100

istanbul lokantacılar odası

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: istanbul lokantacılar odası

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

RESTORAN KAPAK 106.pdf 1 5/15/14 9:36 PM

Page 2: istanbul lokantacılar odası

SAGLIK 1 5/15/14 8:21 PM

Page 3: istanbul lokantacılar odası

SAGLIK 1 5/15/14 8:22 PM

Page 4: istanbul lokantacılar odası

• Cihaz: 17,2 x 8,6 cm• Çok kullanışlı: 15 m rulo• Çok hafif: 577 gr

Mobil özgürlük• Mobil kullanımda tutuş kolaylığı• 3,5” dokunmatik ekran (Touch Screen)• Basit ve kullanıcı dostu menü

Kolay kullanım• Şık ve ergonomik tasarım• Sağlam ve güçlü yapı• Barkod okuyucu portu• Ethernet portu

Özel tasarım çekmece• 400 MHz 32 bit yüksek işlemci hızı• 500 MB’a artırılabilir 192 MB hafıza

Hızlı ve güçlü• PCI PTS 3.X• EMV Level 1, 2 güvenlik sistemi

Yeni nesil güvenlikÜstün teknoloji• NFC özellikli temassız

kart okuma• MSR, Smart Card

Tüm Kredi KartlarıylaUyumlu!

Ürün Üzerinde Kredi Kartı Uygulaması Yüklenen Bankalar:Akbank, Albaraka, Bank Asya, Denizbank, Finansbank, Garanti Bankası, HSBC, ING Bank, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, Halkbank, Türkiye İş Bankası, VakıfBank, Yapı Kredi Bankası, Ziraat Bankası

iSTER MASAÜSTÜiSTER MOBiL

Kullanıcıyla dost,YENi NESiL YAZARKASA POSProfilo VeriFone VX 680-E1

Dokunmatik renkli ekranı, basitleştirilmiş menüsü, masaüstü ve mobil kullanım kolaylığı ileişinizi çok kolaylaştıracak.

Türkiye’nin lider yazarkasa üreticisi Profilo Ödeme Sistemleri ve dünyanın 1 numaralı EFT POS üreticisi VeriFone’un geliştirdiği Profilo VeriFone VX 680-E1 kurumsal işletmelerin ilk tercihi oldu.

E Data Elektronik San. ve Tic. A.Ş.Tantavi Mah. Menteşoğlu Cad. Terra Plaza No: 25 34764 Ümraniye, İstanbul

Tel: +90 (216) 461 31 10 Faks: +90 (216) 461 31 80

www.edata.com.tr www.profilovx680e1.com

SiZiNGÜVENDİKLERİNİZ

BiZEGÜVENİYOR

DERNEK 2 5/13/14 12:24 AM

Page 5: istanbul lokantacılar odası

• Cihaz: 17,2 x 8,6 cm• Çok kullanışlı: 15 m rulo• Çok hafif: 577 gr

Mobil özgürlük• Mobil kullanımda tutuş kolaylığı• 3,5” dokunmatik ekran (Touch Screen)• Basit ve kullanıcı dostu menü

Kolay kullanım• Şık ve ergonomik tasarım• Sağlam ve güçlü yapı• Barkod okuyucu portu• Ethernet portu

Özel tasarım çekmece• 400 MHz 32 bit yüksek işlemci hızı• 500 MB’a artırılabilir 192 MB hafıza

Hızlı ve güçlü• PCI PTS 3.X• EMV Level 1, 2 güvenlik sistemi

Yeni nesil güvenlikÜstün teknoloji• NFC özellikli temassız

kart okuma• MSR, Smart Card

Tüm Kredi KartlarıylaUyumlu!

Ürün Üzerinde Kredi Kartı Uygulaması Yüklenen Bankalar:Akbank, Albaraka, Bank Asya, Denizbank, Finansbank, Garanti Bankası, HSBC, ING Bank, Kuveyt Türk Katılım Bankası, Türk Ekonomi Bankası, Türkiye Finans Katılım Bankası, Halkbank, Türkiye İş Bankası, VakıfBank, Yapı Kredi Bankası, Ziraat Bankası

iSTER MASAÜSTÜiSTER MOBiL

Kullanıcıyla dost,YENi NESiL YAZARKASA POSProfilo VeriFone VX 680-E1

Dokunmatik renkli ekranı, basitleştirilmiş menüsü, masaüstü ve mobil kullanım kolaylığı ileişinizi çok kolaylaştıracak.

Türkiye’nin lider yazarkasa üreticisi Profilo Ödeme Sistemleri ve dünyanın 1 numaralı EFT POS üreticisi VeriFone’un geliştirdiği Profilo VeriFone VX 680-E1 kurumsal işletmelerin ilk tercihi oldu.

E Data Elektronik San. ve Tic. A.Ş.Tantavi Mah. Menteşoğlu Cad. Terra Plaza No: 25 34764 Ümraniye, İstanbul

Tel: +90 (216) 461 31 10 Faks: +90 (216) 461 31 80

www.edata.com.tr www.profilovx680e1.com

SiZiNGÜVENDİKLERİNİZ

BiZEGÜVENİYOR

DERNEK 3 5/13/14 12:24 AM

Page 6: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 4 5/15/14 8:25 PM

Page 7: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 5 5/15/14 8:26 PM

Page 8: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 6 5/13/14 12:24 AM

Page 9: istanbul lokantacılar odası

İLO Yönetim Kurulu Başkanı

Sayit KARABAĞLI

Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Fedarasyonu Başkan Vekili

MAYIS 2014 07

Sevgili meslektaşlarım, son yapılan Genel Kurulda değerli oylarınızla, oda yönetimi-ni yeniden bizlere emanet ettiniz. İLO Yö-netim Kurulu olarak bize duyduğunuz gü-ven için siz değerli üyelerimize sonsuz te-şekkürlerimi sunuyorum.

Yönetime geldiğimiz günden bu yana siz-lerin meşru çıkarlarınız doğrultusunda hizmet vermeyi amaç edindik. Çalışma-larımızda haktan ve halktan yana olduk, objektif olmaya gayret gösterdik. Bizlere emanet ettiğiniz göreve layık olmaya ça-lıştık. Görevimizi layıkıyla yapmanın huzu-ru ve güveniyle bir dönem daha karşınız-dayız. Söz verip başardığımız hizmetle-rin yanı sıra yerine getiremediklerimiz de oldu. Elimizde olmayan sebeplerden; Ka-nun ve Mevzuatlardan kaynaklanan bu ek-sikliklerin de giderilmesi için çalışmala-rımız en üst seviyede devam etmektedir. Sizlerden aldığımız güçle Odamız bugün tüm üst kuruluşlarca takdir edilen bir se-viyeye ulaşmıştır. Bu çıtayı daha yukarı çı-karmak için elimizden gelen çabayı, siz de-ğerli üyelerimizin de katkılarıyla göstere-ceğiz.Yıllardır esnafın kanayan yarası olan ye-mek kartlarına savaş açtık. Üyelerimi-

zin çıkarları doğrultusunda yemek kartla-rı sistemi ile sonuna kadar uğraşarak, be-lirli bir seviyeye getirdik. Yakın bir zaman-da mutlu sona ulaşacağımızı şimdiden siz değerli üyelerimize müjdelemek isterim. Benimde Genel Başkan Yardımcısı ola-rak görev aldığım federasyon bünyesinde, uzun süredir çalışma yaptığımız toplu mal alımları için bir şirket kurma çabalarımız da çok kısa bir sürede sonucunu alacağız. Bu şirket federasyon bünyesinde yer ala-cak ve İLO olarak bizde ortaklarından biri olacağız. Federasyon bünyesinde kurula-cak bu şirket sayesinde esnafımız uygun fiyata kaliteli ürün ve mal temin edebile-cek. Bu şirketten Türkiye genelinde yakla-şık 200 bin esnafımız yararlanacak.

Mutfak kültürümüzün uluslararası arena-da ve kamuoyumuzda tanıtılması ama-cıyla Başkan Yardımcısı olarak görev yap-tığım Türkiye Lokantacılar Federasyonu olarak birinci ve ikinci Türk Mutfağı Zirve-sini başarıyla düzenledik, düzenlemeye de devam edeceğiz. Ayrıca odamız tarafından yöresel mutfaklarımızın İstanbul da tanıtı-mı amacıyla yöresel mutfaklar festivalini önümüzdeki yıldan başlamak üzere her yıl düzenlemeyi hedefliyoruz. Bu konuda Yö-

netim Kurulu olarak gerekli girişlerde bu-lunduk.Ayrıca ekmek israfını önleme kampanya-sının yanı sıra yemek israfını önlemek için de bir kampanya başlattık. İstanbul gibi büyük bir kentte 25 bin civarında restoran, lokanta ve buna benzer mekanlar bulunu-yor. Bu mekanlarda, sadece İstanbul’da yılda 2 milyon Türk Lirası gibi bir tutar çöpe gidiyor. Bunun önüne geçmek için tabağında yemek bırakmayan müşteriye özel bir indirim yapmayı planlıyoruz. İndi-rim yapmamıza rağmen tabakta kala n ye-mekleri ise ya hayvan barınaklarına ya da organik gübre yapmak için bir firmaya ver-meyi planlıyoruz. Tencerede kalan yemek-leri ise yoksullara vererek değerlendirme-yi planlıyoruz. Bu konuda da üyelerimizin yanımızda olacağını biliyoruz.

Odamız başkanlığı ile yöneticilerimizin ka-pıları şikâyet, dilek ve talepleriniz için da-ima açıktır. Meslektaşlarımıza her alanda elimizden geldiğince hizmet vermeye ha-zır olduğumuzu ifade etmek isteriz. Zira sizler en iyiye ve en güzele layıksınız. Bu vesile ile sizleri şahsım ve yönetim kuru-lum adına tekrar selamlıyor, hayırlı iş ve bol kazançlar diliyorum.

Birlik ve Beraberlik içinde…

DERNEK 7 5/15/14 8:27 PM

Page 10: istanbul lokantacılar odası

İstanbul Lokantacılar OdasıAdına İmtiyaz SahibiSayit Karabağlı

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİbrahim Bozanoğlu

Yayın DanışmanıAli Güler

Genel Yayın Yönetmeni Alpay Erü[email protected]

Editör Sinan [email protected]

Reklam Müdürü Sema Erü[email protected]

Reklam SorumlusuDerya [email protected]

Abone-DağıtımSeval Apaydı[email protected]

Görsel Sanat YönetmeniFerhat [email protected]

Baskı - Cilt Şan Ofset MatbaacılıkHamidiye Mah. Anadolu Cad.No:50 Kağıthane - İstanbul0212 289 24 24www.sanofset.comSertifika No: 12049

İLO AdresHamalbaşı Cad No: 34 GalatasarayBeyoğlu / İSTANBULTel.: (0212) 245 46 02 Fax: (0212) 243 46 [email protected]

RESTORAN DERGİSİ MAYIS 2014 SAYI: 106

ŞANLIUFRA MUTFAK KÜLTÜRÜ VE YEMEKLERİ

TÜRKİYE’NİN İLK İÇKİ YAZARI:MEHMET YALÇIN

İLO YÖNETİM KURULUNASAYİT KARABAĞLI VE EKİBİYENİDEN SEÇİLDİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİKANUNU KAPSAMINDAYAPILMASI GEREKENLER

İLO, ÜYELERİNE YÖNELİKOLARAK, KALFALIK VE USTALIK KURSLARI DÜZENLEMEYEDEVAM EDİYOR

İÇİNDEKİLER

Perpa İş Merkezi B Blok Kat:13No. 2307 Okmeydanı - İstanbulTel : (0212) 320 00 34 - 35Fax : (0212) 320 00 [email protected]

SÜRELİ YEREL YAYINRestoran Dergisi iki ayda bir yayınlanır. Dergideki yazılar ve görseller izin alınmaksızın kullanılamaz. İlanların sorumlulukları ilan sahiplerine aittir.

56

50 74

16

24

DERNEK 8 5/15/14 8:31 PM

Page 11: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 9 5/13/14 12:25 AM

Page 12: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

Yönetim Kurulu Listesi

Denetim Kurulu Üyeleri

0532 216 88 67

0532 424 06 89

0533 352 88 56

0532 516 79 88

0505 662 54 54 0542 453 53 93 0535 521 30 00

0532 434 85 22 0542 633 67 26

0532 782 34 50

0532 324 64 250536 699 38 40

0532 287 45 18

MAYIS 201410

DERNEK 10 5/13/14 12:25 AM

Page 13: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 11 5/13/14 12:25 AM

Page 14: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201412

ODA HABERLERİ

İSTANBUL LOKANTACILAR ODASI BÖLGE TEMSİLCİLERİ

İSTANBUL LOKANTACILAR ODASI ÇALIŞANLARI

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

��

��

��

��

��

��

 

 

AHMET TANAYDIN - BAKIRKÖY

0532 433 86 08

Hatice PEHLİVAN Genel Sekreter

Gökçe YEKELEROda İşlemleri

Cengiz ÇATALKAYAEğitim Memuru

Selçuk KELLECİKadıköy Şube Sorumlusu

Mustafa LEKESİZELOda İşlemleri

Ahmet AktarEğitim Müdürü

Fatma KURTOĞLUOda Hizmetleri

FİKRİ ACAR - G.O.PAŞA0535 219 99 21

İZZET YILDIRIM - EYÜP0532 544 53 12

ALİ EKBER UÇUR - KADIKÖY

0541 338 18 81

ÖZNUR ERSOY - BAKIRKÖY0532 363 51 27

MUSTAFA ÇELİK -B.PAŞA0535 636 34 82

FATMA ÇİÇEK - BEYOĞLU0536 518 21 25

ENDER DEMİR - BEYKOZ0533 484 50 26

ŞEYHMUZ ÖZKAN- BAKIRKÖY

0532 661 70 73

ZEKERİYA ÖZEN - FATİH0533 391 38 56

HATİCE ÖZKAN - BEYOĞLU0532 445 01 79

ZAKİR YILMAZ- ÜSKÜDAR0532 611 17 06

DERNEK 12 5/13/14 12:25 AM

Page 15: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 13 5/13/14 12:25 AM

Page 16: istanbul lokantacılar odası

İŞYERİ KAPANIŞLARINDA; VERGİ DAİRESİ,

MESLEK ODASI, ESNAF SİCİL VE

BAĞ-KUR KAPANIŞLARINI MUTLAKA

YAPINIZ. KAPANIŞ İÇİN VEKALET

VERDİĞİNİZ İŞ TAKİPCİSİ VE

MUHASEBECİLERDEN BU KURUMLARA

AİT KAPANIŞ EVRAKLARINI İSTEĞİNİZ

VE SAKLAYINIZ. BU EVRAKLAR

İLERİDE EMEKLİLİK İŞLEMLERİNDE

VE SAĞLIK KARNESİ ALACAĞINIZDA

GEREKECEKTİR. BU KURUMLARDA

KAPANIŞ İŞLEMLERİNİZ YAPILMAMIŞ

İSE BORÇLU GÖZÜKÜRSÜNÜZ VE

MAĞDUR OLURSUNUZ. VERGİ DAİRESİ

KAPANIŞI YAPILDIĞINDA; ODA, SİCİL

VE BAĞ-KUR KAPANIŞLARININDA

YAPILMASI GEREKİR. AKSİ TAKDİRDE

ODA YILLIK AİDATLARI VE BAĞ-KUR

PRİMLERİ KAPANIŞ YAPILINCAYA KADAR

DEVAM ETMEKTEDİR. YILLIK AİDATINIZI;

GECİKME ZAMMI TAHAKKUK ETMEMESİ

İÇİN ZAMANINDA ÖDEYİNİZ. AİDAT

ÖDEMELERİNİN GECİKMESİ HALİNDE

6183 SAYILI “AMME ALACAKLARI

HAKKINDAKİ KANUN” HÜKÜMLERİ

GEÇERLİDİR. ÖDENMEYEN AİDATLARIN

HUKUKİ YOLDAN TAHSİLİ

MECBURİYETİ VARDIR.

ODA YILLIK

AİDATLARINIZI

ZAMANINDA ÖDEYİNİZ.

ÖDEMELERİNİZİ;

* ODA VEZNESİNE veya

* HALK BANKASI BEYOĞLU ŞUBESİ

16000006 nolu HESABA ODAYA

KAYITLI ÜYE ADINA

YATIRABİLİRSİNİZ.

SAYIN ÜYEMİZ,ESNAF SİCİLİNİZİYAPTIRDIĞINIZTARİHTEN SONRA,5 YIL GEÇTİ İSE

VİZENİZİ MUTLAKA YAPTIRINIZ.

SAYIN ÜYEMİZ,MESLEĞİNİZLE İLGİLİKARŞILAŞTIĞINIZ PROBLEMLERİODAMIZLA PAYLAŞINIZ.

SAYIN ÜYEMİZ,GECİKME ZAMMI ÖDEMEMEK İÇİN HER YIL ÖDENMESİ GEREKEN YILLIK AİDATINIZIZAMANINDA ÖDEYİNİZ.

SAYIN ÜYEMİZ,İŞYERİNİZİN ADRES, TELEFON ve EMAIL DEĞİŞİKLİĞİNİ MUTLAKA ODAMIZABİLDİRİNİZ.

Bakanlığımızca 17.12.2011 Tarih 28145 Sayı İle Resmi Gazetede Yayınlanarak Yürürlüğe Giren Açma Çalışma Ruhsatı Alan Gıda İşletmelerinin İlçe Tarım Müdürlüklerinden Kayıt Belgesi Alması Zorunludur. Daha Fazla Bilgi İçin Odaya Müracaat Edilmesi Rica Olunur.

Değerli Oda üyelerimiz,Değerli meslektaşlarımız oda bünyesinde çıkan dergimizeyayınlanmak üzere düğün, nişanve sünnet gibi fotoğrafları ve Allah gecinden versin ama bir hak vaki olduğunda son vazifemizi yapmak üzere Odamıza bilgi verilmesini önemle rica ederiz.

SAYIN ÜYEMİZ3308 Sayılı Kanun gereği işyerlerinizde Ustalık belgesi bulundurma zorunluluğu vardır uzun süreli kurslar neticesinde alabileceğiniz bu belgeler Odamız tarafından Kurs düzenlenmeden sınavla verilecektir af mahiyetinde olan bu belgelendirme hakkında işveren olarak siz ve yanınızda çalışanlarınız faydalanabileceklerdir.

3308 Sayılı Kanun ve Mevzuat Çerçevesinde Kebapçılık, Köftecilik, Dönercilik, Lah-macunculuk, Pidecilik, Aparatif Yiyecek Maddeleri İmalatı (Çiğköfte, Mantı, Tantuni, Ciğer, Dürüm, Sıkma, v.b) Meslek dallarında Kurs düzenlenmeden uygulama (pra-tik) ve birer saatlik Sınavlarla Kalfalık ve Ustalık belgenizi Odanızdan alabilirsiniz. Af mahiyetinde ve son bir kez uygulanacak olan bu imkândan faydalanmanız ve ça-lışanlarınızı faydalandırmanız menfaatiniz icabı ve aynı zamanda kanuni zorunlu-luktur. ÖNEMLE DUYURULUR.

İSTENEN BELGELER 1- 6 adet fotoğraf 2- Öğrenim belgesi fotokopisi 3- Nüfus cüzdanı sureti 4- İkametgâh 5- Sınav başvuru formu (Odadan temin edilecek)

ARANAN ŞARTLAR1- Sınava girdiği tarihteKalfalık için 16,Ustalık için 22 yaşını doldurmuş olmak

2- Mesleğinde en az Kalfalık için 2 yılUstalık için 5 yıl çalıştığını belgelemek zorunluluğu vardır.

DERNEK 14 5/15/14 8:46 PM

Page 17: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 15 5/13/14 12:25 AM

Page 18: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

Akgün Otel’de gerçekleştirilen İstanbul Lokantacılar Odası Olağan Genel Kurulu sonucunda Sayit Karabağlı ve ekibi tekrar seçildi. On bine yaklaşan üye sayısıyla büyük bir güce sahip olan İLO, yeni dönemde birçok projeye imza atarak üyelerinin yanında olmaya devam edecek.

İstanbul Lokantacılar Odası Olağan Genel Kuru-

lu Akgün Otel’de gerçekleştirildi. Genel Ku-rula katılan üyelerin tamamının oylarını alan Sayit Karabağlı ve ekibi tekrar göreve seçil-di. Duayen Başkan Basri Sever geçtiğimiz se-çimlerde aday olmayarak, 40 yılla yakın bir süre Başkanlık yaptıktan sonra seçimler so-nucunda yerini Sayit Karabağlı’ya bırakmıştı. Karabağlı ikinci dönem ekibiyle birlikte tek-rar başkan seçilerek güven tazeledi. Akgün Otel’de düzenlenen Genel Kurul, İstiklal Mar-

şının okunması, saygı duruşu ve ardından Di-van Başkanının seçilmesiyle başladı. Dene-tim Kurulu ve Mali Raporların okunmasının ardından kısa bir açılış konuşması yapan Baş-kan Sayit Karabağlı, ikinci dönem tekrar aday olarak üyelere hizmet etmeye devam ede-ceklerini belirtti.

Karabağlı: Halktan ve Haktan yana oldukSaygıdeğer meslektaşlarımız, 4 yıl önce ger-çekleştirilen Genel Kurulda değerli oylarınız-la oda yönetimini bizlere emanet ettiniz. Biz-

ler o tarihten bu yana güveninize layık olabil-menin heyecan ve gayreti içinde şevkle çalış-tık. Çalışmalarımızda halktan ve haktan yana olduk. Sizlerden aldığımız güçle odamız bu-gün tüm üst kuruluşlarca takdir edilen bir se-viyeye ulaşmıştır. Başarılarımız bizleri fede-rasyon yönetimine taşımıştır. Federasyonu-muzun Genel Başkan Yardımcılığı görevini de sürdürmekteyim. 154 odadan oluşan İstan-bul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği ta-rafından yapılan en başarılı oda ve oda baş-kanı sıralamasında birinci olduk. Gerek hiz-

MAYIS 201416

İLO YÖNETİMİNE SAYİT KARABAĞLI VE EKİBİ YENİDEN SEÇİLDİ

DERNEK 16 5/13/14 12:25 AM

Page 19: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 17

DERNEK 17 5/13/14 12:25 AM

Page 20: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

MAYIS 201418

met kalitemizle, gerek mali yapımızla birinci-liğe layık görülen odamız sizlerin destekleriy-le bu başarıya ulaşmıştır. Mutfak kültürümü-zün uluslar arası arenada ve kamuoyumuzda tanıtılması amacıyla başkan yardımcısı ola-rak görev yaptığım Türkiye Lokantacılar Fe-derasyonu olarak birinci ve ikinci Türk mut-fağı zirvesini başarıyla düzenledik, düzenle-meye de devam edeceğiz. Ayrıca odamız ta-rafından yöresel mutfaklarımızın İstanbul da tanıtımı amacıyla yöresel mutfaklar festiva-lini önümüzdeki yıldan başlamak üzere her yıl düzenlemeyi hedefliyoruz. Yönetim olarak

birçok başarılı çalışmaya imza attık. Bu dö-nem tekrar aday olarak yeni başarılara imza atmak istiyoruz. Bu nedenle de sizden tekrar onay istiyoruz” dedi.

Yenice: Esnaf olmak ayrıcalıktırBaşkan Karabağlı’nın ardından kürsüye ge-len Türkiye Lokantacılar Odası Genel Baş-kanı Aykut Yenice, İLO’nun üye sayısı itiba-riyle en büyük odalardan biri olduğunu ifade ederek, “Esnaf kardeşlerimizin hepsi ben çok önemli bir insanım diyebilmelidir. Bu ülkede her gün şartların zorlaştığı, ekonomik ve kül-

türel baskıların arttığı, adeta ülkenin birbiri-ne girdiği günde bile hala dükkanınızı açabi-liyorsanız, hala bu ülkede KDV ödeyebiliyor-sanız, hala bu ülkede birilerini çalıştırabiliyor-sanız, hala bu ülkede esnaf olmanın onurunu yaşayabiliyorsanız, sizler çok önemli insan-larsınız” dedi.

Konuşmaların ardından Yönetim Kurulu se-çimlerine geçildi. Yapılan seçimlerde, Olağan Genel Kurula katılan üyelerin tamamının oy-larını alan Sayit Karabağlı ve ekibi güven ta-zeleyerek ikinci dönem tekrar seçildi.

