KAİNATTAKİ KUSURSUZLUKTESADÜF DEĞİL

YYaazzaarr vvee EEsseerrlleerrii HHaakkkknnddaa

Harun Yahya mstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar,1956 ylnda Ankara'da dodu. lk, orta ve lise renimini An-kara'da tamamlad. Daha sonra stanbul Mimar Sinan niver-sitesi Gzel Sanatlar Fakltesi'nde ve stanbul niversitesi Fel-sefe Blm'nde renim grd. 1980'li yllardan bu yana, ima-ni, bilimsel ve siyasi konularda pek ok eser hazrlad. Bunlarnyan sra, yazarn evrimcilerin sahtekarlklarn, iddialarnn ge-ersizliini ve Darwinizm'in kanl ideolojilerle olan karanlk ba-lantlarn ortaya koyan ok nemli eserleri bulunmaktadr.

Harun Yahya'nn eserleri yaklak 30.000 resmin yer ald top-lam 45.000 sayfalk bir klliyattr ve bu klliyat 60 farkl dile ev-

rilmitir.Yazarn mstear ismi, inkarc dnceye kar mcadele eden iki

peygamberin hatralarna hrmeten, isimlerini yad etmek iin Ha-run ve Yahya isimlerinden oluturulmutur. Yazar tarafndan kitap-larn kapanda Resulullah'n mhrnn kullanlm olmasnnsembolik anlam ise, kitaplarn ierii ile ilgilidir. Bu mhr, Kuran- Kerim'in Allah'n son kitab ve son sz, Peygamberimiz (sav)'in dehatem-l enbiya olmasn remzetmektedir. Yazar da, yaynlad tmalmalarnda, Kuran' ve Resulullah'n snnetini kendine rehberedinmitir. Bu suretle, inkarc dnce sistemlerinin tm temel iddi-alarn tek tek rtmeyi ve dine kar yneltilen itirazlar tam olaraksusturacak "son sz" sylemeyi hedeflemektedir. ok byk bir hik-

met ve kemal sahibi olan Resulullah'n mhr, bu son s-z syleme niyetinin bir duas olarak kullanlmtr.

Yazarn tm almalarndaki ortak hedef, Kuran'ntebliini dnyaya ulatrmak, bylelikle insanlar

Allah'n varl, birlii ve ahiret gibi temel imani ko-nular zerinde dnmeye sevk etmek ve inkarcsistemlerin rk temellerini ve sapkn uygula-malarn gzler nne sermektir.

Nitekim Harun Yahya'nn eserleri Hindis-tan'dan Amerika'ya, ngiltere'den Endonezya'ya,Polonya'dan Bosna Hersek'e, spanya'dan Brezil-

ya'ya, Malezya'dan talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dnyann dahapek ok lkesinde beeniyle okunmaktadr. ngilizce, Franszca, Almanca, talyanca, span-yolca, Portekizce, Urduca, Arapa, Arnavuta, Rusa, Bonaka, Uygurca, Endonezyaca,Malayca, Bengoli, Srpa, Bulgarca, ince, Kishwahili (Tanzanya'da kullanlyor), Hausa(Afrika'da yaygn olarak kullanlyor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullanlyor), Danimarkaca vesvece gibi pek ok dile evrilen eserler, yurt dnda geni bir okuyucu kitlesi tarafndantakip edilmektedir.

Dnyann drt bir yannda olaanst takdir toplayan bu eserler pek ok insann imanetmesine, pek ounun da imannda derinlemesine vesile olmaktadr. Kitaplar okuyan,inceleyen her kii, bu eserlerdeki hikmetli, zl, kolay anlalr ve samimi slubun, aklcve ilmi yaklamn farkna varmaktadr. Bu eserler sratli etki etme, kesin netice verme, iti-raz edilemezlik, rtlemezlik zellikleri tamaktadr. Bu eserleri okuyan ve zerindeciddi biimde dnen insanlarn, artk materyalist felsefeyi, ateizmi ve dier sapkn grve felsefelerin hibirini samimi olarak savunabilmeleri mmkn deildir. Bundan sonra sa-vunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklardr, nk fikri dayanaklar rtl-mtr. amzdaki tm inkarc akmlar, Harun Yahya Klliyat karsnda fikren malupolmulardr.

Kukusuz bu zellikler, Kuran'n hikmet ve anlatm arpclndan kaynaklanmaktadr.Yazarn kendisi bu eserlerden dolay bir vnme iinde deildir, yalnzca Allah'n hidaye-tine vesile olmaya niyet etmitir. Ayrca bu eserlerin basmnda ve yaynlanmasnda her-hangi bir maddi kazan hedeflenmemektedir.

Bu gerekler gz nnde bulundurulduunda, insanlarn grmediklerini grmelerinisalayan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmasn tevik etmenin de, ok nemlibir hizmet olduu ortaya kmaktadr.

Bu deerli eserleri tantmak yerine, insanlarn zihinlerini bulandran, fikri karmaameydana getiren, kuku ve tereddtleri datmada, iman kurtarmada gl ve keskin biretkisi olmad genel tecrbe ile sabit olan kitaplar yaymak ise, emek ve zaman kaybnaneden olacaktr. man kurtarma amacndan ziyade, yazarnn edebi gcn vurgulamayaynelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyecei aktr. Bu konuda kukusu olanlar varsa,Harun Yahya'nn eserlerinin tek amacnn dinsizlii rtmek ve Kuran ahlakn yaymakolduunu, bu hizmetteki etki, baar ve samimiyetin aka grldn okuyucularn ge-nel kanaatinden anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dnya zerindeki zulm ve karmaalarn, Mslmanlarn ektikleri ezi-yetlerin temel sebebi dinsizliin fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulmann yolu ise, din-sizliin fikren malup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas ve Kuran ahlaknn,insanlarn kavrayp yaayabilecekleri ekilde anlatlmasdr. Dnyann gnden gne dahafazla iine ekilmek istendii zulm, fesat ve kargaa ortam dikkate alndnda bu hizme-tin elden geldiince hzl ve etkili bir biimde yaplmas gerektii aktr. Aksi halde ok gekalnabilir.

Bu nemli hizmette nc rol stlenmi olan Harun Yahya Klliyat, Allah'n izniyle, 21.yzylda dnya insanlarn Kuran'da tarif edilen huzur ve bara, doruluk ve adalete, g-zellik ve mutlulua tamaya bir vesile olacaktr.

Bu kitapta kullanlan ayetler Ali Bula'n hazrlad"Kur'an- Kerim ve Trke Anlam" isimli mealden alnmtr.

1. Bask: Kasm, 2002 / 2. Bask: Ocak 2006 / 3. Bask: Temmuz 2009

ARATIRMA YAYINCILIKTalatpaa Mah. Emirgazi Caddesi brahim Elmas Merkezi

A Blok Kat 4 Okmeydan - stanbul Tel: (0 212) 222 00 88

Bask: Seil Ofset / 100. Yl Mahallesi MAS-ST Matbaaclar Sitesi

4. Cadde No: 77 Baclar-stanbul Tel: (0 212) 629 06 15

w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t

OKUYUCUYA Bu kitapta ve dier almalarmzda evrim teorisinin kne zel bir yer ayrlmasnn nedeni, bu teori-

nin her trl din aleyhtar felsefenin temelini oluturmasdr. Yaratl ve dolaysyla Allah'n varln in-

kar eden Darwinizm, 140 yldr pek ok insann imann kaybetmesine ya da kukuya dmesine neden

olmutur. Dolaysyla bu teorinin bir aldatmaca olduunu gzler nne sermek ok nemli bir imani g-

revdir. Bu nemli hizmetin tm insanlarmza ulatrlabilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucularmz belki

tek bir kitabmz okuma imkan bulabilir. Bu nedenle her kitabmzda bu konuya zet de olsa bir blm

ayrlmas uygun grlmtr.

Belirtilmesi gereken bir dier husus, bu kitaplarn ierii ile ilgilidir. Yazarn tm kitaplarnda imani konu-

lar, Kuran ayetleri dorultusunda anlatlmakta, insanlar Allah'n ayetlerini renmeye ve yaamaya davet

edilmektedir. Allah'n ayetleri ile ilgili tm konular, okuyann aklnda hibir phe veya soru iareti brak-

mayacak ekilde aklanmaktadr.

Bu anlatm srasnda kullanlan samimi, sade ve akc slup ise kitaplarn yediden yetmie herkes tarafn-

dan rahata anlalmasn salamaktadr. Bu etkili ve yaln anlatm sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan

kitaplar" deyimine tam olarak uymaktadr. Dini reddetme konusunda kesin bir tavr sergileyen insanlar da-

hi, bu kitaplarda anlatlan gereklerden etkilenmekte ve anlatlanlarn doruluunu inkar edememektedir-

ler.

Bu kitap ve yazarn dier eserleri, okuyucular tarafndan bizzat okunabilecei gibi, karlkl bir sohbet or-

tam eklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar birarada

okumalar, konuyla ilgili kendi tefekkr ve tecrbelerini de birbirlerine aktarmalar asndan yararl ola-

caktr.

Bunun yannda, sadece Allah rzas iin yazlm olan bu kitaplarn tannmasna ve okunmasna katkda

bulunmak da byk bir hizmet olacaktr. nk yazarn tm kitaplarnda ispat ve ikna edici yn son de-

rece gldr. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler iin en etkili yntem, bu kitaplarn dier insanlar tara-

fndan da okunmasnn tevik edilmesidir.

Kitaplarn arkasna yazarn dier eserlerinin tantmlarnn eklenmesinin ise nemli sebepleri vardr. Bu sa-

yede kitab eline alan kii, yukarda sz ettiimiz zellikleri tayan ve okumaktan holandn umduu-

muz bu kitapla ayn vasflara sahip daha birok eser olduunu grecektir. mani ve siyasi konularda yarar-

lanabilecei zengin bir kaynak birikiminin bulunduuna ahit olacaktr.

Bu eserlerde, dier baz eserlerde grlen, yazarn ahsi kanaatlerine, pheli kaynaklara dayal izahlara,

mukaddesata kar gereken adaba ve saygya dikkat etmeyen sluplara, burkuntu veren mitsiz, pheci

ve ye'se srkleyen anlatmlara rastlayamazsnz.

Giri: Tesadf ddialarnn Mantkszl 9

Tesadfler lah Olamaz,

Tm Varlklarn Yaratcs Allahtr 15

Evrendeki Kusursuz Dzen

Tesadf ddialarn Yalanlamaktadr 23

Bitkiler Alemindeki Tm Gzellikler

Allah'n Yaratmasdr 57

Doadaki Tm Canllarn Yaratcs Allah'tr 91

nsanlar, Allah'n Ruhundan fledii

Akl ve rade Sahibi Varlklardr 119

Teknoloji ve Sanat Alanndaki almalar,

Birer Tasarm rneidir 141

Sonu: Tesadf Teorisinin Bys Kalkmaktadr 167

Ek Blm: Evrim Yanlgs 173

NN DD EE KK LL EE RR

ACIBAKLA YAPRAINADM YAMUR DAMLASI DENZYILDIZISARKIT KEST

abah kalktnz andan itibaren karlatnz eyleri

yle bir dnn... Banzn altna koyduunuz yastk,

zerinize rttnz battaniye, sizi uyandran alar saat,

kalkar kalkmaz, temiz hava girmesi iin atnz pencere, dolapta as-

l duran kyafetleriniz, her sabah kalktnzda baktnz ayna, kahval-

tda kullandnz atal-bak, dar karken yannza aldnz emsi-

ye, bindiiniz asansr, arabanzn kapsn amak zere kullandnz

anahtar, yoldaki trafik klar, tabelalar, i yerindeki masanzda duran

kat, kalem ve dierleri...

Kukusuz tm bunlar pek ok kii tarafndan zerinde dnle-

rek, emek ve vakit harcanarak, belli bir ama gzetilerek karnza gel-

mitir. Bu konuda hibir pheniz yoktur. Ve hi kimse bunlarn sabah

kalktnzda tam olmalar gereken yerde, tesadf eseri karnza kt-

n da iddia etmeyecektir. rnein kimse anahtarnzn tesadf eseri

tam arabanzn kapsn aacak ekilde yontulmu olduunu ve cebini-

ze de tesadfen girdiini sylemeyecektir. Ya da yoldaki tabelalarn te-

sadf eseri bulunduklar yerlere yerleip ve yine tesadf eseri salan

boyalarla insanlar iin bir anlam tayan yazlarn olutuunu iddia et-

meyecektir. Ayn ekilde masanzda duran ve ekillendirilmi bir tel-

den baka bir ey olmayan atan bile oraya tesadf eseri, tam katla-

f

KANATTAK KUSURSUZLUK TESADF DEL10

r birarada tutacak ekilde bklp konduu-

nu iddia eden kimse de kmayacaktr. nk

bunlarn her biri, boyutlar, ekilleri, ilevleri

ve daha pek ok detaylaryla birer tasarm r-

neidir. Sizin rahatnz iin, ihtiyacnz kar-

layacak ekilde, bilgi kullanlarak bilinli yn-

temlerle retilmilerdir. Ve her birinin evre-

nizde bulunmasnn zel bir sebebi, belli bir

amac vardr.

