2
iSRAiLiYAT ni'l-Kerim: Devô.fi'uhô. ve (Kahire 1406/ 1986), Ahmed Bahaeddin'in (Kahire 1965) ve Abdul- lah Aydemir'in Tefsirde (An- kara 1979) bu türün XX. metot müfessirler ve eserleri ken zamanda da temas ve tefsirler bu da Ali Muhammed ez-Zübeyrl Cüzey ve menhecühu {i't-te{sir, 1407/ 1987). Muhsin Abdülhamld (el- Atasi: Müfessiren, 1388/ 1968;Fah- reddin er-Razi: Mü{essiren, 1394/ 197 4), Cevde Muhammed Muhammed el- Mehdi ve menhecühu sir, Kah i re, ts.), Kusba Mahmud Zalat (el- Kurtubi ve menhecühu Kahire 1399/1979), Muhammed ( el-Begavi el-Ferra' ve te{siruhu li' L-K ur' a- ni' I-Kerim, Kahire 1406/ 1986), Ahmed Mu- hammed ei-Havfi(et-Taberi, Kahire 1390/ 1970) ve Muhammed Hasan b. Ahmed ei- Gumarl ( kani: Müfessiren, Cidde 1401 / 1981) müfessirlerin ortaya Türkiye'de ise Abdullah Aydemir (Büyük Türk Bilgi- ni Ebussuud Efendi ve Tef- sirdeki Metodu, Ankara 1993). Süleyman ( Sütemi ve Tasavvufi Tefsiri, istanbul 1969). Halis Ören Tefsir- lerinde Hz. Musa ile 1988, yüksek lisans tezi, Sosyal Bilimler Ens- titüsü) ve Hasan Selbes (Medariku 't-ten- zil ve Hakaik u 't-te' vil'in dan Tahlili, 1998, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) konuyla ilgili yapan müelliflerdendir. Mustafa Medresetü't-tef- sir fi'l-Endelüs (Beyrut 1406/ 1986) ve Fehd b. Abdurrahman b. Süleyman er- Ruml'nin Menhecü'l-medreseti'l- 'als- fi't-tefsir (Beyrut 1407/ 1986) eserlerinde de müfessirler bu yönleriyle da tefsirde ilgi tur. Bunlar John Wansbrough . ( Quranic Studies, Oxford 1977, s. 122- 148), Camilla Adang (Muslim Writers on Judaism and the Hebrew Bible from lbn Rabban to lbn Hazm, Le iden 1996, s. 1- 22), Marilyn Robinson Waldman ("New Approaches to 'Biblical' Materials in the Qur'an", Mw, LXXV/ I [ 1985) , s. 1-16), Ja- cob Lassner ("The 'One Who Had Knowl- edge of the Book ' and the 'Mightiest Name' of the God . Qur'anic Exegesis and Jewish Cultural Artifacts", Studies in Mus- Lim-Jewish Relations 1 [ed. Ronald L. Net- tler). Oxford 1999, s. 59-74). M. J. Kister ("Haddithü 'an Bani Isra'ila wa-la Hara- 202 ja: A Study of an Early Tradition", !OS, ll, [ 19721. s. 215-239; "On the Papyrus of Wahb b. Munabbih", BSOAS, XXXVII [ 1974). s. 547-571) ve Roberto Tottoli ("La Moderna Esegesi Islamica Ed Il Delle Isra'iliyyat: Le Leggende Sul Bas- tone Di Mose Mutato In Serpente", An- na/i Di Ca' Foscari, XXIX/3 [ 1990). s. 25- 35 ; "Origin and Use of the Term Isra'iliy- yat in Muslim Literature", Arabica, XLVI/2 [19991. s. 193-210) : Buhar!, "Tefsir", 2/7 , 6/25; Taberl, Cami'u'L- beyan, 1, 359-360; XII, 174; XVII, 57; XXJII, 157- 158; el-Fihrist, s. 33; zt. Zadü '1-mesir, V, 375-378; VI, 170; Kurtubi, el- Cami' Ahmed Abdülalim el-Berdfinl). Ka- hire 1372, XVII, 261; XVIII, 223-224; Halli-. kan, Vefeyat, V, 256, 257; Kestr, Te{sirü'L- f{'ur'an, Beyrut 1401, lll, 145, 181-182; IV, 221- 222; '1-me'ani, 340-341, 343, 384;.11 , 168; VII, 135; IX, 43, 46; XII, 198; Tefsirü ' L-menar, 314; IX, 88-89; Xl, 474; Cemaleddin yeri yok! 1379/1960 (Daru ihyai'l-kütübi'I-Ara- biwe). XVI , 5695; Muhsin Abdülhamld, Müfessiren, 1388/1968, s. 282-287; a.mlf., er-Razi: Mü{essiren, 1394/1974, s. 