32

Kızıl Bayrak 2013-18

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kızıl Bayrak 2013-18/3 Mayıs

Citation preview

Page 1: Kızıl Bayrak 2013-18
Page 2: Kızıl Bayrak 2013-18

2 * Kızıl Bayrak

İÇİNDEKİLER

Kızıl BayrakHaftalık Sosyalist Siyasal Gazete

Yönetim Adresi:Eksen Yayıncılık Millet Cd. Selçuk

Sultan Cami Sk. No 2 / 9 Fatih / İstanbulTlf. No: (0212) 621 74 52 - 0536 285 73 25

e-mail: [email protected]: @kizilbayraknet

http://www.kizilbayrak.net

Baskı: Esmat MatbaacılıkM. Nezih Özmen Mh. Yüksel Sk. No 19

Güngören / İSTANBUL Tel: 0 (212) 637 10 35

Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013Fiyatı: 1 TL

Sahibi ve Y. İşl. Md.: Tayfun AltıntaşEKSEN Basım Yayın Ltd. Şti.

Yayın türü: Süreli Yaygın

CMYK

Kızıl Bayrak’tan...

Gazetemizin bir önceki sayısının 1 Mayıs sayısıolduğunu belirtmiştik. Bu sayımız da ağırlıklı olarak1 Mayıs gündemi üzerinden çıkmış bulunuyor.Gazetemizde, başta Taksim iradesinin rengini verdiğiİstanbul olmak üzere Türkiye, dünya ve Ortadoğu’dagerçekleştirilen 1 Mayıs haberlerine vedeğerlendirmelerine genişçe yer vermiş bulunuyoruz.

***2013 1 Mayısı, dünyada ve Türkiye’de kitlesel,

yaygın ve coşkulu bir atmosferde gerçekleşen eylemve gösterilere sahne oldu. Dünyanın bir dizimerkezinde ve sayısız bölgesinde gerçekleştirilen 1Mayıslar’da, emekçilerin kapitalist sömürüye vebaskıya karşı büyüyen tepkisi öne çıktı. Kapitalistkrizin derinleştirdiği yoksulluk ve güvencesizlik,artan hak gasplarının yanı sıra günbegün tırmananemperyalist savaş ve yıkım, 1 Mayıs alanlarına çıkanmilyonlarca işçi ve emekçinin ana gündemlerinioluşturdu.

Bu yıl Türkiye’de gerçekleştirilen 1 Mayıslar dayaygınlığı ve kitleselliği ile dikkat çekti. İzmir’de,Ankara’da, Bursa’da ve birçok kent ve merkezdeönceki yıllara oranla çok daha kitlesel ve coşkulumitingler gerçekleştirildi. Bunun gerisinde isederinleşen sömürü koşulları karşısında işçi sınıfınınve emekçilerin biriken hoşnutsuzluğunun vemücadele eğilimin olduğundan kuşku duymamakgerekiyor. Esnek ve kölece çalışma koşulları, taşeronçalışma sisteminin yaygınlaşması, arkası kesilmeyenhak gaspları, güvencesizlik ve geleceksizlik korkusuişçi ve emekçileri 1 Mayıs alanlarına çıkartan enbüyük etkenlerdi. 1 Mayıs meydanlarında bir arayagelen yüz binlerin taleplerine de bu sorunlar renginiverdi.

Fakat 2013 1 Mayısı’na damgasını vuran, sermayedevletinin Taksim “yasağı” karşısında militan vekararlı direnişlere sahne olan İstanbul 1 Mayısı oldu.Taksim yasağı karşısında on binlerce işçi ve emekçi,

devrimci ve ilerici güçlerle omuz omuza verereksokak sokak dövüştüler. Yasak zinciri politik olarakkırıldı ve 1 Mayıs’ın kızıl ruhu İstanbul sokaklarınabir kez daha hakim oldu. Her ne kadar TaksimMeydanı’na çıkılamasa da Taksim’e çıkan her birsokak Taksim iradesinin zaferine tanıklık etti. Özetle;sermaye devletinin Taksim yasağı sökmedi, kazananemekçilerin Taksim’e çıkma iradesi oldu.

***Bu topraklarda Mayıs ayını kızıllaştıran ve ona

devrimci ruhunu veren bir diğer gün, “Denizler’in”ölümü yiğitçe göğüslediği 6 Mayıs olmuştur. Zira 6Mayıs, devrimci direngenliğin, fedakarlığın ve zulmebaşeğmezliğin ilk örneklerinin sergilendiği, üç gençdevrimcinin sermaye devletini kendi ininde dizegeldiği ve bu topraklarda devrimci geleneğintohumlarının serpildiği bir gün olmuştur.

Bu yıl üç yiğit devrimcinin, Deniz, Yusuf veHüseyin’in idam sehpasına devrim ve sosyalizmsloganlarıyla yürüyüşlerinin 41. yılı. Katledilişlerinin41. yılında Denizler’den devralınan bayrak sınıfdevrimcileri tarafından dalgalandırılmaya, devrim vesosyalizm mücadelesinde geleceğe taşınmaya devamediliyor. Sınıf devrimcileri omuzladıkları bu tarihselsorumlulukla Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i bulunduklarıtüm alanlarda anmaya hazırlanıyorlar. Bizler deburadan bir kez daha bu üç yiğit devrimcinin anılarıönünde saygıyla eğiliyoruz.

***Hatırlatma: Bilindiği gibi 1 Mayıs tablosunu

gerek sitemizden gerekse de gazetemizden geniş birçerçevede sunmaya çalıştık. Okurlarımızın veyoldaşlarımızın kolektif katkısıyla bu konuda başarılıbir sonuç elde ettiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.Fakat bu konuda hala elimizde olan katkıları sunmak(bu izlenim, röportaj ya da haber olabilir) fazlasıylaönem taşımaktadır. Tüm yoldaşlarımızdan veokurlarımızdan bu yönlü katkıları bekliyoruz.

Yasaklarınız ve zorbalığınız vız gelir . . . . 3

Çekilme sürecinin destekleyenleri

ve Kürt hareketinin beklentileri . . . . . . . . 4

Taksim 1 Mayısı’na direnme

kararlılığı damgasını vurdu! . . . . . . . . . . . 5

Her yer Taksim, her yer direniş! . . . . . . 6-7

İstanbul 1 Mayısı:

Kazananlar ve kaybedenler! . . . . . . . . . . . 8

Sermaye devletinin

15-16 Haziran kabusu . . . . . . . . . . . . . . . . 9

İzmir’de yüzbini aşkın

işçi ve emekçi alandaydı! . . . . . . . . . . . . 10

1 Mayıs Ankara’da kitlesel ve

coşkulu bir mitingle kutlandı! . . . . . . . . . 11

Bursa’da kitlesel 1 Mayıs . . . . . . . . . . . . 12

Adana’da 1 Mayıs coşkusu . . . . . . . . . . . 13

Kayseri’de coşkulu ve

kitlesel 1 Mayıs . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14

Çanakkale’de 1 Mayıs. . . . . . . . . . . . . . . 15

Devrimci mirası yaşatmak, daha ileriye

taşımakla mümkündür! . . . . . . . . 16-17

Almanya’da 1 Mayıs…. . . . . . . . . . 18-19

Dünyada 1 Mayıs… . . . . . . . . . . . . 20-21

İsviçre/Basel’de 1 Mayıs kutlaması . . . 22

Kürdistan’da 1 Mayıs’a

direniş rengini verdi . . . . . . . . . . . . . . . 23

İllerde 1 Mayıs... . . . . . . . . . . . . . . . . . 24

Aydın’da 1 Mayıs süreci . . . . . . . . . . . 25

İşçi ve emekçilerle 1 Mayıs ve Taksim

üzerine konuştuk... . . . . . . . . . . . . . . . . 26

PMR Kauçuk direnişi üzerine... . . . . . . 27

Bosch işçisine Bursa’dan ziyaret . . . . . 28

Hamas-El Fetih anlaşmazlığı devam

ediyor… . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29

Üniversiteleri “karıştıran” Suriyeli ajanlar

değil.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30

Mücadele Postası . . . . . . . . . . . . . . . . . 31

Kitapçılarda...

Kızıl Bayrak’tan...Kızıl Bayrak’tan...

Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Page 3: Kızıl Bayrak 2013-18

Kapak Kızıl Bayrak * 3Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

1 Mayıs son yıllarda olduğu gibi bu yıl da oldukçayaygın ve kitlesel gösterilere sahne oldu. Yüzbinlerceişçi, emekçi ve genç öfkelerini, taleplerini veumutlarını 1 Mayıs alanlarına taşıdılar. Ama bu yılın 1Mayısı’na Taksim’e konulmaya çalışılan “yasak”damgasını vurdu. Sermaye iktidarı polis ordularıylayıllar sonra bir kez daha Taksim’i işçi sınıfınayasaklamaya kalkarken, on binlerce işçi, emekçi vegenç de vahşi polis terörüne rağmen Taksim’e çıkmairadesiyle saatlerce çatışarak kararlılığını gösterdi,AKP zorbalığına teslim olmayacaklarını ortaya koydu.Taksim’le sembolleşen kızıl ve düzenle uzlaşmaz 1Mayıs ruhu böylelikle açık ve net biçimde dile geldi.Binlerce devrimci, işçi ve emekçi kenetlenerek, kızıl 1Mayıs geleneğine yeni bir halka daha eklemiş oldular.

Kuşkusuz bu kararlı mücadele Taksim’in önünekonulan barikatların yıkılması için yeterli olmadı.Çünkü on binleri bulan polis ordusu vahşi bir teröruyguladı, geçmiş yılları dahi aşan oranda zorbalığabaşvurdu. Sadece polis orduları değil, aynı zamandasavaş ablukasını hatırlatır cinsten uygulamalara imzaatıldı. İstanbul’un giriş-çıkışları engellendi, yetmediköprüler kapatıldı, İstanbul’un iki yakası arasındakideniz trafiği kesildi. İşte sermaye devleti böylelikleTaksim’e çıkışlara engel oldu. Üç yıl aradan sonraTaksim’de 1 Mayıs gösterilerine katılmak isteyenemekçilere geçit vermedi. Geçit vermedi ama bukazandığı anlamına gelmiyor. Aksine sermayenin faşistiktidarı belki teknik olarak Taksim’i 1 Mayısgösterilerine kapattı, ama hem moral hem de politikbakımdan bu mücadelede yenik düştü.

AKP iktidarının üç yıl aradan sonra Taksim’e yasakkoymasının gerisinde derin politik hesaplaryatmaktaydı. İnşaat çalışmaları bu hesaplarıgizlemenin basit ve kurnazca bir yolu oldu sadece.Böylelikle Taksim yasağı meşrulaştırılmaya veyapılacak faşist-gerici müdahale haklı gösterilmeyeçalışıldı. Gerici-faşist iktidarın hesabı dünyanın enkızıl ve kitlesel 1 Mayısı’ndan kurtulmaktı. ZiraTaksim yasağının bundan üç yıl kadar öncesindeçatışılarak aşılmasının ardından, Taksim 1 Mayıslarıişçi sınıfı ve tüm toplumsal muhalefet güçlerininbuluştuğu devrimci bir merkez haline gelmişti.Toplumun farklı kesimlerinden yüzbinlerce kişi,proletaryanın damgasını taşıyan Taksim 1 Mayısı’ndabirleşmekte, kurulu düzene yönelik öfkelerini dilegetirmekteydi. Toplananların sınıfsal bileşiminin neolduğundan bağımsız olarak Taksim, 1 Mayıs’ındevrimci proleter özü ve enternasyonal mücadeleruhunun çarpıcı bir aynası, kurulu düzenden devrimcibir çıkış yolu olduğunun güçlü bir kanıtı olmaktaydı.Dahası Taksim’in bu görkemli ve kızıl tablosununetkisiyle de 1 Mayıslar ülke çapında her geçen yıl dahayaygın ve kitlesel gösterilerle kutlanıyordu. Öyle kison yılların 1 Mayıs’ları her defasında yaygınlık vekitlesellik bakımından hep ileriye doğru bir gelişimiifade etmiştir.

Hatırlanırsa bundan üç yıl önce Taksim yasağınıkaldırmak zorunda kalan gerici-faşist iktidar umudunu“makul” 1 Mayıslara bağlamıştı. Madem Taksim’deyasak dikiş tutmuyordu, öyleyse artık işlemez halegelen bu yasak dayatmasına son verilecekti. Ama belkide, bundan sonra 1 Mayıslar bugün Avrupa’daolduklarına benzer özel bir mücadele günü olmaktan

çıkarılıp boş panayırlara dönüştürülebilirdi. Fakat dahailk yıldan itibaren iktidarın bu hesapları boşadüşürüldü. Öyle ki bu amaç için kullanılan sendikaağaları 1 Mayıs kürsüsünden kovuldu, böylelikle 1Mayıs kürsüsü de alana hakim kızıl ve enternasyonalruhun dolaysız biçimde kontrolüne geçti. Böylelikle deiktidarın 1 Mayıs üzerindeki müdahale imkanlarıolabildiğince daraldı. Bunun üzerine yıllar boyuncakaybettiği bu mevzileri geri almak üzere bir dizihamleye başvurdu. Bu hamleler geçtiğimiz yıl artıkayrı alanlarda “sarı” 1 Mayıslar örgütlemeye kadarvardırıldı. Ama bu da sendika ağalarının tecritedilmesinden başka bir sonuç yaratmadı ve böyleliklede bu yıla gelindi. Bu yıl ise AKP’ye yaraşır bir köylükurnazlığıyla Taksim’e kazma vurularak bugün finaliniyaşadığımız senaryo uygulamaya sokulmuş oldu.

Kuşkusuz AKP’nin böylesine riskli bir hamleyebaşvurmuş olmasının gerisinde güncel gelişmelerdenkaynaklanan daha özel bazı nedenler de var. Bunlarınbaşında ise Kürt sorunuyla bağlantılı olarak gündemegetirilen sözde “çözüm süreci” bulunuyor. Bilindiğiüzere bu sürece bağlı olarak “barış” ve “demokrasi”ningeleceği yolunda hayaller kışkırtılmakta, kuruludüzene ve gerici-faşist rejime makyaj çekilmekte,beklentiler arttırılmaya çalışılmaktadır. Böylelikle deaynı zamanda bu düzene ve iktidara karşı mücadelezayıflatılmak, hele hele devrimci sınıf mücadelesigözden düşürülmek istenmektedir. Öyle ya “devrimlerdönemi kapanmıştı” artık haklar mevcut düzenle kavgaederek, ona karşı silah çekip savaşarak değil, uzlaşmave barış içerisinde bir arada yaşayarak elde edilebilirdi.Hem zaten toplumsal bir mutabakat yoluylahazırlanacak anayasayla da tüm sorunlar çözülecek veherkes bir biçimde özgür olacaktı. İşte bu düşünceleritopluma empoze etmeye çalışanların ilk işi Newroz’unisyan ruhunun hakkından gelmeye çalışmak oldu.Ondan sonra da sıra kızıl 1 Mayıs’a geldi.

Zira 1 Mayıs devrim ve sosyalizm umudununifadesi, bu düzenle barışın imkansız olduğunu gösterengerçek bir aynaydı. Yalan, dolan ve aldatmacalarlayaratmaya çalıştıkları barış tablolarını bozan kızıl birmüdahaleydi. Öyleyse ne yapıp edip onun hakkındangelmeliydiler. Kızıl rengi soldurmalı, devrimumutlarını boğmalı, sınıf mücadelesi ruhunu mezaragömmeliydiler. Ya da en azından onu Taksim’den

uzaklaştırarak “marjinalleştirmeli”, başka bir ifadeylede gözlerden uzaklaştırmalıydılar. İşte bunun içinTaksim “çukuru” yalanına sarılıp başka alanlarıdayattılar, fakat bunda başarılı olamayınca da yıllarsonra bir kez daha Taksim’e yasak koyma cüretindebulunabildiler.

Cüret ettiler, fakat bir kez daha politik ve moralbakımdan yenildiler. Hesapta 1 Mayıs’ın tatil olmasınıda fırsata dönüştürüp işçi ve emekçileri evlerindetutup, her şeye rağmen sokağa çıkma iradesigösterenleri de “marjinal grup” yaftası asarak ezmeyiplanlıyorlardı. Ama bu hesapları tutmadı. Çünkü hemtüm engellemelere rağmen on binlerce kişi Taksimyolunda kararlı bir mücadele verdi, hem de İstanbulgibi bir kenti abluka altına alan devlet sadece kendiaczini ve halkına düşmanlığını göstermiş oldu.Böylelikle İstanbul, acz içerisindeki devlet karşısındadevrim iradesinin gücüne sahne olurken, gericihesaplar da bozulmuş oldu.

2013 1 Mayısı sermaye iktidarının yaratmayaçalıştığı “barış” ve “toplumsal uzlaşma” tablolarınakızıl bir müdahale oldu. Bu müdahaleyle gerici-faşistrejimin yüzüne çekilmeye çalışılan makyaj döküldü.Onun faşist ve gerici yüzü tüm hatlarıyla ortayaçıkarıldı. Bu müdahale aynı zamanda belleklerdensilinmeye çalışılan ideolojik ve siyasal gerçekleriolabildiğince görünür kıldı. Demek ki sınıfsal baskı veeşitsizliklerin bu denli çarpıcı boyutlarda olduğu budüzende ne sınıf mücadelesinin ne de devrimlerdöneminin sonu gelmiştir. Aksine tüm hoyratçasaldırılara ve körüklenen hayallere rağmen butoplumun bağrında kökleşen devrim düşüncesini vemücadele ruhunu boğamazsınız.

Fakat bu aşamadan sonra önemli olan 2013 1Mayısı’nın bu ideolojik-siyasal ve moralkazanımlarına dayanarak tasfiyeci saldırılara (busaldırıların 1 Mayıs’tan sonra daha da artacağı vegiderek fiziki operasyonlara dönüşebileceği ihtimali deyüksektir) göğüs germek, devrim iradesinigüçlendirmek, toplumsal-sınıfsal alanda bir güç odağıhaline getirebilecek bir cüret ve sorumlulukladavranabilmektir. Böyle yaparsak hem bu 1 Mayıs’ınkazanımlarını koruruz, hem de Taksim’in önünüyeniden açabilecek koşulları bugünden hazırlamışoluruz.

Yasaklarınız ve zorbalığınız vız gelir…

1 Mayıs’ın devrimci ruhunu yenemezsiniz!

Page 4: Kızıl Bayrak 2013-18

Güncel4 * Kızıl Bayrak Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajından sonraİmralı sürecinin gündemi çekilme sorunu etrafındaşekillendi. AKP şefinin ve bazı yetkililerinin“silahlarını bırakıp gitsinler” türünden çıtayı yüksektutan söylemleri ve KCK cephesinden çekilmeninyasal güvencelere bağlanması şartının öne sürülmesigibi nedenlerle yaşanan kriz uzun sürmedi.Öcalan’nın devreye girip çekilmeyi şarta bağlıolmaksızın öne alması ve AKP’nin komisyonmanevraları sonrasında, çekilme açıklamasıbeklenmeye başlandı.

Malumun ilanı

Yerli ve uluslararası basında geniş bir ilgiye konuolan, Türk burjuvazisi, ABD-AB gibi emperyalistlerve çözüm sürecine büyük umutlar bağlayan solkesimler tarafından heyecanla karşılanan 25Nisan’daki KCK açıklaması bir tür malumunilanıydı. Zira son mektup trafiğinden sonra Kürtbasını açıklamadaki çerçeveyi özlü bir şekildeişlemeye başlamıştı. Yani üç aşamalı bir yol haritasıolduğu, çekilmeyle birlikte ilk aşamanın bitip, ikinciaşamanın başlayacağı, anayasal ve yasaldüzenlemelerle ilerleyecek bu aşamanın en zoraşama olacağı öncesinde yazılıp çizilmekteydi.Murat Karayılan üç aşamalı planı en tam haliyle birkez daha dile getirmiş olmak dışında, teknikmahiyetteki bir dizi adımı ve sürecin nasılyürütüleceğini sıralamış oldu. Aynı açıklamada biryandan tüm ezilenlerden ve demokrasi mücadelesinindinamiği saydıklarından, diğer yandan günümüzdekitüm kötülüklerin aktörü konumundaki emperyalistzorbalardan ve bölgesel taşeronlarından sürecidesteklemelerini istemesi ise herhangi bir yeniliktaşımıyordu.

Yine de sermaye cephesi, özellikle de AKPiktidarı bu açıklamayla birlikte büyük bir rahatlamayaşadılar. Tayyip Erdoğan “tarih yazmaktan”bahsetmeye, daha büyük bir özgüvenle konuşmayabaşladı. Nihayetinde, terör demagojisine dayalısöyleminde, şimdiye kadarki saldırgan politikasındaherhangi bir değişime gitmeden “entegre çözümstratejisi”nin en önemli sonucunu almış sayılır. 2012sonlarındaki açlık grevlerinin bitirilmesiyle elealınırsa, AKP’nin kazanımları daha net anlaşılır. Herşeyden önce 5-6 aydır ülke gündemi AKP’nintasfiyeci çözüm oyunu ekseninde şekillendi. Süreçboyunca kendisine karşı yürütülen saldırılara rağmenKürt hareketi dinci-gerici iktidar karşısında hayırhahbir tutuma itildi. Türkiye’nin kuyrukçu sol cephesigenişletilerek tümüyle bu sürece eklemlendi. Sonolarak Batı Kürdistan’da PYD, ÖSO çeteleriyleittifaka zorlandı. Böyle bir ittifak reddedilse de Kürtgüçleri fiilen Esad rejimiyle savaşın içine çekildi vs.

Daha büyük hassasiyet dönemi

İstihbarat görevlileri üzerinden gizli kapaklıyürütülen görüşmeler ve göstermelik komisyonmanevralarıyla elde edilen çekilme sonucu ise,AKP’ye kritik saydığı bir yılın büyük bölümünüsorunsuzca geride bırakma, hatta gücünü ve

mevzilerini pekiştirme imkanı sunuyor. Söylendiğinegöre çekilmenin tamamlanması birkaç ayda ancakmümkündür. Bu sürecin aynı zamanda başta anayasaolmak üzere birtakım yasal düzenlemelerle paralelgideceğini uman Kürt hareketi, sürece atfettiği önemgöz önüne alınırsa giderek daha büyük birhassasiyetle hareket edecektir. AKP’nin çekilmenintamamlanması şartını öne sürerek oyalama süreciniuzatmaya bakacağı ise şimdiden bellidir. Ziramuhatabının tüm benliğiyle masada çözüm hayalinebağlı olduğunu, İmralı masası üzerindenzorlanmadan idare edilebileceğini, inceliklimanevralarla oyalamanın zorunlu olmaktan çıkacağıbir aşamaya kadar sürdürülebileceğini son 5-6 aydayeniden tecrübe etmiştir.

Kürt hareketi ve eklentileri Tayyip Erdoğan’ın birçözüm projesi olmadığından yakınırken kesinliklehaklıdırlar. Ama bu, AKP’nin bir oyalama planının,bir tasfiye projesinin olmadığı anlamına gelmiyor.Dinci-gerici akım bu projesini yeni yıla girerken ennet ifadelerle ortaya koydu ve o günden bu yana dabaşarıyla icra etmektedir. Tuhaf olan bu değil, iliğinekadar çürümüş olan bir düzeni ve devletiparlamenter-yasal mücadele yoluylademokratikleştirme ve demokratik özerklik projesini,başında AKP’nin bulunduğu sermaye iktidarınakabul ettirebileceğini sanmaktır.

Destek çağrısının muhatapları

İşte tüm ezilenlerden, kadınlardan, gençlerden,sosyalistlerden ve nihayet işçi ve emekçilerden, artıemperyalist devletler ile Türk egemenlerinden buhayale destek vermeleri isteniyor. “Çağdışı sınıfparadigması”nı ve “devlet teorisi”ni çoktandır aşmışolan Kürt hareketinin bu çağrısını egemenlerinfiiliyatta nasıl karşıladıklarını çok geçmedengöreceğimizden kuşku duymuyoruz. Zira onlarınbüyük bir kapitalist bunalımın pençesindeolduklarını, emperyalist nüfuz mücadelelerininemperyalist saldırganlığı ve savaşları dizginlerindenboşalttığını, “Mezopotamya Su Birliği” projesindenönce Ortadoğu, Doğu Asya ve Afrika’da kangöllerine ihtiyaç duyduklarını, örneğin 2 yıldır yakıpyıkılmasını sağladıkları Suriye’ye Türkiye-İsrailortaklığıyla son vuruşu hazırlamaya çalıştıklarınıbiliyoruz.

Anketlere bakılırsa Kürt halkıyla birlikteezilenlerin, işçi ve emekçilerin büyük bölümü, hangitarafta yer aldığından bağımsız olarak “çözümsürecini” destekliyor, gerçekte neyi desteklediğindenbihaber olarak. Yoğunlaşan sömürü ve köleliğin,devlet terörü ve faşist baskının uzun dönemdirmayaladığı gerilimlerin kaçınılmaz depremlerinekadar parlamenter mücadele verileri ölçü sayılacak.Oyların, anketlerin sonuçlarına, barışçıl gösterimeydanlarından yansıyan tablolara bakılacak.İşçilere, emekçilere, ezilenlere önderlik iddiasındakisiyasi akımlar ise ana gövdesiyle zaten Kürthareketinin yedeğinde hareket ediyor. Sürecidesteklemeyen reformist akımların esas sorunu iseinisiyatifin AKP’de olması. Yoksa hepsi sürecin birtarafı olmak hevesinde ve iddiasındalar. Kürt

sorununda hiçbirinin düzeniçi anayasal çözüm çizgisidışında bir perspektifi yok. Demek oluyor ki, bucenahtaki tüm siyasi çevreler Kürt hareketinineleştirisinin aksine demokratikleşme konusundaAKP’den bir beklenti içinde olmaktan ziyade, kendiiçinde demokratikleşmeyi hedef alan bir parlamenter-reformist mücadele stratejisine sahipler. ZatenTürkiye solunun ezici ağırlığı çoktandır anayasalçözüm çizgisi doğrultusunda saflaşmış durumda.Kısacası Kürt hareketinin kastettiği bu solsa, onueleştirmesinin veya ikna etmeye çalışmasının hiçbirgereği yok. Zira ikinci aşama çerçevesinde istediğidesteği peşinen arkasına almış bulunuyor.

“Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi,sınıf savaşımları tarihidir”

Buna rağmen AKP’yle diyalog ve müzakereyürüterek Türkiye’yi demokratikleştireceklerini,demokratik bir anayasa yapabileceklerini, anti-demokratik yasaları, özel savaş yapılarınıkaldırabileceklerini düşünenler yeni bir hayalkırıklığından başka bir şey elde edemezler. Tersinihayal etmek, tarihin sınıf savaşımlarıylaşekillendiğini, insanlığın evrensel kazanımlarınınsömürücü iktidarları zor yoluyla yıkmayı hedefleyendevrimci mücadelelerin ürünü olduğunu reddetmeninyarattığı bir yanılsamadır. Bunun tarihin herevresinde ve dünyanın her yerinde sömürülen veezilenlere hep daha ağır sömürü, daha katmerlikölelik ve baskı olmuştur. Sömürüye dayalı birdüzeni kendi içinde iyileştirmeyi hedefleyen siyasalanlayışın elde edeceği tek sonuç, devrimci sınıflarınkan emici sınıflarla uzlaşmalarını sağlamaktan,dolayısıyla o düzenin ömrünü uzatmaktan ibarettir.İşte Kürt hareketinin sosyalistlerden unutmasınıistediği, solun, hatta devrimci olmak iddiasında olanbazı çevrelerin de bir yana bıraktığı budur. Ve temelbelgelerindeki iddialara rağmen gerçekte ya da fiilenKürt halkını, tüm işçi ve emekçilerikazanabilecekleri bir çözüm çizgisi olmayan, kezaböyle bir iddiadan yoksun olanlar adına bu hiç deşaşırtıcı değildir.

Kürt hareketinin unutulmasını istediği sadecebilimsel sosyalizmin temel ilkelerinden ibaret dedeğil. Bu süreçte aynı zamanda Kürt halkınınhaklarını savunmakla Kürt hareketinin politikalarınayedeklenmek de aynılaştırılıyor. Oysa Kürt halkınıneşitlik, özgürlük ve kalıcı barış taleplerinin enyürekli savunusu, ezmenin, inkarın, katliamlarınsorumlusu olan sermaye iktidarını cepheden karşıyaalmaktan, onu yıkmayı hedefleyen devrimmücadelesinden geçiyor. Dolayısıyla güncel olaraktüm uluslardan işçi ve emekçilerin başında AKP’ninbulunduğu sermaye düzeninin aldatmacalarıkonusunda olduğu kadar, emperyalist-kapitalistsistem ve egemenler karşısında sürüklenmeyeçalışıldıkları yanılsamalar konusunda uyarılması davazgeçilmez bir sorumluluktur. Ulusal sorundahalkların tam hak eşitliğine, gerçek özgürlüğüne vegönüllü birliğine dayalı sosyalizmin devrimci çözümprogramına sahip olanlar, bunun gereğini yapmayadevam edeceklerdir.

Çekilme sürecinin destekleyenleri ve Kürt hareketinin beklentileri

Page 5: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 5Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

2013 1 Mayısı bir kez daha sermaye iktidarı ile işçive emekçiler arasında bir irade savaşına dönüştü. AKPhükümeti Taksim’i “yasaklı alan” ilan ederek, üç yılönce kaybetmiş olduğu mücadelenin rövanşını almayaniyetlendi. Elbette Taksim sadece bir alan değil, işçisınıfının sermaye karşısında mücadelesiyle özdeşleşenve bu uğurda nice bedellerin ödendiği simgesel değeriolan bir meydandır. Bu yüzdendir ki, sermayeninTaksim’i 1 Mayıs’lara kapatılmak istemesi sadece biralan tartışması olmaktan öte işçi sınıfının veemekçilerin iradesine ve mücadele azmine vurulmuş birpranga niteliğindedir. AKP hükümetinin her yenifırsatta bunu tekrardan gündeme getirmesi boşunadeğildir.

Bu gerçeklik ortadayken ve sorunun bir kez dahaalan tartışması üzerinden açıklanmaya çalışılmasısermaye için anlaşılır bir durumken TKP’nin de benzerbir söylemle Kadıköy’e “yelken açması” tatlı susolculuğun nelere kadir olduğunu bir kez dahagöstermiştir. TKP, Taksim’in AKP tarafından bir kezdaha yasaklı ilan edilmesinin ardından yaptığıaçıklamada türlü bahaneler öne sürerek Kadıköy’edümen kırdı. Sözde Kadıköy tercihlerinin yasakkararıyla alakalı olmadığını belirten TKP, “alanfetişizmi” yapmadıklarını söyleyerek de sermaye ileaynı dili kullanmaktan sakınmadı.

Unutulmamalıdır ki, 1 Mayıs’ın yeniden Taksim’dekutlanması tam da “alan fetişizmi yapmayalım”tartışmaları yürütenlere ve sermaye iktidarına soldandestek sunanlara rağmen üç yıl boyunca verilen militanve kararlı bir mücadele ile sağlandı. Bu yüzdenTaksim’in “yasaklanması” ancak “alan fetişizmi”yapmayalım argümanlarına sarılanlar için geçerliolabilirdi ki, “majestelerinin Komünist Partisi” de budurumdan vazife çıkararak Kadıköy’de “izinli 1Mayıs’a” koştu.

