İris Murdoch - Ateş ve Güneş

Embed Size (px)

Citation preview

ATE VE GNE Platon Sanatlar Niin Dlad? ris Murdoch ingilizce'den eviren Serdar Rfat Krkolu AYRINTI: 53 nceleme dizisi: 30 Kitabn zgn ad The Fire And The Sun Why Plato Banished The Aitists (Based upon the Romanes Lecture 1976) Oxford University Press/1978 basmndan evrilmitir. Kapak dzeni Uur Ural Mut Baskya hazrlk Renk Yapmevi Tel.: 516 9415 Bask Renk Basmevi Tel.: 516 9415 Birinci basm Haziran 1992 ISBN 975-539-020-0AYRINTI YAYINLARI Piyer Lod Cad. 17/2 34400 emberlitas-lstanbul Tel: 518 7619 Fax: 516 45 77

lk azda unu syleyelim ki, elbette Platon btn sanatlar siteden kovmad ya da herhangi birini kovma fikrini her zaman ortaya atmad. Devlet (398 a) adl yaptnda yer alan unutulmaz bir pasajda, dram airi ideal devleti gezmeye kalkacak olursa, kendisine snra dein nazike elik edileceini sylyor. Baka bir yaptnda ise daha az nazik Platon. Yasalarda titiz bir sansr sistemi neriyor. Batan sona dein btn yaptlarna dalm olarak, sanatlarla uraanlara yneltilmi sert eletiriler, hatta ac alaylar var. Bu, artc bir tutumdur ve bir aklamay gerektirir gzkyor. Ancak, ilgin bir soru gibi gzken ey, ilgin olmayan bir yantla karlaabilir. (s.7) Platon'un sanata niin bu kadar dmanca bakt sorusuna verilmi olduka ak yantlar vardr. Devlette (607 b), "felsefe ve iir arasndaki eski bir kavgadan sz eder Platon. airler, peygamberler ve bilgeler olarak, filozoflarn ortaya klarndan ok nce var olmulard ve bu kiiler teolojik ve evrenbilimsel bilginin geleneksel yayclarydlar. Herodotos (ii. 53) bize Yunanlarn Homeros'tan ve Hesoidos'tan nce tanrlar hakknda pek az ey bildiklerini ve onlara bu bilgeleri Homeros ile Hesoidos'un rettiklerini sylyor. Herakleitos ise (fr. 57), 'ou insann retmeni olarak adlandrd Hesoidas'a, rakip bir otorite olarak saldryor. Tabii, ayn zamanda, toplumsal istikrar ile zellikle ilgilenen herhangi bir siyaset kuramcsnn (Hobbes gibi Platon'un da bunun iin hakl gerekeleri vard) sansrn kullanmlarn dnmesi olas bir eydir. Sanatlar her eye burunlarn sokan, bamsz ve sorumsuz eletiricilerdir. Yazn trleri toplumlar etkiler (Devlet 42 c) ve yeni mimari sluptan duygularda deiiklikler yaratr. Bir baka akla yakn olaslk da, Platon'un sanata deer vermemi olmasdr yalnzca (btn filozoflar vermez). Platon, sanat kimi zamanlar oyun' olarak adlandrr. Ancak Platon, sanat ne denli tehlikeli bir ey olursa olsun, sanat temelde nemsiz bir ey olarak grseydi, onu bandan savmakta daha az duraksard. Kuku yok ki Yunanlar, genelde, bizim sayg uyandran gzel sanatlar' anlaymza sahip deillerdi; gzel sanat kavram iin Yunanca'da ayr bir terim yoktu, tekhne szc, sanat, zanaat ve ustalk anlamlarna geliyordu. u var ki, insan bylesi dncelerden sonra gene de huzursuz hissediyor kendini. Bizler, en azndan yakn zamanlara dein, sanata byk bir manevi hazine olarak bakmaya eilim duyduk. Kendisinden nce en iyi sanat yaptlarndan bazlar yaratlm olan Platon, niye bunun aksini dnd acaba? Sanatlarn, nedenini aklayamadklar eyleri yaratabilme tarzndan etkilemiti o (belki de ona baz fikirler veriyordu). (s. 8)Her ne kadar Platon, bazen, szgelimi Sokrates'in Savunmas ve Ion adl diyaloglarda, bunu sanatlara kar bir koz olarak kullanmsa da, her zaman byle yapmamtr. Platon sanatnn esininden birok kez, kendisinden byk kutsamalar edinebileceimiz ve kendisi olmazsa iyi iir sanatnn da olmayaca bir eit tanrsal ya da kutsal lgnlk olarak sz eder. (Phaidros 244-5). Yalnzca teknik, bir airi air yapmaya yetmez. airler byk nem tayan eyleri sezgisel olarak anlatabilirler (Yasalar 628 a), ve bilinli dnceye sahip olmakszn baarya erienler tanr vergisi yetenekler tarlar. (Menon 99 d). Platon, Protagoras diyalogundaki akalarnda dndrecei gibi, edebiyat eletirmenlerini kmsemise de ("iir zerine yaplan tartmalar bana taradaki iki lenlerini anmsatyor"), belli ki beeni ve yaznsal deerlendirme konularnda en incelikli, hatta en kk tartmalara bile girmekten geri kalmamtr. (orba altn deil, tahta bir kepeyle servis edilmelidir. Byk Hippias 291 a) Hatta Platon, alttan alta kukuyla, iir sanatnn savunusunun bir gn air olmayan bir iir sever tarafndan (gerekten Aristoteles tarafndan yapld gibi) yaplabileceini kabul eder. (Devlet 607 d). Ancak Platon gzellie felsefesinde nemli rol vermekle birlikte, onu hemen hemen sanat dta tutacak biimde tanmlar ve sanatlar srekli olarak, stne basa basa, ahlaksal zayflkla, hatta aalk kiiler olmakla sular. nsan bylesi bir tutumun daha derinlerde yatan gerekelerini aramak iin bir eilim duyuyor iinde; tabii bunu yaparken de, (Plotinus ve Schopenhauer gibi) Platon'un kendisine

ramen, diyaloglarda biraz daha yceltilmi Platonik bir estetik kefetmeye yneliyor. Platon'un sanattan bu denli kukulanmakta baz bakmlardan hakl olup olmad gibisinden ilgin bir soruyu da sorabilir insan elbette. Platon insan yaamn grn dnyasndan gereklik dnyasna yaplan bir yolculuk olarak grr. (s.9) Doyum arayan zeka, duyu deneyimlerinin ve davrann eletirel olmayan kabulnden yola karak, daha karmak ve ahlaksal olarak daha ok aydnlanm bir anlaya doru ynelir. Bunun nasl mmkn olduu ve ne anlama geldii Platon felsefesinde Formlar Kuram ile aklanr. Aristoteles bu kuram (Mezafizik 987 a-b) ifte kkene sahip bir kuram olarak tantr. Bu kkenlerden birisi Sokrates'in ahlaksal tanmlar aray, tekisi ise Platon'un ilk dnem felsefesinde yer alan Herakleitosu inanlardr. Platon bu kuramn ayn zamanda 'ok zerindeki Bir uslamlamas ile 'bilimlerden alnan uslamlamaca dayandrr (990 b). Nasl oluyor da birok farkl ey ortak bir nitelii paylaabiliyor? Nasl oluyor da bu duyumlar bir ak iinde olmalarna karn, sadece kan ya da inan deil de bilgi sahibi olabiliyoruz? Bundan baka: Erdem nedir, onu nasl renebilir ve bilebiliriz? Formlarn (deallerin) arayan akl iin deimez, sonsuz, duyulurolmayan nesneler zellikleriyle postle edilmesi bu sorular yantlayabilmek iin tasarlanmtr. oklukta birlii aramak insan aklnn karakteristik bir zelliidir (Phaidros 249 b). Bilgi sahibi olabilmemiz iin, eitlilik gsteren ve deiiklie urayan 'olu' dnyasndan ayr, yaln ve deimez eyler olmaldr. Bu deimez varlklar ayn zamanda ahlakn birlii ve nesnelliiyle, bilginin gvenirliinin de gvencesidir. Devletin 596 a numaral paragrafnda, ayn ad tayan btn nesne gruplar iin Formlar olduu sylenir, ancak Platon bu kapsam geni sav yalnzca derece derece yorumlar. lk diyaloglar 'Bir ve ok" sorununu ahlaksal niteliklere (cesaret, dindarlk, lllk) bir tanm getirme erevesinde ortaya koyarlar ve 'hacim gibi olduka genel ve ahlaksal-olmayan Formlar Phaidon adl diyalogda grlmekle birlikte, bize tantlan ilk Formlar ahlaksal Formlar'dr. Daha sonralar, matematiksel ve 'mantksal' Formlar boy gsterirler ve zaman zaman da duyumlarn Formlar bunlara eklenir. (s.10)Gzellik Formu Symposion ve Phaidros diyaloglarnda yceltilir, iyi Formu ise Devlette aydnlatc ve yaratc bir ilke olarak ortaya kar (yi'nin bilgiyi ve ayn zamanda da yaam olanakl klar). Phaidros ve Phaidon diyaloglarnda Formlar ruhun lmszl retisi iin gelitirilen bir uslamlamann parasn oluturur. Bizler bu Formlar'n farkndayzdr. Bu Formlar sayesinde konuabilmekte ve bilgi sahibi olabilmekteyizdir, nk ruhlarmz domadan nce ak ak grlebildikleri bir yerde olmulardr. Anmsama ya da anamnesis ad verilen reti budur. Cisimlemi ruh, grn (vizyonunu) unutmaya eilim duyar, ama bu gr uygun altrmalar ve isteklendirmelerle anmsatlabilir. (Menon diyalogunda kle, geometri problemini zebilmektedir). Tek Form ile onun birok tekil rnei arasndaki iliki, katlma ve yknme metaforlaryla eitli biimlerde aklanmakta, ancak bu aklamalar hibir zaman tmyle doyurucu olmamaktadr. Genel olarak, ilk diyaloglar 'paylalm bir doaldan, daha sonrakiler ise yetkin olan zgn formlarn kusurlu kopyalarndan sz ederler. Formlarn anamnesis retisinde ve uslamlamasnda kullanlmas duyulur dnyadan tmyle ayrlm ('baka bir yerde bulunan') bir varlklar betimini benimsetmeye ynelir ve bu 'ayrlma' git gide vurgulanr (Estetik bir anlay). Gerek dnya hakkndaki bilgilerimize yeniden kavumamz salayan yolculuk olay. Devlet adl yaptta, drt paraya blnm, 'izgi ve 'Gne' imgeleriyle ve 'Maara' miti araclyla aklanmaktadr (514). Maaradaki tutsaklar nceleri yzleri arka duvara dnk biimde zincirlenmi haldedirler ve buradan btn grebildikleri, arkalarndaki bir atein drd, kendilerinin ve kendileriyle ate arasnda tanan nesnelerin glgeleridir. Tutsaklar daha sonralar arkalarna dnmeyi ve atele, bu glgeleri drlen nesneleri grmeyi baarmaktadrlar. Sonunda da maaradan kamakta, gnein nda dnyay ve nihayet gnein kendisini grmektedirler. (s.11)Gne, nda gerein grlebildii iyi' Formu'nu simgelemektedir;

gne, imdiye dein grlmez olan dnyay aa karmakta ve ayn zamanda da bir yaam kayna olmaktadr. Elbette bu mitin yorumlanmas, 'izgi' ile 'Maara' arasndaki iliki ve Platon'un aydnlanma srecinin daha alt aamalar hakknda yapm olduu ayrmlar ne dereceye kadar ciddiye alacamz zerine kapsaml bir literatr bulunmaktadr. Ben sorunu, Maara'nn 'izgi'yi aydnlatt ve bu ayrmlara nem vermemiz gerektii ynnden ele almak istiyorum. Maara'da olup biten eylerin ayrntlarnn ciddi biimde incelenmesi gerekir. yknn daha alttaki yars 'daha stteki yars'nn yalnzca aklayc bir imgesi deil, tersine kendinde anlam tayan bir eydir. Yolculuk eden kiinin bylelikle farkl bilin aamalarndan getii grlr ve bu ekilde de daha yksek gereklik ilkin glgeler ya da imgeler biiminde incelenir. Bu bilinlilik dzeylerinin farkl gereklik dereceleri tayan nesneleri var (belki de Platon bu konuda ok ak grl olmaya hazrlkl deil, 533 e, 534 a) ve her biri kendine zg karakteristik arzular tayan bu bilinlilik dzeylerine ruhun farkl blmleri karlk geliyor. Ruhun en alttaki blm bencil, usd ve yanlsamalarla dolu; ortadaki blm saldrgan ve hrsl, en stteki blm ise ussal ve iyi olup tm grntlerin ve varsaymlarn tesinde uzanan gerei biliyor. Adil insan ve adil toplum, akln ve iyiliin ynetimi altnda uyum iindedir. Bu ussal uyum ayn zamanda (ortadan kaldrlamaz olan) daha alt dzeylere mmkn en iyi tatminleri de verir. Sanat ve sanat, Platon tarafndan en dk ve en usd bilinlilik eidini, eikasia ad verilen, belirsiz grntlere boulmu bir yanlsama durumu sergilemeye mahkum edilirler. Maara mitini gz nnde tutarsak bu, yzleri maarann arka duvarna dnk ve yalnzca atein drd glgeleri gren tutsaklarn durumudur. Platon, gerekte, sanatnn bir eikasia durumu iinde olduunu sylemez, ama ak ak bunu ima eder ve gerekten de tm sanat eletirisi glgeyle balanp ksteklemi bilin kavraym gelitirip aydnla kavuturur. (s.12) lkin, Platonun sanat grn ve daha sonra da gzellik kuramn ele alacam. Sanata ilikin grleri en kapsaml biimde Devletin III. ve X. kitaplarnda dile getirilmitir. airler, tanrlar saygnlktan uzak ve ahlaksz varlklar eklinde betimleyerek bizi yanltmaktadrlar. Aiskylos'un ya da Homeros'un bize, Niobe'nin straplarna bir tanrnn yol atn, veya annesi ne de olsa bir tanra olan Akilleus'un Hector'un vcudunu yar arabasnn arkasnda srklediini yahut Troyal tutsaklar Patrocius'un cenaze treninde cesetlerin yakld odun ynnn arkasnda kltan geirdiini ylemesine izin vermemeliyiz. Bundan baka, tanrlar glerken betimlemeye de kalkmamalyz. airler, ve ayn zamanda da ocuk ykleri yazarlar, dine sayg gstermemize, iyi insanlara hayranlk duymamza ve su ilemenin yarar salamayacan grmemize yardmc olmaldrlar. Mzik ve tiyatro takn, denetimsiz heyecanlar deil, Stoaclarn savunduklar dinginlii zendirmelidir. Kt bir rol oynayarak ya da kt bir rolden zevk alarak kendimiz de bu ktle bularz. Sanat, bu ekilde, insana st ste birikerek oalan psikolojik bir zarar verebilir. Mimarlkta ya da ev eyalarmzda, yaln, uyumlu tasarmlar, ocukluktan itibaren gelitirilen salam bir zanaat ustalnn rnleri, zihinlerimizde uyum duygusu yaratarak bize yararl olabilirler. Ancak sanat mimetik yada yknmeye dayal olduu srece bizim iin her zaman ktdr. Szgelimi, yatak resmi yapan bir ressam ele alalm. Tanr zgn Formu ya da yatak ideas'n yaratr (Bu, arpc bir uslamlamadr; nk Platon baka hibir yerde Tanrnn sonsuz olan Formlar yarattn ileri srmez). Marangoz, zerinde uyuduumuz yata yapar. Ressam bu yata belli bir gr asndan kopya eder. Bylelikle de gereklikten aamada tede bulunur. Yata anlamaz, onu lmez, onu yapacak gte deildir. (s.13)Akl felsefe yapmaya doru harekete geiren, grn ile gerek arasndaki atmadan kaar. Sanat, grnleri sorgulamak yerine, onlar safdil ve inat bir biimde kabullenir. Benzer ekilde, bir doktoru betimleyen bir yazar da doktorun hnerine sahip olamaz, yalnzca doktorun konumasna 'yknr'.

