak eldeedemezken, emekçilerin yüzyıllarsüren mücadeleleriyle kazanılmışhakları, teker teker kaybedildi. 1999yılında Sosyal Güvenlik Yasası de-ğiştirildi, emekli olma yaşı yükseltildi.Ardından 2008 yılında yürürlüğe gi-ren yasalarla bir daha yükseltildi.Şimdi emekli olma yaşı kadın ve er-kek için 65, Türkiye’de ortalamaömür 67-69 . Bu durum, emekçilerinKESK’e ve bağlı sendikalara güven-lerini kaybetmelerine neden oldu.

İdeolojik mücadeleden uzaklaşıldı.Sınıfsal çelişkiler görmezden gelindi.Devleti, patronu olarak görme bakı-şından uzaklaşmayıp kongrelerinebakanları çağırdı. Sami Evren KESKGenel Başkanı iken Ankara Emni-yeti’nin düzenlediği iftar yemeğinekatıldı.

KESK, DİSK, TTB, TMMOByaptıkları ortak basın açıklamasındaFilistin sorununun çözümü için Gaz-ze’ye BM askerlerini çağırdılar. Üye-lerini, yöneticilerini eğitmek, bilinçlendirmek için ya hiç birşey yap-madı ya da Avrupa sendikalarınınfonlarından gelen eğitim programlarıuygulandı.

KESK genel kurullarında tartış-malar, mücadelenin ve örgütün ihti-yaçları üzerinden değil, yüzeysel,dar grupçu tartışmalar şeklinde olduhep. Sendikal alanda uzun zamandıryaşanan ideolojik ve kültürel yoz-laşma görmezden gelindi. Büyük de-ğer kayıpları yaşandı. Sendikal yoz-laşma, sendikal bürokrasi, sorumlu-luktan ve bedel ödemekten kaçma,konformizm olarak karşımıza çıktı.

Şubeler Platformları, şube yöne-ticileri, işyeri temsilcileri etkisizleş-

tirildi. Sendikalar başkan sendikalarıhaline getirildi. Önerilerinin bürokrasiiçinde kaybolması sonucunda kitlelersendikalardan uzaklaştı. Faşizminsaldırıları karşısında üyeler, yöneticileryalnız bırakıldı, sahip çıkılmadı. Ör-neği çoktur da son yaşanlardan biriniverelim. Hatice Yüksel, Eskişehir’deçalışan Eğitim-Sen’li bir öğretmendir.Berkin Elvan’ın öldürümesi sürecindeyaşanan olaylar sırasında açığa alındı.Sendikası sahip çıkmadı. Kendisiuğradığı haksızlığa karşı KEC’indesteğiyle imza masası açtı, çadırdirenişine geçti, açlık grevine başladı.Sendikası yine yanında yoktu.

İdeolojik-politik tükeniş berabe-rinde hızlı bir yozlaşmayı getirdi.Her türlü ve her açıdan yozlaşmayaşanıyor. Sendikal kültür yozlaştı.Toplantılar, eğitimler 4-5 yıldızlıotellerde yapılıyor ve o oteller bilebeğenilmiyor! Kişiler arasında hertürlü ahlaksızlık yaşanıyor. Ve neacıdır ki bu tür ilişkiler doğal karşı-lanıyor. Sonunda işler tacize, tecavüzekadar varıyor.

KESK, kitlesinin nabzını tutmaktave ihtiyacını doğru belirleyip onagöre eylem kararları almakta başındanitibaren yetersizdi. Geldiği noktadayetersizlik had safhaya ulaştı. Nekitlesinin gündemini yakalayabiliyor,ne de kendi gündemini kitlesine tar-tıştırıp benimsetebiliyor. Ayakları ha-vada, hiç kimsenin ciddiye almadığıve inanmadığı eylem kararları alını-yor. O eylemlere bırakalım üyelerinikendi yöneticileri katılmıyor. En son29 Aralık tarihinde KESK, DİSK,TMMOB birlikte, devletin sokağaçıkma yasaklarına karşı işbırakmakararı aldılar. İş bırakılan yer gör-medik, duymadık. İllerde birer avuçinsanla yürüyüşler yaptılar o kadar.Bazı illerde onu da yapamadılar,polis izin vermedi diye.

Üç örgütün geldiği duruma bakın.İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde bu üç örgütün şube yöne-ticilerini toplasanız sokağa çıkandandaha fazla insan eder. Kendi yöneti-cilerini bile eyleme katamayan birörgütün kimin nezdinde nasıl biryaptırımı olur?

Son yıllarda KESK ve bağlı sen-dikalarda ağırlığı ele geçirerek yö-netimleri ve politikaları belirleyenKürt milliyetçileri, sendikaları kendisiyasi taleplerinin kürsüsü haline ge-tirdi. KESK Eş Başkanı Lami Özgen,devletin “akil adamı” olmayı bıra-kalım üyeleri, KESK yönetim kuru-luna bile sormadan kabul etti. Tür-kiye’nin siyasi gündemine müdahilolmayı bir kenara bırakalım, emek-çilere yönelik saldırılar karşısındatek politikası, tek eylem programıyoktur KESK’in. İş güvencesini or-tadan kaldıracak ve daha birçok ko-nuda hak gaspını içerecek DevletMemurları Yasası’nı tümden ortadankaldıracak yasal değişiklikler kapı-mızda. Ne yapmayı düşünüyor-KESK? Bilen var mı?

Bugün kamu emekçileri hareke-tinin önündeki en büyük engelKESK’in kendisidir. Evet KESK;uzlaşmacı çizgisiyle, programsızlı-ğıyla, dar grupçuluğuyla, bedel öde-mekten kaçan teslimiyetçi yapısıylaen büyük engeldir. KESK ve bağlısendikalara hakim reformist, uzlaş-macı sendikal anlayışın aşılması,fiili, meşru ve militan bir mücadeleçizgisinin, grevli, toplu sözleşmelibir mücadele anlayışın yerleştirilmesihayati önemde bir görev olarak dev-rimci kamu emekçilerinin önündedurmaktadır.

Toparlayalım; KESK’in bu halegelmesinden, en çok başından itibarenyönetimlerde belirleyici olan DSD(Devrimci Sendikal Dayanışma) veson dönemde bütün sendikalardaağırlığı artan, bu nedenle KESK’ekendi politik taleplerinin sözcülü-ğünden başka rol biçmeyen Kürtmilliyetçileri sorumludur.

Bizim sorumluluğumuz yok mu?Elbette var! Bizim sorumluluğumuz;devrimci kamu emekçileri olarak gö-revlerimizi, misyonumuzu yeterincekavrayamamak ve yeterince omuz-layamamaktır.

*DSD (Devrimci Sendikal Da-yanışma): ÖDP’nin sendikalardakiörgütlenmesinin adı.

-BİTTİ-

Page 22: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

“Berkin için Adalet istiyoruz!” diyenHalkın Hukuk Bürosu avukatları, 14Ocakta Okmeydanı’nda, Berkin’in vurul-duğu sokakta yaptıkları açıklamayla AçlıkGrevine başladı. “Adalet için AçlıkGrevindeyiz, Berkin’in KatilleriYargılansın!” diyen avukatlar, kurduklarıçadırda direnişlerini sürdürecekler.“Berkin’in Katili Belli, Katil PolisYargılansın!”, “Berkin İçin Adaletİstiyoruz, Katili Cezalandırılsın!”, “Berkinİçin Adalet İstiyoruz, Açlık Grevindeyiz!”,pankartlarını açan avukatlar, “Berkin’invurulduğu sokakta, destek için bekliyoruz”dediler. Yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Berkin’in Avukatları Olarak Berkinİçin Açlık Grevine Başlıyoruz… Berkiniçin adalet istiyoruz çünkü adalet olmadanaçlık bitmez… Berkin vurulduktan sonraneredeyse bin defa söyledik… “Berkin inkatillerini istemekten vazgeçmeyeceğiz”Ki Miraylar, Ahinler katledilmesin…“Yatacağız, Kalkacağız Berkinİsteyeceğiz” Berkin’in katillerine bir cezaistiyoruz… Dava dosyası dilekçelerimiz-den şişti kabardı… Gazeteler, televizyonlarBerkin’in katillerini apaçık gösterdi… Yinede isimleri açıklanmadı… Avukat olarakdilekçeden, talepten, olağan yasa yolların-dan umudumuzu çoktan kestik… Bizimumudumuz tarihin o güçlü belleğindedir…Bizim umudumuz bitmeyen adalet arayı-şındadır… Bizim umudumuz kendi müca-dele azmimizdedir… Bu sefer ısrarımızıaçlığımızla destekliyoruz; Berkin’in vurul-duğu yerde açlık grevi yapıyoruz…”

Maltepe Belediyesi EmekçiMeclisi yürütme kurulu ve üyeleri 17Ocakta, Küçük Armutlu’da katledilenDilek Doğan için açılan adalet çadırınıziyaret etti. Armutlu’dan sonra

Okmeydanı’nda Berkin Elvan içinaçlık grevine başlayan Av. EbruTimtik’in çadırını ziyaret etti. 10 kişi-nin katıldığı ziyarette, adalet talebinedestek sunuldu.

Emekçi Meclisi, Adalet için Direnenlerin Yanında

HHALKIN HUKUK BÜROSU AVUKATLARI,BERKİN’E ADALET İÇİN

AÇLIK GREVİNDE!

BU ÜLKEDE ADALET YOK!2 2

Page 23: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş: Neden aç-lık grevi yapıyorsunuz?

HHB: Neden açlıkgrevi yapıyoruz; çünkübir konuya dikkat çekmekistiyoruz. O da şudur;“Berkin’in katilleriyargılanmıyor, korunuyor.Çünkü bu soruşturmasıradan bir soruşturmadeğil. Berkin soruşturmasısonuna gelmiş durum-dadır. Katilleri bellidir. Ama 950 günoldu, neredeyse 1000 gün olacakhala yerinde sayıyor dosya. Şimdide sessizlikle ve süreci uzatarak unut-turmaya, kamuoyunun gözündenkaçırmaya çalışıyorlar. Alıştırmak,kanıksatmak istiyorlar. Bu yüzdensıradan iş ve taleplerin ötesine geçmekgerekiyordu. Düşündük, çarpıcı bireylem yapmak istedik ve açlık greviyapma kararı aldık. Gerçekten deilgi çekti, hemen karşılığını aldık.

Yürüyüş: Sizce bu dosya içinözel bir karar mı var? Özelliklemi davası açılmıyor?

HHB: Bir tek biz değiliz şikayetitakip edilmeyen. Evet, doğru; birçok suç akamete bırakılmış durum-dadır. Ülkemizde avukatı olmayanya da işini takip edecek gücü olmayaninsanlar uğradıkları haksızlıklar ileilgili dava açtıramıyor. Bazı haksız

fiiller ise suç bile sayılmıyor. Bu du-rumda olan yalnız Berkin’in davasıdeğildir.

Gezi soruşturmaları dediğimiz birçok soruşturma yerinde saymaktadır.

Berkin’in davası için özel olan,dönemin Başbakanı’nın, Berkin şah-sında o dönem yaşanan halk ayaklan-masının hesabını görüyor olmasıdır.

Yürüyüş: Peki bir avukat ne-den açlık grevi yapar? Yani hiçbirçaresi olmayan insanların açlıkgrevi yapması anlaşılabilir amasiz neden böyle bir yol seçiyor-sunuz?

HHB: Bir avukat ne yapar? So-rumluluğunu aldığı işi önce anlamayaher yönüyle vakıf olmaya çalışır.Sonra dilekçeler yazar, taleplerdebulunur. Talebin muhatabı olan hakimya da savcı ile görüşür, ikna etmeyeçalışır.

Avukat, birazdaha işi sahiplenirseve çözmek istersekendisi delil topla-maya çıkar. Özel birçaba harcar. Keşif ya-par, tanık bulur. Birazdaha ileri gidebilirmi; evet soruşturmayıkamuoyunun gün-demine taşır, basınaçıklamaları yapar.

Bir avukat olarakyasanın size verdiği görevleri yapmış,hatta yasanın size sorumluluk yük-lemediği başka yolları da tüketmişse-niz ne yapacaksınız? Hele de insanlarunutmuş, alışmış, kanıksamışlarsa?Yine mi dilekçe? Cevabı bellidir!Aynı şeyleri söylediğiniz için gazete-ciler artık çağırdığınız açıklamalarlailgilenmez olmuştur. Ya kollarınızıkavuşturup; “ben gerekeni yaptım”deyip teslim olacaksınız ya da başkayollar arayacaksınız!

İşte O başka yol arayışındavardığımız yer burası.

Şöyle de söyleyebiliriz, insanlarher halükarda adaletsizliğe karşı mü-cadele ederler ve adaleti sağlamayaçalışırlar. Bu vazgeçilmez bir şeydirinsanoğlu için. Bir devlet eğer kanunyolları açarsa, halk bu yollardanilerler ve amacına ulaşır. Kanun yol-larını yapar ama işletmezse ya dakanun yollarını yapmazsa ne olur?

““Berkin Nezdinde, Katledilen Tüm Çocuklarımız İçinBerkin Nezdinde, Katledilen Tüm Çocuklarımız İçin

Adalet İstiyoruz! Adalet İstiyoruz! Açlık Grevimizle Adaletsizliğe Karşı Direniyoruz!”Açlık Grevimizle Adaletsizliğe Karşı Direniyoruz!”

“Berkin için Adalet istiyoruz!” sloganıyla 14 Ocak günü Okmeydanı’nda, Berkin’in vurulduğu sokakta yaptıkları açıklamayla açlık grevine başlayan

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıyla yaptığımız röportajı yayınlıyoruz:

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

2 3DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Röportaj

Page 24: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

İnsanlar adalet aramaktan vaz mıgeçer? Hayır asla... İşte o zaman,tıkanan o kanun yolunu açmayaçalışacaktır. Ya da kanun yoluylaaramaktan vazgeçecek, daha başkayollar deneyecektir. Yani bilinen an-latımıyla adaleti kendisi sağlamayaçalışacaktır.

Halkın, kanun dışında daha başkayollar araması devletin meşruiyetiniyok eder. Halkın ihtiyaçlarını, halkıntaleplerini karşılamayan, karşılamayagücü olmayan, çözümü olmayan ik-tidarsa, kendini ancak baskı ve zoryöntemi ile ayakta tutabiliyor. Bugünyaşadığımız budur.

Olağan yollar ile çözüm bulabilseidik biz de gider işimize gücümüzebakardık. Neden bu kış günü işimizigücümüzü bırakıyoruz? Neden açbırakıyoruz kendimizi? İşte insanlarbu soruyu soruyor? Daha doğrusu açlıkgrevi eylemi bu soruyu sorduruyor.

Okumuş yazmış avukat olmuşsunama gelmiş bu soğukta oturuyorsun.Neden? Neden aç bırakıyorsun ken-dini? Mutlaka önemli bir sebebi ol-malı. Açlık grevi insanlarda hemmerak uyandırıyor, hem de talebinisteğin değerini arttırıyor. Ve mese-lenin tarihte unutulmaz bir yer edin-mesini sağlıyor.

Tarih ve halk bu soruşturmadakatilleri mutlaka mahkum edecektir.Tetikçilerin ismi belli değilsegıyaplarında mahkum edecektir. İsim-leri belli değilse isimlerini vermeyen-leri, yani meselenin siyasi sorumlu-larını mahkum edecektir.

Yürüyüş: Hukukçusunuz,daha önce bildiğimiz kadarıylabir de Behiç Aşçı böyle bir eylem

yapmıştı.HHB: Bu, Halkın Hukuk Bürosu

için ilk değil belli ki son da olmaya-cak. Daha önce de avukatarkadaşlarımız çeşitli defalar açlıkgrevi eylemi yaptılar. Bunlar kısasüreli açlık grevleriydi. Ancak tecritekarşı mücadelede, 122 kişiden sonraabimiz Behiç Aşçı da ölüm orucueylemine başlamıştı. 296 gün sürdüve dünyada yankı buldu bu eylem.Bu eylemden sonra o güne kadarölümleri tek satır haber bile yapmayanbasın, haber yapmaya başladı. Vehepsinden önemlisi kendinedemokrat, ilerici diyen kişiler bileyeniden hatırladılar tecrit gerçeğini.5 büyük DKÖ, tecrite karşı mücadeleetmeye söz verdiler. Zaten daha sonramuhalifler bile F tipi tecritlekarşılaştılar.

Bugün gazeteciler, hakimler,polisler F tipi hücrelerdeler. Ve tecrituygulamalarının büyük oranda siyasitutsakların mücadelesi ile gericileşti-rilmiş olmasından dolayı, siyasi tut-saklara oranla çok rahat şartlar altındaolmalarına rağmen tecritin bir işkenceolduğunu söylüyorlar.

Ama sadece bizim değil dünyadabaşka avukatların da denemiş olduklarıbir yoldur. En son geçtiğimiz yıl Filis-tinli avukat Muhammed Allan 65 günaçlık grevi yapmıştı. İsrail, idari tu-tuklama diye bir yol icat edince buhukuksuzluğa karşı yapacak başka birşey kalmamıştı. Faşizme “lütfen” de-nilemeyeceği gibi İsrail’e de “hukukauygun davran” diye rica edilemiyor.Basından gördüğümüz kadarı ile ölümsınırına gelen meslektaşımızın idaritutuklama kararı askıya alınıyor veAllan hastaneye kaldırılıyor.

Yürüyüş: Açlık grevini nasılyapıyorsunuz?

HHB: Açlık grevi bir eylembiçimi olarak, yaklaşık bir şekilalmıştır. Bir asırdan uzun zamandıriktidara karşı açlık grevi yapılıyor.Biz de ülkemizde daha önce yaşanantecrübelerden öğrendiklerimizi yapı-yoruz. Açlık grevinde sıvı tüketiyoruz.Su içmek gerekiyor. İnsan susuzluğadayanamaz çünkü, kısa sürede ölür.Ve bildiğimiz siyah çay ve aromalıçaylar. Yine şeker de alınıyor açlıkgrevinde.

Yürüyüş: Eylem sırasında yal-nız mısınız ?

HHB: Hayır, açlık grevi sırasındayalnız değilim. Halkın Hukuk Büro-sundan avukat arkadaşlarımız var.Dostlarımız var. Destek vermekisteyen duyarlı arkadaşlarımız var.Onlar da bir gün, bir hafta, 15 gün...kimin iş durumu ne kadar müsaitsedestek açlık grevi yapıyorlar.

Yürüyüş: Eklemek istediğinizbir şey var mı ?

HHB: Evet. İster Silopi’de Cizrede, ister İstanbul’da İzmir’de çocuklarınkatledilmesi suçtur. Sadece çocuklarındeğil, büyüklerin de öyle. Biz, busuçun cezasız kalmamasını istiyoruz.

Ceza alırlarsa adalet yerini bulmuşolacak mı? Hayır. Ama bu kadar kolaykatledilemeyecek insanlarımız. Katilindevlet tarafından sahiplenildiği ve ko-runduğu nice olay var. Bu dosya birsimge oldu. Şimdi biz, Berkin nezdindekatledilen tüm çocuklarımız için adaletistiyoruz.

Açlık grevimizle adaletsizliğekarşı direniyoruz.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!22 4

Page 25: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

22 5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Anayasa, bir devletin temel ya-sasıdır. Devletin temel niteliklerinibelirleyen ve çıkarılan bütün yasalarınuygunluğunun arandığı asıl yasadır.

Böyledir diye, anayasalara kurucu,yapıcı bir rol yüklediğimiz sanılmasın.Yasalar da, anayasalar da toplumdakimevcut üretim ve yönetim biçiminegöre şekil alırlar. Yasaları anayasayıbelirleyen hakim sınıfın iradesi vekurumsallaşmış şiddetidir. Yani top-lumun nasıl yönetileceğine anayasakarar vermez, tam tersine anayasalarmevcut toplumun egemen sınıfınınihtiyaçlarına göre şekillendirilir.

Bugün AKP neden bir anayasayaihtiyaç duymaktadır o halde? AKP’ninyeni anayasa ihtiyacının nedeni, ha-lihazırda yapmakta olduğu katliam-lara, keyfi sokağa çıkma yasaklarına,kentlerin işgal edilip abluka altınaalınmasına, yani yürürlükteki politi-kalara yasal kılıf geçirmek ve böyleceyasaların koruyucu büyüsüyle insanlıkdışı uygulamalarını gizlemektir.

Elbette AKP yeni bir anayasayaihtiyaç duyuyor diye bir önceki ana-

yasa özgürlükçü ve demokratikbir anayasa değildir. Değişti-rilmesi istenen anayasa, 12 Eylül1980 askeri faşist cuntasının1982 de yürürlüğe soktuğu faşistanayasadır. Böyle bir yasayı biledeğiştirmek istiyorsa AKP, halkasaldırılarında hiçbir durak ol-mayacaktır. Cunta anayasası bileyapmak istediklerini aklamaya,kılıf olmaya yetmemektedir.

AKP, yeni anayasa çalışma-larını bütün partilerin vereceğiüyelerle oluşturacağı anayasa komis-yonu üzerinden ve uzlaşarak yapmayıplanlamaktadır. Bu anayasa planında,Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ınbaşkan olması için ‘Başkanlık Sistemi’önerilmektedir. Ayrıca AKP, Anayasadeğişikliği için referanduma gidereksözde halk desteğini alarak anayasasınımeşrulaştırmak istiyor. AKP referandumiçin de 13 vekile ihtiyaç duyuyor. Eğerdiğer partiler kendisiyle uzlaşmazsaerken seçime gideceği tehditleriylemilletvekillerini kendilerine destek ol-maya zorluyor. Olası bir erken seçimde

ise AKP, Meclis’e 400 vekil sokmahesapları yapıyor.

Bu meclisten ve mevcut siyasaldurumdan çıkacak bir anayasaasla yeni bir anayasa olmayacaktır.Cunta anayasasını bile geride bı-rakan faşist uygulamaları meşru-laştıran ve uygulayıcıların elinirahatlatan bir rol oynayacaktır.

Meclisteki Milletvekilleri! Kendine ilericiyim, demokra-

tım, halktan yanayım diyen ve-killer! Bu anayasa oyununa aletolmayın! Faşizmle yönetilen birülkede ancak faşizimin anayasasıyapılır. Maddeler arasına serpiş-tirilmiş birkaç yazılı taahhüt, ya-pılan katliamları, aşağılanmaları,acıları unutturmamalıdır.

Halkımıza Sesleniyoruz!Yapılması planlanan anayasa

referandumunda AKP’yi meşru-

laştırmamalıyız! Bilmeliyiz ki AKP,hiçbir zaman bizim yararımıza biryasa yapmaz. Çocuklarımızın katle-dilmesi, evlerimizin başımıza yıkıl-ması, bütün hak ve özgürlüklerimizinyasal olarak kaldırılması anlamınagelecek faşist AKP’nin anayasasınıyere çalalım.

Faşizmin anayasasını değil, halkanayasasını destekliyor, savunuyoruz.Faşizmin parlamentosunda değil halkmeclislerinde örgütleniyoruz.

Bağımsız olmayan, yenisömürgebir ülkede yasalar, anayasalar em-peryalistler ve işbirlikçileri içindir.Her maddesi, onların sömürü ve yağ-ma düzeninin sürmesi içindir. İştebu nedenle emperyalizm ve oligarşiiçin yapılan anayasalarla halkın hiçbirsorunu çözülmez, hiçbir talebimizkarşılanmaz!

Halkımız!Kendi Anayasamız, Halkın Anaya-

sasını Yapalım! HALK CEPHESİ’nin HALK

ANAYASASI Taslağı Halkın Anaya-sası’dır.

AKP faşizminin, halk düşmanıAnayasa değişikliği karşısına HALKANAYASASI ile çıkalım. HalkAnayasası’na sahip çıkmak, HalkınAnayasası için mücadele etmek;bağımsız, demokratik bir Türkiyeiçin mücadele etmek demektir.

Halkın tek kurtuluş yolu, kendianayasasıyla kendi kendini yönete-ceği kendi iktidadırını kurmaktır.

AKP Faşizminin Saldırganlığına Cunta Anayasası Bile Dar Geliyor!

AKP Katliamlarını, Halka ve Vatana Düşmanlığını AKP Katliamlarını, Halka ve Vatana Düşmanlığını Hiçbir Anayasa Perdesiyle GizleyemezHiçbir Anayasa Perdesiyle Gizleyemez!!

Bağımsız olmayan, yeni-sömürge birülkede yasalar, anayasalar

emperyalistler ve işbirlikçileri içindir.Her maddesi, onların sömürü ve yağma

düzeninin sürmesi içindir.İşte bu nedenle emperyalizm ve

oligarşi için yapılan anayasalarla halkınhiçbir sorunu çözülmez,

hiçbir talebimiz karşılanmaz!Halkımız!

Kendi Anayasamızı Yapalım!Halkın Anayasasını Yapalım!

HALK CEPHESİ’nin HALK ANAYA-SASI taslağı Halkın Anayasası’dır.

AKP Faşizminin Halk DüşmanıAnayasa Değişikliği karşısına

HALK ANAYASASI ile çıkalım. HalkAnayasası’na sahip çıkmak, Halkın

Anayasası için mücadele etmek, bağımsız, demokratik bir Türkiye için

mücadele etmek demektir.

Page 26: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Ülkemizde Gençlik

AKP, gençliği her yandan kuşatıp, teslim almaya ça-lışıyor.

Teslim olmayacağız, haklarımız ve adalet için dire-necek, bedeli ne olursa olsun zaferi kazanacağız.

Bilim üretmesi gereken üniversiteler, AKP iktidarınınkorkulu rüyası oldu. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı bizzatprovokasyonlar yaratıp, fiili saldırıları örgütledi. Kendibürokrasilerinin de önüne geçerek, YÖK’ün üzerine dü-şen görevleri uygulamaya kalktı. Bizzat verdiği talimatlarlaüniversitelerden öğrenciler, öğretim üyeleri vb. atıldı, on-larcası tutuklandı.

Son olarak da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, OD-TÜ’de yaşanan ve basında “ODTÜ’de namaz kılan öğ-rencilere saldırdılar” manşetleriyle yer alan olaylara dairaçıklamalarını gördük.

“Gereği neyse bunun da YÖK tarafından yapılması ge-rekir. Tabii ki Cumhurbaşkanlığı makamı olarak bizler bu-nun da takipçisi olacağız..” (Tayyip Erdoğan)

AKP iktidarı, öğrenci gençliğin eğitim hakkını çalmadanönce örgütlenme hakkını çalmıştır. Ki bundan 35 yıl öncekurulan YÖK, 1402 sayılı yasasıyla binlerce öğretim üye-sini, devamsızlık, vize ve final sınavları gerekçe gösteri-lerek, binlerce öğrenciyi okullarından atmıştır.

YÖK, 12 Eylül faşist darbesinden sonra üniversitelerinjandarmalığına soyunmuştur. Tek görevi; gençliğin devrimcidinamizmini tasfiye etmektir. Bunun için de üniversitelerde‘doldur-boşalt’ yöntemiyle binlerce öğrenci ve öğretim gö-revlisini okullardan atmış, istediği hakimiyeti sağlamaya ça-lışmıştır. YÖK hala bunu yapmaktadır.

AKP, YÖK’ü; katliam, teslimiyet ve talan projeleri-ne maşa yapmaktadır. AKP’li Ayhan Sefer Üstün, OD-TÜ’de yaşanan provokasyonlar sonrası bir açıklama yap-tı. Bu açıklamada, ODTÜ‘nün büyük bir araziyi zapt et-tiğine ve bu arazilerin milletin arazisi olduğuna değine-rek “Oraya en az 4 üniversite sığar, yeni üniversitelerinkullanımına açılması lazım” dedi.

