8

Köşk Ocak 2016

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Köşk Ocak 2016

Citation preview

Page 1: Köşk Ocak 2016
Page 2: Köşk Ocak 2016

Editörden

Değerli Köşk Okurları,

Acısıyla tatlısıyla bir koca seneyi daha geride bırakarak

yepyeni bir 2016’ya merhaba dedik. Ülkemizin her insanı gibi

Köşk Ailesi olarak bizim de başlıca dileğimiz ülkemizin üs-

tündeki kara bulutların yerini bahara bırakması, herkesin bir-

birine hoşgörülü ve saygılı davrandığı, mutlu, huzurlu, sağlıklı

bir yıl geçirmektir.

Yepyeni bir yıla merhaba derken geçmiş günlerde neler

yaşadığımıza dair ufak hatırlamalara yer verdik bu sayımızda.

Buna ek olarak, sizlere birçok kişi tarafından bilinmeyen ha-

yatı kolaylaştıracak ufak bilimsel tüyolar vererek yeni yılınızı

daha pratik geçirmenizi sağlamaya çalıştık. Çok az bir süre

kalan YGS’ye dair son bilinmesi gerekenlere de değindiğimiz

röportajımız umarız sınava girecekler için de güzel bir kaynak

olur.

Ayrıca IB öğrencileri olarak CAS kapsamında başlattığı-

mız yeni projemizden Bursa’ya yaptığımız ilk gezimiz sonrası

sizleri haberdar etmekten gurur duyuyoruz. Projeden projeye

koşan Interact Kulübü üyelerimizi de son zamanlarda yürüt-

tükleri aktif projeleri için tebrik ediyor, başarılarının devamını

diliyoruz.

Sadece öğrenciler odaklı olmaktansa tüm okula okul dergimizin ruhunu yaymayı planlıyoruz ve bu sayımızda da

bu doğrultuda okulumuzun çeşitli bölümlerinden öğretmen ve yöneticilerden yazılar alarak ufkumuzu genişlettik, her

yazarımıza aydınlatıcı yazıları için teşekkür ediyoruz.

Hızla geçmiş bir yılı ve bir dönemi geride bırakırken hepinize Köşk Ailesi adına güzel bir sömestir tatili diliyor

ve sonrasında enerjik, başarılı, harika bir dönem daha diliyorum.

Meltem Buse Doğan

11IBD

FMV Özel Erenköy Işık Lisesi ve Fen Lisesi

İmtiyaz Sahibi: Hakan KULABER

Sorumlu Müdür Yardımcısı: Türkan ÖZKAN

Sorumlu Öğretmen: Ajda B. KELEŞ TEMİZ

Editör: Meltem Buse DOĞAN

Düzelti: Sevgi ARIOĞLU, Ajda B. KELEŞ TEMİZ

Tasarım: Mert KILIÇOĞLU, Ajda B. KELEŞ TEMİZ

Kapak Tasarımı: Sevgi ARIOĞLU

Baskı: Aslan DÜZENLİ, Hülya KÖRAN

İletişim:

Sinan Ercan Cad. No: 17 Erenköy/ İstanbul

Tel: (0216) 385 31 47 Fax: (0216) 360 59 59

[email protected] [email protected]

Page 3: Köşk Ocak 2016

CAS Projemiz

1

Okulumuz 10. ve 11. sınıf IB öğrencileri olarak CAS projesi kapsamında 16-17 Ocak 2016 tarihlerinde

Bursa’ya bir ziyarette bulunduk. Sadece iki gün süren gezinin amacı yeni kardeş okulumuz olan Kınık İlkokulunu

görmek, okulun eksikliklerini belirlemek, Kınıklı çocuklar, gençler ve yaşlılarla tanışmaktı.

16 Ocak 2016 Cumartesi sabahı sabah 06.40’ta yola çıktık. Bursa’nın, İstanbul’a çok uzak olmamasına

rağmen Kınık Köyü’nün merkezden 100 kilometre uzakta olması sebebiyle yolculuğumuz çoğumuzun tahminin-

den uzun sürdü. Köye vardığımızda bizleri hafta sonu olmasına karşın okulda bekleyen bir kalabalık vardı. Projeye

ortak olan Şişli Terakki Lisesi ve Ayazağa Işık Lisesi de kardeş okulumuza geldi ve her okul kendi sorumlu oldu-

ğu alanda etkinliklerde bulundu. Biz Erenköy Işıklılar olarak sadece okulda çocuklarla ilgilenmekle kalmayıp aynı

zamanda halkın arasına da karışarak köyün insanlarıyla konuşma fırsatı bulduk. Bir kısmımız çocuklarla beraber

yüz boyama, basketbol gibi etkinlikler yaparken bir kısmımızda köyde bulunan iki kahveyi ziyaret ettik.

Köydeki insanların anlattıklarına göre mahalle olarak geçen Kınık yasa çıkmadan önce beldeymiş. Mahal-

le olmasıyla beraber köy dışarıya göç vermeye başlamış. Bugün Kınık’ın nüfusu 1200-1300 civarındaymış. Lise

çağına gelen çocuklar şehir merkezlerine okumaya gidiyorlarmış. Köyde genç bulmak çok zordu. Nüfusun azal-

masından dolayı köydeki beş olan kahve sayısı ikiye düşmüş.

Bu köyle ilgili en ilginç durumsa köyün teknolojik olarak çok gelişmiş olmasıydı. Daha önceleri bir inter-

net kafenin bulunduğu köyde evlere internet girmesiyle buralar kapanmış. Yaşlılar 3G ve 4.5G gibi kavramları

biliyorlar ve çocukları bu teknolojiye sahip. Çocuklar boş zamanlarının çoğunu televizyon izleyerek geçirirlermiş.

Yani burası kafamızda canlanan köy imajından biraz daha farklıydı. Tabii öte yandan bir köyden beklediğimiz

üzere tarım ve hayvancılığın gelişmiş olduğu ve evlerin müstakil olduğu bir yerdi Kınık.

Yemek zamanı geldiğinde köyün kadınları evlerinde yaptıkları yemekleri heyecanla okula getirerek bizle-

re sundular. Köy insanlarının misafirperverliği, cömertliği ve sıcaklığının şehir hayatında özlenen durumlardan biri

olduğunu bir kez daha ayrımsadım. Köyü dolaştığımız sırada karşılaştığımız yaşlı bir amca ve teyze bizlere kendi

armut ve ayvalarından ikram ettiler. Kahve sahibine çayların parasını zorla ödedik.

Kırsala dair bir önyargımız da adın erkek eşitsizliğinin yaygın olduğu. Halbuki burada keskin bir ayrım

gözümüze çarpmadı. Kız çocukları da erkek çocukları da mutlaka okutuluyordu. Köyün kadınları açtıkları dokuma

atölyesinde halı dokuyor ve satıyorlardı. “Koca” korkusu bazılarında mevcuttu.

IŞIĞIMIZI BURSA’YA ÇEVİRDİK

Page 4: Köşk Ocak 2016

CAS Projemiz

2

Akşam otele dönüldükten sonra önce yemekler

yendi. Sonrasındaysa üç okul bir araya gelerek bir de-

ğerlendirme toplantısında bulunduk. Söz alarak gün

içerisindeki kazanımları ve gözlemleri paylaştık. Yarı-

yıl tatilinden önce çocuklar için mont alınıp kargoyla

Kınık’a gönderilmesi kararlaştırıldı.

Gezinin ikinci günü Bursa’daki Orhangazi, Os-

mangazi ve Çelebi Mehmet türbeleriyle Ulu Cami ve

Yeşil Cami’yi gezdik. Bursa tarihiyle ilgili de bir müze

gördük. Yoğun yağmur nedeniyle gezinin bir kısmı ip-

tal edildi. Ama tabii ki Bursa’nın meşhur iskenderini

yemeden ayrılamazdık. Bir saatlik bekleyiş sonunda

iskenderlerimiz geldi fakat beklediğimiz gibi değildi.

Bir hayal kırıklığıyla yedik iskenderimizi.

Bu iki günlük gezi sonunda insanımızın aslında

ne kadar sıcak, temiz ve iyi kalpli olduğunu tekrar gör-

müş oldum. Kınık insanlarının bize gösterdikleri misa-

firperverlik, sıcakkanlılık için hepsine ayrı ayrı teşek-

kür etmem gerekir. Umarım mayıs ayında onlarla bir

daha karşılaşacağız. O zamana kadar kendi adıma bizi

ağırlayışlarındaki içtenliği asla unutmayacağımı belirt-

mek isterim.

Mehmet Deniz Uysal

11/D

Page 5: Köşk Ocak 2016

Interact

3

Son zamanlarda yaptığı etkinlikler ile ‘‘İnteract’’ adını sıkça duyar olduk. Geçtiğimiz aylarda

gerçekleştirdikleri waffle ve tatlı satışları ile okulumuza lezzet kattılar. Peki nedir bu İnteract ve bunları

neden yapıyorlar?

KISACA İNTERACT

İnteract, Rotary’nin sponsorluğunda gençlerin gönüllü olduğu bir sosyal hizmet örgütüdür. Üyeleri 14-18

yaşlarındadır. Interact biz gençlere anlamlı hizmet projelerine ortak olma fırsatı verir. Interact kelimesi

“International Action’’ yani “Uluslararası Hareket” anlamına gelir. Bugün yaklaşık 200.000 genç 110’dan fazla ülke

ve 8.700 kulüp ile İnteract uluslararası büyük bir sivil toplum örgütü haline gelmiştir.

İnteract’ın amacı anlamlı bir toplum hizmeti hedefleyerek bu hizmet için birleşen gençler aracılığı ile tüm toplu-

mu iyi niyet ve barışın çoğaltılmasına özendirmek ve bunların geliştirmesine yardımcı olmaktır. İnteract Kulüpleri

üyelerine bağlı olarak çeşitli projeler, etkinlikler ve organizasyonlar düzenlerler.

FMV ÖZEL ERENKÖY IŞIK LİSESİNDE İNTERACT

Okulumuzda da bir İnteract Kulübü bulunmakta ve bu sene de düzenli olarak yaptığı toplantılar, seçtiği projeler

ve düzenlediği organizasyonlarla fazlasıyla etkin. Biz İnteract üyeleri olarak Danışman Öğretmenimiz Sinem Özgöz

ile 2016’ya girerken Göztepe Semiha Şakir Çocuk Yuvasındaki küçük kardeşlerimizi ziyaret etmek ve onlarla bir

yılbaşı partisi gerçekleştirmek istedik. Bunun için ilk adımımız giderlerimizi sizlerin desteği ile karşılayacak satışlar

yapmak oldu. Waffle ve sonrasında yılbaşı temalı tatlı satışımızı gerçekleştirdik. Satışlardan elde ettiğimiz gelir ile

Metro Alışveriş Merkezine giderek küçük kardeşlerimiz için hediyeler, süslemeler ve ihtiyaçlarımızı aldık. Ve so-

nunda beklenen gün geldi. 30 Aralık Çarşamba günü Göztepe Semiha Şakir Çocuk Yuvasını ziyaret ederek yılbaşı

partimizi gerçekleştirdik. Yüz boyamalarla oyunlar oynayıp hediyeler vererek çocukları olabildiğince mutlu etmeye

çalıştık. Bu etkinlik bize farklı bir tecrübe yaşatırken şüphesiz hepimizin farkındalık kazanmamızı sağladı.

Okulumuzdaki Interaktörlerden biri olarak tüm bu aşamalara katkı sağladıkları ve bizi desteklerikleri için tüm

İnteract Kulübü adına başta Okul Müdürümüz Hakan Kulaber olmak üzere, müdür yardımcılarımıza, öğretmen-

lerimize ve siz arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum.

NEDİR BU İNTERACT?

Page 6: Köşk Ocak 2016

Felsefe Atölyesi

4

Bu sene dördüncüsü FMV Özel Ayazağa Işık

Lisesinde, 19.01.2016 tarihinde gerçekleşen Felsefe

Atölyesine; 11. Sınıf FMV Özel Erenköy Işık Lise-

si ve Fen Lisesi öğrencileri olarak Neslihan Hoca-

mızla felsefe dersi kapsamında işlediğimiz “Göğü

Delen Adam” adlı kitabı tartışmak üzere katıldık.

Bizleri gerçekten çok sıcak bir şekilde karşıladılar

ve hiç yabancılık çekmedik. Atölyede her biri Ni-

şantaşı, Ayazağa ve Erenköy Kampüslerinden öğ-

rencilerin karma bir şekilde dağıtılmasıyla oluşan 4

grup vardı. Her grubun kitap üzerinden kendine ait

bir açmazı vardı ve bu açmazları birbirimizle tartı-

şarak, derin düşüncelere dalarak açmaya çalıştık ve

sonrasında fikirlerimizi öğretmenlerimize ve arka-

daşlarımıza sunduk. Bunun yanında kitabın çeviri-

sini yapan Levent Tayla ile de tanışma fırsatımız

oldu. İnternetten açıp veya birine sorarak öğrenemeyeceğimiz kitapla ilgili gerçekleri birincil kaynaktan öğrenme

şansını yakaladık, Levent Bey ile bir söyleşi gerçekleştirdik ve kafamızda olan çıkmazlara da bir yol yaratmaya

çalıştık. Bu atölye felsefi açıdan bizi derin düşünmeye teşvik etti aynı zamanda diğer kampüslerdeki arkadaşları-

mızla da tanışma fırsatı yakaladık. Bu bizler için gerçekten çok güzel bir fırsattı çünkü kampüsler arası bir arka-

daşlığı başlatmış olduk, Işık Ailesi kavramının bir kez daha bilincine vardık. Umuyorum ki bol etkinlikli, etkile-

şimli, felsefeli bir yıl olur!

