50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 113 15 Temmuz 2007 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] NE ABD, NE AB; BA⁄IMSIZ TÜRK‹YE MÜCADELES‹NE KATIL! Bütün partilerin, adaylar›n yakas›na yap›fl›n: ‘Emperyalizmi bu ülkeden niye kovmuyorsunuz?’ AKP için i i nsan s s at›l›k b b ir mald›r! Kömür, bulgur karfl›l›¤›nda oy sat›n almak da, oyunu satmak da onursuzluktur! l www.yuruyus.com [email protected] Say›: 113 I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 Avrupa’da Avrupa’da faflizmin gölgesi faflizmin gölgesi dolafl›yor! dolafl›yor! Polise “hedefli öldürme hakk›” tan›ns›n! Potansiyel risk oluflturan kifliler “ihtiyaten tutuklans›n!” S›n›r d›fl› edilmeleri mümkün olmayan zanl›lar›n d›fl dünya ile iliflkileri kesilsin Almanya ‹çiflleri Bakan›’n›n önerileri:

(kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 113

15 Temmuz 2007

Fiyat›: 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

NE ABD, NE AB;

BA⁄IMSIZ TÜRK‹YEMÜCADELES‹NE KATIL!

Bütün partilerin, adaylar›n yakas›na yap›fl›n: ‘Emperyalizmi

bu ülkeden niye kovmuyorsunuz?’

AKP için iinsan ssat›l›k bbir mald›r!Kömür, bulgur karfl›l›¤›nda oy sat›n almak da, oyunu satmak da onursuzluktur!

l

www.yuruyus.com [email protected]›: 113IISSSSNN 1133000055 -- 77994444

Avrupa’daAvrupa’dafaflizmin gölgesifaflizmin gölgesi

dolafl›yor!dolafl›yor!

‰Polise “hedefliöldürme hakk›”

tan›ns›n!

‰Potansiyel

risk oluflturan kifliler

“ihtiyaten tutuklans›n!”

‰ S›n›r d›fl› edilmelerimümkün olmayan

zanl›lar›n d›fl dünya ile iliflkileri kesilsin

‰Almanya ‹çiflleri Bakan›’n›n önerileri:

Page 2: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Ne y

apt›y

sak

halk

›m›z›

sevd

i¤im

iz içi

n ya

pt›k

Bütü

n zo

rlukl

ara

bu se

vdam

›z içi

n

gö¤ü

s ger

dik

Pay›

m›za

düfl

en b

edeli

bu d

uygu

lar›m

›z içi

n öd

edik

Bayr

a¤›

bizd

en so

nrak

ilere

dev

retti

k

Biliy

oruz

emin

eller

deol

du¤u

nu

Zehr

a Ku

laks

›z( (2 2

0 00 00 0- -

2 20 00 00 0

7 7 Ö Ö

l lü üm m

O Or ru u

c cu ufl fle e

h hi id di i

) )19

96 ö

lüm

oru

cu fl

ehid

iA

ltan

Ber

dan

Ker

imgi

ller

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Yitirdiklerimiz20 TTemmuz -- 226 TTemmuz

1961 ‹stanbul do¤umluydu. 1977’de mü-cadeleye kat›ld›. 12 Eylül koflullar›nda damücadeleyi sürdürenlerdendi. 1987’detutukland›. 1991’de Eskiflehir Tabutlu-¤u’na götürülenler aras›ndayd›. 4 Ocak1996’da Ümraniye katliam›nda yaralan-d›. Katliamdan sonra getirildi¤i Bayram-pafla Hapishanesi’nde ölüm orucu direnifl-çilerinden biri olarak ölümsüzleflti.

‹lginç ÖÖzkeskin’edair bbir yyoldafl›-n›n aanlat›m›ndan:

"......

Bugün 2 Ma-y›s... 1987 1 May›s’›n›n ertesi günü... Yine eve gelmedin.Belki di¤er eve gitmiflsindir diyerek yola koyuldum. He-yecanla kap›n›n ziline iki kez bast›m. Kap› aç›lmad›. Amaevde ›fl›klar yan›yordu hem de gündüzün bir vaktinde. Buifle bir anlam veremedim. Evdeler belli iflte, niye kap›y›açm›yorlar diye içimden geçirirken, birden kap› aç›ld›. Veaç›lan kap›dan tan›mad›¤›m bir yüzün elleri beni anideniçeri çekiverdi... Ev sahipleri evde yoktu... Sonra Gayret-tepe'de buldum kendimi. Bir süre sonra iflkenceciler, se-nin foto¤raf›n› gösterdiler.

-"Bunu tan›yor musun?"

...

Tan›yorum seni ‹lginç yoldafl. Senden sonra ben de tutsakdüfltüm. Tutsakl›k koflullar›nda da birlikteydik. Ayn› duy-gular› yaflad›k. Farkl› mekânlardayd›k. Sen yine ÜmraniyeDirenifli ile ÖO. eylemi ile eylemden eyleme kofluyor, yolgösteriyordun. Devrimin emekçisi, yoldafllar›n› sahiple-nen, örnek olan ‹lginç yoldaflt›. Ölümü teslim alan, devrimkufla¤›n›n kahramanlar›ndand›. S›ran geldi¤inde, yata¤›n-da uzan›p sessizce hoflçakal dedin.

...

‹flkencecilerin sordu¤u soruya da bak›n. "Bunu tan›yormusun?" diyorlar. Evet, evet tan›yorum onu. Yaln›z benmi? Hay›r! Onu, bütün Türkiye ve dünya halklar› tan›yor.

O, Ümraniye'nin direniflçisi, yoldafllar›n›n flen kahkahal›devrim emekçisi, '96 Ölüm Orucu eyleminin kahramanflehitlerinden, Parti Cephe'nin s›ra neferi. Halk›m›z›numudunun büyütücüleri aras›nda yerini alan ‹lginç yoldafl.

Herkese sorun onu, herkese.

O'nu herkes tan›yor.

Hadi karanl›¤›n bekçileri ç›k›n dehlizlerinizden. Kanl› elle-rinizle insandan baflka her fleye benzeyen yüzünüzle ç›-k›n. Sorun, O'nu tan›yor musunuz diye.

O'nun, onlar›n ad› bile korkunuzun daha çok büyümesineneden oluyor. Biliyoruz, bu nedenle adlar›n› söylemeyecesaret edemiyorsunuz. "Bunu...." diye soruyorsunuz.

O'nu tan›yorum, tan›yoruz. O'nu tan›maktan ve onun,onlar›n yoldafl› olmaktan onur duyuyorum.”

Tarih yazanlar›nkaleminden

‹‹llggiinnççÖÖZZKKEESSKK‹‹NN

1968, Tarsus do¤umluydu. Anka-ra Ünv. BYYO ö¤rencisiyken mü-cadeleye kat›ld›. De¤iflik alanlar-da görevler ald›. 1992 Eylül’ündetutukland›. Buca, Ayd›n, Bayram-pafla hapishanelerinde kald›. Oli-garflinin sald›r›s›n› en önde gö¤üs-leyenlerden biri olarak ölüm oru-cunda flehit düfltü.

1996 Ölüm Orucu fiehitleriDevrimci tutsaklara boyun e¤dirmeyiamaçlayan sald›r›lara karfl›, tüm hapishane-lerde devrimci tutsaklar birlikte direniflegeçtiler. Solun birlikte gerçeklefltirdi¤i ölümorucu, 12 flehit verilerek zaferle sonuçland›r›l-d›. fiehitlerden befli, Cepheli tutsaklard›. AA.. BBeerrddaann

KKEERR‹‹MMGG‹‹LLLLEERR

1968 Marafl-Elbistan do¤um-luydu. 1989’da iflportac›lar›nmücadelesine öncülük yapt›. ‹fi-POR-DER yöneticisiydi.1993’de y›l›nda Halk›n GücüGazetesi’nde çal›flmaya baflla-d›. 1994’de gözalt›na al›n›p tu-tukland›. Ölüm orucunun 69.günü ölümsüzleflti.

YYeemmlliihhaaKKAAYYAA

1970’de K›rklareli’nde do¤du. ‹s-tanbul Üniversitesi’nde ö¤renciy-ken mücadeleye kat›ld›. ‹YÖ-DER’liydi. 1990 y›l›nda OrtaköyKültür Merkezi’nde sanatsal faali-yetler içinde yerald›. 1994’de gö-zalt›na al›narak tutukland›. Dün-yan›n ilk kad›n ölüm orucuflehidi olarak ölümsüzleflti.

AAyyççee ‹‹ddiillEERRKKMMEENN

1965 ‹zmir-Urla do¤umluydu. Genç yafltamücadeleye at›ld›. 1988 y›l›nda Yeni Çö-züm Dergisi ‹zmir Temsilcisi’ydi. 1989’da1 A¤ustos Genelgesi’ni protesto eylemin-den tutukland›. Tahliye olduktan k›sa birsüre sonra tekrar tutsak düfltü. Tutsaklar›teslim almak için sald›ran oligarflinin kar-fl›s›na bu kez aln› bantl› bir direniflçi ola-rak ç›karak ölümsüzleflti.

MMüüjjddaattYYAANNAATT

Vedat DDEM‹RC‹O⁄LU

Amerikan 6. Filosu’nuprotesto eden devrimcivatansever ö¤rencileresald›ran polis taraf›ndan‹TÜ Gümüflsuyu Ö¤renciYurdu’nun ikinci kat›ndanafla¤› at›ld›. Kald›r›ld›¤›

hastanede 24 Temmuz 1968’de flehit düfltü.

Kemal TTÜRKLER

D‹SK ve T‹P kurucuüyelerinden, D‹SK veMaden-‹fl’in y›llarcagenel baflkanl›¤›n›yapan Kemal Türkler22 TTemmuz 11980’de‹stanbul Merter‘de fa-

flistler ttaraf›ndan katledildi.

20 Mart 1961 do¤umluydu.Uzun y›llar mücadele içindeyerald›. 25 Temmuz1992’de geçirdi¤i trafik ka-zas› sonucu aram›zdan ayr›l-d›.AAllii EEkkbbeerr TTUURRAALL

25 Temmuz 1990’daCenevre’de eskiden Dev-rimci Yolcu olan biri tara-f›ndan b›çaklanarak öldü-rüldü.

MMeehhmmeett TTAAYYAANNÇÇ

1946 ‹stanbul do¤umlu Alan-kufl, mimard›. THKP-C taraftar›olarak mücadele içindeydi. 4Mart 1972’de cunta taraf›ndantutukland›. ‹flkenceler sonucurahats›zland›. Tedavisinin en-gellenmesi sonucu, tahliyesin-den k›sa süre sonra 24 Tem-muz 1973’de flehit düfltü.

HHaattiiccee AALLAANNKKUUfifi

1966, Tokat Zile do¤umluSevinel, evli ve bir çocukbabas›yd›. Devrimciydi.DHKP-C’li olmaktan tut-sakt›. 21 Temmuz2004’te Tekirda¤ 1 No’luF Tipi’nde kalp krizi geçir-di, gereken müdahale ya-p›lmayarak öldürüldü.

SSaalliihhSSEEVV‹‹NNEELL

12 Eylül döneminde tutsakailelerinin mücadelesinde ye-ralarak siyasallaflt›. TAYAD’›nilk kurucular›ndand›. ÖZ-GÜR-DER ve DEMKAD kuru-cular› aras›nda da yerald›.Yakaland›¤› kanser hastal›¤›sonucu 25 Temmuz2003’de aram›zdan ayr›ld›.

SSuullttaann ÇÇEELL‹‹KK

Küçükarmutlu halk›n›n sald›r›la-ra karfl› gerçeklefltirdi¤i bir dire-niflte, 23 Temmuz 1990’dapolis taraf›ndan kurflunlanaraka¤›r yaraland›. Hastahaneye kal-d›r›lmas›n›n polis taraf›ndan ge-ciktirilmesi sonucu yaflam›n› yi-tirdi.HHüüssnnüü

‹‹fifiEERR‹‹

Page 3: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Emperyalizm ve ba¤›ms›zl›k 44

Kurtuluflumuz Ba¤›ms›zl›k ve DemokrasiMücadelesinde 66

Emekçi düflmanl›¤› ortak özellikleridir 1100

Seçmene g›da pofletleri ve islamc›l›¤›nkültürü 1155

EEmmeekk:: Direnen iflçilere destek 1188

Reformizmin iddias›zl›¤› ve ‘Ba¤›ms›zAday’l›k açmaz›! 1199

D‹SK, yine CHP’nin kuyru¤unda 2222

‘Bin umut’ adaylar›na sald›r›lar 2233

Seçim Çare De¤il Ba¤›ms›zl›k, DemokrasiMücadelesine Kat›l! 2244

Yozlaflma ve iki politika 2266

Sömürü bekçili¤ine profesyonel ordu yak›fl›r 2288

Ümraniye’de yüzbafl›n›n itiraf›: 3300

‹ktidar haz›ms›z, ikiyüzlü 3311

Avrupa’da faflizmin gölgesi dolafl›yor 3322

YYuurrttdd››flfl››:: Göçmen Yasas›’na karfl›mücadele ça¤r›s› 3344

‹flgal çöktü, iflgalci çaresiz 3355

Kim bu hale getirdi dünyam›z› 3366

Büyük ya¤ma: Özellefltirme 4422

‹lhan Selçuklar bitmifltir! 4466

Zaferi getirdiler! 4477

Bu halk katliamlar› da, cellatlar› da... 5500

‹Ç‹NDEK‹LER Ça¤r› / ‹lan

HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3388Ba¤›ms›zl›k ve Ulusal Burjuvazi

SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 1177AKP için insan, onur, vatan ne ifade ediyor

HHaaff››zzaa 4444Dara¤açlar›nda siyaset

SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 1144 Sa¤l›k hakk›

DDee¤¤iinnmmeelleerr 4488Ya ABD, elinize terör demogojisi vermeseydi!

YYiittiirrddiikklleerriimmiizz 5511

+ ‹VME Dergisi’nin NisanMay›sHaziran 2007 tarihli 4. Say›s› ÇÇIIKKTTII........

KültürSanatYaflam›ndaTAVIRDergisi’nin Temmuz 2007 Say›s›ÇÇIIKKTTII......

Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:

Halit Güdeno¤lu

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/ ‹STANBUL

Telefon-Faks: 0212 251 94 35

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k

Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157 Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL

Tel: 0212 241 26 41

Faks: 0212 241 11 16

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.Gülbahar Cad. No: 7 Ba¤c›lar/ ‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

HHaakkllaarr VVee ÖÖzzggüürrllüükklleerr CCeepphheessii:: HHEERRKKEESS‹‹

BBAA⁄⁄IIMMSSIIZZLLIIKK DDEEMMOOKKRRAASS‹‹MMÜÜCCAADDEELLEESS‹‹NNEE ÇÇAA⁄⁄IIRRIIYYOORRUUZZ......

““SSEEÇÇ‹‹MM ÇÇAARREE DDEE⁄⁄‹‹LL””DDEEMMEEKK ‹‹ÇÇ‹‹NN

TTÜÜRRKK‹‹YYEE’’NN‹‹NN DDÖÖRRTT BB‹‹RR YYAANNIINNDDAANN 1166 TTEEMMMMUUZZ’’DDAA MMEECCLL‹‹SS ÖÖNNÜÜNNEE

YYÜÜRRÜÜYYOORRUUZZ......

‹‹ssttaannbbuull’’ddaann hhaarreekkeett yyeerrii:: SSiibbeell YYaallçç››nn PPaarrkk››HHaarreekkeett TTaarriihhii:: 1144 TTeemmmmuuzz 22000077

SSaaaatt:: 2233..3300

Adana hhareket yyeri: ‹nönü PPark›Hareket TTarihi: 115 TTemmuz 22007 Saat: 117.00

‹zmir hareket yyeri: Sümerbank öönü KKonakHareket TTarihi: 114 TTemmuz 22007 Saat: 113.00

Page 4: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

NNeeyyii sseeççiiyyoorruuzz?? Seç-ti¤imiz yaln›z bir parti

de¤ildir; miting meydanla-r›nda böyle bir tart›flma yü-rütülmesi de, gerçek odurki; düzen partileri, bu se-çimde de emperyalizmin sömürgesiolmaya devam edip etmemeyi oyla-t›yorlar... Halk›m›z flunu bilmelidirki, düzen partilerinden hangisi seçi-lirse seçilsin, bu, emperyalizmin ifl-birlikçilerine ve emperyalizmin ül-kemizdeki sömürüsüne onay ver-mek anlam›na gelecektir.

Emperyalizm diye bir tart›flmakonusu yok meydanlarda. San-

ki, ülkemizde ekonomiden siyasete,ordudan kültüre, d›fl politikadanborsaya kadar her fleyi belirleyenemperyalizm de¤ilmifl gibi, emper-yalizmden hiç sözedilmiyor. Aradabir ABD’den ve AB’den sözedilsede, o da sadece flovenizm temelindebir sözedifltir. Düzen partilerinin““aayynn››llaaflflmmaass››””nn››nn kendini en aç›kolarak gösterdi¤i alanlardan biri deemperyalizmle iliflkilerdir. Düzenpartileri içinde, art›k, “emperyaliz-me karfl›” göstermelik de olsa, bay-rak açan bir parti yoktur. Emperya-lizme ba¤›ml›l›k, halk›m›za bir ka-der gibi, bir kaç›n›lmazl›k gibi da-yat›lmaktad›r. Ülkemizin emperya-lizme ba¤›ml›l›¤›n›n tart›flma konu-su bile yap›lmamas› da bu dayatma-n›n bir parças›d›r.

Halk›m›zdan, seçimlere kat›lantüm partilere ve adaylar›na

“emperyalizmi bu ülkeden niyekovmuyorsunuz?” sorusunu yö-neltmesini istiyoruz. Biliyoruzki, bunu sorduklar›nda cevapalamayacaklar. Partilere veadaylara bu gözle bakt›klar›nda,hiçbirinde anti-emperyalist birtav›r, göremeyecekler. Bu aç›-dan ilginç bir seçim süreci yafla-n›yor. Ülkemizin, halk›m›z›nkarfl› karfl›ya oldu¤u sorunlar›nkayna¤›nda emperyalizme ba-¤›ml›l›k yatmakta ve fakat, em-peryalizme ba¤›ml›l›k, bir seçimdöneminde bile öne ç›kamamak-tad›r. Temel sorunlar› konuflma-may› telafi etmek için de mitingmeydanlar›nda birbirlerine “ip”

at›p duruyorlar. Seçim politikam›zlave sloganlar›m›zla, ayn› zamandabuna dikkat çekiyoruz.

BBiirr yyaannddaa emperyalizm ve iflbir-likçileri, bir yanda anti-emper-

yalistler; ülkemizin as›l saflaflmala-r›ndan biri budur. Bu saflaflma aç›-s›ndan bak›ld›¤›nda da, laiklik-fleri-at saflaflmas›n›n ne kadar suni oldu-¤u çok daha aç›k olarak görülecek-tir. Çünkü, laiklik flampiyonu CHPve laikli¤in “y›lmaz bekçisi” Genel-kurmay’la, gizli fleriat gündemi ol-du¤u iddia edilen islamc› AKP busaflaflmada ayn› saftad›rlar. ‹‹kkii ttaa--rraaff ddaa, ABD’yi stratejik müttefikiolarak görür, iikkii ttaarraaff ddaa AB’yeüyeli¤i savunur. Görülece¤i gibi as-l›nda onlar “iki taraf” de¤il, tek ta-raft›rlar, ayn› saftad›rlar. Aralar›nda-ki iktidar kavgas› bu gerçe¤i de¤ifl-tirmez. Emperyalizm ve halklar;güncel saflaflma budur.

Karfl›m›za çeflitli siyasi iddialarlaç›kan her güce önce bu aç›dan

bakaca¤›z; bu saflaflmada, yeri nere-sidir? Bu saflaflmada emperyalizmsaf›nda yeralan herhangi bir siyasiparti ve aday, halktan ve dünyahalklar›ndan, emekten ve emekçi-

lerden yana de¤ildir. A¤›zlar›yla kufltutsalar da gerçek budur.

AKP, akla gelen ve gelmeyen herfleyi sat›yor. Ülkemize ait var-

l›klar›, en avantajl› koflullarda em-peryalistlere peflkefl çekiyor. Ve ifltebu nedenle de, AKP bugün emper-yalistlerin aç›k deste¤ine sahiptir.Bu ya¤ma, talan ve peflkefl,AKP’nin iktidarda kalma zeminidir.Di¤er düzen partileri emperyalizmekarfl› m›? Elbette hay›r. Fakat mev-cut düzen partileri içinde “tek bafl›-na iktidar” olarak emperyalizme enpürüzsüz hizmeti sunacak olan vehalen de sunan AKP oldu¤u için,emperyalizmin öncelikli deste¤i deAKP’yedir. Emperyalizm, 1945’ler-den bu yana bir “d›fl güç!” de¤il, “içgüç”tür. Her seçime flu veya bu fle-kilde müdahil olmufllard›r.

Emperyalizm tanklar›yla, topla-r›yla iflgal etmiflti ülkemizi. Si-

lahla savaflarak kovduk onlar›. Fa-kat bir süre sonra tanklar› toplar› de-¤il, sermayesiyle, flirketleriyle gelipgirdi ülkemize. Ülkemizin ordusunuiflbirlikçilefltirerek kendine dayanakyapt›. Peki flimdi nas›l kovaca¤›zonlar›? Seçim sand›¤›yla m›? Tarih-

te bir örne¤i yok bildi¤imiz. Ohalde geriye tek bir yol kal›yor;mmüüccaaddeellee!! Biz, bu Türkiye ger-çe¤i içinde, 2007 seçimlerinde-ki politik tavr›m›z olarak, halk›-m›za ba¤›ms›zl›k mücadelesiniyükseltme ça¤r›s› yapt›k.

Evet, mücadele edece¤iz. Sa-vaflaca¤›z. Bedeller ödeye-

ce¤iz. Ba¤›ms›zl›k, bedel öde-meden kazan›lamaz. Bu biroyun de¤il. Emperyalizmledünya halklar› aras›ndaki savafl,tarihin gördü¤ü en fliddetli ve›srarl› savafllardan biridir. 20.Yüzy›l›n bafl›ndan bugüne halk-lar ba¤›ms›zl›k için uzun savafl-lar yürütmek, büyük zorluklara

4 GÜNDEM 15 TTemmuz 22007

Emperyalizm ve Ba¤›ms›zl›k

Emperyalizm gerçe¤ini gözönüne alarak

düflündü¤ümüzde, ülkemizde‘ulusalc›’, ‘vatansever’

s›fatlar›yla dernekler kurup gü-ya ABD’ye, AB’ye karfl› at›p tu-tanlar›n... emperyalizmin poli-tikalar›n› uygulay›p karfl› ç›kargörünenlerin siyasi olarak birsoytar›dan, flaklabandan baflkabir fley olmad›klar› aç›kt›r.

z

e

Page 5: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

katlanmak zorunda kalmad›lar m›?Che’nin dedi¤i gibi, “ABD emper-yalizmi kurumlar›n› hiçbir fedakar-l›kta bulunmadan yok etmeyi umutedemeyiz, dünyan›n en büyük bask›gücüne hiçbir fedakarl›k yapmadankafa tutmay› umut edemeyiz.”

Karfl›m›zda, dünyan›n askeri veekonomik olarak en güçlü ve

tekellerin ç›karlar› için her yöntemebaflvurabilecek bir gücü var. Karfl›-m›zdaki emperyalizm, tekelle-rin ç›karlar› için iki kez dünyasavafl› ç›karm›fl ve onmilyonlar-ca insan›n ölümüne gözünük›rpmadan imza atm›flt›r. Tekbir ülkeyi karfl›s›nda diz çöktür-mek için ambargolarla “500 binçocu¤u” gözünü k›rpmadan öl-düren ve sonra da dünya halkla-r›n›n karfl›s›na geçip “buna de-¤er” diyen bir emperyalizmvar. En yak›n ve güncel örnekolarak, tekellerin ç›karlar› içinAfganistan’› ve Irak’› kan der-yas›na dönüfltüren bir emperya-lizmden sözediyoruz.

Bunu gözönüne alarak dü-flündü¤ümüzde, ülkemizde

“ulusalc›”, “vatansever” s›fatla-r›yla dernekler kurup güyaABD’ye, AB’ye karfl› at›p tu-tanlar›n, MHP, CHP gibi emperya-lizmin politikalar›n› uygulay›p kit-leler karfl›s›nda ise karfl› ç›kar görü-nenlerin, siyasi olarak bir soytar›-dan, flaklabandan baflka bir fley ol-mad›klar› aç›kt›r. Bunlar öyle “va-tanseverler”, öyle “ulusalc›lar” ki,emperyalizme karfl› tek bir eylemyapmadan, tek bir kurflun s›kmadanemperyalizme karfl› olma oyunu oy-nuyorlar. Türkiye halk›n›n çok çe-flitli nedenlere dayanan emperyaliz-me tepkilerini istismar etmek için“ulusalc›l›k” maskesi tak›yorlar.

Bu oyunun ortaklar›ndan biri debizzat ordudur. Yeni-sömürge-

cilik iliflkileri içinde, emperyalistle-rin as›l dayana¤›, ordudur. Baflka birdeyiflle, yeni-sömürge ülke ordular›,emperyalizmin gizli iflgal ordusu-durlar. Fakat ülkemizde ilginç olan,emperyalizmin gizli iflgalinin daya-na¤› olan ordu, ““uulluussaallcc››”” güçlerinbafl›nda kabul edilmektedir. Birçok

ayd›n da orduyu “ba¤›ms›zl›kç›”,“sivil toplum örgütü” olarak ilanedip, bunun teorisini yapmaktad›r.

Ordudan ba¤›ms›zl›k bekleyenle-rin de, AB’den veya ABD’den

demokrasi bekleyenlerin de art›kkendine gelmesi zaman›d›r. Dünya-n›n ve ülkemizin ç›plak gerçeklerikarfl›s›nda hâlâ Genelkurmay’›n ba-¤›ms›zl›ktan, emperyalizmin de-mokrasiden yana oldu¤unu iddia et-

meye devam etmek, halklar› aldat-makt›r. Ba¤›ms›zl›k ve demokrasimücadelesine ça¤r› yap›yoruz. Buikisini birbirinden ay›ran her yakla-fl›m, eksik ve çarp›kt›r. BBaa¤¤››mmss››zzll››kkoollmmaazzssaa,, ddeemmookkrraassii oollmmaazz;; ddee--mmookkrraassiinniinn oollmmaadd››¤¤›› bbiirr bbaa¤¤››mm--ss››zzll››kk yyaaflflaayyaammaazz!!.... Biri var, biriyoksa, öteki de uzun vadeli olmaya-cak demektir... Birini savunup, öte-kini savunmayanlar, asl›nda ikisinide savunmuyorlar demektir... ‹kiside yoksa, ikisinin de olmad›¤› birülke, halklar için gerçek bir zindan-d›r. Ve biz flimdi böyle bir zindandayafl›yoruz. Bu zindandan kurtulma-n›n yolu, s›rt›m›z› Genelkurmayaveya AB’ye veya herhangi bir dü-zen partisine yaslamaktan geçmi-yor. Bu yol, Türkiye halk kurtuluflsavafl›ndan geçiyor.

Yaz›k ki, kendilerini devrimci,sosyalist olarak adland›ran ki-

mi kesimler dahi, mesela ABD em-

peryalizmine karfl› ç›k›yor görünür-ken, Avrupa emperyalizminin sözü-nü etmiyorlar. Bu nas›l bir anti-em-peryalistliktir? Bu nas›l bir ba¤›m-s›zl›kç›l›kt›r? Bir emperyaliste karfl›ç›k›p baflka bir emperyaliste s›rt›n›yaslayan herhangi bir politikayla birülkenin ba¤›ms›zl›¤›n›n ve halk›nözgürlü¤ünün kazan›ld›¤›n›n tarihteörne¤i yoktur. Bir emperyaliste s›r-t›n› yaslaman›n sonucunda konjonk-türel nedenlerle baz› avantajlar elde

edenler olmuflsa da, bu avantaj-lar, bir süre sonra o ülkenin boy-nundaki halkalara dönüflmüfltür.

2. Paylafl›m Savafl›’n›n sonun-da Almanya, ‹talya ve Japon-

ya’da iktidar olan faflist blok,dünya halklar› taraf›ndan yenil-giye u¤rat›ld›. Ancak o gündenbu yana emperyalistlerin ve ifl-birlikçilerin Nazi yöntem ve po-litikalar›na baflvurmaya devamettikleri de bir gerçek. Son y›l-larda -bambaflka bir yüzy›l ola-ca¤› öne sürülen 2000’li y›llar-da- bunun örneklerine daha s›ktan›k oluyoruz. Son örnekleridergimizin bu say›s›nda okuya-caks›n›z. Özellikle burjuva de-mokrasisiyle yönetilen ülkelerinbu yöntem ve politikalara bafl-

vurmas› birçok kesim taraf›ndanflaflk›nl›kla karfl›lanmakta. Avrupahayran› ayd›nlar aras›nda derin birhayal k›r›kl›¤› yaflan›yor. ‹lginçtir,Türkiye Genelkurmay›’yla ve ‹ngi-liz burjuva demokrasisi, mesela “te-röre karfl› savafl” konusunda hemfi-kirler. Hangisine yaslan›p demokra-siyi, hangisine yaslan›p ba¤›ms›zl›¤›kazanacaks›n›z bu durumda?.. Nere-sinden baksan›z, ç›kmaz yoldur!

Ba¤›ms›zl›k için emperyalizmekarfl›, demokrasi için faflizme

karfl› mücadele edece¤iz. Baflka ç›-kar yol yok. Ba¤›ms›z demokratikbir Türkiye’yi sand›ktan de¤il, mü-cadele alanlar›ndan ç›karaca¤›z. Em-peryalizme ba¤›ml›l›¤› kader gibi da-yatanlar›, ba¤›ms›zl›k için Genelkur-may’dan, demokrasi için AB’denmedet umanlar›, kendi açmazlar›ylabaflbafla b›rak›p, devrimcilerin açt›¤›anti-emperyalist, anti-oligarflik mü-cadele bayra¤› alt›nda toplanal›m.

Say›: 113 5GÜNDEM

Ba¤›ms›zl›k olmazsa, demokrasi olmaz;

demokrasinin olmad›¤› bir ba¤›ms›zl›k yaflayamaz!..

Birini savunup, ötekini savunmayanlar, asl›nda ikisini de savunmuyorlar demektir... ‹kisinin de olmad›¤› bir ülke halklar içinbir zindand›r. Ve biz böyle bir zindanda yafl›yoruz.

Page 6: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Burjuva düzen partileri halk›n,“bir dönem de sömürü ve zulüm dü-zenini biz yönetelim” diye kendile-rine oy vermesini isterken, Haklarve Özgürlükler Cephesi üyeleri,kurtuluflun sand›kta de¤il ellerimiz-de oldu¤unu söyleyerek, ba¤›ms›z-l›k ve demokrasi mücadelesine ka-t›lma ça¤r›s› yap›yorlar.

Halk›n kurtuluflunun önünde en-gel olan oligarflinin polisi, ça¤r›n›nen genifl kesimlere ulaflmas›n› en-gellemek için sald›r›lara, gözalt›larabaflvururken, HÖC’lüler bildirileri,afiflleri, sokak tiyatrolar›yla halkagerçe¤i göstermekten vazgeçmiyor.Akdeniz’den Karadeniz’e, Ege’denKürdistan’a “Seçim Çare De¤il, NeABD Ne AB, Ba¤›ms›zl›k ve De-mokrasi Mücadelesine Kat›l!” slo-ganlar› yükseliyor.

Yalanlara özgürlük, gerçeklere gözalt› terörü

‹‹ssttaannbbuull’’ddaa halka mücadeleça¤r›lar›n› ulaflt›rmaya devam edenHÖC’lüler, Taksim’de polisin sald›-r›s›na maruz kald›lar. Düzen partile-rinin halka yalan vaatlerde bulun-mas›n›n serbest oldu¤u ülkemizde,gerçeklerin polis zoruyla bast›r›l-maya çal›fl›ld›¤› bir kez daha görül-

dü.

6 Temmuz’da Galatasaray Lisesiönünde, seçim oyununu teflhir edensokak tiyatrosunun ard›ndan bildirida¤›tmaya bafllayan HÖC’lülerinönü polis taraf›ndan kesildi. Bunara¤men bildiri da¤›t›m›n› sürdürenHÖC’lüler Tramvay Dura¤›’na ka-dar halka gerçekleri ulaflt›rd›lar.

Bildiri da¤›t›m›n›n ard›ndankimlik kontrolü yapmak isteyen po-lisin keyfi uygulamas›na karfl› ç›kanHÖC’lüler sald›r›ya u¤rad› ve 21kifli zorla gözalt›na al›nd›.

‘Vaat Etmeyin Cenneti Bize’

Grup Yorum, Taksim AKMönünde yapt›¤› aç›klaman›n ard›n-dan 9 Temmuz günü de Kad›köyHaldun Taner Sahnesi önünde, “‹s-temez vaat etmeyin cenneti bize,Dünya cennet olacak ellerimizle!”diye hayk›rd›. Grup Yorum ad›nayap›lan aç›klamada, bol vaatli, fliflir-me propagandalarla dolu bir seçimdöneminin yafland›¤›na dikkat çeki-lerek, tüm bu vaatlerin yar›n unutu-laca¤› dile getirildi. fiark›lar› ile hal-k› ba¤›ms›zl›k ve demokrasi müca-delesine ça¤›ran Grup Yorum üyele-ri, “Özgür bir ortamda üretebildi¤i-miz, konserler verebildi¤imiz, flar-k›lar söyleyebildi¤imiz bir ülkeiçin ba¤›ms›zl›k istiyoruz. Sanatç›-lar›n üretimlerinin ‘piyasa’ tara-f›ndan belirlenmedi¤i, herkesintüm bu kayg›lardan ba¤›ms›z ola-rak serbestçe üretebildi¤i bir ülkeiçin ba¤›ms›zl›k istiyoruz” dediler.

9 Temmuz günü NNuurrtteeppee ÇÇaa--yyaann MMaahhaalllleessii’nde 250 kiflinin ka-t›l›m› ile halk toplant›s› düzenle-yen HÖC’lüler, emekçi halk›m›zadevrimcilerin seçim tavr›n› anlatt›-lar. Hüseyin Aksoy Park›’nda yap›-

lan halk toplant›s›nda Nurcan Te-mel, Musa Aykanat, Nurzet Ünal veBirol Abatay birer konuflma yapa-rak düzen partilerinin çözümsüzlü-¤ünü anlatt›lar. Ard›ndan ‹dil KültürMerkezi taraf›ndan seçimleri vedevletin sahte yüzünü teflhir edenbir tiyatro oyunu sergilendi. GrupYorum Korosu da türküleri ile top-lant›ya kat›lanlara dinleti verirken,toplant› ba¤›ms›zl›k ve demokrasimücadelesine kat›l›m ça¤r›s› ile so-na erdi.

CHP’liler halka sald›r›yor

6 Temmuz günü Sultanbeyli Ba-flaran Mahallesi’nde CHP’nin halk›aldatmas›na tepki gösteren mahallegençli¤i, CHP’liler taraf›ndan linçedilmek istendi. Gençler, ‘defolun,siz halk› kand›r›yorsunuz’ diye tep-ki gösterirken, 20 kiflilik CHP’ligrup tafllarla, sopalarla sald›rd›.Gençlerin s›¤›nd›¤› bir eve yönele-rek evi tafllayan ve “sizi diri diri ya-kaca¤›z” diye höyküren CHP’li linçgüruhu evdeki 1 yafl›ndaki çocu¤utafllarla yaralad›.

CHP’lilerin sald›r›s› ertesi günüSultanbeyli CHP ‹lçe Binas› önündeyap›lan yürüyüflle protesto edildi.“CHP Halka Sald›r›yor - MahalleHalk›” imzal› pankart›n aç›ld›¤› ve“CHP Halka Hesap Vermeli, SeçimÇare De¤il Ba¤›ms›z Türkiye Mü-cadelesine Kat›l” sloganlar› at›lanyürüyüflün ard›ndan yap›lan aç›kla-mada, sald›r› teflhir edildi.

Gecekondular düzen partilerine aldanmayacak

Düzen partilerince oy deposuolarak görülen ve seçimden seçimehat›rlanan gecekondu mahallelerin-de, yalanlar›n karfl›s›nda biz var›z.“Seçim Çare De¤il! Ba¤›ms›zl›k veDemokrasi Mücadelesine Kat›l” fli-ar›m›z› emekçi halk›m›za bildiriler,yaz›lamalar, afifller, toplant›lar vekonuflmalarla ulaflt›r›rken, düzenpartilerinin yalan vaatlerle halk› al-datmas›na da engel oluyoruz.

‹‹SSTTAANNBBUULL’un gecekondu ma-hallelerindeki kampanya faaliyetle-rinden elimize ulaflan bilgiler flöyle:

6 SEÇ‹M 15 TTemmuz 22007

Kurtuluflumuz Ba¤›ms›zl›k ve Demokrasi MücadelesindeHÖC meydanlarda halka gerçekleri anlat›yor, seçim aldatmacas›na karfl› çözümün adresini gösteriyor

‹‹SSTTAANNBBUULL

Page 7: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

SSAARRIIGGAAZZ‹‹’de 25 Haziran'danitibaren ‹nönü, Emek, Meclis veMerkez mahallelerinde kufllamalar,pullamalar, yaz›lamalar, bildiri da-¤›t›mlar› yap›ld›, 4 Temmuz’da Te-mel Haklar Derne¤i'nde halk top-lant›s› ile, seçim tavr› tart›fl›ld›.

YYEENN‹‹BBOOSSNNAA Zafer Mahalle-si'nde 27 Haziran 3 Temmuz aras›seçimleri protesto etmek amac›yla70 yere HÖC yaz›lamalar› yap›l›r-ken, HÖC afifllemesi yapan 4 kifligözalt›na al›nd›.

GGÜÜNNGGÖÖRREENN Çeflme'de ‘SeçimÇare De¤il Ne ABD Ne AB Ba¤›m-s›z Türkiye Mücadelesine Kat›l’ ya-z›lamalar› yap›ld›.

BBAA⁄⁄CCIILLAARR 1 Temmuz’daMHP seçim arac› Yeni MahalleCaddesi üzerinde durdurulup ma-helleden at›ld›. Ayn› gün ayn› caddeüzerinde parti bayraklar› asanAKP'liler, 40 kiflilik HÖC'lü gruptaraf›ndan teflhir edilerek mahalle-den kovuldular. Mahalleye as›lantüm bayraklar kalabal›k gruplar ha-linde indirilirken, halk alk›fllarladestek verdi. 3 Temmuz’da ise bukez ayn› caddede bayrak asanCHP'liler HÖC'lüler taraf›ndan en-gellenip teflhir edilerek kovuldularve ast›klar› bayraklar indirildi.

Barbaros ve Kirazl› mahallele-rinde seçimlerin çare olmad›¤›n›nvurguland›¤› yaz›lamalar, Yeni Ma-halle, Fatih, Göztepe, Demirkap›,Yavuz Selim, Kirazl› mahallelerideafifller yap›ld›. Bak›rköy ÖzgürlükMeydan›'nda ise yüzlerce bildiri ilehalka seçim oyunu anlat›ld›.

‹‹KK‹‹TTEELLLL‹‹ Atatürk, M. Akif,Köyiçi, Alt›nflehir mahallelerindeçok say›da yaz›lama, afifl, pullama,kufllama yapan HÖC’lüler, bildiri-lerle halka ulaflt›lar. Ayr›ca, düzenpartilerinin bayraklar› indirilirken,3 Temmuz'da Atatürk Mahallesi’n-de bildiri da¤›t›m› yap›l›rken ma-halleye gelen CHP konvoyu, ESP'li-lerle birlikte taflland›.

EESSEENNYYUURRTT 28 Haziran-4Temmuz tarihleri aras›nda seçimiprotesto eden yaz›lamalar, pullama,afifl, pankart yap›ld›. Yeflilkent veAvc›lar’da as›lan pankartlarda "Se-

çim Çare De¤il Ne ABD Ne AB Ba-¤›ms›z Türkiye Mücadelesine Ka-t›l” yaz›l› oldu¤u ö¤renildi.

11 MMAAYYIISS MMAAHHAALLLLEESS‹‹ 50’yeyak›n yere yaz›lama yap›l›p, yüzler-ce afiflle seçim oyunu teflhir edilir-ken, binlerce bildiri da¤›t›ld›. Ayr›-ca, AKP ve ‹P araçlar› tafllan›rken,mahalle gençli¤i ile 2 Temmuz’dayap›lan toplant›da, gençlere düzenpartilerinin gerçek yüzü anlat›ld›.

ÜÜSSKKÜÜDDAARR Esatpafla ve Pafla-bahçe'de kufllama ve bildiri da¤›t›m›yap›l›rken, Paflabahçe Kültür veYard›mlaflma Derne¤i’nde de halktoplant›s› gerçeklefltirildi.

Düzen partilerine oy yok!

HÖC KKooccaaeellii Temsilcili¤i, 5Temmuz’da E¤itim-Sen fiubesi’ndeyapt›¤› bas›n toplant›s› ile “SeçimÇare De¤il! Ba¤›ms›zl›k ve Demok-rasi Mücadelesine Kat›l” kampan-yas›n› bafllatt›. Ekin Günefl Sayg›l›,düzen partilerinin halk›n paras› ileyapt›¤› kampanyalara karfl›, gerçek-leri anlatmak için ev ev, sokak so-kak dolaflacaklar›n› kaydetti. Ko-caeli Gençlik Derne¤i Baflkan› Ça¤-dafl Y›lmazer, gençlik olarak sorun-lar›n›n çözümlerinin ba¤›ms›zl›k vedemokrasi mücadelesinde oldu¤unubelirtirken, aç›klamaya kat›langençlik, memur ve çeflitli kesimler-den insanlar, seçimlere iliflkin dü-flüncelerini aktard›lar.

Bursa’n›n GGeemmlliikk ‹lçesi’nde bil-dirilerle, afifl, pullamalarla “seçiminçare olmad›¤›n›” anlatan HÖC’lü-ler, 4 Temmuz’da Yenimahalle’de, 5Temmuz günü de ‹stiklal Cadde-si’nde bildiri da¤›t›m› s›ras›nda, po-lisin engellemeleri ile karfl›laflt›lar.Buna ra¤men yüzlerce insana ula-flan HÖC’lüler, 7 Temmuz’da Cu-martesi Pazar›’nda bildiri da¤›t›m›-n› sürdürdüler. 8 Temmuz günü ise,Dereboyu Taflköprü üzerinde eylemyapan HÖC’lüler, “Ne ABD Ne ABBa¤›ms›z Türkiye, Halk›z Hakl›y›zKazanaca¤›z, Düzen Partilerine OyYok” sloganlar› att›lar. TuncelAyaz’›n ba¤›ms›zl›k ve demokrasimücadelesine kat›lma ça¤r›s› yapt›-¤› eylemin ard›ndan binlerce bildiri,

polisin keyfikimlik kontrolle-rine karfl›n, Dere-boyu, Sahil veBal›k Pazar› böl-gesinde halkaulaflt›r›ld›.

AA nn kk aa rr aa ’’ dd aaise K›z›lay Sa-karya Caddesiüzerinde bulunan kafelerde bildirida¤›t›l›rken, “sand›k bafl›na gitme-yece¤im” diyenlerin çok oldu¤ugözlemlendi. 10 Temmuz’da ise Sa-karya Caddesi’nde bildiri da¤›tanHÖC’lüler, yüzlerce polisin sald›r›-s›na u¤rad›. Polis, megafonla yap-t›klar› konuflmalarla halka seçimoyununun gerçek niteli¤ini anlatan,hiçbir düzen partisinin birbirindenfarkl› olmad›¤›n› teflhir edenHÖC’lülere sald›rarak gözalt›na al-d›. Gözalt›na al›nan 9 HÖC’lü ayn›gün gece serbest b›rak›ld›lar.

Mamak, Hüseyingazi ve ‹smet-pafla mahallelerinde ise, afifl, kuflla-ma, yaz›lamalar ve kahve konuflma-lar› ile seçim aldatmacas› teflhiredildi.