DERNEK 18 5/13/14 12:26 AM

Page 21: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 19 5/13/14 12:26 AM

Page 22: istanbul lokantacılar odası

İSTANBUL LOKANTACILAR ODASI,ÜYELERİNE YÖNELİK OLARAK, KALFALIK VEUSTALIK KURSLARI DÜZENLEDİİstanbul Lokantacılar Odası tarafından üyelerine ve yanında çalışanlara yönelik düzenlenen TESK Kalfalık ve Ustalık kursları kapsamında eğitimlere devam edildi. Teorik ve uygulamalı olarak iki bölümde yapılan eğitimlerin sonunda başarılı olan kursiyerlere İLO tarafından belge veriliyor.

İLO üyelerine ve yanlarında çalı-şanlara, mesleğini belgelen-

dirme koşuluyla, 14 Ocak 2008 Tarih ve 26756 Sayılı Kanun ve Mevzuat Çerçe-vesinde kebapçılık, köftecilik, dönerci-lik, lahmacunculuk, pidecilik, aperatif yiyecek maddeleri imalatı meslek dal-larında Kalfalık ve Ustalık Kursları dü-zenlendi.

İLO’nun eğitim salonunda gerçekleştiri-len teorik eğitimlerin ardından yine aynı salonda kursiyerlere uygulamalı olarak eğitimler verildi. Eğitimler kapsamın-da ayrıca katılımcılara çeşitli yemekle-rin yapımı hakkında da bilgi verildi. Ayrı-ca eğitimler kapsamında çeşitli yemek-lerin yapımı uzmanları tarafından uy-gulamalı olarak gösterilerek katılımcı-

ların konuya daha çok hakim olmaları sağlandı. Konusunda uzman eğitmen-ler tarafından verilen eğitimler sonunda kursiyerler öğrendiklerini uygulama fır-satı buldular. Eğitimler sonunda düzen-lenen yazılı ve uygulamalı sınavın ardın-dan başarılı olan kursiyerlere, İLO ta-rafından düzenlenen kalfalık ve ustalık belgeleri verildi.

ODA HABERLERİ

MAYIS 201420

DERNEK 20 5/13/14 12:26 AM

Page 23: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 21

DERNEK 21 5/13/14 12:26 AM

Page 24: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

EKİM 201316

DERNEK 22 5/13/14 12:26 AM

Page 25: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 23 5/13/14 12:26 AM

Page 26: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

İSTANBUL LOKANTACILAR ODASI TARAFINDAN ÜYELERİNE YÖNELİK DÜZENLENEN, KALFALIK VE USTALIK KURSLARI DEVAM EDİYORİstanbul Lokantacılar Odası tarafından üyelerine ve yanında çalışanlara yönelik düzenlenen TESK Kalfalık ve Ustalık kursları kapsamında eğitimlere devam edildi. Teorik ve uygulamalı olarak iki bölümde yapılan eğitimlerin sonunda başarılı olan kursiyerlere İLO tarafından belge veriliyor. Ayrıca eğitimleri, İSTESOB Eğitim Müdürü Muzaffer Garip ziyaret etti.

İLO üyelerine ve yanlarında çalı-şanlara, mesleğini belgelen-

dirme koşuluyla, 14 Ocak 2008 Tarih ve 26756 Sayılı Kanun ve Mevzuat Çer-çevesinde kebapçılık, köftecilik, döner-cilik, lahmacunculuk, pidecilik, aperatif yiyecek maddeleri imalatı meslek dal-larında Kalfalık ve Ustalık Kursları dü-zenlendi.

İLO’nun eğitim salonunda gerçekleş-tirilen teorik eğitimlerin ardından yine aynı salonda kursiyerlere uygulamalı olarak eğitimler verildi. Eğitimler kap-samında ayrıca katılımcılara çeşitli ye-meklerin yapımı hakkında da bilgi ve-rildi. Ayrıca eğitimler kapsamında çe-şitli yemeklerin yapımı uzmanları tara-fından uygulamalı olarak gösterilerek

katılımcıların konuya daha çok hakim olmaları sağlandı. Konusunda uzman eğitmenler tarafından verilen eğitimler sonunda kursiyerler öğrendiklerini uy-gulama fırsatı buldular. Eğitimler so-nunda düzenlenen yazılı ve uygulamalı sınavın ardından başarılı olan kursiyer-lere, İLO tarafından düzenlenen kalfa-lık ve ustalık belgeleri verildi.

MAYIS 201424

DERNEK 24 5/15/14 9:21 PM

Page 27: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 25

DERNEK 25 5/15/14 9:21 PM

Page 28: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

MAYIS 201426

DERNEK 26 5/13/14 12:26 AM

Page 29: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 27 5/15/14 8:47 PM

Page 30: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

İstanbul Lokantacılar Odası Üyeleri, Beyoğlu Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından düzenlenen Hijyen eğitimine katıldı. Sağlık İşleri Müdürü Dr. Nursel Büyük tarafından verilen eğitimde, temizlik ve hijyen konusunda A’dan Z’ye bütün noktalar anlatıldı.

Şubat ayı içerisinde Beyoğlu Be-lediyesi Gençlik Merke-

zinde düzenlenen Hijyen eğitimine İstan-bul Lokantacılar Odası üyeleri ilgi gös-terdi. Verilen eğitim çerçevesinde temiz-lik, hijyen, bakteriler, virüs, mantar, kişisel hijyen konularında katılımcılara Beyoğ-lu Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Nur-sel Büyük tarafından bilgi verildi. Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü hijyen olarak tanımlan-dığını ifade eden Dr. Büyük, Her insan ken-di temizliğinden sorumludur. Çocuk yaş-larda anne, baba veya öğretmenler tara-fından çoğu zaman bizzat yapılarak öğreti-len temizlik uygulamalarının, çocukluktan sonra bireyin kendisi tarafından yapılma-sı gerekmektedir. Örneğin; tuvaletten son-

ra ve yiyeceklere dokunmadan önce elle-rin yıkanması bir alışkanlık olmalıdır. Her gün yapılan işler arasında banyo yapma bir başka temizlik uygulamasıdır. Temiz-liğin sadece görünür kirlenme olduğunda yapılması yeterli değildir. Örneğin; uyku-dan uyanınca yüzün yıkanması, çamaşırla-rın değiştirilmesi, gündelik temizlik uygu-lamalarıdır” dedi. Su ve sabun olmadan te-mizlikten bahsetmenin imkansız olduğunu ifade eden Dr. Büyük, konuşmasını şu şe-kilde sürdürdü: “Gelişmiş toplumlarda ki-şisel temizlikte en fazla kullanılan malze-melerin başında su ve sabun gelmekte-dir. Bunun yanı sıra banyo süngerleri, lif-leri, diş fırçaları, el ve ayak temizliği ile vücut temizliğinde kullanılan fırçalar, tır-nak makası ilk akla gelen temizlik araçla-rıdır. Bunların tümü başkalarıyla paylaşıl-

maması gereken, kişisel temizlik araçları-dır. Başta kişinin kendi sağlığı olmak üze-re, başkalarının da sağlığını korumanın en önemli aracı temizliktir. Sadece beden te-mizliği değil, kullanılan her şeyi ve her or-tamı temiz tutmak da temiz olmanın gere-ğidir.” Eğitim sırasında katılımcıların da so-rularını yanıtlayan Dr. Nursel Büyük, “özel-likle gıda işiyle uğraşanların el temizliğine çok önem vermesi gerekir. Hastalık yapan mikrolar kişiden kişiye en çok eller yolu ile bulaşmaktadır ve vücudun içine eller ara-cılığıyla girebilirler. El yıkamanın amacı, eller üzerinde bulunan mikropları uzaklaş-tırmaktır. Eller 30 saniye ile 1 dakika süre-de yıkanmalıdır. Çok kirli ise bu süre 2 ile 5 dakikaya kadar uzayabilir. Eller su ve sa-bunla iyice yıkanmalı, durulanmalı ve çok iyi kurulanmalıdır” dedi.

MAYIS 201428

İLO ÜYELERİ, BEYOĞLU BELEDİYESİ TARAFINDANDÜZENLENEN HİJYEN EĞİTİMİNE KATILDI

DERNEK 28 5/13/14 12:27 AM

Page 31: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 29

DERNEK 29 5/13/14 12:27 AM

Page 32: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

İstanbul Lokantacılar Odası, CNR Fuar Merkezinde 28-31 Mart tarihleri arasında düzenlenen EDT Expo Fuarı’nda stant açtı. Dört gün süren fuarda İLO yetkilileri hem tedarikçi firmaları ziyaret ederek bilgi aldı, hem de standa gelen katılımcı ve ziyaretçilere bilgi verdi.

CNR Fuar Merkezinde düzenlenen ve 4 gün süren EDT Expo Fu-

arına İstanbul Lokantacılar Odası da katıl-dı. Fuarda stant açarak tedarikçi firmalar ve ziyaretçilerle bir araya gelme fırsatı bu-lan İLO, yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. EDT Expo Fuarına İLO Yönetim Ku-rulu Sayit Karabağlı, Başkan Vekili Basri Sever, Yönetim Kurulu Üyeleri ve çalışan-lar da katıldı.

Türkiye dahil 55 ülkeden toplamda 25.871 ziyaretçi EDT Expo’da katılımcı firmalar-la ticaret diyaloğu kurdu. Organizasyon CNR Holding kuruluşlarından Sine Fuarcı-lık ve ETÜDER – Ev Dışı Tüketim Tedarik-çileri Derneği iş birliğinde gerçekleştirildi. CNR Expo İstanbul’da düzenlenen “EDT

Expo Fuarı büyük bir başarı ile tamam-landı. Toplamda 20 bin metrekare alan-da yapılan fuara Orta Doğu, Kuzey Afrika, Körfez Ülkeleri ve Avrupa’dan gelen alıcı-lar katılımcı firmalarla iş teması kurdular. İlk kez düzenleniyor olmasına karşın orga-nizasyonda oluşan iş potansiyeli katılımcı firmaların yüzünü güldürdü.

Sektörce tanınan önemli isimlerin katıldı-ğı çeşitli etkinlikler de EDT EXPO’ya renk kattı. Fuarın ilk günü Ayhan Sicimoğlu’nun “Yemek Zevki” üzerine söyleşisi gerçek-leştirildi. EDT Expo’da Sine Fuarcılık ve ETÜDER ana sponsorluğunda Osmanlı Mutfağı Yarışması, Türk mutfağına envan-ter kazandıran ve unutulmaya yüz tutmuş yemekleri gün yüzüne çıkardı. Yarışmada

5 yıldızlı otel şefleri tarafından hazırlanan yemekler birbirinden güzel Osmanlı ma-salarında sergilendi.

EDT Expo Fuarı kapsamında ilgi gören bir başka etkinlik ise ETÜDER Yönetim Ku-rulu Başkanı Sayın Melih Şahinöz moda-ratörlüğünde gerçekleştirilen ‘Başarı Hi-kayeleri’ oturumu oldu. Her biri geçmi-şinde büyük başarı hikayesine imza atan iş adamları, başarının sırlarını katılım-cı firma ve ziyaretçilerle paylaştı. Simit Sarayı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Okutur, kasaplıktan yükselerek restoran zinciri sahibi olan Günaydın Et Restoran-ları kurucu ortaklarından Cüneyt Asan ve Komagene’nin Genel Müdürü Çetin Tekde-mir seminerlerde konuşan isimler oldular.

MAYIS 201430

İLO, EDT FUARINDA YERİNİ ALDI

DERNEK 30 5/13/14 12:27 AM

Page 33: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 31

DERNEK 31 5/15/14 8:50 PM

Page 34: istanbul lokantacılar odası

ODA HABERLERİ

Beyoğlu Belediyesi Gençlik Merkezinde, Beyoğlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ayşe Ege Kız Teknik Ve Meslek Lisesi tarafından organize edilen etkinlikte İstanbul Lokantacılar Odası öğrencilere pilav ayran dağıttı.

Beyoğlu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve

Ayşe Eğe Kız Teknik ve Meslek Lisesi ta-rafından organize edilen, Beyoğlu Bele-diyesi Gençlik Merkezinde düzenlenen

etkinlikte, İstanbul Lokantacılar odası öğrencilere pilav ve ayran ikram etti. Et-kinliğe İLO Başkan Vekili Basri Sever ve Eğitim Sorumlusu Cengiz Çatalkaya’da katıldı. Etkinlik çerçevesinde 7 farklı

stant oluşturularak burada aşçılık bölü-mü öğrencileri tarafından yapılan 7 böl-gemize ait yöresel yemekler sergilendi. Öğrencilerin hazırlamış oldukları yöre-sel lezzetler ziyaretçilere ikram edildi.

MAYIS 201432

İLO, ÖĞRENCİLERE PİLAV AYRAN İKRAM ETTİ

DERNEK 32 5/13/14 12:27 AM

Page 35: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 33 5/13/14 12:27 AM

Page 36: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201434

ODA HABERLERİ

TÜRKİYE ESNAF VE SANATKÂRLARI KONFEDARASYONU AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ HİJYEN EĞİTİM YÖNETMELİĞİİlgi: a) 22/10/2013 tarihli ve 2013/84 sayı-lı genelgemiz.b) 07/01/2014 tarihli ve 2014/3 sayılı ge-nelgemiz.c) 21/02/2014 tarihli ve 2014/16 sayılı ge-nelgemiz.d) 19/03/2014 tarihli ve 2014/23 sayılı ge-nelgemiz.

Bilindiği üzere, 663 sayılı Sağlık Bakan-lığının ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 58’inci maddesinin 11’inci fıkrasıyla değişik 1593 sayılı Umumi Hıf-zıssıhha Kanunu’nun 126’ncı ve 127’nci maddeleri ile 127’nci maddeye istinaden, 05 Temmuz 2013 tarihli ve 28698 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Hijyen Eğiti-mi Yönetmeliği”, çeşitli sıhhi ve gayrisıhhi iş yerlerinde çalışanlara hijyen eğitimi ve-rilerek bilgili ve bilinçli bir toplum oluştu-rulması ve bu şekilde halk sağlığının ge-liştirilmesi amacına yönelik uygulamaya konmuştur.

Söz konusu Yönetmelik gereği;- Gıda üretim ve perakende işyerleri baş-ta olmak üzere, çeşitli sıhhi ve gayrisıhhi işyerlerinde çalışanların portör muayene-leri ve tetkiklerinin yapılmayıp, bunun ye-rine çalışanların hijyen eğitimi alması ge-rektiği ve Yönetmelik kapsamında bulu-nan iş yerlerinin sahipleri ve işletenlerinin 05 Temmuz 2014 tarihine kadar çalışan-larının eğitimleri almalarını sağlamakla yükümlü oldukları,

- Hijyen eğitimi ile ilgili iş ve işlemlerin, Milli Eğitim Bakanlığı. Hayat Boyu Öğren-me Genel Müdürlüğünce yürütüleceğin-den yönetmelik kapsamındaki işkolların-da faaliyet gösteren işyerlerinde çalışan-ların İşyeri sahipleri ve İşletenlerce bu

eğitimleri almak üzere Halk Eğitim Mer-kezleri ve Mesleki Eğitim Merkezlerine bir an önce başvurmalarının sağlanması ge-rektiği, Hususları ilgi (a)’da kayıtlı genelgemiz ile,- Hijyen Eğitimi Yönetmeliği’nin geçici bi-rinci maddesinde belirtilen sürelerde hij-yen eğitimlerini almayan işyerlerinde ça-lışanlara, Yönetmeliğin 11’inci madde-si çerçevesinde yapılan denetimler sıra-sında “hijyen eğitim belgesi” sorulacağı ve bu belgeyi almamış olanlar hakkında 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 282’nci maddesine göre işlem yapılacağı,Hususu ilgi (b)’de kayıtlı genelgemiz ile,-1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 282’nci maddesinde “Bu kanunda yazı-lı olan yasaklara aykırı hareket edenler veya zorunluluklara uymayanlara, fiilleri ayrıca suç oluşturmadığı takdirde, İki Yüz Eli (250) Türk Lirasından Bin (1000) Türk Lirasına kadar İdarî para cezası verileceği-nin” öngörüldüğü,

- Hijyen Eğitimi Yönetmeliği’nin 5’inci maddesi uyarınca, Milli Eğitim Bakanlı-ğı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlü-ğü tarafından verilen belgeye sahip olma-yan kişiler çalıştırılamayacağından ve ça-lışanların hijyen eğitimi alması ve belge-li olarak çalıştırılmasından işyeri sahiple-ri ve isletenleri birinci derecede sorumlu olacağından herhangi bir yaptırımla karşı-laşmamak bakımından 05 Temmuz 2014 tarihine kadar esnaf ve sanatkarlarımızca çalışanlarının hijyen eğitimi ve belgeleri-ni almalarının sağlanması, hususları ilgi (c)’de kayıtlı genelgemiz ile,

- Eğitimlerin, ihtiyaç duyulması halinde Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğren-me Genel Müdürlüğüne bağlı kurumlar ile sivil toplum kuruluşları arasında ya-

pılacak “İş Birliği Protokolü” çerçevesin-de verilebileceği, hususu da ilgi (d)’de ka-yıtlı genelgemiz ile teşkilatımıza duyurul-muştu.Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Ku-rumu Başkanlığınca Konfederasyonumu-za intikal ettirilen 07/03/2014 tarihli ve 2014.5715.54/744.05.04 sayılı yazıda; Hijyen Eğitimi Yönetmeliği kapsamında-ki iş yerlerinde çalışanlar ile bu işyerinin sahipleri veya işletenlerinin Hijyen Eğiti-mi Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan “Aşağıda belirtilen hastalıkları bulunanlar iyileşme halini/bu-laştırıcılığın olmadığını raporla belgeleye-ne kadar bu Yönetmelik kapsamındaki iş yerlerinde çalışamaz ve çalıştırılamazlar,” hükmü ile yine aynı maddenin 2’inci fıkra-sında yer alan “Çalışanlar, hastalıkları ko-nusunda işverene bilgi vermekle yüküm-lüdür,” hükmüne uymak mecburiyetinde oldukları belirtilerek gereğinin yapılması istenmektedir.Buna göre; Hijyen Eğitimi Yönetmeliği’nin geçici 1’inci maddesinde belirtilen ve “İş-yeri sahipleri ve işletenleri Yönetmelik yü-rürlüğe girdikten sonraki 1 yıl içerisinde çalışanlarının Yönetmelikte belirtilen eği-timleri almalarını sağlar.” hükmüne göre Yönetmelikte belirtilen süre 05 Temmuz 2014 tarihinde dolacaktır.Yine aynı yönetmeliğin 11’inci maddesi çerçevesinde yapılan denetimler sırasın-da “Hijyen Eğitim Belgesi” sorulacağın-dan ve bu belgeyi almamış olanlar hak-kında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Ka-nununun 282’nci maddesine göre işlem yapılacağından, mezkur eğitimlerin belir-tilen sürede alınması gerekmektedir.Bu bakımdan, çalışanların ve işyerlerinin hukuki ve idari yaptırım ile karşılaşmama-sı için konuya gerekli hassasiyetin göste-rilmesinde fayda görülmektedir.

DERNEK 34 5/13/14 12:27 AM

Page 37: istanbul lokantacılar odası

DERNEK 35 5/15/14 8:51 PM

Page 38: istanbul lokantacılar odası

AKTÜEL

MAYIS 201436

G2M, GASTRONOMİKA ŞEFLERİ İLE“ANADOLU MUTFAĞINDA BİZ DE VARIZ” DEDİ

Mutfağın kalbinde profesyonellerin yanında olmayı sürdüren g2m, EDT Expo Fuarı’na bu yıl da damgasını vurdu. Fuar bo-

yunca g2m standında gerçekleşen mutfak şovları ve ürün demola-rı yoğun ilgi gördü. Misyonu Anadolu Mutfak Kültürünü yaymak olan Gastronomika’nın yaratıcı şefleri hazırladıkları Kımız Marineli Kuzu Pirzola & Enginarlı ve RadikalıFrik Pilavı ile g2m’nin “Mutfakta Biz Varız” mottosuna destek verdiler. Yaratıcı Fikirler Enstitüsü’nün bir projesi olan ve Türkiye’deki yerel ürünlerle yapılan Anadolu mut-fağından reçetelere farklı bir bakış açısı kazandırmayı amaçlayan, Gastronomika’nın yaratıcı şefleri fuarın ikinci gününde g2m standı-na konuk oldular.

ERPİLİÇ’TEN CORDON BLEUTürkiye’de Helal Gıda Sertifikası öncüsü ve endüstriyel Kuru

Yolum Yöntemini ilk defa uygulayan Erpiliç, Türkiye’nin pi-liç üretiminin yüzde 10’unu karşılıyor. Tavukçuluğa yetmişli yıl-larda başlayan Erpiliç, son teknoloji entegre üretim tesislerinde hazır gıdada da iddialı. Piliç Kebaptan, Dönere; Misket Köfteden, CordonBlue’ya kadar geniş bir ürün yelpazesinde kalite sunan Erpiliç, salam ve sosis gibi şarküteri ürünlerinde de öncülüğü-nü koruyor. Avrupa Birliği standartlarında üretim gerçekleştiren modern entegre üretim tesislerine sahip Erpiliç’inpişmiş ürün-lerinden CordonBleu kalitenin imzasını taşıyor. Kesim öncesinde yasal mevzuata ve Avrupa Birliği normlarına uygun olarak kont-rolleri yapılan piliçler, kesimden sonra hazır gıda ünitesine alına-rak en kaliteli baharat karışımları ile lezzetlendiriliyor. CordonB-leu formu verilen karışımın arasına kaşar ve Erpiliç Jambon yer-leştirilip ikiye katlanarak pişirme işleminden sonra çabuk dondu-rulan CordonBleu sofralardaki yerini almaya hazır.

BAHAR YORGUNLUĞUNA EN LEZZETLİ ÇÖZÜM: NAR EKŞİSİ

Yediklerinde daha fazla GDO, katkı maddesi ve hormon iste-meyen halkımız artık lezzetin yanında sağlığa fayda konusu-nu da önemsiyor. Bu hassasiyeti göz ardı etmeyen uzmanlar, Türk damak tadının vazgeçilmezlerinden olan, salata ve ek-şili dolmalara kattığı lezzetle tanınan nar ekşisini de araştır-dı. Yapılan çalışmalara göre çeşitli mineral, vitamin, enzim ve antioksidanlar bulunduran nar ekşisi, bağışıklık sistemi-ni güçlendiriyor. Enfeksiyonlara karşı vücut direncini koru-yan ve artıran nar ekşisi, aynı zamanda enerji veriyor ve yor-gunluğu gideriyor. Yapılan araştırmalara göre, bağışıklık sis-temimizi zayıflatan ve kanser gibi hastalıkların önünü açan toksinlerle mücadelede içeriğindeki antioksidan sayesinde nar çok önemli bir yere sahip. Narın en lezzetli hali ve sa-latalarımızın vazgeçilmezi nar ekşisi de bağışıklık sistemi-ni güçlendirerek hastalıklara karşı korunmada en doğal yar-dımcılarımızdan. Enfeksiyonlara karşı vücut direncini koru-yan ve artıran nar ekşisi, aynı zamanda enerji veriyor ve yor-gunluğu gideriyor. Uzmanların da önerdiği nar ekşisi; baha-rın yaklaştığı şu günlerde özellikle yoğun çalışanların kor-kulu rüyası haline gelen “bahar yorgunluğu”na karşı çözüm.

AKTUEL 2 5/13/14 12:52 AM

Page 39: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 3 5/13/14 12:52 AM

Page 40: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201438

AKTÜEL

ALGİDA İLE YAZ, REKOR SAYIDAYENİ ÜRÜNLE BAŞLIYORDünya genelinde 16,6 milyar litrelik hacimle 160 milyar TL’lik ekonomik bir değeri ifade eden dondurma pazarı, Türkiye’de de son beş yılda 2 kat büyüdü. Türkiye pazarında ise; 2013 yılı itiba-riyle dondurma pazarı 2 milyar TL’lik büyüklüğü ile ülke ekono-misinin değer üreticilerinden biri olmayı başardı. Türkiye, kişi başı tüketimde litre bazında 4 litre ile dünya sıralamasında 29’uncu sırada yer aldı. Kişi başı dondurma tüketimini 0,3 litreden 4 lit-renin üzerine çıkararak, 23 yılda 13 kat artmasına öncülük eden Algida, 2013 yılında %73’e yükselen pazar payı ile yıllardır paza-rın lideri. Tüm Türkiye tarafından sevilen en zengin ürün portfö-yünün yaratıcısı Algida, bu yıl 26 yeni ürünle bir rekora imza ata-rak, dondurma pazarına yön veren marka konumunu istikrarlı bir şekilde korumaya devam ediyor.

