234

KOMÜNİZM PUSUDA

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Komünizm, geçtiğimiz 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir ideolojidir. Ama bu damga, sadece baskı, zulüm, kan ve gözyaşı doludur. Tarihçilerin hesaplamalarına göre, sadece bu ideoloji nedeniyle 20. yüzyıl boyunca 120 milyon insan öldürülmüştür. Bunlar, bir savaş sırasında cephede ölen askerler değil, komünist devletlerin kendi halklarının içinden öldürdükleri sivillerdir.

Citation preview

Page 1: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 2: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 3: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 4: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 5: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 6: KOMÜNİZM PUSUDA

Yazar ve Eserleri Hakk›nda

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 y›-l›nda Ankara'da do¤du. ‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamam-lad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel SanatlarFakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde ö¤renimgördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konulardapek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan› s›ra, yazar›n evrimcilerin sahte-karl›klar›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojiler-le olan karanl›k ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulun-maktad›r.

Harun Yahya'n›n eserleri yaklafl›k 30.000 resmin yer ald›¤› toplam45.000 sayfal›k bir külliyatt›r ve bu külliyat 60 farkl› dile çevrilmifltir.

Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden ikipeygamberin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun veYahya isimlerinden oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa-¤›nda Resulullah'›n mührünün kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise,

kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab›ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmas›n› remzet-

mektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Kuran'› ve Resulul-lah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› düflünce sis-temlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yöneltilen iti-razlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çokbüyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözüsöyleme niyetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.

Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤inidünyaya ulaflt›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i

ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düflünmeye sevketmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini ve sapk›n

uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan

Amerika'ya, ‹ngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'danBosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya, Malez-ya'dan ‹talya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'yakadar dünyan›n daha pek çok ülkesinde be¤eniyle

okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca, ‹talyanca,

Page 7: KOMÜNİZM PUSUDA

‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça, Uygurca, Endonezyaca,Malayca, Bengoli, S›rpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullan›l›yor), Hausa (Afri-ka'da yayg›n olarak kullan›l›yor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullan›l›yor), Danimarkaca ve ‹sveçce gibipek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.

Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insan›n iman etme-sine, pek ço¤unun da iman›nda derinleflmesine vesile olmaktad›r. Kitaplar› okuyan, inceleyenher kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r ve samimi üslubun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›nfark›na varmaktad›r. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütüle-mezlik özellikleri tafl›maktad›r. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n,art›k materyalist felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olaraksavunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savu-nacaklard›r, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmüfltür. Ça¤›m›zdaki tüm inkarc› ak›mlar, HarunYahya Külliyat› karfl›s›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.

Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynaklanmaktad›r. Yaza-r›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yaln›zca Allah'›n hidayetine vesile ol-maya niyet etmifltir. Ayr›ca bu eserlerin bas›m›nda ve yay›nlanmas›nda herhangi bir maddi ka-zanç hedeflenmemektedir.

Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini görmelerini sa¤la-yan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik etmenin de, çok önemli bir hizmetoldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.

Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri karmafla meydanagetiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤›genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man›kurtarma amac›ndan ziyade, yazar›n›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkininelde edilemeyece¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tekamac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki etki, baflar› vesamimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n çektikleri eziyetlerintemel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikrenma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›pyaflayabilecekleri flekilde anlat›lmas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek isten-di¤i zulüm, fesat ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve et-kili bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya Külliyat›, Allah'›n izniyle, 21. yüzy›l-da dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤ruluk ve adalete, güzellik ve mut-lulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.

Page 8: KOMÜNİZM PUSUDA

w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t

OKUYUCUYA

Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›nnedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl›

ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›niman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu

teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Buönemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi

okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle herkitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür.

Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tümkitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar

Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedirler. Allah'›n ayetleri ile il-gili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde

aç›klanmaktad›r. Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden

yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›msayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini

reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›langerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi,

karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyenbir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve

tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.Bunun yan›nda, sadece Allah'›n r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve

okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kita-plar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyen-ler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik

edilmesidir.Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli se-

bepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yanve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok

eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynakbirikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.

Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kay-naklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen

üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlaya-mazs›n›z.

Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.

Birinci Bask›: Nisan, 2001 / ‹kinci Bask›: Mart, 2008 / Üçüncü Bask›: Ekim, 2008

ARAfiTIRMA YAYINCILIKTalatpafla Mah. Emirgazi Caddesi

‹brahim Elmas ‹fl Merkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88

Bask›: Seçil Ofset / 100. Yıl Mah. MASS‹T Matbaacılar Sitesi 4. Cad. No:77 Ba¤cılar - ‹stanbul Tel: 0212-6290615

Page 9: KOMÜNİZM PUSUDA

G‹R‹fi 8

BÖLÜM I

KOMÜN‹ZM‹N DO⁄UfiU 10

BÖLÜM II

BOLfiEV‹K VAHfiET‹N TAR‹H‹ 24

BÖLÜM III

KOMÜN‹ZM‹N DONUK DÜNYASI 86

BÖLÜM IV

ASYA'DA KIZIL TERÖR 110

BÖLÜM V

KOMÜN‹ZM‹N D‹N DÜfiMANLI⁄I 152

BÖLÜM VI

KOMÜN‹ZM G‹ZLEND‹ 172

EK BÖLÜM I

MATERYAL‹ZM‹ ÇÖKERTEN BÜYÜK GERÇEK 188

EK BÖLÜM II

EVR‹M YANILGISI 202

‹ Ç ‹ N D E K ‹ L E R

Page 10: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizm, geçti¤imiz 20. yüzy›la damgas›n› vurmufl

bir ideolojidir. Ama bu damga, sadece bask›, zulüm,

kan ve gözyafl› doludur. Tarihçilerin hesaplamalar›na

göre, sadece bu ideoloji nedeniyle 20. yüzy›l boyunca

120 milyon insan öldürülmüfltür. Bunlar, savafllar s›-

ras›nda cephede ölen askerler de¤il, komünist devletlerin kendi halkla-

r›n›n içinden öldürdükleri sivillerdir. 100 milyon erkek, kad›n, yafll›, kü-

çük çocuk, bebek, sadece "komünizm" denen bu so¤uk, kat›, sert ve vah-

fli ideoloji nedeniyle yaflam›n› yitirmifltir. Dahas›, komünist rejimler

taraf›ndan temel hak ve özgürlüklerinden yoksun b›rak›lan, göçe zorla-

nan, sistemli olarak k›tl›kla yüz yüze getirilen, hapsedilen, çal›flma

kamplar›nda köle olarak kullan›lan on milyonlarca insan vard›r. Milyon-

larca insan da komünist gerilla gruplar›n›n, terör örgütlerinin kurflunla-

r›na hedef olmufl veya hedef olma korkusu alt›nda yaflam›flt›r.

Peki bu ideolojinin kökeni nedir? Nas›l olmufltur da bu kadar kanl›

ve ac›mas›z bir dünya görüflü, dünyan›n dört bir yan›nda taraftar bul-

mufl, devrimlerle iktidara gelmifl, milyonlar› ard›ndan sürüklemifltir?

Komünizm nereden do¤mufl, nas›l büyümüfl ve nas›l sona ermifltir? Ger-

çekten sona ermifl midir, yoksa hala dünyay› ve ülkemizi tehdit etmekte

midir?

8

G‹R‹fi

Page 11: KOMÜNİZM PUSUDA

Bu kitapta bu sorular›n cevaplar›n› ortaya koyaca¤›z.

Daha da önemlisi, büyük bir tehlikeye dikkat çekece¤iz. Komünist

ideoloji geçti¤imiz yüzy›lda ac›lara, felaketlere sebep olmufl, tüm dünya,

komünist liderlerin katliamlar›na, ac›mas›zl›klar›na flahit olmufltur. Peki

flu an bu tehlike yeryüzünden silinmifl midir? Ne yaz›k ki, silinmemifltir:

KOMÜN‹ZM PUSUDADIR!

120 milyon insan›n can›na malolan bu "kan dökme kuyusu" halen

varl›¤›n› sürdürmektedir. Kuyunun üstü kapat›lm›fl, etraf›na kuyuyu

kamufle edecek fleyler konmufltur; ama kuyu kapat›lmam›fl bir tuzak

konumundad›r. Komünizm sinsice gizlenerek faaliyetine devam etmek-

tedir. Farkl› görünümlerde, farkl› isimler alt›nda varl›¤›n› sürdürmekte

ve insanl›¤a yine geçmifltekilere benzer ac›lar› yaflatmak için f›rsat bula-

ca¤› günü beklemektedir.

‹flte bu nedenle, komünist ideolojinin gerçek yüzünü, geçmiflte se-

bep oldu¤u ac› ve belalar› tüm insanlara duyurmak ve gizlenerek büyü-

yen bu tehlikenin maskesini düflürmek, son derece önemli bir görevdir.

Bu kitap, bu amaçla kaleme al›nm›flt›r.

9

Page 12: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM I

Charles Darwin Leon Trotsky

Friedrich Engels Karl MarxMateryalizmin "tesadüf"tarikat›n›n elemanlar›:Darwin, Trotsky, Engelsve Marx

Page 13: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizmin do¤uflunu anlamak için, mutlaka 18. ve 19.

yüzy›l Avrupas›'n›n kültürüne bir göz atmak gerekir.

Avrupa k›tas›, MS 2. yüzy›ldan itibaren aflama aflama

H›ristiyanl›¤› kabul etmifl ve bu H›ristiyan kültür "Ay-

d›nlanma Ça¤›" denen döneme kadar da bu k›taya ha-

kim olmufltur. 18. yüzy›lda yayg›nl›k kazanan Ayd›nlanma hareketi, bir

tak›m Avrupal› düflünür ve sanatç›lar›n Eski Yunan ve Roma'n›n putpe-

rest kültüründen etkilenerek dine karfl› ç›kmalar›yla bafllam›flt›r. Ayd›n-

lanma hareketinin en büyük siyasi sonucu ise, ayn› zamanda "din aleyh-

tar› devrim" olan Frans›z Devrimi'dir.

Frans›z Devrimi'nin altyap›s›, Voltaire, Diderot, Montesquev gibi

din aleyhtar› düflünürlerin telkinleri ile oluflmufltur. Devrim s›ras›nda

ise Ayd›nlanma hareketinin din aleyhtar› ve pagan (putperest) e¤ilim-

leri aç›kl›k kazanm›flt›r. Devrime öncülük eden Jakobenlerin yo¤un

propagandas› sonucunda yayg›n bir "dinden ç›kma" hareketi geliflmifl,

dahas› yeni bir pagan din oluflturulmaya çal›fl›lm›flt›r. ‹lk belirtileri 14

Temmuz 1790'da, Federasyon Bayram›'nda görülen "devrimci ibadet"

h›zla yay›lm›flt›r. Devrimin eli kanl› liderlerinden Robespierre, "dev-

rimci ibadet"e yeni kurallar da getirmifl, bu ibadetin ilkelerini bir rapor

halinde belirleyerek ad›na da "Yüce Varl›k ‹badeti" demifltir. Paris'teki

ünlü Notre Dame Kilisesi kendi deyimleriyle "akl›n tap›na¤›"na dönüfl-

türülmüfl, Kilise duvarlar›ndaki H›ristiyan figürleri sökülmüfl ve orta

yere "ak›l tanr›ças›" olarak tan›mlanan bir kad›n heykeli yerlefltirilmifl-

tir. Frans›z Devrimi boyunca pek çok din adam› öldürülmüfl, dini ku-

KOMÜN‹ZM‹N DO⁄UfiU

Page 14: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizmin kökenleri, kanl› Frans›z Devri-mi'ne kadar uzan›r. Frans›z Devrimi s›ras›nda"ak›l tanr›ças›" tasviriyle ifade edilen dindüflmanl›¤›, daha sonra yandakine benzerkomünist posterlerde kullan›lm›flt›r.

rumlar ya¤malanm›fl, tahrip edilmifltir.

Frans›z Devrimi'yle birlikte Avrupa'n›n gündemine giren ve son-

ra da giderek yay›lan bir felsefe vard›r: Materyalizm. Sadece maddenin

varl›¤›n› kabul eden, canl›lar›n ve insan bilincinin de sadece "hareket

halindeki madde"den ibaret oldu¤unu varsayan bu görüfl, asl›nda ilk

olarak Eski Yunan'da yaflam›fl baz› felsefeciler taraf›ndan ortaya at›l-

m›flt›r. 18. yüzy›lda materyalizmi benimseyen ve kitlelere empoze eden

iki önemli isim, Frans›z Devrimi'nin haz›rlay›c›lar›ndan Dennis Dide-

rot ve onun yak›n dostu Baron d'Holbach't›r. Baron d'Holbach, 1770'de

yay›nlanan Système de la Nature (Do¤an›n Sistemi) adl› kitab›nda "bi-

limsel" oldu¤unu iddia etti¤i bir tak›m varsay›mlara dayanarak, var

olan tek fleyin madde ve enerji oldu¤unu öne sürmüfltür. Fanatik bir

ateist olan d'Holbach, ahlak kavram›na da karfl› ç›km›fl, insan›n elden

geldi¤ince çok zevk elde etmesi ve bunun için her yolu denemesi ge-

rekti¤ini savunmufltur.

18. yüzy›lda bir kaç düflünür taraf›ndan benimsenip savunulan ma-

teryalizm, 19. yüzy›lda daha da yay›lm›fl ve Fransa ile s›n›rl› kalmay›p

Avrupa'n›n di¤er ülkelerinde de kök salmaya bafllam›flt›r. 19. yüzy›l›n

bafllar›nda Almanya'da ortaya ç›kan

iki önemli materyalist düflünür var-

d›r: Ludwig Büchner ve Karl Vogt.

Vogt, insan zihninin kayna¤›n› aç›k-

lamaya çal›fl›rken "karaci¤er nas›l öd

s›v›s› salg›l›yorsa, insan beyni de dü-

flünce salg›lar" demifl ve bu saçma

benzetmesiyle döneminin materya-

listleri taraf›ndan bile onay görme-

mifltir. Materyalizm, bu gibi saçma

iddialarla ortaya ç›kmas›na ra¤men,

dönemin din karfl›t› güçleri taraf›n-

dan benimsenmifl ve Avrupa top-

lumlar›na empoze edilmeye bafllan-

m›flt›r. Materyalizm akl›n ve bilim-

selli¤in temeli gibi sunulmufl, bu

12KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 15: KOMÜNİZM PUSUDA

aldat›c› propaganda önce Fransa'da, sonra Almanya'da ve giderek tüm

Avrupa'da ayd›nlar aras›nda h›zla yay›lm›flt›r. Bunda, kuflkusuz mater-

yalizmi adeta bir din gibi benimseyen ve 19. yüzy›l Avrupal› ayd›nlar›

aras›nda çok yayg›n olan masonluk örgütünün rolü de büyüktür.

Antik bir dogma olan materyalizm bu flekilde yay›l›rken, bir yan-

dan da materyalizmi çeflitli bilim dallar›na uyarlama giriflimleri olmufl-

tur. Materyalizm;

1. Do¤a bilimlerine uyarlanm›flt›r ki, bunu yapan kifli ‹ngiliz do¤a bi-

limci Charles Darwin'dir.

2. Sosyal bilimlere uyarlanm›flt›r ki, bunu yapan kifliler de Alman fel-

sefeciler Karl Marx ve Friedrich Engels'tir.

Darwin'in uyarlamas› "evrim teorisi", Marx ve Engels'in uyarlama-

s› ise "komünizm" olarak bilinir.

Marx ve DarwinAsl›nda Darwin'in evrim teorisinin, Marx ve Engels'in teorisini de

kapsad›¤›n› söylemek mümkündür. Çünkü komünizm de bir "evrim te-

orisi"dir; evrim teorisinin tarihe ve toplumbilimine uyarlanm›fl halidir.

Bu gerçek, 20. yüzy›l›n bafllar›nda, önde gelen Darwinist ve Marxist dü-

flünürlerden biri olan Anton Pannekoek'in kaleme ald›¤› Marxism andDarwinism (Marxizm ve Darwinizm) adl› kitapta flöyle özetlenir:

Marxizm'in ve ayn› zamanda Darwinizm'in bilimsel önemi, her ikisinin

de evrim teorisini takip etmesidir. Birisi bunu organik dünyan›n alan›

içinde, canl›lar üzerinde yapm›fl, di¤eriyse toplum alan› içinde gerçeklefl-

tirmifltir... Hem Darwin'in hem de Marx'›n ö¤retileri, yani do¤abilimleri

alan›nda ve insan toplumlar› alan›nda geliflen bu iki ö¤reti, evrim teorisini

pozitif bir bilime dönüfltürmüfltür. Bunu yapmakla, evrim teorisini, sosyal

ve biyolojik geliflimin temel kavran›fl› olarak kitlelere kabul ettirmifllerdir.1

Darwinizm ile Marxizm aras›nda iki temel konuda da tam bir

uyum vard›r:

1. Darwinizm sözde, tüm varl›klar›n "hareket halindeki madde"den

olufltu¤unu, bu maddenin yarat›lmad›¤›n› ve düzenlenmedi¤ini,

dolay›s›yla tüm canl›lar›n tesadüflerle var oldu¤unu, insan›n da di-

¤er hayvanlardan evrimleflmifl bir havyan türü oldu¤unu ileri sür-

müfltür. Hiçbir bilimsel delile dayanmayan ve yanl›fll›¤› sonraki y›l-

larda bilimsel bulgularla ortaya konan bu iddialar, sadece madde-

nin varl›¤›na inanan ve tüm insanl›k tarihini maddi faktörlerle

13Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 16: KOMÜNİZM PUSUDA

aç›klamaya çal›flan Marx ve Engels'in görüflleriyle tam bir uyum

içindedir.

2. Darwinizm, canl›lar dünyas›nda geliflmeyi sa¤layan itici gücün "ça-

t›flma" oldu¤unu ileri sürmüfltür. Darwin'in teorisinin en temel var-

say›m›, do¤al kaynaklar›n canl›lar için yetersiz oldu¤u, dolay›s›yla

daimi bir "yaflam mücadelesi" yafland›¤›, bu mücadelenin de ev-

rimlefltirici bir güç oluflturdu¤u fleklindedir. Marx ve Engels'in be-

nimsedikleri "diyalektik" yöntem ise bunun ayn›s›d›r. Diyalekti¤e

göre evrendeki geliflmenin tek itici gücü z›tlar aras›ndaki çat›flma-

d›r. ‹nsanl›k tarihi de çat›flma sayesinde geliflmifl, insan bu çat›flma

sayesinde ilerlemifltir.

Marx-Engels ikilisi ile Darwin'in teorileri incelendi¤inde, sanki tek

bir merkezden ç›km›flças›na büyük bir uyum içinde olduklar› görülür.

Darwin materyalist felsefeyi do¤aya, Marx-Engels ise tarihe uyarlam›fl-

t›r.

Nitekim Darwin'in materyalizme yapt›¤› bu büyük katk›n›n öne-

mini ilk anlayan kifli, Karl Marx'›n bizzat kendisi olmufltur. Marx, Dar-

win'in 1859 y›l›nda yay›nlanan Türlerin Kökeni adl› kitab›n› incelemifl ve

bu kitab›n kendi teorisi için büyük bir dayanak oluflturdu¤unu görmüfl-

14KOMÜN‹ZM PUSUDA

Engels (sa¤da), Darwin ile Marx'› (solda)komünist teori aç›s›ndan eflde¤er görmüfl-tür. Engels'e göre Marx materyalizmi sos-yal bilimlere, Darwin ise biyolojiye uygula-m›flt›r.

Page 17: KOMÜNİZM PUSUDA

tür. Engels'e yazd›¤› 19 Aral›k 1860 tarihli

mektubunda, Darwin'in kitab› için "bizim

görüfllerimizin tabii tarih temelini içe-

ren kitap budur iflte" der.2 16 Ocak

1861'de Lassalle'a yazd›¤› mektupta ise

flöyle yazar: "Darwin'in yap›t› büyük bir

yap›tt›r. Tarihteki s›n›f mücadelesinin

do¤a bilimleri aç›s›ndan temelini olufl-

turuyor."3

Marx, Darwin'e olan sempatisini en

büyük eseri Das Kapital'i Darwin'e ithaf

ederek de göstermifltir. Kitab›n›n Dar-

win'e yollad›¤› Almanca bask›s›na el yaz›-

s›yla flöyle yazm›flt›r: "Charles Darwin'e,

gerçek bir hayran› olan Karl Marx'tan".

Engels ise Darwin'e olan hayranl›¤›-

n› flöyle belirtmifltir: "Tabiat metafizik

olarak de¤il, diyalektik olarak ifllemekte-

dir. Bununla ilgili olarak herkesten önce

Charles Darwin'in ad› an›lmal›d›r."4 En-

gels, Darwin'i, onu Marx'la efl tutacak biçimde övmüfl ve "Darwin nas›l

organik do¤adaki evrim yasas›n› keflfettiyse, Marx da insano¤lunun ta-

rihindeki evrim yasas›n› keflfetti" demifltir.5

Lenin taraf›ndan "tüm uluslararas› Marxizm literatürüne en hakim

kifli" olarak tan›mlanan, Rus komünizminin öncüsü Georgi Valentino-

vich Plekhanov ise "Marxizm, Darwinizm'in sosyal bilimlere uygulan-

mas›d›r" diyerek bu konuda en özet yorumu yapm›flt›r.6

Vatikan Üniversitesi profesörlerinden tarihçi Prof. Malachi Martin,

Marx ile Darwin aras›ndaki iliflkiyi flöyle anlat›r:

Charles Darwin teorisini yay›nlad›¤›nda, Marx bunu bir teoriden çok daha

ileri gördü. Bunu, bir "manevi alem" olmad›¤›na, sadece "maddi alem"in

var oldu¤una dair kendi "bilimsel" kan›t› olarak benimsedi. Darwin, He-

gel'in idealizmini reddetmesinde Marx'a bir hakl›l›k sa¤l›yordu... Dar-

win'in teorisinin sadece bir teori oldu¤unu... toplumsal olarak geçerlilik-

ten uzak olabilece¤ini tamamen göz ard› eden Marx, Darwin'in fikirlerini

kendi zaman›n›n sosyal s›n›flar›na uyarlad›... Darwin'in evrim teorisin-

de oldu¤u gibi, Marx, tüm maddeler gibi sosyal s›n›flar›n da daimi bir ya-

flam ve egemenlik mücadelesi içinde olmalar› gerekti¤ini düflündü.7

Rus komünizminin öncüsü Plek-hanov'a göre "Marxizm, Darwi-nizm'in sosyal bilimlere uygulan-mas›d›r".According to Plekhanov,a leader of Russian Communism,Marxism is "Darwinism in its ap-plication to social sciences".

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 18: KOMÜNİZM PUSUDA

Darwinizm ile Marxizm aras›ndaki bu güçlü ba¤, ça¤dafl evrimciler

taraf›ndan da vurgulan›r. Evrim teorisinin ça¤›m›zdaki savunucular›n›n

en ünlülerinden biri olan biyolog Douglas Futuyma, Evrim Biyolojisi adl›

kitab›n›n önsözünde "Marx'›n insanl›k tarihini aç›klayan materyalist te-

orisi ile birlikte Darwin'in evrim teorisi materyalizm zemininde büyük

bir aflamayd›" diye yazarken bunu kasteder.8 Yine çok ünlü bir evrimci

olan paleontolog Stephen J. Gould ise, "Darwin do¤ay› yorumlarken çok

tutarl› bir materyalist felsefeyi uygulad›" demektedir.9 Rus Komünist

Devrimi'nin Lenin ile birlikte iki büyük mimar›ndan biri olan Leon

Trotsky de "Darwin'in buluflu, tüm organik madde alan›nda diyalekti-

¤in (diyalektik materyalizmin) en büyük zaferi oldu" yorumunu yap-

m›flt›r.10

Tüm bunlar, Darwinizm ile Marxizm aras›nda çok önemli bir iliflki

oldu¤unu aç›kça göstermektedir. Kolayl›kla denebilir ki, e¤er Darwi-

nizm olmasa Marxizm de olmayacakt›r. E¤er bir insan Darwinizm'in ge-

çersizli¤ini anlarsa Marxizm'in de geçersizli¤ini anlayacakt›r. Elbette bu-

nun tersi de do¤rudur: Bir toplumda Darwinizm yayg›n kabul görürse,

o toplumda Marxizm'in de geliflmesi kaç›n›lmazd›r.

Bu yüzden, Darwinizm'in geçersizli¤inin gerek bilimsel gerekse

sosyolojik aç›dan kavranmas›, insanl›k için çok önemli bir konudur. Bu

gerçe¤in ortaya ç›kmas›, Darwinizm'den kaynaklanan ve bugün pusuda

bekleyen Marxizm'in tekrar güçlenmesini engelleyecek, insanlar›n geçti-

¤imiz yüzy›lda yaflad›¤› ac›lar› tekrar yaflamas›na engel olacakt›r.

Nitekim tarih de, Darwinizm olmadan Marxizm'in olamayaca¤›n› gös-

termektedir.

16KOMÜN‹ZM PUSUDA

Darwin, yarat›l›fl› inkarederek komünizmesözde bilimsel bir te-mel sa¤lam›flt›r. Bu ne-denle, Bolflevik devri-minin eli kanl› liderle-rinden Trotsky,Darwin'i diyalektik ma-teryalizmin do¤abilim-leri alan›ndaki temsilci-si sayar.

Page 19: KOMÜNİZM PUSUDA

Darwinizm'in Yayılışı ve Komünizm-Kapitalizm İlişkisiDarwinizm'in siyasi etkilerini incelerken bir noktaya dikkat etmek

gerekir: Bu teori tek bir ideolojiyle de¤il, birbirinden son derece farkl› gi-

bi gözüken çok say›da ideolojiyle iliflkilidir. Darwinizm'in destekledi¤i

ideolojileri inceledi¤imizde, komünizmin yan›nda, ›rkç›l›k, emperya-

lizm, kapitalizm, faflizm gibi genifl bir yelpaze ile karfl›lafl›r›z. ‹lk bak›flta

birbirinden çok ba¤›ms›z hatta birbiri ile çeliflkili gibi gözüken bu ide-

olojilerin ortak yönü ise, ‹lahi dinlere ve onlar›n getirdi¤i ahlaki de¤erle-

re karfl› olmalar›d›r.

Bu ideolojilerin öncüleri, dini inançlar› ve de¤erleri kendileri için

engel olarak görmüfller ve Darwinizm'i bu inanç ve de¤erleri ortadan

kald›rmak için bir silah olarak kullanm›fllard›r. ‹flin ilginç yan›, bir yan-

dan bu flekilde kendi ideolojilerine hayat sahas› açarken, bir yandan da

kendilerine rakip olan ideolojileri güçlendirmeleridir. Örne¤in, iddiala-

r›na göre k›yas›ya bir "yaflam mücadelesi"nin yafland›¤› serbest piyasa

ortam›n› meflrulaflt›rmak için Darwinist ahlak› gerekli görüp destekle-

yen kapitalistler, bu yolla bir yandan da karfl› olduklar› komünizmi des-

teklemifllerdir.

Marxist düflünür Anton Pannekoek Marxism and Darwinism (Mar-

xizm ve Darwinizm) adl› kitab›nda, bu ilginç gerçekten söz eder ve bur-

juvazinin, yani Avrupal› zengin kapitalist s›n›f›n Darwinizm'i destekle-

yiflini flöyle anlat›r:

Marxizm'in önemini ve pozisyonunu sadece proleter s›n›f mücadelesinde-

ki rolüne borçlu oldu¤u herkesçe bilinir... Darwinizm'in de Marxizm'le ay-

n› tecrübeleri yaflad›¤›n› görmek zor de¤ildir. Darwinizm, bilim dünyas›

taraf›ndan objektif bir yaklafl›mla tart›fl›larak ve test edilerek kabul edilmifl

soyut bir teori de¤ildir. Hay›r, Darwinizm ilk ad›m› atar atmaz, hevesli

destekçileri ve tutkulu düflmanlar› olmufltur. Darwin'in ismi, teorisinden

az bir fley anlayan insanlar taraf›ndan yüceltilmifltir... Darwinizm de, s›n›f

mücadelesinde bir rol oynam›flt›r ve bu rol sayesinde h›zla yay›lm›fl, tutku-

lu taraftarlar ve çetin düflmanlar kazanm›flt›r.

Darwinizm, kilise haklar›na ve aristokrasiye karfl› ç›kan burjuvazi için

bir araç olmufltur... Burjuvazinin amac›, önlerine ç›kan eski hakim yöneti-

ci güçleri ortadan kald›rmakt›r... Din sayesinde rahipler büyük kitleleri

kontrol alt›nda tutmufl ve böylece burjuvazinin isteklerine karfl› koyabil-

mifltir... Do¤a bilimi inanca karfl› bir silah haline getirilmifl, bilim ve yeni

keflfedilen do¤al yasalar öne sürülmüfl ve burjuvazi bu silahlarla birlikte

savaflm›flt›r...

17Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 20: KOMÜNİZM PUSUDA

Darwinizm tam istenen zamanda gelmifltir; Darwin'in insan›n afla¤› hay-

vanlardan türemifl oldu¤unu öne süren teorisi, H›ristiyan inanc›n›n bü-

tün temelini yok etmifltir. ‹flte bu nedenledir ki, Darwinizm ortaya ç›k-

t›¤› anda, burjuvazi onu büyük bir h›rsla sahiplenmifltir... Bu flartlar

alt›nda, bilimsel tart›flmalar bile, s›n›f savafl›n›n fanatizmi ve tutkusu ile

yürütülmüfltür. Darwin hakk›nda yaz›lm›fl yaz›lar, bilimsel yazarlar›n

isimlerini tafl›malar›na ra¤men, sosyal polemiklerin karakterini sergile-

mektedir.11

Darwinizm'in yay›l›fl› gerçekten de bu flekilde oldu. Avrupa'n›n ha-

kim güçleri, Darwinizm'i gerek kendi ülkelerinde kurduklar› kapitalist

düzeni, gerekse dünya çap›nda kurduklar› emperyalist sömürge siste-

mini meflrulaflt›rmak için bulunmaz bir f›rsat olarak gördüler ve destek-

lediler. (Ayr›nt›l› bilgi için bkz. Darwin'in Türk Düflmanl›¤›, Harun Yahya,

1999) Darwinizm'in bilimsel tutars›zl›klar›, hayali varsay›mlar›, saçma

iddialar› tamamen görmezden gelindi; dini inançlara ve dinin getirdi¤i

ahlaki k›staslara karfl› gerekli bir silah olarak görülen Darwinizm, ide-

olojik amaçlarla yayg›nlaflt›r›ld›.

Ancak Darwinizm'i bu flekilde yayg›nlaflt›ran "burjuvazi", yani ka-

pitalist s›n›f, bu teoriyle birlikte kendi rakibini de desteklemifl oluyordu.

Çünkü Darwinizm'in yayg›nlaflmas› ve bu yolla dini inançlar›n yok edil-

mesi, kapitalizm kadar Marxizm'in de ifline yar›yordu. Din ahlak›n›n in-

sanlara ö¤retti¤i kanaatkarl›k, itidal, tevazu, kardefllik, fedakarl›k, flef-

kat, merhamet gibi ahlaki özellikler ortadan kalkt›ktan sonra, toplum

vahfli bir arena haline geliyordu. Bu arenada, kapitalistler aras› "yaflam

mücadelesi" kadar, kapitalistlerle komünistler aras› "s›n›fsal yaflam mü-

cadelesi" de gelifliyordu.

1871 sonbahar›nda Avrupal› do¤a bilimcilerin kat›ld›¤› uluslararas›

bir kongrede söz alan Alman devlet adam› ve do¤a bilimci Virchow,

Darwinistlere "dikkat edin" diyordu, "çünkü bu teori, komflu ülkede çok

büyük ac›lara neden olan bir teoriyle çok yak›ndan iliflkilidir."12 Virc-

how'un sözünü etti¤i komflu ülke Fransa'yd› ve belirtti¤i teori de, o y›l

içinde kanl› Paris Komünü'nü gerçeklefltiren Frans›z komünizmiydi.

(Paris Komünü, Almanya'yla yapt›¤› savafltan yenik ç›kan Fransa'da,

devlet otoritesinin zay›flad›¤› bir dönemde, Paris'teki komünistlerin ön-

cülü¤ünde bafllat›lan bir flehir isyan›yd›. Aylar boyunca flehir komün yö-

neticileri taraf›ndan idare edildi, dini merkezlere ve din adamlar›na kar-

fl› genifl çapl› sald›r›lar düzenlendi.)

Sonuçta, komünistlerin ve kapitalistlerin, aralar›ndaki çat›flmaya

18KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 21: KOMÜNİZM PUSUDA

ra¤men, din düflmanl›¤› konusunda ortak bir zeminde bulufltuklar›n› ve

bu konuda Darwinizm'den büyük bir destek ald›klar›n› söylemek müm-

kündür. Nitekim bu nedenle komünistler, bir toplumda komünist dev-

rim haz›rlayabilmek için öncelikle onun kapitalistleflmesini gerekli gö-

rürler. Buna göre, kapitalist ahlak›n yayg›nlaflmas›yla birlikte -ki bunda

Darwinizm propagandas› hayati öneme sahiptir- toplum önce dinsizlefl-

tirilecek, sonra da komünizm geliflecektir. Rus Devrimi'nin lideri Vladi-

mir ‹. Lenin, 1909 y›l›nda kaleme ald›¤› "Proleterya Partisinin Din Konu-

sundaki Tutumu" bafll›kl› makalesinde, burjuvazinin, yani kapitalist s›-

n›f›n dine karfl› oynad›¤› bu rolü flöyle anlat›r:

Birincisi, dinle savaflmak görevi, tarihsel aç›dan devrimci burjuvazinin

görevidir ve Bat›da burjuva demokrasisi, feodalizme ve orta ça¤ düzenine

karfl› giriflti¤i kendi devrimleri döneminde bu görevi büyük ölçüde yerine

getirmifltir... Gerek Fransa'da, gerek Almanya'da burjuvazinin dinle sa-

vaflma gelene¤i vard›r ve bu sosyalizmden (Ansiklopedistlerden ve Fe-

uerbach'tan) çok önce bafllam›flt›r. Rusya'da ise, burjuva demokratik devri-

mimizin kendine özgü koflullar› nedeniyle, bu görev de hemen hemen tü-

müyle iflçi s›n›f›n›n omuzlar›na yüklenmifltir.13

Görüldü¤ü gibi Lenin "dinle savaflmak görevi"nin kapitalistlere ait

Lenin, komünistler ile burjuvazinin dine karfl› ayn› safta oldu¤unu yazm›flt›r.Lenin'in yorumlar›, komünizm ve kapitalizm aras›ndaki çat›flman›n gerçektesadece bir "iç çat›flma" oldu¤unu ve bu iki materyalist ideolojinin ortak veas›l düflman›n›n din oldu¤unu göstermektedir.

Page 22: KOMÜNİZM PUSUDA

oldu¤unu, Avrupa'da bu görevi onlar›n yerine getirdi¤ini, ancak Rus-

ya'da bu s›n›f var olmad›¤› için dinle yap›lacak savafl› kendilerinin üst-

lendi¤ini anlatmaktad›r. Lenin'in bu sözleri, komünizm ve kapitalizm

aras›ndaki çat›flman›n gerçekte sadece bir "iç çat›flma" oldu¤unu ve bu

iki gücün ortak ve as›l düflman›n›n din oldu¤unu aç›kça göstermektedir.

Bu kifliler aç›kça toplumlar› yozlaflt›rmak, onlar› do¤rulardan uzak-

laflt›rmak, ahlaki ve insani aç›dan zay›flatmak ve böylece kendi dinsiz

komünist sistemlerini kabul ettirmek çabas›ndad›rlar. Ancak bu kiflilerin

din aleyhinde yapt›klar› hiçbir hareketin baflar›ya ulaflmas› mümkün de-

¤ildir. Unutulmamal›d›r ki, geçmiflte de dine karfl› savaflan, Allah'›n elçi-

lerine itaat etmeyen, Allah'›n hak kitaplar›ndan yüz çeviren kavimler ya-

flam›flt›r. Bu kavimler de kendilerine göre hak dini yok etmeye çal›flm›fl-

lard›r. Fakat bu kavimlerin u¤rad›klar› son benzerdir: Allah Kendi

dinine karfl› mücadele eden bu insanlar›n kimine yeryüzünde bir bela

vermifltir, kimini ise ahirette ac› bir azab›n bekledi¤ini müjdelemifltir. Bu

gerçek Kuran'da flöyle bildirilir:

Allah'›n ayetleri konusunda inkar edenlerden baflkas› mücadele etmez.

Öyleyse onlar›n flehirlerde dönüp dolaflmas› seni aldatmas›n. Kendile-

rinden önce Nuh kavmi de yalanlad› ve kendilerinden sonra (say›s› çok)

f›rkalar da. Her ümmet, kendi elçilerini (susturmak için) yakalamaya

yeltendi. Hakk›, onunla yürürlükten kald›rmak için, 'bat›la-dayanarak'

mücadeleye girifltiler. Ben de onlar› yakalay›verdim. Art›k Benim ceza-

land›rmam nas›lm›fl? Senin Rabbinin kafirler üzerindeki: "Gerçekten

onlar ateflin halk›d›r" sözü böylece hak oldu. (Mümin Suresi, 4-6)

Din adamlar›n› kurfluna dizen Paris Komüncüleri

Page 23: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizmin kurucusu Marx, tarihin geliflmesi-

nin tek yolunun çat›flma oldu¤unu iddia et-

mekteydi. Toplumlar›n, düflüncelerin, fikirlerin

de ancak çat›flmayla, savaflla, ihtilalle ilerleyebilecekle-

rini düflünüyordu. "E¤er çeliflme ve çat›flma olmasayd›,

var olan herfley, nas›lsa öyle kal›rd›" diyordu. Dahas›

Marx "fiiddet yeni bir topluma gebe her eski toplumun

ebesidir" diyerek milyonlarca insan› savafla, katliama,

kan dökmeye ça¤›r›yordu.

Marx'›n bu düflünceleri, zaman içinde çok say›da ta-

raftar kazand›. En zalim katliamlara imza atan komünist

lider Lenin bunu, "Geliflme z›tlar›n mücadelesidir"

sözleriyle ifade ediyordu. (Lenin, Seçme Eserler, cilt 11,

s. 81) Bu mücadelenin de kan dökerek yap›lmas› ge-

rekti¤ini savunuyordu.

Komünist liderler gibi faflist liderler de fliddet, ihtilal

ve savafl›n, ilerlemenin tek yolu oldu¤una inan›yorlard›.

Hitler'in en önemli fikri dayana¤›, ›rkç› Alman tarihçi He-

inrich von Treitschke, "Uluslar ancak Darwin'in ya-

flam kavgas›na benzer fliddetli bir rekabetle gelifle-

bilirler…" diyordu. (Burns, Ça¤dafl Siyasal Düflünceler

1850-1950, s.446) fiiddetin tarihte itici güç oldu¤una ve

savafl›n devrim getirece¤ine inanan bir baflka faflist li-

der ise, Mussolini'ydi. ‹ngiliz ‹mparatorlu¤u'nun zay›fla-

mas›n›, "evrimin en önemli itici gücü olan savafltan

kaçmaya çal›flmas›na" ba¤l›yordu.

Her iki ideolojinin temel dayana¤› da, Darwin'in do-

¤ada var oldu¤unu ileri sürdü¤ü "yaflam mücadelesi"

kavram›yd›. Marx'›n diyalektik materyalizminin temeli

olan çat›flma iddias› da, faflizmin savafl›n itici güç oldu-

¤u ile ilgili iddias› da, Darwin'in evrim teorisinin, sosyal

bilimlere uyarlanmas›dan baflka bir fley de¤ildi.

Bu ideolojilerin do¤urdu¤u sonuç ise ortadad›r: Sü-

rekli çat›flman›n olmas› gerekti¤ini savunmak, insanl›¤›

tamamen ortadan kald›rmaya do¤ru at›lan bir ad›m, so-

nu gelmez bir "kan dökme kuyusu"dur. Bu ideolojilere

uyan herkes kaç›n›lmaz olarak sürekli birbiriyle çat›fl›r,

birbirine zulmeder, ilerleme ad› alt›nda birbirinin kan›n›

döker. Allah'›n insanlara emretti¤i sevgi, sayg›, fedakar-

l›k, paylaflma gibi insani duygular, bar›fl ve huzur ortam›

tamamen ortadan kalkar. Nitekim geçti¤imiz 20. yüzy›l

bu ideolojiler yüzünden yaflanan ac› ve belalar dönemi

olmufltur.

Oysa çeliflkiler, vahflet ve katliam yap›lmas›n›

gerektirmez. Z›tl›klar her yerde mevcuttur. Gece ile

gündüz, ayd›nl›k ile karanl›k, negatif ile pozitif, so¤uk ile

s›cak, iyi ile kötü hep vard›r. Ancak bu z›tl›klar, güzel-

liklerin vurgulanmas›, hoflgörü, bar›fl ve ba¤›fllama

gibi güzel ahlak özelliklerinin ortaya ç›kmas› için

yarat›lm›fllard›r.

Ayn› durum fikri alanda da geçerlidir. ‹nsanlar›n fark-

l› düflünüyor olmalar›, birbirlerini öldürüp, ac›mas›zca

katletmelerine gerekçe olamaz. Allah, insanlara düfl-

manlar›na karfl› dahi güzel davran›fllarda bulunmay›,

insanlara güzel söz söylemeyi emreder:

‹yilikle kötülük eflit olmaz. Sen, en güzel olan bir

tarzda (kötülü¤ü) uzaklaflt›r; o zaman, (görürsün

ki) seninle onun aras›nda düflmanl›k bulunan

kimse, sanki s›cak bir dost oluvermifltir. (Fussi-

let Suresi, 34)

Her çeliflki, Kuran'da bildirildi¤i gibi ak›l ve vic-

dan sahibi insanlar taraf›ndan bar›fl, huzur ve hofl-

görü ortam›nda çözülür. Bunu kavrayamayan ve diya-

lektik materyalizmin aldatmacas›na inanan milletlerin

insanlar›, birbirleri ile y›llarca savaflm›fllar, vahfli hay-

vanlar gibi kap›flm›fllar ve sonuçta milletçe güçten düfl-

müfllerdir. Böylece Allah'›n Kuran'da afla¤›daki ayetiyle

bildirdi¤i bir gerçek tecelli etmifltir:

Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekiflip birbi-

rinize düflmeyin, çözülüp y›lg›nlafl›rs›n›z, gücü-

nüz gider. Sabredin. fiüphesiz Allah, sabreden-

lerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

Ayette bildirildi¤i gibi insanlar Allah'›n ve O'nun yol

gösterici olarak gönderdi¤i peygamberlerin yolundan

ayr›lm›fl, yeryüzünü bar›fl yurdu yapmak yerine bir zu-

lüm yuvas›na çevirmifllerdir. Bu yüzden de tüm güçleri-

ni kaybetmifl, kendi kendilerini helake sürüklemifllerdir.

Unutulmamal›d›r ki Kuran ahlak›n›n emretti¤i flefkat,

merhamet, fedakarl›k, hoflgörü, adalet gibi meziyetler,

insanlara ve milletlere güç veren yegane kaynakt›r. Di-

yalektik materyalizm gibi dinsizli¤in hezeyanlar› ile üre-

tilmifl olan safsatalar ise insanl›¤a sadece y›k›m ve ac›

getirir. ‹nsanlar›n kurtulufl bulmalar›n›n, yeryüzünde hu-

zur ve güvenlik içinde yaflamalar›n›n tek yolu, Allah'›n

emretti¤i Kuran ahlak›na uygun bir yaflam sürmektir.

FAfi‹ZM VE KOMÜN‹ZM‹N ORTAK ALDANIfiI:

DARWIN‹ST ÇATIfiMA

Page 24: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA22

Darwinizm'in Kanlı Diyalektiği Asl›nda buraya kadar tarif etti¤imiz tablo, komünizmin dünya ça-

p›nda yay›lmas›n› da özetlemektedir: Komünizm, hemen her ülkede

kapitalizmin ve faflizmin karfl›t› ve alternatifi olarak geliflmifltir. Birbi-

rine z›t gibi görünen bu uçlar, ortak bir kaynaktan, yani Darwinizm'den

ilham alm›fllard›r. Kapitalizm ve faflizm Darwinizm'in sa¤ kanad›n›,

komünizm ise sol kanad›n› oluflturur. Bir ülkede Darwinizm'in yay-

g›nlaflmas›, her iki kanad›n birden yayg›nlaflmas› sonucunu do¤urur.

Dolay›s›yla faflizmi veya kapitalizmi desteklemek için Darwinizm'i

kullananlar, ister istemez komünizmi de desteklemifl olurlar.

Darwinizm'in hakim oldu¤u bu dinsiz dünya görüflü içinde, sa¤

solu, sol da sa¤› do¤urmakta ve beslemektedir. ‹ki taraf birbiriyle da-

imi bir çat›flma içindedir. Bu çat›flma ortam› ise zaten Darwinizm'in in-

san toplumlar› için uygun ve gerekli gördü¤ü ortamd›r.

Bu genel flemaya bakt›¤›m›zda, Darwinizm'in asl›nda siyasi düzey-

de bir "diyalektik" oluflturdu¤unu söylemek mümkündür. Diyalektik,

Alman felsefeci Hegel'in ortaya att›¤›, sonradan Marx ve Engels taraf›n-

dan benimsenen "çat›flma" teorisidir. Diyalektik, evrendeki tüm geliflme-

nin çat›flma sayesinde mümkün oldu¤unu varsayar. Bu teoriye göre, her

durum veya fikir bir "tez"dir. Sonra bu teze karfl› ç›kan "anti-tez" meyda-

na gelir. Tez ile anti-tez çat›fl›r ve ortaya ç›kan sonuca "sentez" ad› verilir.

Sentez de bir süre sonra bir tez haline gelir ve bu kez buna karfl› bir anti-

tez ç›kar. Diyalektik teorisine göre, bu çat›flma bu flekilde sürer gider.

‹nsanlar› Allah'›n yaratt›¤› gerçe¤inin reddedilmesine ve insan›n

geliflmifl bir hayvan türü olarak görülmesine neden olan Darwinizm'le

birlikte, dünya bu Darwinist diyalekti¤in çat›flma alan› olmufltur. Baflta

Avrupa ülkeleri olmak üzere, pek çok ülkede önce sa¤ kanat Darwinist-

ler hakim olmufl, bunlar dini inançlar› ve ahlaki de¤erleri yok ederek ve-

ya çarp›tarak vahfli kapitalizmi ve ard›ndan faflizmi getirmifller; bunlara

karfl› da sol kanat Darwinistler, yani komünistler örgütlenmifller ve iki

taraf daimi bir çat›flma içine girmifltir. Bu Darwinist diyalekti¤in sentezi

ise hep ayn›d›r: Kan, ac›, iflkence, savafl, gözyafl›...

Darwinist diyalekti¤in sa¤ kanat temsilcilerinin, yani faflistlerin uy-

gulad›¤› terör ve vahfleti baflka kitaplar›m›zda incelemifltik. Bu kitab›n

ilerleyen bölümlerinde ise komünist terör ve vahfleti inceleyece¤iz.

Page 25: KOMÜNİZM PUSUDA

DDarwinizm'den ilham alan diyalektik

materyalizme göre tarih, z›t fikirlerin

çat›flmas› ve k›yas›ya mücadelesidir.

Bu inançlar› gere¤i 20. yüzy›lda faflistlerle ko-

münistleri birbirine k›rd›rm›fllar, ayn› vatan›n

insanlar›n› birbirlerine düflman etmifller ve

dünyay› kan gölüne çevirmifllerdir. Bunun so-

nucunda da kendi ideolojilerinin galip gelece-

¤ini sanm›fllard›r. Ancak, bu mücadeleden

komünizm galip ç›kamam›fl, diyalektik ma-

teryalizmin tarihin diyalekti¤i iddias› da çök-

müfltür.

Tarihte karfl› karfl›ya gelen iyiler ve kötüler

hep olmufltur. ‹yilerin kötülerle mücadelesi

de fikir alan›nda gerçekleflmifltir. Bu müca-

deleden galip ç›kanlar daima iyilerdir. Çün-

kü Allah'›n Kuran'da gösterdi¤i mücadele

yöntemleri insanlara bar›fl, huzur ve dostluk

getirmeye, çeliflki ve düflmanl›klar› ortadan

kald›rmaya yöneliktir.

Örne¤in Allah, Hz. Musa'ya Firavun'u do¤ru

yola ça¤›rmas›n› bildirmifltir. Hz. Musa ve Fi-

ravun iki z›t fikrin taraftarlar›d›r. Ancak, Allah

bu iki z›t taraf› karfl›laflt›r›rken, Hz. Musa'ya ve

kardefli Hz. Harun'a flöyle demifltir:

"‹kiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azm›fl bu-

lunuyor. Ona yumuflak söz söyleyin, umu-

lur ki ö¤üt al›p-düflünür veya içi titrer-kor-

kar." (Taha Suresi, 43-44)

Allah'›n emrine uyan Hz. Musa kardefliyle bir-

likte Firavun'un karfl›s›na ç›km›fl ve ona

Allah'›n emirlerini, do¤ru yolu ve iyili¤i türlü

yöntemler deneyerek, sab›rla anlatm›flt›r.

Onun bu fikri mücadelesinin sonunda ise ger-

çekleri göremeyen ve iyilere zulmetmeye yel-

tenen Firavun, denizde bo¤ularak ölmüfl, Hz.

Musa ve yan›ndakiler kurtulmufllard›r.

Bu örnek insanl›k tarihinin bir özetidir. Tarih-

te hiç kimse birbiriyle çat›fl›p, yumruklafl›p,

kan dökerek üstün gelmemifltir. E¤er çat›flma

yoluyla üstün görünen, iktidara sahip olan ki-

fliler olsa bile, bunlar›n ne halklar› ne de ken-

dileri huzurlu ve bar›fl içinde bir yaflam sürdü-

rememifller; aksine her an belalara u¤ram›fl,

maddi ve manevi s›k›nt›lar içinde yaflam›fl-

lard›r. Üstün gelenler, daima bar›fl ve huzura

ça¤›ran, mücadelesini fikir alan›nda yaparak

insanlar› düflünmeye sevkeden inananlard›r.

KARfiIT F‹K‹RLER‹ "D‹YALEKT‹K ÇATIfiMA" ‹LE SUSTURMAK

‹STEYENLER, HER DÖNEMDE YEN‹LG‹YE U⁄RAMIfiTIR

Firavun bask›c› ve zalim bir yönetime sahiptive bununla da kendince gurur duyuyordu.Ama sonu hüsran oldu. Üstte M›s›r Fira-vun'unu muhaliflerinin kafas›n› parçalarkentasvir eden bir kabartma yer al›yor.

Page 26: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM II

Joseph Stalin: 40 milyoninsan›n katili

Page 27: KOMÜNİZM PUSUDA

20. yüzy›l insanl›k tarihinin en kanl› dönemidir. Bu yüzy›lda

dünya savafl›, soyk›r›m, toplama kamp›, kimyasal silahlar,

nükleer silahlar, bombard›man, gerilla savafl›, terör eylemle-

ri gibi, daha önceki yüzy›llarda duyulmam›fl ve görülmemifl

vahflet yöntemleri ortaya ç›km›flt›r. Bu yüzy›lda sayd›¤›m›z

yöntemlerle öldürülen insanlar›n say›s›, yüz milyonlarla ifade edilmek-

tedir.

20. yüzy›l›n bu kadar kanl› olmas›n›n iki önemli nedeni vard›r. Bi-

rincisi, geliflen teknolojinin eski devirlerdeki silahlara göre çok daha öl-

dürücü silahlar›n yap›m›na izin vermesidir. ‹kinci neden ise -ki as›l

önemli olan budur- bu silahlar›n kullan›lmas›na, hem de korkunç bir

ac›mas›zl›kla kullan›lmas›na neden olan ideolojilerdir. Temelleri 19. yüz-

y›lda at›lan çeflitli "izm"lerin kanl› hasad› 20. yüzy›lda olmufltur.

Komünizm, bu "izm"lerin en kanl›s›, en ac›mas›z› ve en genifl çapl›-

s›d›r. 20. yüzy›lda komünist rejimler veya örgütler taraf›ndan öldürülen

insan say›s› yaklafl›k 120 milyondur. 120 milyon insan, s›rf bu ideoloji

u¤runa idam edilmifl, toplama kamplar›nda ölesiye çal›flt›r›larak katle-

dilmifl, "sürgün" ad› alt›nda evlerinden toplan›p Sibirya steplerinde yok

edilmifl, kasten oluflturulan k›tl›klarla açl›ktan öldürülmüfl, en korkunç

hapishanelerde en korkunç iflkencelere u¤rat›lm›fl, beyni y›kanm›fl ko-

münist militanlar taraf›ndan kurfluna dizilmifl, bo¤ulmufl, bo¤azlanm›fl,

parçalanm›flt›r. 1917'de Rusya'da gerçekleflen kanl› Bolflevik Devrimi ile

BOLfiEV‹K VAHfiET‹N TAR‹H‹

Page 28: KOMÜNİZM PUSUDA

bafllayan vahflet, önce yeni kurulan Sovyetler Birli¤i'nin geneline, ard›n-

dan Do¤u Avrupa'ya, Çin'e, Kore'ye, Vietnam'a, Kamboçya'ya, Latin

Amerika ülkelerine, Küba'ya ve Afrika'ya yay›lm›flt›r.

fiimdi bu k›z›l vahfletin tarihini inceleyelim.

Lenin'in Kanlı Devrimi

Karl Marx, bir siyasi partinin lideri de¤ildi. Sadece bir teorisyendi.

‹nsanl›k tarihini diyalektik materyalizme göre kurallara oturtmaya u¤-

raflm›fl, buna göre geçmifle yorumlar getirmifl ve gelecek hakk›nda keha-

netlerde bulunmufltu. Marx'›n en büyük kehaneti ise devrimdi. Kapitalist

düzenin ayaklanan iflçiler taraf›ndan y›k›laca¤›n› ve bu devrimle birlikte

"s›n›fs›z toplum" do¤aca¤›n› vaat etmiflti.

Marx 1883 y›l›nda öldü. Aradan y›llar, hatta on y›llar geçmesine ra¤-

men, Marx'›n haber verdi¤i devrim bir türlü gerçekleflmedi. Avrupal› ka-

pitalist ülkelerde, devrim gerçekleflmesi bir yana, iflçilerin çal›flma ve

hayat koflullar›nda k›smen de olsa iyileflme yafland› ve iflçi-burjuvazi ge-

rilimi azald›. Devrim gerçekleflmiyordu ve gerçekleflece¤i de yoktu.

Bu ortam içinde, Marx'›n ölümünden yaklafl›k 20 y›l sonra, bir bafl-

ka önemli isim Rusya'da ortaya ç›kt›. Marxistler'in kurdu¤u Rus Sosyal

Demokrat Partisi içinde giderek yükselen Vladimir ‹lyiç Lenin, Mar-

xizm'e yeni bir yorum getirdi. Lenin'e göre, devrimin kendi kendine

gerçekleflmesi mümkün de¤ildi, çünkü Avrupal› iflçi s›n›f› burjuvazinin

kendilerine sa¤lad›¤› imkanlarla uyuflturulmufltu, di¤er ülkelerde ise

zaten kayda de¤er bir iflçi s›n›f› yoktu. Lenin bu soruna militan bir çö-

züm önerdi: Devrim, Marx'›n öngördü¤ü gibi iflçiler taraf›ndan de¤il, ifl-

çiler (yani Marxist literatüre göre "proleterya") ad›na hareket eden, pro-

fesyonel devrimcilerden oluflan, askeri bir disipline sahip "Komünist

Parti" taraf›ndan gerçeklefltirilecekti. Komünist Parti, silahl› mücadele

ve propaganda yöntemlerini kullanarak siyasi bir devrim gerçeklefltire-

cek, iktidar› ele geçirdi¤i andan itibaren Lenin'in "proleterya diktatör-

lü¤ü" ad›n› verdi¤i otoriter bir rejim kurulacak, rejim muhaliflerini tas-

fiye edecek, özel mülkiyeti ortadan kald›racak ve toplumun komünist

düzene do¤ru ilerlemesini sa¤layacakt›.

26KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 29: KOMÜNİZM PUSUDA

27

Marx'›n ölümünün ard›ndan, onun b›-rakt›¤› ideoloji Lenin taraf›ndan yo-rumland›. Lenin, bir yandan Marx'›naç›klar›n› ve çeliflkilerini kapatmaya ça-l›fl›rken, bir yandan da komünizmi si-lah zoruyla iktidara getirmeninformüllerini gelifltirdi. Üstte, 1897'deSt. Petersburg'da çekilen resimde Le-nin (ortada) ve di¤er komünist militan-lar. Afla¤›da ise Marx'›n DasKapital'inin Rusça bask›s›.

Page 30: KOMÜNİZM PUSUDA

Lenin 1919 y›l›nda K›z›l Meydan'da kalabal›¤a konuflurken

Kas›m 1917'deSt. Peters-

burg'da silahla-r›yla poz veren

Bolflevik devrim-ciler

Page 31: KOMÜNİZM PUSUDA

Lenin'in ortaya att›¤› bu teoriyle birlikte komünizm, eli silahl› terör

gruplar›n›n ideolojisi haline gelmifl oluyordu. Lenin'den sonra da dün-

yan›n dört bir yan›nda kendilerini kan dökerek devrim yapmaya adam›fl

yüzlerce "komünist parti" veya "iflçi partisi" ortaya ç›kt›.

Peki komünist parti devrim için hangi yöntemleri izlemeliydi? Le-

nin bu soruyu hem yaz›lar›yla hem de eylemleriyle cevaplad›: Komünist

parti olabildi¤ince çok kan dökecekti...

Lenin, henüz 1906 y›l›nda, yani Bolflevik Devrimi'nden 11 y›l önce,

Proletari dergisinde flöyle yaz›yordu:

Bizim ilgilenmekte oldu¤umuz olgu, silahl› mücadeledir; bu mücadele,

bireyler ve küçük gruplar taraf›ndan yürütülmektedir. Bir kesimi devrim-

ci örgütlere ait iken, öteki kesimler (Rusya'n›n belirli kesimlerinde ço¤un-

lu¤u) herhangi bir devrimci örgüte ba¤l› de¤ildirler. Silahl› mücadele,

birbirlerinden kesinkes olarak ayr›lmas› gereken, farkl› iki amaca yönelik-

tir; önce, bu mücadele kiflilere, liderlere ve ordu ve polisteki görevlilere

suikast yapmay› amaçlar, ikinci olarak, hem hükümete ait, hem de özel ki-

flilere ait para kaynaklar›na elkoyar. El konulan paralar k›smen parti kasa-

s›na, k›smen özel silahlanma amac›na ve ayaklanma haz›rl›¤›na, ve k›smen

de tan›mlamakta oldu¤umuz mücadeleye kat›lan kiflilerin geçimine gider.

Büyük el koymalar (Kafkasya'daki 200.000 rublelik, Moskova'daki 875.000

rublelik gibi olanlar) gerçekten de öncelikle devrimci partilere gitmifltir -

küçük elkoymalar ço¤unlukla, bazen de tümüyle "el koyucular›n" geçimi-

ne gider.14

Lenin'in de yönetiminde bulundu¤u Rus Sosyal Demokrat Partisi

içinde, 1900'lü y›llar›n bafl›nda önemli bir fikir ayr›l›¤› yafland›. Lenin'in

önderli¤indeki grup, fliddet yoluyla devrim yapmay› savunurken, di¤er

bir grup daha demokratik yöntemlerle Marxizm'i Rusya'ya getirmeyi

savunuyordu. Leninistler, gerçekte say›lar› az olmas›na ra¤men, çeflitli

bask› yöntemleriyle "ço¤unluk" haline geldiler ve Rusça "ço¤unluk" an-

lam›na gelen "Bolflevik" sözüyle an›lmaya bafllad›lar. Di¤er grup ise

"az›nl›k" anlam›na gelen "Menflevik" sözüyle adland›r›ld›.

Bolflevikler, Lenin'in üstteki al›nt›s›nda tarif edilen flekilde örgüt-

lenmeye bafllad›lar: suikastler, hükümete ait paralara el konmas›, res-

mi kurumlar›n soyulmas› vs. Ço¤u sürgünde geçen y›llar sonucunda,

Bolfleviklerin planlad›klar› devrim 1917 y›l›nda gerçekleflti. Bu y›l iki

29Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 32: KOMÜNİZM PUSUDA

ayr› devrim yafland›. fiubat ay›nda gerçekleflen ilk devrimde, Rus Ça-

r› II. Nicholas taht›ndan indirildi, ailesiyle birlikte hapsedildi ve de-

mokratik bir hükümet kuruldu. Ancak Bolflevikler demokrasi de¤il,

"proleterya diktatörlü¤ü" kurmaya kararl›yd›lar. Ekim 1917'de bekle-

dikleri devrim gerçekleflti ve Lenin ile en büyük yard›mc›s› Leon

Trotsky'nin (Troçki) önderli¤indeki komünist militanlar önce hükümet

merkezinin bulundu¤u Petrograd'›, ard›ndan Moskova'y› ele geçirdi-

ler. Her iki flehirdeki çat›flmalar›n sonucunda dünyan›n ilk komünist re-

jimi kurulmufl oluyordu.

Ekim Devrimi'nin ard›ndan Rusya büyük bir iç savafla sahne oldu.

Çar yanl›s› generallerin toplad›¤› "Beyaz Ordu" ile, Trotsky'nin önderli-

¤indeki K›z›lordu aras›nda geçen savafl tam 3 y›l sürdü. Temmuz

1918'de Bolflevik militanlar taraf›ndan, Lenin'in emri üzerine, Çar II.

Nicholas ve tüm ailesi (üç çocu¤u ile birlikte) kurfluna dizilerek idam

edildi. ‹ç savafl boyunca Bolflevikler, rejim muhaliflerine karfl› en kanl›

Lenin, Rusya'n›n dört bir yan›na yay›lan Bolflevikmilitanlara çekti¤i telgraflarda, sürekli idam emirle-ri veriyor ve bu idamlar›n halka korku salacak flekil-de gerçekleflmesini istiyordu. Üstte Lenin, bir grupBolflevik militanla birlikte, 1918.

Page 33: KOMÜNİZM PUSUDA

cinayet, katliam ve iflkenceleri uygulamaktan çekinmedi.

Gerek K›z›lordu birlikleri, gerekse Lenin'in kurdurttu¤u "Çeka" ad-

l› gizli polis örgütü, devrime karfl› gördükleri bütün toplum kesimlerine

karfl› büyük bir terör uygulad›lar. Dünya çap›ndaki komünist terörü an-

latan Komünizmin Kara Kitab› adl› eserde, Bolflevik terörü flöyle anlat›l›r:

Bolflevikler, mutlak iktidarlar›na yönelen edilgen de olsa her türlü muhale-

feti veya direnifli; sadece siyasi muhalif gruplardan kaynaklanmay›p, soy-

lular, burjuvalar, ayd›nlar, din adamlar› gibi toplumsal ve subaylar,

jandarmalar gibi mesleki gruplardan da gelse, gerek hukuki gerekse fiziki

olarak ortadan kald›rmaya karar verdi ve bazen ifli soyk›r›m boyutlar›na

vard›racak kadar ileri götürdü. Daha 1920'de yürütülen "Kazaklardan

ar›nd›rma" kampanyas› önemli ölçüde soyk›r›m tan›m›n›n kapsam›na gir-

mektedir: yeri yurdu tamamen belli bir topluluk olan Kazaklar, tüm er-

keklerin kurfluna dizilmesi, kad›n, çocuk ve yafll›lar›n sürgün edilmesi,

köylerin yerle bir edilmesi ya da Kazak olmayanlara devredilmesi sonu-

cu bir grup olarak varl›¤›n› sürdüremez duruma getirildi. Lenin, Kazakla-

r› Frans›z Devrimi dönemindeki Vendee'yle bir tutuyor ve onlara modern

komünizmin "mucidi" Gracchus Bubeuf'ün daha 1795'te populicide (soy-

k›r›m) olarak tan›mlad›¤› yöntemi uygulamak istiyordu.15

Bolflevikler, girdikleri her flehirde kendi ideolojilerine ›l›ml› bak-

mayan kesimleri katliamdan geçiriyor, halka korku salmak amac›yla

abart›l› vahfletler gerçeklefltiriyorlard›. Ayn› kaynakta, K›r›m'da gerçek-

lefltirilen Bolflevik vahfletleri flöyle anlat›l›yor:

Benzer fliddet uygulamalar› Bolflevikler taraf›ndan iflgal edilen Sivastopol,

Yalta, Aluflta, Simferopol gibi K›r›m illerinde de gerçeklefltirildi. Ayn› uy-

gulamalara Nisan-May›s 1918'den itibaren isyan komisyonunun haz›rlad›-

¤› dosyalarda "elleri kopmufl, omzu parçalanm›fl, kafas› da¤›lm›fl, çenesi

k›r›lm›fl, cinsel organlar› kopar›lm›fl cesetler" de yer almaktayd›... 16

S.P. Melgunov da, La Terreur rouge en Russie, 1918-1924 (Rusya'da K›-

z›l Terör, 1918-1924) isimli eserinde, Sivastopol flehrinin "hayatta kalanla-

r›n tan›kl›klar›n› bast›rma harekat›" neticesinde bir "as›lanlar flehri"ne

dönüfltü¤ünü ifade ediyordu:

Nahimovski Caddesi, sokakta tutuklanan subaylar›n, erlerin, sivillerin

as›lm›fl cesetleriyle doluydu. fiehir ölüydü, halk mahzen ve ambarlarda

gizleniyordu. Tüm çit kaz›klar›, tüm ev duvarlar›, telgraf direkleri, ma¤aza

31Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 34: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM‹N CAH‹LM‹L‹TANLARIBolflevikler, cahil halk kitlelerine

basit sloganlarla seslendiler ve

yo¤un bir propaganda ile pek

çok kifliyi k›sa sürede saflar›na

katt›lar. E¤itimsiz ve yoksul in-

sanlar, kendilerine ekmek ve

huzur vaat eden komünistlerin

yalanlar›na kolayca inanabili-

yorlard›. Darwinizm'in körükle-

di¤i dinsizlik ise, komünist

propaganday› pekifltiriyordu.

Resimde, söz konusu propagan-

da sonucunda bir kaç gün içinde

komünist olup ç›km›fl bir grup

Rus iflçi ve köylüsü yer al›yor.

Page 35: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 36: KOMÜNİZM PUSUDA

Kanl› Bolflevik devriminin as-

keri lideri, Leon Trotsky idi.

Lenin'den sonraki ikinci

adam durumunda olan

Trotsky, bafl›nda oldu¤u K›-

z›lordu ile tüm Rusya'y› kana

bo¤an bir iç savafl yürüttü.

