46
Tarih: Ocak 2012 Sayı: 3

marketing europe & anatolia Sayı:003

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Marketing Europe & Anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. Marketing Europe & Anatolia’da reklamcılığın duayenlerinden Oğuzhan Akay’ın ezber bozan yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. Marketing Europe & Anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

Citation preview

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:003

MarketingTarih: Ocak 2012 Sayı: 3

Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 1

İçindekiler

Sayı: 03 Tarih: Ocak 2012

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarAli Erdem EkşioğluOğuzhan AkaySeval DubanSeler Cebecioğlu

İlan RezervasyonMelis Deniz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mah. Kızıltoprak İstasyon Cd.Gül Ap. B Blok No: 30 D:11Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 216 414 49 98e-mail: [email protected]

Marketing Europe & AnatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

MarketingEurope & Anatolia

Kısa Kısa 02 - 11

Röportaj 12 -15

Ezberbozacısı 17

Röportaj 22 - 27

Gezi 32 - 37

Kültür –Sanat 40 - 41

Reklam Dünyası 19 - 21

Reklam Dünyası 29 - 31

Sinema 38

Nostalji 42

Page 4: marketing europe & anatolia Sayı:003

2 / Marketing Europe & Anatolia

Kısa Kısa

Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği (TKSSD) ta-rafından düzenlenen “KSS Çözümleri Pazaryeri” etkinliği bu yıl “İşletme 2023; Cumhuriyetin 100. Yılında Kurumsal Sosyal Sorumluluk” başlığı ile Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’de ilk 500’de yer alan şirketler, 2010-2011 dönemi içerisinde sosyal sorumluluk uygulamalarını nasıl şekillen-dirdikleri ve iş süreçlerine nasıl dâhil ettikleri konusunda değerlendirdi. Buna göre Michelin Türkiye, “İyi Dersler Şo-för Amca” projesiyle, beceri ve yetkinlik geliştirme konu-sundaki yetkinliğiyle üçüncülüğü kazandı.Michelin Türkiye Pazarlama ve iletişim Direktörü Sertan Akçagöz, alınan ödülle ilgili olarak; “Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği’nin üç yıldır düzenlediği bu etkinlikte ödül almaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Mut-luluğumuzu artıran en büyük unsur, uzun bir araştırma sü-recinden sonra, “MEB ile işbirliği içinde hayata geçirdiği-miz “İyi Dersler Şoför Amca” sosyal sorumluluk projesi ile servis şoförlerinin eğitimlerine yeni standartlar getirmeyi hedefliyoruz,” dedi.

Michelin, “İyi Dersler Şoför Amca” sosyal sorumluluk projesiyle, 2012 yılında 25 il ve 275 ilçede 13 binin üs-tünde servis şoförü gü-venli sürüş konusunda bilinçlendirecek.Sürücülere, servislerde zamanlarının önemli bir bölümünü geçirdik-leri çocuklara davranışlarıyla doğru rol model olmalarını sağlayabilmek üzere “İletişim ve Davranış” eğitimleri ile acil durumlarda müdahale etmelerine yardımcı olacak “İlkyardım” eğitimleri de verilecek. 2011-2012 öğretim yılı verilerine göre Türkiye genelinde toplam 80 il’de, 875 ilçe-ye bağlı 37 bin 622 yerleşim yerinde uygulanıyor. Taşımalı ilköğretim servis uygulamasında, 47 bin 353 şoför tarafın-dan 720 bin öğrencinin okullarına ulaşımı sağlanıyor.

İyi Dersler Şoför Amca...

K o ç t a ş ’ ı n Türkiye’deki 3 6 ’ ı n c ı , Kayseri ’deki 2’nci mağaza-sı Forum Kay-seri AVM’de hizmete açıl-dı.

Kayseri Forum AVM’deki Koçtaş mağazasının açılışında konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç, Koçtaş’ın yatırım planlarını 2011 yılı başında he-deflendiği şekilde gerçekleştirdiğini söyledi. Mustafa V. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Koçtaş 2011 yılını yüzde 20 büyüme ve 6 yeni mağaza ile kapatıyor. Koçtaş’ın bu büyümesi istihdam ve girdiği illerde kayıtlı ekonomiye destek açısından büyük önem arz etmektedir. 2011 yılı içerisinde sadece Koçtaş bünyesinde toplam 500 kişi-ye istihdam olanağı sağladık, öte yandan Koçtaş olarak toplamda 3.000’den fazla çalışanımız mevcut.”dedi.

Koçtaş’a yeni mağaza...2010 yılında 1,2 milyar dolarlık ihracat yapan mücevher sektörü, 2011 Ocak-Ekim döneminde ih-racat gelirlerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25,5 artırdı. Altından mamul mücev-herat ihracatında 1 milyar 288 milyon dolar, gümüş-ten mamul mücevherat ih-racatında 74 milyon dolar olmak üzere, sektör top-lamda 1 milyar 47 milyon dolar cari fazla verdi.Türkiye ekonomisine önemli miktarda döviz kazandıran mücevherat sektörü, 40 bin kuyumcu işletmesi ile 400 bin kişiye istihdam sağlayarak, işsizliğin azaltılmasına da katkıda bulunuyor.Türkiye mücevher sektörü, önümüzdeki dönemlerde yeni projelerle yükselişini sürdürmeyi hedefliyor.

Mücevher yükşelişde...

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 3

Kısa Kısa

GYODER’ın 2011 yılı değerlendirmeleri ve 2012 yılı öngörülerini ele aldığı toplantıda, kentsel dönüşüm ön plana çıktı. Kentsel dönüşümün Türkiye ekonomisi için önemine de dikkat çekilen toplantıda; 2011 yılında %10 büyüyen inşaat sektörünün, 2012 yılında %5-6 oranın-da büyüyeceği öngörüsü paylaşıldı. 2011 yılında inşaat sektöründe istihdamın 1.9 milyon kişi ile rekor kırdığı, 2012 yılında ise istihdamın göreceli olarak yüksek kalacağı belirtildi. Gayrimenkul sektö-rünün, yüzde yüz Türk malı olan ve cari açığı büyüt-meden büyüyen tek sektör olduğu vurgulanarak, bu durumun Türkiye ekonomisi için önemine dikkat çekildi.

GYODER 2011 Değerlendirmesi...

Peak Games gelişen pazar-larda yakaladığı büyümey-le 19 milyon dolar yatırım aldı ve dünyanın en büyük beşinci sosyal oyun şirketi haline geldi.İki oyun stüdyo-sunu bünyesine katan Peak Games’in hızlı büyümesi yeni yatırımlar, iş ortaklıkla-rı ve oyunlarla devam ediyor. Peak Games’in az hizmet alan pazarlara yerelleştirilmiş ve kültüre özel öğelerle donatıl-mış oyunlarla hitap etmeyi stratejisinin merkezine ko-numlamış durumda. Şirket, bu oyunları güçlü bir kulla-nıcı bağlılığı ile daha da zenginleştiriyor. Peak Games, elde ettiği bu hızlı büyüme ile halihazırda dünyanın en büyük 5 sosyal oyun şirketi arasına girmeyi başardı. Şir-ketin büyüklüğüne ilişkin ayrıntılara bit.ly/peakstats ad-resinden ulaşılabiliyor.

Peak Games Büyüyor...

Türkiye yıl boyun-ca çeşitli davalarla çalkalandı. Türk in-sanı, sabahları sık-lıkla soruşturmalara ve davalara uyandı. 2011 yılında medyada sıklıkla yer alan davaları incele-yen MTM, yaptığı araştırmayla kamuoyunu en çok etki-leyen davaların hangileri olduğunu ortaya koydu. Araş-tırmaya göre, yaklaşık 55 bin haberle basında en çok siyasi davalar konuşulurken, Ergenekon davası ise ilk sıraya yerleşti. 2011 yılının Mart ayında Şırnak’taki Nevruz kutlamaları sırasında polise tokat atan BDP’li vekil Sabahat Tuncel hakkında açılan davaya basının ilgisi yüksek oldu. Tun-cel, geçtiğimiz günlerde mahkeme tarafından suçlu bu-lunarak 10 TL para cezasına çarptırılmıştı.Araştırmayı değerlendiren MTM Genel Müdürü Halef R.Vayıs, “Yılın geneline baktığımızda davalar, medyada sıkça yer alarak her zaman gündemde kaldılar. Futbol-da yaşanan şike konusu, futbol dünyasını allak bullak ederken; reyting ölçümlerinde usulsüzlük yapıldığına dair iddialar üzerine başlatılan soruşturma ise, reklam dünyasını altüst etti” diye sürdürdü. Rapora göre, 2011 yılı Kasım ayı içerisinde karara bağlanan Münevver Ka-rabulut cinayeti davası ile ilgili haberler, kadın cinayeti davalarının yüzde 7’sini oluşturdu. Kadın cinayeti dava-larından medyada geniş yankı bulan bir diğeri ise, Ayşe Paşalı davasıydı.Tecavüz konusu, 2011 yılının basında en çok yansıma bulan bir diğer dava konusuydu. N.Ç. davası, medyada en fazla yer bulan tecavüz davaların-dan biri olurken, mahkemenin aldığı karar nedeniyle ka-muoyunun da tepkisini çekmişti.

Medyanın en çok takip ettiği yolsuzluk davalarının ba-şında ise, “futbolda şike” davası geldi. Yaz aylarında başlayan soruşturma ile pek çok futbol yöneticisi ve oyuncusunun gözaltına alındığı şike iddianamesi ile il-gili haberler, başladığı tarihten bugüne kadar toplamda 7 bin 562 gazete sayfası büyüklüğünde bir alan kapladı. Yolsuzluk kapsamında öne çıkan bir başka dava ise De-niz Feneri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ile ilgi-liydi. Başlatıldığı 2008 yılından beri medya gündeminde geniş yansıma bulan dava, 2011 yılının da önemli dava-larından biriydi.

Medyada 2011...

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:003

4 / Marketing Europe & Anatolia

Kısa Kısa

Türkiye, WorldStar 2011 Yarışması’nda 16 ödülle en fazla ödül alan ülke oldu. Ödül alan firmaların 10 tane-si Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması üzerinden

WorldStar’a katıldı.22 ülkeden 23 jüri üyesi, İngiltere’de gerçekleştiri-len Dünya Ambalaj Örgütü Toplantıları kapsamında bir araya gelerek 33 ülkeden yapılan 243 başvuruyu değerlendirdi.Bu değerlendirme sonucunda toplam 137 ürün ödüle layık bulundu.Yarışmaya Türkiye’den toplam başvuru sayısı 40 oldu. Bunlardan 16 tanesi WorldStar ödülünü almaya hak kazandı.Yarışmaya Türkiye’den katılan 40 üründen 27 tanesi Ambalaj Ay Yıldızları Yarışması üzerinden başvurdu ve bu 27 ürünün 10 tanesi WorldStar Yarışması’nda ödül kazandı.

Türkiye, WorldStar’da...Şehirleri buluşturan havayolu Borajet, 20 Aralık 2011 tarihin-den itibaren Ankara – Adıyaman karşılıklı seferlerine yeninden başlıyor.Adıyaman karşılıklı kış seferleri 20 Aralık 2011 tarihinde baş-layacak ve 24 Mart 2012 tarihine kadar devam edecek. Haftanın 4 günü ola-cak olan Ankara - Adıyaman seferleri Salı, Perşembe, Cu-martesi ve Pazar günleri yapılacak. Borajet Hava Yolları tarafından belirlenen sefer saatleri ise Ankara – Adıya-man 13:30, Adıyaman – Ankara 15:45. www.borajet.com.tr

Ankara – Adıyaman...

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin “Birebir Öğrenme Projesi” kap-samında ilköğretim 6. sı-nıf öğrencilerine yönelik başlattığı ücretsiz dizüstü bilgisayar kampanyası bu yıl da devam ediyor. “He-def Kocaeli’deki her çocuğu bilgisayar okuryazarı yap-mak” sloganıyla 2 yılda 53 bin 296 öğrenciye ücretsiz dizüstü bilgisayar dağıtan Büyükşehir Belediyesi, bu yıl da 26 bin 828 öğrenciyi bilgisayar sahibi yapacak.“Her Öğrenciye Bir Bilgisayar” projesiyle ilgili bilgi ve-ren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Ka-raosmanoğlu, “Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNPD) tarafından kabul gören, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde eğitimde en bü-yük bilişim seferberliği olan bu projeyi Kocaeli’de hayata geçirmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Hedefimiz Kocaeli’deki her çocuğu bilgisayar okuryazarı yapmak.

