20
l iseli k›v›lc›m tüm bozk›r› tek bir k›v›lc›m tutuflturacak Liseliyiz, hayata yeni gelme- dik, ama hayat›n anlam›n›n bi- lincine yeni yeni var›yoruz. De- li doluyuz, bize alt›n tepside sunulandan vazgeçecek kadar deli, hayata dört elle ... sayfa 3 onur kar tanesi de¤il 盤 olaca¤›z Hayat›n en anlaml›, en geliflime aç›k, en verimli ça¤lar›nda bir kurflun s›kar, çalar bütün hayalle- rini. Önce daha yeni liseye girince duyars›n s›na- v›n yaklaflan sesini. Sonra “Bitmez bu y›llar” der- sin, “daha çok var büyük güne, sistemle yüzlefl- meye”... sayfa 8 sercan öss’ye alt›n semer taksak öss yine öss L‹SEL‹LER SOKA/A KIVILCIMI ÇAKMAYA SORMAYACA/IZ, ‹STEMEYECE/‹Z, ALACA/IZ! - 2 ayl›k liseli gençlik gazetesi fiyat› 1TL mart 2009

Liseli Kıvılcım

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Liseli Gençlik Gazetesi Sayı 1

Citation preview

Page 1: Liseli Kıvılcım

lliisseelliikk››vv››llcc››mm

ttüümm bboozzkk››rr›› tteekk bbiirr kk››vv››llcc››mm ttuuttuuflflttuurraaccaakk

Liseliyiz, hayata yeni gelme-dik, ama hayat›n anlam›n›n bi-lincine yeni yeni var›yoruz. De-li doluyuz, bize alt›n tepsidesunulandan vazgeçecek kadardeli, hayata dört elle ...

sayfa 3 onur

kar tanesi de¤il

盤 olaca¤›zHayat›n en anlaml›, en geliflime aç›k, en verimliça¤lar›nda bir kurflun s›kar, çalar bütün hayalle-rini. Önce daha yeni liseye girince duyars›n s›na-v›n yaklaflan sesini. Sonra “Bitmez bu y›llar” der-sin, “daha çok var büyük güne, sistemle yüzlefl-meye”...

sayfa 8 sercan

öss’ye alt›n semertaksak öss yine öss

L‹SEL‹LER SOKA⁄A KIVILCIMI ÇAKMAYA

SSOORRMMAAYYAACCAA⁄⁄IIZZ,, ‹‹SSTTEEMMEEYYEECCEE⁄⁄‹‹ZZ,, AALLAACCAA⁄⁄IIZZ!!-

22 aa yy

ll ››kk

llii ss

ee llii

gg eennçç ll

ii kk gg

aa zzee tt

ee ssii

ff iiyy aa

tt ›› 11

TTLL

mmaa rr

tt 22 00

00 99

Page 2: Liseli Kıvılcım

2lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

neler var nelersayfa 3kar tanesi değil çığ olacağızsayfa 4 kılık kıyafet zorunluluğu kaldırılmalısayfa 5 meslek liselerinde sömürülürken...sayfa 6 parasız eğitimsayfa 7 zorunlu din dersisayfa 8 öss’ye altın semer taksak öss yine össsayfa 9 liseli kadınlar 8 mart’a örgütlü mücadeleyesayfa 10 ernesto che gueverasayfa 11 neden liseli kıvılcımsayfa 12 polis şiddetisayfa 13 maraş kanlı maraşsayfa 14 anlatılan senin hikâyendirsayfa 16 filistin kan ağlıyorsayfa 18 ölümsüzlük arayışından spora

Merhabalar,Liseli K›v›lc›m olarak ilk say›m›zla karfl›-n›zday›z. Cebimizi, beynimizi, kan›m›z› emendershanelere, s›navlara, saçma e¤itimsistemine “hay›r” demek için… Politika-c›s›ndan patronuna bir dolu kan emici-den b›kt›¤›m›z için… Testlerden örülübu koflu yar›fl› dursun, devlet onayl› busoygun sistemi y›k›ls›n, çal›nan hayalle-rimiz, gasp edilen hayat›m›z, güvencesiz-lefltirilen gençli¤imiz geri verilsin diye… Bizler, politikac›lar taraf›ndan seçim za-man› “oy”ulup sonra unutulacak olan“yeni seçmen” adaylar›y›z. Bizler küre-sel ve yerel flirketler taraf›ndan sömürü-len, nükleerci katiller taraf›ndan gelece-¤ine ölüm santralleri dikilmek istenen li-selileriz. Savafl ve yoksullukla topra¤›ndan kopa-r›l›p, büyük flehirlerde daha büyük biryoksullu¤a itilen, savafllara mehtermarfl›yla gönderilip tabutlarda dönengençleriz. Bizler, büyük flehirlerin sanayilerinde ça-l›flan yoksul iflçi, emekçi çocuklar›, ana-dilde e¤itim almas› yasaklanm›fl Kürt,Arap, Laz, Ermeni çocuklar›y›z. ÖSS iledayat›lan geleceksizli¤e karfl› ç›kan lise-lileriz! Kalifiye eleman ihtiyac›n› karfl›la-mak için 15 yafl›nda patronlar›n insaf›naterk edilmifl meslek liselileriz! Ama, art›k kanm›yoruz, ÖSS tabutlar›nagirmiyoruz! Biz özgürlü¤ü seçiyoruz! Hepimize tekfl›k olarak dayatt›¤›n›z “Hiçbiri” olma-mak için! Liselerde K›v›lc›m’› çak›yoruz!Öfkeyle, umutla, Liseli K›v›lc›m’dan merhaba!

liseli k›v›lc›m özgürlükçü gençlik mart özel say›s›sahibi ve sorumlu yaz› iflleri müdürü Emrah Ar›kuflubask›: can matbaa adres: davutpafla cad. ipek ifl merkezi kat:3 no:7topkap› istanbul tel: 212 6131077 tasar›m Eren Osmana¤ao¤lu

Page 3: Liseli Kıvılcım

Liseliyiz, hayata yeni gelmedik, ama hayat›n anla-m›n›n bilincine yeni yeni var›yoruz. Deli doluyuz, bi-ze alt›n tepside sunulandan vazgeçecek kadar deli,hayata dört elle sar›lacak kadar doluyuz. Gencizbiz, san›lan›n da aksine sorunlar›m›z›n bilincinde-yiz. Özgürlü¤ün sorumlulukla birlikte var olabildi¤i-ni anlayacak yafltay›z. Kendimize ve hayata dair so-rumluluklar›m›z›n bilinciyle sorunlar›m›z›n çözümü-nün bir parças› olmak istiyoruz.Henüz deneyimle yo¤rulmad›k, hatalar›m›z da varama okumay› ve ö¤renmeyi biliyoruz. Kendi tarihi-mizle yüzleflerek ve bugünü anlayarak gelece¤imizibiçimlendirebilece¤imizin fark›nday›z.Çözümün bir parças› olmak istiyoruz, bunun da an-cak ayn› sorunlar› yaflayan di¤er liseli arkadafllar›-m›zla yan yana gelmekle olabilece¤ini görüyoruz. ÖÖzzggüürrllüükk iissttiiyyoorruuzz!! AAllaaccaa¤¤››zz!!Yar›fl at› olmak istemiyoruz, en güzel yafllar›n› ders-hanede ya da masa bafl›nda test çözerek ge-çiren. Kendi baflar›s›zl›klar›n›n ya da hayal-lerini gerçeklefltirememe sebebi bizmifliz gi-bi davran›p, ikinci hayatlar›n› bizimle yafla-mak isteyen anne-babalar, biz sizinle de yo-kuz! Kendimizi yaflamak istiyoruz, sizin ha-yallerinizi de¤il! Farkl›l›klar›m›zdan dolay› kimseyle karfl›karfl›ya gelmek istemiyoruz. Tüm bu farkl›l›k-lar› bir zenginlik olarak görüyoruz. Dayatma-lara ve bask›lara karfl›y›z. K›l›k k›yafetimize,saç›m›za, arkadafllar›m›za kar›fl›lmas›ndan s›-k›ld›k. Evet, enerjimiz var ama bofla harca-mak istemiyoruz.Biz, yo¤rulmas› gereken bir hamur de¤iliz;kendi kiflili¤imiz, oluflmufl bir karakterimiz vehayata dair söyleyecek sözümüz var.E¤itimde f›rsat eflitli¤i istiyoruz. Kendi yete-neklerimizi gelifltirebilece¤imiz, ilgi alanlar›-m›zda rahat çal›flabilece¤imiz bir e¤itim süreci-ne ihtiyac›m›z var.

Beynimizi bir çöp kovas› olarak kullanmak istemiyo-ruz, s›nava haz›rlanmak için depolad›¤›m›z bilgile-rin hiçbiri sonraki hayat›m›zda bir anlam ifade et-meyecek. Bu yüzden s›navlara ve s›nava endeksliçal›flmalara karfl›y›z.E¤itimin gün geçtikçe paral› hale sokularak, pekçok arkadafl›m›z›n okuyamayacak bir noktaya geti-rilmesine öfkeyle bak›yoruz. Paral› e¤itime karfl›y›z.Anne babalar›m›z›n yaflad›¤› sorunlar›n da fark›n-day›z. ‹flsizli¤in, asgari ücretle çal›flman›n zorlu¤u-nun, güvencesizli¤in… Ama en önemlisi tüm bunla-ra eklenen e¤itim maliyetlerinin ve dünyada yafla-nan kapitalizmin krizinin anne babalar›m›za faturaedilmesine k›z›yoruz. Özgürlü¤ümüzü istiyoruz, fakat vermeyece¤inizi debiliyoruz. Bu yüzden sadece kar tanesi de¤il, 盤 ola-ca¤›z. Ç›rp›n›fllar›n›z bofluna, liseliler k›v›lc›m› çakt›bir kere…

3

mmaarrtt 22000099

lliisseelliikk››vv››llcc››mm

KKAARR TTAANNEESS‹‹ DDEE⁄⁄‹‹LLÇÇII⁄⁄ OOLLAACCAA⁄⁄IIZZ!!