Üstte iç savaflta öldürülen on

binlerce suçsuz insandan bir

görüntü.

Trotsky'nin etkisiyle Petrograd kentinde Çar karfl›t› ayaklanma-

y› destekleyen Rus askerleri, 1917

Trotsky'i savafl kahraman› gibi

gösteren propaganda posteri.

Page 37: KOMÜNİZM PUSUDA

vitrinleri 'Hainlere Ölüm' yaz›l›

afifllerle kapl›yd›. ‹nsanlar› ibret ol-

sun diye sokakta as›yorlard›.

Bolflevikler, yok etmek istedikle-

ri herkesi, belirli kategoriler alt›nda

damgal›yorlard›. Örne¤in "burjuva-

lar", veya Bolfleviklerden farkl› bir

sosyalizm anlay›fl›n› savunan "Menfle-

vikler", kurulan yeni rejimin önde gelen düflmanlar›yd›. Say›s› en genifl

ve en çok hedef al›nan kategori ise, "kulak" kategorisiydi. Kulaklar, Rus-

ça'da zengin toprak sahiplerine verilen isimdi. Lenin, devrim ve iç savafl

boyunca, kulaklara karfl› ac›mas›z bir terör uygulanmas›na dair yüzlerce

emir ya¤d›rd›. Örne¤in, Penza Sovyeti Yürütme Komitesi'ne yollad›¤›

bir telgrafta flöyle yaz›yordu:

Yoldafllar! Befl kazan›zda cereyan eden kulak ayaklanmas› ac›mas›zca ezil-

melidir. Devrimin ç›karlar› bunu gerektiriyor, çünkü art›k her yerde ku-

laklarla bir "ölüm kal›m mücadelesi" bafllam›flt›r. Bir örnek oluflturmak

gereklidir. Daha az say›da olmamak üzere; 100 kulak, para babas›, kan içi-

cinin as›lmas› (insanlar›n görebilece¤i bir flekilde as›lmas› diyorum), isim-

lerinin aç›klanmas›, bütün tah›llar›na el konmas›... Bunu insanlar›n

yüzlerce fersah öteden görüp, titreyecekleri, anlayacaklar›... flekilde ya-

p›n›z. Bu talimatlar› ald›¤›n›z› ve yerine getirdi¤inizi bildirmek için telgraf

çekiniz. Selamlar. Lenin.17

Lenin'in talimatlar› Bolflevik militanlar taraf›ndan büyük bir zevkle

yerine getiriliyordu. Hatta militanlar, özel vahflet stilleri gelifltirmifllerdi.

Ünlü Rus yazar› Maxim Gorki, flahit oldu¤u baz› yöntemleri flöyle anla-

t›yordu:

Tambov'da komünistler, tutsaklar›n› sol el ve sol ayaklar›ndan topra¤›n bir

metre yukar›s›nda a¤açlara demiryolu çivileri ile m›hl›yorlard› ve bu in-

sanlar›n ac› çekmesini bilerek izliyorlard›. Bir esirin midesini aç›p küçük

ba¤›rsa¤›n› al›yorlar ve bir a¤aca çiviliyorlard› ve ba¤›rsa¤›n çözülmesini

izliyorlard›. Yakalad›klar› görevlileri soyup omuzlar›ndan itibaren derile-

rini yüzüyorlard›.18

Bolflevikler, komünizmi benimsemek istemeyen herkesi tasfiye et-

meye girifltiler. Lenin'in üstteki emrine benzer daha pek çok emir ve uy-

Maxim Gorki

Page 38: KOMÜNİZM PUSUDA

gulama sonucunda, on binlerce insan hiçbir yarg›lama olmaks›z›n kur-

fluna dizildi. Pek çok rejim muhalifi de "Gulag" ad› verilen ve tutuklula-

r›n çok a¤›r flartlarda ölesiye çal›flt›r›ld›klar› toplama kamplar›na

gönderildi. Ço¤u bu kamplardan sa¤ kurtulamayacakt›. Sonuçta, 1918-

1922 y›llar› aras›nda Bolflevik rejime karfl› ayaklanan yüz binlerce iflçi ve

köylü katledildi.

Tarihçi Richard Pipes, gizli Sovyet arflivlerine dayanarak yazd›¤›

The Unknown Lenin (Bilinmeyen Lenin) adl› kitab›nda, Lenin'in Bolflevik-

lere verdi¤i say›s›z cinayet, katliam, iflkence emirlerini ortaya ç›karmak-

ta ve sonuçta flu yorumu yapmaktad›r:

Mevcut delillerle Lenin'in idealist de¤il, ancak gerçek ya da hayali olsun

sorunlar› çözmenin en iyi yolunun, onlara sebep olan insanlar› öldür-

mek oldu¤una inanan bir toplu katliamc› oldu¤unu reddetmek imkans›z

hale gelmektedir. 20. yüzy›lda on milyonlarca hayat›n yok olmas›na poli-

tik ve sosyal imha uygulamas›n› ilk olarak meydana getiren/bafllatan ken-

disidir.19

Pavlov'un Köpekleri ve Lenin'in "İnsan Evrimi" Planları

Buraya kadar Lenin örne¤inde gördü¤ümüz ve ilerleyen sayfalarda

çok daha feci örneklerini inceleyece¤imiz komünist vahflet uygulamala-

r›n›n sebebini iyi anlamak gerekir. Lenin'i ve sonradan inceleyece¤imiz

Stalin, Mao, Pol Pot gibi komünist liderlerin her birini gözü dönmüfl bi-

rer katil haline getiren sebep nedir?

Bu sebep, inand›klar› materyalist felsefe ve bu felsefenin insana ba-

k›fl›d›r. Baflta da belirtti¤imiz gibi, komünizm, asl›nda materyalist felse-

fenin tarihe uyarlanmas›ndan ibarettir. Ve materyalist felsefenin do¤aya

uyarlanmas›yla, yani Darwin'in evrim teorisiyle tam bir uyum içindedir.

Bu sapk›n düflüncelerin baz› temel yap›tafllar› ise flöyle özetlenebilir:

1. ‹nsan, sadece maddeden ibaret olan, ruhu bulunmayan bir varl›kt›r.

2. ‹nsan, geliflmifl bir hayvan türüdür. Di¤er hayvanlardan tek fark›,

içinde bulundu¤u flartlar›n onu biraz "ehlillefltirmifl" olmas›d›r. Öz-

de, insanla hayvan aras›nda bir fark yoktur.

3. Gerek do¤ada gerekse insan toplumlar›nda de¤iflmeyen tek kural

36KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 39: KOMÜNİZM PUSUDA

"çat›flma"d›r. Çat›flma, birbiriyle çak›flan menfaatler nedeniyle olur.

Çat›flma sonucunda bir taraf›n kaybetmesi, ac› çekmesi, ölmesi son

derece do¤al ve hatta gereklidir.

4. Dolay›s›yla, bir geliflmenin gerçekleflmesi, örne¤in komünistlere

göre "komünist devrim"in yaflanmas› için, çok say›da insan›n ölme-

si, ac› çekmesi, iflkence görmesi kaç›n›lmazd›r ve hatta gereklidir.

Komünizmin -ve materyalizmi benimsemifl tüm ideolojilerin- yu-

kar›da sayd›¤›m›z maddeleri meflru göstermek için baflvurduklar› yön-

tem toplumlardaki Allah inanc›n› ortadan kald›rmakt›r. Asl›nda

materyalizmin amac› da Allah inanc›n›, dini ve ahlaki de¤erleri top-

lumlardan uzaklaflt›rmak, böylece kendilerini "ruhsuz hayvan topluluk-

lar›" olarak alg›layan kitleler meydana getirmektir. Bu yolla söz konusu

kitleleri kolayl›kla yönlendirebileceklerini, kendi iktidarlar›n› koruyabi-

leceklerini, istedikleri her türlü ahlaks›zl›¤a ve zulme meflru zemin ha-

z›rlayabileceklerini düflünürler.

‹flte insana bu flekilde bakan komünist ideolojinin en büyük icraat›,

insanlar› olabildi¤ince "hayvanlaflt›rmak", vahfli hayvanlar gibi zincirle-

re vurmak, ac› ve korku yoluyla kendince "terbiye etmek" ve gerekti¤in-

de bo¤azlamak olmufltur.

Lenin'e bakt›¤›m›zda, insanlar› bir hay-

van türü olarak kabul eden söz konusu ma-

teryalist-Darwinist felsefeyi çok aç›k olarak

görürüz. Öyleki Lenin, hayvanlar üzerinde

gerçeklefltirdi¤i flartl› refleks deneyleriyle ün-

lenen Rus bilim adam› Pavlov'la özel olarak

görüflmüfl ve Pavlov'un yöntemlerini Rus

toplumu üzerinde uygulamak için giriflimde

bulunmufltur. Tarihçi Orlando Figes, A Peop-

le's Tragedy, A History Of The Russian Revolu-

tion (Bir Halk›n Trajedisi: Rus Devriminin

Tarihi) adl› kitab›nda, Lenin'in Rus halk›n›

bir havyan terbiyecisi gibi e¤itme amac›n›

ve bunun Darwinist kökenini flöyle anlat›r:

37Harun Yahya (Adnan Oktar)

Hayvanlar üze-rinde yapt›¤›flartl› refleks de-neyleriyle tan›-nan Pavlov.

Page 40: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 41: KOMÜNİZM PUSUDA

fiARTLI REFLEKSTELK‹NLER‹

Lenin ve Trotsky, insanlar›n da hay-

vanlar gibi flartl› refleks yöntemle-

riyle e¤itilebilece¤ini

düflünüyorlard›. Sovyetler Birli-

¤i'ndeki Komünist Parti örgütlen-

mesi, bu mant›¤a göre

flekillendirildi. Resimde, Trotsky K›-

z›l Meydan'da kendisini dinleyen

kitlelere propaganda konuflmas›

yap›yor. 1918.

Page 42: KOMÜNİZM PUSUDA

Ekim 1919'da söylentiye göre Lenin büyük fizyolojist I. P. Pavlov'un

laboratuvar›na, onun flartl› refleks çal›flmalar› vas›tas›yla insan beyninin

Bolfleviklerin insan davran›fl›n› kontrol etmede yard›mc› olup olamayaca-

¤›n› ö¤renmek için gizli bir ziyarette bulundu. "Rus kitlelerinin komünizm

çizgisini düflünmelerini ve buna göre davranmalar›n› istiyorum" diye

aç›klad› Lenin... Pavlov hayretler içinde kalm›flt›. Lenin ondan köpekler

için yapt›¤› fleyi insanlar için yapmas›n› istiyordu. "Rus kitlelerini bir

standart haline getirmek istedi¤inizi mi söylüyorsunuz? Hepsinin ayn› fle-

kilde davranmas›n› sa¤lamak m› istiyorsunuz?" diye sordu... "Aynen" diye

cevap verdi Lenin. "‹nsanlar do¤ru olmal›. ‹nsanlar biz nas›l istersek o

flekle getirilmelidir"...

Komünist sistemin nihai amac› insan tabiat›n›n de¤iflimiydi. Bu, di¤er

totaliter rejimler taraf›ndan da paylafl›lan bir amaçt›... Nazi Almanyas›'nda

1920'de öjenik hareketin öncülerinden birinin söyledi¤i gibi "Neredeyse

insanl›k kavram›nda bir de¤iflime flahit olduk.... Savafl›n korkunç öjeni¤i

sayesinde daha öncekine göre farkl› bir birey olmaya zorland›k"...

Ayd›nlanm›fl kitleler vas›tas›yla yeni bir insanl›k türü yaratma fikri 19. yy

Rus ayd›nlar›n›n -ki Bolflevikler onlardan ç›km›flt›r- her zaman kurtar›c›

misyonu olmufltur. Marxist felsefe de ayn› flekilde insan tabiat›n›n tarihi

bir geliflimin sonucu oldu¤unu ve bu nedenle de yenilenebilece¤ini ö¤re-

tir. Lenin'in gençlik ça¤lar›nda Rus ayd›nlar› aras›nda neredeyse dini

bir kutsall›¤a sahip olan Darwin ve Huxley'in bilimsel materyalizmi, in-

san›n içinde yaflad›¤› dünyaya göre belirlendi¤ini savunuyordu. Bu ne-

denle Bolflevikler kendi devrimlerinin bilimin de yard›m› ile yeni bir insan

türü yarataca¤›na inan›yorlard›...

Pavlov'un her zaman devrimi elefltirmifl olmas›na ve göç ettirilmekle teh-

dit edilmesine ra¤men Bolflevikler her zaman ona lütuf göstermifllerdir. ‹ki

y›l sonra Pavlov'a Moskova'da genifl bir apartman verildi. Lenin, Pav-

lov'un çal›flmalar› hakk›nda "devrim için çok büyük öneme sahiplerdir" di-

yordu. Bukharin bunu materyalizmin demir cephaneli¤i olarak

adland›r›yordu.20

Lenin'in en büyük yard›mc›s› ve komünist ideolojinin önemli te-

orisyeni Trotsky de Lenin'in Darwinist kökenli "insan tabiat›n› de¤ifltir-

me" düflüncelerine kat›l›yordu. Trotsky aynen flöyle yazm›flt›:

‹nsan nedir? Henüz bitmifl bir canl› de¤ildir. Hala beceriksiz bir yarat›k-

t›r. Bir hayvan olarak insan planl› bir flekilde de¤il spontane bir flekilde

evrimleflmifltir. Ve birçok z›tl›k geliflmifltir. Nas›l e¤itmek ve idare etmek

40KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 43: KOMÜNİZM PUSUDA

sorusu, insan›n fiziksel ve ruhsal yap›s›n›n; nas›l geliflti¤i ve tamamland›¤›

sorusu, yaln›zca sosyalizm temelinde tasarlanabilecek büyük bir problem-

dir. Çöle bir tren yolu infla edebiliriz, Eyfel Kulesi'ni infla edip direk olarak

New York ile konuflabiliriz, ama insan› gelifltiremeyiz, öyle mi? Hay›r, ya-

pabiliriz. ‹nsan›n yeni ve de¤iflmifl bir versiyonunu üretmek—bu komü-

nizmin bir sonraki görevidir... ‹nsan kendisini ham materyal olarak

görmeli, ya da yar› üretilmifl bir madde olarak. Ve flöyle demeli: "Sevgili

homo sapiens, senin için çal›flaca¤›m".21

Lenin, Trotsky ve di¤er Bolflevikler, insan› bir hayvan türü olarak

gördükleri ve bir madde y›¤›n› sayd›klar› için, insan hayat›na herhangi

bir de¤er vermiyorlard›. Onlara göre, devrimin baflar›s› için, milyonlarca

insan kolayca feda edilebilirdi. The Unknown Lenin kitab›n›n yazar› tarih-

çi Richard Pipes'a göre, "Lenin, insanl›¤›n geneli için küçümseme d›-

fl›nda hisler beslemiyordu: Mektuplar, Gorki'nin öne sürdü¤ü,

insanlar›n Lenin için 'neredeyse hiçbir anlam›' olmad›¤› ve onun iflçi

s›n›f›na bir metal iflçisinin demir cevherine davrand›¤› gibi davrand›-

¤› iddias›n› do¤ruluyor."22

Lenin'in Kasıtlı Kıtlık Politikası

20. yüzy›ldaki komünist rejimlerin neredeyse ortak bir özelli¤i,

halklar›n› büyük açl›klara mahkum etmeleridir. Lenin zaman›nda tüm

Rusya'da 5 milyon insan›n ölümüne neden olan bir k›tl›k yaflanm›flt›r.

Stalin zaman›nda, 1932-33 y›llar› aras›nda bu felaket daha genifl çapta

tekrarlanm›fl ve sadece Ukrayna'da tam 6 milyon insan k›tl›k sonucunda

açl›ktan can çekiflerek ölmüfltür. ‹lerleyen sayfalarda inceleyece¤imiz gi-

bi, Mao'nun K›z›l Çini'nde ve Pol Pot'un Kamboçyas›'nda da milyonlar-

ca insan k›tl›k sonucunda ölmüfltür.

K›tl›¤›n ne oldu¤unu iyi düflünmek gerekir. Süpermarketlerin, f›-

r›nlar›n, pastanelerin, restoranlar›n dört bir yan›m›zda yer ald›¤› günü-

müzde, k›tl›k bizler için yabanc› bir kavramd›r. Ve dolay›s›yla k›tl›k

kavram›n› duydu¤umuzda, bunu ço¤unlukla "bir süre aç kalmak" ola-

rak anlar›z. Oysa Rusya, Çin, Kamboçya gibi örneklerde yaflanan k›tl›k,

aylar ve y›llar boyunca devam eden daimi bir aç kalma halidir. Sadece

41Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 44: KOMÜNİZM PUSUDA

kendi yetifltirdikleri ürünlerle (tah›l veya pirinçle) beslenen köylülerin

elinden tüm mahsulleri zorla toplanm›flt›r. Bunlar al›nd›ktan sonra geri-

ye yiyecek hiçbir fley kalmaz. ‹nsanlar önce etraftan toplad›klar› sebzeyi,

meyveyi ve kesebilecekleri hayvanlar› bulup yerler. Bunlar hemen tüke-

nir. Sonra yapraklar, otlar, a¤aç kabuklar› kaynat›lmaya bafllan›r. Hafta-

lar geçtikçe bedenler zay›flar, incelir. ‹nsanlar sürekli açt›r. Baz› insanlar

kedi, köpek yakalay›p yemeye bafllarlar. Bu, baflka canl›lara, böceklere

kadar devam eder. Sonuçta ac› içinde k›vranan insanlar birbiri ard›na öl-

meye bafllar. Ölüleri gömecek takati olan kimse yoktur. Ve en sonunda

k›tl›¤›n en korkunç boyutu ortaya ç›kar: Yamyaml›k. ‹nsanlar önce ölüle-

ri yemeye bafllarlar. Sonra birbirlerine sald›rmaya, birbirlerinin çocukla-

r›n› kaç›r›p, kesip yemeye bafllarlar. ‹nsanl›ktan ç›kar ve hayvanlafl›rlar.

Zaten komünist rejimin amac› da budur.

Bu anlat›lanlar, -inan›lmaz görünse de- 20. yüzy›l içinde ilk olarak

Lenin'in önderli¤indeki Bolflevik Rusya'da yaflanm›flt›r.

Bolflevikler iktidara geldikten bir süre sonra, 1918 y›l› içinde, Lenin

taraf›ndan al›nan bir kararla, özel mülkiyetin ortadan kald›r›lmas›na yö-

nelik bir politika bafllad›. Bunun en önemli sonucu ise, köylülerin tarla-

lar›n›n devletlefltirilmesi ve mahsullerinin ellerinden al›nmas›yd›.

Bolflevik militanlar, Çeka polisleri, K›z›lordu birlikleri, Rusya'n›n dört

bir yan›ndaki köyleri basarak, zaten çok zor koflullarda yaflayan köylüle-

rin yegane besin kayna¤› olan mahsulleri silah zoruyla toplamaya baflla-

d›lar. Her çiftçi için Bolfleviklere vermesi gereken bir kota belirlenmiflti,

ancak bu kotay› tamamlayabilmek için ço¤unun elindeki tüm mahsulü

vermesi gerekiyordu. Direnmek isteyen köylüler en vahflice yöntemlerle

susturuldu. Baz›lar› ellerindeki bu¤day›n hepsini kapt›rmamak için

mahsulün bir k›sm›n› gizli ambarlara sakl›yordu. Ancak bu gibi davra-

n›fllar, Bolfleviklerce "devrime ihanet" say›l›yor ve ak›l almaz vahfletlerle

cezaland›r›l›yordu. 14 fiubat 1922'de inceleme yapmak üzere bölgeye gi-

den bir müfettifl, Omsk bölgesindeki uygulamalar› flöyle anlat›yordu:

Zoral›m birliklerinin haks›z uygulamalar› ak›l almaz boyutlara ulaflt›. Tu-

tuklanan köylüler sistematik biçimde so¤uk hangarlara kapat›l›yor, k›r-

baçla dövülüyor ve ölümle tehdit ediliyor. Teslim etmeleri gereken

kotan›n tamam›n› doldurmayanlar, elleri kollar› ba¤lan›p, ç›plak bir flekil-

42KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 45: KOMÜNİZM PUSUDA

43

de köyün ana caddesi boyunca koflmaya zorlan›yor ve sonra da so¤uk bir

hangara t›k›l›yor. Çok say›da kad›n bay›lana kadar dövüldükten sonra

ç›plak olarak karda aç›lan çukurlara konuluyor.23

Lenin, köylüler için belirledi¤i kotan›n doldurulamad›¤›n› gördük-

çe ç›lg›na dönüyordu. Sonunda, zoral›mlara direnen baz› bölgelerdeki

köylülere 1920 y›l›nda korkunç bir ceza verdi: Bu köylülerin sadece

mahsulleri de¤il, ayn› zamanda ellerindeki tohumlar da toplanacakt›.

Tohumlar›n toplanmas›, köylülerin yeni mahsul üretememeleri ve mut-

lak k›tl›kla ölmeleri anlam›na geliyordu. Nitekim öyle oldu. 1921 ve 22

y›llar›nda, Rusya s›n›rlar› içinde tam 29 milyon insan açl›kla pençeleflti.

Lenin, Darwinizm'e olan ba¤l›l›¤›n›n bir sonucu olarak, insanlar› bir hayvansürüsü gibi görüyordu. Dolay›s›yla yönetimi alt›ndaki insanlara karfl› en zalimyöntemleri kullanmaktan çekinmedi.

Page 46: KOMÜNİZM PUSUDA

ÇOCUK KAÇIRIP YERKEN YAKALANAN YAMYAMLARLenin'in çok "yararl›" buldu¤u k›tl›k s›ras›nda yamyaml›k olaylar› ortaya ç›kt›.

1921 y›l›nda Volga bölgesinde çekilen üstteki resim, kaç›rd›klar› çocuklar› par-

çalay›p yerken yakalanan iki yamyam Rus köylüsüne aittir. Bu vahflet tablosu,

komünizmin oluflturmak istedi¤i "insan modeli"nin belgesidir.

Page 47: KOMÜNİZM PUSUDA

Bunlar›n 5 milyon tanesi de açl›k sonucunda yaflam›n› yitirdi.

K›tl›k dünya kamuoyu taraf›ndan duyuldu¤unda, Bat›l› ülkeler bu

felaketi hafifletebilmek için yard›m kampanyalar› düzenlediler ve biraz

olsun felaketi hafiflettiler. Ama çok geç kalm›fllard›; çünkü Bolflevikler,

uygulad›klar› tar›m politikas›n›n felaketini gizlemek için k›tl›kla ilgili

haberlerin yay›lmas›n› yasaklam›fl, böyle bir olay›n varl›¤›n› da ›srarla

inkar etmifllerdi. Richard Pipes, A Coincise History Of The Russian Revolu-

tion (Rus Devriminin K›sa Tarihi) adl› kitab›nda flöyle yazar:

1921 ilkbahar›nda köylüler açl›k nedeniyle ot, a¤aç kabu¤u ve kemirgen-

leri yiyorlard›. Yamyaml›k olaylar› vard›. K›sa sürede milyonlarca sefil

insan yemek bulabilecekleri bir yere gitmek umuduyla en yak›n tren istas-

yonuna kofluyordu. Bu kiflilerin nakli kabul edilmedi, çünkü Moskova

1921 Temmuzu'na kadar bir felaketin varl›¤›n› inkar ediyordu. Hiçbir

zaman gelmeyecek olan treni ya da onlar için kaç›n›lmaz olan ölümü bek-

lediler. fiehri ziyaret edenler hiçbir hayat belirtisi görmeden gidiyorlard›,

halk ya oradan gitmiflti ya da evlerinde hareket edemeyecek kadar güçsüz

bir flekilde yat›yorlard›. fiehir sokaklar›n› cesetler kirletiyordu.24

1921 ve 22 y›llar›nda, Lenin'in olufltur-du¤u kas›tl› k›tl›k sonucunda, Sovyet s›-n›rlar› içinde tam 29 milyon insanaçl›kla pençeleflti. Bunlar›n 5 milyonuda açl›k nedeniyle yaflam›n› yitirdi.

Page 48: KOMÜNİZM PUSUDA

KÖYLÜLER

KITLIKTAN ÖLÜRKEN...

1920'lerin bafl›ndaki k›tl›k, Bolflevikle-rin köylülerin mahsulüne zorla el koy-

mas›n›n bir sonucuydu. Yüzbinlerceçocuk ve milyonlarca insan k›tl›ktan öl-

dü. Lenin ise yoldafllar›na k›tl›¤›n çokyararl› oldu¤unu söylüyor ve "ancak

bu sayede insanlar›n Tanr›'ya olaninanc›n› yok edebiliriz" diyordu.

Page 49: KOMÜNİZM PUSUDA

Bir deri bir kemik kalan çocuklar açl›ktan k›vranarak ölüyordu. Ancak Bolflevikler köylü-lerin tah›llar›na zorla el koymaya devam ediyorlard›. Köylülerin korkuyla yer alt›ndagizledikleri çuvallar komünist militanlar taraf›ndan bulunup ç›kar›l›yor, bunlar› gizleyenköylüler ise iflkence edilip öldürülüyordu.

Yanda, 1918y›l›nda Kurganbölgesinde K›-z›lordu'yu bes-lemek içinhalktan zorlatoplan›p götü-rülen bu¤dayçuvallar›.

... KIZILORDU TAHILLARI

YA⁄MALIYORDU

Page 50: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA48

Peki bu açl›k politikas›n›n hedefi neydi? Elbette Lenin, köylülerin

mahsullerini toplayarak Bolflevik rejimini ekonomik yönden güçlendir-

mek ve özel mülkiyeti kald›rarak komünist rüyay› gerçeklefltirmek pe-

flindeydi. Ama insanlar› bile bile k›tl›¤a sürüklemenin baflka bir amac›

daha vard›. Lenin, k›tl›¤›n insan psikolojisi üzerinde tahribat oluflturaca-

¤›n› biliyor, bu yolla insanlar›n Allah'a olan inançlar›n› yok etmeyi ve ki-

liseye karfl› bir hareket bafllatmay› hedefliyordu. Komünizmin Kara

Kitab›'nda Lenin'in bu zalim düflüncesi flöyle anlat›l›r:

1890 y›l›nda, genç avukat Vladimir Ulyanov-Lenin, 1891'de açl›ktan en çok

etkilenen eyaletlerden birinin merkezi olan Samara'da ikamet ediyordu.

Yöre ayd›n›n›n, yaln›zca açlara toplumsal yard›m çabalar›na kat›lmamak-

la kalmay›p, kesin biçimde böyle bir yard›ma karfl› oldu¤unu da aç›klayan

tek temsilciydi. Arkadafllar›ndan birinin hat›rlad›¤›na göre, "Vladimir ‹l-

yiç Ulyanov, açl›¤›n birçok olumlu yanlar› oldu¤unu aç›kça ifade etmek-

ten çekinmiyordu. Düflüncesine göre ortaya ç›kacak sanayi proleteryas›

burjuva düzeninin kökünü kaz›yacakt›. … Geri kalm›fl köylü ekonomisi

y›k›l›rken, açl›k bizi amac›m›za yaklaflt›racak ve kapitalizm sonras› afla-

ma olan sosyalizme ulafl›lacakt›. Açl›k, yaln›zca çara de¤il, Tanr›'ya olan

inanc› da yok edecekti..."25

30 y›l sonra, Bolflevik hükümetin bafl› olan genç avu-

kat, yine ayn› düflüncedeydi: açl›k, 'düflman›n bafl›-

na ölümcül bir darbe indirmeye' yarayabilir ve

yaramal›yd›. Bu düflman, Ortodoks kilisesiydi. 26

Lenin, açl›k yoluyla kitlelerin dine olan

ba¤l›l›¤›n› k›raca¤›n›, onlar› tepkisizlefltirece¤i-

ni, böylece dini kurumlara karfl› planlad›¤› sal-

d›r›y› çok daha kolay gerçeklefltirece¤ini, 19

Mart 1922'de Politbüro üyelerine gönderdi¤i

bir mektupta flöyle anlat›yordu:

Gerçekten de, flu anki durum onlar›n de¤il, istisnai

derecede bizim lehimize. Düflman›m›z›n bafl›na

ölümcül bir darbe indirmek ve gelecek on y›llar ba-

k›m›ndan bizim için asli nitelikte olan mevzileri ga-

ranti alt›na almak için yüzde 99 ihtimal var. Tüm

Lenin'in ölümündenk›sa süre önce çeki-len bir resmi.

Page 51: KOMÜNİZM PUSUDA

LENIN'‹N ‹BRET VER‹C‹ SONULenin delirerek öldü. Ölümünden bir süre önce,

çekilen bu resim, Lenin'in ibretlik sonunu göster-

mektedir. Bu, Allah'›n inkarda önde gidenlere

dünyada yaflatt›¤› azab›n bir örne¤idir. Bu son,

bir ayette flöyle haber verilir: "Sonra kötülük ya-

panlar›n u¤rad›klar› son, Allah'›n ayetlerini ya-

lanlamalar› ve alay konusu edinmeleri dolay›s›yla

çok kötü oldu." (Rum Suresi, 10)

Page 52: KOMÜNİZM PUSUDA

bu aç insan›n insan etiyle beslendi¤i, yollar›n yüzlerce, binlerce cesetle

dolu oldu¤u tam da flu an, ancak kilisenin mallar›na yaman, ac›mas›z bir

enerjiyle el koyabiliriz ve dolay›s›yla da koymal›y›z. fiimdi, yaln›zca flim-

di, büyük köylü kitleleri bizi destekleyebilir ya da bir avuç Kara Yüzlü

ruhban ve gerici küçük burjuvalar› destekleyemeyecek durumda olur...

Herfley göstermektedir ki baflka bir zaman amac›m›za ulaflamay›z, çünkü

sadece açl›ktan kaynaklanan ümitsizlik, kitlelerde bize karfl› hoflgörülü

davran›fllara yol açabilir veya en az›ndan bize karfl› yans›z olabilirler.27

Lenin uygulad›¤› tüm bu zulümle birlikte, komünist vahfletin ilk

büyük örne¤ini sergiledi. Onu izleyen Stalin veya Mao gibi komünist

diktatörler, bafllatt›¤› vahfleti daha da büyüteceklerdi. Lenin'in sonu ise

oldukça anlaml›yd›. 1922 y›l›ndan itibaren giderek yo¤unlaflan bir has-

tal›k Lenin'i yavafl yavafl felç etmeye bafllad›. 1923 y›l›n›n ço¤unu teker-

lekli sandalyede ve büyük ac›lar veren bafl a¤r›lar›yla bo¤uflarak geçirdi.

Mart 1923'de bir tür kriz geçirdi ve bu tarihten sonra düzgün konuflma

yetene¤ini yitirdi. Hayat›n›n son aylar›nda, Lenin'i görenler dehflete ka-

p›l›yorlard›; çünkü yüzü korkunç bir ifadeye bürünmüfltü ve yar› deli

durumdayd›. 21 Ocak 1924'te bir beyin kanamas› sonucunda öldü.

Bolflevikler Lenin'i mumyalad›lar ve çok de¤erli sayd›klar› beynini

özel bir koruma alt›na ald›lar. Moskova'daki K›z›l Meydan'da eski Yu-

nan tap›naklar›n› and›ran bir an›t mezara konan cesedi, uzun kuyruklar

oluflturan kalabal›klar taraf›ndan ziyaret edildi. Ziyaretçiler, cesede kor-

kuyla bak›yorlard›.

Korkular› ilerleyen y›llarda daha da artacakt›. Çünkü Lenin'in ar-

Lenin'in cesedi M›s›r firavunlar› gibimumyaland› ve Yunan tap›naklar›n›and›ran bir an›t mezara kondu.

Page 53: KOMÜNİZM PUSUDA

d›ndan Sovyetler Birli¤i iktidar›n› ele geçiren Josef Stalin, Lenin'den bile

daha zalim ve daha sadistti. K›sa sürede modern tarihin en büyük "kor-

ku imparatorlu¤u"nu kurdu.

Stalin Nasıl Komünist Oldu?

Stalin, 1879'da Gürcistan'daki küçük bir kasabada fakir bir ailenin

çocu¤u olarak do¤du. ‹smi, Iosif Vissarionovich Djugashvili idi. Rus-

ça'da "Demir Adam" anlam›na gelen "Stalin" ismini, 1913'ten sonra kul-

lanmaya bafllayacakt›.

Stalin'in annesi dindar bir kad›nd›. Binbir güçlükle yetifltirdi¤i o¤-

lunun bir din adam› olmas›n› istiyordu. Bu nedenle onu Gori'deki bir

Kilise okuluna yazd›rd›. Burada 5 y›l boyunca ö¤renim gören Stalin,

okulunu bitirdi¤inde, Tiflis'teki din enstitüsüne girdi ve Gregoryen Or-

todoks Kilisesi'nde bir rahip olabilmek için çal›flmaya bafllad›. Ancak

tam bu s›ralarda, okudu¤u baz› kitaplar Stalin'in tüm dünya görüflünü

de¤ifltirdi. O zamana kadar dindar bir annenin dindar bir çocu¤u olan

Stalin, Allah'a ve dine olan tüm inanc›n›

yitirdi ve bir ateist oldu.

Stalin'e inanc›n› kaybettiren kitap,

Darwin'in Türlerin Kökeni isimli kitab›y-

d›.

Oxford Üniversitesi'nde tarihçi Alex

de Jonge, Stalin and The Shaping of the Sovi-

et Union (Stalin ve Sovyetler Birli¤inin fie-

killenmesi) adl› kitab›nda, Stalin'in

gençlik y›llar›nda Darwin'in önemli bir

yer tuttu¤unu vurgular. Jonge'a göre, Sta-

lin'in dini bir e¤itim alm›flken, Allah'a

olan inanc›n› yitirmesi, bunun yerine

ateizmi benimsemesi, Darwin'i okuma-

s›yla olmufltur. Stalin'in Marxizm'i be-

nimsemesi ise bunun ard›ndan gelmifltir.

Jonge, bunun Stalin taraf›ndan da özel

51Harun Yahya (Adnan Oktar)

Stalin bir din adam› olarak yetifl-tirilmiflti. Ama genç yafllar›ndaokudu¤u baz› kitaplar, onu birateist ve komünist olmaya sü-rükledi. Bunlar›n bafl›nda Dar-win'in Türlerin Kökeni adl› kitab›geliyordu.

Page 54: KOMÜNİZM PUSUDA

sohbetlerinde s›k s›k vurgulanan bir gerçek oldu¤unu bildirmektedir.28

‹ngiliz tarihçi Alan Bullock da Stalin ve Hitler'in yaflamlar›n› karfl›-

laflt›rmal› olarak inceleyen Hitler and Stalin: Parallel Lives adl› kitab›nda,

Stalin'in gençlik y›llar›nda Darwin, Auguste Comte ve Karl Marx'›n Rus-

ça çevirilerini okudu¤unu ve bunlardan etkilendi¤ini belirtir.29

Asl›nda bu aldan›fl, sadece Stalin'in de¤il, Rusya'daki genç ve oku-

yan neslin ço¤unun bafl›na gelmiflti. Darwin'in, Huxley'in veya La-

marck'›n o zamanlar bilimsel san›lan hurafeleri, pek çok Rus gencinin

ateist olmas›na neden oluyordu. Tarihçi Orlando Figes, A People's Tra-

gedy, A History Of The Russian Revolution (Bir Halk›n Trajedisi: Rus Devri-

minin Tarihi) adl› kitab›nda, "Lenin'in gençlik ça¤lar›nda Rus ayd›nlar›

aras›nda Darwin ve Huxley neredeyse dini bir kutsall›¤a sahipti" der-

ken bunu kasteder.30 Figes ayn› eserinde, sonradan Bolfleviklere kat›la-

cak olan Semen Kanatchikov adl› genç bir iflçinin evrimci propaganda

sonucunda nas›l dinsizleflti¤ini flöyle bir örnekle anlat›r:

Genç bir iflçi kendisine bir kutuyu toprakla doldurup s›cak tutunca solu-

can ve böceklerin olufltu¤unu göstererek Tanr›'n›n insanlar› yaratmad›¤›n›

söylemiflti. (Allah’› tenzih ederiz) Zaman›n sol kanad›n›n kitapç›lar›nda

bulunan bu tip kaba bilim, Kanatchikov gibi genç iflçilerin üzerinde büyük

etki yap›yordu. "fiimdi eski önyarg›lar›mdan kurtulmam beni artan bir

tempoya yöneltti" diye daha sonra yazd›. "... Kiliseye art›k gitmedim ve

haram yiyecekleri yemeye bafllad›m".31

Oysa "canl›lar› Allah yaratmad›, tesadüfen olufltular" iddias›n›n da-

yana¤› gibi gösterilen üstteki al›nt›daki gibi örnekler, baflta belirtti¤imiz

gibi birer hurafeydi. Toprak içindeki solucanlar ve böcekler, o zamanlar

san›ld›¤› gibi, tesadüfen ve hiç yoktan orada oluflmuyor, daha önceden

Stalin komünistkadrolara kat›l-d›ktan sonraÇar rejimi tara-f›ndan bir kaçkez tutukland›.Yanda bu tu-tuklamalardanbiri s›ras›ndaçekilmifl resim-leri yer al›yor.

Page 55: KOMÜNİZM PUSUDA

toprakta yer alan yumurtalardan ç›k›-

yorlard›. Ancak bilim dünyas› henüz

"cans›z maddeden asla canl›l›k ç›kmaz"

fleklindeki gerçe¤i fark edemedi¤i için,

bu gibi hurafeler 盤 gibi büyüyor ve ya-

r› cahil Rus gençlerini ateizme sürüklü-

yordu.

19. yüzy›l›n sonunda Rusya'da ye-

tiflen bu ateist nesil, 20. yüzy›l›n bafl›nda

ateflli birer komünist olarak sahneye ç›k-

t›lar.

Bu ateflli komünistlerin biri Sta-

lin'di. 1898 y›l›nda gizli bir komünist ör-

güte kat›ld›. 1901 y›l›nda Brdzola

(Mücadele) adl› bir komünist dergide

yaz›lar yazmaya bafllad›. Bu tarihten sonra, 1917 y›l›na kadar, Lenin'in

önderli¤indeki komünist hareketin aktif bir militan› oldu. 1917'deki

Ekim Devrimi'nden sonra, Komünist Parti'nin en üst kademesi olan 5 ki-

flilik Politbüro'nun üyesi seçildi. Lenin'in 1923 y›l›ndaki hastal›¤›yla bir-

likte, Stalin parti içindeki gücünü giderek art›rd›. Lenin'in ölümünden

sonra da en büyük güç haline geldi. 1924'den 1929'a kadar geçen befl y›l

içinde, parti içindeki tüm muhaliflerini suikast, idam veya sürgün gibi

yöntemlerle tasfiye etti. Ekim Devrimi'nin mimarlar›ndan olan Trotsky

bile Stalin'in h›flm›na u¤rad› ve Sovyetler Birli¤i'nden sürüldü.

Stalin, iktidar›n› bu flekilde sa¤lamlaflt›rd›ktan sonra, elini topluma

att›. Lenin, Rusya'daki tüm tar›m alanlar›n› devletlefltirmeye kalkm›fl,

ancak 1920 ve 1921'deki büyük k›tl›k ve tahribat üzerine bu uygulamay›

ertelemek zorunda kalm›flt›. Ancak Stalin bu ifli gerçeklefltirmeye karar-

l›yd›. "Kollektivizasyon" ad› verilen bir politika uygulamaya koydu.

Amac›, köylülerin tüm mallar›n› devletlefltirmek, mahsullerine el koy-

mak, bu mahsulleri ihraç ederek Sovyet sanayisini ve ordusunu güçlen-

dirmek için kaynak oluflturmakt›.

Stalin kollektivizasyonu, öldürerek, iflkence ederek, aç b›rakarak

Stalin, Lenin'in son dönemlerindeona yak›nlaflarak parti içinde yük-selmeye çal›flm›flt›. Lenin'in ölümü-nün ard›ndan di¤er rakiplerini altederek Sovyetler Birli¤i'nin tek ha-kimi oldu.

Page 56: KOMÜNİZM PUSUDA

uygulayacak ve 6 milyon insan

k›tl›k sonucunda k›vranarak

ölürken, yurtd›fl›na yüz binlerce

ton tah›l ihraç edecekti. Stalin ik-

tidar›, insanlar›, ac› çektirerek

e¤itilmeleri gereken birer hay-

van türü olarak gören materya-

list-Darwinist düflüncenin

vahfletini bir kez daha belgele-

yecekti.

Kollektivizasyon Vahşeti

Stalin kollektivizasyon politi-

kas›n› 1929'da bafllatt›. Buna göre

topraklar üzerindeki tüm özel

mülkiyet kald›r›lacak, her köylü belirli bir kotay› devlete vermek zorun-

da kalacak ve kendi mahsulünü satamayacakt›. Belirlenen kota yine çok

yüksekti ve köylülerin bunu karfl›lamalar› için ellerindeki herfleyi ver-

meleri gerekiyordu. 1920'de Lenin'in bafllatt›¤› zalimlik, tekrar ediliyor-

du.

Stalin kollektivizasyonu uygulamak için en ac›mas›z yöntemlerin

uygulanmas›n› emretti. Direnenler öldürüldü, Sibirya'ya sürgüne gön-

derildi (yani uzun vadede öldürüldü) veya k›tl›¤a maruz b›rak›ld› (yani

yavafl yavafl öldürüldü). Kollektivizasyona karfl› -veya genel olarak ko-

münizme karfl›- direnenler "kulaklar" (zengin toprak sahipleri)'a karfl›

tüm ülkede bir sürek av› bafllat›ld›. Bu politika, Komünizmin Kara Kita-

b›'nda flöyle anlat›l›yor:

Kollektiflefltirmeye direnen kulaklar kurfluna dizildi, di¤erleri çocuk-

lar, kad›nlar ve yafll›larla birlikte sürgüne gönderildi. fiüphesiz, hepsi

do¤rudan öldürülmedi, ama Sibirya'n›n ya da Büyük Kuzey'in tar›ma el-

veriflli olmayan bölgelerinde yapmaya zorland›klar› ifller onlara fazla ha-

yatta kalma ihtimali b›rakmad›. Yüz binlercesi orada son nefeslerini verdi,

ancak kesin ölü say›s› hala bilinmemektedir. 1932-1933 y›llar›nda Ukray-

na'da, k›rsal nüfusun zorunlu kollektiflefltirmeye direnmesine ba¤l› olarak

54

Ukrayna'da köylülere yap›lan kollekti-vizasyon propagandas›, 1929. Bu pro-

pagandalarda kollektivizasyontar›msal verimin arac› olarak gösterili-

yordu. Ama gerçekte bu uygulamakorkunç bir k›tl›¤›n bafllang›c›yd›.

KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 57: KOMÜNİZM PUSUDA

yaflanan büyük açl›¤a gelince, bir kaç ay içinde 6 milyon kiflinin ölümüyle

sonuçlanm›flt›r.32

Kulaklara uygulanan fliddet en feci iflkenceleri içeriyordu. Örne¤in Napo-

lovski bölgesinde, görevliler "sorguya çekilen kolhozcular› akkor haline

gelmifl bir soban›n üzerine uzanmaya zorluyor, daha sonra da onlar› bir

hangara ç›r›lç›plak kapatarak, 'so¤utuyordu'."33

Stalin rejimi, kendinden önceki Lenin yönetimi gibi "kulak" diye

hayali bir düflman oluflturmufltu ve yok etmek istedi¤i herkesi "kulak"

olarak damgalay›p hedef al›yordu. Her flehre emirler gönderiliyor, belir-

li say›da kulak yakalanmas› ve idam edilmesi emrediliyor ve komünist-

lerin sevmedi¤i herkes kolayca "kulak" kategorisine sokuluyordu.

Komünizmin Kara Kitab›'nda bu durum flöyle aç›klan›yor:

Bu flartlar alt›nda, baz› bölgelerde kulak diye tasfiye edilen köylülerin yüz-

de 80 ila yüzde 90 aras›ndaki bir bölümünün serednyak, yani orta halli

köylüler olmas›na flaflmamak gerekir. Yerel yetkililerin "tasfiye etti¤i"

kulak say›s›na ulaflmak ve mümkünse bu say›y› aflmak gerekiyordu! Ya-

z›n pazarda tohum satmak, 1925 ya da 1926'da iki ay boyunca yan›nda bir

tar›m iflçisi çal›flt›rmak, iki semaver sahibi olmak, Eylül 1929'da "yemek ve

böylece sosyalist müsadereden mal kaç›rmak amac›yla", bir domuz öldür-

Page 58: KOMÜNİZM PUSUDA

mek nedeniyle köylüler tutuklanm›fl ve sürgün edilmiflti. Bir köylü, yal-

n›zca kendi üretti¤i ürünleri satan yoksul bir köylü oldu¤u halde, "ticarete

bafllad›¤›" bahanesiyle tutuklan›yordu; bir baflkas›, amcas›n›n Çarl›k ordu-

su subay› olmas› bahane edilerek sürülüyor, bir di¤eri "kiliseye s›k s›k

gitmesi" nedeniyle kulak olarak damgalan›yordu. Fakat daha çok, kol-

lektiflefltirmeye aç›kça karfl› ç›kanlar kulak olarak mimleniyordu. Kulak s›-

n›f›n› yok etmekle görevli müfrezeler içerisinde öyle bir kar›fl›kl›k

yaflan›yordu ki, kimi zaman saçmal›¤›n doruklar›na ulafl›yordu. Sözgelifli,

bir örnek vermek gerekirse: Ukrayna'n›n bir kasabas›nda, kulak s›n›f›n›

tasfiye etmekle görevli bir tugaya mensup bir serednyak, kasaban›n di¤er

ucundaki bir baflka tugay›n temsilcileri taraf›ndan kulak diye tutuklan-

m›flt›.34

"Kulak" olarak damgalan›p katledilen insanlar›n aras›nda, din

adamlar› baflta geliyordu. Öyleki, "1930'da 13.000'den fazla din adam›

"kulak" diye tasfiye edildi. Birçok köy ve kasabada kollektiflefltirme,

sembolik olarak kilisenin kapat›lmas›yla, kulak s›n›f›n›n tasfiyesi de pa-

pazla bafllad›."35

Kollektivizasyonun iki büyük sonucu oldu: K›tl›k ve sürgün.

Stalin Yapımı Kıtlık

Stalin, ayn› Lenin gibi, kollektivizasyonu topluma karfl› bir silah

olarak kullanmak niyetindeydi. ‹stedi¤i bölgeden istedi¤i kadar tah›l

toplayabilir ve böylece istedi¤i bölgedeki insanlar› açl›ktan öldürebilir-

di. Nitekim öyle yapt›. Komünist rejime karfl› direnen Ukrayna, kollekti-

vizasyon yoluyla hedef al›nd›. Tarihin en büyük "insan yap›m› k›tl›¤›" bu

bölgede yafland› ve toplam 6 milyon insan açl›ktan öldü.

Olaylar›n geliflimi ilginçti. Önce, 1931'de devlet genel kollektivizas-

yon politikas› gere¤i, y›lda toplam 18 milyon ton mahsul alan Ukray-

na'dan 7.7 milyon ton tah›l talep etti. Bu, zaten çok zor hayatta kalan

köylüleri neredeyse açl›ktan ölecek oranlara getirdi. Bunun üzerine Uk-

rayna köylüleri Stalin'in birliklerine direnmeye çal›flt›lar. Ama bu du-

rum, Stalin'i daha da ac›mas›zlaflt›rd›. 1932 Temmuzu'nda tüm Ukrayna

için ölüm emri verdi. Daha önceki kotaya ilave olarak, 7.7 milyon ton ta-

h›l daha istedi. Milyonlarca kifli açl›kla ölüme mahkum olmufltu. The

56KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 59: KOMÜNİZM PUSUDA

Stalin'in kas›tl›

k›tl›k politikas›

sonucunda açl›k

yaflayan ve ba-

caklar› adeta birer

çöpe dönüflmüfl

bir Rus çocu¤u

Page 60: KOMÜNİZM PUSUDA

58KOMÜN‹ZM PUSUDA

Russian Century: A History of the Last Hundred Years (Rus Asr›: Son 100 Se-

nenin Tarihi) adl› kitapta, bu politikan›n sonuçlar› flöyle anlat›l›yor:

Resmi komünist birlikler silahl› bir flekilde Ukrayna'y› sard›lar. Kurbanlar-

dan biri "evleri, kilerleri, kulübeleri araflt›rd›lar" diyordu. "Sonra d›flar› ç›-

k›p ambar›, kümesleri araflt›rd›lar." Tarlalarda gözlem evleri kuruldu.

Burada silahl› gardiyanlar m›s›rlar› didikleyenlere bak›yorlard›; yakala-

nanlar en az on y›l hapis cezas› al›yorlard›, baz›lar› ise vuruluyordu. Bir

Kharkov mahkemesinde bir ayda 150 ölüm karar› verildi; bir kad›na koca-

s›n›n açl›ktan ölmesinden sonra kendi arsas›ndan 100 m›s›r bafla¤› kesti

diye on y›l hapis cezas› verildi.

Kalan tavuklar ve domuzlar da 1932 k›fl›n›n bafllar›nda yendi. Sonra kö-

pekler ve kediler bitti. Vasily Grossman "Onlar› yakalamak zordu. Hay-

vanlar art›k insanlardan korkuyorlard› ve gözleri kocaman aç›lm›flt›.

‹nsanlar onlar› kaynat›yorlard›" diye yaz›yordu. 1932'nin sonuna gelindi-

¤inde Moskova'ya yaln›zca 4.7 milyon ton tah›l verilebilmiflti. Yeni bir zor-

la toplama kampanyas› ilan edildi. Meteoroloji uzmanlar› tah›l›n zarar

görmesine neden olan yanl›fl hava raporlar› verdikleri için tutukland›lar.

Veterinerler, çiftlik hayvanlar›n› sabote ettikleri nedeniyle vuruluyorlard›.

Tar›m uzmanlar› "kulak" olmakla suçlan›yordu ve Sibirya'ya sürülüyorlar-

d›.

1933'de karlar eridi¤inde toplu açl›klar bafllad›. ‹nsanlar fare, kar›nca ve

solucanlar› yiyorlard›. Kara hindi ba¤› ve ›s›rgan otundan çorba yap›yor-

‹nsanlar k›tl›k-tan ölüyorlard›,ama komünistpartinin ambar-lar› t›ka basadoluydu. Yan-da, 1930'lardakikollektivizas-yon uygulama-lar› s›ras›ndatah›l ambar›olarak kullan›-lan bir kilise.

Page 61: KOMÜNİZM PUSUDA

Stalin'in Ukrayna'da oluflturdu¤u k›tl›k sonucunda 6 milyon insan öldü. Üstte k›tl›k s›ras›n-da açl›ktan k›vranan bir anne ve çocu¤u. Altta ise k›tl›k sonucunda ölmüfl küçük çocuklar.

Page 62: KOMÜNİZM PUSUDA

STALIN'‹N YALANI...

Page 63: KOMÜNİZM PUSUDA

... VE STALIN'‹N GERÇE⁄‹

Komünizmin önemli bir özelli¤i, resmen üretilen ve yay›lan yalanla-ra dayal› bir sistem olmas›d›r. Sovyetler Birli¤i'nde Stalin yap›m› k›t-l›k nedeniyle 6 milyon insan açl›ktan ölmüfl, yüzbinlerce çocuk bufelaketin hedefi olmufltur. Bu foto¤raf, Stalin döneminde Rus ço-cuklar›na reva görülen "yaflam standard›"n› belgelemektedir. An-cak propaganda posterlerinde, Stalin kendisini bak›ml› ve mutluçocuklar taraf›ndan çiçekler hediye edilen müflfik bir yönetici olarakgöstermifltir.

Page 64: KOMÜNİZM PUSUDA

lard›. The New York Evening Journal Kiev'den 20 mil uzaktaki bir köyü ziya-

ret etti. "Kulübelerin birinde pislik gibi bir fley pifliriyorlard›. Tencerede ke-

mikler, deri ve çizmeye benzer bir fley vard›. ‹nsanlar köylerini terk

ediyorlard›. Tren yolunun kenar›nda diz üstü çökmüfl, arabalar›n pencere-

lerinden ekmek dileniyorlard›. Kiev'de arabalar geceleyin ölenlerin ceset-

lerini toplayarak dolafl›yordu. Çocuklar ölü kufla benzeyen ince uzun

yüzlere sahiptiler."

Görevliler hala tah›l araflt›r›yorlard›; kazanlar›nda patates bulduklar›

anneleri vuruyorlard›. fiiflmifl bir vücutla açl›k çekti¤ini göstermeyen kifli-

leri besin kaynaklar›n› göstermeleri için vuruyorlard›. "Tarihsel bir zorun-

lulu¤u ortaya ç›kar›yoruz. Devrimsel görevimizi yerine getiriyoruz.

Sosyalist ülkemiz için tah›l elde ediyoruz" diyorlard›. "Göbekleri fliflmifl,

gözleri ölü gibi maviye dönüflmüfl kad›nlar çocuklar gördüm. Ve cesetler...

köylülerin kulübelerinde, eski Volga'n›n eriyen karlar›nda, Kharlov köp-

rüsünün alt›nda cesetler gördüm" diye yaz›yordu görevlilerden Lev Kopo-

lev...

Diplomatik raporlar ve yabanc› ilgililerle k›tl›k haberi Bat›'ya ulaflt›. Vien-

na baflpiskoposlu¤u alt›nda uluslararas› bir komite gelifltirildi. Ancak Sov-

yet hükümeti herhangi bir k›tl›k oldu¤unu inkar edince hiçbir fley

yapamad›lar.36

Bu vahflet görüntüleri, Rus yazar Mihail fiolohov'u etkilemifl ve fio-

lohov Stalin'e bir mektup yazarak bu zulmün sona ermesini talep etmifl-

ti. Oysa Stalin tüm bunlar› kasten yapt›r›yordu:

1933 Nisan›'nda, yazar Mihail fiolohov, Kuban'›n bir kasabas›ndan geçer-

ken, Stalin'e iki mektup yazd›. Mektuplar›nda, yerel yetkililerin, açl›¤a

mahkum edilen kolhozcular›n tüm rezervlerine iflkenceyle nas›l el koy-

du¤unu ayr›nt›l› bir biçimde anlat›yor, birinci sekreterden (Stalin'den)

bir yiyecek yard›m› göndermesini istiyordu. Yazara cevab›nda Stalin, tutu-

munu hiç saklamadan dile getiriyordu: Köylüler, "grev ve sabotaj yapt›kla-

r›" için, "Sovyet iktidar›n› çökertme savafl›na girdikleri, k›yas›ya bir savafl

sürdürdükleri" için, cezaland›r›l›yordu. 1933 y›l› içerisinde, milyonlarca

köylü açl›ktan ölürken Sovyet hükümeti, "sanayileflmenin ihtiyaçlar›" için

yurtd›fl›na 18 milyon kental bu¤day ihraç etmeyi sürdürüyordu.37

6 milyon erkek, kad›n, yafll›, çocuk ve bebe¤in ölümüne neden olan

62KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 65: KOMÜNİZM PUSUDA

k›tl›k, Sovyet topraklar›nda yeterince tah›l yetiflmedi¤i için de¤il, komü-

nist partinin emelleri öyle gerektirdi¤i için gerçekleflen bir k›tl›kt›. Yani ta-

mamen "insan eliyle yap›lm›fl bir k›tl›k", bir kitle katliam›yd›. Stalin,

k›tl›¤›n Bat›l› ülkeler taraf›ndan duyulmamas›n› istiyordu; çünkü düzen-

lenebilecek yard›m kampanyalar›n›n Ukrayna için belirledi¤i cezay› ha-

fifletece¤ini düflünüyordu. Tarihçi Dana Dalrymple, Soviet Studies adl›

süreli yay›nda, bu konuda flu yorumu yapmaktad›r:

Sovyetler Birli¤i resmi olarak hiçbir zaman k›tl›¤›n oldu¤unu kabul etme-

mifltir. Sovyetler Birli¤i üzerindeki Amerikan ve ‹ngiliz çal›flmalar› ara s›ra

Ukrayna'da bir k›tl›ktan bahseder, ama genellikle bir iki detaydan baflka bir

fley söylemez. Oysa Sovyetler Birli¤inde daha önce olan k›tl›klar hükümet

taraf›ndan bilinmektedir ve her tarafta çok iyi kay›tlara sahiptir. Fark nedir?

Cevap: 1932-34 k›tl›¤›, geçmifltekilerden farkl› olarak insan eliyle yap›lan

bir felaket olarak gözüküyor.38

Kollektivizasyon sonucunda, Ukrayna köylüleri en az 4 milyon

ölüyle en a¤›r kayb› verdi. Kazakistan'da yine ayn› uygulama sonucunda

bir milyon insan öldü. Kuzey Kafkasya'da ve Kara Topraklar'da da ölü sa-

y›s› bir milyondu. Stalin, tek bir emirle 6 milyon insan› ölüme göndermifl-

ti.

Sürgünler ve Çalışma Kampları

Stalin, komünizme direnen Ukraynal›lar› k›tl›k yoluyla öldürürken,

di¤er pek çok halk› da sürgüne göndererek katletti. "Sürgün" ad› alt›nda

yap›lan bu uygulamalar, milyonlarca insan›n hayat›na mal oldu. Baflta K›-

r›m Türkler'i olmak üzere, Sovyetler Birli¤i içindeki pek çok az›nl›k, bir

gecede evlerinden silah zoruyla söküldüler ve binlerce kilometre uzaklar-

daki ölüm tarlalar›na gönderildiler. Sadece yolda ölenlerin say›s› yüz bin-

leri bulmaktad›r.

Bir komünist parti görevlisinin bu sürgünler hakk›nda kaleme ald›¤›

afla¤›daki notlar, sürgünün Sovyet dilinde "toplu cinayet" anlam›na geldi-

¤ini göstermektedir:

29 ve 30 Nisan 1933'te, Moskova ve Leningrad'dan trenle bize iki konvoy s›-

n›fs›zlaflt›r›lm›fl unsur gönderildi. Konvoylar, Tomsk'a gelince mavnalara

63Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 66: KOMÜNİZM PUSUDA

Sibirya'daki Magadan bölgesin-deki bir gulag hapishanesi. Mil-yonlarca insan burada feciflartlarda yaflad› ve can verdi.

Page 67: KOMÜNİZM PUSUDA

STALIN'‹N ÖLÜM KAMPLARIKomünist parti politikas›na karfl›

en ufak bir direnifl gösterenler,

"gulag" olarak adland›r›lan çal›fl-

ma kamplar›na gönderildiler.

Kamplarda tutsaklar ölesiye çal›fl-

t›r›l›yordu. Resimler, gulaglarda

çekilmifl baz› görüntülerdir.

Page 68: KOMÜNİZM PUSUDA

yüklenerek biri 18 May›s'ta, di¤eri 26 May›s'ta, Obi ve Nazina ›rmaklar›n›n

koylar›ndaki Nazino Adas›'na götürüldü. Birinci konvoyda 5070, ikincisinde

1044 kifli olmak üzere, toplam 6114 sürgün vard›. Tafl›ma flartlar› korkunçtu:

yiyecek çok az ve çok kötü; yer kapasitesi ve solunacak hava yetersiz; en za-

y›flara musallat olan hastal›klar… Sonuç: günde, ortalama 35-40 kiflilik bir

ölüm oran›. Bununla birlikte, bu koflullar, mahkumlar› Nazino Adas›'da bekle-

yenlerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda gerçekten lüks say›l›rd›. Nazino Adas›, üzerindeki

Üstte: Stalin döneminde mil-yonlarcas› trenlere dolduru-

larak sürülen insanlardanbir görüntü.

Sovyetler Birli¤i'ndeki sana-yi projeleri, tutsak iflçilerin

çal›flt›r›lmas›yla yürütülüyor-du. Yandaki Özbek çocukla-

r›, Fergana tünelinininflaat›nda a¤›r flartlarda ça-l›flt›r›lan iflçiler aras›ndayd›.

Page 69: KOMÜNİZM PUSUDA

tek bir ev bile bulunmayan tamamen bakir bir yer… Yiyecek, tohum, alet yok.

Yeni yaflam böylece bafllad›. ‹lk konvoyun geliflinin ertesi günü, 19 May›s'ta, kar

ya¤maya bafllad›, rüzgar sertleflti. Ac›km›fl, zay›flam›fl, bafllar›nda dam, elle-

rinde alet… bulunmayan mahkumlar, kendilerini çaresiz bir durumla karfl›

karfl›ya buldu. So¤uktan korunabilmek için, sadece atefl yakabiliyorlard›. Ya-

vafl yavafl ölmeye bafllad›lar… ilk gün, 295 ceset gömüldü… Sürgünlerin ada-

ya gönderilmesinin ancak dördüncü ya da beflinci günü, yetkililer gemiyle kifli

Stalin'i bu kadar ac›mas›z bir cani haline geti-ren etken, inand›¤› materyalist felsefeydi. Mil-yonlarca insan›n ölüm karar›n› imzalad›¤›çal›flma odas›n›, Karl Marx'›n so¤uk portresisüslüyordu.

Page 70: KOMÜNİZM PUSUDA

68KOMÜN‹ZM PUSUDA

bafl›na yaln›zca birkaç yüz gram düflen un gönderdi. Bu ac›nacak kadar az

olan tay›nlar›n› alanlar, k›y›ya kofluyor ve flapkalar›nda, pantolonlar›nda

ya da ceketlerinde, bu unun biraz›n› suland›rmaya çal›fl›yordu. Fakat, ço-

¤unlu¤u unu oldu¤u gibi yutmaya çal›fl›yor ve ço¤unlukla da bo¤ularak

ölüyordu. Adada geçirdikleri günler boyunca mahkumlar, az›c›k bir un-

dan baflka bir fley alamad›. En beceriklileri, peksimet piflirmeye çal›flt›, an-

cak ellerinde hiç kap yoktu… K›sa zamanda, yamyaml›k olaylar›

belirdi…39

Robert Conquest The Harvest of Sorrow (Hüzün Hasad›) adl› kitab›n-

da, Stalin dönemi sürgünlerini flöyle anlat›r:

15 yafl›na kadar olan çocuklar›n yüzde 20'si, genellikle de küçük çocuklar

sürgün s›ras›nda öldü. Özellikle de 1940'larda az›nl›k milliyetlerin toplu

sürgünlerinde bu durum yafland›. Tabii ki sürülenler içerisinde çok farkl›

fiziki duruma sahip olanlar vard›, mesela hamileler. Sürgün treninde do-

¤um yapan bir annenin bebe¤i öldü¤ünde askerler onu hareket halindeki

trenden afla¤› atard›. Bu sürgünler varacaklar› yere nadiren varabilirlerdi.

Genellikle bölgesel kasabalarda kal›rlard›…

Archangel'de tüm kiliseler kapat›lm›fl ve sürgünler için hapishane olarak

kullan›l›yordu. Köylüler y›kanam›yordu ve vücutlar› çeflitli yaralar ile do-

luydu. Kasabada yard›m için yalvar›yorlard›. Ancak halk onlara yard›m

edilmemesi konusunda kesin emir alm›flt›. Hatta ölüleri bile toplanam›-

yordu. Kasaba sakinleri, korku içinde kendilerini hapsediyorlard›. Volog-

da flehrinde de 47 kilise tamamen sürgünlerle doluydu. 40

Sürgünlerin yan›nda kullan›lan bir di¤er kitle katliam yöntemi ise

çal›flma kamplar›yd›. Daha önce de belirtti¤imiz gibi Rusça'da "gulag"

ad› verilen toplama kamplar›, genellikle Sibirya gibi öldürücü flartlar›n

hakim oldu¤u bölgelerde kuruldu. Sovyet yönetimine karfl› oldu¤u dü-

flünülen milyonlarca insan tutuklanarak gulaglara gönderildi. 1928 ve

1953 y›llar› aras›nda (Stalin döneminde) gulaglara toplam 30 milyonun

üzerinde insan›n gönderildi¤i hesaplanmaktad›r. Bunlar›n üçte ikisin-

den fazlas›, yani en az 20 milyon insan bu kamplarda hayat›n› yitir-

mifltir. Açl›k s›n›r›nda yaflat›lan ve günde 14-16 saat çal›flt›r›lan

tutuklular, kamp gardiyanlar› taraf›ndan basit bahanelerle idam edil-

mifltir. Baz› tutuklular kasten aç b›rak›larak açl›ktan ölmüfl, baz›lar› ye-

tersiz beslenme ve korkunç yaflam flartlar› nedeniyle bedensel olarak

Page 71: KOMÜNİZM PUSUDA

çökerek can vermifltir. Paramparça ve son derece ince k›yafetlerle Sibirya

so¤u¤unda çal›flt›r›lan pek çok tutuklu da donarak ölmüfltür. Gulag

mahkumlar›n›n donma yüzünden, önce el ve ayak parmaklar›n›n düfltü-

¤ü, kulak veya burunlar›n›n "k›r›larak" koptu¤u, bu flekilde yüz binlerce

insan›n ac› çekerek öldü¤ü, bilinen gerçeklerdir. Ünlü Rus Yazar Alek-

sandr Solzhenitsyn The Gulag Archipelago, 1918-1956 (Gulag Tak›madala-

r›, 1918-1956) adl› kitab›nda bunun benzeri dehflet örneklerini

anlatmaktad›r.

Doğu Bloku'nda Kızıl Terör

Stalin 1953 y›l›nda öldü. Lenin'in bafllatt›¤› ve Stalin'in geniflleterek

sürdürdü¤ü terör, on milyonlarca insan› katletmifl, onlarca farkl› halk›

ac› ve iflkenceye u¤ratm›flt›. Komünizmin Kara Kitab›'nda Lenin ve Stalin

dönemindeki komünist vahfletlerin genel bilançosu ana hatlar›yla flöyle

verilir:

Yarg›lamadan hapsedilen on binlerce rehine ya da insan›n kurfluna dizil-

mesi ve 1918-1922 y›llar› aras›nda ayaklanan yüz binlerce iflçi ve köylünün

katledilmesi;

5 milyon insan›n ölümüne yol açan 1922 açl›¤›;

1920'de Don Kazaklar›'n›n ortadan kald›r›lmas› ve sürgüne gönderilmesi;

1918-1930 y›llar› aras›nda on binlerce insan›n toplama kamplar›nda öldü-

rülmesi;

1937-1938 y›llar›ndaki Büyük Temizlik s›ras›nda 690 000'e yak›n insan›n

ortadan kald›r›lmas›;

1930-1932 y›llar› aras›nda 2 milyon "kulak"›n (yada kulak olduklar› iddia

edilen kiflilerin) sürgüne gönderilmesi;

1932-1933 y›llar›nda 6 milyon Ukraynal›n›n kas›tl› olarak yarat›lan açl›k-

tan k›r›lmas›na seyirci kal›nmas›;

Önce 1939-1941 y›llar› aras›nda, ard›ndan da 1944-1945 y›llar›nda yüz bin-

lerce Polonyal›, Ukraynal›, Balt›kl›, Moldavyal› ve Besarabyal›n›n sürgüne

gönderilmesi;

1941'de Volga Almanlar›n›n sürgüne gönderilmesi;

1944'te K›r›m Tatarlar›n›n sürgüne gönderilmesi ve çaresizli¤e terk edilme-

leri;

1944'te ‹ngufllar›n sürgüne gönderilmesi ve çaresizli¤e terk edilmeleri.41

69Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 72: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 73: KOMÜNİZM PUSUDA

TOPLUMA KORKU MESAJI:TOPLU ‹DAMLAR

Stalin döneminde infazlar bazen

toplum önünde gerçeklefltirilir ve

böylece halka korku mesaj› veri-

lirdi. Bu resimdeki rejim muhalif-

leri, 1946 y›l›nda Sovyet gizli

servisi taraf›ndan bu amaçla bir

meydanda as›lm›fllard›.

