Upload
others
View
0
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
KERBELA'DAN ÖNCE HZ. HÜSEYiN'i DOGRU ANLAMAK
Mustafa ÖZKAN5
ÖZET
Kerbela hadisesi temelde dini, siyasi ve kabilevTsebeplerin etkili olduğu tıir iktidar mücadelesinin sonucudur. islam Tarihinde önemli gelişmelere neden olan ve hala etkisi süren Kerbela olayının merkezinde şüphesiz Hz. Hüseyin bulunmaktadır. Hz. Hüseyin ise çok anılan ancak genelde kanaatimizce doğru aniaşılmayan bir şahsiyettir. Bugün islam Dünyası'nda kendilerini Hz. Hüseyin1n tek temsilcisi olarak gören, Hz. Hüseyin üzerinden başkasını ötekileştiren ve onun mesajını anlama yerine, Kerbela anmalarını kendilerine işkence merasimine çeviren dini-siyasi ya pıların bulunması, Hz. Hüseyin! n doğru olarak aniaşılmadığının birgöstergesi olarak kabul edilebilir. Bu makalede, genel
yaşantısının yanı sıra, Hz. Hüseyin! n önemli gelişmeler karşısınd aki söz ve davranışları
dikkate alınarak, onun dini-siyasi fikirleri tespit edilmeye çalışılmakta ve bu tespitler ışığında onun Kerbela isyanına neden teşebbüsettiği üzerinde durulmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Hüseyin tı. Ali, YezTd tı. Muaviye, Kerbela, iktidar, Biat.
BEFORE KARBALA HUSSEIN TRUE UN DERSTANDING
ABSTRACT
Karbala incident is basically religious, political and tribal reasons, to be effective is the result of a political struggle. Significant developmentson the lslamic History ca use and effect is stili ongoing as of course the center of Karbala incident t tıere Hu ssein. Hussein isa very known but often mi sunderstood figure correctly. Taday in the World of Islam ttıere are religional-politica l groups who accetp t tıemse lves as the only representative of the Hussein, externalize the a rıother on H ussein and instead of u nderstanding his message of Hussain, turn into Karbala ceremonyfortheirtortured can be considered as an indicator of the incomprehensibility Hu ssein.ln this article, as well as the general life of the Hussein, taking into account the im portant developments across the speech and behavior, he tries to determine the religious-politica l ideas and his cause in the lig ht of these fındings focuses on the attempted rebellion in Karbala.
Key Words: Hussein b. Ali, Yazid b. Muawiyah, Karbala, Power, Obeisance.
Yrd. Doç. Dı: Şırnak Üniv"rsiksi İLıhiyall'akiill"si.
Ş ırnak Üniversitesi i lahi ya t Fa kültes i
Derg isi
2oıo/Hı yıl : ı cilt : ı say ı : ı -2
88
Giri~
Hz. Hüseyin, Müslümmların tarihinde kuşkusuz önemli bir şahsiyettir.
O, her şeyden önce Hz. Peygamber'i göm1üş1 onun sevgisi ve duasına maz
har olmuş1 Cemel ve Sıffin gibi iç çatışmalara tmık olmuş tarihi bir kişiliktir.
Konumuz açısından ise Hz. Hüseyin'in önemi1 onun dini ve siyasi gerekçe
lerle Emevi iktidarına karşı isyan etmiş, söz konusu isyan nedeniyle öldürül
müş ve zikredilen ölümün etkilerinin günümüze kadar sürmüş olmasıdır.
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da öldürülmesi, uzun ve kısa vadede önemli
gelişmelere sebep olmuştur. Kısa vadede, Emevi yönetimine karşı gayr-ı
memnunların sayısının hızla artmasına1 bu çerçevede M ekke-Medine gibi
şehirlerde çok sayıda isyanın çıkmasına ve Em evi yönetimine son verecek
olan Abbasi hareketinin güçlenmesine sebep olmuştur. Hz. Hüseyin'in
merkezinde bulunduğu Kerbela hadisesinin uzun vadedeki etkisi ise Şii
düşüncenin güçlenmesine ve bu düşüneeye yakın birçok dini-siyasi mez
hebin ortaya çıkışına kaynaklık etmiş olmasıdır.
Günümüzde, Hz. Hüseyin'i seven ve kendilerini adeta onun temsilcisi
olarak görenlerin söz ve davranışlanna-en azından Kerbela anmalan ör
neğine- baktığımızda şunları söyleyebiliriz: Hz. Hüseyin, sadece anılmak
tadır. Onun aniaşılmasına dönük bir çaba ya da niyet henüz gözükmemek
tedir. Hz. Hüseyin'i anma, onu anlamanın önüne geçmiştir. Böyle olunca,
Hz. Hüseyin üzerinden başkasının ötekileştirilmesi, Kerbela anmalarının
insanların kendilerine eziyet merasimlerine dönüşmesi, kısacası Kerb ela
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
ile ilgili bir bilgi kirliliğinin yaşanınası ve birtakım yanlış uygulamaların
devamı kaçınılmaz oluyor. Oysa ki öncelikli olarak yapılması gereken, Hz.
Hüseyin'i anmaktan anlamaya geçmektir. Başka bir ifadeyle Hz. Hüseyin
anılmayı değil, anlaşılınayı ve örnek alınmayı beklemektedir. Bu çerçeve
de, Hz. Hüseyin'in dini-siyası görüşlerini, Yezid b. Muaviye'ye hangi ge
rekçelerle biat etmediğini ve tüm uyanlara rağmen onun neden Kfıfe'ye
gittiğini anlamadan Kerbela hadisesini sağlıklı bir şekilde anlamak, zikre
dilen olaydan doğru dersler çıkarmak mümkün görünmemektedir.
Müslümanların tarihinde Hz. Hüseyin önemli bir şahsiyet olmasına
rağmen, kanaatimizce, onun kişiliği ve fikirlerini doyurucu bir şekilde anla
tan derli toplu müstakil herhangi bir çalışına da yapılmamıştır. Bu konuda
yapılan çalışmaların merkezinde spesifik olarak Kerbala hadisesi vardır. Hal
buki Hz. Hüseyin' in öldürüldüğü Kerbela hadisesi bir son uç tur. Kerbela' nın
öznesini ve sebeplerini sağlıklı bir şekilde irdeleıneden, Kerbela'yı doğru
okumanın mümkün olmadığını görmekteyiz. Günümüzde bazı insanların
tarihi bir olay olan Kerbela'yı tarih üstü görme/ gösterme çabaları, Kerbela
üzerinden başkalarını ötekileştimıeleri, tema olarak şiddeti içeren mersiye
ler okumaları ve kendileri için işkence merasimlerine dönüşen anına etkin
liklerine ağırlık verıneleri bu çerçevede değerlendirilebilir.
Biz bu makalede Hz. Hüseyin'in kişiliği ve fikirleri üzerinde duracağız.
Aleabinde ise, onun şahsiyeti ve tıkiderine ilişkin yaptığımız tespitlerden yola
çıkarak, Hz. Hüseyin'in neden Kerbela isyanına teşebbüs ettiğini tartışacağız.
Amacımız, Hz. Hüseyin'in doğru anlaşılınasına katkıda bulunınaktır. Bunu
yaparken de ana hatlarıyla şöyle bir yöntem takip edeceğiz: Öncelikle, Hz.
Hüseyin'in hayatı hakkında özet bilgiler sunacağız. Daha sonra aşağıdaki dört
sorunun cevabını bulmaya ve bu cevaplar ışığında, ınezkur şahsiyetin fikri ya
pısını/ mesajını tespit etmeye çalışacağız: 1) Hz. Hüseyin, hi cr etin 41. yılında
hilafetin Muaviye b. Ebi Süfyan'a devriıli nasıl karşılamıştır? 2) Hz. Hüseyin,
Muaviye'nin 20 yıllık iktidarı döneminde ne gibi faaliyetlerde bulunmuştur?
3) Hz. Hüseyin' in, Yezid b. Muaviye'ye biat etınek isteıneyişinin ve dalıa sonra
Küfe'ye gitıııesinin sebebi ne idi? 4) Bugün İslfuıı Dünyası'nın muhtelif yerle
rinde Kerbela ile ilgili yapılan anına etkinlikleri/proğraınları, Hz. Hüseyin'in
fikirleri ve Kerbela'nın ınesajıyla ne kadar örtüşınektedir?
89
Ş ırnak Üniversitesi i lahiya t Fakültesi
Dergisi
90
A) Hz. Hüseyin Hakkında Genel Bilgiler
Hz. Hüseyin1 Hz. Muhmımed'in kızı Eitımatu'z-Zehra'dan doğan toru
nudur. 1 O, Medine'de hicretin4. yılında dünyaya gelıniştir.2 Hz. Hüseyin do
ğunca Resuluilah onun kulağına ezan okumuş1 ve ona Hüseyin ismini bizzat
kendisi verıniştir.4 Hz. Peygamber tarafından çok sevildiği rivayet edilen Hz.
Hüseyin/ Resfılullah'dan hadis de nakletrniştir." 0 1 İslam siyasi ve düşünce
tarihinde çok önemli birtakım gelişınleri de beraberinde getirmiş olan Hz.
Osman'ın öldürülmesi olayı1 Cemel ve Sıffin çatışmalarının yanı sıra, hila
fetin Muaviye b. Ebi Süfyan'a devri gibi tarihi hadiselere de şahid olmuştur.
