8
Ölümden Sonra Psikolojik Metin YASA Yrd. Doç. Dr .. Ondokuz (L Fakültesi Teolojik, felsefi ve bilimsel her problem gibi ölümden sonra bayar problemi ve da inanç, ve bilgisinin tür ve olar ak göstermektedir.' Sözgelimi, Epicuros gibi, ftde1:<1 · ölüm ötesinden bana ne!' diyerek, ona kaJanlar, hatta olumsuz ile Bertrand Russell "ölümden ölümsüzlük o rta ya ler ve Miguel de gibi, ölümden sonra bir sürdürmenin verenJer Öyle görülüyor ki, ilgisi ya da bu ned enle, ölüm ötesi bir hayat üzerinde sadece bu- günü insan için mümkün görüncnüyor. '·in- san, her an hissedebilir. egzistansiyel konumu , sonlu nun hem ait .. . hem de sonsuzluk arzusu bilinci ni de içermektedir.'''' Unamuno'nun gibi, "biz ne çok kaçma k is- tesek ondan , o denJi çok Belki de bu etkisiy- le o lsa gere k, bir yetki n ol- mak içi n çaba s; ··f etmesi çok eski kadar Yine, teisr.ik den sonra hayata taratindan ileri sürtilen alternatif ele bu sonsu7Juk arzusunun bir sonucu olarak onaya Koç, istanbu l 1991, s ll. 2 Russel. Neden çev.: Ender Gürol, s 5(}. 3 Bb . Migu<:'l de Trajik çev.: Osman Derinsu, 1986. s )1 4 Tillich . 'D iscussion by TiiJich''. 71.?C Nmure of Mo n in w! PN S Jx•cl iN J, (ed. by Simon Don igerl, Brothers, Publish. ers, New York 1962, s 209 S s. 51.

Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

  • Upload
    others

  • View
    7

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

Ölümden Sonra Hayatın Psikolojik Değeri

Metin YASA

Yrd. Doç. Dr .. Ondokuz Mayıs ( L İlfılıiyat Fakültesi

Giriş

Teolojik, felsefi ve bilimsel her problem gibi ölümden sonra bayar problemi ve

içerdiği sorulaı~ı ilişkin yaklaşırnlar da jnsanın inanç, düşünce ve bilgisinin tür ve sı­

nırlarına bağlı olarak değişiklikler göstermektedir. ' Sözgelimi, Epicuros gibi, ftde1:<1

·ölüm ötesinden bana ne! ' diyerek, ona karşı kayıtsız kaJanlar, hatta olumsuz tavır

takırı,.'lnlar ile Bertrand Russell örneğinde gördüğümüz "ölümden korkmasaydık.

ölümsüzlük dlişün<.:esinin ortaya çıkıruş olacağın ı sanmıyon.ıın""' şeklinde düşünen­

ler ve Miguel de Unamı.ıno gibi, ölümden sonra varolınanın, bir şekiJde varlığını

sürdürmenin kavgasııu verenJer vardır:' Öyle görülüyor ki, insanın ilgisi şu ya da bu

nedenle, ölüm ötesi bir hayat üzerinde yoğunJaşmaktadır. Dolayısıyla sadece bu­

günü yaşamak , tmlanı peşindeki insan için mümkün görüncnüyor. Doğrusu, '·in­

san, ölümsüzlüğü her an hissedebilir. İnsaıun egzistansiyel konumu, sonlu oluşu­

nun yanında, hem ait olduğtınu .. . hem de dışianelığını hisseniği sonsuzluk arzusu

bilincini de içermektedir.'''' Unamuno'nun dediği gibi, "biz ne derıli çok kaçmak is­

tesek ondan, o denJi çok çıkar karşıınıza. "s Belki de sırf bu farkında oluşun etkisiy­

le o lsa gerek, insanoğlunun ölümsüzlüğün ardında koşması , bir anl<ı rncla yetkin ol­

mak için çaba s;··fe tmesi çok eski çağiara kadar uzanma ktadır. Yine, teisr.ik ölüın­

den sonra hayata karşı maıeıyalizm taratindan ileri sürtilen alternatif ölüırısüzlCıkler

ele aslında bu sonsu7Juk arzusunun bir sonucu olarak onaya çıkmaktadır.

11\ı ran Koç, 0/iimsıız/ı"i.k D1işı/.ncesi, istanbu l 1991, s ll.

2 Berırand Russel. Neden Hırist~van Degiliın, çev.: Ender Gürol, İsı:ınbu l l996 . s 5(}.

3 Bb. Migu<:'l de Unaımıno. Yaşcmım Trajik Oti.Jıgtl.l'll, çev.: Osman Derinsu, İstanbu l 1986. s ) 1

4 J>:ıu l Tillich . 'D iscussion by P:ıu l TiiJich''. 71.?C Nmure of Mo n in !ln~ni<~P, ical aııd P.~ıd>rılı~,f!J­

w! PNSJx•c l iNJ, (ed . by Simon Donigerl, H:ırper ~u1d Brothers , Publ ish.ers, New York 1962, s 209

S Unaımıno. s . 51.

Page 2: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

76 wsawıif

Psikolojik açıdan, "ölüme ilişkin ilk anda akla gelen sorulardan bazıları şun­

lardır:

1. Niçin doğmadan önceki, geçmiş varolmayışunızdan daha çok ölümden

sonra gelecek varolmayışımızdan kaygı duyanz?

2. Hayatımızın etkilerinin biz öldükten sonra da sürüp gitmemesinden niçin

korkuya kapılınz' Niçin, örneğin, untıtulmaktan ve çeşitli tasarılanmızın hiçliğe

gömülmesinden korkarız?

3. Termodiı'.eımiğin İkinci Yasası'na göre, evrenin donmuş ve ölli olacağı ge­

lecek zamanın sonsuz bir biçimde sürüp gitmesi bizi niçin ürkütür? ... "<'

Ölümden sonra hayat; insan zihnini geçmişte sürekli meşgul etmiş, günü­müzde de meşgul etmeye devam eden temel bir problem olarak .karşunızda dur­

maktadır. Bireysel zayıllıklar dikkate alındığında, yukandaki türden sorunlar

karşısında, ölüm öresi hayat umudu bize ne sunabilir?

Ölüme İlişkin Yaklaşunlar

Yaşamın, ölümün gelip çatması sonucu büti.inüyle .son bulacağına, yokluğa

gidileceğine inanan ve bunu temellerdinneye çalışan insanların varolduğu bili­

nen bir gerçektır. Ölümlin bilinen birşey olmadığı bilinmekle birlikte yine de '"fi­

lozot1ar, ölümün yokluk olarak değerlendirilmesine karşılık yeterince çok yak­

laşun önermişlerdir. Temel ayının; Unaınuno gibi ölümün nefret edilmesi ve

korkulması gereken bir şey olduğunu ileri sürenler iJe ölümün korkulacak bir

şey olmadığını 6avunanlar arasında bulunmaktadır."· Bu il<i ayrı yaklaşım , Nico­

las Berdyaev'in doyurucu ifadelerinde psikolojik bir kimliğe bürünür. O, bu bağ­

lamda, iki ayrı perspektifi yansıtacak şekilde akt!l ruh ve pas~f ruh gibi bir ayJ­

runa işaret eder. Berdyaev, ''ölümü özgürce ve aydınlanmış bir akılla kabul et­

meli ve ona karşı isyan etmemeliyiz" der ve ekler: "ancak ölüme ilişkin bu özgür

ve aydın kabul bir yararıcı ruh akrivitesidir. Ölüme karşı isyan eden ve onu ka­

bul etmeyi reddeden yanlış bir aktivite vardır. Bu yanlış aktivite süresiz acıya ile­

tir. . . Aktif bir ruh ölümden korkmaz, sadece pasif ruh korkar. Bir aktif ruh, ölüm

korkusundan çok daha büyük bir korku ve paniği deneyimler -cehennem ve sü­

resiz işkence korkusu. Aktif bir ruh, kendi ölümsüzlüğüyle yaşar; ölüm onun

6 Robin Le Poiqevin, Aıeizm: lnan.ma, iııanmama Üzerine Bir Tartışma, çev.: Abdullah Yılmaz ,

İstanbul 2000, s. 203. 7 George Graham, Philosopl.~v of Mind; An Jntmdıtction, Oxford: BlackweJl Publishers l td ..

1996. s. 33; Krş. : Karl jaspers. Felsefi DOşııntlşiin Kılçı1k Okııfıı, çev.: Sedaı Uınran, İstanbul1995 . s.

169. H.ayaıi Hökelekl i de, ölüm karşısında dön ayrı tutumdan söz eder: Ölümü İnkar Eııııe, Ölüme

Meydan Okuma, Ö lümü İsteıııe ve Ölümü Kabullerı ı ne. Bkz.: Haya ti Hökelekl i. "Ölüm ve Ölii ııı Öre­

s i Psikolojisi", (1/udağ cinillersitesi llab~vaı Fakıllıasi Dergisi, C. 3. S. 3. Bursa 1991, ss. 159-161. ~~

Page 3: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77

için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8 Berdyaev kendi ter­

cihini, cıkt(f ruh yaklaşımından yana kullanır. Onun bu kullanım içinde, bu ko­nuya özgü tasavvufı düşüneeye iyice yaklaştığı ileri sürülebilir. Ölüm ötesi hayat bir yana, öll.'ın1, genel anlamda elin ve felsefe verilerine göre korkunç ve korku­lacak bir şey değildir. Bununla birlikte, bu konuya ilişl<in en güzel yaklaşımlar­dan biri, bilindiği gibi, tasavvuftan gelmektedir. Çiinkü ölüme ilişkin tartışmalar bağlamında ayrı bir öneme sahip olan rasavvuf, "ölümü metafizik boyum itiba­riyle daha bir munis ve cana yakın olarak takdim eder. Onu bir "şeb- i arus" (dü­

ğün gecesi 1 vuslat gecesi) sayar. "9

Ölüın ve hayat temaları üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan çağdaş düşünür­lerden Deepak Chopra da tercihini aktif ruh yaklaşımından yana kullanır. Ona göre, '' . . . her ne kadar kendimizi yaşlılığın ve ölümün 'kurbanları ' diye çağırsak da, çarpıcı gerçek şudur ki, bir çoğumuz için yaşlanmak ve ölmek, doyurucu ol­

mayan bir yaşamdan tek kaçış yolunu sunmalnadu. "''' Kuşkusuz yaklaşımı olum­lu olmakla birlikte, Chopra'nın bu ifadeleri nde, insanın, geçici ve süreksiz karşı­

sında duyduğu psilmlojik yıpranmışlığa işaret eden, bir teşhise parmak basan önemli ipuçları da vardır. rasavvufı düşüncenin , bu tür yıpranmışlıklara ilişkin

nitelikli çözümler sunduğunu burada hatırlatmak gerekir." Akt·({ruh yaklaşımı, yaşamın başka bir deyişle sü.reklililiin anlamını son tah­

lilde ölümde bulur: "Yaşamın anlamı gibi bir soruna gerçek derinliği ancak ölüm olgusu verir. Ölüm var olduğu için bu dünyadaki yaşamın bir anlamı vardır; eğer dünyamızcia ölüm olmasaydı , yaşam anlamsız olacaktı. Anlam son ile bağlantıl ı­

dır. Eğer son olmasaydı, bunun hiçbir anlarw olmayacaktı. Anlam bu sınırlı dü n­yanın sınırlarının ötesine uzanır ve anlamın keşfi burada bir sonu gerektirir."' 1

Akt({ruh yaklaşımı, bir anlamda ölümü, ölüm ötesi hayatı b~latan biricik ne­den olarak göıi'ır. Burada ölüme yüklenen misyon, yeni bir hayatın kapısını arala­

ınaktır. Başka bir deyişle yokluk anlamına alıomayan ölüm, farklı bir boyı.ıttaki ya­şamın doğnı anahtarıdır; bu nedenle denebilir ki, '"köti.i zaman'dan ebediyete ulaştıran tek ku:rıJluş yolu, -en büyük korku ve kötülük olan- ölümdür; ölümsüz ve ebedi olan yaşama ancak ölümle ulaşılır. İnsanın son umudu, evrendeki kötü­lüğün gücünü son derece açık bir biçimde yansıtan ölüm ile bağlantılıdır.""

Aktff ruh yaklaşımı ölüme, yaşamın değerini kavraran, onun gelişigüzel olmadı-

8 Nicolas Berdyaev, "Huınaıı Destiny", Prohlems and Perspecfiı.>es irı !ha PhilosrıphyofReligion,

<ed.: George L Mavrodes and Sıuaıt C. Hackeıı), New York: Allyn and Bacon, 1969. s. 491.

9 Mehnıeı Deınirci, "Öiümdeki Hayal (Tasavvı.ıfDüşüncesiııde Ölünı)", Tasar>ntif: İlmi ve AJ<a-

deıııik Araştırma Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 4, Ankara 2000, s . 9.

10 Deepak Clıopra, Yaşlannıaz B&den Sonsuz Zihiıı, çev. Ali Keskin, istanbull996. s. 410. 1 1 Kı-ş, . Oenıirci, s. 13.

12 Berdyaev, 'Human Dansi~y·; s. 486. 13 Aynı .wr, 486.

Page 4: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

ğını anlatan bir olı;,rı.ı olarak ayrı bir eleğer atfecler. Çünkü, "ölüm, felsefede özellikle

hay;;ıun anlamı ve öneminin dile getirilmek istendiği yerlerde sözkonusu edilmiştir. .. ,·

Ancak, ölümün yüklendiği teleolojik işlevse!W{ sadece bu değildir. Öliim, insanı her

ne kadar diğer canlılar gibi ölümü radan bir varlık olm<ısı anlanunda onlardan ayır­

masa d;ı , ona, türünün diğer varlık türleıinden daha üstün olduğunun man[Jğııu d<ı

verir. Öyleyse. yeryüzünü onaıma da c.i<ıhil. onca iyi ve kötii işler yapan bir varlığın

.sonu, her 1 ınngi bir hayvanın sonundan hiç ıni farklı olmayacak?,'" şeklindeki bir söy­

lemi insan zihnincl<.: e tkin hale getiren ilk olgu belki de öHimdi.ir. Bur.:ıda bizi ö!Cıın

ötesi hayata ileten yaklaşımın ölüm ve bireysellik deneyiminden hareker ettiğini söy­

lemek duruımındayız Her iki olguya, ölüm ve bireyselliğe ilişkin eleneyimin eşit

oranda bağlayıcı olduğu görülüyor. Yaşamın anlamını keşfeane ya da yaşama anlam

verme çabası içinde olmak istiyorsak, bu konuda imdadımıza yetişen ölüm ve birey­

sellik deneyimi gibi özel olgulan iyi anlamak ve doğru yonunlamak dunınıuncl<ıyız.

Öluınü doğal yaşamın bir parçası olarak görmek de yine aktif ruh ya!Jlaşımı

içinele g0rülebilir. Çünkü, "kişisel olmayan açıdan, tüm doğal şeylerin gelip ge­

çiciliğinden duyduğumuz keder''"' adı geçen yaklaşımın Jşlevselliği doğrulnısun­

cl:ı bir tür anlamsızlığa bliri.inür. Böylece ele, ölüm, kendinden nefret ed ilmesi

gereken negatif bir olgu olma ktan çıkar.

Sağlıklı benlik, ölümü, mücadele edilmesi ve mutlak sürette üstesinden gelinnıl'- ·

si gereken bir düşman olaralç göremez. Ölümü doğal yaşamın bir parçası olar<ık gör­

mek, ölümle varoluş arasında bir ilişkinin varalınasını gerektirir. Bu son elereec ;ıçık

bir durumdur. Nitekim. "varoluşa verilen mliam, ölüme yaldaşum belirlerken. ölüm

de.: insanın hayat ve varoluş karşısındaki (lltuınunu etkilemektedir."'- Kişiliğinin bilin­

cinde olan ve benliğini analiz etme gücüne salı.ip olan birinin, iğrenç, manç verici.

korku nedeni ve tabu oluşu gibi bir takım yakıştııma nitelikleıi ölüme yiikleyerek ona

aldınnaması düşünülemez. Bunuılia birli1.1.c, "yolduk'', "sevdildeıimizden aynlma ...

"yaşadığı mutlu hayall sonsuza dek terketıne" , gibi insanı psikolojik olarak rahatsız

eden gerçekiiider nedeniyle insan, ölüme karşı olumsuz bir taVLr takınabilir. ·'ö lmek­

te olan kişinin yaşadığı çok karınaşık duygular içinde şunlar aym:iedilmekıedi.r: l:3i1jn­

mezliğin korkt.ısu , yalmzhk korkusu, yak.ınlanıu yitiıme korkusu. bedeni yilinne !::or­

kusu, denetimini yirirıne korkusu, acı du yına korkusu, kimlik duygusunu yitirme kor­

kusu, gerileme korkusu.'''" Bir diınle ile, aktf/ ruh yaklaşmurıı savunanlara göre.

'·ölüm korl.;:usu, akıllı ve ccsa.retli insan için eleğersiz ve yakışıksız bir durumdur.'''

14 Mt>lı ıııet Aydın. Din Fef.,eji-!si, izııı ir 1990, s JS4. 15 Sç·yyicl Kııtub, Ktır'aıı'da Kıyame.l Sahnl'ieri, çev.: Mehmet Yolcu, ist::ınbul l<./91. s. 24. 16 Pro dC'vin, ··Atcizm . ·~ s. 202

ı - ı lokelel.;l i, "Öitiın ve ÖHinı Öresi Psiko loji'·. s. ı 5J

ı tl Ay 111 ese1; s ·159. 19 Ccıhaııı. P.<i/,!olop,y . .. , s. 33.

Page 5: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

iilt'imden sonra lwpatm psikolojik dc\~eri 79

ş'imdiye kadar yaptığımız alıntılardan. ileri sürdüği.imüz yorumlardan hare­

ketle, akt{/ mb yal~fc.ışımı lehine burada var.ıbileceğiıniz en genel sonuçlarelan

biri, ·'insanlarul , haklı olarak ölüm korkusunu hissetmelerine ve yine l ıakl ı ob­

rak ölümü en büyük köti.ilük olarak kabul etmelerine rağınc:n, nihai anlam keş­

finin ölüm ile bağlanulı olduğu"~" görüşüne ulaşmış olmalandır.

Pasif ruh yaklaşımı, ölümü inkarla başlar. Bu, yukarıda da ifade ettiğimiz gi­

bi, "ölfııne karşı isyan eden ve onu kabul etmeyi reddeden yanlış bir akıivitenin

var olduğu''~' gerçeğini temel alır.

Pasfl ruh yak/aştml içinde, ölümü inkar, ölüm gerçeğini inkarla örtüşınez.

Ölüme ilişkin bu yaklaşım, ölümü inkar etmeden, ona büllinüyle kaynsız l<alma­

yı öngörür; onu lıatırlatacak her şeyden mümkün olduğu kad;:ır uzaklaşmayı lıe­

detler. Bu da kuşkusuz, pas!(ruh yaklaşımı aleyhine işleyen bir durumdur. Bel­

ki de suf bu nedenle, bazı insanlar, "ölüme karşı duyduğumuz nefretin, gerçek

olmayan bir dizi korkunun kaynağı olduğu""" kanısını taşır. Bununla birlikre,

öliım(i inkar, yaşama arzusu ile bir içiçelik arzeder. Burada ö lümü inkar asl ı nda

ram bir pamclok.-,a bürüni.ir. Sözgelimi, Amerikan halkının ölüm gerçeğini inkar

ermek için kullandıkları "son nefesini verdi", ·• uzaklaştı '' , "uzun bir tatile çık u'',

·'ebedluykuya daldı"ı' gibi pek çok ifade, aynı zamanda hep yaşam arzusunu di­

le geriren ifadelerdir.

Ptls(/ ruh yaklaşımı aleyhine, öliimi.i inkar, belki de onu bilememeelen kay­

naklanmalmıdıı:: ' Çfınkü gerçek ölüm, yaşarken, cleneyimlenen bir olgu değileli r 13u konuda bilinen, yalnızca görünen ile yetinilmenin bir sonucu olarak ortayıı çı­

kan şeydir; o da ölenin artık hiçbir şey olmasıdır. Bu noktad<l, ölümün salıip oldu­

ğu, "ölümsüzlüge açılan kapı", "b\.'ıyümenin son aşaması'', "gerçek dostlarla hirlik­

L<:: olmanın anahtarı '', "sonsuz ve mükemmel fırsadarı elde etmenin biJ·idk şi fresi",

"Gerçek Sevgili'ye ulaşmanın tek yolu" gibi fenomenolojik nitelikler bütünüyle

göz ardı edilir. ı- . sacası, ölümü inkar etmek, daha doğrusu ondan kaçmak ıni.im­

ki.in değildir. Gerçekten de "savaş, toplu cinayet. gittikçe artan suç ve potansiyel

haldel<i niikleer yangınlada dolu bir dünyada ölümden kaçmak çok zordur.""'

Ölüm ve ötesine ilişkin olarak, ümit ve korku, bcwfve reca arasında bulun­

manın, ölümü inkarla bir ilişkisinin söz konusu olmadığını burada hatırlatın al< ta

y::ırar vardır. Başka bir deyişle, ölümden sonrasına ait bir tür korkun un, ölmeden

öLneyi tavsiye eden sutller arasında yaygın oluşu , pas~(' ruh yald<tŞulu i.çinde gö­

rlilıneınelidir. Çünkü, "süt( hayatı boyunca Allah'la münasebetlerini iyi bir çizgi-

20 Berdyaev. "Human Dansi~v ·~ s. 486. 21 llym es''1~ s . 491.

22 Gene Ezel, David J. Ansp3uglı, Judy O;ıks, Dı•irıg rmd Oemb. From cı H<>altb cmd Socink~f!.i·

co/ l'i'r.<j)('C/it-e, Gorsud ı Sc;uisbrick, Pııbl ishets, Arizona 19:S5. s. 'S.

2::1 Ezcl ve diğerleri. s. 4·5.

2LJ .·ly su e:·•er, s. '5

Page 6: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

so /a$0111'1(/

de devama gayret eder. Bunu ulırevl mükal'aı için de yapmaz. Efendisine fazla yakın olmasına sevinmez ve buna güvenmeı. Kifayetsizlik, Allah'a ımılıı.açlık Uakr') hali her zaman canlı dır. İşte ölümden sonrasına ait korku bunda ndır.''"'

Sözün özü, bütün bunların ötesinde, ölüm sonrası hem gizemli, bir o kadar da bilinmeyeni çok; hem de Unamuno'mın yerinde tesbitiyle, "trajik ve sürekli­dir. ,a. Öteden beri, düşünen insan, varlığuun anlamını ve varoluşa ilişkin sornla­rın cevaplarını hep aramıştır. Asla yok olınayacağına inanan insanlar vardır. Btm­lar ne sadece ölüm ötesi hayat konusunda tavrını net olarak o rtaya koyan orga­nize dinlerin inançlarını, ne de söz konusu konuya ilişkin tutuımınu olumsallık içinde sergileyen felsefi sistemlerin düşüncelerini benimseyen insanlardır. Yok olınayacağına, başka bir deyişle ölümden sonra da yaşayacağına inanan hemen her insanın geçerli bir nedeni olabilir. Biri, "inanıyorum, çCınkü ötesine inanç ha­yarıma bir anlam vermemin biricik garanrisidir" söyleınini, bir başkası, bütünüy­

le yaşamı sorgulamak sOretiyle ulaştığı "İnsanın yaşamı, içerdiklerinden daha çok şey va'd edıyor, eğer ölümden sonra hayat yoksa, hayat kırılmış bir parça­dır"r çıkarıınını, bir diğeri de "çünkü insanın özü, kargaşaya neden olan cinsel

lezzeı:lere ve bedensel zevklere eğilimlidir; bu eğilimeancak ölümden sonra ha­yat korkusu engel olur"ııı karusını ileri sürebilir; ve her biri kendi nedenini kanıt­

lama yoluna gi1fbilir. Öyle görülüyor ki, u:samn ölüm ötesi hayata inancı, din­sel inançlara ve felsefi düşüncelere bağlı olduğu kadar, kendini kuşatan ben'i ve çevresi hakkında kendi kendine edindiği bilgi ve izlenimlere de bağlıdır. İnsan. rasyonel olarak, ben ve çevresine anlam vermekle hem kendinin hem de haya­un anlamııu çözme yoluna gidebilir.

Ölüm Ötesi Hayat inancırun Huzur Veren Yönü

Yukarıdaki korku türleriyle ilgili sorunlardan biri, olumsuz çağrışıınların ne şe­kilde benaraf edileceği hususudur. Sözgelimi, ''bilinmezlik"i ele aldığımızda, ilgili kavram içerik açısından kapalı olmakla birlikte aleyhine ileri sürülecek bir dizi olumsuzluğa kapı araladığı anlaşılmaktadır. Bilinmezlik kcıvramıru "yapılan eyle­min sonuçsuz kalması" şeklinde anlar ve eskatoloji ile arasındaki ilişkiyi kurabilir­sek, kelimenin çağrıştırdığı olumlu yan açıkça belirir. Eğer, eskatolojinin ödül-ce­

za açısından beşeri eyleme verdiği değer üzerinde dunılmsa, bu açıklığa kolay iri-

'25 Deıııirc i, ··öJüındeki Hayaı .. : •, s. 14.

26 Uııaıııuno, s . 51.

27 Davied Elton Tnıeblood, Pbi!osopby of" ReliRirm, HMper and Row, Publishers, New York

1951, s. 298.

28 Fuzuli, Mııhanııııed b. Siileyınarı ei-Bağdadi, Matta ' el-itik,ul.fi Ma 'lifet e/-Mede m ai-Mcad,

<neşr. : Muhammed b. Tavil et-Tanci), Ankara 1962. s n; Türkçesi \Esat Coşan- Kenıal Işık ıarafU1-

dan yapılmıştır) için, aynı basım içinde, bkz.: s. 67.

Page 7: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

iilı/.mden sonra baymm psikolojik deP,eıi 81

raz: edilemez. Çünkü, ölüm ötesinin biricik nedeni durumunda olan Allah'ın tek ta­ranı ohu·ak şiddet hatırlaran tasavvuru değil, şet1<ar hanrtatan tasavvuru öne çıkar.

Hu durum, diğe korku türleri için de geçerlidir. Açıklayan ve sonuca ileten bir ör­

nek olarak Kur'an-ı Kerim, ''insanın eyleminin karşı lığını alacağınc!an'', "ona yeni bir bedenin veriJeceğinden" , "benliğini yitirıneyeceğinden" , "yalnız kalmayacağın­

dan", vb. ayrınt.ılı olarak bahsederek, bu tür korkulann yersiz olduğunu ifade et­mektedir. Ezel ve arkadaşlarının da dediği gibi, gerçekte dinden beslenen ölüm ötesi hayat insana psikolojik huzur veren bir rol üsrlenmektedir. "''

Öte yandan, eğer "kimlik yitirme korkusu" ile "mutlak yokluk" kastediliyor­sa, bu durumda, adı geçen korku yerinde sayılır; ama bireyin "bir şeye dönüşü­

mü" anlarılmak isteniyorsa, bu dunımda reenkarnasyon inancı gündeme gelır ki, bu inancın beşerruhunu tatmin ettiği kolaylıkla kabul edilemez:~' , :., ·

İnsanların ölüme karşı takındıklan tavrıo açıklayıcı bir nedeni, öyle anlaşılı­yor ki, fenome . . ıl hayarın kısa olması ve kimi psikolojik korku, ekonomik gü­vensizlik ve sosyolojik mmsuzluldarın bu hayatta yer almasıdır. Ama söz konu­

su bu ve benzeri olumsuzluklar, ölüm ötesi hayata inancın yeter bir nedeni ola­rak görülebilir mi? Pessimist insanlar bir yana , cevabı çoğu insana göre evetrir.

Huzun.ı kaz,anma açısından, her bireysel amacın, fenomenal yaşama ilişkin subjektif bir sınırlamaya bağlı olduğu ileri sürülebilir. Dahası, bu arnaçiann insan doğasına uygun olmaları bakunından her birinin eşit ölçfıde geçerlik payına sa­

hip olması gerektiği düşünülebilir. Ama, ölümden sonra hayatın özellikle dini merafiziğin konusu olması dikkate alınarak ileri sürülen her bir amacın gerçeğe

nereye kadar uygun düştüğü sorgulanabilir; işte bu noktada "tanrısal bilgi, güç ve iradeye uygun olma'', "beşer ruhunu tatmin etme" , "insanın nihai kaderini be­lirlemede pozitiı rol üstlenme", "insaıu en mükemmel olana sevketme", "acıları

elindinnede en etkin araç olma" gibi nitelikleri yüklenebilecek en yüce amaç kendini açığa vurabilir.

Bağlayıcı eylemlerinin sonucunu, ister iyi ister kötü olsun, bir şekilde göre­

ceğine inaıuna~an, bunu rasyonel bir realite olarak kabul etmeyen birinin haya­tının , ölüm karşısında , arzulanan ölçüde değerli, psikolojik açıdan huwr verici

olması mümkün görünmüyor. Varoluş açısından duyarlı her insanın, ölümden sonraki hayata iman gibi bir değere gereksinimi vardır. Bunun değişik bir kaç nedeıli olabiliı·:

a- Psikolojik olarak, yaşianan bedenin ve biten zamanın insana verdiği acı­

nm ve sıkıntının telafisi, öyle görülüyor ki, bir şekilde ölümden sonra hayatı ka­bulden geçmektedir. Bu kabıılün en güzel örneklerini tasawı.ıfı: literarürde gör-

29 Ezel ve diğerleri. s . 30

30 Bkz. Metin YASA, "Reenkarnasyon Beşeri Ruhun Ölü msüzlük Arzusunu Tatmin Eder mi?". Onctrıkuz Mayıs tirıit,eı-sitesi ilab~)!ar Fakllltest Da·rg~~i, S. 9, Sanısun 1997. s. 239-246.

Page 8: Ölümden Sonra Psikolojik - Tasavvuf İlmi ve Akademik ... · ölt'imden mnra hayatm psikolojik değeri 77 için, içte değil, sadece dışta olan bir gerçek olarak vardır."8

82 rasat~rm(

mekteyiz:'1 Adı geçen inanç ilkesi, bir başka açıdan daha, bireyin psikolojik ve etik yönü ile iç;s,.e bulunur. Bireyden çıkan etik bir davranışın özü , değer açısın­

dan, ya iyi ya kötü, nadiren de nötrdiır. İyi ve kötü nitelikli davranışlar, nötr olanların aksin.e, sorumluluk açısından, ödül ve ceza gerektirir. Dolayısıyla , so­nuçlarına bakılarak irdelenen etik eylemler, dini/ felsefi eük ku ramlar bağlamın­da, kural koyan ve değer taşıyan varlık olarak Allah'ın ne ifadesinden, ne gücün­den ne de bilgi ve iyiliğinden ayrı olarak düşünülebilir.

b- Ekonomik olclrak, ister teist ister ateist olsun, terk edilen dünya lüksünün insan bilincinde bu·aktığı acımn giderilmesi ile ilgili inanç arasında yakın bir bağ vardır. Anık bugün, insan ile ekonomik birikimi arasındaki bağlayıcı ilişkiyi gör­memeye imkan yoktur. Ekonomik birikimi, bir anlamda insanın uarlıl~ koşulu olarak gören kimi felsefi akımJar dikkate alındığında, öteye inancın işlevselliği

daha bir belirginleşir.

c- Sosyolojik olarak, insan kaynaklı taşkınlıklar içinde sayabileceğimiz örnel<­lerini gördüğümüz cinayetlerin, yağmaların , zulümlerin ve adaletsizliklerin önü­nün alınmasında , bir ölçüde, ölümden soma hayarın işlevselliği sözkonusudur.

Özellilde tophl~sal sansürün mümkün olmadığı kötülükler karşısmda , ö lüm ötesi hayat, bireysel vicdan ile işbirliği yapabilecek en önemli inanç ilkelerinden biri olsa gerektir. Sosyolojik realite, bu tür bir yaklaşımın psikolojik açıdan Laşı­dığı değerin salt spekı:Uat[/olınadığırun önemli bir göstergesidir.

. d- İkili iLişkiler olarak, bir insan, çok sevdiği birinin ölümü karşısında, onun ölmekle yok olmadığına, kendinin de bir gün öleceğine ve onunla bir şekilde yeniden biraraya geleceğine inanmalda mutlu olabilir. Burada, yaşayan ile ölen insanlar arasınd<J soyut bir bağın varlığı sözkonusudur. Bu rür bir bağ, kuşkusuz,

yaşayan için sıradanlığın ötesinde bir anlam taşır. Çi.inl<.ü insan, ne burada ne de ötooe, kendi başına, tek olamayacağının açık bilinci içindedir.

e- Tasavvufi olarak, gerçek hayat öteki hayattır. "Çünkü Hak'la du·iimek, ağırlıklarını au~~ş ve hür olarak, adeta ilahl bir kişilikle hayata devam etmektir."~'

Kendi ınetodolojisi içinde tasavvuf, insanları, bu dünyada öteye uygun birer in­san-ı ldlmil olarak yetiştirmeyi amaçlar. Bu sayede insan, kendi özündeki potan­siyel yetkinliği keşfeder.

Kısaca , yaratı lmış varlıkların bir üyesi olarak her insanın , inancı ve o inanç içinde gelişen egzistansiyel beklentileri vardır. Bu beldemilerden biri de, lıerıdi

olmak koşuluyla sonsuzluk arzusunun bir şekilde talmin edilmesidir. ·· .

31 Sözgelimi bkz. Deınirc i, s. 14vd. 32 Aynı eser, s' '10.