2
MUSTAFA ABDÜRRAZIK her mezunu ilk defa seçilen ve felsefesi ders- lerini üniversite ilk okutaniardan biri olarak da miyyetü'l-hayriyye gibi faaliyetleri onun insan merkezli bir sahip göstermekte- dir. Ailesinin, özellikle ve Ali siyasi ve faaliyetleri- nin onu da Ka- hire'deki aile evinde ilan edilen Demokrat Parti'nin yer gibi Hizbü'l-ahrar ed-düstüriy- yin'de de siyasi faaliyetlerde Eserleri. Felsefe, kelam, tarih ve edebiyat birçok makalesi ve bulunan Mustafa ma- kalelerinin büyük el-Ceride, es-Sü- tO.r, es-Siyase, gibi dergilerde kendi çok defa da "FezarT' takma eserleri 1. A ' 1- (Kahire 945) Sorbon- ne Üniversitesi'nde doktora ça- Arapça tercümesi olup eserde özellikle mezhebi ve usulün- deki rolü üzerinde durulmakta, usulünün felsefi yönlerine edil- mektedir. Z. ed-Din (Kahire 945). 3. Temhid 1927'de Fuad Üni- versitesi Edebiyat Fakültesi'nde felsefe derslerinden eser, üni- versitenin ilahiyat Fakültesi'nde 1980'1i lara kadar ders olarak ve birçok 4. FeylesO.fü'l- ' Arab (Kahire 945) Ya'küb b. ei-Kindl ve Farabi'- den ve Teymiyye gibi in- san olan konu edin- 5. 'Abduh (Kahire 946). 1917'de kurulan Kahire Halk Üni- versitesi'nde yedi konferanstan ibaret olup büyük bir Muham- med Abduh'un ilmi ve 6. el-Bahô.' Zü- heyr (Kahire 928, 930, 935). Züheyr'in edebi dairdir. 7. (Kahire 975). es-Süfur ve es-Siydse dergilerin- de makalelerinin Ali derlenmesiyle mey- dana Mustafa Arapça- ca ve Arapça çevirileri de Bunlar Bemard Michel ile birlikte Muhammed Abduh'un Risale- çevirisiyle (Paris 925), Sultan Hüseyin'in Prenses Kad- 286 riye Hüseyin'in kaleme ha- Taytu Meleki Kadriye }jüse- yin Arapça'ya tercümesi (Kahire 930) zikredilebilir. veya Arapça birçok eser için takdim kaleme Fahreddin er-Ra- zl'nin ve'l- eserine "es -Süfiyye yan- Ali Sami Kah i re 1938) . Onun tasawuf ve edebiyat eserlerinden de bah- sedilmektedir s. 37) Mustafa müs- takil eserler kaleme Bunlar ara- Ali Abdülfettah el- 'inde yüksek lisans teziyle 974, Kahire Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi) Tevfik et-Tavll'in Kültür Yüksek {lu '1- Ekber müfekki ren ve ediben ve kitap (Kahire 982) Ali Abdülfettah ribl de el-Mu'a- kapsam- bir (Kahire 987) : Brockelmann, GAL Suppl., lll, 329-330; Zirik- 11. el- A'lam, VIII, 131-133; Kehhale, Mu'cemü'l- mü'ellifin, XII, 245-246; Enver ei-Cündl, Teraci- Ka- hire 1970, s. 