Birebir Öğrenme Projesi...IBM Üniversite İlişkile-ri kapsamında yürütülen önde gelen girişimlerden biri olan ve tüm dünya genelinde yapılan de-ğerlendirme sonucunda 7 üniversiteden 15 Türk akademisyen 12 projeyle ödül almaya hak kazandı.Her yıl birden fazla kategoride, dünyadan çeşitli aka-demisyenlere verilen ödüllerden 15 tanesine bu yıl Türk akademisyenler layık görüldü. IBM Türk ofisinde gerçekleştirilen ödül töreninde aralarında sağlık, akıllı şehirler, yeşil iletişim, çağrı merkezleri yönetimi, akıllı enerji ve akıllı İstanbul gibi projeler bulunan 12 proje ödül kazandı.Projelerin yakından tanıtıldığı törende Öğretim Üyesi Ödülü, Ortak Araştırma Destek Ödülü (SUR), Açık İşbir-liği Ödülü (OCR) ve Akıllı Dünya İnovasyon Ödülü ka-tegorilerinde ödül kazanan isimler arasında Türkiye’nin önde gelen 7 üniversitesinden akademisyenler yer aldı.

IBM’den Ödül...

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 5

Kısa Kısa

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birli-ği (OİB), “Türkiye Otomotiv Sektöründe Ar-Ge Pro-je Pazarı ve Tasarım Yarışması” projelerini başlatıyor. Otomotiv sektöründe ilk kez gerçekleştirilecek yarışma “Proje Pazarı” ve “Tasarım Yarışması” olmak üzere iki farklı projeyi kapsıyor. Tasarım ve projeler için başvurular 2 Ocak - 20 Nisan 2012 tarihleri arasında, online olarak http://otomotivprojeyarismasi.com/ ve http://www.otomotivprojepazari.com/site/homeüzerinden dosya yükleme yoluyla yapılabilecek. 17-18 Mayıs 2012 tarihlerinde, İstanbul Haliç Sütlüce Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek ödül töreni, Ar-Ge Proje Pazarı sergisi ve konferansları kapsayan törenle sona ere-cek. Katılımcılardan özgün ve yenilikçi projeler geliştirilme-sinin beklendiği “Otomotiv Tasarım Yarışması” komponent bazında; Ergonomi, Yenilenebilir Enerji - Çevre, Emniyet, Mekanik Fonksiyonellik olmak üzere 4 kategoride katılı-ma açık. Bu dört kategoride, profesyoneller ve üniversite öğrencileri için ayrı ödüllendirmelerin yapılacağı yarışma-da; Profesyonel Kategorisinde yarışanlar 1.’lik için 20.000 TL, 2.’lik için 10.000 TL, 3.’lük için 5.000 TL ve Mansiyon

olarak 2.000 TL ile ödül-lendirilecek. Öğrenci Ka-tegorisi için ise 1.’lik ödü-lü 10.000 TL, 2.’lik ödülü 6.000 TL, 3.’lük ödülü 3.000 TL, Mansiyon ödülü de 1.000 TL olarak belirlendi. Sektörün ihtiyaçları doğrultusunda belirlenerek yapılması istenen Ar-Ge projeleri, Otomotiv Tasarım Yarışması’nda olduğu gibi 4 farklı kategoride ele alınıyor. ilk 3’e girenlerin ödüllendirileceği yarışmada 1.leri 5.000 TL, 2.leri 4.000 TL, 3.leri ise 3.000 TL’lık ödüller bek-liyor. Ödül Töreni ile eşzamanlı olarak açılacak ve yarışma finalistlerinin projelerinin sergileneceği Ar-Ge Proje Pazarı sergi alanı ise projeleri seçilen araştırmacı ve akademis-yenlerin sanayicilerle bir araya gelerek bire bir görüşme olanağına sahip olacakları şekilde organize ediliyor.

Otomotiv Tasarım Yarışması...

Her zaman yüksek hedeflere sahip kurumlara uçtan uca bilişim çözümleri sunan İnno-va, yüksek irtifa dağcılığı ala-nında Türkiye’nin en başarılı dağcısı Tunç Fındık’ın ana sponsoru oldu.Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin önde gelen şir-ketlerine sunduğu bilişim çö-

zümleri ile onlara zirve hedefleri yolunda hizmet veren İnnova, bu misyon paralelinde dünyanın en yüksek zir-velerini hedefleyen dağcı Tunç Fındık’ın ana sponsoru oldu. 8000 metrenin üzerindeki 7 zirveye tırmanarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Tunç Fındık aynı za-manda Everest’e iki kere çıkan ilk Türk unvanını elinde bulunduruyor. Türkiye ve dünya çapında toplamda 700 zirve tırmanışı gerçekleştiren ve 300 yeni rotaya imza atan Tunç Fındık artık zirve yolculuklarında İnnova’nın desteği ile ilerle-yecek.

Yüksek İrtifa’da İnnova...Bayraktar Holding Kurumsal İletişim Müdürlüğü görevine Selin Şahiniz getirildi.Otomotiv, otomotiv yan sanayi ve gayrimenkul geliştirme sektörle-rinde Türkiye’nin önde gelen kuru-luşları arasında yer alan Bayraktar Holding’in Kurumsal İletişim Müdür-lüğü görevine 15 Aralık 2011 tarihi iti-barıyla Selin Şahiniz atandı. Şahiniz, Boğaziçi Üniversi-tesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1993 ve 1994 yıllarında Kanal 6 Televiz-yonu Dış Haberler Servisi ve Show TV Halkla İlişkiler Departmanı’nda görev alan Şahiniz, 1994 - 2002 yılları arasında Renault Mais bünyesinde Reklam ve Halkla İlişkiler Uzmanlığı ile Reklam ve Medya Sorumluluğu’nu üstlendi. Şahiniz, 2003 yılında Mercedes Benz Has Oto-motiv Pazarlama Müdürü, 2003 – 2007 yılları arasında Renault Trucks İletişim ve Satış Artırıcı Faaliyetler Yö-neticisi, 2007 – 2008 yıllarında ise Tırsan Treyler Pazar-lama Müdürü olarak görev yaptı.

Görev Değişikliği...

Page 10: marketing europe & anatolia Sayı:003

8 / Marketing Europe & Anatolia

Kısa Kısa

Avrupa ekonomilerini sarsan kriz, en çok reklam harca-malarını vurdu. 2011 yılı içinde Avrupa ülkelerinde rekla-ma ayrılan pay azalırken, yatırımcıların yeni adresi olan Türkiye’de, reklam yatırımları bir önceki yıla yüzde 24 artış gösterdi.Reklamcılar Derneği’nin verilerine göre, 2011 yılı ikin-ci çeyrek sonuçlarına göre Fransa yüzde 9.8, Almanya yüzde 2.5, İtalya -5.1, İspanya yüzde -7.5, İngiltere yüz-de 1 oranında reklama pay ayırdı. Türkiye, reklam yatı-rımlarında da Avrupa ekonomilerini geride bıraktı. 2011 yılının ilk altı ayında, 2010 yılının aynı dönemine göre yüzde 24’lük bir büyüme gerçekleştirdi. Reklam yatırımlarına yüzde 23.6 ile Avrupa’da en fazla pay ayıran ülke olan Türkiye, ilk altı ayda toplam 2 mil-yar 227 milyon TL reklam harcaması yapıldı.Türkiye’de reklama en çok pay ayıran sektörler kamu kuruluşları, siyasi partiler, sağlık-medikal, inşaat-dekorasyon hiz-metleri, mobilya, ev tekstil, eğlence, kültür sanat, spor ve eğitim oldu.

Reklamda Avrupa’yı Geçtik... Yıldız Bilişim Grubu

şirketlerinden Medya-soft, bilgiyasar destek-li tasarım, mühendislik ve görselleştirme yazı-lımlarının önde gelen ismi Autodesk’in yeni yıla özel hazırladığı kampanyayı müşteri-lerine duyurdu. AutoCAD yazılım mimarisinin gücü ile yeni nesil iletişim araçlarını birleştirerek geliştirilen Autodesk Design Suite 2012, içerdiği fonksiyonlar ile yeni bir boyut kazandırı-yor.

Taslak, gösterim, 3D kaplama, animasyon ve etkileşimli sunum özellikleriyle tasarımları daha yaratıcı hale geti-ren, ürün iletişimini daha etkin kılan, kazancı ise daha üst seviyelere çıkaran Design Suite 2012, süreçleri kı-saltmakla kalmayıp, daha gerçekçi ve etkili sonuçların elde edilmesinde etkin rol oynuyor.

Design Suite 2012...

Kalem, saat ve akse-suarda dünyanın en prestijli markaların-dan olan Montblanc’ın Türkiye’ye yeni gelen modeli “Mont Blanc Limited Edition 4810 Gaius Fp Maece-nas Dolma Kalem” Kozyatağı’nda bulu-nan Panel Kırtasiye’de yerini aldı.

R o m a İmparatorluğu’nun ilk İmparator’u Augustus’un danış-manı ve yakın dostu Gaius Maecenas’ın anısına özel tasarlanan bu kaleme, dönemin tüm ihtişamını yansıtan motifler yüksek işçilik ve lüks malzemelerle bu kaleme işlendi. Koleksiyon niteliğindeki bu kalemde 925 ayar gümüş yüzük ve kapağın yanısıra 18 ayar altın uç kul-lanıldı.

Yeni Montblanc...

Marshall Boya, ulus-lararası renk akım-ları araştırmalarının sonucunda 2012’nin teması ve renklerini belirledi. Çalışma-ya göre yılın teması “Olasılıklar”, yılın rengi de iştah açıcı, cüretkar, macera-perest ve çarpıcı bir renk olan “Mercan Kırmızısı” olarak seçildi.AkzoNobel Marshall Boya, uluslararası çapta yürütülen araştırmaları sonucunda 2012’nin Teması, Renk Pale-ti ve Renkleri’ni belirledi. Ayrıca, beş ana renk trendi ve renk paleti ile yılın rengi başlıklarından oluşan özel çalışmasını da ColourFutures 12 – Dünyadaki Renk Trendleri 2012 Kitabı’nda topladı.

2012 Rengi Mercan Kırmızısı...

Page 12: marketing europe & anatolia Sayı:003
Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 11

Kısa Kısa

Management Centre Türkiye’nin düzenlediği Müşteri Ça-ğında Pazarlama Zirvesi 2011 dünyanın en ünlü pazarla-ma uzmanlarını İstanbul’da buluşturdu. Zirvenin konferans başkanı ve Apple, Coca-Cola ve Nestle gibi dev markala-rın, ünlü danışmanı Peter Economides, Türkiye’nin Avrupa ve Asya arasında tam olarak bir diyalog merkezi olduğunu söyledi.“Hello I Love You” sloganı ve “Etkileşim Ekonomisinde Pazarlama” ana teması ile pazarlama dünyasındaki yeni strateji ve yaklaşımlar masaya yatırıldı ve dünyaca ünlü pazarlama gurusu Guy Kawasaki, online pazarlama deha-sı Gary Vaynerchuk gibi isimler de “Etkileşim Ekonomisin-de Pazarlama” temasını irdeledi. Tanyer Sönmezer, internetin ve sosyal medyanın insanların ha-yatına girmesiyle birlikte artık herkesin görmedikleri insanlarla bile etkileşim içerisinde oldukları-nı, bu değişimin de dünyayı dev bir kafeye dönüştürdüğünü ifade etti. Etkileşim Ekonomisi adı ve-rilen bu yeni ekonomiye markala-rın hazır olup olmadığı sorusunun büyük önem arz ettiğine dikkat çekti. Apple, Sony, Mercedes Benz gibi büyük şirketlerle yaptığı markalama çalışma-ları ile tanınan Peter Economides, Apple’ın 1984 yılında prodüksiyonuna 900 bin dolar harcanarak gerçekleştirdiği reklam kampanyasının etkili ve vurucu olduğunu söyledi. Günümüzde online video siteleri aracılığıyla yapılan sıfır maliyetli bir videonun Apple’ın 1984’te ulaştığı 50 milyon-luk kitlenin yaklaşık 8 katına ulaşabildiğini vurguladı. Guy Kawasaki etkileşim ekonomisinde ayakta kalmak isteyen markaların tüketicileri ile satış odaklı olmaktan ziyade bü-yülemeye odaklı bir iletişim kurmaları gerektiğini söyledi. Büyüleyici marka olmanın 4 adımı olduğunu vurgulayan Kawasaki bunları “sevilmeyi başarma”, “güvenilirlik”, “kali-te” ve “rüyalara hitap etme” olarak sıraladı. Kawasaki mar-kaların müşterilerine samimi gülüş, karşılıklı güven ve bir satış hamlesinden çok bir rüyayı tanımlayan hikayelerle hitap etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Kalitenin bileşenleri, derinlik, zeka, bütünlük, güçlendirici-lik ve şıklıkBüyüleyici marka olmanın 3. adımı “kalite”li ürün kavra-mının ayrıntılarını katılımcılarla paylaşan Guy Kawasaki, kaliteli bir ürünün “derinliğe”, insanların hayatlarını kolay-laştıran “zekaya”, servisleri ve desteği de kapsayan “bü-tünlüğe”, “güçlendirmeye” “şıklığa” sahip olması gerektiği-nin altını çizdi. Tüketicilerini büyülemek isteyen markaların öncelikle tüke-ticilerine güvenmeleri gerektiğini söyleyen Guy Kawasaki, dünyada tüketicilerine beğenmedikleri ürünü iade alırken teslimat masraflarını karşılayan markalardan örnekler ver-di ve ekledi: “Steve Jobs iPhone 4’ü tanıtırken kendi rü-yasını da tanıttı. Sizin de yapmanız gereken tüketicilere alım-satım ve teknik özelliklerden ziyade kişisel ve bu ürü-nü neden yaptığınızı insani özelliklerle bağlayan bir hikâye anlatmaktır.”