“CHP’nin böyle oldu¤unu bilmiyordum”

AAddaannaa’da da seçim aldatmacas›-na karfl› faaliyetler bildiri, yaz›lama,afifl, kahve konuflmalar› fleklindesürüyor. Meydan Mahallesi’nde ko-nuflmalar yaparak bildiri da¤›tanHÖC’lüler halk› mücadeleye ça¤›-r›rken, Karfl›yaka ve Yamaçl› ma-hallelerinde de yaz›lamalar yap›ld›.

fiakirpafla’da ise, halk› aldatma-ya gelen CHP’liler karfl›lar›ndaHÖC’lüleri buldular. 5 Temmuz gü-nü mahallede ekmek kulübesindekuyrukta bekleyenlere bildiri da¤›-tan CHP’li kad›nlar, önce mahallehalk›n›n tepkisiyle karfl›laflt›. ‹lkbildiri da¤›t›m› giriflimi fiyaskoylasonuçlanan CHP’liler, bu kez esnaf-lara yöneldiler. Bu kez de karfl›la-r›nda seçimlerle ilgili gerçekleri an-latan HÖC’lüler vard›. Sesli ajitas-yonlarla CHP’yi ve di¤er düzenpartilerini teflhir ederek “Seçim Ça-re De¤il” bildirileri da¤›t›ld›. Bunun

Say›: 113 7SEÇ‹M

HHOOPPAA

Page 8: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

üzerine CHP bildirilerini alan esnaf-lar›n birço¤u bu bildirileri yere ata-rak, “Seçim Çare De¤il” bildirileri-ni okumaya bafllad›lar. Bu esnada,CHP’li bir kad›n›n HÖC üyelerinegelerek, “ben CHP’nin böyle oldu-¤unu bilmiyordum, AKP iktidar ol-mas›n diye bu çal›flmalara kat›ld›m.Söyleyin siz hangi partidensiniz. Si-ze oy vereyim” diye konuflmas› dik-kat çekti. HÖC’lüler, CHP’nin al-datt›¤› kad›na gerçe¤i anlat›rken, il-gi göremeyen CHP’liler mahalleyiterk ettiler.

AAnnttaallyyaa HÖC’lüler, minibüs veotobüslerde konuflmalar yaparak se-çimin çare olmad›¤›n› anlatmayadevam ederken, Abdal Musa etkin-likleri süresince Akçenifl’de ba¤›m-s›zl›k ve demokrasi mücadelesineça¤r›lar yap›ld›. Alt›nova-Sinan,Düden, Orta mahalle, Gebizli,Ahatl›-Kültür, fiafak, K›z›lar›k, Ko-nuksever, Do¤u Garaj›, Güllük, Ma-navgat’ta afifllemeler yayg›n flekildeyap›l›rken, mahalle toplant›lar›,kahve konuflmalar› ve seminerlerlekampanya çal›flmas› yo¤unlafl›yor.‹ktidar›n sa¤l›k, e¤itim, altyap› hiz-metlerinin hiçbirinin verilmedi¤ini,aksine hak ve özgürlük mücadelesiverenlere sald›r›ld›¤›n› anlatanHÖC’lüler binlerce bildiriyle, kur-tuluflun ellerimizde oldu¤unu anla-t›yorlar. Tevfik Durdemir Halk Sah-nesi ise, “M›fl M›fl Halk› Kand›ra-mam›fl” adl› oyununu semt pazarla-r›nda oynayarak ABD ve AB’ninçözümsüzlü¤ünü gösteriyor.

11 Temmuz’da K›fllahan Meyda-n›’nda düzenlenen eylem bunlardanbiriydi. Tevfik Durdemir Halk Sah-nesi’nin düzen partilerinin ikiyüzlü-

lü¤ünü, emperyalizm uflakl›¤›n› tefl-hir eden oyunu ilgiyle karfl›lafl›la-n›rken, eylemde “Seçim Çare De¤ilBa¤›ms›zl›k ve Demokrasi Mücade-lesine Kat›l” pankart› aç›ld›. Aç›kla-may› yapan Mehmet Çizmeci, “çö-züm sand›kta de¤il ba¤›ms›zl›k vedemokrasi mücadelesindedir” diyekonufltu. Eylemin ard›ndan bildiri-ler da¤›t›ld›.

‘Defolun mahallemizden’

Kampanyan›n sürdü¤ü yerlerdenbiri de ‹‹zzmmiirr.. Yamanlar, Onur Ma-hallesi, Örnekköy, Do¤ançay, NafizGürman, Gümüflpala, Limontepe,Eski ‹zmir, Uzundere, Cennetçefl-me, Bornova, Atatürk Mahallesi,Mevlana, Çi¤li, Çi¤li-‹stasyon alt›,Güzeltepe, Narl›dere, 2. ‹nönü, Gül-tepe, Ç›nartepe, Buca, Kuruçeflme,Buca Koop, fiirinyer-Forbes, Çam-l›kule, Gediz, Y›ld›z, Göksu, Akte-pe-Peker gibi mahallelerdeki çal›fl-malar›n yan›s›ra Kemeralt› ve Kar-fl›yaka Çarfl›s› gibi merkezi yerlerdebildiri da¤t›m›, afifller, yaz›lamalaryapan HÖC’lüler, s›k s›k polisin en-gellemeleri ile karfl›lafl›yorlar.

Buca’da afifl yapan Ferit Mut-lu’ya para cezas› kesen polis, Na-z›m Tonbul, Cemil Güncü isimliHÖC’lüleri de keyfi kimlik kontro-lüne tabi tuttu. Bornova’da ise afiflyaparken durdurulan Ümit Çoba-

no¤lu ve ‹smail Hakverdi k›sa süregözalt›nda tutuldular.

Kâh ellerinde megafon, kâh kah-ve ve birebir konuflmalarda, sokaksokak da¤›t›lan bildirilerle seçimyalanlar›n› teflhir eden HÖC’lüler,yalanlara kanmayal›m, ba¤›ms›zl›kve demokrasi mücadelesine kat›la-l›m ça¤r›s› yap›yorlar.

Düzen partilerinin teflhir edildi¤iyerlerden biri olan Do¤ançay’da,mahallenin yolunu dahi bilmeyenpartiler halktan tepki görüyor. Ge-çen hafta köy kahvelerini gezenMHP’li adaylar, ilk girdikleri kah-vehaneden, “bu köy sizi bilir, geldi-¤iniz gibi gidin!” diyerek kovuldu-lar. 10 Temmuz günü ise, bildiri da-¤›tmak için gelen CHP’liler ayn› ta-v›rla karfl›laflt›lar. Mahalle giriflindedurdurulan CHP’lilerin “AKP ka-zanmas›n” propagandas› ile halk›aldatmaya çal›flmas›na izin verilme-di. Do¤ançay halk›, “hiçbir partiyeoy vermeyece¤iz. Bütün alevilerinkatliam›nda kimlerin yönetimde ol-du¤u aç›kt›r, Sivas’›n yaralar› ka-panmad› daha” diyerek, CHP’lilerimahalleden ç›kard›lar.

8 Temmuz günü ise, YamanlarKubilay Caddesi’ne girmek isteyenDemokrat Parti seçim otosu,HÖC'lüler taraf›ndan kovuldu. "Ka-tiller burada halk› kand›ramaz” di-yerek DP konvoyunu mahalleyesokmayan HÖC’lüler, daha sonramahalle halk›na bilgilendirmedebulundular. Halk›n HÖC'lüleri, des-tekledi¤i görüldü. Bir gün önce deSaadet Partisi arac› mahalleden ko-vulmufl, CHP afifllerinin üzerine“katil CHP” yaz›lar› yaz›lm›flt›.

MMaanniissaa--AAkkhhiissaarr’’ddaa HÖC’lüleryaz›lama, afifl ve bildirilerle çal›fl-malar›n› sürdürürken, UUflflaakk’’ttaa daDurak, Atatürk, fiekerevleri mahal-lelerinde "Seçim Çare De¤il! Ba-¤›ms›zl›k ve Demokrasi Mücadele-sine Kat›l!" ça¤r›s› halka ulaflt›r›ld›.

Kürt halk›n›n kurtuluflu ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesinde

MMaallaattyyaa’’ddaa 8 Temmuz günü‹nönü Caddesi’nde bildirileri sesli

8 SEÇ‹M 15 TTemmuz 22007

AANNTTAALLYYAA

Haklar vve ÖÖzgürlükler CCephesi;Herkesi ba¤›ms›zl›k ve demok-

rasi mücadelesine ça¤›r›yor“SEÇ‹M ÇARE DE⁄‹L” demek

için Türkiye genelinde baflkenteakarak 16 TTemmuz’da TTBMM

önüne yyürüyüfl yap›lacak. TÜM EMEKÇ‹ HALKIMIZI TALEP-LER‹N‹ HAYKIRMAK, GELECE⁄‹-NE SAH‹P ÇIKMAK ‹Ç‹N MECL‹S

ÖNÜNE ÇA⁄IRIYORUZ. Ony›llard›r düzen partilerinin al-datmalar›na tan›k olanlar; hiç-bir iktidar›n sorunlar›n› çözme-di¤ini görenler; yeni bir aldat-maya hay›r diyenler; bu sizin

yürüyüflünüzdür

Page 9: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

ajitasyonlarla da¤›tan HÖC’lüler,polisin tahammülsüzlü¤üne, gözal-t›na al›r›m tehditlerine, dört kifliyepara cezas› vermesine ra¤men halkagerçekleri anlatmaya devam ettiler.

HÖC’ün kampanyas›n›n sürdü-¤ü Kürt illerinden biri de AAdd››yyaa--mmaann. 4-5 Temmuz günlerinde Göl-bafl› Caddesi ve Karap›nar Mahalle-si’nde afifllemeler, bildiri da¤›t›m›yap›l›rken, Adem Y›ld›z ve SametAltunalev isimli HÖC’lüler keyfiflekilde gözalt›na al›narak ç›kar›l-d›klar› savc›l›ktan b›rak›ld›lar. Bunara¤men süren çal›flmalarda 7 Tem-muzda ise Besni ve Gölbafl› ilçele-rinde bildiri da¤›t›m› ve pullamalar-la Kürt halk› ba¤›ms›zl›k ve demok-rasi mücadelesine ça¤r›ld›.

EEllaazz››¤¤ HÖC’lüler Fevzi Çak-mak, Esentepe-Y›ld›zba¤lar› ma-hallelerinde ve flehir merkezindedüzen partilerine oy vermemeye ça-¤›ran yüzlerce afifl ve binlerce kufl-lama yaparak bildiriler da¤›tt›lar.Burada da polisin kimlik kontrolü,gözalt› tehdidine karfl›n HÖC’lülerhalka seçimin çare olmad›¤›n› an-latt›lar ve ba¤›ms›zl›k ve demokrasimücadelesine ça¤r›lar yapt›lar. Po-lis HÖC’lülerin ça¤r›s›n› engelle-mek için üç kifliye para cezas›, key-fi kimlik kontrolleri gibi yöntemle-re baflvursa da, baflar›l› olamad›.

Karadeniz seçim oyununu reddedecek

HÖC’lüler Karadeniz bölgesin-de de, iflbirlikçi partilerin yalanlar›-na karfl› halk› ba¤›ms›zl›k ve de-mokrasi mücadelesine ça¤›ran ça-l›flmalar›n› yo¤unlaflt›rarak sürdürü-yorlar. 6 Temmuz’da HHooppaa merkezve KKeemmaallppaaflflaa Beldesi’nde afiflleryapan HÖC’lülerin seçimlerle ilgiliyapt›¤› konuflmalara özellikle çayüreticilerinin ilgisi yo¤undu. 5 Tem-muz’da ise, FFaattssaa’’ddaa polisin engel-lemelerine, Hasan To¤an’a para ce-zas› kesmesine karfl›n ça¤r›lar halkaulaflt›r›ld›. 8 Temmuz’da ise AArrttvviinnkent merkezi ve mahalleleriHÖC’ün “Seçim Çare De¤il, Ba-¤›ms›zl›k Demokrasi MücadelesineKat›l” afiflleriyle donat›ld›. Polis ise

“afifl kaz›ma ekipleri” ile, HÖC’lü-leri engelleme giriflimleri ile halkagerçeklerin ulaflmas›n›n önüne geç-meye çal›flt›.

SSaammssuunn’daki kampanya ise, 8Temmuz’da Karadeniz Temel Hak-lar’da düzenlenen bas›n toplant›s›ile bafllat›ld›. Aç›klamay› yapan Ha-san To¤an, halk›n sorunlar›n›n çö-zümünün bir aldatmacadan ibaretolan seçim oyunuyla de¤il, halk ik-tidar›yla gerçekleflebilece¤ini belirt-ti ve mücadele ça¤r›s› yapt›. Çiftlikve Gazi Caddesi’nde de pullama vekufllamalar yap›ld›.

Yürüyüfl yalan vaatlere karfl› mücadeleye ça¤›r›yor

Dergimizin toplu sat›fl› yap›lanAnkara, ‹zmir ve Antalya’n›nemekçi mahallelerinde seçimin çareolmad›¤›n› hayk›ran okurlar›m›z,halk›n düzen partilerine olan öfkesi-ne tan›k oldular.

Ankara’da Hüseyingazi’de 20kifliyle gerçeklefltirilen sat›flta, 1.5saatte 35 dergi halka ulaflt›r›l›rken,halk›n ço¤unlu¤unun seçimlerdedüzen partilerine oy vermeyecekle-rini dile getirdikleri görüldü. ‹z-mir’de ise, Kemeralt›, Alsancak veAtatürk Mahallesi’nde dergimizhalka ulaflt›r›ld› ve düzen partileriniteflhir eden konuflmalar yap›ld›.Gerçe¤in sesine tahammül edeme-yen polis, Dursun Göktafl isimliokurumuza, “çevreyi megafonla ra-hats›z etmekten” para cezas› kesti.Antalya’da, Kültür, Alt›nova-Sinanve K›z›lar›k mahallelerinde 75 der-ginin sat›fl›n› yapan okurlar›m›z,düzen partilerine oy vermemeye,ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücade-lesine kat›lmaya ça¤r›lar yapt›lar.

‹stanbul’da ise 8 Temmuz’da 1May›s Mahallesi’nde ve EsenlerKarabay›r’da da 100’ü aflk›n dergisat›l›rken, seçimlere iliflkin konufl-malar yap›ld›.

Say›: 113 9SEÇ‹M

Cephe’den eylemler

HÖC’lüler afifller, yaz›lamalar,bildiriler, halk toplant›lar› ile ba¤›m-s›zl›k ve demokrasi mücadelesiniyükseltme ça¤r›s›nda bulunurken,CEPHE de, devrimci fliddet eylemle-ri ile düzen partilerinin halk› aldat-mas›n›n karfl›s›na ç›k›yor, gerçekyüzlerini teflhir ediyor.

Oligarflinin seçim oyununa yöne-lik Cephe ad›na dergimize üstlenilen‹STANBUL’daki eylemlere yer veri-yoruz:

28 Haziran: Gülsuyu CHP seçimbürosu ikinci kez molotoflanaraktahrip edildi.

29 Haziran: Sar›gazi’de AKP veMHP'nin seçim araçlar› taflland›.

30 Haziran: Sar›gazi Merkez'debulunan AKP binas›nda as›l› olan bü-yük seçim bayra¤› Cepheliler taraf›n-dan molotofla yak›ld›.

2 Temmuz: Sar›gazi’de Eski An-kara Yolu'na as›lan AKP ve CHP se-çim bayraklar› sökülerek Sar›gazi'ninmerkezinde yak›ld›. Alk›fllarla De-mokrasi Caddesi'ne ç›kan Cephelile-

r’e müdahale eden jandarma havayaatefl açt›.

3 Temmuz: Nurtepe’de SP, AKPseçim bürolar› bombalanarak tahripedilirken, CHP seçim bürosu yak›ld›ve Cephe bayra¤› as›ld›. Sar›gazi’deMHP ve AKP reklam panolar› k›r›ld›.

6 Temmuz: Esenyurt Bal›k Yo-lu’nda bulunan MHP ilçe binas›,AKP seçim irtibat bürosu ve Avc›-lar’da MHP irtibat bürosu molotofla-narak tahrip edildi. Eylemler ayn› sa-atte yap›l›rken, Cephe imzal› "Halk›-m›z› Kand›rmaktan Vazgeçin" pan-kart› as›ld›.

8 Temmuz: Esatpafla Mahallesi’n-de bulunan Üsküdar AKP ilçe binas›Cepheli bir grup taraf›ndan tafllana-rak tahrip edilirken, Cepheliler,"Kurtulufl Kavgada Zafer Cephede"sloganlar›yla da¤›ld›lar.

9 Temmuz: Alibeyköy Saya Yo-kuflu'nda CHP seçim irtibat bürosubombalanarak tahrip edildi.

Hasköy’de AKP seçim bürosu,Beyo¤lu Piyalepafla’da Saadet PartiSeçim Bürosu ve ayn› yerdeki AKPseçim bürolar› ayn› saatte bombala-narak tahrip edildi.

Page 10: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Dizimizin önceki bölümlerinde,ekonomi politika, ba¤›ms›zl›k ko-nusunda, demokratikleflmede düzenpartilerinin birbirinden farkl› olma-d›¤›n›, halk›m›z› ba¤›ms›z ve de-mokratik Türkiye’de refah içindeyaflatacak programlar›n›n bulunma-d›¤›n› gördük.

Peki, bizden oylar›m›z› isteyenburjuva partilerin, iflçilere, memur-lara, emeklilere, gençli¤e yönelikvaatlerinde, sa¤l›k, e¤itim, çevre,kültür gibi politikalar›nda durumfarkl› m›?

Emekçi ddüflmanlar›n›n yalanlar›

AKP’nin seçim beyannamesi ça-l›flma yaflam› konusunda yap›lanlar›s›ralayarak, yap›lacak olanlar›n daayn› paralelde sürece¤ini belirtiyor.Peki ne yap›ld›?

Beyannameye bakarsan›z, hempatronlar›n hem çal›flanlar›n hakla-r›n› korumufllar, ILO standartlar›nauygun düzenlemeler yapm›fllar...

Örne¤in, “çal›flanlar›m›z›n hak-lar›n›n ve iflletmelerimizin rekabetgücünün korundu¤u bir çal›flma ha-yat›n›n gelifltirilmesi için çal›flt›k”diyor AKP. Bunun alt›n› nas›l dol-durdu¤una bakt›¤›m›zda ise, ger-çekte patronlar lehine olan düzenle-meleri adeta iflçilerin ç›kar›naym›flgibi sundu¤unu görüyoruz. Türk-‹fl’in bile karfl› ç›kmak zorunda kal-d›¤› ‹fl Kanunu somut örnektir. Yine‘esnek çal›flma’ bir baflka örnek.Hem esnek çal›flmay› gelifltirip,hem de iflçinin ifl güvenli¤ini birara-da sa¤lad›klar›n› iddia eden AKP,aç›kça yalan söylüyor.

Sadece ülkemizde de¤il, tümdünyada sermayenin son y›llardauygulamaya koydu¤u esnek çal›fl-

ma, performans gibi uygulamalaremekçi düflman› uygulamalard›r;“daha az iflçiyle daha fazla üretim”ilkesine dayan›r. AKP’nin ILOnormlar›n› yerine getirdi¤i ise birbaflka yalan. Daha geçen ay, ILO ta-raf›ndan uyar›lan bu hükümetti.

Memurlar›n grevli sendika hakk›n›tan›mamakta direndi ve kendi arkabahçesi gibi kullanamad›¤› sendikalörgütlenmeleri sürekli bir flekildebask› alt›nda tuttu.

Gerek kamuda gerekse özel sek-törde defalarca grev yasaklamalar›-na gitti. Asgari ücrette sefalet ücreti-ni dayatt›. Öte yandan, “ifl güvence-si” gibi kavramlar›n, icraatleri ile ta-ban tabana z›t oldu¤u gizlenemezbir gerçektir. Parlamento gündeminegetirdi¤i Kamu Personel Yasas› tümmemurlar›n ifl güvenli¤ini yok etme-yi hedefliyordu. Özellefltirmeler so-nucu yüzbinlerce emekçiyi iflsiz b›-rakan bu iktidard›. Yine irili ufakl›yüzlerce iflletmede en çok iflçi k›y›-m› bu dönemde yafland› ve bu k›-y›mlar›n en baflta gelen nedeni, iflçi-lerin anayasal haklar›n› kullanaraksendika üyesi olmalar›yd›. Patronla-r›n bu yasad›fl›l›klar›na AKP asla se-sini ç›karmad›¤› gibi, kendisi de be-lediyelerde k›y›ma gitti. Kendi gü-dümündeki sendikalara geçmeyeniflçileri iflten atma, bask› uygulamagibi yöntemlere s›kl›kla baflvurdu.“‹flyeri güvenli¤ini”, yani patronla-r›n ç›kar›n› her fleyin üzerinde tuttu-¤unu söyleyen bizzat Baflbakan Er-do¤an’dan baflkas› de¤ildi.

Ekonominin büyüdü¤ünü iddiaeden iktidar, sözkonusu olan iflçile-rin, memurlar›n zam talepleri olun-ca “yok ki verelim” politikas› izledi.Örne¤in; resmi göstergelere göre,Türkiye’nin üretimi 2002-2006 ara-s›nda % 30 artm›fl. Peki bu artanüretimden, üretenlere ne düflmüfl?

Ayn› dönemde iflçi ücretlerindekiart›fl sadece yüzde 3.5 oldu.

AB’nin bütün isteklerini harfi-yen yerine getiren iktidar›n “çekin-ce” koydu¤u tek konunun iflçi hak-lar›n›n da yerald›¤› “AB sosyal flar-t›” oldu¤u düflünüldü¤ünde, çal›-

flanlardan, emekten söz etmesininalt›ndaki büyük riyakarl›k daha aç›kgörülecektir.

“Emek en yüce de¤erdir” sloga-n›n› kullanan CHP ise, uygulamay›vaadetti¤i ekonomi politikalarla çe-liflen vaatlerle emekçileri aldatmayaçal›flmaktad›r.

““BBiirr iikkttiiddaarr ddee¤¤iiflfliikkllii¤¤iinniinn eekkoo--nnoommii ppoolliittiikkaass››nnddaa bbiirr kkeessiinnttii,, kkoo--ppuukklluukk,, kkrriizz yyaarraattmmaass›› hhiiççbbiirr flfleekkiill--ddee ssöözz kkoonnuussuu ddee¤¤iillddiirr”” sözleriyle,AKP’nin uygulad›¤› ekonomi poli-tikalar› takip edece¤ini taahhüt ede-rek sermayeye güvence veren Bay-kal’›n, bildirgedeki vaatleri yerinegetirmesi mümkün mü?

‹fl güvencesi, grev yasaklar›, me-murlara grevli toplu sözleflmeli sen-dika hakk›, % 10 baraj›n›n kald›r›l-mas›, ifl yasalar›ndaki anti-demok-ratik hükümlerin kald›r›lmas›, k›-dem tazminat› gibi kula¤a hofl gelenbütün vaatler, sermayenin istedi¤iekonomi politikay› uygulayaca¤›n›aç›klayan bir parti için sadece boflpropagandadan ibaret olabilir.

Sorun, beyannameye yazmaklabitseydi, A¤ar’›n yönetimindekiDP’nin seçim beyannamesinde yer-alan “çal›flma yaflam›”na iliflkin bö-lüm, CHP’den daha “ileridir.” Amayine bilinmektedir ki, DP dünüyle,bugünüyle, A¤ar’›n liderli¤iyle ser-maye ad›na bu ülkeyi yönetmeyeadayd›r; gerisi bofl laft›r.

MHP ise, her konuda oldu¤u gi-bi, çal›flma yaflam›na iliflkin de yu-varlak ifadelerle iflçileri, emekçileri

10 ÇÖZEMEZLER 15 TTemmuz 22007

Emekçi düflmanl›¤›ortak özellikleridir

Page 11: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

yok saymaya, tekelci burjuvaziyegüven vermeye çal›flmaktad›r. ‹flçihaklar›ndan söz ederken, “esnek ça-l›flma ve performans uygulamas›n›getirece¤iz” demesi, bir çeliflki de-¤il, esas olarak bu güven vermemant›¤›n›n bir ürünüdür.

Köylüleri mmazotla aldatmak iistiyorlar

Burjuva düzen partilerinin be-yannamelerinde ne yazarlarsa yaz-s›nlar, köylülü¤e yönelik politikala-r›n› belirleyecek olan temel unsur,IMF program› ve AB konusundakitutumlar› olacakt›r.

IMF ve AB politikalar› ile tar›m›bitirme noktas›na getiren AKP’nin,iktidarlar›nda tar›ma daha fazla des-tek verdiklerini söylemesi, ucuz biryalandan öteye gitmemektedir.Böyle olsayd›, Türkiye tarihinin enbüyük çiftçi mitingleri bu iktidardöneminde gerçekleflmezdi.

F›nd›k, tefeci-tüccarlara, Zap-sular ve birkaç tüccar›n Avrupal› or-taklar›n›n ç›karlar›na kurban edildi.Pamukta, bu¤dayda, çayda verilentaban fiyatlar, üreticinin ekti¤inikarfl›layamaz duruma geldi. ‹zlenenpolitikalar neticesinde, çiftçi ald›¤›kredileri ödemeyez hale geldi¤iiçin, AKP’nin ‘köylüye destek’ ha-nesine sayd›¤› ‘borçlar›n yenidenyap›land›r›lmas›’ kaç›n›lmaz oldu.Köylünün talepleri karfl›s›nda ““ggöö--zzüünnüüzzüü ttoopprraakk ddooyyuurrssuunn”” diyen,feryat eden köylüye “anan› da algit” diye ç›k›flan iktidar›n 4.5 y›ldaizledi¤i politikalar, tar›m›n tekelle-rin lehine tasfiyesi yönündedir.

Bugün, resmi rakamlara göre 6,1milyon kiflinin istihdam edildi¤i veçal›flan nüfusun % 27'sinin geçiminisa¤lad›¤› tar›m sektörü büyük birkrizin içindedir. Girdi fiyatlar›ndakiart›fllara karfl›n, ürün fiyat›ndaki ar-t›fl›n düflük tutulmas› sonucundaköylü üretimden vazgeçmifl ve ta-r›m üretimi art›k ülke ihtiyac›n› kar-fl›layamaz noktaya gelmifl, AKP dö-neminde tar›m›n GSMH’ya katk›s›% 11’e gerilemifltir. IMF, AB politi-kalar›n›n temel amac› da budur.

Böylece, emperyalist tar›m tekelle-rinin Türkiye pazar›n› giderek elegeçirmesinin önü önemli orandaaç›lm›flt›r.

AKP üreticinin de¤il, Cargille-r’in, Unak›tanlar’›n, Ülkerler’in, te-feci tüccarlar›n hükümetidir. fiekerfabrikalar›n›n özellefltirilmesindentatland›r›c› kotas›na, sübvansiyon-lardan taban fiyat politikas›na heralanda k›stas›, köylüden çal›p tekel-lere, tüccarlara aktarmak fleklindegerçekleflmifltir.

Son örnek f›nd›¤a verilen tabanfiyatt›r. Seçim süreci olmas›na kar-fl›n, iktidar “seçim yat›r›m›” dahiyapamayacak flekilde IMF ipineba¤l›l›¤›n› göstermifl, önceki y›lZapsu ve Avrupal› tekellerin ç›kar›-na belirledi¤i taban fiyattan farkl›bir yol izlememifltir. ‹ktidar›n bora-zan› medyan›n “f›nd›¤a iyi fiyat ve-rildi, üretici sevindi” yalanlar›nakarfl›n, gerçek hiç de öyle de¤ildir.

Türkiye Ziraatç›lar Derne¤i Bafl-kan› ‹brahim Yetkin’in verdi¤i bil-gilere göre; f›nd›¤›n maliyeti 4.50YTL ve bu sene verilen fiyat geçensene istenen 7 YTL’nin çok alt›nda.Verilen rakam, 5.15 YTL olmas›nakarfl›n kesintilerle birlikte çiftçinineline geçecek olan 4.75 YTL’dir.

F›nd›kta dünya üretiminin yüzde75’ini karfl›lamas›na, yani fiyat be-lirleme gücüne sahip olmas›na kar-fl›n, ba¤›ml›l›k iliflkileri ve kapitalistsistemin iflleyifli, IMF ve DTÖ’nündayatmalar› sonucu, bu güç kullan›-lamamaktad›r.

CHP beyannamesi ise, AKP’ninuygulad›¤› “tar›m› tasfiye progra-m›na son verilece¤ini” söylerken,“Tar›mda yeniden yap›lanman›ngerçeklefltirilece¤ini” iddia ediyor.Köylülü¤ün ihtiyac› olan kapsaml›bir tar›m reformundan söz etmeyenCHP, s›ralad›¤› vaatlerin köylüyüinand›rmaktan uzak oldu¤unu bildi-¤i için, tüm bunlar› bir yana b›rak›p,Genç Parti’nin “mazot 1 YTL ola-cak” vaadine sar›l›yor.

CHP, vaatlerini s›ralarken, tama-miyle emperyalizme ba¤›ml›l›k ger-çe¤ini unutturuyor. Dünya TicaretÖrgütü’nün belirledi¤i koflullar›,

Avrupa Birli¤i’nin tar›mda çizdi¤içerçeveyi ve IMF’nin tar›m› tasfiyeprogram›n› a¤z›na bile alm›yor.Bunlara karfl› direnilece¤ini söyle-miyor. Emperyalizmin tar›ma süb-vansiyonlar› kesin dayatmas›na kar-fl› ç›k›lmadan, ne f›ndakta ne tütün-de, ne bu¤day ne de hayvanc›l›ktahiçbir vaadin yerine getirilmesimümkün de¤ildir, “ce¤iz-ca¤›z”la-r›n hiçbir hükmü yoktur.

Ayn› durum MHP ve DP için degeçerlidir. Geleneksel olarak köylü-lü¤ü oy deposu olarak gören DP,bildirgesinde tar›ma en genifl yeray›ran parti olmas›na karfl›n, s›rala-nan vaatler köylülü¤ün temel sorun-lar›n› çözemeyece¤i gibi, bu vaat-lerle DP’nin IMF program›na sada-kati aras›nda ciddi çeliflki mevcut-tur. Bu nedenle A¤ar da, Genç Par-ti’nin mazot ipine tutunmaktan bafl-ka bir yol bulamam›flt›r.

Gençleri ‘‘cek-cak’la avlama yyar›fl›

Gençlik, partilerin bol vaatlerdebulundu¤u kesimlerin bafl›nda geli-yor. Üniversiteli, liseli gençler e¤i-tim alan›ndaki vaatlerle aldat›lmayaçal›fl›l›rken, milyonlarca iflsiz gençiçin “ifl” vaatleri s›ralan›yor.

ÖSS’nin kald›r›lmas›, AKP d›-fl›ndaki tüm partilerin vaatleri ara-s›nda ilk bafllarda yer al›yor.AKP’nin e¤itim politikas› anlay›fl›-n›, gerici kadrolaflmay› h›zla sür-dürmek oluflturdu¤u için, onun gün-

Say›: 113 11ÇÖZEMEZLER

‹‹flflççiinniinn,, mmeemmuurruunn,, kkööyyllüünnüünn,,ggeennççlleerriinn,, eemmeekklliilleerriinn,, ggeecceekkoonn--dduulluullaarr››nn ssoorruunnllaarr››nn››nn kkaayynnaa¤¤››;;bbaa¤¤››mmll››ll››kk iilliiflflkkiilleerriiddiirr,, ffaaflfliizzmm--ddiirr,, ssöömmüürrüü ssiisstteemmiiddiirr.. HHiiççbbiirr

ddüüzzeenn ppaarrttiissii bbuu ççaarrkk›› ddee¤¤iiflflttiirree--cceekk pprrooggrraammaa ssaahhiipp ddee¤¤iillddiirr,,

bbööyyllee bbiirr aammaacc›› yyookkttuurr.. BBuu nnee--ddeennllee;; bbaa¤¤››mmss››zz,, ddeemmookkrraattiikk

TTüürrkkiiyyee mmüüccaaddeelleessiinnee kkaatt››llmmaa--yyaa,, ssöömmüürrüü ççaarrkkllaarr››nn›› ppaarrççaallaa--

mmaayyaa ççaa¤¤››rr››yyoorruuzz..

Page 12: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

deminde ÖSS’nin kald›r›lmas› yok.

AKP’nin sürdürmekte ›srar etti¤isistem tümüyle çökmüfltür, her ya-n›ndan dökülmektedir. Geçen haftaaç›klanan s›nav sonuçlar› bile bu-nun bir göstergesidir. ÖSS’de; tam47 bin ö¤renci, OKS’de ise, 27 binö¤renci s›f›r çekti.

CHP, üniversitelilere ayda 250YTL burs verilece¤i, 'Gençlere ‹flProjesi' ile üç y›l içinde 150 bin ki-fliye ifl sa¤lanaca¤›, 'Gençlere ‹flkurProjesi'yle de gençlerin ileri tekno-loji alanlar›nda gelifltirecekleri pro-jelerin asgari % 20 özkaynak koflu-luyla desteklenece¤i vaatleriylegençlerin karfl›s›na ç›k›yor.

AKP’nin vaatleri aras›nda ise;“gençlerimizin, yerel ve ulusal ka-rar alma süreçlerine aktif bir flekildekat›lmalar› için etkin mekanizmalargelifltirilece¤i, '‹fl Kurma ve Gelifl-tirme Merkezleri' kurulaca¤›, dahafazla gencin yurtd›fl›nda bilgi vegörgü edinmesinin teflvik edilece¤i”gibi vaatler yer al›yor.

MHP de burs, kredi, ifl gibi vaat-lerde bulunurken, ‘gençleri Türkdünyas›yla buluflturmak’ da vaatle-rinden biri. ‘Gençlik Bakanl›¤›’ ku-raca¤›n› aç›klayan DP de t›pk› AKPgibi gençleri yurtd›fl›na göndermek-ten, ifle girene kadar sa¤l›k harca-malar›n› karfl›lamaktan söz ederekgençlerin oyunu almaya çal›fl›yor.

Akçeli vaatleri bir yana b›rak›r-san›z, bütün düzen partilerinin ortaknoktas›, düflünen, üreten ve örgütle-nen gençli¤e düflman olmalar›d›r.Örne¤in hiçbirisi gençli¤in örgüt-lenme hakk›n› güvenceye almaktansöz etmiyor; hiçbiri gençleri üniver-sitelerin yönetimine katmaktan sözetmiyor; hiçbiri apolitiklefltirme,yozlaflt›rma, bencillefltirme politi-kalar›na karfl› ç›km›yor. Çünkü bun-lar, savunduklar› sisteme ait.

Örne¤in, AKP; karar alma süreç-lerine katmas›n› bir yana b›rak›n,gençlerin kendilerini ilgilendirenYÖK gibi konularda söyleyecek sö-zünü bile söyletmeyen, polis terö-rüyle susturan bir iktidard›r. Mil-yonlarca yoksul gençle alay ederce-sine “gençlerin kendi ifllerini kur-malar›n›n teflvik edilece¤ini” söyle-yen AKP, gençlerin “kapa¤› yurtd›-fl›na atma” gibi, gerici özlemlerinikörükleyerek oylar›n› almaya çal›fl-maktad›r. Kendisi gibi düflünmeyenbütün gençlik kesimlerini susturul-mas› gerekenler olarak gören iktidarpartisi, gençli¤in temel sorunlar›nade¤inmekten özenle kaç›yor.

AKP d›fl›ndaki partilerin; liseligençli¤in y›llard›r dile getirdiklerive bu nedenle de defalarca gözalt›-na al›nd›klar›, meydanlarda dayak-tan geçirildikleri, ÖSS’nin kald›r›l-mas› noktas›na gelmeleri bir “ilerle-medir.” Ancak bununla bitmiyor;ÖSS’yi vareden e¤itim sistemininbütününe iliflkin bir projeleri yok.Ayn› durum, YÖK için da geçerli.YÖK’ü kald›rmaktan, özerk de-mokratik üniversiteyi kurmaktansöz edemeyen partilerin, her yan›n-dan dökülen yüksek ö¤retim siste-mine iliflkin çözümleri göstermelik.E¤itim ve bilim halk›n ç›kar›na, hal-k›n ihtiyaçlar›na yönelik ele al›nma-d›¤› için, bu alanda öne sürülen bü-

tün vaatlerde tekellerin ç›karlar›ylaçat›flmamay› gözetiyorlar.

Oysa deyim yerindeyse “yokedilen” bir gençlik tablosu ile karfl›karfl›yay›z. Gerici faflist e¤itim, ifl-sizlik, f›rsat eflitsizli¤i, örgütsüzlük,yozlaflma, bask›lar, yasaklarla kufla-t›lm›fl durumda gençlerimiz.

Geçen hafta TBMM Araflt›rmaKomisyonu aç›klad›: Ortaö¤retimgençlerinin % 7.7’si çete üyesi, %28.4’ü kumar ve flans oyunlar› oy-nuyor... Nas›l ortaya ç›k›yor bu tab-lo? Kapitalizmi, onun kültürünü,e¤itim sistemini bir yana b›rakarakbu tabloyu kim aç›klamaya çal›fl›rsaçal›fls›n yaland›r, eksiktir. Bu gerçekgözard› edilerek, istedi¤iniz kadarspor tesisi, gençlik evi aç›n hiçbirfaydas› yoktur. Gençlerinden kor-kan, onlar› bask› alt›nda tutan zihni-yet de¤iflmedikçe, e¤itim politikas›tekellerin de¤il halk›n ç›kar›na be-lirlenmedikçe hiçbir sorun çözüle-mez. Ancak göstermelik uygulama-larla bir süreli¤ine gerçeklerin üzeriörtülmeye çal›fl›l›r. Çünkü hiçbirikapitalizme karfl› de¤ildir.

Sa¤l›k, SSosyal GGüvenlik “piyasaya” hhavale

Anayasa, devletin nitelikleri ara-s›nda “sosyal devlet”i de sayar, dü-zen partileri s›k s›k “sosyal devlet”oldu¤umuzu söyler.

Gerçekle alakas› yoktur. Kapita-list ‘sosyal devlet’, emekçi halk kit-lelerinin sorunlar› için asla çözümolamaz. Ancak bu ülkede hiçbir za-man, kapitalist ülkelerde bir dönemön plana ç›kar›lan anlamda bir sos-yal devlet de olmam›fl, “fak-fuk-fon” gibi soytar›l›klarla halk kitlele-ri aldat›lmaya çal›fl›lm›flt›r.

AKP seçim beyannamesine ba-k›ld›¤›nda, adeta halk›n çözülmediksorunu kalmam›fl, “sosyal devlet”ilkesi yaflama geçirilmifl, sa¤l›k so-runu halledilmifl, kalan ufak tefekeksiklikleri de, emekçiler oylar›n›verirse yerine getirecekmifl!

Beyannamede; “Sosyal yap›n›ngüçlendirilmesi" bafll›¤› alt›nda s›-ralanan konulara bak›ld›¤›nda, tü-

12 ÇÖZEMEZLER 15 TTemmuz 22007

KKaattiilllleerr ppaarrttiissiinnee yyaakk››flflaann aaddaayy

Meydanlarda idam iple-riyle a¤z›ndan salyalar

ak›tan MHP Lideri DevletBahçeli, parti vitrinini ne kadar “te-miz” faflistlerden kurmaya çal›fl›rsaçal›fls›n, nihayetinde binlerce insan›nkan›yla y›kanm›fl bir parti gerçe¤i var. MHP Genel Baflkan Yard›mc›s› ve ‹s-tanbul 3. Bölge Milletvekili Aday› Ati-la Kaya, tam da bu gerçekli¤i anlatanbir isim. 19 Haziran 1980’de sol gö-rüfllü müteahhit Mithat Koçulu’yu “si-yasi görüfl ayr›l›¤›” nedeniyle b›çakla-yarak öldüren Kaya, bu suçtan dolay›idamla yarg›lanm›fl ve yarg›tay ceza-s›n› müebbete çevirmifl. 1991 aff›ylad›flar› ç›kan Kaya, sonraki y›llarda dafaaliyetlerini sürdürmüfl. 2000 y›l›nda,uluslararas› uyuflturucu kaçakç›s› UrfiÇetinkaya çetesi ile “ortakl›k” iliflkisia盤a ç›kan Ülkü Ocaklar› Genel Bafl-kan› Atila Kaya’n›n ad›, Azerbay-can’da gerçeklefltirilen Türkiye kay-nakl› darbe giriflimlerinde de karfl›m›-za ç›k›yor. Türkefl’in talimat› ile Azer-baycan’a giden Kaya, darbe giriflim-lerinin tam ortas›nda yeral›yor.

Page 13: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

mü bir yana, "din hizmetleri" bir ya-na oldu¤u, bütçeden ayr›lan paylaortadad›r. Geçen hafta buna iliflkinrakamlar verdi¤imiz için yenidengirmeyece¤iz ancak Diyanet’e 8 ba-kanl›¤›n bütçesine denk bütçe ayr›l-d›¤›n› söylemek, izlenen politikay›anlatmaya yeterlidir.

Sa¤l›k, sosyal yard›m ve daya-n›flma, sosyal güvenlik politikalar›ise, “IMF ne derse o” çerçevesinind›fl›na ç›kmam›flt›r. Bildirgede, “Ül-kemizin imkanlar›n›n ve toplumsalrefah›n paylafl›m›nda sosyal adaletigözetmek, sosyal adaleti gerçeklefl-tirmek partimizin ve iktidar anlay›-fl›m›z›n en temel kayg›s›d›r” denili-yor. Oysa AKP dönemi, dünya zen-ginler listesine daha fazla ismin gir-di¤i, buna karfl›l›k halk›n daha fazlayoksullaflt›¤› dönemdir. Sosyal ada-letten anlafl›lan, yoksullar›n tam birriyakarl›k içinde sadaka da¤›t›mlar›ile öfkelerinin bast›r›lmas›ndan bafl-ka birfley olmam›flt›r. Bu nedenle,“Sosyal yard›mlar›n ve sosyal hiz-metlerin daha ilkeli flekilde, dahagenifl kesimlere ulaflt›¤›” yalandanibarettir. Aksine tam bir ilkesizlik,pragmatizm hakim hale gelmifltir.

AKP, “Sa¤l›kta bütün vatandafl-lar›m›z›n daha fazla ve daha adilsa¤l›k hizmeti” ald›klar›n› iddia edi-yor. Oysa sa¤l›k hizmetleri ticari-lefltirildi, IMF, Dünya Bankas› di-rektifi olan “sa¤l›kta dönüflümprogram›” sonucu, SSK’lar›n tasfi-yesi ile sa¤l›k yoksullar için dahazor ulafl›l›r hale getirildi. Henüzprogram tamamlanm›fl de¤il, bu ne-denle sa¤l›k sektörü piyasa koflulla-r›na tümüyle aç›lamad›, ancak bü-yük ad›mlar at›ld›. Bunun sonucuolarak özel hastaneler ço¤al›rken,kamu hastanelerini çöktü. Sa¤l›ktaharcamalardan özel hastaneler, ser-maye çevreleri kazançl› ç›kt›, tekel-lere büyük kaynaklar aktar›ld›.AKP, sa¤l›¤a yapt›¤› harcamalar›nson 25 y›l›n en yüksek rakam› oldu-¤unu söylüyor. Do¤rudur; ancak bupara nereye gitmifltir diye sordu¤u-nuzda ise, sa¤l›k politikas›n›n as›ltemelini görüyorsunuz. “D›flar›dansa¤l›k hizmeti sat›n alma” yöntemiile bu paran›n yar›s› özel sektöre ak-

tar›ld›. Örne¤in; 2000’de kamudanözele aktar›lan para, toplam sa¤l›kharcamas›n›n % 24’ü iken, 2003’te% 37’ye, 2005’te ise % 47’ye ç›kt›.Yani, sa¤l›¤a harcanan 20 milyardolar›n yar›s› tekellere gitti. Bunakarfl›l›k, bütçeden sa¤l›¤a ayr›lanpay giderek azald›. 2000’de % 17.5olan bütçedeki sa¤l›k pay›, 2006’da% 10.4’e kadar geriledi.

