16
Mimarlar Odası Denizli Şubesi olarak çocuklarda kentlilik bilincinin geliştirilmesi, kent kültürü, tarihi çevre ve koruma konularında farkındalık oluşturul- ması amacıyla ilk ve ortaöğretim çağındaki öğren- cilerle yeni bir çalışma başlatmak ve sürdürmek istiyoruz: “Çocuklarla Denizli Kent Rotası” ile yaşa- dığımız kenti gezip görmek ve tanımak! BİR SEÇİM DAHA BİTTİ (Mİ?) Tüm Türkiye’nin dört gözle beklediği mahalli idareler seçimleri nihayet 31 Mart Pazar günü yapıldı. Son günlere kadar iktidarın ayrıştırma söylemleri- nin altında oldukça gergin geçen se- çim atmosferine rağmen kazasız be- lasız bir seçimi daha atlattık diyebiliriz. Sandıkların açılmasının ardından ya- yın yasağının kalkması ve ilk sonuçları almamızla birlikte Denizli’de oluşan tablonun aşağı yukarı netleşmiş oldu- ğunu gördük. Oyların yarısından biraz fazlası açıklandığında, Denizli Büyük- şehir Belediyesinde Osman Zolan, Pamukkale Belediyesinde Avni Örki ve Merkezefendi Belediyesinde Şeniz Do- ğan’ın isimleri neredeyse kesinleşmiş olmasına rağmen diğer bazı ilçelerde bu yarış neredeyse son sandık açılana dek devam etti. Batı bölgelerinden daha önce sayıl- maya başlayan doğu ve güneydoğu bölgelerindeki oyların ardından, özel- likle kayyumla yönetilmekte olan bazı şehirlerin Halkların Demokratik Parti- sinden, bu bölgelerde oyunu artırmış olan Cumhur İttifakına geçmiş olduğu- nu gördük. İlerleyen zamanlarda tüm ülkede sandıkların açılmasıyla birlikte de Adana, Mersin, Antalya ve (şaşırtıcı şekilde) Ankara gibi büyükşehirlerde Millet İttifakının beklenmedik zaferine tanık olduk. Özellikle 25 yıl aradan son- ra Ankara gibi bir metropolün CHP’ye geçmesi ekranlarda konuşulurken bir büyük sürpriz de İstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanlığından geldi. Son dakikalara kadar tüm Türkiye’nin nefesini tutarak izlediği İstanbul oy sayımında Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki fark 4.000 oya kadar gerilemişken, Anadolu Ajan- sı anlaşılmaz bir şekilde 23:21’de veri akışını durdurdu. Devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın, pazar- tesi günü öğle saatlerinde YSK’nın açıklamalarını takiben yapmış olduğu veri güncellemesinin ardından da çok az bir farkla gene 25 yıl aradan sonra bir başka belediyenin, İstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanlığının Millet İt- tifakı üyesi CHP’ye geçtiğini öğrenmiş olduk. Bu yazının hazırlandığı an itiba- riyle geçerli oy ve itiraz tartışmaları sürerken, İstanbul seçim sonuçlarının netleşmesinin biraz daha zaman ala- cağı anlaşılıyor. Tüm Türkiye’de 2018 Haziran genel se- çimlerine göre az bir oy kaybı yaşayan Cumhur İttifakının Denizli’de de çok fazla bir oy kaybı yaşamadığı seçim yarışında, Milliyetçi Hareket Partisi 2 ilçe, Ak Parti 12 ilçe belediye başkan- lığı kazanırken, Büyükşehir Başkanlı- ğı’nda da Osman Zolan’ın rahatlıkla ipi göğüslediğini görmek mümkün. Millet İttifakı üyesi İyi Parti, seçimlere ittifak olarak katıldığı Büyükşehir ve bazı il- çelerde hiç belediye kazanamamış olmasına rağmen, ortağı Cumhuriyet Halk Partisi 5 ilçe belediyesini aldı. Bu belediyelerdeki en büyük sürpriz ise CHP’nin Merkezefendi Belediye Başkan adayı Şeniz Doğan’ın azımsa- namayacak bir farkla mevcut Başkan Muhammet Subaşıoğlu’na karşı ka- zanmasıyla gerçekleşti. Denizli’de önümüzdeki beş yıl için her ne kadar mimar bir belediye başka- nımız olmasa da bir önceki döneme (devamı sayfa 13’te) Yer-siz Ruh-suz Müellifi Vefat Etmiş Binalarda Tadilat... RRR Projelerinde Yönetim Süreci... 11 13 04 M. Serdar Alayont Mimarlar Odası Denizli Şubesi Yönetim Kurulu Bşk. Başkan’dan ÇOCUKLARLA DENİZLİ KENT ROTASI TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kuru- lu tarafından düzenlenen “Denizli Kent Sempozyumu” 1-2 Mart 2019 tarihlerinde gerçekleşti. İki gün boyunca devam eden Sempoz- yum kent içinde yankı uyandırırken, iz- leyici katılımının tüm oturumlarda stan- dart yoğunluğa ulaştığı gözlendi. Son gün gerçekleşen ve Şubemiz YK Başkanı M. Serdar Alayont’un modera- törlüğünde, Büyükşehir ve merkez ilçe- ler Başkan adaylarının katıldığı Forum, aktif katılımın en fazla olduğu etkinlikti. Denizli Kent Sempozyumu 5 oturum ve bir Forum olarak gerçekleşti. 1 Mart 2019 tarihinde saat 09:30’da açılan Sempoz- yum, saat 10:00’dan itibaren başladı. Sunuculuğunu Şubemiz YK üyesi Mimar Jülide Öz’ün yaptığı Sempozyumun açış konuşmalarını İKK Denizli dönem Sek- reteri Mehmet Sarıca ve TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz yaptı. Bazı Be- lediye Başkan adayları ve CHP Denizli Milletvekilleri ile ilgili bürokratlar Sem- pozyum açılışına katıldılar. TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu tarafından yerel seçimlerden bir ay önce düzenlenen “Denizli Kent Sempozyu- mu” seçim atmosferinin de katkısıyla kenti ve kent yaşamını ilgi odağına yerleştirdi. Kent sorunlarının beş ayrı otu- rumda tartışıldığı Sempozyum ikinci gününde, Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı M. Serdar Alayont’un başkanlık ettiği “Forum” programıyla son buldu. Forum konukları merkez il ve ilçe belediye başkan adayları oldu, ilgi yoğundu. DENİZLİ KENT SEMPOZYUMU KENTLEŞMEYİ GÜNDEME TAŞIDI “Annemi uzun bir hastalık müca- delesinden sonra toprağa verdik... Cep telefonum çaldı. Arayan Çal Kaymakamı Hasan Şıldak! ‘Rölöve Restorasyon projelerini çizecekti- niz, ne zaman geleceksiniz’ dedi...” Mimar Hülya Kahveci yazdı Denizli’nin ilk diplomalı mimarı Fe- ridun Alpat, sanayi alanında çok büyük hizmetlerde bulundu... Al- pat, dolu dolu geçen uzun yılların ardından, 88 yaşında vefat etti. Mimar H. Ataman yazdı ÇAL GAZİ OKULUNUN HİKAYESİ Denizli’nin ilk Mimarı: FERİDUN ALPAT 10’da 16’da 2’de Devamı 3’te BETÜL AYDIN CURA IŞIL METE MEHMET DİNÇER

m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

Mimarlar Odası Denizli Şubesi olarak çocuklarda kentlilik bilincinin geliştirilmesi, kent kültürü, tarihi çevre ve koruma konularında farkındalık oluşturul-ması amacıyla ilk ve ortaöğretim çağındaki öğren-cilerle yeni bir çalışma başlatmak ve sürdürmek istiyoruz: “Çocuklarla Denizli Kent Rotası” ile yaşa-dığımız kenti gezip görmek ve tanımak!

BİR SEÇİM DAHA BİTTİ (Mİ?)Tüm Türkiye’nin dört gözle beklediği mahalli idareler seçimleri nihayet 31 Mart Pazar günü yapıldı. Son günlere kadar iktidarın ayrıştırma söylemleri-nin altında oldukça gergin geçen se-çim atmosferine rağmen kazasız be-lasız bir seçimi daha atlattık diyebiliriz.

Sandıkların açılmasının ardından ya-yın yasağının kalkması ve ilk sonuçları almamızla birlikte Denizli’de oluşan tablonun aşağı yukarı netleşmiş oldu-ğunu gördük. Oyların yarısından biraz fazlası açıklandığında, Denizli Büyük-

şehir Belediyesinde Osman Zolan, Pamukkale Belediyesinde Avni Örki ve Merkezefendi Belediyesinde Şeniz Do-ğan’ın isimleri neredeyse kesinleşmiş olmasına rağmen diğer bazı ilçelerde bu yarış neredeyse son sandık açılana dek devam etti.

Batı bölgelerinden daha önce sayıl-maya başlayan doğu ve güneydoğu bölgelerindeki oyların ardından, özel-likle kayyumla yönetilmekte olan bazı şehirlerin Halkların Demokratik Parti-sinden, bu bölgelerde oyunu artırmış olan Cumhur İttifakına geçmiş olduğu-nu gördük. İlerleyen zamanlarda tüm ülkede sandıkların açılmasıyla birlikte de Adana, Mersin, Antalya ve (şaşırtıcı şekilde) Ankara gibi büyükşehirlerde Millet İttifakının beklenmedik zaferine tanık olduk. Özellikle 25 yıl aradan son-ra Ankara gibi bir metropolün CHP’ye geçmesi ekranlarda konuşulurken bir büyük sürpriz de İstanbul Büyük-

şehir Belediye Başkanlığından geldi. Son dakikalara kadar tüm Türkiye’nin nefesini tutarak izlediği İstanbul oy sayımında Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım ile Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu arasındaki fark 4.000 oya kadar gerilemişken, Anadolu Ajan-sı anlaşılmaz bir şekilde 23:21’de veri akışını durdurdu. Devletin resmi haber ajansı olan Anadolu Ajansı’nın, pazar-tesi günü öğle saatlerinde YSK’nın açıklamalarını takiben yapmış olduğu veri güncellemesinin ardından da çok az bir farkla gene 25 yıl aradan sonra bir başka belediyenin, İstanbul Büyük-şehir Belediye Başkanlığının Millet İt-tifakı üyesi CHP’ye geçtiğini öğrenmiş olduk. Bu yazının hazırlandığı an itiba-riyle geçerli oy ve itiraz tartışmaları sürerken, İstanbul seçim sonuçlarının netleşmesinin biraz daha zaman ala-cağı anlaşılıyor.

Tüm Türkiye’de 2018 Haziran genel se-

çimlerine göre az bir oy kaybı yaşayan Cumhur İttifakının Denizli’de de çok fazla bir oy kaybı yaşamadığı seçim yarışında, Milliyetçi Hareket Partisi 2 ilçe, Ak Parti 12 ilçe belediye başkan-lığı kazanırken, Büyükşehir Başkanlı-ğı’nda da Osman Zolan’ın rahatlıkla ipi göğüslediğini görmek mümkün. Millet İttifakı üyesi İyi Parti, seçimlere ittifak olarak katıldığı Büyükşehir ve bazı il-çelerde hiç belediye kazanamamış olmasına rağmen, ortağı Cumhuriyet Halk Partisi 5 ilçe belediyesini aldı. Bu belediyelerdeki en büyük sürpriz ise CHP’nin Merkezefendi Belediye Başkan adayı Şeniz Doğan’ın azımsa-namayacak bir farkla mevcut Başkan Muhammet Subaşıoğlu’na karşı ka-zanmasıyla gerçekleşti.

Denizli’de önümüzdeki beş yıl için her ne kadar mimar bir belediye başka-nımız olmasa da bir önceki döneme

(devamı sayfa 13’te)

Yer-sizRuh-suz

Müellifi Vefat Etmiş Binalarda Tadilat...

RRR Projelerinde Yönetim Süreci...

11 1304

gündemimimar’ıntmmobmimarlar odasıdenizli şubesi

2019/1

M. Serdar AlayontMimarlar Odası Denizli ŞubesiYönetim Kurulu Bşk.

Başkan’dan

ÇOCUKLARLA DENİZLİ KENT ROTASI

TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kuru-lu tarafından düzenlenen “Denizli Kent Sempozyumu” 1-2 Mart 2019 tarihlerinde gerçekleşti.

İki gün boyunca devam eden Sempoz-yum kent içinde yankı uyandırırken, iz-leyici katılımının tüm oturumlarda stan-dart yoğunluğa ulaştığı gözlendi.

Son gün gerçekleşen ve Şubemiz YK Başkanı M. Serdar Alayont’un modera-törlüğünde, Büyükşehir ve merkez ilçe-ler Başkan adaylarının katıldığı Forum, aktif katılımın en fazla olduğu etkinlikti.

Denizli Kent Sempozyumu 5 oturum ve bir Forum olarak gerçekleşti. 1 Mart 2019 tarihinde saat 09:30’da açılan Sempoz-yum, saat 10:00’dan itibaren başladı. Sunuculuğunu Şubemiz YK üyesi Mimar Jülide Öz’ün yaptığı Sempozyumun açış

konuşmalarını İKK Denizli dönem Sek-reteri Mehmet Sarıca ve TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz yaptı. Bazı Be-

lediye Başkan adayları ve CHP Denizli Milletvekilleri ile ilgili bürokratlar Sem-pozyum açılışına katıldılar.

TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu tarafından yerel seçimlerden bir ay önce düzenlenen “Denizli Kent Sempozyu-mu” seçim atmosferinin de katkısıyla kenti ve kent yaşamını ilgi odağına yerleştirdi. Kent sorunlarının beş ayrı otu-rumda tartışıldığı Sempozyum ikinci gününde, Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı M. Serdar Alayont’un başkanlık ettiği “Forum” programıyla son buldu. Forum konukları merkez il ve ilçe belediye başkan adayları oldu, ilgi yoğundu.

DENİZLİ KENT SEMPOZYUMUKENTLEŞMEYİ GÜNDEME TAŞIDI

“Annemi uzun bir hastalık müca-delesinden sonra toprağa verdik... Cep telefonum çaldı. Arayan Çal Kaymakamı Hasan Şıldak! ‘Rölöve Restorasyon projelerini çizecekti-niz, ne zaman geleceksiniz’ dedi...”Mimar Hülya Kahveci yazdı

Denizli’nin ilk diplomalı mimarı Fe-ridun Alpat, sanayi alanında çok büyük hizmetlerde bulundu... Al-pat, dolu dolu geçen uzun yılların ardından, 88 yaşında vefat etti. Mimar H. Ataman yazdı

ÇAL GAZİ OKULUNUN HİKAYESİ

Denizli’nin ilk Mimarı:FERİDUN ALPAT

10’da

16’da

2’de

Devamı 3’te

BETÜL AYDIN CURA IŞIL METE MEHMET DİNÇER

Page 2: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/12

“BU OKULA KAYMAKAM VURDURAN OKUL DERLER!”Çal Gazi İlkokulunun Hikayesi

KÖYLÜLER VE YÖRE HALKIYLA BİRLİKTE

2000 yılı itibarı ile başta köyümüz Şapçılar, Gelinören olmak üzere Çal ilçesine bağlı bütün köylerin muhtar-ları ve hemşehrilerimiz ve akrabalarımız tarafından istenilen, katılınan ve desteklenen ‘’yöremizi kalkın-dırma projeleri’’ yapıyoruz. Bir tür imece. Mevcut yö-netimler ilgili kurumların da bilgisi ve teknik desteği dahilinde oluyor çoğu zaman. Yöneticiler işin içinde değilse bile, proje bitince zaten cümbür cemaat Çala bağlı 25 köyün muhtarı ve ilgili kişilerle, yatırım yapıl-sın diye elimizde proje gidip konuşuyoruz.