Gary Vaynerchuk, ise ailesin-den devraldığı şarap işini onli-ne pazarlamayla nasıl 60 mil-yon dolarlık dev bir markaya dönüştürdüğünü katılımcılarla paylaştı: “1995 yılında üniver-sitede okurken hayatım değiş-ti. İnternete ilk kez girdim ve ben buradan birçok şey sata-bilirim, diye düşündüm. 1996 yılında şarap yorumlarımı paylaştığım winelibrary.com’u

açtım. Geleneksel yöntemleri de kullandım fakat esasın-da sosyal medyanın ağızdan ağza pazarlama ve içerikle birlikte bağlama da önem veren yapısından yararlandım. Günümüz dünyasında tüketiciler içerik bombardımanına tutuluyor ve zamanla bu içeriklerin kuru gürültü olduğunu düşünüp tüketmekten vazgeçiyorlar. Hemen herkesin in-ternetin gerçek gücünü hafife aldığını vurgulayan Vaynerc-huk sosyal medya diye bir şeyin aslında var olmadığını, bu terimi insanların internetin bugünkü halini anlatmak için kullandığını ifade etti. Pazarlama profesyonellerine “Lüt-fen 2002’deymişiz gibi davranmayın, 2012’nin dünyasında geleneksel yöntemlere yer yok” diyen Vaynerchuk, tüketi-cileriyle insani ilişkiler kuran ve onların danışmanı gibi ha-reket eden markaların pazardan en yüksek payı alacağını sözlerine ekledi.

İstanbul Etkileşimlerin Şehri...Kalitenin bileşenleri, derinlik, zeka,bütünlük, güçlendiricilik ve şıklık...

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı:003

Sihirli değneğimiz yok...Sihirli değneğimiz yok...

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 13

Röportaj

Sihirli değneğimiz yok...Sihirli değneğimiz yok...

- Türkiye’deki iletişim hizmetleri ajansı anlayışını nasıl değerlendiri-yorsunuz?- Halkla İlişkiler her sektörün içerisin-de ve bütün sektörlerin ihtiyacı olan bir yönetim bilimi. Halkla ilişkiler hiz-metinin bazı hedef kitleler tarafından, maalesef tam olarak algılanmadığını görmek üzücü. Çünkü hangi faaliyet yürütülüyorsa, mutlaka halkla ilişkiler çalışmasına ihtiyaç duyacaktır. Önemli olan yöneticilerin bu konudaki duyarlı-lığı, bilgisi ve kararlığı. Halkla İlişkiler çalışmaları yöneticiler için hem kendi kişisel kariyerleri hem de kuruluşlarının geleceği için önem taşır. Bu nedenle de çok önem verilmesi gereken bir çalışma alanı.. Kuruluşlar, kendi çalışma alanla-rına yakın halkla ilişkiler danışmanları ile çalışmanın önemine inanmalılar.- Müşteriler, iletişim hizmetleri ajans-larından neler bekliyor?- Önce müşteriler ajanslardan neyi is-teyeceklerini bilmeliler. Halkla ilişkiler uygulayıcısıyla nasıl çalışılır, iletişim disiplinlerini kullanarak ne yapmak isti-yorsunuz bunları bilmek önemli. Müşte-ri halkla ilişkiler kavramını iyi anlayacak ve özümseyecek. Burada ajanslara, iletişim uzmanlarına büyük iş düşüyor. Kendilerini doğru anlatmaları gerekiyor. Nedenleri iyi belirlemek ve onları doğru

sunmak önemli. Artık iletişim disiplinle-rinin bir arada olmadığı ve kullanılma-dığı bir proje hedefine ulaşamıyor. Tek-nolojinin de gelişmesiyle eski kalıp işler artık kuruluşlara çağ atlatmıyor. Tabiî ki her müşteri sektörün birincisi olmak is-ter, itibar ister, yenilikçi olmak ister ama bunun nasıl olacağı ve nasıl konumlan-dırılacağı iletişim uzmanının tecrübe-sine, becerisine bağlıdır. Ajans olarak müşteriye yapamayacağınız şeyi vaat etmeyeceksiniz. Müşteri olarak da bir iletişim ajansıyla nasıl çalışılır, iletişim ajansının görevi, sorumlulukları, yeti-leri nelerdir bilmek zorundasınız. Aksi takdirde karşılıklı mağdurlar olmaktan öteye gidemezsiniz.-Yabancı şirket ortaklı iletişim hiz-metleri ajanslarını nasıl değerlendi-riyorsunuz?- Uluslar arası network dünyadaki gün-cel bilginin ve uygulama yöntemlerin-deki zenginliği sunar. Bu nedenle de bilgiye ve tecrübeye daha kolay ulaşma imkanı bulunuyor. Avantaj olarak nite-lendiriyorum. - İletişim hizmetlerinin müşterileriniz tarafından doğru algılandığını düşü-nüyor musunuz?- Eskiden olsa bu sorunuza doğru anla-şılamıyor derdim ama şuan ki duruma baktığımızda kendimizi daha iyi ifade

Hangi faaliyet yürütülüyorsa,mutlaka halkla ilişkiler çalışmasına

ihtiyaç duyacaktır.Önemli olan yöneticilerin bu konudaki

duyarlılığı, bilgisi ve kararlığı.Röportaj Elvin Ekşioğlu

Toksü&Chase Halkla İlişkiler Ajans Başkanı / TÜHİD Başkanı Fügen Toksü

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:003

14 / Marketing Europe & Anatolia

Röportaj

ettiğimizi düşünüyorum. Yöneticiler artık iletişime çok daha fazla önem veriyorlar ve kendilerini ifade et-mek için en doğru yolu bulmaya çalışı-yorlar. Biz de ajanslar olarak elimizden geldiğince en doğru şekilde hizmet ver-meye gayret ediyoruz.- Sizin şirketinizin farklılıkları neler-dir?- Bizim en büyük avantajımız, gazete-cilik bilgimiz, STK yönetimi bilgimiz ve internet yayıncılığı da yaparak interne-tin getirdiği hizmetler ve sosyal medya konusundaki bilgilerimizdir.- Algılamadaki farklılıklar beklentileri nasıl etkiliyor?- Müşterinin neyi nasıl algıladığı çok önemli. Halkla ilişkiler bilimini sihirli bir değnek olarak görüyorsa beklentileri farklı olacaktır, özünde ne demek oldu-ğunu biliyorsa farklı olacaktır. İletişim mesleği sihir gibi bir şey değildir. Doğru kullanıldığında abat eder, yanlış kulla-nıldığında berbat. Kimse bir anda itiba-rımız artacak, bilinirliğimiz yükselecek, pazar payı en büyük şirket olacağız gibi bir beklenti içine girmemeli. Aksi halde ütopyalardan ileri gidilemez. Sabırlı olmak, doğru adımlar atmak ve doğru stratejiler oluşturmak önemli. En önem-lisi de planlı olmak. Bunların hepsi bir

süreç kapsamında olur. Yaptım oldular-la maalesef bu işler yürümüyor.- İnsan kaynaklarındaki eleman sağ-ladığınız kaynaklar nelerdir? - Genelde bir kurum ile çalışmıyoruz, www.halklailiskiler.com internet portalı-mız var. Buradan iş ilanlarını fazlasıyla alıyoruz. Gençler bizimle sürekli irtibat halinde.Hem onlara bu konuda yardımcı olup yönlendirmeye çalışıyoruz, hem de kendi ihtiyacımız olduğunda onlarla ir-tibata geçiyoruz. - Üniversiteler sektörün yetişmiş ele-man ihtiyacını karşılayabiliyor mu?Üniversitelerdeki eğitim kalitesinin ge-lişmesi ve sektöre uygun insan kayna-ğının yetiştirilmesi için elbirliği ile birlikte çalışıyoruz. Öğrencilerin pratiğe, staja ihtiyacı var. İşe gelen gençler sadece kitap bilgile-riyle donanmış oluyorlar, o yüzden iş ararken de sıkıntı yaşıyorlar.

Müşteri, halkla ilişkilerbilimini sihirli bir değnek

olarak görüyorsabeklentileri farklı olacaktır.

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 15

Röportaj

Çok fazla iletişim fakültesi var ve çok fazla mezun var. Önemli olan mezun ettiğimiz gençleri çok fazla donanıma sahip olarak mezun edebilmemiz ve onları gerçek iş hayatına göre yetiştire-bilmemiz diye düşünüyorum. - TUHİD başkanı olarak, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tarafından düzenlenen 11. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri yarışmasını hakkın-da da bilgi verebilirmisiniz.- Başarılı halkla ilişkiler çalışmalarını ödüllendirmek ve teşvik etmek amacıy-la, Türkiye Halkla İlişkiler Derneği tara-fından, 1999 yılından beri, “Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri” verilmektedir. “Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri”, Türkiye’de halkla ilişkiler sektörünün ilk ve tek ödül programıdır. Bu yıl on birin-cisini düzenleyeceğimiz Altın Pusula’da, Büyük Ödül ve Jüri Özel Ödülü’ne ek olarak yeni bir ödül daha yer alacak. TÜHİD’in Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı UNDP ile yaptığı işbirliği ne-ticesinde, sosyal ve çevresel etkileri en iyi ele alan projeye ‘UNDP Özel Ödülü’ verilecek.

Projelerde dikkat edilmesi gereken nok-talara web sitemizdeki yönetmelikten de ulaşabilirler. Ayrıca, Altın Pusula’da Genç İletişimci-ler Kategorisi diye bir bölümümüz var. Üniversitelerin iletişim fakültelerinde okuyan öğrenciler katılıyorlar. Amaç geleceğin iletişimcilerine, akademik yaşamdaki bilgilerini uygulanabilir ve yaratıcı projelere dönüştürme doğrultu-sunda katkı sağlamak. Bu yıl genç ile-tişimcilerimizden ““İstanbul Markasının İletişiminin Dijital ve Sosyal Ortamlar-da Yönetilmesi” kapsamında projeler bekliyoruz. Altın Pusula gündemi takip eden ve kendini kategoriler bazında sürekli yenileyen bir yarışma. Güncel konulara ağarlık veriyoruz.11. Altın Pusula kategorileri şöyle; Ku-rumsal İletişim, Gündem Yönetimi, Ku-rum İçi İletişim, Pazarlama İletişimi ve

Bütünleşik Pazarlama Projeleri, Kriz İletişimi, Etkinlik Yönetimi, Kurumsal Sorumluluk, Dijital ve Sosyal Med-ya İletişimi, Sivil Toplum Kuruluşları, Kamu Kuruluşları, Sponsorluk İletişimi, Finansal Hizmetler ve Yatırımcı İlişki-leri, Medya İlişkileri, Uluslararası Pro-je/Kampanya, Kategori Dışı Projeler, Genç İletişimciler.Başvurular, 20 Ocak 2012 – Cuma günü sona eriyor. Proje dosyalarının son gönderilme tarihi ise 02 Mart 2012 Cuma günüdür. TÜHİD heyecanla özel kuruluş, kamu, stk, medya ve sosyal medya projelerini bekliyor. Katılımcılar ayrıntılı bilgi ve başvurular için; www.al-tinpusula.org sitesini ziyaret edebilirler.- Çalışma hayatınızda yaşadığınız en ilginç olay nedir?- Çalışma hayatını seviyorum ve halk-la ilişkiler ve internet yayıncılığı içinde sürekli öğrenmeyi gerekli kılan ve bizim de kendimizi yenilememizi sağlayan bir döngü içinde çalışıyoruz. Böyle olunca, çok zevkle ve heyecanla çalışıyoruz. Çalışma hayatının bütün süreçleri gü-zel ve ilginç.

“Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri”, Türkiye’de halkla

ilişkiler sektörününilk ve tek ödül programıdır.

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 17

Köşe

Vefa Bozacısının marka olamadığı, üzerine büyük yatırım-lar yapılan markaların ise teker teker tekerlendiği, satın alınıp ad değiştirdiği bir ülkede ezber bozmak, ezber bo-zacısı olmak da ne ki çocuğum? Kim, neye bozulacak? Bir kulaktan girer, öbüründen çıkar. “Eski köye yedi adet getir-me, Başımıza icat çıkartma vb. ” sözleri bizim değil mi?“Bu topraklardan marka...” çıkar mı hala, her şeye rağ-men? Yoksa bize giren çıkan markanın haddi hesabı kal-maz mı?Yabancı pazarlama ve reklam gurularının, danışmanları-nın ağzına bakıp, onları dinlemek için konferanslara bin-lerce lira döken bir sektör, yerli malına kulak vermez. Rek-lamveren de yerlilere kulak asmaz.Zaten ipin ucu, başarılı yerel ajanslar birer birer yaban-cılara satılıp, sonra da kazanılan tek kuruş o sektörün topyekün gelişimine harcanmadığında bitmiştir. Ajansının yaratıcı bölümünün başına hayatında eline kalemi alma-mış, taslak çizmemiş George’ lar atandığında, maçı baş-tan kaybetmişsindir. Susmuşsundur ve sıra sana gelmiştir. Aynı şeyler, senin bankalarının da başına gelmiştir... Fut-bolunun da... Diğerlerinin de! Çünkü George, bu Türkler hep çok olmuştur. Zaten şu anda da Türkler, azınlıklardan beter durumdadır. Çünkü bu Türkler’in şöyle bir lafı daha vardır. Eğer yerliysen, “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar”. Kovulmayana da bence deli muamelesi yapar-lar. Ya da arkadaşça derler ki, “Sana katılıyoruz Oğuzhan ama boşver, sesini çıkartma, olan sana olur.”. Ses çıkma-ya çıkmaya, sesini unuttuğun bir döneme girersin birden. Arkanı döndüğün anda da yandaş sandığın ispiyoncular, cenaze levazımatçıları hazır kıta beklerler. Meslektaşın, pişmiş aşına su katmaya çalışır. Aldığın işi bozmak için müşterine gizli mektuplar yazar. Çünkü meydan artık bo-şalmıştır. Yaşar Kemal’in İnce Memed adlı romanında yazdığı gibi “O güzel insanlar o güzel atlarına binip gitti-ler”, gitmişlerdir. ‘Toyota gibi Adam’ kalmamıştır. Hem de

çoktan. Gitmeyenleri emekli olmuştur. Bazıları yataklarda, elden ayaktan düşmüştür. Sektörün hamisi ya da hamileri kalmamıştır. Birkaç iyi adam, bunun farkında olmadan sa-vaşıyordur hala sadece. Ne itibar kalmıştır, ne deneyimin getirdiği bilgi, uzmanlık. Ne emeğin, yaratıcılığın getirdiği kazanç. Reklam değil hayrat ortamı. Hoyrat ortamı. Tam bir kaos. Kim kimin gözünü önce oyarsa...Bundan epey yıl önce zaten, ana yol ajanslardan geçer-ken, arkaya otoyol yapılmış, otoyola da medya denilmiştir. Köylere uğrayanlar, artık sadece maceracı gezginlerdir. Medya ajansı ya da TV kanalı senin yerine film yapıyor-dur. Yönetmen kendi başına müşteriye hizmet veriyordur. Sana gerek yoktur artık? Eskiden medya, ajansların bir bölümüydü. Şimdi tersine bir süreç başlamıştır. Gidişat bu-dur çocuğum. Halen de klasik reklamcılığın bittiği iddiası ortaya konmuştur, zira parayla birlikte akıl da yer değiştir-meye başlamıştır... Oysa geçerliliğini yitirmeyecek tek şey ‘idea’dır.O da hala klasik reklamcılıkta ve kadrolarında vardır.Bundan sonra sana, mektuplarım olacak böyle. Bu daha başlangıç. Bir girizgah. Belki ezberleri sen bozarsın diye.Malum, ezber bozmak demek, yaratıcılığı serbest bırak-mak, önündeki engelleri kaldırmak demek çocuğum.

Sen kim misin çocuğum?Yaşından söz etmiyorum. Yaratıcı her insanın içerisinde bir çocuk vardır. Ona sesleniyorum.Kendisini hatırlaması için. Peter Pan öyküsündeki veya Kaptan Kanca filmindeki gibi...Peki bana mı kaldı ezber bozmak? Fareli köyün kavalcısı olmayı daha çok tercih ederdim aslında. Ama o zamana kadar... Ezberinnn bozaaa! Boooza!

ezberbozacısıOğuzhan Akay

Peter Pan’a mektuplar...

Page 20: marketing europe & anatolia Sayı:003
Page 21: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 19

Reklam Dünyası

TSRŞB’nin Reklam filmleri, USA MİA-Mİ’ DE düzenlenen yarışmada THE TITAN AWARDS 2011 MERIT WINNER ödülünü kazandı.

Dünya çapında 48 ülkede üyesi bulu-nan TAAN Transworld Reklam Ajansla-rı Ağı’nın düzenlediği geleneksel Titan Ödülleri kapsamında Türkiye Sigorta ve

Reasürans Şirketleri Birliği ‘nin sigorta konusundaki bilinçlendirme kampanya-sı başarı belgesi ile ödüllendirildi.

Sigortanın henüz çok yaygınlaşmadığı toplumumuzu sigorta hakkında bilinç-lendirmeyi amaçlayan TSRŞB, geçtiği-miz yıl Türk halkı tarafından çok sevilen Bugs Bunny, Tweety, Sylvester, Road

Runner, Coyote, Foghorn Leghorn ile “Sadece çizgi film kahramanlarının si-gortaya ihtiyacı yoktur“ demişti.TSRŞB, 12 ilde yaptırılan araştırma-lar sonucunda büyük beğeni topladığı tespit edilen kampanyanın bu yıl da de-vamını getirdi ve yeni filmler için bu yıl da telif hakları Warner Bros’a ait kahra-manları kullandı. TSRŞB devam kam-panyasında bu kez “Siz çizgi film kah-ramanı değilsiniz. Sigortalanın... Sonra değil, şimdi!“ mesajını veriyor.lancılık Reklam Ajansının TSRŞB ta-rafından açılan konkur sonucu beğeni toplayarak kazanmasına olanak sağla-yan kampanya, eğlenceli görsellerinin yanında çarpıcı bir söyleme sahip.

Uluslararası Başarı Belgesi...

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı:003

20 / Marketing Europe & Anatolia

Reklam Dünyası

Yürekli Danışmanlık tarafından bu yıl 12’ncisi düzenlenen Marka Konferansı’nda yılın Marka Ödülü Ülker’e verildi. Uluslararası başarıla-ra imza atmış, kendi alanlarında birer marka olan kişi ve kurumlara verilen Marka Ödülü’nü Ülker’in yeni kuşak temsilcisi Yıldız Holding Yönetim Kuru-lu Başkan Yardımcısı Ali Ülker aldı. 67 yıllık yolculuğunda gıda alanında pek çok ilke imza atan, pek çok markaya il-ham veren Ülker, bünyesinden kendisi kadar güçlü markaların doğmasına da vesile oldu.

Ödül Töreni’nde konuşan Ali Ülker, “Bu ödülü Ülker adına, markamızı bugün-lere taşıyan gelmiş geçmiş tüm çalışan-larımız, milyonlarca müşterimiz ve en önemlisi Ülker’i yaratan ve bugünlere getiren dedem Sabri Ülker adına alıyo-rum. Bir zamanlar ‘Unutma, akşama Ülker getir’ diye seslendiğim dedeme bu ak-şam bu ödülü götüreceğim ve ‘Dedeci-

ğim, unutmadım, bak bu defa ben de sana bir hediye getirdim’ diyeceğim” şeklinde konuştu.Dedesi Sabri Ülker’in çok zor bir çocuk-luk geçirdiğini ve bu nedenle ‘herkesin mutlu bir çocukluk’ geçirmesinin öne-mini bizzat deneyimleyerek gördüğünü anlatan Ali Ülker, Ülker markasının da bu inançla inşa edildiğini vurguladı.

Ülker’in kuşaklar boyu sevilen bir marka olmasının sırrının da buradan geldiğine dikkat çeken Ülker, “Onun bu sözü sa-yesinde Ülker’in çocuklarla kurduğu sıkı dostluk halen devam ediyor ve edecek. Dedemden bize sadece Ülker markası değil, bu önemli kıymetli söz de geçti. Biz de onun izinden yürüyoruz” dedi.

Ülker’in zaman içinde değiştiğini ama çocuklarla olan ilişkisinin geçen bu za-man içinde daha da zenginleştiğini ha-tırlatan Ali Ülker, onları sadece mutlu etmekle yetinmediklerini, hayatlarını zenginleştirecek projelere de imza at-tıklarını kaydetti. Ülker’le çocuklukta ta-nışanların markayla sarsılmaz bir bağ kurduğuna işaret eden Ali Ülker, şöyle devam etti: “Yetişkinler, Ülker dendiğinde lezzet, sağlık, kalite gibi fonksiyonel tanımla-malarla yetinmiyor. Ülker’i “love mark” olarak tanımlıyorlar. Mutlu anlar, sami-miyet, yakınlık, aileden biri gibi kelime-lerle anlamlandırıyorlar. Bugün artık Ül-ker, 1944 yılından bu yana çocukların, kadınların, erkeklerin, velhasıl 7’den 70’e herkesin hayatında ‘mutlu anlar’la iz bırakan markanın adı.

Benim içinse, takdir edersiniz ki çok daha fazlası. Bugün çocukların rüya-larını gerçekleştiren bir dedenin torunu olmanın gururunu yaşıyorum.

2011 Marka Ödülü Ülker’in...

Unutma, akşama Ülker getir’

diye seslendiğim dedeme bu akşam

bu ödülü götüreceğim ve ‘Dedeciğim,unutmadım,

bak bu defa ben desana bir hediye get-

irdim’diyeceğim”

şeklinde konuştu.

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 21

Reklam Dünyası

Yaratıcılık ligi...

Küresel ölçekte reklamcılığın şampi-yonlar ligi, geçen sene olduğu gibi bu yıl da İstanbul’da düzenleniyor. The Cup bu sene kendi alanlarında ilk-leri söyleyen birçok önemli ismi de ya-ratıcı endüstriler dünyasının aktörleri ile buluşturacak. Bunlar arasında yaratıcı düşünceler metodolojisini bulan Edward de Bono ve Modern çağın Sokrates’i olarak tanınan ve aykırı fikirleri ile bili-nenleri altüst eden Slavoj Zizek de yer alıyor. Marketing Management Institute - MMI Türkiye organizasyonuyla 26-27 Ocak 2012 tarihleri arasında gerçek-leştirilecek. Istanbul Intercontinental Advertising Cup (IICAC), 2010 yılında dört kıtada uluslararası yarışmalarda ödül kazanan işler arasından “iyilerin iyisini” seçecek. Dünyanın yaratıcılarını belirleyen dört yarışmasının birincileri bu sahneyi ne-den yaptığını kendi baktıkları noktadan kendi vizyonları ile paylaşacaklar. Asya Pasifik’in ADFEST – Ibero, Amerika FIAP, Avrupa Kreatif Direktörler Kulübü – Yeni Avrupa Golden Drum ve Güney Afrika Loerie – ANDY yarışmalarının birincileri bu sahnede şampiyonların şampiyonu için ter dökecekler. Golden Stage denilen bu bölüm ilk gün saat

18’de başlayıp geceyarısı 24’e kadar sürecek. Her yıl 30 binin üzerinde başvuru kıtasal ölçekte değerlendirildikten sonra, kıta-lararası kısa listeye kalmaya hak kaza-nan binlercesi The Cup’ta değerlendirili-yor. 200’e yakın proje THE CUP’a aday olurken, sadece 38 ajans bu prestijli Gümüş Kupayı evine götürebiliyor. İç-lerinden sadece biri ise galiplerin gali-bi olup “The Grand Cup”sahibi oluyor. Kazananlar, The Creativity Summit konferanslarının ikinci gününün akşamı bir seremoniyle açıklanıyor.

