Upload
others
View
33
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ
ANABİLİM DALI
YETİŞKİN EĞİTİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU
(MUĞLA İLİ KÖYCEĞİZ İLÇE HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÖRNEĞİ)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Burak Serdar ACAR
Ankara Eylül, 2014
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ
ANABİLİM DALI
YETİŞKİN EĞİTİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI
KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU
(MUĞLA İLİ KÖYCEĞİZ İLÇE HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÖRNEĞİ)
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Burak Serdar ACAR
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet BİLİR
Ankara Eylül, 2014
i
JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI
Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne, Bu çalışma jürimiz tarafından Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı (Yetişkin Eğitimi Programı)’nda YÜKSEKLİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan Prof.Dr. Rıfat MİSER………….
Üye Prof.Dr. Hasan ÜNDER ……………
Üye Yrd. Doç.Dr. Mehmet BİLİR……………… Tez Danışmanı
Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.
…../…./…….
Prof.Dr.İsmail GÜVEN Enstitü Müdürü
ii
ÖNSÖZ Bu çalışmada Muğla ili, Köyceğiz İlçe Halk Eğitimi Merkezi tarafından
düzenlenen ipek böceği yetiştiriciliği kursunun kırsal kalkınma bağlamında
betimlenmesi amaçlanmıştır.
Araştırmanın I. Bölümünde araştırmanın problemine, amacına, önemine
sınırılılıklarına ve araştırma ile ilgili tanımlara ve kısaltmalara yer verilmiştir.
II. Bölümde; kavramsal çerçeve ile ilgili araştırmalara yer verilmiş, kırsal alan,
kırsal kalkınma, yetişkin eğitimi kavramları açıklanmış, konu ile ilgili
araştırmalara yer verilmiştir. III. Bölümde; araştırmanın modeli, evreni ve
çalışma grubu, verilerin toplanması ve analizine ilşkin bilgilere yer verilmiştir.
IV. Bölümde; araştırmada ulaşılan bulgular ana hatları ile özetlenmiş, elde
edilen bulgulara dayalı olarak, belirlenen sorunların çözümüne yönelik
önerilere yer verilmiştir.
iii
TEŞEKKÜR
Bu çalışmaya önemli katkıları, değerlendirmeleri, değerli desteği, ilgisi
ve birçok konuda yol göstericiliği için sevgili Danışmanım Yrd. Doç. Dr
Mehmet BİLİR’e saygılarımı sunuyor ve teşekkürü borç biliyorum.
Görüşme forumunun hazırlanmasında uzman görüşüne başvurulan ve
yardımlarını esirgemeyen değerli hocalarım; Prof. Dr Meral UYSAL’a, Prof.
Dr. Rıfat MİSER’e, ve Doç Dr. Ahmet YILDIZ’a, yüksek lisans eğtimi
boyunca kendilerinden ders aldığım çok değerli hocalarım Doç. Dr. Hayat
BOZ’a ve Öğr. Gör. Dr. Fevziye SAYILAN’a sonsuz teşekkürlerimi
sunuyorum. Ayrıca çalışmaya desteklerinden dolayı Köyceğiz Gıda, Tarım ve
Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nde çalışmakta olan Ziraat Teknikeri Mehmet
ACAR’a, anketime ve görüşme formuma vakit ayıran ve yanıt veren tüm
yetişkin öğrenenlere ve tezin hazırlanma süresince desteğini benden
esirgemeyen Mukaddes ÇELİK’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Son olarak, maddi ve manevi destekleri, ilgileri ve sabırları için aileme
ve desteğini bir an olsun eksik hissetmediğim sevgili kardeşim Fatma Merve
ACAR’a gönül dolusu teşekkürler.
Burak Serdar ACAR
iv
ÖZET
KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
KURSU (Muğla İli Köyceğiz İlçe Halk Eğitimi Merkezi Örneği)
Acar, Burak Serdar
Yüksek Lisans, Yaşamboyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Yrd. Doç Dr. Mehmet Bilir
Eylül,2014, xii+ 89 Sayfa
Araştrımanın amacı, Muğla-Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü’nün desteğinde, Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nce açılan “İpek
Böceği Yetiştiriciliği Kursu”nu kırsal kalkınma bağlamında betimlemektir.
Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma nitel ve nicel
yöntemin birlikte kullanıldığı karma araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.
Araştırmanın evrenini Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi tarafından
düzenlenen İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu’na katılan yetişkin öğrenenler
oluşturmuştur. Literatür taramasından elde edilen verilere göre, yarı
yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. Görüşme toplam 24 yetişkin ile
gerçekleştirilmiştir.
Araştırmada elde edilen yetişkin görüşleri, görüşme formundaki sıra
temel alınarak incelenmiş ve tablolaştırılarak frekans ve yüzde kullanılarak
yorumlanmıştır.
v
Araştırmanın sonuçları ise aşağıda yer almaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu 25 ile 44 yaş arasındaki iktisaden faal
nüfus grubundan oluşmaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu evlilerden oluşmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu ilkokul mezunundan oluşmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu ev kadınlarından oluşmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğunun aylık net ortalama bir geliri
bulunmamaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu kendisine ait evde yaşamaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu çekirdek aile yapısına sahiptir.
Katılımcıların çoğunluğunun aile kişi sayısı 4 kişiden oluşmaktadır.
Kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını devam
ettirmemektedir.
Katılımcıların çoğunluğu Halk Eğitimi Merkezi vasıtasıyla kursdan
haberdar olmuştur.
Kursa katılanların büyük çoğunlunun aile geçimine katkı sağlamak
amaçlı kursa katıldığı görülmektedir.
Kursa başlayan 24 yetişkinden 21’i kurs bitiminde üretime geçmiştir.
Kurs sonunda üretimde karşılaşılaşılan en temel iki problem “üretimin
gerçekleştirildiği yerin yetersizliği” ve “üretimde kullanılacak dut yaprağının az
olması”dır.
Katılımcıların çoğunluğu ipek böceği yetiştiriciliği kursunun ekonomik
anlamda katkısının olduğunu belirtmektedir.
Kursun ev ihtiyaçlarının giderilmesinde ve ev hanımlarının boş
zamanlarını değerlendirmesinde imkanı sağlaması ekonomik ve sosyal
anlamda en temel iki katkısıdır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu kursun ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini
karşıladığını belirtmiştir.
Katılımcıların daha yararlı olması için önerilerilerde bulunmuşlardır.
Bunlardan en öne çıkan ise; “ipek böceği kozasının dokuma olarak
değerlendirme” önerisidir.
vi
ABSTRACT
Silkworm Raising Courses within the Context of Rural Development (The
Public Training Center, Köyceğiz District, Muğla Province Case).
Acar, Burak Serdar
Master od Science, Lifelong Learning and Adult Education
Thesis Advisor: Assoc. Prof. Mehmet Bilir
September, 2014, xiii + 89pages
This study aims to describe “Silkworm Raising Course” within the
context of rural development opened by the Directorate of Public Training
Center with the support of the Directorate of Food, Agriculture and Livestock
of Köyceğiz District of Muğla.
In this study screening model was used. The study was realized by
hybrid approaches where both the qualitative and quantitative methods
employed together.
The population of the study was adults who participated in the
“Silkworm Raising Course” organized by Köyceğiz Public Education Center.
According to the data obtained by literature screening, semi-structured
interview form was prepared. The interviews were made with 24 adults.
The views of the adults obtained by the study were examined by taking
the order in the interview form as basis and collected data are demonstrated
in tables using frequency and percentage graphics, and the results are
refined with comments.
vii
A brief summary of the study is given below:
The majority of the participants are composed of women.
The majority of the participants are composed of the persons between
the ages of 25 and 44, who are economically active.
The majority of the participants are married.
The majority of the participants are graduates of primary school.
The majority of the participants are housewives.
The majority of the participants do not have any monthly net average
income.
The majority of the participants live in flats which belong to them.
The majority of the participants have nuclear family structure.
The number of persons in the families of the majority of the
participants is 4. None of the adults participated in the course do not live on
their own.
The majority of the participants got familiar with the course by the
Public Education Center.
The majority of the participants attended the course in order to
contribute to the economies of their families.
21 out of 24 adults who participated in the course started silkworm
raising at the end of the course.
The basic two problems that the participants encountered at the end of
the course during production are “lack of adequate area for silkworm raising”
and “lack of adequate mulberry leaves for silkworm raising”.
The majority of the participants state that silkworm raising course has
an economic impact for their incomes.
The two fundamental economic and social benefits of the course are
its impact for the household incomes of the participants and its use for the
housewives to spend their leisure time.
The majority of the participants state that the course was interesting
and the course met their expectations and needs.
The majority of the participants made recommendations with a view to
have a better course in terms of its benefits for the participants. The most
ix
İÇİNDEKİLER Sayfa No
JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ................................................................. i
ÖNSÖZ ........................................................................................................... ii
TEŞEKKÜR..................................................................................................... ii
ÖZET ............................................................................................................. iv
ABSTRACT .................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER ................................................................................................ ix
ÇİZELGELER LİSTESİ ................................................................................. xii
ŞEMALAR LİSTESİ ..................................................................................... xiii
BÖLÜM I ......................................................................................................... 1
GİRİŞ .............................................................................................................. 1
Problem .................................................................................................. 1
Araştırmanın Amacı ................................................................................ 9
Araştırmanın Önemi ............................................................................ 10
Araştırmanın Sınırlılıkları ...................................................................... 10
Tanımlar ............................................................................................... 11
Kısaltmalar ........................................................................................... 12
BÖLÜM II ...................................................................................................... 13
KAVRAMSAL ÇERÇEVE ............................................................................. 13
Kırsal Kalkınma .................................................................................... 13
Kırsal Alan ve Kırsal Kalkınma ..................................................... 13
Kırsal Kalkınmanın Amaçları ........................................................ 17
Türkiye’de Kırsal Kalkınma Uygulamaları .................................... 17
Planlı Dönem Öncesi ................................................................... 18
Planlı Kalkınma Dönemi ............................................................... 21
AB Uyum Sürecinde Kırsal Kalkıma ............................................. 26
Tarım Stretejisi (2006-2010 .......................................................... 26
Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013 ....................... 27
Kırsal Kalkınma Planı (2010-2013 ............................................... 30
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ............................................... 30
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma
Programı(IPARD) ......................................................................... 31
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ........................ 32
x
Yetişkin Eğitimi .................................................................................... 34
Yetişkin Eğitimi Kavramı .............................................................. 34
Yetişkin Eğitimini Gerekli Kılan Nedenler ..................................... 35
Yetişkin Eğitiminin İlkeleri ............................................................. 36
Türkiye’de Yetişkin Eğitimi ........................................................... 37
Yetişkin Eğitimi Kurumu Olarak Halk Eğitimi Merkezleri ............. 39
Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi ................................................... 41
Türkiye’de İpek Böceği Yetiştiriciliğinde Kozabirlik’in Rolü ........... 43
Araştırma Yapılan Bölge İle İlgili Bilgiler ....................................... 44
İlgili Araştırmalar ................................................................................... 46
BÖLÜM III ..................................................................................................... 49
YÖNTEM ...................................................................................................... 49
Araştırmanın Modeli ............................................................................. 49
Çalışma Grubu ..................................................................................... 50
Verilerin Toplanması ............................................................................. 50
Görüşme ...................................................................................... 50
Verilerin Analizi ..................................................................................... 51
BÖLÜM IV ..................................................................................................... 52
BULGULAR VE YORUM .............................................................................. 52
Kişisel Bilgiler İle İlgili Bulgular ............................................................. 52
Cinsiyet ........................................................................................ 52
Yaş Değişkeni .............................................................................. 53
Medeni Durum ............................................................................. 53
Eğitim Durumu ............................................................................. 54
Çalışma Durumu .......................................................................... 55
Gelir Durumu ................................................................................ 56
Konut Durumu .............................................................................. 57
Aile yapısı .................................................................................... 57
Aile Kişi Sayısı (Büyüklüğü) ......................................................... 58
Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle İlgili
Bulgular ................................................................................................ 59
xi
BÖLÜM V ..................................................................................................... 71
SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................... 71
Sonuçlar ............................................................................................... 71
Kişisel Bilgilere İlişkin Sonuçlar .................................................... 71
Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle
İlgili Sonuçlar ................................................................................ 72
Öneriler ................................................................................................. 74
KAYNAKÇA ................................................................................................ 76
EKLER ....................................................................................................... 83
EK 1. Üreticilere Ücretsiz Olarak Dağıtımı Yapılan İpek Böceği Tohumu
Dağıtım Listesi ve Tohum Örneği ile Doğrudan Destekleme Ödemesi
Dilekçe Örneği ...................................................................................... 84
EK 2. Araştırma Bölgesi ile İlgili Fotoğraflar ......................................... 86
EK 3. Görüşme Formu .......................................................................... 87
xii
ÇİZELGELER LİSTESİ Sayfa No
Çizelge 1. 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı İstatistikler Kurslar- Faaliyetler .... 41
Çizelge 2. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı (01.09.2012-31.08.2013) Açılan
Kurslar ......................................................................................... 42
Çizelge 3. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Kurs Dışı Etkinlikler .................... 42
Çizelge 4. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Faaliyetler ( HEM Otomasyona
İşlenen ve Katılım Belgesi Çıkarılan Faaliyetler ........................... 42
Çizelge 5. Görüşülenlerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı ................................ 52
Çizelge 6. Görüşülenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı ...................................... 53
Çizelge 7. Görüşülenlerin Medeni Durumuna Göre Dağılımı ........................ 53
Çizelge 8. Görüşülenlerin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı .......................... 54
Çizelge 9. Görüşülenlerin Çalışma Durumuna Göre Dağılımı ....................... 55
Çizelge 10. Görüşülenlerin Gelir Durumuna Göre Dağılımı .......................... 56
Çizelge 11. Görüşülenlerin Konut Durumuna Göre Dağılımı ........................ 57
Çizelge 12. Görüşülenlerin Aile Yapısına Göre Dağılımı .............................. 57
Çizelge 13. Görüşülenlerin Aile Kişi Sayısına Göre Dağılımı ........................ 58
Çizelge 14. Görüşülenlerin Kursdan Haberdar Olma Durumlarına Göre
Dağılımı ........................................................................................ 59
Çizelge 15. Görüşülenlerin Kursa Katılma Nedenleri .................................... 60
Çizelge 16. Görüşülenlerin Kurs Bitimi Üretime Geçme Durumu .................. 61
Çizelge 17. Üretime Geçenlerin Üretimde Karşılaştıkları Problemler ............ 62
Çizelge 18. Kursun Ekonomik Katkı Durumu ................................................ 64
Çizelge 19. Kursun Yörede Yaşayan Halkın Ekonomik ve Sosyal Yaşamına
Katkı Durumu ............................................................................... 65
Çizelge 20. Kursun İlgi, İhtiyaç ve Beklentiyi Karşılama Durumu .................. 67
Çizelge 21. Daha Yararlı Olması için Neler Yapılmalı Durumu ..................... 68
xiii
ŞEMALAR LİSTESİ Sayfa No
Şema 1. Kozabirlik Teşkilat Şeması .............................................................. 43
1
BÖLÜM I
GİRİŞ
Bu bölümde araştırmanın; problemine, amacına, önemine,
sınırlılıklarına ve araştırmayla ilgili tanımlara ve kısaltmalara yer verilmiştir.
Problem
Kırsal kalkınma kavramı çoğu kez, kırsal gelişme, kırsal büyüme ve
kırsal değişme kavramlarıyla eş anlamlı olarak kullanılmıştır(Türkiye
Belediyecilik Derneği,1999). Kırsal kalkınma, temel köy birimlerini ya da köy
insanını harekete geçirmek, beklendik değişmeyi, ekonomik açıdan, kültürel
açıdan kalkınmayı sağlamayı amaçlamaktadır (Geray,2006). Bir başka
anlatımla kırsal kalkınma; “kırsal alanda, sürdürülebilir doğal kaynak
kullanımını esas alarak, bir taraftan kırsal kesimin gelir düzeyinin ve yaşam
kalitesinin yükseltilmesi yoluyla gelişmişlik farklarının azaltılmasını
amaçlayan, diğer taraftan çevresel ve kültürel değerlerin korunmasını ve
geliştirilmesini gözeten, yerelde farklılaşan sosyal, kültürel ve ekonomik
özellikleri, ihtiyaçlar, potansiyelleri ve dinamikleri dikkate alarak çok sektörlü
yaklaşımla planlanan faaliyetler bütünü olarak kabul edilmektedir” (Devlet
Planlama Teşkilatı, 2007).
Türkiye’de 1960’lı yıllardan sonra hazırlanan kalkınma planlarında kırsal kesimin sorunlarını çözmek için bazı kararlar alınmıştır. Konu, 1970’li yılların ikinci yarısından sonra daha sık gündeme gelmeye başlamış ve kırsal kalkınma terimi ile ifade edilmiştir. Çünkü bu dönemde kırsal kesimden şehirlere yapılan göçler artmış ve şehirlerde çözülmesi güç sorunlar ortaya çıkmıştı. Kırsal kesim ise hızla tenhalaşmış ve buralardaki zengin doğal kaynaklar atıl duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır (Kadıoğlu,2012).
Kırsal ve tarımsal gelişmenin odağında daima insanın bilgiyi geliştirme,
işleme, yayma, paylaşma ve kullanmadaki etkinliği vardır. Küresel kapitalizm
ve hızlı sanayileşmenin kıskacındaki dünyamızın durumu, yaşamın kendisini
2
insani değerlerle yeniden şekillendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kırsal
kesimdeki çalışanlar emeklerinin gerçek değerini alamamakta, küresel
politikalar kırsal alanları fakirleştirmektedir. Buna bağlı olarak köyler ve kırsal
alandaki tarımsal işletmeler boşalmaktadır. Tarımla uğraşan insanlara, bu
uğraşlarında yararlanacakları bilgi ve becerileri kazandırmak bir zorunluluk
haline gelmektedir(Bilir, 2011).
Yetişkin öğrenenler, yeni öğrenmelerini mevcut bilgileri ve deneyimleri
üzerine temellendirirler. Kendi amaçları için öğrenmeyi uygun hale getirir ve
amaçlarıyla bağlantılandırırlar. Öğrenme, öğrenen tarafından başlatılır ve
öğretmenin rolü ise, öğrenmenin meydana geleceği ortamı sağlamaktır
(Tusting, ve Barton, 2011).
Muğla İli’nin Köyceğiz İlçesi’nde yıllar öncesinde koza üretimi yapıldığı,
yapılan zirai keşifler sonucunda ortaya çıkartılmış ve yardımcı bir tarımsal
üretim kolu olarak tekrar üretim yapılmasına adım atılmıştır. Fazla bir yatırım
gerektirmeyen ve 35- 40 günlük bir uğraş sonucunda üreticiye gelir getiren bu
tarımsal üretim, yörenin yeniden ipek sektöründe yer almasını ve bölgede
kırsal kalkınmanın oluşmasını sağlamıştır. İpek böcekçiliğinde kaliteli koza ve
yüksek verim elde etmenin ilk şartı ise sağlıklı ipek böceği yetiştirmektir.
Buna bağlı olarak yetişkin eğitiminde etkin rol oynayan Halk Eğitimi
Merkezince bölge halkına ipek böceği yetiştiriciliği kurs açılmıştır.
Türkiye’de yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak yapılan, aile fertlerinin
emeklerinin değerlendirilmesinde ve kırsal alanda gizli işsizliğin
önlenmesinde önemli olan, ancak son yıllarda düşüş yaşayan ipek böceği
yetiştiriciliği 1500 yıldan beri yapılmaktadır. İpekçiliğine dair her ülkede bazı
bilgiler vardır. Bu bilgiler incelendiğinde ortak kanı doğu ülkelerinden batıya
yayıldığı şeklindedir. Doğu ülkeleri ipeği kendilerinin bulduklarını söylerlerken
batı ülkeleri ise ipeğin sanat bakımından layık olduğu değerin kendileri
tarafından verildiğini göstermeye çalışırlar. Tekstil malzemeleri içinde çok asil
bir görüntüsü olan ipeğin bu güne kadar yerleşmiş bir kanıya göre, M.Ö. 3000
yıllarından ve Çinliler tarafından bulunduğu söylenir. Ancak insanlar için
harikulade bir buluş olan bu malzemenin tekstilde ilk kullanımının hangi koza
3
cinsinden olduğu ve bunu ilk bulanların gerçekten Çinliler mi olduğu kesin
bilinmez (İmer, 2005). İpeğe dair en eski bilgiler ise Çin kitaplarında
görülmekte olup bütün ipekçilik kitapları, ipeğin ilk önce Çin’de kullanıldığını
yazarlar. İpeğin rivayete göre Çin’den çıkışı Hotan Eyaleti hakanının Çin
prensesi ile evlenmesi sonucu, Çin Prensesi saçlarının arasında ipek böceği
tohumlarını taşımış ve böylelikle ipekböcekçiliği saklı bulunduğu Çin’den ilk
çıkışını gerçekleştirmiştir. Hotan’dan sonra ipekböcekçiliğinin yavaş yavaş
İran’ın doğusuna doğru yayılmaya başladığı anlaşılmaktadır. Gerek Tatarlar
gerekse Hint ve İranlı tüccarlar tarafından ipek batıya doğru yayılmaya
başlamış ve İstanbul’a ulaşmayı başarmıştır. Fakat Bizans- Sasani
arasındaki gerginlik sonucu ipek ticareti zayıflamış bunun üzerine Bizans
Kralı, Asya’ya 2 rahip göndermiş ve bastonları içine koydukları ipekböceği
tohumları ile ipekböceğinin İstanbul’la buluşması tekrar sağlanmıştır. Bundan
sonraki dönemde ise Bizans’ta ipekböcekçiliği ve ipekli dokumacılık hızla
gelişmiş 9. Ve 10 yüzyıldan itibaren de Akdeniz’den İspanya, İtalya ve
Yunanistan’a yayılmaya başlamıştır (Kozabirlik, 2014).
