15
. .. ·.. . . . ILAHiYAT FAKÜLTESi ANKARA FAKÜLTESi TARAFINDAN ÜÇ AYDA ÇlKARILm IV 1953 TÜRK KURUMU 9 5 3

ILAHiYAT FAKÜLTESi - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D00001/1953_4/1953_4_CAGATAYN.pdf · Hatıra fi zikr-i Ümera al-Şam ve'l-Cezire" adlı eserinin üçüncü kısmının

Embed Size (px)

Citation preview

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 157 (1, 2)

~-,

. .. ·.. . . .

ILAHiYAT FAKÜLTESi D€RGİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESi TARAFINDAN

ÜÇ AYDA BİR ÇlKARILm

IV 1953

TÜRK TARİH KURUMU BASIMEVİ-ANKARA

ı 9 5 3

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 206 (1, 2)

'id./( 963

cil.\' :2 6o;JI :lV

rtr;\:.i'ıo'-'.1\o~. (:ol:. bcr.,:ı:s;

11\C-. A,\:oro. /;953 n- 1o6.

XIII. ASIR ORTALARINDA CEZİRE ( İZZEDDİN B. ŞEDDADA GÖRE ) *

CLAUDE CAHEN Çeviren : DR. NE§'ET ÇAGATAY

Bu makalenin gayesi, şimdiye kadar, yalnız Amedtoz'un yaptığı. tahliller sayesinde 1 Meı:vanilere ve ınüellifin hayatına ait kısımları vazılı olarak belirtilen~. İzzeddin b. Şeddad'm "al-A'lii.k al­Hatıra fi zikr-i Ümera al-Şam ve'l-Cezire" adlı eserinin üçüncü kısmının ihtiva ettiği orijinal bilgileri tanıtmaktır.

Ne bizim istifade ettiğimiz yazınada (Oxford, Bodl. Marsh 333}, ne de Berlin yazmasında (Cat. Ahlwardt, g8oo) 3 müellifin adı kaydedilmemiştir; fakat Amedroz, Zehebi'nin küçük notunda nakle­dilen, onun Tatarlar nezdindeki sefareti hadisesine ve Kiltip Çelebi tarafından malüm olan, onun sair ('.serlerinde de geçen imalara göre bu noksanı ilanal etmiştir.

Bundan başka, eserin Leyde ve Londrq yazmalanndaki ilk iki kısmını 4 gören herkes, ilk bakışta vazediş metodunun aynı olduğunun farkına varır; böyle olduğu halde, ben, Amedroz'un, mukadde­medeki "kitabrmızın bundan evvelki kısmında, Suriye ve Suriye'de hüküm süren hükümdar veya emirlerden bahsetmiştik, ~imdi buna, Elcezire ve burada icrayi saltanat eden emirleri, başlangıçtan, Tatarlar tarafından İslfu:nlardan alınmasına kadarki vaziyetini mütalaa eden tetkiki ilave ediyoruz" cümlesini tebarüz ettirmeyişini anlamadım.

Eserin bir çok ibareleri, yazının temize çekilmesinin H. 679 {M. IQ8o) sentsl.nde kendi rarafından yapıldığını gösterir; fakat esasının daha evvel yazıln:uş olması icabeder.

H. 676 (M. 1277) tarihinde ölen Sultan Baybars, eserin her yerinde hayatta olarak gösteriliyar ve bir parağraf açık olarak 675 tarihini taşıyor (43v); sonra İbn-i Şeddad'ın düşman elille geçmiş bir memleketin vaziyetinden haberdar olmaması 666 tarihinden sonraki hadiselerden hiç bahsetmeyişini izaha kafi bir sebep teşkil etmez, Nihayet A'lak'rm bitinneden evvel, İbn ül-Esir'in devann olan Sultan al-Melik al-Zahir (Baybars) tarihini ve garbi Asya -müslümanlariyle Harezıpliler arasındaki ınüna­sebetiere dair eserini telif etmiştir. Halbuki, bundan bir çok parçalan buraya olduğu gibi nakletrrıiş,

hatta ancak asıl tarihte yeri olan kısımlan bile çıkarmamış 5, İbn-i Şeddad'ın faal siyasi hayatı, Eyyu­biler zamanının sonuna raslar. İstila onu :Mısır'a çekilmeğe mecbur ediyor: orada daha Moğol faci­asının tesiri altında, oradan çıkarılan İsl&,mların hakim oldukları zamanların bir nevi bl&ı:ıçosunu ya­zıyor. Bu kısımda da, Suriye'ye ait iki kısımda olduğu gibi, ınevkilerin, yarı coğrafi, yan tarihi, bir tarifini ihtiva eden monoğrafilerle karşılaşıyoruz; bu tarz, belki hadiselerin anlatılmasında tekerrürlerc sebep olur.

Eserin planı hakkında umumi bir görüş arzu eden okuyucu, Ahlwardt'ın kataloğunda mevcut bahisler cetveline müracaat edebilir. Biz bur,;.da onun yerine, eserin tahlilinin kısa ve basit olması için

* Revue des Etudes Islamiques, 1934, cahier I. l Journal of the royal Asiatic Society, rgo2 et 1903. ~ Bu hususta bir yazı da Beyrut'ta çıkan "el-Meşrik'' mecmuasında neşredilmiştir. 3 Bu kısma ait bir yazma da Bey-rut'ta mevcuttur. 4 Suriye'nin ş imalini ihtiva eden ve müellifin el yazısriyle yazılmış kısım Vatikandadır. Orta

Suriye'yi ihtiva eden ikinci kısım Leyde'dedir, biraz hatalı olan başka bir yazma da Londra'da bulun­maktadır.

ı Suriye'ye ait kısımlar da aynı şekilde tertib edilmiş ve aynı zamanda ikrnal edilmişti; böylece eserin başlangıcı sonundan önce değildi.

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 207 (1, 1)

9{ C. CAHEN - N. ÇAGATAY

daha terkibi bir kronolojik tertip verdik. Aynı sebepten dolayı eserin bütün tahlilini arzetmiyoruz; 629 (M. 1231) yılından evvele ait olan tarihi losım bütün denilecek bir derecede, coğrafi tafsilih ta kıs­men bilinen eserlerden alınmıştır .• "\medroz rnehazı malUm olanların nereden alındıgını tebarüz ettir­miştir; fakat ilave edelim ki Ehli Salih devrine ait olan kısrmlar, baştan aşağı İbn al-Azrak'tan (British Museum Or. s8o3), İbn ül-Esir'den ve nadiren de Usilme'nin vakayinimelerinden (33v) ve Celillüd­din Nesevi'nin hayatından {ıo7v.-ro8v.) alınmıştır; son ikisinden isim zikretmeden alm.ıJjtır.

Bana kalırsa 64o'dan evvel, zikredilmeden İbn ükA_dim'den alınmış iki üç vak'a hariç, 62g'dan 640 tarihine kadar geçen vukuatın hep3ini kendisi yazmıştır. Kendinden C'.'-velkilerden Ebu Şame veya Sıbt İbn al-Cevzi, daha muhtasardırlar ve bahsettikleri şeyler onda yoktur. Kendi zamanında yaşa­yanlardan İbn-i Vasıl başka kaynakları da biliyor ve umumiyetlc şarka ait hususlarda daha az ma­li'ımata sahipdir. Tul1af olan bir cihet de İbn-i Şeddad'm, sonraki iarilıçiler tarafından son derece az istifade edilmiş olmasıdır 6 ; şimdiye kadar tesadüf edcbildiklerim: Zehebi'nin Şam hakkında aldığı kısa bir parça, Sıbt İbn al-Cezvi'nin zeylilli yazan Kutb al-Din Musa al-Yunini'nin Baybars'ın hayatı hakkında aldığı kısımdan ibarettir'·

Biz burada 629 (M. ı2gı) tarihi~den sonraki vak'alann mufassal bir tahlilini vereceğiz. Coğrafi kısma gelince: şahsi müşahede ve tccrübesi fazla olan bu mütecessis zatın Yakut'u tanunaması bizce pek mühim değildir; mukaddemede zikredilen Musul hakkındaki izahat ele gcç:memiştir. Makale bu haliyle çok uzun olacaktır; hemen hemen bütiin izah ve tefsirleri başka bir zamana, yahut daha salii­hi.yetli kimselere bırakıyoruz.

COGRAFİ VE İDAR! MALÜMAT

Cezire eyaleti: Diyar-ı Rcbia, Diyar-ı :Mudar ve Diyarbekir'i ihtiva eder.

ı. Diyar-ı Mudar-a) Harran. -Talar (İran Moğolları) istilasından evvelki vaziyetinin tası,.'İri: Burada, biri şehrin etrafını çevreleyen, diğeri kenar mahal.leleri içine alan iki sur ve bunların arasında yer alan, evvelce Madur dç:nilen ve eski bir Sabil ın.ibedi olup ~Ielik al-Adil Seyfeddin Ebu Bekir b. Eyub tarafindan tamir edilen bir kale vardır. Şehrin, Bab- al-Rakka (kapalı), Bab al-Keb.ir, Bab al­Neyyi, Bab al-Yezid, Bab al-Faddan, Bab al-Sagir, Bab al-Sirr, Bab al-Ma adlariyle anılan yedi kapısı vardır. Kulede yılanlara karşı tılsıın olmak üzere iki bakır cin vardır. Dış mahalleler, Nehr-i Disan ve Nehı·-i Calab adlarındaki iki akar su arasındadır. Calab nehri, şehir dışında ve al-Dab kasabasının hemen yakınında bulunan birçok depoya su verir; depolarinaltı tuzdur, fakat su onlara karışmaz.

Hepzi Hanbeli mezhebini ta'lim eden dörl medreseden her biri, Nureddin Mahmud, Şemsüddin Sakyar, Şerefüddin b. Attar'ın ceddi Hace Sit al-Niaın ve Şermüddin Ebu Muhammed b. Selame b. Attar taraflarından tesis edilmişlerdir. Nureddin Mahmud ve Cemaleddin Şadi taraflarından, Arap olan ve olmıyan faJrirler için iki hanekah yaptırılmıştır. Erbil hakimi Muzafferüddin tarafindan, içinde medfun bulunduğu birnarhane inşa ettirilmiştir.

Ziyaretgıllı yeri: cami olan ve Nureddin tarafından genişletilen- Mescid-i İbrahim.

Hamamlar: Balat hamamı, kilise hamamı, Şeyh hamamı, arslan hamamı, Ali hamamı; ad-Daliat hamam1arı: tekerlek hamanu, Bab-ı Faddan hamarru, az-Zeki hamarnlan: vali hamanu, dışarda

Bab al-Kebir tarafından dört hamam ve biri Bab al-Yezid diğeri Hılcib Ali tarafından iki hamam.

Gelirler: Harran, Haleb emiri Melik an-Nılsır Salihaddin Yusuf tarafından 638 (M. 1240) tari­hinde zaptedildiği zaman, beni 64-o tarihinde teftiş için oraya gönderdi; o zaman irad iki milyon dir­hem idi ve bana, El-Melik el-Eşref zamanında üç milyon olduğunu söylediler, fakat, Moğolların mü­temıidi hücumları neticesinde aşağıda teferrüatı gösterilen miktara inmiştir :

Sulanan yerler (al-İska) Varaşlar (ad-davahi) . al-Bab al~Kebir (Dar al-Vikale) . . ..................... . (al-Cihat al-Mecmua) Pamuklar

G İbn-i Şahne değerindeki eserler hariç.