Gençliğin mecrası haline gelen facebook’ta durumlarını The CUP’ı re-fere edecek şekilde yeniden ve yeni-den tasarlayan gençlerin yaratıcılıkları bu yarışma üzerinden ölçeklenecek ve 100 Türk genci The CUP adı altındaki kıtalararası yaratıcılık geçidini izleme şansına sahip olacak.

MarketingManagement

InstituteMMI

Türkiye orga-nizasyonuyla

26-27 Ocak 2012 tarihleri arasında

İstanbul’daagerçekleştirilecek.

Page 24: marketing europe & anatolia Sayı:003

22 / Marketing Europe & Anatolia

Röportaj

- Siyasi tanıtımı diğer reklam ve PR faaliyetlerinden ayıran özellikler ne-lerdir?- Siyasetin kendine özgü koşulları diğer tanıtım faaliyetlerinden “siyasal tanıtı-mı” farklılaştırıyor, diyebiliriz. Burada da seçim kampanyalarını ölçü aldığımız zaman belli aralıklarla sınırlı olmanız. Seçim gününün alternatifinin olmayışı çok temel bir özelliktir. Belki zaman kı-sıtlılığı, belli halkla ilişkiler faaliyetlerin-de de geçerli, ama olmadı 3-5 ay ya da 1 yıl sonra telafi edersiniz. Milletvekili seçimlerinde en az 4, yerel seçimlerde 5 yıl beklemeniz gerekir. Şimdi buna bir de Cumhurbaşkanlığı seçimleri eklen-di, o da 5 yılda bir. Bunun dışında siya-sal iletişimin (pazarlamanın) çok farklı kanal ve araçlardan sürekliliği, hem hazırlık hem de kampanya aşamasın-da diğer araçlara göre daha yoğun ve hedef kitlesiyle (burada öncelikle seç-men/medya) daha bire bir, yüz yüze gerçekleşiyor, parti örgütünün etkisini de unutmamak gerekir. Bunu olumlu ve olumsuz anlamda söylüyorum.Uygulama kısmında adayın özellikle doğrudan bir “ürün” gibi görülmemesi gerektiğine inanan taraftayım ben. Bunu kabul etmeyenler de var. Beyaz eşya, dondurma, banka veya bir elektronik alet yani bir metanın, kurumun tanıtımı

daha genel başlıkla “pazarlanması” gibi bakılamayacağını düşünüyorum. Geç-mişi, ailesi, dostları veya anlık tepkileri ile bir adayın, yaşayan bir varlık olarak bir “nesneden” daha farklı iletişimi ku-rulmalıdır. Ama bu uzun bir tartışmanın konusu buraya çok odaklanmayalım. Özetle siyasal iletişim, pazarlama ya da sorunuzdaki gibi siyasi tanıtım, reklam ve PR faaliyetlerinin hemen hemen bü-tün unsurlarını da bünyesinde barındı-ran, temelinde (başlangıçtan sona) bilgi ve araştırma olması gereken, her aşa-masının “yönetildiği”, geri dönülemez (özellikle süreç yönetimi) bir “siyasal ikna” sürecidir. Temel farklılıklardan biri de Türkiye’de bu ikna süreci seçmen-den önce, siyasi parti içinde işler ve o nedenle daha farklı hazırlıklar ve iliş-kilerle yapılandırılır. Seçmenin seçimi ülkemizde ikincil önemdedir, bir “aday” için.- Türkiye’de siyasal tanıtımın gelişi-mi ve bugün geldiği noktayı değer-lendirebilir misiniz?- 1970’lerin ikici yarısından itibaren Adalet Partisi ile başlayan profesyonel bir ajansla çalışma/kampanya mantığı, 80’ler Özal’la büyüdü gelişti, 90’larla ivme kazanmıştır, ki 1993 şirketimiz SİTA Politik Danışmanlık’ın da kuruluş tarihidir. SİTA siyasal iletişim odaklı ku-

Demokrasi ilişki sporudur...Demokrasi ilişki sporudur...

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Özetle siyasal iletişim, pazarlama, siyasi tanıtım, reklam ve PR faaliyetlerinin hemen hemen bütün unsurlarını da

bünyesinde barındıran, temelinde bilgi ve araştırmaolması gereken, her aşamasının “yönetildiği”,geri dönülemez bir “siyasal ikna” sürecidir.

SİTA Politik Danışmanlık A.Ş. Genel MüdürüO. Suat Özçelebi

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:003

Demokrasi ilişki sporudur...Demokrasi ilişki sporudur...

Page 26: marketing europe & anatolia Sayı:003

rulan ve yaşayan ilk ajanstır, Türkiye’de. 2012’de 19 yaşımıza basacağız. Kurul-duğumuz tarihten bu yana Türkiye’deki bütün seçimlerde, bazı Kurultaylarda genel başkan adaylarıyla 1-2 istisna dışında bütün kitle partileriyle çalıştık. SHP, DSP, ANAP, YDH, CHP, DYP, AK Parti’li belediye başkan veya milletve-kili adaylarına, aday adaylarına siya-sal iletişim danışmanlığı, eğitim, seçim kampanyası yönetimi hizmeti verdik, veriyoruz. Yeni kurulan bazı partilere, girişimlere, Kadın Partisi Girişimi gibi iletişim danışmanlığı hizmeti veriyoruz.2000’lerin başı Türkiye’de siyasal ileti-şimin siyasi parti ve siyasetçiler tarafın-dan daha fazla kavrandığı ve uygulama bulduğu, ivme kazandığı yıllar oldu. 2002 Genç Parti’nin yüzde 7’nin üzerin-de oy aldığı Ali Taran’ın kampanyasının özellikle altı çizilmelidir. Belki yüzde 10 barajı geçememiştir, ama sonuç itiba-rıyla çok başarılıdır. Kampanyaları ken-di bağlamları dışında yapıldıkları dö-nemin, halkın beklentilerine, toplumsal iklime uygunluğu ile de değerlendirmek gerekir. Derin bir ekonomik kriz yaşanı-

yordu. Ayrıca bir partinin Türkiye’de asıl barajı yüzde 7’dir, Çünkü bu devletten yardım alma, yani yaşama savaşı ve-rebilme barajıdır. Ve bunu da aşmayı sağlamıştır kampanya. Siyasal iletişim danışmanları, profesyonelleri, bilim adamları siyasetçiler için özellikle Türk seçmeni, seçmen davranışları üzerine kafa yoran herkes için daha sonraki bütün seçimlerin okumasını etkileyebi-lecek yığınla veri sunmuştur 2002. Ve AK Parti’yi siyaset sahnesine taşımış-tır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasal iletişimi derinden kavrayan ba-kış açısı, geniş danışman grubu, Ar-

ter ajans ve Erol Olçok’ın AK Parti için birçok kurumsal seçim kampanyasına imza atmasını sağlamıştır. Bu başarılı çalışmaların muhalefet için de ciddi ör-nek oluşturduğunu düşünüyorum, şim-di çok daha fazla aday, sayısı fazla ol-masa da siyasal iletişim deneyimi olan ajansları, danışmanları tercih ediyor. İki fotoğraf, bir slogan iki afiş, bayrakla, bangır bangır dolaşan minibüsün çok ötesinde yürüyor artık işler. Ayrıca SİTA Politik Danışmanlık açısın-dan internetin yaygınlaşmasının çok faydası oldu, özellikle 2005’den sonra Anadolu’dan internet üzerinden bize ulaşan aday ve partili sayısı ciddi dü-zeyde arttı, onlarla çalıştık ve hizmet vermeye devam ediyoruz.- Siyasal tanıtım konusunda hizmet verdiğiniz müşteriler yelpazeniz na-sıl şekilleniyor? - Bize daha önce yaptığımız işlerin oluşturduğu referanslarla, ilişkilerle ula-şıyorlar. Yani müşteri memnuniyeti ön planda. Son beş yıldır internet üzerin-den bize ulaşanların sayısı daha önce-ki yıllara göre ciddi düzeyde arttı. Artık

24 / Marketing Europe & Anatolia

Röportaj

Özellikle 2005’den sonra Anadolu’dan

internet üzerindenbize ulaşan

aday ve partili sayısıciddi düzeyde

arttı

Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:003

seçim dönemleri dışında da kendi geliş-tirdiğimiz ürün ve hizmetlerle müşterile-rimizle daha yoğun çalışabiliyoruz.Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının ka-bul ettiği demokrasi zemininde buluştu-ğumuz bütün siyasi partiler ve adaylarla çalışabiliriz. Bizim için bir siyasal tercih söz konusu değil, aday ya da parti ile aynı iletişim dilini konuşabilmek, anla-şabilmek, temel ölçü bu. Nitekim bunu referanslarımız da gösteriyor.- Siyasi partiler, kişiler ya da kamu-oyu oluşturmak isteyen STK’lar hiz-metlerinizden nasıl yararlanıyor?- SİTA siyasal iletişim alanında ilk ol-manın avantajından çok dezavantajını yaşadı, uzun yıllardır. Çünkü deyim ye-rindeyse önce alacağı hizmetler konu-sunda ve bizim verebileceklerimizle ilgili müşterilerimizle birlikte karşılıklı bir eği-tim süreci yaşadık. Ve klasik siyasal ile-tişim, reklam, halkla ilişkiler ürünleri ile

sonuca gitmekte zorlanınca kendi ürün ve hizmetlerimizi geliştirdik. Örneğin bir belediye başkan veya milletvekili adayı bize geldiğinde ve ne yapmak istediği konusunda kararsızsa, bizden hizmet isterse, biz ona ilk olarak “siyasal viz-yon diyagramı” adıyla geliştirdiğimiz hizmeti sunarız. Sonra bir “siyasi çevre çözümlemesi” yaparız. Bunlar SİTA’nın kendi geliştirdiği hizmetlerdir. Ve adayın bütün seçim sürecini görmesini sağlar. Sonra bu sürecin temel unsurlarına

göre iletişim ya da halkla ilişkiler ayak-larını birlikte planlarız. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşla-rının hizmet talepleri olursa onları da karşılıyoruz. Örneğin KA.DER’e (Ka-dın adayları destekleme ve eğitme derneği) hem siyasal iletişim eğitimleri verdik, araştırma hizmetleri, durum de-ğerlendirme raporu gibi farklı ürün ve hizmetler de sunduk. MESAM’ın çözüm ortaklarımızla birlikte uzun bir süre sü-reli yayınlarının iletişim, yayın koordina-törlüğünü ve yayımını gerçekleştirdik.- Siyasi tanıtım çerçevesinde sağlıklı bir müşteri ilişkisi, kampanya döne-miyle sınırlı bir çalışma takvimiyle mi yoksa kampanyanın çok öncesin-de başlayıp sonra da devam eden bir stratejik işbirliğiyle mi mümkün ola-biliyor?- Elbette öncesinde başlayan “stratejik” işbirliği ile. “Siyasal vizyon diyagramı” ürünümüzü zaten bu sistematik yapıyı ve uzun süreli ilişkiyi kurabilmek için geliştirdik. Bir tür “koçluk” hizmetini de kapsıyor. Ancak bu ve benzeri ürünle-ri eskiden anlatmak daha zordu, şimdi bize bu taleplerle gelen, çalıştığımız ve önümüzdeki yerel seçimlere hazırladı-ğımız müşterilerimiz var.- Siyasi tanıtım faaliyetlerinde bütçe ve mecra kullanımı yurtdışıyla karşı-laştırdığımızda ne seviyelerde?- Tam sağlıklı bir bütçe karşılaştırması yapamayabilirim. Yerel seçimlerle mil-letvekili seçimlerinde bu aday/parti büt-çe karşılama durumuna göre değişebi-liyor. Hazırlığa ne zaman başladığınıza göre de. Bizde seçim zamanı asgari 50 bin TL civarında bir milletvekili adayının harcayacağı para. Ki bazen parti bunun da bir kısmını üstlenebiliyor. Bir bele-diye başkan adayının ise seçmen sa-yısına ve nerede aday olduğuna bağlı olarak ciddi değişiklik gösterebiliyor. Türkiye’de artık adaydan çok, lider odaklı ve parti ölçekli ana kampanyalar/stratejiler üzerinden yürüyor seçim ça-

Marketing Europe & Anatolia / 25

Röportaj

Seçim zamanı asgari50 bin TL civarında

bir milletvekili adayınınharcayacağı para.

Ki bazen parti bunun dabir kısmını üstlenebiliyor.

