19
İÇİNDEKİLER Kültürlerarası İletişim Kültürlerarası İletişimin Tarihsel Gelişimi • Kültürlerarası İletişim Çalışmalarının Konusu • Kültürlerarası İletişim Disiplininin Tarihsel Gelişimi • Kişilerarası ve Kültürlerarası İletişim Bağı HEDEFLER •Bu üniteyi çalıştıktan sonra; •Kültürlerarası iletişim kavramını tanımlayıp açıklayabilecek •Kültürlerarası iletişim çalışmalarını sınıflandırabilecek •Kültürlerarası iletişim disiplininin tarihsel gelişimini görebilecek •Kişilerarası ve kültürlerarası iletişim arasındaki bağı değerlendirebileceksiniz. ÜNİTE 2 KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM Doç. Dr. Derya TELLAN

KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

  • Upload
    others

  • View
    18

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

İÇİN

DEK

İLER

• Kültürlerarası İletişim

• Kültürlerarası İletişimin Tarihsel Gelişimi

• Kültürlerarası İletişim Çalışmalarının Konusu

• Kültürlerarası İletişim Disiplininin Tarihsel Gelişimi

• Kişilerarası ve Kültürlerarası İletişim Bağı

HED

EFLE

R

•Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

•Kültürlerarası iletişim kavramını tanımlayıp açıklayabilecek

•Kültürlerarası iletişim çalışmalarını sınıflandırabilecek

•Kültürlerarası iletişim disiplininin tarihsel gelişimini görebilecek

•Kişilerarası ve kültürlerarası iletişim arasındaki bağı değerlendirebileceksiniz.

ÜNİTE

2

KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ

KÜLTÜRLERARASI

İLETİŞİM

Doç. Dr. Derya TELLAN

Page 2: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

Farklı kültürlerden

bireyler çeşitli

nedenlerle etkileşimde

bulunmakta, tüm

dünyayı etkileyecek

kararları birlikte

almaktadırlar.

GİRİŞ

Doğada var olanların dışında insanın ürettiği her şey kültürdür. Kültür aynı

zamanda bir topluluğun, hatta tüm toplulukların birikimli uygarlığını ifade eder.

Belli bir toplumun iş yapış biçimi, bu biçimin kurallarla çevrelenmesi ve bir dizi

sosyal süreç hâline gelmesi kültürle anlam kazanır. Özellikle günümüzde sosyoloji

ve antropolojinin temel inceleme alanı olan kültür, küreselleşen dünyanın

etkileşiminde öne çıkan unsur olmuştur. Kültür öğrenilir, tarihîdir ve süreklilik taşır.

Kültür, toplumsal bir olgudur ve idealleştirilmiş kurallar sistemidir. En önemlisi de

kültür, değişir. Uyum sürecinin bir ürünü olarak belli bir kültürün ögeleri uyumlu ve

bütünleşmiş bir sistemi oluşturmak eğilimindedir (Güvenç, 1991:104).

Ulaşım ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, insan, sermaye, kurum, mal ve

hizmetlerin ülke sınırlarını aşacak biçimde dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Bilişim

teknolojilerindeki gelişmeler, kültürlerarasındaki etkileşimi yoğunlaştırırken,

uluslararası ilişkileri âdeta zorunlu kılmaktadır. Farklı kültürlerden bireyler çeşitli

nedenlerle etkileşimde bulunmakta, tüm dünyayı etkileyecek kararları birlikte

almaktadırlar. Bütün bu etkileşimler, geniş bir iletişim ağının kurulmasını sağlamış,

toplumların yaşantısına çok kültürlü bir özellik katmıştır. Burada kastedilen tam da

Tomlinson’un ifadesiyle “bireyler ve topluluklar arasında dünya çapında hızla artan

toplumsal-kurumsal ilişkiler, ulusal sınırlar arasında malların, bilginin, insanların ve

pratiklerin giderek artan bir biçimde ‘akışı’, teknolojik gelişmelerin sağladığı

uluslararası hızlı hava taşımacılığı gibi daha ‘somut’ bağ kurma biçimleri ve

elektronik iletişim sistemlerinin tam anlamıyla ‘birbirine bağlanmışlığı’” (2004:13).

Bu bölümde “kültür” ve “kültürlerarasılık” olguları kavramsal ve işlevsel

olarak ele alınmakta; diğer bölümlerin daha kapsamlı ve ayrıntılı olarak

anlaşılabilmesi açısından kültürlerarası iletişimin tarihsel gelişim; sürecine ilişkin

önem taşıyan konular üzerinde durulmaktadır. Kültürlerarası iletişim sürecinin hem

teorik hem de pratikteki yönleri ile ele alınması, temelde bireyin yer aldığı bütün

eylemlerin kültürlerarası iletişim dinamikleri çerçevesinde nasıl şekillendiğini

ortaya koyması açısından gereklidir.

KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM

Kültürlerarası iletişim olgusunu tanımlamadan önce kültüre ilişkin çeşitli

değerlendirmelerde bulunmak gerekmektedir. Çeşitli kültürel süreçler, kültürlerin

birbiriyle etkileşimleri açısından önem taşır. Her kültürel sistem, toplumsallaşmayı

belirleyici rol oynar. Kültürel süreçler;

Birey ile sistem arasındaki etkileşimi

Ortak anlamların organize sistemini

Etkileşimin sonuçlarını

İş yapış biçimlerinin “öğretilen” ve “öğrenilen” olduğunu

İş yapış biçimlerinin topluluk/toplum esaslı oluşunu

İş yapış biçimlerinin topluma kimlik kazandırma özelliği taşımasını

Page 3: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

Her şeyden önce kültür,

insanların sembolik

temsil pratikleri yoluyla

anlam inşa etmeye

çalıştıkları bir yaşam

düzenidir.

İş yapış biçimlerinin sürekliliğini ve nesilden nesile aktarımını

Tarih boyunca gelişmiş, değer, tutum ve anlamları

Toplumsal bir düzenin bu sayede kurulması ve meşrulaştırılmasını, açıklama eğilimindedir.

Kültürel sistemler arasında ticaret, eğitim, turizm, göç, savaş gibi birçok

faktöre bağlı olarak etkileşim kurulur. Günümüz koşullarında ise bu etkileşim

yoğunluklu olarak teknolojiyle aracılanarak kurulmaktadır. Ulaşım ve haberleşme

kanallarının sağladığı çok çeşitli olanaklar bireyleri ve dolayısıyla da kültürleri

birbirlerine yakınlaştırmaktadır.

Tablo 2.1. Kültürel Süreçler Kültürleme Sosyal bilimlerdeki sosyalizasyon ya da geniş anlamıyla eğitim. Doğumdan ölüme kadar,

bireyin, toplumun istek ve beklentilerine uyacak şekilde etkilenmesi ve değiştirilmesi

Kültürel Gecikme Kültür, maddi ve manevi ögelerden oluşan uyumlu bir birliktir. Kültür değişirken bu ögeler aynı hızda değişmez. Maddi kültürde değişim daha hızlı olurken manevi kültürdekiler daha yavaştır. Bu bağlamda değişime karşı direnerek uyumu geciktiren etmenler açığa çıkar.

Kültürel Yayılma Belli bir toplumda ya dıştan içe doğru ya da içten dışa doğru, maddi ve manevi ögelerin sürekli olarak yayılmasıdır.

Kültürleşme Kültürel yayılma süreciyle gelen maddi ve manevi ögelerle, başka kültürden birey ve grupların belli bir kültürel etkileşime girmesi ve karşılıklı etkileşim sonunda her ikisinin de değişmesidir.

Kültürlenme

Belli bir toplumun altkültürlerinden ya da farklı toplumlardan kopup gelen birey ve grupların buluşması ve bir etkileşim süresi sonunda asıl kültür ve altkültürlerde bulunmayan yepyeni bir birleşime varılması, ulaşılmasıdır.

Kültür Şoku

Bir kültürden başka bir kültüre giden bireylerin, yeni kültüre uyum sağlamakta karşılaştıkları güçlükler, sıkıntı ve bunalımlar, gösterdikleri tepkilerdir.

Kültür Karmaşası Birbirine bağlı olan ya da bir ana öge çerçevesinde toplanan kültür ögelerinin bütünüdür. Kültür ögeleri işlevsel olarak birleşirse kültür karmaşası oluşur.

Zorla Kültürleme Bir kültüre mensup birey ve grupların başka bir kültür tarafından zorla değiştirilmesidir.