Bu 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’na çıkılamadı amasermaye iktidarının yasakçı zihniyeti karşısında gerçekanlamda “boyun eğmeyenler” 1 Mayıs’ın kızıl vedevrimci geleneğini sürdürdü. Sınıflar mücadelesiaçısından asıl önemli olan da budur. Eğer TKPaçıklamasında; “ülkemizde başka birçok ülkeden dahafazla önemsenen ve etkisi olan 1 Mayıslar”dan sözediyorsa bunun tam da bu dayatmalara karşıdevrimcilerin önderliğinde yıllardır gösterilen direnişve ödenen bedeller sonucunda gerçekleştiğiniunutmamalıdır.

Oysaki biçimden çok özü öne çıkardıklarını iddiaeden “boyun eğenlerin” Kadıköy 1 Mayıs’ı ise gerekAKP medyası gerekse de sermaye hükümetinintemsilcileri tarafından Taksim 1 Mayısı’na karşı

bayram havasında bir örnek olarak sunulmuştur. AKPtarafından TKP’ye bu şerefin bahşedilmesi ise Kadıköytercihlerini sözde 1 Mayıs’ları “özüne uygun” birbiçimde kutlamak istediklerini söyleyenler için oldukçatrajik bir duruma dönmüştür. Daha önce hemen her 1Mayıs’ta sermaye devletinin Hak-İş ve Türk-İş’e yapığı “övgüler” bu yıl “boyun eğmeyenlerin”TKP’sine nasip oldu.

Aslında bu durum TKP açısından hiç de şaşırtıcıolmamıştır. Nitekim sermaye iktidarıyla yaşanacak herzorlu ve sert mücadelede TKP’nin yelkenleri suyaindiren pratiği birçok deneyimle sabittir. Örneğin 2004yılında NATO Zirvesi’ne karşı militan bir sokakmücadelesi verilirken, TKP, gerçekleştirdiği “kampla”NATO’ya İstanbul’un kapılarını kapatmıştı! Elbettedaha birçok eylemli süreçte TKP kitlesinin alanlarınasıl terk ettiği bilinen bir gerçektir. Bu yüzden Taksim1 Mayısı’nın kazanılmasında “Taksim fetişizmi”tartışmalarıyla devrimci, militan iradeyi ve kararlılığızayıflatma yönündeki tüm çabalarını bir anda unutarakTaksim kazanımı için kendilerine de pay biçenaçıklamaları en hafif deyimiyle aymazlıktır.

Unutulmamalıdır ki, o dönemde TKP gibi düşünenbirçok liberal, reformist ve sendikalist grup bu düşünceetrafında ortaklaşıyor, hatta yine Kadıköy 1Mayısları’na katılıyorlardı. Fakat bu ısrar ve direnişkendi meşruluğunu yarattıkça, toplumun farklıkesimleri dahi Taksim 1 Mayıs’ını sahiplenme yolunagitti. Ama bugün devletin yeniden Taksim’i yasaklamayönündeki kararı karşısında Kadıköy’e dümen kırma“şanı” TKP’nin oldu.

Elbette TKP’ye bu tutumu aldırtan bir sınıfsalgerçekliği ve onu tamamlayan politik bir yaklaşım var.Adınız ne kadar “komünist” olursa olsun devrimci biriktidar perspektifinden yoksun olduğunuz vedolayısıyla düzen içi bir konumlanışa sahip olduğunuzsürece düzene yedeklenen politikalar üretmekten dekurtulamazsınız. Devrimci bir iktidar perspektifiolmayanların devrimci-militan bir kitle mücadelesiyürütemeyecekleri açıktır. Bu durum gerek gündeliksınıf mücadelesinde, işçi direnişlerinde gerekse degençlik hareketinde birçok örneğiyle karşımızaçıkmaktadır.

En başta söylediğimizi bir kez daha tekrarlamakgerekirse: Taksim iradesine sahip çıkmak sadece biralan tartışması yürütmek değil, sermaye iktidarınınyasakçı zihniyetine ve politikalarına karşı sınıfındevrimci irade ve kararlılığının ortaya konulmasıdır.Yani biçimle öz arasında kopmaz bir bağ vardır.

Tabii ki devrimci iktidar perspektifiyle ele alındığıkoşullarda...

Taksim 1 Mayısı’na direnme kararlılığı damgasını vurdu!

Validen polise teşekkür,TKP’ye övgü!

İstanbul 1 Mayısı’na yine azgın polis terörüdamgasını vurdu. Vahşi polis terörü nedeniyle çoksayıda emekçi yaralanırken polisin hedef alarakattığı gaz bombaları nedeniyle hayati tehlikesibulunan birçok kişi var. Onlarca emekçi isegözaltında.

“Fevkalade bir müdahale!”

Bu tabloda açıklama yapan İstanbul Valisi iseriyakarlığı üst boyuta taşıyarak polisin müdahalesiiçin “Fevkalade bir müdahale!” ifadelerinikullandı. “Marjinal gruplar” demagojisinesarılmaya çalışırken komik duruma düşen vali,anayasal bir suç olan fişlemeyi kabul etmekten deçekinmedi. Yaralılardan bahseden vali, “hepsininbizde kaydı bulunuyor” diyerek fişleme itirafındabulundu. Haklarında arama kararı bulunmadığınagöre polisin elinde kaydının bulunması ancakyasadışı fişleme ile mümkün olur, valinin itirafettiği de budur.

“Marjinal gruplar” ve “elimizde kayıtları var”sözleriyle kendini savunmaya çalışan valinin bumarjinal kişi sayısını 3500 olarak açıklaması ve gerikalanların da ulaşımın engellenmesi nedeniylegelemediğini söylemesi ise “küçük marjinal grup”tanımlamasını başlı başına tartışılır hale getirdi.Üstelik bu açıklama aynı zamanda 3500 kişininfişlenmiş olmasının da bir başka itirafıydı. Ayrıcagerçekte Taksim çevresinde tüm engellemelererağmen onbinlerin buluştuğu ve sadece görevlipolis sayısının bile bunu kanıtladığıdüşünüldüğünde bu marjinal grup yalanınınkofluğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Hastanede yatan bunca ağır yaralı varkenutanmadan yaralı polisleri öne çıkaran vali,içerisine düştüğü komik durumu göz göre göresavunmaya çalıştı. Polisleri mağdur ilan etmek içinçabalarken “Emniyet güçlerimiz yıldırılmayaçalışılmıştır” ifadelerini kullandı. Yine polise bilyeatıldığını söyleyerek “Biz bilye atmıyoruz” diyenvali, polisin hedef alarak attığı gaz bombalarınedeniyle ağır yaralananları gündemine almadı.

TKP’ye teşekkür etti!

Valinin açıklamaları arasında belki de en ilgiçekici olanı ise birkaç kez TKP’ye teşekkür ederekövgüler düzmesi oldu. Sıklıkla TKP’yi hatırlatanvali, “Kadıköy’de ise TKP güzel bir mitingi yaptı”,“Keşke bizim önerilerimiz doğrultusunda, TKP’ninKadıköy’de yaptığı gibi bir miting yapabilselerdi”gibi sözler sarfetti. TKP’nin Kadıköy kaçkınlığıböylece düzen güçleri için de ellerini güçlendirmeve Taksim eylemlerinin meşruluğunu karalamaaracı olarak değerlendirilmiş oldu.

Page 6: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs6 * Kızıl Bayrak Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Sermaye devleti tarafından “şantiye var”bahanesiyle Taksim Meydanı’nın keyfi biçimdeyasaklanmasına rağmen işçi ve emekçilerin Taksimiradesi bu yılki İstanbul 1 Mayısı’nda öne çıktı.

2013 Taksim 1 Mayısı bir kez daha sermayeiktidarı ile işçi ve emekçiler arasında bir irade savaşınadönüştü. AKP hükümeti Taksim’i “yasaklı alan” ilanederek, üç yıl önce kaybetmiş olduğu mücadeleninrövanşını almaya niyetlenirken dersini almayanİstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü’ne karşıkararlı ve militan bir karşı koyuşla yanıt verildi.

Tüm baskı ve yasaklamalara rağmen 1 Mayıs’ıTaksim’de kutlama kararlılığı gösteren işçiler,emekçiler, sendikalar, meslek örgütleri, devrimci veilerici güçler, Şişli ve Beşiktaş’ta buluşarak Taksim’izorlamak istedi. Emekçilerin Taksim iradesi karşısındaİstanbul’da adeta “OHAL” ilan eden valilik ve polisteşkilatı sokaklarda terör estirdi. Saatlerce sürençatışmalarda gözü dönmüş bir biçimde gaz bombası,tazyikli su kullanan devlet gözaltı saldırısına dabaşvurdu. Çatışmalar sırasında çok sayıda ilerici vedevrimci de gözaltına alındı.

DİSK binası gaza boğuldu

Gece Şişli’deki DİSK Genel Merkezi’ndesabahlayan işçiler ile devrimci ve ilerici güçler,sabah 06.00’dan itibaren 1 Mayıs coşkusunukuşandılar. DİSK binasını ablukaya alan polisinvahşi saldırıları öğle saatlerine kadar aralıksızsürdü. DİSK binası içerisindeki ve çevresindekikitleyi gaza boğan polis adeta terör estirdi.

Nakliyat-İş üyesi Yurtiçi Kargo ve MNGKargo direnişçileri, Dev Sağlık-İş üyeleri, EnerjiSen üyeleri, Sine Sen ve Sosyal-İş üyeleri ilebirlikte birçok kişi marşlar ve sloganlareşliğinde bekleyişlerini sürdürdü.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, EÖC,HKP, Halkevi, Genç Sen, Öğrenci Kolektifi,

ESP ve Mücadele Birliği de DİSK Genel Merkeziönündeydi.

Öte yandan, polis de Taksim güzergahını kesecekşekilde barikat oluşturdu. Osmanbey Metro çıkışınapanzer konuşlandırılırken, otobüslerle sürekli polistaşındı.

Saat 08.00 sıralarında DİSK Genel Başkanı KaniBeko, genel merkez önünde basına açıklama yaptı.Geçen yıllardaki Taksim yasaklarını ve polis terörünühatırlatan Beko, devletin saldırmadığı koşullarda 1Mayıslar’ın kardeşlik içinde geçtiğini belirtti. Beko, bu1 Mayıs için İstanbul’da hayata geçirilen sıkıyönetimede tepki gösterdi ve bir kez daha, Taksim’in 1 Mayısalanı olduğunu belirtti.

08.25 sıralarında ise DİSK Genel Merkezi önündetoplanan kitle Halaskargazi Caddesi’nden yürüyüşebaşladı. Yürüyüşün en önünde karanfillerden yapılmış1 Mayıs çelengi taşınırken, ardından işçiler kolkolagirerek kortej oluşturdular. Kortejde DİSK’e bağlısendikalar, BDSP, EHP, Halkevleri, ÖğrenciKolektifleri, ESP, Mücadele Birliği, Devrimci Hareketve DAF DİSK Genel Merkezi önünden başlayanyürüyüşte yer aldı.

Caddeye inen kitle, Taksim yönüne doğru yolun iki

tarafını da kapatarak oluşturduğu kortejle saat 09.00’akadar bekleyerek toplanmaya devam etti. BuradaKaldıraç, Halk Cephesi ve EÖC katıldı. Bu aradapolisle yapılan görüşmelerin ardından, çevik kuvvetkitleye doğru harekete geçti.

09.25’te Şişli kolundaki kitleye saldırılmasınınardından DİSK Genel Merkezi polis tarafından adetakuşatıldı. Polis saldırısı sırasında aralarındaBDSP’lilerin de bulunduğu çok sayıda ilerici vedevrimci yaralandı.

Polisin pervasız saldırısı basın emekçilerini dehedef aldı. Polis ilk andan itibaren basının üzerinde degaz ve tazyikli suyu eksik etmezken, hedef gözeterekbasına saldırdı. Polis amirinin DİSK Genel SekreteriÇerkezoğlu ile görüşmesinde saldırıyı soran basınemekçilerine, polislerden yanıt gelmedi.

Saat 12.00 sıralarında DİSK Genel Merkezi önündeaçıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko,devletin saldırgan tutumunu kınadı. 1 Mayıs’ı birlik vekardeşlik içinde kutlamak istediklerini söyleyen Beko,kutlamaları bitirdiklerini ve dağılacaklarını söyledi.

Polis, Şişli Cami yönündeki barikatları açtı. Devameden çatışmalar sırasında çok sayıda BDSP’liyaralanırken gözaltı saldırısı da başlatıldı. GönülDoğan, Veli Karaçam ve Zeynel Nihadioğlu adlıBDSP’liler Cevahir AVM önünden sivil polislertarafından gözaltına alındı.

Tuncay Karaca, Esin Yıldız, Ali Uğurlu, EmrahAkbaba, Rıza Soylu isimli BDSP’liler de yaralandı.

Beşiktaş: Beşiktaş’ta ise TMMOB, TTB, KESK ve Türk-İş’e

bağlı sendikaların yanısıra Halkevleri, ÖDP, TKP1920, EHP ve DİP’in de aralarında bulunduğu solgüçler toplandı. Barbaros Bulvarı’nda toplanmayabaşlayan kitle tazyikli su sıkılarak dağıtılmak istendi.

Saldırıların ardından geri çekilen gruplar hızlayeniden caddede buluştu. “Her yer Taksim, her yerdireniş!” ve “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganlarıcoşkuyla atıldı. Polis ise basına yönelik bir uyarı yaptı.

Taksim 1 Mayısı...

Her yer Taksim, her yer direniş!

1 Mayıs 2013 / Şişli

Page 7: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 7Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

“Saldırılarını şiddetlendireceğini” söyleyen polis,basının da çekilmesini istedi.

Ayrıca sabah saatlerinde Gümüşsuyu’ndanTaksim’e yürüyen bir gruba polis saldırdı.

Beşiktaş’ta toplanan ve ağırlığını CHP’lilerinoluşturduğu gruba polis tazyikli su ve biber gazıkullanarak saldırdı. Saldırının ardından gruplar, polisetaşlarla direnerek geri çekildiler.

Basın emekçilerinin de polis terörüne maruz kaldığısaldırılar sürerken Türk-İş’e bağlı sendikalardan Yol-İşİstanbul 1 No’lu Şube, Haber-İş İstanbul 1 No’lu Şubeve TÜMTİS kendi pankartlarıyla yer aldılar.

KESK İstanbul Şubeler Platformu, Eğitim-Sen,EMEP ve birçok grup Barbaros Bulvarı’nda bir arayagelerek pankart ve flamalarla yürüyüşe geçtiler. Polisbarikatına ulaşılmasının ardından polis panzertakviyesi alarak şiddetli biçimde kitleye saldırdı.

Tüm grupların Barbaros’ta toplanarak yenidenyürüyüşe geçmesinin ardından polis saldırısının şiddetiarttı. Sabah saatlerinden beri panzerden su sıkan,plastik mermi ve gaz kullanan polis, bu kez çevikkuvvetlerle saldırdı. Kitle Yıldız TeknikÜniversitesi’ne kadar çatışarak geri çekildi.

Gözaltı avına başlayan polis, Çarşı’da Kartalheykeli önünde toplanan ve ağırlığını Çarşı veFenerbahçe taraftar gruplarının oluşturduğu kitleyesaldırdı. Bu sırada polisin attığı gaz bombaları birçokev ve işyerine girdi. Bir lokantanın çalışanları içeriatılan gazdan rahatsızlanırken Akaretler’de bir evdeatılan gaz bombası nedeniyle yangın çıktı.

Beşiktaş kolunda çatışmalar yaklaşık 7 saat belliaralıklarla sürdü. Polisin tüm saldırılarına rağmenBarbaros Bulvarı, Akaretler bölgesi sürekli çatışmalarasahne oldu.

Saatler 13.30’a yaklaşırken Barbaros Parkı’ndaeylemin bitirilmesi için son toplanma başladı. Sesaracının üzerinden yapılan konuşmalarda gün boyuçatışmalara su ve limon vererek destek sunan Beşiktaşhalkına teşekkür edilirken 1 Mayıs’ın AKP hükümetinekarşı mücadelenin bir cephesine dönüştüğü ifadeedildi. Emek, barış ve sosyalizm mücadelesinde şehitdüşenler için saygı duruşu gerçekleştirilirken hepbirlikte söylenen 1 Mayıs marşıyla bu koldaki eylemde sonlandırıldı. Polis dağılan kitleye saldırarakpervasızlığını bir kez daha gösterdi.

Mecidiyeköy: 09.30 sıralarında Mecidiyeköy’de Ekim Gençliği,

Kaldıraç ve Tekyumruk taraftar grubu toplandı. Poliskitleye gaz bombaları ile saldırdı. Kitle ara sokaklaraçekildi.

Polis saldırısında Kızıl Bayrak muhabiri de ikibacağına gelen gaz bombaları nedeniyle yaralandı.

Taksim’e yürümek isteyen BDSP’li gruba polissaldırdı. Polis köprü üzerinden de gaz bombaları ilesaldırırken, saldırı nedeniyle ara sokaklara çekilen

BDSP’liler toplanarak her seferinde caddeye yenidençıktılar.

Profilo AVM önünde de devam eden çatışmalarboyunca kitle barikatlar kurdu ve ana caddeyeçıkmak için polis barikatını zorladı.

Saat 13.00’te Mecidiyeköy’de toplanan yaklaşık500 kişilik gruba polis saldırdı. Onlarca gözaltınınolduğu saldırıda çok sayıda kişi de yaralandı.

Polis saldırısında Zafer Yolcu adlı BDSP’likafasına isabet eden gaz bombası nedeniyleyaralandı ve hastaneye kaldırıldı. HasekiHastanesi’ne kaldırılan Yolcu ameliyata alınırkenYolcu’nun hayati tehlikesinin devam ettiğibelirtildi.

Şişli-Cevahir:Sokak sokak Taksim iradesi

Saat 10.00’dan itibaren Çağlayan’da Cevahir Otelönünde toplanmaya başlayan ilerici ve devrimcigüçlerin Şişli Cami ve DİSK Genel Merkezi önüneçıkışı polisin vahşice saldırısıyla engellenmek istendi.Burada iki saati aşkın süre Taksim iradesi kararlılıklakorundu. İstanbul’un Avrupa Yakası’ndan gelenBDSP’liler ise Cevahir Otel ve DİSK Genel Merkezicivarında saatlerce süren militan çatışmalarda başıçektiler.

Cevahir Otel önünde biraraya gelen, “Biji yekgulan! Yaşasın 1 Mayıs! / BDSP”, pankartlarını açarakkortej düzeni alan BDSP kitlesi burada bir süresloganlarla bekledikten sonra yönünü Taksim’eçevirerek polis ordusunun barikatlarla çevirdiğibölgeye yürüyüş başlattı. Devrimci LiselilerBirliği’nin de pankartıyla katıldığı yürüyüş sırasında“1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!”, “Yaşasın devrim vesosyalizm!” sloganlarının yanısıra parti şehitleriniselamlayan sloganlar da atıldı.

Bir süre sonra diğer siyasal güçlerle buluşanBDSP kitlesi polis barikatlarına yüklendi. AralarındaKaldıraç, SYKP, Devrimci Hareket, Halk Cephesi’ninde yer aldığı çatışmalar sırasında çok sayıda ilerici vedevrimci yaralandı.

Atılan gaz bombalarının isabet etmesi nedeniyleçok sayıda BDSP’li yaralanırken ara sokaklarda adetabarikat savaşları yaşandı. Polis saldırısına karşı militandirenişlerin sergilendiği çatışmalarda devrimcidayanışmanın da anlamlı örnekleri ortaya kondu.

Gazdan etkilenen veya yaralanan eylemciler yineeylemci kitle içerisinden oluşturulan gönüllü sağlıkekiplerinin desteğini aldılar. Barikat barikat ilerleyençatışmalar sırasında polis de zor anlar yaşadı. Polisinattığı gaz bombalarını geri yollayarak yanıt vereneylemciler uzunca bir süre sokak aralarında kurduklarıbarikatlarla polisle göğüs göğüse bir çatışmaya girdilerve DİSK Genel Merkezi önüne ulaştılar.

Burada ilerici ve devrimci güçler adına biraçıklamada bulunan BDSP temsilcisi, devletin Taksimyasağına karşı devrimci güçler olarak büyük bir direnişgösterdiklerini söyledi. Ortaya konan kararlılıklaTaksim’in kazanıldığını ifade etti. Buradakiaçıklamanın ardından, DİSK’in de eylemi bitirmişolmasıyla eylemin sonlandırıldığı duyuruldu.

Taksim Meydanı: Devletin Taksim 1 Mayısı’na uyguladığı baskı ve

yasaklamalara boyun eğen Hak-İş 10.30 sıralarındaTaksim anıtına çelenk bıraktı. İhanetçiler takımı,Taksim anıtına çelenk bırakırken yumruklarını sıkarak1 Mayıs’ın devrimci anısını da karalamaya kalktı.

Saat 11.00 sıralarında İnsan Hakları Derneği (İHD)Taksim’de basın açıklaması yaptı. Açıklamaya ÇHD’liavukatlar da katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Polisin hedefinde basın emekçileri de vardı

Taksim 1 Mayısı’na yönelik polis teröründen basın emekçileri de nasibini aldı. İlk çatışmanın yaşandığı Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda TOMA’ya binen polis amiri basın emekçilerine

“Bundan sonra müdahalemiz şiddetlenecektir. Görüntü almanızı istemiyoruz” diyerek çekilmelerini söyledi.Polis, bu uyarının hemen ardından, önce TOMA’dan biber gazlı suyla basın emekçilerine saldırırkenardından direk hedef alınarak gaz bombası yağdırdı. Tek bir eylemcinin dahi bulunmadığı bir alanda yaklaşık20 basın emekçisinin etrafı atılan gaz bombalarıyla kaplanırken gaz maskesi bulunan bir dizi basınemekçisinin dahi yoğun gaz nedeniyle rahatsızlandığı görüldü.

Keza Şişli DİSK bölgesindeki polis saldırılarında da benzer görüntüler yaşandı. Polis basın emekçileriningörüntü almasını engellemeyi, açık hedef alarak saldırmaya burada da devam etti.

Polis saldırıları sırasında altı basın emekçisi yaralandı. BirGün muhabiri Burak Öz tazyikli suyun etkisiyledüşerek başından yaralandı. Hastaneye kaldırılan Öz’ün başına dikiş atıldı. Yine polisin sıktığı tazyikli sudankaçan Yeni Şafak muhabiri Cihat Arpacık başından yaralandı.

Şişli’de DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu ile Vali Yardımcısı’nın görüşmesi sırasında bir basınemekçisi yaşanan polis terörüne dikkat çekip basına yönelik bu saldırının nedeni soruldu. Vali Yardımcısısoruya yanıt verme cesareti bulamayarak arkasını dönüp kaçtı. Çatışmaların ardından basının karşısına çıkıp1 Mayıs’a sahip çıkan emekçileri “marjinal” ilan etme telaşına düşen Vali Hüseyin Avni Mutlu ise basınemekçilerinden gelen benzer bir soruya kaçamak cevap vermekle yetindi.

Mutlu, kriz merkezinden eylemi izlediğini ifade ederek başladığı konuşmasında “sıkıntı çeken” basınemekçilerine “geçmiş olsun dileği”nde bulundu. Mutlu, basın emekçilerinin maruz kaldığı polis şiddetinisoyutlayıp “Zor bir görev yapıyorsunuz, bugün gerçekten bu zorluğu yaşadınız.” dedi. Zorluğun nedeninedeğinmekten kaçınan vali laf canbazlığını “Bu zorluğu ve sıkıntıyı bugün İstanbul olarak hep birlikteyaşadık.” diyerek sürdürdü. Tüm İstanbul’un uygulanan şiddetin mağduru olduğu doğru olsa da bu, polisinbilinçli bir yönelimle basın emekçilerine saldırmasına açıklama olamaz. Basına yönelik bu saldırı esasta polisterörünü gizleme çabasını boşa düşüren her adımın önünün kesilmesini hedefliyor.

1 Mayıs 2013 / Beşiktaş

1 Mayıs 2013 / Şişli

Page 8: Kızıl Bayrak 2013-18

Siyasal arenada öznelerin kitleler ile buluşabildiği veeylemlerinin toplum nezdinde kabul görerek geniş birmeşruluk kazandığı önemli tarihsel momentler vardır. Busüreçler en uç biçimlerde gerici bir partiyi iktidarataşıyarak faşizme kapı aralarken kimi zaman toplumsaldevrimlerin yolunu açar.

Ama bu ideal biçimlere çok az örnekte ulaşılır.Genelde ise bu gibi tarihsel anlar, daha sınırlı da olsasiyasal hayattaki özneleri kazananlar ve kaybedenlerbiçiminde ayırmak ile yetinir. Ne kazananlar için her şeybitmiştir, ne de kaybedenler yolun sonuna gelmiştir. Amakazananlara umut aşılayan bu momentler, kaybedenleride derin bir öfkeye ve çaresizliğe sürükler.

Bu genellemeler ışığında 2013 1 Mayısı’nabaktığımızda kaba da olsa günümüzün kazananları vekaybedenlerini kolaylıkla görebiliriz...

Kazananlarİşçi sınıfı: Taksim 1 Mayısı’nın kazananı öncelikle

işçi sınıfıdır. Bu gerçek, bugün için alenen ortadadır veüzerine fazla bir söz söylemeye dahi gerek yoktur.Sermaye devleti, daha birkaç yıl önce yine dişe dişmücadeleler ile kazanılmış Taksim’i yasaklamayaçalışarak işçi ve emekçilerin öfkesini uyandırmış,uygulamaya koyduğu yasaklara verilen militan yanıt ilebir kez daha 1 Mayıs politik olarak kazanılmıştır. Nefiziki olarak Taksim’e çıkılmamış olması, ne deolağanüstü engellemeler nedeniyle katılımın birkaç onbin ile sınırlı olması bu gerçeği değiştirir.

Belki bugün geçtiğimiz yıllarda olduğu gibiyüzbinler Taksim’e yürüyerek meydanı zaptedememiştirama, aynı yüzbinlerin kalbi Taksim’e yürüyen ilerici vedevrimci güçlerle birlikte atmıştır. İşte Taksim’i işçi veemekçilerin zaferi haline getiren de bu temsiliyettir.

Boyalı basının yalan ve çarpıtmalarına, devletlilerin“marjinal gruplar” demagojilerine rağmen bu durumdeğişmemiş, hiçbir meşruluğu olmayan yasak açıkçasökmemiştir. Birçok durumda “yüzleri maskeli”, “ellerisopalı-taşlı” diye “terörist” muamelesi görebilecekgüçler, üstelik de orta sınıf mahallelerde bilesahiplenilmiş, evlerden atılan limonlarla ve birçokyardımla desteklenmiştir.

Ulusalcı güçler: İşçi sınıfının kazananlar arasındaolduğu açıktır ancak siyasal alan her zaman bu kadar netolmaz. Bu sürecin kazananları arasındaki bir başka güçde kuşkusuz ki ulusalcı cenahtır. Daha düne kadar teröredebiyatının savunucusu, her tür kirli ilişkinin odağındayer alan bu CHP-İP çizgisi, bugün AKP karşıtlığıüzerinden sola yanaşmaya çalışmakta, daha doğru birifade ile solu kendine çekmektedir.

Geçtiğimiz 1 Mayıslar’da, TEKEL direnişindeolduğu gibi emekçilerin AKP’ye karşı biriken öfkesinidüzen içi kanallara akıtarak AKP’ye karşı destekbulmaya çalışan ulusalcı cenah, bu gibi gündemleriemekçilerin gözünü boyamak için kullanmaçabasındadır.

Sendikal bürokrasi: 1 Mayıs Taksim eyleminde deolan budur ve gerçekten de CHP kitlesi, özellikle deemekçi ve gençlik güçleri çatışmaktan geri durmamış,aristokrat milletvekilleri bile biber gazına maruzkalmıştır. Tüm ikiyüzlülüğüyle CHP ve İP’in bu hamlesi,onları da sürecin kazananları arasına yerleştirmektedir.Bu ise devrimci güçlere apayrı bir görev daha

yüklemekte ve işçi ve emekçilerin mücadeleleri ile eldeedilen kazanımları bu istismarcılara bırakmama görevinedikkat çekmektedir.

Sendikal bürokrasinin de bu 1 Mayıslar ile kendiniakladığı ve kitleler gözünde meşruluğunu arttırdığı ayrıbir gerçektir. Özellikle 2007 çıkışıyla uzlaşmacı DİSKbürokratları adeta imaj tazelemişler, bu popülariteÇelebi’ye meclis yolunu dahi açmıştı.

Yeni seçilen DİSK yönetimi için de bu süreç başlıbaşına bir kazanım olmuştur. Kuşkusuz ki, yönetimiyekûn olarak mahkum etmek ya da hiçe saymakgerçeklikten kopmak anlamına gelecektir. DİSK süreçteönemli bir rol oynamış ve eylemin meşrulukkazanmasında kritik yer tutmuştur. Ama bunun mevcutsendikal anlayışları genel itibariyle aklamasına dadikkatli yaklaşmak gerekir. Bu haliyle DİSK, buçekincelerle birlikte sürecin kazananları arasında yerinialmıştır.

Devrimciler: Ve kuşkusuz ki, sürecin tüm yükünügöğüsleyen, barikatların başında canını ortaya koyan,saatler boyu çatışan ve polis zulmünü en yoğun hissedendevrimci güçler sürecin kazananları arasında hakettikleri yeri almaktadır. Ancak bu kazanım hiç de sadecetarihsel olarak üstlendikleri rolü oynamalarından ibaretdeğildir.

Devrimci güçlerin bu süreçte esas kazanımı, üstte debelirttiğimiz geniş bir meşruluk alanı içerisinde vetoplumla iç içe fiili-meşru direnişi yükseltebilmek, bunuyaparken tüm şiddet yöntemlerine rağmen meşruluğungücüyle hak ettiği yere konulmaktır. Sol hareketin gerekdevrimci şiddet, gerek fiili-meşru mücadele konusundabir türlü kavrayamadıkları temel ilkeler, bu süreçte birkez daha açıkça ortaya çıkmış, başka zaman “terörist”damgası yiyip dışlanacak olan sol güçler işçi veemekçilerin bağrına basılmıştır.

Gönülsüz destekçiler: Bunların dışında göstermelikde olsa Taksim iradesini destekleyen Türk-İş, öyle ya daböyle alanlara çıkan ve görünüp kaybolan kimi reformistgüçler, yine de sürece bir biçimde eklendikleri içinkazananlar arasında kabul edileceklerdir. Dahası birkaçyıl sonra tüm bu grupların 2013 1 Mayısı’na imza atmayarışına girecekleri şimdiden kestirilebilir.

Ve kaybedenler...AKP: Sürecin gerçek kazananı nasıl ki tüm

yalınlığıyla işçi sınıfıysa, gerçek kaybedeni de onunkarşısındaki sınıf olan burjuvazinin günümüzdeki iktidarorganı olan AKP’dir. Şu açıktır ki, Tayyip efendininKasımpaşalı üslubu sökmemiştir. Eski vali, yeni içişleribakanının rövanş hırsı kursağında kalmıştır. Yeni valininkendini ispat çabası elinde patlamıştır. 1 Mayısı var edengüçler bununla ne kadar övünseler de azdır.

Devletliler, Taksim’i vermek zorunda kalmanınyükünü hiçbir zaman unutmamış ve aradan geçen üçyılda belli ki etkilerini daha da arttırmış olmalarınagüvenerek bir kez daha kozlarını oynamak istemiştir.Belki işçi sınıfının örgütsüzlüğüne, sendikaların acınasıhallerine, polislerinin gücünü ve iktidarlarınınsağlamlığına güvenip, ya da kendilerini kaptırıp Taksim’iişçi ve emekçilerin elinden almak istemiştir. Zira Taksimiradesinin kırılması yarın kıdem tazminatı gasp edilirken,taşeron yasaları çıkarken, kölelik hakim kılınırkenAKP’nin elini kolaylaştıracaktır.

