169
T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi Cemil SAYINER Ankara-2008

MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

T.C.

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ

Uzmanlık Tezi

Cemil SAYINER

Ankara-2008

Page 2: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

T.C.

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ

Uzmanlık Tezi

Cemil SAYINER

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Asuman TURANBOY

Ankara-2008

Page 3: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İÇİNDEKİLER

ÖZET ................................................................................................................... i

ABSTRACT ........................................................................................................ iii

İÇİNDEKİLER .................................................................................................. v

KISALTMALAR ............................................................................................... ix

GİRİŞ .................................................................................................................. 1

1. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

1.1. Genel Olarak ……………………………………………………………... 4

1.2. Marka Kavramı …………………………………………………………... 7

1.3. Lisans Sözleşmesi Kavramı ……………………………………………… 8

1.3.1. Lisans Sözleşmesinin İşlevleri ……………………………………… 11

a. Ekonomik İşlevi ………………………………………………….. 12

b. İthalat Yasağının Aşılması İşlevi ………………………………… 12

c. Teşebbüslerin Ekonomik Gruplaşması / Pazarın Genişlemesi

İşlevi ………………………………………………………………

12

d. Piyasada Hakimiyet Kurabilme İşlevi ……………………………. 13

e. Rekabetin Arttırılması İşlevi ……………………………………... 13

f. Sulh İşlevi ………………………………………………………... 13

g. Vergi Tasarrufu İşlevi ……………………………………………. 14

h. Teknoloji Transferi İşlevi ………………………………………… 14

ı. Tazminatın Belirlenmesinde Ölçüt Olma İşlevi …………………. 14

j. Yabancı Yatırımın Ülkeye Gelişini Sağlama İşlevi ………………. 15

1.4. Sınai Haklara İlişkin Lisans Çeşitleri …………………………………... 15

1.4.1. Patent Lisansı Sözleşmesi …………………………………………... 15

1.4.2. Faydalı Model Lisansı Sözleşmesi ………………………………….. 17

1.4.3. Endüstriyel Tasarım Lisansı Sözleşmesi ……………………………. 17

1.4.4. Marka Lisansı Sözleşmesi …………………………………………... 18

1.4.5. Teknik Bilgi (Know-How) Lisansı Sözleşmesi …………………….. 18

2. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİ

2.1. Genel Olarak ……………………………………………………………... 21

2.2. Marka Lisansı Sözleşmesi Kavramı …………………………………….. 22

Page 4: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

2.3. Marka Lisansı Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Uygulanacak

Hükümler .....................................................................................................

24

2.4. Marka Lisansı Sözleşmesinin Özellikleri ……………………………….. 33

2.4.1. İvazlı ve İki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşme Olması …………….... 33

2.4.2. Borçlandırıcı İşlem Olup, Tasarrufi İşlem Olmaması ………………. 34

2.4.3. Sürekli Borç İlişkisi Kuran Bir Sözleşme Olması ………………….. 34

2.4.4. Talihe Bağlı Bir Sözleşme Olmaması ………………………………. 35

2.5. Marka Lisansı Sözleşmesinin Türleri …………………………………... 35

2.5.1. Lisans Sözleşmesinden Doğan Hakka Göre ………………………... 36

a. Basit Lisans (İnhisari Olmayan) Marka Lisansı ………………….. 36

b. İnhisari (Tekelci) Marka Lisansı …………………………………. 39

c. Bağımlı İnhisari Lisans …………………………………………... 40

2.5.2. Sözleşmenin İçeriğine (Kullanıma) Göre …………………………… 41

a. Satış Lisansı ………………………………………………………. 41

b. Üretim Lisansı ……………………………………………………. 42

2.5.3. Lisans Alan Kişinin Niteliğine Göre ………………………………... 43

a. Kişisel Lisans …………………………………………………….. 43

b. İşletme Lisansı …………………………………………………… 43

2.5.4. Alt Lisans …………………………………………………………… 44

2.6. Marka Lisansı Sözleşmesinin Kurulması ………………………………. 45

2.7. Marka Lisansı Sözleşmesinin Tarafları ………………………………… 46

2.7.1. Lisans Veren ………………………………………………………... 46

2.7.2. Lisans Alan …………………………………………………………. 47

2.8. Marka Lisansı Sözleşmesinin Şekli ve Tescili ………………………….. 48

2.8.1. Şekli ………………………………………………………………… 48

2.8.2. Tescili ……………………………………………………………….. 52

3. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ

3.1. Genel Olarak …………………………………………………………....... 56

3.2. Lisans Verenin Yükümlülükleri ……………………………………….... 57

3.2.1. Lisans Verinin Markayı Kullandırma Yükümlülüğü ……………….. 57

a. Marka Hakkının Lisans Sözleşmesinin Yapıldığı Sıradaki

Şekli Varlığını Garanti Yükümlülüğü …………………………….

58

b. Markanın Hükümsüzlük Nedeni Taşımadığını Garanti

Yükümlülüğü ve Hükümsüzlüğün Sözleşme Üzerindeki Etkisi ….

59

c. Üçüncü Kişilerin Marka Lisansı Üzerindeki Etkilerini

Engelleme Yükümlülüğü …………………………………………

64

d. Marka Hakkının Yenilenmesi ve Marka Hakkından

Vazgeçmeme Yükümlülüğü ………………………………………

67

3.2.2. Malın ve/veya Hizmetin Kalitesini Garanti Etme Yükümlülüğü ........ 70

Page 5: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.2.3. Lisans Verenin Yan Yükümlülükleri ……………………………….. 72

a. Teknik Eleman ve Destek Sağlanması, Elemanların

Eğitilmesi ve Gelişmeleri Bildirim Yükümlülüğü ………………..

72

b. Rekabet Yapmaktan Kaçınma Yükümlülüğü ……………………. 74

c. Marka İhlallerinde Takip Yükümlülüğü …………………………. 74

d. Markanın Korunmasına İlişkin Yükümlülüğü ve

Elverişli Olanakları Sağlama Yükümlülüğü ……………………...

75

3.3. Lisans Alanın Yükümlülükleri ………………………………………….. 76

3.3.1. Lisans Bedelini Ödemek ……………………………………………. 76

3.3.2. Markayı Kullanma Yükümlülüğü …………………………………... 80

3.3.3. Malların veya Hizmetlerin Kalitesini Sağlama Yükümlülüğü ……… 84

3.3.4. Lisanstan Doğan Haklarını Devretmeme ve Alt Lisans

Vermeme Yükümlülüğü ……………………………………………..

86

3.3.5. Lisans Alanın Yan Yükümlülükleri ………………………………… 88

a. Reklam Yapma Yükümlülüğü ……………………………………. 88

b. Hesap Verme Yükümlülüğü ……………………………………… 90

c. Marka İhlallerini Lisans Verene Bildirim Yükümlülüğü ……….... 91

d. Sözleşme İlişkisini Gizli Tutma ve Sır Saklama Yükümlülüğü …. 92

e. Marka Sahibinin Markayı Kullanmasına Katlanma Yükümlülüğü . 93

f. Alt Lisanstan Doğan Yükümlülükleri …………………………….. 93

g.Üretimi Üçüncü Bir Kişiye Yaptırmama Yükümlülüğü ………….. 94

h. Sözleşmenin Sona Ermesinden Sonraki Yükümlülüğü …………..

3.4. Lisans Verenin Dava Hakkı ……………………………………………...

94

96

3.4.1. Marka Lisansı Sözleşmesiyle Verilmiş Hakların Genişletilmesi …… 98

a. Lisans Süresinin İhlali ……………………………………………. 98

b. Markanın Şekline İlişkin Hükümlerin İhlali ve Markanın

Başka Bir Marka veya İşaretle Kullanılması ……………………..

100

c. Mal ve/veya Hizmet Yönünden Genişletme ……………………... 101

d. Bölge İtibariyle Genişletme ……………………………………… 101

e. Lisans Altında Üretilen Malların Kalitesine İlişkin

Hükümlerin İhlali …………………………………………………

102

f. Kullanma Tarzı Bakımından Genişletme ………………………… 103

3.4.2. Marka Lisansı Sözleşmesiyle Verilen Hakların Üçüncü

Kişilere Devredilmesi ……………………………………………….

104

3.4.3. Lisans Verenin Açabileceği Hukuk Davaları ……………………….. 107

a. Tecavüzün Durdurulması Davası ………………………………… 107

b. Tecavüzün Önlenmesi Davası ……………………………………. 107

c. Tecavüzün Tespiti Davası ………………………………………... 107

d. Tecavüzün Giderilmesi Davası …………………………………... 108

e. Delillerin Tespiti Davası …………………………………………. 108

f. Tazminat Davaları ………………………………………………... 110

g. İhtiyati Tedbir Talebi …………………………………………….. 114

3.4.4. Lisans Verenin Açabileceği Ceza Davaları …………………………. 115

Page 6: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.5. Lisans Alanın Dava Hakkı …………………………………………….....

3.5.1. Marka Lisansı Sözleşmesinin Çeşidine Göre ..................................... 117

119

a. Basit (İnhisari Olmayan) Lisans Sözleşmelerinde ……………….. 119

b. İnhisari (Tekelci) Lisans Sözleşmelerinde ……………………….. 121

c. Alt Lisans Sözleşmelerinde ………………………………………. 124

3.5.2. Talep ve Dava Çeşitlerine Göre …………………………………….. 124

a. İhtiyatı Tedbir Talebinde Bulunmak ……………………………... 125

b. Delillerin Tespiti Davasını Açmak ………………………………. 126

c. Gümrüklerde El Koyma ………………………………………….. 126

d. Tazminat Davası …………………………………………………. 127

4. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

4.1. Genel Olarak ……………………………………………………………... 131

4.2. Marka Hakkının Sona Ermesi ................................................................... 132

4.3. Marka Lisansı Sözleşmesinin Süresinin Sona Ermesi …………………. 132

4.4. Marka Lisansı Sözleşmesinin Fesih Yoluyla Sona Ermesi …………….. 134

4.5. Marka Lisansı Sözleşmesinin Diğer Nedenlerden Sona Ermesi ………. 139

4.5.1. Taraflardan Birinin Ölümü veya Ehliyetini Kaybetmesi …………… 139

4.5.2. Taraflardan birinin iflası ……………………………………………. 141

SONUÇ ................................................................................................................ 143

KAYNAKÇA ...................................................................................................... 153

Page 7: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

ÖZET

Sınai mülkiyet haklarından birtanesi olan marka, çok eski zamanlardan beri tarih

içinde gelişen ve artan fonksiyonları ile, ticari ve ekonomik hayatın vazgeçilmez bir

unsuru olmuştur.

Marka, bu öneminden dolayı zamanla daha yaygın şekilde kullanılmış, kullandırılmış

ve hukuki işlemlere konu edilmiştir. Marka sahipleri, markalarını kendilerinin

kullanmasının yanında, başkalarına da kullandırarak, ekonomik yönden gelir

sağlamayı ve markalarının tanınmışlık düzeylerini arttırmayı amaçlamışlar ve bu

durum neticesinde, markanın kullanım hakkının üçüncü kişilere tesis edilmesi

sonucunda, marka lisansı sözleşmeleri ortaya çıkmıştır. Markanın kullanılması ve

kullandırılmasının yaygınlaşması, uygulamada çeşitli sorunları da beraberinde

getirmiştir.

Çalışmamızda, marka hakkının üçüncü kişilere kullandırılması amacıyla, taraflar

arasında düzenlenen marka lisansı sözleşmeleri incelenecektir. Marka lisansı

sözleşmeleri, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde

Kararname’de yer alan hükümler ile düzenlenmiştir. Buna karşılık, MarkKHK’da

marka lisansı sözleşmelerine ilişkin düzenlenmemiş bazı hususlar olduğu gibi,

mevcut hukuki düzenlemeler çerçevesinde de çözüme kavuşmamış bazı sorunlar yer

almaktadır. Uygulamada ve doktrinde, marka lisansı sözleşmeleri ile ilgili olarak

birbirinden farklı bir çok görüş ve düşünce bulunmaktadır. Dolayısıyla, çalışmamız

esnasında, marka lisansı sözleşmeleri ile ilgili olarak bu farklı görüşlere yer verilip,

konular üzerinde tartışmalı noktalara ve sorunlara değinmek amaçlanmaktadır.

Markalar Kanunu Tasarısı’nda, 556 sayılı KHK’nın marka lisansı sözleşmelerine

ilişkin bazı hükümlerinde, önemli düzenlemelere gidilmiştir. Çalışmamızın bir diğer

amacı, Markalar Kanunu Tasarısı’nda yer alan bu düzenlemeleri, doktrinde yer alan

farklı görüşler ve 556 sayılı KHK çerçevesinde karşılaştırmalı olarak incelemektir.

Page 8: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Çalışmamızda, marka, lisans ve lisans sözleşmesi ve marka lisansı sözleşmesi

kavramları açıklanarak, bu kavramların türleri ve işlevleri incelenmiş, marka lisansı

sözleşmelerinin yapısı, hukuki niteliği ve uygulanacak hükümler, hukukumuzda yer

alan diğer sözleşme türleriyle karşılaştırılarak belirlenmeye çalışılmış, marka lisansı

sözleşmesi hükümlerine istinaden, lisans veren ve lisans alanın, sahip oldukları borç

ve haklar üzerinde durulmuş, taraflarının uyuşmazlıkları ve üçüncü kişilerin etkileri

üzerine açılabilecek davalarda, lisans veren ve lisans alanın dava hakları incelenmiş

ve marka lisansı sözleşmelerinin sona ermesi konusuna değinilmiş, bu konularla ilgili

sorunlar tespit edilmeye ve bu sorunların çözümlerine katkıda bulunmak

amaçlanmıştır.

Page 9: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

ABSTRACT

EXAMINATION OF TRADEMARK LICENSE AGREEMENTS

Trademarks, as being one of the industrial property rights, since early times have

been indispensible element of the commercial and economic life due to their

progressing and increasing functions historically.

Trademarks, out of their significance, have been used extensively, having been used

to third parties and have been subject to the judicial actions in the course of time.

Trademark owners, besides using their trademarks, have aimed to get economic

revenues and make their trademark’s recognition level increasing by being used their

trademarks to the others and as a result of this fact, trademark license agreements

have arosen with the idea of basing the using right of the trademarks to the third

parties. The fact that the growing up the using and get used the trademarks, have also

brought about various problems in practice.

In this study, the trademark license agreements which is setting by the parties aiming

to get used the trademark right to the third parties will be examined. Trademark

license agreements have been regulated by the provisions of the Decree Law No.556

Pertaining to the Protection of Trademarks. After all, not only there are some points

concerning the trademark license agreements which have not been regulated in the

Decree Law, but also there are some problems which have not been solved with the

frame of current judicial regulations. In practice and doctrine, there are various views

and ideas concerning the trademark license agreements which are different from each

other. Thereby, it is aimed to give place to these different views concerning the

trademark license aggrements, and to deal with these controversial points and

problems on the subjects in our study.

By the Draft Trademark Law, significant regulations have been stated concerning the

some provisions of the Decree Law No.556 concerning the trademark license

agreements. Another objective of our Study is to examine these new regulations in

Page 10: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

the Draft Trademark Law, in the frame of the views in doctrine and in the frame of

the provisions of Decree Law No.556 comparatively.

In our Study, by explaining the concepts of trademark, license and license

agreements, trademark license agreements, the types and the functions of these

concepts are examined, the structure, judicial character of trademark license

agreements and the provisions which is applied are tried to be determine by

comparing the other types of agreements; the rights and the liabilities of the licensee

and the licencor have been emphasized in the view of the provisions of the trademark

license agreement, the right of the licensee and the licensor to sue action in the case

of the dispute between the parties and impacts of the third parties have been

examined and the topic of expiration of the trademark license agreements have been

examined and it is aimed to detect the problems concerning to these subjects and to

contribute the resolution of these problems.

Page 11: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

KISALTMALAR

a.g.e. : Adı Geçen Eser

bkz. : Bakınız

BK : Borçlar Kanunu

C. : Cilt

CoğişKHK : 555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname

Dn. : Dipnot

EndTasKHK : 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması

Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

FM : Fikri Mülkiyet

HD : Hukuk Dairesi

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

İİK : İcra İflas Kanunu

MarkKHK : 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname

MarkKHKY : 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun

Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir

Yönetmelik

m. : Madde

MK : Medeni Kanun

PatentKHK : 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname

RG : Resmi Gazete

S. : Sayı

s. : Sayfa

Tasarı : Markalar Kanunu Tasarısı

TMT : 40/94 sayılı Topluluk Marka Tüzüğü

TPE : Türk Patent Enstitüsü

TTK : Türk Ticaret Kanunu

vd. : ve devamı

Page 12: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

WIPO : Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü

Yönerge : 89/104 sayılı Üye Devletlerin Markalara İlişkin

Hukukularının Uyumlaştırılmasına İlişkin Birinci

Konsey Yönergesi

Page 13: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

GİRİŞ

Sınai mülkiyet haklarının bir parçası olan ve ticari işletmelerin gayri maddi unsurları

arasında yer alan marka; ticari ve ekonomik hayatın vazgeçilmez bir unsurudur.

Marka, müteşebbislerce üretilen ve piyasaya sunulan, farklı özellikteki mal veya

hizmetleri birbirinden ayırt etmeye yaramak gibi önemli bir işlevi yerine getirmekle

birlikte, hem tüketicilere hem de müteşebbislere önemli menfaatler sağlamaktadır.

Marka, bu özellikleri dolayısıyla zamanla iktisadi yaşamda büyük önem kazanmıştır.

Markanın ulaştığı bu ekonomik değer, markaların başkalarına devredilmesi veya

hukuki işlemlere konu olması ihtiyacını da beraber getirmiştir. Marka sahipleri,

markalarını kendilerinin kullanmasının yanında, gelir sağlamak ve markalarını

tanıtmak amacıyla, başkalarının da kullanmalarına izin vererek markalarından

ekonomik menfaatler elde etmeyi amaçlamışlardır. Ticari hayatın gelişmesi ve

markanın kullanımının yaygınlaşması neticesinde, markanın kullanım hakkının,

üçüncü kişilere çeşitli amaçlara istinaden tesis edilmeye başlaması sonucunda marka

lisansı sözleşmeleri ortaya çıkmıştır.

Uygulamada, “markanın lisansa verilmesi”, “marka lisansı verilmesi” veya “marka

lisansı sözleşmesi” gibi şekillerde adlandırılmasına karşın, en doğru biçimde

kullanımı “marka lisansı sözleşmesi” şeklindedir. Dolayısıyla, çalışmamızda da bu

şekilde adlandırılacak olan marka lisansı sözleşmeleri, adından da anlaşılacağı üzere,

konusunu markaların oluşturduğu sözleşmelerdir. Marka lisansı sözleşmelerinin

temelini, marka ve lisans kavramları oluşturmaktadır. Bu sebeple, çalışmamızın

temelini de bu kavramlar oluşturacaktır.

Marka ile ilgili hukuksal düzenlemeler bir hayli eskilere dayanmaktadır. Marka

hukukuna ilişkin mevzuat, değişen koşullara ayak uydurmak için zamanla köklü

değişiklikler geçirmiştir. Ülkemizde markalar, 556 sayılı Markaların Korunması

Hakkında Kanun Hükmünde Kararaneme ve bu kararnamenin uygulama şeklini

gösterir yönetmelik ile düzenlenmektedir. 556 sayılı KHK’nın kaynaklarının, 89/104

sayılı “Üye Devletlerin Markalara İlişkin Hukukularının Uyumlaştırılmasına İlişkin

Page 14: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Birinci Konsey Yönergesi” ve Avrupa Topluluğu’nun 40/94 sayılı “Topluluk

Markası Hakkında Konsey Tarafından Çıkarılan Topluluk Tüzüğü” olması nedeniyle

çalışmamız içerisinde bu kaynaklara da değinilecektir.

Türk Hukuku açısından, lisans kavramı ve buna ilişkin hukuksal düzenlemeler,

markaya göre daha yeni kavramlardır. Marka lisansı sözleşmeleri, 556 sayılı

KHK’nın 20, 21 ve devamında yer alan bazı maddelerindeki hükümlerle

düzenlenmiştir. Bunun yanında, 556 sayılı KHK’nın Uygulama Şeklini Gösterir

Yönetmeliğin 20. maddesinde de, marka lisansı sözleşmesine ilişkin hükümler yer

almaktadır. Ayrıca, Markalar Kanunu Tasarısı’nda da, marka lisansı sözleşmelerine

ilişkin önemli değişiklikler yer almaktadır. Dolayısıyla, çalışmamızda, 556 sayılı

KHK’da marka lisansı sözleşmeleriyle ilgili eksik bulduğumuz noktalara, Markalar

Kanunu Tasarısı ile, marka lisansı sözleşmelerine ait hükümlerde ne gibi

düzenlemeler yapıldığına, MarkKHK’nın ve Tasarının bazı noktalarda

karşılaştırılmasına, ayrıca, MarkKHK’nın uygulama şeklini gösterir eski

yönetmelikte yer alan ve yeni yönetmelik ile düzeltilen bazı hususlara değinilecektir.

Uygulamada ve doktrinde, marka lisansı sözleşmeleri ile ilgili tam olarak oturmuş bir

yapı söz konusu değildir. Konu üzerinde birbirinden farklı bir çok görüş ve düşünce

yer almaktadır. Dolayısıyla, çalışmamızda, marka lisansı ile ilgili olarak bu farklı

görüşlere yer verilip, konular üzerinde tartışmalı noktalara değinilecek ve bu

konularla alakalı kendi düşüncelerimizden bahsedilecektir.

Çalışmamız kapsamında, marka lisansı sözleşmeleri ile kanunda yer alan diğer

sözleşmelerin karşılaştırılması yapılacak ve bu karşılaştırma sonucunda, hükümleri,

lisans sözleşmesinin mahiyetine uygun, kıyasen uygulanabilecek sözleşmeler

belirlenecek ve boşluk halinde uygulanacak hukuki düzenlemeler belirlenmeye

çalışılacaktır.

Çalışmamız sırasında, bugün yürürlükte olan 556 sayılı Markaların Korunması

Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve bu kararnamenin uygulama şeklini

gösterir yönetmelik hükümleri esas alınacaktır. Ancak, gerektiği yerlerde,

Page 15: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

MarkKHK’dan önce yürürlükte bulunan, markalarla ilgili düzenlemelere de yer

verilecek, ayrıca, diğer bazı ülkelerdeki uygulamalar ve uluslararası düzenlemelere

de çalışmamız esnasında atıfta bulunulacaktır.

Çalışmamızın birinci bölümünde, marka lisansı sözleşmesinin temel kavramları olan,

marka kavramı, lisans ve lisans sözleşmesi kavramlarına değinilecek, lisans

sözleşmesinin işlevleri ve sınai haklara ilişkin lisans sözleşmesi çeşitleri

incelenecektir.

İkinci bölümde, marka lisansı sözleşmesi genel olarak ele alınmaya çalışılacaktır. Bu

bölümde, marka lisansı sözleşmesi kavramı, marka lisansı sözleşmesinin hukuki

niteliği ve sözleşmeye uygulanacak hükümler incelenecek, marka lisansı

sözleşmesinin özellikleri ve türlerine değinilecektir. Ayrıca, marka lisansı

sözleşmesinin kurulması, tarafları, şekli ve tescili diğer bahsedilecek konular

arasında yer alacaktır.

Çalışmamızın üçüncü bölümünde, marka lisansı sözleşmesinin hükümlerinden

bahsedilecektir. Lisans verenin yükümlülükleri ve yan yükümlülükleri, lisans alanın

yükümlülükleri ve yan yükümlülükleri ayrıntılı olarak ele alınacak ve bu konuların

yanı sıra, lisans veren ve lisans alanın dava açma haklarına değinilecektir.

Çalışmamızın dördüncü ve son bölümünde de, marka lisansı sözleşmesinin sona

ermesine yönelik durumlar incelenecektir. Sonuç bölümünde ise, yapılan çalışma

neticesinde ortaya çıkan özellikli durumların saptanmasına çalışılacaktır.

Page 16: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

1. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

1.1. Genel Olarak

Devamlı gelişen ekonomik koşullar ve sürekli artış gösteren ticari ilişkiler sonucu

ortaya çıkan serbest rekabetin hakim olduğu günümüz dünyasında, girişimcilerin

amacı, üretilen ve tüketiciye sunulan mal ve/veya hizmetlerin piyasadaki konumunu

sağlamlaştırmaktır. Bu durumu sağlamak isteyen müteşebbislerin faaliyetlerinin

odağını “marka” oluşturur.

Ağır rekabet koşulları sonucu olarak, piyasaya birbirinin aynı veya benzeri niteliklere

sahip sayısız mal veya hizmet sunulmuş, mallar veya hizmetler arasındaki somut ve

açık farklar azalmış, bunların somut ve fiziksel nitelikleri ile birbirinden

ayırdedilebilmesi zorlaşmıştır. Bu da, üreticileri, mal veya hizmetlerini başka

işletmelerin mal veya hizmetlerinden ayırdeden güçlü markalar yaratmaya ve sahip

olmaya itmiştir. Tüketicilerin ürünleri değilde markaları almalarını sağlamak,

işletmelerin temel hedefi haline gelmiştir. Rekabet, ürünler arasından çok markalar

arasına kaymıştır. Rakipler için daima daha dikkat çekici, ilginç ve daha akılda kalan

markalar yaratmak zorunluluk haline gelmiştir.

Bugün “marka” adı altında yer alan işaretlerin, iktisadi yaşamdan ayrı olarak

düşünülmesi mümkün değildir. Markaların iktisadi yaşamın içinde yer alan önemli

unsurlardan olması, hem mal hem de hizmet edimleri açısından, her türlü yatırım için

geçerlidir. Markasız ürünlerin kullanımının ve satışının artmasına karşın, özellikle

tüketime yönelik, kalite standartlarının yüksek tutulması hem üretici hemde tüketici

açısından gerekli olan sektörlerde, marka önemli bir rol oynamaktadır.

Markaların ne zaman ortaya çıktığı hakkında pek kesin bilgiler olmasa da, Eski

çağda, büyükbaş hayvanların, kazma, kürek, çekiç, körük gibi aletlerin ait olduğu

gücü göstermek için sembollerle işaretlendikleri söylenmektedir.1 Bronz çağında

ortaya çıkan Nart Efsanesi’nin metinlerinden de o dönemde sembollerle

1 Tekinalp, Ü.; “Fikri Mülkiyet Hukuku”, İstanbul, 1999, s.326.

Page 17: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

işaretlemenin var olduğu anlaşılmaktadır.2 Kartaca’da bulunan eski seramik Yunan

ve Roma dönemi vazolarında marka veya benzeri tanıtma işaretlerinin bulunduğu da

görülmüştür. Özellikle Avrupa’da karşılaşılan aile, kent, semt, beylik, krallık logoları

ile bayraklar biçimindeki sembollerin, markaların temelini oluşturduğu, İtalya,

Almanya, İsviçre ve Fransa’daki loncalarda kullanılan işaretlerin markaların

oluşumunda önemli role sahip olduğu bilinmektedir.

Ortaçağ Avrupası’nda loncaların sahip olduğu kolektif markalar, örf ve adetlere göre

korunmakta iken, 13. yüzyıldan itibaren marka taklitleri ve markaya tecavüz suçları

Kral emirnameleriyle cezalandırılmaya başlanmıştır. 14. ve 15. yüzyılda ortaya çıkan

ferdi markalar ise, örf ve adet yoluyla himaye görmeye öncelikle Kara Avrupa’sında

ve İngiltere’de başladı. 19. yüzyıldan itibaren Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik

Devletleri’nde markalar ile ilgili mevzuat gelişmiş ve bu konuyla ilgili yasal

düzenlemeler yapılmıştır.

Türkiye’de ise markalara ilişkin ilk yasal düzenleme 1288 (1871) tarihli

Nizamnamedir.3 Daha sonra, bu nizamnameye 1289 ve 1296 tarihinde iki adet ek

çıkartılmıştır. Bu Nizamname, 1304 (1888) tarihli “Fabrikalar Mamülatı ile Eşyayı

Ticariyeye Mahsus Alameti Farikalara Dair Nizamname” ile yürülükten

kaldırılmıştır. Bu iki düzenlemenin de temeli 1857 tarihli Fransız Markalar

Kanunu’na dayanmaktadır. Alameti Farikalara ilişkin Nizamname, 1965 yılında

yürülüğe giren 5512 sayılı “Markalar Kanunu” ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca,

aynı yıl içerisinde 5512 sayılı Markalar Kanunu’nun Uygulama Şeklini Gösterir bir

de yönetmelik yayınlanmıştır. Bu düzenleme de 3/11/1995 tarih ve 4128 sayılı

Kanunun 5’inci maddesi ile 24/06/1995 tarih ve 556 sayılı “Markaların Korunması

Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” (MarkKHK) ile yürülükten kaldırılmıştır.

Ayrıca, 556 sayılı KHK’nın uygulama şeklini gösterir birde Yönetmelik

(MarkKHKY) çıkartılmıştır. Daha sonra bu Yönetmelik 09/04/2005 tarihinde

değiştirilmiştir. 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de 22/06/2004 tarihinde

değişiklik yapılmıştır.

2 Amicba, G.; “Abhazlar’ da Damga”, Yayına Hazırlayan: Süren, Z,; “ÇİPXE Kafkas Aile

Damgaları”, İstanbul, 2001, As Yayınları, s.17. 3 Arseven, H.; “Nazari ve Tatbiki Alâmeti Farika Hukuku”, İstanbul, 1951, s.4.

Page 18: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Bugün yürürlükte ve kullanmakta olduğumuz 556 sayılı KHK’nın hazırlanmasında,

21/12/1988 tarih 89/104 sayılı “Üye Devletlerin Markalara İlişkin Hukukularının

Uyumlaştırılmasına İlişkin Birinci Konsey Yönergesi” nden yararlanılmıştır. Bu

Yönerge, marka üzerinde hak kazanılması ve korunmasında tescil işlemini olağan yol

olarak kabul etmekte, ancak, üye devletleri seçimlerinde özgür bırakarak, “tescil

sistemi” ya da marka üzerindeki hakkın, markanın seçilmesi ve marka hukukuna

özgü bir şekilde kullanılması suretiyle kazanılması demek olan “kullanma ilkesi”

sisteminden birini kabul etmelerine ilişkin herhangi bir zorunluluk öngörmemektedir.

Marka Hukukumuzun diğer bir kaynağı da, Avrupa Topluluğu’nun 20/12/1993

tarihli ve 40/94 sayılı “Topluluk Markası Hakkında Konsey Tarafından Çıkarılan

Topluluk Tüzüğü”dür. 89/104 sayılı Yönerge’nin üye devletlere “tescil sistemi” ve

“kullanma sistemi” arasında tanıdığı seçim serbestisinden farklı olarak Topluluk

Tüzüğü’nde “tescil sitemi” kabul edilmiştir. Ayrıca, Türk Marka Hukukunun

uluslararası kaynaklarının başında, aynı zamanda Sınai Mülkiyetin korunmasına

ilişkin ilk sözleşme olan, 20/03/1983 tarihli “Paris Sözleşmesi” yer almaktadır.

Türkiye, “Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası

Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşması” ile “Markaların Şekilli Elemanlarının

Uluslararası Sınıflandırılmasını Tesis Eden Viyana Anlaşması” na katılmayı

12/7/1995 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile kararlaştırmıştır.

Markalar hakkında diğer bir uluslararası sözleşme olan, 1891 tarihli “Markaların

Uluslararası Tescili Hakkında Madrit Sözleşmesi” ne Türkiye taraf iken, 25/5/1955

tarih ve 4/5215 sayılı karar ile sözleşmeden çıkmıştır. Bu sözleşme de tescil sistemini

benimsemiştir.4 Türkiye, Gümrük Birliği Kararı’nın 8 sayılı eki ile girdiği

yükümlülüklerine uygun olarak, 1/12/1995 de yürürlüğe giren ve 1/4/1996 da

uygulanmaya başlayan 1989 tarihli “Markaların Uluslararası Tescili Hakkında

Madrit Sözleşmesine İlişkin Madrit Protokolü” ne katılmıştır. Protokol, 1/1/1999

tarihinden itibaren Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır.

4 Tekinalp, Ü.; “Yeni Marka Hukukunda Tescil İlkesi ve Tescilsiz İşaretlerin Hukuki Durumu”,

Pr. Dr. Kenan Tunçomağ’a Armağan, İstanbul, 1997, s.469, dn.5.

Page 19: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

1.2. Marka Kavramı

Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve/veya

hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan tanıtıcı işaret olarak nitelendirilir.5

551 Sayılı Markalar Kanunu’nun birinci maddesine göre marka; “Sanayide, küçük

sanatlarda, tarımda, imal, ihzar, istihsal olunan veya ticarette satışa çıkarılan her nevi

emtiayı başkalarınınkinden ayırt etmek için bu emtia ve ambalajı üzerine konulan,

emtia üzerine konulmadığı takdirde ambalajlarına konan ve bu maksada elverişli

bulunan işaretler marka sayılır.” şeklinde tarif edilmektedir.

556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5.

maddesinde ise; “Marka, bir teşebbüsün mal veya hizmetlerini bir başka teşebbüsün

mal ve hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlaması koşuluyla, kişi adları dahil, özellikle

sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi ve ambalajları gibi çizimle

görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yolu ile yayımlanabilen

ve çoğaltılabilen her türlü işaretleri içerir.” şeklinde kapsamsal bir tanım yapılmıştır.

556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, eski yasaya göre birçok farklı ve yeni

hükümler getirilmiştir. MarkKHK ile herhangi bir sınırlandırma olmaksızın, bütün

işaretlerin şekli açıdan korunmasına olanak sağlanmaktadır. Yine 556 sayılı KHK ile

hizmet markaları da MarkKHK’nın kapsamına alınmıştır. Bunun yanında, 551 sayılı

Markalar Kanunu m. 4/b’de yer alan, marka örneği üzerinde beşten fazla kelimenin

bulunmaması ve yabancı kelimelerin marka olarak tescil edilmemesi gibi kısıtlamalar

da kaldırılmıştır. Ayrıca, tescilli markaların tescil tarihinden itibaren beş yıl

içerisinde kullanılma zorunluluğu, Türk Patent Enstitüsü’nün arabuluculuk yapması,

marka başvurularının tescil öncesi ilan sistemi, İhtisas Mahkemeleri’nin kurulması,

cezaların artırılması gibi yenilikler getirilmiştir.

5 Arkan, S.; “Marka Hukuku”, C.I, Ankara, 1997, s.36., Tekinalp, Ü., 1999, s.332.

Page 20: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Marka tanımı, çeşitli sözlüklerde; “resim yada harflerle yapılan işaret”6 veya “bir

nesneyi, özellikle de ticari bir malı tanıtmaya ya da benzerlerinden ayırmaya yarayan

özel işaret”7 şeklinde tanımlanmıştır. Doktrinde ise, genellikle en başta yaptığımız

tanım şeklinde, yani, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini diğer işletmelerin mal

ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaret olarak tanımlanmaktadır.

Yukarıda yaptığımız tanımlardan yola çıkarak, yasa, doktrin ve diğer marka

tanımlarından faydalanarak markanın en kısa tanımını; “ayırt edicilik”, “tanıtıcı” ve

“işaret” sözcüklerini yan yana getirerek, “ayırt edici ve tanıtıcı işaret” şeklinde

yapabiliriz.

1.3. Lisans Sözleşmesi Kavramı

Lisans sözcüğü, Latince “licet” teriminden kaynaklanıp, “izinli”, “müsaade edilmiş”

anlamını taşımaktadır. Sözlük anlamı olarak lisans; “Bir malın ilk yapımı için ilk

yapımcısından alınan izin”8 veya “sanayi, ticaret, ulaştırma, turizm ve reklamcılık

gibi alanlarda başka kişi ve kuruluşlara ait bir malı üretmek, bir teknik yöntemden

yararlanmak yada bir imkanı kullanmak amacıyla yasaların öngördüğü mercilerden

alınan izin”9 şeklindedir. Kısaca lisans sözcüğünün anlamını, kullanım izni olarak

ifade edebiliriz. Lisans, lisans alanın sahip olduğu hukuki durumu ifade eden bir

kavramdır ve en yaygın anlamı ile, sınai ve ticari mülkiyete dahil gayri maddi bir

malın kullanılması yetkisinin bu kavram adı altında sözleşme ile elde edilmesidir.10

Lisans sözcüğünün ilk olarak ne zaman kullanıldığına dair kesin bilgiler yoktur. Bazı

kaynaklarda, marka sahibinin, markasını bir başkasına devretmek yerine, kullanım

hakkını devretmesi mümkün olduğundan, lisansın da marka ile birlikte geliştiği ileri

sürülmektedir. Dünyadaki ekonomik gelişmelerle birlikte lisans sözleşmeleri, ilk kez

6 “Türkçe Sözlük”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Yeni Baskı, C.II, Ankara, 1988, s.990.

7 “Büyük Larousse”, Milliyet Yayınları, C.XV, s.7812.

8 “Resimli Ansiklopedik Büyük Sözlük”, C.VII, s.1435

9 “Grand Master Genel Kültür Ansiklopedisi”, C.III, s.775

10 Boso, B.; “Sinai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri ve Yabancı Unsurlu Lisans

Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk”, Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi, Y.2/8, 2006, s.854.

Page 21: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Amerikan hukukunda görülmüş ve zamanla diğer ülkelerede yayılmıştır. Lisans

sözleşmelerinin en eskisi ve en tanınmışının patent lisansı olduğu belirtilmektedir.11

Günümüz dünyasında hemen hemen her ülke, ekonomik olarak büyümenin

endüstrileşme olmadan gerçekleşemeyeceğini kabul etmektedir. Lisans sözleşmeleri,

çağdaş ticari yaşamda giderek artan bir önem kazanmıştır. Uluslararası Ticaret

Mahkemesi, lisans sözleşmesinin önemine değinerek lisansı; “ekonomik ve teknik

gelişimin bir aracı” olarak nitelendirmektedir. Bundan dolayıdır ki, gelişmeyi ve

büyümeyi sağlamak için teknolojiye sahip olmak çok önemlidir. Gelişmekte olan

ülkelerde teknoloji transferine yönelik önemli bir talep vardır. Bu talebin

karşılanması, teknoloji üzerindeki mülkiyet haklarının devredilmesi ve uluslararası

ticarette çok yaygın hale gelen lisans sözleşmeleri ile olmaktadır. Fikri mülkiyet

lisansları, son yirmi yıl içinde giderek önem kazanmış bir lisans türüdür.

Ürünlerini geliştirmek için önemli para, zaman ve emek yatırımı yapmış olan Fikri

Mülkiyet sahipleri, ürünlerini tüm dünya pazarına yaymak için lisans verme

mekanizmasından oldukça sık yararlanırlar. Doğrudan yatırım ve ihracata alternatif

olarak lisans verme, hem düşük maliyetli bir genişleme yolu, hem de ürünün kalitesi

ve lisans alanın pazarlama faaliyetleri üzerinde bir denetim yöntemi oluşturur. Fikri

Mülkiyet sahiplerinin büyük çoğunluğu, kendi ürünlerini diğer ülkelerde üretmek,

dağıtmak ve satmak imkanına sahip değildirler. Bu sebeple, bu mülkiyet sahipleri

finanasal olarak potansiyellerini artırmak için bu haklarını üçüncü kişilere lisans

yoluyla verirler.

Fikri Mülkiyet Hukuku açısından en geniş anlamda lisans sözleşmeleri; gayri maddi

bir mal üzerindeki hakkın, sahibi dışındaki kimselere kullandırıldığı sözleşmelerdir.12

Sınai haklara ilişkin lisans sözleşmesi, lisans veren olarak adlandırılan gayri maddi

bir hak sahibi kimsenin, kural olarak, bir bedel karşılığında bu hakkını, kısmen veya

11

Özdemir, O.; “Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri ve Rekabet Hukuku Düzenlemelerinin

Lisans Sözleşmelerine Uygulanması”, Beta Yayınları, İstanbul, 2002, s.34. 12

Ünal, M.; “Marka Tescilinden Doğan Haklarla İlgili Hukuki İşlemler”, Seçkin Yayınları,

Ankara, 2007, s.143.

Page 22: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tamamen, lisans alan olarak adlandırılan kimsenin istifadesine sunduğu sözleşmeler

şeklinde tanımlanmaktadır.13

Lisans sözleşmesi ile, lisans konusu üzerinde işlem yapmaya yetkili bir hukuk sujesi,

hakkının kullanımı için bir başkasına izin vermektir. Lisans sözleşmesinin tipik

işlevi, ekonomik bir değerin, hak sahibi tarafından kısmen ya da tamamen, üçüncü

kişinin doğrudan yararlanması amacıyla, kullanımına izin verilmesi ve hak sahibinin

bu yararlandırma karşılığında dolaylı bir şekilde hakkını semerelendirmesidir.14

Lisans sözleşmesi, karşılıklı yüklenimleri içeren tam iki taraflı bir sözleşmedir.

Lisans Sözleşmeleri, lisans verenin, yani hak sahibinin, kendisine ait patent, marka

gibi gayri maddi bir malı ve bir gayri maddi malın işlevini ortaya çıkaracak

kendiliğinden kurulan inhisarilik durumunun, lisans alanın kullanımına izin vermesi

borcunu ve kural olarak lisans alanın da bunun için bir bedel ödemesi borcunu

yükümlendiği sözleşmeler olarak tanımlanabilir.

Lisans sözleşmesinin tarafları gerçek ya da hukuki kişiler olabilir15

ve lisans

sözleşmesinin konusunu, ilk akla gelen patent, marka, endüstriyel tasarım ve bunların

yanında, ticaret ünvanı, işletme adı, fikir ve sanat eserleri, haksız rekabet

hükümlerine göre korunan tanıtıcı unsurlar ve know-how oluşturur.

Lisans sözleşmesi bir devir sözleşmesi değildir. Dolayısıyla, mülkiyet hakkı sahibi

değişmeden, kullanma ve yararlanma hakkının sağlanmasına ilişkin sözleşme tipleri

arasında yer alır. Bu nedenle, devamlı ve uzun süreli bir ilişki yaratır. Bir borç

ilişkisinde, asli borçlardan en az biri sürekli edimi gerektiriyorsa, o borç ilişkisine

“sürekli borç ilişkisi” denir. Bundan dolayı, lisans sözleşmesinin, sürekli bir borç

ilişkisi olarak nitelendirilmesi, ilişkinin geçersizliğine uygulanacak hükümler ve

ilişkinin sona erdirilmesi bakımından önem taşır.16

Zira, sürekli edimler içeren borç

13

Ongan, B.; “Sınai Hakalara İlişkin Lisans Sözleşmelerinde Lisans Verenin Garanti

Yükümlülüğü”, Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi, Y.2/8, 2006, s.830. 14

Ortan, N.; “Patent Lisansı Sözleşmesi”, Doğan Yayınevi, Ankara, 1979, s.2. 15

a.g.e., s.103. 16

Oğuzman, K., Turgut, Ö.; “Borçlar Hukuku Genel Hükümleri”, İstanbul, 2000, s.10.

Page 23: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

ilişkilerinde “sözleşmeden dönme” hem pratik olmadığından, hem de adalete ters

düştüğünden, bu tür sözleşmelerin “fesih” ile sona erdirilmesi söz konusu olacaktır.17

Türk Hukukunda, lisans sözleşmeleri için detaylı bir düzenleme yapılmamıştır. Bazı

yasal metinlerde, lisans sözleşmelerine değinilmiş ama taraflar arasındaki ilişkiye

uygulanacak hükümler ile sözleşmenin sona ermesi gibi durumlar hakkında

düzenlemeler yapılmamıştır. Lisans sözleşmesinin, kanunda düzenlenmiş bir

sözleşme olmadığına dair genel anlamda bir fikir mutabakatı vardır.18

Lisans

sözleşmesinin, kendine özgü (sui generis) bir sözleşme olduğu, doktrinde baskın

görüş olarak kabul edilmektedir. Bu zamana kadar, lisans sözleşmesinin tabi olacağı

hükümler belirlenirken, adi kira ve hasılat, satım sözleşmesi ve şirket sözleşmesi ile

olan benzerliklerinden hareket edilmiştir. Borçlar Kanunu’nda bulunup, lisans

sözleşmesine uygulanması önerilen sözleşme tipleri ile ilgili hükümler, her özel

durumda lisans sözleşmesine ancak kıyasen uygulanabilmelidir.19

Fikri hakların lisansına ilişkin, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda,

düzenleme yapılmıştır. Sınai haklarla ilgili olarak da; 551 Sayılı KHK madde 86 ile

patent ve faydalı model lisansına, 554 Sayılı KHK madde 41 ile endüstriyel

tasarımların lisansına, 556 Sayılı KHK ile marka lisansına ilişkin düzenlemeler

yapılmıştır.

1.3.1. Lisans Sözleşmesinin İşlevleri

Lisans sözleşmeleri ile üzerinde ekonomik değere sahip olunan yaratılmış marka,

tanıtıcı işaret, tasarım gibi bir eserin veya yapılan buluş nedeniyle sahip olunan

patent, know-how gibi bir hakkın, bilginin ticari olarak değerlendirilmesi söz

konusudur. Lisans sözleşmeleri ile piyasayı, dolayısıyla rekabeti etkileyebilme

imkanının elde edilmesi, lisans sözleşmelerinin Rekabet Hukuku anlamında da değer

17

Oğuzman, K., Turgut, Ö., 2000, s.370, s.404. 18

Gürzumar, O.; “Franchise Sözleşmeleri ve Bu Sözleşmelerin Temelini Oluşturan Sistemlerin

Hukuken Korunması”, İstanbul, 1995, s.92., Ortan, N., 1979, s.38-40., Ayiter, N.; “İhtira

Hukuku”, Ankara, 1968, s.109., Tekinalp, G.; “Patent Lisansı Sözleşmesine Uygulanacak

Bağlama Kuralı”, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C.35/1-4, 1970, s.257. 19

Ortan, N., 1979, s.39-40., Ayiter, N., 1968, s.109.

Page 24: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kazanmasına yol açmaktadır. Lisans sözleşmeleri, lisans sahibinin bir gayrimaddi

mala erişmesine ve bu sayede de endüstriyel olanaklarını geliştirerek daha kolay

rekabet edebilir hale gelmesine sağlamaktadırlar. Lisans sözleşmelerinin pek çok

işlevi bulunmaktadır. Buna göre, lisans sözleşmelerinin işlevlerini daha ayrıntılı

şekilde incelemek gerekir.

a. Ekonomik İşlevi

Lisans verenin, lisans verilen gayri maddi hakkı meydana getirirken harcamış olduğu

sürece, paraya, emeğe, zorluklara katlanmak zorunda kalmadan, lisans alan, bu gayri

maddi hakkı, kendisine ekonomik yönden yarar getirecek şekilde kullanma imkanına

sahip olmaktadır. Lisans alan kişi, lisans sözleşmesi ile malın piyasada sahip olduğu

ayrıcalıklardan yararlanacak ve ticari rekabette öncelik sağlayacaktır.20

Lisans

sahibide, lisans alanın hakkını kullanması nedeniyle kendisine ekonomik fayda

sağlayacaktır.

b. İthalat Yasağının Aşılması İşlevi

Eğer bir malın o ülkede ithalatının yapılması yasak ise, lisans verilerek o malın

üretimin sağlanması mümkün görünmektedir. Bu durum aynı zamanda ekonomik

fayda da sağlamaktadır.21

c. Teşebbüslerin Ekonomik Gruplaşması/Pazarın Genişlemesi İşlevi

Ekonomik ve teknik açıdan aynı çıkarlara sahip işletmeler, teşebbüsler, kuruluşlar,

karşılıklı lisans sözleşmeleri yaparak, menfaatlerini karşılıklı olarak koruma yoluna

gidebilmektedirler. Lisans sözleşmeleri, işletmelerin güçlerini birleştirmelerini ve

aynı amaçlarla hareket etmelerini mümkün kılan sözleşmelerdir. Birbirinden farklı

kuruluşlar, birbiri ile bağlantılı hakları ortak bir lisansa bağlayabilmekte, hatta

böylelikle, aralarındaki rekabet ilişkisine rağmen piyasalarını genişletebilmektedirler.

20

Özdemir, O., 2002, s.35. 21

Ortan, N.; “Avrupa Patent Sistemi”, C.I, Ankara, 1991, s.3.

Page 25: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Ayrıca, lisans sözleşmeleri ekonomik ve teknik birleşmenin bir aracı olarakta

görülebilir. Taraflar, adi, kolektif, komandit, anonim, limited gibi ortaklıklar kurarak

ilişkilerini pekiştirebilirler.

d. Piyasada Hakimiyet Kurabilme İşlevi

Lisans sözleşmesinin önemli işlevlerinden biri de, piyasada hakimiyet sağlayıcı bir

araç olarak kullanılmasıdır. Marka, patent, işletme sırları, işletme tecrübeleri ve

bunların dışında kalan diğer fikri mülkiyet unsurları, mülkiyet sahibine rekabet

üstünlüğü sağlayan araçlardır. Gayri maddi hak sahibinin, lisans sözleşmesi ile bu

hakkın kullanımını inhisari olarak başkasına bırakması, lisans alanın piyasaya hakim

olması sonucunu da doğurabilmektedir.22

e. Rekabetin Arttırılması İşlevi

Piyasada hakim olmaya ve sahip olunan hakim durumu kötüye kullanmaya imkan

vermesi nedeniyle, rekabeti bozucu etki gösterebilen lisans sözleşmeleri, diğer

yandan, akılcı bir şekilde düzenlenen lisans sözleşmesi ile rekabet ilişkilerini

zedelemeden, piyasada uygun şekilde yerleşimi sağlama ve rekabeti artırıcı işlev de

görebilmektedir.23

Diğer bir deyişle, akılcı bir şekilde düzenlenen lisans sözleşmesi,

marka sahibine, markadan doğan haklarını rekabet ilşkilerini zedelemeden en iyi

şekilde kullanma imkanı verir.

f. Sulh İşlevi

Özellikle, patentin butlanına ilişkin dava açıldığı durumlarda, davalı tarafın

genellikle patentin iptali riskini göze almak yerine, davacıya lisans vermeyi teklif

ettiği ve davanın lisans sözleşmesi yapılarak sulh ile sona erdirildiği görülmektedir.24

Ancak, burada hemen şunu belirtmek gerekir ki, söz konusu sulh sözleşmesinin

22

Özdemir, O., 2002, s.36. 23

a.g.e., s.37. 24

a.g.e., s.37., Ortan, N., 1979, s.4.