Peki ya yolda yrrken grdnz in-

sanlar, yanndan getiiniz aalar, nnze

kan kpek, atnzn saaklarna yuva kuran

gvercin, masanzda duran iekler, yukar

baktnzda grdnz gkyz? Sizce on-

larn varlnn sebebi tesadfler olabilir mi?

Kukusuz byle bir ihtimal zerinde d-

nmek bile son derece aklddr... nk

evrenizi saran canl ve cansz tm varlklar,

biraz nce saydmz evrenizdeki insan ya-

pm eyalarla kyas edilemeyecek, tesadflere

asla ihtimal brakmayacak mkemmelliktedir.

Bunlarn her biri stn bilgi ve akl gerektiren

bilinli bir yaratln rnekleridir. Tek bir ata-

n, bir telin tesadfen dzgnce bklmesiy-

le masasna gelmesini mantksz bulan her in-

san, insanlarn, kedilerin, kularn, aalarn

ve tm evrenin de tesadfen meydana gelme-

sinin bunlarla kyas edilemeyecek kadar im-

kansz olduunu elbette ki grebilir.

LALE KEST

Harun Yahya (Adnan Oktar) 11

Ancak gnmzde, bu kadar ak bir

gerei gremeyen, daha dorusu grd

halde grmezlikten gelen insanlar bulun-

maktadr. Bu kiiler, aalarn, kularn, bu-

lutlarn, evlerin, arabalarn, sizin, yaknlar-

nzn, evrenizde grdnz dier insanla-

rn ve canl-cansz hereyin, ksacas iinde

yaadnz kainatn kr tesadflerin eseri

olduunu iddia ederler.

"Materyalist-Darwinist" olarak bilinen

bu kimseler tesadfleri stn bir akl gibi

sunan, art arda meydana gelen milyonlarca

tesadfn toplamn "yaratc bir g" olarak

gsteren batl bir fikrin savunuculardr. Ma-

teryalist-Darwinistlere gre tesadfler, dn-

yadaki btn insanlarn aklndan ok daha

byk bir akla sahiptirler. Yz binlerce yl-

dr gelip gemi ne kadar insan varsa, hepsi-

nin beynini, akln, dnme kabiliyetini,

muhakeme ve hafza gcn, fiziksel zel-

liklerini ve daha yzlerce binlerce zelliini

ekillendiren gcn, "tesadf" isimli bir "de-

ha" olduunu iddia ederler. Materyalist-Darwinistlere gre bu de-

hann olaanst olaylar gerekletirmekiin ihtiyac olan tek ey ise "zaman"dr. Buarpk manta gre eer tesadfe zamanverilirse, cansz ve uursuz atom ynlarninsanlara, karncalara, atlara, zrafalara, ta-vus kularna, kelebeklere, incire, zeytine,

CAYMAN ADASINDAKI BRSNGER TRNN KEST


portakala, eftaliye, nara, karpuza, kavuna,domatese, muza, laleye, menekeye, ilee,orkideye, gle ve aklnza gelen-gelmeyenmilyonlarca canlya evirebilir. stelik bunla-rn yan sra gezegenleri, yldzlar, Gne'i,bunlarn dolat yrngeleri meydana geti-rebilir. Ayrca Darwinizm'e gre btn ren-ciler, brokratlar, doktorlar, mimarlar, i a-damlar, mhendisler, bilim adamlar da tesa-dflerin sabrl almalar sonucunda birazmineral, biraz su ve gnein de desteiyle za-man iinde meydana gelmilerdir. Ne ilgin-tir ki sz konusu batl inancn temeli olan butesadf putu, ayn zamanda, kitaplarnda,konferanslarnda, hararetli tartmalarndakendi "tesadfi varolularn" anlatan mater-yalist-Darwinistleri de oluturmutur. te ba-z evrimci-materyalist bilim adamlarnn La-tince kelimelerle, ar ve anlalmas zelliklezorlatrlm bir slupla anlattklar evrim te-orisinin ve materyalist felsefenin zndekiiddia budur.

"Kainattaki Kusursuzluk Tesadf Deil"olarak isimlendirdiimiz bu kitapta, kendile-rini tesadf kmaznn iine sokarak, evrele-rindeki yaratl delillerini inkar edenlerin,kendilerini ve iinde yaadklar evreni yara-tan Allah'n apak olan varln kabul etme-mek iin ne tr bir mantk bozukluu iindeolduklarna hep beraber ahit olacaz.

Ancak konuya gemeden nce unu be-lirtmekte yarar vardr: Materyalist-Darwi-nistlerin bu kitapta inceleyeceimiz- mantk

DENZ KABUKLARI


bozukluklar ve elikileri, tarih boyunca yaa-m olan tm putperestler ve inkarc toplum-larda rastlanan bir kavray eksikliidir. Ge-mi toplumlarda da insanlar totemleri, elleriile yonttuklar heykelleri ilah olarak kabul et-miler, tatan topraktan heykellerin yaratcolabileceine inanacak kadar uurlarn yitir-milerdir.

AKILLI TASARIM YAN YARATILI:

Allah'n yaratmak iin tasarm yapmaya ihtiyac yoktur

Kitapta yer verilen "tasarm" ifadesinin dedoru anlalmas olduka nemlidir. Allah'nkusursuz bir tasarm yaratm olmas, Rabbi-miz'in nce plan yapt daha sonra yarattanlamna gelmez. Bilinmelidir ki, gklerin veyerin Rabbi olan Allah'n yaratmak iin her-hangi bir 'tasarm' yapmaya ihtiyac yoktur.Allah'n tasarlamas ve yaratmas ayn andaolur. Allah bu tr eksikliklerden mnezzehtir.

Allah'n, bir eyin ya da bir iin olmasn

dilediinde, onun olmas iin yalnzca "Ol!"

demesi yeterlidir.

Ayetlerde yle buyurulmaktadr:

Bir eyi diledii zaman, O'nun emri

yalnzca: "Ol" demesidir; o da hemen

oluverir. (Yasin Suresi, 82)

Gkleri ve yeri (bir rnek edinmeksizin)

yaratandr. O, bir iin olmasna karar

verirse, ona yalnzca "OL" der, o da

hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)MERCAN KEST

TAVUS KUU TY

harles Darwin'in 19. yzylda ortaya att evrim teorisi,

insanlk tarihinde yer alan en inanlmaz, en akl d iddi-

alardan biridir. Buna ramen, 150 yl boyunca eitli bilim

adamlarndan profesrlere, doktorlardan aratrmaclara kadar birok

kii bu teoriye inanmtr. Bu insanlar bilimsel gereklerle elimeyi da-

hi gze alarak, byk bir kararllkla evrim teorisini savunmaya al-

mlardr.

Oysa bu teori akl almaz bir iddia ne srmektedir. Evrim teorisi-

ne gre, tm insanlar, bitkiler ve hayvanlar kr ve uursuz tesadfle-

rin eseridirler. Evrimciler, bundan milyarlarca yl nce, bilinci, akl, bil-

gisi ve hibir gc olmayan cansz atomlarn, tesadfler sonucunda, il-

kel orba olarak adlandrdklar okyanuslarda veya su birikintilerinde,

belli oranlarda biraraya geldiklerine; daha sonra tesadfen gelien

olaylar sonucunda, bugn bilim adamlarnn en ileri teknoloji ile labo-

ratuarlarda dahi oluturamadklar proteinleri ve hcreyi oluturduk-

larna inanrlar. Bununla da kalmaz daha da ileri giderek kr tesadf-

lerin meydana getirdii hcrelerin de yine tesadfi sreler sonucun-

da, balklar, deniz yldzlarn, penguenleri, atmacalar, kedileri, aslan-

lar, martlar, kuzular ve hatta akl sahibi insanlar oluturduklarn

sylerler.

V


Evrimcilerin ne kadar akld bir iddi-

ada bulunduklarn anlamak iin bir rnek

verelim:

Tesadflerin yaratc gc olduuna ina-

nan evrimciler, ok byk variller alsalar. Bu

varillerin iine, bir canly oluturmak iin ge-

rektiini dndkleri ne kadar madde varsa

koysalar. rnein bu varile, canll olutu-

ran tm amino asitleri, proteinleri, lipidleri,

karbon, fosfor, kalsiyum, karoten gibi ele-

mentlerin hepsini koysalar. Daha sonra bu

karma dardan ne etki vermek istiyorlar-

sa verseler. rnein varili stsalar, soutsalar,

zerine yldrmlar drseler, elektrik verse-

ler. Varile koyduklar maddeleri istedikleri

gelimi cihazlarla kartrsalar. Ayrca bu ka-

rmn banda milyarlarca hatta trilyonlarca

sene, birbirlerine babadan oula vasiyet ede-

rek nbet tutsalar. Ve hibir eyi tesadflere

brakmadan, karmn her ann kontrol ede-

rek, birbirlerine danp, dnyann en nde

gelen biyologlarndan, genetikilerinden, fi-

zikilerinden, evrim uzmanlarndan grler

alsalar. Bir canlnn olumas iin hangi art-

larn var olmas gerektiine inanyorlarsa

hepsini kullanmakta serbest olsalar...

Tm bu bilinli ve ciddi abalara ra-

men bu varilden canlla dair bir ey asla -

karamazlar. Ne yaparlarsa yapsalar yine de

bu varilin iinden, bu kitap boyunca resimle-RENKL BOYUNLU TAVUS KUU TY

rini greceiniz tavus kularn, sereleri,

tavanlar, muhabbet kularn, atlar, ger-

gedanlar, karpuzu, mandalinay, glleri,

yaseminleri, hlamur aalarn, kirazlar,

ilei, muzlar, hindistan cevizini, pamu-

u, kestaneyi, msr, hurmay, inciri, zeyti-

ni, limonu, zmleri, kaysy, sincaplar,

baykular, karncalar, balarlarn v.s. -

karamazlar.

Ne ilem yaparlarsa yapsnlar bu vari-

lin iindeki atomlar; Einstein, Newton gibi

karmak problemler zen dahi bilim

adamlarn; Picasso, Michalengelo gibi sa-

nat ve estetik ynnden harikalar meyda-

na getiren sanatlar; Beethoven, Mozart

gibi insan ruhuna zevk veren melodiler

besteleyen mzisyenleri; bulular yapan,

kendisini meydana getiren atomlar mik-

roskop altnda inceleyen bilim adamlarn;

Humphrey Bogart, Charlton Heston gibi

rol yetenei olan aktrleri; Britney Spears,

Ricky Martin, Michael Jackson gibi sanat-

lar; dans eden, ark syleyen, simetriden,

estetikten, renklerin uyumundan zevk

alan, araba tasarm yapan, kitap yazan, ki-

tap okuyan, renen, rendiklerini haf-

zasnda tutan, dnen, akleden, muhake-

me eden, heyecanlanan, sevinen, sevgi,

merhamet ve efkat duyan, zleyen, frn-

daki kekin kokusunu duyunca itahlanan,


ZEBRA POSTU

18 KANATTAK KUSURSUZLUK TESADF DEL

19

Darwinistlere gre tesadflerin ola-

anst olaylar gerekletirmek iin ih-

tiyac olan tek ey "zaman"dr. Bu arpk

Darwinist manta gre eer tesadfe

zaman verilirse, cansz ve uursuz atom

ynlarn insanlara, karncalara, atlara,

zrafalara, tavus kularna, kelebeklere,

incire, zeytine, portakala, eftaliye, nara,

karpuza, kavuna, domatese, muza,

laleye, menekeye, ilee, orki-

deye, gle ve aklnza ge-

len-gelmeyen mil-

yonlarca canlya

evirebilir.

Harun Yahya (Adnan Oktar)


yedii yemein tadndan zevk alan, ko-

mik bir olaya glen, dostlar ile neele-

nen, bir fikri savunan, mzakere eden

insan zekasn kesinlikle meydana geti-

remezler.

Bilinsiz atomlar, her ne ekilde bi-

raraya getirirseniz getirin, hibir zaman

bu varlklardan tek bir tanesini, hatta

bunlardan herhangi birinin tek bir hc-

resini dahi oluturamazlar.