AKP’nin bu açıklamayı yapmasının nedeni toprak-larımızı halkımızın kullanmasını istemesi değildir. Öyleolsaydı işbirlikçi iktidarlar tarafından vatanımız toprak-larının 35 milyon metrekaresi Amerikan emperyalizmi-ne peşkeş edilmezdi!

AKP iktidarı üniversite açma meraklısı da değildir. İs-tanbul Tuzla’da iki üniversitenin istediği 167.457.63 met-rekarelik araziyi “Hayati öneme sahip” diyerek üniver-sitelere vermeyi reddettiler. Sonrasında AKP’nin talanmaşası TÜRGEV’e, iki üniversitenin talep ettiği bu ara-zi cüzi bir rakamla tereddütsüz verildi.

ODTÜ’nün arazi büyüklüğünden dert yanan AKP ik-tidarı yeni üniversite açma meraklısı değildir! Eğeröyle olsaydı Çanakkale 18 Mart Üniversitesi sınırları içe-risinde kalan 18 bin 438 metrekarelik alanı TÜRGEV’evermezdi. Çanakkale Üniversitesi öğrencilerine sosyal-kültürel çalışmaları için verilirdi bu alanlar...

AKP iktidarı, katliam politikalarını gençlik üze-rinde de uygulayacağını açıkladı. Dev-Genç olarak di-yoruz ki; SAVAŞINIZ KABULÜMÜZDÜR!

Bir televizyon kanalına konuşan AKP’li Aydın Ünal,“ Bu rektör bu olayları durdurmalıdır. Yarın bunun da he-sabını sorarız. Cizre’ye nasıl girildi, Silopi’ye nasıl gi-rildi. ODTÜ’ye de öyle girilir, bu ahlaksızlara, bu edep-sizlere bunun hesabı sorulur.” dedi.

Sorulacak bir hesap varsa bu Berkinler’in hesabıdırve biz onu Elif, Şafak, Bahtiyarlar’la sorarız! Sorulacakbir hesap varsa o, sadece 5 ay içerisinde AKP iktidarınınKürt illerinde öldürdüğü 44 çocuğun hesabıdır! Miraybebeğin hesabıdır. Ve bunun da hesabını biz soracağız.AKP, yönetememe krizini tüm ülkede sıkıyönetim uy-gulayarak gidermeye çalışıyor. Fakat nafile. Halkın mü-cadelesini ve zaferini engelleyemezler.

ODTÜ’ye de gireriz diyen AKP iktidarının, Göktürk-2 uydusunun takibi için ODTÜ’ye gelen Tayyip Erdo-ğan’ın deneyimlerine ihtiyacı vardır. Lakin 2500 çevikkuvvet polisi ve TOMA’larıyla ODTÜ’ye gelen TayyipErdoğan’ın üniversite öğrencilerinin direnişi karşısındadöktüğü ecel terleri son olmayacaktır. Üniversitelerimi-ze katillerin ellerini kollarını sallayarak girmelerine izinvermeyeceğiz.

AKP iktidarı, devrimcileri okullardan uzaklaştırmakiçin elinden geleni yapmaktadır. Okulları, polis karakollarıhaline getirmektedir. ODTÜ’ye giremeyen polis-ÖGBAKP’nin korkusunun ifadesidir. Biz, AKP’nin korkularınıbüyütmeye devam edeceğiz.

Sonuç olarak;1- ODTÜ’de yaratılmak istenen provokasyon, AKP’nin

katliam ve talan projesinin tüm alanlara yayılacağının gös-tergesidir. Bunun bilinciyle hareket edecek, tarihimizdenaldığımız güçle direnişleri ve öğrenci gençliği örgütle-yeceğiz.

2- ODTÜ tarihi ve şehitleri olan bir üniversitedir. AKPiktidarının korkusu budur. Üniversitelerde tarih yazma-ya devam edeceğiz.

3- Üniversite gençliğinin sorunlarının çözümü ÖğrenciMeclisleridir. Tüm gençliği Öğrenci Meclislerinde ör-gütleyeceğiz.

Gençlik Federasyonu’ndan

AKP’NİN GENÇLİK KORKUSU;AKP’NİN GENÇLİK KORKUSU;DEVRİM KORKUSUDUR!DEVRİM KORKUSUDUR!

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!2 6

Page 27: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

HEM BERKİN VE DİLEK İÇİNADALET İSTEYELİM!HEM DE TERTEMİZ,GENÇ BEYİNLERİMİZİ, YÜREĞİMİZİ ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞAN BU DÜZENE ÖFKEMİZİ

HAYKIRALIM!

“yetmez artık bombaların durduramaz bu seli sorulacak bir hesap var yetti artık yetti atılan bombanın bir hesabı olacak olmalı yetti artık, yetti bu hesap vakti geldi”22 Ocak karne günü geliyor. Kimimiz

geçemediğimiz derslerin acısıyla, kimi-miz ise aldığımız iyi notların mutluluğuile geçireceğiz bu günü. Ama bizim içinüçyıldır ayrıca önemli karne günü. Berkiniçin söz verdiğimiz günlerden biri bugün.Biz bugün Berkin’in onur, namus ve vatansevgisi dersini pekiyi ile geçtiği karnesi-ni alıp; katillere, halk düşmanlarına daonursuzluğun, namussuzluğun, kan emi-ciliğin pekiyi olduğu karnelerini verece-ğiz. Sınıfını geçen katiller katletmeyedevam ediyorlar.

Her gün yeni ölüm haberleriyleuyanıyoruz. İnternetten; beyni sokağaakıtılanların ölü bedeni, battaniyeyesarılmış sokak ortasında bekletilencesetlerini görüyoruz.

Nur Mahallesi’nde 50 yaşındakiAbdulmenaf Yılmaz, evinin yakınınadüşen patlayıcı sonucu yaşamını yitir-di.

Cudi Mahallesi’nde ise 2 kişi yaşa-mını yitirdi. Hayatını kaybeden 2 kişi-nin kimliği henüz netleşmedi.

Cudi Mahallesi’ndeki YaylaSokak’ta 70’li yaşlardaki MehmetŞahin ve Selamet Şahin çifti kurşun-lanmış halde bulundu.

Sokağa çıkma yasağının sürdüğü

Cizre’den bir ölüm haberi daha gel-di. Kurşunların hedefi olan YakupIsırgan adlı bir genç önce yaralandı,hastaneye kaldırılmak istenirken bir kezdaha kurşunların hedefi oldu ve yaşa-mını yitirdi.

İstanbul Küçükarmutlu’da da gün-lerdir adalet talebimize saldırıyor katil-ler. Halka, devrimcilere sinir gazlarıyla,kurşunlarıyla saldırıyorlar.

Peki biz Liseli Dev-Genç’liler neyapacağız? Mümkün mü gözlerimizibu haberlere kapatarak karne sevinciyaşamak. Üzülüp, ağlayıp evlerimizdeoturalım da demiyoruz elbette.Bulunduğumuz her yerde, okulda, sınıf-ta, sırada, sokakta direniş örgütleyelim.Karne gününde unutmayalım Berkin’i,katledilen çocukları...

Karnelerimizi alıp Okmeydanı’ndaBerkin için adalet çadırımızda bulu-şalım.

Yapılan katliamları, okul tahtaları-na yazarak, internette fotoğrafları pay-laşarak herkese duyuralım.

Unutmayalım, biz bu vatanın evlat-larıyız. Vatanımızın satılmasına, insan-ların katledilmesine izin veremeyiz.

Düzene Uygun Kafalar YetiştirmeninBelgesi Olan Karnelerimizi Alıp

Adalet Çadırında Buluşalım!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

2 7DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 28: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Kültürel mücadele emperyalist ideolojiye karşı enönemli cephelerden biridir. Emperyalizm yalnızca eko-nomik, askeri egemenlik değil, aynı zamanda kültürelegemenliktir. Emperyalist kültürle mücadele, emperya-lizme karşı bağımsızlık savaşının bir parçasıdır. Buyüzden bütün sanat dallarını, iletişim araçlarını ustacakullanmamız gerekiyor.

Düzen bu alanın ne kadar önemli olduğunun çok iyifarkında ve bu yüzden halkımızı bir yandan ekonomikolarak yoksullaştırırken, kültürel olarak da yoksullaştırıyor.

Dünyanın hemen her yanında, emperyalist sömürünün,işgalin, ekonomik, politik bağımlılığın ve saldırganlığınarttığı günümüzde, emperyalizm tara-fından ideolojik ve kültürel yozlaştırmapolitikaları da buna paralel bir şekildebilinçli, iradi ve sistemli bir şekilde sür-dürülmektedir.

Halkımızı Anadolu kültüründen,sosyalist kültürden uzaklaştırmak içinher türlü aracı kullanıyor. Düzene yozbireyler kazandırmak için her yol mübahbakış açısıyla bakıyor. Düzen halkı yoz-laştırmak istiyor ki onu daha rahat sö-mürebilsin, daha rahat yönetebilsin.

Toplumların kültürel değerlerini, ge-leneklerini kaybetmesi, ahlaki ve vicdaniolarak çürümesi demek, toplumun da kay-bolması demektir. Kültürel değerlerin yoz-laşmaya uğraması sahip olunan dilin, dinin, ahlaki değerlerin,örf ve adetlerin yozlaşmaya uğraması demektir. Bir halkkendi değerlerinden uzaklaştığı, kendi kültürüne yabancı-laştığı zaman o halkı sömürmek o kadar kolaylaşır. Egemensınıflar, bunun için kendi yoz kültürlerini her kesimineempoze etmeye çalışırlar.

Bir halkın kültürünü değerlerini yozlaştırmak, onubu değerlere yabancılaştırmak çok kolay değildir. Birhalkın gelenekleri, değerleri, alışkanlıkları, yemekkültürü, giyim kültürü yüzyılların birikimi sonucu oluşurve hemen yok edilmesi de imkansızdır. Düzen her geçenyıl bunu daha iyi başarıyor.

Halkın beğenilerine, değer ve geleneklerine ve yaşamtarzlarına hitap edecek reklam kampanyaları düzenliyorlar.İnsanların neyi beğenip, beğenmeyeceğine, emeğininkarşılığı parasını nasıl harcayacağına ve zamanını nasılkullanacağına kadar her şeye onlar karar veriyorlar.

Bunun bir nedeni de bizim kültür alanında halkımızıeğitemememizden, onlara alternatifler yaratamadığımızdankaynaklıdır. Kültür sanat alanındaki savaş tabii ki AKPfaşizmine, burjuvaziye ve emperyalizme karşı savaşımızlabir bütündür. Ama bizim bu alanda kuşandığımız savaş

yeleklerimiz olmalıdır. O yelekte cephaneliklerimizolmalı. Düzenin cephaneliği çok gelişkin sabah saat6.00 da başlıyor haber bültenindeki magazin program-larıyla 24 saat bu devam ediyor.

Sabah kuşağı kadın programları dedikodu, o ne giymişbu ne giyinmiş, o kiminle sevgili vs. magazin programları,evlenme programları, içi bomboş gençlerimizi hayal dün-yasında yaşatan diziler. Daha sonra Mc Donaldslar, came-kanlarda moda diye önerdikleri ne olduğu belli olmayangiysiler... Bütün bunlarla halkımızın dünyasına giriyorlarve yozlaştırıyorlar. Yozlaşma sonucu bencilleşme başlıyor.

Moda dedikleri kıyafetleri alabilmek içinkredi kartları borçları ve sonrasında depresyon,intiharlar umutsuzluk. O evlenme progra-malarının yarattığı dejenerasyon...

Evlilik sevgiden, kalpten geçmiyorartık, cüzdanın ne kadar şişkin ondan ge-çiyor. Böylece kim olduğumuz, sınıfımızıunutalım istiyorlar. Çünkü bunları unu-tursak onların zulüm düzeni çok daharahat devam edebilecek.

Peki kültür alanındaki saldırılara karşıne yapmalıyız. Düzene karşı, emperya-lizmin yoz kültürüne karşı kültür alanındabir mücadele silahımız olan Tavır der-gisini halka ulaştırmalıyız. Sanat Meclisi

çalışmalarını halka yaymalıyız.Tavır dergisi halkımıza neleri izlemesi, neleri giyinmesi,

nasıl tiyatrolar izlemesi, nasıl düşünmesi, nasıl beslenmesi,ne tür şiirler okuması, nasıl öyküler okuması gerektiğinigösteriyor. Burjuvazinin yalan dizilerine karşı gerçekolan, yaşanmış, bizi anlatan öykülerimizi okumalı Tavırsayfalarında... İzlemesi gereken filmleri oradan öğretmeliyizhalkımıza.. Bu filmleri izleyin demeliyiz.

Halka somut önerilerle gidilmezse halk elindeki dü-zenin kirli dizilerini, evlenme programlarını izleyecektir.

Sovyetler Birliği bunun somut örneğidir, devrimdensonra tiyatro salonları, bale salonları, piyano, halkdansları, kültür sanat yayınları bunlar halk içerisindehızla yaygınlaştırılmıştır. Çünkü bir sosyalist bilir ki,sadece ekmek yetmez, ekonomik olarak hayatlarını kur-tarmak yetmez, kültürel olarak da halkı beslemek gerekir.Biz her alanda düzenle savaşa bugünden başladık,devrim sonrası değil, bugünden yeni insanı yaratmalıyız.

Düzenin kültürel olarak yozlaştırma silahlarına karşıbizler de Tavır dergisini yaygın olarak dağıtalım. Tavırdergisi bu alanda halkı örgütlemek ve mücadeleye katmagörevini görüyor. Bu mücadele aracını etkin olarak kul-lanalım. Bütün yoksul mahallelere Tavır dergisini taşıyalım.

Düzenin Kültürel Olarak Yozlaştırma Saldırısına KarşıBiz de TAVIR Dergisini Yaygın Olarak Dağıtalım!

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!2 8

Page 29: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

22 9DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

1-) Bağımsızlık Nedir? Bağımsızlık, bir ülkenin ve halkı-

nın; siyasi, ekonomik, askeri, kültürelher alanda kendi kaderine hükmede-bilmesidir. Bir ülke için bağımsızlık;ekonomik, siyasi, ideolojik, kültürelolarak emperyalizmin etkisinden ve de-netiminden kurtulmaktır. Diğer tanımıkendi kaderini belirleyebilmek içinkendi kararlarını kendisinin almasıdır.

Bağımlılığın sorumluları olan em-peryalizme ve işbirlikçi iktidarlara kar-şı savaş verilmeden bağımsızlık ka-zanılamaz. Bu nedenledir ki hedefimizanti-emperyalist, anti-oligarşik halkdevrimidir.

2-) Ülkemiz bağımsızmıdır?

Hayır, ülkemiz bağımsız değil-dir. Ülkemiz emperyalizmin gizli iş-galinin olduğu, yeni-sömürge bir ül-kedir. Emperyalizme göbekten ba-ğımlıdır. Ekonomik bağımsızlığı ol-mayan bir ülkenin siyasi-askeri ba-ğımsızlığı da olmaz. Türkiye 1950’ler-de IMF, Dünya Bankası, NATO gibiemperyalist kuruluşlarla ve Amerikaile yaptığı ikili anlaşmalarla ekono-mik, askeri, siyasi olarak emperya-lizmin yeni-sömürgesi ve ona ba-ğımlı bir ülke haline gelmiştir.

Topraklarımızın 35 milyon met-rekaresinde emperyalistlerin tam de-netiminde askeri üsler yapılmıştır.Bu nedenle ülkemiz bağımsız birülke değildir.

3-) Bağımlılık yeni-sömür-gecilik ilişkileri altında na-sıl gizlenmektedir?

Yeni-sömürgecilikle birlikte, ba-

ğımsızlık görünümü güçlendi-rilmiştir. Yeni-sömürgecilik iliş-kileriyle; “milli” bir parlamentoolması, ülkeyi ve halkları ilgi-lendiren kararların parlamentodançıkıyor olması, “milli” bir ordu-

nun olması, “milli” bir marş, birbayrak, milli sınırlar yanında,ülkenin yönetiminin kendisi ta-rafından belirlendiği görünümüyaratan bir sistem kurumsal-

laştırılmıştır. Fakat yeni-sömürgecilikilişkileri tüm bu görünümde olup, ger-çekte ülkemiz; ekonomik, siyasal ve as-keri anlamda emperyalizmin egemen-liği altındadır. Parlamento, “ulusal”seçimler ve demokrasicilik oyunları çer-çevesinde, emperyalizm gizlenmekte vehalklar kandırılmaktadır.

4-) “Ulusal” bir marşın,bayrağın, meclisin veordunun olması o ülkeninbağımsız olduğu anlamınamı gelir? Nedir?

Bir ülkenin bağımsız olması ger-çek anlamda nedir? Vatan topraklarıüzerinde, halkın kendi kaderi üzerin-de, emperyalist devletlerin söz vekarar hakkının olmamasıdır. Sömür-ge ve yeni-sömürge ülkelerde; ulusalmarş, ulusal bayrak, meclis ve ordu-nun olması o ülkenin bağımsız oldu-ğu anlamına gelmez. Emperyalizminaskeri bir kurumu olan NATO’yaüye bir ülkenin ordusu, bağımsız ola-maz! Ülkemizde, emperyalizmdenbağımsız askeri uçak bile kaldırıla-mamaktadır. Malatya’daki KürecikNATO askeri üssüne, TSK mensububir subay dahi girememektedir. Buordu, “milli ordu” değil, emperyaliz-min ordusu durumundadır.Ekono-mik, siyasi her alanda emperyalizmebağlı olan bir ülkede, meclisin olma-sı o ülkenin bağımsız olduğu anlamınagelmez. Çünkü o meclisten emper-yalist tekellerin istediği yasalar çıka-rılmaktadır.

12 Eylül Amerikancı faşist cuntasonrası, ABD tarafından darbeyi ya-panlar için “bizim çocuklar” denilmesiordunun kimin ordusu olduğununaçık göstergesidir.

5-) Bağımsızlığın olmadığıbir ülkede demokrasi veözgürlük olur mu?

Bağımsızlığın olmadığı bir ülke-de demokrasiden ve özgürlüklerdensöz edilemez. Ülkemiz emperyalizminyeni-sömürgesidir. Ve emperyalizmegöbekten bağımlıdır. Ülkemizdekiişsizliğin, açlığın, yoksulluğun, ada-letsizliğin, iş güvencesizliğinin, yoz-laşmanın sorumlusu emperyalizm veişbirlikçileridir. Ülkemizdeki ve dün-yadaki anti-demokratik uygulamala-rın, azgın sömürünün sorumlusu em-peryalizmdir. Faşist terörün, baskınınsorumlusu emperyalizmdir.

Soframızdaki ekmeği daha fazlaçalabilmeleri, daha fazla bizi sömü-rebilmeleri için emperyalizmin veişbirlikçilerinin faşist uygulamalara ih-tiyacı vardır. Hak ve özgürlüklerini-mizi daha fazla talan, yağma ve kariçin gasp ederler. Her şeyiyle emper-yalizme bağlı bir ülkede demokrasi veözgürlük olmaz. Olur diyenler yalansöylemektedirler. Bu nedenle ülkemiz1945’lerden bugüne faşizmle yöne-tilmektedir. Bunun içindir ki bugün fa-şizme karşı demokrasi, emperyalizmekarşı bağımsızlık, kapitalizme karşısosyalizm mücadelesi veriyoruz.

6-) Bağımsızlık, demokra-si ve sosyalizm mücadelesiverenlere, demagoji veyalanlarla neden “terörist”diyorlar?

Ekonomik, sosyal, siyasal, kültü-rel ve ulusal tüm sorunlarımızın başsorumlusu emperyalizmdir. Ülkeleriişgal ediyorlar, işgal ettikleri ülkele-ri yağmalıyor, iliklerine kadar sö-mürüyorlar. Ülkemiz emperyalizmingizli işgalinin olduğu yeni-sömürge birülkedir. Ülkemizin yer altı, yer üstübütün kaynakları emperyalizm tara-fından sömürülmektedir. 50 milyonyoksulun, 14 milyon açlık sınırındayaşayan halkımızın bu duruma gel-mesinin nedeni, emperyalizm ve iş-birlikçilerinin sömürü ve soygun dü-zenidir. Emperyalizm; fuhuş, uyuş-turucu, yoz eğlence kültürü ile halkı-

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz denöğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA

BAĞIMSIZLIK

10

Page 30: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

mız, yozlaştırıyor.

İşte, tüm bu nedenle emperyalizmve işbirlikçileri düşmanımızdır. Bizvatanımızın bağımsızlığı, halkları-mızın özgürlüğü için savaşıyoruz;haklı ve meşru olan biziz. Emperya-listler ve işbirlikçileri, sömürücü vekatliamcı yüzlerini gizlemek için,zulüm ve sömürüye karşı savaşanla-rı “terörist” olmakla suçlayıp, kendi-lerini aklama çabasındalar. Bugüntüm dünyada halkların kanını dö-ken, canını alan emperyalistler asıl te-röristtir.

Afganistan, Irak, Libya, Suriye veAfrika’da yaşananlar gerçek terö-ristlerin kimler olduğunu tüm dünyahalklarına gösteriyor. Köklerimize, ta-rihimize, vatanımıza sahip çıkmak va-tanseverliktir. Gerçek vatanseverlerdevrimcilerdir. Teröristler ise em-peryalistler ve her türden işbirlikçi-lerdir.

7-) Bağımsızlığın olmadığıbir ülkede Kürt halkı baştaolmak üzere halklarınözgür olması mümkünmüdür?

Çok uluslu yeni-sömürgelerde ulu-sal baskının ekonomik-sosyal temeli,emperyalizm ve oligarşi olduğu içinülkemizde de başta Kürt halkı olmaküzere diğer halkların da özgür olma-sı emperyalizm ve oligarşinin yıkıl-masından geçer. Emperyalizme ba-ğımlı ülkelerde, emperyalizmden ba-ğımsız, ulusların ve halkların özgürolabilmeleri mümkün değildir. Kiemperyalizm buna müsaade etmez.Ülkemizde tam bağımsızlık sağlan-madığı, emperyalizm ve işbirlikçile-ri alaşağı edilmedikçe, başta Kürthalkı olmak üzere hiçbir halkın özgürolması mümkün değildir.

8-) Bağımsız, demokratikbir ülkede yaşamak içinne yapmalıyız?

Bağımsız-demokratik bir ülkedeyaşamak için mücadele etmeliyiz.Kızıldere’den bugüne ülkemizin ve

halklarımızın özgürlüğüiçin mücadele ediyoruz,bedel ödüyoruz. Sömürü-nün, zulmün, adaletsizli-ğin, insanın insan tarafın-dan sömürülmediği birülke için emperyalizmeve işbirlikçi oligarşiye kar-şı mücadele etmeliyiz. Bumücadeleyi tüm ezilen,sömürülen ve çıkarı dev-rimden yana olan halkla-rımızla birlikte vererekzaferi kazanacağız.

Bizim gibi ülkelerde,bizi kurtuluşa götürecekmücadele biçimi silahlı mücadeledir.Silahlı mücadelenin temel, diğer mü-cadele biçimlerinin silahlı mücadeleyetabi olarak yürütüldüğü bir çizgi,yani Politikleşmiş Askeri Savaş Stra-tejisini (PASS) izleyerek kurtuluşu-muzu sağlayacağız.

Mücadelemiz, emperyalizme kar-şı bağımsızlık, faşizme karşı demok-rasi, kapitalizme karşı sosyalizm mü-cadelesidir.

9-) “Gerçek vatanseverlerve anti-emperyalistmücadele verenlerdevrimcilerdir” diyoruz.Neden?

“Nasıl silahını yitiren ordu, ordu-luk niteliğini yitirirse, yurtseverlikcoşkusu taşımayan devrimci de dev-rimcilik niteliğini yitirir.” (MahirÇAYAN)

Biz devrimciyiz. Vatanımızı se-viyoruz. Vatanımızın bağımsızlığı,halklarımızın özgürlüğü için, adaletiçin mücadele ediyoruz.

Vatanseverlik, milliyetçilik de-ğildir. Vatan ve vatanseverlik kav-ramlarını burjuvazi, gericiler ve mil-liyetçi faşistler kullanıyor diye bun-dan vazgeçemeyiz. Tam tersine bur-juvazinin, gericilerin ve faşistlerinsahte vatansever; devrimcilerin ger-çek vatansever olduklarını biliyorhalkımız. Çünkü vatanı için canınıfeda edenler sadece devrimcilerdir.Burjuvazinin vatanı yoktur. Onunvatanı paradır, sömürüdür, kandır.

En çok parayı nerede kazanırsa bur-juvazinin “vatanı” orasıdır.

Vatanseverlik kuru bir toprak par-çasını sevmek değildir. Vatanın ba-ğımsızlığını, halkın özgürlüğünü sa-vunmaktır vatanseverlik! Vatanse-ver olmanın ölçütü, anti-emperyalistolmaktır. Vatanını sevmeyenler dev-rimcilik de yapamazlar.

“Bir canım var halkıma, vatanımafeda olsun” (Ahmet İbili). Bu sözdegerçek vatanseverlerin devrimciler ol-duğunun en somut ifadesidir.

10-) Bağımsız,demokratik Türkiye’denasıl yaşayacağız?

Zulmün, sömürünün, açlığın, yok-sulluğun, işsizliğin olmadığı bir Tür-kiye’de yaşayacağız. Tüm halkın,ülkenin kalkınması için hep birlikteçalışarak ülkemizi kalkındıracağız.Söz ve karar hakkımız olacak, kendikendimizi yönetecek örgütlenmele-rimiz olacak.

Halkın yönetime katılmasının te-mel biçimi ve kurumu Halk Meclis-leri aracılığıyla söz ve karar hakkınıdoğrudan kullanır. Halk Meclisleri,halkın kendi yönetim birimlerini seç-mesi, denetlemesi ve görevden ala-bilmesi esası üzerinden yükselir. Halkyerel, bölgesel, mesleki her düzeydemeclislerde örgütlenerek, ülke yöne-timi, ekonomisi, politikası hakkındapolitika üretimine, kararların alın-ması, uygulanması ve denetlenmesisürecine aktif katılır.

Bağımsızlığın olmadığı birülkede demokrasiden ve

özgürlüklerden söz edilemez.Ülkemiz emperyalizmin yeni-

sömürgesidir. Ve emperyalizmegöbekten bağımlıdır.

Ülkemizdeki işsizliğin, açlığın,yoksulluğun, adaletsizliğin, iş

güvencesizliğinin, yozlaşmanınsorumlusu emperyalizm ve

işbirlikçileridir.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!3 0

Page 31: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Tarih, sınıflar savaşının tarihidir.Ezen ve ezilen arasındaki savaş, ta-rihin yaratıcısıdır. Biz bu savaşı ezi-lenlerin zaferiyle sonlandıracak biriradeyi temsil ediyoruz. Yani halkınsavaşını veriyoruz.

Oligarşinin halka karşı açtığı sa-vaşta halka öncülük edecek, savaşıhalklaştıracak ve kazanacağız. Sa-vaşımız sadece düşmanı fiziki olarakyok etmeyi hedeflemez. Savaş, politikbir mücadeledir. Yani savaşımızınasıl amacı halkın iktidarını kurmak,sosyalist düzeni Anadolu toprakla-rında hakim kılmaktır.

Bu savaşı yürütürken savaşın ku-rallarına, ilkelerine uymadan zaferikazanamayız. Kurallı ve ilkeli olmakiçin de savaş gerçeğini kavramalıyız.Bu gerçeklerden biri de kahramanlıkve ihanettir.

Kahramanlık nedir? Kahramanlık zor olanı başarmak,

güçlüklere göğüs germek, boyun eğ-memek, teslim olmamaktır. Kahra-manlık güçtür. Kahramanlık bir gündebir gecede olmaz. Kahramanlık ya-şamda örülür, zamanla büyür ve or-taya çıkar. En zor koşullarda, ya tes-limiyet ya ölüm dayatmasında kah-ramanlığı tercih etmek anlık bir karardeğildir. Kahramanlık bir birikim so-nucudur. Bu birikim olmadan kah-ramanca bir son olmaz.

