Upload
mehmet-kiyar
View
266
Download
4
Embed Size (px)
Citation preview
1
1. GİRİŞ
Çörek otu Ranunculaceae familyasından tek yıllık otsu bir bitkidir. Kullanılan kısımları
tohumları olup, içerdiği sabit yağ, uçucu yağ ve diğer besin maddelerinden dolayı oldukça
değerlidir. Çörek otu tohumları uzun yıllardan beri halk hekimliğinde kullanıldığı gibi
günümüzde de tedavi edici özelliklerinin yanı sıra yaygın olarak bilinen baharat
bitkilerinden biridir.
Günümüzde dünya nüfusunun önemli bir bölümü (1,5-2 milyar insan) tedavide bitkilerden
yararlanmaktadır. Dünya sağlık teşkilatı (WHO), tedavi amacı ile kullanılan bitki sayısının
21000 civarında olduğunu, ancak daha detaylı bir çalışma ile bu sayının artacağını
bildirmektedir, çok az bir kısmının yaygın bir kullanımı bulunmaktadır. Bir taraftan
globalleşme ve nüfus artışı, diğer taraftan yeşile dönüş veya tabiata dönüş olarak
adlandırılan doğal beslenme, doğal yöntemlerle tedavi ile tıbbi bitkilerin kullanımı ve
ticareti de önemli bir artış göstermiştir (Arslan ark., 2000).
Nigella sativa eski dünya uygarlıklarının geleneksel bir baharat bitkisidir. Çörek otu
tohumlarının antik Mısır’da İ.Ö. 1325 yılında Tutankhamon’un mezarında ve antik
Mezopotamya’da bulunduğu ve Romalılar zamanında baharat olarak kullanıldığı
belirtilmektedir (Barkoudah, 1998). Çörekotu Güney Avrupa, Sudan, Habeşistan, Kenya,
Suriye, İran, Afganistan ve Hindistan’da büyük ölçüde tüketilmekte ve işlenmektedir
(Tutin, 1968).
Tıbbi bitkiler, doğada bol bulunmaları ve bazılarının kültürünün yapılması nedeniyle daha
ucuz elde edilmelerinin yanı sıra, yarı sentetik ilaçlar için de zengin bir potansiyel
oluşturmaktadır. Dolayısıyla tıbbi bitkilerin önemi gün geçtikçe daha da artmaktadır. Yeni
ilaç hammaddelerinin araştırılmasında da tıbbi bitkiler önemli bir kaynak oluşturmaktadır
(Karaman, 1999).
Çörek otu tohumları % 30-35 sabit yağın yanı sıra % 0,45-0,75 arasında uçucu yağ da
içermektedir. Modern tıbbın yoğun ilgi gösterdiği çörek otu, yara iyileştirici özelliklerinin
yanı sıra, mideyle ilgili hastalıklar, bazı kanser türleri (karaciğer, meme, bağırsak), şeker,
2
alerjik hastalıklar, böbrek ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu özelliklere sahip
olduğu bildirilmektedir (Al-Ghamdi, 2001; Al-Ghamdi, 2003; Farah ve Begum, 2003).
Bunlara ilaveten antioksidan özelliğinden dolayı kolesterol düşürücü ve tansiyon
tedavisinde de kullanılmaktadır (Morsi, 2000; Al-Jishi ve Abuo Hozaifa, 2003).
Yapılan bir çalışmada çörek otu (Nigella sativa) tohumlarının sabit yağ (% 30-45), uçucu
yağ, acı madde ve saponinler taşıdığı belirtilmiştir (Baytop, 1984). Tohumlarında sabit yağ
(% 30-45), alkaloit (nigellin), saponin (melantin), protein (% 20-30 ) ve uçucu yağ (%
0,01-0,50) bulunur. Uçucu yağın ana bileşeni trans-anethole (% 38,3) ve p-cymene (%
14,8)’dir (Akgül, 1993; Baytop, 1999; Nickavar ve ark., 2003). Son zamanlarda içinde
çörek otunun da yer aldığı çeşitli tıbbi ve aromatik bitkilerin değerlendirilmesine dayalı
küçük ve orta ölçekli sanayi tesislerinde artışlar görülmektedir. Bu işletmeler özellikle
Nigella sativa’nın sabit yağına iç ve dış pazar taleplerinin fazla olduğunu, bu yüzden yeterli
hammadde temini için yerli üretimin arttırılması gereği üzerinde durmaktadır (Yılmaz,
2008).
Tıbbi aromatik bitkilerden bazılarının doğadan toplanması ya da üreticilerin yetiştiricilik
esnasında çok farklı uygulamalar yapıyor olmaları, sanayicilerin standartlara uygun ürün
elde etme şansını azaltmaktadır. Diğer taraftan, çok düşük içerikli bazı etken maddeler
ekim sıklığı ve dekara atılacak tohum miktarları başta olmak üzere uygulanan tarım
tekniklerinden çok kolay etkilenebilmektedir. Bu yüzden, içinde çörek otunun da
bulunduğu çeşitli ilaç ve baharat bitkilerinin tarım tekniklerinin diğer bitkilerde olduğu gibi
daha net verilerle ortaya konması gerekmektedir.
Ekim sıklığı ve ekim normu gibi bitkilerin ideal yaşam alanlarının belirlenmesine yönelik
çalışmalar değişen genotip, tarım teknikleri ve çevre şartları dikkate alınarak her bölgede
belli aralıklarla yinelenir. Bu çalışmalarda amaç, birim alanda en yüksek verim ve kalitenin
elde edilebileceği bitki sayısını belirleyerek, topraktaki elverişli su, besin elementleri ve
ışıktan maksimum bir şekilde faydalanmaktır. Çok seyrek veya sık ekimlerde nem ve besin
elementlerinden en üst seviyede faydalanılamayabilir. Çok sık ekimlerde bazı faktörler
yetersiz kalabileceği, Seyrek ekimlerde de çevre faktörlerinden yeterince
3
faydalanılamayacağından verim istenilen düzeyde gerçekleşemez. Bu nedenle her çevre ve
her bitkiye özgü ekim sıklığı ve ekim normunun belirlenmesi gerekir. Tokat şartlarında
bundan önce çörek otunda ekim sıklığı ve ekim normunun birlikte incelendiği bir çalışmaya
rastlanmamıştır.
Tokat-Kazova şartlarında yürütülen bu çalışmayla, çörek otu bitkisinin hangi sıra aralığında
ve hangi ekim normunda ekilmesinin tohum verimi ve bazı kalite özellikleri bakımından
uygun olacağının belirlenmesi amaçlanmaktadır.
4
2. KAYNAK ÖZETLERİ
Çörek otu (Nigella sativa L.) Ranunculaceae familyasından Güney Avrupa ve Batı Asya
kökenli tek yıllık otsu bir bitkidir (Ceylan, 1983). Nigella cinsi toplam 20 kadar türe sahip
olup, bunlardan 14’ünün ülkemiz florasında bulunduğu belirtilmektedir (Seçmen ve ark.,
2000). Çörek otu bitkisinin tohumları halk hekimliğinde mideyle ilgili hastalıkların
tedavisinde, bağırsaklarda gaz giderici ve diüretik olarak kullanılmaktadır (Ceylan, 1987).
Ayrıca süt artırıcı, iştah açıcı ve antimikrobiyal etkilere sahiptir. Çörek otu tohumlarından
çıkartılan sabit yağın saç dökülmesi ve kepeğe karşı da kullanıldığı bildirilmektedir. Ayrıca
tohumları ve tohumlardan elde edilen preparatlar halk hekimliğinde, soğuk algınlığı, baş
ağrısı, astım, gaz giderme, idrar söktürücü, sarılık, çeşitli romatizma ve iltihap hastalıkları
gibi birçok hastalığın tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır (Baytop, 1984). Ayrıca
çörek otu tohumu ve bileşenlerinin, anti-tümör (Worthen ve ark., 1998), anti-bakteriyel
(Morsi, 2000), anti-enflamatuar antioksidan ve bağışıklılık sistemini kuvvetlendirici
aktiviteye sahip olduğu bildirilmektedir (Salemai ve Hossain, 2000).
Çörek otu tohumlarında % 30-40 civarında sabit yağ bulunmaktadır. Bu yağın % 50-60’ını
doymamış yağ asitleri oluşturmaktadır. % 0,01-0,1 alkaloit (nigellin), saponin (melantin)
ihtiva ettiği bildirilmektedir. Tohumlarında düşük düzeylerde uçucu yağ (% 0,5-0,7), A, B1,
B2, B6 ve C vitaminleri, Mg, Zn, Se gibi mineral maddelerle % 18-22 protein ve % 35-40
civarında karbonhidrat bulunmaktadır. Çörek otu tohumları halk arasında bilinen ve yaygın
olarak kullanılan önemli baharat kaynaklarından birisi olup, lezzet, çeşni ve koku verici
özelliğinden dolayı birçok unlu mamul ve bazı peynir çeşitlerinde de kullanılmaktadır
(Akgül, 1993).
Yapılan çalışmalarda, çörek otu tohumlarının kimyasal bileşimi üzerine başta çeşit olmak
üzere yetiştirildiği yer, iklim ve coğrafi farklılıkların, etkili olduğu bildirilmiştir. Babayan
ve ark., (1978) tarafından yapılan bu çalışmada çörek otu tohumlarında % 21 protein, %
35,5 sabit yağ, % 5,5 nem, % 53,7 kül ve kalan miktarda karbonhidrat içerdiği
bildirilmiştir.
5
Ceylan, (1987), uçucu yağ içeren bitkiler hakkında çeşitli agronomik bilgiler veren
kitabında, çörek otunun ekim nöbetinde en uygun olarak çapa bitkilerinden sonra gelmesi,
ekimden önce toprağın çok iyi hazırlanması ve ilkbaharda mümkün olduğu kadar erken
ekilmesi gerektiğini bildirmiştir. Ayrıca bitki çiftlik gübresine hassas olduğundan doğrudan
verilmemesi gerektiğini, bunun yanında kimyasal gübrelerin verimi artırmasından dolayı
orta dozda gübreleme yapılmasını belirtmiştir.
Nigella sativa’nın ülkemizde Burdur, İstanbul, Amasya, Mersin, Gaziantep ve
Kahramanmaraş illeri civarında kültürü yapılmaktadır. Tek yıllık bir bitki olup bitki boyu
20-50 cm arasında değişir. Gövdesi dik, tüylü, dallı, seyrek yapılı otsu bir bitkidir.
Yapraklar almaşıklı ve 3 parçalıdır. Çiçekler uzun saplı ve tek tek olup dalların uç
kısımlarında bulunur. Haziran ve temmuz aylarında çiçek açar. Çiçekler beyaz veya açık
mavi renkli ve sarımsı yeşil uçludur. Meyve çok tohum taşıyan bir kapsül şeklindedir.
Tohumlar bitkinin kullanılan en önemli kısmı olup, oval şekilli, üç köşeli, 3mm kadar
uzunlukta tanelerdir (İlisulu, 1992).
Çörek otunun halk hekimliğinde ve baharat olarak üç önemli türü kullanılmaktadır. Bunlar;
Nigella sativa, Nigella damascena ve Nigella arvensis türleridir. Ülkemizde daha yaygın
olarak tarımı yapılan ve ticarete konu olan tür Nigella sativa türüdür. Çörek otuyla ilgili
içinde bitki sıklığının da bulunduğu çok değişik agronomik çalışmalar yapılmıştır. Bu
çalışmalardan birinde 10, 20 ve 30 cm sıra arasında olmak üzere 0,5 ve 10 kg/da N ve 0,5
kg P2O5/da gübre uygulamaları yapılarak yürütülmüştür (Ghosh ve ark., 1981). Elde edilen
bulgulara göre en yüksek tohum verimi 69,8 kg/da ile 20 cm sıra arasında 5 kg/da verilen N
ve fosfor uygulanmayan parsellerden elde edilmiştir.
