16

Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    2

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)
Page 2: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Hindistan’›n Madanapalle kentinde do¤du. 1909 y›l›nda C. W. Leadbeater taraf›ndan kefedildi. 13 ya›ndayken Theosophical Society taraf›ndan “dün-ya ö¤retmeni” seçildi. Konuşmalar› ve yaz›lar› herhangi bir dinle ba¤lant›l› de¤ildi. Kendisine mesihlik yak›t›r›lm› olmas›na ra¤men bunu hiçbir za-man kabul etmedi. Dünyan›n her yerinde geni bir izleyici kitlesine ulam› olmas›na ra¤men iradesi d››nda oluturulan bu toplulu¤u kendi iste¤iyle da¤›tt›. Çünkü hiçbir zaman kendisini bir otorite olarak görmedi ve çevre-sinde müritlerin olumas›na izin vermedi. Onun yakla›m› bir birey olarak baka bir bireyle iletiim kurmak üzerineydi.

Eserleri, dünyay› dolaarak yapt›¤› konumalardan, bakalar› taraf›ndan derlendi. Konumalar›nda “hakikatin/gerçe¤in, yollar› olmayan bir ülke” oldu¤una ve bireyin ancak fark›ndal›kla ve yaamla bütünleerek gerçe¤e/hakikate ulaabilece¤ine iaret etti. Ölümle yaam›n bir ve tekli¤i, yaam›n dura¤an olamayaca¤›, korku, özgürlük, iddet, do¤a ve çevre üzerine konumalar yapt›.

Yaam›n›n büyük bölümünü Hindistan, ‹ngiltere ve Amerika aras›nda gidip gelerek geçiren Jiddu Krishnamurti ard›nda say›s›z eser b›rakarak, 17 ubat 1986’da 91 ya›ndayken kanserden öldü.

J. Krishnamurti’nin Omega Yay›nlar›’ndan Ç›kan Kitaplar›

Aşk, Seks ve NamusBilinenden KurtulmakBirey ve ToplumBunları DüşünDünya BunalımdaEğitim ve Yaşamın AnlamıHuzura ve Barışa Doğruİlk ve Son Özgürlükİnsan Olmakİnsanlık Değişebilir mi?İnsanlığın Öyküsü Sensinİçsel DevrimKartalın UçuşuKendimize DairKendini Değiştirmek Dünyayı DeğiştirmekSen DünyasınYaşam KitabıYaşamla BuluşmakYeni Bir YaşamZihinsel KurtuluşZihnin Uyanışı

Page 3: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

J. KRISHNAMURTI

Büyük Özgürlük

İngilizceden Çeviren: Nurdan Soysal

Ω

Page 4: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

1. baskı: Omega Yayınları, 20132. baskı: Omega Yayınları, 2018

J. Krishnamurti

Büyük Özgürlük

Özgün Adı: Total Freedom

Krishnamurti Kitaplı¤ı - 15

Copyright © 1996 Krishnamurti Foundation of America and Krishnamurti Foundation Trust, Ltd.

Krishnamurti Foundation Trust Ltd., Brockwood Park, Bramdean, Hampshire

SO24 0LQ, England. E-mail: [email protected] Website: www.kfoundation.org

Krishnamurti Foundation of America P.O. Box 1560, Ojai, California 93024 USA

E-mail: [email protected]. Website: www.kfa.org

Daha fazla bilgi almak için lütfen aşağıdaki internet sayfasını ziyaret ediniz: www.jkrishnamurti.org

Yayın Hakları © Omega Yayınları Bu eserin tüm hakları saklıdır. Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla

yapılan kısa alıntılar hariç yayınevinden yazılı izin alınmaksızın alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopyalanamaz, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

ISBN 978-605-02-0248-9Sertifika No: 10962

İngilizceden Çeviren: Nurdan SoysalYayın koordinatörü: Levent Çeviker

Editör: Sinan Köseoğlu

Baskı: Lord Matbaacılık ve Kâğıtçılık • Topkapı-‹stanbulTel.: (0212) 674 93 54 • Matbaa sertifika no: 22858