Page 26: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

rekabeti sınırlayıcı etkisi olacak ise mahkemece böyle bir sulh sözleşmesine izin

verilmeyebilecektir. Böyle bir sulh nedeniyle zarar gören üçüncü şahısla lisans

sözleşmesinin yapılmasına, açılan bir dava nedeniyle mahkeme ya da yapılan bir

şikayet nedeniyle Rekabet Kurulu karar verebilmektedir.25

g. Vergi Tasarrufu İşlevi

Bir sınai hakkın, aynı topluluğa bağlı şirketler arasında lisans sözleşmesine konu

edilmesiyle, holdingin yavru ortaklıklardan kazanç aktarımı yapması mümkündür.

Ayrıca, lisansa konu hakkın ekonomik değerinden çok daha fazla bir değer lisans

bedeli olarak kararlaştırılarak, daha az vergi ödenmesi mümkün olmaktadır.

h. Teknoloji Transferi İşlevi

Lisans sözleşmelerinin önemli fonksiyonlarından biride, teknoloji transferine imkan

vermesidir. Özellikle, sanayi ve tüketim ürünleri alanında gelişmekte olan ülkelerde,

lisans sözleşmeleri teknolojinin aktarımında ve yeni teknolojilerin yaratılmasında

oldukça önem taşımaktadır. Dolayısıyla, lisans sözleşmeleri bu tarz gelişmekte olan

ülkeler için oldukça önem taşımaktadır.

ı. Tazminatın Belirlenmesinde Ölçüt Olma İşlevi

Eğer sınai bir hakkın izinsiz kullanımı söz konusu ise, ödenecek tazminatın miktarı,

taraflar arasında lisans sözleşmesi olsaydı ödenecek olan lisans bedeli dikkate

alınarak belirlenebilmektedir.

Gayri maddi malın sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca

gayri maddi hakka tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar (MarkKHK

m. 66/1). Bu kazanç marka sahibinin seçimine bağlı olarak, ya tecavüzcünün rekabeti

olmasaydı elde edebileceği muhtemel gelire göre, ya tecavüz edenin markayı

25

Özdemir, O., 2002, s.37.

Page 27: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kullanmak yolu ile elde ettiği kazanca göre, ya da marka hakkına tecavüz edenin,

markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde

ödemesi gereken lisans bedeline göre hesap edilir. (MarkKHK m. 66/2)

j. Yabancı Yatırımın Ülkeye Gelişini Sağlama İşlevi

Lisans sözleşmelerinin, yabancı yatırımcıların ülkemize gelişini sağlama işlevi de

bulunmaktadır. Türkiye’ye yatırım yapan yabancı yatırımcılar belli hukuksal

yollardan yararlanır. Bunlardan bir tanesi de, yabancı yatırımın lisans, teknik yardım

ve yönetim anlaşmaları yoluyla ülkemize gelmesidir.

1.4. Sınai Haklara İlişkin Lisans Çeşitleri

Sınai haklara ilişkin lisans sözleşmelerini, patent lisansı, faydalı model lisansı,

endüstriyel tasarım lisansı, marka lisansı ve know-how lisansı şeklinde sıralıyabiliriz.

1.4.1. Patent Lisansı Sözleşmesi

Patent, sahibine, belirli bir süreyle sınırlı olarak, bir buluşunu inhisari olarak

kullanabileceği bir monopol hak tanıması ve bu süre zarfında da üçüncü kişilerin

buluşla ilgili belirli faaliyetlerde bulunmasını engelleyen negatif bir haktır.

Patent lisansı sözleşmesi, lisans verenin patentten doğan haklarının kullanım hakkını

lisans alana verdiği bir sözleşmedir. Olumsuz bir deyişle, lisans verenin, lisans alana

karşı inhisari hakkını kullanmaktan kaçınması demektir.26

Genel olarak lisans

sözleşmelerinde olduğu gibi, patent lisansı sözleşmelerinde de patentten doğan

haklar tamamen veya kısmen devredilmiş sayılmaz, sadece lisans alanın, lisans

verenin sahip olduğu kullanım hakkını kullanması karşılığında bir lisans bedelini

ödemekle yükümlü olduğu sözleşmelerdir.

26

Ortan,N., 1979, s.16.

Page 28: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Patent lisansı teknolojik bir lisanstır. Bir patent lisansı, genellikle buluşun ticari

olarak kullanılabilirliğini garanti etmektedir. Patent süresinin sona ermesiyle birlikte,

patentin ve lisansın kullanım süresince hak sahibi ve lisans alan taraflar piyasaya

yeni girmiş, imalata yeni başlamış ve yeterli ve ekonomik bir işlem için gerekli

know-how’ı yeni öğrenmiş üçüncü kişilere karşı uzun bir yol almış olacaklardır.

Ülkelerin ekonomik açıdan gelişmelerinde ve kalkınmalarında patent lisansı büyük

öneme sahiptir. Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu önem daha da

fazla kendini göstermektedir. Teknolojiyi kendi kaynaklarıyla yaratamayan ve

geliştiremeyen bu ülkeler, gelişmiş ülkelerde yaratılmış buluşlardan patent lisansı

sözleşmeleriyle yararlanabilmekte, böylece bu ülkeler teknolojik gelişimlerini

sağlayabilmektedirler.27

PatentKHK madde 88’e göre, patent lisansı basit (inhisari olmayan) veya inhisari

olarak verilebilir. Aksi sözleşmede kararlaştırılmadıkça lisans inhisari değildir, yani

basit lisanstır. Patentlerin kendi özelliklerinden kaynakalanan durumlarından dolayı,

patent lisans sözleşmelerinde “zorunlu lisans” (compulsary licence) söz konusudur.

Marka lisansı sözleşmelerinde ise, “zorunlu lisans” diye bir kavram yer

almamaktadır. PatentKHK madde 86 gereğince, patent lisansı sözleşmeleri yazılı

olarak yapılır ve yazılı şekil geçerlilik şartıdır.

Patent lisansları, lisanslı teknolojinin daha iyi üretimi için yardımcı unsur olarak

know-how’ı da içeriler.28

Patent lisansı sözleşmesinde, sözleşmenin hükümleri, lisans veren ve lisans alanın

borçları, sözleşmenin sona ermesi, lisans konusu patent hakkının özgün bünyesinden

kaynaklanan ve dolayısıyla sözleşmeye de yansıyan özel hükümler dışında genel

hatlarıyla marka lisansına büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. Bunun yanında,

patent ve know-how lisansları, marka lisanslarından bazı noktalarıyla farklıdır.

Marka lisansı, sadece lisans alana ticari anlamda markayı kullanmasını sağlarken,

patent ve know-how lisansları teknoloji lisanslarıdır. Bundan dolayı, marka lisansı

27

Şehirali, F.; “Patent Hakkının Korunması”, Turhan Kitabevi, Ankara, 1998, s.45. 28

Tritton, G.; “Intellectual Property in Europe”, Sweet&Maxwell, London, 1996, s.436.

Page 29: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

imalatla doğrudan bağlantılı değildir. Patent veya know-how lisansı veya karma

patent ve know-how lisansı markalara ilişkin yan hükümleri içerirler. Bu da marka

lisansının, lisans alana lisans verenin markasını kullanmasına ve uygulamasına izin

verilen “üretim lisansı” türüdür.29

1.4.2. Faydalı Model Lisansı Sözleşmesi

Patentten farklı olarak faydalı modelde, “teknolojinin bilinen durumunun aşılması”

kriteri aranmaz, diğer bir ifade ile faydalı model belgesi verilerek koruma sağlanması

için buluşun yeni ve sanayiye uygulanabilir olması yeterlidir. (551 sayılı KHK m.

154)

551 sayılı KHK’nin 166. maddesinde; “faydalı model belgelerine ilişkin açık bir

hüküm bulunmadığı ve faydalı model belgelerinin özelliği ile çelişmediği takdirde

patentler için öngörülen hükümler, faydalı model belgeleri için de uygulanır.” hükmü

yer almaktadır.

551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin

Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmeliğin 35. ve 43. maddelerinde, patent ve faydalı

model lisansına ilişkin Kararname hükümlerinin açıklaması yapılmıştır.

1.4.3. Endüstriyel Tasarım Lisansı Sözleşmesi

554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde

Kararnamenin 3/a maddesinde, Tasarım; “Bir ürünün tümü veya bir parçası veya

üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi

insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerin oluşturduğu bütün”

şeklinde tanımlanmaktadır.

29

Tritton, G., 1996, s.437.

Page 30: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

554 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 20. maddesinde, tescilden önce tasarımı

kullanan ya da bu kişi ile lisans anlaşması yapan kişinin gerçek tasarım sahibinden

inhisari olmayan lisans vermesini makul süre ve koşullarla isteyebileceğine ilişkin

hüküm düzenlenmiştir. Yine aynı Kararnamenin 41. maddesinde, “Lisans”, 42.

maddesinde ise, “Hakkın Devri ve Lisans Vermeden Doğan Sorumluluk”

düzenlenmiştir. Kararnamenin 48/A maddesinin (b) bendinde, hakkı olmadığı halde

lisansı başkasına devreden, veren, rehnedenler için öngörülen cezai müeyyideler

düzenlenmiştir. 60. madde de ise, “Lisans alanın dava açması ve şartları”

düzenlenmiştir.

Endüstriyel tasarımların her ne kadar fikir ve sanat eserlerine benzer nitelikte

oldukları ileri sürülse de patentlere benzer şekilde korundukları görülmektedir.30

1.4.4. Marka Lisansı Sözleşmesi

Marka lisansı sözleşmeleri, 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun

Hükmünde Kararname’de ve Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir

Yönetmelik’te düzenlenmiştir. Marka lisansı sözleşmeleri, esas konumuz olması

nedeniyle ileriki bölümlerde daha ayrıntılı şekilde incelenecektir.

1.4.5. Teknik Bilgi (Know-How) Lisansı Sözleşmesi

Avrupa Topluluğu’nda yürürlüğe konulan 240/96 sayılı Teknoloji Transferine ilişkin

Tüzükte teknik bilgi; “imalat, işlemler, reçeteler, formüller, tasarım ve çizimler gibi

patentli olmayan teknik bilgi” olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifadeyle, know-

how; belli bir değere sahip ve biriktirilmiş olan gizli bilginin, yani malların imalatına

veya hizmetlerin sunulmasına ilişkin metodlar, işlemler, tasarımlar ve gelişmelerin

tamamından oluşmaktadır. Kısaca “teknik bilgi” ve “nasıl bilme” olarakta

adlandırılabilir. Know-how’ın esas unsurları; sır, gizli olması ve ticari, ekonomik

30

Özdemir, O., 2002, s.132.

Page 31: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

değere sahip olmasıdır.31

Know-how, teknolojik ve bilimsel sırlar, pazarlama verileri,

teknik metodlar gibi birçok parametreyi bünyesinde barındırır.

Türk hukukunda, Know-How’lar düzenlenmemiş bir sınai hak olmasına karşın,

zaman zaman lisans sözleşmelerine konu olmaktadırlar. Know-how lisansı

sözleşmesi, belli bir sırrın, sır olan bilginin açıklanmasını kullanma hakkına karşılık

lisans bedellerinin ödenmesini veya onun yerine geçebilecek herhangi bir şeyin

verilmesini inhisari veya inhisari olmayan temellere dayandıran bir sözleşmedir.

Know-How’larda yer alan teknik bilgiler gizli olabileceği gibi, gizli olmayan bilgiler

de olabilir. Bu noktada know-how, “gizli know-how” ve “gizli olmayan know-how”

olarak ikiye ayrılmaktadır. Bilginin hukuka uygun yollardan elde edilmesi mevcut

ise, “gizli olmayan know-how” olarak adlandırılmaktadır. Eğer üretim, işletme ve

pazarlama alanlarında sahip olunan bir bilgi belirtilen tanım anlamında, herkese açık

değilse ve bu nedenle de bu bilginin başkaları tarafından elde edilmesi hiç veya en

azından hukuka uygun yollarla mümkün olmadığı bilgiye “gizli bilgi” denir.32

Gizli

know-how, lisans sözleşmesine konu olabilirken, gizli olmayan know-how lisans

sözleşmesinin konusunu oluşturamaz. Bunun nedenini ise; herhangi bir şeyin

kullanıma bırakılmasından söz edilebilmesi için, o şeyin, bırakan tarafından geri

istenmeye müsait olmasından kaynaklanmaktadır. Bu şart ise ancak, sözleşme

sonrası da söz konusu bilginin sır olarak kalmasını sağlayan, gizli know-how

açısından geçerli olabilir. Zaten gizli olmayan know-how’ın sözleşme sonrasındaki

kullanımının yasaklanması imkansızdır.33

Know-how lisansları da patent lisansları gibi teknolojik lisanslardır. Know-how

lisansını diğer Fikri Mülkiyet lisanslarından ayıran en önemli özellik; know-how’ın

sahibinin elinde bulundurduğu monopolün bir de facto monopol olması ve hukuk

tarafından tanınmamış bir durum olmasıdır. Bundan dolayıdır ki, know-how lisansı,

lisans veren açısından tehlikeli bir risktir. Sözleşme tarafları, birbirlerine karşı

31

Wilkof, N.; “Trade Mark Licencing”, Sweet&Maxwell, London, 1995, s.81. 32

Gürzumar, O., 1995, s.81. 33

Kırca, Ç.; “Know-how Sözleşmesinin Hukuki Niteliği”, Pr. Dr. Ali Bozer’e Armağan, Ankara,

1998, s.260.

Page 32: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kanundan doğan haklarını kullanma ve ileri sürme olanağından ziyade, sadece

sözleşmeden kaynaklanan haklara ve çözümlere sahip olacaklardır. Lisans alanın

sırrı açıklaması halinde, lisans veren lisans alana karşı uğradığı zararlara ilişkin dava

hakkını kullanabilir ancak üçüncü kişilere karşı bu hakkını işletemez.34

Türk

hukukuna göre know-how, TTK madde 56 çerçevesinde haksız rekabet hükümlerine

göre korunmaktadır.

34

Tritton, G., 1996, s.436.

Page 33: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

2. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİ

2.1. Genel Olarak

Bir markanın tüketiciler tarafından benimsenmesi bir çok faktörün etkisi altındadır.

Piyasada yüksek sürüm ve pazar payına sahip bir markayı meydana getirirken

harcanmış olan zamana, paraya, emeğe, zorluklara katlanmak zorunda kalmadan,

marka lisansı sözleşmeleri ile bu tür bir markanın kullanım hakkını elde etmek,

işletmeler için daha az zahmetli ve işletme hedeflerine daha uygun düşebilir. Bunun

yanında, rekabetin pazara giriş engelleri yarattığı durumlar da marka lisansı

sözleşmeleri ile aşılabilir ve işletmeler arasında stratejik birlikler kurulabilir.

Bir zamanlar, markanın yegane fonksiyonu olan, köken fonksiyonuyla

bağdaştırılamayan lisans, hukuken ve uygulamada görülmeyen bir durumdu. Marka

lisansının kökenin karıştırılmasına sebep olduğu düşünülüyordu. Lisanslı kullanımın,

artık ürünlerin menşeini göstermemesi yüzünden, markanın, marka sahibi dışında

birisi, yani lisans alan tarafından kullanılmasının aldatıcı olduğu zannediliyordu.

Ancak, daha sonra, markanın mülkiyetini devretmeden sadece üzerinde lisans hakkı

tesis edilmesinin, ürünlerin kalitesine ilişkin tutarlı bir beklentinin temin edilmesi

gibi yakın bir fonksiyona hizmet ettiği anlaşılmıştır. Lisans sözleşmesinde, markanın

garanti işlevinin anlaşılmasıyla birlikte, lisans alan üzerinde, ürünün kalite

kontrolünü içeren bazı hükümlerin olması itibariyle marka lisansına izin verilmiştir.

Marka lisansı sözleşmesinin incelenmesi sırasında değinilecek olan marka tanımı35

,

556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinde yapılmış, 6. maddede,

korumanın tescille sağlanacağı belirtilmiş, 7. maddede, “Marka Tescilinde Red İçin

Mutlak Nedenler”, 8. maddede, “Marka Tescili İçin Nispi Nedenler” sayılmıştır. 556

sayılı KHK madde 20’de, lisans sözleşmesinin konusu, madde 21’de, lisansın şartları

belirtilmiştir. Yine, lisans sözleşmelerine konu olabilen ortak marka, m. 55 ve m. 60

da, hakkı olmadığı halde lisansı başkasına devreden, rehneden kişiler hakkında

öngörülen cezai müeyyideler m. 61/A, tazminat miktarının belirlenmesinde lisans

35

Marka tanımları Bkz.,1.Bölüm, s.3 vd.

Page 34: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

bedelinin zarar görenin seçimine bağlı bir kriter esas alınabileceği hükmü de

“Yoksun Kalınan Kazanç” başlığı altında m. 66’da düzenlenmiştir. Lisans alanın

dava açması ve şartları ise m. 73’de yer almaktadır.

2.2. Marka Lisansı Sözleşmesi Kavramı

Lisans sözleşmelerinin uygulamada en çok karşılaşılan türlerinden biri olan marka

lisansı sözleşmeleri, “markanın sahibinin mal varlığı içinde kalıp, kullanılması

hakkının başkasına devredildiği sözleşmeler” olarak tanımlanabilir.36

Bu sözleşme

ile, marka sahibi markasının başkası tarafından kullanılmasını yasaklama

konusundaki hakkını lisans alana karşı kullanmamayı, bunun karşılığında da lisans

alan, lisans verene belli bir bedel ödemeyi üstlenir.

Markaların kullanılma hakkının lisans sözleşmesi ile devredilebileceği, MarkKHK

madde 15 ve madde 20’de açık olarak hükme bağlanmıştır. Marka lisansı

sözleşmesinin konusunu, lisans işleminin objesi oluşturur ve bu husus sözleşmede

belirlenir. Bu durum, MarkKHK m. 20’de en geniş biçimde belirtilmiştir. MarkKHK

madde 20’de; “Tescilli bir markanın kullanım hakkı, tescil edildiği mal veya

hizmetlerin bir kısmı veya tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilir.” hükmü yer

almaktadır. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, marka hakkı tamamen veya kısmen

lisansın konusunu oluşturabilir. Özellikle tescilli marka hakkının, MarkKHK m. 8/4

kapsamında tanınmışlık düzeyi yüksek ise, tescil edilmiş mallar ve/veya

hizmetlerden bir kısmı üzerinde lisans hakkı tesisi söz konusu olabilmektedir.

Lisans verilmesi durumunda, hakkın özü hak sahibinde kalmakta, buna karşılık diğer

bir kişiye, yani lisans alana bu hakkın kullandırılması söz konusu olmaktadır. Tescil

edilen bir markanın verdiği tüm haklar lisans alanlar tarafından da kullanılabilir.

Marka lisansı sözleşmeleri, iki tarafa borç yükleyen, lisans alana kullanma hakkını

bahşeden sözleşmelerdir. Lisans alan ile veren arasındaki ilişki, adi kira, satım

36

Özel, Ç.; “Marka Lisansı Sözleşmesi”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2002, s.45., Arkan, S.; “Marka

Hukuku”, 1998, C.II, s.190., Tekinalp, Ü., 1999, s.430.

Page 35: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözlşemesi, adi ortaklık ve hasılat kirası sözleşmelerinden unsurlar içerebilir. Ancak,

her ne kadar yukarıda bahsettiğimiz sözleşmelerde yer alan unsurları içerselerde,

marka lisansı sözleşmelerinin kendine özgü bir yapısı vardır.

Kural olarak, her tür marka, marka lisansı sözleşmesinin konusunu oluşturabilir.

MarkKHK madde 22’de, tescilli markanın yanısıra, marka tescil başvurusunda

bulunulmuş markanın da, lisans sözleşmesine konu oluşturması kabul edilmiştir.

Böylece, tescil başvurusunda bulunan kişinin, başvuru kapsamında yer alan bazı

mallar ve/veya hizmetler için gelecekte kullanmamayı düşünmediği markasını, lisans

sözleşmesinin konusu yaparak ekonomik yarar sağlamasına olanak verilmiştir. Her

nekadar, 556 sayılı KHK ile tescilli markaların korunması öngörülmüş olsa bile, bu

durum tescil edilmemiş markaların varlığını ve kullanımını engellemediği gibi, tescil

edilmemiş markaların lisans sözleşmelerinin konusunu oluşturmalarını da

engellememektedir. Böyle bir durumda dikkat edilmesi gereken husus, lisans

sözleşmesinin 556 sayılı KHK hükümlerine tabi olmayacağı ve taraflar arasında BK

kapsamında sözleşme serbestisi çerçevesinde bağlanıp, hüküm doğuracağıdır. Keza,

lisans alanın, lisans verenin MarkKHK’ya istinaden açabileceği davaları kendi adına

açabilmesinden de söz edilemiyecektir.

Marka siciline kayıt olmak koşuluyla, ortak markaya da lisans verilmesi mümkündür.

MarkKHK madde 60; “Garanti markası veya ortak markanın devri veya bir ortak

markada lisans verilmesi, marka siciline kayıt halinde geçerli” demektedir. Kullanma

hakkı, teknik yönetmelikle gösterilen özellik ve niteliklere uygun mal ve/veya hizmet

üreten ve herkes tarafından kullanılabilen garanti markası, Marka lisansı

sözleşmesine konu olamaz.

Markaların, miras ya da devir yolu ile intikali hak sahipliğinin bir kişiden diğerine

geçmesi anlamına gelirken , lisans verilmesi durumunda hakkın özü hak sahibinde

kalmakta, lisans alan açısından bir kullanım söz konusu olmaktadır. Hakkın

özününün hak sahibinde kaldığı gerçeğini, Yargıtay da kararlarında dile

Page 36: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

getirilmiştir.37

Lisans alanın, sözleşme ile elde edebileceği haklar, sözleşmenin

içeriğine göre değişir, ancak, genel hukuk ilkeleri gereği, hiçbir zaman hak sahibinin

sahip olduğu haktan daha fazlası lisans alana devredilemez.

2.3. Marka Lisansı Sözleşmesinin Hukuki Niteliği ve Uygulanacak Hükümler

Öncelikle, lisans konusu marka üzerindeki hakkın niteliğini belirlemeye çalışalım.

Lisans konusu hak üzerinde, doktrinde, bu hakkın ayni veya mutlak hak olduğu

yönünde çeşitli görüşler yer almaktadır.

Medeni Kanunun bir parçası olan eşya hukukuna göre; ayni haklar, aksi kanunda

belirtilmediği sürece, yalnız eşya üzerinde kurulabilen, kanunda belirtilen tipte ve

sınırlı sayıda olabilen, sahibine doğrudan hakimiyet sağlayan ve herkese karşı ileri

sürülebilen haklardır.38

Konumuz açısından önemli olan nokta ise; ayni hakkın kural

olarka eşya üzerinde kurulabilmesidir. Türk ve İsviçre Hukuk sistemlerinde ayni hak,

maddi varlığı olan şeylere hasredilmiştir. Lisans sözleşmesinin konusu olan sınai

haklar maddi varlığı bulunan şeyler değildirler.39

Söz konusu sınai haklara ilişkin

olarak getirilen düzenlemelerde, bunların mal veya eşya değil, hak olduğu belirtilmiş

olup, bu hakkın da mülkiyet hakkı olduğuna ilişkin herhangi bir hüküm

bulunmamaktadır.40

Mutlak hak ise, herkes tarafından ihlal edilebilen ve herkese

karşı ileri sürülebilen, sahibini söz konusu hak üzerinde mutlak egemenlik ile

donatan haktır. Bu şekilde, marka hakkı herkese karşı ileri sürülebileceği için sağlam

bir korumaya kavuşmuş olmaktadır.

37

“davacı şirket, noterlikçe düzenlenen muvafakatnameyle tek taraflı olarak tescilli markasının, davalı

şirketçe kullanılmasına rıza göstermiş, bir süre sonrada verdiği ihtarneme ile verdiği bu izinden

feragat edip izni geri aldığını bildirmiştir. Kural olarak bir hak deverdilmeyip, yalnızca kullanımı için

başkasına koşullu veya koşulsuz izin verilmişse, şartları oluştuğunda, asıl hak sahibinin bu izni geri

almak hak ve yetkisi vardır. Çünkü hakkın özü kendisine aittir.” Y. 11. HD. KT.3.4.2001, E. 762,

K.3930(Kaynak : Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası) 38

Oğuzman, K., Seliçi, Ö.; “Eşya hukuku”, İstanbul, 2002, s.20 39

Ongan, B.; “Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmelerinde Tarafların Hukuki Durumu”, Seçkin

Yayınları, Ankara, 2007, s.40. 40

a.g.e., s.40.

Page 37: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Bu konular ile ilgili olarak doktrine baktığımızda; markanın işletmeden tümüyle

bağımsız bir sınai mülkiyet hakkı olarak algılandığından bahseden41

, marka

üzerindeki hakkın, sahibine izni olmadan markanın kullanılmasını önleme yetkisi

veren ayni etkili mutlak hak olarak nitelendirilmesi gerektiğini belirten42

, marka

hakkının, markayı kullanmada, markadan yararlanmada ve marka üzerinde tasarrufta

bulunmada inhisari yetkiler veren mutlak bir hak olduğunu43

savunan görüşler yer

almaktadır.

Yukarıda bahsettiğimiz açıklamalar ve doktrinde yer alan görüşlerden yola çıkarak,

kanaatimiz; marka hakkının bir ayni hak olmadığı, markanın sahibine sağladığı

hakkın mutlak olarak kabul edilmesi gerektiğidir.

Şimdi de, marka lisansının hukuki niteliğini belirlemeye çalışalım. Çünkü, marka

lisansının hukuki niteliğinin belirlenmesi, lisans sözleşmesinin tanımlanması,

uygulama açısından, lisans alan ve verenin hak ve borçları ve üçüncü kişilerin

durumlarının belirlenmesi açısından önemlidir. Doktrinde, marka lisansının hukuki

niteliği, üzerinde bir görüş birliğine varılamamış tartışmalı bir konudur. Buradaki

tartışma, lisans hakkının, mutlak, nispi ve ayni haklardan hangisinin içinde yer aldığı

konusundadır. Bu sebeple, lisans hakkını, mutlak, nispi ve ayni hak türleri açısından

incelemek gerekecektir.

Ayni hakların, kişilere eşyalar üzerinden doğrudan doğruya hakimiyet sağlayan ve

bundan dolayı herkese karşı ileri sürülebilen haklar olduğundan, ayni bir hakkın söz

konusu olabilmesi için, eşya üzerinde olması, hakimiyet sağlaması ve herkese karşı

ileri sürülmesi gerekliliğinden ve Türk hukukunda sadece maddi varlığı olan şeylerin

“eşya” olarak adlandırıldığından bahsetmiştik.44

Maddi varlığı olmayan marka, eşya

olarak değerlendirilemez. Yukarıdaki açıklamalar, doktrinde yer alan ve bizimde

41

Arkan, S., C.I, 1997, s.2. 42

Tekinalp, Ü., 1999, s.24. 43

Poroy, R., Tekinalp, Ü.; “Marka Hakkına İlişkin Bazı Sorunlar”, Haluk Tandoğan’ın Hatırasına

Armağan, Ankara, 1990, s.336. 44

Bkz., s.21.

Page 38: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

katıldığımız görüşlere göre; marka lisansınının da ayni bir hak olmadığı sonucuna

ulaşmaktayız.45

Mutlak haklar ise, hak sahibi dışında herkese karşı ileri sürülebilen ve bu nedenle

herkesin uymakla yükümlü olduğu haklardır. Kişilerin kendi iradeleriyle yeni bir

mutlak hak yaratamamaları ve kanunun hakkın içeriği için belirlediği sınırları

değiştiremeyeceklerinden dolayı, mutlak hak sınırlı sayıda ve tipe bağlıdır.46

Doktrinde yer alan bir görüş, marka lisansının sicile kayıt edildikten sonra iyiniyetli

üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi, ayrıca, inhisari lisans sahibi, aksi

sözleşmede belirtilmedikçe, marka hakkına tecavüz halinde MarkKHK’da öngörülen

davaları kendi adına açabilmesi ve basit lisans sahibinin de belli şartların

gerçekleşmesi halinde kendi adına dava açma hakkına sahip olmasından dolayı,

marka lisansı sözleşmesinin mutlak bir hak olduğunu belirtmektedir.47

Bu görüşü

destekleyen başka bir görüşte de, marka lisansı sözleşmesinin tasarrufi nitelikte

olmasından dolayı, mutlak bir hak olduğu kabul edilmektedir.48

Ayrıca, doktrinde

marka lisansının mutlak bir hak olduğunu belirten bir çok görüş de yer almaktadır.49

Marka lisansı sicile kayıt edildikten sonra, MarkKHK madde 21/10 hükmü

çerçevesinde, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak, marka lisans

hakkının, sicile tescil edildikten sonra iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri

sürülebilmesi, mutlak nitelikte bir hak olarak kabul edilmesi için yeterli değidir.50

Çünkü, marka lisansı sözleşmesinde tescil kurucu etkiye sahip değil bildiricidir.51

Marka lisansı sözleşmesi, tarafların sözleşmeyi yapmalarından itibaren geçerlidir.

Dolayısıyla, lisans, sicile tescil edilmeden önce de lisans hakkı mevcuttur. Bu

durumda, lisans sicile kayıt edilmediği için iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri

sürülemez, dolayısıyla da, mutlak bir hak olmadığı düşünülmektedir.

45

Arkan, S., C.II, 1998, s.192, dn.69., Özel, Ç., 2002, s.91., Ortan, N., 1979, s.66 vd. 46

Ünal, M., 2007, s.151. 47

Arkan, S., C.II, 1998, s.193. 48

Tekinalp, Ü., 1999, s.432. 49

Özdemir, O., 2002, s.25., Ortan, N., 1979, s.66. 50

Özel, Ç., 2002, s.86, 96-97. 51

a.g.e., s.62., Özdemir, O., 2002, s.68., Noyan, E.; “Marka Hukuku”, Ankara, 2004, s.382.

Page 39: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans alana dava açma hakkı verilmiş olmasına rağmen, lisans alan bu hakkını

ancak lisans sicile kayıt edilmişse kullanabilir. Ayrıca, lisans alanın dava hakkı

sadece tecavüz durumlarında mümkün olmaktadır. Dolayısıyla, lisans alanın dava

hakkına sahip olması marka lisans hakkının mutlak olduğuna dair sonuç doğurmaz.

Çünkü, böyle bir sonucun doğması için, lisans alana sadece tecavüz durumunda veya

lisansın tescilinden sonra değil her durumda dava açma hakkı verilmesi gerekirdi.52

Basit lisansta, lisans alan, ancak marka sahibine bildirimde bulunup, lisans verenin

de üç aylık süre içerisinde bunu dikkate almayarak dava açmaması durumunda kendi

adına dava açma hakkına sahiptir. Eğerki, lisans veren bu üç aylık süre zarfında dava

açarsa, lisans alan kendi adına dava açamamaktadır. Dolayısıyla, lisans alanın dava

açma hakkının bu şekilde şarta bağlanması lisans hakkının mutlak nitelikte bir hak

olduğuyla bağdaşmamaktadır.53

İnhisari lisansta, lisans alanın markaya tecavüz halinde dava açma hakkı sözleşme

çerçevesinde kısıtlanabilir. Mutlak haklar tipe bağlıdır, dolayısıyla, kanun ile

belirlenmiş hakkın içeriğinin sözleşme serbestisi içerisinde değiştirilmesi mümkün

değildir. Bu yüzden, lisans hakkının mutlak nitelikte bir hak olduğuna gerekçe olarak

gösterilen, lisans alana ait dava açma hakkının, kişilerin serbest iradesine bırakılması,

lisans hakkının mutlak nitelikte bir hak olmadığını göstermektedir.54

Yukarıda bahsettiğimiz durumlardan yola çıkarak, marka lisans hakkı, üçüncü

kişilere karşı ileri sürülebilme veya dava açabilme gibi bazı mutlak hak özelliklerine

sahiptir. Başka bir ifadeyle, marka lisans hakkı, sahibine bazı mutlak etkili haklar

vermektedir. Ancak, kanaatimizce, marka lisans hakkının mutlak nitelikte bir hak

olduğunu söylemek zorlaşmaktadır.

Nispi haklar ise, herkese karşı ileri sürülemeyen, sadece yükümlü tarafa karşı etkili

olan haklardır.55

Bu ifadeden de anlaşılacağı üzere, nispi haklar sadece yükümlü

52

Özel, Ç., 2002, s.86. 53

Özdemir, O., 2002, s.27. 54

a.g.e., 26., Özel, Ç., 2002, s.90. 55

Özsunay, E.; “Medeni Hukuka Giriş”, İstanbul, 1986, s.255.

Page 40: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tarafça ihlal edilebilir, yani üçüncü kişiler bu hakları ihlal edemezler. Taraflar serbest

iradeleriyle, kanunun çizdiği sınırlar içerisinde, istedikleri kadar nispi hak

yaratabilirler. Bundan dolayıda, nispi haklar sınırlı sayıda değildir. Nispi haklar

çoğunlukla bir borç ilişkisi sonucu doğarlar. Marka lisansı sözleşmeside bir borç

ilişkisi doğurduğundan nispi bir hak olarak kabul edilebilmektedir.56

Lisans alana, markaya tecavüz halinde dava açma hakkı verildiği ve tescil edildikten

sonra iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebildiği için, marka lisans hakkının

nispi nitelikte olmadığı savunulmaktadır.57

Tecavüz halinde dava açma hakkı ve

iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilme, MarkKHK uyarınca ancak, lisansın

sicile tescil edilebilmesi ile mümkündür. Halbuki tescil kurucu değil bildiricidir. Bu

sebeple, sicile tescilden öncede lisans hakkı mevcuttur. Hakkın iyiniyetli üçüncü

kişilere karşı ileri sürülebilmesi ve tecavüz halinde dava açılabilmesi tescilin

etkisidir.58

Eğerki, hakkın iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi ve

tecavüz halinde dava açılabilmesi, marka lisans hakkının niteliğinden kaynaklanmış

olsaydı, bu hakların sicile tescil edilmeden de var olması gerekirdi. Bu sebeple,

bizimde katıldığımız görüşe göre, hakkın iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri

sürülebilmesi ve tecavüz halinde dava açılabilmesi marka lisans hakkının

niteliğinden değil, hakkın sicile tescil edilmesinden kaynaklanmaktadır.59

Lisansın tescilinden sonra, lisans alana tecavüz halinde dava açma hakkı verilmesi ve

iyiniyetli üçüncü kişilere karşı lisans hakkının ileri sürülebilmesi marka lisans

hakkının nispi nitelikte bir hak olması ile bağdaşmamaktadır.60

Bunun nedeni de;

nispi hakların kural olarak sadece yükümlü tarafa karşı ileri sürülebilir, ancak, nispi

hakların, üçüncü şahıslara karşı da ileri sürülebilme açısından mutlak haklara

yaklaştığı durumlarda görülmektedir. Bu durumlardan birine; kuvvetlendirilmiş nispi

hak denmektedir.61

Marka lisans hakkının da sicile tescil edildikten sonra üçüncü

56

Gürzumar, O., 1995, s.97., Özel, Ç., 2002, s.96-97., Özdemir, O., 2002, s.24. 57

Arkan, S., C.II, s.196., Özdemir, O., 2002, s.24., Özel, Ç., 2002, s.80 vd. 58

Özdemir, O., 2002, s.24., Özel, Ç., 2002, s.83-84. 59

Ünal, M., 2007, s.154. 60

Ünal, M., 2007, s.154., Arkan, S., C.II, s.196. 61

Özsunay, E., 1986, s.258-259.

Page 41: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kişilere karşı ileri sürülebilmesi, kıyas yolu ile kuvvetlendirilmiş bir nispi hak olarak

kabul edilebilmektedir.62

Yukarıda yaptığımız açıklamalar neticesinde, kanaatimizce, lisansın sicile tescilinin,

marka lisansını mutlak bir hakka dönüştürmeyeceğini, sadece markayı sonradan

devralanlar ile marka hakkına tecavüz edenlere karşı ileri sürülebilmesi nedeniyle

kuvvetlendirilmiş bir nispi hak olduğunu düşünerek, marka lisans hakkının, nispi

nitelikte bir hak olduğunu, ancak, sicile tescille mutlak hak olmamakla birlikte

mutlak etkili bazı yetkiler veren nispi bir hak haline geldiğini kabul etmek uygun

olacaktır.

Son olarak marka lisansı sözleşmesinin hukuki niteliğini inceleyelim. Geçmişte

lisans sözleşmelerinin kira, hak satımı, ödünç veya adi ortaklık sözleşmesi olduğu

yönünde değişik görüşler ileri sürülmüştür, ancak, günümüzde artık bu görüşlere

rağbet edilmeyerek, bu sözleşmelerin bağımsız nitelik taşıyan sözleşmeler olduğu

kabul edilmektedir.63

Borçlar Hukukuna sözleşme özgürlüğü ilkesi hakimdir.

Sözleşmeyi yapıp yapmama, sözleşmenin tarafını seçme, sözleşmenin şeklini ve

içeriğini seçme, sözleşmeyi ortadan kaldırma ve sözleşme tipini seçme, sözleşme

özgürlüğünden kaynaklanmaktadır. Borçlar hukuku açısından sözleşmeler, kanunda

düzenlenen isimli (tipik) ve kanunda düzenlenmeyen isimsiz (atipik) sözleşmeler

olarak sınıflandırılmaktadır.

Marka lisansı sözleşmelerinin, isimsiz sözleşmeler olduğu öğretide baskın olarak

kabul edilmektedir.64

Buna karşı olan görüş ise, marka lisansı sözleşmesinin,

MarkKHK madde 20 ve 21’de düzenlendiği ve bu yüzden isimsiz sözleşme olarak

nitelendirilemeyeceğidir.65

Kanaatimizce; MarkKHK madde 20 ve 21’in

sözleşmesinin tüm unsurlarına yer vermemiş sadece lisans sözleşmesine dair bir

kısım kurallara yer vermiş olması nedeniyle, marka lisansı sözleşmelerinin isimsiz,

yani atipik sözleşmeler olarak anılması gerektiğidir.

62

Gürzumar, O., 1995, s.97., Özel, Ç., 2002, s.97., Ayiter, N., 1968, s.122. 63

Ongan, B., 2007, s.37. 64

Özdemir, O., 2002, s.52., Özel, Ç., 2002, s.111-112., Ortan, N., 1979, s.22, 39. 65

Arkan, S., C.II, 1998, s.191., Gürzumar, O., 1995, s.92.

Page 42: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İsimsiz (atipik) sözleşmeler, birleşik, karma ve kendine özgü (sui generis)

sözleşmeler olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Birleşik sözleşmeler, kanunda

düzenlenmiş birbirinden farklı ve bağımsız iki veya daha fazla sözleşmenin

niteliklerine zarar gelmeksizin birbirine bağlandığı sözleşmelerdir.66

Marka lisansı

sözleşmesinde, birbirinden farklı ve bağımsız iki veya daha fazla sözleşmenin

birbirine bağlanması söz konusu olmadığından, marka lisansı sözleşmesi bir birleşik

sözleşme değildir. Karma sözleşmeler ise, kanunda düzenlenen sözleşme türlerine ait

unsurların, kanunun öngörmediği şekilde bir araya gelmesiyle oluşan

sözleşmelerdir.67

Marka lisansı sözleşmesinde, kanunda düzenlenen sözleşme

türlerine ait unsurların kanunun öngörmediği şekilde bir araya gelmesi söz konusu

olmadığından, marka lisansı sözleşmesi bir karma sözleşme de değildir.

Doktrinde hakim olan görüşe göre; marka lisansı sözleşmeleri kendine özgü (sui

generis) sözleşmelerdir.68

Kendine özgü sözleşmeler, kanunda düzenlenmiş sözleşme

türlerine ait unsurların tamamen veya kısmen bulunmadığı, kendine özgü unsurları

barındıran sözleşmeler olarak nitelendirilirler. Marka lisansı sözleşmeleri, marka

sahibinin markayı kullanmaması, kullanma hakkını devralanla birlikte kullanması,

kullanma hakkını devralana verebilmesi, üçüncü kişlere karşı dava açma hakkının

verilebilmesi gibi kanunda düzenlenmiş sözleşme türlerinde bulunmayan

unsuralardan oluşmaktadır.

Marka lisansı sözleşmelerinin kendine özgü sözleşmeler olarak kabul görmesine

karşın, bazı durumlarda, satım, hasılat kirası ve ortaklık sözleşmelerine ait

unsurlarıda bir bütün olarak birleştirebilecekleri ve bu halde de karma sözleşme

niteliği kazanabilecekleri belirtilmektedir.69

İsviçre ve Alman doktrininde de baskın

görüş olarak, marka lisansı sözleşmelerinin kendine özgü sözleşmeler olduğu

belirtilmektedir.70

Ancak, İsviçre Hukukunda, marka lisansı sözleşmelerinin, bazı

66

Ünal, M., 2007, s.157. 67

a.g.e., s.157. 68

Ayiter, N, 1968, s.109., Yasaman, H., Altay, S.; “Marka Hukuku”, 556 Sayılı KHK Şerhi, C.II,

2004, s.744., Özel, Ç., 2002, s.113., Özdemir, O., 2002, 53., Ortan, N., 1979, s.39. 69

Tekinalp, Ü., 1995, s.395., Kırca, Ç., 1997, s.83. 70

Arkan, S., C.II, 1998, s.191.

Page 43: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

hallerde yukarıda bahsettiğimiz gibi karma sözleşme niteliği kazanabileceği

belirtilmektedir.71

Marka lisansı sözleşmeleri, kendine özgü sözleşmeler olduğu için, marka lisansı

sözleşmelerine uygulanacak hükümler, kendine özgü sözleşmelere uygulanacak

hükümlere göre tespit edilmelidir. Bu sözleşmelere ilişkin çeşitli yasal

düzenlemelerde bazı hükümler mevcutsa, öncelikle sözleşmeye bu hükümler

uygulanır. Öncelikle, marka lisansı sözleşmeleri ile ilgili, MarkKHK madde 20 ve

21’de yer alan hükümlere göre uygulama yapılır. Daha sonra, tarafların marka lisansı

sözleşmesi serbestisi içerisinde kendilerine uygulamak istedikleri ve sözleşmeye

koydukları kükümler uygulanır. Tabiki burada önemli olan nokta tarafların

sözleşeme serbestisi içerisinde belirleyecekleri hükümler, MarkKHK, diğer kanun,

tüzük, yönetmelik ve tebliğlere aykırı olmamalıdır.

Taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı takdirde, kanunda herhangi bir yasal düzenleme

veya sözleşme çerçevesinde konu ile ilgili herhangi bir hüküm yoksa, sözleşmenin

tamamının yorumlanması gerekmektedir. Böyle bir durumda, marka lisansı

sözleşmesine, mahiyetine uygun olduğu oranda benzer sözleşme tiplerine ilişkin

hükümler uygulanır.72

Eğerki, böyle bir sözleşme yoksa ve somut olay gerektiriyorsa,

Borçlar Kanunu genel hükümleri de marka lisansı sözleşmesine uygulanabilir.

Doktrinde genel olarak, marka lisansı sözleşmesinin adi kira, hasılat kirası, satım ve

adi şirket sözleşmesine benzer nitelikler taşıdığı belirtilmektedir.73

Adi kira sözleşmesi, bir şeyin bir başkasına kullandırılmasıdır.74

Marka lisansı

sözleşmesinde de markanın bir başkasına kullandırılması söz konusudur. Dolayısıyla,

marka lisansı sözleşmesi ve adi kira sözleşmesi benzer nitelikler taşımaktadır.

Ancak, marka lisansı sözleşmesinin konusunu maddi hak niteliğindeki markanın, adi

kira sözleşmesinin konusunu taşınır veya taşınmaz eşyaların oluşturması75

, adi kira

71

Ongan, B., 2007, s.39. 72

Özdemir, O., 2002, s.54., Özel, Ç., 2002, s.116-117. 73

Özdemir, O., 2002, s.51-52., Arkan, S., C.II, 1998, s.191., Tekinalp, Ü., 1999, s.430., Poroy, R.,

Yasaman, H.; “Ticari İşletme Hukuku”, İstanbul, 2004, s.441. 74

Zevkliler, A.; “Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri”, Ankara, 2004, s.171. 75

a.g.e., s.175.

Page 44: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşmesi sadece kullanma hakkı sağlarken, marka lisansı sözleşmesinin, lisans

sahibine hem kullanma hem de yararlanma hakkını sağlaması ve adi kira

sözleşmesinde ücretin zorunlu olmasına karşın76

, marka lisansı sözleşmesinde

herhangi bir hak talep etmeden de markanın kullandırılabilmesi durumları iki

sözleşme arasında farklılıklar ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla, marka lisansı

sözleşmesine, adi kira sözleşmesi hükümleri ancak mahiyetine uygun oranda ve

kıyasen uygulanabilir.77

Marka lisansı sözleşmesinin konusu, maddi varlığı olmayan mutlak hak niteliğindeki

markadır. Hasılat kirasına da bu tarz maddi varlığı olmayan hakların konu olabilmesi

ve hasılat kirasının, marka lisansı sözleşmesinde olduğu gibi hak sahibine hem

kullanma hem de yararlanma hakkı sağlamasından dolayı78

, marka lisansı

sözleşmeleri ile benzer nitelikler taşımaktadır. Marka lisansı sözleşmesinin

konusunu, mal ve/veya hizmetleri ayırt etmeye yarayan markanın oluşturmasına

karşın, hasılat kirasının konusunu genelde zirai gayrimenkuller ve işletmelerin

kiralanması ve bunların semerelendirilmesinden yararlanılması oluşturur.79

Markanın

karşılıksız kullandırılabilmesine karşılık, hasılat kirasında ücret zorunludur80

. Bu

durumlardan dolayı, bu iki sözleşme arasında farklılıklar mevcuttur ve hasılat kirası

sözleşmeleri de mahiyetine uygun oranda ve kıyasen marka lisansı sözleşmelerine

uygulanabilir.

Marka lisansı sözleşmesi, satım sözleşmesi gibi iki tarafa da borç yükleyen

sözleşmelerdir. Ayrıca, inhisari lisansta, marka sahibi, markayı kullanamamakta ve

satım sözleşmesinde olduğu gibi hak sahibi, sözleşmenin konusuna ilişkin tüm

kullanma ve yararlanma haklarını elde etmektedir.81

Bu sebeplerden, iki sözleşme

arasında benzer özellikler bulunmaktadır. Ancak, marka lisansı sözleşmesinde devrin

söz konusu olmaması, sadece kullanma hakkı verilip esas hakkın marka sahibinde

kalmasına karşın, satım sözleşmesinde sözleşmenin konusunun tamamen

76

Zevkliler, A., 2004, s.183. 77

Özel, Ç., 2002, s.119., Özdemir, O., 2002, s.55., Poroy, R., Yasaman, H., 2004, s.441. 78

Özel, Ç., 2002, s.119., Özdemir, O., 2002, s.55. 79

Özdemir, O., 2002, s.56., Ayiter, N., 1968, s.110. 80

Zevkliler, A., 2004, s.183. 81

Özdemir, O., 2002, s.57., Özel, Ç., 2002, s.48 vd.

Page 45: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

devredilmesi, ayrıca, lisans sözleşmesinde tarafların kararlaştırdığı bir süreye bağlı

veya süresiz olarak yapılan sürekli bir borç ilişkisinin söz konusu olmasına karşın,

satım sözleşmesinde, iki tarafın belirlenen zamanda edimlerini yerine getirdikleri ani

edimli bir borç ilişkisinin olması nedenlerinden dolayı, marka lisansı sözleşmeleri ve

satım sözleşmeleri birbirlerinden farklıdır. Satım sözleşmesine ilişkin hükümlerin,

marka lisansı sözleşmesine uygulanması oldukça zordur, dolayısıyla, sadece iki

tarafa borç yükleyebilen sözleşmeler olmalarından dolayı, ayıba ve zapta karşı

tekeffül gibi bazı sınırlı hükümlerde marka lisansı sözleşmelerine uygulanabilir.82

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans verene ait sermaye olan marka ile lisans alana ait

emek ve sermaye gelir elde etmek amacına ulaşmak için birleşmektedir. Bunun

yanında, marka lisansı sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi yaratmasından dolayı,

marka lisansı sözleşmesi, adi şirket sözleşmesi ile de benzer nitelikler taşımaktadır.

