6
iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR Ahmet Zekl ÖZGÖER i.O.Edebiyat Fakültesi 1963'de istanbul'da ilkokulu'nu {1974) ve istanbul imam-Hatip Llsesi'ni bitirdi. (1981) istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarihi bilim mezun oldu. (1985) Bir süre Zonguldak Ulus'da tarih Ha- .len Uzman olarak ça· ve fakülte biriminde Yüksek Lisans islam Ansiklopedisi bilgi vermeden önce, ait bilgi hususunda bir lamada bulunmak yerinde Eserin Oryantalizm ait bir telif bu zaruri A. Ortaya en dönemlerinde, Islam arap dilindeki orijinal eserleri ile eski yunan eserlerinin arapça tercümeleri, ba- büyük Bu alaka, yani Oryantalizm'in ortaya ilk meydana Bundan sonra da ilk oryantalistlerin ortaya Bu tarih, X. tam B. Tarihteki Rolü: Eski oryantalistler, bilim ve felsefesini kendi dillerine nakletmekle Bunu yaparken de tetkik etmek1en çok, ilmi sevi- yelerinin yükselmesini hedef Bu nok1ada or- yantalizmin esas gayesini "tercüme" ve "nakil" taraftan, hristiyan din ve medeniye- tinin ve esas ittihaz edinen (- Misyonerlik) bir or- yantallzm de Esasen bu haliyle or- yantalizm, din elinde dini propaganda olara!< XIII. itibaren seyahat- lerle, XV. itibaren nüfuzunun büyük öl- çüde hissedilmesi dikkatini daha çok tir. Bu durum, olan art- sebeb Nitekim bilim özel ortaya ve bilginlerle eden oryantalizm de bu alaka sebebiyle vücuda tir. Bu bir -iki örnek vermek gerekirse en önemlileri olarak, XVII. oryantalisti Me- ninski 1680'de "Thesaurus lingua- ruro On'entalium"l 2 1 ile Serthel my D'Herbelot kaleme "Bibliotheque Orientale" ansiklopedi Oryantalizm, XVIi. siyasi politika ve diplomasinin unsuru olarak kendini tir. Bu maksatla ajanlar siyasi ve ti- cari menfaaller temin edilmeye XIX. zirveye oryantalizmin bu yönü, özellikle devleti bünyesindeki üzerinde himaye tesis et- me ve müstemleke ülkelerindeki durum- tesbit etme gibi konularda tesirli ait telkikierin en mükemmel bir ve mo- dern oryantalizmin ortaya ise Paris'de 1795'de "Eccole des Langues Oriental Vivantes" tesis ile mümkün Bilimin terakkisini esas alan oryanta- listler, dil, tarih, sosyal hayat ve gibi ko- ilgilenmeye Bu bilgiler objek1if bir mütalaa ile söylenebilir: Gerek siyasi nüfuz gayesi ile faali- yetlerde ve gerekse son ortaya müstem- lekecilik hareketlerinde, oryantalizmin tesiri mu- Fakat bu gibi bilim gerçek- mesaiyi denk tutmamak ve birbirinden gerekmek1edir. C. islam Ansiklopedisi ile münasebetl: islam An- siklopedisi modern oryantalizm bir netice- sidir. (5) oryantalizmle bir münase- bet sözkonusudur. Burada en mühim nok1a.hiç ki, eserin ait bilgi. Bu tarz bir hareket herhangi bir ----·-·---· -.-.-

iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

  • Upload
    others

  • View
    22

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR

Ahmet Zekl ÖZGÖER i.O.Edebiyat Fakültesi

1963'de istanbul'da doğdu. Kadırga ilkokulu'nu {1974) ve istanbul imam-Hatip Llsesi'ni bitirdi. (1981) istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeniçağ Tarihi bilim dalından mezun oldu. (1985) Bir süre Zonguldak Ulus'da tarih öğretmenliği yaptı. Ha­.len Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Uzman yardımcısı olarak ça· lışmakta ve aynı fakülte biriminde Yüksek Lisans yapmaktadır.

islam Ansiklopedisi hakkında bilgi vermeden önce, ait olduğu bilgi şubesini tanıma hususunda kısa bir açık­lamada bulunmak yerinde olacak1ır. Eserin Oryantalizm (-Doğu Araştırmaları)'e ait bir telif olması bu açıklamayı zaruri kılmak1adır.

A. Ortaya Çıkışı : Ortaçağ'da Avrupa'nın en karanlık dönemlerinde, Islam Dünyası'nın arap dilindeki orijinal eserleri ile eski yunan eserlerinin arapça tercümeleri, ba­tı dünyasının büyük alakasını çekmiştir. Bu alaka, batının dağuyu tanımasındaki yani Oryantalizm'in ortaya çıkma­sındaki ilk basamağı meydana getirmiştir. Bundan sonra da ilk oryantalistlerin ortaya çıkması gecikmemiştir. Bu tarih, X. Asrın tam ortalarıdır.oı

B. Tarihteki Rolü: Eski oryantalistler, doğunun bilim ve felsefesini kendi dillerine nakletmekle yetinmişlerdir. Bunu yaparken de dağuyu tetkik etmek1en çok, ilmi sevi­yelerinin yükselmesini hedef almışlardır. Bu nok1ada or­yantalizmin esas gayesini doğudan "tercüme" ve "nakil" oluşturmuştur. Diğer taraftan, hristiyan din ve medeniye­tinin doğuda y;ıyılmasını ve .müslümanların hristiyanlaştı­nlmasını esas ittihaz edinen (- Misyonerlik) bir başka or­yantallzm şekline de rastlanmıştır. Esasen bu haliyle or­yantalizm, din adamları elinde dini propaganda aracı olara!< kullanılırıak istenmiştir.