Müslümanların tarihinde önemli bir konumu bulunan Hz. Hüseyin/ lıicri
61 yılının Muharrem ayında Emevi ordusu tarafından -çok sayıdaki alaabası
ile birlikte- Kerbela'da öldürülmüştür.8
B) Kerbela Çatışmasına Kadar Hz. Hüseyin
1) Hilafetin Muaviye'ye Devri Karşısında Hz. Hüseyin
İlk iki halife (Hz. Ebfı Bekir- Hz. Ömer) döneminde, Hz. Hüseyin'in
kayda değer siyasi- sosyal herhmgi bir etkinliği olmmııştır.9 Belki de bunda,
onun yaşının küçük oluşu ve zikredilen dönernin genel olarak sakin geçme
si etkili olmuştur. Hz. Osman dönemine gelindiğinde1 onun iktidannın son
6 yılında birtakım karışıklıkların yaşandığını ve bu karışıklıkların bir sonucu
olarak Hz. Osman'ın öldürüldüğünü göm1ekteyiz. Hz. Osman öldürülı11eden
İlın Alıdilberr, F.lılı Ömer Yusuf b. Alıdillah lı. Muhammed (ö. 463/ 107 1 ), el-T.<Miı fi Marifeti 'IA51ıiib, &,yrul, 2006, s. 22 1; İbn K"slr, Ebiı'l-I'itla İsmiiii (ö. 746/1 345) d-Iliday'' ve'n-Nihaye, I-XI\ ', Beyrut, 19 78, VIII, s. 149.
2 İlın Alıdilberr, s. 2.2 1; İbııü"l-Fsh, İzwddiıı F.lılı" l-Hasaıı Ali lı. Muham med (ö. 630 / 123 2) (~<du'l-G<ibe f i A1urifeti :<-Suizab,•, I-VIII, Beyml, 2008, II, s. 24; İbn Ilan'f d-fuik.aLini (ö. 8S2/ 1448; el-lsabeft ·ıemytzi"s-Sıılıı1be, Lübnan, 2004, s . 2 77.
3 İlınü'l-Esir, O>du 'l (;,ıhe, Tl, s. 24. 4 ııd:h.uri, Ahmed b. Yiıhya b. Cabir, (ö. 279/ 892), Il!w ibu'l-E)>ra[, 1-Xlll, llcymt, 1996, lll, s.
361; ibııAbdilberr, s. 2 21; lbnid -Es!r, Osdu'l-Ctıbe, II, s. 24. S Rdizurl, TIT, s. 359; İlıııü"l-Esh, L\dıd Gılhe, TT, s. 24; Zehebi, Şemseddiıı \·fuhanınıed lı. Alımed
b. O sm an (ö. 748/ 1374), Siyenı A'himi"n'Niibda, l..übnan, 2004, 1-lll, 1, s. 1484. 6 i bn Hacer, s. 277.
7 İlm Hacer, .~. 227. 8 İbn Abdilberr, s. 221; İbn Kuk ylw, Ebiı :ıvfııhamın<'ll Abdulah b. ivlüsllrn (ö. 276/889), el
Meı1ı·i(, , Deyrut, 1970, s. 9.\ ibn Abdirabbih, Ahmed b. Muhammed (ö. 327/939), ef-Ikdu"/Feı-id, T-VT, Reyrut, 1965, T\~ s. 380-38 1; İlııı Keslr, VITT, s. 149.
9 Ale~ Ahmd, "Iliiseyin b. Ali'; İA (ivillB), hıanbul, 1948, I\ ; s. 635.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
önce onun evi isyancılar tarafından muhasara altına alınmıştır. Söz konusu
ınuhasara döneminde, Hz. Ali'nin isteği üzerine Hz. Hüseyin, Hz. Osman'ın
evine su taşıma ve bir süre bu evi koruma görevinde bulunmuştur. Hz. Ali dö
neminde ise Müslümanlar arasında Ceınel ve Sıffin çatışmalan yaşanmıştır.
Zikredilen iki çatışmada da Hz. Hüseyin1 Hz. Ali'nin safında yer almıştır. 10 Hz.
Hüseyin, Hz. Ali vefat ettikten sonra ise Emevi karşıtlığını sürdüm1üş ve bu
nun bir sonucu olarak, Hz. Ali'nin misyonunu sürdüren ve çok sayıda Müslü
manın biat ettiği Hz. Hasaıia biat etmek suretiyle onun yanında yer almıştır.
Kaynaklarıınızda detaylı olarak anlatıldığı gibi, Hz. Ali vefat edince onun
taraftarlanı Hz. Hasan'a biat etmişlerdir. Ancak Hz. Hasan birkaç ay halifelik
yaptıktan sonra iktidarı şu şartlar la Muaviye b. Ebi Süfyan'a devretmiştir: Klıfe
B eytü' 1-Mal'inden bir miktar paranın kendisine ( Hasan'a) verilmesi, 11 Hz. Ali
ve taraftarlarının cuma günleri camilerde kötülenmemesi12 ve Fars bölgesin
deki Dar-ı Becid denen yerin haracının (Hasan'a) bağışlanması. n
Bilindiği üzere Hz. Hasan, daha önce Hz. Ali taraftarlarının biatını
alınış, 14 hilafetin Muaviye'nin hakkı olmadığı şeklindeki tezi ısrarla savun
ınuşı.' ve hatta bu amaç için Muaviye'yle savaşınaya karar vermiştiYAncak
o1 beklenmedik bir anda Muaviye'ye barış teklif etmiş/7 akabinde ise ona
biat etı11iştir. 1 x Taraftarlarının "Bunu neden yaptın?" sorusuna1'1 Hz. Ha
san, "kendisinin savaşmayı ve Müslüman kanını dökıneyi isteınediğini/0
lO İbn Kc sir, V lll, s. ı SO.
ll Taberi, Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerir (ö .'110/922), Tarihıt't-Taberl, 1-Xl, Kahire, 1 ll 9, V, s. 159; İbııü'l-Fsh, el-Kılm11, lTI, s. 203.
12 Ebi\'1-I'ul:i, İ=imuddiıı İs=ıil (ö. 732/l33ı ), d-A1ıılzlımır{ıAJıl"iri1-R«şer, 1-11, 1\cyrut, 19'1;, 1, s. 254. B Ebıi'l-hda, 1, s. 2S4; İbmı'l-~·errff(ö. 769/ B48), 'liu·ilı, I-II,?_, 128-'i, I, s.l66; Lammens, "Hasa ıı';
TA (MF.R), İstanbul, l 948, \·~s. 305. 14 H alife b. llayyat (ö. 240/854) 'ldrihu llnl[fe b. llayyat, Riyad, ı98S, s. ı 99.
ıs İbn Kuteybe, d-Metıı·i(, s. 92; İbnlı.sem, l:.bO -~·luhamınedAhıned (ö . .';14926), ei-Fütu!ı, l-v1Il, Reyrut, 1986, ITT-I\~ s. 2.86-2.87; Isfahiıı l, F.lılı'l-Ferec Ali lı. Hüseyin (ö. 356/967), Mektltiltt'tT<ilibiyyin, Kahirc1 ı9461 s. S6.
16 İbn Kuteybe, el-Metlrij; s. 92; l:.bıi'l-Fida, I, s. 254. 17 İhn Kutt~ >·he, el-jVre~.ır~{, s.. 92; F.hlı'I-Fida} TJ s. 254. 18 Zühri, Muhammed b. Müslim (ö. ı24/742), d-A1ı<!(ı1zi'ıı-Neh<viyy«, Dımqk, ı980, s. ı 57; İbn
Kuteybe, d-Metıı·i(, s. 92; Diyarbekrt, Hüseyin b. Muhammed el-Hasan (ö. 990/ 1582), 'ftırihıı'l
Haırıl.>jtAimlli F.rıfesi Nefl.>, T-TI, ?, 1302, 11, ' · 324.
19 İbn A'scın, III-I\~ s. 297; İbn Ibi'l Iladi<l, Ab<lülhaıni<l IlibdulLıh b. Muhitmıncd (ö. 66S/l2S7), ~-erlıu Nelıci'l-Heltığıı, 1-lV, Kahire, thz., n; s. 6; Ebıi'l-Pida, 1, s. 2S4; İbıı Keslr,
VTTI, s. 18 -1 9 .
20 Mitktl isi, Mutahh<ır b. T:ilıir (ö. 3SS/964) d -Ral' ıoe 't-Ttiıilı, 1-Vll, llcynıt, 1899, V, s. 238.
9 1
Ş ırnak Üniversitesi i lahiya t Fakültesi
Derg isi
92
zamanında Hz. Peygamber'in 'kendisini (Hz. Hasan'ı) Müslümanian n
arasını düzeltecek kişi olarak vasıflandırdığını21 ve kendisinden sonra
Emeviler'in hilafete geleceğini' belirttiğini söylemiştir.22
Kişiliği savaşınaya müsait olmayan, özellikle Ktifelilerden oluşan taraftar
Iarına güvenmeyen ve muhtemelen Muaviye ile baş edemeyeceğini anlayan
Hasan b. Ali, hicri 41 yılında bazı taraftarlarının muhalefetine rağınen, hilafeti
Muaviye'ye devretmiş ve ardından da Medine'ye gidip oraya yerleşmiştir.
Hz. Hüseyin, iktidarın Muaviye b. Ebi Süfyan'a teslim edilmesini tas
vip etmemiş ve buna şiddetle karşı çıkrnışbr.2~~ Ancak daha sonra, Hz. Ha
san' ın uzun süren ikna çabalan neticesinde Hz. Hüseyin istemeyerek de
olsa Muaviye b. Ebi Süfyan'a biat etmiştir.21 Görüldüğü gibi Hz. Hüseyin'in
Muaviye'ye biatı, Hz. Hasan'ın devreye girmesiyle gerçekleşmiştir. Riv.lyete
göre iktidar devrine karşı çıkmak isteyen Hz. Hüseyin'e, Hz. Hasan şöyle
demiştir: "Yemin olsun ki seni bir eve kapatmak isterdim ki, Şamlılarla bu işi
(hilafeti teslim etme) hallettikten sonra seni bırakayım." 25 Sonuçta Hz. Hü
seyin, Muaviye'ye biat etmiştir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, Hz.