İpek, tarih sayfasında çok önemli bir ticaret yolu olan “İpek Yolu”na da
ismini vermiştir. 400 yıl boyunca Çin’i yöneten Büyükhan Sülalesinin (M.Ö.
206- M.S. 220) bir elçisi olan ünlü zengin Zhan Quian, Hindistan’dan Çin’e
yıllarca yolculuk yapmıştır. Bu yolculuklar sırasında keşfettiği geçitlerden,
geçtiği yollardan daha sonra ipek yüklü kervanlar göndermiştir. Zhan Quian,
Takla Makan çölü eteklerinde dolaşarak Karakum geçitlerini aşıp,
sonralarında efsanevi İpek Yolu kervanlarının geçeceği zorlu yolları kat
ederek Hindistan’a ulaşmıştır(Taşkın, 2013). Zamanla Çin’i, Orta Asya’dan
batıya bağlayan bu kervan yoluna en çok taşınan ticaret eşyası ipek olduğu
için ipek yolu adı verilmiştir. “‘İpek Yolu’ ismi, XIX. Yüzyılın sonralarına doğru
kullanılmaya başlanmıştır ve bunu ilk defa Alman coğrafyacı ve jeolog Baron
F. Von Richthofen 1877 yılında yayınladığı “Çin” adlı eserinde kullanmıştır”
(Eğri, 2012). “Çinliler bu yolu hiçbir zaman bu adla anmamıştır” (Kırpık,
2012). “İpek yolun geçtiği bölgeleri ve bu bölgelerde oluşan zengin şehirleri,
bir taraftan Roma ve Part İmparatorluğu, diğer taraftan Çin ve Hun
İmparatorluğu hâkimiyetleri altına almak için savaşmışlardır”
(Bedirhan,1998). Bizans’ın yıkılmasından sonra Avrupa devletleri bu ticaret
4
yoluna alternatif olarak yeni yollar denemiş ve Ümit Burnu’nun aşarak yeni bir
yol bulduklarında bu tarihi ipek yolu önemini kaybetmiştir. Günümüz de ise bu
tarihi ipek yolu yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır ve birçok turizm
şirketlerince de gezi güzergâhı olarak gezi programlarında yerini almaktadır.
İpek, ipekböceği larvalarının koza örmek için salgıladıkları, parlak ve çok ince bir teldir. Bu teller bir araya getirilerek ipek iplikleri elde edilir. İpek, kolay boyanabilen, yumuşak ve dayanıklı bir ip olması nedeniyle tarih boyunca çok kıymetli bir dokuma hammaddesi olmuştur. Üretimle ilgili aşamalar; dut ağacının yetiştirilmesi, ipekböceği tohumu ve yaş koza üretimi, kozadan iplik çekilmesidir. İpeğin birçok çeşidi vardır; bunların ırkı, cinsi ve özellikleri farklı olduğu gibi üzerinde beslendiği ağaç cinsleri de farklıdır. Salgısından ipek elde edilen Bombyciade ailesi ile Saturnidae ailesine mensup ipek böceği cinsleri içinde en kalitelisi, Çin’de kültür edilmiş dut ağacından yetişen beyaz ırk, hakiki ipek böceği denilen “Bombyx Mori L” cinsidir (İmer, 2005).
Dünya’da ipek böceği yetiştiren önemli ülkeler Çin, Hindistan,
Türkmenistan, Brezilya, Özbekistan, Tayland ve İran’dır. Özellikle Çin ham
ipek üreticiliği ve pazarlamasında dünyada ilk sırada yer alırken, önemli
düzeyde ipek tüketimi yapan ülkeler ise Amerika Birleşik Devletleri, İtalya,
Japonya, Fransa, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Çin Büyük
Britanya ve Kore’dir (International Sericultural Commission, 2013).
İpekböcekçiliğinin Türkiye’deki yeri ve önemi de çok büyüktür. Şöyle ki;
Küçük aile işletmelerinde yaprak kesme ve taşıma işçiliği hariç tüm
faaliyetler, yaşlı, özürlü ve çocuk gibi emeğini diğer tarımsal
alanlarda değerlendirme olanağı bulamayan aile fertlerince
yapılabilmektedir.
Kırsal alanda gizli işsizliğin önlemesinde etkisi çok büyüktür.
Kısa zamanda yüksek gelir sağlaması açısından ekonomik katkısı
çok değerlidir.
5
Tarımsal gelirin dengeli dağılmasında önemli derecede etkili
olmaktadır.
İpekböcekçiliğinden elde edilen gelir, üreticinin paraya en çok
gereksinim duyduğu, tarımsal üretim için girdilerin temin edilmesinin
zorunlu olduğu bir dönemde, üreticinin en büyük yardımcısıdır.
Yaş koza ürününün 35-40 gün gibi çok kısa bir zamanda elde
edilmesi, pazarının hazır olması ve satışının peşin para ile yapılması,
üreticinin diğer tarım ürünlerinin üretimine geçişini de olumlu yönde
etkilemektedir.
İpekböcekçiliği, dut ağacının yetiştiği her yerde yapılabilmektedir.
İpekböcekçiliğinin evlerde yapılması, çiftçinin evine dezenfeksiyonun
girmesini, bakım, onarım ve temizliğe önem verilmesini ve işbölümü,
zaman gibi kavramların yerleşmesini sağlamaktadır.
İpekböcekçiliği, yan uğraş dalı olarak tarımsal geliri artırırken, son 30
yıldan beri ipek halı ihracatı da, ülkemizin döviz getiren
kaynaklarından biri olmuştur (Karaca, 2008).
Türkiye’de üretilen ham ipeğin tamamına yakını ipek halı
dokumacılığında, çok az bir bölümü de giyim-kuşam, ev eşyaları, nakış-dikiş,
ameliyat ipliği olmak üzere iç piyasada tüketilmektedir. İpekböcekçiliği
sektöründe yaş koza üretiminden ipek halı pazarlamasına kadarki üretim
işlemlerinde yaklaşık 500.000 kişiye istihdam imkânı sağlanmaktadır. Ayrıca
aynı üretim aşamaları esnasında yaş kozanın ipek halıya dönüştürülmesi
sonucu yaklaşık 14 misli katma değer ortaya çıkmaktadır. Yani 1 kilogramı
30TL değerinde olan yaş koza, işlenip ipek halıya dönüştürüldüğünde 420TL
değeri ile pazara sürülmektedir (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2014).
6
Ülkemizde bilimsel olarak ipekböcekçiliği Bursa İpekböcekçiliği
Araştırma Enstitüsünün kuruluş tarihi olan 1888 yılı ile başlamıştır. Bu
başlangıcın mimarı ise Fransa’ya tarım eğitimi için giden Kevork
Torkomyan’dır. Torkomyan eğitimi sonrası Bursa’ya gelerek İpekböcekçiliği
Enstitüsünü kurmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında 859 sayılı
İpek Böceği ve Tohumu Yetiştirilmesi ve Muayene ve Satılması Hakkında
Kanun’la Türkiye’de tohum üretimi, ipekböceği bakım ve besleme ile ilgili
hususlar hukuki teminat altına alınmıştır. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra,
Atatürk’ün “ kooperatif yapmak, zekâ ve maharetleri, maddi ve manevi güçleri
birleştirmektir”(1931, İzmir Ticaret Odası konuşması) sözünden hareket
edilerek ülkemizde koza üretimini korumak ve arttırmak amacıyla 1940
yılında Bursa, Bilecik ve Adapazarı’nda ilk kooperatifler kurulmuştur. Birlikten
kuvvet doğar ilkesiyle bu kooperatifler birleşerek 11 Mayıs 1940 tarihinde
S.S. Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini kurmuşlardır. (Kozabirlik,
2014)
Tohum Üretim İşletmesi 1963 yılında, ülkemizde yetiştirilen yerli ırk
ipekböceğinin verimliliğinin düşüklüğü ve çeşitliliği hastalıklara karşı
dayanıksız olması sebebiyle Kozabirlik bünyesinde kurulmuştur. Hastalıklara
karşı dayanıklı, kutu başına verimliği yüksek olan ipekböceği tohumunun
üretilmesi bir Japon firması ile işbirliğine gidilerek sağlanmıştır. Ülkemizin
ihtiyaç duyduğu ipekböceği tohumları bu tarihten itibaren Kozabirlik
bünyesinde faaliyet gösteren Tohum Üretim İşletmesince üretilmektedir.
Ülkemiz bu bağlamda dünyada kendi tohumunu üretebilen birkaç ülkeden
biridir. Kozabirlik 1980 yılında dönemin en modern Japon teknolojisi ipek
filatür ve bükme fabrikasını kurmuştur. Ancak Çin’in 1990’lı yılların başında
çok ucuz fiyatlarla ipek ipliği satmaya başlaması ile rekabet edemez duruma
gelmiş ve 1995 yılında kapatılmıştır. (Kozabirlik,2014)
Türkiye’de koza üretimini arttırmak ve üreticiyi koruyarak teşvik etmek
suretiyle sektörde önemli rolü olan Kozabirlik tarafından 2009 yılında kurulan
koza çekim tesisi ile sektörün yeniden canlanmasında önemli katkıda
bulunmaktadır. Ayrıca yurt içinde üretilen kozaların bu tesisde işletilmesi
7
sağlanarak, yurt dışına bağımlılığın azaltılmasında da etkili olmuştur ( Top,
2011).
Yaş koza üretiminde dünya rekoltesinin yaklaşık %80’ini oluşturan Çin,
Hindistan ve Özbekistan’da son yıllarda üretimde meydana gelen azalmalar,
ipek ipliğinin kullanım alanlarının önceki yılara göre artması nedeniyle 1990’lı
yılların başında başlayan ve 2000-2001 yıllarında ham ipek ipliği
fiyatlarındaki artış eğilimi dikkate alınarak ülkemizde yaş koza üretimi
faaliyetlerine tekrar hız kazandırılmıştır (Kozabirlik,2014). “İpek üretiminin
geçirdiği birçok merhaleye fiyat ve üretim dalgalanmalarına rağmen her
devirde değerli bir madde olarak kıymetinden hiçbir şey kaybetmeyecek bir
üründür. Esneme özelliği, yumuşaklığı, parlaklığı, sağlıklı oluşu ile tabi ipek
suni ve sentetik ipeklerin yanında değerini koruyacaktır” (Altun, 2007). Bu
bağlamda Bursa, Bilecik, Adapazarı, Eskişehir ve Alanya bölgelerinde ki
kooperatifler bölgelerinde üretimi yaymaya çalışmışlardır.
Ülkemizde ipek böceği yetiştiriciliği ile geçimini sağlayan birçok bölge
vardır. Muğla bölgesi de bunlardan bir tanesidir. Muğla yöresinin
ipekböcekçiliğinin temeli olan dut ağacı yetiştirilmesine elverişli bir yer olması
onun yapılmasına ortam hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Muğla’nın
kapalı bir ekonomiye sahip olması ve aile içi üretimin yaygın olması;
1950’lerden sonra ise sosyo-ekonomik gelişmelerin getirdiği değişimler
nedeniyle devletin bu işi desteklemesine rağmen, Muğla’da ipekböcekçiliği ve
ipekli dokumacılık aile uğraşısı olmanın ve kişisel ihtiyaçların giderilmesine
yönelik üretim yapılmasının ötesine gidememiştir (Çolak, 2002). Son
dönemde ise yapılan ziraai araştırmalar sonucunda yeniden üretim ve bu
üretime destek söz konusu olmuştur. Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl
Müdürlüğü, Muğla bölgesinde bu bağlamda çalışmalar başlatmıştır.
Bunlardan bazıları Marmaris- Orhaniye, Milas-Kızılıağaç ve Köyceğiz-
Pınarköy’dür. Bu çalışmalardan öne çıkanlardan bir tanesi olan Pınarköy
çalışması özellikle kırsal bölgede kalkınmanın sağlanması açısından çok
önemli bir adım niteliğindedir.
8
“Avrupa Birliği, birlik için hiçbir ekonomik önemi olmamasına rağmen
ipekböcekçiliğine destek vermektedir. Ülkemizde ipekböcekçiliğine verilen
destekler ise, ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozalarını satışında
üreticilere doğrudan destek ödemesi yapılması şeklindedir (Hemdil, 2010)”.
Ülkemizde İpek böceği yetiştiriciliğinde öncü kuruluş olan Kozabirlik
ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozalarını satışında üreticilere
doğrudan destek ödemesi yapmaktadır. ( EK-1) Verilen bu desteklerle
birlikte, Köyceğiz İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 2008
yılında başlatılan ipekböceği yetiştiriciliğinin geliştirilmesi ve
yaygınlaştırılması projesi halen devam etmektedir. Proje Köyceğiz ilçesi
Pınar Köyünde yapılmaktadır. Projenin bu köyde uygulanmasında, yörede
dut ağaçlarının yoğun, zirai ilaçlamanın az olduğu, yörenin iklim ve fiziki
durumu, bitki örtüsü ve yörede yaşayanların gelir durumu göz önünde
bulundurulmuştur. (Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü,
2013). Köyceğiz İpekböcekçiliği, tarihi ve kültürel bir değer olmanın yanında
35-40 gün gibi kısa bir sürede ürüne dönüşerek, gelir getiren ve ailede genç
yaşlı herkesin emeğinin değerlendirildiği tarımsal bir üretimdir. İşsiz oranının
çok yüksek olduğu ülkemizde yeni iş imkanları yaratmak için
ipekböcekçiliğinin desteklenmesi gerekmektedir. Zira kozanın, ipek kumaşa
dönüşümüne kadar yoğun bir işgücüne ihtiyaç vardır. (Taşlıgil,1996) Bu
yönüyle Pınar Köyü potansiyel bir ipek böceği üretimine uygundur. İlçe Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla,
yapılan bu gözlem ve ön değerlendirme çalışma sonucu Köyceğiz Halk
Eğitimi Müdürlüğü ile yörede ipekböcekçili kursu açmıştır.
Açılan bu kurslar, yörenin doğal yapısını koruyarak, yöre halkının
sosyal, kültürel ve ekonomik yönden kalkınmasına yöneliktir. Yörede ki bu
çalışmaları ve gelişimi gören Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli
Komitesi, 2011 yılı 2. Yürütme Kurulu Toplantısı’nın Muğla’nın Köyceğiz
İlçesi’nde yapmıştır. (Türkiye Odalar Borsalar Birliği,2011)
9
Nüfusun önemli bir kısmının kırsal alanlarda yaşadığı ve nüfusun kente
oranla daha az gelişmiş olduğu Türkiye’de de tüm dünyada ve özellikle
gelişmekte olan ülkelerde kırsal kalkınma önemli bir konu olmaya devam
etmektedir. Kırsal alanların kalkınması, bölgeler arası ekonomik, toplumsal,
kültürel gelişme farklılıklarının giderilmesini amaçlayan politikalarla iç içedir.
Bu bağlamda Türkiye’de kırsal alana yönelik politikalarla kalkınmada öncelikli
yörelerin kalkındırılarak bölgeler arasında gelişmişlik farkının zaman içinde
azaltılması ve ulusal bir bütünleşmenin sağlanması hedeflenmektedir. Bu
anlamda Türkiye’de kırsal alanların kalkındırılmasına yönelik çalışmalar,
kurulduğundan bu güne kadar sürekli gündemde olmaktadır (Ökten ve
Çeken, 2008). Buradan hareketle, kırsal bir bölge olan Pınar köyü, verilen
ipekböceği yetiştiriciliği eğitimleri ile kırsal bir kalkınmanın içinde
bulunmaktadır.
Bu araştırmanın problemi Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü ile Muğla Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi
Müdürlüğü’nün yetişkin eğitim bağlamında açtığı ipekböceği yetiştiriciliği
kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne olduğunun incelenmesidir.
Araştırmanın Amacı
Araştırmanın temel amacı; Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Müdürlüğü’nün desteği ile Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nce
açılan “İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne
olduğunu incelemektir. Bu temel amaca ulaşabilmek için aşağıdaki sorulara
yanıt aranacaktır.
1. İpek böceği yetiştiriciliği kursunun açılmasındaki temel amaçlar
nelerdir?
2. Kursa katılanların demokrafik özellikleri ve sosyo-ekonomik
düzeyleri nasıldır?
3. Açılan kursun yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal
yaşamına katkısı var mıdır?
10
4. Kursa hangi kurum ve kuruluşların işbirliği ile geliştirilmiştir. Bu
kurum ve kuruluşların kırsal kalkınmanın sağlanmasında ki rolü nedir?
5. Kursun bitiminde üretimi değerlendirmek için ne gibi faaliyetler
yapılmaktadır.
Araştırmanın Önemi
Dünya ekonomisi devamlı farklı üretim kanalları aramaktadır. Ya da
elde var olan üretimi daha da verimli hale getirmek için çalışmalar
yapmaktadır. Ülkemizde de birçok yeniden üretim çalışmaları yapılmaktadır.
Bu çalışmaların bir örneği de ipek böceği yetiştiriciliğidir. Muğla’nın Köyceğiz
İlçesi’nde Halk Eğitimi Merkezince açılan kurs bu çalışmanın bir parçasıdır.
Bu çalışma yapılırken yetişkinlere yönelik eğitimler verilmektedir. Bu
eğitimlerde ipek böceği yetiştiriciliğinde verimi arttırmak, üreticiye gerekli
bilinci vermek, yöre halkının ekonomik düzeyini yükseltmek, ipek böceği
yetiştiriciliğini bu bölge de yeniden canlandırmak, ayrıca bu bölgede
kaybolmaya yüz tutmuş bir değeri yeniden kazandırmak amaçlanmıştır.
Bu amaçlara ulaşmak için açılan, İpek Böceği Yetiştiriciliği kursu, kırsal
kalkınma göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme ile
elde edilen bulguların yeniden üretim ve kırsal alan çalışmalarına katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Araştırmanın Sınırlılıklar
Araştırma ülkemizde ipek böcekçiliği yetiştiriciliği çalışmaları yürüten
birçok bölgeden sadece Muğla’nın Köyceğiz ilçesi ile sınırlıdır.
Araştırma Halk Eğitimi Merkezi ve Köyceğiz Gıda Tarım Hayvancılık
İlçe Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği eğitim derslerine katılan yetişkin
üreticiler ile sınırlıdır.
11
Tanımlar
Kırsal alan: Ekonomik nitelikteki etkinliklerin ağırlıkla doğal kaynakların
değerlendirilmesine dayandırıldığı, yüzyüze ilişkilerin göreceli olarak daha
yaygın olduğu, yaşama kurallarının büyük ölçüde gelenek ve göreneklere
göre biçimlendiği, teknik ve teknolojik gelişmeler ile ekonomik, toplumsal ve
kültürel gelişmelerin daha yavaş ve dolayısıyla gecikmeli olarak gerçekleştiği
ortamlardır.
Kırsal kalkınma: Kırsal alanda yaşayan ve geçimini tarım sektöründen
veya benzer kırsal mesleklerden sağlayan birey ve toplulukların, daha iyi
yaşam koşullarına ulaşabilmeleri için sosyal, kültürel, ekonomik ve fiziki
gelişmenin sağlanması uğraşısıdır.
Yetişkin eğitimi: Kursa katılanlara gerekli bilgi, beceri ve davranışları
kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dışında onların ilgi, istek ve
yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişimlerini
sağlayıcı nitelikte olan, eğitim-üretim- rehberlik ve uygulama etkinliklerinin
tümüdür.
12
Kısaltmalar
AB: Avrupa Birliği
DPT: Devlet Planlama Teşkilatı
GTHB: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı
HEM : Halk Eğitimi Merkezi.
MEB: Milli Eğitim Bakanlığı
OECD: Organisation for Economic Co-operation and
Development(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü)
TKDK: Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
UNESCO: United Nations Educational, Scientific and Cultural
Organization (Birleşmiş Uluslar Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu)
13
BÖLÜM II
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde kavramsal çerçeve ve konu ile ilgili araştırmalara yer
verilmiştir. Kavramsal çerçeve bağlamında; kırsal kalkınma ve yetişkin eğitimi
üzerinde durulmuştur.
Kırsal Kalkınma
Kırsal Alan ve Kırsal Kalkınma
Türkiye’de kırsal alanlar, değişik araştırmacılar tarafından nüfus
durumu, coğrafi konum, yönetsel biçim gibi kriterler dikkate alınarak farklı
şekillerde tanımlanmaktadır.