AKP’nin övünç kayna¤› yapt›¤›Genel Sa¤l›k Sigortas›, söyledi¤inintam tersine emekçi halk›n de¤il, te-kellerin, emperyalizmin ç›kar›nad›r.Prim gün say›s›n› 9 bin güne ç›ka-ran, sa¤l›¤› ticarilefltiren, mezardaemeklili¤i getiren, sa¤l›k harcama-lar›na katk› pay›n› % 50’ye kadarç›karan GSS halk›n ç›kar›na olabilirmi? GSS, IMF niyet mektubundaemperyalist tekellere verilen enönemli sözlerden biridir.

CHP ise, “sosyal güvenli¤i ol-mayan yurttafl, sigortas› olmayanaile b›rakmayaca¤›n›”, “sadece“nüfus ka¤›d›”yla herkese gereklive kaliteli sa¤l›k hizmeti verilece¤i-ni”, emekliye “ refahtan pay” da¤›-t›laca¤›n› vaadediyor.

Yine DP; “sosyal güvenli¤in tümtoplum için olaca¤›, sosyal sigortasisteminin bütün nüfusu kapsayaca-¤›” vaadinde bulunuyor.

MHP; “terörden ma¤dur olanla-ra yard›m” gibi, sosyal politikaylaalakas›z vaatler verdi¤i bildirgede,“sosyal refah düzeni” vaadediyor.Peki nas›l olacak bu; “sosyal daya-n›flma ve kardeflli¤in pekifltirilmesi”ile. Yani aile kurumunu güçlendir,aralar›nda dayan›fls›nlar, devletinsosyal sorumlulu¤u bofla ç›ks›n!

CHP ve DP’nin sosyal güvenlikya da emekliler, kad›nlar, iflsizlereiliflkin vaatleri somut projelere da-yanmad›¤› gibi, savunduklar› kapi-talist ekonomi politikalarla da çelifl-ki içindedir. Ekonomi politikada pi-yasac›, propaganda da “halkç›!” Ge-liflmifl kapitalist ülkelerde emekçile-rin sosyalizm özlemlerinin önünüt›kamak için birtak›m sosyal politi-kalar gündeme getirilmifl ve1990’lardan itibaren de giderek tas-fiye edilmektedir. Yani, sosyal so-

runlar›n çözümü, kapitalizmin do-¤as›yla, mant›¤›yla çeliflki içindedir.Çarklar›n sermayeden yana iflledi¤ibir sistemi uygulayarak, halka sos-yal adaletten, refahtan, sa¤l›k, e¤i-tim gibi haklar›n ücretsiz sa¤lanaca-¤›ndan söz etmek ucuz yalanlardanibarettir.

Çözüm iiçin bbirleflelim!

Kuflkusuz, kültürden adalete, ka-d›n sorununa daha pek çok konudadüzen partilerinin programlar›n› elealabilirdik. Ancak hangi konuyu eleal›rsak alal›m karfl›m›za ç›kacakolan emperyalizme ba¤›ml›l›k ger-çe¤idir; ülkemizin faflizmle yönetil-mesidir; ‘serbest piyasa ekonomisi’,‘pazar ekonomisi’ ya da ad›na nedenirse denilsin tekellerden, zen-ginlerden yana iflleyen kapitalistsistem gerçe¤i olacakt›r. Bu yap›de¤iflmeden halk›n hiçbir sorunu-nun çözümü mümkün de¤ildir. Bizde dizimizi sonland›r›rken, sorunla-r›m›z› çözecek bir sistemi hep bir-likte kurmak için tüm halk›m›z› ba-¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesi-ne kat›lmaya ça¤›r›yoruz.

Say›: 113 13ÇÖZEMEZLER

Sermayenin ppartileri çevrenin ddüflman›d›r

Partilerin bildirgelerinde “çevreyesayg›l› sanayi” hamlelerinden, yat›-r›mlardan söz edilmesi kimseyi aldat-mas›n. Türkiye, küresel ›s›nmaya kar-fl› Kyoto Protokolü’nü imzalamayanbirkaç ülkeden biri ve hiçbir partiningündeminde bu konu yok. Türkiye,emperyalist tekellerin at›klar›n› b›rak-t›¤› bir ülke haline gelmiflse, bundagelmifl geçmifl bütün iktidarlar paysahibidir. Köylülerin protestolar›nakarfl›n siyanürlü alt›n arayan tekellerinyan›nda saf tutan, tekeller istedi¤i içinnükleer enerji çal›flmalar›n› gündemi-ne alan AKP mi çevreye sayg›l› ola-cak? Ayn› fley CHP, MHP ve di¤erpartiler için de geçerli. Do¤an›n ko-runmas› burjuva düzen partileri için,gereksiz bir yat›r›mdan baflka bir an-lam tafl›maz. Onlar günü kurtarmaya,k›sa vadede sermayenin önüne hangiç›karlar› sereceklerine bakarlar.

Page 14: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

14 SORUN/ÇÖZÜM 15 TTemmuz 22007

Sorunlar // ÇÇözümlerBir sistemin insana bak›fl›n›belirleyen noktalar›n bafl›n-da, onun ihtiyaçlar› karfl›-s›ndaki tutumu gelir. Örne-¤in bir devlet, insana yara-fl›r konutlarda yaflamay›tüm yurttafllar›n›n hakk›olarak görüp, bunu laftakalmaktan ç›karma do¤rul-tusunda seferber oluyor mu;yoksa, gecekondular› y›k,kentlerin merkezlerinde ka-lan bu alanlar› ranta aç po-litikas› m› izliyor? Yine, e¤i-time hangi gözle bak›yor;halk›n ç›kar› m›, tekellerinihtiyaçlar› m› ön planda?

Sa¤l›k hakk› da bu temelnoktalardan biridir. T.C Ana-yasas›, “Herkes, sa¤l›kl› vedengeli bir çevrede yaflamahakk›na sahiptir.” (Madde56) der. Ama bunu devletinbir görevi olarak görmez:Devletin bu görevi, ““KKaammuuvvee öözzeell kkeessiimmlleerrddeekkii ssaa¤¤ll››kkvvee ssoossyyaall kkuurruummllaarrddaann yyaa--rraarrllaannaarraakk,, oonnllaarr››ddeenneettlleeyyeerreekk”” ya-paca¤›n› söyleme-si, tam da siste-min ruhuna uy-gundur. Halk›nsa¤l›kl› yaflam›sözkonusu oldu¤unda “özelkesim” diye bafll›yorsan›z,asl›nda paras› olmayanasa¤l›k hakk› yok, diyorsu-nuz demektir. “Sosyal ku-rum” ile “özel kesim” kav-ramlar› birbirini d›fllayanfleylerdir. En fazla bu isimalt›nda elde edilen kâr var-d›r. Ülkemizdeki durum tambuna denk düflmektedir.

Bunun kayna¤›nda, sa¤l›kalan›n bir “ticari sektör”olarak görülmesi, kâr geti-ren bir alan olarak flekillen-dirilmesi vard›r. ‹laç tekelle-ri, giderek yayg›nlaflan özelhastaneler, sa¤l›¤›n bir hakolmaktan ç›k›p giderek “lük-se” dönüflmesinin yans›mas›-d›r. Genel Sa¤l›k Sigortas› ya

da benzeri uygulamalar, sa¤-l›¤›n ticari bir alan oldu¤ugerçe¤ini de¤ifltirmiyor.

fiimdi de bir baflka anlay›flabakal›m. Haklar ve Özgür-lükler Cephesi’nin halk›n ik-tidar›nda nas›l bir Türkiyeolaca¤›n› ortaya koydu¤u‘Halk Anayasas› Tasla¤›’nda“Herkes do¤ufltan bafllaya-rak ssaa¤¤ll››kkll›› vvee ggüüvveennlliikkllii bbiirryyaaflflaamm hakk›na sahiptir” de-dikten sonra, TC Anayasa-s›ndaki gibi, “devlet denet-ler”, “özel sektör” flu bu de-meden flöyle devam ediyor:““DDeevvlleett bbuu aammaaççllaa iinnssaannssaa¤¤ll››¤¤››nn›› hheerr flfleeyyiinn üüzzeerriinnddeettuuttaarraakk hheerr ttüürrddeenn ssaa¤¤ll››kkhhiizzmmeettlleerriinnii üüccrreettssiizz kkaarrflfl››--llaarr..””

‹flte bütün mesele burada;insan› her fleyin üzerindetutup tutmamakta. Burjuvademagoglar, kapitalizminhalk›n temel sorunlar›n› çöz-mekten uzak oldu¤unu gizle-

mek için, adetamevcut sistemdeolabilece¤inin eniyisi yap›l›yor ha-vas› vermek için,sürekli flekilde,“Kayna¤› nereden

bulacaks›n›z, nas›l yapacak-s›n›z” gibi sorularla ç›karlar.Sa¤l›k hizmetlerini ticaretarac› olmaktan ç›karan, ilaçsanayiini emperyalist tekel-lerin denetiminden kurta-ran, ülke kaynaklar›n› talaneden tekellerin hakimiyetineson veren bir sistem için busorular elbette anlams›zd›r.

Mesele; sistemin oda¤›ndainsan›n ve onun ihtiyaçlar›m› yoksa, sermayenin ihti-yaçlar› m› olaca¤›d›r. Biz,devasa bir sorun olarak tümiktidarlar döneminde varola-gelen sa¤l›k hizmeti sorunu-nu tümüyle çözecek, insan›nihtiyaçlar›n› temel alan birsistemin kurulmas› savafl›veriyoruz.

Sa¤l›k hakk›

“Sa¤l›k Ocaklar› ücretsiz” yalan›

AKP iktidar›, seçimlerin hemenarifesinde “sa¤l›k ocaklar›nda mu-ayeneyi ücretsiz yapt›klar›n›” aç›k-lam›flt›. Ancak bunun geçici bir se-çim yat›r›m› dahi olmad›¤›, düpedüzyalan, aldatma oldu¤u ortaya ç›kt›.

‹stanbul Eczac›lar Odas›, ‹stan-bul Tabip Odas›, Profesyonel He-kimler Derne¤i 6 Temmuz’da dü-zenledikleri bas›n toplant›s› ile AKPhükümetinin yalan›n› ortaya serdi-ler. Kurumlar ad›na aç›klamay› oku-yan Profesyonel Hekimler Derne¤iBaflkan› Erdo¤an Mazmano¤lu,“sa¤l›k ocaklar› paras›z hale geldi”fleklindeki duyurular›n gerçek olma-d›¤›n› ifade etti. Hükümetin aç›kçahalk› aldatt›¤›n› belirten Mazma-no¤lu, iktidar›n “hile”sini flu flekildeaç›klad›.

Halk hhabersiz“Sa¤l›k ocaklar›nda sa¤l›k hiz-

meti 1 Temmuz’dan sonra da paral›olarak sürmektedir. Resmi Gazete-nin 25/05/2007 tarih ve 26532 say›-l› nüshas›nda yay›nlanarak yürürlü-¤e girmifl olan Sosyal Güvenlik Ku-rumu Sa¤l›k Uygulama Tebli¤i ilemuayene ücretleri eczanelerden tah-sil edilmeye bafllanm›flt›r. Ve üstelikvatandafllar›m›z›n haberi olmadanmuayene ücretlerine zam yap›la-rak... Vatandafllar›n önemli bir k›s-m› eczaneden tahsil edilen paran›niçinde muayene ücreti oldu¤unu da-hi bilmemektedir. ‹laç katk› pay›ödedi¤ini sanarak kendisine söyle-nen ücreti ödemektedir ve ödenenparan›n kayd› da tutulmamaktad›r. ”

Koltuk için her yol mübah anla-y›fl›na uygun olan bu uygulamayagöre, flu anda SSK’l› hastalardan 95Ykr, Ba¤-Kur çal›flanlar›ndan 3.1YTL, Ba¤-Kur emeklilerinden 1.55YTL olarak muayene ücreti tahsilediliyor.

Dolay›s›yla “sa¤l›k ocaklar›ndahizmet ücretsiz” aç›klamas›n›n ger-çeklikle hiçbir ilgisi yok!

Page 15: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

AKP seçim beyannamesinde bü-yük bir övünçle “sosyal politika”ad› alt›nda anlat›yor:

- 1.2 milyon aileye ücretsiz kö-mür verdik. 4.3 milyon ton kömürda¤›tt›k.

- Yoksullara bayramlarda 330milyon YTL gönderdik.

- 78 aflevinde her gün 70 bin ki-fliye s›cak yemek yedirdik.

Seçim yaklaflt›kça gazetelerdeher gün bir haber: AKP’liler fluradayiyecek paketleri da¤›tt›, burada kö-mürler evlere ulaflt›r›ld›, okul kitap-lar› bedava verildi. AKP’li beledi-yeler ifli gücü b›rak›p seçmene res-men ayl›k para da¤›t›yor, elbise,ayakkab›, yiyecek veriliyor.

‹stanbul, Ankara, ‹zmir gibi bü-yükflehirler baflta olmak üzere Tür-kiye genelinde AKP’nin ilçe teflki-latlar› arac›l›¤›yla, g›da ve temizlikmalzemesi da¤›t›l›yor. Ramazan ay-lar›nda da¤›t›lan g›da paketleri iki-üç kat›na ç›kar›lm›fl ve içeri¤i “zen-ginlefltirilmifl” durumda. Seçim ön-cesi haz›rlanan yard›m paketlerininiçerisinde; “15 paket makarna, 2 çe-flit reçel, 3 büyük paket çay, 1 tene-ke peynir, 2 kutu salça, 6 kg fleker,10 kiloluk s›v› ya¤, 5’er kilo pirinç,nohut, fasulye, mercimek, zeytin,deterjan, banyo ve el sabunlar›” ol-mak üzere, 300 YTL tutar›nda g›dave temizlik maddeleri bulunuyor.

Ülkemizde özellikle islamc›kimlikli partilerle birlikte daha dayayg›nl›k kazanan, seçimlerin, ör-gütlenmenin temel unsuru halinegetirilen bu uygulamalar, bir kültü-rün, insana bak›fl›n, yoksullu¤a dairbir politikan›n yans›malar›d›r ayn›zamanda.

Bu dde¤irmenin ssuyu nereden ggeliyor?

Bu kültürü ele almadan önce, bu

de¤irmenin suyunereden geliyorona bakal›m.

Kay›t d›fl› bu“yard›mlar”da,AKP’nin övündü-¤ü, duble yol gibiicraatlarda temel üçkayna¤› var. Yük-sek faizlerle emper-yalistlerden al›nanpara la r-borç la r,özellefltirme gelir-leri ile rüflvetlerle,iflbirlikçi tekellerin“ba¤›fl”lar›yla olufl-turulan fonlar.

Yani, K‹T’ler,araziler, bankalarsat›p sav›larak, aca-yip yüksek faizlerle s›cak para al›-narak yap›ld›.

SSaatt››pp ssaavv,, üüllkkeeyyii yyöönneett;; üürreett--mmeeddeenn ttüükkeett.. Anlay›fl ve uygulamabu.

Bunlar›n faturas› ileride halkaç›kar›lacak! Yani halk›n oyu, kendicebinden ödeyece¤i paralarla sat›nal›n›yor.

‹slamc› kkültürde iinsan sat›l›k bbir nesnedir

Sosyal adaletin, eflitli¤in oldu¤u,kimsenin aç, sefil olmad›¤› bir ülke-de, yukar›da sayd›¤›m›z tablonunortaya ç›kmas› elbette mümkün de-¤ildir. AKP nezdinde karfl›m›zdaduran islamc› zihniyet her fleydenönce bu somut verili koflullar üze-rinden yürütüyor bunlar›.

ÖÖnnccee aaçç,, yyookkssuull bb››rraakk››yyoorr,, kkuu--rruu gg››ddaa ppaakkeettiinnee mmuuhhttaaçç hhaallee ddüü--flflüürrüüyyoorr,, ssoonnrraa ppaakkeettii ggööttüürrüüpp ssaa--tt››nn aall››yyoorr.. Aç b›rakan da, “doyuran”rolünde ortaya ç›kan da kendisi.

Kendini “Tanr›n›n yeryüzündekitemsilcisi” olarak sunan flarlatan is-

lamc›l›k, insan› böylece sat›n al›na-cak bir eflyaya dönüfltürüyor. Kimsebunun ad›na “sosyal dayan›flma”,“yoksula yard›m” diyemez. Burada

konu halk›n da-yan›flmas› de¤il-dir. Tamamenkitlelerin iradesi-ni kendine ba¤la-maya dönük birfaaliyet söz ko-nusudur. Hem debunu utanmazca,

ars›zca yapmakta-d›rlar. Seçim san-d›¤›n›n ucu gö-ründü¤ü zaman,yoksul evlerin ka-p›lar›n› çalan flar-latan islamc›lar,ellerindeki poflet-leri uzat›p, karfl›l›-¤›nda oyunu, yanibilinen deyiflle“seçmenin irade-sini” sat›n al›yor-lar.

Hem rüflvetçilik var, hem de kar-fl›dakini, ““sseenniinn iirraaddeenniinn,, sseeççiimmii--nniinn,, tteemmssiilliiyyeettiinniinn ddee¤¤eerrii bbuudduurr””diye afla¤›lamak, hakaret etmek,onursuzlaflt›rmak var.

‹slamc› kendi ç›karlar› için insa-n› afla¤›l›yor, onursuzlaflt›r›yor.Çünkü islamc›n›n politik zihniye-tinde insan yoktur, kendine tabi ola-cak varl›klar vard›r. Onun için aslo-lan, düflüncesinin iktidar olmas›d›r.

Mevcut ekonomik sisteme karfl›baflka bir alternatifi içermeyen dü-flüncesinin iktidar olmas› içinse ge-riye tek yol kal›r; beyinlerin köle-lefltirilmesi. Kendini farkl› göster-me, yalan vb. birçok araçla birliktebeyinleri kölelefltirmek için iki te-mel yöntemi, arac› devreye soku-yor.

“Yard›mlar” ve “Dincilik.” AKP her iki araca da, önceki dö-

nemlerle k›yaslanamayacak düzey-de baflvuruyor. Toplumda da, istis-nalar› d›fl›nda bütün islamc› kesim-ler ayn› araçlarla gidiyor kitleye.Diyanete ayr›lan pay›n görülmedikdüzeye yükseltilmesi ve çok çeflitli

Say›: 113 15‹SLAMCILIK

Seçmene g›da pofletleri veislamc›l›¤›n kültürü

�Bir insan›n, halk›n iradesi-ni, onun açl›¤›n› kullanarakteslim almak en büyük al-çakl›kt›r, riyakarl›kt›r. ‹s-lamc›lar; hem açl›¤›, yok-sullu¤u yaratan kapitalist

sistemi savunup-uyguluyor,hem de yoksullar›, açlar›

örgütlemeye çal›fl›yor; bu-nun ad› istismard›r, yoksul-

lu¤un sömürüsüdür.

Page 16: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

araçlarla gelifltirilen dincilik ile,yard›mlar aras›nda dolays›z bir ba¤vard›r.

Her ikisi de iradeyi teslim alma-ya, insan› kölelefltirmeye hizmetediyor. Bu iki araçla beyni teslimal›nan insanlar›n sisteme itirazlar›,yoksullu¤a isyanlar› önemli ölçüdesönüyor ve flükretmeye bafll›yor.

Kime?

Tanr›’ya ve onun yeryüzündekitemsilcisi edas›ndaki flarlatan ‹s-lamc›ya. “fiükür”, zaman› geldi¤in-de sand›¤a oy olarak yans›yor. Yada tarikatlar›n baflka ç›karlar›na hiz-met ediyor.

Osmanl›’da padiflahlar tahta ç›-k›fllar›nda, Tanr›’n›n yeryüzündekitemsilcileri olarak “ulufe” da¤›t›r-lard›. Bir anlamda, padiflah›n tahtaoturma karfl›l›¤›nda halka da¤›tt›¤›hediye, rüflvetti, efendinin kullar›nagösterdi¤i inayetin yans›mas›yd›.

‹slamc› da, iktidar› ele geçirmekiçin ulufe niyetine yard›m paketlerida¤›t›yor. Mant›k ayn›d›r. ‹nsan, va-tandafl de¤il, tebâ vard›r. Tebâ haktalep edemez, hakk›n› kullanamaz,sadece flükreder, verilenle yetinir.

‹slamc› da “ümmet”in iradesinimakarna ile sat›n al›yor, kölelefltiri-yor. Düflünün; kölelefltirilmifl insanhangi bilinçle, iradeyle hakk›na, hu-kuka sahip ç›kabilir. Ya da hangidüflünceyle oy kullanacak, demok-ratik haklar›na sahip ç›kacak; olmu-yor elbette. Bu iktidar›n da ötekiler-den her konuda farkl› olmad›¤›n›sezinlese, görse de, bir poflet kurug›da, en az›ndan belli bir kesim in-sanlar›n AKP’ye oy vermesine yete-biliyorsa, orada ciddi bir sorun vardemektir. Beyniyle de¤il “midesiyledüflünmeye” zorlayanlar, o insanlar›

ayn› zamanda çürütü-yorlar demektir.

Tek tek insanlarayard›mlar götürmek, oinsanlar›n sisteme yö-nelik öfkelerini sön-dürmekle kalm›yor,itaatlerini garanti alt›-na al›yor. Yoksullardaislamc› partinin ya datarikat›n “kendini sa-

hiplendi¤i” duygusunu gelifltiriyorve tarikat-islamc› parti ile yoksullararas›ndaki iliflki salt itaat iliflkisinedönüflüyor, sorgulama gere¤i duy-madan destekliyor, oy veriyor vb.

‹slamc›l›k belirtti¤imiz gibi sa-dece kendine kölelefltirmiyor, ayn›zamanda, sistemle çok temel nokta-larda çeliflki içinde bulunan yoksul-lar›n sistemle bütünleflmelerini sa¤-l›yor. Çünkü kendisi o sistemin tamortas›nda yer al›yor.

YYookkssuulllluu¤¤uunn iissttiissmmaarr››,, ssoossyyaall aaddaalleettssiizzllii¤¤iinn mmeeflflrruullaaflfltt››rr››llmmaass››

AKP’nin yapt›¤›n› salt bir seçimyat›r›m› olarak görmemek gerekir.Burada insana bak›fl›n, bir politika-n›n yans›mas› oldu¤unu belirttik.Bu politika AKP’ye özgü olmay›p,‹slamc›l›¤›n kendisine aittir.

“Fitre-zekat” uygulamalar›ndanesinlenen ve giderek daha fazla“dünyevi ç›karlar” için rüflvete, is-tismara dönüflen bu tür yöntemleribaflka islamc› hareketlerde, “fleriatlayönetilen” ülkelerde de görmekmümkündür.

‹slamc›lar›n iktidar oldu¤u yer-lerde “sosyal politika” yerini bu türyard›mlara b›rak›r, halk haklar›ylavarolan bir topluluk de¤il, islamc›iktidar›n inayeti ile varl›¤›n› sürdü-ren bir ‘kitle’ durumuna getirilmifl-tir.

‹slamc› hareketlerde ise, örne-¤in, Lübnan’da Hizbullah’›n, Filis-tin’de Hamas’›n örgütlenmesinin,kitleselleflmesinin temel unsurunubu tür politikalar oluflturur. Yanihalka programlar›n›, nas›l bir düzen

istediklerini anlatarak de¤il, yoksul-lu¤u, açl›¤› kullanarak örgütlüyor-lar. Bu nedenle her iki örgüt için des›k s›k “sosyal bir kurum gibi” ben-zetmeleri yap›l›r.

Sorun da buradad›r. ‹slamc› zih-niyet yoksullu¤a çözüm getirmiyor.Yoksullu¤u ortadan kald›racak, ka-pitalizme alternatif bir sistemi sa-vunmuyor. AKP’nin a¤z›nda böylebir fley duydunuz mu? Haydi o “dü-zeniçi islamc›”; kendini “düzen d›-fl›” diye tan›mlayan islamc›n›n kapi-talizm d›fl›nda bir program› var m›?En az›ndan Hamas’›n, Hizbullah’›nolmad›¤›n› biliyoruz. Çünkü soruntek tek hareketlerle de¤il, çizgininkendisindedir, siyasi islam kendinibir yaflam tarz› olarak tan›mlasa da,biçimsel, üst yap›da kimi de¤iflik-likler d›fl›nda alt yap›da, temeldevarolan› de¤ifltirme gibi bir düflün-cesi yoktur.

‹slamc›l›k, bir sistem olarak ka-pitalizmi elefltirmiyor, sorunu geti-rip “uygulamaya” dayand›r›yor enfazla. Yönetenlerin “iyi müslüman-lar olmad›klar›” için ya da rüflvetçiolduklar›ndan dolay›, bu yoksulluk-lar›n oldu¤u masal›n› anlat›yorlar.

Bir baflka deyiflle; kapitalizminyaratt›¤› çöküntüyü, yoksullu¤u, ifl-sizli¤i, sefaleti; kendi kapitalizminiuygulayabilmek için kullan›yor. Bu,yoksullar›n örgütlenmesi de¤il,yoksullu¤un kendi ç›karlar› için is-tismar edilmesidir.

‹ktidar koltu¤una oturdu¤unda,o yoksullu¤u yaratan sistemi aynenuygulamaya devam ediyorlar. Birfarkla ki, her politik güç temeldekapitalizme ve tekellere hizmet et-mekle birlikte, kendi ç›karlar›n› dakorur, bir rantç› çevre de yarat›r. ‹s-lamc› da kendi rantç› çevresini ya-rat›yor, “yeflil sermaye” palazlan›-yor. Yoksullar›n durumunda ise her-hangi bir de¤ifliklik yok elbette. ‹k-tidardaki flarlatan islamc› bu kez deyoksullu¤a, sisteme isyan etmesin-ler diye, iktidar gücünü, nimetlerinide kullanarak bafll›yor poflet da¤›t›-m›na.

Devletin yerine getirmesi gere-ken “sosyal” sorumluluklar›n bir k›-

16 ‹SLAMCILIK 15 TTemmuz 22007

Baykal’›n ççözümü!Bu pespayelik karfl›s›nda “kömürü, pofleti anan›z›n

ak sütü gibi helaldir, al›n; ama oyu-nuzu sak›n vermeyin” (Deniz Bay-kal), demek de, pespayeli¤i meflrulafl-t›rmaktan, insan›n afla¤›lanmas›n› do-¤al görmekten baflka bir fley de¤ildir.Onursuzlaflt›rma karfl›l›¤›nda “üçka-¤›tç›l›k” önerilmektedir. Baykal’›nderdi de “oy” olunca, baflka bir çözü-münün olmas› zaten beklenemezdi.

Page 17: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

s›m “STK”lara havale edilmesi,“yoksullukla mücadeleye devletkaynaklar› yetmez, hay›rsever va-tandafllar, STK’lar da devreye gir-meli” türünden yap›lan propaganda-lar, özü itibariyle emperyalizminözellikle 1990’lardan bu yana yo-¤un olarak uygulad›¤› politikalard›r.Sosyal güvenlik ve sosyal haklaryerine, yoksullara sadaka ve inayetyoluyla, küreselleflmenin yaratt›¤›yoksullu¤un kendilerine öfke olarakdönmesini önlemek, sistem içinak›tmak, fleklinde yaklafl›m› var.

Bu anlay›fl, ülkemizde islamc›-l›kla bütünleflti¤inde, çok daha kat-merli flekilde yans›maktad›r. AKPpolitikalar›na bak›n, yoksullu¤unkendisi de¤il yoksullar ön planda-d›r, sorunun kayna¤›na asla inmez,kal›c› çözümler üretmeyi asla tart›fl-maz. Adeta sorun yoksulluk de¤il,yoksullard›r bu anlay›flta. Böylecegenifl kesimler taraf›ndan yoksullu-¤un bir sorun olarak görülmektenç›kar›lmas› hedeflenmektedir.

Bafll›bafl›na K›z›lay gibi çal›flan,ama temelde örgütlenme arac› olan‘Deniz Feneri’ gibi kurumlaflmalarbu anlay›flla ortaya ç›k›yor ve gide-rek sosyal adaletsizlik, eflitsizlik, is-lamc›lar›n dilinden düflmeyen “beflparma¤›n befli bir olur mu” gibisöylemlerle de birleflerek kan›ksat›-l›yor. Onlarca islamc› vak›f ve der-nek, örne¤in devleti sosyal politika-lar uygulamaya zorlamak yerine,devlet-vatandafl iliflkisinin mant›¤›d›fl›nda ve hay›rseverlik mant›¤›do¤rultusunda konumlan›yor.

*

Yoksullu¤un üzerini örtüp ka-n›ksatmaya çal›flan yard›m da¤›t›m›politikas› halk›n adaletli bir düzen-de yaflamas›n›n önüne islamc›l›k ta-raf›ndan ç›kar›lan engellerden biri-dir. Bu politikan›n seçim gibi özelsüreçlerde artarak gündeme getiril-mesi ise daha pespaye bir hal al-makta, halk› afla¤›lama, kifliliksiz-lefltirme, onursuzlaflt›rma yanlar›n›ön plana ç›karmaktad›r.

‹nsan›m›za onursuzlu¤u, köleli¤ireva görenlerin halk›n sorunlar›naüretece¤i hiçbir çözümü olamaz.

Say›: 113 17‹SLAMCILIK

Meydanlarda “vatan, bayrak”

nutuklar› at›yor, milliyetçilikte en

baflta koflmak için ç›rp›n›yor; ül-

kenin zenginlikleri ad›na ne varsa

sat›p sav›yor. Satacak fabrika, ifl-

letme kalmad›¤›nda s›ran›n nehir-

lere gelece¤i flimdiden planlan-

m›fl durumda.

Aç›k ki, ülke sat›l›k bir mal gi-

bi görünüyor gözüne. Fabrikala-

ra, topra¤a, do¤aya, yerin alt›n-

daki madene, ormandaki a¤aca,

büyük kentlerin art›k merkezi

yerlerinde kald›¤› için de¤erlen-

mifl gecekondu mahallelerine ba-

karken, tam bir tüccar gözüyle

sadece sat›lacak mallar görüyor.

Bu yüzden orman› talan edip vil-

la yap›yor, sahilin ›rz›na geçip

bloklar dikip sat›yor, köylü feryat

figan siyanüre hay›r dedikçe, o

siyanürcü tekellerin daha s›k› ko-

luna girip sadece madenleri de¤il

halk›n sa¤l›¤›n› da sat›yor.

Her fley sat›l›k!

Mesele, neyi ne zaman, hangi

s›rayla sataca¤›. Yoksa her fleyi

satmaya karar verdi¤i aflikâr.

*

Ayn› ziyniyetin insana bak›fl›

da farkl› de¤il. Bir insan kaç pa-

ra; de¤erini belirliyor ve karfl›l›¤›-

n› kömür, yiyecek pofleti haline

getirip çal›yor kap›lar›.

Öde karfl›l›¤›n›, sat›n al irade-

sini, düflüncesini, beynini...

‹nsan onuru nedir? Vatan ne

anlam ifade eder? Bu sorular›n

islamc› zihniyette, hele AKP ikti-

dar›nda hiçbir de¤eri, karfl›l›¤›

yoktur.

Kaçak villas›n›n kap›s›na ‘Alla-

h›n mal›’ yazan flarlatan

Maliye Bakan›’n›n, em-

peryalist sermayenin ta-

lan›n› elefltirenlere karfl›

verdi¤i cevab› hat›rlay›n.

Utan›p s›k›lmadan, halk-

la alay edercesine; “neyani özellefltirdik, satt›kdiye yabanc›lar al›pfabrikay› kaç›rm›yorya!” diyebiliyor. Ayn›

onursuzluk Amerika ile

‘at pazarl›¤›’ yaparak, topraklar›-

m›z› para karfl›l›¤› Yankilere aç›p

açmamay› gündemine alabiliyor.

Onur, vatan, insan de¤eri gibi

kavramlar AKP zihniyetinde so-

yut, cebe giren ya da baflka bi-

çimde ç›kara dönüflen bir karfl›l›¤›

olmayan kavramlard›r. Tayyip’in

diliyle söylersek, reel politikaya

denk düflmüyordur. Tayyip’in, il-

keleri, idealleri, ideolojik bak›fl›

gündeme getirenlere karfl› tavr›-

na dikkat edin; sürekli küçümse-

yen, afla¤›layan, “bunlar›n devri

geçti” havas›ndad›r. Peki bunlar›n

devri geçtiyse neyin devri var?

Her fleyi satman›n! Ç›karc›l›-

¤›n, insan›, onuru, düflünceyi de-

¤ersizlefltirip bir kenara atman›n.

*

Pragmatizm, Makyevelizm, bu

iktidar›n›n politikas›n›n oda¤›nda

bulunuyor.

Ç›kar ve amaca ulaflmak için

her yolu ve yöntemi mübah gör-

me d›fl›nda bir “ilke” tan›m›yor-

lar. O koltu¤a otursunlar da, bu-

nun karfl›l›¤› ne olursa olsun;

umurlar›nda de¤il.

‹ktidarlar›na destek karfl›l›¤›n-

da ABD ve Avrupa emperyalist-

leriyle yapt›klar› pazarl›klar, veri-

len tavizler bunun sonucudur.

Ancak, o tavizler sadece AKP’yi

de¤il, ülkeyi ilgilendiriyor ve is-

lamc› zihniyet sadece kendi dü-

flüncesini, de¤erlerini satm›yor,

ülkeyi, halk› da sat›l›¤a ç›kar›yor.

Bafll›kta sordu¤umuz soruya

AKP cephesinden verilecek hiç-

bir somut cevap yoktur. Evet,

AKP için bir insan kaç parad›r?!!

Siyasette

‹LKEAKP için insan, onur, vatan ne ifade ediyor?

Page 18: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

18 EMEK 15 TTemmuz 22007

Direnen ‹flçilere DestekAnkara Numune Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabili-

tasyon Ünitesi’nde tafleron firmada çal›flan iflçiler, Ge-nel-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› için iflten ç›kar›lmala-r›n›n ard›ndan direnifle geçmifllerdi. 3 haftad›r hastaneönünde oturma eylemi yapan iflçileri 6 Temmuz’da ziya-

ret eden Ankara Temel Haklar üyeleri, direnifle destek verdiler. Dernek Bafl-kan› Semiha Eyilik, iflçilerin yan›nda olduklar›n› kaydederken, sendika veiflyeri temsilcisi, bekledikleri deste¤in tafleron firmaya ve hastane yönetimi-ne yönelik bask› yapmak oldu¤unu dile getirdiler.

Taflerona kkölelefltirildik ‹flçilerin sorunlar›n› dinleyen TemelHaklar heyeti, destek için ellerinden geleni yapacaklar›n› kaydettiler. ‹flçilersorunlar›n› flu flekilde dile getirdiler:

Tafleron firma ile yap›lan anlaflmada, maafl ödemelerinin hangi tarihleraras›nda yap›laca¤› belirtilmedi¤i için maafllar›n› ay›n sonlar›nda al›yorlar,bu da iflçilerin elektrik, su gibi ödemelerinde faizli ödemeleri anlam›na ge-liyor. Üst iflveren olan Numune Hastanesi, iflçileri flartnamelerde korumu-yor, tafleron firmaya kölelefltiriyor.

Daha önce ayn› iflyerinde sendikal› olarak çal›flt›klar›nda sorun yokkenyeni ihalede bir baflka firmaya devrolduklar›nda Numune Hastanesi yöneti-mi, tafleron firmaya iflçilerin D‹SK’e ba¤l› sendikadan ç›kart›larak Hak-‹fl’eya da Türk-‹fl’e yönlendirilmelerini istiyor.

‹flçiler sand›¤a ggitmeyecek ‹flçilerin yanlar›nda olduklar›n› be-lirten Temel Haklar çal›flanlar›, seçimler konusunda da iflçilere demokrasi veba¤›ms›zl›k mücadelesinin yükseltilmesi ça¤r›s› yaparken, iflçilerin ço¤ununzaten bu düzende verecek oylar›n›n olmad›¤›n›, sand›k bafl›na gitmeyecek-lerini dile getirdikleri görüldü.

Salihli'de aanlaflmaManisa'n›n Salihli Belediyesi’nde Genel-‹fl'e üye 255 iflçinin 20 Hazi-

ran'da bafllatt›¤› grev, 16. gününde anlaflmayla sonuçland›. Belediye Bafl-kan› CHP'li Mustafa U¤ur Okay ile, Genel-‹fl ad›na Kani Beko, ‹smail Öz-hamarat ve ‹smail Göde aras›nda yap›lan görüflmelerin ard›ndan düzenle-nen bas›n toplant›s›nda, anlaflmaya var›ld›¤› aç›kland›.

‹flçilere 1. y›l ilk 6 ay için % 5, ikinci 6 ay için de % 5 oran›nda zamyap›lacak. Ayn› flartlar 2. y›l için de geçerli olacak. Kanalizasyon, kat› at›kve temizlikte çal›flan tafleron iflçilerine, ‘koku tazminat›’ olarak ayl›k 60YTL ödenecek.

‹flçilerin taleplerini dikkate almayan, grevi k›rmak için tafleron iflçileridevreye sokmak isteyen, polisi iflçilerin üzerine salan CHP’li BelediyeBaflkan›’n›n, “elimizde olmadan birbirimizi k›rd›k” gibi riyakarl›klar ser-gilemesi ise, burjuva politikac›lar›n›n “kemiksizli¤inin” örne¤i oldu.

Sanovel direnifli sürüyorn ‹‹SSTTAANNBBUULL Sendikalaflma mü-cadelesi veren Sanovel ‹laç Fabri-kas› iflçilerinin direnifli sürüyor. 7Temmuz’da iflçileri ziyaret eden,TTB, SES ve Dev Sa¤l›k-‹fl yöneti-cileri, “Yaflas›n S›n›f Dayan›flma-s›” slogan›yla karfl›land›. Sendikave oda temsilcileri, ilaç sektörüneaktar›lan milyarlarca dolarla pat-ronlar›n zenginlefltiklerini, ilaçlar›üreten iflçilerin haklar›n› istedik-lerinde ise, kap› önüne konulduk-lar›n› dile getirdiler.

CHP’li patron sendika düflman›n ‹‹ZZMM‹‹RR Sendikaya üye olduklar›için iflten at›lan 26 iflçinin direnifli22 Haziran’dan bu yana sürüyor.Lider Deri Patronu Jak Gali-ko’nun CHP üyesi olmas› nede-niyle CHP ‹zmir ‹l Binas› önünde8 Temmuz günü eylem yapan ifl-çiler, “Sendika Hakk›m›z› Savu-nuyoruz” pankart› açt›lar.

Milliyet önünde eylemn ‹‹SSTTAANNBBUULL Burjuva bas›nda ifl-ten at›lan bas›n emekçileri için 10Temmuz’da Türkiye GazetecilerSendikas› taraf›ndan bir eylemdüzenlendi. TGS önünden ‘Ba-s›nda ‹flçi K›y›m›na Son’ slogan-lar›yla Milliyet’e kadar yürüyenemekçiler ad›na konuflan TGSBaflkan› Ercan ‹pekçi, iflten atma-lar› hat›rlatt› ve 1961’de patronla-r›n tutumuna karfl›, TGS’nin des-te¤iyle gazete ç›kar›ld›¤›n› belir-terek, “bu gazeteyi yeniden ç›-kartmaya karar verdik” dedi.

Tüm Bel-Sen çad›r kurdun ‹‹ZZMM‹‹RR Büyükflehir Belediye-si’nin T‹S görüflmelerini reddet-mesi üzerine, Tüm Bel-Sen üyesimemurlar, belediye önünde T‹Sçad›r› kurdu. 10-15 Temmuz ara-s›nda sürecek eylemin bafllad›¤›gün aç›klama yapan fiube Baflka-n› Yaflar Gül, “bütün kamu emek-çileri için T‹S hakt›r. Bu hakk›m›z›kullanana kadar mücadelemizdevam edecektir” dedi.

Kocaeli’nde, Sabanc› Holding’e ba¤l› Bek-sa’n›n 210 iflçiyi 12 Temmuz’dan itibaren iflten ç›-karma plan›na karfl›, iflçiler direnme karar› ald›lar.Birleflik Metal-‹fl üyesi iflçiler, 9 Temmuz’da, var-diya ç›k›fl›nda fabrikadan 10 km boyunca flehirmerkezine yürüyerek kararl›l›klar›n› gösterirken,11 Temmuz gecesi de fabrikan›n terkedilmeyece¤iö¤renildi.

Beksa Direnifle Haz›rlan›yor

Page 19: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Reformizm, bu seçim sürecindeideolojisinde, politikalar›nda veprogramlar›nda zaten varolan çelifl-ki ve açmazlara, bir yenisini ekle-mifl olarak kat›l›yor. Bu defaki aç-maz›n kayna¤›nda bir yandan “par-ti” olarak seçime kat›l›rken, partile-rinin “genel baflkanlar›”n›n seçime“ba¤›ms›z” olarak kat›lmas› yat›yor.

Öte yandan gerek “parti” olarakgerekse de “ba¤›ms›z” adaylar› içinaç›klad›klar› “seçim bildirgeleri”,reformizmin icazetçi yan›n›n dahada pekiflti¤ini gösteriyor. Bu bildiri-lerin en karakteristik yan› nedir diyesorulacak olursa, ilk baflta göze çar-pan, siyasal olarak bariz bir iiddddii--aass››zzll››kktt››rr. Ki bu iddias›zl›k hali, buçevrelerin prati¤inde, yürüttükleriseçim faaliyetlerinde de az çok göz-lenebilmektedir. Seçim bildirgele-rinde dikkat çeken olgu, bbaa¤¤››mmss››zz--ll››kkttaann,, hhaallkk iikkttiiddaarr››nnddaann,, ssoossyyaa--lliizzmmddeenn,, hheessaapp ssoorrmmaakkttaann,, kkaavv--ggaaddaann daha az sözediliyor oluflu ve-ya sözedilen yerlerde de bunlar›nalabildi¤ine mu¤lak ifadeler içindegeçifltirilmesidir. Kuflkusuz ki buiddias›zl›¤›n ideolojik, politik kök-leri vard›r ve ne yaz›k ki olumsuzlu-¤a uzanan bu “kökler” art›k iyicegüçlenmifltir. Art›k, göstermelikolarak bile devrimden, sosyalizm-den sözetmiyorlar...

Reformizmin ‘gerçekçili¤i’,düzeniçili¤idir!

Reformizmin evrimine bak›ld›-¤›nda görülüyor ki, seçim bildirge-lerinde aç›klanan politikalar, gide-rek daha çok burjuvazinin çizdi¤is›n›rlar içine hapsolmaktad›r. “Ger-çekçilik”, “olabilirlik” ad›na, sis-tem içinde nelerin mümkün olupolamayaca¤› kayg›lar› belirliyorprogram çerçevesini. Mesela, ÖDPemperyalistlere olan borçlar›n “ye-niden yap›land›r›lmas›”ndan,EMEP “ödemelerin durdurulmas›n-

dan” sözediyorlar; ama daha ötesi-ne geçemiyorlar. Çünkü ötesi, em-peryalizmle aç›k çat›flmad›r. De¤il-se, ÖDP Seçim Bildirisi’nde söy-lendi¤i gibi, “Biz IMF‘ye, ‘bizimyakam›zdan düflün‘ diyoruz” de-mekle, IMF’nin yakam›zdan düfl-meyece¤ini herkes biliyor. IMF, ya-kadan kendili¤inden düflmez; onuyakam›zdan “silkip atmak” gereki-yor. Bu silkme iflinin nas›l olabile-ce¤inin cevab› ise, dünya halklar›-n›n mücadelesinde var. Gerekti¤in-de da¤larda, gerekti¤inde meydan-larda çat›flmadan bu mümkün olmu-yor. Reformizmin iddias›zl›¤› ve oiddias›zl›¤a efllik eden “ihtiyatl›l›-¤›”n›n bir aç›klamas› iflte bu olsagerek.

Televizyon ekranlar›nda ““ssooll ddee--mmeekk flfliiddddeettee kkaarrflfl›› çç››kkmmaakk ddeemmeekk--ttiirr”” diye sola yeni tarifler getirenUfuk Uras düflüncesi –ki bu refor-mizmin ortak amentüsüdür– IMF’yiülkemizden kovmaktan sözedemeztabii; olsa olsa düfl yakam›zdan diye“rica” siyaseti izleyebilirler... K›sa-cas›, sömürücü egemen s›n›flarladifle difl kavga etme, gerekti¤indemeydanlarda çat›flma, gerekti¤indebüyük bedeller ödeme kararl›l›¤›n-da olmayanlar, siyasette iddial› daolamazlar. Reformist parti ve aday-lar›n seçim bildirgeleri bu anlamdabunun da bir göstergesidir.

