104
T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ ANABİLİM DALI YETİŞKİN EĞİTİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU (MUĞLA İLİ KÖYCEĞİZ İLÇE HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÖRNEĞİ) YÜKSEK LİSANS TEZİ Burak Serdar ACAR Ankara Eylül, 2014

KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ ...acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/27103/tez.pdf · t.c. ankara Ünİversİtesİ eĞİtİm bİlİmlerİ enstİtÜsÜ

  • Upload
    others

  • View
    33

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

YETİŞKİN EĞİTİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU

(MUĞLA İLİ KÖYCEĞİZ İLÇE HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Burak Serdar ACAR

Ankara Eylül, 2014

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YAŞAMBOYU ÖĞRENME ve YETİŞKİN EĞİTİMİ

ANABİLİM DALI

YETİŞKİN EĞİTİMİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ KURSU

(MUĞLA İLİ KÖYCEĞİZ İLÇE HALK EĞİTİMİ MERKEZİ ÖRNEĞİ)

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Burak Serdar ACAR

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Mehmet BİLİR

Ankara Eylül, 2014

i

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü’ne, Bu çalışma jürimiz tarafından Yaşam Boyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı (Yetişkin Eğitimi Programı)’nda YÜKSEKLİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan Prof.Dr. Rıfat MİSER………….

Üye Prof.Dr. Hasan ÜNDER ……………

Üye Yrd. Doç.Dr. Mehmet BİLİR……………… Tez Danışmanı

Onay Yukarıdaki imzaların, adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

…../…./…….

Prof.Dr.İsmail GÜVEN Enstitü Müdürü

ii

ÖNSÖZ Bu çalışmada Muğla ili, Köyceğiz İlçe Halk Eğitimi Merkezi tarafından

düzenlenen ipek böceği yetiştiriciliği kursunun kırsal kalkınma bağlamında

betimlenmesi amaçlanmıştır.

Araştırmanın I. Bölümünde araştırmanın problemine, amacına, önemine

sınırılılıklarına ve araştırma ile ilgili tanımlara ve kısaltmalara yer verilmiştir.

II. Bölümde; kavramsal çerçeve ile ilgili araştırmalara yer verilmiş, kırsal alan,

kırsal kalkınma, yetişkin eğitimi kavramları açıklanmış, konu ile ilgili

araştırmalara yer verilmiştir. III. Bölümde; araştırmanın modeli, evreni ve

çalışma grubu, verilerin toplanması ve analizine ilşkin bilgilere yer verilmiştir.

IV. Bölümde; araştırmada ulaşılan bulgular ana hatları ile özetlenmiş, elde

edilen bulgulara dayalı olarak, belirlenen sorunların çözümüne yönelik

önerilere yer verilmiştir.

iii

TEŞEKKÜR

Bu çalışmaya önemli katkıları, değerlendirmeleri, değerli desteği, ilgisi

ve birçok konuda yol göstericiliği için sevgili Danışmanım Yrd. Doç. Dr

Mehmet BİLİR’e saygılarımı sunuyor ve teşekkürü borç biliyorum.

Görüşme forumunun hazırlanmasında uzman görüşüne başvurulan ve

yardımlarını esirgemeyen değerli hocalarım; Prof. Dr Meral UYSAL’a, Prof.

Dr. Rıfat MİSER’e, ve Doç Dr. Ahmet YILDIZ’a, yüksek lisans eğtimi

boyunca kendilerinden ders aldığım çok değerli hocalarım Doç. Dr. Hayat

BOZ’a ve Öğr. Gör. Dr. Fevziye SAYILAN’a sonsuz teşekkürlerimi

sunuyorum. Ayrıca çalışmaya desteklerinden dolayı Köyceğiz Gıda, Tarım ve

Hayvancılık İlçe Müdürlüğü’nde çalışmakta olan Ziraat Teknikeri Mehmet

ACAR’a, anketime ve görüşme formuma vakit ayıran ve yanıt veren tüm

yetişkin öğrenenlere ve tezin hazırlanma süresince desteğini benden

esirgemeyen Mukaddes ÇELİK’e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Son olarak, maddi ve manevi destekleri, ilgileri ve sabırları için aileme

ve desteğini bir an olsun eksik hissetmediğim sevgili kardeşim Fatma Merve

ACAR’a gönül dolusu teşekkürler.

Burak Serdar ACAR

iv

ÖZET

KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

KURSU (Muğla İli Köyceğiz İlçe Halk Eğitimi Merkezi Örneği)

Acar, Burak Serdar

Yüksek Lisans, Yaşamboyu Öğrenme ve Yetişkin Eğitimi Anabilim Dalı

Tez Danışmanı: Yrd. Doç Dr. Mehmet Bilir

Eylül,2014, xii+ 89 Sayfa

Araştrımanın amacı, Muğla-Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Müdürlüğü’nün desteğinde, Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nce açılan “İpek

Böceği Yetiştiriciliği Kursu”nu kırsal kalkınma bağlamında betimlemektir.

Araştırmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma nitel ve nicel

yöntemin birlikte kullanıldığı karma araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.

Araştırmanın evrenini Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi tarafından

düzenlenen İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu’na katılan yetişkin öğrenenler

oluşturmuştur. Literatür taramasından elde edilen verilere göre, yarı

yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmıştır. Görüşme toplam 24 yetişkin ile

gerçekleştirilmiştir.

Araştırmada elde edilen yetişkin görüşleri, görüşme formundaki sıra

temel alınarak incelenmiş ve tablolaştırılarak frekans ve yüzde kullanılarak

yorumlanmıştır.

v

Araştırmanın sonuçları ise aşağıda yer almaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu 25 ile 44 yaş arasındaki iktisaden faal

nüfus grubundan oluşmaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu evlilerden oluşmaktadır.

Katılımcıların çoğunluğu ilkokul mezunundan oluşmaktadır.

Katılımcıların çoğunluğu ev kadınlarından oluşmaktadır.

Katılımcıların çoğunluğunun aylık net ortalama bir geliri

bulunmamaktadır.

Katılımcıların çoğunluğu kendisine ait evde yaşamaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu çekirdek aile yapısına sahiptir.

Katılımcıların çoğunluğunun aile kişi sayısı 4 kişiden oluşmaktadır.

Kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını devam

ettirmemektedir.

Katılımcıların çoğunluğu Halk Eğitimi Merkezi vasıtasıyla kursdan

haberdar olmuştur.

Kursa katılanların büyük çoğunlunun aile geçimine katkı sağlamak

amaçlı kursa katıldığı görülmektedir.

Kursa başlayan 24 yetişkinden 21’i kurs bitiminde üretime geçmiştir.

Kurs sonunda üretimde karşılaşılaşılan en temel iki problem “üretimin

gerçekleştirildiği yerin yetersizliği” ve “üretimde kullanılacak dut yaprağının az

olması”dır.

Katılımcıların çoğunluğu ipek böceği yetiştiriciliği kursunun ekonomik

anlamda katkısının olduğunu belirtmektedir.

Kursun ev ihtiyaçlarının giderilmesinde ve ev hanımlarının boş

zamanlarını değerlendirmesinde imkanı sağlaması ekonomik ve sosyal

anlamda en temel iki katkısıdır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu kursun ilgi, ihtiyaç ve beklentilerini

karşıladığını belirtmiştir.

Katılımcıların daha yararlı olması için önerilerilerde bulunmuşlardır.

Bunlardan en öne çıkan ise; “ipek böceği kozasının dokuma olarak

değerlendirme” önerisidir.

vi

ABSTRACT

Silkworm Raising Courses within the Context of Rural Development (The

Public Training Center, Köyceğiz District, Muğla Province Case).

Acar, Burak Serdar

Master od Science, Lifelong Learning and Adult Education

Thesis Advisor: Assoc. Prof. Mehmet Bilir

September, 2014, xiii + 89pages

This study aims to describe “Silkworm Raising Course” within the

context of rural development opened by the Directorate of Public Training

Center with the support of the Directorate of Food, Agriculture and Livestock

of Köyceğiz District of Muğla.

In this study screening model was used. The study was realized by

hybrid approaches where both the qualitative and quantitative methods

employed together.

The population of the study was adults who participated in the

“Silkworm Raising Course” organized by Köyceğiz Public Education Center.

According to the data obtained by literature screening, semi-structured

interview form was prepared. The interviews were made with 24 adults.

The views of the adults obtained by the study were examined by taking

the order in the interview form as basis and collected data are demonstrated

in tables using frequency and percentage graphics, and the results are

refined with comments.

vii

A brief summary of the study is given below:

The majority of the participants are composed of women.

The majority of the participants are composed of the persons between

the ages of 25 and 44, who are economically active.

The majority of the participants are married.

The majority of the participants are graduates of primary school.

The majority of the participants are housewives.

The majority of the participants do not have any monthly net average

income.

The majority of the participants live in flats which belong to them.

The majority of the participants have nuclear family structure.

The number of persons in the families of the majority of the

participants is 4. None of the adults participated in the course do not live on

their own.

The majority of the participants got familiar with the course by the

Public Education Center.

The majority of the participants attended the course in order to

contribute to the economies of their families.

21 out of 24 adults who participated in the course started silkworm

raising at the end of the course.

The basic two problems that the participants encountered at the end of

the course during production are “lack of adequate area for silkworm raising”

and “lack of adequate mulberry leaves for silkworm raising”.

The majority of the participants state that silkworm raising course has

an economic impact for their incomes.

The two fundamental economic and social benefits of the course are

its impact for the household incomes of the participants and its use for the

housewives to spend their leisure time.

The majority of the participants state that the course was interesting

and the course met their expectations and needs.

The majority of the participants made recommendations with a view to

have a better course in terms of its benefits for the participants. The most

viii

remarkable of these recommendations is “to make use of silkworm cocoon as

weaving”.

ix

İÇİNDEKİLER Sayfa No

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI ................................................................. i

ÖNSÖZ ........................................................................................................... ii

TEŞEKKÜR..................................................................................................... ii

ÖZET ............................................................................................................. iv

ABSTRACT .................................................................................................... vi

İÇİNDEKİLER ................................................................................................ ix

ÇİZELGELER LİSTESİ ................................................................................. xii

ŞEMALAR LİSTESİ ..................................................................................... xiii

BÖLÜM I ......................................................................................................... 1

GİRİŞ .............................................................................................................. 1

Problem .................................................................................................. 1

Araştırmanın Amacı ................................................................................ 9

Araştırmanın Önemi ............................................................................ 10

Araştırmanın Sınırlılıkları ...................................................................... 10

Tanımlar ............................................................................................... 11

Kısaltmalar ........................................................................................... 12

BÖLÜM II ...................................................................................................... 13

KAVRAMSAL ÇERÇEVE ............................................................................. 13

Kırsal Kalkınma .................................................................................... 13

Kırsal Alan ve Kırsal Kalkınma ..................................................... 13

Kırsal Kalkınmanın Amaçları ........................................................ 17

Türkiye’de Kırsal Kalkınma Uygulamaları .................................... 17

Planlı Dönem Öncesi ................................................................... 18

Planlı Kalkınma Dönemi ............................................................... 21

AB Uyum Sürecinde Kırsal Kalkıma ............................................. 26

Tarım Stretejisi (2006-2010 .......................................................... 26

Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013 ....................... 27

Kırsal Kalkınma Planı (2010-2013 ............................................... 30

Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ............................................... 30

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma

Programı(IPARD) ......................................................................... 31

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu ........................ 32

x

Yetişkin Eğitimi .................................................................................... 34

Yetişkin Eğitimi Kavramı .............................................................. 34

Yetişkin Eğitimini Gerekli Kılan Nedenler ..................................... 35

Yetişkin Eğitiminin İlkeleri ............................................................. 36

Türkiye’de Yetişkin Eğitimi ........................................................... 37

Yetişkin Eğitimi Kurumu Olarak Halk Eğitimi Merkezleri ............. 39

Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi ................................................... 41

Türkiye’de İpek Böceği Yetiştiriciliğinde Kozabirlik’in Rolü ........... 43

Araştırma Yapılan Bölge İle İlgili Bilgiler ....................................... 44

İlgili Araştırmalar ................................................................................... 46

BÖLÜM III ..................................................................................................... 49

YÖNTEM ...................................................................................................... 49

Araştırmanın Modeli ............................................................................. 49

Çalışma Grubu ..................................................................................... 50

Verilerin Toplanması ............................................................................. 50

Görüşme ...................................................................................... 50

Verilerin Analizi ..................................................................................... 51

BÖLÜM IV ..................................................................................................... 52

BULGULAR VE YORUM .............................................................................. 52

Kişisel Bilgiler İle İlgili Bulgular ............................................................. 52

Cinsiyet ........................................................................................ 52

Yaş Değişkeni .............................................................................. 53

Medeni Durum ............................................................................. 53

Eğitim Durumu ............................................................................. 54

Çalışma Durumu .......................................................................... 55

Gelir Durumu ................................................................................ 56

Konut Durumu .............................................................................. 57

Aile yapısı .................................................................................... 57

Aile Kişi Sayısı (Büyüklüğü) ......................................................... 58

Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle İlgili

Bulgular ................................................................................................ 59

xi

BÖLÜM V ..................................................................................................... 71

SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................... 71

Sonuçlar ............................................................................................... 71

Kişisel Bilgilere İlişkin Sonuçlar .................................................... 71

Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle

İlgili Sonuçlar ................................................................................ 72

Öneriler ................................................................................................. 74

KAYNAKÇA ................................................................................................ 76

EKLER ....................................................................................................... 83

EK 1. Üreticilere Ücretsiz Olarak Dağıtımı Yapılan İpek Böceği Tohumu

Dağıtım Listesi ve Tohum Örneği ile Doğrudan Destekleme Ödemesi

Dilekçe Örneği ...................................................................................... 84

EK 2. Araştırma Bölgesi ile İlgili Fotoğraflar ......................................... 86

EK 3. Görüşme Formu .......................................................................... 87

xii

ÇİZELGELER LİSTESİ Sayfa No

Çizelge 1. 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı İstatistikler Kurslar- Faaliyetler .... 41

Çizelge 2. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı (01.09.2012-31.08.2013) Açılan

Kurslar ......................................................................................... 42

Çizelge 3. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Kurs Dışı Etkinlikler .................... 42

Çizelge 4. 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Faaliyetler ( HEM Otomasyona

İşlenen ve Katılım Belgesi Çıkarılan Faaliyetler ........................... 42

Çizelge 5. Görüşülenlerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı ................................ 52

Çizelge 6. Görüşülenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı ...................................... 53

Çizelge 7. Görüşülenlerin Medeni Durumuna Göre Dağılımı ........................ 53

Çizelge 8. Görüşülenlerin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı .......................... 54

Çizelge 9. Görüşülenlerin Çalışma Durumuna Göre Dağılımı ....................... 55

Çizelge 10. Görüşülenlerin Gelir Durumuna Göre Dağılımı .......................... 56

Çizelge 11. Görüşülenlerin Konut Durumuna Göre Dağılımı ........................ 57

Çizelge 12. Görüşülenlerin Aile Yapısına Göre Dağılımı .............................. 57

Çizelge 13. Görüşülenlerin Aile Kişi Sayısına Göre Dağılımı ........................ 58

Çizelge 14. Görüşülenlerin Kursdan Haberdar Olma Durumlarına Göre

Dağılımı ........................................................................................ 59

Çizelge 15. Görüşülenlerin Kursa Katılma Nedenleri .................................... 60

Çizelge 16. Görüşülenlerin Kurs Bitimi Üretime Geçme Durumu .................. 61

Çizelge 17. Üretime Geçenlerin Üretimde Karşılaştıkları Problemler ............ 62

Çizelge 18. Kursun Ekonomik Katkı Durumu ................................................ 64

Çizelge 19. Kursun Yörede Yaşayan Halkın Ekonomik ve Sosyal Yaşamına

Katkı Durumu ............................................................................... 65

Çizelge 20. Kursun İlgi, İhtiyaç ve Beklentiyi Karşılama Durumu .................. 67

Çizelge 21. Daha Yararlı Olması için Neler Yapılmalı Durumu ..................... 68

xiii

ŞEMALAR LİSTESİ Sayfa No

Şema 1. Kozabirlik Teşkilat Şeması .............................................................. 43

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Bu bölümde araştırmanın; problemine, amacına, önemine,

sınırlılıklarına ve araştırmayla ilgili tanımlara ve kısaltmalara yer verilmiştir.

Problem

Kırsal kalkınma kavramı çoğu kez, kırsal gelişme, kırsal büyüme ve

kırsal değişme kavramlarıyla eş anlamlı olarak kullanılmıştır(Türkiye

Belediyecilik Derneği,1999). Kırsal kalkınma, temel köy birimlerini ya da köy

insanını harekete geçirmek, beklendik değişmeyi, ekonomik açıdan, kültürel

açıdan kalkınmayı sağlamayı amaçlamaktadır (Geray,2006). Bir başka

anlatımla kırsal kalkınma; “kırsal alanda, sürdürülebilir doğal kaynak

kullanımını esas alarak, bir taraftan kırsal kesimin gelir düzeyinin ve yaşam

kalitesinin yükseltilmesi yoluyla gelişmişlik farklarının azaltılmasını

amaçlayan, diğer taraftan çevresel ve kültürel değerlerin korunmasını ve

geliştirilmesini gözeten, yerelde farklılaşan sosyal, kültürel ve ekonomik

özellikleri, ihtiyaçlar, potansiyelleri ve dinamikleri dikkate alarak çok sektörlü

yaklaşımla planlanan faaliyetler bütünü olarak kabul edilmektedir” (Devlet

Planlama Teşkilatı, 2007).

Türkiye’de 1960’lı yıllardan sonra hazırlanan kalkınma planlarında kırsal kesimin sorunlarını çözmek için bazı kararlar alınmıştır. Konu, 1970’li yılların ikinci yarısından sonra daha sık gündeme gelmeye başlamış ve kırsal kalkınma terimi ile ifade edilmiştir. Çünkü bu dönemde kırsal kesimden şehirlere yapılan göçler artmış ve şehirlerde çözülmesi güç sorunlar ortaya çıkmıştı. Kırsal kesim ise hızla tenhalaşmış ve buralardaki zengin doğal kaynaklar atıl duruma düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır (Kadıoğlu,2012).

Kırsal ve tarımsal gelişmenin odağında daima insanın bilgiyi geliştirme,

işleme, yayma, paylaşma ve kullanmadaki etkinliği vardır. Küresel kapitalizm

ve hızlı sanayileşmenin kıskacındaki dünyamızın durumu, yaşamın kendisini

2

insani değerlerle yeniden şekillendirilmesini zorunlu kılmaktadır. Kırsal

kesimdeki çalışanlar emeklerinin gerçek değerini alamamakta, küresel

politikalar kırsal alanları fakirleştirmektedir. Buna bağlı olarak köyler ve kırsal

alandaki tarımsal işletmeler boşalmaktadır. Tarımla uğraşan insanlara, bu

uğraşlarında yararlanacakları bilgi ve becerileri kazandırmak bir zorunluluk

haline gelmektedir(Bilir, 2011).

Yetişkin öğrenenler, yeni öğrenmelerini mevcut bilgileri ve deneyimleri

üzerine temellendirirler. Kendi amaçları için öğrenmeyi uygun hale getirir ve

amaçlarıyla bağlantılandırırlar. Öğrenme, öğrenen tarafından başlatılır ve

öğretmenin rolü ise, öğrenmenin meydana geleceği ortamı sağlamaktır

(Tusting, ve Barton, 2011).

Muğla İli’nin Köyceğiz İlçesi’nde yıllar öncesinde koza üretimi yapıldığı,

yapılan zirai keşifler sonucunda ortaya çıkartılmış ve yardımcı bir tarımsal

üretim kolu olarak tekrar üretim yapılmasına adım atılmıştır. Fazla bir yatırım

gerektirmeyen ve 35- 40 günlük bir uğraş sonucunda üreticiye gelir getiren bu

tarımsal üretim, yörenin yeniden ipek sektöründe yer almasını ve bölgede

kırsal kalkınmanın oluşmasını sağlamıştır. İpek böcekçiliğinde kaliteli koza ve

yüksek verim elde etmenin ilk şartı ise sağlıklı ipek böceği yetiştirmektir.

Buna bağlı olarak yetişkin eğitiminde etkin rol oynayan Halk Eğitimi

Merkezince bölge halkına ipek böceği yetiştiriciliği kurs açılmıştır.

Türkiye’de yardımcı bir tarımsal faaliyet olarak yapılan, aile fertlerinin

emeklerinin değerlendirilmesinde ve kırsal alanda gizli işsizliğin

önlenmesinde önemli olan, ancak son yıllarda düşüş yaşayan ipek böceği

yetiştiriciliği 1500 yıldan beri yapılmaktadır. İpekçiliğine dair her ülkede bazı

bilgiler vardır. Bu bilgiler incelendiğinde ortak kanı doğu ülkelerinden batıya

yayıldığı şeklindedir. Doğu ülkeleri ipeği kendilerinin bulduklarını söylerlerken

batı ülkeleri ise ipeğin sanat bakımından layık olduğu değerin kendileri

tarafından verildiğini göstermeye çalışırlar. Tekstil malzemeleri içinde çok asil

bir görüntüsü olan ipeğin bu güne kadar yerleşmiş bir kanıya göre, M.Ö. 3000

yıllarından ve Çinliler tarafından bulunduğu söylenir. Ancak insanlar için

harikulade bir buluş olan bu malzemenin tekstilde ilk kullanımının hangi koza

3

cinsinden olduğu ve bunu ilk bulanların gerçekten Çinliler mi olduğu kesin

bilinmez (İmer, 2005). İpeğe dair en eski bilgiler ise Çin kitaplarında

görülmekte olup bütün ipekçilik kitapları, ipeğin ilk önce Çin’de kullanıldığını

yazarlar. İpeğin rivayete göre Çin’den çıkışı Hotan Eyaleti hakanının Çin

prensesi ile evlenmesi sonucu, Çin Prensesi saçlarının arasında ipek böceği

tohumlarını taşımış ve böylelikle ipekböcekçiliği saklı bulunduğu Çin’den ilk

çıkışını gerçekleştirmiştir. Hotan’dan sonra ipekböcekçiliğinin yavaş yavaş

İran’ın doğusuna doğru yayılmaya başladığı anlaşılmaktadır. Gerek Tatarlar

gerekse Hint ve İranlı tüccarlar tarafından ipek batıya doğru yayılmaya

başlamış ve İstanbul’a ulaşmayı başarmıştır. Fakat Bizans- Sasani

arasındaki gerginlik sonucu ipek ticareti zayıflamış bunun üzerine Bizans

Kralı, Asya’ya 2 rahip göndermiş ve bastonları içine koydukları ipekböceği

tohumları ile ipekböceğinin İstanbul’la buluşması tekrar sağlanmıştır. Bundan

sonraki dönemde ise Bizans’ta ipekböcekçiliği ve ipekli dokumacılık hızla

gelişmiş 9. Ve 10 yüzyıldan itibaren de Akdeniz’den İspanya, İtalya ve

Yunanistan’a yayılmaya başlamıştır (Kozabirlik, 2014).