Kırsal alanlar, kırsal kalkınma faaliyetlerinin gerçekleştirileceği
alanlardır. Dolayısıyla kırsal kalkınma kavramını açıklayabilmek için öncelikle
kırsal alanların tanımının yapılması gerekmektedir. Ancak ülkeden ülkeye
değişiklik gösteren ekonomik yapı, coğrafya, çevre ve nüfus gibi parametreler
endeniyle kırsal alan kavramının standart bir tanımının olduğu söylemek
oldukça güçtür. Kırsal alanlar basit ve genel bir tanımla kentsel alanlar
dışında kalan alanlar olarak nitelendirilebilir. Bu alanlar, çoğu zaman tarım ve
ormancılığın temel faaliyet olduğu ama bunun yanında turizm, küçük ve orta
ölçekte sanayini ve el sanatları givi diğer iktisadi faaliyetlerin de önemli
olduğu, üzerinde insanoğlunun köy, pazar gibi sosyal yapılar yükselttiği,
ekolojik açıdan değerli ve kentli insanlarla da sürekli etkileşim halinde olunan
mekanlardır (Kolukırık, 2010).
14
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2010-2013 Kırsal Kalkınma
Planı’nda ise kırsal alan şöyle geçmektedir:
Fiziki coğrafyanın kırsal ve kentsel alan olarak olarak tasnif edilmesinde esas alınan kriterler yayımlanan istatistik türlerine göre değişen bir husustur. Bu nedenle diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de farklı kırsal alan tanımları kullanılmaktadır. Ülkeri birarada ve aynı kritere göre karşılaştırabilmek amacıyla uluslar arası kuruluşlarca standart tanımlar geliştirilmiştir. Bu tür tanımlardan, OECD tarafından geliştirilen ve AB tarafından da kullanılan kırsal alan tanımı en yaygın kullanılan tanımdır. Bölge tipolojilerinin berlirlenmesinde de kullanılan bu tanıma göre, idari sınırlar itibarıyla nüfus yoğunluğu kilometre kare başına 150 kişiden az olan yerler kırsal alan olarak kabul etmektedir (GTHB, 2010).
DPT, 2000 yılında yayınladığı “Kırsal Kalkınma Özel İhtisas Komisyonu
Raporu”nda kırsal alan tanımı ise şu şekilde yapmaktadır:
Kentsel yerleşmeler dışında kalan yerler diye nitelendirilebilecek, “kırsal alan” kavramı, aslında tanımlayıcı somut-nesnel öğeleri bulunan bir mekandır.
Kırsal alanda yaşam ortamı ve ekonomik aktiviteler, önemli ölçüde doğal üretim kaynaklarının kullanım ve değerlendirilmesine bağlıdır.
Ekonomik- toplumsal- kültürel gelişme süreci, göreli olarak yavaş işlemektedir.
Teknolojik gelişmenin yaşama ve üretime yansıma oranının, göreli olarak gecikmeli olduğu bir alan söz konusudur.
Gelenek ve törelerin, yaşam biçimini ve kurallarını etkileme gücü fazladır.
Yaşam biçimi ve tüketim kalıbı, görece gelenekseldir.
İnsan ilişkilerinde yüz yüzelik yaygındır.
“Kırsal kalkınma dünyanın hem gelişmiş hem de gelişmekte olan
ülkeleri tarafından yaygın olarak kabul gören bir kavramdır. Bununla beraber
evrensel anlamda kabul gören, herkesin ve her kesimin üzerinde hem fikir
olduğu bir kırsal kalkınma ayrımı veya tanımlaması yoktur. Bu kavram
geçmişten günümüze kadar farklı bakış açılarıyla ele alınmış, farklı amaçlarla
kullanılmış ve tanımlanmıştır” (Bakırcı, 2007).
15
DPT 2000 yılında yayınladığı “Kırsal Kalkınma Özel İhtisas Komisyonu
Raporu”nda kırsal kalkınma için birbirini tümleyen aşağıda ki tanımlamaların
yapılması mümkündür.
Kırsal kalkınma:
Ekonomik, toplumsal ve kültürel üç boyutu bulunan bir süreçtir.
Evrensel ölçütler, eşitlik ve denge (adalet) ilkeleri ile geliştirilmiş kırsal
yaşam düzeyidir.
Yerinde kalkınarak, kırsal toplumun ülke gelişmişliği ve refahından pay
almasıdır.
Kırsal emeğin üretken olduğu ve haklarını aldığı bir istihdam biçimidir.
Kaynaklara daha iyi ulaşım, refah ve gelirin dengeli paylaşılarak
geliştirilen yaşam düzeyidir.
Kırsal alanda yoksulluğun ve kötü beslenmenin yok edilerek beslenme
şartlarının iyileştirilmesidir.
Kırsal toplum yaşamının modernizasyonudur ve kent/kır ayrışımının
azaltılmadır.
Kırsal sayılan ortamların ekonomik kalkınmasıdır.
Kavramsal çerçevesi genelde kalkınma- gelişme, özelde ise kırsal
kalkınma olarak tanımlanmaya çalışılan bu sürecin, aşağıda belirtilen
hususlar çerçevesinde ilkesel temellerinin oluşabilmesi mümkündür:
Başta insan olmak üzere, doğal kaynakları, ekonomiyi, teknolojiyi,
yönetimi, hukuku ve siyaseti yakından ilgilendiren kırsal kalkınma, topyekun
kalkınmanın önemli bir boyutudur.
16
Kalkınmanın bütünselliği kapsamında ele alınamlı ve aynı nedenle bu
bütünün diğer öğelerini de gözetmek durumundadır.
Aynı yaklaşımla, yerel ve bölgesel ölçekte tasarlanacak kalkınma, ülke
kalkınması içerinde görülmelidir.
Kırsal alanda tüm zorluklarına rağmen asayişin sağlanması ve böylece
toplumun iş yerinde kendini emniyette hissetmesi sağlanmalıdır ve kırsal alan
toplumunun kendine güven duygusu geliştirilmelidir.
Kırsal alan toplumunun verimli üretme ve ürettiği malı pazarlama
vasıfları geliştirilmelidir.
Kırsal kalkınma, yanlızca tarımsal kalkınmayı değil aynı zamanada;
sanayileşme, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, barınma, ulaşım ve nihayetinde
istihdam alanlarında gelişmeyi kapsamaktadır.
Kırsala özgü koşullar, gereğince ve doğru analiz edilmelidir.
Çözümlenen koşullara göre gerçekçi modeller üretilmelidir.
Kırsal kalkınmanın, taşıdığı ekonomik ve toplumsal rol ve gelişme
potansiyeli bakımından ilk hareket noktası “tarım” olmalıdır.
Kalkınma için ikincil doğrultuyu; kırsalda konumlandırılmış tarıma
dayalı sanayi ile tarıma girdi üreten sanayi oluşturmalıdır.
Kalkınma süreci, gelir artışını ve refahı öngörmelidir.
Tüm bu süreçler, kırsal toplumun demokratik katılımlığı ile yaşama
geçirilmelidir.
Kalkınma; ekonomik, toplumsal, kültürel ve bu nedenlerle siyasal bir
süreç olduğundan, böylesi bir sürecin tasarlanması ve uygulanmasına ilişkin
17
politika ve araçların seçiminde, siyasal tercihlerin önemi gözönünde
bulundurulmalıdır.
Kırsal Kalkınmanın Amaçları
“Kırsal kalkınmanın evrensel amacı, dezavantajlı kırsal nüfusun gelirini
arttıracak ekonomik ve sosyal koşulların kırsal nüfusla birlikte hazırlanması
olarak tanımlanabilir” (Dağ, 2007).
Bir başka ifade ile “kırsal kalkınmanın temel hedefleri kırsal nüfusun
içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve kültürel koşullardan ayrı
düşünülmeyecektir. Bu kapsamda kırsal kalkınmanın ana amacı kırsal
bölgelerde yaşayanların yapısal özelliklerini de göz önünde bulundurarak,
karşı karşıya oldukları sorunları çözmek; bu kesimin refah ve gelir düzeyini
attırarak, emeğinin hakkını, ürününün değerini almasını sağlamak yoluyla
kırsal alanlarda ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasıdır” (Geray,
1999).
Türkiye’de Kırsal Kalkınma Uygulamaları
Türkiye’de kırsal alanların kalkındırılması ve kırsal nüfusun yaşam
koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, Cumhuriyet’in kuruluş
yıllarına kadar gitmektedir. Cumhuriyet’in kuruluşu ile başlayan modernleşme
ve çağdaşlaşma hareketleri tarımda ve kırsal kesimde kalkınma çabalarında
da etkisini göstermiştir. Bu anlamda Türkiye’de kırsal kalkınma çalışmallarını
genel olarak Planlı Dönem Öncesi ve Planlı Dönem sonrası olarak iki ana
döneme ayırabiliriz (Ökten ve Çeken, 2008). Buna göre;
18
Planlı dönem öncesi
Cumhuriyet’in ilk yıllarını kırsal kalkınma açısından bir enkaz kaldırma
ve yeniden düzenleme dönemi olarak değerlendirmek mümkündür.
Cumhuriyet döneminin devraldığı neredeyse işlemez duruma gelmiş tarımsal
yapı, Cumhuriyet dönemi yöneticilerinin öncelikli sorunları arasında yer almış,
bu dönemde tarımsal üretim Osmanlı döneminde olduğu gibi merkezi
ihtiyaçların karşılanması presibinden farklı olarak tarımı bir ekonomik sektör
olarak ele alınması ve gelişminin sağlanması yoluyla genel ekonomik
gelişmenin önemli bir unsuru olmasına çaba gösterilmiştir (Bakırcı, 2007).
Planlı dönem öncesinde tarıma ve kırsal nüfusa verilen önemi, Ökten ve
Çeken (2008) şöyle açıklamaktadır.
Cumhuriyet’in kuruluşu ile başlayan modernleşme ve çağdaşlaşma hareketleri tarımda ve kırsal kesimde kalkınmanın çabalarında da etkisini göstermiştir. Nüfusun çok önemli bir bölümünün köylerde yaşadığı ve ekonominin ağırlıklı olarak tarıma dayandığı bu ortamda, tarımsal ve kırsal kalkınmanın ulusal kalkınamdaki rolü, kalkınmanın ve çağdaşlaşma çabalarında tarıma ve kırsal nüfusa özel bir önem verilmesini zorunlu hale getirmiştir (Ökten ve Çeken, 2008).
Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kötü tabloyu değiştirmek için atılan
adımların ilki İzmir İktisat Kongresi’dir. Kongrede diğer sektörlerin yanında
dönemin en önemli sektörü durumundaki tarım sektörü ve kırsal nüfusun
sorunlarına ilişkin tartışmalar yapılmıştır. Kongre sonucunda çiftçi kesimiyle
ilgili varılan önemli kararlar aşağıdaki gibidir;
Aşarın kaldırılması,
Tekel idare ve sistemini kaldırarak tütün ekiminde sınırlamadan
vazgeçilmesi ve ticaretin serbest olması,
Tarımsal kredi sisteminin geliştirilmesi,
19
Tarım bölgelerini başlıca ihraç limanlarına bağlayacak demir ve kara
yollarınını yapılması,
Tarım makineleri ithalatında gümrük vergilerinin kaldırılması,
Tarım araç ve makineleri üretecek bir fabrikanın açılması ve bu
araçları onaracak elemanlar yetiştirilmesi,
Köylülere ziraatın çeşitli konularını uygulamalı olarak eğitecek
yayınların bastırılıp dağıtılması,
Okullarda genel konuların yanında ziraatın uygulamalı olarak
gösterilmesi, bunun için örnek çiftlik mahiyetinde ilkokulların açılması,
Silah altındakilere uygulamalı ziraat eğitiminin yapılması,
Ormanların korunarak ormancılığın geliştirilmesi (Abasov, 2007).
18 Mart 1924 tarihinde kabul edilen ve Cumhuriyet tarihinin ilk
kanunlarından biri olan 442 sayılı Köy Kanunu, kırsal alana yönelik ilk ve en
önemli yasal düzenlemedir. 442 sayılı Köy Kanunu, ilk kez bir bağımsız
organ olarak tanınmış ve bu yerleşim birimlerine idari bir kimlik kazandırmak
suretiyle onlara özel mülkiyet hakkı tanınması bakımından önemli olmuştur.
Köyler için hızlı bir kalkınma hamlesi öngören kanun, köy idaresinin kuruluşu,
organları, görevleri ve merkezi idareyle ilişkilerini çok açık ve anlaşılır bir
ifadeyle belirtmiştir. Yine bu kanunla Köy’ün tanımı yapılmış ve özellikleri
ortaya konulmuştur. Cumhuriyet Dönemini ileriki yıllarında da köy-şehir
arasındaki ayrımı yapmada temel bir doküman olan yasada köy: “ nüfusu iki
binden az, cami, okul otlak, yaylak, baltalık gibi ortamalanı bulunan ve toplu
veya dağınık evlerde oturan insanların bağ, bahçe ve tarlalarıyla
oluşturdukları yurtlar” olarak tanımlanmıştır (Bakırcı, 2007).
20
1930’lu yılların tarım ve kırsal kalkınmaya yönelik teşebbüslerinden biri
de 1938 de Ankara’da toplanan “1. Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi” teşkil
etmektedir (Bakırcı, 2007).
1950-1953 yılları arasında tarım sektörü hızla gelişme göstermiş ve
ekim alanı 14,5 milyon hektardan 18,8 milyon hektara çıkmış, tarımsal üretim
ise 1 kat artış göstermiştir. Bu dönemde uygulanan tarım politikaları olumlu
sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları; tarımsal kredilerin arttırılması
ve tarımda makineleşme ile tarım alanlarının genişletilmesi, destekleme
fiyatlarının yükseltilmesi ve tarımsal vergilerin düşürülmesidir. Ancak izlenen
bu politikalar sonucunda ithalatın büyük oranda serbest bırakılması ve
vergilerin kaldırılması ile dış ticaret açığı önemli derecede yükseltilmiştir.
Ortaya çıkan bu olumsuz durum karşısında serbest ithalat kararı iptal edilmiş
ve yeni bir gümrük vergisi uygulamasına 1953 yılında başlatılmıştır ( Bakırcı,
2007).
Bu dönemde kurulan halkevleri toplumun tüm kesimleri ile birlikte kırsal
nüfusun sosyal ve kültürel yönden gelişimineönemli katkılar yapmıştır. Bu
dönemde kırsal alana yönelik en önemli eğitim faliyeti 1940 yılında kabul
edilen yasa ile faaliyetlerine başlayan köy enstitüleridir. Köy enstitülerinin
amacı köylerin kalkınması için gerekli öğretmenleri yetiştirmek ve bu
öğretmenler sayesinde yurttaşlık haklarını kullanan, savunan çağdaş bir
toplum yaratarak köylüye modern tarım tekniklerinden marangozluğa,
müzikten hasta tedavisine kadar her konuda eğitim vermesi, bir anlamda
yerel lider aydınlar yetiştirilemsi ve böylece köylerin kalkınmasının
sorumluluğunun o bölgenin içinden yetişmiş aydın köylülere emanet edilmesi
hedeflenmiştir. Bu, hem geri kalmış bölgeleri toplumsal, kültürel ve ekonomik
olarak kalkındıracak hem de olası göç hareketlerini öneleyecek bir projedir.
Enstütüler bulundukları çevreye yönelik her türlü faaliyeti de katılım ve
sorumluluk ekseninde yürütmüştür. Kırsal kalkınmada, bununla birlikte
ülkenin kalkınmasında önemli bir araç olmuş ve Türkiye’de birçok aydının
yetişmesinde rol oynamış köy enstütüleri 1954 yılında kapatılmıştır. (Örnek,
2007)
21
Planlı Kalkınma Dönemi
1960’lı yollardan sonraki dönem; kalkınmanın planlı bir yaklaşımla
sağlanabileceği düşüncesinden hareketle, beş yıllık kalkınma planları
hazırlanması ve buna göre gelişme perspektiflerinin belirlenmesi nedeniyle
“planlı” dönem olarak tanımlanmaktadır (Bakırcı,2007).
Planların hazırlanması, uygulanması ve gerekli eşgüdümün sağlanamsı
amacıyla da 30 Eylül 1960 tarih ve 91 sayılı yasayla Devlet Planlama
Teşkilatı oluşturulmuştur. Planlı dönem ise fiilen 1963 yılında başlamıştır
(Abasov, 2007).
Planlı dönemin başlaması ile birlikte kırsal kalkınma çalışmaları Beş
Yıllık Kalkınma Planları’nda yer almaya başlamıştır. Dağınık kırsal yerleşim
dokusu, planlı dönemin başlaması ile birlikte kırsal kalkınmada dönüşüm
hedefine ulaşmanın önündeki en önemli engel olarak değerlendirilmiştir.
Özellikle I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yerleşim alanlarının dağınık ve
küçük birimler halinde olmasının köy kalkınmasını olumsuz etkileyeceği fark
edilmiş ve daha sonra kabul edilen planlarda da konu değerlendirilmiştir
(Doğanay,2002).
Beş Yıllık Kalkınma Planlarına, kırsal kalkınma bağlamında bakarsak;
I. Beş Yıllık Kalkınma Planında; genel olarak tarım ve toplum
kalkınmasını geliştirmek temel amaç olarak belirlenmiştir. Toplumsal
kalkınmayı öngören yönetimlerin kullanılacağı ve kırsal kesimde yaşayan
vatandaşların hayat standartlarının da bu yöntemler aracılığı ile arttırılacağı
belirtilmiştir. Gelir dağılımının düzeltilmesinde, toprak reformu,
kooperetifleşme ve adil vergileme yöntemlerinin kullanılması planlanmıştır.
Ayrıca desteklerin istisnai haller dışında nihai ürün yerine, üretkenliğin
arttırılması amacıyla girdilere verilmesi ilkesine uyularak yürütülmesi
kararlaştırılmıştır (DPT, 1962).
22
Türkiye’de toplum kalkınması uygulamaları I. Beş Yıllık Kalkınma Planı
ile başlamışsa da, 1969 yılında durmuştur. III. Beş Yıllık Kalkınma Planı
döneminde ise yöntem tamamen dışlanmıştır. Bu dışlamayı uygulamanın
başarısızlığı olarak görmemek gerekir. (Miser, 1994).
I. Beş Yıllık Kalkınma Planında da geçen “toplum kalkınması” kavramını
Miser 1999 yılında yazdığı makelesinde şöyle tanımlamaktadır;
“Halk eğitimi sistemi içinde yer alan kalkınma odaklı bir eğitim yönetimidir. Katılanların eylem içinde öğrenmesini öngördüğünden bir program olarak; insan davranışlarında yenileşmenin nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişkin bir anlayış içerdiğinden bir yaklaşım olarak ve elbette, tüm bunlardan ötürü bir süreç olarak da anılır. Yöntemin süreç, yaklaşım ya da program olarak anılması, yanlızca içerdiği özelliklerden birinin vurgulanması anlamını taşımaktadır” (Miser, 1999).
II. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise köy ve köylü sorunları adıyla bir
başlık bulunmaktadır. Bu başlık altında temel hedef ise ekonominin genel
yapısını tarımsal bir karekterden sanayi sektörünün hakim olduğu bir düzene
geçilmesi olarak belirlenmiştir. Bu planda da ilk plana benzer şekilde tarım ve
toplum kalkınması yöntemleri esas alınmıştır. Artan gelir ve refahtan, bugüne
kadar devam eden dengesizlikleri de giderici yönde ve sosyal adalet ilkesine
uygun olarak pay almalar sağlanacaktır. Köy sorunlarını çözmeye yönelmiş
tüm çalışmlar, köy topluluklarının özelliklerine ve gerçeklerine uygun olarak
yürütülecektir. Toplum yapısını kalkınmaya en elverişli ortamı yaratacak
yönde geliştirmek için çeşitli kamu kuruluşlarının çalışmalarında ortak ilkelere
bağlı kalınacağı belirtilmektektedir. (DPT, 1968)
III. Beş Yıllık Kalkınma Planı, merkez köy yaklaşımına ilk deyinen
kalkınma planıdır. Tarihsel olayların oluşturduğu; ekonomik, sosyal ve fiziksel
yerleşme dokusunun, gerek köy kalkınmasını, gerek milli kalkınma çabalarını
olumsuz yönde etkilediğinin dikkati çekilmiştir. Bu dağınık bir özellik gösteren
köy yerleşim düzeni içerisinde tarımsal hizmetlerin, çevredeki çiftçiye
seçilecek merkezi nitelikteki köylerden götürülmesi hedeflenmiştir. 3.