O halde tm insanln bilgi biriki-

mi ve abas ile asla meydana gelemeye-

cek canll, uursuz atomlarn, kr te-

sadflerin yardm ile meydana getirdi-

ini nasl iddia edebilirler? Aka anla-

laca gibi bir para akl ve vicdan

olan bir insan, tm canllarn ve insanla-

rn, tesadflerin eseri olmasnn mm-

kn olamayacan hemen anlar. Hibir

n yargya kaplmadan, akl ve vicdan

ile dnen her insan, tm bu varlklar

yaratann, stn bir akl, sonsuz bilgi ve

benzersiz bir g sahibi Allah olduunu

kesin olarak bilir.

Ancak, 20. yzyl boyunca byk

bir mucize olarak, insanlarn bir blm

bu akl almaz senaryoya inanmlardr.

Putperest kavimlerin inanlar ile alay

PEMBE KUTYMERCAN DALININ

U DETAYI


eden, onlar ilkel gren bu insanlar,

profesr, bilim adam, retim grevlisi

gibi sfatlar tamalarna ramen, tahta-

dan oyulmu bir putun insanlarn yara-

tcs olduuna inananlar kadar akllar-

n ve vicdanlarn kreltmiler ve bu saf-

sataya inanmlardr. Peygamber Efen-

dimiz (sav) bir hadis-i erifinde, byle

bir krlk tayan insanlara irkin en

byk gnah olduunu hatrlatmakta-

dr:

"(En byk gnah) Allah seni ya-

ratm iken, O'na ortak koman-

dr." (Ktb-i Sitte, Muhtasar Tercme ve

erhi, Prof. Dr. brahim Canan, 2. cilt, Aka

Yaynlar, Ankara, s. 130)

Allah Kuran'da, putlara tapan,

putlar hakknda yalanlar uydurarak

onlarn hereye g yetirdiini zanne-

den bu insanlar yle uyarmaktadr:

Siz yalnzca Allah'tan baka bir-takm putlara tapyor ve birta-km yalanlar uyduruyorsunuz.Gerek u ki, sizin Allah'tanbaka taptklarnz, size rzkvermeye g yetiremezler; y-leyse rzk Allah'n Katnda ara-yn, O'na kulluk edin ve O'nakredin. Siz O'na dndrle-ceksiniz. (Ankebut Suresi, 17)

MAV KU TYANEMON

anl ve cansz tm varlklar iinde barndran evren, ku-

sursuz bir tasarma, esiz sistemlere, canllarn yaayabil-

meleri iin gereken tm artlarn varolduu bir ahenk ve

dzene sahiptir. zellikle 20. ve 21. yzylda elde edilen tm bul-

gular evrenin kusursuz bir plan ve tasarmn sonucu olduunu ortaya

koymutur. Bilimin gsterdii gerek udur: Evreni, stn bir akla ve

sonsuz bir gce sahip olan Yce Allah yaratmtr.

Ne var ki bilimin 20. yzylda kesin delillerle ortaya koyduu bu

gerek, Darwinistmateryalist felsefeyi benimsemi kiiler tarafndan

grmezlikten gelinmektedir. Daha nce de belirtildii gibi materyalist-

ler evrenin, kaosun, karmaann ve tesadflerin rn olduunu iddia

ederler. Ancak, evrenin oluumundan iinde ileyen sistemlerin ve ba-

rndrd varlklarn arasndaki kusursuz denge ve ahenge kadar ince-

lenen her konu, evrenin kesinlikle tesadf eseri olamayacan ortaya

koymaktadr.

ngiliz fiziki ve matematiki olan Sir James Jeans evrendeki ku-

sursuz dzeni u ekilde ifade etmitir:

"Evren hakknda yaplan bilimsel bir aratrmann sonucu tek bircmleyle zetlenebilir: Evren, matematik bilgisi sonsuz bir varlktarafndan dizayn edilmi olarak grlyor." (Sir James Jeans, TheMysterious Universe, Cambridge University Press, 1932, s. 140)

V

Evrendeki ok sayda irili ufakl gezegenin her biri

byk bir dzenin kritik nem tayan paralarn olutu-

rur. Hibirinin ne uzaydaki konumlar, ne de hareketleri

geliigzel deildir; tam tersine bildiimiz bilmediimiz

saysz detaylaryla zel olarak ayarlanm, belli bir

ama zerine yaratlmlardr. Nitekim evrendeki den-

geleri etkileyen saysz kriterden sadece gezegenle-

rin konumlarndaki deiim bile iie gemi den-

geleri altst etmek, karmaaya sebep olmak

iin yeterli olabilecek niteliktedir. Ancak

bu dengeler hibir zaman amaz ve

evrendeki mkemmel dzen de

hibir aksakla uramadan

devam eder. Bu, stn g

sahibi olan Allah'n kusur-

suz yaratmasdr.



Evrendeki mkemmel dzen, canll-

n varoluunun tesadfi mekanizmalar-

la meydana geldiini ne sren evrim te-

orisinin mimar Charles Darwin'i dahi,

evrenin yaratlnda tesadflerin yeri

olamayacan itiraf etmek durumunda

brakmtr. Darwin'in bu itiraf yledir:

"Bu muazzam ve harikulade evreni,ok geriye ve ok ileriye bakabilmekabiliyeti bulunan insan da dahil ol-mak zere, kr tesadf veya zarure-tin eseri olarak grmek ok g, hat-ta imkanszdr." (Robert B. Downs,Dnyay Deitiren Kitaplar, Tur Ya-ynlar, stanbul 1980, s. 289)


Ay ile Dnya arasndaki mesafe Dnya'da hayatn devam ve bir-ok dengenin salanmas asndan son derece nemlidir. yle ki bumesafedeki kk deiiklikler bile nemli olumsuzluklarn meydanagelmesine sebep olabilir. rnein Ay ile Dnya arasndaki mesafe;

-Eer biraz daha yakn olsayd, Ay Dnya'ya arpard.-Eer biraz daha uzak olsayd Ay uzayda kaybolur giderdi.-Eer biraz daha az yakn olsay-

d, Ay'n Dnya zerinde meyda-na getirdii gel-gitler tehlikeliboyutlarda byrd. Okya-nus dalgalar, ktalarn alakyerlerini kaplard. Bunun so-nucunda ortaya kan srtn-me okyanuslarn ssn artrr veDnya'da yaam iin gerekli olan hassas s dengesi yok olurdu.

-Eer biraz daha az uzakta olsayd, gelgit olaylar azalrd ve bu daokyanuslarn daha hareketsiz olmasna neden olurdu. Durgun su de-nizdeki hayat tehlikeye sokar, bununla birlikte soluduumuz havada-ki oksijen oran tehlikeye girerdi.http://www.pathlights.com/ce_encyclopedia/01-ma10.htm#Elemental Forces

Hz. Muhammed (sav):

"Azamet ve vakar sahibi Allah'tan baka lah yoktur. Byk Ar'n sahi-

bi Allah'tan baka lah yoktur. Gklerin Rabbi, yerin Rabbi ve kymetli Ar'n

Rabbi Allah'tan baka mabud yoktur." (Sahih-i Mslim, Hadis no, 4909)


Evrendeki btn gk cisimlerinin dalm, insann yaam iin

tam olmas gereken yapdadr. rnein uzayda byk boluklar var-

dr. Amerikal astronom George Greenstein, The Symbiotic Universe

(Simbiyotik Evren) isimli kitabnda gk cisimleri arasnda belli

uzaklklarn olmasnn nemini yle aklar:

Eer yldzlar birbirlerine biraz daha yakn olsalar, astrofizik okda farkl olmazd. Yldzlarda, nebulalarda ve dier gk cisimle-


rinde sregiden temel fiziksel ilemlerde hibir deiim gerek-lemezdi. Uzak bir noktadan bakldnda, galaksimizin grn- de imdikiyle ayn olurdu. Tek fark, gece imler zerine uza-np da izlediim gkyznde ok daha fazla sayda yldz bulun-mas olurdu. Ama pardon, evet; bir fark daha olurdu: Bu manza-ray seyredecek olan "ben" olmazdm... Uzaydaki bu devasa bo-luk, bizim varlmzn bir n artdr. (George Greenstein, TheSymbiotic Universe, s. 21)


Fransz Akademisinin bir yesi olan nl Prof. Jean Guitton:

"Doann temel deimezleri ve yaamn ortaya kmasna nedenolan ilk koullar, artc bir kesinlikle ayarlanmtr. Evrenin nedenli aklalmaz bir incelikle ayarlanm gibi grnd hakkn-da bir fikir vermek iin Yer'den Mars gezegeni zerinde bir uku-ra topunu gndermeyi baarabilen bir golf oyuncusunun beceri-sini dnmek yeter!" (Jean Guitton, Tanr ve Bilim, Simavi Ya-ynlar, 1993, s. 54)


Eer evrenin kanunlar sadece madde-

nin kat ve gaz haline izin vermi olsa, ha-

yat mmkn olamayacakt. nk kat

maddelerde atomlar birbirleri ile ok iie

ve durgundurlar ve canl organizmalarn

gerekletirmek zorunda olduklar dina-

mik molekler ilemlere kesinlikle izin

vermezler. Gazlarda ise atomlar hibir is-


tikrar gstermeden serbeste uuurlar ve

byle bir yap iinde canl organizmalarn

karmak mekanizmalarnn ilemesi

mmkn deildir.

Ksacas, hayat iin gerekli ilemlerin

gerekletirilmesinde, sv bir ortamn

varl zorunludur. Svlarn en ideali da-

ha dorusu tek ideal olan ise sudur.


Dnyada var olan ortamn yaam asndan uygunluu tesadf-

lerle asla aklanamayacak kadar hayranlk uyandrc zelliklere sa-

hiptir. Harvard niversitesi biyolojik kimya blm profesr Law-

rence Henderson bu durumu yle dile getirmitir:


evre, temel zellikleriyle (yani canllar oluturan eitli kimya-sallar ve fiziko-kimyasal ilemler ile hidrosferin fiziksel ve kim-yasal zellikleri ynnden) yaam iin olabilecek en uygun ev-redir. (Lawrence Henderson, The Fitness of the Environment, Bos-ton: Beacon Press, 1958, nsz)


Allah, dnyadaki suyun miktarn da canllarn yaamasna en

uygun ekilde yaratmtr. 18. yzyl ngiliz doabilimcisi John Ray

bu durumu u szlerle ifade etmitir:

"Eer Dnya zerinde imdi olduunun yars kadar deniz olsay-d, o zaman su buhar miktar da imdikinin yars kadar olacak-t, dolaysyla biz de kuru topraklar beslemek iin u an sahip ol-duumuz nehirlerimizin ancak yarsna sahip olacaktk, nksu buharnn miktar, zerinden ykseldii yzeyin geniliiyle


balantldr. Dolaysyla Yaratc, bunu yle bir ekilde d-zenlemitir ki, denizler, karalar iin gereken su buharn te-min etmeye yetecek bir genilie sahiptir." (John Ray, TheWisdom of God Manifested in the Word of Creation, 1701; Mic-hael Denton, Nature's Destiny, s. 73)

Btn bunlar tesadflerin meydana getirdiini iddia ede-

bilmek iin bir insann akl ve vicdandan tamamen uzaklamas

gerekir.


Molekler biyolog Michael Denton:

"Eer akkanl daha yksek olsayd, su, hayat iin uy-gun bir temel olma zelliini kesinlikle yitirirdi. rneinakkanl sv hidrojen kadar yksek olsayd, canllarnyaplar, tahrip edici etkiler karsnda ok daha iddetlihareketlere maruz kalacakt... Hassas molekler yaplarnsu tarafndan desteklenmesi mmkn olmayacak, canlhcresinin son derece hassas olan yaps yaamn srd-remeyecekti...

te yandan, suyun akkanl biraz daha az olsayd, (pro-teinler, enzimler gibi) makromolekllerin ve zellikle mi-


tokondri gibi zellemi yaplar ile kk organellerinkontroll hareketleri imkansz hale gelecekti. Ayn ekil-de hcre blnmesi de imkanszlaacakt. Hcrenin tmyaamsal faaliyetleri fiili olarak donacak ve bizim bildi-imize benzer bir hcre yaam mmkn olmayacakt.Hcrelerin embriyogenez (anne rahmindeki geliim) s-rasndaki hareket etme ve srnme yeteneklerine balolan daha yksek organizmalarn geliimi ise, suyunakkanlnn ok az bile daha dk olmas durumun-da, kesinlikle gerekleemeyecekti." (Michael Denton,Nature's Destiny, s. 33)


Yeryznde var olan su, bir dng iinde srekli

olarak yeniden kullanlr hale gelerek insanlarn, bit-

kilerin ve hayvanlarn hizmetine sunulur. Ayrca yer-

yzndeki su Gne'in ss sayesinde "arndrlm

olarak" buharlar. Buhar atmosferde younlap bulut

halini alr, sonra da ya eklinde Dnya yzeyine

tekrar geri dner. rnein bir ylda Dnya'nn ekvator

blgesinden yaklak alt-yedi yz milyon ton suyun


buharlap havaya ykseldii, burada kuzey ve gney

kutup blgelerinin yaknlarna tand, sonra da ya-

mur yoluyla temiz su olarak yeniden denizlere dnd-

hesaplanmtr.