Gene de, yaptklar iin ekiciliinden tr bu tr insanlar yanllkla birer otorite saylrlar ve basit halk da onlara inanr. Hi kuku yok ki, ciddi herhangi bir kimse, gerekliin yalnzca yansmalar olan gerekd eyler yapmaktansa, yatak ya da siyasal etkinlik gibi gerek eyleri retmeyi yeler. Sanat ya da yknme oyun' olarak safd edilebilir, ne var ki sanatlar kt olan eylere ykndkleri zaman dnyadaki ktln toplamna bir eyler eklerler. Ayrca kt bir adam kopya etmek iyi bir adam kopya etmekten daha kolaydr, nk iyi adam sessiz ve aynyken, kt adam eitli, elendirici ve ardr. Sanatlar yaln ve iyi olan eylerle deil, adi ve karmak olan eylerle ilgilenirler. Ruhun daha iyi olan blmn 'korumasn gevetme'ye kkrtrlar. Bylelikle ktlk ve arlk imgeleri, iyi insanlar bile, gerek yaamda kabullenmekten utanacaklar duygular sanat araclyla gizli gizli ho grmeye srkleyebilir. Bu yzden bizler tiyatroda zalimce akalardan ve kt beeniden holanr, sonra da evde kaba bir adam gibi davranrz. Sanat, ruhun en alttaki blmn hem dile getirir hem de honut eder, krelmeye braklmas gereken adi heyecanlar besler ve canlandrr. Her ne kadar incelikle dile getirilmi olsa da, saldrnn acmaszl ok artcdr, insan bu saldrya 'safdil bir saldr olarak bakamyor. Bu saldr kukusuz (Bosanquet'nin A History of Aesthetic adl yaptnn III. blmnde ileri srld gibi ironik bir reductio ad absrdm"( Lat.: Bir nermenin doruluunu, kartnn yanlln gstererek kantlamak) olarak da ("Eer tm sanat buysa, bir baarszlktr bu" eklinde) dnlmemitir. Geri Platon uslamlamalarnda kimi zaman neredeyse byk neeyle doludur. Tabii ki Yunanlar, tahminen 1750'ye dein hemen herkes gibi, Bosanquetnin 'zel olarak estetik gr a adn verdii eye sahip deillerdi. Durum byle olunca, sanata kar tutumlar biimci olmaktan ok ahlak bir eilim gsteriyordu. Bu, Aristoteles iin de geerlidir. Tolstoy "Sanat Nedir?" adl yaptnda, Yunanlarn (Tpk bakalar gibi her zaman ve her yerde) sanat, (Baka her ey gibi) 'sanat yalnzca iyiye hizmet ettiinde iyi olarak grdklerini' sylediinde durumu pek az abartmaktadr. Sokrates, iyi yaznn, iyi ritmin ve iyi resmin iyi bir karaktere bal olduunu apak bir ey olarak ileri srmektedir. (Devlet 400 e). Biz bunu sadece bir varsaym olarak da grebiliriz. Kt adamlar ycelten masallarn ya da deersiz, uygunsuz duygular harekete geiren sanatn ahlaksal olarak zarar verebilecei fikri, bugn bize kukusuz yabanc olmad gibi, ocuk hikayelerinin toplumsal rolnn bilincinden de uzak deiliz. 'Doktorlarn konumalarna yknme' konuu da ayn zamanda salam ve saduyulu yaklam gerektiren bir konudur. Yazarn (szgelimi romancnn) szde-yetkesi gerekten de gafil kiileri yanla srkleyebilir. Ne var ki insan, sansrn Homeros'un yaptlarndan en sevdiimiz paralar karacan renince korkuyor ve cesaretini yitiriyor, lyada'da -XVII. 584- Akilleus'un kalkannn gerek bir kalkana benzerliine hayret eden Homeros'un tersine, Platon'un zanaat ustal gibi akllca bir yknmeye bile hayranlk duymaktaki isteksizlii tuhaf gzkebilir. (Yunanlarn estetik tutumlarnn aray iinde olan Bosanquetden yine. Bak A History of Aesthetic, II. Blm). Bundan baka, sanata basit bir yeniden oaltma olarak (tpk bir fotoraf gibi) bakmak, sanatn ne olduu sorusunu ortaya karyor ve 'estetik gr a eksiklii kabul edilse bile, bu da bir yorum gerektirir gzkyor. Buna karlk, Aristoteles'in aklamalar ltlar saan bir saduyuya tanklk eder gibidir. (s.15) Platon'un kendi 'tanrsal lgnlk' vgsnn de dndrd gibi, sanat elbette dntrr, sanat yknmeden ok yaratmadr. Yeniden yatak rneine dnecek olursak, ressam, sradan bir gzlemcinin 'tek bir gr asndan aa vurduu eylerin ok daha fazlasn aa vurabilir. Ressam ile yazar yalnzca birer kopyac ya da yanlsamalar yaratan kiiler deillerdir; tersine, onlar, ele aldklar konunun biraz daha derin bir yann grerek, gerei dile getiren ayrcalkl kiiler olabilirler. Plotinos ise, sanatnn maddesel nesneyi deil, Form'u kopya ettiini ileri srdnde akl yanl yne srkleyen bir dzeltme yapm oldu: incelendiinde tatmin edici olmaktan daha da uzak bir grtr bu.

Devlette gelitirilmi olan grlerin bazlarna, uzmanlarca erken dnem diyaloglarndan biri saylan onda -Wilamowitz'e gre en eski diyalogdur on- bir duruma havas verilmektedir. Sokrates, Homeros'un yaptlar zerine uzmanlam bir rapsod olan (ezbere iir okuyan kii) on'a sorular sorar. on'un Homeros'a ballnn hner bilgisine (tekhne) dayanp dayanmadn, ya da bu balln salt sezgisel olup olmadn, yahut Sokrates'in nazike belirttii gibi, bunun tanr vergisi olup olmadn merak eder. on, bu balln bilgiye dayandn ileri srer, ama Sokrates ona Homeros'un hangi ynleri zerinde uzlanlam olduunu sorduunda, cesaretini yitirip korkuya kaplr. Szgelimi Homeros'un betimlemesini yapt eylerden hekimlik zerine, ya da gemicilik, dokumaclk yahut araba yarl zerine neler bilmektedir? on bunun zerine hekimlerin, gemicilerin, dokumaclarn ve araba yarlarnn Homeros'un yaptlarnn geree uygunluunun en iyi yarglar olduunu kabul etmek zorunda kalr. O zaman on'un gerekten uzman olduu Homeros'a ilikin herhangi bir konu var mdr acaba? Dile dklemez bir ekicilikle on en azndan generalliin byle bir ey olduunu syler, ama gerekte bunu tabii hi denememitir: (s.16)Sokrates diyalogu biraz ac alayla srdrdkten sonra sonulandrr. Sokrates tarafndan azck hafiften ele alnmakla birlikte, on, hem safdil biri, hem de sinik mizal bir eit sofist olarak tantlr. Yar arabalar hakknda ok ey bilmeyebilir ama bir dinleyici kitlesini nasl alatabileceini pekala bilmektedir. Dinleyicileri alattnda alaca creti dnerek iin iin gler. Sokrates sonunda, onun byk airin vgye deer yanlarn herhalde tanrsal esinle (theia moria) kavram olduunu kabul ederek on'u avutur. Platon, Homeros'un szn ettii eyleri kendisinin de bilmediini ayrntlaryla belirtmez, geri airden genel olarak 'tez kavrayl, kanatl, uysal ve kendini kaybetmedike yazma yetisi bulunmayan biri olarak sz eder. Bu noktada saldrsn ikincil sanatyla, eletirmen-oyuncuyla snrlandrr. Gerekte Homeros'un yar arabalar konusunda belirli yanllar yaptn hibir yerde ileri srmez, on'da Homeros saygyla anlr ve dokunduu eylere manyetizma zellikleri geiren byk bir mknatsa benzemek gibi gzel bir imajla betimlenir. Bu erdem sayesinde budala on da mterilerini mknats gibi kendine ekebilmektedir. Bununla birlikte sorun ortaya, sanatlarla eletirmenlerin gerek uzmanlk bilgisine sahip olmalar gerekip gerekmedii ya da buna nasl sahip olacaklar biiminde konur. Gerekten de, bir eletirmene, bir airin byk olduu yargsna ne eit bir uzmanlk bilgisiyle varm olduunu sormak hakl bir tutumdur. on, zerinde uzman olabilecei bir eyler ararken, daha tatmin edici bir biimde yle yant verebilirdi: nsan yaam zerine genel bir bilgi ve bir de tabii iir sanat zerine teknik bilgi. Ama Platon onun bu akla yatkn uslamlamasn srdrmesine izin vermez. Sokrates'in teknik bilgisiyle 'tanrsal sezgi arasnda yapm olduu keskin ayrmla deneyime sahip edebiyat kiinin insani yargs gzden rak tutulur. airin dehas delilik genel bal altnda analiz edilmeden ve 'delilik-anlamsz sezgi-tanrsal igr-' olarak dile getirebilecek belirsiz denklem de zme kavuturulmadan bir yana braklr. (s.17)Bu sorunlarn, bu ayrmla bu denklemin ve sanatnn bir sofist olarak portresinin Platon'un yaptlarnda bu kadar erken ortaya km olmalar anlamldr. Shelley bu ho ve elenceli diyalogu ingilizceye evirmiti. Diyalogun ierdii imalara kulak asmyordu o. Tmyle istikrarl bir toplumu betimleyen bir inceleme kitab olan Yasalar'da Platon, sanatlara iltifatta bulunur ki, (bu gerekten de bir iltifattr) bu iltifat gnmzde sanatlar Dou Avrupa'da grmektedirler. Sanatn didaktik kullanmlar ayrntlaryla incelenir; hatta ocuklarn oynadklar oyunlarn bile denetlenmeleri sz konusudur (797 b). On bin yl ncesinin resim ve heykellerinin bugnklerden daha iyi ya da daha kt olmadklar Msr'da olduu gibi (657, 799), mzik ile arklarn kutsallatrlmas ve deimez klnmas bir zorunluluktur. Devletteki en nemli yurtta eitim bakan olacaktr (765 d.). Esin tanralar ve oyun tanrlar yurttalara korkularn yenmede, yasalar nnde ve tartmalarda yardm edecek (783 a), ve yurttalar da 'adeta seve seve

ark sylemek zorunda kalacaklardr' (670 d). nsanlarn kk yalardan balayarak yalnzca iyi zevklerden keyif almak zere eitilmeleri gerekir ve airler adil insann her zaman mutlu olduunu aklamaya zorunlu tutulacaklardr (659 d, 660 e). Bir yazar iin bakmas gereken en iyi yaznsal paradigma (Kafka armlar vardr bu deyite) Yasalar kitabnn kendisidir (957 d). Yasalar, Platon'un sanatlarn gcn ne denli ciddiye alm olduunu kantlar, ama buna felsefi nemde ok az ey ekler. Ancak, Philebos'ta sanatn gzellik kavram balamnda ele alnm olduu gze arpar ve bu diyalogda bulunan materyalden snrl bir estetik kurmak olanakldr. Zihnin ileyiini betimlemek zere estetik imgelerin zgrce kullanlm olduu Philebos, bir haz tartmasdr. (s.18)Platon daha nce (Gorgias'ta) hazzn tek iyi olduunu savunan gre saldrm ve daha nceki diyaloglarnda da (zellikle Devlette) kaba ya da dar kafal hazcla itirazlar yneltmitir. Agzllk, pleoneksia, lllk duyusunun bozulmas, haz peinde koan kiinin tipik kusurudur. Aslnda Platon'un haz anlay, greceimiz gibi, Philebos diyalogunda ileri srlenler de iinde olmak zere, bu biimsel uslamlamalardan ok daha karmaktr ve byle de olmak zorundadr. Diyalogun balangcnda iyi yaamn hem hazz, hem de akl iermesi gerektii kabul edilir, nk sorun bunlardan hangisinin yaam iyi klddr. Haz 'temelde snrsz olarak betimlenmekte (31 a) ve Philebos da (pek ender konuan, sevimli, hrn bir olandr Philebos) hazza en yce deerini veren eyin onun snrsz karakteri olduunu ileri srmektedir (27 e). Ancak, Sokrates, iyilii burada pek de inandrc olmayan bir ekilde. Formlar ile ilgili bir fikirle, snr kavramyla ilikilendirmeyi istemektedir. nsani dzenlemelerimiz, eitli trlerden snrsz materyalin; (to aperion), dnyann yaratlmasnda tanrsal kozmik zeka tarafndan kabul ettirilmi dzenli snrlarla oluturduu bir karmdr (26). (Burada sz konuu zgn karmlarn temelde iyi olduklar ima edilmekte ve Timaios'ta tanrsal zekann zm olmayan sorunlarla yz yze olduu kabul edilmektedir). Biz de, snrsz olann ussal snrlamayla doru ekilde birletirilmesi sayesinde (orthe koinonia) iyi olan eyi meydana getiririz. Uslamlamada daha sonra, yalnzca akl tarafndan denetlenmi hazlarn iyi olduklar ve tanrsal dzene en ok yakn olan zekann, iyi yaamn iyilik yaratan bir esi olduu ileri srlmektedir. Gerek hazlarla sahte hazlar arasnda bir ayrm yaplmakta ve bu da daha sonra saf hazlar ile saf olmayan hazlar arasnda yaplan ayrma dikkatlice eklenmektedir. (62-3). Gerein daha aydnlk deeri iyinin daha karanlk deerine katlmak zere belirmekte ve bunlara da srayla, Platon iin her zaman ok nemli olmu saf ideas eklenmektedir (s.19) (Ayrlm Formlar tinsel grnn saf nesneleridir). Saf olmayan haz rnekleri, fiziksel bir kartla (rahatszln durdurulmas) ya da zihinsel bir kartla (kskanlk, kin) bal olan, haz ve acnn gerekte bir karm olan hazlar, yahut da yargnn yanllnn hazza da bulam olduu, yanl yarglara bal hazlardr. Hazcla kart kimi dnrlerin tm hazlarn ayn biimde saf olmadklarn (sahte, kt olduklarn) ileri srdklerim sylemektedir Sokrates; ancak Sokrates sonunda kimi saf hazlarn varln onaylamay da kabul eder. Listesinde bulunan ilk saf hazlar estetik zelliktedir. Hazzn nitelii burada gzelliin niteliiyle balantldr. Baz eyler mutlak olarak (gerek olarak, saf olarak) gzeldir, bazlarysa, yalnz grece olarak (sahtelie ya da kartla bal olarak). Baz renkleri ya da yaln geometrik figrleri grdmzde yahut saf noktalardan oluan yaln bir mzik parasn dinlediimizde duyumlar araclyla saf gzelliin zevkine varrz (51 c-da). Byle hazlar besbelli ki hibir zaman ar ya da lsz deildir. Hayvanlarn gzellii (Devlette kabul edilmitir, 401 a) ya da resimlerin gzellii zel olarak dta tutulur ve insan gzellii de tartlmaz. Listede estetik olmayan kimi saf hazlar da anlmaktadr, szgelimi kokular (bunlarn daha az tanrsal olduklar kabul edilmektedir), okuma hazlar (fiziksel bir kartln ortadan kalkmasndan doan sreksiz hazlardan farkl olarak bu tr hazlar, geree yaknlklar asndan vlmektedirler. Devlet 585, ve burada ad gememekle birlikte Platon'un

