120

MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 2: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 3: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

M A L A Z G İ R TM E Y D A NS A V A Ş I

Page 4: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 5: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

T Ü R K T A R İ H K U R U M U Y A Y I N L A R I N D A N X X . S E R I — Sa. 1

MALAZGİRTM E Y D A N

S A V A Ş I

Prof. Dr. ALÎ SEVİM

T Ü R K T A R İ H K U R U M U B A S I M E V İ — A N K A R A , 1971

Page 6: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 7: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

İ Ç İ N D E K İ L E R

Ö n s ö z ................................................................. VII

I.

Malazgirt Savaşı’na Değin Anadolu’da Selçukhı-Bizans Çatışmaları ............................................................. 1 -41

Türkmenlerin batıya hareketleri 1. — Selçuklu Prenslerinin Anadolu’ya akmları 6. — Kapetru (Hasankale) Savaşı ve Bizans’­la barış 9. —■ Tuğrul Bey Doğu-Anadolu’ da 13. — Prens Yakutî’- nin akınları 15. — Sultan Alp-Arslan’m Anadolu seferi 18. — Bi­zans’ ın durumu 22. — Selçuklu emirlerinin akmları 23. — Suriye ve Filistin’de Selçuklular 29. — Bizans’ta durum 31. — Bizans’ın karşı hareketleri 33. — Selçuklu akmları devam ediyor 36.

II.

Sultan Alp-Arslan’])! Suriye Seferi............... 4 3 -54

Sultan Alp-Arslan yeniden Anadolu’ da 45. — Alp-Arslan Halep önlerinde 48. — Bizans elçisi ve Alp-Arslan 52.

III.

İmparator Romanos Diogenes’in Hareketi . . . 55-64

Bizans ordusu 55. — İmparatorun Savaş Meclisi 59. — Ma- lazgirt’ in kaybı ve öncü savaşları 62.

Page 8: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

VI

IV.

Meydan Savaşı ..................................................... 65-97

Selçuklu ordusu 65. — Selçuklu elçi heyeti Bizans karar­gâhında 68. — Alp-Arslan için okunan hutbe 71. — Alp-Arslan’ın söylevi 75. — Tarihî savaş başlıyor 77. — Bizans ordusu kuşatı­lıyor 79. — Bizans imparatoru tutsak almıyor 82. — İmparator Sultanın katında 83. — Barış andlaşması 87. — Bizans tahtında yeni bir imparator : Mihael Ducas 89. — Romanos Diogenes’ in sonu 92. — Zaferin akisleri ve sonuç 94.

Bibliyografya 99

Page 9: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

Ö N S Ö Z

Anadolu’nun Türkleşmesinde en önemli aşama olan Malazgirt Savaşı’nm 900. Yıldö­nümünü 1971 Ağustos’unda kutlayacağız. Tari­himizin bu büyük olayını Türk Tarih Kurumu olarak nasıl değerlendireceğimiz konusu görü­şüldüğü zaman, yapabileceklerimizin bilimsel yönde olması uygun görüldü. Buna göre Selçuk- lu’lar tarihinin belli başlı kaynaklarını yayın­lamak en önde gelen görevimiz olmalı idi. Ku­rum, daha önceleri de Selçuklu’lardan Osman- lı’ lara kadar Anadolu tarihi alanında önemli bazı kaynakları ve araştırmaları yayınlamıştı.

Örneğin :1 — I b n -İ B î b î : el-Evâmiru’l-Alâiyye, 1956 (Tıpkı

basım).2 — I s f a h â n î : Irak ve Horasan Selçuklu’ları ta­

rihi, 1943.3 — Sa d r ü d d İn E b û ’ l -H a ş a n A l î : Ahbarü,d-dev-

leii’s-Selçukiyye, 1943.

4 — N İz a m ü d d în Şâ m î : Zafernâme, 1949.5 — Abu’l-Farac Tarihi 2 cilt, 1945—1950.

Page 10: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

VIII

6 — R â v e n d î : Rahâtu’ s-Sudûr. 2 cilt, 1957- 1960.

7 — U r f a l i M a t e o s : Vekayinâme, 1962.8 — A k s a r a y î : Müsâmeretü',l-ahbâr, 1944.9 — E f l â k î : Menakıbil'l-ârifin. 2 cilt, 1959-1961.

10 — R e ş İd ü d d İn : CâmiÜ’t-tevârih. 2 cilt, 1957- 1960.

11 — T İ h r a n î : Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964.

Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır­malar da dilimize çevrilerek yayınlanmıştır :

1 — P a u l W i t t e k : Menteşe Beyliği, 1944.2 —■ W a l t h e r H i n z : Uzun Haşan ve Şeyh Cü-

neyd, 1948.3 — S e t o n L l o y d - S t o r m R i c e : Alanya, 1964.4 — F r i e d r i c h S a r r e : Konya Köşkü, 1967.

Bunlar dışında yine Selçuklu ve Anadolu Tarih ve Uygarlığı hakkında şu monografiler de yayınlanmış bulunmaktadır :

1 — S e m r a O g e l : Anadolu Selçuklu larının Taş Tezyinatı, 1966.

2 — M . A . K ö y m e n : Büyük Selçuklu İmpara­torluğu Tarihi, 1954.

3 — O s m a n T u r a n : Türkiye Selçukluları Hak­kında Resmî vesikalar, 1958.

Page 11: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

IX

4 — A h m e t T e m î r : Kırşehir Emîri Caca oğlu Nureddiri’in 1272 tarihli Arapça, Moğolca Vakfiyesi, 1959.

5 — F a r u k S ü m e r : Karakoyunlular, 1967.

6 — İ s m a i l H a k k i U z u n ç a r ş i l i : Anadolu Bey­likleri, 1937-1969.

7 -------------- İ s m a i l H a k k i U z u n ç a r ş i l i : Osmanlı Dev­leti Teşkilâtına Medhal, Büyük Selçukîler, Anadolu Selçukîleri, Anadolu Beylikleri, Ilhaniler, Karakoyun- lu ve Akkoy unlularla Memlûklerdeki Devlet Teşkilâ­tına bir bakış. 1941-1970.

8 — S ü h e y l Ü n v e r : Selçuk Tababeti, 1940.

9 — Ş e v k e t Aziz K a n s u : Selçuk Türkleri hak­kında ilk tetkik ve neticeleri. II. Türk Tarih Kong­resi S. 4 40 -4 56 .

10 — A . S ü h e y l Ü n v e r : Anadolu Selçukluları zamanında Umumî ve Hususî Kütüphaneler. Atatürk Konferansları II. S. 1 - 27.

Bunlardan başka Belleten’de daha bir çok araştırmalar yayınlanmıştır.

Kurum Malazgirt Savaşının 900. yıldönü­mü dolayısiyle yayınları arasında yeni bir seri açmış ve bu seriden şu eserleri basıma ver­miştir :

1 — A d n a n E r z İ : Anonim Tevârih-i Âl-i Selçuk.2 — A l î S e v İm : Ravzatül-Küttâb.

Page 12: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

X

3 — F a r u k S ü m e r - A l î S e v i m : İslâm Kaynak­larına göre Malazgirt Savaşı.

4 ■— ■ A d n a n E r z İ : Yazıcıoğlu Selçuknâmesi.

Bilimsel nitelikte olan bu yayınlardan başka Kurumumuz yeni bir seri daha açmıştır. Bu seri “ Halk için Tarih Yayınları” serisidir. İşte bu serinin 1 sayılı kitabı olarak, Muhabir üyelerimizden Prof. Dr. Ali Sevim’in en son bulunan kaynak ve yeni araştırmalara dayan­mak suretiyle yazdığı “ Malazgirt Meydan Sava­şı” adlı bu küçük eserini yayın alanına çıkarmış bulunuyoruz. Bu eser küçük olmakla birlikte Malazgirt Savaşı hakkında bilinen bütün kay­nak ve araştırmaların en son bilimsel verilerini derli toplu okuyucunun önüne koymaktadır. Kurumumuz, Türk Tarihi’nin en önemli olay ve evrelerini bu seride çıkaracağı kitaplarla halkımıza ve aydınlarımıza tanıtmak kararın­dadır.

Türk Tarih Kurumu Malazgirt Savaşı’nm 900. yıldönümü dolayısiyle Ekim 1971 içinde bir “ Selçuk Semineri” de düzenlemiş bulun­maktadır. Memleketimizin bu alanda çalışan bilim adamlarının katılacağı seminerde daha ziyade Selçuklu Uygarlığı ele alınacaktır. Semi-

Page 13: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

X I

ııcre bugüne kadar 21 bilim adamımız birer bil­diri ile katılmayı kabul etmişlerdir. Bu bildiri­ler kitap halinde yayınlanacaktır.

1971 Ağustos’unda Erzurum ve Malaz­girt’te yapılacak törenlere Kurumumuz geniş bir heyetle katılmaya karar vermiştir.

ULUĞ İĞ DEM İR

Page 14: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 15: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

MALAZGİRT SAVAŞINA DEĞİN ANADOLU’DA SELÇUKLU -

BİZANS ÇATIŞMALARI

Selçukluların Gazneli Devleti’ - nin egemenliği altında bulunan Ho­rasan’ı işgal ederek bu bölgeye yer­leşip bir devlet kurmalarım sağlayan ünlü D a nd anakan savaşından (23 Mayıs 1040) sonraki yıllarda Selçuklu genişleme ve yayılma hareketleri daha çok batı yönünde olmuştur. Şöyleki :

Gazne hükümdarı Sultan M e s’ - Türkmen- ud, H orasan ’da bulunan büyük sa- lcrın t‘llıya

J hareketlenyıdaki Türkmenlerden bazı zümreleri kendi hizmetine almayı başarmış ve özellikle saltanatının ilk yıllarında bu zinde unsurdan büyük yardımlar görmüştü. Fakat o, hükümranlığı için daima tehlikeli bulduğu bu Türk- menleri etkisiz bir duruma getirmeyi kendine amaç edinmişti. Bu siyasal

Malazgirt M. Savaş*, 1

I

Page 16: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

2

düşüncenin bir sonucu olarak M es ’- ud, sözkonusu Türkmenlerin ileri gelen beylerinden Y a ğ m u r B e y ’l öldürttü. Bu olaydan sonra yaşantı­larının tehlikeye düştüğünü gören Türkmenler, Göktaş , O ğ u z—oğlu Mansur, Boğa, A n a s ı - o ğ lu , Dana v.s. gibi belli-başlı beylerin yöneti­minde M es ’ u d ’un hizmetinden ayrı­larak batı yönüne hareket ettiler. Bunlardan bir bölüğü A cem I ra k ı ’ na ( I s fa h a n —H em eda n bölgeleri), baş­ka bir bölüğü A z e r b a y c a n hüküm­darı Y e h s u d a n ’ la işbirliği yaparak bu ülkenin çeşitli bölgelerine yerleş­meyi başardı. Fakat bunlardan çeki­nen V eh su d a n ’m Türkmen beyle­rinden birçoğunu öldürtmesi üzerine, burada kendilerini güvenlikte görme­yen Türkmenler’den bir zümre, Ur- m iye yörelerine gidip orada bulunan soydaşları öteki Türkmenlere katıl­dılar. Hep birlikte H a k k âr i bölge­sine giren bu Türkmenler, burada oturan Kürt boylariyle birçok kez çarpışmalar yaptılar. Bunlar, kardeşi

Page 17: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

Tuğru l B ey tarafından A z e r b a y ­can ve A ce m I ra k ı ’ nın fethine ata­nan İb rah im Y m a l ’ın bugünkü Tahran yakınlarındaki R e y şehrine gelmesi üzerine, A z er b ay c a n ’da bu­lunan ve batı yönünde ilerleyen öteki Türkmenlerle birleşerek Zap suyu ile B ühtan (B o h t a n = B o la n ) çayının çıktığı dağlık yöreleri geçip Zaza Kürdlerinin yaşadıkları B a t ­man, Erzen (Garzan) ve B ü h ta n sularının kaynaklarını teşkil eden dağlık bölgeleri tamamen istilâ ettiler. Bunlardan bir bölüğü B oğa ve A n a s ı - o ğ lu ’nun kumandası al­tında Mervan-oğulları Beyliği’nin egemenlik alanında bulunan Diyar- bek ir bölgesine girerek S i lv a n — Mardin arasında yağma akınlarında bulundular. Başka bir bölük ise Cizre yörelerine gelerek buralarda aynı şe­kilde yağma hareketlerine giriştiler. Bunun üzerine Cizre hâkimi Mervan- h A h m e d ’in oğlu Süleyman, Ciz­re’nin doğu yöresinde konaklıyan O ğ u z -o ğ lu Mansur ’a ulaklar

Page 18: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

4

göndererek kışı bu bölgede geçirme­sini ve ilkbaharda da öteki bütün Türkmenlerle birlikte güneye Suri­ye ’ye gitmesini teklif etmesi üzerine, her ikisi arasında bir anlaşma yapıldı. Fakat Süleyman, tertip ettiği bir şölen sırasında Mansur ’u tutukladı. Bu olay üzerine buradaki bütün Türk­menler çeşitli yörelere dağıldılar. Bun­lardan bir bölüğü, Musul ’a yöneldi. Bunu öğrenen şehir hâkimi U k a y l - oğ lu K a rv â ş ve ona yardıma gelen D iy a r b e k ir emîri N a sru d d ev le A h m e d ’in kuvvetlerini bozguna uğ­rattılar (1042). İzleme sırasında Sin- car ve N u s ey b in yöreleri tamamen yağma akmlanna uğratıldı. Bir yıl sonra (1043) Musul üzerine yürüyen Türkmenler emîr K a r v â ş ’ı bozguna uğratarak şehri bir süre ellerinde tut­tular ve yörelerini yağmaladılar. Ira k ’taki Büveyh-oğulları hükümda­rı C e lâ lüddev le ve D iy a rb e k ir hâkimi N a sru dd ev le Ahmed, bu sıralarda H orasan ’da N işa b u r ’da bulunan Tuğru l B e y ’e, Türkmen-

Page 19: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

lerin yukarıdan beri anlatmağa çalış­tığımız hareketlerinden şikâyette bu­lundular. Bunun üzerine Tuğru l B ey bu şikâyetleri dikkat nazarına alarak sözkonusu ülke hâkimlerine olumlu cevaplar gönderdi. Bu sıralarda Hil le hükümdarı M e z y e d - o ğ lu D ü beys ve Musul hâkimi K arvâş , D iy a r ­bekir bölgesindeki soydaşlarından yardım alan M usul’daki Türkmenleri, Nisan 1044 tarihinde bozguna uğrat­tılar ve bunları D iy a r b e k ir bölge­sine dek izlediler. Bu olayı haber alan Tuğru l Bey, Türkmenlere “ İslâm ülkelerine akınlarda bulunmamaları, A z erb a y ca n ’ a dönüp buradaki yaylak ve kışlaklara yerleşmeleri ve Bizans’a akınlarda bulunacak olan emîr ve beylerin hizmetlerine girme­leri” konusunda yazılı bir buyruk gönderdi. Bunun üzerine A na s ı -oğ - lu, Göktaş ve O ğ u z -o ğ lu Mansur beraberlerindeki Türkmenler’le D i­ya rb ek ir bölgesinden ayrılıp D ic le nehrinin kuzeyinden Murat suyunu izleyerek B izans ’a tâbi Erm eni top-

Page 20: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

6

SelçukluPrenslerininAnadolu’yaakınları

raklanna akınlarda bulunduktan son­ra Erciş yörelerine geldiler. Buradan A z e r b a y c a n ’a geçmek üzere, Vas- p ur akan (Van gölü bölgesi) valisi S t e f an o s’ dan izin istedilerse de vali­nin saldırılarına uğradılar, yapılan çarpışmada Stefanos yenildi ve hattâ tutsak alındı (1045). Daha sonra­ki bölümlerde görüleceği üzere, gerçek­ten bu Türkmenler, Tuğru l B e y ’in buyruğu gereğince, A n a d o lu ’ya ya­pılan hemen hemen bütün akmlara katılmışlardır.

Bu göçebe Türkmen alanlarından başka gerek Tuğru l Bey, gerekse öteki Selçuklu prensleri R ey ve Is­fahan bölgeleriyle A z e r b a y c a n ve D o ğ u - A n a d o l u ’ya sürekli alanlar­da bulundular. Şimdi bunları genel çizgileriyle anlatmaya çalışalım.