İpek, tarih sayfasında çok önemli bir ticaret yolu olan “İpek Yolu”na da

ismini vermiştir. 400 yıl boyunca Çin’i yöneten Büyükhan Sülalesinin (M.Ö.

206- M.S. 220) bir elçisi olan ünlü zengin Zhan Quian, Hindistan’dan Çin’e

yıllarca yolculuk yapmıştır. Bu yolculuklar sırasında keşfettiği geçitlerden,

geçtiği yollardan daha sonra ipek yüklü kervanlar göndermiştir. Zhan Quian,

Takla Makan çölü eteklerinde dolaşarak Karakum geçitlerini aşıp,

sonralarında efsanevi İpek Yolu kervanlarının geçeceği zorlu yolları kat

ederek Hindistan’a ulaşmıştır(Taşkın, 2013). Zamanla Çin’i, Orta Asya’dan

batıya bağlayan bu kervan yoluna en çok taşınan ticaret eşyası ipek olduğu

için ipek yolu adı verilmiştir. “‘İpek Yolu’ ismi, XIX. Yüzyılın sonralarına doğru

kullanılmaya başlanmıştır ve bunu ilk defa Alman coğrafyacı ve jeolog Baron

F. Von Richthofen 1877 yılında yayınladığı “Çin” adlı eserinde kullanmıştır”

(Eğri, 2012). “Çinliler bu yolu hiçbir zaman bu adla anmamıştır” (Kırpık,

2012). “İpek yolun geçtiği bölgeleri ve bu bölgelerde oluşan zengin şehirleri,

bir taraftan Roma ve Part İmparatorluğu, diğer taraftan Çin ve Hun

İmparatorluğu hâkimiyetleri altına almak için savaşmışlardır”

(Bedirhan,1998). Bizans’ın yıkılmasından sonra Avrupa devletleri bu ticaret

4

yoluna alternatif olarak yeni yollar denemiş ve Ümit Burnu’nun aşarak yeni bir

yol bulduklarında bu tarihi ipek yolu önemini kaybetmiştir. Günümüz de ise bu

tarihi ipek yolu yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır ve birçok turizm

şirketlerince de gezi güzergâhı olarak gezi programlarında yerini almaktadır.

İpek, ipekböceği larvalarının koza örmek için salgıladıkları, parlak ve çok ince bir teldir. Bu teller bir araya getirilerek ipek iplikleri elde edilir. İpek, kolay boyanabilen, yumuşak ve dayanıklı bir ip olması nedeniyle tarih boyunca çok kıymetli bir dokuma hammaddesi olmuştur. Üretimle ilgili aşamalar; dut ağacının yetiştirilmesi, ipekböceği tohumu ve yaş koza üretimi, kozadan iplik çekilmesidir. İpeğin birçok çeşidi vardır; bunların ırkı, cinsi ve özellikleri farklı olduğu gibi üzerinde beslendiği ağaç cinsleri de farklıdır. Salgısından ipek elde edilen Bombyciade ailesi ile Saturnidae ailesine mensup ipek böceği cinsleri içinde en kalitelisi, Çin’de kültür edilmiş dut ağacından yetişen beyaz ırk, hakiki ipek böceği denilen “Bombyx Mori L” cinsidir (İmer, 2005).

Dünya’da ipek böceği yetiştiren önemli ülkeler Çin, Hindistan,

Türkmenistan, Brezilya, Özbekistan, Tayland ve İran’dır. Özellikle Çin ham

ipek üreticiliği ve pazarlamasında dünyada ilk sırada yer alırken, önemli

düzeyde ipek tüketimi yapan ülkeler ise Amerika Birleşik Devletleri, İtalya,

Japonya, Fransa, Almanya, Birleşik Arap Emirlikleri, Hindistan, Çin Büyük

Britanya ve Kore’dir (International Sericultural Commission, 2013).

İpekböcekçiliğinin Türkiye’deki yeri ve önemi de çok büyüktür. Şöyle ki;

Küçük aile işletmelerinde yaprak kesme ve taşıma işçiliği hariç tüm

faaliyetler, yaşlı, özürlü ve çocuk gibi emeğini diğer tarımsal

alanlarda değerlendirme olanağı bulamayan aile fertlerince

yapılabilmektedir.

Kırsal alanda gizli işsizliğin önlemesinde etkisi çok büyüktür.

Kısa zamanda yüksek gelir sağlaması açısından ekonomik katkısı

çok değerlidir.

5

Tarımsal gelirin dengeli dağılmasında önemli derecede etkili

olmaktadır.

İpekböcekçiliğinden elde edilen gelir, üreticinin paraya en çok

gereksinim duyduğu, tarımsal üretim için girdilerin temin edilmesinin

zorunlu olduğu bir dönemde, üreticinin en büyük yardımcısıdır.

Yaş koza ürününün 35-40 gün gibi çok kısa bir zamanda elde

edilmesi, pazarının hazır olması ve satışının peşin para ile yapılması,

üreticinin diğer tarım ürünlerinin üretimine geçişini de olumlu yönde

etkilemektedir.

İpekböcekçiliği, dut ağacının yetiştiği her yerde yapılabilmektedir.

İpekböcekçiliğinin evlerde yapılması, çiftçinin evine dezenfeksiyonun

girmesini, bakım, onarım ve temizliğe önem verilmesini ve işbölümü,

zaman gibi kavramların yerleşmesini sağlamaktadır.

İpekböcekçiliği, yan uğraş dalı olarak tarımsal geliri artırırken, son 30

yıldan beri ipek halı ihracatı da, ülkemizin döviz getiren

kaynaklarından biri olmuştur (Karaca, 2008).

Türkiye’de üretilen ham ipeğin tamamına yakını ipek halı

dokumacılığında, çok az bir bölümü de giyim-kuşam, ev eşyaları, nakış-dikiş,

ameliyat ipliği olmak üzere iç piyasada tüketilmektedir. İpekböcekçiliği

sektöründe yaş koza üretiminden ipek halı pazarlamasına kadarki üretim

işlemlerinde yaklaşık 500.000 kişiye istihdam imkânı sağlanmaktadır. Ayrıca

aynı üretim aşamaları esnasında yaş kozanın ipek halıya dönüştürülmesi

sonucu yaklaşık 14 misli katma değer ortaya çıkmaktadır. Yani 1 kilogramı

30TL değerinde olan yaş koza, işlenip ipek halıya dönüştürüldüğünde 420TL

değeri ile pazara sürülmektedir (Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2014).

6

Ülkemizde bilimsel olarak ipekböcekçiliği Bursa İpekböcekçiliği

Araştırma Enstitüsünün kuruluş tarihi olan 1888 yılı ile başlamıştır. Bu

başlangıcın mimarı ise Fransa’ya tarım eğitimi için giden Kevork

Torkomyan’dır. Torkomyan eğitimi sonrası Bursa’ya gelerek İpekböcekçiliği

Enstitüsünü kurmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında 859 sayılı

İpek Böceği ve Tohumu Yetiştirilmesi ve Muayene ve Satılması Hakkında

Kanun’la Türkiye’de tohum üretimi, ipekböceği bakım ve besleme ile ilgili

hususlar hukuki teminat altına alınmıştır. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra,

Atatürk’ün “ kooperatif yapmak, zekâ ve maharetleri, maddi ve manevi güçleri

birleştirmektir”(1931, İzmir Ticaret Odası konuşması) sözünden hareket

edilerek ülkemizde koza üretimini korumak ve arttırmak amacıyla 1940

yılında Bursa, Bilecik ve Adapazarı’nda ilk kooperatifler kurulmuştur. Birlikten

kuvvet doğar ilkesiyle bu kooperatifler birleşerek 11 Mayıs 1940 tarihinde

S.S. Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini kurmuşlardır. (Kozabirlik,

2014)

Tohum Üretim İşletmesi 1963 yılında, ülkemizde yetiştirilen yerli ırk

ipekböceğinin verimliliğinin düşüklüğü ve çeşitliliği hastalıklara karşı

dayanıksız olması sebebiyle Kozabirlik bünyesinde kurulmuştur. Hastalıklara

karşı dayanıklı, kutu başına verimliği yüksek olan ipekböceği tohumunun

üretilmesi bir Japon firması ile işbirliğine gidilerek sağlanmıştır. Ülkemizin

ihtiyaç duyduğu ipekböceği tohumları bu tarihten itibaren Kozabirlik

bünyesinde faaliyet gösteren Tohum Üretim İşletmesince üretilmektedir.

Ülkemiz bu bağlamda dünyada kendi tohumunu üretebilen birkaç ülkeden

biridir. Kozabirlik 1980 yılında dönemin en modern Japon teknolojisi ipek

filatür ve bükme fabrikasını kurmuştur. Ancak Çin’in 1990’lı yılların başında

çok ucuz fiyatlarla ipek ipliği satmaya başlaması ile rekabet edemez duruma

gelmiş ve 1995 yılında kapatılmıştır. (Kozabirlik,2014)

Türkiye’de koza üretimini arttırmak ve üreticiyi koruyarak teşvik etmek

suretiyle sektörde önemli rolü olan Kozabirlik tarafından 2009 yılında kurulan

koza çekim tesisi ile sektörün yeniden canlanmasında önemli katkıda

bulunmaktadır. Ayrıca yurt içinde üretilen kozaların bu tesisde işletilmesi

7

sağlanarak, yurt dışına bağımlılığın azaltılmasında da etkili olmuştur ( Top,

2011).

Yaş koza üretiminde dünya rekoltesinin yaklaşık %80’ini oluşturan Çin,

Hindistan ve Özbekistan’da son yıllarda üretimde meydana gelen azalmalar,

ipek ipliğinin kullanım alanlarının önceki yılara göre artması nedeniyle 1990’lı

yılların başında başlayan ve 2000-2001 yıllarında ham ipek ipliği

fiyatlarındaki artış eğilimi dikkate alınarak ülkemizde yaş koza üretimi

faaliyetlerine tekrar hız kazandırılmıştır (Kozabirlik,2014). “İpek üretiminin

geçirdiği birçok merhaleye fiyat ve üretim dalgalanmalarına rağmen her

devirde değerli bir madde olarak kıymetinden hiçbir şey kaybetmeyecek bir

üründür. Esneme özelliği, yumuşaklığı, parlaklığı, sağlıklı oluşu ile tabi ipek

suni ve sentetik ipeklerin yanında değerini koruyacaktır” (Altun, 2007). Bu

bağlamda Bursa, Bilecik, Adapazarı, Eskişehir ve Alanya bölgelerinde ki

kooperatifler bölgelerinde üretimi yaymaya çalışmışlardır.

Ülkemizde ipek böceği yetiştiriciliği ile geçimini sağlayan birçok bölge

vardır. Muğla bölgesi de bunlardan bir tanesidir. Muğla yöresinin

ipekböcekçiliğinin temeli olan dut ağacı yetiştirilmesine elverişli bir yer olması

onun yapılmasına ortam hazırlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Muğla’nın

kapalı bir ekonomiye sahip olması ve aile içi üretimin yaygın olması;

1950’lerden sonra ise sosyo-ekonomik gelişmelerin getirdiği değişimler

nedeniyle devletin bu işi desteklemesine rağmen, Muğla’da ipekböcekçiliği ve

ipekli dokumacılık aile uğraşısı olmanın ve kişisel ihtiyaçların giderilmesine

yönelik üretim yapılmasının ötesine gidememiştir (Çolak, 2002). Son

dönemde ise yapılan ziraai araştırmalar sonucunda yeniden üretim ve bu

üretime destek söz konusu olmuştur. Muğla Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl

Müdürlüğü, Muğla bölgesinde bu bağlamda çalışmalar başlatmıştır.

Bunlardan bazıları Marmaris- Orhaniye, Milas-Kızılıağaç ve Köyceğiz-

Pınarköy’dür. Bu çalışmalardan öne çıkanlardan bir tanesi olan Pınarköy

çalışması özellikle kırsal bölgede kalkınmanın sağlanması açısından çok

önemli bir adım niteliğindedir.

8

“Avrupa Birliği, birlik için hiçbir ekonomik önemi olmamasına rağmen

ipekböcekçiliğine destek vermektedir. Ülkemizde ipekböcekçiliğine verilen

destekler ise, ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozalarını satışında

üreticilere doğrudan destek ödemesi yapılması şeklindedir (Hemdil, 2010)”.

Ülkemizde İpek böceği yetiştiriciliğinde öncü kuruluş olan Kozabirlik

ücretsiz tohum dağıtımı ve yaş ipek böceği kozalarını satışında üreticilere

doğrudan destek ödemesi yapmaktadır. ( EK-1) Verilen bu desteklerle

birlikte, Köyceğiz İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından 2008

yılında başlatılan ipekböceği yetiştiriciliğinin geliştirilmesi ve

yaygınlaştırılması projesi halen devam etmektedir. Proje Köyceğiz ilçesi

Pınar Köyünde yapılmaktadır. Projenin bu köyde uygulanmasında, yörede

dut ağaçlarının yoğun, zirai ilaçlamanın az olduğu, yörenin iklim ve fiziki

durumu, bitki örtüsü ve yörede yaşayanların gelir durumu göz önünde

bulundurulmuştur. (Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü,

2013). Köyceğiz İpekböcekçiliği, tarihi ve kültürel bir değer olmanın yanında

35-40 gün gibi kısa bir sürede ürüne dönüşerek, gelir getiren ve ailede genç

yaşlı herkesin emeğinin değerlendirildiği tarımsal bir üretimdir. İşsiz oranının

çok yüksek olduğu ülkemizde yeni iş imkanları yaratmak için

ipekböcekçiliğinin desteklenmesi gerekmektedir. Zira kozanın, ipek kumaşa

dönüşümüne kadar yoğun bir işgücüne ihtiyaç vardır. (Taşlıgil,1996) Bu

yönüyle Pınar Köyü potansiyel bir ipek böceği üretimine uygundur. İlçe Gıda,

Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü bu potansiyeli değerlendirmek amacıyla,

yapılan bu gözlem ve ön değerlendirme çalışma sonucu Köyceğiz Halk

Eğitimi Müdürlüğü ile yörede ipekböcekçili kursu açmıştır.

Açılan bu kurslar, yörenin doğal yapısını koruyarak, yöre halkının

sosyal, kültürel ve ekonomik yönden kalkınmasına yöneliktir. Yörede ki bu

çalışmaları ve gelişimi gören Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli

Komitesi, 2011 yılı 2. Yürütme Kurulu Toplantısı’nın Muğla’nın Köyceğiz

İlçesi’nde yapmıştır. (Türkiye Odalar Borsalar Birliği,2011)

9

Nüfusun önemli bir kısmının kırsal alanlarda yaşadığı ve nüfusun kente

oranla daha az gelişmiş olduğu Türkiye’de de tüm dünyada ve özellikle

gelişmekte olan ülkelerde kırsal kalkınma önemli bir konu olmaya devam

etmektedir. Kırsal alanların kalkınması, bölgeler arası ekonomik, toplumsal,

kültürel gelişme farklılıklarının giderilmesini amaçlayan politikalarla iç içedir.

Bu bağlamda Türkiye’de kırsal alana yönelik politikalarla kalkınmada öncelikli

yörelerin kalkındırılarak bölgeler arasında gelişmişlik farkının zaman içinde

azaltılması ve ulusal bir bütünleşmenin sağlanması hedeflenmektedir. Bu

anlamda Türkiye’de kırsal alanların kalkındırılmasına yönelik çalışmalar,

kurulduğundan bu güne kadar sürekli gündemde olmaktadır (Ökten ve

Çeken, 2008). Buradan hareketle, kırsal bir bölge olan Pınar köyü, verilen

ipekböceği yetiştiriciliği eğitimleri ile kırsal bir kalkınmanın içinde

bulunmaktadır.

Bu araştırmanın problemi Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve

Hayvancılık Müdürlüğü ile Muğla Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi

Müdürlüğü’nün yetişkin eğitim bağlamında açtığı ipekböceği yetiştiriciliği

kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne olduğunun incelenmesidir.

Araştırmanın Amacı

Araştırmanın temel amacı; Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve

Hayvancılık Müdürlüğü’nün desteği ile Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nce

açılan “İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne

olduğunu incelemektir. Bu temel amaca ulaşabilmek için aşağıdaki sorulara

yanıt aranacaktır.

1. İpek böceği yetiştiriciliği kursunun açılmasındaki temel amaçlar

nelerdir?

2. Kursa katılanların demokrafik özellikleri ve sosyo-ekonomik

düzeyleri nasıldır?

3. Açılan kursun yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal

yaşamına katkısı var mıdır?

10

4. Kursa hangi kurum ve kuruluşların işbirliği ile geliştirilmiştir. Bu

kurum ve kuruluşların kırsal kalkınmanın sağlanmasında ki rolü nedir?

5. Kursun bitiminde üretimi değerlendirmek için ne gibi faaliyetler

yapılmaktadır.

Araştırmanın Önemi

Dünya ekonomisi devamlı farklı üretim kanalları aramaktadır. Ya da

elde var olan üretimi daha da verimli hale getirmek için çalışmalar

yapmaktadır. Ülkemizde de birçok yeniden üretim çalışmaları yapılmaktadır.

Bu çalışmaların bir örneği de ipek böceği yetiştiriciliğidir. Muğla’nın Köyceğiz

İlçesi’nde Halk Eğitimi Merkezince açılan kurs bu çalışmanın bir parçasıdır.

Bu çalışma yapılırken yetişkinlere yönelik eğitimler verilmektedir. Bu

eğitimlerde ipek böceği yetiştiriciliğinde verimi arttırmak, üreticiye gerekli

bilinci vermek, yöre halkının ekonomik düzeyini yükseltmek, ipek böceği

yetiştiriciliğini bu bölge de yeniden canlandırmak, ayrıca bu bölgede

kaybolmaya yüz tutmuş bir değeri yeniden kazandırmak amaçlanmıştır.

Bu amaçlara ulaşmak için açılan, İpek Böceği Yetiştiriciliği kursu, kırsal

kalkınma göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme ile

elde edilen bulguların yeniden üretim ve kırsal alan çalışmalarına katkı

sağlayacağı düşünülmektedir.

Araştırmanın Sınırlılıklar

Araştırma ülkemizde ipek böcekçiliği yetiştiriciliği çalışmaları yürüten

birçok bölgeden sadece Muğla’nın Köyceğiz ilçesi ile sınırlıdır.

Araştırma Halk Eğitimi Merkezi ve Köyceğiz Gıda Tarım Hayvancılık

İlçe Müdürlüğü’nün ortaklaşa düzenlediği eğitim derslerine katılan yetişkin

üreticiler ile sınırlıdır.

11

Tanımlar

Kırsal alan: Ekonomik nitelikteki etkinliklerin ağırlıkla doğal kaynakların

değerlendirilmesine dayandırıldığı, yüzyüze ilişkilerin göreceli olarak daha

yaygın olduğu, yaşama kurallarının büyük ölçüde gelenek ve göreneklere

göre biçimlendiği, teknik ve teknolojik gelişmeler ile ekonomik, toplumsal ve

kültürel gelişmelerin daha yavaş ve dolayısıyla gecikmeli olarak gerçekleştiği

ortamlardır.

Kırsal kalkınma: Kırsal alanda yaşayan ve geçimini tarım sektöründen

veya benzer kırsal mesleklerden sağlayan birey ve toplulukların, daha iyi

yaşam koşullarına ulaşabilmeleri için sosyal, kültürel, ekonomik ve fiziki

gelişmenin sağlanması uğraşısıdır.

Yetişkin eğitimi: Kursa katılanlara gerekli bilgi, beceri ve davranışları

kazandırmak için örgün eğitimin yanında veya dışında onların ilgi, istek ve

yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişimlerini

sağlayıcı nitelikte olan, eğitim-üretim- rehberlik ve uygulama etkinliklerinin

tümüdür.

12

Kısaltmalar

AB: Avrupa Birliği

DPT: Devlet Planlama Teşkilatı

GTHB: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı

HEM : Halk Eğitimi Merkezi.

MEB: Milli Eğitim Bakanlığı

OECD: Organisation for Economic Co-operation and

Development(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü)

TKDK: Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu

UNESCO: United Nations Educational, Scientific and Cultural

Organization (Birleşmiş Uluslar Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu)

13

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde kavramsal çerçeve ve konu ile ilgili araştırmalara yer

verilmiştir. Kavramsal çerçeve bağlamında; kırsal kalkınma ve yetişkin eğitimi

üzerinde durulmuştur.

Kırsal Kalkınma

Kırsal Alan ve Kırsal Kalkınma

Türkiye’de kırsal alanlar, değişik araştırmacılar tarafından nüfus

durumu, coğrafi konum, yönetsel biçim gibi kriterler dikkate alınarak farklı

şekillerde tanımlanmaktadır.

