Upload
vevina
View
80
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
ON ALTINCI BÖLÜM: İman ve İslâm Kur’ân’ın ve kâinatın dilinden. İSLÂM İNANÇ İLMİHALİ ÜMİT ŞİMŞEK. İnsan ve iman. Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım. ZÂRİYÂT, 51:56. İnsan ve iman. İnsanın yaratılış sebebi ve görevi: Allah’ı tanımak Ona kulluk etmek - PowerPoint PPT Presentation
Citation preview
İSLÂM İNANÇ İLMİHALİÜMİT ŞİMŞEK
ON ALTINCI BÖLÜM: İman ve İslâm
Kur’ân’ın ve kâinatın dilinden
İnsan ve iman
Ben cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.
ZÂRİYÂT, 51:56
İnsan ve iman
İnsanın yaratılış sebebi ve görevi:
Allah’ı tanımak
Ona kulluk etmek
Ondan başkasına kul olmamak
İnsan ve iman
Hayata gözünü açan kimse, kendisini üstün bir güç karşısında bulur. . .
İnsan ve iman
. . . Ve hayatının her safhasında bir yere sığınmak ihtiyacını duyar.
İnsan ve iman
Sonuç:
İnsan kulluk eder.
Soru:
Kendisi gibi bir kula / kullara mı, yoksa bütün kulları Yaratana mı?
İnsan ve iman
De ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kim? Yahut kulak ve gözlerinizin sahibi kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran, kâinatta her işi çekip çeviren kim? “Allah” diyecekler. O zaman de ki: Peki, niçin sakınmazsınız?
İşte, hak olan Rabbiniz Allah budur. Haktan ötesi ise sapıklık değilse nedir? O halde nasıl olur da hakka sırt çevirirsiniz?
YUNUS, 10:31-32
İnsan ve iman
Allah’a kul olmak
Başka hiç
kimseye kulluk
etmemek
İnsan ve iman
Her halinde Allah’a muhtaç
olmak
Her an ve her
halinde Onun
lütuf ve ihsanların
a muhatap
olmak
İnsan ve iman
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki takvâya erişesiniz.
O Rabbiniz ki, size yeri bir döşek, göğü bir tavan yaptı. Gökten bir su indirdi; o suyla size ürünlerden rızık çıkardı. Bütün bunları bile bile kimseyi Allah’a denk tutmayın.
BAKARA, 2:21-22
İnsan ve iman
Aklın görevi:
1. Kendisini bir Yaratan olduğunu bilmek.
2. Ondan gelen mesaja yönelmek ve tâbi olmak.
İman nedir?
İMAN
Allah tarafından bildirilen şeylere,
Onun bildirdiği gibi,
eksiksiz şekilde inanmak,
tasdik etmek.
İman nedir?
Resulullah (s.a.v.) imanın altı esasını sayıyor:
Allah’a, meleklerine kitaplarına, peygamberler
ine, kıyamet
gününe, hayır ve
şerriyle kadere inanmak.
MÜSLİM, İman: 1
ALLAH’A
MELEKLERİNE
KİTAPLARINA
PEYGAMBERLERİNE
KIYAMET GÜNÜNE
HAYIR VE ŞERRİYLE KADERE
İman nedir?
İbadet:
Kulun gönülden isteyerek Allah’a yönelmesi,
Ona boyun eğmesi,
Onun emrettiği şeyleri yerine getirmesi,
Onun yasakladığı şeylerden kaçınması.
İslâm nedir?
Şüphesiz, Allah katında din İslâm’dır.
ÂL-İ İMRÂN, 3:19
Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmı seçtim.
MÂİDE, 5:3
İslâm
İslâm:
1. Esenlik, selâmet, barış ve güvenlik
2. Teslimiyet
İslâm
Ey iman edenler, hepiniz topluca barış ve güvenliğe girin.
BAKARA, 2:208
Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların selâmette olduğu kimsedir.
BUHARÎ, İman: 4-5; MÜSLİM, İman: 64-65
İslâm
“Rabbimiz, bizi yalnız Sana teslim olmuş kullar eyle. Neslimizden de Sana teslim olan bir ümmet yarat.”
BAKARA, 2:128
İslâm
Rabbi ona “Teslim ol” dediğinde, o da “Âlemlerin Rabbine teslim oldum” cevabını vermişti.
Aynı şeyi, İbrahim, oğullarına da vasiyet etti. Yakub da öyle yaptı: “Oğullarım, Allah size bu dini seçmiş bulunuyor. Siz de ancak Müslüman olarak can verin.”
BAKARA, 2:131-132
İslâm
İsa onların inkârını sezdiğinde, “Allah yolunda bana yardım edecek kim var?” diye sordu. Havâriler, “Allah yolunda yardımcılar biziz,” dediler. “Biz Allah’a iman ettik. Sen de şahit ol ki biz Allah’a teslim olmuş Müslümanlarız.”
ÂL-İ İMRÂN, 3:52
İslâm
Musa “Ey kavmim,” dedi. “Madem Allah’a inandınız; öyleyse Ona tevekkül edin—eğer gerçekten Ona teslim olmuş kimseler iseniz.”
YUNUS, 10:84
İslâm
“İçimizden Müslüman olanlar da var, haktan ayrılanlar da. Müslüman olanlar, doğru yolu arayıp bulmuş olanlardır.
“Haktan ayrılanlar ise Cehenneme odun olurlar.”
CİN 72:14-15
İslâm
Atanız İbrahim’in dini üzere olun. Bundan önce de, bu kitapta da sizi Müslümanlar olarak adlandıran Odur.