Tuğru l B ey 1043 yılında bu­günkü Tahran yakınlarında bulu­nan R ey kentine (Tuğru l B e y ’in bugün K ü m b e t - i Tuğru l î adıyla anılan türbesi buradadır) konup bera­berinde bulunan Selçuklu prenslerini

Page 21: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

çeşitli bölgelerin fethi ile görevlen­dirdi. Bu cümleden olarak kuman­daları altına birçok Türkmen kuv­vetleri verilen İbrah im Y ına l , He- medan ve I s fah an şehir ve yörele­rinin, K uta lm ış , R e s u l - T i g i n ve bunların başka bir kardeşi H azar kıyı bölgelerinin, Prens H aşan ile Prens Y a k u t î de A z e r b a y c a n ’ın fethi görevine atandılar. Gerçekten adları geçen Selçuklu prensleri kah­ramanca savaşlar yaparak bü­yük başarılar kazandılar : İb ­rahim Y ın a l birkaç yıl içinde He- medan ve Is fah a n bölgelerinde giriştiği fetih hareketlerini D ic le neh­ri kıyılarına dek başarı ile sürdürdü. K u ta lm ış ise Aras nehrini geçip Gürcü ve Ermeni topraklarına gir­meyi başardı. Bu sıralarda E rran ’da (bugünkü Gence ve K a ra b a ğ illeri) B izans ’a tâbi Gürcü ve E rm eni krallıklariyle Müslüman Ş i r v a n - Şahlar ve Ş e d d a d -o ğ u l la r ı bey­likleri bulunuyordu. Bizans impara­toru I X . K o n s t a n t in M on om a k ’ -

Page 22: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

8

m 1045 yılında tâbi G ü rc is tan hâ­kimi L ip a r i t kumandasında gönder­diği kuvvetler, Şeddad-oğulları’nm başkenti D o v in ’e değin ilerlediler. Tuğru l Bey, saldırıya uğrayan Müs­lüman Ş e d d a d -o ğ u l la r ı ’nı ko­ruma amaciyle, K u ta lm ış ’m ku­mandası altında bir ordu gönderdi. Her iki taraf arasında Gence önlerinde yapılan savaşta Bizans- hlar ağır bir yenilgiye uğradılar. Bu zafer, Bizanslılara karşı kazanılan ilk Türk başarısı olması bakımından önemlidir. Öte yandan Prens H a­şan, Tu ğ ru l B e y ’in imparator K o n s t a n t in ile dostluk andlaşması yapmış olmasına rağmen, Bizans’a tâbi bir Ermeni ülkesi olan V a s p u- rakan ’a girerek akmlarda bulundu. Bu ülke hâkimi Aaron, Gürc istan valisi K a t a k a lo n ’dan yardım istedi. Toplanan Bizans kuvvetleri Prens H asan ’m kumandasındaki Selçuklu ordusu ile B ü y ü k Zap suyu kena­rında şiddetli bir savaşa giriştiler. Bizanslılar çarpışma başladıktan biraz

Page 23: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

9

soııra Selçuklu kuvvetlerini pusuya düşürmek amaciyle, geri çekildiler. Düşmanın bozulduğu kanısıyla B i­zans ordugâhına dek ilerleyen Sel­çuklu kuvvetleri gerçekten pusuya düşerek korkunç bir bozguna uğradı­lar. Prens Haşan ve yakınları bu çarpışma sırasında şehid edildiler (1047/48).

P r e n s H a s a n ’m şehid ve ordusunun yenildiğini öğrenen T u ğ r u l B e y , bunun öcünü al­mak amaciyle, A z e r b a y c a n va­liliğine atadığı İ b r a h i m Y ı - n a l ’ a A n a d o l u ’ da fetihlere de­vam etmesi konusunda emirler gön­derdikten başka, E r r a n’ı feth­etmeğe çalışan K u t a l m ı ş ’a da onunla birleşmesini bildirdi. I b r a- him Y ı n a l , K u t a l m ı ş ’la birlikte, kalabalık bir Selçuklu ordusuyla B i z a n s topraklarına girdiler (1048/ 49). T ü r k l e r ’in bu saldırılarına karşı koyamayacaklarını anlayan Bizans’ın Y a s p u r a k a n valisi A a r o n ile G ü r c i s t a n valisi

Kapetru (Hasanka- le) savaşı ve Bizans’ la barış

Page 24: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

10

K a t a k a l o n , Bizans imparato­runa ulaklar göndererek yardım iste­ğinde bulundular. Bunun üzerine imparator, G ü r c i s t a n hâkimi L i- p a r i t ’ e, adıgeçen Bizans general­lerine yardıma gitmesini bildirdi. Sür’atle hareket eden Bizans kuv­vetleri P a s i n ovasındaki K a- p e t r u k a l e s i önlerine kondu­lar (Eylül 1048). Öte yandan A r as nehri boyunca ileri yürüyüşlerini sürdüren İ b r a h i m Y ı n a l ve K u t a l m ı ş kumandasındaki Sel­çuklu ordusu, E r z e n ( E r z u r u m ) ’e gelerek şehri yapılan savaştan sonra yakıp yıktılar. Daha sonra P a s i n ovasına erişen Selçuklu ordusu ile bu­raya konmuş olan Bizans ordusu ara­sında şiddetli bir savaş başladı. Bi­zans ordusunun sağ kanadına K a t a ­k a l o n , sol kanadına A a r o n, mer­kez hattına da L i p a r i t kumanda ediyordu. İki bölüm halinde bulu­nan Türk ordusunu ise İ brah im Yı- nal ve K u ta lm ış yönetiyordu. Burada her iki taraf arasında çok

Page 25: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

şiddetli bir savaş başladı. Bütün bir gece süren çarpışmalar sonunda B i­zans ordusu tam bir bozguna uğradı ve hattâ başkomutan L ip a r i t de tutsaklar arasında idi. Bu arada ölüm ve tutsaklıktan kurtulmayı başaran bir kısım Bizans kuvvetleri Y an ve Ani kalelerine güçlükle sığınabildi­ler. Bizans’a karşı kazanılan bu ilk ve büyük savaş sonunda Selçuklular çok sayıda tutsak almışlar ve binlerce araba dolusu ganimet elegeçirmiş- lerdir. İbrah im Yınal , L ip a r i t ve birtakım ganimetleri R e y ’de bulu­nan Tuğru l B ey ’e götürüp sun­muştur.

Bizans İmparatoru IX . Kons- tantin , B izans ’ı ciddî biçimde kor­kutan P e çenek akmları nedeniyle yeniden bir savaşı göze alamamış ve Mervan-oğulları emîri N a sru dd ev le A h m ed aracılığiyle Sultan T u ğ ­rul ’a barış teklifinde bulunmak zo­runda kalmıştı. Bu amaçla imparator, Tuğru l B e y ’e tutsak Gürcü prensi L ip a r i t için bir miktar kurtuluş

Page 26: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

12

akçası (fidye-i necât) ve sayısız de­ğerli armağanlarla bir elçi heyeti gönderdi. Tu ğ ru l Bey, L ip a r i t ’in tutsaklıktan kurtulması amaciyle, kendisine sunulan kurtuluş akçası- nı kabul etmedi ve L ip a r i t ’in kar­şılıksız salıverilmesi konusunda emir verdi. Tuğru l Bey, İ s ta n b u l ’a dönmekte olan L ip a r i t ile birlikte Şer i f İsmail -oğ lu E b û ’ l -F a z l ’m başkanlığında bir elçi heyetini im­paratora göndererek IX . yüzyılda İ s ta n b u l ’da yapılan, fakat sonra­dan yıkılıp dökülen camiin yeniden onarılmasını, mihrabının üzerine ok ve yay işaretlerinin konulmasını, Mısır ’daki şiî F a t ım î Halifeliği adına okunan hutbenin sünnî B ağ ­da d Abbasî Halifesi ve kendi adı­na okunmak üzere, değiştirilmesini ve nihayet A b b a s î Halifeliğine ödendiği gibi, Selçuklu Devletine de yıllık vergi ödenmesini bildir­di. Tuğru l B e y ’in elçisiyle yapılan uzun konuşmalar sonunda “ yıllık vergi ödenmesi” teklifi kabul edil­

Page 27: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

13

medi ve E b û ’ l -F a z l geri gönderil­di. Anlaşmanın imzalanmaması üze­rine imparator, Selçuklu saldırılarına karşı doğu sınırlarında bulunan ka­lelerin daha çok berkitilmesi kon­usunda emirler verdi.

Yukarıdanberi sözkonusu edilen Selçuklu prenslerinin A n a d o lu ’daki istilâ hareketlerini izleyen yıllarda Tuğru l B e y ’in bizzat bu ülkede fetih ve istilâ hareketlerine giriştiğini görüyoruz. Tu ğ ru l Bey, 1054 yılı başlarında ordusuyla birlikte doğudan A n a d o lu topraklarına girerek Mu­rad iye ve E rc iş ’i elegeçirdi. Daha sonra onun Çoruh havzasına gönder­diği kuvvetler B a y b u r t ’u alarak T r a b z o n ’a değin akmlarda bulundu­lar. Kuzey yönünde hareket eden kuv­vetler ise K a f k a s y a’ya dek ilerlediler. Batı yönünde Canik, güneyde de A n t i -T o r o s la r a değin akınlar ya­pıldı. Ayrıca başka bir kol da Kars yönünde ileri yürüyüşlerini sürdü­rerek kendilerine karşı çıkan bir Er­meni kuvvetini bozup yok ettiler. Bu

Tuğrul Bey Doğu-Ana­dolu’da

Page 28: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

sıralarda Tu ğ ru l Bey, Y as i l adlı bir Ermeni kumandanının yöneti­minde bulunan M alazg ir t önlerine gelerek sağlam surlarla çevrili olan bu kenti kuşatmaya başladı. Yasil, bütün olanaklariyle savunma savaşı yapıyor ve Selçuklu saldırı ve sıkış­tırmalarına karşı koymaya çalışıyor­du. Kuşatma günlerce sürdü, kale bir türlü düşmüyordu. Bu durum karşı­sında Tuğru l B ey surların altından lâğımlar kazdırdı ise de lâğımcılar, Bizans lâğımcıları tarafından tutsak alındı ve surlar üzerinde Tuğru l B ey ’in gözü önünde birer birer öldü­rüldüler. Bunun üzerine Tu ğ ru l B ey B it l i s ’ten büyük bir mancınık ge­tirterek surları dövdürmeğe başladı. Fakat ücretli bir Frank fedaisinin, kalenin fetlıiııi kolaylaştıracak olan bu büyük mancınıkı neft atarak yak­ması sonucunda kuşatma kaldırıldı. Tu ğ ru l B ey bu bölgelerde birtakım akınlarda bulunduktan sonra yeniden M alazg ir t önlerine gelip kuşatmaya başladı. Hattâ bir ara surlarda açılan

Page 29: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

15

gediklerden Selçuklu kuvvetleri sal­dırıya geçtilerse de başarı sağlaya­madılar. Kış mevsiminin yaklaşması nedeniyle Tuğru l B ey kuşatmayı ikinci kez kaldırıp baharda yeniden fetihlere başlamak amaciyle, Azer­baycan’a dönmeğe karar vermişse de Halife’nin çağrısı üzerine B a ğ d a d ’a gitmiştir.

Tuğru l B e y ’in A n a d o lu ’dan ayrılmasından sonra da muhtelif Sel­çuklu emîr ve prensleri fetih ve istilâ hareketlerine devam etmişlerdir. Bu cümleden olarak Tuğru l B e y bera­berindeki Türkmenlerle A n a d o lu sı­nırlarına gaza amaciyle gelen karde- şi-oğlu Y a k u t î ’ye fetihlere devam etmesi konusunda emirler verdi. Y a- kutî yanında bulunan Sabuk (Sun­duk?) adlı bir emîrle D oğ u -A n a - do lu ’ya sürekli alanlara başladı (1057). Bu akmları önlemek amaciyle Bizans imparatoru, general Nike- phor B ry e n n io s ’u A n a d o lu ’daki Rumeli ve M a k ed on y a kuvvetleri komutanlığına atadıysa da başarı sağ­

Prens Yaku- tî’nin akm- lan

Page 30: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

16

layamadı. Selçuklu kuvvetleri 1057 yılı sonlarına doğru F ıra t ’ı geçip M a l a t y a ve yörelerini istilâ ile, pek çok ganimet elde ederek kışı E rz inca n yörelerinde geçirdiler. Er­tesi yıl (1058) yine harekete geçen Selçuklu akıncıları Muş’a değin alan­larda bulundular. Bütün bu akınlar ilerde yapılacak fetihlere öncülük et­mesi bakımından önemlidir.

1059 yılında A n a d o lu ’ya yeni­den Selçuklu akınlarmm başladığını görmekteyiz. Prens Y a k u t î bera­berinde H orasan Sâlârı, Kapar, K i c a c i ç ve Sabuk (bu adlar Ermeni kaynaklarında geçmektedir) adlı emir­ler olduğu halde, büyük bir Selçuklu ordusuyla D o ğ u -A n a d o lu toprak­larına girdi. H orasan Sâlârı ku­mandasındaki kuvvetler U rfa ’yı ku- şattılarsa da almayı başaramadılar. A n a d o lu ’nun kuzey bölgelerinde iler­leyen öteki emirler K ız ı l ı rm a k yö­relerine değin uzanmışlar ve Bizans’a tâbi Ermenilerin elinde bulunan Si­vas üzerine yürümüşlerdir. Bu sal-

Page 31: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

17

dırılar karşısında boşalan kent hiçbir güçlüğe uğranılmaksızm elegeçirildi (Temmuz 1059). Selçuklu kuvvetleri «ayışız ganimet ve tutsaklarla A z er­li ey can ’a geri döndüler. Isaak K o m n e n (1057-1059)’den sonra Bi­zans tahtına geçen X . K o n s t a n t in Duka s (1059-1067) bu Selçuklu alan­larını önlemeğe çalıştı ise de hiçbir başarılı sonuç alamadı, Selçuklu akıncı kuvvetleri çekildikten sonra, başta M alatya olmak üzere, yıkılan sur ve kalelerin onarılmasını emretmekten başka bir şey yapamadı.

A n a d o lu ’ya yapılan Selçuklu akmlarını yöneten Prens Y akut î ,1062 yılında H orasan Sâlârı ile Cemcem ve Isulu (bu adlar Er­meni kaynaklarında böyle geçmek­ledir), E rgan i yörelerini yağma akınlarma uğratıp D iy a rb e k ir böl­gesi hâkimi Mervan-oğulları ile anla­şarak D ic le ve F ırat havzalarına değin ilerlediler, imparator Duka s, bu akmları durdurmak amaciyle, Normandiyalı H erv e ’yi görevlen-

Malazgirt M. Savaşı, 2

Page 32: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

18

Sultan Alp- Ârslan’ ın Anadolu seferi

dirdi ise de Selçuklu kuvvetleri sayısız ganimet ve tutsaklar elde ede­rek artık üslerine dönmüşlerdi. Bu kuvvetleri bulamayan H er ve, Urfa valisi T a v d a n o s ’la Mervan - oğulla- rı’nm elinde bulunan  m id (eski D iy a rb ek ir ) ’i kuşattı ise de almayı başaramayıp geri çekilmek zorunda kaldı.

Yukarıda Tuğru l B ey devrinde genel çizgileriyle anlattığımız A na­d o lu ’yu istilâ harekâtı Sultan Alp- Arslan zamanında da sürüp git­miştir. Babası Çağrı B e y ’in ölü­münden beri (Mart 1060) H orasan ’ ­da vali bulunan A lp -A rs la n amcası Tuğru l B ey ’in ölümünden (Eylül 1063) sonra büyük askerî üstünlüğü, çabukluğu, azim ve enerjisi sayesin­de kısa bir zamanda taht isteklilerini ortadan kaldırarak Selçuklu Sultanı olmayı başarmıştı. O, memleket için­deki karışıklıklara son verir vermez Tuğru l B e y ’in izinden yürüyerek büyük bir ordu ile devlet başkenti R ey ’den hareketle A zerb a y ca n ’a

Page 33: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

geldi. A l p - A r s l a n U rm iye gö- liiııün kuzey-doğusundaki Merend kentine eriştiği zaman A n a d o lu ’ya sürekli akınlarda bulunan emîr Tuğ- Tig in kuvvetleriyle birlikte kendi­sine katılarak yaptığı akınlar ve A n a d o lu ’ya giden yollar konusun­da ona geniş bilgi verdi. Ayrıca yıllardan beri A n a d o lu ’ya yapılan akmları yöneten kardeşi Y a k u t î , İ b ­rahim Y ın a l ve K u ta lm ış ’m ço­cukları da kendisine katılmış olmalı­dırlar. Böylece Selçuklu prensleri ve l>u bölgedeki tâbi hükümdar ve emir­lerle N a h ç iv a n ’a gelen Sultan, Ar a s nehrini geçtikten sonra ordu­sunu iki bölüme ayırdı. Sultan bizzat I»aşında bulunduğu orduyla G ürc is ­tan üzerine yürüdü. Yolu üzerindeki Lor i Ermeni Kralı G iorg i ’yi yıllık vergi vermek suretiyle, itaat altına aldıktan sonra G ürc is tan toprakla­rına girdi. K angarnı , K a r t l ı ve .1 avakhet (T i f l is -Ç oruh arası) böl­gelerini istilâ ettikten sonra Gürcis-I an’ın kuzey uçlarına değin ilerleyip

Page 34: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

20

birçok kale ve kentleri elegeçirdi. Gürcü kralı Bağra t memleketini terkedip K a fk as dağlarına sığınmış­tı. Sultan A lp -A rs la n daha sonra A kşehir (Farsça : Sepidşehr, Gür­cüce : A khalke lek) ve yörelerini ta­mamen aldı. Memleketinin istilâ edil­diğini gören Gürcü kralı, Sultana elçiler göndererek barış isteğinde bu­lundu ve yıllık vergi vermeğe razı olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Alp- Arslan geri dönüp A r a s nehri hav­zasına geldi. Bu bölgede bulunan bir­kaç kaleyi aldıktan sonra ünlü A ni kentine geldi. Bu sıralarda başında A lp -A r s la n ’ın oğlu Melikşah ve veziri N iza m ü lm ü lk ’ün bulunduğu ikinci Selçuklu ordusu, A r as vadisi boyunca ilerleyerek S ü rm el i ’yi ko­laylıkla elegeçirdikten sonra Islâm kaynaklarında Farsça şekliyle Mer- y em -N iş în olarak yazılan, sağlam surları bulunan kale önlerine gelerek kuşatmaya koyuldu. Hıristiyanlığın kutsal merkezlerinden biri olan Mer- yem -N iş în bir yer sarsıntısı sonunda

Page 35: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

21

kale surlarından bir bölümünün yıkıl­ması üzerine elegeçirildi. Öte yandan vaktiyle B agrat Ermeni krallığının başkenti olan A ni önlerine gelen Sul­tan A lp -A rs la n A r p a ç a y üzerinde bulunan, yüksek ve sağlam surlar ve içinde su dolu derin hendeklerle ko­runan bu kenti kuşatmaya başladı. Sultan kendisini epeyce uğraştıran bir kuşatma savaşı sonunda A n i ’ye gir­meyi başardı. Iç-kalede savunmayı sürdüren kuvvetler de vergi ödemek suretiyle teslim olmak zorunda kaldı­lar (Ağustos 1064). A lp -A rs lan , ele- geçirdiği Ermeni ve Gürcü memle­ketlerini beraberinde bulunan tâbi hükümdar ve emîrler arasında şöylece bölüştürdü: V an gö lü bölgesiniN a h ç iva n emîri S akar -oğ lu Ebû D ü le f ’e, A n i ve yörelerini D ü b e y l emîri E b û ’ s -S ev â r -oğ lu Minû- çehr ’e, G ü rc is tan ’ın bir kısım top­raklarını Gence emîri F ad lûn ’a, bir kısmını da T if l is emîrine verdi.