Adi şirket ve marka lisansı sözleşmeleri arasında birçok farklar bulunmaktadır.

Marka lisansı sözleşmesi iki tarafa borç yüklemesine karşın, adi şirket sözleşmesi iki

tarafa borç yüklememektedir. Adi şirket sözleşmesinde, tarafların ortak amaca

ulaşmak için birlikte faaliyet göstermeleri, ortaya çıkan kar ve zararı paylaşmalarına

karşın, marka lisansı sözleşmelerinde taraflar kendi çıkarları için çalışmakta ve kendi

amaçlarına ulaşmak için faaliyet göstermektedirler. Dolayısıyla, diğer sözleşme

tipleri gibi adi şirket sözleşmelerinin de marka lisansı sözleşmelerine

uygulanabilmesi ancak mahiyetine uygun olduğu oranda ve kıyasen olabilmektedir.83

2.4. Marka Lisansı Sözleşmesinin Özellikleri

2.4.1. İvazlı ve İki Tarafa Borç Yükleyen Sözleşme Olması

Marka lisansı sözleşmesi, karşılıklı yükümleri içeren tam iki taraflı bir sözleşmedir.

Marka lisansı sözleşmesinin tarafları gerçek ya da hukuki kişiler olabilir.84

Gayri

maddi hak sahibi olan kişi, mülkiyeti değil kullanım hakkını devretmektedir. Marka

lisansı sözleşmesiyle, lisans veren, lisans alana markanın kullanım hakkını

82

Özel, Ç., 2002, s.122., Ayiter, N., 1968, s.110-111., Tekinalp, Ü., 1999, s.430. 83

a.g.e., s.123., a.g.e., 1968, s.111-112., a.g.e., s.430. 84

Ortan, N., 1979, s.103.

Page 46: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

devretmeyi veya kullanım hakkı vermeyi, lisans alan ise, lisans verene bir bedel

ödemeyi ve taraflar diğer yükümlülüklerini yerine getirmeyi üstlenirler.

Lisans sözleşmesinin ivazsız olduğu hallerde, yine iki taraf söz konusudur, ancak, bu

tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Serbest lisans istisnai bir durumdur, asıl

olan iki tarafın da borç altına girmesidir. Lisans alanın edimi, lisans bedelini

ödemektir, genel olarak bu bedel bir ücret olarak veya bedelin ücret dışında, üretilen

üründen bir miktar verilmesi gibi şekillerde de ödenmesi kararlaştırılabilir. Tarafların

birbirlerine karşılıklı lisans vermeleri de mümkündür. Bu ihtimalde de iki taraflı ve

ivazlı bir sözleşmenin varlığından bahsedebiliriz.

2.4.2. Borçlandırıcı İşlem Olup, Tasarrufi İşlem Olmaması

İnhisari marka lisansı sözleşmelerinde, marka sahibinin inhisari (tekelci) lisans alan

dışında bir başkasına aynı hakkı verememesi ve üstelik hakkını açıkça saklı

tutmadıkça kendisinin dahi markayı kullanamaması bu işlemin bir tasarrufi işlem

olduğu kanısını doğurmaktadır. Özellikle inhisari lisans sözleşmeleri için yakın

bulunan bu görüş, bu sözleşme ile, lisans verenin mutlak hakkında tasarrufta

bulunarak, hakkı karşı tarafa geçirdiği yolunda kanaat uyandırmıştır.85

Öğretide

başka bir görüşe göre, lisans sözleşmesi ister basit ister inhisari olsun sadece

borçlandırıcı bir sözleşme olduğu yönündedir. Mutlak hakkın, marka hakkı üzerinde

bir tasarrufu söz konusu değildir. Bu nedenle, ister inhisari (tekelci) ister basit marka

lisansında olsun, ortada sadece borçlandırıcı işlem bulunmaktadır.86

2.4.3. Sürekli Borç İlişkisi Kuran Bir Sözleşme Olması

Marka lisansı sözleşmesi, kullanma ve yararlanma hakkı sağlayan bir sözleşme

olduğu için, devamlı ve uzun süreli bir ilişki yaratır. Bir borç ilişkisinde, asli

borçlardan en az biri sürekli edimi gerektiriyorsa, o borç ilişkisine “sürekli borç

85

Özdemir, O., 2002, s.65. 86

a.g.e., s.66.

Page 47: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

ilişkisi” denir.87

Bu çerçevede lisans sözleşmesinin, sürekli bir borç ilişkisi olarak

nitelendirilmesi, ilişkinin geçersizliğine uygulanacak hükümler ve ilişkinin sona

erdirilmesi bakımından önem taşır.88

Lisans sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi kurması, özel güven ilişkisinin tesisini

gerektirdiği gibi, sözleşmenin sona ermesi bakımından da bir takım özellikler

göstermesine yol açmaktadır. Dolayısıyla, nedenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte

sözleşmenin feshi mümkün olabilmektedir ve bu durum, lisans alan içinde bazı

hükümleri doğurur.89

Sahip olduğu gayri maddi haktaki, yani, marka kullanma

hakkını devreden lisans veren, sözleşme ilişkisi devam ettiği sürece, lisans alanın

edimdeki menfaatini gerçekleştirmekle yükümlüdür. Lisans alanın edimdeki

menfaati belli zaman noktasında tükenmemekte, fakat belli bir zamana

yayılmaktadır.

2.4.4. Talihe Bağlı Bir Sözleşme Olmaması

Diğer lisans sözleşmelerinde olduğu gibi, marka lisansı sözleşmesinde de

sözleşmenin sağlayacağı fayda, sözleşmenin yapılma anında belli olmayıp gelişen

şartlara bağlı olsa da bu, sözleşmenin talihe bağlı bir sözleşme olduğunu

göstermemektedir.

2.5. Marka Lisansı Sözleşmesinin Türleri

Marka lisansı sözleşmeleri, konusunu gayri maddi mal oluşturan diğer lisans

sözleşmeleri gibi farklı türlerde olabilir. Lisans verenin, markanın kullanımına ilişkin

haklarını, sınırsız bir şekilde lisans alana devretme zorunluluğu olmamasından

dolayı, bir çok lisans çeşidi ortaya çıkmıştır. Bunun yanında, sözleşme taraflarının

amaçlarının farklılığı, bu amaçlara yönelik akdedilen lisans sözleşmelerinin

87

Oğuzman, K., Turgut, Ö., 2000, s.10. 88

a.g.e., s.10. 89

Özdemir, O., 2002, s.66.

Page 48: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

çeşitliliğini ortaya çıkarmaktadır.90

Marka lisansı sözleşmelerinin bu çeşitliliğinin,

sözleşme serbestisinden kaynaklandığını düşünmek mümkündür.

Marka lisansı sözleşmeleri çeşitlerinin sınıflandırılmasını; sınıflandırma alanlarından

en önemlisi olarak karşımıza çıkan, lisans alanın inhisar hakkına sahip olup olmama

kriterine, yani lisans verenin lisans konusu olan markayı kullanıp kullanamayacağı,

kısacası, lisanstan doğan hakka göre yapılan basit (inhisari olmayan) ve inhisari

lisans sözleşmeleri, sözleşmenin içeriğine göre yapılan bir ayrımla satış lisansı ve

üretim lisansı sözleşmeleri, lisans alanın niteliğine göre kişiye bağlı lisans, işletme

lisansı sözleşmeleri ve bunun yanı sıra, lisans alanın bir başkasına lisans verme

hakkının olması durumlarında ortaya çıkan alt lisans sözleşmeleri şeklinde

yapabiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz marka lisansı sözleşme çeşitlerini daha ayrıntılı

olarak incelemek gerekmektedir.

2.5.1. Lisans Sözleşmesinden Doğan Hakka Göre

Lisans sözleşmesi ile marka sahibi, yani lisans veren, lisans alana bir takım hakları

vermiş ve bir takım hakları da yasaklamış olabilir. Söz konusu hakların kapsamına

göre, MarkKHK madde 21’de belirtildiği gibi lisans sözleşmeleri basit (inhisari

olmayan) ya da inhisari lisans sözleşmeleri olarak ikiye ayrılır.

a. Basit Lisans (İnhisari Olmayan) Marka Lisansı

Basit lisans, inhisari olmayan lisans türüdür. Basit lisans, lisans sözleşmesinde, lisans

konusu gayrimaddi malın kullanılmasının sağlanmasıdır. Basit lisans alan, kendisine

ait coğrafi bölgede markayı kullananlardan sadece biridir. MarkKHK m. 21/2’de

“lisans veren markayı kendi kullanabileceği gibi, üçüncü kişilere aynı markaya

ilişkin başka lisanslarda verebilir” hükmü yer almaktadır. Basit lisansta lisans veren,

lisansa konu olan markasını sözleşmede hükme ihtiyaç duymadan

kullanabilmektedir. Bunun yanında lisans veren, üçüncü kişilere karşı inhisari

90

Çiçekçi, Ç.; “Marka Lisansı Sözleşmeleri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2001, s.24.

Page 49: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

hakkını sözleşme ile kullanmaktan feragat edip etmemekte serbesttir. Bundan dolayı,

basit (inhisari olmayan) lisans sözleşmesi, lisans alana rekabet gücünün zayıf olduğu

bir ortam sağlamaktadır.91

MarkKHK m. 21/2’de; “Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, lisans inhisari

değildir.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümden de anlaşılabileceği gibi, bir sözleşme

yapılmış, ancak, sözleşmede lisansın türü belirtilmemişse, lisansın basit lisans olduğu

yani inhisari nitelikte olmadığı kabul edilmektedir. Basit lisans, yasa koyucunun

tanıdığı olağan türü oluşturmaktadır.92

Basit lisansta, lisans alanın tekelci hakkı yoktur ve basit lisans sahibi sadece olağan

kullanma yetkisine sahiptir. Basit lisans sözleşmelerinde, lisans veren, lisans alana,

lisans konusu hakkın kullanımı konusunda yetki verirken, MarkKHK madde 21/2

hükmü çerçevesinde, lisans veren markasını kullanmaya devam edebileceği gibi aynı

markayla ilgili olarak başka kişilerle de lisans sözleşmesi yapabilir.

Lisans verenin bu olanağı, lisans alan açısından ekonomik olarak çok önemli

sonuçlar doğurabilir. Lisans verenin üçüncü kişilere çok daha uygun şartlarla

kullanma hakkı tanıması durumunda, ilgili malı veya hizmeti ilk lisans alana nazaran

daha az maliyetle piyasaya süren üçüncü kişilerin, ilk lisans alan karşısında rekabet

ve piyasa avantajına sahip olması sonucunu doğurur. Bu nedenle, lisans verenin,

üçüncü kişilere de lisans verme hakkını kullanırken, iyiniyet ve dürüstlük kuralı

çerçevesinde davranması ve özellikle, üçüncü kişilere dilediği kadar serbest yani

karşılıksız lisanslar vermek suretiyle, ilk lisans sözleşmesinin işlem temelini

sarsmaktan kaçınması gerekmektedir.

Lisans alan, lisans verenin, üçüncü kişilere daha uygun koşullarda lisans vermesini

engellemek için, o bölgedeki inhisari olmayan lisansa sahip bulunabilecek kişilerin

sayısının sınırlandırılmasını istiyebilir veya lisans sahibine “en çok müsaadeye

mazhar lisans alan” ın hukuki durumunu tanıyabilir.93

Böyle bir hükmün yararı,

91

Ortan, N., 1979, s.151. 92

Tekinalp, Ü., 1999, s.28., Arkan, S., C.II, 1998, s.194 vd., Özel, Ç., 2002, s.49. 93

Tekinalp, Ü., 1999, s.431., dn. 8.

Page 50: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

lisans alanın sonraki lisans alana tanınan haklar dolayısıyla kötü duruma düşmesini

önlemede kendini gösterir.

Markanın, basit lisans sözleşmesine istinaden, birbirinden bağımsız çok sayıda kişi

tarafından kullanılması, markanın mal ve/veya hizmetlerinin menşeini gösterme

fonksiyonuna zarar vermesi ve piyasaya aynı markayı taşımasına rağmen, farklı

kalitede mal ve/veya hizmet sunulmasına yol açması, çok sayıda kişiye basit marka

lisansı verilmesinin sakıncalarındandır. Ancak, bu durum yasa koyucu tarafından göz

ardı edilmemiş, MarkKHK m. 21/10’da, marka sahibinin talimatlarıyla uygunluk

içinde lisans alan tarafından üretilen malın veya sunulan hizmetlerin kalitesini

garanti edecek önlemleri alması gereği belirtilmiştir.

Kural olarak, sözleşmede hüküm yok ise, lisans sahipleri, lisanstan doğan haklarını

üçüncü kişilere devredemez ve alt lisans veremezler. Lisans hakkını alan kişi,

markanın koruma süresinde markanın kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta

bulunabilir. Sözleşmede aksi kararlaştırılmışsa, yani eğer sözleşmede lisans alana

haklarını devir imkanı tanınmasıyla ilgili bir hüküm var ise, lisans sahipleri lisanstan

doğan haklarını üçüncü kişilere devredebilir, alt lisans verebilir.

Basit marka lisansı sahibinin, üçüncü kişiler tarafından marka sahibinin markadan

doğan haklarına tecavüz edilmesi durumunda dava açma hakkı yoktur. Ancak,

MarkKHK’da yer almayan bu hakkın, lisans alanın, lisans verenin vekili sıfatıyla

dava hakkına sahip olacağının kabul edilebileceği, çünkü bu davaların açılmasında

lisans verenin de menfaati bulunduğu öğretide ileri sürülmektedir.94

Lisans Alan,

marka hakkına tecavüz durumunda, lisans verene yani marka sahibine noter kanalıyla

göndereceği bir bildirimle, gereken davayı açmasını isteyebilir. Üç ay içerisinde

marka sahibi gerekli davayı açmamış ya da talebi kabul etmemiş ise, lisans alan noter

bildirimini (ihtarname) de ekleyerek kendi adına dava açabilir. Ancak, ciddi bir zarar

tehlikesi karşısında, lisans alan üç aylık sürenin dolmasını beklenmeden

mahkemeden ihtiyati tedbir kararı talep edebilir. (MarkKHK m. 21/6,7,8,9)

94

Özdemir, O., 2002, s.13., dn. 37.

Page 51: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

b. İnhisari (Tekelci) Marka Lisansı

556 sayılı KHK’da inhisari lisans için; “İnhisari lisans söz konusu olduğu zaman,

lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını açıkça saklı tutmadıkça, kendiside

markayı kullanamaz.” hükmü yer almaktadır. İnhisari lisans, lisans verenin, lisans

sözleşmesinin konusu olan gayri maddi maldan, lisans alanın yararlanmasını

sağlamayı taahhüt edip, kullanma hakkını açıkça saklı tutmamışsa, gerek kendisinin

gerekse üçüncü kişilerin bu haklardan yararlanmamasını üstlendiği sözleşmelerdir.

Diğer bir deyişle, inhisari (tekelci) lisans, lisans alana, gayri maddi malı, kendisine

bırakılan coğrafi bölgede tek başına kullanma hakkı verir.

Yapılacak olan marka lisansı sözleşmesi ile, lisans alana tanınan inhisari kullanma

hakkının, bölge, zaman ve kullanma şekli açısından sınırlandırılması mümkündür.

Şözleşmede, lisansın belli bir bölge için verilmiş olduğunun açıklanmadığı hallerde,

lisansın tüm Türkiye için verilmiş olduğu kabul edilmelidir.95

Burada önemli olan

nokta, inhisari lisans sözleşmesi süre, bölge, konu açısından sözleşmede belirlenen

sınırlar bakımından başka lisans sözleşmeleri ile çakışmamalıdır, yani yapılan

inhisari lisans sözleşmesinin, marka sahibi tarafından verilen tek lisans olmasıdır.

Lisans alan için, lisansının inhisari olması kendi lehine bir durumdur, çünkü, bu

şekilde lisans alan rekabetten korunabilmektedir.

Bir marka lisansı söleşmesinin inhisari nitelikte olabilmesi için, MarkKHK madde

21/2 hükmü gereği mutlaka bu durumun sözleşmede belirtilmiş olması gerekir. Eğer

bu durum sözleşmede belrtilmemişse, lisans, basit lisans yani inhisari olmayan lisans

olarak değerlendirilir. Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, basit marka lisansında

olduğu gibi, lisans alanlar, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devredemezler

ve alt lisans veremezler. Lisans hakkını alan kişi, sözleşmede aksi belirlenmedikçe

markanın kullanılmasına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilir. (MarkKHK m.

21/4,5)

95

Arkan, S., C.II, 1998, s.194.

Page 52: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Kural olarak, lisans sahibinin, inhisari lisans sözleşmesi yapılmasından önce üçüncü

kişilerle kurduğu basit lisans sözleşmeleri, inhisari lisans sözleşmesinin hukuki

yapısına aykırılık göstermemektedir. Buna karşılık, marka sahibinin, lisans alandan

bu sözleşmeleri saklaması, lisans alan tarafından sözleşmenin fesih edilmesi için bir

neden sayılabilir.

Taraflarca, inhisari marka lisansı sözleşmesinin kurulmasından sonra, lisans verenin,

MarkKHK madde 21/3 hükmü gereği, üçüncü kişiler lehine, inhisari hak sahibinin

haklarını zedeliyecek nitelikte lisans hakkı verme yetkisi bulunmamaktadır. Buna

karşı bir tutum sergileyen lisans veren tazminat yükümlülüğü altındadır.

Lisans tescil edilmediği, yani sicile kayıt edilmediği müddetçe, MarkKHK madde

21/10 hükmü gereğince, inhisari lisans alan, iyi niyetli yeni lisans alana karşı değil,

sözleşmesel yükümlülüğünü ihlal eden lisans veren aleyhine hukuki yollara

başvurabilir.

İnhisari lisansa sahip olan kişi, marka sahibinin markadan doğan haklarına üçüncü

kişiler tarafından tecavüz edilmesi halinde, marka sahibinin 556 Sayılı KHK

uyarınca açabileceği davaları kendi adına açabilir, tedbir talebinde bulunabilir

(MarkKHK m. 9). Basit lisans alanın dava açabilmesi için lisans verene göndermesi

gereken ihtarnameyi marka sahibine bildirmesine gerek yoktur. (MarkKHK m. 21/9)

İnhisari lisansta alt lisans verilememektedir. Bunun nedeni de; inhisari lisansta yer

alan inhisari hakkının buna engel olmasıdır. İnhisari lisansta lisans alanın alt lisans

verme gibi bir hakkı varsa, o lisansı inhisari olarak nitelendirmek mümkün değildir.

c. Bağımlı İnhisari Lisans

Mevzuatımızdaki düzenlemeler, ülkemizdeki öğretide ve İsviçre hukukunda, basit

(inhisari olmayan) ve inhisari lisanslardan bahsedilmektedir. Ancak, özellikle Alman

öğretisinde bağımlı inhisari lisans adı altında üçüncü bir lisans türü yer almaktadır.

Bu lisans türü, inhisari lisansın bir alt türü olarak nitelendirilebilir.

Page 53: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Bağımlı inhisari lisans, lisans sözleşmesinin konusu olan gayrimaddi malı, lisans

vereninde lisans alan gibi kullanma hakkını sahip olduğu sözleşmelerdir. Bağımlı

lisans, inhisari lisanstan sadece bu niteliği ile ayrılır. Bu tür sözleşmelerde, lisans

veren, lisans alandan başka hiç kimseye lisans veremez, bunun yanında lisans veren

kendi kullanım hakkını saklı tutar. İnhisari lisans sözleşmesinde, marka sahibi farklı

süre, bölge konu durumlarında başka bir sözleşme yapabilirken, bağımlı inhisari

lisans sözleşmesi süresince, farklı bir bölge, farklı konular ve farklı zaman da dahi

olsa, gayri maddi mal sahibi ikinci bir kişi ile kesinlikle başka bir lisans sözleşmesi

yapamaz.

2.5.2. Sözleşmenin İçeriğine (Kullanıma) Göre

Genellikle lisans sözleşmeleri, malın üretimi ve satışı birlikte düşünülerek verilir.

Ancak, bazı hallerde sözleşme serbestisi içinde taraflar arasında kararlaştırılarak

lisans hakkının ayrı ayrı, yani sadece malın üretimi veya sadece malın satışı olarak

da verilebilir.

a. Satış Lisansı

Marka lisansının, satış lisansı şeklinde yapılması mümkündür. Satış lisansında, lisans

alana, lisans konusu malların piyasaya sürülerek ticari alana ulaştırılması imkanı

verilir. Satış lisansında, lisans sözleşmesi ile lisans alana, marka sahibinden ya da

onun göstereceği üreticiden sağlanacak mallar üzerine marka sahibine ait markayı

koyarak, işaretliyerek piyasaya sunma, dağıtma hakkı verilebilir.96

Satış lisansı

sözleşmelerinde, lisans alan, malları satışa sunmak, satış için faaliyetlerde bulunmak,

kendi adına satış sözleşmeleri imzalamak ve teslimatı gerçekleştirmek yetkilerine

sahiptir.

Lisans alan, bu tür sözleşmelerde, yalnızca üretilmiş ürünleri satmak veya satışa

hazır bulundurmak hakkını elde eder ve söz konusu ürünleri doğrudan doğruya lisans

96

Gürzumar,O., 1995, s.94.

Page 54: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

verenin stoğundan piyasaya sürer. Eğer lisans alan, bu ürünleri, ilk önce satın alarak

kendi mülkiyetine geçiriyor ve mülkiyet hakkına dayanarak piyasaya sürüyorsa, o

zaman bir satım lisansına gerek kalmaz. Zira böyle bir durumda, MarkKHK madde

13 hükmü gereğince, markanın tescilinden doğan hakların tükenmesi söz konusudur

ki, marka hakkı sahibinin, malların kendisi veya yetkili kıldığı üçüncü bir kişi

tarafından piyasaya sunulmasından sonra markanın, o mallarla ilgili olarak

kullanılmasına engel olma hakkı bulunmamaktadır.

Lisans alan gerek duyması halinde, yetki genişliği tespiti yapılan üçüncü kişilerle

birlikte faaliyette bulunabilir. Lisans alan, üçüncü kişileri istihdam edebilir, ticari

temsilci tayin edebilir ve başka işletmelerle ortak çalışmalar gerçekleştirebilir.

b. Üretim Lisansı

Lisans alanın, kendisi tarafından üretilecek mal üzerinde lisanslı markayı koyma

hakkına sahip olduğu durumlarda, bir üretim lisansının varlığından söz edilir.97

Üretim lisansı, lisans konusu marka altında, malın üretim hakkını lisans alana

vermektir. Başka bir ifadeyle, lisans alana, sadece marka lisansına konu olan

markanın işaretleneceği malın üretilmesi hakkı verilir.

Lisans alan tarafından üretilen malların, lisans veren tarafından alınması gerekir aksi

takdirde, lisans sözleşmesi amacından yoksun olacaktır. Lisans sözleşmesiyle, lisans

alana üreteceği mallar üzerine marka sahibine ait markayı koyarak piyasaya sunma

yetkisi de tanınabilir. Bu durumda, lisans sözlemesinde, lisans alan tarafından

yapılacak üretimin belli bir kalitede olmasını sağlayacak hükümlere de yer verilmesi

gerekir.98

(MarkKHK m. 21/8)

97

Özel, Ç., 2002, s.47. 98

Arkan, S., C.II, 1998, s.194.

Page 55: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Sözleşmeden, üretilen malların alımı ve satımına dari bir yükümlülük

anlaşılamıyorsa, lisans alanın üretilen malları kullanma ve satışına yetkili olduğu

kabul edilmelidir.99

Saf bir üretim lisansından bahsedilebilmesi için, lisans verenin, üretilen ürünlerin

bizzat kendisi veya üçüncü bir kişi tarafından lisans alandan doğrudan teslim

alınacağını taahhüt etmiş etmiş olması gerekir.

2.5.3. Lisans Alan Kişinin Niteliğine Göre

Marka lisansı sözleşmelerini, şahsın veya işletmenin esas alınmasına göre, kişisel

lisans ve işletme lisansı olarak ikiye ayırabiliriz.

a. Kişisel Lisans

Kişisel lisans, kişiye bağlı olarak verilen lisans türüdür. Yani, lisans hakkı lisans

alanın şahsına aittir. Lisans hakkının bir kişiye ait olmasından dolayı, kişiye bağlı

lisans, miras yoluyla veya sözleşmeyle üçüncü bir kişiye devredilemez.

Kişisel lisans sahibi, halihazırda varolan işletmesinin yanında, başka ticari

işletmelerde de lisans konusu markayı kullanma hakkına sahiptir. Bundan dolayı,

lisans alanın yeni bir işletme açması halinde, markayı kullanma yetkisi vardır. Kişisel

lisans sahibinin işletmesinde meydana gelebilecek herhangi bir değişiklik lisansı

etkilemez. İşletmenin devrinde lisans, lisans alan kişide kalmaya devam eder,

işletmeyi devralan üçüncü kişiye bu hak geçmez.

b. İşletme Lisansı

Lisansın şahsa değil işletmeye verildiği lisans türüdür. İşletme lisansında, sadece

belli bir işletmede üretilen mal veya işletme tarafından verilen hizmet söz konusudur.

99

Ortan, N., 1979, s.135.

Page 56: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İşletme lisansları, hem basit, hemde inhisari lisansta söz konusu olabilmektedir.

Ancak, basit lisansta, aksinin sözleşmeden anlaşılmaması halinde, işletme lisansının

varlığı kabul edilmektedir.

Lisans sözleşmesinin kurulmasından sonra, işletmede çeşitli değişiklikler olması

mümkündür. Lisans sahibinin, işletmesini tamamen devretmesi ve ticari faaliyetlerini

sona erdirmesi halinde, şayet lisans devredilemez nitelikte ise ve lisansın ancak

işletme ile birlikte devredilebileceği kararlaştırılmışsa, lisans, işletmesini devreden

veya ticari faaliyetlerini sona erdiren lisans alan açısından sona ermiş olmaktadır.100

İşletme deyiminden, daha çok ekonomik birlik anlaşılmaktadır.101

Birlik lisansında,

lisanstan yararlanacak birlik/holding işletmeleri tek tek belirtilebilir, bu yapılmamış

ise lisans verenin holdinge dahil olduğunu bildiği tüm teşebbüslerin lisans

sözleşmesinden yararlanacağı söylenmektedir.102

2.5.4. Alt Lisans

Lisans alanın, kendine tanınan haklar çerçevesinde başkasına lisans vermesi halinde

alt lisans mevcuttur. Bir başka deyişle, asıl lisanstan kaynaklanan ve lisans verenin

izni olarak verilen lisanstır. Alt lisans ilişkisinde, lisans alan aynı zamanda lisans

veren durumundadır ve lisans verme yetkisinin kaynağı ya kanun ya sözleşmedir.

Alt lisans, inhisari olmayan lisans ilişkisine özgü olduğunu, bir başka deyişle alt

lisans ancak basit lisansta konu olabileceğini ve bunun nedenin de, inhisari lisansın

alt lisans vermeye engel oluşturmasından kaynaklandığını, inhisari lisansı anlatırken

kısaca belirtmiştik. İnhisari lisansta, lisans alanın alt lisans verme hakkı varsa, o

lisansı inhisari olarak nitelendirmek mümkün olmayacaktır. İnhisari lisansta, alt

lisanstan çok, MarkKHK madde 21/4 hükmü gereği lisansın devri söz konusu

olabilir. Buna karşılık, MarkKHK alt lisansı engellemekle birlikte, alt lisansın

100

Ortan, N., 1979, s.144. 101

Yüksel, S.; “Patent ve Lisans (Patent,Marka,Know-How) Sözleşmesi Hukuku”, İstanbul, 1989,

s.88. 102

Özdemir, O., 2002, s.18., dn. 31.

Page 57: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

verilmesini ancak sözleşmede açıkça belirtilmesine bağlamıştır. Eğer sözleşmede alt

lisans verilmesi belirtilmemişse, lisans sahipleri lisanstan doğan haklarını üçüncü

kişilere devredemez veya alt lisans veremezler.

Alt lisans sözleşmesi ile asıl lisans sözleşmesi arasında sıkı bir bağlantının var

olduğu kabul edilir. Çünkü, lisans sözleşmesinin sona ermesi ve geçersiz sayılması

halinde, alt lisans sözleşmesi de sona erecek ve geçersiz sayılacaktır. Kural olarak,

alt lisans sözleşmesi, lisans sözleşmesindeki süre, kapsam ve bölge ile sınırlıdır.103

Bu yüzden, alt lisans sözleşmesinin tarafları açısından, bu durumun sözleşme şartları

içinde düzenlenmesi yararlıdır. Asıl lisans sözleşmesinin, sözleşmeyle belirlenen

maddi ve bölgesel sınırları, alt lisans sözleşmesinin üst sınırlarını belirlemektedir.

Lisans hakkına sahip olmayan ya da buna ilişkin yetkisi olmayan üçüncü kişiden, iyi

niyetli alt lisans hakkı kazanılması mümkün değildir.104

2.6. Marka Lisansı Sözleşmesinin Kurulması

556 sayılı KHK ve buna ilişkin olarak çıkarılan yönetmelikte (MarkKHKY), marka

lisansı sözleşmelerinin kurulmasına ve şekline ilişkin çeşitli hükümler

öngörülmüştür. Marka lisansı sözleşmesine ilişkin hükümlerin bazıları MarkKHK

madde 21’de düzenlenmiştir. Bunun yanısıra, yönetmelikte de lisansa ilişkin bazı

düzenlemeler yer almaktadır.

Marka lisansı sözleşmelerinin konusu, üzerine marka koyulabilecek, tamamen ya da

kısmen bir mal ya da hizmet üzerindeki kullanma hakkı oluşturmaktadır. Lisans

vermenin hukuksal esasını, lisans veren ve lisans alan arasında bir sözleşme

kurulması oluşturur. Marka lisansı sözleşmesi, diğer iki taraflı sözleşmelerde olduğu

gibi, karşılıklı ve birbirine uygun şekilde yapılmış iki irade açıklaması ile kurulur.

Borçlar Kanunu madde 1 hükmünce, bu iki irade açıklamasından ilki öneri (icap),

buna karşılık oluşturan diğerine ise kabul denir.105

103

Arkan, S., C.II, 1998, s.200. 104

Özel, Ç., 2002, s.52. 105

Akıntürk,T.; “Borçlar Hukuku”, Genişletilmiş 10.Baskı, İstanbul, 2004, s.23., Nomer, H.;

“Borçlar Hukuku”, Beta Yayınları, 2.Baskı, İstanbul, 2001, s.14., Özdemir, O., 2002, s.66.

Page 58: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Marka lisansı sözleşmeleri, diğer sözleşmeler gibi, tarafların hukuki işlem ehliyeti ve

irade beyanlarının sağlıklı olması, şekle uygun olması, sözleşmenin konusunun

hukuka ve ahlaka aykırı olmaması, imkansız olmaması hallerini içinde

barındırmalıdır. Bu tarz durumlararın varolması, sözleşmenin genel hükümler

içerisinde iptal edilmesi ya da butlan yaptırımı gibi durumların meydana gelmesini

sağlar. Koşulların gerçekleşmesi neticesinde iptal edilen ya da baştan geçerlilik

koşulları bulunmayan sözleşmeler, geçersizlik yaptırımı ile karşı karşıya kalırlar.

Sözleşme, taraflar arasında, çok defa çeşitli teknik adımlar ve danışmanlarında

katıldığı çok uzun süreçlerde oluşabilecek çalışmalar sonucunda kurulur. Bu

çalışmalardan meydana gelen sözleşme, konuları ayrıntılı biçimde düzenleyen, bu

sebeple de bir çok madde içeren bir sözleşme niteliği taşır.

2.7. Marka Lisansı Sözleşmesinin Tarafları

Karşılıklı edimleri içeren, tam iki taraflı bir sözleşme olan lisans sözleşmesinin

tarafları, gerçek ya da tüzel kişiler olabileceği gibi, bir veya birden fazla da

olabilirler. Marka lisansı sözleşmesinin tarafları, lisans veren ve lisans alan şeklinde

nitelendirilir. Şimdi bu kavramları ayrıntılı biçimde inceleyelim.

2.7.1. Lisans Veren

Lisans verme yetkisi, herhangi bir engel olmadığı müddetçe, marka hakkı sahibine

aittir. 556 Sayılı KHK hükümlerine göre, marka tescili için başvuran ya da markasını

tescil ettiren kişi lisans veren tarafı oluşturabilir (MarkKHK m. 21-22). Lisans veren

olarak nitelendirilen tarafın, lisans verebilmeye ilişkin hakkı, marka üzerinde ve

ondan doğan haklara sahip olmaktan ileri gelmektedir. Lisansa konu olacak marka

üzerinde birden fazla kişinin hak sahibi olması halinde, lisans ortak hak sahiplerinin

onayı ile verilebilir.

Marka sahibi yani lisans veren, lisansı, basit lisans, inhisari lisans veya bağımlı

inhisari lisans şeklinde verebilir. Basit lisans veren, aksi sözleşmede belirtilmemişse,

Page 59: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

markayı kendisi kullanabilir ve üçüncü kişilere de lisans verebilir. Ancak, inhisari

lisans vermiş olan marka sahibi, kural olarak kendisine ait bu marka üzerinde

tasarrufta bulunamaz. Aynı durum bağımlı inhisari lisans içinde geçerlidir.

Aynı zamanda lisans alan kişi de, üçüncü kişilere karşı lisanslar ya da alt lisans

vermeyi üstlenmiş olabilir ve bu durumda, lisans alan, lisans veren konumuna geçmiş

olur. Marka lisansı sözleşmesi basit lisans olarak yapılmışsa, bu durumda, lisans

alanın alt lisans verme hakkı olmamasına karşın, sözleşmede kararlaştırılarak lisans

verenin lisans alana alt lisans verme izni tanımasıyla, lisans alan, alt lisans verebilir

ve lisans veren konumuna geçebilir.

2.7.2. Lisans Alan

Lisans sözleşmesinin karşı tarafını, lisans verenin markasının üzerinde bir kullanım

hakkı elde eden ve bunun karşılığında lisans bedeli ödeme borcu altına giren lisans

alan oluşturur. Lisans alan tarafta, bir ya da birden fazla gerçek kişinin ya da tüzel

kişinin olması mümkündür. Eski MarkKHKY m. 23/2(b) hükmü gereğince, lisans

alanın ticaretle, imalatla veya hizmetle uğraştığını gösterir belge aranmakta ve

bundan dolayı da, lisans alanın esnaf yada tacir olması gerekmekteydi, ancak, yeni

yönetmelikte böyle bir duruma değinilmeyerek bu şart aranmamaktadır.

Lisans veren, kişisel lisans verme yolunu seçmişse, lisans alan kişilerin

sınırlandırılması en sıkı biçimde gerçekleşecektir ve bu durumda, sözleşmede

belirtilen kişi lisans sözleşmesi çerçevesinde lisansı kullanma hakkına sahip olan kişi

olacaktır. Böyle bir durumda, gerçek ya da tüzel kişi söz konusu olabilir. (MarkKHK

m. 3)

İşletme lisansında ise, kişisel lisanstan farklı olarak, işletme sahibinin, yani lisans

alanın değişmesi halinde, markanın kullanılması hakkı sona ermez, sözleşmenin

içeriğinde belirlenen koşullara göre, işletmenin kullanma hakkına ilişilmez ve bu hak

yeni işletme sahibine aktarılır. Yani, yeni sahip, lisans alan olarak marka hakkını

kullanmaya devam eder.

Page 60: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Marka Lisansı Sözleşmesi adi ortaklık sözleşmesinin niteliklerine haiz olabilir. Bu

durumda, markanın kullanımının adi ortaklık sözleşmesi içerisinde birden çok kişiye

verilmesi halinde, birden çok lisans alanın varlığından söz etmek mümkün olacaktır.

Markanın birden fazla malikinin olması da mümkündür. Böyle bir durumda da, lisans

veren tarafında birden çok kişi bulunacaktır. Diğer yandan, lisans sözleşmesinin

üçüncü kişi yararına sözleşme olarak yapılması da mümkündür.106

2.8. Marka Lisansı Sözleşmesinin Şekli ve Tescili

2.8.1. Şekli

556 Sayılı KHK madde 15/2 hükmü gereğince, tescilli bir marka üzerinde sağlar

arasında yapılacak olan marka lisansı sözleşmesi yazılı olarak yapılır. Dolayısıyla,

marka lisansı sözleşmeleri için yazılı şekil geçerlilik şartıdır. Yazılı şekil şartına

uyulmadan yapılan bir marka lisansı sözleşmesi, sözleşme temeline dayalı tüm

ilişkilerde olduğu gibi genel kural uyarınca; şekle aykırılıktan dolayı mutlak butlanla

batıl, diğer bir deyişle kesin hükümsüzdür. Bunun nedeni ise, taraflar arasında

doğabilecek herhangi bir uyuşmazlık durumunda, her iki tarafın çıkarları açısından,

bu durumun açıklığa kavuşturulmasıdır.

Kural olarak, marka lisansı sözleşmelerinin yapılabilmesi için yazılı şekil yeterli

olup, bunun yanında sicile tescil veya ilana gerek yoktur. Ayrıca Markalar Kanunu

Tasarısı’nda, lisans ile ilgili hükümlerinin yer aldığı 44. maddenin 1. fıkrasında,

“Lisans sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve taraflarca imzalanması

zorunludur.” ifadesine yer verilerek, marka lisansı sözleşmelerinin mutlaka yazılı

olarak yapılmasının gerektiği belirtilmektedir.

İsviçre Markalar Kanunu’nda, marka lisansı sözleşmelerinin geçerliliği, herhangi bir

şekle tabi tutulmamıştır ve herhangi bir şekle bağlı kalmaksızın kurulabilir ve aynı

106

Özdemir, O., 2002, s.61., Yasaman, H.; “Hizmet Markaları”, Batıder Yayınları, 1975, s.745.,

Berkhan, İ.; “Marka Lisans Sözleşmesi”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek

Lisans Tezi, İstanbul, 2001, s.66.

Page 61: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

zamanda susmaylada gerçekleştirilebilmektedir.107

Alman Hukuku açısından da,

herhangi bir geçerlilik şartı aranmamakta olup, taraflar marka lisansı sözleşmesini

sözlü olarak yapabilmektedirler.108

İngiltere’de ise, 1994 tarihli Ticari Markalar

Kanunu’nda, lisans sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının geçerlilik şartı olduğu

belirtilmiştir.109

İngiltere gibi, Amerika Birleşik Devletleri’de Lanham Kanunu’da,

marka lisansı sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması hükmünü getirmiştir.110

Marka lisansı sözleşmesinin konusunu ortak markanın oluşturması durumunda,

sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması yeterli olmayıp,

sözleşmenin sicile tescil edilmesi de gerekmektedir. Ortak markanın lisansa

verilmesinde sicile tescil bildirici değil, kurucu niteliktedir.

551 sayılı Markalar Kanunu’nda, marka lisansı sözleşmesi, noterlikçe resen

düzenleme usulüne tabi idi ve bu şekil bir geçerlilik şartıydı. 556 sayılı KHK’da ise,

marka lisansı sözleşmesinde bulunması gereken asgari kayıtlara yer verilmemiştir.

Bazı Alman hukukçuları ve Amerikan uygulamasında, marka lisansı sözleşmesinde,

lisans bedelinin açıkça belirtilmesinin zorunlu olmadığı belirtilmektedir. Savunulan

bu duruma göre, yapılmış olan lisans sözleşmesinde, lisans bedeline ilişkin

hükümlerin yer almaması halinde, eğerki lisansın bedelsiz verilmiş olduğuna dair

belirtiler yoksa, tarafların uygun bir lisans bedeli üzerinde anlaşmış oldukları kabul

edilir.111

Ülkemizde de bu konuyla ilgili farklı görüşler savunulmaktadır. Bazı

hukukçular, sözleşmede lisans bedelinin belirlenmesini sağlayacak ölçülerin yer

alması durumunda, lisans bedeli, sözleşmede belirlenmeden sözleşmenin

kurulabileceği görüşünü savunmaktadırlar.112

Öğretide bu duruma karşı ileri sürülen

görüşe göre, lisans bedeli, lisans sözleşmesinin esas öğesidir ve kural olarak

tarafların lisans bedelinin miktarı, hesaplanması ve ödenmesine ilişkin konularda

107 Gürzumar, O.; “Yeni Markalar Kanunu Işığında İsviçre Marka Hukukunda Meydana Gelen

Gelişmeler”, Yargıtay Dergisi, C.20/4, 1994, s.523. 108

Özel, Ç., 2002, s.61. 109

“İngiliz Marka Kanunu”, (Trademark Act), 1994, 28/2 110

“Trademarks Throughout The World”, West Group, New York, March, 2000, U-37. 111

Ortan, N., 1979, s.243-244., Özdemir, O., 2002, s.117. 112

Ortan, N., 1979, s.244.

Page 62: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

uyuşmaya varmaları gerekir ve bu noktalar üzerinde anlaşmaya varılamaması

durumunda, lisans sözleşmesinin oluşmadığı kabul edilir.113

Bizim görüşümüz, marka lisansı sözleşmesinde lisans bedeliyle alakalı hükümler yer

almıyorsa, tarafların uygun bir bedel üzerinde anlaşmış olduklarının kabul

edilmesidir. Tabiki buradaki önemli şart, sözleşmede lisansın bedelsiz verildiğine

dair herhangi bir belirti bulunmamasıdır. Ancak, bu düşüncemizin yanında, marka

lisansı sözleşmesinde taraflar arasında doğabilecek sounların giderilmesi için, lisans

bedeline ilişkin çok ayrıntılı hükümler yer almasa bile en azından lisans bedelinin

belirlenmesine ilişkin sözleşmede bazı ölçütlerin bulunmasının yararlı olacağını

düşünmekteyiz. MarkKHKY madde 20’ de yer alan lisansın sicile kaydı ve

yayımlanması ile ilgili verilmesi zorunlu olan belgelerden bahsedilirken, “varsa

lisans ücretini” ifadesine yer verilmiştir. Bu ifadeden yola çıkılarak, marka lisansı

sözleşmesinde lisans bedelinin var olmasının zorunluluğundan bahsetmek mümkün

olmayacaktır.

Marka lisansı sözleşmleri, uygulamada genellikle 5 veya 10 ar yıllık periyotlar

halinde yapılırlar. Ancak, süre belirtilmeden veya daha uzun süreli de yapılabilirler.

Tescilli markaların koruma süresi, MarkKHK’da 10 yıldır ve 10 ar yıllık periyodlar

halinde sınırsız şekilde yenilenebilir. Tescilli markaların koruma süresinin 10 yıl

olması nedeniyle, marka lisansı sözleşmelerinin de lisans süresinin on yılla

sınırlanması sorunu ortaya çıkmaktadır. MarkKHK m. 40/1 hükmü gereğince, tescilli

markanın koruma süresinin kolaylıkla onar yıllık dönemler halinde yenilenmesi

mümkün olmasından dolayı, lisans süresinin on yılla sınırlanması, kanaatimizce

doğru bir yaklaşım değildir. Ancak, burada önemli olan nokta, taraflar marka lisansı

sözleşmesinde süre konusunda herhangi bir hüküm belirtmemişler, yani lisans süresi

konusunda baştan bir anlaşmaya varmamışlarsa, koruma hakkının süresi, lisans

süresi üzerinde etkili olur ve markanın koruma süresi sona erdiğinde marka lisansı

sözleşmesinin de sona erer. Taraflar, yapacakları marka lisansı sözleşmesinde

istedikleri süreyi, sözleşme serbestisi içerisinde belirleyebilir ve hükme

bağlayabilirler. Bu süre, 10 yıldan daha uzun da olabilir. Böyle bir durumda, marka

113

Özsunay, E.; “Lisans Sözleşmelerinde Lisans Bedeline İlişkin Sorunlar”, İstanbul Üniversitesi

Hukuk Fakültesi 50. Yıl Armağanı, İstanbul, 1973, s.669.

Page 63: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

koruma süresi yenilenmek şartıyla, marka lisansı sözleşmesi, sözleşme içerisinde

hükme bağlanan lisans süresinin sonuna kadar devam eder.

MarkKHKY madde 20’de; “lisansa konu olan mal veya hizmetlerin” lisansın sicile

kaydı için, sözleşmede yer alması gerektiği belirtilmektedir. Kanımızca, bu kaydın

sözleşmede yer almasının zorunlu olduğunu düşünmemekteyiz. Bunun nedeni de,

lisansa konu olan mal ve/veya hizmetlere sözleşmede yer verilmezse, markanın mal

ve/veya hizmetlerin tamamı için lisansa verildiğinin kabul edilecek olmasıdır.

Marka lisansı sözleşmesinin inhisari nitelikte olması isteniyorsa, mutlaka sözleşmede

bu durum belirtilmedir, aksi takdirde, kural olarak, marka lisansı sözleşmesi basit

lisans kabul edilir. Lisans alana alt lisans hakkıda verilmek isteniyorsa, bu durum da

sözleşmede açık olarak belirtilmelidir. Çünkü, aksi sözleşmede belirtilmezse, lisans

alanın alt lisans hakkı yoktur. Ayrıca, markaya tecavüz halinde, inhisari lisans

sahibinin kendi adına dava açamaması veya basit lisans sahibinin kendi adına dava

açabilmesi durumları isteniyorsa, bunlarda mutlaka marka lisansı sözleşmesinde

hükme bağlanmalıdır.

Lisans sözleşmesinin içeriği ve sözleşme yükümlülükleri açısından yorumu, medeni

hukukça bilinen sözleşmelerin tümü için geçerli olan genel yorum ilkesine göre

yapılır. Burda, doğruluk, güven kuralları ve ticari ahlaka dikkat edilir. Yukarıda

bahsettiğimiz genel yorum ilkeleri yanında, lisans sözleşmesine özgü özel bir

yorumlama şeklide bulunmaktadır. Buna göre, lisans veren açısından, lisans alana

sağladığı hakkın, mümkün olduğu ölçüde az ve sınırlı olduğu varsayımıdır. Lisans

verenin bu konuda aksini iddia etmesi halinde, bu iddiasını kanıtlaması gerekecektir.

Yorumda diğer bir etkende, hayat tecrübeleri olacaktır. Sözleşmenin yorumunda

sözleşme öncesinin koşulları ve tarafları sözleşme yapmaya teşvik eden etkenlere

dikkat edilmesi gerekmektedir.114

556 sayılı MarkKHK madde 21/11’de; “Lisans sözleşmelerinde, bu Kanun

Hükmünde Kararname ile konuya ilişkin diğer kanun, tüzük, yönetmelik ve

114

Ortan, N., 1979, s.125-126.

Page 64: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tebliğlere aykırı hükümler bulunamaz. Bu tür düzenlemeler lisans tarihinden sonra

yapılsa dahi, lisans sözleşmelerindeki aykırı hükümler geçersiz sayılır.” hükmü yer

almaktadır. Bu hükümle birlikte, MarkKHK’da “hukuka aykırılığın” özel bir

düzenleme şeklini görüyoruz. BK madde 20/1’de, sözleşmenin konusunun hukuka,

ahlaka ve adaba aykırı olması halinde, mutlak butlanla batıl olacağı hükmü yer

almaktadır. Dolayısıyla, MarkKHK’da 21/11 hükmü yer almış olmasa bile, BK

madde 20/1 uygulama alanı bulacaktır.

2.8.2. Tescili

Marka lisansının sicile kaydı mümkün, ancak tescil kurucu değil açıklayıcı bir işleve

sahiptir.115

Yani, lisansın tescil edilmesi zorunlu değildir. Tescilli bir marka, marka

lisansı sözleşmesine konu olabilir ve gerekli belgelerin ve şartların sağlanması

durumunda sicile kaydı yapılır. Daha önce marka tescil başvurusunun marka lisansı

sözleşmesine konu olabileceğine değinmiştik. Ancak, marka tescil başvurusu

yapılmış bir markanın, lisansa konu olması durumunda, sicile tesciliyle ilgili ne

MarkKHK ne de MarkKHKY’de herhangi bir düzenleme mevcut bulunmamaktadır.

Marka tescil başvurusu, kendisi sicile tescil edilmiş bir varlığa sahip değildir. Bu

sebeple, marka başvurusunun, marka lisansı sözleşmesine konu olması durumunda,

lisansın sicile tescil edilmesinden bahsedilemeyecektir.116

Buna karşılık, marka tescil

başvuru belgelerinin üzerine not edilerek durumun kayda geçirilmesi mümkün

olabileceği ve markanın tescil edilmesinden sonra lisansın da tescil edilebileceği

kabul edilmektedir.117

Hukukumuzda lisansın, marka siciline tescil edilebileceği kabul edilmiştir. Alman

hukukunda lisansın tesciline yer verilmemiştir.118

İngilterede ise, marka lisansı

sözleşmesi üzerindeki herhangi bir maddi inceleme saf dışı bırakılmış, tescilin

115

Tekinalp, Ü., 1999, s.432. 116

Oytaç, K.; “Karşılaştırmalı Markalar Hukuku”, İstanbul, 2002, s.223. 117

a.g.e., s.223., Arkan, S., C.I, 1997, s.68. 118

Arkan, S., 1998, s.197., dn. 88.