Bu oyunun bozulmasının sebebi ise düzen güçlerininhalen daha bu toprakların devrim toprağı olduğunuanlayamamış olmalarıdır. Bugün belki işçi sınıfıörgütsüz, devrimci hareket yorgun ve tasfiyenineşiğindedir. Ama devrimci maya her dem hazırdır vetoplumun derinlerine nüfuz etmiştir. Eğer ki AKP’liler,kendilerini emperyalizme ve dinsel gericiliğe dayanankof güçlerine ve ordu gibi güçlere karşı elde ettikleribaşarılara fazla kaptırmamış olsalardı, sadece geçtiğimizyılların 1 Mayısları’na bile bakarak bunu görebilirlerdi.

Ancak AKP ve bütün olarak düzen cephesi,öngörüsüzlüğünün bedelini büyük bir prestij kaybıylaödemiş, bir kez daha çok korktuğu işçi sınıfının tokadınıyemiştir. Kendilerini devirebilecek tek gücün işçilerolduğunu söyleyen ve korkularını sıklıkla belirtenAKP’lilere bu tokat bugün için fazlasıyla yeter

Yandaşlar: Bu kesimi çeşitlendirmek mümkün.Gazetesinden sendikasına kadar hayli geniş birçerçevede toplanan yandaşların ortak noktası AKPgüdümünde papağanlık yapmak, dalkavuklukta sınırtanımamaktır. Ancak sürecin AKP’ye tattırdığı yenilgi,Çanakkale’ye kaçan Memur-Sen’e de, Taksim’de göbekatan Hak-İş’e de, valiye destek çıkmaya çalışan basınşarlatanlarına da gerekli yanıtı vermiştir.

Bu takımın biraz yüzü olsa bir daha kafasınıkaldıramazdı ama yandaşlık öncelikle onursuzluğugerektirdiğinden bu cenah ilk fırsatta faaliyetlerinekaldığı yerden devam edecektir.

Ve TKP: 2013 1 Mayısı’nın belki de en talihsizimajestelerinin solu yani TKP’dir. Kendince hesaplaryaparak Taksim’deki çatışmadan kaçma planları kuranTKP, böylece kitlesini korumayı, düzene de ılımlı birmesaj vermeyi amaçlamıştır. Taksim yasaklanıryasaklanmaz yemeden içmeden Kadıköy’de olacağınıilan etmiş, dahası çocuk kandırır gibi “biz zatengelmeyecektik” bahanelerinin ardına sığınmıştır.

NATO protestolarında kapıyı çekip pikniğe giden buçevre, bu kez de Kadıköy’de kendi gövde gösterisiniyapmayı amaçlamış, burjuva basın bile TKP’nin mitingihakkında “biz ayrı bir takımız, onlarla ilgimiz yok”mesajı verilmek istendiği yorumunu yapmıştır.

1 Mayıs’ın devrimci atmosferi karşısında kendimitinginin bile büyük kısmını bu eyleme ayırmakzorunda kalan TKP şeflerinin konuşmalarında ise “biz bukalabalığı Taksim’in neresine sokacaktık?” gibikomiklikler yapmak zorunda kalmıştır.

TKP’nin utancının en üst boyutu ise kuşkusuz kivalinin devrimcileri marjinal ilan edip ağzından köpüklersaçarken tekrar tekrar TKP’ye teşekkür etmesi olmuştur.Bu utançla birlikte Taksim 1 Mayısı’na “panayır”benzetmesi yapan TKP’nin kendisi işçi ve emekçilerşahsında panayır partisi terekesine düşmüştür.

Gizli kaçaklar: Nasıl ki gönülsüz destekçilerçatışmaya girmeye erinseler de şöyle bir görünüpkaybolmayı seçtilerse, bir de açıktan gelmeyeceğini ilanedemeyen ancak soluğu farklı yerlerde alan ya da hiçortada görülmeyen kesimlerdir. Kimi sendikal hesaplarlaküskünleri oynarken kimisi söylemde keskin, pratikteliberal fanustaki örgütlenmelerini riske atmamak içinortadan kaybolmayı seçmişlerdir.

İsim vermeye gerek yok ama onlar zaten bu utancıyaşayacaklar ve her fırsatta çevrelerindekilere kendilerinianlatmanın derdine düşeceklerdir.

İstanbul 1 Mayısı:Kazananlar ve kaybedenler!

1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 20138 * Kızıl Bayrak

Page 9: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 9Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Zafer Yolcu’nun durumu kritik

İşçilerin, emekçilerin ve ezilen halkların uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs, bu yıl yineişçi sınıfının, devrimcilerin kararlı direnişiyle tarihteki, yerini aldı.

Yüzlerce kişinin hastaneye başvurduğu, 10’a yakın kişinin ise hayati tehlikesinin olduğu açıklamalardaifade edildi. Onlarca gözaltı ve yaralının arasında sınıf devrimcileri de bulunurken, Telekom işçisi ZaferYolcu’nun sağlık durumunun da kritik olduğu öğrenildi.

Polisin müdahalesi sırasında gaz bombası fişeği ile kafasından yaralanan Yolcu’nun, kafatası kemiğiningöçtüğü ve beynine biber gazı sızdığı söyleniyor.

Haseki Hastanesi’ne kaldırıldıktan sonra ilk olarak yapılan muayenenin ardından Yolcu hızlıca ameliyataalındı. Ameliyat sonrası verilen bilgilerden kafatası kemiğinin kırılması ve içeri biber gazı sızması nedeniylebeyin zarının tahrip olduğu, kırık kemiklere müdahale edilmesi gerektiği öğrenildi.

Yolcu’nun hayati tehlikesi devam ederken, en az bir hafta daha hastanede kalacağı belirtiliyor. Kızıl Bayrak / İstanbul

Sermaye devletinin işçi ve emekçilerin kitlesel 1Mayısları’ndan duyduğu korku bu yıl bir kez dahaTaksim yasağı ile kendini gösterdi. İşçi veemekçilerin dişe diş mücadelesi ile kazanılan Taksim,türlü bahanelerle yasaklandı. Ancak işçi ve emekçilerbir kez daha yılmadılar ve kararlılıkla yönleriniTaksim’e çevirdiler.

Taksim’e çıkışı engellemek için İstanbul’da fiiliolağanüstü hal ilan eden devlet, otobüs, vapur, tren,metrobüs seferlerini iptal ederek ulaşımı dahikesmeye çabaladı. Ancak tüm bu engellemeler desökmedi ve sabah saatlerinden itibaren Taksim, Şişlive Beşiktaş bölgesi eylem alanına döndü.

Kentte hayat dururken yüzlerini Taksim’e dönenemekçiler azgın polis terörüne rağmenkararlılıklarından vazgeçmedi. Tüm kentte hayatdururken polisin azgın saldırısı biber gazı, tazyikli su,plastik mermi ve coplarla sürdü.

Tüm bu saldırılar ve “önlemler” arasında belki deen dikkat çekici olan ise devletin erken saatlerdenitibaren Galata ve Unkapanı köprülerini kesmesioldu. Trafiği kesmekle de yetinmeyen sermayedevleti köprüleri ayırarak ve karayla bağlantılarınıkeserek geçişi tamamen engelledi.

Bu tablo kuşkusuz ki akıllara işçi ve emekçilerinBüyük 15-16 Haziran Direnişi’ni getirdi.Hatırlanacağı üzere 15-16 Haziran’da İstanbul’unsanayi merkezlerinden yüzbinlerce işçi sokaklaraakmış ve adeta “devrim provası” yapmış, döneminburjuvaları dahi devrim korkusuyla ülkeyiterketmişti.

İşte bu görkemli günde “Vilayeti alalım!” şiarıylaTarlabaşı tarafından gelen işçilerle Haliç’in diğertarafındaki işçi kitlesinin birleşmesini engellemekiçin devlet yine benzer bir yönteme başvurmuş,Galata Köprüsü’nü ayırarak kitlelerin buluşmasınınönüne geçmişti.

Aradan geçen 43 yılın ardından sermayedevletinin korkusu büyüyerek sürüyor. Ve asalakburjuvazi halen yolları keserek, kolluk güçlerininvahşi terörünü arttırarak işçi ve emekçileringücünden korunmaya çalışıyor.

Yaşasın 1 Mayıs!

Sermaye devletinin 15-16Haziran kabusu

ÇHD bilançoyuaçıkladı

1 Mayıs alanı Taksim’in İstanbul Valiliği ve AKPtarafından keyfi biçimde yasaklanmasının ardındanİstanbul genelinde yaşanan devlet terörü ve OHALuygulamaları Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD)İstanbul Şubesi tarafından İstanbul Barosu önündegerçekleştirilen basın açıklamasıyla teşhir ve protestoedildi.

İlk olarak ÇHD İstanbul Şube Yönetimi’nden CerenUysal’ın söz aldığı açıklamada, İstanbul Valisi AvniMutlu’nun saldırgan açıklamalarına değinilerek 1’içocuk 5 kişinin hayati tehlike altında olduğu ifadeedildi.

Taksim iradesinin sokak sokak verilenmücadeleyle gösterildiğini belirten Uysal’ın ardındanÇHD İstanbul Şube yöneticisi Gülvin Aydın basınaçıklamasını okudu. 1 Mayıs’ın kısa bilançosunusunan Aydın, polisler tarafından kafası ezilen DilanAlp ve kafasına gaz bombası isabet eden ZaferYolcu’nun Haseki Hastanesi’nde ameliyata alındığınısöyleyerek birçok kişinin sağlık durumununciddiyetini koruduğunu belirtti.

“1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen onbinlerbilinçli bir biçimde hedef alınmış, canlarınakastedilmiştir” denildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

İşte polis terörü!Taksim 1 Mayısı’na azgınca saldıran polis, Şişli ve

çevresi ile Beşiktaş’ta terör estirdi. Tüm yollarda,yoğun gaz bombası kullanıldı. Plastik mermi sıkıldı.Sokaklar savaş alanına çevrildi. 26 kişi gözaltına alındı.

Tüm bu polis terörü neticesinde bir dizi insanyaralandı. Kafasına, bacaklarına ve vücudunun çeşitliyerlerine gaz bombası kapsülü isabet eden eylemcileryaralandılar. Kimileri astım krizi geçirdi.

Bazı yaralılar ise polis terörü nedeniyle ölümüneşiğine geldi:

• BDSP’li Zafer Yolcu, kafasına gaz bombasıkapsülü isabet etmesi nedeniyle Haseki Hastanesi’nekaldırıldı. Yolcu’nun kafatasındaki kemiklerin çöktüğüve kafatasından içeri biber gazı sızdığı bildirildi. Acilenameliyata alınan Yolcu’nun durumu ciddiyetinikoruyor.

• Okmeydanı’ndaki polis saldırısında Dilan Alpisimli lise son sınıf öğrencisi yaralandı. Taksimİlkyardım Hastanesi’ne kaldırılan Alp’in durumununağır olduğu öğrenildi.

• Yürüyüş muhabiri Meral Dönmez de polissaldırısında ağır yaralananlar arasında. DönmezBahçelievler’deki Medikal Park Hastanesi’ne kaldırıldı.

• Serdal Gül isimli bir kişi kafasına isabet edenbiber gazı nedeniyle Memorial Hastanesi’ne kaldırıldı.Tomografi sonucunda Serdal Gül ameliyata alındı.Ameliyat iyi geçti ancak Gül’ün sağlık durumuciddiyetini koruyor.

Page 10: Kızıl Bayrak 2013-18

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1Mayıs İzmir’de yüzbini aşkın emekçinin GündoğduMeydanı’nı doldurmasıyla gerçekleşti. Saat 10.00’danitibaren İzmir’in iki ayrı noktasında toplanmayabaşlayan kortejler, Gündoğdu Meydanı’na doğruyürüdüler.

DİSK bu yıl İzelman işçilerinin taşeron karşıtımücadelesini ve kazanımını alana yansıtırken, KESKkızıl fularlarla kortejlerini kızıl renge boyadı.

Miting için bu yıl iki toplanma yeri ve dört yürüyüşgüzergahı belirlendi. Türk-İş, DİSK, HDK, MücadeleBirliği ve BDSP Basmane Meydanı’nda toplanırken ikiayrı yürüyüş kolu ile alana giriş yaptı.

KESK, ÇHD, ilerici, devrimci kurumlar, yöredernekleri, reformistler Konak Eski Sümerbank önündetoplanarak yine iki ayrı koldan (1. ve 2. Kordon’dan) 1Mayıs alanına doğru yürüyüşe geçti.

Basmane kolu: Türk-İş toplanma yeri Basmane Meydanı’na

10.00’da gelerek, hızla Möntro üzerinden alana girişyaptı. Petrol-İş, Türk Metal, Belediye İş kortejlerikitleselliği ile dikkat çekti. Türk-İş’e bağlı sendikalarDİSK alana girdikten sonra hızla dağıldı. Öyle ki DİSKalana girdikten sonra Gündoğdu Meydanı’nda Türk-İş’eait pankartlar dahi yoktu.

DİSK 11.00’de Basmane Meydanı’na gelerek,kortejler halinde Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüdü.Son bir aydır İzelman işçilerinin mücadelesiyle, sık sıkalana çıkan belediye işçileri, 1 Mayıs’a da kitlesel birşekilde katıldı. Pankartlarında siyasal taleplerin yeraldığı Genel-İş kortejinden sık sık taşerona karşı vegüvencesiz çalışmaya karşı sloganlar yükseldi.Pankartlarında “Yaşasın 1 Mayıs Biji yek Gulan!”,“Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halklar birleşin!”,“İşçiler demokratik, eşit bir anayasa ve barış istiyor!”,“Taşerona karşı haydi 1 Mayıs’a” şiarları yer aldı.

DİSK kortejinde bu yıl fabrika pankartları ile yeralan Birleşik Metal-İş korteji kitleselliği ile dikkat çekti.Örgütlü olduğu Delphi Diesel, Çukurova Jeneratör,İmpo Motor, Ergun Hidrolik, Eren Balata, FTB, FCMotor, Polkima, Jantsa, Totomak, ZF Lenförder,Şenkaya Döküm, HMS Makine, Mahle Mopisan, İzmirSenkromeç, Schneider, Rettig Metal, İzmir Ersanfabrikalarının pankartları ile alanda yer alan metalişçileri disiplinli kortejleriyle Basmane kolunda yürüdü.

Ayrıca sendikalı metal işçisi kadınlar da “Yaşasın 1Mayıs” şiarı ile Birleşik Metal-İş kortejinde pankartaçarak en önde yürüdüler.

DİSK kortejinde ayrıca Lastik-İş, Sosyal-İş, GençSen, Emekli Sen, Dev Sağlık İş, Tekstil İşçileriSendikası, Vakıfbank Emekliler Derneği İzmir Şubesiyer aldı.

Basmane kolunda toplanan HDK ise ÇankayaCaddesi üzerinden Gündoğdu Meydanı’na doğruyürüdü.

Komünistlerden kızıl ve coşkulu kortej

Sınıf devrimcileri mitinge “Emperyalistsaldırganlığa, kapitalist sömürüye karşı bütün ülkelerinişçileri birleşin!” ve “Yaşasın sosyalist işçi-emekçiiktidarı” şiarlı BDSP pankartları ile katıldılar. Kortejinen önünde büyük boy kızıl sancağın yanısıra Marks,Engels, Lenin, Mustafa Suphi, Deniz Gezmiş, MahirÇayan, İbrahim Kaypakkaya, Habip Gül, Ümit Altıntaş,

Hatice Yürekli, Alaattin Karadağ’ın siluetlerinin yeraldığı büyük flamalar yer aldı.

BDSP kortejinin arkasında “Haramilerin saltanatınıyıkacağız!” şiarıyla Metal İşçileri Birliği yer aldı. MİBkortejinde taleplerin yer aldığı dövizlerin yanısıraşapkalar dikkat çekti. Dövizlerde “İş güvenliği önlemlerialınsın!”, “Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi!”,“MESS’e ihanetçi sendikalara geçit yok!”, “YaşasınMetal İşçileri Birliği!”, “Yaşasın işçilerin birliğihalkların kardeşliği!”, “İşgal, grev, direniş!”, “İnsancayaşamaya yetecek asgari ücret!” şiarları yer alırkenkortejden de aynı şiarlar slogan olarak atıldı.

Genç Komünistler ise eyleme “Özgürlük, devrim,sosyalizm! / Ekim Gençliği” pankartı ile katıldılar. Kızılflamalar ve kızıl fularlarla yürüyen kortejde coşku vecanlılık hakimdi.

Konak kolu: KESK, devrimci-demokrat kurumlar, TMMOB

KESK Eski Sümerbank önünde toplanarak 1 Mayısalanına doğu yürüyüşe geçti. KESK, Devrimci Hareket,DİP, Alınteri, Dersimliler Dernekleri Federasyonu,Halkevleri, DHF, Partizan ikinci kordondan yol keserekmeydana yürüdü.

KESK kortejinde Eğitim Sen üyelerinin ağırlığı gözeçarparken, BES, SES, BTS de bu kortejde yerlerini aldı.Kızıl fularla yürüyen KESK kortejinde bu yıl sosyalizmvurgusu öne çıktı.

TÜMTİS üyesi işçiler de sendika önünde toplanarak,Möntro’den Türk-İş’le birleşerek 1 Mayıs meydanınagiriş yaptı.

“Her yer Taksim her yer direniş!”

Program KESK alana girmeden başlatıldı. Saat13.00’te başlatılan programda ilk olarak BMC işçileriselamlandı ve Taksim’de gerçekleştirilen saldırı ıslık vesloganlarla kınandı. Genel bir “emek şehitleri” anısınayapılan saygı duruşunun ardından geçtiğimiz yıldanfarklı olarak İstiklal Marşı dinletildi. Geçtiğimiz yılprogramın başında okutulan Enternasyonal marşı,programın ortalarında çalındı.

1 Mayıs mitingi için KESK, DİSK, TMMOB adınahazırlanan ortak metin Türk-İş 3.Bölge Temsilcisi H.Hüseyin Karakoç tarafından okundu. Taşeronlaştırma,kıdem hakkının gaspı, işsizliğe karşı gerçekleştirilenkonuşmada sık sık Taksim saldırısı protesto edildi. Yine

okunan metinde “Bizler dünyaya, ülkemize eşitliği,barışı istiyoruz. Emeğin çıkarlarının savaşta değil,barışta olduğunu biliyoruz. Savaş istemiyoruz,demokrasi ve sosyal adalet istiyoruz. Özgürlükçüdemokratik anayasa istiyoruz” denildi.

Alanda sık sık “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Heryer Taksim her yer direniş!”, “Yaşasın halklarınkardeşliği!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”, “Yaşasın sosyalizm!”sloganları atıldı.

Tertip Komitesi adına yapılan konuşmaların ardındanSuavi sahne aldı. Suavi’nin programı hayli coşkulu biratmosferde geçti. Hep birlikte söylenen 1 Mayıs marşıve Çav Bella ile miting sona erdi.

Mitingden notlar: *Çiğli ve Aliağa’da sabahın erken saatlerinden

itibaren 1 Mayıs kutlamaları başladı. Çiğli Belediyesiönünde kısa bir 1 Mayıs programı gerçekleştirilirken,Aliağa’da Petrol-İş önünden Aliağa Belediyesi önündedoğru bir yürüyüş gerçekleştirildi. 1 Mayıs anmasınınardından araçlarla Gündoğdu Meydanı’na doğru yolaçıkıldı.

* Miting alanında ayrıca kadın dernekleri, yöredernekleri, anti-kapitalist Müslüman gençler, İzmirBarosu, Anarşistler, Çarşı İzmir, RedHack, feministler,Güvenlik Sen, ÇHD pankartları ve dövizleriyle yerlerinialdılar.

* 1 Mayıs kürsüsü geçtiğimiz yıllara oranla zayıf veniteliksizdi. Alana ve hakimiyet zayıf olup, Suaviçıktıktan sonra tüm program ve inisiyatif Suavi’yebırakıldı.

* Sınıf devrimcileri alanda 6 Mayıs Pazartesi günüsaat 19.00’da Karşıyaka İzban çıkışında başlayacak olanDenizler anmasının da çağrı bildirilerini dağıttılar.

* Komünistlerin korteji Cumhuriyet Meydanı’ndangirdikten sonra alandaki kitle tarafından oldukça ilgiçekti. Alkışlarla karşılanan kortej sloganlarla kitleyeeşlik etti.

* 1 Mayıs alanı defalarca dolup boşaldı. İzmir’deişçilere dayatılan zorunlu mesailer de işçilerin 1 Mayıs’akatılımını engelleyemedi. Toplamda yüz bini aşkın işçi,emekçi, kadın, öğrenci, genç, çocuk 1 Mayıs’ı bu yılalanlarda kutladı.

* İzmir’de Gündoğdu’da kutlanan 1 Mayıs’ınyanısıra Cumhuriyet Güç Birliği ve TTB, Bornova’daayrı bir 1 Mayıs örgütledi.

Kızıl Bayrak / İzmir

1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201310 * Kızıl Bayrak

İzmir’de yüzbini aşkınişçi ve emekçi alandaydı!

Page 11: Kızıl Bayrak 2013-18

Türk-İş, DİSK, KESK, TMMOB, TTB’ninçağrısıyla gerçekleştirilen ve yaklaşık 20 bin kişininkatıldığı 1 Mayıs mitingi, kitlenin saat 11.00’de Garönünde toplanmasıyla başladı. 11.45’te kitle iki koldanSıhhiye Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Coşkulusloganların haykırıldığı yürüyüş kollarında işçi veemekçilerin temel taleplerinin yanı sıra öne çıkangündemlerin başında Taksim’de gösterilen devletterörü yer aldı.

Sol kol… Yürüyüşün sol kolunda en önde: “Taşerona,

bölgesel asgari ücrete, kıdem tazminatının gaspına,yoksulluğa, güvencesizliğe, gericiliğe, ırkçılığa,emperyalist müdahaleye karşı; Emek, Barış, Özgürlük,Demokrasi. Yaşasın 1 Mayıs/Türk İş, DİSK, KESK,TMMOB, TTB” pankartı taşındı.

Ortak pankartın hemen arkasında Türk-İş pankartıve Türk-İş’e bağlı sendikalar sıralandı. Türk-İşkortejinde sırasıyla, Petrol-İş, TÜMTİS, Tez Koop İş,Demiryol-İş, Tes-İş, Harb-İş, Sivil Memurlar Sendikası(Sime Sen), Yol-İş, Tarım İş, Belediye-İş EGO şubesipankartları sıralandı. Toplamda 1500 kişi ile yürüyenTürk-İş kortejinde TÜMTİS, Tez Koop İş ve Harb-İşen kitlesel ve coşkulu kortejleri oluşturuyordu.

Tez Koop İş, Elektroworld’te yürüttüğü sendikalçalışmanın coşkusunu kitlesel olarak alana taşıdı.Türk-İş’in bütününün örgütleyici olarak katıldığı

mitinge Türk Metal gibi kimi sendikalar katılımgöstermediler.

Türk-İş kortejinin hemen arkasından HalkOzanları Derneği ve Ostim İşçileri pankartlarıylayürüyüşte yerlerini aldılar.

Yürüyüş kolunun devamında TMMOB kortejiyer aldı. Yaklaşık olarak 800 kişilik bir kitle ileyürüyen TMMOB kortejinde sırasıyla; BilgisayarMO, Çevre MO, Elektrik MO, Gıda MO, HaritaMO, İnşaat MO, İMO Genç, Yapı Topluluğu,Jeofizik MO, Jeoloji MO, Kimya MO, MakineMO, MMO Genç, Mimarlar Odası, Petrol MO,Metalurji MO, Şehir Plancıları Odası, Ziraat MO,ZMO Genç pankartları sıralandı.

TMMOB kortejinin arkasında MaliMüşavirler Odası ve Özgür Bağımsız Müşavirlerpankartlarıyla yerlerini aldılar.

Bu kolun devamında ATO, Türkiye PsikiyatriDerneği, Kars Demokratik Dernekler Federasyonu,Türkiye Gazeteciler Sendikası, Çağdaş GazetecilerDerneği, Varto Dernekleri Federasyonu, YozgatAkdağmadeni Derneği yürüdü.

PSA Genel Merkez pankartının arkasında Mamak,Keçiören, Batıkent, Yenimahalle şubelerininpankartları sıralandı. PSA kortejinin hemen arkasındanDevrimci 78’liler, ODTÜ Öğrencileri sıralandılar.ODTÜ öğrencileri yaklaşık 500 kişilik coşkulukortejleriyle yürüyüşte dikkat çeken kortejlerdendi.

ODTÜ öğrencilerinin arkasından Hak-Par, İHD,Atık Kağıt İşçileri ve ortak pankart arkasında yürüyenSosyoloji öğrencileri, Tiyatroj, Sahne dışı yürüyüşteyerini aldı. Anti-Kapitalist Müslümanlar, ÇorumDernekleri Federasyonu, Dersim DernekleriFederasyonu, Kızılırmak Köy Dernekleri Federasyonu,Edebiyat ve Sanat Emekçileri ve ÇHD’de bu koldayerini aldı. ÇHD kortejinde son dönem artan baskılarve tutuklu avukatlar öne çıkan gündemlerdi.

ÇHD’nin arkasından Ekoloji Kolektifi ve DivriğiKültür Derneği yerini aldı.

Komünistlerden coşkulu kızılkortej…

Komünistler mitinge, “Parti, Sınıf,Devrim!/BDSP”, “Yaşasın işçilerin birliği halklarınkardeşliği, Yaşasın sosyalizm!/BDSP”, “Karanlıktaboy veriyoruz, sessizliği yırtıyoruz. Denizler’in

yolundan devrime yürüyoruz!/DLB”, “Emperyalistsavaşa, faşist baskı ve teröre, eğitimin ticarileşmesinekarşı; Özgürlük, Devrim, Sosyalizm!/Ekim Gençliği”şiarlı pankartlar ve kızıl flamalarıyla katıldılar. Enönde Marks, Engels, Lenin ile Habip, Ümit, Hatice,Alaattin ve Hüseyin yoldaşların resimlerinin taşındığıkortejde devrim ve sosyalizmin sloganları coşkulu birşekilde haykırıldı.

Komünistlerin ardından Oyuncular Sendikası,DHF, DP, Anadolu Kadın Hareketi yürüdü.

HDK bileşenlerinin sıralandığı bu kolda sırasıylaADYÖD pankartıyla Kürt gençliği, Kurdi-Der, BDP,78’liler Derneği, EMEP, ESP, Partizan, SDP, SODAP,LGBT, ODAK, SYKP, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisiyürüdü.

Devamla Anarşistler, Anti-Faşist Hareket,Ankaragücü taraftarları, Solfasol gazetesi, KızılHareket, İlerici Liseliler Devrimci Yolda Özgürlüksıralandı.

Sağ kol… Sağ kolun en önünde ortak pankart taşındı. Ortak

pankartın hemen arkasında DİSK pankartı ve kortejiyer aldı. Yaklaşık olarak 1000 kişi yürüyen DİSKkortejinde sırasıyla Genel-İş, Emekli-Sen, BirleşikMetal-İş Anadolu Şube, Dev Sağlık-İş, Sosyal İşpankartları sıralandı.

DİSK kortejinin en kitlesel ve coşkulu kısmınıGenel-İş oluşturuyordu. Birleşik Metal-İş kortejindeMESS ve TİS’e dair sloganlar sıklıkla atılırken genelolarak taşeronluk ve güvencesizlik gündemleri öneçıkıyordu.

DİSK’in hemen ardından, 1500 kişi ile yürüyenKESK korteji yerini aldı. En önde farklı dillerde“Yaşasın 1 Mayıs!” yazılı ortak pankart taşınırken,arkasından yaklaşık 1000 kişilik Eğitim-Sen kortejisıralandı. Eğitim Sen 1-2-3-4-5 No’lu şubepankartlarının yanı sıra, Batıkent Lisesi Temsilciliği vePolatlı Temsilciliği pankartları açıldı. HacettepeÜniversitesi öğrencileri ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleride Eğitim Sen kortejiyle birlikte yürüdüler.

Eğitim Sen’in ardından SES, TÖK, Tüm Bel Sen 1-2 No’lu şubeler ve itfaiye emekçileri pankartlarıylayerlerini aldılar. BTS, Adana Demir Spor, BahadınDerneği, Yapı Yol Sen, BES 1-2 No’lu şubeler, ESM,Tarım Orkam Sen, Haber Sen, Kültür Sanat Sen,Özgür Tiyatro yürüdü.

KESK kortejinin arkasından Köy DernekleriPlatformu, Halkevleri, Bağımsız Kıbrıs, SDH, KışlaDer, Yurttaş Hakları Derneği, Artvin Dernekleri, ÖDP,CHP, DİP, Çarşı Grubu, Devrimci Hareket, SözDergisi, Dayanışma Evleri, Öğrenci Dayanışmasıyerini aldı. Bu kolda Halkevleri kitlesel katılımıyladikkat çeken kurumlardandı.

Tüm kurumların alana girmesiyle miting programıTaksim saldırılarının teşhiri ve 2 dakikalık oturmaeylemiyle başladı. Ardından KESK adına ŞubelerPlatformu sözcüsü Dengiz Sönmez, Türk İş AnkaraŞubeler Platformu sözcüsü, DİSK adına ÇetinÇalışkan, TMMOB ve TTB temsilcilerinin kitleye ayrıayrı seslenmesiyle devam eden miting programı,Niyazi Koyuncu ve Halkevleri Çocuk Korosu’nunsöylediği şarkılarla sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 11Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

1 Mayıs Ankara’da kitlesel ve coşkulu bir mitingle kutlandı!

1 Mayıs 2013 / Ankara

Page 12: Kızıl Bayrak 2013-18

Metal toplu sözleşme sürecinin etkisi ve metalişçilerinin MESS dayatmalarına karşı öfkesi 1 Mayısalanına da yansıdı. Metal işçilerinin canlılığı vekitleselliği dikkat çekti.

Miting için sendikalar, meslek örgütleri, ilerici vedevrimci kurumlar saat 13.00’te stadyum önündetoplanmaya başladılar. Saat 14.00’e doğru yürüyüşbaşladı.

Mitingin örgütleyici kurumları arasında yeralmayan Türk-İş en önde yürüyüşe başladı. Türk-İş’inmitinge katılacağı 4 gün önce belli olmuştu. Türk-İş’inen kitlesel kortejlerini Türk Metal oluşturdu. TürkMetal’in örgütlü olduğu fabrikalar kendi pankartlarıylayürürken, “Yaşasın 1 Mayıs alanlardayız!” ve “MESSMESS şaşırma sabrımızı taşırma!” sloganları atıldı.

Yürüyüş kolunun devamında sırasıyla Kristal-İş,Liman-İş, Tek Gıda-İş, Teksif, TÜMTİS, Demiryol-İş,Yol-İş, Maden-İş, Tes-İş, Tek Gıda-İş, Petrol-İşsendikaları yürüdü. Pankartlarda talep ya da şiarlarınyer almaması dikkat çekti. Ağırlıklı olarakpankartlarda sendika isimleri yer aldı.

TÜMTİS de kitlesel ve coşkulu kortejlerarasındaydı. Aileleriyle eyleme katılan TÜMTİSüyeleri “Yaşasın 1 Mayıs” ve “DHL’de işçi kıyımınave sendika düşmanlığına son!” pankartları arkasındayürüdü.

Teksif, Yol-İş, Petrol-İş de kitlesel kortejlerarasında yer alırken, Türk-İş kortejinin coşkusuz oluşudikkat çekti.