Sultan A lp -A rs la n B ağd ad A b b a s î Hali fes i e l -K a a im Bi-

Page 36: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

22

Bizans’ ındurumu

em ril lâh ile öteki İslâm hükümdar ve emirlerine birer fet ihnâm e gön­dererek kazandığı başarıları ve yap­tığı fetihleri birer birer anlattı. Bu haber, başta B a ğ d a d olmak üzere bütün İslâm memleketlerinde büyük bir sevinç yaratmış ve şenlikler yapıl­masına neden teşkil etmiştir. Bu ba­şarılarından dolayı Halife kendisine E b û ’ l -F e th (Fetih babası) unvanını vermiştir.

Bu sıralarda Bizans’ın durumu iyi değildi : 1057 yılından beri impa­ratorluğu sarsmakta olan iç-buhran- lar, dış durum üzerinde de etkisini gösterdi. M a k ed on y a hanedanının sonlarına doğru İ ta ly a kaybedilmiş, Tuna sınırları zorlanmış, B a lk a n ­larda da ciddî bir durum ortaya çıkmıştı. Önce Bizans’la iyi ilişkileri olan Macarlar B e lg ra d ’ı işgal etti­ler (1064). Ertesi yıl K u m a n la r ın baskısıyle H azar D en iz i kıyıların­dan ayrılmak zorunda kalan Uzlar (Oğuzlar), P eçen ek ler i de önlerine katarak Bizans topraklarını istilâ ve

Page 37: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

yağma akmlarma uğrattılar. Kalaba­lık Uz kitleleri Tuna nehrini geçerek (1065) Bizans sınırlarını aşıp Selâ- ııik’e değin M a k e d o n y a ’yı yağma akmlarma tâbi tuttular. İşte Bizans’ın tehlikeli ve ciddî buhranlar içinde çal- kanması nedeniyle A n a d o lu ’daki Selçuklu askerî harekâtı daha da ko­laylaşmış oluyordu.

Sultan A lp -A rs la n yukarıda genel çizgileriyle anlattığımız A n a ­dolu ve G ürc is tan seferlerinden sonra, İmparatorluk içinde ortaya çıkan iç-ayaklanmaları bastırmak ve doğu sınırlarında birtakım fetih­lerde bulunmak üzere geri dönmüş­tü. Sultanın bu uğraşıları sırasın­da Selçuklu prensleri, emirleri ve Türkmen beyleri A n a d o lu ’da akın­lar a devam ettiler. Daha önce de bu ülkede akmlarda bulunduğunu gör­düğümüz H orasan Sâlârı, D ic le havzasındaki kalelerden bir kısmını aldıktan sonra Ur fa bölgesine geldi. S iverek ve yörelerine akmlarda bu­lunarak sağlam surlara sahip olan

Selçukluemirlerininakınlan

Page 38: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

24

Urfa ’yı kuşattı ise de başarı sağlaya­madı (1065). Fakat çok geçmeden yeniden aynı bölgeye iki kez daha gelerek akmlara devam etti ve kendi­sini karşılamaya gelen Bizans kuvvet­lerini bozguna uğrattıktan sonra bir­çok tutsak ve ganimet alarak bu bölgeden ayrıldı.

Bir yıl sonra (1066), vezaretten uzaklaştırılıp öldürülen K ü ndü r lü vezir A m î d ü ’ l -m ü lk ’ün devâtdârı olan emîr Güm üş-T ig in , berabe­rinde Afşin , A h m ed -Ş a h ve daha bazı Selçuklu emirleri olduğu halde, E rgani bölgesine gelip buralarda bir­takım kaleleri aldıktan sonra Elce- z ire ’ye inerek S iv e re k -K â h ta ara­sındaki N is ib in ’i kuşattı. Burada yapılan şiddetli bir savunma karşısın­da fazla uğraşmak istemeyen Sel­çuklu kuvvetleri, F ı r a t’ı geçerek A d ı ­yam an bölgesine gelip buraları istilâ ve yağma akmlarma uğrattılar. Bu akmları önlemek amaciyle, bu bölge­deki Bizans uç kumandanı A rua n­dan o s Selçuklu kuvvetlerinin yolunu

Page 39: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

kesmeğe çalıştı ise de yapılan çarpış­mada yenildi ve hattâ tutsak bile alındı. G ü m ü ş-T ig in ve beraberin­deki emirler büyük ganimet ve tut­saklarla hareket üsleri olan A h la t ’a döndüler. A fş in ’in burada Gümüş- T ig in ile arası açılmış ve onu öldürmüştü. Fakat o, bu değer­li emîri öldürmesi sonucu olarak Sultan A lp -Arslan ’dan sonde- recede korkması nedeniyle, berabe rinde bulunan kalabalık Türkmen­lerle birlikte batı yönüne hareket ederek Bizans topraklarına alan­lara başladı. A fş in ’in kuvvetleri­nin bir bölüğü G a z ia n tep ’in batı­sında bulunan D ü lü k ’e gelip kon­du. Bin kişi kadar olan başka bir bölük ise yine Bizans egemenli­ğinde bulunan A n t a k y a yörelerine gelip (Ağustos 1067) buraları baştan- aşağı ağır bir şekilde istilâ edip yağma alanlarına uğrattı. A fş in daha sonra kuzeye M a la tya ’ya yönelmiş, burada kendilerini karşılayan Bizans ordu­sunu bozguna uğratarak darmadağın

Page 40: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

26

etmişti. Bu zaferden sonra Afşin , T ohm a vadisi boyunca ileri harekâ­tına devamla K a y s e r i ’ye gelip bura­sını da eline geçirdi. Daha sonra o, K a ra m a n yörelerine de akınlarda bulunmuş, T oros ve Gâvur dağlarını geçerek Halep bölgesine gelmiş ve Bizans ülkesinde yapmış olduğu akın­lar sonunda elegeçirdiği çok sayıdaki ganimet ve tutsakları Halep pazar­larında satmıştır (1067 sonları). O, ertesi yıl (1068) yeniden A n t a k y a topraklarına girip akınlarda bulundu. Onun bu sürekli akmları nedeniyle A n tak y a , Halep ve G aziantep bölgesinde istilâya uğramadık hiç bir yer kalmadı. Bu sıralarda emîr G ü m ü ş-T ig in ’i öldürmesi nedeniyle kendisine kızan Sultan A lp -A r s la n ’m af mektubunu alan A fş in Bey, A n t a k y a kenti ileri- gelenlerinden 100 bin altın, birçok ipekli elbise ve savaş aletleri aldıktan sonra Sultanın katma gitmek üzere buradan ayrıldı (Nisan 1068).

Page 41: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

Sultan A lp -A rs la n 1067 yılı sonlarına doğru H orasan ’dan büyük Kir ordu ile hareket edip ikinci kez A ras nehrini geçerek G ürc istan top­raklarına girdi. Bu ülkeyi istilâ ederek yeniden egemenliği altma aldı. Fakat o m u m esas amacı A n a d o lu ’da bizzat fetihlere devam etmek ve dolayısiyle IJi/.ans’a ağır darbeler indirmekti. I'akat imparatorluğun doğu sınırla­rında ortaya çıkan yeni olaylar nede­niyle geri dönmek zorunda kaldı. Ordusunun bir kısmını A n a d o lu sı­nırlarında bırakan Sultan, K ut al­ın ış -oğ lu Mansur ve kardeşi Sü­leyman, A z e r b a y c a n hâkimi Ya- kııtî, eniştesi Er-Basgan ve A na­d o lu ’ya yaptığı akmlarda cesa­ret ve kahramanlığı ile ün salan emîr Sunduk ’u A n a d o lu ’da fetih­lere devamla görevlendirdi. Ayrıca güney bölgelerinden de Selçuklu tâ­biiyeti altında bulunan mahallî Arap beyliklerine bağh kuvvetler de A na­do lu gazalarına katılmaktan geri kal­mıyorlardı.

Page 42: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

Yukarıdan beri genel çizgileriyle anlatıldığıgibi, M alazg irt savaşın­dan önceki yıllarda aralıksız sürüp gi­den A n a d o lu ’daki Selçuklu istilâ ha­reketleri sonunda Bizans’ın savunma merkezlerini teşkil eden birçok kalele­rin yıkılması dolayısiyle bu akınlar, daha sonraki yıllarda bu ülkenin bir Türk yurdu haline gelmesini sağlaya­cak olan fetih hareketlerini kolaylaş­mıştır olması yönünden, önem kazan-, mıştır Çoğunlukla Selçuklu prensleri, emirleri ve Türkmen beyleri tarafın­dan yönetildiğini gördüğümüz bu söz- konusu akınlar, hiçbir zaman bir dağı­nıklık, bir başıboşluk içinde yapılma­mış, aksine daha önceden tasarlanan plânlar uyarınca yürütülmüştür. T u ğ ­rul Bey, A lp -A rs la n ve Melikşah tarafından dikkatle uygulanan plân­lar gereğince, Bizans imparatorluğu­nun A n a d o lu ’daki hemen hemen bütün stratejik noktaları (şehir, ka­saba, kale ve yollar) dalgalar halinde gelen Selçuklu akıncıları tarafından yıkılıp yakılmış ve genel bir anlamla

Page 43: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

29

IJizaııs’ın “ Anadolu’daki savunma gii- rii” âdeta yok olup gitmiştir.

A n a d o lu ’daki Selçuklu istilâ ha­reketlerine muvazi olarak şiî Mısır- Futımî devleti egemenliği altındaki Suriye ve F i l is t in ’de de Selçuklu askerî harekâtının başladığını görmek- leyiz. Bu memleketleri ellerinde bu­lunduran M ıs ı r -F a t ım î devletinin l)u ülkedeki egemenliğinin yavaş ya­vaş çöküşünü ve buna muvazi olarak11 alep ve yörelerinde yeni bir siyasal kuruluşun Arap M irdas -oğu l lar ı beyliğinin kurulduğunu görüyoruz. Bu sıralarda A n t a k y a ’yı içine almak üzere, D o ğ u -A k d e n iz kıyısı bo­yunca A n tar tu s (bugünkü T artûs) kıyı kentinin güney yörelerine değin uzanarak T ra b lu s -Ş a m ’ın kuzey bölgelerini de kapsayan dar bir arazi şeridinde Bizans egemenliği devam etmekteydi. Fakat A n a d o lu ’daki Selçuklu istilâ hareketleri nedeniyle buralardaki Bizans hükümranlığı ta- mamiyle zaafa uğramış ve hattâ bu bölge Bizans ile ilişkisi kesilmiş bir

Suriye ye Filistin’de Selçuklular

Page 44: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

30

duruma düşmüştür. A n a d o lu ’ya akınlar yapmakta olduğunu birçok kez söylediğimiz Türkmen kitlelerinden bazı zümreler, 1063 yılından itibaren Suriye ve F i l i s t in ’e inmeğe baş­ladılar. Beraberindeki bir miktar Türkmen atlısıyla H alep bölgesine gelen H a n -o ğ lu Hârun, bu bölge hâkimi olan Arap M irda s -oğu l la r ı emirleriyle birlikte Bizans toprakla­rına akmlarda bulunmuş ve bu yöre­lerdeki birkaç Bizans kalesini elege- çirmeyi başarmıştır (1068). Daha son­raki yıllarda (1069-70) Kurlu, Atsız , Şöklü v.s. gibi beyler beraberlerinde­ki kalabalık Türkmen kitleleriyle Su­riye ve F i l i s t in ’in istilâ ve fethine giriştiler. Birkaç yıl gibi kısa bir zamanda sözlconusu ülkelerin Kudüs, Dımaşk(Şam), Remle, T a b er iy y e , Akkâ, Sur, T rab lus-Şam , Ariş, Y af a ve nihayet A n t a k y a gibi belli- başlı kentleri Selçuklu kuvvetleri ta­rafından fethedilmiş ve sonunda bu ülkede bir Selçuklu Devleti (Suriye Selçukluları ) kurulmuştur.

Page 45: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

A n a d o lu ’ya Selçuklu istilâ ha­reketlerinin başlamasından itibaren Bizans imparatorluğunda iç-karışık­lık ve buhranlar devam edip gitmekte iıli. Özellikle K onsta n t in X . D u­ka s’m 1067 de ölümünden sonra va­siyeti gereğince üç oğlu adına karısı K udokia tahta geçti. İç-karışık­lıklar hâlâ sürüp gidiyordu. Buna muvazi olarak Bizans sarayındaki çe­şitli gurupların devlet yönetimine yaptıkları gelişigüzel karışmalar so­nunda imparatorluk eyaletleri tama­men ihmale uğramış, özellikle ordu kendi kaderiyle başbaşa bırakılmış­tı. Öyleki A n a d o lu ’da bakımsız ve dağınık bir halde bulunan Bi­zans kuvvetleri çoğu zaman yiyecek ve giyecek bulma amaciyle, şehir ve kasabaları yağmalamaktan geri kal­mıyorlardı. İşte bütün bu nedenler­le imparatorluğun öteki eyaletlerin­de olduğu gibi, A n a d o lu ’da da Selçuklu istilâsına karşı koyacak bir Bizans ordusu görünmemektedir. İmparatorluk içinde gittikçe artan

Page 46: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

tehlikelerin sürüp gitmesi nedeniyle imparatoriçenin niyabeti ancak yedi ay sürdü. Saraydaki askerî kanadın tavsiyesi ve etkisi üzerine Eudokia , askerî aristokrasiye mensup zengin Kapadokyalı bir general olan R o- manos D iog en es ’le evlenmek zo­runda kaldı. K a p a d o k y a ’da (Si­v a s -K a y s e r i yöreleri) geniş toprak­ları olan R o m a n o s D iogen es çok haris bir adam olup daha önce tahtı elegeçirmek amaciyle, bir suikast eyleminden suçlu idi. O, E u d ok ia ile evlenmek suretiyle emeline ka­vuşmuş, Ocak 1068 tarihinde Bizans İmparatoru olmuştu. Fakat o, daha önceki imparatorlar gibi, İmparator­luğu kalkındıracak pek fazla bir kud­ret gösteremedi. Çünkü kendisi bom­boş bir hazine, uzun yıllardan beri yüzüstü bırakılmış bir yurt, perişan ve darmadağın bir ordu ile karşı kar­şıya gelmişti. Bu durum karşısında ümidini yitirmek istemeyen yeni im­parator, birtakım yenilikler yapmak istemişse de onun, evlendikten yedi

Page 47: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

ay sonraya dek devlet yönetimini bir I iirlü elinden bırakmak istemeyen ka­rısı E u d ok ia ile arası açıldı. Bunun üzerine o, sarayı terk ile A n a d o lu yakasına geçip bu ülkeyi kurtar­mak amaciyle, Selçuklulara karşı se­fer hazırlıklarına girişti. İmparator kısa bir zamanda büyük bir çaba göstererek A n a d o lu ’dan özellikle kendi memleketi olan K a p a dok - ya ’dan çok sayıda asker topladığı gibi, R u m el i ’deki Uz ve Peçenek- lerden de kuvvet sağlamayı başardı.Ayrıca Frank, Alman, İskandinav ve İtalya Normanlarmdan ücretli asker­ler sağladı. Çeşitli uluslardan çabucak meydana getirdiği bu orduda gerçek bir birlik mevcut değildi. R om a n os Bizans’ ın

Diogenes, Mart 1068 tarihinde Su- |£arşı|ıare‘° ketleri

riye yönüne hareket etti. K a y se r i ’ - ye gelmeden önce Selçuklu kuvvet­lerinin Niksar’ı alarak yağma ettik­lerini öğrenince yolunu değiştirip K a yser i üzerinden Sivas’a, oradan D iv r iğ i yönünde ileri yürüyüşüne devamla, bu bölgelerde kendisini kar-