250.000 230.000 125.000

go.ooo

dirhem

7 Bu makaleyi yazdığım ·zaman bu eserin yalnız küçük bir kısmını biliyoi:dum. Yunini de, İbn-i Şeddad'ı mc'haz gösteriyor: Ayasofya kütüphanesi 3146, 3199; Saray E, F, I, 2907.

Zehebl'de onu -rne'haz gösteriyor (Damad İbrahim Paşa kütüphanesi 922 numaralı yazına­Baybars ve diğerleri hakkındaki yazı).

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 207 (1, 2)

XIII. ASIR ORTALARıNDA OEZİRE

Ecuebilerden alınan vergi (Cevili) V aklilardan artan Göçebelerden alınan hayvan vergisi- ('idad) Hamamlar Bağırsak (yay kirişi yapmak için) Hapishane Nakdi cezalar al~Haffarin

MahlOJ emlak Çiftlik veya dönümden alınan zirai vergi (al-Mufadana) YEK'ÔN

go.ooo dirhem 40;000.

15.000

50.000

20.000 ? 5.000

5-000

40.000

r6o.ooo 6o.ooo ?

100.000

ı -580.000

95

Bu mıntaka, beş yüzü meskün olmak üzere sekiz yü köyü ihtiva ediyordu. Ayni vergiler bin süvarİ besliyordu, geri kalanı hazineye gidiyordu. (f. 13 r.-14 r. ve .20 v.-21 r.).

b) Cemidin ve al-~fuvazzar. -Harran'a bir günlük mesafede, Diyar-ı 1\..fudar ve Diyarbekir hududnnda ilci müstahkem hisar (:u r.)

c) Rakka. ~-Şafii ve hanefi_ mezheplerine ait iki medrese. Nureddin tarafından inşa edilmiş bir bimarlıane; Musul emiri :Kutbüddin'in veziri İmadüddin al-Isfahfı.ni tarafından tesis edilmiş bir ha­nekah; Melik al-Eşref tarafından vücuda getirilmiş, palrniyeleri, muz ağaçlarını ihtiva eden bahçeler.

Ziyaretgfı.hla~: Sıffindc muhtelif mahaller (22 r.). d) Ruha. -Moğol istilfı.sından evvelki zamana ait vergileı- :

Bahçeler 35 .ooo Dirhem Dut yaprakdan ıs. ooo Üzümler .. ~. 30 .ooo Ekilen arazi (arMRiba') . 25 .ooo Değirmenler 4.000

A'şar. 25.000

f-1 ? . ıo.ooo

.:.ını . . . ? . . 71.000

Kar ~~ . 5.ooo Göçebe sürlileri 6o. ooo Nakdi cezalar go. ooo Miras. (Ar,a) . Ecuebilerden alınan vergi Eğlenceler C}'l\ Yollar (durub) Hapishane Zirai vergi. Boyalar YEKÜN ..

Ayni vergiler (gılal) hariçtir.

go.ooo 25.000

ıs.ooo

35-00

rs.ooo ıs.ooo

105.000

s.ooo 540.000

"Bu mıntaka yedi yüz köyü ihtiva eder; meshaei sathiyesi 14.6oo arpent'drr" (bir arpent takriben sooo m.lik bir saha olduğuna göre 73 kilometre murabbaı eder. mütercim).

e) Suruc. -Bol su, orman, meyve ağaçları; "natif" yapılan kuru üzüm. "Ziraat mahsulleri gelir­leri üç yüz sipahiye kafi gelmektedir ki 400.000 dirhemden biraz fazlacadır" (30 v. 32 v.).

f) Ca'ber kal'ası. -Fırat futünde bir tepe üzerindedir. V. asırcia Ca'ber b. Sabık tara~ndan ye­niden yapılmadan evvel Dusar kal'ası adını taşıyorrlu (33 r.).

g) Al-Bire. -Fırat'ın şarkmda bir tepe üzerinde olup_ surları Fırat'a kadar imtidat eder; kara tarafından kuleli surları vardır (35 v.).

II. Diyar Rebia: a) Nuseybln. -Merkez. Suyu, lfı.tif bir yer olan Bilusa'dan gelir. Akrepler. Nu­seybin yakınında Mardin dağı vardır ki, zirvesinde Hamdinller tarafından inşa edilmiş olan alMBaz kal'ası mevcuttur.

Ziyaretgahlan: M~hed-i ~ Bab al-Rum emiinde Ali'nin bir eli; üzerinde ruınca bir kitabe bulunan Ebu Hüreyre mescidi; MeşhedMi Zeynel 'Abidin, Ok sokağında Hüseyin'in başının bulunduğu

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 208 (1, 1)

g6 C. OAHEN - N. ÇAÖATAY

meşhcd; Nokta meşhecli (Hüseyin'in başının kan damlası); çok eski olup bazan cami olarak kullanılan Benu Bekre mescidi; Mescid~i Nebi"; halife Osman'ın el yazısını ihtiva eden Sincar kapıııındaki mescid al-Nasıra kapısı yakınında, şarkta Cübeyr b. İshak'ın mezarı (36 v., 37 r.).

b) Dartı. ~Orijinal hiçbir şey yok.

c) Re's lil-Ayn. ~Tabyası, değirmcnlerİ, tarlaları ,bahçeleri ciairen madar çcvrelcmiştir. Üç yüzden fazla kaynak; bunların birleşmesinden Habur nehri meydana gelir ki, bu nehir Karkısiya'da nihayet bulur; nelırin ıncerasının yüz dört kilometrelik kısmında, Karkısiya'ya bağlı bulunan al­Mecel, Mckasin müstahkem hisadariyle Arahan'ın bliyük köyleri vardır (42 r-\·. ve 43 v.).

d) Sincar. --~Buranın Moğol istilasıudan evvelki hali İbn-i Şeddad'a, bura sakinlerinden biri taralindan anlatılmış: Biri, alçı ve taşla çok yükseltilmiş olan iki duvarlı küçük şehir, iki iç kalesinden biri, Burç al~Hazane'yi yaptıran ve surlan takviye ettiren Ukaylid'in, diğer yenisi, İmadeddin Zengi II'nin oğlu Kutbüddin Muhammed tarafından 6o6 (M. ı 'log} tarihinde yaptırılmıştır. Moğollar, sur­lan, iki iç kaleyi ve surlara bitişik olan Meşhed-i Ali'yi yıktılar; fakat Mescid-i -Ali, Moğolların İranh valisi Kıvamüddin al-Yezd:i tarafından tamir ettirildi ve bir cami haline getirildi. İki akar su: Dar ül-Ayn nehri ve diğeri. şehirden aynı aJ..<\hlat menbamdan çıkar(?). Cenupta üç kapı: Bab al-Ma, Bab al-Atik ve Sultanın srayının bulunduğu meydana açılan Bab al-Cedit. Şimalde, arkasında bir çok bahçeler bulunan Bab al-Cibal, biri şarkta bulunan, ma'mur sokakları ve mescidleri ihtiva eden iki dış mahalle. Burada altı medrese vrirdır ki, iki~i şehir içinde, dördü dış mahallededir. Şehir içinde olan iki medreseden biri, Nuredd.in'e ait olup hanefi akaidi tedris olunur; diğeri reis Sadrüddin'e ait olup şafii akaidi tcdris edilir. D1ş mahallelerdeki dört medreseden birincisi, Zengi'nin azadiısı Mücalıidüddin Kaymaz'a aittir ve hanefi akaidi tedris edilir; ikincisi, divan reisi olan ve İbn iii-Kafi Jakabiyle anılan Şem:O:üddin'e aittir, hem hanefi, hemşafii akaidine mahımstur; tiçüncüsü, bizzat Zengi'niiıdir; dördün~ cüsü, Kutbiıddin Mahmud'un annesi tarafından yaptınlmıştır, lVIelik al~Adil'in oğlu lVIelik al-Faiz burada gömillüdür, vakfı yoktw·. Dış mahallelerde iki hanekah vardır ki, biri, garpla olup Nureddin'e aittir; diğeri, vezir Cemaliiddin al~Isfahani'ye aittir; şehir içinde olan bir hanekah'ta Nureddin'e aittir (44 v., 45 r.).

e) Ceziret İbn-i Ömer. -Bab ül-Cibal, Bab ül-Cedid ve Bab ül-Ma'dan mürekkeb olmak üzere üı:,: kapısı olan bir sur. Biri eski, diğeri, Bedrüddin Lü' Lü'üı'ı. kölesi Şibl al-Devle tarafından İrL'?a etti­riimiş olan iki cami. Dört şafii medresesi vardır ki, biri, Kadı Cemalüddin Abdürrahim'in; diğeri, İbn al-Barazi'nin; üçüncüsü, Zahirüddin Kaymaz al-Atabeki'nin; dördüncüsü, Medreset'ül~llıda­

viya'dır. Hariçte, Şernsüddin Sertekin mcdresesi. Salahüddin al-A'rac hanekabı ve az-Zahiriye ha­nekalu adlariyle arnlan iki hanekah. Bunlardan başka, iki hanekahta şehir hudutları yakınında mev­cuttur. Seksen mescid, bir bimarhane, on dört hamam, sur dahilinde üç bahçe.

Buraya bağlı hisadar :

Al-Cerahiye Fenek Eruh

~ır. Kal'at Ferah 4:.9 AI-Cüdeyde

t. _,Jı Kinkiver

c.) Burce ~.ı.-~ AJ-Kasr Jy:V' (57 r.-v.)

III. Diyar Bekr.-Dört şehir: Arnid, Meyafarikin, Ar..mn ve Mardin. Hisadar (çoğu İsl:imdan önceki devirlerde yapılmış):

Kal' at Cebabire ~~l~ Hısn Mansur .Jr":_.~ Kal'at Katalbas u-41>i Hani ""' Kal' at al-Filar ( ?) J~!ı Al-1VIa'denan <:ıt.".ı. .... Kal'at B&gin .~\Wl~~\> Kal'at Kef-Enzar )öi\ ....ıf Hısn Hares .Or-as~Sufalii Kal'at Tabus ..... ,~ Kal'at Asb:ilard ;))~\

Kal'at SirU.s 0"-'~ Duneysir şehri J'~!f·> Hısn Zülkarneyn ~,all_,;

Kal'at Beledneyn 6_1.1~ Hısn Keyfa ~.rı-'" Al-Birüye ~J~\ Kal'at Kerker }f Hısn Talib ,Jlk Cebekcur JJ4-Kal'at Eğil Jf"i Kal'at Si:ı.f J\.. Kal'at Huzur J-Kal'at Erkanin ~JI Kal'at Eruk JJJI Hısn er-Ran .JI)\ Kal'at Şerneşkezek J~ Kal'at Batasa 1.-1;~ Ed-Divire (üç köşe) iJ,ı_.ıll

Kal'at Enkerhart .::.,rpı Kal'at Kulp ':-'Jj Deyr-i Laşin ~.!.l

Kal'at Süveyde .ı.;. _ _,_lı Al-Hı.sn al-Cedid .ı._4ı.:,..,J..ı Deyr-i Mcrkeha 4i.r"' Kal'at Tel~Ercük .::\_Y.-JI J3' Al-Fenah t..l:.Al\ Kal'at Behmerd ).r'"T'.