Kırsal alanlar, kırsal kalkınma faaliyetlerinin gerçekleştirileceği

alanlardır. Dolayısıyla kırsal kalkınma kavramını açıklayabilmek için öncelikle

kırsal alanların tanımının yapılması gerekmektedir. Ancak ülkeden ülkeye

değişiklik gösteren ekonomik yapı, coğrafya, çevre ve nüfus gibi parametreler

endeniyle kırsal alan kavramının standart bir tanımının olduğu söylemek

oldukça güçtür. Kırsal alanlar basit ve genel bir tanımla kentsel alanlar

dışında kalan alanlar olarak nitelendirilebilir. Bu alanlar, çoğu zaman tarım ve

ormancılığın temel faaliyet olduğu ama bunun yanında turizm, küçük ve orta

ölçekte sanayini ve el sanatları givi diğer iktisadi faaliyetlerin de önemli

olduğu, üzerinde insanoğlunun köy, pazar gibi sosyal yapılar yükselttiği,

ekolojik açıdan değerli ve kentli insanlarla da sürekli etkileşim halinde olunan

mekanlardır (Kolukırık, 2010).

14

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2010-2013 Kırsal Kalkınma

Planı’nda ise kırsal alan şöyle geçmektedir:

Fiziki coğrafyanın kırsal ve kentsel alan olarak olarak tasnif edilmesinde esas alınan kriterler yayımlanan istatistik türlerine göre değişen bir husustur. Bu nedenle diğer ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de farklı kırsal alan tanımları kullanılmaktadır. Ülkeri birarada ve aynı kritere göre karşılaştırabilmek amacıyla uluslar arası kuruluşlarca standart tanımlar geliştirilmiştir. Bu tür tanımlardan, OECD tarafından geliştirilen ve AB tarafından da kullanılan kırsal alan tanımı en yaygın kullanılan tanımdır. Bölge tipolojilerinin berlirlenmesinde de kullanılan bu tanıma göre, idari sınırlar itibarıyla nüfus yoğunluğu kilometre kare başına 150 kişiden az olan yerler kırsal alan olarak kabul etmektedir (GTHB, 2010).

DPT, 2000 yılında yayınladığı “Kırsal Kalkınma Özel İhtisas Komisyonu

Raporu”nda kırsal alan tanımı ise şu şekilde yapmaktadır:

Kentsel yerleşmeler dışında kalan yerler diye nitelendirilebilecek, “kırsal alan” kavramı, aslında tanımlayıcı somut-nesnel öğeleri bulunan bir mekandır.

Kırsal alanda yaşam ortamı ve ekonomik aktiviteler, önemli ölçüde doğal üretim kaynaklarının kullanım ve değerlendirilmesine bağlıdır.

Ekonomik- toplumsal- kültürel gelişme süreci, göreli olarak yavaş işlemektedir.

Teknolojik gelişmenin yaşama ve üretime yansıma oranının, göreli olarak gecikmeli olduğu bir alan söz konusudur.

Gelenek ve törelerin, yaşam biçimini ve kurallarını etkileme gücü fazladır.

Yaşam biçimi ve tüketim kalıbı, görece gelenekseldir.

İnsan ilişkilerinde yüz yüzelik yaygındır.

“Kırsal kalkınma dünyanın hem gelişmiş hem de gelişmekte olan

ülkeleri tarafından yaygın olarak kabul gören bir kavramdır. Bununla beraber

evrensel anlamda kabul gören, herkesin ve her kesimin üzerinde hem fikir

olduğu bir kırsal kalkınma ayrımı veya tanımlaması yoktur. Bu kavram

geçmişten günümüze kadar farklı bakış açılarıyla ele alınmış, farklı amaçlarla

kullanılmış ve tanımlanmıştır” (Bakırcı, 2007).

15

DPT 2000 yılında yayınladığı “Kırsal Kalkınma Özel İhtisas Komisyonu

Raporu”nda kırsal kalkınma için birbirini tümleyen aşağıda ki tanımlamaların

yapılması mümkündür.

Kırsal kalkınma:

Ekonomik, toplumsal ve kültürel üç boyutu bulunan bir süreçtir.

Evrensel ölçütler, eşitlik ve denge (adalet) ilkeleri ile geliştirilmiş kırsal

yaşam düzeyidir.

Yerinde kalkınarak, kırsal toplumun ülke gelişmişliği ve refahından pay

almasıdır.

Kırsal emeğin üretken olduğu ve haklarını aldığı bir istihdam biçimidir.

Kaynaklara daha iyi ulaşım, refah ve gelirin dengeli paylaşılarak

geliştirilen yaşam düzeyidir.

Kırsal alanda yoksulluğun ve kötü beslenmenin yok edilerek beslenme

şartlarının iyileştirilmesidir.

Kırsal toplum yaşamının modernizasyonudur ve kent/kır ayrışımının

azaltılmadır.

Kırsal sayılan ortamların ekonomik kalkınmasıdır.

Kavramsal çerçevesi genelde kalkınma- gelişme, özelde ise kırsal

kalkınma olarak tanımlanmaya çalışılan bu sürecin, aşağıda belirtilen

hususlar çerçevesinde ilkesel temellerinin oluşabilmesi mümkündür:

Başta insan olmak üzere, doğal kaynakları, ekonomiyi, teknolojiyi,

yönetimi, hukuku ve siyaseti yakından ilgilendiren kırsal kalkınma, topyekun

kalkınmanın önemli bir boyutudur.

16

Kalkınmanın bütünselliği kapsamında ele alınamlı ve aynı nedenle bu

bütünün diğer öğelerini de gözetmek durumundadır.

Aynı yaklaşımla, yerel ve bölgesel ölçekte tasarlanacak kalkınma, ülke

kalkınması içerinde görülmelidir.

Kırsal alanda tüm zorluklarına rağmen asayişin sağlanması ve böylece

toplumun iş yerinde kendini emniyette hissetmesi sağlanmalıdır ve kırsal alan

toplumunun kendine güven duygusu geliştirilmelidir.

Kırsal alan toplumunun verimli üretme ve ürettiği malı pazarlama

vasıfları geliştirilmelidir.

Kırsal kalkınma, yanlızca tarımsal kalkınmayı değil aynı zamanada;

sanayileşme, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, barınma, ulaşım ve nihayetinde

istihdam alanlarında gelişmeyi kapsamaktadır.

Kırsala özgü koşullar, gereğince ve doğru analiz edilmelidir.

Çözümlenen koşullara göre gerçekçi modeller üretilmelidir.

Kırsal kalkınmanın, taşıdığı ekonomik ve toplumsal rol ve gelişme

potansiyeli bakımından ilk hareket noktası “tarım” olmalıdır.

Kalkınma için ikincil doğrultuyu; kırsalda konumlandırılmış tarıma

dayalı sanayi ile tarıma girdi üreten sanayi oluşturmalıdır.

Kalkınma süreci, gelir artışını ve refahı öngörmelidir.

Tüm bu süreçler, kırsal toplumun demokratik katılımlığı ile yaşama

geçirilmelidir.

Kalkınma; ekonomik, toplumsal, kültürel ve bu nedenlerle siyasal bir

süreç olduğundan, böylesi bir sürecin tasarlanması ve uygulanmasına ilişkin

17

politika ve araçların seçiminde, siyasal tercihlerin önemi gözönünde

bulundurulmalıdır.

Kırsal Kalkınmanın Amaçları

“Kırsal kalkınmanın evrensel amacı, dezavantajlı kırsal nüfusun gelirini

arttıracak ekonomik ve sosyal koşulların kırsal nüfusla birlikte hazırlanması

olarak tanımlanabilir” (Dağ, 2007).

Bir başka ifade ile “kırsal kalkınmanın temel hedefleri kırsal nüfusun

içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve kültürel koşullardan ayrı

düşünülmeyecektir. Bu kapsamda kırsal kalkınmanın ana amacı kırsal

bölgelerde yaşayanların yapısal özelliklerini de göz önünde bulundurarak,

karşı karşıya oldukları sorunları çözmek; bu kesimin refah ve gelir düzeyini

attırarak, emeğinin hakkını, ürününün değerini almasını sağlamak yoluyla

kırsal alanlarda ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasıdır” (Geray,

1999).

Türkiye’de Kırsal Kalkınma Uygulamaları

Türkiye’de kırsal alanların kalkındırılması ve kırsal nüfusun yaşam

koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar, Cumhuriyet’in kuruluş

yıllarına kadar gitmektedir. Cumhuriyet’in kuruluşu ile başlayan modernleşme

ve çağdaşlaşma hareketleri tarımda ve kırsal kesimde kalkınma çabalarında

da etkisini göstermiştir. Bu anlamda Türkiye’de kırsal kalkınma çalışmallarını

genel olarak Planlı Dönem Öncesi ve Planlı Dönem sonrası olarak iki ana

döneme ayırabiliriz (Ökten ve Çeken, 2008). Buna göre;

18

Planlı dönem öncesi

Cumhuriyet’in ilk yıllarını kırsal kalkınma açısından bir enkaz kaldırma

ve yeniden düzenleme dönemi olarak değerlendirmek mümkündür.

Cumhuriyet döneminin devraldığı neredeyse işlemez duruma gelmiş tarımsal

yapı, Cumhuriyet dönemi yöneticilerinin öncelikli sorunları arasında yer almış,

bu dönemde tarımsal üretim Osmanlı döneminde olduğu gibi merkezi

ihtiyaçların karşılanması presibinden farklı olarak tarımı bir ekonomik sektör

olarak ele alınması ve gelişminin sağlanması yoluyla genel ekonomik

gelişmenin önemli bir unsuru olmasına çaba gösterilmiştir (Bakırcı, 2007).

Planlı dönem öncesinde tarıma ve kırsal nüfusa verilen önemi, Ökten ve

Çeken (2008) şöyle açıklamaktadır.

Cumhuriyet’in kuruluşu ile başlayan modernleşme ve çağdaşlaşma hareketleri tarımda ve kırsal kesimde kalkınmanın çabalarında da etkisini göstermiştir. Nüfusun çok önemli bir bölümünün köylerde yaşadığı ve ekonominin ağırlıklı olarak tarıma dayandığı bu ortamda, tarımsal ve kırsal kalkınmanın ulusal kalkınamdaki rolü, kalkınmanın ve çağdaşlaşma çabalarında tarıma ve kırsal nüfusa özel bir önem verilmesini zorunlu hale getirmiştir (Ökten ve Çeken, 2008).

Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki kötü tabloyu değiştirmek için atılan

adımların ilki İzmir İktisat Kongresi’dir. Kongrede diğer sektörlerin yanında

dönemin en önemli sektörü durumundaki tarım sektörü ve kırsal nüfusun

sorunlarına ilişkin tartışmalar yapılmıştır. Kongre sonucunda çiftçi kesimiyle

ilgili varılan önemli kararlar aşağıdaki gibidir;

Aşarın kaldırılması,

Tekel idare ve sistemini kaldırarak tütün ekiminde sınırlamadan

vazgeçilmesi ve ticaretin serbest olması,

Tarımsal kredi sisteminin geliştirilmesi,

19

Tarım bölgelerini başlıca ihraç limanlarına bağlayacak demir ve kara

yollarınını yapılması,

Tarım makineleri ithalatında gümrük vergilerinin kaldırılması,

Tarım araç ve makineleri üretecek bir fabrikanın açılması ve bu

araçları onaracak elemanlar yetiştirilmesi,

Köylülere ziraatın çeşitli konularını uygulamalı olarak eğitecek

yayınların bastırılıp dağıtılması,

Okullarda genel konuların yanında ziraatın uygulamalı olarak

gösterilmesi, bunun için örnek çiftlik mahiyetinde ilkokulların açılması,

Silah altındakilere uygulamalı ziraat eğitiminin yapılması,

Ormanların korunarak ormancılığın geliştirilmesi (Abasov, 2007).

18 Mart 1924 tarihinde kabul edilen ve Cumhuriyet tarihinin ilk

kanunlarından biri olan 442 sayılı Köy Kanunu, kırsal alana yönelik ilk ve en

önemli yasal düzenlemedir. 442 sayılı Köy Kanunu, ilk kez bir bağımsız

organ olarak tanınmış ve bu yerleşim birimlerine idari bir kimlik kazandırmak

suretiyle onlara özel mülkiyet hakkı tanınması bakımından önemli olmuştur.

Köyler için hızlı bir kalkınma hamlesi öngören kanun, köy idaresinin kuruluşu,

organları, görevleri ve merkezi idareyle ilişkilerini çok açık ve anlaşılır bir

ifadeyle belirtmiştir. Yine bu kanunla Köy’ün tanımı yapılmış ve özellikleri

ortaya konulmuştur. Cumhuriyet Dönemini ileriki yıllarında da köy-şehir

arasındaki ayrımı yapmada temel bir doküman olan yasada köy: “ nüfusu iki

binden az, cami, okul otlak, yaylak, baltalık gibi ortamalanı bulunan ve toplu

veya dağınık evlerde oturan insanların bağ, bahçe ve tarlalarıyla

oluşturdukları yurtlar” olarak tanımlanmıştır (Bakırcı, 2007).

20

1930’lu yılların tarım ve kırsal kalkınmaya yönelik teşebbüslerinden biri

de 1938 de Ankara’da toplanan “1. Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi” teşkil

etmektedir (Bakırcı, 2007).

1950-1953 yılları arasında tarım sektörü hızla gelişme göstermiş ve

ekim alanı 14,5 milyon hektardan 18,8 milyon hektara çıkmış, tarımsal üretim

ise 1 kat artış göstermiştir. Bu dönemde uygulanan tarım politikaları olumlu

sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bunlardan bazıları; tarımsal kredilerin arttırılması

ve tarımda makineleşme ile tarım alanlarının genişletilmesi, destekleme

fiyatlarının yükseltilmesi ve tarımsal vergilerin düşürülmesidir. Ancak izlenen

bu politikalar sonucunda ithalatın büyük oranda serbest bırakılması ve

vergilerin kaldırılması ile dış ticaret açığı önemli derecede yükseltilmiştir.

Ortaya çıkan bu olumsuz durum karşısında serbest ithalat kararı iptal edilmiş

ve yeni bir gümrük vergisi uygulamasına 1953 yılında başlatılmıştır ( Bakırcı,

2007).

Bu dönemde kurulan halkevleri toplumun tüm kesimleri ile birlikte kırsal

nüfusun sosyal ve kültürel yönden gelişimineönemli katkılar yapmıştır. Bu

dönemde kırsal alana yönelik en önemli eğitim faliyeti 1940 yılında kabul

edilen yasa ile faaliyetlerine başlayan köy enstitüleridir. Köy enstitülerinin

amacı köylerin kalkınması için gerekli öğretmenleri yetiştirmek ve bu

öğretmenler sayesinde yurttaşlık haklarını kullanan, savunan çağdaş bir

toplum yaratarak köylüye modern tarım tekniklerinden marangozluğa,

müzikten hasta tedavisine kadar her konuda eğitim vermesi, bir anlamda

yerel lider aydınlar yetiştirilemsi ve böylece köylerin kalkınmasının

sorumluluğunun o bölgenin içinden yetişmiş aydın köylülere emanet edilmesi

hedeflenmiştir. Bu, hem geri kalmış bölgeleri toplumsal, kültürel ve ekonomik

olarak kalkındıracak hem de olası göç hareketlerini öneleyecek bir projedir.

Enstütüler bulundukları çevreye yönelik her türlü faaliyeti de katılım ve

sorumluluk ekseninde yürütmüştür. Kırsal kalkınmada, bununla birlikte

ülkenin kalkınmasında önemli bir araç olmuş ve Türkiye’de birçok aydının

yetişmesinde rol oynamış köy enstütüleri 1954 yılında kapatılmıştır. (Örnek,

2007)

21

Planlı Kalkınma Dönemi

1960’lı yollardan sonraki dönem; kalkınmanın planlı bir yaklaşımla

sağlanabileceği düşüncesinden hareketle, beş yıllık kalkınma planları

hazırlanması ve buna göre gelişme perspektiflerinin belirlenmesi nedeniyle

“planlı” dönem olarak tanımlanmaktadır (Bakırcı,2007).

Planların hazırlanması, uygulanması ve gerekli eşgüdümün sağlanamsı

amacıyla da 30 Eylül 1960 tarih ve 91 sayılı yasayla Devlet Planlama

Teşkilatı oluşturulmuştur. Planlı dönem ise fiilen 1963 yılında başlamıştır

(Abasov, 2007).

Planlı dönemin başlaması ile birlikte kırsal kalkınma çalışmaları Beş

Yıllık Kalkınma Planları’nda yer almaya başlamıştır. Dağınık kırsal yerleşim

dokusu, planlı dönemin başlaması ile birlikte kırsal kalkınmada dönüşüm

hedefine ulaşmanın önündeki en önemli engel olarak değerlendirilmiştir.

Özellikle I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yerleşim alanlarının dağınık ve

küçük birimler halinde olmasının köy kalkınmasını olumsuz etkileyeceği fark

edilmiş ve daha sonra kabul edilen planlarda da konu değerlendirilmiştir

(Doğanay,2002).

Beş Yıllık Kalkınma Planlarına, kırsal kalkınma bağlamında bakarsak;

I. Beş Yıllık Kalkınma Planında; genel olarak tarım ve toplum

kalkınmasını geliştirmek temel amaç olarak belirlenmiştir. Toplumsal

kalkınmayı öngören yönetimlerin kullanılacağı ve kırsal kesimde yaşayan

vatandaşların hayat standartlarının da bu yöntemler aracılığı ile arttırılacağı

belirtilmiştir. Gelir dağılımının düzeltilmesinde, toprak reformu,

kooperetifleşme ve adil vergileme yöntemlerinin kullanılması planlanmıştır.

Ayrıca desteklerin istisnai haller dışında nihai ürün yerine, üretkenliğin

arttırılması amacıyla girdilere verilmesi ilkesine uyularak yürütülmesi

kararlaştırılmıştır (DPT, 1962).

22

Türkiye’de toplum kalkınması uygulamaları I. Beş Yıllık Kalkınma Planı

ile başlamışsa da, 1969 yılında durmuştur. III. Beş Yıllık Kalkınma Planı

döneminde ise yöntem tamamen dışlanmıştır. Bu dışlamayı uygulamanın

başarısızlığı olarak görmemek gerekir. (Miser, 1994).

I. Beş Yıllık Kalkınma Planında da geçen “toplum kalkınması” kavramını

Miser 1999 yılında yazdığı makelesinde şöyle tanımlamaktadır;

“Halk eğitimi sistemi içinde yer alan kalkınma odaklı bir eğitim yönetimidir. Katılanların eylem içinde öğrenmesini öngördüğünden bir program olarak; insan davranışlarında yenileşmenin nasıl gerçekleştirilebileceğine ilişkin bir anlayış içerdiğinden bir yaklaşım olarak ve elbette, tüm bunlardan ötürü bir süreç olarak da anılır. Yöntemin süreç, yaklaşım ya da program olarak anılması, yanlızca içerdiği özelliklerden birinin vurgulanması anlamını taşımaktadır” (Miser, 1999).

II. Beş Yıllık Kalkınma Planında ise köy ve köylü sorunları adıyla bir

başlık bulunmaktadır. Bu başlık altında temel hedef ise ekonominin genel

yapısını tarımsal bir karekterden sanayi sektörünün hakim olduğu bir düzene

geçilmesi olarak belirlenmiştir. Bu planda da ilk plana benzer şekilde tarım ve

toplum kalkınması yöntemleri esas alınmıştır. Artan gelir ve refahtan, bugüne

kadar devam eden dengesizlikleri de giderici yönde ve sosyal adalet ilkesine

uygun olarak pay almalar sağlanacaktır. Köy sorunlarını çözmeye yönelmiş

tüm çalışmlar, köy topluluklarının özelliklerine ve gerçeklerine uygun olarak

yürütülecektir. Toplum yapısını kalkınmaya en elverişli ortamı yaratacak

yönde geliştirmek için çeşitli kamu kuruluşlarının çalışmalarında ortak ilkelere

bağlı kalınacağı belirtilmektektedir. (DPT, 1968)

III. Beş Yıllık Kalkınma Planı, merkez köy yaklaşımına ilk deyinen

kalkınma planıdır. Tarihsel olayların oluşturduğu; ekonomik, sosyal ve fiziksel

yerleşme dokusunun, gerek köy kalkınmasını, gerek milli kalkınma çabalarını

olumsuz yönde etkilediğinin dikkati çekilmiştir. Bu dağınık bir özellik gösteren

köy yerleşim düzeni içerisinde tarımsal hizmetlerin, çevredeki çiftçiye

seçilecek merkezi nitelikteki köylerden götürülmesi hedeflenmiştir. 3.