146-151; Süleyman Sütemi ve Tasavvu- fi Tefsiri, istanbul 1969, s. 107-108; Ahmed Mu- hammed ei-Havfi, et-Taberi, Kahire 1390/1970, s. 150-155; Remzi Na'naa, el-isra'lliyyat ve ruha kütübi't-te{sir, 1390/1970, s. 119-120,126-130,142,168-192,193,221-233, 249-262,265-280, 282-286,288-296, 304-309, 310-312, 329-339,347, 358-367;Abdullah Ay- demir, Tefsirde israiliyyat, Ankara 1979, s. 73- 315; a.mlf .. Büyük Türk Bilgini Ebussuüd Efendi ve Tefsirdeki Metodu, Anka- ra 1993, s. 209-227; Kasbl Mahmud Zelat. el- f{urtubi ve fl't-tefsir, Kahire 1399/ 1979, s. 41 0-417; Cevde Muhammed Muham- med el-Mehdi, ve menhecühü fl't-tef- sir, ts., s. 340-355; Muhammed Hasan ei-Gumari, el-imamü Müfessiren, Cidde 1401/1981, s. 279-285; Muhammed Hü- seyin ez-Zehebl. el-isra'iliyyat ve'l- 1405/1985, s. 133-142, 160- 166, 180-194; a.mlf .• el-itticahatü rife fi tefsiri'L-f{'ur'ani'L-Kerim: Devafi'uha ve def'uha, Kahire 1406/1986, s. 29-30; M. rahim el-Begavi el-Ferra' ve tefsiruha Li'L-f{ur'ani'L-Kerim, Kahire 1406/1986, s. 472- 490; Mustafa Medresetü't- te{sir fi'L-Endelüs, Beyrut 1406/1986, s. 550- 586; Fehd b. Abdurrahman b. Süleyman er-RO- ml, fl't-tefsir, Beyrut 1407/1986, s. 312-332; Mu- hammed Ebu el-lsra'iliyyat ve'l-mev- kütübi't-tefsir, Kahire 1987, s. 105, 124- 125, 143-144; Muhammed Hamldullah, mi ilimlerde israiliyyat Yahut Gay r-i islami Rivayetler" (tre. Canan). iiFD, sy. 2 977). s. 303-307; G. Vajda, "Isra'iliyyat", Ef2 (ing.).IV, 211-212; Ali "Hazin, Ali b. Muhammed", DiA, XVII, 126; Abdülhamit Bi- el-Endelüsi", a.e., XIX, 339; Feramerz Hac Minfiçihrl, "isra'lliyyat", DM Bi, VIII, 290-294. r L tarihi bir _j Fars bölgesindeki Pulvar nehri vadisin- de, Ahameniler'in (Perse- polis) 7 km. kuzeyinde bugünkü fahan yolu üzerindeydi; halen yerinde ha- ra beleri ve köyü bulunmakta- Pehlevlce "küçük göl" mana- stahr kelimesinden riva- yet edilirse de yeni is- min Eski Persçe stahra "müstah- kem yer" göstermektedir (Eir., VIII, 643) . milattan önce 331 Büyük hara- beye çevrilmesinden sonra ve milattan önce 250-milattan sonra 224 (Arsakl'ler) oldu . Mecusller'in ilk üç biri bu- rada yer s. 50) ve Sasanl veren Sa- san bu du- ramayan son Sasanl hükümdan lll. Yez- dicerd Medain'den geldi. Bahreyn Valisi Ala b. Hadraml'nin 19 (640) üç son- ra, Huzistan bölgesinin büyük bir fetheden Ebu Musa ile Osman b. Ebü'I-As (23/644) . An- cak halk bir süre sonra ayaklanarak yönetimi ele geçirdi. Hz. Ali Basra Valisi Abdullah b. Abbas ye- niden fethetti (Belazürl, s. 566; ibnü'l- Belhl, s. 117) ve Ziyad b. Eblh getirildi. Emevl idaresi bölgenin merkezi olan 64 (684) ve sü- rede üzerine ge.rilemeye Kufe isyan eden Abdullah b. Muaviye, sonra da ele geçirdi ve bu bölgede nan Haricller'i Kendi muh- temelen burada para Abdullah, .1 29'da (746) üzerine gönderilen Halife ll. Amir b. Dutare ile kaybedince Horasan'a 268'de (881) Saftari Emlri Amr b. Leys'in idaresine giren Abbasiler sonra geri Büveyhiler'den Ali, 321 (933) Kalesi'nde oturan Abbasl Valisi Yaküt'u yenerek bölgeye hakim oldu. Büveyhl Emlri ei"Melikü'r-Rahlm ile . 447/1 055) Emir Fülad Sütun (ö. 448/1056) da ihtilafta önce Fülad Sü- el-Melikü'r-Rahlm'in,