Page 65: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

öncelikli amacı, lisans sözleşmesinin mevcudiyetinin, üçüncü kişilerin dikkatine

sunmak olarak kabul edilmiştir.119

MarkKHKY m. 20’ye göre; marka lisansı sözleşmesinin, sicile kaydı ve

yayımlanması için, Türk Patent Enstitüsü’ne aşağıdaki belgelerin verilmesi

zorunludur:

a. Lisansa konu marka tescil numarası ile marka adının yer aldığı talep dilekçesi,

b. Lisans alan ve verenin imza ve beyanlarını, lisansa konu olan mal ve/veya

hizmetleri, marka tescil numarasını, marka adını, varsa lisans ücretinin, lisans

süresini belirtir lisans sözleşmesi ya da bu sözleşmenin aslına uygunluğunun noter

tarafından tasdikli örneği,

c. Ücretin ödendiğini gösterir belge,

d. Talep vekil aracılığıyla yapılmışsa vekaletneme veya vekilin talep sahibi kişiden

önceden alıp enstitüye vermiş olduğu vekaletnameye atıf.

Marka yönetmeliği değiştirilmeden önce, madde 23’de; “lisans için aşağıdaki

belgelerin verilmesi zorunludur” ifadesi yer almaktaydı. Kanımızca yanlış olan bu

ifade, sanki marka lisansı sözleşmesinin geçerli olabilmesi için hükümde sayılan

belgelerin verilmesinin zorunlu olduğu gibi bir yanlış anlaşılma olasılığı ortaya

çıkarmaktaydı. Şuanda kullandığımız Markalar Yönetmeliği madde 20’de; “lisansın

sicile kaydı ve yayımlanması için aşağıdaki belgelerin verilmesi zorunludur” hükmü

yer almaktadır. Bu hükümle birlikte, sadece lisansın sicile tescil edilmesi için bu

belgelerin gerekli olduğu vurgulanmış ve söz konusu yanlışlık ortadan kaldırılmıştır.

Marka lisansı sözleşmesinin sicile tescilinin kim tarafından gerçekleştirileceği, ne

MarkKHK ne de MarkKHKY’de belirtilmemiştir. 40/94 Sayılı Topluluk Markası

Hakkında Konsey Tüzüğü’nün 22/5 maddesi, taraflardan birinin, yani lisans veren ya

da lisans alanın talebi üzerine, Topluluk Markası’na ilişkin lisansın sicile işlenmesi,

tescil edilmesi ve yayınlanması gerektiğini hükme bağlanmıştır. İsviçre Markalar

Kanunu 18/2 maddesi de; “Lisans sözleşmesi, tarafların birinin talebi üzerine sicilde

119

Wilkof, N., 1995, s.15.

Page 66: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tescil edilebilir. Bu durumda lisans hakkı, markada sonradan hak sahibi olanlar

karşısında da etkisini sürdürür.” hükmüne yer vermiştir.120

Kanaatimizce bu yetkinin, MarkKHK m. 16/6 hükmünde yer alan “devir” halinde

olduğu gibi, lisans sözleşmesinin her iki tarafınada, yani hem lisans veren hem de

lisans alana tanınmasının uygun olacağı düşünülmektedir. Markalar Kanunu

Tasarısı’nda bu eksiklik görülmüş ve madde 44/5’e; “Lisans, taraflardan birinin ilgili

markanın tescil numarasını belirtir imzalı talebi, Yönetmelikte belirtilen belgelerin

teslim edilmesi ve ücretin ödenmesi ile sicile kaydedilir ve gazetede yayımlanır.”

hükmü yerleştirilerek, lisansın sicile kaydedilmesinin lisans alan veya lisans veren

tarafından yapılabilmesine imkan tanınmıştır.

MarkKHK madde 18/2’de rehin, MarkKHK madde 19/2’de de haciz ile ilgili olarak

sicile kaydedilir ve yayımlanır hükümleri yer almaktadır. Eski MarkKHKY madde

23/3’de; “Yenilenen marka ile, marka sicil kaydında yapılan her türlü değişiklik

Resmi Marka Gazetesinde ilan edilir. Bunun için Ücret Tebliğinde öngörülen ücret

ödenir.” hükmü yer almaktaydı. Şuan kullanımda olan Yönetmeliğin lisansla ilgili

olan 20. maddesinde; “lisansın sicile kayıdı ve yayımlanması için aşağıdaki

belgelerin verilmesi zorunludur” hükmü yer almaktadır. Markalar Kanunu

Tasarısı’nda da madde 44/5’de, “gazetede yayımlanır” ifadesine yer verilmektedir.

Hem MarkKHKY, hem de Markalar Kanunu Tasarısı’nda yapılan düzenlemelerle

yayım konusuna da açıklık getirilmiştir.

MarkKHK m. 21/10’da; “Lisans sicile kayıt edilmediği sürece iyiniyetli üçüncü

kişilere karşı ileri sürülemez.“ hükmü yer almaktadır. Marka lisansı, marka lisansını

bilen veya bilmesi gereken kötü niyetli kişilere karşı, lisansın sicile tescilinden önce

de ileri sürülebilir. İnhisari ya da basit lisansın verilmesinden sonra, marka, bir başka

kişiye devrolur veya bir başkasına lisans hakkı verilirse, önceki lisans alanın, bu

hakkını markayı devralana ya da sonraki lisans alana ileri sürebilmesi için, lisans

hakkının sicile tescil edilmiş olması lazımdır. Ancak, markayı devralan ya da sonraki

lisans alan, daha önce bir lisans sözleşmesinin yapıldığını biliyor ya da bilmesi

120

Gürzumar, O., 1994, s.522.

Page 67: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

gerekiyorsa, önceki lisans alan, lisans hakkı marka siciline tescil edilmemiş olsa bile,

bu hakkını devralan ya da sonraki lisans alana karşı ileri sürebilir.

Lisans alan kabul etmedikçe, markayı devralan, lisans sözleşmesinin tarafı

olamayacaktır. Ancak, basit lisans sahibi, markaya tecavüz halinde devralana

başvurmak zorundadır. Çünkü, eski hak sahibinin artık marka hakkına dayanma

imkanı yoktur. Bu durumda, lisans sahibi, işin niteliği gereği devralanı muhatap

kabul etmek zorundadır. Markayı devralan, devirden haberdar olmayan iyiniyetli

lisans alandan, lisans ücretinin kendisine ödenmesini isteyemez ve lisans alan, sicilde

marka sahibi olarak görünen kişiye lisans bedelini öder ve borçtan kurtulur.

Page 68: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN HÜKÜMLERİ

3.1. Genel Olarak

Marka lisansı sözleşmesi, marka sahibi, yani lisans verenin sahip olduğu marka

hakkından lisans alanın yararlanmasını yükümlendiği ve buna karşılık, lisans

alanında marka sahibinin bu hakkını kullanması karşılığında bir ücret ödemeyi

üstlendiği atipik (isimsiz) bir sözleşmedir.

Marka lisansı sözleşmesinin, tek bir hak ya da tek bir yükümlülükten oluşmasından

söz edilemez. Marka lisansı sözleşmesi, hak ve yükümlülüklerden meydana gelen bir

bütündür ve bu bütün içerisinde kısmen olumsuz kısmen de olumlu nitelikler

birarada yer almaktadır. Lisans sözleşmesinde yer alan tarafların yükümleri,

sözleşmenin hukuksal niteliğine bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi, tarafların

sözleşme özgürlüğü çerçevesinde kararlaştırıcakları yükümler biçiminde de ortaya

çıkabilir.

Lisans veren, lisans alanın, markadan yararlanma hakkını sağlamak ve bu hakkı

sözleşme süresince kullanıma hazır bulundurmakla yükümlüdür. Lisans alan ise,

lisans bedelini, lisans verilmesine ilişkin diğer ücretleri ödemekle ve lisans konusu

hakkın kullanılması ile yükümlüdür.

Marka lisansı sözlesmesinde tarafların haklarından ve borçlarından söz edilebilir.

Lisans alanın hakları, lisans verenin yükümlü olduğu borçlara, lisans verenin hakları

da lisans alanın yerine getirmekle yükümlü olduğu borçlara karşılık gelir.

Marka lisansı sözleşmesinde, tarafların ana yükümlülüklerinin yanı sıra çeşitli yan

yükümlülükleride bulunmaktadır. Yan yükümlülüklerin sınırlı bir biçimde sayılması,

her bir sözleşme farklı hükümler içerdiği ve sözleşme taraflarının çıkarları değişik

olduğu için tüketici bir biçimde gerçekleştirilemez.121

121

Özel, Ç., 2002, s.130.

Page 69: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.2. Lisans Verenin Yükümlülükleri

3.2.1. Lisans Verinin Markayı Kullandırma Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans verenin asli borcu, marka üzerindeki hakkı,

lisans alana, sözleşme şartları içinde kullandırmaktır. Markanın kullanılmasını

sağlama borcunun lisans veren tarafından yerine getirilebilmesi için, öncelikle bir

markanın varlığı gereklidir ve bu markanın varlığının, hem sözleşmenin yapıldığı

sırada hem de devam ettiği müddetçe sağlaması gerekir. Kullandırma izni tasarrufi

nitelik taşır.122

Kullandırma izni, sadece izin vermek şeklinde değil, aynı zamanda,

lisans sözleşmesi süresince kullanmaya bizzat veya başkası aracılığıyla engel

olmama, güçlük çıkarmama, katlanma, lisans alanı üçüncü kişilerin hak iddialarından

kurtarma borçlarını da kapsar ve bu konuda satım sözleşmesinin zapta karşı tekeffül

hükümlerine uyarlanarak uygulananır.123

Lisans veren, markanın kullanımını sağlamak için her türlü önlemi almak zorundadır.

Lisans verenin alacağı bu önlemler her olayda farklılık gösterir. Lisans veren, lisans

konusu markanın, marka siciline tescil edilmiş olduğunu sağlamak yükümlülüğü

altındadır. Lisans veren, marka lisansı sözleşmesinin konusunu oluşturan markanın

hükümsüzlük nedeni taşımamasını ve daha sonradan da hükümsüzlüğe yol

açabilecek durumlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Lisans veren, sözleşme

konusu hakkın, üçüncü kişiler tarafından kısmen veya tamamen kısıtlanmamasından

veya ortadan kaldırılmamasından ve üçüncü kişinin üstün hakkına dayanarak ileri

sürebileceği ve lisans konusu markanın kısmen veya tamamen kısıtlanması veya

ortadan kaldırılmasına neden olacak nisbi red nedenlerini tekeffül yükümlülüğü

altındadır. Lisans veren, lisans sözleşmesi süresince marka hakkının sona ermemesi

için gerekli önlemleri almak ve gerekiyorsa koruma süresini yenileme yükümlülüğü

altındadır. Lisans veren, marka lisansı sözleşmesi süresince marka hakkından

vazgeçmeme yükümlülüğü altındadır. Şimdi, yukarıda kısaca değindiğimiz lisans

verenin kullandırma borcuyla ilgili yükümlülüklerini daha ayrıntılı olarak

inceleyelim.

122

Tekinalp, Ü., 1999, s.432., dn.12 123

Özel, Ç., 2002, s.130., Özdemir, O., 2002, s.142.

Page 70: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

a. Marka Hakkının Lisans Sözleşmesinin Yapıldığı Sıradaki Şekli Varlığını

Garanti Yükümlülüğü

MarkKHK’da belirlenen koruma hakkından yararlanacak olan işaret yani marka,

ilgili sicile kayıtlı olmaması (tescilli olmaması) durumunda, biçimsel anlamda

markanın yokluğu ortaya çıkar. Bir marka lisansı sözleşmesinde, lisans veren, lisans

sözleşmesinin yapıldığı sırada lisans konusu markanın marka siciline tescil edilmiş

olduğunu, başka bir deyişle markanın şekli varlığını tekeffül borcu altındadır.

Marka lisansı Sözleşmesinin yapılması sırasında, marka hakkının şeklen mevcut

olmaması, yani markanın ilgili sicilde kayıtlı olmaması halinde, sözleşme konusuz

kalmakta, bu nedenle lisans verenin ifası mümkün olmamaktadır. Böyle bir durumda,

kural olarak, geçersiz bir sözleşme ile karşı karşıya kalındığı için, BK m. 20/1 gereği

ve sözleşme öncesi hukuki imkansızlık nedeniyle lisans sözleşmesi hükümsüzdür.

Çünkü bu durumda, lisans verenin, sözleşme ile lisans alana vaadettiği, hukukun,

kendisine ilgili FM hakkı üzerinde tanıdığı ve tam olarak koruduğu bir inhisari

kullanma olanağından, lisans alanı yararlandırması mümkün değildir. Başka bir

deyişle, bu durumda lisans sözleşmesi konusuzdur. Konusunu, MarkKHK uyarınca

tescilli bir marka oluşturan bir lisans sözleşmesinde, söz konusu marka gerçekte

tescilli değilse, lisans sözleşmesi hükümsüzdür.124

Geçersiz bir marka lisansı sözleşmesi herhangi bir şekilde hüküm doğurmayacaktır.

Buna karşılık, markanın yokluğunu bilen lisans veren bu davranışı ile lisans alana

karşı “culpa in controhendo” dan kaynaklanan ve kusurun derecesine göre belirlenen

bir yükümlülük altında olacaktır.

Uygulamada çok fazla karşılaşılmamasına rağmen, tescilsiz bir işaretin de, marka

lisansı sözleşmesinin konusu olması, yani lisansa verilmesi mümkündür. Böyle bir

durumda, markanın şeklen bir hak olarak ortaya çıkmamasına karşın, hukuken bu

şekilde bir marka lisansı sözleşmesinin yapılması mümkündür. Ancak, tarafların

124

Gürzumar, O., 1995, s.133.

Page 71: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşmeyi, markaya ilişkin izin verilmesi koşuluna bağladığı ya da bunun

sözleşmenin temelini oluşturması halinde hukuki durum açıklık kazanacaktır.125

b. Markanın Hükümsüzlük Nedeni Taşımadığını Garanti Yükümlülüğü ve

Hükümsüzlüğün Sözleşme Üzerindeki Etkisi

MarkKHK madde 42’de öngörülen sebeplerin varlığı halinde, markanın sicilden

silinmesine markanın hükümsüzlüğü denir. Markanın hükümsüzlüğünü, zarar gören

kişiler, Cumhuriyet Savcıları ve ilgili resmi makamlar (TPE) talep edebilir.

(MarkKHK m. 43)

MarkKHK m. 42’de belirtilen hükümsüzlük halleri aşağıdaki gibidir:

- KHK m. 7’de belirtilen mutlak red nedenlerinin varlığı (KHK m. 7/ı maddesinde

tanınmış markalar için belirtilen davanın tescil tarihinden itibaren en geç 5 yıl

içerisinde, markanın tescilinde kötü niyet bulunması halinde süresiz olarak iptal

davası açılabilir (KHK. m. 42/1(a)).

- KHK m. 8’de belirtilen nisbi red nedenlerinin varlığı (KHK m. 8/son fıkrası

çerçevesinde, açılan davada önceki hak sahibi koruma süresinin bitiminden itibaren 2

yıl içinde markasını kullanmamışsa, bu bir hükümsüzlük nedeni sayılmaz.) (KHK m.

42/1(b))

- KHK m. 14’de belirtilen haller (Ancak, 5 yıllık sürenin bitmesi ile davanın açıldığı

tarih arasında ciddi bir biçimde kullanma hükümsüzlük nedeni sayılmaz. Dava

açılacağı düşünülerek kullanma gerçekleşmişse, mahkeme davanın açılmasından

önceki 3 ay içerisinde gerçekleşen kullanmayı dikkate almaz.) (KHK m. 42/1(c))

- Marka sahibinin davranışları nedeniyle, marka mal ve hizmetler için yaygın bir ad

haline gelmişse (KHK m. 42/1(d))

125

Ayiter, N., 1968, s.124., Ortan, N., 1979, s.186.

Page 72: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

- Hak sahibi veya yetkili kıldığı kişi tarafından kullanım sonucunda, tescil edildiği

mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda halkta

yanlış anlama ihtimali varsa (KHK m. 42/1(e))

- KHK m. 59’a aykırı kullanım (KHK m. 42/1(f))

MarkKHK 42/1(a-b) maddelerinde, mutlak ve nispi ret sebeplerinin varlığına rağmen

her nasılsa tescili yapılmış markaların hükümsüzlüğünden, KHK m. 42/1(c-d-e)

maddelerinde ise tescil sırasında varolmayıp sonradan ortaya çıkmış hallerdeki

hükümsüzlükten bahsetmektedir.

Gerekli yasal koşullar mevcut olmamasına rağmen, MarkKHK uyarınca verilmiş

marka, ilgili sicile kayıtlı olduğu için hukuken şekli anlamda varlığını korumakta,

yani şeklen mevcut bulunmakta, ancak maddi hukuk yönünden mevcut değil, bir

başka ifadeyle ilgili sicildeki kaydı geçersiz sayılmaktadır. Böyle bir durumda,

sözleşmenin yapılması sırasında markanın, MarkKHK hükümleri gereğince, mutlak

red nedenleri ile malul olması halinde, Borçlar Kanunu’nun 20/1 maddesi hükmü

gereğince ve sözleşme öncesi hukuki imkansızlık nedeniyle lisans sözleşmesinin

butlanı söz konusu olacaktır. Bu durumda taraflar için doğacak hukuki sonucu

saptıyabilmek için, markanın hükümsüzlüğünün bilinip bilinmediği ya da bilinip

bilinmeyişi konusunda bir yükümlülüğün olup olmadığının araştırılması

gerekmektedir.126

Sözleşmenin yapılması sırasında, sözleşmenin konusunun hukuken geçerlilik

kazanmamış olması, sözleşmeyi konusuz kılmakta ve lisans verenin, lisans alana

karşı sorumluluğunu doğurmaktadır.127

Markanın şeklen hukuki varlığa sahip

olmadığını bilmemek, lisans verenin ihmali olarak değerlendirilebilmesine karşın,

marka sicilinin aleniyeti karşısında, tek taraflı olarak lisans verenin ihmalinden

bahsedilmesi hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde uygun olmayabilir.

126

Gürzumar, O., 1995, s.136., Ortan, N., 1979, s.188., Ayiter, N., 1968, s.124. 127

Arkan, S., C.II, 1998, s.199.

Page 73: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Markanın hükümsüzlüğüne, marka lisansı sözleşmesinin yapılmasından sonra karar

verilirse, lisans alan, markadan yararlanma hakkını yitirecektir. MarkKHK m. 44/1,

“Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe

etkilidir.” hükmüne yer vermiştir. Ancak, hükümsüzlüğün geriye doğru etkili

olmasının bazı istisnaları görülmüştür. MarkKHK m. 44/2, “Marka sahibinin kötü

niyetli olarak hareket etmesinden kaynaklanan, zararın giderilmesine ilişkin tazminat

talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlüğün geriye dönük etkisi, aşağıdaki

durumları etkilemez.” hükmünü öngörerek; 44/2(b) bendi “Markanın

hükümsüzlüğüne karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmeler ancak,

hal ve şartlara göre, haklı sebepler ve hakkaniyet düşüncesi ile sözleşme uyarınca

ödenmiş bedelin kısmen veya tamamen iadesi mümkündür.” ifadesini içermektedir.

Burada kastedilen sözleşmelerden bir tanesi de marka lisansı sözleşmesidir.

MarkKHK m. 44/2’deki istisnanın uygulanabilmesi için, sözleşmenin yapılması yeterli

değildir, sözleşmenin uygulanmış olması da gereklidir. Uygulama ile kastedilen;

"tasarruf” işleminin gerçekleşmesi ve buna dayanılarak markanın fiilen kullanılmasına

başlanmış veya buna yönelik hazırlıkların yapılmış olduğu vurgulanmaktadır.128

Bir

marka lisansının söz konusu olduğu halde, lisans sahibinin, malı üretmiş veya

üretme sürecini başlatmış ya da markalı ambalajı bastırmış olması gerekir. Yoksa

tasarruf işlemi gerçekleştirilmiş olsa bile, bu anlamda uygulama yoksa hüküm tatbik

edilemez.

MarkKHK madde 44/2(b)’de yer alan, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmeden

önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmelerin, hükümsüzlük kararının geriye etkili

olmayacağı kuralından etkilenmeyeceğine ilişkin hüküm bazen mutlak olarak

uygulanır, bazen de sadece sözleşmenin uygulanmasından doğan sonuçları

kapsayabilir.

Bir marka lisansına dayanılarak üretilen malların üzerine lisans konusu marka

konulmuş, mallar satışa sunulmuş, depolanmış ya da başkasıyla bir anlaşma

yapılmışsa, hükümsüzlük kararına rağmen, mezkur malların satışına, ithaline ve

128

Tekinalp, Ü., 1999, s.29.

Page 74: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

teslimine engel olunamaz. Çünkü bu durumda, sözleşme uygulanmış olmaktadır.

Ancak, lisans alan, 44/2(b) hükme dayanarak siparişi alınmış olanlar dahil yeni

üretim yapamaz.

Yapılmış ve uygulanmış marka lisansı sözleşmelerinde karşılaşılan marka

hükümsüzlüğünün etkileri sorunu, zaman zaman kolay olarak çözümlenemez.

Sözleşmeye güvenerek çesitli hazırlıklar yapmış, üretim makinaları temin etmiş veya

bu makinaların ücretini ödeyerek sipariş etmiş olan lisans alana, bir defaya mahsus

olmak üzere izin verilmesi adil değildir.

Marka sahibinin kötü niyetli hareket etmesinden kaynaklanan tazminat talebi,

MarkKHK madde 44/2 hükmü kapsamında lisans alanın hakkıdır. Yani, haklı

sebepler ve hakkaniyet düşüncesi ile, sözleşme uyarınca ödenmiş bedelin kısmen

veya tamamen iade edilmesi öngörülmüştür. Bazı durumlarda bu önlemler lisans

alanı tatmin etmeyebilir. Bu sebeple, MarkKHK m. 44/2(b) hükmünün, bazı hallerde

mutlak olarak uygulanması gereği de ortaya çıkabilir. Lisans verenin, hükümsüzlük

davasını açmakta gecikerek zararı büyüttüğü hallerde, geriye etki kuralının istisnası

mutlak olarak tatbik edilebilir.

Lisans veren, marka lisansı sözleşmesinin yapıldığı sırada, markanın hükümsüzlük

nedenlerinin varlığını biliyor ve/veya bilmesi gerekiyor ve lisans alan tarafa bu

durumla ilgili bir açıklama yapmamış ve kötü niyetli olarak markayı lisans konusu

yapmışsa, “culpa in contrahendo” gereğince, markanın hükümsüzlüğüne karar

verilmiş olması nedeniyle sorumlu olacak ve lisans alanın uğradığı zararları tazminle

yükümlü olacaktır. Burada önemli olan nokta, lisans alanın, markanın hukuk

açısından mevcut olmamasını, dolayısıyla sözleşmenin imkansızlık nedeniyle

geçersiz olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Lisans verenin ödeyeceği

tazminat, lisans alanın markayı, hükümsüzlüğe kadar kullanması dikkate alınarak

hesaplanacak ve bu süreye tekabül eden miktar, lisans verenin ödeyeceği tazminattan

düşülecektir.

Page 75: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Bazı hukukçular öğretide konuya farklı yaklaşımlarla bakmaktadırlar. Bu konuyla

ilgili ilk görüş; lisans verenin tazminat sorumluluğunun sadece “culpa in

contrahendo” ya dayandırılmasıdır.129

İkinci görüşe göre ise; sorumluluğu, sadece

lisans verenin BK m. 28 uyarınca hilesine dayanılması gerektiğini ve lisans verenin

de anılan hüküm uyarınca menfi hatta müspet zararları ödemekle yükümlü olduğu

fikri öne sürülmektedir.130

Öğretide yer alan diğer bir görüste ise; lisans verenin

sorumluluğunun hem “culpa in contrahendo” hem de hileye dayandırılması

gerektiğini düşünmektedir.131

Lisans verenin sorumluluğunun BK m. 28 hükmü anlamında hileye de

dayandırılması, maddi hukuka göre mevcut olmayan bir münhasır hakka ilişkin,

mutlak olarak batıl bir lisans sözleşmesinin, BK m. 31’deki bir yıllık sürenin

geçmesiyle geçerli hale gelebileceği şeklinde bir yanılgıya götüreceği

belirtilmektedir.132

Kanaatimizce de, lisans verenin sorumluluğunun, sadece “culpa

in contrahendo” ya dayandırılması gerekmektedir.

Lisans alanın, lisans sözleşmesi yapılması sırasında, markanın hükümsüzlük

nedenlerini bilmesi ve bu durumla ilgili lisans verene karşı bir açıklamada

bulunmaksızın sözleşmeyi yapması ve daha sonradan markanın hükümsüzlüğüne

karar verilmesi halinde, lisans verenin sorumluluğu söz konusu olmayacaktır. Bu

durumda, kural olarak lisans alan tarafından sözleşmenin fesih edilmesi mümkün

olmamalıdır. Lisans verenin sorumluluğu, MK m. 2 gereğince reddedilmelidir.133

Lisans sözleşmesinde yer alan her iki tarafın da, hükümsüzlük nedenleri hakkında

bilgi sahibi olmasına rağmen, lisans anlaşması yapmış olmaları halinde,

hükümsüzlük nedeniyle lisans verenin sorumluluğu söz konusu olmamalıdır. Bu

durumda, sözleşmenin akıbeti konusunda BK madde 117’de yer verilen, gerek işlem

temelinin ortadan kalkması gerek ifanın sonraki imkansızlığı sonucunun ortaya

129

Gürzumar, O., 1995, s.136., Arkan, S., C.II, 1998, s.189. 130

Ayiter, N., 1968, s.124. 131

Ortan, N., 1979, s.188. 132

Gürzumar, O., 1995, s.136. 133

a.g.e., s.137., Arkan, S., C.II, 1998, s.189., Ayiter, N., 1968, s.124., Ortan, N., 1979, s.188.

Page 76: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

çıkmaktadır ve onların birbirlerine karşı bu sonuçtan sorumlu olmayacakları kabul

edilmektedir.134

Markanın lisansa verilmesinden hemen sonra hükümsüzlük kararı verilmişse, lisans

alan markadan hiç yararlanamayacak demektir. Dolayısıyla, lisans alan bu durumda,

MarkKHK m. 44/2(b) hükmü gereğince, ödemiş olduğu lisans bedelinin tamamının

iadesini talep edebilir. Buna karşılık, lisans alan marka hakkından bir süre

yararlanmış, başka bir deyişle hükümsüzlük kararı lisans sözleşmesinin

yapılmasından belli bir süre sonra verilmişse, lisans bedelinden uygun bir indirim

yapıldıktan sonra kalan kısmının iadesi hakkaniyete uygun düşecektir.135

c. Üçüncü Kişilerin Marka Lisansı Üzerindeki Etkilerini Engelleme

Yükümlülüğü

Lisans sözleşmelerinde lisans veren, sadece koruma hakkının lisans alana tanınması

değil, aynı zamanda sözleşme konusu hakkın üçüncü kişiler tarafından kısmen veya

tamamen kısıtlanmamasından veya ortadan kaldırılmamasından da sorumlu

olmaktadır. Bundan dolayı, lisans veren, üçüncü kişinin üstün hakkına dayanarak

ileri sürebileceği ve lisans konusu markanın kısmen veya tamamen kısıtlanması veya

ortadan kaldırılmasına neden olacak nisbi red nedenlerini tekeffül yükümlülüğü

altındadır.

İnhisari lisans sözleşmelerinde, önceki tarihli basit lisans sözleşmelerinin varlığı ya

da rüçhan haklarının varlığı hukuki ayıp olarak nitelendirilir.136

İnhisari lisans

sözleşmelerinde, lisans veren, marka hakkını lisans alana tek başına kullandırma

yükümlülüğü altındadır. Ancak, bu durumda lisans alan, önceden hak sahibi olan

üçüncü kişiye karşı bir hak ileri süremeyecektir. Burada önemli olan nokta ise, daha

önceden yapılan basit marka lisansı sözleşmesinin sicile kayıtlı olup olmamasıdır.

Eğer ki, daha önceden yapılan basit lisans sözleşmesi sicile kayıtlı değilse, bu

134

Ayiter, N., 1968, s.125., Ortan, N., 1979, s.189. 135

Arkan, S., C.II, 1998, s.188. 136

Ortan, N., 1979, s.206.

Page 77: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

durumda, basit lisans sahibinin, sonraki iyi niyetli inhisari lisans alana karşı,

sözleşmeden doğan haklarını öne sürmesinden söz edilemez. Buna karşılık, daha

önceden yapılan basit lisans sözleşmesinin sicile kayıtlı olması durumunda, marka

sicilinin aleniyetinden dolayı, lisans alanın bu durumu bilmemesine rağmen hukuki

ayıptan bahsetmek uygun olmayacaktır.

Doktrindeki hakim görüş olarak, lisans verenin sorumluluğu açısından “hukuki ayıp”

ve “zapta karşı tekeffül” kurumları farklı kurumlar olarak değerlendirilmektedir.

Üçüncü kişilerin marka lisansı sözleşmelerine etkileri, hukuki ayıp olarak

nitelendirilirmektedir. Doktrinde bir görüşe göre, hukuki ayıplar nedeniyle

sorumluluğun, zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanacağı şeklindedir.137

Buna

karşı olan diğer görüş ise, hukuki ayıplar nedeniyle sorumluluğun, ayıba karşı

tekeffül hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır.138

Kanaatimizce, ikinci görüşün uygulanmasının doğru olacağını kabul etmekteyiz.

Yani, hukuki ayıplar nedeniyle sorumluluğun, Borçlar Kanunu’nun 194. ve 249.

maddeleri çerçevesinde değererlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Lisans alanın kullanım hakkının hukuki ayıplar nedeniyle kısıtlanması durumunda,

lisans alanın, ayıba karşı sorumluluğu belirleyen hükümler çerçevesinde lisans

ücretinin indirilmesini talep etme hakkı vardır. Bunun yanında, lisans alanın, marka

lisansı sözleşmesine dayanan hakkının üçüncü kişiler tarafından sözleşmenin

devamını kendisi için çekilmez kılacak nitelikte etkilenmesi halinde sözlemeyi fesh

etme hakkı da bulunmaktadır.139

Lisans alanın, yukarıda bahsettiğimiz durumdan dolayı sözleşmeyi feshetmesi

halinde, Lisans veren, lisans alanın, lisans sözleşmesinin hukuki ayıp içermesi

nedeniyle uğramış olduğu doğrudan zararı karşılamakla yükümlüdür. Ayrıca,

lisans veren kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmediği müddetçe

lisans alanın dolaylı zararınıda karşılamakla yükümlüdür (BK m. 205). Eğer ki,

137

Tekinalp, Ü., 1999, s.432. 138

Gürzumar, O., 1995, s.144., Yavuz, C.; “Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler”, C.I, İstanbul,

1994., s.84. 139

Gürzumar, O., 1995, s.145., Yavuz, C., 1994, s.98., Ortan, N., 1979, s.301.

Page 78: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

üçüncü kişilerin lisans sözleşmesine etkileri, sözleşmede belirlenen lisans ücretine

denk gelmekteyse, lisans alanın sadece sözleşmeden dönme hakkının varlığının

olduğunun kabulü doğru olacaktır (BK m. 202/3).

Lisans sözleşmesinin yapıldığı sırada, lisans alanın markayı kullanım hakkına ve

lisans sözleşmesine üçüncü kişilerin belirtilen şekillerde müdahale etme

ihtimallerinin lisans veren tarafından bilinmesi ve bu durumun bilinmesine rağmen,

lisans alana söylenmemesi halinde, BK m. 28 ve devamı hükümleri gereği lisans

verenin hileden dolayı sorumluluğu doğmaktadır.140

Bu durumda yani, lisans verenin

hile hükümlerine başvurması halinde, lisans alanın seçimlik hakkından söz etmek

mümkündür. Aldatılan lisans alan, isterse hile nedeniyle lisans sözleşmesini

feshedebilir, isterse icazet vererek akdin geçerliliğini koruyabilir. Burada

bahsettiğimiz iki durumda da lisans alan, Borçlar Kanunu madde 31/2 hükmü

çercevesinde zararlarının karşılanması talebinde bulunabilir.141

Hile hükümleri çerçevesinde lisans verenin sorumluluğuna gidilmesi durumunda, BK

m. 202 de olduğu gibi, lisans sözleşmesinin devamının lisans alan için çekilmez

nitelikte olduğunun ispatına ihtiyaç duyulmamaktadır (BK m. 31/1).

Marka lisansı sözleşmesi inhisari nitelikte ise, lisans verenin, sözleşmenin yapılışı

sırasında mevcut olan üçüncü kişilere ait lisans hakları nedeniyle sorumlu

tutulabilmesi, açıkça anlaşılır bir sonuçtur. Bunun nedeni ise, lisans veren inhisari

lisans alana, lisans konusunu tek başına kullanma olanağı tanıyacağı şeklinde bir

taahhütte bulunmuştur. Bunu karşılık, lisans alana tanınmış olan kullanma hakkının

basit olması, yani sonradan yapılan sözleşmenin bir basit lisans sözleşmesi olması

durumunda da, lisans verenin aynı gerekçelerle sorumlu tutulabileceği, çünkü bu

durumda somut olayın özelliklerinden veya sözleşmeden aksi sonuç çıkarılamıyorsa,

sonradan yapılan sözleşmedeki basit lisans alanın, lisans konusu üzerinde,

başkalarına önceden tanınmış lisans haklarının mevcut olduğunu bilseydi, sözleşmeyi

aynı şartlarla yapmayacağı ileri sürülmektedir142

.

140

Gürzumar, O., 1995, s.146. 141

Eren, F.; “Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, C.I, Ankara, 1994, s.484. 142

Gürzumar, O., 1995, s.146.

Page 79: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Marka lisansı sözleşmesi yapıldıktan sonra, lisans konusu marka üzerinde üçüncü

kişilere lisans hakları tanınmasını halinde; yapılan sözleşme basit lisans sözleşmesi

ise, lisans alan, lisans verenin, lisans konusu marka üzerinde üçüncü kişilere de

kullanma hakkı vermesini kabul etmek durumundadır. Böyle bir durumda, lisans

verenin üçüncü kişilere aynı marka üzerinde lisans hakları tanıma hak ve yetkisinin,

dürüstlük, iyiniyet kuralları ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesinde

sınırsız olmadığını da belirtmek gerekir. Eğer marka lisansı sözleşmesi inhisari

nitelikte bir sözleşme ise, lisans verenin, sözleşme yapıldıktan sonra, lisansa konu

olan marka üzerinde üçüncü kişilere de lisans hakları tanıması halinde, lisans alan,

lisans vereni, BK m. 96 vd. hükmü gereğince, akdin müspet ihlali nedeniyle sorumlu

tutabilir ve hatta koşulları oluşmuşsa, sözleşmeyi haklı sebeple ve derhal feshetme

hakkına sahiptir.143

d. Marka Hakkının Yenilenmesi ve Marka Hakkından Vazgeçmeme

Yükümlülüğü

Lisans sözleşmesi, kullanma ve yararlanma hakkının sağlanmasına ilişkin sözleşme

tipleri arasında yer aldığı için, devamlı ve uzun süreli bir ilişki yaratır. MarkKHK

madde 45’de, marka hakkının, koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde

sahibi tarafından yenilenmemesi ya da marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi

durumlarında sona ereceği belirtilmektedir. Lisans veren, lisans sözleşmesi süresince,

marka hakkının sona ermemesi için gerekli önlemleri almak ve gerekiyorsa koruma

süresini yenilemek zorundadır.

MarkKHK’nın 40. maddesinde, “Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden

itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler halinde yenilenir.” hükmü yer

almaktadır. MarkKHK m. 41’de ise, “koruma süresi sona eren marka, sahibinin veya

onun yetkili kıldığı vekilin talebi ve yönetmelikte öngörülen yenileme ücretinin

ödenmesi koşuluyla yeniden yenilenir.” hükmüne yer verilmiştir. Süresi içinde

yenilenmeyen markaların hükümsüz kalması nedeniyle, marka sahibinin markanın

143

Gürzumar, O., 1995, s.147.

Page 80: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

yenilenmesi talebinde bulunma ve yenileme ücretini ödeme yükümlülüğü

bulunmaktadır.

MarkKHK m. 41/5’de, “Koruma süresinin bitiminden itibaren altı aylık süre içinde

yenilenmeyen markalar hükümsüz sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Hükümsüz

sayılma, marka üzerindeki hakkın ve dolayısıyla korumanın, sürenin bittiği andan

itibaren sona ermesi anlamına gelir. Bu durumda, marka hakkı sona erdiği için marka

sahibi kural olarak, inhisari haklarını yitirir ve markayı kullanamaz. Marka hakkının

sona erme tarihinden itibaren, markanın eski sahibi, marka üstünde herhangi bir hak

iddia edemez, markasını devredemez veya markasını lisans konusu yapamaz.

Markanın yenilenmemesi neticesinde marka hakkının sona ermesinin sonuçları

ileriye etkilidir. Ancak, yenilememe ile birlikte sona eren markanın eski sahibine

sağladığı mali menfaatlerin tümü ve dolayısıyla markanın ekonomik değeri de sona

ermiştir. Bu durumda, markanın yenilenmemesi neticesinde hükümsüz sayılması

sonucunda, lisans alan artık herhangi bir lisans ücreti ödemeksizin markayı

kullanmaya devam edebilir.

Kural olarak, marka sahibi, markanın kullanılacağı mal ve/veya hizmetlerin bir

kısmından veya tamamından vazgeçme hakkına sahiptir. Marka sahibinin, kullanma

süresi dolmadan, marka hakkından kısmen veya tamamen vazgeçmesi, kendi rızası

ile terk etmesi, markayı herkesin serbest kullanımına bırakması, marka sahibinin

marka hakkından vazgeçtiği anlamına gelmektedir. MarkKHK m. 46/1 hükmü

gereğince, vazgeçme Türk Patent Enstitüsü’ne yazılı olarak bildirilmelidir. Marka

lisansı sözleşmesinin söz konusu olduğu hallerde, lisans veren, marka hakkından

vazgeçemez. MarkKHK’nın 46/3 hükmünde, marka sahibinin, ancak marka siciline

kaydedilmiş hakların ve lisans alanın izni ile marka hakkından vazgeçebileceği

belirtilmiştir. MarkKHK’nın 46/3 ve 4 hükümleri gereğince, eğerki marka lisansa

verilmişse, yani marka üzerinde bir üçüncü kişi tarafından hak sahipliği iddia

ediliyorsa, bu şahsın izni olmadan marka hakkından feragat edilemez.

Page 81: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Henüz tescil edilmemiş bir markanın üzerinde lisans sözleşmesi kurulması halinde,

lisans veren, yani markasını tescil ettirmek için başvuruda bulunan kişi, marka tescil

başvurusunu geri çekemez.

Lisans veren, sözleşmede marka hakkından vazgeçme hakkını saklı tutabilir. Ancak

sözleşmede böyle bir hüküm olmasına karşın, lisans alan tarafından bu duruma onay

verilmeyebilir. Böyle bir durumda, sözleşmenin hükümlerini yorumluyarak, lisans

verenin marka hakkından vazgeçmesinin dürüstlük kurallarına uyup uymadığı tespit

edilmelidir.144

Bu konuyla ilgili bir diğer sorunda, lisans alan ile yapılan marka

lisansı sözleşmesinde, markadan vazgeçme hakkını saklı tutan lisans verenin, bu

hakkı kullanmasına, alt lisans alanın onay verip vermeyeceğidir. Bu duruma şu

şekilde bir açıklama yapabiliriz; yapılan alt lisans sözleşmesinin esas sözleşmeden

daha kapsamlı olamayacağı kesindir. Bu sebeple, alt lisans alanın, marka sahibinin

marka hakkından vazgeçme hakkına karşı çıkması mümkün değildir. Bunun yanında,

lisans alanın, marka sahibine izin vermiş olmasına rağmen, alt lisans sözleşmesinde

marka sahibinin bu hakkını kullanamayacağından bahsedilmişse, alt lisans alan bu

duruma karşı çıkmakla birlikte ayrıca zararınıda lisans verenden talep edebilir.145

Lisans sözleşmesinin yapılması sırasında mevcut bir markanın, lisans verence,

koruma süresi sona eren markanın yenilenmesi için gereken yenileme ücretinin

ödenmemesi halinde, lisans alanın hakkı ortadan kalkmış olacaktır. Lisans verenin

marka hakkından feragat etmesi durumunda da, lisans alanın marka hakkı ortadan

kalkmış olur. Ancak, MarkKHK m. 46’daki özel hükmün bu ihtimali temelsiz

bırakıp ortadan kaldırmaktadır. Bu hüküm uyarınca, “Marka Siciline kayıt edilmiş

hakların ve lisans sahiplerinin yazılı izni olmadıkça, marka sahibi marka hakkından

vazgeçemez”. Lisans veren tarafından yenileme ücretlerinin ödenmemesi, aykırılık

oluşturur. Ayrıca, lisans veren, marka hakkından yararlanmanın devamını sağlama

yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmakta ve ifanın imkansızlığına neden

olmaktadır. Bu durumda, lisans verenin borcunun ifası kendi kusurlu davranışıyla

imkansızlaştığı için, taraflar arasındaki sözleşmede başkaca yaptırımların

144

Özel, Ç., 2002, s.134. 145

a.g.e., s.134.

Page 82: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

öngörülmemesi halide, lisans veren, BK m. 96 uyarınca lisans alana karşı sorumlu

olacak, yani borcu bir tazminat borcuna dönüşecektir.146

3.2.2. Mal ve/veya Hizmetin Kalitesini Garanti Etme Yükümlülüğü

Markanın kullanımı üzerinde, kalite kontrolünü gerektirmesiyle, marka lisansı diğer

fikri mülkiyet lisanslarından ayrılır. Marka, bağlantılı olduğu malların kökenini

göstermek suretiyle, malları benzerlerinden ayırt etmeye yarar. Bunun yanında, mal

ve/veya hizmetin kalitesinden sorumlu tutulabilecek bir işletme tarafından

üretildiğini ve orjinal özelliklerinin marka sahibinin izni olmadan değiştirilmediğini

de göstermeye ve garanti etmeye yarar.

Marka sahibi, markasını tescil ettirmek için birçok masrafta bulunur. Marka sahibi

bunun akabinde, markasını tanıtmak için çeşitli reklam ve tanıtım masrafları yapar ve

bu çalışmaları sonucunda markasını belirli bir kalite standardına ulaştırır. Marka

sahibi uzun uğraşlar sonucunda elde ettiği bu kazanımını, lisans alanın markayı

taşıyan malları ve/veya hizmetleri kalitesiz üretmesi ve piyasaya sunması neticesinde

kaybetmek istemez. Bu sebeplerden dolayı, marka sahibine, mal ve/veya sunulan

hzimetlerin kaliteli olması için gerekli önlemleri alma hakkı tanınmıştır.

Kalite kontrolü, marka lisansının ana unsurudur. Lisans veren, lisans alanın üzerinde

markayı kullanabileceği ürünleri belirleyerek, belirlediği bu ürünlerin kalitesini

denetlemeli ve kontrol etmelidir. Zira, burada topluma ilişkin bir menfaat de söz

konusudur ve marka, ürünlerin sorumluluğuna ilişkin nihai kaynak olarak, marka

sahibini göstermeye devam etmektedir. Dolayısıyla, marka sahibi de, bu

sorumluluğun ağırlığını veya markaya ilişkin haklarını kaybetmenin riskini göz

önünde bulundurmalıdır. Aksi takdirde, uzun yıllar sonucunda kazanılmış olan

markanın imajı ve değeri zedelenmiş olacaktır.147

146

Ayiter, N., 1968, s.124., Gürzumar, O., 1995, s.139., Ortan, N., 1979, s.187. 147

Diamond, S.; “Trade Mark Problems and How to Avoid Them”, Chicago, 1973, s.167.

Page 83: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

MarkKHK m. 21/8’de, lisans verenin, lisans alan tarafından üretilen malın ve/veya

sunulan hizmetin kalitesini garanti edecek önlemleri alma yükümlülüğü

bulunmaktadır. Alman ve İsviçre hukuklarında da, marka sahibinin, üçüncü kişilerin

markanın kullanılması nedeniyle yanılgıya düşmesini engellemek için, mal ve/veya

hizmetin markaya uygun kalitede üretilmesini denetleme yükümlülüğü vardır.

Bundan dolayı, lisans veren, malın veya hizmetin kalitesine ilişkin talimat vermese,

sözleşmede bununla ilgili bir hüküm yer almasa bile, lisans alanın kalite garantisi

kanundan doğar. Bu şekilde, markanın, sadece mal ve/veya hizmetin menşeini

gösterme fonksiyonu değil, bunun yanında, markayı taşıyan mal ve/veya hizmetin,

marka sahibinin kontrolü altında üretildiğini garanti etme fonksiyonuda korunmuş

olur.

Lisans verenin, malın kalitesini sağlamak amacıyla alacağı önlemlerin içeriği

hakkında MarkKHK’da ayrıntılı bilgiler yer almamaktadır. Denetleme türleri çok

çeşitlidir. Lisans söleşmesinin tarafları, üretilmiş ürünlerin belirli bir kaliteye

ulaşmasını sağlamak, yani ürünlerin gerekli kalite standartlarını taşımasını sağlamak

için gerekli olan hükümlerin lisans sözleşmesine koyulmasını kararlaştırabilirler.

Lisans alan, talep üzerine masraflar kendisine ait olacak şekilde mal veya hizmetlerin

numunelerini ve ambalajlarını lisans verene vermelidir. Lisans veren ya da onun

yetkilendireceği kişiler tarafından numuneler üzerinde denetim yapılması söz konusu

olabilir. Avrupa Toplulukları Mahkemesi’nin 22/06/1994 tarihli İdeal Standart

Kararında, özellikle markanın garanti etme fonksiyonuna değinilerek, holding-yavru

şirket ilişkisinde holdingin, lisans alan-veren ilişkisinde lisans verenin, lisans

sözleşmesi hükümleri ile denetim olanağına sahip olacağı belirtilmiştir.148

Lisans veren, lisans alan tarafından markanın kullanımının sözleşme şartlarına

aykırılık teşkil etmesine rağmen, kontrol yükümlülüğünü yerine getirmiyorsa,

üçüncü kişi tüketicilerin uğrayabileceği zararlardan dolayı, lisans verenin haksız fiil

hükümlerine göre sorumluluk altında olduğunun kabulü mümkündür.149

Bunun

148

Arkan, S.; “Pr. Dr. Bozer’e Armağan”, Ankara, 1998, s.206., dn.34. 149

Arkan, S., C.II, 1998, s.195., dn.80.

Page 84: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

yanında, lisans verenin kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle,

markanın, tescil edildiği mal ve hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi

kaynağı konusunda halkta yanlış anlama ihmalini ortaya çıkarması, MarkKHK m.

42/e hükmü gereğince, markanın hükümsüzlük nedeni olarak da değerlendirilebilir.

Üretilen malların kalitesini denetleme imkanının ortadan kalktığı hallerde, markanın,

temel fonksiyonunu yerine getirmesine ve tüketicilerin malların menşeini tespit

etmelerine de imkan kalmaz. Dolayısıyla, marka sahibinin kendi denetimi dışında

üretilen kalitesiz mallardan sorumlu olması da düşünülemez. Lisans verenin, kontrol

yükümlülüğünü yerine getiremeyecek durumda olması neticesinde, mal ve

hizmetlerin niteliği, kalitesi, üretim yeri ve coğrafi kaynağı konusunda yanlış anlama

ihtimalilerinin ortaya çıkması hallerinde, markanın hükümsüzlüğünün talep

edilebilecek olması nedeniyle, böyle bir durumda, lisans verenin haklı nedenlerle

lisans sözleşmesini feshetme hakkına sahip olduğunu kabul etmek uygun olacaktır.

3.2.3. Lisans Verenin Yan Yükümlülükleri

Marka lisansı sözleşmelerinin ana unsurunu teşkil etmemekle birlikte, gerek

markanın işlevlerinin gereği gibi yerine getirilmesi ve gerekse ticari hayattaki bir

takım gereksinmelerin giderilmesi amacıyla, sözleşme çerçevesinde, lisans alana bir

takım yan yükümlülüklerin de yüklenmesi mümkündür. Sayısal olarak bu

yükümlülükleri sınırlama olanağı yoktur ve bu yükümlülükler sadece sözleşmede

olmayıp, yasadan ya da güven ve doğruluk kurallarının gereği olarakta ortaya

çıkabilir. Aşağıda, genellikle marka lisansı sözleşmelerine konu olan bazı yan

yükümlülüklerden bahsedelim.

a. Teknik Eleman ve Destek Sağlanması, Elemanların Eğitilmesi ve Gelişmeleri

Bildirim Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans alana, lisans veren tarafından sözleşme süresince

veya sözleşme başlangıcından itibaren belirli bir süre için eğitilmiş işi gücü

Page 85: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sunulacağı kararlaştırılabilir. Bu hizmetin sağlanması için gerekli ücret ve bu ücretin

ne şekilde karşılanacağı sözleşmede belirlenir, ancak kural olarak, personelin

çalışmasından doğan diğer sorunlar ve personele karşı sair yükümlülükler lisans alan

tarafından karşılanmaktadır.

Lisans verenin yaptığı bu hizmet sayesinde, mal ya da hizmetin temininde kalitenin

sağlanması yönünde menfaati olduğu için, personele karşı yükümlülükler taraflarca

ortaklaşa karşılanabilir. Ayrıca taraflarca sözleşmede hükme bağlanarak, lisans veren

tarafından lisans alanın işçilerine eğitim verilebilir ve bu eğitim belirli bir süre için

veya sözleşme devam ettiği sürecede sağlanabilir.