23

BYKP’de toplum kalkınması yaklaşımı doğrudan ele alınmamış hatta bu

yaklaşımdan uzaklaşıldığı görülmektedir. (DPT, 1974)

IV. Beş Yıllık Kalkınma Planında toplum kesimleri arasındaki gelir

dağılımını iyileştirmek; tarımsal gelişmeyle köylünün kalkınmasını bir tutarak

ve tarımdan sanayi toplumuna köylünün katkısıyla sağlıklı bir geçiş

sağlamak; köylünün kalkınma olanaklarını; üretim gücünü ve gelirini

arttırmak; kırsal alanda gelişmeyi hızlandırmak ve yaşama düzeyini

yükseltmek temel amaç olarak belirlenmiştir. Etkili bir toprak reformu,

demokratik kooperatifleşme, köylüye dönük devlet düzenlemesi ve desteği ve

köykentler yoluyla yeni bir üretim düzeninin kurulması ise bu hedefe ulaşım

araçları seçilmiştir. Bu planda kalkınmada öncelikli yöreler kavramı

getirelerek geri kalmış yörelerin gelişiminin bölge gelişme anlayışıyla ele

alınması ve geniş kapsamlı projelerin hazırlanması amaçlanmıştır. (DPT,

1979)

V. Beş Yıllık Kalkınma Planı döneminde kırsal alana götürülen

hizmetleri tek çatı altında toplamak amacıyla, Yol-Su- Elektrik (YSE), Toprak-

Su ve Toprak İskan Kurumları ile Orman Genel Müdürlüğünün Orman Yolları

ünitesi birleştirilerek 1984 yılında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü

kurulmuştur. Genel Müdürlüğün, kırsal alandaki tüm yol, altyapı ve üst yapı

hizmetlerinin sağlanması, bakım onarımın sağlanması, toprak ve tarım

alanlarının muhafazasının sağlanması gibi pek çok görevi yerine getirmesi

amaçlanmıştır. ( Bakırcı, 2007)

Çelik 2005’de yazdığı makalesinde V. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na

ilişkin genellemelere vararak şu saptamalara yer vermiştir:

Planın hedefleri arasında yer alan bölgeler arası farklılıkların giderilmesi öngörüldüğü oranda gerçekleştirilememiş ve miras hukukunda istenilen yeni düzenlemeler yapılamamıştır. (Çelik, 2005)

24

VI. Beş Yıllık Kalkınma Planında, kırsal alanda mahalli idare

boşluğunu dolduracak ve otorite eksiliğini ortadan kalıracak şekilde il özel

idareleri yeniden teşkilatlandırılması; küçük belediyelerin ve köylerin

güçlendirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca kırsal kesimin ihtiyaçlarını karşılamaya

yönelik hizmet ve bilgi akımını sağlayacak tedbirlerin alınması karara

bağlanmıştır. Hizmet ve araştırmalar “Kırsal Alan Planlama” yönetimi

çerçevesinde entegre kırsal kalkınma projeleri olarak düşünüleceği

belirtilmiştir. (DPT, 1990)

VII. Beş Yıllık Kalkınma Planında kırsal kalkınma “ kırsal altyapı” başlığı

altında belirtilmiştir. Bu bölümde toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi,

tarımsal altyapının oluşturulması, kaynakların yönetimi ve etkin kullanımına

yönelik çalışmalar önemini korumaktadır. Sulanabilir alanların kamu

yatırımlarıyla ve halkın desteğiyle sadece yarısının sulanabilir hale

getirilebildiği, toprak ve su kaynakları potansiyelinin tespit edilmesi için

gerekli araştırma çalışmalarına önem verilmediği belirtilmiştir. Toprakların

tahsisi, korunması, sınıflandırılması, sektörel ve sektörler arası kullanım ve

üretim için planlaması gibi konularda tüm kurumsal ve hukuksal aksaklıkları

düzeltecek ve boşlukları kapsayacak çerçeve nitelikte Toprak Yasası

çıkarılması kararlaştırılmıştır. Tarım sektörünün yapısal sorunlarının çözüme

kavuşturulması ve belirlenen tarım politikası amaçlarına ulaşabilmesine

yönelik olarak, bu sektörde politikaları belirleyen ve faaliyetleri yönlendiren

ilgili kamu ve özel sektör kuruluşları temsilcilerinden oluşan Tarımda Yeniden

Yapılanma Kurulu oluşturulmasına karar verilmiştir. (DPT, 1995)

Çelik (2005) VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı’na ilişkin genellemelere

vararak şu saptamalara yer vermiştir:

Toprak ve Su Yasası çıkarılamamış, arazi toplulaştırma çalışmalarında beklenen verim alınamamış, tarım reformu gerçekleştirilememiştir. Yedinci Planda kırsal kalkınma için önerilen pek çok çalışmaya başlanılamamış, başlanılanlar da sonuçlandırılamamıştır. (Çelik, 2005)

25

VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı 2001-2005 yıllarını kapsamaktadır.

Planda kırsal alan politikaları, Bölgesel Gelişme Hedef ve Politikalar başlığı

aldında Kırsal Kalkınma adıyla yer verilmiştir. Kırsal kalkınma kavramı ilk kez

bu planda doğrudan yer almıştır. (Çelik, 2005)

Sürdürülebilir kalkınma ilkesi çerçevesinde yerel potansiyellerin

harekete geçirilerek, gelir ve istihdamın arttırlması, tarımsal poltikalar

doğrultusunda dengeli, sürdürülebilir ve çevreyle uyumlu tarımsal

kalkınmanın sağlanmasına yönelik tarımsal altyapının, katılımcı bir

yaklaşımla geliştirilmesi temel amaçlardır. Kalkınmada Öncelikli Yörelerde,

insan gücü kaynaklarının harekete geçirilmesi, merkezi nitelik taşıyan

köylerin güçlendirilmesi ve tarım ve hayvancılığa dayalı sanayilerin

desteklenesine devam edileceği belirtilmiştir. Kırsal alanda yaşayan nüfusun

gelirini arttırmak ve işsizliği azaltmak için yöresel potansiyeli bulunan; turizm,

el saantları, hayvancılık, dokumacılık gibi alanlarda girişimcilerin

desteklenmesi; üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve

doğrudan üreticilere finansman sağlayan kırsal kalkınma projelerinin

oluşturulması ve uygulanması; tarıma dayalı sanayi geliştirilerek paketleme,

muhafaza etme ve pazarlama yöntemleri konusunda gerekli teknik destek

verilmesi kararlaştırılmıştır. Planda tarım- sanayi entegreasyonunun

geliştirilmesi, işleme sanayiinin rekabet edebilirliğini arttırıcı nitelikte uygun ve

kaliteli hammadenin temini ile tarımsal sanayiye dönük sözleşmeli üretimin

yaygınlaştırılması da hedeflerden bir diğeridir. Bölgeler arası gelişmişlik

farklarının azaltılması ve gelişme imkanlarının belirlenmesi amacıyla, bölge

planlaması yapılan alanlarda, bu planlarla uyumlu olarak ilgili kurumlarca

fiziksel planlama çalışmaları sürdürülmesi karara bağlanmıştır. Çiftçi kayıt

sistemi, tapu- kadastro sistemi, coğrafi bilgi sistemi ve çiftlik muhasebe veri

ağının geliştirilmesinin sağlanması ve tarımsal veri tabanını kullanan tarım

bilgi sisteminin kurulması planlanmıştır. Bir önceki planda çıkarılması

öngörülen ancak çıkarılmayan Su Yasası ile Arazi Kullanımı ve Toprak

Koruma Kanunun çıkarılması hususu yine plana dahil edilmiştir. (DPT, 2001)

26

AB Uyum Sürecinde Kırsal Kalkınma

AB ve kırsal kalkınma politikları, kırsal alanda yaşayan toplulukların

yaşam kalitelerini arttırmaya ve kırsal alanlardaki nüfusun göçüne engel

olmaya yöneliktir. Ayrıca, Birliğin kırsal kalkınma poltikaları, diğer alanlarla

ilişkili ve ana politika ve hedeflerin bir parçasıdır. Birlik, kırsal kalkınmada,

doğrudan müdahale yerine, öncelikle yerel yapıdan gelen projelere fon

sağlamaktadır. Yani Birliğin, doğrudan uyguladığı projeleri bulunmamaktadır.

Birlik kırsal kalkınmada, yerel yapılardan gelen tekliflere öncelik vermektedir.

(Çelik, 2005).

Tarım Stratejisi (2006-2010)

2004 yılında “Tarım Stretejisi 2006-2010” belgesi kabul edilmiş, buna

bağlı olarak da 2006 yılında 5488 sayılı Tarım Kanunu çıkarılmıştır.

30.11.2004 Tarih ve 2004/92 Sayılı YPK Kararı ile kabul edilen Tarım

Stratejisi Belgesinde; kaynakların etkin kullanımı ilkesi çerçevesinde

ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslar arası gelişmeler boyutunu bütün olarak

ele alan örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürüdürülebilir bir tarım sektörünün

oluşturulması temel amaçtır. Bu temel amaç doğrultusunda Tarım Stratejisi

belgesi, 2006-2010 yılları arasında, Avrupa Birliğine uyumu da gözeterek,

tarım sektörü ile ilgili kesimlerin karar almalarını kolaylaştırmak, sektörün

kalkınma hedef ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesini sağlamak için

hazırlanmıştır.

Tarım Stratejisi Belgesinin Stratejik amaçları ise şu şekilde

belirtilmektedir;

Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye dayalı üretim artışının

sağlanması,

Gıda güvenliği ve gıda güvencesinin sağlanması,

Üreticilerin gelir düzeyinin yükseltilmesi ve istikrarının sağlanması,

27

Üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirlerin

uygulamaya konulması yoluyla üreticilerin rekabet düzeylerinin yükseltilmesi,

Tarımsal pazarlama altyapısının iyileştirilmesi ve üreticilerin pazara

ulaşımının kolaylaştırılması,

Tarım-sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi, işleme sanayinin

rekabet edebilirliğini artırıcı nitelikte uygun ve kaliteli ham maddenin temin

edilmesi ile tüketici tercihlerinin karşılanması amacına yönelik tedbirlerin

alınması,

Üreticilerin katılımını ve sorumluluğunu esas alan ve doğrudan

üreticilere finansman sağlayan yaklaşıma dayalı kırsal kalkınma projelerinin

oluşturulması ve söz konusu projelerin kırsal yaşam şartlarını iyileştirilecek

biçimde uygulanması,

Kamudan bağımsız bir yapıda üreticilere, üretimden pazarlamaya

kadar olan safhalarda hizmet vermek üzere; kar amacı gütmeyen Tarımsal

Üretici Birliklerinin kurulması ve geliştirilmesi ile tarımsal nitelikli diğer üretici

örgütlerinin geliştirilmesi, söz konusu örgütlerde denetimin özerkleştirilmesi

(DPT, 2004).

Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)

Bu planda ise; kırsal kalkınmayı “Kırsal Kesimde Kalkınmanın

Sağlanması” başlığı altında 2006 yılında Ulusal Kırsal Kalkınma Strateji’nin

hazırlandığı belirtilmiş, kırsal kalkınma politikalarının etkinliğinin arttırılması

için yürütülen yasal ve kurumsal düzenlemelerin sürdürüldüğü belirtilmiştir.

Bunların yanı sıra tarımda nispi verimsizlik sorunun çözümü için; arazi

toplulaştırma çalışmalarının ve eğitim faliyetlerinin hızlandırılması gerektiği

belirtilmiştir (DPT, 2007).

28

Planda Kırsal Kesimde Kalkınmanın sağlanması konusunda su hedefler

ortaya konulmuştur.

Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi doğrultusunda, Kırsal Kalkınma Planı

hazırlanarak uygulamaya konulacaktır.

Kırsal kesimin örgütlenme kapasitesi geliştirilecek ve üretici

örgütlenmeleri güçlendirilecektir. Farklı üretici örgütlenmelerinin işlevleri AB

tarım piyasaları ile bütünleşme çerçevesinde yeniden düzenlenecektir. Üretici

örgütlenmelerine sağlanan destekler etkinleştirilecektir.

Sulama altyapısının işletme ve yönetiminin katılımcı mekanizmalarla

gerçekleştirilmesi sağlanacaktır.

Toprak ve su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımı için

üreticilere yönelik programlar uygulamaya konulacaktır.

Kırsal alanda, e-ticaret de kullanılarak, tarım, orman ve gıda

ürünlerinin tanıtım ve pazarlanması, turizm, el sanatları, tarıma dayalı sanayi

ve diğer alternatif üretim faaliyetleri geliştirilecektir.

Kırsal alanda tarım ve tarım dışı ekonomik faaliyetlere yönelik insan

kaynakları geliştirilecektir

Kırsal kesimde kalkınmanın hızlandırılmasında ilçe merkezleri ve

belde belediyeleri ile diğer gelişme ve çevresine hizmet sunma kapasitesi

bulunan merkezi yerleşim birimlerine öncelik verilmek suretiyle kaynakların

etkin kullanımı sağlanacak ve uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.

29

Kırsal kesimde merkezi yerleşim birimleri öncelikli olmak üzere, temel

altyapı ihtiyaçları karşılanacaktır. Ekonomik ve sosyal gelişmeye yönelik

proje ve destekler ile eğitim ve sağlık hizmetlerinin sunumunda bu merkezi

birimlere öncelik verilecektir.

Kırsal yerleşim planlamasının esasları, kırsal alanın özelliklerine ve

kırsal toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenecek, plan yapımında gelişmekte

olan merkezi yerleşim birimlerine, turizm bölgelerine, koruma alanlarına ve

afet riski yüksek yörelere öncelik verilecektir.

Yerel düzeyde aktörler arası işbirliğini geliştiren, yerel ihtiyaçlara

duyarlı kalkınma girişimlerini tabandan tavana yaklaşımla güçlendiren,

katılımı ve maliyet paylaşımını esas alan projeler, öncelikle pilot düzeyde

uygulamaya konularak, iyi uygulama örnekleri yaygınlaştırılacaktır.

Kırsal kesimin kaynak ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak uygun

finansman araçları geliştirilecek ve yaygınlaştırılacaktır.

Basta il özel idareleri olmak üzere, yerel yönetimler ile birliklerinin

kırsal kalkınma konusundaki etkinliğini artırmak için teknik, mali ve kurumsal

kapasiteleri güçlendirilecektir.

AB kırsal kalkınma politikalarına uyum için gerekli kurumsal çerçeve

oluşturularak, kırsal kalkınma fonlarının yönetimine ve etkin kullanımına

ilişkin idari kapasite geliştirilecektir (DPT, 2007).

30

Kırsal Kalkınma Planı

Dokuzuncu Kalkınma Planı ve Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi

çerçevesinde hazırlanan ve Ülkemiz için bir ilk olma özelliği taşıyan Kırsal

Kalkınma Planı (2010-2013), 5/8/2010 tarihli ve 2010/21 sayılı Yüksek

Planlama Kurulu Kararıyla onaylanmıştır (Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Bakanlığı,2014).

Planda, kırsal kesimde yaşayan vatandaşlarımızın kendi yöresinde

sürdürülebilir iş ve yaşam koşullarına ulaşması temel amacı doğrultusunda,

kırsal kesim için önem arz eden konulara değinilmiştir. Bu faaliyetler; tarım ve

tarım dışı istihdam imkânlarının artırılması, insan kaynaklarının geliştirilmesi

ve yoksulluğun azaltılması, sosyal ve fiziki altyapının güçlendirilmesi, kırsal

çevrenin ve doğal kaynakların korunması şeklinde, Ulusal Kırsal Kalkınma

Stratejisinde ifade edilen önceliklerle uyumlu olarak katılımcı bir yöntemle

tespit edilmiştir. Söz konusu faaliyetlerin uygulamasından sorumlu kuruluşlar

belirlenmiş ve ilgili faaliyetin uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde bu

kuruluşlara rehberlik edecek esas ve usuller planda tanımlanmıştır. Kırsal

kalkınmanın çok sektörlü bir yapıya sahip olması nedeniyle, Planın

koordinasyon, izleme ve değerlendirme yapısının kurumlar arası işbirliği

temelinde tesis edilmesi ve yönetilmesi gerekmektedir (GTHB,2014).

Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA)

Avrupa Birliği 2007 – 2013 yıllarına ait bütçe dönemiyle birlikte aday

ülkelere sağladığı mali yardım mekanizmasında değişikliğe gitmiştir. Birlik

1085/2006 sayılı Konsey Tüzüğü çerçevesinde Katılım Öncesi Yardım

Aracı’nı (Instrument for Pre-Accession Assistance- IPA) oluşturmuştur.

Türkiye IPA tüzüğünün EK 1’inde yer alan aday ülke statüsünde olup, bütün

bileşenlerden yararlanabilmektedir.

31

Beş bölüm halinde yapılandırılan IPA, geçiş dönemi ve kurumsal yapılanma desteği yanı sıra çevre, ulaştırma, bölgesel rekabet, insan kaynakları kalkınması ve kırsal kalkınma olarak belirlenen yeni alanlarda katılım öncesi mali destek sağlamaktadır. Ayrıca aday ülkeler, katkı payları kısmen IPA altında finanse edilmekte olan Birlik Programlarına katılmaya devam etmektedir.

IPA Bileşenleri:

Geçiş Dönemi Desteği ve Kurumsal Yapılanma

II. Sınır Ötesi İşbirliği

III. Bölgesel Kalkınma

IV. İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi

Kırsal Kalkınma (IPARD) Kırsal Kalkınma bileşeni kapsamında tarım, hayvancılık,

gıda, balıkçılık ve alternatif tarım alanlarında faaliyet gösteren işletmelere, üretici bireylere, kooperatiflere ve üretici birliklerine hibe programları aracılığı ile finansman desteği sağlanması planlanmaktadır.

Söz konusu hibe programlarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından, toplam 42 ili kapsayacak şekilde uygulanması planlanmıştır.

Fonlar, Türkiye’nin katılım öncesi dönemdeki öncelikleri ve ihtiyaçlarını dikkate alarak sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak üzere, tarımsal işletmeleri Birlik standartlarına yükseltmeyi amaçlayan Şubat 2008 tarihli Kırsal Kalkınma (IPARD) Programında saptanan öncelikler çerçevesinde kullandırılmaktadır.

Bu bileşende fonların kullanımına ilişkin tüm yetki AB tarafından TKDK’ye devredilmiştir. Diğer bileşenlerden farklı olarak bu bileşenden, kar amacı güden özel ve tüzel kişiler de yararlanabilmektedir (Avrupa Birliği Bakanlığı, 2013).

Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Programı (

IPARD)

Avrupa Birliği’nin aday ve potansiyel aday ülkelerin katılıma yönelik

hazırlıklarına destek sağlamak amacıyla oluşturdukları IPA’nın beşinci

bileşeni olan Kırsal Kalkınma Programı (IPA Rural Development- IPARD)

Avrupa Komisyonu tarafından 25 Şubat 2008 tarihinde, Türkiye’deki Yüksek

Planlama Kurulu tarafından da 30 Aralık 2009 tarihinde onaylanmıştır.

32

Kırsal Kalkınma (IPARD) Programı çerçevesinde verilecek destek miktarı 874 milyon Avro’su Avrupa Birliği katkısı olmak üzere toplam 1 milyar 165 milyon Avro’dur. Faydalanıcı katkısı ile birlikte yaklaşık 2,5 milyar Avroluk yatırım potansiyeli oluşturulmuştur. (GTHB,2014).

IPARD programının temel amacı ise; program kapsamında sağlanan

hibe destekler ile Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası çerçevesinde tarım

sektörünün sürdürülebilir adaptasyonu ve kırsal alanların sürdürülebilir

kalkınması için öncelikli sorunların çözümüne katkı bulmaktır (GTHB,2014).

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu

Ulusal kalkınma plan, program ve stratejilerinde öngörülen ilke ve

hedefler çerçevesinde, Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan

kaynakları da kapsayacak şekilde, kırsal kalkınma programlarının

uygulanmasına yönelik faaliyetleri gerçekleştirmek amacıyla 4 Mayıs 2007

tarih ve 5648 sayılı kanunla kurulmuştur (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı

Destekleme Kurumu, 2007).

Kurumun görev ve yetkileri ise şu şekildedir;

Faydalanıcıların desteklerden azamî ölçüde yararlanabilmeleri amacıyla tanıtım, bilgilendirme, eğitim ve yönlendirme faaliyetlerini yürütmek

Proje ve faaliyet başvurularını almak, bunların ön incelemeleri ile yerinde kontrollerini yapmak, proje ve faaliyetleri başvuru şartları, değerlendirme ve seçim kriterlerine göre değerlendirmek.

Desteklenecek proje ve faaliyetleri belirlemek, uygulama sözleşmelerini hazırlamak ve başvurusu uygun görülen faydalanıcılarla sözleşme imzalamak, uygun bulunmayan başvurularla ilgili işlemleri yapmak.

Proje ve faaliyetlere yönelik tahakkuk, ödeme ve muhasebe işlemleri ile bunlarla ilgili her türlü kontrolü gerçekleştirmek.

Proje ve faaliyetlerin uygulamasını izlemek, yararlanıcıların sözleşme şartlarını ve yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini takip etmek, bu amaçlarla gerekli kontrolleri yapmak.

33

İlerleme ve gelişmeleri raporlamak, Avrupa Birliği mevzuatını da dikkate alarak ihtiyaç duyulan bilgi, belge ve raporları hazırlamak, yetkili kurum ve makamlara sunmak.

Program ve desteklerin etkinleştirilmesi yönündeki görüş ve değişiklik önerilerini ilgili makamlara bildirmek.

Kurumun görevleri ve faaliyetleriyle ilgili güvenli bir veri tabanı ve bilgi işlem sistemi kurmak.

Kurumun faaliyetleri ile ilgili idarî düzenlemeleri yapmak(TKDK,2007).

34

Yetişkin Eğitimi

Yetişkin Eğitimi Kavramı

Hayat maddi ve manevi yöneriyle kurallar topluluğudur. Hayatın değişik

yöneriyle yaşanabilir ve kullanılabilir hale gelmesi eğitimle mümkündür

(Kayaalp, 2002).

Yetişkin eğitimi, kendi hayatını yönetme sorumluluğunu üstlenmiş veya

üstlenmeye hazır insanların, hayatlarının her döneminde eğitim olan

ihtiyaçlarının giderilmesini sağlayan eğitimdir (Miser, 1999).

Günümüzde bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, toplumun ekonomik,

kültürel, siyasal ve toplumsal yapısında değişmelere neden olmaktadır.

Bireylerin bu değişmelere uyum sağlaması, değişmenin gerektirdiği bilgi,

beceri ve değerleri kazanmasını zorunlu kılmaktadır. Örgün eğitim yoluyla bu

değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve beceri, bireylere ancak belli bir yaşa kadar

aktarılmaktadır. Bireyin örgün eğitim sonrasındaki yaşantısında ve örgün

eğitimden yararlanamayan bireylerin bu değişikliklerin gerektirdiği bilgi ve

beceriyi edinebilmesi, örgün eğitim sonrası eğitimle olanaklıdır (Celep, 2003).