iSRAiLiYAT - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · lerinde Hz. Musa ile İlgili İsrailiyyat, 1988, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Ens titüsü) ve Hasan Selbes (Medariku't-ten

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: iSRAiLiYAT - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · lerinde Hz. Musa ile İlgili İsrailiyyat, 1988, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Ens titüsü) ve Hasan Selbes (Medariku't-ten

iSRAiLiYAT

ni'l-Kerim: Devô.fi'uhô. ve def'uhô.'sı (Kahire 1406/ 1986), Ahmed Bahaeddin'in el-İsrfı'iliyyô.t'ı (Kahire 1965) ve Abdul­lah Aydemir'in Tefsirde İsrô.iliyyô.t'ı (An­kara 1979) bu türün çalışmalarındandır. XX. yüzyılda yapılan metot çalışmalarının çoğunda müfessirler ve eserleri tanıtılır­ken aynı zamanda İsrailiyat'a da temas edilmiş ve tefsirler bu açıdan da değer­lendirilmiştir. Ali Muhammed ez-Zübeyrl (İbn Cüzey ve menhecühu {i't-te{sir, Dı­maşk 1407/ 1987). Muhsin Abdülhamld (el­Atasi: Müfessiren, Bağdad 1388/ 1968;Fah­reddin er-Razi: Mü{essiren, Bağdad 1394/ 197 4), Cevde Muhammed Muhammed el­Mehdi (el-Va/:ıidi ve menhecühu fı't-tef­sir, Kah i re, ts .), Kusba Mahmud Zalat (el­Kurtubi ve menhecühu fı't-te{sir, Kahire 1399/1979), Muhammed İbrahim Şerif ( el-Begavi el-Ferra' ve te{siruhu li' L-K ur' a­ni' I-Kerim, Kahire 1406/ 1986), Ahmed Mu­hammed ei-Havfi(et-Taberi, Kahire 1390/ 1970) ve Muhammed Hasan b. Ahmed ei­Gumarl ( el-İriıamü 'ş-Şev kani: Müfessiren, Cidde 1401/ 1981) müfessirlerin İsrailiyat'a yaklaşımını ortaya koymuştur. Türkiye'de ise Abdullah Aydemir (Büyük Türk Bilgi­ni Şeyhülislam Ebussuud Efendi ve Tef­sirdeki Metodu, Ankara 1993). Süleyman Ateş ( Sütemi ve Tasavvufi Tefsiri, istanbul 1969). Halis Ören (Keşşa{ve Nesefı Tefsir­lerinde Hz. Musa ile İlgili İsrailiyyat, 1988, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Ens­titüsü) ve Hasan Selbes (Medariku 't-ten­zil ve Hakaik u 't-te 'vil'in İsrailiyyat Açısın­dan Tahlili, 1998, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü) konuyla ilgili çalışma yapan müelliflerdendir. Mustafa İbrahim ei-Müşlnl'nin Medresetü't-tef­sir fi'l-Endelüs (Beyrut 1406/ 1986) ve Fehd b. Abdurrahman b. Süleyman er­Ruml'nin Menhecü'l-medreseti'l- 'als­liyyeti'l-J:ıadişe fi't-tefsir (Beyrut 1407/ 1986) adlı eserlerinde de müfessirler bu yönleriyle tanıtılmıştır. Batılı araştırma­cılar da tefsirde İsrailiyat'a ilgi duymuş­tur. Bunlar arasında John Wansbrough . ( Quranic Studies, Oxford 1977, s. 122-148), Camilla Adang (Muslim Writers on Judaism and the Hebrew Bible from lbn Rabban to lbn Hazm, Le iden 1996, s. 1-22), Marilyn Robinson Waldman ("New Approaches to 'Biblical' Materials in the Qur'an", Mw, LXXV/ I [ 1985) , s. 1-16), Ja­cob Lassner ("The 'One Who Had Knowl­edge of the Book' and the 'Mightiest Name' of the God. Qur'anic Exegesis and Jewish Cultural Artifacts", Studies in Mus­Lim-Jewish Relations 1 [ed. Ronald L. Net­tler). Oxford 1999, s. 59-74). M. J. Kister ("Haddithü 'an Bani Isra'ila wa-la Hara-

202

ja: A Study of an Early Tradition", !OS, ll, [ 19721. s. 215-239 ; "On the Papyrus of Wahb b. Munabbih", BSOAS, XXXVII [ 1974). s. 547-571) ve Roberto Tottoli ("La Moderna Esegesi Islamica Ed Il Rifıuto Delle Isra'iliyyat: Le Leggende Sul Bas­tone Di Mose Mutato In Serpente", An­na/i Di Ca' Foscari, XXIX/3 [ 1990). s. 25-35 ; "Origin and Use of the Term Isra'iliy­yat in Muslim Literature", Arabica, XLVI/2 [19991. s. 193-210) sayılabilir.

BİBLİYOGRAFYA :