Buse Küçükbükücü

Fen-3 94

FELSEFE ATÖLYESİ

Page 7: Köşk Ocak 2016

Milli Yüzücümüz

Bu dönem okulumuzu gururlandıran bir

başarı daha duyduk! 9. sınıf öğrencisi Itır Elif

Bayrakçeken Türkiye Yıldızlar Milli Yüzme Takı-

mı’na ikincilikle seçildi. Bizler de bu gururu ya-

şayan ve yaşatan sevgili Itır arkadaşımızın yüzme

kariyerini daha yakından öğrenmek istedik.

Yüzmeye nasıl ve neden başladın?

Yüzmeye postür bozukluğumu düzeltmek için

ikinci sınıfta başladım. İlk başta kursiyerdim ve yüzme-

yi çok seviyordum. Kursiyer olduktan sonra takıma

alındım. Yüzmeyi hala seviyorum fakat asıl eğlendiğim

zamanlar küçükken antremanların yoğun olmadığı za-

manlardı. Her ne kadar zorlu bir spor da olsa çoğu yü-

zücü gibi ben de yüzme olmadan yapamam.

Milli takıma seçilme serüvenin nasıl oldu?

11-13 Aralık tarihlerinde yapılan Türkiye Milli

Takım Seçmeleri’nde 200 metre kelebek branşında ikin-

ci olarak milli takım kadrosuna girdim.

Diğer yarışmacıları geçip milli takım kadrosu-

na girdiğinde nasıl hissettin?

Derece alan diğer kişiler de zaten tanıdıklarımdı

ve ben hepimizin adına çok mutlu oldum.

Aldığın en son başarılar nelerdir?

2015 Türkiye Yüzme Federasyonu Kış Şampi-

yonası’nda 200 metre kelebekte kendi kategorimde 3.

oldum. 2015 Türkiye Yüzme Federasyonu Yaz Şampi-

yonası’nda 200 metre kelebek ve 400 metre karışıkta

kendi kategorimde 3. oldum. Son olarak da milli takım

yarışlarında 200 metre kelebekte 2. oldum.

Şimdiye kadar hangi takımlar adına yarıştın?

Şimdiye kadar Çevre Koleji, Işık Koleji ve Fe-

nerbahçe adına yüzdüm.

Okulla beraber profesyonel sporculuk nasıl

gidiyor?

Okulla beraber yüzme zor ve genellikle ders

çalışmam için boş zaman bulamıyorum, okula geleme-

diğim günler çok fazla konu kaçırıyorum ve konuları

telafi etmek biraz zor oluyor bu yüzden de okulda olan

pek fazla sosyal aktiviteye katılamıyorum.

Yüzmenin en zor yanı sence nedir?

Bana göre yüzmenin en zor yanı çok fazla ant-

renman olması. Antrenmanlar hem beni yoruyor hem de

boş zamanım kalmıyor.

Diğer yüzücülere bir tavsiyen var mı peki?

Diğer yüzücülere bir tavsiyem yok çünkü milli

takımda olmama rağmen o kadar da iyi yüzdüğümü dü-

şünmüyorum.

Itır’a bu mütevazi röportajı bize verdiği için

teşekkür ediyor, başarısını küçümsememesini tavsiye

ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Okulumu-

zun olduğu gibi ülkemizin de gururu olacağı günleri

iple çekiyoruz. Darısı tüm yüzücü arkadaşlarımızın

başına.

Zeynep Pakalın 9A

5

MİLLİ YÜZÜCÜMÜZ ITIR ELİF BAYRAKÇEKEN

Page 8: Köşk Ocak 2016

Etkinlikler

6

ETKİNLİKLER

10. Sınıflara Quiz Show

25 Aralık Cuma günü 10. Sınıflar ve Fen-2’den seçilen arka-

daşlarımız dönem boyunca Seçmeli İngiliz Edebiyatı dersi kapsamın-

da okudukları Fahrenheit 451 adlı kitapla ilgili sorulardan oluşan bir

yarışmaya katıldılar. Hem eğlendiler, hem kitaba dair bilgilerini pe-

kiştirdiler.

Okulumuza İtalyan Tasarımcı Ziyareti

5 Ocak 2016 Salı günü İtalya’dan gelen bir akademisyen iç mekan

tasarımı, grafik tasarım ve endüstriyel tasarımla ilgili çalışmalarını, port-

folyo hazırlama konusundaki tavsiyelerini bizlerle paylaştı.

Fen Lisesi Bitirme Projeleri

Fen 4 sınıfında arkadaşlarımız 13 Ocak Çarşamba günü bilimsel

çalışma yöntemlerini esas alarak danışman öretmenlerinin re-

hberliğinde hazırladıkları projelerin sumunu lise çok amaçlı sa-

londa gerçekleştirdiler. Fen Bilimleri Bölümü tarafından her yıl

düzenlenen proje sunumları sergisine; Feyziye Mektepleri Vakfı

CEO'su Prof.Dr. Sayın Nafiye GÜNEÇ KIYAK ve FMV Özel

Erenköy Işık Lisesi ve Fen Lisesi Müdürü Sayın Hakan KU-

LABER olmak üzere, Işık Üniversitesi öğretim üyeleri, öğretmen

ve öğrencilerimiz katıldılar.

Ercan Kesal Okulumuzdaydı

Aralık ayında Göğü Delen Adam’la tüm kampüse açık olarak

ilki gerçekleştirilen Kitap Söyleşi Kuşağı’nın ikincisi 15

Ocak’ta Peri Gazozu üzerine gerçekleştirildi. Kitabın yazarı

Ercan Kesal’ın da katılımıyla daha da keyifli ve verimli bir

söyleşiye dönüşen etkinliğin organizasyonunu ve moderatör-

lüğünü kütüphane sorumlumuz Sevgi Arıoğlu yaptı.

Hazırlık Sınıflarının Hayvan Barınağı Ziyareti

16 Aralık Çarşamba günü Hazırlık sınıflarındaki arkadaşlarımız

Ataşehir Hayvan Barınağını ziyaret ederek hayvanların yaşam

koşullarını inceleyerek bu koşulları iyileştirmek için yapılabilecekleri

araştırdılar.

Page 9: Köşk Ocak 2016

Etkinlikler

7

Madde Bağımlılığı

21 Aralık 2015 tarihinde, rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi

tarafından düzenlenen ve Narkotik Suçlarla Mücadele Şube

Müdürlüğünden Polis Memuru Mehmet Özgür ZOBAR'ın sunduğu

seminerde; madde kullanımının fizyolojik ve psikolojik nedenleri,

bağımlılık süreci, gençlerin madde tuzağına düşme nedenleri, insan

sağlığına etkileri, korunma ve hayır diyebilmek, madde kullanımının

hukuki boyutları paylaşıldı.

Survivor Macera Kampı

18 Aralık 2015 Cuma günü, 10 IB D ve 11 IB D sınıfları öğrencileri

öğretmenleri eşliğinde IB DP CAS etkinliği çerçevesinde Şile'nin

Kabakoz köyünde bulunan "İstanbul Kamp Survivor Macera

Kampı"na katıldılar ve yorucu ama her açıdan kendilerini geliştiren

bir gün geçirdiler.

130. Yıl

20 Aralık 2015 Pazar günü, Feyziye Mektepleri vakfı Erenköy Işık Lis-

esi ve Fen Lisesi olarak "130. Kuruluş Yıldönümü"müzü coşkuyla

kutladık.

Işık Üniversitesi Gezisi

16.12.2015 tarihinde, FMV Özel Erenköy Işık Lisesi ve Fen

Lisesi 11. Sınıflar Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık

Servisi'nin düzenlediği Işık Üniversitesi tanıtım gezisine

katıldılar. Üniversitenin bölüm, değişim programları, burs-

yurt olanakları ve kulüp çalışmalarının yanı sıra Işık Üniversi-

tesinin sunduğu kariyer planlama çalışmaları ve mezuniyet

sonrası iş olanakları hakkında da bilgilerin aktarıldığı tanıtım

programı, arkadaşlarımız için verimli ve yol gösterici oldu.

Page 10: Köşk Ocak 2016

Etkinlikler

8

ETKİNLİKLER

MERT SANDALCI’YLA KOLEKSİYONCULUK

15 Aralık 2015 tarihinde Eczacılık Tarihi, Max Fruchtermann

Kartpostalları, Kağıthane- Kemerburgaz-Ağaçlı- Çiftalan Demiryolu,

Feyz-i Sibyan'dan Işık'a Feyziye Mektepleri Tarihi gibi kitapların

yazarı Mert Sandalcı okulumuza gelerek bizlerle koleksiyonculukla

ilgili keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

ENKA YOUTH FORUM

1-14 Aralık 2015 tarihlerinde Enka Okullarında geleneksek hale gelmiş

AGP etkinliği olan EYF'2015 ( Enka Youth Forum) düzenlendi. Tarih

Öğretmenimiz Aylin ÇETİBAĞ rehberliğinde 9. ve 10. sınıf düzeyinden

7 arkadaşımız bu konferansa katılarak hem Avrupa Birliği çerçevesinde

uluslararası birçok alandaki sorunlarla ilgili bilgi edindiler hem de

İngilizcelerini geliştirerek keyifli vakit geçirdiler.

SAIT GÜRSOY'LA BAŞARIYA DOĞRU

14 Aralık 2015'te, FMV Özel Erenköy Işık Lisesi/ Fen Lisesi 12.

sınıf öğrencileri Eğitim Uzmanı Sayın Sait GÜRSOY ile buluştu.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi'nin organizasyonu

ile gerçekleştirilen söyleşide arkadaşlarımız; hedefledikleri mes-

lek ve üniversiteleri tercih ederken araştırmaları gereken kriter-

leri, "Geleceğin meslekleri mi? Mesleklerin geleceği mi?"

sorusundan yola çıkarak çarpıcı örnekler ve karşılaştırmalarla

kendilerini değerlendirme fırsatı buldular.

DENMUN’15 KONFERANSI

4-7 Aralık tarihlerinde, MUN Kulübünden 10 arkadaşımız, Özel

Denizatı Lisesinin Silence Gold Convention Center'da düzenlediği

DENMUN'15 konferansına katıldılar. Konferansta arkadaşlarımız,

farklı komitelerde Fas ve Birleşik Arap Emirliklerini temsil ettiler,

bu ülkelerin bakış açısından dünya sorunlarına çözüm bulmaya

çalıştılar.

TURNITIN

Okulumuzca çokça hassasiyet gösterilen akademik dürüstlük

kapsamında belgelerin orijinalite kontrollerinin yapılmasını,

eğitimcilerin bu belgeleri online olarak değerlendirmesini ve not-

landırmasını sağlayan TURNITIN yazılımının eğitim sunumu 9

Aralık Perşembe günü gerçekleşti.

Page 11: Köşk Ocak 2016

Etkinlikler

9

HOUR OF CODE

07 - 13 Aralık 2015 tarihlerinde kutlanan "Computer Science Week" etkinlikleri

çerçevesinde 180'den fazla ülkede milyonlarca öğrencinin katılımıyla gerçekleşen

küresel bir kodlama hareketi olan Hour of Code’a katılım gösterdik. "Computer Sci-

ence Week" süresince Bilgi ve İletişim Teknolojisi dersleri kapsamında Hazırlık

sınıfları, 9. sınıflar, Fen-1 ve Fen-2 sınıflarında ayrıca Digi - Vizyon kulübünde ko-

dlama etkinlikleri yapıldı ve kodlama saatini tamamlayan arkadaşlarımız, ilgili ser-

tifikayı almaya hak kazandılar.

YOUNG 2015 PRAGUE ULUSLARARASI GENÇLİK

KORO VE ORKESTRA FESTİVALİ

4 Aralık 2015 tarihinde "Young 2015 Prague Uluslararası Gençlik

Koro ve Orkestra Festivali"ne katılan arkadaşlarımız ilgili festival

performanslarını, program ve gezi ile ilgili düşüncelerini hazırla-

dıkları kısa film ve sunum ile 8. sınıf ve lise öğrencilerimizle

paylaştılar. Koromuz bu yıl İtalya'da düzenlenecek olan "27.

Uluslararası Verona Koro Yarışması ve Festivali" ile ilgili çalışma-

larına başladı bile.

Buse Lara Taşkırdı

11A

"LIGHT BEYOND BORDERS 4.0"

13-20 Haziran 2015 tarihlerinde ASL (Art-Society-Literature)

Kulübünün gerçekleştirdiği "Light Beyond Borders 4.0" adlı gezi,

Fransa'nın ve dünyanın sanat merkezi olan Paris şehrinde

gerçekleşmişti. 4 Aralık Cuma günü kulüp saatlerinde 8. sınıf ve lise

öğrencilerimizin katılımıyla yapılan sunum boyunca, geziye katılan arka-

daşlarımız gezi izlenimlerini görsel sunum, fotoğraf, kısa film ve can-

landırma yoluyla izleyicilerle paylaştılar. Bunun yanında lise

orkestramız, sevilen Fransız şarkılarını seslendirerek sunuma renk kattı.

Sahne performansının dışında, arkadaşlarımızın gezi boyunca tarihi

mekânlarda ve müzelerde çektikleri fotoğraflardan oluşan bir sergi

düzenlendi. Sergi, lise 1. kat koridorda yer almaktadır.

IB BİTİRME TEZİ EĞİTİMLERİ

2-3 Aralık 20115 tarihlerinde "IB Bitirme Tezi" için Andrew Watson

Erenköy Işık Lisesindeydi. Andrew Watson ile iki gün boyunca hem

11 IB hem de 10 IB sınıflarından arkadaşlarımız tez yazımı, metod-

oloji, araştırma soruları ve değerlendirme üzerine hem grup olarak

hem de bireysel çalışmalar yaptılar, ayrıca 11 IB öğrencilerimiz bilgi

kuramı makalesi üzerine de çalışmış oldular.