Omega YayınlarıAnkara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-‹stanbul

Tel.: (0212) 512 21 58 • Faks: (0212) 512 50 80www.omegayayincilik.com • e-posta: [email protected]

www.facebook.com/omeyayincilik • www.twitter.com/omegaYAYINCILIKwww.instagram.com/omegayayinlari

Genel dağıtım: Say Dağıtım Ltd. Şti.Ankara Cad. 22/4 • TR-34110 Sirkeci-‹stanbulTel.: (0212) 528 17 54 • Faks: (0212) 512 50 80

internet satış: www.saykitap.com • e-posta: [email protected]

Page 5: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

İÇİNDEKİLER

Öndeyiş ............................................................................................... 7Önsöz ................................................................................................ 11Giriş ................................................................................................... 13 Hakikat Yolları Olmayan Bir Ülkedir .......................................... 19

KISIM 1: İlk Çalışmalar ................................................................ 27

Ne Yapmak İstiyorum? .................................................................. 28Ne Arıyorsunuz? ............................................................................. 33Çevrenin Önemi .............................................................................. 39Dinamik bir Toplum ....................................................................... 48Esrime İçinde Yaşamak .................................................................. 56Gerçek Bir İnsan Olmak ................................................................. 63Hakikat’e Karşı Savunmasız Olmak ............................................ 71

KISIM 2: Günlük Yaşamın İçyüzünü Anlamak ...................... 79

İlk ve Son Özgürlük ........................................................................ 80Hırs .................................................................................................... 87Birey ve İdeal ................................................................................... 91Korku ve Kaçış................................................................................. 96Zaman ve Dönüşüm ..................................................................... 101Kendine Acımaktan Doğan Keder ............................................. 105Eğitim ve Yaşamın Anlamı .......................................................... 110Yeni Bir Yaşam .............................................................................. 115Bilinenden Kurtulmak .................................................................. 132Krishnamurti’den Kendine .......................................................... 158Krishnamurti’nin Günlüğü .......................................................... 178Krishnamurti’den Kendine .......................................................... 189

Page 6: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

KISIM 3: Yaşama Dair Sorular .................................................. 193

Ciddi Olmak Nedir? ..................................................................... 194Yeni Bir Kültür Yaratabilir miyiz? ............................................. 205Boşluk Olgusunu Anlayabilir misiniz? ...................................... 215Temel Sorunumuz Nedir? ........................................................... 218Yaşamın Sorunlarına Nasıl Yaklaşırsınız? ................................ 226Düşüncenizin Özü Nedir? ........................................................... 238Krishnamurti’nin Öğretisi ile Hakikat Arasındaki Bağıntı Nedir? ............................................................................. 256

KISIM 4: Sen Dünyasın .............................................................. 287

Krishnamurti Öğretisinin Özü .................................................... 289Pişmanlık Duymaksızın Bütünsel Eylem .................................. 291Dünya ile Bir İlişki ........................................................................ 323Yaşamın Bütünlüğü ...................................................................... 357Istırabın Sonlanması ..................................................................... 372En Tanrısal Hakikat ...................................................................... 380

Kaynaklar ....................................................................................... 399Dizin ............................................................................................... 403

Page 7: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

7

ÖNDEYİŞ

Tarihteki büyük bilgeler, bilgeliklerinin korunması adına ada-makıllı tanıtılmamışlardır. Bu aziz ve âlimlerin en iyileri –Hin-duların ve Yahudilerin kadim kutsal kişileri, Buda, Konfüçyüs, Sokrates, İsa, Muhammed– kayda değer birkaç yazı bırakmışlar-dır. Onların doğruları, derin söylemler ve bilgece diyaloglar vası-tasıyla açıklanmıştır, sözlü beyanları bize, eksik yorumlar olarak iletilmiştir. Bu yüzden, sadece bazı gerçekler bilinmektedir; çoğu kayıptır. Aslen sunulduğu şekliyle tamamını arayanlar, inanış, yorum, eklenti ve canlandırma gibi güvenilmez vasıtalara bel bağlamak zorundadırlar.