451-460; Abdülhallm Mahmud. el- ljamdülillah Kahire 1976, s. 92- 103; Ali Abdülazlm. '1-Ezher in- Kahire 1399 1 1979 , s. 79-92; müfek- kiren ve ediben ve Tevfik et-Tavli). Kahire 1982 , tür.yer.; M. Abdülmün'im ei-Hafacl. el-Ezher fi elfl 'am, Beyrut- Kahire 1408/1988, 1, 280-295; III , 317 -320; Lem'l ei-MutTI. Ha' üla' i'r- rical mine'l-Ezher, Kahire 1989, s. 259-274; a.mlf.. Mevsü'atü min Kahire 1417 /]997 , s. 586-592; Vizaretü'l-i'lam ). Kahire, ts ., s. 36 -37; Abbas Mahmud ei-Akkad, ( l947)", el-Kitab, 111(2)/6, Kahire 1947, s. 893; Abdülcevad Ramazan, ME, XXII/1 O ( s. 713 -717; M. Mustafa Hilmi. 'Abdür- sy. 4, Kahire 1965, s. 83-84; M. Receb ei-Beyyuml, bey- ME, LIV/10 s. 1465-1471; LIV/11 s. 1568-1574; M. Abu-Rabi', Phi- Expressian in Modern Ara b Society", Isi., LXXII/] s. 58-65; N. Tomiche, "Mus- tafa 'Abd El' VII, 713-714; man Emin, "Min Ti, lll/2, s. 859-875; a.rnlf., Kahire 1960, IV, 575- · 578; P. Starkey, "'Abd ( 1885- 1947)", Encyclopedia of Arabic Literature (ed. ). S. Meisami- P. Starkey), London 1998 , 1, 18- 19. IJ!I!lliJ SAiD MuRill MUSTAFA AGA, Meremmetçi L XVII. görev yapan _j bilgiler yetersizdir. ve ne zaman bilinmemektedir. belgelerine göre, Sadrazam Mustafa Pa- 1 053'te 644) idam ile görevinden aziedilince onun yerine göreve getirilen Mustafa Muharrem- Cemaziyelewel 1055 (Mart- Ha- ziran 1645) tahsisi 2 Cemaziyelewel 1055'te (26 Haziran Suyolu ve yeri- ne tekrar 24 Rama- zan 1055'te (I 3 ikinci defa 4 Reblülahir 1 056'da (20 aziedilen Mustafa 1061 (1651) Hatice Turhan Valide olma- ile 15 Zilhicce 1061'de (29 üçüncü defa tayin tir. Bundan sonra 1062-1071 (1652-1661) Mustafa görevde gösteren belgeleri mevcut- tur. Zilhicce 1069'da (Eylül onun ne- zareti Çanakkale ka- lelerin tahkim edilmesine ve bu Zilhicce 1 071'de 66 ta- bilinmektedir. Zarif Orgun'un eserinde 1074 (1663-64) Yenicami'nin ve Ter- kos'un Belgrad köyünden getirilecek su yapan ve bahçesine havuz eden Mustafa da 5 Ce- maziyelewel 1076'da Ali göre Mustafa da bu tarihe kadar görev kabul edilmektedir. Mustafa daha sonraki rivayetler Evliya Çelebi, 1665 sonra yerde yakalanarak nü, müsadere kayde- derken Hammer, Yenicami'nin bir hareketinden Ah- med idam ileri sürer. izzet eserinde, 1079'- da 668-69) Mustafa Bursa Mehmed'in ölümü üzerine yerine Mimar tayin belirtir- se de bu Meremmetçi Mustafa olup