yaptlarnn baka yerlerinde ele alnm olan, genel olarak salk ile, lllk ile ve erdem ile ilgili kimi hazlar (63 e). Gerekte estetik rnekler az olmalarna karn (elbette bunlar biimsel bir 'estetik' olarak dnlmemilerdir) bunlar, gzellii, diyalogda tad nemli arac rolde temellendirmek zere tasarmlanmlardr. Sokrates hazz, burada l, lmllk ve uyumda doyum bulma yoluyla dar anlamda tanmlam, gzellik biimindeki akl ve geree balayarak 'kurtarmaya' alr, yi'nin gc gzelin doasna kap gizlenmitir, nk l ve uyum her yerde gzellik ve erdemle balantldr (64 e). (s.20)Gerek saftr, kapsam olarak kktr, ar deildir (52 d), gerekle ve gzellik deneyimiyle badaan hazlar da snrl ve ussal olmaldrlar. Genelde, akldan ayr olarak haz en byk dzmececiliktir (alazonistaton) ve en byk hazlar gln ve irkin olmaya eilim gsterir (65 e). (Timaios'un 86 a numaral paragrafnda, ar haz ve acnn akln en kt hastalklar arasnda bulunduu sylenir.) Gzellik sz konuu uslamlamaya ho bir ey olarak girmekte, ama diyalog genel haz anlay zerine bir saldryla son bulmaktadr. Haz, doas gerei lsz ve belirsiz bir eydir, doru orantlara uygun deildir, bu nedenle de insan ilikilerinde kozmik zeka tarafndan tasarlanm olan iyi bileimlerin bozulmasnn balca nedenidir. Gzelliin duyum bazlaryla son derece dar bir balants olmasna izin verilir, geri gzellik kozmosun orantlar tayan bir zellii olmasyla iyi'nin bir yandr ve tam olarak bu zelliiyle sevgimizi kazanr. Sanat zerine gelitirilen dncelerde estetik yorumlar estetik olmayanlardan ayrmak hibir zaman ilk bakta grnd kadar kolay deildir. Platon'un sanat hakknda syledii eylerin ou sanat tketiminin sonularyla ilgilidir ve bunlar da aka estetik olmaktan ok ahlaksal ya da siyasal terimlerle dile getirilmitir. Platon kabaca didaktik ('pratik') olana kar olarak estetik ('dnceye dayal") olanla ak ak ilgilenir gzktnde bile, onun iin estetik olann ahlaksal olduu anmsanmaldr, nk estetik ancak bir ruh iin bir iyiletirme salad srece nem tar. Philebos bize, sonuta metafizik zellikte birtakm niyetler tamakla birlikte, estetik bir yarg yntemi, geri olduka snrl bir yarg yntemi sunar gzkmektedir. Kozmik akla yknmenin grevimiz olduunun anlalmas dnda burada tanrsal esine ilikin hibir ey yoktur. (S.21) Bizim yalnzca Tanr'ya yknmemiz gerekmektedir ve bu yknme de ancak, evrende daha nce gizli olarak bulunan uyumlu rnekleri ayrt ederek, onlarn nemini vurgulayp onlara katlarak mmkn olur. Saf hazzn, gerek gzelliin ve duyum deneyiminin rtt, kabul edilebilir sanat alan ok kktr. Edepli sanat geree uymaldr, gerek gerekliin bir anlatmdr. (aletheia szcnde iki fikir bir karm oluturmaktadr), gerek saftr, kapsam kktr ve younluu eksiktir. Yaptn 58 c numaral paragrafnda felsefi gerek, saf, beyaz renkli kk bir paraya benzemektedir. Sanat, bu yzden, erdemli lllk tayan bir yaamda alakgnll, dingin yerini almaldr. Platon'un bir priten ve estetiinin de priten bir estetik olduu sylenebilir. Platon elbette bir pritendir. Hi kuku yok ki Platon iindeki byk sanat konusunda karmak duygular tayordu. Yalnzca ge dnem diyaloglarnda deil tm yaptlarnda da, dnya zevklerinin kimi zamanlar neredeyse iddetle reddedilmesini savunan bir tonla karlarz, insan yaam meya ti deildir, fazla bir eydir (Devlet 486 a). Vcut lml bir sprntdr (len 211 e). Bizler birer glgeyizdir (Menon 100 a), tanrlarn tanr eyalaryzdr (Phaidon 62 b). Tabii Yunanlar insann yeryzndeki durumu konusunda genel olarak her zaman olduka ask yzl bir gr tamlar, Pythagoraslar vcudu bir hapishane olarak grmlerdir. Ancak Platon'un kendi kat gzlemlerinde amaz biimde kiisel bir yan vardr ve en ok da Yasalar'da, bize -insanlarn birer koyun, birer kle, birer kukla olduklar, tanrlarn gereklik tamayan eyalar olduklar sylenir, ayrca insanlar tanrlarn oyuncaklar olduklar iin de talihlidirler, nsani ilikilerin ciddiye alnmalar gerekmekle birlikte, bu ilikiler ciddi deillerdir. Kozmos bizim iin deil, biz kozmos

iin var oluruz (644 b. 713 d, 803 b-c, 804 b, 902 b, 903 c) ("nsanlar ok dnmyorsun", der Megillus. "zr dilerim,(s.22)Tanr'y dnyordum", diye karlk verir Atinal.) nsanlar mutlu olmak iin Tanr nnde aresiz (uysal, alakgnll) olmaldrlar (716 a). E.R. Dods (Greeks and the irrational adl yaptnda, s. 216) genelde bir svg ifadesi olarak kullanlan tapeinos szcnn bu Yunanca olmayan kullanm zerine bir yorum yapmaktadr. Hi kukusuz Platon'un, Yasalar yazd zamana dein insanl kmsemek iin birok gerekesi vard; ancak yaptnda kulland ton insanla duyduu bir kinden ok dinsel bir tutumu dndrmektedir. Yeryzndeki her eyin l insan deil, Tanrdr (716 b). Hi kuku yok ki sanatn yalnzca yaln, hatta hafif biimlerinin tmyle arbal bir yaamn belirsizliklerden uzak elikileri olabilecei ileri srlebilir. Btn pritenler gibi Platon da tiyatrodan nefret etmektedir. Tiyatro byk bir bayalk yuvasdr: Kaba eytanlk, oyunculuk heyecan, Arisophanes'in Sokrates'e ynelttii trden iftira dolu alaylar vardr orada. Tiyatroda iyi beeni son moda ovmenlik gsterileriyle, doadaki sesleri andran korkun ses efektleriyle ve seyirci kitlesinin bar arlaryla fena halde bozulur. (Devlet 396 b; 397 a; Yasalar 670 a, 700 e). Philebos'da, tiyatro oyunlarna giden kiinin, saf olmayan heyecan, phthonos, kin dolu haz ve gln olandan haz, to yeloion, duyduu sylenir ki bu, Delphoi kltnn ilkeleriyle tam kartlk iinde bulunan bir eit kt alkanlk gstergesidir. Beri yandan, bylesi saf olmayan hazlar, yalnzca tiyatronun deil, ayn zamanda 'yaamn btn trajedi ve komedisi'nin de karakteristik bir zelliidir (50 b). Yasalarda da (656 b) tiyatroda yaadmz tasalardan uzak elencelerimiz, aralarnda yaad kt insanlarn alkanlklarn srf aka olsun diye eletiren bir kimsenin hogrsne benzetilir. Ciddi ile absrd olann bir arada renilmesi gerekir, oysa ki gln tiyatro soytarl yalnzca yabanclar ve kleler iin uygundur: Erdem komik deildir (816 e). Szckler eylemlere yol aarlar. (s.23)Baka insanlara svp sayarak, onlarla alay ederek kabalamamamz gerekir (935 a). Devlette dram airinin siteden kovulmasndan sonra, edepli insann konumasna yknecek daha sade ve daha az elendirici yazarla yetinmeye zorlanrz (398 b). Kaba ya da grotesk herhangi bir alaya bir sahtelik biimi olarak baklacaktr. Beri yandan Platon'un yaptlar her ne kadar akalarla doluysa da, (hatta alacak lde oktur bu akalar), insan bazen iyi adamn (tanrlar gibi) hibir zaman glmedii izlenimine de kaplabilir. Platon elbette her eyin gln drlebilecei bir ortamn deersizletirici ve kabalatrc etkileri konusunda genel olarak hakldr (ve szleri de gnmzde dikkate deerdir), te yandan, u soru da sorulmaya deer: Kendi zel dncelerimde bile, tam tamna nelere glmeme izin vardr benim? Tiyatronun tehlikeli siyasal rol elbette ki Platon'un aklndan km deildi. Yasalarda, (701 a) ele avuca smaz bir seyirci kitlesinin kurduu aalk tiyatro erki" karsnda hayflanmaktadr Platon. Btn bunlarda bir kskanlk pay bile olabilir (Platon kskanl sk sk knamaktadr; filozoflar kendi kusurlarna saldrrlar). Platon'un kendisi de iirler yazm bir kimseydi. ki yetenee de sahip olan bir insan bu yeteneklerden birini setiinde (ya da ilgisini biri zerine younlatrdnda) teki yetenein sahibi kiilere dudak bkebilir. len'de (176 e), Sokrates tiyatroda Agathon'u 'otuz bin Yunann nndeki baarsndan tr kutlamaktadr. ("Alayc oluyorsunuz" der Agathon. Byle bir seyirci kitlesine hibir filozof hakim olmamtr ve herhalde hakim olmay da arzu etmezdi. Ancak filozoflar her zaman tutarl deillerdir. Platon sk sk, filozoflara gsterilen sayg eksikliinden ve sradan insanlarn onlar sofistlerden ayrt etmek konusundaki yeteneksizliklerinden ac ac yaknmaktadr. Platon politik bir gereki olarak (szgelimi Yasalar"da) tiyatroya hogr gstermekte, ancak bylesi yapay samalklardan uzak, yaln ve ll bir yaam dlemek de houna gitmektedir. (s.24) Devletteki (372) insanlarn peynir, incir ve zeytin satarak alakgnll bir yaam srdkleri, balar ieklerle sslenmi,