Çağımıza yaklaştıkça, bu sorun tersine çevrilir. Bilgi, bilgeli-ği yakalayıp geçer ve kültür, teknolojiye boyun eğer hale gelir. Kayıtlar kapsamlı fakat daha değersizdir. Görünüşe göre, gerçek bilge eksikliği mevcuttur. Kitabına uydurulursa, pek çok bilge ve sahte bilge, bilincin sınırlarını aşan içgörü sağlama iddiasın-da olan öğretmen mevcuttur. Yine de, çok azı testleri geçip –ev-rensel ve özgürleştirici, ayrım gözetmeyen ve nefretten ari bir mesaj; zihinlerin ve yaşamların önyargısızca zenginleşmesini sağlayan, aynı zamanda da herkesin kavrayabileceği bir mesaj iletebilen– gerçek bir tinsel rehber tanımına kesin olarak uyar. Bu kıstasların herhangi biri veya tamamı göz önüne alındığında, J. Krishnamurti gerçek bir modern üstattır.

Krishnamurti’nin tüm yaşamı, insanoğlunun arayışının kav-ranması ve açıklanması üzerine odaklanmıştı. 1986’da, doksan bir yaşında ölene kadar altmış yıl boyunca, dünyayı dolaşarak kendisini dinlemek isteyen kişilere düşüncelerini aktardı. Mil-yonlarcası onu dinledi. Popülaritesi zaman zaman dalgalan-makla birlikte Krishnamurti, “insanoğlunu kayıtsız şartsız ve

Page 8: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Büyük ÖzgürlükBüyük Özgürlük

8

tamamen özgürleştirmek” için çabalamayı sürdürdü. Ömrü-nün sonlarına doğru, yeni nesil –teknotronik çağımızın çocuk-ları– Krishnamurti’yi yeniden keşfetti. Başarı ve yetenekleriyle olduğundan fazla övünen kişiler, ayinlerde vecde gelip yerde yuvarlanan Hıristiyan Pentecostal Kilisesi mensupları, şamatalı-cümbüşlü dinler ve kürsüde yapılan “rap”ler çağında o, eski moda bir peygamberin havasını korudu. Felsefi modalar gelip geçti; Krishnamurti kalıcı oldu.

Zaman üstü oluşunun bariz iki nedeni vardır. En göze çarpa-nı, tabii ki Krishnamurti’nin kişiliğidir. Dışarıya verdiği görün-tü, bir çeşit çekingen karizma ve parlak itidalin cazibesini yayı-yordu. Buna ilaveten, en geniş izleyici kitlesinin ortasındayken bile insana, kişisel bir yakınlık hissettirecek bir konuşma tarzı ve tonu vardı. Eleştirel gözlem konusunda bayağı iyi olan ya-zar Aldous Huxley’in “Buda’nın bir söylevini dinlemek gibiydi, öylesi bir güç, öylesi bir kendiliğinden otorite ki,” diye hararetle konuşması boşuna değildir.

Nihayetinde kişilik, tek başına yetersiz bir tanımlamadır. Krishnamurti’yi görmemiş veya dinlememiş çoğu kişi onun fel-sefesine kapılmış ve hâlâ kapılmaktadır. Bu yüzden, bu çekimi anlamak için felsefi kaynağa –dile getirdiği düşünceler ve bunla-rın ana fikirlerine– gitmeliyiz. İşin bütününün dikkatle incelen-mesi, hem tutarlılığı, hem de değişimi ortaya koyacaktır. Belirli ana kavramlar temel ilke olarak kalırken, Krishnamurti, yeni tarihsel şartlara ve tinsel arayışlara uyum sağlayıp evrim geçir-mekte tereddüt etmemiştir.