İhanet de böyledir, belli bir sürecinsonucudur. Mesele, her insanın kendisürecinin yani kendi yaşamının neylesonlanacağıdır; kahramanlıkla mı,ihanetle mi? İşte bunu belirleyen debeynimize, yüreğimize neyi doldur-duğumuza, neyi biriktirdiğimize bağ-lıdır.

Buna en güzel örnek yine hayatıniçindedir. Dayı’yı ve darbecileri dü-şünelim. Aynı süreçleri yaşadılar, be-raber hapis yattılar. Biri halklarınörneği, kahramanı, diğerleri halka

ihanet etmiş hainler... Dayı günlükyaşamında emekçilikle, sadelikle,mütevazilik ve cüretle anılıyor. Di-ğerleri ise popülizm ve kariyerizmhastalığıyla, kendini beğenmişlik,ideolojik güçsüzlük, hizipçilikle…

Vasil Bikov’un Darağacı adlı Sov-yet romanında iki kahramanın öyküsüanlatılır; Ribak ve Sotnikov. İki Sov-yet askerinin yolculuğunun öyküsünüanlatır. Bu yolculukla yanyana aynıamaç için dövüşmüş olan iki Sovyetaskeri yolculuğun başından sonunadek farklı tercihlerde bulunurlar; herikisinin de biriktirdikleri farklı ko-nulardır. Sotnikov hasta olmasınarağmen başladığı yolculukta her za-man özveriliyken, Ribak hep bencilcedüşünür ve bencillikler yapar. Yol-culuklarının sonunda Ribak’ın ben-cillikleri öylesine büyür ki ihaneteder, düşman tarafına geçer ve kah-ramanlığını büyüten Sotnıkov’u kendielleriyle asarak idam eder.

Evet, her gün düzen ve devrimsavaşı veriyoruz. Gün sonunda zaferdevriminse kahramanlığı büyütüyo-ruz. Zafer düzeninse ya da o günhiçbir savaş verilmeden, rutin bir bi-çimde yaşanıyorsa ihanetin yolu açı-lıyor. Biz savaşta değerlerimizi, dev-rimciliğimizi büyütmediğimiz sürecehainliği örmüş oluruz. Ara yol yoktur.Bir tercihte bulunan diğer tercihinkapısını kapatır.

Kahraman olmak için gerekenonurdur. Eğer devrimcilik sıradan-laşıyor, coşku, heyecan ölüyorsa,halkımızın dediği gibi su uyur düşmanuyumaz misali içimizdeki düşmanbüyür. Önemli olan değerlerimizdir,onurumuzdur ve yoldaşlarımıza, hal-kımıza, vatanımıza duyduğumuz sev-gidir.

Ne diyor Uğur Sarıaslan; “Günlükyaşamımızda ne kadar devrimci olur-sak düşman karşısında da o kadar

net oluruz.” Kahramanlık ve ihanetbu kadar nettir. Savaşın kuralıdır bu.Bizim görevimiz ise halkın savaşınıbüyütmek ve zaferi kazanmak içingünlük yaşamamızda kahramanlığıbüyütmek, heybemizde değerlerimizibiriktirmektir.

Hangi nedenle olursa olsun dev-rimci saflardayız. Bu gerçeklik, tekbaşına bile bir devrimci gelişim di-namiği ve zeminidir. Görülmesi ge-reken, bu nedenler çoğaltılmadığında,bu zemin sağlamlaştırılmadığındasonuna kadar kalacağımızın garantisiolmadığıdır. Ancak devrimcilik ne-denlerimizi çoğaltıp, sağlamlaştırma;bugün varolan devrimci dinamikle-rimizi, güzelliklerimizi, olumluluk-larımızı görmeden başarılamaz.

Devrimciliği bir ömür boyu sür-dürebilmenin tek yolu devrimciliknedenlerimizi unutmamak ve bu ne-denleri ÇOĞALTMAKTIR… İdeo-lojik, politik olarak beynimizi silahaltında tutmaktır. İnanç; bilgi ve cü-rettir. Militanlıktır. Militan olmak;devrim iddiasını büyütmek, uzlaşmazolmaktır. Silahlanmış bir beyin,bütün düşman saldırılarına karşı ko-runaklıdır. Bu yüzden beynimizisilah altında tutacağız.

Devrim iddiamızı güçlendirdikçe,büyüttükçe geri ve zayıf yanları-mızdan kurtuluruz. Devrimcilik bizidüzenle uzlaştıracak, tereddüte dü-şürecek burjuva ideolojisinin etkile-rine karşı tüm kapıları kapatmaktır.Bıraktığımız küçük açık kapılar dahibizi her an çürümüşlüğe, düzene sa-vurur. Kendi eksik ve zaaflarımızayeniliriz.

Bu yüzden iç düşmana karşı cep-heden savaşarak devrimci kişiliğikuşanırız. Eğer mücadele etmeyi bı-rakırsak, eğitimde süreklilik sağla-madığımızda, sinsice düzen dünya-mıza girer ve bizi teslim alır.

Devrimciliği Bir Ömür Boyu Sürdürebilmenin Tek Yolu DevrimcilikNedenlerimizi Unutmamak ve Bu Nedenleri Çoğaltmaktır…

Devrimcilik Nedenlerimiz Çoğaltılmaz, Devrimcilik ZeminiSağlamlaştırılmazsa Burjuva İdeolojisine, İhanete Kapı Aralanmış Olur...

Kahramanlık ve İhanetKahramanlık ve İhanet

“Devrimci mücadele ve savaşta belirleyici olan kadrolar ve siyasi çizgidir. Tayin edici güç halk kitleleridir”

Savaş ve

Biz

Page 32: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Bir insanı örgütlemek için öncelikle onun gönlünü ka-zanmak, iç dünyasına girmek gerekir. Yani o insanın, in-sanlarımızın bizim için ne kadar değerli olduğunu hisset-tirmeliyiz. İnsanlar bizde düzende görmedikleri değeri gör-düğü için örgütleniyorlar. Bu değerde yaşamın ayrıntılarındahayat buluyor. İşte bir devrimci ayrıntıyı görüp örgütleye-bildiğinde kazanır. Anlatacağım buna dair bir örnek...

Bir abiyle ailelerimizden birinin evine gitmiştik. Mi-safirler vardı, bizim mahallemizde oturdukları için onlarda bizi bilen, tanıyan insanlardı. Bir ilişkimiz vardı amabiraz sınırlı bir ilişkiydi bu. Abi mahallenin esnaflarındandı,tanınıyordu ama ablayı, mahalledeki hiçbir arkadaşımıztanımıyordu. Biz de o evde tanışmış olduk.

Epey sohbet ettik, güzel vakit geçirdik. Sohbet, abla-nın doğum tarihine geldi, iki ay sonra doğum günü oldu-ğunu söyledi ve bizim de gelmemizi istedi. Yanımdaki abi,işimiz olmazsa muhakkak geleceğimizi söyledi. Bu banaçok gerçekçi gelmemişti ama yine de sesimi çıkarmadım.

Aradan iki ay geçti, bu arada biz o ablaya gidip gelmeye

başlamıştık. O günkü olay tamamen aklımdan çıkmıştı, unut-muştum. Ablanın doğum gününün olduğu gün, abi onlar-la tanıştığımız aileye giderek doğum gününe gelemeyece-ğimizi ama çok selam söylediğimizi ve doğum gününü kut-ladığımızı söylemişti. Abla aradan 2 ay geçmesine rağmen,abinin doğum gününü hatırlamasına ve böyle bir incelik-te bulunmasına çok şaşırmış, aynı zamanda çok sevinmiş-ti. Onun gözünde değerimiz, saygımız daha da artmıştı. Evi-ne gittiğimizde bize daha candan, daha yakın davranmayabaşlamıştı. Elinde ne var ne yok her şeyi önümüze çıkarı-yordu. Evin içinde dört yana koşturuyordu bizi memnun et-mek için. Bizi kendi ailesi gibi görmeye başlamıştı. Evi-ne gitmediğimizde bizi arar sorar olmuştu.

Bazen haftalar, aylar belki senelerce dil döktüğümüzkendimizi anlattığımız ama bir türlü bağ kuramadığımızinsanlar oluyor. Bazen de çok kısa sürede aile gibi oldu-ğumuz insanlar. İşte burada belirleyici olan çok ve en iyianlatmaktan öte onunla kurduğumuz bağ oluyor. Gönül ka-pılarını açmak için yaşamdaki ayrıntıları örgütlemeliyiz.

ÖÖrgütlemek, Karşımızdakini Tanımaktan, Onun İç Dünyasına Girmekten ve

Güvenini Kazanmaktan Geçer!

Arm ut lu Cemevinde Halk Toplantısı Yapı ldı

Armutlu’da 16 Ocak Cumartesi günü saat 20.30’da,günlerdir devam eden polis saldırısı ve direnişle ilgili halk-la birlikte toplantı yapıldı.

Toplantıya, bir gün önce yaşanan polis saldırısının gö-rüntülerinin izletilmesiyle başlandı. İzlettirilen görüntülerle,polisin cemevine saldırırkenki pervasızlığı ve devrimci-leri katletmek için silah kullanması halka gösterildi. Son-rasında günlerdir yaşanan saldırı ve saldırının siyasiamacı; AKP faşizminin halka diz çöktürmek istediği, ada-let mücadelesinin boğulmak istendiği, Armutlu halkının,Armutlu’dan sürülmek istendiği anlatılarak, direnişi bü-yütmek için neler yapılacağına dair halka söz verildi.

Halktan Armutlu’nun 4 bölgesinde, direnişi güçlen-dirmek için komiteler kurulması önerisi geldi ve bu öne-ri karara bağlandı. Dört bölgeden alınan isimlerle komi-telerin oluşturulmasına başlandı. 2. ve 3. bölgeden gelenlerkomitelerini oluşturup, yeni önerilerle bilgi getirecekle-rini söylediler. Bunun yanında gece nöbeti için de 4 böl-geden isimler alındı. Ayrıca direnişçilere yemek hazır-lanması için aileler hangi gün yemek yapabileceklerini be-lirttiler.

Toplantıda devrimcileri sahiplenip sahiplenmeme tar-tışmasının, Armutlu halkı için geri bir tartışma olduğu an-latıldı. Armutlu’da yaşanan direnişin; halkın direnişi ol-duğu, halkın kendi direnişini sahiplendiği vurgulandı.

Toplantıya, Armutlu dışından direnişe dayanışmaamacıyla mahalleye gelen insanlarla beraber yaklaşık 100

kişi katıldı. Toplantı saat 22.00’da sona erdi.16 Ocak gecesindeki nöbete Armutlu halkından 10 aile

katıldı. Nöbet boyunca direnişe, Armutlu tarihine ve so-runlarına dair sohbetler edildi. Halk türküleri, direniş tür-küleri söylendi, halaylar çekildi ve ellik oynandı.

***

Armutlu Halk Cephesi’nden Çağrı...Armutlu’da Direniş Devam Ediyor

Armutlu’da günlerdir halk düşmanlarının saldırısıvar. Direniş çadırımızı açmaktan ve halkımızın ekmek gibi,su gibi ihtiyacı olan “ADALET” talebimizden asla vaz-geçmeyeceğiz! Asla geri adım atmayacağız! Adalet çadı-rımızı açmakla birlikte, ibadethanemizi, derneklerimizi vehalkın yoksul kondularını korumaktan, savunmaktan davazgeçmeyeceğiz! Adalet talebimize ortak olmak isteyentüm halkımızı Armutlu’ya bekliyoruz.

ARMUTLU HALK CEPHESİ***

Berkan Abatay -589-Spor Merkezi Çalışanları OlarakKomün Satışına Çıkıldı

14.01.2016 günü Berkan Abatay -589- Spor Merkeziçalışanları olarak, spor merkezine yardım toplama ama-cı ile spor merkezi çalışanlarının hazırladığı Deniz Gez-miş, Mahir Çayan, Yılmaz Güney tablolarının satışında top-lamda 11 tablo satıldı. Satış sırasında halk ile sohbet edil-di ve çay içildi. Halk eskiden mücadelenin nasıl olduğu-nu, kendilerinin de eskiden nasıl böyle satışlara çıktığınıve onlara polisin nasıl baskı kurduğunu anlattı.

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!3 2

Page 33: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

I. Emperyalist Paylaşım Sava-şı’nda bir çarpışmada, Almanlar sal-dırırken Fransız askerler, ateş altındasipere koşar. Sipere giren askerlerdenbiri, arkadaşının gelmediğini görünce,yaralandığını düşünür, geri dönüponu getirmek ister. Komutan; “Değ-mez, bu ateş altında zaten ölmüştür”der. Asker ısrar eder, ‘Birbirimizesöz vermiştik, kim zor durumdaysadiğerimiz ona yardım edecekti’ derve kurşunlar altında, arkadaşının ya-nına gider. Ama sipere tek başınageri döner. Komutanı; “Ben sanadeğmez dememiş miydim” diye so-runca asker cevap verir: “Değdi ko-mutanım, değdi. Gittiğimde yaşıyor-du, gözlerini açtı ve ‘geleceğini bi-liyordum’ dedi

Pratikte sınanmış, güçlü bir güvenduygusu. Örgütümüze duyulan güvende böyledir... Hasan Ferit Gedik’incenazesinin Armutlu’dan çıkışınapolis izin vermediğinde, bir spikerindediği gibi; “Bu örgüt diğerlerinebenzemez.” Neden benzemez? Çünküörgütün söylediğini yapan, yaptığınısavunan bir pratiği vardır. Örgütlenmebir açıklama yaptığında veya birprogram açıkladığında, herkes bilirki, söylenenler doğrudur ve hayatageçecektir. Önüne koyduğu bir prog-ram mutlaka gündeme taşınacaktır.

Örgütlenme böyle bir pratiğesahip olduğu için, yarattığı güvenduygusu güçlüdür. Adının geçtiğiyerde insanlar durur, düşünür, bekler,inanır... Peki bizim pratiğimiz nasıl?Söylediğini yapan, yaptığının arka-sında duran biri miyiz? İlişkilerimizdeörgütümüze güven duygusunu güç-lendirebiliyor muyuz?

Anadolu’da çalıştığımız kurum-larımızda örgütlenmemizi temsil edi-yoruz. O zaman yarattığımız değerve erdemler kendi pratiğimizde hayat

bulmalı, güvene dayalı ilişkiler, ça-lıştığımız alan ve birimlerde somut-lanmalıdır.

İdealize etmeden, ulaşılmaz gör-meden, küçük adımlar atarak; bugüçlü güven duygusunun temelle-rinden biri olabiliriz. Bunun için neyapacağız? Öncelikle insanlarımızaucu açık bırakılmış sözler vermeye-ceğiz, sözlerimiz netliğe kavuşmalı,muğlak, yuvarlak cümleler kurma-malıyız.

İnsanlarımıza gün içinde iriliufaklı sözler veririz. Kimimiz ağ-zından çıkan sözün bile farkında ol-mayabiliyor. Önce kendi söyledik-lerimizi ciddiye alacağız. Ağzımızdançıkanlar; öylesine, laf olsun diyesöylenmemeli. Çünkü devrimciler;“öylesine”, tesadüfen, laf olsun diyekonuşan insanlar olamaz. Devrimciolmak iradi olmaktır. Devrimci ol-mak, hayatın içinde sürüklenmekdeğil, hayata yön vermektir. İlişki-lerimizde de kendiliğindencilik değil,iradilik hakim olmalıdır. Bunun için,karşımızdakini ciddiye alan, ki buciddiyet, karşındakine önem ve değervermektir. Düşünerek konuşan vekonuştuklarının takipçisi olan kişilerolmalıyız.

Gelirim deyip gitmediğimiz, ya-parım deyip yapmadığımız her şeyilişkilerimizde güven duygularını ze-deler. Zedelenen her güven duygusumücadelemize zarar verir. Atıl kalaninsanlarımız, sonuca bağlanmayanişlerimiz ve zedelenen güven duy-gusuyla ne kadar ileri doğru adımlaratabiliriz ki?

Kendiliğinden, ayaküstücü, gününakışına göre bir yaşamımız varsa;sabunun suda erimesi gibi, verdiğimizsözler de hayatın içinde erir gider.Sonra bir bakmışız, sabun misali tü-kenivermişiz.

Verdiğimiz sözleri tutmak isteyipde, yetiştiremediğimiz zamanlar davardır. Bunun nedeni, kapitalizmin

bireysel çalışma tarzından hala çı-kamamış olmamızdır. Her işi ken-dimiz yapmak, kendimiz takip etmekistediğimiz için, hiçbir şeye yetişemezduruma geliriz. Kollektivizmi hayatageçirmeliyiz, her yere bir kişinin ye-tişmesi mümkün değildir. Ufak birçocuğun yapabileceği işi dahi ken-dimiz yapmaya çalışırsak yetiştire-meyiz ve umutsuzluğa kapılırız. Hal-kımıza sorumluluklar vermeliyiz

Kapitalizmin bireyci çalışma tar-zından kurtulmalıyız. Sosyalist ça-lışma tarzını hayata geçirmeliyiz.Yani bireysel değil, kollektif çalışmatarzını örgütlemeliyiz. Bir şeyi plan-larken, yapılacak işin düzgün bir şe-kilde yapılması, amacına ulaşmasıtemel olmalıdır. Kimin nasıl çalışa-cağı, yapılacak iş temeline göre be-lirlenir.

Verdiğimiz sözleri tuttuğumuzda,işlerimizi kollektif çalışma tarzı üze-rinden örgütleyip sonuca bağladığı-mızda, güvene dayalı ilişkilerimizgüçlenir. O zaman çalışmalar içindebir takım eksiklikler yaşansa dagüven duygusu sağlam kalır, zede-lenmez. Tıpkı, kızanlarının Çakır-calı’ya duyduğu güven gibi...

Çakırcalı’nın kızanlarından biritutsak düşer. İdama mahkum edilir.Tutsaklığı boyunca hep “Efem gelipbeni kurtaracaktır” inancını taşır,dile getirir. Günler geçer Çakırcalıbir türlü gelmez. Ölüm anı gelipçatmıştır. İdama götürülürken; “haniefen seni kurtaracaktı” diye alay et-meye, inancını kırmaya çalışırlar. Oise; “Efemin haberi olsaydı, mut-laka beni kurtarırdı” diye cevapverir.

Gerçekten de, Çakırcalı ateşleriçinde hasta yatağında olduğu için,tutsaklığı duyan diğer kızanlar, efeyidurumdan haberdar etmemiştir. Çün-kü, Efe’nin, bu tutsaklığı duyduğundahasta yatağından kalkıp, kızanınıkurtarmaya gideceğini onlar da bilir.

AANNAADDOOLLUU CCEEPPHHEESS İİHalkımız Verdiği Sözü Tutanlarla

Ölüme Kadar Gider

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

3 3DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 34: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!33 4

“Halk” ve “vatan” kelimelerininbilincimizde nasıl bir yer etmesigerektiğini, en iyi vatan ve halksevgisini taşıyanlar; bu sevgidengüç alarak mücadele edenler bilir.Fakat bugün bu kelimelerin içininboşaltıldığı, “halk” ve “vatan” ke-limelerinin sıradanlaştırıldığı birsüreci yaşıyoruz.

Bizi biz yapan değerlerimizdenolan vatanımızı, topraklarımızı ve7 düvele meydan okuyan halkımızıkuru bir kavram olarak konuşma-mız isteniyor.

Emperyalizm ve işbirlikçisi oli-garşi, halka ve bizlere ait ne varsasömürü politikalarıyla elimizdenalıyor, talan edip yağmalıyor. Halk-ların gasp edilen, talan edilen hak-ları ve alınteri için mücadele edil-diğinde de pervasızlaşan faşizm;haklarına sahip çıkan herkese iş-kence, baskı, zulüm uyguluyor.

Soma’da maden işçisinin, Tay-yip Erdoğan’ın danışman yardım-cılarından Mustafa Yerkal tara-fından yerlerde tekmelenerek dö-vülmesi hatırlanacaktır. İşte o gö-rüntüler, faşizmin hak arayan her-kese tahammülsüzlüğünün belge-sidir.

Emperyalizmin işbirlikçisi oli-garşi, yaptığı her şeyin yanına karkalmasını ve kimsenin ses çıkar-mamasını istiyor.

Bugün halkların en temel hakve özgürlükleri kapsamında yeralan eğitim, sağlık, konut, ulaşımhakları gasp edilmiştir. Ve hepsiazgınca sömürüye tabi tutularakparalı hale getirilmiştir.

Sağlık imkanlarından yararla-namayan halkın, hastane kuyruk-larında ya da gerekli olan ilaçlarıtemin edemediği için evlerindeölüme terk edilmesi sıradan halegetirilmiştir.

Yoksul halkımızın başını sok-

tuğu iki göz gecekonduya gözünüdiken inşaat tekelleri, büyük birkar hırsıyla, devlet destekli olarakhalka oturduğu evde “işgalci” mua-melesi yapıyor. Halkın gecekon-dularına el koymak için yasa üstüneyasa çıkarılıyor. Devlet, halka ba-rınma imkanı sunacağı yerde, varolanı da ellerinden almak için elin-den geleni yapıp halkı; “işgalci”,“terörist” ilan ediyor.

Tekellerin otomobil sektörü heryıl karlarına kar katıyor. Çünkü, tü-ketim kültürü dayatılarak, toplu ula-şıma yeterli kaynak ayırmayıp, ula-şımın çileye dönüştüğü yerde, özelaraç kullanımında artış yaşanıyor.

Toplu ulaşımın işkenceye dö-nüşür saatlerce gelmeyen otobüsler,çiley dönüşen yolculuklar, süreklizamlanan otobüs ücretleri...

Eğitim hakkımız elimizden alın-mıştır. Paralı eğitim nedeniyleokula gidemeyen yoksul halk ço-cuklarına, ucuz işgücü olarak in-şaatlarda çalışması, iş cinayetlerinekurban gitmeleri reva görülür.

Ana dilimizi konuşmak; inanç-larımızı özgürce yaşama hakları-mız da elimizden alınmıştır. Ce-mevleri ibadethane sayılmaz.“Cümbüşevi” diye hakaret edilir...Ya da AKP iktidarı cemevlerinitartışmaya açmaz; “kırmızı çizgi-miz” diyerek gündeme bile almaz.Alevi inancının ya da diğer inanç-lardan halkımızın değerlerini, hak-larını yok etmeye çalışır.

Aynı derecede Sünni mezheptenhalkın da inanç özgürlüğü yoktur.Egemenler Sünni inancını, ikti-darlarının geleceği için kullanı-yorlar. Sünni halkın da değerlerinesaldırıyorlar.

Bizler bunun içindir ki halk vevatan sevgisi ile bağımsızlık mü-cadelesi verirken; halkımızın çalı-nan, gasp edilen tüm hak ve öz-gürlüklerinin de kavgasını veriyoruz.

Çünkü, halkların hak ve öz-gürlüklerini adım adım kazanırken;onlara bilinç taşıyor, halklarımızınbağımsızlığını kazanacağı yarın-ların temellerini de atıyoruz.

Halkların tüm kültür ve değer-lerini, temel hak ve özgürlüklerinikoruyan ve geliştiren yalnızcadevrimcilerdir. Halkların yarınla-rından umutlu olacağı, gelecekkaygısı taşımayacağı düzen, Dev-rimci Halk İktidarıdır...

Bunun mücadelesine katılmak,vatan topraklarına tek yürek olaraksahip çıkmak, onurunu değerlerinikorumaktır aynı zamanda.

Bu toprakların gerçek sahipleri,bu topraklar üzerinde şehitler ve-ren, alınteri döken, üreten ve ya-ratanlardır. Emperyalistler ve iş-birlikçi iktidarın değerli vatan top-raklarımızda akıttığı tek damlakanı tek damla alınteri yoktur.

Bizler bu topraklar üzerindeödediğimiz bedellerle özgürlüğüve bağımsızlığı temsil ediyoruz.Halkımızla birlikte baskıya, zulme,çalınan hak ve özgürlüklerimizekarşı halk kurtuluş mücadelesi ve-riyoruz. Kazanan biz olacağız!Çünkü biz direniyoruz.

Haklı olan biziz. Çünkü; vata-nımızı ve halkımızı canımızdançok seviyoruz!

VATAN VE HALK SEVGİSİ, HALKIMIZIN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİNE

SAHİP ÇIKMAKTIR!

Emperyalizm ve işbirlikçisioligarşi, halka ve bizlere ait

ne varsa sömürüpolitikalarıyla elimizden

alıyor, talan edip yağmalıyor. Halkların gasp edilen,

talan edilen hakları ve alınteriiçin mücadele edildiğinde de

pervasızlaşan faşizm;haklarına sahip çıkan

herkese işkence, baskı,zulüm uyguluyor.

Page 35: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

33 5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Halkın Esnafları Kooperatifi, GaziMahallesi’nde 17 Ocak Pazar günüHalkın Fırını’nın açılışını yaptı. Hal-kın yoğun ilgisinin olduğu açılış et-kinliğinde biz de Halkın EsnaflarıKooperatifi ile Halk Fırını üzerineröportaj yaptık.

Yürüyüş: Neden Halk Fırını’nıaçtınız?

Halkın Esnafları: “(...)Madem adaletin ekmeği bu ka-

dar önemli,Onu kim pişirmeli,dostlar söyleyin?Öteki ekmeği kim pişirenAdaletin ekmeğini deKendisi pişirmeli halkınGündelik ekmek gibiBol, pişkin, verimli(...)” diye

seslenmiş Bertold Brecht. Tam dabu noktada ortaya çıktı fırın projesi.Kim pişirmeli, biz pişirmeliyiz dedik.Çünkü ekmek demek adalet demekti.Ve bizim ekmeğimiz de her eve gir-meliydi. Ekmeğimizde kokan umuduherkesin koklamasını istedik.

Ekmek, Anadolu kültürümüzde,yoksul halkımızın sofrasının olmazsaolmazıdır. Yaşamımızda ekmeğin de-ğeri diğer besinlere göre farklı yertutar. Bir yandan da paylaşımın adıdırekmek. Ekmeğimizi bölüşmek, yok-sulluğumuzu paylaşmaktır.

Esnaf Kooperatifi çalışmalarınabaşladğımız ilk bölge Gazi Mahallesi,Okmeydanı, Çağlayan gibi emekçi,yoksul halkımızın bulunduğu ma-hallelerdi. Kooperatifimiz açılıp üye-lerimizle yaptığımız ortak değerlen-dirmemizde sırasıyla halkımızın temelihtiyaçlarımızı tartıştık. İlk işletme-mizi kurarken dikkat ettiğimiz birincikooperatifimizin temel ilkelerindenolan kolektif çalışma biçimini ortayakoyduk.

Mevcut yöne-timimiz ve üyele-rimizle yaptığımızgörüşmelerde açı-lacak işletmeninniteliği, yeri ko-nusunda tartıştıkve fırın üzerine ka-rar kıldık. Kararalmadan önce ma-hallede bulunanesnaflar ve halkı-mızın da görüşle-rini aldık. Aldığı-mız olumlu tepki-lerin ardından fırın açma kararımızıaldık ve açılış çalışmalarına başladık.

Yürüyüş: Yoğun bir emekle fırınıaçtığınızı biliyoruz. Fırın açılış ça-lışmalarından bahseder misiniz?

Halkın Esnafları: Söylediğinizgibi büyük bir emek gerektiren vezor bir iş. Burada işimizi zorlaştırankonu; “ekmek çıkarmak için ekmeküretelim” demedik. En iyisi olmasınıistedik. Birçok fırın gezdik ve in-sanlarla bu konuyu konuştuk. Te-mizlikten kalitesine, en iyisinin olmasıiçin çaba harcadık. Gittiğimiz fırın-larda ne ekmeğin kalitesi ne de te-mizlik ve sağlık açısşndan hiçbir şeybulamadık. Hepsini ders edindik ken-dimize.