Ödenek için Kaymakamlık, Valilik, İl Genel Meclisi ve Denizli Belediyesine başvuruyoruz.

Çal Gazi ilkokulunun ve diğer projelerimizin Röleve Restorasyon projelerinin yanı sıra yapılması gereken kalorifer, tesisat ve elektrik projeleri konusunda ve diğer tüm işlerin yürütülmesinde Milli Eğitim Müdür-lüğü ve Bayındırlık (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü), Valiliğe bağlı diğer YİKOB gibi kuruluşlar görev alıyor.

2-3 gün içinde ekibimle gittik. Rahmetli İlkay Akyürek ve Mehmet Turgut ile birlikte 4 kişi. Bina içinde ölçüm yaparken farkında değilim, gözlerimden ip gibi yaşlar akıyormuş, metreyi göremiyorum. İlkay benim yan ta-raftaki parka gidip oturarak ara vermemi istedi, “biz ölçmeye devam ederiz” dedi. Parkta kahve söyledim, otururken çevreden yaşlı amcalardan birisi karşıdan seslenerek geldi. “Bir derdin mi var, hayırdır, neden ağlıyorsun” diye sordu. Anlattım. Annemin hayırı olsun diye niyet etmiştim, bugün gelmek gerekti dedim. “Sen biliyor musun bu okula ‘Kaymakam vurduran okul’ derler” dedi, oturdu anlatmaya başladı:

KAYMAKAM VURDURAN OKUL

Kurtuluş savaşı bitmiş, Cumhuriyet kurulmuş. İmkan-lar çok kısıtlı, ihtiyaç çok. Devlet bu okulları yaptırırken malzeme yöre halkından temin edildi, ustaları devlet gönderdi, Kaymakamı da başına koydu. İnşaatın nasıl olacağı kaymakama anlatıldı, projeler de var, Kayma-kam yürütüyor. Kaymakama sıkı sıkı tembih edilen şeylerden birisi de; Okulun taş duvarları her gün 80-100 cm yükseklikte örülecek, bina boyunca döne döne. Ertesi gün üstüne devam edilecek, çünkü harç kuru-madan çok ağırlık binerse taşlar birbirinin ağırlığını taşıyamıyor, duvar yamuluyor, sağlam da olmuyor. Kaymakam gün içinde birçok kez gelip bakıyor, bek-liyor başında. Fakat bir gün duvarın birinin bir günde tavana kadar örüldüğünü görüyor, bina yüksekliğinde. Olan olmuş, yanlış. Vatandaş yokluk içinde malzeme bulup getiriyor, sırtında taşıyor ama emekler zayi olu-

yor, ne zorluklarla gelen malzeme boşa gidiyor, bina sağlam olmayacak düşünceleri ile içi yanıyor. Göre-vimi yerine getiremedim, Devlete zarar verdim, diye beylik tabancasını çekip kendisini vuruyor. Bu yüzden bu okula kaymakam vurduran okul derler.

Hikayeyi dinleyince hatırladım, binayı görmeye ilk gel-diğimde arazinin alçak olduğu taraftaki kısa yöndeki duvarın iki yandan uzun duvarla birleştiği köşelerde tavana birleşik kısımda ince çatlaklar, ayrılmalar gör-müştüm. Arazi bu tarafta düşük olduğu için, duvarlar açılma eğiliminde diye düşünmüştüm. Taşlar şimdi yerine oturdu.

Bu hikayeyi halk arasında bilenler, geçmişten gelen bir hikaye olarak anlatıyor. Ama resmi kurumlarda, okulda öğretmenlik yapanlar dahil fazla bilen yok. Resmi ortamlarda pek dillendirilmemiş sanırım.

GAZİ İLKOKULLARI TARİHÇESİ

Bu okullar genelde bulunduğu yerde dört yönden hafif tepe olan bir yere yapılıyor. Bahçe kapısından okula kadar olan geniş yolun iki tarafında öğrenciler tarafından dikilen çam ağaçları dizilidir. 4.30-5.00 m kat yüksekliği, estetik cephesi ve zarif çatısı, altın oran diyebileceğimiz oranları ile hafızalarda yer eder bu yapılar.

Mimar Kemalettin’in projesi olup, padişahın proje ile bizzat ilgilendiği bilinmektedir. İllerde büyük, ilçeler-de orta, köylerde küçük olmak üzere 3 tiptir. Mimarın özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in Ankara Gazi Muallim Mektebinin özgün projesini hazırlarken batı kaynaklı mimari tarzlara yönlendirmelerle karşılaşıp ilk projesini değiştirmek zorunda kaldığı bazı kaynaklarda yer almaktadır. Cumhuriyet döneminde, Gazi İlkokulları özgün tarzı ile eskiden bugüne yapıla gelen binalar olması nedeni ile de önem kazanmaktadır. Hükümet Konakları gibi tip projesi değişmeden yapıla gelen başka yapı grupları da vardır.

Denizli’deki Gazi ilkokulu’nu araştırırken, bu okulun aynısının karşı tarafta da olduğunu ve bir tarihte yıkıl-dığını okumuştum. Aşağıda anlatacağım, Çal Gazi ilko-kulu eski öğretmeni ve müdürü Ahmet Aycan hocam-dan anılarını dinlerken, bununla ilgili de bilgiler aldık.

GAZİ İLKOKULUNUN AYNISI BİTLİS’TE TAŞTAN YAPILMIŞ

Gazi İlkokulları ile ilgili bir diğer anım da şöyle:

Bu proje rölöve aşamasındayken, sonra başka bir res-torasyon projesi için Bitlis’e gittiğimde çarşıda yolun

karşısında, bizim Gazi İlkokulunun aynısının taştan yapılmış olanını gördüm. Sıvasız, tamamiyle taş. Ama pencere tipine kadar, pencere altındaki dikdörtgen tabla şeklindeki 1 cm’ik çıkıntıya kadar, tümüyle aynısı taştan yapılmış. Ama kapısında Kazım Paşa İlkokulu yazıyor. Oradaki gençlere biraz da konuşturmak ama-cıyla sordum: Siz Atatürk’ün Gazi ilkokulunun adını niye değiştirdiniz? Vallah biz değiştirmedik, dediler. Kim değiştirdi o zaman? Kimse değiştirmedi. İsmi hep öyleydi. Nasıl öyleydi, bu okulların adı Cumhuriyetin başından beri Gazi İlkokulu! “Yok hocam, o Osmanlı-dan kalma.” Nereden belli? Kitabesinde yazıyor.

Gittik baktık, iki kitabe var, birisi Osmanlıca. Yapılış ta-rihi Cumhuriyetten önce.

Denizli’ye geldiğimde Çal Kaymakamlığına gittim. Bu hikayeyi anlattım. Kaymakam dedi ki, “bu yapılar Sultan Abdülhamit Han tarafından Osmanlı İmpara-torluğunun son döneminde, eğitim seferberliğinin tip projeleri, devletin son çırpınışlarından birisi olarak ta-rihte yer almıştır. Osmanlı döneminde yapılanlara o yörede sevilen bir kişinin ismi verilmiştir. Cumhuriyet döneminde de halkın katılımı ile imece usulü 68 kadar yapılarak, tamamına Gazi İlkokulu adı verilmiştir.”

İnşaatı malzemesi çevredeki insanlardan, ustalığı ise devletin verdiği ustalarla, inşaat bir tür imece olarak yürütülmüş.

Sonra Valiliğe gittiğimde Vali Yardımcımız Halil İbra-him Ertekin Bey’e anlattım hikayeyi. Yapılış sürecini aynı şekilde anlattı ve ilave etti. “Bu yapılardan bütün Osmanlı Coğrafyasında var. Sınırların genişlediği her toprağa sadece okul değil, hastane, hükümet konağı, postane gibi yapıları ve hizmetleri götürmüşüz, sö-mürgeci ülkelerden farklıyız” dedi. Gözlerim doldu.

Belediye Başkanımız Nihat Zeybekçi ile karşılaştığım-da, Bitlis’teki okulun fotoğrafını göstererek “bakın başkanım bizim Gazi İlkokulunun aynısı Bitliste var, taştan yapılmıştı” dememe kalmadı, Nihat Başkan ‘’Hamidiye Mektepleri’’ diyerek özetledi.

Denizli’de kayıtlara geçen Gazi ilkokulu ve aynı model eski okullardan tespit edilen 7 tane olduğunu biliyo-ruz. Ama daha fazla olabilir. Özellikle küçük köy tipleri gözden kaçıyor. Onlar da onarılıp değerlendirilmeli. İlçelerdeki Çal, Buldan, Sarayköy Gazi İlkokulları aynı tip. Buldan’daki okulda çatı orta kısımda yükseltilmiş, içerisi faaliyet salonları olarak kullanılıyor.

Yukarı Seyit Muhtarımız Hulusi Helvacı döneminde eski okul denilen köy tipi okul onarıldı, internet salonu, kütüphane ve müze olarak kullanılıyor. Yine işbirliği ile

Hülya Kahveci Mimar

“Ekim ayının başı. 2006 yılı. Birkaç gün önce, annemi uzun bir hastalık mücadelesinden sonra toprağa verdik. Evde hala Kur’anlar okunuyor. Cep telefonum çaldı. Arayan Çal Kaymakamı Hasan Şıldak! “Hülya Hanım Gazi İlkokulumuzun Rölöve-Restorasyon projelerini çizecektiniz, ne

zaman geleceksiniz” dedi. “Kaymakamım söz verdim geleceğim. Zaten biliyorsunuz, hemşehrilerim önceden söz aldı, peşini bırakmazlar. Acı bir günümdeyim, annemi kaybettik, 7. gün duasını yapalım geleyim ekibimle” dedim.

Bitlis‘te Kazım Paşa İlkokulu

Çal Gazi İlkokulu restorasyon öncesi - ön cephe

Çal Gazi İlkokulu restorasyon öncesi - arka cephe

Page 3: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 3

okulun bahçesini de düzenledik, havuz yaptık, bahçe de keşkek günü ve her türlü faaliyet yapılıyor.

Aşağı Seyit’te de daha çok binadan oluşan köy tipi okulumuz var. Birçok köydeki de yıkıldı maalesef.

OKUL ÖĞRETMENİ VE MÜDÜRÜ AHMET ALİ AYCAN’IN ANLATTIKLARI

Bu yazıyı hazırlarken uzun süredir görüşecek olduğu-muz Ahmet Ali Aycan hocamla görüşme fırsatı doğdu.

Kızılçullu Köy Enstitüsü mezunu öğretmenimizin birbi-rinden ayrılması mümkün olmayan, Gazi İlkokulu-ya-şam-öğretmenlik anılarının bir kısmını şöyle:

HAYATI:

Öğretmenimiz 1926 Selcen doğumlu. Buradan her gün 3,5 km yürüyerek geldiği Çal Gazi İlkokulunda 1935-40m yıllarında okumuş. Bazan dere yüksek olduğunda yağmurun dinmesini beklerlermiş. 1940 yılında İzmir Kızılçullu Köy Enstitüsüne gitmiş. 1944 te Selcen köyü-ne İlkokul Öğretmeni olarak atanmış. Çal İsabey’de de 2 yıl öğretmenlik yapmış. 1959 da Çal Gazi ye öğret-men olarak gelmiş. 1960’ta Askeri Hükümet dönemin-de Akkent Belediye Başkanlığı yapmış.

Daha sonra 1964’te Denizli Er Eğitim Tugayında oku-ma-yazma okuluna şef olarak alınmış. 117 tane de öğ-retmenle birlikte, okuma yazma bilmeyen erlere önce Türkçe, sonra ilkokul mezunu seviyesinde okuma yazmayı 4 ayda öğretiyormuş. 1971 de ek görev olarak yaptığı işe ödenek yetersizliği nedeni ile devam et-tirilmemiş, Namık Kemal İlkokuluna öğretmen olarak atanmış. Bu nedenle Süleyman Demirel’e kırgın. 1973 te kendi isteği ile emekli olmuş. Tugayda çalıştığı 7 yıl için Tugaydaki askeri yetkililerin önerisi ile Milli Eğitim Bakanlığından teşekkür belgesi almış.

KIZILÇULLU VE ÇİFTELER KÖYENSTİTÜLERİNİN KURULUŞ HİKAYESİ

1936-37 de Alman harbi başladığı sıralarda bir yokluk dönemi yaşanıyor. Ekmeğin karne ile verildiği dönem-ler.

Atatürk 1937 de Eğitim Şurasını topluyor. Okuma-yaz-ma seferberliği yapacağız diyor. “Köyden başlayaca-ğız, köyde doğmuş, köyde okumuş ilkokul öğrenci-lerini alıp öğretmen olarak tekrar köye göndericez” diyor. Şurada 6 sene eğitim kararı çıkıyor. Ata olmaz diyor, en yakın zamanda, yarın öğretmen lazım. Yaz tatilini kaldırıp 5 sene yapıyorlar. Adı da başlangıçta Köy Erkek Öğretmen Okulu.

Ama Atam diyorlar, buna uygun bina lazım, bina yok. Atatürk çok net bir şekilde iki tane okul yeri ve bina söylüyor. 1920 de Meclis kurulduğu zaman kapatı-

lan Amerikan Kolejlerinden olan, İzmir Kızılçullu’daki Amerikan Koleji binasını kullanıcaz diyor. Bir de Es-kişehir Çifteler’de bir at harası içinde boş duran iki binayı tamir edip kullanıcaz diyor.

Eğitim başlıyor, 1938 de şura tekrar toplanıyor. Neler yaptık, kaç mezun var, sonuçlar alınıyor. Atatürk biz hata yaptık diyor. Köylerde kadınlarla kim muhatap olacak, kim yol gösterecek, kız öğrencileri de alıcaz, karışık olacak okul diyor. Okulun adı da Erkek Öğret-men Okulu yerine Köy Enstitüsü oluyor.

Sonraki yıllarda, Avrupa ile kurulan Balkan Paktı ve Nato anlaşmaları yapılınca, ABD bu anlaşmaları ba-hane ederek, İzmir’e askerlik şubesi kurulmasını teklif ediyor. Kızılçullu Amerikan Kolejini tekrar alıyor, ABD Askeri Karargahı yapıyor. O dönemdeki öğrenciler de Ortaklar Öğretmen Okuluna naklediliyor.