Kal'at Kihta .,.,.- As-Selasile ..ı,.. ,ı _ı ı Kal'at Cuvara \JI.r.-Kal'at Eş-Şakikin ~~ Nuseybin er-Rum ('J)I~i Al-Buheyretan i>t-~ı Kal'at Cermük .!l, .. r. Kal'at Şi'rva ı,~

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 208 (1, 2)

XJII. ASilt OltTAİ.ARINİlA GEZİRE 97

Kal'at Keferzal Kal'at Begenik K.al'at Katina Kal'at Bibeleve

Jl_j_,..o.f

~~ ~; ,,.,,

Kal'at al-Yem8.niye Es'ird şehri Hısn al-Heysem Al-Karşiye

~l!' Kal'at İrun

'T""' Es-Siır

"" Cebel-i Heyni

y_..:tlı (64 v.-65 r.)

a) Amid. -El-Melik ül-Kimil tarafından Zaptı sırasında tahrib edilmiş olan.dış kale ve yüksek surlar. Altmış kule, beş kapı: ı- Bab al-Tel, 2- Bab al-t-ıla, 3- Bab al-Ferec, 4- Bab al-Rum, 5- surun arkasında bir kapı. Nureddin'in oğlu ~felik al-Salih Mahmud tarafından Ayn-i Sfue'dc, hakim bir yükseklikte inşa ettirilmiş bir iç kale. Surlar, çok sert siyah bir taştan y::~:pılmıştır. İnşası III. asır niha­yetinde olup, Mcrvi'milerden, Nizamüddin Ebü'l-Kasım Na:ır tarafindan genişletilmiştir (kitabe). Aynı zat, yirmiden fazla menbam birleştiği yerin üstünde, mansalı istikametindeki köprüyü yaptırmış ve bakırnma bir çok köyün varidatını tahsis etmiştir. Başlıca iki menba vardır: bunların AyıH Süre Lisun dağından gelir; Mümehhid üd-Devle b. Mervan tarafından kubbesi yaptırılan Ayn-ı Zeı1re, sur haricinde ve Bab ür-Rum yanındadır. Daha uzakta, şehrin birçok binalarını sulayan, bir kısmı da büyük bir göl vücuda getiren Ayn-ı Akela vardır. Biri, camiin şarkında Tacüddin tarafından yaptınlan ve Nahiye adı verilen; diğeri, bir kapısı bir sokağa, diğer kapısı camie açılan iki medrese, İki kilise: Bab ür-Rum yanında eski Meryell.! kilisesi ve Biat al-Menfıri kilisesi. Zaptcdilmeden önce yapıln ve bir kısmı Melik al-Salih Mahmud tarafından yıktınlarak taşları Kayseli'ye kumaş imalıi.tbanesi inşa­sında kullamlan büyük kilise.

b) Meyafarikin.-Menşei hıristiyanlık devrine ait olup kurulması bu devirdedir ki, ay~ kaynak­tan istifade eden Yakut zikredcr. İbn-i Şcddad dış kalenin dört kapısım gölmüştür ki şunlardır: cenupta Bab al-Mudese; şarkta sarayın yanmda Bab al-Cedid; garpte Bab al-Rahat ve şimaldeki sarayın içinde Dab al-Ferec 8•

Mii~lümanlar devrindeki inşaat: caıniin minaresi ve ccnup kulesi ki, Ahmed b. İsa eş-Şeyh tara­fından yaptmlmıştır (kitabeler 273). Seyfüddevle zamanında sudann tahkimi; orta kapıya 3·300 ratl-ı Zahiri kıymetinde kaplamalar ve dış kalenin ·ıbir kapısına da 2.46o'lık. kaplama kondu, Re's ül-Ayn suyunun dış şehirdeki Bab al-Rabat't"'l.n eski saraya kadar isalesi; halefieri zamanında Ebü'l-Vefa Muhammed b. al-Z:1i.hir tarafından hendekierin kazılması ve surların tamiri; sonra, Mümehhid al­Devle zamanında 379 (M. g8g) yılında bir kapının kaldmlması; Nasır tid-Devle zamanında hakim bir tepe üstünde Burc al-Ivfelik'i, nöbet kulesi ve bahçeleri içine alan yeni saray ve Re's til-Ayn'dan su isalesi; bir hastahane, Tel-Nehan'da bir köprü, dere keriarında bakır kapılı bir istihkim, çarç.şılar, kaplıcalar, garpteki salıradan Ayn-ı Hanhas suyunun getirildiği ulu cami 424 (M. 1031); Al-Sanasina istikametinde Hısn al-Cedid, Sitt al-Mülk .zam~da camiin Yanındaki meydanın yaptırılması. İbn-i Şeddad, surlarda kırk iki kule, dış ve iç hisarlar arasında, suyu Hanhas'tan gelen ve altmış havuzun doldurduğu on beş kulaç genişliğinde bir hendek görmüş. Dış mahalleler şirnaldedir; şehire getirilen dört değirmen döndürecek miktardaki suyun menbaı olan Ayn al-Hafire, bu dış mahallelerded.ir. Mervfmiler camiinin, üstünde bulunduğu şarktaki yeni dış mahallelerde hanlar ve pazarlar vardır. ;Eiayvan pazarının nihayetinde yükselen, Mervfuıller camiidir. Şehrin şirnalinde, Cebel-i Haram İbad ve ona ismini veren Deyr-i İbad tekkesi ile diğer müstahkem tekkeler. Şihabüddin al-Gazi'oin yaptır­dığı meydan. Camiin kapısı yaİunda hanbeli medresesi. İbn al-Fukai Iakabını alan Fahrüddin Osman tarafından inşa ettirilmiş olan şafii medresesi. İkiyüz mescid. Diğer hamamlar arasında Kadı hamamı; sarayın eteğinde Said hamamı; Akabe Hamarru; Oduncular hamamı; Ezic hamamı; İbn al-Fukal tarafindan yaptınlınış· olan Kazımi lıamamı; ilisarlar dışında Muhdese yakımnda iki hamam; dış ina­hallelerde Hanbes ve Cevza hamamları (66 v.-70 v.).

c) Hlsn Keyfa. -Üç tarafta dağlar, dördüncü tarafta ırmak. İç kalede sultanın sarayı ve köşkleri, dağlarda taştan kuleler; yeşil meydan; cami, Buğday arpa tarlaları; yakın dağlarda ılıcalar; şarkta Tur-u Abidin nuntakasından gelen ve yeşil meydanı sulayan diğer kaynaklar; şarkta saraydan nehre kadar uzanan, su almağa gitmek için ancak katır geçebilecek genişlikte yer altı yollar. Şarkta, iç kale­den metrük ev ve meylıanelerin bulunduğu bendeğe kadar giden ve "on yol" adı verilen cadde. Şi­malde, çarşılan, medreseleri, meyhaneleri, hamamlan ve Mervii.niler, Artukiler mezarlıklarının bulun­duğu dış mahalle. Nehir tarafındaki dış mahallede, yanında. bir h ücum vaki olduğunda dış mahalle halkının çukura iltica edecekleri zaman kesilmek üzc;:re ortası tahtadan yapılıruş bir köprü olan Dar üs-Saltana. İç kalenin, yukarıda meydan tarafındaki kasab<iya biikim kapısından maada yedi kapı ve kenar mahalle köyü; şimalde giriş yolunu kapayan dağ; nehir üstünde, camisiyle beraber büyük

8 Kitabelerı;: bakınız. n. 5 ap. Materialen de J. Sauvaget).

Berchem-Lehmann Haupt (dans la face Est:

F, 7

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 209 (1, 1)

gB C. CAHEN - N. ÇAGATAY

Ez~Zahiriye kasabası, Son derece tahkim edilmiş bir meydan. Üç medrese, dört hamam: büyük dış mahallede Fasil hamamı, Sultan hamamı, Es'ad Mahmud al-Lahi hanıauu ve diğer dış mahallede başka bir hamam (ı26 v., 127 r).

d) Arzan. -Yüksekte yuvarlak kale, otuz bt"'_ş kulenin etrafını çevreleyen, takriben iki yüz kulaç­lık hendeğin üstünde köprü. Şehir ve çarşıları şarka doğru temadi eder. Şarkta bulnnan ve biri sıcak olan müteaddid pınarlar; ırmak, şehrin su iliticyacma kafi gelir. Bağ ve bahçeler; muhtelif dokunuşta bCz imali: {rika), çizgili kumaş, nesefi, astar; bir medrese ve bir hastahane (ı28 r.).

c) Mardin. -Etrafı bir bendekle ve çok yüksek olmıyan bir kale ile çevrili; şimaldc bahçeleriyle Vad,i al-Racala'a; dağın yamacına kademe halinde inşa edilmiş, eteğinde, suyu yukarıya kadar götürül­müş bir pınar olan son derece yüksek bir kale; sur üzerinde altı kapı: Bab al-Sur, Bab al-Kasis, Bab al-Şevad, Bab al-Cedid -bu dört kapı açıktır-; Bab al-Zeytun ve Babal-Hamara -bunlar kapalıdır-. Şehirde, Ayn al-Cevza, Ayn al-Harbiye, Ayn al-Harnub adlarını taşıyan liç menba vardır. Dışarıda şarkta Artu.kiler tarafından yapılmış bir duvarla çevrili bir meydan; Ayn al-Tuta menbaının yanında al-Melik al-Said-tarafından yaptır~lnuş olan ve cennet namiyle anilan bahçeler. Medrese olarak: Nec· mlid4in İlgazi medresesi; Nizamüddin Alpkuş medresesi, 9 Sa'düddin medresesi ( caminin yamİıda), Hatun medresesi ki, bu medreseler hanefi medreseleridir. Moğol istiHlsından sonra gelen muhacirlere bir cami yaptıran M elik Said'in babası M elik Mansur Artuk'un, her iki mezhebe mahsus medresesi; üç yüz kadar mescid ve altı hamam (129 v.-130 r.).

TARİHİ lvlALÜMAT

629 (M. I231--1232) yıh: Amid hakimi Melik al-Mes'ud Rükn üd-Din Mevdud, Mısır sultanı Melik al-Kamil Nilsırüddin tarafından taarruza uğradı; çünkü babası kadar gaddar ve haris olma­sından başka, Celilüddin'in emrine girip Meyafarikin'deki Şihabüddin Gazi'nin hudurluna tecavüz etmiş ve Rum sultanı Alaadilin ile arası açılnuştı; nihayet sefahate dalrruş, Şihabüddin'in kız kardeşi olan öz annesini tahkir etmiş, kendi kardeşleri olan ai-Melik al~K&mil'e ve Şam hikimi al-Melik al­Eşref'e haber göndermiş, annesi de bu yüzden yanından k;açmıştı; bunlar, onun te'dibi için halifeden, bir sefer açmak müsaadesini alrriışlıirdı. Müneccim Şe:ıruüddin'in tavsiyeleri veç:hile zilhicce ayında M(. 1232 eylül-ekim) hareket ettiler; hücum işaretlerinin, oradan geçmekte olan bir kerV-anın düm­belek sesleriyle karışma~ına rağmen, al-Mclik al-Ivfes'ud teslime razı oldu ve bütün kalelerinin terk edilmesine mukabil kendisine :Mısır'da köyler (fiefs) verilmesi va'dini aldı; 630 ve belki 631 yılı mu­harreminde Hısn Keyfa'daki ktunandanına kaleyi teslim etmesi için haber gönderdi. Pek az sonra ölen birinci validen, ve AUtaddinle entrika çevirmesi yüzünden geri çağrılan ikinci validen sonra, al­Melik al-Kftmil Anıid ve Hısn Keyfa arazilerini, oğlu Melik Salih Ncemüddin Eyub'a vererek yanına, 633 y:dında öleıl vali Şemsüddin Sevalı al-Adili'yi gönderiyor (r23 v.-124 v.) {cf. 127v.).