23
BYKP’de toplum kalkınması yaklaşımı doğrudan ele alınmamış hatta bu
yaklaşımdan uzaklaşıldığı görülmektedir. (DPT, 1974)
IV. Beş Yıllık Kalkınma Planında toplum kesimleri arasındaki gelir
dağılımını iyileştirmek; tarımsal gelişmeyle köylünün kalkınmasını bir tutarak
ve tarımdan sanayi toplumuna köylünün katkısıyla sağlıklı bir geçiş
sağlamak; köylünün kalkınma olanaklarını; üretim gücünü ve gelirini
arttırmak; kırsal alanda gelişmeyi hızlandırmak ve yaşama düzeyini
yükseltmek temel amaç olarak belirlenmiştir. Etkili bir toprak reformu,
demokratik kooperatifleşme, köylüye dönük devlet düzenlemesi ve desteği ve
köykentler yoluyla yeni bir üretim düzeninin kurulması ise bu hedefe ulaşım
araçları seçilmiştir. Bu planda kalkınmada öncelikli yöreler kavramı
getirelerek geri kalmış yörelerin gelişiminin bölge gelişme anlayışıyla ele
alınması ve geniş kapsamlı projelerin hazırlanması amaçlanmıştır. (DPT,
1979)
V. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde kırsal alana götürülen
hizmetleri tek çatı altında toplamak amacıyla, Yol-Su- Elektrik (YSE), Toprak-
Su ve Toprak İskan Kurumları ile Orman Genel Müdürlüğünün Orman Yolları
ünitesi birleştirilerek 1984 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
kurulmuştur. Genel Müdürlüğün, kırsal alandaki tüm yol, altyapı ve üst yapı
hizmetlerinin sağlanması, bakım onarımın sağlanması, toprak ve tarım
alanlarının muhafazasının sağlanması gibi pek çok görevi yerine getirmesi
amaçlanmıştır. ( Bakırcı, 2007)
Çelik 2005’de yazdığı makalesinde V. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na
ilişkin genellemelere vararak şu saptamalara yer vermiştir:
Planın hedefleri arasında yer alan bölgeler arası farklılıkların giderilmesi öngörüldüğü oranda gerçekleştirilememiş ve miras hukukunda istenilen yeni düzenlemeler yapılamamıştır. (Çelik, 2005)
24
VI. Beş Yıllık Kalkınma Planında, kırsal alanda mahalli idare
boşluğunu dolduracak ve otorite eksiliğini ortadan kalıracak şekilde il özel
idareleri yeniden teşkilatlandırılması; küçük belediyelerin ve köylerin
güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca kırsal kesimin ihtiyaçlarını karşılamaya
yönelik hizmet ve bilgi akımını sağlayacak tedbirlerin alınması karara
bağlanmıştır. Hizmet ve araştırmalar “Kırsal Alan Planlama” yönetimi
çerçevesinde entegre kırsal kalkınma projeleri olarak düşünüleceği
belirtilmiştir. (DPT, 1990)
VII. Beş Yıllık Kalkınma Planında kırsal kalkınma “ kırsal altyapı” başlığı
altında belirtilmiştir. Bu bölümde toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi,
tarımsal altyapının oluşturulması, kaynakların yönetimi ve etkin kullanımına
yönelik çalışmalar önemini korumaktadır. Sulanabilir alanların kamu
yatırımlarıyla ve halkın desteğiyle sadece yarısının sulanabilir hale
getirilebildiği, toprak ve su kaynakları potansiyelinin tespit edilmesi için
gerekli araştırma çalışmalarına önem verilmediği belirtilmiştir. Toprakların
tahsisi, korunması, sınıflandırılması, sektörel ve sektörler arası kullanım ve
üretim için planlaması gibi konularda tüm kurumsal ve hukuksal aksaklıkları
düzeltecek ve boşlukları kapsayacak çerçeve nitelikte Toprak Yasası
çıkarılması kararlaştırılmıştır. Tarım sektörünün yapısal sorunlarının çözüme
kavuşturulması ve belirlenen tarım politikası amaçlarına ulaşabilmesine
yönelik olarak, bu sektörde politikaları belirleyen ve faaliyetleri yönlendiren
ilgili kamu ve özel sektör kuruluşları temsilcilerinden oluşan Tarımda Yeniden
Yapılanma Kurulu oluşturulmasına karar verilmiştir. (DPT, 1995)
Çelik (2005) VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na ilişkin genellemelere
vararak şu saptamalara yer vermiştir:
Toprak ve Su Yasası çıkarılamamış, arazi toplulaştırma çalışmalarında beklenen verim alınamamış, tarım reformu gerçekleştirilememiştir. Yedinci Planda kırsal kalkınma için önerilen pek çok çalışmaya başlanılamamış, başlanılanlar da sonuçlandırılamamıştır. (Çelik, 2005)
25
VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005 yıllarını kapsamaktadır.
Planda kırsal alan politikaları, Bölgesel Gelişme Hedef ve Politikalar başlığı
aldında Kırsal Kalkınma adıyla yer verilmiştir. Kırsal kalkınma kavramı ilk kez
bu planda doğrudan yer almıştır. (Çelik, 2005)
Sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde yerel potansiyellerin
harekete geçirilerek, gelir ve istihdamın arttırlması, tarımsal poltikalar
doğrultusunda dengeli, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarımsal
kalkınmanın sağlanmasına yönelik tarımsal altyapının, katılımcı bir
yaklaşımla geliştirilmesi temel amaçlardır. Kalkınmada Öncelikli Yörelerde,
insan gücü kaynaklarının harekete geçirilmesi, merkezi nitelik taşıyan
köylerin güçlendirilmesi ve tarım ve hayvancılığa dayalı sanayilerin
desteklenesine devam edileceği belirtilmiştir. Kırsal alanda yaşayan nüfusun
gelirini arttırmak ve işsizliği azaltmak için yöresel potansiyeli bulunan; turizm,
el saantları, hayvancılık, dokumacılık gibi alanlarda girişimcilerin
desteklenmesi; üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve
doğrudan üreticilere finansman sağlayan kırsal kalkınma projelerinin
oluşturulması ve uygulanması; tarıma dayalı sanayi geliştirilerek paketleme,
muhafaza etme ve pazarlama yöntemleri konusunda gerekli teknik destek
verilmesi kararlaştırılmıştır. Planda tarım- sanayi entegreasyonunun
geliştirilmesi, işleme sanayiinin rekabet edebilirliğini arttırıcı nitelikte uygun ve
kaliteli hammadenin temini ile tarımsal sanayiye dönük sözleşmeli üretimin
yaygınlaştırılması da hedeflerden bir diğeridir. Bölgeler arası gelişmişlik
farklarının azaltılması ve gelişme imkanlarının belirlenmesi amacıyla, bölge
planlaması yapılan alanlarda, bu planlarla uyumlu olarak ilgili kurumlarca
fiziksel planlama çalışmaları sürdürülmesi karara bağlanmıştır. Çiftçi kayıt
sistemi, tapu- kadastro sistemi, coğrafi bilgi sistemi ve çiftlik muhasebe veri
ağının geliştirilmesinin sağlanması ve tarımsal veri tabanını kullanan tarım
bilgi sisteminin kurulması planlanmıştır. Bir önceki planda çıkarılması
öngörülen ancak çıkarılmayan Su Yasası ile Arazi Kullanımı ve Toprak
Koruma Kanunun çıkarılması hususu yine plana dahil edilmiştir. (DPT, 2001)
26
AB Uyum Sürecinde Kırsal Kalkınma
AB ve kırsal kalkınma politikları, kırsal alanda yaşayan toplulukların
yaşam kalitelerini arttırmaya ve kırsal alanlardaki nüfusun göçüne engel
olmaya yöneliktir. Ayrıca, Birliğin kırsal kalkınma poltikaları, diğer alanlarla
ilişkili ve ana politika ve hedeflerin bir parçasıdır. Birlik, kırsal kalkınmada,
doğrudan müdahale yerine, öncelikle yerel yapıdan gelen projelere fon
sağlamaktadır. Yani Birliğin, doğrudan uyguladığı projeleri bulunmamaktadır.
Birlik kırsal kalkınmada, yerel yapılardan gelen tekliflere öncelik vermektedir.
(Çelik, 2005).
Tarım Stratejisi (2006-2010)
2004 yılında “Tarım Stretejisi 2006-2010” belgesi kabul edilmiş, buna
bağlı olarak da 2006 yılında 5488 sayılı Tarım Kanunu çıkarılmıştır.
30.11.2004 Tarih ve 2004/92 Sayılı YPK Kararı ile kabul edilen Tarım
Stratejisi Belgesinde; kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde
ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslar arası gelişmeler boyutunu bütün olarak
ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürüdürülebilir bir tarım sektörünün
oluşturulması temel amaçtır. Bu temel amaç doğrultusunda Tarım Stratejisi
belgesi, 2006-2010 yılları arasında, Avrupa Birliğine uyumu da gözeterek,
tarım sektörü ile ilgili kesimlerin karar almalarını kolaylaştırmak, sektörün
kalkınma hedef ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesini sağlamak için
hazırlanmıştır.
Tarım Stratejisi Belgesinin Stratejik amaçları ise şu şekilde
belirtilmektedir;
Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının
sağlanması,
Gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması,
Üreticilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi ve istikrarının sağlanması,
27
Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirlerin
uygulamaya konulması yoluyla üreticilerin rekabet düzeylerinin yükseltilmesi,
Tarımsal pazarlama altyapısının iyileştirilmesi ve üreticilerin pazara
ulaşımının kolaylaştırılması,
Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi, işleme sanayinin
rekabet edebilirliğini artırıcı nitelikte uygun ve kaliteli ham maddenin temin
edilmesi ile tüketici tercihlerinin karşılanması amacına yönelik tedbirlerin
alınması,
Üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve doğrudan
üreticilere finansman sağlayan yaklaşıma dayalı kırsal kalkınma projelerinin
oluşturulması ve söz konusu projelerin kırsal yaşam şartlarını iyileştirilecek
biçimde uygulanması,
Kamudan bağımsız bir yapıda üreticilere, üretimden pazarlamaya
kadar olan safhalarda hizmet vermek üzere; kar amacı gütmeyen Tarımsal
Üretici Birliklerinin kurulması ve geliştirilmesi ile tarımsal nitelikli diğer üretici
örgütlerinin geliştirilmesi, söz konusu örgütlerde denetimin özerkleştirilmesi
(DPT, 2004).
Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)
Bu planda ise; kırsal kalkınmayı “Kırsal Kesimde Kalkınmanın
Sağlanması” başlığı altında 2006 yılında Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji’nin
hazırlandığı belirtilmiş, kırsal kalkınma politikalarının etkinliğinin arttırılması
için yürütülen yasal ve kurumsal düzenlemelerin sürdürüldüğü belirtilmiştir.
Bunların yanı sıra tarımda nispi verimsizlik sorunun çözümü için; arazi
toplulaştırma çalışmalarının ve eğitim faliyetlerinin hızlandırılması gerektiği
belirtilmiştir (DPT, 2007).
28
Planda Kırsal Kesimde Kalkınmanın sağlanması konusunda su hedefler
ortaya konulmuştur.
Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi doğrultusunda, Kırsal Kalkınma Planı
hazırlanarak uygulamaya konulacaktır.
Kırsal kesimin örgütlenme kapasitesi geliştirilecek ve üretici
örgütlenmeleri güçlendirilecektir. Farklı üretici örgütlenmelerinin işlevleri AB
tarım piyasaları ile bütünleşme çerçevesinde yeniden düzenlenecektir. Üretici
örgütlenmelerine sağlanan destekler etkinleştirilecektir.
Sulama altyapısının işletme ve yönetiminin katılımcı mekanizmalarla
gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.
Toprak ve su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımı için
üreticilere yönelik programlar uygulamaya konulacaktır.
Kırsal alanda, e-ticaret de kullanılarak, tarım, orman ve gıda
ürünlerinin tanıtım ve pazarlanması, turizm, el sanatları, tarıma dayalı sanayi
ve diğer alternatif üretim faaliyetleri geliştirilecektir.
Kırsal alanda tarım ve tarım dışı ekonomik faaliyetlere yönelik insan
kaynakları geliştirilecektir
Kırsal kesimde kalkınmanın hızlandırılmasında ilçe merkezleri ve
belde belediyeleri ile diğer gelişme ve çevresine hizmet sunma kapasitesi
bulunan merkezi yerleşim birimlerine öncelik verilmek suretiyle kaynakların
etkin kullanımı sağlanacak ve uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
29
Kırsal kesimde merkezi yerleşim birimleri öncelikli olmak üzere, temel
altyapı ihtiyaçları karşılanacaktır. Ekonomik ve sosyal gelişmeye yönelik
proje ve destekler ile eğitim ve sağlık hizmetlerinin sunumunda bu merkezi
birimlere öncelik verilecektir.
Kırsal yerleşim planlamasının esasları, kırsal alanın özelliklerine ve
kırsal toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenecek, plan yapımında gelişmekte
olan merkezi yerleşim birimlerine, turizm bölgelerine, koruma alanlarına ve
afet riski yüksek yörelere öncelik verilecektir.
Yerel düzeyde aktörler arası işbirliğini geliştiren, yerel ihtiyaçlara
duyarlı kalkınma girişimlerini tabandan tavana yaklaşımla güçlendiren,
katılımı ve maliyet paylaşımını esas alan projeler, öncelikle pilot düzeyde
uygulamaya konularak, iyi uygulama örnekleri yaygınlaştırılacaktır.
Kırsal kesimin kaynak ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak uygun
finansman araçları geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır.
Basta il özel idareleri olmak üzere, yerel yönetimler ile birliklerinin
kırsal kalkınma konusundaki etkinliğini artırmak için teknik, mali ve kurumsal
kapasiteleri güçlendirilecektir.
AB kırsal kalkınma politikalarına uyum için gerekli kurumsal çerçeve
oluşturularak, kırsal kalkınma fonlarının yönetimine ve etkin kullanımına
ilişkin idari kapasite geliştirilecektir (DPT, 2007).
30
Kırsal Kalkınma Planı
Dokuzuncu Kalkınma Planı ve Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi
çerçevesinde hazırlanan ve Ülkemiz için bir ilk olma özelliği taşıyan Kırsal
Kalkınma Planı (2010-2013), 5/8/2010 tarihli ve 2010/21 sayılı Yüksek
Planlama Kurulu Kararıyla onaylanmıştır (Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı,2014).
Planda, kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımızın kendi yöresinde
sürdürülebilir iş ve yaşam koşullarına ulaşması temel amacı doğrultusunda,
kırsal kesim için önem arz eden konulara değinilmiştir. Bu faaliyetler; tarım ve
tarım dışı istihdam imkânlarının artırılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi
ve yoksulluğun azaltılması, sosyal ve fiziki altyapının güçlendirilmesi, kırsal
çevrenin ve doğal kaynakların korunması şeklinde, Ulusal Kırsal Kalkınma
Stratejisinde ifade edilen önceliklerle uyumlu olarak katılımcı bir yöntemle
tespit edilmiştir. Söz konusu faaliyetlerin uygulamasından sorumlu kuruluşlar
belirlenmiş ve ilgili faaliyetin uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde bu
kuruluşlara rehberlik edecek esas ve usuller planda tanımlanmıştır. Kırsal
kalkınmanın çok sektörlü bir yapıya sahip olması nedeniyle, Planın
koordinasyon, izleme ve değerlendirme yapısının kurumlar arası işbirliği
temelinde tesis edilmesi ve yönetilmesi gerekmektedir (GTHB,2014).
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA)
Avrupa Birliği 2007 – 2013 yıllarına ait bütçe dönemiyle birlikte aday
ülkelere sağladığı mali yardım mekanizmasında değişikliğe gitmiştir. Birlik
1085/2006 sayılı Konsey Tüzüğü çerçevesinde Katılım Öncesi Yardım
Aracı’nı (Instrument for Pre-Accession Assistance- IPA) oluşturmuştur.
Türkiye IPA tüzüğünün EK 1’inde yer alan aday ülke statüsünde olup, bütün
bileşenlerden yararlanabilmektedir.
31
Beş bölüm halinde yapılandırılan IPA, geçiş dönemi ve kurumsal yapılanma desteği yanı sıra çevre, ulaştırma, bölgesel rekabet, insan kaynakları kalkınması ve kırsal kalkınma olarak belirlenen yeni alanlarda katılım öncesi mali destek sağlamaktadır. Ayrıca aday ülkeler, katkı payları kısmen IPA altında finanse edilmekte olan Birlik Programlarına katılmaya devam etmektedir.
IPA Bileşenleri:
Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanma
II. Sınır Ötesi İşbirliği
III. Bölgesel Kalkınma
IV. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi
Kırsal Kalkınma (IPARD) Kırsal Kalkınma bileşeni kapsamında tarım, hayvancılık,
gıda, balıkçılık ve alternatif tarım alanlarında faaliyet gösteren işletmelere, üretici bireylere, kooperatiflere ve üretici birliklerine hibe programları aracılığı ile finansman desteği sağlanması planlanmaktadır.
Söz konusu hibe programlarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından, toplam 42 ili kapsayacak şekilde uygulanması planlanmıştır.
Fonlar, Türkiye’nin katılım öncesi dönemdeki öncelikleri ve ihtiyaçlarını dikkate alarak sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak üzere, tarımsal işletmeleri Birlik standartlarına yükseltmeyi amaçlayan Şubat 2008 tarihli Kırsal Kalkınma (IPARD) Programında saptanan öncelikler çerçevesinde kullandırılmaktadır.
Bu bileşende fonların kullanımına ilişkin tüm yetki AB tarafından TKDK’ye devredilmiştir. Diğer bileşenlerden farklı olarak bu bileşenden, kar amacı güden özel ve tüzel kişiler de yararlanabilmektedir (Avrupa Birliği Bakanlığı, 2013).
Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Programı (
IPARD)
Avrupa Birliği’nin aday ve potansiyel aday ülkelerin katılıma yönelik
hazırlıklarına destek sağlamak amacıyla oluşturdukları IPA’nın beşinci
bileşeni olan Kırsal Kalkınma Programı (IPA Rural Development- IPARD)
Avrupa Komisyonu tarafından 25 Şubat 2008 tarihinde, Türkiye’deki Yüksek
Planlama Kurulu tarafından da 30 Aralık 2009 tarihinde onaylanmıştır.
32
Kırsal Kalkınma (IPARD) Programı çerçevesinde verilecek destek miktarı 874 milyon Avro’su Avrupa Birliği katkısı olmak üzere toplam 1 milyar 165 milyon Avro’dur. Faydalanıcı katkısı ile birlikte yaklaşık 2,5 milyar Avroluk yatırım potansiyeli oluşturulmuştur. (GTHB,2014).
IPARD programının temel amacı ise; program kapsamında sağlanan
hibe destekler ile Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası çerçevesinde tarım
sektörünün sürdürülebilir adaptasyonu ve kırsal alanların sürdürülebilir
kalkınması için öncelikli sorunların çözümüne katkı bulmaktır (GTHB,2014).
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu
Ulusal kalkınma plan, program ve stratejilerinde öngörülen ilke ve
hedefler çerçevesinde, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan
kaynakları da kapsayacak şekilde, kırsal kalkınma programlarının
uygulanmasına yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla 4 Mayıs 2007
tarih ve 5648 sayılı kanunla kurulmuştur (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı
Destekleme Kurumu, 2007).
Kurumun görev ve yetkileri ise şu şekildedir;
Faydalanıcıların desteklerden azamî ölçüde yararlanabilmeleri amacıyla tanıtım, bilgilendirme, eğitim ve yönlendirme faaliyetlerini yürütmek
Proje ve faaliyet başvurularını almak, bunların ön incelemeleri ile yerinde kontrollerini yapmak, proje ve faaliyetleri başvuru şartları, değerlendirme ve seçim kriterlerine göre değerlendirmek.
Desteklenecek proje ve faaliyetleri belirlemek, uygulama sözleşmelerini hazırlamak ve başvurusu uygun görülen faydalanıcılarla sözleşme imzalamak, uygun bulunmayan başvurularla ilgili işlemleri yapmak.
Proje ve faaliyetlere yönelik tahakkuk, ödeme ve muhasebe işlemleri ile bunlarla ilgili her türlü kontrolü gerçekleştirmek.
Proje ve faaliyetlerin uygulamasını izlemek, yararlanıcıların sözleşme şartlarını ve yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini takip etmek, bu amaçlarla gerekli kontrolleri yapmak.
33
İlerleme ve gelişmeleri raporlamak, Avrupa Birliği mevzuatını da dikkate alarak ihtiyaç duyulan bilgi, belge ve raporları hazırlamak, yetkili kurum ve makamlara sunmak.
Program ve desteklerin etkinleştirilmesi yönündeki görüş ve değişiklik önerilerini ilgili makamlara bildirmek.
Kurumun görevleri ve faaliyetleriyle ilgili güvenli bir veri tabanı ve bilgi işlem sistemi kurmak.
Kurumun faaliyetleri ile ilgili idarî düzenlemeleri yapmak(TKDK,2007).
34
Yetişkin Eğitimi
Yetişkin Eğitimi Kavramı
Hayat maddi ve manevi yöneriyle kurallar topluluğudur. Hayatın değişik
yöneriyle yaşanabilir ve kullanılabilir hale gelmesi eğitimle mümkündür
(Kayaalp, 2002).
Yetişkin eğitimi, kendi hayatını yönetme sorumluluğunu üstlenmiş veya
üstlenmeye hazır insanların, hayatlarının her döneminde eğitim olan
ihtiyaçlarının giderilmesini sağlayan eğitimdir (Miser, 1999).
Günümüzde bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ekonomik,
kültürel, siyasal ve toplumsal yapısında değişmelere neden olmaktadır.
Bireylerin bu değişmelere uyum sağlaması, değişmenin gerektirdiği bilgi,
beceri ve değerleri kazanmasını zorunlu kılmaktadır. Örgün eğitim yoluyla bu
değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve beceri, bireylere ancak belli bir yaşa kadar
aktarılmaktadır. Bireyin örgün eğitim sonrasındaki yaşantısında ve örgün
eğitimden yararlanamayan bireylerin bu değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve
beceriyi edinebilmesi, örgün eğitim sonrası eğitimle olanaklıdır (Celep, 2003).
