105
MARMARA . SOSYAL YAKINÇAG DALI YÜKSEK XIX.yy'1n Nadir DEVLET - 1989 T. c. Kurulu Merleezj Tezi· Ahmet 14606

MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

MARMARA ÜNİvERSİTESİ .SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

YAKINÇAG TARİHİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİsANS TEZİ

"İDİL-URAL TÜRKLERİ'NDE XIX.yy'1n BAŞLARINDA

EGİTİMDE YENİLEŞME HAREKETLERİ"

Danışman

Doç~Dr. Nadir DEVLET

İstanbul - 1989

T. c.Yfikseköğzıetinı Kurulu

DoküıEaııtasyOlil Merleezj

Tezi· HazırlayanAhmet KÖLBAŞI

14606

Page 2: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

Ö N SÖZ

Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya)

dan, batı (Avrupa)ya yapılan Türk göçleri büyük önem taşır.

AkLı göçebe kültürüne sahip olan Türkler çeşitli sebebIerden

batıya do~ru göçe yönelmişlerdir. Bu esnada bazı Türk kavim-4

leri dogu Avrupa topraklarında verimli topraklarda yerleşik

hayata geçmişler (Hazarlar, Sabarlar, Bulgarlar v.d.) ve bu­

ralarda oldukça canlı ve medeni bir hayat sürmüşlerdir. İşte

bu topraklar üzerinde tarihi kültür b~~imine sahip olan

Türk boylarının tarihleri ve kültürleri hakkındaki araştırma­

lar ~ınırlı kalmaktadır. Bunun sebebIeri arasında, objektif

bilgileri vericek yerli kaynaklara ulaşılamaması ve bu kaynak­

ların tahrip edilmiş olmasının talihsizli~~dir.

Araştırma konusu olan İdil-Ural Türklerinde e~itim

(Mektep ve medreseler)de yenileşme hareketleri hakkında bil­

gi vermeye çalışırken, İdil-Ural bölgesinde İdil-Bulgarlarına

dayanan mektep ve medreselerin kısaca tarihi gelişimi ve XX.

yy. 'ın başlarındaki yenileşme hareketleri eldeki bilgiler ora­

nında aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Çalışmamı hazırlarken, İdil-Ural bölgesinin XX.yy.ın

başlarındaki tarihi, kültürel ve sosyal gelişmeleri hakkında

köklü bir çalışması bulunan de~erli hocam Doç.Dr. Nadir DEVLET'­

in araştırma konumla ilgili yerli kaynakların tercümesinde,

Rusça kaynakların tercümesinde ve çalışmamın geneli üzerinde

gösterdi~i yardım ve ilgisi nedeniyle kendisine minnet ifade­

sini bir borç bilirim. Ayrıca yararlandı~ım kaynakların temin

edilmesinde bana yardımcı olan bütün ilgililere teşekkür ede-

rime

Araştırma Konusuna Temel Teşkil Eden Kaynaklar:

Araştırma konusu her ne kadar İdil-Ural Türklerinin

e~itimde yenileşme hareketleri olsada Rusya Türklerinin genel

Page 3: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- II -

olarak ele alınması mecburiyetide vardır. İdil-Ural daki ye­

nileşme hareketleri bir bütünün parçası olarak ve bu bütünün

odak noktası olarak görüldü~ü için araştırmayı bu şekilde

isimlendirmeyi uygun gördüm.

Yararlandı~ım eserler gelince, Cahit Baltacı "xv-xvı.