““GGeenncciizz bbiizz,, ssaann››llaann››nn ddaa aakkssiinnee ssoorruunnllaarr››mm››zz››nn

bbiilliinncciinnddeeyyiizz.. ÖÖzzggüürrllüü¤¤üünn ssoorruummlluulluukkllaa bbiirrlliikkttee

vvaarr oollaabbiillddii¤¤iinnii aannllaayyaaccaakk yyaaflflttaayy››zz..””

oNUR-Manisa

Page 4: Liseli Kıvılcım

4lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

Okullarda e¤itimden önce “k›l›k k›yafet zorbal›¤›”gelir. K›l›k k›yafetimiz, saç›m›z, sakal›m›z, ayakka-b›m›z, kravat›m›z vs. düzgün olmazsa e¤er, bizler“serseri ö¤renci” oluruz, okumay›z, çal›flkan olama-y›z, ÖSS’yi kazanamay›z gibi komiklikleri s›ralayabi-liriz. K›l›k k›yafet komikli¤i bu kadar yer kapl›yorö¤rencilik hayat›m›zda.Kap›da elinde makasla ve büyük bir zevkle nöbet tu-tan gardiyan (müdür ve muavinleri) k›l›k k›yafettenönce çözülmemifl bir sürü sorunla u¤raflmazlar.Okullardaki baflar› düzeyinin neden sürekli olarak

düfltü¤ü hiçbirini ilgilendirmez ama, saç›n nedenuzam›fl, kravat›n neden afla¤›da vs. gibi fleylerle ilgi-lenirler. Biraz da e¤itim üzerine yo¤unlaflsalar...Formayla insanlar› standartlaflt›rmaya, tek biçime,tek renge sokmaya u¤raflmasalar...EEflfliittllii¤¤ii ssaa¤¤llaammaakk iiççiinn((mmiiflfl))Tek tip k›yafet giymenin asl›nda yarar› varm›fl, böy-lece zengin- fakir ay›r›m› ortadan kalkacak, kimsekimin zengin, kimin fakir oldu¤unu anlamayacak-m›fl. Sanki giydikleri markal› ayakkab›lardan, çan-talardan belli olmuyormufl gibi. Yoksullu¤un üstü-nü gölgelendirmeye çal›flarak ortadan kalkaca¤›n›sananlar, yoksullu¤u ortadan kald›rmak için u¤-rafls›nlar! Bizleri kand›ramazlar! Asl›nda kendi ay›plar›n›n üs-tünü örtüyorlar. Baflka da nedeni yok. Ayr›ca k›yafet zorunlulu¤u baz› ma¤azalar ve okularas›nda art›k bir kazanç kap›s› haline dönüflmüfldurumda. Okulun anlaflt›¤› ma¤azalar ve okul idare-si, ö¤renci velilerini yolunacak birer kaz olarak gö-rüyorlar. Bununla birlikte okullar da birer ticaretha-neye dönüflmüfltür art›k. Ö¤renci ve veli nas›l yolu-nur kofluflturmacas›na girmifller. Psikologlar, tek tip k›yafetin ö¤rencilerin psikolojive baflar›lar›n› olumsuz yönde etkiledi¤i görüflünde-ler. Ö¤renci, her gün okula ayn› k›yafetle gelmektenhofllanmamakta, k›yafet zorunlulu¤u ö¤rencide ken-disinin okula ait oldu¤u hissini uyand›rmaktad›r. Birdi¤er bilimsel saptama ise, tek tip k›yafetin kiflilikgeliflimine engel oldu¤u ve özgürlüklerle olan müca-dele azmini k›rd›¤› yönünde. Onun için, ö¤rencininkendisini en rahat hissetti¤i k›yafetle okula gitmesigerekiyor.Tek tip k›yafetin eflitlik sa¤lad›¤›n› iddia edenler,adaleti ve eflitli¤i bozan fleylerin temelinde ÖSS ol-du¤unu ve gelece¤imizin bu flekilde elimizden çal›n-d›¤›n› unutmas›nlar.Onlar tabii ki unutmaya devam edecekler. Bizlersebu adaletsizli¤in üstüne gitmeye devam edece¤iz.

KKIILLIIKK KKIIYYAAFFEETT ZZOORRUUNNLLUULLUU⁄⁄UUKKAALLDDIIRRIILLMMAALLII!!

sAVAŞ-İstanbul

““TTeekk ttiipp kk››yyaaffeett ggiiyymmeenniinn aassll››nnddaa yyaarraarr›› vvaarrmm››flfl,, bbööyylleeccee zzeennggiinn--ffaakkiirraayy››rr››mm›› oorrttaaddaann kkaallkkaaccaakk,, kkiimmssee kkiimmiinn zzeennggiinn,, kkiimmiinn ffaakkiirr oolldduu¤¤uunnuu aannllaammaayyaaccaakkmm››flfl.. SSaannkkii ggiiyyddiikklleerriimmaarrkkaall›› aayyaakkkkaabb››llaarrddaann,, ççaannttaallaarrddaann bbeellllii oollmmuuyyoorrmmuuflfl ggiibbii..””

Page 5: Liseli Kıvılcım

mmaarrtt 22000099

5lliisseelliikk››vv››llcc››mm

Meslek liselerinin amac›, ara eleman ihtiyac›n› gi-dermektir. Ancak günümüzde hiçbir yere yerelfleme-yen ö¤rencilerin sürüklendi¤i liseler halini alm›fl du-rumda. Üstelik önceden puanla girilen meslek lisele-rinde, art›k o da yok oluyor. Amaç, ara eleman ye-tifltirmek oldu¤u için, sosyal derslerimizi sadece lisebirinci s›n›fta görüyoruz. Ondan sonra da süreklimesle¤e yönelik dersler oluyor. Peki, bizim bu flekil-de ÖSS’yi kazanma gibi bir gerçekli¤imiz nas›l ola-bilir ki?OOkkuullaa mm››,, ssttaajjaa mm››??

Meslek liselerinde yaflanan en büyük sorun staj sö-mürüsü. Pek çok ö¤renci okullarda uygulanan staj›ngüzel bir fley oldu¤unu düflünüyor. Ama bu, sistemins›rt›m›zdan geçinmek için buldu¤u yollardan biri.Taze bilgilerimizden istedikleri gibi yararlan›yorlarve ceplerini dolduruyorlar. Ve baz› staj yerlerindekendi bölümleri olmamas›na ra¤men, ö¤rencileriezerek her türlü ifle ve hamall›¤a mecbur ediyorlar. Meslek liselerinde tedbirsizlik ve hocalar›n umursa-maz davran›fllar›, bazen ö¤rencileri ölüme kadar sü-rükleyebiliyor. Kimi zaman ö¤rencileri elektrik çar-p›yor, kimi zaman üzerlerine çeflitli cisimler düflü-yor. Bu da ö¤rencilerin güvencesiz ortamlarda e¤i-tim gördüklerinin baflka bir kan›t›.Okulun, velilerin s›rt›ndan elde etti¤i her türlü araç

ve gereçleri kullananlar da ö¤renciler olmas› gere-kirken maalesef, bu da olmuyor.MMeesslleekk lliisseessiinnddee kkaadd››nn öö¤¤rreennccii oollmmaakkMeslek liselerinde yaflad›¤›m›z sorunlar›n bir yönü-nü de, kad›n oldu¤umuz için yaflad›klar›m›z olufltu-ruyor. Kad›n ö¤renciler istedikleri bölüme giremi-yorlar. Okulda erkek ö¤rencilerin oran›n›n daha faz-la olmas› nedeniyle, çeflitli tacizlere maruz kal›yo-ruz. Bölümlerin erkeklere göre olmas›, baz› insanla-r›n kad›nlara meslek liselerini yak›flt›rmamas›na ne-den oluyor. Verilen e¤itimin cinsiyetçi bir e¤itim ol-mas› da, biz kad›n ö¤rencileri olumsuz yönde etkili-yor.‹flte soruyoruz: “Biz elektrik-elektronik okumak içinmi okula gidiyoruz, yoksa yük tafl›mac›l›¤› m› yap-mak için?” Kimileri bunun tam bir sömürü oldu¤unubildi¤i için staja gitmiyor ve gitmedikleri için hempatrondan, hem de müdür yard›mc›lar›ndan azariflitiyor; hatta kimi zaman dayak yiyor.Staj sömürüsünde, ö¤rencilerin beyinleri ve bedenle-ri sömürülüyor. Dedi¤imiz gibi, bizim taze bilgileri-mizden yararlan›yor ve saatlerce çal›flt›r›p karfl›l›¤›-n› vermiyorlar. Meslek liselerinde, cinsiyetçi uygula-malardan uzak, güvenli, üniversiteye gidebilece¤i-miz daha iyi bir e¤itim istiyoruz! Ve sormadan, iste-meden, alaca¤›z!

MMEESSLLEEKK LL‹‹SSEELLEERR‹‹NNDDEESSÖÖMMÜÜRRÜÜLLÜÜRRKKEENN......

““PPeekk ççookk öö¤¤rreennccii ookkuullllaarrddaa uuyygguullaannaann ssttaajj››nn ggüüzzeell bbiirr flfleeyy oolldduu¤¤uunnuu ddüüflflüünnüüyyoorr.. AAmmaa bbuu,, ssiisstteemmiinn ss››rrtt››mm››zzddaann ggeeççiinnmmeekk iiççiinn bbuulldduu¤¤uu yyoollllaarrddaann bbiirrii..””

mÜGE-Adana

Page 6: Liseli Kıvılcım

6lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

Milyonlarca ö¤rencisiyle, ö¤retmeni, velisiyle e¤itimsistemi her y›l oldu¤u gibi bu y›l da büyük umutlar-la bafllam›flt› ilk dönem. Ama hemen gördük ki, t›pk›önceki y›llarda oldu¤u gibi, e¤itimin temel sorun-lar›n›n çözülmemesi, nitelikli bir e¤itim verilmemesi,e¤itimin giderek paral› hale gelmesi gibikonular›nda durumlar hala ayn›.Her e¤itim-ö¤retim y›l› bafl›nda sorunlar›nçözümüne dair verilen sözler ve vaatler, zamanlaunutuluyor ve e¤itim sistemi her y›l kendisorunlar›yla bafl bafla b›rak›l›yor. Bugüne kadarö¤rencilerin sesleri, talepleri duymazl›ktan gelin-mifltir. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda, Türkiye’de here¤itim-ö¤retim y›l›, bir öncekinin tekrar› olmaktanöteye gidememifltir.Türkiye’de y›llard›r uygulanan e¤itimde özellefltirmepolitikalar›, AKP iktidar› ile birlikte daha dah›zlanm›fl durumda. E¤itimin yükü, devletin sorum-lulu¤unda olmas› gerekirken, siyasi iktidarlar›n bil-inçli politikalar›yla büyük oranda velilerin, ö¤renci-lerin omuzlar›nda art›k. Kamusal, paras›z e¤itiminvarl›¤›ysa söz konusu bile de¤il.E¤itim sisteminin temelinde yer almas› gereken ilke,

paras›z e¤itimdir. Çünkü,her toplumda insanlar› biryerlere getiren temel ö¤ee¤itimdir ve bunundemokrasi ile do¤rudanilgisi vard›r. Çünkü e¤itim, para ilesat›labilecek bir metade¤ildir. E¤itim, insan-lar›n iyi bir hayatyaflamas› ve kendinitan›mas›, kendisinigerçeklefltirmesi içinlaz›md›r. Bunu para ilesatmak kapitalizmin envahfli halidir. Paras›z e¤itim ilkesi, ençok vak›f üniver-

sitelerinin varl›¤› ile yara al›r. Her ne kadar devletinvak›f üniversitesinde okumak isteyen ö¤renciyeburs vermesi gibi bir ihtimal olsa da, bu da, oe¤itimin sat›lmad›¤› anlam›na gelmez. Çünkü,devlet vatandafltan ald›¤› vergiyi baflka yat›r›mlaryapmak yerine, vak›f üniversitesinin sahiplerineödemek zorunda kal›r. Ama bir gerçek de var ki, paras›z e¤itim ilkesininald›¤› yara, sadece vak›f üniversiteleri yüzündende¤il. Paral› kolejler, dershaneler, hatta paral›anaokullar› mevcuttur ülkemizde ne yaz›k ki. E¤itimi paral› hale getiren bir devlet ise, gerçekanlamda zavall›d›r.