mersin aacndan yaplma sedirlere uzanarak arap itikleri kk doal ideal devletin ho, ama kukusuz da alayc olmayan betimini yle dnn bir. Glaucon, "Bir domuzlar kentini betimliyorsun sen" demektedir. Sokrates bu betimlemede Glaucon'un dediklerini dnerek ve alayl tavrn srdrerek bir deiiklik yapana dek sanatlar boy gstermezler. Agzllk, toplumlara ve insanlara zarar verir. En iyi tekhnai'ler, iftilik, fiziksel altrma, basit alk ve ayrntlar zerine oyalanmayan hekimlik gibi alakgnlllkle doaya yakn duran ve 'doayla ibirlii yapan' etkinliklerdir. (Yasalar 889 d). Timaios (88-9) ila kullanmak yerine beden eitimiyle doal rejimi salk verir. Doktora giden akl basnda marangoz (Devlet 406 da) o anda verilen basit bir ilac kabul eder, ama hakl olarak yle adamakll bir tedavi iin vakti yoktur, bu yzden ya kendiliinden iyileir ya da lr ve bylelikle de skntsndan kurtulur. Priten Platon'un teki yz tutkulu Platon'dur. Platon ecinsel ak salk verir ama bunun iffetli olmas gerektiini syler. Beri yandan Yasalarda ecinsel ilikileri yasaklar (Yasalar 836-7, 636 c; len 210; Phaidros 256 c). Hi kuku yok ki Platon da bu blnm ruh deneyimini yaamt. Phaidros'taki (254 e) kt atn aclar ve Philebos'taki anlan (66 a) irkin, gln ve karanlk saatlerde gizlenen, ar ve utan verici hazlar anmsanabilir. Elbette, ou kt sanat bilerek ve ou iyi sanat da rastlantsal olarak, erotik akn daha kk dzeydeki grnmleriyle birlik iindedir, bu yzden sanat artlp safla kavuturulmaldr. Philebos'un estetii iyi devletin acaba hangi sanata sahip olmasna izin verecektir? Platon'un, tasarlanan ya da nesnelerde cisimleen baz renklerle matematiksel figrlerin, gzel ve saf hazzn kaynaklar olduu yolundaki dsturu, grnte pek ak deildir. (s.25) Bu szler dikkatimizi genel olarak gzel deneyimiyle balant kurulan biimde ekemeyecek kadar ok soyut ya da ok yaln varlklar dndrtmektedir. Platon'un baka yerlerde sk sk verdii rnekler bize aklnda nelerin olduunu gsterebilir. Buna gre, ahlak ycelten basit halk ezgileriyle askeri mziin anlalmas kolay baz biimleri kabul grecektir. Platon mzikle ve Pyhtagoras'n l aralklarnn saysal olarak ifade edilebileceini savunan buluuyla ilgileniyordu. Sk sk mziksel metaforlar kullanyor ve iitilebilir armoniye kozmik dzenin retici bir grn olarak bakyordu (Timaios 47 e). Platon mziin simgesel roln hi tartmadan kabul etmektedir (szgelimi Devletin 400 numaral paragrafnda). Bununla birlikte, belki Yunan mziinin doasndan tr, belki onun 'snrsz' anlatm glerinden korktuu iin, bu mzii matematiin bir dal olarak grerek onun statsn ykseltmeye hibir zaman yanamamtr (Oysa daha yeni baka sansrcler, bu sanat fikirden yana yoksun grnd iin zendirirlerken, mzie gsterdiimiz duygusal tepkimizin nemine zel bir deer vermilerdir). Platon'un tasarlad saf renkler yaln matematiksel modellerle birletirilir (biimlerin incelikli olamayaca 51c'de akla kavuturulmutur). Bu yaln modeller szgelimi mleklerin zerinde, ya da kendileri de birer gzellik objesi olarak tasarlanan binalarn zerinde, yahut Platon'un birok kez szn ettii naklarn zerinde olabilir. Her eyden nce, yaptn ruhu alakgnlllk tamal ve iddiasz olmaldr. Mondrian ile Ben Nicholson'n bu istekleri karladklar dnlebilecek resimlerine sanrm Platon oyunculuk dolu ve tehlikeli biimde sofistike yaptlar olarak bakard. Her trl tasarm elbette engellenecektir. Platon'un ideal halknn estetik doyumlarn genel olarak halk sanat ve basit el zanaatlar yerine getirecektir. (s.26)Devlet ve Yasalarda izin verilen didaktik iir sanat (tanrlara ilahiler yada iyi insanlarn vgleri.) hi kukusuz pek saf olmayan hazlar yaratmakla birlikte, ruh zerindeki etkilerinden tr savunulacaktr. Bu noktada bir an durabilir ve Platon'un grlerim Philebos'taki dile getirildii biimiyle, teki iki byk pritenin, yani Kant ile Tolstoy'un grleriyle karlatrabiliriz. Pla-ton'un sanattan korkuu, ve onlarn da korkuu, bir dereceye kadar hazdan korkudur. Tolstoy iin sanat, verebildii hazla deil, hizmet ettii amala tanmlanmaldr. Gzellik hazla, sanat is^lmyle dinle

balantldr, nk sanatn ilevi an en yksek dinsel duyu biimleriyle iletiim kurmaktr. Tolstoy'un zellikle holanmad (ve 'hibir eye benzete-mediinden tr de serbeste eletirdii) sanat tr olan, ge dnem romantiklerinin gelitirdikleri ie-bak sanat (Ba-udelairc, Mallarm, Verlaine) bile bile karanlk bir sanattr ve 'airin uyandrd duygular ktdr.' Tolstoy bundan baka Shakespeare'i de, ahlak grlerindeki aklk eksikliinden tr eletirmitir. nceliklerle donatlm sanat, bir eit yalan olmaya eilimlidir. Tolstoy Philebos'm 52 d numaral pa-ragrafnda dile getirilen grleri kukusuz kabul ederdi: Younluk ve hacmin gerekle balants yoktur. Akademik estetik kuramlar zararldr, nk bunlar sanat bir eit karmak yce giz gibi tantrlar. Ancak, giz diye bir ey yoktur. Salam sanatn gstergeleri saflk, yalnlk, doru szllk, yap-maclktan ve iddiadan arnmlktr. Basit halk masallarnn ve ahlak yklerinin anlald gibi byle bir sanat da evrensel olarak anlalr. Yalnl korunmadka sanatn deerinden yi-tireceini sradan insanlar igdsel olarak bilirler. Tolstoy bu ltlere dayanarak, hemen hemen btn kendi yaptlarm kt olarak nitelemeye tamamen hazrd. (Bir Kafkas Tutuklusu ve Tanr Gerei Grr ve Bekler adl yaptlarm bu yargnn d-nda tutmutur. Sanat Nedir? VI. Blm.) Tolstoy zellikle operadan nefret ediyordu. Herhalde Platon da nefret ederdi operadan. Karmak ya da 'byk' diyebUeceimiz sanat bizleri(S.27)anlamadmz biimde etkilemektedir. Sokrates'in Savunma adl diyalogla iten bir ilgi ve on adl diyalogda da haval bir alayla syledii gibi, sanatnn bile kendi etkinliim kav-rayabilme gc yoktur. nsan ruhunun korkun, arpk bencilliinin ok iyi bi-lincinde olduklar iin hem Platon hem de Kant, ruh yok-sunluuna gtren ve iyi bilinen baz yollar boyunca metafizik engeller dikmeye ve birleip kaynama eiliminde olan kimi fikirleri de uzakta tutmaya istekli gzkrler. Kant'n mutlak ekilde doru szl olmak gerektii konusundaki neredeyse fanatik srarnn Platon'da bir karl vardr. Ancak bu, Platon'un kurnaz oyunbazl yla bir dereceye kadar belirsiz klnmaktadr. Platon, sanat gzellikten koparmak istemekte, nk gzellie sanat tarafndan ynetilemeyecek denli ciddi bir mesele olarak bakmaktadr. Ahlak dncesinin sanata gir-mesine izin vermekte, ancak bunun basit bir dzeyde (daha yksek uyumlarn bir anmsatcs olarak) ya da bir sansrcnn gzleri nnde olmasn kabul etmektedir. te yandan. Kant ise, gzellii ahlaktan koparmay istemektedir. Daha nemli bir eye ayakba olmasn engellemek iin, Platon'un sanat snrlad ayn nedenle Kant gzellii snrlamaktadr. Platon srekli olarak, paralarnn uygun dzenini belirleyen uyumlu btn imgesini kullanmaktadr. Bu gerekten de onun balca imgelerinden birisidir. Ruh, devlet, kozmos byle organik btnlerdir. Bundan baka (szgelimi Plaidros'un 286 d numaral paragrafnda) esinli dgcnn bir eit btnlk yaratmak zere sanatta tekniin tesine gei biimlerinden sz etmektedir. Ancak, Aristoteles, estetik yapy bizim iin tmyle bildik terimlerle tartrken (Poetika VII, VIII: "Btn, bir balangc, bir ortas ve bir de sonu olan eydir:; "Varl yada yokluu alglanabilir bir fark yaratmayan ey btnn ayrlmaz bir paras deildir" vb), Platon, 'yapt yada sanat'm bylesi bir tanmna hibir zaman girimemekle, aslnda, ger-(s.28)ek amalarm gizledii zamanlar dnda, sanat zanaata kar bir ey olarak da tanmlamamaktadr. Btnl olan nesnelerin doasndan ok slup ve modellerin etkilerim tar-timaya eilim duymaktadr. Biz sanat temelde nesneler olarak dnrz, oysa byle dnmeyen birok sanat gelenekleri, zellikle de samn sanat gelenei vardr. Kant, gzellii, dgcnn; anln genel, dzenli ve nesne-yaratc klavuzluu altnda, ancak bir kavram olmakszn, duyu deneyimlerim oluturmas olarak betimlediinde aslnda bir sanat tanm nermi olmaktadr. Gzelliin nesnel ve biimsel bir gereklilii vardr, ancak gzellik amal bir dzenleme havas tayan, gerekteyse amac olmayan, kendine zg, znel bir oluumdur. Kant Yarg Gcnn E letir isi'nde gzelliin iki tanmm verir. Bunlardan birincisi dar kapsaml ve biimcidir (adeta gzelliin ne olmas

gerektiim sylemektedir); gncel sanat yaptlarm daha ok gz nnde tutan ve sanat fkrini esin sahibi 'deha' olarak gelitiren tekiyse daha geni ve daha karktr. (Deha kendi yntemini bilmez). Hemen hemen btn 'gerek' sanatlarn 'saf olmadklar ortaya kmaktadr. Kant, hi kuku yok ki, edebiyatn verdii hazlar konusunda Platon'la gr birliine vanrd. Daha kuralc olan tanmda, saf beeni yargs yalnzca biimsel zelliklerle ilgilidir, arzu, ekicilik yahut ahlaksal ya da entelektel ierik dta braklmtr. Renk yalnzca ekicidir. Tad zellikler nedeniyle geometrik figrler de gzel deillerdir nk bir kavram tarafndan oluturulmulardr. Kant'n sanatta ya da doadaki saf, kavram tamayan gzellik meklerinin Platonik bir yalnlklar vradr: Kular, iekler (szgelimi, Kant'n holand anlalan laleler). Yunan slubunda tasarmlar. duvar datlan zerindeki iek motifleri (Platon gsterisiz duvar kadna herhalde kar kmazd). Saf gzelliin ahlaksal bir mesaj olmamasna karn, doal gzellikten i-gdesel olarak haz almak iyi bir ruhun belirtisidir: Doal g-(s.29)zelliin biimleri tinsel olarak sanatn biimlerinden daha stndr. Platon sanattaki ok yaln, hogrlebilir gzellik ile, daha som^ aklayacam gibi, doadaki ok nemli grd gzellik arasnda bir ayrm yapmaktadr. Kant doadaki saf gzellii, ancak yaprak ve iek gibi yaln biimlerden alnan doyum dzeyinde kabul etmektedir. Doadaki gzellik her zaman sadece ekici olma tehlikesi iindedir: Blbln a-kmas 'sevgili kk kuu' gzmzde canlandrmamza yol aar, ama bunun bize korulua gizlenmi bir olan ocuu ta-rafmdan yapld sylenirce gzmzde canlandrdmz imgenin gzellii annda bozulur. Kant iin doann daha vahi g-rnmlerinin oynayacaklar daha nemli roller vardr. Yceyi gzelden ayrtetmede Kant, tm dnce mekanizmasn; tinsel dnyann isterlerim gzelliin daha basit, daha bencilce ve daha az titizlik gerektiren hazlarndan tamamen ayrmak zere seferber eder. Duyu deneyimlerimiz dgcne biricik ve kav-ramsal-olmayan bir model formle etmek zere esin verdiinde, gzellii kavrar ve bu gzelliin seyrinde dinleniriz. te yandan, yce; akln anlalr bir birlik kurmak iin tad yetkeci istek, doann biimsiz enginlii ya da gc tarafindan ye-nilgiye uratldnda, iimizde doan rahatsz edici bir duygudur. Philebos'un dilini kullanacak olursak, doann Snrsz olarak grndr bu: Yldzl gkler, dalar, elaler, deniz. Ahlaksal yasann esinledii saygya benzer, hazla acnn kart, bir eit estetik ama ayn zamanda da ahlaksal bir duygudur bu: Akln yenilgisinden duyulan ac, ama ayn zamanda akln arball ve tinsel deerinin bizde uyandrd duygudan alnan haz. Yce olan, tinsel doamz devinime geirir ve uyandrr. Bu deneyim iinde biz doal biimin kuramsal incelemelerim yapmaya gtrlmeyiz, ama doadaki biim eksiklii bizde bir ok yaratr ve duyduumuz canlandrc haz, ahlak yetimizin saf bir sonucudur. Bizi en yksek iyiye, saf-(s.30)lam heyecan araclyla, gzel deil de yce balar ve yce, aydnlanmann en etkin faktrdr. Kant tarafndan ze-rinde srarla durulmu olan bu metafizik ayrm, hem saduyulu bencillie (yceyi reddeden yada ona gzel gzyle bakan saduyulu bencillie) hem de Hegelci idealizme (iki alann anlalr bir birlie indirgenmesini isteyen Hegelci idealizme) aykrdr. Bu yzden, szgelimi Bosanquet yle demektedir: "nmzde Tumer ve Ruskin'in yapdan varken estetik algy kavramayz. Kant asndan frtnal deniz bu algya yalnzca korkun bir ey olarak gzkmektedir. (A History ofAesthetic, X. Blm). Bu nokta Kant'n btn felsefi ereklerinin dna dmektedir ve romantik akm yceyi sanata katmaya girierek Kant' adamakll artmaktadr. Kant, Platon'un yapt gibi, yatmak bilmez tinsel zlemi, sanat ya da doann ho bi-imlerinde dingin bir doyum bulma abasndan aka ve kesin olarak ayrmaya girimektedir. Platon da doaya insan ha-rekete geiren tinsel bir rol vermektedir, ancak burada dlere dalan tutsaklar uyandran ey, gzel olarak doadr. Platon, kukusuz doann daha sradan ekiciliklerine kaytsz olduu kadar, Kant'taki yce kavramnn