Marka lisansı sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmak suretiyle, lisans alan, lisans

verenden teknik destek sağlayabilir. Marka sahibi, kendi teknik eksiklikleri nedeniyle

lisans veriyor ve markanın bu şekilde piyasaya sunulmasını amaçlıyorsa, lisans

alanın teknik destek alarak malın kalitesini sağlama yükümlülüğünden söz etmek

mümkün değildir.

Lisans verenin, lisans alana teknik eleman gücü ya da teknik destek sağlama ile ilgili

yükümlülüğü sözleşmede mutlaka hükme bağlanmalıdır. Aksi takdirde, sözleşmenin

yapısı gereğince böyle bir yükümlülükten bahsedilemez.

Lisans veren, markada meydana gelen değişiklikleri ve gelişmeleri, markanın garanti

ve ayırt etme fonksiyonlarının işlemesi ile tüketicilerin yanılmasını önlemek için,

lisans alana bildirmelidir. Marka sahibi, tescilli markada yapılan her türlü değişikliği

lisans alana en kısa sürede bildirmelidir ki, lisans alan kendisine sunulan koruma

dışında kalmasın. Taraflarca yapılan lisans sözleşmesinin içeriğinde bu yönde bir

hüküm bulunmasa bile, lisans verenin bu yükümlülüğünün varlığı, doğruluk ve

güven kurallarına dayanarak kendiliğinden ortaya çıkar.

Page 86: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

b. Rekabet Yapmaktan Kaçınma Yükümlülüğü

Rekabetten kaçınma yükümlülüğü, genellikle inhisari lisans sözleşmelerinde görülen

bir olaydır. İnhisari lisans sözleşmelerinde, taraflarca aksi sözleşmede

belirtilmedikçe, lisans verenin kendi kullanım hakkını saklı tutması halinde bile,

lisans verenin rekabet etmekten kaçınma yükümlülüğünden bahsedilemez. Basit

lisans sözleşmesinde ise, lisans verenin rekabet etmeme yükümlülüğünden, açıkça

lisans sözleşmesi ile hükme bağlanmaması halinde bahsetmek mümkün değildir.

Ancak bu yükümlülük, lisans verenin lisans alana karşı sadakat borcundan da

doğabilmektedir.150

c. Marka İhlallerinde Takip Yükümlülüğü

İnhisari lisansta, marka sahibinin haklarına tecavüz edilmesi halinde, MarkKHK m.

21/6’da yer alan hüküm çerçevesinde, lisans alan, marka sahibinin MarkKHK

gereğince sahip olduğu hakları, üçüncü kişi aleyhine ileri sürebilme hakkına sahiptir.

İnhisari lisansta, marka hakkına veya lisans alanın haklarına tecavüz halinde, lisans

verenin üçüncü kişilere karşı dava açma yükümlülüğünden söz edilemez. Ancak,

böyle bir durumda, lisans alan kendi adına dava açma hakkına sahiptir. MK madde 2

gereği lisans veren, lisans alanın faaliyet gösterdiği alanda ortaya çıkan tecavüzleri

lisans alana haber verme yükümlülüğündedir.

Basit lisansta ise durum biraz daha farklıdır. Basit lisans sahiplerinin, inhisari lisansta

olduğu gibi, marka hakkına veya kendi haklarına karşı yapılan bir tecavüz

durumunda kendi adlarına üçüncü kişilere karşı dava açma hakları bulunmamaktadır.

Basit lisans alan, MarkKHK m. 21/7 hükmü çerçevesinde, noter aracılığıyla yapacağı

bir bildirimle lisans verenden tecavüze karşı dava açmasını istiyebilir. Lisans

verenin, lisans alanın bu talebini kabul etmemesi veya lisans alanın gönderdiği

bildirim tarihinden itibaren üç ay içerisinde gerekli davayı açmaması halinde, lisans

alan, lisans verene yaptığı bildirimide eklemek kaydıyla kendi adına dava açabilir.

150

Ortan, N., 1979, s.224.

Page 87: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans verenin markaya tecavüz halinde, takibe geçme yükümlülüğünde olduğunu

kabul etmek mümkün değildir.

d. Markanın Korunmasına İlişkin Yükümlülüğü ve Elverişli Olanakları

Sağlama Yükümlülüğü

Lisans veren, markanın kullanımını sürekli olarak lisans alana sağlanmak

yükümlülüğündedir. Bu yükümlülükten doğan borcu olarak, lisans verenin, yani

marka sahibinin, markanın hükümsüz hale gelmemesi için hukuken gerekli bütün

önlemleri alması gerekmektedir.

Lisans verenin söz konusu dava sırasında, lisans alanın dava arkadaşlığını talep

etmek hakkı bulunmaktadır. Lisans verenin bu şekilde bir tutum sergilemesi,

markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, lisans alana karşı sorumluluğunu

azaltma çabası olarak değerlendirilebilir.

Yapılacak olan marka lisansı sözleşmesinde, taraflar, lisans verenin başkalarına da

lisans vermesi durumunda, en az onlara tanınmış haklardan lisans alana da tanınması

durumunu sağlayan bir hüküm koyabilirler. Bu şartın yer alması halinde, lisans

verenin, lisans alana, en az diğer lisans alanlara tanımış olduğu avantajları tanımak

yükümlülüğü söz konusudur. İnhisari sözleşmeler ve uluslararası sözleşmelerde bu

şart öngörülebilir olsa bile, genellikle bu durum, basit lisans sözleşmelerinde aynı

bölge içindeki lisans alanlar için geçerli kabul edilmektedir.

Sözleşmede böyle bir hükmün yer alması durumunda, lisans alanlara tanınan şartların

hangisinin daha avantajlı olduğunu tespit etmek genellikle çok zordur. Lisans alanlar

arasında yapılacak böyle bir karşılaştırmada en önemli kriter lisans bedeli olacaktır.

Eğerki sözleşmede lisans bedelinden bahsedilmemesi veyahutta lisans verene tanınan

başka bir lisans hakkı ile ödenmesi halinde, durum son derece karışık bir hal

almaktadır. Bundan dolayıdır ki, uygulamada, sözleşmenin genel olarak tüm yapısını

ele almak suretiyle değerlendirme yapmak, sadece lisans bedelini göz önüne alarak

değerlendirme yapmaktan daha geçerli olacaktır. Dolayısıyla, lisans bedeli

Page 88: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kendisininkinden daha düşük bir lisans sözleşmesinin varlığı, önceki lisans alanın

kendi lisans bedelinin otomatikman indirilmesi talebini haklı kılmayabilir.151

Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun m. 4/e hükmü ile, münhasır bayilik hariç

olmak üzere, eşit hak yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı

şartların uygulanması, hukuka aykırı ve yasak kabul edilmiştir. Hükümde, farklı

şartların uygulanması, eşit hak ve yükümlülükler ile edimler ve eşit durumdaki

kişiler için yasaklanmıştır. Burada en önemli kriter, lisans bedelinde indirim talep

eden lisans alan ile lisans bedeli daha düşük olan lisans alanların eşit olup

olmadığının belirlenmesidir. Dolayısıyla, yukarıda bahsedilen Rekabetin Korunması

Hakkındaki Kanun m. 4/e hükmüne dayanılarak da lisans bedelinin otomatikman

indirilmesi söz konusu değildir.152

Burada tartışmalı olan konu ise, bu şartın daha önce yapılmış lisans sözleşmelerini de

kapsayıp kapsamadığıdır. Alman hukukunda, bu şartın, hem daha önce yapılan

sözleşmeleri hem de sonra yapılacak sözleşmeleri kapsadığı kabul edilmesine

rağmen, yine de sözleşmelere bu şartın daha önceki sözleşmeler için de geçerli

olduğunu açıklayan kaydın yer alması uygun bulunmuştur.153

3.3. Lisans Alanın Yükümlülükleri

3.3.1. Lisans Bedelini Ödemek

Lisans sözleşmelerinde en önemli noktalardan biri ve lisans alanın en önemli

yükümlülüğü ve temel borcu, lisans verilmesine karşılık, lisans bedelinin

ödenmesidir. Marka lisansı sözleşmesinde, lisans alanın bedel ödeme borcu, lisans

sözleşmesinin iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olmasından kaynakalanmaktadır.

Genellikle bu bedelin miktarı, hangi biçimlerde ve nasıl ödeneceği, taraflar arasında

yapılan marka lisansı sözleşmesinde açık ve ayrıntılı bir biçimde belirtilmektedir.

151

Ortan, N., 1979, s.240. 152

Çiçekçi, Ç., 2001, s.57-58. 153

Ortan, N., 1979, s.240.

Page 89: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Bunun nedeni de; daha sonra taraflar arasında çıkabilecek anlaşmazlıkların önüne

geçilmesidir.

Daha önceki bölümlerde, marka lisansı sözleşmesinde lisans bedelinin yer almasına

ilişkin doktrinde yer alan farklı görüşlerden bahsetmiş ve sözleşmede lisans bedeline

ilişkin hususlar yer almış olmasa bile, tarafların uygun bir bedel üzerinde anlaştıkları

görüşünün kabul edilmesinin tarafımızca daha uygun olacağını belirtmiştik.154

Lisans

sözleşmesinde, lisans bedeli ile ilgili herhangi bir hüküm yer almamış olsa bile,

lisans verenin, kendisine uygun bir ücret ödenmesini isteme hakkı bulunmaktadır.

Yapılacak olan marka lisansı sözleşmesinde, taraflarca, lisans alanın, lisans verene,

herhangi bir lisans bedeli ödemek yükümlülüğünün olmaması hükme bağlanabilir.

Yani lisans alan bir bedel ödemek zorunda kalmadan markayı kullanabilir. Ancak, bu

durum mutlaka sözleşmede açık olarak belirtilmelidir. Çünkü, sözleşmede bu durum

belirtilmezse, yukarıda bahsettiğimiz şekilde tarafların belli bir lisans bedeli üzerinde

anlaştıkları varsayılır. Ayrıca, lisans alanın, lisans bedeli ödeme yükümlülüğünü,

lisans verene bir başka konuda lisans vererek yerine getirmesi de söz konusu olabilir

(cross licence-Austauschlizenz).155

Sözleşme içerisinde tarafların lisans bedeli ve bu

bedelin ödenmesi ile ilgili şartlarda serbest oldukları kabul edilse bile, şartlar

dahilinde, lisans alanın BK m. 21 hükmü gereğince gabin hükümlerine dayanma

hakkı bulunmaktadır.

Marka Lisansı sözleşmesi ile, zaman içinde lisans bedeli için artış ya da azalış ile

ilgili düzenlemeler yapılabilir. Lisans bedelinin artışı genellikle, sözleşme ile

başlangıçta amaçlanan kazanca ulaşılması veya kazancın zamanla artması halinde

söz konusu olmaktadır.

Lisans bedelinin, sadece markanın lisans alana kullandırılmasının karşılığı olduğu

kabul edilmektedir. Ancak, bu durum, şözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa

geçerlidir. Bunun dışında kalan, lisans alana doküman ve bilgi sağlanması ve buna

154

Bkz., s.46 vd. 155

Ortan, N., 1979, s.243., Arkan, S., 1998, s.199., dn.93.

Page 90: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

benzer hallerde bu hizmetlerin karşılığı olarak, lisans alan tarafından lisans verene

lisans bedeli haricinde ücret ödenmesi söz konusu olabilir.

Lisans sözleşmelerinde ödenecek lisans bedeli belirlenirken, “sabit lisans bedeli”,

“parça ya da satışa göre saptanan lisans bedeli” veya bu iki tipin bir araya getirilerek

kullanıldığı “karma lisans bedeli” tiplerinden yararlanılır. Genellikle sabit lisans

bedeli veya parça ya da satışa göre saptanan lisans bedeli çeşitleri kullanılır.

Uygulamada en çok karşımıza çıkan lisans bedeli belirleme tipi, parça yada satışa

göre saptanan lisans bedelidir. Şimdi yukarıda bahsettiğimiz lisans bedeli belirleme

çeşitlerini biraz daha ayrıntılı olarak inceleyelim.

Tarafların, lisans sözleşmesini yaptıkları sırada, belli bir miktar para olarak

belirledikleri lisans bedeli, “sabit lisans bedeli” olarak adlandırılır.156

Götürü lisansı

olarakta adlandırılan bu lisans şekline az rastlanır ve bu lisans şeklinde, lisans bedeli

önceden taraflarca saptanmış olup, bu bir yerde lisans alana sağlanmış olan lisans

hakkının karşılığı olan satım bedeline benzer bir nitelik taşır. Sabit lisans bedelinin,

marka lisansı sözleşmesinde, bir defada ya da taksitler şeklinde ödenmesi

kararlaştırılabilir. Sabit lisans bedeli tipi, özellikle Amerikan uygulamasında “cash

payment” adı ile oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır.157

Sabit lisans tipine göre daha yaygın olarak kullanılan bir diğer tip ise “parça yada

satışa göre saptanan lisans bedeli” tipidir. Bu bedelin hesaplanması, ya parça başına

saptanan belli bir bedel ya da yine parça başına saptanan belli bir değerin yüzdesi

olarak yapılmaktadır.158

Bu hesaplamalardan en çok kullanılanı, lisans altında

bulunan mamüllerin satış hacmine göre, belirli bir yüzdenin lisans bedeli olarak

saptandığı uygulamadır. Parça başına belirli bir lisans bedelinin ödenmesi ise

uygulamada daha az karşılaşılan bir durumdur.

156

Özsunay, E., 1973, s.672. 157

a.g.e., s.672. 158

Yılmaz, C.; “Marka Lisans Sözleşmeleri”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2001, s.94, dn.459.

Page 91: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Sabit lisans bedeli ile parça ya da satışa göre saptanacak lisans bedeli sistemlerinin

bir araya getirildiği “karma lisans bedeli” uygulamalarıda görülmektedir. Bu

hesaplama şekli, hem lisans verenin çıkarlarına uygun olmakta, hem de lisans alanın

götürü lisanstan doğabilecek kötü yanlarına engel olmaktadır.

Uygulamada, bazı marka lisansı sözleşmelerinde tarafların asgari bir lisans bedeli

üzerinde anlaşmaya vardıkları görülmektedir. Sözleşmede bu şekilde bir hükmün yer

alması, fiilen elde edilen kazançlar göz onüne alınmaksızın, lisans alanın, lisans

verene belli süreler için belli bir lisans bedelini ödemesini sağlar.159

Asgari lisans

bedeli belli bir rakam olarak belirlenebilir. Bunun yanında asgari lisans bedelinin her

yıl giderek artan bir rakam olarakta belirlenmesi mümkündür.160

Lisans konusu ürünün satış bedelinin belirlenmesi, lisans bedelinin hesaplanması

açısından büyük önem taşır. Uygulamada karşılaşılan marka lisansı sözleşmelerinde,

genellikle bu konuya ilişkin ayrıntılı hükümler bulunmaktadır. Satış bedelinin

taraflar arasında yapılacak çalışmayla belirlenmesinin yanında, bazen de sadece

lisans alan tarafından belirlenmesi mümkündür. Ancak, böyle bir durumda, lisans

alan mamülün satış fıyatını tespit ederken, piyasa şartlarını göz önünde bulundurmak

ve dürüstlük kuralları çerçevesinde hareket etmek zorundadır.161

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans bedelinin nasıl hesaplanacağına dair bilgilere yer

verilmemişse, bu durumda, tacir konumunda olan lisans veren, TTK madde 22

hükmü çerçevesinde munasip bir ücret ödenmesini isteyebilir.162

Lisans alan, marka lisansı sözleşmesinde belirlenen lisans bedelini, lisans verene

ödemekle yükümlüdür. Alman hukukunda, lisans alanın yükümlülüğünü yerine

getirmemesi durumunda, lisans alana lisans bedelini ödemesi için verilen sürenin

geçirilmesi halinde, lisans verenin tazminat talep etmek veya sözleşmenin feshini

talep etme hakları bulunmaktadır.163

Bizim hukukumuzda da, lisans alanın, lisans

159

Özsunay, E., 1973, s.675., dn.22. 160

a.g.e., s.675. 161

a.g.e., s.677. 162

Arkan, S., C.II, 1998, s.199. 163

Çiçekçi, Ç., 2001, s.61.

Page 92: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

bedeli ödeme yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, kural olarak, BK m. 106

hükmünün uygulanması gerekmektedir.164

Bu durumda, lisans veren, BK m. 106/2

hükmüne dayanarak, sözleşmenin ifası ile lisans alanın temerrüdü nedeniyle

meydana gelen zarar ve ziyanını talep edebileceği gibi, sözleşmenin ifasından ve

gecikme nedeniyle talep edebileceği zarar ve ziyandan vazgeçtiğini beyan ederek,

sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle meydana gelen zarar ve ziyanın tazminini

isteyerek sözleşmeyi feshedebilir. Şartlarının varlığı halinde, lisans verenin BK

m.107 hükmü gereği, derhal fesih hakkı da bulunmaktadır.

3.3.2. Markayı Kullanma Yükümlülüğü

Lisansın bir hak olması nedeniyle, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünün

olup olmadığı tartışmalıdır. Genel hukuk kurallarına göre, hak sahibinin hakkını

kullanma yükümlülüğünde olduğunu söylemek mümkün değildir. Ancak, markanın

kullanılması bir hak olduğu kadar, marka lisansı sözleşmesi ya da işin gereği bir borç

haline de gelebilmektedir.

Öncelikle, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünün temelini oluşturan

markanın kullanılması zorunluluğundan bahsedelim. MarkKHK’da yer alan hüküm

gereğince, marka sahibine, markayı kullanma yükümlülüğü getirilmiştir. MarkKHK

m. 14/1, markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir neden olmadan

kullanılmaması veya bu kullanıma beş yıllık bir süre için kesintisiz ara verilmesi

halinde, markanın iptal, yani MarkKHK m. 42/1(c) hükmü gereğince

hükümsüzlüğüne karar verilmesini hükme bağlamıştır.

Kural olarak, marka, marka sahibi tarafından kullanılır. Ancak, MarkKHK m.14/2(c),

marka sahibinin izni ile üçüncü bir kişi aracılığı ile kullanılması halinde de markanın

kullanılma yükümlülüğünün yerine getirilmiş olunacağı belirtilmektedir. Bu şekilde,

marka sahibinin izniyle markanın kullanılması, genellikle marka lisansı

sözleşmeleriyle ortaya çıkmaktadır. Marka lisansı sözleşmesi sicile kayıt edilmemiş

olsa bile, marka sahibi, lisans alan tarafından yapılan kullanımdan yararlanır.

164

Ortan, N., 1979, s.246.

Page 93: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Uygulamada, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünün olup olmadığı

konusundaki ölçütler çok çeşitlidir. Lisansın inhisari veya basit oluşu, lisansın sınırlı

ya da sınırsız oluşu, lisans bedelinin şekli ve hesaplanmasının parça ya da götürü

şekilde ödenmesi, bu yükümlülüğün varlığı konusunda ölçütler olarak belirlenmiştir.

Lisansın türü, yani lisansın basit veya inhisari lisans olması, markayı kullanma

yükümlülüğünde en önemli noktalardan biridir. Basit lisans sözleşmelerinde, kural

olarak, lisans alanın kullanma yükümlülüğünde olmadığı kabul edilmektedir. Bunun

nedeni de, lisans verenin, MarkKHK m. l4’de öngörülen markanın kullanılması

yükümlülüğünü, markayı kendi kullanarak veya markanın kullanım yükümlülüğünü

başka lisanslar vererek de sağlayabilmesidir. Ancak, basit lisansta, MarkKHK m. 14

haricinde, lisans sözleşmesinin hükümleri çerçevesinde, lisans alanın markayı

kullanma yükümlülüğünde olduğunun kabul edilebileceği durumlar vardır. Eğer,

basit lisansta, lisans bedeli, lisans alanın cirosu üzerinden hesaplanacaksa, parça

başına lisans ya da kara iştirak tespit edilmişse, lisans alanın kullanma

yükümlülüğünün olduğu kabul edilir.165

Buna karşılık, basit lisansta, lisans bedeli

olarak sabit bir bedel tespit edilmişse, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğü

altında olmadığı kabul edilir.166

İnhisari lisans sözleşmelerinde ise, lisans alanın, markayı kullanmak zorunda olduğu

kabul edilmektedir. Sözleşmede markanın kullanılma yükümlülüğüne dair bir hükme

yer verilmemiş olsa dahi, bu durum yukarıda bahsedilen şekilde kabul edilir. İnhisari

lisans verilmesi halinde, MarkKHK m. 21/4’de, lisans veren başkasına lisans

veremez ve markayı kullanma hakkını saklı tutmamışsa kendisi de markayı

kullanamaz hükmü yer almaktadır.

Bu tür inhisari marka lisansı sözleşmelerinde, lisans alanın markayı kullanmasının

büyük önemi ve manevi menfaati vardır. Zira, 5 yıl süreyle markanın kullanılması,

MarkKHK m. 14/1 hükmü uyarınca hükümsüzlüğe yol açacaktır. Marka sahibinin,

markasını kullanma hakkını saklı tutmadığı bir inhisari lisans sözleşmesinde, lisans

alanın markayı kullanmaması haklı neden olarak değerlendirilemez. Dolayısıyla,

165

Arkan, S., C.II, 1998, s.201. 166

a.g.e., s.201.

Page 94: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

inhisari lisans sözleşmelerinde, marka sahibi, markayı başkasına lisans veremeyeceği

ve kendi kullanım hakkını saklı tutmadığı takdirde, kendisi dahi markayı

kullanmayacağından ötürü, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünün varlığı

kabul edilmektedir.167

Lisans verenin markayı kullanma hakkını saklı tutmadığı inhisari lisans

sözleşmelerinde, markanın devamı için markanın kullanımını da üstlenmiş olan

inhisari lisans alanın, markayı kullanmaması halinde, taraflar arasındaki sözleşmeye

ve güven ilişkisine aykırı davranılmış olur. Bu durumda, BK m. 535/7 hükmünü

kıyasen uygulamak suretiyle, lisans verenin, haklı nedenlerle lisans sözleşmesini

feshetme hakkına sahip olduğu kabul edilmelidir.168

Lisans verenin, lisans alan

sözleşmeden doğan asli borcunu yerine getirmediği için, sözleşmeyi haklı sebeple

BK m. 106 vd.’na istinaden de fesih hakkına sahip olduğu da kabul görmektedir.169

Böyle bir durumda, lisans alanın kullanma yükümlülüğünü ihlal etmesi nedeniyle,

lisans alan, BK m. 96 hükmü çerçevesinde lisans verenin zarar ve ziyanını tazmin

etmekle yükümlüdür.170

Bu duruma karşılık, lisans alan tarafından markanın kullanılmaması neticesinde,

markanın iptali riski ortaya çıkmasına rağmen, BK m. 535’e istinaden lisans

sözleşmesini feshetmeyen lisans verenin, markanın kullanılmamasına ve bunun

sonucunda markanın iptaline kendi hareketleri ile sebep olduğu kabul edilmelidir.

Böyle bir durumda, lisans alan tarafından markanın aralıksız beş yıl kullanılmaması,

marka sahibi açısından markanın kullanılmaması için haklı neden olarak

sayılamaz.171

Lisans alanın markayı kullanmama için haklı sebeplerinin var olması halinde ise,

sadece marka sahibinin kendi kullanım hakkını saklı tutmadığı lisans

sözleşmelerinde, beş yıl kesintisiz kullanmama nedeniyle, markanın iptalini

engellemek için haklı neden olabilir.

167

Arkan, S., C.II, 1998, s.201. 168

Dirikkan, H.; “Pr.Dr. Oğuz İmregün’ e Armağan”, İstanbul, 1998, s.261. 169

Arkan, S., 1998, s.201., dn.99., Ortan, N., 1979., s.256., Gürzumar, O., 1995, s.156. 170

Çiçekçi, Ç., 2001, s.63. 171

a.g.e., 63.

Page 95: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans veren, kendi kullanım hakkını saklı tutmuşsa durum farklı düşünülebilir. Eğer,

lisans bedeli sabit bir bedel olarak belirlenmişse, lisans alan markayı kullanmasa

dahi, MarkKHK m. 14 çerçevesinde, lisans veren, markayı kullanma zorunluluğunu

kendisi yerine getirebileceğinden, lisans alanın kullanım yükümlülüğünden

bahsetmek uygun olmayacaktır. Ancak, lisans bedelinin parça başına veya kara

iştirak olarak belirlenmesi halinde, inhisari lisans sözleşmesinde lisans veren kendi

kullanım hakkını saklı tutmuş olsa dahi, lisans alanın markayı kullanma

yükümlülüğünde olduğu kabul edilmelidir. İnhisari lisans alanın kullanım hakkı

sözleşmeyle ne kadar çok kısıtlanırsa, o ölçüde markayı kullanım yükümlülüğünün

azaldığını söylemek mümkündür.

Lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünün varlığını, her somut olaya ve

taraflar arasındaki sözleşmeye göre değerlendirmek uygun olacaktır. Marka Lisansı

sözleşmesinde, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğünde olup olmadığının

tespiti için, sözleşmede markanın kullanılmasına ilişkin ayrıntılı hükümlere,

markanın ilgili olduğu malın üretilerek lisans verene tesliminin öngörülmesi, lisans

alanın reklam yükümlülüğü gibi hususlara dikkat edilmelidir. Bunun yanında, marka

lisansı sözleşmesinin yapılması sırasındaki tarafların irade ve amaçları da göz önüne

alınmalıdır. Lisans veren, yapacağı lisans sözleşmesi ile markasını değerlendirmek,

pazara sunmak gibi amaçlar güdüyorsa, lisans alanın markayı kullanma yükümlülüğü

olduğu kabul edilebilir.172

Lisans alan tarafından markanın kullanımı, MarkKHK m. 14/c hükmü gereği, marka

sahibinin kullanımı sayıldığından, lisans alan markayı, sözleşmeye konu olan mallar

ve/veya hizmetler için, marka hukukuna uygun olarak kullanmalıdır. Markanın,

marka hukukuna özgü kullanımı; kural olarak, markanın devamını sağlayan

kullanımdır ve markanın, malın kendisi yahut ambalajı ya da kolilerin üzerine

konularak kullanılması ve malın bu şekilde piyasaya çıkarılmasıdır.

Bir markanın kullanımının, marka hukukuna özgü kullanım olup olmadığını tespit

ederken, markanın, ortalama tüketici açısından, bir işletmeyi, diğer işletmelerin

172

Çiçekçi, Ç., 2001, s.65.

Page 96: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

özdeş veya aynı tür mal ve/veya hizmetlerinden ayırt edici nitelikte173

algılanıp

algılanmadığı ve işaretin, piyasaya sunulan belli bir mal veya hizmetle ilgili olarak

kullanılma yeteneği174

ne sahip olup olmadığı gözönüne alınmalıdır.

Markayı taşıyan malların, ithalat ve ihracatının yapılmasıyla da marka kullanılmış

kabul edilir. Ayrıca, markanın iş evrakları, reklamlar, hizmet personelinin

giysilerinin üstünde gibi şekillerde kullanılmasıyla da markanın kullanılmış olduğu

kabul edilebilir.175

MarkKHK m. 21/5 hükmü gereğince, aksi sözleşmede kararlaştırılmadığı müddetçe,

lisans alan, markanın kullanımına ilişkin her türlü tasarrufta bulunabilmektedir.

Hükümde geçen tasarruf kelimesi, markanın, lisans alan tarafından kullanımı

açısından çok geniş bir yoruma yol açacağından dolayı, eğerki lisans veren sınırlama

yapmak istiyorsa, bu durumu mutlaka sözleşmeye hüküm olarak koymalıdır. Ancak,

her halde, lisansın özünü sınırlayacak şekilde, lisans alanın markayı kullanımını

imkansız duruma getirecek ya da markayı lisans almasında hiç bir menfaati

kalmayacak biçimde kısıtlamalar getirilmemelidir.

3.3.3. Malların veya Hizmetlerin Kalitesini Sağlama Yükümlülüğü

MarkKHK m. 21/8’de, lisans verenin, lisans alan tarafından üretilen malın veya

sunulan hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri alma yükümlülüğü olduğunu

belirtmiştik. Buradan anlaşılması gereken, lisans alanın, markanın kullanılacağı

malların veya hizmetlerin kalitesini, marka sahibinin talimatlarına uygunluk içinde,

garanti ettiğidir. Zira, marka lisansını, diğer Fikri Mülkiyet lisansı türlerinden ayıran

en önemli unsuru “kalite kontrolüdür”. Lisans sözleşmesinde, taraflar arasında kalite

şartları belirlenmelidir. Lisans sözleşmesinde, kalite şartlarının belirlenmemesi veya

lisans veren tarafından kaliteye ilişkin talimatlar verilmemiş olsa bile, lisans alanın

173

Dirikkan, H., 1998, s.237. 174

Arkan, S., C.I, 1997, s.36. 175

Dirikkan, H, 1998, s.240.

Page 97: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

malların veya sunulan hizmetlerin kalitesini garanti etme yükümlülüğü kanundan

doğar.

MarkKHK’da malın ve/veya sunulacak hizmetin kalitesi hakkında, sadece lisans

verenin kaliteyi sağlayacak önlemleri alma gerekliliği konusundaki sorumluluğundan

bahsedilmektedir. Buna karşın, lisans alanın, mal ve/veya hizmetin kalitesini

sağlaması konusunda herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bir eksiklik olarak

düşündüğümüz bu husus, Markalar Kanunu Tasarısı’nda göz önünü alınmış ve

tasarıda madde 44/4’de; lisans alanın, lisans sözleşmesi çerçevesinde kendisi

tarafından üretilecek malların ve sunulacak hizmetlerin kalitesini belirleyecek

hükümlere uyması zorunluluğundan bahsedilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, lisans

alanın kalite standartlarına uyması gerektiği, aksi takdirde marka sahibinin, tescilli

bir markadan doğan haklarını lisans alana karşı ileri sürebileceği belirtilmiştir.

Markanın kullanılması için gerekli olan mal üretimi ve/veya hizmetin verilmesi,

satımı için gerekli hammadde, insan gücü, teknik yeterlilik ve sair şartların her

zaman ve her yerde aynı kalitede temin edilmesinin mümkün olmaması nedeniyle,

mal ve hizmette aynı kaliteyi sağlamak mümkün olmayabilir. Bu nedenle, lisans

verenin, lisans alana bazı hususlarda destek olması gerekmektedir.

Lisans alan, lisans verenin, malların veya sunulan hizmetlerin kalitesini

sağlayabilmek için yapacağı denetimleri ve alacağı önlemleri kabul etmek

zorundadır. Lisans veren, talimatlarına uyulmadığını veya talimat vermemiş olsa

bile, kalite garantisinin ihlal edildiğini tesbit ederse, üretimi ve dağıtımı, kalite

düzelinceye kadar durdurmak gibi gerekli önlemleri alabilir. Lisans verenin kaliteyi

düzeltmek için aldığı önlemlere rağmen, kalite standartları genede sağlanamıyorsa,

bu durumda, lisans veren, lisans sözleşmesinin fesh edilmesini isteyebilir. Çünkü,

kalite markanın itibarının vazgeçilmez öğesidir.

Lisans alan tarafından, lisans sözleşmesinin hükümlerine uygun şekilde, mal ve/veya

hizmetlerin, marka lisansı sözleşmeleri ile piyasaya sunulması, MarkKHK m. 13/1

hükmü çerçevesinde, marka sahibinin, marka tescilinden doğan haklarının

Page 98: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tükenmesine yol açmaktadır. Malların çeşitli şekillerde piyasaya sunulmasından

sonra, üçüncü kişiler tarafından değiştirilerek veya kötüleştirilerek ticari amaçla

kullanılmasına karşın marka sahibi, MarkKHK m. 13/2 hükmü uyarınca bu kullanımı

önleme yetkisine sahiptir.

Marka lisansı sözleşmesine konu olan, üretilecek malların veya sunulacak

hizmetlerin kalitesini belirleyen hükümlerin, lisans alan tarafından ihlal edilmesi

halinde, lisans veren marka sahibi, marka hakkına dayanabilir. Böyle bir durumda,

marka hakkının tükenmesinden söz edilemez. Yani, marka lisansı sözleşmesinin

kalite standartlarına, lisans alan tarafından aykırı davranılması durumunda, lisans

veren, tescilli bir markadan doğan haklarını, MarkKHK m. 21/11 hükmü gereğince,

lisans alana karşı dava yoluyla ileri sürülebilir. Böyle bir durumda, MarkKHK

m.13/1’de hükme bağlandığı üzere, lisans verenin marka tescilinden doğan

haklarının tükenmesi söz konusu olmamakta ve lisans veren, lisans alana karşı dava

yoluna başvurabilmektedir.

Lisans alanın, sözleşmede belirtilen kalite şartlarına uyma yükümlülüğü, lisans alanın

markayı kullanma yükümlülüğünün olmadığı lisans sözleşmelerinde de geçerlilik

taşımaktadır.176

3.3.4. Lisanstan Doğan Haklarını Devretmeme ve Alt Lisans Vermeme

Yükümlülüğü

MarkKHK m. 21/4 hükmünde, aksi sözleşmede kararlaştırılmadığı müddetçe, lisans

alanın, lisanstan doğan haklarını üçüncü kişilere devredemeyeceği ve kendi adına

üçüncü kişiler ile alt lisans sözleşmesi yapamayacağı belirtilmektedir. MarkKHK,

madde 21/4 hükmü çerçevesinde alt lisansı engellemiştir. Ancak, marka lisansı

sözleşmesinde, lisans alana, alt lisans verme hakkı tanınmış ve böyle bir hüküm

sözleşmede yer almışsa, lisans alan, alt lisans sözleşmesi yapabilir.

176

Çiçekçi, Ç., 2001, s.67.

Page 99: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Alt lisans, inhisari olmayan lisans ilişkisine özgüdür. Bunun nedeni ise, inhisari

lisanstaki inhisar hakkının alt lisansa engel olmasıdır. İnhisari lisansta, lisans alanın

böyle bir hakkı varsa, o lisansı inhisari olarak nitelendirmek mümkün değildir.

İnhisari lisansta, alt lisanstan çok lisansın devri söz konusu olabilir. (MarkKHK m.

21/4)

Alt lisansı, lisansa ilişkin yetkinin devrinden ayırt etmek gerekir. Bu durumda, lisans

alan, bir üçüncü kişiye lisans verirken, kendisi lisans veren, üçüncü kişi ise, lisans

alan olarak bir hukuki durum kazanmaktadır.177

Alt lisans sözleşmesi, ana lisans

sözleşmesine çeşitli bakımlardan bağlıdır. Buna rağmen, lisans verenle, alt lisans

alan arasında, alt lisans sözleşmesinden doğan doğrudan doğruya bir hukuki ilişki

yoktur. Ana lisans sözleşmesinin geçersiz olması ya da herhangi bir nedenle sona

ermiş olması halinde, alt lisans sözleşmesi de kendiliğinden sona erecektir.

Yapılan marka lisansı sözleşmesiyle, lisans veren tarafından, lisans alana, alt lisans

verme yetkisi tanınmışsa, alt lisans alanın yetkileri lisans alandan daha fazla olamaz.

Alt lisans sözleşmesinin ana lisans sözleşmesine bağlı olmasından dolayı, yapılan alt

lisans sözleşmesi süre, kapsam ve bölge itibarıyla ana sözleşmeye bağlıdır.

Marka lisansı sözleşmesinde taraflar, lisans alanın önerdiği bir veya birden fazla alt

lisans alanı, sadece lisans verenin takdirine bırakabilirler. Yine sözleşmeye, “Lisans

alan, olası alt lisans alanın markanın kullanımını uygun bir usulle icra etmek için

finansal kaynaklara ve talep edilen tecrübe, yetenek ve niteliklere sahip olup

olmadığına karar verecektir.” şeklinde bir hükümde konulabilir.178

Taraflar, lisans alanın, önerilen alt lisans sözleşmesinin, lisans verenin onayını almak

için, lisans verene sunmak zorunda olduğu konusunda fikir birliği yapabilirler. Yine,

alt lisans sözleşmesindeki tüm hükümlerin, ana sözleşmeyle uyum içinde olması

gerektiğine ve gidişatın genel ilerleyişini düşürmeden, alt lisans sözleşmesinin sona

177

Ortan, N., 1979, s.104. 178

Wilkof, N., 1995, s.308.

Page 100: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

erme süresinin kendiliğinden ana sözleşmeyle birlikte olduğu konusunun da, alt

lisans sözleşmesiyle sağlanması gerektiğine ilişkin bir hükme de yer verebilirler.179

Marka sahibi, yani lisans veren, alt lisans sahibinin, ana sözleşmede yer alan ve talep

edilmiş kalite kontrolüne uyduğunu garanti etmesi için, lisans alanı temsilcisi olarak

da atayabilir.180

Lisans veren, bazı özelliklere sahip olduğunu bilindiği için lisans

alanı seçmektedir. Bundan dolayı, lisans alana genellikle sınırsız bir devir hakkı

verilmeyecektir. Taraflar sözleşmeye, lisans alanın, lisans verenin önceden yazılı

onayı olmadan, söz konusu sözleşme altında herhangi bir hakkını veya ileriye

yönelik bir sorumluluğunu ve böyle bir devrin hukuka aykırı olmadığını garanti

etmedikçe devredemez, şeklinde bir hüküm de koyabilirler.181

3.3.5. Lisans Alanın Yan Yükümlülükleri

a. Reklam Yapma Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesi ile lisans alan, bir yandan malın ya da hizmetin üretimi,

satımı gibi konular için teknik şartları yerine getirmek yükümlülüğü altına girmiş,

diğer taraftan da bu yükümlülüklere ilişkin olarak ticari hayatın gereklerini ve

şartlarını yerine getirmek yükümlülüğünü üstlenmiştir. Bu gerekler ve şartlar

arasında, reklam ve imaj oluşturma gibi yükümlülükler yer alabilir. Sözleşmede

belirtilmiş olmasa bile, reklam ve imaj oluşturma yatırım ve harcamaları lisans alanın

yükümleri olarak kabul edilebilir.

Marka lisansı sözleşmesinde, taraflar, reklam işlevinin ne şekilde yapılacağına dair

çeşitli hükümlere yer verebilirler. Lisans alan, markayı içeren tüm reklam ve

promosyon materyallerini lisans verenin denetimi ve onayına sunmak kaydıyla,

markayı, malların ve/veya hizmetlerin promosyonu veya satışında kullanabilir.

Lisans alan tarafından lisans verene sunulan materyallerden herhangi birisi, lisans

veren tarafından kabul görmezse, belgenin lisans verene sunulmasından itibaren

179

Wilkof, N., 1995, s.308. 180

Yılmaz, C., 2001, s.102. 181

a.g.e., s.102.

Page 101: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

belirlenen süreyi geçmemek üzere, lisans veren, lisans alanı yazılı olarak uyararak,

kendisi tarafından kabul görmeyen mallar ve/veya hizmetlerle ilgili hiçbir materyali

promosyonda ve reklamda kullanmamasını sağlayabilir. Buna karşılık, lisans alan

tarafından lisans verene sunulan meteryallerin, saptanan süre zarfında lisans verenin

ihmali vasıtasıyla incelenmesinin yapılmaması ve bu konuda lisans alanın

uyarılmaması durumunda, lisans alanın sunduğu meteryallerin, lisans veren

tarafından onaylandığı kabul edilir. Taraflar, marka lisansı sözleşmesinde, lisans

alanın net şatışlarının belli bir yüzdesi ile reklam ve promosyon çalışmalarına

katılmasını hükme bağlayabilirler.

Alman Ticaret Mahkemesi bir davada, reklam harcamalarını karşılayacak ekonomik

gücü bulunmadığı yönünde itirazda bulunan lisans alanın, bu itirazını reddederek,

lisans alanın sadece üretim ve satış ile değil, aynı zamanda reklam yükümlülüğünde

olduğunu, bu harcamalar için olanak yaratmak zorunda olduğunu, aksi takdirde,

lisans sözleşmesi yapmaktan kaçınması gerektiği yönünde karar vermiştir.182

İnhisari

lisansta, reklamın yapılması ekonomik olarak başarının elde edilmesinde etkili

olacaksa, lisans alanın reklam yapmaktan vazgeçmek hakkına sahip olmadığı, Alman

Yüksek Mahkemesi’nin bir kararında da kabul edilmiştir.183

Yukarıda yer alan mahkeme karalarınında gösterdiği şekilde, lisans alan, markayı

kullandığı ölçüde, lisans sözleşmesinin gerektirdiği çerçevede, markayı tanıtmak için

belirli çalışmalarda bulunma yükümlülüğü altındadır. Marka lisansı sözleşmesinde,

lisans bedelinin parça başına ya da kara iştirak olarak tespit edilmesi durumunda,

reklamın ekonomik fayda sağlayacağı düşüncesiyle, lisans alanın reklam yapma

yükümlülüğü kesinlik kazanmaktadır.

Yukarıda bahsettigimiz hususlara karşın, lisans alanın, malların sürümünü artırmak

amacıyla yapacağı reklam faaliyetlerinde aşırıya kaçmasını beklemek yerinde

olmayacaktır.

182

Çiçekçi, Ç., 2001, s.68, dn.247., Ortan, N., 1979, s.260. 183

a.g.e., s.68, dn.248.

Page 102: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

b. Hesap Verme Yükümlülüğü

Lisans bedelinin, parça başına, karına veya cirosuna göre belirleneceği hallerde,

lisans verenin, lisans bedelinin hesaplanması için, lisans alanın defter ve kayıtlarında

lisans bedeline ilişkin konuları inceleme ve denetleme hakkı vardır. Bu hakkın

karşılığında da, lisans alanın, defter ve kayıtlarını lisans verenin denetim ve

kontrolüne sunacak şekilde hesap verme yükümlülüğü vardır.

Lisans veren bakımından, lisans bedelinin hesaplanması ve ödenmesine ilişkin

hususlarda, lisans alanın defter ve kayıtlarının incelenmesi son derece önemlidir.

Taraflar arasında belli şartlarla, karın, cironun ya da satışların belirlenen bir noktaya

gelmesi veya belirlenenden fazla artış göstermesi durumunda, lisans bedelinin

artışının öngörülmesi durumunda da, lisans alanın hesap verme yükümlülüğünün

önemi ortaya çıkacaktır.

Lisans alan, lisan verene ya da lisans verenin görevlendireceği hesap uzmanı,

muhasebeci, bu konuların uzmanı kimseler ya da güvenli şirketler gibi mercilere,

lisans bedelinin hesaplanması bakımından, hesap, defter ve kayıtlarını göstermekle

yükümlüdür. Genellikle lisans sözleşmesinde, lisans verenin, lisans alanın defter ve

kayıtlarını inceleme hakkı açıkça belirtilir. Ancak, yapılan lisans sözleşmesinde bu

konuyla ilgili açık bir hüküm belirtilmemiş olmasa bile, lisans alanın hesap verme

mükellefiyeti dürüstlük kuralından (MK 2) çıkarılabilir.184

Marka lisansı sözleşmesinde, incelemenin ne zaman ve hangi biçimlerde

yapılacağına ilişkin çözümler yer alabilir. Lisans verenin, yapacağı denetim,

inceleme amacına uygun olarak ve uygun bir zamanda yapılmalıdır. Yapılan lisans

sözleşmesinde, incelemenin ne zaman yapılacağına ilişkin bir sürenin belirlenmemesi

halinde, lisans verenin, lisans alana buna ilişkin zamanı tespit ederek bildirmesi

gerekmektedir. Bu sürenin uzunluğu, o alanda mevcut uygulamalar esas alınarak

saptanacaktır.185

184

Yılmaz, C., 2001, s.103. 185

Ortan, N., 1979, s.258, dn. 408.

Page 103: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Tarafların, marka lisansı sözleşmesine koyacakları bir madde ile, lisans alanın, yeni

biten takvim yılına ilişkin net satışların kesin hesap raporunu biten her yıl sonunda,

belli bir zaman limitinden uzun olmamak kaydıyla lisans verene teslim etmesini

hükme bağlayabilirler.186

Kanaatimizce, böyle bir hükmün sözleşmeye konulması

son derece doğru bir uygulamadır. Çünkü, lisans alan, belirlenen süre için kendisini

ayarlayabilir ve ona göre gerekli önlemlerini alabilir.

Lisans alanın, lisans verene karşı sorumluluklarını yerine getirmeyerek, hesap verme

yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, lisans verenin, lisans alana karşı sahip olduğu

haklar, BK m. 96 vd. hükümlerine göre saptanmalıdır.187

Alman Federal

Mahkemesi’nin bir kararı ile188

, lisans sözleşmesinden doğan ana yükümlülük

niteliğinde olmaması nedeniyle, lisans alan tarafından hesap verme yükümlülüğünün

ihlalinin, lisans verene sözleşmeyi fesih hakkı vermeyeceği hükme bağlanmıştır.

Yukarıda bahsettiğimiz ve bizimde katıldığımız görüşe göre, hesap verme

yükümlülüğünün lisans bedeli ödeme yükümlülüğü ile yoğun bir şekilde bağlı olması

durumunda, lisans verene fesih hakkınının tanınması gerektiğidir.

c. Marka İhlallerini Lisans Verene Bildirim Yükümlülüğü

Ticari hayatın içinde ve piyasa şartlarını daha yakından takip edebilmesi nedeniyle

lisans alan, markaya ve marka sahibinin, MarkKHK’dan doğan haklarına tecavüz

hallerini daha yakından belirleyebilme durumuna sahiptir.

Lisans alanın, markaya tecavüz hallerini lisans verene bildirmesi, hem piyasadaki

rekabeti kendi menfaatine yönlendirecek, hem de marka sahibinin haklarını

korumasına ve dolayısıyla lisans hakkının devamına yardımcı olmasından dolayı çok

önemlidir. Basit lisans sözleşmelerinde, lisans alanın kendi adına dava açma

hakkının bulunmamasından daha önce bahsetmiştik, bundan dolayıdır ki, basit lisans

alanın, markaya tecavüz hallerinde, bu durumu en kısa zamanda lisans verene

bildirmesi kendi çıkarları için önem taşımaktadır.

186

Yılmaz, C., 2001, s.104, dn.512. 187

Çiçekçi, Ç., 2001, s.69. 188

Ortan, N., 1979, s.259.

Page 104: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İnhisari lisansta ise, lisans alan kendi adına üçüncü kişilere karşı dava açma hakkına

sahiptir. Dolayısıyla, lisans alan, marka hakkına tecavüz hallerinde, lisans verene

haber vermeksizin kendi adına dava açabilir. Ancak, lisans alanın üçüncü kişilere

karşı dava açma hakkının olduğu durumlarda, lisans alanın marka ihlallerini lisans

verene bildirmemesi ve kendisinin de tecavüzlere karşı bir faaliyette bulunmaması

durumunda, lisans alan BK m. 96 hükmü gereği sorumluluğu doğmaktadır.

d. Sözleşme İlişkisini Gizli Tutma ve Sır Saklama Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesinde, taraflar, lisans verenin çeşitli bilgileri lisans alana

açıklamasını ve lisans alanında bu bilgileri sadece görevlerini devam ettirebilmek

için gerekli olan kişilere açıklıyabileceğini kararlaştırabilirler. Lisans alanın,

sözleşme konusunu gizli tutmakla birlikte, sözleşme ilişkisini de gizlemesi

gerekmektedir. Lisans veren açısından, ticari ve diğer rekabet ilişkilerinin bunu

gerektirdiği hallerde, lisans alan böyle bir yükümlülük altına sokulmaktadır.189

Marka lisansı sözleşmesinde, karşılıklı güven ilişkisinden dolayı, lisans alan, sır

olarak adlandırılan işletme, pazarlama ve bu gibi bilgileri saklama yükümlülüğü

altındadır. Sözleşmede bu konuyla ilgili bir hükme yer verilmemiş olsa dahi, lisans

alan bu yükümlülüğü yerine getirmek zorundadır.

Sözleşme kapsamında, lisans alan, sadece bilgisine sunulan sırları değil, aynı

zamanda bu sözleşmenin gerektirdiği yoğun ve güven ilişkisi nedeniyle elde etmiş

ve/veya öğrenmiş olduğu ve açıklanmamasında lisans verenin de menfaatinin

bulunduğu sırları da saklamak yükümlülüğü altındadır. Buna karşılık, lisans veren

de, lisans alana verilen gizli bilgilerin, herkesçe bilinir hale gelmesini engelleyecek

her türlü önlemi almak ve buna sebep olacak davranışlardan kaçınmak

yükümlülüğündedir.

Marka lisansı sözleşmelerinde, sır saklama borcu, lisans alanın asli

yükümlülüklerinden olmamasına karşın taraflar arasındaki güven ilişkisinin

189

Ortan, N., 1979, s.270., dn. 480.

Page 105: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sarsılmaması bakımından önem arz etmektedir. Lisans alanın, sır saklama

yükümlülüğünü ihlal etmesi halinde, lisans verene karşı, sözleşmeye aykırılık

nedeniyle tazminat borcu altına girmesi söz konusu olacaktır. Yine, lisans alanın sır

saklama yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda, taraflar arasındaki güven

ilişkisinin bozulacak olması nedeniyle, lisans verene haklı sebeple ve derhal

sözleşmeyi feshetme hakkının verilmesi de mümkündür.190

e. Marka Sahibinin Markayı Kullanmasına Katlanma Yükümlülüğü

Basit lisans sözleşmelerinde, lisans veren, markasını kendisi kullanabilir ve başka

lisans sözleşmelerine konu yapabilir. Yapılan marka lisansı sözleşmesinde, bu

durumun aksine bir hüküm yer almadığı müddetçe, basit lisans alan, lisans verenin

markayı kullanma hakkına katlanmak yükümlülüğündedir.

İnhisari lisans sözleşmesinde ise, lisans alanın inhisari hakkından dolayı, sözleşmede

aksi kararlaştrılmadığı sürece, yani lisans veren markayı kullanma hakkını açıkça

saklı tutmadığı takdirde, marka sahibinin, markayı kullanmaya devam etmesi

mümkün değildir. Bu durumdan dolayı da, inhisari lisans sözleşmelerinde, lisans alan

için, lisans verenin markasını kullanma hakkına katlanma yükümlülüğünden söz

edilemez. Ancak, inhisari marka lisansı sözleşmesinde, marka sahibi, markasını

kullanım hakkını sözleşme çerçevesinde saklı tutarsa, bu durumda da lisans alan,

lisans verenin markayı kullanım hakkına katlanmak yükümlülüğündedir.

f. Alt Lisanstan Doğan Yükümlülükleri

Lisans alanın, alt lisans verebildiği durumlarda, lisans verene karşı, özellikle lisans

bedelinin ödenmesi konusunda yükümlülük altına girdiği görülür. Uygulamada, alt

lisans sahibinin, lisans bedelini ya alt lisans alana ya da lisans verene doğrudan

doğruya kısmen ya da tamamen ödediği görülmektedir.191

190

Gürzumar, O., 1995, s.164. 191

Ortan, N., 1979, s.270, dn. 477.

Page 106: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans bedelleri, lisans alanın, lisanslı ürünlerin satışı dolayısıyla, lisans verene

borçlu olduğu miktarda alt lisans alandan elde ettiği lisans bedelinin gelirini elinde

tutmak için, lisans alan tarafından toplanabilir, buna alternatif olarak, lisans alanın,

lisans verene borçlu olduğu miktar mukabilinde, alt lisans alan tarafından doğrudan

lisans verene ödeme yapılması da mümkündür.192

Alt lisans sahibi de, lisans verene karşı, lisans alanla birlikte aynı şartlarda

yükümlülük altına girebilir. Bunun için, lisans verenle alan arasında, alt lisans alanın

hangi yükümlülüklere bağlı olacağı konusunda bir anlaşmanın yapılması

zorunludur.193

Ancak, burada göz önünde tutulması gereken konu, alt lisans alan için

de geçerli olacak yükümlülüklerin, alt lisansın niteliğine uygun olmasıdır.194

g. Üretimi Üçüncü Bir Kişiye Yaptırmama Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans verenin böyle bir hükme yer vermesi, lisans

alana sağlamış olduğu lisans hakkının çok kapsamlı olması, fakat, lisans alanın,

çalışmasını üretilen malların sürümü üzerinde yoğunlaştırması ve bu nedenle üretim

kapasitesini sınırlamış olduğu hallerde söz konusu olmaktadır.195

Lisans alanın, üretim konusunda bir üçüncü kişiye yetki vermesi alt lisans şeklinde

değerlendirilebilir. Bazı durumlarda bunun alt lisans mı yoksa bir istisna sözleşmesi

mi olduğu düşünülebilir ise de, aksi kararlaştırılmadığı sürece, lisans alanın, üretimi,

bir üçüncü kişiye yaptırmasının peşinen reddedilmesi gereklidir.196

h. Sözleşmenin Sona Ermesinden Sonraki Yükümlülüğü

Marka lisansı sözleşmesinin sona ermesinden sonra, lisans veren tarafından lisans

alana sunulan veya verilen her türlü bilgi ve belge, lisans alan tarafından lisans

192

Yılmaz, C., 2001, s.106. 193

Ortan, N., s.270., dn. 477. 194

a.g.e., s.270., dn. 479. 195

Ortan, N., 1979, s.271, dn. 486. 196

Yılmaz, C., 2001, s.107, dn.533.

Page 107: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

verene teslim edilmek zorundadır. Lisans alan, sözleşmenin bitiminden itibaren,

lisans veren tarafından verilen, bilgi, belge, sırlar, resim ve modelleri

kullanamayacaktır. Lisans alanın, elinde bulundurduğu bilgi, belge ve bunun gibi

meteryallari, sözleşmenin bitimiyle lisans verene geri vermesinden kaçınması,

doğruluk ve güven kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.

Lisans alan, yapılan marka lisansı sözleşmesi vasıtasıyla, lisans veren tarafından

kendisinin kullanımına sunulan sırları, bu sırlar herkesçe bilinir hale, yani bu sırlar

gizliliğini kaybetmediği müddetçe kullanmama yükümlülüğü altındadır. Lisans

alanın, bu sırları kullanmama yükümlülüğünün yanında, lisans verende, kendisi,

ticari ve iş hayatı açısından oldukça önemli olan sırların ve gizli bilgilerin herkes

tarafından bilinir hale gelmesini engelleyecek gerekli önlemleri almak yükümlülüğü

altındadır.

Yapılan marka lisansı sözleşmesinde, taraflar arasında anlaşılarak, sözleşme uyarınca

lisans alana açıkça satım yetkisinin verilmesi halinde, lisans alan taraf, lisans

sözleşmesinin sona ermesinden sonra da bu yetkisini kullanabilir. Ancak, bu konu

üzerinde tartışmalı pek çok nokta bulunmaktadır. Mesela, sözleşmenin bitmesine kısa

bir süre kala, lisans alanın, sözleşmenin sona ermesinden sonra satmak üzere üretimi

arttırarak mal stoklamasının haklı olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Bu tartışmalı

konuyla ilgili olarak doktrinde yer alan bir görüşe göre, lisans sözleşmesinin sona

ermekte olması, lisans alana bu şekilde üretimi arttırarak sözleşme sonrası satım

yapma hakkını vermez tezini savunmaktadır.197

Buna karşı doktrinde yer alan başka

bir görüş ise, lisans sözleşmesi ile, üretim belli bir sayı ile sınırlanmadığı sürece,

lisans alanın bu şekilde üretimi arttırarak mal stoklanmasında bir sakınca yoktur

tezini savunmaktadır.198

Bu konuyla ilgili bizim katıldığımız görüş, lisans alan tarafından sözleşme

sonrasında satım yapılabilmesi ancak, aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, satım

ilişkisinin sözleşme sona ermeden önce kurulması durumunda mümkün olmalıdır.

Lisans alanın, sözleşme sona ermeden önce üretimi arttırarak ürettiği mallar, ancak

197

Ortan, N., 1979, s.274. 198

a.g.e., s.270.

Page 108: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşmenin sona ermesinden önce satıma konu olmaları halinde alıcıya teslim

edilebilmelidir.

3.4. Lisans Verenin Dava Hakkı

556 sayılı KHK’da, marka lisansı sözleşmesinin ihlaline ilişkin, 21/9 hükmü yer

almaktadır. Bu hükümde; “Sözleşme şartlarının lisans alan tarafından ihlali halinde,

tescilli bir markadan doğan haklar, lisans alana karşı, dava yoluyla ileri sürülebilir.”

denmektedir. Bunun yanında, eskiden MarkKHK’da yer alan ve Anayasa

Mahkemesinin 14/5/2004 tarih ve 25462 sayılı RG’de yayımlanan, 2/3/2004 gün ve

K.2004/25 - E.2002/92 sayılı kararı ile yayımından 1 yıl sonra yürürlüğe girmek

üzere iptal edilen 61/d maddesinde de, lisans sözleşmesinin ihlaliyle ilgili olarak;

“Marka sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz

genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek” de, marka hakkına tecavüz

sayılmaktaydı. Markalar Kanunu Tasarısı’na madde 59/1(ç) ile; “marka sahibi

tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek ve bu hakları üçüncü

kişilere devretmek.” ifadesi yerleştirilmiş ve bu durumların gerçekleşmesi de marka

hakkına tecavüz sayılmıştır.

MarkKHK’da, lisans sözleşmesinin ihlaliyle ilgili olarak yer alan 21/9 ve

MarkKHK’dan çıkartılan 61/l(d) hükümlerini karşılaştırdığımızda, 21/9 hükmünün

her türlü sözleşmeye aykırılığı kapsadığı ve 61/1(d) hükmüne göre daha geniş

anlamda olduğu görülmekteydi.

MarkKHK’ya kaynak olan, 89/104 sayılı Yönerge’nin 8/2 maddesinde, eskiden

MarkKHK’da yer alan 61/l(d) hükmüne paralel bir düzenlemenin getirilmiş

olduğunu görüyoruz. Yönerge’nin 8/2 hükmünde, lisans alan, lisans sözleşmesinde

yer alan; süreye, markanın kullanılmasına izin verilen şekline, lisansın verildiği mal

veya hizmetin kapsamına, markanın tahsis edildiği bölgeye veya lisans alan

tarafından üretilen malların veya sağlanan hizmetlerin kalitesine ilişkin hükümleri

ihlal ederse, marka sahibinin markadan kaynaklanan haklarını ileri sürebileceği

Page 109: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

belirtilmiştir. Yine aynı şekilde, 40/94 sayılı TMT’nin 22/2. maddesinde de,

Topluluk Markasına özgü olarak aynı yönde bir hüküm öngörülmüştür.

Kanaatimizcede; MarkKHK’da, marka lisansı sözleşmesinin ihlaliyle ilgili yer alan

21/9 maddesi tek başına çok geniş anlamda olup yeterli değildir. Yani, lisans veren,

lisans sözleşmesine her türlü aykırılıkta değil, belli başlı bazı hükümlere aykırılık

halinde marka hakkına dayanabilmelidir. Nitekim, yeni hazırlanan Markalar Kanunu

Tasarısı’nda bu konu dikkate alnınmış ve bu şekilde bir düzenlemeye gidilmiştir. Bu

tasarının 44. maddesinin 4. fıkrasında; “Lisans alanın, lisans sözleşmesinin; lisans

süresini, marka örneğini, markanın kullanılacağı malların veya hizmetlerin

kapsamını, markanın kullanılacağı coğrafi alanı ve lisans alan tarafından üretilecek

malların veya sunulacak hizmetlerin kalitesini belirleyen hükümlerine uyması

zorunludur. Aksi takdirde, marka sahibi, tescilli bir markadan doğan haklarını, lisans

alana karşı ileri sürebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm, 89/104 sayılı

Yönerge’nin 8/2 maddesi ve 40/94 sayılı TMT 22/2 maddesiyle de bağdaşmaktadır.

Böylece, lisans alanın, lisans hakkını, süre, şekil, kapsam, bölge ve kalite standartları

bakımından izinsiz genişletmesi ve lisans hakkını üçüncü kişilere devretmesi

hallerinde, lisans verene marka hakkına dayanma olanağı tanınmaktadır.

Marka lisansı sözleşmesinin, yukarıda bahsettiğimiz durumlar dışında kalan

hükümlerine aykırılık ise, lisans verene, sadece BK m. 96’ya dayanma imkanı

vermelidir.199

“Borca aykırı davranıştan sorumluluğu” düzenleyen BK madde 96’da

ki genel hüküm uyarınca; borcun gereği gibi ifa edilmemiş olmasından doğan zararı,

kusuru bulunmadığını ispat edemeyen borçlu tazminle mükelleftir.200

MarkKHK

madde 21/9’daki “sözleşme şartlarının lisans alan tarafindan ihlali” durumunun,

lisans yoluyla lisans alana verilmiş hakların müsade edilmeden genişletilmesi veya

bu hakların üçüncü kisilere devredilmesi şeklinde gerçekleşmesi durumunu aramak

199

Arkan, S., C.II, 1998, s.201. 200 Oğuzman, K., Turgut, Ö., 2000, s.307 vd., Tekinay, S., Akman, S., Burcuoğlu, H., Altop, A.;

“Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1993, s.19., Arkan, S., C.II, 1998,

s.219.

Page 110: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

uygun olacaktır. Bunun dışında kalan diğer marka lisansı sözleşmesine aykırılık

hallerinde, markadan doğan hakların kullanılmasına izin verilmemelidir, yani bu

aykırılıklar markadan doğan haklara değil, BK madde 96 hükmüne dayandırılmalıdır.

Marka lisansı sözleşmesinin, süre, yöre, markanın kullanılacağı mal ve/veya hizmet,

kullanım tarzı ile lisans verene, lisans alan tarafından tanınan hakaların kapsamı

bakımından sınırlı olduğu açıktır. Yapılan marka lisansı sözleşmesiyle, lisans alan

tarafından, kendisine verilen hakların izinsiz genişletilmesi ve kendisine tanınan

hakların devredilmesi, sözleşmeyle belirlenen sınırların ihlanini teşkil etmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz, lisans sözleşmesiyle verilen hakların izinsiz genişletilmesi

ve lisans sözleşmesiyle verilen hakların üçüncü kişilere devredilmesi durumlarını biraz

daha yakından inceleyelim.

3.4.1. Marka Lisansı Sözleşmesiyle Verilmiş Hakların Genişletilmesi

a. Lisans Süresinin İhlali

Lisans sözleşmesinde yer alan süreye ilişkin hükümlerin, lisans alan tarafından ihlal

edilmesi halinde, marka hakkı sahibi, markadan kaynaklanan haklarını ileri

sürebilecektir. 89/104 sayılı Yönerge’nin 8/2. maddesinde, marka hakkına tecavüz

sayılan durumlar sayılmış ve lisans sözleşmesinde yer alan süreye ilişkin hükümlerin

lisans alan tarafından ihlal edilmesi halinde, marka hakkı sahibinin, markadan

kaynaklanan haklarını kullanabileceği hükme bağlanmıştır.

Bu bağlamda, kanaatimizce de; lisans sözleşmesinde yer alan süreye ilişkin

hükümlerin, lisans alan tarafından ihlal edilmesi halinde, marka hakkı sahibinin

markadan kaynaklanan haklarını ileri sürebilmesi kabul edilmelidir. Yapılan yeni

Markalar Kanunu Tasarısı madde 44/4’de, lisans sözleşmesinin süresinden de

bahsedilerek, bu sürenin ihlal edilmesi halinde lisans verenin markadan doğan

hakkını kullanabilmesine imkan sağlanmıştır.

Page 111: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Genellikle, marka lisansı sözleşmelerinin 5 yıl veya 10 yıl gibi belli süreler için,

bunun yanında, marka lisansı sözleşmesinin süresiz yapılmış olabileceğini ve marka

lisansı sözleşmesinin süresinin, periyodik olarak tescilin yenilenmesine bağlı

olduğundan ayrıntılı olarak bahsetmiştik.201

Sözleşmede belirlenen lisans süresinin sona ermesinden ya da lisans verenin haklı

nedenlere dayanarak sözleşmeyi feshetmesinden sonra, lisans alanın markayı

kullanmayı sürdürmesi marka hakkına tecavüz ve hakkın izinsiz genişletilmesidir.

Satış ilişkisinin, sözleşme sona ermeden önce yapılmış olması durumunda,

sözleşmenin sona ermesinden sonra, lisans konusu olan marka ve/veya hizmetin,

satış sözleşmesi uyarınca kullanılması durumunda, hakkın izinsiz genişletilmesinden

söz edilemeyecektir. Ancak, bu durum, sözleşmede aksinin kararlaştırılmamısı ve bu

durumu yasaklayan bir hüküm olmaması halinde geçerlidir.

Lisans alanın, sözleşme sonrası markayı izinsiz kullanmaya devam etmesi,

sözleşmeye aykırı davranıştan doğan sözleşme sorumluluğuna neden olacaktır. Başka

bir deyişle, lisans alan, sözleşme sonrası markayı kullanmama yükümlülüğüne aykırı

hareket ederse, bu davranışı hem sözleşmeden doğan, ama sözleşme sonrası bir

borcun, hem de MarkKHK’nın ihlalini oluşturacaktır. Lisans veren, bu durumda,

MarkKHK’ya dayanarak, tecavüzün durdurulması davası açabilecek ve dolayısıyla,

kendisine tanınmış olan tazminat taleplerini ileri sürebilecek veya bu taleplerini

sözleşmeden doğan sorumluluğuna dayandırarak, BK m. 96 anlamında kusur

karinesinden faydalanabilecektir.202

201

“Licensing Guide for Devoloping Countries”, WIPO, Geneva, s.128., Bkz., s.47 vd. 202

Gürzumar, O., 1995, s.179-180.

Page 112: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

b. Markanın Şekline İlişkin Hükümlerin İhlali ve Markanın Başka Bir Marka

veya İşaretle Kullanılması

Marka lisansı sözleşmesi gereğince, lisans alan, lisans sözleşmesine konu olan mal

ve/veya hizmette kullanacağı markayı, yalnızca lisans verenin belirlediği biçim ve

şekilde kullanma yükümlülüğündedir. Lisans sözleşmesinde belirtilen, markanın

şekline ilişkin hükümlerin, lisans alan tarafından değiştirilmesi veya farklı şekillerde

kullanılması halinde, 89/104 sayılı Yönerge’nin 8/2’deki maddesi gereğince, marka

sahibinin markadan doğan hakkına dayanabileceği öngörülmüştür.

Bu duruma, yeni Markalar Kanunu Tasarısı’nda da yer verilmiş ve madde 44/4’de;

“marka örneği” ifadesine yer verilerek, lisans alanın marka örneğini değiştirerek

kullanması durumunda, marka sahibinin markadan doğan haklarına başvurabileceği

belirtilmistir. Ayrıca, lisans alanın, markayı değiştirerek kullanması, tescilli

markanın benzerinin izinsiz kullanılması durumunu ortaya çıkaracağından, marka

sahibi, MarkKHK m. 9/1(b) hükmü gereğince, lisans alanın bu haksız kullanımına

engel olabilir.

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans veren, markanın tek başına kullanılmasını

isteyebilir ve bu konuyla ilgili sözleşmeye bir hüküm koyabilir. Lisans alan

tarafından, sözleşme hükmünde yer alanın aksine, markanın başka bir marka, ibare

veya işaretlerle birlikte kullanılması, marka hakkına tecavüzdür. Örnek verecek

olursak, tekstil sektöründe faaliyet gösteren Mert Tekstil A.Ş. firması, kendine ait

tescilli “Mertel” markasının kullanılmasını lisans yoluyla Akın Tekstil A.Ş. firmasına

vermiş ve sözleşmede markanın ancak tek başına kullanılabileceğine müsaade

etmiştir. Ancak, Akın Tekstil A.Ş. markayı “Mertel-Akın” şeklinde kullanmıştır. Bu

durumda, lisans alan Akın Tekstil A.Ş. firması sözleşmeye aykırı davranarak marka

hakkına tecavüzde bulunmuştur. Bu şekildeki bir durumda, lisans alanın, markayı

kendi markasıyla birlikte kullanması, lisans alanın markasına katkı sağlar, imaj inşa

eder ve onu lisans konusu marka ile bütünleştirir. Lisana alanın, kendi işaretinin veya

markasını bu suretle tanıtmaya hakkı yoktur. Bu durumda, lisans alan, marka

Page 113: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sahibinin marka hakkına tecavüz etmiş sayılır ve dolayısıyla lisans veren, lisans

alana karşı markadan doğan haklarını ileri sürebilir.

c. Mal ve/veya Hizmet Yönünden Genişletme

MarkKHK m. 20’de, marka hakkının, markanın tescil edildiği mal ve/veya

hizmetlerin bir kısmı veya tamamı için marka lisansı sözleşmesine konu olabileceği

belirtilmektedir. KHK Yönetmelik m. 20/b gereği, yapılacak olan marka lisansı

sözleşmesinde, marka hakkının, tescil edilen mal ve/veya hizmetlerden hangisi için

lisansa verilmiş olduğunun açıklıkla belirtilmesi gerekmektedir. Bundan dolayı,

marka lisansı sözleşmesinde, taraflarca belirlenen mallar ve hizmetlerin dışında kalan

başka malların veya hizmetlerin, lisans alan tarafından kullanılması halinde bu

durum izinsiz genişletme sayılır ve lisans alan tarafından marka hakkına tecavüz

durumu doğurur.

Markalar Kanunu Tasarısı madde 44/4’de, lisans alan tarafından, marka lisansı

sözleşmesinde belirtilmiş, markanın kullanılacağı mallar ve/veya hizmetlerin

kapsamının genişletilmesi durumunda, lisans verenin, yani marka sahibinin, tescilli

markadan doğan hakkını lisans alana karşı ileri sürebileceği belirtilmiştir.

d. Bölge İtibariyle Genişletme

Lisans, belirli bir yer yani Ege, Akdeniz, İçanadolu gibi bir bölge için ya da bir şehir,

bir semt için ya da Türkiye genelinde verilebilir. Markanın, lisans alan tarafından,

marka lisansı sözleşmesinde belirtilmiş olan yer dışında, yani o bölge dışında

satışının yapılması veya bir başka şekilde kullanılması, marka hakkına tecavüz olarak

sayılır. Markalar Kanunu Tasarısı’nda bu konuyada yer verilerek, madde 44/4’de,

“coğrafi alan” ifadesinin yer almasıyla, lisans alanın, lisans sözleşmesiyle belirlenmiş

bölgeleri ihlal etmesi durumunda, lisans verene markadan doğan hakkını kullanma

imkanı yaratılmıştır.

Page 114: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Ancak, burada dikkat edilmesi gereken husus, lisans alan tarafından satılan malların,

sözleşme bölgesinde üçüncü kişiler tarafından satın alınarak, sözleşme bölgesi dışına

çıkarılması durumudur. Böyle bir durumda, sözleşmeye aykırılıktan söz edilemez.

e. Lisans Altında Üretilen Malların Kalitesine İlişkin Hükümlerin İhlali

Markanın kalite işlevi, markayı taşıyan malların bilinen işletme tarafından

üretildiğini ve orijinal niteliklerinin hiçbir sürette değiştirilmediğini garanti

etmektedir. Ayrıca, marka, üretilen malların ve/veya hizmetlerin menşeini göstermek

süretiyle benzerlerinden ayırt edilmesini sağlar.

89/104 sayılı Yönerge’nin 8/2 maddesinde, lisans alan tarafından üretilen malların

veya sağlanan hizmetlerin kalitesine ilişkin hükümlerin ihlal edilmesi halinde, marka

sahibinin, markadan kaynaklanan haklarını ileri sürebileceği belirtilmektedir. Bu

hükümden yola çıkılarak, marka lisansı sözleşmesinde hükme bağlanan kalite

şartlarına, lisans alan tarafından uyulmaması halinde, lisans yoluyla verilmiş hakkın

izinsiz genişletilmesi durumu ortaya çıkmaktadır.

MarkKHK madde 21/8’de; “Marka sahibi, talimatlarıyla uygunluk içinde, lisans alan

tarafından üretilen malın veya sunulan hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri

alır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümle birlikte, marka sahibinin kalite standartları

için gerekli önlemleri alma yükümlülüğünden bahsedilmiştir.

Marka Kanunu Tasarısı’nda ise, madde 44/4 içinde yer alan; “Lisans alan, tarafından

üretilecek malların veya sunulacak hizmetlerin kalitesini belirleyen hükümlere

uymak zorundadır.” İfadesiyle, lisans alanın, kalite standartlarını sağlama

yükümlülüğü altında bulunduğu belirtilmektedir. Lisans alanın, bu hükümleri ihlal

etmesi halinde, lisans veren marka sahibi, markadan doğan hakkını lisans alana karşı

kullanabilecektir. Kanımızca bu ifadenin yer alması oldukça isabetli olmuştur.

Marka hukuku, marka sahibini koruduğu kadar, tüketiciyi de korumak üzere

düzenlenmiştir. Diğer bir deyişle, marka hukukundaki katı yaklaşımın sebeplerinden

Page 115: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

biri de, toplumun, markanın belirli bir şekilde kullanılmasında menfaati olmasıdır.

Çünkü, markanın fonksiyonlarından biri de, tüketiciye, zaman geçse de, aynı ürünü

aynı marka altında satın alacağını garanti etmesidir. Bundan dolayı, marka lisansı

sözleşmesinde yer alan teknik gerekliliklere uyulmaması halinde, marka değeri

zedeleneceğinden, marka sahibi artık markasını kullanmak için inhisari hakka sahip

olmayacaktır.203

f. Kullanma Tarzı Bakımından Genişletme

Markanın, lisans alan tarafından, marka lisansı sözleşmesinde belirlenen kullanma

tarzı hükümleri dışında kullanılması, lisans alanın, markanın kullanım tarzını ihlal

ettiği ve markanın kullanma tarzı bakımından genişletildiğini göstermektedir. Bu

durumda, lisans alan tarafından marka hakkına tecavüz edilmiş olur.

Taraflarca yapılan marka lisansı sözleşmesinde, lisans veren tarafından, lisans altında

üretilen malların ihracı yasaklanmış olabilir. Sözleşmede belirlenenin aksine, lisans

alan tarafından malların ihraç edilmesi, lisans yoluyla verilmiş hakların kullanma

tarzı bakımından genişletilmesidir. Lisans sözleşmesinde, lisans altında üretilecek

mallara ilişkin olarak bir miktar sınırlama öngörülmüşse, bu sınırlandırmaya

uyulmaması da, lisans sözleşmesinin kullanma tarzı bakımından genişletilmesi

anlamına gelmektedir.204

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans veren, markanın kullanımını satış, servis

şeklinde kullanım, levha şeklinde asılarak kullanım veya sadece reklam, ilan, faturlar

üzerinde kullanma şeklinde sınırlayabilir. Bu durumlarında ihlal edilmesi halinde,

lisans sözleşmesinin kullanım tarzı bakımından genişletilmesi söz konusu olur ve bu

da marka hakkına tecavüzdür.205

203

Diamond, S., 1973, s.167. 204

Arkan, S., C.II, 1998, s.220. 205

Tekinalp, Ü., 1999, s.457.

Page 116: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.4.2. Marka Lisansı Sözleşmesiyle Verilen Hakların Üçüncü Kişilere

Devredilmesi

MarkKHK m. 21/4 hükmü gereğince, aksi sözleşmede belirtilmedikçe, lisans

sahiplerinin, lisanstan doğan haklarını, izinsiz olarak üçüncü kişilere devretmesi

marka hakkına tecavüz sayılır ve aynı hüküm gereğince, lisans sahipleri alt lisans da

veremezler.

Burada konusu geçen “devir” kelimesini oldukça geniş yorumlamak gerekmektedir.

MarkKHK’nın 9. maddesinde; “aşağıda belirtilen hallerde, marka sahibinin, izni

alınmadan markasının kullanılmasının önlenmesini talep etme yetkisi vardır:

- Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli

marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması,

- Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya

hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk

üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil,

karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması,

- Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal

veya hizmetlerle benzer olmayan mal veya hizmetlerde kullanılması halinde, tescili

istenen işaretin kullanılmasıyla tescilli markanın itibarından dolayı haksız avantaj

elde edecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterine zarar verecek nitelikteki

herhangi bir işaretin kullanılması.

Aşağıda belirtilen durumlar, birinci fıkra uyarınca yasaklanabilir:

- İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulması,

- İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim

edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya

sağlanması,

- İşareti taşıyan malın ithali, (Ek ibare: 4128 - 3.11.1995) veya ihracı,

- İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarda kullanılması.” hükmü yer almaktadır.

Page 117: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Markanın üçüncü bir kişiye herhangi bir şekilde, MarkKHK’nın 9. maddesine göre

kullandırılması devir kapsamındadır. Markanın sahibinin izni olmaksızın, başkası

tarafından kullanılması markaya tecavüz sayılmaktadır. Dolayısıyla, markanın,

üçüncü bir kişiye, lisans alan tarafından, MarkKHK madde 9’a göre kullandırılması

tecavüz sayılır ve bu durum, marka sahibine, kendi hak sahibi olduğu markasının izni

olmadan kullanılmasını önleme yetkisi verir.

Lisans verenin dava hakkına geçmeden önce, marka hakkının incelenmesi yerinde

olacaktır. MarkKHK madde 13/1’de; “Tescilli bir markanın tescil kapsamındaki mal

üzerine konularak marka sahibi tarafından veya onun izni ile Türkiye’de piyasaya

sunulmasından sonra, mallarla ilgili fiiller marka tescilinden doğan hakkın kapsamı

dışında kalır.” hükmü yer almaktadır. MarkKHK uyarınca, marka lisansı sözleşmesi

hükümlerine uygun şekilde, mallar ve/veya hizmetlerin lisans alan tarafından

Türkiye’de piyasaya sunulması, marka sahibinin hakkının tükenmesine neden olur.

MarkKHK madde 13/1’de yer alan hükmü, 89/104 sayılı yönerge’nin 7/1

maddesinde belirtilen, “marka sahibi tarafından veya onun izni ile markayı taşıyan

malların piyasaya sunulmasından sonra marka sahibi, markanın bu mallarla ilgili

olarak kullanılmasını yasaklayamaz.” hükmü şeklinde yorumlamak gerekir.

Marka hakkının tüketilmesi, sadece markanın tescili kapsamındaki mal üzerine

konması için geçerli olup, markanın tescil kapsamında olmayan mal üzerine konması

halinde ya da hiç tescil edilmemiş markanın söz konusu olması halinde, marka

hakkının tüketilmesinden bahsedilemez.206

Markanın tüketilmesi için, markanın, marka sahibi tarafından veya onun izin

vereceği kişiler tarafından piyasaya sunulması gerekir. Burada önemli olan husus,

MarkKHK madde 13/1’de yer alan hüküm gereği, marka hakkının tüketilmesinden

bahsedilebilmesi için, malın Türkiye’de piyasaya sunulmuş olması gerekmektedir.

Malın Türkiye dışında piyasaya sunulmuş olması halinde, marka hakkının

tükenmesinden söz edilemez. Bundan dolayı, Türkiye dışında piyasaya sunulmakla

birlikte, yapılacak ithalat ve ihracatlar ile malın yabancı ülkeden Türkiye’ye

206

Arkan, S., Bozer’e Armağan, 1998, s.203.

Page 118: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

getirilmesine, marka sahibi, bu hakkına dayanarak engel olabilir. Ancak, markayı

taşıyan malın, Türkiye’de piyasaya sunulmasından sonra, yurt dışında

gerçekleştirilen üretim yahut satışlardan elde edilen markalı malların, üçüncü kişiler

tarafından tekrar Türkiye’ye ithaline engel olunamaz.207

Markanın, yapılacak olan marka lisansı sözleşmesi çerçevesinde, lisans verenin izni

ile lisans alan tarafından piyasaya sunulması halinde de, marka hakkının

tüketilmesinden bahsedilebilir. Ancak, yapılmış olan marka lisansı sözleşmesinin

hükümlerinin, lisans alan tarafından ihlali halinde, tescilli bir markadan doğan

haklar, lisans alana karşı ileri sürülebilir. Bir başka deyişle, lisans alan tarafından,

lisans sözleşmesinde yer alan hükümlere aykırı davranılması halinde, marka

sahibinin hakkı tükenmiş olmaz ve marka sahibi, lisans alana karşı markadan doğan

haklarını kullanabilir.

Ancak, lisans alanın kendi bölgesi içindeki müşterilerine sattığı malların, sonradan

bunlar tarafından bölge dışındakilere satışı, mallarda değişiklik yapılmadığı sürece

yasaklanamaz. Böyle bir durumda, marka sahibinin hakkı, lisans alanın kendi bölgesi

içinde satış yapmasıyla tüm Türkiye bakımından tükenmiş olur.208

Buna karşılık,

marka lisansı sözleşmesinde belirlenen bölgesi dışında, markalı malları piyasaya

sunmaya teşebbüs eden lisans sahibine veya tek satıcıya karşı, marka sahibi her

şeyden önce ihtiyati tedbir talebinde bulunabilecektir. Zira, lisans alan tarafından,

orijinal malın piyasaya sunulma şartı gerçekleşmiş olduğu için daha sonra bu orijinal

malları satın alan üçüncü kişiye karşı, marka hakkı sahibinin bir hak talebi

olamayacaktır.209

Lisans verenin marka hakkına tecavüz edilmesi halinde, kendisi tarafından

açılabilecek dava çeşitlerini incelemeye başlayalım.

207

Arkan, S., Bozer’e Armağan, 1998, s.203. 208

Arkan, S., C.II, 1998, s.200. 209

Pınar, H.; “Marka Hukukunda Hakların Tükenmesi”, Prof. Dr. M. Kemal Oğuzman’ın Anısına,

Arma San, İstanbul, 2000, s.872.

Page 119: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.4.3. Lisans Verenin Açabileceği Hukuk Davaları

a. Tecavüzün Durdurulması Davası

MarkKHK’nın 62/1(a) maddesinde; “marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin,

mahkemeden marka hakkına tecavüz fiillerinin durdurulmasını isteyebilir.” hükmü

yer almaktadır. Bu hüküm gereğince, marka sahibi, marka hakkına tecavüz sayılan

fiillerin durdurulmasını mahkemeden talep edebilir.

Devam etmekte olan bir tecavüze son verilmek için lisans veren tarafından açılan

durdurma davası, bir eda davasıdır ve bu dava ile, tecavüz oluşturan fiillerin

sürdürülmesinden kaçınılması istenir.210

Tecavüzün durdurulması talebinin ileri

sürülebilmesi için, tecavüzde bulunanın kusuru ve zararın varlığı aranmaz ve kural

olarak, durdurma davası, tecavüzün sona ermiş olması durumunda açılamaz.211

b. Tecavüzün Önlenmesi Davası

Tecavüzü önleme davası, bir tecavüz tehlikesi ihtimalinin varlığı halinde açılabilir.

MarkKHK’da, tecavüzün durdurulmasından bahsedilmesine karşın, tecavüzün

önlemesiyle ilgili herhangi bir hükümden bahsedilmemiştir. Ancak, EndTasKHK m.

49/l(b)’de ve CoğİşKHK m. 25/l(b)’de tecavüz fiillerinin durdurulması yanında,

önlenmesi talebinden de bahsedilmiştir. Kanımızca bir eksiklik olan bu durum, yeni

Markalar Kanunu Tasarısı’nda yer almış ve 60/1(a) maddesinde tecavüzün

önlenmesinden bahsedilmiştir.

c. Tecavüzün Tespiti Davası

Tecavüzü tespit davası, ika edilen fiilin tecavüz olup olmadığının belirlenmesi

amacıyla, tecavüzün sona erdiği, fakat etkilerinin devam ettiği durumlarda açılır.212

210

Arkan, S., C.II, 1998, s.234. 211

Tekinalp, Ü., 1999, s.459., Arkan, S., C.II, 1998, s.234. 212

Tekinalp, Ü., 1999, s.460.

Page 120: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Fiili tecavüzün olup olmadığının tespiti davası ile ilgili, MarkKHK’da herhangi bir

düzenleme yer almamaktadır. EndTasKHK ve CoğişKHK’larında bu davalardan

bahsedilmiştir. Tecavüzün tespiti davası, TTK m. 58/l(a) hükmüne dayanılarak

açılabilir. Kanaatimizce; Markalar Kanunu Tasarısı’nda bu konunun dikkate

alınarak, “fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti” hükmüne yer verilmesinin

gerektiğini düşünmekteyiz.

d. Tecavüzün Giderilmesi Davası

Tecavüzün giderilmesi davası, yapılan tecavüz ile ortaya çıkan hukuka aykırılığın

sonuçlarının ortadan kaldırılması icin açılır. MarkKHK 62/1(b)’de, tecavüzün

giderilmesi davasından bahsedilmiştir. Burada önemli olan nokta, tecavüzün

giderilmesi davasının açılabilmesi için, yapılan tecavüzün bazı sonuçlar doğurmuş

olması gerekmektedir. Tecavüzün durdurulması ve önlenmesi davalarıyla, tecavüz

henüz bir sonuç doğurmamış, doğması muhtemel olan sonuçların durdurulması ve

tehlike aşamasında men edilmesi sağlanır. Buna karşılık, tecavüzün giderilmesi

davaları ise, tecavüz nedeniyle bazı sonuçlar ortaya çıkmış ve bu sonuçların ortadan

kaldırılması, silinmesi ve bertaraf edilmesi için açılır.

Tecavüzü durdurma, önleme ve tecavüzün giderilmesi davaları birlikte açılabilir.

Genellikle açılan davalar, tecavüz konusu ürünün kullanılamaz hale getirilmesi veya

düzeltilmesi şeklinde görülmektedir.

e. Delillerin Tespiti Davası

MarkKHK’nın 75. maddesinde; “Marka hakkına tecavüzü ileri sürmeye yetkili olan

kişi, bu haklara tecavüz sayılabilecek olayların tesbitini mahkemeden isteyebilir.”

hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca, lisans veren kişi, mahkemeden tecavüz

sayılabilecek olayların tespitini isteyebilir.

Page 121: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Delillerin tespiti, “açılmış ve açılacak olan esas davaya ilişkin delillerin, bazı şartlar

altında, zamanından önce toplanarak emniyet altına alınması işlemidir.”213

Delillerin

tespiti, bağımsız bir dava olmayıp, asıl davaya bağlı bir işlem ve deliller hakkında bir

çeşit ihtiyati tedbir niteliğindedir.214

MarkKHK m. 75’de bahsedilen delillerin tespiti davası, marka hakkına tecavüz

sayılacak olayların tespitini içermektedir. Dolayısıyla, MarkKHK’da sözü geçen

delillerin tespiti davası, HUMK m. 368 anlamında delillerin tespiti olarak kabul

edilmelidir.215

Hukukumuzda, tespit davalarının konuları ancak hukuki ilişkiler

olabilmektedir ve bu bir dava şartı olarak kabul edilmiştir.216

Oysa ki, MarkKHK

m.75 kapsamındaki delillerin tespiti davasında, hukuki ilişkinin esasına dair bir tespit

söz konusu değildir.

MarkKHK m. 75, ivedi olarak tecavüz olaylarının tespitine ihtiyaç duyan kimsenin,

HUMK 368 vd. hükümleri gereği delil tespiti talebi olarak ele alınmalı ve böylelikle

ivedilik kazanmalıdır.217

Markalar Kanunu Tasarısı’nda, MarkKHK’da yer alan bu hüküm, madde 70/1’de

aynı şekilde korunmuş, bunun yanında, aynı hükme delillerin muhafazası kısmıda

eklenmiştir. Ayrıca, Markalar Kanunu Tasarısı’nda madde 70/2’de; “Mahkeme

tarafından delillerin tespitine ve/veya muhafazasına ilişkin karar kaldırıldığında veya

bu karar talep sahibinin herhangi bir eylemi veya ihmali nedeniyle ortadan

kalktığında ya da dava sonunda tecavüz tehdidi veya tecavüz olmadığına karar

verildiğinde, delillerin tespiti ve/veya muhafazası nedeniyle davalının uğraması

muhtemel zararının tazmin edilebilmesi amacıyla talep sahibi tarafından teminat

yatırılmasına karar verilebilir.” hükmü eklenmiş ve bu hükümle, davalı tarafın

uğraması muhtemel zararların tazmin edilebilmesi için, dava açan tarafın teminat

yatırması münkün kılınmıştır.

213

Kuru, B.; “Tespit Davaları”, Ankara, 1963, s.74., Kuru, B.; “Hukuk Usulü Muhakemeleri”,

İstanbul, 1991, C.III, s.3140. 214

a.g.e., s.74., a.g.e., s.3141.

215

Oytaç, K.; “Son Uluslararası Değişikliklerle Mukayeseli Markalar Hukuku”, İstanbul, 1999,

s.889., Şehirali, F., 1998, s.147-148. 216

Kuru, B.; “Hukuk Usulü Muhakemeleri”, İstanbul 1990, C.I, s.912. 217

Oytaç, K., 1999, s.89.

Page 122: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

f. Tazminat Davaları

MarkKHK’da üç çeşit tazminat davasından bahsedilmiştir. MarkKHK madde 62/1(b)

hükmünde, maddi ve manevi tazminat davalarından, MarkKHK madde 68’de yer

alan, “Marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan

bir şekilde kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu

nedenle, ayrıca tazminat isteyebilir.” hükmü gereğince de itibar tazminatı

davalarından bahsedilmiştir. Tazminatla ilgili olarak, MarkKHK’da, “Marka

sahibinin izni olmaksızın, marka taklit edilerek üretilen ürünü üreten, satan, dağıtan

veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçla ithal eden veya ticari

amaçla elde bulunduran kişi, hukuka aykırılığı gidermek ve sebep olduğu zararı

tazmin etmekle yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır. Markalar Kanunu Tasarısı’nda

ise, “marka sahibinin izni olmaksızın, markayı taklit ederek hizmet sunan, ürün

üreten, satan, dağıtan veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkaran veya bu amaçlar

için gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutan, gümrük bölgesine,

gümrük gözetiminde geçici depolama alanlarına, serbest liman ya da bölgelere

yerleştiren veya ticari amaçla elde bulunduran kişi, kusurlu ise neden olduğu zararı

tazmin etmekle yükümlü olur.” ifadesine yer verilerek, MarkKHK’daki tanım biraz

daha genişletilmiştir.

- Maddi Tazminat Davası

MarkKHK m. 62/1(b) ile, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin, maddi

zararının tazminini isteyebileceği belirtilerek, marka sahibinin dava hakkından

bahsedilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz, MarkKHK’da yer alan 64. madde ile maddi

tazminat düzenlemektedir. Ayrıca, madde 64’de yer alan bu hüküm, maddi

tazminatın hesaplanmasıyla da ilişkili bir hükümdür.

MarkKHK’nın sistemine göre, marka hakkına tecavüz halinde, 62/1(b) hükmü ve BK

m. 41 uyarınca, mütecavizin kusurlu bulunması şartıyla maddi tazminat talep

edilebilecektir. MarkKHK’nın 64/2. maddesinde; “Taklit markayı herhangi bir

şekilde kullanmakta olan kişi, marka sahibinin, markanın varlığından ve tecavüzden

Page 123: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

kendisini haberder etmesi ve tecavüzü durdurmasını talep etmesi halinde veya

kullanmanın kusurlu bir davranış teşkil etmesi halinde, sebep olduğu zararı tazmin

etmekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı

şekilde, taklit markayı kullanan kişiden, sebep olduğu zararın tazmin edilebilmesi

için, marka sahibinin, markanın varlığını ve tecavüz durumunu kendisine

bildirmesine rağmen, markayı kullanmaya devam etmesi veya markayı

kullanmasının kusurlu bir davranış oluşturması gerekmektedir.

MarkKHK’ya göre, maddi tazminata ilişkin marka sahibinin uğradığı zarar, fıilli

kaybın değerini ve yoksun kalınan kazancı beraber kapsamaktadır. Marka hukuku

açısından, “fiili kayıp” kavramı içinde her türlü giderler ve klasik kayıplar yer

almaktadır. Bunun yanında, “fiili kayıp” kavramının içine, markanın, aynı veya

benzerinin, benzer mal ve/veya hizmetler için kullanılmasıyla karşılaşılan piyasa

karışıklığını gidermek için, lisans veren tarafından bu durumu düzeltmek adına

yapılan ilanlar, markanın gücünü artırmak için yapılacak reklamlar gibi harcamalarda

girebilir.218

MarkKHK madde 66; “Marka sahibinin uğradığı zarar, marka hakkına tecavüz

dolayısıyla yoksun kalınan kazancı kapsar.” ifadesine yer vermektedir. MarkKHK

çerçevesinde, yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle markanın

ekonomik önemi, marka hakkına tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz

sırasında markaya ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler gözönünde

bulundurulur.

Yoksun kalınan kazanç, zarar gören marka sahibinin seçimine bağlı olarak, üç farklı

şeklilde hesaplanabilir. Marka sahibi bunlardan birini seçmek durumundadır. Bu

hesaplama türlerinden ilki, “marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı marka

sahibinin markanın kullanılması ile elde edebileceği muhtemel gelire” göre

hesaplanan tazminattır. İkinci hesaplama türü, “marka hakkına tecavüz eden kişinin,

markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” belirlenen tazminattır. Üçüncü

yöntem ise, “marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka

218

Arkan, S., C.II, 1998, s.244.

Page 124: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

uygun şekilde kullanmış olması halinde ödenmesi gereken lisans bedeline” göre

hesaplamadır. Kullanılan üçüncü yöntem uygulamada, “lisans örneksemesi” adı

altında yer alır. Bu uygulamada, emsal araştırması yapılması ve objektif bir lisans

bedelinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu uygulamada, markanın tanınmışlığı önem

kazanmaktadır. Çünkü, marka ne kadar tanınmış olursa, belirlenecek olan lisans

bedelide o ölçüde yüksek olacak ve dolayısıyla ödenecek tazminat miktarıda o

oranda artacaktır. Ayrıca, ödenmesi gereken lisans bedeli hesaplanırken, somut

olayın özelliklerine göre tayin edilmeli ve lisansın münhasır olup olmaması, lisans

sayısı gibi etkenler de hesaba katılmalıdır.219

- Manevi Tazminat Davası

MarkKHK m. 62/1(b) ile, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin, manevi

zararının tazminini de isteyebileceği ifade edilmiştir. Markanın, aynının ya da

benzerinin, düşük kaliteli mallarla ilgili olarak ya da istenmeyen bağlılıklar

kurulmasına neden olacak şekilde kullanılması halinde manevi tazminat talep

olunabilir.

Marka hukuku anlamında, manevi zararın tazmin edilmesindeki amaç, tecavüzün

vuku bulmasıyla, marka sahibinin ticari-kişisel varlığında neden olduğu

olumsuzlukların giderilmesidir. Burada bahsettiğimiz marka sahibinin ticari-kişisel

varlığı oldukça önemli bir noktadır. Çünkü, marka sahibinin ticari-kişisel varlığı

onun piyasada ve rekabet ortamında sağladığı imajı, kalitesi ve güvenilirliğidir.

Manevi tazminat davasının açılmasının diğer bir amacı ise, potansiyel marka hakkına

tecavüz edecek kişiyi tecavüzden vazgeçirmektir.220

- İtibar Tazminatı

İtibar tazminatı, MarkKHK madde 68’de düzenlenmiştir. İtibar tazminatında, fiili bir

zarar ve yoksun kalınan kazanç yoktur. İtibar tazminatı, maddi ve manevi

219

Tekinalp, Ü., 1999, s.466., Arkan, S., C.II, 1998, s.248. 220

Tekinalp, Ü., 1999, s.468.

Page 125: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

tazminattan farklı özelliklere sahip ve her iki tazminattan ayrı, yani onlara ek olarak

istenebilen bir tazminattır.

Markanın itibarı çok önemli bir kavramdır. Çünkü markanın itibarı markanın imajını,

kalitesini ve güvenilirliğini ifade eder. Bir marka için bu kadar önemli olan itibar

kavramına zarar verilmesi, bu zamana kadar harcanan emekler, masraflar ve

çalışmalar sonucu oluşturulan marka imajının zedelenmesini ve istisnaen çökmesini

doğurur.221

Markanın itibarının en önemli göstergelerinden birisi olan imajın inşa edilmesi için,

uzun zamanlar alan yoğun çalışmaların yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalar

bazen bir iki yıl, bazen on yıllar, bazen yüz yıl gibi zamanlarda sonuçlanabilir.

Marka imajının ve kalitenin sağlanması için, yüksek oranda harcamaların yapılması,

televizyonlarda, gazetelerde ve buna benzer diğer şekillerde uzun yıllar boyu süren

reklam çalışmalarının yapılması, yetiştirilmiş ve emek harcanmış kalifiye

personellerle dünyanın en büyük şehirlerinde en gözde caddelerde satış yapılması,

işletme tarafından ileri teknoloji ve malzeme kullanılarak üretimin gerçekleştirilmesi,

büyük promosyonlar yapılması gibi uzun, maliyet ve emek isteyen çalışmalar

yapılmalıdır. Bu şekilde uzun uğraşlar ve harcamalar sonunda kazanılan markanın

imajına, toplumdaki bilinilirliğine ve ticari pazardaki yerine kimsenin zarar vermeye

hakkı yoktur. Bu sebeple, marka imajının zedelenmesi ile meydana gelecek olan

zararların karşılanması için itibar tazminatına başvurulmaktadır.

Marka hakkının tecavüze uğramış olması, itibar tazminatı istenebilmesinin ilk

şartıdır. Marka hakkına yapılan bu tecavüz, hukuka aykırılık unsurunu oluşturur.

Ancak, sadece hukuka aykırılığın varlığı itibar tazminatının talep edilmesi için yeterli

değildir. Hukuka aykırılığa ek olarak, kötü üretim veya uygun olmayan tarzda

piyasaya sürme eylemleriyle itibar zarara uğratılmış olmalıdır. Bu bağlamda ikinci

221

Tekinalp, Ü.; “İtibar Tazminatı ve Bazı Sorunlar”, Prof. Dr. Selahatin Sulhi Tekinay’ın

Hatırasına Armağan, İstanbul, 1999, s.592.

Page 126: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

şart itibarın zarara uğramasıdır.222

MarkKHK madde 68’de; “marka hakkına tecavüz

eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması

sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi tazminat istiyebilir.” hükmü

yer almaktadır. Dolayısıyla, itibar zararını doğuran sebepler, kötü üretim, uygun

olmayan bir tarzda piyasaya sürme ve markanın kötü bir şekilde kullanılmasıdır.

Üçüncü şart ise illliyet bağıdır. İlliyet bağının durumu burada özellik göstermektedir.

İlliyet bağı, hukuka aykırılık unsuru olan hakka tecavüz ile zarar arasında

aranmamalıdır. İlliyet bağı, kötü üretim veya uygun olmayan tarzda piyasaya sürme

ile zarar arasında bulunmalıdır.223

Bunların yanında, marka sahibi, MarkKHK uyarınca, marka hakkına tecavüz

dolayısıyla üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile, bu eşyayı

üretmeye yarayan araçlara el konulmasını talep edebildiği gibi, el konulan ürünler

üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını ve bu arada markaların markayı taşıyan ürünler,

araçlar üzerinden silinmesini ve bunların imhasını da talep edebilir. Hükmün

ilgililere tebliği, kamuya yayın yoluyla duyurulması ve ilanı da özel olarak,

MarkKHK m. 62/l(f)’de; “Marka hakkına tecavüz eden kişi aleyhine verilen

mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ

edilmesi ve kamuya yayın yoluyla duyurulması.” ve MarkKHK 72. maddede; “Dava

sonucunda haklı çıkan taraf, haklı bir sebebin veya menfaatının bulunması halinde,

masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya

benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesini talep etmek hakkına

sahiptir.” şekillerinde düzenlenmiştir.

g. İhtiyati Tedbir Talebi

MarkKHK 76/1 maddesinde; “Bu Kanun Hükmünde Kararnamede öngörülen türde

(MarkKHK m.6 vd. hükümleri gereği) dava açan veya açacak olan kişiler, dava

konusu markanın kendi marka haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye'de

kullanılmakta olduğunu veya kullanılması için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını

222

Yılmaz, C., 2001, s.120. 223

Tekinalp, Ü., İtibar Tazminatı, 1999, s.589-597., Tekinalp, Ü., 1999, s.468-473.

Page 127: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

ispat etmek şartıyla, davanın etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar

verilmesini talep edebilir.” hükmü yer almaktadır. İhtiyati tedbir talebi, davadan ayrı

olarak incelenir ve bu talep dava açılmadan önce veya dava ile birlikte veya daha

sonra yapılabilir.

Madde 77 ile de, ihtiyati tedbirin niteliği belirtilmiştir. Bu hükme göre, ihtiyati

tedbirler, verilecek hükmün etkinliğini tamamen sağlayacak nitelikte olmalıdır.

İhtiyati tedbirler; davacının marka hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulması

yani tecavüzün durdurulması, marka hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal

edilen şeylere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi

olanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların saklanması, yani

mallara el koyulması ve herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi

tedbirlerini kapsamaktadır.

3.4.4. Lisans Verenin Açabileceği Ceza Davaları

Yapılan marka lisansı sözleşmesinde, marka sahibi tarafından, sözleşmeye dayalı

lisans yoluyla verilmiş hakların izinsiz genişletilmesi veya bu hakların üçüncü

kişilere devir edilmesi, cezai yaptırıma tabi tutulmuştur. MarkKHK madde 61’de

sayılan marka hakkına tecavüz fiillerinden herhangi birini işlemek, MarkKHK

madde 61/A(c) hükmü gereğince, tecavüz edenlerin, iki yıldan dört yıla kadar hapis

ve yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her

ikisine, ayrıca işyerlerinin bir yıldan az olmamak üzere kapatılmasına ve aynı süre

ticaretten men edilmelerine sebep olur.

MarkKHK madde 61/A(a)’da; “Marka hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken

kimlik bildirimini gerçeğe aykırı olarak yapanlar, marka koruması olan bir eşya veya

ambalajı üzerine konulmuş marka koruması olduğunu belirten işareti yetkisi olmadan

kaldıranlar, kendisini haksız olarak marka başvurusu veya marka hakkı sahibi olarak

gösterenler hakkında, bir yıldan iki yıla kadar hapis cezasına veya ondörtmilyar

liradan yirmiyedimilyar liraya kadar ağır para cezasına veya her ikisine” hüküm

olunacağı belirtilmektedir. Bu hükümden de anlaşılacağı şekilde, hakkı olmadığı

Page 128: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

halde, kendisini, marka tescili için başvuru yapmış veya marka sahibi olarak

gösterenler cezaya tabi tutulmuştur. Ayrıca, bir markanın tescil edilmiş olduğunu

gösteren uluslararası bir işaret olan ® işaretini, bir malın veya ambalajın üzerine

haklı sebeplerden dolayı konulmuşsa, kimsenin kaldırma yetkisi yoktur. Bunun

aksine davranışlarda bulunan kişiler, yani yetkisi olmadan marka koruması

bulunduğunu belirten işareti kaldıranlar ve bu arada, lisans alan hakkında yukarıda

belirtilen ceza hükümleri uygulanır.

MarkKHK madde 61/A(b)’de; “Mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf yetkisi

bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu Kanun Hükmünde

Kararnamenin devir, intikal, rehin ve haciz ile ilgili maddelerinde yazılı haklardan

birini veya bu hakla ilgili lisansı başkasına devreden, veren, rehneden, bu haklarla

ilgili herhangi bir tasarrufta bulunanlar ile korunan bir marka hakkının sahibi

olmadığı veya koruma süresinin bittiği veya marka hakkının hükümsüzlüğü veya

marka korunmasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin veya

başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına veya ticari

evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir marka hakkı ile ilgili olduğu kanısını

uyandıracak şekilde işaretler koyan veya bu amaçla ilan ve reklamlarda, bu tarzda

yazı, işaret veya ifadeleri kullananlar hakkında, iki yıldan üç yıla kadar hapis

cezasına veya yirmiyedimilyar liradan kırkaltımilyar liraya kadar ağır para cezasına

veya her ikisine” hüküm olunacağı belirtilmektedir.

Lisans alanın, hakkı ve ilgisi olmadığını veya tasarruf yetkisi bulunmadığını bildiği

veya bilmesi gerektiği halde, marka üstündeki haklardan birini veya bu haklarla ilgili

lisansı devretmek, vermek, rehnetmek veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta

bulunması cezai hükme tabidir. Ayrıca, lisans alanın, korunan bir markanın sahibi

olmadığı, koruma süresi bittiği, markanın hükümsüzlüğüne veya marka hakkının

sona erdiğine karar verildiği halde, korunan bir marka bulunduğu zannını

uyandıracak eylemlerde bulunması halinde, yine MarkKHK madde 61/A(b) hükmü

gereğince cezaya maruz kalacaktır.

Page 129: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

3.5. Lisans Alanın Dava Hakkı

Marka sahinbinin markadan doğan haklarına, üçüncü kişiler tarafından yapılan

tecavüzler nedeniyle, marka sahibinin zarar görmesi yanında, lisans alanın da

kullanım hakkı ve ekonomik menfaatleri zarar görmektedir. Bu sebepten dolayı,

üçüncü kişilerin tescilli marka hakkına tecavüz etmeleri halinde, lisans alanın, kendi

adına dava açma hakkına sahip olup olmadığının tespit edilmesi büyük önem

taşımaktadır.

MarkKHK’da, lisans alanın dava açma hakkı, madde 21/6’da yer alan; “Aksi

sözleşmede kararlaştırılmamışsa, inhisari lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi

tarafından marka sahibinin markadan doğan haklarına, tecavüz edilmesi durumunda,

marka sahibinin bu Kanun Hükmünde Kararname uyarınca açabileceği davaları,

kendi adına açabilir. İnhisari olmayan lisans sahiplerinin, dava açma hakları yoktur.”

ve madde 21/7’de yer alan; “Altıncı fıkra hükümlerine göre, markaya tecavüz

dolayısıyla dava açma hakkı olmayan bir lisans alan, noter vasıtasıyla yapacağı bir

bildirimle, gereken davayı açmasını marka sahibinden isteyebilir. Marka sahibinin,

bu talebi kabul etmemesi veya bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içinde,

gerekli davanın açılmaması halinde, lisans alan yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi

adına dava açılabilir. Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında ve söz konusu

sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep

edebilir. Lisans alan, dava açtığını marka sahibine bildirir.” hükümleri ile

düzenlenmiştir.

Yukarıdaki hükümlerde de yer aldığı üzere, marka sahibinin markadan doğan

haklarına tecavüz edilmesi halinde, lisans alanın tecavüz eden kişiye karşı hukuk ve

ceza davaları açıp açamayacağı, lisansın inhisari olup olmadığına göre

şekillenmektedir.

MarkKHK’da, lisans alanın dava açması ve şatlarını düzenleyen bir diğer hüküm ise,

hemen hemen madde 21/6 ve 7 deki hükümlerle aynı olan, madde 73 deki

hükümlerdir.

Page 130: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans alanın, dava hakkını kullanabilmesi için sözleşmenin yazılı şekilde yapılmış

olması gerekmektedir. Çünkü, MarkKHK madde 15/2 hükmüne göre, marka lisansı

sözleşmelerinin yazılı yapılması geçerlilik şartıdır. Bunun dışında başka herhangi bir

şekli şart aranmamaktadır.

MarkKHK madde 21/10 hükmünde, lisansın sicile kayıt edilmediği müddetçe, iyi

niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceği belirtilmektedir. Üçüncü kişiler

tarafından marka sahibinin marka haklarına tecavüz edilmesi üzerine, tescil

edilmeyen lisansı alan tarafından, lisans ileri sürülerek dava açılamaz. Bu şekilde bir

dava, marka sahibinin MarkKHK uyarınca açabileceği davadır ve MarkKHK

çerçevesinde dava açma hakkı olan lisans alan, sadece marka sahibinin MarkKHK

uyarınca marka hakkından doğan, açabileceği davaları kendi adına açabilir.

Ortak markanın lisans konusu olması durumunda, lisans alanın marka hakkına

tecavüz nedeniyle dava açabilmesi için, mutlaka lisansın sicile kayıt edilmiş olması

gerekmektedir. Çünkü, MarkKHK madde 60’da; “bir ortak markada lisans

verilmesi, Marka Siciline kayıt halinde geçerlidir.” ifadesi yer almaktadır.

Dolayısıyla, ortak markada lisans hakkının doğumu için, lisansın tescili kurucu

nitelik taşımaktadır ve tescilin yokluğunda lisanstan da bahsedilemez.

Birden fazla lisans alan varsa, her bir lisans alan diğerinden bağımsız olarak, bir

başka deyişle, diğer lisans sahiplerinin iznine ihtiyaç duymaksızın, MarkKHK’daki

kurallar ve şartlar çerçevesinde dava ve sair talep haklarını ileri sürebilir.224

MarkKHK madde 70’de; “Marka hakkına tecavüzden doğan özel hukuka ilişkin

taleplerde, zamanaşımı süresi için, Borçlar Kanunu’nun zamanaşımına ilişkin

hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Bu hükümde atıfta bulunulan Borçlar

Kanunu’nun 60. maddesi gereği, marka hakkına tecavüz nedeniyle açılacak tüm

davaların, zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren bir yıl ve herhalde tecavüz fiilinin

vukuundan itibaren on yıl içerisinde ikame edilmesi gerekmektedir.225

224

Tekinalp, Ü., 1999, s.477. 225

Çiçekçi, Ç., 2001, s.77.

Page 131: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Burada önemli olan nokta, BK madde 60 da bahsedilen bir yıllık sürenin, lisans

veren açısından geçmiş olmasının lisans alanın dava hakkını nasıl etkiliyeceğidir. Bir

yıllık zamanaşımı süresinin, zarara ve faile ıttıla edilmesinden itibaren başlaması

nedeniyle, lisans veren açısından bir yıllık zamanaşımı süresinin geçmesine rağmen,

henüz zarar ve fail hakkında bilgisi olmayan lisans alan açısından da zamanaşımının

geçerli olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Ancak, her halde tecavüz fiilinin

vukuundan itibaren on yılın geçmesi halinde, hem lisans veren hem de lisans alan

açısından dava açma hakkının zamanaşımının söz konusu olduğunu kabul etmek

uygun olacaktır.226

3.5.1. Marka Lisansı Sözleşmesinin Çeşidine Göre

Lisans alanın, tecavüz eden kişiye karşı dava ehliyeti, lisans sözleşmesi çeşidine

göre, yani marka lisansı sözleşmesinin basit veya inhisari niteliğine göre belirlenir.

a. Basit (İnhisari Olmayan) Lisans Sözleşmelerinde

MarkKHK m. 21/6’da; “İnhisari olmayan lisans sahiplerinin, dava açma hakları

yoktur” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla, basit lisans alan, üçüncü bir kişi

tarafından, marka sahibinin markadan doğan haklarına tecavüz edilmesi durumunda,

marka sahibinin MarkKHK çerçevesinde açma hakkına sahip olduğu davaları kendi

adına açma hakkına sahip değildir.

Basit lisans alan lisans sahiplerinin, sadece marka sahibinin dava açmasını

beklemesi, tecavüzün zamanında ve gereği gibi engellenmemesi nedeniyle lisans

alanın zararına sebep olacak ve hakkaniyet ilkelerine aykırılık teşkil edecektir.

Dolayısıyla, MarkKHK, basit lisans sahibine belli şartlar altında dava açma hakkı

tanımıştır.

MarkKHK madde 21/7’de; “markaya tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı olmayan

bir lisans alan, noter vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken davayı açmasını

226

Çiçekçi, Ç., 2001, s.77.

Page 132: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

marka sahibinden isteyebilir. Marka sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya

bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içinde, gerekli davanın açılmaması halinde,

lisans alan yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına dava açılabilir.” hükmü yer

almaktadır. Ayrıca, lisans alanın dava açmasını ve şartlarını düzenleyen MarkKHK

madde 73’de de basit lisans sahibinin dava açma hakkı, MarkKHK madde 21/7

hükmü ile parelelelik gösterecek şekilde düzenlenmiştir. Bu hükümler uyarınca,

markaya tecavüz nedeniyle dava açma hakkı olmayan basit lisans alan, noter

vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken davayı açmasını marka sahibinden

isteyebilir. Basit lisans sahibinin yaptığı bu talebi marka sahibinin kabul etmemesi

veya bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içerisinde, gerekli davayı açmaması

halinde, lisans alan, marka sahibine yaptığı bildirimi de ekleyerek kendi adına dava

açabilir.

MarkKHK’da, basit (inhisari olmayan) lisans sahibinin, marka sahibinden gerekli

davayı açması konusundaki isteği herhangi bir şekle bağlanmamıştır. Ancak,

kanaatimizce, ilgili hükümde yer alan, lisans alanın bildirimden sonra geçen üç ay

sonunda, marka sahibine yaptığı bildirimi de ekleyerek kendi adına dava açabilmesi

ibaresinden yola çıkılarak, MarkKHK’nın yazılı bildirimi kastettiği düşünülmektedir.

Başka bir ifadeyle, eğer ki bildirim yazılı yapılmamışsa bildirimin lisans alan

tarafından dava dilekçesine eklemesi söz konusu olamayacaktır. Ancak, buna rağmen

yazılı şekil geçerlilik şartı olarak nitelendirilemez.

Lisans alan, MarkKHK 21/7 hükmü gereğince, açmış olduğu davayı marka sahibine

bildirmekle yükümlüdür. Bunun aksine bir tutum sergileyen lisans alan, bildirimde

bulunmamaktan doğan zararı karşılamak durumundadır. Lisans alan, marka sahibine

açtığı davayı bildirmezse, marka hakkına tecavüzden dolayı marka sahibide, lisans

alanın davasından habersiz kendi adına bir dava açabilir. Böyle bir durumda, lisans

alanın davasından haberdar olmayan marka sahibinin, kendi adına açtığı davadan

doğan masraflar, marka sahibinin zararını oluşturur ve bu zararın giderilmesi lisans

alanın yükümlülüğü altındadır.

Page 133: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İnhisari lisans sözleşmelerinde, inhisari lisans sahiplerinin dava açma yetkileri lisans

sözleşmesi uyarınca karalaştırılabilmektedir. Buna karşılık, inhisari olmayan, yani

basit lisans sözleşmelerinde, lisans alanların dava açma hakkına sahip olmadığı

hususu taraflarca kararlaştırılamamaktadır. Durumu MarkKHK m. 21 hükmümleri

çerçevesinde değerlendirecek olursak, basit lisans sözleşmelerinde tarafların dava

açılması konusunda anlaşmaya varmaları halinde dahi, lisans alana dava açma

hakkının tanınamayacağı ortaya çıkmaktadır. Basit lisans alan, MarkKHK m. 21

hükmünce, marka sahibinin dava açmaması halinde, bir başka deyişle, sözleşmede

taraflarca kararlaştırılmasa ve belli şartlar altında olsa dahi dava açabilmektedir.

Kanaatimizce, inhisari lisans sözleşmelerinde olduğu gibi, basit lisans

sözleşmelerinde de, sözleşme serbestisi içerisinde taraflarca kararlaştırılarak, basit

lisans alanın dava açma hakkına sahip olmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

40/94 sayılı Tüzüğün 22/4 maddesi, lisans alanın tecavüz nedeniyle uğradığı zararın

giderilmesi için tazminat elde edebilmek amacıyla marka sahibi tarafından açılan

davaya katılmaya yetkili olduğunu hükme bağlamıştır.

MarkaKHK’da, üçüncü kişilerin marka hakkına tecavüz etmesi dururmunda lisans

verenin açacağı davaya, lisans alanın da uğradığı zararların giderilmesi amacıyla

katılmasıyla ilgili herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Ancak, Markalar

Kanunu Tasarısı’nda bu konu ile ilgili düzenlemeye gidilmiş ve tasarının 68/4

maddesinde; “Üçüncü kişi tarafından markanın sağladığı haklara tecavüz edilmesi

durumunda, lisans sahipleri, tecavüz nedeniyle uğradıkları zararın giderilmesi

amacıyla marka sahibinin açacağı davaya katılmaya yetkilidir.” ifadesine yer

verilerek, lisans alana, lisans verenin açacağı davaya katılma hakkı tanınmıştır.

b. İnhisari (Tekelci) Lisans Sözleşmelerinde

MarkKHK m. 21/6; “Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, inhisari lisansa sahip

olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından marka sahibinin markadan doğan haklarına,

tecavüz edilmesi durumunda, marka sahibinin bu Kanun Hükmünde Kararname

Page 134: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

uyarınca açabileceği davaları, kendi adına açabilir.” hükmüne yer vermiştir. Ayrıca,

MarkKHK’nın 73. maddesinde de bu hüküm aynı şekilde yer almıştır.

40/94 sayılı Tüzük, lisans alanın dava açması konusunda daha dar kapsamlı bir

düzenlemeye yer vermiştir. Topluluk markasına tecavüz halinde, lisans alan,

Tüzüğün 22/3 hükmü gereğince, lisans sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak

üzere, sadece marka sahibinin bu konudaki izniyle dava açabilir. İnhisari lisans alan,

durumun, lisans alana bildirilmesinden sonra, onun makul bir süre içinde tecavüz

davalarını açmaması halinde bu tür bir dava açabileceği belirtilmektedir.

Taraflarca yapılan marka lisansı sözleşmesinin inhisari olması, bununla birlikte

sözleşmede lisans alana dava açma hakkının verilmediği bir hükmün yer alması

durumunda, lisans sahibi, basit lisans alan için geçerli olan hükümler çerçevesinde

dava açma hakkına sahip olacaktır.

MarkKHK 21/6 ve 73/1 hükümleri çerçevesinde, inhisari nitelik kazanan lisans hakkı

sahibi, marka sahibinin, MarkKHK uyarınca açabileceği bütün davaları kendi adına

açabilir ve inhisari lisans sahibi bu davaları açarken, aksi sözleşmede belirtilmedikçe,

lisans verenden izin ve/veya rızasını almak zorunda değildir. Ancak, burada önemli

olan nokta, yapılan lisans sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe, marka hakkına tecavüz

halinde dava açma hakkına sahip olmasına rağmen, lisans alanın dava açma

zorunluluğu ve yükümlülüğü olduğu söylenemez. Başka bir ifadeyle, inhisar lisans

sahibinin dava açmaması onun marka sahibine karşı sorumlu olması sonucunu

doğuramaz.

İnhisar lisans verilmesi halinde dahi, marka sahibi tecavüz halinde dava açabilmek

hakkını haiz olduğundan lisans alanın lisans verenle işbirliği yapması doğru olur.227

Buna rağmen, marka sahibi ile inhisari lisans sahibinin, marka hakkına tecavüz

halinde, ayrı ayrı dava açmaları durumunda, mahkeme bu davaları birleştirerek

değerlendirir228

ve davayı kendi adına açtığı için giderleri lisans alan karşılar.

227

Arkan, S., C.II, 1998, s.255. 228

Tekinalp, Ü., 1999, s.434.

Page 135: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

İnhisari lisans sahibinin, kendi adına dava açma hakkına sahip olması, tecavüz

nedeniyle, lisans veren marka sahibinin uğramış olduğu zararları istemesine engel

değildir. Burada önemli olan nokta, eğerki lisans, markanın tescilli olduğu mal

ve/veya hizmetlerin bir bölümü ya da belirli bir bölge için verilmişse, lisans verenin,

tecavüz nedeniyle lisans alandan bağımsız olarak zarara uğraması durumu ortaya

çıkacaktır.229

Açılan dava, marka üzerinde üçüncü kişinin hakkı bulunduğu için mahkeme

tarafından reddedilmişse, lisans alan sözleşmeyi feshedebilir ve zararının tazmininin

talep edebilir.230

Eğerki, davanın kaybedilmesine veya istenilen sonuçlara

ulaşılamamasına lisans alan sebep olmuşsa, kusuru olmasa bile, marka sahibine karşı

herhangi bir talepte bulunamayacağı gibi, marka sahibinin tazminat dahil talepleriyle

karşılaşabilir.231

Dolayısıyla, davanın kaybedilmesi durumunda, lisans alanın, lisans

verenden bir talebinin olup olamayacağı veya sözleşmeyi fesh etme hakkının

bulunup bulunamayacağı somut olaya göre değerlendirilir.

Lisans konusu olan markanın, tescilli olup olmamasının, lisans alanın dava hakkını

nasıl etkileyeceği tartışmalı bir konudur. MarkKHK m. 21/6 hükmü gereğince,

inhisari lisans alana, marka sahibinin MarkKHK gereği açabileceği davaları açma

hakkı tanınmış olduğundan, konusu tescil edilmeyen marka olan lisans sözleşmesine

istinaden, lisans alanın, dava açma hakkına sahip olduğu kabul edilemez.

Buna karşılık, tescil edilmeyen markalara tecavüz hallerinde, TTK m. 56 vd.

hükümleri kapsamında, haksız rekabet davalarının açılması mümkündür. Lisans

sözleşmesinin yapılmasından sonra markanın tescili gerçekleşmişse, bu durumda,

lisans alanın dava açma hakkının var olduğu kabul edilir. Burada önemli olan nokta

da, lisans verenin marka hakkının dava açma zamanında tescil edilmiş olup

olmadığıdır.

229

Arkan, S., C.II, 1998, s.255. 230

Tekinalp, Ü., 1999., s.434. 231

a.g.e., s.434.

Page 136: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

c. Alt Lisans Sözleşmelerinde

Alt lisans, sadece basit lisans sözleşmelerinde söz konusu olabilir, aksi halde inhisari

sözleşmenin inhisar niteliği ortadan kalkmaktadır. Dolayısıyla, alt lisans sözleşmesi

de, basit lisans sözleşmesi niteliğinde olacaktır. Alt lisans veren konumunda olan asıl

lisans sahibi, basit lisans hakkına sahip olduğu için, alt lisans vermesiyle, dava açma

hakkında herhangi bir değişiklik olmayacaktır.

Asıl lisans verenin, alt lisans sözleşmesine taraf olmaması, alt lisans alanın, asıl

lisans verenin dava açmasını talep etmesini engellememektedir. Bunun sebebi

olarakta, alt lisans alanın bu hakkı, alt lisans sözleşmesinden değil, MarkKHK’dan

kaynaklanması gösterilebilir. Zaten, lisans alan tarafından alt lisans verilmesi,

MarkKHK madde 21/4 hükmü gereğince, sözleşmede taraflarca kararlaştırılmış

olmasına bağlı olduğundan, MarkKHK m. 21/4 hükmüne istinaden alt lisans

sözleşmesi kurulduğunda, asıl lisans veren lisans sözleşmesiyle önceden, kendisine

MarkKHK m. 21/7 hükmünce dava açması için bildirim yapılabileceğini kabul etmiş

olmaktadır.

3.5.2. Talep ve Dava Çeşitlerine Göre

MarkKHK’nın 21. maddesinde, lisans alanın, marka sahibinin MarkKHK hükümleri

çerçevesinde açabileceği davaları, kendi adına açma hakkına sahip olduğu

belirtilmektedir. MarkKHK m. 62 ve devamı maddelerinde marka sahibinin talep ve

dava haklarının hükme bağlandığını ve marka sahibinin bu talep ve davalarını, marka

sahibinin dava haklarında ayrıntılı olarak incelemiştik.232

Şimdi lisans alanın talep ve

dava haklarını ayrıntılı olarak inceleyelim.

232

Bkz. S.104 vd.

Page 137: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

a. İhtiyatı Tedbir Talebinde Bulunmak

MarkKHK madde 21/7’de belirtildiği şekilde, basit lisans sahibi, ciddi bir zarar

tehlikesi karşısında, lisans verenin dava açması için geçmesi gereken süreyi

beklemeksizin, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Lisans

alanın bu şekildeki davranışı, lisans verenin, davayı geç açması ya da hiç açmaması

durumunda, kendisinin uğrayacağı zararın azalmasını ya da engellenmesini

sağlayacaktır. Lisans verenin kusuru nedeniyle dava açılmaması ve/veya geç

açılması nedeniyle lisans alan zarar uğradıysa, lisans alanın bu zararını lisans

verenden talep etme hakkının olduğu kabul edilir.

HUMK m. 109 hükmü gereği, mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesinden sonra,

on gün içerisinde esas hakkında dava açılmalıdır. Ancak, MarkKHK’da basit lisans

alnın dava açabilmesi için, lisans verene yaptığı bildirimden itibaren üç aylık bir

sürenin geçmesi ve bu geçen süre zarfında lisans veren tarafından dava açılmamış

olması gerekmektedir. Dolayısıyla, lisans alanın ihtiyati tedbir kararı aldırması ve bu

karar üzerinden on gün geçmesi ve lisans veren tarafından geçen bu süre içerisinde

esas hakkında dava açılmaması mümkün olmakta ve bu durumda da ihtiyati tedbir

ortadan kalkabilmektedir.

Markalar Kanunu Tasarısı madde 68/3’de; “Lisans sahibi ciddi bir zarar tehlikesi

karşısında ikinci fıkrada belirtilen sürenin bitiminden önce, ihtiyati tedbire karar

verilmesini mahkemeden talep edebilir. İhtiyati tedbir kararı alınmasından sonra

dava açılması hakkında, 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayıluı HUMK 109 uncu maddesi

hükmü uygulanır.” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla, yukarıda bahsettiğimiz

durumu ortadan kaldırmak için, kanımızca; basit lisans alana, ihtiyati tedbir talebinde

bulunduktan sonra üç aylık süreyi beklemek zorunda kalmadan, on günlük sürenin

bitiminde ihtiyati tedbirin ortadan kalkmaması için dava açma hakkının verilmesinin

uygun olacağı düşünülmektedir.

Lisans verenin, lisans alan tarafından noter kanalıyla yapılan bildirime rağmen üç ay

içerisinde dava açmaması halinde, lisans alanın açtığı davanın, kendi adına

Page 138: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

görülmesine devam etmek mümkün olacaktır. Lisans verenin, lisans alanın

gönderdiği bildirimi aldıktan sonra, üç aylık süre içinde dava açması halinde, ihtiyati

tedbirin lisans veren açısından devamını kabul etmek gerekmektedir.

b. Delillerin Tespiti Davasını Açmak

Lisans verenin dava haklarından bahsederken, delillerin tespiti davasından ayrıntılı

olarak bahsetmiştik.233

Basit lisans alanın, delillerin tespiti davasını açma yetkisi

olup olmadığı, MarkKHK’da tam olarak hükme bağlanmamıştır. MarkKHK madde

75 hükmünde, “marka hakkına tecavüzü ileri sürmeye yetkili olan kişiden”

bahsedilmektedir. Markalar Kanunu Tasarısında ise, “Markanın sağladığı hakları

ileri sürmeye yetkili olan kişi” ifadesi geçmektedir.

MarkKHK m.21/7 gereği, lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında, lisans veren

tarafından dava açılmasını beklemeksizin ihtiyati tedbir isteyebilmek hakkına sahip

olduğunu daha önceden belirtmiştik. Kanaatimizce, basit lisans alanın, sonradan

talep edilecek ihtiyati tedbire ya da açılacak sair davalara dayanak teşkil edecek

delillerin yok olmadan saptanmasını, yani, MarkKHK m.75 çerçevesinde delillerin

tespitini talep etmek hakkına sahip olduğunun kabulü uygun olacaktır.

c. Gümrüklerde El Koyma

MarkKHK madde 79/1’de; “Hak sahibinin yetkilerine tecavüz oluşturması nedeniyle

cezayı gerektiren taklit markalı mallara, ithalat veya ihracaat sırasında hak sahibinin

talebi üzerine, gümrük idareleri tarafından ihtiyati tedbir niteliğinde el konulabilir.”

hükmü yer almaktadır.

Bu hükümde bahsedilen hak sahibi kişi, marka sahibi, markayı kullanmaya yetkili bir

kişi ya da bunların temsilcisi olabilir. Dolayısıyla, lisans alan, lisans sözleşmesi basit

lisans, yani inhisari nitelikte olmasa bile, hükümde geçen bir hak sahibi olarak, taklit

233

Bkz., s.105 vd.

Page 139: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

markalı malların ithalat ya da ihracatı sırasında gümrük işlemlerinin durdurulmasını

talep edebilir.234

MarkKHK madde 79/3’de; “Gümrük İdarelerindeki tedbir, el koyma kararının

tebliğinden itibaren on gün içinde esas hakkında ihtisas mahkemesinde dava açılmaz

veya mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa idarenin el koyma kararı

ortadan kalkar.” hükmü yer almaktadır. Markalar Kanunu Tasarısı’nda,

MarkKHK’da yer alan 79/3 maddesindeki ifadelere yer verilmemiştir.

Bu hüküm gereğince, el konulması kararının tebliği tarihinden itibaren, on gün içinde

dava açılmaz ya da mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa idarenin el

koyma kararı ortadan kalkar. Dolayısıyla, inhisari dava hakkına sahip olmayan basit

lisans alan, gümrüklerde taklit mallara el konulmasını talep edebilir. Burada önemli

olan nokta, basit lisans sahibinin, esas hakkında kendi adına dava açmak hakkı

bulunmamaktadır. MarkKHK m.21/7 gereği, basit lisans sahibinin, lisans verene,

bildirimden tarihinden itibaren üç aylık bir süre tanıması gerekmektedir. Lisans alan

tarafından bu üç aylık sürenin tanınması neticesinde, yukarıda bahsettiğimiz on

günlük sürenin geçirilmesi ve dolayısıyla el konulma kararının kalkması söz konusu

olacaktır.

Kanımızca, bu durumunun da, ihtiyati tedbir talebinde bahsettiğimiz şekilde, basit

lisans alana, el koyma kararının tebliğ tarihinden itibaren, üç aylık süreyi

beklemeden, on gün içerisinde dava açma hakkı verilmesi şeklinde düzenlenmesi

uygun olacaktır.

d. Tazminat Davası

Marka hakkına tecavüz halinde, marka sahibinin, MarkKHK madde 62/b hükmü

gereğince, tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi zararın tazminini talep etme

haklarının bulunduğundan ve itibar tazminatı davalarından ayrıntılı olarak

234

Arkan, S., C.II, 1998, s.230.

Page 140: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

bahsetmiştik.235

Kendi adına dava açma hakkı olan lisans alanın, tazminat davası da

açması mümkündür.

Bizimde katıldığımız bazı görüşlere göre, madde 66/1’de geçen, “marka sahibinin

uğradığı zarar yerine”, “maddi tazminat davası açmaya yetkili olan kişiden”

bahsedilmesi daha uygun olacağı düşünülmektedir.236

Çünkü, lisans alanında

tazminat davası açabileceği düşünüldüğünde maddenin eksik olduğu kanısına

varılmaktadır.

İnhisari lisansta, marka hakkına tecavüz edildiği durumlarda, kendi adına dava açma

hakkına sahip olan lisans alan, marka sahibinin isteyebileceği tazminat miktarına eş

oranda bir tazminat talep edebilir. Ancak, böyle bir durumda inhisari lisansın belli bir

bölge ile sınırlandırılmış olup olmadığı çok önemlidir,237

çünkü lisans alanın talep

edebileceği tazminat miktarı bu duruma göre değerlendirilir.

Yapılan marka lisansı sözleşmesinin basit lisans veya inhisari olmasına karşılık,

sözleşmede lisans alana dava açma hakkı tanınmamışsa, MarkKHK m. 21/7’de

belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde, lisans alan tarafından açılacak tazminat

davasında, tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açmaması için, lisans alan sadece

kendi uğradığı zararın tazminini talep edebilir.238

Marka hakkına tecavüz durumunda, lisans veren, lisans alanı, tecavüz eden üçüncü

kişiye karşı açacağı tazminat davasında korumakla yükümlü değildir. İnhisari lisans

alan, kendi adına dava açma ve dolayısıyla zararını talep hakkına sahiptir.

Dolayısıyla, lisans veren, tazminat davasında inhisari lisans alanın uğramış olduğu

zararın tazminini istemesi beklenmemelidir.

Lisans sahibininin, lisans verene yaptığı bildirimle, lisans veren tarafından açılan

davada, lisans alanın, marka hakkına tecavüzden dolayı uğradığı zararı talep etme

235

Bkz., s.107 vd. 236

Arkan, S., C.II, 1998, s.244. 237

a.g.e., s.244. 238

a.g.e., s.246.

Page 141: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

konusunda, MarkKHK’da herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bunun yanında,

lisans alanın, lisans veren tarafından açılacak tazminat davasına katılıp

katılamayacağı hususunda da herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Alman

hukukunda ise, lisans alana, davaya dahil olabilme ve davaya katılarak kendi zararını

talep etme hakkı verilmiştir.239

MarkKHK’da, yukarıda bahsettiğimiz konuyla ilgili bir düzenleme olmamasına

rağmen, lisans verene bildirim yoluyla dava açtıran lisans alan, HUMK madde 53 vd.

hükümleri çerçevesinde, şartları oluşmuşsa davaya müdahale edebilir. Ancak, böyle

bir durumda, lisans alanın uğradığı zararın tazmin edilmesinden söz edilemez.

Çünkü, davaya müdahalede bulunan lisans alan, sadece lehine müdahale ettiği tarafın

iradesine uygun olan usul işlemlerini yapabilir ve dava sonucunda çıkacak hüküm

sadece lehine müdahale edilen taraf hakkında tesis edilir.240

Ancak, Markalar Kanunu Tasarısı madde 68/4’de, markanın sağladığı haklara

tecavüz edilmesi durumunda, lisans alanın uğradığı zararların giderilmesi amacıyla,

marka sahibi tarafından açılacak olan davaya katılmaya yetkili olduğu

belirtilmektedir. Tasarının bu hükmüyle, lisans alan, marka sahibinin uğradığı

tecavüz karşısında açtığı tazminat davalarına katılabilecek ve kendi uğradığı

zararların tazmin edilmesini talep edebilecektir.

Tazminat davaları, lisans veren ve inhisari lisans alan tarafından ayrı ayrı

açılabileceği gibi, birlikte tek bir dava olarakta açılabilir. Marka sahibi ve lisans

sahibinin tek bir dava açabilmeleri için, taraflardan birinin diğer tarafa tazminat

haklarını devretmesi ve dava için lisans alan veya lisans verenden birinin

yetkilendirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde tek bir dava açıldığında, tarafların

birbirlerine karşı bilgi verme yükümlülüğünde olduklarını ve bunun yanında, hiçbir

şekilde diğer tarafın izni olmadan işlemlerde bulunmayacaklarını kararlaştırmaları

yerinde olacaktır.

239

Çiçekçi, Ç., 2001, s.89. 240

Kuru, B., Arslan, R., Yılmaz, E.; “Medeni Usul Hukuku”, Ankara, 1994, s.480.

Page 142: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

MarkKHK madde 21/6 hükmü çerçevesinde, inhisari lisans alan, marka sahibinin

hakkına tecavüz edilmesi durumunda açabileceği davaları, kendi adına açabilir. Bu

hükümden yola çıkarak, inhisari lisans sahibi, maddi ve manevi zararının tazminini

talep edebilir. Bu davaların yanısıra, inhisari lisans alan, MarkKHK madde 68’de

bahsedilen itibar davasını da açarak, itibar kaybına uğraması nedeniyle oluşan

zararının tazminini de isteyebilir.

Page 143: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

4. MARKA LİSANSI SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

4.1. Genel Olarak

Marka lisansı sözleşmesinin sona ermesinin birçok nedenleri olabilir. Sözleşmeyi

sona erdirecek bu nedenler, kendiliğinden gerçekleşebilir veya sözleşme

çerçevesinde taraflar arasında belirlenecek bazı şartların gerçekleşmesi nedeniyle

sona erebilir. Marka lisansı sözleşmesi, sürenin dolması, haklı sebeplerin ortaya

çıkması, işlemin temelinden çökmesi, taraflardan birinin değişmesi veya tarafların

sözleşmeyi fesh etmesi gibi nedenlerden sona erebilir. Marka lisansı sözleşmelerinin,

birer sözleşme olması nedeniyle, genel olarak sözleşmeleri sona erdiren nedenler,

marka lisansı sözleşmelerini de sona erdirir. Sözleşmeyi sona erdiren nedenler,

sözleşmenin türüne, sözleşme hükümlerine ve tarafların çeşitli durumlarına göre her

marka lisansı sözleşmesinde farklılıklar gösterebilir.

Lisans sözleşmesi, sözleşme taraflarının, sözleşmeyle kararlaştırdıkları bir süre

sonunda sona erebilir. Marka lisansı sözleşmesi, Borçlar Kanunu madde 535’de yer

alan haller ve haklı sebepler gerçekleştiğinde, sözleşmede öngörülen nedenlerle

fesihle sona erebilir. Ölüm, iflas, ehliyet kaybı ve gaipliğin sözleşmeyi sona erdirip

erdirmeyeceği, sözleşmedeki hükümlere göre değerlendirilir. Eğer, sözleşmede bu

durumlarla ilgili hükümler yer almıyorsa, sözleşmenin sona erip ermeyeceği,

ilişkinin nitelendirilmesinin sonucuna göre değerlendirilir. İşlem temelinin ortadan

kalkması da, ilişkinin sona ermesine neden olabilir. Marka sahibi ve lisans alanın,

yaptıkları marka lisansı sözleşmesinde yer alan ve kanunda belirtilen

yükümlülüklerini ihlal etmeleri halinde de, marka lisansı sözleşmesi fesh edilebilir ve

dolayısıyla sözleşme sona erebilir. Şimdi, yukarıda bahsettiğimiz marka lisansı

sözleşmesinin sona erme nedenleri daha ayrıntılı biçimde inceleyelim

Page 144: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

4.2. Marka Hakkının Sona Ermesi

Marka lisansı sözleşmesinin konusunu marka oluşturmaktadır. Dolayısıyla, marka

hakkının herhangi bir şekilde sona ermesi, marka lisans sözleşmesini konusuz bırakır

ve bu durumda da marka lisansı sözleşmesi sona ermiş olur.

Marka hakkı, marka sahibinin kendi isteğiyle veya kendi isteği dışında sona erebilir.

Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, marka hakkı, marka sahibinin

kendi isteği dışında sona erer. Marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi ve

koruma süresi sona ermesine rağmen markasını yenilememesi hallerinde ise, marka

sahibinin isteği ile marka hakkı sona erer. Yukarıda bahsettiğimiz hallerin

gerçekleşmesi durumunda, marka hakkı sona erer, marka hakkının sona ermesiyle

birlikte, marka lisansı sözleşmesi konusuz kalır ve dolayısıyla da, marka lisansı

sözleşmesi sona ermiş olur.

4.3. Marka Lisansı Sözleşmesinin Süresinin Sona Ermesi

Marka lisansı sözleşmesi ile taraflar, marka sahibine ait marka hakkının, lisans alan

tarafından ne kadar süre ile kullanılabileceğini ve ondan yararlanabileceğini hükme

bağlayabilirler. Tarafların, çoğu kez olduğu gibi, yaptıkları marka lisansı

sözleşmesinde süre konusunda açıkça anlaşmış olmaları halinde, sözleşmede geçen

bu sürenin dolması ile lisans hakkı, yani sözleşme sona ermiş olacaktır. Marka lisansı

sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte, lisans alan markayı kullanma hakkını

kaybeder. Bu sebeple, sözleşmede belirtilen sürenin dolmasından sonra, lisans alanın

markayı kullanması markaya tecavüz teşkil eder.

Yapılan bazı marka lisansı sözleşmelerinde, taraflarca süre konusunda her hangi bir

şekilde anlaşmaya varılmadığı ve sözleşmeye her hangi bir hüküm konulmadığı

görülmektedir. Bu şekilde, taraflar arasında herhangi bir mutabakata varılmadığı

durumlarda, lisans sözleşmesinin diğer hükümlerden faydalanılarak, tarafların

Page 145: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşme süresi konusundaki olası iradelerine bakılmak suretiyle bir sonuca varmak

mümkün olabilir.241

Koruma hakkının süresi, lisans sözleşmesinin süresi üzerinde etkili olur. Koruma

süresinin sona ermesi, lisans verenin ifa yükümünü artık yerine getirememesine

neden olur. Dolayısıyla da, lisans sözleşmesi sona ermiş olur. Ancak, böyle bir

durumun gerçekleşmesi için, tarafların yaptıkları marka lisansı sözleşmesinde süre

konusunda anlaşmamış olmaları gerekmektedir.

Tescilli markanın koruma süresinin on yıl olması nedeniyle, lisans süresinin de on

yılla sınırlanmasının gerçekçi bir yaklaşım olmayacağından daha önceki bölümlerde

ayrıntılı olarak bahsetmiştik. Dolayısıyla, taraflar sözleşmede anlaşmak kaydıyla,

lisans sözleşmesini diledikleri süre oranlarında yapabilirler ve yapılan marka lisansı

sözleşmesi, sözleşmede hükme bağlanan bu sürenin bitiminde son bulur.

Sözleşme taraflarının, hem markayı hem patenti bir lisans sözleşmesinin konusu

yapmaları ve yapılan bu sözleşmede de süre ile ilgili anlaşmaya varmamaları

durumunda, yapılan sözleşmenin, patentler için koruma süresi olarak öngörülmüş

olan yirmi yıl için yapıldığı kabul edilir ve sözleşme bu süre sonunda sona erer.242

Buna karşılık, birden fazla marka, lisans sözleşmesinin konusunu oluşturuyor ve

sözleşmede taraflarca herhangi bir süre belirlenmemişse, sözleşmenin süresini,

koruma süresi en uzun olan markaya göre belirlemek yerine, her bir markaya ilişkin

lisans süresini, o markanın koruma süresine göre ayrı ayrı belirlemenin daha uygun

olacağından bahsetmiştik. Bu şekilde bir yaklaşımla, marka lisansı sözleşmesinin

konusunu oluşturan markalardan birinin koruma süresinin sona ermesi sonucunda,

koruma süresi sona eren markanın, lisans alan tarafından kullanılması sona ermiş ve

dolayısıyla lisans sözleşmesi kapsamında o markanın kulanılmasından söz

edilemeyecektir. Buna karşılık, lisans sözleşmesinin konusunu oluşturan ve koruma

süresi devam eden diğer markaların, yapılan marka lisansı sözleşmesi çerçevesinde

lisans alan tarafından kullanılmasına devam edilecektir.

241

Ortan, N., 1979, s.292. 242

Arkan, S., C.II, 1998, s.197.

Page 146: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Alt lisans sözleşmelerinin konu olduğu durumlarda, kural olarak, alt lisans

sözleşmesi ile lisans sözleşmesi arasında sıkı bir bağlantının olduğu kabul edilir. Bu

durum çerçevesinde, yapılan marka lisansı sözleşmesinin, sözleşmede belirtilen

sürenin sona ermesi halinde, alt lisans sözleşmesinin de sona ereceği kabul edilir.243

Marka lisansı sözleşmesinde, taraflarca belirlenen lisans süresinin bitiminden sonra,

sözleşmenin durumunun ne olacağı konusunda iki alternetif akla gelebilir. Bunlardan

ilki, tarafların bir uzatma kaydını sözleşmede barındırmaları halidir. Böyle bir

durumda, sözleşmede belirlenen sürenin dolmasından sonra, taraflar arasında

kararlaştırılan feshi ihbar süresi içerisinde, ihbarda bulunma hakkının kullanılması

nedeniyle yeniden belirli ya da belirsiz bir süre için sözleşmenin sürdürülmesi

kararlaştırılabilir. İkincisi ise, sözleşmeyi sona erdirmek, ama bir uzatma opsiyonu

hakkında anlaşma yapmaktır.244

Bazı durumlarda, marka lisansı sözleşmesinin, tarafların bir irade açıklamasında

bulunmaksızın, kendiliğinden sona erdiği görülmektedir. Sözleşmede öngörülmüş

olan bozucu şartın gerçekleşmesi, bu sona erişin tipik örneğidir. Sözleşmeyi sona

erdirecek olan bozucu şart, marka lisansı sözleşmesinde taraflarca hükme

bağlanabileceği gibi, bu duruma, sözleşmenin amacından da ulaşılabilir. İşletme

lisansı bu konu için düşünülebilir. Bir işletme için verilmiş olan lisans, işletmenin

sona ermesi ile birlikte ortadan kalkar ve işletmenin sonradan yeniden faaliyetine

başlamasıyla, lisans hakkının yeniden canlanmayacağı kabul edilmektedir.245

4.4. Marka Lisansı Sözleşmesinin Fesih Yoluyla Sona Ermesi

Fesih, yasa ya da sözleşmeden doğan ve geçerli olarak kurulmuş sürekli bir borç

ilişkisini, hemen ya da bir sürenin bitiminden itibaren geleceğe yönelik olarak

ortadan kaldıran, tek taraflı hukuki bir işlemdir.246

Dolayısıyla, fesih, sürekli bir

243

Ortan, N., 1979, s.293. 244

Özel, Ç., 2002, s.195. 245

Ortan, N., 1979, s.294., dn. 580. 246

Seliçi, Ö.; “Borçlar Kanunu’na Göre Sözleşmeden Doğan Sürekli Borç İlişkilerinin Sona

Ermesi”, İstanbul, 1977, s.112.; Oğuzman, K., Turgut, Ö., 2000, s.370.

Page 147: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşme ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bir olumsuz yenilik doğuran hak ya da

işlemdir.247

Bir bedel karşılığında sürekli bir edimin yerine getirilmesini içeren iki taraflı marka

lisansı sözleşmelerin feshedilmesi hakkı, yasal nedenlerden kaynaklanabileceği gibi,

sözleşme temellerinede dayanabilir. Yasa bu hususta çeşitli düzenlemeler getirmiş

olmasına rağmen, sözleşme serbestisi çerçevesinde, taraflar bu hususu diledikleri gibi

belirleyebilirler. Marka lisansı sözleşmesinde, lisans verenin ve lisans alanın fesih

hakkı konusunda mutabakata varmış olmaları gereklidir. Bunun yanı sıra, genellikle

taraflara tanınmış yasal fesih hakları söz konusu olur.248

Fesih, olağan fesih veya

olağan olmayan fesih olarak karşımıza çıkar.

Olağan fesih, taraflardan her birinin süresi belirsiz sürekli bir borç ilişkisini, bir

sebebe dayanmaya gerek olmaksızın, tek taraflı varması gerekli bir irade beyanı ile

ileriye etkili olarak sona erdirmesidir.249

Olağan fesih, sona erme süresi taraflarca

kararlaştırılmamış sürekli borç ilişkilerinde, taraflardan birine sözleşmeyi sona

erdirme imkanını vermektedir. Olağan fesih, hiçbir engelle karşılaşmadan devam

etmekte olan bir sürekli borç ilişkisininin, sonsuz hale gelmesini önlemek için,

taraflardan her birine eninde sonunda borçtan kurtulabilme imkanı sağlamaktadır. Bu

yüzden, feshin normal olarak bir sebebe dayanarak haklılık kazanmasına gerek

yoktur. Hakkın kötüye kullanılması teşkil etmemek şartı ile fesih, bizatihi borç

ilişkisini sona erdirir, ayrıca haklı bir sebebe dayanması aranmaz.250

Marka lisansı sözleşmesi, sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olduğu için

olağan fesih yoluyla da sona erdirilebilir. Olağan fesih yoluyla sözleşmeyi sona

erdirme hakkı, marka lisansı sözleşmesinin süreli veya süresiz yapılmasına göre

farklılık göstermektedir. Belirli süreli bir borç ilişkisi kuran sözleşmelerin, olağan

fesih yoluyla sona erdirilmesi, kural olarak, sözleşmede açıkça kararlaştırılmışsa

mümkün olabilmektedir. Dolayısıyla, belirli süreli yapılan marka lisansı

247

Seliçi, Ö., s.112-113., Eren, F.; “Borçlar Hukuku”, C.II., İstanbul, 1999, s.1247 248

Özel, Ç., 2002, s.199. 249

Seliçi, O., 1977, s.132., Gürzumar, O., 1995, s.170., Kırca, Ç.; “Franchise Sözleşmesi”, Ankara,

1997, s.173. 250

Seliçi, O., 1977, s.112, s.132.

Page 148: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşmelerinin de, olağan fesih yoluyla sona erdirilebilmesi için, bu durumun

mutlaka sözleşmede açıkça belirtilmiş olması gerekmektedir.251

Belirsiz süreli

yapılan marka lisansı sözleşmelerinin ise, taraflar sözleşmede fesih hakkını açıkça

hükme bağlamamış olsalar bile, olağan fesih yoluyla sona erdirilebilmesi

mümkündür.252

Marka lisansı sözleşmesinin, olağan fesih yoluyla sona erdirilebilmesi için, feshin

sözleşmenin sona ermesi istenilen tarihten belli bir süre önce karşı tarafa ihbar

edilmesi gerekir. Bu süreye de, “feshi ihbar” denir. Fesih süresinin kabul edilmesi,

belirsiz süreli borç ilişkisinin, yani marka lisansı sözleşmesinin birdenbire sona

ermesiyle, fesih muhatabının karşılaşacağı tehlikelerin bertaraf edilmesini sağlar.

Fesih muhatabının, süreyi önceden bilmesi, ilişkinin sona ereceğini bilmesi ve

kendini bu duruma göre ayarlamasını sağlar.

Marka lisansı sözleşmesinde, feshi ihbar için bir süre belirlenmiş olabilir. Bu

durumda feshin, sözleşmenin sona ermesi istenilen tarihten, sözleşmede belirlenen

süre kadar önce karşı tarafa bildirilmesi gerekir. Kanunda, marka lisansı

sözleşmesinin sona erdirilmesi için belirlenmiş bir feshi ihbar süresi yer

almamaktadır. Marka lisansı sözleşmesinde, sözleşmenin herhangi bir sebebe

dayanmaksızın taraflarca sona erdirilmesi imkanının, yani olağan fesih hakkının nasıl

kullanılacağı konusunda herhangi bir kayıt bulunmaması durumunda, fesih süresinin

nasıl belirleneceği büyük önem taşır. Sözleşmenin sona erdirilmesi, her somut olayda

farklı uzunlukta bir feshi ihbar süresine gereksinme gösterebilir. Feshi ihbar süreleri

saptanırken; taraflar arasındaki ilişkinin eskiliği, sözleşme ile yüklenilen

yükümlülüklerin kapsamı, lisans alan tarafından yapılan yatırımların büyüklüğü,

ekonomik yönden güçsüz durumda bulunan lisans alanın işlerini yeniden

düzenleyebilmesi için gereksinme duyduğu süre gibi, tüm önemli hususlar göz

önünde tutulmalıdır.253

251

Seliçi Ö., 1977, s.70-71, s.140., Gürzumar, O., 1995, s.169. 252

Özdemir, O., 2002, s.93., Gürzumar, O., 1995, s.169., Özel, Ç., 2002, s.198. 253

İşgüzar, H.; “Tek Satıcılık Sözleşmesi”, Ankara, 1989, s.151-152.

Page 149: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans alan ve lisans veren, yaptıkları marka lisansı sözleşmesi çerçevesinde,

belirledikleri fesih sebeplerinin gerçekleşmesi dolayısıyla, sözleşmeyi normal

sürenin dolmasından önce sona erdirebilirler. Taraflardan birinin sözleşmeyi

feshetmesi, diğer tarafın önemli sayılabilecek sözleşmesel yükümlülükleri gereği gibi

yerine getirmemesi halinde mümkündür. Lisans alanın, lisans bedeli ödeme

yükümlülüğünü, markayı kullanma yükümlülüğünü ihlal etmesi ve buna karşılık,

lisans verenin, lisansı, lisans alanın kullanımına sunmaması, taraflardan birinin

marka lisansı sözleşmesini fesih sebebidir.

Marka lisansı sözleşmesi, sürekli borç ilişkisi kuran bir sözleşme olduğundan, haklı

sebeplerin varlığı halinde, olağanüstü fesih yoluyla da derhal sona erdirilebilir.

Olağanüstü fesih, sürekli borç ilişkisi doğuran lisans sözleşmeleri açısından büyük

öneme sahiptir. Dolayısıyla, marka lisansı sözleşmelerinde de, haklı nedenlerden

dolayı fesih büyük bir rol oynamaktadır.

Olağanüstü fesih, taraflardan birinin, sürekli bir borç ilişkisini, önemli veya haklı

sebeplerin ortaya çıkması nedeniyle, ileriye yönelik olarak sona erdirmesidir.254

Olağanüstü fesihte, sözleşmesel ilişki, fesih bildiriminin mutabakata ulaşmasından

belirli bir süre geçmesinden sonra ortadan kalkar. Bu yüzden olağanüstü feshe, süreli

fesih de denmektedir. Hem süreli hem de süresiz marka lisansı sözleşmeleri, her iki

türde de önemli veya haklı sebepler ortaya çıkabileceği için, olağanüstü fesih yoluyla

sona erdirilebilir. Tarafların olağanüstü fesih haklarını kullanabilmeleri için,

yaptıkları marka lisansı sözleşmesinde, bu hakkın kullanımını açıkça belirtme

mecburiyetleri yoktur. Zira, taraflar marka lisansı sözleşmesinde, önemli veya haklı

sebeplerin orataya çıkması durumunda olağanüstü fesih haklarını

kullanamayacaklarını hükme bağlayamazlar.255

Yukarıda bahsettiğimiz gibi, önemli veya haklı sebeplerin gerçekleşmesi ile,

taraflardan birisi için sözleşmenin sürdürülmesi olanaksız hale gelmekte ise,

olağanüstü fesih hakkından söz edilir. Böyle bir durumda, yasa, belli süreli ya da

254

Ünal, M., 2007, s.194. 255

Gürzumar, O., 1995, s.172, Ortan, N., 1979, s.295.

Page 150: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

belirsiz süreli olmasına bakmaksızın, taraflara sözleşmeyi fesh etme hakkı

tanımaktadır.256

Kanunda, hangi durumların marka lisansı sözleşmesini sona erdirmek için haklı

neden olabileceği düzenlenmemiştir. Önemli veya haklı sebeplerin, genel olarak

saptanması, hakimin takdirine göre belirlenmektedir. Bunun yanında, sözleşme

hükümlerinin ve tarafların iradelerinin yorumu sonucu, hangi durumların haklı neden

olduğu belirlenebilir. Ayrıca, marka lisansı sözleşmesine, mahiyetine uygun olduğu

oranda kıyasen uygulanacak hükümlere göre de haklı neden olabilecek durumlar

tespit edilebilir.257

Tarafların kendilerine düşen yükümlülüklerini yerine

getirmemeleri, taraflar arasında güveni sarsacak hallerin ortaya çıkması, ortak

amacın imkansız olmamakla birlikte çok zor hale gelmesi ve bu nedenle taraflardan

birinin sözleşme ilişkisine bağlı kalmasının, hakkaniyet kuralları gereği ondan

beklenemeyecek hale gelmesi, yukarıda bahsettiğimiz başlıca önemli veya haklı

sebepler olarak sayılabilirler.258

Sözleşmenin, önemli nedenlerden dolayı fesih edilmesi, bazı hallerde taraflar

arasındaki ilişkinin niteliğine bağlı olmaksızın, doğruluk ve güven kurallarının bir

gereği olarak da ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda da, taraflardan birinin

sözleşmeye bağlı kalması ondan beklenilemeyeceği için, sözleşmenin feshi mümkün

olmalıdır. Öncelikle, işlem temelinin çökmesine yol açan nedenlerin, lisans

sözleşmesinin haklı sebeple feshine imkan vermesi göz önünde tutulmalıdır.259

Taraflardan birinin davranışından kaynaklı, borç ilişkisi çekilmez hale gelebilir.

Bunun yanında, sözleşmenin kurulduğu sırada var olan koşullardaki değişiklikler

vasıtasıyla da, borç ilişkisi çekilmez hale gelebilir. Yani, işlemin temelini teşkil eden

koşulların yokluğu veya çökmesi biçiminde ortaya çıkan olgular, haklı sebep olarak

değerlendirilebilir.

256

Özel, Ç., 2002, s.200. 257

Ünal, M., 2007, s.195. 258

Ortan, N., 1979, s.295., Gürzumar, O., 1995, s.172-173. 259

a.g.e., 296., a.g.e., 173.

Page 151: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Sözleşmenin içeriği dışında kalan konularda, işlem temelinin yokluğu veya çökmesi,

doğruluk ve dürüstlük kuralları gereğince, önce sözleşmenin yeni koşullara

uydurulması olanağını doğuracak veya bu mümkün değilse, sözleşmenin feshi

olanağı kullanılacaktır.260

Yukarıda bahsettiklerimizden anlaşılabileceği gibi, taraf davranışlarınıda kapsayan

daha geniş ve karmaşık bir kavram olan, önemli ya da haklı sebep, işlem temelinin

yokluğu ve çökmesi öğretisi ile farklıdır. Bunun nedeni de, haklı sebebin hukuki

sonucu kesin, işlem temeli öğretisinde ise, hukuki sonuç farklıdır. Yani, işlem

temelinin çökmesine bağlanacak sonuç, sözleşmenin ortadan kaldırılması değil

uyarlamanın gerçekleştirilmesidir. Fakat, hukuki sonuca götüren olgular açısından

bakıldığında, işlem temelinin yokluğu ya da çökmesi, marka lisansı sözleşmesinin

feshedilmesi için gerekli olan haklı sebep olarak teşkil edilebilecektir.261

Marka lisansı sözleşmesinde bir bir sayılmamış olan hangi durumların ve sözleşmeye

aykırılık hallerinin birer haklı neden teşkil edip edemeyeceği sorununa, yani

sözleşmenin feshine olanak veren bir haklı nedenin somut olaydaki uyuşmazlıkta

mevcut olup olmadığına hakim takdir yetkisini kullanarak karar verecektir.262

4.5. Marka Lisansı Sözleşmesinin Diğer Nedenlerden Sona Ermesi

4.5.1. Taraflardan Birinin Ölümü veya Ehliyetini Kaybetmesi

Marka lisansı sözleşmesinin, taraflardan birinin ölümü ile sona ermesi durumunda,

konuyu lisansın, kişiye bağlı lisans ve işletme lisansı, ya da basit ve inhisari lisans

olmasına göre incelemek doğru olacaktır.

Basit lisans sözleşmesinin, lisans alanın ölümü nedeniyle sona erip ermediği

konusunda, sözleşmenin, kişiye bağlı lisans mı, yoksa işletme lisansı mı şeklinde

yapıldığına bakılarak bir karar vermek gerekecektir. Kişiye bağlı lisans

260

Özel, Ç., 2002, s.201-202. 261

Ortan, N., 1979, s.301-302. 262

Gürzumar, O., 1995, s.172., Seliçi, Ö., 1977, s.193,194,197., Kırca, Ç., 1997, s.182.

Page 152: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

sözleşmelerinde, lisans alanın kişiliği göz önünde tutulduğu dikkate alındığında,

lisans alanın ölmesi halinde, lisans hakkı lisans alanın ölümü ile sona ermekte ve

lisans hakkı mirasçılara geçmemektedir.

İşletme lisansının verilmesi halinde, esas olan işletmenin unsurları ve bütünlüğü

olduğuna göre, lisans alanın ölümü ile lisans sözleşmesi sona ermeyecektir. Zira,

işletme lisansının, işletmenin miras ve devir edilme yoluyla başkalarına geçişi kabul

edilmektedir.

İnhisari lisans sözleşmelerinde ise, lisans alanın, marka sahibinin onayı olmaksızın,

lisansın bir başkasına devir edilemeyeceği kabul edilmişse, kural olarak inhisari

lisans alanın ölümü ile, lisans hakkı onun mirasçılarına intikal etmeyecek ve

dolayısıyla, lisans sözleşmesi sona erecektir. Bu sonucun kabulü, lisans

sözleşmesinin taraflarının iradelerine uygunluk teşkil edecektir. Aynı sonuçlara

ehliyetin kaybı halinde de ulaşılabilmelidir.263

İnhisari lisans sözleşmesinde, marka sahibinin izni ile, lisans alana, lisansını devir

etme hakkı verilmişse, inhisari lisans alanın ölümü halinde, lisans hakkının

mirasçılara geçtiğini kabul edilmektedir.

Lisans verenin ölümü durumunda, kural olarak, lisans sözleşmesinin sona

ermeyeceğini kabul edilmektedir. Ancak, lisans verenin kişiliğinin göz önünde

tutulduğu hallerde, lisans sözleşmesinin, lisans verenin ölümü ile sona ereceğini

kabul etmek mümkündür.264

Taraflar arasında yapılan marka lisansı sözleşmesinin, adi ortaklık ya da ortaklık

benzeri bir nitelik göstermesi halinde, lisans sözleşmesinde, aksi bir hüküm

bulunmamaktaysa, ortaklardan birinin ölümü ile, Borçlar Kanunu madde 535/1-2

hükümleri gereğince, marka lisansı sözleşmesi sona erecektir.

263

Ortan, N., 1995, s.298. 264

a.g.e., s.298., dn. 599.

Page 153: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

4.5.2. Taraflardan birinin iflası

İcra İflas Kanunu (İİK) ve diğer kanunlarda, taraflardan birinin iflas etmesi halinde,

taraf olunan sözleşmenin sona ereceği belirtilmediği sürece, sözleşmenin devam

edeceği kabul edilmektedir. Marka lisansı sözleşmeleri açısından, taraflardan birinin

iflası ile, lisans sözleşmesinin nasıl etkileneceğine dair hukukumuzda her hangi bir

düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda, iflasın sözleşmeyi sona erdirip

erdirmeyeceği , sözleşmeye, sözleşmede hüküm yoksa, ilişkinin nitelendirilmesinin

sonucuna göre belirlenecektir.265

Lisans verenin iflas etmesi durumunda, lisans alan, iflas masasından, marka lisansı

sözleşmesine konu olan markanın kullanımının kendisine bırakılmasını talep edemez.

Ancak, lisans alan, iflas idaresinden, lisans verenin borcunu para alacağına çevirerek

yerine getirmesini talep edebilir. İflas eden lisans verene karşı, lisans alanın, lisans

bedelini ödeme borcu, iflasın açılması anında ertelenmiş ise, ertelenmiş kalmaya

devam edecektir, ancak, borç ertelenmiş olduğunda iflas idaresinin lisans bedelini

talep ve takip etmek hakkı bulunmaktadır (İİK m. 229).266

Lisans alanın iflası halinde, lisans veren, lisans bedeli alacağını iflas masasına

yazdırabilir. İflas dairesi, iflas masası için faydalı olacağı anlaşılırsa, lisans alanın

imalathanelerini, eşya depolarını ve benzeri yerleri birinci alacaklar toplantısına

kadar kendi denetimi altında işletirken (İİK m. 210), lisans konusu markayı da

kullanmaya devam edebilir. Lisans bedelinin ödenmiş ve iflas alacakları dahilinde

ödenecek olması halinde, lisans alanın iflas masasına giren haklarından bir tanesi de,

lisans konusu markadan yararlanma hakkıdır.267

Lisans alanın iflas etmesi halinde, marka henüz lisans alana verilmemişse, lisans

veren, BK m. 82’ye göre, lisans bedeli için kendine teminat verilinceye kadar,

markayı teslim etmekten kaçınabilir.268

265

Özel, Ç., 2002, s.206. 266

Çiçekçi, Ç., 2001, s.104-105. 267

a.g.e., s.105. 268

Ortan, N., 1995, s.300.

Page 154: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Taraflar arasındakı ilişki, bir ortaklık sözleşmesi ya da benzeri nitelikte ise, iflas,

sözleşmenin doğrudan doğruya sona ermesi sonucunu doğurur.269

269

a.g.e., s.301.

Page 155: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

SONUÇ

Çalışmamızın ilk bölümünde, marka kavramından, ilk olarak nasıl ortaya

çıktığından, ne şekilde geliştiğinden ve günümüzdeki öneminden bahsettik. Marka ile

ilgili olarak, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde

Kararname yürürlüğe girene kadar ki yasal düzenleme süreçlerini ve 556 sayılı

KHK’nın kaynakçalarına değindik. Aynı bölüm içerisinde, lisans sözleşmesi

kavramını, özelliklerini ve sınai haklara ilişkin lisans sözleşmesi çeşitlerini inceledik.

Lisans sözcüğünün anlamını, dünyadaki ticari ve ekonomik gelişmelerle birlikte,

lisans sözleşmelerinin nasıl doğduğuna değindik ve sonuçta; lisansın ekonomik ve

teknik gelişmenin önemli bir aracı olduğunu belirledik.

Çok az sayıda Fikri Mülkiyet hakkı sahibi, kendi ürünlerini diğer ülkelerde üretmek,

dağıtmak ve satabilmek için kendi kaynaklarına sahiptirler. Geri kalan FM hakkı

sahiplerinin çoğunluğu, finansal potansiyellerini arttırmak için, bu haklarını üçüncü

kişilere lisans yoluyla verirler. Lisans sözleşmesinde, lisans veren, kendisine ait

herhangi bir fikri mülkiyet türünden, lisans alanı yararlandırma borcu altına girerken,

lisans alan da bunun karşılığında bir lisans bedeli ödemek yükümlülüğü altına girer.

Lisans sözleşmesinin, karşılıklı yükümleri içeren tam iki taraflı bir sözleşme olduğu,

lisans sözleşmesinin taraflarının gerçek ya da hukuki kişiler olabileceği, mülkiyet

hakkı sahibi değişmeden, kullanma ve yararlanma hakkının sağlanmasına ilişkin

sözleşme tipleri arasında yer almasından dolayı, bir devir sözleşmesi olmadığı,

devamlı ve uzun süreli bir ilişki yarattığı sonuçlarına ulaştık.

Çalışmamızın ikinci bölümünde, marka lisansı sözleşmesi kavramı, marka lisansı

sözleşmesinin hukuki niteliği ve sözleşmeye uygulanacak hükümler, marka lisansı

sözleşmesinin özellikleri ve türlerini, marka lisansı sözleşmesinin kurulması,

tarafları, şekli ve tescilini inceledik.

Marka lisansı sözleşmesinin temelini, marka ve lisans kavramlarının oluşturduğunu

tespit ettik. Marka lisansı sözleşmesi, marka sahibinin, yani lisans verenin, markayı

kullanma hakkını lisans alana verdiği bir sözleşmedir. Marka lisansı sözleşmesi,

Page 156: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

marka sahibinin, markasının başkası tarafından kullanılmasını yasaklama

konusundaki hakkını, lisans alana karşı kullanmadığı, bunun karşılığında da, lisans

alan tarafın, lisans verene belli bir bedel ödemeyi üstlendiği iki tarafa borç yükleyen

sözleşmedir. Burada, marka lisansı sözleşmesinin devir sözleşmesinden farkı olduğu

sonucuna ulaştık; devir sözleşmesinde hakkın devredilmesi söz konusu iken, marka

lisansı sözleşmesinde, lisans veren, marka sahibi olarak kalmaya devam eder.

Marka lisansı sözleşmesi, 556 sayılı MarkKHK ile düzenlenmiştir. Ayrıca,

MarkKHK’nın uygulama şeklini gösterir Yönetmelikte de, marka lisansı

sözleşmeleri ile ilgili hükümler mevcut bulunmaktadır. Marka hakkı, tamamen veya

kısmen marka lisansı sözleşmesinin konusunu oluşturabilir. Her tür marka, marka

lisansı sözleşmesine konu edilebilir, yani tescilli bir markanın yanısıra, marka tescil

başvurusunda bulunulmuş bir marka da lisans sözleşmesine konu olabilir. Her

nekadar, 556 sayılı KHK ile tescilli markaların korunması öngörülmüş olsa bile, bu

durum tescil edilmemiş markaların varlığını ve kullanımını engellemediği gibi, tescil

edilmemiş markaların lisans sözleşmelerinin konusunu oluşturmalarını da

engellememektedir. Kanaatimizce, tescilsiz markaların hukuki işlemlere konu olması

halinde, hukuki işleme taraf olan kişilerin haklarının korunabilmesi için, tescilsiz

markalara uygulanacak hükümlere veya hangi hükümlerin tescilsiz markalara

uygulanacağı hususu MarkKHK’da yer almalıdır.

Marka lisansı sözleşmesinin tarafları, gerçek ya da hukuki kişiler olabileceği gibi, bir

veya birden fazla kişi de olabilir. Marka üzerinde birden fazla kişinin hak sahibi

olması halinde, lisans, ancak, ortak hak sahiplerinin onayı ile verilebilir. Marka

siciline kayıt olmak koşuluyla, ortak marka, marka lisansı sözleşmesinin konusunu

oluşturabilir. Garanti markası, marka lisansı sözleşmesine konu olamaz.

Çalışmamız esnasında, marka lisansına konu olan marka hakkının, marka lisans

hakkının ve marka lisansı sözleşmesinin kukuki niteliği konularında, doktrinde yer

alan farklı görüşlere yer verdik, bu görüşleri tartıştık ve sonucunda; öncelikle, marka

hakkının mutlak bir hak olduğunu belirledik. Daha sonra, marka lisans hakkının,

kişilere eşyalar üzerinden doğrudan doğruya hakimiyet sağlayan ve bu sebeple

Page 157: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

herkese karşı ileri sürülebilen ayni haklardan olmadığını tespit ettik. Marka lisans

hakkının, mutlak hak olarak nitelendirilip nitelendirilemiyeceği konusunda,

doktrinde yer alan bir çok görüşü tartıştık ve marka lisans hakkının, bazı mutlak

haklar vermesine karşın, tam anlamıyla mutlak nitelikte bir hak olduğunu söylemenin

doğru olamayacağı sonucuna ulaştık. Marka lisans hakkının, nispi hak olup olmadığı

konusunu değerlendirdik, ve sonuçta; marka lisans hakkının, nispi nitelikte bir hak

olduğunu, ancak, sicile tescille mutlak hak olmamakla birlikte, mutlak etkili bazı

yetkiler veren nispi bir hak haline geldiğini kabul etmenin uygun olacağını belirledik.

Marka lisansı sözleşmesinin hukuki niteliği konusunda, doktrinde yer alan birçok

görüşe değindik ve bu görüşleri karşılaştırdık. MarkKHK’da, marka lisansı

sözleşmesinin tüm unsurlarına yer verilmemiş, sadece lisans sözleşmesine dair bir

kısım kurallara yer verilmiş olması nedeniyle, marka lisansı sözleşmelerinin, isimsiz

yani atipik sözleşmeler olarak anılması gerektiğini kabul ettik. İsimsiz sözleşmeler,

kendine özgü (sui generis), birleşik ve karma sözleşmeler olarak üçe ayrılmaktadır.

Marka lisansı sözleşmelerinin, marka sahibinin markayı kullanmaması, kullanma

hakkını devralanla birlikte kullanması, kullanma hakkını devralana verebilmesi,

üçüncü kişlere karşı dava açma hakkının verilebilmesi gibi, kanunda düzenlenmiş

sözleşme türlerinde bulunmayan unsuraları bünyesinde barındırdığını belirledik ve

bu sebeple, marka lisansı sözleşmelerinin kendine özgü sözleşmeler olduğu sonucuna

vardık.

Marka lisansı sözleşmeleri, kendine özgü sözleşmeler olduğu için, marka lisansı

sözleşmelerine uygulanacak hükümlerin, kendine özgü sözleşmelere uygulanacak

hükümlere göre tespit edilmesi gerekliliğini kabul ettik. Taraflar arasında çıkabilecek

uyuşmazlıklarda; öncelikle MarkKHK hükümlerine göre uygulama yapılıcağını,

daha sonra, tarafların marka lisansı sözleşmesi serbestisi içerisinde kendilerine

uygulamak istedikleri ve sözleşmeye koydukları kükümlerin uygulanması gerektiğini

tespit ettik. Kanunda herhangi bir yasal düzenleme veya sözleşme çerçevesinde konu

ile ilgili herhangi bir hüküm yoksa, marka lisansı sözleşmesine, mahiyetine uygun

olduğu oranda benzer sözleşme tiplerine ilişkin hükümlerin uygulanabileceğini

belirledik. Bu çerçevede, doktrinde genel olarak marka lisansı sözleşmeleri ile benzer

Page 158: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

nitelikler taşıdığı belirtilen, adi kira, hasılat kirası, satım ve adi şirket sözleşmelerini

inceledik. Bu sözleşmelerin, marka lisansı sözleşmeleri ile benzer ve farklı

özelliklerini belirttik, ve neticede; marka lisansı sözleşmesine ilişkin uyuşmazlıklarda

ortaya çıkacak boşlukların, adi kira, hasılat kirası, satım ve adi şirket sözleşmeleri

hükümlerinin, mahiyetine uygun oranda ve kıyasen uygulanarak çözümlenebileceği

sonucuna ulaştık.

Çalışmamızda, marka lisansı sözleşmelerinin çesitlerini inceledik ve her bir çeşide

ilişkin ayrıcalıkları belirttik. Marka lisansının, lisans alanın inhisar hakkına sahip

olup olmaması kriterine göre en çok yapılan, basit (inhisari olmayan) lisans ve

inhisari lisans ayrımının yanı sıra alt lisans, sözleşmenin içeriğine göre satış lisansı

ve üretim lisansı, lisans alanın niteliğine göre de, kişisel lisans ve işletme lisansı

türleri vardır. Basit lisans, yani inhisari olmayan lisans, kanun koyucunun tanıdığı

kanuni (olağan) türdür. Aksi sözleşmede kararlaştırılmamışsa, lisans inhisari değildir,

yani basit lisanstır. İnhisari lisansta, lisans veren başkasına lisans veremez ve hakkını

açıkça saklı tutmadıkça, kendisi de markayı kullanamaz. Üçüncü Kişilere inhisarı

lisans hakkının tanınmasından önce, başkaca şahıslar ile basit lisans sözleşmelerinin

kurulmuş olmasının, kural olarak, inhisarı lisans sözleşmesinin hukuki yapısına

aykırılık teşkil etmediği, ancak, lisans veren tarafından, önce tesis edilmiş lisans

sözleşmelerinin lisans alandan saklanması halinde, bu durumun, lisans alan

açısından, lisans sözleşmesini fesih nedeni sayılabileceği görüşü tarafımızca kabul

edilmiştir.

Lisans alanın, kendisine tanınan haklar çerçevesinde, başkasına lisans vermesi

halinde, alt lisans mevcuttur. Alt lisans ilişkisinde, lisans alan bir taraftan da lisans

veren durumundadır. Marka lisansı sözleşmesinden, üretilen malların alımı ve

satımına dair bir yükümlülük sonucuna ulaşılamıyorsa, lisans alanın üretilen malları

kullanma ve satışına yetkili olduğu tarafımızca kabul edilmiştir. Kişisel lisans

sahibinin işletmesinde meydana gelebilecek herhangi bir değişiklik, lisansı

etkilemez, ancak, işletme lisansında, işletmenin devredilmesi veya ticari

faaliyetlerinin sona ermesi neticesinde, sözleşme, lisans alan açısından sona ermiş

olacaktır.

Page 159: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Marka lisansı sözleşmesinin taraflarını gerçek veya tüzel kişiliğe haiz lisans veren ile

lisans alan oluşturur. Marka lisansı sözleşmesi yazılı olarak yapılır ve yazılı şekil

geçerlilik şartıdır. Bu sebeple, yazılı şekil şartına uyulmadan yapılan bir marka

lisansı sözleşmesi, şekle aykırılıktan dolayı mutlak butlanla batıldır, diğer bir deyişle

kesin hükümsüzdür. Kural olarak, marka lisansı sözleşmelerinin yapılabilmesi için

yazılı şekil yeterli olup, bunun yanında sicile tescil veya ilana gerek olmadığını tespit

ettik.

Lisans bedelinin, sözleşmede yer alıp almaması konusu, doktrinde oldukça tartışmalı

bir konudur. Çalışmamızda, bu konuyla ilgili farklı görüşlere yer verdik ve tartıştık.

Sözleşmede, lisans bedelinin yer alıp almaması konusunda bizim kanaatimiz;

sözleşmede, lisansın bedelsiz verildiğine dair herhangi bir hüküm yer almıyorsa,

tarafların uygun bir bedel üzerinde anlaşmış olduklarının kabul edilmesidir. Ancak,

bu düşüncemizin yanında, marka lisansı sözleşmesinde taraflar arasında doğabilecek

sounların giderilmesi için, lisans bedeline ilişkin çok ayrıntılı hükümler yer almasa

bile, en azından lisans bedelinin belirlenmesine ilişkin sözleşmede bazı ölçütlerin

bulunmasının yararlı olacağı sonucunu tespit ettik.

Marka lisansı sözleşmesinde, lisans süresinin yer alıp almayacağıda tartışmalı bir

konudur. Bu konudaki tartışma; tescilli markaların koruma süresinin 10 yıl olması

nedeniyle, marka lisansı sözleşmelerinin de lisans süresinin on yılla sınırlanması

sorunudur. Yaptığımız değerlendirmeler neticesinde, lisans süresininin sözleşmede

hükme bağlandığı takdirde, on yılla sınırlandırılamayacağı, buna karşılık, eğerki

sözleşmede, lisans süresine ilişkin herhangi bir hüküm yer almıyorsa, marka koruma

hakkının süresinin, lisans süresi üzerinde etkili olacağı ve markanın koruma süresi

yani, on yıllık sürenin bitiminde, marka lisansı sözleşmesinin de sona ermesi

gerektiği sonucuna ulaştık.

Marka lisansı sözleşmesinin sicile tescilinin kim tarafından gerçekleştirileceği, ne

MarkKHK ne de MarkKHKY’de belirtilmemiştir. Kanımızca bir eksiklik olan bu

durum, Markalar Kanunu Tasarısı’nda göz önüne alınmış ve her iki tarafada lisansı

sicile tescil ettirme hakkı tanınmıştır. Yönetmelikte, lisansın sicile kaydı için, lisansa

Page 160: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

konu olan mal ve/veya hizmetlerin sözleşmede yer alması gerektiği belirtilmektedir.

Ancak, lisansa konu olan mal ve/veya hizmetlere sözleşmede yer verilmezse,

markanın, mal ve/veya hizmetlerin tamamı için lisansa verildiğinin kabul

edilmesinden dolayı, kanımızca, bu kaydın sözleşmede yer almasının zorunlu

olmaması gerekmektedir.

Çalışmamızın üçüncü bölümünde, marka lisansı sözleşmesinin hükümlerini

inceledik. Marka lisansı sözleşmesinin içeriği, tarafların hak ve borçlarından oluşan

bir demetten meydana gelmektedir. Lisans verenin asli borcu, markayı sözleşme

şartları içinde lisans alana kullandırmaktadır. Lisans verenin kullandırma borcu; lisans

verenin markanın şekli varlığını tekeffül yükümlülüğü altında olmasını, markanın

hükümsüzlük nedeni taşımamasından sorumlu olmasını, üçüncü kişilerin marka

lisansı üzerindeki etkilerini engelleme yükümlülüğü, marka hakkının yenilenmesi ve

marka hakkından vazgeçmeme yükümlülüğünü kapsamaktadır.

Markanın hükümsüzlüğü halinde, kural olarak, hükümsüzlüğün sonuçları geriye

doğru etkili iken, istisna olarak, markanın hükümsüzlüğe verilmeden önce yapılmış

ve uygulanmış marka lisansı sözleşmelerine, hükümsüzlüğün etki etmeyeceğini

belirledik.

Lisans veren, marka lisansı sözleşmesinin yapıldığı sırada, markanın hükümsüzlük

nedenlerinin varlığını biliyor ve/veya bilmesi gerekiyor ve lisans alan tarafa bu

durumla ilgili bir açıklama yapmamış ve kötü niyetli olarak markayı lisans konusu

yapmışsa, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiş olması nedeniyle sorumlu

olacak ve lisans alanın uğradığı zararları tazminle yükümlü olacaktır. Lisans alan,

markanın hükümsüzlüğüne karar verilinceye kadar markadan yararlanmışsa, lisans

bedelinin, markanın kullanım süresinin, lisans sözleşmesi yapılırken geçerli olan

kullanım süresine oranlanarak iadesi söz konusu olacaktır. Lisans verenin, lisans

alana karşı ne şekilde sorumlu olacağı, doktrinde tartışmalı bir konu olarak yer

almaktadır. Doktrinde, lisans verenin tazminat sorumluluğunun, sadece “culpa in

contrehendo” ya dayandırılması, sorumluluğun, sadece lisans verenin BK m. 28

uyarınca hilesine dayandırılması ve her iki durumada dayandırılması gerektiği

Page 161: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

fikirleri öne sürülmektedir. İncelediğimiz görüşler neticesinde, lisans verenin

sorumluluğunun, sadece ”culpa in contrehendo” ya dayandırılması gerektiği

sonucuna ulaştık.

Mal ve hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri alma, lisans verenin önemli

bir yükümlülüğüdür. Kalite kontrolü, marka lisansı sözleşmelerini diğer fikri

mülkiyet lisanslardan ayıran kilit unsurdur. Lisans veren, sözleşmede öngörülen

kayıtlarla, kalitenin sağlanmasına yönelik talimatlar verebilir ve bunları

denetleyebilir. Ancak, lisans veren kaliteye ilişkin talimat vermese ve marka lisansı

sözleşmesinde de kaliteye ilişkin bir hüküm bulunmasa bile, lisans alanın kalite

garantisi kanundan doğacağını tespit ettik. MarkKHK’da, lisans verenin kaliteyi

koruma yükümlülüğünden bahsedilmiş, ancak, kaliteyi sağlamak amacıyla alacağı

önlemlerin içeriği hakkında bilgilere yer verilmemiştir. Kanaatimizce; marka lisansı

sözleşmesinin önemli unsurlarından olan kalitenin, lisans veren tarafından ne şekilde

önlemlerle korunacağına dair durumlarla ilgili düzenleme yapılması gerekliliğini

tespit ettik.

Lisans alanın asli yükümlülükleri arasında ise; lisans bedelini ödemek, markayı

kullanmak, marka lisansı sözleşmesinde belirtilen kalite şartlarına uymak, lisanstan

doğan haklarını devretmeme ve alt lisans vermeme yükümlülükleri yer almaktadır.

Lisans bedelleri; sabit lisans bedeli, parça ya da satışa göre saptanan lisans bedeli

veya karma lisans bedelleri gibi çeşitli şekillerde hesaplanabilir. Kural olarak,

inhisari lisans alanın markayı kullanmak yükümlülüğünde olduğu, buna karşın basit

lisans alanın markayı kullanmak yükümlüğünde olmadığı belirtilse dahi, bu hususun

her somut olayın şartlarına göre tespitinin gerektiğini belirledik. Nitekim, lisans

bedeli olarak, parça başına lisans ya da kara iştirak tespit edilmişse, lisans alanın

markayı kullanmak yükümlülüğünde olduğu, buna karşın, götürü ücret

kararlaştırılmışsa, markayı kullanmak yükümlülüğünde olmadığının kabul edilmesi

gerektiği sonucuna ulaştık.

MarkKHK’da, lisans alanın mal ve/veya hizmetin kalitesini sağlaması konusunda

herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Bir eksiklik olarak düşündüğümüz bu husus,

Page 162: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Markalar Kanunu Tasarısı’nda göz önünü alınmış ve lisans alanın kalite

standartlarına uyması gerektiği, aksi takdirde, marka sahibinin, tescilli bir markadan

doğan haklarını lisans alana karşı ileri sürebileceği belirtilmiştir.

Çalışmamızda incelediğimiz diğer bir konu ise, lisans alan ve lisans verenin dava

haklarıdır. Marka lisansı sözleşmesinin lisans alan tarafından ihlali halinde, tescilli bir

markadan doğan haklar lisans alana karşı dava yoluyla ileri sürülebilir. Kanaatimizce;

MarkKHK’da, lisans sözleşmesinin ihlaliyle ilgili yer alan 21/9 maddesi tek başına

çok geniş anlamda olup yeterli değildir. Yani, lisans veren, marka lisansı

sözleşmesine her türlü aykırılıkta değil belli başlı bazı hükümlere aykırılık halinde

marka hakkına dayanabilmelidir. Markalar Kanunu Tasarısı’nda bu konu dikkate

alnınmış ve 89/104 sayılı Yönerge’nin 8/2 maddesi ve 40/94 sayılı TMT 22/2

maddesiyle de paralellik arz edecek şekilde; lisans alanın, lisans süresini, marka

örneğini, markanın kullanılacağı malların veya hizmetlerin kapsamını, markanın

kullanılacağı coğrafi alanı ve lisans alan tarafından üretilecek malların veya

sunulacak hizmetlerin kalitesini belirleyen hükümleri izinsiz genişletmesi ve lisans

hakkını üçüncü kişilere devretmesi hallerinde lisans verene marka hakkına dayanma

olanağı tanınmıştır. Kanımızca, böyle bir hükmün yer alması çok yerinde olmuştur.

Marka lisansı sözleşmesinin, bunlar dışında kalan hükümlerine aykırılıklar,

markadan doğan haklara değil, BK madde 96 hükmüne dayandırılmalıdır.

MarkKHK çerçevesinde aykırılığın yaptırımları arasında, tecavüzün durdurulması,

tecavuzun önlenmesi, tecavüzün tespiti, tecavüzün giderilmesi, delillerin tespiti

davası ve maddi, manevi ve itibar tazminatı gibi hukuk davalarının yanı sıra ceza

davaları da yer almaktadır. MarkKHK’da, marka sahibinin taleplerinde, sadece

tecavüzün durudurulması ve giderilmesi durumlarından bahsedilmiştir. Kanımızca

bir eksiklik olan bu durum, Markalar Kanunu Tasarısı’nda görülmüş ve tecavüzün

önlenmesi durumundan da bahsedilmiştir.

Üçüncü kişilerin marka hakkına tecavüzü halinde, lisans alanın dava hakkı ise, lisans

sözleşmesinin inhisari olup olmamasına göre değerlendirilmektedir. Lisans

sözleşmesi inhisari nitelikte ise, lisans alan, marka sahibinin MarkKHK uyarınca

Page 163: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

açabileceği davaları kendi adına açabilir. Buna karşılık, lisans sözleşmesi inhisari

olmayan, yani basit bir lisans sözleşmesi ise, kural olarak, basit lisans sahibinin dava

açma hakkı yoktur. Ancak, basit lisans alan, dava hakkını bazı durumlarda

kazanabilir; lisans alan, noter vasıtasıyla yapacağı bir bildirimle, gereken davayı

açmasını marka sahibinden isteyebilir. Marka sahibinin, bu talebi kabul etmemesi

veya bildirimin alındığı tarihten itibaren üç ay içinde, gerekli davanın açılmaması

halinde lisans alan yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına dava açabilir.

Kanaatimizce, inhisari lisans sözleşmelerinde olduğu, gibi basit lisans

sözleşmelerinde de, sözleşme serbestisi içerisinde taraflarca kararlaştırılarak, basit

lisans alanın dava açma hakkına sahip olmasının uygun olacağı ve böyle bir

hükmünde MarkKHK’da yer almasının faydalı olacağı düşünülmektedir.

Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesi karşısında ve lisans verenin dava açması için

geçmesi gereken sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini

mahkemeden talep edebilir. Ancak, burada önemli olan nokta, mahkemenin ihtiyati

tedbir kararı vermesinden sonra, on gün içerisinde esas hakkında dava açılmalıdır,

aksi takdirde, ihtiyati tedbir ortadan kalkabilmektedir. Kanaatimizce, büyük bir sorun

oluşturan bu durumun giderilmesi ve mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesinden

sonra, on gün içerisinde esas hakkında açılması gereken davanın, üç aylık süreyi

beklemek zorunda kalmadan, basit lisans alan tarafından açılabilmesi gerekmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz durumun aynısı, gümrüklerde el koyma içinde geçerlidir. El

konulması kararının tebliği tarihinden itibaren, on gün içinde dava açılmaz ya da

mahkemeden tedbir niteliğinde karar alınmazsa idarenin el koyma kararı ortadan

kalkar. Kanımızca, bu durum içinde, aynı ihtiyati tedbir talebinde bahsettiğimiz

şekilde bir düzenlemenin yapılarak, bu eksikliğin giderilmesinin faydalı olacağı

düşünülmektedir.

Kendi adına dava açma hakkı olan lisans alanın, tazminat davası da açması

mümkündür. Kanaatimizce, MarkKHK madde 66/1’de geçen “marka sahibinin

uğradığı zarar yerine”, “maddi tazminat davası açmaya yetkili olan kişiden”

bahsedilmesi daha uygun olacaktır, çünkü, lisans alanında tazminat davası

açabileceği düşünüldüğünde, maddenin eksik olduğu kanısına varılmaktadır.

Page 164: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Lisans verenin dava açmasına neden olan bildirimi yapan lisans alanın, şartları

oluşmuşsa, davaya müdahale etmesi mümkündür, ancak müdahil lisans alan, davaya

katılmakla, marka hakkına tecavüz nedeniyle uğramış olduğu zararının somut olarak

karara bağlanmasını ya da tahsilini ayrı olarak talep edemez. Ancak, Markalar

Kanunu Tasarısı’nda, lisans alanın, marka sahibinin uğradığı tecavüz karşısında

açtığı tazminat davalarına katılabileceğini ve kendi uğradığı zararların tazmin

edilmesini talep edebileceği belirtilmektedir. Düşüncemize göre, bu düzenleme

oldukça isabetli olmuştur.

Çalışmamızın son bölümünde, marka lisansı sözleşmelerinin sona ermesi hususunu

inceledik. Marka lisansı sözleşmesi, tarafların kararlaştırdığı sürenin bitimi ile,

belirsiz süreli sözleşmelerde herhangi bir sebebe dayanmaksızın olağan fesih

yoluyla, haklı nedenlere dayanılarak olağanüstü fesih yoluyla veya taraflardan birinin

ölümü, ehliyetini kaybetmesi ve iflas nedeniyle sona erebilir.

Page 165: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

KAYNAKÇA

Akıntürk, T.; “Borçlar Hukuku”, Genişletilmiş 10. Baskı, İstanbul, 2004

Amicba, G.; “Abhazlar’da Damga”, Yayına Hazırlayan: Süren, Z,; “ÇİPXE

Kafkas Aile Damgaları”, As Yayınları, İstanbul, 2001

Arkan, S.; “Marka Hukuku”, C.I, Ankara, 1997

Arkan, S.; “Marka Hukuku”, C.II, Ankara, 1998

Arkan, S.; “Pr. Dr. Bozer’e Armağan”, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma

Enstitüsü, Ankara, 1998

Arseven, H.; “Nazari ve Tatbiki Alâmeti Farika Hukuku”, İstanbul, 1951

Ayiter, N.; “İhtira Hukuku”, Ankara, 1968

Berkhan, İ.; “Marka Lisans Sözleşmesi”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2001

Boso, B.; “Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri ve Yabancı Unsurlu Lisans

Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk”, Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi, Y.2/8,

2006

“Büyük Larousse”, Milliyet Yayınları, C.XV

Çiçekçi, Ç.; “Marka Lisansı Sözleşmeleri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 2001

Diamond, S.; “Trade Mark Problems and How to Avoid Them”, Chicago, 1973

Page 166: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Dirikkan, H.; “Pr. Dr. Oğuz İmregün’e Armağan”, İstanbul, 1998

Eren, F.; “Borçlar Hukuku Genel Hükümler”, C.I, Ankara, 1994

Eren, F.; “Borçlar Hukuku”, C.II, İstanbul, 1999

“Grand Master Genel Kültür Ansiklopedisi”, C.III

Gürzumar, O.; “Yeni Markalar Kanunu Işığında İsviçre Marka Hukukunda

Meydana Gelen Gelişmeler”, Yargıtay Dergisi, C.20/4, 1994

Gürzumar, O.; “Franchise Sözleşmeleri ve Bu Sözleşmelerin Temelini Oluşturan

Sistemlerin Hukuken Korunması”, İstanbul, 1995

“İngiliz Marka Kanunu”, (Trademark Act), 1994

İşgüzar, H.; “Tek Satıcılık Sözleşmesi”, Ankara, 1989

“Kazancı Bilişim-İçtihat Bilgi Bankası”, (www.kazanci.com.tr)

Kırca, Ç.; “Franchise Sözleşmesi”, Ankara, 1997

Kırca, Ç.; “Know-how Sözleşmesinin Hukuki Niteliği”, Pr. Dr. Ali Bozer’e

Armağan, Ankara, 1998

Kuru, B.; “Tespit Davaları”, Ankara, 1963

Kuru, B.; “Hukuk Usulü Muhakemeleri”, C.I, İstanbul, 1990

Kuru, B.; “Hukuk Usulü Muhakemeleri”, C.III, İstanbul, 1991

Kuru, B., Arslan, R., Yılmaz, E.; “Medeni Usul Hukuku”, Ankara, 1994

Page 167: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

“Licensing Guide for Devoloping Countries”, WIPO, Geneva

Nomer, H.; “Borçlar Hukuku”, Beta Yayınları, 2.Baskı, İstanbul, 2001

Noyan, E.; “Marka Hukuku”, Ankara, 2004

Oğuzman, K., Turgut, Ö.; “Borçlar Hukuku Genel Hükümleri”, İstanbul, 2000

Oğuzman, K., Seliçi, Ö.; “Eşya hukuku”, İstanbul, 2002

Ongan, B.; “Sınai Hakalara İlişkin Lisans Sözleşmelerinde Lisans Verenin

Garanti Yükümlülüğü”, Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi, Y.2/8, 2006

Ongan, B.; “Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmelerinde Tarafların Hukuki

Durumu”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2007

Ortan, N.; “Patent Lisansı Sözleşmesi”, Doğan Yayınevi, Ankara, 1979

Ortan, N.; “Avrupa Patent Sistemi”, C.I, Ankara, 1991

Oytaç, K.; “Son Uluslararası Değişikliklerle Mukayeseli Markalar Hukuku”,

İstanbul, 1999

Oytaç, K.; “Karşılaştırmalı Markalar Hukuku”, İstanbul, 2002

Özel, Ç.; “Marka Lisansı Sözleşmesi”, Seçkin Yayınları, Ankara, 2002

Özdemir, O.; “Sınai Haklara İlişkin Lisans Sözleşmeleri ve Rekabet Hukuku

Düzenlemelerinin Lisans Sözleşmelerine Uygulanması”, Beta Yayınları, İstanbul,

2002

Page 168: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Özsunay, E.; “Lisans Sözleşmelerinde Lisans Bedeline İlişkin Sorunlar”, İstanbul

Üniversitesi Hukuk Fakültesi 50. Yıl Armağanı, İstanbul, 1973

Özsunay, E.; “Medeni Hukuka Giriş”, İstanbul, 1986

Pınar, H.; “Marka Hukukunda Hakların Tükenmesi”, Prof. Dr. M. Kemal

Oğuzman’ın Anısına, Arma San, İstanbul, 2000

Poroy, R., Tekinalp, Ü.; “Marka Hakkına İlişkin Bazı Sorunlar”, Haluk

Tandoğan’ın Hatırasına Armağan, Ankara, 1990

Poroy, R., Yasaman, H.; “Ticari İşletme Hukuku”, İstanbul, 2004

“Resimli Ansiklopedik Büyük Sözlük”, C.VII

Seliçi, Ö.; “Borçlar Kanunu’na Göre Sözleşmeden Doğan Sürekli Borç

İlişkilerinin Sona Ermesi”, İstanbul, 1977

Şehirali, F.; “Patent Hakkının Korunması”, Turhan Kitabevi, Ankara, 1998

Tekinalp, G.; “Patent Lisansı Sözleşmesine Uygulanacak Bağlama Kuralı”,

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C.35/1-4, 1970

Tekinalp, Ü.; “Yeni Marka Hukukunda Tescil İlkesi ve Tescilsiz İşaretlerin

Hukuki Durumu”, Pr. Dr. Kenan Tunçomağ’a Armağan, İstanbul, 1997

Tekinalp, Ü.; “Fikri Mülkiyet Hukuku”, Beta Yayınları, İstanbul, 1999

Tekinalp, Ü.; “İtibar Tazminatı ve Bazı Sorunlar”, Prof. Dr. Selahatin Sulhi

Tekinay’ın Hatırasına Armağan, İstanbul, 1999

Page 169: MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ · T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ MARKALAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI MARKA LİSANSI SÖZLEŞMELERİNİN İNCELENMESİ Uzmanlık Tezi

Tekinay, S., Akman, S., Burcuoğlu, H., Altop, A.; “Borçlar Hukuku Genel

Hükümler”, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1993

“Trademarks Throughout The World”, West Group, New York, March, 2000

Tritton, G.; “Intellectual Property in Europe”, Sweet&Maxwell, London, 1996

“Türkçe Sözlük”, Türk Dil Kurumu Yayınları, Yeni Baskı, C.II, Ankara, 1988

Ünal, M.; “Marka Tescilinden Doğan Haklarla İlgili Hukuki İşlemler”, Seçkin

Yayınları, Ankara, 2007

Wilkof, N.; “Trade Mark Licencing”, Sweet&Maxwell, London, 1995

Yasaman, H.; “Hizmet Markaları”, Batıder Yayınları, C.VIII, 1975

Yasaman, H., Altay, S.; “Marka Hukuku”, 556 Sayılı KHK Şerhi, C.II, 2004

Yavuz, C.; “Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler”, C.I, İstanbul, 1994

Yılmaz, C.; “Marka Lisans Sözleşmeleri”, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2001

Yüksel, S.; “Patent ve Lisans (Patent, Marka, Know-How) Sözleşmesi Hukuku”,

İstanbul, 1989

Zevkliler, A.; “Borçlar Hukuku, Özel Borç İlişkileri”, Ankara, 2004