Buhar!, "Tefsir", 2/7 , 6/25; Taberl, Cami'u'L­beyan, 1, 359-360; XII, 174; XVII, 57; XXJII, 157-158; İbnü'n-Nedlm, el-Fihrist, s. 33; İbnü'I-Cev­zt. Zadü '1-mesir, V, 375-378; VI, 170; Kurtubi, el­Cami' (nş r. Ahmed Abdülalim el-Berdfinl). Ka­hire 1372, XVII, 261; XVIII, 223-224; İbn Halli-. kan, Vefeyat, V, 256, 257; İbn Kestr, Te{sirü'L­f{'ur'an, Beyrut 1401 , lll, 145, 181-182; IV, 221-222; Aıusi, RCıJ:ıu '1-me'ani, ı, 340-341, 343, 384;.11 , 168; VII, 135; IX, 43, 46; XII, 198; Reşld Rıza, Tefsirü 'L-menar, ı, 314; IX, 88-89; Xl, 474; Cemaleddin ei-Kasımi, MeJ:ıasinü't-te'vil, jbaskı yeri yok! 1379/1960 (Daru ihyai'l-kütübi'I-Ara­biwe). XVI, 5695; Muhsin Abdülhamld, eL-A.LCısi : Müfessiren, Bağdad 1388/1968, s. 282-287; a.mlf., er-Razi: Mü{essiren, Bağdad 1394/1974, s. 146-151; Süleyman Ateş, Sütemi ve Tasavvu­fi Tefsiri, istanbul 1969, s. 107-108; Ahmed Mu­hammed ei-Havfi, et-Taberi, Kahire 1390/1970, s. 150-155; Remzi Na'naa, el-isra'lliyyat ve eşe­ruha (ı kütübi't-te{sir, Dımaşk 1390/1970, s. 119-120,126-130,142,168-192,193,221-233, 249-262,265-280, 282-286,288-296, 304-309, 310-312, 329-339,347, 358-367;Abdullah Ay­demir, Tefsirde israiliyyat, Ankara 1979, s. 73-315; a.mlf .. Büyük Türk Bilgini Şeyhülislam Ebussuüd Efendi ve Tefsirdeki Metodu, Anka­ra 1993, s. 209-227; Kasbl Mahmud Zelat. el­f{urtubi ve menhecühCı fl't-tefsir, Kahire 1399/ 1979, s. 41 0-417; Cevde Muhammed Muham­med el-Mehdi, el-Va/:ıidi ve menhecühü fl't-tef­sir, ı<ahire, ts. , s. 340-355; Muhammed Hasan ei-Gumari, el-imamü 'ş'Şevkani: Müfessiren, Cidde 1401/1981, s. 279-285; Muhammed Hü­seyin ez-Zehebl. el-isra'iliyyat (ı't-tefsir ve'l­/:ıadiş, Dımaşk 1405/1985, s . 133-142, 160-166, 180-194; a.mlf .