Page 28: marketing europe & anatolia Sayı:003

26 / Marketing Europe & Anatolia

Röportaj

lışmaları. Yerel seçimlerde biraz daha bu baskıdan sıyrılma şansınız var. Ama mesela AK Parti buna da çok izin ver-miyor.- Seçim dönemlerinde sık sık kar-şılaştığımız, yabancı reklamcıların Türkiye’de kampanya yapması ne derece doğru? Bu reklamcılar Türk toplumunun nabzını yeterince tu-tabiliyorlar mı? Siz de herhangi bir yabancı ülkede kampanya yürütmeyi düşünür müsünüz?- Ben yerli bir danışmanla çalışılma-sının daha doğru olduğunu düşünü-yorum. Ama kısa süreli bir projede iyi bir hazırlık ve ekipten sonra neden ol-masın diye de düşünüyorum. Bize de Azerbaycan’dan ve Kıbrıs’tan 2 kez teklif geldi, ama anlaşamadık.Türkiye’deki Mesut Yılmaz / Jack Se-ugela yabancı bir danışmana olumsuz bir örnek oluşturdu. Dünyada çok ilginç örnekler var, Rusya’daki Boris Yeltsin seçimi, ABD’den Cumhuriyetçi danış-manlar George Gorton, Dick Dresner ve Joe Shumate giden seçimi Yeltsin’e geri çevirdiler, biraz “farklı” metodlar kullansalar da. Hatta onun iyi bir filmi yapıldı: Spinning Boris.Güney Amerika’daki seçimlerin nere-deyse tamamına ABD’den danışman-lar hizmet veriyor, elbette o ülkelerdeki

yetkin partneriyle birlikte. Yani kampan-ya iyi yoklamalar, araştırmalar ve konu-suna hakim yerli uzmanlarla destekle-nirse neden olmasın? - Sita’yı diğer lobi ya da siyasi tanı-tım firmalarından ayıran özellikleri nelerdir?- Temel farklılığımız şudur: SİTA diğer birçok ajans gibi bu işin “reklam ve baskı/matbaa” tarafına değil, “stratejik iletişim planlaması” tarafına odaklıdır. Ve ayrıca 19 yıllık birikimimiz ve birçok siyasal iletişim hizmetini kendimizin ge-liştirmiş olması bizi diğerlerinden ayıran özelliklerimizdir, diyebilirim. Bu kadar zamandır siyasal iletişim hiz-metleri veren ve geliştiren başka bir “ajans” bilmiyorum. Henüz bu alanda bir “sektör” oluşamadı, halkla ilişkiler başlığı altında yer alıyoruz. Ve böyle bir sektör oluşumunu çok istiyoruz. Biz tamamen siyasal iletişime odaklı, bir “butik” ajans kimliği taşıyoruz. Hizmet-lerimiz bireysel ve kurumsal düzeyde oldukça çeşitli, reklam-tanıtım ayağın-dan araştırma faaliyetlerine kadar çö-züm ortaklarımızla birlikte “tam siyasal iletişim ajansı hizmeti” de veriyoruz. “Türkiye’nin Siyasal İletişim Ajansı” slo-ganını kullanıyoruz, ilk yıllarda İstanbul ve ilçeleri üzerine uzmanlaştık, son 10 yıldır Tunceli’ye Ankara’ya, Mersin’e,

SİTA bu işin “reklam ve baskı/matbaa” tarafına değil, “stratejik iletişim planlaması”

tarafına odaklıdır.Ve ayrıca 19 yıllık birikimimiz

ve birçok siyasal iletişimhizmetini kendimizin

geliştirmiş olması bizi diğerle-rinden ayıran özelliklerimizdir,

diyebilirim.

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 27

Röportaj

Kayseri’ye veya İzmir’e, Türkiye’nin hangi ili, bölgesi olursa olsun hizmet verebiliyoruz.Seçim dönemlerinde hep şöyle bir şey yaşarız. Birden bire siyasal iletişim ajansları türer, bize çeşitli illerden tele-fonlar gelir: “Birlikte kampanya yapabi-lir miyiz, bize eğitim verir misiniz? Neler yapmalıyız?” diye. Çoğunlukla seçime 3-5 ay kala değil onları eğitmek, bir aday için bile bunun çok fazla bir süre olmadığını anlatırız. Ama en tuhafı şu-dur, bizim internet sitemizdeki ürün hiz-met listemizi birebir kopyalayıp açılan internet siteleri bir anda artar. Çok ko-mik ama bu her seçim döneminde böy-le. Bugüne kadar internet ortamında 10 civarında “şirket” saptadık. - Dünyayı değerlendirdiğinizde siya-si tanıtımın en doğru hangi ülkelerde kullanıldığını düşünüyorsunuz? Bu ülkelerdeki uygulamaları başarıya götüren farklılıklar neler?- Burada benim açımdan ABD ve İngil-tere çok öne çıkıyor. Bir de şirketi kur-duğumuz tarihten önce de üniversite yıllarımda bana bu iş konusunda ilham veren yerlerin bu iki ülke olması diyebi-lirim. Elbette Fransa da bu konuda iyi bir örnek ama ben ABD ve İngiltere’yi izliyorum daha çok. Profesyonel anlam-da ABD’de 1996’da Clinton&Dole kam-panyalarını izleme şansım oldu, olduk-ça etkilendim, özellikle organizasyonun büyüklüğü açısından. ABD çok büyük bir ülke ve her eyalette bir gönüllü ordu-su çalışıyor, bağış sistemi akıl alamaz iyi işliyor. Obama son seçimde biliyor-sunuz zirve yaptı net sayesinde. Kam-panya sistemi de Başkanlık sisteminin altyapısına uygun yapılandırılmış. Tem-silciler Meclisi ve Senato seçimleri, yani Kongre seçimleri belki bize biraz daha yakın, ama onda da ciddi farklılıklar var, Aday ve eyaletin sorunları çok ön plan-da. Elbette bunların büyük bir kısmını Türkiye’ye parlamenter bir demokrasi-

ye uyarlamak çok mümkün değil, belki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizde buna benzer bir durum yaşayacağız. Hemen her alanda ciddi bir uzmanlaş-ma var, örneğin son dönemde internet üzerinden, “sosyal medya” üzerine yoğunlaşan kampanyalar görüyoruz. Teknoloji kullanımı artıyor, Obama’nın ve Cumhuriyetçilerin ön seçim ısınma turlarında video paylaşım sitelerinden siyasal yarışın son ve başarılı örnekleri izlenebilir. Başarıya götüren farklılıklar içinde ilk sayabileceğim siyasal iletişim konu-sunda uzmanlaşmaya verilen değer ve kampanya organizasyonundaki cid-diyet… Oturmuş bir sistemin olması, “bütünleşik bir iletişim kampanyası” yapmanızı kolaylaştırıyor. ABD’den de İngiltere’den de her zaman öğrenilecek çok şey var. Siyasi partilerimiz sadece

Kasım 2012’deki başkanlık seçimine giden kampanya sürecini izleyecek ekipler kursalar, çok ciddi kazanımlar elde ederler, önümüzdeki yerel ve mil-letvekili seçimleri için.- Siyasi tanıtım şirketleri meclis ça-lışmalarında, yasa ve anayasa de-ğişikliklerinde de milletvekillerinin yönlendirilmesi açısından lobi faa-liyetleri yürütebilir mi? Yoksa grup kararları bu çalışmaları imkansız hale mi getiriyor?- Siyasi tanıtım şirketleri elbette lobi faaliyeti yürütebilirler. Sevdiğim bir söz vardır: “Demokrasi ilişki sporudur” Ama bizim ülkemizin bir “iki dudak demok-rasisi” olduğu gerçeğini unutmadan bu “spor faaliyeti”ni yapmalısınız. Yani “grup kararı”nı çok aşan bir durum var. Bu yapının siyasal iletişimin, kampanya yönetiminin ve lobicilik faaliyetlerinin de verili koşulu olduğunu bilmek gerekir. Elbette lobicilik yapabilirsiniz ama “ku-rulu düzene” rağmen çok geniş bir ala-nınız olmadığını bilmeniz gerekir. Son şike yasasında TBMM’de yaşananlar Türkiye’de “lobicilik” konusunda ders niteliğindedir.- Eklemek istedikleriniz başka birşey var mı?- MEA’ya yayın hayatında başarılar ve uzun bir ömür dilerim.

“Demokrasi ilişki sporudur” Ama bizim ülkemizin bir“iki dudak demokrasisi”

olduğu gerçeğiniunutmadan bu

“spor faaliyeti”ni yapmalısınız.

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 29

Reklam Dünyası

Patlak Sokaklar...

Yedigün’ün Facebook sayfasında ta-kipçileriyle paylaştığı viral dizisi “Pat-lak Sokaklar” bu yıl ikincisi düzenlenen Sosyal Medya Ödülleri’nin En İyi Viral Reklam kategorisinde birinci oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mü-hendisliği Klubü tarafından bu yıl ikinci-si yapılan ve Türkiye’de sosyal medya alanındaki ilk ve tek ödül töreni olan Sosyal Medya Ödülleri 4.Bilim Tekno-lojileri Zirvesi dahilinde gerçekleştirildi.

Yedigun’un dijital reklam ajansi Karbo-nat tarafindan yaratılan seride çekimler 35 kişilik profesyonel bir ekip tarafın-dan İstanbul’un çeşitli mekanlarında gerçekleştirildi. Yedigün, bu proje için, internet dünyasında paylaştıkları vi-ral videolarla ünlenen Batesmotelpro grubu ile işbirliği yaptı. Dizi formatında çekilen ve toplam 35 kişilik profesyonel bir set ekibi tarafından İstanbul’un farklı

mekanları kullanılarak yaratılan ‘’Patlak Sokaklar‘’ , yaratıcılarının “Ameri-Turco” olarak adlandırdığı polisiye-komedi türünde çekildi. Dizide Amerikan film-lerinin klasikleşmiş replikleri gelenek-sel Türk esprileriyle birleştirildi. Dizide toplam 9 profesyonel tanıdık ses görev aldı. Çekimler esnasında Flort grubu fil-min 70’ler atmosferini yaratan müziğini yaptı.

“Patlak Sokaklar”ın konusuna gelince, macera John Lemmon ve Billy Billy isimli iki dedektifin dünyadaki en esra-rengiz vakayı çözmek üzere acil ola-rak olay yerine çağrılmasıyla başlıyor. İkilinin dünyanın en iyi dedektifleri ol-malarına karşın karşılarındaki gizemli düşmanlarının da dünyadaki en zeki suçlular olmaları, kahramanlarımızın işini içinden çıkılmaz hale getiriyor .

Yedigün’ün Facebook sayfasında takipçileriyle paylaştığı viral dizisi “Patlak Sokaklar” bu yıl ikincisi düzenlenen Sosyal Medya Ödülleri’nin

En İyi Viral Reklam kategorisinde birinci oldu. ‘’Patlak Sokaklar‘’

yaratıcılarının “Ameri-Turco” olarak adlandırdığı

polisiye-komeditüründe çekildi.

Page 32: marketing europe & anatolia Sayı:003

30 / Marketing Europe & Anatolia

Kampanyalar

Exchange by Toyota...

Toyota, otomotiv sektöründe çığır açan ve örnek alınan Toyo-ta Finans’tan sonra şimdi de yepyeni bir sistemi tüketicilerine sunuyor. Exchange by Toyota olarak adlandırılan bu sistem, Türkiye’de birçok ilke imza atıyor. Sunduğu benzersiz seçe-neklerle, herkesin 0 km olsun ikinci el olsun otomobille ilgili tüm sorularına cevap getirmeyi hedefliyor.Bu yeni sistemin lansmanı için Drive Dentsu tarafından ha-zırlanan TV filminde esprili bir yaklaşım kullanılıyor. Araba-sını satamamaktan muzdarip kahramanımız ofiste iş arka-daşlarına dert yanıyor ve anlıyor ki kendisi dışında herkes otomobil alım-satımını bambaşka bir boyuta taşıyan bu yep-yeni sistemden, Exchange by Toyota’dan haberdar. Üstelik Exchange by Toyota kahramanımızın bitmek bilmeyen soru-larına cevap verebilecek kadar da kapsamlı bir sistem.Filmde, radyoda ve ilanlarda ön plana çıkarılan ana söylem ise “Toyota’ya git!”. Çünkü Exchange by Toyota tüm Toyota Plazalarda tüketicileri bekliyor.