Page 12: Köşk Ocak 2016

YGS

10

YGS Yaklaşırken…

“Sevgili Öğrenciler,

Sınav yaklaştıkça sınava hazırlanan

her öğrenci gibi, stres ve kaygı yaşadığı-

nızı düşünebilirsiniz. Sınava girecek öğ-

rencilerin zihninde sınav performansı,

zamanın etkili ve verimli kullanımı, hedef-

lenen başarıya ulaşılıp ulaşılamayacağı

gibi sınav anına ve sonrasına ilişkin kay-

gılar yer alabilir. Öğrenci bu ve buna

benzer olumsuz düşüncelerle farkına var-

madan kaygı ve stres düzeyini artırır.

Kaygı düzeyinin artmasıyla sınava ilişkin

olumsuz düşünceler bir kısır döngü içeri-

sinde öğrenciyi rahatsız etmeye devam

eder. Öğrencinin sınava ilişkin olumsuz

düşüncelerini kehanete dönüştürmemesi

ve başarılı bir sınav performansı sergile-

mesi için olumsuz düşüncelerini kontrol etmesi son derece önemlidir. Sınava sayılı günlerin kaldığı bu süreçte mo-

ralinizi yüksek tutup, kalan zamanınızı eksiklerinizi tamamlamak için kullanmanız hedeflenen başarıyı yakalama-

nızı kolaylaştıracaktır.”

Aşağıda rehberlik öğretmenimiz Didem Tangil ile yaptığımız röportajda size sunacağımız önerilerin, sınav

sürecinde işinizi kolaylaştıracağını düşünüyoruz.

Öncelikle bu röportajı kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bu röportajla 12. Sınıftaki arkadaşlarımızın sı-

nava psikolojik olarak hazırlanmalarına ve korkularını gidermelerine yardımcı olmak istiyoruz. Öncelikle sizce

sınava kadar olan sürede yapılması gerekenler nelerdir?

Sınava kadar olan süreçte izlenebilecek en iyi yol, sadece deneme sınavı çözmek değil, eksiklerinizi saptayıp

bu eksiklerinizi nasıl kapatabileceğinizi planlamak olmalıdır. Çünkü kaygı düzeyini yükselten en önemli etkenler-

den biri de sınava kendinizi ne kadar hazır hissettiğinizle ilgilidir. Genellikle sınav anı düşünüldüğünde içimiz kı-

pır kıpır olur. “Acaba o an ne yaşayacağım? Ya her şey ters giderse, çok iyi bildiğim soruları yapamazsam…” gibi

düşünceler akla gelir. Oysaki bu düşüncelerin sınavın iyi geçmesine katkısı olmadığı gibi, sizi aşırı derecede ger-

ginleştirmekten başka bir işe yaramaz. Sınavla ilgili izlenebilecek yöntemi belirlemek, aslında bu konuda atılabile-

cek önemli bir adımdır. Sınav öncesinde, örneğin “Matematikten, Türkçeden şu kadar net yapmalıyım.” gibi ko-

şullar sınav sırasında sizi zorlayabilir. Bu koşula uygun olmayan bir durumla karşılaşıldığında panik yaşanabilir.

Sınavla ilgili bağlayıcı koşullar yaratmak yerine, sınava hangi bölümden başlanacağı gibi sınavda zamanın nasıl

kullanılacağına ilişkin stratejiler üretmek daha etkili olacaktır. Geride kalan süreç nasıl geçirilmiş olursa olsun,

ister bu zamanı iyi değerlendirmiş olun ister olmayın, sınavda bütün bu çabalarınızın dışında bir güç; elbette kişi-

sel bir güç yardımcınız, destekçiniz olacaktır. Heyecan doğal bir duygudur. Sınava giren, özellikle de önemli bir

sınava giren herkesin heyecanlanması doğaldır. Heyecanı paniğe dönüştürmemek önemlidir ve “Ben yapabileceği-

mi yaptım.” demek belki de yaşanan gerginlik düzeyini azaltmanın bir yolu olacaktır.

Sınava bir hafta kala öğrenciler özellikle ne yapmalıdır?

Sınavdan önceki birkaç hafta beslenmenize, uyku düzeninize ve dinlenmenize de en az çalışmalarınız kadar

dikkat etmelisiniz. Uyku düzeninize dikkat etmeniz, sınav öncesi daha rahat uyumanızı da kolaylaştıracaktır. Sına-

va en az bir hafta kalana kadar konu eksiklerinizi tamamlayabilirsiniz. Psikolojik olarak hassas olduğunuz sınav

öncesinde, özellikle zor bir konuya çalışmanız kafanızın iyice karışmasına ve moralinizin bozulmasına sebep ola-

bilir. Sınavı bir ölüm kalım meselesi gibi gören aşırı panik arkadaşlarınızın tesirinde kalmamalısınız. Psikolojinizi

olumsuz etkileyen arkadaşlarınızın yerine, pozitif enerji aldığınız kişilerle vakit geçirmeniz sizi dinlendirecektir.

Page 13: Köşk Ocak 2016

YGS

11

Sınav akşamı, belgelerinizi mutlaka hazırlamalısınız. Sınava gireceğiniz binayı ve salonu önceden görmelisiniz.

Sınava girmeden önce nasıl bir çevrede, nasıl bir okulda sınava girileceğini görmek sınav adaptasyonunu kolaylaştı-

racaktır. Sınavda rahat edebileceğiniz bir kıyafeti tercih etmelisiniz.

Sınav anı geldiğinde ne kadar hazır olunursa olunsun bazı şeyler heyecanla unutulabiliyor. Bu nedenle bize

dikkat edilmesi gerekenleri hatırlatabilir misiniz?

· Dağıtılan yanıt kartındaki basılı bilgilerin size ait olup olmadığını kontrol edin.

· Yazılması ve kodlanması gereken yerleri yazıp kodlayın.

· Soru kitapçıkları dağıtıldığında kitapçık türüne dikkat edip, kitapçık türünü ilgili bölüme kodlayın.

· Soru kitapçığının kapağındaki Ad-Soyad ve TC Kimlik No bölümlerini kontrol edin.

· Soru kitapçığının sayfalarını inceleyip eksik ya da hatalı sayfa olup olmadığına bakın.

· Sınavda farklı türde soru kitapçıkları olacağından soruların geliş sırası zorluk derecesiyle paralel olmayabilir. Bu

yüzden soruların kolaydan zora doğru sıralandığını düşünmeyin.

· Soruları cevaplamaya en iyi bildiğinizi düşündüğünüz ve kendinizi güçlü hissettiğiniz bölümden başlayın.

Bir soruyu yapamadığınızda endişeye kapılmak yerine sınavda yer alan farklı konulara ait diğer sorulara geçin ve

sadece yeni soruyu düşünün. Soruyla inatlaşmayın!

Turlama tekniği, zamanı etkin kullanmak açısından önemlidir. Öncelikle kolay soruların çözülmesi, zorlanacaklarını

düşündükleri, zaman kaybettirme ihtimali olan soruların daha sonraya bırakılması başarılarını arttıracaktır.

Unutmayın ki, her sorunun puan değeri birbiriyle aynıdır. Yanıtından emin olmadığınız sorulara daha sonra bakmak

üzere boş bırakın.

· Soruların yanıtlarını işaretlerken kodlamalarınızda bir hata ya da kaydırma olmadığından emin olun. Belirli aralık

larla kodlamalarınızı kontrol edin.

· Cevaplarınız bittiğinde, cevaplarınızı son bir kez kontrol edin.

Hepsi bittiğinde öğrenci sınavdan çıktıktan sonra sınav stresi bitse de bu sefer öğrencinin puan ve yerleşme

korkusu öne çıkıyor. Bu süreçte nasıl bir yol izlenmelidir?

Sınavdan sonra özellikle soruların cevapları açıklanıncaya kadar, hatta bazen açıklandıktan sonra bile sınavda

ne yapıldığından emin olunamayabilir. Resmi sonuçlar açıklanmadan önce puanla ilgili her türlü hesaplamanın sade-

ce bir tahmin olduğu unutulmamalıdır. Uzun ve zorlu bir uğraş verdiğiniz ve gösterdiğiniz çabanın da en az sonuç

kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. Ne kadar uzaklaşmak

isteseniz de “Kaç puan alacaksınız? Bu puana göre yazmayı düşündüğünüz bölümler, istediğiniz

bölüme girip giremeyeceğiniz…” gibi sorular gündeminizde çok sık yer alacaktır. Ancak belirsizliğe

tahammül etmek ve bir terslik olursa alternatiflerin neler olabileceğini düşünmek bu dönemin biraz

daha rahat geçirilmesini sağlayabilir.

Yoğun ve yorucu bir hazırlık döneminin sonunda, gireceğiniz bu sınavda hepinize başarılar dileriz.

Rehberlik öğretmenimiz Didem Tangil’e bizimle paylaştığı bilgiler için teşekkür ederiz.

Röportaj: Ebru BOZKURT

11A

Page 14: Köşk Ocak 2016

Meslek Seçimi

12

KARİYER PLANLAMA VE MESLEK SEÇİMİ

Kariyer planlama; kişinin kendi yeteneklerini ve ilgi alanlarını değerlendirerek, kariyer fırsatlarını inceleyerek hedefleri-

ni oluşturmasını ve hedeflerine ulaştıracak yolları belirlemesini içeren bir süreçtir. Kariyer planlaması eğitim ve çalışma haya-

tının her aşamasını kapsar. Kariyer planlamasının en önemli aşaması ise meslek seçimidir.

Meslek seçimi ve kariyer planlama temel olarak iki boyutta ele alınabilir. Bilgi boyutu, kişinin kendisini tanıma bilgisine sahip

olmasını ve seçeceği meslek/mesleklerle ilgili araştırma ve bilgi sahibi olmasını; stratejik planlama boyutu ise kişinin şu anki

durumundan idealinde olmak istediği duruma nasıl ulaşacağı sorularına bulunması gereken cevapları içerir.

Meslek seçimi, sadece gelecekte nasıl bir işte çalışacağımızı değil, nasıl bir yaşam biçimi istediğimizi de belirleyeceği

için önemli bir karardır. Bu karar, bir anda verilen bir karardan çok, yaşam boyu devam eden gelişimsel bir süreçtir. Bir an-

lamda bireyin meslek seçimi, geçirdiği birtakım yaşantılar ve deneyimler sonucunda verdiği bir karardır. Meslek danışmanları,

mesleki karar verme sürecinde kişinin başlangıçta yetenek, ilgi ve değerlerine yönelik bir çözüm üretse de kişinin meslek seçi-

minde sosyal, kültürel yaşantıları olduğu kadar içsel dünyasını oluşturan psikolojik algıları, anne baba tutumları ya da doyurul-

mayan psikolojik ihtiyaçları da mesleki karar verme sürecini etkileyen ve kararlarına yön veren etkenlerdir. Birçok faktörün

etkilediği meslek tercihini yaparken sağlıklı karar verebilmek için cevaplanması gereken sorular vardır.

Hangi Alanlarda Yetenekliyim?

Öncelikle kişinin "Ben neleri yapabilirim?", "Hangi derslerde daha başarılıyım?" sorular ının cevabını kendisine

vermesi gerekir. Yetenek, meslekteki başarıyı ve doyumu etkileyen etkenlerden biridir ve temel gerekliliktir. Seçilecek mesle-

ğin gerektirdiği yeteneğe sahip olmayan kişinin, işinde başarılı olması pek olası değildir. Tam tersi yeteneklerini kullanamı-

yorsa ya da mesleğin gerektirdiği yetenek düzeyi kişinin kapasitesinin altında ise de o meslekte doyum sağlaması mümkün

olmayacaktır. Örneğin, cisimleri üç boyutlu görebilme, bir şeklin açılımını düzlem üzerinde çizebilme yeteneği olan, yaratıcı-

lık gücü yüksek bir kişinin mimarlık mesleği için gerekli yeteneklere sahip olduğu düşünülebilir.

Neleri Yapmaktan Hoşlanırım?

Yetenekler kişinin hangi mesleklerde daha başarılı olabileceğinin, ilgiler ise hangi işleri yapmaktan zevk alacağının gös-

tergesidir. Kişinin hoşlandığı dersler ve işler onun ilgisinin belirlenmesinde en önemli ipuçlarıdır. Burada dikkat edilmesi ge-

reken nokta, "ilginin uzun süreli" olmasıdır. İlgi duyduğumuz alanlar genellikle yetenekli olduğumuz alanlardır. Bazen de ilgi

duyduğumuz alanda yeteneğimiz olmayabilir. Örneğin; müziğe, resme, edebiyata bir çoğumuzun ilgisi vardır. Ancak bu alan-

ları meslek olarak seçecek yetenek düzeyine sahip değilsek bu ilgimizi sadece hobi düzeyinde etkinliklerle sürdürebiliriz. Hoş-

lanarak yapılacak bir işe yönelmek hem başarı hem de mesleki doyumu olumlu etkileyeceğinden mutlu bir hayat sürdürülmesi-

ne katkıda bulunacaktır.

Kişilik Özelliklerim, Seçeceğim Mesleğe Uygun mu?

Meslek seçiminde, kişilik özelliklerinin seçilecek mesleğe uygunluğu da oldukça önemlidir. Örneğin çekingen, içe dö-

nük, ikna gücü düşük biri için pazarlama, politika, hukuk gibi alanlar çok uygun olmayacaktır. Muhasebecilik, bankacılık, gibi

meslekleri seçmeyi düşünenlerin düzenli, dikkatli, kurallara bağlı, sorumluluk sahibi olmaları gerekmektedir. Belirli fiziksel

özellikler ve sağlık koşullarını gerektiren askeri okulları, denizcilik ve havacılıkla ilgili bölümleri seçerken bu koşullara sahip

olunup olunmadığına da dikkat edilmelidir.

Beklentilerim ve Mesleki Değerlerim Neler?

Kişinin yöneleceği mesleğin yetenek ve ilgi alanlarına uygunluğunun dışında kişisel değerlerine ve beklentilerine de uygun

olması gerekir. Kişinin mesleki faaliyet sonucu elde etmek istediği olanaklar, mesleki değerleri hakkında ipucu verir. Bazıları

için iyi bir gelir daha önemliyken, bazıları için akademik kariyer daha ön planda olabilir. Kişi; ünlü olmak, liderlik, yaratıcılığı

kullanma, düzenli yaşam, saygınlık vb. değerlerden kendisi için önemli olanları belirlemeli ve ona bu değerleri sağlayacak

mesleğe yönelmelidir.