• el-itticahatü '1-münt:ıa­rife fi tefsiri'L-f{'ur'ani'L-Kerim: Devafi'uha ve def'uha, Kahire 1406/1986, s. 29-30; M. İb­rahim Şerif, el-Begavi el-Ferra' ve tefsiruha Li'L-f{ur'ani 'L-Kerim, Kahire 1406/1986, s. 472-490; Mustafa İbrahim ei-Meştnt. Medresetü't­te{sir fi'L-Endelüs, Beyrut 1406/1986, s. 550-586; Fehd b. Abdurrahman b. Süleyman er-RO­ml, Menhecü'L-medreseti'L-'a~Liyyeti'L-J:ıadişe fl't-tefsir, Beyrut 1407/1986, s. 312-332; Mu­hammed Ebu Şehbe, el-lsra'iliyyat ve'l-mev­zCı'atfi kütübi't-tefsir, Kahire 1987, s. 105, 124-125, 143-144; Muhammed Hamldullah, "İsla­mi ilimlerde israiliyyat Yahut Gay r-i islami Menşeli Rivayetler" (tre. İbrahim Canan). iiFD, sy. 2 (ı 977). s. 303-307; G. Vajda, "Isra'iliyyat", Ef2 (ing.).IV, 211-212; Ali Eroğlu, "Hazin, Ali b. Muhammed", DiA, XVII, 126; Abdülhamit Bi­rışık, "İbn Atıyye el-Endelüsi" , a.e., XIX, 339; Feramerz Hac Minfiçihrl, "isra'lliyyat", DM Bi, VIII, 290-294. r:;:ı

~ ABDÜLHAMİT BiRIŞIK

r

L

İSTAHR (~!)

İran'da tarihi bir şehir. _j

Fars bölgesindeki Pulvar nehri vadisin­de, Ahameniler'in başşehri Pars'ın (Perse­polis) 7 km. kuzeyinde bugünkü Şlraz- İ s­fahan yolu üzerindeydi; halen yerinde ha­ra beleri ve Hacıabact köyü bulunmakta­dır. Adının Pehlevlce "küçük göl" mana­sındaki stahr kelimesinden geldiği riva­yet edilirse de yeni yapılan çalışmalar is­min aslının Eski Persçe stahra "müstah­kem yer" olduğunu göstermektedir (Eir., VIII, 643). Şehir, Pars'ın milattan önce 331 yılında Büyük İskender tarafından hara­beye çevrilmesinden sonra gelişmeye başladı ve milattan önce 250-milattan sonra 224 yılları arasında Eşkaniyan ' ın

(Arsakl'ler) başşehri oldu. Mecusller'in yaptığı ilk üç ateş tapınağından biri bu­rada yer alıyordu (İbnü'l-Belhl, s. 50) ve Sasanl İmparatorluğu'na adını veren Sa­san bu tapınağın başrahibiydi.