Hüseyin' in, iktidarın Muaviye'ye verilmesini ilke olarak doğru bulınaınış ve
buna karşı çıkmış olmasıdır. Bir anlamda o, mevcut şartları dikkate alarak
gönülsüz bir şekilde Muaviye'ye biat etmek durumunda kalımştır.
Hz. Hüseyin'in Muaviye'ye biat etmek isterneyişinin kanaatimizce iki
önemli sebebi vardı : Birincisi, Hz. Hüseyin'in, iktidarınMuaviye'ye teslim
edilmesini, hilafet içinMuaviye ile mücadele eden ancak öldürülen babası
Hz. Ali'nin hatırasıyla bağdaştım1aması; ikincisi ise Hz. Hüseyin'in Mua
viye'yi hilafete layık göm1emiş olı11asıdır.
2 1 Ruharl, Ebu Muhammed lı. İsınail b. İbrahim lı. Muğire (ö. 256/870), d-C.iırıius -Sahih, T-V111,
İsanbul, 1992, filen/20; I bt\ D:ivml, Siileyınan b. d -S.'as (o. 275/888), Siirıetı1 I-V, İsLınbul,
1992, Sünnet/ 12; 'lirııtizt, -~luhamıned b. İsa b. Sevre (ö. 27 9/892), Siiııeıı, İstanbul, 1992, \·fenakılı/30; İlın K esir, VTTT, s. 17.
22 'l'irrrıi1.!, l'ikn/4S; İbnA'seın, III-Iv; s. 297; İlm Ebi'l-IIadid, I\~ s. 6; Ibt\ '1-l'i<l :l, I, s. 256; İbnu'l
Verdt, I, s. 166-167 .
23 Rdizurl, TTI, s. 363; İlın A'seın, TIT-I\·~ s. 29 1; Makdisl, \·~ 236; İbn Keslr, VTIT, s. 150.
24 lld:lwri, III, s. 363; Din"v"ri, Ebti Iliınif" (o. 282/895 ), Ahl1<iru'I-TII'Iı1, llcym t, thz., s. 204;
'labert, V, s. 160; ibnlı.seın, lll-1\; s. 291; Makdisl, V, s. 23S-2.16; l-'ıgla.lı, E. Ruhi, "Hüseyin: DtA, İstanbul, 1998, XVITI, s. 5 18.
25 İbn Kcsir, V lll, s. ı so.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
Hz. Hüseyin'in gerek Sıffin Savaşı'nda Hz. Ali'nin safında yer almış
olması, gerek Hz. Ali'nin vefatından sonra Muaviye karşıtı olan Hz. Ha
san'a biat etmesi ve gerekse daha sonra hilafetin Muaviye'ye verilmesini
eleştirmesi, onun siyasi görüş olarak Emevi iktidarı karşıtı olduğu anlamı
na gelmektedir. Ancak o1 muhtemelen mevcut siyasi-sosyal güç dengele
rini dikkate alarak ve biraz da ağabeyi olan Hasan'ın baskılan sonucunda,
dönemin çoğu Müslümanının yaptığı gibi o da Muaviye'ye biat etmiştir.
Başka bir ifadeyle Hz. Hüseyin ve onun gibi düşünenler, bir anlamda
Mu aviye'ye teslim olmak durumunda kalmış ve ona isteksiz bir şekilde
biat etmişlerdir.
2) Mu~viyc iktidan Döneminde Hz. Hüseyin
Hz. Hüseyin, Muaviye iktidarının ilk lS yılı içerisinde özellikle Küfe
hierin yoğun tahriklerine rağmen, yönetim karşıtı sayılabilecek herhangi
bir faaliyet içerisinde bulunmamıştır.26 Bunda da şu önemli dört faktör
etkili olmuş olabilir diye düşünüyoruz: Birincisi, Muaviye'nin Hz. Hüse
yin'e oldukça iyi davranması ve ona sık sık ikramda bulunması/7 ikincisi,
olup bitenler i büyük bir dikkatle izleyen Muaviye'nin, Hüseyin b. Ali'yi
KCıfelilerin tahriklerine karşı zaman zaman uyarıp, Hz. Hüseyin'in liderli
ğinde ortaya çıkabilecekmuhalifbir gücün oluşmasına fırsat vermemesi;28
üçüncüsü1 Hz. Hüseyin'in Muaviye'ye yaptığı biata bağlı kalma gereğini
duyınuş olmasıj dördüncüsü ise, mevcut siyasal-sosyal dengelerin farkın
da olan Hz. Hüseyin'in, iktidar karşıtı siyasal bir hereketin ya da isyanın
başarı şansını görmemiş olması ...
Muaviye'nin iktidarı döneminde, yönetim ile Hz. Hüseyin arasında
herhangi bir çatışma yaşanmamışsa da, Hz. Hüseyin ile Muaviye arasında
samimimiyete dayalı bir ilişkiden bahsetmek de pek mümkün değildir. Hz.
Hüseyin ile dönemin siyasal er ki arasında asıl ihtilatin yaşanması, tüm çaba
lara rağmen Hüseyin'in Muaviye'nin oğlu olan Yezld'e biat etmeyi reddet-
26 Bcla~urt III, s. 367-368; tb n I I.ıbib, Ylııhaınmeıl ( 6. 245/859 ), Kitilbll1-ı\Iıı7wlılıer, ııaydarabad,
1942, s. B6ı; Diııeverl, s. 205; hğlalı,XVlll, s. 518. 2 7 R~U:r. url, ın, s. 36i -368j thn K esir, VIJI, s. J 50. 28 Bcla~urt III, s. 367 - 3CıS; l'ığlalı, )..'VIII, s. 518.
93
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
94
mesiyle kendini göstermiştir. Hz. Hüseyin, Muaviye'nin belki de en önemli
projelerinden biri olan Yezid'i hilafete getirme isteğine karşı, Yezid'e biat et
memek suretiyle muhalifbir duruş ortaya koymuştur. Bu gelişme ise, hicri
56 yılında olmuştur?1 Kısacası Hz. Hüseyin, Muaviye yaşadığı sürece tüm
haskılara rağmen Yezid'e biat eb11emiştir. Hüseyin'in Yezid'e biat etmemesi
ise, o dönemin şartlarına göre önemli bir başkaldırı ya da iktidar karşıtı tavır
olarak değerlendirilmiştir. Dolayısıyla Muaviye döneminde iktidar ile Hz.
Hüseyin arasındaki en ciddi problem1 başka bir ifade ile mezkur dönemde
yönetim ile Hz. Hüseyin' i karşı karşıya getiren en önemli gelişme ya da se
bep, Hz. Hüseyin'in Yezid'e biat ememiş alınasıdır diyebiliriz.
Hz. Hüseyin'in tüm haskılara rağmen Yezid'e biat etmek istemeyişi
nin kanaatimizce üç önemli nedeni vardı: Birincisi, Hz. Hüseyin' in, M ua
viye'nin ikame etmeye çalıştığı ancak İslam'ın yönetim anlayışı ve Dör t
Halife Döneıni uygulamalarıyla örtüşmeyen veliahtlık/saltanat sistemine
karşı oluşu; ikincisi1 düşünce, söz ve fıilleriyle hilafet makaımna uygun
olınadığına inandığı bir kişilik olan Yezid'e biat etmek istemeyişi;'0 üçün
cüsü ise, onun Yezid'e biat ebneyi kendi ınisyonuyla bağdaştırmaması ve
topluma kötü örnek olmak istemeyişi idi.
Hz. Hüseyin'in Yezid b. Muaviye'ye biat ebuemiş olmasını dikkate ala
rak, bu durumu, Hz. Hüseyin'in kişiliği ve düşüncesi açısından şu şekilde
yorumlamak müml;;.ündür: Biricincisi, Hz. Hüseyin sorumluluk sahibi bir
insan olarak, düşüncesi ve yaşantısının yanı sıra iktidara getiriliş tarzını tas
vip etmediği idareciye (Yezid b. Muaviye'ye) biat etmemiştir. O, bu terci
hiyle hem kendisi vebal albna girmek is temeıniş hem de kendisini seven
ve örnek alanlara iyi bir örnek olmaya çalışmışbr. İkincisi ise; Basra, KUfe1
Mekke ve Medine gibi önemli merkezlerin Yezid'e -korkuyla da olsa- biat
ettiği ve biat etmayenlere karşı her türlü baskıya başvurulduğu bir dönem
de, Hz. Hüseyin Yezid'e biat etmeme cesaretini gösterebilı11iştir. Aslında
Hz. Hüseyin'in bu duruşu -zikredilen dönemin şartlarına göre- iktidara kar-
29 Ateş, I\~ s. 635; F ığlalı, XTIT, s. 520; Demin:an, Adnan, l<lıim Tılrilıirıitı Tik Asrında Iktidar MJiwdd.si1 İsLınbul, 19961 s. 160 .
. '10 Algül, Hüseyin, Çeşitli Y"oııleriyle Kerbela, "Hz. H üseyin'in Maruz Kaldığı Paciada Yezld'in
Sorumluluğu~ T-ITT, Sivas, 20 10, s. 233; Ayrıca Yezkl'in kiş ilik Ö7ellikleri iç in bkz: Kılıç, Ünal, Turl'}m<ılumı Oda~~JZdakiii<ılif.- li-zid b.Muaviy<, İsLınbul, 20011 s. 396 vd.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
şı isyan bayrağı çekme anlamına gelmekteydi. Dolayısıyla Hz. Hüseyin'in
Yezid'e biat eb11eyişi, Hz. Hüseyin'in "emri bi'! ma'rüf nehyi ani'l-münker"
ilkesi çerçevesinde hareket ettiği ve bu ilkeden ayrılmadığı şeklinde yorum
lamak mümkündür. Sonuç olarak Hz. Hüseyin, getirilmek istenen din dışı
bir sistemin yanı sıra, toplumu yönetmeye layık olmayan birisine biat erne
talebine ve bu çerçevede kendisinin istismar edilmeye çalışılmasına İslami
duyarlılığı sebebiyle karşı çıkmış ve bu konuda bedel ödemiştir diyebiliriz.