Krishnamurti, insanların yönlendirmeye değil, bilinçlenmeye ihtiyacı olduğunu tekrar tekrar ifade etmiştir. İnsan potansiyeli-ne duyduğu bu yüksek güven, her bireyin, varlığına yüklenmiş kültürel kıskaçlardan kaçınabildiği takdirde, gelişimde sınır ta-nımayacağı inancından kaynaklanmıştır: “Ruh veya içsel yaşam söz konusu olduğunda, başka bir kişinin deneyimlerine dayalı bir kuramın zerre kadar anlamı yoktur. ... Bunu tamamen bırak-malıyız çünkü tek başımıza kalmalıyız.” Krishnamurti, dene-yimin aktarılabilirliğini inkâr etmesi ve kendisininki dahil tüm tinsel rehberlikleri reddetmesiyle çoğu dünya dini ile –hepsi de, örneklerine öykündüğümüz öğretmenlere ve tinsel paradigma-

Page 9: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Öndeyiş

9

lara haizdir– ilişkisini keser. Amacı, diğer inançlara saldırmak değildi fakat insanları dinlerin, geleneklerin, ayinlerin ve hep-sinden çok da tarikatçılığın bölücülüğünün yanlış yönlendirme gücü konusunda sıklıkla uyarırdı.

Yıllar geçtikçe, Krishnamurti’nin felsefi ve entelektüel çeperi çekirdek temanın ötesine genişlemiştir. Onu, giderek artan şe-kilde, sivil ve dini otoritenin kötülüklerine, mevcut sosyal yapı-ların gereksizliğine, kurallara riayet etmenin getirdiği atalete ve reformlara ayak uydurmadaki başarısızlığa değinirken görürüz. Krishnamurti, 1950’lerin ortalarında, daha önceki söylevlerinde rastlanmayan eğitim, insan ilişkileri ve iletişim konularında kav-ramlar geliştirmişti. Öğretmen de öğreniyordu; sadece diğerle-rinin sorularını cevaplamıyor aynı zamanda kendi sorularını da soruyordu. Hatta, beyanlarının alanı birkaç yeni meseleyi daha – milliyetçiliği, savaşı, ekolojik yağmacılığı, işsizliği ve açlığı– kap-sayacak şekilde genişlemişti. Neredeyse çağdaş bir duyarlılıkla, eskiden algılarının çevresinde duran sosyal sorunlar ön plana çıkmıştı. Meditasyonun öneminden sıklıkla bahseder olmuştu. Bir sabırsızlık belirtisi, bir aciliyet ortaya çıkmaya başlamıştı. Krishnamurti, zamansal bir risk ve zorlayıcı bir eylem talebi se-zinliyordu. Modern bir tarzda olduğu kadar özlü bir cevap ve-rircesine konuşmaları daha odaklanmış, diyalogları daha net bir hale gelmişti. Fakat esas mesaj değişmemişti: “Kişi ne zaman ha-yatı olduğu gibi, kendisini de olduğu kişi gibi görürse, (ancak) o zaman (ileriye) gidebilir.”

Krishnamurti, modern çağın tüm bilgeleri ve ruhani kişilik-leri arasında en uzun süre –yaklaşık altmış beş yıl boyunca– zir-vede kalandır. Tarihi itibarına değer biçmek henüz çok zordur. Bize çok yakındır, öğretilerinin tam etkisini görebilmek için çok erkendir. Nihayetinde, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesini takip eden yirmi otuz yıl boyunca, tarihte bırakacağı önemli ize iliş-kin göstergeler çok azdı. Öldükleri anda, hatta epey sonrasına kadar, Buda’nın, Konfüçyüs’ün ve Karl Marx’ın bile uzun dö-nemli etkilerini kim tahmin edebilirdi ki? Krishnamurti’nin fi-kirleri, gelecekte daha büyük ölçüde kabul görürse bunun sebe-bi halkın özlemlerinde yankı uyandırması olur çünkü onlar, her şeyi bilen ve sosyal açıdan dönüşen makroideolojilerden hayal