Bahsettiimiz bu dnm olmam olsayd, yani

su buharlap yeryzne geri dneceine yok olsayd

hi kukusuz bu durum canlln sona ermesi iin ye-

terli bir sebep olurdu.

YAMUR DAMLASI DM YAPRAK

engiyle, kokusuyla her biri ayr birer estetik harikas

olan menekeler, smbller, papatyalar, gller; benzer-

siz tatlara sahip, vitamin deposu meyvelerden kirazlar,

eftaliler, elmalar, zmler, ilekler, portakallar; canlln oksijen kay-

na yeillikler, amlar, selviler, kavaklar ve dierleri Allah'n insanlara

nimet olarak sunduu gzelliklerdendir.

Tesadf iddialarna en ufak bir ihtimal brakmayacak kadar b-

yk bir estetie ve olaanst komplekslikteki sistemlere ve benzersiz

faydalara sahip olan bitkilerin her biri, sonsuz g sahibi Allah'n yara-

tndaki harikalar gstermektedir. Bu gerek kk bir tohum tanesi

iin de, bu tohum tanesinin iinde sakl bilgilerle byyen metrelerce

ykseklikteki bir aa iin de geerlidir.

Yere gelince, onu da (yaratlm btn) varlklar iin alaltt-

koydu. Onda meyveler ve salkml hurmalklar var. Yaprakl ta-

neler ve gzel kokulu bitkiler. u halde Rabbiniz'in hangi ni-

metlerini yalanlayabilirsiniz? (Rahman Suresi, 10-13)

e


Resimlerde grdnz bu kck tohumlar-

da, Britannica Ansiklopedisi'ndeki bilgilerin 60 ka-

tndan daha fazla bilgi vardr. Topraa braklan to-

humlardaki bilgiler, bir sre sonra bir zambak, bir

st aac, bir meneke veya metrelerce uzunlukta-

ki bir mee aacna dnr. Her tohumdan farkl

tatlarda, kokularda, renk ve boyutlarda bitkiler kar.

Bu kadar olaanst bilginin bu tohumlara tesad-

fen yerletiini dnmek, insan aklyla alay etmek-

tir.

Kapkara topran, minicik bir tohumla birlee-

rek, bu tohumun iinden rengarenk iekleri, mis ko-

kulu, esansl meyveleri karmas Yce Rabbimiz'in

yaratndaki mucizelerden sadece biridir.


Bitkiler, saylarnn artt blgelerde bir sre

sonra oalmay durdururlar. Evrimcilerin iddi-

alarnn tam tersine -gl olann korunmas, za-

yf olann yok olmas gerekirken- bitkiler yaa-

mak iin mcadele etmeye girimezler. evrele-

rindeki bitki rtsnn younluunu adeta hisse-

der ve nfuslarn kontrol altnda tutarlar. Bu

kontrol salamak iin de daha az tohum retme-

ye balarlar. Tehlike ortadan kalkp reme ihtiya-

c doduunda ise yeniden rettikleri tohum mik-

tarn artrrlar. (Dr. Lee Spetner, Not By Chance,

Shattering the Modern Biology of Evolution, s. 16)

63Harun Yahya (Adnan Oktar)

"Bitki aleminin tarihinde yksek seviyeli bit-kilerin aka aniden ve birdenbire geliimle-ri kadar bana daha olaanst gelen bir olayyoktur." (Francis Darwin, Charles Darwin'inHayat ve Mektuplar, 1887, sf. 248)


Doadaki bitki eitlilii, bitkilerin tesadf-

lerin eseri olmadn gsteren delillerden biridir.

Her biri birbirinden estetik, ho kokulu bitkilerin

kusursuz sistemlerini ve olaanst tasarmn

uursuz atomlarn tesadfen oluturduunu iddia

etmek, byk bir samalktr. Bu, bir maazadaki

kyafetlerin, kumalarn, ipliklerin tesadfen bi-

raraya gelinmesiyle kendi kendine olutuunu id-

dia etmek kadar mantkszdr.


70

"...Ancak ben hala n-yargszca, bitki fosili kaytla-

rnda zel bir yaratln olduunudnyorum. Eer bununla birlikte,

bu snflandrmann hiyerarisi iin bakabir aklama bulunabilirse, bu evrim teorisi-

nin matem an olur. Orkidenin, su mercimei-nin, palmiye aacnn ayn atadan geldiini d-nebilir misiniz? Ve bu faraziye iin herhangi

bir delile sahip miyiz? Evrimciler buna bircevap hazrlamaldrlar. Ancak birou sor-

gulamadan nce kecektir."

(W. R. Bird, Origin of SpeciesRevisited, s. 233)


Yeryzndeki saymakla bi-

tiremeyeceimiz eitlilikteki

bitkiler, milyonlarca yldr ne za-

man, ne yapmalar gerektiini to-

humlarnda sakl program saye-

sinde bilmekte ve unutmadan,

yanlmadan bu program uygula-

maktadrlar. Hibir zaman bir ki-

raz ekirdeinden eftali aac

kmam, limon aacna ait bir

tohumdan ilek gelimemitir.

Beyni, gz, akl olmayan bir

tahta parasnn bylesine ku-

sursuz ileyen bir program ken-

di kendisine uyguluyor olmas

elbette ki imkanszdr. Milyon-

larca yldr kusursuzca devam

eden bu sistemin tesadflerin

baars (!) olduunu dnmek

ise akl sahibi herkesin g-

ln bulaca bir ha-

yaldir. Bitkileri ya-

ratan Allah'tr.


"Bir mee palamutu ayieine deil de mee aacnadnmesi gerektiini nasl biliyor?... Yaklak 40 ylnce biyologlar canl organizmalarda bilginin nemlibir rol oynadn renmeye baladklarnda biyolojibilimi de ok nemli bir mesafe alm oldu. Organiz-mada ona nasl ilev grmesi, nasl bymesi, nasl ya-amas ve nasl remesi gerektiini syleyen bilgininyerini kefettik. Bilgi bitkinin ierisinde olduu gibitohumun ierisinde de mevcuttur. Tavuun ierisindeolduu gibi yumurtann ierisinde de mevcuttur. Yu-murta bilgiyi tavua geirir, tavuk yumurtaya, bu by-le srer gider." (Dr. Lee Spetner, Not By Chance, Shatte-ring The Modern Theory of Evolution, sf. 23)


Peygamber Efendimiz diyor ki:

"Allah gzeldir, gzellii sever..." (mam

Nenevi, Riyaz's-Salihin, Cilt: 3, sf: 163)


Milyonlarca yldr deimeyen esans, birbirin-

den gzel renkleri, yaprandaki przszlk ve es-

tetik grnm ile bir gl yapra bile evrimcilerin

tesadf iddialarn rtecek niteliktedir. Yllarca

eitim gren uzmanlar gl yaprann esansn tak-

lit edebilmek iin laboratuvarlarda deney ve aratr-

malar yaparlarken, gl, bir uzmandan daha stn

bir ekilde milyonlarca yldr ayn benzersiz kokuyu

retmektedir.

Gl, kendine zg kokusu, rengi, yumuakl

ve estetik grnmyle Allah'n benzersiz sanatn

sergileyen yaratl harikalarndan biridir.


Yeryzndeki tm bitkiler kendileri

iin en uygun yaplara sahiptirler. rne-

in hindistancevizi tohumlar uzun sre

suda kalrlar, bu nedenle kabuklar ol-

duka kalndr ve kabuklarn sudan ko-

ruyan zel bir yaplar vardr. Bu sayede

suda uzun sre yolculuk edebilirler. Bu

yolculuklar srasnda normalden daha

fazla besine ihtiya duyarlar ki hindis-

tancevizi tohumunun iinde de tam ge-

rektii kadar besin sakldr. Ayrca hin-

distancevizi tohumu suda almaz, kara-

ya geldiini anlar ve tam o anda alr.


Tm bunlar, uursuz atomlarn tesadfen

hesapladn iddia etmek mmkn deildir.

Bu bitki, Allah'n stn yaratmasnn tm

evrendeki rneklerinden yalnzca bir tanesidir.


Bitkilerin iinde baz atomlar biraraya gelerek bileikler meyda-

na getirirler ve bunun sonucunda birbirinden gzel kokular retilir.

stelik bu retim dnyann drt bir yannda ayn ekilde oluur. Sz-

konusu bileikteki en kk bir deiiklik, rnein bir atomun say-

sndaki farkllk kokuyu tamamen deitirebilir veya tamamen orta-

dan kaldrabilir. Ancak, hibir zaman forml bozulmaz, bitkilerdeki

koku laboratuvarlarnda hi hata yaplmaz. Bu mkemmellik sayesin-

de dnyann her yerinde ayn ieklerden ayn kokuyu alrz.

Koku retiminde ok ince hesaplar sz konusudur. Bu ilem sra-

snda kompleks yapl molekller ortaya kar. rnein gller koku


retimi iin 3 ile 10 aras miktarda bileik kullanrlar, beyaz frezya 10,

nilfer ise 6 bileik kullanan bitkilerdendir. Bu konuda eitim almam

insanlarn formln zmekte zorlanaca hatta zemeyecei kimya-

sal bileikler, bitki tarafndan ancak mikroskopla grlebilecek bir

alanda retildii gibi, her bitki ayr bir koku ve kimyasal forml kulla-

nr. Koku uzmanlar ise birbirinden farkl, gzel kokular retmek iin

uzun yllar emek verirler.

Bitkilere, ancak kimya mhendislerinin sahip olabilecei bu uuru,

akl ve bilgiyi veren nedir? Koku laboratuvarlarndan ok daha baarl

olan bitkiler Allah'n yaratma sanatn gzler nne seren delillerdendir.

82

nl evrimci paleontolog Niles Eldredge

itiraf ediyor:

"Aslnda tm biyolojik dnyada grdmzdzen iin tek alternatif aklama zel yarat-ltr." (Niles Eldredge, Time Frames: The Ret-hinking of Darwinian Evolution and the Theoryof Punctuated Equilibria, New York: Simon&Schuster, 1985, s. 29)


Hz. Muhammed (sav) diyor ki:

"Karpuzdan faydalannz ve ona ta'zim ediniz. nk onun su-

yu cennetten, tad da cennet tadndandr... Karpuz cennet (meyvele-

rin)dendir." [lm-Kyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri,

mam a'rani, Bedir Yaynevi, s. 313]


Muz, eitli karbonhidratlar ve nemli lde potasyum ie-

rir. Bu ierii ile hcre ve kas geliimini salar, vcudun su den-

gesini ayarlar ve kalp atlarnn normale dnmesini salar. Bu

yararlarnn yansra, Allah Kuran'da "stste dizili meyveleri

sarkm muz aalar" (Vaka Suresi, 29) ayetiyle muzun cennet

meyvelerinden olduunu haber vermitir. Elbette ki dier tm ni-

metler gibi cennetteki muz da dnyadakinden ok daha kusursuz

olacaktr. Ancak Allah dnyada da bu cennet nimetinin bir ben-

zerini yaratm ve insanlar bu meyveden faydalandrmtr.


Evrimciler tek bir

bezelye tanesi bile mey-

dana getiremezler!

Dnyann en nl

bilim adamlarn -hatta

gemite yaam tm

bilim adamlarn- bira-

raya toplasnlar, dnya-

nn en gelimi ve en

yeni teknoloji ile dona-

tlm laboratuvarlarn

kullansnlar, ileri tekno-

lojinin olabilecek tm

imkanlarn bunun iin

seferber etsinler ve bu

i iin yllarca aba

sarf etsinler Ne ya-

parlarsa yapsnlar, de-

il tek bir bezelye ta-

nesini, bezelyeyi

oluturan tek bir

hcreyi dahi olu-

turmalar mmkn

deildir. te bu

gerek evrimcile-

rin grmezden

geldikleri en

nemli noktalar-

dan biridir. Here-

yi yoktan yaratan

Alemlerin Rabbi

olan Allah'tr.