Müslümanların akınları karşısında du­ramayan son Sasanl hükümdan lll. Yez­dicerd Medain'den İstahr'a geldi. Şehir, Bahreyn Valisi Ala b. Hadraml'nin 19 (640) yılındaki başarısız girişiminden üç yıl son­ra, Huzistan bölgesinin büyük bir kısmını fetheden Ebu Musa el-Eş'arl ile Osman b. Ebü'I-As tarafından alındı ( 2 3/644) . An­cak halk kısa bir süre sonra ayaklanarak yönetimi ele geçirdi. Hz. Ali zamanında Basra Valisi Abdullah b. Abbas burayı ye­niden fethetti (Belazürl, s. 566; ibnü'l­Belhl, s. 117) ve valiliğine Ziyad b. Eblh getirildi. Emevl idaresi sırasında aynı adı taşıyan bölgenin merkezi olan İstahr, 64 (684) yılında Şıraz'ın kurulması ve kısa sü­rede gelişmesi üzerine ge.rilemeye baş­ladı. Kufe Şiileri'nin teşvikiyle isyan eden Abdullah b. Muaviye, İsfahan'dan sonra İstahr'ı da ele geçirdi ve bu bölgede barı­nan Haricller'i dağıttı. Kendi adına muh­temelen burada para bastıran Abdullah, .1 29'da (746) üzerine gönderilen Halife ll. Mervan'ın kumandanı Amir b. Dutare ile yaptığı savaşı kaybedince Horasan'a kaçtı. 268'de (881) Saftari Emlri Amr b. Leys'in idaresine giren İstahr'ı Abbasiler altı yıl sonra geri aldılar. Büveyhiler'den İmactüddevle Ali, 321 (933) yılında İstahr Kalesi'nde oturan Abbasl Valisi Yaküt'u yenerek bölgeye hakim oldu. Büveyhl Emlri ei"Melikü'r-Rahlm ile (ö. 447/1 055) Emir Fülad Sütun (ö. 448/1056) arasın­da çıkan ihtilafta İstahr önce Fülad Sü­tCın'un , ardından el-Melikü'r-Rahlm'in,

Page 2: iSRAiLiYAT - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · lerinde Hz. Musa ile İlgili İsrailiyyat, 1988, yüksek lisans tezi, MÜ Sosyal Bilimler Ens titüsü) ve Hasan Selbes (Medariku't-ten

daha sonra da Şebankare Emiri Fazlfıye'­nin eline geçti. Arkasından Çağrı Bey'in oğlu Kavurd Bey şehri Fazlfıye'den aldıy­sa da onun Selçuklular'a bağlılığını açık­laması üzerine geri verdi. Tuğrul Bey'in ölümünden (455/1063) sonra Arslan Yab­gu'nun oğlu Resul Tigin burada para bas­tırarak bağımsızlığını ilan etti: fakat bu durum fazla sürmedi ve Alparslan 459 (1 067) yılında onun bağımsızlığına son verdi (ibnü'I-Eslr, X, 54; Merçil , s. 4). Ata­beg Çavlı. Şehzade Çağrı ile Fars'a geldi­ği zaman şehir Emir Buldacı'dan ona geç­ti: Fars bölgesi İmadüddin Zengi'ye ikta olarak verilince de Atabegler'e intikal et­ti. Ancak Atabeg Sa'd yanlışlıkla Harizm­şah ordusuna saldırınca burayı Harizm­şahlar'a bırakmak zorunda kaldı (6 ı 4/ ı 2 ı 7). Atabeg Muzafferüddin Muham­med Şah kardeşi Selçuk Şah'ı İstahr Kale­si'ne hapsetti (661/1 263) . Atabeg Abiş'in 68S'te (1286) ölümüyle şehir Moğollar'ın eline geçti (Merçil, s. 123) .