Page 10: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Büyük ÖzgürlükBüyük Özgürlük

10

kırıklığına uğramış bireylere özenle hitap eder. Bunun nedeni, Krishnamurti’nin söylevlerinin, zamanın ve mekânın sınırları-nın ötesinde yankılanmasıdır. Sesi sessizdir fakat verdiği mesaj, konuşmayı asla sonlandırmayacaktır.

Dr. Ralph Buultjens,New York Üniversitesi, Sosyal Bilimler Profesörü

Cambridge Üniversitesi, İngiltere, Nehru Profesörü

Page 11: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

11

ÖNSÖZ

Krishnamurti, Hindistan’ın küçük bir kasabasında mütevazı bir başlangıç yaptıktan sonra, konuşmaları ve yazıları belirli hiç-bir dine bağlanmayan, ne Doğulu ne Batılı olan, bütün dünyaya hitap eden, tavizsiz ve sınıflandırılamaz bir öğretmen olarak or-taya çıktı.

Altmış yıl boyunca geniş kitleler karşısında, her birey ve her toplum için hayati önem taşıyan ve ilgiyi hızla artıran sözcükler-le konuşmalar yaptı. Seçkin yazarlar, düşünürler, bilimadamları, eğitimciler ve ulusal liderlerle sık sık görüş alışverişi yapardı. Olağanüstü ivedilik ve doğrulukla ve hiçbir bağımlılık veya çer-çeve gözetmeksizin, insanlığın yüzyıllardır boğuşmakta olduğu sorunların özüne inebildi.

Krishnamurti’nin kitapları yirmiden fazla dile çevrilerek, tüm dünyada yayınlanmıştır. Ayrıca, çalışmalarının sesli ve görüntü-lü kayıtları ile elektronik diskleri de mevcuttur. Bu materyallerin çoğu şimdilerde, 150’den fazla üniversite ve kolejde kullanıl-maktadır.

Bu miktarda materyal ile karşı karşıya kalınca, Krishnamur- ti’nin öğretisinin derinliği ve genişliği hakkında bir fikir vere-bilmek amacıyla, daha önce yayınlanmış olan çalışmaları ile birlikte yayınlanmamış olanlarından geniş bir yelpaze seçtik. Okuyucular, elbette, onun bu seçkinin ötesindeki tüm konuşma ve yazılarına ulaşmaya özendirilmektedir.

Teozofi ile ilişkisinin kopmasını başlatan “Hakikat, yolları ol-mayan bir ülkedir” adlı konuşmasının tam metni, hayatının ça-lışmasını anlattığı temayı somutlaştırdığı için kitaba dahil edil-miştir. Kitabın kalanı, az çok kronolojik olarak düzenlenmiş dört kısımdan oluşmaktadır.

Page 12: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Büyük Özgürlük

12

Kısım 1, Teozofi’den ayrılışını takip eden yıllarda yapmış olduğu konuşmalarından materyaller içerir. Kısım 2’de, çeşitli kişilerle yaptığı karşılıklı konuşmalardan, eğitim konusunda ilk çalışmalarından ve daha da özeli; Günlük ve Krishnamurti’den Kendine adlı yazılarından alıntılar mevcuttur.

Kısım 3’te, Krishnamurti’nin seyahat edip insanlarla görüştü-ğü yıllarda ilgilendiği soruların çeşitliliğinin göstergesi olarak, halka açık toplantılarının kayıtlarından, öğrencilerle tartışmala-rından ve Vakıf yöneticileriyle yaptığı konuşmalarından alıntılar verilmektedir.