Asırlarda Osmanlı Medreseleri", Yahya Akyüz "Türk E~itim Ta­

rihi", Osman Ergin "Türkiye Maarif Tarihi", Hüseyin Atay "Os­

manlılarda Yüksek Din E~itimi", İ.Hakkı Uzunçarşılı, "Osman­

lılarda İlmiye Teşkilatı", Nadir Devlet, "Rusya Türklerinin

Milli Mücadele Tarihi", A.Beningsen-Q.Lemercier, "Stepte Ezan

Sesleri", A. Serge Zenkovsky, "Rusya'da Pan Türkizm ve Müslü­

manlık", A.Nimet Kurat, "Kazan Türklerinin Medeni Uyanış Dev­

ri"(mak) ve Rusya Türkleri tarafından muhtelif şehirlerde ba­

sılmış olan ders kitapları, dergilerdir. Bu dergilerden özel­

likle Şura dergisi (Orenburg, 10 Ocak 1908-0cak 1918) taran­

mı~ ve özellikle talim ve terbiya başlı~ı altında yayınlanan

makalelerden büyük çapta istifade edilmiştir.

Bu derginin, ilmi seviyesinin yüksek ve ciddi bir ya­

yın organı olması nedeniyle, çalışmalarımda temel kaynaklar­

dan birini teşkil etmiştir. Bu dergiden elde etti~im çalış­

mamla ilgili makaleleri, tek tek inceleyerek Türkçeleştirdik­

ten sonra bunlardan yararlanma yoluna gittim. Bu makalelerin

tercümesi esnasında Kuzey Türkçesinde kullanılan ,Rusça keli­

meler ile Tatarca kelimelerin manalandırılması da de~erli

hocam Nadir Devlet'in katkısıyla gerçekleşmiştir.

İdil-Ural da Türklerin XX.yy'ın başlarında giriştikle­

ri e~itim, kültür ve di~er sahalardaki kalkınma hareketleri­

nin aydınlatılabilmesi bakımından Şura dergisi, en ciddi baş­

vuru kayna~ı vasfındadır. Bunun sebebi Rızaettin Fahrettin

gibi de~erli bir Türk Alimi'riin bu derginin başında bulunması

bu gerçe~i teyit etmektedir.

Page 4: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- III -

Burhan Şeref "Mercani Mecmuası~, Orenburgda çıkan Din

ve Maişet adlı dergiyide tarayarak bilgi toplamaya çalıştım.

Ankara Milli Kütüphane Mikrofilm Arşivinden Rusyada yayınla­

nan Türk dergileri ve kitaplarının tesbiti ve bunlardan ya­

rarlanılması konusunda büyük istifadem oldu. Finlandiya'dan

Helsinki kütüphanesinden getirtilen Rusya Türklerine ait der­

gi've eserler ile İstanbul Türkiyat Enstitüsü Kütüphanesinden

büyük istifadem oldu. Buradaki görevlilere teşekkürü borç bi­

lirim.

Bu çalışmamda Rusya Türklerinde (İdil-Ural'da) mektep

ve Medreselerde yenileşmeyi ve geliştirilen ders programla­

rını incelerken, isıami e~itim kurumu olan mektep ve medrese­

lerin tarihi gelişimide özetle anlatılarak, inceleyece~imiz

konunun daha iyi bir şekilde aydınlanması hedeflenmiştir. Da­

ha so~ra İdil-Uraı'ın kısa tarihçesi ile birlikte, mektep ve

med!eselerin gelişimi, yenileşme hareketleri ve bu çabaların

sonuçları (Usul-i Cedit ile Usul-i Kadim) mücadelesi 'elimiz­

deki belgeler ışı~ında aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Zamanla sosyal ilimler, Fen ilimleri sahasında büyük

alimler yetiştirmiş olan bu Türk e~itim ve ögretim müessese­

leri (mektep ve medreseler)nin Rusya Türkleri arasında ulaş­

tı~ı seviye hiç de küçümsenecek ölçüde degildir. Bazı yeni­

likleriyle isıam dünyasında model teşkil edecek yapıya'kavu­

şan medreseler olmuştur.

İşte böyle bir konuda elimizdeki belgeler ve imkanla­

rımız ölçüsünde yaptı~ımız çalışmamızda bu konuya birazda 01­

sa'açıklık getirebildiysem kendimi mutlu sayarım.