Page 74: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 75: KOMÜNİZM PUSUDA

KURfiUNLANMIfiKAFATASLARI

Stalin'in gizli polisi, idamlar›n ço-

¤unu da gizli gerçeklefltirirdi. Chel-

yabinsk'teki bir toplu mezardan

ç›kar›lan bu kafataslar› Stalin dö-

neminde Sovyet gizli servisi NKVD

taraf›ndan kafalar›na kurflun s›k›la-

rak öldürülmüfl insanlara aittir.

(Sa¤daki kafatas›nda kurflun deli¤i

gözükmekte.)

Page 76: KOMÜNİZM PUSUDA

Stalin'in ölümünden sonra Sovyet rejimi, k›s›tl› da olsa bir yumufla-

ma sürecine girdi. Ancak Stalin döneminde kurulan "korku imparatorlu-

¤u", yine korku üzerine kurulu olarak toplumu yönetmeye devam etti.

Sovyetler Birli¤i'ne ve genel olarak tüm komünist toplumlara hakim

olan bu korku düzenini bir sonraki bölümde daha detayl› olarak ele ala-

ca¤›z.

Sovyet terörü, sadece kendi halk›yla s›n›rl› kalmad›. Sovyetler Birli-

¤i, II. Dünya Savafl› ile birlikte Do¤u Avrupa'ya da yay›ld›. Savafl bitti-

¤inde Do¤u Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümü Sovyet etki alan›nda

kalm›flt›. Moskova bir kaç y›l içinde çeflitli siyasi komplolar ve manevra-

larla bu ülkelerin hepsini kendi egemenli¤i alt›na ald›. Polonya, Maca-

ristan, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Arnavutluk, Do¤u

Almanya gibi Avrupa ülkeleri, Stalin'in kanl› rejiminin pençesine düfltü-

ler.

K›z›l vahflet, bu ülkelerdeki insanlara da adeta cehennem hayat› ya-

flatmaya bafllad›. Rejim muhalifleri bir bir tutuklanmaya, iflkence görme-

ye, idam edilmeye baflland›lar. K›sa sürede tüm toplumda korku ve

dehflet hakim oldu. Komünist rejimin düflüflünden sonra, 1990'l› y›llar›n

Sovyetler Birli¤i, iflgal etti¤i Do¤u Bloku ülkelerine komünizm ve vahfletgötürdü. Moskova'ya karfl› koymak isteyen her hareket, kanla bast›r›ld›.1968 bahar›nda Çekoslovakya'dabaflgösteren ba¤›ms›zl›k hareketi üzerine, ülke K›z›lordu taraf›ndan iflgaledildi. Üstte iflgal s›ras›nda Prag'daki Sovyet tanklar›, A¤ustos 1968.

Page 77: KOMÜNİZM PUSUDA

bafl›nda çevrilen bir Bulgar belgeselinde, bir kad›n 1944 sonbahar›nda

bafl›ndan geçen bir olay› flöyle anlat›yordu:

Babam›n ilk tutuklan›fl›ndan sonra, ertesi gün ö¤lene do¤ru eve bir polis

geldi ve anneme ö¤leden sonra saat 5'te 10 numaral› polis karakoluna gel-

mesini bildiren bir celp verdi. Neden sonra annem giyindi-güzel bir kad›n-

d› ve çok iyi kalpli bir insand›-ve ç›kt›. Biz üç çocuk onu bekledik,

bekledik. Sabaha karfl› yar›mda döndü, rengi kireç gibi bembeyaz, giysile-

ri y›rt›k p›rt›kt›. Girer girmez de soban›n yan›na gitti, soban›n levhalar›n›

kald›rd›, soyunmaya bafllad› ve üzerinden ç›kanlar›n hepsini yakt›. Sonra

banyo yapt›, ancak bundan sonrad›r ki bizi kollar› aras›na ald›. Uyuduk.

Ertesi gün ilk kez intihar girifliminde bulundu, daha sonra da iki kere ken-

dini zehirledi. Hala yafl›yor, onunla ilgileniyorum… Ak›l hastas›. Ona ya-

p›lanlar› hiçbir zaman ö¤renemedik.42

Tutuklananlara yap›lanlar, korkunç fleylerdi. Komünizmin Kara Kita-

b›'nda, Romanya'daki komünist Nikolay Çavuflesku rejimi taraf›ndan

bafllat›lan iflkence uygulamalar› hakk›nda flu bilgiler veriliyor:

Çekoslovakya'yla birlikte Romanya da, Orta ve Güneydo¤u Avrupa da

bask› sistemine yenilikler katt›: Asyal› komünistler taraf›ndan kullan›lan,

"beyin y›kama" yoluyla "yeniden e¤itim" yöntemini büyük bir ihtimalle

Avrupa k›tas›nda ilk uygulayan ülke oldu; hatta bu yöntemi daha da mü-

kemmellefltirdi. Giriflimin fleytani amac› mahkumlar›n birbirine iflkence

yapmas›n› sa¤lamakt›. Bu icat, 1930'lu y›llarda Bükrefl'e yüz kilometrelik

bir mesafede kurulmufl olan görece modern bir cezaevi olan Pipeflti'de uy-

guland›. Konuya iliflkin deneyler, Aral›k 1949'da bafllad› ve üç y›l kadar

sürdü... Amaç, bedensel ve manevi iflkence ile, komünist ö¤retinin ö¤re-

tilmesini birlefltirerek, siyasi tutuklular› yeniden e¤itmekti. 43

Bu iflkencelerde özellikle tutuklular›n dini inanc›n› yok etmek he-

defleniyordu. Yap›lan canice iflkence sonucunda, tutuklulardan Allah'›n

varl›¤›n› inkar etmeleri isteniyordu:

Rumen siyasi polisi Securitate sorgulamalar s›ras›nda dayak atma, falaka

ve bafl afla¤› ayaklar›ndan asma gibi 'klasik' iflkence yöntemlerini kulland›.

Piteflti'de iflkencedeki ac›mas›zl›k, bu yöntemlerin çok daha ötesine geçti:

'Mümkün olan ve olmayan her türlü iflkence biçimi uyguland›. Vücutlar›n

de¤iflik bölgelerinde sigara yan›klar› vard›; mahkumlar›n kalçalar›ndaki

dokular ölmüfltü, etleri cüzzaml›lar›nki gibi dökülüyordu; d›flk› yemeye

zorlan›yor, kustuklar› zaman da kusmuklar› tekrar a¤›zlar›na sokuluyor-

75Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 78: KOMÜNİZM PUSUDA

76KOMÜN‹ZM PUSUDA

du.

Turcanu'nun fleytani hayal gücü, özellikle Tanr›'y› inkar etmeyi kabul-

lenmeyen din okulu ö¤rencilerini hedef al›yordu. Baz›lar›, her sabah flu

flekilde 'vaftiz' ediliyordu: kafalar› idrar ve d›flk› dolu bir otura¤a sokulur-

ken, di¤er mahkumlar da etraflar›nda ilahi söylüyordu. Kurban bo¤ulma-

s›n diye arada s›rada bafl› d›flar› ç›kar›l›yor ve k›saca nefes almas›na izin

verildikten sonra tekrar otura¤a sokuluyordu.

Birinci aflaman›n ad› "d›fl maskeyi ç›karmak"t›:

mahkum soruflturmada saklad›¤› bilgiyi,

özellikle özgürlük günlerinde arkadafllar›yla

aras›ndaki ba¤lar› itiraf ederek, dürüstlü-

¤ünü ispat etmeliydi. ‹kinci aflama olan

"iç maskeyi ç›karma" ise, mahkumun

hapishanede kendine yard›m edenle-

rin aç›klamas›yla sürüyordu. Üçüncü

aflama, "ahlaki maskeyi ç›karma" s›-

ras›nda, mahkumdan bugüne ka-

dar kutsal sayd›¤› herfleye

küfretmesi isteniyordu. Son

olarak dördüncü aflamada,

ODCC'ye kat›lmak için, en iyi

arkadafl›na kendi elleriyle

iflkence ederek onu "ye-

niden e¤itmesi" gere-

kiyordu.44

Fidel Castro-Che Gu-evara ikilisinin Kü-ba'dagerçeklefltirdi¤i ko-münist devrim, ge-nelde romantik biratmosfer içinde su-nulur ve sanki birkahramanl›k öyküsügibi anlat›l›r. Oysakomünizm Küba'yasadece sefalet vekorkunç iflkencelergetirmifltir.

Page 79: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)77

Bu gibi iflkenceler Do¤u Bloku'ndaki tüm ülkelerde uyguland›. Ko-

münizmin gözü dönmüfl canili¤i ve dine olan azg›n nefreti, tarihin en

korkunç iflkence rejimlerini ortaya ç›kard›. ‹nsanlar› birer hayvan olarak

gören, bu sözde "hayvanlar›n" yola getirilmesi için daimi bir fliddet, ifl-

kence ve korkunun gerekli oldu¤unu kabul eden Darwinist-materyalist

felsefe, komünist rejimlerin zindanlar›nda feci iflkencelere dönüfltü.

‹flte bu sebeplerle Darwinizm'i bir tehlike olarak görmeyenler ya da

zarars›z bir teori gibi düflünenler bu kitapta yaz›lanlar› çok iyi okumal›-

d›r. Çünkü Darwinist-komünist ideolojinin nihai hedefi budur: ‹nsanlar›

birbirine k›rd›rmak ve yok etmek, onlar› her türlü ahlaki de¤erden ve

manevi güzelliklerden uzaklaflt›rarak hayvanlaflt›rmak ve bu yolla insan

topluluklar›n› rahatça yönlendirilebilen "hayvan sürülerine" çevirmek...

Bunu hangi ideoloji ad› alt›nda yaparlarsa yaps›nlar hedef tektir. Tarih

de buna flahitlik etmektedir.

Küba'daki KaranlıkSo¤uk Savafl dönemi boyunca Sovyetler Birli¤i'nin yard›m›yla

ayakta duran komünist rejimlerin bir di¤eri, Küba'daki Castro diktas›-

d›r. Fidel Castro'nun önderli¤inde ve Arjantinli gerilla lideri Che Gueva-

ra'n›n deste¤inde geliflen gerilla hareketi, 1959 y›l›nda Küba'da iktidar›

ele geçirmifltir. Castro, Sovyetler Birli¤i'nden gelen siyasi ve askeri des-

tekle rejimini korumufl ve Sovyetler Birli¤i y›k›ld›ktan sonra bile ayakta

kalmay› baflarm›flt›r.

Küba'daki ve genel olarak Latin Amerika'daki komünist hareket,

ço¤unlukla romantik bir havada yans›t›l›r. Özellikle Che Guevara'n›n

gerilla mücadelesi, adeta bir "kahramanl›k öyküsü" gibi gösterilir. Ko-

münizme özenen pek çok gencin elinde Che posterleri ve dillerinde La-

tin Amerika kökenli komünist melodiler dolafl›r. Buna bak›l›rsa,

Küba'daki komünist devrim, Küba halk›n› zulüm ve iflkenceden kurtar-

m›fl bir "kurtulufl mücadelesi"dir.

Oysa gerçek hiç de öyle de¤ildir. Oluflturulan "Che" ve "Fidel" efsa-

nelerinin romantik perdesi aralan›rsa, ard›ndan Küba'daki komünist

diktan›n karanl›k yüzü ç›kar. Komünizmin Kara Kitab›'nda, komünist Kü-

Page 80: KOMÜNİZM PUSUDA

ba'n›n çal›flma kamplar› ve hapishaneleri flöyle anlat›lmaktad›r:

Çal›flma koflullar› çok sertti, mahkumlar neredeyse ç›r›lç›plak dolaflt›r›l›yor,

yaln›zca bir don giymelerine izin veriliyordu. Huysuzluk edenlere diflleriy-

le ot toplama cezas›, çok ileri gidenlere de saatlerce tuvalet çukurlar›nda kal-

ma cezas› veriliyordu. fiiddet uygulamalar› siyasî mahkumlar› hedef ald›¤›

gibi, adi suçlular› da hedef al›yordu. fiiddet, soruflturmayla yükümlü bölüm

Departamento Tecnico de Investigaciones'in (DTI) yürüttü¤ü sorgulamalar-

la bafll›yordu. DTI mahkumlar› korkular›yla baflbafla b›rak›l›yordu: bö-

ceklerden korkan bir kad›n hamamböce¤i dolu bir hücreye kapat›l›rd›.

DTI fliddet uygulamalar›nda bedensel bask›lara da baflvururdu: mahkumlar

ayaklar›ndaki kurflun a¤›rl›klarla merdivenleri ç›kmaya zorlan›r, sonra da

afla¤›ya itilirdi. Bedensel iflkencelere, s›kl›kla ilaçlar yard›m›yla yap›lan psi-

kolojik iflkenceler de ekleniyordu; gardiyanlar mahkumlar› uyan›k tutmak

için penthotal ve benzeri uyuflturucular kullan›yordu. Mazzoza Hastane-

si'nde bask› uygulamak amac›yla, hiçbir s›n›rlama yapmadan elektroflok uy-

gulan›yordu. Gardiyanlar bekçi köpekleriyle dolafl›r, sürekli idam planlar›

yapard›; mahkumlar›n kapat›ld›¤› disiplin hücrelerinde ne su bulunurdu ne

de elektrik; amaç, mahkuma bir tecrit odas› içinde kiflili¤ini unutturmak-

t›...

Yak›nlar›n ziyaretleri, gardiyanlara mahkumlar› küçük düflürme f›rsat› veri-

yordu. Cabana'da mahkumlar ailelerinin önüne ç›plak ç›kmak zorunda b›ra-

k›l›yordu. Erkek mahkumlar efllerinin mahrem yerlerinin aranmas›n›

izlemek zorunda b›rak›l›yordu. Küba cezaevlerinde kad›nlar›n durumu

K›z›lordu 1979 y›l›nda iflgal etti¤i Afganistan'da ço-cuk-kad›n ayr›m› yapmaks›z›n vahfli bir soyk›r›m yü-rüttü. Üstte, 1984 y›l›nda Moskova'da sözde "zaferyürüyüflü" yapan K›z›lordu birlikleri.

Page 81: KOMÜNİZM PUSUDA

büsbütün felaketti, çünkü savunmas›z bir biçimde gardiyanlar›n sadist

iflkencelerine hedef oluyorlard›. 1959'dan sonra 1100'den fazla kad›n, siya-

sî nedenlerle tutukland›. Bunlar 1963'te Guanajay Cezaevine kapat›ld›. Bir-

çok tan›k dayak ve küçük düflürme yöntemlerine s›kça baflvuru oldu¤unu

söylüyor. Bir örnek verecek olursak, kad›n mahkumlar y›kanmak üzere

dufllara gitmeden önce gardiyanlar›n önünde soyunmak zorunda kal›yor-

du, gardiyanlar da onlar› nedensiz yere dövüyordu.45

Küba'da devrim sonras›nda yaklafl›k 10 bin kifli idam edildi. 30 bini

aflk›n insan ise üstte anlat›lan koflullarda hapsedildi. Komünist rejim,

baflka her yere oldu¤u gibi, Küba'ya da ac›, iflkence ve korku getirdi. Da-

has› Küba halk› giderek daha da fakirleflti.

Afganistan'da Sovyet KatliamlarıMarxist-Leninist Bolflevik ideolojisinin ve Sovyet Rusya'n›n vahflet

bilançosunu incelerken, Sovyetler Birli¤i taraf›ndan iflgal edilen ülkeleri

de gözönünde bulundurmak gerekir. Bu ülkelerin içinde en çok zulme

maruz kalan ise Afganistan'd›r.

Afganistan'da 1978 y›l›nda ordudaki komünist generallerin ve baz›

komünist sivillerin organize etti¤i bir darbe gerçekleflti. Darbeciler ülke-

yi komünist bir rejimle yöneteceklerini ilan ettiler. Dahas›, dine karfl› za-

lim bir savafl bafllatt›lar. Bu politika konuyla ilgili bir kitapta flöyle

anlat›l›yor:

K›sa bir süre sonra komünist hükümet din karfl›t› bir kampanya bafllatt›.

Kuran halka aç›k meydanlarda yak›ld›. Dini yetkililer (imamlar) tutuk-

land› ve öldürüldü. fiii nüfus içinde çok etkili bir dinî grup olan Mücedde-

dîler Aflireti'nden bir gecede, 6 Ocak 1979'da, ayn› soydan gelen 130 erkek

katledildi. Her din, her mezhep için dini ibadet yasaklanm›flt›.46

Afgan komünistler asl›nda Sovyetler Birli¤i'nin paral› birer mafla-

s›ndan baflka bir fley de¤ildiler. Moskova'dan gelen "dan›flman"lar›n di-

rektifleriyle hareket ediyor, onlar›n gösterdi¤i flekilde kendi halklar›na

karfl› kitle katliamlar› gerçeklefltiriyorlard›. ‹ktidarda kald›klar› k›sa za-

man zarf›nda, büyük bir terör uygulad›lar:

1979 Mart›'nda Kerala köyü... 1700 yetiflkin ve çocuk, köydeki erkek nü-

fusun tamam› meydana topland› ve yak›ndan niflan al›narak otomatik

79Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 82: KOMÜNİZM PUSUDA

silahlarla tarand›; ölüler ve yaral›lar bir buldozer yard›m›yla üç ayr› çuku-

ra üst üste gömüldü. Kad›nlar korku dolu gözlerle, uzun dakikalar boyun-

ca kapanan çukurlar›n oluflturdu¤u tepeciklerin sars›ld›¤›n› gördü: Diri

diri gömülenler d›flar› ç›kmaya çal›fl›yordu. Sonra sars›nt›lar kesildi. Ana-

lar›n ve dullar›n hepsi Pakistan'a gitti.47

Terör Kabil kentini de sarm›flt›. Kentin do¤usunda bulunan Pole Çark› Ce-

zaevi, toplama kamp›na dönüfltürüldü. Cezaevi Müdürü Seyid Abdullah

mahkumlara flöyle bir aç›klama yapt›: "Sizler çöp haline getirilmek için

buradas›n›z." ‹flkence en geçerli yöntemdi. Cezaevinin en büyük cezas›,

diri diri la¤›m çukuruna at›lmakt›. Bir gecede onlarca mahkum yüzlerce

nedenle idam edilirdi; cesetler ve can çekiflen bedenler buldozerler yar-

d›m›yla üst üste gömülürdü. Stalin'in cezal› halklar için uygulad›¤› yön-

tem yeniden kullan›lmaya baflland›. 15 A¤ustos 1979'da Hezarelerden

300 kifli direnifle destek verdikleri gerekçesiyle tutukland›; 150'si buldo-

zerler yard›m›yla diri diri gömüldü, öteki 150'si benzine bulanarak

canl› canl› yak›ld›. 1979 Eylülü'nde cezaevi yönetimi 12 000 mahkumun

öldürüldü¤ünü kabul etti. Pole Çark› Cezaevi'nin müdürü duymak iste-

yenlere flöyle diyordu: "Yaln›zca bir milyon Afganl›y› sa¤ b›rakaca¤›z,

sosyalizmi kurmak için bu kadar adam yeter."48

Tüm bunlar, Moskova'dan yönetilen uygulamalard›. Gerçekte Af-

ganistan'daki tüm iç kar›fl›kl›k, Sovyetler Birli¤i'nin önceden planlad›¤›

bir geliflmeydi. Moskova, Afganistan'daki komünistlere darbe yapt›rma-

y›, sonra da bu sözde "demokratik" rejimi korumak bahanesiyle ülkeyi

iflgal etmeyi önceden kararlaflt›rm›flt›. Moskova'y› bu plana iten neden

ise, bugün pek çok siyasi tarihçinin kabul etti¤i üzere, o dönemde ‹s-

lam'›n komünistler taraf›ndan bir tehlike olarak görülmesi idi.

Sonunda komünist Afgan rejimine karfl› Müslüman mücahitlerin

düzenledi¤i direnifli bahane eden K›z›lordu, 27 Aral›k 1979'da Afganis-

tan'› iflgal etti. Bu iflgalle birlikte Afgan halk›na karfl› uygulanan vahfletin

de çap› büyümüfl oldu.

K›z›lordu, Afganistan'› 1979 y›l›nda iflgal etti ve tam 10 y›l bu ülke-

de iflgalci bir güç olarak kald›. Mücahit gruplar›n K›z›lordu'ya karfl› bafl-

latt›¤› hakl› direnifli ise, en zalim ve ac›mas›z yöntemlerle bast›rmaya

çal›flt›. Bir Afgan direniflçi, K›z›lordu'nun yöntemlerini flöyle anlat›yor-

du:

80KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 83: KOMÜNİZM PUSUDA

Sovyetler bir eve sald›rd›lar m›, o evdeki kad›nlar› öldüresiye döver,

onlara tecavüz ederdi. Ne yaz›k kî bu barbarl›k içgüdüsel olarak de¤il,

programlanm›fl olarak gerçeklefliyordu; böyle eylemler yaparak toplu-

mumuzun temellerini y›k›yorlar ve bunu çok iyi biliyorlard›.49

K›z›lordu Afgan Müslümanlara karfl› en alçakça yöntemleri kullan-

d›: Afgan çocuklar›n›n oyuncak sanarak ellerine almalar›n› sa¤lamak

için "oyuncak flekilli may›nlar" yap›l›yor, yakalanan mücahitlere kor-

kunç iflkenceler yap›l›yor, sivil halk tereddütsüz bombalan›yordu. 10 y›l

süren K›z›lordu iflgalinin sonunda, on binlerce ölü, bir o kadar da sakat

geride kald›. Bugün Afganistan, dünyan›n en çok takma kol ve bacak

imal edilen ülkesi. Çünkü K›z›lordu'nun may›nlar› on binlerce Afgan

gencinin kolsuz ve bacaks›z kalmas›na neden oldu. Sovyetler'in geri çe-

kilmesinden sonra ise, istikrars›zl›¤a sürüklenen Afganistan, kanl› bir iç

savafla sahne oldu.

K›sacas›, 1970'lerde Moskova'n›n k›flk›rtmas›yla bafllayan vahflet,

çeyrek as›r boyunca Afganistan'a büyük ac› ve zulüm yaflatt›.

Biraz önce de belirtti¤imiz gibi komünist Rusya ‹slam Dini'nin gi-

derek yay›lmas›n› kendisi için bir tehlike olarak görmüfltü. Yapt›¤› zu-

lüm uygulamalar› da ‹slam'›n yay›l›fl›n› önlemek amaçl› idi. Bunun için

halk›n ibadet etmesini yasakl›yor, Kuran'lar› yak›yor, imanl› insanlar›

katlediyordu. Ancak burada bu inkarc› sistemin akledemedi¤i önemli

bir nokta vard›r: Dini inkar edenler Allah'a samimi iman› kavrayama-

d›klar› için, kutsal kitaplar›n ortadan kald›r›lmas› ile inanc›n da yok ola-

ca¤›n› zannederler. Oysa insan›n iman› kalbindedir. Ve samimi iman

eden insanlar, bafllar›na gelen her türlü zorlu¤un Allah'tan bir deneme

oldu¤unu bilir ve her flart alt›nda bunlara sabrederler. Allah ayetlerde

inananlara flöyle bildirmifltir:

Andolsun, Biz sizi biraz korku, açl›k ve bir parça mallardan, canlardan

ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edece¤iz. Sab›r gösterenleri müjde-

le. Onlara bir musibet isabet etti¤inde, derler ki: "Biz Allah'a ait (kul-

lar)›z ve flüphesiz O'na dönücüleriz." Rablerinden ba¤›fllanma ve

rahmet bunlar›n üzerinedir ve hidayete erenler de bunlard›r. (Bakara

Suresi, 155-157)

81Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 84: KOMÜNİZM PUSUDA

Yukar›daki ayetlerde de görüldü¤ü gibi, iman eden insanlar dün-

yada çeflitli yollarla denenmekte ve karfl›laflt›klar› her s›k›nt›da Allah'a

yönelip, O'ndan yard›m istemektedirler. ‹flte bu yüzden Müslümanlar

için bafllar›na gelen zorluklar bir s›k›nt› ve ümitsizlik konusu de¤il, aksi-

ne Allah'›n Kuran'da bildirdi¤i ve ahirette daha üstün bir dereceyi ka-

zand›rabilecek bir vaat olmas› dolay›s›yla flevk vesilesidir.

KOMÜN‹ZM‹N AMACI:‹NSANIN HAYVANLAfiTIRILMASI

Komünizm, insanlar› güdülmesi gere-

ken bir hayvan sürüsü olarak görür.

Sürünün güdülmesi için, iflkence edil-

mesi, aç b›rak›lmas›, korkutulmas› ge-

rekti¤ine inan›r. Darwinizm'in bir

uygulamas› olan bu gaddar ideoloji,

Rusya'n›n Çarl›k dönemindeki bu fakir

köylü ve iflçilere sadece daha fazla ac›

ve zulüm getirmifltir.

Page 85: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünist Vahşetin Felsefesi:

İnsanın HayvanlaştırılmasıBu bölümün bafl›ndan bu ya-

na inceledi¤imiz bilgiler göster-

mektedir ki, Marx ve Engels gibi

materyalist ideologlar›n ortaya at-

t›¤› komünizm yan›lg›s›, 20. yüz-

y›l› kana bo¤an bir ölüm makine-

si olmufltur. Komünizm, insanl›¤a

korkunç cinayetler, iflkenceler,

sürgünler, çal›flma kamplar›, k›t-

l›klar, toplumsal bask›lar ve kor-

kulardan baflka bir fley getirme-

mifltir.

Ancak ayn› vahfletlerin ileri-

de tekrar yaflanmamas› için, bu

vahfletin gerçek sebebini iyi irde-

lemek gerekir. Sorun, sadece Le-

nin veya Stalin gibi diktatörlerin

kiflisel h›rs ve zalimlikleri midir?

Yoksa sorun, Darwinizm kaynak-

l› komünist ideolojinin uygulan-

mas› m›d›r?

Konuyu inceledi¤imizde,

ikinci seçene¤in do¤ru oldu¤unu

görürüz. Vahflet, komünizmin fel-

sefesinin do¤al bir sonucu olarak

ortaya ç›km›flt›r.

Bu olgunun temelinde, insanlar›n bir "havyan türü" olarak görül-

mesi yer al›r. Komünizm, Marx'›n ›srarla belirtti¤i gibi, Darwin'in evrim

teorisine dayanmaktad›r ve bu teori insan› "geliflmifl bir hayvan" olarak

tarif etmektedir. Dahas›, insanlar aras›nda çat›flman›n, bask›n›n, zul-

mün, güç mücadelesinin do¤al ve meflru oldu¤unu telkin etmektedir. Bu

felsefeyi benimseyen bir insan›n elinde yeterli güç ve imkan bulundu-

Page 86: KOMÜNİZM PUSUDA

Birer vahfli hayvan muamelesi görerek kafeslere kapat›lan K›z›lordu tutsaklar›.

¤unda, her türlü zulüm ve vahfleti ifllemesi çok kolayd›r.

Nitekim geçmifle bakt›¤›m›zda, komünistler taraf›ndan ifllenen

vahfletlerde, insanlar›n "hayvan türü" olarak görülmesinin büyük rol

oynad›¤› aç›kça görülür. Komünist ideologlar, karfl›tlar›n› birer hayvan

olarak tan›mlam›fl, dahas› yönettikleri insanlar› da psikolojik olarak

"hayvanlaflt›rmaya" yönelik bir politika izlemifllerdir. Komünizmin KaraKitab›'nda, söz konusu politika flöyle aç›klanmakta:

Adam öldürmek bir e¤itim gerektirir; herkes komflusunu öldürmekte bir

karars›zl›k yaflar, buna karfl› uygulanabilecek en etkili e¤itim, kurban›n›n

insanl›¤›n› yads›may›, ona geçici olarak "insan de¤ilmifl gibi görmeyi"

ö¤retmektir. Alain Brossat hakl› olarak flöyle yazar: "Barbar temizlik ayini,

ölüm makinesinin tam verimle çal›flmas›, iflkence söylemleri ve uygulama-

lar›nda ötekinin hayvanlaflt›r›lmas›ndan, düflsel ve gerçek düflmanlar›n

hayvanlar dünyas›na sokulmas›ndan baflka bir fley de¤ildir...."50

Brossat, bu k›z›lca k›yametin ve flölenlerin gerçek bir ötekini hayvanlaflt›r-

ma gelene¤i oluflturdu¤unu, ayn› gelene¤in XVIII. yüzy›ldan itibaren ya-

p›lan siyasî elefltirilerde de görülebilece¤ini an›msat›r. Bu e¤retilemeli

ayin, özellikle hayvan imgeleri arac›l›¤›yla gizli bunal›m ve çat›flmalar›n

d›fla vurulmas›na yol aç›yordu. Moskova'da 1930'lu y›llarda bu tür söy-

lemlerin hiçbir e¤retilemeli yan› kalmam›flt›: "Hayvanlaflt›r›lm›fl" düflma-

na önce bir av hayvan›ym›fl gibi davran›l›r, sonra da b›rak›l›rd›; tabiî

burada önce ensesine bir kurflun s›k›l›rd›. Stalin bu yöntemleri sistemleflti-

Page 87: KOMÜNİZM PUSUDA

85Harun Yahya (Adnan Oktar)

rip genellefltirdikten sonra Çinli, Kamboçyal› ve öteki takipçileri bundan

genifl ölçüde yararland›. Bununla birlikte yöntemleri ilk bulan Stalin de¤il-

dir. Lenin'i de bu suçlamalar›n d›fl›nda tutamay›z; iktidar› ele geçirdikten

sonra bütün düflmanlar›n› "zararl› böcek", "bit", "akrep" ya da "vampir"

olarak görüyordu.51

‹flte komünizmin insanlar› hayvan olarak gören bu bak›fl aç›s›n›n

temeli, Darwinizm'dir. Bu, Marx, Engels ve Lenin taraf›ndan defalarca

vurgulanm›fl bir gerçektir. Dolay›s›yla, komünist vahflet, Darwinizm'in

bir uygulamas›ndan baflka bir fley de¤ildir.

Frans›z Ulusal Bilimsel Araflt›rma Merkezi (GÉODE-Paris X) arafl-

t›rma müdürü ve komünizm tarihi uzman› Stéphane Courtois, bu konu-

da flu yorumu yapar:

Komünizmde toplumsal-siyasî bir öjenizmin, toplumsal bir Darwincili-

¤in varl›¤›ndan söz edilebilir. Dominique Colas'›n yazd›¤› gibi, "Lenin,

toplumsal türlerin evrimi konusundaki bilgilerin efendisi olarak, tarih

mahkum etti¤i için yok olmas› gerekenlere karar verir. Bilim yoluyla -

Marxizm-Leninizm gibi ideolojik ve siyasî tarih- burjuvazinin insanl›k ev-

riminde afl›lm›fl bir evreyi temsil etti¤ine karar verildikten sonra, bu s›n›f›n

ortadan kald›r›lmas›na, hatta bu s›n›f› oluflturan ya da bu s›n›fa flu ya da

bu flekilde ait olan bireylerin öldürülmesine hakl› gerekçeler bulunabilir.52

Courtois, bu yorumunun ard›ndan da flu soruyu sormaktad›r:

Marxizm-Leninizm'in kökleri Marx'tan çok, toplumsal meseleye uygula-

nan ve ›rk meselesiyle yan›lg›lara düflen sapk›n bir Darwincili¤e ba¤lana-

maz m›?53

Kuflkusuz ba¤lanabilir. Dahas›, komünizmin kökeni zaten mutlak

olarak Darwinizm'dir. Hem de bu Darwinizm, "sapk›n bir Darwincilik"

de¤il, Darwinizm'in bizzat kendisidir. ‹nsanlar›n bir hayvan türü olduk-

lar›n›, aralar›nda kaç›n›lmaz ve do¤al bir çat›flma oldu¤unu, tarihin bu

flekilde iflledi¤ini, insan›n yapt›klar› nedeniyle kimseye hesap vermeye-

ce¤ini ve diyalektik materyalizmin tüm di¤er safsatalar›n› ileri süren ve

bunu da "bilimsellik" kisvesi alt›nda yapan kaynak Darwinizm'dir. Dar-

win bunun teorisini kurmufl, komünistler ise hayata geçirmifltir.

20. yüzy›l›n kanl› komünizm bilançosu, asl›nda "uygulamal› Dar-

winizm"dir.

Page 88: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM III

Page 89: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünist ideolojinin önemli bir özelli¤i de son derece tu-

tucu, donuk, kat› ve renksiz bir insan ve toplum modeli

oluflturmas›d›r. Bunu anlamak için, öncelikle komüniz-

min insana bak›fl›n› hat›rlamak gerekir. Komünizmin te-

meli olan materyalist felsefe, bir önceki bölümde de

vurgulad›¤›m›z gibi, insan› sadece maddeden ibaret bir varl›k olarak

görmektedir. ‹nsan ruhunun varl›¤› reddedilmekte, insan bilincinin sa-

dece "hareket halindeki madde"nin bir ürünü oldu¤u ileri sürülmekte-

dir. Dolay›s›yla, materyalizme göre insan sadece geliflmifl bir makinedir.

‹nsan›n sahip oldu¤u bütün düflünce ve duygular, bu makinenin içinde-

ki kimyasal reaksiyonlar›n bir sonucu olarak kabul edilmektedir.

Bir baflka deyiflle, materyalistler, hücrelerin ve hücrelerin organel-

lerini oluflturan fluursuz atomlar›n fluur sahibi oldu¤unu, düflünme,

görme, duyma yetene¤ine sahip oldu¤unu, güzellikler karfl›s›nda hay-

ranl›k, kötü olaylar karfl›s›nda üzüntü duydu¤unu iddia etmektedirler.

"Düflünce ve duygular hareket halindeki maddenin ürünüdür" demek,

tam olarak bu anlama gelmektedir. Bu insanlara, "bir atom düflünebi-

lir mi?" diye sorsan›z, elbette size "hay›r" derler. Ama atomlar›n bira-

raya gelip beyni oluflturduklar›nda, düflünme yetene¤i kazand›klar›n›

zannetmektedirler.

Dahas› Marxist ideolojide, insanlar›n sahip olduklar› tüm kültür ve

KOMÜN‹ZM‹N DONUK DÜNYASI

Page 90: KOMÜNİZM PUSUDA

bilincin de, maddi etkenlere dayand›¤› varsay›lmaktad›r. Komünizme

göre insan›n etraf›ndaki maddi dünyadan ayr›, ba¤›ms›z bir bilinci

yoktur. Aksine, insan bilincini tamamen içinde yaflad›¤› maddi dünya

belirler. Marx, "insanlar›n varl›¤›n› belirleyen bilinçleri de¤il, tersine,

bilinçlerini belirleyen sosyal varl›klar›d›r" diye iddia etmifltir.54

Marx'›n fikri öncülerinden Ludwig Feuerbach ise "insan, ne yiyorsa

odur" diyerek ayn› materyalist mant›ks›zl›¤› özetlemifltir.

Marxistler bu maddeci önyarg›lar› nedeniyle, insan toplumlar›n› da

maddi k›staslarla de¤erlendirirler. Maddi bir anlam içeren "s›n›f" kavra-

m› üzerinde çok dururlar. S›n›f, bir toplumdaki farkl› ekonomik tabaka-

lard›r ve Marxistler'e göre tek önemli k›stas budur. Örne¤in, Maxizm'e

göre, iflçiler tek bir s›n›f›, yani "proleterya"y› oluflturur. Kapitalistler ise

"burjuvazi" s›n›f›n› meydana getirir. Marxist iddiaya göre, her iflçi ayn›

elveriflsiz ekonomik flartlarda yaflad›¤›na göre ayn› "proleterya bilincini"

paylaflmal›, her kapitalist ayn› zenginlik içinde yaflad›¤› için ayn› "burju-

va" bilincine sahip olmal›d›r. Bir iflçinin veya bir fabrika sahibinin, kendi

ba¤›ms›z karakteri veya dünya görüflü nedeniyle di¤erlerinden bambafl-

ka bir bilince sahip olabilece¤i kabul edilmez.55

Bu bak›fl aç›s›n›n do¤al bir sonucu, insanlar›n belirli maddi katego-

rilere ayr›lmas› ve bu maddi kategoriler içinde de¤erlendirilmesidir. Bir

Marxist için sadece "burjuvazi", "küçük burjuvazi", "proleterya", "emper-

Her komünist rejimde baflkö-fleleri süsleyenso¤uk yüzler:Lenin, Engels,Marx.

Page 91: KOMÜNİZM PUSUDA

yalist", "komprador" gibi kategoriler vard›r. Ve en önemlisi, bu kategori-

ler tamamen maddi faktörlere dayanmaktad›r. Bir insan iflçiyse, bir fab-

rikada kol gücüyle çal›fl›yorsa, o insan›n varl›¤›n›n tek belirleyicisi

yapt›¤› bu ifltir. E¤er bir tarlada çal›flan köylü ise, bu kez de sahip oldu¤u

tek bilinç, "köylü bilinci"dir.

Bu bak›fl aç›s› nedeniyle Marxistler, tarihin ak›fl›n› belirleyen tek et-

kenin "üretim biçimleri" oldu¤unu iddia ederler. Karl Marx'›n ünlü eseri

Das Kapital, tüm tarihi, üretim biçimlerine göre yorumlayan bir çal›flma-

d›r. Marx'a göre ilk baflta avc›l›k ve toplay›c›l›kla yaflayan "ilkel komünal

toplum" varken, tar›ma geçilmesiyle birlikte "köleci toplum" do¤mufl,

ard›ndan üretim biçimindeki yeni de¤iflikliklerle birlikte "feodal top-

lum" geliflmifl, makinelerin icat edilmesiyle birlikte yeni bir üretim biçi-

mi olan sanayi do¤unca da, "kapitalist toplum" ortaya ç›km›flt›r. Marx'›n

iddias›na göre, din, devlet, hukuk, aile, ahlak gibi kavramlar›n hepsi,

üretim biçimindeki farkl›l›klarla do¤mufl ve de¤ifliklik yaflam›flt›r.

Marxizm'in bu dar görüfllü tarih teorisinin yanl›fll›¤›, flimdiye kadar

pek çok düflünür taraf›ndan detayl› flekilde izah edilmifl ve nitekim ya-

flanan somut örneklerle de ispatlanm›flt›r. Bu nedenle burada Marxist ta-

rih görüflünün geçersizli¤ini izah etmeye gerek görmüyoruz. Ancak

üzerinde durmak istedi¤imiz önemli bir nokta, söz konusu maddeci

yaklafl›m›n ortaya ç›kard›¤› tutucu, donuk, kat› ve renksiz insan modeli-

dir.

Gerçekte insan ruhu, Marxistler'in sand›¤› gibi, maddenin bir ürü-

nü de¤ildir. Aksine, madde dedi¤imiz varl›klar ruh taraf›ndan görülür,

duyulur ve hissedilir. Dolay›s›yla insan ruhunun içinde bulundu¤u du-

rumun maddi flartlar taraf›ndan belirlenmesi mümkün de¤ildir. ‹nsan›n

ruhu, onu yaratm›fl olan Allah taraf›ndan verilmifl çeflitli özelliklere (ak-

la, kavrama yetene¤ine, duygulara, isteklere, e¤ilimlere) sahiptir. Bu

özellikler, insan›n içinde bulundu¤u flartlar her ne olursa olsun de¤ifl-

mez, sadece farkl› flekillerde ifade edilir. Tarihteki ilk insan›n istek, duy-

gu, düflünce ve mant›¤› nas›lsa, günümüz insan›n›nki de öyledir. Tek

de¤iflen, kullan›lan araçlard›r.

‹lk insan› yaratan Allah, ona da günümüzdeki insanlarla ayn› özel-

89Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 92: KOMÜNİZM PUSUDA

likleri ve yetenekleri vermifltir. Bu yüzden insanlar bulunduklar› döne-

me, yüzy›la, mekana göre farkl› bilinç seviyelerine sahip olmazlar. ‹n-

sanlar›n bilinç seviyesi, kendilerine verilen düflünme yetene¤ini

kullanmalar›na, vicdanlar›n› harekete geçirmelerine göre de¤iflir. Bu

gerçe¤in bilincinde olan müslümanlar, kendilerini zamanla, mekanla,

ortamla veya belirli ideolojik fikirlerle s›n›rland›rmazlar. Allah'›n Ku-

ran'da emretti¤i gibi karfl›laflt›klar› herfley üzerinde düflünür, incelikleri

kavramaya, güzellikleri görmeye çal›fl›rlar. Allah iman eden insanlar›n

bu bilincini Kuran'da flöyle tarif etmifltir:

fiüphesiz, göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ile gündüzün ard arda

geliflinde, insanlara yararl› fleyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'›n

ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra diriltti¤i suda,

her canl›y› orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar› estirmesinde, gökle yer

aras›nda boyun e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevirmesinde düflünen bir

topluluk için gerçekten ayetler vard›r. (Bakara Suresi, 164)

‹flte bu sebeple Allah'a iman eden insanlar›n ufku çok genifl olur.

Daima özgür düflünürler. Bu sebeple sanatta ve estetikte uçsuz bucaks›z

bir çeflitlilik oluflturabilirler.

Marx ve onu izleyenler ise, bu gerçekleri kavrayamad›klar› için, in-

san bilincini "s›n›f bilinci" gibi son derece dar ve hayali bir kal›ba sokma-

ya çal›flm›fllard›r. Ulaflabildikleri herkesi bu hayali kal›plara göre

düflünmeye ve yaflamaya zorlam›fllard›r. Bu nedenle de Marxizm, her

yerleflti¤i ülkede insan ruhunun ifade biçimi olan sanat ve estetik kav-

ramlar›n› dondurmufltur. Komünistler, on milyonlarca insan› ac›mas›zca

katlettikleri gibi, insanl›¤›n sanat, estetik, bilim, düflünce gibi vas›flar›n›

da bir anlamda öldürmüfllerdir.

"Komünist Sanat"ın Donukluğu

Dünya üzerindeki ilk Marxist rejim, Ekim 1917'de gerçekleflen Bol-

flevik Devrimi ile Rusya'da kuruldu. Önce Lenin'in ard›ndan da Stalin'in

demir yumru¤u ile yönetilen ülkede, bütün toplum komünist ideolojiye

göre yeniden flekillendirilmeye baflland›. Komünistlerin el att›¤› alanla-

r›n biri, kültürün en önemli unsurlar› aras›nda yer alan sanat, estetik ve

mimariydi.

90KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 93: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)91

Devrimin hemen ard›ndan, "proleterya sanat›" kavram› ortaya at›l-

d›. Komünizmi benimseyen sanatç›lar Iskusstvo Kommuny (Komün Sana-

t›) adl› bir dergi etraf›nda topland›lar ve "proleterya kültürüne hizmet

edecek sanat eserleri üreteceklerini" ilan ettiler. Benzer bir düflünce, Pro-letkult (Proleter Kültürü) adl› dernekte de sergileniyordu.

"Proleterya sanat›"n›n ne anlama geldi¤i, çeflitli tart›flmalarla flekil-

lenmeye bafllad›. 1920'lerin bafl›ndan itibaren, Tatlin ve Rodchenko gibi

önde gelen Rus sanatç›lar›, "sanatç›, proleteryan›n sorunlar›na pratik

çözümler üreten bir teknisyen olmal›d›r" tezini savunmaya bafllad›lar.

Lenin'in de onay›n› gören bu tez, sanat›n bilinen pek çok dal›n› "prole-

terya aç›s›ndan yarars›z" görüyor ve d›fll›yordu. Örne¤in Tatlin ve Rodc-

henko, çizilen sanatsal bir resmin bir iflçinin günlük yaflam›na hiçbir

flekilde katk› sa¤layamayaca¤›n› belirtmifl ve buna dayanarak da resmin

geçersiz bir sanat türü oldu¤una karar vermifllerdi!

1921 y›l›nda bu yeni sanat anlay›fl› "constructivism" (inflaac›l›k) ola-

rak tan›mland› ve Sovyetler Birli¤i'nin resmi sanat politikas› gibi görül-

meye baflland›. Bu anlay›fl›n öncüsü

Tatlin, resim gibi "yarars›z" sanatlar yeri-

ne, ev ve mobilya tasar›m› gibi "yararl›"

çal›flmalar›n gerekti¤ini savunuyordu.

Proleterlerin, yani Rus iflçilerinin çal›flma

saatleri s›ras›nda "en az a¤›r-

l›k ve hammadde ile, en çok

›s›nma ve hareket yetene¤i"

"Sosyalist re-alizm"in

öncülerindenAlexander

Rodchenko.

Page 94: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA92

sa¤layan k›yafetler giyebilmeleri için tasar›mlar yapm›flt›. Yine ayn› an-

lay›flla, "en az yak›tla en çok ›s› verecek f›r›n tipi" tasar›m› yapm›flt›. Böy-

lelikle "proleterya"n›n yaflam›na yeni katk›lar sa¤layacakt›.

Sanatç›lar›n hepsi Tatlin gibi "mühendisleflmifl" de¤illerdi. Ancak

onlar da "proleterya sanat›"n› benimsediler ve komünist ideolojiye hiz-

met edecek ifllere el att›lar. Dönemin Sovyet sanatç›lar›n›n hemen hepsi,

iflçi kulüplerinde ve "sovyet" ad› verilen küçük meclislerde kullan›lmas›

için iflçi posterleri, afifller ve sloganlar üretme yar›fl›na girdiler. Tüm bu

tasar›mlarda ortak temalara yer veriliyordu: Kasl› kollar›yla ellerinde

orak veya çekiç tutan gürbüz Sovyet köylü ve iflçileri, kendilerini saran

zincirleri parçalayarak aya¤a kalkan öfkeli proleterya figürleri, k›z›l

bayraklar›n gölgesinde ve Lenin'in önderli¤inde koflturan silahl› asker-

ler...

Bu yeni sanat anlay›fl›n›n özelli¤i, "estetik" kavram›n›n tamamen

gündemden ç›kar›lmas›, hatta zararl› bir "burjuva" al›flkanl›¤› olarak

görülmesiydi. Yap›lan tüm resimler, heykeller, posterler, dekor ve mi-

mari tasar›mlar, özellikle estetikten uzak, so¤uk, donuk ve kaba hatlarla

doluydu. Encyclopædia Britannica'daki tan›mla, komünist sanata tam bir

"anti-estetizm" hakimdi.

Rus sanatç›Alexandr Dey-neka taraf›n-dan yap›lan"Petrograd sa-vunmas›" tab-losu, 1927.

Page 95: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)93

Stalin döneminde bu sanat anlay›fl› daha da tutucu bir hale geldi.

Stalin rejimi "Sosyalist Realizm" ad›n› verdi¤i bu donuk sanat anlay›fl›-

n› resmi bir politika haline getirdi. Sosyalist realizm, "Soyvet devriminin

prensiplerini (yani komünist ideolojiyi) proleteryan›n günlük yaflam›

içinde gerçekçi olarak yans›tan" bir sanat anlay›fl› olarak tarif ediliyordu.

Sosyalist realizme göre yaz›lan romanlarda komünist militanlar, kararl›,

cesur, fedakar olarak gösteriliyor ve bu militanlar›n sözde örnek müca-

delesi anlat›l›yor, Sovyet iflçi ve köylülerinin devrim sayesinde sözde ne

kadar "mutlu" olduklar› tarif ediliyordu. Gerçekte devrim halka mutlu-

luk de¤il açl›k, bask› ve ölüm getirmiflti, ama "Sosyalist Realizm" sanat-

ç›lar›, bunun tam aksini tasvir etmekte hiçbir sak›nca görmüyorlard›.

Sosyalist Realizm, asl›nda realizmin (gerçekçili¤in) de¤il, hayalcili¤in ve

romantizmin ifadesiydi. Encyclopædia Britannica'daki tan›mla, "Sosyalist

Realizm, kitlelerin bilincini etkilemek için kiflileri ve olaylar› idealize

etmek ve onlara belirli bir kutsall›k kazand›rmakla, romantizme da-

yan›yordu."

Komünizmle birlikte, sanat bütünestetik anlam›n› yitirdi ve so¤uk

bir propaganda yöntemine dönüfl-tü. Çizilen resimlerde, hedefleneninsan modeli de tasvir ediliyordu:Kaba, güçlü, donuk, sisteme itaat

eden ve baflka bir fley düflünmeyeniflçi veya köylüler.

Page 96: KOMÜNİZM PUSUDA

Sosyalist Realizm 1932 y›l›nda, Stalin rejiminin kanl› günlerinde ta-

n›mland› ve 1980'li y›llara kadar da Sovyetler Birli¤i'nin resmi sanat po-

litikas› olarak kald›. Tüm bu dönem boyunca, Sovyet sanat›na

komünizmin donuk, so¤uk ve dura¤an atmosferi hakim oldu. Sovyet re-

jimi, uluslararas› alanda itibar kazanmak için sanatç›lar›n› teflvik ediyor,

yeni sanat eserleri oluflturulmas›na büyük önem veriyordu, ama olufltu-

rulan tüm bu eserler, "Sosyalist Realizm" denen dogmatik yaklafl›m ne-

deniyle hep son derece dar, zevksiz ve çirkin kal›plar içinde kal›yordu.

Sosyalist Realizm, Sovyetler Birli¤i'nin yan›nda, 1949'dan itibaren ko-

münist bir rejime geçen Çin'de de uyguland› ve ayn› donuk ve kaba sa-

nat anlay›fl›n› meydana getirdi.

Oysa gerçekte Rus toplumu, çok büyük sanatç›lar yetifltirmifl, muh-

teflem sanat eserlerine, mimari harikalara imza atm›fl bir toplumdu.

Devrim öncesi dönemde St. Petersburg kentinde kurulan dünyaca ünlü

Hermitage Müzesi, muhteflem bir sanat kolleksiyonu içeriyordu. Ama

komünizm Rus sanat›n› 1917'de dondurdu, hatta çok daha gerilere gö-

türdü.

1920'li y›llara ait Sovyet Propaganda pos-terleri: "Proleteryan›n 10 Emri" ve "Ulus-lararas› emperyalizm y›lan›".

Page 97: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizmde, insanla-r›n so¤uk, kat›, ac›mas›zgözükmesi makbuldur.

Liderler zaten bu karak-terdedir ve tasvirleri de

böyle yap›l›r.Sovyet sanatç›lar›n›nçizdi¤i bu farkl› Lenin

portreleri, komünizminkaranl›k ruh halinin de

bir ifadesidir.

Page 98: KOMÜNİZM PUSUDA

96

Komünist sanat›n"anti-estetizm"

anlay›fl›n›n bir ör-ne¤i: Sovyet sa-

natç› VladimirTatlin'in 1920 y›-l›nda yapt›¤› bir

çal›flma.

Komünist "anti-estetizm"in bir

di¤er örne¤i: Dö-nemin Sovyet sa-

natç›lar›ndanbirinin proleter

tasviri.

Page 99: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünist sanat›n söz konusu donuklu¤u, baflta da belirtti¤imiz gi-

bi komünistlerin dünya görüflünü oluflturan materyalist felsefenin bir

sonucudur. Materyalist felsefe, daha önce de izah etti¤imiz gibi, insan›

sadece bir madde y›¤›n› olarak gören ve herfleyi de maddeye indirgeme-

ye çal›flan yüzeysel bir düflüncedir. Materyalist felsefenin sanata uygu-

lanmas› ise, di¤er her alanda oldu¤u gibi, bu alanda da tam bir

fiyaskoya neden olmufltur. Çünkü gerçekte sanat, Allah'›n insano¤luna

verdi¤i estetik zevki, güzelli¤e olan hayranl›k gibi duygular›n ifade biçi-

midir. Güzel sanat eserlerinin ortaya ç›kmas› için, insanlar›n ruhundaki

bu f›tri (yarat›l›fltan gelen) e¤ilimlerin alabildi¤ince özgür ve rahat bir

ortamda ifade edilmesi gerekir. Sovyetler Birli¤i'nde oluflturulan ve ar-

d›ndan Çin'de, Do¤u Bloku Ülkelerinde, Hindiçini'ndeki veya Küba'da-

ki komünist rejimlerde taklit edilen komünist diktatörlükler, bu özgür

ve rahat ortam› tamamen ortadan kald›rm›fl, insanlar› daimi bir bask› al-

t›na alarak sanat› da öldürmüfltür.

Ayr›ca, komünizm insanlar› din ahlak›ndan uzaklaflt›rarak, sanata

bir baflka darbe daha vurmufltur. Çünkü sanata ilham veren duygular›n

bafl›nda insanlar›n dinden ald›klar› manevi flevk ve heyecan gelir. Tarih-

teki en büyük ressamlar, heykelt›rafllar, mimarlar, hep dini konularda

Sovyetler Birli¤i'nin öncülü¤ünde düzenlenen Üçüncü Komünist Enternas-yonal'in propaganda posteri. Bayra¤› tafl›yan militan›n yüzünde komüniz-min so¤uk dünyas›n›n tam bir tasviri yer al›yor.

Page 100: KOMÜNİZM PUSUDA

eserler vermifller, dini inançlar›ndan güç ve ilham alm›fllard›r. ‹nsanlar›,

ölümle birlikte yok olacak birer madde veya bir hayvan türü olarak de-

¤il, Allah'›n ruh verdi¤i varl›klar olarak gördükleri için, onlara güzellik

sunma, Allah'›n sanat›n›n tecellilerini gösterme aflk› içinde olmufllard›r.

Dinin ortadan kald›r›ld›¤› bir toplumda insanlar›n bu flevki ve heyecan›

yitirmeleri, manevi buhranlara kap›larak amaçs›zlaflmalar› kaç›n›lmaz-

d›r. Komünist rejimlerin hepsinde bu olgu yaflanm›fl ve dinsizli¤in bir

sonucu olarak, insan› bir tür hayvan olarak görüp de¤er vermeme,

ölümle birlikte yok olaca¤›n› zannetmenin getirdi¤i karamsarl›k, kas-

vet, donukluk ve amaçs›zl›k toplumlara hakim olmufltur. Mao'nun K›-

z›l Çin'inde tüm topluma tek tip elbise giydirilmesi, Kültür Devrimi

s›ras›nda evcil havyan beslemenin bile yasaklanmas›, komünist tutucu-

lu¤un ve dar kafal›l›¤›n di¤er baz› çarp›c› örnekleridir. (Maoizm'i ve

Kültür Devrimi'ni bir sonraki bölümde inceleyece¤iz.)

"Komünist Bilim"in Safsataları

Komünist rejimlerin darbe vurduklar› bir di¤er önemli alan ise bi-

lim olmufltur.

Stalin rejimi, "proleterya sanat›" diye bir kavram uydururken, bir

yandan da bilime el atm›fl ve "proleterya bilimi" diye bir kavram ileri

sürmüfltür. Bu komünist teoriye göre, bir "burjuva bilimi" bir de "prole-

terya bilimi" vard›r ve bu ikisi birbirinden farkl› sonuçlar verecektir.

Proleterya bilimi, asl›nda bilimi materyalist felsefenin gerekleri-

ne göre tahrif etmekten baflka bir fley de¤ildir. Bunun en aç›k gösterge-

si ise, Stalin dönemi Sovyet bilimine damgas›n› vuran 'Lysenko

olay›'d›r.

Trofim Denisovich Lysenko, Sovyetler Birli¤i'ndeki çeflitli tar›m

okullar›nda e¤itim görmüfl ve 1940'l› y›llarda Stalin'in gözüne girerek

Sovyet tar›m ve biyoloji politikalar›na tam bir hakimiyet sa¤lam›flt›r.

Lysenko'nun en önemli yönü ise, 19. yüzy›l›n sonlar›nda Avusturyal› bo-

tanikçi rahip Gregor Mendel taraf›ndan deneylerle keflfedilen ve 20.

yüzy›ldaki ileri çal›flmalarla desteklenen kal›t›m yasalar›n› reddetmesi-

dir. Lysenko, Mendel'in yasalar›n›n "burjuva bilimi" oldu¤unu ileri sür-

98KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 101: KOMÜNİZM PUSUDA

müfl, buna karfl›l›k 18. yüzy›lda Frans›z evrimci biyolog Lamarck'›n orta-

ya att›¤› "kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesillere aktar›lmas›" tezini sa-

vunmufltur.

Lysenko'nun hiçbir bilimsel kan›ta dayanmayan bu düflüncesi,

1930'lu y›llarda büyük bir tar›msal kriz yaflayan Sovyetler Birli¤i'nde ilgi

çekmeye bafllam›flt›r. Lysenko, ortaya att›¤› tezleri uygulayarak di¤er bi-

yologlar›n düflündüklerinden çok daha büyük, güçlü ve verimli bir tah›l

üretimi sa¤layaca¤›n› vaat etmifltir. Örne¤in, uygun çevre koflullar›nda

yetifltirilen bu¤day bitkilerinin çavdar tohumlar› vermeye bafllayaca¤›n›

öne sürmüfl ve buna dayal› tar›msal giriflimler yap›lm›flt›r. (Bu iddia,

vahfli do¤ada yaflayan köpeklerin bir zaman sonra tilki haline gelecekle-

rini iddia etmeye benzer ve gerçekte bilime tamamen ayk›r› ve bugüne

kadar hiçbir örne¤i gözlemlenmemifl olan bat›l bir inançt›r.) Stalin 1940

y›l›nda Lysenko'yu Sovyet Bilimler Akademisi Genetik Ensti-

tüsü'nün bafl›na getirmifl ve Lysenko bu

koltu¤u tam 25 y›l korumufltur. Lysenko

ayn› zamanda Sovyetler Birli¤i'nin güçlü

kurumlar›ndan biri olan Vladimir I. Lenin

Tar›m Bilimi Akademisi'nin baflkan› ol-

mufltur.

1948 y›l›nda klasik genetik alan›nda

e¤itim ve araflt›rma yapmak yasaklanm›fl,

Lysenko'nun evrimci tezini kabul etmeye-

rek Mendel geneti¤ini savunmay› sürdü-

ren baz› genetikçiler gizlice tutuklanarak

idam edilmifltir.

Lysenko'nun tar›m politikas› büyük

verimsizliklere yol açm›flt›r. Örne¤in

Lysenko, ekilecek tohumlar›n e¤er uzun

süre so¤uk suda bekletilirlerse so¤uk hava

flartlar›na uygun bir yap› kazanacaklar›n›

ileri sürmüfl ve bunu denemek için tonlar-

ca tohum so¤uk suda bekletildikten sonra

99Harun Yahya (Adnan Oktar)

Lysenko evrimteorisi u¤runa

genetik kanunla-r›n› reddederekSovyet tar›m›n›onlarca y›l geri-

ye götürdü.

Page 102: KOMÜNİZM PUSUDA

Sibirya steplerine ekilmifltir. Elbette tohumlar›n hepsi zayi olmufltur.

Benzeri denemelerin hepsi fiyakso ile sonuçlanm›flt›r. Fakat bu gerçek

ancak 1960'l› y›llarda aç›k dille ifade edilebilmeye bafllanm›flt›r. Sonuçta,

1964 y›l›nda, Lysenko'nun tezinin bilimsel olarak yanl›fl oldu¤u resmen

kabul edilmifl ve bunun ard›ndan Mendel geneti¤inin Rusya'da yeniden

ö¤retilmesi ve uygulanabilmesi için büyük çaba harcanm›fl, tar›m ürün-

lerinde Amerikan tipi melezleme ve gübreleme yöntemlerine geçilmifl-

tir. ‹leri sürdü¤ü tezin bir safsata oldu¤unun ve bu yolla Sovyet bilimine

ve tar›m›na büyük darbe vurdu¤unun anlafl›lmas›na ra¤men, Lysenko

ve taraftarlar› fikirlerinden vazgeçmemifller ve dahas› Sovyet bilim ku-

rumlar›ndaki ünvan ve pozisyonlar›n› da büyük ölçüde korumufllard›r.

Lysenko olay›, materyalizme ve evrim teorisine olan körü körüne

ba¤l›l›¤›n bilime ve topluma ne kadar büyük bir zarar verdi¤ini göste-

ren tarihsel bir belgedir. Günümüz evrimcileri Lysenko olay›n› genel-

likle konu edinmezler, edindiklerinde ise bunun sadece Lamarckizm'le

ilgili bir dogmatik hareket gibi gösterirler. Oysa Lysenko ve onu izleyen-

ler yaln›zca Lamarckist de¤il, ayn› zamanda Darwinist'tir. Lamarck'la

Darwin'i birbirini tamamlayan iki önemli evrimci teorisyen olarak gör-

müfller, Lamarck'›n "kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesle aktar›lmas›"

tezi reddedildi¤i takdirde Darwin'in teorisinin de havada kald›¤›n› fark

etmifller, bu nedenle körü körüne Lamarck'› savunma yoluna gitmifller-

dir.

Marxist ve Darwinist düflünür Robert M. Young, "Darwinian Evo-

lution And Human History" (Darwinistik Evrim ve ‹nsanl›k Tarihi) adl›

Lysenko (sa¤baflta), Sovyetuzmanlara"proleterya bi-limi"ne dayal›Sovyet tar›mprojeleri hak-k›nda bilgi ve-riyor.

Page 103: KOMÜNİZM PUSUDA

makalesinde bu konuda flu yorumu yapar:

Yak›n bir zaman önce, toplumun ve do¤an›n ayn› evrimsel ve komünist

yasalar› izledi¤i düflüncesi, 1930'lu ve 40'l› y›llardaki Stalin rejiminin en

vahim olaylar›ndan biri olan Lysenkoizm'e yol açm›flt›r. Do¤an›n yasalar›-

n›n diyalektik iflledi¤i kabul edilmifl, ve bu kabul edilmifl görüflü benimse-

meyen ayk›r› biyologlar mesleklerinden olmufllar, ço¤u zaman

özgürlüklerini ve hatta bazen hayatlar›n› dahi kaybetmifllerdir. Lysenko-

izm dünyan›n kalan k›sm›ndaki önemli genetik geliflmeleri yads›yan ve

onlara karfl› ç›kan bir evrimciliktir. Ama bu Darwinizm ad›na yap›lm›fl-

t›r...56

Lysenko dönemindeki Sovyet yöneticilerinin genetik kanunlar›na

gösterdikleri direnifl, materyalist fanatizmin örneklerinden sadece birisi-

dir. Bugün de hala pek çok materyalist, ayn› genetik kanunlar›n› kabul-

lenmemek için direnen Lysenko ve yandafllar› gibi, bilimin canl›larda

ortaya ç›kard›¤› "tasar›m" gerçe¤ine, yani yarat›l›fl delillerine karfl› gözü

kapal› bir direnifl içindedir. Ve bu nedenle aksi yönde bir kan›t elde et-

mek için, y›llard›r milyarlarca dolar harcamakta ve insanl›k ad›na büyük

bir kayba sebep olmaktad›rlar. Yaln›zca kendi ideolojik önyarg›lar› ne-

deniyle, tüm dünyada hiçbir sonuç getirmeyecek araflt›rmalar yapt›r-

Lysenko'nunhurafeleriRus köylüleri-ne detayl›olarak tarifedildi ve uy-gulat›ld›. So-nuç tam birfiyasko ola-cakt›.

Page 104: KOMÜNİZM PUSUDA

makta, emek ve para israf›na neden olmaktad›rlar. (Detayl› bilgi için

bkz. Kuran Bilime Yol Gösterir, Harun Yahya)

Komünist İdeolojinin Toplumsal Yaşama Etkileri

Komünist ideolojinin bu bölümün bafl›ndan bu yana belirtti¤imiz

ba¤naz yap›s›, 20. yüzy›ldaki komünist rejimlerin toplumsal yaflam›nda

son derece olumsuz etkiler meydana getirmifltir. Allah'›n varl›¤›n› inkar

eden, Allah'›n dininden uzaklaflarak her türlü manevi ve ahlaki de¤eri

hiçe sayan ac›mas›z, adeta cehennem gibi bir yaflam sunmufltur. Allah

korkusu olmayan, insanlar› öldükten sonra yok olacak maddeler olarak

alg›layan bir anlay›fl toplumlara telkin edilmifl ve bunun sonucunda da

tarihin en insanl›k d›fl› yap›lar›ndan biri meydana getirilmek istenmifltir.

Sovyetler Birli¤i'nde, Do¤u Bloku ülkelerinde ve K›z›l Çin'de gözlemle-

nen bu etkiler, komünist sistemin oluflturmak istedi¤i toplum modeli-

nin, aynen materyalist-Darwinist teoride öngörüldü¤ü gibi, bir "hayvan

sürüsü" oldu¤unu ortaya koymaktad›r.

Komünist toplumlar›n baz› temel özelliklerini flöyle s›ralayabiliriz:

* Komünist toplumlarda insanlar, Darwin'in evrim teorisi ve En-

Komünizm, bir korku rejimidir. Halk, so¤uk görünümlü, yüksekten bakan üniformal›yöneticiler taraf›ndan sürekli korkutulur ve sistem bu korkuyla ayakta durur.

Page 105: KOMÜNİZM PUSUDA

gels'in "do¤an›n diyalekti¤i" masal› uyar›nca, geliflmifl bir havyan

türü olarak kabul edilir. Dolay›s›yla toplum da bir "havyan sürüsü"

say›l›r. Toplumu hayvan sürüsü sayan bu anlay›fl, komünist rejim-

lerin her aflamas›nda ortaya ç›kar. Sistemin gelifltirdi¤i insan, "in-

san–hayvan-makine" aras›nda kalan cans›z, ruhsuz, donuk bir

varl›kt›r.

* Komünist sistemde, insana de¤er verilmez. "Zaten sürüde çok var,

bir tane kaybolsa bir fley olmaz" mant›¤› geçerlidir. Çal›flamayan ya

da sakat olanlar sürüden at›l›r, ölüme terk edilir. Hastal›kl› ve za-

rarl› olarak kabul edilir. Af, merhamet, vefa duygusu yoktur. Bu ne-

denle herkes yafll›l›ktan ve yok edilmekten korkar. Yafll›lara özen ve

sayg› gösterilmez, aksine "fillerin ölmeden önce mezarl›¤a gitmesi

gerekti¤i" gibi ac›mas›z bir düflünce afl›lan›r.