Bosch süreciyle ilgili olarak Türk Metal’inyaratabileceği bir provokasyon olasılığı nedeniyleTürk-İş kortejinin devamında uzunca bir mesafebırakıldı. Tertip komitesi bu boşluktan sonrakortejlerini oluşturdu.

“Yaşasın 1 Mayıs” ve “Yoksulluğa, ırkçılığa,gericiliğe teslim olmayacağız” ortak pankartlarıarkasında DİSK’e bağlı sendikalar yer aldı. BirleşikMetal’in örgütlü olduğu Asil Çelik, Prysmian, SCM veTecasa işçileri fabrika pankartlarıyla katılım sağlarken,bunların yanısıra “MESS dayatmalarına hayır!”,“Kıdem hakkıma dokunma” pankartları da açıldı.

Bosch işçileri de Birleşik Metal-İş’le 1 Mayıs’akatıldı. Birleşik Metal-İş’in ardından Emekli Sen, DevMaden Sen, Dev Sağlık-İş, Genel-İş, DİSK Tekstil veSosyal-İş sıralandı. Emekli Sen, Dev Sağlık ve Sosyal-İş kitlesel ve coşkulu kortejleriyle dikkat çekti.

Cargill direnişçileri de 1 Mayıs alanındaydı.“Cargill işçisi direnişin simgesi” pankartını açanişçilerin ardından Uludağ Üniversitesi öğrencileri“Emeksiz sanat olmaz” pankartı açtı.

Bursa Tabip Odası’nın ardından TMMOB veTMMOB Öğrenci yürüdü. TMMOB’liler marşlarlayürürken coşkuları dikkat çekti.

Meslek örgütlerinin ardından KESK yürüdü. İlkkortej Haber Sen’indi. Haber-Sen “PTT halkındırsatılamaz!” pankartı açtı.

Eğitim Sen, KESK’in en kitlesel ve coşkulukortejiydi. Bursa ve Gemlik şubelerinin pankartlarıylakatılan Eğitim Senliler yanısıra “KESK’li tutsaklaronurumuzdur” pankartı ve tutsakların fotoğraflarınıtaşıdılar.

SES ve BES de kitlesel kortejler arasındaydı.SES’liler coşkulu bir şekilde yürürken, onları Tüm BelSen, ESM, Yapı Yol Sen, Tarım Orkam Sen takip etti.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Doğader, ÇağdaşMuhasebeciler Derneği ve ÇHD yürüdü. ÇHD“Savunma susturulamaz!” pankartı açtı.

Halkevleri ilerici ve devrimci kurumlar arasındaalanın en kitlesel kortejiydi. Halkevleri’ni Liseli GençUmut ve Öğrenci Kolektifleri takip etti. ArdındanDHF, BDSP yürüdü.

BDSP’liler “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın sosyalizm!”pankartı arkasında BDSP flamaları ile yürüdü. “Heryer Taksim, her yer 1 Mayıs!”, “Yaşasın 1 Mayıs,yaşasın sosyalizm!”, “İşçilerin birliği sermayeyiyenecek!”, “Yaşasın işçilerin birliği halklarınkardeşliği!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”sloganları atıldı. Marşlar okundu ve Adnan Yücel’in“Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek” şiiri okundu.

BDSP kortejinin ardından Eğitim İlke Sen, İşçiHakları Derneği, Mudanya Dayanışma Evi, TeleferikHalk Meclisi, 68’ler Vakfı, ÖDP, Gençlik Muhalefeti,Nilüfer Kent Konseyi ve CHP yürüdü. Düzen partisiCHP’nin de 1 Mayıs’a kitlesel katıldığı görüldü.

CHP’nin ardından HDK bileşenleri yer aldı. BDP,EMEP, ESP, Partizan, KÖZ, SKP, Dev-Lis, YeşillerPartisi, BAMİS-BATİS-SODAP yürüdü.

Miting alanı 3 kez doldu-boşaldı

Miting alanına ilk giren Türk-İş’ti. Alanın dolmasıüzerine polis bariyerleri geri çekilerek miting alanıgenişletildi. Türk-İş’in ardından DİSK’e bağlısendikalar alana girdiğinde Birleşik Metal-İş ve TürkMetal arasında bir gerginlik yaşandı. Türk Metal veBirleşik Metal-İş üyelerinin alanın farklı noktalarınaBosch pankartları asmalarının ardından Türk Metal’inprovokatif tutumu gerginliği büyüttü. Birleşik Metal-İşüyeleri, Türk Metal’in provokasyonunu dik

duruşlarıyla boşa düşürürken araya KESK’in girmesiile Türk Metal alandan çıkarıldı. Polis, bariyerleriaçarak Türk Metalcileri çıkardı.

Türk-İş’e bağlı sendikalar da ilerleyen dakikalardaalanı parça parça boşalttı. TÜMTİS dışında mitingsonuna kadar alanda kalan olmadı.

KESK’e bağlı sendikalar ve meslek örgütleri debüyük oranda alanı erken boşalttı. Miting başladığındaalanda ağırlıklı olarak ilerici ve devrimci kurumlar ilesiyasi partiler vardı. Dev Sağlık, Birleşik Metal-İş dealanda bulunan sendikalar arasındaydı.

Oturma eylemi iledevlet terörü protesto edildi

Miting Taksim iradesinin selamlanmasıyla başladı.İstanbul’daki devlet terörü 5 dakikalık oturmaeylemiyle protesto edildi. “Her yer Taksim her yerdireniş!” sloganı atıldı. “Gazınız, copunuz bize vızgelir” diyerek kürsüden yapılan konuşmanın ardından“Her yer Taksim, her 1 Mayıs!” ve “Baskılar biziyıldıramaz!” sloganlarıyla oturma eylemi sona erdi.

Ardından saygı duruşu gerçekleştirildi. Mitingdeortak metin Birleşik Metal üyesi Gökhan Aydıntarafından okundu. Kürsüden “Kahrolsun ABDişbirlikçi AKP!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”,“Sermaye değil üretenler yönetsin!” gibi sloganlaratıldı.

Miting müzik programının ardından sona erdi.

Mitingden notlar Liseli kortejlerinin geçtiğimiz seneye göre

zayıflaması dikkat çekti. Çok sayıda insan kortejleri gezerek 1 Mayıs’a

katıldı. İşçi sendikalarının katılımının geçtiğimiz yıla

oranla arttığı görüldü. Kızıl Bayrak / Bursa

Bursa’da kitlesel 1 Mayıs

1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201312 * Kızıl Bayrak

Page 13: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 13Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

1 Mayıs için saat 12.00’den itibaren Açık HavaTiyatrosu önünde toplanılmaya başlandı. Saat13.00’ten itibaren de yürüyüş başladı.

İki ayrı yürüyüş kolu oluşturulurken, bir yürüyüşkolunun en önünde DİSK, diğerinde ise Türk-İşpankartları taşındı.

DİSK Çukurova Bölge Temsilciliği dışında Genel-İş, Sosyal-İş, Emekli-Sen, Dev Sağlık-İş kortejleri deyürüyüş kolundaki yerini aldı. Genel olarak coşkulusloganların atıldığı bu kortejlerde Genel-İş’in katılımıdaha kitleseldi.

KESK pankartı arkasında da Eğitim Sen ilçetemsilcilikleriyle birlikte kitlesel ve coşkulu bir katılımsağlarken, BES, Kültür Sanat Sen, Haber Sen, TarımOrkam Sen, Yapı Yol Sen, BTS, SES pankartıarkasında kamu emekçileri yürüdü. Adana Tabip Odasıve Eczacılar Odası da pankartlarıyla 1 Mayıs’ a katıldı.Bu kortejlerden emperyalist savaşa ve AKP’ninemekçilere yönelik yıkım politikalarına karşı sloganlaryükseldi.

Sendikalar ve odaların ardından BDSP’nin dearalarında olduğu siyasal yapıların kortejleri yürüdü.Sıralamada Halkevleri’nin ardında yer alan BDSP’densonra Devrimci Proletarya, Devrimci Hareket,Mücadele Birliği Platformu, Proleter Devrimci Duruş,Devrimci Yolda Özgürlük, DHF, Çağrı ve HDKbileşenleri yürüdü. HDK ana pankartı ardında BDPkitlesel bir şekilde yürürken, EMEP, Kadın EmeğiKolektifi, TÖP ve SDP yürüdü.

Diğer şeritte ise Türk-İş’in ardında TÜMTİSkitlesel katılımıyla dikkat çekerken, TES-İş, Yol-İş,Demiryol-İş, Belediye-İş, Tek Gıda-İş, Harb-İş, GenelMaden İşçileri Sendikası, Petrol-İş, Tez Koop-İşsendikaları da kitlesel şekilde yürüdüler. Bu kortejlerdeiş kollarına göre talepler ve flamalar taşınırken TekGıda-İş ve Petrol-İş kortejlerinde Türk bayraklarınıntaşınması dikkat çekti. Eğitim-İş, Tuncelililer Derneği,TMMOB, Adana Alevi Gençliği, Mali MüşavirlerDerneği, ADD, Adana Demirspor ve düzenpartilerinden CHP, DSP, TGB, İP de bu koldan yürüdü.Bu koldan alana giren diğer siyasal yapılarsa ÖDP,DİP, İHD, ESP, SGD ve SYKP oldu.

Havanın oldukça sıcak olması nedeniyle alana ilkgiriş yapan sendikaların üyeleri alandan erkenayrıldıkları için yürüyüş kolları alana girdiğindemitingin kitleselliğinde de düşüş yaşandı.

Tüm grupların alana girmesinin ardından mitingprogramı kitleyi selamlayan konuşmalar sonrasında

saygı duruşu yapılarak başlatıldı. Tertip Komitesi adına söz alan Eğitim Sen Adana

Şube Başkanı Kamuran Karaca kitleye seslendi ve 1Mayıs’ı kutladı. Karaca konuşmasında, sermayehükümeti AKP’nin politikaları sonucu işçi veemekçilerde yaşanan yıkımdan söz ederken, “dahaucuz emek, daha fazla kar” için taşeron tipigüvencesizliğin artışına dikkat çekip, “artık yeter”demenin zamanının geldiğini vurguladı. Ortadoğuhalklarını kuşatan emperyalist savaşa da değinilenkonuşmada, NATO ve ABD üslerine izin vermemekararlılığı dile getirildi. Karaca konuşmasındaTaksim’deki saldırıya da değindi ve Taksim’dedirenenleri selamladı. Ayrıca Kürtçe ve Arapçakonuşmalarla kitleye seslenilerek, 1 Mayıs mesajıokundu. Bu esnada CHP kortejinden tepkiler gelmesidikkat çekti. Kürsüden “Faşizme karşı omuz omuza”sloganının atılması üzerine CHP alanı terk etti.

Konuşma sonrasında yerel bir müzik grubu sahnealarak türkü ve marşlarını seslendirdi. Mitingprogramının sonunda Ali Asker sahne aldı. Beğeniyledinlenen müzik dinletisi sonunda Kültür-Sanat Senüyesi bir emekçi de 1 Mayıs’a dair şiirini seslendirdi.

Miting sonunda kürsüye çıkan biri dinci-gerici birpropaganda yapmaya başlayınca alandan uzaklaştırıldı.

BDSP’den işçilerin birliği,halkların kardeşliği çağrısı!

Sınıf devrimcileri mitinge “Yaşasın işçilerin birliğihalkların kardeşliği!” şiarlı BDSP pankartı ile katıldı.Kortejde ayrıca Marks, Engels ve Lenin’denbaşlayarak devrimci önderlerin ve parti şehitlerinin yeraldığı görsellerin bulunduğu bir de pankart taşındı.

BDSP’nin ardından ise “Okullar ticarethane,öğrenciler müşteri olmayacak!” pankartı ile MeslekYüksek Okulu Öğrencileri yürüdü. Kortejde kızılflamalar taşınırken, “1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!”,“Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!”, “Bijî biratiyagelan!”, “Kızıl bayrak yukarı daha daha yukarı!”,“Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, “YÖKkalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimleözgürleşecek!”, “Mustafa Suphi, Deniz Gezmiş, MahirÇayan, İbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doğan; Devrimşehitleri ölümsüzdür!”, “Habip yoldaş, Ümit yoldaş,Hatice yoldaş, Hüseyin yoldaş, Alaattin yoldaş;yaşıyor! Parti şehitleri ölümsüzdür!” ve “Dersim’i,1977 1 Mayısı’nı, Maraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı, Gazi’yi,Roboski’yi; unutmadık! Katillerden hesabı emekçilersoracak!” sloganları atıldı.

Ceyhan’da 1 Mayıs

Ceyhan Eğitim Sen Şubesi 1996 yılından bu yanailk defa bu sene 1 Mayıs’ ı Ceyhan yerelinde kutladı.Üçgen Park’ta saat 11.00’ de basın açıklamasıgerçekleştirildi. Yapılan açıklamada 1 Mayıs’ın anlamve öneminden bahsedilerek uzun yıllardan sonraCeyhan’da 1 Mayıs ile ilgili bir eylemin olmasınınanlamlı olduğu vurgulandı. Açıklamanın ardındanAdliye önünden araçlara binilerek Adana’daki 1 Mayısmitingine katılım sağlandı.

Kızıl Bayrak / Adana

Adana’da 1 Mayıs coşkusu

Antakya’da coşkuluve kitlesel 1 Mayıs

Antakya’da 1 Mayıs mitingi için toplanma12.30’da Doğuş Okulları önünde başladı. Buradasaat 13.00’ten itibaren başlayan yürüyüş UğurMumcu Bulvarı’nda son buldu.

Alanda toplanan kitle hep birlikte attıklarısloganlarla Suriye halkına desteklerini belirtti.Miting programı devrim ve sosyalizm şehitleri içinEnternasyonal Marşı eşliğinde yapılan saygıduruşuyla başladı ve katılımcıların konuşmalarıyladevam etti.

Konuşmalar sırasında kürsüden Arap Alevi dinadamı olan Ali Yeral’in evinin pencerelerininAntakya’da barındırılan silahlı çeteler tarafındankırıldığı ve içeriye “hepinizin kafasını keseceğiz,hepinizi yakacağız” yazılı bildirilerin atıldığınınteşhir edilmesi üzerine, kitle öfke ve sloganlarlakarşılık verdi.

Konuşmacıların ardından sahneye CevdetBağca çıktı. Türkü ve marşlar söylenerek, halaylarçekildi. Halayların ardından kitle dağıldı.

Antakya 1 Mayısı, Suriye’ye yönelik emperyalistmüdahale planları nedeniyle diğer yıllara göredaha kitlesel geçti. Halkın kitlesel katılımı ve AKPiktidarına ve silahlı çetelere olan öfkesi dikkatçekiciydi. Sloganlar genel anlamda anti-emperyalist içerikte ve Suriye halkına destekmahiyetindeydi. Çoğu kurum pankartlarına Türkçeşiarların yanı sıra Arapça şiarlar da yazmıştı.

BDSP de “Emperyalistler ve işbirlikçileriOrtadoğu’dan elinizi çekin!” ve Arapça “Yaşasınhalkların kardeşliği!” pankartıyla yürüyüşte yerinialdı. BDSP’nin korteji yürüyüş boyunca disiplinli vecoşkuluydu. Yürüyüş sırasında polisin korteji bölmeve yolu açma isteğine kitle “Katil devlet hesapverecek!” ve “Faşizme karşı omuz omuza!”sloganlarıyla karşılık verdi. Bunun üzerine polislergeri adım atmak zorunda kaldılar.

Kızıl Bayrak / Antakya

Mersin’de 1 Mayıs

Mersin’de 1 Mayıs mitingi, kitlenin saat10.00’da istasyon önünde toplanması ile başladı.

Yürüyüş kolunun bir şeridinde, önde DİSK veKESK yer alırken, ardından da sırasıyla Halkevleri,Dersimliler ve Vartolular dernekleri, HDK ve birçoksiyasal kurum yer aldı. Diğer şeritte ise Türk-İşyürüdü.

Miting alanına önce DİSK, KESK ve TÜRK-İŞ’inardından da siyasal gruplar girdi.

Grupların alana girmesinin ardından programkonuşmalarla başladı. Tertip komitesi adına sözalan DİSK yöneticisinin ardından diğer sendikayöneticileri de eyleme katılanların 1 Mayıs’ınıkutladı.

Taksim 1 Mayısı’na uygulanan yasağınprotestosuyla başlayan konuşmalar alanda dayankısını buldu. Tüm kortejlerden atılan sloganlarlaTaksim’e selam gönderildi. Ayrıca, halklarınkardeşliği sloganları da sıklıkla atıldı.

Program Selda Bağcan’ın sahne almasıyla sonaerdi.

Kızıl Bayrak / Mersin

Page 14: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201314 * Kızıl Bayrak

Kayseri’de 1 Mayıs alanı olan Mimar SinanParkı’na yürüyüşler farklı noktalardan ve farklısaatlerde gerçekleştirildi.

Kamu emekçileri Salih Avgunpaşa İlköğretimOkulu önünde toplandı. BDSP pankartı altındabirleşen Kayseri İşçi Birliği Derneği, Organize Sanayiİşçileri, Metal İşçileri, Gıda İşçileri kortejoluşturdular. 1 Mayıs alanına doğru saat 15.30’dayürüyüşe geçtiler. Özelleştirme karşıtı pankartlarıylaKarayolu İşçileri de alanda yerlerini aldılar.

Kayseri’de 1 Mayıs kutlamalarında bir ilk yaşandı.Alanda 1 Mayıs programı Enternasyonal Marşı ilebaşladı.

EMEP, CHP, SDP, Büro-Sen, Yozgat-ÇayıralanEvciler Kasabası Gençliği, Alevi Kültür Merkezi,Genç-Sen, Dev-Lis, Ceha işçileri, Eğit-Der, KESKKayseri Şubeler Platformu, LGBTT (Lezbiyen, Gay,Biseksüeli Transeksüel Toplulukları), TÜMTİS,

Devrimci 78’liler Derneği, Renkli TebeşirlerKültür ve Sanat Derneği, BDSP, ESP, Kaldıraç,SDP 1 Mayıs eylemine katıldı.

Yoğunburç’ta toplanan HDK bileşenlerindenEMEP ve Emek Gençliği burada kortejoluşturdular. SDP ise parti binası önündetoplandı.

Birleşik Metal-İş üyesi Ceha işçisi deeyleme katıldı.

Kortejler birleşince 1 Mayıs mitingininyapılacağı Mimar Sinan Parkı’na hareketedildi.

Erbosan, Milenyum, Şule, İstikbal, Mondifabrikalarından metal işçilerinin oluşturduğukortej ve gıda işçileri de BDSP’nin “Yaşasınİşçilerin birliği halkların kardeşliği” pankartı

altında bir araya geldiler. Özelleştirmeye karşı bayrak açan karayolu

işçileri bir araya geldiler ve sendika ağalarınıprotesto ettiler.

Diğer yıllara göre üniversite ve liseli gençliğin 1Mayıs’a katılımı da oldukça yoğundu.

Reformist partiler içinde en fazla katılımı EMEPsağladı. Önceki yıllara göre düzen solununtemsilcisi CHP’nin katılımı oldukça fazlaydı.

Mimar Sinan Parkı girişinde BDSP pankartınıntaşınması için kullanılan plastik borularınçıkarılması dayatmasında bulunan polise BDSP’liler“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Baskılar bizleriyıldıramaz!” sloganlarıyla yanıt verdiler.BDSP’lilerin kararlı duruşu polise geri adım attırdı.

1 Mayıs alanında Kayseri İşçilerin BirliğiDerneği müzik grubu söylediği türkü ve marşlarlaalandaki kitleyi coşturdu.

1 Mayıs’a yaklaşık 4 bin işçi ve emekçi katıldı. Kızıl Bayrak / Kayseri

Kayseri’de coşkulu vekitlesel 1 Mayıs

Hak-İş’ten 1 Mayısşarlatanlığı

Kayseri’de 1 Mayıs günü ilk 1 Mayıs kutlamasısaat 10.30’da Hak-İş’e bağlı sendikalar tarafındangerçekleştirildi. Meydanda gerçekleşen ve 1Mayıs’ın karikatürleştirilmesini içeren eylemdeMehter Takımı’nın marşı çaldı.

Hak-İş’e bağlı sendikaların binlerce üyesiolmasına rağmen, mitinge 200 civarında işçininkatılması yapılan eylemin “yasak savma” cinsindenbir eylem olduğunun en açık kanıtıydı. Kutlamadaiş kazalarına karşı mücadeleyle ilgili tek kelimesöylenmezken, iş cinayetlerinde yaşamını yitirenişçiler için dualar okundu.

Kızıl Bayrak / Kayseri

Manisa’da 1 Mayıs

1 Mayıs sabah Manisa Öğretmenevi önündetoplanmaya başlayan emekçiler saat 11.00civarında yürüyüşe geçtiler. Manisa Standart ProfilFabrikası’nda örgütlenme mücadelesi veren Petrolİş Sendikası üyesi işçilerin oluşturduğu korteje deyoğun bir destek verildi.

Saat 12.00 civarında alana giren emekçiler 1Mayıs’ı yaratan işçiler için saygı duruşundabulundu ve ardından hep birlikte İşçi Marşısöylendi. Daha sonra Emek ve DemokrasiPlatformu’nu oluşturan bileşenlerin temsilcilerininselamlamalarına geçildi. BDP ve HAK-PARtemsilcilerinin kitleyi Kürtçe selamlaması üzerineADD ve CHP alanı terk etti. Ardından Platformadına KESK Dönem Sözcüsü ve BES Manisa ŞubeBaşkanı Ali Gök konuşmasını yaptı.

Çeşitli müzik grupları sahne aldı ve çalınanhalaylarla 1 Mayıs mitingi sona erdi.

Mitinge katılan bileşenler: KESK’e bağlısendikalar, DİSK Emekli Sen, Cam Keramik-İş,Petrol-İş Manisa Şubesi, BDP, ÖDP, EMEP, HDK,HAK-PAR, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, CHP, ADD,Turgutlu Çevre Platformu, Gençlik Muhalefeti, CBÜÖKD-DER, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, AleviKültür Derneği, Hacı Bektaş Kültür Derneği, ManisaTabip Odası, TMMOB.

Kızıl Bayrak / Manisa

1 Mayıs 2013 / Kayseri

Page 15: Kızıl Bayrak 2013-18

Kızıl Bayrak * 151 MayısSayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013.

Çanakkale’de KESK ve DİSK’in öncülüğündegerçekleştirilen 1 Mayıs programı, saat 13.00itibariyle Salı Pazarı Caddesi üzerinde toplanma ilebaşladı.

DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar, HDKbileşenlerinden BDP, SGDF, YDG, EMEP, EmekGençliği, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri, LiseliGenç Umut, ÖDP, Gençlik Muhalefeti, DHF ve EkimGençliği dışında eylemde Çanakkale Barosu, ÇanGençlik İnisiyatifi, Karabiga Çevre Platformu,Halkın Takımı Beşiktaşlılar, ÇOMÜ’lü SosyalistÖğrenciler gibi dernek ve platformlar da Salı PazarıCaddesi’nde yerini aldı. Bu bileşenlerin yanı sıraCHP, ADD, İP ve TGB de alandaydı.

Salı Pazarı Caddesi üzerinden yürüyüşe geçenkitle sloganlar ve marşlar ile CumhuriyetMeydanı’na ilerledi. Kortejler alana girerken anonsyapılarak selamlandı. Tüm kortejlerin CumhuriyetMeydanı’na gelmesi ile kürsüden 1 Mayıs programıbaşlatıldı. Genel olarak faşist baskı ve devletterörüne, özelde ise Taksim’de yaşanan polisterörüne karşı beş dakikalık bir oturma eylemigerçekleştirildi. Bu sırada kitle coşkulu bir şekilde“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Her yer Taksim heryer direniş!” sloganlarını attı.

Kürsü ÇOMÜ’de işten çıkarılan taşeron işçilerin

Miting konuşmalarla devam etti. Eyleme dahilolan tüm bileşenler adına yapılan konuşmayıÇOMÜ’de işten atılan taşeron işçilerden NerminAydın Üstün ve Neslihan Ülkü Baş Gül okudu.

“Bugün dünyanın dört bir yanında işçiler,emekçiler, yoksul köylüler, ezilen halklar, yüreğiemekten yana atan tüm toplumsal kesimlermücadeleyi, dayanışmayı, birliği alanlara taşıyor!Bugün 1 Mayıs. Mücadelenin ateşiyle, coşkusuylahep bir ağızdan çığlığa dönüşüyor” denilerek

başlanan açıklamada kapitalizmin bugün içindedebelendiği krize değinildi. Bunun karşısındadünyanın her yerinden işçi ve emekçilerin “Başka birdünya mümkün!” sloganları ile mücadele ettiği vealanlara indiği vurgulandı.

Taşeron çalışma, sömürü, sendikal hakların gaspı,gözaltı ve tutuklamalar ile ayyuka çıkan faşist baskıve devlet terörü, emperyalist savaş ve saldırganlıkgibi konulara da değinildi. “Sermayenin dünyasınakarşı emeğin dünyası; sömürünün ve köleliğin

dünyasına karşı kardeşliğin ve özgürlüğün dünyasıbizlerin mücadelelerinde kurulacaktır. Beklenengünler, güzel günlerimiz ellerimizdedir. Haklı günler,büyük günlerdedir geleceğimiz” sözleri ile devameden açıklama bir kez daha “Yaşasın 1 Mayıs”şiarının haykırılması ile son buldu.

Bunun dışında kürsüden başka bir konuşmagerçekleştirilmedi.

Açıklamanın ardından yerel bir müzik grubusahne alarak çeşitli ezgi ve marşlar ile kitleyi halayadavet etti. 1 Mayıs mitingi halaylar ve marşlarla sonaerdi.

Genel-İş ‘77 1 Mayıs şehidini ziyaret etti

Cumhuriyet Meydanı’ndaki programın ardındanGenel-İş, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de katledilendirenişçinin Bozcaada’daki mezarında anmasıgerçekleştirmek için İskele Meydanı’ndan araçkaldırdı.

Ekim Gençliği de alandaydı

Çanakkale Ekim Gençliği de “Yaşasın 1 Mayıs!Özgürlük, devrim, sosyalizm!” şiarlı pankart ileyürüyüş ve miting alanında yerini aldı. Kızılflamaların taşındığı kortejde “İşçilerin birliğisermayeyi yenecek!”, “Kahrolsun ücretli kölelikdüzeni!”, “Emperyalizm yenilecek direnen halklarkazanacak!”, “Gençlik gelecek gelecek sosyalizm!”,“Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”, “YeniEkimler için ileri!” sloganları atıldı.

Ekim Gençliği / Çanakkale

Çanakkale’de 1 Mayıs

Genç komünistlerden Taksim açıklaması…

“Taksim direnişiniselamlıyoruz!”

İşçi sınıfının örgütlü öfkesinden korkan, 1 Mayıs’ın savaşve mücadele çağrısını hazmedemeyen sermaye devleti 20131 Mayısı’nda bir kez daha devrimci kanı döktü. Aralarındayoldaşlarımızın da bulunduğu onlarca devrimci ve ilericikafalarına isabet eden gaz bombaları sonucu ağır yaralıhalde hastaneye kaldırıldı. Onlarca işçi, emekçi ve devrimcigözaltına alındı. Emekçilerin Taksim iradesi karşısında, baskıve teröre başvuran devlet katliamcı yüzünü bir kez dahagösterdi.

Polis terörüne saatlerce direnenler de 1 Mayıs’ların direniş geleneğine sahip çıkanlardır. Kan ve canbedeli kazanılan 1 Mayıslar, yine kan ve can pahasına savunuluyor. Türkiye’nin bütün alanlarından ise aynıslogan yükseliyor: “Her yer Taksim her yer direniş!” Yaşamları köleleştirilen milyonlar 1 Mayıs alanlarındasermaye devletine tok bir yanıt veriyor!

Bizler Ankara’dan genç komünistler olarak; katil polisin azgın saldırısı sonucunda ağır yaralanandevrimcilerin bir an önce sağlıklarına kavuşmasını diliyoruz. Ve tüm sınıf kini ve öfkemizle haykırıyoruz:Devrimci kanı dökenlerden hesap mutlaka sorulacak! Kanla beslenenler, döktükleri kanda boğulacaklar!

Taksim direnişini selamlıyoruz! Devlet terörünü lanetliyoruz! Gözaltılar derhal serbest bırakılsın!

Katil polis hesap verecek!

Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın sosyalizm!

Ankara’dan genç komünistler

Page 16: Kızıl Bayrak 2013-18

CMYKCMYK

‘71 Devrimci Hareketi’nin simge isimleri MahirÇayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya veyoldaşları her yıl ölüm yıldönümlerinde anılmakta,devrimci kadro tipinin seçkin örnekleri olarak,devrimci harekete kattıkları olumlu değerlere vurguyapılmaktadır. Ancak Türkiye devrim mücadelesininyüzakı olan bu devrimcileri ananlar, dahası onlarındevrettiği mirası yaşattığını öne sürenler arasında ciddifarklar bulunmaktadır. Öte yandan, özellikle idamedilerek katledilen Deniz Gezmiş ve yoldaşları,reformistinden devlet solcusuna, gericisinden ırkçı-şoven zihniyetin bazı temsilcilerine kadar bir takımsoysuzlar tarafından istismar konusu da edilmektedir.

Türkiye’deki devrimci örgüt ve partiler uzun yıllar‘71 Devrimci Hareketi’nin şu veya bu akımınınmirasçısı olduğunu savunmuştur. Halen de bu çizgideısrar eden, yaklaşık 40 yıl önce bu genç devrimcilertarafından ortaya konulan düşünsel düzeyin ötesinegeçemeyen akımlar vardır. Henüz yirmili yaşlardakidevrimcilerin ortaya koyduğu ideolojik-politiktahlillere takılıp kalanların, ‘71 Devrimci Hareketi’ninmirasını yaşattıklarını sanmaları kolay anlaşılır birdurum değildir. Böyleleri, genç devrimcilerin 40 yılönce ortaya koyduğu düşünsel ürünlere sıkı sıkıyasarılarak, teorik üretim için çaba harcama “yükü”ndende kurtulmuş oluyorlar.

Reformizmden devrimci kopuş,seçkin devrimci kişilik…

Komünistler, ‘71 Devrimci Hareketi’ni Türkiye’ninreformist geleneğinden devrimci bir kopuş olarakdeğerlendirmişlerdir. Bu kopuşa asıl anlamını veren,

küçük devrimci grupların kent veya kırda silahlıeylemler yapması değildir elbette. Kopuşun asılanlamı, bu akımların ideolojik-politik bilinç planındagerçekleştirdiği sıçramadır. Bilinç planındaki sıçrama,bu akımların devlet konusunda, şiddete dayalı devrimkonusunda, kapitalizmin temel noktalardan reddikonusunda radikal, devrimci bir ideolojik-politik tutumgeliştirebilmesinin yolunu açmıştır ki, kopuşa asılanlamını veren de budur.

‘60’lı yıllar sosyal uyanışın yaygınlaştığı,toplumsal muhalefetin hızla gelişip kabardığı birdönemdir. İşçi sınıfı, kentin ve kırın emekçileri,Türkiye tarihinde ilk defa bu dönemde, bu kadarkitlesel bir şekilde eylem alanlarında, grevlerde,direnişlerde, toprak işgallerinde sözünü söylemeye,sola, sosyalizme yakınlaşmaya başlamıştır.