BARİLLA GIDA VE BESLENME MERKEZİ’NDENGIDANIN GELECEĞİ İÇİN DEV BİR ADIM Temel gıda ve beslenme ko-nularını incelemek ve kri-tik sorunlara çözüm önerile-ri geliştirmek amacıyla 2009 yılında kurulan ve bugüne dek alanında çok önemli ça-lışmalar yapan BCFN, va-kıflaşma sürecini tamam-ladı ve bir sivil toplum ör-gütü haline geldi. Guido Barilla’nın başkanlığını yap-tığı vakfın yönetim kurulun-da Roberto Ciati, Lucio Riva, Anna Ruggerini ve Luca Virginio’nun yanı sıra üç önemli isim yer alıyor. Slow Food International’ın kurucu-

su ve Başkanı Carlo Petrini, Avrupa Parlamentosu Tarım ve Kırsal Kalkınma Komite-si Başkanı Paolo De Castro ve Bocconi Üniversitesi Rek-tör Yardımcısı Alberto Gran-do, vakfın yönetim kurulunda görev aldılar. Vakıflaşma sü-recinde yönetim kuralları, iş-levleri ve yetkileri kararna-melere bağlı tamamen ba-ğımsız bir kuruluş haline ge-len BCFN, daha önce ön ça-lışmaları açıklanan Mila-no Protokolü’nü de vakfın ilk resmi çalışması olarak ka-muoyuyla paylaştı.

BANVİT ‘İTİBARINSÜPER LİGİ’NDETürkiye’nin önde gelen gıda kuruluşlarından Banvit, İstanbul Ti-caret Üniversitesi’nin akademik denetiminde uluslararası araş-tırma şirketi XSIGHTS tarafından hazırlanan ‘Türkiye İtibar En-deksi 2013’ listesinde, itibarın süper liginde yer aldı... Gıda sek-töründe tüketicilerine 45 yıldır hizmet veren Banvit, ‘İtibarın Sü-per Ligi’ olarak tanımlanan bu listede yerini aldı. Üretim perfor-mansını ‘Daha iyiye, daha ileriye, birlikte, el ele’ felsefesiyle ha-reket ederek güçlendiren Banvit, bunun yanı sıra değişimi yö-netme, dürüst ve şeffaf yönetim ve pazarlama stratejisi gibi pek çok kıstas değerlendirilerek listeye girmeye hak kazandı. Böy-lece Banvit, TİE Başarı Belgesi almaya lâyık görülen kuruluşlar arasında yer aldı. Banvit’in Türkiye’nin en prestijli markalar ara-sına girmesi, aslında sürpriz değil..

AKTUEL 4 5/13/14 12:52 AM

Page 41: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 5 5/15/14 9:05 PM

Page 42: istanbul lokantacılar odası

AKTÜEL

MAYIS 201440

İNOKSAN DEMO MUTFAĞI,YILDIZ İSİMLERİ AĞIRLADIEkmek, pasta ve makine üreticileri, bir kez daha IBATECH 2014 Fuarı’nda bir araya geldi. Endüstriyel mutfak sektörünün lideri İnok-san, fuarda pastacılık sektörüne yönelik ürettiği inovatifekipman-larını tanıttı; %100 Yerli Inosmart Fırın Ailesi ise fuarın gözdesi ol-mayı başardı. Ünlü Sunucu ve Yazar Metin Uca ve Şef Yunus Emre Akkor’unİnoksan standında gerçekleştirdiği Osmanlı ekmekleri üze-rine keyifli sohbet ve pişirme etkinliği büyük ilgi gördü. 7. Uluslarara-sı Ekmek, Pasta Makineleri, Dondurma, Çikolata ve Teknolojileri Fua-rı IBATECH 2014, Türkiye’de son yıllarda hızla gelişme gösteren pas-tacılık sektörüne ivme kazandırmaya devam ediyor. Sektör liderlerini tek bir çatı altında toplayarak profesyonel ziyaretçi kitlesi ile buluş-turan fuar, bu yıl da yepyeni tasarımlara ev sahipliği yaptı. Endüstri-yel mutfak sektörünün lider markası İnoksan, fuar boyunca yaptığı pastacılık şovları ve sektöre her yönden “KAZANDIRAN” ekipmanla-rıyla ilgi odağı olmayı başardı.

SUDA MOZZARELLA İLE FARKLI TATLAR…

Kaanlar Gıda’nın dün-ya peynirleri arasın-

da sunduğu Suda Moz-zarella kullanılarak ha-zırlanan leziz atıştırma-lıklar, büyük küçük her-kesi cezbediyor. İtalyan mutfağının ünlü peyni-ri Mozzarella, Kaanlar Gıda kalitesi ile tüketici-lere ulaşıyor. En çok ilgi gören Mozzarella çeşit-lerinden biri olan Suda Mozzerella, kahvaltılar-dan salatalara, sandviç-lerden makarnalara ka-dar rahatlıkla kullanı-

labiliyor. Günün her sa-atinde Suda Mozerrel-la ile hazırlanan atıştır-malıklar, damak tadına düşkünlerini fethediyor. Kremamsı ve hafif bir lezzete sahip olan Suda Mozzarella, pürüzsüz, parlak, esnek, yumuşak ve lifli yapısıyla da di-ğer peynir çeşitlerinden farklılaşıyor. İnek sütün-den elde edilen Suda Mozzarella, yumuşak yapısının korunması için tuzlu su içeren poşetler-de sunuluyor.

HELLMANN’S AİLESİ, HARDAL VE BARBEKÜ SOS İLE BÜYÜDÜ

Türk tüketicisini 2012 yılında dünyanın 1 numaralı ma-yonezi Hellmann’s ile buluşturan Unilever Food Solu-

tions, şimdi de lezzet tutkunlarının beğenisine Hellmann’s Hardal ve Hellmann’s Barbekü sosu sunuyor. Hellmann’s lezzet ailesi, yenilenen ketçap ve paket dizaynları ile bir-likte hardal ve barbekü sosun eklenmesiyle premium sos portföyünü genişleterek, pazardaki konumunu güçlendiri-yor. İlk olarak 1912 yılında New York’taki bir şarküteride sa-tılmaya başlanan ve bugün ‘Dünyanın 1 numaralı mayone-zi’ unvanına sahip Hellmann’s, lezzetini 100 yılı aşkın sü-redir sos deneyiminden ve kaliteye olan özeninden alıyor. 75’ten fazla ülkede tüketicilerine premium mayonez lezze-tini sunan Hellmann’s, Türkiye’de birçok markanın rekabet ettiği yaklaşık 98 milyon Euro büyüklüğündeki pazarda ka-litesi ve uzmanlığıyla fark yaratıyor.

AKTUEL 6 5/13/14 12:52 AM

Page 43: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 7 5/13/14 12:52 AM

Page 44: istanbul lokantacılar odası

AKTÜEL

MAYIS 201442

UNILEVER FOOD SOLUTIONS, DÖRT İLDE TURUNCU CADDELERLE HARİKALAR YARATACAK…

Unilever Food Solutions, ev dışı tüketim sek-töründe müşterilerinin işlerini geliş-

tiren ve operasyonlarını daha verimli hale getiren çözüm-lerini ‘4 Günde 4 İlde’ yaratacağı ‘Turuncu Cadde’ konsep-ti ile aktaracak. Ev dışı gıda sektörünün gelişmesine lider-lik eden, mutfaklara verimlilik getiren ürün ve hizmet mar-kalarını müşterilerinin beğenisine sunan Unilever Food Solu-tions, şimdi de İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa’da düzenle-yeceği ‘Turuncu Cadde’ etkinlikleri ile otel, restoran ve toplu yemek işletmeleriyle buluşuyor.Unilever Food Solutions düzenleyeceği etkinliklerle, otel&restoran şeflerine, işletmecilerin ve satın alma müdür-lerine Turuncu Pusula Çözüm Paketi’ni, Şehir Oteli Banket Çö-zümleri ve Toplu Yemek Firmalarına Toplu Çözümler paketi-ni sunacak. Ayrıca, çözümlerin anlatılacağı sunumlar sırasın-da, Unilever Food Solutions Mutfak Yöneticisi Yasemin Ataman sahnede çözümleri uygulamalarıyla aktaracak.Unilever Food Solutions - Turuncu Cadde etkinlikleri tak-vimi ise şöyle;15 Nisan 2014 - İstanbul, Marriot Hotel Şişli (14.00 – 18.30)17 Nisan 2014 - Ankara, Crowne Plaza (10.30 – 16.00)21 Nisan 2014 - İzmir, Hilton (14.00 – 18.30)24 Nisan 2014 - Bursa, Almira Hotel (14.00 – 18.30)Unilever Food Solutions: Türkiye’de Knorr, Lipton, Carte d’Or, Calve, Hellmann’s, Rama, Sana ve Becel’i bünyesinde bulunduran Unilever Food Solutions’a ait ürünler, her iki işletmeden biri tarafından ter-cih ediliyor. Sunduğu profesyonel malzemelerle yoğun rekabet or-tamında müşterilerini ve onların misafirlerini anlayarak, ev dışı gıda sektörünün referans merkezi konumunda olan Unilever Food Solu-tions, ‘her gün ilham kaynağınız’ sloganıyla mutfak ve beslenme ko-nularında iş ortaklarına ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

YILDIZ HOLDİNG, SÜRDÜRÜLEBİLİR KAKAO ÜRETİMİ İÇİN DESTEK VERİYOR

Yıldız Holding, dünyanın üç büyük çi-kolata üreticisi ile birlikte sürdürüle-

bilir kakao üretimine destek oluyor. Hol-ding 2014 yılı boyunca Fildişi Sahili’ndeki kakao üreticilerinin yaşam ve çalışma ko-şullarını iyileştirmek amacıyla yatırım ya-pacak. Türkiye’nin lider gıda firması Yıldız Holding, PACTS (Kakao İzlenirliği ve Sür-dürülebilirliği için Üretici Birliği) programı-nın sponsoru oldu. Çevreye duyarlı ve pro-fesyonel bir üretim zinciri yaratırken verimi artırmayı hedefleyen PACTS, bu doğrultu-da kakao üretimi yapan çiftçilerin eğitilme-si, agronomi (tarım bilimi) desteği verilmesi ve yenilikçi üretim uygulamalarının öğretil-mesini gerçekleştiriyor. Söz konusu spon-sorluk kapsamında Yıldız Holding, 2014 yılı boyunca PACTS’in Fildişi Sahili’ndeki kakao

üreticilerinin yaşam ve çalışma koşulları-nın iyileştirilmesi programına yatırım ya-pacak. Bu yatırım, PACTS fermantasyon ve kurutma merkezlerinin içilebilir su ve gü-neş enerjisi ihtiyacını karşılayacak. Böyle-likle merkezlerdeki ekiplerin çalışmalarını önemli ölçüde kolaylaştıracak.

AKTUEL 8 5/13/14 12:52 AM

Page 45: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 43

AKTUEL 9 5/13/14 12:52 AM

Page 46: istanbul lokantacılar odası

AKTÜEL

MAYIS 201444

LİPTON BÜYÜK BOY PAKETLER

ENDÜSTRİYEL MUTFAKLARINTEMİZLİK ELÇİSİ “İNOKSCLEAN”

Ev dışı tüketim sektöründe her iki noktadan birinin ter-cihi olan Unilever Food Solutions, “Lipton 250’lik ve

500’lük” büyük boy paket seçenekleriyle alıştığınız Lipton lezzeti ve çay deneyimi avantajlı fiyatlarla sunuyor. Unile-ver Food Solutions’ın, ev dışı tüketim noktalarına özel “Lip-ton 250’lik ve 500’lük” büyük boy paketleri, restoran, cafe, şehir otelleri ve ofisleri, avantajlı fiyatlarla Lipton kalite-si ile buluşuyor. Lipton Yellow Label Bardak Poşet, Lipton Earl Grey Bardak Poşet, Lipton Earl Grey Demlik Poşet’in 250’lik ve Lipton Yellow Label Bardak Poşet, Lipton Yellow Label Demlik Poşet, Lipton Doğu Karadeniz Demlik Poşet’in 500’lük büyük boy özel paketleriyle işletmeler, müşterileri-ne evlerinde alıştıkları keyifli çay lezzetini sunuyor.

Endüstriyel mutfak sektörünün güçlü tedarikçisi İnoksan, mutfak profesyonellerinin temizlikte de çözüm ortağı oluyor. Teknolojik

üstünlüğü sayesinde kullanım kolaylığı, bakımı kolay malzemeler ve en önemlisi hijyen kurallarına uygun, tasarruf sağlayan ürünleriyle sektöründe lider olan İnoksan, sektör tecrübesini endüstriyel temiz-lik alanına da yansıtıyor. Her geçen gün artan toplum bilinci, üretici-lerin endüstriyel alanlardaki temizlik ve dezenfeksiyon uygulamala-rına daha fazla hassasiyet göstermesini gerektiriyor. Bu doğrultuda; ürettiği ürünü korurken, insan sağlını korumayı da amaçlayan, mar-kasıyla kalitesi bütünleşen İnoksan, yılların verdiği tecrübe ve kazan-dığı güveni arkasına alarak, İnoksclean markasıyla endüstriyel te-mizlik sektöründe de faaliyet gösteriyor.

PAKMAYA PASTACILIK VE FIRINCILIK GRUBU ÜRÜNLERİNİ TANITTI

Dünyanın en büyük üç maya üreticisinden biri olan Pakmaya, IBATECH 2014’te pastacılık ve fırıncı-

lık ürün gruplarını tanıttı. Dünyanın en büyük üç maya üreticisinden biri olan Pakmaya, 10 – 13 Nisan 2014 ta-rihleri arasında gerçekleştirilen fırıncılık sektörünün en önemli fuarlarından IBATECH 2014’te fırıncılık ve pas-tacılık ürün gruplarını tanıttı. Önemli Ar-Ge çalışmaları ile mayayı bilimsel yöntemlerle üreten Pakmaya’nın fı-rıncılık ürünleri arasında yaş maya, ekmek miksleri, ek-mek geliştiricileri ve yardımcı ürünler yer alıyor. Pakma-ya, Mayadağ ve Granül Maya ürünlerinin dışında, Ekmek Geliştiricileri kategorisinde 24 ayrı ürünü buluyor. Pak-maya IBATECH fuarında ekşi hamur tozu ürünleri, toz çavdar ekşisi ve toz buğday ekşisini de içeren ürünlerin yanı sıra, yakın zamanda piyasa süreceği Akdeniz Sebze-li, Ege Çeşnili, Afyon Patatesli ve Alman Çavdar Ekmeği gibi yeni karışımlarıyla pişirdiği ekmekleri standa gelen ziyaretçilere tattırarak yoğun ilgi gördü.

AKTUEL 10 5/13/14 12:52 AM

Page 47: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 11 5/15/14 9:06 PM

Page 48: istanbul lokantacılar odası

AKTÜEL

MAYIS 201446

GELENEKSEL TATLAR YENİ AMBALAJLARINDA

PORLAND’IN YENİ KOLEKSİYONUSECRET GARDEN, SUNUMLARINIZIN VAZGEÇİLMEZİ OLACAK

Seyidoğlu, geçmişten günümüze taşıdığı tatları, yeni-lenen ambalajları ile tüketicilere ulaştırıyor. Habeş

Usta’dan gelen deneyimi, 60 yılı aşkın perakendecilik biri-kimi ve yenilikle birleştiren Seyidoğlu, lezzet yolculuğunu yenilikler yaparak sürdürüyor. Seyidoğlu, her geçen gün ge-nişleyen ürün yelpazesinin yanı sıra şık tasarımlı ambalaj-larıyla da fark yaratıyor. Seyidoğlu ürünlerine A’la, Vusta, Suğra, Kiosk ve Satış Noktası mağazalarından da ulaşmak mümkün.

Renkleri ve desenleri ile sofranıza baharı taşıyacak Secret Gar-den, her türlü ikramınız için Porland tasarım ekibi tarafından özel

olarak tasarlandı... Porselende tasarım ve üretim lideri Porland, de-korasyonda fark yaratan koleksiyonlarına bir yenisini daha ekledi. Rengârenk çiçekleri ve cıvıl cıvıl kuşları ile baharı müjdeleyen Secret Garden Serisi, sıcacık ve keyifli sohbetlerinize eşlik edecek, yemek-lerinizin lezzetine lezzet katacak. Sert Porselen olarak üretilen Sec-ret Garden serisi, modası hiç geçmeyecek deseni sayesinde yıllar-ca zevkle kullanabileceğiniz, porselenin zarif şıklığını sunuyor. Por-land kalite güvencesi ve ayrıcalığı ile ister takım halinde isterseniz tek tek dilediğiniz parçalardan seçerek kendi takımınızı oluşturabi-leceğiniz ‘’Secret Garden’’ Porland mağazaları ve satış noktaların-da sizleri bekliyor.

TAMEK’İN 59 YILLIK MEYVE SUYULEZZETİ, YENİ AMBALAJINDATamek’in 59 yıllık meyve suyu lezzeti yeni yılda yep-

yeni ambalaj tasarımlarıyla raflardaki yerini aldı. Bil-diğiniz ve sevdiğiniz Tamek meyve suları eşsiz lezzetiyle tüketicilerin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor. Bildiğiniz, sevdiğiniz eşsiz Tamek meyve suları, yeni yıla yenilenen yüzüyle girdi. Şeftaliden portakala, kayısıdan vişneye, karışık, Tamek “Nektar”, “%100 meyve suları” ve “Kah-valtım” serilerindeki tüm ürünlerin ambalaj tasarımı ye-nilendi. Yeni tasarımlar, vitamin deposu Tamek meyve sularının tazeliğini ve enerjisini yansıtıyor. Türkiye’nin 59 yıldır sevdiği lezzetin 1 litrelik yenilenen ambalajı tüketi-cilere yeni bir deneyim vaat ediyor. Farklı renk kullanımı ile raflarda yerini alan 1 litrelik Tamek meyve suları, tü-keticilerine kullanım kolaylığı sunuyor.

AKTUEL 12 5/15/14 9:32 PM

Page 49: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 13 5/15/14 9:12 PM

Page 50: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 14 5/13/14 12:52 AM

Page 51: istanbul lokantacılar odası

AKTUEL 15 5/13/14 12:52 AM

Page 52: istanbul lokantacılar odası

GURME

TÜRKİYE’NİN İLK İÇKİ YAZARI:

MEHMET YALÇIN“Gastronominin sadece içki, yemek, konyak ya da viskiden ibaret olması düşünülemez. Mesela, iyi viskilerin tutkunu olan bir insan, şarap içmek istediğinde de mutlaka güzel bir şey arayacaktır. Konunun özü, lezzetlere açık olmak, onu değerlendirebilmektir” diyen, Türkiye’nin ilk içki yazarı ve Milliyet Gazetesi yazarı Mehmet Yalçın ile 30 yıla yakın meslek hayatı, yeme-içme kültürü, Türk mutfağı ve şarap üzerine söyleştik.

µ! Sinan DEMİR • [email protected]

GURME 2 5/13/14 12:53 AM

Page 53: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 51

1970’li yılların ikinci yarısın-da yaşanan toplumsal

kamplaşma ve kaos ortamı geride kal-mış, 12 Eylül 1980 darbesiyle gelen ve 3 yıl süren sıkı yönetim sona ermiş-ti. Ülkenin, yeniden demokrasiye geçe-rek, kaybettiklerini kazanmaya uğraştı-ğı yıllardı. Ülke için yeni bir dönem baş-lıyordu. Bu yeni dönemin en temel özel-liği ise dış dünyaya açılarak, ithalat ve ihracata dayalı bir ekonomi politikası-nın işler hale getirilmesiydi. Toplum, pek çok yeni ürün ve uygulamayla ta-nıştı o dönemde. Dövizin serbest bırakıl-ması, fiyatların piyasa koşullarında be-lirlenmesi, hemen her alanda ithalatın serbest bırakılması… vs hep o dönem-de gerçekleşti. Ülke insanı artık dünya-da olup bitenlerin daha yakın bir takip-çisiydi…Ülkenin alışmaya çalıştığı bu yeni dö-nem, genç bir üniversite öğrencisinin de yaşamını derinden etkiledi. 1984 yı-lının serbest ekonomi politikaları, İstan-bul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğren-cilerinden Mehmet Yalçın için de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bir yakını-nın evinde tattığı, ekonomik serbesti po-litikaları sayesinde ithal edilmiş Grand Marnier isimli likör, onu “Türkiye’nin İlk İçki Yazarı” olmaya götüren serüvenin de başlangıcı niteliğindeydi.

30 yıla yakın çalışma hayatında haber ajansı ve dergilerde muhabirlikten ge-

nel yayın yönetmenliğine çeşitli görev-lerde bulunan, modern life style dergi-si Gurme’nin ilk sayısından son sayısı-na genel yayın yönetmenliğini yürüten Yalçın; bugün Türkiye’nin ilk içki kültü-rü dergisi Gusto’yu çıkarmaya devam ediyor.“A’dan Z’ye Viski” ve “A’dan Z’ye Şarap” isimli kitapları da bulunan Yalçın, Mil-liyet Gazetesi Pazar ekindeki “Şişede-ki Balık” isimli köşesinde okuyucularıy-la buluşuyor.Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere, ABD, İrlanda, Şili ve Arjantin gibi ülkeler-de şarap ve sert içki tadım ve eğitim-lerine katılan Yalçın, THY ve Paşabah-çe gibi kuruluşların yanı sıra içki sektö-rü ile otel-restoran dünyasına da eğitim ve danışmanlık hizmeti veriyor.

Yeme içme kültürüne ilgisinin ne zaman ve nasıl başladığı konusunda açıklama-larda bulunan Yalçın, çocukluğundan bu yana etrafında daima güzel yemekler pişiren ve damak tadı gelişkin insanlar olduğu vurguluyor ve ekliyor: “1984’te ülkemiz dış dünyaya açıldı. O zamana kadar Türkiye’ye ithalat çok sınırlı kota-lar dahilinde yapılıyordu. 1984’ten son-ra ithalat ve ihracata dayalı bir ekono-mi politikası güdülünce gıda ve içki ala-nında da ithalat serbest bırakıldı. Ülke-mize değişik ürünler geldi. O dönemde, üniversite öğrenciliğim sırasında bir ya-kınımın evinde, ülkemize dışarıdan ithal

edilmiş Grand Marnier isimli, konyakla yapılan bir turunç likörü ikram edildi. O içkinin tadı bende farklı çağrışımlar ya-rattı. Onun ardından bende bu lezzetle-ri keşfetmeye dönük bir istek ortaya çık-tı. Daha sonra ben kendi ilgimi, o likörün bende yarattığı şok ve keşfetme isteği-nin de etkisiyle içki kültürü üzerine yo-ğunlaştırdım. Türkiye’de bulunan tüm likörleri topladım, tattım. Yurtdışına gi-den tanıdıklarım vasıtasıyla da oralar-dan likör getirttim.”

1987 yılında, Erkekçe dergisi bir ma-gazin dergisi haline getirildikten sonra derginin içki köşesini Mehmet Yalçın’ın hazırlaması istenmiş. Bu olay, içki kül-türüyle ilgili profesyonel yazılar yaz-mak konusunda ilk adım olmuş Meh-met Yalçın için. Araştırmalarını derin-leştirerek sürdürmüş. Sonraki yıllarda rahmetli Tuğrul Şavkay’ın öncülüğün-de kurulan Mutfak Dostları Derneği’nin yeme-içme kültüründe çok önemli gö-revler yaptığını belirten Yalçın, kendi-si de bu derneğin içerisinde bulunuyor. Halen şarabın ağırlıkta olduğu ama bü-tün içkilerin, lezzetlerin bünyesinde yer bulabildiği Gusto’yu çıkaran, danışman-lık hizmeti veren Mehmet Yalçın öncü-lüğünde organize edilen şarap kursları da çok başarılı olmuş. Mehmet Yalçın, aşçılara dönük şarap kursları düzenle-mek gibi de bir düşüncesi olduğunun al-tını çiziyor.