(Sıbt İbn al-Cevzi'nin Jewett tab'mın 445-6, 447, 453, 459 salıllelerinde ve İbn-i ViiHıl'ın, Bibl. Nat. Arab. l7o2, f. 2.77 r., 278 v.~g r., 282 r. varaklarında da buna, yakın fakat ayrı ~i vayetler mevcuttur).

6g;-633 yılları: al-Melik al-Kamil Edesse'i muhasara ettiren Aliadilin Keykubad tarafından Derbenci'de mağllıb edildi. Ede.~se şehri, muvakemetten sonra itaat altına alındı; Keykubad, al-lv!elik al-Kamil'in hazinelerini ele geçirdi ve bu şehirde kumandanlar bıraktı; Suruc ve Harran'ı da işgal etti; fakat 13 ccmaziyelevvel 633 (M. 1~34 yılı 24 ocak perşembe) tarihinde Mısır'dan dönen Melik al­Kiimil, Harran, Edesse ve Suruc'u geri aldı ve sağlamlıklan darbı meselbaline gelmiş olan son iki mev­kiin.kalelerini tahrip etti ki, bunlar o zamandan sonra bir daha tamir edilmediler (ıg r., 29 v, 32 v.).

Mühim bir kısmı, Kemalüddin İbn al~Adiın'den lıul&sa edilmiştir; bak. Blochet tarafından Revue de L'Orient Latin'de tercüme edilen metin, s. 86 ve 88.

Daha mufassal rivayetler: Sıbt, 459 ve 46o; İbn-i Viisıl, 290 r.-2gı r., 302 r.; İbn-i Bibl, Houtsma neşri, s, ıgg-2oo; Bar Hebroeus (1546 yılı).

632 yılı, al-Bira bilkimi al-Melik al-Zahir'in öllimü (s6 r.- İbn al-Adirn, 86-7).

634 yılı, al-Melik. al-A.ziz'in ölümü (34 r.- id. go).

635 yılı muharrem, al~Melik al~Eşref'in ölümü; Data şehrindeki kumandanı Sal&hüddin Mu­hammed,- al-Melik al-Salih'e iltica ediyor ve şehir Hareznılilerin eline düşüyor (41 v.). Harczmliler, Rum sultanı ve al-Melik al-Salih tarafından al-Melik al-KAmil!in Haleb'i almasına yardım için temin edilmiŞlerdir {29 v., 32 v.), al-Melik al-Salih Diyar-ı Rebia'ya taarruz ediyor, onlan Suruc ve Re's ül~Ayn'a yerleştiriyor (3'2 v. ve 43 v.), kendisi de Sincar'a yerleşiyor (53 v.); fakat babası al-Melik

s Van Berchem, Inschriften Oppenlıeim, n. 103 (J.S.).

------··~---·

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 209 (1, 2)

XIII. ASlR ORTALARINDA CEZİRE 99

al-Kfı.rnil ölünce-Harezmliler isyan ederek Karkısiye şehrini alıyorlrir (44 r.); o da korkarak Edesse, Harran ve Suruc mıntakalannı onlara bırakıyor (30 r., 32 v.). Bir uğursuzluk eseri olarak "al-Melik al-Salih Eyub, evvelce Musul'un civar ı:ruotakalanna Harezmlileri ve diğer yerli aşiretleri sevketmişti. Bu şehrin kumandanı Bedreddin Lü'lü' aciz kalarak hed.iyelerle onu kazanınağa çalışmıştı; o bunlan kabul etmekle beraber hattı hareketini değiştirmemişti; al-Melik al-Kılmil'in öliimünde kendilerine Cezire'yi yurdluk olarak va'deden Rum sultanı Gıyasüddinle, Halcb, Mardin ve Meyafarikin beyleri arasında ittifak aktedilince, Harezmliler Mardin beyinin hizmetine geçtiler ve al-Melik al-Salih, on­ların korkusundan Sincar'a sığındı; o zaman Bedreddin, ordusunu ve memleketüıdeki Türkmenleri toplayarak onu orada muhasara etti. al-Melik al-Salih, Hısn Keyfa'da bulunan oğlu al-Melik al-Mugis Ömcr'e, Haleb'e gidip valide hatunun yardımını taleb etmesini bildirdi; oğlu, Fırat'ı Ca'ber kalesinde aştıktan soma Menbic'i geçmişti ki hareketini haber alan Harezrnlilerin, kendisi ile Haleb arasında olduklarını öğrendl; yolunu değiştirdi, Fırat'ı, Cisr-i Adil'de yeniden aştı ve Hısn Keyfa'ya döndü. Orada Melik ai-Salih'in, ittifak yapması ve emiri için babadan kalan mirası garanti etmesi maksadiyle Gıyasüddin'e gönde!'diği Sincar karlısı Bedrtiddin Abdiilmebasin'e_tesadüf etti. Sultan teklifi red ederek Bcdrüddin'in Sincar'ı muhasaraya devam edip emiri esir alacağını söyledi: en iyisi, Bedrüddin'i uzak­laştırmalarını, beraberce gidip Harezmlilerden İstiyelim dedi. Melik al-Mugis onlara Harran'da ye­tişti ve yardımlarını elde etme-k için bumevlilin hisarını onlara verrneğe mecbur oldu; onlar da o za­man onunla beraber gittiler. Bunu haber alan Bedrtiddin, eşyalarını bırakarak kaçtı, bunlar da eŞyalan yağma ettiler ve Harran'a döndüler. Melik al-Salih ile Bedrtiddin arasında müzakere başladı ve· tesbit ettikleri maddcleriyle, herbirinin hali hazırdaki arazisini tecavüzden masun kıla:Q. bi·r muahede akdine müncer oldu" (53 v.-54 r.). Harezmliler bundan .başka Nuseybin'i (40 r.), emirleri Küşlü Han için Edesse (Urfa) hisarını, Han Bağdt için Suruç hisarıru (30 r., 32 v.) işgal etmişlerdi."

(İbn al-Adimde bu vak'alara dair imalar, ıo3-ro4; yalnız Sincar muhasarasına dair nakil, Sıbt~ 466; en mükemmel, İbn-i vasıl, 310 v., 3I5 v.-319 r.).

636 (M.1238-g) yılı: Mardin hakimial-Melik al-Mansur Artuk 7 zilhicce· pazar gecesi(M. ı ı tem­muz 1239), karısİyle birlikte uyurken köleleri tarafından bir yay kirişi ile 57 yaşında iken ·boğulmuşhır; ona halef olarak, o suada mahbu.s bulunan oğlu al-Mclik al-Said Ncemüddin al-Gazi'yi intihab ettiler ve aralarmdan biri, Fahrüddin emir-i silih, onu getirrneğe gitti, Tahta cülUs ettiği zaman, emirleri kaatilleri öldürmek istediler; fakat o müsaade etmedi ve iki yüz kişi kadarını menfaya göndermekle ik­tifa etti (Sıbt, 637 senesi vukuatı meyanında 483 sahifede bu katil hadisesinde oğulu ittiham eder).

636-637 yılları: al-Melik al-Klmıil'in ölümünde, Humus emirlerinin kendilerine verdikleri ku­mandan al-Mclik al-Cevad, yeğeni olan yeni Mısır sultam al-Melik al-Adil Seyfüddin Ebu Bekir tarafından kabul edilmediğinden, al-Melik al-Salib'e, Şam'a mukabil Sincar, Rakka ve Ana'yı değiş­tirmeği teklif etti, al-Melik al-Salih, Amidde oğlual-Melik al-Muazzam Turanşah'ı bırakarak {125 r., 127 v.), 29 cemaziyel evvel 637 (M. 27 aralık 1239 salı) da Şam'ı işgal etti. Şibabüddin Gazi "yiğit, azinıli ve alicenab bir beydi" Melik al-Kftmil'in ölümünde aldığı Amid ve Hısn Keyfa mıntakalarının

, kalelerine yenilerini _ilave etti {ro7 v.); diğer taraftan Harezmliler cl-Bire yakımndaki Avşin'i işgal etmişler, orada Ca'berli al-Melik al-Hafız'ı ta'ciz ediyorlardı; al-Melik al-Hafız'ın oğlu -Takiddin, Nablus kadısının oğlunun yardımiyle Harran'a gitmiş, Bilis halkının hazinelerini babasının saklarlığını onlara inandırmağa çalışıyordu (35 r.). Bu esnada al-Melik al-Salihle çabucak bozuşan al-Melik al­Cevad, Şarl:ı'da bulduğu hazineleri alarak Rakka'ya kaçtı. al-Melik al-Salih Hareznılilere, onu tevkif etmeleri için emir verdi; buna rağmen al-Melik al-Cevad Ana'ya vardı. Harezmiiierin teveccühünü para ile temin etti ve onları, Sincar'a lıücum etmeğe. gelmiş olan Bedreddin Lü'lti'ü geri çevirmeğe yolladı, sonra Sincar'a yerleşti (54 r.-v.). (İbn ül-Adim, 105; Sıbt, 475; İbn-i vasıl, I07'de kısa imalar).

Bedrüddin Lü'lü', bir taraftanal-Melik al·Cevadla m üzekerelerde bulunurken, kendisine Harezm­liler tehlikesini izah ettiği halifeden, Sincar'ı feth etmek müsaadesini aldı. O zaman al-Melik al-Cevad hileye müracaat etti ve Bedrtiddin'den, o~ullarının birini kızı için istedi; fakat, Bedrüddin, onun kızırun olmadığıİlı biliyordu; o da diğer bir hile ile mukalıele etti. Kabu1 eder gibi görünerek nişan meresimini kararlaştırıp, muhteşem bir cihaz gönderdi; hatta al-Melik al-Cevad Ana'da bulunduğu zaman nikah merasiminin Sincar'da olmasına bile razı oldu. al-Melik al-Cevad kumandanlarına emir geldiği zaman yakalamalan ernrini vermişti. İşte bu niyetle, şehrin valisi onu hisara çıkınağa davet etti; fakat Bed~ rüddin, Cankar adında, Sinearlı bir reisi, işleri için para ile temin etmişti; diğer taraftan oğlu ile beraber müfreze göndererek, onlara ilk fırsatta şehri zaptetmeleri emrini vermişti. Genç emire kapı açıldığı zaman askerler hücum ederek valiyi tevkifettiler ve şehre yerleştiler. Al-Mclik al-Cevad Bağdad'a gidip şikayet etmekteı:ı başka bir şey yapamadı. Orada da, dört ay sonra, eline dört bin dinar vererek baştan savdılar (54 v.-55 v.).

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 210 (1, 1)

C. CAHEN N. ÇAGATAY

(İbn al-Adim, roo; Sıbt, 483; İbn-i Vftsıl, 24 r. de muhtasar temaslar mevcuttur).

6g8: Ca'ber kalcsinin, ha.kimi tarafından Haleplilere terki (35 r.-v.- İbn al-Adim, VI, p. 2-g).