Biz o fırınlara girerken burnumuzukapatarak girebildik içeri... İşte bizde dedik ki bizim fırınımız halkınsağlığını korumalı, halk kendi fırınıolarak fırınımızı görmeliydi... Kendisidenetlemek istediğinde kapılarımızonlara açılmalıydı. Hedefimizi sö-zümüzü tuttuk. Gazi’nin değil İstan-bul’un en iyi fırınlarından biri olaraküretime geçtiğimiz günlerde açılışı-mızla birlikte başladık.

Bu zorlukların üstesinden nasılgeldik? Kooperatifimizde ön plana

çıkardığımız dayanışma ve birliktehareket etme kültürü sayesinde işle-rimiz yolunda gitti ve zorluklar aşıldı.Bir elin nesi var iki elin sesi varsözü kooperatifimizde hayat bularakkooperatifimizin gücünü ortaya ko-yuyor aslında.

İşlerimizi kolaylaştıran, bundansonradaki projelerimizde, sorunları-mızda da kolaylaştıracak olan bir-likteliğimizden gelen bu güç olacaktır.Fırın projemizde bunu gördük. Hermeslekten her alandan esnafımız var.Tüm esnaflarımız taşın altına elinikoydu fayansları mı yapılacak; 5 tu-tuyorsa 3 aldı. Asansör mü yapılacak;10 tutuyorsa 5 aldı. Esnaf koperatifiçalışanlarımız ve yöneticilerimiz gö-nüllü bir şekilde oranın temizliğindeninşaatına kadar her aşamasında yeraldı. Bu bilgi ve deneyim hem fırı-nımızda hem de bundan sonraki pro-jelerimizde bize büyük kolaylık sağ-layacaktır.

Yürüyüş: Halk fırını olarak sa-dece Gazi halkına mı ekmek ulaş-tırılacak?

Halkın Esnafları:Hayır. Gazi,Çayan ve Çağlayan’da da ekmeğimizhalka ulaştırılacak. Öyle görünüyorkişuan açmış olduğumuz fırın, mahal-

Röportaj

Halkın Ekmek Fırını Açıldı

EKMEĞİMİZ UMUT KOKUYOR

Page 36: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!33 6

ledeki ekmek ihtiyacını karşılayabi-lecek kapasitede değil. Yeni fırın veşubelerimiz olabilir. Tabiki sadecefırın değil, üzerinde konuştuğumuz,tartıştığımız bazı projeler de var.Halk marketleri bunlardan bir tanesi.Kooperatifimiz içinde bulunan pazarcıesnaflarımızın da kendi pazar yerlerinikurma konusunda girişimlerimiz var.Daha büyük projelerimiz de olacaktır.Tabiki bu projelerimizi hayata ge-çirmemiz esnaflarımızın kooperati-fimize daha çok sahip çıkması vekatılımıyla olacaktır. Söz açılmışkentüm İstanbul'daki esnaflarımızı koo-peratifimize katılmaya, üye olmayaçağırıyoruz.

Yürüyüş: Nasıl ekmek üretecek-siniz.

Halkın Esnafları:Ekmeğimizkalite olarak diğer tüm fırınların üret-miş olduğu ekmeklerden daha kaliteliolacak. Birincisi diğer tüm fırınlartava ekmeği denilen çeşitlerden üre-tiyor, bizim üreteceğimiz modern taşfırın ekmeği olacak. Ayrıca katkımaddeleri kullanmayacağız. Hamurungramajı net olacak.. Hamurun ken-disinden ekşi maya üretip geç ba-yatlayan doğal ekmeği üreteceğiz.Sağlıklı ve hijyenik koşullarda üretimyapacağız.

En yalın haliyle halkımızın sağlığıve mutluluğu için en güzel, en lezzetliekmeği üreteceğiz. Ekmeğimiz biziyansıtmalıdır diye düşünüyoruz. Ek-meğimizin sıcaklığı halkımızın içiniısıtmalı, kalitesi ne kadar adil oldu-ğumuzu göstermeli.

Piyasa ekmeği düzenin adaletsiz-liğini göstermektedir; böcek yuvasıimalathanelerde hijyen dışı koşullardaüretilen, boyalı, katkı maddeli, gramıeksik, çabuk bayatlayan, saman ta-dında "ekmek."

Bizim ekmeğimiz, şairin dediği

gibi adaletli, bol, pişkin ve verimli...

Biz sadece ekmek üretmiyoruzaynı zamanda poğaça, börek, simit,kurabiye, pasta, tatlı çeşitlerimizlede halkımıza hizmet sunacağız.

Adalet gibi kendi ekmeğimizikendimiz yapacağız...

Yürüyüş: Günlük kaç ekmek üre-teceksiniz?

Halkın Esnafları:Fırınımız tamkapasiteli çalışana kadar önceliklegünde 4 bin kadar ekmek üretecek.Daha sonra günlük 6500-8000 arasıekmek üretecek. Yukarıda bahsettik,yeni hedeflerimiz var. Halk marketinitartışıyoruz. Yaza doğru halk marketiaçmak gibi bir hedefimiz var. Ancakbu hedefin dışında fırından elde etti-ğimiz bir gelirle Küçük Armutlu’daufak bir fırın açmayı da düşünüyoruz.

Yürüyüş: Halkın fırını nasıl ça-lışıyor?

Halkın Esnafları:Önceliklekooperatif işleyişine göre hareketediyoruz. Fırının sahibi halkımızdır.Ve sosyalist üretim şekliyle hareketediyoruz. Burada çalışan işçilerimizarkadaşlarımızdır halkın esnaflarıkooperatifinin dostlarıdır. Emeklerininkarşılığnı almaları kesinlikle önceli-ğimizdir. Fırında çalışan işçilerin nehastalığı, ne cenazesi, ne bayramıolur.

Bizim anlayışımızda bunlara yervermeyeceğiz. Sömürüsüz, insanadeğer veren şartlarda bir üretimi ha-yata geçirdik ve daha da büyüteceğiz.Gönüllü üretimler içinse şu anda fı-rınımızı oturtma sürecindeyiz. İşle-yişimiz düzene girdiğinden itibareninsanlarımızdan kendi ekmeklerinikendilerinin pişirmesini isteyeceğiz.

Yürüyüş: Ekmeğin fiyatı ne kadarolacak?

Halkın Esnafları: Biz en kaliteliekmeği üretmeye başladık. Bugünbahsettiğimiz diğer fırınlar, ekmeğinkalitesini katkı maddeleriyle, işçilerisömürerek ve aynı zamanda gramajınıçalarak 1 liraya satıyor. Biz ise ekmeğikaliteli, hijyenik ve sömürüye dayalıolmadan ürettiğimiz için daha paha-lıya imal ediyoruz fakat yine 1 lirayasatacağız.

Yürüyüş: Yoksulların ekmek yi-yebilmesi için bir adım atmayacakmısınız?

Halkın Esnafları:Kesinlikle. Bi-lindiği üzere fırınlarda askıda ekmekuygulaması var. Bir kişi fırına parabırakıp yoksullara verdiği para kadarekmek dağıtılmasını istiyor. Bu kendiiçinde güzel bir işleyiş ama biz bun-dan daha fazlasını yapacağız. Halkındayanışmasıyla yoksullara ekmekulaştıracağız.

Yürüyüş: Bunu nasıl yapacak-sınız?

Halkın Esnafları:Halkımıza es-naflarımıza şimdiden çağrı yapalım.Günde 3 ekmek yoksul için alın vesizinle ya da Halk Meclisleri ile bir-likte yoksullara bu ekmeği bizzatkendimiz ulaştıralım ya da yoksullarıbelirleyip fırınımızdan bu dayanışmausulüyle ekmek almalarını sağlayalım.Hiç bir çocuğun yatağa aç girmesineizin vermeyelim. 100 kişi günde 3lira yoksul halkımza ekmek ulaştır-mak için verse 300 ekmek eder.

Halk Fırını olarak biz de bu sayı-nın üstüne kendimiz katkıda bula-nacağız. ve Grup Yorum’un söylediğigibi “aç çocuklar doysun diye, gül-meyi öğrensin diye, ekmeği tuza ba-nıp düştük kardeş sofrasına”. Herkesibu sofraya yoksulluğun sofrasındaaş paylaşmaya, Halkın Esnafları Koo-peratifinde birleşmeye çağırıyoruz.

Page 37: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Halk Meclislerini Çok Yoğun Bir EmekleÖrgütleyeceğiz!

Aylardır dergimizde Halk Mec-lislerinin öneminden bahsediyoruz.Halk Meclisleri ile halkımız yaşadığısorunların çözümü için biraraya ge-lecek, kendi kendini yönetmeyi öğ-renecektir.

Gazi’de, Okmeydanı’nda, Armutluve Sarıgazi’de Halk Meclislerini kur-duk. Ve daha birçok mahallemiz varHalk Meclislerini kurmamız gere-ken.

Halk Meclisi sadece birkaç kişininbir araya geldiği, haftada bir toplantıyapıp kararlar aldığı, sorunları ko-nuşup çözüm düşündüğü örgütlen-meler değildir.

Her sorunun çözümünde halk ol-malıdır, halk toplantıları ile halkmahkemeleri ile çözülmelidir sorunlar.Böyle olmadığı durumlarda halk ken-dini sorunların çözümünün dışındagörür, başkasından bekler.

“Halk Meclisinin kuruluşu içinatacağımız tüm adımlarda, izleye-ceğimiz aşamalarda belirleyici olan;bunda ısrarlı olmak, emek vermek,hakla gitmektir. Daha kuruluş aşa-masında çeşitli kesimler farklı dü-şünce ve niyetlerle sabote edici, en-gelleyici roller üstlenebilirler. İktidargüçleri “sorunlarınızı biz çözeriz,yeter ki bu tür oluşumlara katılmayın”gibi telkin ve propagandalarla kitle-leri örgütlülükten caydırmaya çalı-şabilirler. Halkın örgütlenmesineideolojik, fiziki saldırılarla engel ol-mak isteyebilirler. Keza “falan örgütkullanıyor” gibi demagojiler yapa-caklardır. Bütün bunlar karşısındasabır, özen ve inatla halka gerçeklerianlatmamız ve halkı kendi kendisiniyönetebileceğine inandırmamız ge-rekiyor...”(50 Soruda Halk Meclisi-syf 50)

22 Kasım 2015’te Gazi’de HalkMeclisi kurultayı yapıldı ve yürütme

oluşturuldu. Bu toplantı ile 7 komis-yon oluşturuldu.

Yürütmede yer alanlar haftada enaz iki defa biraraya gelip toplantıyapmazsa, ne yapacağına dair prog-ram çıkarmazsa adım atabilir mi?Hayır. Hiçbir adım atamaz, kararalamaz, sorun çözemez. Ve aradanaylar geçer ama Halk Meclisi yineaynı sayıda insanla haftalık toplan-tılarla sınırlı kalır.

Mahallelerde yaşadığımız somutörneklerle bu konuyu açalım. HalkMeclisinde sorun çözme komitesivardır sadece 4 kişiden oluşan. Budört kişi de aynı zamanda evli barklıişinde gücünde olan insanlardır. Güniçinde bir kişi mecliste bekler vehalktan gelen sorunları dinler.

Genellikle herkes çalıştığı içinbazen meclisi açacak kimse bulunmazve gün içinde meclis kapalı kalır.Komitedeki diğer kişiler ise akşamiş çıkışı saat 20.00 gibi biraraya ge-lirler. Sorunlara bakarlar ve haftasonu da sorun çözme günüdür, listehaline getirilen sorunların çözümüiçin yapılacaklar örgütlenir.

Bu Sorunlar Neler Oluyor Genellikle?

Aynı apartmanda oturan iki evkadınının, balkonundan benim ça-maşırlarımın üstüne halı silkeledinkavgası, eşler arasında anlaşamama,kocanın eve sarhoş gelmesi, eşinidövmesi, küfür etmesi, alacak vereceksorunu vb... Yani genellikle iki kişiarasında yaşanan sorunlardır.

Bu sorunlar kimin sorunu HalkMeclisi bu sorunları nasıl çözecek?Bu şekilde onlarca sorun gelmektedirmeclise ve uzun listeler oluşmaktadır.Yukarıda söylediğimiz sorun çözmekomitesindeki birkaç kişi sadece ak-şamları ve hafta sonu biraraya gelenkomite, bu sorunları nasıl çözer, mec-lisi nasıl işler hale getirir.

Halk Meclislerini örgütlemek içinhalka gideceğiz.

Halkı katmadan, halka gitmedenhiçbir sorunu çözemeyiz. Komite dehalka gitmeden hiçbir sorunu çöze-mez. Evet bir kaç sorun çözülür, bi-rilerine ceza verilir, birileri mahal-leden uzaklaştırılır, kavgalılar barış-tırılır vs.

Ancak halkı katmadığımız süreceHalk Meclisini örgütleyemeyiz. Çün-kü bu çalışma tarzı ile halkımız so-runların çözümünde kendini görmez,sanki sihirli bir güç var da gelipbütün sorunları ortadan kaldıracakve çözecektir.

Ve sorunu çözülmediğinde kızar,sinirlenir, “ne zamandır gidip anlat-mışım hala şu sorunu çözmediler”diye bekler.

Halk Meclisi de bu sorunlarınçözümüne yetişmedikçe kendine gü-vensizleşir; olmuyor, yapamıyoruzdemeler başlar.

Halkımız sadece gelip sorununuanlatıp, birilerini şikayet edip git-memeli. Bu ancak, düzenin bürokratçalışma tarzı ve adalet anlayışıdır.

Bu sorunlar, kişiler arasında olankişisel sorunlar değildir. Toplumsalbir sorundur. Bu sorunları yaratanyoz kültürdür, kapitalizmdir. Bugünbir sorunu çözdüğümüzde, ikinci günaynı sorun gibi onlarcası gelir.

Bunun için halk toplantıları ya-pacağız, sorunları ortaklaştıracağız,toplantılarda bu sorunların nedenlerinitartışacak ve madde madde ortayakoyacağız. Her sorun için bir komiteoluşturacağız, bu komitede ev kadını,yaşlılar, kahvede oturan erkekler,gençler herkes yer almalıdır. Bununiçin halkımızı ikna edeceğiz. Sorun-ların çözümü ile ilgili ortak tümhalkın katılacağı kararlar alınacak-tır.

Halk Meclislerini Örgütlemek İçin Emek Harcayacağız!..

Komitedekiler bir halk toplantısı

Halk Meclislerini Emeğimizle Örgütleyeceğiz!İşçiler, Memurlar, Öğrenciler, Mühendisler,

Halkımız... Meclislerde Örgütlenelim...

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

3 7DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 38: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

için gerçekten mahallede duymayankalmayacak şekilde bir kitle çalışmasıyapmalıdır. Sadece afişlerin asılması,pankartların asılması ve sesli çağrılarile halkımızı toplantılara getiremeyiz.Kapı kapı, ev ev gezerek, evleriniçine girip ailelerimizle konuşarak,Halk Meclislerini anlatarak toplan-tılara çağırabiliriz.

Bir mahallede, bölge bölge ko-miteler oluşturularak çalışmalar ya-pılır. Bu çalışmalarda bir gün toplantıyapmak ve birkaç afiş asmakla yeti-nilmemeli. Her gün, bir saat de olsaemek harcanmalı, günlük hedeflerleçalışılmalıdır. Her gün on kişi ilekonuşup halk toplantısına çağıracağımdemek bir hedeftir. Ve bu hedefe an-cak emek harcanarak ulaşılabilir.

Halk MeclisleriniÖrgütlemek İçin Israrcı Olacağız!..

Bir çağrı ile ikna edemeyiz in-sanları, hemen bir toplantıda kararaldıramayız belki, ama önemli olanısrarcı olmamız, sonuç alana kadarvazgeçmememizdir.

Bir mahallede üç defa esnaf top-lantısı yapılmış, sorunlar konuşulmuş;vergi, kira, mahalledeki çatışmalarve kepenklerin sürekli kapanmasıvb. sorunlar. Ama üç toplantıdır busorunlar çözülmemiş. Şimdi tekrarbir esnaf toplantısı kararı alınmış.Ve artık esnaflar gelmek istemezlerhep aynı şeyler konuşuluyor, sorunlarçözülmüyor diye düşünürler.

Ne yapacağız, vaz mı geçeceğiz?

Hayır tabi ki; toplantıları sadece so-runları konuşup, tespit etme yerineçevirmeyeceğiz, karar alacağız. Üçtoplantıdır bu sorunların çözülmemesi,esnafların soruna dahil edilmemesikomitelerin kurulmaması, karar alın-mamasıdır. Örneğin; polisin çatışmaolmadığı halde boş yere saldırılarında,mahalleyi gaza boğmasında; esnaflarortak karar alıp karakola yürüyebi-lirler. Bunu esnaf komitesi takip eder.Bunun için toplantılarda ısrar ede-ceğiz; halkı sorunların çözümünekatmada ısrar edeceğiz.

Halk Meclisleri Kurulmazsa Ne Olur?

“Bu örgütlülükler yaratılmadı-ğında, öfke içindeki ve düzendeniyice uzaklaşan halk potansiyeli de-ğerlendirilememiş, düzenden kopuşiçinde olan halkın tekrar düzene bağ-lanmasına izin verilmiş olacaktır.Düzen politikacılarının halkı kan-dırmasına izin verilmiş olacaktır.“Kitleselleşme”, “kitle örgütlülükleriyaratma” noktasında sorunlar, sı-kıntılar sürecektir. Devrimin anagücü halktır.

Halk düzenin etkilerinden kurtu-labildiği, aradığının kendisi olduğunugörebildiği noktada devrim mücade-lesinin farkına varacak, onun öneminikavrayacak ve devrimi omuzlayacak-tır.”(50 Soruda Halk Meclisi-syf 44)

Yaşadığımız sorunlar yeme, içme,barınma, eğitim, sağlık gibi en temelsorunlardır. Açlık, yoksulluk, işsizlikher geçen gün artarak sürüyor. Busorunları yaratan bu düzendir. Dola-

yısıyla sorunlarımızın çözümünü dü-zenden bekleyemeyiz. Sorunları ya-ratanlar çözemezler, çözmek için hiçbir şey yapmazlar.

Yaşadığımız her sorunun çözümübizdedir, kendi ellerimizdedir. Bizbuna inanacağız ve halkımızı dainandıracağız. Çözüm Halk Meclis-lerinde. Sadece sorunların çözümüiçin de değil, tüm ihtiyaçlarımızıHalk Meclislerinde çözeceğiz.

Örneğin; yoksul ailelerin çocuk-larına ayakkabı alamama sorunu için;bir mahallede bütün ayakkabıcılarile konuşulup dayanışmaya çağırılsa,her esnaf, kendi koşullarına göre ikiçift, beş çift ayakkabı verir. Birçokayakkabıcı vardır, toplamda 50 çiftayakkabımız olsa, bir ayda 50 çocuğaayakkabı vermiş oluruz.

Diş doktorları ile görüşsek birayda kaç hastanın dişini tedavi etti-rirler? O kadar çok dişçi vardır kibir mahallede, her biri ayda bir kaçhastaya baksa, mesela 30 hasta ra-hatlıkla tedavi ettirilir.

Her ihtiyaç her sorun için bu da-yanışma ile çözüm elde ederiz. Bunuhalka giderek, halkımızı Halk Mec-lisinde örgütleyerek başaracağız.

Bunu yapmadığımızda halkımızınumutları düzene kayar, sorunlarınçözümünü düzenden devletten bek-lemeye devam eder. Kendi gücünegüvenmez.

Biz halkımızı kendi sorunları et-rafında örgütleyerek Halk Meclislerindeörgütlenerek, halkın iktidarını kura-cağız. Bunun için Halk Meclislerinibütün mahallelerde örgütlemeliyiz.

Armutlu’da Bildiri Dağıtımı Yapıldı!Katil AKP’nin baskılarını, katliam girişimlerini teşhir

etmek için Armutlu’nun geçmişini anlatan bildiri dağıtımıyapıldı. Esnaflarla yoldan geçenlerle, otobüs konuşma-larıyla, halka neden adalet istediğimizi anlatan ajitasyonçekilerek bu akşam kuracağımız adalet çadırına çağrıyapıldı. Bu saldırı sadece çadıra değil Armutlu halkına,adalet çadırına dahi tahammül edemeyen katil AKP Ar-mutlu’da yoksulların, devrimcilerin, aydın görüşlü in-sanların yaşamasını istemiyor. Bunun için devlet Ar-mutlu’da katliam yapma peşinde. Bunu fiilen Dilek Do-ğan’la başlatmış oldu. Devamının gelmesini sağlamakiçin önce örgütlü mücadeleyi yok etmesi gerekiyor,

onun için bu kadar per-vasız saldırıyor.

Saldırıları teşhir et-mek için 10 otobüs ko-nuşması, 3 kahve konuş-ması,1 kahvede 30 dakikakonuşma yapıldı. 80 es-nafa bildiri dağıtımı ya-pıldı. 3 binaya bildiri ve-rildi, ajitasyon ve slo-ganlarla bildiri dağıtımıyapıldı.

15 kişinin katıldığı çalışmada 150 adet bildiri verildi.ARMUTLU HALK CEPHESİ

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!3 8

Page 39: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

DİLEK DOĞAN'I VURAN KATİLİN DİLEK DOĞAN'I VURAN KATİLİN YÜZÜNÜ UNUTTURMAYACAĞIZ!YÜZÜNÜ UNUTTURMAYACAĞIZ!

Bu türkü diyor ki "çizmişiz rota-mızı dostların alkışlarıyla değil gı-cırtısıyla düşmanın dişlerinin":

Bu türkü diyorki "dövüşmek".

Bu türkü diyor ki "ışıklı büyükışıklı geniş ve sınırsız limana bir dü-men suyumuzda sürüklemek denizi...

Nazım Hikmet

Faşist AKP'nin katil polisi Kü-çükarmutlu'daki Adalet Çadırına 7gün içinde 21 kez saldırdı. Çadırıdağıttı; insanlarımızı yaraladı; sokaktahalkın üzerine kurşun sıktı.

Tüm bu saldırıların nasıl bir kor-kunun sonucu olduğunu çok iyi bili-yoruz. "Adalet" "adalet için direnmek""adalet mücadelesi" vermek. İşte düş-manımızın tüm korkusu budur.

Katiller, değil "adalet mücadelesivermek" adalet için halkın aldığı ne-

fesin bile kendilerini boğa-cağını düşünüyorlar.

Halkın mücadelesindenkorkan katiller, tüm bu sal-dırılar sırasında Dilek Doğan'ın ai-lesini de ölümle tehdit ettiler. Aileye"öldüreceğiz sizi öldüreceğiz" diyetehditler savurdular.

Saldırısı sonrası dağıtılan çadırtekrar kuruldu. Yapılan basın açık-lamasından sonra polis çadıra tekrarsaldırdı. Bu defa Dilek Doğan'ın an-nesini hedef alarak plastik mermisıktılar. Dilek Doğan'ın abisine deplastik mermi isabet etti.

AKP'nin katil polisi susmayan,evladının katilinden hesap sormakiçin mücadele eden Dilek Doğan'ınailesini ölümle tehdit ederek sindir-mek istiyor.

Asıl olarak da Dilek Doğan'ın ai-

lesini, halkımızı, adalet isteyen herkesisusturmak istiyorlar.

Onlar ise halka düşman!

Katilleri açığa çıkaranlara; katilinyüzünü unutturmayanlara düşmanlar...

Dilek'in ailesine düşmanlar. Ai-lenin verdiği adalet mücadelesinedüşmanlar.

O katilin yüzüne tükürmek isteyenmilyonlara düşmanlar!

Biz susmayacağız! Adalet iste-mekten vazgeçmeyeceğiz! Çünkü şi-irde söylendiği gibi rotamızı "düş-manın diş gıcırtılarına göre" çizdik!

AAKP’nin Katil Polisleri, Dilek Doğan'ın Ailesini Ölümle Tehdit Etti

Halk Cepheliler Halk Fırını’nın açılışı içinOkmeydanı, Nurtepe, Çağlayan ve GaziMahallesi’nde çalışmalar yaptı. Çalışmalarda 20 binbildiri dağıtıldı ve 15 pankart asıldı. 17 Ocak’ta yapı-lan açılış saat 14.00’da başlayıp 18.00’a kadar sürdü.Açılışa 1000 kişi katıldı. Hava yağmurlu ve soğukolmasına rağmen katılanlar davul zurna eşliğinde uzunsüre halay çekti. Açılışta Halkın Esnafları Kooperatifive Gazi Halk Meclisi temsilcisi birer konuşma yaptı.Açılış programında kurban kesilerek, kuru pasta,meyve suyu ikram edilerek, ekmek dağıtımı yapıldı.Açılışta ayrıca İdil Halk Tiyatrosu “Adalet” isimlioyunu oynadı.

Buram Buram Umut KokanEkmeğimizi Halkımız için Pişiriyoruz

İdil Halk Tiyatrosuoyuncuları yeni kursdönemi için GaziMahallesi’nde çalışma-larına devam ediyor. 15Ocakta yapılan bildiridağıtımında birçok yenikayıt yapıldı.

Kayıt için iletişim:0212 238 81 46- 0554 976 23 72

Berkan Abatay -589- Spor Merkezİ’ndeKick Boks Dersİ

Berkan Abatay -589- Spor Merkezi’nde17 Ocakta Kick-Boksdersi verildi. Isınma vekas açma hareketleri ilebaşlayan ders, ikitekme ve bir yumruktekniğini öğrenme ileson buldu. Derse Hocahariç sekiz kişi ve birizleyici katıldı.

Kurs Kayıtlarımız Devam EdiyorHerkesi Çalışmalarımıza Bekliyoruz

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

3 9DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 40: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!44 0

Armutlu Direniyor,Direnecek!

AKP’nin katil polisi adalet tale-bine saldırıyor. Katilleri yargılama-yan AKP, adalet isteyen halka sal-dırıyor. Günlerdir en meşru haklarıiçin direnen Armutlu halkına saldı-rılar son günlerde iyice yoğunlaştı.Armutlu’da adalet çadırına yönelikpolisin saldırılarıyla ilgili gün günyaşanan gelişmeleri yayınlıyoruz.

13 - 14 Ocak: 13 Ocak’ta Armutlu adalet çadı-

rına saldıran katil polis, karşısındateslim olmayan, direnen Cephelileribuldu. Çadırı yıktırmamak için kol-kola giren ve TOMA’nın önüne di-kilen Halk Cepheliler dakikalarcapolisin saldırısına uğradılar. Armut-lu sokaklarında mevzilerini savu-nan Halk Cephelilere katil polisinpervasızca saldırısı sonucu VedatAktemur ve Selda Karataş geçicihafıza kaybı yaşadı. Cemevindehalkın adalet nöbeti devam etti.

Armutlu’da 6 KişiGözaltına Alındı!

Aynı gün akşam saatlerinde 5kişi polisler tarafından gözaltınaalındı. Gözaltına alınan kişiler terskelepçe takılarak Küçükarmutlu ka-rakoluna götürüldü. 4 kişi saat01.30’da hastane kontrolünden son-ra serbest bırakıldı.

Saldırılarınızla, Tehditle-rinizle Direnen HalklarıTeslim Alamazsınız!

Armutlu’da günlerce devameden direniş 15 Ocakta da ArmutluCemevi’nde Pir Sultan Abdal Kül-tür Dernekleri Genel Merkezi’ndengelen üyelerin de katıldığı basınaçıklamasıyla devam etti. Ayrıca İs-tanbul ve Anadolu’nun çeşitli yer-lerinde Armutlu’ya destek açıkla-maları yapıldı.