Malazgirt M. Sauaşı, 3

Page 48: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

34

şılayan Selçuklu kuvvetlerini geri çe­kilmeğe mecbur etti, imparator ka­zandığı bu ilk başarıdan sonra güneye yönelerek Maraş ’a geldi. Burada bir kısım kuvvetini, F ırat boylarına gön­derip sol-ard yanını güven altına almak istedi ise de bu yörelere akm­larda bulunan emîr Has İnal, buna pek imkân vermedi. Daha sonra imparator, K u z e y -S u r iy e ’ye geldi. Burada ordusunu üç gün dinlendir­dikten sonra Halep bölgesine inerek buraları tamamen yağma akmlarma uğrattı. Çok geçmeden o, Halep böl­gesinin en önemli kalelerinden birine sahip olan M enbiç üzerine yürüyüp kuşatmağa başladı. Şehir halkından büyük bir kısmı daha önce imparato­run buraya saldıracağını haber aldık­larından dolayı, şehri sür’atle terke- dip H a leb ’e sığınmışlardı. İmparator şehri elegeçirmesine rağmen iç-kalede savunmayı sürdüren A m a r t i c e (U m u r-T ig in ? ) adlı bir Selçuklu emîri de çok dayanamayarak teslim olmak zorunda kaldı. Bu sıralarda

Page 49: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

35

l l ı ıu-oğlu Hârun ve Halep emîri Malı mu d, Türkmen ve Arap kuv­vetleriyle Halep bölgesindeki Bizans askerilerine karşı saldırıya geçtiler. Mizanslılar kısa zamanda Menbiç ’ten imparatordan yardım almalarına rağ­men bozulmaktan kurtulamadılar. Bozgunu haber alan imparator, dai­ma yanında bulundurduğu Kapadok- yalı birliklerle Halep bölgesine gel­di. Onun bu harekâtını dikkatle izle­yen Türkmen ve Arap kuvvetleri yeni gelmiş olan imparatorun asker­lerini çevirmeyi başardılar. D iogenes 20 Kasım 1068 gecesi, derin bir ses­sizlik içinde harekete geçip kendi­lerini çeviren Türkmen ve Arap as­kerlerinin çadırlarını ateşe vermeyi başardı. O, kuşatılan kuvvetlerinin kurtarılmasını sağlayan bu zaferi tamamlamamış ve bozguna uğrayan Türkmen ve Arap askerlerini iz­lemek istememiştir, imparator bu başarıdan sonraki günlerde yeniden Menbiç ’e gidip yer yer yıkılan kaleyi onartmış ve buraya lberyalı general

Page 50: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

36

Selçukluakmlandevamediyor

Pharasm ane ’yi bıraktıktan sonra Halep bölgesine bağlı Az âz kalesine yürümüşse de alamamıştır. O, birkaç gün bu bölgede yağma alanlarında bulunduktan sonra daha önce Han- oğ lu Hârun ve Arap kuvvetleri tarafından alman A rt ah kalesi üzerine yürüdü. Hârun ve Emîr Mahmud onu karşıladılaısa da yenilmekten kur­tulamadılar. Ar t ah kalesini eline geçi­ren Diogenes , bu kalenin güneyinde bulunan İm m kalesini de almayı ba­şardı. Bu savaşlardan sonra 1068 yılı kış aylarında İ s ta n b u l ’a dönen im­parator parlak törenlerle karşılan­mıştır. Büyük bir başarı gibi göste­rilen imparatorun bu seferi sırasında Selçuklu kuvvetleri tarafından N ik ­sar’ın yakıhp yıkılması ve Sakarya boylarına değin sokulunarak Esk i ­şehir yörelerindeki ünlü A m o r io n kentinin yağmalanması önlenememiş­tir.

1069 yılında Selçuklu akıncı kuv­vetleri A n a d o lu ’nun çeşitli bölgele­rine saldırılara devam ettiler. Bu kuv-

Page 51: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

v etlerin başında Afşin , Sunduk, /Vhmed-Şah, Türkman, Dilmaç- oğlu Mehmed, D u d u -o ğ lu v.s. gibi iinlü Türkmen beyleri bulunuyordu. Bu akmları önlemek üzere Bizans İmparatoru R om a n os Diogenes , A n a d o lu ’ya bir miktar kuvvet gön­derdi ise de bunlar yenilmekten kurtulamadılar. Bunun üzerine impa­rator bizzat sefere çıkmağa karar verdi. Hazırladığı kuvvetli bir ordu ile K a y s e r i yörelerine gelip buralarda akmlarda bulunan Selçuklu kuvvetle­rini geri püskürterek F ırat nehrine değin askerî harekâtına devam etti. Onun esas amacı A n a d o 1 u’ya yapılan akmlarmda Selçuklu hareket üssü olan A h la t ’ı almak ve bu bölgede bu­lunan kaleleri elegeçirmek suretiyle, Selçuklu akıncılarını Bizans toprak­larından çıkarmak idi. Bu amacı ger­çekleştirmek üzere imparator, Har- put ’a geldiği zaman Selçuklu kuvvet­leri de M a la tya ’ya saldırmış ve bu­rasını imparator adına savunan Phi- laretos B ra ch a m ios ’u ağır bir ye­

Page 52: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

38

nilgiye uğratarak perişan etmişlerdi. Buna rağmen Diogenes, Murat suyu boyunca ilerleyerek Pa lu ’ya geldi. Fakat öte yandan ardı arkası kesilme­yen akmlarla A n a d o lu içlerine ak­makta olan Selçuklu kuvvetleri, başta K o n y a ve K a ra m a n olmak üzere, birçok şehir ve kasabaları istilâ ede­rek elegeçirmeyi başardılar. Kalabalık K on ya şehrinin yıkılıp işgal edil­diğini öğrenen imparator, Doğu’da- ki askerî harekâtına son vere­rek Selçuklu akıncılarının dönüş yolların kesmek amaciyle, Sivas üzerinden K a y s e r i ’ye geldi. Akın­cılar imparatorun bütün tedbirlerine rağmen K i l ik y a geçitlerinden geçe­rek güneydeki hareket üsleri olan H a leb ’e gelmeyi başardılar. Böylece imparator bu ikinci seferinde de hiçbir esash başarı kazanamadan İ s ta n ­b u l ’a döndü.

imparator R o m a n o s Dioge- nes’in zaman zaman giriştiği bu karşı askerî hareketlere rağmen Selçuklu akınları hiç duraklamadan devam

Page 53: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

39

ediyordu. Diogenes, bitip tükenme­yen bu Türk saldırılarını durdurmak için 1070 yılında yeniden A n a d o lu ’­ya sefere çıkmaya karar vermişse de onun saraydaki yakınları kendisine engel oldular. Buna rağmen A n a d o ­lu ’yu ihmal etmek istemeyen yurt­sever imparator, kendi yerine Manuel K o m n e n o s ’u kuvvetli bir ordu ile A n a d o lu ’ya gönderdi. Bu sıralarda Sultan A lp - A r s l a n ’la arası açılan eniştesi (Sultan’ın kız kardeşi Gevher H a tu n ’un kocası) Er-Bas- gan, N â v e k iy y e adlı çok sayıda bir Türkmen kitlesinin başında, ken­disini te’diple görevli emîr A fş in ’ ­in önünden kaçarak batı yönüne hareketle K ız ı l ı rm a k kıyılarına dek ulaştı. E r -B a sg a n yolunu kes­meğe çalışan Manuel K o m n e n ’i Sivas yörelerinde yaptığı savaşta ağır bir yenilgiye uğratmış ve hattâ onu beraberinde bulunan N ik eph o- ros Melissenos ile birlikte tutsak almıştı. E r -B a sg a n ’m emîr Afş in tarafından izlenmekte olduğunu öğ­

Page 54: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

40

renen tutsak Manuel, onu Bizans’a sığınması konusunda iknaya muvaf­fak oldu. Başta Manuel olmak üzere, öteki tutsakları da salıveren E r- Basgan, Sultanın şiddetli gazabın­dan korktuğu için, yakmlariyle bir­likte İ s ta n b u l ’a sığındı ve impara­tor tarafından parlak bir törenle sanki bir müttefik gibi kabul edildi. Öte yandan E r -B a sg a n ’ı izlemekte olan emîr A fş in batı yönünde ileri yü­rüyüşüne devamla K a p a d o k y a ’ - daki şehir ve kasabaları bir yıldırım hıziyle çiğnedikten sonra F r ik y a (Af- y o n -U ş a k -D e n iz l i yöreleri) bölge­sine girip D en iz l i yakınlarındaki Ho- nas ve L a o d i ce a kentlerini yakıp yıkarak Marmara kıyılarına değin uzandı. Gönderdiği bir elçi aracılığiyle, Bizans’a sığman E r -B a sg a n ’m be­raberindekilerle birlikte kendisine geri verilmesini Sultan adına İmparator­dan istedi. İsteğin kabul edilmemesi üzerine emîr A fş in gidişinde olduğu gibi dönüşünde de Bizans kentlerini âdeta yerle bir etti. Bu akınlar sıra-

Page 55: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

sıııda elde ettiği sayısız ganimetlerle kışı A n a d o lu ’da geçirdikten sonra A lı lat ’a dönmüş ve kendisini merakla bekleyen Sultan A lp -A r s la n ’a bir mektup yazarak E r -B a sg a n ve Bi­zans hakkında geniş bilgi vermiştir.

Page 56: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 57: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

II

SULTAN ALP - ARSLAN’IN SURÎYE SEFERİ

B izans ’tan sonra O r ta -D o ğ u ’- nun büyük devletlerinden birisi de şiî M ıs ır -F a t ım î d e v le t i idi. Bu devlet, H al i fe el-Muiz (931-975) ve e l -Az iz (955-996) devirlerinde sağ­lam temeller üzerine oturtulmuştu. e l -A z iz ’in saltanatının sonlarına doğru F a t ım î devletinin sınırları K ız ı l D en iz ’den Atlas D en iz i ’ne dek olan memleketleri yani Hadra- mut, Yemen, Hicaz, Fil istin , Su­riye ve bütün K u z e y -A f r ik a ’yı içi­ne almakta idi. Fakat özellikle sekizin­ci H ali fe el-Mustansır (1029-1094) zamanında mülkî yönetimin bozulması ve bunun arkasından da devlet hâzi­nesinin boşalması, askerî unsurların yetki çatışmalarına başlamalarına neden teşkil etti. Musul H am dan-

Page 58: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

44

oğul lar ı ’ndan N âsıruddev le , Ber- berîlerle birlik olarak 1062-67 yılları arasında Sudanlıları bertaraf etmiş ve Halife adına vezaret makamını elin­de tutmayı başarmıştı. Fakat çok geç­meden Halifeye de sert davranışlarda bulunan N âs ıruddev le , bir yandan Halife, öbür yandan da rakipleri Y e l ­deniz ve B ed rü lcem a l î v.s. gibi emirlerle çatışmak zorunda kaldı. Kuvvetli rakipleri karşısında sıkışık bir duruma düşen N âs ırudde v- le 1070 yılı başlarında, bu sıra­larda H ora sa n ’da bulunan Sultan A lp -A r s la n ’a, B uhara l ı kadı Ebû Cafer M uham m ed ’i elçi ola­rak göndermiş ve ona “ Ordusuyla birlikte Mısır ’a gelmesini, memleketi kendisine teslim edeceğini ve şiî Mısır Halifesi adına okutulmakta olan hut­beyi, sünni B ağd ad H al i fes i adına değiştireceğini” bildirmişti. Bu çağrı üzerine Sultan, Mısır’da da Selçuk­lu egemenliğini kurmak amaciyle, ordusunu hazırladıktan sonra A zer ­b a y c a n üzerinden D oğ u -A n a d o -

Page 59: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

I ıı’ya girdi (1070 ortaları). Bu ülke sınırlarında bulunan Selçuklu nkmcı kuvvetleriyle de ordusunu lakviye eden A lp -A rs la n Yan gölünün kuzeyini izleyerek Ma­lazg irt önlerine geldi. Daha önceki yıllarda amcası Tuğru l B ey ’in iki kez kuşattığı halde alamadığı sağlam bir kalesi bulu­nan bu kenti ve daha sonra da Erciş ’i bir hamlede zaptetti. Henüz Selçuklu kuvvetleri tarafından alın­mamış olan Murad, Y u k a r ı -D ic l e ve kolları arasındaki birtakım kale­leri birer birer elegeçiren Sultan, D iy a rb ek ir bölgesine gelerek D ic le nehri kıyılarındaki H a rşe f iy y e yö­resine kondu. Sultan, D iy a rb ek ir kentinin ulu surlarını büyük bir hay­ranlıkla seyretmiş ve ellerini sur taşlarına daha sonra göğsüne sür­müştür. A lp -A rs la n bu bölge hâ­kimi olan ve anlaşmazlık hâlinde bulunan Mervan-oğulları ailesinden iki kardeş Nasr ve Said arasında, her ikisini de razı eden uzlaştırıcı bir

Alp-ArslanyenidenAnadolu’da

Page 60: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

46

barış yaptıktan sonra Bizanslılarm elinde bulunan Tu lh um (Erga­ni’nin güney-doğusunda) ve Sive ­rek şehir ve kalelerini fethedip o zamana değin birkaç kez kuşatıldığı halde alınamayan, sağlam surları bu­lunan Ur fa kentini kuşatıp sıkıştır­maya başladı (Mart 1071). Şehir, Bulgar A lus ianus ’un oğlu D ük V as i l ’in kumandasında şiddetli bir savunma savaşı yapıyordu. Sultan A lp -A rs la n elli gün süren bir ku­şatmadan sonra gereksiz yere daha çok zaman kaybetmemek için kuşat­mayı kaldırdı. O, hareketten önce yanında bulunan fakih E bû Cafer M uham m ed ’i Halep Mirdas-oğul- ları beyliği emîri M ahm ud ’a gönde­rip “ Kendisine itaat arzeden bütün emir ve melikler gibi, onun da ka­tına gelip yer öperek itaatim arzetmesi- ni” bildirdi. FakatMahmud, korku­sundan Sultanın bu çağrısına uymayıp H a leb ’ten sür’atle topladığı para ve armağanları ona göndermekle yetindi. Sultan, M ahm ud ’a yolladığı cevap-

Page 61: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

47

l a “ Adıma hutbe okutup mektuplar göndermeğe devam ettiğin halde, ni­çin katıma gelmekten çekiniyorsun? Halbuki sen, katıma gelen bütün hükümdarlara yaptığım lütuf ve ih­sanları çok iyi biliyorsun” dedi. Mah- ınud çok geçmeden annesiyle çocu­ğunu Sultana yolladı ise de bu hal Sultanı daha çok kızdırdı. Bunun üzerine A lp -A rs la n Urfa ’dan ayrı­lıp Ocak 1071 sonlarında doğru Bire ­cik yakınlarında bulunan N e h r ü ’ l- Cûz yöresinden F ırat nehrini geçti ve yakınlarda bulunan çok hoşlan­dığı bir çayırda dinlenmek üzere oturdu. Fakih E bû Cafer, Sultana: “ Ey efendimiz, Tanrı’nm sana ihsan ettiği nimete şükret” dedi. Sultan ona : “ Bu nimet nedir?” diye so­runca Fakih : “ Bu nehri Türk olarak yalnız memlûkler (köleler) geçmişti; halbuki sen bugün ilk kez bir Türk Sultanı olarak geçiyorsun” dedi. Fa- kih’in bu sözleri Sultanın çok hoşuna gitmiş, maiyetindeki bütün emîr ve beyleri toplayarak Fakih’e, bu sözleri

Page 62: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

48

Alp-Arslan Halep ön­lerinde

tekrar ettirmiş ve Tann’ya dua ve niyazlarda bulunmuştur. Sultan çok geçmeden hareketine devam etmiş, nihayet H a leb ’e bağlı K m n esrin ve F u n eyd ik toprakları yönünde, Arap Esed-oğulları boyunun elinde bulunan yöreler ile yine H a leb ’e bağlı A zâz, M ercü d âb ık ve E sârib arasındaki arazide karargâhını kur­muş ve itaat arzı için M ahm ud’a yeniden ulaklar göndermişti. Sıkışık duruma düşen M ahm ud bu sırada H a leb ’te bulunan B ağd a d N aki- bü n n ü k eb a sı M u h am m ed-oğlu T ırâ d ’dan “ Sultana gidip kendisinin huzura gelmesini affetmesini rica ile aralarını düzeltmesini sağlamasını” istemiş ve ona : “ Sultan çok uzak­larda bulunduğu halde ben Halife ve Sultana itaatimi bildirip kendimin ve ülkemin korunmasını istemiştim. Ülkemin nasıl harap ve yağma­lanmış olduğunu gözlerinle gördün. Bu durum karşısında ben, Sultana gidip yardım talebinde bulunmak istiyorum. İşte Sultanın huzuruna

Page 63: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

49

gidip itaat arzım kapsayan mek­tubu” dedi. Bunun üzerine T ırâ d :“ Yer onu bana, Sultana götüreyim” dedikten sonra mektubu alıp otağı, F u n eyd ik ’te bir tepe üzerinde (bu tepe A lp -A rs la n ’m burada karargâhını kurmasından sonra T e llü ’ s-S u ltan yani S u ltan T e­pesi adını almıştır) kurulan Sultana ulaşmak üzere yola çıktı. Belirli bir konak yerinde Sultan tarafından ken­disine gönderilen özel bir ata binip tepeye gelen T ırâd , Sultan katında pek çok izzet ve ikrama nâil oldu.Sultan ona “ Niçin huzura geldiğini sorunca” o, :“ E m îr M ahm ud’u hu­zura getirmek için geldim. O, bu mektubu da bana verdi” dedi. Mek­tubun kendisi tarafından M ah­in ud ’un kalbini hoş tutmak amaciyle yazılıp gönderildiğini söyleyen Sul­tan : “ Biz yakınlara gelince şuna kani olduk ki o, şehrin tarafımızdan yapı­lacak kuşatdmasma karşı savunma tedbirleri almak suretiyle bize karşı âdeta ayaklanmış bulunuyor” dedi.