MUSTAFA ABDÜRRAZIK MUSTAFA AGA, Meremmetçi · mektedir. Z. ed-Din ve'l-vaJ:ıy ve'l-İslam ... versitenin ilahiyat Fakültesi'nde 1980'1i yıl ... 3964) Sermi'maran-ı Has

Embed Size (px)

Citation preview

MUSTAFA ABDÜRRAZIK

her mezunu kimliğiyle ilk defa bakanlık makamına seçilen ve İslam felsefesi ders­lerini üniversite çapında ilk okutaniardan biri olarak da anılır. ei-Cem'iyyetü ' I- İsla­miyyetü'l-hayriyye gibi yardım kuruluşla­rındaki faaliyetleri onun insan merkezli bir düşüneeye sahip olduğunu göstermekte­dir. Ailesinin, özellikle babası ve kardeşi Ali Abdürrazık'ın siyasi görüş ve faaliyetleri­nin onu da etkilediği anlaşılmaktadır. Ka­hire'deki aile evinde kuruluşu ilan edilen Demokrat Parti'nin kurucuları arasında yer aldığı gibi Hizbü'l-ahrar ed-düstüriy­yin'de de siyasi faaliyetlerde bulunmuştur.

Eserleri. Felsefe, kelam, fıkıh, tarih ve edebiyat konularında birçok makalesi ve kitabı bulunan Mustafa Abdürrazık'ın ma­kalelerinin büyük kısmı el-Ceride, es-Sü­tO.r, es-Siyase, el-'Urvetü'l-vüş~ii gibi dergilerde kendi imzasıyla. çok defa da "FezarT' takma adıyla yayımlanmıştır. Baş­

lıca eserleri şunlardır: 1. A 'lfımü '1-İslam el-İmamü'ş-Şati'i (Kahire ı 945) Sorbon­ne Üniversitesi'nde hazırladığı doktora ça­lışmasının Arapça tercümesi olup eserde özellikle Şafii'nin mezhebi ve fıkıh usulün­deki rolü üzerinde durulmakta, ayrıca fı ­kıh usulünün felsefi yönlerine işaret edil­mektedir. Z. ed-Din ve'l-vaJ:ıy ve'l-İslam (Kah ire ı 945) . 3. Temhid li-tari{ıi'l-tel­seteti'l-İslamiyye . 1927'de ı. Fuad Üni­versitesi Edebiyat Fakültesi'nde verdiği felsefe derslerinden oluşan eser, aynı üni­versitenin ilahiyat Fakültesi'nde 1980'1i yıl­lara kadar ders kitabı olarak okutulmuş ve birçok baskısı yapılmıştır. 4. FeylesO.fü'l­'Arab ve'l-mu'allimü'ş -şani (Kahire ı 945) Ya'küb b. İshak ei-Kindl ve Farabi'­den başka İbnü'I-Heysem ve Takıyyüddin İbn Teymiyye gibi İslam düşünürlerinin in­san düşüncesine olan katkılarını konu edin­miştir. 5. MuJ:ıammed 'Abduh (Kahire ı 946). 1917'de kurulan Kahire Halk Üni­versitesi'nde verdiği yedi konferanstan ibaret olup büyük bir kısmı hacası Muham­med Abduh'un ilmi kişiliği ve gerçekleştir­

diği ısiahat hakkındadır. 6. el-Bahô.' Zü­heyr (Kahire ı 928, ı 930, ı 935). Mısırlı şair Bahi'ı Züheyr'in edebi kişiliğine dairdir. 7. Aşarü Muştafa 'Abdirrazı~ (Kahire ı 975). es-Süfur ve es-Siydse dergilerin­de yayımlanan makalelerinin kardeşi Ali Abdürrazık tarafından derlenmesiyle mey­dana gelmiştir.

Mustafa Abdürrazık'ın Arapça- Fransız­ca ve Fransızca-Arapça bazı çevirileri de vardır. Bunlar arasında, Bemard Michel ile birlikte Muhammed Abduh'un Risale­tü't- TevJ:ıid'ini Fransızca çevirisiyle (Paris ı 925), Sultan Hüseyin'in kızı Prenses Kad-

286

riye Hüseyin'in Fransızca kaleme aldığı ha­tıralarını Taytu Meleki Kadriye }jüse­yin adıyla Arapça'ya tercümesi (Kahire ı 930) zikredilebilir. Ayrıca Fransızca veya Arapça yayımlanan birçok eser için takdim yazısı kaleme almıştır. Fahreddin er-Ra­zl'nin İ'ti~iidatü fıra~ı'l-müslimin ve'l­müşrikin adlı eserine yazdığı "es-Süfiyye ve'l-fıraku'I-İslamiyye" adlı sunuş yazısı yan­kı uyandırmıştır (nşr. Ali Sami en-Neşşar. Kah i re 1938) . Onun mantık, tasawuf ve edebiyat alanındaki eserlerinden de bah­sedilmektedir (Şüyuf:ıu 'l-Ezher, s. 37)

Mustafa Abdürrazık hakkında bazı müs­takil eserler kaleme alınmıştır. Bunlar ara­sında, Ali Abdülfettah ei- Mağribl'nin el­İnsan 'inde Muştafa 'Abdirrazı~ adlı yüksek lisans teziyle (ı 974, Kahire Üniver­sitesi Edebiyat Fakültesi) Tevfik et-Tavll'in önderliğinde Mısır Kültür Yüksek ŞOrası tarafından hazırlatılan eş-Şey {lu '1-Ekber Muştafa 'Abdürrdzı~ müfekki ren ve ediben ve muşliJ:ıan adlı kitap (Kahire ı 982) sayılabilir. Ali Abdülfettah ei-Mağ­ribl de el-Müfekkirü'l-İslfımi el-Mu'a­şır Muştafa 'Abdürrazı~ adıyla kapsam­lı bir çalışma yayımiarnıştır (Kahire ı 987)

BİBLİYOGRAFYA :

