12
ERCiYES ÜNiVERSiTESi ll ILAHIYAT FAKÜLTESI D. ER G 1 S1 SAYI : 9 - 1996

ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

ERCiYES ÜNiVERSiTESi ll • •

ILAHIYAT FAKÜLTESI • •

D. ER G 1 S 1

SAYI : 9

KAYSERİ - 1996

Page 2: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

DİNLERDE KOZMOGONİ VE YARATlLlŞ AÇlSINDAN SUYUN YERİ

Y rd.Doç.Dr. Huzeyfe SA YIM*

Yeryüzünde canlı ve cansız tüm varlıklar için vazgeçilmez bir madde olan suyun insanların inanç, düşünce ve hayal dünyaianna yansımaları da oldukça geniş bir yer tutmaktadır. Tüm varlıklar ve bunları inceleyen bilim dalları açısından önemli olan suyun Dinler Tarihi ve Din Fenomenolojisi alanlarında da yeri ve fonksiyonu oldukça büyüktür.

Tarihin şahit olduğu tüm zamanlarda su, sadece insaniann ve tüm canlıların yararına kullanılmakla kalmamış, o hemen hemen bütün kültürlerde edebi eserlerde seçkin bir yere sahip olmuş ; hayatın, bereketin· ve .kutsallığın sembolü olarak mülahaza edilmiştir. Su ile hayat eş anlamlı olarak görülmüştür. İnsanlığın kültür değerlerinin bütün alanlarında görünüşte az çok farklı ama temelde ana ve benzer simge ve kavramlarla temsil ve ifade edilmiş olan su, hem kendisi bizatihi kutsal kabul edilmiş, hem de başka varlıkları kutsamanın en belli başlı vasıtası olmuştur. Sular bizzat bereket ve bolluğun sembolü olarak ifade edilirken sularda bulunan istiridye ve diğer deniz kabuklarının da üreme ve çoğalmayı temsil ettiği de bilinmektedir.1

Suların kozmogoni ve yaratılış açısından incelenmesinden önce konunun simgesel olarak bir değerlendirilmesinin yapılması uygun olabilir. Sular, pekçok kültürde müşahede edildiği şekilde yaratılan varlıkların ·taİnamından önce vardır. Bir diğer deyişle sular gerçek hale geçmemiş potansiyel varlıkların toplamını simgelemektedir. Sudan· çıkma, biçimin ortaya çıkışının kozmogonik hareketini tekrarlamaktır. Suya gark olma ise biçimlerin iptali anlamına gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle sular simgesel olarak hem doğumu, hem de ölümü ifade etmektedir. Tufan yapısal açıdan vaftizle, ölü ile, ölenin ya da yeniden doğanın yıkanmasıyla, ya da boyabctesti ile karşılaştırılabilir niteliktedir. Sular hangi din! yapı içinde olursa olsunlar aynı fonksiyonları muhafaza etmektedirler.Sular biçimleri çözüp ilga etmekte, sadece maddi kirleri temizlemekle kalmamakta, aynı zamanda günahlan da yıkamaleta ve böylece hem saflaştırıcı, hem de hayat verici olmaktadır. Sular hep yaratılıştan önce vardır. Biçim olan her şey suların üzerinde ortaya çıkar ve sulardan kopar. Biçimler sulardan koptuğu ve hayall olmaktan çıktığı zaman, zamanın ve hayatın kanuniarına tabi h~le gelir; sınırları olur, evrensel oluşuma katılır, tarihe maruz kalır. Biçimlerin kendilerini yenileyebilmeleri için tufanın tekrarlanması gerekir. Her tufan aynı zamanda yeniden bir yanitılış demektir. Bazı fenomenologlara göre su ile yapılan ayinlerin

* Erciyes Üniversitesi llahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi. 1 M.Eliade, İmgeJer Simgeler, Çev.M.A Kılıçbay, Gece yayınları, Ankara,l992, 143-147.

Page 3: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

amacı yaratılışın meydana geldiği zaman dışı olanın geçici olarak günccllcştirilmesidir; yani dünyaların veya yeni insanın doğumunun <)İmge~el olarak tekrarlarıdır.2

Genellikle milletierin kültürlerinde suların Tanrı'dan başka var olan ilk asli madde olduğunu görürüz. Hatta, Sümerlcr'de olduğu gıb[ hai't ınitolojilerde sular var oluş ı "lomından tanrı veya tanrılardan da önccje alınarak tanrı ) aratan tanrı konumuna yiıkscltilmi~lcrdir. Yahyc dayanmayan inanışlarda gcncllık le natürist bir tarzda su şahslleştirilmiş ona olağanlistü bir güç atfcdılmış ve /Jınan zaman tanrı ve tanrıların kendisinden ncşet ettiği bir ana, y .. ı da bizzat tanrı ya ~.la tanrı,·a olarak kabul görmü~tlir.

Suyun millctlcre, iklim ve coğrafya ~artlarına h ' ın.ınç lara 1!(\rc yaratıli)L.tkı pavı \'C

önemi farklı biçim ve ~eki 1 lerde yorumlanmı -,t ır. B lı ndı~ ı ul ı.: r~.-· butun ııı ılkt '~ 'a halkların evreni ve di.myayı algılama biçımı dcdıgım11 bir ko . ınogunı-..ı c yarJt ılış

mitolojisi vardır. Yaratılışın değişik \athalarınclıı ~u Jc~işik hı\ im v~ ~"'1-.illcrd~ yer _almı~tır. Zaman zaman ona kaos ya da su kaosu dcnıldığini de bil i) oru; ,

Sümerler'de yaratılışla ilc ilgili en önemli eser Enuma Eliş adıyla bilinen bir destandır. Enuma Eliş'te her şeyden önce ayrılmamış bir su bütünlüğünün görüntüsünde ilk çift olan Apsu ve Tiamat olmak üzere iki asll varlıktan bahscdilir. Çoğunlukla Tiamat'ın denizi, Apsu'nun ise dünyanın üzerinde yüzmüş olduğu farzedilen tatlı su kaynaklarını temsil ettiği farzcdilir. Sümer-Babil yaratılış mitosuna göre bir canavar olarak tasavvur edilen Tiamat, su kaosu olup tanrıları yaratan bir ilk varlık olarak kabul edilmiştir. Ancak daha sonra o, kendinde menfi güçleri de barındıran, evrenin kendisinden yaratılmış olduğuna inanılan asli varlık olarak Sümer yaratılış mitoloJisinde yerini almıştır. Tiamat nesnelerin maddi yönünü ve hatta şeytanı simgclcmektedir. Bu destanda Tanrıları yaratanın Tiamat olduğu inancı vardır.

Grek mitolojisindc Uranus ve Gaia'nın oğlu olan bütün suları sembolize eden Oceanos bütün tanrıların babası, Tethys ise annesidir. Tcthys, emziren (besleyen) anne olarak sembollcştirilmiştir. Poseidon ise Zeus'un kardeşi ve deniz tanrısıdır. Kronos'la Rhca'nın oğullarından birisidir. Zeus'la boy ölçüşen Poseidon, Olimpos'ta oturmaktan hoşlanmazdı. Bütün kainat üçe bölündüğü zaman, Zeus'un kardeşi olan Poscidon'a denizlcrin, adaların, ve. sahilleri n tanrılığı düşmüştü. Denizterin sakin veya fırtınalı olmas! ona bağlıydı.4 Eski Yunan'da Hcsiod'un anlatımında sular asl'i madde olarak karşımıza çıkmasına rağmen Uranos (Gök) ilc evlcncrck insanlığın atası olarak bilinen ve ona yardımcı olan Titanları, Kyklopları ve Hckatonkhcirleri doğurur.5

Pekçok dünya milletinde olduğu gibi Eski Mısırlılar'a göre de evren üç katlı bir yapı oluşturmaktaydı: Gök, yer ve yeralt1. Ancak gök, yeryüzündeki okyanusa benzer bir okyanus olarak mülahaza edilmiştir. Güne~. ay ve yıldızların gece ve gündüz gemiler içinde, bu okyanusta yolculuk yaptığına inanılır, yeryüzünün ise düz olduğu ve bir okyanusun içinde yüzdüğü kabul cdilirdi. Aynca yeraltında, ölüler dünyasında ise bir gece

2 Eliadc, lmgeler, 181-185. 3 A.H. Saycc. "Cosmogony and Cosmology"(Sumerian), Encyclopedia of Religions

and Ethics, Edinbourg, 1911, IV/128. · 4 I. F. Burns, "Cosmogony and- Cosmology (Grcek)", E.R,.E., IV/145. 5 Şcfik Can, Klasik Yunan Mitolojisi, lnkılap ve Aka Kitabevleri, Istanbul, 1970, 138-

139.

128

Page 4: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

okyanusu bulunduğu farzedilirdi. Böylece güneş gündüzün gökteki okyanusta; geceleyi ise gece okyanusunda yol alarak doğu taraftan yeniden doğmaya hazırlanıyor olar bilinirdi.6 Mısır jeolojisinde suyun önemini görenlere göre her şey ilk (asli) sudan ortay çıkmıştır. Bazılarına göre ise_ her şey güneş tarafından yaratılmıştır.? Mısır'ın en yaygı yaratılış efsanesi Heliopolis şehrine ait alanıdır. Piramit metinlerinde, "insanlar ve tanrıl yok iken, ölüm mevcut değil iken, ezeli kaos okyanusunda karalar ve sular meydan geldi" deniliyor. Dünyanın pek çok yerindeki insanların mitolojilcrinde olduğu gibi burad da kozmogoni ilk sularda bir toprağın zuhuruyla başlar. Bu ilk yerin gözükınesi ayn zamanda ışığın, hayatın ve bilincin zuhurunu ifade eder. Eski Mısır Kozmogonisinde Nu (veya Nu) ilk (asil) okayanus, yani kaosdur. Yaratılıştan önce bütün nesne ve varlıkları tohumları onun içinde bulunmaktaydı. S

Japonların yaratılış efsanelerinde de suyun yeri ve önemi oldukça büyüktür. Bunu böyle oluşunda onların adalar üzerinde yaşayan bir millet olmasının da payı olabilir. Japoı yaratılış mitolojisinde var oluş bakımından tannlardan önce gelen su, tanrıların ortay· çıkmasından sonra ise onların· daha başka tanrıları ve nesneleri yaratmaları için malzem görevi yapmıştır. Maddenin ilk ve karışık hali kaos kavramıyla başlar. Tanrı izanagi v İzanami bir gün gök köprüsü üzerinde mızraklarını okyanusa indirmişler ve mızraklarını ucundan düşen damlalar okyanusta katılaşarak Japon adalarından birini teşkil etmiştir. B iki ilah bu adaya inerek Japonların tapındıkları, Şinto dinindeki pek çok ilah yaratmışlardır. İzanagi tarafından yaratılmış olan Güneş Tanrıçası Amaterasu'dan ilk Japo lmparatoru Jimmu Temmu meydana gelmiştir.9 .

Çin kozmogonisinde onun adına su denilmesc de yaratılışın sıvılıktan katılığa doğr geliştiği anlatılmakta ve beş temel unsurdan birisi olan su da ayrıca yaratılış içindeki yerin almaktadır. Değişiklikler Tao'yu veya tabiatın akışını temsil eder: Dört mevsimde, gece v gündüzün değişmelerinde olduğu gibi Yang ve Yin cevher halinde metal, a~aç, su, ate ve topraktan ibaret olan beş unsuru ihtiva etmektedir. Bunlardan ateş ve su en basi biçimler olarak mülahaza edilmiştir. Her bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir. Bu iki formun birbiri arasında etkileşmesi sonucunda Yang ve Yin'in sürekli hareketi sonucu- bir miktar tortu dönen kitlenin ortasında çöker v Yer olur; ·bu arada daha ince ifraz yukarıya doğru fırlar, çemberin dış halkasına varır Gö olur. Yer merkezde hareketsiz kalLrken gökler, gök cisimlerinin hareketlerini göstermek içi . sürekli döner. Yang ve Yin içindeki beş unsurun daha ince özlerinin kendiliğindc pıhtılaşması sonucu zamanın akışı içinde ayrılan, şimdiki insan nesi ini· teşkil eden erkek v

6 W.M . Flinderı. . ~ ı.·i. "Cosmogony and Cosmology (Egyptian)", Encyclopedia o Religion and Ethics, Edinbourgh, 1911, IV /145; Ekrem Sarıkçıoğlu, B aş lan gıçta Günümüze Dinler Tarihi, Otağ Yayınevi, İstanbul, 1983, 59.

7 Alcxandre Haggerty Krappe, Mythologie Universelle, Payot, Paris, 1930, 365-36 J.Strachan, "Creation", Encyclopedia of Religion and Et h i es, Edinbourgh, 1911 IV/227.

8 Mircea Eliadc, Histoire des Croyances et des İdees Religieuses, Payo Paris.,1980 1/100; Sarıkçıoğlu, 59.

9 Krappe, 408; Odette Bruhl, "Japanese Mythology", New Larousse Encyclopedia.o Mythology, New Edition, Hong Kong, 1987, 407; Mircca Eliade ct Ioan P. Coulian Dictionnaire des Religions, Plon, Paris, 1990, 274.

129

Page 5: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

dişiyi doğuran çift cinsiyeıli (hermafrodit, androjin) varlığı ya da çifti teşkil eden çok sayıda varlık meydana getirilmiştir. ı o

Kuzey Avrupa ülkelerinin yaratılış mitolojilerinde ise suyun yaratılıştaki yeri sadece maddi ve şekli planda kalmayıp "kader" ve "bilgelik" konularına da uzanır. Dünya, Y ggdrasil adlı kozmik -axis mundi- bir ağacın gölgesindedir. Gök kubbeyi desteklediğine inanılan bu ağaç, lskandinavlara göre her gün kendi:sinde ~nnlar meclisinin , toplandığı bir dişbudak ağacıdır. Bu ağacın kökleri üç dünyaya da uzanmaktadır. Bu ağacın dibinden pek çok kaynaklar fışkırır: Urdhr kaderin kaynağı; Mimir bilgefiğin kaynağı; Hvergelmir ise yeryüzüne ait nehirlerin kaynağıdır. Ağacın kabuğundan ise hayat verici aur sıvısı akar. ll

Tötonlar ve Cermenler'in yaratılışla ilgili mitolojilcri İskandinav halklarının yaratılış efsanelerine büyük benzerlikler gösterir. Onlara göre zamanın başlangıcında ne kum, ne de buzlu dalgalar vardı. Ne yeryüzü, ne de onu örten gök kubbe vardı. Hiçbir yerde çayır çimen yoktu. Sadece her tarafı kaplayan dipsiz bir boşluk vardı. Fakat deniz yaratılmadan uzun zaman önce bir bulut dünyası olan Niflheim'in ortasında Hvergelmir kaynağı ortaya çıktı ki, ondan buzlu sularıyla oniki nehir çıkıyordu . Güneyde ise Muspelsheim adındaki ateş ülkesi bulunuyordu. Oradan da suları bir miktar zehirli olan, yavaş yavaş yoğunlaşan ve sonunda kapkatı olan nehirler akıyordu. Kuzeyden gelen buz ile bu ilk tabakanın temas etmesi üzerine uçurumu kısmen doldurmuş olan kalın donmuş kırağı tabakalanyla kaplandı. Fakat güneyden esen sıcak hava buzu eritıneye başladı; işte bu sıcak damlalardan insan şeklinde bir dev meydana geldi. Yaratılmış varlıkların ilki Ymir'dir. Ymir bütün devierin babası oldu. O, bir keresinde uyurken tamamıyla ter içinde kaldı. Bu sırada sol kolunun altında, kendisi gibi bir dev olan bir kadın ve bir erkek doğdu. Aynı esnada erimeye devam eden buz Audumla adında bir inek meydana getirdi ve bu inek o devleri emzirdi. Ymir susuzluğunu onun memelerinden akan dört süt ırınağıyla giderirdi. lnek tuzlu buzları yalayarak bcslcnirdi. Onun buzu yalaması sırasında sıcak dilinin altında buz eriyordu. Yine bir gün in~k buzu yalarken Buri adındaki bir yaratığın önce saçlarını, sonra başını, sonra da bütün bedenini ortaya çıkardı. Buri'nin Bor adında bir oğlu vardı. O, devler1n birisinin kızıyla evlendi. Vestla adındaki bu kadınla evliliklerinden Odin, Vili ve V e adında üç tan n meydana geldi. Dev ırkının bu üç oğlu hemen deviere karşı bir mücadeleye girişti ve bu mücadele dev ırkının yok olmasıyla bitti. Odin, V ili ve V e ilk önce yaşlı Ymir'i öldürdüler. Onun bedeninden o kadar çok kan aktı ki dipsiz uçurum onunla doldu ve onun içinde diğer bütün devler boğuldular.( Burada bir çeşit tufan simgesi yer almış gözükmektedir.) Ancak Bergelm ir adındaki bir dev karısıyla birlikte bir kayığa binerek kaçınayı başardı. Devierin soyu yeniden onlardan türcdi. 12 Bu arada Bor'un oğulları Ymir'in hareketsiz duran cesedini denizden çıkardılar ve ondan Midgard adını verdikleri yer teşekkül etti. Bu yer, Niflhcim ·i tc Muspelheim arasında orta yerde bulunuyordu. Ymir'in etleri toprakları, kanı ise engin denizleri oluşturdu. Tanrılar onun kemiklerinden dağları , saçlarından ise ağaçları yaratmıştı. Onun kafatasını alıp, dört sütun üstüne koyarak gök kubbeyi meydana getirdiler. Bu gök kubbe üzerine ateş krallığından kaçmış olan kıvılcımları yerleştirdiler. Böylece onlar güneşi, ayı ve sayısız yıldızları yarattılar .. Tannlar

1 O Walshe, W.Gilbert, "CosmoJ?ony and Cosmolog (Chinese)", Encyclopedia of Religion and Ethics, Edinbourgh, 1911, IV/139-140; Hcnri Maspero, Le Taoisme et le Religion Chinoise, Gallimard, 1971, 8.

1 1 Eliade et Couliano, 162. 12 E.Tonnclat, ''Teuıonic Myıhology", New Larousse Encyclopedia of Mythology,

New Edition, Hong Kong, 1987, 248.

130

Page 6: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

kendi ikamet yerleri ile insanlarınki arasına Bifrost adı verilen bir köprü inşa ettiler. Muhtemelen bu köprü gökkuşağı idi.13 Görüldüğü üzere iklim ve çevre şartları yaratılış efsanelerinde önemli bir etkiye sahiptir. Sıcak iklimlerde bulunan malzeme olarak toprak ve su yaratıhşta önemli bir yer tutarken soğuk bir iklimde buz tutma ve sıcağı görünce buzun erimesi gibi durumlar ön planda gözükür.

... Keltler ise denizi yeniden yaratılışın bir kaynağı olarak gôrürlerdi: Bir gün tanrıların da sonli}fının geleceğine, kötülüğün canavar güçlerinin zincirleri kırılınca tanrıların ve insanların dünyaianna saldıracağına ve onların yerl-göğü yıkacaklarına inanırlardı. Onlara göre bu mücadelelerde tanrılar da öleceklcr. Bununla birlikte yeryüzü denizden yeniden zuhur edecek ve kalan bazı tanrılar ve insanlar daha iyi bir dünya kuracaklar. O zaman kötülük yeniden gözükecek ve devir yeniden başlayacak:. 14

Eski İran dinlerinden Mazdeizm'in kozmogonisi içinde de su ile ilgili anlatımlar önemli bir yer tutar. Mazdeizm'e göre evren kristal gökten insanlara varıncaya kadar altı saflıada yaratılmıştır.(Bu altı saflıa anlayışı ile Tevrat'daki ve Kur'an'daki altı günde yaratılış arasındaki benzerlik düşundürücüdür!). Arzın merkezinde Haradağı ve yerin bütünüyle etrafında Harburz dağları vardır. İnsanlar yeryüzünün yedi bölümümün sadece birisinde (Khavaniratha'da) otururlar. Onun güneyinde Har~'dan akan sular Vurukasha denizini teşkil eder. Bu denizin ortasında göksel cevher (kristal)den meydana gelmiş bir dağ vardır, onun üzerinde de bütün ağaçların ilk örnekleri ve aynı şekilde Ölümsüzlük Ağacı veya Beyaz Haoma vardır. Vurukasha nehrinden ayrılan iki nchir, Khwaniratha'ya batıda ve doğuda sınır çizerler. 15 Arilerin yaşadıkları yer, yeryüzünün merkezidir ve onun tam ortasında Hara­baceza dağı durur.16 Ahura Mazda dünya yaratıklarından olarak ilk önce gökyüzünü ve dünyanın ışığını .yarattı. ·İkinci olarak suyu; üçüncü olarak yeri; dördüncü olarak bitkileri; beşinci olar~k hayvanları; altıncı olarak da insanlığı yaraltı.I7

Fenikeliler'de tabiat şartları tanrıların kimliklerini kuraklık ve suya göre belirlemiş ve onların aralarında devamlı bir çekişme sözkonusu olmuştur. İnsanoğlunun tabiat şartlarını tannların davranışları ile birleştirmeleri ya da tabiat şartlarını tanrılaştırarak sembolik bir anlatım tanzını seçmiş olmaları sıkça rastlanılan bir olgudur. Ölen ve yeniden dirilen tanrı motifi Oziris, Attis, Tammuz ve Adonis örneklerinde görüleceği üzere tabiatın ·sonbaharda ölmesi, ilkbaharda y~niden canlanması tanrıların ölümü ve yeniden dirilişi olarak tasvir ve tasavvur edilmiştir. Ölen ve dirilen tanrı motifleri tabiattaki canlanma ve kuruma ile dolayısıyla suyla yakından ilgili gözükmektedir. Fenike mitolojisinde Môt'un rakibi olan, Baal'in oğlu Aleyin su desteğini sağlayan özel fonksiyonu ile Baal'İn bir başka vechesi olarak görünür. likbaharların ruhu, bitkilerin büyütücüsü olan Aleyin'e yeryüzünün efendisi, su evinin sahibi de denirdi. Aleyin bulutlara biner, yedi arkadaş ve sekiz boğadan oluşan bir sürü onarefakat ederdi. Deniz tanrıçası Aşerat'ın tanrıların anası olduğu ve yetmiş tane çocuğu olduğu kabul edilirdi. Yeraltı tanrısı olan Eş m un sağlık tanrısı olarak yüceltilirken, yağmur tanrısının kızı ve su

13 Tonnelat, "Teutonic Mythology", 249; Eliade et Couliano, 161, 162; Reinach, 203. 14 Jacquelin Simpson, "Les Celtes et fes Germains", Les Religions du Monde,

Luxembourg-1981, 98. 15

Eliade et Couliano, 303. 16 l.J.S . Taraporewala, The Religion of Zarathushtra, Tehran, 1980, 3. 17 Jacque Duchesne -Guillemin, "L'Eglise Sassanide et Le Masdeismme", Histoire des

Religions, 1972, Il/4-5; Söderblom, "Cosmogony and Cosmology", 205; Krappe, 172 . .

131

Page 7: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

tanrısının kızkardeşi olarak Anat da bitkilerin kuvvetlendirilmesinde önemli bir role sahipti. 18

Pek çok kültürde oldugu gibi suların kutsallığı konusunda eski Türk inanışlarında su kavramı oldukça önemli bir yere sahip olmuş ve 'ıduk yer-sub' terimiyle ifade edilen şey kutsal toprak ve kutsal su kavramı ile yerin ve suların maddi görünüşlerinin altındaki manevi güç kasdediimiş ve kutsal vatan kavramının bir veebesi olarak o vatanöa yaşayanlara emniyet ve güven telkin etmiş, ancak bu ölçüde de onlardan saygı ve sadakat beklenmiş tir.

Eski Türkler arasında yaratılışla ilgili inanışlardan birisi de Tanrı'nın yeryüzünü yaratmasından önce "kişi" diye anılan şeytanın onunla birlikte bulunduğu ve bunların kara kaz şekline girip birlikte suların üzerinde uçtuğunu ihtiva edenidir. Sonra üzerinde dintenrnek için bir kara yaratmaya karar verirler ve toprak çıkartmak için kişi suya dalar ve çıkardığı toprağın bir kısmını ağzında saklar. Toprak büyümeye başlayınca tüklirür, bu birazcık çamur veya kum, dağlar ve bataklıklar haline gclir.19

Asya kıtasında ve hatta Kuzey Amerika kıtasında da suya daJma şeklinde pek çok örnegine rastlanılan menşe mitleri mevcuttur. Bu mitlerde varlıkların isimleri farklı olsa bile olay hep aynı şekilde gelişmekte ve yaratılış benzer şekillerde tamamlanmaktadır. Örnek verecek olursak, Yeniseyliler Yaratıcı'ya sadece bir kuşun yardım ettigini kabul etmektedirler: Başlangıçta her yer su ile kaph idi ve Güçlü Şarnan Doh kuğulann, kırmızı boğazların, kutup karabataklarının ve diğer su kuşlannın refakatinde uçuyordu. O, dinlenecek her hangi bir yer bulamadığı için kırmızı boğazdan dalıp denizin tabanından bir parça toprak getirmesini istedi. Kuş iki kere teşebbüste bulundu ancak üçüncü teşebbüsünde gagasında birazcık balçık getirme başansını gösterebildi. Doh ondan dalgaların üstünde bir ada yarattı. Lebed Tatarları da, Tanrı'nın per yeri su kaplamışken nasıl bir beyaz kuğuya toprak getirttiğini anlatırlar. Tanrı beyaz kuğunun getirmiş olduğu balçığı denizin yüzeyine üfler ve böylece yavaş yavaş yeryüzü tüeşekkül eder. Ancak şeytan yerin şeklini bozar.20

Kuzey Amerika yerlileri arasında anlatılan bu mitos Asya kıtasında da oldukça yaygın olarak bulunmaktadır.

Orta Asya varyantı ile karşılaştırılınca aynı efsanenin Slav versiyonunun (ve güney­doğu Avrupa versiyonu) Tann-Şeytan dualizmini vurguladığı görülmektedir.21 Mircea Eliade bu efsanenin Slavlar'la ilgili bir değerlendirmesini yaparken bu mitin hem çok eski, hem de çok yaygın olduğunu ifade etmektedir. Slavlar'da, Hristiyanlık öncesi, eski kavramların kalıntıları daha açık ·olarak görülmektedir. Kuzey Amerika Yerlileri ve Eski Türk kozmogonileri arasında önemli bir yer tutan "bir varlığın denize dalarak, toprak veya balçık çıkardıktan sonra" yaratmanın meydana gelmesi efsanesi Slavlar arasında da oldukça yaygın bir şekilde bulunmaktaydı. Bilindiği üzere bu mit bütün Asya'da ve Asya'nın

18 L. Delaporte,"Phoenician Mythology", l\ew Larousse Enrcyclopedia of Mythology, New Edition, Hong Kong, 1987, 76.

19 Bahattin Ögel, Türk Mitolojisi, Türk Tarih Kurumu Basımcvi, Ankara,1971, 451 -453; Abdulkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Türk Tarih Kurumu Basımcvi, Ankara, 1972, 14-19.

20 Uno Harva, Les Representations Religieuses Des Peuples Altaiques, (Trad . . Par Jean -Louis Pcrret), Gallimard, Paris-1959, 69, 75.

21 Eliade, H.C.III,/43 .

132

Page 8: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

kuzeyinde yayılmıştı. Az veya çok Hıristiyanlaşmış bu efsaneye güneydogu Avrupa ve Slav halklarının menkibelerinde de rastlanmaktadır. İlk deniz (asli deniz) üzerinde Tanrı, Şeytan ile karşılaşır ve ona suların dibine dalmasını ve oradan yeri yaratmak için balçık getirmesini emreder. Devamı bilindigi şekilde cereyan eder.22 ·

Peru dini tarihinin tamamında dini temel kavram Viracocha adı ile bilinen yaratıcıyla ilgili olan kavramdır. Viracocha ismi, denizin üzerindeki köpük veya yağ anlamına gelmekte olup onun yaratıcı gücünü ifade ederek, yeryüzünün kendisini çevreleyen sınırsız sularda yüzdüğü gibi, Viracocha'nın yüzdüğünü tasvir ediyordu. ilk defa o oldu. O, .sulardan çıktı ve o dünyayı, ayı, yıldızları, hayvanları ve insanı yarattı.23 Daha efsanevi olan diğer bir \ersiyona göre o, Titicaca gölünde doğdu; güneşi, ayı ve insanlığın ll)Uhtelif lıalk.lannı _'aratu ve önce onları yeraltındaki yerlerine gönderdi.24

Hint kozmogonisine göre her bir Brahma gününden sonra Brahma gecesi gelir. Evren, Brahma'nın yü;;cyindc uyuduğu ve yüzdüğü engin bir okyanus olacaktır. Sonra tanrı uyanacak \ (' dünyayı aynı eşitliktc bir zaman süresi için önceki gibi yeniden ŞekiUc~nd irccektir.25 Aditi ve Daksha ilk (asıt) suların cfsancvl isimleri olmuştur. Sular "Yan.lulmamı~" tarafından meydana getirildi ve sırası geldiğinde. O halde Aditi, bütünüyle tabiat bütünlüğü içinde tabii sayılan her şey idi. Rigveda'nın diğer bölümlerinden birinde ı'ı.: "Her şeyin yaratıcısı olan sular. bağrında göğe ve yere, tannlara ve asuralara üstün olanı u.:urdı. Büttin parlayan varlıklara ı~ık veren odur.26

...

Hınt Yaratılış inançları tek bir mitoloji ile sınırlı değildir, ancak bunların hepsi de "U ile ilgilidir. Onlardan bazıları şunlardır:

a) Vedalar'da ortaya konulan kozmogoni ilc ilgili mitler, evrenin sınırsız ve dipsiz bir derinlik olan su tasavvuru ile sembollcştirilmiş olan ilk kaostan başlayarak, birbirini takibeden devreler vasıtaysıyla tedricl olarak teşkil edildiği fikri etrafında döner, dolaşır. Bu durumda her şey ayırdedilemiyen karanltklardır; ne zaman, ne de varlık vardır. Metinlerio "a-sad" dedikleri durumdur. Sonra veya (aynı zamanda) nedeni bilinmeksizin varlık (sad) oradadır; bir yumurta, o sınırları olmayan dalganın Qzerindc yüzer. Bir an gelir o çoğalmak ister (kama= şehvet, arzu). Bu arzu onu ısıtır (tapas= yaratmanın kozmik sıcaklık faktörü) ve yumurta kırılır v~ yumurtanın kabukları gök ve yer olur; Varlık "Bir" yani Vedaların Prajapati adını verdikleri "Bütün varlıkların Babası" adını verdiği yaratıcı olur. O, ışığı meydana getirir, yeri,tesbit eder, göğü 'yayar ve nihayet o, tanrıları ve ilk insanı yaratır: lık insan Yama kızkardeşi Yami ile ilk insan ırkını doğurur. Bu altın çağdır, Kelam bölünmemiştir. Hayvanlar, insanlat, tanrılar aynı dili konuşmaktadırlar. Her şey tehlikededir ve sonunda çok kötü bir durum ortaya çıkar; tannlar bir tanesi dışında bütün insanlan tufanla yok ederler. Yeryüzünde yeniden insanların çoğalması için Manu selden

22 Eliade, H.C.III/ 44. 23 R.T . Zuideman, "Les Religions des Andes", .Les Religions du Monde, Luxembourg-

24 1981, 85. R.T.Zuideman, 86.

25 Louis Chochod, Occultisme et Magie en Extreme Orient, Payot, Paris, 1949, 119-120.

26 Chochod, 20.

133

Page 9: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

kurtulmuştur. Muhtelif ayİnler ve dualar yapması sayesinde kendisine bir kadın verilmiştir. 27

f) Bazı Hindu efsanelerine göre ilk deniz "Süt Denizi" olaraktasavvur edilir. Tannlar ve şeytaniann dünya direğini tcreyağ çıkarmada kullanılan bir yayık gibi hareket ettirerek bütün hayatı yarattıklarma inanılır.(Moğol ve Japon efsanelerinde de zikreqclcn değnek çubuk) muhtemelen evrenin etrafında hareket etmeye devam ettiği ve yerin o suyun üzerinde teşekkül etmesini sağlayan, dönen sütundur.28 ·

h) Brahmanizm döneminin "yaratılış" ile ilgili inancı ise "altın yumurta" (Hiranyagarbha) efsanesine dayandırılmaktadır. İlk sular, ya da Prajapati tarafından dünyaya getirilmiş olan bu ilk oluşum Yüce Tanrı'yı, yani Brahma 'yı tevlid etmiştir. Kıtalar, okyanuslar, dağlar, gezegenler ve evrenin bölümleri, tanrılar, şeytanlar ve insanlık bu yumurtanı~ içindeydiler. Bin yılın sonunda yumurta açıldı ve ondan çıkan Brahma düşündü ve yaratma işine başladı. O, yeryüzünün suların altında olduğunu şörünce bir yaban domuzu kılığına girdi ve suya dalarak.onu dişlerinin üzerinde kaldırdı.2 Bir başka iüideye göre ise Tanrı Brahma, dünyayı suların dibinden bir yaban domuzu, bir balık ve bir kaplumbağa yardımıyla, bir balık avlar gibi çıkardı. Daha sonra da o sırasıyla diğer tanrılan, sonra insanları ve sonra da geride kalan diğer varlıklan yarattı.30

Tevrat ya da Tora'da genellikle bilinen iki çeşit kozmogoni vardır. Daha eski olanı Tekvin -2_'de 4. veya 5. ayet ile başlayandır. I. Yahudi kozmogonisinde; muhteva Babil sürgününden önceki döneme aittir. Kozmogoni dünyanın daha önceden mevcut olduğunu iddia eder ve sadece onun insanoğlunun kullanması için hazırlanmasıyla ilgilenir. Kozmo goni Eden bahçesi, 'asli- günah' ve 'düşüş' hikayeleriyle ve 'onun· sonuçlarıyla birleştirilmiştir. Tekvin- 2'deki kozmogonide, dünyanın daha önceden var olduğu farzolunmuş, ancak burası ne çalılıkların, ne de otlann bulunduğu verimsiz bir yer olarak tanımlanmıştır. Çünkü Yahve Blohim henüz oraya yağmur yağmasına sebep olmamıştı; çünkü toprağı ekip dikecek insanlar yoktu. Fakat yerden bir buğu yükseldi ve bütün yeri suladı. Sonra yerin toprağı bu su ile ıslandı. Yahve.Elohim, bir çömlek ustası gibi insanı yaptı, yarattı ve onu yaratırken burun deliklerine hayet nefesini üfledi, bunun üzerine insan yaşayan bir yaratık oldu. Onun topraktan yaratılmış olmasından dolayı ona 'Adcm·· denildi. Sonra Blohim Eden'de bir bahçe düzenledi, batıdan uzakta ve orada her çeşit güzel ağaçlar ve nefis meyvelerin büyümesini sağladı. 31 -..

Yaratılış ile ilgili aniatıının Babil düşüncesiyle açık bir ilişkisi olduğu kabul edilmekle birlikte bu alfika eski ve uzaktır. Temel özellik ise Filistin kökenlidir. Çünkü orada bereket, nchirierin taşmasına bağlı değildir. Çünkü burada Yahve yağmur yağdırmadan

27 Jean Varenne, "La Religion Vedique" Histoire des Religions, Gallimard, 1970, l/616,617.

2'8 Harva, 65-66. 29 P. Masson-Oursel, and Louise Morin, "The Brahmanica Dharma", New Larousse Enc. of

Mythology, New Edition, Hong Kong, 1987, 346. 30 Salomon Reinach, Orpheus, Histoire Generale des Religions, Paris, · 1976, 74;

A.Hilmi Ömer Budda, Dinler Tarihi, Vakit Gazetesi, Istanbul, 1935, 54. 31 Bkz. Tekvin 2; John P. Pcters, "Cosmogony and Cosmology (Hebrew)", E.R.E., IV/151.

134

Page 10: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

önce dünyanın kurakhgmdan bahsedilmektedir. Yahvist anlatıma göre tufan Yahve'nin yağdırdığı aşın yagmurlar sebebiyle olmuştur, yoksa denizin taşması sonucu değil.32

Genellikle Tekvin-2'deki kozmogoni hakkında onun Filistin 'de gelişmiş, asil bir folklore istinad ettiğini, çok eskilere kadar uzandığını, şu veya bu zamanlarda dolaylı yollarla bazı Babil mit ve destaniarına ait unsurlar ihtiva ettiğini , zira lsrail<;>ğulları'nın atalarının Mezopotamya bölgesi ilc yakın alakalarının bulunduğu söylenmektedir.33

Tekvin- l'deki kozmogoniye gelince o, daha tam ve daha sistematik bir kozmogoni ihtiva etmektedir. Bu bölümün kompozesi m.uhtemelen, erken sürgün sonrası döneme aittir. Fakat o, eski mitler üzerine kurulmuştur. Babilonya mitleriyle aralarında sıkı bir benzerlik göze çarpar. "Enginin üzerinde karanlık olması " 3 4 bir su kaosunu çağrıştırmaktadır. Yahve'nin, Tanrı 'nın ya da tannların düşmanıarına karşı kuvvetli kollarıyla vurup, onları yendiği ve yer yü.zünü ve gök yüzünü böylece yaratışı ile Rahab ismindeki canavarın Tanrı'nın düşmanı olan Rahab· ve onun müttefikleri ile Yahve arasındaki savaş ile 'yaratılış' arasında bir bağlantı bulunduğunu savununlar vardır.35 Kısaca belirtecek olursak, sistematik bir yaratılışın anlatıldığı Tekvin I'deki kozmogoni şöyledir: tık önce ışığın gelişi; i~!nci suların ortasında kubbe oluşu, kubbenin alttaki suları üstteki olan sulardan ayırması. Uçüncüsü kuru toprağın ayrılması ve yeşilliğin meydana gelişi; dördüncü, güneş, ay ve gökteki yıldızların hem ışık vermek için, hem de geceyi gündüzü düzenlemek için yaratılışı; beşinci günde, denizdeki yara_tıklar ve havadaki kuşların sudan yaratılışı; altıncı günde ise Allah'ın insanı kendi suretinde yaratışı yer almaktadır.36 Kitab-ı Mukaddes'i kutsal kitap olarak kabul eden yahQdiler ve Hıristiyanlar yaratılış ile ilgili· Tevrat'ın Tekvin bölümündeki ve diğer bölümlerde yer alan görüş ve inançları paylaşırlar. Ayrıca gerek İran dinleri nde, gerek Sami merişeli dinlerde yaratılışın altı günde gerçekleşmesi oldukça dikkat çekici bir husustur. 'Altı gün' kavramının ne anlama geldiği hususu ise ayrıca tartışılacak ve incelenecek bir konudur. .

İslam alimleri arasında ilk önce yaratılan şeyin 'Kalem' olduğu görüşü oldukça yaygındır. İbn'ü-I Esir, Kalemden sonra da kalemin yazacağı bir şeye ihtiyaç olması bakımından ikinci yaratılan şeyin 'Levh-i Mahfuz' olduğu hususunu akli ve zaruri bir gerek olarak görür. tık yaratılan şeyler ise şöyle sıralanır: Yüce Allah kalemden sonra Kürsl'yi, daha sonra Arş'ını, daha sonra havayı, sonradan karanlıkları, en son olarak suyu yaratarak Arşını onun üzerine yerleştirmiştir. Bazı bilginler ise suyun Arş'tan önçe yaratıldığını ileri sürmüşlerdir.37 Kur'an'da yaratılış ve su ile ilgili ayetler sembolik bir anlam içinde verilmemiştir. Diğer inançlardaki ~fadelerindeki ,kapalılık, müphemlik ve gerçek anlamın dışına taşan bir sembolizm yerine tabii anlatım yer almıştır. Suların fonksiyon olarak canlılann yaratılışı üzerinde. nasıl bir rol oynadığı sade ve ~ünlük hayattakine uygu~ olarak :verilmiştir. Göklerin ve yerin yaratılış seyrinin anlatımıria gelince ; Kur'an-ı Kerim'de göklerin ve yerin altı günde yaratıldığı söylenmektedir: "Arşı su üzerinde iken, hanginizin . . . .

• 32 Peters, 152. 33 Peters,152-153; Ahmet Çelebi, Mukayeseli Dinler Açısan'dan Yahudilik ,

Çev.Ahmet M. Büyükçınar ve Ömer F. Harman, Kal~m Yayınevi, İstanbul, 1978, 28. 34 Tekvin, 1 /3. · 35

Peters, 153. 36

Bkz.Tekvin I/1- 31. 37 lbnü'l-Esir lzzeddin Ali b. Ebi'I-Kerem Muhammed, El-Kamil F.i't-Tarih, Beyrut,1965,

I/16-18.

135

Page 11: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

daha güzel iş işleyeceğinizi orLay:.ı koymak için, gökleri ve yeri alLı günde yaratan O'dur. Ey Muhammed! 'And olsun ki siz gerçekten ölümden sonra dırilcceksiniz' desen inkar edenler: 'Bu apaçık sihirden başka bir şey değildir' derler. "38

Tefsir kitaplarına göre yukarıda zikredilen "Arş'ı su üzerinde idi." ifadesi, kainat yaratılmadan önce 'Arş' sti üzerinde bulunuyordu, gökler ve yer bu sudan yaratıldı. Bu su gaz haline dönüştü, her tarafı kuşatan büyük bir gaz kütlesi doğdu. İşte kainatın aslı bu kütledir. Başlangıçta çok sıcak bir duman bulutu halinde olan bu kütlenin, zamanla parçalara ayrılıp yıldızları teşkil ettiği hususunu ise "Sonra göğe yöneldi, o duman halinde idi" ayetinin işaret ettiği belirtilmektedir. Yaratılışın anlatımını tamamlayan diğer ifade "İnkar edenler görmediler mi ki önceleri göklerle yer bir idi, biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Hala inanmıyorlar mı?"39 şeklinde olan ayetle izah edilmiştir.40

Dünyanın yaratılışı ise "Ardından arz ı yayıp düzenledi, ondan şuyunu ve otlağını çıkardı ve ona dağlan yerleştirdi."41 bi~iminde anlatılmaktadır.

Suyun insanlar için faydalarından bahseden şu ayet de oldukça anlamlı gözükmektedir."Göklerin ve· yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen gcmilerde, Allah'ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü caniıyı orada· yaymasında, rüzgarları ve yerle gök arasında emre arnade duran bulutları döndürmesinde, düşünen kimseler için deliller vardır."42

"Gökleri ve yeri yaratan, yukarıdan indirdiği su ile size rızık olarak ürünler yetiştiren, emri gereğince denizde yüzrnek üzere gemileri, nehirlcri, belli yörün~elerinde yürüyen ay ve güneşi, geceyle gündüzü sizin buyruğunuza veren Allah'tır."4 Bu tür ayetlerde anlatım ve kavramlar iyice netleşerek kozmik alem dünyevi hayatın iç-inde sergilenmekte ve insanlığın kolayca anlayacağı bir dile dönüşmüşmektedir.

Kur'an-ı Kerim'de insanın çamurdan veya topraktan yaratılışı, daha sonra ise nutfcden yaratılışı konusu tcferruatlı olarak verilmiştir ancak biz burada sudan yaratılış konusunu vermekle yetincceğu .. Tüın canlı ların ~udan yaratılışı scmbolizmc başvurulmadan oldukça açık bır dille ıl dek u! ıl mi. ~,.ö:tükınektedır· "Allah bütün canlıJan sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerınde sürunür, kııni ıkı ..t)akLt ) urur . kımi dört ayakla yürür. Allah dilediğini yardtır. Allah şüphesiz her şeye kadirdir."44 ·

Yaratılı ş ve ko7mogoni ilc ılg ili anlatımlarda su değişik konumlarda ve formlarda bulunur. Bunların başlıcaları şöylcdır:

1- Su her şeyin asil maddesidir, dünyada var olan her şey sudan yaratılmıştır. 2- Su canlı olarak yaratılmış olan her şeyin mcnşcidir.

38 Hud, ıın. 39 Enbiya, 21/30.

40 Bkz. Süleyman Ateş, islam'a itirazlar ve Kur'an-ı Kerim'den cevaplar, 2.Baskı . Emel Matbaası, ·Ankara, 1971 , 212-215.

41 NaLifH, 30-32. 42 Bakara, 2/164. 43 İbrahim, 14/32-33 . 44 Nur, 24/45.

136

Page 12: ll • ILAHIYAT FAKÜLTESI • D. ER G 1 S 1isamveri.org/pdfdrg/D00038/1996_9/1996_9_SAYIMH.pdfHer bir unsur Yang ve Yin vasfına sahip'tir ve heps de Li tarafından istila edilmiştir

3- Su bir canlı ilk varlık olarak tasavvur edilmek.te olup o tanrılar da dahil olmak üzere yaratıcı gücü temsil etmektedir. Sümer-Babil kozmogonisinde Tıamat ve Apsu kavramları bunu göstermektedir.

4- Su bır çeşit kaos olarak tasavvur edilmektc olup potansiyel olarak ) crın yaratılac ığı toprak, suların derinlıklerde bulunmaktadır. Ancak Tanrı herhangi bır canlı varlığın ya da şeytanın yardımıyla yerin mayasını veya ilk örneğini Leşkıl cd~L.ek toprağı temin eder ve onunla yeri yaratır.

5- Yer yu1u ve hatta t.ınrılar bir giin yok olacak ancak deni.t.den yeniden zuhur edecek olan ) ~ryu.t.ündc ba1.1 tanrılar ve ın~nlar mutlu olarak yaşayacaklardır.

6- \1uhteiıl mitosların anlaıtığlna göre, Tanrı veya tanrılar sulardan doğmuştur. 7- E~k.ı Mısır inançlarında olduğu gıbi hLitün varlıkların tohumları, prototipieri ilk

~ularda me"' c u u ur

Gôrüldüğü üzere dünyadan gelmiş geçmiş tüm insan topluluklarının kendilerine has evrenin ve ıçıncıeki varlıkların yaratılışlarını bir şekilde izah ediş tarzları vardır. Bunların kimisı bugünün insanın ulaştığı ilmi birikim ve seviye karşısında oldukça basit ve hatta çocuksu kavramlar halinde kalmış gözükmektedir. Çoğunlukla bu izahlar arasında suyun oldukça büyük bir yeri vardır. Bunlar ister vahiy mahsulü dinler olsun, ister bunun dışındakiler olsun, suyun insan, diğer canlılar ve bitkiler açısından önemi haklı olarak vurguianmış olmaktadır. Canlı varlıkların bu özelJiklerini devam ettirmelerinde önemini bildiğimiz suyun hayatın ve kozmozun diğer varlıklarının teşekkülünde de önemli bir rol üstlenmiş olması oldukça tabii bir hadiscdir.

137