Literatürde yetişkin eğitimine ilişkin tanımlarda benzerlik görülmekle
birlikte, farklı şekillerde tanımlamıştır. Şöyle ki; “yetişkin eğitimi; tek iş okula
gitmek olmayan, toplumda sorumluluk yüklenmiş ve yüklenmeye elverişli
durumda olan yetişkinlere ya da okul öncesi ve okul çağındakilere, “okul
dışında” yönelmiş katılımcı- eğitimci ilişkisi içinde yürütülen düzenli, tasarılı
bir eğitim sürecidir” (Geray, 1978).
Yetişkin eğitimi ile ilgili tanımları aşağıdaki gibi özetlenmektedir:
Yetişkin eğitiminin hedef grubuna, herhangi bir örgün eğitim
kurumunun tam zamanlı programlarına devam eden belli yaş
grubundaki çocuk ve gençler dışında, herkes girmektedir.
35
Yetişkin eğitimi “hedef grupları, amaçları ve hedefleri belli olan
düzenli, planlı bir eğitimdir”.
Yetişkin eğitimi, yetişkinlerin bireysel özelliklerinin, gereksinimlerinin
ve koşullarının dikkate alındığı, kuralların esnek tutulduğu bir
eğitimdir.
Özetle, yetişkin eğitiminin içeriğini, yetişkinin gereksinimi
belirlemektedir. Öğrenme gereksinimi duyulan her konu, yetişkin
eğitiminin kapsamına girmektedir (Bülbül, 1991).
Yetişkin Eğitimini Gerekli Kılan Nedenler
Yetişkin eğitimi, çağdaş modern toplumun yapısı ve insanın
doğasındaki değişimler yüzünden hayatın her evresinde gerekli olan bir
eğitimdir. Böylesi bir eğitim ise; “insanların kendi kendilerini geliştirmelerini;
karşılaşacakları hızlı toplumsal, ekonomik, kültürel, teknolojik ve mesleki
değişmelerin üstesinden gelmelerini; siyasal, toplumsal, kültürel gelişme
süreçlerine etkin olarak katılmalarını sağlamaya yönelik yaşamboyu sürecek
bir eğitim olmalıdır” (Duman, 2007).
Ayrıca Duman (2007) yetişkin eğitimini gerekli kılan nedenleri; örgün
eğitimle ilgili nedenler, ekonomik ve teknolojik gelişmeyle ilgili nedenler;
toplumsal nedenler olmak üzere üç başlık halinde ele almıştır.
Yetişkin eğitimine duyulan gereksinimler şöyle sıralanmaktadır.
Hızla Gelişen Teknoloji
İnsan Ömrünün Uzaması
Örgün Eğitime Katılma Süresinin Artması
İş/ Meslek Yaşamındaki Değişiklikler
Kadının Değişen Statüsü
Boş Vakit Kavramındaki Değişiklikler
Eğitime Yaşam Boyu Gereksinim Duyulması
Demokrasi, İnsan Hakları Taleplerindeki Artış (Ural, 2007)
36
Yetişkin Eğitiminin İlkeleri
Yetişkin eğitimini gerekli kılan nedenler tartışılırken yetişkin eğitiminin
ilkeleri üzerinde de durulması gerekir. Yetişkin eğitiminin temel ilkeleri şöyle
sıralanabilir;
İnsanın değişen koşullara uyum sağlama ve eğitilebilir olma gibi
özelliklere sahip olması,
İnsanın doğasının ve koşullarının mükemmelliğe doğru gelişmeci bir
eğilime sahip olması,
İnsanın doğal olan, kendi kendini geliştirme arzu ve isteği,
Eğitim fırsat ve olanaklarındaki eşitsizlikleri en aza indirme gereği,
Eğitimin beşikten mezara yaşam boyu bir süreç olarak kabul
edilmesi,
Öğrenmenin en temel insan gereksinimlerinden birisi olması,
Eğitim ve öğrenmenin insan hakkı olarak kabul görmeye başlaması,
Yetişkinlerin de öğrenebileceğinin bilimsel olarak kanıtlanması,
Yetişkinlerin kendi kendilerine de öğrenebilmeleri ve bu özyönetimli
öğrenmelerin yetişkinlerin eğitiminde giderek önem kazanması,
Gönüllülük (Duman, 2007).
37
Türkiye’de Yetişkin Eğitimi
Türkiye’deki yetişkin eğitimi birden fazla düzenlemeyi kapsamaktadır.
Bu bağlamda, temel beş kanunu ve bu kanunlarla ilişkili üç düzenleme şu
şekildedir;
Milli Eğitim Temel Kanunu No. 1739. Genel durumu, içeriği, yaygın
eğitimin amaçlarını, diğer kurumlarla işbirliği ve koordinasyonu düzenler.
Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun No. 3797.
Yaygın eğitim için sorumlu birimleri tanımlar (aynı zamanda yetişkin eğitimi
için) ve bu birimlerin görev tanımlarını yapar (Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel
Müdürlüğü).
Mesleki Eğitim Kanunu No. 3308. Tüm düzey ve türde (örgün, yaygın
ve çıraklık) mesleki eğitimi kapsayan temel kanundur. Yetişkin mesleki
eğitimi ile ilgili konuları içermektedir. İçeriğinde ise; kalfa ve usta eğitimi,
mesleki eğitimin planlanması, mesleki eğitimin katılımcıları ve mesleki
eğitimdeki özel uygulamalar sorumluluğu, mesleki eğitimi finanse etmek gibi
yetişkin eğitimi konuları yer almaktadır.
Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen
Vatandaşların Okur-Yazar Duruma Getirilmesi Hakkında Kanun No. 2841.
Okuma yazma bilmeyen yetişkin yurttaşların okur-yazar hale getirilmesi ve
onlara ilköğretim diploması sağlanması ile ilgili konuları düzenler.
Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu No.5544. 2006’da geçerli olan bu
kanun ile Türkiye’deki eğitim ulusal mesleki standartlar ve bazı konuların
işlenişi anlamında yeni bir boyut kazanmıştır. Bu gelişme, yaygın eğitim
çalışmalarında gelişmeyi sağlayıcı niteliktedir.
MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği (2006). Yaygın eğitimin
düzenlenmesi için temel bir kaynaktır. Temel olarak Halk Eğitim Merkezleri
tarafından organize edilen programları içermektedir.
38
Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği (2002). Yaygın mesleki eğitimi ve
çıraklık eğitimi, mesleki ve teknik eğitim düzenlemeleri ile bütünlüğü
içermektedir.
Kamu Kurum ve Kuruluşları, Belediyeler, Vakıflar.Yaygın Eğitim Amaçlı
Kurslar Yönergesi (2006). Milli Eğitim Bakanlığı dışında toplumsal kurumlar
tarafından; belediyeler, vakıflar, dernekler, daireler vb. organize edilen
ücretsiz eğitim programları ile ilişkili konuları içerir. Bu programlar MEB’in
kontrolü altında gerçekleşmektedir.
Ayrıca bu yasal düzenlemeler dışında Özel Eğitim Kurumlarını
ilgilendiren bir Özel Öğretim Kurumları Kanunu bulunmaktadır (Yayla, 2009).
Dünyada yetişkin eğitiminin örgüt ve yönetim yapıları üç grup olarak ele
alınabilir.
Birinci grup ülkelerde, yetişkin eğitimi büyük oranda ulusal bir eğitim
bakanlığının kontrolü ve yönetimi altındadır. Yetişkin eğitimi hizmetleri, bu
bakanlık içerisinde özel bir birimin sorumluluğu altındadır.
İkinci grup ülkelerde, yetişkin eğitimi örgütleri ulusal konseyler,
enstitüler ya da özerk birimler olarak örgütlenmişlerdir. Bu kuruluşlar
devletten büyük oranda mali destek görmelerine karşın özerk bir yapıya ve
işleyişe sahiptirler.
Üçüncü grup ülkelerde ise yetişkin eğitimi hizmetleri ağırlıklı olarak
gönüllü, kâr amacı gütmeyen, kamu yararına çalışan örgütler tarafından
sunulur. Bu örgütler, genellikle yerel düzeylerde örgütlenmişlerdir; ancak ülke
düzeyinde kurulmuş olan bir birlik ya da federasyonları vardır.
İlk grup dünyadaki en geniş gruptur ve özellikle bu grup içerisnde
azgelişmiş ülkeler yer almaktadır. Türkiye bu üç sınıflama içinde 1. Grupta
bulunmaktadır (Duman, 2007).
39
Cumhuriyetin ilanından itibaren “Halk Eğitimi” (bugün yaygın eğitim
olarak bilinir) adıyla yetişkin eğitimi ile ilgili eğitim çalışmaları bulunmaktadır.
Geçmişten bugüne, bu etkinlikleri sağlayan temel kuruluş Milli Eğitim
Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Halk Eğitim Merkezleridir. Yapılan bu
çalışmalar yakın geçmişte yaşam boyu öğrenme görüşüyle tanınmaktadırlar.
Türk Eğitim Sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki temel alanda
yapılanmıştır. Yaygın eğitim tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsun –genç ve
yetişkin süregelen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen
düzenlemeleri ve etkinlikleri içermektedir. Eğitimin sürekliliği ve her yerde
eğitim ilkeleri Milli Eğitim Temel Kanunu’nun temel Türkiye’de bireylerin
eğitim hakları yasalarla sağlanmıştır (1982). Yasadaki 42. maddeye göre,
“hiç kimse eğitim haklarından yoksun bırakılamaz”. Böylelikle Türkiye’de
yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu
sorumluluğunu bütün yaş grubundaki yetişkinler için yaygın eğitim kurumları
açarak, programlar düzenleyerek (genel 21 ve mesleki anlamda) veya devlet
ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır
(Yayla, 2009).
Yetişkin Eğitimi Kurumu Olarak Halk Eğitimi Merkezleri
Yetişkinlere yönelik olarak çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından
düzenlenen ve gönüllülük esasına dayalı olarak katıldığı eğitim/öğrenme
etkinliklerinin yetişkin eğitiminde önemli bir yeri ve rolü vardır.
Okul eğitimi sonrası, yetişkinlere yönelik programlar sunan kurumların
başında Milli Eğitim Bakanlığı gelmektedir. Bakanlık bünyesinde yer alan
Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Halk Eğitimi Merkezleri
ve Mesleki Eğitim Merkezleri yetişkin eğitimi hizmeti sunan birimlerdir. Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 14.09.2011 tarih ve
28054 sayılı resmi gazetede yayınlanan 652 sayılı kanun hükmünde
kararnameye göre Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’nün adı
“Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü”, Halk Eğitimi Merkezleri’nin adı da
“Hayat Boyu Öğrenme Merkezleri” olarak değiştirilmiştir. (MEB, 2011) Ayrıca,
MEB dışındaki bakanlıklar, belediyeler ve diğer kamu kurumları, gönüllü
40
kuruşlar ile özel kurumlarda yetişkin eğitimi hizmeti sunmaktadır. Bu kurumlar
içinde Halk Eğitimi Merkezleri, hedef kitlesi, sunduğu programlar ve asıl
görevi yetişkin eğitimi olması nedeniyle, diğer kurumlardan ayrılmaktadır.
Türkiye’de gerçekten, yetişkinlere yönelik eğitim programlarının ağırlıklı
olarak MEB tarafından sunulması, sınırlı da olsa sadece MEB tarafından
düzenlenen yetişkin eğitimine ilişkin kursların istatistiklerine ulaşılabilir
olması, Türkiye’de gerek sivil toplum örgütlerinin gerek yerel yönetimlerin
yetişkinler eğitimine ilişkin sorumluluk almaması/aldırılmaması (Duman,
2007), Halk Eğitimi Merkezlerinin yetişkin eğitimi ve yetişkin öğrenmesi
alanında diğer yetişkin eğitimi etkinlikleri içinde önemli bir konumda
olmasının sebebidir. Ayrıca Halk Eğitimi Merkezleri planlı ve örgütlü
kurumlardır.
Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında ve dışındaki tüm düzenli eğitim
faaliyetleri olup, hayat boyu öğrenmenin içinde yer alan ve onun ayrılmaz bir
parçası olan eğitimdir. Halk eğitimi merkezleri ise ülkemizdeki yaygın eğitim
faaliyetlerinin en büyük sunucusu ve en geniş teşkilat ağına sahip
kurumlarıdır (MEB, İstanbul Güngören HEM,2013).
“Eğitim faaliyeti yapma” ve “eğitim faaliyetinin yapılmasını sağlama/destekleme” gibi iki ana görevi bulunan bu merkezler;
Çocuk, genç ve yetişkin bireylerin ekonomik verimliliklerini arttıracak bilgi ve beceriler kazandırmak,
Değişen toplumsal ve ekonomik rollere uyumlarını desteklemek ve değişen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak,
Çocuğun kişilik gelişiminde ve eğitiminde önemli bir rolü olan aileyi bilgilendirerek güçlendirmek,
Örgün eğitim yoluyla edinemediği ya da yeterince elde edemediği imkânlardan yararlandırmak,
İş öncesi veya iş başında eğitimler düzenlemek,
Yaşam boyu eğitim anlayışıyla eşit fırsatlar yaratmak,
Toplumda katılımcı, paylaşımcı bir demokrasi kültürünün yerleşmesi için bireyi hakları ve sorumlulukları konusunda güçlendirecek programlar sunmak,
Diğer resmî ve özel kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluşların halka açık düzenledikleri yaygın eğitim amaçlı etkinlikleri koordine etmek amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı tarafından il ve ilçelerde açılmaktadır (MEB, İstanbul Güngören HEM,2013).
41
Türkiye’de Halk Eğitimi Merkezleri doğrudan yetişkin eğitimi hizmeti
veren kurumlardır. Halk Eğitimi Merkezleri kuruldukları tarihten bugüne,
imkanları çerçevesinde yetişkin eğitimi hizmeri sunmakta ve yetişkinlerin
öğrenmesinde önemli roller üstlenmektedir.
Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi
Muğla ilinin Köyceğiz ilçesinde, 12 Kasım 1965 tarihinde faaliyetlerine
başlayan HEM 1986 yılında MEB tarafından yaptırılan müstakil binasına
taşınmıştır. Halen mevcut binada faaliyetlerini sürdürmektedir. (Köyceğiz
HEM. 2013)
“Her zaman doğru ve dürüst sözlü olmayı, insana hizmeti en büyük
şeref saymayı, bütün fikir ve düşüncelere saygılı olmayı, daima yenilik
peşinde olmayı, devamlı yüksek performans ile çalışmayı, alanında sürekli
kendini geliştirmeyi, en iyi, en güvenli ve en hızlı hizmeti sunmayı, hizmet ile
ilgili bütün teklif ve eleştirilere açık olmayı” misyon olarak belirleyen Köyceğiz
HEM, bir müdür, iki müdür yardımcısı, beş öğretmen, bir usta öğretici ve üç
personel ile hizmet vermeye devam etmektedir. (Köyceğiz HEM. 2013)
Bu çalışmanın konusunu oluşturan “İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu”
2008-2009 Köyceğiz HEM yıllık programının, mesleki ve teknik kurslar başlığı
altında 200 saatlik kurs programı olarak yer almıştır. Köyceğiz HEM’nin 2011-
2012 ve 2012-2013 Eğitim-Öğretim yıllarına ait kurs faaliyet durumları ise
aşağıdaki çizelgelerde özet olarak verilmektedir.
Çizelge 1: 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı İstatistikler Kurslar -
Faaliyetler
KURSLAR Genel Mesleki Okuma-Yazma
TOPLAM
KURS SAYILARI 168 59 21 248
KUSİYER SAYILARI 3620 1772 164 5556
BELGE SAYILARI 3620 1772 164 5556
FAALİYET SAYILARI 30
SERGİ SAYISI 1 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)
42
Çizelge 2: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı (01.09.2012-31.08.2013)
Açılan Kurslar
KURS TÜRÜ ADETİ KATILIMCI SAYISI
K E T
Okuma Yazma Seviye Tespit Sınavı
Okuma Yazma Kursları 7 12 6 18
Mesleki ve Teknik kurslar 74 800 672 1472
Genel Kurslar 213 1650 1971 3621
TOPLAM 294 2462 2649 5111 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)
Çizelge 3: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Kurs Dışı Etkinlikler
ETKİNLİK SAYISI KATILIMCI SAYISI
Okuma Yazma Günü Kutlaması 1 155
Atatürk’ü Anma Töreni 1 185
Seminer 11 588
Öğretmenler Günü Kutlaması 1 160
Konferans-Trafik Eğitimi-Madde Bağımlılığı
2 345
Konser- Türk Sanat Müziği- Türk Halk Müziği
5 1169
Tatbikat- Deprem ve sivil savunma
2 86
Yarışma 2 344
Tören 2 335
Toplantı 1 174
Tiyatro 5 965
Tanıtım 1 35
Filim Gösterimi 1 96
Panel 1 35
Sergi 1 486
TOPLAM 37 5158 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)
Çizelge 4: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Faaliyetler ( HEM
Otomasyona İşlenen ve Katılım Belgesi Çıkarılan Faaliyetler)
FAALİYET SAYISI KATILIM BELGESİ ALAN KİŞİ SAYISI
6 181 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)
43
Türkiye’de İpek Böceği Yetiştiriciliğinde Kozabirlik’in Rolü
“4572 sayılını kanunun 16.06.2000 tarihinde yürürlülüğe girmesiyle
Kozabirlik kuruluşu özerk bir yapıya kavuşmuştur. Bu sayede birlik ipekçilik
sektöründe yaşanan ve yaşanabilecek olumsuzluklara hızlı bir şekilde
müdahale edebilmektedir” (Kozabirlik, 2014).
Birlik iyi fiyat uygulamalarının yanında, üreticinin bilinçli bir şekilde
üretim yapmasına, dolayısıylada üretim kayıplarının en alt seviyeye
çekilmesine yönelik olarak tüm üretim bölgelerinde köy-köy eğitim çalışmları
düzenlemekte, yine bu çalışmalar kapsamında tüm böcekhaneler Kozabirlik
imkanları ve Kozabirlik teknik elemanlarınca ilaçlanarak dezenfekte
edilmekte, üretici ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ücretsiz dut fidanı
vermektedir. (Kozabirlik, 2014). Kozabirlik, Türkiye’de ipekçiliğin
gelişmesinde öncü bir kuruluştur, ayrıca ipekçiliğin gelişmesine katkı
sağlayarak çalışmalarına devam etmektedir. Kozabirlik’in teşkilat şeması ise
aşağıda gösterilmektedir.
Şema 1. Kozabirlik Teşkilat Şeması:
44
Araştırma Yapılan Bölge İle İlgili Bilgiler
Köyceğiz İlçesi Akdeniz ve Ege Bölgelerinin birleştiği yerde, Muğla –
Fethiye Karayolunun 60. Km’ sinde, zengin doğal güzellikler ve narenciye
bahçeleri içinde sakin turistik bir beldedir.
İlçe adını aldığı Köyceğiz Gölü’ nün kuzeyinde kurulu olup, 1606 Km2
yüzölçümünde, 28. Derece 44. Boylam 36. Derece 58. Enlemler arasındadır.
2000 nüfus sayımına göre İlçenin nüfusu köyleri ile birlikte 29.196 olup, ilçe
1860 yılında kurulmuştur. Doğusunda Ortaca ve Dalaman İlçesi, Batısında
Marmaris ve Ula İlçesi, Kuzeyinde Denizli Güneyinde Akdeniz bulunmaktadır.
İlçeye bağlı 18 köy ve 2 belde mevcuttur. Rakımı 22,50 metredir.
İlçe kültürel değerleri ve eski eserleri ile antik değerlere sahiptir. İlçe,
Tarihçi Herodot ve Coğrafyacı Strebon ile Şair Homeros’ a göre M.Ö. 3000
yıllarında Karlar ve Lekeler tarafından iskan edilmiştir. Çevrede bu devirlere
ait şehir kalıntıları, kaleler, su kemerleri, zirai teraslar ve çok sayıda bulunan
kaya mezarı bunu kanıtlamaktadır.
Köyceğiz Gölünün sahille birleştiği bölgede kurulan Kaunos şehri
Karia’nın önemli limanlarından ve ticaret merkezlerinden birini oluşturur.
Kaunos daha sonra İskender’ in hakimiyetine girmiştir. Romalılar devrinde
ormanların yangın ve erezyona uğraması buna bağlı olarak tabiat şartlarının
değişmesi ile civar kayalık ve bataklık sahaya dönüştüğünden nüfus oldukça
azalmıştır. Bizans devrinde bataklıklar kurutularak tekrar eski zenginliğine
kavuşmuştur. Menteşeoğulları bölgenin fethini Selçuklu Sultanı II. Mesut
adına 1291 yılında yaparak Bizans elinden alınmıştır. İlçe Hurşit Paşa
zamanında Yüksek Kum köyü olan yere nakledilerek bugünkü ilçe merkezi
oluşmuştur. İstiklal Savaşında düşman saldırısına uğramış olup, 1919 yılı
sonunda Tağirağazade, Müftü Mehmet Zeki Efendi, Osman Ağa ile hacı
Osman Efendi ve Tevfik Beylerin öncülüğü ile Kuva-i Milliye Teşkilatı
kurularak yurt savunmasına katılmıştır (Köyceğiz Kaymakamlığı,2014).