Brockelmann, GAL Suppl., lll, 329-330; Zirik-11. el-A'lam, VIII, 131-133; Kehhale, Mu'cemü'l­mü'ellifin, XII, 245-246; Enver ei-Cündl, Teraci­mü 'l-a'lami'l-mu'aşu1n fl 'l-'alemi'l-İslamf, Ka­hire 1970, s. 451-460; Abdülhallm Mahmud. el­ljamdülillah h~ihf f:ıayatf, Kahire 1976, s. 92-1 03; Ali Abdülazlm. Meşfi]atü '1-Ezher mürı?ü in­şa'iha f:ıatte'l-an, Kahire 1399 1 1979 , s. 79-92; eş-Şeyi]u'l-ekber Muş(afa 'Abdürrazık müfek­kiren ve ediben ve muşlif:ıan (nşr. Tevfik et-Tavli). Kahire 1982, tür.yer.; M. Abdülmün'im ei-Hafacl. el-Ezher fi elfl 'am, Beyrut- Kahire 1408/1988, 1, 280-295; III , 317 -320; Lem'l ei-MutTI. Ha' üla' i'r­rical mine'l-Ezher, Kahire 1989, s. 259-274; a.mlf .. Mevsü'atü h~e 'r-racül min Mışr, Kahire 1417 /]997 , s. 586-592; ŞüyCıi]u'l-Ezher (nşr. Vizaretü ' l-i'lam ). Kahire, ts ., s. 36-37; Abbas Mahmud ei-Akkad , "Muştafa 'Abdürrazık ( ı882-l947)", el-Kitab, 111(2)/6, Kahire 1947, s. 887~ 893; Abdülcevad Ramazan, "Şu'ara'ü 'l-Ezher: eş­

Şeyl;ı. Muştafa 'Abdürrazılcj.'', ME, XXII/1 O ( ı950). s . 713-717; M. Mustafa Hilmi. "Muştafa 'Abdür­razı]5: Ra'idü'l-medreseti'ı-isıamiyyeti'l-J:ıad1şe", el-Fikrü'l-mu'aşır, sy. 4, Kahire 1965, s . 83-84; M. Receb ei-Beyyuml, "Muştafa 'Abdürrazı]5 bey­ne·ı-menJ:ıa eı-cıımı ve's-süıüki'ı-l;ı.uıul5I", ME, LIV/10 (ı982). s . 1465-1471; LIV/11 (ı982), s . 1568-1574; ıbrahim M. Abu-Rabi', "Isıamic Phi­ıosophical Expressian in Modern Ara b Society", Isi., LXXII/] (ı995) , s. 58-65; N. Tomiche, "Mus­tafa 'Abd aı-Razit", El' ( İng .), VII, 713-714; 0~­man Emin, "Min Aşari Muştafa 'Abdürrazı]5", Ti, lll/2, s . 859-875; a.rnlf., "Muştafa 'Abdürrazıl5", Da'iretü'l-ma'arifl'ş-şa'b, Kahire 1960, IV, 575- · 578; P. Starkey, "'Abd aı-Raziq, Muştafa ( 1885-1947)", Encyclopedia of Arabic Literature (ed. ). S. Meisami- P. Starkey), London 1998, 1, 18-

19. ~ IJ!I!lliJ SAiD MuRill

ı ı MUSTAFA AGA, Meremmetçi

L

XVII. yüzyılın ortalarında

görev yapan mimarbaşı. _j

Hayatı hakkındaki bilgiler yetersizdir. Nası l yetiştiği ve ne zaman mimarlığa baş­ladığ ı bilinmemektedir. Arşiv belgelerine göre, Sadrazam Kemankeş Mustafa Pa­şa'nın 1 053'te (ı 644) idam ı ile Kasım Ağa mimarbaşılık görevinden aziedilince onun yerine göreve getirilen Mustafa Ağa'ya Muharrem- Cemaziyelewel 1055 (Mart- Ha­

ziran 1645) arasında maaş tahsisi yapılmış­tır. 2 Cemaziyelewel 1055'te (26 Haziran ı645) Suyolu nazırlığına atanmış ve yeri­ne tekrar Kasım Ağa getirilmiş, 24 Rama­zan 1055'te (I 3 Kasım ı645) ikinci defa ınİ­marbaşı olmuştur. 4 Reblülahir 1 056'da (20 Mayıs ı646) aziedilen Mustafa Ağa, Kasım Ağa'nın 1061 (1651) yılında Hatice Turhan Valide Sultan'ın kethüdası olma­s ı ile 15 Zilhicce 1061 'de (29 Kasım 165 ı )

üçüncü defa mimarbaşılığa tayin edilmiş­

tir.