6g8~64o: Harezmliler Haleplileri mağhib ettiler, sonra da onlar tarafından mağliıb edildiler, (İbn al-Adim, g-ıg'den alınmış ve İbn-i V.ii.sılın go v.-33 v.de takib ettiği kısa hül&salar) Harezmlileri koruyan, sonra onları Amid'e karşı sevkeden Şihabüddin Gazi'ye karşı, Haleplilerin harbi, Halep­lilerin müttefiki olan Gıyasüddin tarafından Amid'in zaptı; muhasamatın sonu 6gg (zog r. İbn al-Adim­den veya onun arşivine ait me'hazinden iktibaslar) (Blochet'nin tercümesindeki yanlış mana: Gıyasüddin muhasamatın tatili esnasında HareZmlilere memleketinde yurdluk veriyor, fakat yurdluklarmı ellerin­den aldıktan sonra gene iade ediyor). Yeni bir bozuşmanın sonunda, Haleplilerle Bedrüddin Lü'lü', Harezmlilerle Şilıabüddin'e karşı ittifak ederek onları mağlüb ediyorlar (640); fakat Gıyasüddin, bir Tatar istilasına karşı yardım elde etmek için kinden .iri bir sulh akdine tavassut ediyor (ayru İnenbadan ııo r.; İbn al-Adim, 40 r., 4Q r., 43 v., 53 v., 44 r., 125 r.de bu vak'aların tcferruatına ait bahisler). (Müstakil bahisler: Bar Hebr. 1552 yılı; Sıbt, 488; İbn-i Bibi, 2!20-Q26 ve 231).

642 (M. 1244-1245): Tatarlar (ki bundan evvelki yılda Gıyasüddin tarafından ezilınişlerdi). Haylan'dan Halep kapılarına kadar yağmaya gelip sonra Muş ovasına çekilmelerini müteakib Şilıa­

büddin Gazi'nin, muhasaraya hizırlandığı Meyafarikin üzerine yürüdüler. "Sonra o, oğlu al-Melilt al-Said Ömer ve yeni emir Taeal-Mülük Hasan ile beraber oradan çıktı ve Nuseybin'e doğru yollandı; dinlenmek için Re's ül-Mi'da tevakkuf etti; birgün uyurken, oğlu ile yeğeni oturmuşlar, bıçakla oy­nuyorlardı; emir Hasan'ın eli, bıçağı öne doğru atınca genç emir zade ölüm derecesinde yaralandı; vaziyeti gören kölelerin hemen üzerine atılıp kendisini tuımalarından, amcasınm, bu işi kasden yap­tığım zannetmesipden çok korktu. O zaman al-Melik al-Muzaffer uyanarak ne oldugunu sordu. Olup bitenleri öğrenince: eğer Meyafarikinde kalsaydık Tatarlar bize daha fena bir ftkibet hazırlamıyacak­lardı dedi; sonra, Re's ül-Ma'yı terkederek Harran'a gitti, müsafirhaneye indi; oranın hakimial-Melik al-Nı1sır, geldiğini öğrenince, kwnandanlanna, onu saraya yerleştirmelerini emretti; fakat o, sultanm iitıfetinden ve hüsnü niyetinden şüphe etmediğini söylemekle iktifa ederek red etti.

Tatariara gelince, Meyafarikine giderek muhasara ettiler; hareketleri Arnid ve Mardin romta­kalarına kadar uzanıyordu; fakat şehrin kumandanı, geri dönmelerini para ile temine muvaffak oldu; o zamanal-Melik al-Muzaffer Şihabüddin Gazi oraya girdi" (ııo v.; cf. 40 r.).

(İbn-i Viisılcia hiç bir şey yok; Bar Hebr., 1555 senesi vukuatında kısa bir bahis). Zehebi, Oxford Bodl. Laudt 305, f. 158 r-v.de zikredilen muasır müdlif Sa'düddin ibn al-Hamaviyeye nazaran "641 senesinin sonunda Hanın bir elçisi Meyafarikin emirine gelerek hizmetine girmek istedi ve 642 tarihinde ona külliyetli hediyeler gönderdi. Aynı ayın sonunda Tatarlar Hiliit'ı zaptediyorlar ve Bitlis'e ulaşı­yorlar; btınun üzerine Şihabüddin Hısn Keyfa'ya gitti, sonra kıymetli e~yalariyle beraber a~esini ve kızım oraya, al-Melik al-Kamil'in oğlu olan al-Melik al-Muazzam'm yanına getirtti. Al-Melik al­Muzaffer, güzel, iyi kalbli ve cesur bir delikanlı olan oğluna, Meyafarikine giderek Tatarlada muha­rebe için adam ve ordu toplamasını bildirdi. Ben, Bağdad'a ve Mısır'a giderek asker toplıyacağım

diye ilive etti; fakat delikanlı sultandan ayrılınağı reddetti; o zaman yeğeni onu bıçakla vurup öldür­dü; kendisi de derhal kat1edildi; sonra kendisine refakat ettiğim al-Muzaffer, Ntiseybin'e ·Makasin'e, oradan da Habur tarikiyle Ana'ye gitti; oradan tekrar garbe doğru döndük ve halifeden mühimmat aldık. O zaman Tatariann Sincar'a muvasalat ettiklerini öğrendik ve bize Mısır yolu için tahsis edil­miş hayvanlarla beraber halife tarafından bir elçi geldi, Bir müddet için Ana'ya döndük; Ôrada mek­tuplardan, atlannın tırnaklarına irız olan hastalıktan dolayı Tatarların çekilip gittiklerini haber al­dık; bunun üzerine Mescid-i Aliye, Harran'a, nihayet Meyafarikin'e geldik."

Şihabüddin'i ve Sa'düddin'i tanıyan Sıbt İbn al-Cevzl naklediyor ki: 638 başlarında bir Tatar elçi heyeti, Meyafarikin emirine, kalelerini yılunasını söyledi; o da, daha kuvvetli komşuları aynı şı;:yi yaparlarsa, kendisi de emri yerine getireceğini bildirdi (48,5). 642 hücumunda, Şihabücİdin'in, halifenin arazisine kaçtığını zikrediyor, sonra oğlunun ölümünü aynen Sa'düddin gibi, fakat Zehebt nakline biraz romantik tafsilat kanştırarak anlatıyor (498). .

643--645; al-Melik al-Ni'ı.sır 64ı'de Musul ile Mardin arasında bir ittifak kurmuştu; fakat 643 yılında Mardin hakimi al-Melik al-Said Necmüddin, Nuseybin'i tekrar işgal etti (42 r.). Halifenin bir memurunun tavassutu ile 64ı'deki taksim, 645'te yeniden tesis edildi·.

645: şaban veya receb, Şihabüddin Gazi, elli yaşını biraz geçmiş olduğu halde vefat ediyor; üç oğul bırakıyor: büyükleri al-Melik al-Mdal Nurüddin; ortancaları al-Melik al-Kamil Nfunrüddin Muhammed; sonuncusu al-Melik"al-Eşref MUsa. Al-Afdal mevkii iktidara geçti,· fakat- Mardln.'e giderken öldü. Onun yerine al-Kamil geçti ve babasiyle Haleb arasında akdedilmiş olan muahedenin yenilenmesine muvaffak oldu (ı II r-v.).

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 210 (1, 2)

XIII. ASIR ORTALARINDA OEZİRE

(İbn-i Vasıl 50 r.; kısa ve yanlış olarak 642'de; Sıbt, sıo-sıi daha uzun).

646 (M. 1248-1249): Bcdrüddin anlaşmayı bozarak Nuseybin'i tekrar alıyor, hisarı tamir etti­riyOr ve oraya hazinelerini koy-uyor (40 v.). O sırada Mısır'da bulunan al-Melik al-Salihle müttetik olarak Duneysir'i ve Re's ül-Ayn'ı yağma ediyor {42 r.). Haleb emlri al-Melik al-Muazzam'ın teşvik ettiği Mardin emiri al-Melik. al-Said tarafından mağlüb edilerek kendi valisi olan Alamüddin Kayser Kayseraniden aldığı Nuseybin'i tekrar kaybediyor,

Haleb sultanı Nuseybin'i kendille mal ederek, içlerinde Dara şehrinin de bulunduğu yetmiş ka­sabayı yurdluk olarak Mardin emi'rinc veriyor (40 r., 42 r.).

Bedriiddin Nuseybin'i, yurdluk olarak Haleb sultanından geri almak müsaadesini koparıyor; Mardin emiri de taviz olarak Makasiı;ı'i, Mecdel'i ve Habur'un diğer mahallerini alıyor (40 v.).

(İbn-i Visıl 86 r. başka, ve 647'de).

647: Bcdrüddin Karkısiye'yi işgal ediyor (44 r.).

Al-Melik al~Muazzam Turanşah, babası al~Melik: al~Salih'in ölümünde, oğlu al-Melik al-Ahad Abdullah'ı orada bırakarak Mısır'a gitrnek için Hısn Keyf'i terkediyor (İbn~i Viisıl 78 v.).

Bedrüddin Lü'lü'ün tabü olan Ceziret İbn-i Ömer hükümdan al-Melik. al-Muazzam Muizzüddin, çok yeme yüzünden 648 tarihinde ölüyor; yerine, oğlu al~Melik al-Mes'ud Şahinşah geçiyor. 64g'da al-Melik al~Nisır, Mısır üzerine yaptığı muvaffakiyetsiz bir akından dönüŞte Bedrüddin'den, ken­disini toplanıası için yirmi bin dinar ve oğlunun Haleb sultanının hizmetinde kalması emriyl~ beraber, zengin hediyeler alıyor. Malıadi (Bedrüddin ile Tatarların mftli işleri ve Ceziret İbn-i Ömer'in Bed~ rüddin'e ter.ki), Amedrez tarafından tahlil edilmiştir (JR.AS, rgo2, p. 8o3---8os). (Diğer kaynakları~ mızda hemen hemen hiç bir şey yok; İbn-i Vasıl, Keınalüddin al-Adimin Musul'da elçiliğini biliyor: fakat ondan Nuseybin işinden başka birşey şüphelenmiyor, 108 r.-v.; Bar. Hebr. 1563 senesi vukuatı).

650 (M. r252): rebiülevvelde Tatar kumandanı Baycu Noyan, Meyafarikini muhasara etti. Al­Melik al~ Kamil, bu şehirden, kendi atabeyi tz\üddin Aybek :üs-Siki'nin verdiği kılavuz an-Nfısih İbn-i Candar ile birlikte Hısn Keyf'e doğru, adamlariyle birlikte gitmişti.

İzzüddin Aybek üs-Siiki, kuvvet toplamak için emirinin yokluğunda niNKarşi'ye gitmek istediği zaman, kendi valisi tarafından şehrin kapısının yüzüne kapatıldığını görmü~tü.