* Toplum t›pk› sürüdeki hayvanlar gibi, tek tip insanlardan oluflur.

Ayn› k›yafetler, ayn› tipte arabalar, ayn› tipte evler vard›r. Tüm top-

luma büyük bir monotonluk hakimdir. Sporcu, sanatç›, akademis-

yen, iflçi hep birbirinin ayn›, tek tip bir yaflam modeline sahiptirler.

Evler hayvansal birer bar›nak, k›yafetler ise "so¤uktan koruyacak

post" mant›¤›yla yap›l›r. Estetik tamamen terk edilmifltir.

* ‹nsanlar›n bireysel özellikleri de¤il, toplulu¤a verdikleri güç ve kat-

k›lar› ön plana ç›kar. ‹yi çal›flan iflçi, iyi çal›flan köylü ideal insand›r.

SovyetlerBirli¤i'ndehalk gösteri-lerini dur-durmak içinkullan›lanözelDjzhernskybirli¤i.

Page 106: KOMÜNİZM PUSUDA

Sistem sadece maddi bir kavram olan "çal›flma ve üretme" kavram-

lar› üzerine kuruludur. "Üretmek sürüyü güçlendirmektir" mant›¤›

geçerlidir. ‹nsanlar›n ahlak›, niyeti, ruh hali hiçbir zaman dikkate

al›nmaz.

* Hayat› yaflam mücadelesi olarak gören bu zihniyette, zay›flar›n yok

olmas›nda bir sak›nca yoktur, bilakis bu gereklidir. Hayvanlarda bi-

le var olan fedakarl›k olmad›¤› için, herkes önce kendini düflünür,

bu nedenle toplum ilerlemez. ‹nsanlar merhametten uzak oldu¤u

için toplumun huzur ve bar›fl içinde olmas› mümkün de¤ildir. fief-

kat yoksunlu¤u ve merhametsizlik, gelecek korkusuyla birleflince

toplumda umutsuzluk ve karamsarl›k hakim olur.

* ‹nsanlar, sürü psikolojisi içinde daimi bir korku yaflarlar. Çok çabuk

her olaydan korkarlar. Kap› önündeki pardesülü adamdan korkar-

lar, müdürün karfl›s›na ça¤r›lmaktan korkarlar. Korkunun kayna¤›

belirsizdir, kimse onu tan›mlayamaz, ama en alttan en üste kadar

herkes korkuyu yaflar.

* Dahas› toplumda Allah korkusunun yerine konmufl çeflitli "korku

merkezleri" vard›r. Örne¤in Sovyetler Birli¤i'nde kurulan KGB (ve

onun öncüsü olan Cheka, NKVD gibi gizli servisler), tüm topluma

Y›k›lmadanönce BerlinDuvar›'n›n

do¤u taraf›:Dikenli teller-le, may›nlarla

ve tank en-gelleriyle ko-runan duvar,

komünistdespotizminsembolü ol-

mufltur.

104

Page 107: KOMÜNİZM PUSUDA

ölümcül bir korku salan kurumlar olarak çal›flm›flt›r. Bu kurumlar›n

"herfleyi gördü¤ü ve bildi¤i" düflüncesi topluma hakim olur. Bu ku-

rumlar tamamen "orman kanunlar›"na dayal› bir ay›klama sistemi

gelifltirir, hiçbir yarg›lama ve savunma hakk› tan›madan milyonlar-

ca kifliyi ölüme gönderebilir.

* Allah korkusu sistemli olarak yok edildi¤i için, insanlar ancak sis-

temden korktuklar› kadar tutkular›n› engellerler. Sistem görmeye-

cekse ya da cezaland›rmayacaksa her türlü gayr› meflru ifli yaparlar.

H›rs›zl›k, yolsuzluk, zimmete geçirme had safhadad›r.

* Yaflad›klar› ortamdan kaynaklanan kayg›, korku ve panik, halk›

stres içine sokar. Geceleri uyuyamazlar, gündüzleri herfleyden te-

dirgin olurlar. Bedenler hemen çöker. Yo¤un bask› ve a¤›r yaflam

flartlar› kad›n ve erke¤i genç yaflta çökertir ve kimi zaman da erken

yaflta ölümlere sebep olur. Umutsuzluktan dolay›, sahip olduklar›

nimetlerden bile zevk alamazlar. Ancak içkiyle kafalar›n› uyuflturur

ve yar› sarhofl bir halde cehennem benzeri bir yaflam sürerler.

* ‹nsanlar öldükten sonra yok olacaklar›na inand›klar› için, yaflama

dört elle vahflice sar›l›rlar. Herkesi düflman ve kendi yaflam müca-

delesinde rakip gördükleri için, her hareketi kendi aleyhlerinde yo-

rumlar ve kin tutarlar. Sosyalizmin temeli gibi gösterilen

"yard›mlaflma" ve "dayan›flma" kavramlar› sadece sloganlarda ya-

flar. Gerçekte herkes birbirine kuflkuyla bakar ve herkes tek bafl›na

bir yaflama mahkum olur.

* Allah inanc› olmad›¤› için bireyin kendisine manen ba¤lan›p güve-

nebilece¤i kimse yoktur. Darwinist-komünist devlet bireyi sürekli

ezer. Toplumun di¤er bireyleri ise sahip olduklar›n› her an elinden

alabilecek potansiyel birer düflmand›r. Dolay›s›yla komünist top-

lumda bireyin güvenebilece¤i tek kifli kendisidir, ama kendisinin

de zay›f oldu¤unu bildi¤i için kendisine de güvenemez, böylece yo-

¤un bir ümitsizlik hakim olur. Bu yüzden komünist toplumlar›n bi-

reylerinin b›kk›n ve sürekli hayatlar›ndan flikayet eden bir yap›lar›

vard›r, ama hiçbir fleyi de¤ifltirmek için u¤raflmazlar.

* Komünist toplumda insanlar›n akl› kapal› oldu¤u için yaflam›n her

yerinde iflte, okulda, evde, e¤lencede aksakl›klar vard›r. Sadece

105Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 108: KOMÜNİZM PUSUDA

kendilerine ö¤retildi¤i kadar hareket edebilirler (hayvanlar gibi) ve

bu nedenle hiçbir olay ve sorun karfl›s›nda orijinal ve yeni bir çö-

züm getiremezler. Zaten aksi takdirde de fliddetle karfl›l›k görürler.

* Düflünmeyen insanlar yüzünden organizasyon yoktur, kaynaklar

verimli kullan›lmaz. Kaynaklar, -Lysenko örne¤inde çok çarp›c›

olarak görüldü¤ü gibi- ütopik hayaller ve hedefler u¤runa israf edi-

lir.

* Komünist toplumda, toplumun en temel birimi olan aile de tahrip

edilmifl durumdad›r. Gerçek anlamda evlilik yoktur. Sadece çiftlefl-

me ve neslin devam› vard›r. Evlilik, güzel ahlak›n yaflanmas› de¤il,

neslin devam›d›r. Çocu¤a ailesi de¤il, devlet ya da kendi nitelendir-

meleriyle "sürü" bakar. Çocuk; savaflacak, sürüyü koruyacak yeni

kuvvet olarak görüldü¤ü için, bu flekilde e¤itilir. Anne yaflad›¤› or-

tamdan, evinden nefret etti¤i için vahflileflir, bu da çocu¤a yans›r.

Çocuklar aile sevgisinden mahrum büyüdü¤ü için sald›rgan ve ka-

ramsard›r. Evde de sevgi sayg› yerine, kavga hakimdir. Çocu¤un

güvenece¤i kimse yoktur.

* Nikah, sadakat, iffet gibi kavramlar›n olmad›¤›, sadece çiftleflme

mant›¤›n›n hüküm sürdü¤ü toplumda fahiflelik çok yayg›nd›r.

* Komünist toplumu yöneten polis devletinin bask›s›, vicdan›n ve

Allah korkusunun yerini tutamaz. Bu yüzden suç oranlar› yüksek-

tir, toplumda h›rs›zl›k vakalar› yayg›nd›r. Fabrikalar, tarlalar, ko-

operatifler topluca ya¤ma edilir. Böylece suç ortakl›¤› oluflaca¤› için

kimse kimseyi flikayet edemez.

* Her ne kadar komünist ideolojinin ›rkç›l›ktan uzak oldu¤u iddia

edilse de, komünist rejimlerde ›rkç›l›k yayg›nd›r. Örne¤in Sovyetler

Birli¤i'nde Rus olmayan halklara, özellikle Müslümanlara ve Türk-

ler'e karfl› ›rkç› bir antipati geliflmifltir. Darwinist ›rkç› teori gizliden

gizliye benimsenmifl, Türkler ve di¤er Müslüman halklar "evrimini

tamamlayamam›fl etnik gruplar" olarak görülmüfl ve sürgün ad› al-

t›nda kitle katliamlar›na tabi tutulmufltur. Katliam, komünist ide-

olojiye göre "do¤an›n diyalekti¤inin", yani evrimin do¤al bir

parças›d›r.

106KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 109: KOMÜNİZM PUSUDA

DDarwinist-komünist devlet, insanlar› hayvan sürüsü olarak gördü¤ü için milletine hem de-¤er vermez, hem de güvenmez. Bu nedenle korku, bask›, suni tehlikeler ve dehflet or-

tamlar› oluflturarak, onlar üzerinde denetim sa¤lamaya çal›fl›r. Herkesi potansiyel flüpheli,suçlu veya hain olarak görür. Böyle bir devlet anlay›fl›nda insanlar› cezaland›rmak veya öldür-mek için onlar›n suç ifllemeleri gerekmez.Sadece flüphelenmek onlara zulmetmekiçin yeterlidir. Komünist Rusya bunun enaç›k örne¤idir. Ünlü tarihçi yazar Tzvetan Todorovbu tür anlay›fla sahip devletlerinhalklar›na karfl› tutumlar›n› flöyle ta-n›mlar:

"Düflman, terörü hakl› ç›karmaktakullan›lan en büyük araçt›r; düflmans›z totaliter devlet olmaz. Ortada düflman yoksa dev-let düflman yarat›r. Düflmanlar belirlendikten sonra art›k onlara ac›n›lmaz... Düflman ol-mak düzelmez ve kal›t›msal bir kusurdur. ... Komünist iktidar için de durum ayn›d›r;burjuva s›n›f›na bask› uygulamak ya da bunal›m anlar›nda burjuvay› yok etmek ister.Onun bu iste¤ine hedef olmak için herhangi bir fley yapm›fl olmak gerekli de¤ildir;yaln›zca burjuva s›n›f›ndan olmak yeterlidir." (Tzvetan Todorov, L'homme dépaysé,Paris, Le Seuil, 1995, s.33)

Lenin'in flu sözleri de Darwinist-komünist devletin halk›na bak›fl aç›s›n› göstermesi aç›s›ndanönemlidir:

Devlet egemen s›n›f›n elinde karfl›t s›n›flar›n direniflini ezmek için kullan›lan bir makinedir.Bu bak›fl aç›s›yla, proleterya diktatörlü¤ü de öteki s›n›flar›n diktatörlü¤ünden farkl› de¤ildir.Çünkü proleterya egemenli¤indeki devlet, burjuvaziyi ezmek için kullan›lan bir makinedir.Diktatörlük do¤rudan fliddete dayanan ve hiçbir yasayla k›s›tlanmam›fl iktidard›r. Prole-teryan›n devrimci diktatörlü¤ü, proleteryan›n burjuva s›n›f›na uygulad›¤› fliddet sa-yesinde ayakta duran bir iktidard›r, hiçbir yasayla da k›s›tlanamaz. (Lenin, ProleteryaDevrimi ve Dönek Kautsky, s.53)

Yukar›da Lenin'in kendi sözleriyle de ifade edildi¤i gibi, Darwinist-komünist Sovyet rejimininhalk›na güvenmemesi, onlar› de¤ersiz hayvanlar olarak görmesi, on milyonlarca insan›n ifl-kence veya açl›k sonucunda ölmesine, ve bir milletin on y›llarca dehflet ve karanl›k içinde ya-flamas›na neden oldu. Rus halk› bugün de hala ayn› nedenlerden dolay› ac› çekmektedir. Çünkü Rus devlet meka-nizmas› içinde komünist zihniyeti hala sürdüren baz› kadrolar vard›r ve bunlar hala halklar›n›de¤ersiz bir eflya, adeta birer hayvan olarak görmektedir. 2000 y›l› içinde Rusya'da gerçekle-

flen bir olay bunun aç›k bir delili olmufltur. Bu olayda Sovyetlerdöneminden kalan Darwinist-komünist zihniyet karanl›k yüzünübir kez daha göstermifltir. Moskova, batan bir Rus denizalt›s›n-daki askerlerini kurtarmak için uzun süre giriflimde bulunma-m›fl, sözde "devlet güvenli¤i" gerekçesiyle, bu felaketi yard›magelebilecek olan Bat›l› ülkelere uzun süre duyurmam›fl ve böy-lece kendi askerlerini bile bile ölüme terk etmifltir. Bu vahfletetepki gösteren bir annenin Rus güvenlik güçleri taraf›ndan i¤neyap›larak susturulmas›, Rus devlet kadrolar›nda hala Stalinistzihniyetin etkilerinin sürdü¤ünü gösteren çarp›c› bir örnektir.

DARWIN‹ST-KOMÜN‹ST KADROLAR RUS

HALKINI EZMEY‹ SÜRDÜYOR

KGB TACTICS

INHERITED FROM

THE SOVIETS

THEY FELL VICTIM

TO THE KGB

Page 110: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA108

* Komünist düzende insanlar sadece ürün veren hayvanlar olarak

kabul edilir. Özellikle köylülere karfl› nefret ve küçümseme hakim-

dir. Marx, köylüleri "patates çuvallar›" olarak tan›mlam›fl, Lenin ve

Stalin de –önceki bölümde detayl› olarak inceledi¤imiz gibi- mil-

yonlarcas›n› kasten açl›¤a mahkum ederek öldürmüfltür. Onlara

göre köylüler sadece tah›l, pamuk vs. üreten hayvan sürüleridir.

Ürettiklerinin ellerinden al›nmas› (kollektivizasyon) ise, balar›lar›-

n›n üretti¤i bal›n toplanmas› kadar meflru ve makul görülür.

Yukar›da anlat›lanlar asl›nda dinsiz toplumlar›n bir özetidir. Allah

inanc› olmayan toplumlarda, -hangi isim alt›nda olursa olsun- yukar›da-

kine benzer bir yaflam kaç›n›lmazd›r. Çünkü bu tür toplumlarda insana

Allah'›n yaratt›¤›, ruh sahibi bir varl›k olarak de¤er verilmez. ‹nsanlar

birbirlerini -bafltan beri belirtti¤imiz gibi- ölümle birlikte yok olacak

maddeler, biraz geliflmifl hayvanlar gözüyle de¤erlendirirler. Bu yüzden

de toplumda huzur, bar›fl, güvenlik, dayan›flma, kardefllik yaflanmaz.

Herkes mümkün oldu¤unca kendi ç›kar›n› korumaya, kendi yaflam› için

kazanç sa¤lamaya çal›fl›r. Kimse kimsenin sa¤l›¤›n›, huzurunu, rahat›n›

düflünmez. ‹nsanlara bir zarar dokunmas›ndan endiflelenmez, buna en-

gel olmaya çal›flmaz. Ayn› flekilde dinsiz toplumlarda adil yöneticiler,

toplumun faydas› için çal›flan insanlar bulmak da mümkün de¤ildir. Her

birey bulundu¤u mevkide kendisi için ulaflabilece¤i en büyük ç›kar› el-

de etmeye çal›fl›r.

Oysa Kuran ahlak›nda insanlar birbirlerine Allah'›n birer kulu ola-

rak de¤er verirler. ‹yilik yapmak için bir ç›kar gözetmez, aksine sürekli

iyi ifller yap›p hay›rlarda yar›flarak Allah'›n r›zas›n› kazanmaya çal›fl›r-

lar. Ahirette güzel bir yaflam umut ettikleri ve Allah'›n "... bir sadaka

vermeyi veya iyilikte bulunmay› ya da insanlar›n aras›n› düzeltmeyi

emredenler..." (Nisa Suresi, 114) "... Kim Allah'›n r›zas›n› isteyerek

böyle yaparsa, art›k ona büyük bir ecir verece¤iz." (Nisa Suresi, 114)

ayetini bildikleri için, daima iyi davran›fllarda bulunurlar. Ve bunlar› da

insanlardan bir ç›kar beklentisiyle de¤il, karfl›l›¤›n› yaln›zca Allah'tan

bekleyerek yaparlar. Allah, bu örnek ahlak›, ayetlerde flöyle tarif etmek-

tedir:

Page 111: KOMÜNİZM PUSUDA

Kendileri, ona duyduklar› sevgiye ra¤men yeme¤i, yoksula, yetime ve

esire yedirirler. "Biz size, ancak Allah'›n yüzü (r›zas›) için yediriyoruz;

sizden ne bir karfl›l›k istiyoruz, ne bir teflekkür. Çünkü biz, as›k suratl›,

zorlu bir gün nedeniyle Rabbimizden korkuyoruz." (‹nsan Suresi, 8-10)

Sonuç

Bir toplumda sanat›n ve bilimin geliflmesinin en önemli zihinsel en-

geli, tutuculuktur. E¤er toplum sürekli belirli dar kal›plar içinde düflün-

meye ve yaflamaya flartland›r›l›rsa, o toplumda bilim ve sanat donar.

Bilim ve sanat›n geliflmesi için, insanlar›n genifl düflünmesi, aç›k bir

ufukla dünyaya bakmalar› gerekir.

Baz› insanlar, bilimi ve sanat› donduran bu tutuculu¤u çok yanl›fl

bir yorum yaparak dine atfetmeye kalkarlar. Oysa Kuran'da ö¤retilen

gerçek din, tutuculu¤a tamamen karfl›d›r, insanlara olabildi¤ince özgür

ve genifl bir düflünce ufku kazand›r›r. ‹nsanlar› Allah korkusu d›fl›ndaki

tüm korkulardan, tedirginliklerden özgürlefltirir. Bu özgürlük içinde de

bilim, sanat ve düflünce alabildi¤ine geliflir. ‹nsanlar Allah'›n Kuran'da

ö¤retti¤i gibi derin düflünür, evreni, do¤ay› ve karfl›laflt›klar› olaylar›

hep ak›llar›n› kullanarak de¤erlendirirler. Ayr›ca din ahlak›, Allah'a ve

dine hizmet anlay›fl›n› yerlefltirerek, insanlara sanat, bilim ve fikir üret-

mek için çok büyük bir flevk, heyecan ve istek kazand›r›r. Nitekim ‹slam

dünyas›n›n ilk yüzy›llar›nda bu sayede büyük bir "alt›nça¤" yaflanm›flt›r.

Komünizm ise, hem bir yandan tamamen tutucu bir siyasi ve sos-

yal sistem kurmufl, hem de bir yandan insanlar›n Allah'a olan inançlar›-

n› yok ederek onlar›n yaflama sevinçlerini, hayatlar›na anlam veren

gerçe¤i tahrip etmifltir. Sanat›, bilimi ve düflünceyi Marxizm gibi zorla-

ma bir teorinin boyunduru¤u alt›na sokmufl ve baltalam›flt›r.

Bize bu gerçe¤i daha da çarp›c› bir flekilde gösterecek olan komü-

nizm örnekleri ise, Asya'n›n uzak köflesinde yaflanm›flt›r.

109Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 112: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM IV

Mao'nun gerilla savafl›n›n

milyonlarca kurban›ndan biri.

Page 113: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizm Avrupa'da do¤mufltu. ‹lk devrimini daha do-

¤uda, Rusya'da gerçeklefltirdi. 20. yüzy›l›n ikinci yar›-

s›nda ise, daha da do¤uya ilerledi. 1949 y›l›nda dünya-

n›n en kalabal›k ülkesi olan Çin, Mao Tse-tung'un önder-

li¤indeki komünist gerillalar taraf›ndan ele geçirildi.

On y›llard›r Çin'in çeflitli bölgelerinde hükümet kuvvetlerine karfl› ge-

rilla savafl› yürüten Mao'nun militanlar›, böylece dünyan›n ikinci bü-

yük komünist devrimini gerçeklefltirdiler. Bu ikinci büyük devrimin

sonuçlar› ise ayn› birincisi, yani Bolflevik devrimi gibi oldu: Cinayetler,

kitle katliamlar›, iflkenceler, k›tl›klar, yoksullaflma, yozlaflma ve kendi

içine kapal›, donuk bir korku toplumu...

Mao, komünizme Lenin'den sonra ikinci önemli de¤iflimi getiren

teorisyen oldu. Mao'nun Marxizm'e üç önemli konuda yenilik getirdi¤i

kabul edilir:

1) Marx ve onu izleyen di¤er komünist ideologlar›n "iflçi s›n›f›" (prole-

terya) kavram›na atfettikleri önemin aksine, Mao "köylü s›n›f›n›"

devrimin öncüsü olarak kabul etmifl ve "köylü sosyalizmi" kavra-

m›n› ortaya atm›flt›r.

ASYA'DA KIZIL TERÖR

Page 114: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA112

2) Lenin'in flehir merkezlerinde eylem yaparak devrim haz›rl›¤› ya-

pan komünist parti anlay›fl› yerine, Mao "gerilla savafl›" yöntemini

gelifltirmifl ve flehir merkezlerinde de¤il k›rlarda ve da¤larda örgüt-

lenen bir komünist parti oluflturmufltur.

3) Marxizm'in temelinde yer alan ve Lenin taraf›ndan da benimsenen

enternasyonalist (uluslararas›c›) yaklafl›m yerine, Mao milliyetçili-

¤e önem vermifl ve "milliyetçi sosyalizm" kavram›n› gelifltirmifltir.

Gerçekte Mao'nun üstteki üç farkl› yaklafl›m›n›n as›l nedeni, içinde

bulundu¤u flartlard›r. Çin gibi neredeyse tamamen köylü nüfustan olu-

flan ve tutucu bir milliyetçi anlay›fla sahip bir ülkede, Mao için "milliyet-

çi köylü sosyalizmi"ni ortaya atmaktan baflka bir seçenek kalmam›flt›r.

Köylülü¤e önem veren Mao, kaç›n›lmaz olarak köylüler aras›nda örgüt-

lenmifl ve yine kaç›n›lmaz olarak "k›r gerillas›" modelini uygulam›flt›r.

Bu nedenler, Maoizm'in veya di¤er bir ifadeyle Maoculu¤un neden

Leninizm'den farkl› oldu¤unu aç›klar. Ayn› zamanda, neden Leni-

nizm'den bile daha vahfli, barbar ve kat› bir ideoloji oldu¤unu da aç›klar.

Çünkü zaten ac›mas›z, vahfli ve kan dökücü bir ideoloji olan komüniz-

me, Maoculukla birlikte, cehalet, fanatik milliyetçilik ve kültür-medeni-

yet düflmanl›¤› da eklenmifltir ki, ortaya tam bir facia ç›km›flt›r.

Maoculuk komünizmin en kötü versiyonudur, deyim yerindeyse "bete-

rin beteri"dir.

Maoculuk, sadece Çin'de de¤il, Çin'in ard›ndan Kamboçya (K›z›l

Khmerler döneminde), Kuzey Kore ve hatta Arnavutluk'ta bile etkili ol-

mufltur. Mao'nun Stalin'in yard›mlar›yla iktidara gelmesine ve Stalin dö-

neminde Sovyet-Çin

iliflkilerinin çok iyi olma-

s›na ra¤men, 1960'larda

bu iliflki bozulmufl ve so-

nuçta iki ülke düflman ha-

line gelmifltir. Çin-Sovyet

Çin komünizmi, Stalin Rusyas›'n›ndeste¤iyle geliflti ve iktidara geldi.Ancak K›z›l Çin'in vahfleti, Stalin'ibile gölgede b›rakacakt›.

Page 115: KOMÜNİZM PUSUDA

rekabeti komünist dünyada da etkili olmufl, Sovyet müttefikleri ile Çin

müttefikleri birbirinden ayr›lm›flt›r.

Maoculu¤un Çin'e ve Çin'in yolunu izleyen komünist ülkelere ge-

tirdi¤i sonuçlar ise, Leninizm kadar kanl› ve karanl›kt›r. Ancak Maocu-

luk, baflta da belirtti¤imiz gibi "beterin beteri" olarak, Lenin'in ve

Stalin'in Rusyas›'ndan bile daha korkunç rejimler üretmifltir.

Asya'y› saran bu k›z›l vahfletin hikayesi, ilerleyen sayfalarda ortaya

konmaktad›r.

Darwinizm'in Çin Seferi

Komünizm gerçekte sapk›n bir Avrupa ideolojisidir. Avrupal› filo-

zoflar taraf›ndan ortaya at›lm›fl, ilk kez Avrupal› eylemciler taraf›ndan

uygulamaya konmufltur. Ve gerçekte Avrupa'da kök salan materyalist

din düflmanl›¤›n›n bir sonucundan baflka bir fley de¤ildir. Çin gibi Avru-

pa'dan her anlamda uzak, içine kapal› bir ülkeye kadar bu ideolojinin

nas›l ulaflt›¤› ve orada nas›l kök sald›¤› merak edilebilir. Bu merakla ya-

k›n Çin tarihine bakt›¤›m›zda ise, karfl›m›za tan›d›k bir tablo ç›kar: Çin'e

komünizmin gelmesi, ateizmin gelmesiyle efl anlaml›d›r. Ateizmin gel-

mesi ise, Darwinizm'in gelmesi demektir.

Çin, 18. yüzy›l›n sonlar›na dek Bat› kültüründen son derece uzak,

kendi içine kapal› bir toplum olmufltur. 19. yüzy›lda ise ülkeye gelmeye

bafllayan ‹ngiliz tüccarlar, pek çok de¤iflimi de beraberinde getirmifltir.

Bu tüccarlar taraf›ndan Çin'e ilk kez o zamana kadar tan›nmam›fl bir

madde olan afyon getirilmifl, Çin toplumunda bir salg›n gibi yay›lan af-

yon tüketimi yüzünden Çin ve ‹ngiltere aras›nda iki kez savafl ç›km›flt›r.

Sonunda ‹ngiltere üstün gelmifl ve Hong Kong baflta olmak üzere Çin'in

önemli kentleri ‹ngiliz etkisi alt›na girmifltir.

‹ngiliz emperyalizminin bu flekilde Çin'e girmesi, bu emperyalist

yap›n›n bilimsel dayana¤› haline gelmifl olan (bkz. Harun Yahya, Dar-win'in Türk Düflmanl›¤›) Darwinizm'i de bu ülkeye sokmufltur. 19. yüzy›l

Avrupas›'na hakim olan materyalist ve Darwinist fikirler, Çinli ayd›nlar

aras›nda h›zla yay›lmaya bafllam›flt›r. Evrimci yazar Richard Miller,

Encyclopedia of Evolution (Evrim Ansiklopedisi) adl› kitab›nda bu konuda

flunlar› yazar:

113Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 116: KOMÜNİZM PUSUDA

19. yüzy›lda Bat›, Çin'i, izole olmufl ve eski gelenekleri sürdüren bir uyu-

yan dev olarak görüyordu. Çok az Avrupal›, Çinli entelektüellerin Dar-

win'in evrim teorisini hevesle benimsediklerini ve de¤iflim için ümit

vaat etti¤ini kavrad›klar›n› anlad›. Çinli yazar Hu Shih'e göre 1898'de Tho-

mas Huxley'in Evrim ve Etik kitab› yay›mland›¤›nda Çinli entelektüel-

ler taraf›ndan h›zla onayland›. Zengin kifliler ucuz Çin yay›mlar›na

sponsorluk ettiler, böylece kitlelere genifl bir flekilde yay›labildi.57

Osmanl›'n›n son dönemlerinde Bat› etkisiyle materyalist fikirlere

kap›lan baz› Jön Türkler gibi, Çin'in son dönemlerinde de materyalizmi

ve Darwinizm'i benimseyen ideologlar ortaya ç›km›flt›r. Bu geliflmenin

de etkisiyle, 1911 y›l›nda binlerce y›ll›k Çin ‹mparatorlu¤u la¤v edilmifl

ve yerine Çin Cumhuriyeti kurulmufltur. Cumhuriyeti kuran kadro, her

ne kadar Bat› aleyhtar› bir söylem ve politikayla ortaya ç›ksa da, gerçek-

te Bat› emperyalizminin temellerini oluflturan ›rkç› ve Sosyal Darwinist

anlay›fl› aynen benimsemifllerdir. Amerikan The New Republic dergisinde

Jacob Heilbrunn imzas›yla yay›nlanan bir makalede bu konuda flunlar

yaz›lm›flt›r:

O günlerde Bat›'ya karfl› Bat›l› fikirleri ve icatlar› kullanma düflüncesi zir-

vedeydi. 4 May›s 1919'da Pekin'de gerçeklefltirilen ünlü protesto gösterile-

rinin öncesinde, modernizm, demokrasi, yurtseverlik ve bilim ça¤r›lar›

yap›l›yordu... Ama Tu Wei-ming'in sonradan yazd›¤›na göre, "asl›nda bun-

lar ne bilim ne de demokrasiydi, sadece pozitivizm ve popülizmdi. 4 Ma-

y›s döneminde, Jakobenvari kollektivizm Çin'deki entelektüel dünyay›

sarm›fl durumdayd›." Gizli bir derginin yay›nc›l›¤›n› yürüten Liang Qic-

hao gibi reformistler, Darwin ve Spencer'›n basitlefltirilmifl ama popüler

bir versiyonundan son derece etkilenmifl durumdayd›. Irklar aras›ndaki

savafl›, ilerlemenin bir gere¤i olarak görüyorlard›.58

Al›nt›da ad› geçen Herbert Spencer, Darwin'le ayn› dönemde yafla-

m›fl ve Darwin'in teorisini toplum bilimlerine uyarlam›fl ›rkç› bir düflü-

nürdür. Avrupal› ›rklar›n üstünlü¤ünü, ›rklar ve milletler aras›nda

daimi bir çat›flma olmas› gerekti¤ini, toplumda fakirlere ve düflkünlere

yard›m edilmemesini ve daha pek çok fliddet, adaletsizlik ve zulüm yan-

l›s› fikri ortaya atm›flt›r.

Darwin'den ve Spencer'dan etkilenen Çinli entelektüeller aras›nda,

Yen Fu (veya Yan Fu) ile Ding Wenjiang gibi, modern Çin'in kuruluflun-

114KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 117: KOMÜNİZM PUSUDA

da fikirleriyle büyük etki oluflturan isimler de vard›. Amerikal› tarihçi

Benjamin Schwartz Chinese Communism and the Rise of Mao (Çin Komü-

nizmi ve Mao'nun Yükselifli) adl› kitab›nda, Yen Fu'yu ve onun Darwi-

nist fikirlerini önemle vurgular. Schwartz'a göre, Yen Fu, "Spencer'›n

teorisi gibi Bat›l› ideoloji ve teorileri aynen alm›fl ve bunlar› toplumu dö-

nüfltürmek ve güç ve zenginli¤e ulaflt›rmak için meflru yöntemler olarak

görmüfltür.59 Schwartz'›n ifadesiyle, Yen Fu için "Darwin'in teorileri sa-

dece gerçekli¤i tarif etmekle kalmam›fl, ayn› zamanda de¤erleri ve iz-

lenecek yöntemleri de belirlemifltir."60

Ding Wenjiang (Ting Wen-chiang diye de yaz›l›r) ise komünizme

öncülük etmifl bir di¤er önemli Çinli ideologdur. Onun görüfllerinin te-

mel dayana¤› da yine Darwinizm'den baflka bir fley de¤ildir. Ding,

1910'lu ve 20'li y›llarda Çin'i etkileyen "Yeni Kültür" hareketinin en

önemli temsilcisidir. Bu hareketin en önemli özelli¤i, Çin toplumunun

dini inanc› olan Konfüçyanizm'e karfl› ç›kmas›, bunun yerine materya-

list bir dünya görüflünü savunmas›d›r. (Yeni Kültür hareketi, hem

Mao'nun komünizminin hem de ona rakip olan Chiang Kai-shek fafliz-

minin fikri öncüsüdür.)

Amerikal› tarihçi Charlotte Furth Ting Wen-chiang: Science and Chi-na's New Culture (Ding Wenjiang: Bilim ve Çin'in Yeni Kültürü) adl› kita-

b›nda, Yeni Kültür hareketinin duayeni olan Ding Wenjiang'› çok detayl›

Darwin, Huxley ve Galton: Baz› Çinli entelektüelleri faflizme ve komünizme yönel-ten üç önemli evrimci.

Page 118: KOMÜNİZM PUSUDA

olarak inceler. Furth'a göre, Ding'in yapt›¤› fley,

Darwin, Huxley ve Spencer gibi evrimci ideolog-

lar›n fikirlerini Çince'ye çevirmekten baflka bir

fley de¤ildir. Hatta Furth bu nedenle Ding'i "Çin'in

Huxley'i" olarak tan›mlar.61 (Huxley, Darwin'in en

büyük destekçisidir ve hatta bu nedenle yaflad›¤›

dönemde "Darwin'in çoban köpe¤i" olarak an›l-

m›flt›r.) ‹ngiltere'deki Glasgow Üniversitesi'nde zo-

oloji ve jeoloji üzerine çal›flan Ding, 1911 y›l›nda

Çin'e dönmüfl ve yeni kurulan Çin Cumhuriye-

ti'nde Darwinist ve materyalist fikirleri yaymak

için çaba harcam›flt›r. Ding, Charles Darwin'in ku-

zeni olan Francis Galton taraf›ndan ortaya at›lan

öjeni teorisini dahi savunmufltur.62 (Öjeni, bir in-

san ›rk›n›n içindeki hasta ve sakat insanlar›n yok

edilmesi ve sa¤l›kl›lar›n "çiftlefltirilmesi" yoluyla sözde evrimsel bir iler-

leme sa¤lamay› amaçlayan teoridir ve en yo¤un olarak Nazi Almanya-

s›'nda uygulanm›flt›r.)

Yeni Kültür hareketi hakk›ndaki önemli bir yorumu da, Harvard

Üniversitesi tarih profesörü James Reeve Pusey yapmaktad›r:

Yeni Kültür hareketinin sloganlar›n›n hepsi, Darwin'in daha önceden

dayanak teflkil etti¤i sloganlard› ve flimdi yine bu sloganlar› desteklemeye

devam ediyordu. O (Darwin), Yeni Kültür hareketinin en önemli ruhani

lideriydi... Çünkü onun teorisi, Yeni Kültür hareketi liderlerinin ›srarla be-

lirtti¤i gibi... "bugünün geçmiflten daha iyi oldu¤unu, ve gelece¤in de bu-

günden daha iyi olaca¤›n› ispatl›yordu". Bu, anarflistlerin ortaya att›¤›

"flimdiyi düflün ve geçmifli boflver" veya sonradan komünistlerin ortaya

ataca¤› "flimdiye önem ver ve geçmifli unut" solganlar›n›n ard›ndaki

inanc› oluflturuyordu.63

‹flte, 20. yüzy›l bafllar›nda Darwinizm'in Çin'e yay›lmas› sonucun-

da ortaya ç›kan bu gibi Çinli ideologlar, önce "Kuomintang" partisi al-

t›nda örgütlenen faflist e¤ilimli Çin milliyetçili¤ini, ard›ndan da Çin ko-

münizmini do¤urmufllard›r. Kanadal› Darwinist filozof Michael Ruse

New Scientist dergisinde yay›nlanan bir makalesinde, bu konuda flu de-

¤erlendirmeyi yapar:

Darwinizm Çin'dehem komünizmi hemde faflizmi körükle-miflti. Chiang Kai-shek, Darwinizm'denetkilenen faflistlerinlideriydi.

KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 119: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)117

Bat›da evrim teorisi dini ve entelektüel bir engel ile karfl›laflm›flt›. Ancak

Çin'de böyle olmad› ve Darwinizm bir kerede kök sald›. Asl›nda, baz›

aç›lardan Darwin neredeyse bir Çinli gibi kabul ediliyordu! Taoist ve

Neo-Konfüçyüsçü düflünce her zaman insanlar›n "eflyal›¤›n›" vurgulam›fl-

t›r. Varl›¤›m›z›n hayvanlar›nkiyle ayn› olmas› fikri onlar için büyük bir flok

olmad›... Bugün resmi felsefe (bir çeflit) Marxizm-Leninizm'dir. Fakat, Dar-

winizm'in seküler (din d›fl›) materyalist yaklafl›m› (flimdi yayg›n olan

felsefe anlam›nda) olmadan, taban Mao'ya ve onun devrimcilerine ba¤-

lanamazd›.64

"Çin ve Charles Darwin"

Darwinizm'in 20. yüzy›l Çin tarihi üzerindeki etkisi o kadar büyük-

tür ki, ünlü Harvard Üniversitesi'nden tarihçi James Reeve Pusey, s›rf bu

konuyu ele alan China and Charles Darwin (Çin ve Charles Darwin) adl›

bir kitap kaleme alm›flt›r. Kitapta, Darwin'in Türlerin Kökeni kitab›n›n,

‹ngiltere'de yay›nland›ktan 36 y›l sonra, 1895'te Çince'ye çevrildi¤i ve bu

tarihten sonra Çin'deki ayd›nlar aras›nda görülmemifl bir h›zla yay›larak

çok büyük sosyal ve siyasi etkiler oluflturdu¤u anlat›lmaktad›r.

Pusey'in kitab›n›n önsözünde flöyle yazar:

1895'ten sonra Spencer'›n ünlü "uygun olanlar›n hayatta kalmas›" kavra-

m›n›n Çince karfl›l›¤›, yani yu sheng lieh pai (güçlüler kazan›r, zay›flar kay-

beder)... binlerce makalenin konusu olmufl ve Çin'deki e¤itimli zihinler

için herhangi bir fikri aksiyon için ye-

gane dayanak haline gelmifltir.65

James Reeve Pusey, Çin ve CharlesDarwin adl› bu kitab›nda Çin'de 20. yüz-

y›l›n ilk yar›s›nda geliflen fikir ak›mlar›-

n› incelemekte ve bunlar›n Maoizm'e

nas›l zemin haz›rlad›¤›n› anlatmaktad›r.

Harvard Üniversitesi tarihçisi James ReevePusey, China and Charles Darwin (Çin ve

Charles Darwin) adl› kitab›nda, Darwi-nizm'in Çin'de çok büyük bir etki olufltur-

du¤unu, hem faflizmin hem de komünizminfikri zeminini haz›rlad›¤›n› anlatmaktad›r.

Page 120: KOMÜNİZM PUSUDA

Üzerinde durdu¤u isimlerden biri, Liang Chi-chao'dur. Dönemin ünlü

yazarlar›ndan biri olan Liang Chi-chao, kendisini Darwinizm'e ve ma-

teryalist felsefeye kapt›rm›fl bir fanatiktir:

Liang Chi-chao... 16 Ekim 1902 tarihli bir dergideki yaz›s›nda materyaliz-

min idealizme göre do¤ru bir felsefe oldu¤unu ve Darwin'in sayesinde

idealizme karfl› galip gelmeye bafllad›¤›n› yazm›flt›r. "Son yirmi dört y›l-

da dünya ne kadar da muhteflem," diye yazm›flt›r, "evrim teorisine ait

olan bir dünya, materyalizm yükselmifl ve idealizm köfleye s›k›flm›fl du-

rumda"... Ayn› derginin 31 Ekim 1902 tarihli bir sonraki say›s›nda ise, Çin

komünistleri için sonradan adeta bir kutsal kitap haline gelecek olan flu

cümleyi kullanmaktad›r: "Felsefe... yaln›zca iki büyük ekolden oluflur, ma-

teryalist ekol ve idealist ekol."66

China and Charles Darwin adl› kitapta, Darwinizm'in Çin'de mater-

yalist, çat›flmac› ve devrimci bir kültür meydana getirdi¤ini ve bunun

Maoizm'in iktidara gelmesindeki en büyük etken oldu¤unu flöyle anlat-

maktad›r:

Darwin, Çin düflüncesinde gerçek bir yeniden do¤uflun gerçekleflmesine

ilham vermifl ve bunu özellikle geleneksel baz› düflünceleri ve eski otorite-

lerin itibar›n› yok ederek yapm›flt›r.... Ama bu dönem k›sa sürmüfl ve yeni

bir ortodoksinin (tutuculu¤un), yani Mao Tse-tung'un düflüncesinin em-

poze edilmesiyle kesilmifltir. Elbette bu empoze edilen fikir de, Darwi-

nizm'e çok fley borçludur. Çünkü Darwin fliddet yoluyla de¤iflim ve

devrim kavramlar›n› meflrulaflt›rm›flt›r. Kuflkusuz bu, Darwin'in Çin'e

yapt›¤› en tarihi etkilerden biridir... 3000 y›ld›r Çin'de isyan kavram› bü-

yük bir günah olarak alg›lanm›flt›r. Bu güçlü günah duygusuna karfl› Mao

Tse-tung.... büyük bir enerjiyle ve Darwinist karfl› ç›k›fllarla mücadele et-

mifltir. Sonunda Mao Tse-tung, Marxizm-Leninizm'in tek bir slogana indi-

rilebilece¤ini öne sürmüfltür: "‹syan etmek hakl›d›r".... Bu, isyan›n bir do¤a

yasas› oldu¤u anlam›na gelmektedir ve bu ders Mao Tse-tung'a Marx tara-

f›ndan de¤il, Sun Yat-sen ve Liang Chi-chao taraf›ndan ö¤retilmifltir, onlar

ise bunu Darwin'den ö¤renmifllerdir.

Darwin devrim kavram›na hakl›l›k kazand›rm›fl ve dolay›s›yla Liang

Chi-chao'nun... ve Mao Tse-tung'un kültürel devrimlerine, yine Sun Yat-

sen'in, Chiang Kai-shek'in ve Mao Tse-tung'un politik devrimlerine yar-

d›mc› olmufltur.

Marxistler san›r›m bu analizden hofllanmayacaklard›r. Onlar muhtemelen,

zaferlerinin kayna¤›n›n Sosyal Darwinistler olmad›¤›n›... komünist dev-

118KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 121: KOMÜNİZM PUSUDA

rimde gerçekte "halk gücü"nün harekette oldu¤unu, bu gücün toprak a¤a-

lar›n›n bask›s›, kapitalist sömürü ve emperyalist sald›rganl›k taraf›ndan

üretildi¤ini söyleyeceklerdir. Ama bu güç, (komünistler d›fl›nda) daha bafl-

ka güçler taraf›ndan da kotar›labilirdi... Marxistler entelektüelleri dönüfl-

türmüfllerdir, ama bunlar zaten daha önceden Darwinizm taraf›ndan

dönüfltürülmüfl kiflilerdir. E¤er Marxistler Çin'deki kitleleri uyand›rm›fl

"öngörü sahibi" kiflilerse, Çin'in daha önceki dönemdeki Sosyal Darwinist-

leri de Marxistler'i uyand›ran "öngörü sahibi" kiflilerdir... Soru hala gün-

demdedir: Çin'i Marxizm'e ve Mao Tse-tung'un düflüncesine uygun hale

getirmekle, Darwin Çin'e ne yapm›flt›r?67

Yukar›daki analiz bize Darwinizm'in Çin komünizminin temeli ol-

du¤unu aç›kça göstermektedir. Binlerce y›ld›r kendi içine kapal› bir im-

paratorluk olan Çin'i, bir kaç on y›l içinde K›z›l Çin haline getiren fikri

de¤iflimin motoru, Darwinizm olmufltur.

Darwin'in Çin'i Maoizm'e haz›rlamakla ona ne yapt›¤› sorusunun

cevab›n› ise birazdan inceleyece¤iz.

Mao Nasıl Komünist Oldu?

Buraya kadar Çin'i Maoizm'e haz›rlayan fikri dönüflümden söz et-

tik. Ancak bir de kiflisel boyutta incelenmesi gereken bir örnek vard›r:

Mao'nun kendisi.

Mao, 1893 y›l›nda Güney Çin'de köylü bir ailenin o¤lu olarak dün-

yaya geldi. Çocuklu¤undan itibaren hep Pekin'i görmeyi, orada yaflama-

y› hayal etti. 15'ini doldurduktan sonra baflkentte yay›nlanan gençlik

dergilerini takip etmeye bafllad›. Özellikle, önceki sayfalarda de¤indi¤i-

miz Yeni Kültür hareketinin yay›nlar›ndan biri olan Yeni Gençlik dergisi-

ni severek okuyordu. Bu dergi, Yan Fu ve Ding Wenjiang gibi Darwinist

ideologlar›n makaleleriyle doluydu.

Genç Mao hep görmek istedi¤i Pekin'e 1918 y›l›nda gitti. Burada,

Pekin Üniversitesi'nde ö¤retim üyesi olan Yang Changzhi ile yak›nl›k

kurdu. Mao'yu yetenekli bir genç olarak gören Yang Changzhi, onun

üniversite kütüphanesinde ifle al›nmas›n› sa¤lad›. Mao, kütüphanede

raflar› derleme, kitaplar›n tozunu alma, odalar› temizleme gibi ifller

yapmaya bafllad›. Bu s›rada, daha önceden Yeni Gençlik dergisindeki

makalelerini be¤enerek okudu¤u kütüphane müdürü Li Dazhao ile sa-

119Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 122: KOMÜNİZM PUSUDA

mimiyet kurdu. Li Dazhao, komünist fikirlere sahip birisiydi ve bu

yüzden üniversite kütüphanesi de "k›z›l salon" olarak an›l›r olmufltu.

Çin'in komünist teorisyenleri s›k s›k burada toplan›rlard›. Mao; Marx,

Engels, Lenin gibi isimleri ilk kez burada duydu.

Ancak Mao'nun komünizmi benimsemesini sa¤layan en önemli ki-

fli, Pekin'de de¤il fianghay'daki komünistlerin lideri olan Chen Duxiu

olacakt›. Genç Mao, Pekin'de geçirdi¤i bir kaç ay›n ard›ndan fianghay'a

gitti ve Chen Duxiu ile tan›flt›. Bu kiflinin en önemli özelli¤i ise, koyu bir

Darwinist olmas›yd›. Hatta s›rf Darwin hakk›nda bir üniversite tezi

haz›rlam›flt›.68 Darwinizm'in Çin'deki en önemli temsilcisi say›labilecek

olan bu kifli, Mao'nun tüm yaflam›ndaki en büyük ak›l hocas› oldu. Mao,

y›llar sonra, "hiç kimse beni Chen Duxiu kadar etkilememifltir" diye-

cekti.69

Hong Kong Üniversitesi tarihçisi Clare Hollingworth, Mao adl›

kitab›nda, Mao'nun Chen Duxiu'nun Darwinist görüfllerinden çok

etkilendi¤ini, 1970'lerde bile hala gençlik y›llar›ndaki Darwin araflt›r-

malar›n› nostaljiyle hat›rlad›¤›n› anlatmaktad›r.70

Mao, Chen Duxiu'dan bilimsel düzeyde Darwinist bir e¤itim al›r-

ken, bir yandan da politik düzeyde dönemin Çin lideri Sun Yat Sen'den

etkileniyordu. ‹flin ilginç yan›, modern Çin'in ve Kuomintang'›n (Milli-

yetçi Çin Partisi'nin) kurucusu say›lan Sun Yat Sen'in de bir Darwinist

olmas›yd›. Amerikal› araflt›rmac› Jacob Heilbrunn The New Republic'teki

makalesinde, flöyle yazmaktad›r:

Çin komü-nistlerineait bir pro-pagandaposteri

Page 123: KOMÜNİZM PUSUDA

Mao'yu belirgin bir biçimde etkileyen kifli, büyük Çin devrimcisi ve

milliyetçisi Sun Yat-Sen idi. Sun, Çin'in Bat›l› güçleri altedebilmesi için

milliyetçili¤i benimsemesi gerekti¤ine inan›yordu ve bir politik Darwi-

nizm doktrini savunuyordu. Sun'a göre "do¤a güçleri her ne kadar yavafl

çal›flsalar da, büyük ›rklar› bile yok edebilirlerdi"... 1920'lerin bafllar›nda

Mao, Kuomintang'›n lideri olan Sun'u destekledi. Sun, kendi milliyetçi

partisi (Kuomintang) ile komünistler aras›nda bir ittifak oluflturdu ve hat-

ta Mao bir süre Kuomintang'›n propaganda dairesini yönetti.71

Darwin'in ve Marx'›n fikirleriyle beyni y›kanan Mao, 1920 y›l›ndan

itibaren ateflli bir komünist olarak sahneye ç›kt›. Kendisi gibi düflünen 11

arkadafl›yla, 1921 y›l›nda fianghay'da Çin Komünist Partisi'ni kurdu. Bu

tarihten sonra, çeflitli ittifaklar, çat›flmalar, gerilla savafllar› ve propagan-

da yöntemleri kullanarak komünist partiyi güçlendirecekti. Mao'nun

önderli¤indeki komünistler, bir süre Milliyetçi Parti ile iflbirli¤i yapt›lar.

1920'lerin ikinci yar›s›nda ise iki taraf birbirine düflman oldu. Mao'nun

militanlar›, Çin'in güneyindeki Jiangxi eyaletine yerlefltiler ve burada

"kurtar›lm›fl bölge" ad›n› verdikleri ve merkezi otoritenin yönetimi d›-

fl›nda kalan bir düzen kurdular. ‹ki taraf aras›ndaki çat›flmalar y›llar bo-

yu sürdü. II. Dünya Savafl›'n›n ard›ndan komünistlerin "kurtar›lm›fl

bölgeleri" giderek büyüdü ve neredeyse tüm Çin'i kaplamaya bafllad›.

1949 y›l›nda ise Mao'nun komünistleri baflkent Pekin'i ele geçirdiler ve

"Çin Halk Cumhuriyeti"ni ilan ettiler.

1917'deki Bolflevik Devrimi'nden sonra, dünya ikinci kez bir komü-

nist devrime flahit oluyordu. Bu ikinci devrimin sonuçlar› ise, en az bi-

rincisi kadar kanl› oldu.

Mao'ya Darwinist ideolojiyimiras b›rakanlardan biri; SunYat-Sen (solda)

Mao, Darwin'i okudu¤u ve ard›n-dan ateflli bir komünist oldu¤uy›llarda.

Page 124: KOMÜNİZM PUSUDA

"Büyük Atılım" ve Büyük Kıtlık

Mao, 1949 y›l›na kadar uzun bir gerilla savafl› yürütmüfl ve büyük

flehirlerde hakim olan merkezi yönetime karfl› k›rlarda ve da¤larda ör-

gütlenmiflti. Bunu baflarmak için köylülerle iyi iliflkiler kurmak zorun-

dayd› ve nitekim öyle yapt›. Mao, köylülere toprak ve özgürlük vaat etti,

komünist Çin kuruldu¤unda büyük bir refah ve mutluluk bulacaklar›na

söz verdi. Bu vaade inanan köylüler de onu ve gerillalar›n› destekledi.

Ama Mao iktidara geldikten sonra herfley çok de¤iflti. Devrimden

sonraki ilk y›llarda Mao tüm Çin'e hakim olma ve komünist otoriteyi her

bölgede kurmakla u¤raflt›. Bu arada binlerce kifli "s›n›f düflman›" olmak

suçuyla tutukland› ve halka aç›k idam gösterileriyle as›ld›. Mao, 1950'le-

rin ortalar›nda ise Stalin'in Sovyetler Birli¤i'nde uygulad›¤› kollektivi-

zasyona benzer bir giriflim tasarlamaya bafllad›. 1958 y›l›nda bu giriflim

uygulamaya kondu. Mao, projesine "Büyük At›l›m" ad›n› vermiflti. Ama

proje Çin halk›na sadece büyük bir k›tl›k ve iflkence getirdi.

Büyük At›l›m, tüm Çin'in tar›msal ve endüstriyel üretimini katla-

mak slogan›yla bafllat›lm›flt›. ‹flçilerin çal›flma saatleri art›r›ld› ve maki-

neler hiç durmayacak flekilde çal›flt›r›lmaya baflland›. Ama tamir ve

bak›m için bile durdurulmas›na izin verilmeyen makineler k›sa süre

sonra bozulmaya ve devre d›fl› kalmaya bafllad›lar.

Mao, kanl› devrimin ard›ndanÇin Halk Cumhuriyeti'nin kuru-luflunu ilan ederken

Page 125: KOMÜNİZM PUSUDA

As›l ak›ls›zl›k ve facia ise tar›mda yafland›. "Özel mülkiyeti kald›ra-

rak üretimi art›rma" ad› alt›nda, tüm köylüler tarlalar›n› kooperatiflefl-

tirmeye zorland›lar. Stalin Rusyas›'nda yaflanan silahl› zoral›mlar tekrar

edildi. Dahas›, Çin'in baz› bölgelerindeki köylüler, kollektivizasyona gö-

nüllü davranmad›klar› için Mao taraf›ndan cezaland›r›ld›lar. Ceza, bu

insanlar›n aç b›rak›larak ölüme mahkum edilmesiydi.

Büyük At›l›m, k›sa zaman içinde büyük bir k›tl›¤a dönüfltü. Bu, Sta-

lin'in Ukrayna'daki yapay k›tl›¤› gibi, insan yap›m› bir k›tl›kt›. Komüniz-min Kara Kitab›'nda Büyük At›l›m dönemi Çin manzaralar› flöyle

anlat›l›yor:

Açl›¤›n siyasi kaynakl› oluflu, yüksek ölüm oranlar›n›n köktenci Maocular

taraf›ndan yönetilen taflra bölgelerinde yo¤unlaflmas›yla kan›tlanm›flt›r,

oysa buralar› ola¤an zamanlarda tah›l ihracatç›s› bölgelerdi... Henan'daki

eylemciler, t›pk› Mao gibi, tüm zorluklar›n köylülerin tah›l› saklamas›ndan

kaynakland›¤›na inanm›flt›: ülkenin ilk halk komününün kuruldu¤u Xin-

yang'›n (10 milyon nüfuslu) vilayet sekreterine göre "Sebep g›da eksikli¤i

de¤ildi. Bol miktarda tah›l vard›, ama burada yaflayanlar›n yüzde 90'›nda

ideolojik sorunlar bulunuyordu. Köylülerin tümüne karfl› 1959 Sonbaha-

r›'nda askeri türde fliddetli bir sald›r› bafllat›ld›; bunun sorumlular›, Ja-

pon karfl›t› gerilla hareketinin yöntemlerini kullan›yordu. En az›ndan

10.000 köylü hapsedildi; bunlar›n birço¤u o s›rada açl›ktan ölecekti. Bütün

özel flah›s mutfaklar›ndaki araç gereçlerin (kullan›lm›fl çelik haline dönüfl-

türülmemifllerin), tüm öz tüketimi ve kooperatif ürünlerini yürütme arzu-

sunu yasaklayacak biçimde, parçalanmas› için emir verildi. Sert k›fl

K›z›l Çin'in propaganda posteri: Marx Engels taraf›ndan bafl-lat›lan, Lenin ve Stalin taraf›ndan sürdürülen komünist ide-oloji, en son Mao taraf›ndan devral›nm›fl... GerçekteMarx-Engels ikilisinden Lenin'e ve Stalin'e, onlardan daMao'ya aktar›lan fley, komünizmin "kan dökme kuyusu"dur.Lenin ve Stalin 50 milyon, Mao ise 60 milyon insan›n katilidir.

Page 126: KOMÜNİZM PUSUDA

yaklafl›rken, her türlü atefl yakma da

yasakland›! Bask› eylemleri dehflet veri-

ciydi: Binlerce tutukluya sistemli ifl-

kenceler ve öldürülen çocuklar›n

haflland›ktan sonra tarlalarda gübre

olarak kullan›lmas›. Oysa bu s›rada,

ulusal bir kampanya "Henan'dan ders

al›nmas›" için propaganda yap›yordu.

"K›z›l bayra¤›n ölüm oran› yüzde 99 olsa

bile gönderde tutulaca¤›n›n" ilan edildi-

¤i Anhui'deki kadrolar, canl› canl› top-

ra¤a gömme ve k›zg›n demirle iflkence

gibi eski iyi geleneklere döndüler.72

Mao, "köylü sosyalizmi" sloga-

n›yla ortaya ç›km›fl, iktidara gelene

kadar Çinli köylülere hep toprak, afl

ve korunma vaat etmiflti. Ama

Mao'nun iktidar›, köylülere modern

tarihte efline rastlanmayacak ac›lar

ve iflkenceler çektirdi:

Olaylar, gerçek bir köylü karfl›t› savafla

dönüfltü... Baz› köylerde açl›ktan kay-

naklanan ölümlerin oran› yüzde 50'yi

geçiyordu; bazen sadece yönetim kadro-

lar› güçlerini kötüye kullanarak yaflama

f›rsat› elde ediyordu. Ve ayn› Henan'daki gibi, özellikle de çocuklar›n ye-

nilmek üzere de¤ifl tokufl edildi¤i "ortak mezarlar"da yamyaml›k olaylar›

çok say›dayd› (63'ü resmen do¤rulanm›flt›r)...

Ülkenin tümünde ölüm oran› 1957'de yüzde 1.1'den, 1959 ve 1961'de yüz-

de 1.5'e, özellikle de 1960'ta yüzde 2.9'a s›çrad›. 1957'de yüzde 3.3 olan do-

¤um oran›, 1961'de yüzde 1.8'e düfltü. Do¤um aç›klar›n› (muhtemelen 33

milyon, baz›lar› basitçe gecikmifl do¤umlard›) hesaba katmazsak, k›tl›¤›n

sonucu yüksek ölüm oran›na ba¤l› kay›plar 1959'dan 1961'e dek 20 ile 43

milyon kifli aras›ndad›r. Burada, öyle görünüyor ki Çin'in tarihindeki

–kuflkusuz dünya tarihinin de- en ciddi açl›¤› söz konusudur.73

Büyük At›l›m s›ras›nda bir Çin köyünün yak›n›ndan geçen bir Bat›-

Mao'nun "Büyük At›l›m" ad›n› ver-di¤i giriflim o denli ak›ls›zca ve za-limce bir projeydi ki, ülkenin hemtar›m› hem de ekonomisi felce u¤-rad›. 30 milyonun üzerinde insanda k›tl›k sonucunda öldü. SouthChina Morning Post gazetesinin Pe-kin büro flefi Jasper Becker, HungryGhosts: Mao's Secret Famine (AçHayaletler: Mao'nun Gizli K›tl›¤›)adl› kitab›nda bu k›tl›¤›n içyüzünüdetaylar›yla anlatmaktad›r.

Page 127: KOMÜNİZM PUSUDA

l› gözlemcinin notlar›, Maoculu¤un zalim ve alçak yüzünü tarif etmekte-

dir:

Köyün tam yan›ndan geçiyorduk. Güneflin göz kamaflt›r›c› ›fl›nlar›, kerpiç

duvarlar›n aras›nda biten zümrüt yeflili yaban otlar›n› ayd›nlat›yor, böyle-

ce çevredeki bak›ml› pirinç tarlalar›yla kontrast oluflturarak manzaran›n

periflanl›¤›n› pekifltiriyordu. Yabani otlar›n aras›ndan, bana bir ziyafet s›ra-

s›nda anlat›lm›fl olan olay birden gözlerimin önünde canland› (aynen böy-

le): ailelerin çocuklar›n› yemek üzere birbirleriyle de¤ifl tokufl edifl

sahnesi. Kendi çocuklar› karfl›l›¤›nda ald›klar› çocuklar›n etini çi¤ne-

yen anne babalar›n kederli yüzlerini aç›kça gördüm. Köyün yak›n›nda

bulunan tarlalarda kelebek avlayan yumurcaklar, bana sanki ebeveynleri

taraf›ndan mideye indirilen çocuklar›n dünyaya yeniden do¤uflu gibi geli-

yordu. ‹çim onlara karfl› merhametle doluyordu. Ama anne babalar›na çok

daha fazla ac›yordum. Baflka ebeveynlerin gözyafllar› ve ac›lar› aras›nda,

karabasanlar›nda bile tatmak zorunda kalacaklar›n› hayallerinden geçir-

medikleri bu insan etini yutmaya onlar› kim zorlam›flt›? Bu s›rada, 'insan-

l›¤›n birkaç yüzy›ld›r, Çin'in ise bin y›llard›r sadece bir tane üretti¤i' bu

cellad›n kim oldu¤unu anlad›m: Mao Tse-Tung. Mao Tse-Tung ve mürit-

leri, yöntemleri ve caniyane siyasetleriyle, açl›ktan ç›lg›na dönen anne

babalar›; açl›klar›n› gidermek için kendi canlar›ndan kopan etleri baflka

ebeveynlere, açl›klar›n› gidermeleri için onlar›n canlar›ndan kopan et-

ler karfl›l›¤›nda vermeye zorlam›fllad›. Mao Tse-Tung, demokrasiyi katle-

derek iflledi¤i cinayeti temize ç›karmak için 'Büyük S›çrama'y› ortaya

atm›fl ve açl›ktan flaflk›na dönmüfl binlerce, yüz binlerce köylüyü ve eski

yoldafllar›n› çapalarla tepelemeye; böylece kendi canlar›n›, çocukluk arka-

dafllar›n›n eti ve kan›yla kurtarmaya mecbur etmiflti. Hay›r, cellat olan on-

lar de¤ildi; cellatlar basbaya¤› Mao Tse-Tung ve ortaklar›yd›.74

Büyük At›l›m y›llar›ndaMao'nun vahfletlerine

karfl› direnmeye çal›-flan pek çok Çinli vahfli-

ce idam edilmifltir. Budönümde, enselerinebirer kurflun s›k›larak

idam edilmifl on binler-ce insan vard›r.

Page 128: KOMÜNİZM PUSUDA

Mao'nun Kıtlığında "Evrimci Bilim" Etkisi

Mao'nun Büyük At›l›m politikas› sonucunda 1958-61 y›llar› aras›n-

da Çin genelinde yaflanan k›tl›k, tarihin en büyük ve en ölümcül k›tl›¤›

olarak kabul edilir. K›tl›k sonucunda ölen insan say›s›n›n 40 milyon ka-

dar oldu¤u tahmin edilmektedir. Bu, o dönemdeki nüfusa göre, tüm

Türkiye nüfusunun ölmesi kadar korkunç bir felakettir.

Peki felaketin nedeni nedir? Üstte de¤indi¤imiz gibi Mao'nun mili-

tanlar› köylüleri kollektivizasyona zorlam›fllar, 100 ila 300 köylü aileden

oluflan kalabal›k "komünler" kurmufllar, bu da tar›msal verimi çok dü-

flürmüfltür. Baz› bölgelerdeki köylüler ise Maocu yönetim taraf›ndan ce-

zaland›r›lm›fl, kasten aç b›rak›lm›flt›r.

Ancak bütün bunlar, 40 milyon insan›n nas›l öldü¤ünü aç›klamaya

yetmez. Nitekim bu büyük felaketin bir baflka önemli nedeni daha var-

d›r: Mao, 1930'lu ve 40'l› y›llarda Sovyetler Birli¤i'nde uygulanan

"Lysenko modelini" Çin tar›m›na adapte etmeye kalkm›fl, Lysenko'nun

denemelerini zorla köylülere uygulatm›fl ve bunun sonucunda tar›msal

ürünlerinde büyük zayiatlar olmufltur.

Lysenko konusunu bir önceki bölümde incelemifltik. Stalin döne-

mindeki "proleterya bilimi" safsatas›n›n bir sonucu olarak, Sovyet biyo-

lojisi koyu bir evrimci olan Trofim Lysenko'ya emanet edilmiflti.

Lysenko, genetik bilimini reddediyor ve bunun yerine Darwin'in öncüsü

Lamarck taraf›ndan ortaya at›lan "kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesil-

lere aktar›lmas›" teorisine inan›yordu. Lysenko'nun hurafesinin Sovyet

tar›m›na uygulanmas›, büyük kay›plara yol açm›flt›.

Ancak Mao, Stalin dönemindeki bu faciadan ders almad›. Aksine,

Büyük At›l›m y›l-lar›nda Çinlilerekomünizm propa-gandas› yapan birKomünist Partimilitan›

Page 129: KOMÜNİZM PUSUDA

gençli¤inden itibaren koyu bir Darwinizm fikriyle yetiflen Mao ve kur-

maylar›, "proleterya bilimi"ne inanmaya devam ettiler ve evrim teorisi-

nin gereklerine uydurmak için bilimi çarp›tmay› sürdürdüler. Büyük

At›l›m s›ras›nda Lysenko modeli aynen taklit edildi ve Çin köylüleri "ev-

rimci bilim"e göre tar›m yapmaya zorland›.