Tokat Kazova şartlarında üç farklı çörek otu popülasyonu dört farklı sıra aralığında (15,
20, 25 ve 30 cm) denenmiş (Telci, 1995) ve bazı önemli bulgular elde edilmiştir. Çalışmada
sıra üzeri 10 cm olarak sabit tutulmuş olup, m2’deki bitki sayıları sıra aralıklarına göre
sırasıyla 114, 86, 68 ve 58 olacak şekilde ayarlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre en
yüksek tohum verimleri Tokat popülasyonunda 122,27 kg/da 25 cm sıra aralığından,
Balıkesir popülasyonunda 151,95 kg/da 15 cm sıra aralığından, İzmir kökenli
6
popülasyondan ise 134,42 kg/da 30 cm sıra aralığından elde edilmiştir (Telci, 1995). Aynı
çalışmanın iki yıllık ortalamalarına göre ise Tokat, İzmir ve Balıkesir kökenli çörek otu
popülasyonlarının en yüksek tohum verimleri sırasıyla 20 cm (131,84 kg/da), 20 cm
(162,66 kg/da) ve 15 cm (160,19 kg/da) sıra aralıkları şeklinde olmuştur (Koç, 1999).
Ülkemiz şartlarında, içinde çörek otunun da bulunduğu ilaç baharat bitkileri
yetiştiriciliğinin geçmişi çok uzun yıllara dayanmadığından, günümüzde farklı bölgelere
özgü tarım tekniklerini irdeleyen çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda Çukurova
şartlarında 6 farklı ekim zamanında (kasım, aralık, şubat, mart, nisan, mayıs) Nigella
sativa’nın verim ve kalite özellikleri incelenmiş, en yüksek tohum verimleri kasım ayında
yapılan ekimlerden (135,5 kg/da) elde edilmiştir (Özgüven ve Tansı, 1989). Sonbahar ve
kış şartları çok sert geçmeyen Çukurova’da olduğu gibi Ege şartlarında da çörek otu için
uygun ekim zamanının kasım ayının ilk yarısı olduğunu belirten Geren ve ark., (1997), 6
farklı ekim zamanı ve 3 farklı fosfor dozuyla yaptığı çalışmalarında en yüksek verimin (60
kg/da) 15 Kasım tarihinde yapılan ekimlerin yanı sıra dekara 8 kg fosfor uygulanması
durumundan elde ettiklerini bildirmişlerdir.
Çörek otu tohumlarından faydalanıldığı için verim bakımından dikkate alınılacak esas
faktör tohum verimidir. Tohum verimini, dal sayısı, kapsül sayısı, kapsülde tohum sayısı
ve bin tane ağırlığı doğrudan etkilemektedir. Seyrek ekimlerde kapsüldeki tohum
sayılarında, hatta dallanmada artış meydana gelmekle birlikte sık ekimlerde birim alandaki
bitki sayısının artmasıyla tohum veriminin daha da fazla olduğu belirtilmiştir. Çörek otunda
bin tane ağırlığı 1,98-3,00 g arasında değişmekte olup, sıra üzeri sabit olmak üzere sıra
arası mesafe arttırıldığında bin tane ağırlığında artış gözlendiği Ahmed ve Haque, (1986)
tarafından bildirilmiştir.
Günümüzde birim alan verimini arttırmak için ıslah çalışmalarının yanı sıra çeşitli
agronomik ve fizyolojik çalışmalar da yapılmaktadır. Çörek otu tohumlarında fizyolojik
açıdan önemli bir çimlenme sorunu olmamasına rağmen, ekimden önce tohumlara GA3 gibi
bazı kimyasal uygulamalar yapılarak bitkinin daha fazla asimilat üreterek veriminin
arttırılmasına çalışılmaktadır. Nitekim Shah, (2007), çörek otu tohumlarına ekimden önce
7
çeşitli dozlarda GA3 uygulayarak ekim yapmış ve ekimden 50, 70 ve 90 gün sonra bitkide,
bitki boyu, yaprak alanı, klorofil içeriği, kuru madde içeriği, net fotosentez oranı, CO2
kullanımı ve tohum verimi gibi özellikleri incelemiştir. Araştırıcı GA3 uygulamalarının
kontrol parsellerine göre her özelliği iyileştirdiği ve tohum verimini de % 33 kadar
arttırdığını ifade etmiştir. Shah ve ark., (2007), Çörek otu bitkisine çıkıştan 40 gün sonra
gibberelik asit ve kinetin uygulandığında dallanma ve genel anlamda gelişmeyi teşvik edip,
yaşlanmayı geciktirdiğinden dolayı bitki başına kapsül sayısı ve tohum verimini arttırdığını
bildirmektedirler. Bu çalışmalarda da esas hedef birim alanda daha fazla kapsül oluşumu ve
daha yüksek tohum verimi almak olmuştur.
İlisulu, (1992), çörek otu ekiminin mart ayı başından nisan ayı sonuna kadar yapılabildiğini
fakat, mayıs ayında (yazları serin geçen bölgelerde) yapılan ekimlerde bitkinin tohum
olgunlaştıramadığını bildirmiştir. Ayrıca tohum veriminin 80 kg/da ile 200 kg/da arasında
değişebildiğini, sulanan ve verimli topraklarda verimin 250 kg/da kadar ulaşabildiğini ifade
etmiştir (İlisulu, 1992).
Ankara şartlarında beş farklı çörek otu popülasyonu 20, 30 ve 40 cm sıklıkta ve dekara 2 kg
tohum hesabıyla ekilerek bir araştırma yapılmıştır. Elde edilen tek yıllık bulgulara göre en
yüksek tohum veriminin dekara 80,4 kg/da ile 20 cm sıklıkta yapılan ekimden alındığı
bildirilmiştir (İpek ve ark., 2005).
Ertuğrul, (1986), Çukurova koşullarında Nigella damascena ile yaptığı çalışmada, çörek
otunda farklı ekim zamanlarının (4 Kasım, 4 Aralık, 11 Şubat, 5 Mart, 11 Nisan, 19 Nisan,
19 Haziran) verim ve kalite üzerine etkisini araştırmış, en yüksek tohum verimini (27,3
kg/da) ve uçucu yağ oranını (% 0,73) şubatın ilk yarısında yapılan ekimlerde elde etmiştir.
En uzun bitki boyunu (48-55 cm) kasımın ilk haftasında yapılan ekimlerde, en fazla dal
sayısını (4,78 adet/bitki) ve kapsül sayısını da (5,45 adet/bitki) şubat ayında yapılan
ekimlerde bulmuştur.
Gazipur (Bangladeş) koşullarında çörek otunun optimum ekim zamanı ve sıklığını
saptamak amacıyla dört farklı ekim zamanı (1 Kasım, 20 Kasım, 10 Aralık, 30 Aralık) ve
dört farklı ekim sıklığı (15, 20, 25, 30 cm) denenmiş ve ekim zamanlarının verim ve
8
morfolojik özellikleri önemli ölçüde etkilediğini, ancak araştırılan sıra araları arasındaki
farklılıklar önemli olmamakla birlikte, düşük sıra aralıklarında verimin artış gösterdiğini
saptayan (Ahmet ve Haque, 1987), yüksek tohum verimi için düşük sıra arası (15 cm) ve
erken (1 Kasım ) ekiminin en uygun olduğunu bildirmişlerdir.
Diyarbakır şartlarında çörek otunda dekara atılacak tohumluk miktarlarını belirlemek
amacıyla Tonçer ve Kızıl, (2004), tarafından yapılan bir araştırmada 1, 2, 3, 4 ve 5 kg/da
tohumluk miktarları kullanılmış ve en yüksek verimin 82,8 kg/da ile dekara 1 kg, en düşük
tohum veriminin ise 59,5 kg/da ile dekara 5 kg tohumluk atılması uygulamalarından elde
edildiğini bildirmişlerdir.
Özgüven ve Tansı, (1989), Çukurova koşullarında 1987-1988 yıllarında 6 farklı ekim
zamanın (kasım, aralık, şubat, mart, nisan, mayıs) ve iki çörek otu türünde (Nigella sativa
ve Nigella damascena) verim ve uçucu yağ oranına etkilerini inceledikleri
araştırmalarında, her iki tür için de en uygun ekim zamanın sonbahar olduğunu tespit
etmişlerdir. En yüksek tohum verimlerini, birinci yıl Nigella sativa’da (117,8 kg/da) aralık
ayı, ikinci yıl Nigella damascena’da (140,0 kg/da) ve Nigella sativa’da (135,5 kg/da)
kasım ayı ekimlerinden elde ettiklerini; ayrıca uçucu yağ oranlarının da % 0,36 ile % 0,49
arasında değiştiğini vurgulamışlardır. Arslan, (1994), dört farklı ekim zamanı (5 Mart, 16
Mart, 30 Mart, 25 Nisan) ve iki farklı bitki sıklığı (15, 30 cm)’nın çörekotu verimine
etkisini incelediği çalışmasında, en uygun ekim zamanın 15 Mart - 15 Nisan arası olması
gerektiğini erken ve geç ekimlerin ise ani bastıran sıcakların etkisiyle vejetatif gelişmeye
olumsuz yönde etkilemesi sonucu verimde düşmelere neden olacağını tespit etmiştir
(Arslan, 1994).
İzmir ekolojik koşullarında, 1994-1996 yılları çörek otunda (Nigella sativa) farklı ekim
zamanı ve fosforlu gübre uygulamasının verim ve kaliteye etkisi üzerine yaptığı çalışmada,
altı farklı ekim zamanı (15 Kasım, 15 Aralık, 15 Ocak, 15 Şubat, 15 Mart, 15 Nisan) ve iki
değişik fosfor dozu (0,8 kg/da) uygulamıştır. Elde edilen sonuçlara göre; en yüksek tohum
verimine 15 Kasım tarihinde yapılan ekim ve dekara 8 kg fosforlu gübre uygulamasında
9
ulaşılmış, uçucu yağ oranlarının fosforlu gübreden fazla etkilenmediği ve uçucu yağın en
önemli etken maddesinin p-simen olduğu belirtilmiştir (Geren ve ark., 1997).
Şanlıurfa kıraç koşullarında iki çörek otunda (Nigella sativa ve Nigella damascena’nde)
uygun ekim zamanın belirlenmesi amacıyla 1998-1999 ve 1999-2000 yetiştirme
dönemlerinde, GAP Koruklu Tarımsal Araştırma ve Geliştirme İstasyonunda, Tesadüf
Bloklarında Bölünmüş Parseller Deneme Desenine göre 3 tekrarlamalı olarak deneme
yürütülmüştür. Deneme de, 4 farklı ekim zamanı (ekim ayı ortası, kasım ayı başı, kasım ayı
ortası, aralık ayı başı) ve 2 farklı çörek otu türü uygulama olarak seçilmiştir. Çalışmada,
tohum verimi, uçucu yağ oranı, bin tohum ağırlığı, kapsül sayısı, kapsülde tane sayısı, dal
sayısı ve bitki boyu özellikleri incelenmiştir. Varyans analiz sonucunda, incelenen
özelliklerin uygulamalardan istatistiki olarak önemli derecede etkilendiği, bölge kuru
koşullarında, kasım ayı başından aralık ayı başına kadar her iki çörek otu türünün ekiminin
yapılabileceği ancak, en uygun ekim zamanının kasım ayı ortası olduğu ve Nigella sativa
türünün Nigella damascena türünden daha yüksek tohum verimi verdiğini belirtmişlerdir
(Özel ve ark., 2002).