Kürt sorunu için söyledikleri debar›fl, ateflkesten öteye geçmiyor,hatta Ufuk Uras’›n seçim bildirisin-

de oldu¤u gibi, “Kürt sorunu” kav-ram›na bile yer verilmeden geçiflti-riliyor... Mesela, ÖDP Seçim Bildi-risi’ndeki flu bölüme bakal›m:

“Her gün can verdi¤imiz çat›fl-malar›n bitmesinin yolu, dahafazla bar›fl›n sesini yükselt-mek, milliyetçili¤e, ›rkç›l›¤akarfl› daha kararl›l›kla karfl›ç›kmakt›r. Birarada yaflama-n›n ekonomik, sosyal, siyasal,kültürel yollar›n› hep beraberbulmakt›r; bar›flt›r, kardefllik-tir. ‹fli savafl olanlar›n bar›fl›getiremeyece¤ini bilerek dav-ranmakt›r. ”

Belki bir gazetede, bir köfleyaz›s›nda iyi niyet ve temenni-

ler olarak bunlar ifade edilebilir.Ama bir partinin “program›”, “Kürtsorununa çözüm anlay›fl›” olarakbunlar ifade edildi¤inde, bu sat›rla-r›n alabildi¤ine “naif” ve yüzeyselkalaca¤› aç›kt›r. Fakat, bu yüzeysel-lik de, iddias›zl›¤›n kaç›n›lmaz birsonucudur.

Genel kurald›r; emperyalizminveya oligarflinin icazetini hesabakatarak siyaset yapanlar, “acabaflöyle dersek, nas›l anlafl›l›r?”, “bu-nu yazarsak, alt›ndan kalkabilir mi-yiz?” kayg›lar›yla, sorunlar›n negerçek çaplar›n›, ne de radikal, mili-tan bir hattan yürünecek çözümleri-ni ortaya koyamazlar. O durumdada geriye, ya genel geçer söylemler,ya mu¤lak ifadeler, ya bar›fl, kardefl-lik türünden soyut temenniler kal›r.

EMEP’in çeliflkisi ve kendivarl›¤›n› yads›yan açmaz›

EMEP, bir yandan DTP’nin ba-¤›ms›z aday takti¤ine angaje olma-n›n, di¤er taraftan EMEP olarak daseçime kat›lman›n yaratt›¤› çeliflkilidurumu izah etmekte zorlan›yor.

Bu zorluk ve çeliflki, EMEP’inSeçim Bildirgesi’ne flöyle yans›yor:

“Emek, bar›fl, demokrasiyi savu-nan siyasal, sendikal, mesleki vb.örgütlerin halk›n birleflmesini ko-laylaflt›racak ittifak› için çok çabaharcand›. Anti-demokratik, seçim vesiyasi partiler yasas› nedeniyle, bbiirr--

Say›: 113 19REFORM‹ZM

Reformizmin ‹ddias›zl›¤› ve‘Ba¤›ms›z Aday’l›k Açmaz›!

� ‹‹ddddiiaass››zzll››kk,, ssttaattüükkoollaarraa hhaapp--ssoollmmaann››nn ddoo¤¤aall vvee kkaaçç››nn››llmmaazz ssoo--nnuuccuudduurr..

� ““BBaa¤¤››mmss››zz aaddaayy””ll››kk aaççmmaazz››iissee,, kkeennddii ggüüccüünnee ggüüvveenneerreekk ddee--¤¤iill,, bbaaflflkkaa ggüüççlleerree bbeell bbaa¤¤llaayyaarraakkppoolliittiikkaa yyaappmmaann››nn rreeffoorrmmiizzmmiiggeettiirrddii¤¤ii nnookkttaadd››rr..

Page 20: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

lliikk,, oorrttaakk bbaa¤¤››mmss››zz aaddaayyllaarr eettrraaff››nn--ddaa vvüüccuutt bbuulldduu..”

Ortak ba¤›ms›z adaylar mesele-sinde asl›nda ortada adaylar›n “or-tak” tespit edilmesi diye bir fleyinolmamas› ve asl›nda gerçekte bir it-tifak bile olmay›p, Kürt milliyetçihareketin bir ÖDP genel baflkan›n›,bir EMEP genel baflkan›n› adaygöstermesinin ötesinde bir fley ol-mad›¤›n› herkes biliyor, herkes gö-rüyor, ama anlafl›lan EMEP’lilerfark›nda de¤il bunun.

“Ba¤›ms›z adaylar”, “emek, ba-r›fl, demokrasiyi savunan siyasal,sendikal, mesleki vb. örgütlerin itti-fak›n›n ifadesiymifl! Bunu bir yananot edip EMEP’in bildirisini oku-maya devam edelim:

“Halk güçlerinin ortak ba¤›ms›zadaylar›, ezilen halk›n birlik ve kkuurr--ttuulluuflfl öözzlleemmiinnee verilmifl bir yan›tt›r.YYookkssuullllaarr››nn aarraayy››flfl vvee bbeekklleennttiilleerrii--nniinn karfl›lanmas›d›r. ‹nsanca bir ge-lece¤in bofl umut olmad›¤›n›n kan›-t›; uummuudduunn tteemmssiillcciissiidir. ”

Reformizmin özellikle seçim dö-nemlerinde burjuva politikas›ndanda etkilenip nas›l bir “abart›c›l›k”içine girdi¤ine önceki seçimlerde detan›k olduk, fakat yine de “bu kadarda olmaz” demekten kendimizi ala-m›yoruz.

‹ddia o ki; “ortak ba¤›ms›z aday-lar”, ezilen halk›n birlik ve kurtuluflözlemine verilmifl bir yan›t imifl. Or-tak ba¤›ms›z adaylar, yoksullar›naray›fl ve beklentilerinin karfl›lan-mas›... imifl. Ortak ba¤›ms›z aday-lar, umudun temsilcisi imifl!

EMEP, Kürt milliyetçi hareketi-ne angaje olmas›n›, genel baflka-n›n›n gerçek bir “ittifak program›”üzerinde yükselmeyip, adeta Kürtmilliyetçi hareketin inisiyatifindebelirlenen bir adayl›k oldu¤unu giz-lemeye çal›fl›rken, kantar›n topuzu-nu kaç›r›p, ortak ba¤›ms›z adayl›kmeselesine hhiiçç oollmmaayyaaccaakk ve zzaatteennoollmmaamm››flfl ifllevler yüklüyor.

“Ortak ba¤›ms›z adaylar”danEMEP genel baflkan›n› ç›kar›rsak,geri kalanlar›n ezici ço¤unlu¤uAABB’’cciiddiirr.. Belki bir iki istisna olabi-lir ama bu genel niteli¤i de¤ifltir-

mez. O halde, ezici ço¤unlu¤uAABB’’ccii,, ezici ço¤unlu¤u “ABD’ninOrtado¤u’ya müdahalesine bir fleydemeyenlerden” oluflan, ezici ço-¤unlu¤unun ss››nn››ffssaall kkaayygg››llaarr›› ooll--mmaayyaann bu adaylar için “yoksullar›naray›fllar›n›n karfl›lanmas›”d›r,“umudun temsilcisidir”, “ezilenle-rin kurtulufl özlemine verilmifl biryan›tt›r” demek nas›l mümkün ola-bilir?

Bunu iddia etmenin siyasal a¤›r-l›¤›n› nas›l kald›racak EMEP?

Bu adaylar›n yoksullar›n hangiaray›fl ve beklentilerini karfl›lad›¤›n›EMEP izah edebilir mi?

Kimi kand›r›yorsunuz?!

Bu aç›kça yoksullar›n kand›r›l-mas› demek de¤il midir?

Bu aç›kça uummuutt’un, kkuurrttuu--lluuflfl’un içinin boflalt›lmas› de¤il mi-dir?

Politikalar, taktikler farkl› olabi-lir; bunlar tart›fl›labilir; fakat, kendi-ni sol, sosyalist, komünist olarak ni-telendiren bir partinin seçim politi-kas›, hiçbir flekilde, kitlelerin kand›-r›lmas›, umutlar›n›n ve özlemlerininistismar edilmesi üzerine flekillen-memelidir.

Ki, “ortak ba¤›ms›z adaylarla”ilgili, bunlar› yazd›ktan sonra, me-sela afla¤›daki flu sat›rlar›n politikbir anlam› kal›r m›?

“... oy pusulas›nda on dört partivar, ancak gerçekte seçimlerde yal-n›zca iki parti yar›flacak.

Birinci parti; ... gerici burjuvadüzen partileridir. ‹kinci parti ise, ...program› ve çözüm önerileriyleTürkiye’nin gelece¤ini temsil edenEMEK PART‹S‹’dir. ”

Ortak ba¤›ms›z adaylar, umuduntemsilcisi ise, emekçilerin ezilenle-rin beklentilerini karfl›l›yorsa,EMEP niye ayr›ca seçime kat›l›yoracaba? Bu soru da bofllukta kal›yor.

Milliyetçili¤i, AB’cili¤i elefltiremeyenlerin seçim politikas› da devrimci olamaz!

Reformizmin seçim bildirgeleri,

teorik, politik aç›dan oldukça so-runludur.

Yukar›da da örnek verdi¤imizÖDP’nin Kürt sorununu ortaya ko-yuflundaki “yüzeysellik”, EMEP’debaflka bir çarp›kl›¤a dönüflüyor.fiöyle deniyor EMEP bildirisinde:

“Bir ateflkes süreci daha de¤er-lendirilmedi, halk›n çat›flmas›z birortamda huzura kavuflmas›n›n yolubir kez daha t›kand›. Oysa bu sorunart›k çözülmeden kalamaz. Böylekald›kça, halk demokrasisiz kal-makta, Türkiye ABD’den AB’ye em-peryalistlerin oyunca¤› olmakta-d›r. ”

Kürt milliyetçi hareketin y›llar-d›r tekrarlanan tezi, EMEP’in prog-ram›na girmifl art›k. DemokrasiyleKürt sorunu adeta özdefllefltiriliyor.Kürt sorunu çözülünce, halk de-mokrasisiz kalmayacak m›? Kürtsorunu çözülünce, Türkiye emper-yalistlerin oyunca¤› olmaktan ç›ka-cak m›?

Yukar›daki bir paragraftaki yan-l›fllar›, sayfalarca yazarak ancak dü-zeltebilirsiniz; çünkü Kürt sorunu-nu yanl›fl koyuyor, demokrasi soru-nunu yanl›fl koyuyor, emperyalizmsorununu yanl›fl koyuyor...

Üstelik “ortak ba¤›ms›z aday”blokunun bu sorunun çözümündenne anlad›¤› da belli de¤ildir. Bu“blok”un unsurlar› (DTP, EMEP,SDP), mesela Kuzey Irak’taki Kürtmilliyetçili¤inin “ABD’den AB’yeemperyalistlerin oyunca¤› olmas›-n›”, Kürt sorununun çözümü ola-rak, Kürt halk›n›n kendi kaderini ta-yin hakk› olarak görmüfl ve savun-mufllard›... Ülkemizde nas›l olacak?

EMEP, Kürt milliyetçili¤ine an-gaje oldu¤u için, bu konuda net ce-vaplar veremez. Kürt milliyetçi ha-reketinin oligarfli ve emperyalizmkonusundaki yanl›fl politikalar›n›elefltirmekten imtina etti¤i sürece denet olmas› mümkün de¤ildir zaten.

EMEP, Kürt milliyetçi çizgiyielefltiri d›fl› tutarken, ÖDP de Avru-pa Birli¤i’ni elefltirmekten özenleuzak duruyor. Deniyor ki ÖDP Se-çim Bildirisi’nde:

20 REFORM‹ZM 15 TTemmuz 22007

Page 21: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

“Ayn› zamanda eme¤in, ezilen-lerin ve d›fllananlar›n sesini ve ta-leplerini yükseltmek gerekiyor. Çün-kü ezilenler, d›fllananlar, emekçilerIMF politikalar›ndan, ABD emper-yalizminin sultas›ndan kurtulmakistiyor.”

Bu paragrafta Avrupa emperya-lizmi niye yok? IMF politikalar›ABD’nin oldu¤u kadar Avrupa em-peryalizminin de politikalar› de¤ilmi? Emekçiler ABD sultas›na karfl›da, AB sultas› alt›nda m› yaflamakistiyor?

ÖDP Seçim Bildirgesi’ne bakar-san›z bu sonuç ç›k›yor.

Düflünülebilir ki, sadece bir pa-ragraf› al›p onun üzerinden yorumyapmak yanl›fl olabilir. Fakat ÖDPSeçim Bildirgesi’nin tamam›nda daAAvvrruuppaa eemmppeerryyaalliizzmmiinnddeenn bir tekkez olsun sözedilmiyor. AB’ye üye-lik konusunda bir fley söylenmiyor.

Gerek EMEP, gerekse deÖDP’nin seçim bildirgelerinin birbaflka ortak noktas›, vergi, borçlar,istihdam, gelir da¤›l›m› gibi ekono-mik konulardaki yaklafl›mlar›d›r.

Bu yaklafl›m, oligarflinin ekono-mik düzenini “temel veri” alan, onuadeta tart›fl›lmaz görüp, onu sa¤›n-dan solundan rötufllamaya çal›flanbir yaklafl›md›r.

Mesela, “yerli ve yabanc› tekel-lerin spekülatif para hareketlerinindenetim alt›na al›nmas›”ndan söze-diyor, spekülatif para hareketlerinintümden engellenmesinden de¤il!Mesela, gelir da¤›l›m›n›n düzeltil-mesi için “kamu fonlar›n›n devreyesokulaca¤›”ndan sözediyor. Birçokburjuva iktisatç›da bile, bu konudadaha “radikal” öneri ve çözümlerbulmak mümkündür.

Gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizlik,çok temel bir sorundur ve bunu fon-larla dengelemeye çal›flmak, kapita-list sistem içinde bile en yüzeysel,en geçici önlem olabilir. Fakat ür-keklik, burjuvaziyi ürkütmeme ihti-yatl›¤› öylesine güçlüdür ki, daha“ileri” bir çözüm düflünülemiyor.

ÖDP Bildirgesi’nde deniyor ki;“Büyük varl›k sahiplerinin servetle-

ri bir defal›k özel olarak vergilendi-rilecek. Sermaye gelirleri ve servetüzerindeki vergi yükü artt›r›lacak.”

Evet, bu kadar.

Bunlar, bir zamanlar CHP’ninönerdiklerinin bile çok gerisindedir.“Toprak iflleyenin, su kullanan›n”diyebilecek bir cüretten bile uzakt›rreformizm. Sömürü sistemine do-kunmuyor, tekelci burjuvaziye do-kunmuyor, peki ne yap›yor, sadecebiraz vergi yükünü art›racakm›fl!

Peki öyleyse nas›l çözeceksinizhalk›n devasa sorunlar›n›?

Yaln›z ekonomide mi, haklar veözgürlükler alan›nda da ayn› yakla-fl›m sözkonusu:

ÖDP diyor ki; “Anayasa bafltaolmak üzere, tüm yasalardaki anti-demokratik düzenlemeler kald›r›la-cak, yasalar uluslararas› hukuknormlar›na ve demokratik haklarauyumlu hale getirilecek.”

12 Eylül Anayasas›’n› bile top-tan kald›rmaktan sözedemeyen“ay›klamac›, iyilefltirmeci” bir yak-lafl›m!

Kiminle, hangi zeminde yar›fl›-yorsunuz? Zenginden daha çok ver-

gi alarak m› düzelecek bu ülke?Sosyalizmi telaffuz etmekten niyekaç›yorsunuz, niye ba¤›ms›zl›¤avurgular yapm›yorsunuz... Partile-rin “genel baflkanlar›”n›n DTP flem-siyesinde meclise girmesi, neyin za-feri olacak?.. Bu programlarla, ki-min nas›l ezberini bozacaks›n›z...

Evet, reformizmin ufku bu ka-dar. Bu ufuk meclise girse ne olur,girmese ne olur?

2007 seçimlerinin arifesinde,Marksizm-Leninizm’in parlamentermücadele konusundaki teorisinin veprati¤inin sa¤lamas› yap›lm›fl olu-yor bir kez daha. Marksizm-Leni-nizm’in dedi¤i gibi, parlamentoyubir araç olarak kullanmak baflka,onu amaçlaflt›rmak baflkad›r ve yineMarksizm-Leninizm’in dedi¤i gibi,reformlar için mücadeleyle, reform-lar› nihai amaç haline getiren müca-dele anlay›fl› birbirinden farkl›d›r.Parlamenterizm, reformizme, refor-mizm parlamenter batakl›¤a götü-rür. Bu içine düfleni her gün daha dabo¤an bir k›s›r döngüdür. Bu k›s›rdöngüden ç›kman›n tek yolu ise,devrim için mücadeleyi bafla almak,parlamenter mücadeleyi de buna ta-bi k›lmakt›r.

Say›: 113 21REFORM‹ZM

Düzen, kitleleri kendi partilerine mmaahhkkuumm eettmmeekk için her yolu, her de-magojiyi kullan›yor. Sol olacaksa ddüüzzeenniinn ssoolluu olacak. ‹slamc›l›k olacaksaddüüzzeenn iissllaammcc››ss››,, hatta komünizm olacaksa o da ddüüzzeenniiççii olacak.

Düzene bu da yetmiyor; halktan oylar›n› oligarfli içi hesaplara göre kul-lanmas› isteniyor. Bafll›ktaki slogan da, AKP karfl›tlar›n›n, AKP’ye karfl›MHP-CHP koalisyonu hesaplar› yapanlar›n ortaya att›klar› sloganlardan bi-ri. “Laiklik-fleriat” kamplaflmas›, bu seçimlerde bunun en önemli zemini ol-du. Ve flimdi bu zeminde “cumhuriyet” ad›na, “laiklik” ad›na ideolojisiz-lefltirme operasyonu sürdürülüyor. Operasyonun vard›¤› nokta, gazetelerde-ki ““MMHHPP==CCHHPP”” ilan› oldu.

MHP ve CHP aras›nda bir eflitlik oldu¤u do¤rudur. Aralar›nda baz›küçük farklar olsa da ‹‹KK‹‹SS‹‹ DDEE SSAA⁄⁄CCII partidir.

Solcular›n CHP’ye oy vermesi için bir neden yoktur. Sol, eemmeekktteenn,, hhaallkkttaann yyaannaa olmakt›r ve bu anlamda hiçbir solcu, hiç-

bir düzen partisine oy vermemelidir. “Baflka çare mi var, baflka alternatif mi var?” veya “Oyunuz ziyan ol-

mas›n” türünden söylemler, burjuvazinin söylemleridir. Bu söylemler, tek-rarlana tekrarlana genifl kitlelerin düflüncelerini teslim alm›flt›r. Emekten,halktan yana olanlar, verilmeyen oyun mu, yoksa düzen partilerine verilenoyun mu zziiyyaann oollaaccaa¤¤››nn›› birkez daha düflünmelidirler.

""SSaa¤¤cc›› iisseenn MMHHPP''yyee,, ssoollccuu iisseenn CCHHPP''yyee""

Page 22: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

22 SEÇ‹M 15 TTemmuz 22007

D‹SK, seçimlereaz bir süre kalm›flken

tavr›n› aç›klad› ve iflçi s›n›f›na vetüm halka ““CCHHPP--DDSSPP iittttiiffaakk››nn››ddeesstteekklleemmee”” ça¤r›s› yapt›.

D‹SK Genel Baflkan› SüleymanÇelebi taraf›ndan yap›lan aç›klama-da flöyle denildi: ""CCHHPP--DDSSPP iiflflbbiirrllii--¤¤iinniinn iiflflççii vvee eemmeekkççii hhaallkk››nn kkiimmiieekkoonnoommiikk,, ddeemmookkrraattiikk vvee ssiiyyaassii ttaa--lleepplleerriinnee pprrooggrraamm››nnddaa yyeerr vveerrmmeessiiddee ddiikkkkaattee aall››nnaarraakk ddeesstteekklleennmmeessii--nnee kkaarraarr vveerriillddii.."" Aç›klamada, ay-r›ca “ba¤›ms›z sol adaylar›n da des-teklenmeleri kararlaflt›r›ld›¤›” be-lirtiliyordu ki, anlafl›lan bu biraz dazevahiri kurtarmak bab›ndan kararaeklenmiflti.

D‹SK bu kez de flafl›rtmad› asl›n-da iflçileri. Çünkü sonuçta bir düzenpartisini –do¤rudan veya dolayl›yollarla– desteklemek, D‹SK’in y›l-lard›r sürdürdü¤ü bir politikad›r.D‹SK’te TKP’liler etkin iken de,CHP’liler etkin iken de, bu politikapek de¤iflmemifl ve D‹SK, düzen so-lunun kuyru¤una tak›lm›flt›r. Her se-çimde muhtelif manevralar yap›l›r,sonra yine düzen solu desteklenir.

‹flçi s›n›f›n› CHP’nin kuyru¤unatakmak, emekten yana bir politikade¤ildir. D‹SK’li iflçiler oligarflininpartilerine mahkum de¤ildir!..

D‹SK, CHP-DSP’nin aday liste-lerinde "sosyal demokrasinin evren-sel ilkelerine uymayan adaylar" ol-du¤unu söylüyor. Kastettikleri bir-kaç MHP, ANAP kökenli aday m›yoksa? "Sosyal demokrasinin evren-sel ilkeleri” neler, D‹SK ne anl›yorbu ilkelerden? E¤er bu ilkelerdenanlafl›lan, asgari düzeyde emekten,adaletten yana olmak ise, bu ilkele-re uyan kaç aday var acaba CHP’de.

Böyle birkaç aday olsa bile, birCHP iktidar›nda onlar›n hükmü ola-bilir mi?

ÇÇeelleebbii’’yyee vvee DD‹‹SSKK yyöönneettiimmiinneessoorruuyyoorruuzz::

Destekleyece¤inizi ilan etti¤inizDeniz Baykal, TÜS‹AD patronlar›na“mevcut ekonomi politikalar›n› sür-

dürece¤iz” güvencesi vermedi mi?Sizler bunu bile bile, nas›l

CHP’ye destek verirsiniz?‹flçileri kölelefltiren yasalar›n bir-

ço¤u, tafleronlaflt›rma, esnek çal›fl-ma düzenlemeleri DSP-MHP-ANAP koalisyonu taraf›ndan ç›ka-r›lmad› m›? Bu iflçi düflman› yasala-r› ç›kartan Çal›flma Bakan› YaflarOkuyan, flimdi CHP’de de¤il mi?

Bunlar› bile bile nas›l DSP-CHPittifak›na destek verirsiniz?

‹flçilere, memurlara yönelik say›-s›z sald›r›da, CHP’nin ve DSP’ninhangi itiraz› oldu? CHP, DSP, ne za-man, ne için emekçilere sahip ç›kt›ki, flimdi iflçilere bu ittifaka sahipç›kma ça¤r›s› yap›yorsunuz?

Yüzbinlerce iflçi iflten at›l›rkenne yapt› CHP veya DSP? ‹ktidar-dayken de, muhalefetteyken de“özellefltirmelerin” savunucusu ol-mad›lar m›?

CHP-DSP ittifak›n› ““ddeemmookkrraattiikkttaalleepplleerree pprrooggrraamm››nnddaa yyeerr vveerriiyyoorr””diye pazarlamak, aymazl›k ve burju-va politikac›l›¤›d›r.

Geçti¤imiz dönem, tüm faflistyasalar› destekleyen, ç›kar›lanlar›yetersiz bulan, 301. maddeyi sahip-lenen, polise daha fazla yetki diyeç›rp›nan, “Terörle Mücadele Yasas›”düzenlemeleri bir an önce yap›ls›ndiye AKP’yi s›k›flt›ran CHP de¤ilmiydi?.. Kuzey Irak’a operasyonyap›ls›n diye amigoluk yapan CHPde¤il mi?

D‹SK yönetimi, hangi demokra-tik taleplerden sözediyor öyleyse?

Ka¤›t üstünde, en faflist, en geri-ci partilerin bile göstermelik olarakkoydu¤u baz› vaatler vard›r. Bu an-lamda, CHP ile DSP de “demokra-tik taleplere” dair birkaç maddeyeyer vermifllerdir.

‹flçi s›n›f›na, onlarla kendinizikand›r›n m› diyorsunuz yani?!

‹flçiler, D‹SK yönetiminden busorular›n cevaplar›n› istemeli,emekçileri düzen partilerinin peflinetakman›n hesab›n› sormal›d›r!

Hat›rla-naca¤› gi-bi, D‹SK,2005 1

May›s’›nda “‹flyerimi Seviyorum,Fabrikam› Seviyorum” sloganlar›y-la ç›km›flt› 1 May›s alan›na. Tespitetti¤i sloganlar›n toplam olarak ““BBuuddüüzzeennii sseevviiyyoorruuzz”” anlam›na geldi¤i-ni yazm›flt›k o zaman (Bkz. Ekmekve Adalet, say›: 157, 8 May›s 2005).

Bu sloganlar, politik olarakD‹SK’in kurulufl ve varl›k gerekçe-sinin inkar›yd›. 2007 y›l›n›n 1 Ma-y›s’›nda pratik olarak daha ileri birçizgide yeralan D‹SK, politik olarako sloganlar›n tart›flmas›n› ve özelefl-tirisini yapm›fl de¤ildi. Düzeni se-ven, onu de¤ifltirilemez, y›k›lamazkabul eden, sonuçta o düzenin parti-lerine mahkumdur.

Dönülür, dolafl›l›r, ve bir düzenpartisinde karar k›l›n›r.

Ony›llard›r bir yandan iflçi sendi-kalar›, bir yandan alevi örgütlenme-leri, emekçi, ezilen halk›, ““eehhvveenn--iiflfleerr””ee mahkum etmektedirler.

D‹SK Kurulufl Bildirisi’nde de-nir ki: “ ‹flçi s›n›f›n›n sorunlar› tamba¤›ms›zl›¤a kavuflmufl toplumcubir düzende çözümlenir. ”

Bu madde, bildirinin “Temel ‹l-keler Bölümü”nün 1. maddesidirhem de. D‹SK, e¤er kendi kuruluflgerekçesine ba¤l› kalacaksa, Ameri-kan ve Avrupa emperyalizmi karfl›-s›nda tam ba¤›ms›zl›¤› savunmayan,emekten yana olmayan hiçbir siyasigüce destek veremez.

Fakat, sosyalizmi savunmak dabir yana; D‹SK yönetimi, CHP-DSPittifak›na verdi¤i destekle, iflçi s›n›-f›n›n en güncel ve yak›c› sorunlar›-n›, en acil ç›karlar›n› bile görmez-den gelen bir aymazl›k içindedir.Kendini, Genelkurmay’›n ve iflbir-likçi burjuvazinin bir kesimin em-poze etti¤i “laiklik-fleriatç›l›k”kamplaflmas›na hapsolmaktan kur-taramamaktad›r. Halbuki bu k›s›rdöngüden, bu sahte kamplaflmadanç›kman›n bir yolu vard›r ve o; olay-lara, geliflmelere “iflçi s›n›f›n›n pen-ceresinden” bakmakt›r. Bir “iflçiörgütü” olmas›na ra¤men, D‹SK’inyapmad›¤› budur.

D‹SK Yine CHP’nin Kuyru¤unda

Page 23: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Say›: 113 23HABER/YORUM

Dink’in katilleri linççiHrant Dink’i katledenlerin kim oldu¤u ortaya ç›kt›-

¤›nda, bunlar›n linçlerde kullan›lanlar, örgütleyenler,devrimcilerin karfl›s›na ç›kar›lanlar oldu¤unu söyle-mifltik.

Siyasi tespitimizin pratik olarak da gerçekleflti¤i an-lafl›ld›.

“Azmettirici” Yasin Hayal savc›l›¤a gönderdi¤i di-lekçesinde, “Trabzon’da TAYAD üyelerine yönelik linçgirifliminde ‘Büyük abi’Erhan Tuncel’in parma¤› oldu-¤unu” söyledi.

Böyle mi olmufltur; evet!

Yasin Hayal’in “abi”siyle çeliflkileri olabilir, bütünkullan›l›p at›lanlar›n hezeyan› içinde suçu birbirleriney›kma yar›fl› içinde olabilirler.

Ama Tuncel’in “polis eleman›” oldu¤u aç›kt›r. VeTrabzon’daki linçin örgütleyicilerinin polis oldu¤u ke-

sindir. Polis bu tezgah için ele-manlar›n› ve faflistleri kullan-m›flt›r. Linçin örgütlenmesininbafl›nda yer alan emniyet mü-dürünün ayn› zamanda Erhan’›“eleman” devfliren RamazanAkyürek olmas› ve Dink’inkatline kadar giden süreçte,katiller için mahkemeye gön-derdi¤i “arkadafl grubu” belge-sinde rolü düflünüldü¤ünde, Erhan’›n linçcilerin içinde,önünde yer almas› kadar do¤al bir fley olamaz.

Kald› ki, Tuncel var veya yok, ama “Tunceller”inoldu¤u kesindir. Oligarflinin “sevgili çocuklar›”d›r on-lar! Linçlerde, provokasyonlarda, cinayetlerde, her tür-lü kontra eylemde kullan›r, sonra bir kenara atarlar.

Ony›llard›r bu ülkede de¤iflmeyen gerçektir: Dev-let, faflist, floven propagandalarla önce gençlerin beyin-lerini zehirliyor, sonra kirli ifllerinde, halka karfl› savafl-ta kullan›yor.

Oligarflinin parlamentoya sok-mamak için her yola baflvurdu¤uKürt milletvekili adaylar› bu kez dekontra sald›r›lar› ile karfl› karfl›ya.

“Kürtler’i iistemiyoruz”10 Temmuz’da, ‹stanbul-Küçük-

çekmece ‹stasyon Mahallesi’nde,Bin Umut Aday› Sebahat Tuncel’inseçim otobüsünün Tafltepe Konutla-r›’na girmesi, özel güvenlik görevli-lerince engellendi. Bunun üzerinekonutlarda yaflayan Kürt aileler tep-ki gösterdiler. Ard›ndan gece geçsaatlerde 50-60 kiflilik faflist birgrup, Kürt ailelerin evlerini basarak“Burada Kürtler’i ‹stemiyoruz”,“Ya Allah Bismillah Allahu Ekber”sloganlar› eflli¤inde, tafl, sopa, b›çakve sat›rlarla sald›rd›. Önlerine ç›-kanlar› tartaklayan grup, baz› evle-rin camlar›n› k›rd›.

Sitede oturanlar›n karfl›l›k verdi-¤i olaylarda üç Kürt genci yarala-n›rken, öfkeli kalabal›k MHP’ninseçim bürosunun camlar›n› k›rd›.Faflist sald›r› esnas›nda ortada gö-rünmeyen polisin müdahalesi de bu

aflamadan sonra gerçekleflti. Kitleyepanzerlerle sald›ran polis, bir kifliyide gözalt›na ald›.

CHP’liler çocuk vvurduAyn› gün fi›rnak’›n Silopi ‹lçe-

si’ne ba¤l› R›behi Köyü’nden geçenCHP konvoyuna zafer iflareti yapan13 yafl›ndaki Harun Çolak, konvoy-dan aç›lan atefl sonucu kurflunla vu-rularak yaraland›.

9 Temmuz’da Van’da Bin Umutaday› Özdal Üçer’in de içinde yerald›¤› konvoy Saray ‹lçesi’nde,Kürtçe müzik çald›¤› gerekçesiylehavaya taciz atefli açan ve cop kul-lanan askerlerin sald›s›na maruzkald›. Sald›r›da iki kifli yaraland›.

Kocaeli Bin Umut Aday› Musta-fa Avc›’n›n Karamürsel’deki seçimirtibat bürosu, aç›ld›¤› günün gecesisald›r›ya u¤rad›.

Dersim’in Hozat ‹lçesi’nde, BinUmut Aday› fierafettin Halis’in bil-dirilerini da¤›tan DTP ve EMEPüyesi 5 kifli gözalt›na al›nd›, afifl vebildirilere el konuldu.

‹zmir’in Bornova ‹lçesi’nde ifl-yerlerine Bin Umut ‹zmir 2. BölgeAday› Mehmet Muhdi Aslan ile Or-han Do¤an’›n posterlerini asan es-naflar polis ve iflyeri sahipleri tara-f›ndan tehdit edildi. Aslan için Ber-gama’da anons yapan araçta bulu-nan 4 kifli ‘Kürtçe müzik çalmak,anons yapmak’ “suçlamas›” ile gö-zalt›na al›nd›.

Ayd›n ve Didim’de Bin Umutadaylar›n›n seçim bürosuna as›lanafifller y›rt›larak bayrak as›ld›.

‘Bin Umut’ adaylar›na sald›r›larOligarşi ‘seçme-seçilme’ hakkının sadece kendi belirlediği partiler ve aday-larla sınırlı olduğunu, Kürt adaylara yönelik engellemelerle gösteriyor

Genelkurmay’›n Kürt halk›n›hedef gösteren aç›klamas›n›nard›ndan, Kürt halk›na özgür-lük talebini yükselten devrim-ciler, 4 Temmuz’da ‹zmir Ya-manlar’da düzenledikleri me-flaleli yürüyüflte flovenist k›fl-k›rtmaya dikkat çektiler.HÖC, Partizan, KÖZ, ESP veEHP taraf›ndan düzenlenen ey-lemde, flovenist k›flk›rtmalarakarfl›, her milliyetten halklarmücadeleye ça¤r›ld› ve “imhave asimilasyon politikalar›naa¤›rl›kl› olarak maruz kalanKürt Halk›na Özgürlük talebinidaha gür bir sesle hayk›rarak Yaflas›n Halklar›nKardeflli¤i diyoruz” denildi.

bu güruhun herbiridevletin elinde Erhan,Yasin, Ogün olmayaaday. Devlet maflalar›-n› onlardan devfliriyor

Page 24: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

‹flçiler, köylüler, memurlar, esnaflar, gençler, kad›nlar, her inanç ve milliyetten halk›m›z;Nas›l bir ülkede yafl›yoruz? Nas›l

bir ülke istiyoruz? Cevaplar›m›z, se-çimlerde ne yapmam›z gerekti¤ininde cevab›d›r.

BBuu üüllkkee bbaa¤¤››mmss››zz ddee¤¤iillddiirr.. Ony›l-lard›r siyasi, ekonomik, askeri olarakemperyalizme ba¤›ml›d›r.

BBuu üüllkkeeddee ddeemmookkrraassii yyookkttuurr.. Ül-kemiz faflizmle yönetiliyor.

Sand›k bu gerçekleri gizlemek içinkurulur, halk›n iradesi de¤il, emper-yalistlerin ve oligarflinin iktidarlar›yönetir. Düzen partileri onlar ad›na,onlar›n düzenini sürdürmek için oyisterler.

Bütün sorunlar›n kayna¤› da bura-dad›r. BBaa¤¤››mmss››zz,, ddeemmookkrraattiikk bbiirr üüllkkeeoollmmaadd››¤¤››mm››zz iiççiinn::

Bask›lar, yasaklar eksik olmaz.Hak ve özgürlükler yoktur. Hakk›n›arayan “terörist” ilan edilir. Emper-yalistlerin karfl›s›nda ulusal onurayaklar alt›ndad›r. Açl›ktan ölür ço-cuklar›m›z. Sefalet içindedir yoksul-lar›m›z. ‹flsizlik durmadan büyür.Analar-babalar evlatlar›n›n karn›n›doyuramaz. ‹ktidarlar, IMF talimatla-r›n› yerine getirmekten baflka hiçbirfley yapmaz. “Sosyal politikalar” diyeiftar çad›rlar› kurulur, zenginlerin hal-k› afla¤›layarak da¤›tt›¤› yiyeceklerleoyun sürdürülür.

Ba¤›ms›z, demokratik olmayan birülkede seçimler, temel olan hiçbirkonuda hiçbir fleyi de¤ifltiremez. Hiç-bir sorun tek bafl›na çözülemez. Neiflsizli¤in, ne yoksullu¤un kökü kaz›-namaz.

Bütün düzen partileri böyle bir ül-kede yafl›yor olmam›zdan sorumlu-

durlar. TTüümm ddüüzzeenn ppaarrttiilleerrii IIMMFF’’ccii,, AAvvrruu--

ppaacc››,, AAmmeerriikkaanncc››dd››rr.. Bu yüzden dahaflimdiden sermayeye güvence veri-yorlar, IMF program›n› uygulayacak-lar›na yemin ediyorlar. Meydanlardaise halk› aldatmak için “IMF karfl›t›”görünüyor, yalan söylüyorlar.

MASKELER‹NE BAKMAYIN!

BBaa¤¤››mmss››zzll››¤¤›› dilinden düflürmeyen-ler, milliyetçili¤i körükleyerek bayrakflovlar› yapanlar halk›n düflmanlar›-d›r. Halk› kendi sorunlar›na çözümaray›fl›ndan uzaklaflt›rarak yönetiyor-lar. Ba¤›ms›z bir ülke de¤il, ba¤›ml›-l›k iliflkilerinin bafl›nda kendilerininoldu¤u bir Türkiye istiyorlar.

DDeemmookkrraassiiyyii dilinden düflürmeyen-ler, demokratik bir Türkiye de¤il,kendilerinin yönetti¤i zulmün Türki-yesini istiyorlar.

““LLaaiikk--flfleerriiaattçç››”” diye halk› bölenlersadece kendi iktidarlar›n›n kavgas›n›veriyorlar.

Seçimlerle halk› aldat›yor, bu oyu-na alet ediyorlar. Birbirlerinden fark-lar› olmad›¤› için yalanlarla, yiyecekpofletleri da¤›tarak aldat›yorlar. Hal-k›n iradesi dedikleri bir çuval kömü-re, bir poflet kuru g›daya indirgeni-yor.

Siyasi, ekonomik politikalar› em-peryalistler ve oligarflinin ç›karlar›nagöre belirlenmifl hiçbir düzen partisi-ne oy yok!

ÇARES‹Z, ÇÖZÜMSÜZ DE⁄‹L‹ZBBaa¤¤››mmss››zz,, ddeemmookkrraattiikk TTüürrkkiiyyee iiss--

ttiiyyoorruuzz..Aç, iflsiz, evsiz kalmayaca¤›m›z,

afla¤›lanmayaca¤›m›z, zulüm görme-

SEÇ‹M ÇARE DE⁄‹LBa¤›ms›zl›k, demokrasimücadelesine kat›l!

BA⁄IMSIZ, DEMOKRAT‹K OLMAYAN B‹R ÜLKEDE SEÇ‹M SANDI⁄I;

Emperyalizm ve oligarfli ad›na bu ülkeyi kimin yönetece¤ini belirlemek için kurulur. Düzen partilerinin sizden istedi¤i oy, bu oyunu sürdürebilmeleri içindir. De¤iflmesi gereken koltukta oturan partinin ad› de¤ildir; bu soygun, ya¤ma düzeninin kendisidir, ba¤›ml›l›k iliflkileridir. Bu de¤iflimin ad›, DEVR‹MD‹R!

Page 25: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

yece¤imiz bir ülke istiyoruz. Sand›¤a ataca¤›m›z oylarla bunlar›

elde edemeyiz. Bu, çok partili sistemegeçilen 1946’dan bu yana surat›m›zaçarp›l›r, her seçimden sonra ““eelliimm kk››--rr››llssaayydd›› ddaa ooyyuummuu vveerrmmeesseeyyddiimm”” dermilyonlarca insan.

O günden bu yana her seçimde oyatt›n›z, bir partiyi iktidar yapt›n›z. Pekine de¤iflti?

Ba¤›ml›l›¤›m›z artt›. Düflünceler,inançlar, ulusal kimlikler daha fazlabask› alt›na al›nd›. Her krizin faturas›halka yüklendi, yoksullu¤umuz büyür-ken bir avuç zenginin kasalar› fliflti, ül-kenin zenginlikleri emperyalist ve ifl-birlikçi tekellere peflkefl çekildi. Halk›npay›na hep “fedakarl›k” düfltü. Hükü-metler de¤iflti, “fedakarl›k” istekleribitmedi.

HHeepp ssooyyuulldduukk,, hheepp eezziillddiikk!!Peki halk olarak çaresiz, çözümsüz

müyüz; bu k›s›r döngüye, bu sand›koyununa mecbur muyuz?

““AASSLLAA!!”” diyoruz. ““AARRTTIIKK YYEETTEERR!!”” diyoruz.Halk çaresiz de¤ildir. ÇÇöözzüümm bbaa¤¤››mm--

ss››zzll››kk,, ddeemmookkrraassii mmüüccaaddeelleessiinnddeeddiirr..Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi seçimlerle

olmaz! Ba¤›ms›z, demokratik Türkiyesand›ktan ç›kmaz!

Ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücade-leyle kazan›l›r. Oligarflinin seçim oyu-nunu reddederek, hayat›n her alan›ndaörgütlenelim ve kavgay› yükselterekkazanal›m.

ÇÇöözzüümm DDEEVVRR‹‹MM’dedir. ÇÇöözzüümm HHAALLKK ‹‹KKTT‹‹DDAARRII’ndad›r.

Kendi iktidar›n için mücadeleye kat›l!

Haklar ve Özgürlükler Cephesi

NNEE AABBDD NNEE AABB!! BBAA⁄⁄IIMMSSIIZZ TTÜÜRRKK‹‹YYEE MMÜÜCCAADDEELLEESS‹‹NNEE KKAATTIILL!!

Haklar ve Özgürlükler Cephesi Bülteni özel say›s› olarak yay›mlanm›flt›r

HALKIN ‹KT‹DARIYLA YÖNET‹LEN TÜRK‹YE:uu Ba¤›ms›z, demokratik bir ülke olacak. ‹ktidar, bir avuç oli-garfli d›fl›ndaki tüm milliyetlerden, inançlardan halk›n olacak.

uu Emperyalizmle her türlü siyasi, ekonomik, kültürel, askeriba¤›ml›l›k iliflkisi kesilecek!

uu Demokrasicilik oyunu son bulacak! Halk yönetime HalkMeclislerinde örgütlenerek do¤rudan kat›lacak. Seçti¤i tem-silcileri görevini yerine getiremedi¤inde seçimleri bekleme-den GER‹ ÇEKEB‹LECEK.

uu Halk›n örgütlenme özgürlü¤ü olacak. Temel hak ve özgür-lüklere konulan k›s›tlamalar kalkacak. ‹nanç özgürlü¤ü gü-venceye al›nacak.

uu Uluslar›n kendi kaderlerini özgürce belirleme haklar› koflul-suz savunulacak.

uu Ekonomi politikalar›n›n temeli, halk›n ihtiyaçlar› ve ç›kar-lar› olacak. Yoksulluk, iflsizlik son bulacak. Herfleye karfl›n ifl-siz kalanlar›n asgari geçinme koflullar› sa¤lanacak.

uu Toprak reformuyla topraks›zlar topra¤a kavuflacak, a¤ala-r›n egemenli¤i sona erecek.

uu Özürlüler ve emeklilerin, haklar› ve yaflama kat›l›mlar› gü-vence alt›na al›nacak.

uu Kad›n ile erkek, her alanda hak ve temsil eflitli¤ine sahipolacak.

uu E¤itim paras›z olacak. Üniversiteler, ö¤rencilerin, ö¤retimüyelerinin, çal›flanlar›n›n ve Halk Meclisi temsilcilerinin yer al-d›¤› konseyler taraf›ndan yönetilecek.

uu Sa¤l›k her fleyin üzerinde tutularak her türden sa¤l›k hiz-metleri ücretsiz karfl›lanacak.

uu Tüm halk›n konut sahibi olma hakk› için tüm güçler sefer-ber edilecek.

uu Yozlaflman›n ekonomik, sosyal temelleri yok edilecek, hal-k›n kültürü hakim k›l›nacak.

uu Yarg›, halk›n yarg›ya kat›l›m›n› esas alan bir adalet anlay›-fl› üzerinde yükselecek.

uu Halk›n Ordusu, emperyalistlerin amaçlar›n›n de¤il, halk›nhizmetinde olacak.

HÖC’ün ça¤r›s› Hopa’dan Antakya’ya, Kars’dan ‹zmir’e ül-kenin dört bir yan›nda meydanlarda, emekçi mahallelerindehalka ulaflt›r›l›yor. HÖC’lüler düzen partilerinin yalanlar›n›teflhir ediyor, çözümün ba¤›ms›zl›k, demokrasi mücadelesi-ne kat›lmakta oldu¤unu anlat›yorlar...