South China Morning Post gazetesinin Pekin büro flefi Jasper Becker,

Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine (Aç Hayaletler: Mao'nun Gizli K›tl›-

¤›) adl› kitab›nda, Büyük At›l›m s›ras›nda uygulamaya konan Lysenko-

cu tar›m giriflimlerini detayl› olarak anlat›r. Becker'in bildirdi¤ine göre,

her biri ayr› bir felaketle sonuçlanan bu uygulamalar flöyledir:

Yak›n Ekim: Lysenko, bitki tohumlar›n›n etraflar›ndaki do¤al flart-

lara uyum sa¤layarak evrimlefltiklerini öne sürmüfl ve tohumlar› birbiri-

ne çok yak›n olarak topra¤a ekmek suretiyle, aralar›nda "sosyalist

dayan›flma" sa¤lanaca¤›n› iddia etmiflti. Maocular bu hurafeyi uygula-

maya geçirdiler. O zamana dek Güney Çin'deki tarlalarda bir dönüm

araziye ortalama 1.5 milyon tohum ekilirdi. Komünistler 1958 y›l›nda bu

rakam›n 6-7 milyon tohuma ç›kmas›n› emrettiler. 1959'da rakam› daha

da art›rd›lar ve 12-15 milyon tohum ekilmesi emrini verdiler. Bunun so-

nucunda ekilen tohumlar›n çok büyük bir bölümü ziyan oldu ve tar›m-

sal üretimde çok büyük bir düflüfl yafland›.75

Derin Çapalama: Lysenko'nun yard›mc›lar›ndan biri olan Teventy

Maltsev, tarlalar daha derin çapaland›¤›nda, bitkilerin köklerinin de da-

ha derinde geliflece¤ini iddia etmiflti. Bu Lamarckç› iddia da Çinli komü-

nistler taraf›ndan benimsendi ve uyguland›. Büyük At›l›m s›ras›nda

Çinli köylülere tarlalar›n› 1.5 metre derinli¤e kadar çapalamalar› emre-

dildi. Zorla yapt›r›lan bu uygulama neticesinde on milyonlarca köylü

aylarca çapalama yapmak zorunda kald›. Sonuç yine büyük bir üretim

kayb› ve k›tl›kt›.76

Serçe Katliam›: Mao, tar›msal ürünlere zarar veren hayvanlar›n so-

yunun tüketilmesi için bir kampanya bafllatt›. Bu kampanyan›n en bü-

yük hedefi serçelerdi. Tüm Çin'de serçeleri avlamak ve öldürmek için

özel yöntemler kullan›lmaya baflland›. Ancak bunun sonucunda serçele-

rin yedi¤i böceklerin say›s›nda patlama yafland› ve bunlar tar›msal

127Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 130: KOMÜNİZM PUSUDA

ürünlere serçelerden çok daha fazla

zarar verdiler. 77

Gübresiz Tar›m: Lysenko'nun

önerilerine uyarak, Çin komünistleri

kimyasal gübrelerin kullan›m›na

son verdiler. (Tohumlar›n gübresiz

kald›klar›nda, bu yeni duruma

uyum gösterecek flekilde "evrimlefle-

cekleri" ve böylece gübre kullanma-

dan da ayn› verimin sa¤lanaca¤›

düflünülüyordu.) Bu deneme de ta-

r›msal verimi büyük ölçüde düflür-

dü.78

Lysenko'nun evrimci hurafele-

rine dayanan tüm bu uygulamalar,

tarihin en büyük k›tl›¤›na sebep ol-

du. Ama milyonlarca insan açl›ktan

can çekiflerek ölürken, hiç kimse rejimi ve oluflturdu¤u felaketi elefltir-

meye cesaret edemiyordu. Bir tek Savunma Bakan› General Peng Dehu-

ai, Mao'ya bir mektup yazarak k›tl›¤›n felaketini anlatmaya kalkm›fl,

ama bunun sonucunda "sa¤c›" olmakla suçlanarak tasfiye edilmiflti. K›t-

l›k s›ras›nda resmi raporlar›n hepsinde "tar›msal üretimde çok parlak

sonuçlar elde edildi¤i" yalan› yaz›l›yordu. Dahas›, Çin bu yalana dün-

yay› inand›rabilmek için büyük miktarlarda tah›l ihraç ediyordu. Baz›

bölgelerde halk açl›ktan ölürken, tah›l ve pirinçler büyük ambarlarda

saklan›yor, sonra da ihraç için merkezlere gönderiliyordu.79

Ayn› tar›m politikas› daha sonra Kamboçya ve Kuzey Kore gibi ko-

münist ülkelerde de uyguland› ve yine ayn› sonucu verdi: Büyük bir ve-

rimsizlik, k›tl›k ve toplu ölümler. Komünistler, ola¤anüstü bir ak›ls›zl›k,

körlük ve fluursuzluk içinde Lysenko'nun ve Stalin'in uydurdu¤u "ko-

münist tar›m at›l›m›"n› körü körüne uygulad›lar.

Çünkü inand›klar› materyalist felsefenin temeli olan evrim teorisi,

bunu gerektiriyordu.

Büyük At›l›m'›n propaganda poster-lerinde Mao büyük bir tar›m dahisi

olarak gösteriliyor ve verimli tarlala-r›n içinde tasvir ediliyordu. Oysa

Mao'nun Lysenko'nun evrimci hura-felerine dayanarak uygulatt›¤› yön-

temler tar›msal bir facia ilesonuçlan›yordu.

128

Page 131: KOMÜNİZM PUSUDA

Mao'nun Darwinist Zulmü

Evrim teorisi, Mao'nun Çin'in bafl›na getirdi¤i felaketlerin tümüyle

yak›ndan ilgilidir. ‹nceledi¤imiz gibi, 1958-61 y›llar›ndaki büyük k›tl›k,

Lysenko modeli "evrimci bilim"in uygulanmas› sonucunda olmufltur.

Bunun yan›nda, bir de Mao'nun ve Çin'e hakim olan komünist kadro-

nun flafl›rt›c› zalimli¤i ve ac›mas›zl›¤› vard›r. ‹nsanlar› kasten aç b›rakma,

yamyaml›k gibi ak›l almaz bir vahflete zorlama gibi politikalar, nas›l bir

kafa yap›s›na dayanmaktad›r?

Bu, kuflkusuz Mao'nun ve onunla birlikte hareket eden tüm komü-

nist kadrolar›n insana bak›fl aç›s›yla yak›ndan ilgilidir. Daha önceki bö-

lümlerde Sovyet terörünün ard›nda, insanlar›n hayvan olarak

görülmesinin yatt›¤›n› incelemifltik. Ayn› durum Çin örne¤inde de ge-

çerlidir. Mao ve Maocu komünistler, bir hayvan sürüsü olarak gördükle-

ri halk›n çekti¤i ac›lardan hiçbir flekilde etkilenmemifl, bunu do¤an›n

makul ve normal bir iflleyifli olarak görmüfllerdir. Komünizmin Kara Kita-b›'nda Mao'nun bu bak›fl aç›s› flöyle ifade edilir:

Mao, Çin'deki hükümranlar›n gelene¤ine uygun olarak, ama kendi çevre-

sinde özenle dokunan efsanenin aksine, köylü denen bu kaba ve ilkel ya-

rat›klar›n basit hayatta kalma u¤rafllar› konusunda pek az endifle

gösteriyordu.80

Mao'nun, komünizme muhalif olarak gördü¤ü kimseleri Darwinist

önyarg›yla "hayvan" olarak kabul edifli, Harvard Üniversitesi'nden ta-

rihçi James Reeve Pusey'in China and Charles Darwin (Çin ve Charles

Darwin) adl› kitab›nda da vurgulan›r. Pusey "Mao'nun fikirlerinin,

Darwinist ironi ve çeliflkilerin güçlü bir karmas› oldu¤unu"81 belirt-

mekte ve flöyle yazmaktad›r:

Mao Tse-tung, 1964 y›l›nda "bütün afla¤›l›k hayvanlar yok edilecektir" diye

tehdit savurmufltu. Bununla, düflmanlar›n› insanl›ktan ç›kar›yordu, bu

k›smen Çin gelene¤indeki abart›ya, k›smen de Sosyal Darwinist "re-

alizm"e dayan›yordu. Aynen anarflistler gibi, devrime tepki duyanlar› ev-

rimsel baflar›s›zl›klar olarak görüyor ve soylar›n›n tükenmesini hak

ettiklerini düflünüyordu. Halk›n düflmanlar› insan de¤ildi ve insan olarak

muamele görmeyi hak etmiyorlard›.82

‹nsan› bir hayvan türü olarak gören anlay›fl, insanlar üzerinde "de-

129Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 132: KOMÜNİZM PUSUDA

ney" yapmay› da son derece makul karfl›l›yordu. Büyük At›l›m s›ras›n-

da, yeni "beslenme" yöntemleri düflünülmüfl ve bunlar açl›ktan k›vranan

insanlar üzerinde ac›mas›zca denenmiflti:

Hayatta kalanlar ise atlar›n d›flk›lar›nda sindirilmeden kalan m›s›r tanele-

rini ve inek tezeklerinden kurt topluyordu. Bu kifliler ayn› zamanda, ek-

mek yap›m›nda una yüzde 30 ka¤›t hamuru ya da hafllanm›fl pirince

batakl›k planktonu kar›flt›r›lmas› gibi açl›k giderici denemelerde kobay

olarak kullan›l›yordu. Birinci kar›fl›m, tüm kamp› sonu ölümle biten da-

yan›lmaz sanc›l› kab›zl›klara sürüklüyordu; ikincisi de ayn› biçimde hasta-

l›¤a sebep oluyor, en zay›f olanlar ölüyordu. Sonunda tüm ülkeye

yay›lacak olan ö¤ütülmüfl m›s›r saplar›nda karar k›l›nd›.83

Mao'nun Büyük At›l›m projesi, asl›nda bir tür do¤al seleksiyon de-

nemesiydi. Mao, Çin toplumunu olabilecek en a¤›r flartlara zorluyor, bu

yolla zay›flar› ve komünizme karfl› olanlar› eliyordu. Bir yandan da açl›k

yoluyla köylülerin beyinlerini y›kamaya, onlar› kendisine ve komünist

düzene ba¤›ml› hale getirmeye çal›fl›yordu. Bu hareketin fikri temeli ise

Darwinizm'di. Nitekim Mao, "Büyük At›l›m" s›ras›nda ayn› zamanda bir

"e¤itim at›l›m›" bafllatm›flt› ve bu e¤itim kampanyas›nda baflrolü diya-

lektik materyalizmle birlikte Darwinizm oynuyordu. Mao, o dönemdeki

bir söylevinde, "Çin sosyalizminin temeli, Darwin'e ve Evrim Teori-

si'ne dayanmaktad›r" diyerek, uygulad›¤› vahfletin dayana¤›n› aç›kça

ifade ediyordu.84

Mao, Büyük At›l›m'›n hemen ard›ndan, 30 Ocak 1962'de Komünist

Parti üyelerine yapt›¤› bir konuflmada ise, Çin Komünist Partisi ile Dar-

win aras›nda flöyle paralellik kuruyordu:

... Darwin gibi do¤a bilimcilerinin doktrinleri uzun süre insanlar›n ço¤un-

lu¤u taraf›ndan kabul edilmemiflti, yanl›fl olarak de¤erlendirilmiflti. Onlar

dönemlerinde az›nl›kt›lar. Bizim Partimiz de 1921'de kuruldu¤u zaman

yaln›zca birkaç düzine üyeye sahipti; biz de az›nl›kt›k. Fakat bu kadar az

insan gerçekli¤i ve Çin'in kaderini temsil etmekteydi.85

K›sacas› Mao, kendi partisinin çabalar›n› Darwin'in çabalar› ile efl

tutuyor, ona verdi¤i de¤eri ve duydu¤u hayranl›¤› bu sözlerle ifade edi-

yordu. Kendi komünist partisinin fikirleri gibi Darwin'in fikirlerinin de

ilk baflta çok az insan taraf›ndan kabul gördü¤ünü, ama bu durumun fi-

130KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 133: KOMÜNİZM PUSUDA

kirlerinin do¤rulu¤unu de¤ifltirmedi¤ini iddia ediyordu.

Ama t›pk› Darwin'in fikirleri gibi, Mao'nun fikirleri de birer hura-

feydi.

Nitekim Büyük At›l›m sonucunda 30 ila 45 milyon Çinli k›tl›k nede-

niyle yaflam›n› yitirdi. Pek çok köylü kollektivizasyona direndi¤i için ifl-

kence gördü ve öldürüldü. Komünizm hakk›nda en ufak bir olumsuz

tavr› görülen on binlerce insan "s›n›f düflman›" ilan edilip tutukland›, ifl-

kenceye u¤rad›, Çin'in korkunç cezaevlerinde hayvan muamelesi gördü

ve sonunda idam edildi.

Söz konusu cezaevleri, Çin komünizminin vahfletinin sergilendi¤i

özel mekanlard›.

Mao'nun Cezaevleri

Mao döneminde Çin tam anlam›yla bir korku toplumu haline gel-

mifltir. Bunun nedenlerinden biri, say›lar› milyonlarla ifade edilen insa-

n›n ço¤unun herhangi bir somut suçu olmad›¤› halde, komünizme

muhalif say›larak tutuklanmas›, hapsedilmesi ve bir süre sonra büyük

kentlerin meydanlar›nda düzenlenen idam törenleri ile öldürülmesidir.

Mao'nun direktifleriyle 6 ila 10 milyon aras›nda kiflinin do¤rudan öldü-

rüldü¤ü hesaplanmaktad›r. Yaklafl›k 20 milyon "karfl› devrimci" de,

ömürlerinin önemli bir bölümünü cezaevlerinde geçirdi. Ama bu ceza-

evlerinde yaflamak, ölmekten beterdi. Komünizmin Kara Kitab›'nda bu ce-

zaevlerinden flöyle söz ediliyor:

100 metrekarelik bir hücre 300 tutuklu ve fianghay'daki Merkez Tutuke-

vi'nde 18 bin kifli; açl›k tay›nlar›, iflah kesen ifller; sürekli fiziksel fliddetle

beraber (örne¤in, tüm yürüyüfllerde bafl›n e¤ik durmas› zorunlu oldu¤un-

dan, bafl›n› kald›rana dipçik darbesi) insanl›k d›fl› bir disiplin. Ölüm oran›,

1952'ye kadar kuflkusuz yüzde 5'in çok üzerindeydi, alt› ay içinde Guang-

xi'deki bir kampta yüzde 50'lerin üzerinde ya da Shanxi'deki baz› maden

ocaklar›nda günde 300 ölüye kadar ç›k›yordu. En de¤iflik ve en sadist ifl-

kenceler s›radan uygulamalard›; bunlar›n aras›nda en yayg›n olan› bilek-

lerden ya da iflaret parmaklar›ndan ask›ya al›nmakt›r; bir Çinli rahip 102

saat sürekli sorgulamadan sonra ölmüfltü. En kötü gaddarl›klar denetim-

siz bir biçimde ortal›¤› kas›p kavurabiliyordu: bir kamp komutan›, birçok

131Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 134: KOMÜNİZM PUSUDA

tecavüz olay›n›n yan› s›ra, bir y›l içinde 1320 tutukluyu ya katlettirmifl ya

da canl› canl› topra¤a gömdürmüfltü. O s›ralarda oldukça s›k görülen bafl-

kald›ranlar da (birço¤u eski asker olan mahkumlar›n moralman çökmesi

için yeterli zaman geçmemifltir henüz) gerçek katliamlara yol açar: Yanc-

hang petrol bölgesinde 20 000 mahkumdan birkaç bini idam edilir; 1949'da

bir orman iflletmesindeki 5 000 asinin 1000 kadar› canl› canl› topra¤a gö-

mülür...86

Özel kelepçeler takmak ve bunlar› mahkumlar›n bileklerinde iyice s›kmak,

Mao'nun cezaevlerinde yayg›nl›kla uygulanan bir iflkence biçimiydi. Mah-

kumlar›n ayak bileklerine ayn› zamanda zincirler de geçiriliyordu. Hat-

ta bazen kelepçeler, mahkumun ne yemesine ne içmesine ne de tuvalete

gitmesine imkan verecek flekilde, penceredeki parmakl›klardan birine

tutturuluyordu. Amaç, bireyi küçük düflürerek maneviyat›n› kemirmek-

ti… Halk hükümeti, her türlü iflkenceyi yasaklad›¤›n› iddia etti¤inden,

buna resmen 'cezaland›rma', ya da 'ikna' ad› veriliyordu. 87

Tüm bu vahfletin öncelikli amac›, rejim muhalifleri baflta olmak

üzere tüm topluma korku salmakt›. Bir di¤er hedef, iflkence ve korku yo-

luyla insanlar›n kiflili¤ini çökertmek, onlar› insanl›ktan ç›karmak ve

"hayvanlaflt›rmak"t›. Mao, bu flekilde bütün Çin nüfusunu bir hayvan

sürüsü haline getirmek ve bu yolla yönetmek amac›ndayd›.

Mao'nun Çin üzerindeki bu totaliter ve zalim projesinin hayata ge-

çirildi¤i önemli bir dönüm noktas›, "Kültür Devrimi" oldu.

Kültür Devrimi: Çin'in Toplu Cinneti

Mao, Büyük At›l›m fiyaskosundan sonra kendisinin "günlük siya-

setin üstünde" oldu¤unu belirterek elini devlet ifllerinden çekmifl, sözde

"daha büyük ve önemli sorunlar" üzerine düflünmeye bafllam›flt›.

Mao'nun bu sessiz dönemi, 1966 y›l›nda sona erdi. Kendisine "Büyük

Serdümen" lakab› tak›lm›fl olan Mao, Çin devriminin henüz baflar›ya

ulaflamad›¤›n›, çünkü komünizmin insanlar›n zihnine tam olarak yerle-

flemedi¤ini, devletin en üst kademelerinde bile komünizmi anlamam›fl

kadrolar bulundu¤unu ve tüm bunlar› söküp atacak bir "kültür devrimi"

gerekti¤ini ilan etti.

Kültür Devrimi, bütün Çin devletini ve toplumunu yerle bir edecek

132KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 135: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)133

bir sars›nt›yd›. Mao'nun telkinleri, komünist parti saflar›ndaki cahil

gençler üzerinde büyük etki oluflturdu ve "K›z›l Muhaf›zlar" ad› verilen

bu gençler, ülkenin dört bir yan›nda terör estirmeye bafllad›lar. "Do¤u

K›z›ld›r" marfl›n› söyleyerek topluca sokaklarda geziyor, "komünizme

ayk›r›" bulduklar› herkesi tutuklayabiliyor veya herfleye sald›rabiliyor-

lard›. Bu flekilde binlerce üst düzey bürokrat, üniversite hocas›, bilim

adam› ve ayd›n tutukland›, korkunç iflkencelerden geçirildikten sonra

afla¤›lanarak idam edildi.

Mao'nun en yak›n dostlar›ndan biri ve eski devlet baflkan› olan Liu

Shaoqi bile -Mao'nun emriyle- tutukland›, halka aç›k bir meydanda dö-

vüldü, uzun süre iflkence gördükten sonra hiçbir t›bbi yard›m yap›lma-

dan bir hücreye at›ld› ve burada k›vranarak öldü. Mao, sonras›nda

Çin'in yönetimini ele alacak olan, Mao'nun en eski "yoldafl"lar›ndan

Deng Xiaoping'in o¤lu ve Pekin Üniversitesi fizik ö¤retmeni Pufong, K›-

z›l Muhaf›zlar taraf›ndan sorguland›, sorgu s›ras›nda sap›kça tecavüze

u¤rad›, kal›n tahta sopalarla dövüldü ve sonra da sorgu odas›n›n pence-

resinden afla¤› at›ld›. Hayat›n›n geri kalan k›sm›n›, k›r›lm›fl parmaklar

ve kaybolmufl duyma yetene¤i ile bir tekerlekli sandalyede geçirecekti.88

Komünizmin Kara Kitab›'nda, Kültür Devrimi s›ras›nda tutuklanan

üniversite profesörlerine yap›lan insanl›k d›fl› iflkenceler bir gözlemcinin

sözleriyle flöyle anlat›l›yor:

‹çeriye dald›m. Spor alan›nda ve daha uzakta üç katl› yepyeni okul binas›-

n›n önünde, gerçekten bir 'kara haydut çetesi' oluflturacak biçimde bafllar›

ve yüzleri siyah mürekkebe bulanm›fl, tamam›

40 ile 50 kadar, s›ra halinde duran profesörleri

gördüm. Bunlar, boyunlar›na as›l›, 'gerici akade-

mik otorite bilmem kim', 's›n›f düflman› bilmem

kim', 'kapitalist yolu tutan bilmem kim', 'çürü-

müfl çetenin bafl› bilmem kim' gibi –tümü gaze-

telerden al›nm›fl niteliklerde- yaz›l› levhalar

Kültür Devrimi, komünist ideolojiye ayk›r› bulunan herkavram› ve her insan› yok etmek için bafllat›lm›fl bir ci-nayet furyas›yd›. Yandaki propaganda posteri, bu kan

dökme bayram›n›n bir tasviridir: K›z›l komünistlerinyumruklar› taraf›ndan ezilen anti-komünistler.

Page 136: KOMÜNİZM PUSUDA

KÜLTÜR DEVR‹M‹: Ç‹N'‹ KASIPKAVURAN C‹NNET

Mao'nun K›z›l Kitab›'n› tek yol göstericiedinen K›z›l Muhaf›zlar, Kültür Devrimi

alt›nda tüm ülkeyi kana ve korkuya bo¤-dular. Propaganda posterinde bile, K›z›lMuhaf›zlar›n barbarl›¤› anlafl›lmaktad›r.Üstteki posterde, K›z›l Muhaf›zlar tara-

f›ndan tutuklanan ve iflkence gören üni-versite hocalar›, toplumu dejenere eden

parazitler olarak gösterilmektedir.

Beyinleri Maocu komünizmle y›kanm›fl genç K›z›l Muhaf›zlar

Page 137: KOMÜNİZM PUSUDA

‹DAM ED‹LENÜN‹VERS‹TEPROFESÖRLER‹Kültür Devrimi bo-yunca K›z›l Muha-f›zlar on binlerceinsana iflkence etti-ler. Üniversite pro-fesörlerini, devletadamlar›n›, sanatç›ve yazarlar› tutuk-layarak, halk önün-de afla¤›layarak,boyunlar›na haka-ret dolu yaftalarasarak idam ettiler.

Page 138: KOMÜNİZM PUSUDA

Çin'de gerçekleflen bir baflka politik idam:Wang Shouxin adl› bir kad›n, rejim muhalifiolmak suçundan tutuklanm›fl, askerler tara-

f›ndan ba¤lanm›fl, diz çöktürülmüfl ve tekkurflunla öldürülmüfltür. Bu gibi idamlar›n

bir kural›, harcanan kurflunun paras›n›n öl-dürülen kiflinin ailesinden al›nmas›d›r.

1 2

3

4

5

Page 139: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)137

tafl›yordu. Her levha, profesörlere infaz› bekleyen idam mahkumlar›n›n

görüntüsünü veren birer k›rm›z› haçla iflaretlenmiflti. Tümüne, üzerinde

benzer niteleme s›fatlar› yaz›l› eflek takkeleri giydirilmiflti; s›rtlar›nda da

pis süpürgeler, toz bezleri ve ayakkab›lar tafl›yorlard›.

Profesörlerin boyunlar›na da içi taflla dolu kovalar as›lm›flt›. Müdürü fark

ettim: kova o kadar a¤›rd› ki, madeni tel deriye iyice gömülmüfltü; adam

sallan›yordu. Hepsi yal›nayak, gonglara ya da tencerelere vurarak alan›

dolafl›rken ba¤›r›yordu: 'Ben haydut bilmem kimim'.

En sonunda tümü dizlerinin üzerine çöktü; tütsüler yakt› ve Mao Tse-

Tung'a 'suçlar›n› affettirmek' için yalvard›. Bu sahne karfl›s›nda aptallafl-

t›m, benzimin soldu¤unu hissettim. Birkaç k›z bay›lacak gibi oldu. Dayak

ve iflkenceler bunu izledi. Daha önce hiç böyle iflkence görmemifltim: onla-

ra art›k su maddeleri ve böcekleri yediriliyor ve elektrik ak›m› veriliyor-

du. Cam k›r›klar› üzerine diz çökmeleri için zorlan›yorlar, kollar›ndan

bacaklar›ndan ask›ya al›narak 'uçak' durumuna sokuluyorlard›.89

Kültür Devrimi s›ras›nda, daha önce Lenin ve Stalin rejimleri tara-

f›ndan uygulanm›fl olan "insanlar› hayvanlaflt›rma" politikas› da uygu-

lamaya kondu. "Halk düflman›" olarak tespit edilen muhalifler, halk

önünde hayvan taklidi yapmaya zorlan›yordu. Tutuklanan baz› profe-

sörler, elleri arkadan ba¤l› olarak çimlere at›l›yor ve "otlanmalar›", yani

a¤›zlar›yla yerdeki çimi yolmalar› için zorlan›yordu. Pekin bas›n› flöyle

yaz›yordu: "Mao karfl›tlar›, sokaklar› koflan farelerdir, öldürün onlar›, öl-

dürün".90

Kültür Devrimi,

dünya tarihinde efli ben-

zeri görülmedik bir top-

lu delilik kampanyas›y-

d›. K›z›l Muhaf›zlar ta-

raf›ndan sadece müzik

dinledi¤i, evcil hayvan

besledi¤i veya ibadet

yapt›¤› için tutuklanan

on binlerce insan iflken-

ce gördü ve idam edil- Politik idamlar, K›z›l Çin rejiminin ola¤an eylem-lerinden biridir. Pek çok insan, "Mao'nun yolun-dan gitmemek" suçlamas›ndan sokak ortas›ndainfaz edilmifltir.

Page 140: KOMÜNİZM PUSUDA

di. Adeta toplu bir hipnozun etkisi al-

t›na giren halk ise, her türlü vahfleti des-

tekliyor, katliamlar› seyrederken des-

tek verdiklerini gösteren naralar at›yor-

lard›. Komünizmin Kara Kitab›'nda bu

vahfli uygulamalar flu flekilde tarif edi-

liyor:

Hepsi ölüme mahkum edilen devrim karfl›t-

lar›, bütün halk›n davet edildi¤i aç›k durufl-

malarda, K›z›l muhaf›zlar taraf›ndan parçalan›yorlard›. Halk ise bu

esnada "öldür öldür!" diye ba¤›r›yordu. K›z›l Muhaf›zlar bazen parçalar›

k›zart›p yiyor ya da hala canl› olan mahkumun gözleri önünde ailesine

yediriyordu; herkes "eski mülk sahibi"nin karaci¤erinin ve kalbinin yendi-

¤i ziyafetlere ve konuflmac›n›n yeni kesilmifl kafalardan yap›lm›fl bir kaz›k

dizisi önünde konufltu¤u toplant›lara davetliydi. Çin'de yamyaml›¤a vara-

cak kadar fliddetlenen nefret ve vahflet hakimdi.91

K›z›l Muhaf›zlar›n tek kayna¤›, Mao'nun sözlerini içeren "K›z›l Ki-

tap"t›. Hepsi K›z›l Kitab› ezbere biliyor, dahas› bilmeyenleri de "s›n›f

düflman›" ilan edip orac›kta dövebiliyor, hatta idam bile edebiliyorlard›.

En normal ve meflru davran›fllar bile "komünizme ayk›r›" bulunup ce-

zaland›r›labiliyordu:

K›z›l Muhaf›zlar, bu ac›nacak derecede ciddi çocuklar, "devrimci enerjiyi

azaltma" diye adland›r›lan kedi, kufl beslemeyi ve çiçek yetifltirmeyi

(bahçeye çiçek ekmek, böylece karfl›-devrimcilik oluyordu) yasaklama-

y› uygun gördüler... Büyük kentlerde özellikle fianghay'da devriyeler

uzun ya da briyantinli saçlar› sorgusuz sualsiz k›rp›yor, dar pantolonlar›

parçal›yor, yüksek ökçeleri söküyor, sivri uçlu ayakkab›lar› deliyor ve

dükkanlar› uygun adlar almaya zorluyordu. K›z›l Muhaf›zlar, yoldan ge-

çenleri, kendi seçtikleri Mao'nun deyifllerinden birini ezbere okuttur-

mak için durduruyordu. ‹nsanlar›n ço¤u evlerinden d›flar› ç›kmay› göze

alam›yordu.92

Kültür Devrimi o kadar büyük bir cinnet haline gelmiflti ki, en so-

nunda ordu müdahale etmek ve ülkeyi yeniden düzene oturtmak duru-

munda kald›. 1970'li y›llar boyunca Çin, Kültür Devrimi'nin yaralar›n›

sarmaya, tahribat›n› tamir etmeye u¤raflt›. Mao, 1976'da öldü. Ard›nda

Kültür Devrimi s›ras›nda suçsuz yereidam edilen bir baflka Çinli.

Page 141: KOMÜNİZM PUSUDA

60 milyonu aflk›n ölü, on milyonlarca iflkence görmüfl insan ve karanl›k

bir ideoloji b›rakt›.

Çin'in İşgal Altında Tuttuğu Ülkelerdeki Vahşet

Maoizm'in vahfleti, sadece Çin halk›na yönelik de¤ildi. Çin taraf›n-

dan iflgal edilen veya daimi bir iflgal alt›nda yaflat›lan halklar da k›z›l

vahfletin hedefi oldular. Bunlardan biri, Çin'in bat›s›ndaki "Uygur özerk

bölgesinde", bir di¤er ifadeyle Do¤u Türkistan'da yaflayan Uygur

Türkleri'ydi. Hem Müslüman olduklar› hem de etnik bir az›nl›k olufl-

turduklar› için Pekin rejiminin hedefi haline gelen Uygur Türkleri,

Mao'nun iktidara geldi¤i 1949 y›l›ndan itibaren sistemli bir soyk›r›mla

karfl›laflt›lar.

Uygur Türkleri'nin dini vecibelerini yerine getirmelerine izin veril-

medi, ibadet yerleri ve okullar› kapat›ld›, bölgenin birçok yerinde din

adamlar› tutukland›, büyük bir k›sm› ise öldürüldü. Çin, Uygur Özerk

bölgesinde hiçbir önlem almadan nükleer denemeler yapt›. 1964 y›l›n-

dan bu yana 46 nükleer deneme gerçeklefltirildi. Bu nükleer denemele-

rin sonucunda Uygur Türkleri aras›nda kanser oran› ola¤anüstü

derecede artt›, pek çok çocuk sakat veya ölü olarak do¤du.

1949-1952 y›llar› aras›nda 2.800.000, 1952-1957 y›llar› aras›nda

3.509.000, 1958-1960 y›llar› aras›nda 6.700.000, 1961-1965 y›llar› aras›nda

13.300.000 Müslüman Uygur Türkü Çinliler taraf›ndan çeflitli yöntem-

lerle öldürüldü. Müslüman Uygurlar›n 1 taneden fazla çocuk sahibi ol-

Propaganda posterleri Mao'yu Çin'e do¤an k›z›lgünefl olarak tan›ml›yordu. Oysa Maoizm, Çin'ek›tl›k, iflkence ve "en zay›flar›n öldü¤ü" Darwi-

nist bir arena getirmiflti. Yanda: 60 milyon insa-n›n katili olan Mao, ölmeden önceki son

y›llar›nda.

Page 142: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA140

malar›n›n yasakland›¤› Do¤u Türkistan'da, bu yasa¤a uymayanlar›n ço-

cuklar› anne rahminde kürtajla katledildi.

Mao döneminde bafllayan bu uygulamalar halen devam etmekte-

dir. Zorunlu göç, zorunlu nüfus planlamas› ve katliamlar neticesinde

Uygurlu Türkler, Do¤u Türkistan topraklar›nda az›nl›k konumuna dü-

flürülmüfltür. 1949 y›l›ndan bu yana sürdürülen asimilasyon politikas›

sonucunda Uygur Özerk Bölgesi'nde yüzde 75 olan Müslüman nüfus

oran› günümüzde yüzde 35'lere kadar düflmüfltür. Bugün 25 milyonu

aflk›n Do¤u Türkistanl› Müslüman, Çin bask›s› alt›ndad›r. Binlerce Müs-

lüman siyasi tutuklunun bulundu¤u bölgede gözalt›na al›nan insanlar-

dan bir daha haber al›namamaktad›r.

Komünist Çin rejiminin vahflet elinin uzand›¤› bir di¤er ülke ise Ti-

bet'tir. Tibet, Çin'deki komünist devrimin hemen ertesi y›l›, yani 1950'de

Çin ordusu taraf›ndan iflgal edilmifltir. Çin, buray› kendisine ba¤l› özerk

bir bölge haline getirmifl, Tibetliler de bunu kabul etmifllerdir. Ancak

Çin'in Tibet halk› üzerindeki bask›s› giderek artm›flt›r. Çin yönetimi, Ti-

bet köylülerini mahsullerini çok düflük fiyata satmak zorunda b›rakm›fl,

ülkedeki bütün önemli kurumlara Çinli yerleflimcileri atam›fl, en ufak

bir direnifli çok kanl› ve zalim yöntemlerle bast›rm›flt›r. Tibet'in Çin'e

karfl› direniflini y›llar boyu yöneten Dalai Lama, Çin komünizminin hal-

k›na uygulad›¤› vahfleti flöyle anlat›r:

(Tibetliler) yaln›z kurflunlanmakla kalmad›; öldüresiye dövüldüler, çarm›-

ha gerildiler, canl› canl› yak›ld›lar, bo¤uldular, parçaland›lar, açl›ktan öl-

Çin'in Do¤u Türkistan'dakivahfletleri, uluslararas› kay-naklar taraf›ndan ayr›nt›l›olarak rapor edilmifltir. Ulus-lararas› Af Örgütü'nün bukonudaki özel yay›n›nda be-lirtildi¤i gibi, Uygur Müslü-manlar› iflkence ve infazlarlayok edilmek istenmektedir. Çin, Do¤u Türkistan'dakiMüslüman Uygur Türkleri'neon y›llard›r soyk›r›m uygula-maktad›r. Kasten bu bölgedenükleer denemeler sonucun-da çok say›da çocuk sakatdo¤mufltur.

Page 143: KOMÜNİZM PUSUDA

KKitap boyunca pek çok örne¤inigördü¤ümüz gibi, Darwinist-komünist anlay›fla sahip olan

bir devlet, kendi ç›karlar› için halk›na,vatandafl›na, soydafl›na eziyet eder,katliam yapar, onlar› aç b›rak›r, sefa-lete sürükler. Darwinist-komünistdevlette önemli olan halk›n refah›,mutlulu¤u, huzuru ve güvenli¤i de¤il,kendi hakimiyetinin güçlenmesidir.Rusya ve Çin, bu zalim devlet anlay›-fl›n›n günümüzdeki iki örne¤idir. 2000 y›l› sonlar›nda, yeni do¤mufl bir

bebe¤in, Çinli devlet memurlar› tara-f›ndan, ailesinin gözü önünde, hiçac›madan bo¤ularak öldürülmesi,söz konusu zalim Darwinist-komü-nist anlay›fl›n çarp›c› bir örne¤idir.Benzer vahfletler Çin iflgali alt›ndakiMüslüman Do¤u Türkistan'da sürekliuygulanmaktad›r. Darwinizm'in in-sanlar› de¤ersiz hayvanlar olarakgösteren, yaflam› ç›karlar için müca-dele alan› olarak tan›tan telkinleri isebu zalimliklerin ç›k›fl noktas›d›r. Tümbu vahfletlerin ortadan kalkmas› veinsanlar›n bar›fl ve huzura kavuflmas›ise, söz konusu Darwinist ideolojininsilinmesiyle mümkün olacakt›r.

KIZIL Ç‹N'‹N DARWIN‹ST VAHfiET‹ SÜRÜYOR

Page 144: KOMÜNİZM PUSUDA

dürüldüler, bo¤azland›lar, as›ld›lar, haflland›lar, canl› olarak topra¤a gö-

müldüler, kollar›ndan bacaklar›ndan gerilerek parçaland›lar ya da kafalar›

kopar›ld›.93

Kamboçya: Kızıl Cinnetin Doruk Noktası

Mao'nun ideolojisi, bir di¤er ifadeyle Maoculuk, bu bölümün ba-

fl›nda da belirtti¤imiz gibi komünizmin en kötü versiyonudur. Zaten ac›-

mas›z, çat›flmac›, zalim ve kan dökücü bir ideoloji olan komünizm,

Maoculukla birlikte daha da ileri bir vahflet boyutuna varm›flt›r. Bunun

bir nedeni, Maoculu¤un "geleneksel" Uzakdo¤u Asya vahfletini de ko-

münizme katm›fl olmas›d›r.

Bu olguyu daha da iyi anlayabilmek için, Asya'daki bir baflka ko-

münizm örne¤ine daha bakmak gerekir. Söz konusu örnek, Çin'in deste-

¤iyle iktidara gelmifl ve Maoculu¤u yöntem olarak benimsemifl bir

rejimdir: Kamboçya'daki K›z›l Khmer rejimi.

Kamboçya, Asya'n›n Hindistan'la Çin aras›nda kalan ve bu yüzden

"Hindiçini" olarak an›lan bölgesinde yer al›r. Küçük ve fakir bir ülkedir.

Halk›n›n ezici ço¤unlu¤u yüzy›llard›r tar›mla geçinir. Tar›m›n bafll›ca

unsuru ise ülke boyunca uzanan pirinç tarlalar›d›r. Ancak bu pirinç tar-

lalar›, 1975-79 y›llar› aras›nda "ölüm tarlalar›na" dönüflmüfltür. Nüfusu 9

milyon olan ülkede, yaklafl›k 3 milyon kifli, kafa-

s›na kurflun s›k›larak, kafatas› baltayla parçala-

narak, bafl›ndan torba geçirip bo¤ularak veya

açl›¤a mahkum edilerek öldürülmüfltür. Tarihte

efli görülmedik bu vahfletin failleri ise, Kamboç-

ya'n›n Maocular›d›r: K›z›l Khmerler.

K›z›l Khmer örgütü, Pol Pot adl› bir Maocu

taraf›ndan kurulmufl ve yönetilmifl bir komünist

partidir. Uzun y›llar Kamboçya ormanlar›nda

örgütlenen ve iktidar hayalleri kuran K›z›l

Khmerler, 1975'te bu rüyalar›na kavuflurlar. ‹kti-

dara geldikten sonra da, Stalin Rusyas›'nda

veya Mao'nun Çini'nde bile görülmeyen bo-

yutlarda totaliter ve zalim bir rejim kurarlar.

142KOMÜN‹ZM PUSUDA

K›z›l Khmer lideri, 3milyon Kamboçya-l›'n›n katili Pol Pot

Page 145: KOMÜNİZM PUSUDA

K›z›l Khmer rejimi, komünist cinnetin doruk noktas›d›r. Parti, ülke için

yap›lmas› gereken tek komünist görevin, pirinç tarlalar›nda ölesiye ça-

l›flmak oldu¤una karar vermifl ve tüm Kamboçya nüfusunu tarlalarda

çal›flt›rmaya bafllam›flt›r. fiehirlerde yaflayan on binlerce insan -devlet

adamlar›, bürokratlar, ö¤retmenler, ayd›nlar- köylere sürülmüfl ve olufl-

turulan kollektif çiftliklerde çok a¤›r flartlarda çal›flt›r›lmaya bafllanm›fl-

t›r. Çal›flmak s›ras›nda kaytarmak, toplanan ürünlerden bir parça bile

olsun izinsiz olarak yemek veya herhangi bir dini ibadet "devrime is-

yan" say›lm›fl ve bu bahanelerle her dakika insan öldürülmeye bafllan-

m›flt›r.

K›z›l Khmerler, partilerine "Angkar" ad›n› vermifller ve tarlalarda

ölesiye çal›flt›rd›klar› milyonlarca insana "Angkar sürekli olarak sizi gö-

rüyor" telkininde bulunmufllard›r. K›z›l Khmer vahfletinden kurtulmay›

baflaran bir Kamboçyal›, sözde "demokratik" Kamboçya'da yaflananlar›

flöyle anlat›r:

Demokratik Kamboçya'da cezaevi, mahkeme, üniversite, lise, para, pos-

ta, kitap, spor, e¤lence yoktu… Yirmi dört saatlik iflgününde, ölüm bir an

bile eksik de¤ildi. Günlük yaflam flu flekilde bölünüyordu: on iki saat be-

densel çal›flma, yemek için iki saat, dinlenme ve e¤itim için üç saat, yedi

saat uyku. Devasa bir toplama kamp›nda bulunuyorduk. Art›k adalet de

mevcut de¤ildi. Yaflam›m›z›n tüm eylemlerini kararlaflt›ran Angkar'd›.

K›z›l Khmerler çeliflkili eylemlerini ve emirlerini hakl› göstermek için s›k-

ça örneklere bafl vuruyordu. Bireyi bir öküzle k›yasl›yorlard›: 'fiu saban

çeken öküzü görüyorsunuz. Yemesi buyrulursa yer. Yeterli otun bulun-

mad›¤› bir tarlaya götürülürse yine de otlar. Yer de¤ifltiremez. Gözlem al-

t›ndad›r. Ona saban› çekmesi söylenince, saban çeker. Asla kar›s›n› ve

çocuklar›n› düflünmez.94

K›z›l Khmer rejimi, komünizmin temelinde yer alan "insan›n hay-

vanlaflt›r›lmas›" projesini en belirgin biçimde hayata geçirmifltir. ‹nsan-

lar, üstteki örnekte belirtildi¤i gibi, "tarla süren öküzler gibi" olmaya

zorlanm›flt›r. Bu arada din, ahlak ve aile gibi insani kavramlar›n yok

edilmesine büyük önem verilmifltir. Komünizmin Kara Kitab›'nda, K›z›l

Khmer rejiminin aile kurumunu ve aile fertleri aras›ndaki sevgiyi yok et-

mek için yapt›¤› uygulamalar flöyle anlat›l›r:

Rejim, her bireyin Angkar karfl›s›nda tamamen ba¤›ml› olmas› fleklinde-

143Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 146: KOMÜNİZM PUSUDA

ki totaliter tasar›s›na karfl› kendili¤inden bir direnifl seti oluflturaca¤›n› dü-

flündü¤ü aile ba¤lar›n› gevfletmek ya da koparmak için herfleyi yapt›; ça-

l›flma birimlerinin köye çok yak›n yerlerinde bile ço¤u zaman kendi

"lokalleri" (bazen basit has›rlar ya da hamaklar) vard›. Buray› terk etme iz-

ni almak çok zordu: kocalar haftalar boyunca efllerinden ayr› kal›yor ya

da dahas› çocuklar› yafll› ebeveynlerinden uzaklaflt›r›l›yorlard›. Yetifl-

kinler ise ailelerini görmek için izin almadan, kimi zaman da döndüklerin-

de onlar›n öldüklerini görmüfl olmak pahas›na ve yak›nlar›ndan hiçbir

haber almaks›z›n alt› ay› geçirebiliyorlard›. Burada model yukar›dan geli-

yordu: yönetici çiftlerin kendileri de pek s›kça ayr› yafl›yordu. Bir anne-

nin, küçük olsa bile çocu¤uyla fazlaca ilgilenmesine pek iyi gözle

bak›lm›yordu.95

Asl›nda burada karfl›laflt›¤›m›z uygulamalar, Karl Marx'›n ve Fried-

rich Engels'in ailenin kökeni hakk›ndaki yorumlar›n›n eyleme dönüfl-

müfl halinden baflka bir fley de¤ildir. Marx ve Engels, maymundan

evrimleflmifl bir hayvan türü olarak gördükleri insan›n din, ahlak ve aile

gibi kavramlara sahip olmamas› gerekti¤ini, bunlar›n ekonomik iliflkiler

sonucunda ortaya ç›kan "üst yap› kurumlar›" oldu¤unu ileri sürmüfltür.

Komünist bir toplumda da bu kavramlar›n yok olaca¤›n› vaat etmifller-

dir. ‹flte K›z›l Khmerlerin projesi, Marx ve Engels'in bu bat›l inanc›n› ha-

yata geçirmekten baflka bir fley de¤ildir.

Dini ve aileyi yok etmek, insanlar› da hayvanlaflt›rarak "tarla süren

öküzler" haline getirmek isteyen K›z›l Khmerler, daha önceden Lenin,

Stalin ve Mao taraf›ndan kullan›lan kas›tl› k›tl›k yöntemini de yeniden

uygulamaya geçirdiler. Halk kas›tl› olarak aç b›rak›l›yor, bu yolla irade

ve kiflilikleri yok ediliyor, sonra da "Angkar" taraf›ndan beslenerek K›z›l

Khmer rejimine adeta bir ilah gibi tapmas› isteniyordu:

Milyonlarca Kamboçyal›'y› y›llar boyunca ezen açl›k, bilinçli olarak

K›z›l Khmerler iktida-ra kanl› bir iç savafltansonra geldiler. ‹ç sa-vafl s›ras›nda baflkentPhnom Penh'e yönelikK›z›l Khmer sald›r›lar›s›ras›nda yaflanan bumanzaralar, yaklaflankorkunç vahfletin ha-bercisiydi.

Page 147: KOMÜNİZM PUSUDA

daha iyi kölelefltirmek

için kullan›ld›. Böyle-

ce zay›f düflürülmüfl,

besin rezervi olufltur-

maktan aciz bireyler,

daha az kaçma girifli-

minde bulunurdu. Sü-

rekli beslenme tutku-

suna kap›lan kifliler-

de, özerk düflünce, iti-

raz, hatta cinsellik gü-

cü y›k›l›r. ... Hatta ebe-

veynler ile çocuklar

aras›ndaki dayan›flma-

y› k›rmay› sa¤lar. Ken-

disini besleyen eli, kan-

l› bile olsa kimse öp-

mekten çekinmiyor-

du.96

Bu açl›k kasten olufl-

turulmufltu, öyleki ülkede

açl›ktan ölenler varken

ekilmeye elveriflli toprak-

lar›n yaln›zca beflte biri

kullan›l›yordu!97 Açl›ktan

insanlar›n ölmesi rejim

için bir sorun de¤il, bir he-

defti zaten. K›z›l Khmer

liderleri s›k s›k flöyle di-

yorlard›: "Kurdu¤umuz

ülke için bir milyon iyi

devrimci yeterlidir; geri kalan›na gereksinimimiz yok. Bir düflman›m›-

z› hayatta b›rakmaktansa, on dostumuzu öldürmeyi ye¤leriz."98

Mao'nun Kültür Devrimi s›ras›nda baflgösteren "sevgiye, güzelli-

¤e, esteti¤e ve kültüre düflmanl›k" e¤ilimi, K›z›l Khmerler'de cinnet

noktas›na varm›flt›. ‹nsanlar›n saçlar›n› taramalar›, kendilerine biraz

özen göstermeleri, hatta gözlük takmalar› bile "halk düflmanl›¤›" say›la-

biliyordu!… Afla¤›daki al›nt›, bir K›z›l Khmer kamp›nda, kamp yönetici-

K›z›l Khmerler iktidar› ele geçirdikten sonra, baflkentPhnom Penh'teki halk›n tamam›na yak›n›n› kenti

terk etmeye zorlad›lar.

Tarlalarda çal›flmak üzere k›rlara sürülen halk,kenti ak›n ak›n terk etti.

Baflkent, bir kaç gün içinde ölü bir kente dönüfltü.

Page 148: KOMÜNİZM PUSUDA

KIZIL KHMERVAHfiET‹N‹N

KURBANLARIK›z›l Khmerler, idam ede-

cekleri insanlar›n baz›lar›n›numaralayarak resimleriniçekmifllerdir. Foto¤raflar,idam edilmeden önce bu

flekilde görüntülenmiflKamboçyal›lara aittir.

K›z›l Khmerlerin ölüm tar-lalar›nda, binlerce toplu

mezar bulunmufltur. Yan-daki kemikler, bafllar›naplastik torba geçirilerek

bo¤ulan Kamboçyal›laraaittir.

Page 149: KOMÜNİZM PUSUDA

sinin tutsaklara yapt›¤› bir konuflmadan al›nm›flt›r:

Demokratik Kamboçya'da, Angkar'›n flanl› rejimini de¤il, gelece¤i dü-

flünmek zorunday›z. Geçmifl topra¤a gömüldü, 'Yeniler' konya¤›, paha-

l› giysileri ve modaya uygun saç kesimlerini unutmal›. Kapitalistlerin

teknolojisine gereksinimimiz yok, hem de hiç! Yeni sistemde çocuklar›n

okula gönderilmeleri de gerekmiyor. K›rlar bizim okulumuz, toprak ka-

¤›d›m›z, saban dolmakalemimiz: yaz›lar›m›z› çift sürerek yazaca¤›z!

Karneler ve s›navlar yarars›zd›r; çift sürmeyi ö¤renin: iflte yeni diploma-

lar›n›z! Ve doktorlar; art›k onlara da gereksinimimiz bulunmuyor! E¤er

ba¤›rsaklar›n›n ç›kart›lmas›n› isteyen bir kifli varsa, onunla ben kendim

ilgilenece¤im!...

Görüyorsunuz ne kadar basit, bunun için okula gitmeye gerek yok! Üs-

telik biz mühendislik ya da profesörlük gibi kapitalist mesleklerine

de gereksinim duymuyoruz! Ne yapmam›z gerekti¤ini söyleyecek ö¤ret-

menlere de gereksinimimiz yok; bunlar›n hepsi kokuflmufltur. Tarlalar-

da s›k› çal›flmak isteyen kiflilerden baflkalar›na gereksinim duymuyo-

ruz! Yoldafllar, bununla beraber… çal›flmay› ve özveriyi reddedenler var…

Do¤ru devrimci anlay›fla sahip olmayan ajitatörler var… Yoldafllar›m,

bunlar bizim düflmanlar›m›zd›r! Hatta bunlar›n baz›lar› bu akflam bura-

da!

Bu kifliler eski dünyan›n kapitalist düflüncesine yap›fl›yor! Onlar hemen

tan›nabilir: Aran›zdan baz› kiflilerin hala gözlük takt›klar›n› görüyo-

rum! Neden gözlük tak›yorlar? Onlara bir tokat atarsam, göremeyecek-

ler mi? Ha! Bafllar›n› geriye çekiyorlar; demek ki beni görebiliyorlar. fiu

halde gözlü¤e gereksinimi yok onlar›n! Kapitalist modas›n› izlemek için

gözlük tak›yorlar; bunun kendilerini güzellefltirdi¤ini san›yorlar! Buna

gereksinimimiz yok bizim: güzel olmak isteyen kifliler tembel ve halk›n

enerjisini sömüren sülüklerdir!99

Kamboçya'y› Çin'in deste¤iyle ele geçiren bu Maocu psikopatlar,

baflta belirtti¤imiz gibi 3 milyona yak›n suçsuz insan› öldürdüler. Öldü-

rülecek insanlar önce kafalar›na kurflun s›k›larak infaz ediliyordu. Ama

sonra bunun "mermi israf›" oldu¤una karar verildi ve daha vahfli yön-

temlere geçildi. Konuyu inceleyen Frans›z araflt›rmac› Marek Sliwinski,

bu yöntemlerin "mermi tasarrufu" yan›nda K›z›l Khmer militanlar›n›n

sadizmini tatmin etmek bak›m›ndan da tercih edildi¤ini yazar. Buna gö-

re kurbanlar›n yüzde 53'ünün kafas› ezilmifl (demir çubukla, kazma sa-

147Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 150: KOMÜNİZM PUSUDA

p›yla, bazen de çapa sap›yla), yüzde 5'i kafas›na geçirilen plastik torbay-

la bo¤ulmufl ve yüzde 5'i de bo¤azlanm›flt›r.

K›z›l Khmer rejimi, Vietnam'›n 1979'da Kamboçya'y› iflgal etmesiy-

le sona erdi. Vietnaml›lar, bir önceki rejimin vahfletini dünyaya sergile-

mek için "ölüm tarlalar›" olarak an›lan pirinç tarlalar›n› kazarak cesetleri

ç›kard›lar ve bunlar› sergilediler. Bugün K›z›l Khmerler taraf›ndan öldü-

rülen on binlerce insan›n kemik ve kafataslar›, baflkent Phnom Penh'teki

bir müzede sergilenmektedir.

Charles Darwin'in yazd›¤› bir kitapla kendisine "bilimsel temel"

bulan Marx ve Engels'in safsatalar›yla flekillenen, Lenin ve Stalin'in vah-

fletiyle bir dünya gücü haline gelen ve Mao'yla birlikte cinnet boyutuna

varan komünizm, Kamboçya'daki vahfletle birlikte gerçek yüzünü dün-

yaya göstermifltir.

Kuzey Kore ve Vietnam

Asya'daki k›z›l vahflet sadece Çin ve Kamboçya ile de s›n›rl› kalma-

m›fl, Kuzey Kore ve Vietnam'daki komünist rejimler de kendi halklar›na

karfl› ac›mas›z bir terör uygulam›fllard›r. On y›llarca Kim Il Sung'un dik-

tas› alt›nda yönetilen Kuzey Kore rejiminin katletti¤i insan say›s›n›n 1.5

milyon oldu¤u hesaplanmaktad›r. Yüz binlerce insan ise Kuzey Kore'nin

feci hapishanelerinde iflkence görmüfltür. Komünizmin Kara Kitab›'nda,

insanlar›n hayvan muamelesi gördü¤ü Kuzey Kore hapishanelerinden

flöyle söz edilir:

... Terim resmen kullan›lmasa da söz konusu olan gerçek cezaeviydi. 2000'i

kad›n 6000 insan bu ceza kompleksinde, sabah›n 05.30'undan gece yar›s›na

kadar terlik, tabanca k›l›f›, çanta, kemer, patlay›c› ateflleyicileri, yapay çi-

çekler üretmek üzere hayvanlar gibi çal›fl›yordu. Hamile mahkumlar kor-

kunç bir biçimde çocuk düflürmeye zorlan›yordu. Cezaevinde do¤an her

çocuk kaç›n›lmaz olarak bo¤uluyor ya da bo¤azlan›yordu.100

Kuzey Kore hapishanelerinde yaflam›fl bir mahkum, bu kamplarda

yaflanan infazlar› ve iflkenceleri flöyle anlatmaktad›r:

‹nfazlar› kim yürütür? Seçim, ellerini kirletmek istemedikleri zaman kur-

fluna dizen ya da can çekiflmeyi izlemek istediklerinde a¤›r a¤›r öldüren

148KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 151: KOMÜNİZM PUSUDA

güvenlik görevlilerinin insaf›na b›rak›l›r. Ben böyle sopa darbeleriyle, tafla

tutmayla ya da kürekle adam öldürülebildi¤ini de ö¤rendim. Mahkumla-

r›n oyun oynayarak, silahla niflan alma yar›flmas› yaparak, göze niflan ala-

rak öldürüldü¤ü oldu. ‹flkenceye u¤rayanlar›n, aralar›nda dövüflmeye ve

karfl›l›kl› olarak kendilerini parçalamaya zorland›klar› da oldu… Gad-

darca katledilmifl kiflilerin cesetlerini birçok kez kendi gözlerimle gördüm:

Kad›nlar çok ender rahat ölürdü. B›çak darbeleriyle do¤ranm›fl gö¤üsler,

kürek sap›yla deflilmifl cinsel organlar, çekiçle k›r›lm›fl boyunlar gör-

düm. Kampta ölüm çok s›radan bir fleydir. 'Siyasi suçlular', hayatta kalmak

için elden geldi¤ince ç›rp›n›r. Bunlar, biraz daha m›s›r ve domuz ya¤› elde

etmek için ne olursa yapar. Yine de bu mücadeleye ra¤men, her gün ortala-

ma dört ya da befl kifli açl›ktan, kazadan ya da… idam infaz›ndan dolay›

ölür...101

Kuzey Kore'deki komünist rejimin bir di¤er zalimane özelli¤i, Dar-

winizm'in bir ürünü olan "öjeni" teorisini benimsemesi ve uygulama-

s›d›r. Öjeni, -daha önce de belirtti¤imiz gibi- Darwin'in kuzeni Francis

Galton taraf›ndan ortaya at›lm›fl ve 20. yüzy›l›n bafllar›nda bilimsel bir

yaklafl›m olarak görülmüfl bir kuramd›r. Öjeninin amac›, bir insan ›rk›n-

daki hasta ve sakat insanlar›n "sterilize edilmesi" (yani toplumdan d›fl-

lanmalar›), bunun yerine sa¤l›kl› insanlar›n iliflkiye girerek üremesinin

teflvik edilmesidir. Bu sürecin sonunda, daha üstün sa¤l›kl› toplumlar

ortaya ç›kaca¤› hayal edilmifltir. Bir teori olan öjeniyi resmi politika ola-

rak uygulayan ilk ülke ise Nazi Almanyas›'d›r. Hitler, Alman toplumun-

daki kal›tsal hasta ve sakatlar› özel "sterilizasyon merkezlerinde"

toplam›fl ve sonra da öldürmeye bafllam›flt›r.

"Evrimi h›zland›rmak" ad›na yap›lan bu zulmün bir örne¤i de Ku-

zey Kore'nin Darwinist-komünist rejimi taraf›ndan uygulanmaktad›r.

Komünizmin Kara Kitab›'nda Kuzey Kore tarz› öjeni flöyle anlat›l›r:

Kuzey Koreli sakatlar ciddi bir sürgünün kurbanlar›d›r. Yani bunlar›n

baflkent Pyongyang'da oturmalar› söz konusu olamaz. Son y›llara kadar

sakatlar ailelerinin onlar› ziyaret edebilmeleri için varofllardaki yerleflim

yerlerine sürülürdü. Bugün ise bunlar da¤l›k, ücra bölgelere ya da Sar› De-

niz'deki adalara gönderiliyor. ‹ki sürgün yeri kesinlikle belirlenmifl du-

rumda: ülkenin kuzeyinde, Çin s›n›rlar›ndan fazla uzak olmayan Boucun

ve Euicio. Sakatlar konusundaki bir ayr›m, bu d›fllama siyasetinin Pyong-

149Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 152: KOMÜNİZM PUSUDA

yang'dan baflka, Nampo, Kaesong, Çongcin gibi kentlere de uygulanma-

s›yla yak›n zamanlarda daha da fliddet kazand›. Özürlülere koflut olarak,

cüceler de sistemli olarak takip edilir, tutuklan›r, yaln›zca toplumdan

uzaklaflt›rmak için de¤il çocuk sahibi olmaktan yoksun b›rak›ld›klar›

kamplara gönderilir. Kim Cong Il "Cüce soyu ortadan kald›r›lmal›" diye

bizzat emir vermifltir.102

Vietnam ise, Asya'n›n bir di¤er kanl› komünist diktas› olmufltur.

Önce Frans›zlarla sonra da Amerikal›larla uzun bir savafl yapan Kuzey

Vietnam, 1975 y›l›nda Güney Vietnam'› ele geçirmifl ve tek bir birleflik

komünist Vietnam ortaya ç›km›flt›r. Kuzey Vietnam'›n kurucusu Ho Chi

Minh ve onu izleyen Vietnam yöneticileri, kendi halklar›na karfl› a¤›r

bask› ve iflkenceler uygulamaktan çekinmemifltir. 1975-77 y›llar› ara-

s›nda bir dönemde rejim muhalifi bir Vietnaml›n›n yazd›-

¤› bir mektupta ülke flöyle tarif edilir:

Sadece Saygon'un resmi cezaevi olan Chi Hoa Cezaevi'nde, es-

ki rejim zaman›nda 8 bin kifli bulunduruluyordu; bugün ise ay-

n› cezaevine 40 bin kifli t›ka basa doldurulmufl bulunuyor.

Mahkumlar s›kça açl›ktan, havas›zl›ktan, iflkence alt›nda veya

intihar ederek ölüyor... Vietnam'da iki tür cezaevi vard›r; resmi

cezaevleri ve toplama kamplar›. Bu sonuncular s›k ormanlar›n

aras›nda kaybolmufltur; mahkumlar müebbet zorunlu çal›flma-

ya hükümlüdür, hiçbir zaman yarg›lanmaz ve hiçbir avukat on-

lar›n savunmas›n› üstlenmez.103

Benzer zulümler, 1975'te Vietnam taraf›ndan iflgal

edilen ve ard›ndan komünist bir rejimle yönetilmeye

Komü-nist yö-netimalt›ndakiKuzeyVietnam,1968

150

Kuzey Vietnamdiktatörü Ho Chi Minh.

Page 153: KOMÜNİZM PUSUDA

bafllayan Laos'ta da yaflanm›flt›r. Hindiçini'nin ortas›nda yer alan bu fa-

kir ülkede geliflen "Pathet Lao" komünistleri, iktidara geldikten sonra

pek çok "rejim muhalifi"ni bask› alt›na alm›fllar, on binlerce Laoslu ise re-

jimin bask›s› nedeniyle mülteci durumuna düflmüfltür.

Maoculuk Tehlikesi Sürüyor

Asyal›lar›n tarihi gelene¤inde sertlik vard›r. Özellikle Uzakdo¤u

Asya, tarih boyunca fliddetli çat›flmalar›n, kan davalar›n›n, vahfli inti-

kamlar›n yurdu olmufltur. Bu gelene¤in üzerine komünizm gibi fliddeti

ve vahfleti meflru gören, hatta gerekli sayan bir ideoloji eklenince, sonuç

tam bir felaket olmufltur. Darwinizm'i temel alan, dolay›s›yla insan› çat›-

flarak kan dökmeye mahkum bir hayvan türü olarak gören komünizm,

Uzakdo¤u Asya'n›n pirinç tarlalar›n› birer ölüm tarlas› haline getirmifl-

tir. Dahas›, Uzakdo¤u Asya'da komünizmin medeniyet ve kültür düfl-

manl›¤› daha ileri boyutlara varm›fl, cehaleti, çirkinli¤i, tekdüzeli¤i ve

düflünmemeyi makbul gören, medeniyet yerine hayvanca yaflamay› ter-

cih eden korkunç bir ideoloji ortaya ç›km›flt›r.

‹flin ilginç yan›, böylesine zalim ve ilkel bir ideolojiyi körü körüne

benimseyen ve bunu dünyan›n di¤er ülkelerine yaymaya çal›flan pek

çok örgütün ve ak›m›n var olmas›d›r. Bugün dünyan›n farkl› ülkelerinde

pek çok Maocu terör örgütü veya ideolojik grup faaliyet halindedir. Ma-

ocular, Sovyetler Birli¤i'nin çökmesini, "komünizmin yanl›fl bir yorumu-

nun iflas etmesi" gibi göstermekte ve bu çöküflle birlikte Maoizm'in

hakl› ç›kt›¤›n› iddia etmektedirler. Mao'nun korkunç vahfletlerini, cina-

yetlerini, k›tl›klar›n›, zalimliklerini tamamen göz ard› ederek, bu karan-

l›k ideolojiyi sözde dünyan›n gelece¤i için tek alternatif gibi göstermeye

çal›flmaktad›rlar. Özellikle az geliflmifl ülkelerde örgütlenen Maocular,

"Üçüncü Dünyac›l›k" olarak bilinen köhne teoriyi yeniden uyand›rarak,

bu ülkeleri komünizmin karanl›¤›na çekmeye çal›flmaktad›rlar.

Anlafl›lan odur ki, Mao'nun iflkence ederek öldürdü¤ü on milyon-

larca insan, bu komünistleri tatmin edememifltir. Daha fazla kan iste-

mektedirler.

Kitab›n son bölümünde, Maoculu¤un bu sinsi geliflimini daha de-

tayl› olarak inceleyece¤iz.

151Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 154: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM V

Bolflevik militanlar,Gorky kentindeki Gior-gievsky kilisesini par-çal›yorlar.

Page 155: KOMÜNİZM PUSUDA

Tarih boyunca Allah'› ve dini inkar› emreden, zalim ve zor-

ba karakterli önderler bulundu¤u Kuran'da bildirilir.

Allah bir ayetinde bu insanlar› "atefle ça¤›ran önderler"

olarak tan›mlam›flt›r. (Kasas Suresi, 41) Bu karakter Ku-

ran'da anlat›lan Hz. Musa k›ssas›nda "Firavun" ad›yla ge-

çer. Hz. ‹brahim'in veya Kehf (ma¤ara) ehlinin karfl›s›nda da ayn›

Firavun gibi insanlar› s›rf Allah'a olan imanlar› nedeniyle öldüren zalim

hükümdarlar olmufltur. Bu zorba karaktere tüm tarih boyunca rastla-

mak mümkündür. Dinsizli¤in önderli¤ini yapan bu insanlar›n hemen

hepsi, içinde bulunduklar› toplumlara karfl› ayn› zalimlikleri yapm›fllar,

ayn› yöntemlerle onlar› din ahlak›ndan uzaklaflt›rmaya çal›flm›fllar ve

insanlar› dünyada ve ahirette helaka sürüklemifllerdir.

Geçti¤imiz yüzy›lda tüm dünyaya bela, ac›, zulüm, vahflet getiren

ideolojilere bakt›¤›m›zda da, yine bafllar›nda bulunan liderlerin ac›ma-

s›z ve dinden uzak kiflilikleri karfl›m›za ç›kar. 20. yüzy›lda, Kuran'da söz

edilen Firavun karakteri ile özdeflleflen kiflilerin bafl›nda Rus ve Çin dev-

rimlerinin kanl› liderleri Vladimir Lenin, Joseph Stalin ve Mao Tse-

Tung, onlar›n fikir babalar› Karl Marx ve Friedrich Engels gibi dinsiz ve

zalim liderler gelir. Charles Darwin ise tüm bu zalim liderlerin fikirleri-

ni, ortaya att›¤› evrim teorisi ile besleyen ve dinsizli¤e farkl› bir yönden

liderlik eden bir isimdir.

KOMÜN‹ZM‹N D‹N DÜfiMANLI⁄I

Page 156: KOMÜNİZM PUSUDA

Komünizmin dine düflman oldu¤u tart›fl›lmaz bir gerçektir. Marx,

Engels, Lenin, Stalin, Trotsky, Mao veya bir baflka komünist ideolo¤un

yaz›lar›na bak›ld›¤›nda, bunun aç›kça ifade edildi¤i görülebilir. Marx,

dini kendince "halk›n afyonu" olarak tan›mlam›fl ve sözde "fakir halk ke-

simlerini uyutmak için yönetici s›n›f taraf›ndan oluflturulan bir kültür"

diye tarif etmifltir. Dahas›, komünizme ulaflmak için de dini inançlar›n

yok edilmesi gerekti¤ini öne sürmüfltür. Engels, kitaplar›nda "insan›n

maymundan geldi¤ini" ileri sürerken, dinin de sözde bu evrim sürecinin

bir aflamas›nda ortaya ç›kt›¤›n› iddia etmifltir.

Peki komünistler dini yok etmek amac›yla nas›l bir politika izlerler?

Bu soruya ilk kapsaml› cevab› Lenin vermifltir. Lenin'in 1909 y›l›nda Rus

Sosyal Demokrat Partisi'nin (sonraki Komünist Parti) lideri olarak yaz-

d›¤› ve Proleterya dergisinde yay›nlanan "Proleterya Partisinin Din Ko-

nusundaki Tutumu" bafll›kl› makalede flunlar yaz›l›d›r:

Sosyal Demokrasi, dünya görüflünü bilimsel sosyalizm, yani Marxizm te-

meline dayar. Marx ve Engels'in çeflitli kereler tekrarlad›klar› gibi Marxiz-

m'in felsefi temeli, Fransa'daki 18. yüzy›l maddecili¤inin ve

Almanya'daki Feuerbach (19. yüzy›l›n ilk yar›s›) maddecili¤inin tarihsel

geleneklerini benimsemifl olan, tamamen ateist ve dine karfl› tav›rdaki di-

yalektik maddeciliktir. Unutmayal›m ki, Marx'›n taslak halindeyken oku-

du¤u Engels'in Anti-Dühring'inin tamam›, maddeci

ve ateist olan Dühring'i tutarl› bir maddeci olmamak

ve din ile din felsefesine aç›k kap› b›rakmakla suçlar.

Yine unutmayal›m ki, Engels, Ludwig Feuerbach ile

ilgili yap›t›nda, dini ortadan kald›rmak için de¤il de,

yeniden canland›rmak, yeni, "yüceltilmifl" bir din kur-

mak için savafl açt› diye Feuerbach'a çatar. "Din halk›

uyutmak için kullan›lan afyondur." Marx'›n bu sözü

din konusundaki Marxist görüflün temel tafl›d›r.104

Lenin, 1905 y›l›nda Novaya Zihn dergisinde

yay›nlanan "Sosyalizm ve Din" bafll›kl› yaz›s›nda

ise dini sözde da¤›t›lmas› gereken bir "sis" olarak

tan›mlam›fl ve dine karfl› komünistlerce yürütül-

mesi gereken ateizm propagandas›n› flöyle anlat-

m›flt›r:

Bizim Program›m›z tamamen bilimsel, dahas› materya-

154KOMÜN‹ZM PUSUDA

Lenin'e göre komünistler,Feuerbach gibi koyu dindüflmanlar›n›n yaz›lar›n›tercüme edip yay›nla-makla sorumludurlar.