Eskiden kravatsız girilmeyen lokantalar vardı ama şimdi artık

temiz ve bakımlı olmak kaydıyla dünyanın her

yerinde istediğiniz yere girip çıkabiliyorsunuz.

Hiçbir yerde aşırı protokol yok. Pek çok

restorana artık çocukla da girebiliyorsunuz.

Yani artık dünya daha demokratikleşti.

Demokratikleşme sıradanlıkta eşitlenmeyi

de getirir.

GURME 3 5/13/14 12:54 AM

Page 54: istanbul lokantacılar odası

GURME

Gastronominin bir bütün olduğunu vur-gulayan Yalçın, bu konunun özünde lez-zetlere açık olmanın yattığını belirterek, “Gastronominin sadece içki, sadece ye-mek, sadece konyak ya da viskiden iba-ret olması düşünülemez. Mesela, iyi vis-kilerin tutkunu olan bir insan, şarap iç-mek istediğinde de mutlaka güzel bir şey arayacaktır. Konunun özü, lezzetle-re açık olmak, onu değerlendirebilmek-tir. Aslında bu bir konsantrasyon mese-lesidir. Bugün bir insan ‘ben şaraptan çok iyi anlıyorum, şaraba çok meraklı-yım ama önüme ne konsa yerim’ diye-mez. Çünkü mutlaka o insanın yemek-te de bir seçiciliği vardır. Şarap yemeğin katalizörüdür. Mesela sahildeki balık lo-kantalarında gider gitmez ne içeceğimiz sorulur ama normal bir alakart yemek sisteminde önce yemek ısmarlanır, ar-dından şarap seçilir. Şarap yemekten önce gelir, hatta bu arada müşteriye bir aperatif teklif edilir. Yani yemeğe göre şarap seçilir” diyor.

Ülkemizde şarabın alkollü bir içki sayıl-dığını, fakat şarabın aslında bir içki değil içecek olduğunu vurgulayan Yalçın, bu temel yanılgı ile ilgili olarak da şu açık-lamayı getiriyor: “Türkiye’de yapılan te-mel hatalardan bir tanesi şu; Türkiye’de şarap bir alkollü içki olarak görülüyor. Oysa içki; yüksek alkol derecesi olan,

içildiği zaman insanda gevşeme ve ra-hatlama hissi uyandıran alkol ağırlıklı bir sıvıdır. Şarap ise bir içki değil, bir içe-cektir aslında. Şarabın içerisindeki alkol %11-12 derece gibi çok çok düşük mik-tarlarda. Şarapla sarhoş olmaya çalış-sanız başaramazsınız, çünkü 1 litre şa-rabı çok hızlı içmeniz lazım. 1 litre şa-rabı çok hızlı içemezsiniz, çünkü şarap-ta yoğun miktarda asit var, midenizi ek-şitir. Yoğun miktarda tanem var, ağzınızı burnunuzu burar. Dolayısıyla şarap Batı dünyasında bir alkollü içki değildir, şa-rap bir içecektir, şarap bir gıda madde-sidir, şarap yemeğin tamamlayıcı unsu-rudur. O yüzden Fransa, İtalya, İngiltere gibi ülkelerde aileler çocuklarına 8-10 yaşındayken yarım bardak şarabın üze-rine su koyarlar ve onu bir gıda olarak çocuklarına içirirler. Hakikaten vitamin-ler, mineraller ve çeşitli madensel tuz-lar, antioksidan maddeler, hepsi büyük bir zenginlik olarak şarabın içerisinde duruyor. Şarap dünyadaki en natural al-kollü içecek türüdür. Çünkü hiçbir mü-dahale olmadan, tamamen üzümden sı-kılan şıranın fermantasyon geçirmesi ve onunla alkol yapması durumu. Şarabın içerisindeki alkol, şarabın doğal koruyu-cusudur.”

Şarabın, yapıldığı bölgenin özellikleri-ni taşıyan bölgesel bir ürün olduğunu

Bugün bir insan ‘ben şaraptan çok iyi anlıyorum, şaraba çok meraklıyım ama önüme ne konsa yerim’ diyemez. Çünkü mutlaka o insanın yemekte de bir seçiciliği vardır. Şarap yemeğin katalizörüdür. Mesela sahildeki balık lokantalarında gider gitmez ne içeceğimiz sorulur ama normal bir alakart yemek sisteminde önce yemek ısmarlanır, ardından şarap seçilir. Şarap yemekten önce gelir, hatta bu arada müşteriye bir aperatif teklif edilir. Yani yemeğe göre şarap seçilir.

MAYIS 201452

GURME 4 5/13/14 12:54 AM

Page 55: istanbul lokantacılar odası

ortaya çıkarmaya çalıştık ve gördük ki Türk yemekleriyle şarap uyum sağlıyor. Fakat bu uyumun kriterlerine dikkat et-mek gerekiyor.”

Yemek-şarap uyumu konusunda resto-ranın çok önemli bir unsur olduğunu be-lirten Yalçın, “Yemek kültürümüzde, şa-rabın yemeğe uydurulması noktasında sıkıntılar var. Bu noktada restoranları-mızda da sıkıntı var. Mesela iki arkadaş bir lokantaya gittiniz. Bir 70’lik şara-bı ancak içerim diyorsunuz. Biftek yiye-cekseniz, kırmızı şarap söylüyorsunuz. Biftekten önceki yemekleriniz kırmızı şaraba uygun olmasa dahi arada kaynı-yor. 35’lik şarap istemek gibi bir imka-nınız da pek olmuyor. Kadeh şarap ser-visi pek çok lokantamızda yok. Halbu-ki Batı dünyasında her yiyecekle uyum-lu kadeh şarap getiriliyor. Burada bizim şaraptaki tıkanıklığımız mutfaktan kay-naklanmıyor. Bizim lokanta kültürümüz eksik” diyor.

Türk restoranlarında ciddi eksiklikler görüldüğünün altını çizen Mehmet Yal-çın, Türk restoranları ile Fransız resto-ranları arasındaki kıyaslamayı ise şu şe-kilde yapıyor: “Restoran adı restore et-mekten gelir. Restoranların ilk başlan-gıcı 1600’lü yıllarda Fransa’da olmuş. Özlü yoğun ve zengin et suları ile baş-lamış. O dönemin restoranlarında bu et sularını içenler bir anlamda kendi-lerini topladıkları için kendilerini resto-re edilmiş sayılıyor ve restoran adı bu-radan geliyor. Restoran temelde sos-yal bir müessesedir. Yemek ikinci plan-dadır. Restorana biz hizmet almaya, gü-nün rutininden sıyrılmaya, dinlenmeye, havamızı değiştirmeye, özel konularımı-zı konuşmaya gideriz. Restorana karın doyurmaya gidilmez. Karın doyurmak için aşçı dükkanına gidilir. Restoranda karnın doyması ikinci plandadır. Çünkü evimizde her zaman için kendi zevkimi-ze uygun, daha güzelini yapabiliriz. Res-toran, ana noktasında yemeğin yer aldı-ğı ama yemek etrafında sohbetin, sos-yal ilişkinin, tartışmanın, buluşmanın, kozlarını paylaşmanın ya da iş bağla-manın gerçekleştiği sosyal bir sahnedir. Bu sosyal sahne içerisinde yemeği uza-tıp karın doyurmaktan çıkaran unsur da içecektir. Mesela Batı’da restorana gitti-ğinizde öncelikle karşılanırsınız ve ma-sanız hazırlanana kadar sizi bara davet ederler. Bu, özellikle yapılır. Barda size

Aşçılarımızdan bazıları teknolojinin getirdiği

bazı şeyleri kullanmayı bir medeniyet bir ilerilik

sayıyorlar. Mesela sarımsak tozu ya da

köfte harcı kullanmaya gerek yok. Tüm dünya

naturel gıdaların peşinde koşarken bu olmaz.

Aşçılarımızda da Batılı gibi görünen şeylere

karşı içi boş bir hayranlık olabiliyor. Bundan

kaçınmak lazım. Doğal gıda çok kıymetlidir.

kaydeden Yalçın, “Şarap fabrikasyon bir ürün değildir. Bölgesel bir ürün olmak durumundadır. Yapıldığı bölgenin özel-liklerini taşıyan bir içecektir. Ovada ye-tiştirdiğiniz üzümle yamaçta yetiştirdi-ğiniz üzümler birbirinden farklıdır. Me-sela deniz kenarında yetiştirilen üzüm-lere iyot kokusu siner ve o üzümler-den yapılan şarabı içtiğinizde çok hafif ve hoş bir deniz kokusu alırsınız. Ayrı-ca şarabın, içerisindeki maddeler dola-yısıyla hazmettirici özelliği de vardır. Pi-şirme öncesi marinatlarda etlere büyük lezzet verir. Eti bir miktar çürütür ve ol-gunlaştırır. Şarabın doğal aromaların-dan yemeğe de çok büyük katkı olur. Mesela Fransa’da aşçılar haşlama ba-lık yaparlar, özel kapların içerisinde ba-lık yatırılır, altında bir su kaynar ve balık pişer. O suyun içerisine biraz şarap ko-yarlar ve o şarabın kokusu balığa siner. Şarap aynı zamanda yiyeceklere aroma ve lezzet katan bir unsurdur” ifadeleri-ni kullanıyor.

Mehmet Yalçın, Türk mutfağının şarap-la ne derece uyum sağladığı sorusu-na ise şu şekilde yanıt veriyor: “Şara-bın uymadığı bazı yiyecekler vardır. Me-sela şarap sirke ve limon soslu bazı yi-yeceklerle uyum sağlamaz. Bizim iki tür mutfağımız var. Bunlardan birincisi evimizin mutfağı. Hanımımız önce sıvı-yağda soğanı kavurur, yapacağı yeme-ğe göre salçasını, kıymasını ya da eti-ni ilave eder, bakliyatını veya sebzesi-ni koyar, üzerine de bir miktar su ekle-yerek pişmeye bırakır. Evlerimizde ağır-lıkla yaptığımız bu tarz sulu yemekle-rimizin şarapla tüketilmeye çok uygun olmayan bir yapısı var. Bir de biz ye-mek tarzımızda herhangi bir sıvı alma-dan da tüketebileceğimiz kombinas-yonlar üretmişiz. Fakat üst düzey Türk mutfağı olarak düşünüldüğünde şarap-la gerçekten çok güzel eşleşmeler ya-pılabiliyor. Mesela geçenlerde Konyalı Restoran’da kuzu etli geleneksel ve çok leziz bir yemek yaptı Aydın Usta. Yanı-na da yerli üzümlerden enfes bir şarap açtık. Şarap ve yemek uyumu gerçekten çok güzeldi. Baharat çok uç noktalarda kullanılmıyorsa, Hint mutfağında oldu-ğu gibi, Türk mutfağı ile şarap arasında bir uyum sorunu olmadığını söyleyebili-riz. Biz Gusto’nun ilk senesinde 5-6 defa değişik temalar etrafında heyetler oluş-turduk ve yapılan yemeklerin yanında Türk şaraplarını deneyerek bu uyumu

GURME 5 5/13/14 12:54 AM

Page 56: istanbul lokantacılar odası

GURME

bir köpüklü şarap ikram edilir, içine de bir miktar Frenk üzümü katılır. Siz o içecekle yavaş ya-vaş gevşemeye başlarsınız. Gü-nün stresini atarsınız. Bu aynı zamanda bir tüketim tuzağıdır. Mesela daha önceki planınız belki de bir şeyler atıştırıp kü-çük bir şişe ucuz şarap içip ye-meği kısa tutmakken, daha gü-zel bir yemek yemek istersiniz. Sonra sizi masaya alırlar, taze çiçekler ve zarif mönüler eşli-ğinde garsonlar size yemekle-ri anlatır. Tatlılar arabayla ge-lir. Görselliğin cazibesiyle nor-malde tatlı ısmarlamayacaksa-nız dahi gördükten sonra ısmarlarsınız. Daha sonra kahve gelir, kahveden son-ra ise konyak tercihiniz sorulur. Belki o gece tüm bunlara 60 Euro harcadınız. Bu parayla bir anlamda bir gecelik kral-lık satın alıyorsunuz. Yani çok üst düzey servisleri ve hizmetleri arka arkaya al-mış oluyorsunuz. Daha sonra isteyen puro içer, ikinci bir konyak gelir, apera-tifler söylenir. Restoran sizi oyalayan, günün stresinden koparan bir alterna-tiftir. Fakat biz toplum olarak bu incelik-lerde yaşamıyoruz bu olayı. Bizde olay daha çok karın doyurma ağırlıklı. Tabii Batı’daki gibi bir yemek ve lokanta an-layışı için lokantanın da ergonomik ol-ması lazım. Masaların rahat olması la-zım. Türkiye’deki lokantaların çoğunda şirket yemekhanesi ambiyansı hakim-dir. Masalar üniform şekilde dizilmiştir, aydınlatma da tavandan yapılır. Hiçbir iyi Fransız restoranında tavandan aydın-latma göremezsiniz. Aydınlatma, ma-saların üzerindeki küçük apliklerle yapı-lır ve restoran yarı loştur. O loşlukta bir gizem vardır. O loşluk içinde 30 metre-karelik bir restoran size 300 metreka-re gibi görünür. Kimseyle göz temasına giremezsiniz. Aynı mekanı florasanva-ri lambalarla aydınlatırsanız birdenbire 30 metre ötedeki adamla burun buru-na gelirsizin. Mahremiyet ortadan kal-kar. Ambiyans oluşamaz. Biz lokantacı-lığın daha L’sindeyiz. Bu da çok normal. İstanbul’da bundan 20 yıl kadar önce doğru dürüst restoran yoktu.”

Yeme-içme kültüründe son dönemde meydana gelen değişimlerle ilgili soru-muzu da yanıtlayan Yalçın, bu alanda iki yönlü bir gidişatın söz konusu olduğunu belirtiyor. Yalçın, “Bu iki yönlü gidişat-

tan biri sıradanlığa doğru, diğeri ise in-celmenin daha da ilerisine doğru. Ama şu bir gerçek ki insanoğlu artık ağır, sıkı-cı, protokollü yaşamak istemiyor. Eski-den kravatsız girilmeyen lokantalar var-dı ama şimdi artık temiz ve bakımlı ol-mak kaydıyla dünyanın her yerinde iste-diğiniz yere girip çıkabiliyorsunuz. Hiçbir yerde aşırı protokol yok. Pek çok resto-rana artık çocukla da girebiliyorsunuz. Yani artık dünya daha demokratikleşti. Demokratikleşme sıradanlıkta eşitlen-meyi de getirir. O da oldu, fast food çok yaygınlaştı. Ama buna karşılık fast food içinde de yüksek kalite eğilimleri var. Bir yandan da incelikleri daha da ileri nok-taya götüren restoranlar açılıyor. Fa-kat giderek insanların evde yemek yap-ma faaliyeti azalıyor, dışarıda yemek artıyor. Çünkü kentlerde trafik proble-mi var, eskisi kadar kalabalık ailelerde yaşanmıyor. Evde yemek hobi olmaya doğru gidiyor” ifadelerini kullanıyor.

Mehmet Yalçın ayrıca, Türkiye’de özel-likle aşçıların ve mutfak dünyasının dünyayı daha fazla yakalaması, dünya-ya daha fazla entegre olması ve yeni akımları keşfetmesi gerektiğini belirti-yor. Mehmet Yalçın, Türk aşçılarıyla il-gili olarak da, “Aşçılarımız daha global-leşsin istiyoruz ama burada doğru bir çizgide kalmak da lazım. Bazı arkadaş-lar var, bir bifteğin üzerine biberiye sap-lamayı veya kalkan balığı gibi çok na-dir bir lezzeti vişne pestili gibi çok ekşi ve sert bir malzemeyle sarıp böyle bir yeni mutfak anlayışı olduğunu zanne-den, oturmamış, köksüz, becerisi olma-yan arayışlar içinde olan arkadaşlar da var. Bunların da süzülmesi lazım. Bir de aşçılarımızdan bazıları teknolojinin ge-

tirdiği bazı şeyleri kullan-mayı bir medeniyet bir ilerilik sayıyorlar. Mesela sarımsak tozu ya da köf-te harcı kullanmaya ge-rek yok. Tüm dünya natu-rel gıdaların peşinde ko-şarken bu olmaz. Aşçıla-rımızda da Batılı gibi gö-rünen şeylere karşı içi boş bir hayranlık olabili-yor. Bundan kaçınmak la-zım. Doğal gıda çok kıy-metlidir. Aşçılarımız pırıl pırıl, erdemli, işlerini se-ven, düzgün insanlar. Aş-çılarımıza tüm dünya hay-

ran oluyor. Çok iyi yemekler yapıyorlar. Fakat aşçılarımızın itinayla yaptığı Türk mutfağı var, bir de taklit ederek yaptık-ları dünya mutfağı var. İkisinin arasın-da orta bir kademe de yaratmak lazım. Hem bize güzel gelecek lezzetler, hem de dünya teknikleri, dünya yaklaşımla-rı… Bunların hepsi sentezlenebilir. Türk mutfağının değişim ve modernleşme-si gibi bir mesele olduğunu zannetmi-yorum. Çünkü Türk mutfağı kendi için-de mükemmel bir mutfak. Yeni malze-meler bizim mutfağımıza da yeni renk-ler getirebilir” diyor.

Aşçılıkla ilgili meslek örgütlenmele-ri konusunda da düşüncelerini bizimle paylaşan Yalçın, insanların mütevazi bir şekilde birbirleriyle yan yana çalışma-sı gerektiğini söylüyor. Yalçın, “Çok faz-la meslek örgütü var, bu şekilde bu iş bir yere yürümez. Halkımızın ‘Küçük ol-sun benim olsun’, ‘Baş ol da soğan başı ol’ gibi atasözleri var. Biz küçük beylik-leri severiz ama bu çok yanlış bir şey. Herkesin egosunu düşürerek, rakipler arasında da olsa sempatik davranarak, mütevazilik içerisinde birbirleriyle yan yana çalışmaları lazım. Çok fazla der-nek olunca, bunun etkisi, gücü ve inan-dırıcılığı da olmuyor. Aynı zamanda ha-yatında tava sallamamış ve mesleğin içinden gelmeyen insanların dernek ya da federasyon başkanı olmasına da kar-şıyım. Bu işin emekçileri, kendi örgütle-rini kendileri kurup yönetmelidirler.Sponsor kovalamak için dernek ku-rulmasına da karşıyım. Firmalara kar-şı mesafeli olmak lazım. Çünkü firma-lar her zaman bizi iyi yerlere götürecek şeyleri önümüze sunmuyorlar” ifadele-rini kullanıyor.

MAYIS 201454

GURME 6 5/13/14 12:54 AM

Page 57: istanbul lokantacılar odası

GURME 7 5/13/14 12:54 AM

Page 58: istanbul lokantacılar odası

Zengin kültürel miraslarımızdan biri olan Urfa mutfağı geçmişten günümüze kadar zenginliğini korumaktadır. Kentin tarihsel ve kültürel çeşitliliği mutfağında da kendisini göstermektedir. Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Urfa mutfağında her kültürden izler bulmak mümkündür. “Tirit” yemeği ve “Çiğköfte” Urfa’da yaşayan herkesin sofrasından eksik etmediği önemli bir mutfak kültürü olarak bilinmektedir.

Halil İbrahim sofrası denince akla cömertlik, bereketli

sofralar ve misafirperverlik gelir. Şansı-mız, Anadolu gibi zengin toprakların bir parçası olmak, dünyanın belki de hiçbir yerinde göremeyeceğiniz misafirper-verliği yaşadığımız coğrafyada görmek. Bu kültürün yaşadığı kentlerimizden bi-rindeyiz.

Şanlıurfa Güneydoğu Anadolu mutfa-ğının karakteristik özelliklerinin hemen hemen hepsini taşıyan bir yöre. Bol sal-çalı, acılı ve baharatlı yemekler mutfak kültürünün temelini oluşturuyor. Bakla-

gillerin yanı sıra yarma denilen buğday, çorbalar ve soğuklarda kullanılıyor. Ur-falılar misafir ağırlamak ve onlara çe-şitli yemekler ikram etmekten büyük bir zevk alıyorlar.

Mutfak kültürü geçmişten geleceğe ak-tarılarak gelen en zengin kültürel mi-rasımızdır. Bir ülkenin, bir coğrafyanın veya bir yörenin mutfak kültüründen bahsederken tarihin derinliklerine ine-rek beslendiği kaynaklardan da bahset-mek gerekir. Dünyanın ilk beş mutfa-ğı içinde sayılan Türk mutfağı ve özel-de Urfa mutfağı, mutfak kültürümü-

zün en önemli temel taşlarından biridir. Urfa mutfağı genelde dünyada, özelde Türkiye’de müstesna bir yere sahiptir. Urfa mutfağını böylesine müstesna hale getiren, sahip olduğu tarihsel ve kül-türel birikimidir. Şanlıurfa sahip oldu-ğu tarihsel ve kültürel birikimi ile dün-ya kültürel mirasına giren bir şehirdir. Dünya coğrafyasında kuruluş tarihi bi-limsel olarak tespit edilemeyen birkaç şehirden biridir. Yani kuruluş tarihi kesin olarak tespit edilemeyen en eski şehir-lerden biri... Neredeyse yapılan her yeni arkeolojik kazıda Urfa’nın tarihinin biraz

µ! Sinan DEMİR • [email protected]

YÖRESEL MUTFAK

MAYIS 201456

KÜLTÜRÜ VE YEMEKLERİURFA MUTFAK

YORESEL MUTFAK 2 5/15/14 9:14 PM

Page 59: istanbul lokantacılar odası

daha eski olduğuna dair deliller elde ediliyor. Görülen o ki zaman ileri doğru gittikçe Urfa’nın tarihi eskiye doğru gitmektedir.

Urfa mutfağında; Müslüman, Hı-ristiyan, Yahudi, Süryani, Erme-ni, Yezidi, Türk, Arap, Kürt vb. her milletten ve her kültürden izler bulabilirsiniz. “Tirit”, “Çiğköfte”, “Keşkek”, “Yahudi Köftesi”, “Şıl-lık” “Kübü Lebenı” “Boranı” bun-lara en güzel örnektir. İnsan, ha-yatını yemekle devam ettirmek mecburiyetindedir. İnsanın var oluşuyla birlikte insan boğazı da var olmuştur. Onun için Urfa ye-mek kültürünün tarihi, Urfa ta-rihi kadar eskidir. İnsanlık geliş-tikçe buna paralel olarak insan damak zevkini de geliştirmiştir. Urfa, dünya tarihinin yazılma-sında kaynak teşkil ettiği gibi in-sanlığın damak zevkine, sofrası-na, mutfağına da kaynaklık etmiştir. Sa-deyağ, acı isot, bulgur, Frenk suyu (do-mates salçası) Urfa mutfağının vazge-çilmezleridir. Baharat, un ve pirinç ikin-ci planda; sebze üçüncü planda kullanı-lır. Sebze yemek çeşitlerimiz sayıca çok olmasına rağmen Urfa mutfağında et ağırlıklı yemekler ile köfte ve kebap çe-şitleri daha çok kullanılır.

Urfa mutfağında, yemekleri genelde ka-dınlar yapar, yani mutfak kadınlara ait-tir. Evde yapılan kebap çeşitlerini ve misafir için yoğrulan çiğköfteyi ise ço-ğunlukla erkekler yapar. Bazen erkek-ler kendi aralarında, bayanlar olma-dan bağa veya dağa giderler. Bu durum-da haliyle yemeği ve tatlıyı erkekler ya-

par. Kız çocukları küçük yaşlar-dan itibaren annelerinin eli al-tında çalışarak her türlü ev iş-lerinin yanında yemek malze-mesini hazırlama, servis yapma, sofra düzenini oluşturma, misa-fir ağırlama ve en önemlisi sof-ra adabını öğrenirler. Ramazan-da iftar yemekleri hazırlanırken oruçlu anneler yemeğin tadını1, pişme kıvamını çocuklara tat-tırarak ayarlarlar. Kız çocukla-rı için böylece küçük yaşlardan itibaren kalite kontrol, diğer bir deyişle uzmanlık görevi başla-mış olur.