DENİZLİ GAZİ İLKOKULUNUN AYNISI: DENİZLİ İSMET PAŞA VE ÇAL GAZİ OKULU

Öncelikle elimdeki bir ipucu hakkında soruyorum. Bi-zim Denizli Gazi İlkokulunun karşı tarafında bir yerde Gazi İlkokulunun aynısı varmış. Adı İsmet Paşa İlkokulu imiş. Ama yıkılmış, bilginiz var mı diyorum.

Evet, diyor. “Şimdiki Hürriyet İlkokulunun olduğu yerde vardı. 1966 depreminde çatladı, tamir edilmedi, yıkım kararı verildi.” (Artık biliyoruz ki, yukarıda anlattığım gibi bu okul, Osmanlı döneminden kalma, ve anlatıldı-ğı gibi yöredeki önemli bir kişinin İsmet Paşa’nın adı verilmiş.)

“Gazi İlkokullarının taş duvarları çok güzeldir, çok sağ-lamdır” diyor. Bizim Çal Gazi ilkokulunda da benzerle-rinin birçoğu gibi, ahşap döşeme ve tavanlar Roman-ya’dan getirilmiş. Çok gösterişli fakat aşınabilir bir tahta cinsi. Çok basılan yerler inceliyor, kırılıyor. “Ben müdürken” diyor, “okulun müstahdemi hergün geliyor ,döşeme tahtasının şurası kırıldı, burası kırıldı diye. Biz de Köy Enstitüsünde iken her birimiz aynı zamanda bir sanat öğrenmiştik. Ben marangozluk öğrendim. Diğer arkadaşlardan bazıları, elektrik, tesisat işlerini öğrendiler örneğin. Baktım ki tamirat başa çıkmaya-cak, masraf çıkacak. Gidip kırık yerlerin ölçülerini alıp, keresteciye kestirterek, bütün boşlukları kendim çak-tım. Ben okula öğretmen olarak 1959 da geldiğimde, 1949 yılında okulun pencereleri değiştirilmişti. Kapılar ise ilk yapıldığı haliyle duruyordu.”

Çal Gazi İlkokulunda çıkan yangın

Kızılçullu Köy Enstitüsü

Çal Gazi İlkokulu - yangından sonra

DENİZLİ KENT SEMPOZYUMUKENTLEŞMEYİ GÜNDEME TAŞIDI

MANŞET Haberin devamı...

TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu tarafından 1-2 Mart 2019 tarihlerinde gerçekleştirilen Denizli Kent Sempozyumu toplam beş ayrı oturumda ta-mamlandı.

Çeşitli üniversitelerden katılan akademisyenler ve farklı meslek gruplarından konuşmacıların yer aldıkları oturumlarda sırasıyla “Sürdürülebilir Kentler”, “Kente Güncel Yaklaşımlar”, “Büyükşehir Olmanın Etkileri ve Ulaşım”, “Kent ve Çevre Sorun-ları” ve “Kent ve Peyzaj” başlıklarına ilişkin konular ele alınıp konuşuldu. Son günün son etkinliği ise Büyükşehir Belediye Başkan adayları ve merkez ilçeler başkan adaylarının katıldığı “Forum” oldu.

1 Mart saat 09:30’da kayıt ve tanıtım kartı dağı-tımıyla başlayan Sempozyum, saat 10:00’da İKK Sekreteri Mehmet Sarıca ve TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz’ın açış konuşmalarıyla sürdü.

Ardından ilk oturuma geçildi. “Kente Güncel Yak-laşımlar” başlığını taşıyan oturumun başkanlığını MMO Denizli Şube Başkanı ve PAÜ Mühendislik Fa-kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Kemal Öztürk yaptı.

Üç oturumun gerçekleştiği ilk günün ilk oturumu sonrası öğle arası verildi. Ardından ikinci oturuma geçildi. “Kente Güncel Yaklaşımlar” başlıklı oturu-mun Başkanı, PAÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Işıl Altınışık oldu.

Günün son oturumu “Büyükşehir Olmanın Etkileri ve Ulaşım” başlığını taşıyordu. PAÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi ve TMMOB İnşaat Mühen-disleri Odası Denizli Şube Başkanı Prof. Dr. Şevket Murat Şenel, bu oturumun başkanlığını üstlendi.

Sempozyumun birinci gün oturumları günün ilerle-yen saatlerine kadar devam etti. Özellikle izleyici-lerden gelen soru ve görüş açıklamaları her oturu-mun saatlerinin sarkmasıyla sonuçlandı.

İkinci gün iki oturum ve bir forumla tamamlan-dı. Günün ilk oturumu saat 10-12 arasında yapıldı. Oturum Başkanı PAÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Koray Özcan olurken, oturumun tamamlanmasıyla birlikte öğle arası verildi.

Günün ikinci ve Sempozyumun son oturumu ise saat 13:00’te başladı. Saat 14:30’da bitmesi plan-lanan ancak saat 15:00’e kadar sarkan oturumun Başkanlığını PAÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğ-retim Üyesi Doç. Dr. Murat Zengin yürüttü.

Tüm oturumlar boyunca izleyicilerin, soru cevap bölümlerinde dinamik, canlı, katılımcı ve enerjik olduğu gözlendi. Bu canlılık, tüm oturumların za-manının sarkmasına yol açarken, izleyici sırala-rından soruların yanı sıra düşüncesini açıklamak isteyenlerin de katkı verme tercihiyle konuşmak istedikleri görüldü.

Son ve en katılımlı etkinlik, “Forum” oldu. “Mimarlar ve Mühendisler Soruyor, Belediye Başkan Adayları Yanıtlıyor” konulu etkinlik Şubemiz Yönetim Kurulu Başkanı M. Serdar Alayont’un moderatörlüğünde gerçekleşti. Forum, katılımcı Belediye Başkanları-na soru sormak ve yanıt almak isteyen dinleyicile-rin adeta hücumuna uğradı.

Büyükşehir ve merkez ilçeler başkan adaylarının davet edildiği Forum’a AKP’li başkan adayları ma-zeret göstererek katılmadı. Denizli Büyükşehir Be-lediye Başkan vekili Ali Değirmenci ve bazı daire müdürlerinin takip ettiği Forum’da dinleyicilerden gelen soruların çokluğu dikkat çekti. Soru ve yanıt-lar, Forum’un geç saatlere kadar uzayarak yaklaşık üç saat sürmesine sebep oldu.

Page 4: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/14

Betül Aydın CuraY. Mimar

RRR ProjelerindeProje Yönetim Süreci Üzerine

Ülkemizde tescilli taşınmaz kültür varlıklarının mevcut durumunun belgelenmesi ve restorasyon projesinin hazırlanabilmesi için Tek Yapı Ölçeğinde Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon Projeleri Tek-nik Şartnamesi doğrultusunda projelendirilmiş RRR projeleri hazırlanmaktadır. Tescilli taşınmaz kültür varlığının proje süreci öncelikle taşınma-zın yasal statüsünün kimliği ile başlamaktadır. Bu bağlamda yapının tipolojisi, mülkiyeti ve özgünlü-ğü önem arz etmektedir. Taşınmaz mülkiyeti bağlı bulunduğu idaresince ihale (açık usul, doğrudan temin, davet usulü vb.) edilebileceği gibi, şahıs mülkiyetine ait taşınmazlarda süreç mal sahibi ve mimar arasındaki sözleşme ile başlamaktadır. İdare veya mal sahibi ile yapılan sözleşme ardın-dan başlayan süreçte mimarı rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ve eki pafta ve raporları beklemektedir. Bu belgeler ilgili idare ve bağlı bu-lunduğu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Böl-ge Kurullarına göre değişkenlik göstermektedir. Bu değişkenliğin bir diğer nedeni ise tescilli ta-şınmazın dönem özelliği, tipolojik değeri, niteliksiz müdahale boyutu vb. gelmektedir. Restorasyon projesinin elde edilebilmesi için,taşınmaza ait ayrıntılı bir rölöve çalışması gerekmektedir. Rölö-ve bilindiğinin aksine bir proje değildir, çizimden yapıma doğru gelişen bir süreç izlemez. Aksine yapımdan çizime doğru bir süreç izler ve mevcut durumun ölçekli bir şekilde anlatımını içerir. Rö-löve, restorasyon projesinin hazırlanabilmesi için bir araç niteliğindedir (Ahunbay, 2007 s. 70).

Rölöve çalışmasında yapının mevcut durumu tespit edilir; plan şemaları, cephe kompozisyonu, malzeme, bozulma ve sorunlar, niteliksiz ekler vs. taşınmazda yapılacak malzeme analizi, ince ve kaba sıva raspası ile de kullanılan malzeme ve yapım tekniği tespit edilmelidir. Rölöve paftasına ek olarak taşınmazdan gelen veriler doğrultusun-da analiz paftaları hazırlanmaktadır. Bu paftalara

renkli lejantlar ile malzeme ve sorunlar (bozul-ma-hasar) aktarılmaktadır. Rölöve ve eki pafta ve raporları taşınmazı anlatmak için yeterli bel-geler değildir buna ek olarak alan çalışmasında, çekim yönü pafta üzerine işaretlenmiş fotoğraf albümü hazırlanmaktadır. Fotoğraflar mekânları ve önemli detayları kapsayacak nitelik ve detayda olmalıdır. Günümüzde taşınmaz kültür varlıkla-rının belgelenmesinde her ne kadar 3D tarama verilerini kullansak ta, alanda geleneksel ölçüm tekniği ile kontroller sağlanmalıdır.

Restorasyon projesinin elde edilebilmesi için bir diğer aşama restitüsyon çalışmasıdır. Restitüs-yon, yapının ilk yapıldığı ya da belli bir dönemi-ne ait halini aktarmaktadır (Ahunbay, 2007 s: 85). Yapının tipolojik olarak araştırılması, benzer mi-mari özellikleri, plan, cephe, yapım sistemi, yapı elemanı ve yapım tekniği-malzeme özelliği analiz edilmelidir. Yapının restitüsyonuna yönelik sorun-ların çözümlenmesi için aynı dönem/aynı yerleş-me/aynı tipoloji/farklı yerleşmeler sistemi içinde benzer yapılarla karşılaştırmalı çalışmalar yapıl-malıdır. Restitüsyon önerisinde yapıdan gelen veriler, tipoloji çalışması, raspa analizi ve sözlü kaynaktan gelen bilgilerin sentezi ile hazırlanmalı güvenilirlik analizi ile desteklenmelidir.

Tüm bu sürecin ardından tescilli taşınmazda meydana gelen bozulma nedenleri ve tespitleri yapıldıktan sonra, bozulmanın durdurulması ve strüktürel sorunların çözümlenmesi için mü-dahale teknik ve yöntemleri belirlenir. Yapının uygulamadan sonraki işlevi ve günümüz konfor koşullarında sürdürülebilirliği konularının de-ğerlendirilmeye başladığı evredir. Bu aşamada tüm müdahaleler, geriye döndürülebilir nitelikte olmalıdır. Reverzibilite (geriye döndürülebilirlik) sözlük tanımı ile işlemlerin tüm detayları ile ge-riye döndürülebilir olması halidir. Burada amaç, taşınmaz kültür varlığının ‘gençleştirilmesi’ değil, bozulma ve hasarların önlenmesi, olası tehlike-lerin uzaklaştırılması, özgün malzemenin en üst düzeyde korunmasını sağlayarak zorunlu müda-haleleri geriye döndürülebilir olarak gerçekleştir-mek ve günümüz konfor koşullarını yapıya zarar vermeden entegre edebilmek olmalıdır.

Bu prensipler çerçevesinde restorasyon proje-si ve eki müdahale paftası hazırlanarak sürecin en başından beri elde edilen tüm çalışmalar RRR projeleri olarak ilgili Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun görüşüne sunulur.

Restorasyon disiplinler arası bir çalışmadır. Yapı-nın yerinde tespitinin yapılıp sayısal verilerin ilgili çizim programlarına aktarılabilmesi aşamasında alanında uzman bir harita mühendisine, yapının strüktürel durumunun tespiti için zemin etüdü ve statik raporuna dolayısıyla alanında uzman jeoloji ve inşaat mühendislerine, malzemelerin tespiti ve müdahalede kullanılacak takviye malzeme içeriği için alanında uzman malzeme ve kimya mühen-dislerine, restitüsyon çalışması için dönem ana-lizi ve karşılaştırmalı değerlendirme için alanında uzman bir sanat tarihçisine, elektrik ve mekanik projelerin çözümü için alanında uzman elektrik ve makine mühendislerine ve her şeyden önce bu süreci ve disiplinlerden gelecek verileri kaliteli ve doğru bir şekilde yönetebilecek tescilli taşın-mazın değerini her türlü çıkarın üstünde tutabi-lecek alanında uzman bir mimara ihtiyaç vardır. Kısacası piyasa dilinde eski eser işi için alanında uzman insanlara iş düşmektedir, neticesinde ta-rihi yapılarımız imar barışından faydalanamaya-caklardır!

Değerli kültür varlıklarımızın gelecek nesillere ak-tarılabilmesi dileğiyle…

1 URL, teftis.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/1369,ek23doc.doc?0 erişim tarihi 27.02.2019

2 RRR: Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon.

3 Yapının özelliğine göre idare veya ilgili kurulca, Encü-men, Osmanlı vb. arşivlerden araştırma raporu, çaplı tasarruf krokisi, detaylı sanat tarihi raporu, statik ra-por, zemin etüdü, malzeme analizi, askeriyeden temin edilmiş eski tarihli hava fotoğrafları, bilim heyeti, re-konstrüksiyon projesi için üniversiteden alınmış yıkım kararı, uzman danışman vb.

4 Ahunbay, Z. (2007), Tarihi Çevre Koruma ve Restoras-yon, YEM Yayınları, İst.

5 Ahunbay, Z. (2007)

Sicil : 63311Ad Soyad : Taliya CankıOkulu : Haliç Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63413Ad Soyad : Meliha BudakOkulu : Mehmet Akif Ersoy Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63503Ad Soyad : Fatma YakarOkulu : Mehmet Akif Ersoy Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63556Ad Soyad : Pakize İrem ErcanOkulu : Dokuz Eylül Ü.Mezuniyet: 2019

Sicil : 63533Ad Soyad : Osman ArslanOkulu : Girne Amerikan Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63610Ad Soyad : Okan AltanOkulu : Toros ÜniversitesiMezuniyet: 2018

Sicil : 63755Ad Soyad : Yasemin ÖzdoğanOkulu : Uls. Saraybosna Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63833Ad Soyad : Rahmi AtaşOkulu : Uls. Saraybosna Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 63846Ad Soyad : Muhammet BelOkulu : Azerbaycan M.İ.Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 64101Ad Soyad : Seher KançeltikOkulu : Akdeniz Ü.Mezuniyet: 2018

Sicil : 64153Ad Soyad : Demre ErtemOkulu : Bilkent ÜniversitesiMezuniyet: 2018

ARAMIZA YENİKATILAN MİMARLAR

Page 5: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 5

Page 6: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/16

Son aylarda tüm sektörlerde olduğu gibi içinde bulunduğumuz inşaat sektörünün de ciddi anlamda daraldığını ve ülke olarak genel bir kriz halini yaşadığımız ortadadır. Şu aralar ekonomik krizin varlığından

söz etmek iktidar kesimince muhaliflik olarak addedilse dahi, bu ya-zıyı, durumun varlığını inkâr etmeden ve kriz konusuna değinmeden geçmek, en hafif deyimle gerçekleri görmezden gelmek olacaktır.