Page 157: KOMÜNİZM PUSUDA

list dünya görüflü temeli üzerindedir... Propagandam›z kaç›n›lmaz olarak

ateizm propagandas›n›, gerekli bilimsel yay›mlar›n yap›lmas›n›, otokrat

feodal hükümetin bugüne kadar yasaklad›¤› ve kovuflturdu¤u yaz›lar›n

Parti çal›flmalar›m›z›n bir dal› haline getirilmesini de içermektedir. Bir za-

manlar Engels'in Alman sosyalistlerine verdi¤i ö¤üdü flimdi bizim izleme-

miz gerekebilir: Onsekizinci yüzy›l Frans›z Ayd›nlanma dönemi

düflünür ve ateistlerinin yaz›lar› çevrilmeli ve genifl ölçüde yay›lmal›-

d›r.105

Dikkat edilirse, Lenin, Marxistler'in dine karfl› vermeleri gereken

savafl›n, "bilimsel yay›nlar" ve "Onsekizinci yüzy›l Frans›z Ayd›nlanma

dönemi düflünür ve ateistlerinin yaz›lar›" gibi kaynaklarla yürütülmesi

gerekti¤ini söylemektedir. Buradaki "bilimsel yay›n"dan kas›t, materya-

lizmi bilim kisvesi alt›nda empoze eden teorilerdir. Bunlar›n bafl›nda da

kuflkusuz Darwinizm gelir. Söz konusu Ayd›nlanma düflünürleri ise Di-

derot, D'Holbach gibi Marx öncesi materyalistlerin din aleyhindeki pro-

paganda yaz›lar›d›r.

Lenin'in gösterdi¤i bu yöntem, komünistler taraf›ndan halen kulla-

n›lmaktad›r. Dünyadaki baz› yay›nevleri, baz› bilimsel dergiler veya

medya kurulufllar› incelendi¤inde de, Darwinist ve Ayd›nlanma felsefe-

sine ba¤l› yay›nlar›n kayna¤›n›n Marxistler oldu¤u aç›kça görülecektir.

Komünizmin Örtülü Din Düşmanlığı

Komünizmin din düflmanl›¤›n› de¤erlendirirken, baz› komünistle-

rin bu konuda kimi zaman sergiledikleri "›l›ml›" politikan›n gerçek ama-

c›n› da anlamak gerekir. Gerçekten de dünyada Marxist ak›mlar,

(iktidarda olmad›klar› süre boyunca) ço¤unlukla keskin ve sald›rgan bir

din aleyhtar› politika izlemezler. Hatta bazen komünistlerin a¤z›ndan

dine ve dindarlara karfl› sayg›l› gibi gözüken sözler duymak mümkün-

dür. Peki acaba bu "›l›ml›" üslubun amac› nedir?

Lenin'in yaz›lar› aras›nda bu sorunun cevab›n› da bulmak müm-

kündür. "Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu" bafll›kl› ma-

kalesinde Lenin, Marx ve Engels gibi ustalar›n›n yorum ve uygulama-

lar›ndan yola ç›karak, dinle aç›k bir savafla girilmemesi gerekti¤ini,

bunun gereksiz bir "siyasi kumar" oldu¤unu yazm›flt›r.106 Lenin, dine

olan düflmanl›klar›n› aç›kça ilan eden, dine karfl› hakaret dolu kam-

155Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 158: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹STLER‹NMABED DÜfiMANLI⁄I

Gorky kentindeki Giorgievsky ki-

lisesinin Bolflevikler taraf›ndan

yerle bir edilmifl hali. Komünistler

tüm ülke çap›nda bunun gibi yak-

lafl›k 50 bin ibadethaneyi y›km›fl

ya da ah›r, depo gibi mekanlara

dönüfltürmüfllerdir.

Page 159: KOMÜNİZM PUSUDA
Page 160: KOMÜNİZM PUSUDA

panyalar yürüten di¤er baz› materyalistleri ise (örne¤in anarflistleri

veya "burjuva ateistlerini") acemi ve saf bulmufltur. Bu kifliler taraf›n-

dan Marxistler'e yöneltilen "›l›ml›l›k ve "bocalama" suçlamalar›n› red-

detmifl ve "Marxizm'in görünüflteki ›l›ml›l›¤›n›n" özenle düflünülmüfl

bir taktik oldu¤unu aç›klam›flt›r.107

Lenin, söz konusu "›l›ml›" takti¤i 1917'ye kadar, yani komünistler

iktidara gelinceye kadar devam ettirdi. Ancak bundan sonra söz konusu

›l›ml›l›k ortadan kalkt›, aksine tüm Sovyet topraklar›nda dine ve dindar-

lara karfl› büyük bir bask› bafllad›. Daha öncesine kadar "ateist oldu¤u-

muzu aç›kça belirtmemeli ve dine inananlar› bile saflar›m›za almal›y›z"

diyen Lenin, iktidara geldikten sonra çok daha farkl› bir yol izlemeye

bafllad›. Amerikal› tarihçi Robert Conquest The Harvest of Sorrow (Hüzün

Hasad›) adl› kitab›nda Bolfleviklerin din politikas›n›n baz› ana hatlar›n›

flöyle belirler:

1918 anayasas›n›n 65. maddesinde din adamlar›n›n "burjuvazinin hizmet-

çileri" oldu¤u ilan edildi. Böylece maafllar› kesildi, çocuklar› ilkokuldan

sonra okullara al›nmad›.

28 Ocak 1918'de ç›kan bir kanunda okullardaki tüm dini e¤itim yasaklan-

d›. Daha sonradan 1921 y›l›n›n 13 Haziran›'nda 18 yafl›n alt›ndaki gençlere

dini e¤itimin verilmesi yasakland›.

1929 y›l›n›n 8 Nisan›'nda üyelerine yard›m da¤›tan dini gruplar›n kurdu¤u

yard›m fonlar›, özel ayin toplant›lar›, çocuklar, kad›nlar için yap›lan ‹ncil,

edebiyat, el becerisi, ifl, dini dersler, çocuklar için oyun yerleri düzenleme,

kütüphane ve okuma yeri açma, t›bbi yard›m› organize etmek de yasak-

land›. Resmi emirler kilisenin tüm aktivitelerini yok etti.

22 May›s 1929 y›l›nda Anayasan›n 18. maddesi düzeltildi ve "dini ve anti

dini propaganda özgürlü¤ü", "dini ibadet yapma özgürlü¤ü ve anti dini

propaganda yapma özgürlü¤ü" olarak de¤ifltirildi. Ayn› zamanda da E¤i-

tim Komiserli¤i de "okullarda anti din propagandas›" emrini verdi.

Kollektivizasyon ile tüm bölgesel ibadethaneler kapat›ld›. Dini hat›rlatan

fleylerin hepsi yak›ld›. 20 fiubat 1930 tarihli Bat› Bölgesel Komitesinden ki-

fliye özel bir mektup, sarhofl askerlerin köy kiliselerini nas›l kapatt›¤›n›, di-

ni sembolleri k›rd›¤›n› ve köylüleri tehdit etti¤ini anlat›yordu. Bu kapama

tüm dinlere uygulan›yordu.

Bununla beraber, kiliseler kapat›ld›¤›nda, bunun anlam› dini ifllerin d›flar›-

da yap›lmas›na izin verildi¤i de¤ildi. Kharkov'da dokuz büyük kilisenin

kapat›lmas› ayn› zamanda "kiliselerin kapat›ld›¤› flu günlerde özel evlerde

158KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 161: KOMÜNİZM PUSUDA

dini toplant›lar›n yap›lmas› önlenecek" karar› al›nd›.

Leningrad'daki Kazan Katedrali anti din müzesine dönüfltürüldü. Kiev'deki

aziz Sophia katedrali ve di¤er kiliseler anti dini merkezler oldu. Kharkov'da

St. Andrey sinemaya çevrildi, di¤er biri radyo istasyonuna, baflka biri maki-

ne yedek parças› satan dükkana. Poltava'da ise iki kilise makine tamir atöl-

yesine çevrildi.

Bunlar bütün dinlere uyguland›. Kiliseler ve sinagoglar, Sovyetler Birli¤i'nde

Avrupa bölümündeki kay›tlarda tutuluyordu. ‹slam da ayn› flekilde bask› al-

t›ndayd›. Komünist dönem boyunca binlerce cami kapat›ld› ve çok say›da

din adam› "kulak" olarak damgalan›p öldürüldü veya Sibirya'daki çal›flma

kamplar›na gönderildi.108

Lenin'in "dine karfl› ›l›ml› olmal›y›z" takti¤i, Bolflevik Devrimi'nden

sonra koyu ve gözü dönmüfl bir din düflmanl›¤›na dönüfltü. Önceki bö-

lümlerde inceledi¤imiz gibi, Lenin, milyonlarca insan›n hayat›na mal olan

1920-21 k›tl›¤›n› dahi "insanlar›n Allah'a olan inançlar›n› zay›flatacak" fay-

dal› bir geliflme olarak görmüfltü.

Lenin, Allah'a ve dine karfl› duydu¤u bu isyankar ruh haliyle, ac›lar

içinde k›vranarak ve akli dengesini yitirmifl halde öldü. Allah Lenin'e, in-

sanlara yaflatt›¤› zulmün ve dine olan düflmanl›¤›n›n karfl›l›¤›n› dünyada

verdi. Ahirette de yapt›klar›n›n karfl›l›¤›n› eksiksiz olarak alacak olan bu

gibi zalim insanlarla ilgili olarak Kuran'da flöyle bildirilmifltir:

Gerçekten Allah'a ve Resûlü'ne karfl› baflkald›ranlar, kendilerinden önce-

kilerin alçalt›lmas› gibi alçalt›lm›fllard›r. Oysa Biz apaç›k ayetler indirdik.

Kafirler için küçültücü bir azap vard›r. Allah, hepsini diriltece¤i gün, on-

lara neler yapt›klar›n› haber verecektir. Allah, onlar› saym›flt›r; onlar ise

onu unutmufllard›r. Allah, herfleye flahid oland›r. (Mücadele Suresi, 5-6)

Lenin'in ard›ndan iktidara oturan Stalin de Lenin kadar dine düfl-

mand›. Bu düflmanl›¤›n›, milyonlarca dindar insan› öldürerek, dini ku-

rumlar›, ibadethaneleri tahrip ederek ve daimi bir ateizm propagandas›

yürüterek gösterdi. Stalin'in yürüttü¤ü ateizm propagandas›n›n en önem-

li unsuru ise evrim teorisiydi. Otobiyografisinde flöyle yaz›yordu: "Okul-

lardaki ö¤rencilerimizin zihnini alt› günde yarat›l›fl efsanesinden

temizlemek için onlara üç fleyi özellikle ö¤retmeliyiz: Dünyan›n yafl›n›,

jeolojik orijinini ve Darwin'in ö¤retilerini."109

Stalin, Anarflizm mi Sosyalizm mi? adl› kitab›nda ise Darwin ile yarat›-

l›flç› bir bilim adam› ve fosil biliminin kurucusu olan Cuvier'yi karfl›laflt›r›-

159Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 162: KOMÜNİZM PUSUDA

yor ve flöyle yaz›yordu: "Marxizm Darwinizm'e dayan›r ve onu hiç

elefltirmeden kabul eder. Marxistler Cuvier'nin teorisini fliddetle red-

dederler."110

Maocuların Din Düşmanlığı

Leninizm'in ve Stalinizm'in Çin'deki temsilcisi olarak sahneye ç›kan

Mao da yine dine karfl› bir düflmanl›k beslemifl ve uygulam›flt›r. Mao'nun

din hakk›ndaki bir ifadesi, bu konudaki fanatizmini aç›kça göstermekte-

dir:

"... Elbette, din zehirdir. ‹ki büyük zarar› vard›r: Birincisi ›rk anlay›fl›n› te-

melinden çürütür... (ve) ülkenin geliflmesini yavafllat›r. Tibet ve Mo¤olistan

bu flekilde zehirlenmifltir."111

Mao'nun iktidara gelmesiyle birlikte Çin genelinde dine ve dindar-

lara karfl› büyük bir savafl bafllat›lm›flt›r. Ama bu da Lenin'in komünistle-

re gösterdi¤i yöntemle, yani "örtülü" olarak gerçekleflmifltir. Komünist

parti, "kendi kendini yönetme hareketi" denen bir politika uygulamaya

koymufltur. Bunun anlam›, bütün dini kurumlar›n "kendini finanse eden,

kendini yöneten ve kendini organize eden" bir yap›da olmas›d›r. Ama

görünüflte "din özgürlü¤ü" gibi duran bir politika, tamamen dini yok et-

mek amac›na yönelik bir kampanya olmufltur. Ülke içindeki tüm dini ku-

rum ve ibadethaneler (Konfiçyüs veya Buda tap›naklar›, camiler veya

H›ristiyan kiliseleri), devlet taraf›ndan kurulan merkezi organizasyonla-

ra ba¤lanm›flt›r. K›sa süre içinde de bu dini kurumlar "Maoizm propa-

ganda merkezi" haline gelmifltir. Harry Wu isimli Çinli bir H›ristiyan,

Amerikan Uluslararas› Din Özgürlü¤ü Komisyonu'na 16 Mart 2000 tari-

hinde verdi¤i ifadesinde, bunu flöyle anlatmaktad›r:

Mao Tse-Tung, herhangi bir Çin vatandafl›n›n Komünist Parti d›fl›ndaki bir

otoriteye ba¤lanmas›na izin vermedi¤i için, Mao yönetiminde hükümet ta-

raf›ndan yönetilen bu merkezi din organizasyonlar› hiçbir dini faaliyette

bulunmam›flt›r. Mao'nun Çin'i yönetti¤i 30 y›ll›k süre boyunca, bu "üç ken-

di-kendine hareketi" Çin Komünist Partisi ile birlikte dini yok etmek ve

Komünist Parti ideolojisini yaymak için çal›flm›flt›r. Maoizm Çin'in yegane

yasal dini, Mao'nun K›z›l Kitab› ise yegane kutsal kitab› olmufltur.112

Do¤u Türkistan'daki Müslüman Uygur Türkleri veya Tibet'teki Bu-

160KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 163: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)161

distler ise kanl› vahflet uygulamalar›na hedef olmufllar, Çin Komünist

Partisi bu halklar› hem nüfuslar›n› azaltarak hem de dini inançlar›n› yok

ederek kontrol alt›na almaya çal›flm›flt›r. Maoizm'in dine düflmanl›¤›,

Mao'nun yolunu izleyen di¤er komünist Asya rejimleri taraf›ndan da

sürdürülmüfltür. Kamboçya'daki K›z›l Khmer rejimi, Kamboçya halk›na

karfl› yürüttü¤ü soyk›r›mda, ülkenin Müslüman az›nl›¤› olan Çam toplu-

lu¤una özellikle zulüm uygulam›flt›r. Komünizmin Kara Kitab›'nda K›z›l

Khmerler'in Çamlar'a karfl› uygulad›klar› vahfletten flöyle söz edilir:

1973'ten itibaren kurtar›lm›fl bölgelerde camiler tahrip edildi ve ibadet ya-

sakland›. 1975'ten bafllayarak bu önlemler yayg›nlaflt›. Kuran'lar yak›lmak

üzere topland›, camiler ya baflka ifllerde kullan›ld› ya da y›k›ld›. Hazi-

ran'da 13 dindar Müslüman, baz›lar› ibadeti mitinge tercih etmifl olmaktan,

baz›lar› ise dini nikah hakk›na sahip olduklar›n› aç›klamaktan dolay› idam

edildi... Din adamlar› özellikle hedef al›narak öldürüldü. 1000 kadar ha-

c›n›n yaln›zca 30 kadar› sa¤ kald›. Öteki Kamboçyal›lar›n aksine Çamlar s›k

s›k ayakland›; bu ayaklanmalar misilleme olarak birçok katliama neden ol-

du. K›z›l Khmerler 1978 y›l› ortas›ndan itibaren birçok Çam toplulu¤unun,

kad›n ve çocuklar da dahil, sistematik biçimde soyunu tüketmeye koyul-

du... Ben Kiernan, bunlar için genelde yüzde 50 ölüm oran›ndan söz eder.113

Maoculu¤un din düflmanl›¤›n› sergileyen bir baflka komünist rejim,

Arnavutluk'taki Enver Hoca diktas› olmufltur. Arnavutluk, II. Dünya Sa-

vafl›'n›n ard›ndan bir Sovyet uydusu olarak ortaya ç›kmas›na ra¤men,

1960'lardaki Çin-Sovyet çat›flmas› s›ras›nda Çin'den yana tav›r alm›fl ve

k›sa sürede K›z›l Çin'in ve Maoculu¤un Avrupa'daki temsilcisi haline

gelmifltir. Enver Hoca, bütün dini ibadethaneleri (camileri ve ülkenin ku-

zeyindeki katoliklerin kiliselerini) kapatm›fl, dahas› insanlar›n kendi ev-

lerinde bile ibadet yapmalar›n› yasaklam›flt›r. Herhangi bir dine inanmak

ve bunu ifade etmek suç haline gelmifl, buna karfl› gelenler çeflitli bask›

ve iflkencelere maruz kalm›flt›r. Enver Ho-

ca tüm bu uygulamalarla dini inançlar› ta-

mamen ortadan kald›rd›¤›n› zannederek

"dünyan›n gerçek anlamda ateist olan ilk

devletini kurdu¤unu" ilan etmifltir.

Arnavut diktatör Enver Hoca ve Mao'yu bir-likte gösteren bir Çin propaganda posteri.

Page 164: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM VE KURAN'DABEL‹RT‹LEN D‹NS‹Z S‹STEMLER

Gerçekte komünist sistemin bu kitap boyunca ele ald›¤›m›z bütün

olumsuz özelliklerinin temelinde, komünizmin tamamen dine ayk›r› ve

din düflman› bir ideoloji olmas› yatmaktad›r. Komünizmin vahfletinin

de, donuklu¤unun da sebebi, dine karfl› olan gözü dönmüfl düflmanl›¤›-

d›r.

Din, insan› yaratm›fl olan Allah'›n ona indirdi¤i düflünce ve yaflam

biçimidir. ‹nsan için en uygun olan yaflam da din ahlak›na göre kurulan

bir yaflamd›r; çünkü insan›n ruhunu en iyi bilen, onu yaratm›fl olan

Allah't›r ve ancak Allah'›n dinine göre kurulmufl olan sistem insan ruhu-

na huzur verir. Din ahlak›n› reddeden sistemlerin insanlara ac›, hüzün,

korku ve güvensizlik afl›lamas› kaç›n›lmazd›r. Hele bir de bu sistemler,

dinin ö¤retti¤i her türlü gerçe¤e karfl› ç›kan, onun tam aksini savunan ve

bu flekilde hayata geçirilmeye çal›fl›lan sistemler ise, insanlara verdikleri

zarar daha da büyük olur. Komünizm, bunun en çarp›c› örneklerinden

biri olarak tarihe geçmifltir.

Bu konunun son derece ilginç bir baflka yönü ise, komünizmin,

Allah'›n bize Kuran'da tarif etti¤i dinsiz sistemlerle önemli benzerlikler

göstermesidir. Kuran'da dinsiz sistemlere örnek olarak anlat›lan Firavun

düzeni ve di¤er baz› sistemler ile ça¤›m›zdaki komünist rejimler karfl›-

laflt›r›ld›¤›nda, aralar›nda büyük benzerlikler oldu¤u dikkat çekmekte-

dir. Bunlar› s›rayla inceleyelim.

Büyük Bina Tutkusu

Dinsiz yöneticilerin ortak özelli¤i, sahip olduklar› makamdan dola-

y› büyüklük hissine kap›lmalar›, kibirlenerek di¤er insanlar› küçümse-

meleridir. Bunu çeflitli flekillerde ifade ederler.

Kuran'da Allah bu yöneticilere örnek olarak Hz. Musa devrinde

M›s›r'› yöneten Firavun'u anlatmaktad›r. Firavun kibirlenerek hem

Allah'a ve elçisi Hz. Musa'ya karfl› gelmifl, hem de kendi halk›n› türlü

bask›lara u¤ratm›flt›r. Firavun'un büyüklük hissinin ilginç bir ifade biçimi

162KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 165: KOMÜNİZM PUSUDA

ise, "yüksek bir kule" infla

ettirmeye kalkmas›d›r. Bu

amaçla Firavun taraf›n-

dan yard›mc›s› Haman'a

verilen emir Kuran'da

flöyle bildirilir:

Firavun dedi ki: "Ey

önde gelenler, sizin

için benden baflka ilah

oldu¤unu bilmiyo-

rum. Ey Haman, ça-

murun üstünde bir

atefl yak da, bana yük-

sekçe bir kule infla et,

belki Musa'n›n ilah›na ç›kar›m çünkü gerçekten ben onu yalanc›lardan

(biri) san›yorum." (Kasas Suresi, 38)

Firavun'un kibirinin bir ifadesi olan "yüksek kule" tutkusu, komü-

nist diktatörlerde de "büyük bina" tutkusu olarak ortaya ç›km›flt›r. Baflta

Sovyetler Birli¤i olmak üzere, tüm komünist rejimlerde abart›l› derecede

büyük devlet binalar› infla edilmifl, bu binalar komünist rejimin güç ve

kal›c›l›¤›n›n bir sembolü olarak görülmüfltür. Romen diktatör Nikolay

Çavuflesku'nun Bükrefl'te yapt›rd›¤› saray, dünyan›n en büyük binas›

ünvan›n› uzun süre korumufltur. Son derece so¤uk ve zevksiz bir görü-

müne sahip olan saray, sadece "büyüklük" konusunda ön plana ç›kabil-

mifl ve komünist ideolojinin büyüklük kompleksinin bir ifadesi olarak

kalm›flt›r.

Halkın Zorla Sürülmesi

Kuran'da Allah yeryüzünde bozgunculuk ç›karan inkarc› güçleri

anlat›rken, onlar›n baz› insanlar› yurtlar›ndan sürüp ç›kard›klar›n› da

bildirir. Örne¤in inkar edenler, kendilerine gönderilen peygamberlere

"... Muhakkak (ya) sizi kendi topra¤›m›zdan sürece¤iz veya dinimize

geri döneceksiniz..." (‹brahim Suresi, 13) diye tehditte bulunmufllard›r.

‹nkar edenler özellikle de zay›f bulduklar› Müslümanlar› sürmeye

çal›flm›flt›r . Bir ayette bu haber verilir ve "onlar, yaln›zca; "Rabbimiz

Komünist mimarideki büyük bina tutkusunun birörne¤i: Moskova'daki Bakanlar Kurulu Binas›

Page 166: KOMÜNİZM PUSUDA

Allah't›r" demelerinden dolay›, haks›z yere yurtlar›ndan sürgün edi-

lip ç›kar›ld›lar..." (Hac Suresi, 40) buyrulur.

Komünist rejimler ise, tarihteki en büyük sürgünleri gerçeklefltir-

mifl ve bu sürgünler özellikle Müslümanlar› hedef alm›flt›r. Stalin döne-

minde K›r›m Türkleri baflta olmak üzere pek çok Müslüman halk

yurtlar›n› bir gecede terk ederek, aç ve sefil flekilde Rusya'n›n en elverifl-

siz bölgelerine sürgüne gönderilmifl, yüz binlerce masum yollarda can

vermifl, kendilerine gösterilen hedefe varabilenler ise açl›k, salg›n hasta-

l›klar ve dondurucu so¤uk nedeniyle yaflamlar›n› kaybetmifllerdir.

İnanç Özgürlüğünün Yok Edilmesi

Kuran'da anlat›lan Firavun sisteminin temel özelliklerinden biri,

sistemin inanç özgürlü¤ünü ortadan kald›rmas›d›r. Toplumun nas›l bir

dini inanca sahip olaca¤›, sistem taraf›ndan belirlenir. Bu yap›, Fira-

vun'un, Hz. Musa'ya inanan büyücülere söyledi¤i "Ben size izin verme-

den önce O'na iman ettiniz, öyle mi?" (Araf Suresi, 123) sözünden

aç›kça belli olmaktad›r. Yine Firavun, kavmine karfl› hitap ederken, onla-

ra gereken do¤rular› kendisinin ö¤retti¤ini, bunun d›fl›nda bir do¤ru

aramamalar› gerekti¤ini flöyle iddia etmifltir:

"... Ben, size yaln›zca gördü¤ümü (kendi görüflümü) gösteriyorum ve

ben sizi do¤ru yoldan da baflkas›na yöneltmiyorum." (Mümin Suresi,

29)

Firavun sisteminin söz konusu özelli¤inin ça¤›m›zdaki temsilcileri

komünist rejimler olmufltur. Baflta Sovyetler Birli¤i olmak üzere 20. yüz-

y›ldaki komünist sistemlerin hepsi "totaliter rejim" ünvan›na sahiptir, en

az›ndan totaliter bir rejim kurmaya çal›flm›fllard›r. Totaliterizm, bir top-

lumun bütün olarak devlet taraf›ndan flekillendirildi¤i, devletin bask› ve

propaganda yöntemlerini kullanarak tüm bir toplumu fiziki ve zihinsel

olarak yönetti¤i sistemdir. Kuran'da Firavun'la tarif edilen totaliter dü-

zen, 20. yüzy›lda Lenin, Stalin, Mao veya Enver Hoca gibi diktatörler ta-

raf›ndan hayata geçirilmifltir. Arnavutluk diktatörü Enver Hoca , az önce

de belirtti¤imiz gibi, ülkesinde insanlar›n herhangi bir dini inanca sahip

olmas›n› yasaklam›fl, tüm ibadethaneleri kapatm›fl ve "tarihin ilk ateist

devletini kurdu¤unu" ilan etmifltir.

164KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 167: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)165

Liderlerin Putlaştırılması

Allah Kuran'da Firavun sistemini anlat›rken, Firavun'un kendisini

halk›n gözünde ilahlaflt›rma çabas› oldu¤unu da bize haber verir. Bu

gerçek, Firavun'un çevresindekilere söyledi¤i ve Kuran'da aktar›lan "Ey

önde gelenler, sizin için benden baflka ilah oldu¤unu bilmiyorum"

(Kasas Suresi, 38) fleklindeki sözünden aç›kça anlafl›lmaktad›r. M›s›r ta-

rihi de bize ayn› bilgiyi vermekte, Firavunlar›n kendilerini "yeryüzün-

deki tanr›" olarak tan›mlad›klar›n› göstermektedir.

Komünist rejimlerde de sistemi yöneten diktatörlerin ayn› psikolo-

jiye girdikleri görülmektedir. Özellikle Lenin, Stalin, Mao, Kim Il Sung

(Kuzey Kore) gibi diktatörler, kendilerini toplumun gözünde adeta bir

ilah haline getirecek kitlesel bir beyin y›kama program› yürütmüfllerdir.

‹ngilizce'de bu liderlerin politikas›n› tan›mlamak için kullan›lan "cult of

personality" (kifli kültü) kavram›, söz konusu "lider putlaflt›rmas›"n› ifa-

de eder.

Bu putlaflt›rma e¤ilimi, ilk komünist devrim olan Rus Devrimi'nin

lideri Lenin'le bafllam›flt›r. Gerçekte Lenin'in baz› sözlerine ve miras b›-

rakt›¤› anlay›fllara bak›ld›¤›nda, bir tür "dini" atmosfer göze çarpmakta-

d›r. Ancak bu, putperest bir dindir. Lenin, Komünist Parti'yi bir tür

dinsiz tarikat fleklinde örgütlemifltir. O öldü¤ünde Komünist Parti üye-

leri büyük bir tören düzenlemifl ve onun cesedine do¤ru seslenerek "Yol-

dafl Lenin, yemin ediyoruz ki emirlerini yerine getirece¤iz" fleklinde

ayinsel konuflmalar yapm›fllard›r.114 Lenin'in cesedi, tümüyle eski M›-

s›r dinine uygun bir biçimde mumyalanm›fl ve yine eski M›s›r'daki fi-

ravun mezarlar›na benzer bir mezara konmufltur ki bu, Firavun sistemi

ile komünist sistem aras›ndaki benzerli¤in çok belirgin bir örne¤idir.

Stalin ve Mao, Lenin'in yolunu izlemifllerdir. Her iki diktatör de

dev boyutlarda heykellerini yapt›r›p ülkelerinin dört bir yan›na yerlefl-

tirmifl, bu yolla halka "ilah-lider" portresi çizmeye çal›flm›flt›r. Mao, "K›-

z›l Kitap" ad› verilen bir tür "kutsal kitap" yazm›fl ve her Çinli bu kitab›

okuyup hayata geçirmekle sorumlu tutulmufltur. "Büyük Serdümen" la-

kab› tak›lan Mao'nun Çin'in dört bir yan›ndaki heykelleri hala pek çok

Çinli taraf›ndan ziyaret edilmekte, Mao'nun do¤um gününde topluca

intihar edenler olmaktad›r.

Page 168: KOMÜNİZM PUSUDA

Mao'yu putlaflt›rmak amac›yla yap›lm›fl komünist propaganda posterleri.Dikkat edilirse posterlerde Mao, tüm Çinlilerin üzerine do¤an bir günefl,hepsinin flaflmaz yol göstericisi ve hepsine sözde mutluluk ve yaflam se-vinci getiren sözde bir "kutsal kifli" olarak tasvir edilmektedir.

Kuzey Kore diktatörü Kim Il Sung'un heykeli önünde secde eden Koreliler, komü-nizmin gerçekte ça¤dafl bir putperestlik oldu¤unu belgelemektedir.

Page 169: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM: ÇA⁄DAfi B‹R PUTPERESTL‹KKomünist ideolojide ortaya ç›kan "lidere tap›nma" e¤ilimi, komünizmin Kuran'da haberverilen firavun sistemi gibi putperest bir anlay›fla sahip oldu¤unu göstermektedir. Yaflamlar›nda M›s›r firavunu gibi bir zulüm uygulayan komünist liderler, öldüklerindede aynen firavunlar gibi mumyalanm›fllard›r. Lenin'in beyni sözde "ne kadar üstün birzeka oldu¤unu incelemek" amac›yla ç›kar›lm›fl ve özel koruma alt›na al›nm›flt›r. Sa¤ üst-te Lenin'in alt›nda ise Mao'nun cesetlerine korku ile bakan insanlar, komünist ideoloji-nin despotlu¤unu sergilemektedirler.

Page 170: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA168

Kuzey Kore'de iktidara gelen Kim Il Sung da putlaflt›r›lm›fl, "halk›n

günefli" olarak tan›mlanm›fl ve asla hata yapmayan flaflmaz bir yol göste-

rici olarak tan›t›lm›flt›r. Ayn› durum Kuzey Vietnam'›n komünist dikta-

törü Ho Chi Minh için de geçerlidir.

Oligarşik Yapı

Oligarfli, "az›nl›k yönetimi" demektir. Bir sistemde, siyasi güç sade-

ce s›n›rl› bir grubun elinde ise, o sistem bir oligarflidir. Kuran'a bakt›¤›-

m›zda ise, inkarc› sistemlerin temelde oligarflik yap›lara sahip oldu¤unu

görürüz. Pek çok ayette "kavmin önde gelenleri"nden söz edilir. Kavmin

önde gelenleri ile ilgili ayetler incelendi¤inde, söz konusu kesimin tüm

siyasi gücü ellerinde tuttu¤u ve toplumu kendi fikirleri do¤rultusunda

yönlendirdi¤i anlafl›lmaktad›r. Firavun düzeni de bir oligarflidir. Fira-

vun'la ilgili ayetler incelendi¤inde, Firavun'un yan›nda dan›flmanlar,

büyücüler ve askerlerden oluflan oligarflik bir s›n›f oldu¤u görülür. Bü-

yücüler, halk›n Firavun sistemine ba¤l› kalmas› için onlar› fikri yönden

kontrol etmifl, askerler ise ayn› kontrolü kaba kuvvetle sa¤lam›flt›r.

Komünist rejimler, Kuran'da sözü edilen inkarc› oligarflik sistemin

ça¤›m›zdaki karfl›l›¤›-

d›r. Komünistler sözde

"halk iktidar›" için yola

ç›km›fllar, oysa iktidar›

ele geçirdikleri her ül-

kede halk üzerinde ta-

hakküme dayal› bir

az›nl›k iktidar› kur-

mufllard›r. Ülkedeki

tüm siyasi güç, "prole-

terya partisi" yani iflçi

partisi etiketini tafl›yan,

oysa iflçilerle hiçbir ilgi-

si bulunmayan Komü-

nist Parti yönetiminin

eline geçmifltir. Komü-

Komünizm, Kuran'da tarif edilen Firavun rejimi gibiaz›nl›k iktidar›na dayal› oligarflik bir sistemdir. Komü-nist Parti yöneticileri, tüm topluma tepeden bakar veonlar› diledikleri gibi yönetirler.Yanda 1920'lerin Sovyet oligarflisi: Lenin'in mozolesin-de komünist selamlamada bulunan Bolflevik kadro.

Page 171: KOMÜNİZM PUSUDA

nist Parti'nin Merkezi Komite ve Politbüro olarak adland›r›lan karar me-

kanizmalar› ve bunlar›n da üzerinde olan Genel Sekreter, ülkedeki tüm

siyasi gücün sahibi olmufl ve bunu ac›mas›zca kullanm›flt›r. Komünist

rejimlerdeki tüm sözde "demokratik" mekanizmalar, yani seçimler ve

parti kongreleri, sadece göstermeliktir.

"Ekini ve Nesli Helak Etme"

Allah Kuran'da inkarc› yöneticilerin vas›flar›n› anlat›rken, önemli

bir konuya dikkat çekmektedir:

O, ifl bafl›na geçti mi YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARMAYA,

EK‹N‹ VE NESL‹ HELAK ETMEYE ÇABA HARCAR. Allah ise, bozgun-

culu¤u sevmez. Ona: "Allah'tan kork" denildi¤inde, büyüklük gururu

onu günaha sürükler, kuflat›r. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir ya-

takt›r o. (Bakara Suresi, 205-206)

Dikkat edilirse ayette geçen "yeryüzünde bozgunculuk ç›karmak"

ve "ekini ve nesli helak etmek", Sovyetler Birli¤i, K›z›l Çin veya Kamboç-

ya gibi komünist rejimlerde uygulanan kollektivizasyon ve katliamlar›

tam olarak tarif etmektedir. Lenin, Stalin, Mao veya Pol Pot, iktidarlar›

alt›ndaki ülkeleri tam bir kargafla, korku ve terör ortam›na sürükleyerek

bozgunculuk ç›karm›fllar, Lysenko'nun evrimci saçmal›klar›n› tar›ma

uygulayarak tar›m mahsullerini, yani ekini mahvetmifller, onmilyonlar-

ca insan› öldürerek de neredeyse tüm bir insan neslini k›y›mdan geçir-

mifllerdir. Ayetin devam›nda bu bozgunculu¤u yapan kiflilerin çok

kibirli ve dinsiz olduklar› da belirtilmektedir ki, Lenin, Stalin, Mao veya

Pol Pot gibi kendilerini birer ilah sayan diktatörlerin bu tarife kusursuz

bir flekilde uydu¤u ortadad›r.

Sonuç

Komünistler tarihin sürekli bir evrim içinde ilerledi¤ine, eski top-

lumlar›n ça¤›m›zdaki toplumlardan geri oldu¤una inan›rlar. Dolay›s›yla

geçmiflteki peygamberleri veya insanlara binlerce y›l önce vahyedilmifl

olan kutsal kitaplar› kendilerince küçümsemeye çal›fl›rlar. Oysaki sahip

olduklar› ideoloji ve ruh hali, zaten Allah'›n bizlere 14 as›r önce Kuran-›

169Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 172: KOMÜNİZM PUSUDA

Kerim'de bildirdi¤i bir aldan›fl, cehalet ve psikolojik bozukluktur. Her ne

kadar kendilerini "tarihin en ileri aflamas›" sayd›klar› komünizmin ön-

derleri gibi görseler de, tarihin derinliklerinde kalm›fl gibi görünen M›s›r

Firavun'u ile ortak özelliklere sahiptirler.

Çünkü gerçekte tarihte, insan zekas› ve yap›s› aç›s›ndan bir "ilerle-

me" yoktur. Binlerce y›l önceki insanlar da bugünkü insanlarla ayn› özel-

liklere sahiptir. Kültürel ve teknolojik aç›dan ise, zaman içinde ilerleme

de gerileme de olmufltur. Örne¤in Hz. Süleyman dönemindeki teknoloji,

M›s›r dönemindeki piramitlerin yap›m teknikleri gibi pek çok konu ha-

len bilinmemektedir. Baz› medeniyetlerde çok ileri bir kültür ve teknolo-

ji birikimi oldu¤u onlardan geriye kalan eserlerde aç›kça görülmektedir.

Ancak hiçbir zaman için sabit bir geliflme yoktur. Kimi zaman ilerleme

kimi zaman gerileme olmufltur.

Ama baflta da belirtti¤imiz gibi, insanlar›n yap›s› aç›s›ndan, Allah

belirli insan tipleri, belirli düflünce yap›lar› yaratm›flt›r ve tarih, bunlar›n

aras›nda yine Allah'›n belirlemifl oldu¤u kanunlara göre ifllemektedir.

Kuran'da Allah'›n sünnetinin, yani koydu¤u tabi veya toplumsal kanun-

lar›n asla de¤iflmedi¤i flöyle haber verilir:

"(Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakk›nda (uygulanan) Allah'›n sün-

netidir. Allah'›n sünnetinde kesin olarak bir de¤ifliklik bulamazs›n."

(Ahzab Suresi, 62)

Yeryüzünde komünist bir ideolojinin var olmas› da, Allah'›n sünne-

tiyle olmufltur. Allah dilemifl oldu¤u için insanlar komünizm gibi vahfli,

karanl›k ve barbar bir ideolojiye inanabilmifl. Allah dilemifl oldu¤u için

komünizm 20. yüzy›l› kana bulayabilmifltir Allah böyle bir fleyi dilemifl-

tir, çünkü 19. yüzy›lda Darwinizm sapmas›na inanarak dinsizli¤i tercih

edenler, komünizme -ve bir yandan da faflizme- müstahak olmufllard›r.

Bir ayette, Allah'›n bu sünneti flöyle aç›klan›r:

‹nsanlar›n kendi ellerinin kazand›¤› dolay›s›yla, karada ve denizde fe-

sad ortaya ç›kt›. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yapt›klar›n›n

bir k›sm›n› kendilerine tadd›rmaktad›r. (Rum Suresi, 41)

Bu ‹lahi kanun hakk›ndaki sosyolojik bir tespiti Nobel ödüllü ünlü

Rus yazar Alexander I. Solzhenitsyn yapm›flt›r. Komünizmi fliddetle

170KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 173: KOMÜNİZM PUSUDA

elefltiren Solzhenitsyn, 1983'de Londra'da yapt›¤› bir konuflmada, kendi

halk›n›n bafl›na gelen felaketin nedenini flöyle yorumlar:

Yar›m yüzy›l önce henüz bir çocukken, yafll›lar›n Rusya'n›n bafl›na gelen

felaketlerin nedeni için flöyle dediklerini hat›rl›yorum: "‹nsanlar Allah'›

unuttular, tüm bu felaketlerin nedeni bu." O zamandan beri, 50 y›ld›r

devrimimizin tarihi üzerinde çal›flt›m, yüzlerce kitap okudum, yüzlerce

flahit dinledim, sekiz cilt kitap yazd›m. Ama 60 milyon insan› yok eden

devrimin ana sebebini formüle etmemi isterseniz flunu tekrarlamaktan

baflka bir fley yapamam: ‹nsanlar Allah'› unuttular; tüm bu felaketlerin

nedeni bu.115

Komünizm, insanlar›n Allah'› unutmalar›n›n sonucunda ortaya

ç›km›fl bir belad›r. Dinsiz bir toplumun ne kadar ac›mas›z, vahfli ve bar-

bar olabilece¤ini, Allah'› inkar eden Darwinizm, materyalizm gibi felse-

felerin nas›l bir sonuç do¤urdu¤unu ispatlayan canl› bir örnektir.

‹nsanlar komünizmin getirdi¤i belalar› gördükçe, din ahlak› ile dinsiz

toplumlar aras›ndaki büyük fark› görebilmifllerdir. Bu da, insanl›¤›n

kurtuluflu aç›s›ndan tek çözümün din ahlak›n›n yaflanmas› oldu¤unun

anlafl›lmas›na vesile olmufltur.

Ancak unutulmamal›d›r ki, din ahlak›ndan uzak insanlar Allah'› in-

kar edip söz konusu felsefelere saplanmaya devam ettikleri sürece, ko-

münizm ve benzeri sapk›n ideolojiler de hayat sahas› bulacakt›r.

‹nsanlar yukar›daki ayette ifade edildi¤i gibi, "kendi ellerinin kazand›¤›

dolay›s›yla karada ve denizde fesad ortaya ç›kmas›"n› istemiyorlarsa,

öncelikle söz konusu ideolojilerden uzaklaflmal› ve baflka insanlar› da

uzaklaflt›rmal›d›rlar. Bunu gerçeklefltirebilmek için öncelikle yap›lmas›

gereken ise, tüm bu bela getiren ideolojilerin sözde bilimsel bir dayanak

olarak kabul ettikleri Darwinizm'in bilimsel çöküflünü ve karanl›k yüzü-

nü insanlara tan›tmakt›r.

21. yüzy›lda ak›l, vicdan, feraset ve basiret sahibi insanlar›n en

önemli görevlerinden biri, büyük ‹slam alimi Bediüzzaman'›n dikkat

çekti¤i "maddiyyun ve tabiiyyun taunu" (maddecilik ve tabiatç›l›k

hastal›¤›) ile fikri bir mücadele yürütmektir.

171Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 174: KOMÜNİZM PUSUDA

BÖLÜM VI

Page 175: KOMÜNİZM PUSUDA

Stephen Jay Gould, ABD'de "evrim teorisi" dendi¤inde Dar-

win'den sonra akla gelen ilk isimlerdendir. Harvard Üniver-

sitesi'nde y›llard›r zooloji ve paleontoloji profesörü olan

Gould, evrim teorisi lehine yazd›¤› çok say›da kitap ve med-

yada bu konuda s›k s›k boy göstermesiyle tan›n›r. Evrim ko-

nusunda bir tart›flma oldu¤unda, Time, Newsweek gibi dünyaca ünlü

dergiler Gould'dan görüfl al›rlar. Do¤a Tarihi Müzeleri'ndeki kitapç›la-

r›n vitrinlerinde Gould'un kitaplar› en ön plandad›r. Gould, Darwin'in

aç›klar›n› kapatmaya, evrim teorisinin fosiller karfl›s›ndaki yenilgisini

bir flekilde kurtarmaya çal›flmaktad›r. (Ama elbette baflaramamaktad›r,

bu yüzden evrim teorisini elefltiren ünlü isimlerden biri olan Berkeley

Üniversitesi profesörü Philip Johnson, Gould'u "Darwinizm'in Gorba-

çov'u" olarak tan›mlar. Hatta Gould bu baflar›s›zl›¤›n› kendisi de defalar-

ca itiraf etmifltir. Detayl› bilgi için bkz. Harun Yahya, Hayat›n GerçekKökeni, 2000)

Stephen Jay Gould'un Darwinizm kadar ba¤l› oldu¤u bir ikinci ide-

oloji daha vard›r: Marxizm.

Gould, bunu her zaman aç›kl›kla ifade etmifltir. Ona göre, Darwi-

nizm ve Marxizm bir madalyonun iki ayr›lmaz yüzüdür. Darwin "do¤a-

KOMÜN‹ZM G‹ZLEND‹

Page 176: KOMÜNİZM PUSUDA

n›n diyalekti¤ini", Marx ise "tarihin diyalekti-

¤ini" aç›klam›flt›r. Gould'un Darwinizm'e

olan ba¤l›l›¤›, asl›nda diyalektik materyaliz-

me olan ba¤l›l›¤›n›n bir sonucudur. Darwin

için, "Darwin do¤ay› yorumlarken çok tutarl›

bir materyalist felsefeyi uygulad›" demekte

ve onu bu nedenle ›srarla savunmaktad›r.116

‹flte dünyan›n en ünlü Marxist-Darwi-

nistlerinden biri olan Gould, 1992 y›l›nda

Rusya'ya bir gezide bulundu. Bu geziden

bir kaç y›l önce Do¤u Bloku parçalanm›fl,

bir y›l önce de Sovyetler Birli¤i çökmüfl, Ko-

münist Parti tarih olmufltu. Tüm dünya "ko-

münizmin mutlak flekilde y›k›ld›¤›n›" ko-

nufluyordu. Ama Gould, olay› daha farkl›

yorumlad›. Gezi dönüflünde gazetecilere bir

demeç verdi ve "Marxizm'in bir uygulamas› y›k›ld›, ama Marxizm

tarihin bilimsel yorumu olarak geçerlili¤ini koruyor" dedi.117

Yani Gould'a göre Marxizm hala yafl›yordu.

Komünizm Yaşıyor

Stephen Jay Gould'un Darwinizm'e olan ba¤l›l›¤›, istisnai bir vaka

de¤ildir. 20. yüzy›l boyunca evrim teorisini savunan önde gelen bilim

adamlar› aras›nda çok say›da Marxist vard›r. Alexander Oparin, J. B. S.

Haldane gibi yüzy›l›n ilk yar›s›nda evrim teorisi ad›na en önemli çal›fl-

malar› yapan kifliler koyu birer Marxist'tir. Halen John Maynard Smith,

Richard Lewontin gibi Bat›l› evrimci bilim adamlar› da Marxizm'in ›s-

rarl› birer savunucusudur.

Bu kiflilere göre, Darwinizm ve Marxizm efl anlaml›d›r. Her iki teori

de ortak bir felsefi temele dayal›d›r: Diyalektik materyalizm. Marx bunu

tarihe, Darwin de do¤aya uyarlam›flt›r. Dünyan›n "komünizm y›k›ld›"

diye yorumlad›¤› olgu, yani Soyvetler Birli¤i'nin ve Do¤u Bloku'nun çö-

küflü ise, bu kiflilere göre, sadece "Marxizm'in yanl›fl bir yorumunun

çökmesinden" ibarettir. Diyalektik materyalizm var oldu¤u sürece, Mar-

174

ABD'nin en önde gelenDarwinist bilim adam› olanStephen Jay Gould koyu bir Marxisttir ve SSCB'nin y›k›l-

mas›yla Marxizm'in dahada güçlendi¤ini savunmak-

tad›r.

KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 177: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)175

xist siyaset anlay›fl› devam edecektir.

Bu düflünce, dünyada halen Marxizm'e inanan çok say›da örgüt ve-

ya ayd›n taraf›ndan da savunulmaktad›r. Bu güncel komünistler, daha

henüz Sovyetler Birli¤i ve Do¤u Bloku var iken, bu ülkelerdeki komü-

nist rejimler ile Marxist ideolojiyi birbirinden ay›rm›fllard›. Mevcut ko-

münist rejimlere "reel sosyalizm", yani yaflanan sosyalizm diyorlar, buna

karfl›l›k sosyalist ideolojinin bu rejimlere ba¤l› olmad›¤›n›, bu rejimler

y›k›lsa da ayakta kalaca¤›n› ileri sürüyorlard›.

Bugün ise bu iddiay› daha etkili bir biçimde dile getirmektedirler.

‹ddialar› fludur: Marx'a göre bir toplum belirli evrelerden geçmelidir.

Önce kapitalizmi yaflamal›, ard›ndan sosyalizme ve sonra da komüniz-

me ilerlemelidir. Oysa Rusya'da ve di¤er 20. yüzy›l komünist rejimlerin-

de tar›m toplumundan sosyalizme do¤ru ani bir geçifl olmufltur. Aradaki

kapitalist aflama atlanm›flt›r. Dolay›s›yla Marxistler'e göre bu rejimlerin

baflar›s›zl›¤› do¤ald›r. fiu an bu ülkelerin kapitalizmi benimsemesiyle

birlikte, Marx'›n sözünü etti¤i "kapitalist aflama" yaflanacak ve ard›ndan

sosyalizm daha kal›c› ve güçlü olarak gelecektir.

Bu yorum, günümüzde hala Marxizm'e inanan pek çok kimsenin

benimsedi¤i yorumdur. Bunlar›n aras›nda ise, ABD'nin Stephen Jay Go-

uld gibi önde gelen bilim adamlar›ndan Avrupal› komünist partilere,

Marxist ayd›n ve gazetecilerden, bölücü komünist terör örgütlerine ka-

dar çok genifl bir kadro yer almaktad›r.

Dolay›s›yla, Sovyetler Birli¤i'nin ve Do-

¤u Bloku'nun çöküflü üzerine, komünizmin

bir tarih oldu¤unu ve art›k dünya için bir teh-

like olmad›¤›n› düflünmek son derece yanl›fl-

t›r. Komünizm, diyalektik materyalizmin

siyaset teorisidir. Diyalektik materyalizm

yaflad›kça komünizm de yaflayacakt›r. E¤er

bir felsefe toplumda güçlü olarak yaflarsa,

onun siyasi yönden etkili olmas› sadece "uy-

Darwinizm yaflad›¤› sürece, diyalektik materyalizm vedolay›s›yla komünizm de yaflayacakt›r. ABD'deki Mar-xist-Darwinist bilimadamlar›, bu gerçe¤in bir ifadesi-dir. Solda Peter Singer'in "Darwinist Sol" adl› kitab›.

Page 178: KOMÜNİZM PUSUDA

gun bir ortam bulma meselesi" olur. E¤er diyaletik materyalizm güçlü

ve yayg›n bir felsefe olarak yaflarsa, onun siyasi boyutu olan komünizm

de uygun ortam buldu¤unda etkili bir güç haline gelebilir.

Bugün dünyan›n genelinde liberal ekonomiye ve demokrasiye yö-

nelik güçlü bir güven vard›r. Ancak liberal ekonomik düzende meydana

gelebilecek uluslararas› bir kriz, insanlar›n psikoloji ve e¤ilimlerini bir

anda de¤ifltirebilir. Nitekim bunun örnekleri geçmiflte yaflanm›flt›r.

1929'da yaflanan Büyük Buhran sonucunda tüm dünyada büyük bir eko-

nomik kriz meydana gelmifl, bu da Avrupa'daki komünist ve faflist par-

tilerin popülaritesini bir anda art›rm›flt›r. Büyük Buhran'› "kapitalist

sistemin çöküflü" olarak yorumlayan komünistler, kitleleri çok daha ko-

lay etkileme imkan› elde etmifllerdir.

Kald› ki flu anda bile özellikle Avrupa ülkelerinde komünistlerin

kayda de¤er bir gücü vard›r. Fransa ve ‹talya'daki Komünist Partiler ha-

len güçlüdür, hemen her seçimde oldukça yüksek oy oranlar› elde et-

mektedirler. Eski Do¤u Bloku ülkelerinin hemen hepsinde eski

komünist kadrolar taraf›ndan yönetilen sosyalist partiler vard›r ve bun-

lar da yine son derece yüksek oy oranlar›na sahiptir. Sözünü etti¤imiz

türde bir uluslararas› ekonomik kriz, bu ülkeleri kolayl›kla söz konusu

sosyalist partilerin ve ard›ndan da komünist bir rejimin kuca¤›na itebilir.

Rusya: Bir İleri İki Geri!

Siyasi yelpazenin iki z›t ucu gibi gözüken faflizm ile komünizm ara-

s›nda ise asl›nda çok ince bir çizgi vard›r. Her iki ideoloji de benzer bir

toplum ve ahlak yap›s›na ve lider modeline sahiptir. Nitekim her iki ide-

oloji de siyaset biliminde "totaliter ideolojiler" olarak ayn› s›n›fa dahil

edilir. Devletin, toplumu bask›yla, korkuyla ve propagandayla yönetti-

¤i, muhalifleri en ac›mas›z yöntemlerle ortadan kald›rd›¤› bir modeldir

totaliterizm.

1991'den sonra Rusya'n›n siyasi rejimi ve siyaset kültürü pek fazla

de¤iflmemifltir. Komünizmden mafya egemenli¤ine dayanan bir tür fa-

flizme geçilmifltir ki, belirtti¤imiz gibi bu temelde bir de¤ifliklik say›l-

maz. As›l de¤iflim, ekonomide ve sosyal yap›da olmufltur. Pek çok h›zl›

176KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 179: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)177

zengin türemifl, halk›n büyük bölümünün yaflam standard› düflmüfl,

zenginler ile fakirler aras›nda giderek büyüyen bir uçurum oluflmufltur.

19. yüzy›l ‹ngilteresi'nde yaflanana benzer bir "vahfli kapitalizm" yap›s›

Rusya'ya hakim olmufltur. Devletin merkezi otoritesinin zay›flamas›yla

birlikte ortaya ç›kan mafya örgütleri ise, bir tür "feodal yap›" olufltur-

maktad›rlar.

‹lginç olan her iki yap›n›n da Marxizm'e göre devrim öncesi flartlar›

meydana getirmesidir. Yani Rusya'n›n mevcut yap›s›, Marxist aç›dan,

"komünizm öncesi" bir yap›d›r. Rusya'da hala yüksek bir oy oran›na

sahip olan, dahas› devlet mekanizmas›nda etkili olan komünistler, mev-

cut durumu bu flekilde de¤erlendirmektedirler. Liberal ekonomiye ve

demokrasiye olan güveni sarsabilecek muhtemel bir uluslaras› kriz, ko-

münistlerin bu teorisini prati¤e çevirebilir ve Rusya kolayl›kla yeniden

komünist bir rejime geçebilir.

Asl›nda bu noktada komünizmin sinsi taktiklerinden biri karfl›m›za

ç›kmaktad›r. Komünistler, kendilerince, tarihi s›ralamalar›n›n (kapita-

lizmden komünizme geçifl) bozulmas›ndan kaynaklanan bir düzenleme

yapmaktad›rlar. Bu nedenle Rus halk›n›, mafyan›n eline vermifller ve

klasik bir kapitalizmin yaflanmas›na ortam haz›rlam›fllard›r. Kurduklar›

bu sistemle halk› yo¤un olarak ezdirmekte ve onlara "baflka çözüm yok,

tek çözüm komünizm" dedirtmeye çal›flmaktad›rlar.

Öte yandan komünizm gizliden gizliye varl›¤›n› sürdürmektedir.

Mevcut kadrolar›n tümü, eski komünistlerden oluflmaktad›r. Ve Marx'›n

Rusya'daki yeni kapi-talist düzene isyan

eden ve komünizmindönüflü için sloganlaratan Rus göstericiler.

Page 180: KOMÜNİZM PUSUDA

diyalektik materyalizmi ile e¤itilmifl bu kifliler, komünizm hayallerin-

den vazgeçmifl de¤illerdir. Aksine komünizmin kapitalist safhadan geç-

mesi gerekti¤ine inananlar, "komünist" olman›n bir gere¤ini yerine

getirmek için kapitalizmin yaflanmas›na seyirci kalmaktad›rlar. Gerçek

komünist olduklar› için, flu an kapitalizmi uygulamakta ve savunmakta-

d›rlar.

Diyalektik materyalist ilkeleri benimsemifl bu insanlar aç›s›ndan,

nihai hedefe ulaflmak için, bir gün komünist, bir gün faflist görünmek

son derece kolayd›r. Nitekim asl›nda faflizmde de komünizmde de amaç

ayn›d›r: ‹nsanlara zulmetmek... Bu iki ideoloji aras›nda çok ince bir çizgi

vard›r. Sadece komünizm, zulmünü "hümanist" sloganlar alt›nda, gizli-

den gizliye devam ettirmektedir. Yapt›¤› zulme ve uygulad›¤› vahflete,

gerekçe oluflturmaya çal›flmaktad›r.

Tüm bu gizli perdelerin ard›nda, flu an komünizm Rusya'da ikti-

dardad›r; Rus devleti klasik komünist yap›dad›r. Türki Cumhuriyetleri

askeri kontrol alt›nda tutan Rusya de¤iflmemifltir; SSCB fiilen halen dur-

maktad›r. Koyu komünist kadro, halk›, kapitalist bir yaflam içinde iyice

ezdirmekte; üstelik bir yandan da dinsizlik ve ahlaks›zl›k telkinlerini yo-

¤un olarak sürdürmektedir. Bu telkinlerin ve taktiklerin sonucunda ah-

laki de¤erlerinden iyice uzaklaflan, Yüce Allah'›n varl›¤›n› unutan bir

toplumun komünizmi kabul etmemesi için bir sebep kalmayaca¤›n› he-

saplamaktad›rlar.

Ellerinde hala Stalin veya Lenin posterleriyle yürüyüfller yapan

Rus komünistleri, az›msanmayacak ve küçümsenmeyecek bir güce sa-

hiptirler. SSCB'nin 1991'deki çöküflünü, Lenin'in 1904 y›l›nda yazd›¤› BirAd›m ‹leri, ‹ki Ad›m Geri Adl› kitab›nda belirtti¤i gibi, nihai hedefe giden

yol üzerinde geçici bir geri çekilme olarak görmektedirler. Lenin, söz ko-

nusu kitab›nda flöyle yazm›flt›r:

Bir ad›m ileri, iki ad›m geri... Bireylerin yaflam›nda, uluslar›n tarihinde ve

partilerin geliflmesinde böyle fleyler olur. Ama devrimci sosyal-demokrasi

ilkelerinin, proleterya örgütünün ve parti disiplininin eninde-sonunda

tam zafer kazanaca¤›ndan kuflku duymak, alçakl›¤›n en canicesi olur.119

178KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 181: KOMÜNİZM PUSUDA

Günümüzde Darwinizm'den güç alan komünizmin art›k bir tehlike ol-mad›¤›n›, y›llar önce çöktü¤ünü zannedenler büyük bir yan›lg› içindedirler.Çünkü komünizm y›k›lmam›fl, diyalektik materyalizmin en önemli ilkesineuygun olarak iki ad›m geri atm›flt›r.

Lenin'in üzerine kitap yazd›¤› bu "Bir Ad›m ileri, ‹ki Ad›m Geri" ilkesi-ne göre komünistler hedeflerine ulaflmak için gerekti¤inde birkaç ad›m geriatarak sanki hedeflerinden uzaklaflm›fl gibi görünürler. Komünist Çin'dekiokul çocuklar›na da, bu nedenle üç ad›m ileri, iki ad›m geri esas›na dayanan"diyalektik yürüme yolu" ö¤retilir.

Buna en somut örneklerden biri komünistlerin aile kurumu hakk›ndakidüflünceleridir. Diyalektik materyalizmin kurucusu Karl Marx'a göre komü-nizme varmak için öncelikle evlilik kurumu kald›r›lacakt›r. Marx ve Engels,Komünist Manifesto’da "Ailenin kald›r›lmas›! En radikal kifliler bile, komü-nistlerin bu menfur amac› karfl›s›nda parlay›veriyorlar" diye yazm›fllar vesonra da ailenin kald›r›lmas›n›n kendilerince neden gerekli oldu¤unu anlat-maya çal›flm›fllard›r. "Burjuva ailesinin" sermayeye ve özel kazanca dayan-d›¤›n› ileri sürmüfller, bunlar ortadan kalkt›¤›nda (yani komünist devrimgerçekleflti¤inde) ailenin de yok olaca¤›n›, "taydafl› yok olunca, burjuva aile-si de do¤al olarak yok olacakt›r" diyerek iddia etmifllerdir.

Friedrich Engels de Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adl› ki-tab›nda, aileyi insanl›k tarihinin ilk aflamalar›nda var olmayan, sonradan birsömürü arac› olarak ortaya ç›km›fl yapay bir kurum olarak göstermeye çal›fl-m›flt›r. Engels'in bu felsefesine göre, komünist devrimle birlikte, hem devlet,hem özel mülkiyet hem de aile ortadan kald›r›lmal›d›r.

Komünistler bu hedeflerine ulaflmak için, diyalektik materyalizmin ilke-lerine uyarlar. Aile kurumunu kald›rmak için güçlü bir devlete ihtiyaçlar› var-d›r. Ancak güçlü bir devlet için önce aile kurumunun güçlü olmas› gerekir.Bu nedenle önce geri ad›m atarak, aileyi güçlendirirler. Bu sayede komünistdevlet güçlenir ve bir aflama sonra aile kurumunu tamamen ortadan kald›-r›r.118

Bu örnekten anlafl›ld›¤› gibi, komünistlerin "komünizm y›k›ld›", "Rus-ya'da aile ba¤lar› daha da güçlendi" gibi sloganlar› insanlar› aldatmamal›d›r.Bu, diyalektik materyalizmin, Lenin'in Bir Ad›m ‹leri, ‹ki Ad›m Geri adl› kita-b›nda vurgulanan bir takti¤idir. Komünizm, bir bukalemun gibi renk de¤ifltir-mifl, uygun zeminin haz›rlanmas›n› beklemektedir.

Bu nedenle komünizmin ana felsefesi olan diyalektik materyalizm veonun sözde bilimsel dayana¤› olan Darwinizm ile fikri alanda ciddi bir müca-dele flartt›r. Aksi takdirde, komünistler ileri atacaklar› kanl› ve zalim ad›mlariçin pusuda beklemektedirler.

D‹YALEKT‹K MATERYAL‹ZM‹N S‹NS‹ TAKT‹⁄‹: B‹R ADIM ‹LER‹ ‹K‹ ADIM GER‹

Page 182: KOMÜNİZM PUSUDA

Mao Yaşıyor!

Buraya kadar ele ald›¤›m›z Do¤u Avrupa ve Rusya örnekleri, ko-

münizmin 1990'larda y›k›lm›fl, ama yeniden hayata geçmesi muhtemel

olan örnekleridir. Ancak komünizmin bir di¤er versiyonu vard›r ki, za-

ten hiç y›k›lmam›flt›r ve kapitalist bir görüntü alt›nda her geçen gün güç-

lenmeye devam etmektedir. Bu versiyon, ayn› zamanda komünizmin en

kötü, en barbar versiyonudur: Maoizm.

Sovyet Rusya 1991'de y›k›lm›fl, ard›ndan Lenin ve Stalin'in her yeri

süsleyen heykelleri sökülmüfl, Rusya komünizmi sözde terk etmifltir.

Oysa Çin'de asla böyle bir fley olmam›flt›r. Mao'nun 1976'daki ölümün-

den bu yana Çin hala Komünist Parti taraf›ndan yönetilmeye devam et-

mektedir. Çin, kapitalist ekonominin kurallar›n› benimsemifl, bu yolla

büyük bir ekonomik geliflim elde etmifltir, ama siyasi sistem hala komü-

nisttir. Daha da önemlisi, siyasi ve toplumsal kültür hala komünisttir. Ve

Mao, onmilyonlarca Çinli'nin eli kanl› katili, garip bir flekilde hala Çinli-

ler taraf›ndan adeta kutsal bir kifli gibi görülmektedir.

10 Ocak 1994 tarihli Time dergisi "Mao Lives!" (Mao Yafl›yor) bafll›k-

l› haberinde, Çin'de Mao'ya yönelik kitle e¤ilimini "Mao mania" (Mao

ç›lg›nl›¤›) olarak tan›mlam›fl ve flöyle yazm›flt›r:

S›radan Çinliler için Mao hala bir sfenks, yüz ayr› yüze sahip bir idol.

Ayn› Kutsal kitap gibi, her yerde sözlerinden al›nt›lar yap›l›yor... Kol-

leksiyoncular Mao'nun konuflmalar›n› içeren kasetleri topluyorlar, Mao

resmini içeren armalar, rozetler, kitaplar, çakmak ve hatta yo-yolar yok sa-

t›yor. Mao'nun do¤um günü an›s›na 5000 adet üretilen alt›n-elmas saatler

1500 dolara sat›l›yor-ortalama bir ayl›k maafl›n 30 kat›... Hunan eyaletinin

güney-orta bölgesinde yer alan, Büyük Serdümen'in (Mao'nun) do¤um ye-

ri olan fiaoflan kenti, sadece 1992 y›l›nda bir milyon hac›ya (Mao ziyaretçi-

sine) ev sahipli¤i yapt›. Kent geçti¤imiz günlerde de favori evlad›n›n 10

metre yüksekli¤indeki dev bir heykelini hizmete açt›.120

Amerikan The New Republic dergisinde 1997 y›l›nda "Mao More

Than Ever" (Mao, Her Zamankinden Daha Fazla) bafll›kl› uzun bir ma-

kalede, Çin'deki "Mao putu" flöyle anlat›lmaktad›r:

Mao Tse-Tung, hala Çin politik kültüründeki merkezi, hakim figür olmaya

180KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 183: KOMÜNİZM PUSUDA

devam ediyor: Hala bir tür imparator, hala kendisine derin bir sayg› göste-

riliyor ve hala son derece popüler. Bunun kan›t› Çin'in her yerinde. 1994

y›l›nda yap›lan bir halk oylamas›nda, Çinlilerin yüzde 40'› Mao'yu ideal li-

derleri olarak gördüklerini aç›klad›lar, buna karfl› Deng Xiaoping'e (o dö-

nemki Çin lideri) ç›kan oy oran› ancak yüzde 10'du. Çin Sosyal Bilimler

Akademisi eski üyelerinden Yan Jiagi, Asianews dergisine yapt›¤› aç›klama

"günümüzdeki Çin gençleri Mao'nun hatalar›n› bilmiyorlar veya ciddi-

ye alm›yorlar" diyor, "onun büyük bir lider oldu¤unu düflünüyorlar ve sa-

dece Deng'in hatalar›n› biliyorlar".

K›rsal alanlarda, Fujian ve Guangdong eyaletlerinde, Mao'nun an›s›na ye-

ni ve büyük tap›naklar infla edildi, bir yeni tap›nak da Kuzey Shaanxi böl-

gesinde infla ediliyor. Bu tap›naklara s›kça gelen parti görevlileri ve

köylüler, Mao'nun hastal›klar› iyilefltirmekten iyi bir hasad› garantile-

meye kadar herfleyi yapabilece¤ine inan›yorlar. 1993'te Sichuan'daki bir

fabrikada çal›flan bir grup iflçi, Mao'nun yüzüncü do¤um y›l› flerefine

topluca intihar ettiler.... Pekin ve fianghay'daki taksi floförleri dikiz ayna-

lar›na Mao'nun resimlerini yap›flt›r›yorlar. Sanatç›lar Mao'nun yüzünü re-

simlerinde s›k s›k kullan›yorlar ve Mao'nun dev bir portresi hala

Tiananmen Meydan›'na hakim durumda. Ve, en önemlisi, partide ve üni-

versitelerde yeni moda politik felsefe demokrasi de¤il; yeni Maoizm.

Mao (Çin'e) bir geri dönüfl yapm›fl de¤il. Zaten buradan hiç ayr›lmam›flt›.