Mücadele alanlarında işçi sınıfı ve emekçilerolduğu halde, dönemin sosyalist olma iddiasında olanakımlarının çizgileri, büyük ölçüde orta sınıf aydınlarıtarafından belirlenmiştir. TİP, YÖN, MDD, döneminöne çıkan sol akımlarıdır. Ancak bu akımların hiçbiri,devrimci iktidar perspektifi bir yana, düzeni cephedenkarşıya alabilecek bir çizgiyi temsil edebilecekdurumda değildi. ‘71 Devrimci Hareketi, dönemeegemen olan reformist cendereyi kırmış, bu devrimcikopuş sayesinde radikal devrimci akımlaroluşturabilmiştir. Burjuva sosyalizmi olaraktanımladığımız TİP, YÖN, MDD ise, 1974’ten sonradevrimci akımların güçlenmesiyle esas olarakdönemini kapatmıştır.

Reformizmden devrimci kopuşun sağlanmasınaönderlik eden kadroların, Mahirler, Denizler,Kaypakkayalar ve onların yoldaşlarının devrimci

kişiliklerinde içselleştirdikleri üstün nitelikler de,Türkiye devrimci hareketine ‘71’den miras kalanönemli kazanımlardır. Her yönüyle düzeni cephedenkarşıya alan devrimci bir duruş, düzenin cellâtlarıkarşısında hiçbir koşulda eğilmeme, tereddütsüz birşekilde davaya adanma, devrimci dayanışma ve siperyoldaşlığı konusunda pürüzsüz bir içtenlik, devrimciörgüt ve pratiğe olduğu kadar teoriye, düşünsel gelişimve üretime önem veren bir devrimci kadro…

‘71 devrimci akımlarının ideolojik-politikçizgilerini, pratik eylem tarzlarını burada tartışmakgerekmiyor. Zira bu alanda düşülen yanlışlar veyaacemilikler, devrimci harekete miras bırakılan seçkindevrimci kadro örneğinin değerini hiçbir koşuldaeksiltmez. Önemli olan reformizmden gerçekleşendevrimci kopuşun bu erken döneminde bile buüstünlüklerin devrimci kişiliklere içerilebilmişolmasıdır. Örnek alınması, yaşatılması, yeniden vedaha ileriden yaratılması gereken yön de budur.

‘71’den miras kalandevrimci değerlerin tüketilmesi…

Devrimci mirası ve değerleri yaşatmanın yolu,günün koşullarına göre yeniden üretmekten geçer.Ancak bu kadarı yeterli değil. Bundan da önemli olanı,bu mirasın yetişen devrimci kadroların bilincindeiçselleşmesini sağlamak ve devrimci kişiliğe içerilmişdeğerler bütününe dahil edebilmektir. Ancak o zamanbu devrimci mirasın, devrimci kadronun düşünce veeylemine yol gösterici olması sağlanabilir.

Bunu başarmak sanıldığı kadar kolay değildir. Zirabu niyetleri aşan bir sorundur; örgüt veya partilerinideolojik-politik çizgileri, ilkesel tutumları, devrimciörgüt anlayışları ile yakından ilgilidir. Gelenekseldevrimci-demokrat akımlar, ‘71 devrimci akımlarınınortaya koyduğu ideolojik-programatik düzeyinilerisine çıkmadıkları ölçüde, geçmişe sımsıkısarılıyorlar. Bu ise düşünsel alanda bir kısırlık, kendiniyenileyememe ve kapitalist toplumun tek tutarlıdevrimci sınıfı olan proletaryanın tarihsel devrimcirolünü gerçek içeriğiyle kavrayamama noktasındatakılıp kalmalarına yolaçıyor. Böylece, devrimcideğerlerin daha ileriden üretilmesi bir yana, var olanmirasın gerisine düşme, dahası o değerleri tüketmenoktasına varılabiliyor.

Sınıf ve kitle hareketinin zayıflığı koşullarındayetişen kadro tipinin sorunlu yapısı, semt kökenli bukadroların devletin sistemli yozlaştırma saldırısınamaruz kalmaları ise soruna bambaşka bir boyutkatıyor. Sorunlu haline rağmen bu “kadro” tipinin,üstelik devrimci bir kimlik geliştirmeden bünyeyealınması nedeniyle, ‘71’in devrimci kadro kişiliğininniteliklerine fazlasıyla uzak, devrimci mirası ancaksöylem düzeyinde savunabilen bir anlayış hakim halegelebiliyor. Öyle ki, bu kişiliklerin pratiği, kimi zamandevrimcilerin emekçiler nezdindeki itibarlarının

Devrimci mira daha ileriye taşım

Devrimci mirası yaşatmak, daha 16 * Kızıl Bayrak * Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Page 17: Kızıl Bayrak 2013-18

sarsılmasına yol açabilecek derecede sorunluolabiliyor.

Bazı ara akım kadroları üzerinden yansıyan sorunlukişiliklerde, devrimci değerlerin önemli ölçüdeyitimine tanık olmaktayız. Devrimci samimiyetinibüyük oranda tüketmiş olan bu kesim dar grupçu,fazlasıyla faydacı, ortamına göre kibirli ve saldırganolabilmektedir. Bunlar, uzun zamandır reformistlerleaynı kulvarda bulunmanın da etkisiyle, burjuva siyasettarzının olmazsa olmazları olan hile, ayak oyunları, içhesaplar, perde arkası kulisler vb. “haslet”leri, pekçokyerde politik çizgilerine dahil etmekte bir sakıncıgörmeyebilmektedirler.

Dejenerasyonun böylesi uç noktalara varmasını,devrimci değerlere sırt çevirip reformistlerlekucaklaşmanın sonuçlarından biri saymak mümkündür.

‘71 Devrimci Hareketi’ni değil fakat Denizler’i öneçıkaran, onları “ikon”laştırıp siyasi rant aracı olarakkullanmak isteyen ırkçı-şoven zihniyetin temsilcileride var. Bu gerici çevrelerin ayırdedici özelliği, Kürthalkına düşmanlık ve devletin militarist güçlerinepayandalık etmektir. Oysa Deniz Gezmiş’in idamsehpası önünde haykırdığı “Yaşasın Marksizm-Leninizm! Yaşasın Türk ve Kürt halklarınınkardeşliği!” şiarı bile, bunların Denizler’le karşıtdünyalara ait olduklarını kanıtlamaya yeter. İdamsehpasında ölüm yiğitlikle göğüslenirken haykırılmışbu şiarlar, devrim ile düzen arasında aşılmaz biruçurum olarak durmaktadır.

Türkiye’nin sosyal reformist partileri de, ‘71Devrimci Hareketi’nin önderlerini öne çıkartmatutumunu, onların miras bıraktığı değerlerin arkasındadurma iddiasını halen terk etmiş değiller. Komünistyazında pek çok kere dile getirildiği gibi bunlar,burjuva karşı-devriminin zoru karşısında sinmiş,ihtilalci çizgiden yüzgeri etmiş, devrimci örgütanlayışını ve pratiğini terk etmiş, devrimci miras vedeğerleri düzen bekçilerinin ayakları altına sererekburjuvazinin icazetine sığınmışlardır. Düzenbataklığına boylu boyunca uzanan bu “tövbekar”lar,artık sermayenin parlamentosuna kapağı atmahayalleriyle avunuyorlar. İşi soysuzluğa vardıranbazıları ise, “Deniz Gezmişler’in yolu bugünparlamentoya çıkmıştır” diyebiliyorlar.

Oysa ‘71 devrimcileri, Deniz Gezmişler, MahirÇayanlar, İbrahim Kaypakkayalar, TİP’in parlamenterçizgisini reddederek devrimi seçmişlerdi. Onlarkurtuluşun reformlarda değil, devrimde olduğunu farketmiş, gerçekleştirdikleri sıçrama ile devrimciakımların kurucuları olmuşlardır. Başka bir ifadeyle,‘71’in devrimci akımlarını devrimci yapan, reformistpartilerin bugün içinde bulundukları düzen içi zeminimahkum ederek aşabilmiş olmalarıdır.

Geleceği kucaklamak için geçmişi aşmak!

Devrimci mirasın değerler planında erozyona

uğraması bir rastlantı olmadığı gibi, niyetlerle deaçıklanamaz. Sorunun esası, uzun süredir devam edentasfiyeciliğin yarattığı bozulmanın yanı sıra, devrimcimirası aşındıran örgüt/partilerin programatik,ideolojik-politik çizgilerinden kaynaklanıyor. Bualanda yaşanan tıkanma ve belirsizliklere rağmen,geleneksel çizgileriyle devrimci tarzda hesaplaşmacesareti gösteremeyenler, kendilerini devrimcideğerleri öğüten bir çark işlevi görmektenalıkoyamadılar. Sorunun bu boyuta varması,geleneksel solun içine düştüğü “ciddiyet ve samimiyetbunalımı” ile yakından bağlantılıdır. Devrimcikadronun kişiliğinde boy veren sorunlar, bütününparçadaki yansımasıdır aynı zamanda.

Belirtmek gerekir ki, komünistlerin de güçlerinikadrolaştırmada, kadrolarını yetkinleştirmedekarşılaştığı sorunlar, zorlandığı alanlar vardır. Ancakburada tartıştığımız sorunun mahiyeti, komünistlerinzorlanma alanlarının çok ötesindedir.

Devrimci mirasın aşınmasında pek çok faktörünrolünden söz etmek mümkündür. Fakat buna rağmensorunun özü, geçmişi anlamak ve devrimci tarzdaaşmakla ilgilidir. Bunun anlamı ise, geçmişindevrimciliğinden daha ileri bir devrimcilik düzeyine,küçük-burjuva devrimciliğinden işçi sınıfıdevrimciliğine erişebilmektir. Komünistler, devrim vesosyalizm davasına samimiyetle bağlı olandevrimcilere, bu temel önemdeki hatırlatmayı sık sıkyaptılar. Ancak halihazırda bunu başarabilen tek akımpartimiz TKİP’dir. Bu durum, devrimci mirasıgeliştirip yeniden üretme noktasında da komünistlere,komünist kadro ve militanlara önemli sorumluluklar

yüklemektedir. Burjuvazinin her cepheden yönelttiği azgın

saldırılara karşı durmanın özel bir önem taşıdığı verilikoşullarda, ‘71 mirasının devrimci özüne uygun tarzdave daha ileriden yaşatılmasının önemi yeterince açıktır.Komünistlerin devrim ve sosyalizm davasınasamimiyetle bağlı olan kesimlere yönelttiği, “geçmişidevrimci tarzda aşma” çağrısı da güncelliğinikorumaktadır.

Sermaye devletinin illegal devrimci çalışmayıbaltalamak için azgınca saldırdığı, sol akımların iseönemli ölçüde illegal devrimci siyasal faaliyet yürütmerefleksini yitirdiği şu dönemde, Denizler’in 25. ölümyıldönümü, bu durumu sorgulamanın vesilesiyapılabilmelidir. En azından devrim ve sosyalizmdavasına samimiyetle bağlı olanlar bu özgüven vecesareti göstermelidir. Zira devrimci faaliyeti düzenindayatmasıyla belli alanlara hapsedenlerin, bugünükurtarıp kurtarmayacakları belli değil ama geleceğikaybetme olasılıkları fazlasıyla yüksektir.

Marksist bir partinin temeli olan devrimci teori,devrimci örgüt, devrimci sınıf diyalektik bütünlüğünübünyesinde toplayabilen TKİP, bu net çizgiye ve tokiddiaya yaslanarak devrimci mirasın ve değerlerinsavunulmasının, daha ileriden yaşatılmasınıngüvencesidir. Bu noktada öncülük misyonunu hakkıylayerine getirdiğinde, devrim ve sosyalizm davasınasamimiyetle bağlı olan diğer devrimcilerin de önünüaçacaktır.

(Türkiye Komünist İşçi Partisi Merkez YayınOrganı Ekim, Sayı: 247, Haziran 2007)

CMYKCMYK

ası yaşatmak, makla mümkündür!

a ileriye taşımakla mümkündür! Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013 * Kızıl Bayrak * 17

Page 18: Kızıl Bayrak 2013-18

Almanya’da 1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201318 * Kızıl Bayrak

KölnKöln 1 Mayısı her zamanki gibi saat 11.00’de

DGB (Deutsche Gewerkschaftbund - AlmanSendikalar Birliği) binasının önünde toplanılmasıylabaşladı. Toplanan kitle saat 12.00’den itibarenyürüyüşe geçti.

Yürüyüş kortejinin en önünde trompet grubu, onunardında ise DGB’nin bu seneki sloganı olan “iyi iş,güvenceli emeklilik ve sosyal Avrupa!” yazılı pankarttaşındı.

Yürüyüşün üçte ikilik çoğunluğunu DGB’ye bağlıçeşitli sendika şubelerinden işçiler oluşturdu. İşçikortejlerinde sayıca en kalabalık olanı, içerisinde Fordişçilerinin de bulunduğu IG Metal Sendikası olurken,Ver.di, NGG, IG Bau, GEW vb. sendikaların da bellibir kitlesellikle katıldıkları gözlendi. Yine Ver.di’deörgütlü olan ve son zamanlarda işten atmalara, uzunçalıştırmaya ve düşük ücrete karşı sık sık grevebaşvuran Lufthansa’ya bağlı havaalanı çalışanlarının

da kitlesel ve coşkulu katılımı dikkat çekti.Sendika kortejlerinin geçen seneki katılımınıkorudukları gözlendi.

İşçi ve memur sendikaları krize, iştenatmalara, taşeronlaştırmaya, güvencesizçalıştırmaya karşı mücadele çağrısınıyükselttikleri mitingde, 30 saatlik çalışmahaftası, 8,5 € asgari saat ücreti, herkese toplusözleşme hakkı, genel grev hakkı, eşit işe eşitücret talepleri pankart ve dövizlerle yansıttılar.

Yürüyüşe Alman sol partilerinden MLPD“Radikal sol, devrimci sosyalizm!” pankartı ilekatılırken, diğer katılımcılar olan DKP, KPD’yiYeniden İnşa İçin İşçi Birliği, SAV (Sosyalistalternatif), Attac, Sol Parti gibi yapılar da yinekapitalizm karşıtı ve sosyalizm içeriklipankartlar taşıdılar. Bunlardan SAV’ın taşıdığı

“Yunanistan ve Portekiz’deki direnişlerle dayanışmayıyükseltelim, krizi kapitalistler ödesin!” pankartı dikkatçekti.

Burjuva partilerinden iktidar ortağı SPD ve Yeşiller’90 da yürüyüşe katılırken, son zamanlarda BayernMünih başkanının su yüzüne çıkan vergikaçakçılığı skandalından dolayı, “vergi adaleti”ve “zenginliğin adaletli paylaşılması” gibitemaları işledikleri görüldü.

Yürüyüş kolunun en sonunda ise Türkiyelidevrimci-demokrat yapılar ile bazı Alman anti-faşist grupları yer aldı. Bunlardan MLKP,TKP/ML, TİKB, ADHK, Halk Cephesi, KürtHareketi, oluşturdukları ortak bir blok şeklinde“Devrimci 1 Mayıs” pankartı arkasındayürüdüler.

Bunların dışında Türkiyeli gruplardanDİDF’in yanı sıra, “Çarşı emeğin sömürüsünekarşı!” pankartıyla ÇARŞI, “İşçileri sömüreniHa(c)kleriz!” pankartıyla REDHACK ve TaksiŞoförleri de ilk defa 1 Mayıs’a pankartlarıylakatılan gruplardan oldular.

Yunanistan Komünist Partisi ve İran’da tutukluolan işçiler ile işçi önderlerine özgürlük talep edenpankartlarıyla İranlı devrimciler de yürüyüşe katıldılar.

Komünistler eyleme üzerinde Almanca“Kapitalizm işsizlik, ırkçılık ve savaş demektir,yaşasın sosyalizm!” şiarlı, TKİP imzalı pankart vekızıl bayraklarla katıldı. Yürüyüş boyunca, kapitalizm,ırkçılık, savaş, emperyalizm karşıtı, devrim vesosyalizm özlemini dile getiren sloganlar atılırkenbildiri dağıtımı gerçekleştirildi.

Yürüyüşün ardından miting, her zamanki gibiHeumarkt Meydanı’nda gerçekleştirildi. Buradaçoğunluğu sendika bürokratlarından oluşankonuşmacılar tarafından, kriz, sosyal hak gaspları,işsizlik ve yoksulluk temalı, birbirine benzerkonuşmalar gerçekleştirildi. Mitingde İspanya’dangelen bir sendikacının yaptığı coşkulu ve uzunkonuşma kitle tarafından dikkat ve heyecanla dinlendi.

Konuşmaların ardından miting, aralarındaTürkiyeli bir müzik grubu ile bir kabaristin debulunduğu bölümle devam etti.

DGB verilerine göre, Köln’deki 1 Mayısyürüyüşüne üç binin üzerinde, mitinge ise yaklaşıksekiz bin kişi katıldı. Bu yönüyle geçen senekinebenzer bir katılım gerçekleşmiş oldu.

Köln’den TKİP taraftarları

BielefeldBielefeld’deki1 Mayıs kutlaması DGB binasının

önünde yerli ve yabancı, ilerici örgüt, kurum vekuruluşların toplanmasıyla başladı

Yürüyüşe yerli güçlerden Die Linke, SPD, Ver.di,IG-Metall, Türkiyeli örgütlerden TKİP, ÖDP, DİDF,Bielefeld Alevi Derneği, Halkevleri, Demokratik GüçBirliği Platformu katıldı. Bini aşkın kişinin katıldığı 1Mayıs yürüyüşü, her yıl olduğu gibi, canlılık vecoşkudan yoksundu.

Bielefeld TKİP taraftarları, üzerinde “Es lebe der 1.Mai - Yaşasın 1 Mayıs” yazılı TKİP imzalı pankart,Marx, Engels ve parti bayrakları ile yürüyüşte yerinialdı. Yürüyüş boyunca attıkları sloganlarla vemarşlarla korteji canlı tuttular ve bu çevrede de ilgiyarattı.

Belli bir güzergahtan geçerek toplanma

Almanya’da 1 Mayıs…

1 Mayıs 2013 / Bielefeld

1 Mayıs 2013 / Wuppertal

Page 19: Kızıl Bayrak 2013-18

Almanya’da 1 Mayıs Kızıl Bayrak * 19Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

alanına gelindi. Burada her yılki gibi sahneden sendikatemsilcileri, belediye başkanı ve partiler adınakonuşmalar yapıldı. Sendika temsilcilerinin yaptığıkonuşmalarda öne çıkan talepler arasında asgariücretin yükseltilmesi, kamuya ait kreşlerinözelleştirilmesine dönük tepkiler vardı. Kutlamalarmüzik dinletileriyle sonlandırıldı.

Bielefeld’den TKİP taraftarları

WuppertalAlmanya’daki kutlamalardan biri de Wuppertal’da

gerçekleştirildi. Wuppertal 1 Mayıs kutlaması10.00’da, IG Metall Sendikası’nın önünde yapılanyürüyüşle başladı. Yaklaşık bin işçi, emekçi ve gencinkatıldığı yürüyüşe, yerli güçlerden MLPD, DKP veDie Linke, Türkiyeli parti ve örgütlerden ise TKP/ML,MKP ve Anadolu Federasyonu katıldı. Türkiyeliörgütler her zamanki gibi canlılıkları ile yine dikkatçekti.

Wuppertal 1 Mayıs kutlamasında yakıcı sorunolarak öne çıkanlardan biri, ırkçı-faşist saldırganlıkdiğeri ise Suriye üzerinden dile getirilen emperyalistsaldırganlık ve savaş sorunuydu. En fazla atılan sloganise “Yaşasın enternasyonal dayanışma!’’ sloganıydı.

Kitle uzun bir güzergahtan geçerek LaurentiusPlatz Meydanı’na geldi. Çeşitli parti ve kurumlarıninformasyon ve yemek standları açtıkları bu alanda,başta IG Metall Sendikası’ndan temsilciler olmaküzere, çeşitli kurum mensupları kürsüye çıktılar, birkez daha hiç bir karşılığı olmayan nutuklar attılar.Kutlama, bu ruhsuz konuşmaların ardından sonaerdirildi.

Wuppertal’dan TKİP taraftarları yürüyüşe, TKİPpankartı ve kızıl bayraklarla katıldı. Yürüyüş sırasındayaygın biçimde 1 Mayıs bildirilerinin dağıtımı yapıldı,Kızıl Bayrak satışı gerçekleştirildi.

Wuppertal’dan TKİP taraftarları

StuttgartAlman Sendikalar Birliği’nin (DGB) çağrısıyla

gerçekleştirilen 1 Mayıs programı, saat 09.30’daMarienplatz Meydanı’nda toplanmayla başladı.Değişik uluslardan işçi ve emekçiler, taşıdıkları kızılbayraklar ve devrimci sembollerle yerlerini aldılar.Kitle, saat 10.00’da sloganlar ve marşlar eşliğindeBelediye Meydanı’na doğru yürüdü.

Bu yıl 1 Mayıs’a katılım geçen yıllara nazarandaha kitleseldi. Ayrıca alana coşku hakimdi.

Mitinge Alman sendikalarının yanısıra ilericikurumlardan MLPD, DKP, otonom gruplar,Yunanistan’dan KKE, Tamiller, Türkiyeli devrimci veilerici örgütler, Kürdistanlı emekçiler katıldı.

Saat 11.00’de alana giren emekçiler, burada 1Mayıs programına devam etti. Konuşmaların ağırlıklıbölümü ise kapitalist kriz ve emekçilere yönelik sosyal

yıkım saldırılarıydı. Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP), mitinge

Almanca “Yaşasın 1 Mayıs yaşasın sosyalizm!”şiarlı pankart ve kızıl bayraklarla katıldılar

Mitingden sonra programa saat 14.00’te İşçiKültür Merkezi’nde (ABS) devam edildi.Buradaki program 1 Mayıs şehitleri için yapılansaygı duruşu ile başladı. Türkiye’deki 1Mayıslar’ın aktarıldığı programda özellikleTaksim’deki devlet terörüne dikkat çekildi.

Kızıl Bayrak / Stuttgart

Berlinİşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve

dayanışma günü olan 1 Mayıs Berlin’de yapılan20 farklı eylemle kutlandı.

Bunlardan ilki 1 Mayıs’tan bir gün önce,ağırlıklı olarak otonom gruplardan oluşan çevrelerceWedding semtinde yaklaşık 4 bin kişinin katılımıyladüzenlendi.

Sendikaların düzenlediği yürüyüş ise 1 Mayıs günütarihi Alexanderplatz yakınında Hackescher Markt’daDGB binası önünde saat 10.00 da başladı.

Kortejin en önünde DGB bu yılki 1 Mayıs sloganı“İyi iş, güvenceli emeklilik, sosyal bir Avrupa!” yazılıpankart taşıdı. DGB pankartının arkasında IG Metal,Ver.di, GEW, gibi sendikalar kortejlerini oluşturdular.Bu sendika kortejlerinin arkasında ise göçmenlerinağırlık oluşturduğu kortejler yer aldı. Kortejlerinkatılımı geçen seneye oranla daha kalabalıktı.Yürüyüşe yaklaşık 6-7 bin kişi katıldı.

Yürüyüşteki pankart ve dövizlerde daha çok işgüvencesi, işçi ücretlerinin yükseltilmesi, kapitalizmve krizinin eleştirisi ile sosyal bir Avrupa vurgusu öneçıkarken yürüyüş kortejlerine de belirgin bir coşkuhakimdi.

Yürüyüş saat 12.00’de tarihi Brandenburger Tor’dayapılan mitingle son buldu. Miting alanına DGBBerlin-Brandenburg Başkanı Doro Zinke, AvrupaNaklieiş Federasyonu Başkanı Lars Lindgren birerkonuşma yaptı. Miting alanına katılım ise yaklaşık 20bin civarında oldu.

TKİP taraftarlarları yürüyüşe “Hep birlikte sosyalyıkıma, rasizme ve emperyalist saldırganlığa karşı!/TKİP” imzalı pankartla katıldı.

Diğer 1 Mayıs kutlaması da S-BahnhofSchöneweide’de NPD’nin saat 12.00’de yapmakistediği yürüyüştü. Bu yürüyüşü engellemek içinyaklaşık 2 bin kişi S-Bahnhof Schöneweide’ye gitti.

Berlin’de düzenlenen bir diğer 1 Mayıs eylemi iseKreuzberg semtinde yapılan festival oldu.

1 Mayıs’ın içeriğini boşaltmaya dönük olarakyapılan bu festival tam anlamıyla bir karnavalhavasında geçti. Yüzlerce yiyecek ve içecek standınınyanısıra dans ve müzik standları her yüz metrede birkurulmuştu. 10 binlerin katıldığı bu festival akşamsaatlerinde başlayan yürüyüşle devam etti. Saat18.00’den itibaren bir araya gelen anti-faşist, otonomgrupların gerçekleştirdiği yürüyüşe yaklaşık 10 binkişi katıldı.

Berlin’den TKİP taraftarları

NürnbergDGB'nin “Sosyal bir Avrupa” sloganıyla organize

ettiği 1 Mayıs bu sene 6500 emekçinin katılımı ilecoşkulu bir atmosfer içinde geçti.

Katılımın ezici çoğunluğunu göçmen örgütlerintarftarlarının oluşturduğu 1 Mayıs yürüyüşü saat10.00'da başladı. Saat 11.00'de miting alanına gelindi.Burada DGB adına bir konuşma yapıldı. Bukonuşmanın ardından çesitli müzik dinletilerigerçekleştirildi.

1 Mayıs günü bir de otonom grupların organizeettiği bir yürüyüş yapıldı. Bu yürüyüşe çoğunluğunugençlerin oluşturduğu 3000 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Nürnberg

FrankfurtFrankfurt'ta 1 Mayıs yürüyüşü için saat 09.00

sıralarında Güntherbergpark alanında toplanıldı.Yürüyüşe, DGB, IGM, Sol Parti, MLPD, DKP, İran ve SriLankalı gruplar ile Türkiye'den DIDF, ADHK, AnadoluFederasyonu, İşçi Partisi çetesi, YEK-KOM ve TKİPpankart ve flamalarıyla katıldılar. Bazı Türkiyeligruplar ise aynı gün yapılmak istenen Neo Nazi karşıtıyürüyüşe katılmayı tercih ettiklerinden, bu yürüyüşekatılmadılar.

Yaklaşık 2500 kişinin katıldığı yürüyüşe canlılık vecoşku hakimdi. Bu, sloganlara ve konuşmalara dayansıdı. Kutlamaya katılanların sayısı, yürüyüşün bitişalanı olan Römer'e gelindiğinde yaklaşık 9 bini buldu.Bu yıl katılım geçen yıla göre fazlaydı ve katılımcılarındörtte üçlük bir kesimini Alman işçi ve emekçilerioluşturuyordu. Alanda sendikalar kriz, hak gaspları,işsizlik ve Neo Nazi harekete karşı konuşmalaryaptılar.

TKİP korteji, disiplini, coşkusu ve kitle katılımı iledikkat çekti.

Frankfurt'tan TKİP taraftarları

1 Mayıs 2013 / Berlin

Page 20: Kızıl Bayrak 2013-18

Dünyada 1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201320 * Kızıl Bayrak

İşçi sınıfının uluslararası birlik, dayanışma,mücadele günü dünyanın dört bir yanında coşkuylakutlandı. Bu büyük günde alanlara çıkan işçiler,emekçiler ve gençlerin yüreği birlikte çarptı.Yürüyen, slogan atan veya pankart taşıyan, sermayedünyasının silahlı güçlerinin kurşun veyapanzerlerine karşı omuz omuza karşı koyanlar bubüyük günde yalnız olmadıklarının bilinciyleyürüdüler. 1 Mayıs’ın birlik, dayanışma ve mücadeleruhu sokaklara ve meydanlara akan işçi ve emekçimilyonların sloganlarında yankılandı. 1 Mayısalanlarında emperyalist-kapitalist barbarlığınyarattığı yıkıma, yoğunlaşan sömürüye, kapitalistkrizin faturalarına karşı kitlelerin büyüyen tepkisi vemücadele isteği yansıdı.

“Bizi asabilirsiniz. Ama şu sırada bile arkanızda,önünüzde, yanınızda, sonra şurada, derken (eliyleçok uzak ve belirsiz bir yeri işaret ederek) orada veher yerde işçilerin çaktığı yeni mücadelekıvılcımlarının, mücadele alevlerinin her yereyayılmasını ve her şeyi kaplamasınıengelleyemezsiniz” sözleriyle idama yürüyen AlbertParsonslar’ın yaktıkları meşale ve attıkları çığlık,2013 yılı 1 Mayısı’nda da milyonlarca işçi, emekçive gencin kavgalarıyla birleşip burjuvazinin kâbusuolmaya devam etti…

FilipinlerBaşkent Manila’da, binlerce işçi ücret artışı ve

çalışma şartlarının iyileştirilmesi için gösteri yaptı.Manila sokaklarını dolduran 15 bin işçi, kısa süreliistihdam sözleşmelerinin iş güvencesi açısındantehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Dış yatırımlaraaşırı bağlılığın ücretlerde düşüşe yol açtığını belirtengöstericiler, hükümeti bu konuda harekete geçmeyeçağırdı. Göstericiler ayrıca ABD emperyalizmininçıkarlarına hizmet etmekle suçladıkları hükümetinözelleştirme uygulamalarını protesto etti.

KübaKüba’da bugün en az 1,5 milyon kişi “müreffeh

ve kalıcı sosyalizm” sloganı ile başkent Havana veülkenin diğer büyük kentlerinde sokaklara çıktı.Havana’da her kesimden 300 bin kişinin katıldığıgösteriye Devlet Başkanı Raul Castro öncülük etti.Yürüyüşte, 5 Mayıs günü kanserden hayatınıkaybeden Hugo Chavez de anıldı.

EndonezyaEndonezya’nın başkenti Cakarta’da polisin

verdiği 55 bin kişilik rakam bile ülkede son yıllarınen büyük 1 Mayıs eyleminin gerçekleştiğinigösteriyor. Ayrıca Endonezya’daki 1 Mayıskutlamalarına kadınların katılımı yoğun oldu.

KamboçyaKamboçya’da ise 1 Mayıs’ta tekstil işçileri

sokaklara döküldü. Başkent Phnom Penh’de, 5 bintekstil işçisi ücretlerinin arttırılması, çalışma

şartlarının iyileştirilmesi ve sendikalara üye olabilmehakkı tanınması talepleri ile gösteri düzenledi.Meclis binasına doğru yürüyüşe geçen göstericilere16 sendika ve dernek de destek verdi.

Hong KongDünyanın en büyük finans merkezlerinden biri

olan Hong Kong’da 5 bin kişi, grevdeki tersaneişçileri ile dayanışmak için yürüdü.

BangladeşBangladeş’te on binlerce işçi en az 500 kişinin

öldüğü tekstil fabrikası faciasının sorumlularınınidamını istedi. Başkent Dakka’da kızıl bayraklarlameydanlara akan işçiler, “Katilleri asın, fabrikasahiplerini asın” sloganlarıyla yürüdü. Şehrin enbüyük meydanında en az 20 bin kişinin toplandığıbelirtildi.

Pakistan Karaçi’de işçiler, emekçiler ve gençler 1 Mayıs’ta

çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle alanlaraçıktılar.

AzerbaycanAzerbaycan’da da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma

Günü, başkent Bakü’de kutlandı. Bakü’de bulunan“Fehle (İşçi)” Caddesi’ndeki İşçi Anıtı etrafındatoplanan kalabalık, ellerinde pankartlarla bir süreslogan attı. Grup, Sovyetler Birliği marşınıokuduktan sonra dağıldı. Eylem, AzerbaycanKomünist Partisi ve Kırmızı Sol Gençler Birliğitarafından organize edildi.