Yaşadığımız ekonomik krizin varlığı-nı bizlere anlatacak en faydalı bilgiyi TÜİK’in yayınlamış olduğu yapı izin is-tatistiklerinde rahatlıkla bulabiliyoruz. Son 10 yılda Denizli’de düzenlenen yeni yapı ruhsatı bilgilerini bu veriler ışı-ğında incelediğimizde, Denizli’de yapı ruhsatı sayısı ve alanında yıllar içinde yukarı doğru bir ivme gözlenirken, geç-tiğimiz yıl, yani 2018’de ciddi bir düşüş olduğunu görüyoruz. (bkz: Tablo-1) 2017 yılında yönetmeliklerin değişmesine binaen 4.181.728 m2 ile rekor kıran yeni yapı ruhsatı alanı 2018 yılı içinde de-rinleşen ekonomik kriz ile 1.971.027 m2 olarak gerçekleşiyor ve bir önceki yıla göre yaklaşık %53 oranında düşüş ya-şanıyor. (Bu düşüş Türkiye genelinde %49 oranındadır) Tablo-1

Bu son 10 yılı tekrar incelediğimizde, geçtiğimiz yıla dek yapı ruhsatı sayısı ve alanındaki inanılmaz nicelik artışına rağmen ‘nitelikli proje’ üretiminde aynı ivmelenmeyi yakalayamadık. Bu süre içinde gelişen teknoloji, yapı malze-meleri çeşitliliği, bilgiye ulaşabilme ve üretim kolaylığı gibi unsurlar gittikçe artmasına rağmen, ne yazık ki inşaat merkezli ekonomideki o metrekare ar-tışına kendimizi teslim ettik ve eğitim hayatımız boyunca bize öğretilen “tasa-rımın önemi”ni bir kenara attık.

Kabul etmeliyiz ki, rant uğruna tüm Türkiye’nin şantiyeye çevrildiği bir sis-temde, Denizli ülke genelinden daha da fazla inşaata doydu ve artık sermaye

piyasasında hep sözü edilen ‘ekonomi pastası’ gündemimizde sıkça yer alma-ya başladı. Mimarlar Odası Denizli Şu-besine kayıtlı büro tescil sahibi üyelerin sayısı ile TÜİK yapı ruhsatı istatistikle-rini bir araya getirip, 2008 yılından bu

yana büro tescilli üye başına düzenle-nen yapı ruhsatı alanı istatistiğini ince-lediğimizde ‘ekonomi pastası’nın neden bu günlerde daha da gündemde oldu-ğunu daha da iyi anlayacağız. Tablo-2

Buna göre 2009 yılında 132 büro tescilli

üyemizin bulunduğu Denizli Şubemizde büro tescil başına 9.430 m2 proje üre-tiliyorken, yıllar içinde gerçekleşen yapı ruhsatı alanındaki 3 kattan fazla artı-şa rağmen büro tescil başına üretilen proje alanı ancak 2 katından biraz fazla olmuştur. 2018 yılında ise neredeyse 10 yıl öncesi rakamlara dönülmüş ve büro tescil başına 9.855 m2 proje üre-timi gerçekleşmiştir. Yani diyebiliriz ki 2017’ye dek o meşhur ekonomik pas-ta büyümüş ancak pastadan pay alan sayısı ondan daha hızlı bir biçimde art-mıştır. Yapı ruhsatı sayısındaki bu ciddi düşüşün takip eden 2-3 yılda da devam edeceği veya benzer oranlarda kalaca-ğı öngörüsü dikkate alınınca, odamıza kayıtlı üye sayısının artmasıyla birlikte her bir üyemizin pastadan alacağı pa-yın gittikçe düşeceği beklenmektedir.

Hükümetin kriz ortamındaki bu eko-nomik göstergeleri inceleyerek, rant odaklı kısa çözümler yerine uzun vadeli ve istikrarlı atılımlar yapması ve bunun yanında biz mimarların da nitelikli mi-mari çözümlere yönelmesi bu andan sonra kaçınılmaz görünüyor. Diğer yandan pastadan eşit pay dağıtıldığı takdirde, büro tescil belgesine sahip üyelerimizi ekonomik anlamda tatmin edecek rakamların hala altında olma-dığımızı da görüyoruz. Daha çok pasta yemek yerine yediğimiz pastadan tat alabilmeye gayret gösterirsek, kriz koşullarında dahi mesleğimizi icra et-menin keyfine varacak ve emeğimizin karşılığını alabileceğiz.

EKONOMİK KRİZ: KRİZ ÜZERİNE YAZMANIN DAYANILMAZ MECBURİYETİ

Page 7: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 7

DÜNYADAN MEYDAN ÖRNEKLERİMeydanların yaya kullanımını gerekli ölçüde gerçekleştirebilmesi ve kentsel yaşama katkı sağlayabilmeleri için nite-liklerinin belirlenmesi ve bu niteliklerin mevcut alanlarda ve yeni tasarımlarda uygulanmaları beklenmektedir. Ülke-mizde ise meydan olarak tanımlanan alanların çoğu araç kullanımındaki artış ve bununla bağlantılı nitelikli düzenle-melerin yapılmaması sebebiyle kavşak vazifesi görmektedir. Bu alanlar belirli günlerde yapılan toplanma ve gösteri-ler için trafiğe kapanmakta ve meydan-ların kullanım sürekliliğine olan ihtiyaç göz ardı edilmektedir. Meydanların me-kansal niteliklerini kaybetmesi meyda-nın kent ve kullanıcı ile kurduğu ilişkinin azalmasına sebep olabilmektedir.

Meydan boşluk olmak durumunda de-ğildir, fiziksel olarak doluluk da meydan olabilir. Meydanda kentli diğer bireyler-le ilişki kuramamanın yanı sıra farkın-da olmadan bile olsa kenti ile de ilişki kuramamaktadır. Kente gelen bir tu-ristin kentle etkileşiminde meydanların önemi yüksektir. Meydan için, sınırları doğal veya yapay yollardan belirlenmiş, sosyal özellikler barındıran, kentlilerin kendileri, birbirleri ve kentle önemli etkileşim alanlarını oluşturan kamusal mekanlar dersek yanlış olmaz.

Kamusal alan kentlinin etkileşim ala-nıdır. Geçmişte, batı kültürlerinde tüm kentlinin kullanımına açıkken, Osmanlı-da kadınlara kapalı kalmıştır. Günümüz-de kadınların da kent toplumunun birer parçası olması ihtiyaçları değiştirmiştir. Cumhuriyet sonrası uygarlaşma döne-minde başlatılan kamusal mekanların yeniden değerlendirilmesi süreci halen devam etmektedir. Dikkat edilmesi ge-reken ise kimliğin korunmasıdır.

BATI SİSTEMİNDEN ÖRNEKLER

San Marco Meydanı

Meydan, Venedik’in turistler tarafından en çok ilgi gören meydanlarındandır. Kafelerin, mağazaların, üstü kapalı ga-lerilerin bulunduğu mermer bir salonu meydan olmuş olarak hayal edebilir-siniz. Meydan tasarlanırken pazar yeri olarak planlanmış ve kullanılmış ancak, 1536 yılından sonra alanın temiz tutul-ması amacıyla alanda pazar kurulması yasaklanmıştır.

San Marco meydanının, fiziksel kesin sınırları çok belirgindir. Tarihte deniz ticaretinin önemine hitaben önemli bir yer edinmiştir. Kentin ziyaretçilerini etkilemek için güç ve şöhret sembolü olarak yapılıp, Venedik Düklerinin ika-met ve yönetim merkezi olmuştur. Bu meydanda farklı işlev ve usluplerdeki yapı örneklerinin ahengini görmek de ziyaretçiler için çok güzel bir fırsattır.

San Marco Meydanı’nın fiziksel sınırları-nı anlatmak çok kolaydır: Denize doğru iki tarafında, iki sütun bulunur. Sütun-lardan birinde şehrin koruyucusu, San Marco’yu temsil eden ve Venedik’in de sembolü olan bronz aslan heykeli, di-ğerinde ise, San Marco’dan önce şehrin koruyucusu olan Bizans Kraliçesi The-odora’nın heykeli bulunmaktadır. Vene-dik’e 1125 yılında getirilen bu sütunlar şimdiki yerlerine 1172 yılında dikilmiştir. Meydanda Venedik Katedrali olarak da bilinen San Marco Kilisesi bulunmakta-dır. Kilise Bizans mimarisinin özellikleri-ni taşımakla beraber, yapımında kulla-nılan parçalar nedeniyle Gotik, İslam ve Rönesans mimarilerine ait özelliklere de rastlamak mümkündür. San Mar-co Kilisesi’nin hemen yanında bulunan Dükler Sarayı, İtalyan Gotiğinin önemli örneklerindendir.

San Marco Meydanı’nın batı tarafı bo-yunca uzanan kütüphane binası, nadir eserlerin bulunduğu oldukça zengin bir kütüphanedir ve Kardinal Bessarione tarafından oluşturulmuştur. 15. yüzyılda yapılan saat kulesinde ise, sanat ve bi-lim iç içedir. Burç sembollerinin tasvir edildiği Saat Kulesi ile gökyüzünün ve günün bütün hareketleri görülebilir.

Potsdam Meydanı

Potsdam Meydanı Berlin’in 1. Dünya Sa-vaşı’ndan önceki en önemli meydanla-rındandır. Mimarisi kamuda çok ilgi çeki-ci olmayabilir, onu meydan yapan farklı bir değeridir, bu da bize meydan nedir? sorusuna verilecek güzel cevaplardan-dır. Berlin Duvarı’nın yıkılması, Doğu ve

Batı Berlin’in birleşmesi ile bu meyda-nın anlamı belki fiziki şartlardan çok duygulara hitabıyla dikkat çekmektedir.

Meydanda günümüzde alışveriş, kültür ve eğlence aktiviteleri gerçekleşiyor. Savaş izlerini atamadığını savunanlar bu meydanının “çirkin” olduğu görü-şünde olmasına rağmen, meydanda tarih olması meydana kişilik kazandır-maktadır. Meydanın ve çevresindeki yapılaşmaların getirdiği gelişmeler fark edileceği üzere kent mimarisini öne çı-karmaktadır. Bu mimari tutum kentsel olmanın ve kent içindeki kamusal yaşa-mın zenginleşmesine yönelik görüşle-rin çağımız kentinin işlevi, kullanımı ve geleceği için önemini göstermektedir.

Rossio Meydanı

Rossio Meydanı ya da diğer adıyla Pedro IV Meydanı Portekiz’in başkenti Lizbon’da yer almaktadır. Pombaline bölgesi yakınında olan meydan, Orta Çağ’dan beri şehrin ana meydanla-rından biridir. Eski zamanlardan beri meydan pek çok önemli kutlamaya, mitinglere, ayaklanmaya, boğa gü-reşleri ve gösterilere ev sahipliği yap-mıştır. Rossio sadece vatandaşların ve turistlerin buluşma yeri olmasının yanı sıra gazete ve piyango bileti sa-tıcılarının da işyeridir. Birçok otobüs burada durur. Ana taksi durağı, metro istasyonu ve banliyölere hizmet veren demiryolu istasyonu burada yer alır, yani ulaşım ağının buluşma noktası işlevi görür. Transit yolların ortasında kalan bir alana ise ‘meydan’ tabelası asılırken bu özellik de her meydan-da zaten olması gereken bir durum mudur, tekrar üzerine düşünülebilir.

19. yüzyılın ortalarında meydanın tümü mozaik desenli Arnavut kaldırımdan oluşurken, bugün desen sadece mey-danın ortasında küçük bir alanda kal-mıştır. Meydanda iki etkileyici çeşme ve Pedro IV heykeli bulunur. Rossio mey-danı kıyısında çok sayıda kafe ve resto-ran, kuzey tarafında Dona Maria Ulusal Tiyatrosu, Bağımsızlık sarayı (Palacio da Independencia), kuzey batı köşesinde Rossio istasyonu, kuzeydoğu köşesinde Sao Domingos kilisesi yer alır.

Kızıl Meydan

Kızıl Meydan Moskova’nın en büyük meydanıdır. Bütün önemli olaylar, halk gösterileri bu meydanda yapılır, bu meydan kendi başına tarihe tanıklık edebilir. Önceleri halkın alışveriş me-kanı olarak kullanılmaktaydı. Mezarlar, binalar ve bahçeleri ile bir kentte olan her ögeden bulunması sebebiyle ken-disi küçük bir kente benzeyen Kremlin Sarayı bu meydanda uzanmaktadır. Le-nin’in, Kremlin Duvarı’nın önünde duran mozolesi, Kızıl Meydan’ın ününe ün ka-tan en önemli öğelerden biridir. Bu mo-zole içindeki mumya özenle korunmak-tadır. Kremlin Sarayı tüm görkemiyle hemen dikkatleri çekmektedir.

Saint-Basile Katedrali

Kremlin Sarayı’nın hemen yanında dün-yanın en orjinal kilisesi olarak kabul gö-ren Saint-Basile Katedrali bulunmak-tadır, çünkü buna benzeyen bir başka kilise dünya üzerinde yoktur ve bu yapı kesinlikle buraya aittir. Şark stilinde bir kilisedir. Kubbeleri İslami eserlerin kubbelerine benzer. Yapımı 1555’ten 1560’a kadar sürmüştür. Kızıl Meydan’ın kuzeydoğu yönü, yani en önemli kenar-larından biri “GUM” adlı alışveriş merke-zine ev sahipliği yapmaktadır.

Gelecek sayıda:DOĞU SİSTEMİNDENMEYDAN ÖRNEKLERİ

Gizem Tetik Zeybek Y. Mimar

MEYDAN NEDİR?

Günümüzde hızlı nüfus artışı, motorlu taşıtların artması ve çarpık kentleşme gibi nedenlerle halkın kullanaca-ğı kentsel kamusal alanlar yeterince oluşturulamamış, mevcut alanlar fonksiyonlarını kaybetmeye başlamıştır. Dolayısıyla meydan kelimesinin anlamı genişlemiştir. Geçmişte toplanma, pazar yeri gibi yaya olan alanlar yerel halkın nirengi noktası iken, taşıt kullanımı ile farklı meydan işlevleri oluşmuştur.