BENGAL KAPLANININ KRK

incaplar, tavanlar, zebralar, kangurular, papaanlar, cey-lanlar, tavus kular, kelebekler, balinalar, yunuslar, zrafa-lar, kaplanlar, kaplumbaalar, develer, denizyldzlar, ku-

ular... Her biri kendisi iin en uygun mekanlarda, en ok ih-tiya duyduklar sistemlerle donanm ekilde bulunur. Kimi keskin gz-lerle, gl kaslarla, kimi zehire dayankl keselerle, kimi de cezbedici ko-kularla ihtiyac olan her sisteme sahip olarak hayata gzlerini aar. Pekihenz grmedikleri bir ortam hakknda hazrlkl olmalar gerektiine da-ir bilgiyi onlara kim vermitir? Karada doacak bir kedi oksijeni direktolarak kullanabilecei akcierlere, suda yaayacak olan bir balksa oksije-ni suda erimi olarak kullanabilecei solungalara sahip olmas gerektii-ni nereden bilmektedir? Kular umak iin hafif iskelet yaplarna, pengu-enler su tutmayan zel bir yala kapl tylere, kartallar binlerce metreykseklikten avn grebilecekleri keskin gzlere, aakakanlar kafalarniddetli darbelerden koruyacak zel bir sspansiyon sistemine sahip ol-malar gerektiini nasl dnmlerdir?

rneklerini sayfalarca oaltabileceimiz bu bilgileri ve buna uygun sis-temlerin tasarmn bu canllarn 'gen'lerine kim ifrelemitir? Yoksa buhayvanlarn yaamn yitirerek tecrbe kazanm olan szde atalar, gele-cek nesilleri dnerek genlerinde deiiklik yapmaya ve onlara eitli or-ganlar hediye etmeye mi karar vermilerdir? Yoksa kr tesadfler ve u-ursuz atomlar -nasl olmusa olmu- birbirinden mkemmel tasarm hari-kas canllar m var etmilerdir? Elbette ki hayr... Canllar da onlarn sa-hip olduklar mkemmel sistemleri de yaratan, ayn zamanda tm evrenicanllk iin en elverili artlarda var eden alemlerin Rabbi olan Allah'tr.

f


Birok balina ve yunus, deniz dibindeki karanlk blgeler-

de bir tr doal "sonar" kullanarak avlanr. zellikle dii bali-

nalar ses dalgalar araclyla "grebilir". Ses dalgalar, ayn

grmede olduu gibi, odaklanr ve bir noktaya gnderilir. Geri-

ye dnen dalgalar, hayvann beyninde analiz edilir ve yorumla-

nr. Bu yorum, hayvana karsndaki cismin biimini, bykl-

n, hzn ve konumunu aka belli eder. Bu canllardaki so-

nik sistem inanlmaz derecede hassastr. rnein bir yunus su-

ya atlayan bir kiinin "iini" de alglayabilir.

Ses dalgalar yn bulmann yan sra haberleme iin de

kullanlr. Birbirinden yzlerce kilometre uzaktaki iki balina

ses kullanarak anlaabilir.

Bu hayvanlarn haberlemek ve yn bulmak iin karttk-

lar sesi nasl rettikleri sorusu hala byk oranda cevapszdr.

Ancak bilinenler arasnda, yunusun vcudundaki ok artc

bir ayrnt dikkat eker: Hayvann kafatas yaps, beyni bile

tahrip edecek kadar srekli ve iddetli bir biimde yayd ses

bombardmanndan korunmak iin ses yaltmldr.


imdi tm bunlarn zerinde dnelim. Deniz memeli-

lerinin sahip olduklar tm bu artc zellikler, evrim te-

orisinin yegane iki mekanizmas, yani mutasyon ve doal se-

leksiyon kanalyla olumu olabilirler mi? Hangi mutasyon

bir yunusun bedenine sonar sistemi yerletirebilir ve sonra

da hayvann beynini sonardan korumak iin kafatasn ses

yaltml hale getirebilir?

Elbette uursuz srelerin, tesadflerin eseri olarak by-

le bir sistemin meydana gelmesi mmkn deildir. Tm

bunlar Yce Allah'n yaratnn delilleridir.

98

Bal arlar dier btn canllar gibi kendi trlerine zg dav-

ranlara sahiptirler. Bu davranlar evrimciler asndan kmaz-

larla doludur. rnein evrimciler peteklerin yaps, on binlerce

arnn ayn kovanda yaamasn salayan kusursuz iletiim gibi

konulara "igd" kavramyla aklk getirmeye alrlar. Oysa

Charles Darwin, Trlerin Kkeni kitabnda sorduu bir soru ile,

kurucusu olduu teorinin igd iddialar konusunda iine d-

t elikiyi yle vurgulamaktadr:

...gdler Doal Seme'yle kazanlabilir veya deiiklie u-ratlabilir mi? Ary, -byk matematikilerin bulularndan oknceden- petek gzlerini yapmaya ynelten igd iin ne diye-ceiz? (Charles Darwin, Trlerin Kkeni, s. 186)

101

Kelebeklerin her iki kanadnda ayn renk tonu ve ayn desen,

ayn yerde mevcuttur. Hereyin tesadfler sonucunda ortaya kt-

n iddia eden evrim teorisi, kelebek kanatlarnda olduu gibi doa-

da sergilenen sanat, renk eitlilii ve simetri gibi rnekler karsn-

da tam bir kmaz iindedir. Charles Darwin bu konuda iine dt-

elikiyi yle ifade etmitir:

Parlak renklilik..., parlak dii kelebekler, bu gzelliin doal

seleksiyonun kontrol altnda gerekletiini dnemiyorum.

(Francis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Vol.II, s. 305)


Eski bir evrimci profesr olan Gary E. Parker da -dier pek

ok bilim adam gibi- paleontoloji ve biyoloji alannda yapt

almalarn sonunda bilimin evrimi yalanlad sonucuna var-

m ve trlerdeki eitlilik karsndaki samimi dncelerini

yle dile getirmitir:

"Canllarda ne kadar inanlmaz bir eitlilik var, hem trlerinkendi iinde gsterdii farkllklar hem de muazzam sayda-ki deiik trler. oumuz renkte, ekilde, boyutta, zellikte,fonksiyonda grdmz bu eitlilik karsnda sayg dolubir korku, hayet hissediyoruz. Neden bu kadar ok eitmevcut?" (http://www.icr.org/pubs/imp/imp-008.htm; mpactno. 88, Yaratl, Seleksiyon ve eitlilik, Gary E. Parker, ICR,October 1980)


Savanlarn kuruotlarnda avlananbir aslan neredeysegrlmezdir. n-k aslann renklerievre ile karr. Ay-n ekilde uzun otlar-da bir itay ayrt etmekde ok zordur. Allah, bucanllarn tmn bulunduk-lar ortama uygun krklere sa-hip olarak yaratmtr. Byle-likle bu canllar, hemavlarna sez-dirmedenyaklaabilmekte,hem de dman-larndan korunabilmektedir-ler.


Hayvanlar arasnda grlen fedakarlklar,

Darwinizm'in en nemli kmazlarndan birini

oluturur. nk Darwinizm doada kyasya

bir mcadele olduunu, gl olann zayflar

her zaman ezeceini ne srerken, canllar bu

iddialar yalanlayan pek ok davran sergile-

mektedirler: Birbirlerini tehlikelerden korur

beslerler, temizler tedavi ederler, birbirlerine

yuva hazrlarlar... Hatta kimi zaman kendi can-

larn dahi bir dieri iin feda edebilirler. Bu

durum evrimciler asndan tam bir kmazdr.

Darwin bu kmaz yle ifade eder:

"Birok igd o kadar harikadr ki bykihtimalle geliimleri okuyucuya teorimintamamn ykmak iin yeterli bir engel ola-rak gzkecektir." (Animal Mind, sf. 22,[Charles Darwin, Trlerin Kkeni, 1859])


Bir evrimci yaynda canllardaki fe-

dakarlk rnekleri konusunda yaanan

sknt yle dile getirilir:

"Sorun, canllarn niye birbirlerineyardm ettikleridir. Darwin'in teori-sine gre, her canl kendi varlnsrdrmek ve reyebilmek iin birsava vermektedir. Bakalarna yar-dm etmek, o canlnn sa kalma ola-sln azaltacana gre, uzun va-dede evrimde bu davrann elenme-si gerekirdi. Oysa canllarn zveriliolabilecekleri gzlenmitir." (Bilimve Teknik Dergisi, say: 190, s. 4)


Evrim teorisinin kurucusu Charles Darwin, teorisini geersiz klan

canllardaki mkemmellikleri grmekten duyduu sknty yle dile

getirir:

"Gz dnmenin beni titrettii gnleri hatrlyorum. Ama imdibu ikayetlerimin stesinden geldim. imdi bu yapnn kknemsiz paralar beni genellikle olduka rahatsz ediyor. Bir tavuskuunun ty ise, ne zaman baksam beni hasta ediyor. (Francis Dar-win, The Life and Letters of Charles Darwin, Cilt.II, s. 90 )

YABAN TAVUS KUU TY

erekte evrim teorisinin tesadf iddiasnn mantkszl-

tartma gerektirmeyecek kadar ak ve ortadadr.

Evrimcilerin iddias, ehrin ortasndaki byk bir gk-

delenin, yamurun, frtnann etkisiyle molozlarn, talarn

tesadfen biraraya gelmesi sonucunda ortaya ktn iddia etmekle

ayn samalktadr.

Evrimciler, zetle, cansz maddenin uzun zaman verildiinde can-

lanp hcreler oluturduuna, bu hcrelerin kendilerine isabet eden

mutasyonlar ve aralarndaki "rekabet" sonucunda, Stephen Hawking,

Albert Einstein, Frank Sinatra, Mari Curie gibi insanlar, filleri, kele-

bekleri, balklar, yaseminleri, limonlar veya akasya aalarn olutur-

duuna inanmaktadrlar.

Hibir bilimsel bulguya dayanmayan bu iddialarnda karlatk-

lar en byk zorluklardan biri ise, insan ruhuna ait zellikleri akla-

maktr. Cansz maddelerin ve tesadflerin nasl olup da, dnen, se-

vinen, glen, zlen, heyecanlanan, sanat eserleri meydana getiren,

moda oluturan, beste yapan, sevdii ark alnca coku duyan, gz-

lemenin kokusundan zevk alan, yourdun tadn seven, zleyen, dost

olan, bulular keifler yapan, devlet yneten, uzaya giden insanlar

oluturduunu kesinlikle aklayamazlar.

Z


Evrimciler tm varlklarn tesadflerin eseri olduunu iddiaetmektedirler. Bu batl inanca gre zaman iinde tesadflerin yar-dm ile "ilkel orba" adn taktklar amurlu sudan canllar tre-mi ve gelierek insanlara dnmlerdir. nsan bedenindekiestetik ve simetriyi zamann yardm ile meydana getiren tesadfisimli hayali g, bununla da yetinmemi ve insan zekasn veduygularn meydana getirmitir.

Her ne kadar bilimsel terimlerin arkasna gizlenseler de ev-rimi savunanlarn temelde iddia ettikleri, bu arpk mantktr.