RusyaBaşkent Moskova’da çok sayıda eylem organize

edildi. Sendikaların Moskova Belediyesi önündekiTverskaya Sokağı’nda düzenlediği eyleme, İçişleriBakanlığı’na göre 70 bine yakın kişi katıldı. Gerçekrakamın daha yüksek olduğu belirtiliyor. Bu eyleminyanısıra kentte yedi ayrı miting ve altı yürüyüşöngörülüyordu. Komünist Parti geleneksel olarak heryıl olduğu gibi Karl Marx anıtı yakınında eylemyaptı. 200 bini aşkın polis görev yaptı.

KosovaKosova’daki 1 Mayıs kutlamaları başkent Priştine

yakınlarındaki “Gırmi” sayfiye yerinde yapıldı.Gösteriye yaklaşık 60 bin kişi katıldı. Sabahsaatlerinde binlerce kişi Gırmi’ye ulaşmak içintrafiğe kapatılan 4 kilometre yolu yaya olarak geçti.60 bine yakın kişinin katıldığı kutlamalar coşkulugeçti. Kosova’da 1 Mayıs günü tatil ilan edilirken,kutlamalar 2 Mayıs’ta da sürdürülecek.

UkraynaUkrayna’nın başkenti Kiev’de Ukrayna Komünist

Partisi (UKP) taraftarları çeşitli etkinlikler ile 1

Mayıs’ı coşkuyla kutladı. Lenin Heykeli önündetoplanan yaklaşık 12 bin kişi Kiev’in ünlü HreşçatikCaddesi’nde ellerindeki kızıl orak-çekiç sembollüparti bayraklarıyla yürüyüş yaptı. Bando eşliğindekiyürüyüşe; UKP Başkanı Petr Simenenko, UKPmilletvekilleri Adam Martinyuk, Peter Tsibenko veçok sayıda üst düzey partili katıldı.

Hırvatistan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, Balkan

ülkelerinde de kutlandı. Hırvatistan’ın başkentiZagreb’de, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günüdolayısıyla 5 sendikanın öncülüğünde toplananbinlerce kişi, hükümeti protesto etti. Ban YelaçiçMeydanı’nda bir araya gelen göstericiler, hükümetpolitikalarını eleştiren dövizler açtı ve sloganlar attı.Göstericiler, yaptıkları açıklamalarda, “hükümetinkötü sosyal politikasına, 400 bin kişinin işsizyaşamasına, 85 bin kişinin aylardır maaşalamamasına” tepki gösterdi ve çalışanlara daha iyiçalışma imkanları sağlanmasını istedi.

BulgaristanBulgaristan’daki kutlamalar seçim mitingine

dönüştü. Bulgaristan’da 1 Mayıs dolayısıyla, eskiKomünist Parti’nin (BKP) devamı BulgaristanSosyalist Partisi’nin (BSP) öncülüğünde mitingleryapıldı. Ülkede resmi bayram olarak ilan edilen 1Mayıs dolayısıyla birçok şehirde BSP’ninöncülüğünde miting ve gösteriler düzenlendi.

İspanya6 milyon işsizin bulunduğu İspanya’da 80 kentte

1 Mayıs dolayısıyla on binlerce kişi meydanlara indi.Madrid’de yapılan 1 Mayıs yürüyüşüne 40 bin kişikatıldı. Yapılan eylemlerde hükümetin ekonomikyıkım ve kemer sıkma politikaları eleştirildi.Göstericiler, hükümete kemer sıkma politikalarınıdayatan Avrupa Birliği ve IMF aleyhine de sloganlarattı. Sendikalar bu ülkede de reformist ve oyalamayıtemel alan talepleri öne çıkardılar. Sendikalar yeni işalanlarının yaratılması çağrısı yaparak, “ulusal acildurum” ilan edilmesini istediler.

AlmanyaBu yıl Almanya’da yapılan 1 Mayıs yürüyüş ve

mitinglerinde 425 bin işçi, genç ve emekçi yer aldı.Sendikaların “İyi iş, güvenceli rente ve sosyalAvrupa” talepleriyle düzenlediği yürüyüşlere katılanyerli ve göçmen işçi ve emekçiler, devrimci, anti-faşist ve komünist parti ve örgütler, taşıdıklarırengarenk pankartları, slogan ve marşlarıyla 1Mayıs’a gerçek anlam ve içeriğini verdiler. Ancakmiting alanları genel olarak sendika bürokratlarınınruhsuz ve reformist konuşmalarına sahne oldu.

İsviçreZürih’te yapılan 1 Mayıs yürüyüşüne 13 bin işçi

Dünyada 1 Mayıs…

Emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı mücadele sürüyor...

Page 21: Kızıl Bayrak 2013-18

Kızıl Bayrak * 21Dünyada 1 MayısSayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

ve emekçi katıldı. Yürüyüşe, 1 Mayıs komitesi vesendikalar birlikte çağrı yaptılar. 1 Mayıs yürüyüşü“Yüksek ücret ve daha iyi bir emeklilik” şiarı altındadüzenlendi. Öne çıkartılan talebin refosmist karakteribir yana asıl olan,dünyanın tuzu kuru ülkelerindenolan İsviçre de ödenen ücretler bile emekçilerinyaşamlarını sürdürmelerine yetmemekte ve asılönemlisi de kapitalist dünyanın dört bir yanındaolduğu gibi bu ülkede de emeklilik haklarının dahada kötüleşeceğini ortaya koymaktadır.

PortekizÜlkenin en büyük sendikası CGTP ve devrimci

güçler ülke genelinde 1 Mayıs eylemleri için çağrıyaptılar. 40 değişik kentte 1 Mayıs eylemeleriyapıldı. Hükümetin ekonomik ve sosyal saldırılarınakarşı “Yoksullaşmaya karşı, daha iyi bir yaşam için:Yeni bir politika ve yeni bir hükümet” şiarı, 2013 1Mayısı’nda öne çıkartılan talep oldu.

FransaBaşta Paris ve Marsilya olmak üzere 1 Mayıs

eylemleri yaygın olarak yapıldı. Bu yıl yapılaneylemlerde öne çıkan temel taleplerden birisi“Sağdan veya soldan gelen kemer sıkmaya hayır!”idi.

YunanistanResmi tatil günü olmayan Yunanistan’da işçi ve

emekçiler, 1 Mayıs günü yaygın yürüyüş vemitinglerin yanı sıra yaptıkları grevlerle kapitalistdünyaya karşı mücadeledeki kararlılıklarını ortayakoydular. Yunanistan’ın başkenti Atina, hükümetinmali krizle mücadele kapsamında uyguladığı tasarrufpolitikası çerçevesinde alınan önlemleri protestoeden işçilerin grevlerine sahne oldu. Yunanistan İşçiKonfederasyonu (GSEE) ve Yunanistan KamuÇalışanları Konfederasyonu’nun (ADEDY)çağrısıyla Klaftmonos Meydanı’ndan Parlamentobinasının da bulunduğu Sintagma Meydanı’nayürüyüş düzenlendi.

Yunanistan Komünist Partisi’nin (KKE)Mücadeleci İşçi Kolları Birliği (PAME) üyeleri deSintagma Meydanı’nda ayrı bir gösteri yaptı. Ayrıcakamu ve özel sektörlerde çalışanlar, bugün ülkeçapında 24 saatlik grev başlattı ve başta Atina olmaküzere tüm büyük kentlerde hükümetin kemer sıkmapolitikalarını protesto eden yürüyüşler düzenledi.Hükümetin kemer sıkma programına karşı işçilerin24 saat süren grevden dolayı Atina’da, otobüs vetrenler depolarında kaldı, feribot seferleri iptaledildi. Ayrıca banka ve hastane çalışanları ülkenin enbüyük iki sendikası tarafından ilan edilmiş olangreve katıldılar.

“İşten atmalara hayır”, “Emeklilik maaşlarındayapılan kesintilere hayır”, “Alınan haklarımızıntümünü geri istiyoruz”, “Kriziniz için ödemeyapmayacağız” şiarları, alanlara çıkan ve grevegiden işçi ve emekçilerin ortak şiarları oldular.

ABD1 Mayıs ABD’nin çeşitli kentlerinde de kutlandı.

ABD’nin çeşitli eyaletlerinde organize edilenyürüyüşlere kalabalık gruplar katılırken, New Yorksokaklarında göstericilerin sayısının artması üzerinepolis, önlemlerini artırmaya başladı. “TransportWorkers Union” isimli sendika üyeleri, ellerindedövizlerle New York Metropolitan UlaştırmaMüdürlüğü’nün Manhattan’daki ofisini kısasüreliğine işgal etti. Güvenlik görevlileri ile kısa birtartışma yaşayan göstericiler, aynı bölgede bulunanHarrison Ford isimli büyük bir emlak firmasına aitbinada da kısa süre gerçekleştirdikleri sembolikişgalin ardından yürüyüşlerine devam etti.

Ortadoğu’da 1 Mayıs…Halk hareketlerinin devam ettiği ülkelerde de 1

Mayıs yürüyüş ve mitinglerle kutlandı.Talepler ülkeden ülkeye değişse de, temel

noktalarda kesişti… Çalışma ve yaşam koşullarınındüzeltilmesi, halk isyanlarından öne çıkan toplumsaladalet talebi, 1 Mayıs kutlamalarında bir kez dahaönce çıktı.

Bahreynİşgalci Suudi ordusunun katkılarıyla halk

hareketini ezmeye çalışan zorba Bahreyn rejimi, 1Mayıs eylemlerine de saldırdı. Sokaklara çıkan işçi,emekçi ve gençleri hedef alan kolluk kuvvetleri,eylemleri terör estirerek dağıtmaya çalıştı.

“Devrimci İnşa” tarafından örgütlenen ve “14Şubat Devrimi Gençlik Koalisyonu” tarafından desteklenen eylemlerin yanı sıra, 1 Mayıs’la ilgili salonetkinlikleri de düzenlendi.

LübnanSiyasetin etnik, dinsel, mezhepsel temeller üzerine inşa edildiği Lübnan’da, işçi ve emekçilerin ayrımsız

bir şekilde örgütlendiği sendikalar tarafından gerçekleştirilen 1 Mayıs eyleminin adresi başkent Beyrut’tu. Özelleştirmeye ve neo liberal politikalara karşı şiarlar yükselten Lübnanlı işçiler, iş yasalarının işçiler

lehine değiştirilmesi, çalışma ve yaşam koşullarının düzeltilmesi için taleplerini yükselttiler. Taleplerininyerine getirilmemesi durumunda mücadelenin 1 Mayıs’tan sonra da devam edeceğini ifade ettiler.

TunusBaşında dinci-gerici Nahda’nın bulunduğu hükümete karşı “Halk Cephesi” çatısı altında mücadele eden

sol/sosyalist parti ve örgütler, Tunus’un başkenti Tunus başta olmak üzere çok sayıda kentte 1 Mayıs’ıalanlarda kutladılar. Kutlamalara Nahda hükümetine muhalefet eden Tunus Birleşik Genel İşçi Sendikası dakatıldı.

Tunus’ta işçi ve emekçilerin 1 Mayıs alanlarında yükselttikleri şiarlar, halk isyanında öne çıkan taleplerinaynısı idi. Zira diktatör Bin Ali’nin yerine geçen dinci-gerici Nahda yönetiminin işçi ve emekçilerin taleplerinikarşılamak gibi bir sorunu bulunmuyor. Ekonomik, sosyal, siyasal talepleri yükselten on binlerce Tunuslu işçi,emekçi ve genç, bu talepler gerçekleşinceye kadar mücadelenin devam edeceğini vurguladılar.

Eylemlerde Tunus Komünist İşçi Partisi’nin çoğunluğu gençlerden oluşan kitlesel katılımı dikkat çekti.

MısırArap dünyasında en yaygın, en kitlesel ve en militan 1 Mayıs kutlamaları Mısır’da gerçekleştirildi. İşçi

sendikaları, sol/sosyalist partiler, gençlik örgütlerinin katılım sağladığı 1 Mayıs eylemlerinde öne çıkantalepler, genel planda “25 Ocak Devrimi” sırasında yükseltilen şiarlarla kesişti.

İşsizliğe çözüm bulunması, toplumsal adaletin sağlanması, çalışma koşulları ve sendikalarla ilgili yasaldüzenlemelerin yapılması, ücret artışı, iş güvencesi gibi talepler öne çıktı. Müslüman Kardeşler yönetiminihedef alan işçi, emekçi ve gençler, demokratik haklar ile siyasal özgürlükler alanının genişletilip güvece altınaalınmasını istediler. Özelleştirmeye ve işyerlerinin kapanmasına tepki gösteren emekçiler, İhvan yönetimindentaleplerini karşılamasını istediler.

Taleplerinin karşılanmaması durumunda işçi sınıfının daha etkili eylemlere başvuracağını hatırlatansendika liderleri, İhvan yönetimini uyardılar.

Mısır işçi sınıfının muhalefetiyle karşı karşıya bulunan İhvan şefi Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 1Mayıs’la ilgili düzenlenen bir toplantıya katılarak, işçilere şirin görünmeye çalıştı. Ancak alanlardan yükselenşiarlar ve kararlı duruş, işçilerin Mursi’nin bu girişimini pek ciddiye almadıklarını gösterdi.

IrakHer gün patlayan bombalarla onlarca kişinin katledildiği Irak’ta da, 1 Mayıs kutlamaları gerçekleştirildi.

Başkent Bağdat başta olmak üzere, Irak’ın farklı kentlerinde 1 Mayıs’ın kutlandığı bildirildi. Petrol zengini Irak’ta yoksulluğun had safhada, işsizliğin ise %30’un üzerinde olması işçilerin

gündemindeydi. Irak Komünist Partisi ile bazı sendikaların katılımıyla gerçekleştirilen eylemlerde can güvenliğinin

sağlanması, yeni iş alanlarının yaratılması, iş güvencesini sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması öneçıkan talepler arasındaydı.

Gazze Irkçı-siyonist İsrail rejiminin kuşatması altında bulunan Gazze’de de emekçiler 1 Mayıs’ta sokaklara indi.

Vahşi siyonist kuşatma ve onun sonucu olarak had safhaya ulaşan işsizlik ve yoksulluk Gazzeli işçi veemekçilerin gündemindeydi.

İş ve aş talep eden Gazzeli emekçiler, siyonist kuşatmanın kaldırılması, yeni iş olanaklarının yaratılması,yoksullara maddi yardım yapılması, El Fetih-Hamas arasındaki parçalanmaya son verilmesi talepleriniyükselttiler.

Dünyanın farklı bölgelerinde olduğu gibi Arap dünyasındaki işçi ve emekçilerin talepleri de işsizlik veyoksullukla mücadele edilmesi, iş güvencesinin, sendikal haklar alanının genişletilmesi, toplumsal adaletinsağlanması, özelleştirmenin durdurulması gibi temel noktalarda kesişiyor.

Page 22: Kızıl Bayrak 2013-18

Dünyada 1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201322 * Kızıl Bayrak

“Devrimci 1 Mayıs Platformu” İsviçreli devrimciörgütlerin yanısıra TKİP, İDHF (İsviçre DemokratikHaklar Federasyonu) ve MLKP bileşenindenoluşuyordu. Devrimci 1 Mayıs Platformu saat09.30’da alanda toplanarak yürüyüş hazırlıklarınabaşladı. Büyük bir araca yerleştirilen ses cihazıylasloganlar attırıldı, müzik yayını yapıldı vekonuşmalar yapıldı.

10.30’da yürüyüş başladı. Yürüyüş kortejinin enönünde sendikalar ve çeşitli kitle örgütleri yeralıyordu. Bunun hemen ardında “Emperyalistsaldırganlığa, ırkçılığa ve savaşa karşı sömürüsüz vesavaşsız bir dünya için!” şiarlı ortak pankartlaDevrimci 1 Mayıs Platformu ve bunun ardındabileşenler kendi pankartlarıyla kortej oluşturdular.

TKİP taraftarları orak-çekiç amblemli ve TKİPimzalı “Sosyal hak gasplarına, işsizliğe, ırkçılığa vesavaşa karşı sosyalizm için mücadeleye!” pankartıylayürüyüş sırasındaki yerini aldı. Toplanma alanında,yürüyüş boyunca ve bitim alanında TKİP YurtdışıÖrgütü’nün “Kapitalist sömürüye, emperyalistsaldırganlığa karşı Özgürlük, Devrim ve Sosyalizmiçin Yaşasın 1 Mayıs!” şiarlı Türkçe ve Almancabildirisinin dağıtımı yapıldı.

Türkiyeli ve Kürdistanlı gruplardan SosyalistYeniden Kuruluş, TKEP/Leninist, DİDF, DevrimciProletarya, KOMKAR da yürüyüşe pankartlarıylakatıldı. Kürt hareketi bu yıl farklı olarak yürüyüşeZürich’te katıldı.

Yürüyüş boyunca Devrimci 1 Mayıs Platformuortak kortejinde “Krizin ve savaşın arkasındasermaye var, sermayeye karşı mücadelemizenternasyonaldır!”, “Yaşasın uluslararasıdayanışma!”, “Her yerde faşizme karşı omuz

omuza!”, “Politikalarınıza yanıtımız, sokaklardadireniş, fabrikalarda grevdir!”, “Yaşasın 1 Mayıs!”,“Yaşasın Marksizm-Leninizm!”, “Devrim, Devrim,Devrim!” sloganlar coşkuyla ve sıkça atılansloganlardı.

Yürüyüş boyunca platformun arabasınayerleştirilen ses cihazıyla yapılan konuşmalar, atılansloganlar ve okunan Enternasyonal Marşı’ylaDevrimci 1 Mayıs Platformu gençlik ağırlıklı kitlesi,canlılığı ve coşkulu kortejiyle dikkat çekti.

Bu sonuçta Platformun ön hazırlık çalışmalarıönemli rol oynadı. “Devrimci 1 Mayıs Platformu“ 1Mayıs öncesi bir dizi toplantı örgütleyerek hazırlıkҫalışmalarına başladı. Bu ҫerҫevede çıkarılan ortakbildiri ve afişler platformun her bir bileşenitarafından bölgeler bölüşülerek yaygınca kullanıldı.

TKİP taraftarları, meteryallerin kullanımı da dahilplatformda üstlendiği sorumlulukları yerine getirmekiçin özel çaba gösterdi. Ortak bildiri ve afişlerinkullanımının yanı sıra TKİP imzalı afişler vebildiriler de pratik ön hazırlık olarak kullanıldı.

Sendikaların katılımı düşük olmamakla birliktecansızdı. Ücret artışı ve daha iyi emeklilik koşullarısendikanın öne çıkardığı taleplerdi. Sendikanıngençlik grubu korteji canlılığıyla ve politik şiarlarıylacanlılık oluşturuyordu.

1500’ü aşkın kişinin katıldığı 1 Mayıs yürüyüşübitiş yeri olan Marktplatz’da yapılan konuşmalarlasonlandırıldı.

Başka bir alanda kültür etkinliği olarak devameden 1 Mayıs programı alanında Eksen Yayıncılıkstandı açılarak Türkçe ve Almanca materyallerkullanıldı.

TKİP taraftarları / Basel

İsviçre/Basel’de1 Mayıs kutlaması

Bretagne’de 1 Mayıs

Fransa’nın Bretagne bölgesinin Hennebontkentinde 1 Mayıs yürüyüşü gerçekleştirildi. YürüyüşüFransız işçi sendikaları (CGT, FSU, Sud, Mouvementpour la paix ve Mouvement Libertaire) organize etti,.Ayrıca Fransız sol partileri de (NPA, Fransız KomünistPartisi, Front de Gauche, Jeunesse Communiste vedemokratik kitle örgütleri) katılım sağladılar. Bu seneHennebont’taki yürüyüşe katılım binin üzerindeydi.

Komünistler Fransızca “İşçi sınıfı savaşacak,sosyalizm kazanacak TKİP” pankartını açtılar.Fransızca Türkçe bildiri dağıttılar. Bu bildiri alandailgiyle karşılandı.

Bu yıl, Kürt hareketi ve Morbihan Alevi KültürDerneği de katılım sağladı.

Bretagne bölgesinin St-Brieuc kentinde de 1Mayıs yürüyüşü gerçekleştirildi. Bu kentte deFransızca “Kahrolsun kapitalizm, yaşasın sosyalizm /TKİP” pankartı açıldı ve Fransızca bildirilerin dağıtımıgerçekleştirildi. Yürüyüşe 600’ün üzerinde kişi katıldı.

Fransa /Bretagne – TKİP taraftarları

Paris'te coşkulu1 Mayıs

İşçi sınıfın birlik, mücadele ve dayanışma günü 1Mayıs, Fransız sendikalar CGT, SOLİDAİRE ve FSU'nunortaklaşa organize ettiği bir miting ve yürüyüşle ParisBastille Meydanı'nda kutlandı.

Sabah saatlerinden itibaren hazırlıkları yapılan ve15.00'te Nation Meydanı'na doğru harekete geçensendikalar öncülüğündeki yürüyüşe Fransız KomünistPartisi, Front de Gauche (Sol Cephe) ilerici vedevrimci güçler, değişik uluslardan göçmen işçilerkatıldı.

Türkiyeli örgütlerden TKİP, MLKP, TİKB, MKP,TKP/ML ve Direniş Hareketi tarafından oluşturulanortak platformda, hep birlikte söylenen devrimcimarşlar ve türküler eşliğinde halaylar çekildi.

Ayrıca an be an Taksim direnişindeki gelişmelerkitleye aktarıldı, Taksim direnişi selamlandı.

TKİP taraftarları da Fransızca “İşçi sınıfısavaşacak, sosyalizm kazanacak!” şiarlı pankartlakatıldı. “Kapitalist sömürüye ve emperyalistsaldırganlığa karşı, özgürlük, devrim ve sosyalizm içinyaşasın 1 Mayıs'' başlıklı Fransıca bildiriler işçi veemekçilere ulaştırıldı.

17.30'a doğru, yoğun yağmur nedeniyle, BastilleMeydanı'nda coşkulu halaylar eşliğinde 1 Mayısprogramı sonlandırıldı.

Paris'ten TKİP taraftarları

LozanLozan'da yaklaşık bin kişinin katıldığı 2013 1 Mayısı coşkuyla kutlandı. Bu yıl Lozan'da gerçekleşen 1

Mayıs'ın ana teması "Bütün herkese 4000 fr maaş" son derece dikkat çekici bir şiar oldu.Lozan 1 Mayısı'na BİR-KAR üç dilde (Fıransızca, Türkçe ve Kürtçe) hazırladığı "Yaşasın 1 Mayıs" pankartı ve

"Kapitalizm savaş demektir!”, “Emperyalist ordular Ortadoğu'dan defolsun!”, “Krizin faturasını kapitalistlerödesin!”, “Kahrolsun kapitalizm, yaşasın soyalizm!” şiarlarında oluşan dövizlerle katıldı.

Türkiyeli gruplardan MLKP ile Kürt hareketi de kendi şiar ve pankartlarıyla eyleme katılım sağladı. Saat17.00'de başlayan eylem, kentin en işlek cadesinde yürüyüşle sürdü, müzik ve eğlence eşliğinde geç saatlerekadar devam etti.

Kızıl Bayrak / Lozan

Page 23: Kızıl Bayrak 2013-18

Kızıl Bayrak * 23Kürdistan’da 1 Mayıs

1 Mayıs dünyanın dört bir yanında olduğu gibiKürdistan’ın birçok merkezinde de eylem vemitinglerle kutlandı. “Barış süreci” tüm kutlamalardatemel konu olurken İstanbul’daki polis saldırısı dakınandı. Polisin tacizi ve baskısı öne çıkarkenemekçilerin direngenliği ve kararlılığı ile polisintutumu geriletildi.

Dersim Dersim Emek ve Demokrasi Platformu’un

örgütlediği 1 Mayıs mitingi, Seyit Rıza Meydanı’ndadüzenlendi.

Dersim Devlet Hastanesi önünden yapılanyürüyüşte binlerce emekçi yürüyüşe geçti. Eylemesendikalar ve çok sayıda ilerici, devrimci örgüt katıldı.Akil İnsanlar Komisyonu heyeti üyeleri de katıldı.

Miting programı mücadele ölümsüzleşenler içinsaygı duruşuyla başladı. Mitingde açılış konuşmasını,1 Mayıs Tertip Komitesi adına Tüm Bel-Sen DersimŞube Başkanı Mazlum Doğan yaptı.

Muş Muş Demokrasi Platformu bileşenlerinin

düzenlediği mitingte Arparslan Üniversitesi önündenMuş Belediye Meydanı’na yürüyüş yapılmasıplanlanmıştı. Fakat polis yürüyüşü engelledi.

Kürtçe ve Türkçe pankartların açıldığı eylem birsaatlik pazarlığın ardından bitirildi.

Varto Varto Emek ve Demokrasi Platformu’nun Muş

Caddesi’nden yaptığı yürüyüşün ardından Belediyeİşhanı önünde program gerçekleştirildi. Emek veDemokrasi Platformu adına Eğitim Sen VartoTemsilcisi Mahmut Kılıç konuştu. Miting,konuşmaların ardından Eğitim Sen Kadın MüzikGrubu ve Koma Gimgim’ın ezgileri ve çekilenhalaylarla sona erdi.

Bulanık Bulanık’ta 1 Mayıs eyleminde KESK Bulanık

Temsilciliği önünde bir araya gelen kitle, İnsan HaklarıParkı’na yürüdü. Park’ta saygı duruşunun ardındanEğitim Sen Bulanık Temsilcisi Kerem Doğrusoykonuştu. Yapılan konuşmanın ardından kitle çalınanmüzik eşliğinde halay çekti.

Cizre Cizre’de 1 Mayıs’a, Şırnak ili ve çevresinden gelen

DİSK, KESK üyeleriyle meslek odalarından, ilericiderneklerden yüzlerce emekçi katıldı. KESK binasıönünden Kırmızı Medrese yanındaki alana yüründü.Miting programındaysa Mem û Zin Kültür ve SanatMerkezi (MKM) çocuk folklor ekibi ilk sırada yer aldı.Ardından KESK ve DİSK adına açıklamalar yapıldı.BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise Cizre’denTaksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamak içindirenenleri selamladı.

Iğdır Zübeyde Hanım Bulvarı’nda gerçekleşen 1 Mayıs

eyleminde BDP Iğdır İl Örgütü önünde toplanıp alanayüründü. Alanda Eğitim Sen Iğdır Şube BaşkanıYılmaz Hun açıklama yaptı.

Bingöl Bingöl’de 1 Mayıs mitingi Newroz Alanı’nda

kutlandı. Mitingte Taksim’deki polis saldırısı protestoedilerek 10 dakikalık oturma eylemi gerçekleştirildi.

Mitingin açılış konuşmasını Eğitim Sen BingölŞube Başkanı Metin Kılıç yaptı. BDP Bingöl İl EşBaşkanı Halis Yurtsever de, Taksim’deki polissaldırılarını kınadı. Mitingte ayrıca DTK Daimi Meclisüyesi Ali Rıza Yurtsever de bir konuşma yaptı.

Batman Batman’da Demokratik Hareket Platformu

tarafından yapılan 1 Mayıs mitingi Basın Kavşağı’ndagerçekleştirildi. Zeki Otel önünde yapılan miting saygıduruşu ile başladı. Mitingin açılış konuşmasını 1Mayıs Tertip Komitesi Başkanı Mustafa Tekik yaptı.“Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde başlatılan sürecigönülden desteklediklerini” belirten Tekik’in ardındanEğitim Sen Batman Şubesi Müzik Grubu sahneyeçıktı. Mitingte BDP Bitlis Milletvekilli HüsamettinZenderlioğlu da bit konuşma yaptı.

Adıyaman Adıyaman Demokrasi Platformu’nun örgütlediği 1

Mayıs, Mimar Sinan Parkı’nda toplanılmasıyla başladı.Miting Sakarya Caddesi’ndeki alanda gerçekleştirildi.BDP’nin alana girdiği sırada Kürtçe pankart veslogana tahammül edemeyen bir dizi faşist Türkbayrağı açarak tacizde bulundu.

1 Mayıs saygı duruşu ile başlarken tertip komitesiadına Eğitim Sen Adıyaman Şube Başkanı HediyeKılınç konuştu. Konuşmanın ardından emekçiler,Burhan Berken’in seslendirdiği ezgiler eşliğinde halayçekti. Müzik dinletisinin ardından miting sonlandırıldı.

Urfa Urfa’da 1 Mayıs, 11 Nisan Stadı’ndaydı.

Kutlamada, “Maraş, Sivas, Çorum, Gazi, Dersim veUludere’yi unutmayacağız!”, “Ji bo azadiya gelan bijî1 Gulan!” dövizleri dikkat çekti.

Saygı duruşu ile başlayan programda “Çerxaşoreşê” marşı okundu.

İHD Urfa Şube Başkanı Cemal Babaoğlu, BDPUrfa İl Eş Başkanı Halit Yıldıztekin birer konuşmayaparken 1 Mayıs bayramını kutladılar. Konuşmalarınardından Grup Mezopotamya Ekspresi sahne aldı.

BDP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, “çözüm”sürecine katkı çağrısı yaparken CHP’yi eleştirdi.

1 Mayıs kutlaması Servet Kocakaya konseri ilebitirildi.

Tatvan Tatvan’da 1 Mayıs, Tatvan Fuar Alanı’ndan AVM

önüne yapılan yürüyüşle başladı. Yürüyüş, polisinengellemesiyle karşılaşmasına rağmen devam etti.AVM önünde basın açıklaması Kürtçe ve Türkçeokundu. Kürtçe açıklamayı Eğitim Sen Tatvan ŞubeBaşkanı Savaş Ülkü, Türkçe açıklamayı ise KESKBitlis Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Emin Kurtyeokudu.

Antep Antep’te 1 Mayıs binlerce emekçinin katılımıyla

İstasyon Meydanı’nda gerçekleştirildi. İstasyonMeydanı’nda polis kurulan üç arama noktasıylaemekçilerin alana girişinde zorluk çıkardı. Mitingdeyapılan saygı duruşunun ardından Taksim saldırılarııslık, zılgıt ve sloganlarla protesto edildi. Burada dapolis saldırısı 5 dakikalık oturma eylemiyle protestoedildi. Mitingde, Antep 1 Mayıs Tertip Komitesi adınaÖmer Faruk Koç konuştu.

Kars Kars’ta 1 Mayıs eyleminde, Kazımpaşa

Caddesi’nden Cumhuriyet Meydanı’na yüründü.Antep’te olduğu gibi burada da polisin aramanoktasında yarattığı engellerle karşılaşıldı. PolisAbdullah Öcalan’ın ismi olan pankartı engellemeyeçalıştı. 1 Mayıs “Herne pêş” marşının okunması vesaygı duruşuyla başladı. Mitingte Eğitim Sen KarsŞube Üyesi Hanım Kurtulan, “Ben İnsanım” adlı şiiriokudu. Mitingde Eğitim Sen Kars Şube Başkanı ÇetinKoçyiğit bir konuşma yaptı. Kutlama Sevgi SavaşGrubu’nun söylediği parçalar eşliğinde çekilenhalaylarla devam etti.

Ağrı Ağrı’da 1 Mayıs kitlesel bir eylemle kutlandı. Saat

Kulesi Kavşağı’nda yapılan kutlamada Genel-İş AğrıŞube Başkanı Ersin Perinçek, BDP Ağrı İl Eş BaşkanıHalef Keklik ve BDP Ağrı Milletvekili Halil Aksoykonuştu. Yapılan konuşmalardan sonra Halit Bilgiç’inezgileriyle kitle halay çekti.

Mardin Mardin’de KESK, DİSK, TMMOB, İHD, HDK,

Mardin Barosu, Kızıltepe Çevre Gönüllüleri, MardinTabib Odası’nın organize ettiği 1 Mayıs mitingiYenişehir Newroz Alanı’nda gerçekleştirildi.