1997 yılında İtalya ekolojik koşullarında Nigella damascena ve Nigella sativa bitkilerinde
tohum verimi, tohumun kimyasal bileşenleri, yağ içeriği, sabit yağ miktarı üzerine
yaptıkları çalışmada 3 farklı ekim zamanı (3 Mart, 9 Nisan ve 7 Mayıs) uygulamışlardır.
D’Antuono ve ark., (2001), tarafından Deneme, Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller
metoduna göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuş; sıra arası 20 cm olup, gübreleme
yapılmamıştır. Gerekli gördüğü zaman yabancı ot kontrolü ve sulama yapılmıştır. Elde
edilen sonuçlara göre Nigella damascena’ da tohum verimi 52,7-149,6 kg/da, Nigella
sativa’da tohum verimi 40,4-101,8 kg/da bulunmuştur. Nigella sativa’da yağ verimi
nisan’da yapılan ekimde, diğer ekim zamanlarına göre daha yüksek bulunmuştur. Sabit yağ
içeriğine ise her iki türde de farklı ekim zamanlarının etkisi olmamıştır.
Türker ve Bayrak’ın (1997), Türkiye’nin 20 farklı yöresinden temin ettikleri çörek otu
numunelerinin yağ kompozisyonu araştırmak için yaptıkları çalışma sonucunda,
numunelerin % sabit yağ içeriklerinin % 24,96–37,17 arasında olduğunu tespit etmişlerdir.
10
Mısır numunesinin % sabit yağ içeriği; Atta, (2003), tarafından belirlenen Mısır kökenli
numunenin yağ içeriği (% 24,76–34,78) ile uyum içinde olduğu görülmüştür. Thıppeswamy
ve Naıdu, (2005), Hindistan kökenli numunenin antioksidan özelliklerini belirlemek için
yaptıkları çalışma sonucu, metanolik ekstraktın toplam fenol içeriğini 4,1 mg GAE/g
ekstrakt olarak bulmuşlardır. Sıngh ve ark., (2005) de aynı kökenli numunenin aseton
ekstraktının antioksidan özellikleri ile ilgili yaptıkları çalışmada ekstraktın, % inhibisyon
(% 90,37–97,18) ve indirgeme kapasitesi açısından sentetik antioksidanlara (BHA ve BHT)
oranla daha yüksek aktiviteye sahip olduklarını tespit etmişlerdir. Sonuçlar arasındaki
rakamsal farklılık ise, Ashraf ve ark., (2006)’nın açıkladığı gibi, bitkinin tarımında
uygulanan tekniklerin (sulamanın uygulama sıklığı, gübreleme, hasat vb.), toprak yapısı
farklılığı, iklim ve çevre şartlarının farklı olmasından dolayı değişiklik göstermiştir.
Ghosh ve ark., (1981), Hindistan koşullarında yaptıkları çalışmada Nigella sativa ile 10 , 20
ve 30 cm sıra arası ile düzenledikleri denemede bitkilere 5 ve 10 kg/da azot ve 5 kg/da
fosfor vermişlerdir. Çalışma sonunda en yüksek tohum verimi (66,8 kg/da) sıra arası 20 cm
olan ve 5 kg/da azot ve hiç fosfor uygulanmayan kombinasyonlardan elde ettiklerini
bildirmişlerdir.
Özel ve ark., (2009), Şanlıurfa koşullarında yaptıkları çalışmada Nigella sativa ile iki farklı
sıra aralığı (15 cm ve 30 cm) ve 4 farklı tohumluk miktarı (1kg da-1 , 2 kg da-1, 3 kg da-1
ve 4 kg da -1) uygulamışlardır. Harran Ovası koşullarında yürüttükleri araştırmada, bitki
boyu (69,07-88,50 cm), kapsül sayısı (2,27-15,97 adet bitki-1), dal sayısı (2,30-4,43 adet
bitki -1), kapsülde tohum sayısı (53,07-89,40 adet), bin tohum ağırlığı (2,07-2,40 g), uçucu
yağ oranı (% 0,24-0,43), uçucu yağ verimi (0,40-1,03 l da -1), tohum verimi (140,63-
248,23 kg da-1) gibi özellikler belirlenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre;
Harran Ovası’nda Çörek otu üretimi için en uygun sıra aralığı 15 cm olarak belirlenmiş, 15
cm ve 30 cm sıra aralığında da 2 kg da-1 tohumluk miktarından en yüksek verim (248,23 kg
da-1 ) elde edilmiştir.
Kalçın, (2003), Ankara koşullarında iki çörek otu türünde (Nigella sativa L., Nigella
damascena L.) dekara atılacak tohumluk miktarlarının verim ve kalite öğelerine etkisini
11
incelediği çalışmasında 6 farklı tohumluk miktarını (100, 200, 400, 600, 800, 1000 g/da)
incelemiştir. Araştırmada bitki boyu (28,82-48,00 cm), dal sayısı (5,42-6,90 adet), meyve
sayısı (4,57-13,72 adet), meyvede göz sayısı (5,60-6,70 adet), bin tohum ağırlığı (1,59-2,06
g), meyvede tohum sayısı (91,90-104,05 adet), tohum verimi (68,39-77,01 kg/da), sap
verimi (171,41-218,49 kg/da), hasat indeksi (26,01-30,92) ve sabit yağ oranı (28,08-34,29)
gibi özellikler incelenmiş, en uygun ekim normunun 100 g/da olduğu belirlenmiştir.
12
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1. Materyal
Araştırma, Tokat-Kazova şartlarında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesinin
deneme alanında 2008 yılı vejetasyon döneminde yürütülmüştür. Araştırmada tohumluk
olarak Tokat piyasasından temin edilen ve 2006 yılında Tokat’ta çoğaltılarak hazırlanan
çörek otu tohumları kullanılmıştır.
3.1.1. Deneme Yeri ve İklim Özellikleri
Tokat ilinde genel olarak yaz mevsimi alçak yerlerde sıcak-kurak, yüksek yerler serin yer
yer yağışlıdır. Kış mevsimi soğuk ve kar yağışlı geçmektedir. Denize olan uzaklığın ve
yüksekliğin etkisi ile kuzeyden güneye doğru (yükseltinin artması nedeniyle) önemli
farklılıklar görülmektedir. Güneye doğru gidildikçe kış mevsiminin etkisi daha sert
hissedilmektedir.
Araştırmanın yürütüldüğü yıl ve aynı yılların uzun yıllar iklim verileri Çizelge 3.1’de
verilmiştir. Ortalama sıcaklık değeri 13,48 °C olup, uzun yıllar ortalaması olan 13,75 °C ile
farklılık göstermemektedir. En düşük ortalama hava sıcaklığı -3,9 °C ile ocak ayında, en
yüksek ortalama hava sıcaklığı ise 23,9 °C ile ağustos ayında gözlenmektedir. Uzun yıllar
sıcaklık değerleri ise; en düşük sıcaklık ocak ayında 1,9 °C, en yüksek sıcaklık temmuz
ayında 22,2 °C şeklindedir.
Çizelge 3.1’in incelenmesinden de anlaşılacağı gibi denemenin yürütüldüğü yıllardaki
toplam yağış değeri 36,02 mm, 34,38 mm olarak belirlenen uzun yıllar ortalamasından daha
yüksek gerçekleşmiştir. Aylık toplam yağış miktarı en fazla 53,7 mm ile haziran, en düşük
yağış miktarı ise 0,0 mm ile temmuz ayında gözlemlenmektedir. Denemenin yürütüldüğü
13
yıldaki nispi nem ortalamaları en yüksek (% 69,2) ocak, en düşük değerin ise mart (% 52,7)
ayında olduğu tespit edilmiştir. Uzun yıllar ortalamasına baktığımızda en yüksek nispi nem
değeri % 68,2 ile ocak ayında, en düşük nispi nem değeri ise % 56,4 ile temmuz ayında
gerçekleşmiştir.
Çizelge 3.1. Deneme alanı iklim verileri
Ortalama Sıcaklık (°C)
Yağış (mm)
Ortalama Nisbi Nem (%)
AYLAR
2008
Uzun Yıllar
(Son 30 yıl)
2008
Uzun Yıllar
(1975-
2008)
2008
Uzun Yıllar
(1965-2007)
Ocak -3,9 1,9 36,4 41,2 69,2 68,2
Şubat -2,4 3,2 38,8 33,5 68,3 63,9
Mart 11,9 7,1 43,5 38,9 52,7 59,6
Nisan 14,8 12,6 51,6 60,8 57,6 59,1
Mayıs 15,2 16,3 34,2 63,9 55,7 60,5
Haziran 19,6 19,7 53,7 36,5 55,8 57,9
Temmuz 23,1 22,2 0,0 11,2 54,1 56,4
Ağustos
Eylül
23,9
19,2
22,1
18,7
13,3
52,7
7,4
16,1
56,8
61,8
58,2
59,2
Top/Ort 13,48 13,75 36,02 34,38 59,11 60,33
Devlet Meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü iklim verileri ( 2008).
3.1.2. Deneme Yerinin Toprak Özellikleri
Tokat ili genel toprak yapısını daha çok kahverengi orman toprakları oluşturmaktadır.
Kireçsiz orman toprakları, alüviyal topraklar, kestane rengi topraklara da sahiptir.
Araştırma yeri, Tokat-Pazar yolu üzerine kurulu Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat
14
Fakültesi Taşlı Çiftlik mevkiinde bulunan deneme alanıdır. Pazar yolu üzerindeki (Kazova)
araziler Yeşilırmak ve ona bağlı derelerin taşıdığı birikintilerden oluşmuş alüviyal
topraklardan oluşmaktadır.
Tokat ili bilindiği gibi İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinin geçiş
noktasında bulunmaktadır. İklimi zamanla Karadeniz iklimi karakteri gösterse de genellikle
bir kara iklimi hâkimdir. İç Anadolu ve İç Doğu Anadolu iklimleri etkisi altındadır.
Deneme alanından alınan toprak örnekleri, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Toprak Anabilim Dalı Laboratuarında analiz edilmiştir. Analizlere ait sonuçlar Çizelge 3.2’
de verilmiştir.
Çizelge 3.2. Deneme yeri topraklarının bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri pH EC µS/cm Organik
Madde % Kireç % Na
meq/100g K meq/100g
K ppm
8,00 346 1,08 14,10 0,004 0,191 74,49
Çizelge de görüldüğü gibi denemenin yürütüldüğü deneme alanı toprakları killi-tın, tuzsuz,
hafif alkali bir özellik göstermektedir. Bitkiler tarafından alınabilir organik madde
bakımından fakir, potasyum ve fosfor yönünden ise orta düzeydedir (Brohi ve Aydeniz,
1999).
K20 Kg/da
Ca meq/100g
P ppm P kg/da P2O5 kg/da Kum % Kil % Silt %
17,94 22,4 36,63 7,33 16,78 22,85 47,40 29,75
15
3.2. Yöntem
3.2.1. Deneme Deseni
Çalışmada üç farklı sıra aralığı (20, 30 ve 40 cm) ve beş farklı ekim normu (250, 500, 750,
1000 ve 1250 adet tohum/m2) incelenmiştir. Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller
Deneme Desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülen bu çalışmada; sıra aralıkları ana,
tohum miktarları ise alt parsellere gelecek şekilde yerleştirilmiştir (Yurtsever, 1984).
Deneme parselleri 3 m uzunluğunda beşer sıradan oluşmaktadır. Bütün gözlem, ölçüm ve
değerlendirmelere dair veriler kenarlardaki iki sıra atıldıktan ve ortadaki üç sıranın da baş
ve sonlarından 0,5 m kenar etkisi bırakıldıktan sonra geriye kalan kısımlardan alınmıştır.