Page 5: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

İ ç İ N D E K İ LER

IDIL-URAL •••••••••••••••••••••••••••••••••••••• ._•

Mui t .

Medreseler'de Okutulan Dersler •••••••••••••••••••••

Kazan Hanlığı ...•..............•...................

SAYFA NO

I-III

1

8

II

II .~

12

13

16

16

17

18

..........................

................................

.................................

..................................

....................................

........... ................................

Müderris •••••••••

Medrese Talebeleri

Sibyan Mektebi

İdil-Bulgar Devleti ••••••

Altınordu Devleti

II- İSLAM'DA MEDRESE •.•••..•••.....••••••••••.••••.•..•

I- ÖNSÖZ

III-

Rusya Devleti İdaresinde İdil-Ural Türkleri İdil

Ural'da Mektep ve Medreseler •••••••••••••••••••••• 19

Alimcan Barudı•••••

Kadı Abdürreşit İbrahim•••••••••••••••••••••••••••

Abdülkayyum Nasırı •.•••••••••••••••••••

Yusuf Akçura•••••.•••••.••.••••••••••••••••••.••••

26

26

27

29

29

30

31

33

34

36

38

41

42

43

44

.........

.............

......................................................

..............................

.............................

............................

...........................................................................

Kursavi ••.••••••••••••••••

Hadi Makaudı •••••••••..•.•.••••••••

Ayaz İshaki

Ahmet

Fatih Kerimı

Sadri Maksudi Arsal

Musa earuIlah Bigi .•••••••••...•.•••••.•••••••••••

Abdunnasır

Hüseyin Feyizhan

Rızaettin Fahrettin•••

İsmail Gaspıralı•••••

Şihabettin Mercani

IV- İDİL-URAL TÜRKLERİNDE YENİLEŞME HAREKETLERİ VE

BU HAREKETİN ÖNDE GELEN SİMALARI ••••••••••••••••

Page 6: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

SAYFA NO

IV- XX.yy.BAŞLARINDA İDİL-URAL'DA MEKTEP VE MEDRESELERİN

DURUMU••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

VI- USUL-İ KADIM••••••••••••••••••••••••••••••••••• ·•••••••

İdil-Ural'da Medreselerin Islahı••••••••••••••••••••••

VII- SONUÇ •••.•••••••••••..••••.•••••••.••••••••••••••••••

46

47

56

64

74

78

85

91......................................

Eğitimde Yenileşme Hareketleri ve (Usul-i Cedit) ••••••

Yeni Usule Göre Düzenlenen Ders Programları•••••••••••

Rusyada Muhtelif Zamanlarda Yapılan Rusya Müslümanları

Kongresinde Mektep ve Medreseler İle İlgili Olarak

Alınan Kararlar...•••..••..•••....••.•...••...••.... •••

VIII- BİBLİYOGRAFYA

İX- EK (4 sayfa)

Page 7: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

İSLAMDA MEDRESE

Medrese, (madrasa çogulu madaris), İbranice ve Arami­

ce ile müşterek olan Arapçadaki "-Okumak" kökünden gelmekte­

dir.(l) Arapça da "derase" kökünden medrese kelimesi "tale­

benin kendisinde ilim ögrendigi yer" m~n~sında olup, genel 4

olarak sibyan mektebinin üstünde egitim ve ögretim yapılan

orta ve yüksek derecede tahsil müesseselerine karşılık gel­

mektedir. Tesis edilen anlayış ve gucune göre bunların dışın~

da imaret, kütüphane, hamam V.s. il~ve edilirdi. Medreseyi

:tesis eden ister ~ir devlet büyügü, ister başka bir şahıs

olsun her medresenin bir vakfiye'si bulunmakta ve bu vakfi­

ye de medresenin nasıl işleyecegi ve vazifelilerin yevmiye­

leri gösterilmektedir.(2)

Bir camide muayyen bir hücre (oda) derslere ayrılın­

ca buraya "medrese" denilirdi. Mesela Şam'daki altı medrese

Emeviye Cami'nde bulunmakta idi. Bunlar Şahiniya,Gazaliye,

Kuşiye, Izziya, Safiniya, Munacca'iya diye adlandırilmıştı.