4 dilde (Kürtçe, Süryanice, Arapça ve Türkçe)yazılı “1 Mayıs kutlu olsun!” ve Paris’te katledilen 3Kürt kadın siyasetçisinin fotoğrafının bulunduğupankartla yüründü. Miting alanında binlerce kişi,katledilen Uğur Kaymaz’ın fotoğrafının yer aldığıdövizleri taşıdı.

Mitingde KESK’li tutuklu kadınlar ve MardinCezaevi’nde bulunan BDP Mardin Milletvekili GülserYıldırım’ın mesajları okundu.

Mitingin açılış konuşmasını 1 Mayıs TertipKomitesi Başkanı Hamid Kasap yaptı. Kasap’ınardından Eğitim Sen Mardin Şube Başkanı MehmetCan Yıldız konuştu. Ardından, KESK 7 Renk Grubu,Grup Bajar, Grup Roj ve Ozan Irmak’ın sahnealmasıyla miting sona erdi.

Kaynak: yuksekovahaber.com

Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Kürdistan’da 1 Mayıs’adireniş rengini verdi

Page 24: Kızıl Bayrak 2013-18

İllerde 1 Mayıs... Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201324 * Kızıl Bayrak

İstanbul’da militan ve kararlı bir direnişe dönüşen1 Mayıs, Türkiye’de yaygınlığı ve kararlılığı ile öneçıktı. İşçilerin, emekçilerin ve ezilen halkların,taleplerini yer yer kitlesel ve canlı bir şekilde ifadeettiği 2013 1 Mayısı, güvencesiz ve geleceksizliğidayatan sermayeye karşı, tarihi Taksim Alanı’nınkapatılmasına karşı toplumsal muhalefetten anlamlı

bir cevap oldu. 1 Mayıs, büyük kentlerin dışında,Kürdistan bölgesinde ve birçok ilde alanlaraçıkılarak kutlandı.

HopaHopa’daki 1 Mayıs mitingi ÇAYKUR

Fabrikası’nın önünde başladı. Fabrika önündebir araya gelen kurumlar CumhuriyetMeydanı’na yürüdü. Saygı duruşu ile başlayanprogram konuşmalarla sürdü.

Taksim’deki polis şiddetini protesto edenHopalılar, sloganlarla Taksim direnişiniselamladı. Miting, konuşmaların ardından, HopaMüzik Evi’nin seslendirdiği türkü ve horonlarlasona erdi.

Eskişehir Eskişehir’de iki ayrı 1 Mayıs

gerçekleştirildi. DİSK, KESK ve ilerici güçlerindüzenlediği mitinge 3 bine yakın kişi katıldı.Hamamyolu’nda bir araya gelen katılımcılarOdunpazarı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Miting,saygı duruşu ile başlayıp, konuşmalarınardından Grup Kibele ile sona erdi.

İkinci mitingi ise Sıhhiye Meydanı’ndaTürk- İş’e bağlı sendikaların temsilcileri veüyeleri, İşçi Partisi, DSP, Türk Eğitim-Sengerçekleştirdi.

RizeFındıklı’da kutlanan 1 Mayıs için Tahiroğlu

Köprüsü’nde toplanan kitle, Terminal Meydanı’nayürüdü. Emekçiler, attıkları sloganlar ve taşıdıklarıpankartlarla çayda sömürüye ve derelerin talanedilmesine tepki gösterdi. Kortejlerin alanayerleşmesinin ardından kurumlar adına konuşmalaryapıldı.

SamsunYürüyüş Caddesi’ni trafiğe kapatan emekçiler,

Ray Apartmanı’nın önüne kadar yürüdü. Buradasendika üyeleriyle buluşan kitle, yürüyüşüCumhuriyet Meydanı’na kadar çoşkuyla sürdürdü.Cumhuriyet Meydanı’ndaki miting programıenternasyonal marşı eşliğinde saygı duruşuylabaşladı. DİSK, Türk-İş ve KESK adına yapılankonuşmalarda, AKP hükümetinin saldırılarına karşıbirleşik mücadelenin önemine dikkat çekildi. Miting,müzik dinletisinin ardından sona erdi.

Trabzon1 Mayıs, Trabzon’da Cumhuriyet Caddesi’nden,

Atatürk Alanı’na kadar yürüyüşle başladı. Tonyaİlçesi’nde yapılması planlanan çimento fabrikasınakarşı çıkan Tonyalılar’ın da yöresel kıyafetleriylekatıldığı eylemde, davul zurna eşliğinde horonoynadı. Kutlamalar, horon ve çekilen halayla günboyu sürdü.

Pankart ve dövizlerle yürünen kutlamalarda,alana giriş yapan yaklaşık 2 bin kişi, türkülersöyledi, horon tepti.

MalatyaMalatya’da 1 Mayıs kitlesel bir katılımla

gerçekleştirildi. Mitingin açılış konuşmasını KESKŞubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ali EkberBaytemur yaptı. Ardından diğer katılımcılar adına dakonuşmalar yapıldı. Eğitim Sen müzik grubununezgileri eşliğinde çekilen halaylarla sona erdi.

ErzincanErzincan Belediyesi’nin önünde toplanan bini

aşkın kişi, Erzincan Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü.Miting konuşmaların ardından halaylarla sona erdi.

1 Mayıs Karabük, Zonguldak, Antalya, Denizli,Bolu, Afyon, Edirne, Tekirdağ, Tokat, Uşak, Niğde,Konya, Sivas, Balıkesir gibi birçok yerde eylem veetkinliklerle kutlandı. İlerici ve devrimcilerin Taksimkararlılığı ve zaferi ile 1 Mayıs’ın daha güçlü olarakyaygınlaşması, emekçilerin daha çok sahiplenmeyebaşlaması ile gerici sendika ve siyasal partiler de 1Mayıs’ta alanlara çıktı.

01 Mayıs 2013 / Erzincan

1 Mayıs 2013 / Hopa

01 Mayıs 2013 / Samsun

İllerde 1 Mayıs...

Page 25: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Kızıl Bayrak * 25Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013..

1 Mayıs sürecinde Aydın özelinde yaşananlar, tabanörgütlenmesi yapılması gerekliliğini her fırsattaağızlarına pelesenk yapanların, sınıfın çıkarlarınısavunduğunu iddia edenlerin ikiyüzlülüğüne tanıklıketti. Süreci anlayabilmek için geçen seneki 1 Mayısöncesine kadar gitmek gerekiyor.

2012 yılında 1 Mayısın birleşik ve tek olarakyapılması hedefiyle tüm DKÖ’lerinin birlikteyürüttüğü ön hazırlık çalışmasının son günlerineyaklaşılırken, türlü ayak oyunları ile alan hâkimiyetinikendisinde toplamaya çalışan Eğitim-İş’in provokatifgirişimleri sonucu iki ayrı 1 Mayıs tablosu ortayaçıkmıştı. Aslında Eğitim-İş’in amacı Eğitim-Sen’i zordurumda bırakmaktı. Ne hikmetse yıllardır Kürthareketinin kuyrukçuluğunu yapmış olan EmekHareketi (?) neredeyse yurtseverleri dışarda bırakmakisteyen Eğitim-İş’le birleşme gerekliliği iddiasıylaKESK’in bütünselini zora sokmuşlardı. Sonuç olarak2012 1 Mayısı yaşanan ayrışma üzerinden ayrı ayrıgerçekleştirilmişti.

Hemen 1 Mayıs ertesi bu sorunun konuşulması veaşılması gerekirken birçok kesim kulağının üstüneyatmıştı. Ta ki 2013 Nisanına gelinceye kadar… Nisanayı ile beraber Emek Hareketi’nin Eğitim-İş sevdasıdepreşmiş olacak ki taban inisiyatifinden uzak, dargrupçu çıkarları üzerinden Eğitim-İş’e, onlarınatılmamasını istediği sloganları engelleyeceğinin degarantisini vererek ve KESK bileşenlerinin sürecihenüz tüketmediği bir zamanda (sanki oldubittiyegetirilmek istenircesine) Emek Hareketi bileşenleri,Eğitim-İş’le birlikte komite başvurusundabulunmuşlardır.

Bir önceki Şubeler Platformunda Tüm-Bel SenŞube Başkanı Eğitim-İş’le ortak 1 Mayıstartışmalarında sarf ettiği ve neye hizmet ettiği belirsiz“1 Mayıs devrimcilerin tekelinde midir?” sözü tabloyuizah etmektedir. Yine 15 Nisan KESK ŞubelerPlatformu toplantısına katılan 3 Kesk üyesine, Tüm-Bel Sen Şube Başkanı’nın ifadesi hayli ilginçtir: “Buşubeler platformu toplantısıdır, katılın ama belirleyiciolamazsınız(!)” Tüm-Bel Sen Şube Başkanı ve Yapı-Yol Sen il temsilcisi tertip komitesinin Eğitim-İş’lebirlikte oluşturulduğunu, kararın önceki toplantıdaböyle alındığını iddia ederken, diğer tüm şubelerdurumun değerlendirilmesi gerektiği üzerinde fikirbirliği edildiğini dile getirdiler. Eğitim Sen ŞubeBaşkanı’nın 4-5 gün önce yaptıkları şube temsilcilerkurulunda, temsilcilerin Eğitim-İş’le birlikte kesinlikleortak 1 Mayıs kutlamak istemediğini, temsilcilerin veüyelerin isteklerini görmezden gelemeyeceğini, buyüzden de Eğitim-İş’le ortak 1 Mayıs yapmanınkendileri açısından imkansız olduğunu belirtti. Bunarağmen Emek Hareketi, gerekirse Eğitim-Sen’siz ortak(?) 1 Mayıs yapmak gerektiğini ısrarla savunmayadevam etti. Diğer sendika başkanları EmekHareketi’nin ortak 1 Mayıs ısrarının KESK’inbölünmesi anlamına geleceğini ve böyle bir şeyinkabul edilemeyeceğini belirtmelerine rağmen, EmekHareketi Eğitim-İş ısrarını sürdürmeye devam etti.Toplantıya katılan Yapı-Yol Sen işyeri temsilcisi iseYapı-Yol Sen olarak Eğitim-İş’le ortaklaşmanınsendikal ilkelerine ters olduğunu, hiçbir üyenin böylebir şeyi kabul etmeyeceğini, Eğitim-Sen’de olduğugibi işyerlerinin görüş ve taleplerinin gözönüne

alınması gerektiğini, bu anlamda Yapı-Yol Sentemsilcisinin sadece kendi görüşü üzerinden butoplantıda görüş belirtebileceğini söyleyerek Eğitim-İş’le ortaklaşmayı kesin bir dille reddeti. Yap Yol Senişyeri temsilcisi bu tutumuyla aynı zamanda Yapı-YolSen temsilcisinin tavrını ve tarzını deşifre etti. Yapı-Yol Sen il temsilcisi ise “bu arkadaşların niyekatıldıklarını sizin taktirinize bırakıyorum” sözleriylerahatsızlığını ve kendi düşüncesi dışındaki düşünceyeyönelik hazımsızlığını dile getirdi. Hem deişyerlerinden bağımsız olarak aldığı bireysel kararlarave dar grupçu tavrına rağmen. Eğitim Sen ŞubeBaşkanı Emek Hareketi’nin Eğitim-İş ısrarı üzerine,kendilerine rağmen Eğitim-İş’le yapılacak 1 Mayıs’taKESK bayrağı açılamayacağını, katılan sendikalarınkendi bayrak ve flamaları ile katılabileceğinivurgulayarak konuşmasını bitirdi. Diğer sendikabaşkanları Eğitim Sen’in olmadığı ve kendi üyeleribazında 5-10 kişi ile katılabileceklerini 1 Mayıs’ınKESK açısından hoş bir görüntü yaratmayacağınıbelirterek süreci tekrar gözden geçirmek gerektiğinibelirtti. Toplantı keskin görüş ayrılıkları ile sona ermişoldu.

Daha sonra, KESK Aydın Şubeler Platformubileşenleri Aydın’da alanın boş bırakılmamasıdüşüncesiyle toplantıya çağrılmış, Tüm-Bel Sen ŞubeBaşkanı ve Yapı-Yol Sen İl Temsilcisi tüm ısrarlararağmen 1 Mayıs’a katılmayacaklarını, bu yüzden detoplantıya gelmeyeceklerini sözlü olarak ifadeetmişlerdir. DSD grubunun bundan sonraki tavrı isedar grupçu zihniyete, bürokratik işleyişinkurumsallaşmasına, sendikal ihanetin derinleşmesineve ilke yoksunu reformist solun çürümüşlüğüne birörnek olarak tarihteki yerini almıştır. Gelinen süreç isereformist politikaların iflasının tekrar tekrar kanıtındanbaşka bir şey değildir. Şöyle ki; önce KESK bileşenleriile toplantı yaparak sınıfın aleyhine işleyen süreciatlatma ve emekçilere önderlik yapması gerekenKESK’in en büyük sendikası Eğitim-Sen, alanı almayızorlaması gerekirken ve birçok şubenin, işçisendikasının, örgütsüz işçilerin, kamu emekçilerininumutları ve gözleri üzerindeyken, iki yönetim kurulu

üyesinin karara şerh düşerek temsilciler kurulu ilekarar alınması gereğini zorlamasına rağmen,işyerlerinden bağımsız alınan bir kararla, üyelerineSMS üzerinden “1 Mayıs’ta Didim’deyiz” mesajıgöndermiş ve süreci tüketmiştir.

29 Nisan tarihinde karara şerh koyan yönetimkurulu üyelerinin zorlaması ile yapılan temsilcilertoplantısında, DSD grubu “örgüt kararı var, Didim’egidiyoruz. Şerh koyabilirsin ama karara uymakzorundasın” gibi tek kelime ile ve “arsızca” bir ifadeile temsilcilerinin yanıltma-yönlendirme yolunagitmişlerdir. Koca bir alan terkedilmiş ve gidecek sayıbelirlenmesi için son gün olmasına rağmen adınıyazdıran kişi sayısı 15-20 kişiyi ancak bulmuştur.

KESK’in son 12 yılına dönüp baktığımızda,sendikal örgütlülüğün yıkımında bürokratizmin büyükrolünü görmek gerekir. Sendikal bürokrasi sınıfınörgütlülüğü ve direnme gücünü zayıflatmak, sınıfhareketini kırılmalara uğratmak, iktisadi-sosyalsaldırıların hayata geçmesinde protestonun ötesinegeçmeyen, fiili-meşru eylemlerden uzak eylemlereimza atmak, örgütlenme ve örgütlülük bilinciniköreltmek yoluyla sermayeye büyük ve paha biçilmezhizmetler sunmuştur. Ve tüm bunların gerekçesi olarakda sendikaların güçsüzlüğü, dönemin zorluğu, sınıfınbilinçsizliği gibi argümanla sarılmışlardır.

Oysa Marx “Ücret, Fiyat, Kar”da şöyle demektedir:‘Adil bir işgünü karşılığında, adil bir ücret!’ tutucuözdeyişi yerine, bayrakları üzerine, ‘ücret düzenininortadan kaldırılması!’ devrimci sloganı yazmalıdırlar.”Evet, KESK süreci ile birlikte önce içindeki devrimciunsurları bertaraf etmeye ve akabinde de “adil ücret”istemeye başlamıştır.

Sendikal bürokratizmin yıkılması, işyeri komiteleriüzerinden taban inisiyatifinin sistematik ve istikrarlıeğitimi ve sınıf bilincinin açığa çıkarılması ilemümkün olacaktır. Bu da devrimcilerin önünde çokbüyük bir görev olarak durmaktadır.

Yaşasın 1 Mayıs!Biji yek gulan!1 Mayıs kızıldır, kızıl kalacak!

Sosyalist Kamu Emekçileri / Aydın

Aydın’da 1 Mayıs süreci

Page 26: Kızıl Bayrak 2013-18

1 Mayıs Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201326 * Kızıl Bayrak

Yalçın Alçiçek (Eğitim-Senyönetiminden): Bilindiği üzere hiçbir iş, emekharcanmadan zafere ulaşmaz. İnanıyoruz ki, en kutsalemek, en değerli iş barış ve özgürlük için verilendir.Geleceğimiz için büyük emekler harcayan kadın veerkek yoldaşlarımızı anıyor, onların emeği önündesaygı ile eğiliyoruz. Bugün Taksim’de yaşananlarAKP’nin emekçilere ve işçilere bakışının aynasıdıraslında. Biz emekçiler gelecek 1 Mayıslar’da eşit,özgür, demokratik ve barış dolu bir Türkiye’de yaşamadileğiyle tüm emekçilerin, işçilerin 1 Mayıs’ınıkutluyoruz. Yaşasın 1 Mayıs, Bijî yek gulan!

Ayrıca Adana için sıcak olmasaydı daha iyigeçecekti. Teknik eksikliklerimiz de var ama seneyeaşılır.

“Her yer Taksim!”

Mustafa Değirmentaş (BES ÖrgütlenmeSekreteri): Emeğin zulme karşı olduğu bugündealanlardayız. Tüm devrim şehitlerimizi saygıylaselamlıyoruz. Her yer Taksim her yer direniş! Adanaiçin de şunu söyleyebilirim; her yıl artıyor. Son 3 yıldırartış var.

“İşçi ve emekçiler Taksim alanınasahip çıkıyor!”

Mustafa Hotlar (Dev Sağlık-İş): 1 Mayıs dünyaişçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günüdür.Bugün emekçiler meydan okumak için alanlarda. Bizde Dev Sağlık-İş olarak AKP’nin neoliberalpolitikalarına, özelleştirmelere, güvencesizliğe vetaşeron cumhuriyetine karşı tüm dostlarla 1 Mayısalanlarındayız. Tüm işçilerin 1 Mayıs’ını kutluyorum.Taksim 1 Mayıs alanıdır. 1977’den beri bu ilanedilmiştir. 2007-2009 yıllarında mücadele ilekazanıldı. Ama bu sene inşaat bahanesiyle emekçilere

kapatıldı. İster DİSK, ister KESK olsun işçi veemekçiler Taksim alanına sahip çıkıyor. Adana için deşunu söyleyebilirim; genel olarak olumlu, geçen yılagöre katılımı daha iyi. AKP’nin politikalarına karşıhalkımızın tepkisi var. Bundan dolayı 1 Mayıs’a eşini,çocuğunu alarak geliyor. AKP’nin emekçilere yöneliksürdürdüğü siyasetten kaynaklı Adana’da da görkemlikalabalıkla kutlanıyor. Üretenlerin yönettiği bir dünyadileğiyle bir kez daha tüm işçi sınıfının ve emekçilerin1 Mayıs’ını kutluyorum.

“Bu karanlık bulutlar dağılacak!”

Ali Asker (Sanatçı): Bir yanda demokrasi naralarıatanlar bir yanda da 12 Eylül’ü aratmayacak yasaklarıözellikle 1 Mayıs’ta İstanbul’da halkımıza yaşatanlarne kadar demokrat olabilirler? Her şeye rağmenülkemizin irili ufaklı bütün yerleşim bölgeleri bizimiçin 1 Mayıs alanı oldu. Bu karanlık bulutların halkınörgütlü gücü ve özverili mücadelesi ile dağılacağınainanıyorum. Tüm halkımızın 1 Mayıs’ını kutlarım.

Kızıl Bayrak / Adana

İşçi ve emekçilerle 1 Mayıs ve Taksim üzerine konuştuk...

“Taksim’de yaşananlarAKP’nin emekçilere

bakışının aynasıdır!”

SGBP’denDHL için eylem

DHL’nin sendika düşmanı tutumuna karşıTÜMTİS üyesi işçilerin direnişleri sürerken, işçiler veTÜMTİS yaptığı eylemlerle taleplerini haykırmayısürdürüyor. 29 Nisan günü TÜMTİS’in de bileşeniolduğu Sendikal Güç Birliği Platformu (SGBP),uluslararası lojistik şirketi DHL’de yüzde 25’lik kamuhissesine sahip olan Alman Hükümeti’ni Türkiye’deçalışanlarına yönelik sendikal baskılara son vermesikonusunda uyardı.

Açıklama öncesinde, TÜMTİS Genel BaşkanıKenan Öztürk, SGBP Dönem Sözcüsü Kristal-İşSendikası Başkanı Bilal Çetintaş ve Petrol-İşSendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın’danoluşan heyet Alman Başkonsolosu Dr. PhilippDeichmann ile bir görüşme gerçekleştirdi.Görüşmede, Alman Türk Ticaret ve Sanayi OdasıPazar Araştırmaları Bölüm Müdürü Frank Kaiser dehazır bulundu.

Görüşmenin ardından Konsolosluk binasıönünde bir açıklama gerçekleştirildi. Açıklamaya,aralarında Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin,Türk Metal Sendikası İstanbul Şube Başkanı HalilErdal, Belediye İş 2 No’lu Şube Başkanı HasanGülüm, DİSK Gıda İş Genel Sekreteri Seyit Aslan’ında bulunduğu çok sayıda sendika yöneticisi dekatılarak destek verdi.

Öztürk: Alman hükümeti de sorumludur!

DHL şirketinin Türkiye’de sendikal nedenlerdendolayı bu güne kadar 36 işçiyi işten çıkardığını, iştençıkarılan işçilerin 318 günden bu yana direnişteolduğunu hatırlatan Kenan Öztürk, DHL işverenininson olarak Hak-İş’e bağlı Öz Taşıma İş sendikasınıişyerine getirerek sendikal örgütlenmeyi bölmeyeçalıştığını söyledi. Şirketin yüzde 25’lik kamuhissesine sahip Alman Hükümeti’nin DHLTürkiye’de yapılan söz konusu bu sendikal baskılarasessiz kalamayacağını belirtti.

Genel Başkan Öztürk, “DHL işvereni ve ÖzTaşıma İş’in direniş kırıcı tavırlarına rağmenkararlıyız ve bu mücadelemizi kazanımlasonuçlandıracağız” dedi ve DHL örgütlenmesinedestek veren kardeş sendikalara teşekkür ederekkonuşmasını tamamladı.

Çetintaş: Sendika hakkınamüdahale suçtur

İşçilerin sendika seçme hakkına müdahaleninsuç olduğunu belirten SGBP Dönem Sözcüsü BilalÇetintaş da, “Türkiye’de yasal güvence altına alınansendika hakkına rağmen, Hak-İş siyasi iktidarın arkabahçesi olarak yeni sendikalar kurup yabancısermaye ile işbirliği yapıp işçileri tecrit ediyor. Busendika hakkına müdahaledir ve suçtur” diyekonuştu.

Ali Asker

Yalçın Alçiçek Mustafa Değirmentaş Mustafa Hotlar

Page 27: Kızıl Bayrak 2013-18

Sınıf Kızıl Bayrak * 27Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Deri Organize Yan Sanayi’de kurulu olan PMRKauçuk fabrikası, Koç sermayesine aittir ve Arçelik-Beko’nun tedarikçiliğini yapmaktadır. Fabrikada kauçukkörük, kapak vb. üretilmektedir. Günü birlik üretiminolduğu bu fabrikada, üretilen malların neredeyse tamamıbirkaç saat içinde Çayırova’da bulunan Arçelik ÇamaşırMakineleri İşletmeleri’ne gitmektedir.

PMR Kauçuk patronu, servetine servet katarakbüyümüştür. Bu servetini PMR Kauçuk işçilerininsırtından kazanmıştır. Bu fabrikada çalışma koşulları isetam anlamıyla ortaçağdan kalmadır. İşçiler, işlerin yoğunolduğu dönemlerde (yaklaşık 8 ay) 16 saate kadarçalışmakta, yeni işe başlayanlara asgari ücretin altındamaaş verilmekte, yaz aylarında fabrika sıcaklığı 80dereceyi bulmakta, iş sağlığı ve güvenliği adına hiçbirönlem alınmamaktadır. İşçi sirkülasyonunun yoğunolduğu bu fabrikada 1 yılın üzerinde çalışan işçiler eskisayılabilmektedir. Eski işçilerin maaşı da ortalama 950-1000 TL’dir. Tüm bunlar fabrikadaki sömürünün sadecebir kısmıdır. Bu nedenle örgütlenmek için fazlaca sebebiolan PMR Kauçuk işçileri Petrol-İş İstanbul 2 No’luŞube’nin yolunu tutmuşlardır.

PMR Kauçuk fabrikasında sendikal örgütlenme içinüç defa girişimde bulunulmuştur. Daha önceki üçdeneyimde de çalışmalar erkenden açığa çıkmış vebundan kaynaklı başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Sonsüreçte ise yan yana bulunan üç farklı şirket ve fabrikadaçalışan yaklaşık 120 işçi, çoğunluğu sağlayarak 15 güngibi kısa bir sürede sendikada örgütlendiler. Bununduyulması üzerine ise PMR Kauçuk patronu iki parçahalinde toplam 10 işçiyi işten attı. İşçilerin işten atılmagerekçesi de söylenmedi. İşçiler de bu saldırıya karşı 3Nisan Çarşamba günü önlükleri ve flamalarıyla direnişebaşladılar. Ve işe geri alınana kadar, 9 günlük bir direnişortaya koydular.

İşçiler direnişe çıktıkları ilk günden itibaren direnişikazanana kadar götüreceklerini gösterdiler. Bu süreçtesendikanın güdümünde davranan değil, kendi kararlarıile sendikaya yön veren bir inisiyatifle hareket ettiler.İşçiler direniş boyunca kararlı sloganlarını yükselterek,üye olmayan işçileri üye yaparak hem dışarıda hem deiçerde mücadeleyi canlı tuttular.

İçerde çalışan işçiler ilk olarak yemek boykotugerçekleştirdi. Yemek boykotu eyleminin dışında,patronla görüşme talebiyle fabrika kapısı yaklaşık 4saatliğine kesildi. İşçiler ayrıca üretimden gelengüçlerini kullanarak kademeli olarak iş yavaşlattılar. Çay

ve yemek molalarında kapı önüne gelerek, gecevardiyasından çıkıp direnişçilerle birlikte bekleyerekiçerinin ve dışarının birlikteliğini gösterdiler.

PMR Kauçuk patronu, servisleri fabrika içine alıp,telefon kullanımını yasaklayarak işçileri yalıtmayaçalıştı ama işçilerin direnişi sahiplenmesiyle patronunhamlesi boşa düştü. PMR’de süren direniş sadece PMRpatronunu değil organizedeki birçok patronu korkuttu.Çevredeki fabrikaların birkaçının da servisleri içeriyealınarak direniş havzadaki işçilerden “gizlenmeye”çalışıldı.

İşçiler öğreniyor, direnişle öğretiyor!

İşçiler, direniş boyunca ve işe geri alındıktan sonrasözleşme taslağı ve temsilci seçimleri üzerindenpatronun saldırılarına maruz kaldılar, yanı sıra sendikalbürokrasiyle karşı karşıya geldiler. Gerek direniştegerekse de içerde karşı karşıya kalınacak saldırılar vesorunlar belli olmasına rağmen sendika yönetimi işçileribilinçlendirme çabası içine girmedi. Direniş alanındaişçilerin slogan atması bile zaman zaman engellendi.İşçilerin inisiyatifli olduğunun görülmesi üzerinesendika tam hakimiyet kurmaya çalıştı/çalışıyor. İşçileribölmek, içlerinden sendika yönetiminin tarafına insankazanmak için gerici yaklaşımlar sergileniyor, bütünlüğüparçalayan hamleler yapılıyor. Sendika yönetimi öncüişçileri işin dışında bırakmak için her yolu deniyor.

Örgütlenme kısa sürede gerçekleşmiş, direnişboyunca bir kararlılık ortaya konulmuş olsa daörgütlenme ve direniş sürecinde komitenin olmamasınısürecin en temel eksikliği olarak ortaya koymak gerekir.Koşullar işçilere, gereken araçların neler olduğunusorgulamayı ve o araçları bulmayı da öğretiyordu.İşçilere araçları oluşturma iradesi kazandıran şey isesendika yöneticilerinin samimiyetsiz, azarlayıcı, üsttenbakan, güven vermeyen tavırları oldu. İşçiler bukaygılarını dile getirerek, bir sendikanın nasıl olmasıgerektiğini, işçilere nasıl davranılması gerektiğini veinisiyatifin nasıl ele alınması gerektiğini de sorgulamayabaşladılar. Zira sınıf çelişkileri, sınıf bilinciningelişmesine de yardımcı oluyor.

İşçiler sendikal örgütlenme ve direniş sürecindedostu, düşmanı ve sendikal bürokrasiyi tanıdılar. Sınıfdevrimcileri kararlı ve inisiyatifli olmaktan aslavazgeçmemeleri gerektiğini işçilere çok defa söylemiş,yaşanan deneyimleri aktarmış ve öğretici örneklerle yolgösterici olmaya çalışmışlardır. Direniş sürecinin tüm butablosunda direnişin ilk gününden itibaren işçilerinyanında olan sınıf devrimcilerinin katkılarından dabahsetmek gerekir. İlk başta politik kimliklerindenkaynaklı sınıf devrimcilerine mesafeli duran direnişçiişçiler, sınıf mücadelesine, direniş sürecine dairyaklaşımlar üzerinden yapılan tartışmalar sonucundasınıf devrimcilerini tanımaya başladılar. Sınıfdevrimcilerinin işçi sınıfının çıkarlarından başka birçıkarı olmadığını anlayan işçiler sınıf devrimcilerinidirenişin ve örgütlenme sürecinin doğal birer parçasıolarak görmeye başlamışlardır. BDSP’nin yaptığı ziyaretsonrasında patronun “kızıl bayraklıları, illegal örgütleribir daha buraya getirmeyin” şeklindeki konuşmalarınınkarşısında sınıf devrimcilerini ve eylemde taşınan kızılbayrakları cepheden sahiplenmeleri bunu gösteren enönemli noktadır.

PMR direnişinin öğrettiklerine baktığımızda birkaçnoktanın altını çizmek gerekiyor. Fabrikada sendikalörgütlenmenin bu kadar kısa bir sürede sonucaulaşmasının belli başlı nedenleri var. Bunlardanbirincisi; öncü işçilerin örgütlenmek için harcadığıyoğun enerji, ikincisi; daha önceki örgütlenmelerdenelde edilen bilgi ve deneyimler, üçüncüsü; öncü vesendikal örgütlenme deneyimi yaşamış işçilerininisiyatifli davranmasıdır.

Sendikal bürokrasinin patron karşısındaki her türlüdümen kırma çabası, karşısında direnişçi işçileriniradesini buldu. Tüm bunların karşısında kendikararlarına ve haklarına sahip çıkan, sendikanın icazetsınırlarına ve gerici bakışına kapılıp kendinidarlaştırmayan işçiler “Sendikayı biz getirdiyseksendikayı da biz yönetiriz” anlayışıyla hareket edereksüreci örmeye çalıştılar ve bundan sonrasında da büyükoranda bu kararlılıkla hareket ediyorlar. İşe iade kararınıaldıran işçilerin, örgütlenmenin ve mücadelenin bundansonraki sürecinde de başarılı olmaları birliklerinikorumalarına bağlıdır.

Söz, yetki, karar PMR işçilerine,işçiler taban komitelerine!

Bugün sendikalar mücadele ettiklerini belirtselerdahi, asıl olan işçilerin yaşadığı kötü koşullarıdeğiştirme iradesini kuşanıp sendikaların yolunututmasıdır. Ve bundan da önemlisi yürünmeye başlananyolda her türlü yıldırma politikasının karşısında ayaktakalmasını başarmasıdır.

PMR işçilerinin önünde birkaç görev durmaktadır:1)Yetki ve sözleşme sürecinde tabana yayılan ve

taban iradesini açığa çıkartan bir yol haritası veörgütlenme oluşturulmalıdır. Komitede bulunan her işçitartışmaların ve kararın parçası olmalıdır! Sözleşmemaddeleri tüm işçilerin onayı alınarak kararabağlanmalıdır! Tekil inisiyatiflerin ve çıkışların etkisi ileyol yürümek yerine komitenin ya da oluşturulacakörgütlülüğün kolektif inisiyatifi belirleyici olmalıdır.