15 Ocak: AdaletÇadırımızı DefalarcaYıkan Katil Sürüleri!Siz Yıkarsınız BizHalkımızla BirlikteYenisini Yaparız!

Armutlu halkını ve devrimcilerikatletmek için çeşitli bahanelerlesaldıran katillerin gerçek ve katli-amcı yüzünü göstermek için Ar-mutlu halkı, Pir Sultan Abdal Kül-tür Dernekleri Federasyonları ilebirlikte 15 Ocakta Cemevi’nde ba-sın açıklaması yaptı. Açıklamadaşunlar ifade edildi: “Mahallede Di-lek Doğan için açılan adalet çadırı2 aydır açıktı kim rahatsız oluyorda yıkıyorsunuz. Yıkamazsınız yık-tırmayız! Siz katillerden başkakimse rahatsız olamaz çünkü kor-kuyorsunuz, halktan korkuyorsunuzve korkularınız daha da çok büyü-yecek. Günlerdir direniyoruz. Canı-mızı ortaya koyarız yine de ne ev-lerimizi, ne de ibadethanelerimiziyıktırmayız. Yapım aşamasındaolan Gençlik Federasyonu binasınıArmutlu Temel Haklar Derneği’nive evlerinizi yıkarız bombalarızdiye tehditler saçıyor katiller. Ar-mutlu bu tehditleri ve katliamlarıdaha öncede yaşadı, yine de yıktır-madılar evlerini, bedenlerini ortayakoyarak barikat yaptılar.

2 gün önce polis araçlarındaninen özel harekâtçılar devrimcilereve halka kurşun yağdırdılar. Gitmi-yoruz hiçbir yere halkın yanındayızonlarla birlikte çadırımızı, dernek-lerimizi, ibadethanelerimizi, evleri-mizi koruyacağız ve yıktırmayaca-ğız! Dilek Doğan için açılan adaletçadırımızı defalarca yıkan katil sü-rüleri, siz yıkarsınız biz yenisinihalkımızla birlikte yaparız. “

16 Ocak: Grup Yorum:“Evet, adalet istemek suç bu ül-

kede. Şafak baskınlarında halk ço-cuklarını katletmek suç değil. Biz-ler, Grup Yorum olarak, Kürdis-

tan’da aylardır süren katliamlarakarşı da Kürt halkıyla dayanışmakiçin Amed’e gittik. Bu pazar günüsaat 19.00’da Grup Yorum İstanbulkorosu ile birlikte Armutlu halkıyladayanışmak için, Dilek’in katilininyargılanması için Dilek’in mahalle-sinde, direniş çadırında olacağız vedireniş türkülerimizi söyleyeceğiz.Bütün duyarlı halkımızı Armut-lu’ya bekliyoruz” çağrısı yaptı.

Armutlu Cemevi’ndeHalk Toplantısı“Armutlu’da YaşananDireniş HalkınDirenişidir, Halk KendiDirenişini Sahipleniyor!

Armutlu’da 16 Ocakta günlerdirdevam eden polis saldırısı ve dire-nişle ilgili halkla birlikte toplantıyapıldı. Toplantıya, bir gün önceyaşanan polis saldırısının görüntü-lerinin izletilmesiyle başlandı. İz-lettirilen görüntülerle polisin Cem-evine saldırırken ki pervasızlığı vedevrimcileri katletmek için silahkullanması halka gösterildi. Sonra-sında günlerdir yaşanan saldırı vesaldırının siyasi amacı; adalet mü-cadelesinin boğulmak istendiği, Ar-mutlu halkının Armutlu’dan sürül-mek istendiği anlatılarak direnişibüyütmek için neler yapılacağınadair halka söz verildi. Halktan Ar-mutlu’nun 4 bölgesinde, direnişigüçlendirmek için komiteler kurul-ması önerisi geldi ve bu öneri kara-ra bağlandı. Dört bölgeden alınanisimlerle komitelerin oluşturulma-sına başlandı. Ayrıca direnişçilereyemek hazırlanması için ailelerhangi gün yemek yapabileceklerinibelirttiler. Armutlu tarihine ve so-runlarına dair sohbetler edildi. Halktürküleri, direniş türküleri söylendi,halaylar çekildi ve ellik oynandı.

Adalet ÇadırımızıSavunmaya DevamEdiyoruz

Küçük Armutlu Diş ile Tırnak ile Şehitlerimizin Kanı ile HalkınÖrgütlü Gücü ile Kurduğu, Her Köşesi Direniş Kokan Bir Mahalledir!

Page 41: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

AÇIKLAMALARIMIZ BİZİM İDEOLOJİKSİLAHLARIMIZDIR!

Bizler taleplerimizi anlatmak, hakkımız olanı istemek için yada adaletsizlikleri protesto etmek için açıklamalar yapar,bunlara halkımızı da katmaya çalışırız. Çünkü tüm bu sorun-larda hedef halkın sahiplenmesini sağlamaktır.

Sorun: Çağrı metni ve basın açıklamasını ayaküstü veyüzeysel yapmamak için neler yapmalıyız.

Çağrı Metinleri: Mesela bir eylem örgütledik, halkımızı hızlahaberdar etmek ve çağırmak için hızla çağrı metnimizi yayınla-malıyız. Bu metin kısaca yazılmış, 5N1K sorularına cevap verirnitelikte olmalıdır. Halkımıza neden eyleme katılması gerektiği-ni etkili bir sloganla, cümleyle anlatabilmeliyiz. Metinlerimizikna edici olmalıdır. Uğur Kurt’un şehitliğinden hemen sonrayapılan çağrı metnimiz bu yönüyle örnektir; “Halkın çocukları-nın elleri armut toplamayacak! Gün Bizim Gece Bizim” diye-rek hesap sorma öfkesini ifade etmişizdir. Bir başka örnek deBerkin’imizin cenazesi… Berkin’imizin haberi gelmeden önce-sinde halk hastane önünde nöbet tutuyordu. Haberini alınca her-kes hastaneye akın etti. Ancak kitleyi Adli Tıp’a oradanOkmeydanı’na yönlendiren Cephelilerin çağrısıydı. Halkınöfkesini örgütlülüğe dönüştürebildik yapılan çağrılarla.

Basın Açıklaması: Basın açıklamalarımız da yine halka yaşa-nanların kaynağının düşman olduğunu göstermelidir. Düşmanınsaldırılarına karşı bir cevap niteliği taşımasının yanında halkı-mıza da Cephenin politikalarını sade bir biçimde anlatmalıdır.Açıklamalarımız kitlelere ulaşma aracımızdır. Bu yüzden açık-lamalarımız halkımızı mücadeleye çağıran vurgulayıcı, anlatıl-mak istenen kısa ve öz, anlaşılır şekilde yazılmışolmalıdır.Bunu ancak açıklamamamızın önemini anlayarakyapabiliriz. Düşman dahi açıklamamıza onlarca polisle, birçokönlemle gelerek korkusunu gösteriyorsa bizler de gücümüzügöstermeli ve açıklamalarımızı halkımızı savaşa katmanın aracıolarak görmeliyiz. Birçok arkadaşımız açıklamalarımız sırasın-da bizimle tanışmıştır. Bu bizim politikalarımızı alanlardahalka anlatmamızın sonucudur.

Basın açıklamalarımızı yazarken bu önemi göstermeli; yalın vehalkı mücadeleye çağıran bir dille kısa cümleler kurmalıyız.

Bu zor değildir çünkü önemini kavradığımızda ve politikbaktığımızda basın açıklaması, çağrı metni yazmak da sorunolmaktan çıkacaktır.

Sonuç olarak; düşmanın bir saldırısına nasıl bakıyoruz, şehi-dimizi nasıl sahipleniyoruz, o konuya ilişkin değerlendirme-miz...

*Vurgulayıcı, sade bir dille ve anlaşılır metinler yazmalıyız.

*Halkı mücadeleye çağırmalıyız.

*Unutmayalım, açıklamalarımız demokratik alanda örgütlen-me silahımızdır. Bu bilinçle yazmalıyız.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

4 1DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

17 Ocakta Armutlu halkı ve diğer mahalle-lerden direnişçilerimizi ziyarete gelenler oldu.Direnişçilerimizi ziyaret gelen Maltepe Beledi-yesi Emekçi Cephesi üyeleriyle direniş ve fa-şist saldırılar üzerine sohbet edildi.

Saldırılarınızla Halkı TeslimAlamazsınız!

Amed Halk Cephesi 17 Ocakta Armutlu veKürdistan’da yaşanan saldırılarla ilgili bir açıklamayaptı. Açıklamada: “20 gündür KüçükarmutluMahallesi’ne evinde katledilen Dilek Doğan’aadalet istediğimiz çadırımıza ve aslında Armutluda direnen halka saldırıyor katiller.Suriçi’ndekidirenişe destek olmak isteyen gençlere bibergazı ve mermilerle saldırı oldu. Mahallede top-lanan gençlerin slogan atmalarına dahi taham-mülleri olmayan katil sürüsü zırhlı araçları veranger denilen araçlarıyla rastgele biber gazı at-mışlardır. Emperyalizm nice Aylan bebeklerinkatiliyse AKP hükümeti de nice Miray bebeklerinnice Berkin’lerin katilidir! AKP genç- yaşlı,kadın -erkek, Kürt- Türk demeden direnen halklarıkatlediyor. Katliamlara imha saldırılarına teslimolmayacağız. Zulme ne şekilde olursa olsunboyun eğmedik, eğmeyeceğiz katillerden hesapsoracağız! Armutlu ve Kürdistan faşizme teslimolmayacak!” denildi.

Armutlu’da AKP’nin FaşistPolisleri Çadır ımıza Saldırdı!Bu İrade Savaşını BizKazanacağız, Siz Yıkarsınız BizYine Kurarız!

AKP’nin katil polisleri 19 Ocak’ta yineazgınca Dilek Doğan için adalet çadırına saldırdı.Açıklama yapan Armutlu Halk Cephesi: “DilekDoğan için ve Kürdistan’da kundağında katledilenbebeklerimiz için adalet istiyoruz! Alacağız! Ça-dırımız bizim irademizi, bizi temsil ediyor. Yıl-lardır hiçbir adalet mücadelemizden vazgeçmedikve yine vazgeçmeyeceğiz! Bu irade savaşını bizkazanacağız. Siz yıkarsınız biz yine kurarız.Evet, onların derdi çadırımızdaki iki branda ikitahta çünkü onların gerçek yüzünü onların katli-amcı ve alçak yüzlerini ortaya serdiği için bukorkuları, bu saldırıları. Şu an Armutlu’da yoğunsaldırı var. Dilek’in katili yargılanana kadaradalet isteyeceğiz. İstediğiniz kadar saldırın, ça-dırımızı yıkın biz kararlıyız, söylediğimizi ya-pacağız!” denildi.

Page 42: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!44 2

AKP’nin FaşistSaldırılarına Karşı CepheMilisleri Olarak KarakolBaskınıyla Cevap Verdik!

Küçükarmutlu Mahallesi’nde gün-lerdir faşist kuşatma var. 60 günüaşkındır açık olan, Dilek Doğan içinadalet çadırına saldırıyla başlayankuşatma 15 günden fazla devam edi-yor. İktidarın Kürdistan’da yaptığısaldırılardan bağımsız olmayan Kü-çükarmutlu Mahallesi’ndeki saldırı-larla ilgili olarak mahalle muhtarıCemevi yöneticileri ve mahalle hal-kından oluşan heyetle görüşen İlçeEmniyet müdürü “çadırı, derneği,Cemevini ve tüm mahalleyi bomba-layacağız” diyerek olacakları açıkçaifade etmişlerdi. Kaymakam da “ora-da çok kötü şeyler olacak, ilk etaptaen az 250 evi yıkacağız” diyerekpolitikanın ne kadar sistemli olduğunugöstermektedir. İstanbul ve Anado-lu’daki bazı yerlerde Cephe milislerisaldırılara karşı misilleme yaptı.

Armutlu: SaldırılaraKarşı Misilleme YapanCephe Milisleri!

“Devam eden saldırılara misillemeolarak Cephe Milis ekiplerince 13Ocak’ta saat 11.20’de KüçükarmutluKarakolu’na baskın saldırı düzenledik.3 koldan saldırıya geçen ekiplerimizaşağıdan, karşıdan ve yukarıdan baş-ladıkları saldırıda parça tesirli bom-balar kullandılar. Bahçede bulunanpolisler ne yapacağını şaşırarak sağasola kaçıştılar. Nöbetçi polisin ekip-lerimize ateş açması üzerine anındasilahla karşılık verilerek, nöbetçininkulübesine kaçması sağlandı. Bahçedışında bulunan akrep ve TOMA’larda bombalandı. Bahçede bulunanpolisler amirlerinin uyarısı üzerine“güvenlikli odalarına” kaçtılar.

Saldırı 10 dakika boyuncadevam etti. 10 dakika boyuncaburunlarını dahi dışarı çıkara-madan zırhlı araçlarından sağasola gaz bombası attılar. Kara-kol bahçesine düşen parça te-sirli bombalardan 3 polisin ya-ralandığı bilgisine ulaştık.

Baskın saldırıdan sonraekiplerimiz topluca uzun namlulusilahları, parça tesirli bombaları,ses bombaları ve molotoflarıylaKüçükarmutlu Köyiçi Meydanı’nageçerek MOBESE’yi taradılar.MO-BESE kutusu ve kameralar parça-landı. Meydanda bulunan halka ka-rakol baskını anlatıldı. Ardındanyine topluca mahalle içerisine çeki-lerek, halka karakol baskını anlatı-larak direniş çağrısı yapıldı” açıkla-masında bulunuldu.

Gazi: Gazi CepheMilisleri: SaldırılarıDerhal Durdurun!

13 Ocakta Gazi Cephe Milisleriolarak Armutlu’da yapılan saldırıyakarşı Nalbur bölgesinde bulunanBİM’i, Dörtyol bölgesinde bulunanBİM’i, Düz bölgesinde bulunanBİM’i ve Gazi girişinde bulunanpolis arama noktasını uzun namlulusilahlarla taradık. Katiller apar to-par araçlarına binerek bölgedenkaçtı. Milislerimiz sloganlar eşli-ğinde güvenli bir şekilde çekildi.

Gazi Karakolu’nu UyarıAmaçlı Taradık!Hafızalarımızı daKaybettirseniz, SizinDüşmanımız OlduğunuzuUnutmayacağız!

15 Ocakta, saat 23.00’da GaziKarakolu, Cephe Milisleri tarafın-dan Küçükarmutlu’da yapılan sal-dırıların hesabını sormak için taran-dı. Cephe Milisleri açıklamaların-da: “Günlerdir AKP’nin katil polis-leri Küçükarmutlu’da terör estiri-yor. Halkımızın ve yoldaşlarımızınüstlerine gerçek mermilerle saldırı-yor, katletmeye çalışıyor. AKP’ninkatillerini uyarıyoruz. Sizi karar-gâhlarınızda vurduk, vurmaya de-

vam edeceğiz. Biz devrimciyiz, va-tanımız için yaşıyor vatanımız içinsavaşıyoruz. Başta Küçükarmutluolmak üzere mahallelerimizdekisaldırıları derhal durdurun! Halkı-mıza ve yoldaşlarımıza yapılan sal-dırıların hesabını sorduk soracağız.Dilek’imiz için yine geleceğiz”uyarısında bulundu.

Hatay: Dilek Doğan’ın veKürdistan’da KatledilenHalkın HesabınıSoracağız!

Hatay Cephe Milisleri de misil-lemede bulunarak, katil polisleriuyardıkları açıklamalarında: “14Ocak 2016 günü saat 23.00’da Ha-tay’ın Defne ilçesine bağlı bir böl-gede önceden, belirlenmiş bir sivilpolis devriye aracına, milislerimizhavai fişekle saldırdı. Saldırı sıra-sında, AKP’nin eli kanlı katilleri ar-kalarına bakmadan hızlıca kaçtı.Yolda bu eyleme tanık olan halk ise“Sıkıntı yok bunlar devrimci herke-si vurmaz, bir bildikleri vardır.” di-yerek destek vermiştir. Eylemimi-zin amacı: Kürdistan’da ve İstan-bul’un Küçükarmutlu ve diğer ma-hallelerinde AKP faşizmine direnendevrimci ve yurtseverlere yanların-da olduğumuzu belirtmektir. KatilAKP, Dilek Doğan’ın katilini koru-maya devam ediyor. Mahallelerimi-ze ve Kürt halkımıza saldırılarınıdevam ettirdikçe, katil polisler milislerimizin hedefinde olmaya de-vam edecektir!” dedi.

Avcılar: 17 Ocak’taCephe Milisleri

İstanbul Avcılar, Parseller ve Fi-ruzköy’de karakol yakınına yazıla-ma yaptı. Toplamda 4 adet “Cephe”ve “DHKP-C” imzalı yazılamalarıhalkın matbaalarına işledi.

Page 43: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan,Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndemuhtarlarla yaptığı toplantıda yinesaldırılarını artıracaklarını söyleyiptehditler savurdu.

HDP milletvekillerini kast ederek“Türkiye gereğinden fazla müsama-hakar bir ülkedir ama artık bıçakkemiğe dayandı. Şu anda yargılanı-yorlar, yargılananların sayısı dahada artacak.

Terör örgütleri mensupları için hu-kuk neyi emrediyorsa, bu kişiler içinde aynı hukuk işletilmelidir. Prensipolarak siyasi partilerin kapatılmasınakarşıyım ancak bedelini şahıslar öde-melidir. Kamu kurumları içinde görevyapanlardan terörün yanında yer alan-lar için aynı işlemler yapılmalı.

Terör örgütü mensubu gibi hareketeden milletvekilleri konusunda Meclis’inve yargının harekete geçmesi şarttır,diye düşünüyorum. Aynı şekilde milletinkendisine hizmet için emanet ettiği im-kanları terör örgütünün emrine sunanbelediye başkanları konusunda dameclis üyeleri konusunda da İçişleriBakanlığı ve yargının harekete geçmesigerekiyor ve geçtiklerini de biliyorum.”dedi..

Faşist Erdoğan, yaptığı bu açıklamaile seçilmiş siyasileri ve milletvekilleriniyargılayacaklarını, partilerini kapata-caklarını ilan etti. Düzen içine çektiğimilletvekillerini daha da sıkıştırmakve korkutmak istiyor. Bundan dahaönce sonuç aldı. Bu nedenle devamediyor. Bir diğer yönü ise Erdoğan’ınbu açıklaması oligarşinin, faşist düze-ninin nasıl işlediğinin itirafı aslında.

Faşist düzenlerini korumak içinbaşvuramayacakları yöntem yoktur.Yeri geliyor açık açık tehditler yağ-dırıyorlar. Yavuz hırsız misali biryandan katliamlar düzenliyor, öte ta-raftan katlettikleri halkı suçlu duru-muna sokuyorlar. Ben yaparım sanasusmak ve kabullenmek düşer demekistiyor.

Erdoğan Bu CüretiNereden Alıyor?

Tayyip Erdoğan bugün bu kadarrahat saldırıyor, tehditler savurabili-yorsa bunun nedeni HDP’nin yürüt-tüğü politikalardır. HDP düzene yer-leşmeye başladığı andan itibaren Tay-yip’e cepheden saldırmadı. Tutukla-malarda, katliamlarda, saldırılar, so-kağa çıkma yasağı uygulandığında,linçler yapıldığında, siyasi partilerinebombalı paketler gönderdiklerinde,Kobane eylemlerinde ciddi bir tavıralamadı. Öyle ki, nezaket kuralıdırdiye Tayyip Erdoğan’ı meclis ko-nuşması sonrasında ayakta alkışla-dılar. HDP tüm bunca saldırıya rağ-men sonuç alıcı bir politika yürüt-medi. Muhalefet sınırları içerisindekaldı. Eleştirilerini sunmakla sınırlıdavrandı.

Tayyip Erdoğan’ın yaptığı ko-nuşmaların siyasi anlamı şudur;

1- Hukuk, parlamento, yargı, do-kunulmazlık vb. gibi tüm imtiyazlarve kurumlar her şey düzenin çıkarlarıiçindir. Bu çıkar zedelendiği andalağvedilir.

2 - Bu düzen içindeysen eğer herşeyiyle buna uyacaksın. Oligarşi işinegelmediğinde hiçbir muhalefete ta-hammül edemiyor. Düzeniçi sınırlariçersinde hareket edilmesine dahiizin vermiyor.

3- Yalan ve demagojiden asla vaz-geçmiyor. Bir yandan kutsadığı ku-rumlara saldırıyor öte yandan demok-rasicilik oyunundan da vazgeçmiyor.Düzenin kurumları ve imtiyazlarını“millete daha iyi hizmet vermek için”kullandığını söylüyor.

Yalan ve demagoji bu düzeninen çok başvurduğu yoldur. Biz bili-yoruz ki, oligarşi nerede halk içinbirşey yaptığını söylese o zaman tamtersini anlayacağız. Diyor ki, halkakarşı halktan kendimizi korumak içinbu imtiyaz. Ancak o zaman kullanı-labilir. Biz istersek kullanılabilir.

Muhalefet gibi görüneceksin ancakgerçekte düzene hizmet edeceksin.

Reformizmin bayrağını en öndetaşıyanlara da gözdağını veriyor. Senhalkı düzen içine çekilmesi, parlamentoseçimlerine katılması noktasında ge-reklisin ama söz hakkın bir yere kadar.Muhalefet diyeceğiz adına ancak aslındadüzenin korunması için hizmet ede-ceksin.

Ya Düzen Ya Devrim!Ya düzenden yanasınız ya da dü-

zenin karşısında. Faşizm iki çizgidenbirini seçmen için zorluyor. Ya halkınyanında olacaksın ya da halkdüşmanı.Ya adaletsizliğe karşı sava-şacaksın, ya da adaletsizliği büyütmeyehizmet edeceksin.

Bugün geldiğimiz noktada faşizmdeara yol yoktur. Bu dönemde kendinikorumak bile saldırıya geçmekle müm-kündür.

Faşizm reformlarla değil devrimcipolitikalarla yenilebilir. Devrimcipolitika kararlı, ısrarlı, bedel ödemeyigöze alan, iktidarı talep eden biriddia ile savunulduğunda hedefineulaşır. Reformlarla değil. İcazetledeğil.

Reformizm her gün barış diyor,oligarşi her gün katlediyor. Bir canlıyayında öğretmenlerin “çocuklar öl-mesin” sözüne katlanamayıp gözaltıişlemi yapan bir sistem içerisindebarışı inşa etmek için savaşmamızgerekir. Emperyalizmin ve faşizminolduğu koşullarda barışın zeminiyoktur.

Halk iktidarı eline almadıkça, şid-det gücünü eline almadığı sürecebarış söylemi halkların umutlarını,mücadelesini mahkum etmektir.

Barışı en çok isteyen devrimci-lerdir. Barışı yeryüzüne getirecekolanlar da devrimcilerdir.

Barış; bağımsızlık, demokrasi vesosyalizm mücadelesi içerisinde kan-la, canla, fedalarla sağlanacaktır.

TTayyip Erdoğan Talimat Verdi: Sınırın Dışına Çıkan

Milletvekillerinden de Hesap Sorulacak!..

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

4 3DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 44: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

İstanbul’un farklı bölgeleri veAnadolu’da Dev-Genç’liler adalettalepleriyle ilgili yazılamalar yaptı.

İSTANBUL1 Mayıs: 14 Ocak’ta Liseli Dev-

Genç’liler Cem Evi Bölgesinde ya-zılama yaptı. Halkın matbaası du-varlara; “Liseli Dev-Genç, Nadir Çı-nar Onurumuzdur ve Parasız EğitimSınavsız Gelecek İstiyoruz! Dev-Genç” imzalı sloganlar yazıldı.

Maltepe: Maltepe Ticaret MeslekLisesi’nde Liseli Dev-Genç’liler ya-zılama yaptı. Ayrıca okul içine lise-lilerin taleplerinin yazılı olduğu ya-pışkan kâğıt yapıştırdılar.

Okmeydanı: 14 Ocak’ta LiseliDev-Genç Milisleri yazılama yaptı.Duvarlara “Berkin İçin Adalet! LiseliDev-Genç, Dev-Genç ve DHKP-C”imzalı yazılama yaptı. Ayrıca halk sa-vaşçısı Sultan Işıklı için “Sultan Işık-lı Onurumuzdur! Liseli Dev-GençMilisleri” yazılaması yapıldı.

20 Ocak’ta Okmeydanı LiseliDev-Genç’liler, günlerdir Armutlu’-da süren saldırılarla ilgili saldırılarıteşhir eden pankart astı. Asılan pan-kart Kâğıthane İTO Lisesi camların-dan sallandırılırken okul öğrencileri-ne Berkin Elvan’ın karne günündende bahsedildi ve öğrenciler olumlu şe-kilde karşıladılar.

Esenler: 18Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler, EsenlerTuna Ticaret Lisesiçevresine “ParasızEğitim SınavsızGelecek Berkinİçin Adalet İstiyo-ruz” kampanyasıkapsamında duvar-lara yazılama veafiş yaptı.

Gülsuyu: 17Ocak’ta Liseli Dev-Genç’lilerEsenkent Karakol, Ertuğrul Gaziçevresine ve Maltepe TicaretMeslek Liseli içine “Dev-Genç,Yaşasın Halkın Adaleti, ParasızEğitim Sınavsız Gelecek İsti-yoruz, Berkin İçin Adalet İsti-yoruz, Liseli Dev-Genç” imzalıtoplamda 22 adet yazılama yaptı.

Yenibosna: 18 Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler Yenibosna’da “Parasız Eği-tim İstiyoruz, Kürt Halkı Yalnız De-ğildir” yazılamaları yaptı.

Beykoz: 19 Ocak’ta Dev-Genç’li-ler Beykoz Yenimahalle’de Yürüyüşdergisi dağıtımı yaptı. Çalışmada 26dergi mahalle halkına ulaştırıldı. Ay-rıca mahalle duvarlarına 7 adet yazı-lama yapıldı ve 1 adet “Armutlu’daKatliam Var! Faşizme Direneceğiz!

Dev-Genç” yazılı pankart asıldı.

MERSİN: 16 Ocak’ta, Mersin GüneyTemel Lisesi’nde Dev-Genç’liler ya-zılama yaptı. Yapılan yazılamalarda”Şafak Yayla Yaşıyor Dev-Genç Sa-vaşıyor ve Berkin İçin Adalet, TutsakDev-Genç’lilere Özgürlük” yazılarıduvarlara nakşedildi. Ayrıca MersinSanat Kahvesi duvarlarına “TutsakDev-Genç’liler Serbest Bırakılsın” ya-zısı yazıldı.

DDev-Genç’liler Duvarlara Adalet İsteyenSloganlar Nakşetti

Berrin’i İntihara SürükleyenEğitim Sistemidir

Dev-Genç Bursa’da TEOG sınavında yeterli puanıalamadığı için intihar eden Ayşe Berrin Yılmazlar ileilgili 19 Ocak’ta açıklama yaptı. Açıklamada “TEOGsınavını geçemediği için intihar eden Berrin’in katili bueğitim sistemidir. TEOG, YGS gibi sınav sistemleriyleöğrencileri birbirlerine düşman durumuna getiriyorlar.Arkadaşlar arası rekabeti büyütüyorlar, öğrencileri yarışatıymış gibi sınava hazırlıyorlar. ‘Bak arkadaşın sendenyüksek not aldı-senden hiçbir şey olmaz!’ gibi ifadelerleöğrencileri karamsarlığa, üretememeye sürüklüyorlar.Sınavsız gelecek için, intihar eden gençler için bu siste-me karşı mücadelemizi büyütelim” denildi.