XIII. Asır'dan itibaren doğuya yapılan bazı seyahat­lerle, XV. Asır'dan itibaren Osmanlı nüfuzunun büyük öl­çüde hissedilmesi Avrupa'nın dikkatini daha çok çekmiş­tir. Bu durum, batının doğuya karşı olan alakasının art­masına sebeb olmuştur. Nitekim bazı bilim adamlarının özel çalışmalarını ortaya çıkaran ve bilginlerle teşekkür eden oryantalizm de bu alaka sebebiyle vücuda gelmiş­tir. Bu çalışmalardan bir -iki örnek vermek gerekirse en

önemlileri olarak, XVII. Asrın meşhur oryantalisti Me­ninski tarafından 1680'de neşredilen "Thesaurus lingua­ruro On'entalium"l21 ile Serthel my D'Herbelot tarafından kaleme alınan "Bibliotheque Orientale" adlı ansiklopedi zikredilebilirPı

Oryantalizm, XVIi. Asır başlarında siyasi politika ve diplomasinin yardımcı unsuru olarak kendini göstermiş­tir. Bu maksatla doğuya ajanlar gönderilmiş, siyasi ve ti­cari menfaaller temin edilmeye çalışılmıştır. XIX. Asırda zirveye çıkan oryantalizmin bu yönü, özellikle Osmanlı devleti bünyesindeki azınlıklar üzerinde himaye tesis et­me ve müstemleke ülkelerindeki müslümanların durum­larını tesbit etme gibi konularda tesirli olmuştur. Doğuya ait telkikierin en mükemmel bir şekle ulaşması · ve mo­dern oryantalizmin ortaya çıkışı ise Paris'de 1795'de "Eccole des Langues Oriental Vivantes" ın tesis ile mümkün olmuştur. Bilimin terakkisini esas alan oryanta­listler, doğunun dil, tarih, sosyal hayat ve sanatı gibi ko­nularıyla ilgilenmeye başlamışlardır.ı•ı

Bu bilgiler ışığı altında objek1if bir mütalaa ile şunlar söylenebilir: Gerek siyasi nüfuz gayesi ile yapılan faali­yetlerde ve gerekse son asırlarda ortaya çıkan müstem­lekecilik hareketlerinde, oryantalizmin tesiri olduğu mu­hakkak1ır. Fakat bu gibi çalışmalarla bilim adına gerçek­leştirilen mesaiyi denk tutmamak ve birbirinden ayırmak gerekmek1edir.

C. islam Ansiklopedisi ile münasebetl: islam An­siklopedisi modern oryantalizm çalışmalarının bir netice­sidir. (5) Dolayısıyla oryantalizmle yakından bir münase­bet sözkonusudur. Burada en mühim nok1a.hiç şüphesiz ki, eserin ait olduğu bilgi. şubesinin teşhisidir. Bu tarz bir hareket ~ser hakkında yapılacak herhangi bir değerlerı-

----·-·---· -.-.-

Page 2: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

islam Ansiklopedisine Dair/Ahmet Zeki izgöer.

dirmeda ipuçları verecektir. Ayrıca değerlendi~ı'nenin da­ha sıhhatli olmasına yol açacaktır. Zira ansiklopedinin ki­me ya da neye ait olduğu bilinmeden yapılacak herhangi bir değerlendirme objektif olamıya~aktır.

B i r i n c i B ö lüm

ENCYCLOPEDiE DE L'ISLAM

A. i lk örneği: Daha önce de sözü edilen ve Fransa'da O'Herbelot tarafından telif edilen Bibliotheque Ori-entale adlı ansiklopedi, Leiden tabı olan islam Ansiklope­disinin !lk örneğini teşkil etmiştir. <6ı Eserin ilk sahilesinde yer alan "Doğu milietlerini tanımak için gerekli herşeyi­tarihlerini, gerçek ya da efsanevi an'aneierini, dinlerini, mezhepierini, hükümetlerini, siyasetlerini, ört ve adetleri­ni, devletlerin idare ve teşkilatını -ihtiva eder(7) cümlesi bunu doğrulamaktadır. Nitekim Frans.ız oryantalistlerin­den Maxima Rodinson bu eser için "Islam Ansiklopedi­si'nin ilk taslağı" tabirini kulianmaktadır.<81

B. Telif Sebebi: Islam Ansiklopedisi'nde imzalarına tesadüf edilen birçok müellif, ilmi oryantalizmin açtığı çı­ğır ile yazılarını kaleme almışlardır. Bu durum ilmi telkik­Ierin ortaya çıkmasında tesirli olmuştur. Nitekim doğunun henüz işlenmamiş bir saha olması ve orijinal mesai için koylaylıkla mevzu bulunmasıı9ı oryantalistler için itici bir gü­cü meydana getirmiştir. Ayrıca eser, batılı devletlerin müs­temleke olarak kullandıkları islam memleketlerinin kültür ve medaniyeti üzerinde yaptıkları çalışmaların esasını(loı yani neticesini de ortaya çıkarmıştır. Özetle islam Ansik­lopedisi iki sebebe istinaden yazılmıştır. Birincisi bakir bir saha olan doğunun değerlendirilmesi ki, buna tanınması da denilebilir. Ikincisi ise doğuya ait kültür birikiminin pra­tiğe dökülmesidir.

C. Müellifl~r: Eserin telifind~ buiunanlar Alman, Fransız, Macar, Ingiliz, Holiandalı, ıtalyan, Rus v.b. Avru­palı oryantalistlerden müteşekkildir. Ayrıca Arap ve Türk müeliifier de bulunmaktadır. Maddelerin çoğu Alman or­yantalistler tarafından kaleme alınmıştır. Ansiklopediye madde yazan şahıslar sahalarının mütehassıs kimseleri­dirler.<11ı

Böyle olmasına mukabil, hristiyan ve yahudi olan mezkur şahısları n k~ndi inançlarını ansiklopedi sütunları­na yansı tmış oldukları gözden kaçmamıştır. Telif ettikleri maddelerde Islam büyükleri için şüpheci üsluplar kullan­mışlar, onları küçük düşürücü ifadeler sarfetmekten çe­kinmemişler~ir.<'2ı