Bundan sonra 1062-1071 (1652-1661) yılları arasında Mustafa Ağa'nın görevde olduğunu gösteren arşiv belgeleri mevcut­tur. Zilhicce 1069'da (Eylül ı659) onun ne­zareti altında Çanakkale Bağazı'ndaki ka­lelerin tahkim edilmesine başlandığı ve bu işin Zilhicce 1 071'de (Ağustos ı 66 ı) ta­mamlandığı bilinmektedir. Zarif Orgun'un eserinde belirttiği, 1074 (1663-64) yı lında

Yenicami'nin şadırvan ve çeşmelerine Ter­kos'un Belgrad köyünden getirilecek su hakkında keşif yapan ve İstavroz Sarayı bahçesine havuz inşa eden Mustafa Ağa'­

nın da aynı kişi olduğu düşünülebilir. 5 Ce­maziyelewel 1076'da (ı3 Kasım ı665) Ali Ağa mimarbaşı olduğuna göre Mustafa Ağa'nın da bu tarihe kadar görev yaptığı

kabul edilmektedir.

Mustafa Ağa'nın daha sonraki hayatı hakkında farklı rivayetler bulunmaktadır.

Evliya Çelebi, 1665 yılında Atmeydanı'nda çıkan karışıklıktan (Çınar Vak'ası) sonra gizlendiği yerde yakalanarak öldürüldüğü­

nü, mallarının müsadere edildiğini kayde­derken Hammer, Yenicami'nin inşası sıra­

sındaki bir hareketinden dolayı Fazı! Ah­med Paşa tarafından idam edildiğini ileri sürer. izzet Kumbaracılar eserinde, 1079'­da (ı 668-69) Mimarbaşı Mustafa Ağa'nın Bursa mimarı Mehmed'in ölümü üzerine yerine Mimar Fazlı'yı tayin ettiğini belirtir­se de bu şahsın Meremmetçi Mustafa Ağa olup olmadığı anlaşılmamaktadır.

Mustafa Ağa devrinin en önemli imar faaliyeti , o güne kadar yarım bırakılmış olan Eminönü'ndeki Yenicami Külliyesi'­nin 1661-1665 yılları arasında tamamlan­masıdır. Üçüncü defa göreve geldiği dö­nemde ele alınan bu külliye XVII. yüzyıl içindeki önemli son büyük eserdir. Külliye­nin inşasında kendisine Mimar Hezarfen İbrahim yardımcı olmuştur. İbrahim Hilmi Tanışı k, Gül Camii yakınında 1071 ( 1661 ) tarihli Mimar Mustafa Çeşmesi'nin varlı­

ğından bahseder. Zarif Orgun, Mustafa Ağa'nın "raci-i Iutf-i ilahi Mustafa" yazılı

mührünü yayımlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

İbrahim Hilmi Tanışık. İstanbul Çeşmeleri, İs­tanbul 1943, 1, 80-82; L. A. Mayer. /slamic Arc­hitects and Their Works, Geneve 1956, s. lll; Zeynep Nayır. Osmanlı Mimarlığında Sultan Ah­met Külliyesi ue Sonrast (1609-1690), İ stanbul 1975, s. 141; Fatma Afyoncu. XV//. Yüzyılda Has­sa Mimarlan Ocağı, Ankara 2001, s. 16-19; a.mlf .. "XVII. Yüzyılda Hassa Mimarlan Ocağı" , Türk­ler (nşr. Hasan Celal Güzel v.dğr.), Ankara 2002, XII, 103-110; Ahmet Vefa Çobanoğlu. "Osmanlı'­da Baş Mimarlar", Türk Dünyası Kültür Atlast: Osmanlı Dönemi (haz. Metin Eriş v.dğr.), İstan­bul2002, IV, 317-319; a.mlf .. "Mustafa Ağa (Me­remmetçi)", Yaşamlan ue Yapttlanyla Osman­ltlar Ansiklopedisi, İstanbul 1999, ll , 282-283; İzzet Kumbaracılar, "Türk Mimarlar!'', Arkitekt, Vll/2, İstanbul 1937, s. 60; Kemal Altan, "Yeni Ca­mi Mahfıli ve Mimar (Hezarfen İbrahim)", a.e., Vll/12 (ı 937), s. 344-345; Zarif Orgun. "Hassa Mimarları", a.e., Vlll/12 ( 1938), s . 337,338 (338

sayfada Mustafa jHassa başmimarı ı bölümünde bulunan mühür 337. sayfada Kasım Ağa'daki mü­hürle yer değiştirecektir); Muzaffer Erdoğan, "Os­manlı Mimari Tarihinin Arşiv Kaynaklan" , TD, 111/5-6 (1953). s. 106-107.