Evrimci bilim yazar Roger Lewin:

"Fiziksel anlamda, insann evrimi hakkndaki herhangi bir teorinin,gl eneleri ve iri kesici dileri olan ve bizden drt kat hzl koanmaymun benzeri bir atann nasl yava yava, iki ayakl bir hayvanadntn aklamas gerekir. Bu glere akl, konumay ve ah-lak ekleyin, bunlarn hepsi evrim teorisine ba kaldrmaktadr."(John Peet, The True History Mankind, http://www.mesozoic.de-mon.co.uk/mankind.htm)


nsan, bilinli, irade sahibi, dnebilen, konuabilen, aklede-

bilen, karar verebilen, muhakeme yapabilen bir varlktr. Tm bu

zellikler Allah'n insan ruh sahibi klmasnn bir sonucudur. An-

cak evrimcilerin iddialarna gre lkeleri iin politik, sosyal, ekono-

mik kararlar alan baarl baarsz, gelmi gemi tm devlet adam-

lar da szde tesadflerin ynettii hayali mekanizmalar sonucu var

olmulardr. Bu iddiann imkanszln Darwin de fark etmi ve ki-

tabnda yle demitir:

"Son iki blmde, insann, vcut yapsnda aa bir biimden t-rediinin izlerini tadn grdk, ama insan zihin gc bak-mndan btn br hayvanlardan ylesine farkldr ki, varlan busonuta bir yanllk olabilecei ileri srlebilir." (Charles Darwin,nsann Treyii, Onur Yaynlar, Nisan 1995, s.85)


Darwinistler tesadfleri stn bir akl gibi sunan, ard ardna

meydana gelen milyonlarca tesadfn toplamn "yaratc bir g" ola-

rak gsteren batl bir fikrin savunuculardr. Darwinistlere gre tesa-

dfler, dnyadaki btn insanlarn aklndan ok daha byk bir akla

sahiptirler. Yz binlerce yldr gelip gemi ne kadar insan varsa, hep-

sinin beynini, akln, dnme kabiliyetini, muhakeme ve hafza gc-

n, fiziksel zelliklerini ve daha yzlerce binlerce zelliini ekillen-

direnin, 'tesadf' isimli bu 'deha' olduunu iddia ederler. Darwinistle-

re gre, dnyann en zeki, en bilgili bilim adamlarnn stn teknolo-

ji ile retemedii hcreyi, tesadfler uursuz atomlar kullanarak re-

tebilmilerdir. Dahas bu tesadfler Einstein, Pasteur, Galilei, Newton

gibi dehalar da meydana getirebilmilerdir. Elbette bu iddialar son de-

rece akl ddr. Tm varlklarn Yaratcs sonsuz kudret sahibi olan

Yce Allah'tr.


Evrimcilerin iddias, zaman ve tesadf ikilisinin

amurlu suyu; yetenekli, zeki, baarl, estetik zevke

ve gzellie sahip, kusursuz bir grme ve duyma ka-

biliyeti tayan varlklara dntrddr.

imdi dnn: Bu sayfalarda resimlerini gr-

dnz, yetenekleri ve baarlar ile tannan insan-

lar tesadf, zaman ve amurlu su lsnn eseri

olabilirler mi?

Tesadfen meydana geldii iddia

edilen varlklar sanattan, estetikten

zevk alabilirler mi?

Bu varlklar tesadflerin eseri ol-

salar senaryolar yazp, beste yapp,

film ynetip, rol yapabilirler mi?

Byle varlklar Oscar dln

kazanabilirler mi?

Tesadflerin meydana

getirdii varlklarn


hayal gc olabilir mi, yzlerce sayfalk ro-

manlar yazabilirler mi?

Elbette ki tm bu sorularn tek cevab

vardr: Hayr. Tesadfler, ne kadar zaman ve-

rilirse verilsin, amurlu suyu bir insana d-

ntrp, sonra da o insana bu zellikleri ka-

zandramazlar. Sadece bu sorularn cevaplar

dahi evrim teorisini kertmeye yeterlidir.

Aktr ki, tm bunlar baarabilen

varlklar ancak stn bir ilim ve g

sahibi Allah'n yaratnn eserle-

rindendirler.

Allah onlar bu yeteneklerle

yaratt, sanatl, rol yapma-

y ilham ettii, seslerini gzel

yaratt iin onlar yetenekli

sanatlardr. Bu nedenle ba-

arldrlar.


Dnya zerinde yaklak 7 milyar insan yaamaktadr. Bu insan-

lar 7 milyar kusursuz grme sistemine ve yine 7 milyar kusursuz duy-

ma sistemine sahiptir. nsanlarn sahip olduu grme sistemleri yle-

sine gelimitir ki, bugn en ileri teknoloji ile retilen hibir kamera

gzlerin insana sunduu grnt kalitesine ulaamamaktadr. Yine

insann sahip olduu kulaklar, gnmzn ultra modern ses sistem-

lerini tamamen geride brakmaktadr.

Ama Darwinistler, en gelimi teknolojinin "boy lemeyece-

i" bu grme ve duyma sistemlerini kr tesadflerin ina etti-

ine inanmaktadrlar.

Bu garip iddiaya gre TESADF+AMUR+ZAMAN

ls biraraya gelmi, insan aklnn ve tecrbesinin

ulaamad bir teknolojiyi meydana getirmilerdir.

stelik, son derece aklc ve titiz bir alma yap-

m, bu sistemlerden 7 milyar insann her birinde

birer ift olumasna olanak vermilerdir.

Kukusuz bu iddia aka gstermektedir ki,

evrimciler bu gcn adeta "ilah" zelliine sa-

hip olduklarn dnmektedir.


Tesadfen biraraya gelen uursuz ve cansz

atomlar dnemezler, fizik kanunlarn bilemez-

ler, matematiksel hesaplar yapamazlar, mhendis

olup tonlarca suyu tutan dayankl barajlar, devasa

gkdelenler ina edemezler, bilgisayar kullanamaz-

lar, piyano alp, hoa giden besteler yapamazlar.

ergn ie giderken zerinden getiimiz kpr, i yerimi-zin bulunduu bina, asansrler, atal ve baklar, ilemeli

masa rtmz, kyafetlerimiz, arabamz, antamz, gzl-mz, gazeteler, televizyon, duvarmzdaki tablolar... Bunla-

rn her biri, bilin, akl, bilgi ve yetenek sahibi insanlar tarafndan tasar-lanm, planlanm ve retilmilerdir. Akl sahibi hibir insan bunlarnevimizin bir kesinde veya bir caddenin zerinde kendi kendilerine, do-a olaylarnn etkisiyle tesadfen olutuunu iddia etmez. rnein ze-rinden her gn getiiniz kpry ina eden mhendisleri, iileri ve tek-nisyenleri tanmazsnz, ama yle birilerinin var olduundan ok eminsi-nizdir. Son model bir araba grdnzde, bu araba hounuza gider vebu tasarm gerekletirenleri grmeseniz bile baarlarn takdir edersi-niz.

Sonu olarak bir yerde planl bir yap, bir eser varsa, bunun bir mey-dana getireni olduundan her zaman emin oluruz. Ancak, Darwinistlerbu konuda nyargldrlar. Kimileri, bilim adam olmalarna ve doada,gnlk hayatmzda karlatklarmzdan ok daha olaanst tasarm-lar grmelerine ramen, bunlarn tesadfen olutuklarna inanrlar. n-k onlar, yaratcmz olan Yce Allaha iman etmemek iin kendileriniartlandrmlardr. Bunlar, Allahn bir ayetinde bildirdii gibi ...Kalp-leri vardr bununla kavrayp-anlamazlar, gzleri vardr bununla gr-mezler, kulaklar vardr bununla iitmezler. (Araf Suresi, 179)

[


DARWINZM FORML: Zaman + amur + Tesadf = nsan

Evrimcilere gre milyonlarca yl nce yeryznde mevcut olan a-

murlu sulardan tesadflerin yardm ile insan meydana gelmitir. nsan

beynini, akln, dnme kabiliyetini, muhakeme ve hafza gcn ve

daha binlerce maddi manevi zelliini ekillendiren, evrimcilere gre bu

gcn biraraya gelmesidir. Bu durumda evrimciler, sz konusu 3 g-

c ilah olarak kabul etmekte ve bu sahte ilahn zaman iinde teleskop-

la gkyzn inceleyen, fiber optik kablolar reten, bilgisayar kullanan,

gelimi teknoloji ile robotlar yapan, hologram grntler elde eden, cep

telefonu icat eden insan zekasn oluturduuna inanmaktadrlar.

Darwinistler, tek kudret sahibi olan Yce Allah'n varln kabul

etmemek iin ite bylesine byk bir mantk hezimeti sergilemektedir-

ler.


Paul Davies (Avustralya'daki Adelaide niversitesinden nl

matematiksel fizik profesr):

Eer doann derinliklerinde gerekleen ilerin komplekslii,dnyann en zeki beyinleri tarafndan bile zor anlalyorsa, builerin sadece birer kaza, birer kr tesadf eseri olduunu nasldnebiliriz? (Paul Davies, Superforce, New York: Simon andSchuster, 1984, s. 243)

KANATTAK KUSURSUZLUK TESADF DEL


Darwinizm'e gre btn tasarmclar, mimarlar, mhendisler,

bilim adamlar, uuru, akl ve iradesi olmayan tesadflerin yard-

myla, amurlu bir su birikintisinin zaman iinde canlya dnme-

siyle ortaya kmlardr. Evrimcilerin bu iddialar, kum ve akl ta-

laryla dolu bir kyya vuran dalgalarn zaman iinde tesadfen mi-

mari aheserler, saraylar oluturduklarna inanmaya benzer.

Fizik kanunlarna gre ince hesaplar yaparak tonlarca arln-

daki demir ktleleri havada uuracak, ya da su stnde yzdrecek

tasarmlar yapan akl, uur ve irade sahibi insanlarn amurlu su-

dan, zamanla, tesadflerin eseri olarak oluamayacaklar ok aktr.

Evrimciler ise, evrim teorisinin hipnozu altnda bu mantkszlklar

gremeyecek durumdadrlar.


Darwinizm'e inanmak mantn, dnme yeteneinin, akln

ve kavrayn tamamen fel olmas demektir. Normal bir insann

"talar tesadfen dizilip, bir gkdeleni tm tesisat ile birlikte in-

a etti" demesi mmkn deildir. Ancak Darwinistler bundan da-

ha inanlmaz olan bir iddiada bulunmakta, arazide biriken amu-

run canlandn, tesadf ve zaman ikilisinin de yardm ile kent-

ler ina eden, ampul bulan, binlerce kilowatlk enerji reterek

kurduklar ehirleri aydnlatan, hassas hesaplamalarla kprler,

gkdelenler ina eden akl ve bilin sahibi insanlar oluturduu-

nu sylemektedirler.


Evrimciler, gnmzden 5 milyar yl nce baz atomlarn tesa-

dfen biraraya gelerek kusursuz bir plan yaptklarna inanrlar.

Evrimcilerin bu akld ve bilimd senaryoya gre, cansz ve u-

ursuz atomlar rastgele birarada bulunurken rzgar, frtna, imek-

ler, ultraviyole nlar ve depremlerin yardmyla her biri kusur-

suz tasarm harikalar olan canllar oluturmulardr. Sayfada

grdnz mimari eserleri yapan insann tesadfen olutuunu

iddia etmek, ta ktlelerinin rzgarlarn etkisiyle zaman iinde

kusursuz mimari eserlere dntne inanmaktan ok daha man-

tk d ve aklszcadr.


Darwinizm'in amac, insanlarn son derece ak ve kesin olan yarat-

l gereini inkar etmelerini salamaktr. Bunun iin evrimciler, her biri

birbirinden kusursuz ve mkemmel sistemler ieren canllarn bir dizi te-

sadfn biraraya gelmesi sonucunda olutuunu iddia eder ve buna her-

kesin inanmas iin alrlar. Gzlerinin nne serilen tm bilimsel delil-

ler ve apak gerekler, onlarn bu inanlarn deitirmemitir. Sz konu-

su saplantl inanca sahip insanlar gnmz teknoloji-

sinin henz bir aklama getiremedii piramitlerin,

zaman ierisinde rastgele gelimelerle meydana

geldii gibi bir iddiay gln bulurlar.

Ama bundan daha ciddi bir aklszlk

sergileyerek, piramitleri meydana ge-

tiren insan zekas ve yeteneinin

zaman+tesadf+amurlu

suinsan formlyle olu-

tuunu kantlamak iin

her trl yola ba-

vururlar.