Kampanya KünyesiReklamveren: Toyota Pazarlama ve Satış A.Ş.Reklamveren Temsilcisi: Selim Okutur, Ziya Burnaz, Şeb-nem AydınerReklam Ajansı: Drive Dentsu Kreatif Direktör: Ersel SerdarlıKreatif Grup Direktörü: Faruk BaydarYaratıcı Grup: Deniz Gürlek, Mert Merdim, Elif Öztaş, Mahir Göktaş, Harun Yürük, Sevcan SertelMüşteri İlişkileri Grubu: Deniz Ercan, Özgür Metin, Öykü ŞenerYönetmen: Gürcan KeltekYapım Şirketi: EFTVMüzik: MusicworksMedya Planlama: OptimediaKullanılan Mecra: TV, Radyo, Basınhttp://www.youtube.com/watch?v=G1Eu9vuL-A0

Bu yeni sistemin lansmanı için Drive Dentsu tarafından hazırlanan TV filminde esprili bir

yaklaşım kullanılıyor. Filmde, radyoda veilanlarda ön plana çıkarılan ana

söylem ise “Toyota’ya git!”.

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 31

Kampanyalar

Delikanlı Kız...

Plato Film ve Imaj Post Produksiyon tarafından ortak ola-rak çalışılan reklam filminde, Molped’in delikanlı kız imajı ile Merve Oflaz’ın maceracı, sportmen tarzı ıssız adada ön pla-na çıkarıldı.Hazırlıkları 25 gün süren reklam filminin yönetmenliğini Umur Turagay yaptı. Vietnam Kreatif Ajans Başkanı Tibet Sanlıman tarafından planlanan, görüntü yönetmenliğini Yon Thomas’ın yaptığı reklam filminin yaratıcı yönetmenliğini Gürkan Günaydın üstlendi.Gaye Basmacı’nın senaryosunu yazdığı, Jingle House’un müziklerini hazırladığı reklam filminin sanat yönetmenliğini

Onur Eker gerçekleştirdi. 50 kişilik ekibin görev aldığı rek-lam filminin çekiminde fotoğrafları ünlü fotoğraf sanatçısı Mr.Navaratana Donkort çekerken, kostümleri Violet Benha-bib Ancel hazırladı.Reklam Filmi Künyesi:Reklamveren: Hayat Kimya, MolpedReklamveren Temsilcileri: Melek Soklangıç Dinçer, Gülser Golbazi Karlı, Elçin BayraktaroğluReklam Ajansı: VietnamAjans Başkanı Yaratıcı Yönetmen: Tibet SanlımanYaratıcı Yönetmen: Gürkan GünaydınReklam Yazarı: Gaye BasmacıSanat Yönetmeni: Onur EkerMüşteri İlişkileri: Ceren Gül, Ceylan ÜnalYapım Şirketi: Plato FilmYapımcı: Erhan OrhanoğluYönetmen: Umur Turagay Görüntü Yönetmeni: Yon ThomasKostüm Tasarım: Violet Benhabib AncelPost Prodüksiyon : İmajMüzik : Jingle House

Cep Telefonlu Kutup Ayısı...Pepsi yeni kampanyasını AlametiFarika tarafından çekilen reklam filmiyle ekranlara taşırken kutup ayısını ise ekranla-rın sevilen yüzü Şafak Sezer seslendirerek büyük bir sürp-rize imza attı. Pepsi’nin yeni reklam filminde, kutup ayısını cep telefonuyla konuşurken kutuplarda bir Pepsi dolabının önünde görüyoruz. Kutup ayısı söze “Ne o şaşırdınız… İvit artık Pepsi içiyorum. Her Pepsi’de günlük 12 TL değerinde konuşma var. Ben Pepsi içmeyeceğim de kim içsin” diyerek başlıyor. Daha sonra “Pepsi yaşatır seni” diyor ve Pepsi’sini içiyor. Reklam KünyesiReklamveren: Uğur Öğlü, Gözde Kütük, Merve ErdinçReklam Ajansı : AlametiFarikaYaratıcı Ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Ozan Ozüm Özbey, Özgür Öztürk, Taner Ardalı, Seden Padır, Erkul Yaz-gan, Zeynep Ordu, Sertuğ Alptekin,Berkay Tahmaz, Çağrı Ark.Yönetmen: Serter TırmıkYapım Şirketi: Kala FilmPostproduksiyon Şirketi: SinefektMüzik: Jinglehouse

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı:003

Rotamız Hurghada...Rotamız Hurghada...

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 33

Gezi

Mayıs ayında Ankara’ dan bir arkada-şımın kanıma girmesi sonucu hazırlık yapmaya başladığım Dalış gezisi olarak planladığımız Mısır gezisinin uçak biletini aylar öncesinden almıştım. Biletin tarihi yok. Ne zaman istersen bin, git. Rotamız Hurghada. Hemen soluğu havaalanında alıyo-rum. Uçağın kalkmasına 45 dakika var ama yer yok dediler. Başka uçak var mı dedim, akşam var ama ona da yer yok dediler. Başladım kara kara düşün-meye. Hızlıca karar verip İskenderiye’ ye gideyim dedim. Gece 00:30 İsken-deriye uçağına bindim. 03:20 Borg El Arab havaalanındayım. İnanılmaz kötü bir yer. Şok olmuş vaziyette pasaport sırasında bekliyorum. Oradan Kahire’ ye uçmam gerekiyor. Neyse pasaport işlemlerini sallana sallana hallettikten sonra aktarma yapacağım yeri bulma-ya çalışıyorum.

Görevli bir amcaya Kahire’ ye gidece-ğimi söylüyorum. Diyor ki, buradan Ka-hire yok, El Nohza havaalanından var. Nasıl yani diyerekten şaşkınlığımı dile getiriyorum. Biraz toparlandıktan sonra oraya nasıl gideceğimi soruyorum. İki havaalanı arası uzaklık yaklaşık 45 km. Hemen dışarı çıkıp bir taksi buluyorum. Taksi şöförü abi İngilizce bilmiyor, kağı-da yazıp veriyorum havaalanının adre-sini. Mısır’ da otomobillerin far yakma

alışkanlığı yok. Önlerinde araba varsa ancak sollamak için sellektör yapıyorlar. 170 km hızla gidiyor. Ben arka koltuğa sinmiş “Allah’ım bir an önce varsak” diye dua ediyorum. Yaklaşık 30 dakika sonra havaalanına varıyorum.

El Nohza havaalanı rezil bir yer. Çok eski ve pis bir bina. Uçağın kalkmasına 2,5 saat olduğu için beni havaalanına sokmuyorlar. Bahçede aylak aylak do-laşıyorum. Dışarıda çok pis bir hava var. Ortalık pustan görünmüyor. Elinde tüfeklerle asker abiler bana bakıyorlar bu deli ne yapıyor burada diye. Çünkü benden başka kimse yok. Sonra biri ha-lime acıyor olsa gerek diyor ki az ilerde kafeterya var. Kafeterya dedikleri yer, bizim doğuda terk edilmiş tren istasyonların bekleme salonlarına benziyor. Bir sürü sinek var. Biraz sonra sabah ezanı okunuyor. 3 tane amca yerde serili gazete üzerine çıkıp namaz kılıyorlar. Fotoğraf çekmek için can atıyorum ama cesaret edemi-yorum. Terkedilmiş bir havaalanında tek başına bir hatun çok garip görünü-yor. Neyse zor bela 1,5 saat oturup tek-rar havaalanına gidiyorum. Bu sefer içeri alıyorlar beni. Biletimi alıp bavullarımı teslim ediyorum. Bu arada farkediyorum ki 24 saattir yollardayım. İnanılmaz uykum var. Ama uyumaya korkuyorum. Uyku ile savaşırken gün

Rotamız Hurghada...Rotamız Hurghada...Mayıs ayında Ankara’ dan bir arkadaşımın kanıma girmesi

sonucu Dalış gezisi olarak planladığımız Mısır gezisinin uçak biletini aylar öncesinden almıştım.

Biletin tarihi yok. Ne zaman istersen bin, git. Rotamız Hurghada.

Fotoğraflar ve Yazı Seval Duban

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:003

uçağındayım. Saat 12:00 gibi iniyor uçak ve valizleri alıp atıyorum kendimi dışarı. Öğlen olmuş, güneş gökyüzüne tırmanmış ve hava 32 derece olmuş. Turu düzenleyen arkadaş dalış firma-sından rica etmiş, araba göndertmiş. Elinde bir pankart beni bekleyen biri var. Gözlerim ışıl ışıloluyor ismimi görünce. 36 saat olmuş

ben evden çıkalı.

Son derece yorgunum. Neyse biniyo-ruz arabaya turizm şirketinin ofisine gi-diyoruz. Ben valizleri bırakıp atıyorum kendimi dışarı. Benden önce gelen ar-kadaşlarımı arayıp nerede olduklarını öğreniyorum. Hemen soluğu onların yanında alıyorum tabii .

Birlikte dolanıp Hurghada’ yı tanımaya çalışıyoruz. Ben hemen alıyorum eli-me haritayı bakıyorum neler var neler yok. Haritada marina dikkatimi çekiyor hemen. Arkadaşları ikna edip elimde harita marinayı arıyorum. Neyse ki çok zorlanmadan buluyoruz marinayı, Port Souk.Dalış turumuz “liveaboard” cinsten, yani tekne konaklamalı dalış turu. Veee tek-

ağız da kulaklara fiyonk olmuş keyiften. Neyse benim siparişler geliyor. Kendimi deri bir koltuğa atıyorum ve başlıyorum çikolatalı kekimi tırtıklayıp, kahvemi iç-meye. Sonra gözüm sandviç falan gör-müyor zaten. Kahvaltıdan sonra biraz turlayıp tekrar uçağa binmek üzere ap-rona gidiyorum. İnanılır gibi değil ama artık Hurghada

doğuyor. Buz gibi İskenderiye sabahı-na günaydın diyorum. Sisli bir sabahta nihayet uçağa biniyorum.

Şimdi artık Kahire yolundayım.Uçakta yarım saat kadar uyuya kalmı-şım. Uçağın kalktığını hissetmemişim bile. Uçak iniyor nihayet. 2,5 saat vak-tim var Hurghada uçağına binmek için. Pasaport kontrolden geçip havaalanı-nın içine dalıyorum. Hiç bir şey yeme-dim saatlerdir. İnanılmaz acıkmışım. Hurgaha havaalanı diğerlerinin yanın-da inanılmaz modern bir yer. Sanki aynı ülkede değilim.Kahve içebilceğim bir yer arıyorum sa-bırsızca. Ve işte o en güzel an. Çikola-talı kek, mozarella peynirli sandviç ve kafe latte. Sabırsızca bir yudum içiyo-rum. İnanılmaz bir keyif, yüzümü gören garson gülümsüyor. Muhtemelen benim

34 / Marketing Europe & Anatolia

Gezi

Bu arada farkediyorum ki 24 saattir yollardayım. İnanılmaz uykum var.

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 35

nemiz Marsa Alam’ da Port Ghalib’ de demirliymiş. Hurgahada’ dan da oraya otobüs ile gideceğiz. Neyse ki bu sefer yalnız değilim. Tüm grup doluşuyoruz otobüse. Rakıydı muhabbetti derken otobüsümüz Port Ghalib’ e vardı. Yük-lenip bavullarımızı kendimizi tekneye attık. Bavulları açıp dalış malzemeleri-mizi hazırladık.

Kızıldeniz’ in en güney ucuna kadar inip St John, Brothers ve Dadelous’ da dalışlar yaptık. Geçen yıl Temmuz ayında Sharm El Sheik’ e gitmiştik bu gruptan iki arkadaşımla. Oranın su altı daha renkli daha canlıydı. Binlerce ba-lığın olduğu sürülere denk gelmiştik. Bu sefer o kadar şanslı değildik. Ona rağ-men kaplumbağalar, rengarenk balıklar gördük. Mağara benzeri yerlere girdik. Ben karanlıktan korkan bir tip olduğum

Geçen yıl Temmuz ayında Sharm El Sheik’ e gitmiştik bu gruptan iki arkadaşımla. Oranın su altı daha renkli

daha canlıydı.Binlerce balığın olduğu sürülere denk gelmiştik.

Bu sefer o kadar şanslı değildik. Ona rağmen kaplumbağalar, rengarenk balıklar gördük.

Gezi

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:003

36 / Marketing Europe & Anatolia

Gezi

için aşırı derecede korkuyor olmama rağmen çok cesur davrandım. Bundan bir tek body’ im muzdarip oldu çünkü eteğinden ayrılmadım.Tabii arasıra sa-yemde zor anlar da yaşadı.Üç dalışı sıfır havayla bitirdim. Body’ im elinde octopus, kolumu tutup satıha çıkana kadar sabırla refakat etti bana. Sağolsun, varolsun.

Altı gün boyunca yaptığımız keyifli da-lışlar bitince yine dümeni Port Ghalib’ e doğrulttuk. Akşam 18:00 gibi marinaya bağlandık. Sıra marinayı keşfe gelmişti. Port Ghalib, Çeşme marinayı andırıyor biraz. Ekstradan yol boyu palmiyeler var. Gece hayatı da orası kadar renkli değil.Sanırım çok da yeni bir yer. Bizim Pen-dik marina gibi bir sürü boş dükkan var hala.Port Ghalib’ de akşamı ettikten sonra tekrar tekneye döndük. Akşam yemeği, muhabbetti derken yatıp uyuduk. Ertesi

gün zorlu Hurghada yolculuğu. Port Ghalib’ de akşamı ettikten sonra tekrar tekneye döndük. Akşam yemeği, muhabbetti derken yatıp uyudukHepimiz bir an önce Hurgahada’ ya varmak istiyoruz. Yaklaşık 300 km yolu-

Saat 09:00 gibimürettabatla vedalaşıp

düşüyoruz yollara.

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 37

Gezi

muz var. 2,5 saatte gideriz diyoruz. Yol boyu sahil kenarından giderken hayran hayran kıyıya yakın reef’ leri seyredip oralarda dalış yapanlara imreniyoruz. Çöl gibi bir memleketin ortasında bir otoban etraf çöp dolu. Yol kenarlarında pet şişe öbekleri dolu. Sohbet ede ede giderken birden araba duruyor. Abi ini-yor aşağıya motor bloğunu açıyor. Gaz yemiyor alet. Benzin filtresi tıkanmış, Neyse biniyoruz tekrar minibüse, o sı-rada abi yoldan birilerini arıyor. Benzin yettiği kadar yola devam. Sonra bir yol ayrımında duruyoruz. Motosikletle 2 adam geliyor. Yeni yakıt filtresi getir-mişler. Hemen değiştiriyorlar ve yola devam. Ama ne mümkün sorun hala devam ediyor. Şöför abi arada bir inip benzi pompalıyor sonra yine yola de-vam. Kabus gibi. Zor bela Hurghada’ ya varıyoruz.En hızlısından otele yerleşip duş tuva-let ihtiyacımızı karşılıyoruz. Sonra da

alışveriş ve yemek için tekrar dışarı çı-kıyoruz. Marinayı da tavaf ettikten son-ra ayaklarımıza kara sular iniyor. Artık gezimizin sonuna geldik. Benim uçak gece 04:45. Ben yanlız gidiyorum yine.Veee böylece gezinin sonuna geldik. “Neyse ki dönüş çok sıkıntılı olmadı.

Hurghada – Kahire, Kahire – İstanbul. Nihayet Pazar günü öğleden sonra İs-tanbul’ daydım. Hafızamda keyifli bir tatilin anılarıyla evime geldim.

Home sweet home

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:003

38 / Marketing Europe & Anatolia

Sinema

Bu yıl 26 Şubat’ta 84.’sü düzenlenecek Oscar (Akademi) Ödülleri her sene film dünyasının en güzel ve en prestijli filmlerine ev sahipliği yapıyor. 11 dalda birbirinden güzel filmlerin yarıştığı efsanevi ödül töreni heyecanla bekle-niyor. Adeta sinemanın olimpiyatları olan Oscar’da bu yıl yine harika filmler yarışacağa benziyor. Her yıl öncesi ve sonrasında adayların kimler olacağı, hangi filmlerin kaza-nacağı ya da hangi film kazanmalıydı gibi sorularla eleş-tirmenleri hep bir tartışma veya ikilem içerisine sokan ödül töreni bu yılda büyük umutlarla beklenmekte.Oscar ilk olarak 1929’da Los Angeles’te verilmeye baş-landı. AMPAS’ın verdiği bu ödülü kimin kazanacağı her yıl üyelerin oylaması ile kararlaştırılır. Çok ilginç, güzel, farklı… her türde filmi gördüğümüz. Aksiyondan, dramaya, komediden, bilim kurgu ya çeşit ayrımı olmadan her filmi değerlendiren Oscar verildiği her filmi ölümsüzleştiriyor. Bu sene de 11 farklı dalda film, yönetmen, müzisyen ya da senarist o inanılmaz listeye adını yazdıracak. İşte asıl soru onlar kimler olacak?Bu yıl daha adaylar açıklanmasa da tahminler havada uçu-şuyor. Daha şimdiden ödülü kimin alacağına emin olanlar bile var ama hep olduğu gibi yine o gün gelip çattığında kimsenin ummadığı belki olmasına ihtimal bile vermediği şeyler olabilir. Sonuçta bu Oscar ve her zaman ödül ve-rilmeden kimin alacağından emin olamayız. Bu sene kim-lerin aday olacağı ya da bana göre aday olması gereken filmler; (4 Dalda)

En İyi Film:HugoThe ArtistThe Girl With Dragon TattooThe DescendantsThe Adventures of TintinMoneyballWar HorseThe HelpJ. EdgarEn İyi Yönetmen:Michel Hazanivicius (The Artist)David Fincher (The Girl with the Dragon Tattoo)Bennett Miller (Moneyball)Steven Spielberg (War Horse)Martin Scorsese (Hugo)En İyi Erkek Oyuncu:Brad Pitt (Moneyball)Leonardo DiCaprio (J. Edgar)Joseph Gordon-Levitt (50/50)George Clooney (The Descendants)En İyi Kadın Oyuncu:Meryl Streep (The Iron Lady)Viola Davis (The Help)Rooney Mara (The Girl with the Dragon Tattoo)Glenn Close (Albert Nobbs)

reklam arası sinemaAli Erdem Ekşioğlu

Oscar’a doğru...

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:003
Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:003

40 / Marketing Europe & Anatolia

Kültür - Sanat

Sektör olarak ülkemizde sigortacılık mesleği ile sigorta-cılık hizmetlerinin gelişmesi ve yaygınlaşması, sigorta bi-lincinin artırılması ve toplumda sigorta algısı yaratmaya yönelik geniş kapsamlı çalışmalar yapılmaktadır.

Bu çalışmaları desteklemek amacıyla sigortalı olmanın faydaları ve sigortasız olmanın doğuracağı zararları konu alan 1. Kısa Metrajlı (Spot) Film Yarışmasının ilki 2012 yı-lında gerçekleştirilecektir.Yarışmanın başvuruları 2 Ocak - 2 Mayıs 2012 tarihleri arasında yapılacak ve Jüri değerlendirmesi sonrasında kazananın açıklanacağı ödül töreni ise Sigortacılık Haf-tası kutlamaları çerçevesinde 2 Haziran 2012 Cumartesi gününe denk getirilecektir.Yarışmanın jüri üyeleri; Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Pınar Kaman, Tür-kiye Odalar ve Borsalar Birliği Sigortacılık Müdürü Mevlüt Söylemez, İlancılık Reklam Ajansı Başkanı ve Uluslarara-sı Reklamcılık Derneği Üyesi Yakup Barouh, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Uluslararası Reklamcılık

Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Kılıç ile Türkiye Sigor-ta ve Reasürans Şirketleri Birliği Basın Reklam ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Gamze Diler’den oluşmaktadır.

1. Kısa Metrajlı Film Yarışması…

Kilimlerin tuvallerdeki yansıması...Anadolu’nun eşsiz motifleri, suyun öte yanından Haliç’e yansıyor; Yunanistanlı sanatçı Georgıos Maroudas’un Ana-dolu kilim motiflerini resmettiği “Büyüleyici Bir Gerçeklik” Halı ve Kilim Tabloları Sergisi, 19 Şubat’a kadar Rahmi M. Koç Müzesi’nde görülebilecek.

Natürmort resimlerine meraklı sürrealist bir ressam Georgi-os Maroudas’ın, Anadolu’nun kilimleriyle tanıştıktan son-ra yaşayan resimler yapan bir göçebeye dönüşümünün de hikayesi niteliğini taşıyan sergisi, Koç Holding Onursal Başkanı M. Rahmi Koç’un ev sahipliğinde, Yunanlı sanat-

çı Georgios Maroudas’ın ve çok sayıda sanatseverin katılımıyla açıldı.

Maroudas’ın kilim motiflerini yağlı boya tekniği ile resmettiği, izleyen-leri Anadolu halıları ve özellikle kilimlerinin büyüleyici dünyasına yolculuğa çıkaran 21 parça eserin yer aldığı ‘Büyüleyici Bir Gerçek-lik’ Halı ve Kilim Tabloları Sergisi’, sanatçının geçirdiği sıradışı dönü-şümünün resimli hikâyesini anlatı-yor.

Rahmi M. Koç Müzesi’nin Lenger-hane bölümünde açılan sergi 19 Şubat 2012 tarihine kadar açık ka-lacak ve müzenin açık olduğu gün ve saatlerde görülebilecek.

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:003

Marketing Europe & Anatolia / 41

Kültür - Sanat

Coca-Cola, 125. yıl kutlamaları çerçevesinde, geçmişten geleceğe mutluluk yolculuğunu anlattığı bir sergi düzenle-di. Sergi için Coca-Cola’nın merkezi Atlanta’daki arşivin-den çok özel parçalar ilk kez Türkiye’ye getirildi.Coca-Cola ile “Mutluluk Yolculuğu” adlı sergide Coca-Cola, izleyicileri geçmişten geleceğe uzanan bir yolculuğa çıkardı İki bölümden oluşan sergide, ilk bölümde Coca-Cola’nın 125 yıllık geçmişi 5 farklı dönemle temsil edilir-ken, ikinci bölümde ise mekan-zaman algısı değiştirilerek geleceğe atıfta bulunuldu.

Coca-Cola ile “Mutluluk Yolculuğu” adlı sergide, 1800’lerin sonundan günümüze dek yaşanan ana dönemlerin ya-şam tarzını ve beğenilerini yansıtan obje ve sanat eserleri izleyicilerin beğenisine sunuldu. Coca-Cola’nın merkezi Atlanta’dan bu sergi için özel olarak Türkiye’ye getirilen birbirinden değerli eserler arasında Andy Warhol, Norman Rockwell, Haddon Sundblom, Hufford, Peter Tutzauer gibi dönem sanatçılarının Coca-Cola’ya özel olarak yaptıkları eserler de yer aldı. Sergide Coca-Cola’nın

“MUTLULUK YOLCULUĞU” Sergisi...

dünyadaki ve Türkiye’deki ilk ilan çalışmalarının yanı sıra uzaya gönderilen ilk Coca-Cola şişesi, uzay için tasarla-nan ilk içecek makinası ve ilk promosyon malzemeleri en dikkat çeken parçalar arasında yer aldı.

Bir Yaz Rüyası... Ücretsiz Müze Günleri...Gazi Üniversite-si GEF Resim Bölümü emekli öğretim üyesi, TOBB ET Üni-versitesi Gü-zel Sanatlar Fakültesi yarı zamanlı öğretim üyesi Bünyamin Balamir’in BİR YAZ RÜYASI isimli 42. Kişi-sel resim sergisi Ankara IC Sanat

Galerisi’nde 10 Ocak 2012 salı günü saat 18.00’de açı-lıyor. Aynı galeride 14 Ocak 2012 cumartesi saat 14.00-16.00 arası YAĞMUR YAĞIYORDU isimli şiir kitabının imza günü yapılacaktır.Sergi 31 Ocak 2012 tarihine kadar görülebilir.

İstanbul Modern, “Sizin Perşembeniz Ücretsiz Müze Günleri”ni Tepe İnşaat’ın Narkule projesi sponsorluğun-da gerçekleştiriyor. Sanatı her kesimden ziyaretçinin ya-şamının bir parçası yapmak amacıyla İstanbul Modern, her Perşembe saat 10.00-20.00 arasında, özel prog-ramlarla ve ücretsiz olarak kapılarını tüm ziyaretçilere açıyor.

“Sizin Perşembeniz Sanatçı Atölyeleri” kapsamında;19 Ocak 2012’de Taldans, 9 Şubat 2012’de Meriç Hızal, 8 Mart 2012’de Mürüvvet Türkyılmaz, 5 ve 12 Nisan 2012’de Mustafa Pancar, 24 Mayıs 2012 tarihinde Ramazan Bayrakoğlu atölyeleri gerçekleşiyor. İstanbul Modern Eğitim Odası’nda 16.00-18.00 saatleri arasında düzenlenen atölyelere 20 kişi katılabiliyor. Rezervasyon ve detaylı bilgi için: 0212 334 73 41.

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:003

42 / Marketing Europe & Anatolia

Nostalji

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:003