birok grnne de (dalar, deniz) kaytszdr. Sokrates Phaidros'tSi (230 d) tarlalarn ve aalarn kendisine retecek hibir eyleri olmadm sylemektedir. Platon hi kukusuz yldzl gklerin retici rol konusunda Kant'la gr birliine vanrd; ancak Kant akln ye-nilgisinden bir eyler renmi olurken (kuramsal almalar bizi bu ekilde aydnlatmamaktadrlar), Platon iin yldzlar bize tanrsal bir elle kendilerine ruh bahedilmi tanklar (T/-maios 41 e) ya da gzle grlebilir tanrlar olarak (Yasaklar 998 b), aslnda, geometriyle (Devlet 530 a) ve bylelikle de felsefeyle urama esini vermektedirler. Platon burada Thales'in szlerim aktararak, "O zaman her eyin taunlarla dolu ol-duunu yadsyabilir miyiz?" diye sormaktadr. Platon, insann olanaklarna ilikin byk bir duyguyu in-(s.31)sann deersizliine ilikin byk bir duyguyla birletirmekle mizta olarak Kant a benzemektedir. Kant akla hem snrlar koymakla, hem de bu snrlar iinde akla olan gvenimizi artrmakla ilgilenmektedir. Ne denli tutkulu ve ne denli kt ol-duumuzu bildii halde, her akl sahibi varln ahlak a-sndan grevini yapabileceini uman bir demokrattr Kant. te yandan, Platon, ahlak asndan bir aristokrattr ve bu yzden de oumuza, geri dnmemecesine yanlsamalara dalm kiiler olarak bakan, farkl trden bir pritendir. Platon (Ti-maios'\3i verdii mit rnei dnda) akla hibir kuramsal snr koymaz, ancak iyi ile kt arasnda oluturduu engin uzaklk onu HegeFe Kant kadar yabanc klar. Platon ahlaksal en-telektalizmle', yani bildiimiz ahlakl olula deil de, u ya da bu biimde dnerek kurtulacamz grn savunmakla sulanmaktadr. imdi Platon'un bu dnme eyleminden ne anladma daha yakndan bakalm. Platon, ta balangtan beri, insanlarn iyi olmak iin yaamlarm nasl deitirebilecekle-riyle ilgilenmekteydi. Tek yntem olmamakla birlikte bu deiiklik iin en iyi yntem, dialektik, yani tinsel bir disiplin olarak grlen felsefedir. Sokrates'in amac insanlara bilgisiz olduklarm kantlamak, bylelikle de dnsel ve ahlaksal bir ok yaratmakt. Sofisti (230 c) diyalektik, eleykhos yntemiyle, yani kantlar ileri srerek, kart fikirleri rterek karsndakine sorular sorarak artma yntemiyle ruhun an-tlmas olarak tanmlanmaktayd. Phaidon'd^ da (67 e), gerek filozoflarn lme pratikleri yaparak lmeyi rendikleri sylenmektedir. Felsefe, ruhun bedensiz de var olaca lm iin yaplan bir antrmadr. Felsefe, ruhu maddesel ve bencilce ereklerden kurtarmak ve onun zeki, iyiye yakn olan tinsel ye-tisini canlandrmak iin kantlar gstererek, gerein ardndan titizce koarak ie giriir. Peki tjam olarak nedir felsefe? Kimileri felsefenin birtakm kitaplardaki baz uslamlamalar ol-duunu syleyebilirler, ancak Platon iin (gerekte ada bir(s.32)ok filozof iin de) felsefe temelde bir konumadr. Viva voce"(Lat:-Yksek seste" (.N.)) felsef tartma (Theaitetos'\m 165 a numaral paragrafndaki psiloi loyoi)en saf insani etkinlik, gerein en iyi aracdr. Pla-ton kukularla yazmtr, nk o gerein u anki bi-lincimizde yaamas gerektiim ve baka bir yerde de yaayamayacam biliyordu. Bu kukular Phaidros'^ ve (eer kendisi yazmsa) Yedinci Mektup't8i dile getirmitir. Phaidros'taki yazma etkinliiyle ilgili aklamalar ok arpcdr ve Platon'un sanat gryle kesinkes balantldr, stelik bu, baz yazlar sanat olduu iin de byle deildir. Hi kuku yok ki Platon'un zamannda kitaplar hSIS olduka ender bulunan, lks nesnelerdi. Phaidros, ou insann, sofist olarak adlandrlmak korkusundan, arkalarnda yazl sylevler b-rakmaya ekindiklerim sylemektedir (257 d). Sokrates ise bir mit araclyla (274-5) yazmann uygunluum! yada uygunsuzluunu ortaya karmaya girimektedir. Theuth, (Phi-lebos'U da ad geen Thoth ya da Hermes) Platon'un say, aritmetik, geometri, astronomi, dama ve zar oyunlar gibi eylerin icadm kendisine mal ettii. Yukar Msr'da yaayan bir yan tanrdr. Bu yan tanr, bir gn. Kral ve Tanr olan Thamousa gelir ve yle der: "Efendim, ben hner dl bir ey icat ettim, adna yaz deniyor, yaz Msrllarn hem bilgeliklerim, hem de belleklerim glendirecek." Thamous ise bu szlere (Tanr geometriyle uramakta, ama yaz yazamamaktadr) yaznn, ter-sine, bellek ve canl anlama

yetisinin yerine konamayacak, nemi az bir ey olduu karlm verir. nsanlar bilgeliin yazlarda bulunduunu dnmeye yneleceklerdir, oysa bilgelik aklda olmaldr. Bir kitap sorularmz yantlayamaz ya da akll yahut aptal okurlar ayrtedemez (Platon bu grn Protagoras gibi bir erken dnem yaptnn 329 a numaral pa-ragrafnda dile getirmitir). Kitap, iindekileri davurabilmek iin okuyanna gereksinim duyar. Resim gibi. her zaman tek bir(s.33)ey syler ve ounu aklayamaz. Edebiyatn baheleri ksa mrl iekler yaratrlar ve bunlar da yalnzca elenceler iindir. Dncenin aslnda canl tartmalarda aktarld anlaldnda, bilge adam uygun ruhlara ksr olmayan tohumlar ekecektir ("Msr'dan ya da holandn baka bir lkeden ne kadar da kolaylkla hikayeler uyduruyorsun!" der Phaidros hayranlkla. "Gemite, sevgili olum" diye karlk verir ok-rates, "gerei konutuu srece insanlar bir mee aacm ya da kayay dinlemekle yetiniyorlard.") Yalnzca dinleyenin ru-huna kaznm olan szckler ona gerei ve iyilii renme gcn verir; bylesi konuulmu gerekler bir insann meru ocuklardr. Yaz, imdiki zamanda bulunan gerekle dorudan ilikiyi bozar. Cisimlemi varlklar iin gerek (zamansz olanla iliki) yalnzca u andaki bilinte, yaayan diyalektikte var olduu iin, yaz aslnda tam tamna insann gerekten ve gereklikten bir uzak durma yoludur. Yedinci Mektup ayn noktay daha da vurgulayarak ortaya koymaktadr. Felsefede gerekten nemli olan, yazl szcklere ve aslnda sz-cklere pek dnlmez. (Dilin kendisi bir engel olabilir). Yazl szckler insanlarn kt niyetinin aresiz kurbanlardr ve ikinci elden, aa dzeyde grleri ortaya koymay zendirirler. Yaz kolaylkla bir eit yalan syleme ekli, salt kendisi iin uarlkla srdrlen bir ey, gerekte bir sanat formu olabilir. Deneyimli dnrlere, srekli ve youn tartmalardan sonra, gerek kavray birdenbire gelir. Ve insan gerei bir kez kavrad m da onu unutma tehlikesi pek yoktur, nk gerek kk bir snr iinde bulunur. Bu tiradn ruhu ilgi ekecek biimde adatr ve bizlere bildik varoluu uslamlamalar ile onlarn daha yeni uzantlarm, szgelimi okumu yazm kimselerin ve sanatlarn balattklar, okur-yazarlk ve sanata saldn biiminde ortaya kan yeni dnce akmlarm anmsatabilmektedir. En az ciddi ya da en naif biimlerinde bile bu kantlamalar gerein(s.34) yararnaolacak tarzda tasarmlanr ve gerek burada itenlik, hakiki duygu, zgrlk vb. eitli klklarda, ekillerde ortaya kar. Platon'un uslamlamalarnn daha gerek bir miras s ise, dizgeye, felsefi jargona, tumturaklla ve gerekle yaln ve canl ile iliki kurmay engelleyen bol szl kuramlarn geliti rilmesine bir tepki biiminde ortaya kan felsefede bulunacaktr. (Diyalog formunun kendisi de hi kukusuz monolitik dizgelere kar gelitirilen kk apl bir saknmdr). Kierkegaard ve Wittgenstcin gibi birbirlerinden olduka farkl iki modem dnr de Platon'un sylemek istedii eyleri derinden derine duymulardr. Kierkegaard, HegePe kar savarken, kendinden sonra yeni tilmizler edinmemek ve canl dnceyi gelitirmek amacyla, sanatn kendisini, kuramlar oluturmaya kart bir aldatmaca olarak kullanmaya girimitir. Wittgenstein ise, tilmizlerim dorudan bir yntemle kendinden uzak tutmu ve ayn zamanda da kitaplarnn aptallarn ellerine dmesinden korktuu iin istemeye istemeye yazmtr. O da, daha nce iyice anlalan eyi pek az unutma tehlikesi olduunu dnyordu. Kendi yaptlarndan bazlarm eletirirken, bir konumada yle syledii bilinmektedir: "Hayr. Eer bu felsefe olsa, onu ezbere renebilirdiniz." Aka anlalan eye sahip klmaktadr ve anlalan bu ey yitirilemez. Bu noktay daha fazla tartmadan nce konunun metafizik arka planna yle bir gz atmak gerekmektedir. Saylarla oyunlar icat eden tanr tarafndan bulunan ve gereklikten insanda znt uyandracak derecede uzak olan yazya, Plaon fel-sefesine zg daha genel bir sorun olarak baklabilir. Burada, ilkin anamnesis (anmsama) retisine ve sonra da Formlar Ku-rami'nn basndan geen iyi ve kt servenlere bakmamz gerekiyor. Platon, kendisinden sonra baka birok filozofun da sorduu (Hume ile Kant bu soruyu tutkuyla sormulardr) u soruyu

sormaktadr: Bu kadar az eyi temel alarak bu kadar ok(s.35)eyi nasl oluyor da bilir gzyoruz? Yetkin iyiliin ne ol-duunu biliyoruz ve Menon'daki kle de geometri biliyor, nk ruh bir zamanlar bedenden aynyd (ve galiba yine yle olacak) ve bu eyleri kendi basma aka grd. renmek 'anmsamazdr. (Phaidon 91 e). Ruh cisimlemi haldeyken renme eylemi olaan duyu alglaryla karkla uratlmaktadr, ancak ruh, yakn olduu ve kendini yeniden kefetmeye kkrtlm hissettii bu sonsuz objeleri seyre dalarsa yine biraz canllk bulabilir. Tabii bylesi bir seyir (Phaidon 66) ruh ve beden bir arada kald srece, yetkinlikten her zaman uzak olmak zorundadr. Bilindii bilgi dncesi Platon felsefesinde ok ok ge-rilere uzanr. Bu dnce zgn biimiyle hi kukusuz Phaidon9 w 62 b numaral paragrafinda da ad geen (Pyhta-goraslardan) alnp benimsenmitir. Pythagoraslar ruhun beden iinde tutsak bulunduum! ve ruhun gidip dnd baka bir yerde evi olduunu ileri sryorlard. Tanrsal esine sahip peygamber dncesi Yunanistan'da (baka yerlerde olduu gibi) bilinen bir dnceydi; peygamberler aklayabileceklerinden ya da anlayabileceklerinden, esrarengiz bir biimde, daha ok bilen kiilerdi. Platon'a gre insan akl gizli olarak karanlk baka bir yerle balantldr ve airleri, geleneksel olarak, esin sahibi varlklar, birer kShin olarak grmek mmkndr. Sanatnn esin perileri ne de olsa Bellek'in kzlardr ve Apolon (Kratylos 405 a) hem peygamber, hem de mzisyendir. Phcdros'la. peygambersi ve iirsel delilik yan yana konmaktadr. Platon, srekli olarak alay ettii, ama ayn zamanda da bir ipucu olarak kulland sanat esinindeki bi-lind yann ak ak ekiciliine kaplmt. Protagoras'tSi (347 e) filozoflarla arkadalk etmeyi airlerle arkadalk etmeye yelemektedir, nk airler hibir zaman neden sz ettiklerim bilmezler ve bakalar da irilmez. Bununla birlikte, Menon'dsi yle sormaktadr Platon: Erdem retilebilir mi?(s.36)"Hayr", der sorduu somya yant olarak. ''Erdem The-mistokles, Aristides ya da Perikles tarafindan bile rctilemez/' Ba^ eyler retilebilir (didakton), tekilerinse 'anmsanmalar' gerekir (anamneston). Akll kiiler olan devlet adamlan bile bilgeliklerinin kaynam bilmediklerinden airler gibidirler. Platon bilgeliin bize her naslsa 'tanrsal ba' (theia morla, 100 b) yoluyla geldii sonucuna varr. Gerekten de anmsamann gcne snr yoktur, nk 'tm doa benzerdir ve ruh her eyi renmitir (81 d). Bylelikle, bir eyi ele geirerek, bu gizemli sre sayesinde. teki eyleri de ele geirmeye devam edebiliriz. Yaratc akl igdsel olarak balantlar kurar ve derin bir fikir, bize yabanc olan bir fikri bildik olana fikre birletirir ve kendi apaklm aydnlatr. Platon (szgelimi) Devle f m 572 a numaral paragrafnda, fkeyi, sakin dncelerle uykuya dalarak yattrmaktan sz etmektedir. Yasalardaki eitim tartmas ise 'bilinalt" ik-nann gc zerinde ne denli kafa yormu olduunu gstermektedir. Anamnesis iinde yeniden kefedilen dnya Formlarn dnyasdr ve Formlarn Platon'un dncesinde hem karmak, hem de karanlk bir tarihleri vardr. Sayg ve sevgi nesneleri olarak Formlar'in en gzel grnts bize Phaidros'ta (250) verilir. Burada Formlar'a (bir mitte) 'gereklikler' ya da 'varlklar' (onta) olarak deinilir. Forumlar nmzden bir tren alaynda olduu gibi getikleri grlebilen nesne benzeri eylerdir. Ruh Formlar' 'tek basma' aradnda Formlar 'yalnzca' ruh tarafindan grlrler (Phaidon 66 d. 79 d) ve bu nedenle de Formlar ruhun lmszl umuduyla balantldrlar. Gzellik Formu (len 211) tekil ve sonsuz halde, tede ve kendinden parltlar saar, oysa 'bizimle birlikte' olan Formlar pislie bulap, 'deersizlemilerdir'. Sanat uzmanlar da iinde olmak zere, 'grntlerin ve seslerin Sklan', Devletin 476 numaral paragrafnda 'd gr-(s.37)mektedirler, nk onlar bir benzerlii gereklik sanmaktadrlar. Formlar Kuram "nin kkeninin 'mantktan yola klarak Aristotelesi tarzda kalmasnn, bu betimlemenin yalnzca bir paras olduunu anlamak iin insann Platon'u daha fazla okumas gerekmez. Platon'un dncesinde Formlarda duyulan gereksinim ta balangtan beri ahlaksal bir