GG

GG

ii

ii

aa

aa

nn

nn

ff

ff

rr

rr

aa

aa

nn

nn

cc

cc

ee

ee

ss

ss

cc

cc

oo

oo

WW

WW

ii

ii

ll

ll

hh

hh

ee

ee

ll

ll

mm

mm

ss

ss

hh

hh

hh

hh

ee

ee

,,

,,

GG

GG

uu

uu

ee

ee

rr

rr

nn

nn

ii

ii

ee

ee

rr

rr

oo

oo

ii

ii

ss

ss

ii

ii

mm

mm

ll

ll

ii

ii

tt

tt

aa

aa

bb

bb

ll

ll

oo

oo

JJ

JJ

aa

aa

nn

nn

DD

DD

aa

aa

vv

vv

ii

ii

dd

dd

ss

ss

zz

zz

,,

,,

MM

MM

ee

ee

yy

yy

vv

vv

ee

ee

,,

,,

dd

dd

ee

ee

nn

nn

ii

ii

zz

zz

kk

kk

aa

aa

bb

bb

uu

uu

uu

uu

vv

vv

ee

ee

mm

mm

cc

cc

ee

ee

vv

vv

hh

hh

ee

ee

rr

rr

kk

kk

uu

uu

tt

tt

uu

uu

ss

ss

uu

uu

nn

nn

aa

aa

tt

tt

rr

rr

mm

mm

oo

oo

rr

rr

dd

dd

uu

uu


SS

SS

aa

aa

ll

ll

vv

vv

aa

aa

tt

tt

oo

oo

rr

rr

CC

CC

oo

oo

ll

ll

aa

aa

cc

cc

ii

ii

cc

cc

cc

cc

oo

oo

,,

,,

ss

ss

tt

tt

aa

aa

nn

nn

bb

bb

uu

uu

ll

ll

dd

dd

aa

aa

YY

YY

ee

ee

ll

ll

kk

kk

ee

ee

nn

nn

ll

ll

ii

ii

ll

ll

ee

ee

rr

rr

aa

aa

dd

dd

ll

ll

tt

tt

aa

aa

bb

bb

ll

ll

oo

oo

Bir insan bir tablo grdnde, hemen bu tablo-

yu yapan yetenekli, tecrbeli, bilgili bir ressamn

varln anlar. Ressam grmese bile varlndan as-

la phe duymaz. Hi kimse bu tablonun boyalarn

tesadfen tuval zerine dklmesi ile olutuunu

iddia etmez. Bu tablolar beenen kii ise, vg ve

takdirlerini bu tablolara deil, bunlarn mimarna,

ressamna iletir.

evremizde grdmz tm gzellikler, onla-

rn Yaratcs olan Allaha aittir. vgye ve kre la-

yk olan ise sadece Rabbimiz olan, her yarattn

benzersiz yaratan Allahtr.

GG

GG

ee

ee

rr

rr

oo

oo

mm

mm

ee

ee

,,

,,

HH

HH

aa

aa

ll

ll

TT

TT

cc

cc

cc

cc

aa

aa

rr

rr

ll

ll

aa

aa

rr

rr

aa

aa

dd

dd

ll

ll

tt

tt

aa

aa

bb

bb

ll

ll

oo

oo

ki boyutlu, cansz birer kopya olan tablolar-

daki grntlerin dahi tesadf eseri oluma ihti-

mali imkanszken; boyutlu, canl ve kyas ol-

mayacak mkemmelikteki asllar iin kr tesa-

dflerin etkisi nasl dnlebilir?

MM

MM

aa

aa

hh

hh

mm

mm

uu

uu

dd

dd

ii

ii

yy

yy

ee

ee

KK

KK

aa

aa

ll

ll

yy

yy

oo

oo

nn

nn

uu

uu

,,

,,

OO

OO

ss

ss

mm

mm

aa

aa

nn

nn

ll

ll

cc

cc

aa

aa

AA

AA

rr

rr

ii

ii

ff

ff

ii

ii

mm

mm

zz

zz

aa

aa

ll

ll

,,

,,

HH

HH

ii

ii

cc

cc

rr

rr

ii

ii

11

11

33

33

66

66

00

00

ii

ii

mm

mm

zz

zz

aa

aa

ll

ll

,,

,,


Bu resimlerde grlen yastklar, kumalar, per-

deler birer tasarm rndr. Bunlarn her biri iin

onlarca tasarmc almtr. Bu resimdeki desenle-

rin tesadfen oluamayacan aka grebilen in-

sanlar, her naslsa, bu kumalarn kayna olan can-

llarn, bu desenleri tasarlayan insanlarn tesadfen

olutuuna inanabilmektedirler.

Bu aklalmaz durum, Darwinizm'in baz insan-

larn akln ve kavrayn rten bir by etkisi yap-

tn gsteren saysz delilden biridir.

ALTIN SLN TY

nyargsz, hibir ideolojinin etkisi altnda kalmadan, sade-

ce akln ve mantn kullanan her insan, bilim ve mede-

niyetten uzak toplumlarn hurafelerini andran, zaman, te-

sadf ve amurun biraraya gelerek "yaratc bir ilah" olutur-

duunu iddia eden evrim teorisinin, inanlmas imkansz bir iddia ol-

duunu kolaylkla anlayacaktr.

Batan bu yana belirtildii gibi, evrim teorisine inananlar, dnya-

nn ilk dnemlerinden itibaren tesadflerin ince ince altna ve za-

mann da yardm ile arazide birikmi amur karmndan dnen,

akleden, bulular yapan profesrleri, niversite rencilerini, Einstein,

Hubble gibi bilim adamlarn, Frank Sinatra, Charlton Heston gibi sa-

natlar, bunun yan sra ceylanlar, limon aalarn, karanfilleri kar-

dna inanmaktadrlar. stelik, bu sama iddiaya inananlarn bir ks-

m bilim adamlar, profesrler, kltrl, eitimli insanlardr. Bu neden-

le evrim teorisi iin "dnya tarihinin en byk ve en etkili bys" ifa-

desini kullanmak yerinde olacaktr. nk, dnya tarihinde insanlarn

bu derece akln bandan alan, akl ve mantkla dnmelerine imkan

tanmayan, gzlerinin nne sanki bir perde ekip ok ak olan ger-

ekleri grmelerine engel olan bir baka inan veya iddia daha yoktur.

Bu, Afrikal baz kabilelerin totemlere, Sebe halknn Gne'e tapmasn-

dan, Hz. brahim'in kavminin elleri ile yaptklar putlara, Hz. Musa'nn

..


kavminin altndan yaptklar buzaya tap-

malar veya Hristiyanlarn tad teslis

inanc kadar vahim hatta daha da akl almaz

bir krlktr. Peygamber Efendimiz (sav)

byle insanlar iin "Gz kr olan deil basire-

ti kr olan kimse krdr."(Ramz El-Hadis, s.

362) diye buyurmulardr. Bu durum,

Allah'n Kuran'da da iaret ettii bir aklsz-

lktr. Allah, baz insanlarn anlaylarnn

kapanacan ve gerekleri grmekten aciz

duruma deceklerini birok ayetinde bil-

dirmektedir. Bu ayetlerden bazlar yledir:

phesiz, inkar edenleri uyarsan da,uyarmasan da, onlar iin fark etmez;inanmazlar. Allah, onlarn kalplerinive kulaklarn mhrlemitir; gzle-rinin zerinde perdeler vardr. Vebyk azap onlaradr. (Bakara Sure-si, 6-7)Kalpleri vardr bununla kavrayp-anlamazlar, gzleri vardr bununlagrmezler, kulaklar vardr bununlaiitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir,hatta daha aalktrlar. te bunlargafil olanlardr. (Araf Suresi, 179)

Allah baka ayetlerinde ise, bu insanla-

rn mucizeler grseler bile inanmayacak ka-

dar bylendiklerini yle bildirmektedir:

Onlarn zerlerine gkyznden birkap asak, ordan yukar ykselselerde, mutlaka: "Gzlerimiz dndrl-

ALTIN SLN TY

d, belki biz bylenmi bir toplulu-uz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)

Bu kadar geni bir kitlenin zerinde bu

bynn etkili olmas, insanlarn gerekler-

den bu kadar uzak tutulmalar ve 150 yldr

bu bynn bozulmamas ise, kelimelerle

anlatlamayacak kadar hayret verici bir du-

rumdur. nk, bir veya birka insann im-

kansz senaryolara, samalk ve mantksz-

lklarla dolu iddialara inanmalar anlalabi-

lir. Ancak dnyann drt bir yanndaki in-

sanlarn, uursuz ve cansz atomlarn ani bir

kararla biraraya gelip; olaanst bir orga-

nizasyon, disiplin, akl ve uur gsterip ku-

sursuz bir sistemle ileyen evreni, canllk

iin uygun olan her trl zellie sahip olan

Dnya gezegenini ve saysz kompleks sis-

temle donatlm canllar meydana getirdi-

ine inanmasnn, "by"den baka bir ak-

lamas yoktur.

Allah Kuran'da, inkarc felsefenin savu-

nucusu olan baz kimselerin, yaptklar b-

ylerle insanlar etkilediklerini Hz. Musa ve

Firavun arasnda geen bir olayla bizlere bil-

dirmektedir. Hz. Musa, Firavun'a hak dini

anlattnda, Firavun Hz. Musa'ya, kendi

"bilgin bycleri" ile insanlarn topland

bir yerde karlamasn syler. Hz. Musa,

byclerle karlatnda, byclere

nce onlarn marifetlerini sergilemelerini


ALTIN SLN TY


emreder. Bu olayn anlatld ayet yledir:

(Musa:) "Siz atn" dedi. (Asalarn)atverince, insanlarn gzlerini by-leyiverdiler, onlar dehete drd-ler ve (ortaya) byk bir sihir getir-mi oldular. (Araf Suresi, 116)

Grld gibi Firavun'un bycleri

yaptklar "aldatmacalar"la - Hz. Musa ve

ona inananlar dnda- insanlarn hepsini

byleyebilmilerdir. Ancak, onlarn attkla-

rna karlk Hz. Musa'nn ortaya koyduu

delil, onlarn bu bysn, ayetteki ifadey-

le "uydurduklarn yutmu" yani etkisiz kl-

mtr:

Biz de Musa'ya: "Asan frlatver" di-ye vahyettik. (O da frlatverince) birde baktlar ki, o btn uydurduklar-n derleyip-toparlayp yutuyor. By-lece hak yerini buldu, onlarn btnyapmakta olduklar geersiz kald.Orada yenilmi oldular ve kkdmler olarak tersyz evrildiler.(Araf Suresi, 117-119)

Ayetlerde de bildirildii gibi, daha nce

insanlar byleyerek etkileyen bu kiilerin

yaptklarnn bir sahtekarlk olduunun an-

lalmas ile, sz konusu insanlar kk

dmlerdir. Gnmzde de bir bynn

etkisiyle, bilimsellik klf altnda son derece

sama olan bu iddialara inanan ve bunlar


savunmaya hayatlarn adayanlar, eer bu

iddialardan vazgemezlerse gerekler tam

anlamyla aa ktnda ve "by bozul-

duunda" kk duruma deceklerdir. Ni-

tekim, yaklak 60 yana kadar evrimi savu-

nan ve ateist bir felsefeci olan, ancak daha

sonra gerekleri gren Malcolm Muggeridge

evrim teorisinin yakn gelecekte decei

durumu yle aklamaktadr:

Ben kendim, evrim teorisinin, zellikleuyguland alanlarda, gelecein tarihkitaplarndaki en byk espri malze-melerinden biri olacana ikna oldum.Gelecek kuak, bu kadar rk ve be-lirsiz bir hipotezin inanlmaz bir saf-lkla kabul edilmesini hayretle karla-yacaktr. (Malcolm Muggride, The End ofChristendom, Grand Rapids: Eerdmans,1980, s.43)

Bu gelecek, uzakta deildir aksine ok

yakn bir gelecekte insanlar "tesadfler"in

ilah olamayacaklarn anlayacaklar ve evrim

teorisi dnya tarihinin en byk aldatmaca-

s ve en iddetli bys olarak tanmlana-

caktr. Bu iddetli by, byk bir hzla

dnyann drt bir yannda insanlarn ze-

rinden kalkmaya balamtr. Artk evrim al-

datmacasnn srrn renen birok insan,

bu aldatmacaya nasl kandn hayret ve

aknlkla dnmektedir.

NAUTILUS FOSL

arwinizm, yani evrim teorisi, yaratl gereini reddetmekamacyla ortaya atlm, ancak baarl olamam bilim d

bir safsatadan baka bir ey deildir. Canlln, cansz mad-delerden tesadfen olutuunu iddia eden bu teori, evrende ve

canllarda ok mucizevi bir dzen bulunduunun bilim tarafndan ispat edil-mesiyle rmtr. Bylece Allah'n tm evreni ve canllar yaratm oldu-u gerei, bilim tarafndan da kantlanmtr. Bugn evrim teorisini ayaktatutmak iin dnya apnda yrtlen propaganda, sadece bilimsel gerekle-rin arptlmasna, tarafl yorumlanmasna, bilim grnts altnda sylenenyalanlara ve yaplan sahtekarlklara dayaldr.

Ancak bu propaganda gerei gizleyememektedir. Evrim teorisinin bi-lim tarihindeki en byk yanlg olduu, son 20-30 yldr bilim dnyasndagiderek daha yksek sesle dile getirilmektedir. zellikle 1980'lerden sonrayaplan aratrmalar, Darwinist iddialarn tamamen yanl olduunu ortayakoymu ve bu gerek pek ok bilim adam tarafndan dile getirilmitir. zel-likle ABD'de, biyoloji, biyokimya, paleontoloji gibi farkl alanlardan gelen oksayda bilim adam, Darwinizm'in geersizliini grmekte, canllarn kkeni-ni artk "yaratl gereiyle" aklamaktadrlar.