Page 15: Köşk Ocak 2016

Meslek Seçimi

13

Herkesin hayat tarzı, karakteri, hayata bakışı diğerlerinden farklı olduğu için, kişinin öncelikle kendini en iyi şekilde ifade

edebileceği, hayat boyu uğraşmaktan sıkılmayacağı ve yapısına uygun olan mesleğe yönelmesi en doğru karar olacaktır. Aşağı-

daki sorular doğrultusunda yapılan değerlendirmeler karar verme aşamasında yardımcı olacaktır.

Hobilerim neler?

Arkadaşlarımla hangi konular hakkında konuşmaktan hoşlanıyorum?

En hoşuma giden meslek nedir?

Eğer yurtdışında eğitim almak için yeterli maddi imkânım olsa, hangi alanda eğitim almak isterdim?

Eğer elime yüklü miktarda para geçse, hangi sektöre yatırım yapardım?

En çok hayran olduğum ve takdir ettiğim rol modelim kim? Neden?

En kolay tamamladığım ve en başarılı olduğum projeler hangi kariyer alanıyla ilgili?

Hangi alanlardaki kitapları okumaktan hoşlanıyorum?

Hangi tür filmlerden hoşlanıyorum?

Hangi yönlerimle ve hangi başarılarımla hatırlanmak isterim?

Şu ana kadar hiçbir deneyimimin olmadığı hangi alanda başarılı olacağıma inanıyorum?

Boş vakitlerimde ne yapmaktan hoşlanıyorum?

Lisede en çok sevdiğim dersler neler?

Ne tür insanlarla daha kolay anlaşabiliyorum?

Hayallerim neler?

Yukarıdaki sorulara verilen cevaplar içinde sürekli tekrar eden noktalar varsa bunlara dikkat edilmelidir. Bunlar özellikle

kişinin ilgi alanlarını belirlemede ve bu alanlarda bir kariyere yönelmesi konusunda ipuçları verebilir.

Üniversite/Bölüm/Meslek Araştırması

Seçilmesi düşünülen meslek/mesleklerin uygun olup olmadığına karar verebilmek için meslekler ve öğrenim koşulları ile

ilgili araştırma ve değerlendirmelerin yapılması önemlidir. Aşağıdaki soruların yanıtlanması bu değerlendirmenin yapılması

aşamasında yol gösterici olacaktır.

Tercih etmeyi düşünülen meslekle ilgili yeterli bilgiye ulaşılmış mıdır?

Bu meslek/bölüm öğrenimi hangi üniversitelerde yapılmaktadır.

Seçilen üniversite, meslek ve buna bağlı öğrenim koşulları karşılanabilecek midir? (Vakıf üniversitesi mi? Özel harcamala-

rı olabilecek bir bölüm mü? -örneğin diş hekimliği, gastronomi- )

Seçilmesi düşünülen bölümden/meslekten mezun olanların ne iş yaptığı biliniyor mu?

Mesleğin bugün ve gelecekteki geçerlilik durumu nedir?

Güncel bilgiler çerçevesinde mesleğin ekonomik koşulları hakkında bilginiz var mı?

İş dünyasındaki son görüşler nelerdir?

Mezuniyet sonrası sektörler arasında geçişi müsait olan bir meslek mi?

Gelecekte öne çıkacak sektörler nelerdir?

Tercih etmeyi düşündüğünüz bölümden mezun olduktan sonra hangi pozisyonlarda işe başlayabilirsiniz?

Bu mesleğin öğreniminin yapılacağı üniversitenin sunacağı koşullar kariyer planınızı gerçekleştirirken ihtiyaçlarınızı karşı-

layabilir mi?

Page 16: Köşk Ocak 2016

Meslek Seçimi

14

Aşağıdaki kriterlerin kariyer hedefleri doğrultusunda incelenmesi oldukça önemlidir.

Üniversitenin;

Akademik/ Profesyonel kadrosu

Burslar (OSYM/ Başarı /Özel Burslar)

Yabancı dil eğitimi

Akademik olanakları

-Bölüm değiştirme, çift anadal, yandal

-Uluslararası bağlantıları (Anlaşmalı Üniv./ Çift Diploma/ Erasmus vb.)

-Kariyer olanakları (Kariyer merkezi/Staj/ Mezuniyet Sonrası)

-Yüksek lisans eğitimi

-İş dünyası ile bağlantıları

Meslekler/Üniversite ve bölümleri araştırma aşamasında

Okul Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Servisi ile bölüm/üniversite/mesleklerle ilgili görüşülebilirsiniz.

Meslek tanıtım seminerleri ve üniversite gezileri hem üniversite hem de meslek/bölüm ile ilgili bir fikir verecektir.

Değişik mesleklerdeki kişilerle görüşmeler ve mesleklerin uygulamalarının gözlemlenmesi mesleğin olumlu ve olumsuz

yanlarını yaşayarak görme imkanı sağlayacağı için çok etkili olacaktır.

Üniversitelerin web sayfalarından üniversite ve bölümlerle ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşılabilir. (ders programları, öğretim

üyeleri, koşullar vb.) Ayrıca üniversitelerin tanıtım birimleri de sorularınıza cevap bulmak konusunda önemli bir kaynak

olacaktır.

Meslek Seçiminde sıklıkla yapılan hatalar

Kendi istemediği halde anne babanın istediği mesleğe yönelmek.

Akran grubunun etkisinde kalmak.

Yetenekler ve kişilik özellikleri göz ardı edilip statüsüne bakılarak meslek seçmek.

Popüler mesleklere yönelmek.

Toplumsal önyargıların etkisinde kalmak.

Üniversite sınavında alınan puana göre tercih yapmak.

Bölüm değil üniversite ya da şehre göre karar vermek.

Sonuç olarak, bu yıllarda yapılan seçimlerin sizlerin geleceğini etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu gün verilecek doğru

kararlar, ileride mutlu bir hayat sürdürmeyi desteklerken, yanlış kararlar ise ileride hep arayış içerisinde olan, enerjisini hep

bu yöne çevirmiş, ya da bu mücadeleyi veremeyecek kadar yorulmuş, umutsuz kişiler yaratacaktır. Günümüzde, mesleğini

sevmediği için doyumsuzluk yaşayan ve iç dengesini yitiren birçok kişi vardır. Çünkü zorlanarak yürütülen bir meslek; dep-

resyon, iş veriminde düşüş, dikkatsizlik, isteksizlik, başarısızlık ve başarısızlığın getirdiği mutsuzluk, kendini değersizleştir-

me, çevreyle iletişim bozukluğu gibi ciddi boyutlu rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Seçeceğiniz mesleğin; başkalarının

(anne-baba-yakın çevre vb.) inançları, düşünce ve ön yargılarına değil kendi ilgilerinize, yeteneklerinize ve mesleki olgunluk

düzeyinize uygun olması gerekmektedir. Meslek seçiminde son kararı veren siz olmalısınız.

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi

KAYNAKLAR:

1) Prof.Dr. Yıldız KUZGUN “Kendini Değerlendirme Envanteri El Kitabı” Ankara 1989

2) Turgut Özal Üniversitesi Kariyer Planlama Uygulama ve Araştırma Merkezi (Karmer)

“Kariyer Planlama ve Geliştirme El Kitabı” Ankara 2011

3) Aktüel PDR

4) www.kariyerpenceresi.com

Page 17: Köşk Ocak 2016

Peri Gazozu

YAŞANMIŞLIK MI BU KADAR İÇİMİZE DOKUNAN?

Türkiye’nin karakteristik coğrafyalarından biri olan Nevşehir’in peri bacaları

diyarından gelen Avanoslu bir oğul, doktor, yazar, oyuncu ve senarist Ercan KE-

SAL. Eğitimine Ankara Siyasal Bilimler’ den başlayıp Ege Üniversitesi Tıp’tan me-

zuniyeti sonrası mecburi hizmetini yaptı. Nuri Bilge Ceylan'ın yönettiği 2010 yapımı

Bir Zamanlar Anadolu’da filmi, mecburi hizmet yaptığı Kırıkkale’nin Keskin ilçesin-

de çekildi. 64. Cannes Film Festivali'nde “Büyük Ödül'ü kazandı. Hekimliğinin yanı

sıra hayallerinde yatan sinema sanatındaki başarısını Türk Edebiyatı ile çocukluğun-

dan beri içi içe olmasına bağlayan Ercan Kesal, sinemacıların dönüp dönüp edebi-

yat okumaları gerektiğini savunuyor.

Hekim kimliğiyle hayatını kazanmaya başlayan yazarımız edebiyat alanında üç

ayrı eser vermiştir. Peri Gazozu bir otobiyografi, Evvel Zaman bir sinema güncesi

ve Nasipse Adayız adlı kitabı ise siyasete atıldığı dönemde yaşadıklarının kurgulan-

dığı bir romandır. Sayın Kesal, hayatı boyunca yaşadıklarını koca bir çileye sarıp

biriktirmiş ta ki babası Gazozcu Mevlüt’ü kaybedip onunla yüzleşmek için yazmaya

başlayana kadar. “Hayatımdaki becerileri, değerleri ve bakış açısını bir öğretmen ya

da bir mühendisin çocuğu olsam böyle şekillendiremezdim.” diyor inanarak tüm

benliğiyle. İç Anadolu’nun bozkırında yükselen peri bacalarının büyülü doğasında sinemacısı, bakkalı, kahvecisi ve

tüm esnafına kasa kasa gazozları götürürken insanoğlunun tabiatındaki farklılıklara şahit olmuştu. Kime veresiye

verilir? Kimin sözüne güvenilir? Tehlikeyi sezinlediğinde ortamdan nasıl uzaklaşılır? Acı nedir veya acıyı bir insan

nasıl yaşar? Ercan Kesal için hayat, insanları ve yaşamı tanımlayabilmek, hatalar yapıp çözüm bularak ayakta kala-

bilmek için içe dokunan zor bir yarışından; Cannes Film Festivali’nde tabakta kalan son karidese Robert De Niro ile

aynı anda uzanıp yiyebilme şansı kadar da süprizlerle doludur.

Peri Gazozu, yazarın gerçek hayatta yaşadığı olayların yaşamının farklı dönemlerindeki olaylarla etkileşimi ile

akıl almaz bir kurgu içeriyor. Çocukluğunda giydiği şeker çuvalından yapılmış iç çamaşırındaki şeker fabrikası mü-

hüründen, hekimliğinde karşılaştığı doğuştan engelli olan ve amcası tarafından tecavüze uğramış çocuğun adliye ta-

rafından mühürlenmiş bileğine, 12 Eylül Türkiye'sindeki ölen gençlerin tabutundaki mühürden karasevda çekenlerin

kalbindeki kara mühüre geçerek zihninin marifetini sergiliyor. “Kalplerimizdeki mührü fek etmenin zamanının çok-

tan geçiyor” olduğunun mesajını vererek hikâyesini sonlandırıyor.

Ege Üniversitesi Tıp öğrenciliği sırasında kalacak yeri olmadığı için boş hasta yataklarında uyuyan ve hastane-

nin karşısındaki kahvede para karşılığı kanını satarak geçim sağlayan insanlarla sohbet eden Kesal’ın kaleme aldığı

hikayeler, mecburi hizmet için Ankara’ya gittiğinde başlıyor. Anadolu’da hekim, hastanın tüm mahremiyetini sır

olarak saklayan ve bu nedenle her şeyin açıkça anlatıldığı bir makamdır. Kitabı okuduğumda en çok etkilendiğim

öykülerden biri, hamileliğini öğrenirse kendisini öldüreceğini bildiği ailesinden karnını saklamak için sımsıkı sardığı

karnının büyümesini engelleme çabasındaki kadının öyküsüydü. Gün gelip doğum başlayınca hastalandığını düşünen

abisi ile kasabanın doktoruna giden kızın durumu karşısında doktor yaşamsal bir karar vermek zorunda kalıyor. He-

kim, kızın yalvarışları karşısında çaresiz kalıyor. Siz olsanız ne yapardınız? Durumu açıklayıp hem anne hem de be-

beğin ölümüne sebep olmak mı? Çünkü namusuna laf getiren kardeşini hoşgörüyle karşılamayacağı kesin bir abi ka-

pının önünde bekliyor. İkisini de yaşatmak mı? Sonucunu kestiremediği bir hikâyenin parçası olmaktır bazen hekim-

lik. “Hikâyenin sonu: Bebek oğlan. Doğumu gizlice tıp merkezinin ebesine, ebenin evinde yaptırdım. Kız ve abisi

memleketine döndüler. Kara gözlü bebeği ise ebeye teslim ettim ve ona verebildiğim tek şey adı oldu.”

“İnşallah ölmüştür.” diyen bir doktorla karşılaştınız mı hiç?

Oğlu mutfakta en sevdiği yemek olan mantıyı yerken babasının yan odada hayata gözlerini yumduğunu söyle-

meyen annenin neyi beklediğini tahmin edebilir misiniz?

Cezaevinde çıkan yangın sırasında mahkûmların imdat çığlıklarına karşılık “Size ıslak battaniye atacağız, kur-

tulacaksınız.” diyen gardiyanlar ne kadar kötü niyetli olabilirler?

Duyguların yoğunluğunun içinize işleyeceği bu otobiyografik romanı okurken izleyeceksiniz. Kullanılan dilin

sadeliği, olayların ilişkilendirilmesindeki ustalık, karakterlerin gerçek hayatın içinden olmasıyla beraber anlatımdaki

görselleştirme tekniği ile film tadında bir kitap okuyorsunuz. Ölüm ve yaşam, aile ilişkileri, aşk ve insanlığa dair ger-

çek hikâyeler ile kendi sesinizi derinden duymanız için bu kitabı kalbinize hediye etmenizi öneriyorum.