45
Araştırma bölgemiz olan Köyceğiz ilçesine bağlı Pınarköy ise; ilçe
merkezine 20km uzaklıkta, 1995 yılında kurulmuş dağınık bir orman
köyüdür.(EK-2) Kulfat, Çokmaşat, Akyaka ve Sarımeşe mahallelerinden
oluşmaktadır. 200 rakıma sahip köy de 600 hane bulunmakla beraber,
Türkiye İstatistik Kurumu’nun adrese dayalı nüfus kayıt sistemi 2012 şehir,
belde ve köy nüfusları verilerine göre Pınar Köy’ün nüfusu 1506 erkek, 1404
kadın olmak üzere toplam 2909’dur.
İlçe Tarım Müdürlüğü’nde bölge üzerine çalışmalar yapan görevlilerden
edinilen bilgilere göre; Pınar köy, yayla köylerine geçiş yolu üzerinde oluşu
nedeniyle tarımında geçiş bölgesidir. Orman köyü olan Pınar Köy son yıllarda
tarımda adından söz ettirmektedir. Özelikle sebze üretiminde kayda değer bir
üretim ve buna paralel olarak da gelir elde edilmektedir. Domates, kavun,
fasülyei ve seracılık başlıca sebze üretim çeşitleridir. Meyvecilikte ise ceviz,
elma başlıca ürünleridir. Pınar Köyü bölgede ön plana çıkaran bir diğer
özelliği ise köyün içinden çıkıp batısından geçerek Köyceğiz Gölü’nü
besleyen Topgözü suyudur. Bu soğuk su kullanarak bölgede önemli bir
alabalık yetiştiriciliği yapılmakatadır. 1993 yılında süt sığırcılığı projesi
kapsamın da 200 baş hostain cinsi inek getirilerek hayvancılık sektörüde
canlandırılmıştır. Bölge halkı kışları narenciye kesimi işçiliği yaparak, yazları
ise turizm ve tarımda çalışarak geçimini sağlamaktadır.
46
İlgili Araştırmalar
Geray’ın 1967 yılında Kayseri’nin Bünyan ilçesinden yola çıkarak
yaptığı araştırma, köyün toplum kalkınmasına yönelik bir çalışmadır. Geray,
Bünyan’da yapılan toplum kalkınması uygulamalarını çeşitli yönleriyle ele
almış, toplum kalkınması uygulamalarının, devleti ve yerel topluluğu harekete
geçirdiğine ilişkin sonuçlara ulaşmıştır
Eserpek (1979), Erzurum’un Çat ve Pasinler ilçesine bağlı Tüysüz ve
Alvar köylerinin toplumsal değişimini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Bu
araştırmada, aynı coğrafyadaki iki köy seçilerek, iletişim olanaklarının bu
köylerdeki normlardan sapma süreci ve toplumsal yapı değişmelerine olan
etkileri analiz edilmiştir.
Miser (1993), doktora çalışmasında, hedef kitlenin katılımının ve
katkılarının sağlanabilmesi için bölgede halk eğitiminde toplum kalkınması
yöneteminin uygulanması ve bunun için işleri kolaylaştırıcı sosyo-ekonomik
etkenlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Güneydoğu
Anadolu Projesi’nin başarıya ulaşmasında tarımda üretici konumunda
bulunan yetişkin kırsal nüfusun eğitiminin özel bir öneme sahip olduğunu
belirtmiş ve bunların eğitiminin katılımcı bir yönteme dayanması gerektiğini
savunmuştur.
Bilir (1995), yurtdışı işçi göçünün köydeki toplumsal değişmeye etkisini
Dinar İncesu Köyü örneğinde incelemiş; yurtdışına gitmiş köyden batı ve
kuzey Avrupa ülkelerine çalışmak için giden köylülerin, köydeki modernleşme
hareketlerine (kapalı toplumdan açık topluma geçiş, geleneksel üretim
araçlarından modern üretim araçlarına sahip olma, ulaşım ve iletişim
konusunda teknolojik yenilikleri köye kazandırma vb.) olumlu yönde etki
ettiklerini ve köyün sağlık, eğitim, içme suyu gibi sorunlarının çözümüne katkı
verdiklerini saptamıştır.
Soysal (1998), çalışmada, kırsal alan, köy kent farklılaşması, Türkiye de
kırsal yerleşme düzeni ve Türkiye nüfusunun özellikleri incelenmektedir.
47
Ayrıca kırsal kalkınma, kırsal altyapı ve kamusal hizmetler ile kırsal alanda
sosyal araştırmalara giriş konularına yer verilmiştir.
Kaymak (1999) “Türkiye’de Kalkınma-Halk Eğitimi İlişkisi Üzerine
Eleştirel Bir Çözümleme Denemesi (1923–1970) dir. Kalkınma-eğitim
ilişkisinden hareketle kalkınma-halk eğitimi arasındaki ilişkiyi eleştirel bir
biçimde ele almak ve Türkiye’nin kalkınma serüveninde halk eğitiminden
neler beklendiği ve bu beklentilerin ne düzeyde gerçekleştiğini ortaya koymak
çalışmanın genel amacını oluşturmaktadır. Çalışmada kalkınmanın ne olduğu
açıklanmaya çalışıldıktan sonra, kalkınma-eğitim ilişkisi ele alınmış,
kalkınmaya azgelişmişlik açısından da açıklama getirilmeye çalışılmıştır.
Türkiye örneği üzerinde ele alınan kalkınma-halk eğitimi ilişkisi, cumhuriyetin
kuruluşundan 1970 yılına kadar olan dönemi kapsayacak şekilde
değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemlerde belirli toplumsal-ekonomik
sorunlar bağlamında ortaya çıkan halk eğitimi kurumları göz önünde
bulundurulmuş ve araştırma tümüyle konuyla ilgili yazılı kaynaklara
dayanılarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır
Bakırcı (2007), çalışmada evrensel anlamda kırsal kalkınmanın
tanımlanmasındaki farklı yaklaşımlar ele alınıyor. Türkiye‟de yaşanan tarihsel
süreç sorgulanarak son dönemde Avrupa Birliğine (AB) uyum konusunda
yoğunlaşan çalışmalar irdeleniyor. Çalışma, Türkiye için bir kırsal kalkınma
perspektifi oluşturma çabasıyla son buluyor.
Örnek (2007), AB’nin kırsal kalkınma anlayışı ve bu alanda gelişen ve
değişen politikaları analiz edilmektedir. Ayrıca Türkiye’de bugüne kadar
edinilen kırsal kalkınma deneyimlerine ve AB yolundaki gereksinimlere
değinilmektedir. Kırsal kalkınma alanında faaliyet gösteren farklı kurum ve
kişilerin kırsal kalkınma konusundaki fikirleri yansıtılmaktadır. Böylece
Türkiye’deki çeşitli kurumların hem AB’nin kırsal kalkınma politikası hem de
Türkiye‟nin bu alanda atması gereken adımlar hakkındaki fikir yelpazesi
sunulmaktadır.
48
Girgin (2008), Kırsal alan, tarım, altyapı ve kırsal kalkınma gibi temel
kavramlar açıklanmaktadır. Kalkınma altyapı ilişkisi ve kırsal kalkınma
planlaması ile ilgili bilgiler verilmektedir. Kırsal kalkınma ve tarımsal gelişme
için gerekli altyapı yatırımları ile ilgili bilgiler verilerek kırsal kesimin bütün
yönleri ele alınmaktadır.
Kolukırık (2010), Bu çalışmada, AB’nin genişleme perspektifinde
uyguladığı kırsal kalkınma politikaları ve Türkiye’nin, mevcut durumu dikkate
alınarak, AB’ye uyum sürecinde kırsal kalkınma fonlarından yararlanma
olanakları incelenmiştir
49
BÖLÜM III
YÖNTEM
Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması ve
analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Araştırmanın Modeli
Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvacılık Müdürlüğü ile Muğla
Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün açtığı ipek böceği yetiştiriciliği
kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne olduğu, kursa katılanların görüşlerine
dayalı olarak betimlemeyi temel alan bu çalışma, var olan durumu
araştırmaya yönelik olması nedeniyle betimsel araştırmalardan tarama
modellerinin içerisine girmektedir. “Tarama modeli geçmişte ve halen var
olan durumu var olduğu şekilde betimlemeyi amaçlayan bir araştırma
yaklaşımıdır” (Karasar,2011).
Bu çalışma, araştırmanın bir aşamasında nitel araştırma yöntemi, diğer
bir aşamasında da nicel araştırma yönteminin kullanıldığı karma araştırma
yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.
Çalışma, ilgili alan yazının taranması, kursa katılanların görüşlerine
dayalı veri toplama, verileri sınıflandırma, kavramsal ve mantıksal
çözümlemeler yapma, karşılaştırma, anlama, yorumlama ve belli başlı etik
kurallar açısından değerlendirme ve nihayet salt betimleme, çözümleme ve
yorumlama ile yetinmeyip, sorun-çözüm odaklı önerilerde bulunma
yöntemleri ile tamalanmıştır.
50
Çalışma Grubu
Araştırmanın çalışma grubu, gönüllülük esasına dayalı olarak, Muğla
Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi ve Gıda, Tarım Hayvancılık İlçe
Müdürlüğü’nün koordinasyonu ile verilen ipek böceği yetiştiriciliği kursuna
katılan 18 yaş ve üzeri 24 yetişkinden oluşmaktadır. Çalışma da görüşme
yapılan kadınlar (GK), erkeklerde (GE) olarak kodlanmıştır.
Verilerin Toplanması
Araştırmada yararlanmak üzere ilgili literatür taraması yapılıp, konu ile
ilgili tez, makale ve diğer kaynaklar incelendikten sonra araştırmacı
tarafından nicel ve açık uçlu soruların birlikte yer aldığı görüşme formu
hazırlanmıştır. Hazırlanan formun geliştirilmesi ve yüz geçerliliğinin
sağlanması için alan uzmanlarından, Prof.Dr. Meral Uysal, Prof.Dr. Rıfat
Miser, Doç.Dr. Ahmet Yıldız’ın görüşleri alınmıştır. Uzman görüşlerinden
yararlanılarak geliştirilen görüşme formuna son şekli verilmiştir. Son şekli
verilen görüşme formu (EK-3), çalışma grubunu oluşturan 17 (GK) + 7 (GE)
toplam 24 gönüllü yetişkine uygulanmıştır.
Uygulama da sorulan sorular iki bölümde toplanmaktadır;
Birinci bölümde cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışma
durumu, gelir durumu ve aile durumu hakkında bilgi edinebilmek için kişisel
bilgilere yönelik sorular bulunmaktadır. İkinci bölümde ise kırsal kalkınma
bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursunun betimlenmesine yönelik
sorular yer almaktadır.
Görüşme
Monografi araştırmalarında, ilk aşamada karşılaşılan güçlüklerin
başında araştırmacıya karşı duyulan güvensizlik yer almaktadır
(Eserperk,1979). Bu çalışmada, araştırmacının aile bireylerinin kursun
gerçekleşmesinde etkin rol oynaması ve yörede tanınan yüzler olması bu
konuda ki olumsuluğu ortadan kaldırmıştır. Ancak daha önceden böyle bir
deneyim yaşamadıkları için, kendilerine yöneltilen ilk sorularda cevap
51
vermekte güçlük çektikleri görülmüştür. Görüşme esnasında çevrede
oynayan çoçuklar yer yer görüşmeyi bölse de en temel sorun görüşme
yapılan görüşmecinin uğraştığı bir işi ara vererek görüşmeyi gerçekleştirmesi
ve aklının kısmen de olsa o işte kalmasıdır.
Verilerin Analizi
Araştırmanın amaçları doğrultusunda görüşme yöntemi ile toplanan
veriler bilgisayar ortamına aktarılarak metin belgesine dönüştürülmüştür. Nitel
bir yöntem olan “ Görüşme Tekniği” ile elde edilen verilerin analizinde içerik
analizi ve betimsel analiz yaklaşımı birlikte kullanılmıştır. Bu yaklaşıma göre
elde edilen veriler, önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır
(Yıldırım ve Şimşek, 2004). İçerik analizi yolu ile araştırmada elde edilen
yetişkin görüşleri, görüşme formundaki sıra temel alınarak incelenmiş ve
tablolaştırılarak frekans (f) ve yüzdeler (%) kullanılarak değerlendirilmiştir.
52
BÖLÜM IV
BULGULAR VE YORUM
Bu bölümde literatür taraması ve görüşme formu ile araştırmanın
amaçları doğrultusunda elde edilen bulgular ve bu bulgulara dayalı yorumlar
yer almaktadır. Bu bölümdeki bulgular; “Kişisel bilgiler ile ilgili bulgular” ve
“Kırsal kalkınma bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursu ile ilgili bulgular”
olmak üzere iki temel başlık altında toplanmış ve yorumlanmıştır.
Kişisel Bilgiler İle İlgili Bulgular
Araştırmaya katılan 24 yetişkinin cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim
durumu, çalışma durumu, gelir durumu ve aile durumu ile ilgili bulgular
çizelgeler haline getirilmiştir.
Cinsiyet
Araştırmaya katılan yetişkinlerin cinsiyet durumu ile ilgili bulgular çizelge
5’de verilmiştir.
Çizelge 5: Görüşülenlerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı
Cinsiyet Frekans (f) Yüzde %
Kadın 17 70,8
Erkek 7 29,2
Toplam 24 100
Çizelge 5’e göre görüşülen yetişkinlerin %70,8’i kadınlardan, %29,2si
de erkeklerden oluşmaktadır. Buna göre kursa katılan yetişkinlerin çoğunluğu
kadınlardan oluşmaktadı. Bir başka anlatımla, erkeklerin bağ, bahçe ve
pazar ile ilgili işlerinin olduğu, ya da boş zamanlarını arkadaşlarıyla birlikte
geçirebilecekleri kahvehane gibi olanaklarının olduğu, kadınların ise bağ,
bahçe ve ev işleri dışında başkaca olanaklarının olmaması, aile ekonomisine
53
katkıda bulunma arzusunda olmaları nedeniyle kursa daha çok ilgi (katılım)
gösterdikleri söylenebilir.
Yaş Değişkeni
Araştırmaya katılan yetişkinlerin yaş değişkeni ile ilgili bulgular çizelge
6’da verilmiştir.
Çizelge 6: Görüşülenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı
Yaş Aralığı Frekans (f) Yüzde%
18-24 yaş 3 12,5
25-34 yaş 9 37,5
35-44 yaş 8 33,3
45-54 yaş 3 12,5
54 ve üzeri yaş 1 4,2
Toplam 24 100
Çizelge 6’ye göre araştırmada görüşme yapılan yetişkinlerin %37,5’i
25-34 yaş aralığında iken, %33,3’ü 35-44 yaş aralığında bulunmaktadır. Bu
da bize kursa katılanların büyük çoğunluğunun 25 ile 44 yaş arasındaki
iktisaden faal nüfus grubunda olduğunu göstermektedir.
Medeni Durum
Araştırmaya katılan yetişkinlerin medeni durumu ile ilgili frekans ve
yüzde dağılımları çizelge 7’te verilmiştir.
Çizelge 7:Görüşülenlerin Medeni Durumuna Göre Dağılımı
Medeni Durum Frekans (f) Yüzde %
Evli 21 87,5
Bekâr 2 8,3
Dul / Boşanmış 1 4,2
Toplam 24 100
54
Çizelge 7 incelendiğinde, araştırmaya katılan yetişkinlerin %87,5’i
evlilerden oluşmaktadır. Buna göre, kursa katılanların ailesine destek amaçlı
kursa katıldıkları söylenebilir. Ayrıca, yörede yaşayanların tarım ve
hayvancılıkla uğraşıyor olması nedeniyle tarım toplumunda görülen erken
yaşta evlenme burada da görülmektedir.
Eğitim Durumu
Araştırmaya katılan yetişkinlerin eğitim durumu ile ilgili frekans ve yüzde
dağılımları çizelge 8’de verilmiştir.
Çizelge 8: Görüşülenlerin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı
Eğitim Durumu Frekans (f) Yüzde %
İlkokul 16 66,7
Ortaokul 5 20,8
Lise 1 4,2
Lisans 2 8,3
Toplam 24 100
Çizelge 8 incelendiğinde, araştırmada görüşme yapılan yetişkinlerin
%66,7’si ilkokul mezunlarından, %20,8’i ortaokul mezunlarından, % 8,3’ü
lisans mezunlarından ve %4,2’si iselise mezunlarından oluşmaktadır. Çizelge
8’ teki frekanslarda 2 kişi lisans mezunu olarak görülmektedir. Kursa katılan
bu 2 lisans mezununun belli bir lisansa sahip olmasına rağmen herhangi bir
işte çalışmadığını ve kursu kendilerine yeni bir iş kapı olarak düşündükleri
söylenebilir. Ayrıca yine çizelge 8 incelendiğinde eğitimini ilkokuldan sonra
sonlandırmış olan yetişkinlerin kazanç sağlamak için bir meslek aradıkları
çok açıktır. Bu bağlamda kursa katılan yetişkinlerin kursu, bir meslek sahibi
olabilmek için değerlendirdikleri söylenebilir.
55
Çalışma Durumu
Araştırmaya katılan yetişkinlerin çalışma (iş-güç) durumu ile ilgili
frekans ve yüzde dağılımları çizelge 9’da verilmiştir.
Çizelge 9:Görüşülenlerin Çalışma Durumuna Göre Dağılımı
Çalışma durumu Frekans (f) Yüzde %
Çiftçi 7 29,2
Esnaf 2 8,3
Ev kadını 12 50
İşçi 3 12,5
Toplam 24 100
Çizelge 9 incelendiğinde, araştırmasırasında kendileriyle görüşülen
yetişkinlerin yarısının ev kadınlarından oluştuğu görülmektedir. Ayrıca
araştırmaya katılanların %8,3 ü esnaf ve %12,5 i işçiden oluşurken, çiftçi
olanların oranı ise % 29,2’dir. Çiftçi olanların oranının düşük olması,
araştırmaya katılan kadınların kendilerini ev kadını olarak ifade etmesi ile
açıklanabilir. Gerçekte ise kırsal kesimde bir aile işletmesi konumunda olan
tarımsal üretimin içinde kadınlar erkeklerle birlikte yer almaktadırlar. Çizelge
9’daki verilere göre; kursa katılan yetişkinlerin büyük kısmını oluşturan ev
kadınlarının Türkiye’de çalışma yaşamında tam olarak yer alamaması ile
kendini çalışma hayatına sokmaya çalışması veya sosyalleşme için kurslara
ilgi gösterdiklerini de söylenebilir.
56
Gelir Durumu
Araştırmaya katılan yetişkinlerin gelir durumu ile ilgili frekans ve yüzde
dağılımları çizelge 10’da verilmiştir.
Çizelge 10: Görüşülenlerin Gelir Durumuna Göre Dağılımı
Gelir durumu Frekans (f) Yüzde %
Geliri yok 12 50
1 TL - 200 TL arası 2 8,2
201 TL- 500 TL arası 5 20,9
501 TL- 1000 TL arası 5 20,9
Toplam 24 100
Çizelge 10 incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin yarısının aylık
ortalama bir geliri bulunmamaktıdır. % 8,2’sinin aylık geliri 1-200 TL
arasındadır. 201- 500 TL ve 501- 1000 TL arasında geliri olan kısmı ise
%20,9’luk dilimlerden oluşmaktadır. Çalışma Genel Müdürlüğü’nün maliyet
hesabına göre 2014 yılının ilk 6 aylık döneminde net askeri ücret 846
TL’dir.Bu bağlamda kursa katılan yetişkinlerin büyük bir kısmı askeri ücretin
altında yaşam mücadelesi verdiği çok açıktır. Böylelikle kursa katılan
yetişkinlerin yarısının gelirinin olmayışı ve %29,1’inin de 500 TL altında aylık
gelirinin olması yörede açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursuna, aileye bir ek
gelir getirme düşüncesi ile katıldıkları söylenebilir. Ayrıca yöre halkının tarım
ve hayvancılıkla uğraşıyor olması sebebiyle yörede onlar için ek kazanç
sağlayacak yeni iş kollarına kapı açan her kursun onlar için bir ilgi kaynağı
olacağı da söylenebilir.
57
Konut Durumu
Araştırmaya katılan yetişkinlerin konut durumu ile ilgili frekans ve yüzde
dağılımları çizelge 11’de verilmiştir.
Çizelge 11:Görüşülenlerin Konut Durumuna Göre Dağılımı
Konut durumu Frekans (f) Yüzde %
Kendisinin 13 54,2
Babasının 11 45,8
Toplam 24 100
Çizelge 11 incelendiğinde, araştırmaya katılan yetişkinlerin %54,2’si
kendisine ait evde yaşamaktadır. % 45,8’lik kısmı ise babasının evinde
yaşamını sürdürmektedir.
Aile Yapısı
Araştırmaya katılan yetişkinlerin aile yapısı ile ilgili frekans ve yüzde
dağılımları çizelge 12’de verilmiştir.
Çizelge 12: Görüşülenlerin Aile Yapısına Göre Dağılımı
Aile Yapısı Frekans (f) Yüzde %
Çekirdek 22 91,7
Büyük 2 8,3
Toplam 24 100
Çizelge 12’deki verilen incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin %91,7’lik
oranla çekirdek aile yapısına sahiptir. % 8,3’lük oranda ise büyük aile
yapısındadır. Çekirdek aile oranının %91,7 olmasına karşın, çizelge 7’deki %
45,8’lik “konutunun babasına ait olması” oranı ve çizelge 7’deki %87,5’lik
“evli” oranını birlikte değerlendirirsek; kursa katılan yetişkinlerin bir aile
kurmuş olmasına rağmen yaşamlarını babalarına ait bir evde devam
ettirmeleri maddi anlamda bir bağımsızlığa ulaşmadıklarını göstergesidir. Bu
bağlamda kursa katılan bireylerin maddi anlamda kazanç sağlamayı
düşünerek kursa katıldıkları söylenebilir.