O. Neşri: Encyclopedie de l'islam, E.J. Brill tarafın­dan 1908 senesinden itibaren Hollanda'nın Leiden şeh­rinde fasikülier halinde neşredilmeye başlanmıştır. Al­manca, Fransızca ve ingilizce olmak üzere üç dilde yapı­lan bu yayımın gerçekleştirilebilmesi, maddi desteğin Milletlerarası Akademiler Birliği ile Avrupalı -ve Amerikalı bazı zenginler tarafından finanse edilmesiyle mümkün olabilmiştir. Toplam dört büyük cilt ve 5312 sahile olarak tamamlanan ansiklopedinln bu birinci baskısına bir kü­çük cilt de "zeyl" ilave edilmiştir.<'3ı Avrupalı ünlü oryan­talistlerin gözelimi aitında yapılan bu yayım 30 sene sür­müştür. Bunun yanında, daha ziyade akaid ve ıstılahata dair bir de lügat hazırlanmıştır. Bu, ansikiopediden seçil­miş bazı maddelerin hülasası mahiyetinde olup el kitabı olarak basılmıştır.<'•ı Eserin ı. Leiden baskısına Türki­ye'den 'Türk Edebiyat!'' ve diğer bazı maddeleriyle yal­nız M. Fuad Köprülü. iştirak etmiştir.(l5l 1954 yılında an-

69 .

siklopedinin iki dilde (Ingilizce, Fransızca) yeni bir baskısı (Nouvelie Edition)'na başlanmıştır. Bu baskıda, Türkçe yayımlanan Islam Ansiklopedisi'ndeki birçok maddeler­den istifade edildiği göze çarprnakla hatta Türk bilim adamlarının imzalarına dahi rastlanmaktadır. Yeni baskı­nın en önemli özelliği, eski baskıda bulunmayan yeni ba­zı maddelere yer verilmesi rı&ı ve eski baskıdaki yanlışları düzeltme ile eksiklikleri tamamlama(l71 keyfıyetidir. He­nüz tamamlanmayan bu baskının yayımı halen devam etmektedir.

E. Muhtevası : islam alemine ait geniş bir sahayı içi­ne alan bu eser hakkı nda, uzun yıllar ansiklopedinin ida­resinde bulunan Adnan Adıvar şunları söylemektedir.: "islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri eserler ile müslüman ka­vimlerin gerek asıl vatanıarına ve gerekse yayıldıkları yer­ıere ve islam Dini'nin girdiği bütün sahalara dair tarih, coğrafya, etnoğrafya, felsefe, kelam, fıkıh ve dil maluma­tını, veciz ve kesit bir ansiklopedi üslubı ile yani az satır içine çok malumat sıkıştırmak suretiyle ihtiva eden mu­azzam bir eserdir''ı•sı Bu itibarla eser için bir ihtisas an­siklopedisi tabirini kulianmak mümkündür.

F. Tesiri: Encyclopedie de l'islam, tamamlanmasın­dan kısa bir müddet sonra Türkiye'de Türkçe, Mısır'da Arapça, iran'da Farsça, Endonezya'da Malayca ve ~a­kistan'da Urduca'ye tercümeye başlanmıştır.1191 Şup­hesiz ki bu hareket eserin, doğu dünyasında icra ettiği tesiri göstermesi bakımından önemli bir gelişme olmuş­tur. Türkiye'deki tesirinden ileride söz ed~ceğiz ...

G. Tenkidi: Ehliyet sahibi oryantalist bilim adamları tarafından telif edilen eserin güvenilir bir müracaat kitabı olduğu bilinen bir gerçektir. Bununla beraber Leiden ça­lışmalarında tesbiti yapılan maddeler arasında baz.ıları­nın çok fazla genişletildiği bazılannın da kilayetsiz kaldı ­gıı2oı anlaşılmaktadır. Esasen herhangi bir ansiklopedinin bir maddesinin aynı kuvvet derecesinde olmasının zorıu­ğuıııı bilinmektedir. Nitekim islam Ansiklopedisinde de buna tesadüf edilmektedir. Kaynakların az ya.da çoklu­ğu , o sahada ö.nceden yazılmış monografilerin bulunma­yışı ve bazı müelliflerin ansiklopedik yazı yazma alışkan­lıklarının olmayışı<22J bu ıesadüfte büyük rol oynamış-tır. '

Buna bazı müelliflerin şahsi alakalarının fazlalığıl23ı da eklenebilir. Sözkonusu bu durum her ne kadar normal bir hadise olarak düşünülabilirse de eserin genel hava­sında belirli bir nispetsizliği ortaya Çıkarmaktadır. Bunun yanında, ansiklopediyi oluşturacak maddelerin tespiti için düzenlenen fişlerde -dolayısıyla eserde- bazı eksik­likler gözden kaçmamaktadır. Esasen burada üzerinde durulması gereken en önemli nokta belki de budur. Eser­de Türk Tarihi ve Kültürü'ne ait birçok önemli maddeler ele alınmamış, alınanlarda ise yetersiz tasvirlere gidil­miştir.ıı•ı

Bir başka masele de zaman aşımı nedeniyle ansiklo­pedi sahilelerinde hissedilen eksikliklerdir. Bunlar daha çok tarihi ve coğrafi maddelere tekabül etmektedir. Me­sela, bir memleketin nüfusuna ait bir malumatın 1908 se­nesinde neşredilen bir eserde bugünkü şartlara uygun olamıyacağı gibi ıısı Bununla beraber Ansiklopedinin yeni yapılan baskılarında bu gibi durumlara dikkat edildiği, ek­sik ya da hatalı olan kısımlarının büyük bir bölümünün gi­derilmeye çalışıldığı 1261 anlaşılmaktadır. Ancak bunda ne derece başarıya ulaşıldığı tartışma konusudur. Diğer bir eksikliği de bir dilden başka bir dile yapılan tercüme­deki bazı dikkatsizlikler meydana getirmektedir. Bunlar

.. 1 .