Kesal, Ercan. Peri Gazozu. İstanbul: İletişim,2013.

Sevgi Arıoğlu

Kütüphane Sorumlusu

15

Page 18: Köşk Ocak 2016

Soysuzlar Çetesi

16

SOYSUZLAR ÇETESİ (INGLOURIOUS BASTERDS)

IMDB’den alınan 8,3’lük bir puan ve

yönetmen koltuğunda Quentin Tarantino.

Tennessee, Amerika doğumlu usta aktör hak-

kında ne söylesek az. Film tarihine damga

vurmuş birçok filmin yönetmenliğini yapmış

olan 1963 doğumlu yönetmen, böylesine ak-

siyon dolu filmlerle de karşımıza çıkıyor.

Soysuzlar Çetesi filminin eleştirisine geçme-

den önce Tarantino’nun daha önceden yönet-

tiği filmlere kısaca göz atalım. Pulp Fiction

(Ucuz Roman), Django Unchained (Django

Zincirsiz), Reservoir Dogs (Rezervuar Köpek-

leri) ve Kill Bill serisinde yönetmen koltuğu-

na oturmuş ve tarihin en kült filmlerini yarat-

mış bir ustadan Brad Pitt, Melanie Laurent,

Christoph Valtz ve Eli Roth gibi kaliteli bir

oyuncu kadrosuna sahipken kötü bir film çıkarmasını bekleyemezsiniz.

Inglourious Basterds yani Soysuzlar Çetesi hakkında kaba taslak bilgi verelim. Başta da söylediğimiz gibi

Quentin Tarantino'nun yazdığı ve yönettiği 2009 yapımı filmdir. Tarantino,İkinci Dünya Savaşı sırasında geçen

filmin ismi için, İtalyan asıllı yönetmen Enzo Girolami Castellari'nin 1978 yapımı filmi Quel Maledetto Treno

Blindato'dan ilham aldı. Filmde, Brad Pitt (Teğmen Aldo Raine), Christoph Waltz (Albay Hans Landa), Diane

Kruger (Bridget von Hammersmark), Mike Myers (General Ed Fenech), Samuel L. Jackson (Anlatıcı) gibi isimler

oynadı. Daha önce de belirttiğimiz gibi oyuncu kadrosu çok sağlam ve kaliteli. Film, yönetmen Tarantino'nun en

yüksek gişe hasılatı elde eden yapımı olmakla birlikte, dünya çapında, sinemalarda 321.000.000 $ hasılat elde ede-

rek ticari olarak başarılı olmuştur. Çıktığından bu yana 7 sene olmasına karşın hâlâ ilk gün yarattığı atmosferi ko-

rumayı başaran bir filmdir. En İyi Film ve sekiz Akademi Ödülü adaylığı dahil olmak üzere birçok ödül ve adaylık

aldı. Genel olarak kazanılan ödüllerin yanı sıra oyuncular açısından birçok bireysel kazanımı da olduğunu söyleye-

biliriz. Hans Landa rolüyle Christoph Waltz, Cannes Film Festivali’nde hem En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü, hem

de BAFTA Ödülü’nü, Altın Küre Ödülü ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Akademi Ödülü’nü kazandı.

Film Naziler ve Yahudiler arasındaki amansız savaşı anlatıyor. Savaşı öncelikle bir ailenin gözünden anla-

tan filmde sonra zaman geçiyor ve o aileden tek sağ kurtulabilen kızın gözünden film anlatılmaya devam ediliyor.

Sadece tek bir bakış açısına bağlı kalmayan filmde birçok hikaye yer almakta ve filmin sonunda bütün karakterle-

rin yolu bir sinemada kesişmektedir. Hevesinizi kaçırmamak için filmle ilgili pek fazla ipucu vermek istemeyerek

konuyu burada bırakıyorum.

Birçok politik mesaj barındıran ve eleştirel yanı fazla olan bu filmle ilgili birkaç not paylaşmak istiyorum.

Filmin adındaki kasıtlı yazım hataları, filmin çok-dilli anlatısına bir gönderme olsa gerek. Ayrıca, 'inglorious' keli-

mesinde ikinci hecede fazladan türeyen 'u', u sesi için 'o, u' seslerini bir arada kullanan Fransızcayı -ki glorious sı-

fatının Fransızca karşılığı (eril kelimeler için) 'glorieux'dür- anıştırarak, 'basterd' kelimesi de alt orta tabaka İngiliz-

ce-konuşanlara (ayrıca İrlandalılara) has bir yanlış kullanım olarak, filmde özellikle de Brad Pitt'in canlandırdığı

Teğmen Aldo Raine karakteri özelinde işlenen 'Amerikalıların İngilizce'den başka bir dil konuşamıyor olmaları'na

yönelik eleştirinin, 'zaman zaman İngilizce bile konuşamadıkları' imasını da bünyesinde barındıran bir metaforu

gibi okunabilir. Filmin adından bile bu kadar şey çıkarabiliyorsak düşünün senaroda neler ile karşılaşacağız?

Hans Landa karakteri için ilk düşünülen isim Leonardo DiCaprio’ymuş fakat sonra Tarantino bu rolü Al-

manca konuşabilen bir aktörün canlandırmasının daha iyi olacağına karar vermiş ve rol Christoph Waltz'a verilmiş.

DiCaprio ise bu sebeple Tarantino'nun sonraki çekeceği filminde herhangi bir rol için erken rezervasyon

Page 19: Köşk Ocak 2016

Soysuzlar Çetesi

yaptırmış olmuş.

Almanya'da doğup büyümüş ünlü oyuncu Til Schweiger o zamana kadar kendisine gelen Nazi film ve rol

tekliflerini hep geri çevirmiş ve bu yönüyle nam salmış bir isim. Soysuzlar Çetesi filmindeki rolü kabul etmesinin tek

sebebi ise canlandırdığı karakterin Nazileri öldürmesiymiş.

İngilizce diyaloglu filmlerdeki iyi performanslarından dolayı Diane Kruger’ı Amerika'nın yerlisi sanan Ta-

rantino, Kruger'ın oynayacağı karakterin Almanca diyaloglarındaki aksanı gerçekleştiremeyeceği konusunda şüpheye

düşmüş. Oyuncu seçmelerinde ana dili Almancayı akıcı bir şekilde konuşan Kruger, Tarantino'nun bu süphelerini

boşa çıkarmış.

Film ile ilgili bu kadar not paylaşmamızın ardından beni rahatsız eden bir şeye değinmek istiyorum. İnternette

dolaşırken “Maalesef yahudi hegemonyasındaki Holywood'un ikiyüzlü bakış açısını sergileyen ve satılık bir yönet-

mene çektirdiği sinemasal değeri olmayan bir yapım” gibi yorumlarla karşılaşıyorum. Ama bir filmi değerlendirirken

dikkate almamız gereken şey tarihi doğruluğu olmamalı. Film estetik olarak izleyicide zevk uyandırıyorsa ve müzik,

senaryo, oyunculuk ve grafik açısından iyiyse başarılıdır. Yahudi hegemonyası gibi faktörler zaten filmin bir sanat

yapıtından fazlası olmadığını bilen izleyici için önemli değil ve zaten olmamalıdır.

Filmin tek kötü yanı 2 saat 33 dakika gibi bir uzunluğa sahip olması. Bazen dikkatiniz dağılabilir ama onun

dışında filmin kalitesini etkileyecek olumsuz bir faktör yok. Bence izlemeniz gereken önemli bir Tarantino başyapıtı.

Şimdiden iyi seyirler, iyi eğlenceler..

Boran Akçalı

10A

17

Page 20: Köşk Ocak 2016

Oyunlardayız

18

OYUNLARDAYIZ

Nasıl hatırlamadığım hakkında en küçük bir fikrim yok küçükken oynadığım oyunları. İlk hatırladığım

oyunum ilkokulun bahçesinde oynadığımız, mendil kapmaca ve tren oyunları. Öyle çok hoş anılarım da yok. Tom-

bul bir çocuktum ve trenin en arkasındaki eleman bendim. Zaten en arkada olduğumu da çarptığım bir ağaç ve ka-

nayan ağzım dolayısıyla hatırlıyorum. Sokaklarda oynadığımız misketler, saklambaçlar, birdirbirler, körebeler…

Belki de bunları sokakta oynayabilen son İstan-

bul çocukları olduk.

Ortaokul yıllarımdı. Harçlıklarımdan

para toplayıp atari seti almıştım kendime. Hani

günümüzde PS4 ve XBOX One serileri var ya

işte onların ataları. DVD, CD falan yok o za-

manlar. Disket denen teknoloji bile yeniyken

atarilerimiz için kasetlerimiz vardı, bugün cebi-

mizde taşıdığımız harddisklerden azıcık küçük,

üstünde kocaman 9999 GAMES yazanlardan.

Oysa içinde on tane oyun belki vardı. Babam

kızar diye gizlice almış, anneannemin yazlığına

götürmüştüm. Çok paraydı.

Ortaokulun sonuna doğru bilgisayarlar

girmişti hayatıma, artık bütün oyunlar oraday-

dı. Günümüz çocuklarının yüzüne bile bakmayacağı grafiklere hayranlıkla bakıyorduk. DOOM, Age of Empires

sadece demolarını oynayabildiğimiz oyunlar. Crack denen şeyi bilmememizi geçin, bilgisayarımız yoktu ki... Kü-

tüphane, laboratuvar gizlice oyun oynadığımız yerlerdi. O zamana kadar hâlâ masumdu oyunlar. Ailemiz kızınca

kapatırdık makineyi, tekrar açınca kaldığımız yerden devam ederdik. O zamanlar biz oyunlara bağlı değil, oyunlar

bize bağlıydı.

Çevirmeli ağ bağlantısının

o unutulmaz sesiydi aslında oyu-

nun kurallarını değiştiren çünkü

o zamana kadar sosyalleşmek

için sokağa ve okula bağımlıyken

oturduğumuz yerden tüm dünya-

ya bağlanır hale gelmiştik. Üste-

lik bu yeni düzene ilk ayak uydu-

ranlar da oynadığımız oyunlar

olmuştu. Online oyunlar dünyası

parıldayan yeni bir dünya idi.

Biraz ilgisi olan girdaba kapıl-

maktan kendisini kurtaramıyordu. Oynadığım oyunları unutmuşum biraz ama OGAME hâlâ aklımda. Masum bir

gezegen kurmaya kalkarken kendinizi galaksiler arasında savaşan bir general olarak buluyordunuz. Karşınızdaki

onlarca oyuncuyla kıyasıya bir rekabet içinde galaksinin en iyisi olabilmek için saatleriniz size yetmemeye başlı-

yordu. İşin enteresan yanı bu yeni dünyada, siz bilgisayarınızı kapatsanız bile hayat devam ediyordu. İşte bu yeni

düzen sizi kendine bağlıyordu ve orada olmadığınız her an ordularınız , halkınız tehlike altındaydı. Ve bu bir anda

Page 21: Köşk Ocak 2016

Oyunlardayız

olmamıştı. Merak etmiş, zaman içinde orada yaşamaya başlamıştık. Zehir kanımızda yavaş yavaş ilerliyordu. Bağım-

lılık denen şeyi en olumsuz anlamda yaşıyorduk. Gecenin 3’üne saat kurup kalktığımı, galaksi filomun durumunu

değiştirdiğimi çok net hatırlıyorum.

Tüm bu sanal alem, size hiç bilmediğiniz yerlerden, hiç tanımadığınız insanları tanıma imkanı veriyordu,

doğru ama sokağa çıktığınızda selam verebildiğiniz, yüz yüze muhabbet edip hikayelerini dinlediğiniz insanlar değil-

di bunlar. Oyundan çıktığınız, monitörü kapattığınız anda yalnız kalıyordunuz. Kalabalık içindeki yalnız insanlar

olmaktan başka bir şey değildi bu.

Şimdinin çocuklarını bekleyen bu acımasız dünya yalnız değil aslında zira çuvaldızı kendimize de batırmalı-

yız. Bağımlılığın pençesine kendi ellerimizle bırakıyoruz çocukları. En basit örneğini kendi hayatımdan vermek isti-

yorum. Çocukluğumda komşunun ağacına daldığım, bir başka komşunun bahçesindeki salıncakta sallandığım yerde

yaşıyorum hâlâ. Kocaman bir farkla… Bugün kendi çocuklarımı mahallemde sokağa çıkaramıyorum, tüm bahçeli

evlerin yerini koca koca binalar almış, boş sokaklar arabaların işgalinde. Enerjisini atamayan çocuklarım var maale-

sef. Üstelik akşam eve geldiğimde kızım “Baba resim yapalım.” , “Baba saklambaç oynayalım.” , “Baba uçur beni.”

dediğinde, oğlum paytak paytak yanıma gelip kucağıma tırmanmak istediğinde karşılarında işten dönmüş yorgun bir

adam görüyorlar. Tüm bunlar eminim sizin için de geçerlidir. Eğitimciyim, yıllardır gözlemliyorum ama iş çocukları-

mı yetiştirmeye geldiğinde hayal ettiğim adam olamıyorum.

Sözün özü, çocuklarımız enerjilerini sağlıklı olarak atamadıklarında, bizlerle gerçekten kaliteli vakit geçire-

mediklerinde başka şeyler arıyorlar ve günümüz dünyasında aradıkları aramadıkları çok şey bulacaklar. İstediğimiz

gibi olmadıkları için onlara kızmadan önce aynaya bakalım, kendimize çeki düzen verelim.

Mahmut Cem Demirhan

Bilişim Teknolojileri Koordinatörü

19

Page 22: Köşk Ocak 2016

Londra

20

BİZE NELER ANLATACAKSIN LONDRA?