Page 26: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Emniyet Genel Müdürlü¤ü’nün,Hrant Dink’i katleden ve say›s›z su-ça imza atan, devletle ba¤lant›l› ör-gütlenme için mahkemeye gönder-di¤i raporu hat›rlay›n: Bunlar örgütde¤il, arkadafl grubu!

‹kitelli’de 2 kiflinin uyuflturucusatt›klar›, Sar›yer’de 4 kiflinin h›r-s›zl›k yapt›¤› ve bir ailenin uyufltu-rucu sat›p kad›n pazarlad›¤›, GaziMahallesi’nde 3 kiflinin fuhufl yap-t›klar›, 2 kiflinin ise uyuflturucu sat-t›klar› için dövülmesine kat›ld›klar›iddias›yla 7 Aral›k 2006’da TemelHaklar Federasyonu ve onlarca Te-mel Haklar Derne¤i’ni basan, 89 ki-fliyi gözalt›na alan ayn› polis, onlariçin ne diyor; Tehlikeli örgüt! Sav-

c›l›k, baflkaca hiçbir delile ihtiyaçduymadan polisin fezlekesine daya-narak haz›rlad›¤› iddianame ile,41’i tutuklu olmak üzere, yafllar› 15ile 61 aras›nda de¤iflen 16 kad›n 70erkek ve 3 çocuk toplam 89 kiflihakk›nda ne ceza istiyor?

Müebbet dahil olmak üzere top-lam 10.000 (yanl›fl okumad›n›z onbin) y›l hapis. Bununla da yetinmi-yor; uyuflturucuya, kumara ve yoz-laflmaya karfl› mücadele ettikleriiçin 17 dernek ve 1 federasyonunkapat›lmas›n› istiyor.

Suçlar›: Anayasal düzeni ihlal!

Bu iki olay aras›nda devletin ba-

k›fl› dahi, düzenin niteli¤ini, iktida-r›n hukuka bak›fl›n›, yozlaflma ko-nusundaki tutumunu ortaya koyu-yor. Nas›l bir “anayasal düzen” ki,yozlaflmaya karfl› mücadeleyi ken-dine tehdit olarak görüyor? Yarg›-n›n, tutuklanan kiflilerin bu eylem-

lerle ilgilerini ispatlayamamas› biryana, uyuflturucu çetelerinin dövül-mesini, kumarhanelerin bas›lmas›-n›, kendi düzenine yönelik eylemlerolarak de¤erlendirmesi, ciddi olaraktart›fl›lmak durumundad›r.

‹ddianame, çat›flan iki politikan›n ürünüdür

Polis fezlekesi ile haz›rlanan id-dianame ile, yozlaflmaya karfl› iikkiippoolliittiikkaa daha aleni hale gelmifltir.

Bir yanda; polisi, yarg›s›, siyasi,kültürel politikalar› ile yozlaflmay›himaye ve teflvik eden oligarflik dü-zen var. Uyuflturucu, fuhufl çeteleribu yaklafl›m›n ürünü olarak cirit at›-yor. H›rs›zl›k, fuhufl ve her türdenyozlaflma alametleri bu sistemin ya-ratt›¤› yoksullu¤un ürünü olarakemekçi mahallelerini kuflat›yor. Oli-garflinin bütün iktidarlar› bu politi-kay› kesintisiz biçimde, özellikle 12Eylül’den bu yana uyguluyor.Uyuflturucudan fuhufla yozlaflt›rmaaraçlar›n›n özellikle emekçi mahal-lelerinde bilinçli bir flekilde polisinhimayesinde yayg›nlaflt›r›lmas›, ar-t›k bu mahallelerde yaflayan herke-sin gördü¤ü bir gerçektir. Düzenbunlara, sadece gençleri zehirleyende¤il, ayn› zamanda örgütlenmeyi,hak aramay›, devrimci mücadeleyizehirleyen araçlar olarak da bak›yorve bunun için yayg›nlaflt›r›lmas›naözel önem veriyor.

Öte yanda ise; tüm bu pisliklerekarfl› mücadele eden, emekçi semt-lerinden fuhuflu, kumar›, çeteleri,uyuflturucuyu söküp atmaya çal›flandevrimciler var. Halk›n meflru gör-dü¤ü her türlü yöntemle mücadeleediyor, yozlaflman›n önüne halklabirlikte barikat kuruyorlar. Bu mü-cadelede bedeller ödüyor devrimci-ler; ölümler, tutsakl›klar, iflkenceler,

26 YOZLAfiMA 15 TTemmuz 22007

YYoozzllaaflflmmaayyaa kkaarrflfl›› mmüüccaaddeelleenniinn bbeeddeellii::

10 bbin yy›l hhapis!Aç›lan davay› ve haz›rlanan iddianameyi

de¤erlendiren HHaallkk››nn HHuukkuukk BBüürroossuu, “delilyok, ceza çok; fuhufla, uyuflturucuya karfl›mücadele, ‘Anayasal düzeni ihlal’ olarak gö-rülüyor” dedi.

5 Temmuz’da Türkiye Gazeteciler Cemi-yeti Lokali’nde bas›n toplant›s› düzenleyen, HHB avukatlar›ndan Av. TaylanTanay, Av. Bark›n Timtik, Av. Ebru Timtik, dosyan›n somut delillerden yoksunoldu¤unu örneklerle ortaya koydular. Tutuklananlar›n, ‘gizlilik karar›’ nedeniy-le 6 ay boyunca ne ile suçland›klar›n› bilmeden tutuklu kald›klar›n›, mahkeme-ye ç›kacaklar› 13 Kas›m itibariyle tam bir y›l tutuklu kalmalar›n›n sa¤land›¤›n›hat›rlatan hukukçular, “hukuken masum say›lmalar›n›n kendilerine pratik hiç-bir faydas› olmad›¤› gözlenen ve hali haz›rda ülkemizde aç›lm›fl en yüksek ha-pis cezas› tehdidine maruz kalm›fl bu toplulu¤un; C. savc›l›¤› taraf›ndan huku-ken anayasal düzeni ortadan kald›rmaya çal›flan yasad›fl› silahl› illegal bir ör-güt olarak kabulü ak›l durduracak niteliktedir” dediler.

Toplam 10 bin y›l hapis istemi ile aç›lan davan›n, yasal dernek ve yayg›n or-ganlar›n› kriminalize etmeyi hedefledi¤ini kaydeden avukatlar, yasal dernekle-rin ve yay›nlar›n “yasad›fl› DHKP-C örgütü” ile mesnetsiz flekilde bütünlefltiril-di¤ine dikkat çektiler.

Benzer suçlamalara muhalif her kesimin muhatap olabilece¤ini belirten avu-katlar, baflta hukukçular olmak üzere herkesi davay› sahiplenmeye ça¤›rd›lar.

Yozlaflma ve iki politikaDevrimciler engellemeye çal›fl›yor, iktidar teflvik ve himaye ediyor!

Page 27: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

çetelerin kurflunlar› pahas›na yoz-laflt›rmaya karfl› mücadeleden vaz-geçmiyorlar.

Bask›nlar, tutuklamalar ve bu id-dianame de iflte bu iki politikan›nçat›flmas›n›n ürünü olarak ortayaç›km›flt›r. Gayri-meflru yollarla hal-k› çürütmeye, yoksullar›n öfkesinibu tür yozlaflma araçlar› içinde erit-meye çal›flan, bu batakl›ktan büyükrantlar elde edenler; bu halk düflma-n› politikalar› uygulayanlar; önle-rinde engel olarak gördükleri dev-rimcilere karfl›, düzeninin polis gü-cünü ve “yarg›” silah›n› devreyesokmufllard›r. Bu davan›n baflka biranlam› yoktur!

Dava, hukuki de¤il, bu iki politi-kan›n çat›flmas›n›n ürünü olarak or-taya ç›kt›¤› içindir ki, dosya soyutsuçlamalarla doldurulmufltur. ‘Kar-defller Market’in meflhur “teflhis”le-ri, bunun bafl›nda gelen çarp›c› birörnektir.

Kardefller Market görmüfl!

Üçüne müebbet olmak üzere, 89kifliye toplam 10 bin y›l hapis ceza-s› isteyen savc›l›¤›n tek “delili”,uyuflturucu sat›p kad›n pazarlayanbir marketin sahipleri!

Baflkaca hiçbir delile ihtiyaçduymuyor savc›.

Dergimizin sayfalar›nda dahaönce de ele ald›¤›m›z gibi, Kardefl-ler Market’in sahipleri, kendilerinidövdüklerini iddia ettikleri onlarcakifliyi teflhis edebiliyor, bununla dakalm›yor, baflka semtlerde nelerolup bitmifl hepsi Kardefller Mar-ket’in “derin bilgisi”nden geçipmahkemenin önüne geliyor! Polis,M‹T görmüyor, Kardefller Marketgörüyor her fleyi!

Bu bir hukuk komedisidir!

Yine dergimizin, yozlaflmayakarfl› mücadeleyi haber yapt›¤›, hal-k› bu konuda uyard›¤› için suçlan-mas› bir baflka hukuk komedisidir.Savc› davay› hukuki temele oturt-makta öylesine zorlanmaktad›r ki,“bak›n bak›n Yürüyüfl bunlar› yaz-d›; bu dergi de zaten DHKP-C’ninyay›n organ›d›r; öyleyse bu kam-

panyay› yürütenler örgüt üyesidir”gibi akla ziyan ba¤lant›lar kurmayaçal›flmaktad›r.

Yozlaflma konusunda halk› bilgi-lendirme toplant›lar› düzenleyen,uyuflturucu kullanan gençleri batak-l›ktan kurtarmak için elini uzatandemokratik kitle örgütleri de savc›-n›n suçlamalar›n›n hedefi olmakta,derhal kapat›lmalar› istenmektedir.

Bafltan aya¤a hukuksuzluklar,temel hak ve özgürlüklerin gasbe-dilmesi üzerine oturan “hukuk”mant›¤›, daha önceki örneklerde degörüldü¤ü gibi, devrimcileri ne ka-dar içerde tutarsam kârd›r anlay›fl›n›da pervas›z bir flekilde uygulamak-

tad›r. 41 devrimcinin sorgusuz, su-alsiz bir y›l tecrit hücrelerinde tutul-duktan sonra ancak mahkemeye ç›-kabilmelerinin, yarg›n›n iflleyiflindeaç›k ki “do¤al” bir durum de¤ildir.

Devrimciler sözkonusu oldu¤undatemel hak ve özgürlükler, hukuk ku-rallar› kolayca ayaklar alt›na al›n-maktad›r. Aleni sokak infazlar› ger-çeklefltirenleri, halk›n paras›n› hor-tumlayanlar›, “vatandafl tepkisi”ad›yla linç giriflimleri yapanlar› tu-tuklama gere¤i dahi duymayan “yü-ce Türk yarg›s›”, devrimciler karfl›-s›nda kendi s›n›rlar›n› zorlamaktahiçbir sak›nca görmüyor.

Bu dava, gerek siyasi, gereksede yarg›lama yönünden bütün hu-kukçularca incelenmeli, hukuk fa-kültelerinde “yarg› nas›l siyasalla-fl›r” örne¤i olarak okutulmal›d›r.Yarg›n›n siyasallaflmas›ndan sade-

ce, iktidar partilerinin lehinde ya daaleyhinde kararlar vermesini anla-yanlar, yarg›n›n as›l olarak devrim-cilere karfl› açt›¤› davalardaki tutu-muna bakmal›d›rlar.

Say›: 113 27YOZLAfiMA

HHÖÖCC:: ‘‘SSoorruuyyoorruuzz;; AAddaalleett NNeerreeddee??’’HÖC’lüler, yozlaflmaya karfl› mücadele et-

tikleri için tutuklanan 41 devrimcinin serbestb›rak›lmas› için 8 Temmuz’da Bak›rköy Özgür-lük Meydan›’ndayd›.

Yozlaflmaya karfl› mücadele konusunda poli-sin tavr›n› teflhir eden bir tiyatro oyunuyla bafl-layan aç›klamada konuflan Gülizar Özbolat, ya-flananlar›n bu ülkede ‘adalet’, ‘demokrasi’, ‘hu-kuk’ var m› sorular›n› sordurdu¤unu vurgulad›.41 kiflinin 7 ayd›r sorgusuz, sualsiz tutuldukla-r›n› belirten Özbolat, flunlar› kaydetti:

“41 arkadafl›m›z tutuklanmalar›n›n üzerinden tam bir y›l geçtikten sonra“Hakk›n›zdaki iddialara ne diyorsunuz?” sorusunu duyabilecek ve cevap vere-bilecekler. Soruyoruz? Adalet nerede? Arkadafllar›m›z›n yasa d›fl› ve komik iddi-alarla gözalt›na al›n›p tutuklanmas›nda m›d›r adalet, yoksa ancak bir y›l sonramahkemeye ç›kar›lmalar›nda m›? Hangi yasada, hangi hukukta “suçu ispatla-madan” ceza yat›rmak, mahkemeye ç›kar›lmadan infaza bafllamak vard›r?

As›l suçlular yozlaflmaya karfl› mücadele edenler de¤il yozlaflmay› uygula-yanlar ve yayg›nlaflt›ranlard›r. ”

Tutuklananlar›n resimlerinin tafl›nd›¤› aç›klama “Yozlaflmaya Karfl› Mücade-lemiz Devam Edecek” sloganlar›yla sona erdi.

HÖC’lüler, 10 Temmuz günü de Taksim Galatasaray Postanesi önünde yap-t›klar› eylemle 41 tutuklunun serbest b›rak›lmas›n› talep ederken, Dersim HÖCTemsilcili¤i 9 Temmuz’da Sanat Soka¤›’nda “Temel Haklar Dernekleri Kapat›-lamaz” pankart›yla yapt›¤› aç›klamada, “Haklar ve özgürlükler mücadelesi ve-ren bizler demokratik kurum ve çal›flanlar›na yönelik bask›lara karfl› sesimiziyükseltmeye devam edece¤iz” dediler.

Page 28: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Ordunun profesyonellefltirilme-si, öteden beri oligarflinin tart›flt›¤›,ancak hayata geçirilemeyen bir uy-gulamad›r. “Teröre karfl› savafl” ya-lan›yla Kürt halk›na karfl› imha sa-vafl› yürüten oligarflinin ordusu ge-rilla karfl›s›nda zorland›kça, askerölümleri tart›fl›lmaya baflland›kça,“profesyonel ordu gerekti¤i” tart›fl-malar› ›s›t›l›r.

Genelkurmay Baflkan› Yaflar Bü-yükan›t’›n yapt›¤› aç›klaman›n ar-d›ndan, ordunun profesyonelleflme-sinde bir ad›m at›ld›.

“Kara Kuvvetleri Komutanl›-¤›'nda istihdam edilmek üzere ''Uz-man Erbafl'' al›naca¤›” ilanlar› ve-rildi gazetelere.

Büyükan›t’›n aç›klamalar›na gö-re; özelde Kürt halk›na karfl› savafl›yürüten komando birliklerinde eryeralmayacak, katliamc›lar tak›m›paral› askerlerden, uzman erbafllar-dan kurulacak.

KKK’nin ‘uzman erbafl’ al›m›,profesyonelleflme do¤rultusundaal›nm›fl net bir karar›n sonucu olma-sa da, belirtti¤imiz gibi, bu yöndehaz›rlanan bir zemin, bir ad›m ola-rak de¤erlendirilebilir.

PP rrooffeessyyoonneelllleeflfliinn!! EEmmppeerryyaalliizz--mmee vvee oolliiggaarrflfliiyyee yyaakk››flflaann bbuudduurr;;ssöömmüürrüü vvee zzuullmmüünnüüzz iiççiinn ppaarraall››oorrdduu kkuurruunn!!

Bir ordu emperyalizmin ordu-suysa, bir ordu kendi halk›na karfl›savaflan katliam ordusuysa, o ordu,“zorunlu askerlik” ad›yla halk ço-cuklar›n› iflbirlikçili¤ine ve katliam-c›l›¤›na ortak edememelidir.

1 9 5 0 ’ l iy›llardan buyana oligar-flinin ordu-su, NA-TO’nun or-dusudur. Ül-kemizin ye-n i -sömür-geleflmesi-ne paralelolarak, em-peryalizminç›karlar›n›nkorunmas›-

n›n bekçili¤ini yapmaktad›r. Bu ül-ke halk›, devrimcileri, ba¤›ms›zl›kiçin, sömürüye son vermek için nezaman aya¤a kalkm›flsa, ne zamansesini yükseltmiflse karfl›s›na ilkolarak bu ordu ç›km›flt›r. Hamasi“terör” demagojisi ile, “millilik”yalan›yla, topraklar›m›z› emperya-

lizm ad›na iflgal alt›nda tutan orduifllevi gördü¤ünü gizleyebilmifltir.Ancak, kontrgerilla örgütlenmele-rinden Amerikan emperyalizmiyleordu aras›ndaki do¤rudan iliflkilere,cuntalar›n arkas›nda ABD’nin yeralmas›ndan, generallerin her f›rsattaAmerikanc›l›klar›n› ortaya koyma-s›na kadar ortaya ç›kan bütün ör-nekler bizi do¤rulam›flt›r. Ony›llar-d›r s›cak çat›flma, savafl içinde olanordunun, Kurtulufl Savafl›’ndan buyana emperyalizme s›k›lm›fl bir tekkurflununun olmamas› tesadüf de-¤ildir.

Öte yandan kendi halk›na karfl›savaflta oluk oluk kan ak›tm›flt›r ge-neraller. Bu topraklarda gerçekleflenbütün katliamlarda ya do¤rudan ha-yata geçiren ya da kontrgerilla ör-gütlenmeleri arac›l›¤›yla planlayankonumundad›r, ordu. 6-7 Eylül-ler’den Marafllar’a, Sivas katliam›n-

28 ORDU 15 TTemmuz 22007

profesyonel ordu için ilk ad›m at›ld›

Sömürü bekçili¤ine profesyonel ordu yak›fl›r

La¤›m çukurundaki ‘vatansever’ çetenin ‘1’ numaral› generalleriOligarflinin gelifltirdi¤i flovenist, milliyetçi dalga sayesin-

de “vatanseverli¤in”, her türlü kirli, kanl› iflin maskesi olabi-lece¤ini keflfeden ne kadar katil, h›rs›z, mafyac›, faflist varsa“vatansever” ad›yla dernekler kurdu, siteler açt›, emekli vemuvazzaf “paflalar”la iliflki içinde hem kendi ifllerini yapt›-lar, hem de devletin ihtiyac› olan flovenist propagandaya,kontrgerilla eylemlerine hizmet ettiler, ediyorlar.

Vatansever Kuvvetler Güç Birli¤i Hareketi’ne yönelikolarak gerçeklefltirilen operasyonda gözalt›na al›nan san›k-lar›n kendi aralar›nda “1 numara” olarak bahsettikleri kifli-nin, emekli bir general oldu¤u belirtiliyor. “1 numara”n›nkim oldu¤u konusunda; VVeellii KKüüççüükk,, HHaassaann KKuunnddaakkçç›› vveeAAllaaaattttiinn PPaarrmmaakkss››zzllaarr ggiibbii ggeenneerraalllleerriinn isimleri geçiyor.

Hangisi olursa olsun, hepsinin ortak özelli¤i; tescillikatliamc› olmalar›, hepsinin devrimcilere, yurtseverleredüflmanl›klar›yla tan›nmalar›d›r. Ve tüm bunlar› yaparkenoligarfli taraf›ndan kahraman ilan edilmeleridir.

Çetenin ifllemedi¤i suç yok; sanki bir la¤›m çukuru, pis-likler akt›kça ak›yor; zimmet, ya¤ma, tehdit, doland›r›c›l›k,zorla ba¤›fl, iflyeri kurflunlatmak.. Ve 40 ayr› suçun “1 nu-mara”s› olan bir kahraman vatansever general!

Devrimcilere, yurtseverlere karfl› savafl›n kurmayl›¤›n›yapan bütün generallere bak›n, bu ve buna benzer kokular burnunuzun de-li¤ini s›zlat›r. Çünkü; ba¤›ms›zl›k ve demokrasi mücadelesini kanla bo¤-maya çal›flan bütün katliamc›lar, mafyac›lar, faflistler, çetelerle kolkolad›r-lar, ç›kar peflindedirler.

VKGB’nin Konya so-rumlusu olan ‘vatan-

sever’ Vehbi fianl›'n›nbinbafl› k›yafetli, alt›n-da "ulusal halk önderi"yazan ve islamc› iflare-

ti yapan resimleri, “1numaral› vatansever”generallerin kimlerle“ifl” tuttuklar›n› gös-teriyor. ‹slamc›s›, fa-

flisti fark etmez; yeterki ç›karlar› bir olsun!

Page 29: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

dan 19 Aral›k katliam›na, kay›plar-dan faili meçhullere ordunun içindeyer almad›¤› hiçbir olay yoktur.

Kürt düflmanl›¤›

Ordu, kuflkusuz ki, “profesyo-nelleflmeyi” içte ve d›flta çok farkl›ihtiyaçlar›n ürünü olarak gündemi-ne al›yor. NATO’nun, emperyaliz-min ihtiyaçlar› bir yana b›rak›l›rsa;

Profesyonel ordu; bugüne kadarKürt halk›na karfl› sürdürülen savafl-ta ordunun baflar›s›zl›¤›n›n itiraf› ol-du¤u kadar, bundan sonras› içinkendini yeniden dizayn etmesininbir sonucudur öncelikle.

Kürt sorununda imhay› temeleoturtan oligarfli, silahl› örgütlenme-sini de daha katliamc› unsurlarladonatma ihtiyac› hissetmektedir.Profesyonel ordu, özünde paral› ki-ral›k katiller ordusudur. Faflist, flo-venist unsurlar›n öncelikle istihdamedilece¤inden kuflku duyulmamas›gereken profesyonel ordu; “ülke, s›-n›r güvenli¤i” de¤il, iç savafl›n or-dusudur. 1990’l› y›llarda kelle ke-

sen, cesetlere iflkence yap›p bafl›ndakurt iflaretleri ile resim çektirenlerbelki askerlerin ço¤unlu¤unu olufl-turmuyordu. Profesyonel ordu, tamda böyle bir “Kürt’e düflmanl›k” ileflekillendirilmifl ordu olacakt›r.

Zorunlu askerli¤e hay›r!

Öte yandan paral› katiller ordu-su; faflist, ›rkç› floven yüzün, katli-amc›l›¤›n daha aç›k hale gelmesinede hizmet edecektir.

‹flbirlikçili¤ine, bunca kan dök-mesine karfl›n, genifl halk kitlelerinezdinde büyük bir teflhir olmufllukyaflamamas›n›n elbette çok farkl›nedenleri vard›r. Milliyetçilik, psi-kolojik harp yöntemleriyle kitlele-rin uyuflturulmas›, devrimci müca-delenin gerili¤i gibi. S›radan halkçocuklar›n›n zorunlu askerlik ile busavafla dahil edilmesi, bir biçimdeiflbirlikçili¤e ortak edilmesi bu ne-denler aras›nda önemli bir yer tut-makta, önemli bir bilinçsiz kitleninkendini katliamc› orduyla bütünlefl-tirmesini sa¤lamaktad›r.

Latin Amerika’da devrimci ge-rillalara karfl› savaflan ordular›n,Amerikanc›l›klar›n›n ve katliamc›-l›klar›n›n büyük bir h›zla teflhir ol-mas›n›n alt›nda da, tersinden, pro-fesyonel, paral› ordular olmas› nite-li¤inin yatt›¤›n› biliyoruz.

Aç›k olan flu ki; ordunun profes-yonelleflmesi sa¤land›¤› oranda,saflar daha da netleflecek, kendi hal-k›na karfl› savaflan, emperyalizmad›na katliamlar yapan ordu gerçe¤idaha kolay görülür olacakt›r.

Emperyalizmin ve oligarflininsömürüsünün bekçili¤ini yapan or-duya da paral› askerlik yak›fl›r.

Halk çocuklar›n›, özgürlükleriiçin savaflan Kürt halk›n›n, bu ülke-nin ba¤›ms›zl›¤› ve demokrasi içinsavaflan devrimcilerin üzerine salangenerallerin misyonu; emperyalizmad›na zulüm uygulamakt›r, sömürüsistemine bekçilik yapmakt›r.

Halk çocuklar› böyle bir yap›yahizmet etmemelidir; emperyalizminve oligarflinin ordusunda zorunluaskerli¤e hay›r!

Say›: 113 29ORDU

AKP’nin Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’ndade¤ifliklik yaparak polisin yetkilerini art›rmas›, Ça¤daflHukukçular Derne¤i taraf›ndan 7 Temmuz’da düzenle-nen bir panelde tart›fl›ld›. Araflt›rma Görevlisi Naim Ka-rakaya, Prof. Dr. Mithat Sancar, Av. Erdal Do¤an’›n ko-nuflmac› olarak kat›ld›¤› panelin aç›l›fl›n› yapan ÇHD ‹s-tanbul fiube Baflkan› Serhan Ar›kano¤lu, yasan›n hak veözgürlüklere yönelik bir sald›r› oldu¤unu kaydetti.

Naim Karakaya, yasay› maddeler halinde de¤erlen-direrek, artan yetkilerin keyfili¤e, hak ve özgürlüklerink›s›tlanmas›na yönelik zemin haz›rlad›¤›n› söyledi.Fifllemenin herkese yöneldi¤ini belirten Karakaya, “dü-zenlemeler Türkiye’de hak ve özgürlükler anlam›nda birgeriye gidifltir” dedi. Bu yasa ile, polisin fiili olarakyapt›klar›n› yasal olarak yapmaya bafll›¤›n› belirten Mit-hat Sancar da, yasan›n polisin ve onun destekçilerininzaferi oldu¤unu söyledi. Erdal Do¤an ise, hak ve özgür-lük gasplar›na de¤inerek, “bu ülkede darbe yapmaya bi-le gerek yok. Var olan yasalarda askerin ve polisin yet-kisi yeterince bol zaten. Bizim bu durumda yapaca¤›m›zgüvenlik yerine özgürlük kavram›n› daha yüksek sesle

dile getirmektir” diye konufltu.

Konferans Sonuç BildirgesiBu arada, Ça¤dafl Hukukçular Der-

ne¤i, 2-3 Haziran tarihlerinde gerçek-lefltirdi¤i 9. Ola¤an Konferans›’n›n Sonuç Bildirgesiniaç›klad›.

Bildirgede Kürt halk›na yönelik sald›r›lara karfl› da-yan›flmaya vurgu yap›l›rken, polisin artan yetkileri sal-d›r› olarak niteleniyor. ÇHD’nin y›k›mlara karfl› halk›nbar›nma hakk›n› savundu¤u kaydedilen bildirgede YÖKsistemine karfl› devrimci, demokrat gençlikle dayan›flmavurgulan›yor.

Hapishanelerde tecrit sistemine karfl› mücadeleninsürece¤i belirtilen bildirgede, avukatlar›n sendikal mü-cadele giriflimlerinin desteklenece¤i belirtiliyor ve fluifadelere yer veriliyor:

“Genel Kurulumuz; avukatlar aras›ndaki s›n›fsalayr›flman›n derinleflti¤ini tespit eder. Ekonomik ve sos-yal haklar›n elde edilmesi ve korunmas› mücadelesindesendika örgütlenmesinin gere¤ine ve önemine dikkat çe-ker. Avukatlar›n sendikal giriflimlerini selamlar ve des-tekler. Baflta hukuki altyap›s›n›n oluflturulmas› gelmeküzere s›n›fsal temelde sendikal mücadelenin hayata ge-çirilmesi için somut çal›flmalar yürütmeyi amaçlar.”

ÇHD Polisin Yetkileri Paneli Düzenledi:

Özgürlüklere yönelik sald›r›

Page 30: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

30 HUKUK 15 TTemmuz 22007

19 Aral›k’ta Ümraniye Hapisha-nesi’nde gerçeklefltirilen operasyo-na iliflkin süren davada, operasyonakat›lan bir yüzbafl›n›n ifadesi, oli-garflinin bir yalan›n› daha belgeledi.

Operasyona iliflkin tutsaklara vejandarmalara ayr› ayr› aç›lan dava-lar birer gün arayla yap›ld›.

Yaflas›n Ümraniye Direniflimiz

Katliama karfl› meflru direnmehakk›n› kulland›klar› için tutsaklaraaç›lan dava, 5 Temmuz’da yap›ld›.

Çeflitli F Tipi hapishanelerindengetirilen 8 tutsak, adliyeye “Yaflas›nÜmraniye Direniflimiz, Katliamla-r›n Hesab›n› Sorduk Soraca¤›z” slo-ganlar›n› atarak girdiler ve durufl-mada katliam gününü anlatt›lar.

DHKP-C davas› tutsa¤› CengizKarakafl, ölüm orucu nedeniyle ha-f›za kayb›na u¤rad›¤›n› belirterek,sadece Ercan Polat'›n öldü¤ü an› ha-t›rlad›¤›n› söyledi. Karakafl, “Er-can'la yan yanayd›k, tavandan birdelik aç›ld› ve üzerimize atefl edildi,Ercan yere düfltü. Ayn› delikten alevtopunun da yere düfltü¤ünü hat›rl›-yorum” fleklinde konufltu.

DHKP-C davas› tutsa¤› ‹nanGök, sald›r›ya u¤rayanlar›n de¤ilsald›ranlar ve yönetenlerin yarg›-lanmas› gerekti¤ini belirtirken, tut-saklar›n ifadeleriyle devam edenduruflmada, 19-22 Aral›k’ta nas›l bir

vahflet sergilendi¤i bir kez dahagözler önüne serildi.

Avukat Güçlü Sevimli, Yüzbafl›U¤ur Pamukçu’nun ifadelerini ha-t›rlatarak, operasyon tutana¤›ndaimzas› olanlar›n da tan›k olarak din-lenmelerini talep etti.

Jandarmalar›n yarg›land›klar›davaya ise, Üsküdar 2 ACM’de 6Temmuz’da devam edildi.

San›k jandarma Yasin Özcabir,öncekiler gibi “operasyona aktif ka-t›lmad›¤›” masal›na s›¤›n›rken, Av.Güçlü Sevimli, olay tarihinde Üm-raniye Jandarma Bölük Komutanl›-¤›'nda görevli Yüzbafl› U¤ur Pa-mukçu'nun duruflma saati sonras›n-da dinlendi¤ini hat›rlatarak, durufl-ma esnas›nda yeniden dinlenmesinitalep etti. Talebi reddeden mahke-me, davay› 16 Ekim’e att›.

Halkal› Komandosu Öldürdü!

Yüzbafl› U¤ur Pamukçu’nun 2Mart’ta yapt›¤› savunma ise, bir ya-lan› daha belgeler nitelikteydi.

fiöyle diyordu Yüzbafl›: ““AABBllookk''ttaa bbuulluunnaann HHaallkkaall›› KKoommaannddooTTaabbuurruu''nnuunn eelleemmaannllaarr›› aatteeflfl aaççtt›› vveebbuu aatteeflfl ssoonnuuccuunnddaa EE BBllookk''ttaa bbuulluu--nnaann UUzzmmaann JJaannddaarrmmaa ÇÇaavvuuflfluu NNuu--rreettttiinn KKuurrtt bbaaflfl››nnddaann vvuurruullaarraakk vvee--ffaatt eettttii..””

Katliam sabah›, “içeriden kalefl-nikoflarla atefl ediyorlar, askerleri-

mizi öldürdüler” diye halk› kand›-ran hükümet üyeleri, burjuva bas›nve yay›n kurulufllar›; iflte bir kez da-ha kan›tland› yalan›n›z. Bu yalan-larla operasyonlar meflrulaflt›r›l›p,katliama karfl› tepkiler bast›r›lm›fl,bas›n ve Ecevit baflbakanl›¤›ndakihükümet üyeleri aleni yalanlarlasuçlar›n› örtbas etmeye çal›flm›flt›.

Bu yalanlarla bafllayan süreçte122 kifli öldü. Peki kim verecekbunlar›n hesab›n›, kim?

Burjuva bas›n suçunu bildi¤iiçin Pamukçu’nun itiraflar›n› gör-mezden geldi. Oysa bu gerçe¤i kat-liam›n hemen arkas›ndan tutsaklaraç›klam›fl, dergimiz sayfalar›ndagerçekler hayk›r›lm›flt›.

‹ktidarlar bu ülkede hep yalansöyledi. Tüm zulümlerini yalanlarlameflrulaflt›rd›lar. 19 Aral›k bunun enuç örne¤idir. Tüm bir süreç boyun-ca yalanlarla savaflmak zorunda kal-d›k. Art›k diri diri yakt›klar›, hemtutsaklar› hem de kendi askerleriniöldürdükleri kan›tlanm›fl durumda.

Yüzbafl›n›n ifadesinde geçen birdi¤er nokta ise, Bayrampafla’dakioperasyonu yapan bbiirrlliikklleerriinn,, ÜÜmm--rraanniiyyee ooppeerraassyyoonnuunn iikkiinnccii ggüünnüünn--ddee bbuurraayyaa ggeellmmiiflfl oollmmaass››.. Pamuk-çu, “bu birlikler Jandarma ÖzelHareket Alay Komutanl›¤›’ndan ge-len Ankara’daki birliklerdir” diyor.

Seyyar katliam birli¤i; önceBayrampafla’da 6 kad›n› diri diri ya-k›yorlar, sonra yeni katliamlar içinÜmraniye’ye getiriliyorlar. Anka-ra’dan da bu ifl için, yani katletmeküzere gönderildikleri aç›k.

‹zmir ‘Terör fiubesi’, Demokratik Kurumlar› Terörize Etmek ‹stiyor‹zmir Gençlik Derne¤i Baflkan› Ümit Çobano¤lu, 3

Temmuz akflam›, Ege Temel Haklar Derne¤i yak›nlar›n-da siyasi flube polisleri taraf›ndan kimlik kontrolü baha-nesi ile yolu kesilip sald›r›ya u¤rayarak gözalt›na al›nd›.Polis, artan yetkilerine dayanarak parmak izi ald›, fiflle-di ve defalarca sald›r›p dövdü.

Hiçbir gerekçesi bulunmayan gözalt›n›n ard›ndan k›-yafetleri parçalanm›fl, vücudundaki iflkence izleriyle ser-best b›rak›lan Çobano¤lu, adli t›ptan rapor al›rken, poli-sin korku terör yaratmaya çal›flt›¤›n› belirtti. Y›lmaya-

caklar›n› kaydeden Çobano¤lu, ç›kar›ld›¤› savc›l›kta da,polisler hakk›nda suç duyurusunda bulundu.

Komplocu ‹zmir polisi, Gençlik Derne¤i’nin çal›fl-malar›n› terörize etmek için son süreçte yo¤un bir faali-yet içinde. Bir gün önce de, Sevinç Erakyol’un iflyerinegiderek, “devrimcilerle görüflmemesi” fleklinde bask›yapan polisler, Ümit Çobano¤lu’nu, Erakyol ailesini zi-yareti sonras› gözalt›na alm›fl, ayn› anda da Sevinç Erak-yol’un iflyerini kalabal›k flekilde bas›p “bomba aramas›”ad› alt›nda terör estirmiflti. “Ümit’i de gözalt›na ald›k,zaten Burak’la ‹leri’yi de biz tutuklad›k” gibi ifadelerlede Erakyol’a, ayn› fleyin kendi bafl›na da gelebilece¤itehdidini savurmufltu.

Ümraniye’de Yüzbafl›n›n itiraf›: ‘Kurt’u kendi askerlerimiz vurdu’

Page 31: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Say›: 113 31HAP‹SHANELER

‹ktidar, haz›ms›z, ikiyüzlüTAYAD’l› Aileler, hapishanelere iliflkin haz›rlad›klar› Hak

‹hlalleri Raporu’nu 7 Temmuz’da yapt›klar› eylemle aç›klad›-lar.

Taksim Tramvay Dura¤›’nda yap›lan aç›klama s›ras›nda“Hapishanelerde ‹flkenceye Son”, “Genelgeler Uygulans›n”sloganlar› at›ld›.

TAYAD ad›na aç›klamay› okuyan Lerzan Caner, tecritinhâlâ devam etti¤ini belirterek, Adalet Bakanl›¤›’n›n 22Ocak’ta yay›nlad›¤› genelgenin uygulanmad›¤›na dikkat çekti.Caner, may›s ve haziran aylar›nda tecritin, yasaklamalar›n vehak ihlallerinin artarak devam etti¤ini ifade etti. Aç›klamada,genelgenin uygulanmamas›ndaki ›srar›n nedeninin, iktidar›nhaz›ms›zl›¤› ve ikiyüzlülü¤ü oldu¤u belirtilerek flu ça¤r› yap›l-d›: “Genelgenin uygulat›labilmesi için baflta demokrasiden veinsan haklar›ndan yana olan tüm ayd›nlara, demokratik kitleörgütlerine büyük sorumluluk düflüyor. ... mücadeleyi yaflam›nher alan›nda örmekten baflka yol yoktur.”

Bizim burada Adalet Bakanl›¤›’n›n 45/1 say›-l› genelgesi hhaalleenn uuyygguullaannmm››yyoorr.. fiu ana kadararkadafllar›m›zla biraraya gelip sohbet edemedik.

Geçen hafta, 22 May›s günü, cezaevi savc›s›ve müdür hücreye geldiler. Genelge üzerineuzunca konufltuk. Daha önce ç›kar›lan program-da haftada 5 saat, -o da sadece bize- olarak belir-lenmiflti. Biz bunu kabul etmeyip, ggeenneellggeenniinnhheerrkkeessee vvee ttaamm oollaarraakk uuyygguullaannmmaass››nn›› istemifl-tik... Bu yap›lmad›¤› için ç›kmad›k sohbete...

Bu son görüflmede idare, 5 saat olarak dahaönce söyledi¤inden farkl› bir fley söylemedi.Farkl› olarak bizimle ayn› saat ve kifli ile adlilerve islamc›lar için de uygulanaca¤› oldu. Yer vepersonel s›k›nt›s› oldu¤undan daha fazlas›n› ya-pam›yorlarm›fl.

... Zaman zaman yaflanan sald›r›lar› sana dayaz›yorum. Böylesi fleyler son zamanlarda iyices›klaflt›. Son olarak 18 May›s günü yap›lan genelarama esnas›nda arama ile ilgili yaflanan bir soru-nu protesto ettikleri için A-3/8 No’lu hücrede bir-likte kalan Mete ve Tamer Tuncer kardefller sal-d›r›ya u¤rad›lar. Sonras›nda da kald›klar› hücre-den al›narak ayr› ayr› hücrelere götürüldüler. ‹ki-si de ciddi yaralar ald› ve doktor raporuyla dabelgelediler bu yaralar›n›. fiu an Tamer Tuncer A-31'de, Mete ise B-1/'de bizim arkadafllar›n yan›n-da kal›yorlar. Biraraya gelme talepleri ise kabuledilmiyor. Yani anlayaca¤›n a¤bi-kardeflin yan-yana kalmas›na da izin verilmiyor.

Ayr›ca bize de bu sald›r›y› protesto etmek içinkap›lar› dövdü¤ümüz gerekçesiyle disiplin sorufl-turmas› açt›lar. Bunun için de aylarca mektup-zi-yaret cezas› vereceklerdir. VVaarrss››nn ööyyllee oollssuunn,, bbiizzaayynn›› flfleeyyii yyaappmmaayyaa ddeevvaamm eeddeeccee¤¤iizz ne de olsa.

27 May›s 2007, Taner Korkmaz

Tekli hücrelerde kalan Orhan Aksoy isimli biradli mahkum, hafta içinde intihar giriflimde bu-lunmufl. Hap yutarak... Nedeni de tek tutulmas›-na ra¤men hücresinden tüm eflyalar›n›n al›nmas›ve günde sadece bir saat havaland›rmaya ç›kar›l-mas›... Psikolojik sorunlar› var san›r›m.... Böyle-leri çok. Tedavi olmalar› gerekiyor. Ama ceza ve-riyorlar ve iyice fliddetleniyor rahats›zl›klar›...

Ali Osman Köse, 1 Temmuz 2007

Edirne FF Tipi’nden

Kocaeli 11 NNo’lu FF Tipi’nden

HAYD‹KOLKOLA

TAYAD’l›lar›n, gecekon-du halk›n› bir araya getiren“Haydi Kol Kola” flenli¤i, 8Temmuz’da KüçükarmutluCemevi’nde yap›ld›.

Program› dolu dolu birflenlikti “Haydi Kol Kola.”Sunuculu¤unu fiair MehmetÖzer’in üstlendi¤i flenlikteilk olarak sözalan TAYADBaflkan› Mehmet Güvel y›l-lard›r süren mücadelelerinianlatt›. Tutsak ürünleri stan-d›n›n karfl›s›nda yeralan“Kahramanlar Ölmez HalkYenilmez” pankart› BüyükDirenifli anlat›yordu herkese.

Ufuk Karakoç, fievin, Ve-dat Sakman, Hilmi Yaray›c›

türküleriyle, Tiyatro Simurg“As›m Bezirci’nin fiiir Def-teri” adl› oyunuyla, ‹dil Ti-yatro Atölyesi seçime iliflkinbir oyunuyla sahneye ç›kt›-lar. TAYAD’l› Melek Akgün,Ahmet Kulaks›z tecriti anla-tarak tutsaklar›n selam›n›ilettiler. Kulaks›z, “TA-YAD’›n Yüre¤ine Yüre¤iniziKat›n” ça¤r›s›n› yapt›.

fienli¤in sonunda sahne-ye ç›kan Grup Yorum türkü-leriyle halaylar kuruldu.

Türkülerin ve tiyatronunyan›s›ra, fliir, semah ve bel-gesel film gösterimlerininoldu¤u flenli¤e bini aflk›n ki-fli kat›ld›.

Page 32: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Avrupa burjuva s›n›f›, tekelci ka-pitalizmin en gerici, en floven, ensald›rgan sistemini, faflizmi yarata-rak milyonlarca halk›n kan›n› dök-müfltü. Kapitalizmin krizinin hadsafhaya ç›kt›¤› 1930’lu-’40’l› y›llar-da tekellerin ç›karlar› böyle gerek-tirdi¤i için Hitler Almanya’n›n bafl›-na geçmifl, Nazizm tarih sahnesineç›km›flt›.

Bugün Nazizm, komünistlerinkahramanca direnifliyle bir sistemolarak Avrupa topraklar›ndan silin-di. Ancak ruhu, Almanya baflta ol-mak üzere Avrupa’da dolaflmayadevam ediyor. Tekellerin ve onlar›nhükümetlerinin ›rkç› söylem ve ya-salar›, ›rkç›-faflist partilerin h›zlayükselifli, yeni Naziler’in Almandevletinin korumas› alt›nda sokak-larda boy göstermesi ve daha pekçok olay ve olgu, Nazi ruhunun“burjuva demokrasisi” flemsiyesi al-t›nda dolaflt›¤›n› gösteriyor.

Irkç› GGöçmen YYasas›

Burjuva hükümetler 11 Eylülsald›r›lar›ndan sonra Amerikan em-peryalizminin yaratt›¤› ortam› f›rsatbilerek, ›rkç›, gerici politikalar›n›,bask›lar›n› “terör tehlikesi” ve “te-rörle mücadele” söylemi alt›nda ya-flama geçirmeye çal›fl›yorlar. 11 Ey-lül’den bu yana Avrupa’da “antite-rör” yasas› ad›yla, faflist yasalar›nç›kar›lmad›¤› ülke kalmad›. Özeldegöçmenleri, genelde tüm emekçile-ri, muhalefeti hedef alan bu yasalar,burjuva “hukuk devletlerini” ifllev-siz hale getirerek polis devletleriniortaya ç›kar›yor.

Almanya bu konuda da bafl› çe-kiyor. Her türlü demokratik muha-lefeti “terör” diyerek takip ve bask›alt›nda tutan, özellikle yabanc› ül-kelerin devrimci, ilerici hareketleri-ni sindirmeye çal›flan Almanya’n›nson olarak ç›kard›¤› yeni GöçmenYasas› da göçmenleri “potansiyeltehlike” olarak gören, demokratikhaklar›n› k›s›tlayan bir nitelik tafl›-yor. “Uyum” ad› alt›nda aç›kça asi-milasyon, “Almanlaflt›rma” dayat›-l›yor. Üretim sürecinde eme¤ini sö-müremedi¤i göçmenleri, muhalifyabanc›lar› s›n›r d›fl› etmek kolay-laflt›r›l›yor. Öyle ki, “uyum karfl›t›”ve “düflmanca tav›rlar” gibi tama-men keyfi yorumlara aç›k gerekçe-lerle s›n›rd›fl›lar›n önü aç›l›yor. Yani‘Almanlaflmay›’ kabul etmeyenler,muhalif düflünce ve örgütlenmeyesahip olanlar “kurtulunmas› gere-ken unsurlar” olarak görülüyor.