3) Hz. Hüseyin'in Yezid B. Muaviye'ye Biat Etıneyişi ve
Ktlfe'ye Gidi~ Nedenleri
Emevi Devletini kuran, şekillendiren ve bu devletin temel dini-siyasi
ilkelerini belirleyen Muaviye b. Ebi Süfyan, hi eri 60 yılında vefat etmiştir.
Muaviye'den sonra, onun oğlu Yezid iktidara gelmiştir. Yezid b. Muaviye
ise iktidara gelir gelmez ilk iş olarak, kendisine biat etmeyen bazı Medine
Iiierin biatlarını alınaya çalışınıştır.31 Bu amaçla Medine valisi olan Velid
b. Utbe'ye bir mektup gönderıniştir. Söz konusu mektupta, Abdullah b.
Zübeyr'in yanı sıra, Hüseyin b. Ali'den zorla da olsa biat almasını iste
miştir. Vali, emir üzerine Hz. Hüseyin'i makamına çağırmış ve halifenin
biat isteğine ilişkin mektubu ona okumuştur. Hz. Hüseyin ise bu durum
karşısında herhangi bir yorum yapmadan evine dönmüş ve bazı akraba
larını da yanına alaral;;. geceleyin Mekke'ye gib11iştirY Zira Hz. Hüseyin,
Medine'de kalması halinde zorla da olsa kendisinden biat alınacağını, biat
etmemesi halinde ise öldürüleceğini düşünmüş tür:''
Mekke'ye varan Hz. Hüseyin, Yezid tarafından yine takip edileceğirıi
ve dolayısıyla birtakım sıkıntılarla karşılaşmasının kaçınılmaz olduğunu
düşünerek, Mekke'den Ku fe' ye gitmeye karar vermiştir. Kısacası Hz. Hü
seyin:'in Medine'den Mekke'ye, gitmesine neden olan asıl sebep, yöneti-
31 Varol, ,\:!. Bahiliiddin, Siyasu11<~jnıu .Süm:inde Lhl-i lleyt, Konya, 2004, s. 136 .
. U ib ıt Kuteybe, ri-İtıı.1mr ws-Siyılı r, I-I~?, 1909, s. 206-207; Dinever~ s. 210·2 11; Ya:köb~ .1:\bU Yal:öb
b. Caf~r h. Vdıh (<>297/R97), Tarıh, J.JTI, Necef, 1358, U, s. 2 15; Talıerı, V, s. 338·340; İlın Asenı, V-VI, s. 13-18; İbnü'l-Esir, d-Kmnil[ı't-Tti.rilı, I-IX, M•<ır, 1348, III, s. U>4; İbn K"str, v1II, s. 147-148 .
. B Bel :lxı.ır~ V, s. 1 17; Dineverl, s. 211·212; 'l aber l, V, s. 118-140; ibn Abdirabbih, IV, s. 176;
Makdisi, v: s. S-9; thıı Aralı i, .\·fulıammed h. Abdili a lı h. Muhammed el -Hııdel us i (ö. 543/ 1148), d-.4.vu~ını mine'l-Kuv<hım, Jlcyrut, thz, s. 229.
95
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
96
min Hz. Hüseyin'i biate zorlaması şeklindeki baskısı ve Hz. Hüseyin'in
buna direnmesi olmuştur diyebiliriz.~H Dolayısıyla bu dönemde Hz. Hü
seyin, Yezid'e biat etmelde ölüm arasında tercih yapmaya zorlanrnıştır.
Hz. Hüseyin'nin Meld:.e'den Küfe'ye gitmesinin nedeni ise şüphesiz
dini-siyasi idi. Zira o, mevcut yönetimi hararnı helal, helali haram sayan, fey
lerin dağıtımı konusunda adil davranmayan, fesadı yayan ve hadleri uygu
lamayan din dışı bir yapı olarak nitelendirmiş ve Emevi yönetimini açıkça
eleştirmiştir.ıs Hz. Hüseyin mevcut siyasal yapıyı eleştirmekle kalmamış, o,
söz konusu yönetime karşı mücadele için de Basra ve Kfıfe şehirlerine ken
disini desteklemeleri için mektuplar göndermiştir. Hz. Hüseyin gönderdiği
mektuplarda öncelikle kendisine biat edilmesini istemiştir. O, gönderdiği
mektkuplarda; Kur'an ve Sünnet'e dayalı bir yönetim kurmak istediğini/6
Ehl-i Beyt mensubu olarak kendisinin hilafete daha layık olduğunu37 ve zul
mü esas alan kişi ve kişilere karşı (ki dönemin yöneticilerini kastediyor) söz
lü-fiili mücadele etmenin dini bir gereklilik/sorumluluk olduğunu açıkça
belirtmiştir.38 Dolayısıyla Hz. Hüseyin, mektuplarında, Müslüman toplum
daki kötü gidişata işaret etmiş, bunun müsebbibi olarak Emevi yönetimini
göstermiş ve bu durumun önüne geçmek için halktan destek istemiştir.
Abdullah b. Abbas,39 Abdullah b. Ömer/0 Abdullah b. Mutf,·U Abdul
lah b. Ca'fcr,42 Muhammed b. Hanefıyye,43 Ömer b. Abdurrahman b. H a
ris b. Hişam,44 Mücemma' b. Ubeydullah el-Aizi45 ve şair Ferezdak46 gibi
şahıslar, Küfe'ye gitmemesi için Hz. Hüseyin'i uyarınışlardır. Ancak o,
34 İbn A'seın1 V-VI, s. '72·91; İbnü'J.Islr, d-Kamil, III, s. 276; '71·72; Ai;ır.ıks:a, Ahmd, Lnı<'ı•iler
Döneminde Kıyamlıır, İstanbul, 1994, s. 69; Kılıç, Ünal, Çqitli YönleriyleKerbelil, I-III, "Kerbela Vakas ı~ Sivas, 2010, I, s. 22.
3S 'Jaberi, v; s. 403; İbn ii 'I-Esir, K<imil, lll, s. 280 .
. >6 Tabeıi, V s . . 'ı.'i7 .
37 Talıerl, \~ s. 402; tbnü'I·F.sir, Kılmıl, TTI, s. 280; İlın Kesh, VIIT, s. 157·158; Apak, Adem, Amılwtlanyla İslam Tarihi, I·III, İstanbul, 2008, III, 85 .
. '18 Tab er!, \ ;s. 40.\ İbn /{se m, V· VI, s. 91; lbnü'l·llslr, 111, s. 280. 39 İlınu'J.Verdi, T, s. 172; F.lıu'l-F idi, I, s. 264; İlın Kesh, VTTI, s. 163. 40 İbn Kcsir, V lll, s. 163. 41 Vinever~ s. 227; ibnii'l-l:.str, Kı1mil, III, s. 266. 42 İlınü'J.F.sir, K<1tnil, Til,'· 277. 43 İbnü'].Esir1 KAmil, lll, s. 26+ 265. 44 ibnü'l·llslr, Kamil, III, s. 27S. 4S İlınü'J.F.sir, K<1tni~ Til,'· 2R 1. 46 llalik• b. ILıyy:il, s. 231; Talwr~ v; s. 386; İbnAbdir.,bbih, II, s. 268; İbnü'l·Esil; IC!1nıil, lll, s. 276.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
söz konusu kararını değiştim1emiş ve Kfıfe yolculuğuna başlamıştır. Hz.
Hüseyin Küfe yolunda iken; Kilfelilerin kendisine yaptıklan biatı büyük
oranda bozdukları1 orada Hz. Hüseyin için biat almaya çalışan ve Müslim
b. Akil'in Emevi idaresi tarafından öldürüldüğü47 ve yolda kendisini ka
labalık bir ordunun beklediği şeklindeki haberleri öğrenmesine rağınen/8
zikredilen teşebbüsünden vazgeçıneıniştir.
Kerbela hadisesi sürecinde siyasi - sosyal bütün şartl arın Hz. Hü
seyin'in aleyhinde olduğu muhakkaktır. En azından bu dönemde Hz.
Hüseyin'in iktidarı ele geçirmesinin ya da iktidara karşı galip gelmesi
nin oldukça zor olduğu görülmektedir. Bu durumu dikkate alan b azı
tarihçiler, Hz. Hüseyin'in Kerbela çıkışını zamanlama ve yöntem açı
sından doğru bulmazlar. Başka bir ifadeyle Hz. Hüseyin' in tedbirsiz
davrandığı ve kendisini bile bile tehlikeye attığını düşünürler.4'J
Tüm şartların Hz. Hüseyin'in aleyhinde olduğu bir dönemde onun
isyana kalkışınasının doğru olmadığı düşünülebilir. Ancak şunu da dü
şünmek gerekir diye düşünüyoruz : O dönemde Hz. Hüseyin, Yezid'e biat
etmekle ölüm arasında bir tercihe zorlanınıştır. Öyle görünüyor ki, Hz.
Hüseyin biat etmeseydi yine öldürülecekti. Ya da ona her türlü baskı uy
gulanacaktı. Dolayısıyla Hz. Hüseyin1 belki de kendisine yaptınlacak ola
nı bizzat kendisi yapmak durumunda kalmıştır.