Page 8: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

Nikfer-Bozdağ Kayak Merkezi gezisi yapıldı.

Ahmet İhsan Soyluer, Şafak Öztürk ve Ceyda Elif Çintan’ın katılımıyla Genel İmar Mevzuatı Eğitimi şubemizde yapıldı.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Çamlık Mutfaksever’de basın emekçisi arkadaşlarımızla kahvaltıda buluştuk.

“Genel İmar Mevzuatı” gündemiyle Mevzuat Komisyonu toplantısı şubemizde yapıldı.

Mimarlar Odası’nın Denizli’deki ilk 20 yılının anlatıldığı mimar Hüsamettin Ataman’ın hazırladığı sunum, şubemizde yapıldı.

Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Sn. Şeniz Doğan ve CHP Merkezefendi İlçe Başkanı Sn. Tolga Varlıker Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.

Mimarlar Odası 25. Geleneksel Mimarlar Gecesi Dedeman Otel’de yapıldı.

OCAK ŞUBAT MART 2019

Page 9: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

ŞUBE ETKİNLİKLERİMİZ

Cem Sorguç’un katılımıyla “Bir Mimar Bir Sunum” söyleşisi şubemizde yapıldı.

Vitra Bellanina Yapı’nın evsahipliğinde Pamukkale Üniversitesi Mimarlık Bölümü 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik Seramik Uygulama Atölyesi gerçekleştirildi.

Üyemiz Ceren Yoldaş “İnternetten 3D Model Satışı ve Modelleme Standartları” üzerine şubemizde seminer verdi. Seminerde 3D max ve vray uygulamaları anlatıldı.

Basın Yayın Bilgi İşlem Komisyonu “Mimar’ın Gündemi” 3. sayısı hazırlık toplantısı

1-2 Mart 2019 günlerinde TMMOB Denizli İKK “Denizli Kent Sempozyumu” düzenledi.

Mesleki denetim çalışma grubu toplantısı yapıldı.

Endüstri Meslek Lisesi Taş Atölye Binaları”yla ilgili basın açıklaması şubemizde gerçekleşti.

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü”nde Kadın Mimarlar Hatıra Ormanı fidan dikimi.“Mesleki Hak ve Sorumluluklarımız” konulu seminer şubemizde gerçekleşti.

Merkezefendi Belediye Başkanı Sn. Muhammet Subaşıoğlu ve AK Parti Merkezefendi İlçe Başkanı Sn. Ekrem Başer Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.

Page 10: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/110

Denizli’nin ilk diplomalı Mimarı:FERİDUN ALPAT

Feridun Alpat ile 1968 yılında tanıştım. Mimarlık Fa-kültesi öğrencisi idim. Büro stajımı tamamlamak için Ozan Saraçoğlu ve Yüksel Kaşıkçı’nın Bayramyeri Kay-makçı Sokaktaki ortak bürolarına gittim. Bürolarında yeteri kadar eleman çalışıyordu. Benim için yerleri, masaları yoktu. Beni Feridun Alpat’a yönlendirdiler. Feridun Bey’in bürosu da onların bürolarının hemen karşısında idi.

Durumumu anlattım. Büroda çalışan başka kimse yoktu. ‘Olur’ dedi. Kendi odasının yanındaki odaya bir masa ile üç beş sandalye koydurdu ve orası benim odam oldu. O sırada Devlet Hastanesinin karşısında Ufuk Apartmanı’nı yapıyordu. O bina Denizli’de kat mülkiyeti ile yapılan ilk bina idi. Asansörlü, kaloriferli olacaktı. Herkesin ilgisini çekiyordu.

Çok yoğun çalışıyordu. Mimarlık ile ilgili değil de, si-yaset alanında idi meşguliyeti genellikle. Mimarî projelerin basit bir taslağını hazırlar, yapı teknikeri Yakup Ünel’e verirdi. Yakup Bey, projeyi tamamlar, çizer, ruhsat almak için Feridun Bey’e imzalatmaya getirirdi. Meşguliyetinden başını kaşıyacak vakti yok-tu. Her isteyenin projesini çizmeyi kabul etmezdi. Bir gün bir bayan geldi, iki katlı bir proje çizdirecekti. ‘Çok meşgulüm, çizemem’ dedi. Kadın yalvarıyordu; ‘N’olur çiziverin. Beş ay sonra Avusturalya’ya geri dönücem. Hiç olmazsa kaba inşaatını yaparım o zamana kadar’. Feridun bey kabul etmedi ve kadın ayrıldı bürodan. Konuşmaları duymuştum. Odasına girdim. ‘Ben çizive-reyim izin verirseniz’ dedim. ‘Olur’ dedi. Hemen kadının arkasından koştum. Bayramyeri’nde kadını buldum ve büroya getirdim. Evraklarını aldım. Bir hafta içinde bir taslak hazırladım ve Feridun beyin onayına sundum. ‘Yakup Bey’e ver, ruhsat projesini hazırlasın’ dedi. An-cak ben kendim hazırlayıp ruhsat almayı tercih ettim. Projeyi çizdim. Feridun Bey’e imzalattım ve ruhsatını aldım. Feridun bey, bayandan aldığı paranın yarısını bana vermişti. O para, babamın on aylık emekli maa-şına eşitti. Ne kadar sevinmiştim.

Feridun Alpat, Denizli siyasetinde istediği konuma gelemedi. Süleyman Demirel ile yakın dostluğu vardı. Abisi Cahit Bey bir gün bana, ‘Bizim oğlan, ön seçim-lerde seçilebilecek sıraya girip milletvekili olsa, Demi-rel onu ya Bayındırlık Bakanı yapacak, ya da Sanayi Bakanı yapacak, ama etraftaki çakallardan bir türlü ön seçimde ön sıralara gelemiyor’ demişti.

Kendisine, Adalet Partisi’nin şaşaalı dönemlerinde çok kez ‘Belediye Başkanı ol’ önerisi götürülmesine rağ-men kabul etmemiş, milletvekili olmak için çalışmıştı. Devir döndü. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kuvvetli ol-duğu zaman Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Çok az bir oy farkıyla (219 oy) kaybetti.

Denizli mimarisinden, siyasetinden daha çok Denizli Sanayisi’ne damgasını vurdu diyebilirim Feridun Alpat için.

Yirmi yıl kadar önce, Denizli’nin son bir asırlık kent-leşmesini inceleyip, sonuçlarını kitap haline getirmek istediğimi kendisine açtığımda, yardımcı olacağını söyledi. Birkaç kez kendi bürosunda, birkaç kez de benim büromda bana deneyimlerini, gördüklerini, bil-diklerini, düşüncelerini aktardı. Birçok yazılı ve görsel belge verdi. Yaptığımız konuşmaları kayda geçirdim.

18 Eylül 2006 günü yaptığımız görüşmede anlattıkları, Denizli’nin kentleşmesi ile ilgili idi. Video kaydına aldı-ğım konuşmasını, kısaltarak, aşağıda sunuyorum;

“10 Ocak 1931 doğumluyum. İstasyon bölgesinde otur-duk. 1938’de Gazi İlkokulu’na başladım. 5 ilkokul var-dı Denizli’de ve nüfus 20 bin civarında idi. İkişer katlı bahçeli evler, dar sokaklar vardı. Otomobil hemen hemen hiç yoktu. Her şey trene bağlı idi. At arabaları vardı. Otel yoktu. Gelenler hanlarda kalırlardı.

1955 yılı Şubat ayında, İstanbul Teknik Üniversitesi’n-den mezun oldum. Aydın’da çalıştım bir süre. Aydın’da o zaman 28 tane devlet binası vardı. Bunların bir kıs-mı SSK’nın kullanamadığı paralarla yapılan binalardı. Sonra Orman Bakanlığı Bölge Müdürlüğünde çalıştım. Orman yolları yaptık. Turan beyle tanıştık o arada. Beni Denizli Belediyesinde çalışmaya davet etti. Or-man’daki 1 yıllık işim bitince belediyeye girdim. 1956 yılında Denizli Belediyesinde Fen Müdürü oldum.

Ben, hem İmar Müdürü, hem de Fen Müdürü idim. İmar planı içinde uygulanabilir yerleri uyguladık. Bazı yerlerde tadilat yaptık. İstiklal Caddesi o zaman 19,5 metre idi. 24,5 metreye çıkardık. Fazla çıkaramadık. Zira Çınar’a doğru Özkardeş Oteli vardı. Burhanettin Özkardeş de Belediye Başkan Yardımcısı idi. Yolu 5 mt daha genişletsek otel yıkılacaktı. Otel de Denizli’nin en büyük oteli idi. Yapamadık. Sebze Hali’nin projelerinde bazı değişiklikler yaptık.

Turan Bahadır, 1950 yılında Belediye Başkanı olduktan sonra imar planı ortaya çıkmıştır. Elimizde kalın ka-dastro paftaları vardı eski Türkçe ile. Bunlarda yollar ve parseller gösterilmekte idi. Sonra bunların üzerine kırmızı çini mürekkeple imar çizgileri çizilmiş. Bir nevi imar planı gibi bir şey olmuş. Dama tahtası gibi bir görünümü vardı. Turan bey önce meydanlar açmak için sonra da yolları genişletmek için çalıştı. Yollara Sandıklı ve Afyon’dan getirilen parke taşlarını döşetti. Bayramyeri’ndeki bazı han ve mağazalar yıkıldı. Yerle-rine Yağ Halini ve Sebze Hali’ni yaptı. Yağ Halini kredi ile yaptı. Dükkanları satarak elde ettiği parayla Sebze Halini yaptı. Sebze Halinin inşaatını İsmail Derici 604 bin liraya yaptı. Emlak Bankası geldi Denizli’ye. Ev yap-mak için kredi verdi. İki katlı bahçeli evler yapılmaya başlandı.

İstasyon Caddesi açıktı. Kimon Pandozoplu’nun ana fabrika binası yıkılmıştı ve arsasına 1942 yılında Sanat Okulu yapılmıştı. Lise ise öğretime 1931’de başlamıştı. Vilayet Konağı’nın olduğu yerde Tabakhane varmış. 1931’de istasyon yakınına taşınmış. Yanında bir me-zarlık ve türbe varmış. Orada da Kız Enstitüsü binası yapıldı. Lise’nin yanında ‘Fırka Bahçesi’ denilen askerî tesisler vardı. Saltak Mahallesi olan yer boştu, bah-çeler vardı. Vilayet ile Hastane arası boştu. Tabakha-ne’nin kokusundan bu bölgede ev falan yoktu. Emlak Kredi Bankası’nın verdiği krediler ile çok evler yapıldı

bu bölgede.

Turan bey, 1952 yılında içme suyu tesisini getirdi. O tarihe kadar tulumbalarla ve arıklarla, artezyenlerle içme suyu ihtiyacı karşılanıyordu. Halk, bu suyu kim kullanıp içecek diye şaşırmıştı, acaip karşılamıştı tazyikli içme suyunu. Yollar genişledi. Otobüsler gel-di. Otobüs işletmesinin başına Hikmet Nadar geldi. Elektrik işletmesi kuruldu. Başına Nihat bey geldi. 120 çıkmaz sokak çıkar hale getirildi. Bulgaristan’dan gelen göçmenler için Sevindik Mahallesi’ni kurdu. SSK İşhanı binasının kurulması gerçekleşti. Aydın örneğini anlattım Turan beye. Düzgün bir sinema yoktu Deniz-li’de. Sadece Cem sineması vardı. O da çok kötü idi. Himayei Etfal sineması vardı. Açık ve kapalı kısımla-rının tamamını belediye istimlak etmişti. Şimdiki SSK işhanı binasının olduğu yerde, Akşam Kız Sanat Okulu vardı. Eski kerpiç bir yapı idi. O yıkıldı. Yanındaki Tapu dairesi binası yıkıldı. Yanındaki bir şahıs binasını da 18 bin TL ödeyerek kamulaştırdık. Böylece 1957’de iha-le edip, seçimden önce temelini attık. Projesi Nihat Başkanel isimli mimarındır. İzmir’den Fahri Oran isimli inşaat mühendisi inşaatını yaptı.

Denizli’ye ilk gelen su Başpınar’dan ve İncilipınar’dan geldi. Otobüslerde biletçi yoktu. Yenilikti. Kanalizasyon yoktu. Foseptik çukurları vardı. Sonra bunlar arıklara bağlandı ve arıklar temizlikte kullanılamadı. Akarsular kanalizasyon gibi oldu. Künk içine alındı. Sümerbank’ın büyütülmesi için 8 milyon TL gerekli idi. Dörtte birini Denizli taahhüt etti. Ancak devalüasyon sonucu bu para üç dört kat arttı dolar bazında. Şirket bunu kar-şılayamadı ve Sümerbank’ın büyütülmesi gerçekleşe-medi. Devlet Hastanesi inşaatı başladı. İlk hastanenin adı Gureba Hastanesi’dir. Sonra Belediyeye verilmiş

Hüsamettin Ataman Mimar

Denizli’nin ilk diplomalı mimarı Feridun Alpat, sanayi alanında çok büyük hizmetlerde bulundu Denizli’ye. Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluşu onun üstün ve gayretli çalışmaları sonucu gerçekleşmiştir. Sanayi Odasında, Ticaret Odasında yöneticilik yaptı.

Kendisi ile uzun yıllar rekabet içinde olanların bile sev-gisini saygısını kazanan Alpat, dolu dolu geçen uzun yılların ardından, 88 yaşında, 4 Şubat 2019 günü vefat ederek aramızdan ayrıldı. Feridun Alpat’ın yaşam öze-tini Mimar Hüsamettin Ataman kaleme aldı.

Page 11: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 11

ve Memleket Hastanesi olmuş adı. Yeni hastane yapı-mı için Sağlık Bakanlığı’ndan yetkililer geldiler. Mevcut hastanenin olduğu yerde düşündükleri tip projeyi be-ğenmedik. Onlar da Çamlık’ta kurmak istediler. Buna da doktorlar isyan ettiler şehre uzak diye.

İmar müdürü iken İstiklal Caddesi’ni genişlettim. Ben-den sonra imar müdürü olan Ziya Tıkıroğlu, Lise’ye kadar kısmını genişletti.

Bayramyeri’nden eski kabristana giden yolu Turan Bey genişletmişti. Mezarlığa giderken sağda, Kalei-çi’nin sur duvarlarının dibinde dükkanlar vardı. Onlar bir yangında yandı. Yanınca cadde genişletilmiş. Dev-let Karayolları’nın kamulaştırılmasına sıra geldiğinde ben Fen Müdürü idim. Ben İzmir yolunun şehir içinden geçmesine itiraz ettim ve şehir dışından olmasını is-tedim. Ancak bana bunun geçici olduğunu esas çevre yolunun sonra yapılacağını söyledi Karayolları Genel Müdürlüğü yetkilileri. Ben de kabul ettim ve şimdiki İzmir-Ankara devlet karayolu açılmış oldu. Ancak ge-çici değil kalıcı oldu. Beklediğim çevre yolu açılmadı.