Tam bir burjuva ikiyüzlülükle“uyumu kolaylaflt›r›c›” diye sunulanyasa, baflta Türkiyeliler olmak üze-re baz› uluslardan göçmenler aç›s›n-dan tam bir ayr›mc›l›k belgesi nite-li¤inde. Alman burjuva demokrasi-si, ülkesinde yaflayan 7.3 milyonyabanc›ya kendi kültürünü dayat›-yor. Örne¤in, göçmenler için evli-likler bile flartlara ba¤l› olacak. Ailebirleflimi ile Almanya’ya gelecekolanlar›n Almanca bilmeleri flart›kofluluyor. Ayr›mc›l›k oturma izniile ilgili düzenlemenin 41. madde-sinde aleni flekilde kendini gösteri-yor. Avusturya, ‹srail, Japonya, Ka-nada, Yeni Zelanda, Güney Kore veABD vatandafllar› için ikamet hiçbirflarta ba¤l› olmazken, Almanca bil-

meleri isten-m e z k e n ,ö z e l l i k l em ü s l ü m a nülke halklar›için bu otur-ma izni al-mak, ancak‘Almanlafl-mak’ ve mu-

halif hiçbir düflünce tafl›mamaklamümkün hale geliyor.

Bu bbakan bburjuva demokrasisinin mmi, faflizmin bbakan› mm›?

Ancak görünen o ki, protestolarara¤men yasallaflt›r›lan Göçmen Ya-sas›, Alman burjuva gericili¤ini tat-min etmifl de¤il.

Almanya ‹çiflleri Bakan› Wolf-gang Schaeuble, diline dolad›¤› “te-rörizm” kavram› alt›nda, hak ve öz-gürlükleri ask›ya almay› daha aleniflekilde dile getirmeye bafllad›. Te-kellerin isteyip de çeflitli nedenlerleyaflama geçirilemeyen tüm faflistuygulamalar bakan taraf›ndan orta-ya at›l›p ›s›t›l›yor.

Örne¤in Schaeuble, “s›n›r d›fl›edilmeleri mümkün olmayan terörzanl›lar›n›n” d›fl dünya ile iliflkileri-nin kesilmesini; bunun için bu kifli-lerin internet ve cep telefonu kul-lanmalar›n›n yasaklanmas›n›, bilgi-sayarlar›n›n incelenmesini sa¤laya-cak anayasal de¤ifliklik yap›lmas›n›istedi. (8 Temmuz Sabah)

Bununla da kalmayan Schaeubleayr›ca, potansiyel risk oluflturan ki-flilerin “ihtiyaten tutuklanmas›”n›istiyor. Devlete özellikle “önlem”alan›nda kapsaml› yetkiler verilme-li, diyor.

“Terör flüphelisi” diye tan›mla-d›klar›n›n “sald›r› yapmadan tutuk-lanmas›n›” içeren yeni anti-terör ya-sas›n› ç›kar›lmas›n› isteyen ‹çiflleriBakan›, örnek olarak da Amerika’y›gösterdi. Der Spiegel Dergisi’ne ko-

32 AVRUPA 15 TTemmuz 22007

Avrupa’da faflizmin gölgesi dolafl›yor

Irkç›, ffaflist uuygulamalar›n aard› aarkas› kke-silmeyen AAlmanya’da ddevletin iinfazözgürlü¤ü ttart›fl›l›yor; ‹‹ngiltere mmuhalifle-re vve ggöçmenlere bbask›y› yyo¤unlaflt›rmakiçin hher f›rsat› kkullan›yor; BBelçika’da ggöç-menlere ssoka¤a çç›kma yyasa¤› uuygulan›yor

Page 33: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

nuflan bakan, “bizde de benzer biryasan›n yürürlü¤e girmesi gerekir.Terör sald›r›lar›n›n önüne ancak buflekilde alabiliriz” diye konufltu.

Göreve geldi¤i günden bu yana“güvenlik” kavram› alt›nda özgür-lükleri yok etmek için çal›flan Wolf-gang Schaeuble, yabanc› düflman›aç›klamalar›n›n ard›ndan bu kez de,ddeevvlleettiinn cciinnaayyeett iiflfllleemmee öözzggüürrllüü¤¤üüolmas›n› istedi. Bakan›n gündemegetirdi¤i ““hheeddeeffllii ööllddüürrmmee hhaakkkk››””ile, polisin flüpheli gördüklerini öl-dürmesi hakk› olacak. Bakan flimdibunun için gerekli “hukuki” düzen-lemelerin yap›lmas›n› istiyor.

Bu bakan burjuva demokrasisi-nin mi, faflizmin bakan› m›?

Mesele bir bakan›n hezeyanlar›de¤ildir; bir kesimin, Alman burju-vazisinin isteklerini dile getiriyorSchaeuble. Kafas›ndan, beyin k›v-r›mlar›nda atalar› Naziler’in vedünyay› kana bulayan Amerikanemperyalizminin uygulamalar› var.

Sözünü etti¤i yasalar›n ç›kmas›durumunda; “terörist” dediklerinin“teröristlikleri” ispatlanmam›fl dahiolsa, “flüpheli” s›fat›yla suçlu mu-amelesi yap›lacak. T›pk› Ameri-ka’n›n Guantanamo’da yapt›¤› gibihiçbir suçlama ve yarg›lamada bu-lunmadan “zanl›-flüpheli” s›fatlar›y-la kamplara doldurulacaklar. Bunlarda yetmedi¤inde, Türkiye faflizmi-nin s›kça baflvurdu¤u, Amerika’n›niflgal etti¤i ülkelerde yapt›¤› gibi,infazlar, cinayetler devreye girecek.

Bakan aç›kça, benim flüphelen-diklerimin özel yaflamlar›, kifliseldokunulmazl›klar›, hak ve özgür-lükleri, can güvenli¤i olamaz diyor.Hani herkes suçu ispat edilene ka-dar suçsuzdu?!

Dizginlerinden boflalan Almanburjuva gericili¤inden güç olarakyeni gerici talepleri gündeme getir-meye devam ediyor.

Önce kendileri bir terörizm veterörist tan›m› yap›yor, kapitalistdünya düzenine karfl› ç›kan, bir fle-kilde tekellerin ç›karlar› önünde en-gel teflkil eden, tehlike olarak görü-lenler “terörist” ilan ediliyor. Ard›n-dan bu kavrama s›¤›n›larak, burjuva

hukuk normlar› dahi ask›ya al›n›-yor, her türlü faflist bask› meflrulafl-t›r›lmak isteniyor. Türkiye faflizmi-nin dahi, demokrasicilik oyunu ge-re¤i, aç›kça yasallaflt›rmaktan çe-kindi¤i ““hheeddeeffllii ööllddüürrmmee hhaakkkk››””gibi bir faflist terörün tart›fl›l›yor ol-mas›, burjuva demokrasisinin tekel-lerin ç›karlar› sözkonusu oldu¤un-da, nas›l gericileflebilece¤inin aç›kkan›t›d›r.

Neonaziler iflte bu politik zemin-de varolabiliyor, bu politikan›n hofl-görüsü alt›nda gelifliyor ve yabanc›-lar› hedef alan ›rkç› sald›r›lara ra-hatça yönelebiliyorlar. Örne¤in ayn›bakan, aç›k bir suç örgütü, ›rkç› ya-p›lanma olan Nazi partilerinin kapa-t›lmas›n› asla gündeme getirmiyor.

AB mmerkezinde soka¤a çç›kma yyasa¤›

Sadece Almanya’da de¤il, ›rkç›uygulamalar, faflist bask›lar di¤erAvrupa ülkelerinde de giderek yay-g›nlafl›yor.

Belçika’da Türkiyeliler’in yo-¤un olarak yaflad›¤› Bilzen Beledi-yesi’nin Schoonbeek semtinde22.00-06.00 saatleri aras›nda ““44 kkii--flfliiddeenn ffaazzllaa ggrruuppllaarraa”” ssookkaa¤¤aa çç››kk--mmaa yyaassaa¤¤›› getirildi. Karar uyma-yanlara 100 Euro ceza verilecek.

Avrupa Birli¤i’nin merkezindesoka¤a ç›kma yasa¤›!

Bir kent ya da ülke genelinde,herkes için de¤il. Göçmenlerin yo-¤un oldu¤u bir semtte böyle bir uy-gulaman›n yaflama geçirilmesininad› ›rkç›l›kt›r, göçmen gençleri po-tansiyel suçlu olarak görmektir.

‹ngiltere, AAmerika’n›n izinde yyürüyor

‹ngiltere’de ise, Londra’da ve ‹s-koçya’n›n Glasgow kentinde yafla-nan bombal› sald›r› giriflimlerininard›ndan yeni bask› yasalar› tart›fl›-l›yor. AB ‹nsan Haklar› Konvansi-yonu’ndan ç›kmay› tart›flma nokta-s›na gelen ‹ngiltere’nin yeni baflba-kan› Gordon Brown, “antiterör”

ad›yla uygulanan terörü art›rmakiçin bu sald›r› giriflimlerini bahaneolarak kullanmaya çal›fl›yor.

Sahibinin sesi burjuva medyada,sald›r› giriflimlerinde ad› geçenle-rin, Ortado¤ulu ve sa¤l›k çal›flan›olmalar› yo¤un flekilde tart›fl›l›yor.‹ngiliz medyas› “flaflk›nl›k” içinde.Baflbakan’a göre; ‹ngiliz emperya-lizmi Amerika’yla birlikte Ortado-¤u’da, Asya’da ülkeleri iflgal etme-mifl, kan dökmemifl, yüzy›ld›r dün-yan›n dört bir yan›nda halklar› sö-mürmemifl; durup dururken(!) birgrup Ortado¤ulu, ““BBaatt›› ddee¤¤eerrlleerriinneevvee mmeeddeenniiyyeettiinnee ddüüflflmmaann”” oldukla-r› için onlara sald›rm›fl!!!

Amerika da 11 Eylül sonras› ay-n› söyleme sar›lm›fl ve içeride milli-yetçili¤i, ›rkç›l›¤› yükselterek yenibask› yasalar›na zemin haz›rlam›fl,d›flar›da da sald›rganlaflm›flt›.

Baflbakan Brown, sald›r›lar›n ar-d›ndan ›rkç› ‘Kimlik Yasas›’ gibiyasalar› gündeme getirdi, parlamen-toda, “ülkemizdeki s›k›nt›lar›n te-melinde BBrriittaannyyaacc››ll››kk anlay›fl›nakarfl› net olmamak yat›yor. Teröreinat her devlet binas›na, okullara,hastanelere ve evlere, Birleflik Kra-liyet’in bayra¤› as›lmal›d›r” ça¤r›s›yapt›. Ertesi günü sa¤c› bas›n müs-lüman göçmenleri hedef alan yaz›-lar yay›nlayarak bayrak da¤›tt›.

‹flgal suçunu ve dünya halklar›nayönelik uygulad›¤› zulmü, ›rkç› birmilliyetçilikle gizlemeye çal›flan ‹n-giliz burjuvazisi, müslüman göç-menleri hedef haline getirerek gün-deme getirece¤i bask›lar›, polisdevleti uygulamalar›n› meflrulaflt›r-maya, ›rkç›l›¤› kurumsal hale getir-meye çal›fl›yor.

Demokrasi hhavarileri!

Görülmesi gereken fludur: Avru-pa’da, ›rkç›l›k devletler eliyle gelifl-tiriliyor. ‘Güvenlik’ ad›na, faflist ya-salar ç›kar›l›yor.

Nazi ruhunun üzerinde dolaflt›¤›Avrupa’n›n ülkemize demokrasi ge-tirece¤ini söyleyenler, Avrupa bur-juvazisinin bu gerici, faflist yüzünügörmek ve göstermek istemiyorlar.

Say›: 113 33AVRUPA

Page 34: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

34 YURTDIfiI 15 TTemmuz 22007

Belçika ve Fransa’da PiknikFransa’n ›n

Nancy kentindeve Belçika’n›nLiege kentinde8 Temmuz gü-nü piknik dü-zenlendi.

B A H K E M(Belçika Anado-lu Halk Kültür ve E¤itim Merkezi)taraf›ndan Liege Wegimont Par-k›’nda düzenlenen pikni¤e 90 kiflikat›l›rken, davul zurna eflli¤indehalaylar çekildi, Ozan Baran’›nKürtçe ve Türkçe türküleri hepbirlikte söylendi. BAHKEM Bafl-kan› Murat Kufl’un aç›l›fl konufl-mas›n›n ard›ndan söz alan DHKP-C davas›nda yarg›lanan BaharKimyongür, dava hakk›nda bilgivererek, 13 Eylül’de yap›lacak du-ruflmaya ça¤r›da bulundu.

Anadolu Kültür ve Dayan›flmaDerne¤i taraf›ndan Nancy kentin-de düzenlenen piknikte ise 100 ki-fli biraraya geldi. Hep birlikte ye-meklerin yenildi¤i piknikte, kültü-rel etkinlikler ve yar›flmalar düzen-lendi. Piknik alan›na ‘EmperyalizmDe¤il Direnen Halklar Kazanacak’yaz›l› pankart as›l›rken, mücadele-ye destek ça¤r›s› yap›ld›.

GGööççmmeenn YYaassaass››’’nnaa KKaarrflfl›› MMüüccaaddeellee ÇÇaa¤¤rr››ss››

Almanya’da yaflayan yabanc›lar›n ve Alman de-mokratik kamuoyunun protestolar›na karfl›n, yeniGöçmen Yasas› parlamentoda kabul edilerek yasal-laflt›. Sa¤c› CDU ile ‘solcu’ SPD ortakl›¤›ndaki hükü-met, göçmenlere yönelik bask›y›, s›n›rd›fl›lar› kolay-laflt›ran, aile birleflimlerini zorlaflt›ran yasay› tam biruyum içinde geçirdiler.

Anadolu Federasyonu’nun, yasaya karfl› bafllatt›¤›kampanya ise eylemlerle devam ediyor. 15 Tem-

muz’dan itibaren yürürlü¤e girecek olan yasay›, Berlin’de bulunan Alman-ya Federal Parlamentosu önünde protesto eden Anadolu Federasyonu, yasa-n›n göçmenlere düflman özüne dikkat çekti.

5 Temmuz günü parlamento önünde iki saat boyunca yasay› protestoeden federasyon üyeleri, “Yeni Göçmen Yasas›’na Hay›r” pankart› açt›lar vemücadele ça¤r›s› yapt›lar.

Yasa ile “uyum” ad› alt›nda dayat›lan asimilasyon politikalar›ndan söze-dilen eylemde, “uyum karfl›t›” davran›fllar›n s›n›rd›fl› edilmek için yeterli ol-du¤una dikkat çekildi.

Amaçlanan›n s›n›r d›fl›lar› kolaylaflt›rmak ve Almanya’da yaflayan göç-menlerin yaflamlar›n› zorlaflt›rarak ülkeyi terk etmelerini sa¤lamak oldu¤u-nu kaydeden federasyon, yeni düzenlemelerin yabanc›lara yönelik tehdit ni-teli¤inde oldu¤unu belirtti.

Yasada, kolayca s›n›rd›fl› gerekçesi yap›lacak olan “uyum karfl›t›” ve“düflmanca tav›rlar”›n ne oldu¤unun mu¤lakl›¤›na dikkat çekilen aç›klama-da, bu durumun her türlü keyfili¤e aç›k oldu¤u belirtildi.

6 Temmuz’da onaylanan yasaya karfl›, Anadolu Federasyonu afifl, mi-ting, bilgilendirme standlar›yla herkesi bu ayr›mc› yasaya karfl› tav›r alma-ya ve suç duyurusunda bulunmaya ça¤›rd›.

Almanya’n›n Hannover Hapisha-nesi’nde tutuklu bulunan MustafaAtalay’›n tedavisi yap›lmayarakölüme terk edilmek istendi¤ini du-yuran, TAYAD Komite ve Atalay’›nAvukat› Heinz Jürgen Schneider’inard›ndan, Mustafa Atalay da yaz›l›bir aç›klamada bulunarak, tedavisiniyap›lmas› için sivil bir hastaneyekald›r›lmas›n› istedi.

Türkiye’de yaflad›¤› iflkenceler-den kaynakl› yaflad›¤› sa¤l›k sorun-lar›n› dile getiren Atalay, yedi ay ön-ce by-pass ameliyat› oldu¤unu veameliyattan 26 gün sonra, henüz tamyürüyemiyorken tutuklanarak hapis-

haneye konuldu¤unu hat›rlatt›.

“Nerde insan haklar›? Bu muadalet?” diye soran Atalay, kendisi-ne yönelik uygulaman›n anti-de-mokratik oldu¤unu kaydetti.

Hannover Hapishanesi’nin birtecrit hücresinde tutuldu¤unu, kim-seyle konuflamad›¤›n›, gün ›fl›¤› gör-medi¤ini belirten Atalay, tecritin ifl-kence oldu¤unu belirtti. Tecrite sonverilmesi ve tedavisinin yap›lmas›için hastaneye kald›r›lmas›n› isteyenAtalay, Alman demokratik kamu-oyuna da ça¤r›da bulunarak, tecrithücresinde kendisini ziyaret etmele-rini ve uygulamay› protesto etmele-

rini istedi.

*

AAddrreess::

Mustafa Atalay

Schulenburger Lands-traße 145

30165 Hannover

*

PP rrootteessttoollaarr››nn››zz iiççiinn::

Der Generalbundesanwalt beimBundesgerichtshof

Brauerstraße 30; 76135 Karlsru-he

Tel: 0721 - 81 91 0

Fax: 0721 - 81 91 59 0

e-mail: [email protected]

Mustafa Atalay’›n tedavisi yap›ls›n!

Page 35: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Say›: 113 35IRAK

‹flgalcinin baflar›l› oldu¤u hiçbirörnek yoktur tarihte. Direnifl oldu¤usürece, er ya da geç iflgalciler yenil-mifl, halklar kazanm›flt›r. Irak bu ger-çe¤i, tarihteki birçok örnekten çokdaha k›sa sürede yaflamaya bafllad›.

Bush’un “zafer” nutuklar› atma-s›ndan hemen sonra kendini gösterendirenifl, iflgalcilerin projelerini ç›k-maza soktu. Direniflin kendi içindekiaçmazlar›, da¤›n›kl›¤› bir yana, iflgal-ci önüne koydu¤u hedeflerin büyükbir ço¤unlu¤unu gerçeklefltiremedi.

‹stikrarl› bir kukla hükümetin ku-rulmas›, güvenlik, direniflin k›r›lma-s›, demokrasicilik oyununun yaflamageçirilmesi ve daha pek çok alandabüyük bir çöküfl yaflan›yor.

fiiilerin en önemli güçlerinden bi-ri olan Sadr grubu hükümetten ayr›l-d›, sünni partiler meclisi boykot bafl-latt›lar. Baflkentin büyük bir bölümü,ABD’nin takviye askerlerine, bit-meyen büyük operasyonlar›na karfl›nhalen iflgalcilerin ve iflbirlikçilerinindenetimleri d›fl›nda bulunuyor.

Öte yandan çat›flmalar› önlemead›na yap›lan bütün operasyonlar, tu-tuklamalar, katliamlar bofla ç›km›fldurumda. fiii-sünni çat›flmas› boyut-lanarak sürüyor, her gün yüzden faz-la insan bu çat›flmalarda can vermeyedevam ediyor. Bunun son örne¤i,Türkmenler’in yaflad›¤› Tuz Hurma-tu kentindeki bir pazar yerinde patla-y›c› yüklü kamyonla düzenlenen sal-d›r› oldu. 130 kiflinin öldü¤ü, 20 kifli-nin “kay›p” oldu¤u sald›r›da 250 kiflide yaraland›.

‹flte tüm bu geliflmelerin ard›ndanbu kez de, kukla hükümetin Cumhur-baflkan› Yard›mc›s› Tar›k El Haflimi,devletin Irak halk›n›n güvenli¤inisa¤layamad›¤›n› belirterek, halka si-lahlanma ça¤r›s›nda bulundu.

Ülkeyi sözde yönetenlerin cephe-sinden yap›lan bu ça¤r›, iflgalcileriniradesi ile kurulan hükümetin iflas›-n›n da ilan› oldu ayn› zamanda.

Ayn› günlerde, iflgalin mimarla-r›ndan olan, ABD’nin Eski D›fliflleri

Bakan› Colin Powell ise, ordununIrak’ta yapacak bir fleyi kalmad›¤›n›itiraf ederek, “iç savafl›n sonucunasilahlar karar verecek” dedi.

Amerikan bas›n› da, Irak’ta sava-fl›n kaybedildi¤ini daha aleni flekildeyazmaya bafllad›. Bush’un politikala-r› ile Irak’a bar›fl ve istikrar gelmeye-ce¤ini yazan New York Times,“Bush’un bu savafl› bir sonu ve ama-c› olmaks›z›n uzatmas›na izin verme-ye devam edebiliriz, ya da Amerikanaskerlerinin yapabilece¤imiz en ça-buk ve güvenli flekilde çekilmesi için›srar edebiliriz” diye kaydetti.

Kuflkusuz Irak iflgalinin baflar›s›z-l›¤›, Amerikan emperyalizminin Or-tado¤u politikalar›n› bir yana b›rakt›-¤›, b›rakaca¤› anlam›na gelmiyor. Yi-ne sürdürmeye çal›flacakt›r, ancakIrak önünde büyük bir barikat olmufl,ne çekilebilmekte ne de kukla bir dü-zen kurabilmektedir.

Tarih bir kez daha, iflgalcilerin ba-flar›s›zl›klar›n› yaz›yor.

Baas, ‘Son iflgal askeri Irak’› terk edene kadar direnifl’ dediBu arada, Irak direniflinin önemli

isimlerinden, Baas rejimi eski Dev-rim Komuta Konseyi Baflkan Yar-d›mc›s› General ‹zzet ‹brahim El Du-ri, “Son iflgal askeri de Irak’› terkedene de¤in direneceklerini” ilan et-ti. Amerikan AP Ajans›’nca yay›mla-nan ses band›nda El Duri, “bugünIrak’ta tek alternatif direnifl ve cihad›geniflletmek. Ta ki son düflman aske-ri de Irak topraklar›n› terk edinceyede¤in” ifadelerini kulland›.

Saddam’›n idam›n›n ard›ndan‘Devlet Baflkan›’ ilan edilen El Duri,“Yoldafllar›m, düflman çöküyor veyeniliyor. T›pk› iflbirlikçileri, ajanlar›ve provakatörleri gibi” dedi. Direni-flin sona ermesi ve müzakere flartlar›-n› ise flöyle s›ralad›; “yabanc› güçle-rin Irak topraklar›ndan koflulsuz çe-kilmesi, Irak halk›na karfl› ifllediklerisuçlar›n sorumlulu¤unu kabul etme-leri ve iflgalden kaynaklanan bütünkay›plar›n tazmin edilmesi.”

HHaallkk ‘‘BBiirrlliikk’’ ‹‹sstteeddiiHamas-El Fetih çat›flmas›-

n›n ard›ndan, Hamas’›n kontro-lündeki Gazze fieridi’nde bin-lerce Filistinli “birlik” ça¤r›s›y-la yürüyüfl düzenledi. 5 Tem-muz’da 3 binden fazla kifli, ElFetih’in Hamas taraf›ndan iflgaledilen karargah› önünde birara-ya gelerek, taraflar› diyalogkurmaya ça¤›rd›.

3 bini aflk›n Filistinli’nin ka-t›l›m›yla yap›lan eylemde, kar-defl kavgas›na tutuflan ve ard›n-dan ülkede iki bafll› birer yöne-tim kuran Hamas ile El Fetih’indiyalog kurmas› talep edildi.“Abbas, Haniye; Filistin Birlik‹stiyor!” slogan› atan Filistinli-ler kardefl kavgas›na son veril-mesini istediler.

Bu arada, Hamas’›n kontro-lündeki Gazze’den kaçarak ka-pat›lan Refah s›n›r›nda mahsurkalan Filistinliler de, s›n›r›naç›lmas› için açl›k grevine bafl-lad›lar. Refah’ta halen çok kötükoflullarda 5 bin kifli bir aya ya-k›n zamand›r mahsur kalm›fldurumda.

AABBDD ‹‹llee AAnnllaaflflmmaayyaa GG rreevvllii CCeevvaapp

Güney Kore Metal ‹flçileriSendikas›'na üye 45 binemekçi, düzenledi¤i üç günlükgrevle, Kore-ABD serbest tica-ret anlaflmas›n›n iptalini istedi.

VVaahhflflii KKaappiittaalliizzmm ‹‹flflççiilleerrii KKaattlleeddiiyyoorr

“Sosyalizm” maskesi ilevahfli kapitalizmi uygulayanÇin'in Guangdong eyaletinde,maafllar› ödenmedi¤i için dörtayd›r grevde olan yaklafl›k 300iflçi 29 Haziran'da flirketin si-lahl› adamlar›n›n sald›r›s›na u¤-rad›. Bir iflçi öldü, ikisi kay›p,dördü a¤›r yaral› hastanede.

KKIISSAA KKIISSAA KKIISSAA KKIISSAA‹flgal çöktü, iflgalci çaresiz

Page 36: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Ülkemizinbüyük flehirlerinde kap›ya gelen sus›k›nt›s›, birçok bölgede kendinigösteren çölleflme tehlikesi, KonyaOvas› gibi yerlerde tar›m› flimdidenvuran kurakl›k, havalar›n mevsimnormallerinin d›fl›nda seyretmesi vebenzeri geliflmeler, birkaç y›ld›r çoksözü edilen “kküürreesseell ››ss››nnmmaa”y›günlük hayat›n içine sokuverdi.

Uzaydan bak›nca masmavi görü-nen “küre”miz mahvoluyor. Dahado¤rusu mahvediliyor.

Kutuplar›n üzerindeki ozon ta-bakas›n›n delinmesine yolaçan seragaz› sal›n›m›n›n verdi¤i zararlar› ra-kamsal olarak s›ralayabiliriz. Veya“dünyan›n bir ucunda kanat ç›rpankelebe¤in di¤er uçtaki f›rt›nay› te-tikledi¤i” üzerine son derece çarp›-c› do¤a hikayeleri de anlat›labilir bukonuda. Hikaye dediysek, yanl›flanlafl›lmas›n, bilimsel olarak böylegerçekten.

Fakat, biz dünyan›n bir ucundakanat ç›rpan kelebe¤in yaratt›¤› et-kilerden önce, savafl uçaklar›yla, ti-cari deniz filolar›yla, t›r filolar›yla,nükleer enerjileriyle, do¤aya vetoplumlara karfl› her türlü müdaha-leleriyle, dünyan›n ortas›nda ciritatan bir gücü konuflup tart›flmak du-rumunday›z. Çünkü bu gücü, bu gü-cün yap›p ettiklerini, sebep oldukla-r›n› tart›flmadan, çevre sorunu üzeri-ne tart›flman›n bir anlam› yoktur.Çünkü, tüm çevresel, do¤asal so-

runlar›n çözümü,gelip orada dü¤üm-lenecektir.

Mesela, birkaçy›l önce, 2003’teABD Baflkan›Bush, eski kömürsantrallar›n›n ffiilltt--rree kkuullllaannmmaa zzoo--rruunnlluulluu¤¤uunnuu kal-

d›rm›flt›. Malum,ayn› ABD Baflkan›,

Kyoto Protokolü’nüde imzalam›yor.

Belki çok bilinmiyor,fakat emperyalist tekellerin

yeni-sömürgelere dayatt›¤› ÇokTarafl› Yat›r›m Anlaflmalar›’n›n(MA‹) flart kofltu¤u maddelerden bi-ri ne diyor biliyor musunuz? ““DDoo--¤¤aall kkaayynnaakkllaarr››nn ttüükkeettiimmiinnddee ttoopp--lluummssaall çç››kkaarrllaarr››nn ggöözzeettiillmmeessii flflaarrtt››kkaalldd››rr››llaaccaakk..””

Bergama’da siyanürcü bir em-peryalist flirketin mahkeme kararla-r›na ra¤men, faaliyetlerini nas›l sür-dürdü¤ünü hat›rlay›n. Demek ki sa-vafl›lmas› gereken emperyalist te-keller ve onlar›n iflbirlikçileridir.Çevre kkeennddii kkeennddiinnee kirlenmiyor,küre kkeennddii kkeennddiinnee ›s›nm›yor!!! ‹fl-te bunun için meselenin dü¤ümlen-di¤i yer, dünyan›n her taraf›nda ciritatan güçtür diyoruz.

Küresel ›s›nma olarak adland›r›-lan olgunun dünya çap›nda yolaçt›-¤› sonuçlara girmeyece¤iz burada.K›sa süre önce, YYüürrüüyyüüflfl’’üünn 9911..SSaayy››ss››nnddaa,, Küresel Is›nma Rapo-ru’nu aktarm›flt›k. ““KKüürreesseell ››ss››nnmmaaeemmppeerryyaalliizzmmiinn eesseerriiddiirr”” bafll›kl›bu yaz›m›zda, 2 bin 500 bilimcininalt› y›lda haz›rlad›¤› sözkonusu ra-pordan durumun vehametini rakam-larla aktarm›flt›k. Rapor, üç noktayadikkat çekiyordu: BBiirr;; küresel ›s›n-man›n varl›¤› tart›fl›lmaz. ‹‹kkii;; söz-konusu ›s›nma “insan eseri”dir. ÜÜçç;;durum vahimdir!

Bu yaz›m›zda, iflte bu nedenle,ssoonnuuççllaarr›› de¤il, sseebbeebbii ele alaca¤›z.

SSeebbeebbii bbiilliirrsseekk,, sseebbeebbii oorrttaa--ddaann kkaalldd››rraabbiilliirrsseekk,, sorun çözülür.

‹nsan›n do¤ayla savafl›, insanl›k

tarihinin en eski savafl›d›r. S›n›flarsavafl›ndan da eskidir bu savafl. ‹lkbaflta güçler dengesinin alabildi¤ineinsan›n aleyhinde oldu¤u bir savafl-t› bu. ‹nsano¤lunun gücü, do¤an›ngücü karfl›s›nda bir hiçti.

Fakat, insanl›k ad›m ad›m bilgi-sini, tekni¤ini gelifltirdikçe, do¤ayakarfl› görece bir üstünlük sa¤lamayabafllad›. Bugün, bilim ve tekni¤indevasa geliflmeler katetmifl bulun-du¤u 21. Yüzy›lda bile, hâlâ mese-la, deprem, tsunami gibi do¤a olay-lar› karfl›s›nda insano¤lu güçsüzkalsa da, sa¤lad›¤› bilimsel teknikgeliflmelerle do¤aya birçok alandamüdahale etti.

Fakat, her müdahale, do¤an›nbiny›llar içinde oluflmufl dengelerinialt üst etti.

‹flte bugün önümüze “küresel›s›nma” diye ç›kan sorun, bu alt üstolmufl dengelerin bir sonucudur.

SSeebbeebbiinn aadd››,, kkaappiittaalliizzmmddiirr..

Çünkü “çevre sorunu” diye birolgu, esas olarak kapitalizmle bir-likte ortaya ç›kt›.

Kapitalizm için “çevre” diye birfaktör yoktu çünkü. “‹nsan” diye birfaktör de yoktu kapitalizm için. KKâârrvard› sadece, kkâârr!!

Kapitalizmin tüm yasalar›, mmaakk--ssiimmuumm kkâârr elde etmeye yönelikti.Ve böylece, do¤an›n kesin ve geriyedönüflü olmayacak flekilde tahripedilmesi dönemi de bafllam›fl oldu.

Kapitalizmin sömürüsünün hiç-bir s›n›r tan›mamas›n› tasvir etmekiçin kullan›lan bir kavram vard›:““VVaahhflflii kkaappiittaalliizzmm!!””

Bu vahflet, insanl›¤a karfl› oldu-¤u kadar, do¤aya karfl› da sergilen-di. Yeryüzünde biny›llar boyuncaoluflmufl ormanlar, sulak alanlar bi-rer birer, parça parça yokedildi. fiuveya bu bölgedeki yeralt› madenle-rini ç›karmak, ifllemek ad›na, da¤-lar, bölgeler, flehirler mahvedildi.Geriye insan›n, canl›n›n yaflayama-yaca¤› viraneler kald›.

Marks, kapitalizmin geliflirkentopra¤› ve do¤ay› mahvetti¤ini “ka-pitalist üretim tekni¤i ve toplumsalüretim sürecinin kombinasyonunu...

36 DO⁄A 15 TTemmuz 22007

KKiimm bbuu hhaalleeggeettiirrddii

ddüünnyyaamm››zz››??

KKiimm bbuu hhaalleeggeettiirrddii

ddüünnyyaamm››zz››??

küresel ››s›nma... kkurakl›k... ssusuzluk... seller... eeriyen kkutuplar... aat›klar...

Page 37: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

yaln›zca bütün zenginli¤in f›flk›rd›¤›kaynaklar› kurutarak gelifltirir" di-yerek ifade ediyordu. Ki o zamanlarhenüz bu tahribat, bugünküyle k›-yaslanamayacak kadar alt düzey-deydi. Ve fakat, kapitalizm, daha ogünden bafllam›flt› kaynaklar› kurut-maya. Tahribat, bugün “küresel” ça-pa ulaflm›flt›r.

Do¤a, gerçekte insano¤lunundo¤aya sald›¤› at›k gazlar›, pislikle-ri, çöpleri, bir flekilde yeniden ar›n-d›rabilecek güçte, insano¤lunun yo-ketti¤i ormanlar›, madenleri zamaniçinde yeniden yerine koyabilecekdinamizmdeydi. Ki nitekim ilkel,köleci ve feodal dönemler boyuncado¤a bunu yapabildi. Ama kapita-lizmin üretim ve tüketimiyle boy öl-çüflemedi do¤a. Bu kadar›yla bafle-demezdi ve nitekim edemiyor iflte.

Art›k bir dönüm noktas›nday›z.

Yüzy›llard›r oluflan nicelik biri-kimler, art›k herkesin ç›plak gözlede görebildi¤i gibi, nitelik bir dönü-flüm aflamas›na yaklaflm›fl bulunu-yor. “Üç as›rdan fazlad›r hava s›-cakl›k derecelerini ölçen Lon-dra'daki meteorologlar, bu k›fl›nLondra'da görülen en s›cak k›fl ol-du¤u haberini verdiler.” Herkesindikkatini çekti¤i gibi, kurakl›¤a, s›-cakl›¤a iliflkin hemen tüm aç›kla-malar, “yüzy›l›n en...”, “biny›l›nen...” gibi s›fatlarla sunuldu hep.

Art›k Engels’in yüzy›l önce ifla-ret etti¤i o ““ööçç aallmmaa”” zaman›nda-y›z. Evet, Engels, vakti zaman›ndaflöyle demifl ve uyarm›flt› insanl›¤›:

“... Hayvan d›fl do¤ay› yaln›zcakullan›r ve onda yaln›zca varl›¤› ilede¤iflikliklere yol açar; insan ondayapt›¤› de¤iflikliklerle do¤ay› kendiamaçlar›na hizmet ettirir, ona ha-kim olur. ... Fakat biz do¤a üzerindeinsan›n zaferleri konusunda fazlaövünmemeliyiz. O böyle zaferlerinherbiri için bizden öç almaktad›r.Böyle zaferlerin herbiri birinci s›ra-da bizim hesaplad›¤›m›za uygun so-nuçlar vermektedir; ve fakat ikincive üçüncü s›rada daha önce hesap-lanmayan sonuçlar ortaya ç›kmaktave bunlar bir çok halde ilk sonucuortadan kald›rmaktad›r. ”

SSeebbeepp,, kköökkllüüddüürr..

Bu konunun hemen her günde-me getiriliflinde KKyyoottoo PPrroottookkoo--llüü’nden de sözediliyor. O hale geldiki sözkonusu protokol gündemegeldi¤i zamanki elefltiriler, tart›flma-lar unutuldu ve neredeyse Kyoto busorunu kökünden çözecek ssiihhiirrlliibbiirr ffoorrmmüüll gibi alg›lanmaya veyabelki de öyle pazarlanmaya bafllan-d›. Hat›rlayal›m; 1997'de imzalananprotokol, ABD'nin, karbondioksitsal›n›m›n› 2012 y›l›na dek "1990düzeyinin yüzde 5 alt›na indirmesi-ni" öngörüyordu. Ve bilim insanlar›,di¤er ülkelerde de benzer oranlardauygulanacak bu k›s›tlaman›n ççookkyyeetteerrssiizz oldu¤unu söylüyorlard›.Baflka önlemlerle tamamlanmad›-¤›nda, sorunu çözecek bir programiçermiyordu Kyoto.

Peki nas›l çözülecek öyleyse?

Bulafl›klar› “makina”yla y›kaya-rak (bulafl›k makinas› olmayan bü-yük ço¤unluk bu tasarrufu nas›l ya-pacak, o da baflka soru!), trafl olur-ken suyu kapatarak, tuvalet sifonla-r›n›n içine pet flifle yerlefltirerek çö-zülebilir mi bu sorun?

Bunlar› önerenlerin tek tek kifliolarak niyetleri farkl› farkl› olabilir;fakat karfl› karfl›ya olunan sorununbüyüklü¤üyle, muhtevas›yla birlik-te düflündü¤ümüzde, bu öneriler, in-sanl›kla alay edilmesidir.

Sebep, kökünden sökülmezse,sorun sürecek demektir.

Dünyam›z› mahveden emperya-list tekellerin dizginsiz sömürü,ya¤ma, talan politikas›d›r. Dünya-m›z› mahveden, iflbirlikçi yönetim-lerin tekellerin önünü açan politika-lar›d›r.

Demek ki ilk yap›lmas› gereken,emperyalist tekelleri kovmakt›r.Sonra ad›m ad›m dünyam›z› kapita-lizmin iflgalinden kurtarmaya gele-cektir s›ra.

Halk Anayasas› Tasla¤›’nda nedeniyordu hat›rlatal›m:

“Her fleyin tekellerin ç›karlar›nagöre düzenlendi¤i, ya¤mac›l›¤›n,talanc›l›¤›n iflbafl›nda oldu¤u bir ül-kede do¤al çevrenin korunamaya-

c a -¤›n› ya-flayarak gör-dük. K›y› ya¤mac›l›¤›na, ormanla-r›n katledilmesine, deniz, göl ve ne-hirlerimizin kirletilmesine, zehirlifabrika at›klar›yla halk sa¤l›¤›n›ntehdit edilmesine bu küçük az›nl›¤›nç›karlar› için göz yumulmufl, buçevre katliam› bizzat iktidarlar›nonay›yla yürütülmüfltür. Demokra-tik Halk Cumhuriyeti, bu do¤al çev-renin ve güzelliklerin halka ait ol-du¤u, hiçbir üretim ve yat›r›m›nhalk sa¤l›¤›na karfl› olamayaca¤›bilinciyle, bu konuda kesin hüküm-ler yürürlü¤e koymakla, çevre suç-lar›na karfl› sert önlemler almaklayükümlüdür.”

Hangi düzen partisi söyleyebilir,hangisi yapabilir bunu? Düzen par-tileri, b›rak›n bunlar› yapmay›,“fabrika, atölye benzeri tesislerindo¤ay› ve çevreyi kirletmeye karfl›filtre, ar›nd›rma, at›k toplama vebenzeri önlemler almalar›n› zorun-lu k›lan” bir düzenlemeyi bile yapa-m›yor. Sonra da “trafl olurken mus-lu¤u aç›k b›rakmay›n” masallar›...

Çevre sorunu çok ciddi bir so-rundur. Küresel ›s›nma, bugün dün-yam›z› ve insanl›¤› tehdit eden enbüyük felaketlerden biridir; çünküo dünyam›z› mahveden bafl tehlike-nin, yani emperyalizmin bir sonu-cudur. Bu yüzden, yeryüzündekitüm öteki sorunlardan ayr› ele al›-namaz; tam tersine sorunlar, sseebbeebbiiiittiibbaarriiyyllee bir bütündür. fiimdilikson söz olarak flunu diyelim: Dün-yam›z› seviyorsak, çevremizi vedo¤ay› korumak istiyorsak, küre-mizi ›s›tan güçlere karfl› mücadele-yi yükseltmekte bir an bile gecik-memeliyiz.

Say›: 113 37DO⁄A

BBUU SSOORRUUNN SSAANNDDIIKKTTAA YYOOKK!!

Bu ssorun, ddüzen partilerinin ggündeminde yyok.

Olamaz dda. Çünkü, kkapitalizme,

emperyalist ttekellerinya¤mas›na kkarfl›

ç›kamayanlar, bbu kkonuda ttekbir söz bbile edemezler.

Page 38: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Sevgili arkadafllar merhaba.Üç hafta arka arkaya demokrasikonusunu iflledik. Bu haftakisohbetimiz ba¤›ms›zl›k ve bur-juvazi üzerine olacak.

Ülkemizde “ulusal burjuva-zi” oldu¤unu düflünenler, em-peryalizm ve ba¤›ms›zl›k mese-lesinden bafllayarak ekonomiyekadar birçok konuda çarp›k veelbette yanl›fl tespitve politikalar gelifl-tiriyorlar. Bununörnekleri durmadanço¤al›yor. BugünMHP, CHP, GP gibipartilerin, hattaSaadet Partisi’nin“ulusal cephe”densay›lmas›, “ba¤›m-s›zl›kç›” olarak de-¤erlendirilmesi, buörneklerden biridir.Veya mesela, Erdemir’in özelleflti-rilmesinde OYAK’a yüklenen roldede bu çarp›kl›¤› görmek mümkün-dü. Perinçek’in ‹P’i gibi bu çarp›k-l›¤› teorilefltirenler de var.

Tüm bu ve benzer politika ve te-orilerin ç›k›fl noktas›, ülkemizde“milli bir burjuvazi”nin varl›¤›d›r.Ülkemizde ulusal bir burjuvazi varm›? Yoksa neden yok, varsa nerede?Varsa, bu ulusal burjuvazinin poli-tik temsilcileri kimlerdir? Bugünküsohbetimizde iflte bunlar› ele alaca-¤›z. Elbette buradan da varmak iste-di¤imiz bir sonuç var: Bu tart›fl-mayla esas cevaplamak istedi¤imiz,ülkemizde, bizim gibi tüm ülkeler-de ba¤›ms›zl›k mücadelesinin K‹M-LERLE, kimlerin öncülü¤ü ve ka-t›l›m›yla verilebilece¤idir.

MMaazzlluumm:: Yürüyüfl’ün 33. sa-y›s›ndayd›. O haftaki “Hayat›n ‹çin-deki Teori”de de ““iiflflbbiirrlliikkççii bbuurrjjuu--vvaazzii vvee ddeemmookkrraassii”” bafll›¤› alt›nda,burjuvazinin ilerici olup olamaya-ca¤›n› ele alm›flt›k. Bugün de burju-vazinin ulusalc› olup olamayaca¤›n›ele alarak, bir anlamda o tart›flmay›da tamamlam›fl olaca¤›z. ‹kisi de si-yasi olarak benzer sonuçlar verenyan›lg›lar çünkü. Burjuvaziyi ilericiolarak de¤erlendirmek de, milli ve

ulusalc› olarak de¤erlendirmek desonuçta, “burjuvaziyle iflbirli¤i”negötürüyor. Ve bu noktada da çarp›c›bir sonuç ç›k›yor: Birbirine alabildi-¤ine karfl› görünen “AB’ci demok-rat”larla “ulusalc›lar”; ülkemiz bur-juvazisiyle iflbirli¤inde birlefliyor-lar.