3.2.2. Ekim, Gübreleme, Bakım ve Hasat
Denemenin ekim işlemi 26 Mart 2008 tarihinde 20, 30, 40 cm sıklıklarda elle sıraya ekim
yapılmıştır. Çıkışı takiben üç defa çapalama yapılmıştır. Denemede dekara 6 kg N ve 4 kg
P hesabıyla Amonyum nitrat ve TSP kullanılmıştır. P ekim esnasında, N ise bölünerek
yarısı ekim esnasında diğer yarısı bitkiler sapa kalkarken verilmiştir. Sulama çıkıştan
itibaren gerek görüldükçe yapılmıştır. Hasat olgunluğuna gelen bitkiler 11 Ağustos 2008
tarihinde elle hasat edilmiştir.
3.2.3. Verilerin Elde Edilmesi
Araştırmada aşağıdaki verim ve kalite özelliklerine dair belirlemeler yapılmıştır.
Bitki Boyu (cm): Bitkiler hasat edilmeden önce her bir parselden tesadüfi olarak seçilen 20
bitkinin toprak seviyesinden bitkinin en üst noktasına kadar olan mesafe ölçülerek,
ortalamaları alınmıştır.
16
Dal Sayısı: Her parselden tesadüfi olarak seçilen 20 bitkinin ana gövdeye doğrudan
bağlanan dalları sayılarak ortalamaları alınmıştır.
Bitkide Kapsül Sayısı (adet): Her parselden tesadüfi olarak seçilen 20 bitkideki kapsül
sayıları belirlenerek ortalamaları alınmıştır.
Kapsüldeki Tohum Ağırlığı: Her hasat parselinden tesadüfen alınan 20 kapsülün
tohumları 0,001 duyarlı terazide tartılarak ortalamaları alınmıştır.
Bin Tohum Ağırlığı (g): Her parselden dört tekerrürlü 100 tohum sayılarak 0,001 duyarlı
terazide tartılarak bulunan ortalama ağırlık 10 ile çarpılarak 1000 tane ağırlığı
belirlenmiştir.
Tohum Verimi (kg/da): Hasat parselindeki tüm bitkilerden ayrılan tohumlar tartılarak,
parsel verimleri belirlenerek, bu değerler parsel alanı üzerinden dekara tohum verimleri
şeklinde hesaplanmıştır.
Sabit Yağ Oranı (%): Her parselden tohum numuneleri öğütülerek kuru ağırlığı tespit
edilen örnekleri Soxhelet cihazında ekstraksiyon yöntemiyle yağ oranı belirlenmiştir.
Sabit Yağ Verimi (kg/da): Dekara tohum verimi ve % sabit yağ oranından faydalanılarak
dekara sabit yağ verimleri belirlenmiştir.
3.2.4. Verilerin Analizi
Denemede elde edilen bulgular, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri
Bölümünde MSTAT-C paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir, Denemeden elde
edilen verilerin varyans analizleri yapılarak uygulamalar arasındaki farklılıkların önem
düzeylerini belirleyebilmek amacıyla Duncan testi uygulanmıştır (Düzgüneş ve ark., 1987).
17
4. BULGULAR VE TARTIŞMA
4.1. Fenolojik gözlemler
4.1.1. Çıkış Süresi (gün)
Ekimin yapıldığı tarih ile parsellerdeki bitki çıkışlarının % 50’den fazlasının tamamlandığı
tarihe kadar geçen gün sayısını ifade eder. Farklı ekim sıklıklarına ait ortalama çıkış süresi
19-20 gün arasında değişmektedir. Ekim sıklıklarına ait çıkış; 20 cm ve 30 cm sıra arası
mesafede 19 günde, 40 cm sıra arası mesafede 20 günde tamamlanmıştır. Farklı ekim
normlarına ait çıkış süreleri ise 19 gün olmuştur.
4.1.2. Çıkış Oranı (%)
Çörek otu bitkilerinde çıkış tamamlandıktan sonra çıkış yapan bitkiler sayılarak parseldeki
bitki sayısı/ekilen tohum sayısı x 100 formülüne göre çıkış oranları (%) hesaplanarak, çıkış
yüzdeleri aritmetik ortalamalar şeklinde aşağıda verilmiştir.
Çizelge 4.2. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının çıkış oranına (%) ait değerler
Ekim normu tohum/m2 Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250 Ortalama
20 54,4 56,4 63,0 56,2 54,6 56,9
30 63,2 70,9 64,2 67,2 70,4 67,1
40 58,1 52,1 62,9 71,6 64,1 61,7
Ortalama 58,5 59,8 63,3 65 63,0
Farklı ekim sıklıklarına ait ortalama çıkış oranı % 56,9-67,1 arasında değişmektedir. Ekim
sıklıklarına ait çıkış oranı; 20 cm sıra arası mesafede % 56,9, 30 cm sıra arası mesafede %
67,1, 40 cm sıra arası mesafede % 61,7 olmuştur. Çizelge 4.2 incelendiğinde farklı ekim
18
normlarına ait çıkış oranı en fazla % 65 ile 1000 adet/m2, en az % 58,5 ile 250 adet/m2
tohumluk miktarından elde edilmiştir. Ekimden sonra tohumların çimlenme ve çıkışını
kısıtlayacak düzeyde ciddi bir sorunla karşılaşılmamıştır. Buna rağmen çörek otu
tohumlarının ortalama 1/3’ünün çıkış yapmış olmasının tohumluk fizyolojisiyle ilgili
olduğu düşünülmektedir.
4.1.3. Çiçeklenme Süresi (gün)
Çiçeklenme süresi çıkış tarihi ile parseldeki bitkilerin % 50’den fazlasının çiçeklendiği
zaman arasındaki gün sayısını ifade eder. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve farklı
tohumluk miktarlarının çiçeklenme süresine ait ortalama değerler Çizelge 4.3’de
verilmiştir.
Buna göre farklı ekim sıklıklarına ait ortalama çiçeklenme süresi 70-73 gün arasında
değişmiştir. Ekim sıklıklarına ait çiçeklenme süreleri; 20 cm ve 30 cm sıra arası mesafede
73, 40 cm sıra arasında ise 70 gün olmuştur (Çizelge 4.3). Burada sıra aralığının daha
seyrek olmasıyla iyi ışıklanmaya bağlı olarak çiçeklenmeye geçişin hızlandığı
anlaşılmaktadır.
Çizelge 4.3. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının çiçeklenme sürelerine (gün) ait ortalama değerler
Ekim normu (tohum/m2)
Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250 Ortalama
20 75 74 73 72 71 73
30 73 73 73 73 71 73
40 70 70 70 70 70 70
Ortalama 73 72 72 72 71
19
Farklı ekim normlarına ait çiçeklenme süresi 71-73 gün arasında değişmektedir. Çizelge 4.3
incelendiğinde, en kısa çiçeklenme süresi 71 gün ile 1250 adet/m2, en uzun 73 gün ile 250
adet/m2 tohumluk miktarından elde edilmiştir.
4.1.4. Vejetasyon Süresi (gün)
Vejetasyon süresi çıkış tarihiyle bitkilerin fizyolojik olgunlaşmasıyla hasadın yapıldığı tarih
arasındaki gün sayısını ifade eder. Farklı ekim sıklıklarına ve farklı tohumluk miktarlarına
ait çörek otunun vejetasyon süreleri ortalaması Çizelge 4.4’de verilmiştir. Farklı ekim
sıklıklarına ait ortalama vejetasyon süresi 133-140 gün arasında değişmektedir. Ekim
sıklıklarına ait vejetasyon süresi; 20 cm sıra arası mesafede 133 günde, 30 cm sıra arası
mesafede 135 günde ve 40 cm sıra arası mesafede 140 günde tamamlanmıştır. Sıra arası
mesafenin artışına paralel olarak vejetasyon süresinde de bir artışın olduğu tespit edilmiştir.
Bulguların verildiği Çizelge 4.4 incelendiğinde; farklı ekim normlarına ait vejetasyon
süreleri 136 günde tamamlandığı belirlenmiştir. Deneme şartlarında çörek otu bitkisinde
farklı tohumluk miktarlarının vejetasyon süresine bir etkisinin olmadığı yine bulgulardan
görülmektedir. Bunun anlamı, sıra üzerinde bitki sayısındaki değişiminin vejetasyon
süresini etkilemediği şeklinde belirtilebilir.
20
Çizelge 4.4. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının vejetasyon sürelerine ait ortalama değerler
Ekim normu tohum/m2 Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250 Ortalama
20 133 133 133 133 132 133
30 135 135 135 135 135 135
40 140 140 140 140 140 140
Ortalama 136 136 136 136 136
Ancak sıra arasının 20, 30 ve 40 cm şeklindeki değişimi vejetasyon süresini de etkilemiştir.
40 cm yani geniş sıra aralığında, daha dar sıra aralığına göre vejetasyon süresi yaklaşık 5-7
gün daha uzamıştır. Bunun nedeninin geniş sıra aralığında çörek otu bitkilerinde dallanma,
meyve bağlama ve bitki başına meyve sayısının artmasıyla, homojen bir olgunlaşmanın
olmaması olduğu düşünülmektedir. Aksine dar sıra aralığında bitki başına kapsül sayısı az
olduğundan fizyolojik olgunlaşma daha homojen olmaktadır.
21
4.2. Verimle İlgili Özellikler
4.2.1. Bitki Boyu
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
bitki boyuna ait elde edilen bulguların varyans analizi sonuçları Çizelge 4.5’te verilmiştir.
Buna göre 20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli olmamış, metrekareye atılan 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları
arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden çok önemli bulunmuştur.
Önemli bulunan ortalamalara ait bulguların istatistiksel karşılaştırılması Çizelge 4.5’de verilmiştir.
Çizelge 4.5. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının bitki boyuna ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
44,75
91,14
36,61
920,73
31,09
367,90
22,374
45,571
9,153
230,182
3,886
15,329
2,44
4,98
15,02**
0,25
% CV: 7,34 Ö.D: Önemli değil **:0,01’ e göre önemli
22
Çizelge 4.6. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının bitki boyuna (cm) ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 46,1 46,6 50,1 56,8 57,2 51,4
30 49,7 51,7 54,0 58,1 59,5 54,6
40 46,4 50,9 54,0 59,4 59,9 54,1
Ortalama 47,4 B** 49,7 B 52,7 B 58,1 A 58,9 A
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 5,16
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 8,94 (Ö.D.)
5,08 (Ö.D.)
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
23
Şekil 4.1. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının bitki boyuna etkileri
Elde edilen bulgulara göre 20, 30, 40 cm sıra aralıklarından sırasıyla 51,4-54,6 ve 54,1 cm
bitki boyları oluşmuştur (Şekil 4.1). Buna göre en yüksek bitki boyu ortalaması 54,6 cm ile
sıra arası 30 cm olan uygulamadan alınmıştır. Ancak bu değerler ile diğerleri arasındaki
farklılık istatistiksel yönden önemli olmamıştır. Çörek otunda sıra üzerindeki bitki
sayılarının değişimi bitki boyunu daha belirgin bir şekilde etkilemiştir. Bu durum aşağıda
verilen Şekil 4.2’de görülmektedir. Buna göre 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet/m2
uygulamalardan alınan bitki boyu ortalamaları sırasıyla 47,4-49,7-52,7-58,1 ve 58,9 cm
şeklinde bulunmuştur.
24
Şekil 4.2. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının bitki boyuna etkileri
Alınan sonuçlara göre en yüksek bitki boyu 58,9 cm ile metrekareye 1250 adet tohum
atıldığında alınırken, en düşük bitki boyu ise 47,4 cm ile metrekareye 250 adet tohum atılan
alandan alınmıştır (Şekil 4.2). Özellikle ışığa karşı rekabetin arttığını söylemek
mümkündür. Nitekim birim alandaki bitki sayısının artışı ile çevre faktörleri bakımından
bitkiler arasındaki rekabet artmış ve 1250 adet tohum/m2’de bitki boyu en yüksek olmuştur.