Al-Melik al-Kiimil, Hısn Keyf'teki al-Melik al-Muvecced nezdinden, Baycu Noyan'ın elçisini, müdahale etmek veya dul'durmak için, biraderi al~Melik al-Eşref MUsa'yı Batu'ya gönderdi; "Baycu Noyan'ın azimetinden hemen sonra emirin, Mengü Hanın yanına gitmesi şartiyle ondan muvafık bir cevap aldı. al·Melik al~Eşref geriye dönünce Bayçu Noyan'ı on bir gündenberi Jvfeyafarik'in önünde ordugiih kurmuş olarak buldu; ona Batu Han'ın mektubunu yolla4ı; Tatar kumandani da çekilip gitti. Al~Melik al· Kamil o zaman al-Karşi'ye doğru yollandı. Atabeyin güya düşmanı gözetmek için Meyafarik'in etrafına koyduğu askerler şllrıdi onu emir yapmak -fikr.iylc, etrafına· toplanmışlardı. İ tab edilecek birşey bulmamış gibi, al-Kamil, kumandanları davet ve Seyfüddin Balahan al-Turn1azi, ~Şemsüddin Kara Stınkur, Sarını al~ Din Alkan, Niisırüddin Baray'dan ve Harezmli Sinm al·Din Uz­bek'i tevkif ve Arzan'da hapsettirdi. Atabcy'e gelince: Diyar-ı Rum'a firar edip ölünceye kadar orada kaldı; o zaman al-Kftmil 6so nihayetinde Mcngü Han'ın sarayına takdim için, kıymetli hcdiy~lerle hareket edebildi; orada Sis emiri Haysurnun oğlu Liflln'a, Bedrüddin Lü' Lü'ün oğlual-Mclik al-Salih İsmail'e ve Mardin emirinin oğlu al-Melik Muzaffer'e ra-ıtladı; bu sonuncusu ile, teşrifat dolayısiyle ve takaddüm hakkı yüzünden münazaa ettiler; Mengü, iki tarafı da dinledikten sonra al-K.amil'e hak verdi (III v.-1!2 v.).

(Başka, tek ve pek kısa kaynak, Sıbt 523).

6sı: Mardin emiri al-Melik al-Said, Nuseybin'i tekrar aldı. 653 (M. 1255) tarihinde halifenin bir memuru ile Kcmalüddin İbn al·Adim, onu Bedrüddin'e iade ettirdiler (40 v.).

(İbn~i Visıl, İbn-i Adimin şarkta 65':.ı ve 654 senelerindeki elçilerini biliyor, fakat Nuseybin'den bahsetmiyor; cf. yukarıda ıo8 r.-v. ?).

655 (M. 1257): muharrem, al-Melik al~Kamil, al-Melik al-Nfum'a, al~Melik al.Cevad'ın kaldığı Karakurum'dan avdet ettiğini bildiriyor ve Suriye'ye gelmek arzusunu ona söylüyor (112 v.). AI-Kamil kendisi yokken, Bedrüddin Lü'Iü'ün, Amid e~rafından biri olan İbn-i Kebir Alcir ile bu şehri Rum sultamndan almak için müzakerata giriştiğini öğrenince, Mardin emiri al-Said'den onu, bizzat kendiM sinin almasına yardım etmesini istedi ve muvafık cevap alınca, yeğeni al-Melik al-Müşemınir ile, ba­basının azacilısı olan Ncemüddin Muhtar kumandasında bir ordu gönderdi. Müşemmir, Şerefüddin Ahmed b. Şücaüddin Davud b. Balas al-Hakkirl al-Mamuri: kumandasında olarak gelen Rum sul-

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 211 (1, 1)

C. CAHEN- N. ÇAGATAY

tanının kuvvetli ordusunu yenebilniek için, katibi İmad al-Hakkari tarafından ona, Bedrüddin'in bir hücumuna karşı koymaktan başka bir gayesi olmadığını yazdırttı ;sonra, millakat bahanesiyle, onu ordusundan uzağa çekerek esir etti, askerlerini ansızın bastırarak mahvetti ve kendisini, Türkmen al­Adil b. Samari vasıtasiyle geceleyin öldürttü ve dönüşte Amid'i zaptetti (ı 13 r.-v. ve 125 r.-v.).

(Başka kaynak bilmiyorum).

656 (M. r258): al-Kilmil'in Tatarlada bozuşması, imdad aramak için Suriye'ye neticesiz seya hatı, İbn-i"Şeddad ile buluşması, Amedrez (JRAS, 1092, p. 8o6) tarafından tahlil edilmiştir (ı ıg v.­ll4 v.).

(İbn-i Vıisıl, 140 v. ve Bar Hebr. 1569 senesi vukuatında kısa imalar). "Al-Kiı.mil dönünce müte­addid raporlar, Tatarların, memleketine doğru yürüdüğünü h::ıber veriyordu; haremi halkırı_ı alMYe­manlye kalesine gönderdikten sonra, Aroid'e gitmek üzere Mcyafarikin'den yola çıktı ve bu şehre ge­lince, Meyafarikin'deki kumandam emir İrnadüddin b. Nuhata'ya yardım için asker yolladı. Ordu hareket ettikten sonra emir Şcrcfüddin Alevi, alMMelik alMKRmil'e karşı beslediği kinden dolayı, ondan ayrılarak Mardin'e gitti; zira Melik al-K&mil, memleketinde şarabı men etmişti, bu içkiye müptela olan Şerefüddin, ondan, satın almak müsaadesini taleb etmiş ve red cevabiyle karşılaşmışh; öfkesi onu, Tatarlada ınuhabereye ve Meyafarikin'i onlara teslime kadar sevketti. Mardin'e gelince, ihtiyatlı bu­lunması için Emiral-Melik al-Said)i Tatarların niyetinden haberdar etti ve Tatarlar Meyafarikin yolu üzerinde bulnnuncaya kadar on~ yanında kaldı, sonra Tatariara iltica etti.

"Tatarlar Mavgin'dan Kilat'a gitmişlerdi; buradan içlerinden bir kısmı Kahaday'ın kumandası altında Meyafarikin'c doğru ilerledi. Al-Melik al-Kamil bunu Amid'de haber aldı ve fikirlerini sormak için büyük memurlarım topladı. Amid (sic) 10 subaşısı Seyteddin b. MüceJH ona, tck bir dü§manın bile karşısına çıkmamağı tavsiye etti; fakat, herkes bu fikre işirak etmedi ve Emir Kahaday'ı ansızın bastırmak için Amid'den çıktı; fakat ordusnnun yanına geldiği zamai:ı, onun kendisine itaat etmiye~ ceğini hissetti ve sanki, bile bile ölüme yürümekten korktu. Bu iş geceleyin oluyordu; 655 senesinin rs zilkadesinde (M. 21 kasım 1257 çarşamba), yani ertesi sabah, I-Iü13gı1'nun oğlu Yaşmut, ordulaM rının başında Meyafarikin'e g~liyor ve Kahaday'ı, hediyelerlc Hü18.gü'nun yanına gitmesini teşvik

için al~ Kamil'in yanına gönderiyordu, İmadüddin, al-Kolmil'in şehirde olmadığıni söyledi ve müsafir~ perverlik göstererek hediyeler gönderdi; bu hediyeler kabul edildi. Anlaşma, Sultan al-Melik al-Adil Seyfeddin Ebu Bekiri'in kölesi olan Nasır alMDin Muhammed tarafından kaleme alındı. İmadüddin Tatarlar tarafından, al~Melik al-Kilmil'e dair sorulan suallere, evvela bir şey söylememek istedi; sonra bir sürü vaitlerle temin edilince onun şehre gi~ olduğunu itiraf etti ve Meyafarikin'e dönmerli Tatar­ların hizmetine geçerek ücretli askerlerin kumandanı oldu, çünkü verdiği diğer hediyeler arasında, Moğol kumandamnın en makbul eğlencesi olan av kuşları da vardı. Sonra Tatarlara, Musul emlrin­den, iki oğlu al-Melik al-Mücahid Seyfcddin İshak ve al-Melik al~Muzaffer Aliüddin Ali'nin kuman­dalan altında ve Mardin emirinden, oğlu al-Melik al-Muzaffer'in kınnandası altında olmak üzere yardımcı kuvvetler geldi. Al~Melik al~Kllmil'i tekrar istediler, halk red etmekte ısrar edince, bir çukur kazdılar mancıruklarım kurdular" bu esnada al-Melik alwNllsır tarafından Meyafarikin Tatarları ne.z­dinde İbn-i Şeddad'ın elçilig-i yer aİıyor; bunun esası, Amedroz (JRAS, 1902, p. 8o6-8o8) tarafından tahlil edilmiştir. ·

Ben Harna vak'asını başlangıçta şöyle anlıyorum :

"Hama'ya vardığımız zaman Tatarların bu şehrin emirine gönderil~ elçileri burada bulunu­yordu. Emirio karısının şerefi aleyhinde bulundular ve ordusunun kumandam Hadinı Şücaüddin

Mürşid'i ve Şeyh ül-Meşayih Şerefüddin Abdül'aziz'i yakaladılar ve al~Melik al-Muzaffer'e, memM leketinde öldürülmüş olan elçilerin tazmianatı olarak götürmek istediklerini söylediler. Nihayet iki bin dirhem ve ikamet masrafları mukabilinde bir uzlaşma aktedildi; onlarda esirlerini serbest bırak­hlar"- Diğer taraftan Sür'da Hinduhan ve daha ileride Sakalabu (~Sla0e?) Tatariarına rasladıktan sonra Meyafarikin ordusuna şu suretle dalıil oldular: "hepimizi hayvanlarımızla. beraber getirtM tiler, iki ateş yakıp, arasından, sopalarla vurarak bizi geçirdiler; daha sonra yüküroüzden hataili · ve yaldızlı bir kumaş aldılar, takriben bir dirsek uzunluğundaki miktarını yırtıp küçük parçalara ayırw dıktan sonra ateşe attılar; ondan sonra da: -İlhan bu gece İstirahat etmenizi ve yann kendisine.tak­dim edilmenizi ernrediyor- dediler."

Sulh teşebbüsünün muvaffakiyetsizliği ve Moğol ordusunun bir kısrru, kış için Meyafarikin'i terk­ederken, İbnMi Şeddad'ın Suriye'ye dönüşüne kadar olan mütebakı kısrru, Amedrosz'da aşağı yukarı tamclır. 6s7--658 (115 v.Mn8 r.).

ııı Zerdkash (J.S.) ? den tashih edilemez.

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 211 (1, 2)

XIII. ASIR ORTALARINDA OEZİRE 103

Mahsurlar mühleti, il§. ve bir duvar i~a etmek ve içine Ayn-ı Hanhas'ın ve Ayn-ı Cevza'nın sularını getirdikleri bir hark kazınakla geçirmişlerdi. Yeşmut, ilk balıarda külliyeili askerle geldi, az sonra Meyafarikin'e, şehri HühlgU'dan 70.000 elinara aldığını ve kanlarını arataeağını-söyleyen Şerefüddin al-Dalall geldi; karıları o zaman Bedrüddin'in yanında idi ve Bedrüddin onları elde etmek. için birçok kıymetli şeyler takdim etmişti. Harezmli AHimüddin Sincar, Hüs~üddin Yusuf b. Reş ve Hakkarili İmadedilin ona mutaazzunane bir cevap verdiler ve az kalsın üldürüyorlardı; sonra Hale b' e giden Hülii.gll'yu Suruc'da seliimlamaktan dönen Rum Sultanı İzzeddin, emniyetleri garantilcrnek için, emirlerini Hül-&gü'ya göndermeğe iknaa çal~tı. Onlar "eğer Tatar ordusu bizden al-Karaman köprü­sÜlle kadar uzaklaşırsa harem halkımız ve çocuklarımızla çıkarak al-Melik al-Kimil ile birlikte Hü­lagU'ya gideriz" dediler. Tatarlar emniyet etmiycrek reddettiler; muhasara, hızını artırdı. Kale beden­lerine, her basamağınd<J. altı kişinin yan yana çıkabildiği altı ytiz mer~iven kurdular. Cenup kapısı muhafızı olan Sabık al-Din Laçin'in kölelerinden birinin ihanetiyle, Tatarlar, bir 'gece şehre girdiler. Hısn Keyf beğinin bir kölesi onları iki duvar arasında ansızın bastırdı. Bizzatal-Melik al-Kamil tara­fından idare edilen kanlı bir mticadeleden sonra, öltilerinin hepsini bile toplıyamadan dışarı atıldılar;