KKeemmaall:: Evet ilginç. Ülkemiz-de ““mmiillllii”” bir burjuvazi olup olma-d›¤›, özellikle 1960’l› y›llar›n ikinciyar›s›ndaki yo¤un ideolojik müca-dele döneminde oldukça önemli birtart›flma konusuydu. Sonra k›smengeride kald› say›l›r bu tart›flma. Me-sela ‘70’lerde Ayd›nl›k gibi birkaçgrup d›fl›nda pek kimsenin günde-minde de¤ildi... Ancak “ulusalc›l›-¤›n” yeni bir flekilde gündeme gel-mesiyle bu tart›flma da farkl› boyut-larda güncelleflmifl oldu.

Eskiden beri çok çeflitli kesimler“milli burjuvazi”nin temsilcisi ilanedilmifltir.

Mesela, bunlardan biri MSP’dir.Çeflitli çevreler, 1970’lerde MSP’ye“milli burjuvazinin partisi” s›fat›n›yak›flt›rm›fllard›. “CHP-MSP koa-lisyonunu ilerici gösterme gayretiiçinde olanlar, MSP'yi ‘milli burju-vazinin partisi’ olarak tan›tmayaçal›flt›lar. Baz› sol kesimler de bun-

dan etkilendiler.” (Hakl›y›z Ka-zanaca¤›z-1, syf. 294)

Oysa; MSP’nin temsilcisi ol-du¤u kesimler de sonuçta em-peryalizmin ve tekelci burjuva-zinin bir uzant›s› durumundayd›-lar ve ç›karlar› yeni-sömürgecidüzenin sürmesinden yanayd›.Yani bu anlamda sosyo-ekono-

mik aç›dan “millici” bir tutum ta-k›nmalar›n›n da ze-mini yoktu.

MSP'nin temsiletti¤i kesimler a¤›r-l›kl› olarak ortaburjuva kesimler-den olufluyordu. Buanlamda bu kesim-lerin ç›karlar›n› dakarfl›lamak duru-munda olan MSP,hem faizcili¤e kar-fl›yd› hem de de¤i-

flik yöntemlerle faizcilik yap›lmas›-na cevaz veriyordu, hem Bat›c› ka-pitalist zihniyete karfl›yd›, amaABD flirketlerinin hakimiyet kurdu-¤u Arap sermayesinin ülkeye gir-mesini istiyordu...

MMaazzlluumm:: CHP-MSP koalisyo-nunda MSP’nin "milli burjuvazininpartisi" olarak de¤erlendirilmesi gibiilginç bir örnek daha vereyim size.

Arnavutluk yönetimi de, yaniAEP de 12 Eylül Cuntas›’na "Ke-malist" demifl ve cuntay› ""mmiilllliibbuurrjjuuvvaazziinniinn iikkttiiddaarr››"" olarak de-¤erlendirmiflti. Bu tespitine paralelolarak da cuntayla anlaflmalar imza-larken, cuntaya karfl› mücadeleedenleri de “terörist” olarak adlan-d›r›yordu. (AEP’çilik, SBKP’cilikülkemizde o boyutlardayd› ki, AEPbunlar› yaparken dahi, o gününAEP’cileri, mesela TDKP’liler, hâlâideolojik g›dalar›n› Arnavutluk’tanalmaya devam ediyor, Arnavutluk'atoz kondurmuyor, AEP’in cuntakarfl›s›ndaki sakat, çarp›k tutumunubile elefltirmiyorlard›. Bunu da birara not olarak aktarm›fl olduk.)

KKeemmaall:: Madem örneklerdengirdik, devam edelim. Ulusal burju-

38 TEOR‹ 15 TTemmuz 22007

Konu: Ba¤›ms›zl›k ve Ulusal Burjuvazi

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Emperyalizme karfl›ba¤›ms›zl›k, proletarya

ve onun partisininönderli¤inde gerçekleflebilir

Page 39: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

vazinin temsilcisi olarak gösterilen-lerden biri de CHP idi. Öyle göste-ren de TKP. Faflist Milliyetçi Cep-he’ye karfl› CHP hükümetinin ku-rulmas›n› sa¤lamaya çal›flan TKP,Ulusal Demokratik Cephe ad›yla biröneri yapm›flt› 1977 sonlar›nda.Sözkonusu öneride flöyle deniyor-du:

“Ulusal burjuvazinin görüflleri-nin ve ç›karlar›n›n etkin politik tem-silcisi, köyde ve flehirde yaflayan ge-nifl küçük-burjuva y›¤›nlar›n umutba¤lad›¤› CHP’nin UDC (...) için-deki onurlu ve tarihi yerini almas›...önemlidir. ”

Evet, flimdi bu iddialara göre,ulusal burjuvazinin temsilcisi MSPmi, 12 Eylül yönetimi mi , CHP mi?Bunlar›n hepsini ayr› ayr› ele almakyerine, biz yine milli burjuvazininolup olmad›¤› noktas›ndan devamedelim tart›flmam›za. Ülkemizde“milli burjuvazi”nin varl›¤›n›n enönemli teorik dayanaklar›ndan birik›saca MDD diye de bilinen MilliDemokratik Devrim tezidir. Bu tezayd›nlar›, solun çeflitli kesimlerinioldukça etkilemifltir. Özlem bunusen anlat istersen.

ÖÖzzlleemm:: '60'l› y›llarda solda et-kili olan MDD teorisinin temeli, ül-kemizin yar›-sömürge, yar›-feodalbir ülke oldu¤u, dolay›s›yla bu du-rumdaki Çin gibi ayn› özellikleri ta-fl›d›¤›yd›.

Milli Demokratik Devrim teori-sinin geçerli oldu¤u sömürge ve ya-r›-sömürge, yar›-feodal ülkelerdeemperyalizm dd››flflssaall bir olgudur. Ya-ni daha aç›k bir deyiflle genellikleya aç›k bir iflgal sözkonusudur ya dasömürge valili¤i gibi yöntemlerleaç›k ve kaba bir sömürgelefltirmevard›r. Emperyalizm, bu ülkelerdeegemenli¤ini komprador burjuvazive di¤er iflbirlikçi s›n›flar arac›l›¤›y-la sürdürür.

Dolay›s›yla, bu özelliklere sahipolan ülkelerde, devrimci görev, feo-dallere karfl› bir köylü devrimini di-¤er bir deyiflle demokratik devrimihedeflemektedir. Devrimci güçler,emperyalizmin aç›k iflgal koflulla-

r›nda uulluussaall bbuurrjjuuvvaazziiyyii ddee,, devri-min müttefiki olarak görür ve geniflköylü y›¤›nlar›n›, tüm emekçileri,ulusal burjuvaziyi bir cephe içindebirlefltirerek, klasik deyiflle, emper-yalizmle iflbirli¤i yapan bir avuç ifl-birlikçi d›fl›nda ttüümm uulluussuu örgütle-yerek), mmiillllii bir savafl verir.

Bu teorik flekillenmede, yaniMDD'de stratejik hedef, aannttii--ffeeoo--ddaall,, aannttii--eemmppeerryyaalliisstt devrimdir.

Fakat bizim gibi yeni-sömürgeülkelerde durum farkl›d›r. Birincisi;hakim üretim tarz› yar›-feodal de-¤il, kkaappiittaalliizzmmddiirr.. Bu emperyaliz-me ba¤›ml› çarp›k bir kapitalizm deolsa, kapitalist iliflkiler ülkenin enücra köflelerine kadar nüfuz etmifldurumdad›r. Art›k emperyalizm ilekompradorluk iliflkilerini sürdürenbir burjuvaziden bahsedilemez, ifl-birlikçi tekelci burjuvazinin ve he-men her fleyiyle, ona ba¤›ml› olantekel d›fl› kalm›fl ama tekelleflme öz-lemi olan burjuvazinin uulluussaall öözzeell--lliikklleerrii kalmam›flt›r.

'60'l› y›llarda dünyadaki çeflitliulusal kurtulufl savafllar›n›n zaferi-nin de etkisiyle, MDD tezi, oldukçarevaçtayd›. Türkiye'nin yar›-sömür-ge, yar›-feodal oldu¤u, gündemdekidevrimin de MDD oldu¤u tezi buanlamda yayg›n bir kabul görüyor-du. Ancak buna ra¤men, THKP-C'yi oluflturanlar, k›sa sürede bu tes-pitlerin ülkemizin nesnel durumunuyans›tmad›¤›n› görerek bu tezlerielefltirerek h›zla terkettiler. Ülke-mizde pre-kapitalist unsurlar›n var-

l›¤›n› korumas›yla

birlikte, esas olarak yukar›dan afla-¤›ya gelifltirilen emperyalizme ba¤-l› çarp›k bir kapitalizmin olufltu¤u-nu tespit ederek gündemdeki devri-min de aannttii--oolliiggaarrflfliikk,, aannttii--eemmppeerr--yyaalliisstt bir devrim oldu¤unu ortayakoydular. Mahirler gösterdiler ki,ulusal bir burjuvaziden de sözedile-mezdi.

MMaazzlluumm:: fiunu da ekleyeyim.Evet, bizim gibi ülkelerde milli birburjuvazi yoktur, ancak onun milli-ci özelliklerini yer yer oorrttaa bbuurrjjuu--vvaazzii dedi¤imiz kesimlerde görebili-riz. MSP konusundaki yan›lg›lar daço¤unlukla bu görünümden kaynak-lanm›flt›r. Bu kesimler, mesela yete-rince rekabet gücüne sahip olma-d›klar› için gümrük duvarlar›n›nyükseltilmesini savunurlar ve bu dad›fla “ulusalc›” bir tav›r gibi yans›r.Fakat bu onlar›n gerçekte “milli”nitelikte oldu¤u ve millilik temelin-de tav›r ald›¤› anlam›na gelmez. Bugörünümden hareketle, bu orta bur-juva kesimlere “ulusal burjuvazi”yaftas› yak›flt›rmak, onlardan ulusalburjuvazinin tarihsel misyonuna uy-gun bir misyon beklemek, mümkünde¤ildir. Nitekim ülkemizde bu tes-pit ve beklentiler üzerine gelifltirilengelmifl geçmifl tüm politikalar, siya-si olarak iflas etmifltir.

Evet, Özlem arkadafl›n özetledi-¤i gibi, ülkemizdeki pre-kapitalistfeodal unsurlar›n gerek alt yap›da,gerekse üst yap›daki de¤iflik boyut-lardaki varl›¤›n›n, keza orta burju-vazinin konumunun yanl›fl de¤er-lendirilmesi, baz› iflbirlikçi tekelcikesimlerin farkl› ekonomik ç›karla-r› nedeniyle gelifltirdikleri “ulusal-c›” söylemlerin yanl›fl yorumlanma-s› sonucunda, “milli” bir burjuvazi-nin varl›¤›na hükmedilmekte, bu-nun üzerine politikalar oturtulmak-tad›r. “Ulusalc›” geçinenlerin, özel-likle eski sol geleneklerden gelip debu kesimlerin ideolojik g›das›n›sa¤layanlar›n yaz›p söylediklerinde,hâlâ MDD’ci teorinin izlerini gör-mek mümkündür.

KKeemmaall:: Burjuvazinin ülkemiz-deki geliflimine bak›ld›¤›nda da he-

Say›: 113 39TEOR‹

Pre-kapitalistunsurlar›n var-l›¤›n›n, ortaburjuvazinin

konumunun yanl›fl de¤er-lendirilmesi, baz› iflbirlikçitekelci kesimlerinin “ulu-salc›” söylemlerin yanl›flyorumlanmas› sonucunda,“milli” bir burjuvazininvarl›¤›na hükmedilmekte,bunun üzerine politikalaroturtulmaktad›r.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 40: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

men hiçbir dönem “milli” bir özel-lik tafl›mad›¤› da ve yine hiçbir dö-nem, arenaya “ulusal ba¤›ms›zl›k-ç›” bir tav›rla ç›kmad›¤› da görülür.

1900’lerin bafllar›nda Osman-l›’da geliflen burjuvazi, emperyalist-lerle iflbirli¤i içinde geliflen bir bur-juvaziydi. Ki bir k›sm› da zaten Os-manl› vatandafl› olan gayri-müslüm-lerdi. Ve güçlü olmay›p, ticaret bur-juvazisi niteli¤i a¤›r bas›yordu.

Anadolu emperyalizm taraf›n-dan iflgale u¤rad›¤›nda Kurtulufl Sa-vafl›’na öncülük edebilecek bir mil-li burjuvazi yoktu. Bilindi¤i gibi bugörevi küçük-burjuvazi üstlendi.Hiç mi burjuvazi yoktu, biraz öncededi¤im gibi burjuvalaflm›fl bir ke-sim vard›. Ama Anadolu’nun iflgaledilmesi varolan ve ulusal niteli¤iolmayan bu burjuvaziyi pek etkile-medi. Tersine, iflgal güçleriyle iflbir-li¤i içinde para kazanmaya devametme siyaseti izlediler. Nitekim,özellikle ‹stanbul’daki ticaret burju-vazisi Ulusal Kurtulufl Savafl›’nakarfl› ç›kacak bir ihanet içindeydi.Ancak ne zamanki Kurtulufl Sava-fl›’n›n kazanaca¤›n› anlad›lar, o za-man çark ederek, Anadolu’daki sa-vafla destek olmaya bafllay›p, yenidüzende kendilerine sa¤lam bir yeredinmeye çal›flt›lar.

Cumhuriyet’ten sonra, Kemalistiktidar milli bir burjuva s›n›f gelifl-tirmeye çal›flt›. Ne var ki, “saks›damilli burjuvazi” yetifltirme politika-s›, kapitalizmin gerçeklerine çarpa-rak gerçekleflemedi.

Kemalistler bunun için çabal›-yor, kaynaklar› bu kesime aktar›-yorlard›. Ama bu burjuvazi, yat›r›-ma yönelmiyor, emperyalist flirket-lerle iflbirli¤i içinde ticaret yoluyla,kasalar›n› k›sa yoldan doldurmayaçal›fl›yordu. ‹ç dinamikten yoksunbu geliflme, ya do¤rudan devlet ka-sas›ndan aktar›lan sermayeyle veyaaz›nl›klardan çeflitli biçimlerde gas-bedilen servet ve sermayeyle sa¤la-n›yordu. Velhas›l Kemalistler’in it-tirmesiyle bu dönemde tarih sahne-sine ç›kan Koçlar, ne o zaman ne dedaha sonra “milli” bir nitelik tafl›-mad›, “millici” siyasetler savunma-

d›lar.

‘40’l› y›llardan itibaren ise, em-peryalist tekellerle iflbirli¤ini güç-lendirip iflbirlikçi tekelci burjuvazis›fat›yla an›l›r oldular. Emperya-lizm bu yeni süreçte iiççsseell bir olguhaline geldi ve ülkenin ekonomik,sosyal, siyasal ve kültürel hayat›naiflbirlikçi tekelci burjuvazi eliyleegemen oldu.

Yani tarihe flöyle bir bak›ld›¤›n-da ülkemizde kendi iç dinami¤iylegeliflmifl, kendi ulusal pazar› içinkavga vermifl bir ulusal burjuvazi-nin hiçbir zaman olmad›¤› görülür.

ÖÖzzlleemm:: Esas›nda tarihi geliflimbu kadar aç›k olmas›na karfl›n, ulu-sal burjuvazi aray›fllar›n›n veya varsan›lmas›n›n nedenleri üzerinde dedursak biraz...

MMaazzlluumm:: Evet, bu iyi olur.Önce flunu söyleyeyim. Düzeniçile-flen hemen her sol grup, bir ulusalburjuvazi keflfeder. Keflfedilen,yoksa da var say›lan ulusal burjuva-zi, ayn› zamanda yeni sa¤c› politi-kalar›n da gerekçesi ve ayn› zaman-da düzeniçileflen grubun ss››rrtt››nn›› yyaass--llaayyaaccaa¤¤›› güç haline gelir.

Nitekim, politikalar›n›n içinde“ulusal burjuvaziyle ittifak”a yerveren hemen tüm siyasi hareketlerin“düzeniçi” olmas›, tesadüfi de¤ildir.

Mesela, düzeniçi bir güç olmahedefiyle kurulan TBKP’nin prog-ram›nda da “ulusalc›”l›k öne ç›kar›-l›r. Bu programa karakteristik bir

örnek olarak bakabi-

liriz. fiöyle deniyor:

"Türkiye NATO içinde kendimeflru güvenlik ç›karlar›na uygunbir politika izlemeli." "IMF ve Dün-ya Bankas›, OECD gibi kurulufllar-la olan iliflkiler uulluussaall çç››kkaarrllaarr te-mel al›narak yeniden düzenlenmeli-dir." "Türkiye'nin toprak bütünlü¤üs›n›rlar› elbet korunmal›d›r."

Bu çizgiyi tam olarak adland›r-mak gerekirse, bbuurrjjuuvvaa mmiilllliiyyeettççiiççiizzggii demek gerekir. Ki bu çizgininülkemizde “sol”dan ilk temsilcisiAyd›nl›kç›lar olmufltur.

TBKP de bu program› ile burju-va milliyetçili¤ini savunma çizgisi-ne gelmiflti. “Ulusal ç›karlar”dan,“ulusal s›n›rlar”dan sözedilirken,bir ulusal burjuvazinin varl›¤› kabuledilmektedir. Ki nitekim yukar›daKemal arkadafl yine TKP’den yapt›-¤› al›nt›da onlar›n CHP’yi ulusalburjuvazinin temsilcisi olarak gör-dü¤ünü aktarm›flt› zaten...

Ulusal burjuvazinin varl›¤›n› ka-bul edip, düzeniçilikte karar k›lanher siyasi hareketin art›k gidece¤içizgi az çok bellidir. Art›k her eko-nomik, politik sorun, her ulusal veuluslararas› sorun, halk›n ç›karlar›-na göre de¤il, kkeennddii ‘‘uulluussaall’’ bbuurrjjuu--vvaazziissiinniinn çç››kkaarrllaarr››nn››nn kkoorruunnuuppkkoorruunnmmaammaass››”” aç›s›ndan ele al›na-cakt›r. Yani baflka deyiflle politika,“emperyalizme karfl› kendi ulusalburjuvazisinin korunmas›” temelin-de flekillenecektir.

Dolay›s›yla, böyle bir temeldekipolitikada, ne kadar ulusall›ktan,ba¤›ms›zl›ktan sözedilirse edilsin,asl›nda bu, emperyalizme ba¤›ml›bir yeni-sömürge olma konumunugüçlendirmekten baflka sonuç ver-meyecektir. S›n›fsal planda ise, hal-k› de¤il, oligarflik diktatörlü¤ü güç-lendirecektir.

Bugün gerek ““TTüürrkk SSoolluu”” Der-gisi etraf›nda kümelenmifl “ulusal-c›lar”, gerek HHKKPP gibi oligarflinin-Genelkurmay’›n resmi tezleriylebütünleflen politikalar›n savunucu-lar›n›n veya CCuummhhuurriiyyeett Gazetesigibi çevrelerin “ba¤›ms›zl›k” savu-nuculuklar›, ne yaz›k ki, ç›k›fl nok-

40 TEOR‹ 15 TTemmuz 22007

.... böyle bir po-litikada, ne ka-dar ulusall›k-tan, ba¤›ms›z-

l›ktan sözedilirse edilsin,asl›nda bu, emperyalizmeba¤›ml› bir yeni-sömürgeolma konumunu güçlen-dirmekten baflka sonuçvermeyecektir. S›n›fsalplanda ise, halk› de¤il, oli-garflik diktatörlü¤ü güç-lendirecektir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 41: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

talar›n›n tersine, emperyalizm iflbir-likçisi oligarfliyi güçlendiren bir so-nuç yaratmaktad›r.

ÖÖzzlleemm:: O halde sonuç olarakflunu söyleyebiliriz; olmayan birulusal burjuvazinin önderli¤indeulusal ba¤›ms›zl›k savunulamaz, ol-mayan ulusal burjuvaziyle ulusalba¤›ms›zl›k için ittifak yap›lamaz.Bu anlamdad›r ki, ülkemizde burju-vaziyle yap›lan ittifak, neticede em-peryalizmle ittifak yapmak anlam›-na gelir ki; bu ittifak›n ba¤›ms›zl›¤ade¤il, emperyalizme hizmet edece¤iaflikard›r.

KKeemmaall:: E¤er “ulusalc›l›¤›”,emperyalizme karfl› ba¤›ms›zl›¤› sa-vunmak anlam›nda ele alacaksak, kiböyle al›nmal›, Mazlum arkadafl›nyukar›da s›ralad›¤› kesimlere, ulu-salc› denmesi mümkün de¤ildir.Çünkü hiçbirinin prati¤inde ba¤›m-s›zl›¤› savunma do¤rultusunda neciddi bir örgütlenme, ne ciddi birmücadele vard›r.

BBiirriinnccii aaççmmaazzllaarr›› fludur zaten;en önemli müttefikleri ordudur. Pe-ki oorrdduu kkiimm?? NATO’nun ordusu.Kim? Emperyalizmin gizli iflgal or-dusu. Bu anlamda Genelkurmay’laittifak içindeki hiçbir kesim ba¤›m-s›zl›¤›n savunucusu olamaz.

fiuras› aç›kt›r; eekkoonnoommiikk,, ssiiyyaassii,,aasskkeerrii,, kküüllttüürreell hheerr aaçç››ddaann ttaammbbaa¤¤››mmss››zzll››kk ssaavvuunnuullmmaaddaann, bununiçin fiilen mücadele etmeden, em-peryalizmle ve onun ülkemizdekiiflbirlikçileriyle savaflmay› göze al-madan “ba¤›ms›zl›kç›”, “ulusalc›”olunamaz. Emperyalizmin iflbirlik-çisi, ufla¤› durumundaki oligarflinin,burjuva partilerinin do¤ald›r ki em-peryalizme karfl› olmak, ülkenin ba-¤›ms›zl›¤›n› sa¤lamak gibi bir soru-nu olmaz. Bu partilerin içinde yeral-mak da ba¤›ms›zl›¤›n, anti-emper-yalizmin reddidir. Düzen partileri-nin hiçbiri “ulusal burjuvazinin”temsilcisi olarak adland›r›lamaz.Çünkü iflaret edildi¤i gibi, bu nite-liklere haiz bir burjuvazi yoktur ül-kemizde ve bu saatten sonra, yaniemperyalizmin bugünkü sürecindebunun olmas› da mümkün de¤ildir.

ÖÖzzlleemm:: Emperyalizm ça¤›ndaherhangi bir sol hareket “kendi ulu-sal burjuvazisini” desteklemeyekalk›flt›¤›nda, orada mutlaka birsapma vard›r.

Bunun o kadar çok örne¤i varki... Mesela, 2. Enternasyonal’in re-vizyonist, reformist partilerini hat›r-lay›n. 1914’te bafllayan 1. Emperya-list Paylafl›m Savafl›’nda emperya-list savafla karfl› ç›kmalar› ve bu sa-vafl› devrimi gelifltirmek için kul-lanmalar› gerekirken pek ço¤u""uulluussaall bbuurrjjuuvvaazziilleerrii""nnii destekle-me karar› ald›lar. Sonuç biliniyor.

Ulusal sorun konusunda da mil-liyetçi çizgi, “kendi ulusal burjuva-zisini desteklemeyi” beraberindegetirir. Ve bu da sosyal flovenizmido¤urur. Bilindi¤i gibi, “sosyal flo-venizm, proletaryan›n saflar›ndabbuurrjjuuvvaa ee¤¤iilliimmllii bir ak›md›r.” Ni-çin böyledir, çünkü, proletaryan›ns›n›f ç›karlar›n› yads›r, onun yerinekkeennddii uulluussaall bbuurrjjuuvvaazziissiinniinn ç›kar-lar›n›, di¤er ulus burjuvazisi karfl›-s›nda savunur. Proletaryay›, burjuvaç›karlar› u¤runa birbirine k›rd›rma-y› savunur.

Biz bu tarz politikalar gelifltiren-lere hep sorduk:

“Yeni-sömürge bir ülkede burju-vazinin "ulusal" özelli¤inden bahse-dilebilir mi? Ekonomiden kültüreher fleyiyle bir ülkeye girip oradaiçselleflen emperyalizmin varl›k ko-flullar›nda, emperyalist sermayeyleç›kar çat›flmas› içinde olan, ulusalbir burjuva kesim olabilir mi?”

Dolay›s›yla bizim gibi bir ülkedeulusal burjuvaziyi savunmak, iki

aç›dan yanl›fl, iki

aç›dan çarp›k. Birincisi, sömürücübir s›n›f›n ç›karlar›n› savundu¤uiçin yanl›flt›r; ama ikincisi zatenböyle bir s›n›f olmad›¤› için, ulusalburjuvaziyi savunmak emperyaliz-mi savunmak anlam›na geldi¤i içinyanl›flt›r... Yeni sömürge bir ülkedeittifak yapacak ulusal burjuvazi ara-yanlar, arad›klar›n› hiçbir zamanbulamad›lar ve elbette bulamaya-caklar. Bulduklar›n› zannedenleringörüp görece¤i ise bir serap olmak-tan öteye geçmez.

MMaazzlluumm:: O halde flöyle diye-rek toparlayabiliriz tart›flmam›z›nbu bölümünü. Özellikle emperya-lizmin 3. bunal›m döneminde yeni-sömürgecilik iliflkileriyle ba¤›ml›hale getirilen ülkelerde bir ulusunkendi ““uulluussaall ppaazzaarr››nn››”” olufltura-bilmesinin koflullar› ortadan kalk-m›flt›r. Dolay›s›yla bir ulusal burju-vaziden sözedilemez. Burjuvaziemperyalizmle bafltan ç›kar birli¤iiçinde ve ona ba¤›ml›d›r. Bu durum-da ba¤›ms›zl›k için verilecek birmücadeleye öncülük etmesi de sözkonusu olamaz, aksine iflbirli¤iiçinde bulundu¤u tüm egemen s›n›f-larla birlikte ba¤›ms›zl›¤›n karfl›s›n-da yeral›r. Ba¤›m›s›zl›k için müca-dele eden güçleri düflman ilan eder.Bu durumda ulusal kurtulufl müca-delesini milliyetçilik temelinde kü-çük-burjuvazi, enternasyonalizm te-melinde ise proletarya sahiplenir.Ancak küçük burjuvazi anti-emper-yalist tavr›n› sonuna kadar götüre-mez ve ço¤u kez görüldü¤ü üzeree¤er önderlik sosyalizmden güçlübir flekilde etkilenmemiflse sonuçtaemperyalizmin güdümüne girmesikaç›n›lmaz olur. Dolay›s›yla eemm--ppeerryyaalliizzmmee kkaarrflfl›› ttuuttaarrll›› oollaabbiillee--cceekk vvee uulluussaall kkuurrttuulluuflfluu,, hhaallkkllaarr››nnkkuurrttuulluuflfluuyyllaa bbiirrlleeflflttiirreebbiilleecceekk teks›n›f proletarya ve onun Marksist-Leninist önderli¤idir.

KKeemmaall:: Evet sevgili Yürüyüflokurlar›. Bu haftaki sohbetimizi bu-rada noktal›yoruz. Haftaya yine busayfalarda buluflmak üzere flimdilikhoflçakal›n.

Say›: 113 41TEOR‹

Emperyaliz-me karfl› tu-tarl› olabile-

cek ve ulusal kurtuluflu,halklar›n kurtulufluylabirlefltirebilecek tek s›-n›f proletarya ve onunMarksist-Leninist ön-derli¤idir.

Hayat›n

‹çindeki

TEOR‹

Page 42: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

AKP iktidar› giderayak “babalargibi sat›fl”a PETK‹M ve SabihaGökçen Havaliman› ile devam etti.PETK‹M’in yüzde 51’i; 2 milyar 50milyon dolara, Kazak-Rus menfleiliTransCentralAsia PetrochemicalHolding Ortak Giriflim Grubu’naihale edildi. Sabiha Gökçen Havali-man› ise, GMR (Hindistan), Malay-sia Airport (Malezya) ile AKP’ninsatt›¤› birçok K‹T’in ihalesinde boygösteren Limak ‹nflaat’›n kurdu¤ukonsorsiyuma sat›ld›.

Bu sat›fllar en çok sahibinin sesiburjuva ve borsalar sevindi. Borsatarihi rekor k›r›p “tavan” yapt›!

“PETK‹M’i kim ald›” krizi ve iflçi s›n›f›na yanl›fl hedef gösteren sendikac›l›k

Özellefltirme ülkemizde öyle birtalana, ya¤maya dönüflmüfltür ki,kendisinin zaten ülkenin ya¤malan-mas› anlam›na gelmesi bir yana,kendi içinde de büyük bir kurals›z-l›kla sürdürülmektedir. SSaattaall››mm ddaannaass››ll ssaattaarrssaakk ssaattaall››mm anlay›fl› ileözellefltirmeler yapan bir iktidar›nyönetti¤i ülkeyi talan için d›flar›danve içeriden sermaye çevreleri üflü-flüyorlar, k›ran k›rana yar›fl›yorlar.

PETK‹M sat›fl› bunun son örne-¤idir. Ülkenin en büyük petrokimyatesisi sat›ld› ama, uzun süre kimesat›ld›¤› anlafl›lamad›. Rus muyduyoksa Ermeni as›ll› m›yd›? Ortaklararas›nda K›br›s Rum’u, Yahudi di-asporas› finansörleri var m›yd› yokmuydu; uzun süre tart›fl›ld›. Özel-lefltirme politikas›n›n kendisine kar-fl› olmayan “milliyetçi” çevrelersermayenin “kimli¤ini” tart›fl›rken,kesin olan bir fley vard›; sosyaliz-min y›k›nt›lar› aras›nda halk›n mal-lar›na el koyarak zenginleflen oli-garklar, mafyavari patronlard› tü-mü. Kazak ortak, kendi ülkesindeEnerji Bakanl›¤› yapm›fl, yolsuzluk-tan cezaland›r›lm›flt›.

TÜPRAfi’›n ilk ihalesini alanEfremov Kautshuk isimli Tatar fiir-

keti’nin de tabela flirketi oldu¤u or-taya ç›km›flt›.

Bu örnekler, özellefltirmenin na-s›l bir talan, vurgun sistemi oldu¤u-nun uç boyutta yans›malar›d›r.

Ancak bizim as›l dikkat çekmekistedi¤imiz, özellefltirme politikas›-n›n kendisidir. ‹ster hilesi, hurdas›olmayan ihaleler yap›ls›n, sat›n alanErmeni, Rum yani “ezeli ve ebedidüflman” de¤il de Avrupa sermayesiolsun; bunlar›n konunun özü itiba-riyle hiçbir önemi yoktur.

Bunlar özellefltirme politikas›n›nözünü sapt›ran tart›flmalard›r. Özel-likle, milliyetçi-ulusalc› kesimlertaraf›ndan “aman yabanc› sermaye-ye sat›l›yor” temelinde gelifltirilen“özellefltirme karfl›tl›¤›” bu yanl›flflekilleniflte önemli bir rol oynam›fl-t›r. Bu kesimler, “yerli” diye sun-duklar› sermayenin K‹T’lere el koy-mas›n› alk›fllam›fllard›r. Erdemir’inOYAK’a sat›fl› biliniyor. Ya daTÜPRAfi’›n Koç’a. Mesele özellefl-tirmelere karfl› ç›kan “ulusalc›lar›n”sözcüsü Cumhuriyet Gazetesi ve ‹l-han Selçuk baflta olmak üzere,TÜPRAfi'›n özellefltirilmesi karfl›-s›nda k›rk y›ll›k iflbirlikçi olan veemperyalist sermaye ile ilk iliflkiyikuran Koçlar’› bir anda “ulusalc›”ilan edilip özellefltirmenin Koç'takalmas›na onay verdiler.

fiimdi PETK‹M’de de, emperya-lizmin bir politikas› olarak özellefl-tirmenin kendisi de¤il, ›rkç› temel-de bir karfl› ç›k›fl ön plana ç›kar›l›-yor. Bunu sadece malum floven,milliyetçi çevreler yapsa neyse;PETK‹M iflçilerinin örgütlü bulun-du¤u Petrol-‹fl’in özellefltirmeye iti-raz›nda da ayn› çarp›kl›k var. Pet-rol-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›Mustafa Öztaflk›n, PETK‹M’in‘‘kimli¤i belli olmayan bir flirketeverilmek istendi¤i’’ aç›klamas› ya-p›yor, Ermeni kimli¤ine dikkat çe-kiyor.

‹‹flflççii ss››nn››ff››nn››nn kkaavvggaass››,, mmiilllliiyyeett--lleerrllee ddee¤¤iill,, sseerrmmaayyeeyylleeddiirr!! “Alan-

lar aras›ndaErmeni var”demek, ser-mayenin poli-

tikalar›na karfl› ç›kmak de¤il, ›rkç›-l›kt›r. Ermeni olmay›p da, Amerika-l›, Avrupal› emperyalistlerden olsa,ne olacak? Petrol-‹fl, bu itiraz›ylaemekçilerin de¤il, ›rkç›l›¤›n sözcü-sü oldu¤unun fark›nda m›?

Petrol-‹fl ihalenin ard›ndan he-men mahkemeye baflvurdu iptaliçin. S›radan protesto d›fl›nda sald›-r›n›n boyutuyla orant›l› bir direniflörgütleme flu an için gündemde yok.

Tamam demokratik mücadeledebir yöntemdir, ancak orada kald›-¤›nda, mahkemeye baflvuru yönte-minin sonucu ne oluyor?

Petrol-‹fl örgütlü oldu¤u TÜP-RAfi’›n sat›fl› örnektir. Petrol-‹fl “da-va” açm›fl, ihaleyi alan Tatar fiirketi-’nin tabela flirketi oldu¤u ortaya ç›k-m›fl, bir y›l sonra yap›lan ihalede iseTÜPRAfi, Koç’a sat›lm›flt›. Petrol-‹flise, bir sendika oldu¤unu unutup bu-nunla övünmüfl, daha fazla paray›satt›rm›fl olmaktan mutlu olmufltu!

Peki kime hizmet etmifl oldu?

Koç’a! fiimdi TÜPRAfi’ta iflçi-ler yeniden hak mücadelesine girifl-mek durumunda kal›yor.

Ad›n›z sendika da olsa, politika-lar›n›z, uygulad›¤›n›z yöntemler ifl-çi s›n›f›na de¤il sermayeye hizmetediyorsa, en az›ndan iflçi s›n›f› lehi-ne sonuçlar yaratm›yorsa; oradaciddi bir sorun var demektir. Soru-nun temelinde yatansa, s›n›f sendi-kac›l›¤› anlay›fl›ndaki bozulmad›r.Bu bozulman›n sonucu olarak özel-lefltirme do¤ru tahlil edilememifl,buna uygun mücadele araçlar› gelifl-tirilememifltir.

Özal’dan bugüne süren büyük talan

Emperyalist sermayenin, ülkele-rin kaynaklar›n› talan yöntemi ola-rak gündeme getirdi¤i özellefltirmeuygulamalar› ülkemizde, 1985 y›-l›nda bafllad›. Cuntan›n yaratt›¤› or-tamda, Özal’›n “liberalizm” rüzgar-lar› estirdi¤i koflullarda bafllayan

42 ÖZELLEfiT‹RME 15 TTemmuz 22007

Büyük ya¤ma: ÖZELLEfiT‹RME

Page 43: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

özellefltirme kapsam›na; 224444 kkuurruu--lluuflflttaakkii kkaammuu hhiisssseelleerrii,, 2222 yyaarrıımmkkaallmmııflfl tteessiiss,, 339933 ttaaflflıınnmmaazz,, 88 oottoo--yyooll,, 22 bboo¤¤aazz kkööpprrüüssüü,, 110033 tteessiiss,, 66LLiimmaann,, flflaannss ooyyuunnllaarrıı lliissaannss hhaakkkkııiillee aarraaçç mmuuaayyeennee iissttaassyyoonnllaarrıı al›n-d›. Bunlar›n küçük bir bölümü ka-patma ya da birlefltirme gibi yön-temlerle tasfiye edilirken, 2007 y›l›itibariyle kapsama al›nanlar›n yar›-dan fazlas› tamamen özellefltirildi.

Bu özellefltirmelerden kimilerialeni yolsuzluklar içinde gerçeklefl-tirildi, baz›lar› bas›na yans›d›, ço-¤unlu¤unun üzeri örtüldü. Vurgun,talan öylesine al›p bafl›n› gitti ki, ay-n› fabrikaya k›sa süre aralarla birbi-ri aras›nda da¤lar kadar fark olan fi-yatlar biçildi, baz›lar› sadece arazi-sinin bedeline sat›ld›. Özellefltirme-lerin ço¤unda patronlar fabrikalar›al›p, sonra o fabrikan›n kârlar› ilesat›fl bedelini ödediler, yani ceple-rinden befl kurufl para dahi ç›kma-dan. Sadece bir örnek vermek ikti-dar›n “babalar gibi sat›fl” anlay›fl›-n›n nas›l gerçekleflti¤ini görmeyeyeterlidir. Antalya Ferrokrom Fabri-kas› 2004 y›l›nda 25 trilyona AksuMadencilik’e sat›ld›. Sat›ld›¤› günfabrikan›n stoklar›nda zaten 20 tril-yon 217 milyar liral›k ifllenmifl ma-den vard›. Yaklafl›k 10 trilyon lirade¤erinde arazi, Fethiye'de 370 dö-nümlük arsa, lojmanlar, krom ya-taklar›, ifl makineleri sat›fl bedelinedahil edilmedi.

AKP iktidar› dönemi, özellefltir-melerin h›z kazand›¤› dönem olarakgeçti. AKP bunu büyük baflar› ola-rak sunuyor. Sermayeye yaranmaaç›s›ndan öyledir; ancak tarih böyleyazmayacak, özellefltirmenin so-nuçlar› önümüzdeki y›llarda dahada çarp›c› hale geldi¤inde halk›nbüyük bir bölümü de böyle düflün-meyecek. Ama sanmay›n ki, sata sa-ta bir fley kalmad›. fiu anda sat›flkapsam›na al›nan ve sat›lmay› bek-leyen: Sümer Holding, TCDD De-rince ve ‹zmir Limanlar›, Çelik Pa-las Oteli, TEDAfi’a ait Baflkent, Sa-karya ve ‹stanbul Anadolu Yakas›Elektrik Da¤›t›m, Araç Muayene ‹s-tasyonlar› gibi kurulufllar ile 8 oto-yol, 2 bo¤az köprüsü bulunuyor.

Bunlar sat›l›nca yenileri, onlar dasat›l›nca madenler, madenler bitinces›rada, akarsular, nehirler var.

Peki bu kadar sat›fl›n karfl›l›¤›al›nan paralar nereye gitti? Halka“Yol, su, elektrik, alt yap›” olarakm› yans›d›? Elbette de¤il.

Özellefltirme ‹daresi Baflkanl›¤›,1985 yılından bugüne kadar ggeerr--ççeekklleeflflttiirriilleenn öözzeelllleeflflttiirrmmee uuyygguullaa--mmaallaarrıınnıınn ttooppllaamm ttuuttaarrıınn››nn 2299..33mmiillyyaarr ddoollaarr düzeyinde oldu¤unusöylüyor. Bu paran›n nereye kulla-n›ld›¤› ise resmen aç›klanmam›fl ol-sa da, büyük bir bölümünün borç fa-izleri olarak emperyalistlere aktar›l-d›¤› bilinmektedir. Harcamalar›nyap›ld›¤› bir baflka alan ise, sat›la-cak olan kurulufllard›r. Yani, bir ku-ruluflu yok pahas›na satan iktidar,sat›fla ç›kard›klar›na da yeni yat›-r›mlar yap›p burjuvazinin önüne ha-z›r halde seriyorlar.

S›ra nehirlere kadar gelecektir.Sat›flta, peflkeflte s›n›r yok! Çünküsat›l›k olmayan hiçbir fley yok!

Felsefe flu: “Özellefltirmenin anafelsefesi, devletin, asli görevleri olanadalet ve güvenli¤in sa¤lanması yo-lundaki harcamalar ile özel sektörtarafından yüklenilemeyecek altyapıyatırımlarına yönelmesi, ekonomininise pazar mekanizmaları tarafındanyönlendirilmesidir. ” (Özellefltirme‹daresi Baflkanl›¤› belgesi)

Devlet mahkemeleri, polisi, or-dusu ile varolacak. Kime karfl›, bili-niyor; sermaye düzenine muhalefetedenlere, sömürüye, talana son ver-mek isteyenlere, ba¤›ms›zl›k müca-delesi verenlere karfl›...

Baflka ne yapacak devlet; serma-ye için kâr getirmeyecek olan, esasolarak da onlar›n ihtiyac›n› karfl›la-maya dönük alt yap› yat›r›mlar› ya-pacak.

Bir ülkenin sistemini, üst yap›kurumlar›n› belirleyen ekonomininyönlendirilmesini ise “pazar meka-nizmalar›na” b›rakacak.

Kim bu “pazar mekanizmalar›?”

IMF, Dünya Bankas›, TÜS‹AD,borsalar, piyasalar, Amerikal›s›, Av-rupal›s›, Japonu, Rus’u ile emperya-list tekeller.

Özellefltirme politikas›, bir ülke-nin tek kurflun atmadan ele geçiril-mesinin en etkili yolu olarak uygu-lan›yor son y›llarda. ‹ster do¤rudanyabanc› sermaye yoluyla, isterseemperyalist sermayenin içeridekiiflbirlikçileri arac›l›¤›yla olsun,özellefltirmelerle ekonominin dene-timi, yönlendirilmesi, ülke pazarlar›emperyalist tekellerin denetiminegeçiyor. Tekeller, özellefltirmelerlekolay-tatl› kazançlar elde ediyorlar.

Örne¤in, adeta ülke halk›n›n ç›-kar›na gibi gösterilen “yabanc› ser-maye girifli”, ülkemize nas›l yaflan›-yor? A¤›rl›kl› olarak yat›r›m içer-meyen, istihdam yaratmayan, varo-lan fabrikalar›n ucuza kapat›lmas›,banka gibi finans kurulufllar›n›n elegeçirilmesi, s›cak para gibi vurup-kaçma araçlar›yla.

Tekeller bu soygunu iktidarlar,iflbirlikçiler arac›l›¤›yla gerçekleflti-riyorlar. AKP’nin iktidar koltu¤un-daki misyonu bu; Ne var ne yokherfleyi sermayenin önüne sermek,sat›p savarak yönetmek.

Say›: 113 43ÖZELLEfiT‹RME

özellefltirme ttalan›nda een bbüyükpeflkefl AAKP’li yy›llarda yyafland›

Page 44: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

"Ceza ald›¤›m›z 1981 y›l›nda,idamlar h›zla infaz ediliyordu.

Devrimci bafl e¤meme gelene¤i-ne katk›da bulunmak için, tecritedildi¤imiz C-11 ko¤uflunda kafayormaya bafllad›k. Dara¤ac›na na-s›l gitmeliydik? ‹dam gecesini, tambir zafer gecesine dönüfltürmek içinneler yapmal›yd›k? Deniz'lerin ön-ceden tasarlad›klar›n› tam olarakuygulayamad›klar›n›, kendi savaflgiysileriyle dara¤ac›na yürümeleri-nin engellendi¤ini biliyorduk. Bizise, üstümüzdekileri zorla ç›karsa-lar bile, öldükten sonra, cellatlar›nbizleri soyarken, amblemlerimizleyüz yüze gelmelerini amaçlayan birhaz›rl›k yapmaya bafllad›k. Cunta-n›n her türlü hileye, ikiyüzlü sözlere,provokasyona, yalana dayal› tertip-lere baflvuraca¤›n› düflünerek, dü-flüncelerimizi giysilerimiz üzerindeyo¤unlaflt›rd›k. (Pratik siyasi tavr›-m›z tart›fl›lmayacak denli aç›kt› veöyle olacakt›.) Birçok olas›l›k veöneri içinden, en uygun buldu¤umuzfley fluydu: ‹dam sehpas›na, atletle-rimize daha önceden çizece¤imiz,örgütümüzün amblemleriyle ç›ka-cakt›k. Bu atletlerin ayn› olmas›n›da kararlaflt›rd›k. K›rm›z› atletleri-mize, sar› renkte ifllenmifl, y›ld›ziçinde orak çekiçten oluflan amb-lem...” ((Dara¤açlar›nda Yap›lan Si-yaset, Haziran Yay., syf. 15)

Aralar›nda Ahmet Faz›l Özdemirve Aslan Tayfun Özkök’ün de oldu-¤u idaml›klar, Metris’in tecrit ko¤u-flunda idam edilecekleri günü iflteböyle bekliyorlard›.