58
Aile Kişi Sayısı (Büyüklüğü)
Araştırmaya katılan yetişkinlerin aile kişi sayısı (büyüklüğü) ile ilgili
frekans ve yüzde dağılımları çizelge 13’de verilmiştir.
Çizelge 13: Görüşülenlerin Aile Kişi Sayısına Göre Dağılımı
Aile Kişi Sayısı Frekans (f) Yüzde %
2 kişi 1 4,2
3 kişi 3 12,5
4 kişi 13 54,1
5 kişi 6 25,0
6 kişi 1 4,2
Toplam 24 100
Çizelge 13’deki verilen incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin %54,1’i 4
kişilik aileden oluşmaktadır.
Buna göre; kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını
devam ettirmemektedir. Büyük bir çoğunluğunun ailesi 3 ve üzeri kişiden
oluşmaktadır. Bu sebeple kursa katılan yetişkinlerin, ailesine ek kazanç
sağlamak için kursa katıldığı söylenebilir.
59
Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle
İlgili Bulgular
Kırsal kalkınma bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursu ile ilgili
katılımcı yetişkinlere sorulan sorulara, yetişkinlerin verdikleri yanıtlar
seçeneklere ve duruma göre sayısal olanlar tablolaştırılarak, nitel olan
yanıtlar ise yetişkinlerin özgün görüşleri olarak özetlenerek verilmiştir.
Kursa katılan yetişkinlere “ipekböcekciliği kursunun açıldığını nereden
öğrendiniz”,(haberdar oldunuz)? Sorusu yöneltilmiş ve alınan yanıtların
frekans ve yüzde dağılımları çizelge 14’de verilmiştir.
Çizelge 14: Görüşülenlerin Kursdan Haberdar Olma Durumların
Göre Dağılımı
Değişkenler Frekans (f) Yüzde %
Halk Eğitimi Merkezinden 11 45,8
Arkadaşından / Komşusundan 7 29,2
İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğünden
6 25,0
Toplam 24 100
Çizelge 14 incelendiğinde, kursa katılan yetişkinlerin %45,8’lik kısmı
kursdan HEM vasıtasıyla haberdar olmuştur. % 29.2’si arkadaşından veya
komşusundan, %25’i de İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü
vasıtasıyla kursdan haberdar olmuştur.
Bu sonuca göre kurstan haberdar olmanın en etkili yolu HEM
vasıtasıyla olmuştur. Bu da bize HEM’nin yörede açılan İpek Böceği
Yetiştiriciliği Kursu’nun tanıtımında etkin rol oynadığını göstermektedir.
Tanıtım araçları halkın anlayabileceği düzeyde anlaşılır olması gerekir,
ayrıca duyuru araçlarının zihinlere olduğu kadar duygulara da hitap etmesi
60
önemlidir (Miser, 1999). Görüşüne göre de HEM kursun duyurulmasında
gerekli çalışmaları yapmıştır.
Kursa katılan yetişkinlere “ipekböcekciliği kursuna katılma nedeniniz
nedir?” Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve
frekans dağılımları çizelge 15’de verilmiştir.
Çizelge 15: Görüşülenlerin Kursa Katılma Nedenleri
Seçenekler Frekans (f) Yüzde (%)
Aile Geçimine Katkı Sağlamak 19 39,6
Boş Zamanı Değerlendirmek 13 27,1
Yeni Bilgi ve Beceriler Kazanmak 9 18,7
Meslek Edinmek 7 14,6
Toplam 48 100
Not: Birden çok seçenek katılma nedeni olarak belirtilmiştir.
Çizelge 15 incelendiğinde, Araştırmaya katılan 24 yetişkinden 19’u “aile
geçimine katkı sağlamak” amacıyla kursa katıldığını belirtmiştir. Ayrıca 13’ü
“boş zamanı değerlendirmek”, 9’u “yeni bilgi ve beceri kazanmak” ve 7’si
“meslek edinmek” seçenekeleri ile kursa katılma nedenlerini belirtmişlerdir.
Kursa katılma nedenleri ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda
özet olarak verilmiştir.
“Gelirimiz artsın diye katıldım kursa.” (G.3.(K))
“Vakit geçirmek için kursa katıldım.” (G.7.(K))
“Elimizde sabit bir meslek olmadığı için yapabilir miyiz diye onu
üretebilirmiyiz diye katıldım .” (G.21.(E))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kursa katılma
nedenlerinin en başında “aile geçimine katkı sağlamak” yer almaktadır. Buna
göre, yöre de yaşayan bireyler aile geçimine katkı sağlamak için gelir getiren
yollar aramakta olduğu söylenebilir. Muğla Köyceğiz ilçesinde yöre halkı
61
tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktadır. Tarım dışı zamanlarda açılmış
olan İpek Böceği Yetiştiricliği Kursu, yöre halkı için ideal bir ek gelir
kaynağının temelini oluşmaktadır Ayrıca yörede yaşayanlar, boş
zamanlarının olduğunu da belirtmişlerdir. Boş zaman ve aile geçimini birlikte
değerlendirildiğin de yörede bir işsizlik sorunu olduğu görülmektedir. İpek
Böceği Yetişriciliği Kursu ile dönemsel olarak işsizlik sorununa çözüm
sağlanmış ve ailelere ek kazanç kapısı açılmıştır denilebilir.
Kursa katılan 24 yetişkine “Kazanadığınız bilgi ve becerileri nasıl
değerlendirdiniz?” Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların
yüzde ve frekans dağılımları çizelge 16’da verilmiştir.
Çizelge 16: Görüşülenlerin Kurs Bitimi Üretime Geçme Durumu
Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)
Kurs Bitimi Üretime Geçen 21 87,5
Kurs Bitimi Üretime Geçmeyen 3 12,5
Toplam 24 100
Çizelge 16 incelendiğinde, kursa katılan 24 kişiden 21’i kurs bitiminde
üretime geçmiş, kalan 3 kişi ise üretime geçmemiştir. Kurs bitiminde üretime
geçme durumları ile ilgili görüşlerini anlatan katılımcıların görüşleri aşağıda
verilmiştir.
Arı yetiştiriciliği işi ile meşgul olan ve ipekböceği yetiştiriciliği kursuna
katılan bir erkek katılımcı kurs sonrası üretime geçmeme nedenini şu görüşle
açıklamıştır.
“Kurs bittikten sonra baktım ki hijyen ve hassas bir bakım isteyen bir
olay, ben de üretime geçmeyi düşünmedim. Arıcılık faaliyetime devam ettim.”
(G.1.(E))
Bu durum, katılımcının tarım dışı boş zamanlarında meşgul olduğu ve
aile ekonomisine katkıda bulunduğu arı yetiştiriciliği gibi bir işinin olması ile
ilgili olduğu söylenebilir.
62
Örneğin, tarım ve ev işleri dışı boş zamanlarını değerlendirecek bir
uğraş alanı olmayan kadın katılımcının görüşü ise üretime heyecanla
başladığı belirtmektedir.
“Kurs bitiminden sonra yapabileceğime inandım. Ücretsiz dağıtılan
tohumlardan bize de verdiler. Üretime heyecanla başladık. “(G.15. (K))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kurs bitiminde kursa
katılanların büyük çoğunluğu üretime geçmiştir. Buna göre kursun verimli
olduğunu ve yöreye yeni bir üretim faaliyeti sağladığı söylenebilir. Kendilerine
uygun bir üretim olmadığını belirten 3 kişi ise üretime geçmemiştir.
Kursa katılıp üretime geçen “21” üreticiye “İpek böceği yetiştirirken
herhangi bir problemle karşılaştınız mı?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu
sorulara katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge
17’de verilmiştir.
Çizelge 17: Üretime Geçenlerin Üretimde Karşılaştıkları Problemler
Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)
Ürerimin Gerçekleştiği Yerin
Yetersizliği
9 33
Üretimde Kullanılacak Dut Yaprağının
Az Olması
8 30
Dut Ağacı Yetiştirmek İçin Arazinin
Yetersiz Olması
4 14,8
Üretim Gerçekleştirilirken Aile
Bireylerinden Destek Alınamaması
4 14,8
Üretimi Gerçekleştirirken Böceği
İhtiyaç Duyduğu Uygun Sıcaklığın
Sağlanamaması
2 7,4
Toplam 27 100
Not: Birden çok değişken problem olarak belirtilmiştir.
63
Çizelge 17 incelendiğinde, 21 yetişkinden 9’u üretimi gerçekleştirdiği yer
ile ilgili problem yaşamıştır. Ayrıca üretime geçen yetişkinlerden 8’i üretimde
kullanacağı dut yaprağının azlığından, 4’ü dut ağacı yetiştirmek için arazinin
yetersiz olmasından, yine 4’ü üretimi gerçekleştiriken aile bireylerinden
destek almada ve 2 üretici de üretimi gerçekleştirirken böceğin ihtiyaç
duyduğu uygun sıcaklığın sağlanmasında problem yaşamıştır. Kurs bitiminde
üretime geçenlerin, karşılaştıkları problemleri ile ilgili katılımcı görüşlerini
anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.
“Zorluğunu gördüm yani. (…) Dudunu (ipek böceğinin besin maddesi
olan dut yaprağını) yetiştiremedim. Bazen beceremedim kendim kestiğim
için onlarda sıkıntı çektim. Ağaçlar büyük olduğu, kimisi dutlu olduğu için
sıkıntı çektim, sarma döneminde tek başıma olduğum için çok zorlandım.”
(G.2.(K))
“Dudumuz az olunca(...) dut çok olsa çok güzel bir şey köylüler için, çok
iyi bu, dut olacak; yerin de muntazam olacak; bizim ki üst kat olunca hani
üşüyo. Bi odan olacak dört dörtlük. Dut çok olacak; yer de az; dikme
şansımızda yok.“(G.4. (K))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kurs bitiminde
ipekböceği üretimine geçen 21 üreticinin karşılaştığı problemin başında
üretimi gerçekleştirdikleri yerin yetersizliği yer almaktadır. Diğer önemli
problem ise üretimde kullanılacak dut yaprağının azlığıdır. Bölgede sorunları
gidermek için çalışmalar yapılmış ve dönemsel olarak dut ağacı fidanı
üreticiye ücretsiz olarak verilmektedir. Ancak bu desteklerin yeterli olmadığı,
özellikle yer sorunu olan üreticilere yeni destekleme çalışmalarına yer
verilmelidir. Örneğin, orman vasfı olmayan hazine arazileri (mümkünse
ücretsiz, değilse düşük ücret karşılığı) üreticiye dut fidanlığı için
kiralanabilmelidir.
64
Kursa katılan üreticilere “Katılmış olduğunuz kursun ekonomik anlamda
size katkı sağladığını düşünüyor musunuz?” Sorusu yöneltilmiş ve
katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 18’de
verilmiştir.
Çizelge 18: Kursun Ekonomik Katkı Durumu
Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)
Katkısı Oldu 18 75
Katkısı Kısmen Oldu 3 12,5
Katkısı Olmadı 3 12,5
Toplam 24 100
Çizelge 18 incelendiğinde, kursa katılan 24 üreticiden 18’i kursun
ekonomik olarak katkısı sağladığını belirtirken 3 kişi ise katkısı olmadığını
belirtmektedir. Ayrıca 3 kişi ise kısmen katkısı olduğunu belirtmektedir. Kursa
katılanların, kursun ekonomik katkı durumu ile ilgili katılımcı görüşlerini
anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.
“(…) iki ayda yapcan da para alcan da kendime bilezik alacan deyi
annem. Mesela geçen yıl biz üç dene kurbanlık aldık. (G.7.(K))
“ Böceği yaptım. İyi kötü aldığım para ile evin önüne çinko çektirdim.
Yani çok rezildim çamurun içinde. (G.10.(K))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursa katılan
üreticilerin çoğu ekonomik anlamda istedikleri sonuca ulaştıkları söylenebilir.
Üretim sonucu elde ettikleri geliri de aile fertleri ile değerlendirdiklerini ileri
sürülebilir. Katkısı olmadığını belirten yetişkinlerin de üretime geçmeyenler ile
aynı sayıda olması, üretim yapmayanların” katkısı olmadı” cevabını verdiği
söylenebilir.
65
Kursa katılan üreticilere “Açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursunun
yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal yaşamına ne gibi katkısı
olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu sorulara
katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 19’da
verilmiştir.
Çizelge 19: Kursun Yörede Yaşayan Halkın Ekonomik ve Sosyal
Yaşamına Katkı Durumu
Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)
Ev İhtiyaçlarının Giderilmesinde Etkili
Olmuştur.
19 39,5
Ev Hanımlarına Boş Zamanlarını
Değerlendirme İmkanı Sağlamıştır
15 31,3
Dönemsel Olarak Yöre de Ekonomik
Hareketlilik Sağlamıştır.
12 25
Dut Yaprağı Temini Ederken Olumlu
Diyaloglar ile Komşuluk İlişkilerine
Pozitif Katkı Sağlamıştır.
2 4,2
Toplam 48 100
Not: Birden çok değişkene ilişkin görüş belirtilmiştir.
Çizelge 19 incelendiğinde, araştırmaya katılan 24 yetişkinden, 19’u “ev
ihtiyaçlarının giderilmesinde etkili olmuştur” görüşü ile kursun yörede
yaşayan halkın ekonomik ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmiştir.
Ayrıca yine 24 yetişkinden 15’i “ev hanımlarına boş zamanlarını
değerlendirme imkanı sağlamıştır”, 12’si “dönemsel olarak yörede ekonomik
hareketlilik sağlamıştır”, görüşü ile kursun yörede yaşayan halkın ekonomik
ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmişlerdir. 24 yetişkinden sadece
2’si de “dut yaprağı temini ederken olumlu diyaloglar ile komşuluk ilişkilerine
pozitif katkı sağlamıştır” görüşü ile kursun yörede yaşayan halkın ekonomik
ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmişlerdir.
66
Kursa katılanların, kursun yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal
yaşamına katkısı ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda özet
olarak verilmiştir.
“(…) çok düşünüyorum. İnsanlar o para ile yaptığı ipek böceği parası ile
marketini ödedi, çocuğunu dershaneye gönderdi.(…) 40 günlük bir sürede iyi
bir gelir olduğunu düşünüyorum.(G.8.(K))
“(…)katkısı çok tabi özellikle ev hanımları için mükemmel bir şey. O
dönem pazar masraflarımızı ürettiklerimizden karşılıyoruz.(G.23.(K))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursa katılan
üreticilerin çoğu ev ihtiyaçlarının giderilmesinde kursun etkin rol oynadığını
belirterek, üreticilerin elde ettikleri geliri ev ihtiyaçlarında harcadığı
söylenebilir. Yörede ev kadınlarının da boş zamanlarına etki ettiğini, onlara
bir uğraş sağladığı da söylenebilir. Sosyal çevreye de özellikle komşuluk
ilişkilerinde de etkili olduğu ileri sürülebilir. Yörede açılan ipek böceği
yetiştiriciliği kursu yöreye dönemsel olarak ekonomik ve sosyal bir hareketlilik
getirmiştir denebilir.
67
Kursa katılan yetişkinlere “Kurs ilgi, ihtiyaç ve beklentinizi karşıladı mı?”
Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans
dağılımları çizelge 20’de verilmiştir.
Çizelge 20: Kursun İlgi, İhtiyaç ve Beklentiyi Karşılama Durumu
Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)
Karşıladı 16 66,6
Kısmen Karşıladı 4 16,7
Karşılamadı 4 16,7
Toplam 24 100
Çizelge 20 incelendiğinde, kursa katılan 24 yetişkinden 16’sı kurstan
ilgi, ihtiyaç ve beklentisine karşılık aldığını belirtirken 4 tanesi kısmen karşılık
almıştır. Ayrıca 4 kişi de kurstan ilgi, ihtiyaç ve beklentisine karşılık
bulamamıştır. Kursa katılanların, kursun ilgi, ihtiyaç ve beklentiyi karşılama
durumu ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda özet olarak
verilmiştir.
“(…) 40 günde bir iyi bir üretim alıyoruz onu söyleyeyim. 40 günde bir
keçiyi yetiştirip 500’e ya da 750’ye satamıyoruz. (G.2.(K))
“ Ben mesela kursa başlamadan önce ipek böceğini hem kendimiz
yetiştirelim hemde ipeğini kendimiz alalım istiyodum artı ipeğini burda
yapabiliyorsak ipeğini kendimiz çekelim, boyayalım dokuyalım hatta
kursumuzda bunu yaptık. Çok güzeldi hani bunu devam ettirebilseydik belki
devlet desteği ile olabilir. (G.9.(K))
“(…) kursdan sonra üretimin karşılığını aldık. (G.19.(K))
“Kursa başlamadan önce pek bilgimiz yoktu, kurs zamanında kendime
koyduğum hedefe ulaştım diyebilirim. Her sene üretimimi arttırarak devam
ediyom (...) kursun etkisi tabi ki çok fazla.(G.24.(E))
68
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursun ilgi, ihtiyaç ve
beklentileri karşıladığı ifade edilebilir. Yöre halkının temel sorunu ekonomik
ihtiyaç olduğundan, beklentinin de ekonominin ihtiyaçlarının karşılanması
olduğunu söylemek doğru olacaktır. Böylelikle kursa katılanlar ekonomik
beklentilerini çoğunluk olarak karşılamışlardır denebilir. Beklentilerini
karşılamadığını belirten 4 kişiden 3’ü üretime geçmediği için beklentisine
karşılık bulamamış olabilirler.
Kursa katılan yetişkinlere “Daha yararlı olması için sizce neler
yapılmalıdır?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu sorulara katılımcılardan
alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 21’de verilmiştir.
Çizelge 21: Daha Yararlı Olması İçin Neler Yapılmalı Durumu
Değişkenler Frekans (f) Yüzde
(%)
İpek Böceği Kozasının Dokuma
Olarak Değerlendirilmesi
20 41,7
Üretim için Uygun Yer Sağlanması 14 29,2
Her Yıl Üretim Öncesinde
Bilgilendirme Toplantıları
Düzenlenmeli
10 20,8
Üretim Kalitesini Arttırıcı Destekler
Sağlanmalı
4 8,3
Toplam 48 100
Not: Birden çok değişkene ilişkin görüş belirtilmiştir.
Çizelge 21 incelendiğinde, araştırmaya katılan 24 yetişkinden, 20’sinin
“ipek böceği kozasının dokuma olarak değerlendirilmesi” daha yararlı olması
için üreticilerin en çok önerdikleri görüştür. Ayrıca yine 24 yetişkinden 14’ü
“üretim için uygun yer sağlanması” ve 10’u “her yıl üretim öncesinde
bilgilendirme toplantıları düzenlenmeli” önerisi ile araştırmaya katkı da
bulunmuşlardır. “Üretim kalitesini arttırıcı destekler sağlanmalı” önerisi ise 24
yetişkinden 4’ünün önerisidir.
69
Daha yararlı olması için neler yapılması ile ilgili katılımcı görüşlerini
anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.
“(…) İpek olarak satamıyoruz. İpek olarak satsak daha karlıyız aslında.
(…) koza olarak satıyoruz. (G.2.(K))
“(…) Bu bölge halkı birazcık kırsal olduğu için fakirler, bunları evlerinin
içinde yetiştiriyorlar, yapıyorlar. 40 gün boyunca eşylarını dışarı çıkarıyorlar,
böcekleri evlerinin içine koyuyorlar bunun bundan kurtulması gerekiyor.
(G.8.(K))
“Daha fazla bilgi verilebilir, daha sık gezilebilir. Bir hafta bir her eve
uğranmalı bizim burda adam geliyor tamam hepimizin evine uğruyor ama çok
ara ara süreyle uğruyor 2 hafta da bir 3 hafta da bir uğruyor veya yolda filan
gördüğü zaman soruyor “bize ne yaptınız?”, “böcekler kaçıncı uykuya girdi?”
diye yolda falan soruyor. (G.16.(K))
“(…) bir yer yapsak daha iyi olur. Yeni sene, dut diktik ya onlar yetince
mecburen. (G.19.(K))
“ Daha faydalı olması için koza olarak sattığımız ipekleri, burda dokuma
tezgahı ile dokuyup öyle satsak hem bizim gibi ev kadınlarına boş zamanını
değerlendirme işi olmuş olur hemde daha fazla kazancı olur.(G.23.(K))
Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre; üretim faaliyetinde
bulunan yetişkinlerin ön plana çıkan önerisi, yaş koza olarak satışını
gerçekleştirdikleri ipek böceği yetiştiriciliği faaliyetini bir adım daha ileri
götürerek dokuma ile satışını gerçekleştirmektir. Dokuma faaliyeti ile birlikte
ipek böceği yetiştiriciliği 40 günün bitiminde elde edilen koza ile sınırlı
kalmayacaktır. Ayrıca dokuma ile birlikte elde edilen kazanç daha da
arttacaktır ve yöreye ekonomik anlamda büyük bir hareketlilik getirecektir.