Son kısım, Krishnamurti öğretisinin Özü’nün kendi ifade-siyle açılarak, Öz’ün temalarını inceleyen ve tam özgürlük, sev-gi ve zekâ olan Hakikat’i, yolları olmayan bir ülke olarak ifade edişini çağrıştıran sonraki yıllarda yaptığı konuşmaları ile de-vam eder.

Mary Cadogan, Alan Kishbaugh, Mark Lee, Ray McCoy

Page 13: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

13

GİRİŞ

Krishnamurti ile tanışma ayrıcalığına ilk eriştiğimde, ondaki dinginliğin yoğunluğu beni hayrete düşürmüştü. Bu yoğunluk, büyük bir enerjinin göstergesiydi ve dinginliği, oturmuş bir hu-zurun ifadesiydi. Böyle bir birleşim nadirdir; doğrusunu söyle-mek gerekirse, öylesine nadirdir ki rastlandığında olağan kabul edilemez.

Tanışmamız, genel hatlarıyla, tesadüfi idi. Bir ses stüdyosun-daydık. Daha önce, ne onunla tanışmış, ne de kitaplarından bi-rini okumuştum. Buna rağmen, şaşırtıcı bir şekilde, beni hemen oracıkta videoya çekilecek bir diyalog başlatmaya davet etti. Bi-raz olsun endişeli görünmüyordu, oysa beni zerre kadar tanı-mıyordu. Ya büyük bir kumarbazdı, ya da mevcut ana o kadar uyum sağlamıştı ki hareketi tam, kusursuz bir dakiklik örneği idi. Bu davette, ilgisizlik ve kayıtsızlık olmaksızın, son derece gayri şahsi bir şey vardı.

Sonraki şoka, “Ne hakkında konuşmak istersin?” diye sorması neden oldu. “Duyma ve görmeye ne dersiniz?” diye cevapladım. Konuyu keyifle kabul etti. Ve derhal, içsel duyma ve içsel görme üzerine doğaçlama bir sohbete başladı. İki yıl sonra, tamamen beklenmedik bir şekilde beni, öğretisinin özünü kapsayacak bir dizi diyaloğa girmeye davet etti. Önceden yıllar boyunca, radyo yayıncılığı –spikerlik ve haber programcılığı– yapmış olduğum-dan stüdyo programcılığına bir miktar mesleki aşinalığım vardı fakat bu deneyimlerin hiçbiri diyalogların akışında belirleyici olmadı. Diyaloglar, hiçbir prova, ön düzenleme, strateji planla-ması veya uygulama olmaksızın gelişti. Hem rahatlığı, hem de odaklanmasının yoğunluğu hayret vericiydi.

Krishnamurti, kendi “seçimsiz farkındalık” doktrininin so-mut haliydi. Burada, seçimsiz sözcüğü, sadece öznelliğin bir biçimini akla getirebilir. Aksine, seçimsiz farkındalık kişiliğe yansıdığında, hiçbir şekilde buraya indirgenemez ve dolayı-sıyla, psikolojik bir indirgemeden sıyrılmış olur. Seçimsizlik,

Page 14: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Büyük Özgürlük

14

anlaşılabilir ifadenin doğduğu sessizliğin zihinsel eşdeğeridir, “içinde, zihnin unsurlarının var olabildiği fakat unsurların zihin olmadığı bu boşluk… bu boşluğun merkezi yoktur ve böylece sonsuz devinim yapma yeteneğine sahiptir. Yaradılış, bu boş-luktan doğmuştur fakat bu, insanın şeyleri bir araya koyarak yaratımı değildir. Boşluğun bu yaratımı, sevgi ve ölümdür.” Bu son cümle, doğrudan doğruya, hem kendi kendine uyanış, hem de kendi kendini yanlış anlama anının karakterine işaret eder. Kendimizi anılarla tanımlamamız psikolojik olarak sonlanma-mış ve aynı anda ihtiyaç tam olarak anlaşılmamışsa, düşünce-nin kapsamında çöküp kalırız ve bizi, o ana verilen, zamanında bir tepki kurtarır:

İçsel ve dışsal ihtiyaç tam olarak anlaşıldığında arzu, iş-kence olmaktan çıkar. O zaman, tamamen farklı bir an-lam, düşüncenin kapsamının ötesinde bir önem kazanır ve duygularıyla, efsaneleriyle ve yanılsamalarıyla birlikte hislerin ötesine geçer. İhtiyacın, sadece niteliği veya nice-liğinin değil, tamamının anlaşılmasıyla, arzu artık işkence değil, bir alevdir. Bu alev olmazsa, hayatın kendisi kaybo-lur. İşte, hedefin küçüklüğünü, sınırları, dayatılan engel-leri yakıp, kül eden bu arzudur. Ona ne isim istiyorsanız verebilirsiniz, sevgi, ölüm, güzellik. Artık, sonsuza kadar orada olacaktır.

Bazıları, bilgece çalışmalara kısa bir girişin, kişisel anekdotlar-la yapılmasını yersiz bulabilir. İnsanın aklına, Krishnamurti’nin dinleyicilerine defalarca yaptığı: “Konuşmacı önemsizdir,” uya-rısı gelebilir. O zaman Chuang Tzu’nun dediği gibi: “Mükemmel kişide öz benlik olmaz, Kutsal kişide erdem olmaz, Bilgede şöh-ret olmaz.” (Her üçü de aynıdır.) Yeterince doğru, neredeyse hiç kafa yorulmamış, şekillenmeye bırakılmış. Gerçi bu tür sözleri, büyük bir öğretmenin kişisel varlığının (ister gerçek yaşamda, ister anımsanan olsun) göz ardı edilmesine davet olarak görmek, başlangıç noktası olarak belirlenmemiş bir yerin ötesine gitme çabasına yüzeysel bir şekilde hazır olunduğunu açığa vurur. Krishnamurti bizi, “Meditasyon, günlük hayattan farklı bir şey

Page 15: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Giriş

15

değildir… olan şeyi ve ötesine gitmeyi görmektir,” şeklinde uya-rır. Kişi olan şeyi görmemişse, ilerisine nasıl gidebilir?

Maalesef, akademik uygulamalar, gerçek kendini-sorgulama bağlamında “olan şeyi görme” anlayışı hakkında ya hiçbir şey göstermez ya da çok az şey gösterir. Akademik hayat, daha zi-yade, soyutlamalar ormanında bir yolculuktur. Deneysel bilim, varılan teorik sonuçların laboratuvarda kanıtlanmasını gerektir-diğinden, avantajlıdır. Yine de, bu işlem algılayan ve algılananın ikili yapısında sürdürülür. Meditasyonda olduğu gibi, algıla-yansız algı duyulmuş şey değildir:

Bu algı, bir nesneyi gözlemci olmadan görmekten tama-men farklıdır çünkü meditasyonun algısında nesne yoktur dolayısıyla deneyim yoktur. Böyle meditasyonun ne anla-mı vardır? Anlamı yoktur; yararı yoktur. Fakat bu medi-tasyonda, büyük esrimenin devinimi vardır. Göze, beyne ve kalbe masumiyet niteliğini veren esrimedir. Hayat ta-mamen yeni bir şey olarak görülmezse, bir rutin, bir usanç ve anlamsız bir durum olur. Dolayısıyla, meditasyon çok önemlidir. Hesaplanmaza, ölçüsüze kapı açar.