Şehirlerin insanlar üzerindeki etkileri hep ilgi-

mi çekmiştir. Bu yüzden yeni şehirler görmeyi çok

severim. Sonrasında kendimce kategorilendiririm bu

şehirleri kafamda. Hangilerinde yaşamak isterdim,

hangileri canlı şehirler, hangileri biraz karanlık? Gitti-

ğim şehirlerin bana neler anlattığını duymak, neler

hissettirdiğini anlamak isterim çünkü ancak o şekilde o

şehirleri gerçekten keşfettiğime inanırım. Sonuçta şe-

hirler, insanların onları anlamlandırmasıyla ve oralarda

yaşadıklarıyla değer kazanıyor. Bu yüzden ben de gez-

diğim şehirler arasında benim için en özel olanı,

“Burada yaşayabilirim.” cümlesini bana ilk kez kurdu-

ran Londra’yı sizlere anlatarak yeniden keşfetmek

istedim.

Londra’ya gitmeden önce orada yapacaklarımızı

planlarken çok heyecanlıydık. Orası uzun zamandır

görmek istediğimiz bir yerdi ve orada yapmak istediği-

miz çok şey vardı. Bu heyecanla Londra uçağına bin-

dik ve seyahat başlamış oldu. Şehre indiğimiz andan

itibaren her şey çok güzel ilerlemeye başladı. Vize

kontrolündeki görevliyle futbol hakkında konuşmak

bile, seyahatin ne kadar keyifli geçeceğinin bir göster-

gesiymiş. Havaalanından otele metroyla gidecektik.

Önceden yaptığım araştırmalarda “Oyster Card” diye

bir ulaşım kartı olduğunu öğrenmiştim. Havaalanında-

ki metro istasyonundan o kartı aldık. İçine kalacağımız

günler boyunca bize yetecek kadar para yükledik ve

gezimiz boyunca bir daha bilet almamıza gerek kalma-

dı. Şunu söylemem gerekir ki Londra metrosu hakkın-

da birçok güzel şey duymuştum ve bunların hepsinin

haklı olduğunu daha ilk gün metro haritasına bakarak

anladım. Şehrin her yerine metro hattı vardı ve bu, ge-

zimizi oldukça kolaylaştıran bir etken oldu. Bir insan

gittiği şehrin metrosunu özler mi? Açıkçası ben özlü-

yorum! Metroyla otele vardığımızda hava kararmaya

başlamıştı, biz de günü şehirde yürüyüş yaparak kapat-

mak istedik. Biraz yürüdükten sonra Londra’nın meş-

hur meydanı Trafalgar Meydanı’na ulaşmıştık. Otelin

bu kadar merkezi olması bizi çok mutlu etmişti. Co-

vent Garden, Trafalgar Meydanı, Big Ben gibi turistik

yerlere yürüme mesafesindeydik. Diğer yerler için de

metro zaten bize oldukça yardımcı oldu. Daha o gün

Trafalgar Meydanı’nda inanılmaz bir kitapçıya rastla-

dım. Adı “Waterstones” olan bu kitapçının içinde her

türden bir sürü kitap bulabilirdiniz. Oradaki kitapları

ne kadar inceledim hatırlamıyorum. Spor kitaplarının

olduğu raflara dalmış bakarken bir fotoğrafım olduğu-

nu biliyorum sadece. Daha ilk günden Londra bizi çok

büyülemişti doğrusu. Her yerdeki kırmızı otobüsler,

havanın ılık olması ve fotoğraflarda gördüğümüz güzel

yerlerin içinde içinde bulunmak bizi çok mutlu ediyordu.

Londra’daki ilk tam günümüze tabii ki de bir stadyum

gezerek başlayacaktım. Erkenden metroya atlayıp, Kuzey

Londra’nın yolunu tuttuk. İngiltere’nin en sevdiğim

Page 23: Köşk Ocak 2016

Londra

21

takımı Arsenal’in görkemli stadı Emirates’e gidiyorduk.

Stadyum turuyla başladık ve soyunma odalarından, basın

toplantısının olduğu yere kadar stadın her yerini gördük.

Tribünlerde oturduk, futbolcuların geçtiği tünelden geçip

sahaya bile ulaştık! Cidden benim gibi bir spor aşığı için

inanılmaz bir deneyimdi. Stadyum gezisinin ardından

Londra’yı bir de tepeden görelim diye şehrin simgelerin-

den biri olan London Eye’a bindik. Yavaş hareket eden bu

dönme dolabın içindeyken Londra’yı bütün güzelliğiyle

görüyorsunuz. Günün geri kalanında Big Ben, Ulusal Ga-

leri (National Gallery) gibi Londra’yla özdeşleşmiş yerleri

de gezdik.

Ertesi gün bir başka güzel rota daha bizi bekliyordu.

İlk olarak erkenden Buckingham Sarayı’na gittik. Nöbet

değişiminin hangi gün olduğuna bakıp ona göre gelmiştik.

Sarayın önünde çok büyük bir kalabalık vardı. Biz de diğer

herkese katılıp nöbet değişimini izledikten sonra, saraya

yakın olan Hyde Park’a doğru yürümeye başladık. Hyde

Park’a adımımızı attığımız an büyülendik doğrusu. Göz

alabildiğine yeşillik, bisiklet yolları, kafeler, göl… Her

şey çok güzeldi. Biz de atıştırmalık bir şeyler alıp çimlere

oturduk. Hayatımdaki en huzurlu anlardan biriydi. İnsanlar

bisiklete biniyor, spor yapıyor, dolaşıyordu ve herkes çok

mutlu gözüküyordu. Orayı gördükten sonra İstanbul’da

öyle yeşillik alanların olmadığına daha da üzülmeye başla-

dım. Bir gün herkes tarafından İstanbul’daki o büyük bina-

ların insanları mutlu etmediği, tam tersine insanlara zarar

verdiği anlaşılacak ama çok geç olacak. Hava biraz soğu-

maya başladığı için akşam üstü istemeye istemeye Hyde

Park’tan ayrıldık, ama tabii ki yarın tekrardan gelme kararı

alarak! O gün ayrıca balmumu heykellerin sergilendiği

Madame Tussauds Müzesi’ni ve Londra’nın en önemli

alışveriş caddelerinden Oxford Caddesi’ni de gezmeyi ih-

mal etmedik ve üçüncü günümüz böyle geçti. Artık dör-

düncü ve Londra’daki son tam günümüze gelmiştik. O gün

hava biraz kapalıydı ama bu bizi Londra’yı keşfetmeye

devam etmemizden alıkoyamadı. Bu sefer ulaşımımızda

bir farklılık yapıp Londra’nın meşhur iki katlı kırmızı oto-

büslerine binmiştik. İlk olarak Tower Bridge’e doğru yol

aldık. Thames Nehri’nin üstünde yükselen köprü, Lond-

ra’daki en beğendiğim yerlerden biri oldu. Köprünün içine

girip, nasıl yapıldığı ile ilgili animasyonlar seyrettik. Daha

sonra da üst katına çıktık. Üst kattaki en ilgi çekici şey yer-

lerin bir kısmının cam olmasıydı. Ayrıca duvarlarda dünya-

nın önemli köprüleri hakkında bilgiler bulunmaktaydı. Bu-

radan ayrıldıktan sonra ünlü Britanya Müzesi’ni (British

Museum) gezdik ve eski uygarlıklardan, milletlerden kal-

ma birçok eseri görme şansımız oldu. O gün ayrıca Lond-

ra’nın ünlü caddelerinden Regent’s ve Carnaby caddelerini

de gezdik. Son olarak da bir gün öncesinde karar verdiği-

miz gibi yeniden Hyde Park’a gittik, çimlerde oturduk,

sincapları gördük ve buradan nasıl ayrılacağımızı düşünüp

durduk. Döneceğimiz günün sabahında kısa bir za-

man içinde Londra Ulaştırma Müzesi’ni gezdik ve

otelimize yakın olduğu için biraz da Covent Gar-

den’da vakit geçirdik. Sonrasında havalanına doğru

yola koyulduk . İstanbul’a dönüş yolunda aklımızda

sadece Londra vardı.

Aylar önceki bu seyahat hakkında yazarken

içimdeki Londra özlemininin çok fazla olduğunu

hissediyorum. Londra’da bir turist gibi değil, sanki

orada yaşıyormuş gibi bir beş gün geçirmiştik. So-

kaklarında bolca yürümüş, toplu taşımasını kullan-

mış ve birçok yer görmüştük. Sokak sanatçıları,

güzel restaurantlar, kibar insanlar… Beklediğimden

daha çok etkilenmiştim doğrusu.

Umarım tekrardan kavuşabiliriz Londra.

Biliyorum ki bana anlatacak daha çok şeyin var!

Başak CAN

12C

Page 24: Köşk Ocak 2016

Çerkes Mutfağı

22

Güzel Anadolu’mun zengin kültür mozaiği

içinde Kafkas kökenli vatandaşlarımızın yeri, gerek

vazgeçemedikleri örf ve adetleriyle gerek zarafetleriyle

gerekse birbirinden lezzetli mutfak lezzetleriyle bir

başkadır her zaman. Abhas, Çerkes, Gürcü mutfakları-

nın Kafkasya’dan Türkiye’ye yolculuğunda bin bir

farklı lezzetle bir araya geliriz. Yurdundan uzak düşüp

de yurdunun kültür dokusunu bu kadar güzel taşıyan

insanlarımızın başında gelir Çerkesler. Anadolu gastro-

nomisiyle uğraşan kişilerin de çok iyi bildiği gibi Çer-

kes yemeklerinden birçoğu dinamiğini korurken birço-

ğu da öbür dünyaya göçen yaşlılarıyla birlikte unutul-

maya yüz tutmuştur. Tepeden tırnağa çiçek açmış ye-

mek kültürü, öyle bir dokudur ki bir milletin etnik ya-

pısını en az ana dilleri kadar canlı tutar. Hele özel gün-

lere has yemekleriyse o günlerin toplumsal dengeyi

sağlayabilmek için ne kadar önemli olduğunun en be-

lirgin göstergesidir. Aslında Çerkes yemeklerini anla-

tan hatta bu yemeklerin tariflerini bire bir veren birçok

yemek kitabı bulunmaktadır. Fakat hepsinin içinde tek

bir şey eksiktir: tarihsel dokunun ve geçmişten gelen

sevginin lezzetlere katkısı. İşte bu tarihsel dokulardır

ki çağlar ötesinden gelen lezzetleri buram buram ye-

meklerin içine taşır.

Ben bu yazıda kaybolmaya yüz tutmuş Anado-

lu mutfak kültürlerinden Çerkes mutfağının izlerini

farklı yönleriyle sizlere sunmayı amaçladım. Çerkes

mutfağını seçmemin temel sebepleri arasında Topkapı

Sarayı’nın son Çerkes aşçılarından olan ve lakabı

“Saraylı” olan rahmetli babaannemi anmak, bir diğeri

ise bu mutfağın bağlı olduğu kültürü en canlı şekilde

taşıyan mutfak olduğuna inanmamdır.

Kuzey Kafkasya halkı 19. yüzyılın ortaların-

dan başlayarak siyasi zorlamalarla Anadolu’ya göç

etmeye başlamışlar. Aslında göç olgusu kültürel kim-

liklerinde ister istemez değişiklere yol açmış. Ancak

Çerkesler yemekleri kadar sofra adabına sadık kalmış-

lar. Her yemek masasının bir hiyerarşisi bulunmakta.

Sofranın başköşesinde oturan ailenin büyüğü

“thamade”nin yemeğin bereketi üzerine yaptığı konuş-

masıyla başlanır ziyafete ve sohbeti yemek boyunca o

yönetir.

Her kültürün olduğu gibi Çerkesler’in de mutfakların-

da vazgeçilmez baharatları, bakliyatları ve sebzeleri

bulunmaktadır. Tabii onları en iyi tanımlayan baharat

şüphesiz ki “ahuska”dır. Hem taze hem de

KAFKASYA’DAN ANADOLU’YA BİR LEZZET YOLCULUĞU:

ÇERKES MUTFAĞI

Page 25: Köşk Ocak 2016

Çerkes Mutfağı

23

tohum olarak tüketilen bu baharat, Gürcü mutfağının

“kinzi” olarak adlandırdığı, Batı’da “kişniş” olarak anı-

lan, Erzurum dolaylarında “aşotu” olarak adlandırılan

maydanozgillerden sayılır. Herkesin saksıda kolaylıkla

yetiştirebileceği bu baharatın kendine has öyle bir rayi-

hası vardır ki bazı Çerkes yemekleri için önemli bir

sırdır bu. Bu mutfakta ahuskanın tohum halini öğütüp

bol sarımsak, kaya tuzu ve biber salçasıyla ezilerek ya-

pılan bir vazgeçilmez vardır ki Çerkesler ona

“pırpılçıka” adını verirler. Kışlık salçayla birlikte her

sonbahar pırpılçıka üretilir evlerde. Hemen hemen her

tür bakliyat yemeğinde kullanılan bu malzeme her Çer-

kes mutfağında mevcuttur. Yine ekmek niyetine yemek

yanında tükettikleri “mamursa”, günümüzde “pasta”

olarak adlandırılır. Tabii akıllara hemen kremalı bir

pasta gelmesin. Bu pasta öyle bir pastadır ki fırınlanmış

mısır ununun az tuzla birlikte sıcak suya salınmasıyla

yapılır. Lapa kıvamında koyulaşınca bir sofra bezi üze-

rine ters çevrilerek yuvarlak şekil verilen pasta, henüz

sıcakken ince urganla kesilir ve soğuması beklenir. Bar-

bunya ezme ve Çerkes tavuğuna bandıra bandıra yenilir

ki tadına doyum olmaz. Aynı zamanda Çerkez tavuğu-

nun yapımında bayat ekmek yerine kullanılırsa orijinal

yemeği elde etmiş olursunuz ki bu da benden size bir

tavsiye olsun. Bu mutfağın diğer lezzetlerine gelince

pırpılçıka, ceviz ve tuzsuz biber salçasıyla yapılan bir

kahvaltılık vardır ki ona da “acuka” derler, kahvaltı

masalarının bir vazgeçilmezidir. Sevgili Nedim ATİL-

LA’nın araştırmalarında bahsettiği üzere Evliya Çelebi,

Seyahatname’sinde Çerkeslerden şöyle bahseder:

“Ekseriya darı unundan yapılmış pasta yerler, yani darı

unun katıca pişirip top top edip sezbale (Koyun yoğur-

du, yeşil erik, taze kişniş ve yumurta sarısıyla yapılan

ve çok sevilen bir yiyecektir.) batırıp yerler. Cevizi ha-

vanda dövüp hardal ve tuz karıştırıp kaselere korlar ve

cevizin yağını çıkartıp kırmızı Frenk biberi ile dövüp o

kırmızı ceviz yağıyla peynir yağını mezkur sezbal içine

korlar ve buna pasta banarak yerler. Ve dahi, semiz ko-

yun ve kuzuları, başı ve boynuzları ve tırnakları, ciğer-

leri ve böbrekleriyle suyun içine korlar pak pakize yedi

kat suda yuyup arındırırlar. Mezkur koyunu büsbütün

pişirip ziyafet sofrasına getirirler. Öyle bir pişirirler ki

sanki ilik olur. Çerkesler dağlardan avladıkları karaca,

sığır, ve tablalı avlarını dahi böyle pişirirler kim leziz

olur”. Çerkeslerin içecekleri de Evliya’nın ilgisini çek-

miş: “Cümle, at sütü kımızı, taklan, ayran, kurud ayranı

ve keskin bal şerbetleri, tatlı bal suları, tatlı maskıma

bozaları içerler. Ekseriya su içmezler.” sözleriyle ye-

meğin tarihsel boyutunun büyük oranla günümüze ta-

şındığını görmekteyiz. Kültürünü tarih ötesine taşıyan

bu mutfağı en kısa zamanda denemeniz dileğiyle…

Zeynep TEKBAŞ

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

Page 26: Köşk Ocak 2016

Hayata Dair

24

SORUNLARIMIZ YA DA SORUN ETTİKLERİMİZ

Bazen üstesinden gelemeyeceğimizi düşündüğümüz sorunlarla karşılaşırız. Bunları aşmak, kafamızdan defet-

mek çok güçtür bizim için. Nasıl bu sorunu çözeceğimizi bir türlü bilemeyiz. İşte bu zamanlarda kendimizi üzmek

ancak o olayın etkisini büyültmeye yarar. Tabii ki şimdi diyeceksiniz ki ‘söylemesi kolay’. Belki de söylemesi kolay

ama denemesi de kolay. Demek istediğim, ah vah edip olayı büyütmek yerine soğukkanlı davranarak ilk önce proble-

min dibine inmemiz yani sorunun esas kaynağını kavramamız gerekir. Sorunun nereden kaynaklandığını anladıktan

sonra bu sorunu çözmek adına ilk adımı atmış bulunuruz.

Öte yandan sorunun büyüklüğü ne olursa olsun ilk aklımıza gelenlerden biri de kendimizi ya da başkasını

suçlamaktır. Peki ya bir suçlu yoksa? Ya da suçlar ortaksa? Anlatmak istediğim şey şu ki bu sorunumuz hakkında

yapacağımız yargılamaları adil yapmak ve gerekli öz eleştiriyi de yaparak çözüme gitmeye çalışmalıyız. Aksi takdir-

de kendimizi sürekli çıkmaz sokaklarda bulabiliriz.

Hadi diyelim ki soruna dair değerlendirmelerimizi adil yaptığımıza inanıyoruz. Sonrasında sonuç ne olursa

olsun yani bizim için yıkıcı da iyi de olsa hayat hâlâ devam ediyor. Cemal Süreya’nın dediği gibi ‘Hayat kısa/ Kuşlar

uçuyor’ demeliyiz. Acaba bu sözde ne denmek isteniyor diye düşündüğümüzde her şeye rağmen hayatın devam ettiği

akla geliyor. Hayatın üzülmek için çok kısa olduğunu da anlarız bu dizelerden tabii ki. Gerçekten hayat çok kısadır.

Hani derler ya göz açıp kapayıncaya kadar. Heh, işte o kadar! İşte hayatın uzunluğunun tanımıdır, o. Hayat bu kadar

kısayken bizim küslüklere, kırgınlıklara, hüzünlere yer vermemiz akıl karı değildir.

Tekerlekli sandalyeyle yaşamını sürdürmeye çalışanlar varken bizim olur olmaz şeylere üzülmemiz kırılma-

mız biraz yersiz olmaz mı? Aslında biz şanslıyız, biliyor musunuz? Ama farkında değiliz şanslı olduğumuzun. Hani

mutsuzluktan öldüğümüz o günler var ya, o günler! 0nlar bazılarının hayali, bizim için ise çok küçük ve kötüler. Bel-

ki de anlamsızlar ancak kimileri için paha biçilemezler. Bunun farkına varacağımız yerde, biz gene olağanüstü hep

daha fazlasını isteyen hayaller kurar, öyle mutlu olmaya çalışırız. Aslında biz hayallerdeki o mutlu insanlarız ama

daha haberimiz bile yok. Eğer bu güzel günleri görebiliyor, yürüyebiliyor, duyabiliyorsak zaman zaman şükretmeli-

yiz.

Belki de zaman zaman kendimizi üzmek için bir şeyler arıyoruz. Bazen de “Kim ne dedi?” tarzı sorularla

insanları gereğinden fazla dikkate alırız. Kim ne dedi, diye yapmadıklarımız var ya ya da yapmaya cesaret edemedi-

ğimiz şeyler, işte onlar bizi öldürür asıl, kötü sonuçlar değil. O suçluluk duygusu bizi bitirir. O yüzden hiçbir zaman

“Acaba?” diyerek kendinizi geri çekmeyin.

Unutmayın, hayatımızdaki olumsuzluklar bizi güçlü kılar ve de özgürleştirir. İşte asıl güçlü ve özgür olduk-

tan sonra hiçbir sorun bizi alt edemez. Sonunda da bu dünyada sağlık dışında aşılamayacak sorun olmadığını anlarız.

Yani tüm sorunların gelip geçici olduğunu ama yaptığımız yardımların; sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanlarla gü-

zel vakit geçirmenin yani hayata dair çokça güzel anı bırakmanın gerektiğini düşünüyorum.

Hayat öyledir ki bazen şu an ağladığımız şeylere iki gün sonra gülebiliriz. O yüzden ağlama kısmını çok

uzun tutmamak gerekir, sonunda mutluluğa ereceğimizin ve tabii ki hüznün gidişinin zaferine erişeceğimizin farkın-

dalığıyla. Demem o ki öyle bir yaşayalım ki sorunlar olsun ama sorunlar sorun olmaktan korksun.

Fikret Ege Ergüz

10A

Page 27: Köşk Ocak 2016

Gülten Akın’a Veda

25

Gülten Akın, 3 Ocak 1933 tarihinde Yozgat’ta doğdu. Yozgat’ın

Sorgun ilçesinde ilköğrenimini tamamladı. 1940’lı yıllarda memleketi

Yozgat’tan Ankara’ya göç etti ve ortaöğrenimini Ankara Atatürk Anado-

lu Lisesinde tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini

bitirdi. 1972'de Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tara-

ma Kolunda çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde

bulundu. İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde

kurucu ve yönetici olarak görev aldı.

Gülten Akın’ı 1950’li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle, kısmen

İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970’li yıllardaki şiirlerinden itiba-

ren bireysellikten toplumculuğa yönelen bir şair olarak tanıdık. Şiirleri

pek çok dile çevrilen ve kırktan fazla şiiri bestelenen Gülten Akın, Milli-

yet gazetesinin yaptığı bir araştırmada en fazla oyu alarak "Yaşayan En

Büyük Türk Şairi" olarak gösterildi. Şiirinde bir doruk noktası olarak

nitelenen Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımladı. Ne yazık ki değerli şairimi-

zi, yazarımızı 4 Kasım 2015 tarihinde kaybettik. Daha güzel, huzurlu bir

diyarda olması dileğiyle… Edebiyatımıza katkıları dolayısıyla ona teşe-

kürü borç biliriz.

GÜLTEN AKIN’A VEDA

Buse Küçükbükücü

Fen-3

Page 28: Köşk Ocak 2016

2015

26

İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE 2015

Koca bir seneyi geride bırakırken ne başarılara imza atıldığına, nelere gözyaşı döküldüğüne, nelere he-

yecan duyulduğuna dönüp şöyle bir bakalım dedik ve sizler için bu yazıyı derledik.

22 Şubat - Gaziantep'te

oynanan 2014-15 sezonu

Basketbol Erkekler Türki-

ye Kupası final maçında

Fenerbahçe Ülker'i 70 - 60

yenen Anadolu Efes tari-

hinde 10. kez şampiyon

oldu.

8 Mart - Çek Cumhuriyeti'nin

başkenti Prag'ta düzenlenen 33.

Avrupa Salon Atletizm Şampi-

yonasında Ali Kaya'nın kazandı-

ğı altın ve İlham Tanui Özbi-

len'nin kazandığı gümüş madal-

ya ile şampiyonayı 10. sırada

tamamladı. Ali Kaya, çıktığı

final yarışında 7.38.42 ile şampi-

yona rekorunu kırdı.

8 Mart- Bir anda dünya-

nın en ünlü giysisi haline

gelen, kimisine göre mavi

-siyah kimisine göre

altın-beyaz olan o elbise,

8 Mart Dünya Kadınlar

Günü nedeniyle bir sos-

yal sorumluluk kampan-

yasının görseli oldu.

11 Mart - 47. Sinema Ya-

zarları Derneği Ödülleri

töreni Cemal Reşit Rey

Konser Salonunda düzen-

lendi. Gecede En İyi Film,

En İyi Yönetim, En İyi

Erkek Oyuncu Performansı

ve Cahide Sonku En İyi

Kadın Oyuncu Performansı

kategorilerininde arasında

bulunduğu 5 dalda ödülü

Kış Uykusu filmi kazandı.

18 Mart - Çanakkale

Deniz Zaferi'nin 100.

yıldönümünde Çanak-

kale şehitleri anıldı.

28 Mart - Hollanda'nın Ams-

terdam şehrinde Hollanda

Millî Futbol Takımı ile 2016

Avrupa Futbol Şampiyonası

elemeleri - A Grubu 5. ma-

çında karşılaşan Türkiye

Millî Futbol Takımı sahadan

1-1'lik beraberlikle ayrıldı.

Karşılaşmada golleri Türkiye

adına 37. dakikada Burak

Yılmaz kaydederken, Hollan-

da'nın golü ise 90+2. dakika-

da Wesley Sneijder'den geldi.

12 Nisan - Voleybol Bayanlar

Süper Kupası dörtlü finalinde

Fenerbahçe Grundig, VakıfBank'ı

25-18, 23-25, 23-25, 25-14 ve 15-

9'lik setlerle 3-2 yenerek kupanın

2. kez sahibi oldu.

25 Nisan- Nepal’de gerçekle-

şen 7,8 şiddetindeki deprem

6000 kişinin ölümüne yol açtı. 1 Mayıs - 1 Mayıs Emek ve

Dayanışma Günü etkinlikleri

düzenlendi. Bu etkinliklerde

polis sorumluk bölgesinde

çıkan olaylarda 25'i polis ve

25'i sivil olmak üzere 50 kişi

yaralanırken 339 kişi gözaltı-

na alındı.

25 Mayıs - Galatasaray, 2014

-15 sezonunda Süper Lig'i

lider bitirmeyi garantiledi ve

tarihindeki 20. Süper Lig

şampiyonluğunu kazandı.

3 Haziran - 2015 Türkiye Kupası

Finali'nde Bursaspor'u 3-2 mağ-

lup eden Galatasaray 16. kez

kupanın sahibi oldu.

12 Haziran - Miss Turkey

2015'te Türkiye güzellik

yarışmasını 18 yaşındaki

Ecem Çırpan kazandı.

17 Haziran - Türkiye'nin ilk uçak üre-

tim şirketi TRJet Havacılık Teknolo-

jileri Anonim Şirketi kuruldu.

26 Haziran-Amerika Birleşik Devletle-

ri'nde eşcinsel evlilik, Yüce Mahkeme

tarafından çıkarılan Obergefell v. Hodges

emsal kararıyla birlikte tüm eyaletlerde

yasal hak olarak tanındı.

28 Haziran - Azerbaycan'da

düzenlenen 2015 Avrupa

Oyunları'nda Türkiye'yi tem-

sil eden sporcular 6 altın, 4

gümüş ve 19 bronz olmak

üzere toplamda 29 madalya

kazandı.

Page 29: Köşk Ocak 2016

2015

27

13 Temmuz - Anayasa

Mahkemesi, 1 Eylül 2015

tarihinden itibaren dersha-

nelerin kapatılmasını ön-

gören yasayı oy çokluğu

ile iptal etti.

14 Temmuz -Danıştay 2013 yılının

yaz aylarında Gezi Parkı protestoları-

nın başlangıç sebebi olan Topçu Kışla-

sı'nın da içinde bulunduğu Taksim

Yayalaştırma Projesi için verilen iptal

kararını bozdu ve davada yeniden ka-

rar verilmesi gerektiğine hükmetti.

29 Ağustos - Türkiye Görme En-

gelliler Milli Futbol Takımı İngil-

tere'de düzenlenen Avrupa Şampi-

yonası'nın finalinde Rusya'yı 1-0

mağlup ederek şampiyon oldu.

1 Kasım- 1 Kasım genel se-

çimleri sonucu 317 milletveki-

li ile iktidara Adalet ve Kal-

kınma Partisi geçerken, 134

milletvekiliyle Cumhuriyet

Halk Partisi muhalefet parti

oldu ve 59 milletvekili Halk-

ların Demokrat Partisi’nden,

40 millekvekili Milliyetçi Ha-

reket Partisi’nden çıkarak 64.

Hükümet kuruldu.

13 Kasım- IŞİD Paris’te

terör estirdi, 129 kişinin

ölümüne yol açtı.