Denizli’nin şehirleşmesi, nüfusun köylerden şehirlere yönlendirilmesi ile başlamıştır. 1950 yılından sonra ivme kazanmıştır. Denizli’de şehir içinde gayri mü-sait yerlerde çalışan küçük işletmeler vardı. Dokuma tezgahları, araba tamircileri, servis istasyonları gibi. Sürekli şikayet gelirdi buralarla ilgili. Ben Fen Müdürü iken üç tür şikayet gelirdi bize. Eletrik isterlerdi. Yok derdik. Demir, çimento isterlerdi. Yoktu. Karaborsada idi. Küçük işletmelerin gürültüsünden şikayet eder-lerdi.

Sanayi Çarşısı kurmak için bir kooperatif kurduk. Bugünkü 1. Sanayi Sitesi’nin yerini beğendik ve sa-tın aldık, kamulaştırdık. Halk Bankası 4 bin lira kredi vermek için 4 imza isterdi. ‘Edindirme kredisi’ ile es-naf, torna, freze gibi makineler aldı. Biz geniş dükkan verdik, banka kredi verdi. Arkasından Ozan Saraçoğlu, Yüksel Kaşıkçı ve Salih Bozbay 2. Sanayi Sitesi Koo-peratifi’ni kurdular. Sonra Hasan Gönüllü zamanında Üçüncü Sanayi Kuruldu.

Özel İdare İşhanı’nın bulunduğu yerdeki Pandozop-lu’nun evi, sonradan Vali Evi olmuştu. Orayı yıkıp Özel İdare’ye gelir getirsin diye işhanı yapılmasına karar verildi. Vali Münir Güney idi. İstiklal’de ‘aygır deposu’ olan yerde Vali Evi yapıldı. Mimari projesi İzmir’den İsmet beye aittir. Ben Belediye’de İmar Komisyonu Başkanı idim meclis üyesi olarak. Belediye’ye plan değişikliği için müracaat ettiler. Ahşap bina idi ve yı-kılabilirdi. Yıkılıp yerine işhanı yapılmasını kabul ettik. Vali, yeni yapılan Vali Evi’ne taşındıktan sonra, İzmir’de 125 liraya mimarî ve statik betonarme projesini yap-tırdılar. 1973’de ihaleye çıktı. Ben girdim ihaleye ve %1 kırarak ihalesini aldım. 10 milyon liraya kaba inşaatı-nı yaptım. İnce kısım başlayınca ben Adalet Partisi İl Başkanı olmuştum. Uygun düşmez diye ikinci ihaleye girmedim. İzmir’den gelen müteahhitler ihaleye girdi-ler. Onlar işi tamamladılar.

Denizli’de ilk kat mülkiyetini, Hastane’nin karşısındaki Ufuk apartmanında ben uyguladım. 175 liraya almış-tım parseli. Orada 8 katlı bina yaptım. 15 dairede kat mülkiyeti uyguladık. Asansörün ilk uygulamasını biz yaptık.

1955-1956’da ekonomik buhran vardı. Çimento, demir, cam yoktu, ama kaçak inşaat da yoktu. Bir iki tane yapıldıysa bile hemen temelde yıkardık. Binanın içine girildikten üç beş yıl sonra yıkmak doğru değildir. Ka-çak inşaat yapılması belediyelerin zaafıdır. Zaten Tür-kiye Cumhuriyeti, belediyecilikte başarılı olamamıştır. Gecekondu meselesi çözülememiştir.

Keşke diye hayıflandığımız olaylara gelirsek… Keşke, tüm binalar sağlam yapılabilse idi. Zamanında sağ-lam binalar yapılamadı. 100 kg demire ihtiyaç olduğu zaman da çok sağlam binalar yapmak kolay değildi. Keşke, İmar planı daha erken yapılabilse idi. Batı Ana-dolu şehirleri Yunan işgalinde yandığından imar planı kolay olmuştur. Bizde böyle bir şey olmadığından imar uygulaması çok zor olmuştur. Keşke Hal binaları daha erken olsaydı. Ama para yoktu. Keşke, 1976 depremin-den sonra İstiklal Caddesi 10-15 metre daha genişlese idi. Keşke, Saltak Caddesi, Değirmenönü Caddesi, 10 metre daha genişletilebilseydi. Keşke, Hastane’den Bayramyeri’ne giden yolda Köseoğlu işhanı 5 metre 10 metre geriden yapılıp yol geniş kalsa idi.”

Denizli’nin ilk diplomalı mimarı Feridun Alpat, sanayi alanında çok büyük hizmetlerde bulundu Denizli’ye. Organize Sanayi Bölgesi’nin kuruluşu onun üstün ve gayretli çalışmaları sonucu gerçekleşmiştir. Sanayi Odasında, Ticaret Odasında yöneticilik yaptı.

Kendisi ile uzun yıllar rekabet içinde olanların bile sevgisini saygısını kazanan Feridun Alpat, dolu dolu geçen uzun yılların ardından, 88 yaşında, 4 Şubat 2019 günü aramızdan ayrıldı.

Küçük bir evren yaratmak istemez misiniz? Schulz‘a göre insan varolduğu günden beri ‘varlığın özünü gösteren‘ yerler yaratma eğilimdedir.

Yer mekan, mekan ise ev, yurt demektir. Mekan sözcüğünü mimar olalım ya da olmayalım günlük hayatımızda çokça kullanıyoruz. Bir restoranı, kafeyi anlatırken, ofisin bir odasını, dış alandaki herhangi bir alanı tanımlarken “mekan”dan vazgeçmeyiz.

Mekan, zaman içinde insanlarla fizyolojik ve psikolo-jik etkileşime girerek yeri oluşturur. Mekan ve kulla-nıcısı arasında sürekli bir ilişki vardır. Bu sürekli ilişki sonucunda kimi zaman mekan kullanıcısını etkiler kimi zamanda kullanıcı mekanı etkiler. Bir mekanın biçimi ve işlevi mimarlar tarafından belirlenebilse de, mekanın kullanıcısı tarafından yeniden tanımlanır ve anlamlanır. Herhangi bir mekanın tanımlanabilmesi için o mekanın kullanıcısının izlerine ihtiyaç vardır. Bu izler mekanın kullanıcısının karakterini, yaşam tarzını, sosyo-ekonomik durumunu, aile yaşantısını, kültürü-nü taşır. Mekanın ruhunu bize hissettirir ve yaşatır.

Modern dünyanın en büyük sorunu ‘Genius Loci‘nin yani yerin ruhunun kaybolmasıdır. Genius Loci kav-ramı, mimarlık tarihçisi Christian Norberg-Schulz’un Roma kültüründeki “koruyucu ruh” mitine gönderme yaparak güncelleştirdiği mekanın yere dönüşmesi sürecinde, yerin kendisinin karakter ve niteliklerini belirleyen aurasını tarif etmek için kullanılmaktadır.

Yerin ruhu kullanıcının mekanla kurduğu ilişki sonucu oluşur. Bu ilişki Pritzker ödüllü Mimar Alejandro Ara-vena‘ya ilham olmuştur. Şili‘de 100 aile için konut inşa etmesi istendiğinde mimar ölçek, hız ve imkanlardaki kıtlık gibi sorunlar ile karşılaşmıştır. Küçük ünitele-re sahip büyük bir yapı yapmak yerine, kullanıcısının genişletebileceği esnek yarı-evler tasarlamıştır. Kul-lanıcıların ihtiyaçlarına göre tanımlanabilen, genişle-yebilen, dönüşebilen ruhu olan mekanlar tasarlarken kullanıcısı ile diyaloğ içersinde olsa da mimarinin tüm temel tasarım prensiplerini gerektiği yerde ve şekilde kullanmıştır.

Mimarlığın ruhunun sade, fonksiyonel, kullanıcısının yaşamına dokunan tasarım ilkelerine sadık ama bir o kadar da kullanıcısı ile girdiği armonik bütünsellik ile değişebilen ve dönüşebilen mekanlara, ruhu olan mekanlara ihtiyacı vardır.

Işıl MeteMimar

Yer-siz Ruh-suz

Resim-1 TED Global 2014(Mimar Alejandro Aravena Ted Konuşmasında ki eskizi)

Resim-2 Quinta Monroy Projesi-Şili 2004( Öncesi-Sonrası)

Page 12: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/112

DENİZLİ-KALEİÇİ TARİHSEL KENTSEL ALANI

Denizli ili, Merkezefendi ilçesi, Saraylar Mahallesi, Bay-ramyeri Mevkiinde yer alan Kaleiçi tarihsel kentsel alanı, savunma yeri-kale işlevinin ötesinde çevresinde konumlanan han-hamam, tekke-zaviye, camiler ve ticarethane-imalathaneler ile Denizli kentinin ilk ku-ruluş yeridir. Bu nitelikleri ile yerel halk arasında eko-nomik işlevini vurgulayacak biçimde “Kaleiçi Çarşısı” olarak bilinmektedir. (Resim 1)

Türk kentlerinin geleneksel çarşılarında farklı el sa-natları-zanaat kolları ya da aynı ticaret faaliyetlerinde uzmanlaşmış esnafların sıra düzeninde kurulan dük-kânlardan oluştuğu göz önüne alındığında, Kaleiçi ve çevresinin bu geleneksel çarşı düzenine uygun oldu-ğu görülmektedir. Nitekim tarihi topografya açısından bakılırsa Kaleiçi tarihsel kentsel alanının mekânsal karakteristik ve işlevsel kimliğinin Selçuklu dönemine dek uzandığı, bu kimliğini Osmanlı döneminde de sür-dürdüğü anlaşılmaktadır.

Bunun yanı sıra tarihi kent merkezine ilişkin en eski belge 1926 tarihli 1/200 ölçekli kale krokisidir. Krokiye göre kale 280 metre uzunlukta, 160 metre genişlikte bir alana oturmakta ayrıca sur duvarları, iki adet kare

planlı kule izi ve kale kapıları (Bayramyeri, Dörtçeşme, Hal, Demirciler ve Küçük kapı) gösterilmektedir. An-cak kentin mekânsal gelişme sürecinde gerek yangın, deprem gibi afetler gerekse arsa–inşaat taleplerine yönelik denetimsiz–plansız yıkımlar sonucu Kaleiçi surları ile geleneksel ticaret dokusunu oluşturan ya-pıların kaybedildiği görülmektedir. (Resim 2)

Bu noktada Tarhan Toker, “…önceleri kale kapıları kaldırılmış, daha sonraları da kale duvarları Belediye tarafından esnafa satılmış, böylece surlar yıkılarak ortadan kaldırılmıştır” ifadesiyle, kentin tarihsel ve kültürel miras değerlerinin kaybedilmeye başlandığını belirtmektedir.1

Bu yıkımlar karşısında Dört Çeşme Kapısı ve Hal binası arasında bulunan yaklaşık 150-200 metre uzunluğun-daki tarihi sur duvarlarının ve çevresinin korunmasına

yönelik ilk kurumsal çaba 1989’lu yıllarda başlamıştır. 24.07.1991 tarihinde İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 2090 sayılı kararı ile Kale surları kale duvarı içinden 5 metre, dışından ise plan üzerinde işaretlendiği şekilde 1. Derece Arkeo-lojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.2 Kaleiçi Çarşısı

içinde yer alan Arasta Cami, Un Pazarı Cami ve Çınar Ağacı ise 13.08.2007 tarih ve 1053 sayılı kurul kararı gereğince kültür varlıkları ve anıtsal ağaç olarak tes-cil edilmiştir.3 (Resim 3)

Koruma kararlarının ardından 2009 yılında Denizli Be-lediyesi’nin ‘Bayramyeri Meydanı ve Çevresi Kentsel Gelişim Projesi’ kapsamında sur izleri boyunca kale duvarlarının öne çıkarılması ve yaya dolaşımının iyi-leştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. (Resim 4)

2016 yılında ise Aydın Vakıflar Bölge Müdürlüğü ta-rafından Un Pazarı Cami ve Arasta Camileri restore edilmiştir. Bu yenileme çalışmaları yanı sıra Bakırcılar Sokağında yer alan atıl bir bina ve bahçesi de restore edilerek yeni bir kimlik kazanıp ‘Çayhane Binası’ adıyla hizmet vermeye başlamıştır.

Sonuç olarak, Kaleiçi tarihsel kentsel alanının korun-ması-geliştirilmesi, canlandırılmasına yönelik yapılan veya yapılacak olan bu çalışmaların turizm alanındaki potansiyellerin arttırılması, kentin cazibe merkezi ha-line getirilmesi yönünde önemli bir dinamik oluştura-cağı düşünülmektedir.

Kaynakça

1Toker. T., Denizli İli Kültür Hayatı, Denizli: Yeni Cumhuriyet Matba-ası (Tarihsiz)

2İzmir II. Numaralı KTVK Kurulu Kararı, 24.07.1991 tarih ve 2090 sa-yılı Karar, İzmir: KTVK Kurulu Arşivi, (1991)

3Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı, 13.08.2007 tarih ve 1053 sayılı Karar, Aydın: KTVK Kurulu Arşivi, (2007)

Seçil Şengül Başdere Mimar ve Bilim Uzmanı

KARAHAYIT-KIRMIZISU KAÇAK BÜFE CENNETİ!

“BASIN AÇIKLAMASI

21 Mart 2019 tarihinde “KARAHAYIT KIRMIZI SU TRA-VERTENLERİ”nin bulunduğu Pamukkale Belediyesi’nin yetki alanına dahil olan ve tapuda Denizli ili, Pamuk-kale İlçesi, Karahayıt Mahallesi 168 Ada 1 Parselde kayıtlı arsada yapımı devam eden beton zeminli ve ahşap konstrüksiyonlu 12 adet ticari maksatlı iş yeri hakkında ilgili idarelere başvurmuş ayrıca kaçak ya-pıları yapanlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunarak konuyu kamuoyu ile paylaşmıştık.

Pamukkale Belediyesi’nin konu ile ilgili şubemize yaz-dığı cevapta “söz konusu yapılar hakkında 3194 sa-yılı İmar Kanunu’nun 32. ve 42. Maddeleri gereğince yasal işlem yapıldığı” tarafımıza yazılı olarak bildiril-miştir. Bu maddelere istinaden kaçak yapının durum tespitinin Belediye tarafından yapılması ve yapıların mühürlenerek inşaatın durdurulmuş olması gerek-mektedir. Bugün yerinde yapmış olduğumuz incele-mede, her ne kadar inşai faaliyetler devam etmese

dahi yapılarda herhangi bir mühür olmadığı ve kaçak işyerlerinden 2 tanesinin çalışmakta olduğu gözlem-lenmiştir. İmar Kanunu’na göre bu kaçak yapıları ya-panlar hakkında 1 ay içinde belediye encümeni tara-fından idari para cezası uygulanması, savcılıkça adli soruşturma başlatılması ve yapı ruhsatı düzenlen-mesi mümkün olmayan bu yapıların Pamukkale Be-lediyesi tarafından acilen yıktırılması gerekmektedir.