Bunların birincisi ile ücüncüsüne bazen sadece "halkanda de­

nilmekte idi. Medreseye aynı zamanda mescit de denilmekte.d. (3)ıı.

"Medrese" kelimesinin ilk olarak IX.yy'da kullanılma­

ya başlandıgı bilinmekle beraber medreselerin resmi bir te­

şekkülolarak devlet eliyle kurulması X.yy'da Karahanlılar

devleti zamanında gerçekleşmiştir. Arslan Gazi Tafgac Han

(ölm.103s) Merv'de bir medrese yaptırmış, vefatında oraya

defnolunmuştur.(4)

1) J.Peterson, "Mescit" lA, VIII, s.sı v.d.2) Cahit Baltacı, "xv-xvI:" Asırda Osmanlı Medreseleri", İstanbul, s.2s3) J.Peterson, a.g.m.4) Cahit Baltacı, a.g.e. s.s

T. C.Yükseköğretim Kurulu

Dokiimaııtasyon Merlıc6l?Ol

Page 8: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 2 -

Abbasi'lerde Halife Memun devrinde (813-8331 832 de

Bagdat'ta tesis edilen "Beyt'Ul Hikme"nin başına Arapça ve

SUryanice eserler veren Yahya b. Masiveyh (H.243/M.857) ge­

tirilmişti. Beyt'ül Hikme'lerde Arap, Yahudi ve Hıristiyan

ilim adamları beraber çalışıyorlar, Yunan, Hint ve eski iran

kUltUrUne ait kaynakları tetkik ediyorlar, Aristo ve Eflatun

gibi bir çok mUtefekkirin eserlerini Arapçaya çeviriyorlardı.

Yine bu devirde Bagdat'ta açılan "Beyt'ül ilim" ve "Dar'Ul

ilim" mUesseselerinde Beyt'ül Hikme'ler gibi birer ögeretim

merkezi oldukları anlaşılmaktadır.(5)

Medrese, önceleri Sünni mezhebi akidelerine göre dini

ilimler, hadis, tefsir, fıkıh ögreten hususi bir mektep idi.

Fakat V.(XI)yy.'da Abbasi halifelerinin kudretli tabileri ve

SUnnilik ile Eş'ariligin resmi hamileri Bagdat Selçuklu Sul­

tanları medreseyi hUkUmet idaresinin her sınıfı için seçkin

memur yetiştirmege mahsus bir devlet müessesesi haline koy­

dular. Medrese böylece kudretli bir siyasi ve dini propogan­

da merkezi, sUnniligin resmi mektebi ve hemen bir hUkümet

,müessesesi haline geldi.(6)

Medreseye karşılık olarak Fatımi ülkelerinde Şii 'le­

rin propoganda merkezi olarak "Dar'el ilim" adlı müesseseler

gelişmişitr.