Yetişkinlerin en büyük problemi olan üretimde ki yer sorunu burada da
karşımıza öneri olarak çıkmaktadır. 40 günlük süreçte evini bir odasını hatta
70
daha fazla odasını üretime ayıran yetişkinler için bu olumsuz durumun
çözümü ile üretimde ki verimin artış göstereceği, aile içi düzenin
yıpranmayacağı çok açıktır.
Dönemsel olarak yürütülen ipek böceği yetiştiriciliği için her yıl üretime
geçmeden önce dönemin teknolojik ilerlemesi de göz önünde bulundurulup
üretimle ilgili bilgilendirme toplantılarının düzenlenmesi de yapılan
görüşmeden çıkan bir başka sonuçtur. Elde edilen bilgilere göre üreticilere
HEM ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından çeşitli
destekler verilmektedir. Bu desteklerin arttırılması da yetişkinler tarafından
verilen önerilerden bir başkasıdır.
71
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu bölümde, araştırmada ulaşıla bulgular ana hatları ile özetlenmiş,
elde edilen bulgulara dayalı olarak, belirlenen sorunların çözümüne yönelik
önerilere yer verilmiştir.
Sonuçlar
Araştıma sonuçları, araştırmanın bulgularına dayalı olarak iki başlık
altında özet olarak verilmiştir.
Kişisel Bilgilere İlişkin Sonuçlar
Bu başlık altında araştırma kapsamında görüşme yapılan çalışma
grubundaki yetişkinlerin kişisel bilgilerine ilişkin sonuçlar yer almaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%70,8’i) kadınlardan oluşmaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu 25 ile 44 yaş arasındaki iktisaden faal
nüfus grubundan oluşmaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%87,5’i) evlilerden oluşmaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%66,7’si) ilkokul mezunundan
oluşmaktadır. Geri kalanlar içinde her eğitim düzeyinden katılımcı
bulunmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu (%50’si) ev kadınlarından oluşmaktadır.
72
Katılımcıların çoğunluğunun (%50’si) aylık net ortalama bir geliri
bulunmamaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu (%54,2’si) kendisine ait evde yaşamaktadır.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%91,7’si) çekirdek aile yapısına
sahiptir.
Katılımcıların çoğunluğunun (%54,1’i) aile kişi sayısı 4 kişiden
oluşmaktadır. Kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını devam
ettirmemektedir.
Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle
İlgili Sonuçlar
Katılımcıların çoğunluğu (%45,8’i) HEM vasıtasıyla kursdan haberdar
olmuştur.
Kursa katılanların büyük çoğunlunun aile geçimine katkı sağlamak
amaçlı kursa katıldığı görülmektedir.
Kursa başlayan 24 yetişkinden 21’i kurs bitiminde üretime geçmiştir.
İpek böceği yetiştiriciliği kursu sonunda üretime geçen 21 yetişkinin
üretimde karşılaştığı en temel iki problem “üretimin gerçekleştirildiği yerin
yetersizliği” ve “üretimde kullanılacak dut yaprağının az olması”dır.
Katılımcıların çoğunluğu (%75’i) ipek böceği yetiştiriciliği kursunun
ekonomik anlamda katkısının olduğunu belirtmektedir.
Kursu ekonomik ve sosyal yaşama katkısı bağlamında değerlendiren
katılımcıların çoğunluğu, kursun ev ihtiyaçlarının giderilmesinde ve ev
73
hanımlarının boş zamanlarını değerlendirmesinde imkanı sağladığını
belirtmişlerdir.
Katılımcıların büyük çoğunluğu (%66,6’sı) kursun ilgi, ihtiyaç ve
beklentilerini karşıladığını belirtmiştir.
Katılımcıların daha yararlı olması için önerileri aşağıda verilmektedir.
İpek böceği kozası dokuma olarak değerlendirilmelidir.
Üretim için uygun yer sağlanmalıdır.
Her yıl üretim öncesinde bilgilendirme toplantıları
düzenlenmelidir.
Üretim kalitesini arttırıcı destekler sağlanmalıdır.
74
Öneriler
Kırsal kalkınma bağlamında Muğla Köyceğiz İlçesi Halk Eğitimi
Merkezi ile Tarım İl Müdürlüğü’nün ortak desteği ile açılan ipek böceği
yetiştiriciliği kursunun yöreye ekonomik ve sosyal katkı sağladığı çok açıktır.
Yöre halkına ekonomik ve sosyal katkı sağlayacak benzer başka kursların da
açılması yöre için faydalı olabilir.
Kurs sonrasında üretimde karşılaşılan problemlerin başında olan yer
problemi için üreticilere yer için destek sağlanması ayrıca prefabrik üretim
yerleri kurulması gerekmektedir.
Üretime geçenlerin bir başka problemi olan üretimde kullanılacak dut
yaprağının az olması nedeniyle gereksinim duyulan dut yaprağını üretim için
yeni dut plantasyon alanları kurulmalı ve dut fidanı dağıtımının devam etmesi
sağlanmalıdır.
Ürettikleri kozayı ilgili kuruluşlara sadece yaş koza olarak satan
üreticilere gerekli ipek dokuma kursları da verilerek yöre de bir ipek dokuma
faaliyeti gerçekleştirilmelidir. Böylelikle yörede sadece 40 günlük bir faaliyet
olan ipek böceği yetiştirme daha uzun bir döneme geçiş yapacak dokunan
ipekle de daha fazla bir kazanç sağlanmış olunacaktır. Ayrıca kursiyerlerin
ürünlerini sergilemesine uygun düzenlemeler yapılmaldır.
Üretimde kaliteyi arttırıcı faaliyetler düzenlenmelidir. Diğer bölgelerde
faaliyette olan üreticiler ziyaret edilerek bilgi alış verişine teşvikte
bulunulmalıdır. Ayrıca farklılıkların görülmesi açısından teknik gezi
çerçevesinde, Uluslar arası fuarlara katılınması yararlı olabilir.
Kurs yolu ile yeteneklerini geliştiren, bilgi, beceri ve donanıma sahip
olan yetişkinlerin meslek sahibi olmaları, bir işte çalışarak gelir etme etmeleri
için istihdam olanakları oluşturulmalıdır.
75
Kursa katılan yetişkinlere, ulusal ve uluslarası düzeyde geçerliliği olan
mesleki belgelendirme ve sertifikasyon sistemi düzenlenerek halk eğitimi
merkezinin vermiş olduğu bu belge ile iş bulma imkanı sağlanmalıdır.
Yörede kurs faaliyetleri muhtarlık kanalı ile sağlanan bir bina da
gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda yöre de benzer kurslar için çok amaçlı
bir bina tedarik edilmesi uygun olacaktır. Ayrıca böyle bir binanın varlığı ile
üretici ihtiyaç duyduğunda halk eğitimi merkezinde ki usta öğretici ile iletişime
geçebilecektir. Bu bina ile ayrıca üreticilere yetişkin eğitimive üretim ile ilgili
teknik ve mesleki rehberlik faaliyetleri de sağlanmış olabilir.
Bu ve benzeri kursların açılması ve açıldıktan sonra da takibine devam
edilmesi kırsal bölgelerde kalkınmanın sağlanmasına öncülük edebilir.
76
Kaynakça
Abasov, Fuad (2008). Avrupa Birliğinde Kırsal Kalkınmaya Yönelik Mali
Yardımla, Değişimler ve Türkiye’nin Uyum Çalışmaları. (Yüksek Lisans
Tezi). Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonomi/Maliye Anabilim Dalı, Ankara.
Altun, Dilek (2007) “XIX. Yüzyılda Bursa’da İpekböcekçiliği” Balıkesir: T.C.
Balıkesir Üniversitesi F.E.F Karesi Tarih Kulübü Bülteni. Sayı:1 (102-
108)
Avrupa Birliği Bakanlığı (2013) web: http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=5
adresinden 10 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.
Bakırcı, Muzaffer (2007) Türkiye’de Kırsal Kalkınma, Kavramlar Politikalar,
Uygulamalar. Ankara: Nobel Yayınları
Bedirhan, Yaşar (1998). “Türk Tarihinde İpek Yolu Hakimiyeti ve Çin’in
Türkistan’ı İlk İstila Projesi”. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi. Sayı 4(238-256).
Bilir, Mehmet (1995). İncesu Köyü: Yurtdışı İşçi Göçünün Köydeki Toplumsal
Değişmeye Etkisi. Ankara: İncesu Köyü Yurtdışı Çalışma Grubu Yayını
Bilir, Mehmet (2011). “Kırsal Kalkınma Sürecinde Tarımsal Yayımcılığın
Önemi”
I.Ulusal Sarıgöl ve Değerleri Sempozyumu 17-19 Şubat 2011 Sarıgöl-
MANİSA
Bülbül, Sudi (1991). Halk Eğitimine Giriş. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi
Yayınları.
Celep, Cevat. (2003). Halk Eğitimi. Ankara: Anı Yayıncılık.
77
Çelik, Zühre (2005). Planlı Dönemde Türkie’de Kırsal Kalkınma Politika ve
Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme. Planlama. 2005/2
Çolak, Melek (2002, Bahar) . “Cumhuriyet Döneminde Muğla’da
İpekböcekçiliği
ve İpekli Dokumacılık,” Muğla: Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Sayı:8,
Dağ, Rıfat (2007). Kırsal Kalkınma Siyaseti. Ankara: Dipnot Yayınları
DPT (1963), Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (1968), İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (1974), Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (1979), Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (1990), Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (1995), Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kırsal Kalkınma Özel İhtisas
Komisyon Raporu. Ankara: Devlet Planlama Teşkilatı Yayını
78
DPT (2007), Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama
Teşkilatı Yayını
DPT (2004), Tarım Stratejisi, Ankara: Devlet Planlama Teşkilaı Yayını
DPT (2007), Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi (2007-2013) Ankara: Devlet
Planlama Teşkilatı Yayını
Doğanay, Filiz (2002). Türkiye’de Kırsal Yerleşmeler ve Geliştirilen
Politikalar, Planlama Dergisi, Cilt 2, Sayı: 3
Duman, Ahmet (2007). Yetişkinler Eğitimi. (2. Baskı). Ankara: Ütopya
Yayınları
Eğri, Saadettin (2012, Bahar). Hıtay Sefaretnamesi ve Kanunname-i Çin ü
Hıtay’da İpek Yolu İzlenimleri. S. Üst (Editör). Turkish Studies Vol. 7
Sayı:2 (411-422)
Eserperk, Altan (1979). Sosyal Kontrol, Sapma ve Sosyal Değişme
Erzurum’un İki Köyünde Karşılaştırmalı Bir Araştırma. Ankara: Ankara
Üniversitesi Basımevi
Geray, Cevat. (1978). Halk Eğitimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Yayınları. Sayı.73. Ankara
Geray, Cevat. (1999) Kırsal Kalkınma Yöntemleri, İlçe Yerel Yönetimi ve “İlçe
Köy Birlikleri” Önerisi. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi Cilt: 8, Sayı: 2
(11-42)
Geray, Cevat. (2006) “Kırsal Gelişme Bir Anayasal Hak” Tarım-Hayvancılık
Cumhuriyet. Özel Ek. Yıl: 2 sayı.20.
Geray, Cevat (2011) Dünden Bugüne Kırsal Gelişme Politikaları. Ankara:
Phoenix Yayınevi-257
79
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2010), Kırsal Kalkınma Planı (2010-
2013) Ankara: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Yayını
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:
http://www.tarim.gov.tr/Konular/Hayvancilik/Ipek-Bocekciligi adresinden
20 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:
http://www.tarim.gov.tr/Konular/Kirsal-Kalkinma/Faaliyetler adresinden
10 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:
http://www.tarim.gov.tr/Konular/Kirsal-Kalkinma/Projeler adresinden 20
Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.
Girgin, İrfan, (2008). Kırsal Altyapı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın
No:1562, 217 s, Ankara.
İnternational sericultural commission (2013). Web:
http://inserco.org/en/statistics adresinden 1 Nisan 2013 tarihinde
alınmıştır.
İmer, Zahide.(2005,Kış). Bilig (Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi), Sayı
32.
Hemdil, Sabri (2010) “Yok Olmaya Mahkum Edilen Sektör İpekçilik,”
BorsaVizyon, Sayı:95, Ankara Ticaret Borsası Yayını, Ankara
Karaca, Esin (2008) Bursa’da İpekböcekçiliği ve İpek Üretiminde Mevcut
Durum, Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Ankara: Kök Sosyal ve
Stratejik Araştırmalar Vakfı Bülteni Sayı(Eylül-Ekim-Kasım 2008),
Karasar, Niyazi.(2011), Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yayıncılık, Ankara
80
Kadıoğlu, Yahya (Ocak-2012), “Kırsal Kalkınma Açısından Ayrancı Ovası ve
Yakın Çevresi Doğal Kaynakları”, Marmara Coğrafya Dergisi, Sayı 25;
(60-80) İstanbul
Kayaalp, İsa (2002. Eğitimde İletişim Dili. Bilge Kültür Sanat Yayıncılık,
İstanbul.
Kaymak, Murat. (1999). Türkiye’de Kalkınma-Halk Eğitimi İlişkisi Üzerine
Eleştirel Bir Çözümleme Denemesi(1923–1970). Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halk
Eğitimi Ana Bilim Dalı Ankara.
Kırpık, Günay (2012, Bahar). Bilig. (Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi),
Sayı:61 (173-200)
Kolukırık, Cem (2010) Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Politikaları, fonları ve
Türkiye’nin Yararlanam Olanakları (Yüksek Lisans Tezi), Fen Bilimleri
Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Tekirdağ.
Kozabirlik, (2014) web: http://www.kozabirlik.com.tr/hakkimizda/tarihce.html
adresinden 22 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.
Köyceğiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü (2013), web
http://koycegiz-tarim.gov.tr/ipektoplanti.htm adresinden 10 Mayıs 2013
tarihinde alınmıştır.
Köyceğiz Halk Eğitim Merkezi, (2013). Web:
http://koycegizhalkegitim.meb.k12.tr/ adresinden 10 Mayıs 2014
tarihinde alınmıştır.
Köyceğiz Kaymakamlığı, (2014). Web:
http://www.koycegiz.gov.tr/default_B0.aspx?content=180 adresinden
20 Haziran 2014 tarihinde alınmıştır.
81
Milli Eğitim Bakanlığı, (2011). Web:
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/mebtesvegorevkhk_1/mebtesvegor_0.ht
ml adresinden 15 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.
Miser, Rıfat (1993). Halk eğitimi yöntemi olarak toplum kalkınmasının GAP
örneğine uygulanabilmesinin koşulları. Doktora Tezi, Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara
Miser, Rıfat (1994). GAP’a Halk Katılımının Gereği ve Yöntemi, Ankara
Miser, Rıfat (1999). Kalkınma, Toplum Kalkınması Yöntemi ve İnsanın
Gelişimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Sayı 32.
Ankara
Miser, Rıfat (1999). Halk Eğitimi ve Toplum Kalkınması. Ankara: MEB yayını
MEB, İstanbul Güngören HEM, (2013) web:
http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/29/307029/icerikler/halk
egitim-
merkezleri_238668.html?CHK=6d9c97f0f0ee4a5189e5f06fb6bebec1
adresinden 10 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.
Ökten Şevket, Çeken Hüseyin (Haziran 2008) “Gap Projesi’nin Türkiye’nin
Kırsal Kalkınma Politikaları İçindeki Yeri ve Önemi,” Tarım Ekonomisi
Dergisi, Cilt:14 Sayı:1 (13-22)
Örnek, Aylin (2007). Kırsal Kalkınma El Kitabı, Heinrich Böll Stiftung derneği
Türkiye Temsilciliği, İstanbul
Soysal, Mustafa, 1998. Köy Sosyolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Genel Yayın No:211, 160 s, Adana.
82
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (2007) web:
http://www.tkdk.gov.tr/files/KurulusKanunu.pdf adresinden 10
Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.
Taşkaya Top, Berrin (2011) Türkiye İpekböcekçiliğinde Kozabirliğin Rolü.
TEPGE Bakış, Sayı: Temmuz, Nüsha: 13, Ankara
Taşkın, Murat. (2013) Trabzon. Eser Ofset Matbaacılık, Trabzon
Taşlıgil, Nuran (1996) “Dünden Bugüne Bursa’da İpekböcekçiliği”, Marmara
Coğrafya Dergisi, Cilt1,Sayı 1 (İstanbul)
Tusting,K. Ve Barton,D.(2011) Öğrenme Kuramları ve Yetişkin Öğrenme
Modelleri Üzerine Kısa Bir İnceleme (Çev: Ahmet Yıldız-Aylin Demir)
Ankara: Dipnot Yayınları
Türk Belediyecilik Derneği (1999).Kırsal Kalkınmada İlçe ve Köy Birlikleri.
Kızılay- Ankara.
Türkiye Odalar Borsalar Birliği, Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli
Komitesi,
2011 yılı 2. Yürütme Kurulu Toplantı Raporu (2011) Ankara.
UNESCO (1985). Yetişkin Eğitimi Terimleri. Uluslararası Eğitim Bürosu İçin
Hazırlayanlar: C. Titmus, P. Buttedahl, D. Ironside ve P. Lengrand.
(Çev: A. Ferhan Oğuzkan). Ankara: Unesco Türkiye Milli Komisyonu.
Ural, Ozana. (2007). Türkiye’de yetişkin eğitiminin bugünkü durumu ve
geleceği. İSMEK 1. Yetişkin Eğitimi Sempozyumu İstanbul: İSMEK
Yayla, Deniz (2009). Türk Yetişkin Eğitim Sisteminin Değerlendirilmesi, MEB
Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Yayını, Ankara
Yıldırım, A. Ve şimşek, H. (2004). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma
Yöntemleri. 4. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık
84
EK-1: Üreticilere Ücretsiz Olarak Dağıtımı Yapılan İpek Böceği Tohumu
Dağıtım Listesi ve Tohum Örneği ile Doğrudan Destekleme
Ödemesi Dilekçe Örneği
86
EK-2: Araştırma Bölgesi ile İlgili Fotoğraflar
Fotoğraf 1: Çalışmanın gerçekleştirildiği Pınar Köyü
Fotoğraf 2: İpek böceği yetiştiriciliğinde önemli bir yeri olan dut ağaçları
87
EK-3: Görüşme Formu
KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
KATILIMCI GÖRÜŞME FORMU
Görüşmenin yapıldığı
Gün: …/…../ 2014
Başladığı saat:…….
A. KİŞİSEL BİLGİLER
1. Cinsiyet: ( ) Kadın ( ) Erkek
2. Yaşı:
( )18-24 ( )25-34
( )35-44 ( )45-54
( )54-60 ( )60 ve üzeri
3. Medeni durumu:
( ) bekar ( ) evli
( ) dul (boşanmış) ( ) dul (eşi ölmüş)
4. Eğitim durumu
( ) okumaz yazmaz ( ) Ön lisans mezunu
( ) ilkokul mezunu ( ) Lisans mezunu
( ) ortaokul mezunu ( ) Lisansüstü mezunu
( ) lise mezunu ( ) okur-yazar
5. Çalışma durumu:
( ) işsiz ( ) esnaf
( ) ev kadını ( ) emekli
( ) işçi ( ) çiftçi
( ) memur ( ) diğer ……..
88
6. Gelir durumu:
( )500 TL altında ( )1501 TL-2000 TL arası
( )500 TL- 1000 TL arası ( )2001 TL-2500 TL arası
( )1001 TL- 1500 TL arası ( )2501 TL ve üzeri
7. Konut durumu:
( ) kendimin ( ) kira
( ) babamın ( ) diğer ……
8. Aile yapısı:
( ) çekirdek ( ) büyük aile
9. Aileniz kaç kişiden oluşmaktadır.
( )2 ( )5
( )3 ( )6
( )4 ( )7 ve üzeri
B. KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ
KURSU İLE İLGİLİ MADDELER
1. Halk eğitim merkezinde açılan ipek böcekçiliği yetiştiriciliği kursundan
nasıl haberdar oldunuz?
( ) arkadaşımdan
( ) komşularımdan
( ) afiş veya reklamdan
( ) sivil toplum kuruluşlarından
( ) internetten
( ) kahvehaneden
( ) halk eğitim merkezinden
( ) diğer ……………
89
2. Halk eğitim merkezinin açmış olduğu ipek böceği yetiştiriciliği kursuna
katılma nedeniniz nedir?
( ) sosyal bir çevre oluşturmak için
( ) meslek edinmek için
( ) boş zamanlarımı değerlendirmek için
( ) ürettiğim ipekleri satarak aile geçimine katkı sağlamak için
( ) yeni bilgi ve becerileri kazanarak üretken olmak için
( ) var olan ipekböceği yetiştirme işimde kendimi geliştirmek için
( ) kişisel gelişimim için
( ) diğer ………….
3. Kazandığınız bilgi ve becerileri nasıl değerlendirdiniz?
( ) kurs sonrası hemen üretime geçtim.
( ) kurs sonrası üretimden vazgeçtim.
4. İpek böceği yetiştirirken herhangi bir problemle karşılaştınız mı?
5. Katılmış olduğunuz kursun ekonomik anlamda size katkı sağladığını
düşünüyorsunuz?
6. Açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursunun yörede yaşayan halkın
ekonomik ve sosyal yaşamına ne gibi katkısı olduğunu
düşünüyorsunuz?
7. Kursun içeriği ilgi, ihtiyaç ve beklentilerinizi karşıladı mı?
8. Daha yararlı olması için sizce neler yapılmalıdır?