Tersine 250 adet tohum/m2’de ise daha az bir rekabetin olmasından dolayı bitkiler
diğerlerine göre daha kısa boylu kalmışlardır. Elde edilen bulgularda bitki boyu değerlerine
ait daha çarpıcı ve istatistiksel yönden önemli olan metrekareye atılan tohum sayıları
arasındaki farklılıklardır.
25
Şekil 4.3. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının bitki boyuna etkileri
Bitki boyu ortalamalarına ait sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı interaksiyonları
istatistiksel yönden önemli bulunmamıştır.. Buna göre matematiksel olarak en yüksek bitki
boyu ortalaması 59,9 cm ile 40 cm sıra aralığında metrekareye 1250 adet tohum atıldığında
alınmıştır (Şekil 4.3).
Metrekareye 250 tohum atıldığında 47,4 cm olan bitki boyu ortalaması aynı alana 1250
tohum ekilmesi durumunda 58,9 cm’ye yükselmiştir. Bu durum birbirine daha yakın olan
bitkiler arasındaki rekabetin daha şiddetli olduğunun, bu rekabetin şiddetine yani birim
alandaki bitki sayısına bağlı olarak da bitki boyunun arttığını göstermiştir. Seyrek ekilen
bitkiler sık ekilen bitkilere göre daha iyi ışık aldığından dolayı sapları daha hızlı sertleştir,
daha sık ekilenlere göre kısa boylu ancak yatmaya karşı daha dayanıklı olurlar.
Hakyemez (2000), yapmış olduğu bir çalışmada dar sıra aralıklarında birim alanda daha
fazla bitki bulunduğunda yeterli besin maddeleri koşullarında, güneş ışığından daha fazla
26
yararlanmak için bitkilerin boylanmak zorunda kaldığını ve sıra aralığı arttıkça da bitkilerin
dallanarak yanlara doğru genişlediğini bildirmiştir.
Bitki boyuna ilişkin bu çalışmada bulunan değerler N. sativa türünde Özel ve ark.,
(2002)’nin değerleri (33,31-39,87 cm) ile Arslan’ın (1994), bildirdiği değerlerden (28,6-
30,1 cm) yüksek olup, Telci’nin (1995), bildirdiği değerlere (44,89-50,75 cm) benzer
bulunmuştur.
4.2.2. Dal sayısı
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada, dal
sayısına ait elde edilen bulguların varyans analizi sonuçları Çizelge 4.7’de verilmiştir.
Çizelge 4.7. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının dal sayısına ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
0,84
14,36
0,22
26,40
2,98
2,80
0,419
7,178
0,055
6,600
0,372
0,117
7,66*
131,30**
56,62**
3,20*
% CV: 10,80 Ö.D: önemli değil ** :0,01’e göre önemli
* :0,05’e göre önemli
Buna göre iki faktör arasındaki interaksiyon istatistiksel yönden önemli bulunmuştur.
27
Çizelge 4.8. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının dal sayısına ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 3,3 cde 3,1 d-g 2,4 f-ı 2,3 ghı 2,1 hı 2,7 B**
30 4,1 bc 3,8 bcd 2,6 e-ı 2,1 ı 1,9 ı 2,9 B
40 5,7 a 4,3 b 3,5 bcd 3,2 c-f 3,0 d-h 4,0 A
Ortalama 4,4 A 3,7 B 2,9 C 2,5 CD 2,3 D
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 0,45
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 8,94
0,39
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
28
Şekil 4.4. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının bitkide dal sayısına etkileri
Araştırmada dal sayısına ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve karşılaştırılmaları
Çizelge 4.8’de verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre 20, 30, 40 cm sıra aralıklarından
sırasıyla 2,7-2,9 ve 4,0 adet dal sayısı oluşmuştur (Şekil 4.4). Buna göre en çok dal sayısı
ortalaması 40 cm olan uygulamadan alınmıştır. Çörek otunda dallanma ve dal sayısı
oluşumu genotip ve çevreye bağlı oluşan bir özelliktir. Dal sayısı oluşumuna çevre
faktörlerinden ekim sıklığı, topraktaki besin maddeleri, nem, sulama, yağış durumu ve
ışıklanma başlıca etkili olanları olarak sayılabilir. Bu çalışmada birim alandaki bitki
sayısının (ekim normu ve ekim sıklığının) bitki başına dal sayısını etkilediği ve bu etkinin
istatistiksel yönden önemli olduğu belirlenmiştir.
29
Şekil 4.5. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının dal sayısına etkileri
250, 500, 750, 1000, ve 1250 adet/m2 uygulamalardan alınan dal sayısı ortalamaları
sırasıyla 4,4-3,7-2,9-2,5 ve 2,3 adet şeklinde bulunmuştur. Metrekareye atılan 250, 500,
750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden çok
önemli bulunmuştur. Buna göre bu uygulamalarda en fazla dal sayısı 4,4 adet ile
metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınırken, en az dal sayısı ise 2,3 ile 1250
adet/m2’den elde edilmiştir (Şekil 4.5.).
Farklı sıra aralıklarından elde edilen dal sayıları arasındaki farklılıkların istatistiksel
düzeyde çok önemli olduğu Çizelge 4.8’de görülmektedir. Nitekim en az dal sayısı
ortalaması 2,7 adet ile 20 cm sıra aralığından alınmış olup, en fazla dal sayısı ise 4,0 adet
ile 40 cm sıra aralığından alınmıştır (Şekil 4.4).
30
Şekil 4.6. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının dal sayısına etkileri
Araştırma sonuçlarına göre 4,4 adet ile en fazla dal sayısı ortalaması metrekareye 250
tohum atıldığında alınmış iken, 2,3 adet ile en düşük dal sayısı ortalaması metrekareye
1250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Şekil 4.5). Bitki sıklığı dal sayısını etkilemiş olup,
sıklık azaldıkça dal sayısı artış göstermiştir. Dal sayısındaki bu artış, ekim sıklığının
azalmasıyla bitkilerin rekabet olmadan daha rahat yetişmelerinden kaynaklanmaktadır.
Dal sayısı ortalamalarına ait sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı interaksiyonları
da istatistiksel yönden önemli bulunmuştur. Buna göre en fazla dal sayısı ortalaması 5,7
adet ile 40 cm sıra aralığında metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınmış, en az dal
sayısı 1,9 adet ile 30 cm sıra arasında metrekareye 1250 adet tohum atıldığında alınmıştır
(Çizelge 4.8).
N. sativa’da dal sayısında belirlenen değerler Arslan (1994)’nın (5,4-7,21 adet) ve
Kalçın’ın (2003)’ün bildirdiği (5,47-6,90 adet) değerlerinden düşük olup, Telci’ nin (1995)
bildirdiği değerlere (4,67-4,94 adet) benzer bulunmuştur.
31
4.2.3 Kapsül sayısı
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
kapsül sayısına ait elde edilen bulguların varyans analiz sonuçları Çizelge 4.9’da
verilmiştir.
Çizelge 4.9 Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının bitkideki kapsül sayısına ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı
(TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
16,10
76,25
50,77
1234,03
207,69
241,50
8,051
38,126
12,692
308,507
25,961
10,062
0,63
3,0
30,66**
2,58*
% CV: 30,46 Ö.D: önemli değil ** :0,01 e’ göre önemli
* :0,05’e göre önemli
32
Çizelge 4.10. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının bitkideki kapsül sayısına ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 14,2 bcde 10,1 cdef 6,7 def 6,2 ef 5,9 f* 8,6
30 24,8 a 14,6 bcd 6,5 def 4,4 f 4,3 f 10,9
40 18,2 ab 16,3 bc 10,8 bcdef 7,3 def 6,0 f 11,7
Ortalama 19,1 A 13,7 B 7,9 C** 5,9 C 5,4 C
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 4,18
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 7,24
5,99 (Ö.D.)
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli değildir.
Araştırmada kapsül sayılarına ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve
karşılaştırılmaları Çizelge 4.10’da verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre 20, 30, 40 cm sıra
aralıklarından sırasıyla 8,6-10,9 ve 11,7 adet kapsül/bitki olduğu belirlenmiştir (Şekil 4.7).
Buna göre en fazla kapsül sayısı ortalaması 40 cm olan uygulamadan alınmıştır. Çörek
otunda kapsül sayısı dallanmaya bağlı bir özelliktir. Dal sayısı ile arasında olumlu bir ilişki
söz konusudur. Dal sayısı arttıkça belli bir yere kadar genellikle kapsül sayısı da artış
göstermektedir. Bu çalışmada da buna uyan sonuçlar alınmış olup, geniş sıra aralığı ve
birim alanda daha az bitki olduğunda daha fazla dallanma ve ona bağlı olarak daha fazla
sayıda kapsül/bitki olduğu belirlenmiştir.
33
Şekil 4.7. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının kapsül sayısına etkileri
Ekim normları olan 250, 500, 750, 1000, ve 1250 adet/m2 uygulamalarından alınan kapsül
sayısı ortalamaları sırasıyla 19,1- 13,7- 7,9-5,9 ve 5,4 adet şeklinde bulunmuştur. Buna göre
bu uygulamalarda en fazla bitkide kapsül sayısı 19,1 adet ile metrekareye 250 adet tohum
atıldığında alınmış, en az kapsül sayısı ise 5,4 adet ile 1250 adet/m2’den alınmıştır (Şekil
4.8). Araştırmada uygulamalar arasındaki farklılıkların çok önemli olduğu dikkat
çekmektedir (Çizelge 4.9).
34
Şekil 4.8. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının kapsül sayısına etkileri
Kapsül sayılarının dal sayısıyla ilişkili bir özellik olmasına rağmen, bitki üzerinde dal
sayısından çok daha fazla kapsül oluşturması, kapsüllerin sekonder ve tersiyer dalların
ucunda da oluşmasından kaynaklanmaktadır.
20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
olmamıştır. Alınan araştırma sonuçlarına göre Tokat şartlarında çörek otu bitkisi kapsül
sayısı sıra aralıklarının farklılıklarından ziyade sıra üzerindeki bitki sayılarının
farklılıklarının daha etkili olduğu belirlenmiştir. Nitekim metrekareye 250 tohum
atıldığında 19,1 olan kapsül sayısı ortalaması aynı alana 1250 tohum ekilmesi durumunda
5,4 adete düşmüştür.
35
Şekil 4.9. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının kapsül sayısına etkileri. Kapsül sayısı ortalamalarına ait sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı
interaksiyonları da istatistiksel yönden önemli bulunmuştur. Buna göre en fazla kapsül
sayısı ortalaması 24,8 adet ile 30 cm sıra aralığında metrekareye 250 adet tohum atıldığında
alınmış, en az kapsül sayısı 4,3 adet ile 30 cm sıra arasında metrekareye 1250 adet tohum
atıldığında alınmıştır (Şekil 4.9).
Kapsül sayısında belirlenen değerler N. sativa türünde Özel ve ark., (2002)’nin bildirdiği
değerler (2,20-4,36 adet), ile Arslan’ın (1994), bildirdiği değerlerden (3,83-4,80 adet)
yüksek olup, Kalçın (2003)’ün bildirdiği değerlere ( 8,52-13,72 adet) benzer bulunmuştur.
36
4.2.4. Kapsülde tohum ağırlığı Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
kapsülde tohum ağırlığına ait elde edilen bulguların varyans analizi sonuçları Çizelge
4.11’de verilmiştir.