Akademisyenler Yalnız Değildir!Antep Dev-Genç AKP’nin akademisyenlere yaptığı

baskıya ve soruşturmalara karşı 17 Ocak’ta bir açıkla-ma yaptı. Açıklamada: “AKP faşizmi yalanlarına karşıçıkan, gerçeği söyleyen her kesimi susturmak istiyor.Bu çaba AKP’nin krizidir. Bu korku AKP’nin halktanduyduğu korkudur. Antep Üniversitesi’nde de 4 aka-demisyen, bildiriye imza attıkları için haklarındasoruşturma başlatıldı. Soruşturma kararının alındığıgün Antep Üniversitesi içi ve dışında onlarca polisleterör havası estirilerek öğretim üyelerine de, öğrenci-lere de gözdağı verilmek istenmiştir. Ülkemizde aydınolmanın tek yolu faşizme karşı olmaktır.” denildi.

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!4 4

Page 45: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Dev-Genç'lilerin coşkusu, heye-canı, umudu Yürüyüş dergisi dağı-tımlarıyla kat kat artıyor.

İSTANBULBakırköy: Liseli Dev-Genç'liler

Bakırköy’de 4 dergiyi halka ulaştır-dı. Dergi dağıtımında halka Küçük Ar-mutlu’daki polis terörü ve halkın di-renişi, teslim olmayışı anlatıldı. Der-gi dağıtımıyla 40 adet Dev-Genç im-zalı bildiri de dağıtıldı.

Kadıköy: Dev-Genç’liler 16Ocak’ta Yürüyüş dergisini Kadıköyhalkına ulaştırdılar. Yapılan çalışma-da Dilek’in mahallesi Küçük Ar-mutlu’da yaşanan saldırılar anlatıldı.Toplam 55 dergi ve Armutlu’yu an-latan Dev-Genç imzalı bildirilerden200 tane dağıtıldı.

Çayırbaşı: 18 Ocak’ta Dev-Genç’liler Yürüyüş dergisi dağıtımı vetanıtımı yaptı. Ayrıca çalışma sırasındaArmutlu direnişini anlatan Dev-Gençimzalı 100 bildiri dağıtıldı. Ve 20 adetYürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

Taksim: 17 Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler Taksim’de esnafa Yürüyüşdergisi dağıtımı yaptı. Yapılan çalış-

mada toplamda 14 adet dergi halkaulaştırıldı.

Dağevleri: 16 Ocak’ta Dev-Genç’liler 75 adet Yürüyüş dergisinimahalle halkına ulaştırdı. Ayrıca ça-lışmada mahalle duvarlarına 6 adetyazılama yapıldı ve bir adet “KüçükArmutlu’da Katliam Var! Faşizme Di-reneceğiz! Dev-Genç” yazılı pan-kart 2 Temmuz Parkı’na asıldı.

Bakırköy: 18 Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler Bakırköy esnafına 19 adetumudun sesi Yürüyüş dergisini ulaş-tırdı. Dergi dağıtımına çıkan LiseliDev-Genç’liler, halka 150 adet “Pa-rasız Eğitim, Sınavsız Gelecek Ber-kin İçin Adalet” ve 60 adet Armut-lu’da yaşanan saldırılarla ilgili bildi-ri dağıttı.

DERSİMLiseli Dev-Genç'liler 13 Ocak'ta

derginin 503.sayısını esnaflara da-ğıttılar. Dergi dağıtımından sonra es-naflarla çay içilip sohbet edildi. Soh-betin konusu Kürdistan’da yaşanankatliamlardı. Liseli Dev-Genç'liler birsonraki gün Gazik Mahallesi esnafı-na aynı sayıyı dağıttılar. Çalışmada 15

dergi dağıtıldı. 15 Ocak'ta ise Ovacıkİlçesi esnafına aynı sayı dağıtıldı. Da-ğıtımda Kürdistan'da yaşanan katli-amlar ve Dilek Doğan hakkında soh-bet edildi. Bir sonraki gün ise Mo-ğultay Mahallesi'nde yapılan dağı-tımda 71 dergi halka ulaştırıldı. 18Ocak’ta Dev-Genç’liler MoğultayMahallesi’ndeki esnaflara dergi da-ğıttı. Dergi dağıtımı yapılırken es-naflarla sohbet edildi. Yapılan çalış-mada toplamda 45 adet dergi halkaulaştırıldı.

ANTALYADev-Genç'liler 15 Ocak’ta Kültür

Mahallesi’nde kapı kapı dergi dağıt-tı. 2 saat süren çalışmada evine daveteden öğrenciler oldu. 2 Dev-Genç'li-nin katıldığı çalışmada 20 dergi da-ğıtıldı.

İZMİRDev-Genç'liler 17 Ocak'ta Kuru

Çeşme Mahallesinde 3 kişiyle dergi-nin dağıtımını yaptı. Yoğun yağmu-ra rağmen yapılan çalışmada 40 der-gi halka ulaştırıldı.

UUmudumuz Olan Dev-Genç'li ler Gerçeğin Sesi YürüyüşDergisini Kapı Kapı Halka Ulaştırmaya Devam Ediyor

18 Ocak’ta Okmeydanı Liseli Dev-Genç’liler gün-lerdir Armutlu’da yaşanan saldırıları teşhir eden“Berkin’in Katilleri Armutlu’da Halka Saldırıyor, Birİnsanlık Direniyor Ey Halkım Armutlu’da! LiseliDev-Genç” imzalı iki pankart asıldı.

���

Dilek Doğan’ın Katili YükselMoğultay’ı Yargılayamayanlar16 Yaşındaki Liselileri Yargılıyorlar!

Dersim’de 19 Ocak’ta Neslihan Albayrak ifade ver-mek için gittiği savcılıktan tutuklama talebiyle Hâkimesevk edildi. Neslihan’ın tutuklamaya sevk edilmesiningerekçesi Dilek Doğan’la ilgili bir pankarttı. NeslihanAlbayrak adli kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı.

Dersim Liseli Dev-Genç tarafından yapılan açıklama-da: “Evet, annesinin, babasının gözleri önünde katledilenDilek Doğan’ın, Kürdistan’da katledilen doğmamışbebeklerimizin, 57 yaşındaki analarımızın, küçücükçocuklarımızın katillerini yargılamayanlar gencecik liseli-leri yargılıyorlar. AKP’nin işbirlikçi savcıları halka sırtla-rını döndükçe biz Elif, Şafak, Bahtiyar olup zulüm saray-larının kapılarına dayanmaya devam edeceğiz!” denildi.

Okmeydanı Liseli Dev-Genç’liler Pankart Astı

Ülkemizde Gençlik

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

4 5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 46: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

İşkenceciler Yıldırma PolitikanızBoşuna Adalet MücadelemizdenVazgeçmeyeceğiz

Armutlu Mahallesi girişinde 17 Ocak’ta aramayapan katil polisler 3 Liseli Dev-Genç’linin bulunduğuminibüsü çevirip 3 liseliyi indirerek saldırdılar. LiseliDev-Genç yaptığı açıklamada “baskılara boyun eğme-yeceklerini” ifade etti.

AMED: Amed Halk Cephesi, Armutlu’da adalet çadırı çadı-

ra yönelik saldırılarla ilgili açıklama yayınladı.Açıklamada “Amed Halk Cephesi olarak 2 aydır Kürthalkımıza yaşatılan zulmü, yapılan katliamıİstanbul’un Küçük Armutlu, Gazi, Okmeydanı gibihalkın örgütlülüğü ile kurulan mahallelerimizde yap-masına izin vermemeye, yoktan hep birlikte var ettiği-miz, birlikte yaşamı paylaştığımız mahallerimizi canı-mız pahasına korumaya tüm halkımızı çağırıyoruz.”denildi.

MERSİN: Mersin Liseli Dev – Genç 15 Ocak’ta yaptığı açıkla-

mada devlet terörünün er ya da geç hesabını soracakları-nı belirterek “Bilinsin Armutlu bizlere Canan veZehra’dan, Şafak Yayla’dan, Dilek Doğan’dan emanettir.Bizler onlardan aldığımız direniş bayrağını hiç bir zamantehditlerden, baskılardan dolayı bırakmayız” dedi.

����

Ankara Liseli Dev-Genç’lilerÖğrenci Meclisleri Çağrısı Yaptı

13 Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler, Ankara TicaretMeslek Lisesi’nde Öğrenci Meclislerine çağrı yaptı.Okul teneffüslerinde birebir öğrencilerle konuşan Dev-Genç’liler 20 bildiriyi öğrencilere ulaştırdı. AyrıcaAnkara GOP Kız Meslek Lisesi’nde bildiri dağıtımıyaptı ve Öğrenci Meclislerine çağırı yaptı.

Dev-Genç’liler Direnen İmbat İşçileri İçin İzmir’deBildiri Dağıttı

14 Ocak’ta İzmir’de Dev-Genç’liler Bornova Metroçıkışında, Küçük Park’ta ve Metro’da yolculuk sırasın-da, Direnen İmbat İşçileri ile ilgili bildiri ajitasyonçekilerek halka dağıtıldı.

���

G ücümüzüÖ ğrend ikl erimiz denAl ıyoruz

15 Ocak’ta 1 Mayıs Mahallesi’nde Dev-Genç’lilerçalışma yaptı.Yapolan çalışmada ; “Terör Nedir?Mahallelerdeki Polis Terörü...Güven nedir” konuların-da çalışma yaptılar.

���

Dev-Genç’liler Maden İşçilerininTutsak Dev-Genç’lilerinSorunlarına Sahip Çıkıyor

Dev-Genç’liler Ege Üniversitesi ve Dokuz EylülÜniversitesi çevresine 15 Ocak’ta “Tutsak Dev-Gençliler Serbest Bırakılsın” yazılı toplam 43 afiş astı.17 Ocak’ta ise Kuru Çeşme Mahallesi’nde direnenİmbat maden işçileri ile ilgili bildiri dağıttı. 1 saatsüren çalışmaya 3 Dev-Genç’li katıldı. 40 bildiri dağı-tıldı. Aynı gün içerisinde Dev-Genç’liler aynı mahalle-

ye Grup Yorum konser bildirisinden 30 adet dağıttı..

���

Okmeydanı Liseli Dev- GençBerkin’e Karnesi ni Vermek İçinÇağrı yaptı

Okmeydanı Liseli Dev-Genç’liler 19 Ocak’taBerkin’in vurulduğu yerde Berkin’e karnesini vermek içinhalka ve liselilere çağrıda bulundu. Çağrıda şunlara değin-di:” Halkımız, Liseliler; Berkin Elvan 14 yaşında vurul-du. Yaşasaydı oda bizim gibi karnesini alıp evine koşa-caktı ve annesinden belki de karne hediyesi isteyecekti.Halkımız, Liseliler; Berkin’in alamadığı karnesini gelinhep beraber 22 Ocak Cuma günü saat 15.00’da Berkin’invurulduğu yerde toplanıp Berkin’e karnesini verelim”

Okmeydanı Liseli Dev - Genç’te aynı içerikte çağrıyaparak, Liseli Gençliği, yapacakları yürüyüş ve prog-rama davet etti.

���

Liseli Dev-Genç’lilerden Cezalandırma“Bataklığın Önünde Barikat Olacağız!”

1 Mayıs Mahallesi’nde Liseli Dev-Genç’liler 26-27yaşlarında bir kişiyi 13-14 yaşındaki çocuklara uyuştu-rucu sattığı için döverek cezalandırdılar. Mahalle halkıise torbacıyı linç etmek isteyince Dev-Genç’liler ajitas-yonlarla bu kişiyi teşhir ederek mahalleden kovdu.

���

“Hep Beraber F Tipi Filmini İzledik”18 Ocak’ta Liseli Dev-Genç’liler Anadolu Haklar

Derneği’nde buluşup F tipi filmini izledi.Yapılan film gösterimine 7 liseli katıldı.

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!4 6

Page 47: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

44 7DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Hatay Kamu Emekçileri Meclisi14 Ocakta Antakya Köprübaşı’nda“Köle Değil Emekçiyiz İş Güvence-mizi İstiyoruz Alacağız!” kampan-yasının başladığını duyurdu. Okunanaçıklamada; AKP’nin “2023 vizyo-nunda” kamu personel sistemininyönetim yapısını kökten değiştirmekistediği, iş güvencelerine saldırıldığısöylendi. Açıklamada şöyle denildi:

(...) Peki nedir taleplerimiz?Gelecek kaygısı korkusu içinde

yaşamak istemiyoruz. İş güvencesiistiyoruz! İnsanca yaşam sürdürmeyeyetecek kadar maaşlarımızın olmasınıistiyoruz! Tüm ek ödemelerin emekliaylığına yansıtılmasını istiyoruz! Vergidilimi artışı adaletsizliğine son veril-mesini istiyoruz! Ek gösterge adalet-sizliğinin kalkmasını istiyoruz! Sen-

dikal örgütlülük üzerindeki baskılarason verilmesini istiyoruz! Performansagöre ücretlendirilmeye son verilmesiniistiyoruz! Emeğimizle çalışmanın kar-şılığında; hakaret, aşağılanmak değil,onurumuzla çalışmak istiyoruz! Ken-dimizi geliştirebileceğimiz eğitebile-ceğimiz, yaratıcılığımızı sunabilece-ğimiz alanlar, olanaklar istiyoruz!Mesleki yabancılaşmaya karşı müca-delemizi dayanışma içinde yürütmekistiyoruz! Angarya iş yüküne karşıadil iş koşulları istiyoruz! Çalışmahayatımızda adalet istiyoruz!

19 Şubat KomplosuÇökmüştür!

19 Şubat 2013 yılında Türkiye ge-nelinde “şafak operasyonu” adı altındaKESK ve KESK’e bağlı sendikalardaüye ve yönetici olan kamu emekçile-rine yönelik operasyon yapılmış, 78

arkadaşımız tutuklanmıştı. Bu davaylailgili karar duruşması Hatay 1. AğırCeza Mahkemesi’nde 28 Aralık2015’te görüldü ve yargılanan kamuemekçileri, iddianamede zikredilenve “suç” varsayılan eylem ve etkin-liklerin tamamının demokratik-sen-dikal hak ve eylemler olduğu ve bunedenle suç sayılamayacağı, iddia-namede yer alan “delillerin” inandırıcıve kesin olmadığı kanaatiyle beraatettiler. Haklılığımız ve meşruluğumuzbir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu sü-reçte yanımızda olan, desteğini biz-lerden esirgemeyen ailelerimize, tümsendika üyesi-yönetici ve dostlarımıza,emekten ve demokrasiden yana siyasiparti, demokratik kitle örgütü üye vetemsilcilerine teşekkürü bir borç bili-yor, mücadelemizin bir arada devamedeceğini ilan ediyoruz.

AKP Kürdistan’da Katlediyor, Kürt Milliyetçi Anlayışın Hakim Olduğu Eğitim-Sen “Yapacak Bir Şey Yok!” Havasında!

Köle Değil Emekçiyiz! İş Güvencemizi Vermeyeceğiz!

AKP aylardır Kürdistan’da katli-amlar yapıyor. ‘Terörist, hendek, po-lisimiz, askerimiz, şehit’ kavramların-dan örülü cümleleri gece gündüz,her çeşit medya aracıyla, “yirmi dörtsaat haber” diye beyinlere işlemeyeçalışıyor.

Bir halk, ekmeksiz-susuz bir şe-kilde kuşatılmış durumda. Aylardırdireniyor; aylardır bombalanıyor, ta-ranıyor evleri pencereleri. Okullardaçocukların yerini askerler almış du-rumda, yaralılar doktorsuz, cenazelermezarsız ve ağıtsız.

9 Ocak günü Diyarbakır Eğitim-Sen Şubesi’yle görüşüp, 10 Ocak 2016günü Kamu Emekçileri Cephesi olarakSur (Diyarbakır) önünde bir basınaçıklaması yapmak istediğimizi söy-ledik. Bu konuda bize destek olup-olamayacaklarını sorduk fakat çokönemli bir kongrelerinin olduğunu vebu nedenle biraz zor olduğu cevabınıaldık. On bin üyesinin olduğuyla övü-nen Diyarbakır Eğitim-Sen basın açık-

lamamıza bir kişiyle bile destek ola-madı.

Bu elbette ki üye sayısının azlığıçokluğu ile ilgili bir durum değildir.Bu KESK’e, EĞİTİM-SEN’e ve dahaözelinde Diyarbakır şubesine yansıyanKürt milliyetçi hareketin teslimiyetçipolitikalarının yansımasıdır. ‘BırakalımSur’u, valilik artık hiçbir yerde açık-lama yapılmasına izin vermiyor, direktsaldırıyor’ diyen bir dil elbette ki dev-letle çatışmayı göze alamaz. ‘Dur’ de-diği yerde durmak, ‘yürü’ dediği yerdeyürümek devrimci değil uzlaşmacıbir tarzdır.

Hani nerede Kürt halkının taleple-rini savunan Eğitim-Sen, KESK? Kürtsorununu her şeyin merkezine koyan,bu nedenle emekçilerin diğer tüm so-runlarını ikinci plana atan KESK’tekianlayışlar bu şekilde mi Kürt halkınasahip çıkacak?

Burnunun dibinde bir halk tekerteker öldürülüyor, göç ettiriliyor, öğ-retmenler ‘öğrencilerimi terk etmiyo-

rum’ diyerek hayatını koyuyor. Eği-tim-Sen ise Diyarbakır’da şube sayısınıüçe çıkarmakla katliamları durdura-cağını sanıyor. Hayır! Katliamları tekbaşına binler değil, düşmanıyla uz-laşmayan kararlı bir irade durdurabilir.Düşmanı tanıyan ve kurtuluşu hedef-leyenler durdurabilir. Bugün 240 binüyesi olan bir konfederasyon katli-amları ancak cılız seslerle protestoedebiliyor.

Sebebi 240 bin üyenin duyarsızlığı,ilgisizliği değildir, sebebi 240 binüyeye bir ruh , bir öfke taşıyamayananlayışlardır.

10 kişi de olsak bir kişi de olsakkatliamların sorumlusunun AKP ol-duğunu, Kürt halkının yalnız olma-dığını haykıracağız. Elimizdeki tümaraçları kullanarak AKP faşizmi ilemücadele etmeye devam edeceğiz.

EMEKÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ! KAMU EMEKÇİLERİ CEPHESİ

Page 48: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

HHedef Gös ter ilen, Bas kılarla Sindirilme ye Çalış ılan A kademisy enle rin Yanındayız!

Baskılara Karşı Tes lim Olmayacağ ız, Dire ne ce ğiz!

14 Ocakta KEC’lilerin 19 Şubat 2013 tarihinde 18ilde yapılan baskın sonucu gözaltına alınanların duruşmasıvardı. KEC’liler, duruşma saati olan 10.00’da ÇağlayanAdliyesi önünde bir araya geldiler. Kamu emekçilerininduruşması 16 Mayıs’a ertelendi. Duruşma çıkışındabasın açıklaması için C kapısı önünde “1055 No’lu CDKayıp, Dinlemeler Yasadışı, Gizli Tanık Ateş Kadroluçıktı, Bu Dava Hükümsüzdür, Adalet İstiyoruz ve 10Ekim’de Ankara’da Katledilen Emekçilerimiz İçin Adaletİstiyoruz” pankartı açan KEC’liler özel güvenlik vepolisler tarafından darp edilerek adliyeden uzaklaştırılmaya

çalışıldı. Açıklama yapan KEC’liler, “en sıradan haklarımızıkorumak için bile bedel ödüyoruz. Bize dava açanlarşimdi ya yurtdışına kaçtı ya da görevden uzaklaştırıldı.Bu davanın beraatla sonuçlanması gerekir” dediler. Avu-katlar darpla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söy-lediler.

En Sıradan Haklarımızı Korumak İçin Bile Bedel Ödüyoruz!

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!4 8

10 Ocak 2016 tarihinde Barışİçin Akademisyenler İnisiyatifi1128 imzayla, Kürdistan’daki katli-amları kınayan, devlete katliamlarason verme çağrısı yapan bir bildiriyayımladı. Birkaç gün sonraCumhurbaşkanı Erdoğan akademis-yenleri ülkeye ihanetle suçlayan biraçıklama yaptı. “Ey aydın müsved-deleri; siz karanlıksınız karanlık.Aydın falan değilsiniz” diyerek aka-demisyenleri doğrudan hedef gös-terdi ve cezalandırma çağrısı yaptı.YÖK, aynı gün olağanüstü toplana-rak bildiriyi imzalayan akademis-yenler hakkında gereğinin yapılaca-ğını söyledi. Mafya babası SedatPeker akademisyenleri “kanınızdabanyo yapacağız” diyerek tehditetti.

Birkaç gün içinde akademisyen-ler hakkında hem adli soruşturmahem de üniversitelerde idari soruş-turmalar başlatıldı. Özel üniversite-lerden birkaçı, imzacı akademis-yenlerin görevlerine son verdi.Düzce Üniversitesi Öğretim üyesiLatife Akyüz açığa alındı. AbdullahGül Üniversitesi, imzacı Prof. Dr.Bülent Tanju’nun istifasını istedi.Hakkari, Bursa, Düzce, Erzurum,Kocaeli ve birkaç ilde daha hakla-rında başlatılan “terör” soruşturma-

sı gerekçesiyle akademisyenler yaşafak baskınıyla ya da çalıştıklarıkurumlardan gözaltına alınarak sav-cılığa çıkarıldılar. Birçok üniversi-tede idari soruşturmalar açıldı vebugün pek çok akademisyen iştenatılma tehdidiyle karşı karşıya. Butablo AKP’nin yönetememe krizi-nin derinliğini göstermektedir.

Tüm akademisyenlere çağrımız-dır:

Bugün düşünce ve ifade özgür-lüğü hakkımız elimizden alınmayaçalışılıyor. Deneyimlerimiz göster-miştir ki, bu saldırı boyutlanacak,muhalif akademisyenler hem dahaçok baskıya uğrayacak hem de tümkamu emekçileri için en acil sorunolan güvencesiz çalışma tehlikesibüyüyecek ve ivedilikle hayatageçirilecektir.

Bizler devrimci kamu emekçileriolarak çok iyi biliyoruz ki, halk içinbarış ancak Türkiye halklarının;faşizme karşı demokrasi, emperya-lizme karşı bağımsızlık, kapitaliz-me karşı sosyalizm mücadelesivererek kurulacaktır. Ekmek veadalet yoksa çocuklarımızın beyin-leri sokağa akıtılıyorsa, adalet iste-diğimizde karşımıza her türlü ada-letsizlik çıkıyorsa, evlerimiz başı-mıza yıkılıyorsa, en ufak hak ara-

mada saldırıya işkenceye uğrayaraktutuklanıyorsak, bir anamızın ölübedeni yedi gün sokakta bekletili-yorsa, on üç yaşında bir çocuksınavda başarısız olduğu için intiharediyorsa, iş güvencemiz elimizdenalınıyorsa, Kürdistan sokaklarındaevlerinde onlarca insanımız katledi-liyorsa, , yoksulluk, iş cinayetleribizlere kader gibi gösteriliyorsabize düşen müzakere çağrıları yap-mak değil, tüm bunların hesabınısormak, haklarımızı korumak veyeni haklar kazanmak için mücade-le etmek ve direnmektir.

AKP’nin faşizmine uğrayan tümakademisyenleri, birlikte direnmeyeçağırıyoruz.

Kürt Halkıyla Dayanışmaİçinde Olan AkademisyenlerinYanındayız!Düşünce ve İfade HakkınıKullanmak Suç Değildir!Direnen Kürt HalkıOnurumuzdur!Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz!Emekçiyiz HaklıyızKazanacağız!

Kamu Emekçileri Cephesi 19.01.2016

Page 49: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Okmeydanı Halk Meclisi, 14 Ocakta mahallede yaşa-nan yoğun polis ablukası, İETT otobüslerinin mahalleyegirmemesi ve yozlaşma konularının tartışıldığı bir halktoplantısı gerçekleştirdi. Mercan Düğün Salonu’nda saat20.00’da başlayan toplantıya toplam 65 kişi katıldı.

Toplantı, Okmeydanı Halk Meclisi temsilcisinin,Okmeydanı’nın önemli mücadeleler ile var edilmiş birmahalle olduğunu vurgulamasıyla başladı. Bulunduğukonum açısından ise değerli bir alana sahip olduğunu ve buyüzden devletin Okmeydanı üzerinde bilinçli bir politikaizlediğini belirterek konuşmasına devam etti. İş makinala-rıyla girmeye cesaret edemedikleri mahalleye polisiyle,TOMA’sıyla, son model zırhlı araçlarla yerleşmeye başla-yıp, halkta korku ve panik havası yaratmak istediklerinianlatan temsilci, böylelikle halkı bıktırıp sindirmeyi ensonunda da kaçırmayı planladıklarını iletti.

Toplantı diğer konuşmacıların ve katılımcıların sözalmasıyla devam etti. Bir katılımcının, İETT otobüslerininyakılıp halka ait araçların ise içinde insan olup-olmaksızınkundaklanması olaylarında devrimci kurumların bu işinneresinde olduğu sorusuna cevap vermek üzereOkmeydanı Halk Cephesi temsilcisi söz aldı. Temsilci butür eylemleri hiçbir şekilde tasvip etmediklerini, devrimcibir eylemde halka ait ne varsa hiçbir şekilde hedef alına-mayacağını belirterek bu tür eylemlerin karşısında olduk-larını söyledi. Ardından bu tür halka zarar veren eylemle-rin, Nurtepe’de yaşanan bir olayı örnek göstererek (otobüsyakma eylemine halkın müdahale etmesi) ancak hep birlik-te karşı durarak engellenebileceği çağrısında bulundu. Buçağrı katılımcılar tarafından desteklenerek kabul gördü.

Konuşmacılar arasında yer alan Halkın HukukBürosu’na bağlı bir avukat ise Okmeydanı’nın rant dolubir alan olduğuna değinerek belediyenin, örgütsüz olanyerleri tamamen başka yerlere sürdüğünü, örgütlü olanyerleri ise hala yıkamadıklarını belirtti.

Son olarak Gençlik Federasyonu adına bir temsilcisöz alarak, mahalledeki yoğun polis ablukasına değindi.Bu ablukanın yalnız devrimci kurumlara tehdit oluştur-madığını bütün bir halka yönelik olduğuna dikkat çekti.Toplantının sonuna doğru, Okmeydanı Halk Meclisitemsilcisinin İETT otobüslerinin mahalleye girmemesikonusunda belediyeyle görüşme talebi değerlendirildi.Talep kabul gördü ve hemen akabinde beş kişilik birheyet oluşturuldu. Heyet olarak, mahallede herhangi bireylem ya da olay olmamasına rağmen otobüs seferleri-nin saat 17.00’dan sonra neden durdurulduğunu içerendilekçeler verecekler. Halk toplantısı, 20 gün sonra dahageniş katılımlı bir halk toplantısı yapılması için bir günbelirlenerek bitirildi.

Sorunlarımızı Örgütlülüğümüzle Çözeceğiz!

AKP’nin Rantsal Dönüşüm ve KatliamPlanlarını Boşa Çıkaralım!

Okmeydanı Halk Meclisi, mahallede polisin hiç yok-tan olay çıkarıp ortamı terörize etmesiyle ilgili 16 Ocaktabir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şunlara değinildi:“AKP’nin polisi Berkin için adalet isteyen halkın avukat-larının önüne gaz bombası attı. Polisler zırhlı araçlarlaaçlık grevinin yapıldığı çadırın önüne kadar gelip oradabulunanları tahrik etmek istedi. Kimse tahriklerine cevapvermeyince de el bombası şeklinde gaz bombasını atıpkaçtı. Yaklaşık 40 gündür her akşam mahalle girişine,Anadolu ışıklar bölgesine çöreklenen zırhlı araçlar geceyarılarına kadar oradan geçmekte olan mahallemiz insan-larına megafon yoluyla bağırıp çağırmakta, küfürleretmektedir. Bu duruma tepki gösterenlere ise tehditlersavurmaktadırlar. Sizce buna hep birlikte bir son vermeninzamanı gelmedi mi?” denildi.