Kanaatimizce uyanlmasına ve kendisini bekleyen belirsizlikleri bilme
sine rağmen Hz. Hüseyin'in KUfe'ye gitmesinin en önemli nedeni, onun
İslam Dünyası'nın kötü gidişatını durdunnak ve bunu da Ktıfelilerle işbirli
ği yapıp iktidarı ele geçim1ek suretiyle gerçekleştirmek istemesi olmuştud0
Ayrıca Kfıfelilerin Hz. Hüseyin' e çok sayıda davet mektubu göndem1eleri,-; ı
47 D ineveri, s. 227; İlın Kesir, d-Ridıly,, VIIT, ·' · l liR -1 69 . 48 ·ıabcri, v, s. 389-408. 49 Aziınli, -~-lehmet, Çeşitli ~-öııleriyle Kerbelı1, "Hz. Hüseyin isyanının Gerekçeleri Üzerine fuzı
Mül alıazalar~ Sivas, 2010, I, 262-26R SU lkırrin-.ın, s. 245; Ulud a)\, İ<Mnı- .SiJn'>d İli§kikri, İs~ınbu~ tlu. s. l 04; Yılırıa:t, I IüS<.>yin, C,i-1Wi l (inlaiyk
Kirbeld, "Müsliin1anlarArasındaAyrılığın Ya da 1.\irlil-teliğin Odağında Kerbela~ lll, s. 2S4-2S4.
S 1 İbn K ule)' b e, el-fıruzme ı•e:>-Siyıl.", s. 206-207; Diııeveri, s. 2 12 vd; İbn A'sem, V-VI, s. 3 1-34; lvks't\di, Ebiıl-Ilasen Ali b . Iliiseyin (ö. 346/9S7 ), Mıınlnı'z-Zeheb ve A1ı•ıUlimı 'l-C.· vher, ı-ı V,
Mısır, 1964, lll, s. 64; ibnAbdirabbih, IV, s.176; ibııii'J . .ıısır, Kanı i~ lll, s, 267; .llblı' [.fidS, I, s.
267; İlın Keslr, VTTI, s. l S 1; İlı n u'l-Verdi, I, s. 17 1; Diyarlıekri, TT, s. 332; Hami de, ei-Ve-< ai.l.u :>S iyasiyye ,,,/1-İdwiyyı· d-A.iddıı li 'l-Asri1- Emeı•i, ? , 1997, s. 4 5.
9 7
Ş ırnak Üniversit esi i lahiya t Fa kültes i
Derg isi
98
mektuplarda kendilerinin Hz. Hüseyin'i bir kurtarıcı olarak bekledikleri
ni belirtilmeleris2 ve Kfıfe'de genelde Ehl-i Beyt taraftarlarının otum1ası5~
gibi nedenler de Hz. Hüseyin'in hem hurilca sıcak bakmasında hem de yer
olarak Kfıfe'yi seçmesinde etkili olmuştur. Ayrıca Hz. Hüseyin'in durum
tespiti için Kfıfe'ye gönderdiği Müslim b. Akil b. Ebi Talib'in54 çalışmaları
neticesinde 30 bin civarında insandan Hüseyin için biat alındığı haberinin
gelmesiss ve Hz. Hüseyin'in Kfıfe'ye gib11esi gerektiğine ilişkin- ancak içe
riğini kimseyle paylaşma!;;. istemediği- bir rüya gördüğünü söylemesi de
onun bu girişiminin önemli sebeplerindendi.y; Aynı şekilde Hz. Hüseyin'in
Kfıfe'nin yanı sıra Basra'nın ileri gelenlerine de kıyam için davet mektupları
göndem1esi/7 onun iktidarı ele geçirme amacına dönük olarak1 güç birliği
oluşturma yoluna gitme isteğine işaret etmektedir.
Hicri 61 yılında Hz. Hüseyin1 başında Sa'd b. Ebi Vakkas'ın oğlu
Ömer'in bulunduğu dört bin kişilik Emevi ordusuyla karşı karşıya gel
miştir.sH Bazı rivayerlere göre Hz. Hüseyin1 Ömer b. Sa'd'a Kilfevalisi İbn
Ziyad'a iletmesi için şu seçeneklerden oluşan bir teklif sunmuş tur: Kendi
sinin Hicaz'a geri dönmesi1 Yezid b. Muaviye ile görüşmesi ya da sınır boy
larındaki Türklerle cihada gitmesi.5'1 Ukbe b. Seman ismindeki şahıs ise1
Hz. Hüseyin'i Mekke'den vefatma kadar takip ettiğini ve böyle bir teklifin
Hz. Hüseyin tarafından yapılmadığını belirtmektedir."0
Öldürülebileceğini tahmin etmeyen1 ancak iktidar tarafından da kesin
lilde rahat bıralalmayacağını bilen Hz. Hüseyin'in bahse konu olan teklifi
sunması1 kanaatimizce mümkün görünı11emektedir. Muhtemeldir ki bu ha
beri, Hz. Hüseyin'in taraftarlarından birisi iktidarı kötü1 Hz. Hüseyin'i ise
masum göstem1ek amacıyla uydurmuştur. Neticede hicri 61 yılının Muhar-
S2 İlın Kute)'be, el-fıruzme ,.,:,. Sıyase, s. 2 07-2 0R; Ya'kübi, 11, s. 215-2 16; T,b.,ri, V, s. 347-3 52;
İbnii'l- Esir, Kami~ II~ s. 266; İbn K"sir, \ 1 II, s. ıs ı vd. S.', Deınircan, s. 349-3SO.
S4 Halife lı. Hayy.it, s. 23 1; Dineveri, s. 213.
SS DineV<'f~ s. 224; Lılwri, \~s. 348; İbnAbdirabbili, I\~ s. 378; İbnü'l-Islr, K<imil, lll, s. 272. S6 Tabeıi, \ ;s. 416, 4S1; ibnA'sem, V-V1, s. 109; ibnKeslr, V lll, s. 163-1 67.
S7 Dineverl, s. 2 14; İlın A'se ın, V-VI, s. 42; F.lılı'I-Fadl ei-Recavi, Eyyiimu'l-Arub, 1940, s. 420.
58 Ya'kıibi, II, s. 2 ı6; 'Tiıb"ri, \~s. 389; :'vks\idi, III, s. 7 ll; ivlakdisi, \~ s. ll-12; İbmı'I-V"nli, I1 s. ın.
S9 Tabeıi, \ ; s. 389; ibnAbdirabbih, 1\; s. 379; .~-lakdis~ \ ; s. 11-12; ibnii'l-!lstr, Kı1mi~ s. 281-284; İbıı Kesir, VTTT, s. 175; F.lıü'I-Fida, I, s. 265; İlın Teymiyye, I\·; s. 404; Elılı'l-F id.\, I, s. 265; Suyüti, s. 207.
6 ll İbn Kcsir, V lll, s. 175.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
re m ayının lO'dar.ı meydana gelen Kerbela olayında Em evi ordusundan 88 /'2
Hüseyin'in akrabalarından ise 70-8063 arasında kişi öldürülınüştür.
Hz. Hüseyin'in öldürülmesine yönelik tepkiler çok sert olmuştur. Söz
gelimi, Abdullah b. Abbas,64 Abdullah b. Ömer'65 İbrahim en-Nelüi/,; ve
Hasan el-Basr~7 gibi dönemin ileri gelen alimleri Hz. Hüseyin'in öldürül
mesine ciddi tepki göstermişlerdir. Kerbela hadisesi aynı zamanda Medi
ne is yanı gibi çok sayıda isyanın çıkınasında/8 Ali taraftarları ile Eınevller
arasındaki düşmanlığın artmasında69 ve Emevi iktidarının yıkılınasında
önemli oranda etkili olmuştur. 70
Hz. Hüseyin'in Yezid'e biat etıneyişi ve Küfe'ye gidiş sebepleri bağlaının
da şu değerlendirı11eyi yapmak mümkündür: Hz. Hüseyin'i Kerbela isyanına
götüren sebep ve sürecin doğru bir şekilde anlaşılması ve yorumlanması için,
onun Yezid hakkında neler düşündüğüne ve Kerbe11 yolculuğuna çıkmadan
önce, hurfıcuna ilişkin dile getirdiği gerekçelerin yanı sıra, kendi taraftarlaona
yaptığı vaatlere bakmakgerekınektedir. Zira Hz. Hüseyin'in Yezid'e ilişkin dü
şünceleri ve taraftarianna gönderdiği davet mektuplannın içeriği, onun zikre
dilen isyanı başlatmasının asıl sebeplerini ihtiva e tınektedir diye düşünüyoruz.
Hz. Hüseyin'in mevcut siyasal yönetimle karşı karşıya gelmesinin ve
Kerbela isyanına girişmesinin belki de en önemli nedeni, onun Yezid'e biat
etmemesi olmuştur. Çünkü Hz. Hüseyin' e göre Yezid1 sahip olduğu düşün
ce1 yaşantı ve kişilik olarak hilafete layık biri değildi. Aynı zamanda Yezid
için halktan zorla biat alınınası ve onun iktidara getiriliş biçimi de dini açı
dan doğru değildi. Hz. Hüseyin, zikredilen sebeplerle Yezid'e biat etmeyin-
61 Halife b. Hayy:lt, s. 234-235; hberl, V, s. 400; ibn Keslı; V lll, s. 188; Zeh ebt 'l'.lrilıı/I-Js1,1m v~'I-
Viftydti'I-M~aJıir-i l't7-A7ılm, 1-XXll , Re yr ut, 199 11, T\~ '·S.