Medreseyi BUyUk Selçuklu veziri Nizamü'ı MUlk'Un kur­

dugu ileri sUrUlmekte isede, el-Makrizi ile el-Suyuti ondan

önce medreseler bulundugunu belirtmektedirler ve Nişabur'da

dört medreseyi zikrediyorlar. Fakat N~zamü'ı MUlk'Un gayret

ve heyecanı medrese için yeni bir gelişme devrinin başlangıcı

olmuştur. Artık hükUmdarlar ve yüksek rUtbeli şahsiyetler

5) Cahit Baltacı, a.g.e., s.56) M.Van Berehem, "Mimari" LA. VIII, s.3l9

Page 9: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 3 -

medrese ile alakalanmaya başladılar ve NizamU'I MUlk'Un kur­

dugu yeni medrese tipi, y~ni talebeleri yedirip, içirip ba­

rındıran mektep tipi, bundan sonra revac buldu. Eski camiIer­

de de talebelerin yatıp kalktıkları odalar bulunduguna göre,

medrese ile mutad cami arasında esaslı fark yoktur. Yalnız

medreseler bilhassa talebelerin okuması, barınması göz önUn­

de tutularak yapılmıştır.(7 ) ~

Medrese adıyla açılan ilk yUksek egitim ve ögretim

mUesseselerininMerv ve Nişabur çevrelerinde açılmalarının

sebebIerinide farklı şekillerde izah edenler olmuştur. Bunu

'tek sebebe baglamak gUç olmakla beraber eski Uygur TUrkleri­

ne aıt Budist Vihara'ların CKUlliye), medreselerin bu bölge­

de ortaya çıkmalarına mUessir oldukları görUşU agır basmakta­

dır • M. Ö. III. yy. dan As ok a(l'v.\o.. u. i' \ ht;'J\~.!.Clf\h'\d~lf\) devrinden beri

hayrat 'olarak inşa edilen bu kUlliyeler öncelikle Budist ra­

hiplere TUrkçe adıyla "Toym"lara ikametgah ve yolculara ba­

rınak. teşkil ederdi. Fakat "Buyun" kUlliyelerinde toyunlar

hemde rahip olmayanlar, fakat dini kUltUr arayan talebeler

tahsil görUrlerdi. Bu gUn elimizde Dogu TUrkistan'da Turfan

da yapılan kazılarda elde edilen vakfiyelerden bir Tıp med­

resesi ile diger mesleklere ait mektepleri ihtiva eden Budist

manastırına ait vakfiye dikkati çekmektedir. Vakfiye VII­

VIII.yy.lara aittirki islamiyet buraya XV-XVI.yy.larda gel­

miştir. CB )

Medrese, İsI~mın dogdugu ve yayılarak hakim oldugu

memleketlerde isl~mi tedrisatın ve diger ilimIerin egitim ve

ögretiminin yapıldıgı bir egitim mUessesesi olarak dogup,

tekamUI ederek zamanla daha da sistemli bir hal almıştır.

Musul, Şam ve çevresinde hakim olan TUrk Atabegleri, Mısır,

Suriye ve Filistin de hakim olan EyyUbiler, Kuzey Afrika ve

İspanya da hakim olan EndUlUsler kendi topraklarında med re­

seler inşa etmişlerdir.

7) J.Peterson, "Mescitn , lA, VIII,s.SI v.d.8) eahit Baltacı, a.g.e. ~6 v.d.

Page 10: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 4 -

Türkistan'da muhtelif devilerde medreseler tesis edil­

miştir. HülAgünün annesi Buhara'da her biri 1000 talebeyi

barındıran iki büyük medrese yaptırmış, Timur (Ölm.1404)"

Semerkant'da medreseler tesis etmişti. Kadı-zade-i Rumi

(1337-1412) ve talebesi Ali Kuşçu, Osmanlı medreselerinde

akli ve tecrübi ilimIerin kurulup gelişmesine müessir olan

müderrisler, Timur'un torunu Ulug Bey (1394-1449) Semerkant~­

ta kurdugu medresede yetişmişlerdi. Ayrıca Şahruh Mirza da

yine bu şehirde medrese yaptırmıştı.(9)

Türkler X'YJ.dan itibaren islAmı kabul etmeye başla­

yınca, islamiyet geniş bir yayılma alanı bulmuş ve yeni bir

kuvvet kazanmıştır. Türkler islAmiyeti ögrenmek sonrada yaymak

için ihtiyaç duyulan müesseseleri alarak bunlar aracılıgıyla

(yani medreseler yoluyla) hizmet yürütmeye çalışmışlardır.