Page 3: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

70

herhangi bir araştırma yapılmak istendiğinde, madde hangi dilde yazılmışsa o versiyona müracaat etmeyi za­ruri kılacak niteliktedirler.<27l Asiina müracaat edilmeden yapılacak ilmi bir tetkik, çalışmanın sıhhati bakımından son derece sakıncalı bulunmaktadır.

ikinci Bölüm

iSLAM ANSiKLOPEDiSi A. Tercüme ve Neşri: islam kültürünün değişik ko­

nuları yanında müslüman milletierin ve bu arada Türk­ler'in tarihine, özellikle bunların bilim, sanat ve siyaset alanında şöhret sahibi olmuş kişilerinin biyografilerine yer veren ve bilhassa ilmi bir yayın olan ·böyle bir eser Türk ilim adamlarının dikkatini üzerinde toplamakla ge­cikmez.ı2aı Gerek üniversiteli talebelerio ve gerekse üni­versite haricindeki ilim erbabının bu eserden tam mana­sıyla istifadesinin mümkün olamadığı<29l anlaşılmış bu maksatfa eserin kültürümüze kazandırılması düşüncesi ortaya çıkmıştır. 1301

2-5 Mayıs 1939 tarihleri arasında Ankara'da topla­nan ı. Türk Neşriyat Kongresi'nde ansiklopedik yayınların önemi üzerinde durulmuş, bu konuda devletin öncülük etmesi fikri savunulmuştur.<31 l Bunun üzerine Maarif Ve­killiği teşebbüse geçerek 9 Mayıs 1939 tarihli bir yazıyı istanbul Üniversitesi Rektörlüğüne göndermiştir. Mezkur yazıda, eserin tercümesi ve nezareti için bir komisyonun kurulup bu konuda rapor hazırlanması istenmiştir. Bu amaçla 18 Mayıs 1939'da bir komisyon toplanmıştır. Ko­misyon tarafından hazırlanan .raporun vekillikçe tasvibi üzerine bir redaksiyon heyeti ile bir tercüme bürosu teşkil edilerek1321 faaliyetlere başlanmıştır. Bu arada eserin ilmi sorumluluğunu Edebiyat Fakültesi, mali ve teknik sorum­luluğunu "Bakanlık üzerine almıştır.<331 Ansiklopedinin is­tanbul tabı için bu çalışmalar yapılırken Avrupalı bazı bi­lim adamları yeni eser hakkında çeşitli tankidierde bulun­muşlardır. Bu tenkidlerin muhtevasını "böylesine mü­kemmel bir eserin Türkiye'de tamamlanmasının mümkün olamıyacağı" fikri oluşturmuştur.<34l Nitekim bu konuda ısrar edenlerin bile olduğu gözden kaçmamıştır. Mesela, H. Ritter bunlardan biridir.<35l

islam Ansiklopedisi, memleket içinde ise çok daha geniş boyutlu tenkidlere muhatab olmuştur. Sözkonusu tenkidlerde, islamiyel ile alakah konuları Avrupalı oryan­talistlerin -hatta bir kısmı misyoner olan müelliflerin- ob­jektif bir şekilde kaleme almadıkları ispatlanmaya çalışıl­mıştır. Yine bazı maddelerin yanlış eksik ve tezatlarla do­lu olduğu, bazılarının ise eserde yer almadığı belirtilerek oryantalistlerin emellerine alet olunduğu<361 ileri sürül­müştür. Bununla da yetinilmeyerek yeni bir eserin telifine gid ilmiş ve Eşref Edib, Ömer Rıza Doğrul, Kamil Miras ile ismail Hakkı izmlrli'den oluşan bir" grup tarafından 1940 tarihinde islam -Türk Ansiklopedisi'nin yayımına başlanmıştır. ilmi yönü tartışmalı<371 olan bu ansiklopedi­nin yayımı kısa bir süre sonra durmuştur38l

Faaliyetlere Türkiyat Enstitüsü bünyesinde başlan­mıştır. ilk birkaç fasikül Edebiyat Fakülteqi'nin nezareti altında çıkmıştır. Yayın çalışmalarının daha verimli olma­sı amacıyla beş kişiden müteşekkil daimi bir tahrir heyeti meydana getirilmiştir. Adnan Adıvar'ın murahhas mü­dürlüğü altında toplanan ilk tahrir heyetinde Reşit Rah­meti Aral, Avni Başman, Sabri Esat Siyavuşgil ve Şerafeddin V allkaya üye oldukları halde yer almışlardır. .Heyete yardımcı olarak da Sesim Darkot, Mükrimin Ha­lll Yınanç, Zeki Yelldl Togan, Cavid Baysun, Ahmet Ateş ve Tayyib Gökbilgin getirilmişlerdir.<39l

islami Araştırmalar Cilt: 2 Sayı: 6 Ocak 1988

ilk önce eserin asiina sadık kalınarak tercüme edil­mesi, yani hiçbir ilave veya düzelirnede bulunulmaması ve yalnızca zeyldeki maddelerin metne eklenmesi ile ye­tinilmesi düşünülmüştür. Bu arada metinde veya zeylde bulunmamakla birlikte önem arzetmeleri sebebiyle ese­

re ilave edilmesine redaksiyon heyeti tarafından karar verilecek maddelerin hazırlanılarak yeni bir zeyl halinde ansiklopedinin sonuna eklenmesi uygun · görülmüştür.· Ayrıca tercüme sırasında çeşitli maddelerde tesadüf olunması muhtemel yanlışilkiara maddelerin asıl metni haricinde işaret edilmesi düşünülmüştür. Bu şartlar dahi­linde tercümeye başlanmış, fakat çok geçmeden bu uy­gulamanın arzu edilen neticeyi veremiyeceğinin anlaşıl­ması üzerine bu kararda bazı <leğişikliklere gidilmiştir. Buna, Türkiye'ye ait malumatın eksikliği sebep olmuştur. Böylece yalnız yanlışların düzeltilmesi ile yelinilmemiş ayrıca daha geniş ve umumi bir düzeltmeye, ilaveye ve hatta maddelerin yeniden yazılmasına karar verilmiştir. Kitabın aslında bulunmayan ve yeniden ilavesi düşünü­len maddelerin zeyle bırakılması kararı değişmemiştir.<40l