62 ·ı;ıb(·r~ V, s. 455; ."vk.s'iıd~ III, s. 72; ibn K(,;ir, V lll, s. 189. 6:~ Dineverl, s. 239; ibn Keslr, Vlll, s. 189; Viyaıbekrl, ll, s. :>:>.'1. li4 Me~'ud i, ın,~. 64-65; İbn A'sem, V: N, s. 72-73; thnı.i'l -R~ir, Kılnıil, ın, s. 275-276; F.hıYl-Fidi, ı,
>. 264; ibnıı 'l-Vcnl~ I, s. 172.
6S BııhArt J-'ediilu's-SahAbe/ 22; Tirınizt, MeııM{)b/~0. Iili İlın Ahdir.ı.hhih, N, s. 383. 67 ll<ılif(, b. I Lıyy<it, s. 235; ibn K<'sir, \:'1II, s. ıs9.
68 Taberi, \ ; s . 4 79-480; Hodgsoıı, !oL C. S. isla11f'ırı Seriiveııi, (çev. Metin Karabaşoğlu), 1-11,
İstanbul, 1995, ı,~. 164; Algı.il, Hüseyin, Kerlı eliı, fstanhul, 2009, ~. 1731 216. J)emircan, s. 358. 69 1 J.<ıı.ın1 tbrahim Hasan, Si yus~ Din; Kültün·l-Sosyal islUm Tarihi, I-Iv, (s:(,v. S. Gümii~, İsın;ril Yığil),
istanbul, 198S, ll, s. 87; Lewis llernard, 'litrilıtcLlmplm; (çev. H. Vursım Yıldız), istanbul, 2000, s. 94.
70 Alınıd c~vdd, Kısııs -ı Erıbiyıı ''' Teı,ılrihi Hııl~fıl, I-N, İ~tanhul, 197 1, 11, s. 464; Kevin A,
.Mııst afa, lsl/ım Siyıe<l Diişii11usindıc Mııhale[et, (s·.ev. VeüliAkyii~ ), İstanbııl, 1990, s. 215-216.
99
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
100
ce, bu, onun takip edilmesini ve baskılara maruz kalmasını beraberinde ge
tirmiştir. Söz konusu baskıya dayanamayan Hz. Hüseyin ise, Küfe'ye gidip
taraitadarıyla birlikte yönetimi ele geçirmeye karar vermiştir.
Hz. Hüseyin, isyan etmeden önce Emevi yönetimini ve icraatlannı açıkça
din dışı olarak nitelendirmiş ve eleştirmiştir. Ona göre mevcut iktidar, hehl.l
haram, adalet ve had uygulaması gibi konularda dine aykırı hareket etmiştir.' 1
Hz. Hüseyin'in bu suçlaması ya da iddiası dikkate alındığında, onun din dışı
gördüğü bir siyasal yapıyı dini gerekçelerle eleştirdi ği ve ona karşı dini saikler
le mücadele verdiği söylenebilir. Bu bağlamda diyebiliriz ki1 Hz. Hüseyin'in
mücadelesi ve bunun bir sonucu olarak Kerbela ya yürüyüşü, yönetimin dine
aylanlık teşkil eden yapısı ve icraatlanna karşı bir karşı koyuş idi.
Hz. Hüseyin'in fikirlerine ilişkin bize ip ucu veren diğer bir bilgi ise1 onun
isyan sürecinde taraftariarına olan vaadi idi. 0 1 kendisine biat edenlere Kur'an
ve Sünnete dayalı bir yönetim kurmayı vaad etmiştir.72 Bu ise1 Hz. Hüseyin'in
herhangi bir siyasi -sosyal ya da ekonomik amaç için değil de1 din temelinde
yapılandırılan ve işleyen bir idare kurmak için çalıştığını göstermektedir.
Hz. Hüseyin'in fikirleri ve duruşu dikkatle incelendiğinde, onun olup
b itenler karşısında duyarlı hareket eden bir mü'ınin olduğu anlaşılmakta
dır. Sorumluluk sahibi olan Hz. Hüseyin, haksızlığı/zulmü esas alanlara
karşı sözlü ya da fiili mücadele verilmesi gerektiğini dini bir zorunluluk
olarak görmüştür.7~ O, bu düşüncesinin gereği olarak1 çevresini bilinçlen
dirme ve onları doğruya yönlendimıenin gayreti içerisinde olmaya ça
lışmıştır. Bu durum ise1 Hz. Hüseyin'i seven/sevdiğini idda eden ve onu
örnek almaya çalışanların, tüm haksızlıklara karşı çıkmaları ve doğrulada
beraber hareket etmeleri gerektiğinin zorunluluğuna işaret etmektedir.
Hz. Hüseyin1 Ehl-i Beyt'in, mevcut Emevi yönetimine göre iktidara dalıa
çokhaksahibi olduğunu söylemiştir.'4 Yalnız Hz. Hüseyin burada -muhteme
len- dönemin idarecilerinin özelliklerini ve onların halihazırdaki icraatlarını
dikkate alarak, Ehl-i Beyt'in hilafete daha layık olduğunu belirtıniştir. Yoksa
71 'Jaberi, v; s. 403; İbnii"I-Esir,Kıhııil, lll, s. 280.
72 Tabeıi, ' ''.s .. ',.'i7, 40.'1. 73 Talıerl, '·'. s. 403; lbıı A'sem, V-VT, s. 9 1; İbnü'l-Esir, Kı1tnil, TTI, '· 2RO. 74 'Jaberi, v; s. 402; İbnii'l-Esir,Kıhııil, III, s. 280; İbn Kesir, s. 15'7-158 .
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
o, Ehl-i Beyt'i kutsallaştırma, iktidar olma haldoru sadece bu aile mensupla
rına tahsis etme ve bunu da nassa dayandınna yoluna gitıneıniştir. Belki de
dönemin siyasal-sosyal şartlan Hüseyin'i bu şekilde düşünmeye wrlamıştır.
Zira mevcut idarecilerin din! hassasiyetleri o dönemde bir eleştiri konusuydu.
Buna karşın, Ehl-i Beyt mensuplarının hilafete daha layık oldukları genel bir
kanaat idi. Hüseyin de muhtemelen topluında egemen olan bu kanaati dile ge
tinniştir. Dolayısıyla Hz. Hüseyin'in Ehl-i Beyt'i ve Ehl-i Beyt adına kendisini
iktidara layık görmesi, kabilecilik ya da dini-siyasi bir ınezhepçilik anlamında
değildir diye düşünüyoruz. O, belki de din anlayışı ve toplumsal gerçeklikten
yola çıkarak, Ehl-i Beyt mensuplarının Üıneyyeoğullarından daha çok hilafete
hak sahibi olduklarını dile getimıiştir. Eğer Hz. Hüseyin iktidarı Ehl-i Beyt'e
tahsis etıne ve bunu da nassa dayandınna gibi bir iddiada bulunmuş olsay
dı, kanaatiınizce dönemin alimleri buna karşı çıkacaldardı. Ancak ilk dönem
kayaaldarında iliınlerin Hz. Hüseyin'in bu düşüncesine karşı çıktıklarına dair
herhangi bir bilgimevcut değildir.
Hz. Hüseyin, dine göre yapılandırılan ve işleyen biryönetim kunnak is
teıniştir. Bunu da taraftariarına açıkça söylemiştir. Bu, Hz. Hüseyin'in mev
cut idareyi din dışı gördüğün ün ve buna alternatifbir yönetim kurmak iste
diğinin bir göstergesidir. Dolayısıyla Hz. Hüseyin'in Kerbela çıkışının asıl
amacı, toplumu yozlaştırdığına inandığı mevcut siyasal yapıyı ortadan kal
dırmak ve dine uygun olacağını vaatettiği bir yönetim kurmaktı diyebiliriz.
4) Günümüzde Kerbela ile İlgili Yapılan Anma Programları
ve Hz. Hiiseyi n
Bugün İslam coğrafyasının İran, Irak, Lübnan, Yemen, Bahreyn,
Azarbaycan ve Türkiye gibi muhtelif yerlerinde Kerbela'yı anma etkin
likleri yapılmaktadır. Bu etkinliklerin; Ehl-i Beyt'in hatırlatılması, tanı
tllması ve sevilmesinin yanı sıra, Hz. Hüseyin' e yapılan zulınü hatırlatma
ve zulme karşı çıkma şeklinde ortak bir şuurun oluşmasına katkı sağ
lama gibi güzel bir yanı vardır. Dolayısıyla Kerbela etkinliklerinin Hz.
Hüseyin'in ınesajına uygun yapılınas ı halinde, söz konusu etkinliklerin
10 1
Ş ırnak Üniversitesi i lahiya t Fakültesi
Derg isi
102
Müslümanların ayrışmasına değil de birlikteliğine vesile olması gibi bir
ihtimal da vardır diye düşüne biliriz.
Ülkemiz açısından Kerbela uygulamaları çerçevesinde şunlar belirtile
bilir: Ülkemizde özelde Hz. Ali'yi genelde ise Ehl-i Beyt'i sevenlere Alevi
denilmektedir. Her din ve mezhep mensupları arasında olduğu gibi, bu ke
sim arasında da Kerbela ve Kerbela etkinlikleri konusunda farklı düşünce
ve ugulamalar vardır. Ancak zikredilen kesimin ortak paydası, bLUıların Hz.
Hüseyin' i sevmeleri, Emevi idaresinin Kerbela ile ilgili politikasını tasvip et
memeleri, söz konusu politikayı eleştirrnek ve Hz. Hüseyin' i anmak için her
sene Muharrem ayında birtakım etkinlikler düzenlemeleridir.