~ AHMET VEFA ÇOBANOGLU

MUSTAFA AGA, Seyyid

XIX. yüzyılın ilk yarısında görev yapan

L Hassa başmimarı.

_j

Kısa sürelerle dört dönem başmimar­lık yapmıştır. 2 Ocak 1802 tarihli Hassa Mimarlar Ocağı listesine göre Seyyid İbra­him oğlu Seyyid Mustafa'nın üç sağ, iki çü­rük akçe yevmiye ile 3 Ekim 1781 tarihin­de mimar halifesi olarak kaydı yapılıp bera­tı verilmiştir (BA, Cevdet- Maa rif, nr. 548 I). inşaat defter ve kayıtlarında "Seyyid Mus­tafa" mührünü kullanan Mustafa Ağa, Mehmed Arif Ağa'nın ikinci başmimarlığı zamanında (ı 796- ı 800) uzun süre vekilli­ğini yaptı. Bu dönemde 11 Aralık 1799'da istanbul Baruthanesi'nin (BA, Cevdet-As­keri, nr. 14983) ve 3 Ocak 1800'de ıstabi-ı

Amire'nin Kadırga Limanı'ndaki ahırları­nın tamiratını gerçekleştirdi (BA, Cevdet­Askeri, nr. I 5607) 1802 yılında Hasköy Mü-

hendishanesi'nde eğitim alan kırk altı mi­mar halifesi içerisinde yer aldı (BA, Cev­det- Maa rif, nr. 3964) Sermi'maran-ı Has­sa İbrahim Karni'nin (1802-1807) ardından Mustafa Ağa'nın Mehmed Emin Ağa ile ardarda kısa süreli başmimarlık dönem­leri başlar. Osmanlı arşiv kayıtlarında İbra­him Karni'ye ait son bilgi 13 Aralık 1806 ta­rihli Humbaracı Kışiası'nda yaptığı tami­ratla ilgilidir (BA, Cevdet-Askeri, nr. 26245) Bu tarihten sonra Mustafa Ağa'ya ait ilk belge, 9 Temmuz 1807 tarihli Sultanah­met'te bulunan Tavukciyan - ı Hassa Ocağı tamiratma dairdir (BA, Cevdet -Asker!, nr.

I 944 I). Mustafa Ağa için belgede sabık baş­mimar unvanının kullanılmasından 1807 yılı başlarında birkaç ay görev yaptığı an­laşılmaktadır. Hafız Mehmed Emin Ağa'­nın 1807-1808 arasındaki başmimarlığı­

nın ardından 1808 sonlarına doğru Mus­tafa Ağa ikinci defa bu göreve getirildi. Üç ay kadar süren bu dönemde 7 Aralık 1808 tarihinde Beşiktaş Sahilsarayı Harem Dairesi, Darüssaade ağası, silahdar ağa ve bostancıbaşı ağa daireleriyle Has Oda ve mutfaklarının tamiratını gerçekleştirdi

(BA, Cevdet-Saray, nr. 3538) Üçüncü dö­nem başmimarlığını 1809 sonu ile 181 O yılı başlarında yaptı. Bu devrede 1 Eylül 1809'­da istanbul Baruthanesi'nin yanmış olan mahzenlerinin tamiratını (BA, Cevdet-As­keri, nr. 4005 ı) ve 11 Ocak 181 O'da Top­kapı Sarayı'nın Odunkapı yakınında bulu­nan Tabi ü Alem Kışiası tavan. döşeme ve çerçevelerinin yenilenme işlerini gerçek­leştird i ( BA, Cevdet- Askeri, nr. ı ı 824) Gö­revden alındıktan sonra da bir müddet in­şa ve tamir işlerinde kendisinden fayda­lanıldı. 11 Haziran 1810'da Hasköy'de bu­lunan Humbaracı ve Lağımcı kışialarının ta­miratıyla (BA, Cevdet-Asker], nr. ı65 96)