Literatürde yetişkin eğitimine ilişkin tanımlarda benzerlik görülmekle

birlikte, farklı şekillerde tanımlamıştır. Şöyle ki; “yetişkin eğitimi; tek iş okula

gitmek olmayan, toplumda sorumluluk yüklenmiş ve yüklenmeye elverişli

durumda olan yetişkinlere ya da okul öncesi ve okul çağındakilere, “okul

dışında” yönelmiş katılımcı- eğitimci ilişkisi içinde yürütülen düzenli, tasarılı

bir eğitim sürecidir” (Geray, 1978).

Yetişkin eğitimi ile ilgili tanımları aşağıdaki gibi özetlenmektedir:

Yetişkin eğitiminin hedef grubuna, herhangi bir örgün eğitim

kurumunun tam zamanlı programlarına devam eden belli yaş

grubundaki çocuk ve gençler dışında, herkes girmektedir.

35

Yetişkin eğitimi “hedef grupları, amaçları ve hedefleri belli olan

düzenli, planlı bir eğitimdir”.

Yetişkin eğitimi, yetişkinlerin bireysel özelliklerinin, gereksinimlerinin

ve koşullarının dikkate alındığı, kuralların esnek tutulduğu bir

eğitimdir.

Özetle, yetişkin eğitiminin içeriğini, yetişkinin gereksinimi

belirlemektedir. Öğrenme gereksinimi duyulan her konu, yetişkin

eğitiminin kapsamına girmektedir (Bülbül, 1991).

Yetişkin Eğitimini Gerekli Kılan Nedenler

Yetişkin eğitimi, çağdaş modern toplumun yapısı ve insanın

doğasındaki değişimler yüzünden hayatın her evresinde gerekli olan bir

eğitimdir. Böylesi bir eğitim ise; “insanların kendi kendilerini geliştirmelerini;

karşılaşacakları hızlı toplumsal, ekonomik, kültürel, teknolojik ve mesleki

değişmelerin üstesinden gelmelerini; siyasal, toplumsal, kültürel gelişme

süreçlerine etkin olarak katılmalarını sağlamaya yönelik yaşamboyu sürecek

bir eğitim olmalıdır” (Duman, 2007).

Ayrıca Duman (2007) yetişkin eğitimini gerekli kılan nedenleri; örgün

eğitimle ilgili nedenler, ekonomik ve teknolojik gelişmeyle ilgili nedenler;

toplumsal nedenler olmak üzere üç başlık halinde ele almıştır.

Yetişkin eğitimine duyulan gereksinimler şöyle sıralanmaktadır.

Hızla Gelişen Teknoloji

İnsan Ömrünün Uzaması

Örgün Eğitime Katılma Süresinin Artması

İş/ Meslek Yaşamındaki Değişiklikler

Kadının Değişen Statüsü

Boş Vakit Kavramındaki Değişiklikler

Eğitime Yaşam Boyu Gereksinim Duyulması

Demokrasi, İnsan Hakları Taleplerindeki Artış (Ural, 2007)

36

Yetişkin Eğitiminin İlkeleri

Yetişkin eğitimini gerekli kılan nedenler tartışılırken yetişkin eğitiminin

ilkeleri üzerinde de durulması gerekir. Yetişkin eğitiminin temel ilkeleri şöyle

sıralanabilir;

İnsanın değişen koşullara uyum sağlama ve eğitilebilir olma gibi

özelliklere sahip olması,

İnsanın doğasının ve koşullarının mükemmelliğe doğru gelişmeci bir

eğilime sahip olması,

İnsanın doğal olan, kendi kendini geliştirme arzu ve isteği,

Eğitim fırsat ve olanaklarındaki eşitsizlikleri en aza indirme gereği,

Eğitimin beşikten mezara yaşam boyu bir süreç olarak kabul

edilmesi,

Öğrenmenin en temel insan gereksinimlerinden birisi olması,

Eğitim ve öğrenmenin insan hakkı olarak kabul görmeye başlaması,

Yetişkinlerin de öğrenebileceğinin bilimsel olarak kanıtlanması,

Yetişkinlerin kendi kendilerine de öğrenebilmeleri ve bu özyönetimli

öğrenmelerin yetişkinlerin eğitiminde giderek önem kazanması,

Gönüllülük (Duman, 2007).

37

Türkiye’de Yetişkin Eğitimi

Türkiye’deki yetişkin eğitimi birden fazla düzenlemeyi kapsamaktadır.

Bu bağlamda, temel beş kanunu ve bu kanunlarla ilişkili üç düzenleme şu

şekildedir;

Milli Eğitim Temel Kanunu No. 1739. Genel durumu, içeriği, yaygın

eğitimin amaçlarını, diğer kurumlarla işbirliği ve koordinasyonu düzenler.

Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun No. 3797.

Yaygın eğitim için sorumlu birimleri tanımlar (aynı zamanda yetişkin eğitimi

için) ve bu birimlerin görev tanımlarını yapar (Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel

Müdürlüğü).

Mesleki Eğitim Kanunu No. 3308. Tüm düzey ve türde (örgün, yaygın

ve çıraklık) mesleki eğitimi kapsayan temel kanundur. Yetişkin mesleki

eğitimi ile ilgili konuları içermektedir. İçeriğinde ise; kalfa ve usta eğitimi,

mesleki eğitimin planlanması, mesleki eğitimin katılımcıları ve mesleki

eğitimdeki özel uygulamalar sorumluluğu, mesleki eğitimi finanse etmek gibi

yetişkin eğitimi konuları yer almaktadır.

Zorunlu İlköğrenim Çağı Dışında Kalmış Okuma-Yazma Bilmeyen

Vatandaşların Okur-Yazar Duruma Getirilmesi Hakkında Kanun No. 2841.

Okuma yazma bilmeyen yetişkin yurttaşların okur-yazar hale getirilmesi ve

onlara ilköğretim diploması sağlanması ile ilgili konuları düzenler.

Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu No.5544. 2006’da geçerli olan bu

kanun ile Türkiye’deki eğitim ulusal mesleki standartlar ve bazı konuların

işlenişi anlamında yeni bir boyut kazanmıştır. Bu gelişme, yaygın eğitim

çalışmalarında gelişmeyi sağlayıcı niteliktedir.

MEB Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği (2006). Yaygın eğitimin

düzenlenmesi için temel bir kaynaktır. Temel olarak Halk Eğitim Merkezleri

tarafından organize edilen programları içermektedir.

38

Mesleki ve Teknik Eğitim Yönetmeliği (2002). Yaygın mesleki eğitimi ve

çıraklık eğitimi, mesleki ve teknik eğitim düzenlemeleri ile bütünlüğü

içermektedir.

Kamu Kurum ve Kuruluşları, Belediyeler, Vakıflar.Yaygın Eğitim Amaçlı

Kurslar Yönergesi (2006). Milli Eğitim Bakanlığı dışında toplumsal kurumlar

tarafından; belediyeler, vakıflar, dernekler, daireler vb. organize edilen

ücretsiz eğitim programları ile ilişkili konuları içerir. Bu programlar MEB’in

kontrolü altında gerçekleşmektedir.

Ayrıca bu yasal düzenlemeler dışında Özel Eğitim Kurumlarını

ilgilendiren bir Özel Öğretim Kurumları Kanunu bulunmaktadır (Yayla, 2009).

Dünyada yetişkin eğitiminin örgüt ve yönetim yapıları üç grup olarak ele

alınabilir.

Birinci grup ülkelerde, yetişkin eğitimi büyük oranda ulusal bir eğitim

bakanlığının kontrolü ve yönetimi altındadır. Yetişkin eğitimi hizmetleri, bu

bakanlık içerisinde özel bir birimin sorumluluğu altındadır.

İkinci grup ülkelerde, yetişkin eğitimi örgütleri ulusal konseyler,

enstitüler ya da özerk birimler olarak örgütlenmişlerdir. Bu kuruluşlar

devletten büyük oranda mali destek görmelerine karşın özerk bir yapıya ve

işleyişe sahiptirler.

Üçüncü grup ülkelerde ise yetişkin eğitimi hizmetleri ağırlıklı olarak

gönüllü, kâr amacı gütmeyen, kamu yararına çalışan örgütler tarafından

sunulur. Bu örgütler, genellikle yerel düzeylerde örgütlenmişlerdir; ancak ülke

düzeyinde kurulmuş olan bir birlik ya da federasyonları vardır.

İlk grup dünyadaki en geniş gruptur ve özellikle bu grup içerisnde

azgelişmiş ülkeler yer almaktadır. Türkiye bu üç sınıflama içinde 1. Grupta

bulunmaktadır (Duman, 2007).

39

Cumhuriyetin ilanından itibaren “Halk Eğitimi” (bugün yaygın eğitim

olarak bilinir) adıyla yetişkin eğitimi ile ilgili eğitim çalışmaları bulunmaktadır.

Geçmişten bugüne, bu etkinlikleri sağlayan temel kuruluş Milli Eğitim

Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Halk Eğitim Merkezleridir. Yapılan bu

çalışmalar yakın geçmişte yaşam boyu öğrenme görüşüyle tanınmaktadırlar.

Türk Eğitim Sistemi örgün ve yaygın olmak üzere iki temel alanda

yapılanmıştır. Yaygın eğitim tüm bireylerin hangi yaşta olursa olsun –genç ve

yetişkin süregelen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gerçekleştirilen

düzenlemeleri ve etkinlikleri içermektedir. Eğitimin sürekliliği ve her yerde

eğitim ilkeleri Milli Eğitim Temel Kanunu’nun temel Türkiye’de bireylerin

eğitim hakları yasalarla sağlanmıştır (1982). Yasadaki 42. maddeye göre,

“hiç kimse eğitim haklarından yoksun bırakılamaz”. Böylelikle Türkiye’de

yetişkin eğitimi bireyler için bir hak ve devlet için bir sorumluluktur. Devlet bu

sorumluluğunu bütün yaş grubundaki yetişkinler için yaygın eğitim kurumları

açarak, programlar düzenleyerek (genel 21 ve mesleki anlamda) veya devlet

ve özel kurumlarla işbirliği içerisinde kurslar düzenleyerek sağlamaya çalışır

(Yayla, 2009).

Yetişkin Eğitimi Kurumu Olarak Halk Eğitimi Merkezleri

Yetişkinlere yönelik olarak çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından

düzenlenen ve gönüllülük esasına dayalı olarak katıldığı eğitim/öğrenme

etkinliklerinin yetişkin eğitiminde önemli bir yeri ve rolü vardır.

Okul eğitimi sonrası, yetişkinlere yönelik programlar sunan kurumların

başında Milli Eğitim Bakanlığı gelmektedir. Bakanlık bünyesinde yer alan

Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlı Halk Eğitimi Merkezleri

ve Mesleki Eğitim Merkezleri yetişkin eğitimi hizmeti sunan birimlerdir. Milli

Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında 14.09.2011 tarih ve

28054 sayılı resmi gazetede yayınlanan 652 sayılı kanun hükmünde

kararnameye göre Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğü’nün adı

“Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü”, Halk Eğitimi Merkezleri’nin adı da

“Hayat Boyu Öğrenme Merkezleri” olarak değiştirilmiştir. (MEB, 2011) Ayrıca,

MEB dışındaki bakanlıklar, belediyeler ve diğer kamu kurumları, gönüllü

40

kuruşlar ile özel kurumlarda yetişkin eğitimi hizmeti sunmaktadır. Bu kurumlar

içinde Halk Eğitimi Merkezleri, hedef kitlesi, sunduğu programlar ve asıl

görevi yetişkin eğitimi olması nedeniyle, diğer kurumlardan ayrılmaktadır.

Türkiye’de gerçekten, yetişkinlere yönelik eğitim programlarının ağırlıklı

olarak MEB tarafından sunulması, sınırlı da olsa sadece MEB tarafından

düzenlenen yetişkin eğitimine ilişkin kursların istatistiklerine ulaşılabilir

olması, Türkiye’de gerek sivil toplum örgütlerinin gerek yerel yönetimlerin

yetişkinler eğitimine ilişkin sorumluluk almaması/aldırılmaması (Duman,

2007), Halk Eğitimi Merkezlerinin yetişkin eğitimi ve yetişkin öğrenmesi

alanında diğer yetişkin eğitimi etkinlikleri içinde önemli bir konumda

olmasının sebebidir. Ayrıca Halk Eğitimi Merkezleri planlı ve örgütlü

kurumlardır.

Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında ve dışındaki tüm düzenli eğitim

faaliyetleri olup, hayat boyu öğrenmenin içinde yer alan ve onun ayrılmaz bir

parçası olan eğitimdir. Halk eğitimi merkezleri ise ülkemizdeki yaygın eğitim

faaliyetlerinin en büyük sunucusu ve en geniş teşkilat ağına sahip

kurumlarıdır (MEB, İstanbul Güngören HEM,2013).

“Eğitim faaliyeti yapma” ve “eğitim faaliyetinin yapılmasını sağlama/destekleme” gibi iki ana görevi bulunan bu merkezler;

Çocuk, genç ve yetişkin bireylerin ekonomik verimliliklerini arttıracak bilgi ve beceriler kazandırmak,

Değişen toplumsal ve ekonomik rollere uyumlarını desteklemek ve değişen eğitim ihtiyaçlarını karşılamak,

Çocuğun kişilik gelişiminde ve eğitiminde önemli bir rolü olan aileyi bilgilendirerek güçlendirmek,

Örgün eğitim yoluyla edinemediği ya da yeterince elde edemediği imkânlardan yararlandırmak,

İş öncesi veya iş başında eğitimler düzenlemek,

Yaşam boyu eğitim anlayışıyla eşit fırsatlar yaratmak,

Toplumda katılımcı, paylaşımcı bir demokrasi kültürünün yerleşmesi için bireyi hakları ve sorumlulukları konusunda güçlendirecek programlar sunmak,

Diğer resmî ve özel kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluşların halka açık düzenledikleri yaygın eğitim amaçlı etkinlikleri koordine etmek amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı tarafından il ve ilçelerde açılmaktadır (MEB, İstanbul Güngören HEM,2013).

41

Türkiye’de Halk Eğitimi Merkezleri doğrudan yetişkin eğitimi hizmeti

veren kurumlardır. Halk Eğitimi Merkezleri kuruldukları tarihten bugüne,

imkanları çerçevesinde yetişkin eğitimi hizmeri sunmakta ve yetişkinlerin

öğrenmesinde önemli roller üstlenmektedir.

Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi

Muğla ilinin Köyceğiz ilçesinde, 12 Kasım 1965 tarihinde faaliyetlerine

başlayan HEM 1986 yılında MEB tarafından yaptırılan müstakil binasına

taşınmıştır. Halen mevcut binada faaliyetlerini sürdürmektedir. (Köyceğiz

HEM. 2013)

“Her zaman doğru ve dürüst sözlü olmayı, insana hizmeti en büyük

şeref saymayı, bütün fikir ve düşüncelere saygılı olmayı, daima yenilik

peşinde olmayı, devamlı yüksek performans ile çalışmayı, alanında sürekli

kendini geliştirmeyi, en iyi, en güvenli ve en hızlı hizmeti sunmayı, hizmet ile

ilgili bütün teklif ve eleştirilere açık olmayı” misyon olarak belirleyen Köyceğiz

HEM, bir müdür, iki müdür yardımcısı, beş öğretmen, bir usta öğretici ve üç

personel ile hizmet vermeye devam etmektedir. (Köyceğiz HEM. 2013)

Bu çalışmanın konusunu oluşturan “İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu”

2008-2009 Köyceğiz HEM yıllık programının, mesleki ve teknik kurslar başlığı

altında 200 saatlik kurs programı olarak yer almıştır. Köyceğiz HEM’nin 2011-

2012 ve 2012-2013 Eğitim-Öğretim yıllarına ait kurs faaliyet durumları ise

aşağıdaki çizelgelerde özet olarak verilmektedir.

Çizelge 1: 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı İstatistikler Kurslar -

Faaliyetler

KURSLAR Genel Mesleki Okuma-Yazma

TOPLAM

KURS SAYILARI 168 59 21 248

KUSİYER SAYILARI 3620 1772 164 5556

BELGE SAYILARI 3620 1772 164 5556

FAALİYET SAYILARI 30

SERGİ SAYISI 1 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)

42

Çizelge 2: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı (01.09.2012-31.08.2013)

Açılan Kurslar

KURS TÜRÜ ADETİ KATILIMCI SAYISI

K E T

Okuma Yazma Seviye Tespit Sınavı

Okuma Yazma Kursları 7 12 6 18

Mesleki ve Teknik kurslar 74 800 672 1472

Genel Kurslar 213 1650 1971 3621

TOPLAM 294 2462 2649 5111 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)

Çizelge 3: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Kurs Dışı Etkinlikler

ETKİNLİK SAYISI KATILIMCI SAYISI

Okuma Yazma Günü Kutlaması 1 155

Atatürk’ü Anma Töreni 1 185

Seminer 11 588

Öğretmenler Günü Kutlaması 1 160

Konferans-Trafik Eğitimi-Madde Bağımlılığı

2 345

Konser- Türk Sanat Müziği- Türk Halk Müziği

5 1169

Tatbikat- Deprem ve sivil savunma

2 86

Yarışma 2 344

Tören 2 335

Toplantı 1 174

Tiyatro 5 965

Tanıtım 1 35

Filim Gösterimi 1 96

Panel 1 35

Sergi 1 486

TOPLAM 37 5158 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)

Çizelge 4: 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı Faaliyetler ( HEM

Otomasyona İşlenen ve Katılım Belgesi Çıkarılan Faaliyetler)

FAALİYET SAYISI KATILIM BELGESİ ALAN KİŞİ SAYISI

6 181 (Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi)

43

Türkiye’de İpek Böceği Yetiştiriciliğinde Kozabirlik’in Rolü

“4572 sayılını kanunun 16.06.2000 tarihinde yürürlülüğe girmesiyle

Kozabirlik kuruluşu özerk bir yapıya kavuşmuştur. Bu sayede birlik ipekçilik

sektöründe yaşanan ve yaşanabilecek olumsuzluklara hızlı bir şekilde

müdahale edebilmektedir” (Kozabirlik, 2014).

Birlik iyi fiyat uygulamalarının yanında, üreticinin bilinçli bir şekilde

üretim yapmasına, dolayısıylada üretim kayıplarının en alt seviyeye

çekilmesine yönelik olarak tüm üretim bölgelerinde köy-köy eğitim çalışmları

düzenlemekte, yine bu çalışmalar kapsamında tüm böcekhaneler Kozabirlik

imkanları ve Kozabirlik teknik elemanlarınca ilaçlanarak dezenfekte

edilmekte, üretici ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ücretsiz dut fidanı

vermektedir. (Kozabirlik, 2014). Kozabirlik, Türkiye’de ipekçiliğin

gelişmesinde öncü bir kuruluştur, ayrıca ipekçiliğin gelişmesine katkı

sağlayarak çalışmalarına devam etmektedir. Kozabirlik’in teşkilat şeması ise

aşağıda gösterilmektedir.

Şema 1. Kozabirlik Teşkilat Şeması:

44

Araştırma Yapılan Bölge İle İlgili Bilgiler

Köyceğiz İlçesi Akdeniz ve Ege Bölgelerinin birleştiği yerde, Muğla –

Fethiye Karayolunun 60. Km’ sinde, zengin doğal güzellikler ve narenciye

bahçeleri içinde sakin turistik bir beldedir.

İlçe adını aldığı Köyceğiz Gölü’ nün kuzeyinde kurulu olup, 1606 Km2

yüzölçümünde, 28. Derece 44. Boylam 36. Derece 58. Enlemler arasındadır.

2000 nüfus sayımına göre İlçenin nüfusu köyleri ile birlikte 29.196 olup, ilçe

1860 yılında kurulmuştur. Doğusunda Ortaca ve Dalaman İlçesi, Batısında

Marmaris ve Ula İlçesi, Kuzeyinde Denizli Güneyinde Akdeniz bulunmaktadır.

İlçeye bağlı 18 köy ve 2 belde mevcuttur. Rakımı 22,50 metredir.

İlçe kültürel değerleri ve eski eserleri ile antik değerlere sahiptir. İlçe,

Tarihçi Herodot ve Coğrafyacı Strebon ile Şair Homeros’ a göre M.Ö. 3000

yıllarında Karlar ve Lekeler tarafından iskan edilmiştir. Çevrede bu devirlere

ait şehir kalıntıları, kaleler, su kemerleri, zirai teraslar ve çok sayıda bulunan

kaya mezarı bunu kanıtlamaktadır.

Köyceğiz Gölünün sahille birleştiği bölgede kurulan Kaunos şehri

Karia’nın önemli limanlarından ve ticaret merkezlerinden birini oluşturur.

Kaunos daha sonra İskender’ in hakimiyetine girmiştir. Romalılar devrinde

ormanların yangın ve erezyona uğraması buna bağlı olarak tabiat şartlarının

değişmesi ile civar kayalık ve bataklık sahaya dönüştüğünden nüfus oldukça

azalmıştır. Bizans devrinde bataklıklar kurutularak tekrar eski zenginliğine

kavuşmuştur. Menteşeoğulları bölgenin fethini Selçuklu Sultanı II. Mesut

adına 1291 yılında yaparak Bizans elinden alınmıştır. İlçe Hurşit Paşa

zamanında Yüksek Kum köyü olan yere nakledilerek bugünkü ilçe merkezi

oluşmuştur. İstiklal Savaşında düşman saldırısına uğramış olup, 1919 yılı

sonunda Tağirağazade, Müftü Mehmet Zeki Efendi, Osman Ağa ile hacı

Osman Efendi ve Tevfik Beylerin öncülüğü ile Kuva-i Milliye Teşkilatı

kurularak yurt savunmasına katılmıştır (Köyceğiz Kaymakamlığı,2014).

45

Araştırma bölgemiz olan Köyceğiz ilçesine bağlı Pınarköy ise; ilçe

merkezine 20km uzaklıkta, 1995 yılında kurulmuş dağınık bir orman

köyüdür.(EK-2) Kulfat, Çokmaşat, Akyaka ve Sarımeşe mahallelerinden

oluşmaktadır. 200 rakıma sahip köy de 600 hane bulunmakla beraber,

Türkiye İstatistik Kurumu’nun adrese dayalı nüfus kayıt sistemi 2012 şehir,

belde ve köy nüfusları verilerine göre Pınar Köy’ün nüfusu 1506 erkek, 1404

kadın olmak üzere toplam 2909’dur.