Başvuruda bulunmuş olduğumuz yetkili diğer bir ku-rum olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlık-

larını Koruma Genel Müdürlüğü de cevaben yazdığı yazıda “gerekli inceleme ve değerlendirilmenin yapıl-ması, mevzuata aykırı uygulama tespit edilmesi ha-linde gerekli iş ve işlemlerin başlatılması” konusunda Denizli Valiliği-Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünü bil-gilendirmiş bulunmaktadır.

Bugüne dek Pamukkale ve Karahayıt başta olmak üzere, kentimizde bulunan Kültür ve Tabiat Varlıkla-rı’nın korunması ve gelecek nesillere aktarılması ko-nusunda en hassas ve bilinçli kurum olma vazifemizi dün olduğu gibi bugün de yerine getirme gayretinde olduğumuzu ve suça konu olan bu kaçak yapıların yıktırılması işlemlerinin de takipçisi olacağımızı siz değerli kamuoyuna bildirmek isteriz. 29.03.2019

TMMOB Mimarlar OdasıDenizli Şubesi

Pamukkale’nin Karahayıt beldesindeki Kırmızısu termal sağlık bölgesi kaçak büfe inşaatlarıyla ilgili Şubemiz Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına

suç duyurusunda bulundu. Bu konudaki geliş-melerle ilgili Şube Yönetim Kurulumuz tarafın-dan hazırlanan basın açıklaması aşağıdadır.

Page 13: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 13

Müellifi Vefat Etmiş Binalarda Proje Tadilatı ve Muvafakatname

Müellifi vefat etmiş binalarda yapılacak proje ta-dilatlarında muvafakatname aranıp aranmayacağı ile ilgili bilgilerimizi güncelleyelim istedik. TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nin bu konu ile ilgili sor-duğu görüşe (10.11.2014 tarih 04-14-1410 sayılı yazı) istinaden, Sn. Av. Beyza Birben’ in yazısını paylaşmak istiyorum.

5846 sayılı FSEK‘ nun 2/3 maddesinde ilim ve ede-biyat eserleri arasında sayılan her nevi “mimarlık projeleri” ile 4/3 maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılan “mimarlık eserleri”ni meydana ge-tiren “eser sahipleri”nin haklarının belirlenmesi, ko-runması, eser sahiplerinin bu haklardan faydalanma biçimleri ve bu haklar üzerindeki tasarrufların esas ve usulleri kanunla düzenlenmiş olduğundan, konu-nun bu çerçevede incelenmesi gerekmektedir.

Yasada eser sahibinin hakları maddi ve manevi ola-rak ele alınmıştır. Manevi haklar arasında olan eser sahibinin “eserde değişiklik yapılmasından menet-me hakkı” da mevcuttur.

Madde 16 – Eser sahibinin izni olmadıkça eserde ve-yahut eser sahibinin adında kısaltmalar, ekleme ve başka değiştirmeler yapılamaz.

Kanunun veya eser sahibinin müsaadesiyle bir eseri işliyen, umuma arzeden, çoğaltan, yayımlıyan, tem-sil eden veya başka bir suretle yayan kimse; işle-me, çoğaltma, temsil veya yayım tekniği icabı zaruri görülen değiştirmeleri eser sahibinin hususi bir izni olmaksızın da yapabilir.

(Değişik: 21/2/2001 - 4630/9 md.) Eser sahibi kayıtsız ve şartsız olarak yazılı izin vermiş olsa bile şeref ve itibarını zedeleyen veya eserin mahiyet ve hususi-yetlerini bozan her türlü değiştirilmeleri menedebi-lir. Menetme yetkisinden bu hususta sözleşme ya-pılmış olsa bile vazgeçmek hükümsüzdür.

Yukarıdaki maddeye göre düzenlenen eserde de-ğişiklik yapılmasından menetme yetkisi, mutlak bir

anlam taşımaz. Yani eser sahibi değişikliğe izin ve-rebilir. Bu nedenle mimarlık eserlerinin tadilatı söz konusu olduğunda Yasanın 16. Maddesine göre eser sahibinin izninin alınması gerekmektedir.

Manevi haklar miras ile intikal etmez. Ancak eser sahibi yakınlarına bazı manevi hakları “kullanma yetkisi” tanınmıştır. Kanunun 19. maddesinde de bu konuya değinilmiştir.

Madde 19 – Eser sahibi 14 ve 15 inci maddelerin bi-rinci fıkralarıyla kendisine tanınan salahiyetlerin kul-lanılış tarzlarını tesbit etmemişse yahut bu hususu her hangi bir kimseye bırakmamışsa bu salahiyet-lerin ölümünden sonra kullanılması, vasiyeti tenfiz memuruna; bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mansup mirasçılarına, ana-ba-basına, kardeşlerine aittir.

(Değişik: 21/2/2001-4630/12 md.) Eser sahibinin ölü-münden sonra yukarıdaki fıkrada sayılan kimseler eser sahibine 14, 15 ve 16 ncı maddelerin üçüncü fık-ralarında (Eserde değişiklik yapılmasını menetmek) tanınan hakları eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş yıl kendi namlarına kullanabilirler.

Eser sahibi veya birinci ve ikinci fıkralara göre sa-lahiyetli olanlar, salahiyetlerini kullanmazlarsa; eser sahibinden veya halefinden mali bir hak iktisap eden kimse meşru bir menfaati bulunduğunu ispat şartıy-la, eser sahibine 14, 15 ve 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında (Eserde değişiklik yapılmasını menet-mek) tanınan hakları kendi namına kullanabilir.

Salahiyetli kimseler birden fazla olup müdahale hu-susunda birleşemezlerse; mahkeme, eser sahibinin muhtemel arzusuna en uygun bir şekilde basit yar-gılama usulü ile ihtilafı halleder.

(Değişik: 1/11/1983 - 2936/2 md.) 18 inci madde ile yukarıdaki fıkralarda sayılan salahiyetli kimselerden hiçbiri bulunmaz veya bulunup da salahiyetlerini kullanmazlarsa yahut ikinci fıkrada belirlenen süre-ler bitmişse, eser memleketin kültürü bakımından önemli görüldüğü takdirde, Kültür ve Turizm Bakanlı-ğı 14, 15, 16 ncı maddelerin üçüncü fıkralarında (Eser-de değişiklik yapılmasını menetmek) eser sahibine tanınan hakları kendi namına kullanabilir.

Bu maddeye göre de, eser sahibi vasiyeti tenfiz me-muru tayin etmişse, manevi haklar sırası ile sağ olan eşi ile çocukları ve mansup mirasçılarına, ana-ba-basına, kardeşlerine geçer. Manevi hak intikali bu sıraya göre gerçekleşir.

Maddede sayılan yakınlara intikal eden haklar şun-lardır;

1) Eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlan-ma zamanını ve tarzını tayin yetkisi (md 14/I)

2) Eser sahibinin şeref ve itibarını düşürücü şekilde yapılan umuma arzı veya yayımı menetme yetkisi (md 14/III)

3) Eser sahibinin adıyla veya adsız olarak kamuya sunma ve yayımlama yetkisi (md 15/I)

4) Eser sahibinin itilaflı olduğu hallerde, mahkeme-den gerçek eser sahibinin tespitini isteme yetkisi (md 15/III)

5) Eser sahibinin şeref ve itibarını veya eserinin ni-telik ve özelliklerini bozan değişikliklere karşı koyma yetkisi (md 16/III)

Görüldüğü üzere 19. Maddedeki yakınlara kanunda sayılan bütün manevi hakları kullanma yetkisi ta-nımlanmıştır.

Bu maddelere göre; söz konusu yapının proje mü-ellifinin 19. Maddeye göre tespit edilecek yakınları değişikliğe izin verme yetkisine değil, sadece “eser sahibinin şeref ve itibarını veya eserin nitelik ve özelliklerini bozan değişikliklere karşı koyma yetki-sine” sahiptirler.

Ayrıca bu husus Prof. Dr. Ünal Tekinalp’ in Fikri Mül-kiyet Hukuku adlı eserinde “eser sahibi, eserinde değişiklik yapılması iznini başkasına verebilir, ancak bu yetki FSEK md 19 da ön görülen kişilere geçme-yeceği gibi, mirasla da intikal etmez.” denilerek açık-ça ortaya konulmuştur. Kanunda intikale konu olan haklar arasında eserde değişiklik yapma yetkisinin sayılmamış olması bu gerekçeye dayanır. Eser sahi-binin hayattayken verdiği açık bir izin yoksa, (zorunlu değişiklikler hariç) eserin aynen muhafaza edilmesi gerektiği, 19. Maddede sayılan yakınların değişiklik izni veremeyeceği, eser sahibi gibi hareket edeme-yeceği belirtilmektedir.

Salahiyet: YetkiTenfiz: Yabancı mahkemelerin verdikleri kararların Türkiye’ de icraya konulabilmesi için gerekli karar.Mansup (atanmış) mirasçı: kanuna dayanan mirasçılığa “kanuni mirasçılık”, miras bırakanın iradesine dayanan mirasçılığa “man-sup mirasçılık” deniyor.

Mehmet Dinçer Mimar

MİMARIN GÜNDEMİ TMMOB Mimarlar Odası

Denizli Şubesi yayını

SahibiM. Serdar Alayont

(Şube Yönetim Kurulu Başkanı)

Yazı İşleri MüdürüSerdar Sarı

(Şube Yönetim Kurulu Saymanı)

Yayın EditörüYaşar Tok

Baskı Hazırlık-GrafikYeni Medya Denizli Yayıncılık

www.denizlihaber.com0258 241 02 77

Basım Yeri

Yayınlanan yazılarla ilgili hukuki sorumluluk

yazarlarına aittir.

Gönderilen yazıları yayınlama kararı Şube Yayın Komisyonuna ait olup, yayınlanmayan yazıları iade etmeme hakkını saklı tutar.

TMMOB Mimarlar Odası Denizli Şubesinin

3 aylık süreli mesleki yayını olup ücretsizdir.

Yayın Yönetim

Yıl 2 Sayı 3MART 2019

Altıntop Mahallesi 834. Sk. No 8/4 Saadet İşhanı

20010 Merkezefendi/DenizliTel: 0258 263 21 46

www.denizlimimarlarodasi.org.tr

BİR SEÇİM DAHA BİTTİ (Mİ?)

nazaran birçok meslektaşımızın (9 mi-mar) ilçe Belediye Meclislerinde görev almış olması bu seçimde Mimarlar Oda-sı Denizli Şubesi’nin en büyük kazanımı bence. Artık 2023 yılına dek bir daha seçimleri konuşmayacağız ve gerek merkezi gerekse yerel yönetimler, Türki-ye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizin etkilerini atlatmaya ve ülke olarak geli-şime yönelik hamleler yapmaya mecbur görünüyorlar. Ayrıştırmanın ve kutuplaş-tırmanın kaybettiği, birliktelik ve demok-rasinin kazandığına tanık olduğumuz bu seçimlerden büyük dersler çıkarmak zorundayız. Şehrimize en büyük faydayı

sağlayacak olan büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyelerinin, kentin yararına olan her konuda birlikte hareket edip ortak karar verme sürecine girmesi ve akılcı çözümler üretmesi gerekiyor.

Karar ve yapılan uygulamaların hiçbir parti veya kişinin tekelinde olmadığını, seçimler bittikten sonra kazanan ile kay-bedeni gördükçe daha da iyi anlıyoruz. Yaşamımızdaki amaç, gelecek için iyi bir şeyler bırakabilmek ve geçici olduğu-muzun farkında olabilmektir. Bunu ya-pabilmek, sonrasında ise iyi bir insan ve iyi bir yönetici olarak hatırlanmak bence yaşanacakların en güzelidir. Seçimleri konuşmayacak olmayı umduğumuz son-raki sayımızda görüşmek üzere.

Başkan’dan (baş sayfadan devam)

Page 14: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/114

ŞUBE ETKİNLİK TAKVİMİ

NİSAN 2019

FİLM GÖSTERİMİ“Persepolis” Yönetmen: Marjane Satrapi, Vincent Paronnaud

Yıl 1970 İran. Marjane Statrapi, gencecik gözlerle izlemektedir İran rejiminde olan bitenleri. Bugüne kadar yazılıp çizilen onca şeyin ardından bir kez de küçük bir kızın penceresinden bakmanın farklı tadı yansıyor perdeye. Marjane’in ailesi Şah iktidarının düşüşü karşısında çok mutludurlar. Ekonomik ve toplumsal yaşam standartları açısından artık yeni umutlar filizlenmiştir. Onca zor zamanlardan sonra artık demokratik bir yönetim anlayışına kavuşa-

caklarını düşünen İranlılar hayal kırıklığı yaşayacaklardır. Şimdi de mollaların zamanıdır. Bu karanlık dönemleri Marjane’in penceresinden anlatan Persepolis çizgi roman başyapıtı olarak nitelendiriliyor.

4 Nisan 2019 / Mimarlar Odası Toplantı /Salonu Saat 19.00

CAM SEMİNERİSeminer & Kokteyl

“Günümüz Cephelerinde Kaplamalı Cam Seçim Kriterleri”

5 Nisan 2019 MMO Konferans Salonu Saat 17.30

EĞİTİM“Genel İmar Mevzuatı-2”

Eğitimciler: Ahmet İhsan Soyluer, Şafak Öztürk, Ceyda Elif Çintan

10 Nisan 2019 Mimarlar Odası Toplantı Salonu Saat 15.00

MİMAR SİNAN’I ANMA HAFTASISöyleşi

“Mimar Sinan Camilerinde Strüktür ve Mekan”Konuk: Halil İbrahim Alpaslan

11 Nisan 2019 Mimarlar Odası Toplantı SalonuSaat 17.30

KENT BELLEĞİ ROTASI I

Ortaokul öğrencilerine yaşadıkları kenti, kent bel-leğini oluşturan yapıları tanıtmak amacıyla gezi dizilerinin ilki Cüneyt Zeytinci eşliğinde gezilecektir.

18 Nisan 2019

SÖYLEŞİ

Ülkemizin önemli çocuk kitabı yazarlarından mimar Behiç Ak’ın konuk olacağı, ilköğretim okulu öğ-rencilerine yönelik soru-cevap formatında söyleşi yapılacaktır.

Konuk: Mimar Behiç AK

25 Nisan 2019 MMOKonferans Salonu Saat 12.30

MAYIS 2019

FİLM GÖSTERİMİ“1984” Yönetmen: Michael Radford

Film distopik bir evrende ve 3. Dünya Savaşı’nın henüz sonlandığı dünyamızda geçer. Dünyanın en büyük devleti olan Okyanusya’da yaşayan herkes, yönetimin buyurduğu her şeye harfiyen uymak zo-rundadır. Hükümetin haberleşme ve sansür işleri-nin yürütüldüğü bakanlıkta çalışan Winston Smith, Okyanusya’ya ait her şeyin kocaman bir yalandan

ibaret olduğunu öğrendiği an vatanseverliğini ve hayatını üzerine kurduğu bu sahte dünyayı sorgulamaya başlar.