����

Okmeydanı Halk MeclisiToplantısına Tüm MahalleSakinleri Davetlidir

Okmeydanı’nda 15 Ocakta yapılacak olan Halk

Toplantısı için çalışma yapıldı. Yapılançalışmalar kapsamında, 11 OcaktaMahmut Şevket Paşa ve PiyalepaşaMahallesi’nde el ilanı dağıtımınaçıkıldı. Toplam 500 adet el ilanımahalle halkına ulaştırıldı. 12 OcaktaÖrnektepe esnafına ve halkına 100adet el ilanı dağıtıldı ve 2 adet ozalit yapıştırıldı. Sonolarak 13 Ocak günü Okmeydanı otobüs duraklarında200 adet toplantının el ilanı dağıtıldı.

���

Polis Gitsin, Otobüs Seferleri Düzelsin!Herhangi bir eylem ya da çatışma olmamasına rağmen

”olay var” gerekçesiyle her gün saat 17.00’dan itibarenŞark Kahvesi yönü güzergahlı otobüs seferleri iptal edil-mişti. Okmeydanı Halk Meclisi üyeleri 14 Ocakta budurumun teşhiri için hafta boyunca özellikle sabah saatle-rinde EM-1 ve EM-2 hatlarında çalışmalar yapmış, halkbilgilendirilmiştir. Bu kararın son derece keyfi bir kararolduğu anlatılmış, işin ucunun aslında kentsel dönüşümevardığı dile getirilmiştir. Yolcuların birçoğu anlatılanlarıdestekleyerek İETT’yi konuyla ilgili bilgilendireceklerini,bu iptallerin sona erdirilmesini isteyeceklerini belirttiler.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

4 9DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 50: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!55 0

Yürüyüş dergisi büyük bir emekve özveriyle halka gerçekleri anlat-maya devam ediyor. Kürdistan’dayaşanan katliamlar, Armutlu Mahal-lesi’nde kurulan Dilek Doğan AdaletÇadırı’na yapılan saldırılarla halkagözdağı verilmeye çalıştıkça bizlerde halka umut olmak, gerçekleri ulaş-tırmak için daha fazla gitmeliyiz.Anadolu’da ve Türkiye’nin genelinegerçekleri ulaştırmak için dergimizidaha fazla dağıtmalıyız.

İSTANBUL:Bağcılar: Bağcılar’da Yenimahalle’de14-16 Ocak tarihlerinde yapılan da-ğıtım ve kapı çalışmalarında 36 dergidağıtıldı. Çalışmaya 5 dergi okurukatıldı.

Çayan: 10-15 Ocak tarihleri arasında6 gün boyunca düzenli dergi dağıtı-mına çıkıldı. Farklı günlerde toplam11 kişinin katıldığı çalışmalarda; Nur-tepe, Çayan, Güzeltepe esnaf veevlere Yürüyüş dergisinin 503. sa-yısından 800 adet, 502. sayısındanda 50 adet dağıtıldı.

Armutlu: 15 Ocakta esnaflara, kah-velere ve yoldan geçen araçlara dergidağıtımı yapıldı. 15 kişinin katıldığıtoplu dergi dağıtımı 45 dakika sürdü,toplam 115 adet dergi Armutlu halkınaulaştırıldı.

Avcılar: 16 Ocak’ta Avcılar ParsellerMahallesi’nde dergi dağıtımı yapıldı.Dergi dağıtımı sırasında esnaflar veaileler ziyaret edilip sohbet edildi.İki kişinin katıldığı çalışmada top-lamda 50 dergi halka ulaştırıldı.

Gülsuyu-Gülensu: 20 Ocakta Gül-suyu-Gülensu Mahallesi’nde Yürüyüşdergisi dağıtımı yapıldı. Pazar so-kaklarında yapılan çalışmada K. Ar-mutlu’daki çadır direnişi anlatıldı veher pazar Engin Çeber Halk Kütüp-hanesi’nde verilen halk kahvaltısınaçağrıda bulunuldu. Yapılan çalışmadatoplamda 50 dergi verildi.

HATAY: 19 Ocakta Samandağ ilçe-sine bağlı Mağaracık Mahallesi’nde

Yürüyüş dergisi dağıtımı yapıldı.Halktan insanlar Halk Cephelileredağıtım için mahalleye her geldikle-rinde kapılarının sürekli açık oldu-ğunu, ihtiyaçlarını ise sürekli karşı-layabileceklerini söyleyerek dergiyive okurlarını sahiplendiler. İki kişininkatıldığı çalışmada toplamda 42 adetYürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

ANTALYA: 14, 15 ve 17 Ocak ta-rihlerinde Halk Cepheliler Yürüyüşdergisinin dağıtımını ve tanıtımınıAntalya’nın Kızılarık, Gebizli, Altı-nova’nın Sinan mahallelerindeyaptı.Yapılan çalışmada toplamda 41adet dergi halka ulaştırıldı.

İZMİR: 17 Ocakta Halk CephelilerHarmandalı Mahallesi’nde Yürüyüşdergisi dağıtımı yaptı. Yoğun yağmuraaldırmadan ev ve işyerlerine dergidağıtımı devam etti. Bunu gören hal-kımız “Helal olsun bu yağmura rağ-men dergi dağıtıyorsunuz” dedi, ki-misi ise “Gelin içeri bir çay için”dedi. Yapılan çalışmada toplamda 90adet dergi halka ulaştırıldı.

AMED: 13, 14, 15 Ocak tarihlerindeAmed’de Yürüyüş dergisinin dağıtımıve tanıtımı yapıldı. Yapılan çalışmada,Oryıl, Huzurevlerde ve Şehitlik es-nafına toplamda 55 dergi dağıtıldı.19 ve 20 Ocakta Bağlar, Kaynartepeve Ofis Mahallesi’nde esnaflara dergidağıtımı yapıldı. Derneğimizi soranlarve telefon numarası alanlar oldu. Ya-pılan sohbetlerde yozlaşmanın dev-rimcilerin olduğu yoksul mahallelerdedahi arttığını ve çözüm olarak birşey yapılmadığını söyleyen esnafakampanyalarımız anlatıldı. Yapılançalışmada toplamda 70 adet dergidağıtıldı.

MERSİN: Mersin çarşıda bulunanBit Pazarı’nda 16 Ocakta dergi da-ğıtımı yapıldı. Dağıtım sırasında halk-la sohbet edildi. Çalışmada 13 dergihalka ulaştı. Ayrıca 12 Ocak’ta Pozcuve Akkent ilçelerinde 10 adet dergi,13 Ocak’ta Tarsus ilçesinde 15 adet,14 Ocak’ta Kazanlı ilçesinde 25 ve

merkezde 14 adet dergi dağıtımı ya-pıldı.

BURSA: 10 Ocakta Teleferik veKestel mahallerine umudun sesi halkaulaştırıldı. Halka Dilek Doğan’ın ka-tilinin yargılanmaması ve adaletsiz-likler üzerine sohbet edildi. İki ma-hallede toplamda dört kişinin katıldığıçalışmada 80 dergi halka ulaştırıldı.

Baskılarınıza veAdaletsizliğinizeTeslim Olmayacağız

Esenyurt Yeşilkent’te 17 OcaktaYürüyüş dergisi dağıtımından dönendergi dağıtımcıları gözaltına alındı.Yeşilkent Cemevi’nin arka caddesindedağıtımcıların önü kesilerek hiçbirgerekçe gösterilmeden keyfi bir şe-kilde kimlik soran katil polisler, iş-kenceyle 5 kişiyi gözaltına aldılar.15 dakika boyunca direnen dağıtım-cıları alamayan katil polisler, çareyibiber gazı sıkmakta ve destek ekipçağırmakta buldu. Gözaltına alınanlardaha sonra serbest bırakıldı. EsenyurtHalk Cephesi yaptığı açıklamadagözaltıların, baskıların onları yıldı-ramayacağını; Yürüyüş dergisinihalka ulaştırmaya devam edeceklerinisöylediler.

Adımlarımızı ve Çalışmalarımızı Büyüttükçe Umudun Güneşi Yürüyüş Dergisi Halkın Her Kesimini Saracak, Adalet ve Özlem Olacaktır!

HATAY

ARMUTLU

Page 51: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Aralık 2015’te emperyalistleröncülüğünde Paris’te BirleşmişMilletler İklim DeğişikliğiTaraflar Konferansı (Paris Kon-feransı) düzenlendi. Konferansıniklim felaketlerini engellemek,küresel ısınmayı durdurmak gibibaşlıkları olsa da emperyalistlerçevre kirliliğinin ve ona bağlıiklim değişikliğinin gerçek sorumlu-larıdır. Paris Konferansı bu yanıylaemperyalizmin “çevreci” maskesidir.

Emperyalizmin kar hırsıyla artansanayileşmesi ve ihtiyaç fazlası üretimiçevre kirliliğinin önemli neden-lerindendir. Kurdukları ağır sanayilerin,doğaya ve insana vereceği zararlarıfiltre, atık toplama, arındırma gibi ön-lemlerle ortadan kaldırma imkanlarıvarken, maliyetleri ve buna bağlı kardüşüşünü hesap edip en basit önlemleridahi almazlar. Havaya, suya, toprağazehirlerini boşaltırlar.

Bu nedenle hava kirliliği, aşırıyağış, kuraklık, sel, asit yağmurları,tarım arazilerinin yok olması, su kay-naklarının kuruması, suyun kullanıla-mayacak kadar kirlenmesi, buzullarınerimesi sonucu adaların ve ülkelerinsu altında kalma riski gibi daha pekçok kirliliğin ve doğa felaketlerininsebebi oldular. Kirliliğin, felaketlerinhalklara faturasıysa hastalık, açlık,yoksulluk, zorunlu göç… Yağma, talan,sömürüyle yarattıkları sefaletin tek so-rumlusu emperyalizmdir. Bu nedenlene kirliliğe, ne açlığa çare bulabilirler.

Paris Konferansı ilk değildir;1992’de Rio’da, 1997’de Kyoto’da,2009’da Kopenhag’da benzer kon-feranslar düzenlediler. Hiçbirindeçevre kirliliğine çözüm bulamadılar.Bulamazlar; çünkü emperyalizmçevreci olamaz. “Kapitalizm gölgesinisatamadığı ağacı keser.” Onlarındoğa, çevre anlayışları budur.

Paris Konferansı’nda aldıklarıkararlar, talanın devam edeceğinin

belgesidir.Sanayi Devrimi’nden bugüne küre-

sel ısınma 1 derecelik artış göstermiştir.Paris Konferansı’nda 10 yıllık programçıkarılmış, 2020-2030 yılları arasındaküresel ısınmayı 2 dereceyle sınır-landırmaya çalışacaklarmış. Yani SanayiDevrimi’nden bugüne kadar geçen 3yüzyıllık küresel ısınma sonucunu 10yılda ikiye katlayacaklar! Bunu hedefolarak sunduklarına bakılırsa halklarıdaha azgın bir sömürü bekliyor.

Sera gazı salınımını azaltmayayönelik program oluşturulmuş: Yalnızcagelişmiş ülkelerin emisyonları mutlakdeğerinin altına çekmesi bekleniyor,gelişmekte olan ülkelerin ise emisy-onları azaltmaları için “teşvik edilmesi”yeterli görülüyor.” (Cumhuriyet, Bilimve Teknoloji – 25 Aralık) deniliyor.Öncelikle “gelişmekte olan ülkeler”tanımı emperyalizmin yalanıdır. Geribıraktırılmış yeni-sömürge ülkelervardır. Emperyalistler sömürgelerindeucuz iş gücü yaratmıştır. Buna sanayiatıklarının doğaya serbestçe bırakılmasıeşlik eder. Bu nedenlerle sömürge-lerindeki üretimin maliyeti azdır. Üre-timin emperyalistler ve işbirlikçilerinelinde olduğu bu ülkeleri emisyonuazaltın diye teşvik edemezler.

Küresel ısınmanın neden olacağıtehlikelerden biri de ülkelerin veadaların buzulların erimesi nedeniylesu altında kalma riskidir. Buzullar, seragazı etkisi yaratan karbon salınımlarınedeniyle erir. Fosil yakıtlar, sanayiatıkları, parfüm vb. karbon salınımınınnedenlerindendir. Su altında kalma

riski bulunan ülkelerin halklarıiçin buzulların erimesi; ölüm,açlık ve göç demektir.

ABD ve AB emperyalist-leri, bu tehlikeyi yaratanlarınelebaşlarıdır. Paris Konfer-ansı’nda konuyla ilgili alınankararın sonuna ek yaptırıp“kayıp ve zararların tazminedilmesi gibi bir yüküm-lülüklerinin bulunmadığının“

notunu düşüyorlar. Sebebi olduklarıve olacakları felaketin bedelini halklaraödeteceğiz diyorlar.

Emperyalistler çevreci olamazlar;çünkü onlar halk düşmanıdırlar. Rio,Kyoto, Kopenhag, Paris… Tüm kon-feransları, sebebi oldukları doğa fe-laketlerini gizlemek için yapılançevreci maskeleridir. Amaçları; dahafazla sömürü, daha fazla talan, dahafazla yağmadır.

Küresel ısınmanın, çevre kirliliğininçözümü Paris Konferansları değildir.Çözüm yalnızca halkın iktidarındadır.Emperyalistlerin ve işbirlikçilerin yarat-tığı kirliliği ancak halkın iktidarı tem-izler. Çünkü;

“Sağlıklı bir yaşam, sağlıklı çevrekoşullarının varlığıyla mümkündür.Her şeyin tekellerin çıkarına göredüzenlendiği; yağmacılığın, talancılığın,iş başında olduğu bir ülkede doğalçevrenin korunamayacağını gördük.

Kıyı yağmacılığına, ormanların ka-tledilmesine, deniz, göl ve nehirlerimizinkirletilmesine, zehirli fabrika atıklarıylahalk sağlığının tehdit edilmesine buküçük azınlığın çıkarları için göz yu-mulmuş, bu çevre katliamları bizzatiktidarların onayıyla yürütülmüştür.

Demokratik Halk Cumhuriyeti, budoğal çevrenin ve güzelliklerin halkaait olduğu, hiçbir üretimin ve yatırımınhalk sağlığına karşı olamayacağı bil-inciyle bu konuda kesin hükümleryürürlüğe koymakla, çevre suçlarınakarşı sert önlemler almakla yüküm-lüdürler.” (Halk Anayasası Taslağı, 6.baskı, syf. 57)

KAPİTALİZM GÖLGESİNİ SATAMADIĞI AĞACI KESER

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

5 1DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 52: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

-İKİNCİ BÖLÜM-

'68 Kuşağı ve Tricontinental...

Komünist Enternasyonal’in ba-şarısızlıklarına rağmen; Vietnam veKüba devrimlerinin etkisiyle Afrikave Latin Amerika'da devrimci hare-ketler gelişmişti.

Vietnam'da her şeye rağmen em-peryalizmin yenilebileceği ispatlan-mıştır. Küba da, çağımızın devrimlerçağı olduğunu yeniden hatırlatmıştır.

Afrika, Latin Amerika ve Avru-pa'daki '68 hareketi diye de adlandı-rılabilecek bir örgütlenme süreci baş-lamış, yeni bir devrim dalgası başa-rıyla yükseltilmişti. Vietnam'ın ba-ğımsızlık çığlığı ve Küba'da gerillanınbaşarısı, tüm dünyaya hem örnek ol-muş, hem de yeni devrimci hareket-lerin gelişmesinin önünü açmıştır.

Komünist Enternasyonal'in eksi-ğini, başını Kübalı devrimcilerin çek-tiği TRICONTINENTAL (Üç KıtaHareketi) ile aşmaya çalıştılar. '68hareketini yaratan, Vietnam ve Kübabaşarılarını süreklileştirmek ve en-ternasyonal düzeyde örgütlenebilmekiçin kurulan TRICONTINENTAL ör-gütü de kendinden bekleneni yerinegetiremedi. Başından itibaren merkezibir komuta altında oluşturulmaya ça-lışılan ideolojik ve askeri bir örgüt-lenme olmasına rağmen; ideolojikörgütlenmesi geri kalmıştır. O dönemgelişen gerilla hareketleri ve Cezayirgibi ulusal kurtuluş hareketlerinin deetkisiyle oluşturulan ortak askeri ko-mutanlık, başarılı olamamıştır. ÇünküVietnam, Cezayir, Küba, BurkinaFaso, Angola, Filistin vs. hepsi debirbirinden çok farklı örgütlenmelerve politikalar üzerine şekillenmişti.

Ortak askeri bir perspektifin ba-şarısı öncelikli olarak ideolojik net-leşmeye bağlıydı. Bu süreç henüztamamlanamamış bir süreçtir. Avrupa

ve Amerikan emperyalizminin Avrupave tüm dünyada gerçekleştirdikleriimha politikalarıyla Üç Kıta Hare-keti’ne ciddi darbeler vurulmuştu.Sovyetlerde geriye dönüş ve duvarınyıkılmasıyla birlikte sadece Kübalı-ların sahiplenmesiyle devam eden,TRICONTINENTAL isimli dergininde yayın hayatına son vermesiyle,bu hareket de tamamen sonlanmıştı.

Emperyalizmin bugünkü başarısısadece taktik alanda bir başarıdır.Ve bu da revizyonizmin ve oportu-nizmin, savaşı ulusal çıkarlara vemilli sınırlara hapsetmesinden kay-naklanmıştır. O zaman yapılması ge-reken görev de açıktır: Biz savaşımızısınırların ötesine taşımak zorundayız.

Savaşımızı SınırlarınÖtesine Nasıl Taşıyacağız?

Elbette ki Dev-Genç’lilerimiz gi-dip yabancı ülkelerin gençlerini ör-gütlemeyecek. Mahallelilerimiz gidip

yabancı ülkelerin mahallelerinde yoz-laşmaya karşı mücadele vermeyecek.Avrupa'nın, Latin Amerika'nın dağ-larına çıkmayacağız.

Sınırların ötesine savaşı taşımak,kendi ülkemizdeki savaşı büyütmekve deneyimlerimizi, düşüncelerimizionlara götürmek ve onların dene-yimlerini almaktır.

Engels de onlarca dil öğrenerek,Marx'ın düşüncelerini dünyanın dörtbir yanına taşımış, hatta bazı ülkelerdede bizzat askeri, politik çalışmalaryürütmüştür. Bundan dolayı, kapita-lizmin ömrü kısalmıştır.

Bugün elimizde emperyalizmedarbeler indirilebileceğinin sayısızdeneyimi vardır. Uluslararası devrimcihareketin deneyimlerine de sahibiz,kendi ülkemizdeki deneyimlerimizde var. Ve artık dünya devrimci ha-reketine örgütlenme ve mücadele ör-neklerimizi verebilecek ve onlarında emperyalizme karşı mücadele yü-rütebilecekleri düşüncesini vermemisyonuyla yüklüyüz.

Her Alan ÇalışmamızıDünya Ölçeğinde Ele Almalıyız

Savaşımızı sınırların ötesine ta-şıyabilmenin yolu, her alandaki ça-lışmalarımızı dünya ölçeğinde elealmamıza bağlıdır.

Bugün, dünya halklarının devrimmotivasyonunu yükseltmek için eli-mizde, geçmişteki sosyalist ülkelerörnekleri yoktur. Dünya çapında em-peryalizme karşı bir denge de söz-konusu değildir.

Ama elimizde yine de birçok ör-nek vardır.

Örneğin, Büyük Direniş'i ele ala-lım. Dünya halklarının sınıflar sa-vaşında, günümüze kadar örgütlenmişen üst düzeydeki hapishaneler direnişi,Büyük Direniş’tir. Özgür Tutsakla-rımız tüm dünyaya ilham veren bir

AVRUPA’dakiBİZ

Bugün, dünyada örnekgösterilecek sosyalist

ülkeler olmasa da,sosyalist

örgütlenmelerimiz var. Buörgütlenmelerimizidünyaya taşımak,

savaşımızı sınırlarındışına taşımaktır.

Kültür-sanat alanındanişçi hareketine, gençliktenmemurlara, milislerden

gerillaya kadar, tümdünyaya örnek olacak bir

geleneğe sahibiz. Bu geleneğimizi

geleceği taşımak ve tümdünyaya tanıtmak

zorundayız.

ENTERNASYONALİZM; KAN VE EMEKLE YOĞRULMUŞ BİR DEVRİMCİ DEĞERDİR

ENTERNASYONALİST OLMAK ENTERNASYONALİST OLMAK

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!5 2

Page 53: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

örnek yaratmışlardır. Bugün halenbu direnişi dünyaya taşıyamadık.Büyük Direniş konusunda çok zenginkaynaklarımız var. Bir kütüphaneedecek kadar yayınımız var bu ko-nuda. Ama “bunların kaçta kaçınıdünya halklarına taşıdık” veya “herbiri tek başına bir efsane olan şehit-lerimizin yaşamlarının ne kadarınıdünya halklarına tanıtabildik” soru-larına çok olumlu cevaplar verebile-cek durumda değiliz.

Büyük Direniş ve efsane kahra-manlarımız nasıl ki bizi motive edi-yorlarsa, hiç şüphesiz tüm dünyahalklarını etkileyebilecek düzeydedir.

Büyük Direniş kahramanlarımız,direnişin uzunluğu ve boyutunun ya-nısıra; içerik olarak, emperyalizminartık ideallerin öldüğü propogandasınıyaptığı, artık hiç kimsenin idealleriiçin ölmeyeceğini iddia ettiği bir sü-reçte, tam 122 kere ölerek dünya öl-çeğinde bir direniş destanı yarattı.

UTMP'nin (Uluslararası TecritleMücadele Platformu) yaptığı 12 ulus-lararası sempozyum sırasında birçokülkede tutsaklar da dayanışmak içinüç günlük uluslararası açlık grevleridüzenleyerek sempozyuma destek ol-muşlardır. Türkiye, Almanya, Fransa,İspanya, İtalya, İrlanda, ABD, Rus-ya'daki dayanışma açlık grevlerindenörneğin sadece ABD'den katılan yüz-lerce tutsak olmuştur. Büyük Direniş;ABD'deki eski Kara Panter tutsakla-rından çevreci tutsaklara, Porto Rikolu,Kübalı, Kızılderili, adli-siyasi tutsağıve savaş tutsağını etkilemiş ve onlarıda direnişe katmıştır.

Sempozyumlar sırasında dünyanıntüm kıtalarından katılan delegelerinhepsinin hemfikir olduğu nokta, Öz-gür Tutsaklar’ın yarattığı direniş hat-tının, tüm dünyaya örnek olduğudur.

Dünyadaki birçok örgüt ya masabaşında 'silahsızlanma', 'barış' tuzak-larıyla tasfiye edildi, ya da hapisha-nelerde önder kadrolarının teslimalınmasıyla bitirildi. Emperyalizm,masa başında veya savaş alanındayenemediklerini tutsaklık koşullarındateslim alarak bitirme programlarıoluşturdu. Örneğin İtalya'daki KızılTugaylar örgütü önderi başta olmaküzere belirli kadrolarının tecritle tes-

lim alınarak bitirildiği bir gerçektir.Sempozyumlarımıza katılan birçokİtalyan yoldaş, “Özgür Tutsaklarınızçok büyük bir örnek yarattılar. Sizçok şanslı devrimcilersiniz. Sizintutsaklarınızın bize öğrettiği en önemliders; ‘aslında nasıl yapsaydık, ye-nilmezdik’ gerçeğini göstermeleridir”şeklinde belirlemelerde bulunmuştur.

Bu tür şeyler bize haklı bir gururkaynağı olmaktadır.

Ama gururlanmak yetmez. Çünkübu direniş bize başka şeyler göster-mektedir: Bizzat Türkiye devrimininönderinin, önderimizin başını çektiğibir direniş çizgisinin başarısıdır bu.Ve biz bunu tüm dünyaya taşımaklayükümlüyüz.

Enternasyonalist ÇalışmaSadece BirAlan ÇalışmasıDeğildir!

Enternasyonal çalışmalar sadeceuluslararası çalışma yürüten alanınişi değildir. Her alan çalışması, kendienternasyonal ilişkilerini de yarat-malıdır. Hatta her birim çalışmasıyapan yoldaşımız da, yaptığı çalışmane kadar yerel olursa olsun; çalış-malarını enternasyonal düzeyde elealmalıdır.

Halk bahçelerinden uyuşturucuylamücadele merkezlerine, adalet okul-larından rüzgar türbinlerine, spormerkezinden müzik okuluna, yerindeıslah projelerinden yürüteçlere, halkokullarından işçi direnişlerine kadar

daha birçok alandaki örgütlenmele-rimiz, tüm dünyaya devrimimizleneleri hedeflediğimizi gösteren ör-nekler durumundadır.

Bugün, dünyada örnek gösterile-cek sosyalist ülkeler olmasa da, sos-yalist örgütlenmelerimiz var. Bu ör-gütlenmelerimizi dünyaya taşımak,savaşımızı sınırların dışına taşımaktır.Kültür-sanat alanından işçi hareketine,gençlikten memurlara, milislerdengerillaya kadar tüm dünyaya örnekolacak bir geleneğe sahibiz. Bu ge-leneğimizi geleceğe taşımak ve tümdünyaya tanıtmak zorundayız.

Uluslararası Dayanışma,Sadece Destek AramakDeğildir

Uluslararası dayanışma denilince,genel olarak anlaşılan şey, bizim ye-reldeki çalışmalarımızın uluslararasıörgütler tarafından desteklenmesidir.Elbette ki, mücadele yürüten herkesinböylesi bir beklentisi olması nor-maldir. Ama asıl uluslararası daya-nışma, ideolojik ve pratik birikiminaktarılması ve somut destek sunul-masıdır. Che'yi ele alalım, Che'ninen enternasyonalist hareketi nedirdiye düşünelim;

Bir Arjantinli olarak, Küba dev-riminde Castro'nun yanında yer almasımıdır?

Bir Küba temsilcisi olarak BM'dedünya halkları için yaptığı ajitasyonmudur?

Muzaffer bir devrimci olarak, An-gola ve Bolivya'daki halk kurtuluşsavaşlarına katılımı mıdır?

Bir devrimci olarak tecrübe vedüşüncelerini tüm dünya halklarınasunduğu kitapları mıdır?

Kuşkusuz bunların tümü de çokdeğerli enternasyonalist dayanışmaörnekleridir. ABD'de eşit haklar mü-cadelesi veren siyahların ABD ırk-çılığına karşı mücadelesine de, Ce-zayir'deki Fransız sömürgeciliğinekarşı ilham ve güç kaynağı da ol-muştur. Ama tartışmasız olarak dünyadevrim tarihine en büyük katkısı, si-yasi ve askeri düşünce ve deneyim-lerini aktardığı yazılarıdır. Dünyaçapında Che'nin bir devrim sembolüolması da düşüncelerinden dolayıdır.

Enternasyonal çalışmalarsadece uluslararası

çalışma yürüten alanın işideğildir. Her alançalışması, kendi

enternasyonal ilişkilerinide yaratmalıdır.

Hatta her birim çalışmasıyapan yoldaşımız da,

yaptığı çalışma ne kadaryerel olursa olsun;

çalışmalarınıenternasyonal düzeyde ele

almalıdır.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

5 3DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 54: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Peki biz dünya çapındakidirenişlerimizi, ülkemiz halk kurtuluşhareketinin önderlerinin düşüncelerinidünyaya ne kadar taşıyoruz? Biz asılolarak düşüncelerimizi sınırların öte-sine taşımalıyız.