Urfa mutfağında yemek pişirir-ken tuz, şeker, yağ, su ve diğer malzemelerin ölçüleri el aya-rı göz kararı metodu ile yapılır. Ölçü ayarı anlatılırken hep “ye-tecek kadar” “yeterince”, “göz kararı” ifadesini kullanırlar. Ölçü

aleti olarak kullanılan kaşık, kâse, bar-dak, sahan vb. mutfak gereçlerinin ebatları farklılık gösterdiği için el ve göz yordamının kullanılmasını zorunlu hale getirmiştir. Örneğin: 1 yemek kaşığı sal-ça, kaşığın ve salçanın çeşidine göre 25 gr ile 75 gr arasında değişebilmekte, kaşığın az ya da çok doldurulması, sal-çanın katılığı, salçanın cinsi (ev salçası

YORESEL MUTFAK 3 5/13/14 12:56 AM

Page 60: istanbul lokantacılar odası

YÖRESEL MUTFAK

veya konserve salçası), ekşiliği, tuzu öl-çüyü etkiler. Biberin acılığı veya tuzlu-luk oranı; tencerenin bakır, çelik, düdük-lü tencere olması; ocağın hızlı veya ya-vaş olması, tencerenin ağzının açık veya kapalı olması da ciddi şekilde sonuca etki eder.

Yemekte o kadar çok etken var ki mal-zemeden doğramaya, tencereden oca-ğa, pişiriciden damak zevkine kadar hepsinin rolü bulunmaktadır. Tüm bu değişkenleri hesaba katarak yemeği ha-zırlamak elbette ki tecrübe ister, ustalık ister. Kısacası yemek yapmak bir sanat-tır. Bu bakımdan net ölçü vermek kesin çözüm değildir. Pişirici yaklaşık ölçüleri ve nerede nasıl yapacağını bilmeli, işin inceliğini, damak zevkine uyarlamayı tecrübeyle elde etmelidir.

biber) meydana getirilen; ayrıca içinde protein, karbonhidrat, mineral madde-ler ve vitaminlerce zengin bir düzine ka-dar gıda maddesi (domates, salça, so-ğan, sarımsak, karabiber, tarçın, tuz, ve maydanoz) kullanılarak elle yoğrulan, yenilirken genellikle beraberinde ayran içilen otantik bir Şanlıurfa yemeğidir. Genellikle doyumluk değ il, tadımlık ya-pılır. Daha çok ikram yemeğidir.

Geçmişi Hz. İbrahim (A.S.) peygamber devrine kadar götürülür. Efsaneye göre, Nemrut, şehirdeki yakacakları topla-yıp ateş yakmayı yasaklayınca halk ne yapacağını düşünür. Bir avcının vurdu-ğu ceylan etinden, hanımı bugünkü çiğ-köftenin az karışımlı; et, bulgur ve isot-tan oluşan ilkel şeklini hazırlar. Koca-sı beğenir. Bir zaruretten doğan yeme-

Urfalılar misafir ağırlamak ve onlara çeşitli yemekler ikram etmekten bü-yük bir zevk alıyorlar. Şanlıurfa’nın yö-resel yemekleri arasında; ayran çorba-sı, hamurlu, pıt pıt, sarı çorba, çağala aşı, pakla aşı, hıttı bastırması, soğan ta-vası, su kabağı, bütün balcan, sarımsak aşı, kaburga, isot çömleği, bamya çöm-leği, acır annaziği, tatlı bamya, erik ta-vası, lolaz dürmüğü, saca basma, döğ-meç, ekmek aşı, kenger aşı, semsek, has dolması, mimbar, acır bastırmasını sayabiliriz.

ÇİĞ KÖFTEDövülmüş, macun haline getirilmiş yağ-sız et, kaynatılmış, kurutulmuş buğday-dan çekilerek elde edilen bulgur ve ku-rutulup dövülerek az miktarda yağ ka-rışımı ile yapılan kuru İsottan (kırmızı

MAYIS 201458

YORESEL MUTFAK 4 5/13/14 12:56 AM

Page 61: istanbul lokantacılar odası

ğe 4000 yıl kadar önce böylece başlanır ve geliştirilerek bugünlere gelinir. Halen Şanlıurfa dışındaki bazı illerimizde, hat-ta Avrupa ve Amerika’da da tanınmış ol-makla beraber Şanlıurfa’da yapılana emsal bulmak zordur. Burada malze-mesine ve yoğrulmasına çok özen gös-terilir. Urfalı bir kadının kıvrak zekâsı ile bulduğu çiğköfte bugün adeta Urfa ile özdeşleşmiştir.

İSOT (ŞANLIURFA’YA ÖZGÜ PUL BİBER)Yeşil ve kırmızıbiberin genel adıdır. Kuru İsot, kırmızıbiberin kurutulup dövüldük-

ten sonra içersine azar azar zeytinyağı katılarak küçük pullar halinde elde edi-len bir mamulüdür. Başta çiğköfte ol-mak üzere yöresel yemeklerin çoğun-da kullanılır.

Vitaminlerce zengin, iştah açıcı bir biber mahsulüdür. “ŞPB” rumuzu ile paten-ti alı nmış bulunan ” Şanlı urfa Pul Bi-beri ” Yurt içinde kullanı lmakta, Avru-pa ve Amerika’ya ihraç edilmektedir. Bi-ber de bulunan Capcaisin maddesi tıb-bın birçok alanında analjezik olarak kul-lanıldığından Urfa biberi sağlıklı beslen-me açısından da önem arz etmektedir.

URFA YAĞI (SADEYAĞ)Şanlıurfa’da doğal şartlarda beslenen koyunların sütlerinden elde edilen tere-yağının damıtılması sonucunda meyda-na gelen sade Urfa yağı, Türkiye çapın-da bir şöhrete sahiptir. En güzel bakla-valar ve diğer tatlıların, yemeklerin ya-pımı için bu yağlar tercih edilir. Nefis bir koku, rengi ve lezzeti vardır. Bugün sade Urfa yağı, Ceylanpınar Tarım işlet-mesinde modern şartlarda üretilmek-te ve yurdun her tarafına talep halinde gönderilmektedir. Ayrıca özel teşebbü-sün ürettikleri de piyasalar da pazarlan-maktadır.

MAYIS 2014 59

YORESEL MUTFAK 5 5/13/14 12:56 AM

Page 62: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201460

HAMDİ RESTAURANTİstanbul Eminönü meydanında Galata kulesi ve Haliç’in harika manzarası eş-liğinde nefis kebaplar yemek isterse-niz gideceğiniz adreslerden biri meşhur Hamdi Restaurant olmalıdır. Güneydo-ğu Anadoyu bölgesinin eşsiz lezzetleri-ni sunan mekanın sahibi Hamdi Arpacı ile sohbet ettik.Urfalı Hamdi Arpacı’nın küçücük bir dük-kanda başlattığı Hamdi Restaurant’ın serüveni, her geçen gün büyüyerek sü-rüyor. Eminönü’nde 1969 yılından bu yana aynı lezzette kebapları ve kusur-suz hizmetiyle misafirlerini ağırlayan Hamdi Restaurant’ın ünü, yurtdışına da yayılmış. Spesiyal yemeklerinin püf noktalarını bizimle paylaşan Hamdi Ar-pacı, restoranın gelişimi ve bugünkü ça-lışmaları hakkında bilgi verdi.

“İnsanoğlu ateşi icat ettiği an, kebabı da icat etti” diyerek kebabın köklü geçmişi-ni kısaca özetleyen Hamdi Arpacı, res-toranında birbirinden özel lezzetleri et-severlerle buluşturuyor. 400 kişi kapa-siteli altı katlı tarihi bir binada hizmet veren restoran, siyasetten iş dünyasına kadar geniş bir kitlenin müdavimi haline gelmiş. Eminönü’ne gelen turistlerin de gönlünü fetheden restoran, birçok ül-kede nam salmış. Kaliteden ödün ver-meyerek, güler yüzlü bir hizmet anlayı-şıyla misafirlerini ağırlayan Hamdi Res-taurant, lezzet konusunda ise asla ta-viz vermiyor. Kebabın 40 çeşidine imza atan ve her bir lezzetiyle etseverlerin gönlünü fetheden restoran, spesiyalle-riyle de dikkat çekiyor.

Lezzetten ödün verilmiyor Mekanda, Hamdi Arpacı’nın Urfalı ol-masından kaynaklanan bir lezzet hü-küm sürüyor. Güneydoğu’nun lezzetli yemekleri, birbirinden özel sunumlarla hem göze hem de damağa hitap ediyor. Yaklaşık 40 çeşit kebap mönüsü bulu-nan restoranda, mevsim sebzelerine göre özel kebaplar hazırlanıyor.

Baharda yer altında yetişen keme man-tarıyla hazırlanan Keme Kebabı ve sa-rımsak zamanı Sarımsak Kebabı gibi mevsime özel farklı lezzetleri, kebapla buluşturarak etseverlere sunan Ham-di Restaurant, nar ekşisiyle hazırlanan Soğan Kebabı’yla da iddialı. Restoran’ın spesiyalleri arasında bulunan ‘Unut Beni’ yemeği ise her hafta Pazar gün-leri sunuluyor. Yapımının oldukça zor olduğunu söyleyen Arpacı, “Unut Beni yemeği Güneydoğu’da bayram günle-ri yapılır. Uğraş isteyen bir yemek oldu-ğu için ismine ‘Unut Beni’ demişler” di-yor. Haşhaş Kebabı, Adana-Urfa, Fıstık-lı Kebap ve Patlıcan Kebabı ise restora-nın klasiklerinden. Sadece kebaplarıyla değil mezeleriyle de iddialı olan Hamdi Restaurant’ta, ateşle etin buluşmasın-dan harikalar yaratılıyor. “İyi kebap, ça-tal vurulduğu zaman tane tane olma-sından anlaşılır” diyen Arpacı, Haşhaş Kebabı’nın isminin de buradan geldiği-ni söylüyor. Arpacı, “Haşhaş Kebabı’nın içinde haşhaş olduğunu sanıyorlar, as-lında yok. Haşhaş Kebabı, bıçakla çeki-len kıymadan yapılır ve en iyi kebaptır” diyor.

“Malzeme güzelse, kebap da güzel olur”Mutfağa giren her ürünün en kalitelisini seçtiklerini söyleyen Hamdi Arpacı, yıllar-dır aynı kasaptan alışveriş yaptıklarını ve Tekirdağ kuzusu tercih ettiklerini söylü-yor. Etler ve meze için kullanılan sebzeler günlük olarak alınıyor. “İyi kebap, iyi mal-zemeyle hazırlanır” diyen Arpacı, hem yer-li hem de yabancı müşterisine aynı kalite-de et sunuyor. Restoranın büyümesinde bu durumun önemli bir etken olduğunu vur-gulayan Arpacı, “Bizden kebap yiyen tu-ristler, yıllar sonra İstanbul’a geldiklerinde tekrar bize kebap yemeye gelirler” diyor. Fiyat ve kalitede çifte standart uygulanma-yan restoranın müşterinin yüzde 80’ini tu-ristler oluşturuyor. Konsoloslukların, özel misafirler için de tercihi haline gelen res-toran, siyaset ve iş adamlarının da beğeni-sini kazanıyor.

İstanbul ayağınızın altındaHamdi Restaurant, altı katlı binasında 150 personeliyle hizmet veriyor. Her biri farklı kapasitelerde olan katlar, dekorasyonuyla da dikkat çekiyor. Güneydoğu bölgesine has dekoratif aksesuvarların hakim olduğu res-toranda, mobilyalar ise modern bir görüntü çiziyor. 80 kişi kapasiteli teras kat ise gerek dekorasyonu gerekse manzarasıyla özel talep görüyor. Haliç’i ve İstanbul Boğazı’nı gözler önüne seren bir manzaraya sahip olan teras kat, özellikle yaz aylarının vazge-çilmezi. Yemeklerin lezzetiyle, İstanbul’un eşsiz manzarasını bir araya getiren Hamdi Restaurant, güler yüzlü hizmetiyle de misa-firlerini en iyi şekilde ağırlıyor.

µ! Sinan DEMİR • [email protected]

YORESEL MUTFAK 6 5/13/14 12:56 AM

Page 63: istanbul lokantacılar odası

MALZEMELER:250 gram yağsız, sinirsiz dana eti, 400 gram ince çiğ köftelik bulgur, 4 yemek kaşığı acı biber salçası,150 gram isot, orta büyüklükte 2 baş soğan, 5 diş sarımsak, yarım demet maydanoz, 1 bağ yeşil soğan ( sadece yeşil kısmı), 2 tatlı kaşığı kimyon, 1 tatlı kaşığı karabiber, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı kimyon ve 5-6 dal nane.

YAPILIŞI:Öncelikle bütün malzemeler ince ince kıyılır (asla robatta çekmeyin veya rendelemeyin sebzelerin suyu çiğ köftenin tadını bozar). Çiğ köfte için özel yapılmış bakır leğenin içine malzemelerin hepsi bir kenarda duracak şekilde konulur. Sebzeler hariç her malzemeden azar azar konularak yoğurma işlemi yapılır. Bu şekilde etin pişmesi ve bulgurun kıvama gelmesi sağlanır. Öncelikle et, kuru soğan, sarımsak ve isot karıştırılarak yoğurmaya başlanır. Sonrasında diğer baharatlar eklenerek yoğurulmaya devam edilir. Kıvama geldikten sonra bulgur katılarak yoğurma işlemine devam edilir. Bulgur iyice yumuşayıncaya dek yoğurmaya devam edilir. Arada bir az miktarda su verilir. (Tüm yoğurma işlemi boyunca kullanacağınız su miktarı 2 çay bardağını geçmesin) Bulgur macun kıvamına geldiğinde doğramış olduğunuz maydanoz, nane ve yeşil soğanı katıp son kez az miktarda su verilip 5 dakika kadar daha yoğurulur. Daha sonra servis tabağına marul yapraklarını serilir, çiğ köfte küçük sıkımlar halinde dizilerek servis edilir. İsteğe göre yanında lavaş ile de servis edilir.

ÇİĞ KÖFTE

YORESEL MUTFAK 7 5/13/14 12:56 AM

Page 64: istanbul lokantacılar odası

MALZEMELER:850 gram süt kuzu boşluğu kıyması, 150 gram kuyruk yağı, 3 demet maydanoz, mevsimine göre taze yada 10 diş kadar kuru sarımsak, 6 adet al biber, 1 kilogram domates, yeteri kadar isot, tuz ve karabiber.

YAPILIŞI:Bir kaba kıyma konulur. Diğer bütün malzemeler zırh yardımıyla çekildikten sonra kıymanın üzerine eklenerek iyice karıştırılır. Yeteri kadar isot, tuz ve karabiber eklenerek tekrar karıştırılır. Daha önceden hazırlayıp açtığımız hamurun üzerine hazırlanan karışıp sürülüp fırında pişirilir. Salata eşliğinde servis edilir.

LAHMACUN

MALZEMELER:İçi için:1 kilogram kıyma (sinirleri ve yağı alınmış süt kuzu etinden), yarım kilogram kuru soğan, 250 gram ceviz, 10 adet çavuş biberi, yeteri kadar tuz ve karabiber.

Dışı için:400 gram bulgur, 100 gram sarter bulguru, 2 adet yumurta, 50 gram galeta unu, 1 yemek kaşığı salça, 100 gram çiğ köftelik kıyma.

YAPILIŞI:Kıyma ve soğan tavada kavrulur. Piştikten sonra içerisine diğer malzemeler ve baharatlar eklenerek biraz daha pişirilir. Pişmeye yakın içerisine ceviz eklenip birkaç dakika daha kavrulur. Ceviz büyüklüğünde parçalara ayrıldıktan sonra soğumaya bırakılır. Dışı için hazırlanan bütün malzemeler bir kaba konularak iyice karıştırılır. Daha sonra içine bir su bardağı ılık su ilave edilerek iyice yoğurulur. Cevizden biraz daha büyük parçalara ayrılarak içi oyulur. Dinlenmeye bıraktığımız iç malzemesi eklenip, şekil verilir. Daha sonra kızgın yada iyice kızarana kadar pişirilir. Sıcak olarak servis edilir.

İÇLİ KÖFTE

YORESEL MUTFAK 8 5/13/14 12:57 AM

Page 65: istanbul lokantacılar odası

ŞUBAT 2013 61

FISTIKLI KEBAPMalzemeler:110 gram süt kuzu boşluk, 20 gram file fıstık, ve yeteri kadar tuz.

Yapılışı:Kuzu eti zırhla çekilir. İçine file fıstık ve tuz ilave edilerek karıştırılır. Sonra makara şeklinde şişe çekilip az ateşte pişirilir. Yanında kızarmış ekmek, taze soğan piyazı, bulgur pilavı, maydanoz közlenmiş domates ve biber ile servis edilir.

HAŞHAŞ KEBABIMalzemeler:180 gram süt kuzu boşluk, 1 adet al biber, yeteri kadar karabiber ve tuz.

Yapılışı:Kuzu eti zırhta çekildikten sonra al biber, tuz ve karabiber eklenerek karıştırılır. Hazırlanan karışım kakın bir şekilde şişe çekilir. Az ateşte pişirilip soğan piyazı eşliğinde servis edilir.

URFA KEBAPMalzemeler:130 gram süt kuzu boşluk ve yeteri kadar tuz.

Yapılışı:Kuzu eti zırhta çekildikten sonra içine tuz ilave edilerek karıştırılır. Daha sonra yassı şişe çekilip az ateşte pişirilir. Sumaklı soğan piyazı, közlenmiş domates ve biber ile servis edilir.

KUZU ŞİŞMalzemeler:140 gram süt kuzu but, yoğurt, salça, yağ ve tuz.

Yapılışı:Önce kuzu etin yağı ve sinirleri iyice temizlenir. Büyük kuşbaşı parçalara ayrılır. Yoğurt, salça, yağ ve tuz ile hazırlanan karışımla marine edilip, 2 saat kadar buz dolabında bekletilir. Buzdolabından çıkartılan etler şişe çekilerek az ateşte yavaş yavaş pişirilir. Sumaklı soğan piyazı, bulgur pilavı, közlenmiş domates ve biber ile servis edilir.

YORESEL MUTFAK 9 5/13/14 12:57 AM

Page 66: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201474

MALZEMELER:3 adet kapya biberi, 2 adet orta boy domates, 2 adet sivri biber, 1 adet orta boy kuru soğan, 3-4 dal maydanoz, iki adet ceviz içi, 1 yemek kaşığı zeytinyağı yeteri kadar isot, nar ekşisi, limon suyu ve tuz.

YAPILIŞI:Domatesler soyulduktan sonra küçük kuşbaşı doğranır. Kuru soğan, kapya biber ve maydanoz ince ince kıyılır. Cevizler kırılıp üzerine eklenir. Nar ekşisi, limon suyu, tuz ve isot eklenip karıştırılır. Üzerine zeytinyağı dökülerek servis edilir.

MALZEMELER:50 gram çizik yeşil zeytin, 2 dal maydanoz, 1 adet kapya biber, 15 gram ceviz içi, 2 dal taze sarımsak, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, 1 çay kaşığı şeker, yeteri kadar nar ekşisi, limon suyu, tuz ve isot.

YAPILIŞI:İçleri alınmış yeşil çizik zeytinler bir tabağa alınır. Üzerine ince kıyılmış maydanoz, kapya biber, ceviz ve taze sarımsak ilave edilir. Nar ekşisi, tuz, limon suyu, şeker ve isot eklenerek karıştırılır. Üzerine zeytinyağı dökülüp servis edilir.

MALZEMELER:2 adet patlıcan, 2 diş sarımsak, yarım çay kaşığı şeker, 1 yemek kaşığı zeytin yağı, yeteri kadar limon suyu ve tuz.

YAPILIŞI:Patlıcanlar közde iyice pişirildikten sonra kabukları soyulup, ince ince kıyılır. Bir tabağa alınan kıyılmış patlıcanın üzerine, kıyılmış sarımsak, şeker, limon suyu ve tuz eklenip karıştırılır. Üzerine hafif zeytinyağı dökülerek servis edilir.

GAVUR DAĞI SALATASI

YEŞİL ZEYTİN SALATASI

KÖZLENMİŞPATLICAN SALATASI

YORESEL MUTFAK 10 5/13/14 12:57 AM

Page 67: istanbul lokantacılar odası

YORESEL MUTFAK 11 5/13/14 12:57 AM

Page 68: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201466

EN İDEAL ZEYTİNYAĞI NASIL ÜRETİLMELİBu konuyu Güven Asa Zeytinyağ-

ları fabrikasının sahibi Turgut Gençal’a sorduk. Sayın Gençal’dan aldı-ğımız cevapları şu şekilde sıralayabiliriz.

Zeytinler makine ile toplanılmalıdır. Zey-tinlere uygun yaygının üzerine konulma-lıdır. Her tarafı hava alan delikli kasalara konularak günde iki sefer yapılmalı. Fab-rikaya geldiğinde yine her tarafı hava alan gıdaya uygun delikli kasalara konmalıdır. Kesinlikle çift yıkama yapılmalıdır. Kesinlikle fazla bekletilmemeli ve en kısa sürede üretime alınmalıdır. 2 fazlı maki-nelerde işlenmeli, tecrübeli çok iyi bir ma-kinist marifeti ile sıkıma alınmalıdır. Ke-sinlikle enzim kullanılmamalıdır. Kırıcı-dan su verilmemelidir. Kesinlikle 26 de-recede soğuk sıkım yöntemiyle sıkılmalı-dır. Hiç hava almadan, el değmeden serti-

fikalı, paslanmaz çelik tanklara konulma-lı, tankların bulunduğu yer, karanlık bir or-tam olmalı, çatısı, zemini, duvarları izolas-yonlu bir mekan olmalıdır. Üretilen zeytin-yağı yaz kış 18 ile 22 derece arasında mu-hafaza edilmeli ve kesinlikle nem cihazı kullanılmalıdır. Tankta bekleme süresini dolduktan ve po-sası altına çöktükten sonra, uluslararası sertifikalı toprak filtreden geçirilmelidir. Toprak filtreden sonra yine uluslararası kalite belgeli kağıt filtreden geçirilmelidir.

Yine otomatik dolum tesisi vasıtası ile cam şişelere ve uluslararası belgeli tene-ke kutulara konulmalıdır. Kesinlikle plas-tik ve pet şişelere konulmamalıdır. Dolum yapıldıktan sonra uygun şekilde yapılmış kolilere konulmalıdır. Bu koliler yine gü-neş ve gün ışığı almayan depolarda tutul-

malı ve sevkiyat uygun şartlarda yapılma-lıdır. Lokantalar, kebapçılar, pastaneler, baklavacılar bu kolileri karanlık bir yerde, rutubetsiz bir ortamda muhafaza etmeli-dir. Kesinlikle güneş ışığına maruz kalma-malıdır.

Evlerimizde giren bu cam şişe ve teneke-lerin mutlaka karanlık bir yerde muhafaza edilmesi gerekmektedir.

Ağzı açılıp kullanıldığında çok seri bir şe-kilde ağzı açılıp tekrar beklemeden kapa-tılmalıdır. Bu güzelliklere ve bu kurallara uyularak elde edilen zeytinyağı, erken ha-sat, soğuk sıkım, tamamen doğal, natürel sızma zeytinyağı yeni doğmuş bebeğimiz-den, 100 yaşına kadar insan sağlının vaz geçilmez şifa kaynağıdır. Hele ki Ayvalık, Pelitköy, Karaağaç yamaç bahçelerinden elde edilirse dünyada birinci kalite olur.

FİRMA

FIRMA 2 5/13/14 1:08 AM

Page 69: istanbul lokantacılar odası

FIRMA 3 5/13/14 1:08 AM

Page 70: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201468

ETLİ EKMEK, MEVLANA PİDE, FIRIN KEBABI, BAMYA ÇORBASI, SACARASI TATLISI BUYURUN BURASI OVALI KONYA MUTFAĞIKonya Mutfağı denilin-

ce ilk akla gelen ve Herkesin Tercihi olan Ovalı Kon-ya Mutfağı; 20 yılı aşkın deneyimiyle K.Çekmece, Başakşehir/İkitelli, Bey-likdüzü/Beykent, Kartal, Ümraniye Tepeüstü’ndeki şubelerinden sonra, Anadolu yakasının incisi ve İstanbul fi-nans merkezi olan Ataşehir’de de hiz-met vermeye başladı.