‹daml›klar, cuntan›n elinde re-hindiler. Cuntan›n halka ve devrim-cilere karfl› baflvurdu¤u ilk araçlar-dan biri olmufltu dara¤açlar›. Amadara¤açlar›n› ilk kullanan da cuntade¤ildi elbette. ‹dam, bu topraklarüzerinde yüzy›llard›r kullan›lan birmücadele arac›yd›. Kuflkusuz, sade-ce ülkemize özgü bir fley de¤ilidamlar, ancak Osmanl›’da ““ssiiyyaa--sseett”” kelimesiyle “idam cezas›”n›n

adeta efl anlaml› halegelmesinin de göster-di¤i gibi, ülkemizde si-yasetle idam hep içiçeolmufltur. ‹dam›n kav-

ram olarak karfl›l›¤› ““ssiiyyaasseetteennkkaattll”” idi. Evet, böyle bir ülkede si-yaset yap›yoruz; burjuva siyasetçi-ler siyasete soyunurken yanlar›naiikkii ggöömmlleekk -biri idaml›k, biri bay-raml›k- al›rlar ülkemizde; devrimci-ler ise siyasete, yani s›n›flar müca-delesine girmeleriyle birlikte ööllüümmeenniiflflaannll›› hale gelirler.

HHMeydanlarda ip at›yor faflist li-

derler birbirine. Ast›n asmad›n pole-mi¤iyle k›flk›rt›lm›fl kitlelerin oyla-r›n› avlamaya çal›fl›yorlar. Bahçe-li’nin, Tayyip’in, Baykal’›n “ip”üzerinden yürüttü¤ü tart›flma göste-riyor ki, idam cezas›n› yasalardankald›r›rken, zziihhiinnlleerriinnddeenn kkaalldd››rr--mmaamm››flflllaarr!! Ve herkes görü-yor ki, AABB’’yyee uuyyuumm yasalar›,devrimcilere, yurtseverlerekarfl› “imha” politikas›ndabir de¤ifliklik getirmemifltir.

Ve zaten biz bunu pratik-ten biliyoruz. Ülkemizdeidam cezas› var m› yok musorusunun cevab› ““iiddaammyyookk”” fleklinde de¤ildir. Bu yanl›fl bircevap olur. Do¤rusu, ülkemizdeidam ka¤›t üzerinde YOK, ancak fi-iliyatta DEVAM ED‹YOR olmal›d›r.

HHÜlkemizde son idam, 1984’te

yap›ld›... 12 Eylül mahkemelerininverdi¤i idam kararlar›n›n sonucuy-du bu infaz.

12 Eylül döneminde S›k›yönetimAskeri Mahkemeleri’nde 551177 kkiiflfliiyyeeidam cezas› verildi. Askeri Yarg›tay,bunlardan 124’ünü onaylad›. Vebunlardan da 50’si infaz edildi.

Evet, 1980-84 y›llar› aras›nda 50kifli idam edildi. Bunlar›n 1188''ii ssooll,,88''ii ffaaflfliisstt ve 2233''üü ddee aaddllii ssuuççttaann hü-kümlüydü. Bu üç rakam›n toplam›49 ediyor. Cuntan›n idam ettiklerin-den biri de ASALA militan› LevonEkmekçiyan’d›.

Cunta “sa¤a da sola da karfl›-y›z” propagandas›n› güçlendirmek

için oligarflik devlete hizmet edenfaflistlerden de birkaç›n› kurban et-mekte sak›nca görmemiflti. Dara¤a-c› bu kez, cuntan›n demagojilerinipekifltirmek için kullan›l›yordu.

Kenan Evren 3 Ekim 1984'teMufl'ta yapt›¤› konuflmada idamlarailiflkin flöyle demiflti: ““HHaaiinnlleerrii aass--mmaayy››pp ddaa bbeesslleeyyeecceekk mmiiyyiizz??”” Ülke-miz siyasi literatürüne yerleflen busözle Evren asl›nda Bahçeliler’e,Tayyipler’e, Baykallar’a, A¤arlar’ao günden tercüman olmaktayd›.

HHDara¤açla-

r›nda siyasetintarihinde birazdaha geriyegidelim ister-s e n i z .1 9 2 3 ’ t e n ,Cumhuriyet'inilan›ndan son-

raki dönemdeidamlara ilifl-kin istatistik-ler flöyle:

11 99 22 33 --11993388 aras›;111144 kkiiflflii as›l-d›. (Ki bunla-r›n büyük bö-lümü Mene-men olaylar›ve Dersim ‹s-yan› vesile-siyle verilenidam cezala-r›ndan olufl-maktad›r.)

11 99 33 88 --11996600 aras› 176 kifli.

11996600--11996611 aras› 25 kifli. (Arala-r›nda DP yöneticileri Menderes,Zorlu ve Polatkan da vard›.)

11996611--11997711 aras› 55 kifli.

1972'de üç devrimci, Deniz Gez-

44 TAR‹H 15 TTemmuz 22007

Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye

Dara¤açlar›ndaSiyaset

Page 45: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

mifl, Yusuf Aslan ve Hüseyin ‹nanidam edildi.

1971-1980 aras› 14 kifli.

12 Eylül 1980'den 1984’e kadarda 6622 kkiiflflii...

Bu rakamlar› esas kabul edersek,(Ki bu veriler; 16 Kas›m 1998 Radi-kal Gazetesi’nden al›nm›flt›r), Cum-huriyet tarihi süresince toplam 449kifli dara¤açlar›nda idam edilmifltir.

HHOlay›n biraz da “geleneksel” bo-

yutuna bakal›m isterseniz.

Ülkemizde idam, aass››llaarraakk haya-ta son verme yolu ile oluyordu. An-cak istisna olarak Türk Askeri CezaKanunu’nda idam cezas›n›n, baz›hallerde aassmmaa, baz› hallerde dekkuurrflfluunnaa ddiizzmmee fleklinde yerine ge-tirilece¤i belirtilmiflti.

Yine ülkemizdeki yasalara göre,hükümlünün ba¤l› oldu¤u din vemezhebin özel günlerinde (meselamüslümanlar için Kurban veya fie-ker bayramlar›nda) bu ceza infazedilemezdi. Gebe kad›nlar do¤ur-mad›kça, ak›l hastalar› da iyileflme-dikçe idam edilemezlerdi.

Yasalara göre, “ idam edilecekkifliler birden çoksa, bunlar birbiri-nin karfl›s›nda as›lamaz.” Denizle-r’in idam›nda tüm hukuksuzluklar›nyan›s›ra, bu yasa da çi¤nenmiflti.

‹damlar›n “günefl do¤madan in-faz edilmesi” de yasa hükmüdür.

Avrupa’da kullan›lan dara¤açlar›ucu çengelli ve ters çevrilmifl L flek-lindeydi. (Nitekim, idam, dara¤ac›ile ilgili desenlerde a¤›rl›kl› olarakbu simgenin kullan›lmas›, esas ola-rak “bat›”dan gelen bir flekillenme-dir). Fransa ve sömürgelerinde iseidam cezas› için “Giyotin” kullan›-l›yordu. Osmanl›’da ise, üç ayakl›sehbalar kullan›ld› genellikle. Cum-huriyet döneminde de idamlarda bugelenek sürdürüldü.

HH‹dam cezalar›, ülkemizde hemen

her dönem esas olarak ssiiyyaassaall nnee--ddeennlleerrllee gündeme getirilmifltir. An-cak iktidarlar bunu gizlemek için,siyasi idamlar› gündeme getirecek-

lerinde, hemen bu idamlar›n arife-sinde adli suçlular› idam sehbas›naç›karm›fllard›r. 1960’da da, Talat Ay-demirler’in idam edildi¤i 1964’tede, ‘71’de de, ‘80’de de böyle oldu.

Cumhuriyet tarihinde idamlaruzun y›llar boyunca kesintisiz de-vam etmifltir. 1923’ten sonra, ancak11995588 y›l›nda iillkk kkeezz hiç idam ceza-s› infaz edilmemifltir. 1964-71 y›lla-r› aras›nda da hiç idam olmad›. Da-ra¤açlar› Denizler’le birlikte yeni-den siyaset sahnesine ç›kt›. Yukar›-da dedi¤imiz gibi, üç devrimcininyan›s›ra bu dönemde de 14 adli hü-kümlü idam edildi.

HHBu rakamlara bakarken, flunu

gözden kaç›rmamakta yarar var.‹dam›n olup olmamas› veya az veyaçok yap›lmas› tek bafl›na hiçbir sis-temin niteli¤ini belirlemez.

1938 Dersim isyan›nda, Cumhu-riyet tarihinin en büyük katliamla-r›ndan biri gerçeklefltirildi, 8800 bbiinniiaaflflkk››nn DDeerrssiimmllii kkaattlleeddiillddii.. Fakat bukan deryas›nda, idam say›s› sadece7 idi. Bu neyi gösterir flimdi?

1990’l› y›llar Türkiyesi’nde deidam cezas› uygulanmad› hiç; an-cak infazlar, kaybetmeler, binleriaflt›, "faili meçhul" cinayetlerin sa-y›s› 17 bini buldu.

‹nfazlar, günümüzde de çeflitlibiçimlerde sürüyor. Düzen partileri-nin liderleri miting meydanlar›ndabirbirlerine “ip” atarken, tüm riya-karl›klar›n› da ortaya koymufl olu-yorlar asl›nda. Demokrasicilik oyu-nu gere¤i kald›rd›lar idam cezas›n›.

Biz devrimciler ise, hep aç›k ol-duk bu konuda. Bu ülkede devrimiçin savafl›rken, idamlar› göze ald›-¤›m›z gibi, karfl›-devrimcileri de““ööllddüürreennlleerr,, ööllmmeeyyii ddee ggöözzee aallss››nn,,hheessaabbaa kkaattss››nn”” diye uyar›yoruz.Madem ki bugün bir kavga sürüyor,devrimciler, Cepheli Bedii Cen-giz’in dedi¤i gibi, “ölmeye de, öl-dürmeye de” haz›r olmak durumun-dalar. Fakat bunun ötesinde flunu dasöyleyelim ki; meydanlarda at›lanipler, halk› y›ld›ramaz, oligarflininde hiçbir sorununu çözemez.Bofluna höykürüp durmas›nlar.

Say›: 113 45TAR‹H

K›sa TTarih1155 TTeemmmmuuzz -- 2211 TTeemmmmuuzz

15 Temmuz 1954‹zmir liman iflçileri yasa¤a ra¤men greveç›kt›.

17 Temmuz 1968 6. Filo'ya Karfl› “Dolmabahçe Direnifli”; ABDaskerleri devrimciler taraf›ndan dövülerekdenize at›ld›lar.

15 Temmuz 1990 Mücadele Dergisi’nin 1. say›s› yay›nland›.

16 Temmuz 1918Rus Çar› Nikola ve hanedan›n di¤er fertleriBolflevikler taraf›ndan idam edildi.

16 Temmuz 195811 bin ABD askeri, Ortado¤u’ya sevkedil-mek üzere ‹ncirlik Üssü’ne indirildi.

17 Temmuz 1879‹stanbul'da tersane iflçileri grevde.

17 Temmuz 1936General Franco, cumhuriyetçi hükümete is-yan etti; ‹spanya iç savafl› bafllad›.

17 Temmuz 1995Buca'da dört Cepheli tutsak, Ali R›za Kurt,Tevfik Durdemir, Celalettin Ali Güler ve Bü-lent Pak firar ederek özgürlüklerine kavufl-tular.

19 Temmuz 1979Nikaragua'da Sandinist devrimci güçler,baflkent Managua'ya girdiler.

19 Temmuz 1980 12 Mart Cuntas›’n›n “Balyozcu” Baflbakan›Nihat Erim, Devrimci Sol militanlar›taraf›ndan öldürüldü.

19 Temmuz 1987OHAL ilan edildi.

20 Temmuz 1923Meksikal› devrimci Panço Villa öldürüldü.

Page 46: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

46 CUMHUR‹YET 15 TTemmuz 22007

‹lhan Selçuk’un iki hafta peflpefleyazd›¤› iki yaz›, dikkat çekti. Sel-çuk, sözkonusu yaz›lardan ilkindeMHP’yi överken, ikincisinde ise ifl-kencecilerle el ele vermeyi savunu-yordu... Gelen elefltiriler karfl›s›ndaise, kendini ancak flöyle savunabili-yordu Selçuk:

“Türkiye ‘tehlikenin fark›nda-d›r.’ Tüm sa¤c›lar, solcular, ilerici-ler, gericiler, vaktiyle birbirlerinedifl bilemifl ve can yakm›fl olanlarCumhuriyet Türkiyesi'ni yaflatmaktabuluflacaklard›r...

... dünden kalma kin güdüleribugün eskimifl bakkal defterinde ve-resiye hesab›n›n de¤erinde bile de-¤il.. Kan davas› ayd›nl›k ve ça¤daflinsana yak›flmaz..

Ben laik Atatürk Cumhuriye-ti'nin varoluflu ve bütünlü¤ü için,dün bana iiflflkkeennccee eettmmiiflfl oollaannllaarrllaabbuuggüünn eell eellee vveerrmmeeyyii yurtseverli¤indo¤al ve sade gere¤i say›yorum.”(8 Temmuz 2007)

*

Neymifl; Cumhuriyet Türkiye-si'ni yaflatmak için faflist katliamc›-larla, iflkencecilerle el ele verecek-mifl ve bunun ad› da ““yyuurrttsseevveerr--lliikk””mifl. Frans›z ‹htilali’nden ve ay-d›nlanmadan sözetmeyi çok seven‹lhan Selçuk, bu dönemin ürünüolan “yurtseverlik” kavram›na tarihboyunca böyle bir anlam yüklenmiflmi bir baks›n bakal›m?

Tarihte bu kadar ucube bir yurt-severlik tarifi bulamayacakt›r.

‹lhan Selçuk, “Kan davas› ay-d›nl›k ve ça¤dafl insana yak›flmaz”derken, hiç kuflkusuz yafl›na, siyasibirikimine, tecrübesine hiç uyma-yan kabal›kta bir gerekçe bulmayaçal›fl›yor kendisine. Alenen dema-gojiye baflvuruyor. Yani asl›nda,yazd›¤›n› savunam›yor. Yazd›¤›n›savunmak için gerekçe bulmaktazorlan›yor.

‹flkencelerin, katliamlar›n hesa-b›n› sormak, ssiiyyaassaall ve ss››nn››ffssaalldd››rr;;bunu kan davas›yla ayn›laflt›rmak,ya cahillerin, ya da “siyaset” ad›nayedi¤i halt› savunamayacak durum-dakilerin ifli olabilir.

*

‹lhan Selçuk’un MHP sevgisi ve iflkencecileriyle muhabbeti yeni de¤ildir!

‹lhan Selçuk’un gerek MHP, ge-rekse de iflkencecileriyle ilgili söz-leri yank› yaratt›. Kimi flafl›rd›, kimidönekler sevindi. Ama asl›nda ‹lhanSelçuk, bu tavr›, yy››llllaarr öönnccee aç›kla-m›flt›. Selçuk’un MHP sevgisi de,iflkencecileriyle muhabbeti de y›llarönceye, tam tam›na söylersek, tam 88yy››ll öönncceeyyee uzan›yor.

1999 Nisan’›ndaki seçimlerdeMHP’nin yüksek bir oy alarak ç›k-mas› üzerine, burjuva bas›n yay›ndabafllayan MHP ya¤c›l›¤› ve yalaka-l›¤›na ‹lhan Selçuk da kat›lm›fl ve22 Nisan tarihli Cumhuriyet’te iflteaynen flu sat›rlar› yazm›flt›:

““KKiinn ttuuttmmaayy››nn!!....

‹‹nnttiikkaamm dduuyygguussuu eerrddeemmddeenn ssaa--yy››llmmaazz;; kkaann ddaavvaass›› iillkkeelllliikkttiirr;;AAnnaaddoolluu’’nnuunn yyookkssuull yyöörreelleerriinnddeeggeeççeerrllii oollaann bbuu ttöörreeyyii kkiimm ssaavvuunnaa--bbiilliirr??.... VVaakkttiiyyllee yyuukkaarr››ddaann aaflflaa¤¤››yyaaddoo¤¤rruu bbuuyyuurrggaannll››¤¤››nn ttüürreettttii¤¤ii ddüüflfl--mmaannll››kkllaarr›› ttaarriihhee ggöömmmmeelliiyyiizz..””

Evet, gördü¤ünüz gibi “kan da-vas›” benzetmesine kadar 8 y›l önceyazm›fl bugün yazd›klar›n›.

Devam›nda da “MHP bar›fla,dostlu¤a, kardeflli¤e aç›lmakta iç-tenlikliyse, uzatt›¤› el bofllukta kal-mamal›d›r” diyor Selçuk.

Demek ki, ‹lhan Selçuk’unMHP’yle muhabbetinin “tehlikeninfark›nda olmak”la da ilgisi yok. Sel-çuk, bu konuda da samimi de¤il an-lafl›lan. Bildi¤imiz kadar›yla sözünüettikleri “tehlike”, AKP’yle bu bo-

yutlara ulaflm›fl bir tehlikedir, pekiöyleyse, 8 y›l önce MHP’lilerle sar-mafl dolafl olmak gerekti¤ini yazar-ken hangi “tehlike” sözkonusuydu?

Gerçekte mesele, flu veya bu teh-likenin varl›¤› de¤ildir. Selçuklar,faflist güçlerle ittifak yapmalar›n›“hakl› ve mazur” gösterebilmek içinbu “tehlike”lere s›¤›nmaktad›rlar.

Halka, kendilerine, ideolojilere,hiçbir fleye güvenleri kalmayanlar,kâh Genelkurmay’›n, kâh CHP’nin,kâh MHP’nin ipine sar›l›yorlar...“fieriata” karfl› olma ad›na CHP-MHP-SP-GP-faflistler-iflkencecilercephesi kuruyorlar... ‹lhan Selçukkendini savunmaya çal›flt›¤› 8 Tem-muz tarihli yaz›s›nda “Yaln›z MHPmi?.. AKP'nin teslimiyetçi sat›lm›fl-l›k politikas›na CHP, DP, GP, SP(Erbakan'›n partisi) de karfl› ç›k›-yorlar...” diyerek, “cephesini” hh››rr--ss››zz Uzan’dan SSiivvaass kkaattlliiaammcc››llaarr››--nn››nn avukat› SP’den kkoonnttrraa flfleeffiiA¤ar’a kadar geniflletiyor!!!

‹lhan Selçuk’un emperyalizmeba¤›ml›l›¤a ve halk›m›za reva görü-len faflizme karfl› çözümü(!) iflte bu.Perinçek’in defalarca iflas etmifl“milli cephe” politikalar›n› bir de ‹l-han Selçuk’un tekrarlamas›, Sel-çuk’un bu halka söyleyecek tek birsözünün, bu ülkenin sorunlar›na da-ir tek bir çözümünün olmad›¤›n›nkan›t›d›r... Yaz›k, emeklili¤ini “Bafl-bu¤ Türkefller’in” ö¤rencileriyle kolkola geçirecek...

‹lhan Selçuk’un uzun süredir ya-z›p çizdikleri, burjuvazinin “ideolo-jiler bitti” tezine ne de çok uyuyor.Öyle ya, geçmiflin “sosyalist darbe-cisi”, TÜS‹AD patronlar›ndan SSaa--bbaanncc››’n›n himayesine girince, oradaideoloji mi kal›r? Görülüyor ki, Sel-çuk’un da bir ideolojisi, bir inanc›kalmam›fl. O yüzden iflkenceciler,katliamc›lar, faflistler önünde tesli-miyet bayra¤›n› çekmifl, ““sseevv kkaarrddee--flfliimm......”” flark›s›n› söylüyor. ‹lhan Sel-çuk, onlar› affedebilir, ama bu halk,iflkencecilerini, katliamc›lar›n› af-fetmedi¤i gibi, kendisine unutmay›,elinde halk›n kan› olanlarla el ele tu-tuflmay› tavsiye eden ‹lhan Selçuk-lar’› da affetmeyecek..

‹‹ddeeoolloojjiilleerr ddee¤¤iill aammaa......‹lhan Selçuklar bitmifltir!

Page 47: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

1990’l› y›llar, devrimingeliflti¤i y›llard›. Ve ayn›y›llar, karfl›-devrim de ken-di cephesinden sald›r›yageçiyordu. Devrimin karfl›-devrimle birlikte geliflmesikural› hükmünü sürdürü-yordu. Karfl›-devrimci sal-d›r›n›n bir aya¤› infazlar,kaybetmeler, faili meçhul-lerken, di¤er aya¤›nda ha-pishanelerdeki tutsaklarayönelik planlar vard›.

Terörle Mücadele Yasas›’n›n 16.maddesi ile, bir ve üç kiflilik hücre-lerden oluflan özel hapishanelerinaç›lmas› ve devrimci tutsaklar›ntecritle “rehabilite” edilmelerininyasal zemini haz›rlanm›flt›. Art›kbundan ötesi bir zamanlama mese-lesiydi.

1991’de Eskiflehir hücre tipiylebir sald›r› hamlesi yapt› karfl›-dev-rim. Püskürtüldü.

1996’da bir kez daha sald›rd›lar.‹ktidar 1 May›s’›n hemen ard›ndanEskiflehir Özel Tip Hapishanesi’nitekrar açt›. Eskiflehir hücre tipinegötürülen tutsaklar, dövülerek hüc-relere at›ld›lar.

6 May›s’ta hapishanelere yöne-lik olarak yay›nlanan genelgelerle,hhüüccrree,, tteeccrriitt,, iittiirraaffçç››llaaflfltt››rrmmaa,, bbaa--¤¤››mmss››zzllaaflfltt››rrmmaa uygulamalar›, sis-temli hale getirildi.

Art›k “karfl› taarruz” zaman›yd›. Tutsaklar, temel olarak Eskiflehir

hücre tipinin kapat›lmas›, genelge-lerin iptali talepleriyle 20 May›s’tasüresiz açl›k grevine bafllad›lar. On-larca hapishanedeki DHKP-C,MLKP, TKP(ML), TKEP-Leninist,TKP/ML, Direnifl Hareketi, T‹KB,Ekim, THKP-C/HDÖ ve TDP da-valar›ndan 11550000 ttuuttssaakk açl›k grevi-ne bafllad›.

Bayrampafla sloganlarlasars›l›yordu. Ve Ümrani-ye, Çanakkale, Ayd›n,

Bursa, Ankara, Bart›n... Sars›lma-yan tek bir hapishane duvar› yok-tu... Zulmü sarsmakt› hedefleri.

‹lk gün kimse inanmad› onlara,dostlar›ndan baflka. Beflinci günkimse inanmad› ve yirmi beflinci

gün de... inanmad›lar. D›flar›da da bar›flç›l ve bar›flç›l

olmayan tüm mücadele biçimleriyledirenifle destek büyüyordu. Açl›¤ayatanlar›n yoldafllar› silah kufland›.Barikatlar tutufltu. Önce AAddaalleettdüfltü. Nas›l çarp›flt›ysa atalar›‘38’de, öyle s›kt› kurflunu yaman k›-z› da¤lar›n.

Gültepe’nin sokaklar› sessizdikaç zamand›r. Silah cay›rt›lar› y›rta-na dek bu yollar›... Zulüm böyle birfleydi iflte. Nerede bir savafl ça¤r›s›yap›l›rsa halka, orada bulursun tas-mas›z itlerini düzenin, ellerindeölüm kusan silahlarla.

Hayat kadar de¤erlidir oysaölüm. Ve ölümün de bir anlam› var-d›r hep. Ölecekse insan yi¤it gibi öl-meli, bizimkiler gibi...

3Temmuz’da süresiz açl›kgrevi, ööllüümm oorruuccuunnaa ddöö--nnüüflflttüürrüüllddüü.. Bütün hapis-

hanelerdeki DHKP-C, MLKP,TKP(ML), TKEP-L, TKP/ML,TDP ve Direnifl Hareketi davalar›n-dan 115599 ttuuttssaakk,, ööllüümm oorruuccuunnaabbaaflflllaadd››.. Zulmün önünde ölüme ya-tanlarla örülmüfl bir barikat vard›flimdi. O barikat, flehitlerle güçlen-dirilecekti.

Ayyggüünn ilk kurflundu sus-kun beyinlere s›k›lan, vedo¤ru hedefi tam zama-

n›nda vurdu. Y›l 1996, günlerden 21Temmuz’du.

‹lk gün kimse inanmam›flt› onla-ra. Ve Aygün ölünce de inanmad›lar.

Hani her fley bitmiflti? Globaldünya, küresel pazar... Hani sosya-lizm yenilmiflti?.. Öyle sananlar,kendi düflsüzlüklerine yenildi...

Hepiniz gördünüz Ber-dan’›. ‹ncecikti bedeni. Bi-lincinin gel gitlerinde da-hi, devrimin ö¤retmeniydi.

‹dil ilk geliniydi halk›-n›n. Boran olmufl mavi ge-linli¤iyle, taze bahar sür-günü devrimin... ‹lginç birkahkaha patlatt› Azrail’insurat›na. O güldükçe ya-n›na yaklaflamazd› ölüm;sustu onun için.

Müjdat, bir koflu vard›yi¤itler duldas›na. Ayn› h›zla dönüpgeldi koynunda y›ld›zlarla.

Yemo and›n› içerken, coflkunlu-¤unda flafl›r›p, s›km›flt› sa¤ yumru¤u-nu. Bu kez hiç sektirmeden, patlatt›sol yumru¤unu zulmün beynine.

Hayat, deniz gibi, hep bir fleylergetirip b›rak›yor k›y›m›za. Hep bir-fleyler al›p götürürken bizden. Zafe-ri getirdi bu kez, al›p giderken onla-r›. Ki zaferi ça¤›ran onlard›.

On iki s›ra neferi.

AAyyggüünn UU⁄⁄UURR,, BBeerrddaannKKEERR‹‹MMGG‹‹LLLLEERR,, ‹‹ll--ggiinnçç ÖÖZZKKEESSKK‹‹NN,, MMüüjj--

ddaatt YYAANNAATT,, HHüüsseeyyiinn DDEEMM‹‹RRCC‹‹--OO⁄⁄LLUU,, AAllii AAYYAATTAA,, AAyyççee ‹‹ddiillEERRKKMMEENN,, TTaahhssiinn YYIILLMMAAZZ,,YYeemmlliihhaa KKAAYYAA,, HHiiccaabbii KKÜÜÇÇÜÜKK,,OOssmmaann AAKKGGÜÜNN,, HHaayyaattii CCAANN......

On iki can...

Direnifl içeride ve d›flar›da ey-lemlerle, flehitlerle büyüyordu; ikti-dar, ne “yeni genelge” manevrala-r›yla, ne bask›larla, operasyon teh-ditleriyle direnifli bitiremeyece¤inigörmüfl, s›k›flm›flt›. 69 günlük dire-nifl, 27 Temmuz’ta taleplerin kabuledilmesiyle zaferle sonuçland›.

On iki flehitle kazan›ld› zafer.Bafllarken dedikleri gibi... Biliyor-lard› zaferin flehitlerle kazan›laca¤›-n›... 12 direniflçi, uzatt›lar ellerini, ogünden gelece¤e...

Gelece¤i kazanman›n yolunugösterdiler. Gelece¤i kazanacak yo-lu flehitlikleriyle açt›lar. Açt›klar›yoldan yürüdü Büyük Direnifl’inflehitleri... Ve açt›klar› yoldan yürü-yoruz büyük kavgan›n neferleriolarak...

Say›: 113 47D‹REN‹fi

Zaferi Getirdiler!

Page 48: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

48 DE⁄‹NMELER 15 TTemmuz 22007

“Hiçbir orduzaman› gelmifl bir düflünceye karfl› koyamaz.”

(Victor Hugo)

BBuu kkaaffaannıınn eeğğiitteecceeğğii

ööğğrreennccii nnaassııll oolluurr!!

Malatya ‹nönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Hilmio¤lu, mezuniyet töreninde“Art›k Türkiye’de ‘ne mutlu Türküm diye-ne ile Türkiyeliyim diyenler aras›nda savaflbafllam›flt›r, ortak yaflama alanlar› ortadankalkm›flt›r” diye konuflmufl.

Bu ülkede Kürt’ü, Ermeni’si, Laz’›, Çerke-z’i, Arap’› yok; varsa onlar›n da bu “savafl-ta” icab›na bak›lacakt›r! Hrant Dink’e ya-p›ld›¤› gibi, de¤il mi?

‘Türkiyeli’yim’ diyene bile tahammül ede-meyen, bilim adaml›¤›n› b›rak›p Genelkur-may’›n h›k deyicili¤ini yapan bu kafa nas›lö¤renci yetifltirir? Elbette faflist, flovenist,gerici.

� � �

DDöönneekkllii¤¤ee ggüüzzeelllleemmeeFethullahç› Zaman’›n yazar› Hüseyin Gü-lerce, Ertu¤rul Günay’la görüflmesini an-lat›yor: “Bir siyaset bilgesini dinledi¤imifarkettim. Siyasi ihtiraslar›n›, beklentilerinitopra¤a gömmüfl, çam a¤ac›ndaki yefli-limsi kozalaklar›n güzelli¤inden duygula-n›p a¤layacak gibi olan biriyle konufltum.”Dönekli¤e bu kadar güzellemeye de pesdo¤rusu. AKP’ye geçiflini, “milletvekili ol-mak istiyorum” diye aç›klayan Günay’dande¤il de bir evliyadan sözediyor adeta.

� � �

FFaaddııll’’aa ddaa yyaakkıışşıırr

Doland›r›c› Jet Fad›l parti kurmaya soyu-nuyor. Baflbakanl›k ona da yak›fl›r; Tay-yip’den neyi eksik! O da s›rt›nda yolsuzlukdosyalar›yla baflbakan olmad› m›? Vur-guncu Uzan aday de¤il mi?

Özellikle MHP, CHP ve AKP “terö-rizm” demagojisi üzerinden oy top-lamaya, halk›n korkular›yla birlikteflovenizmi k›flk›rtarak prim yapmayaçal›fl›yorlar.

Meydanda at›lan idam ipleri bununironik ve bir o kadar da pespaye ör-ne¤iydi.

Ancak “en katliamc› biziz” anlam›nagelen “terörle en iyi biz savafl›r›z”yar›fl› da kesmemifl olacak ki, bu kez“terör” silah›n› birbirlerine döndür-düler. Önce Baflbakan Erdo¤an, AKP’ligençlerin fianl›urfa'da sald›r›ya u¤ra-mas›na de¤inerek, isim vermedenMHP'yi kastederek, “bir siyasi partiyan›na mafya tohumlar›n› al›r da di-¤er bir siyasi partinin mensuplar›nasald›r›r, bayraklar›n› afifllerini kesipatarsa bunun ad› demokratik yar›flolmaz. Ondan sonra 'ben terörü önle-

rim' mant›¤›yla yola ç›-kamazs›n. Çünkü terö-rün tohumlar›n› at›yor-sun. Bunun ad› siyasiterördür” dedi.

Bahçeli ertesi güne ce-vap verdi. Türkiye si-

yasi tarihinde en bü-yük siyasi terörü uy-gulayan›n AKP oldu-¤unu ilan etti.

“Terör” burjuva de-magoglar için “bereketli” bir kav-ram. Kavram›n bu tarzda kullan›m›daha çok 11 Eylül sonras› Amerikataraf›ndan gündeme getirildi.

A¤ababalar› ellerine, her derde devabir “öcü” tutuflturdu, oynay›p duru-yorlar.

Muhalifler sindirilecek; terööör!

Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesiezilecek; terööör!

‹nfazlar meflrulaflacak; terööör!

Hak arama eylemleri bast›r›lacak; te-rööör!

‹flkenceciler aklanacak; terööör!

Çocuklar vurulacak; terööör!

Burjuva siyaset gündeminde halk›nsorunlar› gündem d›fl› b›rak›lacak;terööör! Halk korkuyla yönetilecek;terööör!... Velhas›l bereketli kavram;Erdo¤anlar, Bahçeliler, Baykallar datepe tepe kullan›yorlar.

değin elerm

Ya ABD, elinize ‘terör’ demagojisini vermeseydi!

BAM TELİ çizgiler

Page 49: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

Say›: 113 49DE⁄‹NMELER

Yozlaflmaya karfl› mücadele et-tikleri için tutuklananlar›n serbestb›rak›lmas› için ‹stanbul’un emekçimahallelerinde de eylemler vard›.

6 Temmuz’da Gülsuyu’nda me-flaleli yürüyüfl gerçeklefltirilirken,polis bir kez daha yozlaflman›n sa-f›nda yerini alarak kitleye sald›rd›.Sald›r›ya karfl›l›k veren HÖC’lülersaatlerce polise karfl› tafllarla direndikten sonra iradi ola-rak eyleme son verdi. Eyleme BDSP, PDD ve Partizanüyeleri de destek verdi.

Ertesi günü akflam ise, Nurtepe’de meflaleli yürüyüflyap›ld›. “Yozlaflmaya karfl› mücadele ettikleri için tutuk-lananlar serbest b›rak›ls›n” pankart›n›n tafl›nd›¤› eyleminard›ndan yap›lan aç›klamada, fuhufl yapan, kumar oyna-tan ve uyuflturucu satanlar›n d›flar›da oldu¤u, ama yozlafl-maya karfl› mücadele edenlerin onlarca y›ll›k hapis ceza-lar›yla yarg›land›klar› ifade edildi. ABD’linin suç iflleme hürriyeti

Alkollu araç kullanan ABD’li yüzbafl›karfl›dan gelen otomobile çarpt›: 1 ölü.

‹ncirlik’te görevli ABD’li yüzbafl› sar-hofl; dolay›s›yla suçlu.

Ama düzenlenecek raporda flöyle yaz-m›fl olabilirler: 8’de 8 suçsuz. Çünkü o birAmerikal›. Birçok yeni-sömürgede oldu¤ugibi, ülkemizde de ABD’lilerin suç ifllemehürriyeti var.

Çünkü onlar burjuvaBodrum’da ç›kan yang›nda 300 hek-tarl›k alan kül olurken, "Söndürmeyeyard›m edin" ça¤r›lar›na ra¤men, istifi-ni bozmayan Türkbükü sosyetesinine¤lenceye devam ettikleri görüldü.

Bodrum yana, ülke külür olur onlar›numurunda olmaz; çünkü onlar BUR-

JUVA! Bencillik, ç›karc›l›k, bananecilik ne ararsan on-larda; yeter ki ç›karlar›na dokunmay›n, dünyan›n yafla-yaca¤› hiçbir felaket onlar›n umurlar›nda olmaz.

� � �

Gemici o¤ullarÖzal hanedanl›¤›, Jaguar marka otomobillerle simgelefl-miflti. AKP hanedanl›¤› da o¤ullar›n gemileri ile simge-lenecek anlafl›lan.

Baflbakan Erdo¤an’›n “burslu okuyan” o¤lu Bilal’in ge-mi sahibi olmas›n›n ard›ndan, bu kez de Osman Pe-pe’nin 22-24 yafllar›nda, gencecik iki o¤lunun da gemi-leri olmufl. Binali Y›ld›r›m’›n o¤ullar›n› da ekleyin; ba-balar yönetiyor, o¤ullar köfleyi dönüyor.

Yozlaflmaya karfl› eylemler

Antalya Temel Haklar Derne¤i yaz etkinliklerine de-vam ediyor. 8 Temmuz akflam› Alt›nova-Sinan Mahalle-si’nde yap›lan “Beynelmilel” filminin gösterimi de bu et-kinliklerden biriydi. Filmin gösterimine geçilmeden öncedernek ad›na konuflan Ertu¤rul Sa¤lam, düzenin yoz kül-türüne karfl› halk›n kültürünü sahiplendiklerini kaydetti.

Antalya’da film gösterimi

Yarg›tay; Genelkurmay’›n 27 Nisan muht›ras› hakk›n-da davac› olan Av. Kemal Vuraldo¤an’›n talebini reddettive aç›klaman›n muht›ra de¤il, “bas›n aç›klamas›” oldu¤ukarar› verdi. Avukat, bu davay› açt›¤› için Ankara Barosutaraf›ndan da avukatl›ktan at›lm›flt›. Darbecilik aç›kça,yarg›n›n en üst kurumu ve güya demokratik hakk›, huku-ku savunmas› gereken baronun korumas›nda.

Darbecilik yarg› güvencesinde

Cepheliler bir yandan düzen partilerini teflhir ederken,öte yandan ba¤›ms›zl›k ve demokrasi için flehit düflenlerinhesab›n› soruyor.

10 Temmuz günü Bahçelievler Kaymakaml›¤›’n›n 12Temmuz flehitlerinin hesab›n› sormak için bombalanmas›bu eylemlerden biri oldu. Dergimize Cephe ad›na yap›lanüstlenmede, eylemin 12 Temmuz flehitlerimizin hesab›n›sormak için yap›ld›¤› belirtilirken, “fiehitlerimizi selaml›-yoruz” denildi.

12 Temmuz flehitlerinin an›s›na kaymakaml›k bombaland›

Emperyalistler ço¤u kezgerçek amaçlar›n› “de-mokrasi, özgürlük, ada-let” gibi süslü kavramla-r›n arkas›nda gizlerler.Irak iflgali gibi.

ABD’nin ‹ngiltere’densonra en büyük destekçisive iflgal orta¤› Avustral-ya’n›n Savunma Bakan›Brendan Nelson, bu kura-l› bir an unutup, beynin-dekini ortal›¤a döktü.

Nelson, “petrol güvenli-¤ini temin, Irak'taki aske-ri varl›¤›m›z›n anahtar

faktörüdür” dedi.

Bu sözler baflba-kan taraf›ndan,

“Petrol için orada de¤iliz.Orada kalma nedenimiz,Irak halk›na demokrasiyikucaklama sorumlulu¤u-nu vermek" sözleriyle ya-lanlansa da, bir kez dil be-yine uymufl, gerçek orta-ya saç›lm›fl oldu.

Bu arada flu küstahl›¤abak›n; ‘demokrasiyi ku-caklama sorumlulu¤unu’vereceklermifl! Onlar me-deni, ça¤dafl, demokratya; geri, cahil halklara so-rumluluk ö¤retme mis-yonlar› var!

Dili bbeynine uuydu

Page 50: (kdv dahil) faflizmin gölgesi - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/113.pdf · 2007-07-14 · Ne yapt›ysak halk›m›z› sevdi¤imiz için yapt›k Bütün zorluklara bu

50 ANMA 15 TTemmuz 22007

Niyazi Ayd›n, ‹bra-him Erdo¤an, ‹brahim‹lçi, Ömer Coflkun›r-mak, Yücel fiimflek,Nazmi Türkcan, Bilal Karaka-ya, Zeynep Eda Berk, CavitÖzkaya, Hasan Eliuygun 12Temmuz 1991’de DevrimciSol’un yenilmezli¤ini ve mü-cadeledeki ›srar›n› hayk›rd›larüzerlerine bomba ve kurflunya¤d›ran düflmana. Bulunduk-lar› üslerde direnerek, destan-lar yazarak ‘Yoldafllar BiziAfl›n’ fliar›yla ölümsüzlefltiler.

Haklar ve Özgürlükler Cephesi,12 Temmuz günü Karacaahmet Me-zarl›¤›’nda biraraya gelerek kahra-man flehitleri and›. “KahramanlarÖlmez Halk Yenilmez” pankart›,“12-14 Temmuz fiehitleri Ölümsüz-dür” dövizleri ve flehitlerin resimle-riyle cemevinden mezarlar›n bafl›nakadar bir yürüyüfl gerçekleflti. Saat13.00’da bafllayan yürüyüflte s›k s›k“Kahramanlar Ölmez Halk Yenil-mez, 12-14 Temmuz fiehitleri

Ölümsüzdür, Bedel Ödedik BedelÖdetece¤iz” sloganlar› hayk›r›l›r-ken Gündo¤du Marfl›’yla flehitlerselamland›. Mezarlar›n bafl›na ge-lindi¤inde 12 Temmuz flehitleri nez-dinde tüm devrim flehitleri için birdakikal›k sayg› duruflunda bulunul-du. fiehitlerin özgeçmifllerininokundu¤u anmada Sezai Demirtaflbas›n aç›klamas›n› okudu. Aç›kla-mada emperyalizmin ‘demokrasi’manevralar›n›n büyük bir aldatmaca

oldu¤u, emperyalizm-de hiçbir de¤ifliklikolmad›¤›, ülkemizinoligarflinin yönetimi

alt›nda demokratiklefleme-yece¤i dile getirilerek“kurtuluflun tek yolunun‘devrim’ oldu¤u gerçe¤ininifadesiydi devrimci hareke-tin mücadelesi. 12 Tem-muz’da devrimci hareketinönder kadrolar›n› katlede-rek, bu gerçe¤i susturmak,sosyalizm bayra¤›n› yeredüflürmek istediler. Bafla-ramad›lar.

Ülkemizde, ba¤›ms›zl›k, demok-rasi ve sosyalizm mücadelesininbayra¤› yine devrimcilerin ellerin-dedir. Ve Türkiye devrimi iddias›n-dan, kararl›¤›ndan hiçbir fley kay-betmifl de¤ildir. Ça¤r›m›z yine ayn›-d›r; Niyaziler’in ça¤r›s›d›r. Devri-me ça¤r›d›r” denildi. fiiirlerinokundu¤u anma Grup Yorum’unBize Ölüm Yok marfl›n› kitleyle ses-lendirmesinin ard›ndan sona erdi.

Sivas’ta 35 insan›m›z›n diridiri yak›lmas›n› lanetleyenanma etkinlikleri sürüyor

‹zmir’de Çi¤li Pir Sultan AbdalKültür Derne¤i, 4 Temmuz’da Çi¤liBelediyesi'nin meclis salonunda dü-zenledi¤i etkinlikten önce, flehit dü-flenler için 500 kiflilik lokma döktü-rüp da¤›tt›. Etkinlikte konuflanPSAKD Çi¤li fiube Baflkan› TürkanDo¤an; Marafl, Çorum ve Sivas gibikatliamlar›n bizzat devlet taraf›ndandesteklenerek ve egemen güçler ta-raf›ndan düzenlenerek yap›ld›¤›nadikkat çekti. Do¤an, “bu halk unut-maz, 1 May›s alanlar›nda öldürülenemekçileri, Sivas'ta yak›lan›, Ga-zi'de kurflunlanan›; 19 Aral›k'tabombalanan canlar›m›z› unutmaz!Yitirdi¤imiz canlar›m›z› unutmaya-

ca¤›m›z gibi, cellatlar›m›z› da unut-may›z. Belle¤imize kaz›nm›flt›r vekimse bu halk›n belle¤inden söke-mez adalet inanc›n›. Örgütlü halkgüçlü halkt›r. Örgütlenmek yenikatliamlar›n yaflanmamas›n› sa¤la-yacakt›r!" diye konufltu. Semahgösterileri, deyifller, fliirler ve GrupGün›fl›¤›'n›n dinletisi ile süren et-kinli¤e 120 kifli kat›ld›.

9 Temmuz günü ise, Do¤ançay-Der taraf›ndan yap›lan etkinlikle Si-

vas flehitleri an›ld›. Do¤ançay Mey-dan›’nda yap›lan anma etkinli¤ine110 kifli kat›l›rken, dernek ad›na ko-nuflan Musa Aslan, katliamlar›unutmayacaklar›n› kaydetti. Semah,sinevizyon, fliirlerle devam eden et-kinlik, Grup Gün›fl›¤›’n›n marfllar›ve türküleri ile sona erdi.

Elaz›¤ HÖC taraf›ndan Y›ld›z-ba¤lar› Mahallesi’nde düzenlenenmeflaleli yürüyüflte, "Sivas Katli-am›n› Unutmad›k, Unutturmayaca-¤›z" pankart› tafl›n›rken, s›k s›k "Si-vas fiehitleri Ölümsüzdür, SivasKatliam›n›n Hesab›n› Sorduk Sora-ca¤›z” sloganlar› at›ld›.

Artvin Hopa'da ise Hopa Mey-dan›'ndan Belediye Park›'na yürü-yen HÖC, ESP ve Halkevi üyeleri"Katiller Halka Hesap Verecek" slo-ganlar› att›lar.

Bu halk katliamlar› da, cellatlar› da unutmaz!

1122 TTEEMMMMUUZZ DDEEVVRR‹‹MMEE ÇÇAA⁄⁄RRIIDDIIRR