İlçe Tarım Müdürlüğü’nde bölge üzerine çalışmalar yapan görevlilerden

edinilen bilgilere göre; Pınar köy, yayla köylerine geçiş yolu üzerinde oluşu

nedeniyle tarımında geçiş bölgesidir. Orman köyü olan Pınar Köy son yıllarda

tarımda adından söz ettirmektedir. Özelikle sebze üretiminde kayda değer bir

üretim ve buna paralel olarak da gelir elde edilmektedir. Domates, kavun,

fasülyei ve seracılık başlıca sebze üretim çeşitleridir. Meyvecilikte ise ceviz,

elma başlıca ürünleridir. Pınar Köyü bölgede ön plana çıkaran bir diğer

özelliği ise köyün içinden çıkıp batısından geçerek Köyceğiz Gölü’nü

besleyen Topgözü suyudur. Bu soğuk su kullanarak bölgede önemli bir

alabalık yetiştiriciliği yapılmakatadır. 1993 yılında süt sığırcılığı projesi

kapsamın da 200 baş hostain cinsi inek getirilerek hayvancılık sektörüde

canlandırılmıştır. Bölge halkı kışları narenciye kesimi işçiliği yaparak, yazları

ise turizm ve tarımda çalışarak geçimini sağlamaktadır.

46

İlgili Araştırmalar

Geray’ın 1967 yılında Kayseri’nin Bünyan ilçesinden yola çıkarak

yaptığı araştırma, köyün toplum kalkınmasına yönelik bir çalışmadır. Geray,

Bünyan’da yapılan toplum kalkınması uygulamalarını çeşitli yönleriyle ele

almış, toplum kalkınması uygulamalarının, devleti ve yerel topluluğu harekete

geçirdiğine ilişkin sonuçlara ulaşmıştır

Eserpek (1979), Erzurum’un Çat ve Pasinler ilçesine bağlı Tüysüz ve

Alvar köylerinin toplumsal değişimini karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Bu

araştırmada, aynı coğrafyadaki iki köy seçilerek, iletişim olanaklarının bu

köylerdeki normlardan sapma süreci ve toplumsal yapı değişmelerine olan

etkileri analiz edilmiştir.

Miser (1993), doktora çalışmasında, hedef kitlenin katılımının ve

katkılarının sağlanabilmesi için bölgede halk eğitiminde toplum kalkınması

yöneteminin uygulanması ve bunun için işleri kolaylaştırıcı sosyo-ekonomik

etkenlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca Güneydoğu

Anadolu Projesi’nin başarıya ulaşmasında tarımda üretici konumunda

bulunan yetişkin kırsal nüfusun eğitiminin özel bir öneme sahip olduğunu

belirtmiş ve bunların eğitiminin katılımcı bir yönteme dayanması gerektiğini

savunmuştur.

Bilir (1995), yurtdışı işçi göçünün köydeki toplumsal değişmeye etkisini

Dinar İncesu Köyü örneğinde incelemiş; yurtdışına gitmiş köyden batı ve

kuzey Avrupa ülkelerine çalışmak için giden köylülerin, köydeki modernleşme

hareketlerine (kapalı toplumdan açık topluma geçiş, geleneksel üretim

araçlarından modern üretim araçlarına sahip olma, ulaşım ve iletişim

konusunda teknolojik yenilikleri köye kazandırma vb.) olumlu yönde etki

ettiklerini ve köyün sağlık, eğitim, içme suyu gibi sorunlarının çözümüne katkı

verdiklerini saptamıştır.

Soysal (1998), çalışmada, kırsal alan, köy kent farklılaşması, Türkiye de

kırsal yerleşme düzeni ve Türkiye nüfusunun özellikleri incelenmektedir.

47

Ayrıca kırsal kalkınma, kırsal altyapı ve kamusal hizmetler ile kırsal alanda

sosyal araştırmalara giriş konularına yer verilmiştir.

Kaymak (1999) “Türkiye’de Kalkınma-Halk Eğitimi İlişkisi Üzerine

Eleştirel Bir Çözümleme Denemesi (1923–1970) dir. Kalkınma-eğitim

ilişkisinden hareketle kalkınma-halk eğitimi arasındaki ilişkiyi eleştirel bir

biçimde ele almak ve Türkiye’nin kalkınma serüveninde halk eğitiminden

neler beklendiği ve bu beklentilerin ne düzeyde gerçekleştiğini ortaya koymak

çalışmanın genel amacını oluşturmaktadır. Çalışmada kalkınmanın ne olduğu

açıklanmaya çalışıldıktan sonra, kalkınma-eğitim ilişkisi ele alınmış,

kalkınmaya azgelişmişlik açısından da açıklama getirilmeye çalışılmıştır.

Türkiye örneği üzerinde ele alınan kalkınma-halk eğitimi ilişkisi, cumhuriyetin

kuruluşundan 1970 yılına kadar olan dönemi kapsayacak şekilde

değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemlerde belirli toplumsal-ekonomik

sorunlar bağlamında ortaya çıkan halk eğitimi kurumları göz önünde

bulundurulmuş ve araştırma tümüyle konuyla ilgili yazılı kaynaklara

dayanılarak gerçekleştirilmeye çalışılmıştır

Bakırcı (2007), çalışmada evrensel anlamda kırsal kalkınmanın

tanımlanmasındaki farklı yaklaşımlar ele alınıyor. Türkiye‟de yaşanan tarihsel

süreç sorgulanarak son dönemde Avrupa Birliğine (AB) uyum konusunda

yoğunlaşan çalışmalar irdeleniyor. Çalışma, Türkiye için bir kırsal kalkınma

perspektifi oluşturma çabasıyla son buluyor.

Örnek (2007), AB’nin kırsal kalkınma anlayışı ve bu alanda gelişen ve

değişen politikaları analiz edilmektedir. Ayrıca Türkiye’de bugüne kadar

edinilen kırsal kalkınma deneyimlerine ve AB yolundaki gereksinimlere

değinilmektedir. Kırsal kalkınma alanında faaliyet gösteren farklı kurum ve

kişilerin kırsal kalkınma konusundaki fikirleri yansıtılmaktadır. Böylece

Türkiye’deki çeşitli kurumların hem AB’nin kırsal kalkınma politikası hem de

Türkiye‟nin bu alanda atması gereken adımlar hakkındaki fikir yelpazesi

sunulmaktadır.

48

Girgin (2008), Kırsal alan, tarım, altyapı ve kırsal kalkınma gibi temel

kavramlar açıklanmaktadır. Kalkınma altyapı ilişkisi ve kırsal kalkınma

planlaması ile ilgili bilgiler verilmektedir. Kırsal kalkınma ve tarımsal gelişme

için gerekli altyapı yatırımları ile ilgili bilgiler verilerek kırsal kesimin bütün

yönleri ele alınmaktadır.

Kolukırık (2010), Bu çalışmada, AB’nin genişleme perspektifinde

uyguladığı kırsal kalkınma politikaları ve Türkiye’nin, mevcut durumu dikkate

alınarak, AB’ye uyum sürecinde kırsal kalkınma fonlarından yararlanma

olanakları incelenmiştir

49

BÖLÜM III

YÖNTEM

Bu bölümde araştırmanın modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması ve

analizine ilişkin bilgilere yer verilmiştir.

Araştırmanın Modeli

Muğla Köyceğiz İlçe Gıda, Tarım ve Hayvacılık Müdürlüğü ile Muğla

Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü’nün açtığı ipek böceği yetiştiriciliği

kursunun kırsal kalkınmaya etkisinin ne olduğu, kursa katılanların görüşlerine

dayalı olarak betimlemeyi temel alan bu çalışma, var olan durumu

araştırmaya yönelik olması nedeniyle betimsel araştırmalardan tarama

modellerinin içerisine girmektedir. “Tarama modeli geçmişte ve halen var

olan durumu var olduğu şekilde betimlemeyi amaçlayan bir araştırma

yaklaşımıdır” (Karasar,2011).

Bu çalışma, araştırmanın bir aşamasında nitel araştırma yöntemi, diğer

bir aşamasında da nicel araştırma yönteminin kullanıldığı karma araştırma

yöntemiyle gerçekleştirilmiştir.

Çalışma, ilgili alan yazının taranması, kursa katılanların görüşlerine

dayalı veri toplama, verileri sınıflandırma, kavramsal ve mantıksal

çözümlemeler yapma, karşılaştırma, anlama, yorumlama ve belli başlı etik

kurallar açısından değerlendirme ve nihayet salt betimleme, çözümleme ve

yorumlama ile yetinmeyip, sorun-çözüm odaklı önerilerde bulunma

yöntemleri ile tamalanmıştır.

50

Çalışma Grubu

Araştırmanın çalışma grubu, gönüllülük esasına dayalı olarak, Muğla

Köyceğiz Halk Eğitimi Merkezi ve Gıda, Tarım Hayvancılık İlçe

Müdürlüğü’nün koordinasyonu ile verilen ipek böceği yetiştiriciliği kursuna

katılan 18 yaş ve üzeri 24 yetişkinden oluşmaktadır. Çalışma da görüşme

yapılan kadınlar (GK), erkeklerde (GE) olarak kodlanmıştır.

Verilerin Toplanması

Araştırmada yararlanmak üzere ilgili literatür taraması yapılıp, konu ile

ilgili tez, makale ve diğer kaynaklar incelendikten sonra araştırmacı

tarafından nicel ve açık uçlu soruların birlikte yer aldığı görüşme formu

hazırlanmıştır. Hazırlanan formun geliştirilmesi ve yüz geçerliliğinin

sağlanması için alan uzmanlarından, Prof.Dr. Meral Uysal, Prof.Dr. Rıfat

Miser, Doç.Dr. Ahmet Yıldız’ın görüşleri alınmıştır. Uzman görüşlerinden

yararlanılarak geliştirilen görüşme formuna son şekli verilmiştir. Son şekli

verilen görüşme formu (EK-3), çalışma grubunu oluşturan 17 (GK) + 7 (GE)

toplam 24 gönüllü yetişkine uygulanmıştır.

Uygulama da sorulan sorular iki bölümde toplanmaktadır;

Birinci bölümde cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, çalışma

durumu, gelir durumu ve aile durumu hakkında bilgi edinebilmek için kişisel

bilgilere yönelik sorular bulunmaktadır. İkinci bölümde ise kırsal kalkınma

bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursunun betimlenmesine yönelik

sorular yer almaktadır.

Görüşme

Monografi araştırmalarında, ilk aşamada karşılaşılan güçlüklerin

başında araştırmacıya karşı duyulan güvensizlik yer almaktadır

(Eserperk,1979). Bu çalışmada, araştırmacının aile bireylerinin kursun

gerçekleşmesinde etkin rol oynaması ve yörede tanınan yüzler olması bu

konuda ki olumsuluğu ortadan kaldırmıştır. Ancak daha önceden böyle bir

deneyim yaşamadıkları için, kendilerine yöneltilen ilk sorularda cevap

51

vermekte güçlük çektikleri görülmüştür. Görüşme esnasında çevrede

oynayan çoçuklar yer yer görüşmeyi bölse de en temel sorun görüşme

yapılan görüşmecinin uğraştığı bir işi ara vererek görüşmeyi gerçekleştirmesi

ve aklının kısmen de olsa o işte kalmasıdır.

Verilerin Analizi

Araştırmanın amaçları doğrultusunda görüşme yöntemi ile toplanan

veriler bilgisayar ortamına aktarılarak metin belgesine dönüştürülmüştür. Nitel

bir yöntem olan “ Görüşme Tekniği” ile elde edilen verilerin analizinde içerik

analizi ve betimsel analiz yaklaşımı birlikte kullanılmıştır. Bu yaklaşıma göre

elde edilen veriler, önceden belirlenen temalara göre özetlenir ve yorumlanır

(Yıldırım ve Şimşek, 2004). İçerik analizi yolu ile araştırmada elde edilen

yetişkin görüşleri, görüşme formundaki sıra temel alınarak incelenmiş ve

tablolaştırılarak frekans (f) ve yüzdeler (%) kullanılarak değerlendirilmiştir.

52

BÖLÜM IV

BULGULAR VE YORUM

Bu bölümde literatür taraması ve görüşme formu ile araştırmanın

amaçları doğrultusunda elde edilen bulgular ve bu bulgulara dayalı yorumlar

yer almaktadır. Bu bölümdeki bulgular; “Kişisel bilgiler ile ilgili bulgular” ve

“Kırsal kalkınma bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursu ile ilgili bulgular”

olmak üzere iki temel başlık altında toplanmış ve yorumlanmıştır.

Kişisel Bilgiler İle İlgili Bulgular

Araştırmaya katılan 24 yetişkinin cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim

durumu, çalışma durumu, gelir durumu ve aile durumu ile ilgili bulgular

çizelgeler haline getirilmiştir.

Cinsiyet

Araştırmaya katılan yetişkinlerin cinsiyet durumu ile ilgili bulgular çizelge

5’de verilmiştir.

Çizelge 5: Görüşülenlerin Cinsiyetlerine Göre Dağılımı

Cinsiyet Frekans (f) Yüzde %

Kadın 17 70,8

Erkek 7 29,2

Toplam 24 100

Çizelge 5’e göre görüşülen yetişkinlerin %70,8’i kadınlardan, %29,2si

de erkeklerden oluşmaktadır. Buna göre kursa katılan yetişkinlerin çoğunluğu

kadınlardan oluşmaktadı. Bir başka anlatımla, erkeklerin bağ, bahçe ve

pazar ile ilgili işlerinin olduğu, ya da boş zamanlarını arkadaşlarıyla birlikte

geçirebilecekleri kahvehane gibi olanaklarının olduğu, kadınların ise bağ,

bahçe ve ev işleri dışında başkaca olanaklarının olmaması, aile ekonomisine

53

katkıda bulunma arzusunda olmaları nedeniyle kursa daha çok ilgi (katılım)

gösterdikleri söylenebilir.

Yaş Değişkeni

Araştırmaya katılan yetişkinlerin yaş değişkeni ile ilgili bulgular çizelge

6’da verilmiştir.

Çizelge 6: Görüşülenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı

Yaş Aralığı Frekans (f) Yüzde%

18-24 yaş 3 12,5

25-34 yaş 9 37,5

35-44 yaş 8 33,3

45-54 yaş 3 12,5

54 ve üzeri yaş 1 4,2

Toplam 24 100

Çizelge 6’ye göre araştırmada görüşme yapılan yetişkinlerin %37,5’i

25-34 yaş aralığında iken, %33,3’ü 35-44 yaş aralığında bulunmaktadır. Bu

da bize kursa katılanların büyük çoğunluğunun 25 ile 44 yaş arasındaki

iktisaden faal nüfus grubunda olduğunu göstermektedir.

Medeni Durum

Araştırmaya katılan yetişkinlerin medeni durumu ile ilgili frekans ve

yüzde dağılımları çizelge 7’te verilmiştir.

Çizelge 7:Görüşülenlerin Medeni Durumuna Göre Dağılımı

Medeni Durum Frekans (f) Yüzde %

Evli 21 87,5

Bekâr 2 8,3

Dul / Boşanmış 1 4,2

Toplam 24 100

54

Çizelge 7 incelendiğinde, araştırmaya katılan yetişkinlerin %87,5’i

evlilerden oluşmaktadır. Buna göre, kursa katılanların ailesine destek amaçlı

kursa katıldıkları söylenebilir. Ayrıca, yörede yaşayanların tarım ve

hayvancılıkla uğraşıyor olması nedeniyle tarım toplumunda görülen erken

yaşta evlenme burada da görülmektedir.

Eğitim Durumu

Araştırmaya katılan yetişkinlerin eğitim durumu ile ilgili frekans ve yüzde

dağılımları çizelge 8’de verilmiştir.

Çizelge 8: Görüşülenlerin Eğitim Durumuna Göre Dağılımı

Eğitim Durumu Frekans (f) Yüzde %

İlkokul 16 66,7

Ortaokul 5 20,8

Lise 1 4,2

Lisans 2 8,3

Toplam 24 100

Çizelge 8 incelendiğinde, araştırmada görüşme yapılan yetişkinlerin

%66,7’si ilkokul mezunlarından, %20,8’i ortaokul mezunlarından, % 8,3’ü

lisans mezunlarından ve %4,2’si iselise mezunlarından oluşmaktadır. Çizelge

8’ teki frekanslarda 2 kişi lisans mezunu olarak görülmektedir. Kursa katılan

bu 2 lisans mezununun belli bir lisansa sahip olmasına rağmen herhangi bir

işte çalışmadığını ve kursu kendilerine yeni bir iş kapı olarak düşündükleri

söylenebilir. Ayrıca yine çizelge 8 incelendiğinde eğitimini ilkokuldan sonra

sonlandırmış olan yetişkinlerin kazanç sağlamak için bir meslek aradıkları

çok açıktır. Bu bağlamda kursa katılan yetişkinlerin kursu, bir meslek sahibi

olabilmek için değerlendirdikleri söylenebilir.

55

Çalışma Durumu

Araştırmaya katılan yetişkinlerin çalışma (iş-güç) durumu ile ilgili

frekans ve yüzde dağılımları çizelge 9’da verilmiştir.

Çizelge 9:Görüşülenlerin Çalışma Durumuna Göre Dağılımı

Çalışma durumu Frekans (f) Yüzde %

Çiftçi 7 29,2

Esnaf 2 8,3

Ev kadını 12 50

İşçi 3 12,5

Toplam 24 100

Çizelge 9 incelendiğinde, araştırmasırasında kendileriyle görüşülen

yetişkinlerin yarısının ev kadınlarından oluştuğu görülmektedir. Ayrıca

araştırmaya katılanların %8,3 ü esnaf ve %12,5 i işçiden oluşurken, çiftçi

olanların oranı ise % 29,2’dir. Çiftçi olanların oranının düşük olması,

araştırmaya katılan kadınların kendilerini ev kadını olarak ifade etmesi ile

açıklanabilir. Gerçekte ise kırsal kesimde bir aile işletmesi konumunda olan

tarımsal üretimin içinde kadınlar erkeklerle birlikte yer almaktadırlar. Çizelge

9’daki verilere göre; kursa katılan yetişkinlerin büyük kısmını oluşturan ev

kadınlarının Türkiye’de çalışma yaşamında tam olarak yer alamaması ile

kendini çalışma hayatına sokmaya çalışması veya sosyalleşme için kurslara

ilgi gösterdiklerini de söylenebilir.

56

Gelir Durumu

Araştırmaya katılan yetişkinlerin gelir durumu ile ilgili frekans ve yüzde

dağılımları çizelge 10’da verilmiştir.

Çizelge 10: Görüşülenlerin Gelir Durumuna Göre Dağılımı

Gelir durumu Frekans (f) Yüzde %

Geliri yok 12 50

1 TL - 200 TL arası 2 8,2

201 TL- 500 TL arası 5 20,9

501 TL- 1000 TL arası 5 20,9

Toplam 24 100

Çizelge 10 incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin yarısının aylık

ortalama bir geliri bulunmamaktıdır. % 8,2’sinin aylık geliri 1-200 TL

arasındadır. 201- 500 TL ve 501- 1000 TL arasında geliri olan kısmı ise

%20,9’luk dilimlerden oluşmaktadır. Çalışma Genel Müdürlüğü’nün maliyet

hesabına göre 2014 yılının ilk 6 aylık döneminde net askeri ücret 846

TL’dir.Bu bağlamda kursa katılan yetişkinlerin büyük bir kısmı askeri ücretin

altında yaşam mücadelesi verdiği çok açıktır. Böylelikle kursa katılan

yetişkinlerin yarısının gelirinin olmayışı ve %29,1’inin de 500 TL altında aylık

gelirinin olması yörede açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursuna, aileye bir ek

gelir getirme düşüncesi ile katıldıkları söylenebilir. Ayrıca yöre halkının tarım

ve hayvancılıkla uğraşıyor olması sebebiyle yörede onlar için ek kazanç

sağlayacak yeni iş kollarına kapı açan her kursun onlar için bir ilgi kaynağı

olacağı da söylenebilir.

57

Konut Durumu

Araştırmaya katılan yetişkinlerin konut durumu ile ilgili frekans ve yüzde

dağılımları çizelge 11’de verilmiştir.

Çizelge 11:Görüşülenlerin Konut Durumuna Göre Dağılımı

Konut durumu Frekans (f) Yüzde %

Kendisinin 13 54,2

Babasının 11 45,8

Toplam 24 100

Çizelge 11 incelendiğinde, araştırmaya katılan yetişkinlerin %54,2’si

kendisine ait evde yaşamaktadır. % 45,8’lik kısmı ise babasının evinde

yaşamını sürdürmektedir.

Aile Yapısı

Araştırmaya katılan yetişkinlerin aile yapısı ile ilgili frekans ve yüzde

dağılımları çizelge 12’de verilmiştir.

Çizelge 12: Görüşülenlerin Aile Yapısına Göre Dağılımı

Aile Yapısı Frekans (f) Yüzde %

Çekirdek 22 91,7

Büyük 2 8,3

Toplam 24 100

Çizelge 12’deki verilen incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin %91,7’lik

oranla çekirdek aile yapısına sahiptir. % 8,3’lük oranda ise büyük aile

yapısındadır. Çekirdek aile oranının %91,7 olmasına karşın, çizelge 7’deki %

45,8’lik “konutunun babasına ait olması” oranı ve çizelge 7’deki %87,5’lik

“evli” oranını birlikte değerlendirirsek; kursa katılan yetişkinlerin bir aile

kurmuş olmasına rağmen yaşamlarını babalarına ait bir evde devam

ettirmeleri maddi anlamda bir bağımsızlığa ulaşmadıklarını göstergesidir. Bu

bağlamda kursa katılan bireylerin maddi anlamda kazanç sağlamayı

düşünerek kursa katıldıkları söylenebilir.