Kültürel Özümseme Bir kültürel sistemin başka bir kültürel sistemi giderek kendine benzetmesi, kültürel egemenliği altına almasıdır.

Kültürel Yozlaşma Bir ülkenin kendi kültür ögelerini kaybederek tamamen yabancı kültürlerin egemenliği altına girmesi, yerli kültürel ögelerini kaybetmesi sürecidir.

Kültürel Değişme veya Kültür Değişmesi

Yukarıdaki bütün süreçlerin ve öteki kültürel etkenlerin bir bileşkesi olarak, toplumun bütünüyle veya bazı kurumlarıyla değişmesi ya da değişikliğe uğramasıdır.

Kaynak: Tezcan, 1996:10-12; Güvenç, 1991:122.

Kültürlerarası etkileşimler oldukça karmaşık ve çok boyutludur. Birey, sosyal

dünyayı algılarken alıştığı kalıpyargılardan, geleneklerden ve içinde yaşadığı

toplumun değer yargılarından hareket etme eğilimindedir. Bu durum kültürlerarası

etkileşimin doğasını doğrudan etkiler. Bununla beraber farklı kültürlerin

etkileşimleri de değişim ve dönüşümü beraberinde getirir.

Kaynak: Güvenç, 1991:126.

Örn

ek

•Kültürleme, insanoğlunun kendi kültüründen öğrendiklerinin tümü; kültürleşme, insanın başka toplumlardan öğrendikleri veya bir toplumun diğerinden aldığı, edindiği ögeler ve farklı toplumların karşılıklı olarak birbirlerinden etkilenmesidir.

Page 4: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

Bir kültürün mensubu

olmak, diğer kültürlere

kıyasla değer yargıları

ve yorumlama

farklılıklarını da

beraberinde getirir.

İletişim sürecinde,

çeşitli nedenlerle

oluşmuş ve nesiller

boyu aktarılmış olan ön

yargı ve stereotipler de

etkili olur.

Tüm bu açıklamalardan hareketle “kültürlerarası iletişim” kavramının

tanımını şu şekilde yapabiliriz:

Kaynak: Kartarı, 2001:22.

İnsanlar, yaşamları boyunca;

Kendilerini oluşturan toplum içerisinde ya da bu toplumdan bağımsız olarak

Gerek kişilerarası (doğrudan ve yüz yüze) gerekse (medya veya diğer araçlar ile) aracılanmış

Ulusal, uluslararası, kitlesel, dolaylı, tek taraflı ve/veya karşılıklı, hiyerarşik ve asimetrik (fabrika, büro veya herhangi bir iş yerinde)

Kişisel (aile bireyleri, akrabalar, arkadaşlar vb. ile) veya kamusal (örgüt, işletme, çalışma alanı, resmî kurum ve kuruluşlar)

Anlık-kısa süreli-uzun süreli-sürekli iletişime girerler. Bununla beraber, farklı kültürlere mensup olan bireyler diğerleri

ile etkileşimde bulunurken, kendi bireysel (psikolojik) özellikleri ile yaşadıkları ortam

ve koşullar içerisinde kazandıkları sosyo-kültürel özelliklerini (kullandıkları dil ve

semboller, algılama-yorumlama ve davranış kalıpları, değer yargıları, inançları vb.)

yansıtırlar.

Kültürlerarası iletişim sürecinde, özellikle yüz yüze iletişimde sesin kullanılışı,

tonlama, kavramların anlamlandırılması, etkileşim sırasında verilen tepkiler ile

bulunulan mekân ile mekânın örgütlenişinde yer alan araçların kullanımı farklılıklar

gösterir. İletişim sürecinde yer alanların pozisyonları/konumları/statüleri/rütbeleri

ile birbirlerine verdikleri değerler, bu sürecin emredici/uyarıcı/yukarıdan aşağıya

bir tarzda veya samimi ve eşitçil olup olmayacağını belirler.

İletişim, doğrudan veya dolaylı, tek taraflı veya karşılıklı, özel veya resmî

olabilir. Etkileşimde bulunanlar iletişime simetrik olarak katılıp rollerini değiştirerek

mesaj iletebilirler. İletişim sürecinde, bireysel-psikolojik koşullar, kültürlerin sosyo-

kültürel nitelikleri, farklı kodlama biçimleri, algı ve yorumlama kalıpları önemli

faktörler olarak rol oynar. Kültürlerarası iletişime katılanlar birbirleri hakkında daha

önceden edindikleri ön yargıları da sürece dâhil ederler (bakınız Şekil 2.1.). Her

kültürde belli kanal ve duyular öne çıkar. Kimi kültürler duyduğuna inananların

sayısı fazlayken kimi kültürler ise gözle gördüklerini önemseyenlerin sayısı fazladır.

Yüz yüze iletişimde göstergeler farklı algılanıp anlamlandırılırken; jest, mimik,

tonlama ve beden dilini oluşturan unsurlar kültürden kültüre farklı biçimlerde

çözümlenir. İletişimin enformasyon, ilişkisel ve kendini açığa vurma biçimleri

kültürler arasında farklılaşır.

“Farklı kültürlere mensup insanlar arasında etkileşim ve anlam

aktarımları, yabancının algılanması, açıklanması ve kültürel farklılıkların

gözetilmesi gibi konuları inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalıdır.”

Page 5: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

Şekil 2.1. Bireyler Düzeyinde Doğrudan Kültürlerarası İletişim Kaynak: Kartarı, 2001:23.

Mesajda sözün nasıl formüle edildiğinden ses tonu ve diğer sözsüz ögelere

kadar bütün bileşenleri, gönderen ile alıcı arasındaki mevcut ilişkinin nasıl

değerlendirildiğini ifade eder.

Kaynak: Kartarı, 2001:24-25.

Her birey, bir sosyal sistemin üyesi olarak iletişim kurar. Farklı kültürlerde

benzer iletişim davranışları bambaşka işlevleri yerine getirir, bu da kültürlerarası

Örn

ek •Bir kadın ve bir erkek otomobildedir. Otomobili kadın kullanmaktadır. Erkek kadına: "Bak,

ileride yeşil yanıyor." der. Kadının yanıtı: "Arabayı sen mi kullanıyorsun, ben mi?" olur. Her mesaj öncelikle bir şey hakkında enformasyon taşır. Yani gönderenin ne hakkında enformasyon verdiği sorusunun yanıtı, mesajın içeriğidir. Erkeğin kadına gönderdiği mesajın içeriği, ilerideki ışığın renginin yeşil olduğudur. Ancak mesajın içeriği gönderen ile alıcı arasında gerçekleşen etkileşimin yalnız küçük bir parçasını oluşturur. Her iletişim durumunda olduğu gibi bu örnekte de gönderen mesajın içinde kendini açığa vurur. Burada gönderen Türkçe konuşan, otomobil yolculuğu sırasında uyanık olan, tahminen renk körü olmayan ve kadının otomobil kullanması ile ilgili kuşkuları olan, belki de acele bir yere yetişmesi gereken bir kişidir.

Sosyal ve Kültürel Sistem A Soyutlaştırma ve Somutlaştırmalar

Enformasyon Sistemleri Sözsüz Sözlü

(nonverbal) (verbal)

Sosyal ve Kültürel Sistem B Soyutlaştırma ve Somutlaştırmalar

Enformasyon Sistemleri Sözsüz Sözlü

(nonverbal) (verbal)

Medya: verbal (anadili, yabancı veya üçüncü dil) Paraverbal; nonverbal,

ekstraverbal, nesneler yoluyla

Kanallar: işitsel (aural), görsel (visual), dokunsal (tactile), koklama (olfactory) ve

tatma (gustatory)

Aksiyon/İfade İçerik yönü/ilişki yönü/kendini açığa vurma yönü/çağrı yönü

Kanallar: işitsel (aural), görsel (visual), dokunsal (tactile), koklama (olfactory) ve

tatma (gustatory)

Medya: verbal (anadili, yabancı veya üçüncü dil) Paraverbal; nonverbal,

ekstraverbal, nesneler yoluyla

Kodlama Anlamların göndericinin kodlarına uygun olarak

şifrelenmesi

Kod Açımı/Değerlendirme Alıcının kodlarına göre anlamları ve davranışları anlama, açıklama

ve değerlendirme (Değerlendirme yönü)

Gönderici 1 =Alıcı 2

>Kişisel, psikolojik, kültürel ve sosyal koşulları

>değerleri ve davranış kalıpları >diğer kültür hakkındaki yargıları

Alıcı 1 = Gönderici 2

>Kişisel, psikolojik, kültürel ve sosyal koşulları

>değerleri ve davranış kalıpları >diğer kültür hakkındaki yargıları

Etkileri Zihinsel

Davranışsal

Etkileri Zihinsel

Davranışsal

Kodaçımı/Değerlendirme 2. alıcının kodlarına göre anlamları ve davranışları anlama, açıklama ve

değerlendirme (Değerlendirme yönü)

Kodlama Anlamların 2. Göndericinin

kodlarına uygun olarak şifrelenmesi

İçerik yönü/ilişki yönü/kendini açığa vurma yönü/çağrı yönü

Reaksiyon/Geribesleme

Page 6: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

Bireyler ait oldukları

sosyal ve kültürel

sistemlerden hareketle

yaşamlarının

gerektirdiği sıklıkta

iletişim sürecine

girerler.

ilişkilerde yanlış anlamalara neden olabilir. Bu tür durumlarda şu sonuçlar açığa

çıkabilir:

Göstergeler hiç algılanmaz veya niyetlenenden farklı algılanır.