Çizelge 4.11.Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının kapsülde tohum ağırlığına ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
0,00
0,00
0,00
0,01
0,00
0,02
0,001
0,000
0,001
0,004
0,000
0,001
0,78
0,15
4,42**
0,34
% CV: 7,34 Ö.D: önemli değil ** :0,01’e göre önemli
Buna göre 20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli olmamış, metrekareye atılan 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları
arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden çok önemli bulunmuştur. Kapsül, çörek otunun
meyvesine verilen addır. Kapsül başına tohum ağırlığının fazlalığı tohum iriliği ve
kapsüldeki tohum sayısına bağlı olarak değişen bir özelliktir. Kapsül büyüklüğünün bir
göstergesi olup, iri ve sayıca fazla tohum oluşturabilen kapsüllerin ağırlığı diğerlerinden
daha fazla olmaktadır.
37
Çizelge 4.12. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının kapsülde tohum ağırlığına ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 0,26 0,26 0,25 0,23 0,20 0,24
30 0,26 0,26 0,24 0,22 0,21 0,24
40 0,26 0,23 0,23 0,23 0,22 0,24
Ortalama 0,26 A 0,25AB** 0,24 AB 0,23 AB 0,21 B
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 4,1
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 7,2 (Ö.D.)
(Ö.D.)
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden
önemli değildir.
38
Şekil 4.10. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının kapsülde tohum ağırlığına etkileri
Araştırmada kapsülde tohum ağırlığına ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve
karşılaştırılmaları Çizelge 4.12 ve Şekil 4.12’de verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre 20,
30, 40 cm sıra aralıklarından aynı miktarda (0,24 g) tohum sağlanmıştır. Kapsüldeki tohum
ağırlığının sıra aralıklarına bağlı olarak bir değişiklik göstermediği ve aynı değeri verdiği
görülmektedir. Daha önceden ifade edildiği gibi, kapsül ağırlığına; kapsüldeki tohum sayısı
ve tohumların iriliği birlikte etkili olduğundan, birinin eksikliğini diğeri telafi etmiş ve
bundan dolayı da kapsül başına tohum ağırlığında önemli bir farklılaşmanın olmadığı
görülmüştür.
39
Şekil 4.11. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının kapsülde tohum ağırlığına etkileri
250, 500, 750, 1000, ve 1250 adet/m2 uygulamalardan alınan kapsülde tohum ağırlığı
ortalamaları sırasıyla 0,26-0,25-0,24-0,23 ve 0,21 g şeklinde bulunmuştur (Çizelge 4.12).
40
Şekil 4.12. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının kapsüldeki tohum ağırlığına etkileri
Metrekareye atılan tohum sayıları arasındaki farklılıkların P < 0,01 düzeyinde çok önemli
olduğu dikkat çekmektedir. Buna göre bu uygulamalarda 0,26 g ile en fazla kapsülde tohum
ağırlığı metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınırken, en az kapsülde tohum ağırlığı ise
0,21 g ile 1250 adet/m2’den alınmıştır (Çizelge 4.12; Şekil 4.10).
Kapsülde tohum ağırlığı ortalamalarına ait sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı
interaksiyonları istatistiksel yönden önemli bulunmamıştır. Buna göre matematiksel olarak
en fazla kapsülde tohum ağırlığı ortalaması 20 cm sıra aralığında metrekareye 250 adet
tohum atıldığında alınmış, en az kapsülde tohum ağırlığı ortalaması 40 cm sıra arasında ise
metrekareye 1250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Çizelge 4.12).
Tohumluk miktarı arttıkça tohum ağırlığının azaldığı görülmektedir. Bu durum, düşük
tohumluk miktarında daha yüksek tohum ağırlığı değerlerinin elde edilmesi, bitki başına
yaşam alanının artması ve dolayısıyla tohuma daha fazla besin birikmesinden
kaynaklanabilir.
41
4.2.5. 1000 tohum ağırlığı
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
1000 tane ağırlığına ait elde edilen bulguların varyans analiz sonuçları Çizelge 4.13’de
verilmiştir.
Çizelge 4.13. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının 1000 tohum ağırlığına ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
0,17
0,09
0,03
0,20
0,01
0,046
0,085
0,043
0,007
0,051
0,001
0,019
11,55*
5,82
2,66
0,07
% CV: 6,03 Ö.D: önemli değil ** :0,05’ e göre önemli
Buna göre 20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklar ve metrekareye
atılan 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları arasındaki farklılıklarla iki faktörün
interaksiyonu istatistiksel yönden önemli bulunmamıştır.
42
Çizelge 4.14. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının 1000 tane ağırlıklarına ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 2,37 2,27 2,23 2,20 2,17 2,25
30 2,40 2,33 2,30 2,23 2,23 2,30
40 2,47 2,37 2,37 2,33 2,23 2,35
Ortalama 2,41 2,32 2,30 2,26 2,21
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 0,18 (Ö.D)
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 0,23 (Ö.D.)
0,14
(Ö.D.)
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
43
Şekil 4.13. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının 1000 tohum ağırlığına etkileri Araştırmada 1000 tane ağırlığına ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve
karşılaştırılmaları Çizelge 4.14’de verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre 20, 30, 40 cm sıra
aralıklarından sırasıyla 2,25-2,30 ve 2,35 g 1000 tohum ağırlığı olmuştur (Çizelge 4.13).
Buna göre en yüksek 1000 tohum ağırlığı 40 cm olan uygulamadan alınmıştır. Sıra
aralıklarının geniş olduğu durumda oluşan meyvelerin ve genel anlamda bitkilerin güneş
ışınlarından yararlanması daha fazla olmaktadır. Bu durum tohum iriliği ve endospermde
besin maddesi birikimini arttırdığı söylenebilir (Yılmaz, 2008).
44
Şekil 4.14. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının 1000 tohum ağırlığına etkileri
250, 500, 750, 1000, ve 1250 adet/m2 uygulamalardan alınan 1000 tohum ağırlığı
ortalamaları sırasıyla 2,41-2,32-2,30-2,26 ve 2,21 g şeklinde bulunmuştur. Buna göre bu
uygulamalarda en yüksek 1000 tohum ağırlığı 2,41 g ile metrekareye 250 adet tohum
atıldığında alınırken, en düşük 1000 tohum ağırlığı ise 2,21 g ile 1250 adet/m2’den
alınmıştır (Şekil 4.14).
45
Şekil 4.15. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının 1000 tane ağırlığına etkileri
Düşük tohumluk miktarında daha yüksek bin tane ağırlığı değerlerinin elde edilmesi, bitki
başına yaşam alanının artması ve dolayısıyla tohuma daha fazla besin birikmesinden
kaynaklanmaktadır. Tohumluk miktarının artmasına bağlı olarak bin tane ağırlığında
meydana gelen düşüşler bazı araştırıcılar (Arslan ve Anlarsal, 1996a; Serin ve ark., 1995)
tarafından da bildirilmiştir.
1000 tohum ağırlığına ait sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı interaksiyonları
istatistiksel yönden önemli bulunmamıştır. Sayısal olarak en fazla 1000 tohum ağırlığı 40
cm sıra aralığında metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınmış, en az 1000 tohum
ağırlığı 20 cm sıra arasında metrekareye 1250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Çizelge
4.14).
Bin tohum ağırlığı değerleri N. sativa’da Arslan’ın (1994) değerlerinden (2,098-2,150 g),
Özel vd., (2002)’nin değerlerinden (1,950-2,190 g) yüksek, Kalçın (2003)’ın değerlerinden
46
(2,895-3,097 g) düşük olup, Telci’nin (1995) değerleri (2,170-2,350 g) ile benzerlik
göstermektedir.
4.2.6. Tohum verimi ( kg/da)
Bu konuyla ilgili varyans analiz sonuçları Çizelge 4.15’de ve değerler Çizelge 4.16’da,
Şekil 4.16 ve 4.17’de sunulmaktadır.
Çizelge 4.15. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının tohum verimine ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
1543,15
25218,35
1444,45
24957,61
4994,72
9608,44
771,575
12609,176
361,113
6239,402
624,340
400,352
2,14
34,92**
15,58**
1,56
% CV: 9,28 Ö.D: önemli değil ** :0,01’e göre önemli
Buna göre 20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklarla, metrekareye
atılan 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları arasındaki farklılıklar istatistiksel
yönden çok önemli bulunmuş, sıra arası ve metrekareye atılan tohum sayısı interaksiyonları
istatistiksel yönden önemli bulunmamıştır.
47
Çizelge 4.16 ve Şekil 4.16 incelendiğinde 20, 30, 40 cm sıra aralıklarından alınan tohum
verimleri ortalaması sırasıyla 182,2-234,0 ve 230,5 kg olmuştur. Buna göre rakamsal olarak
en yüksek tohum verimi ortalaması 30 cm olan uygulamadan alınmıştır. Daha dar sıra
aralığı olan 20 cm’de bitkiler daha cılız olmuş, yatmaya hassasiyet artmış ve dallanmanın
azlığına bağlı olarak bitki başına kapsül sayısı da az olmuştur.
Çizelge 4.16. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının tohum verimine ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ort.
verim
(kg/da)
20 160,0 f 166,9 ef 175,8 def 218,9 bcd 189,0 cdef 182,2 B**
30 175,3 def 224,1bcd 228,3 bc 284,3 a 258,0 ab* 234,0 A
40 210,8 bcde 216,8 bcde 230,8 bc 248,5 ab 245,9 ab 230,5 A
Ort. verim
(kg/da) 182,0 D 202,6 CD 211,6 BC 250,6 A 230,69 AB
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 26,38
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 45,69
31,95
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
48
Şekil 4.16. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının tohum verimine etkileri
Metrekareye 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet/m2 uygulamalardan alınan tohum verimleri
dikkate alındığında, en yüksek verimin m2’ye 1000 tohum düşen parsellerden (284,3) ve en
düşük verimin ise m2’ye 250 tohum düşen parsellerden (160,0) sağlandığı görülmüştür
(Çizelge 4.16).
Çörek otunda sıra aralığının yanında ekim normuna bağlı sıra üzerindeki bitki sayıları da
verimi önemli düzeyde etkilemiştir. Diğer uygulamalara göre m2’ye 1000 tohum hesabıyla
ekim yapıldığında en yüksek verimin alındığı belirlenmiştir. Çörek otunda 1000 tohum
ağırlığı 2-2,5 g arasında değişmektedir. Buna göre ideal verim için dekara 2-2,5 kg
tohumluk kullanmak gerektiği söylenebilir.
49
Şekil 4.17. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının tohum verimine etkileri
Birim alandaki bitki sayısının artmasına bağlı olarak bitkiler arasında olumsuz rekabet
oluşabilir. Nitekim, birim alanda artan bitki sayısının bir dereceye kadar verimi artırdığını
ve daha yüksek sıklıklarda verimin olumsuz yönde etkilediğini Das ve ark., (1992), Singh
ve ark., (2002), Tonçer ve Kızıl, (2004) ve Tunçtürk ve ark., (2005) tarafından
bildirilmektedir.
Alınan araştırma sonuçlarına göre Tokat şartlarında çörek otunda tohum verimine sıra
aralıklarının ve sıra üzerindeki bitki sayılarının etkili olduğu belirlenmiştir. Nitekim
metrekareye 250 tohum atıldığında dekara 182,0 kg olan tohum verimi aynı alana 1000
tohum ekilmesi durumunda 250,6 kg yükselmiştir.
En fazla tohum verimi 284,3 kg/da ile 30 cm sıra aralığında metrekareye 1000 adet tohum
atıldığında alınmış, en düşük tohum verimi ortalaması ise 160,0 kg ile 20 cm sıra arasında
metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Çizelge 4.16).