Bundan sonra maddeler fişlanerek müellif ve müter­cimlere havale edilmiştir. O tarihlerde heyet başkanı bu­lunan Adnan Adıvar, hangi şartlar altında çalışıldığı ve ne gibi zorluklarla karşılaşıldığı konusunda şunları söyle­mektedir: " ... mevzularına göre, mütehassıs müsteşrikler tarafından yazılmış maddeler, bu ansiklopediye yaraşa­cak ve ekseriyetle yine bu mevzulara, hiç olmazsa aşina olanlara hitap edecek bir tarzda icaz ve tenkiha riayet olunarak yazıldığı cihetle muhtevaya az çok vukufu ol­mayan mütercimlerin tam bir muvaffakiyeti kolay değildi. Diğer taraftan Ansiklopedinin ingiliz, Fransız ve Alman dillerinde neşredilmiş nüshaları olan nüshaları karşılaştı­rıldığı zaman, bazan ehemmiyetli görülebilecek farkiara tesadüf olunmaktadır. Bu vaziyet karşısında eseri tercü­me ve neşretmek vazifesini almış olan 'redaksiyon heye­ti, kontrol ve nihfıi tahrir salahiyelini muhafaza etmek üzere, tercümenin mühim bir kısmını yardımcı unsurlara yaptırmak mecburiyelinde kaldığı cihetle , muhtelif tercü­melerin dil, ıstılah ve uslüp ahengini ve asıl metne teta­buk derecesini tanzime gayret etmiş ve bir taraftan da her maddenin aslında yazılmış bulunduğu dilden, tercü­me ettirilmesine itina gösterilmiştir. Fakat maddelerinin birçoğununun almanca yazılmış bulunması, mütercimle­rin akseriyelle fransızcadan tercümeyi tercih etmeleri do­layısıyla maddelerin yazılmış oldukları dillerden tercüme edilmesi kaldesine tamamıyla riayet olunmamış, bu yüz­den ve bir de çok defa mütercimlerin muhtevaya tam vu­kufu bulunmamasından dolayı tercümelerin kontrolü sı­rasında pek zayıf olanlarına tesadüf edilmiştir. Ancak za­manla her mütercimin tercüme kudreti ve muhtevaya vukuf derecesi anlaşılmış ve bu suretle tercüme işlerinin daha salim bir şekilde yürümesi temin olunmuştur. Böy­lece yaptırılan tercümeleri kontrol ettikten, maddelerin yazılmış olduğu asıl dildeki metni ile tatbik eyledikten ve nihayet uslup bak.ımından da son bir defa gözden geçir~ dikten sonra, müsveddeler basıma verilecek hale gel­miştir ...

Sahifelerin eb'adına, cilllerin hacmine, yazıların pun­tosuna ve cinsine ve bilhassa roklalama işine, mümkün olduğu kadar dikkat edilmiştir. Islam Ansiklopedisi tercü­mesinin bas.ımı bahis mevzuu olunca: has isimlerden arapça olanlarını, müsteşriklerce adet olduğu vechile, muayyen bir transkripsiyon 'Usulü ile yazılmasının bir za­ruret olduğu da görülmüştür. Bu sebeple, bir taraftan ese­rin hazırlanmasına devam edilirken bir taraftan da Türk alfabesine uygun bir transkripsiyon alfabesinin tesbitine çalışılmıştır. Bu münasebetle ayn ve birbirine uymayan transkripsiyon usulleri takip eden muhtelif memleketler

- --·------· ----'- · ----,--~- . . .

Page 4: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

islam Ansiklopedisine Dair/Ahmet Zeki izgöer.

müsteşriklerinin düştüğü vaziyet nazar-ı dikkate· alına­rak, Türk ilim Alemi,.nde bu nevi neşriyat hususunda bir vahdet temin etmek ciheti düşünülmüş ve hazırlanan

'transkripsiyon alfabesi kabul edilmiştir. Ansil<lopedinin basımı için yeni harfler dökülmüş ve ·bu suretle ilk defa olarak ilmi edisyanlar için icabeden her nevi hazırlık ta­mamlanmıştır. Mamafih şurası da bedihldir ki, ansiklope­dinin tercüme ve· ikmalinde ihtiyaçlarımıza uygun bir yol tesbiti, matinierin uslup ve muhteva bakımından muraka­besi, imianın mümkün mertebe yeknesak olmasını temin zarureti, velhasıl basım, tertip ve tashih için matbaaca tertibat alınması ve muhtelif noktalama işaretlerine ye transkripsiyon harflerine mürettiplerin alışması, epeyce tiir zamana mütevakkıf bulunmuştur."14'' Nitekim, yapı­l.an çalışmalar neticesinde ilk fasikül Kasım 1940'da ilim alemine sunulmuştur. Ansiklopedinin ilk maddelerinde tercüme daha fazla yer tutarken sonraları telif maddeler ön plana geçmiştir. Böylece eser, Avrupa'daki aslı esas alınarak telif, tadil, ikmal ve tercüme suretiyle neşredil­meye oaşıanmıştır.<•2ı

1941-45 seneleri arasında heyet başkanlığında bulu­nan Adnan Adıvar'ın nezareti altında 7-63. fasiküller ya­yımlanmıştır. Adıvar bu vazifesini Ağustos 1954'e kadar devam ettirmlştir.<•31 Bu süre zarfında Islam Ansiklopedisi hakkında basında/Türk ilim adamlarının Çeşitli düşünce, mütalaa ve tenkidleri yer almıştır.ı«ı

Ad ıvar'dan sonra Cavid Baysun'un başkanlığında Reşit Rahmeti Arat, Sesim Darkot ve Ahmed Ateş ile çalışmaların sürdürüldüğünü görüyoruz. Bu heyetin faali­yetleri ile de 63-91. fasiküller yayımlanabilmiştir.ı•sı

21 Eylül 1'961 yılında ise, üçüncü bir tahrir heyetinin kurulduğuna şahit olunmuştur. Bu heyetle _Ahmed Ateş'in sorumluluğunda Reşit Rahm~ti Arat, lbrahim Kafesoğlu ve Tahsin Yazıcı vazife almışlardır. _Bunların çalışmaları neticesinde 91.109. tasiküiier ile "Istanbul" maddesini ihtiva eden 53/b ve 53/c fasikülleri neşredil­miştir.<461 Ateş'in vefatı (Ekim 1966) ve ikinci Qye Kafe­soğlu'nun islitası ile<47

' üçüncü üye Tahsin Yazıcı 19 Aralık 1966'da ansUdopedinin başına geçmiştir. ·onun başkanlığında Flkret lşıltan, Saadeddln Buluç, Nihad M. Çetin' den oluşan yeni bir heyet teşekkül ettirilmiştir. Üyelerinin çeşitli sebeplerle ayrılması lle heyete Orhan F. Köprülü, Abdülkadir Karahan ve Nejat Göyünç alın­mışlardır.<•aı Bu zaman zarfında da ansiklopedi çeşitli tenkidlere maruz kalmıştır.<491

Abdülkadir Karahan'ın ayrılması ile (1972) onun ye­rine Saadeddln Buluç tekrar heyete dahil edilmiş, diğer üyeliğe de Bekir Kütükoğlu tayin edilmiştir. Heyet, 23 Ocak 1980 tarihine kadar çalışmalarını devam ettirmiş ve bu devrede 109-129. fasiküllerin yayınma muvaffak ol­muştur ''Türkler" maddesinin geniş bir şekilde telili belli bir zamanı ve ciddi bir masaiyi gerektirdiğinden çalışma­lar son cil! olan 13'e kaydırılmış ve bu cildin 135 numaralı fasikülü neşredilmiştir.<501 Nihayet çalışmalar, Tahsin Ya­zıcı'nın başkanlığı altındaki Nazif Hoca, Ahmed Subhi Furat ve Orhan Fuad Köprülü heyeti ile tamamlanmış ve tüm fasiküller yayımlanmıştır.