HACC, 22:78
İslâm
Allah’a çağıran, güzel işler yapanve “Ben Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel sözlü kim var?
FUSSILET, 41:33
İslâm nedir?
İslâm :
Allah’tan başka tanrı olmadığına ve Muhammed’in (s.a.v.) Allah’ın elçisi olduğuna şahitlik etmek,
namazı kılmak, zekâtı vermek, Ramazan orucunu
tutmak, imkân bulabilirsen
haccetmek. MÜSLİM, İman: 1
İman ve İslâm
İMAN İSLÂMTasdik TeslimKalbe ait Yaşama
biçimiMü’min Müslim
İman ve İslâm
Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse, pek derin bir sapıklığa düşmüş olur.
NİSÂ, 4:136
İmansız İslâm / İslâmsız
iman olur mu?
İman ve İslâm
Kim Allah’a ve Resulüne iman etmezse, bilsin ki Biz kâfirler için çılgın bir ateş hazırladık.
FETİH, 48:13
İman ve İslâm
Allah’ı ve peygamberlerini inkâr eden, “Kimine inanır, kimini reddederiz” diyerek Allah ile peygamberlerinin arasını ayıran ve böyle bir orta yol bulmak isteyenlere gelince:
Öyleleri kelimenin tam anlamıyla gerçek kâfirlerin tâ kendisidir. Biz ise o kâfirlere aşağılayıcı bir azap hazırlamışızdır.
.. / ...
İman ve İslâm
. . . Allah’a ve peygamberlerine hiçbirini ayırt etmeksizin iman edenlere ise Allah ödüllerini verecektir. Zira Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.
NİSÂ, 4:150-152
İman ve İslâm
Kim İslâmdan başka bir din ararsa, bu ondan asla kabul edilmez; âhirette de o hüsrana düşenlerden olur.
ÂL-İ İMRÂN, 3:85
İman ve İslâm
Onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar.
BAKARA, 2:137
Günahlar ve iman
KÜÇÜK GÜNAHLAR (sağîre / sağair)
Gü
nah
lar
Günahlar ve iman
haramlığı kesin delille sabit,
işleyen hakkında tehdit ve ceza (dünyevî veya uhrevî) bulunan günahlar
BÜYÜK GÜNAH
Günahlar ve iman
BUHARÎ, Vesâyâ: 23; MÜSLİM, İman: 145; EBÛ DÂVUD, Vesâyâ: 10
1. Allah’a ortak koşmak
2. büyü yapmak
3. haksız yere cana kıymak
4. yetim malı yemek
5. faiz yemek
6. düşmana hücum edildiği sırada savaştan kaçmak
7. mâsum kadınlara zina isnad etmek
Mûbikat-ı Seb’a (helâk
edici yedi günah)
Günahlar ve iman
yalan şahitlik
domuz eti yemek
içki içmek
sıla-i rahimi terk
gıybet
yalan yere yemin
Allah’ın rahmetinden ümit kesmek
Diğer büyük günahlardan
Günahlar ve iman
Eğer size yasaklanmış olan şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız, kalan günahlarınızı da Biz örter ve sizi çok şerefli bir yere yerleştiririz.
NİSÂ, 4:31
Günahlar ve iman
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. O, kötülük işleyenleri yaptıkları yüzünden cezalandıracak, iyilik yapanları ise daha da güzeliyle ödüllendirecektir.
Onlar, ufak tefek günahlar dışında, günahın büyüklerinden ve fuhşiyattan kaçınırlar. Rabbinin bağışlaması ise pek geniştir.
NECM, 53:31-32
Günahlar ve iman
Onlar çirkin bir iş yaptıkları, yahut bir günahla nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Zaten Allah’tan başka günahları bağışlayacak kim var? Onlar, işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler.
ÂL-İ İMRÂN, 3:135
Günahlar ve iman
Allah katında makbul tövbe, bir cahillik edip de günah işleyen, sonra çok geçmeden pişman olup bundan dönen kimsenin tövbesidir. İşte onlar, tövbelerini Allah’ın kabul edeceği kimselerdir. Allah ise herşeyi bilir, her işi hikmetle yapar.
Yoksa, kötülükleri işleyip durduktan sonra ölüm gelip çattığında “Ben şimdi tövbe ettim” diyen kimsenin veya kâfir olarak ölenlerin tövbesi değildir. Öyleleri için Biz acı bir azap hazırladık.
NİSÂ, 4:17-18
Günahlar ve iman
Kul, günahının bilincinde olmalı.
Kusurunu bilmeli.
Umursamazlık etmemeli.
Günahını meşru görmemeli.
ÖNEMLİ
Taklidî ve tahkikî iman
Araştırmaya ve delile dayanmaz.
Makbul olup olmadığı konusunda farklı fikirler var.
Çoğunluk görüşü: Makbuldür. Ancak araştırmamakla günah işlenmiştir.
Taklidî iman
Taklidî ve tahkikî iman
Kur’ân delil gösterir, delil ister.İspat hakkı tanır.İman edenlerden de tahkik ister.
Tahkikî iman, sarsıntılar karşısında dayanan, hattâ daha da güçlenen imandır.
Tahkikî (istidlâlî) iman
İman ve İslâm
O gün takvâ sahiplerinden başka bütün dostlar birbirine düşman kesilirler.
Ey kullarım, ne bir korku vardır bugün size, ne de üzülürsünüz.
Onlar, âyetlerimize iman etmiş ve hakka teslim olmuş kimselerdir.
Siz de, eşleriniz de, sevinç içinde girin Cennete.
ZUHRUF, 43:67-70