lll. (IX.) yüzyıldan sonra Şiraz'ın karşı­sında önemi azalan İstahr IV. (X.) yüzyıl­da surları yıkılmış. geniş bağ ve bahçele­re sahip ve bir camisi bulunan orta bü­yüklükte bir şehirdi. İstahri, burada her biri resimlerle tasvir edilmiş eski İran hü­kümdarlarının tarihlerinden bazı ciltler gördüğünü bildirir. IV. (X.) yüzyılda İstahr halkı içinde yahudi ve hıristiyanlar bu­lunmakla birlikte Sabii ve Samiriler yok­tu (Mesalik, s. ı 39) . İbn Havkal, İstahr'da heykel ve resimlerle süslü büyük bir bi­nadan bahseder. Şehrin, birçok sütunun yer aldığı geniş meydanını ve Pulvar neh­ri üzerindeki köprüyü öven Makdisi, da­ha önce bir ateş mabedi olan Suriye üslfı­bundaki caminin etrafında çarşı kuruldu­ğunu söyler (Af:ısenü't-te~asim, I, 104) .

Persepolis harabelerinden getirilen yu­varlak sütunlar ve tuğla ile yapılan bu ca­mi, mimari üslfıpların bir ülkeden diğer bir ülkeye geçişine örnek gösterilmekte­dir. İstahr'ın kuzeybatısında İstahr Kale­si (istahryar). Şikeste Kalesi ve Şeknevan Kalesi (Eşkünevan) adlarıyla anılan. bazan hep birlikte İstahr Kalesi de (Se Günbedan) denilen ve bölge tarihinde önemli rol oy­nayan üç kalenin oluşturduğu İstahr ka­leler kompleksinin kalıntıları görülmek­tedir. Bunlardan en meşhuru olan İstahr Kalesi'nde İslami dönemde eyalet valileri oturdu: sonraları burası yüksek şahsiyet­ler ve şehzadeler için hapishane olarak kullanıldı. Şah 1. Abbas zamanında ise or­taya çıkan isyanda ele geçirilerek tama­men yıkıldı.

Sasani Hükümdan ll. Yezdicerd 'den (438-457) itibaren İstahr'da. üzerinde Pehlevi yazısıyla ST kısaltınası bulunan paralar basılmış ve bu remiz 78 (697) yı­lına kadar İslam devrinde de kullanılmış­tır. Daha sonra 79-167 (698-783) yılları arasında burada İslam paraları tabedil­miştir: bunlardan biri de Ebfı Müslim-i Horasani'nin Emeviler'e karşı harekete geçtiği 127 (745) yılında bastırdığı sikke-

. dir. İstahrlı ünlü kişilerden bazı ları şun­lardır: Nahiv alimi Sibeveyhi, sahabiler­den Ebfı Huzeyfe'nin mevlası olarak bili­nen Salim, tabiinin küçüklerinden sayılan Beni Ümeyye mevlası Ebfı Said Abdül­kerim b. Malik ei-İstahri ei-Cezeri, hadis alimlerinden Şafii kadısı Ebfı Said Hasan b. Ahmed ei-İstahri, Mısır'a yerleşen ve pek çok kişiden hadis nakleden Ahmed b. Hüseyin ez-Zahid ei-İstahri ve coğraf­yacı İbrahim b. Muhammed ei-İstahri. Sfıfi Hallac-ı Mansur da bir süre bu şehir­de kalmıştır.

lstahri'nin Mesalikü 'l­memalik adlı eserindeki dünya haritası

(TSMK, lll . Ahmed, nr . 3348, vr. 2'-3' )

İSTAHRT

BİBLİYOGRAFYA :