Bilinçsiz olarak kodlanmış davranışlar, bilinçli/amaçlı yapılmış gibi algılanır.

Kültürlerden birinde hiçbir anlama gelmeyen bir davranış diğerinde çok önemsenir.

Kültürlerarası ilişkilerde, günlük yaşam pratikleri sırasındaki gözlem ve

deneyimler, “anla(şıl)mama”, “yanlış anla(şıl)ma” gibi sorunları en aza indirger.

Bunun temel nedeni de kültürel farklılıkların karşılıklı olarak çözümlenmesidir.

Etkileşimler sayesinde kültürel değerler, normlar, kalıp düşünceler, yönelimler,

davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve

standartlar anlamlandırılır ve “anlaşma” noktasında uyumlanma ya da karşıdakini

hoş görme gibi davranışlar açığa çıkar. Bu tür yaklaşımlar farklı kültürlerin birbirine

yakınlaşmasını sağlar.

KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ

“Kültür” ve “iletişim” kavramlarının bir arada kullanımından hareketle ifade

edilen “kültürlerarası iletişim”;

Farklı kültürlerden gelmekle birlikte bir arada yaşayan,

Çalışma ortamında ortak hedef ve amaç birliği içerisinde aynı mekânlarda bulunan,

Belirli bir işin/planın/etkinliğin/organizasyonun yürütülmesi bağlamında etkileşimde olan,

farklı kültürlerden insanların iletişim süreçlerinin anlamlandırılmasını kendine

çalışma konusu edinmiş, disiplinlerarası bir inceleme alanıdır. Kültürlerarası

iletişim, farklı kültürlere mensup iki ya da daha fazla insan aynı çevrenin parçaları

olarak etkileşim kurduğunda ve mevcut etkileşime katılanlar için ya rekabet ya da

iş birliği istendiğinde ortaya çıkar.

Birey çeşitli amaçlarla iletişime girer, sosyal ilişkilerini yönlendirmeye çalışır

ve karşı tarafta kendi istediği yönde tepkiler veya davranışlar geliştirmeyi bekler.

Bununla beraber, kültürlerarası iletişim sürecinde birey, algıladığı her davranışı

anlamlandırmak ister ve bunları kendi kültürel ve yaşamsal deneyimlerine dayalı

olarak geliştirdiği kalıplarla karşılaştırarak, ilişkiyi yönlendirme amaçlarını da göz

önünde bulundurarak üstün (ya da çıkarlarına ters düşmeyecek) konum kazanmaya

çalışır. Kültürlerarası iletişim sürecine girilmeden önce o kültürün temel özellikleri

hakkında bilgi sahibi olunmaya çalışılmasının temel sebebi de herhangi bir nedenle

ilişkiye girilmeye çalışılan kültüre mensup olan bireylerde etkili ve etkin davranışlar

geliştirme çabasıdır.

Page 7: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

Batı ülkelerinde yapılan

uygulamalı

kültürlerarası iletişim

araştırmaları, özellikle

eğitim amaçlı olarak

farklı kültürlerde

yaşamlarını

sürdürenlerin bu

kültürlere “uyumlarını”

ve mesleki anlamda

gereksinim duyulan

“becerileri

kazanmalarını” konu

edinmektedir.

Kültürlerarası İletişim Çalışmalarının Konusu

Günümüzde hem teknolojik gelişmelerin sağladığı olanaklara bağlı olarak

hem de uluslararası ilişkiler bağlamında çeşitli kültürler etkileşimde bulunmaktadır.

Günlük yaşamda ya da çeşitli iş ilişkilerinde insanlar farklı kültürlerden insanlarla

bir araya gelmektedirler. Tüm ilişkiler sonucunda toplumsal sorunlarla ya da yanlış

anlamalarla karşılaşmak mümkün olup, yaşanan sorunlara getirilecek çözümler de

bir o kadar karmaşıklık gösterir.

Kaynak: Kartarı, 2001:12-13.

Kültürlerarası iletişim alanında araştırma yapanlar, çeşitli disiplinlerin

çalışmalarından yararlanarak incelemelerinin kapsamını genişletmekle birlikte

sorgulayıcı bir bakış açısı ile bu alanın sınırlarını çizme yoluna gitmemekte; farklı

kültürlerden insanların görüştükleri, etkileşim kurdukları ve çeşitli ilişkilerde

karşılaştıkları sorunları çözmeye kalkıştıklarında, neler olduğunu anlamayla

ilgilenmektedirler. Farklı ülkelerde yaşayan, öğrenim gören ve çalışan, kısacası o

ülkelerin yaşam koşullarını kısa veya uzun süreli olarak deneyimleyen birey veya

topluluklar bu alanda çalışan araştırmacı ve uygulamacıların ilgi alanlarını

oluşturmaktadırlar. Özellikle günümüzde hızlı iletişim ve enformasyon akışının

gerçekleştiği, iletişimin farklı mekânlarda çeşitli teknolojik gelişmeler sayesinde

olanaklı hâle geldiği (internet, cep telefonu vb.) global ortamda kültürlerarası

iletişimin çalışma alanı, teknolojilerin benimsenilirliği ve kullanılırlığı dolayımında

genişlemektedir.

Sanayileşmiş toplumlarda bireyler birbirleriyle anlık iletişime girmektedirler.

Telekomünikasyon alanında yaşanan gelişime paralel olarak küresel yolculukların

mümkün hâle gelmesiyle birlikte bireyler birbirleriyle sanal ortamlarda görüşme

imkânı bulabilmektedirler. Dünya çapında bilgisayar ağlarının kurulmuş olması ve

uydu aracılığıyla telekonferans olanağının artmasıyla uzaklar yakın olmuştur. Bu

çerçevede 1990’lardan itibaren örgütlerin global stratejiler belirlemeleri,

yapılanmalarında günün şartlarına uygun değişiklikler yapmaları ve yine küresel

ilişkiler bağlamında yeterli donanıma sahip uzmanlar çalıştırmaları önem ve

gereklilik kazanmıştır (Hinner, 1998).

Bu nedenle algılama, klişeleştirme, akültürasyon ve enkültürasyon, kültürel değişme ve modernleşme, göç ve

kültürel kimlik sorunları gibi konular kültürlerarası iletişimin inceleme alanı içine girer. Disiplinlerarası bir özellik

taşıyan kültürlerarası iletişimin amacı, farklı kültürlerden insanlar arasında gerçekleşen iletişimi anlamak ve

açıklamak, iletişim süreçleri ile ilgili tahminlerde bulunmaktır. Bu amaca ulaşmak ancak etkileşim sürecine giren

bireylerin mensup oldukları kültürleri iletişim açısından incelemek ve tanımakla mümkündür. Kültürlerarası

iletişim, yerli ve yabancı kültür sistemlerinin betimlenmesi ve analizinde iletişim bilimleri, kültürel antropoloji,

halkbilimi, etnolojinin; sözlü iletişimin betimlenmesi ve analizinde dilbilimin; farklı kültürlere mensup bireyler

arasındaki iletişimin açıklanmasında kültürlerarası psikolojinin ve kültürlerarası pedagojinin teori ve

yöntemlerinden yararlanılır.

Page 8: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

FSI’nin eğitmenlerinin

önemle üzerinde

durdukları konu,

kendilerinden farklı

kültürlere mensup

bireylerle nasıl iletişim

kuracakları olmuştur.