Alevi/Bektaşi geleneğinde Kerbela şehidleri için 12 günlük muharrem
orucunun tutulması ve oruç günlerinde zevk-u sefadan kaçınılınası oldukça
önemlidir. Hatta bazı Alevi kesimlerinde Muharrem orucunun tutulduğu
günlerde su içmek, et ve elma yemek, soğan kesınek, aynaya bakmak, saç
taraınak, banyo yapmak, tıraş olmak, hayvan kesınek, içki içmek, yaş odun
kesmek, nişan-düğün yapmak, cinsel ilişkide bulunmak ... yasaktır.'5
Alevi kesimde Kerbala şehidleri için tutulan 12 günlük Muharrem
orucu ile ilgili söylenegelen şu mısralar dikk.at çekicidir:
Aşure ayında matem orucu
Onları tutana sevap yazılır
Kerbela'da yatan Hasan Hüseyin
Onları ananın gönlü açılır
Birisini tutan hakkını yeter
İkisini tutan günahın atar
Üçünü tutanlar Ccnnnct'e yatar
Engür olmuş hak ceminde ezilir
Dördünü tutana veli dediler
Beşini tutana ulu dediler
7S Ok umLL}, E)der, (',eşitli mrıleriyle Ker/Jela, "Kerbela: Hz. Hüseyin le Randevu~ T-TIT, Sivas, 20 10, lll, s. 169.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
Altıyı tutana dolu dediler
En gür alımış hak ceminde ezilir
Yedisini tutan havada uçar
Sekizini tutana dolu dediler
Dokuzu tutan Cenneti' n dediler
Engür olan hak ceminde ezilir
Pir Sultan Abdalım onunda zahmet
Onbirin tutana indi ıralurret
Oniki tutana nasiptir Cennnet
En gür olı1mş hak ceminde ezilir.76
Emevi iktidarının Kerbela politikasını eleştirrnek ve Hz. Hüseyin' i an
mak için Muharrem ayında önemli etkinlikler düzenleyen diğer bir kesim
ise Şiiler' dir. Şiiler açısından Kerbela olayı, İslam'ın ve insanlığın kurtulu
şunu sembolize eder. Hz. Hüseyin bilinçli olarak kendisini İslam için feda
etmiştir.77 Şiiler, Hz. Hüseyin ve diğer Kerbela şehitleri için göşyaşı dök
meyi sevapolarak görürler. Şiiler tarafından düzenlenen Kerbela'yı anma
etkinlikleri çerçevesinde matem tutma, siyah giyinme, ağıt yakma, sineye
kırbaç vurma, aşure dağıtma, saz eşliğinde mersiyler seslendirme, çıplak
ayaklarla gezme ve vücudun belden yukarısını çıplak bırakırrak gibi uygu
lamalar söz konusudur. Yine Şiiler, Kerbela katliamını canlandırmak için
Kerbela şehitlerinin naaşlarını (içi saman doldurulmuş koklalar şeklinde)
sedyelerle tören alanında geçirirler. Bu koldalar hançer saplanmış ve -kanı
temsilen- kırmızıya boyanmış bir halde gösterilirler.78
Şiiler'de kerbela ile ilgili yapılan etkinlikler çerçevesinde taziyede söy
lenen şu mısralar dikkat çekicidir:
Yine bu nasıl bir coşgudur halkın içinde
Yine bu nasıl bir ta'ziye, yas ve matemdir
76 Okuııuış, lll, ı6s.ı 69.
77 Okumuş, TIT, 174. 78 Ch<'r<ıWıi, III, 170, 237, 278; Okııınıı~, III, 171.
103
Ş ırnak Üniversit esi i lahiyat Fakültesi
Dergisi
104
Yine bu nasıl büyük bir kalkışdır yeryüzünde
Dünyanın işi ve dünya halkı cümleten karışık içinde
Smki güneş batıdan doğuyor
Bütün evrenin içinde kıyamet kopuyor
Eğer dünya kıyameti söylesem bile şaşırtıcı değil
Bu genel kalkışdır ki adı Muharrem'dir
Cinler, melelder insan halkına mersiyeler okuyar
Çünkü Adem'in şeret1i eviadının matemi oluyor
Yine bu nasıl bir coşgudur halkın içinde
Yine bu nasıl bir ta'ziye, yas ve matemdir halkın içinde.7'1
Dikkat edilirse Hz. Hüseyin'i sevdiğini söyleyen ve Kerbela hadise
sini lanetlernek için her yıl Muharrem ayında anma etkinliklerini düzen
leyenler, sadece ağlamakta, Yezid'e lanet okumal\.ta ve vücudlarına eziyet
etmektedirler. Hatta şiddet içeren söz ve uygulamalar şiddet kültürünü
hatırlatmakta ve özendirmektedir. Ayrıca bu etkinliklerde şekil ön planda
olup, Hz. Hüseyin'in kişilik ve fikirlerine ilişkin bir bilgi verilmemekte ve
neredeyse bu şekli uygulamalar yer yer Hz. Hüseyin'in mesajına gölge dü
şürücu mahiyettetir. Kanaatimizce eziyetlere dönüşen bu tür etkinlikler
çerçevesinde Hz. Hüseyin'in kişiliğine, fikirlerine, onun neden Kerbela is
yanına giriştiğine ve Müslümanların birlikteliklerinin zorunluluğuna dik
kat çekilirse daha doğru ve faydalı olacal\.tır. Muharrem ayında soğan kes
memenin ve sineye kırbaç vurmanın Kerbela'yla herhangi bir ilgisi yoktur.
Aynı şekilde bu tür davranışların Müslümanlara hiçbir faydası yoktur ve
olı11ayacaktır da .. . Dolayısıyla Hz. Hüseyin'in kıyamını içi boş bir talum
merasim ve şekillerle dondurmak, Hz. Hüseyin'i doğru anlarnadığımızın
somut bir göstergesidir diye düşünüyoruz.
79 C heraghi, Alıanr, Çeşitli 'Uiııleri)ie Kerbela, ,·;İraıı 'da Kerbela-Taziye ve Mersiye·; J-TJI, Sivas , 2010, lll, s. 235.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
SONUÇ
Kerbela hadisesinin mevsukiyeti konusunda müslümanlar arasında
herhangi bir ihtilaf yoktur. Dolayısıyla Kerbela'mn yaşanmadığını söyle
mek ya da onu tartışmaktan korkmak doğru bir yaklaşım değildir. Aynı
şekilde Kerbela'yı tarih üstü göstermek ve onu mitleştirmek, başta insan
ların tarih ilminden soğumlarını ve Hz. Hüseyin'i yanlış anlamaları gibi
olumsuz bir durumu beraberinde getirebilir. Kerbela ile ilgili yapılması
gereken, bu tarihi hadiseyi sağlıklı bir şekilde öğrenmek ve ondan ders
çıkarınaktır.
Günümüzde yap ıldığı gibi, Hz. Hüseyin'in merkezinde bulunduğu
Kerbela olayını bir kesinıle özdeşleştirmek ve Kerbela üzerinden farklı
mezhep mensuplarını ötekileştirmek, İslam dini tarihi verilerle çehşmek
tedir. Çünkü Kerbelanın yaşandığı dönemde, bugün Kerbela'yı tekelleri
ne almaya çalışan Şia-Alevilik ve Kerbela üzerinden dışlanmaya çalışılan
Sünnilik gibi kavram ve olu şumlar henüz yoktu. Ayrıca Hz. Hüseyin sa
dece belli bir kabile, mezhep ya da siyası oluşum adına ya da bu yapılar
için mücadele etmemiştir. Dolayısıyla Hz. Hüseyin'i belli bir kesiınle öz
deşleştim1ek, Hz. Hüseyin sevgisi ve mesajıyla da örtüşmemektedir diye
düşünüyoruz.
Kerbela etkinliklerini Müslümanların ayrışması için değil, birhktelik
lerinin sağlanması için bir vesile ve imkan olarak değerlendirmeliyiz. Hal
böyle iken, bir kesitnin kendilerini Hz. Hüseyin'in temsilcisi olarak görüp,
kedilerinden olmayanları Yezid yanlısı olarak görmeleri hem tarilli gerçek
ler hem de Hz. Hüseyiıiin mesajıyla örtüşmemektedir. Bu bağlaında Yez!d'i
sevmeyen ve tarih boyunca çocuklarına Yezid ismiıli hiç koyınamış olan
Sünni kesimi Yezid yanlısı olarak nitelendirmek hem bilimsel hem de ahlaki
bir tutum değildir.
Hz. Hüseyin söz ve davranışlarıyla model bir Müslüman olmaya ça
lışmıştır. O, toplumun kötü gidişatını durdurmak ve iktidarın müsebbibi
olduğu yanlış icraatlara engel olmakiçin Kerbela'ya yürümüştür. Başka bir
ifade ile Hz. Hüseyin, hayatını, doğruları söyleme/yaşatma ve yanlışlık
larakarşı koyma ilkesi doğrultusunda yaşamaya çalışmıştır. Bu yönüyle
ı os Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
·? C'
~ ~ ~ s:: .,.-.. .. __,
o1 tüm Müslümanlar için anlaşılması ve örnek alınması gereken bir şahsi
yettir. Dolayısıyla onu sevenlerin yapınası gereken1 onu doğru bir şekilde
anlaınak1 örnek almak ve tmıtınaktır.