Yapılan bütün bu çalışmalar, islam Ansiklo1Jedisi'nin Edebiyat Fakültesi'nin neşir organı olduğu izlenimini ver­mektedir. Gerçekten de eserin makalelerinin büyük bir kıs­mında fakülte öğretim elemanlarının imzaları bulunmak­tadır. Bunun yanında gerek yürütülen çalışmalarda ge­rekse eserin tamamlanması için sarfedilen mesailerde Edebiyat Fakültesi görevlilerinin büyük emeğinin bulun­duğu anlaşılmaktadır. Bu şartlar muvacehesinde eser, Edebiyat Fakültesi'nin yayın organı olarak mütalaa edile­bilir.

71

Diğer taraftan, fasiküllerin basımı ile ilgili birkaç nok­tayı da belirtmek yerinde olacaktır. ilk fasiküllerin basım adedinin 1500. olduğu bilinmektedir. Eserin büyük bir rağbet görmesi üzerine tirajı arttınlarak yeni baskılara gi­dilmiştir. Nitekim bugün 20.000'in üzerine çıkan tiraj,iki gerçeği gündeme getirmiştir. Birincisi esere gösterilen alakanın büyüklüğü ikincisi ise ansiklopediye duyulan ih­tiyacın gerekliliğidir. Ayrıca şunu da gözönünde bulun­durmak gerekir ki, Türkiye'de şimdiye kadar neşredilen ilmi ansiklopediler içinde hiçbiri bu seviyeye ulaşama­mıştır. Bu aynı zamanda eserin kıymetini hissettirmesı bakımından da önem taşımaktadır.

1940'1arda başlanılıp 1987 li'yıllarda tamamlanan bir eserin, erken ml ya da ·geç mi ikmal edildiği hususunda çeşitli şeyler söylenebilir. Biz, erken olduğunu değil ama geç olduğunu dikkate alarak şunları ifade edelim: Bu ko­nuda en başta ilmi çalışmaların sanıldığı kadar pek öyle kolay olmadığının gözönünde tutulması gerekecektir. Zi­ra ilmi bir çalışma büyük bir zaman sarfiyatını beraberin­de getirmektedir. ikincisi, tahrir heyetinde görülen deği­şikliklerin sıklığıdır. Bu değişiklikler istenilen istikrarı sağ­lıyarnama noktasında önemlidirler. Bir diğeri, gerek eser ve gerekse müellifler hakkında yapılan tenkidlerdir. Bun­lar da yıpratıcı rol oynadıklarından dolayı mühimdirler. Bütün bunlara bazı müelliflerin telif hususundaki gev­şekliklerini de eklemek mümkündür. Esasen şöyle bir kı­yaslama yapmak, islam Ansiklopedisi'nin geç kalmasını bir ölçüde mazur gösterebilecek mahiyettedir. Bilindiği gibi eserin Leiden tabı 4 cild halinde 30 senede tamam­lanmıştır. Aradaki fark tefekkür edilirse eserin geç olup olmadığı mevzuunda datıa isabetli kararlara varılabilir. ..

B. Tesiri: Bir çok maddelerin yeniden telif, tadil, ik­mal ve genişletilmesi ile yeni bir hüviyet kazanan islam 1\nsiklopedisi kısa bir zaman zarfında ülke dışında ilim aleminin dikkatlerini üzerinde toplamıştır.151 l Nitekim bu nesir için: "leiden tab'ının yeni bir neşrine başlanmadığı müddetçe isıarn Ansiklopedisi'nln muteber ve ilmi bakım­dan en tam nüshası olarak Türkçesi alınacaktır.'~52' diyen Prof. Spuler'in bu sözü, eserin icra ettiği tesiri hissettir­mesi bakımından mühimdir. Gerçekten de birkaç sene sonra Leiden'de yeni bir baskısı başlatılan Encyclopedie de l'lslam'da, daha önce belirttiğimiz gibi Türkçe neşri yapılan bu ansiklqpediden büyük ölçüde istifade edilmiş­tir.

Eserin yurt içindeki tesiri daha değişik olmuştur. is­lam Ansiklopedisi kendisinden sonra yayınlanan bazı an­siklopediler için örnek teşkil etmiştir. Mesela Türk Ansik­lopedisi bunlardap biridir.ıs:ıı Diğer taraftan, ülkemiz ilim dünyasına ilmi bir metodun gelmesinde de tesirli olmuş­tur54' Ayrıca anslklopedi: Islam alemi ve islami ilimierin çeşitli şubeleriyle uğraşan araştırmacılar için "iık müra­caat Kitabı" olma vasfını taşımaktadır.ıssı Bu da onun, il­mi çalışmalardaki tesirini ve vazgeçilmezliğini ortaya koyması bakımından ehemmiyet arzetmektedir.