58

Aile Kişi Sayısı (Büyüklüğü)

Araştırmaya katılan yetişkinlerin aile kişi sayısı (büyüklüğü) ile ilgili

frekans ve yüzde dağılımları çizelge 13’de verilmiştir.

Çizelge 13: Görüşülenlerin Aile Kişi Sayısına Göre Dağılımı

Aile Kişi Sayısı Frekans (f) Yüzde %

2 kişi 1 4,2

3 kişi 3 12,5

4 kişi 13 54,1

5 kişi 6 25,0

6 kişi 1 4,2

Toplam 24 100

Çizelge 13’deki verilen incelendiğinde, görüşülen yetişkinlerin %54,1’i 4

kişilik aileden oluşmaktadır.

Buna göre; kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını

devam ettirmemektedir. Büyük bir çoğunluğunun ailesi 3 ve üzeri kişiden

oluşmaktadır. Bu sebeple kursa katılan yetişkinlerin, ailesine ek kazanç

sağlamak için kursa katıldığı söylenebilir.

59

Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle

İlgili Bulgular

Kırsal kalkınma bağlamında ipek böceği yetiştiriciliği kursu ile ilgili

katılımcı yetişkinlere sorulan sorulara, yetişkinlerin verdikleri yanıtlar

seçeneklere ve duruma göre sayısal olanlar tablolaştırılarak, nitel olan

yanıtlar ise yetişkinlerin özgün görüşleri olarak özetlenerek verilmiştir.

Kursa katılan yetişkinlere “ipekböcekciliği kursunun açıldığını nereden

öğrendiniz”,(haberdar oldunuz)? Sorusu yöneltilmiş ve alınan yanıtların

frekans ve yüzde dağılımları çizelge 14’de verilmiştir.

Çizelge 14: Görüşülenlerin Kursdan Haberdar Olma Durumların

Göre Dağılımı

Değişkenler Frekans (f) Yüzde %

Halk Eğitimi Merkezinden 11 45,8

Arkadaşından / Komşusundan 7 29,2

İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Müdürlüğünden

6 25,0

Toplam 24 100

Çizelge 14 incelendiğinde, kursa katılan yetişkinlerin %45,8’lik kısmı

kursdan HEM vasıtasıyla haberdar olmuştur. % 29.2’si arkadaşından veya

komşusundan, %25’i de İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

vasıtasıyla kursdan haberdar olmuştur.

Bu sonuca göre kurstan haberdar olmanın en etkili yolu HEM

vasıtasıyla olmuştur. Bu da bize HEM’nin yörede açılan İpek Böceği

Yetiştiriciliği Kursu’nun tanıtımında etkin rol oynadığını göstermektedir.

Tanıtım araçları halkın anlayabileceği düzeyde anlaşılır olması gerekir,

ayrıca duyuru araçlarının zihinlere olduğu kadar duygulara da hitap etmesi

60

önemlidir (Miser, 1999). Görüşüne göre de HEM kursun duyurulmasında

gerekli çalışmaları yapmıştır.

Kursa katılan yetişkinlere “ipekböcekciliği kursuna katılma nedeniniz

nedir?” Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve

frekans dağılımları çizelge 15’de verilmiştir.

Çizelge 15: Görüşülenlerin Kursa Katılma Nedenleri

Seçenekler Frekans (f) Yüzde (%)

Aile Geçimine Katkı Sağlamak 19 39,6

Boş Zamanı Değerlendirmek 13 27,1

Yeni Bilgi ve Beceriler Kazanmak 9 18,7

Meslek Edinmek 7 14,6

Toplam 48 100

Not: Birden çok seçenek katılma nedeni olarak belirtilmiştir.

Çizelge 15 incelendiğinde, Araştırmaya katılan 24 yetişkinden 19’u “aile

geçimine katkı sağlamak” amacıyla kursa katıldığını belirtmiştir. Ayrıca 13’ü

“boş zamanı değerlendirmek”, 9’u “yeni bilgi ve beceri kazanmak” ve 7’si

“meslek edinmek” seçenekeleri ile kursa katılma nedenlerini belirtmişlerdir.

Kursa katılma nedenleri ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda

özet olarak verilmiştir.

“Gelirimiz artsın diye katıldım kursa.” (G.3.(K))

“Vakit geçirmek için kursa katıldım.” (G.7.(K))

“Elimizde sabit bir meslek olmadığı için yapabilir miyiz diye onu

üretebilirmiyiz diye katıldım .” (G.21.(E))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kursa katılma

nedenlerinin en başında “aile geçimine katkı sağlamak” yer almaktadır. Buna

göre, yöre de yaşayan bireyler aile geçimine katkı sağlamak için gelir getiren

yollar aramakta olduğu söylenebilir. Muğla Köyceğiz ilçesinde yöre halkı

61

tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaktadır. Tarım dışı zamanlarda açılmış

olan İpek Böceği Yetiştiricliği Kursu, yöre halkı için ideal bir ek gelir

kaynağının temelini oluşmaktadır Ayrıca yörede yaşayanlar, boş

zamanlarının olduğunu da belirtmişlerdir. Boş zaman ve aile geçimini birlikte

değerlendirildiğin de yörede bir işsizlik sorunu olduğu görülmektedir. İpek

Böceği Yetişriciliği Kursu ile dönemsel olarak işsizlik sorununa çözüm

sağlanmış ve ailelere ek kazanç kapısı açılmıştır denilebilir.

Kursa katılan 24 yetişkine “Kazanadığınız bilgi ve becerileri nasıl

değerlendirdiniz?” Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların

yüzde ve frekans dağılımları çizelge 16’da verilmiştir.

Çizelge 16: Görüşülenlerin Kurs Bitimi Üretime Geçme Durumu

Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)

Kurs Bitimi Üretime Geçen 21 87,5

Kurs Bitimi Üretime Geçmeyen 3 12,5

Toplam 24 100

Çizelge 16 incelendiğinde, kursa katılan 24 kişiden 21’i kurs bitiminde

üretime geçmiş, kalan 3 kişi ise üretime geçmemiştir. Kurs bitiminde üretime

geçme durumları ile ilgili görüşlerini anlatan katılımcıların görüşleri aşağıda

verilmiştir.

Arı yetiştiriciliği işi ile meşgul olan ve ipekböceği yetiştiriciliği kursuna

katılan bir erkek katılımcı kurs sonrası üretime geçmeme nedenini şu görüşle

açıklamıştır.

“Kurs bittikten sonra baktım ki hijyen ve hassas bir bakım isteyen bir

olay, ben de üretime geçmeyi düşünmedim. Arıcılık faaliyetime devam ettim.”

(G.1.(E))

Bu durum, katılımcının tarım dışı boş zamanlarında meşgul olduğu ve

aile ekonomisine katkıda bulunduğu arı yetiştiriciliği gibi bir işinin olması ile

ilgili olduğu söylenebilir.

62

Örneğin, tarım ve ev işleri dışı boş zamanlarını değerlendirecek bir

uğraş alanı olmayan kadın katılımcının görüşü ise üretime heyecanla

başladığı belirtmektedir.

“Kurs bitiminden sonra yapabileceğime inandım. Ücretsiz dağıtılan

tohumlardan bize de verdiler. Üretime heyecanla başladık. “(G.15. (K))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kurs bitiminde kursa

katılanların büyük çoğunluğu üretime geçmiştir. Buna göre kursun verimli

olduğunu ve yöreye yeni bir üretim faaliyeti sağladığı söylenebilir. Kendilerine

uygun bir üretim olmadığını belirten 3 kişi ise üretime geçmemiştir.

Kursa katılıp üretime geçen “21” üreticiye “İpek böceği yetiştirirken

herhangi bir problemle karşılaştınız mı?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu

sorulara katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge

17’de verilmiştir.

Çizelge 17: Üretime Geçenlerin Üretimde Karşılaştıkları Problemler

Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)

Ürerimin Gerçekleştiği Yerin

Yetersizliği

9 33

Üretimde Kullanılacak Dut Yaprağının

Az Olması

8 30

Dut Ağacı Yetiştirmek İçin Arazinin

Yetersiz Olması

4 14,8

Üretim Gerçekleştirilirken Aile

Bireylerinden Destek Alınamaması

4 14,8

Üretimi Gerçekleştirirken Böceği

İhtiyaç Duyduğu Uygun Sıcaklığın

Sağlanamaması

2 7,4

Toplam 27 100

Not: Birden çok değişken problem olarak belirtilmiştir.

63

Çizelge 17 incelendiğinde, 21 yetişkinden 9’u üretimi gerçekleştirdiği yer

ile ilgili problem yaşamıştır. Ayrıca üretime geçen yetişkinlerden 8’i üretimde

kullanacağı dut yaprağının azlığından, 4’ü dut ağacı yetiştirmek için arazinin

yetersiz olmasından, yine 4’ü üretimi gerçekleştiriken aile bireylerinden

destek almada ve 2 üretici de üretimi gerçekleştirirken böceğin ihtiyaç

duyduğu uygun sıcaklığın sağlanmasında problem yaşamıştır. Kurs bitiminde

üretime geçenlerin, karşılaştıkları problemleri ile ilgili katılımcı görüşlerini

anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.

“Zorluğunu gördüm yani. (…) Dudunu (ipek böceğinin besin maddesi

olan dut yaprağını) yetiştiremedim. Bazen beceremedim kendim kestiğim

için onlarda sıkıntı çektim. Ağaçlar büyük olduğu, kimisi dutlu olduğu için

sıkıntı çektim, sarma döneminde tek başıma olduğum için çok zorlandım.”

(G.2.(K))

“Dudumuz az olunca(...) dut çok olsa çok güzel bir şey köylüler için, çok

iyi bu, dut olacak; yerin de muntazam olacak; bizim ki üst kat olunca hani

üşüyo. Bi odan olacak dört dörtlük. Dut çok olacak; yer de az; dikme

şansımızda yok.“(G.4. (K))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre kurs bitiminde

ipekböceği üretimine geçen 21 üreticinin karşılaştığı problemin başında

üretimi gerçekleştirdikleri yerin yetersizliği yer almaktadır. Diğer önemli

problem ise üretimde kullanılacak dut yaprağının azlığıdır. Bölgede sorunları

gidermek için çalışmalar yapılmış ve dönemsel olarak dut ağacı fidanı

üreticiye ücretsiz olarak verilmektedir. Ancak bu desteklerin yeterli olmadığı,

özellikle yer sorunu olan üreticilere yeni destekleme çalışmalarına yer

verilmelidir. Örneğin, orman vasfı olmayan hazine arazileri (mümkünse

ücretsiz, değilse düşük ücret karşılığı) üreticiye dut fidanlığı için

kiralanabilmelidir.

64

Kursa katılan üreticilere “Katılmış olduğunuz kursun ekonomik anlamda

size katkı sağladığını düşünüyor musunuz?” Sorusu yöneltilmiş ve

katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 18’de

verilmiştir.

Çizelge 18: Kursun Ekonomik Katkı Durumu

Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)

Katkısı Oldu 18 75

Katkısı Kısmen Oldu 3 12,5

Katkısı Olmadı 3 12,5

Toplam 24 100

Çizelge 18 incelendiğinde, kursa katılan 24 üreticiden 18’i kursun

ekonomik olarak katkısı sağladığını belirtirken 3 kişi ise katkısı olmadığını

belirtmektedir. Ayrıca 3 kişi ise kısmen katkısı olduğunu belirtmektedir. Kursa

katılanların, kursun ekonomik katkı durumu ile ilgili katılımcı görüşlerini

anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.

“(…) iki ayda yapcan da para alcan da kendime bilezik alacan deyi

annem. Mesela geçen yıl biz üç dene kurbanlık aldık. (G.7.(K))

“ Böceği yaptım. İyi kötü aldığım para ile evin önüne çinko çektirdim.

Yani çok rezildim çamurun içinde. (G.10.(K))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursa katılan

üreticilerin çoğu ekonomik anlamda istedikleri sonuca ulaştıkları söylenebilir.

Üretim sonucu elde ettikleri geliri de aile fertleri ile değerlendirdiklerini ileri

sürülebilir. Katkısı olmadığını belirten yetişkinlerin de üretime geçmeyenler ile

aynı sayıda olması, üretim yapmayanların” katkısı olmadı” cevabını verdiği

söylenebilir.

65

Kursa katılan üreticilere “Açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursunun

yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal yaşamına ne gibi katkısı

olduğunu düşünüyorsunuz?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu sorulara

katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 19’da

verilmiştir.

Çizelge 19: Kursun Yörede Yaşayan Halkın Ekonomik ve Sosyal

Yaşamına Katkı Durumu

Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)

Ev İhtiyaçlarının Giderilmesinde Etkili

Olmuştur.

19 39,5

Ev Hanımlarına Boş Zamanlarını

Değerlendirme İmkanı Sağlamıştır

15 31,3

Dönemsel Olarak Yöre de Ekonomik

Hareketlilik Sağlamıştır.

12 25

Dut Yaprağı Temini Ederken Olumlu

Diyaloglar ile Komşuluk İlişkilerine

Pozitif Katkı Sağlamıştır.

2 4,2

Toplam 48 100

Not: Birden çok değişkene ilişkin görüş belirtilmiştir.

Çizelge 19 incelendiğinde, araştırmaya katılan 24 yetişkinden, 19’u “ev

ihtiyaçlarının giderilmesinde etkili olmuştur” görüşü ile kursun yörede

yaşayan halkın ekonomik ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmiştir.

Ayrıca yine 24 yetişkinden 15’i “ev hanımlarına boş zamanlarını

değerlendirme imkanı sağlamıştır”, 12’si “dönemsel olarak yörede ekonomik

hareketlilik sağlamıştır”, görüşü ile kursun yörede yaşayan halkın ekonomik

ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmişlerdir. 24 yetişkinden sadece

2’si de “dut yaprağı temini ederken olumlu diyaloglar ile komşuluk ilişkilerine

pozitif katkı sağlamıştır” görüşü ile kursun yörede yaşayan halkın ekonomik

ve sosyal yaşamına katkı durumunu belirtmişlerdir.

66

Kursa katılanların, kursun yörede yaşayan halkın ekonomik ve sosyal

yaşamına katkısı ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda özet

olarak verilmiştir.

“(…) çok düşünüyorum. İnsanlar o para ile yaptığı ipek böceği parası ile

marketini ödedi, çocuğunu dershaneye gönderdi.(…) 40 günlük bir sürede iyi

bir gelir olduğunu düşünüyorum.(G.8.(K))

“(…)katkısı çok tabi özellikle ev hanımları için mükemmel bir şey. O

dönem pazar masraflarımızı ürettiklerimizden karşılıyoruz.(G.23.(K))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursa katılan

üreticilerin çoğu ev ihtiyaçlarının giderilmesinde kursun etkin rol oynadığını

belirterek, üreticilerin elde ettikleri geliri ev ihtiyaçlarında harcadığı

söylenebilir. Yörede ev kadınlarının da boş zamanlarına etki ettiğini, onlara

bir uğraş sağladığı da söylenebilir. Sosyal çevreye de özellikle komşuluk

ilişkilerinde de etkili olduğu ileri sürülebilir. Yörede açılan ipek böceği

yetiştiriciliği kursu yöreye dönemsel olarak ekonomik ve sosyal bir hareketlilik

getirmiştir denebilir.

67

Kursa katılan yetişkinlere “Kurs ilgi, ihtiyaç ve beklentinizi karşıladı mı?”

Sorusu yöneltilmiş ve katılımcılardan alınan yanıtların yüzde ve frekans

dağılımları çizelge 20’de verilmiştir.

Çizelge 20: Kursun İlgi, İhtiyaç ve Beklentiyi Karşılama Durumu

Değişkenler Frekans (f) Yüzde (%)

Karşıladı 16 66,6

Kısmen Karşıladı 4 16,7

Karşılamadı 4 16,7

Toplam 24 100

Çizelge 20 incelendiğinde, kursa katılan 24 yetişkinden 16’sı kurstan

ilgi, ihtiyaç ve beklentisine karşılık aldığını belirtirken 4 tanesi kısmen karşılık

almıştır. Ayrıca 4 kişi de kurstan ilgi, ihtiyaç ve beklentisine karşılık

bulamamıştır. Kursa katılanların, kursun ilgi, ihtiyaç ve beklentiyi karşılama

durumu ile ilgili katılımcı görüşlerini anlatan alıntılar aşağıda özet olarak

verilmiştir.

“(…) 40 günde bir iyi bir üretim alıyoruz onu söyleyeyim. 40 günde bir

keçiyi yetiştirip 500’e ya da 750’ye satamıyoruz. (G.2.(K))

“ Ben mesela kursa başlamadan önce ipek böceğini hem kendimiz

yetiştirelim hemde ipeğini kendimiz alalım istiyodum artı ipeğini burda

yapabiliyorsak ipeğini kendimiz çekelim, boyayalım dokuyalım hatta

kursumuzda bunu yaptık. Çok güzeldi hani bunu devam ettirebilseydik belki

devlet desteği ile olabilir. (G.9.(K))

“(…) kursdan sonra üretimin karşılığını aldık. (G.19.(K))

“Kursa başlamadan önce pek bilgimiz yoktu, kurs zamanında kendime

koyduğum hedefe ulaştım diyebilirim. Her sene üretimimi arttırarak devam

ediyom (...) kursun etkisi tabi ki çok fazla.(G.24.(E))

68

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre, kursun ilgi, ihtiyaç ve

beklentileri karşıladığı ifade edilebilir. Yöre halkının temel sorunu ekonomik

ihtiyaç olduğundan, beklentinin de ekonominin ihtiyaçlarının karşılanması

olduğunu söylemek doğru olacaktır. Böylelikle kursa katılanlar ekonomik

beklentilerini çoğunluk olarak karşılamışlardır denebilir. Beklentilerini

karşılamadığını belirten 4 kişiden 3’ü üretime geçmediği için beklentisine

karşılık bulamamış olabilirler.

Kursa katılan yetişkinlere “Daha yararlı olması için sizce neler

yapılmalıdır?” sorusu yöneltilmiştir. Bu açık uçlu sorulara katılımcılardan

alınan yanıtların yüzde ve frekans dağılımları çizelge 21’de verilmiştir.

Çizelge 21: Daha Yararlı Olması İçin Neler Yapılmalı Durumu

Değişkenler Frekans (f) Yüzde

(%)

İpek Böceği Kozasının Dokuma

Olarak Değerlendirilmesi

20 41,7

Üretim için Uygun Yer Sağlanması 14 29,2

Her Yıl Üretim Öncesinde

Bilgilendirme Toplantıları

Düzenlenmeli

10 20,8

Üretim Kalitesini Arttırıcı Destekler

Sağlanmalı

4 8,3

Toplam 48 100

Not: Birden çok değişkene ilişkin görüş belirtilmiştir.

Çizelge 21 incelendiğinde, araştırmaya katılan 24 yetişkinden, 20’sinin

“ipek böceği kozasının dokuma olarak değerlendirilmesi” daha yararlı olması

için üreticilerin en çok önerdikleri görüştür. Ayrıca yine 24 yetişkinden 14’ü

“üretim için uygun yer sağlanması” ve 10’u “her yıl üretim öncesinde

bilgilendirme toplantıları düzenlenmeli” önerisi ile araştırmaya katkı da

bulunmuşlardır. “Üretim kalitesini arttırıcı destekler sağlanmalı” önerisi ise 24

yetişkinden 4’ünün önerisidir.

69

Daha yararlı olması için neler yapılması ile ilgili katılımcı görüşlerini

anlatan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir.

“(…) İpek olarak satamıyoruz. İpek olarak satsak daha karlıyız aslında.

(…) koza olarak satıyoruz. (G.2.(K))

“(…) Bu bölge halkı birazcık kırsal olduğu için fakirler, bunları evlerinin

içinde yetiştiriyorlar, yapıyorlar. 40 gün boyunca eşylarını dışarı çıkarıyorlar,

böcekleri evlerinin içine koyuyorlar bunun bundan kurtulması gerekiyor.

(G.8.(K))

“Daha fazla bilgi verilebilir, daha sık gezilebilir. Bir hafta bir her eve

uğranmalı bizim burda adam geliyor tamam hepimizin evine uğruyor ama çok

ara ara süreyle uğruyor 2 hafta da bir 3 hafta da bir uğruyor veya yolda filan

gördüğü zaman soruyor “bize ne yaptınız?”, “böcekler kaçıncı uykuya girdi?”

diye yolda falan soruyor. (G.16.(K))

“(…) bir yer yapsak daha iyi olur. Yeni sene, dut diktik ya onlar yetince

mecburen. (G.19.(K))

“ Daha faydalı olması için koza olarak sattığımız ipekleri, burda dokuma

tezgahı ile dokuyup öyle satsak hem bizim gibi ev kadınlarına boş zamanını

değerlendirme işi olmuş olur hemde daha fazla kazancı olur.(G.23.(K))

Görüşme kayıtlarından elde edilen bulgulara göre; üretim faaliyetinde

bulunan yetişkinlerin ön plana çıkan önerisi, yaş koza olarak satışını

gerçekleştirdikleri ipek böceği yetiştiriciliği faaliyetini bir adım daha ileri

götürerek dokuma ile satışını gerçekleştirmektir. Dokuma faaliyeti ile birlikte

ipek böceği yetiştiriciliği 40 günün bitiminde elde edilen koza ile sınırlı

kalmayacaktır. Ayrıca dokuma ile birlikte elde edilen kazanç daha da

arttacaktır ve yöreye ekonomik anlamda büyük bir hareketlilik getirecektir.

Yetişkinlerin en büyük problemi olan üretimde ki yer sorunu burada da

karşımıza öneri olarak çıkmaktadır. 40 günlük süreçte evini bir odasını hatta

70

daha fazla odasını üretime ayıran yetişkinler için bu olumsuz durumun

çözümü ile üretimde ki verimin artış göstereceği, aile içi düzenin

yıpranmayacağı çok açıktır.