gereksinimdir. Formlar Kuram, yiliksin kuku duyulmayacak biimde gerek, birletirici ve (her naslsa) yaln bir ey olduu yolundaki bir kesinlii dile getirmektedir, bir baka deyile yilik duyulur dnyada tam anlamyla ifade edilmemekte, bu nedenle de baka bir yerde var olmaktadr. Platon'un anlatmndaki belagat ve g, bizi zel balamlar iinde, sylediklerin} anladmza inandrabilir, ama hi kuku yok ki Formlar'in neler olmas gerektiim anlamak hibir zaman pek kolay deildir, nk Platon onlardan sz ederken srekli ola-rak varlkbilim, mantk ve dinsel mitler arasnda girip gelmektedir. F.M. Comford, kuram ilk ortaya ktnda, (kavramlar ruhlardan ayrmilatrma srecinin' Platon'un zih-ninde henz pek billurlamam olduunu ileri srmektedir. (F rom Region to Philosophy, kesim 132.) Bu grte Form balangta ruhmaddesi'nin bir paras ya da daimonik bir grup-ruhu olarak tasanmlanmtr. Bylesi bir fikri ak seik olarak gelitirmek pek mmkn deildir. Platon Formlardan hem mutlak bir gven, hem de saknml bir belirsizlikle sz etmektedir ki bu ikisi dikkate deer bir bileim oluturmaktadr. Tarihsel kimliiyle Sokrates ahlak kavramlarm incelemekle ilgilendii iin, ilk Formlar' maddeletirme eilimi de erken balamtr. Form 'kendinde olduu ekliyle (anto kath anto) definiendum kavramn temsil eder. Protagoras'n 330 c numaral paragrafnda bize Adaletin adil olduu sylenir. lk Formlar ayn zamanda tikel kavramlara 'katlmakta' ve bylelikle de onlara bir tanm ve belli bir gereklik derecesi vermektedir. Ancak Phaidon'dm itibaren Platon, zellikle ah(s.38)laksal ve dinsel balamlarda, dilin kullanm araclyla (ner-meterfe^olmaktan ok dorudan tanklkla bilinen tinsel grnn (vizyonun) deimez, sonsuz ve ayr nesneleri olarak bir Formlar betimi gelitirmektedir. Vasat bir yaam yanlsamalarla dolu bir yaamdr. Gerein ve gerekliin kefi, erdemli yaama dn, akn Formlar'n engellenmemi gr araclyla olur. Platon, ayn zamanda, daha mantksal metafizik balamlarda, bu betimi terk etmeksizin onu eletirmekte, hatta ona saldrmaktadr. Sz konuu betim yetkin bir mitolojik klkla Timaios1^ yeniden ortaya kmakta ve besbelli ki, Platon'un kendisi iin baka bir formlasyon bulamad bir eyi ifade etmektedir. Formlarda yaplan son gnderme Yasalar adl yaptn 965 numaral paragrafndaki arbal gndermedir. "Herhangi bir nesnenin birbirine benzemez birok eyden tek bir ideaya bakabilme yeteneinden baka daha eksiksiz bir gr ya da grn olabilir mi?" Buradaki gr (vizyon) ediminin dili, aka metaforik bir dil olarak gzkmektedir. Son dnemlere ait yazl olmayan gizemli bir retide ise. Formlar ile saylar arasnda bir balant kurulmu olduu (yi Bir'dir) sylenmekte, ancak bu konuda ok az ey belirtilmektedir. Platon bir, ok, limit' kavramlaryla birok ekilde oynam olup, 'say' retisinin btnyle yeni bir eyi temsil etmesi pek olas gzkmemektedir. Diyalektik (felsefe). Formlarn deien yazglarnn yolunu izlemekte, bylelikle de kimi zaman mistik bir gr, kimi zaman titiz bir snflandrma olarak, ayrmlar yapma ve farklar ayr-tetme yetenei biiminde ortaya kmaktadr. (Politikos 285 a, Philebos 16-17.)Maddeletirilmi ya da grsel (visionary) Formlar'a ilikin en kkl kukular Parmenides, Theaitetos ve Sofist adl diyaloglarda ortaya kar. Parmenides'te gen Sok-rates, Parmenides'in ykc eletirilerine hedef olan bir Formlar retii ortaya koymaya girimektedir. 'Katlma' fkrine hibir anlam verilememekte, bir tikel ile 'benzer' bir Form arasndaki(s.39)bant ksr bir dngye yol amakta ('nc adam' us-lamlamas) ve Formlarn nasl bilinebileceini temellendir-mek de genelde olanakszlamaktadr. Parmenides ayn zamanda bir soruyla da Sokrates'i sktrmaktadr: "Nelerin Formlar' vardir" sorusudur bu. Kuram, byk ahlaksal Formlar in. Devlet" teki matematiksel Formlar'n ve byk genellik tayan teki saygdeer Formlar'n gz nnde tutulmasyla geliip bymtr. Ancak her eyin, hatta amur, ty ve kir gibi nemsiz eylerin bile Formlar' var mdr acaba? (Devletin 596 a numaral paragrafnda. Formlar ile cins isimler arasnda bant kurulmasnn dndrd gibi tpk). Sok-rates 'yoktur' demeye kalkt an, eer bu noktada diretecek olursa, kendisine henz bir filozof denemeyeceini

belirtmektedir Parmenides hakl olarak. Bundan baka, ele-tirilerine ve sorularna karn Parmenides (her naslsa) Form-lar'n bilgi ve sylev iin gerekli olduklar grn savunmaktadr, nk ona gre ayn adla her zaman ayn eyi sylemek gerekir (147 d). Kimi nemli "ortak nitelikler' tar-tilsa da Theaitetos dorudan doruya Formlar'a gnderme yapmamaktadr. (185 c). Diyalog, esas olarak, bilgi ile gr arasndaki saltk fark ilgilendirmektedir ki bu, kuramn zgn bir kurucu esidir. Sokrates, Parmenides'in taraftarlaryla He-rakleitos'un taraftarlar arasndaki kavgay (Tek insan ile ak insanlar kavgasn) tanrken, 'tam devinim ile tam de-vinimsizlik" grlerim reddederek. Sofist adl diyalogdaki uslamlamalar ngrmekte ve bize ayn yaptn 182 b numaral paragrafnda hibir eyin salt kendi basma1 (anto kath anto) olmad sylenmektedir. "Yanl gr kavram gz nnde tutulmakta olup (nasl oluyor da yanl yarglara varabiliyoruz?) "bilgi'yi tanmlama yolunda uzun ve sonu getirmeyen bir giriim sz konusudur. Uslamlamalar, bilginin alg olduu fikrini (zihnin bilinene dokunduu yerde, bilinenin belirgin varl), ya da doru gr olduunu, yahut buna bal(s.40)aklamal bir doru gr (logos) olduunu reddetmektedir. Tikelleri ayrtetme yetenei, sz konuu farklar konusunda. ifade edilenlerden her zaman daha fazla sezgi gerektirmektedir, bu yzden tikeller eriilmez ekilde anlatm kipinin a altnda yatarlar. Sofist diyalogu (burada Theaitetos, Parmenides ile Zenon'un konuk bir taraftan tarafndan sorgulanmaktadr) Formlar tar-timasna dnmekte ve Parmenides ile Theaitetos diyaloglarn-da zmlenmeden braklm olan sorunlar yeniden ele almaktadr. Bilgi nedir? Olumsuzlama ve yanllk nedir? Nasl oluyor da Formlar, dnce iin ok nemli oluyorlar? "Varlk", "Olula nasl girmekte, nasl girebilmektedii? Platon, bundan baka, bilen varln (ruh, psnkhe) bilinen ey kadar (Formlar) gerek olmas gerektiin! kabul ederek nemli bir adm atmaktadr. Bu ise, Timaios adl diyaloa giden yolu amakta ve psnkhe'nm hem bu diyalogdaki, hem de Yasalardaki fazlasyla artm olan roln gstermektedir. Yasalarda, gerei bilen gerek ruh, deimez varlk ile duyu dnyas ara-snda bir arac olarak ortaya kmakta ve gerek olarak sahip olduu stat imdiden itibaren olduka ykselmektedir. Varlk hem devinimi hem de devinimsizlii barnd rmaldr. Zaten Platon da burada, devinim kuramnn zorunluluunu bir gerek kuramnn paras olarak kabul etmekte ve bylelikle de ken-disinden nceki filozoflarn bilimsel ilgilerine daha ok yaklamaktadr. Bu ilgileri Timaios adl diyalounda da srdrecektir. Sofist diyalounun biimsel gerekesi ise, 'sofisti tanmlamak zere diyalektik 'blme ynteminm kullanlmasdr. Bu yntem de taklit ve uydurma trleri hakknda, daha sonra daha genel olumsuzlama sorunlar hakknda zihinde sorular uyandrmaktadr. Karmak bir tartma srasnda "Ele-al yabanc', 'Formlarn Dostlar "nin savunduu grleri (muhtemelen Platon'un daha nceki kendi retiidir bu) eletirmektedir. Neyin olmadm nasl syleyebiliriz? Yanl yar-(S.41)glar nasl anlaml olurlar? Yanl grler, taklitler, grntler, resimler, aldanmalar, kopyalar, mimesis rnleri nasl olabilir? Yanlln varlm ve akln geerliliim yadsyarak sansrden kamaya alan ve sonunda da alayc, cahil, dlemler uyduran biri olarak tanmlanan sofistin beylik d-snedendir bunlar. Sofist, yokluun karanlna kaar ve yo-lunu pratikle bulmaya alr (254 a). Yanl yarglarn nasl anlaml olabildiklerim greceksek eer, mutlak varlk ile mutlak yokluu kar karya koyan eski Eleac grlerden ka-nmamz gerektiim aklamaktadr diyalog. (Baba Parmenides'in sz konuu olduu meselede yabanc, bir anlamda baba katili olduunu ifade etmektedir.) Theaitetos, yokluun varlkla olduka i ie gemi grndn kabullenmekte (240 c) ve yabanc da yokluun varln kart deil, tersine, varln farkl olan paras olduunu aklamaktadr (257-8). Biz bir eyin X olduunu yadsdmzda, onun o olduunu yadsmayz, tersine, onun baka bir ey olduunu ileri sreriz. Bu olanakldr, nk dnya ne youn bir birlik, ne de kavranlmaz bir aktr, dnya aynlk ve farkllklardan oluan dzenli bir adr (249). Bu a

(snmploke) yanllk ile yanlsamay ve ayn zamanda da gerek ile dili olanakl klar. Bylelikle Formlar sistematik biimde birbirlerine balanrlar ve burada snflar olarak ortaya karlar. Biz, Tormlar'n i ie gemesinden anlaml bir konuma tretiriz' (259 e). Bu i ie geme eylemi kimi 'byk trlerin her tarafa yaylan var-lna; varolu, aynlk, farkllk, devinimsizlik ve devinim gibi olduka genel yapsal kavramlara ya da mantksal zelliklere baldr. Bunlar, snrl saydaki olanakl kmelerde teki harfleri bir araya getiren sesli harflere benzetilirler (253 a). Gereklik yledir ki baz eyler badar, bazlan badamaz, baz dzenlemeler olanakl, bazlan ise olanakszdr (253 c). (Ayn problemi ele alan Wittgenstein Tractatus'ta. benzer uslamlamalar ortaya koyuyor. Theaitetos ile Sofist arasndaki ili-(S.42)ki zerine, Wittgenstein'n aklamalanyla birlikte, McDo-weirin Theaitetos diyalounun 201-2 numaral paragraf hakkndaki yorumuna baknz.) Formlar sorunu Philebos'un 16, Phaidros'un 266 b ve Yasalar'm 965 numaral paragraflarnda belirtildii gibi, teklik ve okluk kavramlar zerine yalnzca bir snflandrma diyalektiyle yanitlanabilecek bir sorun deildir. Bu bir mantksal yap, bir anlam sorunudur. Parmenides'm 130 a numaral paragrafnda Sokrates'in gerekliliim grd yap budur. Bu yapnn varlna bilgiyi alg olarak grme dncesine kar ileri srlen uslamlamann bir paras olarak Theaitetos'ta. da (185-6) yle bir gz atlmaktadr. (Ancak burada Formlarda herhangi bir gnderme yaplmamtr). Devlette birbirinin iine geen bir Formlar a (snmploke, 476 a) olduka belirsiz tarzda gsterilmekte (bunlarn matematikte olduu gibi 'zorunlu bantlar' var mdr?) ve zgrlne kavumu akl (511 c) onlarn arasnda hibir aracya gerek olmakszn hareket ederken betimlenmektedir. ("Pek anlayamyorum" der Glaucon. lk ilke olarak "yi" ideas gerekte hibir zaman aklanmamaktadr). Sokrates Phaidon'da (99 c) gnee bakam adn ve logoi'ye (nermeler, sylem) dnmek zorunda kaldm itiraf etmi ve bunlarn da birer imge olarak (yani, alg nesneleri deil de, konuma olarak) dnlmemesi ge-rektiini eklemitir. Sofist m sonunda akla kavuturduu ey. Form diz-gesinin bize yalnzca konuma iinde ulaabildiidir. Dnmek i konumadr- 263 e, 264 a ve Theaitetos 190 a. (Pla-ton'un uslamlamas gerekte, Wittgenstein tarafndan hakl olarak yadsnan bu zdelie bal deildir. Investigations, s. 217. Ayn zamanda Tractatus 4.002'ye bakn.) Buras gerek ile bilginin ve ayn zamanda da akla yaknlk ile yanlln bulunduu yerdir. Gereklik byle dizgesel olduu iin (yokluun varla dzenli olarak girmesinden dolay) yaz da. Taklit (S.43)de, uydurmaclk da, sanat da, sofistlik de mmkndr. Bylelikle neyin sz konuu olmadm anlaml ve akla yakn bir biimde syleyebiliyoruz: Fantezilerc kaplmak, speklasyonlar yapmak, yalan sylemek ve hikaye yazmak. Byle bir dnyada sofist, bir arlatan ve yalanc olarak, doal bir fenomendir, nk gerein var olabilmesi iin yalann da var olabilmesi gerekir. stelik, eer bilgi konuma dzeyinde var oluyorsa (So-fsfin sz konuu olduu kadaryla), daha nce tasarladmz belki de mistik (yan-estetik) anlamda, Fomlar' bilemeyiz. Phaidon bedenden katan sz etmekte ve Theaitetos (176 b) bile bize tanrlara kamamz sylemektedir. Sofistte ise bilgi byle yer deitirmeler zerinde srar edilmeksizin tartlr. Akln gzyle grmek gibisinden dorudan tanklk olarak bilgi imgesi (geri Platon bu imgeyi daha sonra da kullanmaktadr), burada yerini, nermelerin kullanmyla ve yapyla tanklk kurma olarak bilgi anlayna brakmaktadr. Gerek, grlerde deil konumalarda yatar, bu yzden ne kk bireysel tikeller (Theaitetos bunlarn bilinmezliim itiraf ederck sona ermitir), ne de duyularst. ayrlm bireyler olarak Formlar, akl iin dorudan doruya eriilebilir deildir. Sofist, yaptn 254 a numaral paragrafnda. Maara'da bulunan bir kii olarak betimlenir. Ne var ki, burada, tinsel ilerlemenin imgeleri mevcut deildir ve diyalog bilgi asndan, Theaitetos't3i yadsnan grten (yani bilginin alg olduu g-rnden) ya da Devlette ileri srlen grten (bilginin, her naslsa. Formlar ile yz yze olduu grnden) daha az gl bir iddiada bulunmaktadr.