Malazgirt M. Savaşı, 4

Page 64: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

50

Daha sonra T ırâd , Sultana “ M ah- nı ud ’un Halife ve Sultan tarafından gönderilen hil’atleri (özel giysi) giyip onlar adına hutbe okuttuğunu” bildirdi ise de Sultan ona : “ Hangi şey onun hutbesini temsil ediyor?Üstelik katı­ma gelmek de istemiyor” şeklinde ce­vap vermek suretiyle Ma hm ud’a olan kızgınlığını gösterdi. M ahm ud’un Sultanın katma gelmesi mes’elesi, iki aya yakın bir zaman müzakere konusu olmasma rağmen M ahm ud bunda kesin olarak direndi. O, Sultana karşı takındığı bu isyankâr tavrın karşı­lıksız kalmayacağını anladığı için H a- lep kalesine çekilip birtakım Arap boylariyle, komşu bazı emirleri yar­dıma çağırdı. Bu çağrıya uyan emîr ve boy reisleri M ahm ud’un etra­fında çok sayıda bir kitlenin toplan­dığını gördükleri zaman onun çok kuvvetli olduğunu sanmışlardı. Fakat işler onların kanısının aksine oldu : S u ltan A lp -A rs la n , M ahm ud’un, huzuruna gelmiyeceğini anladığı için Nisan 1071 başlarında H alep önle-

Page 65: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

51

tine gelip karargâhını kurdu. Türk ordusunun çadırları bu kez Halep’ten haşlayarak Esed-oğullan arazisi, A z âz ve E sârib yönünde birbirine yakın l)ir şekilde kurulmuştu. Şehri iki ay kadar kuşatan A lp -A rs la n bir gün M ahm ud’un bu direnişine kızmış ve maiyetindeki kumandanlara: “ Getirin şu Bedevi emîrini, vurun boynunu” de­mişse de başta veziri N izam ülm ülk olmak üzere maiyeti erkânı onu bu ısra­rından vazgeçirmeyi güçlükle başar­mışlardır. Çok geçmeden H alep burç­larından Ganem adlı burç delinmiş ve şehir, buradan yapılacak bir saldırıyla kolayca ahnabilecek bir duruma gel­diği halde Sultan, B izan s ’a karşı kuvvetli bir uç şehri halinde kalmasını istediği H a leb ’i kılıçla fethetmek is­tememiştir. ö te yandan şehri savunan kuvvetler artık savaşmaktan vazgeç­tiler. Çok geçmeden M ahm ud, bir gece annesini yanına alarak şehir ve kalenin anahtarı ile birlikte Sultanın katma çıkıp yer öptükten sonra arz-ı ubûdiyetini bildirdi. Sultan da M ah-

Page 66: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

52

Bizans elçisi ve

Alp-Arslan

mu d ve annesine izzet ve ikramda bulunduktan sonra H alep yönetimi­nin yine kendi ellerinde kalmasını sağ­layan bir tevki (ferman) ile hil’at ve birçok armağanlar verdi. H a leb ’te daha çok zaman kaybetmek isteme­yen A lp -A rs la n , M ısır’a gitmek üzere D ım a şk ’ a hareket etti. Bu sıralarda Bizans imparatorundan kendisine bir elçi gelmişti. İmpara­tor E rciş, A h la t, M alazg irt ve M en b iç ’in geri verilmesini ve ayrıca armağanlar gönderilmesini Sul­tandan talep ediyordu. Elçi, bu istek­lerin kabul edilmemesi halinde impa­ratorun kalabahk bir orduyla hare­kete geçeceğini de bildirdi. İmpara­torun bu tehdid dolu mesajına kızan Sultan elçiyi ağır bir cevapla geri yolladıktan sonra ordusunun bir kıs­mını burada bırakıp bazı kumandan­ları ve em îr M ahm ud’u S u riye ve M ısır’ın fethiyle görevlendirdi. Ken­disi de ordusunun büyük bir kıs­miyle Bizans imparatorunu bir an önce karşılamak üzere sür’atle hare­

Page 67: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

kete geçmiş, hattâ F ıra t nehrini geçiş sırasında ordusunda bulunan at ve develerle malların çoğu mahvolmak­tan kurtulamamıştır. Fakat Sultan bunlara hiç aldırmıyor, ileri yürüyü­şüne aralıksız devam ediyordu. Onun bu sür’atli yürüyüşünü ve bu arada ordunun zayiata uğramasını kısmen gören ve durumu imparatora müjde ile bildiren elçinin bu sözleri, impara­torun azmi, ordusu ve taraftarları üzerinde olumlu bir etki yaptı. A lp - A rslan F ıra t ’ı geçtikten sonra yi­yecek sıkıntısı nedeniyle ordusundaki Irak askerlerini terhis etmiş ve be­raberinde H orasan , A zerb a y ca n ve E rran kuvvetleri kalmıştı. Sultan daha sonra Ur fa üzerinden D iy a r ­b ek ir bölgesine ulaştı. Burada özel­likle S ilvan ’da, M a lazg irt ’e dek ilerleyip kaleyi elegeçiren Bizans or­dusunun kıyımından kurtulup ka­çan M ala zg irt kadısiyle birlikte birçok Müslüman halk, durumun cid­diliğini Sultan’a bildirerek kendisin­

Page 68: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

54

den acele yardım isteğinde bulundu­lar. Bizans ordusunun ileri harekâtım böylece öğrenen Sultan daha fazla zaman kaybetmeksizin E rzen ve B it ­lis boğazından geçip A h la t ’a geldi.

Page 69: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

III

İMPARATOR ROMANOS DİOGENES’İN HAREKETİ

R om an os D iogen es Bizans tahtına geçer geçmez yukarıda da belirtildiği üzere, A n a d o lu ve Su­r iy e ’ye birkaç sefer yapmışsa da tam anlamiyle başarılı sonuçlar alamamış­tı. Bununla birlikte o, Selçukluların uzun yıllardan beri A n a d o lu ’da gi­riştikleri istilâ hareketlerine son ver­mek ve onları bu ülkeden çıkarmak amaciyle A n a d o lu ve A z e rb a y ­can ’a kesin sonuç alabilecek büyük bir sefer hazırlığına uzun zamandan beri başlamıştı. Bütün bu hazır- Bizans lıklar sonunda B a lk a n la rd a k i Pe- ordn811 çenek, Uz (Oğuz), Kıpçak, İslav, Bulgar, Alman ve Franklarla A na­dolu ’daki, memleketi K a p a d ok y a başta olmak üzere, birçok eyâletler­den, bu arada Ermeni, Gürcü ve Ha-

Page 70: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

56

zarlardan teşekkül eden büyük bir ordu meydana getirmeyi başardı. Çe­şitli kaynaklardaki kayıtlarda, bu ordunun asker sayısının 600 bine kadar çıktığı mübalâğalı bir şekilde görünmekte ise de bunun, büyük ve küçük rütbeli 30 bin kumandanın yönettiği 100 bini yaya, 100 bini de atlı olmak üzere 200 bin civarında olduğunu ifade etmek mümkündür. Bizans ordusunda kale delicileri, lâğımcılar, çarkçılar, arabacılar ve mancınıkçılarla birlikte çok sayıda ustalar, 800 mandanın çektiği nal ve çivileri taşıyan 400 araba, içinde silâh, mancınık ve öteki saldırı âlet­lerinin bulunduğu 1000 araba mevcut­tu. Bunlar arasında 1200 kişi tara­fından çekilen ve 10 kantar ağırlı­ğında taş atabilen büyük bir mancı­nığın da bulunduğu çeşitli kaynak­larda anlatılmaktadır. Bütün bunlar­dan başka imparatorun hâzinesinde bir milyon altın, 100 bin ipekli elbise ile altın eğerler, kemerler, pek çok altın ve gümüş eşya da bulunuyordu.

Page 71: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

57

İmparator sayı ve teçhizat bakımın­dan muazzam olan bu orduya güve­nerek A n a d o lu ’yu kurtaracağına kani olduktan başka, bütün İslâm memleketlerini de alabileceğini ümit ediyor, hattâ şimdiden buralara ku­mandanlarını vali olarak atamaktan geri kalmıyor, bu ülkelerdeki cami­lerin yerine kiliseler yaptıracağını da söylüyordu. İmparator İs ta n b u l’dan hareket etmeden önce A y a s o fy a ki­lisesine gidip büyük bir dinî törende bulunmuş ve büyük A lt ın H aç ’ı ziyaret etmiştir. Tarihî bir değer taşı­mamakla beraber bu ziyaretle ilgili olarak aynı devirde yaşayan bir İslâm tarihçisi, yenilgiden sonra imparato­run ağzından şu hikâyeyi anlatmak­tadır :

“ Savaş için İs ta n b u l’dan sefere çıkan imparatorların törelerinden bi­risi de büyük kiliseye (A ya so fya ) gidip yakutlarla bezenmiş olan A lt ın H aç ’tan şefaat dilemesidir. Ben de bu sefere çıkarken kiliseye gidip ora­daki haç’tan şefaat diledim. Bu sırada

Page 72: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

58

haç bulunduğu yerden Müslümanların kıblesine doğru çevrildi. Buna çok hayret ettim ve onu doğuya döndür­düm. Ertesi günkü ziyaretimde haç’m yine kıbleye dönmüş olduğunu gör­düm. Bunun üzerine onun zincirlerle bağlanmasını emrettim. Fakat üçüncü günkü ziyaretimde haç yine kıbleye yönelmişti. Buna çok hayret edip yenileceğimi anlamıştım. Fakat arzu ve ihtiraslarımın etkisi altında kalarak Islâm ülkelerine yürüdüm ve işte bunlar başıma geldi.”

Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi, R om an os D iogen es yapacağı bu büyük seferi gizlemek ve Sultanı al­datmak amaciyle, A lp -A rs la n H a­lep önlerinde bulunduğu sırada ona bir elçi göndererek Selçuklular tara­fından işgal edilen A h la t, E rciş, M a la zg irt v.s. şehir ve kalelerin geri verilmesi şartlariyle barış teklifinde bulunmuştu. Büyük ordusuyla İs ­ta n b u l’dan hareket eden imparator A n a d o lu eyâletlerinden gelen kuv­vetlerin kendisine katılma yeri olan

Page 73: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

59

Sakarya nehri kıyılarına gelip kon­du. Burada ordusunu yeniden düzen­ledikten sonra K a p a d o k y a yönüne hareket etti, imparator K ap ad ok - ya’da uygulayacağı plânlar konusun­da ordusundaki bütün generallerin katıldığı bir “ Savaş Meclisi” topladı. Yapılan müzakereler sonunda impa­ratorun A ze rb a y ca n ’a uzanarak Sel­çuklu başkentine yürüme teklifi genç ve tecrübesiz generaller tarafından desteklenirken N ik ep h oros B ry- enn ios ve J osep h T ra k h a n io tes gibi tecrübeli ve tedbirli generaller A n a d o lu ’dan uzaklaşmanın tehlikeli olacağını, en uygun şeklin S ivas veya E rzurum ’da karargâh kurulup bu bölgelerde gerekli tedbirlerin alınma­sını, bu arada Selçuklu ordusunu yi­yecek sıkıntısına uğratmak amaciyle, bu bölgelerde tahrip hareketlerinde bulunulmasını ve nihayet Selçuklu kuvvetlerini A n a d o 1 u’y a çekerek E r­zurum veya P asin ovasında savaşı kabul etmenin daha doğru olacağı fikrini savundular. Fakat bu görüşü

İmparato­run Savaş Meclisi

Page 74: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

60

kabul etmeyen imparator, A ze rb a y ­can ’a yürümek üzere, Bizans’a tâbi Ermenilerin idaresinde bulunan Si­vas ’a geldi. O, burada Bizans ahali­sine zulüm yapmış olan Ermenileri şiddetle cezalandırıp prensleri A tom ve E bu seh l’i şehirden sürdükten son­ra E rzurum yönüne hareket etti. E rzuru m ’a erişen ve genel karar­gâhını burada kuran imparator, Frank ve Uzlardan teşekkül eden 30 bin kişilik bir kuvveti gen era l Trakha- n io tes ile Bizans hizmetine giren ünlü Norman şeflerinden U rsel (Urse- lius, R ou sse l) ’in kumandasında Iran içlerine ilerleyişi sırasında, arka­sını güven altına almak amaciyle, A h la t üzerine gönderdi. Ayrıca Sel­çuklular tarafından işgal edilen Gür­c is ta n topraklarını yeniden almak ve sürekli saldırılara uğrayan Gürcü Kralı B ağra t ’a yardımda bulunmak ve dolayısiyle kalabalık ordusuna yi­yecek maddeleri sağlamak amaciyle de 20 bine yakın bir kuvveti G ü rcis­tan ’a şevketti. Beraberinde bulunan

Page 75: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

61

kuvvetlerle de daha önce Su ltan A lp -A rslan tarafından işgal edildi­ğini gördüğümüz M a lazg irt üzerine yürüdü. Bu arada imparator İs ta n ­bul’dan beri yanında getirmekte ol­duğu, daha önce Bizans’a sığındığım anlattığımız A lp -A rs la n ’m eniştesi E r-B a sga n ’ı, vâki olacak bir sa­vaşta kendi aleyhine herhangi bir olumsuz harekette bulunması endişe­siyle, İs ta n b u l’a geri yolladı. İm­parator M a la zg irt ’e yürümekte iken Ermeni ve E lcez ire kuvvetleri ku­mandanı B asilak es (Y asilakes) M agistros da kuvvetleriyle birlikte kendisine katıldı. Bu sıralarda Bizans kumandanlarından L eon D ebata- nes ve B asilakes, A lp -A rs la n ’m korkarak i r ak a yöneldiğini bildir­diler. Gerçekte A lp -A rs la n , İslâm ve Bizans kaynaklarının da işaret ettiği gibi, H a lep ’ten ayrıhp F ıra t ’ı geçtikten sonra bir ara M usul yö­nüne ilerlemişse de daha sonra S il­van ve E rzen üzerinden B it lis bo­ğazını geçerek A h la t ’a ulaşmıştır.

Page 76: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

62

Malazgirt*! kaybı ye öncü savaşları

M a lazg irt üzerine yürüyen impara­tor, az sayıda Selçuklu kuvvetleri tarafından savunulan kaleyi “ aman” ile teslim almasına rağmen şehir içinde pek çok insanı kılıçtan geçirdi. Öte yandan A lp -A rs la n Selçuklu kuv­vetlerinin hareket üssü olan A h la t ’a geldiği zaman yukarıda adları geçen U rsel ve T ra k h a n io tes ’in kuman­dasındaki kuvvetler A h la t yönünde hareket halinde idiler. Bu kuvvetler Selçuklu akıncıları tarafından bozguna uğratılarak geri çekilmek zorunda bı­rakıldılar. A lp -A rs la n ’m A h la t ’a geldiği ve Selçuklu kuvvetlerinin hareket halinde bulunduğu haberi etrafa yayılınca imparator, bunu tahkik için N ik ep h oros B ryen- n ios kumandasında yeniden bir kuvvet gönderdi. Bu kuvvetler Selçuklu ordusunun öncü kuvvet­leri kumandanı olan, daha önce de A n a d o lu ’daki akınlarından bahset­tiğimiz em îr Sunduk tarafından bozguna uğratıldı ve B ryen n ios yaralı bir halde güçlükle kaçmaya

Page 77: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

63

muvaffak oldu. Bu bozgun üze­rine, bunları A h la t ’a bağlı bir kısım Selçuklu kuvvetleri sanan imparator Ermeni g en era li Y asila k es ku­mandasında yeni bir kuvvet daha şevketti. Bu kuvvetler de yine em îr Sunduk tarafından bozguna uğra­tılmış, g en era l Y a sila k es tutsak alındıktan başka beraberinde taşıdığı büyük haç da elegeçirilmişti. Sultan bu haçın “ zafer alâmeti” olarak B a ğ- dad ’a göndermesi için H em edan ’da bulunan vezir N izam ü lm ü lk ’e ulaş­tırılması hususunda emir verdi. Böy- lece M a lazg irt meydan savaşından önce yapılan S e lçu k lu -B izan s öncü savaşları Selçuklu kuvvetleri tara­fından kesin olarak kazanılmıştır.

Page 78: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 79: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

IV

MEYDAN SAVAŞI

Bizans elçisi aracılığiyle İmpa­rator R om an os D iog en es ’in sefere çıkacağım öğrenen Su ltan A lp -A rş ­la n’m sür’atle S u riye ’den ayrılıp D i­y a rb ek ir bölgesi üzerinden A h la t ’a vardığını görmüştük. Bu arada E r- B asgan ’ı izlemekten dönerek Bi­zans imparatorunun A n a d o lu ’daki askerî harekâtı hakkında bilgi top­layan em îr A fşin , kuvvetleriyle bir­likte A h la t ’ta kendisini bekliyordu.Sultan karısı ve veziri N izam ül- m ülk ’ü hâzineleriyle birlikte Hem e- dan’a göndermiş ve kendisine sür’atle asker göndermeleri hususunda onlara talimat vermişti. Sultanın beraberinde yedek atlariyle birlikte 4 bin Hassa Selçuklu

askerinden başka, Anadolu sınırla­rında akmlarda bulunan Selçuklu emîr ve beylerinin kumandasındaki 40 bin

Malazgirt M , Savaşı, 5

Page 80: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

66

akıncı kuvveti ve ayrıca D iy a rb ek ir bölgesiyle öteki bölgelerden 10 bin kadar da gönüllü bir atlı kuvveti kendisine katılmıştı. Yukarıda nite­liğinden bahsettiğimiz 200 bin civa­rında bulunan ve çeşitli uluslardan meydana geldiği için birlikten yoksun Bizans ordusuna karşılık sayı­ları ancak 50-60 bini bulan ve genel­likle atlı kuvvetlerden teşekkül eden Selçuklu ordusu küffara karşı “ Türlük ve cihad” ülküsüyle donatılmıştı. A lp- A rsla n ’m yanında S a v -T ig in , Sun­duk, A fşin , G evh er-Â y in , A y - T ig in , T a ra n g -oğ lu , A hm ed-Şah , D ilm a ç -o ğ lu M ehm ed, D u d u -oğ - lu gibi çoğu A n a d o lu ’ya sürekli akmlarda bulunmuş olan tecrübeli ve işbilir emirler yer almışlardı. Ayrıca A n a d o lu fâtihi K u ta lm ış -o ğ lu Sü leym an (Sü leym an-Şah), Ar- tuk, T u tak , D ânişm en d, Saltuk, M engücük, Ç avlı, Ç avu ldu r ve P orsu k gibi değerli ve savaş tekni­ğine sonderecede vâkıf emirlerin de savaşa katıldığı rivayet edilmektedir.

Page 81: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

67

Fakat yukarıda adları geçen emirlerin Selçuklu ordusunun hangi kanatlarını yönettikleri bilinememektedir.

Su ltan A lp -A rs la n yukarıda andığımız öncü savaşlarından sonra ordusuyla birlikte A h la t ’tan hareket­le M a la z g ir t -A h la t arasında bu­lunan R ah ve ovasına gelip ordusu­nun su sıkıntısı çekmemesi için, bu yörelerdeki dağlardan inen birkaç kü­çük kolla beslenen bir çay kenarında karargâhını kurdu ve ovaya hâkim tepeleri işgal ile ovayı kontrolü altına aldı (24 Ağustos 1071). Öte yandan M a la zg irt ’i işgal eden Bizans impa­ratoru ordusuyla buradan hareket et- ettikten biraz sonra Sultanın ordusu­nun çok yakınlara kadar gelip ovaya hâkim olduğunu öğrenince büyük bir telâşa kapıldı; hattâ bu arada bera­berinde rehin olarak getirmekte ol­duğu M a la zg irtlile r de Sultanın yaklaşması üzerine, Bizans ordusun­dan kaçmağa muvaffak oldular. îki ordu arasında artık çok az bir aralık kalmıştı. A lp -A rs la n Bizans ordu­

Page 82: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

68

Selçuklu elçi heyeti Bizans ka­rargâhında

suna kıyasla Selçuklu ordusunun az oluşu nedeniyle kesin sonuçlu bir meydan savaşma henüz karar verme­mişti. Zâhiren barış teklifinde bu­lunmak ve gerçekte ise Bizans ordu­sunun durumunu yakından öğrenmek amaciyle, beraberinde bulunan Bağ- dad Abbasî H a life s i e l-K aa im Bi- em rillâ h ’m elçisi k ad ı E b û ’ l- Ga- nâim İ b n ü ’ l-M ah leba n ile em îr S a v -T ig in ’in başında bulunduğu bir elçilik heyetini imparatora yolladı, imparatorun, öncü savaşlarını kay­betmiş olmasına rağmen askerlerinin çokluğu ve iyi donatılmış olması ne­deniyle, zaferi kazanacağına tam bir güveni olduğundan, Selçuklu elçi he­yetiyle müzakerelere bile girişmedi. Sultan ona gönderdiği teklifte : “ Ül­kene geri dön, eğer barış arzu edi­yorsan bunu, Halife aracığılı ile ya­parız, aksi takdirde biz azmimizde Ulu Tanrı’ya içtenlikle bağlıyız ve işi Ona bırakırız” diyordu. A lp - A rş­la n’m, bu elçi heyetini sıkışık bir durumda olduğu için gönderdiğini

Page 83: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

69

sanan imparator, bunu kaba ve sert bir biçimde reddetmiş ve “ Ben bu üstün duruma pek çok para sarfederek ve asker toplayarak eriştim, şimdi bundan asla vazgeçemem. Barış an­cak Rey şehrinde yapılacaktır. Ben tslâm ülkelerine, kendi ülkem gibi hâkim olmadan geri dönmeyeceğim.” dedikten sonra heyete : “ Isfahan mı güzeldir, yoksa Hemedan m ı?” diye sorunca heyet başkanı Î b n ü ’ l-M ah- leban da : “ Isfahan” diye karşıhk verir. Bunun üzerine imparator : “ He- metlan’m soğuk olduğunu haber al­dık, biz İsfahan’da kışlayacağız, hay­vanlarımız da Hemedan’da” dedi. Bu alaylı sözler karşısında Ib n ü ’ l-M ah- leban ona : “ Hayvanlarınız Heme­dan’da kışlayabilir, fakat sîzlerin ne­rede kışlayabileceğinizi bilmem” şek­linde çok anlamlı bir karşılık ver­mekten çekinmemiştir. Anlaşıldığına göre imparator bu savaşı kazanmakla yetinmeyip Selçukluları A n a d o lu ’ ­dan attıktan başka bütün Islâm ül­kelerini de elegeçirmek istemektedir.

Page 84: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

70

Hattâ o, savaştan önce M ısır, Su­r iye , Ira n ve Ira k ’a beraberinde bu­lunan generalleri atamış, ancak B ağ­da d’ı bundan ayırarak bu konuda : “ iyi bir insan olan o Şeyh’e (Hali- fe’ye) ilişmeyiniz, çünkü o bizim dos­tumuzdur” demiştir. Böylece impara­tor, öncü savaşları yenilgisine rağmen kesin savaşı kazanacağından sonde- recede emin bulunuyordu. Selçuklu elçi heyeti geri dönüp imparatorun barış konusundaki red cevabını Sul­tana arz edince artık savaşın kaçınıl­maz olduğunu anlayan A lp -A rs la n derhal hazırlıkların sona erdirilmesi hususunda emirler verdi. Bu sırada Sultanın fakihi ve imamı B u h a ra lı A b d ü lm e lik -o ğ lu E bû N asr M uham m ed ona : “ Ey Sultanım, sen Tanrı’nm öteki dinlere üstün tut­tuğu İslâm dini için savaşıyorsun, bu nedenle bütün hatiplerin minberlerde Müslüman halkla birlikte senin için duada bulanacakları Cuma günü, öğle namazı sırasında düşmana saldır. Ben Ulu Tanrı’nm zaferi senin adma

Page 85: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

71

yazmasını beklerim” diyerek onu mo­ral bakımından kuvvetlendirdi. A y ­rıca H a life e l-K aaim B iem rillâ h da o sıralarda bütün İslâm âlemini yakından ilgilendiren bu savaş için M u slayâ-oğ lu E bû S a id ’e bir dua metni hazırlatarak savaş günü bütün İslâm memleketleri minberlerinde okutulmasını emretti. Dua metni ay­nen şöyledir :

Tanrım, İslâm sancağım yükselt ve İslama yardım et! Şirkin başını ezmek ve kökünü kazımak suretiyle onu mahvet! Sana itaat için, canlarmı feda edip kanlarım, Sana tâbi olma hususunda akıtan Senin yolunun mü­cahitlerini, onları kuvvetlendirerek yurtlarım güvenlik ve zaferle dolduran yardımlarından yoksun kılma! Mü’ - minlerin cimrinin burhanı olan Şehin- şâhü’l-Âzam (Sultan Alp-Arslan)’m Senden dilediği yardımı esirgeme ki o, bu sayede hükmünü yürütür, şanım yayılır kılsın ve zamanın güçlükleri karşısmda kolayca yerinde tutunabil­sin. Senin dinini şerefli ve yüce tuta­

Alp-Arslan için okunan hutbe

Page 86: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

72

bilmek için onu lütûfkâr ve her za­man etkili olan desteğinden yoksun kılma! Onun, kâfirlerin karşısındaki bugünkü günü, yarınına da yetsin. Ordusunu meleklerinle destekle, ni­yet ve azmini hayır ve başarıyla so­nuçlandır. Çünkü o, Senin ulu rızan için rahatım terketti; malı ve caniyle buyruklarına uymak amaciyle Se­nin yoluna düştü. Çünkü Sen : “ Ey iman edenler, can yakıcı bir azaptan kurtaracak kazançlı bir yolu size gös­tereyim mi? Tanrı’ya ve onun Pey­gamberine inanıyorsanız onun yo­lunda can ve malınızla savaşırsınız” diyorsun. Senin sözün gerçektir. Tan­rım! o, nasıl Senin sözüne uyup şeria- tı’nm korunmasında gevşeklik gös­termeden buyruğuna uymuş ve düş­manlarına bizzat karşı koyarak dinine hizmet için gecesini gündüzüne kat­mışsa Sen de onu zafer kısmet eyle, dileklerinde ona yardımcı ol, kaza ve kaderini onun için iyi ve hayırlı bir şekilde tecelli ettir! Onu öyle bir ko­ruyucu ile kuşat ki düşmanların her

Page 87: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

73

türlü hilelerini defetsin ve lütfunla bu koruyucu onu, güzel sıfatların içinde en emin ve sağlam ellerle korusun! Yapmak istediği her işi ona kolay kd. Böylece onun düşmana karşı giriştiği bu “ Kutsal Hareket” zaferden ışık alsm ve şirk zümresinin, hak yollarım göremeyip sapıklıkta gözleri yu­mulsun. Ey Müslümanlar, doğru bir niyet, içten bir azim ve Tanrı’dan korkan temiz kalplerle ve ıhlâs bahçe­sinden kısmet alan inançlarla onun için Tanrı’ya yalvarıp yakarınız! Çün­kü eksiklerden yoksun olan Yüce Tanrı şöyle buyuruyor : “ Ey Muham- med, onlara ‘dualarınız olmasa Rah- bim size niçin değer versin’ de” . Ey Müslümanlar, onun şerefli olarak düşmanlarım mahvetmesi, sancağını yükseltip zaferlerin en son derece­sine eriştirmesi ve amacına erişmesi hususunda Tanrı’ya dua ve niyazda bulununuz! Tanrım! onun bütün güç­lüklerini kolaylaştır ve şirki onun önünde boyun eğdir.

Page 88: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

74

Başta Hilâfet başkenti B ağda d olmak üzere, bütün İslâm âleminde derin bir inançla yapılan bu dua, A lp -A rs la n ve Selçuklu ordusu üze­rinde moral yönünden kuvvetli bir etki yapmış olmalıdır. A lp -A rs la n yukarıda söylediğimiz gibi, Bizans imparatoruna yaptığı barış teklifine olumsuz bir karşılık alınca ordusun­dan birkaç bölüğü muhtelif emîr ve beylerin kumandasında pusulara yer­leştirdi. Kendisi de bizzat merkez hattında bulunuyordu. Öte yandan Bizans ordusunun sol kanadında R u ­meli kuvvetleriyle N ik eph oros B ry e n n io s , sağ kanadında Uz as­kerleriyle Kapadokyalı general Alia- tes, merkez hattında kırmızı atlastan bir elbise giymiş olan İmparator R o ­manos Diogenes , geride ihtiyat kuvvetlerinin başında da imparatorun oğulluğu A n d ro n ik o s bulunuyordu.25 Ağustos 1071 gününü her iki taraf tam bir savaş düzeni içinde geçirdi. Bu arada Selçuklu atlı birlikleri sü­rekli olarak tekbir sesleriyle, boru,

Page 89: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

75

davul çalıp haykırarak ve oklar atarak Bizans askerlerini moral bakı­mından çökertmeğe çalışıyorlardı. Bu­na karşılık Bizanslılar yanından da çan sesleri duyulmağa başladı. Bütün savaş hazırlıklarını bitiren ve ak giy­siler giyerek “ Ölürsem kefenim bu olsun” diyen A lp -A rs la n Cuma sa­bahı maiyetindeki bütün kumandan­ları topladı ve onların yanında Tan- rı’ya şu yakarışta bulundu : “ Ey Tanrım, Sana müvekkil oldum ve bu cihatla Sana yaklaştım, Senin ka­tında secdeye kapanıyor ve yalvarı­yorum. Bu sözlerim, gerçek duygula­rımı ifade etmezse beni, yanımdaki yardımcılarımı ve askerlerimi yok et! Eğer içtenliğimi kabul ediyorsan, düşmanlara karşı bu cihatta bana yardım et ve beni muzaffer bir Sultan kıl!” 0 , bu yakarışlarla Tanrı’ya olan inanç ve güvenini göstermiş oluyordu. Bu duadan sonra Sultan kumandan­larına şu söylevde bulundu :

“ Ben, muhtesipler gibi sabırlıyım ve kendini tehlikelere atan kimselerin

Alp-Arslansöylevi

Page 90: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

76

yaptıkları gibi, gâziîerin başında sava­şacağım. Eğer Tanrı beni başarıya ulaş­tırırsa -Ondan da beklediğim budur- bu güzel bir sonuç olacaktır; eğer durum bunun aksi olursa oğlum Me- l ikşah ’ ı dinlemenizi, ona itaat etme­nizi ve onu yerime geçirmenizi sizlere vasiyet ediyorum” . Onlar da hiç du­raksamadan : “ Baş üstüne!” dediler.26 Ağustos Cuma günü namaz vakti yaklaştığı zaman Sultan, kumandan ve askerleriyle birlikte namaz kıldı ve onlara son olarak şu söylevde bulundu:

“ Ey askerlerim ve kumandan­larım! Daha ne zamana kadar biz azınlıkta, düşman çoğunlukta olmak üzere, böyle bekliyeceğiz? Ben bizzat Müslümanların minberlerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatte düş­manın üzerine atılmak istiyorum. Gâlip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç hasıl olacaktır, aksi takdirde şehit olarak cennete gideriz. Beni izlemek iste­yenler gelsinler, geri dönmek iste­yenler ise serbestçe geri dönebilirler. Bugün burada ne emreden bir Sultan,

Page 91: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

77

ne de emir alan bir asker vardır. Bugün ben de sîzlerden biriyim ve sizinle birlikte savaşacağım. Biz, Müs­lümanların eskiden beri yapa geldik­leri bir gaza yapıyoruz.” Bu söylevi heyecan içinde dinleyen asker ve kumandanlar hep bir ağızdan : “ Ey Sultan, biz senin kullarınız, sen ne yaparsan biz de aynısını yaparız ve sana yardım ederiz, istediğin gibi ha­reket et” dediler. Bunun üzerine Sul­tan A lp -A r s lan atının kolanını sık­tı, kuyruğunu bizzat bağladıktan son­ra ok ve yayını atarak silâhlandı ve eline bir topuz aldı. Asker ve kuman­danlar da kendisi gibi yaptılar. Artık M alazg irt savaşı başlıyordu. Öte yandan Bizans imparatorunun son olarak topladığı Savaş Meclisi’nde ya­pılan konuşmalarda “ saldırı” fikri benimsenmişti. Bu nedenle Bizans ordusunda, bir yandan saldırı hazırlık larının son safhaları tamamlanırken, bir taraftan da dinî törenler yapılıyor, ellerinde renkli bayraklar olduğu halde kumandan ve papazlar ordu saflarında

Tarihî savaş başlıyor

Page 92: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

dolaşarak askerlere moral vermeğe ça­lışıyorlardı. Tarihî savaş artık başla­mak üzereydi. Selçuklu ordusunun merkez hattında bulunan Sultan A 1 p - A r s 1 a n’ın yönetimindeki atlı kuvvetler tekbir sesleri, boru ve kös­lerden çıkan büyük gürültüler ya­nında sürekli haykırışlarla hareket halinde bulunuyorlardı. Bu kuv­vetler çok geçmeden okçuların koru­ması altında Bizans ordusunun mer­kez hattına, onları saldırıya zorlayan düzme bir saldırıya geçtiler. Pusular- dakilere oranla daha az sayıda olan bu atlı kuvvetleri bir anda yok etmek is­teyen Bizans imparatoru, bütün hat- lariyle saldırıya geçti ve taktik gere­ğince yavaş yavaş savunarak çekilmek­te olan Selçuklu atlı kuvvetlerini izle­meye koyuldu. Bizzat Sultan A lp - Arslan tarafından büyük bir maha­retle uygulanan bu düzme geri çekil­me harekâtı başarıya ulaşmıştı. Zira Selçuklu pusularının bulunduğu yer­lere değin ilerlemiş olan imparator artık genel karargâhından epeyce

Page 93: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

79

uzaklaşmıştı. A lp -A r s la n ’m, ordu­suna, kesin sonuçlu bir meydan savaşı için “ genel bir saldırı” emri verme zamanı artık gelmiş bulunu­yordu. Gerçekten bu emir verildiği zaman Bizans ordusu, pusularda bulunan Selçuklu atlı kuvvetleri tarafından ciddî bir şekilde tehdide başlandı. Artık Bizans imparatoru hatasını anlamakta çok geç kalmıştı. Pusulardaki atlı kuvvetler saldırıya geçtiği sırada Alp-Arslan da merkez hattı kuvvetlerinin taktik gereğince geri çekilmesini durdurmuş ve onları karşı saldırıya geçirtmişti. İşte bu anlardan itibaren Bizans ordusunun savaş düzeni bozulmaya başladı. İlk Selçuklu darbesini yiyen Bizans merkez hattı sür’atle çember içine alınmakta idi. Bu hatta bulunan imparator, sol kanattan yardım istemişse de pusulardaki Selçuklu atlı kuvvetleri buna imkân vermedi­ler. öte yandan Bizans sağ kanadın­daki kuvvetler de yine pusudaki Sel­çuklu atlıları tarafından bozuldular.

Bizansordusukuşatılıyor

Page 94: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

80

Yukarıda bahsettiğimiz gibi sağ ka­natta N ik ep h oros B ry en n ios ’un kumandasında bulunan Uz ve Peçe- nek atlıları başlarında Tamış adlı beyleri olduğu halde, kendi soydaş­ları karşısında savaştan kaçınarak Bi­zans saflarından ayrılıp Selçuklu kar­deşlerinin saflarına geçmekte hiç du­raksama göstermediler. İşte bu olay Bizans sağ kanadının bozulmasına ayrıca bir neden teşkil etmiştir. Çok geçmeden Bizans ordusunun tümü Selçuklu kuvvetleri tarafından ku­şatılmış bir duruma gelmişti. Geride takviye kuvvetlerinin başında bulu­nan ve üvey babası D iog en es ’i pek sevmediği söylenilen A n d ron ik os Bizans ordusunun dar bir çember içine alındığını ve hattâ bu arada imparatorun öldüğünü ilân etmiş ve sanki kaçar gibi sür’atle daha gerilere çekilmiştir. Aynı şekilde Bizanslılarm özellikle mezhep baskıları nedeniyle onlardan hoşlanmadıkları Ermeni kıtaları da savaş alanından çekil­mekte hiçbir sakınca görmemişlerdir.

Page 95: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

81

Sultan A lp -A rs la n hem çevrilen Bizans kuvvetlerinin yok edilmesini yönetiyor, hem de bizzat bir asker gibi sağa sola koşuyor, zaman zaman kılıç, ok ve süngü ile düşman asker­lerine saldırıyordu. Bu sırada emîr A y -T i g i n atından inip yer öperek ona : “ Bir Sultanın Müslümanlara acı­ması gerekir; bir eşi daha bulunmayano değerli varlığını savaşa sokup ölüm tehlikesine atmamah, rahatı savaş mey­danına tercih etmelidir” dedi. Sultan emîrin bu sözlerine karşılık olarak: “ Bu zalim kavmi yenersem o zaman rahat edeceğim. Benim bu rahatsız­lığım sonunda Müslümanlar esenliğe kavuşacağından ben, bunu bir rahat­lık sayarım.” dedikten sonra A y -T i - g in ’i savaşa teşvik ettiği gibi kendisi de sürekli olarak düşmana saldırı­larda bulunuyordu. Öğle vaktinden akşama ve hattâ geceye dek süren bir meydan savaşı sonunda kosko­ca Bizans ordusu yenilmekten kur­tulamadı. Kuşatılan ordunun büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiş, çok

Malazgirt M . Savaşı, 6

Page 96: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

82

Bizans im­paratoru tutsak almıyor

sayıda general tutsak almmış, as­kerlerden bir kısmı canlarını güç­lükle kurtarabilmişlerdir. Bu arada Selçuklu kuvvetlerinin eline geçen ganimet sayısız derecede idi. Bi­zans imparatoru ise gerçekten son anlara dek bizzat kılıç kullanarak vuruşmaktan geri durmadı. Sonunda o, tutsaklık veya öldürülme tehlike­siyle başbaşa kalmıştı. Yaralı bir halde akşam karanlığında atıyla bir­likte emin bir yere çekilmiş bekle­mekte iken, kaçan atını aramaya çı­kan emîr S â d u d dev le Gevher- Â y în ’in bir kölesi tarafından tesadü­fen görülmüştü. Bu köle, altın eğerli ve süslü gemli bir atm yanında, altın tulgalı ve yine altınla örülmüş bir zırhı bulunan bu adamın değerli bir kimse olduğu kanısına varınca “ ödül alırım” düşüncesiyle, onu öldürmek­ten vazgeçmiş, ellerini bağlayarak kendi çadırına getirmişti. Ertesi gün emîr G e v h e r -Â y in ’e gösterilen ve daha sonra da onun tarafından Sul­tanın karargâhına götürülen bu tut­

Page 97: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

83

sak’m, Bizans imparatoru olduğu ileri sürülmüşse de bu hususta yine de şüpheler uyanmıştı. Fakat onu, daha önce imparatora elçilik heyetiyle bir­likte gönderilen Şâdi adlı bir Hadi­min tanıması ve ayrıca öncü savaşları sırasında tutsak alman Ermeni gene­rali Bas i lâkis ve öteki Bizans tut­saklarının onu görür görmez ağlaya­rak ayaklarına kapanmaları, bunun Bizans imparatoru R o m a n o s Dio- genes olduğu hususunda hiç bir şüp­he bırakmamıştır. İslâm, Bizans, Er­meni ve Süryanî kaynaklarının belirt­tiklerine göre, A lp -A rs la n impara­tora bir savaş tutsağı değil, aksine bir konuk hükümdar muamelesi yap­mıştır. Zira Sultan, onun imparator olduğunu tahkik ettirip anlayınca, derhal onun için özel bir çadır kurul­masını ve emrine hizmetkârlar veril­mesini emretti. Daha sonra katma getirttiği imparatora şunları söyledi :

“ Sana barış yapılması için Ha- life’nin elçisini gönderdiğim halde, sen bunu reddetmedin mi? Sana düş-

İmparatorSultanınkatında

Page 98: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

84

inanlarımın (Er-Basgan) teslimini is­temek için emîr Afşin ile haber gön­derdiğim halde bundan imtina etme­din mi? Benimle anlaştığın halde, (sa­vaşmak suretiyle) bana kıymadın mı? Geri dönmen için sana daha dün haber göndermeme karşılık ‘buraya gelebilmek ve amacıma ulaşmak uğ­runa bu kadar para sarfettim ve çok asker topladım, İslâm ülkelerini kendi ülkeme katmadan nasıl dönebilirim ve memleketime karşı girişilen bu kö­tülüklerin sonuçlarını nasıl mazur gö­rebilirim?’ diye karşılık verdin.” Bu­nun üzerine imparator :

“ Ey Sultan, ülkelerini almak için birçok uluslardan asker topladım ve para sarfettim. Buna rağmen, zaferi sen kazandın. Memleketim böyle, ben de bu halde (tutsak olarak) senin katmdayım. Bu durumda beni azarla, bana sert sözler söyle ve istediğini yap” dedi. Bunun üzerine Sultan ona:

“ Eğer zaferi sen kazansaydm ba­na ne yapardın?” diye sorunca impa­rator da :

Page 99: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

85

“ Fena şeyler” diye karşılık verdi. Sultan :

“ Gerçekten doğru söyledin, eğer bunun aksini söyleseydin o zaman yalan söylemiş olurdun. Bu akıllı ve yiğit bir adamdır, onun öldürülmesi doğru değildir” diyerek ona şunları söyledi :

“ Şimdi sana ne yapacağımı sanı­yorsun?” İmparator şöyle karşılık verdi :

“ Bana şu üç şeyden birini yapa­bilirsin. Birincisi : öldürmek, İkincisi: elegeçirmek istediğim ülkelerinde beni halka ibret için göstermek, üçüncüsü ise yapmıyacağm bir şey olduğundan söylenmesi gerekmez.” A lp -A rs lan :

“ Bu nedir?” diye sorunca o da :“ Affetmek, para ve armağanlar

ile benim iyiniyetimin kabulü ve Bi­zans topraklarında senin bir kölen, bir kumandanın ve bir nâibin olarak beni yurduma göndermendir. Eğer beni öldürürsen bu sana bir çıkar sağlamaz. Çünkü bir başkasını benim yerime

Page 100: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

86

imparator yaparlar” dedi. Bunun üze­rine Sultan :

“ Seni af etme kararındayım. An­cak sen ümitsizliği giderilmiş ve hak- kındaki niyetimi öğrenmiş bir kimse olarak seni serbest bırakacak para (fidye) miktarını söyle.” dedi. Im- prator :

“ Sultan, istediği miktarı söyle­melidir” dedi. Sultan’ın “ 10 milyon altın” demesi üzerine imparator :

“ Benim canımı bağışladığın için Bizans ülkesine sahip olmak senin hakkmdır. Fakat tahta geçtiğimden beri ordu hazırlamak ve savaşlar yap­mak amaciyle Bizans’ın mal ve para­larını tükettim ve halk bundan dolayı yoksul bir duruma düştü. Eğer durum böyle olmasaydı istediğinden daha faz­lasını verirdim” dedi. Böylece A lp- A rs lan ile R om a n os D iogenes arasında yapılan müzakereler sonunda aşağıdaki maddeleri kapsayan “ Barış Andlaşması” yapıldı.

Page 101: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

1 — İmparator, kurtuluş akçası ola­rak bir buçuk milyon altın ve­recek.

2 — Bizans devleti her yıl Selçukludevletine 360 bin altın ödeyecek.

3 — Bizans’ın elinde bulunan bütünîslâm tutsakları salıverilecek.

4 — Bizanslılar gerektiğinde Selçuk­lulara askerî yardımda buluna­cak.

5 — İmparator kızlarından birini Sul­tanın oğluna verecek.

6 — İmparator yeniden tahta otur­duğu takdirde Antakya, Urfa, Membiç, Malazgirt kent ve ka­leleri Selçuklulara bırakılacak. Barış şartları böylece saptandık­

tan sonra İmparator Sultana “ ye­rime başka birisi geçirilmeden önce beni sür’atle İstanbul’a gönderiniz. Aksi takdirde amaca ulaşılamaz ve ben de imparator olarak Bizans tah­tına geçemem ve bunun sonucun­da da barış şartlarmdan hiç birisi yerine getirilemeyecektir.” dedi. Bu

Barış and laşması

Page 102: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

88

müzakerelerden sonra kendisine tah­sis edilen çadıra giden imparatora 10 bin altın borç verildi. O bu altın­ların bir kısmını yakınlarına dağıt­tı, bir kısmiyle de tutsak kumandan­lardan bir kaçının, kurtuluş akçası vererek erkinliklerinin iadesini sağ­ladı. Fakat Sultan A lp -A r s la n ’m buyruğuyla geri kalan tutsak gene­raller de kurtuluş akçası alınmaksızın salıverildiler.

Ertesi gün yine Sultanın katı­na getirilen İmparator, ganimet ola­rak elegeçirilen taht ve kürsüsüne oturtuldu ve kendisine özel bir giysi ve taç giydirildi. Bu arada Sultan ona : “ Sana güveniyor ve sözüne inanıyorum, bu nedenle seni memle­ketine gönderecek ve hükümdarlığına iade edeceğim” dedi. Daha sonra Sultan, üzerinde “ Tanrı’dan başka ilâh yoktur ve Muhammed onun elçi­sidir” yazılı bir bayrak hazırlatarak ona verdi. Sultan atma binerek İm­paratorla birlikte bir fersah giderek onu uğurladı. Vedalaşma sırasında

Page 103: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

89

İmparator atından inerek Sultana ta­zimde bulunmak istemişse de Sultan buna engel olmuş ve “ kendisiyle dai­ma dost kalacağı” hususunda and içtikten sonra onu kucaklayıp veda­laşmış ve ondan ayrılmıştır. Daha sonra Sultan İ s fa h a n ’ a hareket et­miştir.

Sultan tarafından kendisine iki H acip ve 100 Hassa askeri refakat edilen İmparator İ s ta n b u l ’a doğra hareket etti. T o k a t ’a gelip kaleye yerleşen İmparatorun, yenilgi ve tut­saklık haberi İ s ta n b u l ’da, Bizans sarayında iki ayrı anlaşmazlığa neden teşkil etti : İ m p a r a to r i ç e Eudo- kia, bir taraftan sürgünde bulunan X . K o n s t a n t in ’in kardeşi Johan- nes D u kas ’ı davet, öte yandan da Senato’yu derhal toplantıya çağırarak R o m a n o s D iog en es ’in tahttan in­dirildiğini açıkladı. Fakat J oh anne s Dukas, D iog en es ’in İ s ta n b u l ’a gelmekte olduğunu öğrenince derhal yeğeni Mihael D u kas ’ı (1071-1078) imparator ilân etmiş ve E u d o k ia ’yı

Bizans tah­tında yeni bir impara­tor: Mihael Ducas

Page 104: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

90

da bir manastıra çekilmeye zorla­mıştır. T ok a t ’ta bütün bunları haber alan Diogenes , yeni imparatora bir mektup yazarak şunları bildirdi :

“ Ben asker toplamak, para sar- fetmek ve Hıristiyan dinini yükselt­mek için elimden geleni yaptım. Ça­balarımda hiç bir eksiklik gösterme­dim. Askerim de az değildi ve tedbirle­rimde de yanlışlık yapmadım. Bu­nunla birlikte zaferi Müslümanlar kazandı. Bu sonucu hiç kimse değiş­tiremezdi. Ben Sultan A lp -A rs la - n’ın eline tutsak düşünce, o bana hiç ümit etmediğim biçimde iyi davranışlarda bulundu ve beni, barış için vereceğim parayı kararlaştırdık­tan sonra iyiliklerde bulunarak salı­verdi. Hükümdarlıktan ayrılarak bu kaleye yerleştim, sof giydim ve senin, başkasından daha çok hakkın olan Bizans tahtına geçmenden dolayı Tanrı’ya şükrettim. Şimdi Sultan’ın durumu ve bana yaptığı iyilikleri sana bildiriyorum : Onunla yaptığım barışı bozma! Teklifimi kabul eder­

Page 105: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

91

sen Hıristiyanlığın korunmasında aranızda vasıta olurum. Eğer ka­bul etmezsen, sen bilirsin. O zaman benim için kararlaştırılmış olan parayı verir, beni bu yük­ten kurtarırsın.” D iog en es ’in bu teklifini olumlu karşılayan Mihael, savaşlar nedeniyle Bizans hâzinesinde çok az para kaldığını bildirerek geri kalanım sonra ödemek üzere, kurtuluş akçasmın ancak bir kısımını ona gön­derdi. D iogenes bu parayla, T o k a t ’­tan topladığı 200 bin altın ve içinde, değerli taşlarla bezenmiş altından bir leğen, ibrik ve tabak bulunan 70 bin altm değerinde olan mücevheratı, Sul­tana verilmek üzere, kendisiyle bir­likte gelen iki H a c ib ’e teslim edip onlara : “ Bunlardan daha fazlasını göndermesinin mümkün olmadığını Sultana bildirmelerini” söyledi. A y­rıca kendisini T o k a t ’a dek getiren iki Ha cip ile askerlere para ve arma­ğanlar verdi ve onları geri gönderdi.

Page 106: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

92

RomanosDiogenes’insonu

Türk askerlerinin T o k a t kale­sinden ayrılmaları üzerine, imparator Mihael, D io g e n e s ’e ulaklar gönde­rerek : “ Eğer sen gerçekten rahip oldunsa, kiliselerden birine çekilip kaleyi boşaltmalısm, ben de oraya bir kumandan atayayım” dedi. Fakat D iogen es onun bu isteğini yerine getirmeyip şu karşıhğı gönderdi : “ Ben henüz hükümdarlıktan çekil­miş değilim ve bu nedenle kalede oturuyorum” . Daha sonra Diogenes, üzerindeki rahip giysisini çıkarmış ve kalede bulunan tacirlerden borç para alarak etrafına 3 bin Ermeni askeri toplayıp A m a sy a ’yı işgal etmişse de Johannes D u kas ’moğlu K o n s t a n t in Dukas ile yap­tığı savaşta yenilgiye uğramaktankurtulamamıştır. Zor ve ümitsiz bir duruma düşen D iog en es ’i,daha önce Antakya Düklüğüneatadığı Ermeni H a ça tu r K i l ik y a ’ - ya götürmüştür. Fakat Diogenes , burada da yeniden taht mücadelesine hazırlanmaya başladı. Kendisine ya­

Page 107: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

93

pılan teklifleri reddetmesi üzerine yeni İmparator Mihael, 1072 yılı başla­rında, onu bertaraf etmek için And- ron ik D ukas ’ı K i l ik y a ’ya gönder­di. Dukas, onu A d a n a ’mn kuzey yörelerinde sıkıştırıp hayatının bağış­lanması şartiyle, teslim almayı ba­şardı. Fakat çok geçmeden Diogenes hapse atılarak gözlerine mil çekildi. D iogenes bu acıklı durumunu, bu sıralarda İs fah a n ’da bulunan Sul­tan A lp -A r s lan’a bir mektupla bil­dirmişse de çok geçmeden ıztıraplar içinde hayata gözlerini kapamıştır (1072 ortaları).

R om a n os D iog en es ’in bu acıklı sonunu haber alan A lp -A rş ­la n, gerçekten buna sonderecede üzül­müş ve onun öcünü almaya and iç­mişti. Bu itibarla o, T ü rk is ta n se­ferine çıkarken, K u ta lm ış -o ğ u l la r ı ile birlikte birçok emîr ve beyleri A n a d o 1 u’nun fethiyle görevlendir­di. Böylece A lp -A r s la n ’m, D io ­genes ile imzaladığı barış andlaşması bozulmuş ve A n a d o lu ’nun gerçek

Page 108: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

94

fetih hareketleri artık başlamış bulu­nuyordu.

Zaferin Bütün İslâm âleminin çok ya-ve'sonuç kından izlediği M alazg irt M eydan

Savaşı sonunda Sultan A lp -A r s ­lan, başta Hilâfet merkezi B ağda d olmak üzere, öteki bütün İslâm mem­leketleri hükümdarlarına birer “ fe- t ihnâm e” göndererek kazandığı “ Za­fer i” müjdelemiştir. Bu zafer haberi bütün İslâm memleketlerinde derin bir etki yaptı. Özellikle Zafer mek­tubu B a ğ d a d ’a geldiği ve halifelik ilerigelenleri ile Sarayın önünde top­lanan halka törenle okunduğu zaman büyük şenlikler yapılarak davullar çalınmış, borular öttürülmüş ve zafer tâkları kurulmuştur. Öte yandan H a­l ife e l -K a a im B iem ri l lah ,Su ltan A lp -A r s la n ’a bir mektup göndere­rek kazandığı bu eşsiz zaferden dolayı kendisini kutlamış ve ona : “ Taım’nın desteğine mazhar, galip ve muzaffer evlâd, en büyük Sultan, Arap ve Acem hükümdarı, Dünya hükümdar­larının Efendisi, Müslümanların yar-

Page 109: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

95

dımcısı, insanların sığınağı, devletin kahredici bileği, dinin parlak tacı, îslâm ülkelerinin Sultam” gibi un­vanlarla hitap etmiştir. Halifc’den başka öteki bütün İslâm memleket­leri hükümdarları da ayrı ayrı teb- riknâmeler yazıp bu sıralarda İ s fa ­han’da bulunan Sultan’a özel heyet­ler göndermek suretiyle onu kutla­mışlardır. Ayrıca devrin birçok şâir­leri de Sultan hakkında kaside ve övgüler kaleme almışlardır. Birçok İslâm tarihçileri, bu büyük zaferi, İslâmiyetin ilk devirlerinde, Bizans- lılara karşı İslâmlar tarafından kaza­nılan, A sy a ve A k d e n iz ’de İslâm egemenliğinin kesin olarak yerleşme­sini sağlıyan K a d is iy e ve Y e rm ü k savaşlarına benzetmişlerdir. Bu bü­yük zafer, yalnız İslâm âleminde de­ğil, B izans ve A v r u p a memleket­lerinde de ilgiyle izlenmiştir. Zaferden sonraki birkaç yıl gibi çok az bir zaman içinde A n a d o lu ve Suriye ’ ­de eğemenliğin Türk ler in eline geç­mesi üzerine, bütün A vrupa, Bizans’ı

Page 110: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

96

kurtarmak için harekete geçecek ve bunun sonucunda ünlü H a ç l ı Sefer- le r i’nin hazırlıklarına başlanacaktır.

M alazg ir t Zaferi, Türk tari­hinin dönüm noktalarından birini teş­kil eden önemli tarihî bir olaydır. Bu zafer sonunda Bizans’ın bütün ola­nakları kullanılarak hazırlanan büyük ordu, darmadağın edildiğinden, zaferi izleyen yıllarda Türk akıncı kuvvet­leri, kendilerine karşı belirli hiç bir direnişle karşılaşmadan A n a d o lu içlerine akarak kısa bir zamanda Ege ve Marmara kıyılarına değin kolayca ilerlediler. Türk kuvvetleri bu kez, bir istilâ amaciyle hareket etmeyip fethettikleri şehir ve kasabalara yer­leşerek A n a d o lu ’nun Türkleşme­sini sağlamışlardır. Genel bir sonuç olarak ifade edilebilir ki, M alazgirt Za fer i ’nin ve bu zaferin eşsiz kah­ramanı U lu Sultan A lp-Arslan ’m Türk Ulusuna en büyük armağanı, bugün üzerinde yaşadığımız bu yur­dun, baştan başa fethedilerek bu ülkede bağımsız bir devlet haline

Page 111: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

97

gelip dünya siyasetinde önemli roller oynamamızı sağlamış olmasıdır. Bu itibarla, başta Sultan Alp-Arslan olmak üzere, 900 yıl önce bu ünlü savaşa katılarak canlarını, mensup oldukları yüce Türk Ulusu’nun yük­selmesi uğruna feda etmekten çekin­memiş olan kahraman kumandan ve askerlerin aziz hatırasını gurur ve saygıyla anmalıyız.

Malazgirt M . Savaşı, 7

Page 112: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 113: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

B İ B L İ Y O G R A F Y A *

Abffl-Farac Tarihi. Çev. Ö. R. Doğrul. Ankara 1945 2 cilt = T.T. K. Yayınları.

Ahbârü'd-devleti's-Selçukiyye. Yay. M . İkbal. Lahor 1933. Çev. Necati Lugal. Ankara 1943. = T.T.K. Yayım.

A k s a b a y î : MüsameretÜ'l-ahbâr ve müsayeretü’ l-ahyâr. Yay. Os­man Turan. A nkara 1944. = T.T.K. Y a y ın ı.

Alparslan ve Malazgirt. İstanbul 1963 = Samim Sadık yayınları.Anonim Selçukname. Edirne Bâdi Ef. Ktp. Nr. 559.Aristakes (Arisdaghes des Lasdived Çev. Ev. Prudhomme). Paris

1864.A t t a l i a t e s , M. : Historia. Brunet de Presle - J. Becker. Bonnae

1853.A y n î : Ikdü'l-Cuman f î Tarihi ehli zaman. Beyazıt Ktp. Veliyed-

din Ef. Nr. 2388.A zîm ! : Tarih. Yay. Cl. Cahen. = Journal Asiatique 1938.B a ş t a v , Ş e b İ f : Alp-Arslan ve Romen Diogen. = Türk Kültürü

34 (1965).Baybars-i Mansurî ; Zubdetul-fikre. Carullah Ef. Ktp. Nr. 1459.B r e h i e h , L . : Vie et mort de Byzance, I . P a r is 194 7 .

B r o s s e t , M. : Colleclion d'hisloriens Armenienes. St. Petersburg 1864- 1876.

Bryennios, N. : Çev. H. Gregoire. Byzantion X X III (1953).B t jn d â r î : Zübdetü'n-nusra ve nuhbetiı’l-usra. Çev. Kıvameddin

Burslan. İstanbul 1943. = T.T.K. Yayını.

* Alfabetik düzende sunulan bu bibliyografyada, M a l a z ­g i r t M e y d a n S a v a ş ı ile doğrudan doğruya ilgili eser ve makaleler yanında, dolayısiyle ilgili olanlar da verilmeye çalı­şılmıştır.

Page 114: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

100

C a h e n , C l . : La Campagne de Mantzikert d'apres les sources mu- sulmanes. Byzantion IX (1934).

C a h e n , C l . : The Turkish invasion. The Selchukids. (A history o f the Crusades). Philadelphia 1955 I. (Bölüm Y).

C a h e n , C. : Une campagne du Seldjukide Alp-Arslan en Georgie. Revue de Kartvelologie 13 - 14 (1962).

C a h e n , C .: Qutlumush et ses fils avant l'Asie Mineure. İs la m X X X I X (1964).

C a h e n , C l . : La premiere penetration Turque en Asie Mineure. Byzantion X V III (1948).

C a h e n , C . : La Diplomatie orientale de Byzance face â la poussee seldjukide. Byzantion 35 (1965).

C a h e n , C l . : Pre-Ottoman Turkey. A general survey o f the mate- rial and spiritual culture and history 1071 - 1330. London 1968.

C h a v a n is , P. : The Byzantine Empire in the eleventh centufy (A history o f the Crusades) . Philadelphia 1955 (Bölüm 1, 6).

Ç a n d a r l i o ğ l u , G ü l ç İ n : Malazgirt Meydan Muharebesi. Türk Kültürü 34 (1965).

D İh İm te k İN , F e r İ d u n : Malazgirt Meydan Muharebesi (26Ağustos 1071). İstanbul 1936.

D İh İm te k İN , F e r İ d u n : Malazgirt Meydan Muharebesi. İ s ta n ­b u l 1943 .

G l y k a t z İ - A h i î w e İ l e r , H . : Les forteresses construites en Asie Mineure face a. Vinvasion Seldjoucide = Akten 11 Int. Byz. Kong. 1958.

G r o u s s e t , R. : Histoire de VArmenie, des Origines â 1071. Paris 1947.

G b o u s s e t , R . : Histoire des Croisades I . P a r is 1948 .

H a m İ d u l l a h , M . : The map o f the battle o f Malazgird on basis o f historical description o f the battle. Islamic Culture X IX (1945).

H o n ig m a n , E. : Bizans Devletinin Doğu Sınırı. Çevr. Fikret Işıl- tan. İ s ta n b u l 1970 .

H u s s e y n o v , R.: La conquete de VAzerbaidjan par les Seldjou- cides = Bedi Karthlisa 19 - 20 (1965).

I b n I I a l l İ k a n : Vefeyâtiıl-âyan. Kahire 1 94 8 . Cilt I V .

Page 115: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

101

I b n K e s Î r : el-Bidâye ve'n-nihaye. K a h ir e 1932. C ilt X II.İ b n ü ’ l -A d Î m : Zübdetul-Haleb min tarihi'l-Haleb. Yay. S. ed-

Dehhân. Dımaşk 1954. Cilt II.İ b n ü ’ l - A d îm : Bugyetii'l-taleb f î Tarihi'l-Haleb. Alp-Arslan mad­

desini Yay. A li Sevim = Belleten X X X , 118 (1966).İb n Ü ’ l - C e v z î : Kitabii'l-muntazam ve multakâtü'l-multazam f î

ahbâri'l-mülûk ve'l-ümem. Haydarâbâd 1358. C ilt VIII.I b n ü ’ d - D e v â d â r î : Kenzü'd-dürer ve Câmiü’ l-gurer. Yay. Salâ-

hüddin el-Müneccid. Kahire 1961. Cilt VI.Ib n Ü ’ l - E s Î r : el-Kâmil fî't-tarih. Yay. C. J. Tornberg. Beyrut

1966. Cilt X .I b n ü ’ l - E z r a k : Tarihü Meyyafârikîn ve Amid. Brilish Museum

Or. 5803, P . 23694.I b n ü ’ l - K a l â n İ s î : Zeylü Tarihi Dımaşk. Yay. H. F . Amedroz.

Leyden 1908.K a e g i , W . E . : The contribution o f archery to the Turkish conquest

o f Anatolia. Speculum 39, 1 (1964).K a f e s o & l u , I. : İslâm Ansiklopedisi “ Malazgirt Muharebesi"

Maddesi.K a f e s o & l u , 1. : İslâm. Ansiklopedisi “ Selçuklular" M a d d e s i.K e d r e n o s : Çev. St. Martin. Paris 1819.K Ö y m e n , M. A. : Selçuklular Devri Türk Tarihi. Ankara 1961.K Ö y m e n , M. A. : Anadolu'nun fethi = Diyanet İşleri Başkanlığı

Dergisi 1961.K Ö y m e n , M. A. : Türk Meydan Muharebeleri ve bunlar arasında

Malazgirt Meydan Muharebesinin yeri. Türk Kültürü 46 (1966).K u r a t , A. N. : Peçenek Tarihi. İstanbul 1937.L a t j r e n t , J. : Byzance et les Turcs Seldjoucides jusqu'en 1081.

Nancy 1913.L a t j r e n t , J . : Byzance et les Turcs Seldjoucides dans l'Asie Occi-

dentale jusqu'en 1081. Paris 1914.L e B e a u : Histoire du Bas-Empire. Paris 1824, Cilt X IV .L e ib , B . : Jean Donkas, Cesare et moine. Sen jeu politique â

Byzance de 1067 a 1081. = Melanges Peeters II (1950).Malazgirt Meydan Muharebesi, 26 Ağustos 1071. Ankara 1971 =

Gnkur. Bşk. Harp Tarihi Dairesi Bşk. Yayınları.

Page 116: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

102

Malazgirt Meydan Savaşı. 26 Ağustos 1071. Ankara 1970. = Türk Silâhlı Kuvvetleri Tarihi, 2. cilt.

Malazgirt Zaferi ve Alp-Arslan. İstanbul 1968 = Millî Eğitim Ba­kanlığı Yayınları.

M a t h iu , M . : Une source negligee de la bataille de Manzikiert. Les “ Gesta Roberti WiscardV’ de Guillaume d'Apulie. = Byzan­tion X X (1950).

M e l i k o f f - S a y a r , I . : The empire o f the Salcuqids o f Asia Minör = Journal of Near Eastern Studies 10 (1951).

M i r h o n d : Ravzatü's-safa. Luknov 1332 .

O s t r o g o r s k y , G.: Geschichte des Byzantinischen Staates. München 1963.

P e h k , K a d r İ : Alparslan ve Malazgirt Meydan Muharebesi.Savaş alanında bir inceleme. İstanbul 1947.

P s e l l o s , M. : Chronographie. Çev. E. Renauld. Paris 1926/28. 2 cilt. İngilizce çevirisi: The Chronographie o f M . Psellus (Çev. E. R. A . Sewter), London 1953.

R a m s a y : Anadolu’nun tarihî coğrafyası. Çev. Mihri Pektaş. İstanbul 1961.

R e ş İ d Ü d d İ n : Camifft-tevarih. Yay. Ahmet Ateş. Ankara 1960, cilt 2, cüz 5 = T.T.K. Yayınları.

S e v İm , A lî : Suriye Selçukluları. Ankara 1965 = D.T.C. Fak. Yayını.

S ib t İ b n ü ’ l - C e v z î : Mir'âtü’z-zeman f î tarihi'l-âyan. ( Selçuklu­larla ilgili kısımları yay. Ali Sevim). Ankara 1968. = D.T.C. Fakültesi Yayını.

Siyerul-âbâi’l-Batârika. Paris M illî Ktp. Nr. 302,305. S k y l i t z e s , J.: Historia. Bonnae 1839.S ü m e r , F . - S evİM A . : İslâm kaynaklarına göre Malazgirt Savaşı.

Ankara 1971 = T.T.K. Yayınları.Süryanî Mihail Vekayinamesi. Türkçe. Çev. H. Andreasyan. (T.-

T. K . Ktp. henüz yayınlanmamıştır).Fransızca çevirisi : Chronique de Michel le Syrien ( Çev. J. - B. Chabot). Paris 1905.

Page 117: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

103

T a e s c h n e b , F . : Die Eroberung Anatoliens durch die Türken = Europaeische Wissenschafts - Dienst 2 No. 16 (1942) S. 14 - 16.

T u b a n , O sm a n : Selçuklular Tarihi ve Türk-lslâm Medeniyeti. Ankara 1965.

T ü l b e n t ç i , F e k î d u n F a z i l : Büyük Türk zaferleri. Ankara 1946.Türk Kahramanlığı ( I I I ) . Ankara 1956 = E. U. Personel Başkan­

lığı, Moral Şubesi Yayınlarından Nr. 6.U b f a l i M a t e o s : Vekayinâme (952 - 1136) ve Papaz Grigor'un

zeyli (1136-1162). Çev. H. D. Andreasyan. Notlar: E. Dula- urier ve M . H. Ymanç. Ankara 1962 = T. T. K. Yayınları.

Ü l k ü t a ş i b , M. Ş a k İ b : Malazgirt Meydan Muharebesi. Türk Kültürü 34 (1965).

V a b d a n : Türk fütuhatı tarihi. Çev. 11. Andreasyan. = Tarih Semineri Dergisi. İstanbul 1937.

Y a s İ l İ e v , A. A. : Bizans İmparatorluğu Tarihi. Çev. A . M . Man- sel. Ankara 1943.

V e b y o n i s , S. : The ıvill o f a provincial Magnate Eustathius Boilas (1059). = Dumbarton Oaks Papers X I.

W i t t e k , P. : Byzantinisch-Seldschukische Beziehungen Oostersch Genoots. in Nederland, 8de Cong. 1936.

W i t t e k , P. : Deux chapitres de l'histoire des Turcs de Roum. Byzantion 11 (1936).

Y i l d i z , H. D. : Malazgirt'ten Dunılupmar'a. = Türk Kültürü 46 (1966).

Y i n a n ç , M . H . : İslâm Ansiklopedisi “ Alp-Arslan” maddesi.Y i n a n ç , M . H . : Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri, I. Anadolu'nun

fethi. İstanbul 1944.Z o n a r a s , I. : Chronique. Çev. Millet de St. Amour. Paris 1560.

Page 118: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır

D Ü Z E L T M E

IX . Sayfadaki 9 sayılı araştırmanın adı şöyle olacaktır:

9 — Ş e v k e t Aziz K a n s u : Selçuk Türkleri hakkında An­tropolojik ilk tetkik ve neticeleri II. Türk Tarih Kongresi S. 440-456.

Page 119: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır
Page 120: MALAZGİRT SAVAŞI — Tİhranî: Kitab-ı Diyarbekriyye. 2 cilt, 1962- 1964. Bunlar arasında sayılabileceği gibi; Anadolu tarihine dair Batı dillerinde çıkmış şu araştır