Selçuklu Mimarisinden de örnekle-rin barındırdığı şık dekorasyonu ile Ataşehir’de 6. şubeyi açmanın mutlu-luğunu paylaşan Ovalı Konya Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tuzlu, Ataşe-hir bölgesindeki seçimin tesadüf olma-dığını, bölgenin enerjisinin çok yüksek olduğunu, Konya Mutfağının da ilgi gö-receğine emin olduklarını belirtiyor.

Konya lezzetlerini kaliteli hizmet anla-yışı ile başarılı şekilde sunan ve başa-

rılı bir marka olan Ovalı da Etli Ekmek, Mevlana Pide, Bıçakarası Pide, Konya Tirit Kebabı, Bamya Çorbası ve Saca-rası Tatlısı en favori lezzetlerinden.

Ovalı Konya Mutfağının tüm şubeleri gibi Ataşehir Şubesi de dekorasyondan sunulan hizmete kadar her aşama-sı dikkatle ve samimiyetle tasarlanmı bulunan Ovalı da; Konya lezzetlerin-den Sıkma, Sündürme, Beyaz Kiraz Re-çeli gibi lezzetlerin yanı sıra, Ceviz Re-çeli, Çörekotlu Tulum Peyniri gibi farklı yörelerin de lezzetlerini Serpme Usu-lü Kahvaltı menüsünde bulunduruyor. Çocuk Oyun Odası, Toplantı Salonu, İn-ternet bağlantısı, ücretsiz otopark ve vale hizmeti ile aileniz ve dostlarınız ile Konya Lezzetlerini sunarken, çocuklar için de sürpriz oyuncaklı Çocuk Menü-leri de mevcut. Hanımlara özel kam-panyaları bulunan Ovalı’da özel gün

ve organizasyonlarda hafta içi 10 kişi ve üzeri gruplara %20 indirim fırsa-tı sunuyor. Restoran sektöründe fark-lılık yaratan Ovalı Konya Mutfağı, gün-lük yaşamımızın bir parçası olan sos-yal medyada da adından söz ettirme-yi başarıyor.

Ovalı şubelerinde konuklar Foursqua-re, twitter.com/OvaliKonya, facebo-ok.com/ovalikonyamutfagi adreslerin-den paylaşım veya takip etmeleri ha-linde de her hafta çekilişi yapılan Şans-lı Konuk uygulamasına dahil oluyorlar.

Konya Mutfağının eşsiz lezzeti Etli Ek-meğin hakkını vererek İstanbul’daki tüm Konyalıların gururu olmayı başa-ran Ovalı Konya Mutfağı, Herkesin Ter-cihi olmayı başarmış durumda. Bir gün yolunuz Konya’ya düşemeyebilir ama bir gün yolunuz muhakkak Ovalı’ya dü-şerse muhakkak gidin…

FİRMA

FIRMA 4 5/13/14 1:09 AM

Page 71: istanbul lokantacılar odası

FIRMA 5 5/13/14 1:09 AM

Page 72: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201470

MALİYE

İHBAR TAZMİNATI NEDİR?

dirimsiz feshedilmesi halinde ihbar tazmi-natı ödenmesine gerek bulunmamaktadır.İhbar tazminatı, işçinin iş kanunundan do-ğan hakkıdır. Çeşitli sebeplerle işten çı-kartılan işçiye çalışma süreleri göz önün-de bulundurularak verilen tazminattır. İş-veren ve işçi akdin feshinde bildirim süre-lerine uymak zorundadır. Kendi isteğiyle iş-ten ayrılan işçi ihbar tazminatına hak kaza-namaz. İhbar tazminatı üzerinden gelir ver-gisi ve damga vergisi kesintisi yapılır.

İş Kanunu işçinin çalışmış olduğu sürele-re göre, akdin sona ermesine kadar geçe-cek süreleri göstermiş bulunmaktadır. Bu süreler işçinin kıdemine göre artan bir şe-kilde tespit edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanu-nunun 17. maddesinde, süresi belirli olma-yan sürekli hizmet akitlerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi ge-rekmektedir. Bu bildirim üzerine aşağıdaki sürelerin geçmesi üzerine hizmet akdi fes-hedilmiş olur.

Merhaba,Kurak ve yağışa hasret geçirdiğimiz bir kış sonunda nihayet yaz aylarına girmekte ol-duğumuz şu günlerde Nisan yağmurların-dan da İstanbul olarak beklentilerimizi kar-şılayamadık. Dileğim Mayıs ayında bekle-nen yağışların gelmesi ve yaz aylarlında su sıkıntısı yaşamamamız yönünde olacaktır. Bu ayki yazımızda ihbar tazminatı konusu-na ayırmak istedim. Faydalı olacağını umu-yorum. Bu vesile ile siz değerli es-naf kardeşlerime bol ka-zançlı işler ve su sıkıntısı yaşamayacağımız bir yaz diliyorum.

İhbar tazimatı nedir?Süresi belirli olmayan sü-rekli hizmet akitlerinin 4857 Sayılı İş Kanununun 17. maddesinde belirtilen esaslara uyulmadan sona erdirilmesi halinde işi terk eden işçi ya da işçinin işi-ne son veren işveren aynı maddede belirtilen bildi-rim önellerine (iş akdinin feshedileceğinin belli bir süre önceden bildirilme-si) ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek duru-munda kalacaktır. Bu şe-kilde ödenecek tazminat uygulamada “ihbar tazmi-natı” olarak adlandırılmaktadır

İhbar tazminatı, ihbar öneli verilmemiş iş-çilere verilmektedir. Eğer, işçiye işyerinde-ki (aşağıda belirtilen) kıdem süresine göre önceden iş akdinin feshedileceği belirtil-miş ve günlük iki saat iş arama izni kullan-dırılmış ise, ihbar öneli (veya ihbar tazmi-natı) verilmez. Bunun haricinde, işçinin ölü-mü, emekli olması, 4857/25-2. bendinde sayılan nedenlerden dolayı iş akdinin bil-

1- İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bil-dirimin diğer tarafa yapılmasından başla-yarak iki hafta.2- İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sür-müş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta.3- İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapıl-masından başlayarak altı hafta.4- İşi üç yıldan fazla sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından baş-

layarak sekiz hafta.

Hizmet akdi tarafların anlaşma-sı ile bildirim süresinin geçmesi beklenmeksizin her zaman sona erdirilebilir. Belirtilen bu süreler asgari olup taraflar arasında ya-pılacak sözleşmeler ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilecek-tir. Taraflar arasında belirlenen süreler Kanunda öngörülen sü-relerin altındaysa bu sürelerin yerine Kanundaki asgari sürele-ri uygulanır.

Çalışana ihbarsüresince iş arama izni2-4-6-8 haftalık ihbar süreleri içerisinde işveren, çalışana yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret kesintisi yapmadan ver-meye mecburdur. Bu iznin süre-

si günde iki saatten az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleşti-rerek toplu kullanabilir. İşveren yeni iş ara-ma iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye ödenir. İşveren, iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırırsa, ça-lıştırdığı sürenin ücretini yüzde yüz zam-lı öder.

İhbar tazminatı sözlükte ne anlama gelmektedir?Bildirim ödenmesi.

AHMET ALKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

FIRMA 6 5/13/14 1:09 AM

Page 73: istanbul lokantacılar odası

MELİSOFT BİLİŞİM SİSTEMLERİFirmamız ana faaliyet konusu olarak pe-rakende sektörüne yönelik otomasyon ya-zılımları üretimi, pos cihazları toptan sa-tış ve pazarlaması ile birlikte her çeşit bil-gisayar ve çevre donanımlarıyla ilgili ola-rak proje bazlı kurumsal satış, kurulum ve teknik destek hizmetleri vermektedir.

MELİSOFT demek‘MELİPOS’ demektir!Genel olarak bilişim sektörünün değişik alanlarındaki yaklaşık 25 yıllık profesyo-nel iş deneyiminin vermiş olduğu güce dayanarak stratejik bir kararla 2010 yılı-nın sonu 2011’in ilk aylarında ‘MELİPOS’ adında, Windows tabanlı bilgisayarlarda kullanılmak üzere bir restoran otomas-yon yazılımının üretimine, daha doğru-su geliştirilmesine başladık. MELİPOS’U üretmedeki öncelikli hedefimiz, sektör-de faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli işletmelerin kullanımına yönelik ve kolay kullanımlı bir yazılım olmasıydı. Yazılım, 3 yıl gibi kısa bir sürede gerekli tüm gün-cellemeleri yapılarak her çeşit restoran, cafe, bar, fast food gibi çeşitli işletmelerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeye geti-rildi. Bu doğrultuda sektördeki deneyim-li restoran işletmecilerinin olumlu yönde-ki her türlü görüş, öneri, eleştiri, tavsiye, talep ve istekleri dikkate alınmış, özellik-le de yurtdışındaki emsal uygulamaların referans olarak alınmasıyla birlikte gerek özellikleri gerekse kullanım kolaylığı ba-kımından kısa sürede kullanıcı sayısını ar-tırarak seçkin referanslar elde etmiş ve en çok tercih edilen otomasyon yazılımla-rından biri olmayı başarmıştır.

MELİPOS, sahip olduğu özelliklerle resto-ran işletmelerinde paket sipariş takibin-

den masa adisyonlarına, satın almadan üretim sürecine, ürün stok ve reçeteler-den maliyetlere, sıcak satıştan personel ve müşteri yönetimine kadar işletmeyle ilgili tüm süreci kontrol altına almayı sağ-layan; hızlı, kolay kullanımlı, fazla eğitim gerektirmeyen, etkili bir uygulamadır. Ay-rıca kolayca indirilerek kurulabilen dene-me sürümü sayesinde restoran işletmeci-lerinin önceden tüm önemli özelliklerini görerek ve deneyerek yazılım hakkında fi-kir sahibi olabilmeleri ve bir yazılım lisansı yada sistem satın almadan önce bu doğ-rultuda karar alabilmelerine olanak ta-nımaktayız. MELİPOS’UN lisanslama ko-nusunda da katı kurallara bağlı kalmak-sızın alternatifli ve ekonomik çözümleri-ni sunmamız, kullanıcılara büyük avantaj-lar sağlamaktadır. MELİPOS’UN halen tek ve çok kullanıcılı versiyonlarından mobil platformlara kadar pek çok versiyonu bu-lunmaktadır. Kullanıcılarımız, isterlerse internet bağlantısı yardımıyla MELİPOS ile ilgili her türlü sorun ve isteklerini yazı-lım üzerinden interaktif olarak bize kolay-ca iletebilmekte ve bu doğrultuda daha hızlı destek alabilmektedirler. MELİPOS ve restoran otomasyon sistemleriyle ilgili gerekli tüm bilgileri www.melipos.com in-ternet sitemizde ziyaretçilerimizle ve kul-lanıcılarla paylaşmaktayız.

MELİSOFT olarak amacımız sadece ya-zılım alanında değil donanımsal çözüm-lerde de müşterilerimize kaliteli ürünle-ri en ekonomik şartlarda tedarik etme-yi misyon edinmiş bulunmaktayız. Özel-likle endüstriyel ürünler bazında sektö-rümüzün öncü firmaları ile yapmış oldu-ğumuz çözüm ortaklıklarımız, bu mis-yon ve vizyonumuzun temellerini daha da

güçlendirmiştir. Ürün gamımızda çeşit-li marka ve modellerde olmak üzere do-kunmatik monitörler, dokunmatik panel-li all-in-one yani tümleşik bilgisayarlar, server’lar, pos-pc cihazları, termal fiş ya-zıcılar, el terminalleri, caller-id cihazla-rı, ağ (network) ürünleri, barkod okuyucu ve yazıcılar ile bunların sarf malzemeleri bulunmaktadır. Ayrıca sadece bu katego-rilerdeki ürünlerin sunum ve satışının ya-pıldığı www.melisoft.net e-ticaret sitemiz de 2014 yılı başında hizmete girmiştir.

‘Müşteri Memnuniyeti’ kavramını sözde değil özünde ilke edinmiş olan firmamız, kurumsal projelerde tercih ettiği ürünle-rin kalitesi kadar teknik altyapıya ve sa-tışını gerçekleştirdiği ürünlerin satış son-rası desteğine de büyük önem vermekte-dir. Restoran otomasyonunda yazılım ola-rak tamamen kendi kodladığımız ürünü-müz olan MELİPOS’U kullanıyor olmamız, yıllardır aynı tedarikçi-ithalatçı ve üreti-ci firmalarla çalışmamız, bu sayede te-darik ettiğimiz ürünlerle ilgili tüm ar-ge, test ve kalite-kontrol süreçlerini takip et-memiz neticesinde otomasyonda birbiriy-le uyumlu çalışan; yazıcıdan dokunma-tik bilgisayara, kablodan antene kadar en teknolojik ürünleri tercih etmemiz, hiz-met kalitemizi sürekli artırmamızı sağ-layan en önemli faktörlerin başında gel-mektedir. Müşterilerimize satış ve kuru-lum sonrasında telefon ve e-posta gibi ile-tişim araçları haricinde hem yerinde tek-nik servis hem de internet üzerinden 7/24 online destek hizmeti vermekteyiz.Firmamız bundan sonra da sektördeki faaliyetlerine aynı kararlılık, güç ve ilke edindiği misyonu doğrultusunda devam edecektir.

FİRMA

MAYIS 2014 71

FIRMA 7 5/15/14 9:15 PM

Page 74: istanbul lokantacılar odası

HUKUK

MAYIS 201472

5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNUNA GÖREVERİLMEKTE OLAN CEZALAR

rın tazmin edilmesine veya aynen iadesi-ne veya suçtan önceki hale getirilmesine ve zararın tamamen giderilmesi halinde

c) En az 2 yıl süreyle bir meslek veya sa-nat edinmeyi sağlamak amacıyla gerekti-ğinde barınma imkanı da bulunan bir eği-tim kurumuna devam etmeye

d) Mahkum olunan cezanın yarısından 1 katına kadar süreyle belirli yerlere git-mekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya, sağlanılan hak ve yetkiler kötüye kullanmak suretiyle veya gerektir-diği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykı-rı davranılarak suç işlenmiş olması duru-munda mahkum olunan cezanın yarısın-dan 1 katına kadar süreyle ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir sanatı veya mesleği yapmaktan men edilmesine,e)Mahkum olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle kişinin suçlunun kendi isteği doğrultusunda kamuya yarar-lı bir işte çalıştırmaya bu kısa süreli ceza-lar çevrilebilir.

1-TCK’nın 46.maddesine göre hapis ceza-ları şu başlıklar altında toplanmıştır.A)-Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,B)-Müebbet hapis cezası,C)-Süreli hapis cezası,

Kanunun 47.maddesine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlünün hayatı boyunca devam eder, kanun ve tüzüklerde belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektiri-lir. Hükümlünün ömrü boyunca devam eder. Müebbet hapis cezası ise hükümlünün haya-tı boyunca devam eder. Süreli hapis cezala-rı ise kanunda aksi belirtilmeyen hallerde 1 yıldan az 20 yıldan fazla olamaz. Hükmedi-len 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası kısa süreli hapis cezalarındandır.

a) Kısa süreli bu cezaların çektirilmesin-de, uygulanmasında kanunun 50.madde-sine göre suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama süresin-de işlemiş olduğu suçtan dolayı duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özel-liklere göre adli para cezasına çevrilebilir.b) Mağdurun veya kanunun uğradığı zara-

2-Suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngördüğü hal-lerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adli para cezasına çevrilmez.

3-Daha önce hapis cezasına mahkum edilme-miş olmak koşuluyla, mahkum olunan 30 gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği ta-rihte 18 yaşını doldurmamış veya 65 yaşını bi-tirmiş bulunanların mahkum edildiği 1 yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazı-lı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.

4-Taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezası uzun sürelide olsa; bu ceza, diğer koşulların varlığı halinde, birinci fık-ranın (a) bendine göre para adli para ceza-sına çevrilebilir. Ancak, bu hüküm, bilinç-li taksir halinde uygulanmaz. Netice ola-rak kanun koyucu suçluyu daha ağır ce-zayı gerektirecek suç işlemekten koru-mak ve çeşitli koşullarda topluma ya-rarlı ve eğitilmiş bir insan olarak kazan-dırmak için verilecek cezada bu seçe-neklerin uygulanmasını öngörmüştür. Saygılarımla

TALAT DEMİR AVUKAT

FIRMA 8 5/13/14 1:09 AM

Page 75: istanbul lokantacılar odası

REİS GIDA, AMERİKA’NIN ARDINDANİNGİLTERE PAZARINI FETHEDECEK

Amerika’da bine yakın noktada Ame-rikalılar ile buluşan Reis Gıda, bu yı-

lın sonuna doğru Londra merkezli olmak üzere İngiltere pazarında 2 binin üzerinde-ki noktada İngilizlerle buluşmayı hedefli-yor. Türk bakliyat ürünlerini dünyanın dört bir yanına ihraç eden Reis Gıda, dünyanın damak tadını değiştiriyor.Reis Gıda, Amerika pazarının ardından, İn-giltere pazarını fethedecek. Amerika’da bine yakın noktada Türk bakliyat ürünleri-ni Amerikalılarla buluşturan Reis Gıda, bu yılın sonuna doğru Londra merkezli İngil-tere pazarında 2 binin üzerinde ticari müş-teriye ulaşmayı hedefliyor. Londra’nın ilk ve tek 24 saat açıken büyük gıda toptancısı olarak Nisan ayı sonuna doğru açılacak olan HollandBazaar Cash and Carry ile işbirliği yapan Reis Gıda, ilk etapta bine yakın otel, restoran, catering firması gibi ticari müşteri ile buluşurken, bu sayının 2014 yılı sonuna doğru 2 binin üzerine ulaşması hedefleniyor. Londra’nın ardından önümüzdeki dönemde Liverpool,

Manchester gibi diğer şehirlere de, Hol-landBazaar Cash and Carry zincir mağa-za ağıyla gidilip, İngiltere pazarında etkin bir şekilde hizmet verilmesi düşünülüyor. Amerika yolculuğuna 6 yıl önce başlayan Reis Gıda, bugün Amerika genelinde bine yakın noktada, Türk kuru bakliyat ürünle-rini Amerikalılar ile buluşturuyor. Son yıl-larda sağlıklı ve dengeli beslenmeyi gün-demlerine alan Amerikalıların damak tadı da, Reis markası ile ülkemizden ihraç edi-len, pirinç, mercimek, kuru fasulye gibi bakliyat ürünleriyle, ayrıca firik, seferki-tel gibi toprağımıza özel bulgur çeşitleriy-le değişiyor.

Reis Gıda, dünya damak tadını değiş-tiriyor Amerika’da elde edilen başarının ardın-dan, İngiltere pazarına yoğunlaştıklarını kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Baş-kanı Mehmet Reis, şunları söyledi: “Amerikalılar, kuru gıda da Reis marka-sını tercih ediyor. Bu yıl, etkinliğimizi art-

tıracağımız 2.’nci ülke olarak İngiltere’yi seçtik ve Londra’da çalışmaya başlıyoruz. Önümüzdeki yakın gelecekte, İngilizlerde kuru gıdada Reis markasını isteyecektir. Nitekim Reis Gıda olarak şuan, Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa, İsviçre, Avus-turya, Azerbaycan, Dubai’nin araların-da bulunduğu 20’ye yakın ülkeye ihracat yapmaktayız. Gelecek 5 yıl içinde, mevcut pazarların yanı sıra Avrupa ülkelerine yo-ğunlaşarak, ihracatı 5 kat arttırmayı he-defliyoruz. Diğer önemli bir noktada, özel-likle obezite ile mücadele eden tüm ülke-lere; sağlıklı ve dengeli beslenme için ih-tiyaç olan Türk bakliyat ürünlerini tanıyo-ruz. Reis Gıda olarak, Türk bakliyat ürün-lerini dünyanın dört bir yanına ihraç ede-rek, dünyanın damak tadını değiştiriyo-ruz” dedi. Obeziteye karşı, Reis Gıda’nın kurumsal sosyal sorumluluk projesi kap-samında bu yıl 5. yılında olan ‘Abur Cubu-ra Karnımız Tok’ kampanyasına değinen Mehmet Reis, okullarda eğitim seminer-lerine devam ettiklerini sözlerine ekledi.

FİRMA

MAYIS 2014 73

FIRMA 9 5/13/14 1:09 AM

Page 76: istanbul lokantacılar odası

Bilindiği gibi 30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı resmi gazetede yayınlanan 6331 Sayılı İs Sağlığı ve Güvenliği Kanu-nu 01 Ocak 2013 tarihi itibari ile yürürlü-ğe girmiş bulunmaktadır. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulanma-sına ilişkin; İş sağlığı ve güvenliği hizmet-leri yönetmeliği, İş güvenliği uzmanlarının görev yetki sorumluluk ve eğitimleri hak-kında yönetmelik ile İş Sağlığı ve güven-liği risk değerlendirmesi yönetmeliği, İş sağlığı ve güvenliği kurulları hakkında yö-netmelik olmak üzere 4 yönetmelik ile İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin işyeri tehlike sınıfları tebliği geçtiğimiz günlerde resmi gazetede yayınlayarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. 6331 sayılı kanunla daha önce 4857 sayılı Kanunda yer alan iş sağ-

lığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler-de 4857 kanun kapsamından çıkartılarak 6331 sayılı kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmeye alınmıştır.

Yapılan düzenleme ile İş yerlerinde iş sağ-lığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilme-si için işveren ve çalışanların görev, yet-ki, sorumluluk, hak ve yükümlülükleri dü-zenlenmiştir. Bu kanun kamu ve özel sek-töre ait tüm (işçi sayısına bakılmaksızın) işlere ve işyerlerine, faaliyet konularına bakılmaksızın, bu işyerlerinin işveren, iş-veren vekili, çırak ve stajyerler de dahil ol-mak üzere tüm çalışanlarına uygulana-caktır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu hiç-bir ayrım yapmaksızın bütün iş kollarında

işçi çalıştıran kamu ve özel sektör işve-renlere, iş güvenliği sağılığı ve konusun-da genel bir sorumluluk yüklemiştir. (İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Uygulama-yacak Yerler; Fabrika, bakım merkezi, di-kimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuv-vetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müste-şarlığının faaliyetleri. Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri. Ev hiz-metleri. Çalışan istihdam etmeksizin ken-di nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kap-samında yapılan iş yurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetlerinde bulu-nan işyerleri.)Yayınlanan 6331 sayılı kanun ve ilave-

6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU KAPSAMINDA BÜTÜN İŞYERLERİNDE YAPILMASIGEREKEN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARI!µ Sinan DEMİR • [email protected]

ÖZEL HABER

MAYIS 201474

OZEL HABER 2 5/13/14 1:11 AM

Page 77: istanbul lokantacılar odası

mı tarihinden itibaren bir yıl sonra,(01 Temmuz 2013)* Diğer işyerleri için yayımı tarihinden iti-baren altı ay sonra, (01 Ocak 2013)İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve yayınla-nan yönetmelikler kapsamında işverenle-rin öncelikli olarak kendilerine bir yol ha-ritası belirlemeleri gerekmektedir. Bizim önerimiz aşağıdaki şekilde bir çalışma ya-pılmasıdır.

İşyerlerinin Risk Analizi ve İzlenecek Yol Haritası Öncelikli olarak iş yerlerinin;* Az tehlikeli iş yeri* Tehlikeli iş yeri* Çok tehlikeli iş yeri olup olmadığı konu-sunda Sınıflandırılması bu sınıflandırma yapıldıktan sonra

* Risk değerlendirmeraporunun hazırlanması* Acil eylem planının hazırlanması* Çalışanların eğitimlerinintamamlanması* Ölçüm ve muayeneişlemlerinin tamamlanması* İş yeri çalışanları temsilciatamalarının yapılması* İş sağlığı ve iş güvenliğikurula kurulması* İşyeri hekimi ve iş güvenliğiuzmanı çalıştırma mecburiyeti.