6 Eylül 1810'da Anadolu ve Rumelika­vağı'ndaki tabyaların tamiratını yaptı

(BA, Cevdet-Asker!, nr. 20449) Mustafa Ağa 1824 yılında ilerlemiş yaşına rağmen dördüncü defa başmimar oldu. Ancak imar işlerinde ortaya çıkan yolsuzlukları

engelleyemediği ve mimarlık bilgisinin yetersiz olduğu yolundaki kanaat sebe­biyle aziedilip yerine o sırada Tersane-i Hümayun'da yeni havuzu inşa eden Sey­yid Abdülhalim Efendi getirildi (BA, Hatt-ı Hümayun, nr. 23275)

BİBLİYOGRAFYA :

BA. Cevdet- Maarif, nr. 3964, 5481; BA. Cev­det-Asker!, nr. 11824, 14983, 15607, 16596, 19441, 20449, 26245, 40051; BA. Cevdet-Sa­ray, nr. 3538; BA. Hatt-ı- Hümayun, nr. 23275; Mustafa Cezar, "Sanatta Batıya Açılış Dönemin­de Mimarlar", 9. Milletlerarası Türk Sanatlan Kongresi, Bildiriler, Ankara 1995, 1, 480-482;

MUSTAFA b. ALi ei-MUVAKKiT

a.mlf .. "19. Yüzyılda Önemli işlere imzasını At­nuş Bir Mimanmız: Abdülhalim Bey" , 19. Yüzyıl İstanbul 'unda Sanat Ortamı, İstanbul 1996, s. 96-97; Ahmet Vefa Çobanoğlu , "Osmanlı'da Baş

Mimarlar", Türk Dünyası Kültür Atlast: Os­manlı Dönemi (haz Metin Eriş v.dğr.), İstanbul 2002, IV, 321. G;:J

IJ!llliıJ SELMAN CAN

ı ı MUSTAFA AHMED ez-ZERKA

L (bk. ZERKA, Mustafa Ahmed).

.J

ı . . ı

L

MUSTAFA b. ALI el-MUVAKKIT ( .:;j~ı ~ 0-! ~ )

(ö . 979/1571)

Osmanlı astronomi alimi, astrolog ve muvakkit.

_j

XVI. yüzyılın başlarında istanbul'da doğ­du. isim zinciri Muslihuddin Mustafa b. Ali er-ROml el-Muvakkit şeklindedir. Gele­neksel medrese eğitiminin yanı sıra Mlrim Çelebi ile dönemin önde gelen diğer alim­lerinden matematik ve astronomi dersle­ri aldı. Uzun süre Sultan Selim Camii'nde muvakkitlik yaptı ve bundan dolayı Selimi nisbesiyle anıldı. 967'den (ı 560) sonra sa­rayda relsülmüneccimln olunca Mönec­cimbaşı Mustafa Çelebi diye tanındı: halk arasında ise daha çok Koca Saatçi laka­bıyla biliniyordu. Vefatında yerine Takıy­yüddin er-Rasıd tayin edildi (ihsanoğlu vdğr, I, 161)

Mustafa b. Ali'nin 931'de ( ı525) İ'lô. ­mü'l-ibô.d ve 93S'te (I 529) Risô.le-i Mu­kantarô.t'ı kaleme almasından hayatının erken bir döneminde eser vermeye baş­ladığı anlaşılmakta ve onun. hocalarından Mlrim Çelebi gibi Farsça değil kendinden önceki Sultan Selim Camii muvakkiti Ko­nevi Mehmed b . Katib Sinan gibi Türkçe yazdığı görülmektedir. Bunun gerekçesi­ni birçok çalışmasının önsözünde bu alan­da araştırma yapanların yazdıklarını kolay­ca anlamalarını sağlamak olduğunu belir­tir. Bundan dolayı onun bilhassa astrono­mi aletlerinin kullanımına ilişkin eserleri Osmanlı muvakkitlerinin başvuru kaynak­ları haline gelmiş ve devletin son zaman­larına kadar güncelliğini korumuştur: gü­nümüze ulaşan çalışmalarının çokluğu ve yaygınlığı da bunu göstermektedir. Arne­ll astronomi çizgisini takip eden Mustafa b. Ali'nin döneminin bilgi düzeyi çerçeve­sinde en zor geometri, trigonometri, özel­likle küresel trigonometri ve nümerik ana­liz verilerini kullanması. ayrıca problemleri anlaşılır bir dille açıklayıp onlara daha ba­sit ve uygulamalı çözümler getirmesi eser-

287