C. Kıymeti: Islam Ansiklopedisi bugüne kadar Türki­ye'de yayınlanmış olan ansiklopediler Içinde hem ciddi­yeti hem de güvenlrliliğil56l ile haklı bir şöhret kazanm!ş­tı r. Yukarıda da belirttiğimiz gibi eserin Islam alemi ve Is­lami ilimierin çeşitli kollarıyla uğraşan kimseler için ilk müracaat kitabı olması, bu sözü doğrulamaktadır. Tarih ve kültürümüzle ilgili birço:< maddesi ile orijinal kaynakla­ra dayanan incelemelerin ilk yayın merkezini üstlenmesi açısından da önemli sayılır.'57'~ Ansiklopedinin çeşitli maddelerinde verilen bibliyografik bilgi ise bu sahalarda tetkik yapacak olanlar için rehber olacak mahiyettedir.ısaı

\ -.---.. --~=.~ ;::._-- - - :--..:..::-- :,..-. ·---.·---::. -----·---~--------·---------.:_

Page 5: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

72

Gerçekten de eser, gerek ihtiva •ettiği bilgi ve gerekse araştırıcıya sunduğu malzemenin kalitesi ile büyük bir kültür hazinesi olduğunu ispatlamakla kalmamış, ayrıca ilim adamlarının akademik çalışmalanna da esas olarak kıymetinin büyüklüğünü hissettirmiştir.

D. Tenkldi: islam Ansiklopedisi çeşitli yönlerden "klasik ansiklopedi" özelliğinden tamamıyla aynlmakta­dır.Esere daha çok !'Monografiler Mecmuası" demek ye­rinde olur, kanaatindeyiz. Gerçekten Türk Tarihi, Coğraf­yası ve kültürüyle alakah birçok maddenin ansiklopedik olmaktan çok monografik mahiyet arzeden son derece uzun maddeler olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum çeşitli spekülasyonlara yol açmaktadır. Eserin baş kısımlarında yer alan maddelerin genelde kısa olarak kaleme alındık­ları görülmektedir ki, bunların çoğu tercümedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Türkiye ile alakah bazı maddelerin Monografik özellikler taşıması neticesinde ilk maddeler ile sona doğru telif edilen maddeler arasında tabii farklı­lıklara rastıanmaktadır. Bunlar, eserin, yeknesaklığını sarsacak dezavantajlardır.

Diğer taraftan, tercüme safhasında muhtelif madde­lerde ciddi bir düzenlemeye gidilmediği anlaşılmaktadır. Oryantalistler, mensup oldukları dinlerinin, islamiyel ile ortak olan bazı yönlerinde subjektif bir tavır takınmışla­rortak olan bazı yönlerinde subjektif bir tavır ta.kınmışlar­dır. Sözkonusu bu durum, peygamberlere dair yazılan maddelerde açıkça görülmektedir. Bunlarda yalnızca Is­lami kaynaklar kullanılması gerekirken bunların yanında Kitab-I Mukaddes ve Talmud'ada yer verilmiştir. Tabia­tıyla bu hadise eserin "islami araştırma mahsulü" olma özelliğini ortadan kaldıracak vasıftadır. Zira, Hristiyan ve Yahudi menşe'li bibliyografik eserler, islam adına yapıla­cak bir tetkik için muteber kaynak olamıyacakları gibi öl- , çü de olamazlar. Bu mevzuda Abdülkadir Karahan'ın "Müsteşrikler, yazılarında islam inancını değil, kendi inançlarını nazar-ı dikkate almışlardır"'591 sözü söyledik­lerimizi doğrular mahiyettedir. Hal böyle olunca tercüme esnasında heyetin bu gibi noktaları gözönünde bulun­durması gerekirdi. böyle yapılmadığı, düzelimeye dahi

islami Araştırmalar Cilt: 2 Sayı: 6 Ocak 1988

gidilrpediği anlaşılmaktadır.

üzerinde durulması gereken en önemli masele belki de eserin bibliyografya kısmıdır. Zira bizi maddelerin ya­zılış şekli, muhtevası ve özelliği gibi hususiyatıerinden çok telifte kullanılan malzemenin güvenirliliği ilgilendir­mektedir. Bu sebeple, bibliyografyada yer alan materyal­Ierin kimliğinin tesbiti, kaleme alınan maddeye teşhiste büyük yararlar sağlıyacaktır. Bu noktada, arşiv vesikala­nndan istenilen ölçüde faydalanılmadığını kaydetmek gerekir.

Ansiklopedinin istanbul tabını, Leiden tabından ayı­ran hususiyatlerden biri tankidi bibliyografyaya geniş öl­çüde yer verilmesidir. Böylece hem kullanılan malzeme­nin değeri've hem de daha önce yapılan telkikierin de­ğerlendirilmesi okuyucuya sunulmuŞtur. Buna rağmen, bilhassa Osmanlı Tarihi'ne ait yazıların telifinde yerli kay­naklardan doğrudan doğruya faydalanıldığı halde yaban­cı kaynakların çoğundan ikinci elden eserler vasıtasıyla istifade edilmiştir.(60) Birinci hareket nı:ı kadar müsbet ise ikinci hareket de o ölçüde menfi olmuştur.

Ansiklopedi cilllerinin herbiri üzerinde bir tarih gör:ül­mektedir. Söz.konusu tarih, ilgili cildin son fasikülünün tarihidir. Fakat ilk bakışta bunun, cıe old~ğu anlaşılma­maktadır. Buna, eserin yeni baskı tarihlerinin cild kapağı­na aksetmesi neden olmuştur. Sonraki neşirlerde fasi­küller tıpkıbasım olarak yayımlandığından bu tarihler an­siklopediye yeni bir telif intibaını vermekte bu da yanlış kaynak göstermeye sebep olmaktadır. Esasen, islam Ansiklopedisini kaynak gösterirken önemli olan husus, mehaz gösterilecek fasikülün hangi tarihte neşredildjği­nin bilinmesi ve ona göre işaret edilmesi keyfıyetidir. Bu­nun yanında, fasiküllerin yeni baskılannda revizyona gi­dilmesinin gerekliliği 'de tahrir heyeti tarafından dikkate alınmalıdır. Zira gönül istiyor ki, yeni vesikaların ışığı al­tında eskimiş, eskimekte ya da eksik bulunan maddeler varsa bunlar, tekrar gözden geçirilerek yeni bir yoruma tabi tutulsun, böylece eserin canlılığı kaybolmasın ...