Almanya ve Rusya'n›n aksine, Çin hiçbir zaman geçmifliyle hesaplaflmad›,

hiçbir zaman "Maoculuktan vazgeçme" çabas›na girmedi. Komünist Parti,

1950'lerdeki Büyük At›l›m'›n (ki o zaman Mao yap›m› bir k›tl›k onmilyon-

larca Çinli'yi öldürmüfltü) veya Kültür Devrimi'nin (ki o s›ralarda devlet

teflvikiyle patlayan barbarl›k, okul çocuklar›n› yamyaml›¤a teflvik etme

Mao Lives!,(Mao Yafl›-

yor!), 10 Ocak1994 tarihli Ti-

me dergisiÇin'deki siyasikültürü böyle

özetliyordu.

Page 184: KOMÜNİZM PUSUDA

noktas›na kadar düflmüfltü) vahfletlerinin sorgulanmas›na asla izin vermi-

yor. Bu konular hakk›ndaki gerçekleri konuflma giriflimleri bast›r›l›yor. Ör-

ne¤in, 1993 y›l›nda fianghay Üniversitesi Dergisi Mao'nun k›tl›¤›nda 40

milyon kiflinin öldü¤ünü yazd›¤›nda, dergi acilen toplat›ld›...

Çin'in politikas›... milliyetçilikle komünizmi birlefltiren bir felsefeye da-

yan›yor ve bu da bu felsefenin kurucusu olan Mao'nun efsanesine daya-

n›yor...121

Peki Mao'nun ard›ndan Çin'de yaflanan kapitalistleflme ne anlama

geliyor? Bu, Çin'in Maoculuktan uzaklaflmas› m›, yoksa Maoculu¤un

ekonomik yönden güçlenmesi mi? Ayn› makalede bu konuda flu bilgiler

veriliyor:

Kültür Devrimi'nin sonuçlanmas›ndan sonra bile Mao kültü yaflamaya de-

vam etti. Komünist Parti kendisini entelektüel olarak Maoizm'le doldur-

may› sürdürdü. ‹ki ana grup ortaya ç›kt›: Maoist radikaller (fanshipai) ve

nostaljikler (huanyuanpai). Bu ikinci grup 1950'lerde alt›n dönemi özlü-

yorlard›. Parti'yi yöneten Maocular Mao'ya inançlar›n› koruyorlar, ama

Kültür Devrimi'nin barbarl›¤› insanlar›n haf›zalar›nda taze oldu¤u için,

bunu çok aç›k ifade etmiyorlard›. Maoizm'in komünist-milliyetçi felsefesi-

nin tam olarak çiçek açmas› için, Çin'e yönelik bir tehdit olufltu¤u izlenimi-

nin do¤mas› gerekiyordu, insanlar› Çin'in büyüklü¤ünün zaafa u¤ramaya

ve Bat› komplolar›n›n etkili olmaya bafllad›¤›na inand›racak bir olay ... Bu

olay, 4 Haziran 1989'daki Tiananmen Meydan›'ndaki protestocu ö¤rencile-

rin üzerine Çin tanklar›n›n yürümesiyle gerçekleflti. Tiananmen'in hemen

ard›ndan, kaosa düflürülen Çin fikri partiye "s›n›f çat›flmas›" kavram›n›

uyand›rma imkan› verdi... Devlet Baflkan› Jiang Zemin, Çin'in ekonomik

reformlara devam edece¤ini, ama hiç kimsenin demokratikleflme rüyas›

görmemesi gerekti¤ini aç›klad›. Jiang'›n emriyle, parti k›rsal kesimlerde

"düflünce reformu" bafllatt› ve Maoist tipte e¤itim kampanyalar› düzen-

ledi...

Bugün Çin'de Maoizm'i yeniden tam olarak uygulama giriflimlerinin

gücü, Komünist Parti içinde genç entelektüellerden geliyor. Halk›n

Günlü¤ü veya Gerçe¤i Aramak gibi büyük gazeteleri Marxist radikaller

yönetiyor... Bunlar 1995 ve 1996'da s›n›f çat›flmas›na ve Maoizm'e tam ola-

rak dönmeyi savunan "10 bin kelimelik dokümanlar" yay›nlad›lar.122

Görüldü¤ü gibi Maoculuk Çin'e hala hakimdir ve bu hakimiyet, sa-

dece Mao döneminden miras kalm›fl yafll› komünist parti yöneticileri

182KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 185: KOMÜNİZM PUSUDA

için de¤il, Marxizm'e körü körüne ba¤lanm›fl genç kuflaklar için de ge-

çerlidir. Köylüler ve e¤itimsiz kitleler Mao'yu çok üstün bir varl›k olarak

görmekte, entelektüellerin büyük bölümü de Marxizm-Leninizm-Ma-

oizm ideolojisini bilinçli olarak savunmakta ve yaymaktad›rlar. Çin'in

kapitalizmi, sadece Maoizm'in gizlenmesine ve güçlenmesine yaramak-

tad›r.

1.2 milyar nüfusuyla dünyan›n en kalabal›k ülkesi olan Çin, ekono-

misini giderek güçlendirmekte ve bir yandan da silahlanmaya önem

vermektedir. Öyle ki Çin'in 21. yüzy›lda ABD'ye rakip bir süper güç ola-

ca¤› hesaplanmaktad›r. Bu derecede bir güce sahip olan Çin'in hala Ma-

ocu olmas›, Çinlilerin bir "Mao ç›lg›nl›¤›" ile yaflamas›, komünizmin

ölmedi¤ini, sadece gizlendi¤ini bize bir kez daha göstermektedir.

Dahas› gizlenen bu komünizm, komünizmin özellikle Maocu versi-

yonu, yani en kötü, en barbar, en vahfli versiyonudur.

Uluslararası Maocu Hareket

Mao sadece Çin'de de¤il, uluslaras› alanda da hala yaflamaktad›r.

Sovyetler Birli¤i'nin çöküflünün ard›ndan uluslararas› alandaki komü-

nist a¤›rl›k Maoculu¤a kaym›flt›r. Kuzey Kore ve Vietnam'da hala Maocu

ideolojiyle yöneten komünist kadrolar iktidardad›r. Bundan da önemli-

si, bugün dünyan›n çeflitli ülkelerinde Maoculu¤u benimseyen ve Mao

stili gerilla savafllar›yla kan döken terör örgütleri bulunmaktad›r. Farkl›

ülkelerin Maocu örgütleri, "Maoist Internationalist Movement" (Maocu

Enternasyonalist Hareket) ad› verilen ortak bir örgütlenme içindedirler

ve Avrupal› komünist partilerden büyük destek görmektedirler.

Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti resmi internet sitesinde yay›nla-

nan bir analiz yaz›s›nda, uluslararas› Maocu hareketten flöyle söz edili-

yor:

Uluslararas› Terör Araflt›rma Merkezleri'nin verilerine göre, Marxist-Leni-

nist-Maocu terör örgütlerinin say›lar› son y›llar içinde dikkat çekecek

kadar artm›flt›r... Uluslararas› Terörü izleyen kaynaklara göre, Maoizm'in,

gerek söylem, gerekse eylemlerde yo¤un bir faaliyet içerisinde bulun-

du¤u gözleniyor. Ac›mas›z, kanl›, Bat› düflman› ve anti-demokratik bir ka-

183Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 186: KOMÜNİZM PUSUDA

fa yap›s›yla sürdürülen bu evrensel hedefli faaliyette bafl› çeken örgüt ve

gruplar›n bafl›nda... Sri Lanka'da "Tamil Kaplanlar›", Peru'da "Ayd›nl›k

Yol", Kamboçya'da "K›z›l Khmerler" ve adlar›n› yeni duyurmaya bafllayan

Maocu terör örgütleri bulunmaktad›r.

Maocu'lar›n hedefi, Mao ZEDUNG'un ö¤retilerini kan dökerek yay-

mak, ülkelerindeki demokratik rejimleri silahl› mücadele yoluyla y›k›p ye-

rine bir Marxist-Leninist-Maoist devlet kurmakt›r... Elbette ki bunun

alt›nda yatan as›l büyük hedef, Maoculu¤u tüm dünyaya yaymakt›r.

1996'da do¤u ve bat›n›n Maocu terör örgütleri ayn› y›l içinde iki kez bi-

raraya geldiler ve aralar›nda ortak bir eylem politikas› izleme konusun-

da karar ald›lar... Amerika'da yap›lan toplant›dan sonra al›nan kararlar

flöyleydi:

Faaliyette bulunduklar› ülkelerde parlamenter demokrasiyi y›kmak.

Hedeflerine ulaflmak için, yaln›zca asker, polis ve devlet görevlilerine kar-

fl› de¤il; kendilerinden olmayan çocuk, genç, yafll›, kad›n, ay›rmaks›z›n

öldürmeye,

Merkeziyetçi ve tek idareye dayal›, insan haklar›n›n hiçe say›laca¤› bir yö-

netim kurmaya,

Marxizm-Leninizm-Maoizm ideolojisine ba¤l› bir dünya devrimi yarat-

maya, ant içmifllerdi.

Amerika ve Hindistan'da yap›lan toplant›larda al›nan bir di¤er önemli ka-

rar da "dünya devrimi"ne zemin haz›rlayacak bir "Maoizm propaganda-

s›" merkezi kurmakt›. Maoist Internationalist Movement (MIM) adl› bu

merkezin KANADA'da faaliyette bulundu¤u san›l›yor. "Enternasyonalist

Maocular" çizdikleri çerçeve içerisinde, hedef seçtikleri ülkelerdeki insan-

lar› k›flk›rt›c› ve isyana teflvik edici yay›nlar haz›rlayarak bunlar›n da¤›t›l-

malar› için o ülkedeki yandafllar›na yolluyorlar.123

Somut bulgulara dayanan bu bilgiler, Maoizm'in uluslararas› bir

çal›flma içinde oldu¤unu bir kez daha göstermektedir. ‹deolojik kökleri

K›z›l Çin'in kanl› diktatörüne uzanan uluslararas› komünist a¤, dünya

için büyük bir tehlike olmaya devam etmektedir.

Bu komünist a¤›n ülkemizde bir etki oluflturamamas› ise, Türk Mil-

leti'nin ‹slam'dan ald›¤› sa¤lam karakter ve inançtan kaynaklanmakta-

d›r. Din, komünizmin önündeki en büyük engeldir ve ancak dine karfl›

samimi bir ba¤l›l›k yaflayan toplumlar komünizmin k›flk›rtmalar›ndan

ve aldatmacalar›ndan sak›nabilirler. Dindar Türk Milleti, komünizmi

kendisine benimsetmek için yap›lan tüm çabalar› bofla ç›karm›fl, Ata-

184KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 187: KOMÜNİZM PUSUDA

türk'ün "komünizm Türk Dünyas›'n›n en büyük tehlikesidir, her gördü-

¤ü yerde ezilmelidir"124 sözünün de gere¤i olarak, komünizme ve diya-

lektik materyalist felsefeye hiçbir zaman itibar etmemifltir. Türk Milleti,

bu sa¤lam karakter yap›s›yla, 21. yüzy›lda tüm dünyada materyalizme

karfl› verilen mücadelenin öncüsü olacakt›r.

Sonuç

Komünizm hala yaflamaktad›r. Hem de uza¤›m›zda de¤il, yan›ba-

fl›m›zda. Do¤u Avrupa'n›n büyük bölümünde ve hatta baz› Bat› Avrupa

ülkelerinde komünist veya sosyalist partilerin iktidara gelmesi zor de-

¤ildir. ‹ktidara gelecek bu partilerin, e¤er uygun sosyal flartlar oluflursa -

Almanya'da 1933'te seçimle iktidara gelen ama ard›ndan bir diktatörlük

kuran faflist Nazilerle benzer flekilde- kal›c› bir komünist rejim tesis et-

meleri de olas›d›r. Rusya, komünizden faflizme ve vahfli kapitalizme

do¤ru bir savrulma yaflam›flt›r, ancak bu ideolojiler aras›ndaki ince s›n›r

nedeniyle yeni bir sosyal hareket sonucunda tekrar komünizme dönebi-

lir. Çin zaten hala Mao'nun fikirlerini yegane do¤ru olarak görmektedir.

Halen komünist olan Küba, Kuzey Kore ve Vietnam'da da komünizmin

etkisi aç›kt›r.

Günümüzde komünizm "bir ileri iki geri takti¤i"ni uygulamaya

sokmufl ve geri ad›m atm›flt›r. Bu nedenle çeflitli ülkelerde farkl› isimler

alt›nda faaliyetlerini sürdürmekte, komünist tehlikenin dünyada bulun-

mad›¤› imaj› vermektedir. Ancak komünizm, diyalektik materyaliz-

min "çat›flma" iddias› ile, tüm insanl›k için her flartta sonu gelmez bir

"kan dökme kuyusu"dur. Hangi görünüm veya isim alt›nda olursa ol-

sun, diyalektik çat›flmay› tarihin vazgeçilmez bir kanunu olarak gördü-

¤ü için, insanlara zulüm ve beladan baflka bir fley getirmesi mümkün

de¤ildir.

Bu tehlikeye karfl› al›nmas› gereken tedbir ise, tehlikeyi üreten ba-

takl›¤›n kurutulmas›d›r. Yoksa tek tek sivrisineklerle yani komünizm ta-

raftarlar› ile mücadele etmek, komünist batakl›¤›n kurutulmas› için

yeterli olmayacakt›r. Batakl›k kurutulmad›¤› sürece, sivrisinekler gittik-

çe artan bir h›zla üremeye devam edeceklerdir.

185Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 188: KOMÜNİZM PUSUDA

O halde bu batakl›¤› kurutman›n yolu nedir?

Marxistler'in, Marxist-Leninistlerin, Maocular›n veya bir baflka ko-

münizm versiyonunun -ve hatta faflizmin- ortak dayana¤›, Darwin'in

evrim teorisidir. Önceki bölümlerde incelemifltik: Bu teori, Marx'›n ifa-

desiyle komünizmin "do¤a bilimleri aç›s›ndan temeli"dir. Engels diya-

lektik materyalist ö¤reti aç›s›ndan Darwin'i Marx'la eflde¤er görmüfltür.

Lenin ve Trotsky Darwin'den etkilenmifller, Stalin genç bir din adam›

iken Darwin'i okudu¤u için ateist olmufltur. Mao'nun ve Çin komüniz-

minin entelektüel temelleri tamamen Darwinizm'de gizlidir. 1968'de

dünyay› sarsan Marxist ö¤renci hareketinin lideri Herbert Marcuse de

yine Darwinizm'den ve özellikle Darwin'in "uygun olanlar›n hayatta

kalmas›" fikrinden etkilenmifl bir ideologtur.125 Darwinizm'i kendisine

rehber eden sosyalistler s›raland›¤›nda; Karl Kautsky ve Eduard Berns-

tein gibi revizyonist Marxistler ve ‹ngiliz solunun kayna¤› say›lan ünlü

"Fabian Society"nin kurucular› gibi genifl bir yelpaze ç›kmaktad›r.126

Darwinizm olmadan komünizm de var olamaz. Dolay›s›yla, 20.

yüzy›lda 100 milyondan fazla insan›n can›na mal olan ve hala alttan alta

örgütlenme ve güçlenme çabas› içinde olan komünizmin tek gerçek pan-

zehiri, Darwinizm'in bilimsel ve fikri alanda çürütülmesidir. Darwi-

nizm'in bilimsel yönden tamamen çökmüfl bir teori oldu¤u, canl›lar›n

evrimle var olmad›klar›, Allah taraf›ndan kusursuzca yarat›ld›klar› orta-

ya kondu¤unda, geriye ne Marx ne Lenin, ne Mao ne de duvarlar›na

bunlar›n posterlerini asarak kan döken veya dökmeye haz›rlanan mili-

tanlar kalacakt›r.

Darwinizm aldatmacas›n›n ortadan kalkmas›, komünizm gibi "kan

dökme kuyular›n›" yok ederken, bir yandan da insanlar›n gerçek

Yarat›c›m›z Rabbimiz olan Allah'a dönmelerine ve O'nun ö¤retti¤i ahla-

ka göre yaflamalar›na vesile olacakt›r. Ve bu sayede, afla¤›daki Kuran

ayetinde emredildi¤i gibi, insanlar topluca bar›fl ve güvenli¤e kavufla-

caklard›r:

Ey iman edenler, hepiniz topluca "bar›fl ve güvenli¤e (Silm'e, ‹slam'a)

girin ve fleytan›n ad›mlar›n› izlemeyin. Çünkü o, size apaç›k bir düfl-

mand›r. (Bakara Suresi, 208)

186KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 189: KOMÜNİZM PUSUDA

UYARI!

Bu bölümde okuyaca¤›n›z

konular, hayat›n ÇOK ÖNEML‹

bir s›rr›n› içermektedir.

Maddesel dünyaya bak›fl aç›n›z›

kökten de¤ifltirecek olan bu

konuyu, çok dikkatli bir biçimde

ve sindirerek okumal›s›n›z.

Burada anlat›lacak olanlar yaln›zca

bir bak›fl aç›s›, farkl› bir yaklafl›m

veya herhangi bir felsefi düflünce

de¤il; dine inanan-inanmayan

herkesin kabul edece¤i,

bugün bilimin de kan›tlad›¤›

kesin bir gerçektir.

Page 190: KOMÜNİZM PUSUDA

Materyalizmi ÇökertenBüyük Gerçek

Komünistlerin 20. yüzy›l boyunca insanl›¤a yaflatt›klar› ac›lar›n ve

kabusun kökeninde, Darwinist ve materyalist inançlar› yatmaktad›r.

Komünistler, materyalist felsefeyi körü körüne kabul ederek, her fleyi

yaln›zca maddeden ibaret görür, insanlar›n bir ruha sahip oldu¤unu

reddederler. Ayn› flekilde Darwin’in evrim teorisini benimseyerek insan-

lar› "geliflmifl hayvanlar" olarak nitelendirirler.

Kitab›n bu ve bir sonraki iki bölümünde, bu ideolojinin geçersizli¤i

aç›klanacakt›r. ‹lk bölümde, materyalizmin her fleyi maddeden ibaret sa-

yan dogmas›n› temelinden çökerten, çok önemli bir gerçek üzerinde du-

rulacakt›r. ‹kinci bölümde ise, Darwinizm'in iddialar›n›n bilimsel

yönden geçersizli¤i, insanlar›n yeryüzünde her zaman insan olarak bu-

lunduklar›, hayvanlardan farkl› olarak Allah’›n ruh verdi¤i, bilinç sahibi

varl›klar olduklar› anlat›lacakt›r.

Önce, materyalistlerin dünya görüflünden k›saca söz edelim. Ma-

teryalistler baflta belirtti¤imiz gibi maddeyi mutlak varl›k olarak görür,

yani var olan her fleyin maddeden ibaret oldu¤unu san›rlar. Bu bozuk

mant›¤›n bir sonucu olarak da Allah'›n apaç›k olan varl›¤›n› reddederler.

(Allah'› tenzih ederiz) Tüm varl›klar›n ancak Allah'›n dilemesiyle var ol-

du¤unu ve varl›klar›n› sürdürdü¤ünü kavrayamazlar.

Materyalistlerin bu kavray›fl bozukluklar›ndan kaynaklanan çarp›k

felsefeleri, onlar›n Kuran'da aktar›lan ifadelerinde flöyle tarif edilir:

O, yaln›zca bizim dünya hayat›m›zdan ibarettir; ölürüz ve yaflar›z, biz

diriltilecekler de¤iliz. (Müminun Suresi, 37)

Bir baflka Kuran ayetinde de Allah'› ve ahireti inkar eden bu kimse-

lerin derin gafleti flöyle bildirilmifltir:

Onlar, dünya hayat›ndan d›flta olan› bilirler. Ahiretten ise gafil olanlar-

d›r. (Rum Suresi, 7)

EK BÖLÜM I

Page 191: KOMÜNİZM PUSUDA

‹flte materyalistlerin içine düfltükleri bu gaflet ve kavray›fl bozuklu-

¤una yol açan nedenlerden biri, hayatlar› boyunca çok büyük bir gerçe-

¤in bilincinde olmamalar›d›r. Bu gerçe¤in bilincinde olmad›klar› için

tüm yaflamlar›n›n maddeye ba¤›ml› oldu¤unu ve bu dünya hayat› ile s›-

n›rl› oldu¤unu düflünerek dünyaya karfl› h›rs dolu bir ba¤l›l›k içine gi-

rerler.

‹lerleyen sat›rlarda inkar edenlerin fluurunda olmad›klar› bu büyük

gerçe¤i anlataca¤›z.

Maddenin Ardındaki Sır

Burada anlatacaklar›m›z, materyalist düflünceyi temelinden çöker-

ten bir gerçekle ilgilidir. Bu, bir felsefe ya da ideoloji de¤il, her insan›n,

fark›nda olsa da olmasa da, içinde yaflad›¤› ve bilimin çeflitli dallar› tara-

f›ndan ispatlanm›fl teknik bir gerçektir. Dikkatli, samimi ve önyarg›s›z

olarak yaklafl›ld›¤› takdirde kavranmas› da oldukça kolayd›r.

Bu gerçe¤i, "kendimizi ve çevremizi oluflturan her türlü maddi

varl›k ruhumuz taraf›ndan idrak edilen bir alg›lar bütünüdür; 'mad-

de' dedi¤imiz kavram› bir rüya gibi, sadece görüntü olarak beynimiz-

de alg›layabiliriz, d›flar›da var olan asl› ile hiçbir flekilde muhatap

olamay›z" fleklinde özetlemek mümkündür.

Bu konu, asl›nda yeni keflfedilmifl, daha önce bilinmeyen bir konu

de¤ildir. Tarih boyunca, Allah taraf›ndan gönderilen elçiler, derin düflü-

nen bilinçli insanlar, bu gerçe¤i kavram›fl ve yaflad›klar› devirdeki top-

lumlara aç›klam›fllard›r. Kuran'da da iflaret edilen bu gerçek, bir k›s›m

ayetlerin hikmetlerinin anlafl›lmas›nda da anahtar rol oynamaktad›r. Bu

gerçe¤i kavrayan kiflilerin yapt›klar› aç›klamalardan bir k›sm›na ait me-

tinler günümüze kadar ulaflm›flt›r. Orijinal metinleri tahrif edilen ve de-

jenerasyona u¤rayan dinlerin baz› mensuplar› ise, bu gerçe¤i mistik bir

s›r olarak muhafaza etmek istemifllerdir. Dolay›s›yla Zerdüfltlük, Bu-

dizm, Taoizm, Yahudilik, H›ristiyanl›k gibi dinlerin elde kalan metinle-

rinde de bu gerçe¤i bulmak mümkündür. Eski Yunan felsefecilerinden

Pisagor, Elea Okulu, "Ma¤ara ‹desi"yle Eflatun ve onlar› takip eden bir-

çok düflünür bu konuyu bir yönüyle aç›klam›fllard›r. Daha sonraki dö-

nemlerde de bu konu, de¤iflik görüfl ve yorumlar alt›nda, derin düflünüp

Page 192: KOMÜNİZM PUSUDA

gerçe¤in fark›na varm›fl kifliler taraf›ndan anlat›lm›fl ve ö¤retilmifltir.

Materyalistler taraf›ndan örtülmeye çal›fl›lan bu gerçek, ‹rlandal›

bir din adam› ve filozof olan Berkeley taraf›ndan 18. yüzy›lda yeniden

gündeme getirilmifl ve kendinden sonraki bütün düflünce dünyas›n› de-

¤ifltirmifltir.

Materyalistler ise, bilimsel bir cevap veremedikleri Berkeley'i daha

çok hakaret ve iftirayla gözden düflürmeye çal›flm›flt›r. Berkeley'i hedef

alan materyalistlerden biri, Bertrand Russell'd›r. Ancak Russell, mater-

yalist çevrelerin en güvendikleri düflünür olmas›na ve bu görüflün en

güçlü savunucusu olarak görülmesine ra¤men, Berkeley'in anlatt›¤› bu

gerçe¤i tamamen gözard› edememifl, Felsefenin Problemleri adl› eserinde

durumu flöyle de¤erlendirmifltir:

"…Berkeley, herhangi bir mant›ks›zl›¤a düflmeden, maddenin varl›¤›n›

reddetmenin mümkün oldu¤unu ve e¤er bizden ba¤›ms›z olarak bir fley

mevcut olsa bile duyular›m›z taraf›ndan alg›lanamayaca¤›n›, ispatlama

onuruna sahiptir."

Russell, yukar›daki ifadeleri ile, maddenin bir alg› oldu¤u gerçe¤i-

ni asl›nda inkar edemedi¤ini, hatta istemeden de olsa kabul etti¤ini itiraf

etmektedir.

Asl›nda sadece Russell de¤il, tüm bir materyalist felsefe çöküfltedir.

21. yüzy›la girerken, Einstein'dan bafllayarak modern fizik, kuantum fi-

zi¤i, astronomi, psikoloji, anatomi gibi bilim dallar›nda ortaya ç›kan ge-

liflmeler, materyalist dünya görüflüne sahip, pozitivist bilim anlay›fl›n›

savunan çevreleri derinden yaralam›flt›r. Paleontoloji, genetik, biyokim-

ya gibi bilim dallar›nda alanlarda yap›lan çal›flmalarla evrim teorisi çök-

müfl, optik, psikoloji gibi alanlarda yap›lan çal›flmalarla insan›n alg›

sistemi çözülmüfl, astronomi çal›flmalar›n›n sonunda Big Bang, yani ev-

renin ve maddenin bir bafllang›c› oldu¤u keflfedilmifl, atom ve atomalt›

parçalar›n›n araflt›r›lmas› ise bütün klasik fizi¤i tersine çevirerek rölati-

viteyi, yani zaman›n izafi bir kavram oldu¤u gerçe¤ini, ispatlam›flt›r.

Bilim alan›nda Allah'›n varl›¤›n› ve tüm evren üzerindeki sonsuz

hakimiyetini say›s›z kere teyid eden bu geliflmeler, taassubun ve önyar-

g›n›n temsilcisi olan materyalist düflünürleri çaresiz b›rakm›flt›r. Bu çare-

sizlik günümüzde de devam etmektedir. Televizyonda, okullarda,

konferanslarda karfl›m›za ç›kan birçok bilim adam› ve düflünür, d›fl›m›z-

daki dünyaya ulaflmam›z›n mümkün olmad›¤›n›, beynimizde hissedi-

len alg›lardan ibaret bir hayat› yaflad›¤›m›z› bildikleri halde bilmezlikten

KOMÜN‹ZM PUSUDA

190

Page 193: KOMÜNİZM PUSUDA

191

gelmekte, insanlara bu gerçe¤i anlatmamakta, hatta sanki böyle bir ger-

çek hiç yokmufl gibi hareket etmektedirler.

Ancak, gerçekleri görmezlikten gelmek bir çözüm de¤ildir.

fiimdi bu gerçe¤i biraz daha yak›ndan inceleyelim.

İnsanın Dışarıda Gördükleri Gerçekte Kendi İçindedir

D›flar›da var oldu¤unu düflündü¤ümüz nesnelerden duyu organla-

r›m›za gelen etkiler (ses, koku, tat, görüntü, sertlik vs.), sinirlerimiz ara-

c›l›¤›yla beyindeki duyu merkezlerine aktar›l›r. Beyne ulaflan etkilerin

tamam› elektrik sinyallerinden ibarettir. Örne¤in görme ifllemi s›ras›nda

d›flar›daki bir kaynaktan gelen ›fl›k demetleri (fotonlar) gözün arka tara-

f›ndaki retinaya ulafl›r ve burada bir dizi ifllem sonucunda elektrik sin-

yallerine dönüfltürülür. Bu sinyaller, sinirler arac›l›¤›yla beynin görme

merkezine iletilir. Ve biz de, birkaç cm3 lük görme merkezinde renga-

renk, p›r›l p›r›l, eni, boyu ve derinli¤i olan bir dünya alg›lar›z.

Ayn› sistem di¤er duyular›m›z için de geçerlidir. Görme, duyma,

koklama, tat alma, dokunma duyular›m›z›n tamam› birbirlerine benzer

bir iflleyifle sahiptir. Tatlar dilimizdeki baz› hücreler taraf›ndan, kokular

burun epitelyumundaki hücreler taraf›ndan, dokunmaya ait hisler (sert-

lik, yumuflakl›k vs.) deri alt›na yerlefltirilmifl özel alg›lay›c›lar taraf›n-

dan, sesler ise kulaktaki özel bir mekanizma taraf›ndan elektrik

sinyallerine dönüfltürülerek beyindeki ilgili merkezlere gönderilir ve o

merkezlerde alg›lan›r.

Konuyu daha netlefltirmek için flöyle örneklendirebiliriz: fiu an bir

bardak kahve içti¤inizi düflünelim. Elinizde tuttu¤unuz barda¤›n sertli-

¤i ve s›cakl›¤› deri alt›ndaki özel alg›lay›c›lar taraf›ndan elektrik sinyal-

lerine dönüfltürülerek beyne iletilir. Ayn› zamanda kahveye ait keskin

koku, onu yudumlad›¤›n›z anda hissetti¤iniz ac› tat ve barda¤a bakt›¤›-

n›zda gördü¤ünüz koyu kahverengi renk de ilgili duyular›n›za ait sinir-

ler taraf›ndan beyne ulaflt›r›lan birer elektrik ak›m›d›r. Hemen

arkas›ndan masaya koyarken barda¤›n çarpmas›yla ç›kan ses de kula¤›-

n›z taraf›ndan alg›lan›p beyne elektrik sinyali olarak gönderilir. Ve bu al-

g›lar›n tümü beyindeki birbirinden farkl›, ama birbiriyle ortak çal›flan

duyu merkezleri taraf›ndan ayn› anda yorumlan›r. Siz de bu yorumun

bir sonucu olarak bir bardak kahve içti¤inizi düflünürsünüz.

Bu konuyu bir de flu yönden düflünelim: Evinin bir odas›nda otu-

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 194: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA

rup, televizyon izleyen ya da yemek yiyip, ailesiyle sohbet eden bir in-

san, kendisi fark›nda olmasa da, asl›nda çok büyük bir mucize ile içiçe-

dir. Bu büyük mucize, odan›n içinde oturan o kiflinin gördü¤ü dört

duvardan ibaret olan görüntünün, asl›nda o kiflinin beyninin içinde ol-

du¤u gerçe¤idir.

Peki o halde oda m› sizin içinizdedir, yoksa siz mi odan›n içinde-

siniz?

‹nsanlar›n büyük bir ço¤unlu¤u bu büyük gerçe¤i bilmez; kendile-

rini bir odan›n içinde oturuyor, o odan›n içinde televizyon izliyor ve

sohbet ediyor zanneder. Bu gerçe¤i bir an için farkeden kifliler ise kork-

tuklar› için bu büyük mucizeyi anlamazl›ktan gelirler. Oysa bu, inkar

edilmesi mümkün olmayan, bilimin de kesin olarak ortaya koydu¤u,

flüphe götürmez bir gerçektir. Evi oluflturan dört duvardan, duvardaki

tablodan, televizyondan, tavandaki avizeden, yerdeki hal›dan veya

renkli döflemeli koltuklardan göze ulaflan uyar›lar, göz hücreleri taraf›n-

dan elektrik ak›m›na çevrilirler. Bu ak›mlar daha sonra beynin görme

merkezine iletilir ve insan, içinde oturdu¤unu sand›¤› oda görüntüsünü

gerçekte beyninin içindeki ekranda izler.

‹nsan, hayat› boyunca bu mekandan d›flar› ç›kamaz, beynindeki

ekran d›fl›nda hiçbir görüntüyü izleyemez, beynindeki sesler d›fl›nda

hiçbir sesi duyamaz. ‹nsan›n tüm yaflant›s› bu küçük odada geçer.

Ailesiyle birlikte evinin bir odas›nda oturup televizyon seyreden bir insan asl›ndaçok büyük bir mucize ile içiçedir. Bu büyük mucize, bir odan›n içinde oturan her kifli-nin gördü¤ü görüntünün asl›nda o kiflinin beyninde oldu¤u gerçe¤idir. O halde, OK‹fi‹ M‹ ODANIN ‹Ç‹NDED‹R, YOKSA ODA MI ONUN ‹Ç‹NDED‹R?

192

Page 195: KOMÜNİZM PUSUDA

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Yukar›da da söz etti¤imiz gibi, çevremizde gördü¤ümüz her fley,

beynimize ulaflt›r›lan elektrik sinyallerinin beynimizdeki ekranda gö-

rüntü haline dönüflmesidir.

Konuyu daha iyi aç›klamak için bir örnek daha verelim ve bir cis-

me, mesela yemek masas›na bakt›¤›m›z› düflünelim. Masaya ve üzerin-

deki meyvelere ait ›fl›nlar gözümüze ulafl›r, gözümüzde çeflitli

ifllemlerden geçerek elektrik uyar›s›na dönüfltürülür ve bu uyar›lar si-

nirlerle beynimizin görme merkezine iletilir. Böylece biz "çeflit çeflit

renkteki meyveleri görüyorum" deriz.

Buraya kadar anlat›lanlar hemen her biyoloji ve fizyoloji kitab›nda

rastlayabilece¤iniz gerçeklerdir.

Ancak as›l hayret verici olan görme merkezi dedi¤imiz mekan›n zi-

firi karanl›k bir yer olmas›d›r. Asl›nda beynin içinde gerçek bir ekran da

yoktur; yani masayla ilgili elektrik uyar›lar› geldi¤inde görme merke-

zinde bir görüntü oluflmaz. Biz üzerindeki renkli meyvelerle masay› gö-

rüyorum derken, asl›nda bu zifiri karanl›¤a ulaflan elektrik sinyallerini

görürüz.

‹flte bu noktada materyalistleri kesin bir ç›kmaza sokan gerçek ile

karfl›lafl›r›z: Görme merkezi dedi¤imiz yer ya¤, protein ve sinirlerden

oluflur. Buraya gelen elektrik sinyallerini görüntü olarak alg›layacak bir

varl›k yoktur. O halde beyindeki karanl›¤›n içinde, elektrik sinyalleri-

ni, bir göze ihtiyaç duymadan seyreden kimdir?

‹flte bu, materyalizmin her fleyi mutlak madde olarak göstermeye

çal›flan yalanlar› ile asla aç›klanamayacak, dünyada pek çok insan›n

fark›na varamad›¤›, ola¤anüstü bir gerçektir. Beynimizin içindeki koyu

‹nsan, hayat› boyuncabu mekandan d›flar›ç›kamaz; beynindekiekran d›fl›nda hiçbirgörüntüyü izleyemez,beynindeki sesler d›-fl›nda hiçbir sesi duya-maz. ‹nsan›n tümyaflant›s› bu küçükodada geçer

193

Page 196: KOMÜNİZM PUSUDA

karanl›kta, göze gerek olmadan, en kaliteli televizyondan ve sinemadan

daha net, üç boyutlu, gerçe¤i ile ay›rt edilemeyecek kadar ona benzer

olan masay› gören ve bunu yorumlayan bir varl›k vard›r.

‹flte bu kusursuz görüntüyü gören varl›k, insan› hayvanlardan ve

di¤er tüm canl›-cans›z varl›klardan ay›ran, insan› yaratan Allah'›n ona

"üflemifl" oldu¤u Ruh'tur. Allah Kuran'da "ruh"un varl›¤›n› flöyle bildir-

mifltir:

Hani Rabbin meleklere demiflti: "Ben, kuru bir çamurdan, flekillenmifl

bir balç›ktan bir befler yarataca¤›m." "Ona bir biçim verdi¤imde ve ona

ruhumdan üfürdü¤ümde hemen ona secde ederek kapan›n." Böylece

meleklerin tümü, topluca secde etti. (Hicr Suresi, 28-30)

Asılları İle Ayırt Edilemeyecek Kadar Benzer Olan Kopyalar

Ruhun hissetti¤i alg›lar›n, gerçe¤iyle t›pat›p ayn› olmas› asl›nda

çok büyük bir mucizedir. Ruh, maddenin asl›yla de¤il, sadece beyne ula-

flan elektrik sinyalleriyle muhatap oldu¤u halde, maddenin sertli¤ini,

dokusunu, fleklini renklerini gerçe¤iyle birebir ayn› olarak görür ve his-

seder. Bu his o kadar nettir ki, kifli gördü¤ü ve dokundu¤u fleyin asl›na

dokundu¤una kesin olarak inan›r.

KOMÜN‹ZM PUSUDA

Masaya ve üzerindeki meyvelere ait ›fl›nlar gözümüze ulafl›r, gözümüzde çeflitli ifllemler-den geçerek elektrik uyar›s›na dönüfltürülür ve bu uyar›lar sinirlerle beynimizin görmemerkezine iletilir. Böylece biz "çeflit çeflit renkteki meyveleri görüyorum" deriz. Beyniniçinde elbette gerçek bir ekran yoktur; yani masayla ilgili elektrik uyar›lar› geldi¤inde gör-me merkezinde bir görüntü oluflmaz. Biz üzerindeki renkli meyvelerle masay› görüyorumderken, asl›nda beynimiz içindeki zifiri karanl›¤a ulaflan elektrik sinyallerini görürüz.

194

Page 197: KOMÜNİZM PUSUDA

Örne¤in; denizin uçsuz bucaks›z, masmavi ve serin sular›nda yü-

zen bir yüzücü asl›nda çok büyük bir mucizeyle karfl› karfl›yad›r. Çünkü

kendini suda yüzüyor zannederken, gerçekte beyninin içindeki karan-

l›ktan d›flar›ya ç›kamaz. Yüzen kifli suya girdi¤i andan itibaren, her ku-

laç at›fl›nda vücudunun her bir noktas›na gelen uyar›lar, hücreleri

taraf›ndan an›nda elektrik ak›m›na çevrilir ve beynine ulafl›r. ‹flte bu s›-

rada çok mucizevi bir olay gerçekleflir. Kulaç atacak kolu, parmaklar›,

hareket edecek baca¤›, kaslar› ve kemikleri, ›slakl›¤› hissedebilecek teni

olmayan ruh, suyun tenine dokundu¤unu, kendini yukar› kald›rd›¤›n›

ve ilerledi¤ini hisseder.

Oysa tüm bunlar insan›n beyninin içindedir. D›flar›daki as›l suyun

rengi, ›s›s›, yo¤unlu¤u, kulaç atarken ç›kan sesler insan›n hiçbir zaman

muhatap olmad›¤› detaylard›r. Hatta insan kendi bedeninin d›fl

dünyada var olan asl› ile dahi muhatap de¤ildir. ‹nsan, kendi bedeni-

nin de içinde oldu¤u tüm bu nesnelerin yaln›zca kopyalar›n› izlemekte,

duymakta ve hissetmektedir.

Ancak bu mucizevi gerçek okullarda ö¤retilmesine, ders kitaplar›n-

da yaz›lmas›na ve bilimsel çal›flmalarda çok genifl yer tutmas›na ra¤-

men, insanlar›n ço¤u bunu farketmez. Bu ola¤anüstü gerçe¤i

farkedenlerin ço¤u ise anlamak istemez.

Materyalistlerin Anlamaktan Korktuğu Gerçek

Buraya kadar anlatt›klar›m›z, bir insan›n dünyada karfl›laflabilece¤i

en ola¤anüstü, en hayret verici bilgilerdendir. Bu bilgiler do¤rultusunda

flu soruyu soral›m: Evinizi, içindeki eflyalar›n›z›, araban›z›, ofisinizi,

bankadaki hesab›n›z›, gardrobunuzu, eflinizi, çocuklar›n›z›, annenizi,

baban›z›, ifl arkadafllar›n›z›, k›saca sahip oldu¤unuz tüm maddi dünyay›

simsiyah beyninizin içinde gördü¤ünüzü hiç düflündünüz mü?

Sadece beyninizde meydana gelen görüntüye sabitlendi¤inizi, d›-

flar›y› asla göremedi¤inizi, yukar›da sayd›klar›m›z› sadece beyninizde

izleyebildi¤inizi, bu küçücük dünyadan asla d›flar›ya ç›kamad›¤›n›z› hiç

akl›n›za getirdiniz mi?

Maddeyi tek gerçek zanneden ve ruhun varl›¤›n› inkar eden mater-

yalistler, bu apaç›k gerçekten kaçmak için türlü yönteme baflvururlar.

Çünkü bu gerçe¤i kabul etmeleri demek, tüm hayatlar›n› üzerine kur-

Harun Yahya (Adnan Oktar)

195

Page 198: KOMÜNİZM PUSUDA

duklar› maddeyi bir kenara atmalar› demektir. ‹flte bu nedenle de bu

büyük mucize karfl›s›nda öfkelenir, sald›rganlafl›r, mant›ks›z aç›klamalar

yapar ve gerçekleri sapt›rmaya çal›fl›rlar.

Kimi materyalistler bu gerçek karfl›s›nda sinirlendiklerinde masaya

yumruk atarak veya duvarlar› tekmeleyerek maddenin alg› olmad›¤›n›

kendilerince "ispat" etmeye çal›fl›r ve gülünç duruma düflerler. Bir baflka

materyalist, bir otobüsün insanlara çarpmas›n› örnek vermifl ve "bak›n

çarp›yor, demek ki bir alg› de¤il" demifltir. Anlamaktan kaç›nd›klar› ve

korktuklar› gerçek, otobüs çarpmas› s›ras›nda yaflanan sertlik, darbe ve

ac› gibi bütün hislerin de zaten zihinde oluflan alg›lar oldu¤u, insan›n

otobüsün asl› ile hiçbir zaman muhatap olmad›¤›d›r. Çarpman›n bütün

sertlik, darbe ve ac›s› yine simsiyah beynin içinde ve yine insan›n ru-

hu taraf›ndan alg›lanmaktad›r.

Materyalistler Tarihin En Büyük Tuzağına Düşmüşlerdir

‹nsanl›k tarihi boyunca materyalist düflünce hep var oldu ve bu

kifliler kendilerinden ve savunduklar› felsefeden çok emin bir flekilde,

kendilerini yaratm›fl olan Allah'a bafl kald›rd›lar. Ortaya att›klar› senary-

oya göre madde ezeli ve ebediydi ve tüm bunlar›n bir Yarat›c›s› ola-

mazd›. Bu kifliler yaln›zca kibirlerinden dolay›, Allah'› reddederlerken

sahip olduklar›n› zannettikleri maddenin ard›na s›¤›nm›fllard›. Bu

felsefeden öylesine eminlerdi ki, hiçbir zaman bunun aksini ispatlaya-

Evinizi, için-deki eflyalar›-n›z› veyaantikalar›n›z›,yazl›¤›n›z›, yeni al-d›¤›n›z araban›z›,ofisinizi, mücev-herlerinizi, banka-daki hesab›n›z›,gardrobunuzu, eflinizi,çocuklar›n›z›, annenizi, baban›z›,ifl arkadafllar›n›z›, k›saca sahip oldu¤u-nuz tüm maddi dünyay› simsiyah beynini-zin içinde gördü¤ünüzü hiç düflündünüzmü?

196

Page 199: KOMÜNİZM PUSUDA

cak bir aç›klama getirilemeyece¤ini düflünüyorlard›.

Oysa, maddenin asl›na ulaflamad›¤›m›z gerçe¤i ile ilgili olarak bu

bölümde anlat›lanlar, bu kiflileri büyük bir flaflk›nl›¤a düflürmektedir.

Çünkü burada anlat›lanlar felsefelerini temelden y›k›p atmakta, üzerin-

de tart›flmaya dahi imkan b›rakmamaktad›r. Tüm düflüncelerini, hayat-

lar›n›, kibirlerini ve inkarlar›n› üzerine bina ettikleri madde, ellerinden

bir ç›rp›da uçup gitmektedir. Körü körüne inand›klar›, bel ba¤lad›klar›,

güvendikleri maddesel dünyan›n, içindeki her fleyle birlikte kendilerin-

den uzaklaflt›¤›n› görmekte ve buna karfl› hiçbir fley yapamamaktad›rlar.

Maddenin d›flar›da var olan asl›n› gören, gerçek sesleri duyan, koku-

lar› hisseden tek bir insan dahi yoktur ki, maddecilik olsun...

Allah'›n bir s›fat›, inkarc›lara tuzak kurmas›d›r. "... Onlar bu tuza¤›

tasarl›yorlarken, Allah da bir düzen kuruyordu. Allah, düzen kurucu-

lar›n hay›rl›s›d›r." (Enfal Suresi, 30) ayetiyle bu gerçek bildirilir.

Allah, dünyadaki varl›klar›n ve nesnelerin asl›na her an ulaflabil-

diklerini zannettirerek materyalistleri de tuza¤a düflürmüfl ve onlar› ta-

rihte benzeri görülmemifl flekilde küçültmüfltür. Mallar›n›, mülklerini,

mevkilerini, ünvanlar›n›, içinde bulunduklar› toplumu, tüm dünyay› ve

asl›nda birer kopyadan ibaret olan her fleyi asl› sanm›fllar, üstelik bunla-

ra güvenerek Allah'a karfl› büyüklenmifllerdir. Böbürlenerek Allah'a is-

yan etmifl (Allah’› tenzih ederiz) ve inkarda ileri gitmifller, çekinmeden

insanlara zulmetmifllerdir. Bunlar› yaparken de güç ald›klar› tek fley

madde olmufltur. Ama öyle bir anlay›fl eksikli¤i içine düflmüfllerdir ki

Allah'›n kendilerini çepeçevre sar›p kuflatt›¤›n› hiç düflünmemifllerdir.

Allah inkarc›lar›n anlay›fls›zl›klar› sonucunda düflecekleri durumu Ku-

ran'da flöyle haber vermifltir:

Yoksa hileli-bir düzen mi kurmak istiyorlar? Fakat (as›l) o inkar edenler

hileli-düzene düflecek olanlard›r. (Tur Suresi, 42)

Bu, belki de tarihin gördü¤ü en büyük yenilgidir. Materyalistler

kendilerince büyüklenirken, dini inkar ederken ve iman edenlere zul-

mederken asl›nda büyük bir oyuna gelmifller, Allah'a karfl› çirkin bir ce-

saret göstererek açt›klar› savaflta kesin olarak yenilmifllerdir.

Allah bir baflka ayetinde, "inkar edenlerin iflleri bir seraba benzer,

susayan onu bir su san›r. Nihayet ona ulaflt›¤›nda bir fley bulamaz ve

yan›nda Allah'› bulur..." (Nur Suresi, 39) diye haber verir. Materyalizm

de bu ayette iflaret edildi¤i gibi, isyan edenler ve Kuran ahlak›na muhalif

Harun Yahya (Adnan Oktar)

197

Page 200: KOMÜNİZM PUSUDA

KOMÜN‹ZM PUSUDA

davranarak yeryüzünde bozgunculuk ç›karanlar için bir "serap"

oluflturur; ona güvenerek ellerini uzatt›klar›nda, gördükleri her fleyin

yaln›zca asl›n›n bir kopyas› oldu¤unu anlarlar. Allah onlar› böyle bir ser-

apla kand›rm›fl, bütün bu kopya sesleri, görüntüleri, kokular›, tatlar› asl›

gibi göstermifltir.

Tarih boyunca materyalist felsefeyi benimseyen felsefeciler, lider-

ler, profesörler, astronomlar, biyologlar, fizikçiler, ünvanlar›, mevkileri

her ne olursa olsun maddeyi kendilerine ilah edinmeleri sebebiyle bu

LENIN'‹N YOLDAfiLARINA EMR‹: "SAKIN DÜfiÜNMEY‹N, YOKSA ‹NANIRSINIZ"

Muhatap oldu¤umuz dünyan›n maddeden de¤il de alg›dan ibaret oldu¤u ger-

çe¤i, materyalist felsefeyi temelinden çökertmektedir. Bu nedenle materya-

list ideologlar bu gerçe¤in dile getirilmesinden çok rahats›z olurlar. Hatta

bu gerçe¤i düflünmemeye çal›fl›r ve yandafllar›na

da düflünmemeyi tavsiye ederler. Bunlar›n bafl›n-

da Lenin gelmektedir. Lenin, bir as›r önce yazd›¤›

Materyalizm ve Ampiryokritisizm isimli kitab›nda

"sak›n bu konuyu düflünmeyin, yoksa materyalizmi

kaybedersiniz ve kendinizi dine kapt›r›rs›n›z" anla-

m›na gelen flu uyar›y› yapmaktad›r:

"Duyular›m›zla alg›lad›¤›m›z nesnel gerçekli¤i

bir kere yads›d›n m›, kuflkuculu¤a (agnostisizm)

ve öznelcili¤e (subjektivizme) kayaca¤›ndan, fi-

deizme (dini inanca) karfl› kullanaca¤›n tüm si-

lahlar› yitirirsin; bu da fideizmin istedi¤i fleydir.

Parma¤›n› kapt›rd›n m›, önce kolun sonra tüm

benli¤in gider. Duyular› nesnel dünyan›n bir gö-

rüntüsü olarak de¤il de, özel bir ö¤e olarak ald›¤›nda, di¤er bir deyiflle materya-

lizmden ödün verdi¤inde, benli¤ini fideizme kapt›r›rs›n. Sonra duyular hiç

kimsenin duyular› olur, us hiç kimsenin usu, ruh hiç kimsenin ruhu, istenç hiç kim-

senin istenci olur." (V.I. Lenin, Materialism and Empirio-criticism, Progress Publis-

hers, Moskova 1970, s. 334-33))

Görüldü¤ü gibi, materyalistlerin "maddenin asl›" gerçe¤i karfl›s›nda yapabildikleri tek

fley, bunu düflünmemeye çal›flmaktan ibarettir. Bu, materyalizmin, insan›n ancak

kendi kendini kand›rmas›yla ayakta duran bir hurafe oldu¤unun en aç›k ilan›d›r..

198

Page 201: KOMÜNİZM PUSUDA

oyuna gelmifller, birer çocuk gibi aldanm›fl ve küçük düflmüfllerdir.

Beyinlerindeki küçük odadan asla ç›kamad›klar›, d›fl dünya ile hiçbir

flekilde karfl›laflamad›klar› halde tüm felsefelerini, ideolojilerini dünya

ve madde üzerine kurmufllar, bu konular hakk›nda ciddi tart›flmalara

girmifller, alayc› anlat›mlar kullanm›fllard›r. Tüm bunlardan dolay› da

kendilerini çok ak›ll› saym›fllar, evrenin gerçe¤i hakk›nda fikir yürüte-

bileceklerini düflünmüfller ve en önemlisi kendi s›n›rl› ak›llar›yla Allah'›

yorumlayabileceklerini sanm›fllard›r. Allah, onlar›n içine düfltükleri bu

durumu bir ayetinde flöyle bildirir:

Onlar bir düzen kurdular. Allah da bir düzen kurdu. Allah, düzen kuru-

cular›n en hay›rl›s›d›r. (Al-i ‹mran Suresi, 54)

Dünyada baz› tuzaklardan kurtulmak mümkün olabilir; ancak

Allah'›n maddeyi ilah edinenlere kurdu¤u bu tuzak öyle sa¤lamd›r ki,

asla bir kurtulufl imkanlar› kalmam›flt›r. Ne yaparlarsa yaps›nlar, kime

baflvururlarsa vursunlar, Allah'tan baflka kendilerini kurtaracak bir

yard›mc› bulmalar› da mümkün de¤ildir. Allah'›n Kuran'da haber

verdi¤i gibi, "... kendileri için Allah'tan baflka bir (vekil) koruyucu

dost ve yard›mc› bulamayacaklard›r." (Nisa Suresi, 173)

Bu gerçe¤in fark›na varmak materyalistler için olabilecek en dehflet

verici olayd›r. Bu gerçekle birlikte, her an Allah ile beraber olduklar›n›,

Allah'›n kendilerini her yönden sar›p kuflatt›¤›n› anlam›fllard›r. Nitekim

Allah, "kendisini tek olarak yaratt›¤›m› Bana b›rak" (Müddessir Suresi,

11) ayetiyle, her insan›n Kendi Kat›nda asl›nda yapayaln›z oldu¤u

gerçe¤ine dikkat çekmifltir. Bu ola¤anüstü gerçek afla¤›daki ayetlerle de

haber verilmifltir:

Andolsun, sizi ilk defa yaratt›¤›m›z gibi 'teker teker, yapayaln›z ve

yal›n' Bize geldiniz ve size lütfettiklerimizi arkan›zda b›rakt›n›z...

(Enam Suresi, 94)

Ve onlar›n hepsi, k›yamet günü O'na, 'yapayaln›z, tek bafllar›na' gele-

ceklerdir. (Meryem Suresi, 95)

Bu ayetlerde anlat›lan gerçe¤in bir manas› da fludur: Maddeyi ilah

edinenler, Allah'tan gelmifl ve yine O'na dönmüfl ya da dönmeyi bekle-

mektedirler. Onlar isteseler de, istemeseler de Allah'a teslim olmufllard›r.

fiimdi herkes gibi hesap gününü beklemektedirler. O gün hepsi,

dünyada iflledikleri ve ifllenmesine sebep olduklar› her suçtan ötürü tek

tek sorguya çekileceklerdir. Her ne kadar anlamak istemeseler de...

Harun Yahya (Adnan Oktar)

199

Page 202: KOMÜNİZM PUSUDA

Bu bölümde anlatt›¤›m›z maddenin ard›ndaki s›r konu-

sunu do¤ru kavramak son derece önemlidir. Gördü¤ümüz

tüm varlıklar, da¤lar, ovalar, çiçekler, insanlar, denizler,

kısacası gördü¤ümüz herfley, Allah'ın Kuran'da var oldu¤u-

nu, yoktan var etti¤ini belirtti¤i her varlık, yaratılmıfltır ve

vardır. Ancak, insanlar bu varlıkların asıllarını duyu organları

yoluyla göremez veya hissedemez veya duyamazlar. Gördük-

leri ve hissettikleri, bu varlıkların beyinlerindeki kopyalarıdır.

Bu ilmi bir gerçektir ve bugün baflta tıp fakülteleri olmak üze-

re tüm okullarda ö¤retilen bilimsel bir konudur. Örne¤in flu

anda bu yazıyı okuyan bir insan, bu yazının aslını göremez,

bu yazının aslına dokunamaz. Bu yazının aslından gelen ıflık,

insanın gözündeki bazı hücreler tarafından elektrik sinyaline

dönüfltürülür. Bu elektrik sinyali, beynin arkasındaki görme

merkezine giderek, bu merkezi uyarır. Ve insanın beyninin ar-

kasında bu yazının görüntüsü oluflur. Yani siz flu anda gözü-

nüzle, gözünüzün önündeki bir yazıyı okumuyorsunuz. Bu

yazı sizin beyninizin arkasındaki görme merkezinde oluflu-

yor. Sizin okudu¤unuz yazı, beyninizin arkasındaki "kopya

yazı"dır. Bu yazının aslını ise Allah görür.

Ancak unutulmamal›d›r ki, maddenin beynimizde olu-

flan bir hayal olması onu "yok" hale getirmez. Bize, insanın

muhatap oldu¤u maddenin mahiyeti hakkında bilgi verir, ki

bu da maddenin aslı ile hiçbir insanın muhatap olamadı¤ı

gerçe¤idir. Kald› ki d›flar›da maddenin varl›¤›n›, bizden baflka

KOMÜN‹ZM PUSUDA

200

KONUNUN ÖNEM‹

Page 203: KOMÜNİZM PUSUDA

gören varl›klar da vard›r. Allah'›n melekleri, yaz›c› olarak ta-

yin etti¤i elçileri de bu dünyaya flahitlik etmektedirler:

Onun sa¤›nda ve solunda oturan iki yaz›c› kaydeder-

lerken

O, söz olarak (herhangi bir fley) söylemeyiversin, mut-

laka yan›nda haz›r bir gözetleyici vard›r. (Kaf Suresi,

17-18)

Herfleyden önemlisi, en baflta Allah herfleyi görmektedir.

Bu dünyay› her türlü detay›yla Allah yaratm›flt›r ve Allah her

haliyle görmektedir. Kuran ayetlerinde flöyle haber verilmek-

tedir:

... Allah'tan korkup-sak›n›n ve bilin ki, Allah yapt›kla-

r›n›z› görendir. (Bakara Suresi, 233)

De ki: "Benimle aran›zda flahid olarak Allah yeter; kufl-

kusuz O, kullar›ndan gerçe¤iyle haberdard›r, gören-

dir." (‹sra Suresi, 96)

Ayr›ca unutmamak gerekir ki, Allah tüm olaylar› "Levh-i

Mahfuz" isimli kitapta kay›tl› tutmaktad›r. Biz görmesek de

bunlar›n tamam› Levh-i Mahfuz'da vard›r. Herfleyin, Allah'›n

Kat›nda, Levh-i Mahfuz olarak isimlendirilen "Ana Kitap"ta

sakland›¤› flöyle bildirilmektedir:

fiüphesiz o, Bizim Kat›m›zda olan Ana Kitap'tad›r; çok

Yücedir, hüküm ve hikmet doludur. (Zuhruf Suresi, 4)

... Kat›m›zda (bütün bunlar›) saklay›p-koruyan bir ki-

tap vard›r. (Kaf Suresi, 4)

Gökte ve yerde gizli olan hiçbir fley yoktur ki, apaç›k

olan bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmas›n. (Neml Su-

resi, 75 )

Harun Yahya (Adnan Oktar)

201

Page 204: KOMÜNİZM PUSUDA

Evrim Yanılgısı

Darwinizm, yani evrim teorisi, yarat›l›fl gerçe¤ini reddetmek

amac›yla ortaya at›lm›fl, ancak baflar›l› olamam›fl bilim d›fl› bir

safsatadan baflka bir fley de¤ildir. Canl›l›¤›n, cans›z maddeler-

den tesadüfen olufltu¤unu iddia eden bu teori, evrende ve canl›larda çok

aç›k bir "düzen" bulundu¤unun bilim taraf›ndan ispat edilmesiyle çürü-

müfltür. Böylece Allah'›n tüm evreni ve canl›lar› yaratm›fl oldu¤u gerçe-

¤i, bilim taraf›ndan da kan›tlanm›flt›r. Bugün evrim teorisini ayakta

tutmak için dünya çap›nda yürütülen propaganda, sadece bilimsel ger-

çeklerin çarp›t›lmas›na, tarafl› yorumlanmas›na, bilim görüntüsü alt›n-

da söylenen yalanlara ve yap›lan sahtekarl›klara dayal›d›r.

Ancak bu propaganda gerçe¤i gizleyememektedir. Evrim teorisinin

bilim tarihindeki en büyük yan›lg› oldu¤u, son 20-30 y›ld›r bilim dünya-

s›nda giderek daha yüksek sesle dile getirilmektedir. Özellikle 1980'lerden

sonra yap›lan araflt›rmalar, Darwinist iddialar›n tamamen yanl›fl oldu¤u-

nu ortaya koymufl ve bu gerçek pek çok bilim adam› taraf›ndan dile geti-

rilmifltir. Özellikle ABD'de, biyoloji, biyokimya, paleontoloji gibi farkl›

alanlardan gelen çok say›da bilim adam›, Darwinizm'in geçersizli¤ini gör-

mekte, canl›lar›n kökenini art›k "yarat›l›fl gerçe¤iyle" aç›klamaktad›rlar.

Evrim teorisinin çöküflünü ve yarat›l›fl›n delillerini di¤er pek çok ça-

l›flmam›zda bütün bilimsel detaylar›yla ele ald›k ve almaya devam ediyo-

ruz. Ancak konuyu, tafl›d›¤› büyük önem nedeniyle, burada da

özetlemekte yarar vard›r.

EK BÖLÜM II

Page 205: KOMÜNİZM PUSUDA

Darwin'i Yıkan Zorluklar

Evrim teorisi, tarihi eski Yunan'a kadar uzanan bir ö¤reti olmas›na

karfl›n, kapsaml› olarak 19. yüzy›lda ortaya at›ld›. Teoriyi bilim dünyas›-

n›n gündemine sokan en önemli geliflme, Charles Darwin'in 1859 y›l›nda

yay›nlanan Türlerin Kökeni adl› kitab›yd›. Darwin bu kitapta

dünya üzerindeki farkl› canl› türlerini Allah'›n ayr› ayr› yaratt›-

¤› gerçe¤ine karfl› ç›k›yordu. Darwin'e göre,

tüm türler ortak bir atadan geliyorlard› ve

zaman içinde küçük de¤iflimlerle farkl›lafl-

m›fllard›.

Darwin'in teorisi, hiçbir somut bilim-

sel bulguya dayanm›yordu; kendisinin de

kabul etti¤i gibi sadece bir "mant›k yürüt-

me" idi. Hatta Darwin'in kitab›ndaki "Teori-

nin Zorluklar›" bafll›kl› uzun bölümde itiraf

etti¤i gibi, teori pek çok önemli soru karfl›-

s›nda aç›k veriyordu.

Darwin, teorisinin önündeki zorlukla-

r›n geliflen bilim taraf›ndan afl›laca¤›n›, yeni

bilimsel bulgular›n teorisini güçlendirece-

¤ini umuyordu. Bunu kitab›nda s›k s›k be-

lirtmiflti. Ancak geliflen bilim, Darwin'in umutlar›n›n tam aksine, teorinin

temel iddialar›n› birer birer dayanaks›z b›rakm›flt›r.

Darwinizm'in bilim karfl›s›ndaki yenilgisi, üç temel bafll›kta incelene-

bilir:

1) Teori, hayat›n yeryüzünde ilk kez nas›l ortaya ç›kt›¤›n› asla aç›kla-

yamamaktad›r.

2) Teorinin öne sürdü¤ü "evrim mekanizmalar›"n›n, gerçekte evrim-

lefltirici bir etkiye sahip oldu¤unu gösteren hiçbir bilimsel bulgu yoktur.

CharlesDarwin

Page 206: KOMÜNİZM PUSUDA

3) Fosil kay›tlar›, evrim teorisinin öngörülerinin tam aksine bir tablo

ortaya koymaktad›r.

Bu bölümde, bu üç temel bafll›¤› ana hatlar› ile inceleyece¤iz.

Aşılamayan İlk Basamak: Hayatın Kökeni

Evrim teorisi, tüm canl› türlerinin, bundan yaklafl›k 3.8 milyar y›l ön-

ce ilkel dünyada ortaya ç›kan tek bir canl› hücreden geldiklerini iddia et-

mektedir. Tek bir hücrenin nas›l olup da milyonlarca kompleks canl›

türünü oluflturdu¤u ve e¤er gerçekten bu tür bir evrim gerçekleflmiflse ne-

den bunun izlerinin fosil kay›tlar›nda bulunamad›¤›, teorinin aç›klayama-

d›¤› sorulardand›r. Ancak tüm bunlardan önce, iddia edilen evrim

sürecinin ilk basama¤› üzerinde durmak gerekir. Sözü edilen o "ilk hücre"

nas›l ortaya ç›km›flt›r?

Evrim teorisi, yarat›l›fl› reddetti¤i, hiçbir do¤aüstü müdahaleyi kabul

etmedi¤i için, o "ilk hücre"nin, hiçbir tasar›m, plan ve düzenleme olma-

dan, do¤a kanunlar› içinde rastlant›sal olarak meydana geldi¤ini iddia

eder. Yani teoriye göre, cans›z madde tesadüfler sonucunda ortaya canl›

bir hücre ç›karm›fl olmal›d›r. Ancak bu, bilinen en temel biyoloji kanunla-

r›na ayk›r› bir iddiad›r.

"Hayat Hayattan Gelir"

Darwin, kitab›nda hayat›n kökeni konusundan hiç söz etmemiflti.

Çünkü onun dönemindeki ilkel bilim anlay›fl›, canl›lar›n çok basit bir ya-

p›ya sahip olduklar›n› varsay›yordu. Ortaça¤'dan beri inan›lan "spontane

jenerasyon" adl› teoriye göre, cans›z maddelerin tesadüfen biraraya gelip,

canl› bir varl›k oluflturabileceklerine inan›l›yordu. Bu dönemde böcekle-

rin yemek art›klar›ndan, farelerin de bu¤daydan olufltu¤u yayg›n bir dü-

flünceydi. Bunu ispatlamak için de ilginç deneyler yap›lm›flt›. Kirli bir

paçavran›n üzerine biraz bu¤day konmufl ve biraz beklendi¤inde bu kar›-

fl›mdan farelerin oluflaca¤› san›lm›flt›.

Etlerin kurtlanmas› da hayat›n cans›z maddelerden türeyebildi¤ine

204KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 207: KOMÜNİZM PUSUDA

bir delil say›l›yordu. Oysa daha

sonra anlafl›lacakt› ki, etlerin

üzerindeki kurtlar kendilikle-

rinden oluflmuyorlar, sinekle-

rin getirip b›rakt›klar› gözle

görülmeyen larvalardan ç›k›-

yorlard›.

Darwin'in Türlerin Kökeniadl› kitab›n› yazd›¤› dönemde

ise, bakterilerin cans›z madde-

den oluflabildikleri inanc›, bi-

lim dünyas›nda yayg›n bir

kabul görüyordu.

Oysa Darwin'in kitab›n›n

yay›nlanmas›ndan befl y›l sonra,

ünlü Frans›z biyolog Louis Pas-

teur, evrime temel oluflturan bu inanc› kesin olarak çürüttü. Pasteur yapt›-

¤› uzun çal›flma ve deneyler sonucunda vard›¤› sonucu flöyle özetlemiflti:

Cans›z maddelerin hayat oluflturabilece¤i iddias› art›k kesin olarak

tarihe gömülmüfltür. 127

Evrim teorisinin savunucular›, Pasteur'ün bulgular›na karfl› uzun sü-

re direndiler. Ancak geliflen bilim, canl› hücresinin karmafl›k yap›s›n› orta-

ya ç›kard›kça, hayat›n kendili¤inden oluflabilece¤i iddias›n›n geçersizli¤i

daha da aç›k hale geldi.

20. Yüzyıldaki Sonuçsuz Çabalar

20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrimci, ünlü Rus

biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu y›llarda ortaya att›¤› bir-

tak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadüfen meydana gelebilece¤ini ispat et-

meye çal›flt›. Ancak bu çal›flmalar baflar›s›zl›kla sonuçlanacak ve Oparin

flu itiraf› yapmak zorunda kalacakt›:

Louis Pasteur, evrim teorisinin dayana¤›olan "cans›z madde canl›l›k oluflturabilir"iddias›n› yapt›¤› deneylerle geçersiz k›ld›.

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 208: KOMÜNİZM PUSUDA

Maalesef hücrenin kökeni, evrim teorisinin tümünü içine alan en

karanl›k noktay› oluflturmaktad›r.128

Oparin'in yolunu izleyen evrimciler, hayat›n kökeni konusunu çözü-

me kavuflturacak deneyler yapmaya çal›flt›lar. Bu deneylerin en ünlüsü,

Amerikal› kimyac› Stanley Miller taraf›ndan 1953 y›l›nda düzenlendi.