50
Şekil 4.18. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının tohum verimine etkileri
Belli bir ekim sıklığına kadar bitkiler güneş ve topraktan istedikleri gibi
yararlanabilmektedirler. Fakat bitki sıklığı maksimum seviyeye çıktığında bitkiler gün
ışığından ve diğer çevre faktörlerinden yararlanmak için rekabete girmektedirler. Böylece
bitkiler daha cılız olmakla birlikte daha az kapsül oluşturabilmektedirler ve buna bağlı
olarak birim alan verimleri daha düşük olabilmektedir.
Tohum verimi Özel ve ark., (2002)’nin değerlerinden (38,62kg/da), Kalçın (2003)’ın
değerlerinden (68,39-77,01 kg/da), Telci’ nin (1995) değerlerinden (116,58-134,99 kg/da)
yüksek bulunmuştur. Tohum verimindeki bu farklılıklar ekolojik koşulların yanı sıra
genotip ve tarımsal uygulamaların farklı olmasından kaynaklanmaktadır.
51
4.2.7. Sabit yağ oranı ( % )
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
sabit yağ oranına ait elde edilen bulguların varyans analiz sonuçları Çizelge 4.17’de
verilmiştir. Buna göre 20, 30, 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklarla, iki
faktörün interaksiyonu istatistiksel yönden önemli olmamış, metrekareye atılan 250, 500,
750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden çok
önemli olmuştur.
Çizelge 4.17. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının sabit yağ oranına ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
0,32
43,48
20,97
120,45
11,56
133,07
0,161
21,741
5,243
30,114
1,445
5,544
0,03
4,15
5,43**
0,26
% CV: 7,97 Ö.D: önemli değil ** :0,01’e göre önemli
Araştırmada sabit yağ oranına ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve
karşılaştırılmaları Çizelge 4.18’de verilmiştir. Elde edilen bulgulara göre sabit yağ oranı 20,
30, 40 cm sıra aralıklarından sırasıyla % 28,7-30,9 ve 29,0 oluşmuştur (Çizelge 4.18). Buna
göre en yüksek sabit yağ ortalaması 30 cm olan uygulamadan alınmıştır. Ancak sıra arası
mesafenin sabit yağ oranına etkisi daha önceden de belirtildiği gibi önemli olmamıştır.
52
Çizelge 4.18. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının yağ oranına (%) ait ortalama değerlerin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 27,1 27,4 28,8 30,8 29,2 28,7
30 29,3 29,5 29,8 34,6 31,4 30,9
40 27,2 27,3 28,4 31,3 31,0 29,0
Ortalama 27,9 B** 28,0 B 29,0 AB 32,2 A 30,5 AB
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 3,10
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 5,38 (Ö.D.)
3,84 (Ö.D.)
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
53
Şekil 4.19. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının sabit yağ oranına etkileri
m2’ye atılacak tohum sayılarından elde edilen sabit yağ oranları ise sırasıyla % 27,9-28,0-
29,0-32,2 ve 30,5 olmuştur. Buna göre bu uygulamalarda en yüksek sabit yağ oranı % 32,2
ile metrekareye 1000 adet tohum atıldığında alınırken, en düşük sabit yağ oranı % 27,9 ile
250 adet/m2’den alınmıştır (Çizelge 4.18 ve Şekil 4.20).
Alınan araştırma sonuçlarına göre Tokat şartlarında çörek otu bitkisinin sabit yağ oranına
sıra aralıklarının farklılıklarından ziyade sıra üzerindeki bitki sayılarının farklılıklarının
daha etkili olduğu belirlenmiştir.
54
Şekil 4.20. Çörek otunda farklı tohumluk miktarlarının sabit yağ oranına etkileri
Diğer taraftan en yüksek sabit yağ oranı % 34,6 ile 30 cm sıra aralığında metrekareye 1000
adet tohum atıldığında alınırken, en düşük sabit yağ % 27,1 ile 20 cm sıra arasında
metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Çizelge 4.18; Şekil 4.21).
55
Şekil 4.21. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonlarının sabit yağ oranına (%) etkileri
4.2.8. Sabit yağ verimi
Çörek otunda farklı sıra arası ve metrekareye tohum sayılarının incelendiği araştırmada,
sabit yağ verimine ait elde edilen bulguların varyans analiz sonuçları Çizelge 4.19’da
verilmiştir. Buna göre 20, 30 ve 40 cm şeklindeki sıra aralıkları arasındaki farklılıklar ile
metrekareye atılan 250, 500, 750, 1000 ve 1250 adet tohum sayıları arasındaki farklılıklar
istatistiksel yönden çok önemli bulunmuş, iki faktörün interaksiyonu ise istatistiksel yönden
önemli bulunmamıştır.
56
Çizelge 4.19. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının sabit yağ verimine ait varyans analiz tablosu
Varyans Kaynağı SD Kareler
Toplamı
Kareler
Ortalaması F Değeri
Tekerrür
Sıra arası (SA)
Hata (1)
Tohumluk miktarı (TM)
Sıra arası x Toh. mikt.
Hata (2)
2
2
4
4
8
24
128,08
3522,04
153,88
5142,36
742,21
1263,86
64,038
1761,022
38,471
1285,591
92,777
52,661
1,66
45,78**
24,41**
1,76
% CV: 11,27 Ö.D: önemli değil ** :0,01’e göre önemli
Araştırmada sabit yağ verimine ait elde edilen bulguların ortalama değerleri ve
karşılaştırılmaları Çizelge 4.20’de verilmiştir. Sıra arası mesafeler ele alındığında en fazla
sabit yağ verimi 30 cm olan uygulamadan alınmıştır. Ancak 40 cm aralıktan elde edilen
değerde aynı gurupta yer almaktadır.
57
Çizelge 4.20. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarlarının sabit yağ verimine (kg/da) ait ortalama değerlerinin karşılaştırılması
Tohumluk Miktarları (tohum sayısı/m2) Sıra arası
(cm) 250 500 750 1000 1250
Ortalama
20 43,0 f* 45,8 f 50,7 ef 67,2 bcde 55,3 def 52,4 B
30 50,7 ef 66,3 bcde 71,6 bcd 98,2 a 80,8 b 73,5 A**
40 57,4 def 58,9 cdef 65,5 bcde 77,5 b 76,5 bc 67,2 A
Ortalama 50,4 D 56,9 CD 62,6 BC 80,9 A 70,9 B
LSD
(0,01)
Tohum sayısı/m2: 9,57
Sıra arası x Tohum sayısı/m2: 16,57
10,43
* Aynı küçük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
** Aynı büyük harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar istatistiksel yönden önemli
değildir.
58
Şekil 4.22. Çörek otunda farklı sıra aralıklarının sabit yağ verimine etkileri
Sabit yağ verimi, yağ oranı ve dekara tohum veriminin doğrudan etkisinde oluşan bir
özelliktir. Tohum veriminde en yüksek rakamsal değerin 30 cm sıra arası mesafeden elde
edilmesi ve sabit yağ oranı bakımından da sıra arası mesafeler yönünden farklılık
bulunmamasına rağmen en yüksek rakamsal değerin 30 cm’den elde edilmesi sonucunda
yağ verimi de yüksek olmuştur.
59
Şekil 4.23. Çörek otunda farklı tohumluk miktarının sabit yağ verimine etkileri
250, 500, 750, 1000, ve 1250 adet/m2 uygulamalardan alınan sabit yağ verimleri
ortalamaları sırasıyla 50,4-56,9-62,6-80,9 ve 70,9 kg şeklinde bulunmuştur. Buna göre bu
uygulamalarda en yüksek sabit yağ verimi 80,9 kg ile metrekareye 1000 adet tohum
atıldığında alınırken, en düşük sabit yağ verimi 50,4 kg ile 250 adet/m2’den alınmıştır
(Çizelge 4.20 ve Şekil 4.23). Burada da yağ veriminin yüksek olmasının nedeni yağ oranı
ve dekara tohum veriminin birlikte yüksek olmasından kaynaklanmıştır.
Çizelge 4.20 ve Şekil 4.23 ’e tekrar göz atıldığında en az sabit yağ verimi 52,4 kg ile 20 cm
sıra aralığından alınmış, en fazla ise 73,5 kg ile 30 cm sıra aralığından alınmıştır.
60
Şekil 4.24. Çörek otunda farklı sıra aralıkları ve tohumluk miktarları interaksiyonun sabit yağ verimine etkileri
Araştırmada matematiksel olarak en yüksek sabit yağ verimi 98,2 kg ile 30 cm sıra
aralığından metrekareye 1000 adet tohum atıldığında alınmış, en düşük sabit yağ verimi ise
43,0 kg ile 20 cm sıra arasında metrekareye 250 adet tohum atıldığında alınmıştır (Çizelge
4.20; Şekil 4.24).
61
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Çörek otunda farklı sıra arası ve ekim normlarının etkilerinin incelendiği bu araştırmadan
alınan sonuçlar aşağıdaki şekilde özetlenebilir.
1- Çörek otunda çıkış süresi 19-20 gün, çiçeklenme süresi ise 70-73 gün vejetasyon
süresi ise 133-140 gün arasında değişmektedir.
2- Sıra aralıklarının bitki boyuna etkilerinin istatistiksel yönden önemsiz olmuştur.
Birim alandaki bitki sayısının artması durumunda (m2’ye 1000, 1250 adet tohum) en
yüksek bitki boyuna ulaşıldığı belirlenmiştir.
3- Bitki başına dal sayılarının geniş sıra aralığında ve metrekareye en az tohum (250
adet/m2 ) atılması durumunda (5,7 adet) en fazla olduğu tespit edilmiştir.
4- Bitki başına en fazla meyve (kapsül) sayısı orta genişlikteki sıra aralığında (30 cm)
ve metrekareye en az (250 adet) tohum atılması durumunda 24,8 adet şeklinde
alınmıştır.
5- Önemli bir verim komponenti olan ve tohum iriliğinin göstergesi olarak kabul
edilen 1000 tohum ağırlığının 2,17 ile 2,47 g arasında değiştiği, geniş sıra aralığı
olan 40 cm’de 2,47 g olduğu belirlenmiştir.
6- Çörek otu, tohumları kullanılan ve tohumları için yetiştirilen bir bitkidir. Bu
çalışmada en yüksek tohum verimi 30 cm sıra aralığında m2’ye 1000 adet tohum
atılması durumunda (284,3 kg/da) alınmıştır. Buna göre Tokat-Kazova şartlarında
çörek otunun 30 cm sıra aralığında ekilmesi ve m2’ye 1000 adet tohum düşecek
şekilde yani dekara 2-2,5 kg tohumluk kullanmak gerektiği söylenebilir.
7- Çörek otunun sabit yağı değerli bir yağ olup, tohumun en önemli komponentidir. Bu
araştırmada yağ oranı % 27,1-34,6 arasında değeri olup 30 cm sıra aralığında
metrekareye 1000 tohum atıldığında yağ oranı % 34,6 olarak gerçekleşmiştir.
62
8- Çörek otunda diğer önemli bir beklenti de dekara yağ veriminin yüksek olmasıdır.
Bu çalışmada dekara tohum verimi ve yağ oranının yüksek olduğu 30 cm sıra arası
ve 1000 adet tohum/m2 uygulamasından doğal olarak yağ verimi de en fazla (98,2
kg/da) olmuştur.
63
6. KAYNAKLAR
Ahmed, N.U., Haque, K.R., 1986. Effect of row spacing and time of showing on the yield
of black cumin (Nigella sativa), Bangladesh of Agriculture; 11 (1), sayfa: 21–24. Ahmed, N.U., Haque, K.R., 1987. Effect of row spacing and time of sowing on the yield of
black cumin (Nigella sativa), Bangladesh journal of Agriculture, October; 57(10), sayfa: 191-197.