Yukarıda yer alan eksikliklerin giderilme-si ile ilgili çalışmaların 01 Ocak 2013 ta-rihi itibari ile başlatılması ve en kısa za-manda sonuçlandırılması gerekmektedir,

li yönetmelikler ile işverenlere İş Sağlığı ve Güvenliği önlemlerinin alınması konu-sunda önemli sorumluluklar yüklemekte ve aksi durumda yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerlerine her bir işlem için bin lira ile 80 bin lira arasında para cezası yaptırımı öngörmektedir. Yasa işyerlerin-de istihdam edilen işçi sayısı dikkate alı-narak aşağıdaki şekilde belirlenen bir ge-çiş süreci içinde uygulamaya girecektir.

Uygulama ve Geçiş Süreci* Kamu kurumlan ile 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyerle-ri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl son-ra, (01 Temmuz 2014)* 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayı-

MAYIS 2014 75

OZEL HABER 3 5/13/14 1:11 AM

Page 78: istanbul lokantacılar odası

ÖZEL HABER

veya yaptırır: Mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmasına yönelik ça-lışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve gü-venliği hizmetlerinin sunulması için işve-ren, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirir.

İşveren bazı durumlardabu hizmet için;a) Kamu kurum ve kuruluşları hariç ondan az çalışanı bulunanlardan, çok tehlikeli ve tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri faydala-nabilir. Ancak, Bakanlar Kurulu, ondan az çalışanı bulunanlardan az tehlikeli sınıf-ta yer alan işyerlerinin de faydalanması-na karar verebilir.b) Giderler, iş kazası ve meslek hastalığı bakımından kısa vadeli sigorta kolları için toplanan primlerden kaynak aktarılmak suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tara-fından finanse edilir.Kanun Maddesi-11 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Acil durum planları, yangınla mücadele ve ilk yardım çalışmalarını gerçekleştirir: Çalışma ortamı, kullanılan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate ala-rak meydana gelebilecek acil durumla-rı önceden değerlendirerek, çalışanları ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bun-ların olumsuz etkilerini önleyici ve sınır-landırıcı tedbirleri alır. Gerekli değerlen-dirme ve ölçümleri yapar, acil durum pla-nı hazırlar. Yapılan işe uygun önleme, ko-ruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yar-dım ve benzeri konularda uygun donanı-ma sahip ve bu konularda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlendirir, araç ve gereç-leri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yap-tırır ve ekiplerin her zaman hazır bulun-malarını sağlar.

Kanun Maddesi-14 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* İş kazası ve Meslek hastalıklarının ka-yıt ve bildirimini yapar: İşyerinde meyda-na gelen iş kazası ve meslek hastalıkları-nın yasal bildirimlerini yapar ve sonrasın-da tekrarlanmaması için gerekli önlem ve tedbirleri alır.

Kanun Maddesi-15 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Sağlık Gözetimlerini yapar: Aşağıdaki hallerde çalışanların sağlık muayeneleri-nin yapılmasını sağlamak zorundadır:1) İşe girişlerinde.2) iş değişikliğinde.

iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı ça-lıştırma mecburiyeti ise yukarıda uygula-ma ve geçiş süreci belirtilen takvime göre kademeli bir geçiş sonrasında tamamlan-malıdır.Kanun, özellikle 6-7 ve 5. maddelerinde tüm işverenlerin işyerlerinde, “İş Güven-liği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmek zorundadır.” il-kesi benimsenmiştir. Bu ilkeye göre, İşve-renler işyerlerinin tehlike sınıfları dikka-te alarak, çok tehlikeli işyerlerinde A sını-fı, tehlikeli işyerlerinde B sınıfı ve az tehli-ke işyerlerinde ise C sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekimi çalıştır-makla yükümlü kılınmıştır.

İşverenlerin Genel YükümlülükleriKanun Maddesi-4 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda her türlü önlemi alır: Mesleki risklerin önlen-mesi, eğitim ve bilgi verilmesi dahil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağ-lanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için ça-lışmalar yapar.* Denetler İzler Uygunsuzlukların gideril-mesini sağlar: İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulma-dığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.* Risk Değerlendirmesini yapar veya yap-tırır: İşyerindeki tehlikeleri ve tehlikelerin yaratacağı riskleri değerlendirir ve gerek-li önlemleri alır.* Çalışanın Sağlık ve Güvenliğine uygun iş verir: Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunlu-ğunu göz önüne alır.* İşyerinde İş Güvenliği dokümanları ha-zırlar: Yeterli bilgi ve talimat verilenler dı-şındaki çalışanların hayati ve özel tehli-ke bulunan yerlere girmemesi için gerek-li tedbirleri alır.

Kanun Maddesi-61) (Kamu kurumlan ile 50’den az çalışa-nı olan ve az tehlikeli sınıfta yer alan iş-yerleri için yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra,2) 50’den az çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için yayı-mı tarihinden itibaren her yıl sonra yürür-lüğe girer)* İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri yapar

MAYIS 201476

OZEL HABER 4 5/13/14 1:11 AM

Page 79: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 77

3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmala-rından sonra işe dönüşlerinde talep etme-leri halinde.4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla yapar. Sağlık bilgi ve kayıtlarını gizli tutar.

Kanun Maddesi-16(01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların bilgilendirilmesini sağlar: İşveren, çalışanları ve çalışan temsilcile-rini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşağıdaki konularda bilgilendirir:a) İşyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik riskleri, koruyucu ve önleyici ted-birler,b) Kendileri ile ilgili yasal hak ve sorum-luluklar,c) İlk yardım, olağan dışı durumlar, afetler ve yangınla mücadele ve tahliye işleri ko-nusunda görevlendirilen kişiler,d) Risk değerlendirmesi sonuçları ile ilgi-li bilgiler,e) İşyerinde dışarıdan hizmet; Başka iş-yerlerinden çalışmak üzere kendi işyeri-ne gelen çalışanların birinci fıkrada belir-tilen bilgileri almalarını sağlamak üzere, söz konusu çalışanların işverenlerine ge-rekli bilgileri verir.

Kanun Maddesi-17 (01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların eğitilmesini sağlar: İşveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitim-lerini almasını sağlar Bu eğitim özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi ha-linde veya yeni teknoloji uygulanması halin-de verilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerekti-ğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır.

Kanun Maddesi-18(01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* Çalışanların görüşlerinin alınması ve ka-tılımlarını sağlar: İşyerinde iş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının yürütülmesi ve devamlılığı konusunda çalışanların görüş ve katılımını sağlar.

Kanun Maddesi- 20(01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi)* Çalışan Temsilcisi görevlendirir: İşyerin-de çalışan sayısına göre çalışanlar arasın-dan seçimle veya atama ile çalışan tem-silcisi görevlendirir. Çalışan temsilcisinin bu konuda eğitim almasını sağlar.

OZEL HABER 5 5/13/14 1:11 AM

Page 80: istanbul lokantacılar odası

ÖZEL HABER

MAYIS 201478

Kanun Maddesi- 22(01.01.2013 tarihinde yürürlüğe girdi.)* İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurar: Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere ku-rul oluşturur.

RİSK DEĞERLENDİRMESİNİN YAPILMASIİşveren, işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliğini etkileyecek tehlikelerin belir-lenerek gerekli tedbirlerin alınmasını sağ-layacaktır.İşveren İşyerinde Risk Değerlendirmesini yapar veya yaptırır.İşveren İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunda yayınlanan kanun, tüzük, yönetmelik teb-liğler hakkında bilgilenir ve işyerinde Risk Değerlendirmesini kendisi yapabilir. Bu hizmeti işveren dışarıdan da konu hakkın-da eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Gü-venliği Uzmanları, İşyeri Hekimleri) des-tek alabilir.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİDOKÜMANLARININ OLUŞTURULMASIİşveren, İşyerinde İş Güvenliği konusunda prosedür, talimat, form vb. dokümanların hazırlamalıdır. İşveren bu dokümantasyo-nu kendisi hazırlayabilir veya bu hizmeti işveren dışarıdan konu hakkında eğitim-li ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uz-manları, İşyeri Hekimleri) destek alabilir.

ÇALIŞANLARIN İŞ SAĞLIĞI VEGÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ VEBİLGİLENDİRİLMESİ İşveren, çalışanları ve çalışan temsilcilerini işyerinin özelliklerini de dikkate alarak aşa-ğıdaki konularda bilgilendirir. İşveren, çalı-şanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini almasını sağlar. Bu eğitim özellikle; işe baş-lamadan önce, çalışma yeri veya iş değişik-liğinde, iş ekipmanının değişmesi halinde veya yeni teknoloji uygulanması halinde ve-rilir. Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni risklere uygun olarak yenilenir, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanır. İşveren Ça-lışanların konu hakkında görüş ve önerileri-ni alır. Katılımlarını sağlar, işyerinde Çalışan temsilcisi seçer ve ona detaylı bilgi ve eği-timi verir.İşveren yeterli bilgi ve belgeye Sahip ise eği-timleri kendisi Verebilir veya bilgilendirme yapabilir. Bu hizmeti işveren, dışarıdan konu hakkında eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri Hekimleri) des-tek alabilir.

ACİL DURUM PLANLARI,YANGINLA MÜCADELE VEİLKYARDIM ÇALIŞMALARI İşyerinde İşveren Çalışma ortamı, kullanı-lan maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate alarak meydana gelebilecek acil du-rumları önceden değerlendirerek, çalışanla-rı ve çalışma çevresini etkilemesi mümkün ve muhtemel acil durumları belirler ve bun-ların ölümsüz etkilerini önleyici ve sınırlan-

dırıcı tedbirleri alır. Gerekli değerlendirme ve ölçümleri yapar, acil durum planı hazırlar.Yapılan işe uygun önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri ko-nularda uygun donanıma sahip ve bu konu-larda eğitimli yeterli sayıda kişiyi görevlen-dirir, araç ve gereçleri sağlayarak eğitim ve tatbikatları yaptırır ve ekiplerin her zaman hazır bulunmalarını sağlar.İşveren yeterli bilgi ve belgeye sahip ise eği-timleri kendisi verebilir veya bilgilendirme yapabilir. Bu hizmeti işveren dışarıdan da konu hakkında eğitimli ve bilgili kişilerden de (İş Güvenliği Uzmanları, İşyeri Hekimle-ri) destek alabilir.

SAĞLIK GÖZETİMLERİNİNYAPILMASIİşveren Aşağıdaki hallerde çalışanların sağ-lık muayenelerinin yapılmasını sağlamak zorundadır;1) İşe girişlerinde.2) İş değişikliğinde.3) İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık ne-deniyle tekrarlanan işten uzaklaşmaların-dan sonra işe dönüşlerinde talep etmele-ri halinde.4) İşin devamı süresince, çalışanın ve işin ni-teliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Ba-kanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla yapar. Sağlık bilgi ve kayıtlarını gizli tutar.İşveren Bu hizmeti İşyeri Hekimlerinden,Toplum Sağlığı Merkezlerinden ve kamu sağlık hizmeti sunucuları tarafından hizmet alınabilir.

OZEL HABER 6 5/13/14 1:11 AM

Page 81: istanbul lokantacılar odası

OZEL HABER 7 5/13/14 1:11 AM

Page 82: istanbul lokantacılar odası

KÜLTÜR

İstanbul’un eski hayatında olduğu kadar, bugün de önemli bir yeri olan Eyüp Sultan, semt olarak taşıdığı tarihi ve manevi değer ölçüsünde, kutsal anılarıyla, İstanbul turizminin olduğu kadar folklorunun da önemli konularındandır. Önceki sayılarımızda olduğu gibi bu sayımızda da Eyüp’ü İstanbul ve kültür aşığı Ahmet Nadir Utkan’ın kaleminden sizlere aktarıyoruz.

TARİHİ VE MANEVİDEĞERLERE SAHİP BİR SEMT:

EYÜPµ! Sinan DEMİR • [email protected]

KULTUR 2 5/13/14 1:12 AM

Page 83: istanbul lokantacılar odası

Milattan Önce 395’te Doğu Roma İmparatorluğu’nun başken-

ti ilan edilen Konstantinapolis 5. yüzyılda nüfusu ve üstlendiği roller nedeniyle önemli bir kent olmuş-tur. Bu dönemde birinci kuşak surlar aşılmış, kent batıda yayılarak Theodosios Surları’na dayanmış-tır. Bu gelişim sürecinde kentin eski çekirdeğin-den kara surlarının önemli giriş kapılarına yöne-len iki ana eksen (Mese Yolu) ortaya çıkmıştır. Bun-lardan Marmara Denizi kıyılarına paralel olan Za-fer Yolu 6. yüzyılda Akdeniz Havzası’nın başken-ti olan İstanbul’da imparatorun kente girdiği anıt-sal tören kapısını da içeren önemli ve simgesel bir arterdir. Kuzeyden, İstanbul’un ilginç topoğrafya-sını oluşturan tepeleri birleştirerek sur dışına çı-kan aks ise, Eyüp’ün bu eski dünya kenti ile ilişki-lerini açıklayabilmek bakımından, bu bahiste daha

KULTUR 3 5/13/14 1:12 AM

Page 84: istanbul lokantacılar odası

da önem kazanmaktadır. 6. ve 7. yüzyıl-lar Konstantinapolis’in Haliç’in kuzeyin-deki Sycae ticaret kolonisi ve surdışı ile ilişkiler geliştirmeye başladığı dönem-dir. Ayvansaray’da surların hemen dı-şında 6. yüzyılda Justinianos zamanın-da Meryem’e ithaf edilen büyük kilise yapılmıştır. Aynı dönemde Eyüp’te Aziz Kosmos ve Damianos adlarına adanmış bir manastır mevcuttur. Kydaro (bugün-kü Alibey) ve Barbyzes ( bugünkü Kağıt-hane ) derelerinin Haliç’e döküldükle-ri yerin batısında bugünkü Eyüp’ün ku-rulduğu arazinin dik bir yamaç halinde suya indiği yerde II. Theodosios zama-nında kurulan manastırdan ve çevre-nin görünümünden dolayı buraya Kos-midion (Yeşil) denilmiştir. Yerleşme bu ziyaretgah çevresinde oluşmuştur. Ku-ruluşu 5. yüzyıl ortalarına uzanan yer-leşme, çevredeki dini yapılar nedeniy-le, kutsal bir şifa merkezi olarak tanın-mıştır. Bu dönemde Eyüp’ün bulunduğu alan, Haliç’in diğer sahilleri gibi, zengin ve yoğun bir bitki örtüsüyle kaplı oldu-ğundan ve civardaki ormanlarda av hay-vanları yaşadığından imparatorlar tara-fından av sahası ve sayfiye yeri olarak da kullanılmıştır.

On yedinci yüzyılın Eyüp aşığı “Katibî” nin şiirinde “Şehr-i Eyüp âdetçe bir cennettir.” der. Ünlü seyyah Edmondo De Amicis 1874 yılında İstanbul’u zi-yareti sırasında Eyüp semtini şu söz-cüklerle anlatır: “...Aristokrat bir ma-halle gibi, uhrevî bir hüzünle beraber dünyevî bir hürmet hissini ilham eden bembeyaz, gölgeli ve şahane bir güzel-liğe sahip mezar şehirdir.” Haklı da gü-nümüzde de asırlık akasya, meşe ağaç-larının gölgelediği hüzünlü ama zara-fet dolu kabristanları huşu içinde dola-şırken kendimizden geçer ve ulu bir rü-yaya dalarsınız. İlçe ismini semtte tür-besi bulunan “Ebu Eyyub El Ensarî” den alır. Ebu Eyyub El Ensarî Hz.’leri Emevi halifelerinden Ebu Süfyan Muaviye za-manında (H. 50 veya 52) Muaviye’nin oğlu Yezid’in kumandası altında büyük bir Arap ordusu İstanbul’a geldi. Bu or-duda sahabeler (İslam peygamberi Hz. Muhammed’i (s.a.v.)görmüş, onunla ko-nuşmuş ve ona inanmış müslümanla-ra verilen isimdir.) vardı. Eyyub Ensarî Hazretleri de bu sahabelerden biridir. Hastalandığı ve öleceğini anladığı vakit İstanbul surlarına yakın bir yere gömül-meyi vasiyet eder. Vasiyeti yerine getiri-

lir. Latinlerin İstanbul’u İstilası sırasında Hıristiyanlara ait pek çok kilise ve ben-zeri kutsal yerleri yıktıkları gibi Hz. Ey-yub El Ensarî’nin mezar ve türbesini de tahrip etmişler ve ortadan kaldırmışlar-dır. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemsettin Hz. Eyüp Ensarî’nin mezarının bulun-duğu yeri belirlemiştir. Bunun üzerine yer kazılmış ve üzerinde “Haza Kabr-i Eba Eyyub” ibaresi yazılı bir taş bulun-muştur (İsmin aslı Eyyub olarak geçer.) ve padişah iradesiyle bir türbe yaptırıl-mıştır. Türbe inşasından sonra şehrin en büyük “Selâtin Camî” (Selâtin Camî, padişahların ve ailesinim yaptırdıkla-rı camilere verilen ad) inşa edilmiştir. Bu yapılara bir medrese, hamam ve aş-hane de eklenerek İstanbul’da ilk külli-ye meydana getirildi. Yine padişah ta-rafından kurdurulan bir vakıf ile hizmet binalarının yaşaması temin edilmiştir. “Bir kentin, mekansal oluşumunda ta-rihsel ve cografî olarak bulunduğu ko-num mühimdir. M.Ö. 2.yy.’da Bizanslı Di-onisios Kağıthane ve Alibey derelerinin birleştiği yerde Semestra sunağı inşa ettirmiştir ve çevresinde bir yerleşim yeri oluşturmuştur. 1544’ten 1550’ye kadar kentte bulunan Gilles, Bizanslı Dionisios’u referans göstererek, Haliç’in eski çağlarda temiz suları, yeşil tepeleri ve koyları ile güzel bir yer olduğunu be-lirtir. Ayrıca Haliç, deniz ve rüzgârların şiddetine karşı korunaklı doğal bir li-mandır. Bizans döneminde Eyüp tepe-sinde “Ayamama” adlı bir saray ve ma-nastır inşa edilmiştir. Bu manastır kili-sesinde Bizans İmparatorları silah ku-şanırlarmış. Bu gelenek Osmanlı döne-minde de Padişahların Eyüp’te kılıç ku-şanarak padişahlıklarını ilan etmesiy-le devam etmiştir. Eyüp, Osmanlı dö-neminde Haslar kazası olarak kırsal bir kazaydı. Ancak burada kırsallık fark-lı bir boyuta sahipti. Zira bu bölge taze süt, sebze ve çiçek gibi uzak tarım alan-larından getirilmesi mümkün olmayan malları İstanbul için üreten yörenin bir parçasıydı. Lale Devri olarak adlandırı-lan 1718-1730 yılları arasındaki dönem-de Eyüp, mesire yerleri ve sahil saray-larıyla ün yapmıştır. O zamanlar Eyüp Sultan’ın isim yapmış meşhur yiyecek-lerinden bazıları; Eyüp kebabı, Eyüp kaymağı, Eyüp kuşlokumu, Eyüp Hacı lokumu, reçellik güller ve can erikleri, sonbaharda Sultan Selim İncirleri’nin

Eyüp, Osmanlı döneminde Haslar kazası olarak kırsal bir kazaydı. Ancak burada kırsallık farklı bir boyuta sahipti. Zira bu bölge taze süt, sebze ve çiçek gibi uzak tarım alanlarından getirilmesi mümkün olmayan malları İstanbul için üreten yörenin bir parçasıydı.

KULTUR 4 5/15/14 9:16 PM

Page 85: istanbul lokantacılar odası

çok leziz olduğu söylenir. Ayrıca Eyüp bostanları, fulya tarlaları, lale ve süm-bül bahçeleri, hanımların yaşmak ve fe-race çıkararak kebap ve kaymak yedik-leri türbe bahçesi ile en grifit yazıları ile mezar taşları görülmeye değerdi. Eyüp Camî hakkında: İstanbul’un alınışından sonra İstanbul’un ilk camisi ve külliye-si Eyüp Camî depremde yıkılınca 18.yy. sonunda III. Selim tarafından tekrar bina ettirilen Eyüp Camî, Osmanlı ba-rok üslûbunun en güzel örneklerinden biridir. Avlusu çınar ağaçları ve revak-larla süslü olup uçuşan kuşlarıyla ken-tin en güzel cami avlularındandır. Soluk

bal rengi taşları, altın kakmalı süsleme-leri, kubbenin ortasında inen zarif avize-si, bütün zemini kaplayan turkuaz ha-lısıyla muhteşem bir kabristan, bir sa-ray, bir bahçe, bir mabettir. Cami büyük kubbenin etrafında dördü büyük, dör-dü küçük sekiz yarım kubbe ile örtülü-dür. Türbe hakkında: 1458’de yaptırılan duvarları çeşitli dönemlere ait çiniler-le kaplı Eyüp Sultan Türbesi’nin iç avlu-ya bakan “niyet penceresi” yüzyıllardır dertlerine derman arayanlar tarafından ziyaret edilir. Bu pencere 17.yy.’da Sul-tan Ahmet tarafından açılmıştır. Kesme taştan sekizgen gövdesi, kurşun kap-

lı kubbesi, duvarlarında iki katlı pence-releri ile klasik dönem Osmanlı türbele-rinden ilk ve en önemli türbedir. Türbe-nin içinde ki som gümüşten yapılmış şe-beke III. Selim’in hediyesidir. Külliye: iç avluda bulunan hamam özgün halini ko-rumakta ve halen kullanılmaktadır. Kül-liyenin bu gün mevcut olmayan medre-se hücreleri ise cami avlusunun çevre-sine dizilmiştir. Meydan girişinin hemen sağında ki Bulak Paşa Türbesi usta el-den çıktığı belli heykelsi mezar taşlarıy-la dikkat çekicidir.

Piyer Loti Tepesi: kahvehanenin bulun-

MAYIS 2014 83

KULTUR 5 5/13/14 1:12 AM

Page 86: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201484

KÜLTÜR

duğu yerden görülebilir manzara 19. Yüzyılda daha farklı ve etkileyici idi. Sola dogru ba-kınldığında Kağıthane deresinin ber-rak suları görülüyordu.Yoğun ve çarpık yapılaşma bu rüya gibi görüntüyü yok etti. Piyer Loti tepesinden bakıldığında Haliç’in etkileyici görünümü birçok ya-bancı gezgini ve gravür sanatçısını bu tepeye çekmiştir.

Piyerloti ismi 19. Yüzyıla kadar ‘Rabia Kahvehanesi’ olarak bilinen, daha son-raları ‘Piyerloti kahvehanesi’ adını al-mıştır, Türk dostu Fransız PiyerLoti’nin görevi gereği İstanbul’a geldiğinde bu kahvehane’ çok dikkatini çeker. Piyer Loti bu kahvehaneye çok gittiğinden bu adla anılmıştır. Kahvehane Ragıp Ağa-dan Seyfullaha, ondan Kambur Halid’e, Kambur Halid’den 1926 yılında Ha-şim Dağdeviren’e geçmiştir. 1964 yılın-da Sabiha Tansuğ tarafından alınmış 11 Eylül 1969 yılında tekrar açılmıştır. Es-kiden olduğu gibi bugünde manzarası, sesizliği ile olağanüstü huzur mekanıdır.

Eyüp Sultan ziyaretlerinin en önemli ve eski adetlerinden biri sünnet çocukları-nın sünnet öncesi Eyüp Sultana götü-rülmesidir. Bu adeti yaşamış biri olarak;

o günün hatıralarını hala en sıcak haliy-le hafızamda saklarım. “Sünnet düğünü için iki önemli aksesuardan olan başa giyilen özel takke ile çapraz olarak el-bisenin önüne takılan “Maşallah” yazı-lı kumaş şerit, sünnet çocuğunun guru-runun simgesidir. Sonra sünnet düğünü öncesi muhakkak Eyüp Sultan’a götü-rülmesi ve adak adanması sünnet ola-cak çocuğun olmazsa olmazıydı. Bu gü-zel gelene günümüzde artık pek yaşatıl-mamaktadır.

Beni ve diğer arkadaşlarımızı ilgilen-diren ise oyuncakçılarıydı. Evüp oyun-cakcılarının geçmişi 18. Yüzyıla ka-dar dayanmaktadır. Eyüp deyince akla oyuncak gelirdi. Eyüp oyunca üretimi-nin merkeziydi. Sünnet çocukları sün-net öncesi Eyüp’e getirilir istediği oyun-cağı seçmesine izin verilirdi. Eski bir İs-tanbullu bir ailenin çocuğu olan babam, aynı geleneğin Kendisinin de yaşadığını anlatırdı.