Evrim teorisinin kn ve yaratln delillerini dier pek ok al-mamzda btn bilimsel detaylaryla ele aldk ve almaya devam ediyoruz.Ancak konuyu, tad byk nem nedeniyle, burada da zetlemekte yararvardr.

W


Darwin'i Ykan Zorluklar

Evrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir reti olmasna kar-n, kapsaml olarak 19. yzylda ortaya atld. Teoriyi bilim dnyasnn gn-demine sokan en nemli gelime, Charles Darwin'in 1859 ylnda yaynlananTrlerin Kkeni adl kitabyd. Darwin bu kitapta dnya zerindeki farkl can-l trlerini Allah'n ayr ayr yaratt gereine kar kyordu. Darwin'e g-re, tm trler ortak bir atadan geliyorlard ve zaman iinde kk deiim-lerle farkllamlard.

Darwin'in teorisi, hibir somut bilimsel bulguya dayanmyordu; kendi-sinin de kabul ettii gibi sadece bir "mantk yrtme" idi. Hatta Darwin'in ki-tabndaki "Teorinin Zorluklar" balkl uzun blmde itiraf ettii gibi, teoripek ok nemli soru karsnda ak veriyordu.

Darwin, teorisinin nndeki zorluklarn gelien bilim tarafndan ala-can, yeni bilimsel bulgularn teorisini glendireceini umuyordu. Bunukitabnda sk sk belirtmiti. Ancak gelien bilim, Darwin'in umutlarnn tamaksine, teorinin temel iddialarn birer birer dayanaksz brakmtr.

Darwinizm'in bilim karsndaki yenilgisi, temel balkta incelenebi-lir:

1) Teori, hayatn yeryznde ilk kez nasl ortaya ktn asla aklaya-mamaktadr.

2) Teorinin ne srd "evrim mekanizmalar"nn, gerekte evrimleti-rici bir etkiye sahip olduunu gsteren hibir bilimsel bulgu yoktur.

3) Fosil kaytlar, evrim teorisinin ngrlerinin tam aksine bir tablo or-taya koymaktadr.

Bu blmde, bu temel bal ana hatlar ile inceleyeceiz.

Alamayan lk Basamak: Hayatn Kkeni

Evrim teorisi, tm canl trlerinin, bundan yaklak 3.8 milyar yl nceilkel dnyada ortaya kan tek bir canl hcreden geldiklerini iddia etmekte-dir. Tek bir hcrenin nasl olup da milyonlarca kompleks canl trn olu-turduu ve eer gerekten bu tr bir evrim gereklemise neden bunun iz-lerinin fosil kaytlarnda bulunamad, teorinin aklayamad sorulardan-dr. Ancak tm bunlardan nce, iddia edilen evrim srecinin ilk basamazerinde durmak gerekir. Sz edilen o "ilk hcre" nasl ortaya kmtr?

Evrim teorisi, yaratl reddettii, hibir doast mdahaleyi kabul et-medii iin, o "ilk hcre"nin, hibir tasarm, plan ve dzenleme olmadan, do-


Darwin'in hayal rn iddialarnn peinde s-rklenen evrimciler bir teslis inanc tamakta-drlar. nk tesadf+amur+zaman ls-nn, biraraya geldiinde, btn varlklar, in-

san akln ve tecrbesini oluturabilecek bir g-ce sahip olduuna inanmaktadrlar.

Darwin'in hayal rn iddialarnn peinde s-rklenen evrimciler bir teslis inanc tamakta-drlar. nk tesadf+amur+zaman ls-nn, biraraya geldiinde, btn varlklar, in-

san akln ve tecrbesini oluturabilecek bir g-ce sahip olduuna inanmaktadrlar.


a kanunlar iinde rastlantsal olarak meydana geldiini iddia eder. Yani te-oriye gre, cansz madde tesadfler sonucunda ortaya canl bir hcre kar-m olmaldr. Ancak bu, bilinen en temel biyoloji kanunlarna aykr bir iddi-adr.

"Hayat Hayattan Gelir"

Darwin, kitabnda hayatn kkeni konusundan hi sz etmemiti. n-k onun dnemindeki ilkel bilim anlay, canllarn ok basit bir yapya sa-hip olduklarn varsayyordu. Ortaa'dan beri inanlan "spontane jeneras-yon" adl teoriye gre, cansz maddelerin tesadfen biraraya gelip, canl birvarlk oluturabileceklerine inanlyordu. Bu dnemde bceklerin yemek ar-tklarndan, farelerin de budaydan olutuu yaygn bir dnceydi. Bunuispatlamak iin de ilgin deneyler yaplmt. Kirli bir paavrann zerine bi-raz buday konmu ve biraz beklendiinde bu karmdan farelerin oluaca- sanlmt.

Etlerin kurtlanmas da hayatn cansz maddelerden treyebildiine birdelil saylyordu. Oysa daha sonra anlalacakt ki, etlerin zerindeki kurtlarkendiliklerinden olumuyorlar, sineklerin getirip braktklar gzle grlme-yen larvalardan kyorlard.

Darwin'in Trlerin Kkeni adl kitabn yazd dnemde ise, bakterilerincansz maddeden oluabildikleri inanc, bilim dnyasnda yaygn bir kabulgryordu.

Oysa Darwin'in kitabnn yaynlanmasndan be yl sonra, nl Franszbiyolog Louis Pasteur, evrime temel oluturan bu inanc kesin olarak rtt.Pasteur yapt uzun alma ve deneyler sonucunda vard sonucu ylezetlemiti:

Cansz maddelerin hayat oluturabilecei iddias artk kesin olarak tari-he gmlmtr.1

Evrim teorisinin savunucular, Pasteur'n bulgularna kar uzun sredirendiler. Ancak gelien bilim, canl hcresinin karmak yapsn ortaya -kardka, hayatn kendiliinden oluabilecei iddiasnn geersizlii daha daak hale geldi.

20. Yzyldaki Sonusuz abalar

20. yzylda hayatn kkeni konusunu ele alan ilk evrimci, nl Rus bi-yolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu yllarda ortaya att birtakm

tezlerle, canl hcresinin tesadfen meydana gelebileceini ispat etmeye a-lt. Ancak bu almalar baarszlkla sonulanacak ve Oparin u itiraf yap-mak zorunda kalacakt:

Maalesef hcrenin kkeni, evrim teorisinin tmn iine alan en karan-lk noktay oluturmaktadr.2

Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayatn kkeni konusunu zmekavuturacak deneyler yapmaya altlar. Bu deneylerin en nls, Ameri-kal kimyac Stanley Miller tarafndan 1953 ylnda dzenlendi. Miller, ilkeldnya atmosferinde olduunu iddia ettii gazlar bir deney dzeneinde bir-letirerek ve bu karma enerji ekleyerek, proteinlerin yapsnda kullanlanbirka organik molekl (aminoasit) sentezledi.

O yllarda evrim adna nemli bir aama gibi tantlan bu deneyin geerliolmad ve deneyde kullanlan atmosferin gerek dnya koullarndan okfarkl olduu, ilerleyen yllarda ortaya kacakt.3

Uzun sren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kulland atmos-fer ortamnn gereki olmadn itiraf etti.4

Hayatn kkeni sorununu aklamak iin 20. yzyl boyunca yrtlentm evrimci abalar hep baarszlkla sonuland. San Diego Scripps Enstit-s'nden nl jeokimyac Jeffrey Bada, evrimci Earth dergisinde 1998 ylndayaynlanan bir makalede bu gerei yle kabul eder:

Bugn, 20. yzyl geride brakrken, hala, 20. yzyla girdiimizde sa-hip olduumuz en byk zlmemi problemle kar karyayz: Ha-yat yeryznde nasl balad.5


Evrimcilerin hayatn kkenine

aklama getirme abalarnn

bir rnei de Miller deneyidir.

lk zamanlarda evrim adna

nemli bir gelime olarak lanse

edilen bu deneyin geersizlii

zaman iinde anlalm hatta

Miller'n kendisi de bunu itiraf

etmek zorunda kalmtr.


Hayatn Kompleks Yaps

Evrim teorisinin hayatn kkeni konusunda bu denli byk bir amazagirmesinin balca nedeni, en basit sanlan canl yaplarn bile inanlmaz de-recede karmak yaplara sahip olmasdr. Canl hcresi, insanolunun yapt- btn teknolojik rnlerden daha karmaktr. yle ki bugn dnyann engelimi laboratuvarlarnda bile cansz maddeler biraraya getirilerek canl birhcre retilememektedir.

Bir hcrenin meydana gelmesi iin gereken artlar, asla rastlantlarlaaklanamayacak kadar fazladr. Hcrenin en temel yap ta olan proteinle-rin rastlantsal olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik ortalama birprotein iin, 10950'de 1'dir. Ancak matematikte 1050'de 1'den kk olaslklarpratik olarak "imkansz" saylr. Hcrenin ekirdeinde yer alan ve genetikbilgiyi saklayan DNA molekl ise, inanlmaz bir bilgi bankasdr. nsanDNA'snn ierdii bilginin, eer kada dklmeye kalklsa, 500'er sayfadanoluan 900 ciltlik bir ktphane oluturaca hesaplanmaktadr.

Bu noktada ok ilgin bir ikilem daha vardr: DNA, yalnz birtakm zel-lemi proteinlerin (enzimlerin) yardm ile elenebilir. Ama bu enzimlerin

Evrimcilerin en byk yanlglarndan biri yukarda temsili resmi grlen ve ilkel dnya

olarak nitelendirdikleri ortamda canlln kendiliinden oluabileceini dnmeleridir.

Miller deneyi gibi almalarla bu iddialarn kantlamaya almlardr. Ancak bilimsel

bulgular karsnda yine yenilgiye uramlardr. nk 1970'li yllarda elde edilen so-

nular, ilkel dnya olarak nitelendirilen dnemdeki atmosferin yaamn olumas iin

hibir ekilde uygun olmadn kantlamtr.

sentezi de ancak DNA'daki bilgiler dorultusunda gerekleir. Birbirine ba-ml olduklarndan, elemenin meydana gelebilmesi iin ikisinin de aynanda var olmalar gerekir. Bu ise, hayatn kendiliinden olutuu senaryo-sunu kmaza sokmaktadr. San Diego California niversitesi'nden nlevrimci Prof. Leslie Orgel, Scientific American dergisinin Ekim 1994 tarihlisaysnda bu gerei yle itiraf eder:

Son derece kompleks yaplara sahip olan proteinlerin ve nkleik asit-lerin (RNA ve DNA) ayn yerde ve ayn zamanda rastlantsal olarakolumalar ar derecede ihtimal ddr. Ama bunlarn birisi olma-dan dierini elde etmek de mmkn deildir. Dolaysyla insan, ya-amn kimyasal yollarla ortaya kmasnn asla mmkn olmad so-nucuna varmak zorunda kalmaktadr.6

Kukusuz eer hayatn doal etkenlerle ortaya kmas imkansz ise,bu durumda hayatn doast bir biimde "yaratldn" kabul etmek ge-rekir. Bu gerek, en temel amac yaratl reddetmek olan evrim teorisiniaka geersiz klmaktadr.

Evrimin Hayali Mekanizmalar

Darwin'in teorisini geersiz klan ikinci byk nokta, teorinin "evrimmekanizmalar" olarak ne srd iki kavramn da gerekte hibir ev-rimletirici gce sahip olmadnn anlalm olmasdr. Darwin, ortayaatt evrim iddiasn tamamen "doal seleksiyon" mekanizmasna bala-mt. Bu mekanizmaya verdii nem, kitabnn isminden de aka anla-lyordu: Trlerin Kkeni, Doal Seleksiyon Yoluyla...

Doal seleksiyon, doal seme de-mektir. Doadaki yaam mcadelesiiinde, doal artlara uygun ve glcanllarn hayatta kalaca dncesinedayanr. rnein yrtc hayvanlar tara-fndan tehdit edilen bir geyik srsn-de, daha hzl koabilen geyikler hayat-ta kalacaktr. Bylece geyik srs, hz-l ve gl bireylerden oluacaktr.Ama elbette bu mekanizma, geyiklerievrimletirmez, onlar baka bir canltrne, rnein atlara dntrmez.


180

Dolaysyla doal seleksiyon mekanizmas hibir evrimletirici gce sa-hip deildir. Darwin de bu gerein farkndayd ve Trlerin Kkeni adl kita-bnda "Faydal deiiklikler olumad srece doal seleksiyon hibir ey ya-pamaz" demek zorunda kalmt.7

Lamarck'n Etkisi

Pek

Documents

KAİNATTAKİ KUSURSUZLUKTESADÜF DEĞİL