fakat lutlık ve salgın hastalık, şehirde vefiyatı mucip oluyordu. Al-Melik al-Eşref Mıisa, Tatarların çekilmesi mukabilinde as-Saniisina (Sassoun?)nın teslimi teklifinde bulunmak için elçi olarak gönderildi. Hile ile kabul ettiler, fakat şehrin valisini öldürdükten sonra, MUsa'yı rehin olarak alıkoydular. Ni­hayet, İlıtiyarüddin Yakut'un iki kölesi, fena muamele gördüklerinden, Tatadarla birleşerek onlan, 23 rebiyül evvelde şehre soktular; böylece, kumandanların ve emirin bütün şecaatleri boşa gitti. Al­Melik al-Kamil bir kuleye sığındı. Alimüddin Sincar esir edildi ve kendisini tanıyan bir tatarın iste­mesine rağmen Moğol kumandam Sıbai tarafından öldürüldü; sorua, bizzat al-Melik al~Kamil, etra­fındakilerin hepsi öldüğünden, Türk olan kölesi Kara Sunkur ile birlikte yakalandı. Kara Sunkur'a hayatı bağışlanarak Kence hikimine teslim edildi. Emirle biraderi Hill&gü'ya götürüldüler. MUsa ilk olarak öldtirüldü; .sonra HüliigU ai-Kiirnil'e: "Moğol adetlerini bilirsinj üç hatayı affedcriz; dör­düncüsü ölümle cezalandırılır. Sana Hcmedall.'da içki-ikram ettim, içmedin; sana Amirlin kale duvar­larmı tahrib etmeni cmretcim. sen arılan, dediğimi yapmadan Rum Sultanı Rükneddin'e verdin; ben sana, biraderini, ordunu, mallarını Bağdad'a, halifeye karşı sevketmeni söyledim, reddettin; dördüncü olarak, ben senin memleketine geldim, sen gelip beni bulmadm; bana, ne hediye, ne de yiyecek gön­derdin" dedi. Al-Melik al-Kamil, şu sözlerle biten mutaazzımane bir cevapla mukabele etti: "benim değerim, seninkinden daha fazladır" -niçin ?- zira, kendimi Allah'a ve onun peygamberine lıavale ediyorum. İmanun ve itimadım var. Kudret Allah'tadır; onu kime isterse verir ve alır. Aden'den Teb­riz'e kadar biziındi, kaybettik. Aynı şekilde Allah, seni ve maiyctini, en son neferinize kadar öldürmek için adamlar yollamağa kadirdir."

Hüliigü, onu kendi eliyle öldürerek, başım Şam'a gönderdi.

Tatarlar Meyafarikin'de, emir lfti.har al-Din Yakut al-Sa' di ve Necm al-Din Muhtar al-Muzafferi ile birlikte hayatta altmış üç siville kırk iki asker buldular. Son deı·ecede hayat pahalılığı vardı: Me­yafarikin ölçüsüne göre, buğdayın meküğü 45.000 dirlıem; 750 dirhem ağırlığındaki bir ratl ekmeğin

'fiatı 6oo dirhem, her nevi etin ratlı 6oo dirlıeın, kahvenin ratlı 700 dirlıenı, balın vakıyyesi 6oo dirhem v.s. diğer misaller ve cwnaları şehri Tatariara teslim etmek için mırıltılar. Tatarlar sağ k~lan eşrafı camie topladılar ve mallarını teslim etmek teklifini reddetmeleri üzerine onları katliam ettiler (dört isim). Şehri alt üst ettiler, duvarları yerle beraber yaptılar. Meyafarikin, mülhakatı olan Arzan ile birlikte Hi.UiigG. tarafından Abdullah al-Lii.vi'ye verildi. Diğer taraftan 657 senesi niyhayetinde al­Kii.mil'in Amirlde kwnandanı olan Seyfeddin al-Müceili, şehri HüliigU'ya teslim etmiş, o da onu Ruin hükümdarına ve devletin taksimi esnasındaRükneddin'evermişti. Hısn Keyf amirial-Melik al-Ahad'e gelince, kendiliğinden arz-ı ubudiyet ettiğinden kalesini muhafaza etti {n~6 r., n~S r.1 129 r.j vak'aiarın tamamı, I I4 v.~121 v.).

(Bununla mukaycse edilebilecek genişlikte hiçbir aniatış yoktur; İbn-i V§sıl, diğer teferruatla bir­likte, qo v.-141 r. ve 152 v.-153 r.; Ebu Ş:ime'de "iki bahçc''nin sonunda imalar, Bibl. Nat. ar. 5852, 25 r. burada al-Kiı.mil'in başına, bir şehirlin mukaddes iizası gibi hürmet ve ta'zim edildiği görülüyor; Bar Hebr. 1569 yılı; Vassaf, Hammer neşri, s. 50; Reşideddin, Quatremere, 36r-375 uzun, fakat mu­balağalıdır. Zehebl ıru. cilt 251 r.).

Diyar-ı Mudar'da, Tatarlar, diğer mevkiler arasında Cemilin'i, al-Muvazzar'ı (22 r., 26 r.) H~r­ran'ı (.20 r.), Edesse'i (30 r.), Suruc'u (32 v.), Ca'ber kalesini işgal ettiler. Ca'ber kalesi valisi Cemı;ı.­leddin Ahmed b. Ebu'l-Kasım, Harim'e, Hülagtl'ya arz-ı ubudiyet etmeğe gitriıişti. Tatarlar ahalisini dağıtarak şehri tahrip ettiler, nihayet sıkı bir mukasaradan sonr~ al-Bira'yı da ;ıldıl<ır (35 v.·g6 v.).

"Hül&gU 657 senesi nihayetinde Amid'i mubasara ettiği zaman Mardin emici al-Melik al-Said

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 212 (1, 1)

c. CAHEN - N. ÇAGATAY

Ncemüddin İlgazi'den, hissesine düşen verginin gönderilmesini istedi. Al~Melik al-Said Ncemüddin İlgazi, Hüliiglı'ya, oğlu al-Melik al-Muzaffer Kara A..rslan ile ... ? lakabh Kad.i'l-Kudat Mühezze­büddin Muhamm_ed b. Muhalli'yi ve başlıca emirlerinden birini, Sabıkuddin Balaban'ı muhteşem hediyeler ve bir mektupla beraber irsal etti. Mektubunda, bizzat gelmesine hastalığının mani olduğun­dan dolay1 af diliyordu. Fakat gene o, Meyafarikinli al-Melik al-Kimil'den, Yernaniye kalesini az bir müddet önce alarak, oğulları al-Mclik al-Nasır, Salabaddin Yusuf Çağatay (al-Melik al-K<imil'in Karakurwn'da ikaıneti sırasında doğdugundan Menkü Han'ın emri üzerine bu isim verilmişti) ve al-Melik al-Said Ömerle yeğeni al-Melik al-Müşammir b. Tae al-Mülük b. al-Melik al-Adil'i, dışarı atmıştı; bundan dolayı Hülilgll, milzereti kabul etmedi ve bunun, kendisiyle al-!vfelik al-N"isır'dan hangisinin galib geleceğini anlamak için vakit kazanınağa ve onun himayesini temine mahsus bir dalavere oldubıunu zannetti. "Sanki kaçınağa hazırlanmış gibi, kendjnin ve ricalinin harem­lerini Mısır'a gönderdiğini bana söylediler; ben, ancak yanuna bizzat gelmesiyle busözün yalan ol­duğuna inanabilir.im"; bunun üzerine, karlıyı yalnız olarak geri yolladı. Bundan başka kadı, al-Said'e, Diyar-ı Rum'dan Rükneddin ve İzzeddin'i Hüligıl'nun yanında gördüğünü haber verdi. Bunun üze­rine Said, Nılsır'a, adarolatı ve malıyla birlikte Haleb'e gelip emri altına girmesini bildirdi; aynı za.:. manda İzzeddin Yusuf, İbn al-Şamma ile, Hüligll'ya hediyeler yolladı. İzzeddin Yusuf, İbn al-Şam­ma'a, Muzafferi kaçınağa teşvik ve Diyar-ı Ruınlu.İzzeddin'i de Hülagıl'ya karşı sadakatten vaz geçir­mek gibi gizli bir vazife de: vermişti. Her ne kadar İzzeddin Yusuf İbn al-Şamma Diyar-ı Rumlu İz­zeddin'e, Hül<igtı'nun dostluğunun, kendisinin Nıisırla arasını bozmaktan başka bir gayeye matuf ol­madığını izah ettiyse de dinletemedi". Bunun üzerine Said bir hücuma karşı koymağa hazırlandı. Tatar ordusu geldi, fakat, on altı gün, muharebe etmeden bekledi. Hülılgı1, önce hisann kuvvetini an~ lama.k için Said'e elçiler gönderdi (kendisinin de onların arasında olduğu rivayet edilir); bundan sonra ona, Hjlat kadısının oğlunu gönderdi. Bu da, Tatariann birkaç gün şehre girip erzak almalan husu­sunda mutabık kaldı; işler önce bu şekilde cereyan etti; fakat sonra 22 cemaziyeli::vvclde duvarlara hücum ettiler. Ahali altmış üç gün mukavemet etti. Bir kumandan geçitlerden birini açtı. Tatarlar, buradan, carnie kadar girdiler. Halk, Tatarlarm hürmet edeceklerini zannettikleri kiliselere veya man­cmıkiann erişemiyeceği kadar yüksek olan hisara doldu. 659 yılının başında muhasara henüz devam ediyordu. Bu esnada, veya 658 yılının zilhiccesinde Said öldü; şehirde veba başladı ve bir adam, emirio ölümünü Tatariara bildirmek için kendini hisardan attı. Tatarlar, Said'in oğlu Muzaffer'den. kendi­lerine itaat etm.esini istediler. Muzaffer, kat' i şartları karadaştırmak için, iki Tatar kumandam, Kutuz Noyan ve Cermun ile İzzeddin Yusuf b. Şemma'ı yolladı: yeni emir, arz-ı ubudiyete .daima taraftar olmuştu ve HüHi.gU'da, kendisinin, ma'sum olduğu bir muhasaradan dolayı uğradığı zararları telafi maksadiyle, civardaki nuntakaları ona verrneğe hazırdı. Rehinler teatl edildi. Nureddin Mahmud b. Kahar ile Sabıkuddin Balaban, i'tilafı, Hülilgıl'nun tasvibine arzetmek için Meraga'ya gittiler. HülılgU onları yanında alıkoydu, fakat fermanlan geriye gönderdi ve Tatarların Mardini terketmelerini emir buyurdu. Tatarlar receb ayında Mardin'den ayrıldılar; bundan sonra, Kubaray ile, sulhu tekidetmek için elçiler gönderdi. Kuharay isiılın oldu ve al-Muzaffer'in kız kardeşiyle evlendi.