Akgül A., 1993. Baharat Bilimi ve Teknolojisi. Gıda Teknolojisi Derneği Yayınları No:15, Ankara, sayfa: 72-74.
Al-Jishi, S.A., Abuo Hozaifa B., 2003. Effect of Nigella sativa on blood hemostatic function in rats. Ethnopharmacol. Mar; 85 (1), sayfa: 7-14.
Al-Ghamdi, M.S., 2001. The anti-inflammatory, analgesic and antipyretic activity of Nigella sativa. J Ethnopharmacol. Jun; 76 (1), sayfa: 45-48.
Al-Ghamdi, M.S., 2003. Protective effect of Nigella sativa seeds against carbon tetrachloride - induced liver damage, Am J Chin Med; 31 (5), sayfa: 721-728.
Anonim, 2008. Devlet Meteroloji İşleri Genel Müdürlüğü iklim verileri Tokat. Arslan, N., 1994. Ekim zamanı ve bitki sıklığının Çörek otu (Nigella sativa) verimine
etkisi. Ankara Üniversitesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt:3, Sayı: (1-2), sayfa: 73-80.
Arslan, A. ve Anlarsal, AE., 1996. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Koşullarında Farklı Tohumluk Miktarının Bazı Adi Fiğ (Vicia sativa L.) Çeşitlerinde Tohum Verimi ve Bazı Özelliklere Etkisi Üzerine Bir Araştırma. Türkiye 3. Çayır Mera ve Yem Bitkileri Kongresi, 17-19 Haziran 1996, sayfa: 632-639.
Ashraf, M., Ali, Q., Iqbal Z., 2006. Effect of nitrogen application rate on the content composition of oil, essential oil and minerals in black cumin (Nigella sativa L.) seeds. Journal of the Science of Food and Agiculture; (86), sayfa: 871–876.
Arslan, N., Gürbüz, B., Özcan S., 2000. Türkiye’de Doğal Bitkilerin Kullanımı ve Ticareti. Ekim dergisi; (12), sayfa: 98-104.
Atta, Mb., 2003. Some characteristics of nigella (Nigella sativa L.) seed cultivated in Egypt and its lipid profile. Food Chemistry; (83), sayfa: 63–68.
Babayan,V.K., Koottungal, D., Halaby, G.A., 1978. Proximate analysis, fatty acid amino acid composition of Nigella sativa seeds, Horticultural Abstracts, December; 48 (12).
Barkoudah, Y., 1998. Black cumin, a neylected food and medicinal plant, Cwana Nevsletter; 17:5.
Baytop, T., 1984. Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları. No: 40. İstanbul.
Baytop, T., 1999. (Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi Geçmişte ve Bugün). Nobel Tıp Kitapevi, ISBN 975 420 021 1, İstanbul, sayfa: 189-190.
Brohi, A. ve Aydeniz, A., 1999. Gübreler ve Gübreleme. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 1, Tokat. Ceylan, A., 1983. Tıbbi Bitkiler (I. Genel Bölüm), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayınları No: 312, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset Basımevi, Bornova -İzmir, sayfa: 83
64
Ceylan, A., 1987. Tıbbi Bitkiler (Uçucu Yağ İçerenler), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No: 481, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ofset Basımevi, Bornova- İzmir, sayfa: 173-174.
Das, A.K., Sadhu, M.K., Som, M.G. and Bose, T.K., 1992. Effect of spacing on gowth And yield of black cumin (Nigella sativa) İndian Arecanut and Spices Journal, Horticultural Abstracts, March; 16(1), sayfa: 17-18.
D’Antuono, I. Filippo., Moretti, A., Lovato, Antonio F.S., 2001. Seed yield, yield components, oil content and essential oil content and composition of Nigella sativa
and Nigella damascena undistrial crops and Products; (15), sayfa: 59-69. Düzgüneş, O., Kesici T., Kavuncu, O. ve Gürbüz, F., 1987. Araştırma ve Deneme
Metodları (İstatistik Metodları II.) Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın No: 1021. Ders Kitabı : 295, Ankara.
Ertuğrul, Y., 1986. Çörek otunda (Nigella damacena) farklı ekim zamanlarının verim ve kaliteye etkisi üzerine bir araştırma. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi (Basılmadı), Adana.
Farah, I.O., Begum R.A., 2003. Effect of Nigella sativa and oxidative stress on the survival pattern of MCF-7 breast cancer cells. Biomed Sci Instrum; (39) sayfa: 359-364.
Geren, H., Bayram, E., Ceylan, A., 1997. Çörekotu (Nigella sativa L.)'nda farklı ekim zamanlarının ve fosfor gübresi uygulamasının verim ve kaliteye etkisi. Türkiye II. Tarla Bitkileri Kongesi Bildirileri Kitabı, Samsun, sayfa: 376-380.
Ghosh, D., K. Roy ve S. C. Mallik., 1981. Effect of fertilizers and spacing on yield and other characters of black cumin (Nigella sativa L.) Indian Agiculturist; 25 (3), sayfa 191-197.
Hakyemez, B. H., 2000. Çok yıllık yonca, korunga ve nohut geveninde bitki sıklığının yem verimine etkileri. Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara, sayfa: 157.
Health, H.B., 1981. Source Book of the Flavors. Avi Wesport. İpek, A., Sarıhan E., Gürbüz B., Kaya, D., Arslan, N., 2005. Bazı Çörek Otu
Populasyonlarının Ankara Koşullarına Adaptasyonu Üzerine Bir Araştırma. Türkiye VI. Tarla Bitkileri Kongesi Bildirileri Kitabı: Cilt: 1, Antalya, sayfa: 461-464.
James, Cs., 1995. Analytical chemistry of foods. Publisher Blackie Academic and Professional, London, pp; 176.
İlisulu, K., 1992. İlaç ve Baharat Bitkileri Bölümü. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları. No: 1256, Ankara.
Karaman, A., 1999. Çörek otunda (Nigella damascena) farklı ekim zamanlarının tohum verimi ve kaliteye etkisi üzerinde bir araştırma. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi (Basılmadı), Adana.
Kalçın, F.T., 2003. İki çörekotu türünde (Nigella sativa L., Nigella damascena L. ) ekim sıklıklarının verim ve verim öğelerine etkisi. Yüksek Lisans Tezi, A.Ü Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı (Yayınlanmadı), Ankara.
Koç, H., 1999. Çörekotunda (Nigella sativa L.) Bitki Sıklığının Bazı Verim ve Kalite Unsurlarına Etkisi. Karadeniz Bölgesi Tarım Sempozyumu Bildirileri Kitabı, Cilt:1, OMÜ Ziraat Fakültesi, Samsun Sayfa: 205-212.
Morsi, N.M., 2000. Antimicrobial effect of crude extracts of Nigella sativa on multipleantibiotics - resistant bacteria. Acta Microbiol Pol; 49(1), sayfa: 63-74.
65
Nickavar, B., Mojab, F., Javidni,K., Amoli, M.A.R., 2003 Chemical composition of the fixed and volatile oils of Nigella sativa L. From Iran. Zeitschrift für Naturforschung; 58(9-10), sayfa: 629-631.
Özel, A., Demirbilek, T., Güler, İ., 2002. Harran Ovası Kuru Koşullarında Farklı Ekim Zamanlarının Çörek Otu Türleri (N.spp.)’nin Verim ve Bazı Tarımsal Karakterlerine Etkisi. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi; 6(3-4), sayfa: 81- 84.
Özel, A., Demirel, U., Güler, İ., Erden, K., 2009. Farklı Sıra Aralığı ve Tohumluk Miktarlarının Çörek Otunda (Nigella sativa L.) Verim ve Bazı Tarımsal Karakterlere Etkisi. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi; 13(1), sayfa: 17-25.
Özgüven, M. ve Tansı. S., 1989. Çukurova koşullarında Nigella türlerinde optimum ekim zamanının saptanması üzerinde bir araştırma, İstanbul Üniversitesi Yayınları No: 3733, VII: Bitkisel İlaç Hammaddeleri Toplantısı 19-21 Mayıs 1989, İstanbul.
Özgüven, M. ve Tansı. S., 1989. Çukurova koşullarında Nigella türlerinde optimum ekim zamanının saptanması üzerinde bir araştırma, 8. Bitkisel İlaç Hammadeleri Toplantısı, Bildiriler; (2), (19-21 Mayıs 1989) İstanbul, sayfa: 285-289.
Salemai, M.L., Hossain, M.S., 2000. Protective effect of black seed oil from Nigella sativa against murine cytomegalovirus infection. Int J Immunopharmacol; (22), sayfa: 729-40.
Seçmen, Ö., Gemici, Y., Görk, G., Bekat, L. ve Leblebici E., 2000. Tohumlu Bitkiler Sistematiği. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Kitaplar Serisi No: 116. İzmir.
Serin, Y., Tan M. ve Şeker, H., 1995. Fiğ’de (Vicia sativa L.) Değişik Sıra Aralığı ve Tohum Miktarının Tohum Verimi ile Bazı Özelliklerine Etkileri. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi; (26), sayfa: 159-170.
Shah, S. H., 2007. Photosynthetic and Yield Responses of Nigella sativa L. to Pre-sowing Seed Treatment with GA3 Turk J Biol; (31), sayfa: 103-107. Shah, S.H., Ahmad, I., Samiullah, I., 2007. Responses of Nigella sativa to foliar
application of gibberellic acid and kinetin. Biologia Plantarum; 51 (3), sayfa: 563-566.
Singh G., Marımuthu P., S De Heluanı C., Catalan C., 2005. Chemical constituents and antimicrobial and antioxidant potentials of essential oil and acetone extract of nigella sativa seeds. Journal of the Science of Food and Agiculture; (85), sayfa: 2297–2306.
Singh, S K., Singh, B. ve Singh, M.B. 2002. Response of nigella (Nigella sativa L.) to seed rate and row spacing. Progessive Agiculture; 6(3), 529-532.
Telci, İ., 1995. Tokat Şartlarında Farklı Ekim Sıklığının Çörekotu (Nigella sativa L.)’unda Verim, Verim Unsurları ve Bazı Bitkisel Özelliklerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi (Yayınlanmamış), GOÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı. Tokat.
Thıppeswamy Nb., Naıdu Ka., 2005. Antioxidant potency of cumin varieties - cumin, black Cumin and bitter cumin - on antioxidant systems. European Food Reserach Technology; (220), sayfa: 472–476. Tutin, 1968. Ranunculaceae in Flora Europa; (1), sayfa: 209-210.
66
Türker L., Bayrak, A., 1997. Çörekotu (Nigella sativa L.)’nun sabit ve uçucu yağ kompozisyonunun araştırılması. Standard, Ekim Sayısı, sayfa: 128–137.
Tonçer, Ö. ve Kızıl, S., 2004. Effect of seed rate on agonomic and technologic characters of Nigella sativa L. International Journal of Agiculture and Biology; 6 (3), sayfa: 529-532.
Tunçtürk, M., Ekin, Z. ve Türközü, D., 2005. Response of black cumin (Nigella sativa L.) to different seed rates gowth, yield components and essential oil content. Journal of Agonomy; 4 (3), sayfa: 216-219.
Yılmaz, G., 2008. Tıbbi Aromatik Bitkiler Yetiştiriciliğinde Yeni Yaklaşımlar. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler. Lisansüstü Ders Notları (Basılmamış), GOÜ Ziraat Fakültesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri Anabilim Dalı, Tokat.
Yurtsever, N., 1984. Deneysel İstatistik Metotları. Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Yayınları, Genel Yayın No: 121, Teknik Yayın No: 56, Ankara.
Worthen D.R., Ghosheh O.A., Crooks P.A., 1998. The in vitro antitumor activity of some crude and purified components of black seed, Nigella sativa L. Anticancer Res; 18:15, sayfa: 27-32.
67