Amerika’da kültür

kavramının insan

davranışlarını, inanç

sistemlerini, değerleri

ve ideolojileri, ayrıca

kültürlere özgü kişilik

tiplerini anlayıp

açıklamanın bazı

yollarını gösterebileceği

zaman zaman ileri

sürülmüştür. Bu

yaklaşımın savunucuları

arasında Ruth Benedict

de yer almaktadır.

Uluslar arasında gerçekleşen üretim ve tüketim faaliyetlerinden kaynaklanan

zorunlu ilişkiler, endüstri, ticaret ve uluslararası diplomasiye yönelik olarak

kültürlerin ve kültürlerarası etkileşimlerin incelenmesinin ve tanınmasının

gerekliliğini de ortaya koymaktadır.

Kültürlerarası İletişim Disiplininin Tarihsel Gelişimi

Kültürlerarası iletişim alanındaki ilk çalışmalar, ABD’de nüfusun etnik ve

ırksal bölümleri arasındaki çatışmaları konu edinmiştir. Bununla beraber II. Dünya

Savaşı sonrasında ABD’nin ekonomik, kültürel, politik ve ticari örgütlenmelerinde

dünya lideri konumuna gelmesinin bir sonucu olarak diğer kültürleri tanıma ve bu

kültürlerle etkileşimde bulunmak amacıyla gerekli olan asgari dil becerisini hızlı bir

şekilde kazanma sorunsalı ortaya çıkmıştır. O döneme ilişkin olarak Lederer and

Burdick (1958) oldukça eleştirel olan The Ugly American başlıklı kitaplarında

Amerikan büyükelçilerinin görev aldıkları ülkelerin (Fransa, İtalya, Almanya,

Belçika, Hollanda, Norveç, Türkiye, Japonya, Kore, Tayland, Vietnam ve Endonezya)

ulusal dillerini bilmedikleri; buna karşın Sovyet diplomatik çalışanlarının,

sekreterler ve şoförler de dâhil olmak üzere % 90’ının bulundukları ülkelerin ulusal

dillerini konuştuklarını ifade etmişlerdir. Foreign Service Institute (FSI)’un

çalışmaları arasında bu ihtiyacı karşılamak amacıyla dil becerileri geliştirmek amaçlı

eğitim hizmeti de bulunmaktaydı. FSI, II. Dünya Savaşı sırasında Ordu Dil

Programı’nda görev almış çok sayıda dilbilimci ile anlaşmış ve Modern Dil Kurumu

ile iş birliği yaparak dil çalışmalarına hız vermiştir (Rogers, Hart ve Miike, 2002).

Nitekim kültürlerarası iletişim eğitimi (training) programlarının öncüsü olan E. T.

Hall ve FSI bünyesindeki diğer antropologlar eğitmenlere kültür kavramı

konusunda detaylı stratejiler sunarken, kültürlerle etkileşimde kullanılacak çeşitli

ipuçlarını da vermişlerdir.

Kültürlerarası iletişimin eğitim alanı ABD’li diplomatlarla sınırlı kalmayıp,

uluslararası düzeyde etkinlik gösteren iş adamlarına ve birçok sektör çalışanına

yönelik bir içerikle genişletilmiştir. Dönemin şartlarına ve gereklerine bağlı olarak

geçmişte kültürlerarası iletişim alanında geçmişte yürütülen anekdotlar şeklindeydi

ve ağırlıklı olarak durum betimlemelerine dayalıydı.

Kültürlerarası iletişim paradigmasının kavramsallaşması, 1950’lerin başında

E. T. Hall ve arkadaşlarının Foreign Service Institute (FSI)’de yaptıkları çalışmalarda

şekillenmiştir. Yaşamının ilk yıllarının kültürel olarak çeşitlilik arz eden New

Mexico’da geçmiş olması ve II. Dünya Savaşı’nda Afro-Amerikan alayını komuta

etmesi gibi faktörler Hall’ün çalışmalarına yön vermiştir. Durumu, “diğer kültürlerle

ilgili birçok fikrim, New Mexico’daki Hispanik Amerikalılar ile Latin Amerika,

Navajo’lar, Hopi’ler, Truklular, Batı Akdeniz Arapları ve İranlılar üzerinde yaptığım

doğrudan gözlem ve alan araştırmasının sonuçlarıdır. Belirtmeye gerek bile

olmamakla birlikte, antropologlar çalıştıkları insanlara çok şey borçludurlar, çünkü

onların kültürleri hakkında öğrendikleri ne varsa, kendi kültürlerini anlamlı

kılmaktadır” (1973:x) şeklinde açıklayan Hall’ün yaşadığı kişisel deneyimler,

Page 9: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

Hall, kültürleri mikro

düzeyde inceleyerek

iletişimdeki pratik

etkileşimi ortaya

çıkarmaya çalışmıştır.

kültürlerarası iletişim sorunlarına yönelmesini sağlarken, aynı zamanda akademik

etkiler de bu konuyu araştırmasına öncülük etmiştir. Hall’un, insan davranışının ve

ayrı kültürel sınırlar arasındaki etkileşimlerin incelenmesine yönelik ilk baştaki

yaklaşımları, özgül kategoriler ve ölçümler sağlama girişimleriydi. Bu girişimlerin

sonucunda, içerisine kültürel farklılıkları kolayca tek tek yerleştirebileceğimiz dar

çerçeveli kategorileri tanımlayıp etiketleyebileceğimiz izlenimi ortaya çıktı.

Kültürlerarası iletişim disiplini için başlangıç olarak her ne kadar Edward T. Hall’un 1959 yılında yayımlanan The

Silent Language adlı yapıtı gösterilirse de, Ruth Benedict’in II. Dünya Savaşı sırasında 1943 yılından başlayarak

Amerika Birleşik Devletleri Savaş Enformasyon Dairesi için yürüttüğü antropolojik çalışmalar, yabancı bir kültürün

iletişim davranışlarını anlamaya yönelik ilk araştırmalar olması dolayısıyla, kültürlerarası iletişim disiplini için

başlangıç kabul edilebilir. Japonları anlamak ve Amerikan tarafının fikirlerini onların anlayacağı şekilde aktarmak

amacıyla başlatılan bu çalışmaların sonuçlarını Krizantem ve Kılıç adlı yapıtında yayımlayan Benedict, aynı

zamanda kültürel antropolojiye “uzaktan kültür araştırması” tekniğini de kazandırmıştır.

Kaynak: Kartarı, 2001:30.

E. T. Hall’un Columbia Üniversitesi’nde antropoloji lisansını tamamlaması ve

ardından da FSI’da uygulamalı antropolog olarak çalışması kültürlerarası iletişimi

kavramsallaştırmasında etkili olan akademisyenlerle ilişki kurmasını sağlamıştır.

Farklı kültürlerden insanlar arasında gerçekleşen etkileşimin anlaşılmaya çalışıldığı

karşılaştırmalı kültür çalışmalarına geçerek alana önemli katkıları bulunan Hall’ün

yaklaşımında etkili olan dört temel faktör şöyle sıralanabilir:

Kültürel antropoloji

Dilbilimi (linguistics)

Etholoji (hayvan davranışını inceleyen bilim)

Freudyen psikoanalitik teori

Hall, kültürleri mikro düzeyde inceleyerek iletişimdeki pratik etkileşimi

ortaya çıkarmaya gayret etmiş, kültür çalışmalarını iletişim alanına genişletip

antropoloji ile iletişim çalışmaları arasında bağlantı kurarak niteliksel araştırma

tekniklerinin iletişim çalışmalarında da kullanılmasını sağlamıştır. Kültürel

Antropoloji, Hall’un kültürlerarası iletişim paradigması formasyonunda hem

olumlu hem de olumsuz etkilere neden olmuştur. Columbia Üniversitesi’nde Franz

Boas ve Ruth Benedict’ten etkilenen Hall, The Hidden Dimension başlıklı

çalışmasının “İletişim Olarak Kültür” bölümünde “Burada geliştirilen kavramları

ortaya çıkaran ben değilim. Elli üç yıl önce, Frans Boas, iletişimin, kültürün, daha

doğrusu yaşamın kendisinin esasını oluşturduğuna dair benim de ele aldığım

görüşü kurmuştur.” (1969:1) şeklindeki hareket noktasına vurgu yapmaktadır.