2)Temsilcilik seçimlerinde sendikanın atamasına aslaizin verilmemeli, seçim yapılarak temsilcilerbelirlenmelidir. Eğer ki sendika atadığı temsilcileridayatırsa fiili olarak yapılan seçimle işçiler temsilcileriniseçmeli ve fiili bir şekilde temsilciler görevleriniyürütmeye başlamalıdır.

3)Sendikanın ve patronun işçileri bölme veajanlaştırma çabalarını boşa düşürmek için birliğigüçlendirmekten ve birbirine sıkı sıkıya tutunmaktanasla vazgeçilmemelidir. Patrondan ve sendikalbürokrasiden yana davranan işçilerden hesap sorulmalı,kendi sınıfına ve mücadeleye ihanet eden işçiler tecritedilmelidir.

PMR işçilerinin süreci kararlılıkla devam ettirmesisadece PMR’deki sendikalaşma ve sözleşme sürecininötesinde başta PMR’nin bulunduğu organize sanayidekipetro-kimya fabrikaları olmak üzere tüm işçilerietkileyecektir. PMR işçileri de bilmektedir ki tıpkıkendilerinden önceki direniş süreçlerinden kendilerinasıl etkilendilerse etraftaki fabrikalardaki işçilerin degözleri üzerlerindedir. Sendikalşma eğilimindeki işçilerfabrikalarında atacakları adımın güvenini PMRişçilerinin kararlılıklarından alacaklardır.

Tuzla’dan sınıf devrimcileri

PMR Kauçuk direnişi üzerine...

İşçilerin inisiyatifizaferin güvencesidir!

Page 28: Kızıl Bayrak 2013-18

Maslak’taki Bosch Genel Müdürlüğü önündedevam eden direnişe, 29 Nisan’da Bursa’dan Boschişçileri dayanışma ziyareti düzenledi. ZiyaretçilerMaslak Sanayi içinde eylem gerçekleştirdiler. MaslakFakülte Durağı’nda pankartlarını açarak Bursa’dangelenleri karşılayan Bosch direnişçileri birlikteçalıştıkları mesai arkadaşlarıyla hasret giderdiler.

Eylemde Maslak Caddesi trafiğe kapatılaraksloganlar haykırıldı. Yolun önce gidiş sonra gelişistikametini kapatan işçiler Bosch Genel Müdürlüğüönünde süren direnişe dikkat çektiler. Yol kesilmesinedeniyle uzun kuyruklar oluşurken araçlardakiemekçilere bildiriler dağıtılarak direnişe destek çağrısıyapıldı.

Maslak Oto Sanayi içinde yapılan yürüyüşte Boschdirenişçilerinin patronların kölelik saldırılarına ve sarısendika baskılarına karşı direndikleri ifade edildi.Şirket merkezlerinin yer aldığı Maslak gibi bir bölgedeçalışan emekçilerin alkışlarla eyleme destek vermesiayrıca anlamlıydı.

İşçiler sloganlar eşliğinde yürürken Doğuş MedyaCenter önüne gelindi. Burada “İşçiler burada, Doğuşmedya nerede”, “Satılık medya istemiyoruz!”sloganları atılarak direnişi haberleştirmeyerek

uygulanan sansür teşhir edildi. Eylem Bosch’un Eğitim Merkezi önüne

yapılan yürüyüşle devam etti. Burada da yapılankonuşmalarla Bosch işçilerinin mücadelesinibüyütme çağrısı yapıldı. Eylem oto sanayi içindendireniş çadırına kadar coşkulu bir atmosferdegerçekleştirildi.

Bosch Müdürlüğü önünde pankartlar yanyana sıralandı. Burada Birleşik Metal-İşSendikası Genel Örgütlenme Sekreteri ÖzkanAtar bir konuşma yaptı. Yapılan konuşmadaBosch işçisinin sendika seçme hakkına saygıduyulması gerekildiği, tüm baskı ve işten atmasaldırılarına karşın mücadelenin devam ettiğiifade edildi.

Direnen işçilerin tüm Bosch işçilerini temsilettikleri ve onların mücadelesini kazanmak için

direndikleri ifade edilerek “Direnen işçiler yalnızdeğildir!” sloganı atıldı. Atar konuşmasını “1 Mayıs’ıburada kurulan halaylarla karşılıyoruz” diyerektamamlarken işçiler halaya durdular.

Çekilen halayların ardından Bosch işçileridirenişçilerle sohbet için çadır önüne geçtiler. Buradailk olarak direnişçi işçilerden Metin Gürgün konuştu.Direnişe çevreden gelen desteğin arttığını ifade edipönemli olanın direnişin etkisini fabrikaya taşımakolduğunu söyledi.

Bosch’ta ilk atılan işçi olan Mustafa Şen ise 1Mayıs’a gitmenin Bosch işçileri için öneminedeğinerek gece vardiyasından gelen tüm işçilerindöndüklerinde direnişi anlatıp, 1 Mayıs’a katılmak içinişçi arkadaşlarını çağırması gerektiğini ifade etti.Sohbet sırasında Özkan Atar da bir konuşma yaparakgeçtiğimiz günlerde iptal edilen “İşçi çıkarmastratejileri” toplantısını hatırlattı. Birlik olarak hareketetmenin önemine değinen Atar, “Tek ihtiyacımız olanbirliğimiz” dedi.

Bosch direnişçilerinden Akan Yılmaz ise CengizMakina’daki sendika değişim sürecine değinerekBosch işçilerinin de birlik olup süreci kazanmasıgerektiğini ifade etti. Bosch işçilerinden İzmirSenkromeç örneği de hatırlatılarak birlik olmanınönemi ifade edildi.

Bosch işçisineBursa’dan ziyaret

Sınıf Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201328 * Kızıl Bayrak

MİB Boschdirenişçilerinin sesini

Bursa’ya taşıdı

Metal İşçileri Birliği, İstanbul’da direnişlerinisürdüren Bosch işçilerinin sesini Bursa’ya taşıdı.Direnişçilerin başlattıkları imza kampanyasınıgündeme alan birlik çalışanları, FomaraMeydanı’nda stand açtılar.

Stand ve çevresine “Yaşasın sınıf dayanışması”,“İşten atılan Bosch işçileri geri alınsın”, “DirenenBosch işçisi kazanacak” dövizleri açıldı.

Çalışma sırasında meydanda ajitasyonkonuşmaları eşliğinde bildiri dağıtımıgerçekleştirildi. Konuşmalarda Bosch işçilerinin haklıve onurlu mücadelesi anlatıldı, Bursalı işçi veemekçiler Bosch direnişine destek vermeye çağrıldı.

İmza standına yoğun ilgi olduğu gözlemlenirkenkısa sürede çok sayıda kişi imzalarıyla Boschişçilerinin yanında olduğunu gösterdi. İmza verenleriçerisinde çeşitli sektörlerden işçiler, emekçiler,emekliler, kadınlar ve öğrenciler bulunuyor.

İİsmaco’da 5 işçi dahaişten atıldı

Direnişin başlamasıyla birlikte İsmacosermayedarı da sendikaya üye olan işçiler üzerindebaskıları yoğunlaştırdı. 26 Nisan’da 5 işçiyi dahaişten atan İsmaco patronuna işçilerin yanıtı isedirenişe katılmak oldu.

Sendika üyesi işçilere yönelik suçlamalar veiftiralar çerçevesinde tutanaklar tutan fabrikayöneticileri bu uygulamalara boyun eğmeyen işçileriişten atma saldırısıyla yıldırmaya çalışıyor. Sendikaüyesi olan ve halen çalışmaya devam eden işçiler isefabrika içinde de direniyorlar.

Kızıl Bayrak / Tuzla

29 Nisan 2013 / Maslak

Page 29: Kızıl Bayrak 2013-18

Dünya Kızıl Bayrak * 29Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 2013

Batı Şeria’daki Filistin Yönetimi Başbakanı SelamFayyad’ın görevinden istifa etmesi üzerine oluşanboşluğu gidermek için, yeni hükümet kurmaçalışmalarına başlandı. Filistin hareketleri ile bağımsızteknokratların katılımıyla bir koalisyon hükümetininkurulması için talimat veren Filistin Yönetimi BaşkanıMahmut Abbas, bu adımın, altı yılı geride bırakanHamas-El Fetih arasındaki parçalanmanın aşılmasıyönünde atılan bir adım olacağını savundu.

El Fetih liderleri, kurulacak hükümette Hamas’ın dabelirgin bir rol oynayacağını açıklarken, Gazze’deyapılan açıklamalardan farklı bir tablo yansıyor.Abbas’ın attığı adımın esefle karşılandığını açıklayanHamas liderleri, konunun önce kendileriyle görüşülmesigerektiğini belirttiler.

Bu itiraza yanıt veren El Fetih yetkilileri ise,koalisyon hükümeti kurulması konusunda, Hamas’ınsiyasi lideri Halit Meşal ile Mahmut Abbas’ın anlaştığınıhatırlattılar. Dolayısıyla atılan adımın Hamas-El Fetiharasında imzalanan anlaşmaya uygun olduğunusavundular. Birbiriyle çelişen bu açıklamaları yapan ikihareketin liderlerinin, altıncı yılını geride bırakanFilistin’deki parçalanmaya son verme konusunda çokhevesli olmadıkları kanısı giderek güçleniyor.

Görünen o ki, Hamas Gazze üzerindekihegemonyasını korumak için uğraşırken, MahmutAbbas yönetimi de Batı Şeria’daki etkinliğininsarsılmasını önleme derdinde. Halen en etkili olan bu ikiörgütün politikaları, yazık ki, Filistin hareketi ve halkıiçin tam bir talihsizliktir.

Zira bu hareketler, İsrail kuşatması altında bulunanBatı Şeria ve Gazze’de egemen olmak için çaba sarfederken, aynı anda siyonist işgal tüm vahşetiyle sürüyor.Filistinli gençler İsrail askerleri tarafından katlediliyor,keyfi/toplu tutuklamalar devam ediyor, Yahudiyerleşimciler, Filistin topraklarını gasp ediyor, İsrailordusu Filistinlilerin evlerini başlarına yıkıyor, Kudüs’üAraplardan arındırma girişimleri tüm hızıyla sürüyor…

Bu iki örgütün izledikleri politikanın kolaylaştırıcırolünün etkisiyle Filistin halkı ve Filistin hareketi, sonaylarda iki gerici cephe arasında sıkışmış görünüyor. Birtarafta ırkçı-siyonist rejimin hamisi emperyalist ABDrejimi var; diğer tarafta ise Katar, Müslüman Kardeşlerve AKP iktidarı...

“Dost kılıklı” görünen, gerçekte ise Filistin direnişinitasfiye etmeye çalışan her iki cephe, sonuç itibarıylasiyonist İsrail’e hizmet ediyor. Nitekim İsrail’in saldırıve katliamları devam ederken, bu gerici cephelerin ilki,yani ABD, Batı Şeria’daki El Fetih Yönetimi üzerindekibaskıyı eksik etmezken, diğer cephe ise Gazze’yikontrol eden Hamas hareketini vesayet altına almaya

çalışıyor. ABD tarafı, Mahmut Abbas liderliğindeki El Fetih’e,

maskaralıktan başka bir şey olmayan İsrail’le “barışsüreci”nin yeniden canlandırılması için çabaharcamasını dayatırken, merkezinde Katar-AKP iktidarıikilisinin bulunduğu bölgesel gerici cephe ise, İsrail’leanlaşması için Hamas’ı ikna etmeye çalışıyorlar.Müslüman Kardeşler’in (İhvan) Filistin kolu kabuledilen Hamas, emperyalist/siyonist güçlerin bölgedekien sadık işbirlikçileri olan Katar-AKP ikilisiyle yakınişbirliğine girmekte bir sorun görmüyor.

İhvancılarla AKP’nin telkinlerine maruz kalan fakataynı zamanda Katar emirinin petro-dolarlarınıncazibesine de kapılan Hamas şefleri, yurtdışındakibüroyu Şam’dan Doha’ya taşıdılar. Bu adımla, ABD-İsrail hizmetindeki karşı-devrimci cepheye yaklaşanHamas, buna karşın tabandan gelen basınçtan dolayıhenüz direnişçi kimliğini tam yitirmedi, ancak işbirliğiyaptığı AKP-Katar gibi güçlerin en temel isteği, bukimliğin bir an önce terk edilmesidir.

Öte yandan Hamas liderlerinin ABD’deki düşüncekuruluşlarının toplantılarına katılmaya başlamaları,Filistinliler arasında “Hamas direnişi terk mi ediyor”kanısının yayılmasına yol açtı. İçine düştüğü vahimdurumun farkında olan Hamas’ın bazı liderleri,“direnişten vazgeçmeyeceğiz” yönlü taahhütlerdebulunmaya başladılar. Ancak görünen o ki, Hamasyönetiminin sorunu direnişi sürdürmek değil, bu geriadımı, kitle desteğini yitirmeden atabilmenin yolunubulmaktır.

Mahmut Abbas liderliğindeki Filistin Yönetimi ise,ABD Barışı’na umut bağlayarak düpedüz elini/kolunukendisi bağlıyor. Halen Barack Obama yönetimininvaatlerine kanmaya hazır olan Abbas ve ekibininpolitikası da, yazık ki, Filistin hareketlerini birleştirmeufkundan yoksun görünüyor.

Bu iki hareketin Filistin’de halen en güçlü iki siyasalakım olmaları, talihsizliktir. Zira her ikisi, İsrailkuşatması ve bombaları altında hakimiyet kurmaklaiştigal ediyorlar. Parçalara hapsolma ve bu parçalardadenetimi elde tutma adına Filistin halkının temelsorunlarından uzaklaşan her iki hareket, gelinenaşamada, Filistin direnişinin önünde birer engeledönüşmüştür.

Filistin halkı için en acil şey işgale ve yağmaya karşıbirleşik direnişin örülmesidir. Oysa ne Hamas’ın ne ElFetih’in bu yönde ciddi bir çabası var. Onlar, dar alandaiktidar mücadelesine devam etmek ve gerici güçlerinmüdahalelerine açık bir politika izlemekle, Filistindirenişini güçlendirmiyor, tersine, bu direnişin önündeaşılması gereken birer engele dönüşüyorlar.

Bogdanov, Hizbullahlideri Nasrallah’la

görüştü

ABD ve işbirlikçileriyle çıkarları Suriye’de çatışanRusya’nın, Ortadoğu’da daha etkili bir roloynamaya başladığı gözleniyor. Suriye’nin yanı sıraİran, Mısır, Yemen, Bahreyn muhalefeti ve sonolarak Lübnan’daki siyasal güçlerle ilişkileripekiştiren Moskova’nın, Ortadoğu’daki etkisiazalmak bir yana giderek artıyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’inOrtadoğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov’un İran,Lübnan ve Ürdün’ü kapsayan gezisi de,Moskova’nın Ortadoğu’da artan etkinliğiningöstergelerinden biri oldu.

Tahran’dan sonra Beyrut’a geçen Bogdanov,Lübnan Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’la dagörüştü. Bogdanov’un, ABD ile batılıemperyalistlerin “terör örgütü” listesinde bulunanHizbullah lideriyle görüşmesi, Beşar Esadyönetimini yıkma histerisine kapılan rejimlereverilmiş güçlü bir mesaj olarak değerlendirildi.

Bogdanov’un ziyareti, Rusya’nın Suriye’de birrejim değişikliğine izin vermeme konusundakikararlılığının da yeni bir kanıtı kabul ediliyor.

Hizbullah’ın politikasını gerçekçi, çizgisini isebölgenin sorunlarını derinlemesine kavrayan birçizgi olarak nitelendiren Bogdanov, Rusya’nınHizbullah’la ilişkilere verdiği önemin göstergesiolarak değerlendirildi.

Beyrut’ta Lübnan’ın farklı siyasi güçlerinintemsilcileriyle görüşen Bogdanov, burada yaptığıaçıklamada, ABD-İngiltere-İsrail üçlüsünün, Suriyeyönetiminin kimyasal silah kullandığı yönündekiiddialarının gerçeği yansıtmadığını bir kez dahavurguladı.

Kimyasal silahlarla ilgili söylentilerireddettiklerini belirten Bogdanov, Irak işgaliöncesinde yayılan yalanlara dikkat çekti. Suriye’dekisavaşın bitirilmesi gerektiğini ifade eden Bogdanov,tek çıkış yolunun Cenevre Anlaşması olduğununaltını bir kez daha çizdi.

Bogdanov’un bu ziyareti esnasında yaptığıgörüşmeler ve verdiği mesajlar, Rusya’nın Suriyepolitikasında değişiklik bekleyenleri, bir kez dahahayal kırıklığına uğrattı.

Rusya’nın Cenevre Anlaşması’nı “tek çözümyolu” olarak sunması, başta dinci-Amerikancı AKPiktidarı olmak üzere bölgedeki karşı-devrimcicephenin diğer iki ayağı olan Katar ve SuudiArabistan rejimlerinin sefil emellerine ulaşmaşanslarını giderek azaldığına işaret etti.

Hevesleri kursaklarında kaldığı ölçüdesaldırganlaşan üç Amerikancı rejim ileWashington’daki efendilerinin, savaşı daha dakörüklemeye devam edeceklerinin işaretlerimevcut. Kimyasal silah şayialarının yayılması buyöndeki girişimlerin son günlerdeki belirginörneklerinden birini oluşturuyor.

Hamas-El Fetih anlaşmazlığıdevam ediyor…

Page 30: Kızıl Bayrak 2013-18

Geçtiğimiz günlerde burjuva basına yansıyan birhaber hayli dikkat çekiciydi. Son aylarda ülkeninbirçok üniversitesinde yaşanan olayların Suriyeİstihbarat Örgütü El Muhaberat’ın ajanları tarafındançözüm sürecine darbe vurmak ve Türkiye’de kaosçıkarmak için gerçekleştirildiğinin iddia edildiğihaberde “bildirildi, tespit edildi, saptandı vs.” gibikesin yargılar söz konusu olsa da somut ve güvenilirbir kaynak belirtilmiyor. Haberin kaynağının istihbaratbirimleri olduğu söyleniyor ve ekleniyor: “Ajanların,Dicle Üniversitesi’nde PKK ve Hizbullahsempatizanları arasında yaşanan olaylar ile ODTÜ’debu olayların protesto edilmesi sırasında yüzlerimaskeli bir grubun polise taş, şişe ve demir bilyelerlesaldırdığı olayda yer aldıklarını belirlendi. Ajanların,İstanbul Üniversitesi’nde farklı zamanlarda meydanagelen dini motifli bazı eylemlerde de yer aldıklarısaptandı.”

Objektiflikten oldukça uzak olan bu spekülatifhaberde olaylar birbirine karıştırılıyor. Suriyeliajanların İstanbul ve Dicle üniversitelerindeHizbullah’ın içinde, ODTÜ’de ise yurtseveröğrencilerin içinde tespit edildikleri söyleniyor.Böylece üniversitelerde devrimci-ilerici öğrencileresaldıran dinci-gerici çeteler aklanmak isteniyor. Öteyandan ise üniversitelerde yaşanan dinci-gericisaldırıları protesto etmek için ODTÜ’de yurtsevergençlik tarafından gerçekleştirilen ve polisin saldırısısonucu çatışma çıkan eylemin içeriği karartılmakisteniyor. Bu ajanların 20-25 yaşında oldukları veSuriye istihbaratı tarafından profesyonel eylemler içinözel olarak eğitildikleri ve sahte kimlikle Türkiye’yegönderildikleri söyleniyor. Eylemlerde yüzlerinimaskeyle gizledikleri ve gözaltına alınmamak içinyoğun çaba sarf ettikleri söylenen ajanların, tespitedildikleri (eğer alınlarında “Suriyeli ajan” yazmıyorsanasıl tespit edildikleri merak konusu) ama bu ajanlarınkimliklerinin hala belirlenemediği habere ekleniyor.

Saldıranlar kimdi?

Birçok üniversitede arka arkaya gerçekleşensaldırıların tesadüf olmadığı ve tek merkezdenyönetildiği ortadadır. “Çözüm süreci” olarak gündemegelen ve PKK-devlet görüşmeleri ekseninde devameden süreç ırkçı-faşist çeteler tarafındantahammülsüzlükle karşılandı. Irkçı-faşist partiMHP’nin şefi Devlet Bahçeli kendi tabanına sokağaçıkma çağrısı yaptı ve üniversitelerdeki faşist çetelerdevreye sokuldu. Böylece birçok üniversitede eşzamanlı olarak provokasyonlar yaratıldı. Hacettepe’de,DTCF’de, Dokuz Eylül’de, Ege’de, Muğla’da,Samsun’da, Zonguldak’ta ve daha birçok üniversitedefaşist saldırılar gerçekleşti. Devrimci, ilerici veyurtsever öğrencilerin bu saldırılara yanıtı ise oldukçanetti. Irkçı faşist çetelerin saldırıları karşısında birleşikbir direniş sergileyen devrimci, ilerici ve yurtseveröğrenciler polis saldırısının da hedefi oldu.

Öte yandan Kürt hareketinin tasfiyesini amaçlayanve “barış görüşmeleri” adı altında geri çekilmeyi vesilah bırakmayı gündeme getiren devlet özellikle Kürt

gençliğinin dinamizmini kırmaya yönelik politikalargeliştirdi. Bu politikanın harcı baskı ve zordu.Diyarbakır’da isyan ve savaş çağrısını yükselten Kürtgençliği, Murat İzol’un polis tarafındankatledilmesiyle dizginlenemeyince Hizbullah devreyesokuldu. Dinci-gerici çeteler Kürt öğrencileregünlerce saldırılar düzenledi. Hem de polis eşliğinde!Dicle Üniversitesi’nde yaşanan olaylar birçoküniversitede tepkiyle karşılandı, Dicle’ye destekeylemleri düzenlendi. Ancak İstanbul Üniversitesi’ndedüzenlenen eyleme kendilerine “Müslüman gençlik”adı veren dinci-gerici çeteler bir kez daha saldırdı. Busaldırı karşısında kendilerini savunan devrimci-ilerici-yurtsever öğrenciler yine polis saldırısının hedefi oldu.

Üniversitelerdeki saldırıların bir başka aktörü iseulusalcı çetelerdir. Anadolu Üniversitesi’nde polislebirlikte devrimci, yurtsever öğrencilere saldıran buçeteler ODTÜ’de yaşanan kavganın ardından isepolisin üniversiteye girmesine ve saatlerce terörestirmesine zemin hazırlamışlardır. Bununla birliktebirçok üniversitede ırkçı-faşist çetelerle birliktehareket edip devrimcilere saldıranlar da ulusalcılarınkendisidir. Elbette saldırganların en güvendikleridayanak üniversite yönetimleridir. Dinci-gerici, faşistçetelere kol kanat geren idareler polisi üniversitekampüslerine davet etmiş ve kendi öğrencilerineazgınca saldırmasına göz yummuştur. Saldırı veçatışmaların ardından devrimci, yurtsever öğrencilergözaltına alınmıştır. Üniversite yönetimleri de boşdurmamış, soruşturma-ceza silahını devreyesokmuştur. Saldırılar karşısında kendisini ve faaliyetinisavunan yüzlerce öğrenciye soruşturma açılmıştır.

Tüm bu saldırıların son ayağını ise burjuvamedyanın anti-propagandaları oluşturuyor. Hangi sınıfıtemsil ettiğinden ve habercilik anlayışını neye göreşekillendirdiğinden kuşku duymadığımız burjuva basınkendi üzerine düşeni yapıyor. Toplumun algılarına,yönelimlerine, kararlarına hükmetme çabasıyla

davranıyor. Üniversitelere dair yalan yanlış haberleryapan, devrimci, yurtsever öğrencileri karalayangazeteler, kampüslerde ücretsiz olarak dağıtılıyor.Televizyon, radyo, sosyal medya anti-propagandayıarttırarak ideolojik bombardımanı sürdürüyor.Yaşamının tümünde burjuvazinin propagandasınamaruz kalan gençler ise maalesef bu etkinin altınagiriyor. Böylece şovenizm körükleniyor, sahtekutuplaşmalar yaratılıyor, gündem hızladeğiştirilebiliyor. Öğrenci eylemleri görmezdengelinirken (ya da görmezden gelinemediği durumlardaçarpıtılıp, karalama kampanyasına konu edilirken)“sevimli hayvanlar” ya da “komik videolar” haberbültenlerinde genişçe yer bulabiliyor. Ya da kaynağınınpolis olduğu aşikar olan spekülatif haberlerle kafakarışıklığı yaratılmaya çalışılıyor.

Üniversitelerde saldıranların kimlikleri ve kime-neye hizmet ettikleri ortadayken “Suriyeli ajan”haberleri bu saldırıların devamı niteliğindedir.Üniversiteleri karıştıran da Suriyeli ajanlar değil, dinci,faşist, ulusalcı, idare, polis ve medya arasındaki buişbirliğidir!

Üniversiteleri “karıştıran” Suriyeli ajanlar değil...

Dinci, ulusalcı, faşist, idare, polis ve medya işbirliğidir!

Gençlik Sayı: 2013/18 * 3 Mayıs 201330 * Kızıl Bayrak

Kartal'da polis terörüne tepki

Taksim 1 Mayısı'na azgınca saldıran polis İstanbul’u savaş alanına çevirdi. Azgın devlet terörüne karşıbulundukları her yeri 1 Mayıs alanına çeviren sınıf devrimcileri devlet terörünü teşhir etmek için Kartal’dayürüyüş gerçekleştirdi.

Kartal City Bank’ta toplanan BDSP'liler ajitasyon konuşmaları eşliğinde Bankalar Caddesi ve çaybahçelerinden geçerek Kartal Meydanı’na geldi. İşçi ve emekçilere 1 Mayıs’ta yaşanan azgın polis terörüve bunun karşısında gösterilen direniş anlatılarak şunlar söylendi: “Sermaye devleti 1 Mayıs alanı olanTaksim’i işçi ve emekçilere kapatarak işçi sınıfının birleştirici gücünden korkmaktadır. Nasıl ki daha önceTaksim’i yasaklayamadılarsa bugünde her yer Taksim alanı olmuştur. Onların korkularını kabusa çevirmekancak işçi sınıfının kızıl bayrağı altında mücadele etmekten geçiyor.”

Gözaltıların, baskıların işçileri ve devrimcileri yıldıramayacağının vurgulandığı açıklamanın ardındanKartal Meydan’da halaylar çekilerek ve BDSP’nin 5 Mayıs’ta Taksim’de gerçekleştireceği Deniz anmasınaçağrı yapılarak eylem sonlandırıldı.

Avrupa Ekim Gençliği de "Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! - Avrupa Ekim Gençliği" pankartı ileeyleme katıldı.

Emekçilerden yoğun ilgi ve destek gören yürüyüş boyunca “Her yer Taksim her yer 1 Mayıs!”, “1 Mayıskızıldır kızıl kalacak!”, “Gözaltılar serbest bırakılsın!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” ve “Baskılar biziyıldıramaz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

Page 31: Kızıl Bayrak 2013-18

CMYK

EKSEN Yayıncılık Büroları

Sönmez İş Sarayı Kat: 3 No: 220 Heykel / BURSA Tel: 0 (224) 220 84 92 Atatürk Bulvarı 109/19 Erciyes İşhanı, Kızılay / ANKARA

Tüm dünyada iş cinayetlerine dikkat çekmek içinçeşitli programlara konu olan 28 Nisan İşCinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve YasGünü İstanbul’da da bir eylemle gündemleştirildi.

Adalet Arayan İşçi Aileleri tarafından örgütleneneylem Taksim Tramvay Durağı’nda “28 Nisan İşCinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve YasGünü ilan edilsin!” pankartının açılmasıyla başladı.Tramvay Durağı’ndan Galatasaray Lisesi’ne kadarsüren yürüyüşte “İş kazası değil, cinayet!”,“Çalışırken ölmek istemiyoruz!”, “Sorumlular belliadalet istiyoruz!” sloganları atıldı. Eylemde anma veyas gününün sembolü olan “Mavi unutma beniçiçeği” kokartları takıldı.

Galatasaray Lisesi önünde bugününözgünlüğünde iş cinayetlerinde ölenler için yapılanVicdan Nöbeti’yle eylemin birleştirildiği açıklandı.Basın açıklamasını Ostim’de 2011 yılındakipatlamada eşi Mükremin Atmaca’yı kaybeden AzizeAtmaca okudu.

Atmaca, 28 Nisan’ın anma ve yas günü ilanedilmesi çağrısını vurgulayarak başladığıaçıklamada dünyada ve Türkiye’de iş cinayetleriverilerini sundu. Ancak verilerin tam sayılarıaktarmadığını ifade eden Atmaca, her ölümlükazanın iş kazası sayılmadığını söyledi.

Atmaca, 28 Nisan’ın seçilme nedenininKanada’da 1914 yılında ilk defa iş kazalarındakipatron sorumluluğunun hukuken tescil edildiği günolduğunu belirtti. Dünyanın çeşitli ülkelerinde bugünün kabul edildiğini ifade edip bu ülkelerinbilgilerini paylaştı.

Atmaca taleplerini tekrarlayarak basınaçıklamasını bitirdi.

Açıklamanın ardından gazeteciAhmet Şık iş cinayetlerinde yakınlarınıkaybedenlerin ailelerinden görüşlerini alarak VicdanNöbeti’ni başlattı. Aileler, yakınlarını kaybetmeninacısını taşıdıklarını fakat yeni iş cinayetleriyaşanmasın diye nöbeti sürdürdüklerini söylediler.Aileler iş cinayetlerine neden olanın patronların karhırsı olduğunu ifade ettiler.

Nöbetin ardından eylem bitirildi. Kızıl Bayrak / İstanbul

28 Nisan Anma ve yas günündeişçi aileleri sokakta

Mücadele Postası

Hacı Halil Mah. Hükümet Cad. No:24 / B, Gebze / KOCAELİ

Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’ndeİsmaco direnişçilerine ziyarete giderken, birfabrika duvarına “1 Mayıs’ta Taksim’e!/BDSP”yazılaması yaptığı gerekçesiyle durdurulanBDSP’liye özel güvenlik tarafından kimliksoruldu.

Sınıf devrimcisi güvenlikçilerin böyle biryetkisi olmadığını söylemesi üzerine güvenliktehditler savurdu. Güvenlikçilere gereken cevabınverilmesi üzerine ÖGB’ler sınıf devrimcisinizorla arabaya bindirip çantasını almaya çalıştı.İstediklerini alamayınca ise azgınca saldırıyageçtiler.

BDSP çalışanını yanlarında kelepçe olmadığıiçin kemerini belinden çıkartıp bağlamaya çalışanRamazan isimli güvenlik görevlisine de gerekencevap sınıf devrimcisi ve çevrede bulunan işçilertarafından verildi. Serbest bölge içinde bulunanişçiler tellerin arkasından güvenlik görevlilerinisözlü olarak uyardı. Ayrıca yoldan geçen işçi degüvenlik görevlilerinin yaptığı saldırıyı yüzlerinevurarak BDSP çalışanını azgın köpeklerinelinden aldı.

Bölgede gerçekleşen direnişlere detahammülsüzlüklerini gösteren DOSBsermayedarları, ÖGB’leri zaman zaman İsmacove daha öncede PMR Kauçuk işçilerinin üzerinesalarak tehdit etmişlerdi.

Kızıl Bayrak / Tuzla

Tuzla DeriSanayi’de

ÖGB terörü!

Page 32: Kızıl Bayrak 2013-18