Dönemsel olarak yürütülen ipek böceği yetiştiriciliği için her yıl üretime

geçmeden önce dönemin teknolojik ilerlemesi de göz önünde bulundurulup

üretimle ilgili bilgilendirme toplantılarının düzenlenmesi de yapılan

görüşmeden çıkan bir başka sonuçtur. Elde edilen bilgilere göre üreticilere

HEM ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından çeşitli

destekler verilmektedir. Bu desteklerin arttırılması da yetişkinler tarafından

verilen önerilerden bir başkasıdır.

71

BÖLÜM V

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu bölümde, araştırmada ulaşıla bulgular ana hatları ile özetlenmiş,

elde edilen bulgulara dayalı olarak, belirlenen sorunların çözümüne yönelik

önerilere yer verilmiştir.

Sonuçlar

Araştıma sonuçları, araştırmanın bulgularına dayalı olarak iki başlık

altında özet olarak verilmiştir.

Kişisel Bilgilere İlişkin Sonuçlar

Bu başlık altında araştırma kapsamında görüşme yapılan çalışma

grubundaki yetişkinlerin kişisel bilgilerine ilişkin sonuçlar yer almaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu (%70,8’i) kadınlardan oluşmaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu 25 ile 44 yaş arasındaki iktisaden faal

nüfus grubundan oluşmaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu (%87,5’i) evlilerden oluşmaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu (%66,7’si) ilkokul mezunundan

oluşmaktadır. Geri kalanlar içinde her eğitim düzeyinden katılımcı

bulunmaktadır.

Katılımcıların çoğunluğu (%50’si) ev kadınlarından oluşmaktadır.

72

Katılımcıların çoğunluğunun (%50’si) aylık net ortalama bir geliri

bulunmamaktadır.

Katılımcıların çoğunluğu (%54,2’si) kendisine ait evde yaşamaktadır.

Katılımcıların büyük çoğunluğu (%91,7’si) çekirdek aile yapısına

sahiptir.

Katılımcıların çoğunluğunun (%54,1’i) aile kişi sayısı 4 kişiden

oluşmaktadır. Kursa katılan yetişkinlerden hiçbiri tek başına hayatını devam

ettirmemektedir.

Kırsal Kalkınma Bağlamında İpek Böceği Yetiştiriciliği Kursu İle

İlgili Sonuçlar

Katılımcıların çoğunluğu (%45,8’i) HEM vasıtasıyla kursdan haberdar

olmuştur.

Kursa katılanların büyük çoğunlunun aile geçimine katkı sağlamak

amaçlı kursa katıldığı görülmektedir.

Kursa başlayan 24 yetişkinden 21’i kurs bitiminde üretime geçmiştir.

İpek böceği yetiştiriciliği kursu sonunda üretime geçen 21 yetişkinin

üretimde karşılaştığı en temel iki problem “üretimin gerçekleştirildiği yerin

yetersizliği” ve “üretimde kullanılacak dut yaprağının az olması”dır.

Katılımcıların çoğunluğu (%75’i) ipek böceği yetiştiriciliği kursunun

ekonomik anlamda katkısının olduğunu belirtmektedir.

Kursu ekonomik ve sosyal yaşama katkısı bağlamında değerlendiren

katılımcıların çoğunluğu, kursun ev ihtiyaçlarının giderilmesinde ve ev

73

hanımlarının boş zamanlarını değerlendirmesinde imkanı sağladığını

belirtmişlerdir.

Katılımcıların büyük çoğunluğu (%66,6’sı) kursun ilgi, ihtiyaç ve

beklentilerini karşıladığını belirtmiştir.

Katılımcıların daha yararlı olması için önerileri aşağıda verilmektedir.

İpek böceği kozası dokuma olarak değerlendirilmelidir.

Üretim için uygun yer sağlanmalıdır.

Her yıl üretim öncesinde bilgilendirme toplantıları

düzenlenmelidir.

Üretim kalitesini arttırıcı destekler sağlanmalıdır.

74

Öneriler

Kırsal kalkınma bağlamında Muğla Köyceğiz İlçesi Halk Eğitimi

Merkezi ile Tarım İl Müdürlüğü’nün ortak desteği ile açılan ipek böceği

yetiştiriciliği kursunun yöreye ekonomik ve sosyal katkı sağladığı çok açıktır.

Yöre halkına ekonomik ve sosyal katkı sağlayacak benzer başka kursların da

açılması yöre için faydalı olabilir.

Kurs sonrasında üretimde karşılaşılan problemlerin başında olan yer

problemi için üreticilere yer için destek sağlanması ayrıca prefabrik üretim

yerleri kurulması gerekmektedir.

Üretime geçenlerin bir başka problemi olan üretimde kullanılacak dut

yaprağının az olması nedeniyle gereksinim duyulan dut yaprağını üretim için

yeni dut plantasyon alanları kurulmalı ve dut fidanı dağıtımının devam etmesi

sağlanmalıdır.

Ürettikleri kozayı ilgili kuruluşlara sadece yaş koza olarak satan

üreticilere gerekli ipek dokuma kursları da verilerek yöre de bir ipek dokuma

faaliyeti gerçekleştirilmelidir. Böylelikle yörede sadece 40 günlük bir faaliyet

olan ipek böceği yetiştirme daha uzun bir döneme geçiş yapacak dokunan

ipekle de daha fazla bir kazanç sağlanmış olunacaktır. Ayrıca kursiyerlerin

ürünlerini sergilemesine uygun düzenlemeler yapılmaldır.

Üretimde kaliteyi arttırıcı faaliyetler düzenlenmelidir. Diğer bölgelerde

faaliyette olan üreticiler ziyaret edilerek bilgi alış verişine teşvikte

bulunulmalıdır. Ayrıca farklılıkların görülmesi açısından teknik gezi

çerçevesinde, Uluslar arası fuarlara katılınması yararlı olabilir.

Kurs yolu ile yeteneklerini geliştiren, bilgi, beceri ve donanıma sahip

olan yetişkinlerin meslek sahibi olmaları, bir işte çalışarak gelir etme etmeleri

için istihdam olanakları oluşturulmalıdır.

75

Kursa katılan yetişkinlere, ulusal ve uluslarası düzeyde geçerliliği olan

mesleki belgelendirme ve sertifikasyon sistemi düzenlenerek halk eğitimi

merkezinin vermiş olduğu bu belge ile iş bulma imkanı sağlanmalıdır.

Yörede kurs faaliyetleri muhtarlık kanalı ile sağlanan bir bina da

gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda yöre de benzer kurslar için çok amaçlı

bir bina tedarik edilmesi uygun olacaktır. Ayrıca böyle bir binanın varlığı ile

üretici ihtiyaç duyduğunda halk eğitimi merkezinde ki usta öğretici ile iletişime

geçebilecektir. Bu bina ile ayrıca üreticilere yetişkin eğitimive üretim ile ilgili

teknik ve mesleki rehberlik faaliyetleri de sağlanmış olabilir.

Bu ve benzeri kursların açılması ve açıldıktan sonra da takibine devam

edilmesi kırsal bölgelerde kalkınmanın sağlanmasına öncülük edebilir.

76

Kaynakça

Abasov, Fuad (2008). Avrupa Birliğinde Kırsal Kalkınmaya Yönelik Mali

Yardımla, Değişimler ve Türkiye’nin Uyum Çalışmaları. (Yüksek Lisans

Tezi). Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonomi/Maliye Anabilim Dalı, Ankara.

Altun, Dilek (2007) “XIX. Yüzyılda Bursa’da İpekböcekçiliği” Balıkesir: T.C.

Balıkesir Üniversitesi F.E.F Karesi Tarih Kulübü Bülteni. Sayı:1 (102-

108)

Avrupa Birliği Bakanlığı (2013) web: http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=5

adresinden 10 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.

Bakırcı, Muzaffer (2007) Türkiye’de Kırsal Kalkınma, Kavramlar Politikalar,

Uygulamalar. Ankara: Nobel Yayınları

Bedirhan, Yaşar (1998). “Türk Tarihinde İpek Yolu Hakimiyeti ve Çin’in

Türkistan’ı İlk İstila Projesi”. Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü Dergisi. Sayı 4(238-256).

Bilir, Mehmet (1995). İncesu Köyü: Yurtdışı İşçi Göçünün Köydeki Toplumsal

Değişmeye Etkisi. Ankara: İncesu Köyü Yurtdışı Çalışma Grubu Yayını

Bilir, Mehmet (2011). “Kırsal Kalkınma Sürecinde Tarımsal Yayımcılığın

Önemi”

I.Ulusal Sarıgöl ve Değerleri Sempozyumu 17-19 Şubat 2011 Sarıgöl-

MANİSA

Bülbül, Sudi (1991). Halk Eğitimine Giriş. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi

Yayınları.

Celep, Cevat. (2003). Halk Eğitimi. Ankara: Anı Yayıncılık.

77

Çelik, Zühre (2005). Planlı Dönemde Türkie’de Kırsal Kalkınma Politika ve

Uygulamaları Üzerine Bir Değerlendirme. Planlama. 2005/2

Çolak, Melek (2002, Bahar) . “Cumhuriyet Döneminde Muğla’da

İpekböcekçiliği

ve İpekli Dokumacılık,” Muğla: Muğla Üniversitesi SBE Dergisi Sayı:8,

Dağ, Rıfat (2007). Kırsal Kalkınma Siyaseti. Ankara: Dipnot Yayınları

DPT (1963), Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (1968), İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (1974), Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (1979), Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (1990), Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (1995), Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (2001), Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kırsal Kalkınma Özel İhtisas

Komisyon Raporu. Ankara: Devlet Planlama Teşkilatı Yayını

78

DPT (2007), Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı, Ankara: Devlet Planlama

Teşkilatı Yayını

DPT (2004), Tarım Stratejisi, Ankara: Devlet Planlama Teşkilaı Yayını

DPT (2007), Ulusal Kırsal Kalkınma Stratejisi (2007-2013) Ankara: Devlet

Planlama Teşkilatı Yayını

Doğanay, Filiz (2002). Türkiye’de Kırsal Yerleşmeler ve Geliştirilen

Politikalar, Planlama Dergisi, Cilt 2, Sayı: 3

Duman, Ahmet (2007). Yetişkinler Eğitimi. (2. Baskı). Ankara: Ütopya

Yayınları

Eğri, Saadettin (2012, Bahar). Hıtay Sefaretnamesi ve Kanunname-i Çin ü

Hıtay’da İpek Yolu İzlenimleri. S. Üst (Editör). Turkish Studies Vol. 7

Sayı:2 (411-422)

Eserperk, Altan (1979). Sosyal Kontrol, Sapma ve Sosyal Değişme

Erzurum’un İki Köyünde Karşılaştırmalı Bir Araştırma. Ankara: Ankara

Üniversitesi Basımevi

Geray, Cevat. (1978). Halk Eğitimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Yayınları. Sayı.73. Ankara

Geray, Cevat. (1999) Kırsal Kalkınma Yöntemleri, İlçe Yerel Yönetimi ve “İlçe

Köy Birlikleri” Önerisi. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi Cilt: 8, Sayı: 2

(11-42)

Geray, Cevat. (2006) “Kırsal Gelişme Bir Anayasal Hak” Tarım-Hayvancılık

Cumhuriyet. Özel Ek. Yıl: 2 sayı.20.

Geray, Cevat (2011) Dünden Bugüne Kırsal Gelişme Politikaları. Ankara:

Phoenix Yayınevi-257

79

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2010), Kırsal Kalkınma Planı (2010-

2013) Ankara: Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Yayını

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:

http://www.tarim.gov.tr/Konular/Hayvancilik/Ipek-Bocekciligi adresinden

20 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:

http://www.tarim.gov.tr/Konular/Kirsal-Kalkinma/Faaliyetler adresinden

10 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2014), web:

http://www.tarim.gov.tr/Konular/Kirsal-Kalkinma/Projeler adresinden 20

Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.

Girgin, İrfan, (2008). Kırsal Altyapı. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın

No:1562, 217 s, Ankara.

İnternational sericultural commission (2013). Web:

http://inserco.org/en/statistics adresinden 1 Nisan 2013 tarihinde

alınmıştır.

İmer, Zahide.(2005,Kış). Bilig (Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi), Sayı

32.

Hemdil, Sabri (2010) “Yok Olmaya Mahkum Edilen Sektör İpekçilik,”

BorsaVizyon, Sayı:95, Ankara Ticaret Borsası Yayını, Ankara

Karaca, Esin (2008) Bursa’da İpekböcekçiliği ve İpek Üretiminde Mevcut

Durum, Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Ankara: Kök Sosyal ve

Stratejik Araştırmalar Vakfı Bülteni Sayı(Eylül-Ekim-Kasım 2008),

Karasar, Niyazi.(2011), Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yayıncılık, Ankara

80

Kadıoğlu, Yahya (Ocak-2012), “Kırsal Kalkınma Açısından Ayrancı Ovası ve

Yakın Çevresi Doğal Kaynakları”, Marmara Coğrafya Dergisi, Sayı 25;

(60-80) İstanbul

Kayaalp, İsa (2002. Eğitimde İletişim Dili. Bilge Kültür Sanat Yayıncılık,

İstanbul.

Kaymak, Murat. (1999). Türkiye’de Kalkınma-Halk Eğitimi İlişkisi Üzerine

Eleştirel Bir Çözümleme Denemesi(1923–1970). Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halk

Eğitimi Ana Bilim Dalı Ankara.

Kırpık, Günay (2012, Bahar). Bilig. (Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi),

Sayı:61 (173-200)

Kolukırık, Cem (2010) Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Politikaları, fonları ve

Türkiye’nin Yararlanam Olanakları (Yüksek Lisans Tezi), Fen Bilimleri

Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı, Tekirdağ.

Kozabirlik, (2014) web: http://www.kozabirlik.com.tr/hakkimizda/tarihce.html

adresinden 22 Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.

Köyceğiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü (2013), web

http://koycegiz-tarim.gov.tr/ipektoplanti.htm adresinden 10 Mayıs 2013

tarihinde alınmıştır.

Köyceğiz Halk Eğitim Merkezi, (2013). Web:

http://koycegizhalkegitim.meb.k12.tr/ adresinden 10 Mayıs 2014

tarihinde alınmıştır.

Köyceğiz Kaymakamlığı, (2014). Web:

http://www.koycegiz.gov.tr/default_B0.aspx?content=180 adresinden

20 Haziran 2014 tarihinde alınmıştır.

81

Milli Eğitim Bakanlığı, (2011). Web:

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/mebtesvegorevkhk_1/mebtesvegor_0.ht

ml adresinden 15 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.

Miser, Rıfat (1993). Halk eğitimi yöntemi olarak toplum kalkınmasının GAP

örneğine uygulanabilmesinin koşulları. Doktora Tezi, Ankara

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara

Miser, Rıfat (1994). GAP’a Halk Katılımının Gereği ve Yöntemi, Ankara

Miser, Rıfat (1999). Kalkınma, Toplum Kalkınması Yöntemi ve İnsanın

Gelişimi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Sayı 32.

Ankara

Miser, Rıfat (1999). Halk Eğitimi ve Toplum Kalkınması. Ankara: MEB yayını

MEB, İstanbul Güngören HEM, (2013) web:

http://mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/29/307029/icerikler/halk

egitim-

merkezleri_238668.html?CHK=6d9c97f0f0ee4a5189e5f06fb6bebec1

adresinden 10 Mayıs 2014 tarihinde alınmıştır.

Ökten Şevket, Çeken Hüseyin (Haziran 2008) “Gap Projesi’nin Türkiye’nin

Kırsal Kalkınma Politikaları İçindeki Yeri ve Önemi,” Tarım Ekonomisi

Dergisi, Cilt:14 Sayı:1 (13-22)

Örnek, Aylin (2007). Kırsal Kalkınma El Kitabı, Heinrich Böll Stiftung derneği

Türkiye Temsilciliği, İstanbul

Soysal, Mustafa, 1998. Köy Sosyolojisi. Çukurova Üniversitesi Ziraat

Fakültesi Genel Yayın No:211, 160 s, Adana.

82

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (2007) web:

http://www.tkdk.gov.tr/files/KurulusKanunu.pdf adresinden 10

Temmuz 2014 tarihinde alınmıştır.

Taşkaya Top, Berrin (2011) Türkiye İpekböcekçiliğinde Kozabirliğin Rolü.

TEPGE Bakış, Sayı: Temmuz, Nüsha: 13, Ankara

Taşkın, Murat. (2013) Trabzon. Eser Ofset Matbaacılık, Trabzon

Taşlıgil, Nuran (1996) “Dünden Bugüne Bursa’da İpekböcekçiliği”, Marmara

Coğrafya Dergisi, Cilt1,Sayı 1 (İstanbul)

Tusting,K. Ve Barton,D.(2011) Öğrenme Kuramları ve Yetişkin Öğrenme

Modelleri Üzerine Kısa Bir İnceleme (Çev: Ahmet Yıldız-Aylin Demir)

Ankara: Dipnot Yayınları

Türk Belediyecilik Derneği (1999).Kırsal Kalkınmada İlçe ve Köy Birlikleri.

Kızılay- Ankara.

Türkiye Odalar Borsalar Birliği, Türkiye İpekböcekçiliği ve İpekçilik Milli

Komitesi,

2011 yılı 2. Yürütme Kurulu Toplantı Raporu (2011) Ankara.

UNESCO (1985). Yetişkin Eğitimi Terimleri. Uluslararası Eğitim Bürosu İçin

Hazırlayanlar: C. Titmus, P. Buttedahl, D. Ironside ve P. Lengrand.

(Çev: A. Ferhan Oğuzkan). Ankara: Unesco Türkiye Milli Komisyonu.

Ural, Ozana. (2007). Türkiye’de yetişkin eğitiminin bugünkü durumu ve

geleceği. İSMEK 1. Yetişkin Eğitimi Sempozyumu İstanbul: İSMEK

Yayla, Deniz (2009). Türk Yetişkin Eğitim Sisteminin Değerlendirilmesi, MEB

Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Yayını, Ankara

Yıldırım, A. Ve şimşek, H. (2004). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma

Yöntemleri. 4. Baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık

83

EKLER

84

EK-1: Üreticilere Ücretsiz Olarak Dağıtımı Yapılan İpek Böceği Tohumu

Dağıtım Listesi ve Tohum Örneği ile Doğrudan Destekleme

Ödemesi Dilekçe Örneği

85

86

EK-2: Araştırma Bölgesi ile İlgili Fotoğraflar

Fotoğraf 1: Çalışmanın gerçekleştirildiği Pınar Köyü

Fotoğraf 2: İpek böceği yetiştiriciliğinde önemli bir yeri olan dut ağaçları

87

EK-3: Görüşme Formu

KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

KATILIMCI GÖRÜŞME FORMU

Görüşmenin yapıldığı

Gün: …/…../ 2014

Başladığı saat:…….

A. KİŞİSEL BİLGİLER

1. Cinsiyet: ( ) Kadın ( ) Erkek

2. Yaşı:

( )18-24 ( )25-34

( )35-44 ( )45-54

( )54-60 ( )60 ve üzeri

3. Medeni durumu:

( ) bekar ( ) evli

( ) dul (boşanmış) ( ) dul (eşi ölmüş)

4. Eğitim durumu

( ) okumaz yazmaz ( ) Ön lisans mezunu

( ) ilkokul mezunu ( ) Lisans mezunu

( ) ortaokul mezunu ( ) Lisansüstü mezunu

( ) lise mezunu ( ) okur-yazar

5. Çalışma durumu:

( ) işsiz ( ) esnaf

( ) ev kadını ( ) emekli

( ) işçi ( ) çiftçi

( ) memur ( ) diğer ……..

88

6. Gelir durumu:

( )500 TL altında ( )1501 TL-2000 TL arası

( )500 TL- 1000 TL arası ( )2001 TL-2500 TL arası

( )1001 TL- 1500 TL arası ( )2501 TL ve üzeri

7. Konut durumu:

( ) kendimin ( ) kira

( ) babamın ( ) diğer ……

8. Aile yapısı:

( ) çekirdek ( ) büyük aile

9. Aileniz kaç kişiden oluşmaktadır.

( )2 ( )5

( )3 ( )6

( )4 ( )7 ve üzeri

B. KIRSAL KALKINMA BAĞLAMINDA İPEK BÖCEĞİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

KURSU İLE İLGİLİ MADDELER

1. Halk eğitim merkezinde açılan ipek böcekçiliği yetiştiriciliği kursundan

nasıl haberdar oldunuz?

( ) arkadaşımdan

( ) komşularımdan

( ) afiş veya reklamdan

( ) sivil toplum kuruluşlarından

( ) internetten

( ) kahvehaneden

( ) halk eğitim merkezinden

( ) diğer ……………

89

2. Halk eğitim merkezinin açmış olduğu ipek böceği yetiştiriciliği kursuna

katılma nedeniniz nedir?

( ) sosyal bir çevre oluşturmak için

( ) meslek edinmek için

( ) boş zamanlarımı değerlendirmek için

( ) ürettiğim ipekleri satarak aile geçimine katkı sağlamak için

( ) yeni bilgi ve becerileri kazanarak üretken olmak için

( ) var olan ipekböceği yetiştirme işimde kendimi geliştirmek için

( ) kişisel gelişimim için

( ) diğer ………….

3. Kazandığınız bilgi ve becerileri nasıl değerlendirdiniz?

( ) kurs sonrası hemen üretime geçtim.

( ) kurs sonrası üretimden vazgeçtim.

4. İpek böceği yetiştirirken herhangi bir problemle karşılaştınız mı?

5. Katılmış olduğunuz kursun ekonomik anlamda size katkı sağladığını

düşünüyorsunuz?

6. Açılan ipek böceği yetiştiriciliği kursunun yörede yaşayan halkın

ekonomik ve sosyal yaşamına ne gibi katkısı olduğunu

düşünüyorsunuz?

7. Kursun içeriği ilgi, ihtiyaç ve beklentilerinizi karşıladı mı?

8. Daha yararlı olması için sizce neler yapılmalıdır?