KAYNAKLAR

(1) Adnan Adıvar, Mukaddime, lsltimAnsiklopedisl, Fasii<ül1 (lstanbul1940},s.11. (2) Bu eser oryantalizm tarihi için büyük bir kaynaktır. (3) Adıvar, ayn.mak.,s.IIHV. (4) ayn.mak.VI-VII. (5) Vahit Çabuk- Reldn Ertem, •istam Ansiklopedisi-, Türk 0111 ve Edebiyali Ansik/opedisi, Devirter Isimler Eserter Terimler. IV {is-

tanbul1981 ), s.421 (6) Adıvar, IV . (7) Barthiılmy D'Herbelot, Bibliothl!que Orientale{neşri: Galland}, Paris 1697, (8) Maxlme Rodlnson, Batıyi Büyüleyen islam (tercüme: Cem ll Meriç), lstanbul1983, s.49 (9) Adıvar, XIII

{10) Çabuk, ayn. mak.,s.421 . (11) Yazı Kurulu, Onsöz, Küçük Türk-lslamAnsiklopedisi, Faslkül1 {lstanbul1974) (12) Abdülkadir Karahan, Yeni Nesil, 13 Ekim 1985, s.4, (13) Zeyi:Supplement, 1942 (14) Afmancası: Handwôrterbuch des Islam, 1943; lngilizcesl: 'A Shorter, 1946. (15) Orhan Fuad Köprülü, "Islam Ansik/opedisinin mahiyet ve klYmeti", Oiyanet Dergisi, Xll/3 (Ankara 1973}, s.161. (16) Orhan Köprülü, ayn.mak,s.162. (17) Yazı kurulu, ayn.mak. (18) Adıvar, 1. (19) Yılmaz öztuna, "Islam Ansiklopedisi Faciasl'', Dünya Gazetesi, 7.Mar11969,s.2. (20} Çabuk, 421 . (21) Orhan Fuad Köprü ID, "Bir tenkid haklanda bazi mülahaza!a?', Türkiyat MecmuaSI, lX (Istanbul 1951 ), s .1 n . (22) ayn.mak.; Adıvar, XVI;Genlş bilgi için bak: M.Fuad KöprüiO, Bizans Müesseseferinin Osmanli Müesseselerine Tesiri{neşreden:

Orhan Fuad KöprüiO),Istanbul1981.

--- --- __:.. ----:-- ------:-·

Page 6: iSLAM ANSiKLOPEDiSiNE DAiR - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00064/1988_6/1988_6_OZGOZERAZ.pdf"islam Ansiklopedisi,' müslümanların ilim, fikir ve sanat aleminde vücuda gelirdikleri

Islam Ansiklopedisine Dair/Ahmet Zeki izgöer. 73

(23) Mesela Kuzey Afrika'yı Ilgilendiren bir madde fransız oryantalistlerinden birine havale edilmiş, dolayısıyla maddede gereksiz sa­tırlarla telemiata girişilmiştir. Fakat aynı müellifın bir başka ülkeye dair kaleme aldığı madde Ise daha az bir yazı lle yazılmıştır. Adıvar, XVI)

(24) Orhan Fuad Köprülü, "islam Ansiklopedisinin mahiyet ve kiymeti", s.162. (25) Adıvar, XVI. · (26) Tahsin Yazıcı, •fs/am Ansiklopedisi tamamlamrken ... ';Cumhuriyet, ? ,s.2. (27) Adıvar, XVI. (28) Yazı Kurulu, ayn.mak. (29) Adıvar, XVII (30) Çabuk, 422. (31) Nuri Akboyar, "Ansiklopedici/iğlmizin ilk 80 yi/1", Türkiye'de Dergiler-Anslklopediler(1849-1984), lstanbul,1984,s.230.

(32) Adıvar, XVIII (33) Çabuk, 422.

' (34) O.F.Köprülü, "islam Ansikpopedisinln mahiyet ve kiymeti", 162. (35) B.Spuler, "Tenkid~ Islam Ansiklopedisi 48.Fasi~üle ek, istanbul1951,s.2'ye tahrir heyeti tarafından ·eklenen nol (36) Peyarni Safe, "Hadise/er Arasmda Islam Anslk/opedls/", Cumhuriyet 22 Ağustos 1939, s.3; ayn. müellif, Meseleler Türk Ksfas1

Telif eser vermekten aciz midir?", Cumhuriyet, 24 Ağustos 1939,s.3; Neclp FBZJI Ktsskürek, Islam Anslklopedyasl, Çerçeve 1 ,f<ı­tanbul1985, 5.210-11.

(37) Eser Için Çabuk ilmi (s.423) derken, Yazıcı ise Ilmi nitelikten yoksun (5.2) demektedir. (38} Akboyar, ayn.mak., 230. (39) Çabuk, 422 (40) Adıvar, XVIII-XIX. (41) Ayn.mak., XX ( 42) Çabuk, 422. (43) ayn.mak.,422 (44) Mezkur tenkidler için bak. Hüseyin Namık Orkun,. "Kült(ir Bahisleri Islam Ansik/opedisi", Ulus,27 Ocak 1941, s.2;ayn.yazar,

"Yeni Esatter Islam Ansik/opedisi", 5.4; All Sami Boyer, "Sanat ve Hakikat Islam islam Ansiklopedisi' nde ç1kan bir makale", Cumhuriyet, 3 Mart 1943,s.2; Emin An Çavlı, "Islam Ansiklopedisi'nin bir yaz1s1 münasebeti ile Abdülhak Hamid", Hergün, 9 Aralık 1947,5.4;aynı gazete, 10 Aralık 1947, 5.4.

(45) Çabuk, 422. (46) ~n.mak., 422 (47) Oztuna, •fs/am Ansiklopedisi Facias1",s.2 (48) Çabuk, 422. (49) Yılmaz öztuna, "Kitaplar arasında islam Anslklopedisi~Hayat Tarih (50) Çabuk, 422. . (51) Orhan Köprülü, "Islam Ansiklopedisinin Mahiyet ve K1ymeti", 162. (52) Spulei, ayn.mak., s.t (53) Çabuk, 422 (54) Yazıcı, 2 (55) Orhan Köprülü, "islam Ansiklopedisinin mahiyet ve K.tymeti", 162 (56) Akboyar,_230 (57) Yazı Kurulu, ayn.mak. (58) O.Köprülü, •islam Ansik/opedisinin mahiyet ve kiymeti'; 162 (59) Karahan, 4 (60) O. Köprülü, "bir tenkid hakkında baz1 mülahazalar", 178 .

. . .. . - , . . J .-·