Bugün dünyada zaten yürüyen veemperyalizmi sarsan, devrim iddia-sında olan devrimci hareketler yoktur.Biz varız. Onun için devrim iddiasınıda tüm dünyaya taşımakla yükümlüolan bizleriz. Bu aynı zamanda en-ternasyonalist bir görevdir.

Enternasyonalizm, karşımızdakinisuçluluk psikolojisi içine sokup, sa-dece kendine destek isteyen bir tavırolamaz. Oportünizmin de, Kürt mil-liyetçiliğinin de enternasyonalizmdenanladıkları, bu yararcı bakış açısıdır.Devrimcilerin enternasyonalizm an-layışı ise onlar gibi olamaz.

Dünya Devrimci Hareketi, EnternasyonalistDayanışmalarla Büyüdü

İspanya iç savaşında onlarca ül-keden binlerce gönüllünün doğrudanfaşizme karşı savaş içinde yeralmaları.Bu deneyim Uluslararası Tugaylarolarak örgütlenmiş ve tüm dünyadevrim tarihine örnek olmuştur.

Vietnam'da yoksul ve silahsız birhalk önce Fransızlar, sonra ABD'lilertarafından en gelişmiş silahlar vemilyonlarca kana susatılmış askerleimha edilmeye çalışıldığında, işgalve sömürüye karşı bir cephe de dünyahalkları açmıştı. Tüm dünyada baş-latılan ve hatta ABD'nin en ücra kö-şesine kadar yürütülen kampanyalar,

dünyada emperyalist savaşa karşıhalkların nasıl bir dayanışma sergi-leyebileceğinin göstergesi oldu.

Dimitrov'un Leipzig duruşmaları:Aslında başlı başına bir örnek olarakele alınması gereken bir örnektir.

Dimitrov, Bulgaristan KomünistPartisi'nin Merkez Komite üyesi ol-masının yanı sıra, Komünist Enter-nasyonal'in yürütmesinde yer alanbir önderdir. Nazi Almanyası’ndayargılanmış ve faşist yasaların çık-masına sebep olarak kullanılanReichstag (Parlamento) bombalama-sından suçlanarak tutuklanmıştır.Nazi Almanyası’nın tüm anti-demo-kratikliğine rağmen, özellikle Mos-kova, Paris, Londra, New York, Prag,Macaristan ve Sofya'da yürütülençok yaygın enternasyonal dayanışmaile beraat ettirilmiştir.

Dimitrov mahkemedeki savun-masıyla tüm dünya devrimcilerineörnek olmuş, sosyalist kimliğin veenternasyonalizmin savunusuna örnekolmuştur.

Kız kardeşleri ve bir köylü olanannesinin sahiplenmesi, tutsaklarladayanışmada ailelerin önemini gös-termiştir. Dimitrov'un annesi Paris'tebinlerce insanın Dimitrov için yap-tıkları gösterilerde söz alıp 'doğrununnamusunu' koruyan tüm enternas-yonalistlere çağrısı büyük bir yankıyapmıştı. Annesinin duruşma sıra-sında oğluna da tek çağrısının doğruve gerçeğin namusu için ne gereki-yorsa söylemesini istemesi, ailelerinsiyasi davalara katılmasının öneminigöstermiştir.

Bugün emperyalist ülkelerde ise;artık siyasi savunmalar da, sahip-lenmeler de çok ama çok sınırlı ola-bilmektedir. Nazi Almanyası’nda bilesiyasi savunmalar ve siyasi davalarlailgili çok yaygın enternasyonalist ey-lemler hayata geçirilebilmişse de,emperyalist ülke solcu ve demokrat-larının, günümüz Almanyası’nda bile'hiçbir şey yapılamaz, kararlar siyasiolacak ve değiştirilemez' türündeyaklaşımlarında bulunmaktadırlar.

Emperyalizmin bize yönelik sal-dırılarında ne yazık ki, Nazi Alman-yası’na bile yaptırım uygulayabilecekbir uluslararası dayanışma yürütüle-bilmesine rağmen; şimdi tam bir tes-lim alınmışlık içinde sessiz kalabil-mektedirler.

Uluslararası dayanışmadenilince, genel olarak

anlaşılan şey, bizimyereldeki çalışmalarımızın

uluslararası örgütlertarafından

desteklenmesidir. Elbetteki, mücadele yürütenherkesin böylesi bir

beklentisi olmasınormaldir. Ama asıl

uluslararası dayanışmaideolojik ve pratik

birikimin aktarılması vesomut desteksunulmasıdır.

17 Ocak’ta AntalyaHalk Cepheliler, AntalyaÖzgürlükler Derneği’ndeailelerle birlikte kahvaltıyaptı. Kahvaltının ardın-dan Yürüyüş dergisinin

önemi hakkında konuşularak, derginin önemini anlatansinevizyon gösterimi yapıldı. Ardından herkes düşüncele-ri söyleyip bu konuda nasıl yardımcı olabileceklerini dilegetirdi. Yapılan kahvaltıya 15 kişi katıldı.

Antalya Haklar ve Özgürlükler Derneği

Adres Değişikliği

Antalya Haklar ve Özgürlükler Derneğiyeni adresine taşınmıştır.

Kızılarık Mahallesi 2769. Sokak No: 49

Tel No: 0 551 600 59 44

Tüm halkımızı derneğimize bekleriz.

Antalya’da Pazar Kahvaltısı Yapıldı

Yürüyüş

24 Ocak2016

Sayı: 505

BU ÜLKEDE ADALET YOK!5 4

Page 55: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Av ru pa’da

� AVRUPA’DAKİ GENÇLİĞİNSESİ OLMAYA ÇALIŞIYORUZ!

Avrupa'da yaşayan Gençlerimizin yaşadığı sorunla-ra çözüm bulmak, birlik ve dayanışmayı yaratmak içinBizim Gençlik dergisini gençlerimize ulaştırmayadevam ediyoruz. Anadolu Gençlik 13 Ocak günü“BİZİM GENÇLİK” dergi dağıtımına çıktı.Almanya’nın Diusburg şehrinde 6 kişi esnafları dola-şıp dergi dağıttı. Bu esnada derginin içeriği anlatıldı.Türkiye’nin ve Avrupa’nın gündemine ilişkin yazılartanıtıldı.

14 Ocak günü ise iki kişi Bergkammen PerşembePazarında dergi dağıtımına çıktı.

İki gün içerisinde toplam 30 dergi satıldı.

� Esenyurt’ta FilmGösterimi Yapıldı

18 Ocak’ta Esenyurt Özgürlükler Derneği’nde 13 ki-şinin katılımıyla “Her Çocuk Özeldir” filmi izlendi.

� Film GösterimleriniSüreklileştireceğiz

17 Ocak’ta Devrimci İşçi Hareketi Gazi Mahallesi’ndeTarık Akan’ın “ÇARK” adlı filmini işçilerle buluşturdu.İki saat süren ve 10 kişinin katıldığı film gösteriminin ar-dından, filmi izlemeye gelen işçilerin film hakkındaki dü-şünceleri alındı ardından program sonlandırıldı.

� Özgür TutsaklarOnurumuzdur Zulmün Elinden Çekip Alacağız

Hatay’da 6 Kasımda gözaltına alınıp komplolarla tu-tuklanan Halil Yakut, Mert Aldıcoğlu, Servet Eldem, Kud-ret Arslan ve Caner Sönmez’in serbest bırakılması, bu ada-letsizliğe son verilmesi için 16 Ocak’ta eylem yapıldı.

“ AnadoluFe de rasyon uÜze rin de ki BaskılarKaldırılsın”

Avusturya Yabancılar Polisi önünde15 Ocak'da, “Anadolu FederasyonuÜzerindeki Baskılar Kaldırılsın” pan-kartı ile eylem yapıldı.

Saat 17.00’da, Pasaport müdürlü-ğü önünde enternasyonal marşlar çalınmasıyla eylem başladı.Evin Timtik’in 67 gün açlık grevi yaparak haklarına sahip çıktığıve 11 aydır pasaportunun ve seyehat özgürlüğünün gasp edildiğianlatıldı.

Eylemde Almanca olarak “Anadolu Federasyonu ÜzerindekiBaskılara Son, Faşizme Her Yerde Ölüm, Direniş TerörizmDeğildir, Yaşasın Uluslararası Dayanışma” sloganları atıldı. Kızılbayraklar ve federasyon yöneticisi Evin Timtik’in taleplerini içe-ren dövizler taşınan eylem bir saat sonra bitirildi.

Avrupa’daki Gençliğin Sesi OlmayaÇalışıyoruz!

Avrupa'da yaşayan Gençlerimizin yaşadığı sorunlara çözüm bulmak,birlik ve dayanışmayı yaratmak için Bizim Gençlik dergisini gençlerimizeulaştırmaya devam ediyoruz. Anadolu Gençlik 13 Ocak günü “BİZİMGENÇLİK” dergisi dağıtımına çıktı. Almanya’nın Diusburg şehrinde 6kişi esnafları dolaşıp dergi dağıttı. Bu esnada derginin i-çeriği anlatıldı.Türkiye’nin ve Avrupa’nın gündemine ilişkin yazılar tanıtıldı.

14 Ocak günü ise iki kişi Bergkammen Perşembe Pazarında der-gi dağıtımına çıktı.

İki gün içerisinde toplam 30 dergi satıldı.

Kürdistan'da KatledenAKP'dir!

Anadolu Gençlik 13 Ocak günü saat15.00’de Düsseldorf’da Alevilerin düzen-lediği basın açıklamasına katıldı. Pankartve slogan eşliğinde Kürdistan’da yapılankatliamlar lanetlendi.

GERÇEKLERLONDRASOKAKLARINDA!

Bu hafta LondraWood Green’deki dergistandımız Dev-Genç’liler tarafındanaçıldı. Üç ayrı mahalle-de aynı saatlerde 14.00-16.00 arası açılan stan-

da 1 Yürüyüş Dergisi ve 8 adet BizimGençlik dergisi gençlere verildi. Standagelen gençler ile Bizim Gençlik dergisi vegençlik hakkında sohbet edildi.

Edmonton’da, 6 adet Yürüyüş Dergisi,1 adet “Bir Devrimci Dursun Karataş”kitabı, 1 Bizim Gençlik dergisi ve 15 HalkCephesi broşürü, Dolston’da 3 YürüyüşDergisi halklara ulaştırıldı.

24 Ocak2016

Yürüyüş

Sayı: 505

5 5DİRENEREK ADALETİ SAVUNUYORUZ!

Page 56: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

1 Şubat - 7 Şubat

Mehmet MARAŞ:DEV-GENÇ saflarında anti-faşist müca-

deleye katıldı. İnebolu'da, anti-faşist müca-delenin neferlerinden biriydi. 1 Şubat 1979İnebolu Halkevi’ne faşistlerin attığı bombanınpatlaması sonucu şehit düştü.

Alişan ŞANLI:Alişan Şanlı, Ordu ili Gürgentepe İlçesi’nin

Akören Köyü’nde, 1 Ocak 1973 tarihindedoğdu. Yoksul bir köylü çocuğu olan Alişan,ilkokul mezunu olup küçük yaşta lokantalardaçalışmaya başladı. Bulaşıkçılıktan başlayarakaşçılığa kadar birçok işte çalıştı. Askerdengeldikten sonra 1994 yılında örgütlendi. 1997yılında halk düşmanlarından hesap sorduğu

bir eylemden sonra tutsak düştü. 19 Aralık Katliamı’nakadar Ümraniye Hapishanesi’nde Özgür Tutsaktı. F tiplerinekarşı başlayan Büyük Ölüm Orucu Direnişi’nde 1. Ekiplerdeyer aldı. Her türlü saldırıya rağmen Ölüm Orucu direnişinibıraktıramayan devletin, zorla tıbbi müdahale ile sakatbıraktığı yüzlerce tutsaktan birisi de Alişan’dı. Ama onaParti-Cephe’li olduğunu, düşmanlarının kim olduğunu unut-turamadılar. Alişan, 19 Aralık Katliamı’nda diri diri yakılanyoldaşlarının hesabını sormak için 1 Şubat 2013 tarihindedünya halklarının katili Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği’negirerek feda eylemi gerçekleştirdi.

Alişan Şanlı

Musa ÖZNUR:Anti-faşist mücadele içerisinde yer alan Musa,

Dev-Genç’in önder militanlarındandı. Mücadelesüreci içinde işkencelerden geçirildi, tutsaklıklaryaşadı. Tutsaklığı sona erdiğinde hiç tereddütsüzkavgaya koştu yine. Faşistlerin saldırı planlarındanbirini bozmak için, 1 Şubat 1980’de düzenleneneylemde, elindeki bombanın patlaması sonucu

aramızdan ayrıldı.

Musa Öznur

Çağlar COŞKUNER,Ercüment AKSOY:Şubat 1978’de, Ankara’ya gider-

ken geçirdikleri bir trafik kazası so-nucu aramızdan ayrıldılar. Çağlar1956, Ercüment 1958 doğumlu idi.Çağlar Coşkuner Ercüment Aksoy

Mehmet Maraş

“...Kavga bu, şehit düşmekte var. Ama inanıyorum ki yerimboş kalmayacaktır.”

Musa Öznur

İsmail KANDEMİR:ES-KAD ve Eskişehir Özgür-Der kurucusu

olan Kandemir, 1 Şubat 1994’te geçirdiği trafikkazası sonucu aramızdan ayrıldı.

İsmail Kandemir

Ali Hüseyin AVCI:Elazığ ve Dersim’de gerilla faaliyeti sürdürdü.

İlkokulu ve liseyi Hozat’ta okuyan Ali Hüseyin,gerillaya katılmadan önce örgütlenme faaliyetleriyürütmüş, 1983’te gerillaya katılmıştır. 4 Şubat1984’de Tunceli Çemişgezek bölgesi HadişarKöyü'nde birliğinin öncüsü olarak jandarmayla

çatışmaya girdi. Yoldaşları için, öğretmeni Nurettin gibi tered-dütsüzce, hiç hesapsız ölümün üstüne gitti, yaralı olduğu haldeyoldaşlarının kuşatmayı yarması için tek başına çatışarak şehitdüştü.

Ali Hüseyin Avcı

Ali KILIÇ:12 Eylül sonrası başka bir siyasi hareketin

taraftarı olarak yıllarca cunta hapishanelerindekaldı. Safı hep direnenlerin yanı oldu. GittiğiAlmanya’da Devrimci Hareket içinde mücade-lesini sürdürdü. Yakalandığı ölümcül hastalığakarşı büyük bir iradeyle direndi. Felç olup yata-ğında yaşam mücadelesi verdiği zaman da

moralini hiç bozmadı. Mücadeleden kopmadı. “Ben bu hastalığıyenip ayağa kalkacağım, ülkeme de gideceğim” dedi son anınakadar. 6 Şubat 2002’de aramızdan ayrıldı.

Ali Kılıç

Ali AYGÜL:1968 yılında Amasya’nın Gümüşhacıköy

ilçesinde doğdu. Emekçi bir ailenin çocuğuydu.Ve kendisi de yaşamının her anında bir emek-çiydi. İstanbul Üniversitesi Diş HekimliğiFakültesi öğrencisiyken örgütlü ilişkiler içindeyer aldı. Fakültenin 3. sınıfından ayrılarakprofesyonel ilişkiler içinde yer aldı. Devrimci

Gençlik onu iyi tanır. O, ‘80 sonrası Devrimci Gençlik ku-şağının kararlı insanlarından biriydi. Oligarşi tarafından“başına ödül konulan” bir devrimci olarak afişe edildi.Onun için devrimcilik bir yaşam biçimiydi. Afişe edilmesiyaşamını değiştirmedi. Şehitlerimizden Hamdi Aygül ileakrabalığı vardı. O, yöneticiliğin özveri, fedakârlık, sabırve inanç gerektirdiğinin yaşayan bir örneğiydi. 6 Şubat1992’de Adana’da Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nün ba-sılması eyleminde şehit düştü.

Ali Aygül

Page 57: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

12 Eylül ile birlikte devrimci örgütler ağır darbeler almıştı.Solun büyük bir çoğunluğu mülteciliği, teslimiyeti seçipumutsuzluğu, yılgınlığı, teslimiyeti halka yayıyorlardı. Bukoşullarda Ali Hüseyin mülteciliğe ve teslimiyete meydanokurcasına savaşa koşmuştu. Evet 12 Eylül örgütlülüklerimizedarbe vurup hareketimizi zayıflatmıştı. Ali Hüseyin sürendirenişimizde bir nefer olarak bir an önce savaşa girmek içinsabırsızlanıyordu. Düğüne gider gibi vardı gerillaya.

Mevsim kıştı. Her yanı karlar kaplamıştı. Devrimci Solgerillaları doğanın ve sürecin tüm zorluklarına rağmen Çe-mişgezek bölgesinde faaliyet yürütüyorlardı. Her zamankindendaha özenli, disiplinli ve tedbirli hareket etmek zorundaydılar.Çünkü 12 Eylül, yalnızca halkı korkutup sindirmekle kalmamış,kendi işbirlikçilerini de yaratmıştı. Hıdır Dinçer ve VeliPolat isimli işbirlikçiler bunlardan ikisiydi. Aradan yıllargeçse de, yaptıklarının hesabını canlarıyla verecek olan buiki insan müsvettesi, Ali Hüseyin’in de içinde olduğu gerillabirliğini ihbar ettiler. Bunun üzerine düşman Eğnik Köyü’neoperasyon düzenledi. 3 Şubat 1984’deki bu ilk operasyonufark eden gerillalar köyden çekildiler. Çemberden çıkıpHadişar köyüne vardılar.

Fakat Hadişar’da ihtiyaçlarını karşılayıp köyden çıkmakiçin hareket ettiklerinde, onları yine hain bir pusu bekliyordu.Ali Hüseyin birliğin öncüsüdür. Köyün alt kısmına vardıklarındabir gürültü kopar. Gürül gürül akan su sesi, yerini silah vebomba seslerine bırakır. Ali Hüseyin ilk ateşte dizinden yaralanır.Ama yarasından akan kan onu durduramaz. Silahına davranırve karşılıklı çatışma başlar. Gerilla grubu hemen mevzilenir.

Birlik komutanı Ali Hüseyin’in yanına yaklaşır ve yaralıolduğunu görünce Ali Hüseyin’e

- “Yoldaşlar seni buradan çıkarsınlar, ben çatışmayı sür-dürürüm” der. Ali Hüseyin komutanın bu önerisine

- “Ben yaralıyım, siz birliği alıp gidin, ben düşmanı oya-larım” diye cevap verir.

Yoldaşları için, öğretmeni Nurettin gibi tereddütsüzce,hiç hesapsız ölümün üstüne gider. Ali Hüseyin’in sözlerininardından, Komutan birliği alarak çemberden çıkarır. Küçükbir kaya parçasını kendine siper yapan Ali Hüseyin’in silahıçalıştığı sürece, düşman bir adım bile ilerleyemez.

Çatışma sürerken bir kurşun Ali Hüseyin’in silahının me-kanizmasına isabet ederken, baş parmağını da koparır. Silahıartık çalışmaz. Ali Hüseyin silahının o haliyle de olsadüşmanın eline geçmesini istemez, taşa vurarak parçalar.

Ezki şiyo kouTo berbe DayeDısmen gursın naymıraCigerato lete biye Daye

(Ben dağa gidince

Sen ağladın anaDüşman kurşun sıktı banaCiğerin parçalandı ana)

Pane bıra pane hevalto çekaxo meverderaVere na koye Hızan dıNuro bra Usen braPane vaye pane braTo çekaxo serdin mekı

(Sık kardaşım, sık yoldaşSen silahını bırakmaHızan dağının eteğindeNurettin kardeş Hüseyin kardeşSık bacı sık kardaşSen silahının mermisini soğutma)

Artık üzerine yağan kurşunlara sloganlarıyla karşılık verir.Karşıdan silah sesi gelmemesi üzerine askerler, köylüleri önesürerek Ali Hüseyin’e yaklaşırlar. Silahsız ve yaralı olduğunugören subay hemen saldırmaya başlar. Daha düşman subayınınilk hareketi ve saldırısında Ali Hüseyin subayın yüzüne tükürür.

İşkence yaparak Ali Hüseyin’den yoldaşlarını ele vermesiniisterler. Ali Hüseyin satmaz yoldaşlarını. İşkencecilerin hiçbir hareketini cevapsız bırakmaz. Köylülere devrimcilerinaciz olduğunu göstermeye çalışan düşman, kendi acizliğindenbaşka birşey sergileyemez. Ve bir sonuca varamayacağınıanlayan düşman subayı, Ali Hüseyin’i orada katleder, bedenineonlarca kurşun sıkar.

Cunta koşullarında Ali Hüseyin’in cenazesine katılanyüzlerce insan, sloganlarıyla Ali Hüseyin’i bağırlarına basarlar.Onu son yolculuğuna direnişine layık bir şekilde uğurlarlar.

*Ali Hüseyin Avcı’yı ihbar edenler hakkında ek bilgi: İçlerinde Ali Hüseyin Avcı’nın da bulunduğu Devrimci

Sol gerillalarını ihbar eden Hıdır Dinçer ve Veli Polat adlıihbarcılar, suçlarının karşılığını canlarıyla ödediler. HıdırDinçer TİKKO gerillaları tarafından cezalandırılırken, VeliPolat, Ali Hüseyin’in katledilmesinden 7 yıl sonra DevrimciSol gerillaları tarafından gözaltına alındı, sorgulandı ve suçunetleştikten sonra, Ali Hüseyin AVCI’nın mezarı başına gö-türülerek orada cezalandırıldı.

Ali Hüseyin Avcı’yıBir yoldaşı Anlatıyor:

Anıları Mirasımız

Farabundo MARTİ:El Salvador’un devrimci önderi Marti,

1893'te Teotepeque şehrinde doğdu. Öğren-ciyken mücadeleye atıldı. Tutuklandı, Gua-temala'ya sürgün edildi. 1925'te kurulan OrtaAmerika Sosyalist Partisi'nin kurucuları ara-sında yer aldı. Nikaragua’ya geçerek AugustoCesar Sandino'nun yanında Amerikan em-

peryalizmine karşı silahlı mücadeleye katıldı. 1930'da ülkesinedönerek El Salvador Komünist Partisi saflarında mücadelesinedevam etti. Ocak 1932'de KP ayaklanma kararı aldı. Askeriönderliğe Marti getirildi. Ayaklanmadan birkaç gün öncetutsak düştü. Ayaklanmanın kanla bastırılmasından sonra 1Şubat 1932'de kurşuna dizilerek katledildi.

Farabundo Marti

Page 58: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Kıssadan Hisse

Şiir

AnayurtAnayurdum büyük değil benim:

Bir avuç alan topu topu

Sürülmüş toprak parçaları,

küçümen,

Ve kaya dalgacıkları.

Fakat bir dene ölçmeyi onları

Çözerek özenli bir elle

Birbiri ardına dağ ipliklerini

Saban izlerini birbiri ardına

Birbiri ardına yücelikleri,

kırışıkları birbiri ardına

Birbiri ardına yaraları,

birbiri ardına çiçekleri

Birbiri ardına acıları, iniltileri

birbiri ardına

Birbiri ardına türküleri,

birbiri ardına düşleri.

Göreceksin o zaman

Nasıl büyük ve sonsuz olduğunu

Sevgili anayurdumun

O bir avuç alanın topu topuBlaga Dimitrova

K usur u Hep B aşkasınd a Ara may ın!Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından kor-

kuyormuş ve bunu karısına nasıl söyleyeceğini düşünüyormuş.Doktoruna danışmış. Doktor basit bir yöntem önermiş: “Yapacağınşey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuylabir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tek-rarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla.”

O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam iş-lemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal birkonuşma tonuyla seslenmiş “Hanım, bu akşam yemekte ne var?”

Cevap yok. Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi önce 30 adımaindirerek tekrar sormuş. Sonra aynı soruyu 20 adım kala tekrarla-mış. Gene cevap alamamış.

Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış vesoruyu tekrarlamış

“Hanım bu akşam yemekte ne var?” Gene cevap alamamış. Busefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş “Ha-nım bu akşam yemektene var?”Kadın cevap vermiş:

“Beşinci kez söylüyorum, tavuk”

Atasözü

Tekrar, bilgininanasıdır.

Page 59: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

HALK VE VATAN SEVGİSİ, SINIF VE TARİH BİLİNCİDİR. HALK, BÜYÜK AİLEMİZDİR.

HALK SEVGİSİ, SINIF BİLİNCİDİR.SINIF BİLİNCİ, KİM OLDUĞUMUZU SÖYLER BİZE.

SINIF BİLİNCİ, DOSTU DÜŞMANDAN AYIRMAYI ÖĞRETİR.SINIF BİLİNCİ, SAFLAŞTIRIR.

SAFLAŞAN SAVAŞIR. SAVAŞAN KAZANIR.

VATAN BÜYÜK EVİMİZDİR.VATAN SEVGİSİ, TARİH BİLİNCİDİR.

TARİH BİLİNCİ ANTİ-EMPERYALİST OLMAKTIR...AÇLIĞIMIZIN, YOKSULLUĞUMUZUN,

YOKSUNLUĞUMUZUN SORUMLUSUNUN;EMPERYALİZM OLDUĞUNU BİLMEKTİR.

Tarihimizin bilinmesi önemlidir. Tarihini bilmeyen, tarih bilinciylehareket etmeyen bir halk, geleceğini göremez ve ona yön veremez!...

Bizim kinimiz tarih bilincimizdir. Devrimcilik tarih bilincine sahip olmaktır.

Anadolu'nun tarihi, halkın tarihi, isyanların tarihi, zulme boyuneğmemenin tarihidir. Bu yüzden destanlar yazılmıştır üstüne,

sayfalarca. Bu yüzden, bu destanlar her dönem dilden diledolaşmaktadır Anadolu'yu. Anadolu halkının kendine has bir tarih

bilinci vardır. Bu tarihi öğrenmek ve öğretmek zorundayız.Halk ve vatan sevgisi; tarih ve sınıf bilincidir.

Sınıf bilinci; devrimcinin kişiliğini, eğitimini ve onurunukazandıran bir okuldur.

Halkımızı örgütleyerek, sınıf ve tarih bilinci ve savaş bilimi-kültürüyle donatarak; devrimci savaşı halklaştırarak savaşacağız,

savaştıracağız.... Bunun için, önce, her Cepheli bu güce sahip olmalı ve yaşamında

somutlamalıdır.

Page 60: Halk Düşmanı AKP Yargısı Katili Koruyor! Dilek Doğan’ın ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 505.pdf · Çözüm iradi bir örgütlenme çalış-masını hayata geçirmektir;

Bu Ülkede Adalet Yok! Bu Ülkede Adalet Yok! Direnerek Adaleti Savunuyoruz!Direnerek Adaleti Savunuyoruz!

Berkin Nezdinde Katledilen Berkin Nezdinde Katledilen Tüm Çocuklarımız İçin Tüm Çocuklarımız İçin

Adalet İstiyoruz!Adalet İstiyoruz!

Halkın Hukuk Bürosu Avukatları Adalet İçin Açlık Grevinde…Halkın Hukuk Bürosu Avukatları Adalet İçin Açlık Grevinde…

17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor!17 Şubat’ta, Dilek Doğan’ın Katliam Davası Başlıyor!Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım!Adalet İçin Çağlayan Adliyesi’nde Olalım!

AKP’nin Katil Polisi: Dilek’in Ailesini

“Sizi de Öldüreceğiz!”Diye Tehdit Ediyor

Sarıyer Emniyet Müdürü: “Çadırı, Derneği,

Cemevini, Tüm MahalleyiBombalayacağız!” Diyor

Sarıyer Kaymakamı:“Orada Çok Kötü ŞeylerOlacak! En Az 250 Evi

Yıkacağız” Diyor

ww

w.y

uru

yu

s-in

fo.o

rgyu

ruyu

s.b

iz@g

mail.c

om