1950’li yıllarda hatırladığım kadarıy-la Eyüp’de yapılan oyuncakları şöyle sı-ralayabiliriz: Üstüne ayna parçacıkla-rı yapıştırılmış, pişmiş topraktan yapıl-ma renkli küçük testiler, sürahiler, tene-ke zilleri olan bir karış çapında darbuka-

lar, saplı davullar, küçük olarak yapılmış beşik ve salıncaklar, kırbaş ya da kaytan sarılarak döndürülen topaçlar, kırmı-zı tüylü kuzular, yeşil boyalı ahşap san-dallar, tahta kılıçlar, düdüklü fırıldaklar, içine su konulup öttürülen toprak testi-ler, hacı yatmazlar… Bütün bu oyuncak-lar çocuklar için el ve gözlerini kontrol etme yeteneğini geliştirdikleri için dö-nemin en iyi eğitici oyuncakları arasın-da yer almaktadır.

Asırlık servilerin gölgelediği, içinden yı-lankavi yolların geçtiği, türbelerin, ke-merli pencerelerini örten yaldızlı demir dantellerin arasından güneşin son ışığı-nın parladığı Altınboynuz, karşıda Süt-lüce, Halıcıoğlu, Piripaşa, Hasköy semt-leri ve daha uzakta bu dünyanın renk-lerine bezemeyen belirsiz, solgun, son-suz renk tatlılığı içinde kaybolmuş bü-yük Kasımpaşa semti ve hayal meyal Galata görülür.

Edmondo de Amıcıs’ın kitabından hay-ranlıkla okuduğumuz dizelerinde ki Eyüp yok artık. Bugünkü Eyüp için söy-lenecek önemli bir şey de yok. Yeni apartman blokları ile betona bürünen Eyüp 40-50 sene önce çok önemli bir yerdi. Bugünse Sadece Eyüp ismi kaldı.

KULTUR 6 5/13/14 1:12 AM

Page 87: istanbul lokantacılar odası

KULTUR 7 5/13/14 1:12 AM

Page 88: istanbul lokantacılar odası

SANAT

SANAT 2 5/13/14 1:15 AM

Page 89: istanbul lokantacılar odası

DOKUMA SANATINDA FARKLI BİR BOYUT:

LİF DOKUMAGeçmişten günümüze kadar gelen duvar halıları... Eskiden insanlar ses ve ısı yalıtımını kumaşlar ve halılar ile sağlıyorlardı. Bu işlevselliğin yanı sıra insanlar estetik kavramlarının gelişmesi ile duvara asılan kumaşların üzerine süsler, işlemeler ekleyerek renk ve biçim katmışlardı. Çocukluk anılarımızdan hatırladığımız geyikli, av sahneli, dans eden kadınların çoşkularını gösteren duvar halıları vardı. Şimdi ise duvarlarda liflerle yapılan dokumalar yerini alıyor. O, doğada ve çevrede görüp üzerinde hiç düşünmediğimiz figürleri özel tasarım duvar halılarına yansıtıyor. Dokuduğu, aslında hayatın ta kendisi… Gül Bolulu anlatıyor…

! Sinan DEMİR • [email protected]

Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?1961 yılı Isparta doğumluyum. 1988’de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümü’nden mezun oldum. Yüksek lisansını tamamladık-tan sonra akademik kariyerime devam etmeye karar verdim. Halen mezun ol-duğum okulda öğretim görevlisi, tasa-rımcı olarak görev yapıyorum. Ayrıca tasarım çalışmalarına kendi atölyem-de de devam ediyorum.

Lif dokuma işine ne zaman ve nasıl başladınız?Geçmişten günümüze kadar gelen du-

var halıları... Eskiden insanlar ses ve ısı yalıtımını kumaşlar ve halılar ile sağ-lıyorlardı. Bu işlevselliğin yanı sıra in-sanlar estetik kavramlarının gelişme-si ile duvara asılan kumaşların üzerine süsler, işlemeler ekleyerek renk ve bi-çim katmışlardı. Çocukluk anılarımız-dan hatırladığımız geyikli, av sahneli, dans eden kadınların çoşkularını gös-teren duvar halıları vardı. Günümüzde de çağdaş tasarımlarla yapılan doku-ma duvar tekstilleri (tapestry) duvarla-rımızı süslemektedir.Ben de 1990’dan bu yana dokuma ta-sarımlarımı üretmeyi sürdürüyorum.

1988 yılında Marmara Üniversitesi Gü-zel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatla-rı Dokuma Bölümünden mezun oldum. Halı tezgahına sahip olduktan sonra , ben de tasarımlarımı dokuyup üretime başlamıştım. Halı tezgahı - kirkit - ip-lik benim için ayrılmaz bir üçlü olmuş-tu. Tekstil eğitimimin bir parçası olan “doku” yaptığım tasarımlarda kendi-ni hep öne çıkarıyordu. Dokumalarım-da doğadan etkilenmiş olduğum yine tasarımlarımda gözlenmektedir. Do-ğanın kendi içindeki uyumu sadeliği, dengesi, renkleri tasarımın oluşmasın-da en önemli kaynak kitabıdır. Fotoğraf

MAYIS 2014 87

SANAT 3 5/13/14 1:15 AM

Page 90: istanbul lokantacılar odası

SANAT

gezilerinde çektiğim doku fotoğrafla-rım, resimlerini yaptığım zeytin ağaç-ları, kayalar arasındaki küçük mantar-lar, ormanın dokusu, böceklerin kabuk desenleri gibi çalışmaların birikimini dokuma tasarımlarımlarımda görme-ye başladım.

Tasarımlarımda, beni etkileyen obje-den yola çıkarak üretim sürecimi baş-latıp, bu sürecin ipliklerle birleşmesine kadar devam etmekte; dokumalarımda en önemli konu tasarımla malzeme-nin uyumudur. Bunun için de malze-me araştırması dokumanın önde gelen aşamasıdır. Tasarımlarda doğal malze-meler (kendir, doğal rafya, pamuk, si-sal, bitki lifleri) renkli tasarımlarda da orlon, boyalı pamuk, floş, ve atık mal-zemeler kullanıyorum. Dokumalarda duvar panolarının dışında, aydınlatma-lar, kapılar, paravanlar, yatak başları gibi fonksiyonel ürün tasarımlarına yö-

SANAT 4 5/13/14 1:16 AM

Page 91: istanbul lokantacılar odası

nelip, özel tasarımlarla iç mimarlar ve mimarlarla ortak çalışmaktayım. Atöl-yemde çalışmalarıma ve sergilerime devam ediyorum.

Tasarımlarınızı tezgâhta dokurken hangi malzemeleri kullanıyorsunuz?Dokumalarımda en önemli konu tasa-rımla malzemenin uyumudur. Bunun için de malzeme araştırması dokuma-nın en önemli aşamasıdır benim için. Kendir, sisal, pamuk, doğal rafya, bitki

lifleri, gemi halatları kullanmayı sevdi-ğim malzemeler. Bu malzemeler dışın-da renkli dokumalar için orlon, boyalı pamuk ve yün de kullanıyorum.

Tasarımlarınız nasıl özgünleşti ve kimliğinizle örtüştü?Tekstil eğitimimin bir parçası olan ‘doku’ yaptığım tasarımlarda kendi-ni hep öne çıkarıyordu. Dokumalarım-da doğadan etkilenmiş olduğum yine tasarımlarımda gözlenir. Doğa, ken-

di içindeki uyumu, sadeliği, dengesi, renkleri ile tasarımın oluşmasında en önemli kaynak kitap. Fotoğraf gezile-rinde çektiğim doku fotoğraflarım, re-simlerini yaptığım zeytin ağaçları, ka-yalar arasındaki küçük mantarlar, or-manın dokusu, böceklerin kabuk de-senleri gibi çalışmaların birikimini do-kuma tasarımlarımda görmeye başla-dım. Tasarımlarım kendiliğinden farklı ve özgün bir yola girdi. Artık işlerimle tanınıyorum. Doku beni tanımlar oldu.

MAYIS 2014 89

Anadolu Duvar Halılarının Bugüne Yansımaları…“Çocukken ziyaretine gittiğimiz büyük teyzemin evinde geyikli duvar halısı vardı. Her gittiğimizde o halıyı uzun uzun inceler-dim. Başka yerlerde gördüğüm diğer av sahneli, dans eden ka-dınlı duvar halıları da aklımda yer etti. Yıllar sonra aldığım re-sim eğitimi, dokuma bilgisi ve fotoğraf deneyimlerim şu anki çalışmalarımın temelini oluşturdu. Kilim tekniğiyle yaptığım duvar halılarım ‘lif sanatı’ olarak da adlandırılıyor.”

SANAT 5 5/13/14 1:16 AM

Page 92: istanbul lokantacılar odası

SANAT

Malzemenin özelliği sizi yönlendiriyor mu?Beni yönlendiren tamamen malzemedir za-ten. Tasarımlarım düşüncelerimin, hayalle-rimin kağıda dökülmesiyle başlar, malze-meyle birleşmesine kadar devam eder.

İşlerinizin boyutları nedir?Farklı boylarda duvar panoları çalışıyorum. Büyüğünden küçüğüne hepsinin derinlik bo-

yutları farklı. Küçük olan bir pano bir büyük pano ile yarışabiliyor.

Özel istekler doğrultusunda çalışıyor musunuz?Duvar panolarının dışında, aydınlatmalar, kapılar, paravanlar, yatak başları gibi fonk-siyonel ürün tasarımları dışında iç mimarlar ve mimarlarla özel tasarımlar için ortak ça-lışmaktayım.

Tasarımlarınızı nerede görebiliriz?Tasarımlarımı sergilerde paylaşıyo-rum. 1990 yılından bu yana 20 tanesi kişisel olmak üzere yurtiçi ve yurtdışın-da 47 sergiye katıldım.

Mimarlarla çalıştıklarım genelde özel alanlarda yer alıyor. Sadece fotoğraf-layarak arşivliyorum. Hepsini belki bir gün bir kitapta görebiliriz.

MAYIS 201390

SANAT 6 5/13/14 1:16 AM

Page 93: istanbul lokantacılar odası

SANAT 7 5/13/14 1:16 AM

Page 94: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 201492

BİTKİ

İlk olarak Güney Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Asya’da yetiştirilen afyon haşhaşının lale-

ye benzer beyaz veya mor çiçekleri vardır. An-cak tohumdan ekilen bu bitki büyümeden önce seyreltilmelidir. Böylece gürbüzleşip, serpilmesi sağlanır. Seyretme işlemi sırasında sökülen bit-kiler körpe ve lezzetli olduğundan salatası yapı-labilir. Haşhaş güneşli arazilerde, kireçli topraklarda yetişmektedir. Ege Bölgesinde sonbahar ayların-da ekilen haşhaş, nisan – mayıs aylarında gören-leri büyülemektedir. Rüzgarda sallanan çiçekle-riyle neredeyse toprağın efendisidir. Yeşilliği kış aylarında toplanıp, İç Ege ile Akdeniz bölgelerin-deki pazarlarda satılmaktadır. Tohumlarıysa yaz sonuna doğru olgunlaşmaktadır.Tıpta meyvelerinden yapılan morfin pek çok ilaç karışımına girse de evlerde kullanılan ilaçların içerisinde yer almamaktadır. Haşhaş tohumla-rında çok hafifte olsa da uyuşturucu, gevşetici etki bulunmaktadır. Haşhaş ürünleri yiyenlerde belirli bir gevşeme meydana gelmektedir.Afyon, Uşak, Burdur civarında haşhaşın yaprak-ları sevilerek yenilen bir salata malzemesidir. Böreklere de zaman zaman girmektedir. Haş-haş tohumları ise kek çörek, ekmek hamuruna ve üzerine konulur, tatlılarda, makarna ve pilav-larda, patatesli yemeklerde rahatlıkla kullanıla-bilmektedir. Yine Ege’de haşhaş sürtmesi olarak bilinen haşhaş ezmesi balla birlikte ekmeğe sü-rülerek yenilmekte, gözleme ve çöreklerde kul-lanılmaktadır. Sadece Türkiye’de değil Batı ülke-lerinde de haşhaş tohumlarından ekmek, bisküvi ve diğer unlu gıdaların yapımında, ayrıca salata ve kimi yemeklerin süslenmesinde kullanılmak-tadır. Haşhaş tohumu kuş yemi olarak da değer-lendirilmektedir. Özellikle 18. yüzyılda, haşhaş tentürü teskin edici olarak büyük miktarlarda ve kuşaklar boyunca kullanılmıştır. Haşhaşın ye-şil kapsüllerinden çıkan sıvının tıbbi olarak kul-lanılması çok eski zamanlara kadar gitmekte-dir. Theophrastus ve Dioscorides’in hayatlarında haşhaşın kullanımlarına rastlanmaktadır. Haş-haştan yapılan öksürük şurubunun Avrupa’ya Arap Hekimler tarafından getirildiğine inanıl-maktadır. Bu şurup 11. yüzyılda yaşamış doktor-lar tarafından çok önerilen bir ilaç olmuş ve ge-çerliliğini sürdürmüştür.Bağımlılık yapıyor olması ve yararından çok za-rarının dokunması nedeniyle günümüzde kulla-nımına belirli sınırlamalar getirilmiştir.

HAŞHAŞ (PAPAVER SOMNIFERUM)Yaprağından tohumlarına kadar yemeklerde tüm kısımları kullanılabilmektedir. Çiçekleri

bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilmektedir. Ülkemizde İç Ege ve Akdeniz bölgesinde kolaylıkla yetişmektedir.

BITKI 2 5/13/14 1:17 AM

Page 95: istanbul lokantacılar odası

MAYIS 2014 93

F MALZEMELER Yarım su bardağı su, 1 çay kaşığı toz şeker, 1 tatlı kaşığı kuru maya, 2 su bardağı un, 1 tutam tuz ve 100 gram taze haşhaş yaprağı.

Kızartmak için 2 su bardağı zeytinyağı, şerbeti için 2 su bardağı su, 2 su bardağı toz şeker ve 1 tatlı kaşığı limon suyu

F YAPILIŞIBir kaba biraz soğuk su, maya ve şekeri koyup, maya eriyene kadar karıştırın. Üzerine biraz sıcak su ekleyip ılıtın. Maya kabarıp iki

katı olana dek bekletin. Daha sonra geniş bir kaba alıp un, tuz ve ılık suyu ilave edip yoğurun. Eğer hamur katı olursa biraz daha ılık su ilave edebilirsiniz. Üzerine bir bez örtüp mayalanması için 15 dakika kadar bekletin. Şerbeti için su ve şekeri kaynatın.

Koyulaşınca limon suyunu ekleyip soğumaya bırakın. Haşhaş yapraklarını ayıkladıktan sonra yıkayıp, kurutun. Mutfak robotunda az su ile püre haline getirin. Bu püreyi hamurun içine koyup tahta bir kaşıkla karıştırın. Üzerini örtüp 20 dakika kadar mayalanması için bekleyin. Hamurdan fındık parçası kadar büyüklüğündeki parçaları elinizle ya da kaşık yardımıyla koparın. Tavda kızdırdığınız, kızgın zeytinyağında kızartın. Kızaran lokmaları delikli kepçeyle alıp şerbetin içine atın. Şerbeti iyice çekene kadar bekletin. Şerbeti çektik-

ten sonra tabağa alarak servis edebilirsiniz. Arzuya göre kırmızı meyve sosu ve haşhaş tohumlarıyla servis edebilirsiniz.

TAZE HAŞHAŞLI LOKMA(4 kişilik)

Kayn

ak: Y

urdu

mun

Yen

ilebi

lir O

tları

/ Mut

fak

Dost

ları

Dern

eği

BITKI 3 5/13/14 1:17 AM

Page 96: istanbul lokantacılar odası

SAĞLIK

Sabah uyandığınızda yatak kenarında toplanmış kırışık çarşaf bakın hangi hastalıkların habercisi. Türk Nöroloji Derneği Uyku Bozuklukları Çalışma Grubu Üyesi ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu, uykuda hareket bozukluğunun çeşitli sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti.

MAYIS 201394

UYKU ŞEKLİNİZ NELER ANLATIYOR

SAGLIK 2 5/13/14 1:18 AM

Page 97: istanbul lokantacılar odası

“Sabah çarşafını yatağın ke-narında veya üstün-

de bulanlarda uykuda hareket bozukluğu olabilir” uyarısı yapan Aksu, uykuda hare-ket bozukluğunun en önemli belirtisinin, yatakta çok hareket etmek olduğunu an-cak bu hareketlerin çoğunun hasta tara-fından hatırlanmadığını anlattı. Bu tür ra-hatsızlıkların kalp krizi ve felce bile yol açtığına dikkati çeken Aksu, “Uykunun ye-tersiz olması ev ve iş kazalarına davetiye çıkarır” uyarısında bulundu.Uykuda hareket bozukluğuna karşı ilaç tedavisi uygulandığını ifade eden Aksu, sık görülen hareket bozukluklarından diş gıcırdatmasında ise gece ağız içine takı-lan protezler ya da botoks uygulamasının yararlı olduğunu, çiğneme ve şakak kas-larına düşük dozda uygulanan botoksun en az 6 ay süreyle bu rahatsızlığı önlediği-ni belirtti. Türk Nöroloji Derneği Uyku Bo-zuklukları Çalışma Grubu Başkanı ve Ce-lal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöro-loji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.

Hikmet Yılmaz da “parasomni” denilen, anormal hareket ve davranışların, uykuya dalarken, yüzeysel uyku veya derin uyku-da ya da rüyaların gözlendiği REM uyku-sunda görüldüğünü söyledi.Bunların genellikle çocukluk yaşların-da başladığını, yaş ilerledikçe parasom-nilerin sıklık ve şiddetinin azaldığını ifade eden Yılmaz, “Parasomniler, temel uyku bozukluğu olabileceği gibi baş ağrısı, nö-bet, astım, aritmi, gastroözefajial reflü gibi altta yatan çeşitli bozukluk ve belir-tilere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Bu nedenle parasomnilerin nedenini ortaya çıkarabilmek için görüntüleme yöntemle-ri ve diğer rutin tetkiklerin yapılması ge-rekir” diye konuştu. Parasomnilerin bazen epilepsi ile karıştırıldığına dikkati çeken Yılmaz, genetik yatkınlık, çevresel, uyku devamlılığını ve bütünlüğünü bozan veya psikososyal stres faktörler, ateşli hasta-lıklar, ilaçlar, solunum bozuklukları, alkol ya da madde kullanımı veya yoksunluğu-nun sorunun ortaya çıkmasına yol açabil-

diğini vurguladı. Prof. Dr. Yılmaz, uyku bo-zukluklarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Pa-rasomnilerin hangi uyku evresinde oldu-ğu, nedenin belirlenmesinde ve tedavi-de önemlidir. Gecenin ilk birkaç saati içe-risinde ortaya çıkan, kişinin sabah hatır-layabildiği bir parasomni için ayırıcı tanı-da uyku terörü ön plana çıkarken saba-ha karşı görülen, belirgin terleme, çarpın-tı gibi bulgular ve sabah hatırlanamayan bir atakta ayırıcı tanıda kabus bozukluğu akla gelir.”Ebeveynler ve eşlerden alınan öykülerin önemine işaret eden Yılmaz, “Çocuklar ataklar sırasında yaşadıklarını iyi tanımla-yamadıkları ve yeterli öykü veremedikle-ri için bunların değerlendirilmesinde ebe-veynlerin katkıları gerekir. Yatak arkadaş-larından ya da ebeveynlerden aldığımız öyküler bu açıdan önemli” şeklinde ko-nuştu. Bilim adamları insanların uyurken aldıkları pozisyonların onların karakter-lerini yansıttıklarını söylüyor. Konu üzeri-ne araştırmalar yapmış Uyku Bilim Mer-

MAYIS 2013 95

SAGLIK 3 5/13/14 1:18 AM

Page 98: istanbul lokantacılar odası

SAĞLIK

kezi profesörü Chris Idzikowski insanlar arasındaki yaygın uyku pozisyonunu ana-liz etti ve uyku pozisyonlarının sadece in-san sağlığını etkilemekle kalmadığını aynı zamanda insanların kişilik özellikleriyle de ilişkili olduğunu belirtti.

Uyku pozizyonlarıCenin pozisyonu: Pozisyon: Yan tarafını-za bükülerek aldığınız uyku pozisyonudur. 1000 kişi üzerinde yapılan ankette %41 oranla en yaygın olan uyuma şeklidir.Karakter: Bu şekilde uyuyan insanlar dışa dönük bir imaj yaratsalar da içlerinde çok hassas ve utangaçtır. İnsanlara alışmala-rı biraz zaman alabilir ama alıştıktan son-ra sıcakkanlı karakterlerini hemen orta-ya çıkarırlar. Sağlık: Sola bükülerek uyu-mak bazı sağlık problemlerine yol açabilir özellikle yaşamsal organlar olan akciğer, mide ya da karaciğerde. Bu yüzden cenin şeklinde uyuyanlar için uzmanların tavsi-yesi sağa doğru bükülerek uyumaktır.

Kütük pozisyonu (Ağaç gövdesi): Pozis-yon: Her iki kolun da aşağı doğru pozis-yon aldığı yan uyuma şeklidir. Karakter: Bu pozisyonda uyumayı tercih eden in-

sanların dışa dönük ve uysal olduğu sap-tanmıştır. Bu insanların en zayıf noktala-rı herkese çok kolay güvenmeleridir. Has-ret çekme pozisyonu: Pozisyon: Bu uyku şekli de yana dönük bir pozisyondur ama diğerlerinden farkı iki kolun da öne doğ-ru uzatılmış olmasıdır. Karakter: Bu şekil-de uyuyan insanlar genelde yeni şeylere açık olmakla beraber bir o kadar şüphe-ci ve eleştirel de olabilirler. Karar alma-ları uzun sürer ama bir kere de karar ver-diler mi hiçbir şey onları fikirlerinden cay-dıramaz.

Asker pozisyonu: Pozisyon: Sırtüstü uyku pozisyonu olup uyuyan kişinin kolları iki yanda konumlanır. Karakter: Asker pozisyonunda uyuyan in-sanlar sessiz ve içine kapanık bir kişiliğe sahiptirler. Gerek kendileri gerekse yakın-ları için yüksek hayat standartlarıSağlık: Bu şekilde sırtüstü uyumak nefes problemlerine ve horlamaya sebep olabi-lir özellikle de horlamanız yanınızda uyu-yan kişilerin berbat bir gece geçirmesine yol açabilir. Yüzüstü yatmanız hem sizin için hem de yanınızda uyuyan insan için daha huzurlu olabilir.

Serbest düşüş pozisyonu: Pozisyon: Mi-denin üzerinde, eller başın üstünde ve yastığın etrafında ,başınız da sağ ya da sol yana dönük yatış pozisyonu. Karakter: Serbest uyku pozisyonunu tercih eden in-sanlar dışadönük ve atılgan olurlar. Her ne kadar küstah gözükseler de aslında kendilerine yöneltilen eleştirileri dikkate alırlar.Sağlık: Serbest düşüş pozisyonunda ol-duğu gibi uyku sırasında alınan diğer yü-zükoyun pozisyonlar sindirim için olumlu etki yaparlar.

Deniz yıldızı pozisyonu: Pozisyon, sırtüs-tü ve kollar başın üstünde uyku pozisyo-nu. Karakter: Deniz yıldızı şeklinde uyu-yanlar iyi bir dinleyici olup dolayısıyla da güvenilir arkadaştırlar. Ayrıca başkaları-na yardım etmekten hoşlanırlar ama ilgi odağı olmak hoşlarına gitmezSağlık: Asker pozisyonunda uyuyanlar gibi denizyıldızı pozisyonunda uyuyanlar da nefes problemi yaşarlar ve uyku es-nasında horlarlar. Bu yatış şekli kişilerin daha az dinlenmiş uyanmalarına sebep olur.Kaynak: milliyet.com.tr

MAYIS 201396

SAGLIK 4 5/13/14 1:18 AM

Page 99: istanbul lokantacılar odası

BITKI 1 5/13/14 1:24 AM

Page 100: istanbul lokantacılar odası