Belazürl, Fütüh (Fayda). s. 451 , 545, 564, 565, 566; İstahrl, Mesfi.Lik (de Goeje). s. 66, 105,117, 123-125, 139,146, 150; Mes'Qdl. Mü­rücü'?·?eheb, Kum 1363 hş., ll , 244; lll, 6, 101, 193, 242; IV, 101, 180, 193, 242; Makdisl. A/:ı­senü't-telj:asfm (tre. Ali Na ki Münzevl). Tahran 1361 hş., ı , 75, 1 04; ıı , 633, 660-661, 663; İb­nü'I-Belhl. Farsnfl.me (nşr. G. Le Strange- R. A. Nicholson). London 1921,s. 26, 27, 32, 50, 117, 121, 125, 126-127, 128, 151; Yakut, Mu'ce­mü'l-büldan, Beyrut 1979,1, 211-212; İbnü'I­Eslr, el-Kamil, lll , 40, 101 , 120, 124, 382; IV, 282, 437; V, 371; VII, 370; VIII, 272, 278, 326, 357 , 483; IX, 339, 555, 573; X, 54; M. Taki Han Hekim, Genc-i Dfl.niş (nşr. Ali SGti-Cemşld-i Ke­yanfer). Tahran 1366 hş., s. 75-97; İsmail Galib, Meskükfl.t-ı Kadime-i İslfl.miyye, İstanbul 1312, s. 414, 416; Abdürrezzak-ı Şems-i İşrak, Nol].us­tin-i Sikkehtı-i İmparatorf-i islam, İsfahan 1369, s. 56, 57, 59, 60, 150, 162, 206; G. Le Strange, The Lands o{ the Eastern Caliphate, Cambridge

·1966, s. 6, 20, 276; Erdoğan Merçil. Fars Ata­begleri, Salgurlular; Ankara 1975, s. 2, 4,10, 42, 55, 77, 123; Ali Sami. "Vıraneha-yı Şehr-i Bastani istabr", H üner u Merdüm, XIV /158, Tahran 1354 hş., s. 2-12;.M. Streck, "İstahr",

İA, V /2, s. 1128- 1134; a.mlf.- [G. C. Miles]. "1ştakhr", B 2 (İng . ).IV, 219-222;A. O. H. Bivar. "Estakr", Elr., VIII, 643-646; Muhammed Rıza Nacl, "İstabr", DMBİ, VIII, 169-175.

Iii RECEP USLU

ı İST AH Rİ

ı

(ıS~!)

Ebu İshak İbrahim b. Muhammed ei-İstahri el-Farisi

(ö. 340/951-52'den sonra)

Kitabü'l-Mesalik ve'l-memalik

L adlı eseriyle tanınan coğrafyacı.

_j

Eserleri günümüze ulaşan İslam coğ­rafyacılarının klasik dönem temsilcilerin­den olup Belh okuluna (bk. COGRAFYA;

BELHi, Ebfı Zeyd) mensuptur. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Nisbesinden İran'ın Fars bölgesindeki İstahr şehrinden olduğu anlaşılmaktadır. İran'ın diğer böl­gelerini de gören İstahri Maveraünnehir, Arabistan, Suriye, Mısır ve Sind'de bulun­muştur: hayatının son döneminde Hfızis­tan'daki veya Bağdat civarındaki bir yer­de oturduğu sanılmaktadır. Kendisi gibi Belh okuluna bağlı coğrafyacı Ebü'I-Ka­sım İbn Havkal ile 340 (951-52) yılında Sİnd'de veya Bağdat'ta görüştüğü bilin­mektedir.

İstahri'nin eseri, geleneksel Kitfıbü'l­Mesfılik ve'l-memfılik adını taşımasına

rağmen Ebfı Zeyd ei-Belhi'nin başlattığı yenilikçi üslfıbu yansıtır. Eser, asıl konu­su olan müslümanların yaşadığı dünyayı yirmi "iklim"e ayırır ve iklim kelimesini daha çok İran'daki "kişver"e yakın bir bi-

203