imdi belki de mimetik sanat da iinde olmak zere Pla-ton'un yaz ya da taklit olayna kar dmanlnn daha derinde yatan nedenlerim anlamak olanakl. nsan, sofistin zehir zemberek betiminin sanatlarn baka yerlerdeki betimine ben-zerliine ap kalyor. Eer doruluktan uzakln olmas ge-rckiyorsa, o zaman, tm bir aldatma sanat da var olabilir (264d).(S.44) Bilginin ideali yz yze grmektir, yoksa karanlk bir aynada (eikasia) grmek deil. Bununla birlikte, gerek, konumay ierir ve dnce de zihinsel bir konumadr, bu yzden dnce bir alg olmaktan ok bir simgeciliktir, gerekli bir ktlktr. (Gerekli ktlklerin iki anlamll ve genel olarak da Sofist" teki sorunlar zerine, Jacques Derrida'nn parlak de-nemesi La Pharmacie de Platon'^ bakn.) Umabileceimiz en iyi ey; dikkat, bilgi dolu bir konuma gerekletiinde, canl bir felsefi tartmada olabilecek, azami derecede sze dayal bir anlayn parltsdr (Yedinci Mektup 341 c). Konuulan dilin kendisi zaten yeterince ktdr. Yaz ve mimetik sanat ise, kt bir durumu nedensiz yere daha da ktletiren ve akl yanl ynlere srkleyen, daha ok sayda simgenin ve gidimli logoi'nin ya da logoi benzeri uslamlamann iin iine girmesidir. (Derrida. Platon'un, ldrebilen ya da iyiletirebilen eyi dile getirmek zere, pharmakon, ila szcn sk sk kullanmas zerine yorumlar yapmaktadr. Phaidros"'un 275 a numaral paragrafnda ise yaz, ila olarak tanmlanmaktadr.) Sofist iren biridir, nk ciddi olan bir yetersizlikle oynamakta, bilgi sahibi olmakszn imgeler yaratmakla vnmekte ve bir kurmaca dnyasnda yaadndan dolay da, doru ile yanl arasndaki ayrnu bulanklatrmaktadr (260 d). Bir znelci, bir grcceci, bir siniktir sofist Sofistin tanmna gtren blme eylemi srecinde, Maara'nn glge dnyasnda, yani eikasia alannda kopyac sanatya bile birazck daha yksek bir yer verilmektedir. Sofist, ironik bir takliti, eironikos mi-meles olarak betimlenmektedir. (Eski Yunancadaki eironikos szc bazen "iten olmayan diye de evrilir, ancak burada 'ironik szc saknml, zeka dolu, kinayeli konuma fikrini en iyi biimde vermektedir). Safdil taklitilere kart olarak ironik taklitiler felsefeden rahatsz olmular (286 a) ve bu kiiler ak ak anladklarm duyurduklar eyleri gerekte bil-mediklerinden huzursuzluk duyarak kukulanmlardr. Bu (S.45)noktada, Phaidros'ta sz edilen (269 e), btn byk sanatlarn gereksinim duyduu, adoleskhias kai meteoroloyias phnseos peri'y i, yani eylerin doas hakkndaki tartmalar ve kurgulamalar anmsayabiliriz. Perikles bile bu konularda Anaksagoras'tan yzeysel bir bilgi kapmakla talihli biri saylmtr. Bize ayn zamanda, Devletin X. kitabnda da (599 c)^sanatnn, 'doktor konumasn taklit edebilen', szde her eyi bilir gzken biri olarak betimlendii anmsatlmaktadr. Sanat gerekten de bir eit zel trde sofist olarak g-zkmeye balamaktadr. Beri yandan, sanatnn, dikkatimizi, sezgisel olarak bilinebileceklerim ileri srd tikellere ek-mesi ve bunu da felsefenin, tikellerin bilinebilirlikleri ko-nusunda ciddi kukular varken yapmas, iledii sulardan yalnzca birisidir. Sanat, bilgiyi tanklkla ve yine bilgiyi betimlemeyle kasten kaynatrarak felsefenin ortaya koyduu eyleri bozmaktadr. Buraya kadar yaptmz uslamlamalar hep sanat hakkndayd; imdiyse, Platon'un sanattan farkl olarak byk bir nem verdii 'gzellikten sz etmenin zaman. Platon'da gzellik, tinsel bir e olarak, sanat dta brakr. Daha nce de belirttiim gibi, Platon'un yaptlar, byk lde ruhun kurtulu yollaryla ilgilidir. Zorunlu olarak gerek bir ay-dmlanmaya gtrmeksizin, ruhunun farkl dzeylerim akln genel klavuzluyla az ok iyi bir uyuma kavuturabilecek herhangi bir kiiye ak olan (demokratik) bir 'adalet yolu'ndan sz edebiliriz. Her bir dzeyin karakteristik arzular ortadan kaldnmayacak, tam tersine, akln nderlii altnda, en iyi genel doyumlarm elde edeceklerdir. Daha altta olan blm eer ussal olarak denetlenirse, gerekten de daha mutlu olacaktr. Bu ussal bencillik ruhun daha alttaki dzeylerine Devlette eriecektir. Platon kukusuz az kiinin 'kurtulabileceini dnyor, ama birok kiinin de kendi tinsel d-zeylerinde doru bir yaam srebileceini kabul ediyordu. (S.46)^levlef'm IX. kitabinin sonunda ortay a konan kukular

elbette ki ideal devletin gerek devlet olarak var oluunu ilgilendiriyor, yoksa ruhun bir alegorisi olarak onun ok daha nemli etkililii konusunda bir kukuyu deil). Yasalar'd^ sradan adil adamn durumuna ilikin olarak bir lde daha hain bir tablo izilir. Platon, ou insann erdemi deil de iktidan istediim (687 c) ve bu kiilerin adaleti ye tutabilmek iin haz ve acyla eitilmeleri gerektiim belirtir. (Burada sanatn yardm olabilir). Elbette adalet, adaletsizlikten daha iyi olduu kadar, ondan daha da hotur, ama byle olmasa bile byle olduunu sylemek amaca daha ok yararl olurdu (653, 663). Siyasal sistemler insanlar iyi ya da kt yaparlar. Adalet yolu, benim 'Eros yolu ve 'Kozmos yolu' diye adlandracam daha yksek bir yolun altnda yer alr. Adalet arzularn bir uyumunu ge-rektirdiine gre, ve arzular da (Platon'un len'de syledii gibi, 205 e) gzel biimi altnda 'iyi'ye yneliyorlarsa, o zaman adalet yolu daha yce yollara gtrlebilir ve en mtevaz bir yurtta bile tanrsal bir rahatszla urayabilir. Devlette, "gzel kavramnn ad gemekle birlikte (szgelimi 476 b'de), gzellik bilimi ya da sevgisinden ok matematik incelemeleri bizi en yce bilgelie gtrebilir. Beri yandan, her ne kadar matematik de gzelse de, bu henz vurgulanmaz. Gzellik anlaynda Platon, cinsel aka ve dntrlm cinsel enerjiye felsefesinde merkezi bir yer verir. Kozmik bir g olarak cinsel ak (Afrodit), daha nce, Sokrates-ncesi dncede, Empedokles'in retilerinde ortaya kmt (Fr. 17). Platon'un Erosu, en sradan insani arzuyu en yce ahlaklla ve evrendeki tanrsal yaratclk modellerine balayan bir ilkedir. Sokrates, bir ak uzman olduunu birden ok kez ileri srmtr (len 177 e, 212 b; Phaidros 257 a). Platon filozoflarn iffetli kalmalan gerektiim srarla bildirmesine ve ruhun bedenden kamaya almas gerekliliim ileri sr-mesine karn, onu ilgilendiren, yalnzca tutkudan uzak kalan(s.47)bir arnma deil, tm Eros'tur. len'de Diotima'nm Sokrates'e betimledii Eros, bir tanr deil, bir daimondur, gereksinim ile arzu arasmda araclk eden bir ruh, "Yoksulluk" ile "Bolluksun melez ocuu. Eros yoksul ve evsiz barkszdr, iyinin ve gzelin ardnda hep kumpas kurup duran bir eit bycdr, bir sofisttir. Ne akll, ne de aptaldr, sadece bilgelik Sdr. Bizler kendimizde eksik olan eyleri arzularz (Tanrlar bilgelii sevmezler nk ona sahiptirler). Sevgili deil de Sk olan bu Eros, insanln belirsizlik tayan tinsel aracs ve devinen ruhudur. Eros ruhta btn dzeylerde etkin olan ve sayesinde gereklie doru dnebildiimiz iyi ve sevin arzusudur. Tutsaktan zgrle kavuturup onlar n ve zgrln daha yce doyumlarna doru ekebilen temel gtr bu. Eros ayn zamanda da (Devlet" m VIII. ve IX. kitaplarnda betimlenen) tirann gem vurulamayan itihalarnda ifade bulan gtr. Evrende snrl nicelikte ruh enerjisi vardr (Devlet 458 d), bu yzden de, iyi ya da kt yolda, bir arzu tekini zayflatacaktr. yi'yi ne olarak kabul dersek edelim. Eros. lmszlk ar-zusunun, 'iyi'ye srekli sahip olmann bir biimidir. Hi kimse isteyerek yanl yapmaz; yalnzca iyi her zaman gerek olarak arzulanr (Devlet 505 d) ve aslnda da yalnzca iyi arzulanr. Bu arzu gzellik iinde ve gzellik araclyla yaratma zlemi bi-imini alabilir (tokos an kalo, len 206 b) ki bu da cinsel ak (Yasalar 721 b), n sevgisi (airlerin lmsz ocuklar vardr) yahut bilgelik sevgisi olarak ortaya kabilir. (Bunlar Devlette ortaya konan arzu dzeyidir. Arzu btn dzeylerde antlmaldn) Gerek gizler telerde yatsa da Diotima, Sok-rates'e onun bile okumaya giriebilecei bu erotik kitaplardan sz eder durur. Bu tip kitaptan okumaya balayan kiinin gzelliin tek bir cisimlemesiyle yetinmemesi, tersine, fiziksel gzellikten ahlaki gzellie doru, yasalarn ve mores'in (trelerin) gzelliine doru, tm bilimlerin ve bilgilerin kendisine doru ynelmesi ve bylelikle de zel bir durumun baya tut(s.48)saklndan' kamas gerekmektedir. ehevi ak bize istediimiz eylerin her zaman "tede olduklarm retir ve ayrca bize yaratc erdeme dntrlebilecek bir enerji verir. Bir insan, dnceleriyle arzularm bu ekilde akln ve ruhun gzelliine doru yneltti mi, birdenbire, bir ltufla geliveren, theia moira'nm, Gzellik Form'unun ta kendisinin, anto kath anto meth anton

monoei des aei on, yani salt, lekesiz ve saf olan bu formun grsne ulaacaktr. F.M. Comford (The Unwritten Philosophy adl yaptnda) "len zerine yaplm en iyi yorumun lahi Komedya'da bulunduunu" sylyor. Araf kan-tosunun XXVII. blmnn sonundan alnt yapyor. Dante, Vergilius'un insani bilgeliinden yola kp Beatrice'in ki-iliinde tanrsal bilgeliin manyetik ekiciliim yaarken (Phaidros'to^A ruh gibi) kanatlarnn ktm duyumsar. Ver-gilius ona lmllerin birok biimler iinde aradklar mutluluun, imdi sonunda, tm alnn giderilmesine olanak ve-receini ve bylelikle de yetkinlie kavuan istenciyle arzusunun onun hakl klavuzu olacam syler. Tratto fho qui con ingegno e con arte: Lo tuopiacere omai prendi per duce. len ile Phaidros edebiyatn byk erotik metinlerine iki rnektir. Phaidros tinsel sevgiyi ok tuhaf ve youn fiziksel szcklerle betimler (Ruh kanatlarm nasl yaratr? 251). Platon burada da, iir sanatna kar yumuak bir tavr alr, nk iyi airin tanrsal esin tayan bir deli olduunu kabul etmektedir. Bununla birlikte, tanrsal deliliin en yce biimi gzellik sev-gisi, yani, Sk olmaktr (249 d). Gzellii severiz nk ru-humuz doumundan nce Formlar' rtsz grdnden gzellii anmsamaktadr: "Kendimiz de saf olduumuzdan, saf kta grdklerimiz yetkin, yaln ve mutlu grlerdir" (250 c). Ancak ruh cisimletiinde bunu bir lde unutur ve Form-lar'n yeryzndeki kopyalarm grdnde de onu belli belirsiz anmsar. Bilgeliin, adaletin, llln kopyalar ci-simlemi ruhun akl iin genellikle karanlktr, ama gzellik(s.49)kendi ortaya klarnda en aka grlendir (ekphanestaton), en dokunakl olandr ve bu gry cennete zg bir saflk iinde en ok anmsatandr. Bilgelik, kendisine bylesine bir akla baklabilse ne kadar sevgi lgnl uyandnrd kim bilir! Platon, retiim aklamaya. ruhu, biri iyi biri de kt iki ata sahip bir araba srcs eklinde betimleyen bir imgeyle devam eder. Sevilen ata yaklatklarnda kt ve ehvetli at ile-riye doru frlar ve iyi at itaatli ve alakgnllyken, kt atn serte gemlenmesi gerekir. Gzellik kendini ruhun en iyi b-lmne arzulanan, ancak sayg duyulan, ok sevilen, ancak sahip olunmayan bir ey olarak gsterir. Ruhun anmsad gibi saltk gzellie iffetli olunarak eriilir. Philebos9^ da sylenildii gibi, sevgi anamnesis' harekete geirir ve iyi, bize gzel klnda gelir. Yan mitik, yan metafizik bu yorum uyan srecinin hem balangcm hem de sonunu canl bir biimde ortaya koymaktadr. Bizler durmadan dncesizce 'iyiler' ardnda koarz ve bunlar bizi tatmin etmede yetersiz kalr. Erdem genellikle bize ekici gelmeyebilir, ama gzellik daha eriilebilir ve daha ekici biimde tinsel deerler sunar. Doadaki gzel (buna sanattaki gzeli de eklemek isterdik) agzl egoya tmyle dsal ve kaytsz olarak kavranan bir eye dikkat edilmesini ister ve bu dikkati dllendirir. Biz gzeli ele geirip kendimize mal edemeyiz (Kant'n da aklad gibi): Gzel bu retici anlamda akndr ve bizim aknla ilikin olarak edindiimiz ilk ve muhtemel en kalc imgeyi (deneyimi) de salayabilir. Ak olmak', Platon'un birok kez canl bir biimde betimledii bu youn sre (ak feragattir, dknlktr, kleliktir), ou insan iin yaamlarnn en olaanst ve en esin verici deneyimidir; bu deneyim iinde nem merkezi birdenbire insann kendisinden kopar ve dlere dalan ego tmyle farkl bir gerekliin bilincine vanp soka urar. Ak bu biimiyle biraz belirsiz bir eitmen olabilir. Platon, Eros'ta so-(s.50)fist bir yan bulunduum! kabul etmitir. Gl kuvvetli egonun (yani kt atn) sevilen ata hizmet edip ona hayranlk duyaca yerde, ona egemen ve sahip olma arzusu, ezici biimde gl olabilir. Bizler tekini gerekd klmak, yiyip bitirmek, sindirmek ve kendi fantezilerimizin ileyiine tutsak etmek isteriz. Oysa, sevmekle birlikte, sevilene sayg da duyulan ve (yine Kant'n szcklerim kullanacak olursak) sevilene bir ara ola-rak deil de bir ama olarak baklan bir ak, tm aklar ara-snda en aydnlatc ak olabilir. Platon'un (ecinsel) akn iffetli olmas gerektii yolundaki sran szcn gerek anlamnda yorumlanabilecei gibi gzelliin, akn ve yola