FSI’da Hall’un en çok etkisinde kaldığı meslektaşı, post-doktora eğitimini 1936-

1941 yılları arasında Yale Üniversitesi’nde Edward Sapir ve Benjamin Lee Whorf ile

gerçekleştirmiş bulunan dilbilimci George L. Trager’dir. Bu nedenle Hall, insan

düşüncesi ve anlamlandırmasında dilin etkili olduğunu ifade eden dilbilimsel

relativite kavramını benimsemiştir. Hall’ün biyolojiye merakı ise gençlik yıllarına

dayanmaktadır. Etholoji’ye, özellikle hayvan davranışına yönelik ilgisini, The Hidden

Page 10: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

“İletişimin bilinçsizlik

seviyesi” Hall ve

meslektaşlarının

çalışmalarına özellikle

sözsüz iletişim

bağlamında yön veren

faktörlerden biri

olmuştur.

Kültürlerarası iletişim

alanında günümüzde

sıkça kullanılan

kavramlara

bakıldığında, bunların

FSI’nın 1951’den 1955’e

değin geçen süredeki

entelektüel ortamının

bir sonucu olduğu

görülür.

Dimension ve Beyond Culture başlıklı kitaplarında sergilemektedir. Aynı zamanda

The Silent Language başlıklı kitabında sunduğu “kültür haritası” da biyoloji

temellidir: “Meslektaşım Trager ve ben, kültürün bio-esaslı olduğu ve kaynağının

(wellsprings) çok sayıda kültür-ötesi eyleme dayandığına dair varsayımımızı

geliştirdik” (Hall, 1973:193). Hall’un zaman (ve kültür) sınıflandırması formal,

informal ve teknik olarak Paul MacLean’ın sürüngen, eklem bacaklılar ve kabuk

değiştirenler beyin teorisi esasına dayanmaktadır (Rogers, Hart and Miike, 2002).

Freudyen psikoanalitik teori konusundaki etkilenimine bakıldığında “iletişimin

bilinçsizlik seviyesi” Hall ve meslektaşlarının çalışmalarına özellikle sözsüz iletişim

bağlamında yön veren faktörlerden biri olmuştur.

Kültürlerarası iletişime katılan tarafların birbirlerinin kültürünü bütünüyle

öğrenmesinin gerekmediğini vurgulayan Hall, zaman ve mekânın algılanması,

jestler, mimikler ve paradil aracılığıyla diğer kültürü anlamanın yolunu göstermiştir.

Hall’ün açtığı bu çığır günümüzde de önemini korumakta ve sözsüz iletişim, vücut

devinimleri (kinesics), mekânın kullanımı (proxemics), sesin dil dışında kullanımı

(paralanguage) ve zamanın kullanımı (chronemics) kategorilerinde ele alınmaktadır

(Kartarı, 2001:31).

Hall, kültürlerarası iletişim paradigmasını oluştururken ne Georg Simmel’in

yabancı teorisinden ne de Charles Darwin’in yüz ifadeleri ile sözsüz iletişim

araştırmasından yararlanmıştır. Hall’ün eserlerinde atıfta bulunulmayan çalışmalar

olmalarına rağmen hepsi günümüzde kültürlerarası iletişimin esasını oluşturan

eserler olarak değerlendirilir. Öyle ki, kültürlerarası iletişim alanında günümüzde

sıkça kullanılan kavramlara bakıldığında, bunların FSI’nın 1951’den 1955’e değin

geçen süredeki entelektüel ortamının sonucu olduğu görülür. Georg Simmel’in

(1908 ve 1921) yabancı kavramı, William Graham Sumner’in (1946/1940)

etnosentrizm kavramı ve Benjamin Lee Whorf’un (1940) dilbilimsel relativite teorisi

ilk akla gelen örnekleri oluşturmaktadır. Bununla beraber, 1951’de kültürlerarası

iletişimin henüz bir adı yoktu, kültür ve iletişim kesişmesinin kavramsallaşması

henüz ortaya çıkmamıştı ve sessiz dil (silent language) olarak yapılan sözsüz iletişim

çalışmasının kültürlerarası iletişimin bir bileşeni olduğu kabul edilmiyordu (Rogers,

Hart and Miike, 2002).

Kohls (1983), kültürlerarası iletişim çalışmalarının tarihsel sürecindeki

anlamlı dönemleri belirlemek amacıyla 1930’lardan 1960’lara kadar olan

gelişmeleri şu şekilde sıralamıştır:

1932- Vermont’ta Uluslararası Yaşamdaki Deneyimler (Experiment in International Living)’in kuruluşu

1946- Amerikan Dış Ticaret Enstitüsü (The American Institute of Foreign Trade)’nün kuruluşu

1955- Hükümete Bağlı Kültürlerarası ve Alan Çalışmaları için Ajanslararası Konferans (Interagency Rountable for Intercultural and Area Studies by the Government)’ın düzenlenmesi

Birçok üniversitede Alan Çalışmaları Merkezleri’nin kurulması

Page 11: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

1960-1970 dönemi

kültür-iletişim ilişkisinin

tartışıldığı ve farklı

kültürlerde gözlenen

farklı iletişim

davranışlarının ortaya

konulduğu yıllardır.

Kültürlerarası iletişimin

teorik ve metodolojik

yönünün gelişme

gösterdiği 1980’lerde

aynı zamanda

kültürlerarası eğitim

çalışmalarının araştırma

ve üniversite eğitimi

alanına katkılarıda

gözlenir.

Kültürlerarası iletişim çalışmalarının gelişimini etkileyen diğer faktörler ise,

BM ve BM Enformasyon Ajansı’nın kuruluşu, Fullbright Mübadele Programı’nın

geliştirilmesi, Uluslararası Gelişme Ajansı’nın faaliyete geçmesi ile Doğu ve Batı

arasında Teknik ve Kültürel Değişim Merkezi’nin çalışmaları şeklinde sıralanabilir.

ABD’de, 1960’larda “Hippi Devrimi”, 1965’te Sivil Haklar Yasası’nı

destekleyen gösteriler ve 1965’teki Göç Yasası gibi tarihsel gelişmelerin yaşanması

kültürlerarası iletişim alanındaki çalışmaları sayıca artırmıştır. 1961’de Variations in

Value Orientations başlığıyla yayımladıkları çalışma ile Florence Rocwood

Kluckhohn ve Fred L. Strodtbeck, değer yönelimi tartışmaları ile kültürlerarası

iletişim alanına kavramsal katkıda bulunmuşlardır.

1970’ten sonra kültürlerarası iletişim disiplininde hızlı bir gelişme

başlamıştır. Bu dönemde yayımlanan önemli eserler arasında Larry A. Samovar ve

Richard E. Porter’in (1973) Intercultural Communication. A Reader; John Condon ve

Fathi Yousef’in (1975) An Introduction to Intercultural Communication; E. T. Hall’ün

(1977) Beyond Culture başlıklı çalışmaları bulunmaktadır. 1977’de yayım hayatına

başlayan International Journal of Intercultural Relations dergisi ise bu alanda

çalışan araştırmacıların etkileşimlerini sağlamak açısından önemli bir rol

üstlenmiştir. 1970’lerde alanda yürütülen çalışmalar, mevcut enformasyonun ne

kadar karmaşık ve çeşitlenmiş olduğunu göstermektedir.

William S. Havell ve diğer birçok araştırmacı (1975), kültürlerarası iletişimin

bir disiplin, alan ya da çalışma sahası olup olmadığı sorunsalını

önemsememişlerdir. Bu görüşü yıkmayı amaçlayan çalışmalar, 1970’ler ile

1980’lerin başına rastlar. Bununla beraber, Nicassa ve Saral (1978) farklı bir

kültürlerarası paradoks görüşü önererek, kültürlerarası iletişim çalışmalarında

kişilerarası iletişimdeki “kişilik” unsurunun ihmal edildiğini vurgulamışlardır.

1980’den itibaren kültürlerarası iletişim alanında yapılan kapsamlı

çalışmaların sayıca arttığıda gözlenmektedir. Geert Hofstede’nin 1980’de

sonuçlarını Culture’s Consequences: International Differences in Work-Related

Values başlıklı kitabında yayımladığı değer yönelimleri araştırması döneme

damgasını vuran çalışmalar arasında yer alır.

Gudykunst ve Young Yun Kim (1984)’in alana önemli katkılarda bulundukları “Methods for Intercultural

Communication Research” başlıklı çalışmasında hem niteliksel hem de niceliksel tekniklerin kullanıldığı

araştırmalara yer verilmiştir. 1990’lardan itibaren ise bu alanda yapılan araştırmalarda yeniden niteliksel

etnografik tekniklere dönülmüş ve sosyal bilimlerde kullanılan araştırma metotlarının hepsi kullanılır olmuştur.