Ramazanda, babasının hazinesinden aldığı güzel hediyelerle, bizzat Muzaffer, Hülılg('ı'nun

yanma gitti. Hediyeler arasında kıymetli taşlarla süslü 84.ooo dinar kıymetinde bir küp bulunuyordu. Al-Muzaffer, Hüligıl'yu, SelimaR eyaletinde Ma al~Bağ ırmağı yanında Dcria ovasında buldu, Arz-ı i h tirarndan sonra Hülfigll: "Musul emirlerinin :Mısır'a kaçtıklarını öğrendim, bu onların müşavirle­rinin işi. Memleketine girlineeye kadar, kendilerine itimad etmediğim arkad.aşlannı, benim yanımda bırak" dedi. Al-Muzaffer geri çağınldığı zaman, dönüş -yolunun yarısında bulunuyordu. Arkadaşları, Hülfı.g(ı'ya, kendisinin, Mısır sultaniyle gizli münasebet idame ettirdiğini söylemişlerdi. Bunun üzerine, aşağı kademeden bir postacı elçi olarak, Aydagi Ahmed Boğa'yı kabul etmeğe ve kalelerini yıkınağı vadetıneye mecbur oldu. Buna mukabil, Mardin, Nuseybin ve Habur'dan başka, Re's ül-Ayn ve Karkısiyc'yi de aldı. Hareket edince, Hülılgll, arkadaşlarından yetmiş kişinin kafasını kestirdi; buiıların içinde, al-Melik al-Said Nfı.sırüddin Artuk, Nureddin Muhammed, Es'adüddin al-Bahti, Hüsamed­din Aziz, al-Tfı.ci, Fahreddin b. Hariri, hisarın valisi Alıieddin ve Alilmeddin Candar vardı (134 v.-138 r.; cf. 4I r., 45 v.).

(Bar. Hebr. 1569; Reşideddin 377-379, çok daha az tafsililtlıdırlar ve muhtelif rivayetler nakle­diyorlar; birincisi şöyle diyor: Said, Tatariara karşı sempatisiz olduğundan oğlunu hapsediyor; ikin­cisine göre, aynı sebepten, oğlu babasm~ öldürüyor; cf. de Kutbeddin Mılsa al-Yunini, Oxford Pack. 132, 4!! r.-v.).

657 senesi şahanında (M. temmuz-ağustos 1259) Musul hakimi Bedreddin Lü'lü' ölnıüştü; yerine Musul'da oğlu al-Melik al-Salih Rükneddin İsmail (55 v.), Ceziret İbn-i Ömer'de burayı babasının sağlığında (ibid., et 64 v.) yurdluk olarak alan ilcinci oğlu Seyfeddin İshakal-Melik al-Mücahid. Sin-

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 212 (1, 2)

XIII. ASIR ORTALARINDA CEZİRE 105

i:::ar'da al~Melik al-N3.sır'a iltica eden al-Mclik al-Muzaffer AHı.eddin Yusuf yerine geçti. Al-Melik al-N3.sır da Karkısiya'yı :i§gal etti (55 v., 44 b.).

Salih, ilk önce Tatadarla iyi geçiniyor; Tatarlar Karkı5iya'yı Nfı.sırdan alarak ona veriyorlar. Diğer taraftan, biraderinin azimetinde Salih Sincar'ı işgal ederek, oğlu al-Melik al-Adil Nureddin'i vali tayin ediyor; aynı zamanda Nuseybin de işgali altındadır. (44- r., 55 v., 41 r.); fakat Tatarların garbe doğru iledeyişieri onu korkuttu ve 6so yılında Kalıire'ye gitmek üzere Niusul'u terketti. Kalüre'ye receb ayında muv2salat ederek, Sultan al-Melik al-Zahir Baybars tara.: fından parlak bir surette kabul edildi. Karkısiye'den geçerken Ceziret İbn-i Ömer'deki kardeşine, kendisi gibi hareket etmesini teşvik için mektup yazmıştı; bu da, yalnız kalınağa cesaret edemiyerek, kardeşinin arkasından hareket etti; şehri Tatarlar tarafından işgal edildi (41 r., 55 v., 64 v. ve cf. üstte I37 v.). Hüliigü'da, tam bu sırada lv1ardin em'i:ri Muzaffer'e, Nuseybin'i ve Habur'u vermişti (yu­karıda ısS r.).

lv!u<;ul'wı üç emiri, Baybars'ın ordusunu ve Mısır'da taç giyen halife 1viustansır'ı Şam'a kadar takib ettiler; sonra zilkadenin nihayetinde Irak'ı fcth etmeye ·giden halife Mustansır'a refakat ettiler. Al-Muzaffer'in Sincar' ı istirdat etmesi Baybars tarafından kararlaştırılmıştı. Al-1\1uzaffer biradarİ al­Mücahidle beraber Sincar' da, halifenin, Bağdad önünde Tatarlada har b ederken öldürülmesini haber alıncaya kadar kaldı. 66o muharreminde, Mısır'a döndüler. Ahali, kadıları olan Fahrüddin'i, kendi­lerine vali yaptılar. Diğer taraftan, Salih'in döndüğü Musul'u, Tatarlar muhasara ettiler. Al-Şalih

o zaman, Harran'dan J\..fusul'a kadar olan memleketlerin sahibi bulunan emir Şernsüddin Akku~ al­Barli al-Azizl'yi imdadına çagrrdı. Emir Şemsüddin, daha önce Baybars'a isyan etmiş olmasına rağ .. men, bu çağırmaya verilecek cevap için kendisinden müsaade istedi ve aldı. Sincar'a vasıl olunca, ken­disine mukavemet eden kadı Falırüddin'i hapsettirdi; bu esnada HülagU'nun yanında Mardin'e, Zeyn­cl-Hafızi (bu devrin, Suriye, sonra da Tatar diplomasisinde ckseriya adı geçen bir şahıs) geldi ve Musul Tatarlarına, al-Barli'nin az miktarda askeri olduğunu yazarak, onu ansızın bastırmalarını tavsiye etti. Onlar da öyle yaptılar; 14 ceınaziyelahirde ,H. 66o-M. 6 mayıs 1262 cumart~i) ıo.ooo'e karşı 2.400 kişi ile al-Barli mağlilb oldu ve al-Bire'ye kadar yaralı ve hemen hemen yalnız olarak kaçtı. Bunun üzerine, Tatarlar Sincar'ı işgal ederek hisarım yıktılar ve Musullu Alameddin Kayser'i vali tayin et­tiler (56 r.-57 r.).

(1ı,1uhiddin b. Abdüzzahir'in "Baybars'ın hayatı" isimli eserindeki, bazı noktalarda daha mufassal olan tafsilılta uygun nakil, Brit. Mus. Add. 23.331 passim, ve İbn-i Vıisıl'da ayın şekilde).

Bu zaman aralığında Tatarların Suriye'de mağlilb olduklan malılnıdur. Kaçadarken Urfa hisarını tahrib ettiler; ahalisini dağıtlılar. İbn-i Şeddad eserini yazdığı zaman orada ancak az miktarda Türkmen kalmıştı {go r.). Baybars'ın selefi Kutuz tarafından Haleb valisi tayin edilen Bedreddin al-Melik al­Muzaffer AJaeddin, al-Bira'yı tekrar işgal etmişti; o burayı, Kutuzun katlinden sonra Baybars'ı tanı­mayan fakat mukavemet için al-Bira'yı, al-Barli'ye teslime Inecbur kalan Şam valisine satınaktan im­tina etti. Baybars, al-Barli'nin Tatarlar tarafından ·yukarıda görülen mağlübiyeti üzerine mevkü tekrar aldı. Hükümdarlığı sırassında, Tatarlar buraya muvaffakıyyetsiz üç hücum yaptılar (36 v,). Tatarlar · Suruc'ta tutun.muşlardı, fakat burayı 663 yılında tahliye ettiler (32 v.)-

666 (M. 1267-1268): Rum hükümdan Rükneddin'in ölümü; yerine oğlu Gıyaseddin geçiyor (ı26 r.). İbn-i Şcddad eserini bitiriliği zaman, 67g'da, Musul ve Ceziret İbn-i Ömer ilc beraber valisi Şerefurldin olan Meyafarikin, Tatarların hakimiyeti altında bulunuyordu. Gıyasüddin, Arnidi miras dolayısiyle elde etti. Dara, Cemiilin, al-1Vfuvazzar ve, geçiciini hala bir Tatar garnizonunun muhafaza ettiği Karkısiya, Mardinli al-Muzaffer'in memleketleri arasında idi. al-Melik Al-Ahad, henüz Hısn Keyf'te bulunuyordu (22 v., 44 r., 42 r., 45 v., 64 v., 126 r., 127 v., 129 v.).

ZEYL

Kutbüddin'de (zikri geçen yazma 6o r.-v.) arideki fıkra okunuyor :

"Rahmetli İzzeddin b. Şeddad, kendisine, Bağdadlı Alaeddin Ali b. Abdullah tarafından anlatılan aşağıdaki rivayeti naklediyor; diyor ki: şehrin zaptıncia esir edildiğim ve Tatarlar arasında yaşadığım için ~!erinden lıaberdardım. 66o tarihinde şu hadise oldu: Bereke tarafından Hüliigıi'ya, muhteviyatı zaferierin mutad hissesinin Batu yurduna gönderilmesine dair bulunan bir mektupla Balaga ve Tatar isimli iki memur gönderildi. Ha.kikaten, elde edileni, Ceyhun nehrinin batısında beşe taksim etmek Adetleri idi. Bu beş hisseden ikisi, yüksek metbu olan Hana; diğer ikisi, orduya; beşincisi de, Batu yurduna aitti.' Batu ölünce, Hereke, yerine seçildi ve Batu yurduna irsalı1ta niliayet verildi. Bereke,

D00001c2s1-4y1953.pdf 20.02.2010 14:31:56 Page 213 (1, 1)

w6 C. CAHEN- N. ÇAGATAY

elçileriyle beraber, Hülagô'nun sihirbazlannı sruıturmağa tahsis edilmiş sihirbazlaı.- da göndermişti. Hülagiı'nun, Takta adında bir sihirbazı (sorcier) vardı; Bereke'nin yolladığı hediyeleri ona verdiler; Takta da onlarla mutabık kald1. Muvasalatlarında, HühigU, onlarla, hizmetçilerle beraber Kamaşta adındaki ....... lı (metin: min al-H. ti) sihirbazını, niçin geldiklerini anlamağa gönderdi. Maksat-lanın öğrenince, onları., Talii.'im {?) kalesine hapsettirdi; on beş gün sonra da, sihibrazı Takta ile be­raber idam ettirdi. Bereke bu haberleri alınca, aralarındaki münasebetin kesildiğini alenen iliin etti ve muharebe için maksatlarını birleştirrneğe teşvik fikriyle al-Melik al-Zabir'e adam gönderdi Allah'ın bunu isteyip istemediği ileride belli olacak, Aynı sene, Hülıigt'l., Rum diyarında lVIoğal ordusu kuman­danına, bütün şüpheli Türkmenlerin idamını emretti. HüligU, Türkmenlerden. bir çeteye h ücum ederek birçoklarını katletti; bu sebepten dolayı, diğerleri Suriye'ye sığındılar."

(Bereke ile Baybars arasındaki münasebetlere dair, İbn-i Abdüzzahhir'de birçok pasajlar vardır).

Yukandan beri yapılan, biraz kuru fakat, epeyce tam olan tahlillerle ve onlarıı en ehemmiyetli diğer orijinal müelliflere müracaatla, teferruat bakımından mukayese etmeksizin, bu tahlilleri ister tasdik etsin, ister tamarçılasm veya aksirıisöylesin, İbn-i Şeddad'ın ehemmiyeti tebarüz ettirildi; ve bir kitabın çıkmasım beklerken, onun az çok kabili istifade bir şekle konduğunu zannediyoruz.