gelmez doasnn bir imgesi olarak da yorumlanabilir. ffetli akn bir eyler rettii gerei, hakikatte de, erotik diyaloglardaki ahlaki enin genel bir ortaya konu biimidir. Platon, Yasalar" d2i dzenli evlilik ii ak ver ve cinslerin eitliim savunur. Ancak aile yaam kavram aklndan hi gememitir ve bu konuda esas olarak bencillikten uzak durmann -retilmesi gerektiim ileri srmez: Bu ona baz eletirmenlerin dmanlm kazandrm bir noktadr. Erotik mitlerde son derece tutkuyla vurgulanan metafizik sav, gzellik duyusunun agzll, bencillii azaltp, ruhun enerjisini gerek ve iyiye doru yneltmekte olmasdr. Bu sav Platon tarafndan Formlar Kuram araclyla (kendisinin de glklerle dolu olduunu kabul ettii br kuram) ortaya atld iin, karanlk olup pek inandrc gzkmeyebilir. Daha inandrc ve ok daha aydnlk grnen (ve bir dereceye kadar da nceden inceden in-ceye hazrlanm metafizik dizgeden ayrlabilir olan) ey, bize burada ve Devlette nerilmekte olan ahlak psikolojisidir. Bu, ktnn aklanmas yolunda (iyinin bencillie dnp nasl yozi aabilecei konusunda) Platon'un szgelimi Philebos'toki daha sk felsefi uslamlamalarnn bize verebildiklerinden alttan alta ok daha iyi bir aklama getiren bir psikolojidir. Yozlam bir "iyi'nin ardndan koulduunda bile. Eros her na-(s.51)slsa iyiye ynelme arzusudur. Freud ile Platon arasnda kurulan benzerlik ilgin ve apak olan bir benzerliktir ve Freud, birok kez, Platon'a ve ayn zamanda da Empedokles'e olan borlarm ak ak belirtmi olmasayd da bu benzerlik kendini ortaya koyard. Ruh-zmlemesinin geniletilmi cinsellik kavram Platon'un Erosuyla badamaktadr (Cinsellik Kuronu zerine Deneme, nc basma nsz). Freud, cinsellii bir eit evrensel ve tinsel enerji, ykc olabilen ya da iyi amalarla kullanlabilen belirsiz bir g olarak tasanmladnda hi kuku yok ki Platon'un dncesi dorultusunda nemli bir izgiyi izlemektedir. Freud da ruhu blme ayrmakta ve ruh salm bu blmlerin uyumu olarak grmektedir. Platon gibi (Devlet 439) Freud da, Empedokles'i izleyerek (Sevgi ve atma) nce ruhu jkiye blm ve onu bir ad ya da snflara blnm bir devlet olarak tasanmlamtr. l bir blmlemeyi yelemesinin gerekeleri Platon'unkilerle ayndr: Arada dolaym iermeyen bir atma insan kiiliinin gereki bir betimini ortaya koymaz. Kant'n byle bir dolayma kar kmakta kendine gre anlalr birtakm gerekeleri vard. Hume'un dolaym kurma giriimleri ise yaplarnn en iyi blmlerim oluturmaktadr. Platon'un ruhbilimi merkezi blgenin daha kapsaml incelenmesinden yarar salard. Platon ruhtan sk sk hasta ve iyilemeye gereksinim duyan bir var-lkmasna sz etmektedir. Hem Platon hem de Freud, insanda gereklik konusundaki bilinlenmeyi arttrmak yoluyla iyiletirmeyi arzu etmektedir. Ancak Freud bizim, gereklii, ideal olann 'eletirel, cezalandrc etkinlii araclyla deil de egomuzla kavradmz savunmakta; oysa Platon, makul bir bencilliin stnde, gerek dnyay ayrdeden ve kendisine tam bir egemenliin ait olduu saf bir ahlaki yetinin var olduunu ileri srmektedir. Baka bir deyile sylersek, Platon din ve ^aba'mn lehinde bir tutumu benimsemektedir: Tabii Sok-(s.52)rates'in lmnn, zerinde brakt etkiye ar bir nem yaktrmak g olurdu; ancak Platon hibir zaman btnlkl bir Baba-Tanr' kavram 'icat' etmemekle birlikte, yaptlarnda baba olma niteliine ilikin bir sr imge bulunmaktadr. Oysa Freud dine ve babalara kardr. Freud yukanya giden yolu tkar ve egoya tam bir denetim hakk verir. Elbette, Tanr ile insan arasnda demonik bir arabulucu olan Platon'un Eros'u, hemen hemen tmyle (cisimlemi varlklar iin belki de tmyle deil) biimi deitirilebilecek bir cinsellii simgeler. Gerek iyi olduuna gre, enerjimiz kkensel olarak' saftr. te yandan Freud, cinsel enerjiyi doal dzeyden ideal dzeye doru (olduka tehlikeli biimde) bir trmanma olarak grr. Her iki dnr de ruhu (akl) organik bir btnlk olarak, isel olarak gl bir biimde balanm ve snrl bir gerece sahip bir btnlk olarak grme gibisinden nemli bir fikri paylarlar. "nsanlarn zihinsel yaamlar zerine bir eyler bilen herhangi bir kimse iin bir zamanlar tatm

olduklar bir haz-dan vazgemekten daha g bir ey bulunmadnn bilincindedir. Gerekten de bizler herhangi bir eyden hibir zaman vazgeemeyiz, yalnzca bir eyin yerine baka bir eyi koyarz. Bir eyden vazgeer gibi gzktmzde, gerekte btn yaptmz onun yerine koyabileceimiz bir eyi benimsemektir" (Yaratc Yazarn Gndz Dleriyle likisi, Toplu Yaptlar, cilt IV.) Platon bu grleri hi kukusuz kabul ederdi. Kurtuluun tm ruhu ilgilendirdiim hibir filozof ondan daha aka gstermemitir: "Ruh, enerjisi bencilce fantezilerden gereklie doru yeniden yneltilerek tr myle kurtarlmaldr." Platon diyalektiin bizi kurtarabileceini dnmez, gerekten de, ortadan kaldrlamaz daha alttaki blm de iinde olmak zere tm ruh uyum iinde bulunmadka bu mmkn olmayacaktr. Platon bu bakmdan ylmaz bir psikolojik gerekidir ve ruhu birok kez mekanik e-kimsel glerce ynetilen bir ey olarak betimler. Bu ise iyiye (s.53)doru deiiklii ok gletirir. Platon'un cam skkn anlarda, szgelimi Yasalar1^ bir belirlenimci (determinist) gibi konutuu bile olur (bizler itkilerin iplerinde oynayan birer kuklayzdr, 732 e), ama baka yerlerde (904 b) karakterin ge-limesini istencimize ve arzularmzn genel eilimine baml klar. Phaidros 247nci paragrafnda ruh g miti, zlem duyan ruhu bir eit doal ekime mahkum bir ey olarak resmeder ve Devlerin sonundaki olduka sert son yarg da bu yndedir. Platon'un, Pythagoraslardan ald ve kendi amalar dorultusunda kulland bu ve teki retilere gerekte ne de-receye kadar 4 inand' ok tartlmtr. Ancak benimsedii dogma ne olursa olsun, psikolojisi konusunda pek kuku yoktur. Adalet kavram bu bakmdan otomatik bir ilev tar. Pla-ton bana eski Zeus adaleti'ni yumuatm gibi gzkmyor (Hugh Liyod-Jones'un ayn adl kitaptaki ilgin yorumuna bakn) Platon uslamlamalarm daha incelikli ve bir hayli de adil hale getirmitir. Bizler gnahn nedenselliinden kaamayz. Theaitetos1^ (176-7) bize, ktclln kalmaz cezasnn insann yalnzca olduu kii gibi biri olmas ve Yasalar1^ da ktlk yapanlarn bu dnyada Hades'te olduklar sylenir. Witt-genstein Freud'un, 'on dokuzuncu yzyln dinamik bilimi fkrinden etkilenmi olduunu belirtmitir (Conversations on Freud). Belki de etkilenmiti; ancak dinamik model Platon'da daha nceden vardr. Anamnesis kavramnn Freud'un zamansz ve eriilmez bilind zihin fikrini etkilemi olduundan da kukulanlamaz. Freud yirmi yandayken, J.S. Mill'in anamnesis kavram zerine kaleme ald bir makaleyi evirmitir. (Bak. Rieff. Freud, 1959, s. 364). Bununla birlikte ben, onun bu reye ilikin olarak yapt hibir ak gnderme bilmiyorum. Platon'un Erosu bize gzellik duyumuz araclyla esin verir, ancak Eros dzenbaz bir varlk olup eletirel bir gzle ele alnmaldr. Yasalar'dsi bize (687 b) insan ruhunun her eye (s.54)gc yetme arzusu iinde olduu sylenmitir. Bizi kurtarabilecek olan enerji kendimiz ile gereklik arasna engeller dikebilmek amacyla kullanlabilir, bylelikle kendimizin ynettii bir d dnyas iinde rahat rahat kalabiliriz. Freud'un nevroz durumu, insanda byl bir kendini aldatmay yeleyerek gerekliin bu reddini temsil eder. Nevrozlu kii, 'ideal bir balanty yanllkla gerek bir balant olarak grr ve "gereklie kart olarak ruhsal srecin nemini abartr. Burada bir kez daha, Freud'un grlerini izleyerek. Eros "tan sa-nata bakalm. Freud, Totem ve Tabu'd^ uygarlmzda dncenin saltk gcnn yalnzca sanatta muhafaza edilmi olduunu' syler. Freud, Platon'un esinlenmenin doasna duyduu ilgiyi paylat gibi. onun sanata duyduu derin gvensizlii de paylar. Tabii Freud te yandan, Avrupa sanat geleneinin byklyle en gvenilir dzeyde kar karya gelince, sanata ok kaba davranmaya cesaret edemez. "Yaratc sanat sorununda nce, ne yazk ki, analizin silahlarm b-rakmas gerekir" (Dostoyevski ve Baba Katillii, Toplu Yaptlar, cilt V). Bununla birlikte Frcud, sanat eletirileriyle inelemekten geri kalmaz. Bize bir baka yerde (Yaratc Yazarn Gndz Dleriyle flikisi adl yazsnda) sanat yaplnn arpc ve vgden uzak bir tanmm sunar. Herkesin kiisel, gizli fantezileri vardr ve bu fanteziler dile dklecek olurlarsa, tiksindirici olurlar. "Asl ar poetica tiksinti duy--gumuzun

yenildii teknikte yatar... Yazar gndz dlerinin bencil karakterim deiikliklerle ve biimsel dnmlerle yumuatr ve bize fantezilerinin ortaya konulmasnda tmyle biimsel, yani estetik bir haz sunarak bir eit rvet verir." Estetik rvet Freud tarafndan orgazma gtren hazlara benzer bir n-haz' (Vorlust) olarak betimlenir. (Bu kavram daha ayrntl bir biimde Cinsellik Kuram zerine Deneme'de tartlacaktr iii.l) Bu yzden sanat yapt sanat ile alcs arasna yerletirilen byl bir szde obje (ya da eikhon)(s.55)olmaktadr ve bu obje araclyla her iki taraf da, ayr ayn, kendi zel fantezi yaamlarm denetlenmeden srdrebilmektedirler. "Edebiyattan gerekten haz alma zi-hinlerimizdeki gerilimin ortadan kaldnmasndan kaynaklanr. Belki de bu sonuca yol aan da, yazarn bizi gndz d-lerimizden utan duymadan haz alacamz bir konuma yer-letirmesinde yatmaktadr." Platon Devlette (606 d), sanatnn, ruhun en iyi blmnn 'korunmasn gevettiim syler. Freud'un tanmnn in-celiklerinden biri de sanat yaptnn biimsel deeri'ne kaytsz olmasdr, nk gerekte etkin ve gerekte ekici olan gizlenmi dlemdir. W.H. Auden'n dedii gibi, -ki bu pekala Platon tarafndan da ileri srlebilecek bir dncedir- "hibir sanat.. yaptlarnn by olarak kullanlmasn engelleyemez, nk bu, ister ince beeni sahibi, ister dk beeni sahibi ola-lm, hepimizin de sanatn, olmasn gizli gizli istediimiz eydir ('Kareler ve Dikdrtgenler' Poets at Work). Sanatn ruhun daha altndaki blmne ait olup temelde glgeler reten bir etkinlik olarak daha btnlkl bir tanmm pek bulamazdk herhalde. (Maddesel bir eya olarak sanat objesi, bir ta paras ya da kat vb. sradan grlr duyumlara sahip bir varlk olarak snflandrlabilir; sanatnn ve alcsnn 'grecekleri ey' glgeler olacaktr). W.D. Ross 'Platon'un, sanat yaptnn amacnn yanlsamalar yaratmak olduunu varsaymakla hi kukusuz yanlgya dtn syler. Aslndaysa, Platon'un yanlsama olarak sanat gr kesin ve karmak bir grtr. mgeler, dnce iin yardm dokunabilecek deerli eylerdir; bizler daha yce olan ilkin 'imgeler halinde inceleriz. Ancak imgelerin verimli bir tinsel aba hiyerarisi iinde tutulmalar gerekir. Sanatnn rettii eyler 'babo gezen imgeler'dir. Bu balamda sanat, iyi arzularn yozlatnmasnda uzmanlamakla bile sulanabilir, nk estetik rtnn hilesi iyinin alalmasn olanakl klar. Sanat objesi tatmin edici ek-(s.56)siksizlik havasm, alcsmn, ve Platon'un sk sk belirttii gibi neler yapt konuanda muhtemelen pek az fikri olan sanatnn yan-mekanik fantezi yaamlarndaki bambaka bir srecin babo kalmasna borlu olan, sahte bir btndr. Sanat objesinin biimsel zellikleri aldatcdr. Sanatn bilind ile ilikisi elbette sorunun temelinde bulunur. Platon'un szckleriyle syleyecek olursak