Kaynak: Jensen, 2006.

ABD’de kültürlerarası iletişim dersleri 1966 yılında Pittsburgh Üniversitesi’nde yer almış ve bu alanda ilk

doktora derecesi 1973 yılında Indiana Üniversitesi’nde verilmiştir. Avrupa’da ise ilk etnografik temelli

kültürlerarası iletişim çalışmaları 1989 yılında Münih Ludwig-Maximilian Üniversitesi’nde başlamıştır.

1980 sonrası dönemde kültürlerarası iletişim araştırma alanının iki esas

gelenek etrafında incelenmesi mümkündür: İşlevselci yaklaşıma dayanan gelenek

Page 12: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

Hofstede’nin modeli

dünyayı sadece günlük

yaşamda kolayca fark

edilen çok basit ve kaba

hatlarıyla

kategorileştirmeye

yönelik bir öneridir.

Kültürlerarası iletişimin,

kişilerarası iletişim

çalışmasının

genişletilmiş hâli olduğu

görüşü, farklılık ilkesine

dayandırılır.

ile postyapısalcı yaklaşıma dayanan gelenek. İşlevselci araştırma geleneği,

“kültürün iletişimi nasıl etkilediğini” tahmin etmeye çalışırken; kültür, etkili bir

iletişimin önündeki engel olarak ifade edilmiştir. İşlevselci araştırma geleneği,

bireylerin gerekli kültürlerarası yeterliliğe sahip olabilmeleri için nitelik kriterlerini

belirlemeye çalışır (Jensen, 2006). Hollandalı yönetim araştırmacısı Geert Hofstede

(1980), Culture’s Consequences başlıklı çalışmasıyla kültürlerarası iletişim alanının

araştırma geleneği oluşumunda önemli yer kazanmıştır. Hofstede, yaptığı kapsamlı

araştırma sonucunda yönetimler ve çalışanlar arasındaki ilişkileri belirlemiştir.

Bu alana önemli katkıları bulunan William B. Gudykunst ve Yun Kim (1984),

Communication with Strangers başlıklı çalışmaları ile kültürlerarası iletişim sürecini

açıklamayı amaçlamışlar ve bu sürecin diyalogsal bir tarzda işlediğini

belirtmişlerdir. Modelleri, kültürlerarası iletişimi, psiko-kültürel, sosyo-kültürel ve

kültürel filtreler bağlamında tanımlamış ve yabancıların filtrelerini anlamadan

onların davranışlarının doğru olarak yorumlanamayacağını veya tahmin

edilemeyeceğini (aktaran Jensen, 2006) ifade etmişlerdir. Postyapısalcı yaklaşımla

ilişkili olarak bu model, güç yönünü eksik bırakır. Model, sosyal farklılıklar

üzerinden düşünmenin olanaklı olduğunu belirtmekle birlikte, ulusal kültürlerle

kategorize etmenin her iletişim sürecinde çok etkili ve baskın olduğu olasılığını göz

önünde bulundurmaz.

Kültürlerarası iletişim üzerine yapılan çağdaş araştırmalara bakıldığında

“kişilerarası sürecin doğası”na yoğunlaştıkları gözlenmektedir. Kişilerarası süreci

açıklamak amacıyla tercih edilen kavramlar, kültürlerarası bağlamda da

“etkileşim”i analiz etmek için kullanılmışlardır. Bu kavram ve kuramlar arasında

Pearce ve arkadaşlarının (1976) “Anlamın Koordine Edilmiş Yönetimi”, Cushman ve

Whiting’in (1977) “Kurallarla Yönetilme Perspektifi” ve Delia’nın (1977) “Yapısalcı

Yaklaşımı” sıralanabilir.

Kültürlerarası iletişim çalışmalarının inceleme alanına bakıldığında

kültürlerarası olmalarının dışında uluslararası, ırklar arası, etnik gruplar arası,

altkültürlerin kültür(ler)le arasındaki ilişki bağlamında çok boyutlu olduğu gözlenir.

Gudykunst, kültürlerarası iletişim alanını “etkileşimsel-benzeşik” ve “dolayımlı-

kişilerarası” boyutlarda ele alarak dörde ayırır:

1. Kültürlerarası iletişim 2. Karşıt-kültürel iletişim 3. Uluslararası iletişim 4. Karşılaştırmalı kitle iletişimi

Bununla beraber, kültürlerarası iletişim Gudykunst’a göre, hem etkileşimsel

hem de kişilerarası nitelik taşır. Böylelikle bu alan, kültürlerarası, ırklararası ve

etnik gruplararası iletişimi içerir (aktaran Kartarı, 2001:33).

Kültürlerarası iletişim kuramları oluşturulurken, geçici ikamet (sojourn),

kültürleşme ve yeniliklerin yayılması çalışmalarından oldukça yararlanılmıştır.

Bunun yanı sıra akültürasyon süreçleri ve kültürlerarası karşılaşmanın iletişimsel

Page 13: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

İletişim sürecinde kişi,

eylemi simge biçiminde

başlatır. Simgeler ise

toplumdan topluma

değişen kültürel

anlamlar taşır.

İletişim sürecinde

ortaya çıkan farklılıklar,

kültürlerarası iletişimde

anlaşılmama veya yanlış

anlaşılma ya da yanlış

anlama/yorumlama gibi

sorunları beraberinde

getirir.

yönüne odaklanılmıştır. ABD’de önceleri kültürlerarası iletişim, “karşıt

kültürlerarasılık” (cross-cultural) ve “intercultural” olarak adlandırılırken;

günümüzde “cross-cultural” kavramı, çok kültürlü toplumlarda yapılan

karşılaştırmalı çalışmaları ifade etmek için kullanılmaya başlanmıştır.

KİŞİLERARASI VE KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM BAĞI

Birey, bir toplum içinde yaşamını sürmekle beraber tüm pratiklerini

gerçekleştirirken sıklıkla kişilerarası iletişim süreçlerine başvurur. Kişinin günlük

yaşamı bir dizi kural çerçevesinde şekillenir. Her toplumda bireyler kendilerine

uygun davranışları öğrenir ve bu davranışları toplumun diğer fertlerinin de

gerçekleştirmesi gerektiğini düşünürler. İletişim, amaçlı etkileşimdir. Karşılıklı

ilişkilerde bireylerin birbirlerinin amaçlarını yanlış anlamaları ciddi sıkıntılar

doğurur. Ancak ilişkileri belirleyen en önemli unsur da kültürdür. Kişilerarası

iletişim süreçleri benzerlik göstermekle birlikte kültürden kültüre farklılıklar da

gösterir. İlişkilerde bireylerin amaç, istek, duygu ve düşüncelerini ifade ediş

biçimleri toplumun kendi içinde kültürel olarak benzerlik taşımakla birlikte; her

kültürde aynı anlamlandırmaların yapılması çoğu zaman mümkün olmamaktadır.

Her toplumda, iletişimsel açıdan gündelik yaşamda belirli durumları ifade

etmek üzere kullanılan –o topluma özgü– dilsel davranış modelleri bulunur.

Görüşmeyi başlatırken, karşıdakine hitap ederken veya birisini övmek için âdeta

toplumsal bir norm hâline gelen dilsel davranış kalıplarından yararlanılır. Bir başka

ifadeyle her toplumda sosyal yaşamın iletişim rutinleri bulunmaktadır. Bu dilsel

kullanımlar genellikle toplumun çeşitli kesimlerinde iletişimde bulunulan bireylerin

yaş, cinsiyet, meslek, eğitim düzeyi, statüsü gibi faktörlerin yanı sıra iletişimde

bulunulan kişilerin birbirleriyle ilişki düzeylerine, samimiyet derecelerine ve

toplumsal rollerine göre farklılık gösterir. Benzer durum ve koşullarda kullanılan

dilsel yapılar, sergilenen tutum ve davranışlar, toplumdan topluma, kültürden

kültüre önemli farklılıklar gösterebilir. Hatta aynı kültüre mensup toplum

kesimlerinin iletişim davranışlarında bile, yetişmiş oldukları kentsel ve kırsal çevreye

göre farklılıklar olabilir (Kartarı, 2001:112).