““EE¤¤iittiimm,, iinnssaannllaarr››nn iiyyii bbiirr hhaayyaatt yyaaflflaammaass›› vvee kkeennddiinnii ttaann››mmaass››,, kkeennddiissiinniiggeerrççeekklleeflflttiirrmmeessii iiççiinn llaazz››mmdd››rr.. BBuunnuu ppaarraa iillee ssaattmmaakk kkaappiittaalliizzmmiinn eenn vvaahhflflii hhaalliiddiirr..””

PPAARRAASSIIZZ EE⁄⁄‹‹TT‹‹MMşİAR-İstanbul

““EE¤¤iittiimmiinn

yyüükküü,, ddeevvlleettiinn

ssoorruummlluulluu¤¤uunnddaa

oollmmaass›› ggeerreekkiirrkkeenn,,

ssiiyyaassii iikkttiiddaarrllaarr››nn

bbiilliinnççllii ppoolliittiikkaallaarr››yyllaa

bbüüyyüükk oorraannddaa

vveelliilleerriinn,, öö¤¤rreenncciilleerriinn

oommuuzzllaarr››nnddaa aarrtt››kk..

KKaammuussaall,, ppaarraass››zz

ee¤¤iittiimmiinn vvaarrll››¤¤››yyssaa

ssöözz kkoonnuussuu bbiillee ddee¤¤iill..””

Page 7: Liseli Kıvılcım

mmaarrtt 22000099

7lliisseelliikk››vv››llcc››mm

Yok edici silahlar›n baflka bir türü olan asimilas-yon politikalar›, büyük bir bask›yla Alevilere daya-t›l›yor. Din dersi ad› alt›nda zorla Sünni inanc› ö¤-retiliyor, zorla namaz k›ld›r›l›yor. Camilere gezilerdüzenleyip, Alevilerin ibadet yerleri buras› denili-yor. O da yetmiyormufl gibi, Alevi inanc› karalan›-yor, yok say›l›yor. ‹nançlar›m›z› özgürce yaflayabilmemiz için bu dindersleri kald›r›lmal›!

Gençler ikilem içinde kal›yor ve ço¤u zaman aileiçinde anlams›z bir tart›flmaya giriyor. Çünkü evdeö¤retilenle okulda ö¤retilen çok farkl›. Alevilerinibadet yeri cemevi, ibadetleri de cem. ‹natla bunla-r› yok sayan bir devlet zihniyetiyle karfl› karfl›ya-y›z.Irkç›, milliyetçi, gerici ve yobaz zihniyet, flimdi debizi “aç›l›mlar” ad› alt›nda yok etmeye çal›fl›yor.Zorunlu din dersi neden kald›r›lm›yor? Neden genç-lerimizin beyinleri y›kan›yor? Neden Alevi inanc›ve di¤er inançlar yok say›l›yor? Tek bafl›na Sünni-li¤i dayat›yorlar. Hak m› bu flimdi?Yakt›lar, katlettiler, iftiralar att›lar ama Alevileribitiremediler, yok edemediler. fiimdi böyle asimi-lasyon politikalar›yla bizi birbirimize düflürüp yok

etmek istiyorlar.Canlar, yoldafllar! Bizler, din kitapla-r›nda üç befl Alevi kelimesi istemiyo-ruz. Bizler, din dersine karfl› müca-dele verip, din dersinin kald›r›lmas›-n› istiyoruz. Bizler, devletin fleyhü-lislam› durumuna gelen, gericilerindevlet elinden örgütlenmesini sa¤-layan fetvalar yay›nlayan, Alevileritan›mayan diyaneti istemiyoruz.fiimdi hayk›r›yorum: Çekin kirli el-lerinizi ibadetimizden, inanc›m›z-dan. Bizler özgürlük istiyoruz.Bask› ve fliddetle y›ld›rmaya çal›fl-maktan art›k vazgeçin, diyoruz.Bizleri rahat b›rak›n art›k. fiimdi s›ra bizde. Alevili¤in yokolmas›n› seyretmeyelim. Mücade-

le ›fl›¤›n› yakt›k. Tek yol dayan›flmadan geçer.Biz Aleviler, örgütlü mücadelemizle, duruflu-muzla hak istemeyece¤iz, hakk›m›z› alaca¤›z.Bizler art›k yok olmaya mahkum olmayaca-¤›z. Diri olal›m, iri olal›m, bir olal›m. Alevili¤iyaflatal›m, bütün inançlar› ve inanç özgürlü-¤ünü savunal›m. Kimseyi kimseden üstün tut-maya hakk›n›z yok!

““AAlleevviilleerriinn iibbaaddeett yyeerrii cceemmeevvii,, iibbaaddeettlleerrii

ddee cceemm.. ‹‹nnaattllaa bbuunnllaarr›› yyookk ssaayyaann bbiirr ddeevvlleett

zziihhnniiyyeettiiyyllee kkaarrflfl›› kkaarrflfl››yyaayy››zz..””

““CCaannllaarr,, yyoollddaaflflllaarr bbiizzlleerr ddiinn kkiittaappllaarr››nnddaa

üüçç bbeeflfl AAlleevvii kkeelliimmeessii iisstteemmiiyyoorruuzz.. BBiizzlleerr

ddiinn ddeerrssiinnee kkaarrflfl›› mmüüccaaddeellee vveerriipp ddiinn

ddeerrssiinniinn kkaalldd››rr››llmmaass››nn›› iissttiiyyoorruuzz..””

ZZOORRUUNNLLUU DD‹‹NN DDEERRSS‹‹eRCAN-İstanbul

Page 8: Liseli Kıvılcım

Hayat›n en anlaml›, en geliflime aç›k, en verimli ça¤-lar›nda bir kurflun s›kar, çalar bütün hayallerini. Önce daha yeni liseye girince duyars›n s›nav›n yak-laflan sesini. Sonra “Bitmez bu y›llar” dersin, “dahaçok var büyük güne, sistemle yüzleflmeye”. Ama, ge-lir çatar o gün. ‹nsana dünyay› zindan eden o gün! Üniversite, pek ço¤umuzun hayallerini süsleyen, öz-lemini duydu¤u bir hediye paketi sanki. Ama siste-min bize bu hediye paketini verirken, içine ne türbombalar koydu¤u ve koymaya devam edece¤i deortada. Adeta bir örümcek a¤›n› çelikten iplerle üze-rimizde ören, göz göre göre bizi bu ac›mas›z tuza¤›niçine atan sistem, bu oyunlar›ndan yeni s›nav siste-miyle de vazgeçmeyecektir.YYeennii SSiisstteemm:: ÖÖSSSSSSSSSSSSSS......fiimdi de, yeni bir sözde kurtarma paketi ile karfl›-m›zdalar. Art›k ÖSS, iki ayr› bölüme ayr›lacak. Önü-müzdeki y›l uygulamaya geçmesi beklenen yeni sis-temde, ilk s›nav nisan ay›nda olacak. Bu s›navda so-rular temel bilgilerden oluflacak. Baraj› geçenler ha-ziran ay›ndaki s›nava girmeye “hak” kazanacaklar. Nisandaki s›navda ö¤rencilere basit düzeyde Türk-çe, matematik, fizik, kimya, biyoloji, tarih, co¤rafya,felsefe ve psikoloji sorular› yöneltilecek. Hazirandaise, iki haftaya yay›lan, dört farkl› ders testi ö¤ren-cilere uygulanacak. Bu testler matematik, edebiyat,fen ve sosyal testlerinden oluflacak. Örne¤in, matematik okumak isteyenlerin yaln›zcabu s›nava girmesi yetecek. Fakülteler hangi testleregöre ö¤renci alaca¤›n› aç›klayacak. Yabanc› dil oku-mak isteyenler ise, iki haftal›k s›nav›n haricinde ay-

r› bir s›nava daha girecek. Meslek liselerinin geçiflhakk› kalkacak, onlar da s›nava girecek ve düz lise-ler ile aralar›ndaki katsay› fark› azalt›lacak. Görüldü¤ü gibi, ö¤renci gereksiz yere, farkl› bir y›-¤›n s›navla karfl› karfl›ya gelecek ve bir milyondanfazla ö¤renci bu yeni sisteme al›flmaya çal›flacak. ‹fl-te, efle¤e alt›n semer taksan, eflek yine eflektir. Han-gi s›nav çeflidi gelirse gelsin, sistem yine bizi ayn›batakl›¤›n içine sürükleyecektir. Yaln›zca rengini vefleklini de¤ifltirip göz boyayarak amac›na ulaflmayaçal›flacakt›r. Bize s›nav›n yönteminin de¤iflmesi yetmez. Biz s›-navs›z, paras›z, eflit f›rsatlara sahip oldu¤umuz bire¤itim istiyoruz. Önemli olan, biz ö¤rencilerin bu sis-temin gerçek yüzünü (efle¤i) görmesi ve insanl›k onu-rumuzu unutmayarak ona karfl› savaflmas›d›r. Hay-di savafla...

8lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

““AAddeettaa bbiirr öörrüümmcceekk aa¤¤››nn›› ççeelliikktteenniipplleerrllee üüzzeerriimmiizzddee öörreenn,, ggöözz ggöörree ggöörree bbiizzii bbuu aacc››mmaass››zz ttuuzzaa¤¤››nn iiççiinnee aattaann ssiisstteemm,, bbuu ooyyuunnllaarr››nnddaann yyeennii ss››nnaavv

ssiisstteemmiiyyllee ddee vvaazzggeeççmmeeyyeecceekkttiirr..””

““BBiizzee ss››nnaavv››nn yyöönntteemmiinniinn ddee¤¤iiflflmmeessii yyeettmmeezz..

BBiizz ss››nnaavvss››zz,, ppaarraass››zz,, eeflfliitt ff››rrssaattllaarraa ssaahhiipp

oolldduu¤¤uummuuzz bbiirr ee¤¤iittiimm iissttiiyyoorruuzz..””

ÖÖSSSS’’YYEE AALLTTIINN SSEEMMEERRTTAAKKSSAAKK,, ÖÖSSSS YY‹‹NNEE ÖÖSSSS

sERCAN-İstanbul

Page 9: Liseli Kıvılcım

8 Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde, k›rk bi-ne yak›n dokuma iflçisi, daha insanca bir yaflamiçin, eflitsizliklere ve ayr›mc›l›¤a karfl› mücadele ka-rar› alarak, bir tekstil fabrikas›nda greve bafllad›lar.Ancak, polisin iflçilere sald›rmas› ve iflçilerin fabri-kaya kilitlenmesi, arkas›ndan da ç›kan yang›nda ifl-çilerin fabrika önüne kurulan barikatlardan kaça-mamas› sonucunda, ço¤u kad›n 129 iflçi can verdi. 1910’da 2.Enternasyonel’e ba¤l› kad›nlar toplant›-s›nda (Uluslararas› Sosyalist Kad›nlar Konferans›n-da), Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerin-den Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstilfabrikas› yang›n›nda ölen kad›n iflçiler an›s›na, 8Mart’›n “Dünya Kad›nlar Günü” olarak kutlanmas›-n› önerdi ve bu öneri oy birli¤iyle kabul edildi. Türkiye’de de 8 Mart, Dünya Kad›nlar Günü, ilk kez1921 y›l›nda “Kad›nlar Günü” olarak kutland›. 1975y›l›nda daha yayg›nlaflarak soka¤a tafl›nd›. Ancak,12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra dört y›l sü-reyle herhangi bir kutlama yap›lmad›. 1984’ten iti-baren her y›l çeflitli kad›n örgütleri taraf›ndan “Dün-

ya Kad›nlar Günü” tekrar kutlanmaya baflland›. 88 MMaarrtt’’ttaa aallaannllaarraa!!8 Mart’ta kad›nlar›n daha fazla alanlara ç›kmas›,daha fazla örgütlenerek, bugünü kutlamalar› gereki-yor. Biz kad›nlar, y›lda bir kez de¤il, sürekli kad›nla-r›n gücünü dünyaya duyurmal›y›z.Bu, asl›nda kad›nlar›n kendi güçlülerinin fark›navarmas› ve tüm dünyaya duyurmas› demektir.Dövülen, sövülen, tecavüze u¤rayan, tacizlere ma-ruz kalan, hakk›n› savunmas›na izin verilmeyen,patriyarkal iliflkilerle ezilen, kapitalizm taraf›ndansömürülen kad›nlar... Ama, bütün bu sald›r›lar› ka-bul etmiyoruz! ‹flte, 8 Mart’ta alanlar› doldurarakbütün bunlara raz› olmad›¤›m›z› gösterelim. Kad›n-lar›n örgütlü mücadelesinde vazgeçilmez yere sahip8 Mart’ta, biz liseli kad›nlar da, liselerde cinsiyetçie¤itim politikalar›na“hay›r” demek içinhayk›ral›m! Yaflas›nkad›nlar›n örgütlümücadelesi!

mmaarrtt 22000099

9lliisseelliikk››vv››llcc››mm

““DDöövvüülleenn,, ssöövvüülleenn,,tteeccaavvüüzzee uu¤¤rraayyaann,,ttaacciizzlleerree mmaarruuzz kkaallaann,, hhaakkkk››nn››ssaavvuunnmmaass››nnaa iizziinnvveerriillmmeeyyeenn,, ppaattrrii--aarrkkaall iilliiflflkkiilleerrlleeeezziilleenn,, kkaappiittaalliizzmmttaarraaff››nnddaann ssöömmüürrüülleenn kkaadd››nnllaarr......AAnnccaakk bbüüttüünn bbuussaalldd››rr››llaarraa kkaarrflfl›› dduurr--mmaayyaaccaakk ddee¤¤iilliizz.. ‹‹flflttee88 MMaarrtt’’ttaa aallaannllaarrddaaoollaarraakk bbüüttüünn bbuunnllaarraarraazz›› oollmmaadd››¤¤››mm››zz››ggöösstteerreelliimm..””

LL‹‹SSEELL‹‹ KKAADDIINNLLAARR,, 88 MMAARRTT’’AA,,ÖÖRRGGÜÜTTLLÜÜ MMÜÜCCAADDEELLEEYYEE

gAMZE-İstanbul

Page 10: Liseli Kıvılcım

Che, 14.06.1928 Arjantin’de do¤mufltur. Ailede,özellikle annesiyle diyalo¤u çok iyi olan Che, do¤-duktan 15 gün sonra ci¤erleri iltihaplanarak ast›mhastas› olur ve iki y›l sonra ilk ast›m krizini geçirir. Hayat›nda ast›m›n çok büyük bir önemi olmufltur.Çünkü ast›m, ona küçük yaflta mücadeleci bir kiflilikkazand›rm›flt›r.Üniversitede, bir dönem mühendislik okurken vazge-çer ve t›p ö¤renimine bafllar. T›p okudu¤u s›rada,arkadafl› Albert’le beraber, bir motosiklet gezisi ya-par. Bu gezi, Che’nin Birleflik Latin Amerika ve K›taDevrimi gibi fikirlerinin oluflmas› bak›m›ndan önem-lidir. Çünkü Che’nin sadece pratik de¤il, teorik yan›da vard›r ve bu gezide oluflmufltur.Gezi s›ras›nda bir cüzzam hastanesi ilgilerini çeker.Ellerinde eldiven olmadan hastalarla tokalaflmayakalkt›¤›nda hastalar, doktorlara flaflk›nca bakar.

Çünkü hastal›k bulafl›c›d›r ama onlar buna ald›r›fletmezler. Döndükten sonra Che, okulu bitirip tekrar k›tay›gezmek için, on befl haftal›k okulu befl haftada biti-rir ve yine k›taya aç›l›r. Meksika’ya giderek, FidelCastro ile tan›fl›r. Che’nin fikirleri Fidel ile ayn›d›r:Birleflik Latin Amerika ve K›ta Devrimi. ““‹‹mmkkaannss››zz””›› iisstteemmeekk......Meksika’dayken, Küba’ya geçmek için birgemi bulmalar› gerekir. Gemiyi bulurlar,ama o gemiyle karaya ulaflmak imkâns›zd›r.Buna ra¤men, imkâns›z› baflar›rlar.Küba’da ise, sürekli çat›flmalar olmaktad›rve bir çat›flma s›ras›nda geri çekilmek zorun-da kal›rlar. Bir elinde silah ve cephane, birelinde doktor çantas›... Bir karar vermek zo-runda kalan Che, silah ile cephaneyi alarak,gerilla olman›n ilk ad›m›n› atm›fl olur. Küba Devrimi’nin baflar›l› sonucundan son-ra, Che ve Fidel, ak›llar›ndan hiç ç›kmayan,Birleflik Latin Amerika ve K›ta Devrimi içingerilla yetifltirmeye bafllarlar. Bu amaçlar›do¤rultusunda Che, önce Kongo’ya ve ora-dan da Bolivya’ya geçer. Ama kimse onunnerde oldu¤unu bilmemektedir. Sadece Fi-del, haber almaktad›r. On befl gerillayla bir-likte, Bolivya da¤lar›nda girdikleri çat›flma-larla, Che’nin orada oldu¤unu fark edenAmerika, Che ve yoldafllar› için özel askerlergönderir. Toplam iki bin asker, sadece onbefl gerillay› yok etmek için harekete geçmifl-tir. Sa¤ ele geçirdikleri Che’yi, bir okula gö-türüp, öldürdürürler (1967).Günümüzde, kapitalizm Che’yi de markalaflt›rmayaçal›fl›yor. Tiflört, çanta, bileklik, flapka gibi eflyalaraChe resmi koyuyor örne¤in. Bizlerse, Che’yi devrim-ci bir simge olarak görüyoruz. Che, bir efsane de¤il;bir önderdir, bir devrim savaflç›s›d›r. Onun gibi olu-namaz, ona ulafl›lamaz san›lmamal›. Olunabilir, hat-ta devrim için flartt›r.

10lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

““CChhee,, bbiirr eeffssaannee ddee¤¤iill;; bbiirr öönnddeerrddiirr,, bbiirr

ddeevvrriimm ssaavvaaflflçç››ss››dd››rr.. OOnnuunn ggiibbii oolluunnaammaazz,,

oonnaa uullaaflfl››llaammaazz ssaann››llmmaammaall››.. OOlluunnaabbiilliirr,,

hhaattttaa ddeevvrriimm iiççiinn flflaarrtttt››rr..””

““GGüünn

üümmüüzzddee kk

aappiittaalliizzmm CC

hhee’’yy

ii ddee mmaarrkk

aallaaflfltt››rrmmaayy

aa ççaall››flfl››yyoorr..””

EERRNNEESSTTOO CCHHEE GGUUAAVVEERRAAöZKAN-İstanbul

Page 11: Liseli Kıvılcım

mmaarrtt 22000099

11lliisseelliikk››vv››llcc››mm

Gençler toplumda bilinçli, hareketli, dina-mik, çevresinde olup biteni ölçen, tartan,sorgulayan ve sorgulatan bir kesimi olufl-turuyor. Liseliler bu ö¤renci hareketininiçinde önemli bir yerde.Çünkü, ö¤renci liseye geldi¤inde bireyolan, kendini tan›man›n yan›nda toplumuda tan›maya bafllayan bir yaflta. Toplumiçinde var olan olaylar›n, yaflanan siyasigeliflmelerin içine kendini de koymak isti-yor. Sistemin eflitsizli¤ini fark ediyor, bu-nunla mücadele etmenin yollar›n› ar›yor.Bu durumun, kendisini ve hayat›n› nas›letkiledi¤ini görüyor ve tabii ki de tepkisizkalmak istemiyor. Mücadele etmenin yöntemleriniö¤renme iste¤i, haks›zl›¤a karfl› ç›kma duygusu önplana ç›k›yor. Bu flekilde ö¤renci hareketinin içindeyer al›yor. Biz, Liseli K›v›lc›m’› oluflturan gençler de, bu flekildebu harekete dâhil olduk. Liseli K›v›lc›m olarak, lise-li çal›flmas› sürdürüyoruz. Okuyoruz, bilgi ediniyo-ruz, gündemi takip ediyor, konuflup tart›fl›yoruz vetabii ki hakk›m›z olanlar› istiyoruz. Okudu¤umuz

okullardaki haks›zl›kla-r›, gördü¤ümüz e¤itim-deki eksiklikleri, hakl›-ca ve özgürce hayk›r›-yoruz. Paral› e¤itim istemiyo-ruz, e¤itimde s›n›fsaleflitsizlik ortadan kalk-mal›. Her fleyin, çevri-len dolaplar›n, nas›lsömrüldü¤ümüzün,nas›l ezildi¤imizin far-k›nday›z, sorgulayoruzve yanl›fll›klar› kabuletmiyoruz! Okullar›m›zda bizle il-gili yap›lacak olan de-¤ifliklikler, ö¤retmen-

ler fluras›nda belirlenmemeli, bize sorulmal›, diyo-ruz. Ö¤retmenlerin, müdürlerin, sadece egolar›n›tatmin etmek için ö¤renciye uygulad›¤› bask›, flid-det, yasak ortadan kalkmal›. K›zlar›n saç›n›n örülüya da ba¤l› olmas›, erke¤in ayakkab›s›n›n kösele yada saç›n›n uzun olmas› gibi kiflisel tercihlere getiri-len yasaklar›n e¤itimle bir alakas› yok mesela. Bütün bunlar sistemin yanl›fll›¤›ndan kaynaklan›-yor. ‹flte bizler, bu yüzden, bizleri sömüren, özgürlü-¤ümüzü elimizden alan, haklar›m›zgasp eden bu sisteme tamamen karfl›ç›k›yoruz ve bafl kald›r›yoruz.Biliyoruz ki ç›kt›¤›m›z yolda, pek çokzorluk bizleri bekliyor. Aile bask›s›,okul (müdür, ö¤retmen) bask›s›, dev-let bask›s›, toplum bask›s›, arkadaflbask›s›... Ancak bizler hiçbir y›ld›r-ma giriflimine göz açt›rmadan, ka-rarl› bir flekilde, gençli¤imizin verdi-¤i heyecanla “bütün haks›zl›klarahay›r” demek için ç›kt›k yola. Boz-k›r›n tutuflmas› için tek bir k›v›lc›myetiyor. Kendi bozk›r›n›n k›v›lc›m›ol haydi sen de! Ve sonra yak›py›km›fl olal›m sömürü sitemini,haks›zl›¤›, adaletsizli¤i, yoksullu-¤u, eflitsizli¤i...

NNEEDDEENN LL‹‹SSEELL‹‹ KKIIVVIILLCCIIMM??aSUMAN-İstanbul

““BBiilliiyyoorruuzz kkii çç››kktt››¤¤››mm››zz

yyoollddaa,, ppeekk ççookk zzoorrlluukk

bbiizzlleerrii bbeekklliiyyoorr..

AAiillee bbaasskk››ss››,, ookkuull ((mmüüddüürr,,

öö¤¤rreettmmeenn)) bbaasskk››ss››,, ddeevvlleett

bbaasskk››ss››,, ttoopplluumm bbaasskk››ss››,,

aarrkkaaddaaflfl bbaasskk››ss››...... AAnnccaakk

bbiizzlleerr hhiiççbbiirr yy››lldd››rrmmaa

ggiirriiflfliimmiinnee ggöözz

aaççtt››rrmmaaddaann,, kkaarraarrll›› bbiirr

flfleekkiillddee,, ggeennççllii¤¤iimmiizziinn

vveerrddii¤¤ii hheeyyeeccaannllaa ““bbüüttüünn

hhaakkss››zzll››kkllaarraa hhaayy››rr””

ddeemmeekk iiççiinn çç››kktt››kk yyoollaa..””

““BBoozzkk››rr››nn ttuuttuuflflmmaass›› iiççiinn tteekk bbiirr kk››vv››llcc››mm yyeettiiyyoorr.. KKeennddii bboozzkk››rr››nn››nn kk››vv››llcc››mm›› ooll hhaayyddii sseenn ddee!!””

Page 12: Liseli Kıvılcım

12lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

‹nsan, kendisini güvende hissetmek istedi¤i için em-niyet, günlük hayat›m›zda öenmli bir yer kaplar.Ama bu ülke, o kadar çok yanl›fll›k ve eksikliklerledolu ki... Bu yanl›fl uygulamalar ve eksikliklerden biri de ''po-lis'' faktörü. Hepiniz görmüflsünüzdür gazete ve te-levizyonlarda “polis fliddeti” gibi bafll›klar alt›nda.Polis fliddetinin temelindeyse faflizm var, bask›c›devlet anlay›fl› var.Ben, yak›n zaman›m›za dönerek, birkaç örnek sun-mak istiyorum. Biliyorsunuz her y›l 1 May›s ‹flçiBayram› olarak kutlan›r, kutlanmaya çal›fl›l›r dahado¤rusu. Bizde 1 May›s, maalesef ''sözde'' kutlan›-yor ve her y›l iflçilerin bu mücadele gününü baltala-mak isteyen birileri ç›k›yor. Her y›l bu hakl› istek,sanki ülkede kargafla yaratacak bir hadiseymifl gibiyans›t›l›yor topluma. Büyük önlemler al›n›yor, ''göz-da¤›'' veren söylevler çekiliyor her y›l.Asl›nda, iflin en önemli taraf› flu, kargaflay› yaratandevletin bask›c› tutumu ile uygulanan fliddet... Buda, gerçekten insanda öfkeye sebep oluyor. Benim de¤inece¤im konu ise, 1 May›s2008’de ''polis'' taraf›ndan uygulanan ''flid-det''. Hepiniz izlemiflsinizdir ya da hepinizinbir flekilde haberi olmufltur san›r›m. Sözde''orant›l› güç'' uygulayan polis, sadece amac›

1 May›s'› kutlamak olan insanlar› “orant›l› bir güç-le” deyim yerindeyse “benzetti”. Üstelik sadece 1May›s'› kutlamak isteyenler de¤il, sokaktan geçenherkes, hatta hastanelerdeki hasta çocuklar bile,polisin fliddetine maruz kald›. Hangi mant›¤a hizmet eder bu soruyorum size. Bü-tün bu fliddetin sebebi olan iflçi bayram›n› kutlamak,öyle mi? Oysa as›l sebep polis. Ortam› güvensiz ha-le getiren as›l kimlerdir bu durumda, soruyorum siz-lere. ‹flçiler, emekçiler, yoksullar, gençler mi, yoksahiçbir savunmas› olmayan insanlara sald›ran polis-ler mi? Arkadafllar soruyorum, bu iflçiler ne yapt›klar kiböyle bir muameleyi hak ediyorlar sizce? Haklar›de¤il mi bayramlar›n› gönül rahatl›¤›yla, coflkuyla,özgürce kutlamak? Ama, evet, haklar›n› aramak için sokaklara dökülenherkes bir fleyler yapm›fl oluyor, bu sisteme karfl›duruyor çünkü. Polis fliddeti son bulsun!

PPOOLL‹‹SS fifi‹‹DDDDEETT‹‹

““ÜÜsstteelliikk ssaaddeeccee 11 MMaayy››ss''›› kkuuttllaammaakk iisstteeyyeennlleerr

ddee¤¤iill,, ssookkaakkttaann ggeeççeenn hheerrkkeess,, hhaattttaa hhaassttaanneelleerrddeekkii

hhaassttaa ççooccuukkllaarr bbiillee ppoolliissiinn flfliiddddeettiinnee mmaarruuzz kkaalldd››..””

sELİN-İstanbul

Page 13: Liseli Kıvılcım

fiunu da söylemek gerekiyor: “Devletinarflivlerinde Marafl adl› dosyan›n ne iflivar?” Gizli belgeymifl, medyaya verile-mezmifl. Katliam› yapanlar›n ülkücü,yobaz, gerici kifliler olduklar›n› biliyo-ruz. Bir de, iflin içinde M‹T’in oldu¤uanlafl›ld›. Silahlar›n balistik raporlar›n-da, askeri yetkililere ait oldu¤u ç›kt›.Buradaki amac›m›z, insanlar› birbirinedüflürmek de¤il. Amac›m›z, insanlar›nkafas›ndaki soru iflaretlerinin ve katlia-m›n ayd›nlanmas›. Biz, bunlar› istiyo-ruz. Suçlulardan hesap sorulsun! Katil-ler yarg›lans›n! Katliam süreci sorgu-lans›n! Çünkü, bizler de, bin y›llard›r butopraklarda yafl›yoruz.

Yoldafllar, canlar! fiimdi birlik olma zaman›, örgüt-lü olma zaman›. E¤er bir olsayd›k Marafllar, Gazi-ler, Çorumlar yaflanmazd›. Böyle katliamlar olmaz-d›. Çünkü, ancak dayan›flmayla güçlenip varl›¤›m›-z› sürdürebiliriz. Birlikten güç do¤ar, o zaman zatenbizim olan haklar›m›z› da al›r›z!

mmaarrtt 22000099

13lliisseelliikk››vv››llcc››mm

Marafl "Kanl› Marafl"... Kahramanl›¤›y-la övünen, kan deryas›na dönen Ma-rafl… Kad›n çocuk demeden canlar›m›z›öldüren Marafl... 1977 y›l›nda planlanan katliam, o za-man darbe koflullar›n›n oluflmas›n› sa¤-layan olaylar›n ne ilkiydi, ne de sonun-cusu.Ülkede katliamlar, çat›flmalar vard›.Masum, çaresiz insanlar katlediliyor;suçlu olarak ise, solcular gösteriliyor-du. Marafl da bunlardan bir tanesiydi.Önceden planlanarak, silahland›r›lankatiller, Alevileri katlediyorlard›. Cami-leri yak›p, suçu Alevilere atan kirli el-ler… “Bunlar komünist”, “bunlar din-siz” diyerek, Alevileri yok etmek için var güçleriyleu¤rafl›yorlard› faflist, gerici, yobaz, sözde milliyetçikifliler... Alevilerin kap›lar›n› k›rm›z› boyayla boyay›p sekizgün boyunca katliam yapt›lar. Saat bafl› belediyebinas›ndan, cami minaresinden adeta katliamlaradavetiye ç›kard›lar. 3 K›z›lbafl öldüren cennetlik de-yip duruyorlard›. Ne hikmetse, sekiz gün boyunca, katliamlara müda-hale edilmedi. Asker ve polisler, sanki suçlu Alevi-lermifl gibi, katillere dokunma gere¤i duymuyorlar-d›. Planl› gerçekleflen bu olayda devlet, sesini bileç›karmad›. Olaylara müdahale etme gere¤i bile duy-mad›. Yüzlerce insan öldürüldü. Hamile kad›nlarasat›rlarla vuran, insanlar›m›z› sokaklara atan, evle-rimizi yak›p y›kan katillerden devlet hesap sormagere¤i bile duymad›. Aradan otuz y›l geçti hiçbir ge-liflme yok!

““PPllaannll›› ggeerrççeekklleeflfleenn bbuu oollaayyddaa ddeevvlleett sseessiinnii bbiillee çç››kkaarrmmaadd››.. OOllaayyllaarraa mmüüddaahhaallee eettmmee ggeerree¤¤ii bbiillee dduuyymmaadd››..””

MMAARRAAfifi,,KKAANNLLIIMMAARRAAfifi

eRCAN-İstanbul

Page 14: Liseli Kıvılcım

14lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

LLiisseellii KK››vv››llcc››mm:: NNeeddeenn ssiinneemmaayy›› sseeççttiinniizz,, ssiinneemmaa ssiizzeennee iiffaaddee eeddiiyyoorr??SSeerrkkaann TTuurrhhaann:: Bana sorarsan›z dünyan›n en keyif-li ifli hikâye anlatmak ya da hikâye dinlemektir. Ço-cuklukta ana-babalar›m›z›n, ninelerimizin anlatt›k-lar› hikâyeler, biz büyüdükçe yerlerini daha ça¤dafl,daha gerçekçi hikâyelere b›rak›r. Özellikle de bizimgibi Do¤ulu toplumlarda dinledi¤imiz, bildi¤imiz hi-kâyelerin insan›n karakterinin biçimlenmesinde,olaylar› alg›lay›p yorumlamas›nda ciddi etkileri var-d›r. Biz halen masallara, mitoslara, efsanelere ina-nan bir toplumuz. Hikâyelerle büyüyen çocuklar be-lirli bir yafltan sonra, kendi hikâyelerini anlatmak is-terler. Baz› insanlar ise herkesin bildi¤i de¤il, duy-mad›¤› hikâyeler peflindedir. Onlar kendi hikâyeleri-ni kendi ya-

ratma peflinde olan toplumun en romantik, en güzelçocuklar›d›r. ‹flte Deniz Gezmifl öyle bir hikâyecidir,Mahir Çayan, Sinan Cemgil ve di¤er bir sürü gençhikâyeci kendi hikâyelerini anlatma pefline düflmüfl,bu ülkenin yaratt›¤› en güzel hikâyecilerdir. Sinemada böyle bir hikâye anlatma iflidir asl›na bakarsa-n›z. Sonras›nda ise elinizdeki araç neyse onunla an-lat›rs›n›z hikâyenizi. LL..KK..:: PPeekkii SSeerrkkaann HHooccaamm,, BBaaflflkkaa SSeemmttiinn ÇÇooccuukkllaa--rr››’’nn››nn çç››kk››flfl nnookkttaass›› nneeddiirr??SS..TT..:: Baflka Semtin Çocuklar› hep vard›. Kentin yada hayat›n kenarlar›na itilmifl, yok say›lm›fl, lanet-lenmifl milyonlarca çocuk dolan›yor sokaklarda.Mendil satan, tiner-bali çeken, önünüzü kesip sizdenpara isteyen bir sürü genç görüyorsunuz siz de. Nü-fusunun yar›s›ndan fazlas› 14–26 yafl aral›¤›ndaolan bir toplumda yafl›yoruz. Bu genç nüfusun yüz-de kaç›n›n herhangi bir gelecek garantisi var? Pekço¤u liseyi bitirdikten sonra umutsuz, mutsuz kahveköflelerinde hayatlar›n› tüketiyorlar. Ve ülke nüfusu-na her sene milyonlarca genç iflsiz eklenirken, biz-den ne kadar mutlu bir ülkede yaflad›¤›m›z› düflün-memizi istiyorlar. Televizyonlar, gazeteler bu bah-setti¤im milyonlardan sadece adli olaylara kar›flt›k-lar›nda bahsediyor. Bahsedilenler de genelde yinebu sistemi yaratanlar›n kulland›¤› en bilinçsiz, enlümpen ve beyni y›kanm›fl gençler oluyor. BaflkaSemtin Çocuklar› bu bahsetti¤im yerlerde birikenöfkeyi anlat›yor. Ve bu öfkenin do¤ru hedefe, yani

kendilerini bu hale getiren mevcut ekonomik-siya-sal sisteme yönelmedikçe, sadece kendilerini yokeden bir enerjiye dönüfltü¤ünü anlat›yor.LL..KK..:: BBiizz lliisseelliilleerr oollaarraakk ffiillmmii nneeddeenn iizzlleemmeelliiyyiizz??SS..TT..:: Filmimiz her fleyden önce bir gençlik filmi-dir. Baflka semtlerde yaflayan gençleri anlatanbir filmdir. Hayatlar› kimi zaman mezhepsel ge-

““BBaaflflkkaa SSeemmttiinn ÇÇooccuukkllaarr›› bbiirriikkeenn ööffkkeeyyii aannllaatt››yyoorr..

VVee bbuu ööffkkeenniinn ddoo¤¤rruu hheeddeeffee,, yyaannii kkeennddiilleerriinnii bbuu

hhaallee ggeettiirreenn mmeevvccuutt eekkoonnoommiikk--ssiiyyaassaall ssiisstteemmee

yyöönneellmmeeddiikkççee,, ssaaddeeccee kkeennddiilleerriinnii yyookk eeddeenn bbiirr

eenneerrjjiiyyee ddöönnüüflflttüü¤¤üünnüü aannllaatt››yyoorr..””

AANNLLAATTIILLAANNSSEENN‹‹NN HH‹‹KKÂÂYYEENNDD‹‹RR

dOĞUKAN-İstanbul

LLiisseellii KK››vv››llcc››mm ggaazzeetteessii oollaarraakk iillkk ssaayy››mm››zzddaa BBaaflflkkaa SSeemmttiinn ÇÇooccuukkllaarr›› ffiillmmii üüzzeerriinnee sseennaarryyooyyaazzaarr›› SSeerrkkaann TTuurrhhaann’’llaa kkoonnuuflflttuukk..

Page 15: Liseli Kıvılcım

rekçelerle (Alevi-Sünni gibi), kimi zaman etnik ge-rekçelerle (Türk-Kürt gibi), ama a¤›rl›kl› olarak eko-nomik gerekçelerle s›k›flt›r›lm›fl, k›st›r›lm›fl gençlerinç›k›fl çabalar›n› göstermek amac›ndad›r. Türkiye’degençlik filmi deyince tabii herkesin akl›na abuk sa-buk, sulu z›rtlak komedi filmleri geliyor. Bu manada Baflka Semtin Çocuklar› bir ilk filmdirdiyebilirim. Bu filmde pek çok genç kendi hayat›n›görecektir. Yan›ndakine, çevresindekine, arka ma-hallesindekine daha farkl› bir gözle bakmay› dene-yecektir, diye düflünüyorum. LL..KK..:: FFiillmm GGaazzii MMaahhaalllleessii’’nnddee ççeekkiillddii.. MMaahhaallllee hhaallkk››ssiizzee nnaass››ll yyaakkllaaflfltt›› ççeekkiimm ssüürreecciinnddee,, nneelleerrllee kkaarrflfl››llaaflfl--tt››nn››zz??SS..TT..:: Gazi Mahallesi bizim y›llardan beri bildi¤imiz,sokaklar›nda gezdi¤imiz ve birçok insani iliflkimizinoldu¤u bir mahalle. Y›llar önce yine yönetmenimiz Ayd›n Bulut o dönem-ki ismiyle Ça¤dafl Sanat Atölyesi’yle birlikte 1995Mart ay›nda yaflanan Gazi Mahallesi Ayaklanma-s›’n› anlatan, “Gazi Mahallesi” belgeselini yapm›flt›.Bu belgesel kat›ld›¤› pek çok ulusal ve uluslararas›yar›flmadan ödüllerle döndü. Gazi Mahallesi bizimçok rahat hareket ederek film çekti¤imiz bir yerdir.Mahallenin geçmiflini tan›mayan ekipteki insanlaroraya gelip de, o dayan›flmac› insanlar› tan›d›kçamahalleden ç›kmaz oldular. Filmin her evresindemahalle halk›, özellikle de mahallenin gençleri çev-

remizden ayr›lmad›lar ve her türden deste¤i büyükbir özveriyle bize sundular. LL..KK.. :: FFiillmmiinniizz ddaahhaa bbiittmmeeddeenn AAlltt››nn PPoorrttaakkaall’’ddaa 33ööddüüll aalldd››nn››zz.. NNeelleerr hhiisssseettiinniizz bbuu ööddüülllleerrii aall››rrkkeenn??SS..TT..:: Ald›¤›m›z ödüller bir ölçü oluflturmuyor bizimiçin. Önemli olan sizlerin, gençlerin seyredip de¤er-lendirmesi, güzel demesi... Tabii gerek yönetmeni-mizin gerekse de “En iyi yard›mc› erkek oyuncu”ödülü alan ve halen akrabalar› Gazi Mahallesi’ndeyaflayan Volga Sorgu’nun, al›nan ödülleri direniflçi,dayan›flmac› Gazi Mahallesi Halk›’na adamas› bi-zim için onur ve gurur verici anlar olmufltur. LL..KK.. :: SSoonn oollaarraakk ookkuuyyuuccuullaarr››mm››zzaa ssööyylleeyyeeccee¤¤iinniizzppaayyllaaflflaaccaa¤¤››nn››zz bbiirr flfleeyy vvaarr mm››??SS..TT..:: ‹lk soruya verdi¤im cevab› tekrarlamak istiyo-rum. Baflkalar›n›n de¤il, kendi hikâyelerinizi, budünyan›n en güzel topraklar›n›n hikâyelerini anlat›ninsanlara. Gittikçe kararan ve yaflanmaz hale getiri-len bu yafll› dünyay› hikâyelerinizle gençlefltirin, gü-zellefltirin, özgürce ve kardeflçe yaflan›lan bir halegetirin. Emin olun buna sadece sizin gücünüz yeter.Ve sakall› amcan›z›n dedi¤ini asla akl›n›zdan ç›kar-may›n.De te fabula narratur... Anlat›lan senin hikâyendir...

mmaarrtt 22000099

15lliisseelliikk››vv››llcc››mm

““BBuu ffiillmmddee ppeekk ççookk ggeennçç kkeennddii hhaayyaatt››nn››

ggöörreecceekkttiirr.. YYaann››nnddaakkiinnee,, ççeevvrreessiinnddeekkiinnee,,

aarrkkaa mmaahhaalllleessiinnddeekkiinnee ddaahhaa ffaarrkkll›› bbiirr ggöözzllee

bbaakkmmaayy›› ddeenneeyyeecceekkttiirr,, ddiiyyee ddüüflflüünnüüyyoorruumm..””

Page 16: Liseli Kıvılcım

16lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

11000000’’ii aaflflkk››nn ööllüü,, 44000000’’ii aaflflkk››nn yyaarraall››……YYüüzzlleerrccee ööllüü ççooccuukk,, kkaadd››nn,, yyaaflflll››……‹‹ssrraaiillllii aasskkeerrlleerrccee kkaasstteenn bboommbbaallaannaann ssiivviilllleerr……BBoommbbaallaarrllaa,, ffüüzzeelleerrllee yyaakk››pp yy››kk››llaann bbiirr üüllkkee……UUlluussllaarraarraass›› hhuukkuukkççaa yyaassaakkllaannaann mmiisskkeett vvee ffoossffoorrbboommbbaallaarr››……‹‹llaaççss››zz,, eelleekkttrriikkssiizz hhaassttaanneelleerr……Filistin bir insanl›k dram›n›n yafland›¤›, yard›ma ih-tiyac› olan bir ülke. Ama, bunca zamand›r da dire-nen bir ülke. fiimdiki Filistin, eski Filistin de¤il. Birzamanlar, Yaser Arafat ve George Habbafl’›n lideroldu¤u Filistin, emperyalist güçlerin korkulu rüyas›,devrimci Filistindi. fiimdi, iflbirlikçiler, ‹slami dire-niflçiler ve devrimciler olarak bölündüler ve güç kay-

bettiler. Ama direnifl yine sürüyor.Emperyalist güçlerin sinsi oyunlar›yla, Filistin'esözde destek vermeleri ve di¤er taraftan, bu katlia-m› yapan ‹srail ile iflbirli¤i içinde bulunmalar›, businsi oyunun bir parças›d›r. Bu katliamlar bunlarlada s›n›rl› kalmayacakt›r. Afganistan, Irak, Filistin’lebafllayan savafllar, emperyalist güçler taraf›ndanbütün Ortado¤u’yu sarmaya do¤ru gidiyor. Filistin y›llard›r emperyalist güçlerin odak noktas›oldu. Çünkü emperyalistler gözlerini Ortado¤u'yadikmifl durumdalar.Filistin y›llard›r direniyor. Onlar için en önemli olanfley özgürlük. Özgürlük için savaflt›lar ve direndiler.Türkiye’nin bu katliamlara bak›fl› ise, Davos mesele-siyle asl›nda ortaya ç›k›yor. Filistin’deki vahfletiay›playan baflbakan, bu deste¤inin ne kadar oldu¤u-nu flu sözleriyle aç›klad›: "Bizim laflar›m›z ‹srail hü-kümetine de¤il, orada bana yap›lan haks›zl›¤a."Çünkü baflbakan 12 dakika konufltu, ‹srail temsilci-si 25 dakika konufltu; bu da baflkan› k›zd›rd›. Evet,çünkü bugün Türkiye’de egemen olanlar, kapitalistve iflgalci ABD ve ‹srail politikalar›-na karfl› ç›kmak yerine, sadece daki-ka hesab› yap›yor. Türkiye'nin ‹sra-il karfl›tl›¤› bu kadar. Konya'da ‹sra-il savafl uçaklar›n›n pilotlar› e¤itimgörüyor, ticari anlaflmalar yap›l›-yor. Gerçek karfl›tl›k ise, Hugo Cha-vez'in yapt›¤› gibi, ‹srail büyük elçi-sini ülkesinden kovmas›d›r. AmaTayyip bunu yapamad›, yapamazda, çünkü onun da eli kanl›.Bu kadar fley sayd›k. Direnifl var,ölüm var diyoruz. Filistin'de çocuk-lar savaflla büyüyor, yafl›tlar›m›zbir avuç parababas›n›n ç›karlar›için ölüyor. Daha ne kadar sessizkalaca¤›z? Uyuma liseli gençlik,kardefllerimiz direniyor! Filis-tin’deki direnifle sen de ortak ol.Bir k›v›lc›m da sen çak.

““BBuuggüünn TTüürrkkiiyyee’’ddee eeggeemmeenn oollaannllaarr,, kkaappiittaalliisstt

vvee iiflflggaallccii AABBDD vvee ‹‹ssrraaiill ppoolliittiikkaallaarr››nnaa

kkaarrflfl›› çç››kkmmaakk yyeerriinnee ssaaddeeccee ddaakkiikkaa hheessaabb››

yyaapp››yyoorr.. ÇÇüünnkküü bbaaflflbbaakkaann 1122 ddaakkiikkaa kkoonnuuflflttuu,,

‹‹ssrraaiill tteemmssiillcciissii 2255 ddaakkiikkaa kkoonnuuflflttuu;; bbuu ddaa

bbaaflflkkaann›› kk››zzdd››rrdd››..””

FF‹‹LL‹‹SSTT‹‹NN KKAANN AA⁄⁄LLIIYYOORRyUSUF-Adana

““FFiilliissttiinn''ddee ççooccuukkllaarr ssaavvaaflflllaa bbüüyyüüyyoorr.. DDaahhaa nnee kkaaddaarr sseessiizz kkaallaaccaa¤¤››zz?? UUyyuummaa lliisseellii ggeennççlliikk,, FFiilliissttiinn’’ddeekkii ddiirreenniiflflee sseenn ddee oorrttaakk ooll!!””

Page 17: Liseli Kıvılcım

LL‹‹SSEELL‹‹LLEERR YYÜÜRRÜÜYYOORR,, KKIIVVIILLCCIIMMII ÇÇAAKKIIYYOORR!!01.17.2009 Cumartesi günü ö¤lensaat 13:00’da Taksim tramvay dura-¤›nda toplanan Liseli K›v›lc›m üyele-ri, Filistin’in yaln›z olmad›¤›n› hay-k›rmak için bir araya geldi. “D‹RENF‹L‹ST‹N SEN‹NLEY‹Z!” fliar›n› yük-selten kitle, sloganlar›n›n ard›ndanbas›n aç›klamas› yapt›. Liseli K›v›l-c›m ad›na metni okuyan Savafl Ç‹-ÇEK, Gazze’de Filistinli kardeflleri-mizin katledildi¤ini, Türkiye’nin Fi-listin halk›yla dayan›flmak için hiçbirçaba harcamad›¤›n›, buna karfl›l›kLiseli K›v›lc›m olarak Gazze’deki di-renifle destek verdiklerini vurgulad›.Eyleme ve bas›n aç›klamas›na Öz-gürlükçü Gençlik Derne¤i de destekverdi. Bas›n›n yo¤un ilgisinin gözlen-di¤i eylemde, liselilerin coflkulu slo-ganlar›na halktan da alk›fllarla des-tek geldi.Bas›n aç›klamas›n› bitirdikten sonraLiseli K›v›lc›m olays›z ve alk›fllarlada¤›ld›.LL‹‹SSEELL‹‹ KKIIVVIILLCCIIMM 11..DDÖÖNNEEMM KKAARRNNEE TTAATT‹‹LL‹‹ EETTKK‹‹NNLL‹‹⁄⁄‹‹24.01.2009 Cumartesi günü LiseliK›v›lc›m, karne stresini atmak içinTarabyaüstü’nde e¤lence düzenledi.Bu etkinlikle liseli ö¤rencilerin karneyüzünden yaflad›klar› stres ve ailebask›s›n› biraz da olsa atan Liseli K›-v›lc›ml›lar, halaylar ve türkülerle

cofltuktan sonra, sahilde yapt›klar›geziyle e¤lencelerini sürdürmeye de-vam ettiler. LL‹‹SSEELL‹‹ KKIIVVIILLCCIIMM BBÜÜYYÜÜYYOORR,,FFAAfifi‹‹ZZMMEE KKAARRfifiII YYÜÜRRÜÜYYOORR!!11 Ocak 2009 Nurtepe Stadyu-mu’nda yap›lan futbol karfl›laflmas›esnas›nda faflist sloganlar at›p Nur-tepelileri tahrik eden taraftar görü-nümlü bir grup, Nurtepeli devrimci-ler taraf›ndan hak ettikleri gibi u¤ur-land›.Olaya silahla müdahale eden polishavaya atefl açt›. Faflist grubun stad-yuma hapsedilmesinin ard›ndanaraçlar› tafl ya¤muruna tutuldu. Ner-deyse tamam›n›n liseli oldu¤u dev-rimci grup mahalleye sahip ç›kt› vefaflizme karfl› amans›z dik duruflunusergiledi. Olaylara tepki gösterenler aras›ndaLiseli K›v›lc›m da vard›.

AADDAANNAA LL‹‹SSEELL‹‹ KKIIVVIILLCCIIMM MMAARRAAfifi’’II UUNNUUTTMMAADDII21 Aral›k Pazar günü Adana’da ger-çekleflen Marafl Katliam› mitingineLiseli K›v›lc›m da kat›ld›. Büyük çofl-ku ve militanl›¤›n hakim oldu¤u mi-tinge Liseli K›v›lc›m döviz ve slogan-

lar›yla renk katt›. Mimar Sinan Aç›k-hava Tiyatrosu’nun önünden U¤urMumcu Meydan›na kadar yürüyüfldevam etti.AADDAANNAA LL‹‹SSEELL‹‹KKIIVVIILLCCIIMM’’DDAANN FF‹‹LL‹‹SSTT‹‹NN’’EE DDEESSTTEEKK18.01.2009 tarihinde gençlik örgüt-lerinin kat›l›m›yla gerçekleflen “Filis-tin’e Destek” eylemi yap›ld›. Kat›l›-m›n yüksek oldu¤u miting genelinde,AKP’nin rant politikalar›n› teflhireden ve savafl yanl›s› olan ABD- ‹sra-il blo¤unu hedef alan sloganlar at›l-d›. Bas›n aç›klamas› marfllar ve slo-ganlarla son buldu. Biz de, Liseli K›-v›lc›m olarak, Filistin’e deste¤imiziduyurduk.LL‹‹SSEELL‹‹ KKIIVVIILLCCIIMM,, ÖÖZZGGÜÜRRLLÜÜKKÇÇÜÜ GGEENNÇÇLL‹‹KK DDEERRNNEE⁄⁄‹‹’’NN‹‹NN KKAAMMPPIINNAA KKAATTIILLIIYYOORRÖzgürlükçü Gençlik Dernekleri kurul-du¤undan bu yana yapt›¤›, dönemselk›fl kamplar›n›, bu y›l da 3 bölgedeyap›yor. ÖGD, 21-22 fiubat ‹zmirmerkezli Ege kamp›, 28 fiubat-1Mart Adana merkezli Güney kamp›ve 14-15 Mart tarihlerinde ‹stanbulmerkezli Karadeniz ve Marmara böl-gesi kamp›n› düzenliyor.Kampta “Devrim” konusuna dair Le-nin’in Devlet ve Devrim ile Dr. Hik-met K›v›lc›ml›’n›n Devrim Nedir? ki-taplar›, felsefe gündeminde Dr. Hik-met K›v›lc›ml›’n›n Diyalektik Mater-yalizm’i ve edebi tart›flma olarak daYar›n Bizimdir Yoldafllar roman› üze-rine tart›fl›lacak.Liseli K›v›lc›m da, kapitalizmin krizi-nin yafland›¤› flu günlerde, Özgürlük-çü Gençlerle birlikte “paral› e¤itim, iflsizlik, yoksulluk, flo-venizm, patriyarka, ekolojik kriz ka-derimiz de¤ildir, devrim yapmal›!”diyerek, devrim fliar›n› yükseltecek.

mmaarrtt 22000099

17lliisseelliikk››vv››llcc››mm

NNEELLEERR YYAAPPIIYYOORRUUZZ

Page 18: Liseli Kıvılcım

18lliisseelliikk››vv››llcc››mm

mmaarrtt 22000099

‹nsanlar do¤ar, geliflir ve ölürler. Evet, insan›n entemel özellikleri bunlar. Ama tam bu noktada insan-l›k, tarih boyunca sa¤l›kl› ve ayn› zamanda uzun ya-flaman›n s›rlar›n› çözme kayg›s› tafl›m›fl durmufltur.Bu kayg› onlar› uzun uzad›ya bir aray›fl içine sürük-lemifltir. ‹nsan organizmas› do¤ayla, zamanla sürekli bir mü-cadele içerisindedir. Gün geçtikçe hücreler yafllan-makta ve do¤ayla mücadele etmekte güçlük çek-mektedir. Tam bu noktada, sa¤l›kl› ve uzun bir ömür için in-sanlar, organizmalar›n› faaliyette tutmakta karark›lm›fl, spor yapmaya bafllam›fllard›r. Spor, bu nok-tadan itibaren dallanm›fl ve çeflitli branfllaraayr›lm›flt›r ve günlük yaflam›n bir parças› ol-mufltur. ‹flte arkadafllar, baz› kifliler sporun sadece vü-cudumuzun direnç kazanmas›, kas oran›n›nartmas› ve sa¤l›k yönünden insana yard›mc›olabilece¤ini düflünebilirler. Ancak spor, sade-ce fiziksel faaliyetlerimizi de¤il, zihnimizi deetkiler. ‹yi bir sporcu, ayn› zamanda çal›flkanolmak zorundad›r. Bunu yan› s›ra, zekay› da etkileyen bir yönüvard›r sporun. Bilimsel bir veri olarak flunu su-nabiliriz mesela: Glikozu daha h›zl› yakan in-sanlar›n, daha yavafl yakanlara göre, unutkan-l›k al›flkanl›¤›n›n ciddi derecede az oldu¤unu,h›zl› yakanlar›n haf›zalar›n›nsa güçlü oldu¤uispatlanm›flt›r. Ancak sistem bizi öyle yerlere sürüklemifltir ki, art›ksporcular, d›fl dünyadan habersiz, düflünmektenuzak, sporu yaln›zca rekabet ve ç›kar için yapmak-tad›rlar. Spor, kapitalist iliflkilerin hakim oldu¤u,çok büyük paralar›n döndü¤ü bir alan halini alm›fl-t›r. Örne¤in, Eski Yunan’da (bilindi¤i gibi olimpiyatlar›Eski Yunanl›lar ilk olarak düzenlemifltir) flampiyonatletler, ayn› zamanda iyi birer düflünür veya bilim

insan›yd›... Ça¤›m›zda ise spor, bilim dünyas›yla ve-ya felsefeyle neredeyse tezat oluflturmaktad›r. Kapi-talist sistem, her fleyin geneti¤iyle oynad›¤› gibi,sporun geneti¤iyle de oynam›fl ve sporu da yutmufldurumdad›r. ‹flte, tam da bunlardan dolay› bizler, her sosyalist,özgürlükçü bireyin yapmas› gerekti¤i gibi spora ge-reken ilgiyi göstermeli ve sporu kapitalist dünyan›npençelerinden söküp almaya çabalamal›y›z. Çünkü,sporun bütün dallar› rekabetin, kapitalist iliflkilerinörüldü¤ü, küfürlerin ortal›kta savruldu¤u alanlar ol-maktan ç›kmal›; dinamizmin, canl›l›¤›n, gençli¤inhakim oldu¤u alanlara çevrilmeli.

““EEsskkii YYuunnaann’’ddaa flflaammppiiyyoonn aattlleettlleerr aayynn››

zzaammaannddaa iiyyii bbiirreerr ddüüflflüünnüürr vveeyyaa bbiilliimm

iinnssaann››yydd››.. ÇÇaa¤¤››mm››zzddaa iissee ssppoorr,, bbiilliimm

ddüünnyyaass››yyllaa vveeyyaa ffeellsseeffeeyyllee nneerreeddeeyyssee

tteezzaatt oolluuflflttuurrmmaakkttaadd››rr.. KKaappiittaalliisstt ssiisstteemm

hheerr flfleeyyiinn ggeenneettii¤¤iiyyllee ooyynnaadd››¤¤›› ggiibbii,,

ssppoorruunn ggeenneettii¤¤iiyyllee ddee ooyynnaamm››flfl vvee ssppoorruu

ddaa yyuuttmmuuflfl dduurruummddaadd››rr..””

ÖÖLLÜÜMMSSÜÜZZLLÜÜKKAARRAAYYIIfifiIINNDDAANN,, SSPPOORRAA

sERCAN-İstanbul

Page 19: Liseli Kıvılcım

mmaarrtt 22000099

19lliisseelliikk››vv››llcc››mm

‹‹LLKKYYAAZZ

AAhh,, kkiimmsseelleerriinn vvaakkttii yyookk DDuurruupp iinnccee flfleeyylleerrii aannllaammaayyaa KKaall››nn ff››rrççaallaarr››nn›› kkuullllaannaarraakk ggeeççiiyyoorrllaarr EEvvlleerr ççooccuukkllaarr mmeezzaarrllaarr ççiizzeerreekk ddüünnyyaayyaa YYiitteennlleerr oolldduu¤¤uu ggöörrüüllüüyyoorr bbiirr ttüürrkküüyyüü aaççtt››llaarr mm›› BBaakk››pp kkaappaatt››yyoorrllaarr GGeecceeyyee ggiirriiyyoorr ttüürrkküülleerr vvee iinnccee flfleeyylleerr ""MMeemmeelleerriinnddee bbiirraazz iirriinn,, bbiirraazz bbaall››kk vvee bbiirraazz ggöözzyyaaflfl›› BBiirr ddeevv oolluuyyoorrssuunn ddeenniizz ddeenniizz ddeenniizz SSiissiinn ddeerree aa¤¤››zzllaarr››nnddaann ssookkuulluupp aakkflflaammllaarr›› FF››nndd››kkllaarr››mm››zz›› bbaass››yyoorr NNeeyylleerriizz kkaarraarraann ttoommuurrccuukkllaarr›› ÇÇooccuukkllaarr››mm››zzaa yyaallvvaarr››yyoorruuzz:: AAçç dduurruunn bbiirraazz TTeecciimmeennlleerree yyaallvvaarr››yyoorruuzz :: BBiirr ""HHootteell"" bbiirr ggiizzllii eevvlleennmmee aazz ççiizziinniizz BBiirr bbaannkkaa aazz ççiizziinniizz bbiirr yyaallvvaarrmmaa BBiizzddeenn ssiizzee vvee ssiizzddeenn dd››flflaarrddaakkiilleerree KKaarr››llaarr››mm››zz›› yyoolllluuyyoorruuzz tt››rrnnaakkllaarr››nn›› kkeessmmeeyyee vvee ddeemmeeyyee --EEvveett eeffeennddiimm-- ÇÇooccuukkllaarr››mm››zz›› yyoolllluuyyoorruuzz ddiilleennmmeeyyee BBiizzlleerr ggiiddiiyyoorruuzz yyaattaa¤¤››mm››zz TTaannrr››yyaa eemmaanneett YYaazzllaarr››nn mmoottoorrlluu ççiinnggeenneelleerrii AAhh kkiimmsseelleerriinn vvaakkttii yyookk DDuurruupp iinnccee flfleeyylleerr,, aannllaammaayyaa BBaabbaa eevvlleerrii,, iillkk kkeezz ggiirriilleenn ››rrmmaa¤¤aa ddöönnüüflfl TToopprraa¤¤aa ttuuttkkuu,, kkeennddiinnddeenn ddoollaayy›› KKuullaakkllaarr››mm››zz›› tt››kk››yyoorruuzz:: PPaarraa ppaarraa ppaarraa KKuullaakkllaarr››mm››zz›› aaçç››yyoorruuzz:: KKaavvggaa kkaavvggaa kkaavvggaa SSoorraarr bbeellkkii bbiirrii:: KKaavvggaa aammaa nneeddeenn kkaavvggaa KKoommflfluummuuzzaa ssoonnssuuzz bbaallttaa,, kkaarr››mm››zzaa yyuummrruukkllaarr iiççiinnddee --BBiillmmiiyyoorruuzz nneeddeenn kkaavvggaa.. SSoonnrraa kkaassaabbaamm››zz››nn cceezzaaeevviinnddee SSiillggiimmiizzii ggöözz öönnüünnee yyeerrlleeflflttiirriiyyoorruuzz GGüünnlleerriimmiizzii iitteerreekk ggeenniiflfllleettiiyyoorruuzz YYeerr aaçç››yyoorruuzz kkaarr››llaarr››mm››zz›› ddüüflflüünnmmeeyyee BBiizzssiizz ggeeççeenn mmeenneevvflfleeyyii ddüüflflüünnmmeeyyee DDuurruupp iinnccee flfleeyylleerrii aannllaammaa KKiimmsseelleerriinn vvaakkttii oollmmaassaa ddaa OOkkuullllaarr››nn kkaadd››nn öö¤¤rreettmmeenncciikklleerrii TTaattiill ggüünnlleerriinnii ççoo¤¤aallttssaallaarr ddaa KKuuttssaall nneemmiizz vvaarrssaa oonnuunn aadd››nnaa GGöözzlleerriimmiizz iiççiinn bbaa¤¤llaarr ddookkuussaallaarr ddaa BBiirriikkiimmlleerr vvee ççiizzggiilleerr ggiittggiiddee ggiittggiiddee AAççmmaayyaa iillkkyyaazz ççiiççeekklleerrii BBiirr ggüünn bbiirriilleerrii ööttee ggeeççeelleerrddeenn IIssll››kk ççaallaarrllaarr,, yyaann››tt vveerriirriizz"" gguulltteenn aakk››nn

gguulltteenn aakk››nn

Page 20: Liseli Kıvılcım

ddiieeggoo rriivveerraaddiieeggoo rriivveerraa