Krishnamurti’nin bu esrik tavsiyeleri, gerçekte anlaşılamaz olduğu için çağdaş kafa yapımızda gözden kaçar. Oysa fevka-lade zekicedir. Nasıl mı? Çünkü bilinçle farkındalık arasındaki temel ayrımı belirtir. Günümüzde, felsefe ve derinlik psikoloji-si, bilinci neredeyse kesinleştirmiştir. Bilincin kendini düzeltme olmadığını ayırt etmekte başarısızdırlar. Bilinç daima değişime tabi ise bu nasıl olabilir? Bu sadece, farkındalığın amacının, bilin-cin devreye girişi olmasındandır. Farkındalık, kendi içinde, hem amaçtan bağımsız hem de sabittir. Bu bağlamda, hesaplanamaza ve ölçüsüze açılan kapıdır.

Krishnamurti bizi, farkındalığın sonsuz boşluğuna açıldığı için, kendini sorgulamayı en radikal şekilde başlatmaya davet eder. Kendini sorgulama, ben neyim sorusuyla değil, ben ne değilim sorusuyla başlar. Böyle akıllıca bir sorunun, kuramsal yapılara, derinlik psikolojilerimizin, felsefelerimizin, din bilim-lerimizin ve inanç sistemlerimizin kavramsal gereçlerine ihtiyacı

Page 16: Jiddu Krishnamurti (12 May›s 1895 - 17 ubat 1986)

Büyük Özgürlük

16

yoktur. Soru şaşırtıcı, hatta korkutucu bir şekilde basittir; korku-tucudur çünkü tek başınalığı en derinden hissetmeyi gerektirir, zira soruyu kişinin sadece kendisi sorabilir ama cevaplayamaz. Gerçi, kişi sabırla, cesaretle, kaçmadan, zorluklar karşısında se-bat edeceğine duyduğu aşırı güvenle bunun yalnız olmayan tek başınalığını keşfeder, “kesinlikle hiçbir çaba, edinim, düşünme olmaksızın beynin sessiz olduğu, ama irade, niyet, hüküm ve tüm bu saçmalıklar tarafından sessizleştirilmeden sessiz olduğu meditasyona ulaşır. Ve sessiz olduğunda, sonsuz boşluğa sahip olur.”

Bu kısa girişte, Krishnamurti’nin öğretisine akademik bir yaklaşımda bulunmaktan kasten kaçındım. O şekilde yapmakla, onun ruhu tahrif edilmiş ve mesajının özü epey kaçmış olacaktı. Süregelen zihin yaşamına ilişkin en iyi örnekleri ifade ettiğine inanılan boş laflarla ve düşünce uğraşlarıyla ilgilenmezdi. Ocak 1986’daki son konuşmasında, meseleyi inandırıcı ve özlü bir bi-çimde ortaya koydu:

Sizin için de konuşmacı için de bir sürü laf dinlemek ya-rarsız olacaktı fakat beraberce, zaman, inançlar, hükümler veya teoriler bakımından değil de yaşam biçimlerimizi, korkuyu, belirsizliği, güvensizliği ve olağanüstü bilgisa-yarlar dahil insanoğlunun yaptığı tüm icatları dikkatle inceleyebileceğimiz çok uzun bir yolculuk yapabilseydik. Eğer oraya uzun bir yolculuk yaparsak, iki milyon yılın sonunda neredeyiz? Nereye gidiyoruz, birtakım teorilerin, ne kadar kutsal olursa olsun bazı sefil kitapların söyledi-ği gibi değil ama hepimiz nereye gidiyoruz? Ve nereden başladık? Her ikisi de birbiriyle alakalı; nereye gidiyoruz, nerede başlarız. Başlangıç, son olabilir. Kabullenmeyin. Keşfedin.

Anında, biri çığlığı duyar: “Nasıl? Nasıl keşfedeceğiz?!” Biz-zat nasıl kelimesi, bir etki yaratmak için süreç ve yöntemin gücü-ne inancı açığa vurur; gerçekten de maddesel düzende böyledir. Fakat burada, keşfet yönergesi, farklı bir alana, kişinin kendisiy-le yanlış ilişkisi alanına değinmektedir. Bu karmaşayı dayatma