İnsanlar arası ilişkilerin gelişmesinde selamlaşmanın tartışmasız özel bir yeri vardır. İletişim çoğu kez selamla başlar ve yine bir veda selamıyla sona erer. Bu nedenle selamlaşmayı iletişimin ön ve son sözü olarak değerlendirmek abartılı bir yaklaşım olmasa gerek. Selamlaşmanın kültür içi iletişimdeki merkezî konumu, kültürlerarası iletişim için de geçerlidir. Her dil ve kültürde o dil ve kültürü biçimlendiren değer yargılarının, gelenek ve göreneklerin belirlediği standartlaşmış selam şekilleri vardır. Bireyler dilin sunduğu alternatif selam türlerinden kendilerince uygun gördükleri ve karşısındaki kişi ya da kişilerin de uygun göreceğini varsaydıkları birini veya bir kaçını, iletişim zamanını, mekânını ve ortamını da dikkate alarak kullanırlar. İletişimin gerçekleştiği zaman dilimine bağlı olarak söylenilen selamlar olduğu gibi, günün her saatinde, zamandan bağımsız olarak

Bir

eyse

l Et

kin

lik

•Kültürlerarası iletişim çalışmalarının tarihsel süreç içerisinde geçirdiği dönüşümlerin toplumsal yaşam pratiklerinde yaşanan değişikliklerle bir bağı olabilir mi? Neden?

Page 14: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

Aslında kültürlerarası

etkileşim, gençlerin

tercihlerini bireysel

olarak yaptıkları

izlenimi uyandırarak,

katı kurallar yerine

kendi kurallarını

koydukları bir yaşam

biçimi sunması

açısından çekici ve

tercih edilir olmaktadır.

kullanılabilen selam ifadeleri de vardır. Bu, hemen her dil ve kültür için geçerli bir durumdur. Türkçe’deki “günaydın/iyi sabahlar”, “iyi günler”, “iyi akşamlar” ve “iyi geceler” gibi günün vaktine göre kullanılan selam türleri, Almanca’da sırasıyla “guten Morgen”, “guten Tag”, “guten Abend” ve “guten Nacht” sözcükleriyle karşılanır.

Kaynak: Yeşil, 2009:105.

Belirgin bir yaş veya toplumsal statü farklılığı dışında birbirlerini tanımayan,

yeni tanışan ya da ilişkileri resmî düzeyde olanların karşılıklı olarak “siz” diye hitap

etmeleri, bir nezaket kuralıdır. Kültürlerarası iletişim ortamlarında da bireyler

çoğunlukla bu genel kabulden hareket ederler. Bununla beraber iletişimde

bulunanların iletişimin gerçekleştiği ortam ile sosyal normlara duyarlı olmaları

gerekir. İletişime sürecinde yer alan bireyler karşı tarafın iletişim davranışlarını

bilmedikleri sürece, söylenilen ifadeleri, gösterilen tutum ve davranışları kendi

kültürel normlarına göre anlamlandıracaklardır. Bu durumda iletişim çatışmalarının

yaşanma olasılığı yüksektir.

Teknolojinin yakın takipçisi ve birebir kullanıcısı olan gençler kültürlerarası

etkileşimleri yoğun biçimde yaşamaktadırlar. Bu da hangi toplumsal yapının

temsilcisi olursa olsun gençlerin evrensel düzeyde benzer yaşam tarzı, yemek yeme

veya müzik dinleme alışkanlıklarına sahip olmalarına neden olmaktadır.

Uluslararası etkileşimler, özellikle de iş dünyasındaki kültürlerarası

karşılaşmalar takım elbise, farklı dillerde basılmış iş kartları ve el sıkışma ritüelini

normal bir tutum hâline getirmiştir (Yeşil, 2009:105). Öyle ki, konuşulan dil de

konuşulmayan diller (beden dili) de iletişimin önemli birer parçasıdır. Bir hareket,

işaret, renk, cisim veya davranış biçimi aslında konuşulmayan, ama karşı tarafa

mesajlar ileten bir dildir (Mutlu, 1999).

Kaynak: Mutlu, 1999.

Tutum ve değerler ile geliştirilen normlar, toplumlarda bireyler tarafından

içsellestirilen, paylaşılan ve düzen sağlayan önemli unsurlardır. Değerler, kültürü

etkiler ve kültürden etkilenir. Bir toplumun değerleri, aynı zamanda yazılı kanun ve

kurallarını da belirler. Toplumun olay ve durumlara bakışı da bu süreçten etkilenir.

Toplumlar arasındaki değer farklılıkları, ilişkileri önemli derecede etkiler. Kimi

zaman, etkileşimlerde bu değerler göz önünde bulundurulur, kimi zaman da orta

yol bulunmaya çalışılır. İnsanları “iyi” veya “kötü”; davranışlarını da “doğru” ya da

Örn

ek

•Kültürlere has çeşitli hareketler gerçekte pek çok anlamı bir arada barındırır. Örneğin, baş ve işaret parmakları ile yapılan bir “0” hareketi, Amerikalılarca “mükemmel”, Japonlarca “para”, Fransızlar tarafından “değersiz, sıfır” olarak değerlendirilirken; Brezilya’da çok kaba bir hareket olarak algılanır. Selamlaşma, göz teması, bireyler arasındaki duruş mesafesi toplumlarda farklı anlamlandırılabilmektedir. Örneğin, Orta Doğu ve Akdeniz kültüründe insanlar birbirlerine dokunarak, yakın mesafede konuşma ve görüşmeyi gayet normal karşılarken; Amerikalılar bu duruma pek sıcak bakmamaktadırlar. Duruş mesafelerine dikkat edilmemesi, taraflar arasında huzursuzluk ve yanlış anlaşılma gibi birçok sorunu beraberinde getirmektedir.

Page 15: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

Toplumlar arasındaki

değer farklılıkları,

ilişkileri önemli

derecede etkiler. Kimi

zaman etkileşimlerde

bu değerler göz önünde

bulundurulur, kimi

zaman da orta yol

bulunmaya çalışılır.

“yanlış” olarak değerlendirmek kültürel bakışa göre değişecektir. Bu bağlamda

toplumsal davranış biçimleri kalıpsal olarak öğrenilir ve yaygın olarak kullanılır.

Etkileşimde bulunan tüm toplumlar da birbirlerinin davranış kalıplarını, değer

yargılarını ve değerlendirmelerini bilir, anlamlandırmaya çalışır ve o çerçevede

davranış geliştirme yoluna giderler. Birbirlerinin kültürlerini tanımayan bireylerin

etkileşimlerinde gözlemci olmaları, etkili iletişim sürecine girme çabalarının bir

nedenidir.

Toplumların/kültürlerin birbirleriyle etkileşimlerinde şu etmenler önemlidir:

Kültürel değerler

Genel olarak sergilenmesi beklenen davranışlar

Gelenekler

Toplum tarafından rahatsız edici olarak nitelendirilen hareketler

Anlatım ve konuşma tarzı

Eğitim sistemleri

Yaşam standartları vb.

Bireyin değer yargıları, davranışları, normları ve olay, durum ve koşulları

değerlendirme biçimleri de genel olarak içinde yaşadığı toplumun kültürel

özelliklerinden etkilenir (Hofstede, 2011). Kültür, insan davranışları, mimikler ve

konuşma biçimleri üzerinde önemli rol oynar. Kültürler arasında bu nedenle

algılama ve yorumlama farklılıkları açığa çıkacaktır.

Örn

ek

•Birçok kültürde ana yemekten önce çorba veya salata yenmesi âdettir. Yemek yerken çatal ve bıçak kullanılır. Tabaktaki bütün yemeklerin bitirilmesi, yemeğin beğenildiğini göstermek açısından önemlidir. Ağızda bir lokma varken konuşulmaması önemli bir nezaket kuralıdır.

Tart

ışm

a •Kültürlerarası iletişim süreçlerinde farklılaşan kişilerarası etkileşim biçimleri ne tür etki açığa çıkarmaktadır? Örneklerle ele alınız.

•Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan “tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.

Page 16: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

Öze

t •Ulaşım ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi, insan, sermaye, kurum, mal

ve hizmetlerin ülke sınırlarını aşacak biçimde dolaşımını kolaylaştırmaktadır. Farklı kültürlerden bireyler çeşitli nedenlerle etkileşimde bulunmakta, tüm dünyayı etkileyecek kararları birlikte almaktadır. Bütün bu etkileşimler, geniş bir iletişim ağının kurulmasını sağlamış, toplumların yaşantısına çok kültürlü bir özellik katmıştır.