Miller, ilkel dünya atmosferinde oldu¤unu iddia etti¤i gazlar› bir deney

düzene¤inde birlefltirerek ve bu kar›fl›ma enerji ekleyerek, proteinlerin ya-

p›s›nda kullan›lan birkaç organik molekül (aminoasit) sentezledi.

O y›llarda evrim ad›na önemli bir aflama gibi tan›t›lan bu deneyin ge-

çerli olmad›¤› ve deneyde kullan›lan atmosferin gerçek dünya koflullar›n-

dan çok farkl› oldu¤u, ilerleyen y›llarda ortaya ç›kacakt›.129

Uzun süren bir sessizlikten sonra Miller'in kendisi de kulland›¤› at-

mosfer ortam›n›n gerçekçi olmad›¤›n› itiraf etti.130

Hayat›n kökeni sorununu aç›klamak için 20. yüzy›l boyunca yürütü-

len tüm evrimci çabalar hep baflar›s›zl›kla sonuçland›. San Diego Scripps

Enstitüsü'nden ünlü jeokimyac› Jeffrey Bada, evrimci Earth dergisinde

1998 y›l›nda yay›nlanan bir makalede bu gerçe¤i flöyle kabul eder:

Bugün, 20. yüzy›l› geride b›rak›rken, hala, 20. yüzy›la girdi¤imizde

sahip oldu¤umuz en büyük çözülmemifl problemle karfl› karfl›ya-

y›z: Hayat yeryüzünde nas›l bafllad›?131

Hayatın Kompleks Yapısı

Evrim teorisinin hayat›n kökeni konusunda bu denli büyük bir aç-

maza girmesinin bafll›ca nedeni, en basit san›lan canl› yap›lar›n bile inan›l-

maz derecede karmafl›k yap›lara sahip olmas›d›r. Canl› hücresi,

insano¤lunun yapt›¤› bütün teknolojik ürünlerden daha karmafl›kt›r. Öyle

ki bugün dünyan›n en geliflmifl laboratuvarlar›nda bile cans›z maddeler

biraraya getirilerek canl› bir hücre üretilememektedir.

Bir hücrenin meydana gelmesi için gereken flartlar, asla rastlant›larla

aç›klanamayacak kadar fazlad›r. Hücrenin en temel yap› tafl› olan protein-

lerin rastlant›sal olarak sentezlenme ihtimali; 500 aminoasitlik ortalama

bir protein için, 10950'de 1'dir. Ancak matematikte 1050'de 1'den küçük olas›-

206KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 209: KOMÜNİZM PUSUDA

l›klar pratik olarak "imkans›z" say›l›r. Hücrenin çe-

kirde¤inde yer alan ve genetik bilgiyi saklayan

DNA molekülü ise, inan›lmaz bir bilgi bankas›d›r.

‹nsan DNA's›n›n içerdi¤i bilginin, e¤er ka¤›da dö-

külmeye kalk›lsa, 500'er sayfadan oluflan 900 cilt-

lik bir kütüphane oluflturaca¤› hesaplanmaktad›r.

Bu noktada çok ilginç bir ikilem daha var-

d›r: DNA, yaln›z birtak›m özelleflmifl proteinle-

rin (enzimlerin) yard›m› ile efllenebilir. Ama bu

enzimlerin sentezi de ancak DNA'daki bilgiler

do¤rultusunda gerçekleflir. Birbirine ba¤›ml› ol-

duklar›ndan, efllemenin meydana gelebilmesi için

ikisinin de ayn› anda var olmalar› gerekir. Bu ise,

hayat›n kendili¤inden olufltu¤u senaryosunu ç›k-

maza sokmaktad›r. San Diego California Üniver-

sitesi'nden ünlü evrimci Prof. Leslie Orgel, Scien-tific American dergisinin Ekim 1994 tarihli say›-

s›nda bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Son derece kompleks yap›lara sahip olan

proteinlerin ve nükleik asitlerin (RNA ve

DNA) ayn› yerde ve ayn› zamanda rastlant›-

sal olarak oluflmalar› afl›r› derecede ihtimal

d›fl›d›r. Ama bunlar›n birisi olmadan di¤eri-

ni elde etmek de mümkün de¤ildir. Dolay›-

s›yla insan, yaflam›n kimyasal yollarla

ortaya ç›kmas›n›n asla mümkün olmad›¤›

sonucuna varmak zorunda kalmaktad›r.132

207

Evrim teorisini geçersiz k›lan gerçeklerden bir ta-nesi, canl›l›¤›n inan›lmaz derecedeki kompleks ya-p›s›d›r. Canl› hücrelerinin çekirde¤inde yer alanDNA molekülü, bunun bir örne¤idir. DNA, dört ay-r› molekülün farkl› diziliminden oluflan bir tür bilgibankas›d›r. Bu bilgi bankas›nda canl›yla ilgili bü-tün fiziksel özelliklerin flifreleri yer al›r. ‹nsanDNA's› ka¤›da döküldü¤ünde, ortaya yaklafl›k 900ciltlik bir ansiklopedi ç›kaca¤› hesaplanmaktad›r.Elbette böylesine ola¤anüstü bir bilgi, tesadüfkavram›n› kesin biçimde geçersiz k›lmaktad›r.

Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 210: KOMÜNİZM PUSUDA

Kuflkusuz e¤er hayat›n do¤al etkenlerle ortaya ç›kmas› imkans›z ise,

bu durumda hayat›n do¤aüstü bir biçimde "yarat›ld›¤›n›" kabul etmek ge-

rekir. Bu gerçek, en temel amac› yarat›l›fl› reddetmek olan evrim teorisini

aç›kça geçersiz k›lmaktad›r.

Evrimin Hayali Mekanizmaları

Darwin'in teorisini geçersiz k›lan ikinci büyük nokta, teorinin "evrim

mekanizmalar›" olarak öne sürdü¤ü iki kavram›n da gerçekte hiçbir ev-

rimlefltirici güce sahip olmad›¤›n›n anlafl›lm›fl olmas›d›r. Darwin, ortaya

att›¤› evrim iddias›n› tamamen "do¤al seleksiyon" mekanizmas›na ba¤la-

m›flt›. Bu mekanizmaya verdi¤i önem, kitab›n›n isminden de aç›kça anla-

fl›l›yordu: Türlerin Kökeni, Do¤al Seleksiyon Yoluyla...

Do¤al seleksiyon, do¤al seçme demektir. Do¤adaki ya-

flam mücadelesi içinde, do¤al flartlara uygun ve güçlü canl›-

lar›n hayatta kalaca¤› düflüncesine dayan›r. Örne¤in y›rt›c›

hayvanlar taraf›ndan tehdit edilen bir geyik sürüsünde, da-

ha h›zl› koflabilen geyikler hayatta kalacakt›r. Böylece geyik

sürüsü, h›zl› ve güçlü bireylerden oluflacakt›r. Ama elbette

bu mekanizma, geyikleri evrimlefltirmez, onlar› baflka bir

canl› türüne, örne¤in atlara dönüfltürmez. Dolay›s›yla do-

¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimlefltirici güce sahip

de¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve Türlerin Kö-keni adl› kitab›nda "Faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤› sürece

do¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" demek zorunda kal-

m›flt›.133

Lamarck'ın Etkisi

Peki bu "faydal› de¤ifliklikler" nas›l oluflabilirdi? Dar-

win, kendi döneminin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soruyu

Lamarck'a dayanarak cevaplamaya çal›flm›flt›. Darwin'den

önce yaflam›fl olan Frans›z biyolog Lamarck'a göre, canl›lar

yaflamlar› s›ras›nda geçirdikleri fiziksel de¤ifliklikleri sonra-

208KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 211: KOMÜNİZM PUSUDA

ki nesle aktar›yorlar, nesilden nesile biriken bu özellikler sonucunda yeni

türler ortaya ç›k›yordu. Örne¤in Lamarck'a göre zürafalar ceylanlardan

türemifllerdi, yüksek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek için çabalarken nesil-

den nesile boyunlar› uzam›flt›.

Darwin de benzeri örnekler vermifl, örne¤in Türlerin Kökeni adl› kita-

b›nda, yiyecek bulmak için suya giren baz› ay›lar›n zamanla balinalara dö-

nüfltü¤ünü iddia etmiflti.134

Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20. yüzy›lda geliflen genetik bilimiyle

kesinleflen kal›t›m kanunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin sonraki nesillere ak-

tar›lmas› efsanesini kesin olarak y›kt›. Böylece do¤al seleksiyon "tek bafl›-

na" ve dolay›s›yla tümüyle etkisiz bir mekanizma olarak kalm›fl oluyordu.

Neo-Darwinizm ve Mutasyonlar

Darwinistler ise bu duruma bir çözüm bulabilmek için 1930'lar›n

sonlar›nda, "Modern Sentetik Teori"yi ya da daha yayg›n ismiyle neo-Dar-

winizm'i ortaya att›lar. Neo-Darwinizm, do¤al seleksiyonun yan›na "fay-

dal› de¤ifliklik sebebi" olarak mutasyonlar›, yani canl›lar›n genlerinde

radyasyon gibi d›fl etkiler ya da kopyalama hatalar› sonucunda oluflan bo-

zulmalar› ekledi.

Bugün de hala dünyada evrim ad›na geçerlili¤ini koruyan model

neo-Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canl› türü-

nün, bu canl›lar›n, kulak, göz, akci¤er, kanat gibi say›s›z kompleks organ-

lar›n›n "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayal› bir süreç

sonucunda olufltu¤unu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz b›rakan aç›k

bir bilimsel gerçek vard›r: Mutasyonlar canl›lar› gelifltirmezler, aksine

her zaman için canl›lara zarar verirler.

Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir.

Bu molekül üzerinde oluflan herhangi rasgele bir etki ancak zarar verir.

Amerikal› genetikçi B. G. Ranganathan bunu flöyle aç›klar:

Mutasyonlar küçük, rasgele ve zararl›d›rlar. Çok ender olarak mey-

dana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu üç özellik, mutas-

yonlar›n evrimsel bir geliflme meydana getiremeyece¤ini gösterir.

Zaten yüksek derecede özelleflmifl bir organizmada meydana gele-

209Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 212: KOMÜNİZM PUSUDA

bilecek rastlant›sal bir de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da zararl›. Bir

kol saatinde meydana gelecek rasgele bir de¤iflim kol saatini gelifl-

tirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihti-

malle etkisiz olacakt›r. Bir deprem bir flehri gelifltirmez, ona y›k›m

getirir.135

Nitekim bugüne kadar hiçbir yararl›, yani genetik bilgiyi gelifltiren

mutasyon örne¤i gözlemlenmedi. Tüm mutasyonlar›n zararl› oldu¤u gö-

rüldü. Anlafl›ld› ki, evrim teorisinin "evrim mekanizmas›" olarak gösterdi-

¤i mutasyonlar, gerçekte canl›lar› sadece tahrip eden, sakat b›rakan

genetik olaylard›r. (‹nsanlarda mutasyonun en s›k görülen etkisi de kan-

serdir.) Elbette tahrip edici bir mekanizma "evrim mekanizmas›" olamaz.

Do¤al seleksiyon ise, Darwin'in de kabul etti¤i gibi, "tek bafl›na hiçbir fley

yapamaz." Bu gerçek bizlere do¤ada hiçbir "evrim mekanizmas›" olmad›-

¤›n› göstermektedir. Evrim mekanizmas› olmad›¤›na göre de, evrim de-

nen hayali süreç yaflanm›fl olamaz.

Fosil Kayıtları: Ara Formlardan Eser Yok

Evrim teorisinin iddia etti¤i senaryonun yaflanmam›fl oldu¤unun en

aç›k göstergesi ise fosil kay›tlar›d›r.

210

Evrimciler yüzy›l›n bafl›ndan beri sinekleri mutasyona u¤ratarak,faydal› mutasyon örne¤i oluflturmaya çal›flt›lar. Ancak on y›llarcasüren bu çabalar›n sonucunda elde edilen tek sonuç, sakat, hastal›k-l› ve kusurlu sinekler oldu. Solda, normal bir meyve sine¤inin, sa¤daise mutasyona u¤ram›fl di¤er bir sine¤in kafas› yer al›yor.

anten

gözler

a¤›z

bacak

Page 213: KOMÜNİZM PUSUDA

Evrim teorisine göre bütün canl›lar birbirlerinden türemifllerdir. Ön-

ceden var olan bir canl› türü, zamanla bir di¤erine dönüflmüfl ve bütün

türler bu flekilde ortaya ç›km›fllard›r. Teoriye göre bu dönüflüm yüz mil-

yonlarca y›l süren uzun bir zaman dilimini kapsam›fl ve kademe kademe

ilerlemifltir.

Bu durumda, iddia edilen uzun dönüflüm süreci içinde say›s›z "ara

türler"in oluflmufl ve yaflam›fl olmalar› gerekir.

Örne¤in geçmiflte, bal›k özelliklerini tafl›malar›na ra¤men, bir yan-

dan da baz› sürüngen özellikleri kazanm›fl olan yar› bal›k-yar› sürüngen

canl›lar yaflam›fl olmal›d›r. Ya da sürüngen özelliklerini tafl›rken, bir yan-

dan da baz› kufl özellikleri kazanm›fl sürüngen-kufllar ortaya ç›km›fl olma-

l›d›r. Bunlar, bir geçifl sürecinde olduklar› için de, sakat, eksik, kusurlu

canl›lar olmal›d›r. Evrimciler geçmiflte yaflam›fl olduklar›na inand›klar› bu

teorik yarat›klara "ara-geçifl formu" ad›n› verirler. E¤er gerçekten bu tür

canl›lar geçmiflte yaflam›fllarsa bunlar›n say›lar›n›n ve çeflitlerinin milyon-

larca hatta milyarlarca olmas› gerekir. Ve bu ucube canl›lar›n kal›nt›lar›na

mutlaka fosil kay›tlar›nda rastlanmas› gerekir. Darwin, Türlerin Köke-ni'nde bunu flöyle aç›klam›flt›r:

E¤er teorim do¤ruysa, türleri birbirine ba¤layan say›s›z ara-geçifl

çeflitleri mutlaka yaflam›fl olmal›d›r... Bunlar›n yaflam›fl olduklar›-

n›n kan›tlar› da sadece fosil kal›nt›lar› aras›nda bulunabilir.136

Darwin'in Yıkılan Umutları

Ancak 19. yüzy›l›n ortas›ndan bu yana dünyan›n dört bir yan›nda

hummal› fosil araflt›rmalar› yap›ld›¤› halde bu ara geçifl formlar›na rastla-

namam›flt›r. Yap›lan kaz›larda ve araflt›rmalarda elde edilen bütün bulgu-

lar, evrimcilerin beklediklerinin aksine, canl›lar›n yeryüzünde birdenbire,

eksiksiz ve kusursuz bir biçimde ortaya ç›kt›klar›n› göstermifltir.

Ünlü ‹ngiliz paleontolog (fosil bilimci) Derek W. Ager, bir evrimci ol-

mas›na karfl›n bu gerçe¤i flöyle itiraf eder:

Sorunumuz fludur: Fosil kay›tlar›n› detayl› olarak inceledi¤imizde,

türler ya da s›n›flar seviyesinde olsun, sürekli olarak ayn› gerçekle

karfl›lafl›r›z; kademeli evrimle geliflen de¤il, aniden yeryüzünde

oluflan gruplar görürüz.137

211Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 214: KOMÜNİZM PUSUDA

YAfiAYAN FOS‹LLER EVR‹M‹ YALANLIYOR

Deniz KestanesiDönem: Paleozoik zaman,Karbonifer dönemiYafl: 295 milyon y›l

Çay›r Sivrisine¤iDönem: Senozoik zaman, Eosen dönemiYafl: 48-37 milyon y›l

Fosiller, evrimin hiçbir zaman ya-flanmad›¤›n›n ispat›d›r. Fosil kay›tla-r›n›n ortaya koydu¤u gibi, canl›larsahip olduklar› tüm özelliklerle biranda var olmufllar ve soylar› devametti¤i müddetçe en küçük bir de¤i-fliklik geçirmemifllerdir. Bal›klar hepbal›k, böcekler hep böcek, sürün-genler hep sürüngen olarak var ol-mufltur. Türlerin aflama aflamaolufltu¤u iddias›n›n bilimsel hiçbirgeçerlili¤i yoktur.

Günefl Bal›¤› Dönem: Senozoik zaman,Eosen dönemiYafl: 54 – 37 milyon y›l

Page 215: KOMÜNİZM PUSUDA

Evrim Yan›lg›s›

Sekoya Yapra¤›Dönem: Senozoik za-man, Eosen dönemiYafl: 50 milyon y›l

Deniz Y›ld›z›Dönem: Paleozoik zaman,Ordovisyen dönemiYafl: 490 – 443 milyon y›l

Hufl A¤ac› Yapra¤›Dönem: Senozoik za-man, Eosen dönemiYafl: 50 milyon y›l

Köpüklü A¤ustosBöce¤iDönem: Mezozoikzaman, KretasedönemiYafl: 125 milyon y›l

Page 216: KOMÜNİZM PUSUDA

Yani fosil kay›tlar›nda, tüm canl› türleri, aralar›nda hiçbir geçifl for-

mu olmadan eksiksiz biçimleriyle aniden ortaya ç›kmaktad›rlar. Bu, Dar-

win'in öngörülerinin tam aksidir. Dahas›, bu canl› türlerinin

yarat›ld›klar›n› gösteren çok güçlü bir delildir. Çünkü bir canl› türünün,

kendisinden evrimleflti¤i hiçbir atas› olmadan, bir anda ve kusursuz ola-

rak ortaya ç›kmas›n›n tek aç›klamas›, o türün yarat›lm›fl olmas›d›r. Bu ger-

çek, ünlü evrimci biyolog Douglas Futuyma taraf›ndan da kabul edilir:

Yarat›l›fl ve evrim, yaflayan canl›lar›n kökeni hakk›nda yap›labile-

cek yegane iki aç›klamad›r. Canl›lar dünya üzerinde ya tamamen

mükemmel ve eksiksiz bir biçimde ortaya ç›km›fllard›r ya da böyle

olmam›flt›r. E¤er böyle olmad›ysa, bir de¤iflim süreci sayesinde

kendilerinden önce var olan baz› canl› türlerinden evrimleflerek

meydana gelmifl olmal›d›rlar. Ama e¤er eksiksiz ve mükemmel bir

biçimde ortaya ç›km›fllarsa, o halde sonsuz güç sahibi bir ak›l tara-

f›ndan yarat›lm›fl olmalar› gerekir.138

Fosiller ise, canl›lar›n yeryüzünde eksiksiz ve mükemmel bir biçim-

de ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. Yani "türlerin kökeni", Darwin'in

sand›¤›n›n aksine, evrim de¤il yarat›l›flt›r.

214KOMÜN‹ZM PUSUDA

Evrim teorisi, canl› türlerininyavafl de¤iflimlerle birbirlerin-den evrimlefltiklerini iddiaeder. Oysa fosil kay›tlar› buiddiay› aç›kça yalanlamakta-d›r. Örne¤in 530 milyon y›lönce bafllayan Kambriyen de-vrinde, birbirinden çok farkl›olan onlarca canl› türü bir an-da ortaya ç›km›flt›r. Üstteki çi-zimde tasvir edilen bu canl›larçok kompleks yap›lara sahip-tirler. Jeolojik dilde "Kambri-yen Patlamas›" olaraktan›mlanan bu gerçek, yarat›-l›fl›n aç›k bir delilidir.

Page 217: KOMÜNİZM PUSUDA

İnsanın Evrimi Masalı

Evrim teorisini savunanlar›n en çok gündeme getirdikleri konu, in-

san›n kökeni konusudur. Bu konudaki Darwinist iddia, bugün yaflayan

modern insan›n maymunsu birtak›m yarat›klardan geldi¤ini varsayar. 4-5

milyon y›l önce bafllad›¤› varsay›lan bu süreçte, modern insan ile atalar›

aras›nda baz› "ara form"lar›n yaflad›¤› iddia edilir. Gerçekte tümüyle ha-

yali olan bu senaryoda dört temel "kategori" say›l›r:

1- Australopithecus2- Homo habilis3- Homo erectus4- Homo sapiensEvrimciler, insanlar›n sözde ilk maymunsu atalar›na "güney may-

munu" anlam›na gelen "Australopithecus" ismini verirler. Bu canl›lar ger-

çekte soyu tükenmifl bir maymun türünden baflka bir fley de¤ildir. Lord

Solly Zuckerman ve Prof. Charles Oxnard gibi ‹ngiltere ve ABD'den dün-

yaca ünlü iki anatomistin Australopithecus örnekleri üzerinde yapt›klar›

çok genifl kapsaml› çal›flmalar, bu canl›lar›n sadece soyu tükenmifl bir

maymun türüne ait olduklar›n› ve insanlarla hiçbir benzerlik tafl›mad›kla-

r›n› göstermifltir.139

215Harun Yahya (Adnan Oktar)

‹nsan›n evrimi masa-l›n› destekleyen hiç-bir fosil kal›nt›s›yoktur. Aksine, fosilkay›tlar› insanlar ilemaymunlar aras›ndaafl›lamaz bir s›n›r ol-du¤unu göstermek-tedir. Bu gerçekkarfl›s›nda evrimciler,gerçek d›fl› birtak›mçizim ve maketlereumut ba¤lam›fllard›r.Fosil kal›nt›lar›n›nüzerine dilediklerimaskeleri geçirir vehayali yar› maymun-yar› insan yüzlerolufltururlar.

Page 218: KOMÜNİZM PUSUDA

Evrimciler insan evriminin bir sonraki safhas›n› da, "homo" yani in-

san olarak s›n›fland›r›rlar. ‹ddiaya göre homo serisindeki canl›lar, Austra-

lopithecuslar'dan daha geliflmifllerdir. Evrimciler, bu farkl› canl›lara ait

fosilleri ard› ard›na dizerek hayali bir evrim flemas› olufltururlar. Bu flema

hayalidir, çünkü gerçekte bu farkl› s›n›flar›n aras›nda evrimsel bir iliflki ol-

du¤u asla ispatlanamam›flt›r. Evrim teorisinin 20. yüzy›ldaki en önemli

savunucular›ndan biri olan Ernst Mayr, "Homo sapiens'e uzanan zincir ger-

çekte kay›pt›r" diyerek bunu kabul eder.140

Evrimciler "Australopithecus > Homo habilis > Homo erectus > Homo sa-piens" s›ralamas›n› yazarken, bu türlerin her birinin, bir sonrakinin atas›

oldu¤u izlenimini verirler. Oysa paleoantropologlar›n son bulgular›, Aust-ralopithecus, Homo habilis ve Homo erectus'un dünya'n›n farkl› bölgelerinde

ayn› dönemlerde yaflad›klar›n› göstermektedir.141

Dahas› Homo erectus s›n›flamas›na ait insanlar›n bir bölümü çok mo-

dern zamanlara kadar yaflam›fllar, Homo sapiens neandertalensis ve Homo sa-piens sapiens (modern insan) ile ayn› ortamda yan yana bulunmufllard›r.142

Bu ise elbette bu s›n›flar›n birbirlerinin atalar› olduklar› iddias›n›n

geçersizli¤ini aç›kça ortaya koymaktad›r. Harvard Üniversitesi paleonto-

loglar›ndan Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci olmas›na karfl›n,

Darwinist teorinin içine girdi¤i bu ç›kmaz› flöyle aç›klar:

E¤er birbiri ile paralel bir biçimde yaflayan üç farkl› hominid (insa-

n›ms›) çizgisi varsa, o halde bizim soy a¤ac›m›za ne oldu? Aç›kt›r

ki, bunlar›n biri di¤erinden gelmifl olamaz. Dahas›, biri di¤eriyle

karfl›laflt›r›ld›¤›nda evrimsel bir geliflme trendi göstermemektedir-

ler.143

K›sacas›, medyada ya da ders kitaplar›nda yer alan hayali birtak›m

"yar› maymun, yar› insan" canl›lar›n çizimleriyle, yani s›rf propaganda

yoluyla ayakta tutulmaya çal›fl›lan insan›n evrimi senaryosu, hiçbir bilim-

sel temeli olmayan bir masaldan ibarettir.

Bu konuyu uzun y›llar inceleyen, özellikle Australopithecus fosilleri

üzerinde 15 y›l araflt›rma yapan ‹ngiltere'nin en ünlü ve sayg›n bilim

adamlar›ndan Lord Solly Zuckerman, bir evrimci olmas›na ra¤men, orta-

da maymunsu canl›lardan insana uzanan gerçek bir soy a¤ac› olmad›¤›

sonucuna varm›flt›r.

216KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 219: KOMÜNİZM PUSUDA

Zuckerman bir de ilginç bir "bilim skalas›" yapm›flt›r. Bilimsel olarak

kabul etti¤i bilgi dallar›ndan, bilim d›fl› olarak kabul etti¤i bilgi dallar›na

kadar bir yelpaze oluflturmufltur. Zuckerman'›n bu tablosuna göre en "bi-

limsel" -yani somut verilere dayanan- bilgi dallar› kimya ve fiziktir. Yelpa-

zede bunlardan sonra biyoloji bilimleri, sonra da sosyal bilimler gelir.

Yelpazenin en ucunda, yani en "bilim d›fl›" say›lan k›s›mda ise, Zucker-

man'a göre, telepati, alt›nc› his gibi "duyum ötesi alg›lama" kavramlar› ve

bir de "insan›n evrimi" vard›r! Zuckerman, yelpazenin bu ucunu flöyle

aç›klar:

Objektif gerçekli¤in alan›ndan ç›k›p da, biyolojik bilim olarak var-

say›lan bu alanlara -yani duyum ötesi alg›lamaya ve insan›n fosil

tarihinin yorumlanmas›na- girdi¤imizde, evrim teorisine inanan

bir kimse için herfleyin mümkün oldu¤unu görürüz. Öyle ki teori-

lerine kesinlikle inanan bu kimselerin çeliflkili baz› yarg›lar› ayn›

anda kabul etmeleri bile mümkündür.144

‹flte insan›n evrimi masal› da, teorilerine körü körüne inanan birta-

k›m insanlar›n bulduklar› baz› fosilleri ön yarg›l› bir biçimde yorumlama-

lar›ndan ibarettir.

Darwin Formülü!

fiimdiye kadar ele ald›¤›m›z tüm teknik delillerin yan›nda, isterseniz

evrimcilerin nas›l saçma bir inan›fla sahip olduklar›n› bir de çocuklar›n bi-

le anlayabilece¤i kadar aç›k bir örnekle özetleyelim.

Evrim teorisi canl›l›¤›n tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedir. Do-

lay›s›yla bu iddiaya göre cans›z ve fluursuz atomlar biraraya gelerek önce

hücreyi oluflturmufllard›r ve sonras›nda ayn› atomlar bir flekilde di¤er

canl›lar› ve insan› meydana getirmifllerdir. fiimdi düflünelim; canl›l›¤›n ya-

p›tafl› olan karbon, fosfor, azot, potasyum gibi elementleri biraraya getir-

di¤imizde bir y›¤›n oluflur. Bu atom y›¤›n›, hangi ifllemden geçirilirse

geçirilsin, tek bir canl› oluflturamaz. ‹sterseniz bu konuda bir "deney" ta-

sarlayal›m ve evrimcilerin asl›nda savunduklar›, ama yüksek sesle dile

getiremedikleri iddiay› onlar ad›na "Darwin Formülü" ad›yla inceleyelim:

Evrimciler, çok say›da büyük varilin içine canl›l›¤›n yap›s›nda bulu-

217Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 220: KOMÜNİZM PUSUDA

nan fosfor, azot, karbon, oksijen, demir, magnezyum gibi elementlerden

bol miktarda koysunlar. Hatta normal flartlarda bulunmayan ancak bu ka-

r›fl›m›n içinde bulunmas›n› gerekli gördükleri malzemeleri de bu varillere

eklesinler. Kar›fl›mlar›n içine, istedikleri kadar amino asit, istedikleri ka-

dar da (bir tekinin bile rastlant›sal oluflma ihtimali 10-950 olan) protein dol-

dursunlar. Bu kar›fl›mlara istedikleri oranda ›s› ve nem versinler. Bunlar›

istedikleri geliflmifl cihazlarla kar›flt›rs›nlar. Varillerin bafl›na da dünyan›n

önde gelen bilim adamlar›n› koysunlar. Bu uzmanlar babadan o¤ula, ku-

flaktan kufla¤a aktararak nöbetlefle milyarlarca, hatta trilyonlarca sene sü-

rekli varillerin bafl›nda beklesinler. Bir canl›n›n oluflmas› için hangi

flartlar›n var olmas› gerekti¤ine inan›l›yorsa hepsini kullanmak ser-

best olsun. Ancak, ne yaparlarsa yaps›nlar o varillerden kesinlikle

bir canl› ç›kartamazlar. Zürafalar›, aslanlar›, ar›lar›, kanaryalar›,

bülbülleri, papa¤anlar›, atlar›, yunuslar›, gülleri, orkideleri,

zambaklar›, karanfilleri, muzlar›, portakallar›, elmalar›, hur-

malar›, domatesleri, kavunlar›, karpuzlar›, incirleri, zeytinle-

ri, üzümleri, fleftalileri, tavus kufllar›n›, sülünleri, renk renk

kelebekleri ve bunlar gibi milyonlarca canl› türünden hiç-

birini oluflturamazlar. De¤il burada birkaç›n› sayd›¤›m›z

bu canl› varl›klar›, bunlar›n tek bir hücresini bile elde ede-

mezler.

K›sacas›, bilinçsiz atomlar biraraya gelerek hücre-

yi oluflturamazlar. Sonra yeni bir karar vererek bir

hücreyi ikiye bölüp, sonra art arda baflka ka-

218KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 221: KOMÜNİZM PUSUDA

rarlar al›p, elektron mikroskobunu bulan, sonra kendi hücre yap›s›n› bu

mikroskop alt›nda izleyen profesörleri oluflturamazlar. Madde, ancak

Allah'›n üstün yaratmas›yla hayat bulur. Bunun aksini iddia eden evrim

teorisi ise, akla tamamen ayk›r› bir safsatad›r. Evrimcilerin ortaya att›¤› id-

dialar üzerinde biraz bile düflünmek, üstteki örnekte oldu¤u gibi, bu ger-

çe¤i aç›kça gösterir.

Göz ve Kulaktaki Teknoloji

Evrim teorisinin kesinlikle aç›klama getiremeyece¤i bir di¤er konu

ise göz ve kulaktaki üstün alg›lama kalitesidir.

Gözle ilgili konuya geçmeden önce "Nas›l görürüz?" sorusuna k›saca

cevap verelim. Bir cisimden gelen ›fl›nlar, gözde retinaya ters olarak düfler.

Bu ›fl›nlar, buradaki hücreler taraf›ndan elektrik sinyallerine dönüfltürülür

ve beynin arka k›sm›ndaki görme merkezi denilen küçücük bir noktaya

ulafl›r. Bu elektrik sinyalleri bir dizi ifllemden sonra beyindeki bu merkez-

de görüntü olarak alg›lan›r. Bu bilgiden sonra flimdi düflünelim:

Beyin ›fl›¤a kapal›d›r. Yani beynin içi kapkaranl›kt›r, ›fl›k beynin bu-

lundu¤u yere kadar giremez. Görüntü merkezi denilen yer kapkaranl›k,

›fl›¤›n asla ulaflmad›¤›, belki de hiç karfl›laflmad›¤›n›z kadar karanl›k bir

yerdir. Ancak siz bu zifiri karanl›kta ›fl›kl›, p›r›l p›r›l bir dünyay› seyret-

mektesiniz.

Üstelik bu o kadar net ve kaliteli bir görüntüdür ki 21. yüzy›l tekno-

lojisi bile her türlü imkana ra¤men bu netli¤i sa¤layamam›flt›r. Örne¤in flu

anda okudu¤unuz kitaba, kitab› tutan ellerinize bak›n, sonra bafl›n›z› kal-

d›r›n ve çevrenize bak›n. fiu anda gördü¤ünüz netlik ve kalitedeki bu gö-

rüntüyü baflka bir yerde gördünüz mü? Bu kadar net bir görüntüyü size

dünyan›n bir numaral› televizyon flirketinin üretti¤i en geliflmifl televiz-

yon ekran› dahi veremez. 100 y›ld›r binlerce mühendis bu netli¤e ulaflma-

219Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 222: KOMÜNİZM PUSUDA

ya çal›flmaktad›r. Bunun için fabrikalar, dev tesisler kurulmakta, araflt›r-

malar yap›lmakta, planlar ve tasar›mlar gelifltirilmektedir. Yine bir TV ek-

ran›na bak›n, bir de flu anda elinizde tuttu¤unuz bu kitaba. Arada büyük

bir netlik ve kalite fark› oldu¤unu göreceksiniz. Üstelik, TV ekran› size iki

boyutlu bir görüntü gösterir, oysa siz üç boyutlu, derinlikli bir perspektifi

izlemektesiniz.

Uzun y›llard›r on binlerce mühendis üç boyutlu TV yapmaya, gözün

görme kalitesine ulaflmaya çal›flmaktad›rlar. Evet, üç boyutlu bir televiz-

yon sistemi yapabildiler ama onu da gözlük takmadan üç boyutlu görmek

mümkün de¤il, kald› ki bu suni bir üç boyuttur. Arka taraf daha bulan›k,

ön taraf ise ka¤›ttan dekor gibi durur. Hiçbir zaman gözün gördü¤ü kadar

net ve kaliteli bir görüntü oluflmaz. Kamerada da, televizyonda da mutla-

ka görüntü kayb› meydana gelir.

‹flte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluflturan mekanizman›n

tesadüfen olufltu¤unu iddia etmektedirler. fiimdi biri size, odan›zda du-

ran televizyon tesadüfler sonucunda olufltu, atomlar biraraya geldi ve bu

görüntü oluflturan aleti meydana getirdi dese ne düflünürsünüz? Binlerce

kiflinin biraraya gelip yapamad›¤›n› fluursuz atomlar nas›l yaps›n?

Gözün gördü¤ünden daha ilkel olan bir görüntüyü oluflturan alet te-

satesadüfen oluflam›yorsa, gözün ve gözün gördü¤ü görüntünün de tesa-

düfen oluflamayaca¤› çok aç›kt›r. Ayn› durum kulak için de geçerlidir. D›fl

kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vas›tas›yla toplay›p orta kula¤a ile-

tir; orta kulak ald›¤› ses titreflimlerini güçlendirerek iç kula¤a aktar›r; iç

kulak da bu titreflimleri elektrik sinyallerine dönüfltürerek beyne gönderir.

Aynen görmede oldu¤u gibi duyma ifllemi de beyindeki duyma merke-

zinde gerçekleflir.

Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ›fl›k gibi sese de

kapal›d›r, ses geçirmez. Dolay›s›yla d›flar›s› ne kadar gürültülü de olsa

beynin içi tamamen sessizdir. Buna ra¤men en net sesler beyinde alg›lan›r.

Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestran›n senfonilerini dinlersiniz, kala-

bal›k bir ortam›n tüm gürültüsünü duyars›n›z. Ama o anda hassas bir ci-

hazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizli¤in

hakim oldu¤u görülecektir. Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle tek-

220KOMÜN‹ZM PUSUDA

Page 223: KOMÜNİZM PUSUDA

noloji nas›l kullan›l›yorsa, ses için de ayn› çabalar onlarca y›ld›r sürdürül-

mektedir. Ses kay›t cihazlar›, müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi alg›-

layan müzik sistemleri bu çal›flmalardan baz›lar›d›r. Ancak, tüm

teknolojiye, bu teknolojide çal›flan binlerce mühendise ve uzmana ra¤men

kula¤›n oluflturdu¤u netlik ve kalitede bir sese ulafl›lamam›flt›r.

En büyük müzik sistemi flirketinin üretti¤i en kaliteli müzik setini

düflünün. Sesi kaydetti¤inde mutlaka sesin bir k›sm› kaybolur veya az da

olsa mutlaka parazit oluflur veya müzik setini açt›¤›n›zda daha müzik

bafllamadan bir c›z›rt› mutlaka duyars›n›z. Ancak insan vücudundaki tek-

nolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur. Bir insan kula-

¤›, hiçbir zaman müzik setinde oldu¤u gibi c›z›rt›l› veya parazitli

alg›lamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu alg›lar. Bu durum, insan

yarat›ld›¤› günden bu yana böyledir. fiimdiye kadar insano¤lunun yapt›¤›

hiçbir görüntü ve ses cihaz›, göz ve kulak kadar hassas ve baflar›l› birer al-

g›lay›c› olamam›flt›r. Ancak görme ve iflitme olay›nda, tüm bunlar›n öte-

sinde, çok büyük bir gerçek daha vard›r.

Beynin İçinde Gören ve Duyan Şuur Kime Aittir?

Beynin içinde, ›fl›l ›fl›l renkli bir dünyay› seyreden, senfonileri, kuflla-

r›n c›v›lt›lar›n› dinleyen, gülü koklayan kimdir?

‹nsan›n gözlerinden, kulaklar›ndan, burnundan gelen uyar›lar, elekt-

rik sinyali olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitap-

lar›nda bu görüntünün beyinde nas›l olufltu¤una dair birçok detay okur-

sunuz. Ancak, bu konu hakk›ndaki en önemli gerçe¤e hiçbir yerde rast-

layamazs›n›z: Beyinde, bu elektrik sinyallerini görüntü, ses, koku ve his

olarak alg›layan kimdir? Beynin içinde göze, kula¤a, burna ihtiyaç duy-

madan tüm bunlar› alg›layan bir fluur bulunmaktad›r. Bu fluur kime ait-

tir?

Elbette bu fluur beyni oluflturan sinirler, ya¤ tabakas› ve sinir hüc-

relerine ait de¤ildir. ‹flte bu yüzden, herfleyin maddeden ibaret oldu¤u-

nu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap vereme-

mektedirler. Çünkü bu fluur, Allah'›n yaratm›fl oldu¤u ruhtur. Ruh, gö-

221Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 224: KOMÜNİZM PUSUDA

rüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için kula¤a ihtiyaç duymaz.

Bunlar›n da ötesinde düflünmek için beyne ihtiyaç duymaz.

Bu aç›k ve ilmi gerçe¤i okuyan her insan›n, beynin içindeki birkaç

santimetreküplük, kapkaranl›k mekana tüm kainat› üç boyutlu, renkli,

gölgeli ve ›fl›kl› olarak s›¤d›ran yüce Allah'› düflünüp, O'ndan korkup,

O'na s›¤›nmas› gerekir.

Materyalist Bir İnanç

Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgularla

aç›kça çeliflen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Teorinin hayat›n kökeni

hakk›ndaki iddias› bilime ayk›r›d›r, öne sürdü¤ü evrim mekanizmalar›n›n

hiçbir evrimlefltirici etkisi yoktur ve fosiller teorinin gerektirdi¤i ara form-

KOMÜN‹ZM PUSUDA222

Beynin içi kap-karanl›kt›r. Ifl›kbeynin içineulaflmaz.

Beyin ›fl›¤› geçirmedi¤i gibi,sesi de geçirmez. Dolay›s›ylabiz ne kadar yüksek bir gürül-tülü duyarsak duyal›m, beyni-mizin içi sessizdir. Ancak busessizlikte, elektrik sinyalleri-ni, sevdi¤i bir müzik, dostununsesi veya telefonun zili olarakyorumlayan bir fluur vard›r. Bufluur ruhumuzdur.

Page 225: KOMÜNİZM PUSUDA

lar›n yaflamad›klar›n› göstermektedir. Bu durumda, elbette, evrim teorisi-

nin bilime ayk›r› bir düflünce olarak bir kenara at›lmas› gerekir. Nitekim

tarih boyunca dünya merkezli evren modeli gibi pek çok düflünce, bilimin

gündeminden ç›kar›lm›flt›r. Ama evrim teorisi ›srarla bilimin gündeminde

tutulmaktad›r. Hatta baz› insanlar teorinin elefltirilmesini "bilime sald›r›"

olarak göstermeye bile çal›flmaktad›rlar. Peki neden?..

Bu durumun nedeni, evrim teorisinin baz› çevreler için, kendisinden

asla vazgeçilemeyecek dogmatik bir inan›fl olufludur. Bu çevreler, mater-

yalist felsefeye körü körüne ba¤l›d›rlar ve Darwinizm'i de do¤aya getirile-

bilecek yegane materyalist aç›klama oldu¤u için benimsemektedirler.

Bazen bunu aç›kça itiraf da ederler. Harvard Üniversitesi'nden ünlü bir

genetikçi ve ayn› zamanda önde gelen bir evrimci olan Richard Lewontin,

"önce materyalist, sonra bilim adam›" oldu¤unu flöyle itiraf etmektedir:

Bizim materyalizme bir inanc›m›z var, 'a priori' (önceden kabul

edilmifl, do¤ru varsay›lm›fl) bir inanç bu. Bizi dünyaya materyalist

bir aç›klama getirmeye zorlayan fley, bilimin yöntemleri ve kuralla-

r› de¤il. Aksine, materyalizme olan 'a priori' ba¤l›l›¤›m›z nedeniyle,

dünyaya materyalist bir aç›klama getiren araflt›rma yöntemlerini

ve kavramlar› kurguluyoruz. Materyalizm mutlak do¤ru oldu¤una

göre de, ‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmesine izin veremeyiz.145

Bu sözler, Darwinizm'in, materyalist felsefeye ba¤l›l›k u¤runa yaflat›-

lan bir dogma oldu¤unun aç›k ifadeleridir. Bu dogma, maddeden baflka

hiçbir varl›k olmad›¤›n› varsayar. Bu nedenle de cans›z, bilinçsiz madde-

nin, hayat› yaratt›¤›na inan›r. Milyonlarca farkl› canl› türünün; örne¤in

kufllar›n, bal›klar›n, zürafalar›n, kaplanlar›n, böceklerin, a¤açlar›n, çiçek-

lerin, balinalar›n ve insanlar›n maddenin kendi içindeki etkileflimlerle, ya-

ni ya¤an ya¤murla, çakan flimflekle, cans›z maddenin içinden olufltu¤unu

kabul eder. Gerçekte ise bu, hem akla hem bilime ayk›r› bir kabuldür. Ama

Darwinistler kendi deyimleriyle "‹lahi bir aç›klaman›n sahneye girmeme-

si" için, bu kabulü savunmaya devam etmektedirler.

Canl›lar›n kökenine materyalist bir ön yarg› ile bakmayan insanlar

ise, flu aç›k gerçe¤i göreceklerdir: Tüm canl›lar, üstün bir güç, bilgi ve akla

sahip olan bir Yarat›c›n›n eseridirler. Yarat›c›, tüm evreni yoktan var eden,

Harun Yahya (Adnan Oktar)223

Page 226: KOMÜNİZM PUSUDA

en kusursuz biçimde düzenleyen ve tüm canl›lar› yarat›p flekillendiren Allah't›r.

Evrim Teorisi Dünya Tarihinin En Etkili Büyüsüdür

Burada flunu da belirtmek gerekir ki, ön yarg›s›z, hiçbir ideolojinin etkisi

alt›nda kalmadan, sadece akl›n› ve mant›¤›n› kullanan her insan, bilim ve mede-

niyetten uzak toplumlar›n hurafelerini and›ran evrim teorisinin inan›lmas› im-

kans›z bir iddia oldu¤unu kolayl›kla anlayacakt›r.

Yukar›da da belirtildi¤i gibi, evrim teorisine inananlar, büyük bir varilin

içine birçok atomu, molekülü, cans›z maddeyi dolduran ve bunlar›n kar›fl›m›n-

dan zaman içinde düflünen, akleden, bulufllar yapan profesörlerin, üniversite

ö¤rencilerinin, Einstein, Hubble gibi bilim adamlar›n›n, Frank Sinatra, Charlton

Heston gibi sanatç›lar›n, bunun yan› s›ra ceylanlar›n, limon a¤açlar›n›n, karan-

fillerin ç›kaca¤›na inanmaktad›rlar. Üstelik, bu saçma iddiaya inananlar bilim

adamlar›, profesörler, kültürlü, e¤itimli insanlard›r. Bu nedenle evrim teorisi

için "dünya tarihinin en büyük ve en etkili büyüsü" ifadesini kullanmak yerinde

olacakt›r. Çünkü, dünya tarihinde insanlar›n bu derece akl›n› bafl›ndan alan,

ak›l ve mant›kla düflünmelerine imkan tan›mayan, gözlerinin önüne sanki bir

perde çekip çok aç›k olan gerçekleri görmelerine engel olan bir baflka inanç ve-

ya iddia daha yoktur.

Bu, Afrikal› baz› kabilelerin totemlere, Sebe halk›n›n Günefl'e tapmas›ndan,

Hz. ‹brahim'in kavminin elleri ile yapt›klar› putlara, Hz. Musa'n›n kavminin al-

t›ndan yapt›klar› buza¤›ya tapmalar›ndan çok daha vahim ve ak›l almaz bir

körlüktür. Gerçekte bu durum, Allah'›n Kuran'da iflaret etti¤i bir ak›ls›zl›kt›r.

Allah, baz› insanlar›n anlay›fllar›n›n kapanaca¤›n› ve gerçekleri görmekten aciz

duruma düfleceklerini birçok ayetinde bildirmektedir. Bu ayetlerden baz›lar›

flöyledir:

fiüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark et-

mez; inanmazlar. Allah, onlar›n kalplerini ve kulaklar›n› mühürlemifl-

tir; gözlerinin üzerinde perdeler vard›r. Ve büyük azab onlarad›r.

(Bakara Suresi, 6-7)

…Kalpleri vard›r bununla kavray›p-anlamazlar, gözleri vard›r bunun-

la görmezler, kulaklar› vard›r bununla iflitmezler. Bunlar hayvanlar gi-

bidir, hatta daha afla¤›l›kt›rlar. ‹flte bunlar gafil olanlard›r. (Araf Suresi,

179)

KOMÜN‹ZM PUSUDA224

Page 227: KOMÜNİZM PUSUDA

Allah, Hicr Suresi'nde ise, bu insanlar›n mucizeler görseler bile inanmaya-

cak kadar büyülendiklerini flöyle bildirmektedir:

Onlar›n üzerlerine gökyüzünden bir kap› açsak, ordan yukar› yüksel-

seler de, mutlaka: "Gözlerimiz döndürüldü, belki biz büyülenmifl bir

toplulu¤uz" diyeceklerdir. (Hicr Suresi, 14-15)

Bu kadar genifl bir kitlenin üzerinde bu büyünün etkili olmas›, insanlar›n

gerçeklerden bu kadar uzak tutulmalar› ve 150 y›ld›r bu büyünün bozulmama-

s› ise, kelimelerle anlat›lamayacak kadar hayret verici bir durumdur. Çünkü,

bir veya birkaç insan›n imkans›z senaryolara, saçmal›k ve mant›ks›zl›klarla do-

lu iddialara inanmalar› anlafl›labilir. Ancak dünyan›n dört bir yan›ndaki insan-

lar›n, fluursuz ve cans›z atomlar›n ani bir kararla biraraya gelip; ola¤anüstü bir

organizasyon, disiplin, ak›l ve fluur gösterip kusursuz bir sistemle iflleyen evre-

ni, canl›l›k için uygun olan her türlü özelli¤e sahip olan Dünya gezegenini ve

say›s›z kompleks sistemle donat›lm›fl canl›lar› meydana getirdi¤ine inanmas›-

n›n, "büyü"den baflka bir aç›klamas› yoktur.

Nitekim, Allah Kuran'da, inkarc› felsefenin savunucusu olan baz› kimsele-

rin, yapt›klar› büyülerle insanlar› etkilediklerini Hz. Musa ve Firavun aras›nda

geçen bir olayla bizlere bildirmektedir. Hz. Musa, Firavun'a hak dini anlatt›¤›n-

da, Firavun Hz. Musa'ya, kendi "bilgin büyücüleri" ile insanlar›n topland›¤› bir

yerde karfl›laflmas›n› söyler. Hz. Musa, büyücülerle karfl›laflt›¤›nda, büyücülere

önce onlar›n marifetlerini sergilemelerini emreder. Bu olay›n anlat›ld›¤› ayet

flöyledir:

(Musa:) "Siz at›n" dedi. (Asalar›n›) at›verince, insanlar›n gözlerini bü-

yüleyiverdiler, onlar› dehflete düflürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir

getirmifl oldular. (Araf Suresi, 116)

Görüldü¤ü gibi Firavun'un büyücüleri yapt›klar› "aldatmacalar"la -Hz.

Musa ve ona inananlar d›fl›nda- insanlar›n hepsini büyüleyebilmifllerdir. An-

cak, onlar›n att›klar›na karfl›l›k Hz. Musa'n›n ortaya koydu¤u delil, onlar›n bu

büyüsünü, ayetteki ifadeyle "uydurduklar›n› yutmufl" yani etkisiz k›lm›flt›r:

Biz de Musa'ya: "Asan› f›rlat›ver" diye vahyettik. (O da f›rlat›verince)

bir de bakt›lar ki, o bütün uydurduklar›n› derleyip-toparlay›p yutu-

yor. Böylece hak yerini buldu, onlar›n bütün yapmakta olduklar› ge-

çersiz kald›. Orada yenilmifl oldular ve küçük düflmüfller olarak

tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)

Harun Yahya (Adnan Oktar)225

Page 228: KOMÜNİZM PUSUDA

Ayetlerde de bildirildi¤i gibi, daha önce insanlar› büyüleyerek etkileyen

bu kiflilerin yapt›klar›n›n bir sahtekarl›k oldu¤unun anlafl›lmas› ile, söz konu-

su insanlar küçük düflmüfllerdir. Günümüzde de bir büyünün etkisiyle, bilim-

sellik k›l›f› alt›nda son derece saçma iddialara inanan ve bunlar› savunmaya

hayatlar›n› adayanlar, e¤er bu iddialardan vazgeçmezlerse gerçekler tam anla-

m›yla a盤a ç›kt›¤›nda ve "büyü bozuldu¤unda" küçük duruma düfleceklerdir.

Nitekim, yaklafl›k 60 yafl›na kadar evrimi savunan ve ateist bir felsefeci olan,

ancak daha sonra gerçekleri gören Malcolm Muggeridge evrim teorisinin ya-

k›n gelecekte düflece¤i durumu flöyle aç›klamaktad›r:

Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uyguland›¤› alanlarda, gelece¤in

tarih kitaplar›ndaki en büyük espri malzemelerinden biri olaca¤›na ikna

oldum. Gelecek kuflak, bu kadar çürük ve belirsiz bir hipotezin inan›lmaz

bir safl›kla kabul edilmesini hayretle karfl›layacakt›r.146

Bu gelecek, uzakta de¤ildir aksine çok yak›n bir gelecekte insanlar "tesa-

düfler"in ilah olamayacaklar›n› anlayacaklar ve evrim teorisi dünya tarihinin

en büyük aldatmacas› ve en fliddetli büyüsü olarak tan›mlanacakt›r. Bu fliddet-

li büyü, büyük bir h›zla dünyan›n dört bir yan›nda insanlar›n üzerinden kalk-

maya bafllam›flt›r. Evrim aldatmacas›n›n s›rr›n› ö¤renen birçok insan, bu

aldatmacaya nas›l kand›¤›n› hayret ve flaflk›nl›kla düflünmektedir.

226KOMÜN‹ZM PUSUDA

Dediler ki: "Sen Yücesin, bize ö¤retti¤inden baflka bizim

hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, her fleyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olans›n."

(Bakara Suresi, 32)

Page 229: KOMÜNİZM PUSUDA

NOTLAR

1 Anton Pannekoek, Marxism and Drawinism, Translated by Nathan Weiser. Transcribed for

the Internet by Jon Muller, Chicago, Charles H. Kerr & Company Co-operative Copyright,

1912 by Charles H. Kerr & Company. (http://www.marxists. org/archive/pannekoe/in-

dex.htm)

2 Marx Engels Mektuplar, s. 426

3 Marx Engels Mektuplar, cilt 2, s.126

4 Friedrich Engels, Ütopik Sosyalizm-Bilimsel Sosyalizm, s. 85

5 Gertrude Himmelfarb, Darwin and the Darwinian Revolution, Chatto & Windus, London,

1959, s.348

6 Robert M. Young, Darwinian Evolution and Human History, Radio talk given in an Open

University course on Darwin to Einstein: Historical Studies on Science and Belief, 1980

7 Malachi Martin, The Keys of This Blood: The Struggle for World Dominion Between Pope John

Paul II, Mikhail Gorbachev, and the Capitalist West, New York: Simon & Schuster, 1990, s. 203-

5

8 Douglas Futuyma, Evolutionary Biology, 2nd ed., Sunderland, MA: Sinauer, 1986, s. 3

9 Alan Woods and Ted Grant. "Marxism and Darwinism", Reason in Revolt: Marxism and Mo-

dern Science, London, 1993

10 Alan Woods and Ted Grant. "Marxism and Darwinism".

11 Anton Pannekoek, Marxism and Darwinism. (http://www.marxists.org/archive/panne-

koe/ index.htm)

12 Anton Pannekoek, Marxism and Drawinism. (http://www.marxists.org/archive/panne-

koe/index.htm)

13 Viladimir Ilyiç Lenin, "Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu", Proleterya, Say›:

45, 13 (28 May›s 1909, Erifl Yay›nlar›)

14 Vladimir I. Lenin, 30 Eylül 1906, Proletari, Nr. 5,

15 N. Werth, "Le Pouvoir soviétique et l'Eglise ortnodoxe de la collectivisation à la Constitu-

tion de 1936", Revue d'études comparatives Est-Quest, 1993, no.3-4, s.41-49

16 Stéphane Courtois, Nicolas Werth, Jean-Louis Panné, Andrzej Paczkowski, Karel Barto-

sek, Jean-Louis Margolin, Komünizmin Kara Kitab›, Do¤an Kitapç›l›k A.fi., s. 84

17 RTH‹DN‹ (Rossiyskiy Tsentr Hraneniya I ‹zuçeniya Dokumentov Noveyfley ‹storii – Rus-

ya Ça¤dafl Tarih Belgelerinin Korunmas› ve ‹ncelenmesi Merkezi), 2/1/6/898

18 Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, Penguin Books Ltd,

1997, USA, s. 775

19 Richard Pipes, The Unknown Lenin: From the Secret Archive, Yale University Press, New Ha-

ven, London, s.181

20 Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, s. 733

21 Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, s. 734

22 Richard Pipes, The Unknown Lenin: From the Secret Archive, s. 10

23 Komünizmin Kara Kitab›, s.159-160

227Harun Yahya (Adnan Oktar)

Page 230: KOMÜNİZM PUSUDA

24 Richard Pipes, A Coincise History Of The Russian Revolution, Vintage Books, Newyork,

1995, s. 357

25 A.Belyakov, Yunost vozdya (Önderin Gençli¤i), Moskova, 1960, s.80-82, aktaran M.Hel-

ler, "Premier avertissement: un coup de fouet. L'histoire de l'expulsion des personna-

lites culturelles hors de l'Union sovietique en 1922", Cahiers du monde Russe et

Sovietique, cilt XX, no.2, Nisan-Haziran 1979, s.134

26 Komünizmin Kara Kitab›, s.165

27 Komünizmin Kara Kitab›, s.167

28 Alex de Jonge, Stalin and The Shaping of the Soviet Uninon, William Collins Sons & Li-

mited Co., Glasgow, 1987, s.22

29 Alan Bullock, Hitler and Stalin: Parallel Lives, Fontana Press, London, 1993, s. 13

30 Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revolution, s. 733

31 Orlando Figes, A People's Tragedy, A History of The Russian Revolution, s. 65

32 Komünizmin Kara Kitab›, s. 23

33 Komünizmin Kara Kitab›, s. 219

34 Komünizmin Kara Kitab›, s. 196

35 Komünizmin Kara Kitab›, s. 227

36 Brian Moynahan, The Russian Century: A Photographic History of Russia’s 100 Years,

Random House, New York, 1994, s. 152

37 Komünizmin Kara Kitab›.s. 217

38 Dr. Dana Dalrymple, "The Great Fami›ne In Ukrai›ne" 1932-33, Girifl Bölümü;

http://www.ukrweekly.com/Archive/1983/128312.shtml

39 Komünizmin Kara Kitab›, s. 203-204

40 Robert Conquest, The Harvest of Sorrow: Soviet Collectivization and the Terror-Famine,

Oxford University Press, New York, 1986, s.138

41 Komünizmin Kara Kitab›, s.24

42 Komünizmin Kara Kitab›, s. 505

43 Komünizmin Kara Kitab›, s. 536

44 Komünizmin Kara Kitab›, s. 536

45 Komünizmin Kara Kitab›, s. 859-861

46 Assem Akram, Histoire de la guerre d'Afghanistan, Paris, Balland, "Le Nadir" dizisi,

1996, s.516

47 Michael Barry, La Resistance Afghane, du Grand Moghol à l'invasion Soviètique, Paris,

Flammarion, "Champs" dizisi, 1989, s. 314

48 Michael Barry, La Resistance Afghane, du Grand Moghol à l'invasion Soviètique, s.306-307

49 Komünizmin Kara Kitab›, s. 943

50 Alain Brossat, Un Communisme Insupportable, Paris, L'Harmattan, 1997, s. 265

51 Komünizmin Kara Kitab›, s. 996-997

52 Komünizmin Kara Kitab›, s. 999

53 Komünizmin Kara Kitab›, s. 1000

KOMÜN‹ZM PUSUDA228

Page 231: KOMÜNİZM PUSUDA

54 Karl Marx, "Ekonomi Politi¤in Elefltirisine Katk›'ya Önsöz" ; Jozef Stalin, Diyalektik ve

Tarihi Materyalizm, Bilim ve Sosyalizm Yay›nlar›, 9. Bask›, s: 676

55 Elbette mevcut durumun böyle olmad›¤›n› Marxistler de görmektedirler. Bu neden-

le Marxistler, kendilerini "proleterya" gibi görmeyen iflçilerin "sahte bilinçle" aldat›l-

d›¤›n›, bunun, proleterya devrimini engellemek isteyen kapitalistlerin tuza¤›

oldu¤unu ileri sürerler. Ancak bu, çok yüzeysel bir aç›klamad›r.

56 Robert M. Young, "Darwinian Evolution And Human History", Open University cour-

se on Darwin to Einstein: Historical Studies on Science and Belief, 1980

57 Richard Milner, Encyclopedia of Evolution, Facts on File Publisher, 1990, s.81

58 Jacob Heilbrunn, "Mao More Than Ever", The New Republic, April 21, 1997

59 Benjamin Schwartz, Chinese Communism and the Rise of Mao, Cambridge: Harvard

University Press, 1951, s. 37

60 Benjamin Schwartz, Chinese Communism and the Rise of Mao, s. 45

61 Charlotte Furth, Ting Wen-chiang: Science and China's New Culture, Cambridge: Har-

vard University Press, 1970, s. 27

62 Charlotte Furth, Ting Wen-chiang: Science and China's New Culture, s. 71

63 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, Harvard University Press, Cambridge

(Massachusetts), 1983, s. 438

64 Michael Ruse, The Long March of Darwin, New Scientist, 103 (16 A¤ustos 1984): s. 35

65 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, Harvard Univeristy Press, Massachu-

setts, 1983. s. 4

66 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, s. 257

67 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, s. 449-452

68 Clare Hollingworth, Mao, Triad Paladin Grafton Books, Glasgow, 1985, s. 26

69 Clare Hollingworth, Mao, s. 27

70 Clare Hollingworth, Mao, s. 26

71 Jacob Heilbrunn, "Mao More Than Ever", The New Republic, April 21, 1997

72 Komünizmin Kara Kitab›, s. 645-646

73 Komünizmin Kara Kitab›, s. 646-647

74 Komünizmin Kara Kitab›, s. 649

75 Jasper Becker, Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine, New York: The Free Press, 1996. s.

72-73

76 Jasper Becker, Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine, s. 73-74

77 Jasper Becker, Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine, s. 76

78 Jasper Becker, Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine, s. 75

79 Jasper Becker, Hungry Ghosts: Mao's Secret Famine, s. 92

80 Komünizmin Kara Kitab›, s.644

81 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, s. 456

82 James Reeve Pusey, China and Charles Darwin, s. 455

83 Komünizmin Kara Kitab›, s.647

Harun Yahya (Adnan Oktar)229

Page 232: KOMÜNİZM PUSUDA

84 K. Mehnert, Kampf um Mao's Erbe, Deutsche Verlags-Anstalt, 1977

85 Talk At An Enlarged Central Work Conference, 30 January 1962, (http://www.ma-

oism.org/ msw/ vol8/ mswv8 62.htm)

86 Komünizmin Kara Kitab›, s.621

87 Komünizmin Kara Kitab›, s.668

88 Malachi Martin, The Keys of This Blood, s. 406

89 Ken Ling, Miriam London ve Ta-ling Lee, La vengeance du ciel: un jeune Chinois

dans la Revolution culturelle, Paris, Laffont, 1981 (‹ngilizce orijinal bas›m 1972), s.

20-23. (Bu sahne Xiamen'de seçkin bir lisede cereyan etmiflti.)

90 Komünizmin Kara Kitab›, s. 684

91 Komünizmin Kara Kitab›, s.617

92 Nien Cheng, Vie et mort a Shangai, Paris, Albin Michel, 1987 (‹ngilizce orijinal bask›

19867, s.86

93 Komünizmin Kara Kitab›, s.715

94 Komünizmin Kara Kitab›, s.783

95 Komünizmin Kara Kitab›, s.793

96 Komünizmin Kara Kitab›, s.790

97 Komünizmin Kara Kitab›, s.788

98 Komünizmin Kara Kitab›, s.798

99 Komünizmin Kara Kitab›, s.817-818

100 Komünizmin Kara Kitab›, s.727

101 Komünizmin Kara Kitab›, s.731

102 Komünizmin Kara Kitab›, s.736

103 Komünizmin Kara Kitab›, s.753

104 Viladimir Iliç Lenin, Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu, Proleterya, Sa-

y›: 45, 13 (28) May›s 1909

105 Viladimir Iliç Lenin, Sosyalizm ve Din Novaya Zihn, Say›: 28, 3 Aral›k 1905

106 Viladimir Iliç Lenin, Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu, Proleterya, Sa-

y›: 45, 13 (28) May›s 1909

107 Viladimir Iliç Lenin, Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu, Proleterya, Sa-

y›: 45, 13 (28) May›s 1909

108 Robert Conquest, Harvest of Sorrow, s.200-212

109 Kent Hovind, The False Religion of Evolution, http://www.hsv.tis.net/….ke4-

vol/evolve/ndxng.html

110 J. V. Stalin, "Anarchism Or Socialism?", From J. V. Stalin, Works, Foreign Languages

Publishing House, Moscow, 1954, Vol. 1, s. 302

111 http://www.tibet.com/WhitePaper/white7.html

112 Statement of Harry Wu Before the U.S. Commission on International Religious Fre-

edom March 16, 2000 (http://www.laogai.org/tstmny/relgn.htm)

113 Komünizmin Kara Kitab›, s.779

KOMÜN‹ZM PUSUDA230

Page 233: KOMÜNİZM PUSUDA

114 R. Payne, The Life and Death of Lenin, London: 1967, s. 609-610.

115 Edward E. Ericson, Jr., Solzhenitsyn - Voice from the Gulag, Eternity, Ekim 1985, s. 23-

24

116 Alan Woods and Ted Grant. "Marxism and Darwinism", Reason in Revolt: Marxism

and Modern Science.

117 Daniel C. Dennett, Darwin’s Dangerous Idea: Evolution and the Meanings of Life,

Touchstone, New York, 1996, s. 309

118 Dr. Fred C. Schwarz, Komünistler Nas›l Yalan Söyler, ‹stanbul, 1976, s. 215-216

119 Viladimir ‹liç Lenin, Bir Ad›m ‹leri, ‹ki Ad›m Geri, Çev. Yurdakul Fincanc›, Sol Yay›nla-

r›, Mart 1979, Dördüncü Bask›, s. 267

120 James Walsh, "Mao Lives!", Time, 10 Ocak 1994

121 Jacob Heilbrunn "Mao More Than Ever, The New Republic, Nisan 21, 1997

122 Jacob Heilbrunn "Mao More Than Ever, The New Republic , Nisan 21, 1997

123 http://www.pubinfo.gov.nc.tr/h040199b.htm

124 Faruk fiükrü Yersel, Eskiflehir Gazetesi, 1926

125 Robert M. Young, Darwinian Evolution And Evolution And Human History, Radio talk

given in an Open University course on Darwin to Einstein: Historical Studies on Sci-

ence and Belief, 1980

126 Robert M. Young, Darwinian Evolution And Evolution And Human History, Radio talk

given in an Open University course on Darwin to Einstein: Historical Studies on Sci-

ence and Belief, 1980

127 Sidney Fox, Klaus Dose, Molecular Evolution and The Origin of Life, New York:

Marcel Dekker, 1977, s. 2

128 Alexander I. Oparin, Origin of Life, (1936) New York, Dover Publications, 1953

(Reprint), s.196

129 "New Evidence on Evolution of Early Atmosphere and Life", Bulletin of the

American Meteorological Society, c. 63, Kas›m 1982, s. 1328-1330

130 Stanley Miller, Molecular Evolution of Life: Current Status of the Prebiotic Synthesis

of Small Molecules, 1986, s. 7

131 Jeffrey Bada, Earth, fiubat 1998, s. 40

132 Leslie E. Orgel, The Origin of Life on Earth, Scientific American, c. 271, Ekim 1994, s.

78

133 Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard

University Press, 1964, s. 189

134 Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard

University Press, 1964, s. 184

135 B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania: The Banner Of Truth Trust, 1988

136 Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard

University Press, 1964, s. 179

137 Derek A. Ager, "The Nature of the Fossil Record", Proceedings of the British

Harun Yahya (Adnan Oktar)231

Page 234: KOMÜNİZM PUSUDA

Geological Association, c. 87, 1976, s. 133

138 Douglas J. Futuyma, Science on Trial, New York: Pantheon Books, 1983. s. 197

139 Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970,

s. 75-94; Charles E. Oxnard, "The Place of Australopithecines in Human Evolution:

Grounds for Doubt", Nature, c. 258, s. 389

140 J. Rennie, "Darwin's Current Bulldog: Ernst Mayr", Scientific American, Aral›k 1992

141 Alan Walker, Science, c. 207, 1980, s. 1103; A. J. Kelso, Physical Antropology, 1. bask›,

New York: J. B. Lipincott Co., 1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, c. 3,

Cambridge: Cambridge University Press, 1971, s. 272

142 Time, Kas›m 1996

143 S. J. Gould, Natural History, c. 85, 1976, s. 30

144 Solly Zuckerman, Beyond The Ivory Tower, New York: Toplinger Publications, 1970,

s. 19

145 Richard Lewontin, The Demon-Haunted World, The New York Review of Books, 9

Ocak 1997, s. 28

146 Malcolm Muggeridge, The End of Christendom, Grand Rapids: Eerdmans, 1980,

s.43

KOMÜN‹ZM PUSUDA232