30 Kasım - TBMM'de yapılan

oylamada 64. Türkiye Hükümeti

güvenoyu aldı.

Tüm bu güzellikler ve üzücü haberler yaşanırken neredeyse her gün evlerimiz, gönüllerimiz şehit haber-

leriyle yasa girdi. Bugüne dek verdiğimiz yüzlerce şehidimizin yakınlarına Allah’tan sabır, kendilerine ise Al-

lah’tan rahmet diliyoruz. Hem ülkemizde hem de dünyamızda terörün son bulduğu, barış içinde yaşanan bir sene

olmasını diliyor ve hepinize mutlu seneler diliyoruz! Selin Ergüven

10IBD

KAYNAKÇA

Cengiz Doğan. "Baba Ocağında Helallik Alındı." Maltepe Ekspres. 20 Aralık 2015. Web. 03 Ocak 2016.

"İlk Yerli Uçağı TRJet üretecek." Gazete Vahdet. Web. 19 Ocak 2016.

"Nepal'de 7,9 Büyüklüğünde Deprem." Nepal'de 7,9 Büyüklüğünde Deprem. Web. 19 Ocak 2016.

Page 30: Köşk Ocak 2016

TATİL

28

TATİLDE NE YAPSAK?

Tatilde ne yapsam acaba, diye düşünenlere ufak bir rehber hazırlayalım dedik. Keyifli ve verimli tatil-

ler dileriz.

Borusan Contemporary Tutku

14. İstanbul Bienali ile eylül ayında daha da hareketlenecek sanat dünyasını,

Borusan Contemporary “Görünenin Ardındaki” ve “Tutku” isimli iki yeni sergi

ile zenginleştiriyor. Dünya çağdaş sanat sahnesinden önemli isimleri ağırlayan

“Görünenin Ardındaki”, göçmenler ve sorunlarına odaklanırken “Tutku” ise Bo-

rusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan özel bir seçki sunuyor. 5 Eylül 2015’ten

21 Şubat 2016’ya kadar devam edecek olan sergiler, sanatseverleri çağdaş sana-

tın seçkin örneklerini keşfetmeye davet ediyor.

Monochrome Sergisi

Akbank Sanat, 16 Aralık 2015 – 13 Şubat 2016 tarihleri ara-

sında ev sahipliği yapacağı Monochrome sergisi ile dijital sanatın

en saf haline odaklanıyor. Ceren Arkman ve Irmak Arkman kura-

törlüğündeki sergide, dünyaca ünlü dijital sanatçılar Ryoichi Ku-

rokawa, LIA, Memo Akten, Zimoun, Quayola ve Simon He-

ijdens’ın yanı sıra İstanbul’un dijital sanat alanında dikkat çeken

isimleri Selçuk Artut, Ouchhh ve Refik Anadol’un eserleri yer

alıyor.

Atatürk Geldi

Müjdat Gezen'in yeni oyunu "Atatürk Geldi"24 Ocak'ta Müjdat Gezen Ti-

yatrosu'nda sahnelenecek. Oyunda arkasından yapılan hakaretlere, haksızlıklara,

alçaklıklara dayanamayan Atatürk gelir ve bu insanlarla yüzleşmek ister. Hepsi

teker teker gelirler. Atatürk: “Bu söylediklerinizi bir de yüzüme karşı söyleyin

bakalım.” der. Atatürk'ün sevdiği şarkılar, görüntüler, 1938'den bu yana dünya-

da ve Türkiye'de olanlar geniş ekranda gösterilir .

Dansın Ritmi

26 Ocak 2016 Salı günü gerçekleşecek olan ve eğlenmeye doyama-

yacağınız "Dansın Ritmi" balesinde, içinde bulunduğumuz coğrafyanın

otantik halk oyunlarının modern yorumu ile egzotik oryantal dansların

harika birlikteliğini, müthiş koreografileri, göz alıcı kostümleri keşfede-

ceksiniz.

Makaron Evrimi

26 Ocak 2016 Salı günü renk renk enfes makaronlar hazırlamak

için Chef's Table Mutfak Akademisi'nde gerçekleşecek workshop etkin-

liğinde yerinizi ayırtın!

Page 31: Köşk Ocak 2016

TATİL

29

Bay Kolbert

Alman yazar David Gieselmann'ın ünlü oyunu Bay Kolpert, 28 Ocak 2016

Perşembe gününde Çolpan İlhan Oda Tiyatrosu'nda sizlerle buluşuyor.

Tüketim toplumunun doyumsuzluğuyla değişik heyecanlar arayan Ralf ve Sarah

çifti, belki de insanın ulaşabileceği en son noktayı bulmak isterken, toplum içinde

monoton sayılabilecek insanlar olan Bastian ve Edith'i bu yeni heyecan için kur-

dukları oyunun içine dahil ederler. Kaotik düzen, pikselleşmiş Mona Lisa, sütlü

kahve olayı, hissizlik, insülin, arınmak ve sandık...

Kahve Eğitimi

MSA, kahvenin uzmanı olmak isteyenlere 1 Şubat 2016 Pazartesi günü

"Artisan Kahve Eğitimi ve İşletmeciliği" etkinliği düzenliyor.

Artisan Kahve Eğitimi ve İşletmeciliği, kahve tutkunlarına kahvenin tüm çe-

şitlerini, çekirdeğinden itibaren kahve hazırlamanın inceliklerini öğretmek

için tasarlandı.

Beyazgül Dans Gösterisi

6 Şubat 2016 Cumartesi günü gerçekleşecek olan Beyazgül Dans Gösterisi, Osmanlı Haremi'nden Hollanda Sara-

yı'na savrulan cariyenin olağanüstü gerçek aşk hikayesini aktarıyor. Beyazgül teatral dans gösterisi, mistik Osmanlı

saray dansları ve egzotik oryantal danslarını modern dans ile harmanlayarak 17. yüzyılda yaşanmış gerçek bir aşk

hikayesini anlatırken aynı zamanda dönemin günlük saray yaşamından sahneler sunuyor.

Frankenstain

Mary Shelley'in romanından Nick Dear tarafından uyarlanan dünya sinemasının kült filmleri arasında gösteri-

len Frankenstein, Şakir Gürzumar yönetimininde 6 şubat 2016 tarihinde Çolpan İlhan - Sadri Alışık Tiyatro-

su tarafından sahneleniyor.

Atatürk Arboretumu

İstanbul, günün koşuşturmasının üstüne trafik eklendiğinde çekilmez bir şehir hali-

ne gelebilir. Fakat tüm bu olumsuz şartlar bile İstanbul’u doğadan kopuk bir şehir yap-

maya yetmiyor. Atatürk Arboretum Canlı Bitki Müzesi her gün açık. 2000’e yakın farklı

bitki örtüsünü içinde barındırıyor. Huzurlu, sakin, şehir atmosferinden ve sınav stresin-

den uzak bir yer. Suni göletlerde nilüferleri seyredip ördekleri de besleyebilirsiniz.

Turkuazoo

Forum İstanbul’da sizleri bekleyen Türkiye’nin ilk modern dev akvaryumu Tur-

kuazoo, dünyanın dört bir ucundan getirilmiş su canlılarıyla tanışmanızı sağlıyor. Mavili-

ğin sınırsız tonu ve ferahlatıcı etkisinin yanında kendinizi unutulmaz bir deneyimin içinde

hissedeceksiniz.

Uçurtma Müzesi

Uçurtma dendiğinde, sadece bu kelime bile ruha enerji veriyor. Akla sayısız

renk ve güneşli, bulutların şekil şekil olduğu açık bir hava geliyor. Belki havalandı-

racak uçurtma bulmak şimdilerde biraz zor olabilir. Fakat gerçek bir müzesi var.

Kaynakça

Mine Yenilmez. "Şehirde Ne Var?" Timeout Istanbul. Y.y., Ocak 2013. Web. 01 Ocak 2016. Istanbul. Web. 01 Ocak 2016. http://www.istanbul.net.tr/etkinlik.

Tanem Sürmeli

10A

Page 32: Köşk Ocak 2016

Popüler Bilim

30

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Dünyanın en sessiz yeri, Orfield Laboratuarları’ndaki yankı odası,

ses dalgalarının % 99.99’unu absorbe edebilen yapısı ile insanları ger-

çekten etkiliyor. O kadar sessiz ki kendinizi duymaya başlıyorsunuz:

kalp atışınızı, midenizden gelen sesleri, nefes alış verişiniz, hatta kanını-

zın pompalanmasını ve akış sesini. Yeteri kadar vakit geçiren denekler

dengelerini kaybederek halüsinasyon görmeye başlamışlar. Bugüne ka-

dar 45 dakikadan fazla dayanan kimse olmamış.

Saç kurutma makinesi ve ütü, en fazla radyasyona sahip elektrikli cihazlar-

dır. Bunun sebebi çok fazla elektromanyetik dalga yaymalarıdır.

Dubai’de bulunan, dünyanın en yüksek gökdeleni olan Burj

Khalifa (Türkçesi ‘Burç Halife’)’nin tepesindeyken o kadar yük-

sektesinizdir ki Dünya’nın yuvarlaklığını bile fark etmeniz müm-

kündür.

Facebook’ta eklediğiniz her arkadaş ile Mark Zucker-

berg’in servetine 0.003 dolar katkıda bulunuyorsunuz.

Yazılan her 150 tweetten biri, “ONE DIRECTION” gru-

bu ya da üyeleriyle ilgili.

Yaygın inanışın aksine Dünya’nın yörüngesin-

de sadece bir Ay yoktur. “Cruithne” adındaki bu

2. Ay, Asteroit kuşağında Dünya etrafında dön-

mektedir.

Page 33: Köşk Ocak 2016

Popüler Bilim

31

Rusya, yüz ölçümü olarak Plüton’dan daha büyüktür.

Bir cihazın kumandası cihazı algılamadığı zaman, beynimizin yanı-

na tutmak kumandanın menzilini arttırır. Bunun beyin dalgalarıyla hiçbir

alakası yoktur, beynimizde bulunan beyin sıvısı ile ilgilidir. Bir kumanda

herhangi bir sıvıya yaklaştırıldığında, menzili artar, daha rahat kontrol

edilebilir.

Gezegenimize çok yakın olduğu sanılan Ay ve Dünya arasına Güneş sistemimizdeki tüm gezegenler sığabilir.

KAYNAKÇA:

http://www.dersimiz.com/ilginc-bilgiler/Teknoloji-Dunyasi-24-2.html

http://www.memurlar.net/album/4705/17.resim#Album

http://www.bilim-teknoloji.com/pembe-renkli-gol-retba-golu/

https://www.youtube.com/watch?v=D1MVyPWcKkA

http://www.habervehayat.com/uzay-hakkinda-ilginc-ve-bilinmeyen-20-gercek/

“Pembe renkli göl mü olur?” demeyin. Eğer bir

göl Dunaliella Salina isimli yosunun habitatı ise göl dışar-

dan bakanlar tarafından tıpkı çilekli süt gibi görünür.

Doğan Can Kara

Fen-3

Page 34: Köşk Ocak 2016

Paradoks

32

Sınav Paradoksu

Öğretmen bir cuma günü öğrencilere şöyle der:

“- Gelecek hafta hiç ummadığınız bir gün sizi yazılı

yapacağım.”

Bir araya gelen öğrenciler sınavın hangi gün olacağını

bulmaya çalışır. Sınavın haftaya cuma günü yapılamaya-

cağı açıktır, çünkü cumaya kadar sınav yapılmamışsa o gün herkes okula sınav olacağını bilerek gelecektir. Aynı

nedenle perşembe de yapılamaz, çünkü cuma günü yapılacak sınav sürpriz olmayacağından perşembeye kadar sınav

yapılmamışsa öğrenciler sınavın o gün yapılacağına kesin gözüyle bakacaklardır. Aynı şekilde çarşamba günü de

yanar. Çünkü salı gün bitimine kadar sınav olmazsa çarşamba olacağını kesin anlarız. Aynı şekilde salı da yanınca

sınavın umulmadık bir gün olmasının ortadan kalkmasıyla diğer günler de sınav yapılamayacaktır. Peki sınav ne

zaman yapılacaktır?

Dichotomy Paradoksu

Hareket diye bir şey yoktur, çünkü bir hareketin olabilmesi için belirli bir zaman diliminde belirli bir mesafenin kat

edilmiş olması gerekir. Bunun için de istenilen mesafenin önce yarısı, sonra kalan mesafenin yarısı, daha sonra kala-

nın yarısının ve onunda kalan yarısının sonsuza kadar gidilmesi gerekir. Ancak her zaman gidilmemiş bir yol olacak-

tır. Peki o zaman hareket diye bir şey var mıdır yoksa yok mudur?

KAFANIZI ÇOK KURCALAYACAK ÜÇ PARADOKS

http://www.medbilim.com/med/akillara-zarar-9-paradoks/

https://en.wikipedia.org/wiki/Zeno%27s_paradoxes#/media/File:Zeno_Dichotomy_Paradox.png

Page 35: Köşk Ocak 2016

Paradoks

33

Georg Cantor Paradoksu

A kümesinin elemanları tüm doğal sayılardır: 1,2,3,4,5...... (sonsuz küme)

B kümesinin elemanları tüm çift sayılardır: 2,4,6,8,.... (sonsuz küme)

Her iki küme de sonsuz elemana sahip olduğu için eleman sayıları aynıdır. Ancak A kümesi bütün çift sayıların yanı

sıra bütün tek sayıları da kapsar. Yani A kümesinin B kümesinden büyük olması gerekmektedir. İki sonsuzluk karşı-

laştırılabilir mi?

Kaynakça

Özcan, Yusuf. "Kafa Yakan 14 Paradoks." Kafa Yakan 14 Paradoks. N.p., 29 Nov. 2013. Web. 03 Jan. 2016.

http://www.clker.com/clipart-big-infinity-symbol.html

Ceren Arpacı

11IBD

Page 36: Köşk Ocak 2016