Kerbela'yı anma etkinlikleri vesilesiyle Hz. Hüseyin ve bu arada Ehl-i
Beyt'in hatırlatılınası1 gündemde tutulması ve sevilmesini sağlaınak1 şüp
hesiz sevindirici bir durumdur. Aynı şekilde Emevi yönetiminin Kerb ela
politikasını eleştirınek, bu politika üzerinden tüm Müslümanları zulme
karşı koymaya davet etmek ve haksızlığa karşı koyınada ortak bir şuunın
oluşmasına katkıda bulunmak Müslümanlar açısından oldukça önemli
dir. Ancak Kerbela ile bağlantılı olarak Muharrem ayında İslam'ın meşru
görmediği bir takım faaliyetlerde bulunmamak1 Kerbela etkinlikleri çer
çevesinde Hz. Hüseyin'i ınitleştirıneye çalışmak, sinelere kırbaç vurınak1 böylece şiddeti hatırlatmak ve bunu bir kültür haline getirmeye çalışmak
doğru bir düşünce/tutum değildir. Yine Kerbela'yı birtakım merasimler
le dondurmak ve içi boş şekillerle sınırlandırmak kanaatiınizce Hz. Hü
seyin'in misyonuna gölge düşürmekle kalınayıp1 Kerbela mesajına zarar
vermektedir. Kısacası Hz. Hüseyin, sevenlerinden, kendisinin anılmasını
değil1 anlaşılınası ve örnek alınmasını istemektedir.
§ Kaynakça ~ '<:! ] AGIRAKÇA, Ahmet, Ernevi/er Döneminde Kıyamlar1 İstanbul1 1994. t ~ AHMET CEVDET, Kısas-ı Enbiya ve Tavarih-i Huleja, I-l\~ İstabul, 197 L
106
ALGÜL, Hüseyin, Kerbela, İstanbul, 2009.
-----------, Çeşitli Yörıleriyle Kerbela, "Hz. Hüseyin'in Maıuz Kaldığı Faciada Yezid'in Sorumluluğu'~ Sivas, 2010.
APAK, Adem, .4rıahatlarıyla İslam Tarihi, I-lll, İstanbul, 2008.
AZİl'vlLİ, M ehmet, Çeşitli Yönleriyle Kerbela, "H z. Hüseyin isyanının Gerekçeleri Üzerine BazıMülalıazalar", Sivas, 2010.
ATEŞ, Ahmet, "Hi.ıseyin b. Ah,'' İA (1\:lEB), İstanbul, 1948.
BECAvl, EhCı'l-Fadl, Eyyilmu'l-Amb, ?, 1940.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergi si
BELAZURİ, Ahmed b. Yahya b. Ca bir (ö. 279/ 892), Ensabu'l-Eşnlf, 1-Xlll,
Beymt, 1996.
BUHARf, Ebü Muhammed b. İsmail b. İbrahim b. Muğire (ö. 256/870), elCamiu's-Salıilı, I-VIII, İstanbul, ı 992.
CHERAGHİ,.4bazar, Çeşitli Yönleriyle Kerbela, "İran' da Kerbela-Taziye ve
Mersiye'; Sivas,2010.
DE1viİRCAN, Adnan, İ;lıim Tarihinin İlkA.srında İktidar Mücadcle;i, İstanbul, 1996.
DİNEVERİ, Ebtı Hanife (ö. 282/ 895), el-.4hban/t-Tıval, Beyrut, tlız.
DİYARBEKRİ, Hüseyin b. Muhammed b . el-Hasan (ö. 990 / 1582 ), Tarihu'I-Hamisfl A.Jıw1/i Enfe;i Nells, 1-TT, ?, 1302.
EBÜ DAVUD, Süleyman b. el-Eş'as (ö. 275 / 888), Sünen, I-V, İstanbul, 1992.
EBÜ'L-FİDA, İmamuddiıı İsmail ( ö. 732/1331 ), el-Muhtasar fi itlıbari'l-Beşer, I-Il, I. Baskı, Beyrut, 1997.
FIGLALI, Etheın Ruhi, "Hüseyin' ' DİA, İstanbul, 1998.
HAMADE, Mahmud, el-Vesaiku's-Siyasiyye ve'l-İdariyye, ?, 1997.
HALIFE B. HAYYAT (Ö. 240/ 854), Tcittlıu Halife b. Hayya~ IL Baskı, Riyad, 1985.
HASAN, İbrahim Hasan, Siyasi, Dini, Kii/tiirel-Sosyal İslam Tarihi, 1-V, (çev.
Sadreddin Gümüş-İsmail Yiğit), İstanbul, 1985.
H O DGSON, M. G. S, İslam'ın Seravetıi, (çev. lVIetin Karabaşoğlu), I -ll, İstanbul, 1993.
İBN ABDİLBERR, Yusuf b. Ab dillah ( ö. 463/107 1 ), e/-İstiab fi Ma'r!feti'lAshab, Beyrut, 2006.
İBN ABDİRABBİH, Alımed b. Muhammed (Ö. 327 /939), el-Ikdu'l- Ferid, I-VII,
Beynıt, 1965.
İBN ARABİ, lvlul1ammed b. Abdilialı b. Muhammed el-Endelusi (ö. 543/ ı 148 ),
el-A .. vasım mine'l-Kavasım, Beyrut, thz.
İBN A'SEM, Ebü Muhammed Ahmed el-Küfi (ö. 3 14/926), cl-FütUlı, 1-Vlll,
Beynıt, 1986.
İBN EBİ'L-HADİD, Abdulhamid Hibetullah b. Muhammed (ö. 655/1257),
Şerhu Nehci'l-Belağa, I-IV, 1\:Iısır, thz.
İBNÜ'L -ESİR, İzzuddin EbCı'l-HasanAli b.lvluhammed (ö. 630/ 1232), el
Kamilfi't-Tarilı, I-IX, Mısır, 1348.
------------------, Üsdıı'l-Gabe fi Ma'r(feti's-Sahabe, 1-Vll, ?, 1970.
107
Ş ırnak Üniversitesi i lahiya t Fakültesi
Derg isi
108
İBN HABİB, Muhammed (ö. 245/859), Kitfibu'l- Muhabber, (tlık. Eliza
Lichtenstater ), Haydarabad, 1942.
İBN HACER, Ahmed b. Ali el-Askalani (ö. 852/1448 ), el-İsabe j l Ternyiz i'sSalıabe, Lübnan, 2004.
İBN KESİR, Ebu'l-Fida İsmail (ö. 746/ 1345), el-Bidaye ve'rı-Nihaye, I-XIV;
Beynıt, 1978.
İBN KUTEYBE, Ebu 1\:Iuhamıned Abdullalı b. 1\:IüsHm (ö. 276/889), el -İrnarne ve's-Siyase, I- II, I. Baskı,?, 1909.
--------------------1 el-1vfearif; II. Baskı, Beyrut, ı 970.
İBNÜ'L-VERDİ, Tadhu İbrıı/1-Verdl (ö. 769/1348), 1-11, ?, 1285.
İSFAHANİ, Ebu'l-Ferec Ali b. Hüseyin (ö. 356/967), Mekatilu't-Talibiyy1n1 (thk. es-Seyyid Ahmed Sal;::ar), Kahire, ı 946.
KILIÇ, Ünal, Tartışmalarm Odağındaki Hal!fe Yezld b. 1Vlııaviye1 İstanbul, 200L
---------,Çeşitli Yönleriyle Kerbela, "Kerbela Vakası", Sivas, 20 ı o.
LAMMENS, H. "Hasan", Ü (MEB) İstanbul, 1948.
LE\VİS, Bernard, Tdrihtcil.raplar, (çev. H. Dursun Yıldız), İstanbul, 2000.
MAKDİSİ, Mutalıhar b. Tahir (ö. 355/964), el-Bed' ve't-Tarih, 1-\-11, Beymt, 1899.
1v1ES'ÜDİ, Eblı'l-Hasen Ali b. Hüseyin (ö. 346/ 957), lvfurucu'z-Zehcb ve Meadim/1-Cev?ıer, (tlık. M. M. Abdulhamid), I-IV, Mısır, 1964.
NEVİN, A.lvlustafa, İs/ıim Siyasi Diişüncesinde Mıı!ııil r;fet, (çev. VecdiAkyı.iz),
İstanbul, ı990.
OKU1\:IUŞ, Ejder, Çeşitli Yörıleriyle Kerbela, "Kerbela: Hz. Hüseyinle Randevu'; Sivas, 2010.
SUYÜTİ, CelaleddinAbdurrahman b. EbiBekr (ö. 9 ıı; ı505 ), Tarihı/1-Huleja, Mısır, 1952.
TA BERI, EbCı Ca'fer Muhammed h. C erir (ö. 31 0/922), Tarilıu't-Taberi, I-XI, ( tlık. Muhammed Ebu' 1-Fadl İbralıim), Kalüre, 11 19.
TİR...\ÜZİ, l'vluhammed b. İsa b. Sev-re (ö. 279/892), Siinen, I- V, İstanbul, 1992,
ULUDAC, Süleyman, İsidm - Siyaset İlişkileri, İstanbul, thz.
VAR OL, M. Bahaüddin, Siyasal/aşma Sürecinde Elı/-i Beyt, Konya, 2004.
YA'KÜBİ, Eb Cı Ya'kCıb b. Ca'fer b. Velıb (ö. 297 / H97), Tarih, I-lll, Necef, l35H.
YILMAZ, Hüseyin, Çeşitli Yönleriyle Kerbela, "Mi.ısli.ımanlar ArasındaAyrılığın
Ya da Birlikteliğin Odağında Kerbela'; Siva s, 2010.
Şırnak Üniversitesi ilahiyat Fakültesi
Dergisi
ZEHEBİ, Şemseddinl'vlulıammed lı.Alımed b. Osman (ö. 748/ 1374 ), Tarilm'Iİslam ve Vefayılti'l-Meşahiri ve'/-.4'/am, (thk. Ömer Abdusselam Tedmuri), I-XXII, Beyn1t1 1998.
----------, Siycrıu\.'/ami'rı-Nübela, 1-TTT, Lübnan, 2004.
ZÜHRİ, Muhammed b.l'vlüslim b. Ubeydullah (ö. 124/742), el-Meğazi'rıNcbcviyye, (tlık. Süheyl Zekk.ar), Dımeşk, 1980.
109
Ş ırnak Üniversitesi i lahiya t Fakültesi
Derg isi