2 Mayıs 2019 Mimarlar Odası Toplantı Salonu Saat 19.00

GELENEKSEL BAHAR KAHVALTISI

Ayrıntıları daha sonra duyurulacaktır.

5 Mayıs 2019

KENT BELLEĞİ ROTASI II

Jülide Öz Rehberliğinde

14 Mayıs 2019

SÖYLEŞİ“Bir Mimar Bir Sunum”Konuk: Ömer Selçuk BAZ

1978 yılında Almanya’nın Nürnberg şehrinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Antakya’da tamamladı. Lisans eğitimini 2002 yılında Bursa Uludağ Üniver-

sitesi’nde bitirdikten sonra, Viyana Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans çalıştı. İstanbul’da Denge Mimarlık Hizmetleri firmasını kurduktan sonra ulusal ve ulus-lararası proje ve yarışmalar için tasarımlar üretti. çeşitli ödüllerin sahibi olan Baz, şehir plancısı Okan Bal ile birlikte kurdukları Yalın Mimarlık çatısında çalışmaları-na devam ediyor.

17 Mayıs 2019 MMO Konferans Salonu Saat 17.30

ESKİZ ATÖLYESİ

Doç. Dr. Deniz Dokgöz eşliğinde, Pamukkale Üniver-sitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin katılımıyla Buldan’da eskiz atölyesi yapılacaktır.

18 Mayıs 2019

EĞİTİM

“İş Güvenliği Eğitimi”Ayrıntılar daha sonra duyurulacaktır.

28 Mayıs 2019

ÜYE DANIŞMA KURULU TOPLANTISI

29 Mayıs 2019 Mimarlar Odası Toplantı SalonuSaat 17.30

Page 15: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

mimarın gündemi 2019/1www.denizlimimarlarodasi.org.tr 15

HAZİRAN 2019

DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ

Ayrıntılar daha sonra duyurulacaktır.

7 Haziran 2019

FİLM GÖSTERİMİ“Vengo” Yönetmen: Tony Gatlif

Caco, gururlu ve yakışıklı bir adamdır. İyi bir aile babasıdır ve toplum içinde güçlü ve saygın bir yere sahiptir. Ancak çok sevdiği kızının ölümü ile derinden sarsılıp küçücük parçalara dağılır. Sıklıkla kızının mezarını ziyarete gider. Fotoğrafına baka-rak ağlar ve içindeki o derin sevgi ve korumak iç

güdüsünü bütünü ile yeğeni Diego’ya yönlendirir. Öte yandan Diego’nun babası yani Caco’nun kardeşi Caravaca Ailesi’nden birini öldürdüğü için saklanmaktadır. Söz konusu ile de toplumda güçlü bir yere sahiptir. İntikam peşine düşerler ve adalet için Caco’nun karşısına gelirler. Kardeşine ihanet etmeyi reddedince Ca-ravacalar sabırsızlanmaya başlarlar. Hiçbir yere varamadıklarını hissedince Die-go’yu öldürmekle tehdit ederler. Caco, bu ölüm döngüsünün bir şekilde kırılması gerektiğinin farkına varır. Ancak sevdiği herkesi koruyarak bunu nasıl hayata geçireceği bir muammadır.

13 Haziran 2019 Mimarlar Odası Toplantı Salonu Saat 19.00

SÖYLEŞİ

“Bir Mimar Bir Sunum”

Ertuğ Uçar

12 Haziran 2019

SERGİ

PAÜ Mimarlık Bölümü

Bitirme Projeleri Sergisi

17 Haziran 2019

KENT BELLEĞİ ROTASI III

Işıl Mete rehberliğinde...

18 Haziran 2019

GEZİ

Asos-Kazdağları

Ayrıntılar daha sonra duyurulacaktır.

29-30 Haziran 2019

Nisan-Mayıs-Haziran’19

Odam

ız ve

Şub

emiz

“Dan

ışm

a Ku

rulu

Topl

antıl

arı”

dışı

ndak

i et

kinl

ikle

rimize

kat

ılım

ser

best

olu

p, üy

eler

imiz,

TM

MOB

Mes

lek

Odas

ı men

supl

arı v

e tü

m h

alkı

mız

dave

tlidi

r.

Page 16: m im ar ’Â n g ü n d em i - Mimarlar Odası Denizli …...özgün geleneksel mimari projelerinin son örneği ol-ması bakımından da önemli yapılardır. Örneğin Mimar Kemalettin’in

www.denizlimimarlarodasi.org.trmimarın gündemi 2019/116

Kentte yaşama bilinci, kent için tarihî çevre ile yaşama bilincini de gerekli kı-lıyor. Koruma konusunda bilgi ve bilinç düzeyine sahip bireylerin yetiştirilmesi ile tarih boyunca birçok önemli uygarlı-ğın yaşadığı ve mimari eserler bıraktığı kentimizde, kültür varlıklarının korun-ması konusunda toplumsal katılım ve toplumsal destek sağlanmalıdır. Kent-lerimizin korunmasında ve gelişmesin-de öncelikli etken kentte yaşayanların yaşadıkları kente sahip çıkmalarıdır.

Kentlerin birer parçası olan tarihî alan-lar yerel halkın yaşam alışkanlıklarını içeren ve toplumu geçmişe bağlayan önemli araçlardır. Bir toplumun geç-mişten gelen ortak kimlik ve ortak de-ğerleri tarihî alanlarda izlenebilir ve bu alanlarda gelecek nesillere aktarılabilir.

Yerel halkın ortak hafızasında yer alan sosyal etkinlik alanlarının yok olması, sosyal etkinlikle birlikte yerel kimliğin de yok olmasına neden olmaktadır. Kişilerin o yerle yaşam ilişkileri kop-maktadır. Kentlilik bilincinin ve kente aitlik duygusunun oluşturulabilmesi ve korunabilmesi için, kentlinin yaşamında olan yerlerin korunması önemlidir.

Kentlilik bilincine sahip bireylerin yetiş-tirilebilmesinde kişilerin çocukluk dö-nemlerinde yaşadıkları kentin kültürel kimliği hakkında bilgi sahibi olmalarının yanı sıra, kendilerini kentle ilişkilendir-meleri, kent yaşamının bir parçası ol-maları da önemli bir etkendir.

Kentimizde bu amaçla İlköğretim ve Or-taöğretim çocuklarına yönelik “Denizli Kent Belleği Rotası” programı ile bu rotada yer alan kültür varlıklarımıza ait yapıları, çocuklarla beraber gezmek ve yapılarımız konusunda bilgi paylaşmak istiyoruz.

1 KÜLAHÇIOĞLU UN FABRİKASI

Külahçıoğlu Un Fabrikası 1920’li yılların başında yenilenmiş bir değirmendir. Makinaları Almanya’dan ithal edilmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Mehmetçiğin erzak ihtiyacını karşılayan Külahçıoğ-lu Un Fabrikası binası yapı ve süsleme teknikleri açısından Osmanlı dönemi batılılaşma sürecindeki mimari üslu-bun özelliklerini taşıdığı görülmektedir. Fabrika binası, dikdörtgen planlı ve dört katlı olup, üzeri kırma çatıyla örtülmüş-tür. Duvarlarında malzeme olarak taş ve tuğla malzeme karışık kullanılmış-tır. Cephede, her katın bitimi ve diğer katın başlangıcında tuğla malzeme ile düz bant oluşturulmuştur. En üst katta da tuğla örgü ile payeler oluşturulmuş olup cephe bölümlere ayrılmıştır. Bina-nın güney cephesinin ortasında yuvar-lak kemerli bir girişi mevcuttur. Pence-releri ise dikdörtgen formlu olup, üzeri

tuğla malzemeyle basık kemer şeklinde yapılmıştır. Binanın kısa kenarlarında da aynı cephe düzeni oluşturulmuş, Çatının başlangıç noktasında, bütün cepheleri dolanan tuğla paye başlık-larının üzerine gelen kısımda, birbiri-ne geçmeli çember motifle süslendiği görülmektedir. Yapının kısa kenarla-rında kırma çatının duvarla kapatıldığı bölümlerde süsleme bantlarıyla üçgen

alınlıklar oluşturulmuştur. 2004 yılında çıkan yangınla büyük bir talihsizlik ya-şayan Külahçıoğlu un fabrikası restore edilip Denizli Belediyesi Konservatuarı olarak kullanılmaktadır.

2 ATATÜRK ETNOGRAFYA MÜZESİ

19.yy. sonlarında Rum asıllı Kimon Van-dazoflus tarafından yaptırıldığı halk bilgilerinden anlaşılmaktadır. İki katlı olarak inşa edilen yapı, plan itibariyle ortadan sofalı ve bu sofaya açılan oda-lardan oluşmaktadır. Üst katın boydan boya uzanan sofası giriş cephesinde bu cepheyi hareketlendiren çıkma bir bal-kona açılır. Arka cepheye ise, iki kat bo-yunca yükselen ve sonradan ilave edil-diği anlaşılan bölüme açılmaktadır. Ana duvarları kâgir, ara duvarlar ise ahşap karkastır. Binaya giriş, ön ve arka cep-hede bulunan çift kanatlı ahşap kapı-lardan sağlanmaktadır. Pencereler dik-

dörtgen şeklinde ve basık kemerlidir. Sürgülü çerçeveli pencereler, dıştan iki yana açılan kepenklerle korunmuştur. Üst örtü kırma çatı olup Marsilya tipi kiremit ile örtülüdür.

Bina, Cumhuriyetin ilk yıllarında parti binası olarak kullanılmış ve Ulu Önder Atatürk, 4 Şubat 1931 tarihinde Denizli’ye gelişlerinde burada bir gece misafir edilmiştir. 1950 yıllarından sonra Sağ-

lık Bakanlığı’na tahsis edilerek bir süre Verem Savaş Dispanseri olarak hizmet vermiştir. 1977 yılında da Kültür Bakan-lığı tarafından anıt eser olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Ata-türk’ün doğumunun 100. yılı olan 1981 yılından 1983 yılı sonuna kadar binanın onarımı ve teşhir tanzimi gerçekleştiri-lerek 1 Şubat 1984 tarihinde müze ola-rak ziyarete açılmıştır.

3 TAŞ ATÖLYE BİNALARI

Denizli Erkek Sanat Okulu taş atölye bi-naları Mimarı Selçuk Milar’dır. 1943-1945 yılları arasında yapılmıştır. Denizli eği-tim tarihinde çok önemli bir yeri olan Atölye binaları, Cumhuriyet döneminin kentimizdeki simge yapılarındandır. Ülkemizde günümüze kadar koruna-rak gelen başka bir benzeri yoktur. Taş Atölye binaları döneminin en iyi ve öz-gün örneklerindendir. Yapıların aslında pek de kolay olmayan yapım teknikleri

vardır. Beton ve taşın şiirsel uyumunu yansıtmaktadır. Bilindiği gibi bu binalar eski ve ünlü ’Vandazoflus’ un değirmeni binasının temelleri üzerine inşa edil-miştir.

4 ESKİ HÜKÜMET KONAĞI(Merkez İlçeler Kaymakamlıkları)

Bu yapı Erkek meslek lisesi ile yıkılan kız meslek lisesi arasında yer almak-tadır. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü nün 1941 yılında Denizli ve Koca mektep ziya-retinden sonra İnönü’nün talimatı üze-rine yurt binası olarak yapılmıştır. 250 erkek ve 50 kız öğrenciyi barındıracak olan yurt binası halktan toplanan para-lar ile yapılmıştır. Projeler Mimar Sabri Oran tarafından çizilmiştir. Yapımına 1943 yılında başlanan yapının çatısı 1945 yılında tamamlanmıştır. 1946 yılından itibaren ekonomik nedenlerle inşaatına uzun süre ara verilmiştir. Yapımı 1953 yılında tamamlanan yapı Denizli Valilik Binası ve Adliye olarak hizmet vermiştir.

5 DENİZLİ GAZİ İLKOKULU

Gazi İlk Mektebi, Atatürk ün eğitim se-ferberliği sırasında Anadolu da yapılan okullardan birisidir. 1931 yılında başlanı-lan okul yapımı 1932 yılında tamamlan-mıştır. 1932-1933 ders yılında açılmıştır. Dönemin Valisi Halit (Aksoy) tarafından yaptırılmıştı

6 BALCI EVİ

Osmanlı Dönemi eseri olan ev, 1882 yı-lında yapılmıştır. İki katlı ve kırma çatılı evin duvarlarında kerpiç malzeme kul-lanılmıştır. Denizli Büyükşehir Belediye-si tarafından Restorasyonu yapılan ta-rihi konak, Folklorik bez bebek müzesi olarak kullanılmaktadır.

7 KONYALIOĞLU KONAĞI (Mavi Ev)

19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Geleneksel Denizli Evi plan şemasında, dış sofalı olarak yapılmıştır. Her iki kat-ta sofanın önünde üç odadan oluşan sıralı odalar mevcuttur. Evin üst katın-da yola açılan penceresi yoktur. Yaşam alanları bahçeye yönlendirilmiştir.

8 MERZECİ UN DEĞİRMENİ

Denizli, değirmenlerin kurulumu için uygun su gücüyle enerji üretme koşul-larının olduğu coğrafyada yer almak-tadır. Bu nedenle Denizli değirmencilik konusunda oldukça gelişmiş bir mer-kez olmuştur.

Osmanlı Dönemi eseri olan Merzeci de-ğirmeni 19. Yüzyılda yapılmıştır. Yapı 2 katlı beşik çatılı yığma bir yapı ve 3 katlı yığma taş binadan oluşmaktadır. Halen Denizli Büyükşehir Belediyesi gençlik ve kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

MİMARLAR ODASI DENİZLİ ŞUBESİ REHBERLİĞİNDE

Mimarlar Odası Denizli Şubesi olarak çocuklarda kentlilik bilincinin gelişti-rilmesi, kent kültürü, tarihi çevre ve koruma konularında farkındalık oluş-turulması amacıyla ilk ve ortaöğretim çağındaki öğrencilerle yapılacak kent turlarının ilki 18 Nisan’da gerçekleşecek. Çocuklarımızın yaşadıkları kentin tarihî ve doğal varlıklarına sahip çıkabilmesinin onları yakından ta-

nımakla mümkün olabileceğini, eğitimlerinin bir parçası olarak tanımaları-na olanak sağlayacak programların ve teknik gezilerin yapılması gerektiği-ni düşünüyoruz. Kent ve mimarlık kültürü konusunda çocuklarla yürütülen çalışmaların yalnızca çocuğu bilinçlendirmekle kalmadığı, ayrıca çocuklar aracılıyla yetişkinler üzerinde de etkili olduğunu biliyoruz.

ÇOCUKLARLA DENİZLİ KENT BELLEĞİ ROTASI BAŞLIYOR!