•Kültürlerarası iletişim olgusunun anlamlandırılmasının öncesinde kültüre ilişkin çeşitli değerlendirmelerde bulunmak gerekmektedir. Çeşitli kültürel süreçler, kültürlerin birbiriyle etkileşimleri açısından önem taşır. Her kültürel sistem, toplumsallaşmayı belirleyici rol oynar. Kültürlerarası iletişim sürecinde özellikle yüz yüze iletişimde sesin kullanılışı, tonlama, kavramların anlamlandırılması, etkileşim sırasında verilen tepkiler ile bulunulan mekân ile mekânın örgütlenişinde yer alan araçların kullanımı farklılıklar gösterir.

•Kültürlerarası iletişim alanındaki ilk çalışmalar, ABD’de nüfusun etnik ve ırksal bölümleri arasındaki çatışmaları konu edinmiştir. Bununla beraber II. Dünya Savaşı sonrasında ABD’nin ekonomik, kültürel, politik ve ticari örgütlenmelerinde dünya lideri konumuna gelmesinin bir sonucu olarak diğer kültürleri tanıma ve bu kültürlerle etkileşimde bulunmak amacıyla gerekli olan asgari dil becerisini hızlı bir şekilde kazanma sorunsalı ortaya çıkmıştır.

•Kültürlerarası iletişim paradigmasının kavramsallaşması, 1950’lerin başında E. T. Hall ve arkadaşlarının Foreign Service Institute (FSI)’de yaptıkları çalışmalarda şekillenmiştir. 1970’ten sonra kültürlerarası iletişim disiplininde hızlı bir gelişme başlamıştır. 1980’den itibaren kültürlerarası iletişim alanında yapılan kapsamlı çalışmaların sayıca da arttığı gözlenmektedir. 1980 sonrası dönemde kültürlerarası iletişim araştırma alanın iki esas gelenek etrafında incelenmesi mümkündür: İşlevselci yaklaşıma dayanan gelenek ile postyapısalcı yaklaşıma dayanan gelenek.

Page 17: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

Değerlendirme

sorularını sistemde ilgili

ünite başlığı altında yer

alan “bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli

olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

1. Aşağıdakilerden hangisi ulaşım ve teknolojinin kültürlerarası etkileşimde sağladığı olanaklardan biri değildir?

a) İnsan, sermaye, kurum, mal ve hizmetler ülke sınırını aşacak biçimde dolaşabilir. b) Tüm dünyada etkileşim kolaylaşır ve olanaklı hâle gelir. c) Uluslararası ilişkiler âdeta zorunlu hâle gelir. d) Geniş bir iletişim ağının oluşması sağlanır. e) İlişkiler sürekli tesadüfiliğe dayanarak kurulur.

2. Aşağıdakilerden hangisi kültürün özellikleri arasında yer almaz?

a) Belli bir toplumun bir dizi sosyal süreç hâline gelmesi, kültürle anlam kazanır. b) Kültür, öğrenilir ve tarihîdir. c) Kültür, süreklilik taşır. d) Kültür, değişmez durağandır. e) Kültür, toplumsal bir olgudur ve idealleştirilmiş kurallar sistemidir.

3. Belli bir toplumda, dıştan içe doğru ya da içten dışa doğru, maddi ve manevi ögelerin sürekli olarak yayılmasına ne ad verilir?

a) Kültür şoku b) Kültürel yayılma c) Kültür karmaşası d) Kültürel gecikme e) Kültürel yozlaşma

4. “…………….., insanoğlunun kendi kültüründen öğrendiklerinin tümü; ……………., insanın

başka toplumlardan öğrendikleri veya bir toplumun diğerinden aldığı, edindiği ögeler ve

farklı toplumların karşılıklı olarak birbirlerinden etkilenmesidir.”

Cümlede boş bırakılan yerlere uygun gelen kavramlar aşağıdakilerden hangisidir? a) Kültürleme - kültürleşme b) Kültürel gecikme - kültürlenme c) Kültür şoku - zorla kültürleme d) Kültürel özümseme - kültürel yozlaşma e) Kültürel değişme - kültür değişmesi

5. Aşağıdakilerden hangisi kültürlerarası iletişimin inceleme alanına girmez? a) Klişeleştirme b) Akültürasyon c) Özendirme d) Enkültürasyon e) Kültürel değişme

6. Aşağıdakilerden hangisi E. T. Hall’ın yaklaşımında etkili olan faktörlerden biri değildir? a) Kültürel antropoloji b) Fizik antropoloji c) Dilbilimi d) Etholoji e) Freudyen psikanalitik teori

Page 18: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

7. “Yabancı” teorisini geliştiren bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir? a) Geert Hofstede b) John Condon c) William Graham Sumner d) Sigmund Freud e) Georg Simmel

8. 1977’de yayım hayatına başlayan ve kültürlerarası iletişim alanında çalışanların etkileşimlerini sağlayan dergi aşağıdakilerden hangisidir?

a) International Journal of Intercultural Relations b) Journal of Intercultural Communication c) Journal of Intercultural Analysis d) International Journal of Croscultural Analysis e) Journal of Intercultural Sciences

9. ABD’de kültürlerarası iletişim alanında ilk doktora derecesi hangi yıl verilmiştir?

a) 1957 b) 1968 c) 1973 d) 1981 e) 1993

10. Aşağıdaki kavram-kişi eşleştirmesinden hangisi doğrudur? a) Cushman – Koordineli Yaşam Skalası b) Pearce – Ceza ile Yönetilme Psikolojisi c) Whiting – Anlam İnşası d) Delia – Yapısalcı Yaklaşım e) Pavlot – İletişimsel Kurgu Sıralaması

Cevap Anahtarı:

1.E, 2.D, 3.B, 4.A, 5.C, 6.B, 7.E, 8.A, 9.C, 10.D

Page 19: KÜLTÜRLERARASI İLETİŞİM: TANIM VE İŞLEYİŞ...davranış kalıpları, düşünceleri ifade etme biçimleri, toplumca geliştirilen kural ve standartlar anlamlandırılır ve

Kültürlerarası İletişim: Tanım ve İşleyiş

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Benedict, R. (1998). Kültür Örüntüleri. çev. Mustafa Topal. Ankara: Öteki. Güvenç, B. (1991). İnsan ve Kültür. İstanbul: Remzi. Hall, E. T. (1973). The Silent Language. NY: Doubleday Anchor Book. Hall, E. T. (1969). The Hidden Dimension. NY: Doubleday Anchor Book. Hinner, M. B. (1998) “The Importance of Intercultural Communication in Globalized World”,

http://64.233.183.104/search?q=cache:pCp-yTZqJjYJ:www.wiwi.tu-freiberg.de/englisch/downloads/Global.PDF+%22intercultural+communication%22%2B+PDF&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=3. [Erişim Tarihi: 28.08.2006].

Hofstede, G. “The Trouble with Cultural Diversity”, http://www.geerthofstede.nl. [Erişim Tarihi: 24.08.2011].

Jensen, I. “The Practice of Intercultural Communication –Reflections for Professionals in Cultural Meetings”, http://64.233.183.104/search?q=cache:oEnrjJB9LkQJ:www.immi.se/intercultural/nr6/jensen.pdf+%22intercultural+communication%22%2B+PDF&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=2. [Erişim Tarihi: 28.08.2006].

Kartarı, A. (2001). Farklılıklarla Yaşamak: Kültürlerarası İletişim. Ankara: Ürün. Mutlu, E. C. (1999). Uluslararası İşletmecilik. İstanbul: Beta. Rogers, E. M., Hart, W. B. And Miike, Y., (2002), “Edward T. Hall and The History of Intercultural

Communication: The United States and Japan”, Keio Communication Review, No. 24. http://www.mediacom.keio.ac.jp/publication/pdf2002/review2472.pdf. [Erişim Tarihi: 22.08.2006].

Tezcan, M. (1996). Kültürel Antropoloji. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları.

Tomlinson, J. (2004). Küreselleşme ve Kültür. çev. Arzu Eker. İstanbul: Ayrıntı. Yeşil, S. (2009). “Kültürel Farklılıkların Yönetimi ve Alternatif Bir Strateji: Kültürel Zeka”. KMU İİBF

Dergisi. Yıl: 11. Sayı 16. s.100-131.

BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR

Baumann, G. (2006). Çokkültürlülük Bilmecesi. çev. Işıl Demirakın. Ankara: Dost. Benedict, R. (1998). Kültür Örüntüleri. çev. Mustafa Topal. Ankara: Öteki. Dodd, C. H. (1977). Perspectives on Cross-Cultural Communication. Iowa: Kendall/Hunt Publishing

Company. Emiroğlu, K. ve Aydın, S. (2003). Antropoloji Sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat.