12
GAZETE LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL: 2 // SAYI: 16 // TEMMUZ 2012 ÇÖZÜM ODAKLI HASTANE Laporoskopik tedavi hastayı mutlu ediyor Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hayati Aslantaş, çok zor ve nadir gerçekleştirilen bir ameliyatı laporoskopik yöntem ile gerçekleştirdi. Sayfa 9 Migren menopoz sonrası % 80 azalıyor Doktor Ali Yakut, kadınlarda menopoz sonrası migrende yüzde 80 oranında azalma olduğunu söyledi. Yakut, migren ile normal baş ağrısının karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Sayfa 8 Lokman Hekim Van Hastanesi’nde hizmet veren Kadın Doğum Uzmanı Dr. Burcu Ongan, Sağlık Bakanlığı tarafından “Yılın Doktoru” seçildi. Sayfa 10 Burcu Ongan’a büyük onur Ünlülerin zayıflamak için tercih ettiği kavitasyon yöntemi sağlığınızı riske atmadan kilo verme imkânı sunuyor. Kavitasyon cihazı yardımı ile ilk seansta yağlı alanın kalınlığına göre değişen 2 ile 10 santimetre arasında incelme sağlanabiliyor. Sayfa 4 Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mustafa Başarır, Tuz oranı yüksek deniz suyunun sinüslerde meydana gelen iltihaba bağlı ödemi çözebildiğini söyledi. Sayfa 2 ERBİL’DE LOKMAN HEKİM’E BÜYÜK İLGİ S ayfa 10’da KANSER VAKALARINDA ÜRKÜTEN TABLO S ayfa 6’da Kavitasyon ile yaza incecik girin Lokman Hekim Sincan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Celil Göçer: Başhekim Celil Göçer, Lokman Hekim Hastaneleri’nde cerrahi müdahalenin son çare olarak gündeme geldiğini belirtirken, “Çözüm odaklı hastaneyiz” dedi. Deniz suyu sinüzite iyi gelir mi? GECE YARISI ANJİYO Çocuk hastalıkları, dahiliye, genel cerrahi, anestezi, kalp hastalıkları, kalp damar cerrahisi, kadın hastalıklarında 24 saat kesintisiz hizmet veriyoruz. Gecenin bir yarısında kalp anjiyosu, acil kalp ameliyatı yapıyoruz. CERRAHİ MÜDAHALE SON ÇARE Ameliyat önerilen hastalarımız medikal, yani ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalarımızdır. Cerrahi müdahale son çare olarak gündeme gelir. Hastanemiz çözüm odaklı ve bir referans hastanesi mantığıyla çalışır. DÜNYA STANDARDINDA YOĞUN BAKIM İleri tetkik ve tedavi gerektiren durumlarda, bir kısmı 3. basamak olmak üzere yoğun bakım hizmeti vermekteyiz. Bir hastane için en zor olan 3. basamak dediğimiz ağır hasta grubu hastalarımızı dünya standartlarında tedavi edebilmekteyiz. Sayfa 5

Lokman Hekim Gazetesi - Sayı:16 (Temmuz 2012)

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Lokman Hekim Gazetesi, Lokman Hekim Hastaneleri yayın organıdır. Ayda bir yayınlanır.

Citation preview

GAZETE

LOKMAN HEKİM HASTANELERİ AYLIK YAYIN ORGANIDIR // ÜCRETSİZDİR // YIL: 2 // SAYI: 16 // TEMMUZ 2012

ÇÖZÜM ODAKLIHASTANE

Laporoskopik tedavi hastayı mutlu ediyorGenel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hayati Aslantaş, çok zor ve nadir gerçekleştirilen bir ameliyatı laporoskopik yöntem ile gerçekleştirdi. Sayfa 9

Migren menopoz sonrası % 80 azalıyor Doktor Ali Yakut, kadınlarda menopoz sonrası migrende yüzde 80 oranında azalma olduğunu söyledi. Yakut, migren ile normal baş ağrısının karıştırılmaması gerektiğini belirtti. Sayfa 8

Lokman Hekim Van Hastanesi’nde hizmet veren Kadın Doğum Uzmanı Dr. Burcu Ongan, Sağlık Bakanlığı tarafından “Yılın Doktoru” seçildi. Sayfa 10

Burcu Ongan’a büyük onur

Ünlülerin zayıflamak için tercih ettiği kavitasyon yöntemi sağlığınızı riske atmadan kilo verme imkânı sunuyor. Kavitasyon cihazı yardımı ile ilk seansta yağlı alanın kalınlığına göre değişen 2 ile 10 santimetre arasında incelme sağlanabiliyor. Sayfa 4

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mustafa Başarır, Tuz oranı yüksek deniz suyunun sinüslerde meydana gelen iltihaba bağlı ödemi çözebildiğini söyledi. Sayfa 2

◗ ERBİL’DE LOKMAN HEKİM’E BÜYÜK İLGİ S ayfa 10’da ◗ KANSER VAKALARINDA ÜRKÜTEN TABLO S ayfa 6’da

Kavitasyon ileyaza incecik girin

Lokman Hekim Sincan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Celil Göçer:

Başhekim Celil Göçer, Lokman Hekim Hastaneleri’nde cerrahi müdahalenin son çare olarak gündeme geldiğini belirtirken, “Çözüm odaklı hastaneyiz” dedi.

Deniz suyu sinüzite iyi gelir mi?

GECE YARISI ANJİYOÇocuk hastalıkları, dahiliye, genel cerrahi, anestezi, kalp hastalıkları, kalp damar cerrahisi, kadın hastalıklarında 24 saat kesintisiz hizmet veriyoruz. Gecenin bir yarısında kalp anjiyosu, acil kalp ameliyatı yapıyoruz. CERRAHİ MÜDAHALE SON ÇAREAmeliyat önerilen hastalarımız medikal, yani ilaçtedavisinden fayda görmeyen hastalarımızdır. Cerrahi müdahale son çare olarak gündeme gelir. Hastanemiz çözüm odaklı ve bir referans hastanesi mantığıyla çalışır. DÜNYA STANDARDINDA YOĞUN BAKIMİleri tetkik ve tedavi gerektiren durumlarda, bir kısmı 3. basamak olmak üzere yoğun bakım hizmeti vermekteyiz. Bir hastane için en zor olan 3. basamak dediğimiz ağır hasta grubu hastalarımızı dünya standartlarında tedavi edebilmekteyiz. Sayfa 5

2 444 99 11 / LOKMANHEKİMwww.lokmanhekim.com.tr

Deniz suyusinüzite iyi geliyor mu?

Güneşin yaymış olduğu sıcaklıktan dolayı meydana gelen sıcak çarpmaları, vücut ısısının ayarlanamaması sonucu ortaya çıkıyor ve en çok da yaşlıları, şişmanları, uzun süre fiziksel uğraş içinde olanlar ile güneşin altında çok fazla zaman geçiren kişileri etkiliyor.

n Isının ve nemin yüksek olması vücut ısısında bozulmalara sebep olduğu için sıcak çarpması bünyeyi kötü etkiliyor. Sıcak çarpması geçiren bir kişiye yapılan ilk müdahale son derece önem arz ediyor. Çünkü sıcak çarpmaları sonucu bünye ciddi hasar alabiliyor. Böyle bir hasarın oluşmasını önlemek için sıcak çarpması geçirene ilk müdahale nasıl olmalıdır sorusunun cevabını Lokman Hekim Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kemal Yandakçı verdi. n Sıcak çarpması geçiren hastanın üzerinde bulunan giysiler hemen çıkartılmalıdır.n Hasta hava alan serin bir yere taşınmalıdır ki, vücut ısısı düşürülebilirsiniz.n Hasta sırt üstü yatırılmalı.n Kol ve bacaklar havaya kaldırılmalı.n Eğer hastanın bulantısı yoksa ve bilinci yerinde ise hemen su, karbonat ve tuz karışımı sıvı içirilmeli.n Bilinci yerinde olmayan hastalar acilen hastaneye götürülmelidir.

KemalYANDAKÇIGenel Cerrahi

n Lokman Hekim Hastaneleri Kulak

Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mustafa

Başarır, denize girmenin şiddetli baş

ağrılarına sebep olan sinüzite iyi gelip

gelmediği yönündeki sorulara yanıt

verdi. Tuz oranı yüksek deniz suyunun

sinüslerde meydana gelen iltihaba bağlı

ödemi çözebildiğini söyleyen Dr. Başarır,

“Özellikle alerjik kökenli sinüzitlerde

burun etleri şişer. Yoğun tuzlu su bu

şişliği azaltarak sinüslerin daha rahat

havalanmasını sağlar” dedi. Sinüzitin en önemli belirtisinin

şiddetli baş ağrısı olduğuna dikkat

çeken Başarır, baş ağrısının alın ve

yanaklardan kafa etrafına doğru

yayılabildiğini vurguladı. Hastaların

güneşe çıkarken baş ve yüzlerinde

dolgunluk hissinden yakındıklarını

anlatan Başarır, çocuklarda ise belirtiler

farklılaştığını vurguladı.

Mustafa Başarır, sinüzitin en

önemli tedavisinin oluşmasına zemin

hazırlayan sebebi bulmak olduğuna

dikkat çekti. Erişkinlerde genellikle

alerji, küçük çocuklarda ise geniz etinin

en sık sinüzit nedeni olduğunu dile

getiren Başarır, “Buna önlem alınırsa

sinüzit ve oluşacak komplikasyonlar

önlenmiş olur. Tedavinin bir sonraki

aşaması etkili antibiyotik tedavisidir.

3 aydan kısa süren sinüzitler cerrahi

müdahaleye gerek kalmadan uygun

ve yeteri dozda antibiyotik ile tedavi

edilebilmektedir. Antibiyotik tedavisine

dirençli ve özellikle komplikasyonu

gelişmiş hastalarda cerrahi müdahale

kaçınılmazdır” dedi.

Yaz ayların gelmesiyle birlikte artan arı sokmaları vakası ciddi problemlere yol açabiliyor. Ancak arı sokmalarında ne yapmanız gerektiğini bilirseniz zehirlenme gibi çeşitli olumsuz etkilere karşı kendinizi ve çevrenizdekileri korumuş olursunuz.

n Arı sokmalarıyla karşılaşılan durumlarda ne yapılması gerektiği konusunda Lokman Hekim Hastaneleri Acil Servis Uzmanı İsmail Karabatak, şu bilgileri verdi:

“Eğer arı iğnesini vücudunuzda bırakmış ise tırnak ucu ya da bıçak yüzeyi ile hemen onu çıkartmalısınız. Böylece zehrin

yayılmasını önlemiş olursunuz. Genellikle arı sokmaları ölümcül bir tehlike arz etmez; ancak arı sokmalarına karşı alerjisi olanlar için bir tehlike yok demek yanlış olur. Arı sokmasına alerjisi olanlarda kalp çarpıntısı, nefes almada zorlanmalar, kusma, karın ağrısı ve baygınlık gibi problemler görülmektedir. Bu

gibi şikâyetlerde hemen uzman bir hekime başvurmalısınız. Arı sokmalarında iğnenin battığı bölgede kızarıklık, ağrı ve kaşıntı meydana geldiği gibi bu şikayetlere baş ağrısı da eklenir. Arı sokmasına alerjiniz yoksa arının soktuğu bölgeye amonyak ve şişlikleri önleyici krem sürülmelidir.”

Sıcak çarpmasına karşı dikkatli olun

Yaz geldi arı sokmaları vakası arttı

MustafaBAŞARIRKBB

3LOKMANHEKİM / 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr

Lokman Hekim Sincan HastanesiBaşhekim Yardımcısı

Kemal KARTAL

Yaşam haktır, lütuf değil İnsan; alem-i ervahdan, rahm-ı maderden, dünyadan,

kabirden, haşirden, berzahdan, sırata yolculuğunda, değişim, gelişim, dönüşüm ve tekamül gösterir. Her bir alemde apayrı bir yaşam sürer. Her bir alemin kendine has yaşam koşulları olduğu gibi yaşamında kendine özgü bedensel ve ruhsal bir hali vardır. Bir başka ifadeyle Alem-i ervahta yaratılmış olan insan anne rahmine düştüğü andan itibaren bir bedene bürünür, kabirde tekrar bedeni toprak olurken, haşirde yeniden bedenine kavuşur. Yaşama hakkı Alem-i ervahta başlar ve cehennemde dahi devam eder. Temennimiz odur ki çok acı tecrübelerle elde edilmiş olan evrensel yaşam hakkı sadece dünya hayatı için değil rahm-i maderdeki savunmasız ve masum bebekler için de geçerli hale gelebilsin.

Sadece Türkiye’de yılda 160 bin bebeğin anne rahminde şu veya bu nedenle katledildiği gerçeği akıllarımızı dondurmakta ve bizleri insanlığın tükendiği son noktaya taşımaktadır. Balıkların larva döneminde avlanma yasağı koyan ortak akıl, gebe bir hayvanın kurban edilmesine cevaz vermeyen bir medeniyetin mensuplarının kendi hemcinslerine ve dahi zürriyetlerine uyguladıkları akıl almaz planlı cinayetleri neyle ve nasıl izah edebiliriz ve vicdanımıza hesap verebiliriz bilinmez. Kaderiyle ölmüş ebeveynlerimizin mezarına saygı duyarken, arkasından ağıtlar yakarken, anne rahmindeki yaşama tutunmuş, filizlenen cenine neşter atılmasına alkış tutanların başlarını yastıklarına koyduklarında uyuyabilmeleri manidardır. “Yaş kesen baş keser” diyerek yetiştirilmiş bir neslin kendi soyunu lime lime parçalayarak yok etmesi toplumsal bir cinnet değil midir? Aç kalmış bir kediye, soğuktan üşüyen bir kuşa, sakat bir köpeğe yarenlik edenlerin “fetusa” saplanan hançerlere sessiz kalmaları dünya gözüyle görmedikleri “cenini” akli tutulmayla yok saydıkları için midir? O halde tüm “ama” olanların cinayet işlemesi gerekmez mi? Durum hiç de öyle değil, “ama” kardeşlerimizin dünya gözleri görmez ancak gönül gözleriyle yorumladıkları insan ve hayal ettikleri dünyayı tahayyül etmek imkansızdır. Onlar gönül erleridir ki gök kubbede nar bahçesi inşa eder, yer yüzünde gül kokarlar.

Karıncanın rızkını veren, kelebeğe üç haftalık ömür biçen, arıya bir gram bal için onlarca kilometre yapacak güç veren yaratan elbette ki eşref-i mahluk olan İnsanın rızkını verecek, ar ve iffetine halel gelmeyecek libasını lütfedecektir. Yeter ki yaşamı dünyadan ibaret sayarak aç gözlülük içinde yoksunluk sendromuna kapılmamış olalım. Ey İnsan Düşün! Ala küll-i Hal Öleceksin! Tefekkür et! Nereden geldiğini ve nereye gittiğini, niçin yaratıldığını ve yaşadığını keşfet! Tükettiğin gıdaların, giydiğin libasların gerçek kaynaklarını düşün! Bütün bunların ötesinde al dirgeni eline, aç gözlerini iyice parça parça edinceye kadar sapla masum, savunmasız ceninin gözüne, kulağına, bacağına, koluna bilmem hangi yeri denk gelirse… Derin bir oh çek “yaşamak “ için “öldür” hayat devam etsin bayram o bayram olsun… Büyük balık küçük balıkla beslenir misali gelecek bebeğin gıdasına, libasına göz dik tepe tepe kullan, güçlü olan kazansın, çok yaşa zalim insan…

Şek ve şüphe yok ki; her şey aslına rücu eder, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Er veya geç ilahi adalet tecelli eder, aç kalma korkusuyla elini kana bulayanlar ölmeyecek kadar aç kalır, bel ki obezite hastalığından çatlar, sorumluluktan kaçarak cinayete teşebbüs etmiş olanlar vicdanlarına damlayan kanla boğulur, ruhu kirlenmiş bir yaşam cehennem ateşiyle steril edilir.

Sağlıcakla, sağlıklı nesiller yetiştirmek umuduyla…

n Son dönemde artarak devam eden “sezaryenle doğum” tartışmalarına Lokman Hekim Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sebahat Turan farklı bir bakış açısı getirdi. Tartışmalar sürerken kimsenin kadınlara “siz ne düşünüyorsunuz” diye sormadığını belirten Turan, doğumu büyük ağrıların çekildiği bir an olarak görenlere, “Doğumhaneler bir kâbus değil, yaşam odasıdır” uyarısında bulundu. “Doğum anını bebekten kurtuluş değil, bebeğe kavuşma anı olarak görmeliyiz” diyen Dr. Turan, “Anneleri normal doğuma teşvik ederken doğuma yönelik hayallerini

dinlemeli hayallerini hekim ve hastane olarak gerçekleştirmeliyiz” dedi.

ÖNCELIK DOĞAM DOĞUM

Sağlıklı bir evlat ve anne için doğal doğumun ilk tercih olduğunu kaydeden Dr. Turan, sözlerine şöyle devam etti:

“Doğum kendi haline bırakıldığında yaşanması gereken doğal bir süreçtir. Ancak bazen yardıma ihtiyaç duyulabilir. Sizin veya bebeğin sağlığı sıkıntıya girdiği durumlarda sezaryen olabileceğinizi unutmayın. Sezaryen olma durumundaki seçeneklerinizi ve tercihlerinizi bilin. Anne ve bebeğine saygılı sezaryenler, sezaryenin birçok olumsuz etkisinden kurtulma şansınız olacaktır.”

Doğumhane kabus değil, yaşam odasıdır

SebahatTURANKadın Hastalıkları

Sebahat Turan, “Anneleri normal doğuma teşvik ederken doğuma yönelik hayallerini dinlemeli hayallerini hekim ve hastane olarak gerçekleştirmeliyiz”

“Sezaryenle doğum” tartışmalarında hedef tahtasına oturtulan özel hastaneler “sezaryen konusunda toplumsal bilinç oluşturulmalı” çağrısı yaptı. Bünyesinde pek çok özel hastaneyi barındıran Özel Hastaneler Platformu Derneği Başkanı Dr. Mehmet Altuğ, sezaryen tartışmaları için “bir ülke meselesi” değerlendirmesinde bulundu.

n Toplumun hemen tüm kesiminin sigaraya karşı verdiği mücadeleyi hatırlatan Altuğ, sezaryen konusunda da aynı bilincin ve kararlılığın ortaya konulmasının önemine vurgu yaptı. Dr. Altuğ, son dönemlerde anne adaylarının birinci tercihinin sezaryen olduğunu vurgulayarak, Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların bu konuda ‘farkındalık’ ve ‘toplumsal bilinç’ oluşturmak için ciddi kampanyalar yapması gerektiğini kaydetti.

ANNE ADAYLARI BİLGİLENDİRİLMELİ

Anne adaylarının çeşitli nedenlerle sezaryene yönlendiğinin altını çizen Altuğ, “Unutulmamalıdır ki, normal doğum

doğal bir vakıa, sezaryen ise gerektiğinde yapılan bir ameliyattır” diye konuştu. Gebeliğin ilk gününden itibaren anne adaylarının normal doğum hakkında bilgilendirilmeleri gerektiğini anlatan Dr. Altuğ, “Anne adayları normal doğum için cesaretlendirilmeli ve bilgilendirilmelidir. Bunun için ciddi tanıtım kampanyaları yapılmalıdır. Konunun çözümü için bir kesimi hedef olarak göstermek doğru değildir” dedi.

Özel hastanelerden “sezaryenle mücadele” çağrısı

Lokman Hekim Hastaneleri Tıbbi Hizmetler Direktörü Dr. Mehmet Altuğ

4 444 99 11 / LOKMANHEKİMwww.lokmanhekim.com.tr

&

Kavitasyon ile tatile incecik çıkın

n Uygulamaya ilişkin bilgi veren Lokman Hekim Sincan Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Naci Çelikkan, “İlk seanstan itibaren yağlı bölgede yumuşama, ardından da sertleşip küçülme hissedilir” dedi. Çelikkan, kavitasyon yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:

CERRAHİ OLMAYAN BİR YÖNTEM “Bölgesel yağlanma ve selülit ile güçlü ses dalgaları yardımıyla savaşan, cerrahi olmayan bir yöntemdir. Kavitasyon uygulaması ile yağ hücrelerinde oluşan köpüklenme, hücrelerde önce genişleme, sonra patlama

NaciÇELİKKANDermatoloji

Ünlülerin zayıflamak için tercih ettiği kavitasyon yöntemi sağlığınızı riske atmadan kilo verme imkânı sunuyor. Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nde hizmete sunulan kavitasyon cihazı yardımıyla ilk seansta yağlı alanın kalınlığına göre değişen 2 ile 10 santimetre arasında bir incelme sağlanabiliyor.

yaratır. Kavitasyon denilen bu etki; yağı sıvılaştırıp hücrelerin duvarlarını tahrip eder. Böylece, parçalanan yağ hücrelerinden açığa çıkan yağ asitleri lenf yolları sayesinde vücuttan uzaklaştırılır. Kavitasyon uygulamasında ilk seansta yağlı alanın kalınlığına göre değişen 2-10 cm arasında bir incelme görülebilir. Kavitasyon haftada 1 seans uygulanmalıdır. Kişinin durumuna göre seans sayısı belirlenir. Tedaviyi desteklemek için, yağsız diyet, bol su içilmesi ve egzersiz önerilir.” ETKİSİ 15. GÜNDEN İTİBAREN GÖRÜLÜR Çelikkan, zayıflamak için kullanılan diğer alternatif yöntemlerden çekinen ve ameliyatsız çözüm isteyenler için kavitasyon yönteminin gerçek tıbbi sonuçlar vaat ettiğini kaydetti. Çelikkan sözlerine şöyle devam etti:“İlk seanstan itibaren yağlı bölgede elle tutulur bir yumuşama ardından da sertleşip küçülme hissedilir. Gözle görülür sonuçlar ise 15. günden itibaren görülebilir. Uygulama yapılacak bölgenin büyüklüğü ve yoğunluğuna göre değişebilmekle birlikte 7 gün aralıklarla 6-10 seans ve ortalama 40 dakika süre ile uygulanır. Birlikte yapılması gereken yardımcı uygulamalara göre bu süreler değişkenlik gösterebilir.” KAYBEDİLEN YAĞLAR YENİDEN OLUŞMASIN “Özel bir diyet, spor takviyesi gerekmemekle beraber ‘nasıl olsa böyle bir uygulama yaptırdım’ diyerek fazla yemek, kaybedilen yağların yeniden oluşmasına neden olur. Yine de serbestleşen yağ asitlerini harcamak ve yenilerini depolamamak için yaşa ve bedene uygun bir beslenme ve hareket etmenin haricinde özel bir çaba gerekmez.”

Tuzu azalt, ömrü uzat!

İmplantı her diş hekimi yapamaz

Tuzun her anlamda zararlı olduğunu belirten uzmanlar, son zamanlarda yaptığı araştırmada tuzu azaltmanın ömrü uzattığını belirtiyor. Uzmanlar, kullanılan tuzun her gün gittikçe düşürülmesinin sağlık için büyük önem taşıdığını vurguluyor.

n Her gün çeşitli gıdalar nedeni ile vücuda tuz alındığı ve bunu göz önünde bulundurarak tuzdan kaçınılması gerektiği söyleniyor. Yemeklere pişerken konulan tuzun, insan vücudunun günlük tuz miktarını karşıladığı saptandı. Buna karşın yemeklere tuz ilave edilmesi oldukça zararlı. Tuz en çok kalp ve damar hastalıkları olarak ortaya çıkıyor.

Kalbi ve damarları etkileyen tuz ciddi sorunlara neden oluyor. Bilim adamları, sağlığa zararda sigaradan sonra en etkili faktörün tuz olduğunu belirtiyor.

İnsan kalbi mucizesi

Başladığından durduğu ana kadar hiç yorulmaksızın çalışmaya devam eder kalbiniz. Ortalama bir insan

yaşamı boyunca insan kalbi 2.5 milyardan fazla atar. O kadar güçlüdür ki, her vuruşunda 6 litre kanı tüm

vücutta dünyanın çevresinin 4.5 katı kadar dolaştırır. Çocuklukta 100,000 kilometre olan damar boyu erişkinde 186,000 kilometreye çıkar. Müthiş ve mükemmel bir organ

sistemidir kalpdamar sistemi. Yaşayan canlı bir organizma gibidir. Kendi emirlerini kendi kendine verir çoğu zaman.

Normal kalp vurusu ortalama dakikada 70’dir.

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?

n Diş implantları günümüzde sık kullanılmaya, pek çok hastanın sorunlarına çare olmaya başladı. Lokman Hekim Hastaneleri Diş Hastalıkları Uzmanı Dt. Özlem Garip implant yaptırırken dikkat edilmesi gerekenler hakkında şu bilgileri verdi:

“İmplant yapmak deneyim ve dikkat gerektiren bir iştir. Doğru bir implant uygulaması; kemiği tanıyıp bilen, bu konuda tecrübesi olan cerrahlar tarafından yapılmalıdır.

Aksi takdirde implant ameliyatları sonrasında hasta çok ağrı çeker, yüzü şişer, üstüne üstlük sonuç da başarısız olabilir. Bu cerrahi işlemin başarılı olabilmesi için; hekimin, hastanın ve kullanılan malzemenin doğru şekilde yönetilmesi gerekmektedir. İmplant, iyileşme sürecinden sonra kendi dişiniz gibi olur. Kendi dişlerinize nasıl bakım yapmanız gerekiyorsa, aynı şekilde hareket etmeniz gerekir.

ÖzlemGARİPDişHastalıkları

5LOKMANHEKİM / 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr

&

Hastanecilik hizmetlerinde Lokman Hekim farkı

Başhekim Celil Göçer ile Lokman Hekim Hastaneleri’nde cerrahi müdahalenin son çare olarak gündeme geldiğini belirtirken, “Çözüm odaklı hastaneyiz” dedi.

Lokman Hekim Sincan Hastane-si Başhekimi Doç. Dr. Celil Göçer, Türkiye’nin en güzel hastanelerinden

biri olarak ifade ettiği “Lokman Hekim Sin-can Hastanesi”ndeki verilen hizmetler ve te-davi süreçleri hakkında önemli açıklamalar yaptı. Hastanede birçok branşta 24 saat ke-sintisiz sağlık hizmeti verildiği kaydeden Gö-çer, cerrahi müdahalenin ise son çare olarak gündeme geldiğini belirtti. Lokman Hekim Sincan Hastanesi Yoğun Bakım’ında ağır hasta grubuna dünya standartlarında hiz-met verildiği kaydeden Göçer, sorularımıza şu yanıtları verdi:

n Lokman Hekim Sincan Hastanesi’nin halkın teveccühünü kazanmasındaki etkenler nelerdir?

Hastanemiz, gururla ifade ediyorum ki Ankara’mızın ve Türkiye’mizin en güzel has-tanelerinden biridir. Bunu fiziksel imkânlar ve verilen tıbbi hizmetin niteliğini kastede-rek ifade ediyorum. Biz hastalarımızın bede-nine, ruhuna, estetik anlayışına ve kültürü-ne hitap etmeliyiz. Hastanemizin proje çalış-ması aşamasında iken bu noktadan hareket ettik. Hastanemiz mimari anlayışı ile ön pla-na çıkmaktadır. Hastanemize gelen insanla-rımız girişte bu rahatlığı hisseder. Takdir edil-me ilk adımda fiziki olarak başlar. Hastane-miz birçok değişik hasta spektrumuna hiz-met vermektedir. Her hasta grubunun ihtiya-cı farlılık arz eder.

DAKİKALAR İÇİNDE MÜDAHALE

n Bir örnekle bunu açıklayabilir misi-niz?

Mesela acil hizmet alması gereken has-talarımızı örnek verelim. Birçok durumda hastanın sağlığı açısından acil müdahalede saniyeler önem arz eder. Binanızda yükseltilmiş helikopter pistimiz mev-cuttur. Sağlık Bakan-lığımızın muhteşem hizmeti olan helikop-ter ambulansla hastane-

mize nakledilen hastalarımıza, piste indikten sonra dakikalar içinde müdahale edebilmek-te, gerekirse ameliyata alınabilmektedir. Acil servise gelen hastanın durumu kritikse acil alarmı verildikten 1-2 dakika sonra hastamı-za müdahale edebiliyoruz. Bu hayatla ölüm arasında geçen ince zaman diliminde yapı-lan bir müdahaledir ve hayat kurtarmaktadır. Bu kapasitemiz sayesinde Sincan Hastane-miz Acil Hizmetleri Ankara Sağlık Müdürlü-ğümüz tarafında son üç yıldır üst üste ödül-lendirilmektedir.

GECE YARISI KALP ANJİYOSU

n Sincan Hastanesi çevre illerden ve il-çelerden gelen hastalara da hizmet ve-riyor mu?

Sincan hastanemiz içinde bulunduğu bölgeyi aşan bir alana hizmet vermektedir. Bugün pek çok yurtdışı hastaya, Ankara ili dışından referanslı gelen hastaya şifa dağıt-maktayız. Ankara’da 24 saat süresince ke-sintisiz olarak; çocuk hastalıkları, dahiliye, genel cerrahi, anestezi, kalp hastalıkları, kalp damar cerrahisi, kadın hastalıkları uzmanı hizmeti veren bir hastane var mı? Tüm has-taneler içinde bu uzmanlık dallarının tama-mında uzman hekim hizmeti veren yegane hastane Lokman Hekim’dir. Bu yüzden me-sai saatleri dışında birçok yerden hastanemi-ze hasta sevk edilmektedir. Bizim dışımızda gecenin bir yarısında kalp anjiyosu, acil kalp ameliyatı yapabilen bir hastane yoktur.

YOĞUN BAKIMDA DÜNYA STANDARDINDA TEDAVİ İMKÂNI

n Hasta portföyünüz hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?

Hastanemiz aynı zamanda bir referans hastanesidir. Çok farklı hizmet kategorilerin-de başarı ile tedavi imkanı sunmaktayız. İle-ri tetkik ve tedavi gerektiren hastalıklar için başvurduğu gün MR, bilgisayarlı tomogra-fi, ultrasonografi vb. yapılabilmekte, hastalar aynı gün ameliyata alınabilmektedir. Daha ileri tetkik ve tedavi gerektiren durumlarda, bir kısmı 3. basamak olmak üzere yoğun ba-

kım hizmeti vermekteyiz. Bir hastane için

en zor olan 3. basamak

dediğimiz ağır hasta grubuna hizmet vere-bilmektir ki; hastanemizde bu grup hastala-rımızı dünya standartlarında tedavi edebil-mekteyiz.

ÇÖZÜM ODAKLI HASTANE

n Hastanede yapılan tetkik ve tedavide esas alınan kriterler nelerdir?

Hastanemiz çözüm odaklı ve bir referans hastanesi mantığıyla çalışır. Hastanemizde modern tıbbın gerektirdiği pek çok ileri tek-nolojik donanım mevcut. Dolayısıyla teşhis ve tedavi imkânları çok zengindir. Amacı-mız en kısa sürede teşhis koymak ve teda-viye geçmektir. Hastanemizde tetkik ve te-davide güncel bilimsel kriterler esas alınır.

CERRAHİ MÜDAHALE SON ÇARE

n Lokman Hekim Hastaneleri’ndeki ameliyattaki ölüm oranlarına baktığı-mızda nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?

Tüm hastalarımızın istatistiklerini muntazam olarak takip etmekteyiz. Mese-la bir örnek vereyim; hastanemizde ameli-yat edilen hasta sayısı, ayaktan hasta sayı-sının % 7’sidir. Ameliyat önerilen hastala-rımız medikal, yani ilaç tedavisinden fay-

da görmeyen hastalarımızdır. Yani son çare olarak cerrahi tedavi gündeme gelir. Ben-zer şekilde ölüm oranlarımızda standart-ların altındadır. Hastanemizde ilerlemiş, ağır hastaların tedavileri de yapılmaktadır. Hastanemize hergün intihar teşebbüsü, düşme, trafik kazası, kalp krizi, kanser has-tası pek çok hasta başvurmaktadır. Yoğun bakımlarımızda üçüncü basamak; yani en ağır dönemde hastalarımız tedavi görmek-tedir. Dolayısıyla tabiatın gereği olarak ve-fatlar olmaktadır. Ancak bu oranlar dünya standartlarının, ortalamalarının altındadır.

Sincan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Celil Göçer

LOKMAN HEKİM İSMİ NEREDEN GELİYOR?

n Peki hastaya yaklaşımınızda Lokman Hekim hastaneler grubu olarak bir farlılık var mı?

Grubumuzun isminin neden geldiğini buradan hareketle anlatayım. Lokman Hekim hakkında biliyorsunuz Kuran-ı Kerim’de bir sure bulunmaktadır. Pek çok da rivayet vardır. Lokman Hekim çok uzun yıllar yaşamıştır. Söylentilere göre yedi kartal ömrü kadar (500-600 yıl) yaşamış. Hayatının sonuna doğru öleceğini anlayınca bütün bildiklerini öğrencilerine anlatmış.

Lokman Hekim o kadar ünlü bir kişidir ki kendisinden Kuran-ı Kerim’de ve hadislerde de bahsedilmektedir. Kuran-ı Kerim’de 34 ayetlik Lokman Suresi vardır. Sureye bu ismin verilmesinin sebebi, Lokman’dan bahsedilmesindendir. Bu surenin 12 ayetinde ‘Lokman’a Allah’a şükretmesi için ilim (hikmet) verdik’ denmektedir. ‘Lokman Hekim’in oğluna nasihatleri’ adı altında toplanan bilgece sözleri günümüze kadar gelmiştir. Bu sözler Kuran-ı Kerim’de, hadislerde ve eski kitaplarda da bulunmaktadır.

Lokman Hekim’in ölümsüzlük iksirini bulduğu ancak formülü kaybettiğine dair efsaneler mevcuttur. Formülü nasıl kaybettiği ise değişik kaynaklarda değişik şekillerde anlatılır. Bir efsaneye göre içinde ölümsüzlük iksiri bulunan şişeyi köprüden geçerken düşürüp kaybetmiş, bir başka efsaneye göre ise eline yazdığı ölümsüzlük formülü yağmurda silinmiştir. Bir rivayete göre de iksir, Allah’ın emriyle Cebrail tarafından yok edilmiştir.

Bizim mihenk taşı yaptığımız husus Kuran’da geçen “Andolsun ki biz Lokman’a hikmet verdik” ifadesidir. Biz kurumumuzda Lokman Hekim ruhunu kalite prensibi yaptık. Yani; bilgi ve hikmetle hizmet verme, davranma, tedavi etme prensibini. Hikmet, kelime anlamı olarak “sözde ve davranışta tam ve doğru isabet, derin anlayış kabiliyeti” gibi çok çeşitli anlamlarda kullanılabilen geniş kapsamlı bir kavramdır.

6 444 99 11 / LOKMANHEKİMwww.lokmanhekim.com.tr

&

Bayanların her ay birkaç günlüğüne de olsa hayatlarını kısıtlayan adet kanamaları, günlük yaşamı zorlaştırmakta ve kimi zaman da şiddetli ağrılara neden olmaktadır.

n Lokman Hekim Hastaneleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Aysun Özen Okay bu sancılı ve sıkıntılı dönemi bir an evvel atlatmak isteyen kadınlara uyarılarda bulundu. Sancıları azaltmak için kullanılan pek çok yöntem olduğunu kaydeden Dr. Aysun Özen Okay şunları söyledi:

“Adet sancıları için kullanılan ağrı kesicilerin yanı sıra balık ve yumurta gibi gıdalar tüketmek de fayda sağlar. Yapılan bilimsel araştırmalara göre, balık ve yumurta adet sancılarını ortadan kaldırmada birebir doğal gıdalardır. Tuz, yağ ve şeker miktarını azaltıp, protein bakımından zengin olan besinlere yönelmeniz adet sancılarınızın üstesinden gelecektir. Adet döneminizde lifli besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Ayrıca adet sancılarına iyi gelen diğer doğal ürünler ise süt, soya fasulyesi, siyah üzüm, kabak, patates, kavun, ay çekirdeği, fındık, ceviz, muz, ciğer, deniz ürünleri ve balkabağıdır.”

Adet sancısına doğal yollarla çözümAysunÖZEN OKAYKadın Hastalıkları

Kanser vakalarında ürküten tablo n Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu ve Amerikan Kanser Derneği’nce yapılan araştırmada, 2030 yılına kadar dünyadaki kanser vakalarında yüzde 75 artış olabileceğini açıklandı.

Araştırmada, enfeksiyonların sebep olduğu rahim ağzı kanseri, bazı karaciğer kanserleri türü ve mide kanserlerinin sayısının azalmakta olduğu, ancak bu düşüşe rağmen kötü beslenme, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkların yol açtığı kanser türlerinde artış olacağı belirtildi.

Araştırmaya katılan uzmanlar, 2030’a kadar bazı çok yoksul ülkelerde kanser vakalarında artışın yüzde 90’ı aşabileceği tahmininde bulundu. İnsanların ömrünü uzattığını belirten uzmanlar, bunun da yaşlanmayla ilişkilendirilen kanser riskini artırdığını bildirdi. Uzmanlar, son dönemlerdeki kanser verileri ve BM’nin nüfusla ilgili istatistiklerini göz önüne alarak, 2030 yılına kadar 184 ülkede 22,2 milyon yeni kanser vakası olacağını tahmin ediyor.

n Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Necmettin Din, her seviyedeki ateşin tehlikeli sayılamayacağını belirtirken, 34 ile 37 derece arasını ateşsiz, 38–39 derece arasını ateşli, 40 ve yukarısını ise yüksek ateşli olarak adlandırıldığı bilgisini verdi. Ölçülen vücut ısısına ateş denilebilmesi için rektal ve kulaktan ölçümlerde, 38 koltuk altından ölçümlerde ise 37,5 üzeri ateş olarak kabul edilebilir. Dr. Din, yüksek ateşli çocukların vakit geçirilmeden doktora götürülmesini istedi. Özellikle 6 ay ile 7 yaş arasındaki çocukların ateşle tetiklenen havale riski altında olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

ATEŞ NASIL DÜŞÜRÜLÜR?

Üç aydan küçük çocuklarda ateş

görülmesi halinde, bebeğin üzerinin açılarak beklenilmesi gerektiğini kaydeden Necmettin Din, çocuğun ateşi çıkarken titremesinin son derece normal olduğunu söyledi.

“Üşüttüğü için ateşi çıktı” diye çocuğun üzerinin örtülmesinin yanlış olduğunu dile getiren Din, şunları söyledi:

“Kalın giysiler vücut sıcaklığını dışarı geçirmeyerek çocuğunuzun ateşinin daha da yükselmesine neden olur. Çocuğunuz titriyorsa,

onu bir çarşaf veya ince bir havluya sarın. Üzerini açmanıza rağmen çocuğunuzun ateşi 39 derecenin üzerine çıkıyorsa hemen bir doktora başvurun. Isıyı hızla düşürmenin yolu ılık duşa sokmak veya ılık ıslak havlu ile kompres yapmaktadır. Çocuklarda hiçbir zaman aspirin ateş düşürücü olarak

Çocuğunuz ateşi sizin çileniz olmasın

Necmettin DİNEtlik Hastanesi Başhekimi

n Lokman Hekim Hastaneleri Üroloji Uzmanı Op Dr. Mesut Tül, çocukların 2-5yaş arasında lokal anestezi altında sünnet edilmelerinin psikolojik travma açısından tehlikeler yaratabileceğini söyledi. Çocukların her yaşta sünnet edilebileceğinin altını çizen Doktor Mesut Tül, “Sünnet, her yaşta yapılabilir ancak özellikle 2-5 yaş arası çocuklarda yapıldığında psikolojik travmalara neden olabileceğinden dolayı bu yaşlarda lokal anestezi altında sünnet pek önerilmiyor. Ancak sedasyon veya genel anestezi altında rahatlıkla uygulanabilir. Ayrıca yenidoğan döneminde sünnet yapılmasını öneriyoruz. Çünkü bu dönemde cerrahi işlem daha rahattır. Yara iyileşmesi daha çabuk olur, sünnet sonrası bakım kolaydır. Henüz kişilik oluşmadığı için psikolojik travmaya da neden olmaz” dedi.

Lokal anestezi ile sünnet 2-5 yaş arası çocuklarda tehlikeli

MesutTÜLÜroloji

7LOKMANHEKİM / 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr

&

n Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Terzi, “Arpacık sorununun ardından muhakkak tedavi için bir hekime başvurulmalı ve en önemlisi de göz hijyenine yeterli ihtimam gösterilmelidir” uyarısında bulundu. Dr. Terzi arpacığın, kalıcı sağlık sorunlarına yol açıp sizi gözlük kullanmaya mecbur bırakabilecek ve görme problemlerine yol açabilecek tehlikeli bir hastalık olduğunu kaydetti. Dr. Hakan Terzi şu bilgileri verdi:“Gözde arpacık çıkmasının en önemli nedenlerinden biri, kirpik dibindeki yağ bezelerinin tıkanmış ve iltihap kapmış olmasıdır. Kirpik dibinin iltihaplanması ve tıkanması da makyajdan, uykusuzluktan ve göz hijyeninin yeterli olmamasından kaynaklanır. Bu sebeplerden dolayı ortaya çıkan

arpacık kızarıklık, şişlik, ağrı, çapaklanma ve bulanık görme gibi belirtiler gösterir.”

NASIL TEDAVI EDILIR?

Arpacık tedavisi için öncelikle antibiyotiklerin kullanıldığına dikkat çeken Terzi, “Kirpik

dibindeki yağ bezelerinin açılması için sıcak pansuman ve antibiyotikli göz damlaları ile tedaviye başlanır. Tedaviden bir ay içinde karşılık alınmazsa lokal anestezi altında ameliyatla tıkalı olan yağ bezelerinin içi boşaltılır” dedi.

HakanTERZİGöz Hastalıkları

Arpacık deyip geçmeyin!Uzmanlar, gözde çıkan ve halk arasında ‘arpacık’ olarak bilinen şişliğin sadece güzelliği bozan kozmetik bir sorun olmadığını, göz bozukluğuna da işaret edebileceği uyarısında bulundu.

CihatYAPICIFTR

Ağrılarınıza fizik

tedavi ile veda edin

n Yaşlılarda olduğu kadar gençlerde de görülebilen eklem ağrıları, farklı nedenlerle ortaya çıkıp, kişinin günlük yaşantısını

olumsuz etkileyebilir. Lokman Hekim Hastaneleri Fizik Tedavi

Bölümü’nden Dr. Cihat Yapıcı, bu olumsuz durumdan kurtulmanın

yolları hakkında önemli bilgiler verdi. Eklem ağrısı tedavilerinde

uygulanan yöntemin, ağrının kaynağı ve kişisel özelliklere göre farklılık gösterebileceğini belirten

Dr. Cihat Yapıcı, ağrıları dindirmek için fizik tedavi yöntemlerinden

sıkça yararlanıldığını söyledi. Yapıcı, “Soğuk uygulama, sıcak uygulama,

ultrason, kısa dalga diatermi, alçak frekanslı elektrik akım

tedavileri ve egzersiz, bu fizik tedavi yöntemlerinin en önemlileridir” dedi.

DOĞRU EGZERSIZ

Eklem ağrılarının tedavisinde egzersizin büyük önemi olduğunu

kaydeden Yapıcı, “Egzersiz programı kişiye göre planlanmalı ve

genellikle kronik ağrılar için tercih edilmelidir. Hastanın ağrı kontrolüne yardımcı olmak amacıyla kullanılan egzersizler, kas gücünün korunması ve geliştirilmesinde de etkili olduğu

gibi eklem hareket açıklığını arttırmakta da etkili olmaktadır” diye konuştu. Doktor Yapıcı, son

olarak şunları söyledi:“Düzenli egzersiz, kaslarınızın

güçlenmesini sağlayarak eklemleri aşırı yükten koruyacaktır. Egzersiz

programınızdan olumlu sonuç alabilmek için sabırlı olun ve

egzersiz programınızı aksatmayınız.”

Göz sulanması günlük hayatta bir çoğumuzun sık rastladığı sorunlardan birisidir. Özellikle makyajsız yapamayan bayanlar, göz sulanmasından dolayı büyük sıkıntılara girmektedir. n Lokman Hekim Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadık Kavaklı birçok sebebi olabilen göz sulanmaları hakkında şu bilgileri verdi:“Göz sulanmasına yol açan iki ana grup rahatsızlık vardır. Birincisi gözü rahatsız eden herhangi bir şeyin gözyaşı üretimini arttırması, ikincisi ise gözyaşı drenajının bozulmasıdır. Gözyaşı üretiminin fazlalaşmasında kirpiklerin göze batması, uygun olmayan lenslerin kullanılması, göze ya da kapak içlerine yabancı bir cismin girmesi ve toksik gazlarla temas edilmesi rol alır. Bulaşıcı konjonktivit sebebi olan adenoviral konjonktivitte de başlıca şikayet gözlerin sulanmasıdır. Burada ek olarak göz kızarıklığı ve çapaklanma da olmaktadır.

Gözyaşı normalde gözyaşı kanallarının pompa benzeri çalışmasıyla buruna akmalıdır. Gözyaşı drenajında meydana gelen aksaklıklarda gözyaşı buruna akamadığı için göz sulanması olarak şikâyet ortaya çıkacaktır. Bunun sebepleri de; gözyaşı kanallarında tıkanıklık ya da pompa fonksiyonunun azalmasıdır. İlerleyen yaşla birlikte alt göz kapağının gevşemesi ve yüz felci pompa fonksiyonunu bozarak sulanmaya neden olur. Bazen yüz felcinin ilk bulgusu göz sulanması olabilmektedir.”

Göz sulanması ihmale gelmez!

SadıkKAVAKLIGöz Hastalıkları

8 444 99 11 / LOKMANHEKİMwww.lokmanhekim.com.tr

Ayakların en büyük derdi: Başparmak çıkıntısı

Lokman Hekim Hastaneleri ve Vakıflar Genel Müdürlüğü Sağlık Daire Başkanlığı işbirliği ile düzenlenen “migren” konulu panelde konuşan Doktor Yakut, migrenin 4 ile 72 saat süren şiddetli veya orta şiddetli ağrılar şeklinde ortaya çıktığını belirtti. Erkeklerin yüzde 11.8’inde, kadınların ise yüzde 33’ünde migren görüldüğünü anlatan Yakut, öğün ve uyku düzeninin

bozulması, duygusal, fiziksel ve hormonal faktörler ile bazı ilaç kullanımlarının migreni tetiklediğini kaydetti.

SIRADAN BAŞ AĞRISI DEĞİL

Kadınlarda menopozun ilk dönemlerinde migren ataklarının artış gösterebildiğini ancak menopoz sonrası ağrıların yüzde 80 oranında azaldığını kaydeden Yakut, “Migren normal baş ağrısı ile karıştırılmamalıdır. Migren beyin ve damar hastalığıdır. Sigara damarda pıhtılaşmayı artırır. Bu durum da migren riskini 2.5 kat artırıyor” diye konuştu. Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Yakut, panel sonrası ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde görev yapan kamu çalışanlarının migrenle ilgili sorularını yanıtladı.

Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve Nöroloji Uzmanı Dr. Ali Yakut, migren hakkında merak edilen sorulara yanıt verdi. Migrenin bilimsel olarak kanıtlanmış yüzde yüz tedavisi olmadığını hatırlatan Dr. Yakut, “Kadınlarda menopoz sonrası migrende yüzde 80 azalma oluyor” dedi.

Yanlış ayakkabı seçimi, artrit veya çocuk felci gibi sebeplerle meydana gelen bu rahatsızlıktan kadınlar daha fazla etkileniyor.

n Bunyon, ayaktaki ‘halluks valgus’ deformitesine bağlı ortaya çıkan başparmak etrafındaki şişliğe verilen isim. Başparmak eklemi etrafında eklemi korumakla görevli olan yağ yastıkçığında ayakkabı

içinde basınç altında kalan bir bölge olur ve buna bağlı bir büyüme gelişir. Doku büyüdükçe ayakkabı basıncı artar ve şişlik, kızarıklık,

kalıcı bir hal alır.Lokman Hekim

Hastaneleri Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Barış Birinci, bunyonların cerrahi ve medikal yöntemlerle tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söyledi.

“Tedavinin ana prensibi başparmaktaki deformite

nedeniyle bozulmuş olan basmakusurunun düzeltilmesidir” diyen Dr. Birinci, şunları söyledi:

“Hastalarda medikal tedavide ana prensip başparmak deformitesinin bozduğu ayak mekanik dengesinin çeşitli ortopedik cihazlarla düzeltilmeye çalışılmasıdır. Burada parmak arası silikon, gece takılan makaralar parmağı doğru pozisyona alarak etraf dokunun rahatlatılması ile ağrıyı azaltabilir. Özel yapılmış tabanlıklar ile hastaların başparmak deformitelerinden kaynaklanan yanlış basmaları düzeltilir ve ayakta fazla yük

taşıyan bölgelerin dengesi normale döndürülmeye çalışır. Bu ortezlerden

fayda görmeyen hastalarda ağrının

ortadan kaldırılması ve hastanın daha rahat ayakkabı

giymesinin sağlanması için cerrahi tedavi yöntemleri planlanır.”

BarışBİRİNCİOrtopedi

Migren menopoz sonrası yüzde 80 azalıyor

AliYakutNöroloji

78 yaşındaki gurbetçi hastaya bacak protezi takıldı“Şifa Kapısı” sloganı ile yurt içinden pek çok hastayı sağlığına kavuşturan Lokman Hekim Hastaneleri, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın tedavisinde de önemli bir görev üstleniyor.

n AGİS sigortalı vatandaşlarımıza da sağlık hizmeti sunan Lokman Hekim Hastaneleri’nde şifa bulan isimler arasında Hollanda’dan gelen 78 yaşındaki Halil Ünver de yer alıyor. Lokman Hekim Hastaneleri’nin tecrübeli hekimlerinden Ortopedi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Özkan’a tedavi olan Ünver, başarılı bir bacak protezi ameliyatı olarak sağlığına kavuştu. Operasyon sonrasında duyduğu memnuniyeti Gazete Lokman Hekim ile paylaşan Ünver, “Türkiye’de sağlık hizmeti alanında tek tercihim Lokman Hekim Hastaneleri… Güvenerek ve inanarak buraya geliyoruz. Ameliyatım oldukça başarılı geçti. Doktorum Hamdi Özkan ve tüm ekibine ilgi ve alakasından dolayı teşekkür ediyorum. Kendimi evindeki kadar rahat hissettim” dedi.

9LOKMANHEKİM / 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr

Siz durursanız kalbiniz de durur!

RendaCIRCIKalp ve DamarHastalıkları

n Lokman Hekim Hastaneleri, çok zor ve nadir gerçekleştirilen ameliyatları büyük başarı oranları ile sonuçlandırarak hastaların “şifa kapısı” olmaya devam ediyor. Yaklaşık 3 ay boyunca sancı ve kanama şikâyeti çeken ve ardından Lokman Hekim Hastaneleri’ne gelerek Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hayati Aslantaş’a muayene olan Saffet Akkerman da şifa bularak hastanemizden ayrılan hastalarımız arasındaki yerini aldı.

Nadir yapılan ve zor bir operasyona imza atan Dr. Hayati Aslantaş, sancı ve kanama şikâyeti ile gelen hastanın tedavi sürecine ilişkin şu bilgiyi verdi:

“Hastamız, kalın bağırsak çıkarılması diye bilinen laparoskopik kolon reziksiyonu ameliyatı oldu. Bu ameliyat Türkiye’de sayılı merkezde yapılabilen çok

zor ve uzmanlık isteyen bir yöntemdir. Son derece başarılı bir ameliyatın ardından hasta üçüncü gün yürümeye başlamış, dördüncü gün de taburcu olmuştur” dedi.

DAHA AZ KESI

Dr. Aslantaş, Lokman Hekim Hastaneleri’nde laparoskopik operasyonların başarı ile yapıldığını belirterek, “Daha az kesi, daha az travmatik olan bu ameliyatlardan sonra hastanın ağrı durumu azalıyor, hastanede kalış süresi kısalıyor, normal hayata dönüşü de daha çabuk oluyor. Bu operasyonu gerçekleştirmiş olmak hem hastama hem de bana büyük mutluluk ve gurur veriyor” dedi.

HASTASINDAN ASLANTAŞ’A ÖVGÜPatoloji sonuçları da

olumlu çıkan Saffet Akkerman ise ameliyatını gerçekleştiren Dr. Aslantaş için, “Doktorumu

görür görmez kendisini yıllardır tanıyormuş gibi oldum. Samimi, içten tavrı ve konuşma tarzı kendisine büyük güven duymamı sağladı. Bu yüzden de ameliyatı hiç tereddüt etmeden oldum” ifadelerini kullandı. Ameliyatının başarı ile geçtiğini kaydeden Akkerman, “İkinci günden itibaren tüm ağrılarım kesilmeye başladı. Kesim de çok büyük olmadığı için hemen toparladım ama bir başka bir hastanede ameliyat olsaydım farklı olabilirdi diye düşünüyorum. Bu yöntemle ameliyat olmasaydım kesim büyük olacaktı ve bu kadar kısa sürede iyileşemeyecektim” diye konuştu.

Laporoskopik tedavi hastayı mutlu ediyor

n Kalp hastalıklarının çoğunun, genetik nedenler, obezite ve sigara bağımlılığı sebebiyle cerrahi müdahaleye gerek duyduğunu kaydeden Dr. Renda Cırcı, genetik faktörlerin etkili olduğu kalp hastalığının, yaş ilerledikçe arttığını belirtti. 35 yaşından sonra her bireyin doktora gitmesi gerektiği uyarısında bulunan Dr. Cırcı, kalp hastalıklarına neden olan faktörleri hakkında bilgi verdi.

Aile faktörlerinin önemli olduğunu söyleyen Cırcı, erken yaşta damar sertliği geçiren veya doğumsal kalp hastalığı bulunması, yeni doğacak bebeklerde kalp hastası olma riski meydana geliyor. Doğal olarak östrojen hormonu salgılayan bayan vücudu, erkeklere göre damar sertliği problemi daha az görülüyor. 55 yaş üstü erkeklerin koroner veya dejeneratif kalp

hastalığı görülüyor. Renda Cırcı,“Genetik faktörlerin dışında hareketsiz hayat tarzı da kalp hastalıklarına davetiye çıkartır. Kalbimizi

durdurmamak için kendimiz de durmamalıyız. Her gün yarım saat tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme kalp hastalığını önleyebilir” dedi.

Hayatın pamuk ipliğine bağlı olduğu anlarda yanınızdayızn Tıbbin son teknolojik imkânları ile donatılan Lokman Hekim Hastaneleri Acil Servis Üniteleri, 365 gün 24 saat hizmetinizde. Yaya ve acil trafiği açısından ulaşım kolaylığı bulunan Hastanelerimizin Acil Servisimizde, kaza sonrasında her türlü yaralanma, el mikrocerrahisi, yanık, bayılma, kanama, ateş, solunum güçlüğü, kalp krizi, zehirlenme ile ilgili her türlü acil müdahaleler yapılıyor.

Acil Servisimiz; ilk müdahale için her türlü ekipmana ve sağlık kadrosuna sahiptir. Hastaneye gelen acil çağrı ile 24 saat göreve hazır durumda olan ambulans ekibi derhal harekete geçiyor.

Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Renda Cırcı, hareketsizliğin kalp hastalığına davetiye çıkarttığını söyledi. Genetik faktörlerin dışında hareketsiz hayatın da kalp hastalıklarına neden olduğunu belirten Dr. Cırcı, her gün yarım saat tempolu yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürme kalp hastalığını önleyeceğini belirtti.

Dr. Aslantaş hastası Saffet Akkerman ile birlikte.

10 444 99 11 / LOKMANHEKİMwww.lokmanhekim.com.tr

n 29-31 Mayıs tarihleri arasında Irak’ın Erbil kentinde gerçekleşen fuarda Lokman Hekim Hastaneleri’ni Uluslararası Hasta Koordinatörü Tuğba Arız, Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Abdullah Ahmet ve Burak Başaran temsil etti. Büyük ilgi gören fuarda Lokman Hekim Hastaneleri’ne ait stant da ziyaretçi akınına uğradı. Erbil Ticaret Bakanı ve Sağlık Bakanı Müsteşarı Lokman Hekim’e ait standın ziyaretçileri arasında yer aldı. Erbil Yerel Yönetim Sağlık Bakanlığı yetkilileri ile Erbil Ticari Ataşesi Sayer Erbil de Lokman Hekim Hastaneleri hakkında bilgi aldı. Fuar süresince Lokman Hekim Hastaneleri ve şirketimizin yapmış olduğu ticari faaliyetlerle ilgili bilgi sunuldu. Fuarda ayrıca AUC TV, Khale TV, KTV, Hawler TV’ye ve Saray Gazetesi’ne röportaj verildi. Öte yandan, Lokman Hekim Hastaneleri’ni temsilen Erbil’e giden heyet, buradaki özel hastaneleri ziyaret ederek yetkililerle fikir alışverişinde bulundu.

n 26 Mayıs’ta düzenlenen organizasyona büyük ilgi gösteren personel, “bayanlar” ve “erkekler” olmak üzere iki ayrı kategoride mücadele ettiler. Keyifli ve çekişmeli oyunlara sahne olan bowling turnuvasının bayanlar kategorisindeki birincisi Tıbbi Sekreter Fatma Atlı oldu. Bayanlarda ikinciliği ise yine Tıbbi Sekreter olarak görev yapan Nurcan Dağıgöl elde etti. Büyük çekişmeye sahne olan erkekler kategorisinde ise birinciliği İç Hizmetler Görevlisi Caner Karaca aldı. Erkeklerin ikincisi ise Mali İşler Yönetmeni Ali Akbaş oldu. Turnuva

sonunda birinci ve ikinci olan isimlere birer plaket verildi. Bowling organizasyonuna katılanlar keyifli dakikalar yaşarken, turnuva sonrası hatıra fotoğrafı çektirildi.

Van’da yılın doktoru Burcu Ongan seçildi Sağlık Bakanlığı tarafından Van depreminde gösterdiği üstün çalışmadan dolayı “Yılın Doktoru” seçilen Kadın Doğum Uzmanı Dr. Burcu Ongan, Lokman Hekim Van Hastanesi’nde hastaları ile kurduğu yakın ilişki ile dikkat çekiyor.

n Lokman Hekim Van Hastanesi’nin çiçeği burnunda doktoru Burcu Ongan, meslek hayatının başlangıcı sayılabilecek yaşlarda hastalarının sevgilisi olmayı başardı. Ongan’ın Van’da meydana gelen deprem felaketinde ortaya koyduğu özverili çalışma kariyerinde önemli bir dönüm noktası oldu.

TEK BAŞINA 600 DOĞUM

Ongan, deprem sırasında Van’ın Muradiye ilçesindeki devlet hastanesinde mecburi hizmetini yapıyordu. Daha birinci yılına bile girmeden depreme yakalanan Dr. Ongan, o afet günlerinde de görevinin başından ayrılmadı ve yüzlerce hastasına hizmet verdi. Ongan, vakaları şehir dışına sevk etmemek için çadırda doğum yaptırdı, ameliyata girdi. Ongan ve ekibi şikayet dahi etmeden tüm hastaların ihtiyacına cevap verdi. Zor şartlardaki hizmetlerinden dolayı da Sağlık Bakanlığı’nın “Yılın Doktoru” ödülü Van için Dr. Burcu Ongan’a verildi. Ongan, “Mesleki olarak da kişisel olarak da burada elde ettiğim tecrübeyi başka hiçbir yerde yaşayamazdım. Deprem olduğunda Van ve Erciş’teki hastaneler kullanılamaz hale geldi. Vakaların çoğunu şehir dışına sevk etmemek için kabul ettim. 2 ayda 600’den fazla doğuma tek başıma girdim. Artçı depremler olurken bile ameliyat yaptım” diyerek zor günlerde yaşadıklarını anlattı.

Van’da bowling heyecanıDüzenledikleri etkinliklerle kurum içi iletişimi güçlendiren ve kaliteli sağlık hizmeti sunumu için gerekli olan ekip ruhunu canlı tutan Lokman Hekim Van Hastanesi yeni bir etkinliğe daha imza attı. Lokman Hekim Van Hastanesi personeli bu kez de bowling turnuvasında bir araya geldi.

Erbil’de Lokman Hekim’e büyük ilgi Geçtiğimiz aylarda Almanya ve Afganistan’da bir takım temaslarda bulanan Lokman Hekim Hastaneleri, son olarak Irak’ta boy gösterdi. Yaklaşık 200 uluslararası firmanın katıldığı ve 5.000’den fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapan Iraq Medicare Fuarı’na katılan Lokman Hekim Hastaneleri, fuarın en çok ilgi gören kurumları arasında yer aldı.

n Lokman Hekim Etlik Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Necmettin Din, 3-6 yaş arasındaki anaokulu öğrencilerini sağlık kontrolünden geçirdi. Aynı zamanda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı da olan Dr. Necmettin Din, Sevgi Yuvaları Anaokulu’nun minik öğrencileri ile keyifli dakikalar geçirdi. Kendisini meraklı gözlerle takip eden miniklerle kısa bir süre sohbet eden Necmettin Din, daha sonra çeşitli sağlık taramaları yaptı. Genel sağlık taramasının yanı sıra, boğaz kültürü, fiziki muayene, kulak muayenesi de olan çocukların oldukça neşeli olması dikkat çekti. Yaklaşık 70 kadar çocuğu

muayene eden Dr. Din, minikleri sağlık konusunda bilgilendirdi. Çocuklar arkadaşlarını muayene esnasında meraklı gözlerle takip etti. Muayenelerin tamamlanmasının ardından çocuklara balon ve boyama kitabı dağıtıldı.

Minikler sağlık kontrolünden geçirildi

Yılın Doktoru Burcu Ongan

11LOKMANHEKİM / 444 99 11www.lokmanhekim.com.tr

www.lokmanhekim.com.tr

Lokman Hekim Engürüsağ A.Ş. adına sahibi:İrfan GÜVENDİ

Editör-Yazı İşleri Müdürü:Bora AYDİN

Yayın Danışma Kurulu:Uzm. Dr. Mustafa SARIOĞLU

Dr. Mehmet ALTUĞUzm. Dr. Necmettin DİNDoç. Dr. Celil GÖÇER

Dr. Kemal KARTALDr. İbrahim UĞURUzm. Dr. Metin TAŞ

Dr. Murat Kadir ERDEMBayram GÜVENDİ

Uzm. Dr. H. Ali YAKUTNazım BİLGEN

Sara FARBOUDİÜmmühan DEMİREZEN

Tuğba ARIZSevgi KAYA

Yönetim Yeri:Zübeyde Hanım Mah. Aslanbey Cad.

No: 17 İskitler/Altındağ/ANKARATel: 0.312. 444 99 11

Tasarım:

Atatürk Mahallesi, Lale Caddesi No:1/4Sincan / ANKARA

Tel: 0.312. 271 00 82 www.akkankopyalama.com

Baskı Yeri: DUMAT MATBAACILIKBahçekapı Mah.2477. Sok.

No :6 06797 - Ankara0.312. 278 82 30

Baskı Tarihi: 1 Temmuz 2012

Lokman Hekim Hastaneleri’ninYerel süreli Yayın Organıdır.

Ayda bir kez yayınlanır. Ücretsizdir.

YUKARIDAN AŞAĞIYA 1. Bir işi yapmaya hazır – Deriye sürülerek kullanılan, yumuşak ve koyu kıvamlı bir ilaç türü, 2. Laboratuar işlerinde çalışan kimse – Gelecek, 3. Verme, ödeme – Tümör – Kısa saplı küçük odun baltası, 4. Kuş kanadı – Bir tarikatın veya sanatın ilk kurucusu – Platin’in simgesi, 5. Osminyum’un simgesi – Parasal, 6. Temizlik, paklık – Becerikli, giriştiği her işi başarıyla sona erdiren kimse, 7. Beyaz – “…Derek” (aktris) – Ne yapıp ettiğini saklayıp söylememe, yadsıma, 8. Siyaset – boyun eğen, 9. Nikel’in simgesi – Uygun bulma, tasvip etme – Kiloamper (kısa) 10. Taze fasulyenin kurutulmuşu – İyileştirme, düzeltme, 11. Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek – Saç lülesi, 12. Yazmanlık, katiplik – Büyükbaş hayvan barınağı

SOLDAN SAĞA 1. Onurlu, şerefli – Savunucu, 2. Paraguay çayı – İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faali-yetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisad, 3. Tahtası siyah renkli bir ağaç türü – İtalya’nın eski para birimi, 4. Bir nota – Sinirli – Kekli-ğin boynundaki siyah halka, 5. Siirt’in bir il-çesi – Işık taneciği, 6. Bir yüzölçümü biri-mi – Bir soru sözü – Birinin bir tarikat mürşi-dine başvurarak tarikata giriş izni alması, 7. Manganez’in simgesi- Keçiyolu – Bir çalgı türü, 8. Kavimle ilgili, budunsal, kavmi – Ya-zıcı, yazar, 9. İçten çürüyen ağaç – Hiçbir zaman; katiyen, 10. Dince kutsal sayılan bir yeri ziyaret etmek – Kira - Polonyalı, 11. Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerin-den her biri – iri taneli bir bezelye türü, 12. Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen durumu, nicelik, ölçü – Türk musikisinde bir makam

“Zaman”a farklı bir bakışÜstad Necip Fazıl’ın da dizelerinde belirttiği gibi;

“zaman nedir?” Su mudur avuçlarımızdan akıp giden? Yoksa bir kuş mudur uzaklara uçup yönelen… Çıkılması zor bir yokuş veya varılması kolay bir iniş midir?

Bazılarımıza; taşlık arazide yokuş tırmanmayı hatırlatırken, bazılarımız için kaygan zeminde inişe geçmeyi ifade eder. Köpüklü sabun misali…

Aslında zaman hayatımızdır. “Hayatınızı seviyorsanız zamanınızı boşa harcamayınız. Çünkü zaman hayatın kendisidir.” Der Benjamin Franklin.

Zaman hususunda iki kavramdan bahsedebiliriz. Objektif ve sübjektif zaman.

Hiç düşündünüz mü, 1 gün kaç dakika? Ya da bir haftada kaç saat var?

1 gün 1440 dakika, 1 hafta 168 saattir. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda da bu böyle; Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u 21 yaşında fethettiğinde de bu böyle idi. İşte objektif zaman olarak adlandırdığımız kavram; bize, size, onlara göre değişmeyecek bir zaman

ölçütünü ifade eder. Bu anlamda insanların sahip oldukları zaman açısından bir fark yoktur. Tek fark, zamanımızı nasıl kullandığımızdır.

Sübjektif zaman ise hissedilebilen ya da algılanan zamandır. Kişi, saatin kaçı gösterdiğine bakmaksızın olayda geçen süreyi kısa ya da uzun olarak algılar. 1 dakikanın taşıdığı değer; uçağı kaçıran yolcuyla, evde istirahat eden kişi açısından farklıdır. Ya da bir milisaniyenin değeri; şehri karanlığa gömen bir mühendis için ne kadar önemliyse, olimpiyatlarda altın madalyayı kaçırıp gümüş madalya alan koşucu için de o denli yüksektir.. Dolayısıyla, etkili zaman yönetimi; saati dakikayı yönetmek değil, kişinin kendisini zaman içinde yönetebilmesidir.

SAĞLIK SEKTÖRÜNDE ZAMAN

Özellikle sağlık sektöründe, dakikaların hatta saniyelerin bile değeri tartışılamaz. Esasen insanoğlunun kendi vücudu

bile en güzel örnektir zaman yönetimine.

Âlemlerin Rabbi; “Biz, gerçekten insanı en güzel şekilde yarattık” buyuruyor (Tin Suresi, 4.Ayet). Dolayısıyla; güneşin, ayın ve bütün yaratılmışların bir nizam, bir ölçü içerisinde mükemmel birlikteliği bize zamanın önemini vurgulamaktadır.

Zaman konusunda üzerinde durulması gereken hususlardan bir diğeri de, yaptığımız işin ne kadar önem teşkil ettiğidir. Boş durmayıp bir iş yapıyor olsak bile, o anda yapılacak daha önemli bir işimiz varsa zamanımızı boşa harcıyoruz demektir. Ne yaptığımız kadar, ne için ve nasıl yaptığımız da önemlidir.

ZAMANIN ETKİN KULLANIMI

Zaman tutanağı hazırlama ve akşam analizi, planlamaya önem verme, öncelikleri belirlemek,

kişinin kendini yönetmeyi bilmesi, zamanı programlama, yetki devretmek ve tersine yetki devrinden kaçınmak, kesintilerin ortadan kaldırılması, stresin üstesinden gelme olarak özetlenebilir.

Şunu unutmayın ki; zaman kimseyi beklemez. Dün artık mazi oldu, yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır… Zamanınızı etkin ve bereketli kullanacağınız hayırlı günler dilerim.

F. SeçilBİÇENTÜRK

İnsan Kaynakları Görevlisi