Karahanlılar müslüman olunca, kendileriyle çagdaş Ab­

basi devletinde mevcut olan medrese şeklini aldılar. Bu ku­

rumlar kısa zamanda ülkenin her tarafına yayıldı. Semerkant,

Buhara, Taşkent, Balagasun, Yarkent, Kaşgar gibi kentlerde

çok sayıda medrese kuruldu. Karahanlı Hükümdarlarının bilime

önem vermeleri, ilim adamlarını korumaları nedeniyle toplu­

mun bilgi düzeyi yükseldi. İç Asya'da sözü edilen şehirler

bütün dünyanın bilim, kültür ve sanat merkezleri haline gel­

di.(lO) Bu dönemin belirgin simaları, Farablı Ozlugogıu Meh­

met (Farabi), Belh'li Ebu Zeyd, felsefe; Sicistan'lı Ebu

Süleyman Mehmet, Ebu Hayr İbni Baba, tıp; Harezm'li Musa kar­

deşler, Bucizicanlı Ebulvefa rürkogıu Ebul Fadl, Ebu Berze,

matematik, Belh'li Ebu Maşer, Ferganeli İbni Kesir, astronomi,

geometri; Harezm'li Biruni, tabiiyat; Efşene'li İbni Sina,

tıp, felsefe, egitim dallarında şöhret kazandılar. Yine Ka­

rahanlılar dönemnde yetişmiş Türkçe ile Türk kültürünün en

eski ve en önemli eserini veren Balagusun'lu Yusuf, Kaşkarlı

Mahmut, Ahmed Edip ve Ahmet Yasevi de egitim tarihimiz açı­

sından çok büyük öneme haizdir.

9)lOlYahya Akyüz, Türk Egitim Tarihi, Ankara 198 s.ls11) a.g.e., s.16

Page 11: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 5 -

Batı Karahanlı devletinin meşhur hükümdarı Tamgaç Bug­

ra Han Ebu İshak İbrahim'in muhtemelen(1065-66) vakıf yoluyla

Semerkant'ta kurdugu bir medresenin vakıf belgesi günümüze

kadar gelmişitr.(12) Bu vakıf belgesi, üzerinde durulması ge­

reken önemli bir vesikadır. Belgeye dayanarak, medreseyi in­

şa eden hükümdar ve devlet adamlarının hangi anlayış içinde~

bulundugu, müessesenin işleyişinin düzenlenmesi ve bu konu-

lardaki nizamname hakkında daha kıymetli bilgiler elde etmek-

teyiz.

Vakıf belgesinin baş tarafında şöyle bir hadis zikre­

diliyor: "İnsanın ölümü ile amelleri de sona erer. Bunun üç

istisnası vardır, ölümünden sonra babası için dua eden dindar

bir ogula sahip olmak, etkisini sürdüren dindarca bir eser

bırakmak, insanların yararlanacagı bir bilimsel ürün vermek"

Bir de ayet-i kerime "Herkes yaptıgı iyiligi kıyamet günü

önünde görecektir" Bu hükümlere dayanarak hükümdarın "amel­

lerinin sürüp gitmesi için" bir medrese yaptırmak istedigi

belirtilmektedir.(13)

Medrese bilim ve din adamları için bir toplantı yeri

olacak, bir cami çalışma odaları, kütüphanesi, halk için

Kur'an okunan bir salonu, edep (genelolarak egitim, muaşeret,

genel kültür bilgisi ögretmeni için), bir avlusu ve bir de

bahçesi bulunacaktır.

Medresenin "Fakih" denen Hanef! bir müderrisi buluna­

cak, kendisine ayda 300 dirhem maaş verilecektir. Hanef! ol­

ması gereken ögrencilerin tümüne ayda 1500 dirhem maaş veri­

lecektir. Fakat en yüksek ögrenci maaşı 300 dirhemi geçmiye­

cektir.

12) Yahya Akyüz, a.g.e., l6.dan bk. Muhammet Kadir, Centrale, JournalAsiatugue, 1967.

13) Yahya Akyüz a.g.e. s.17 v.d.

Page 12: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 6 -

Ö~rencilerin maaşını da~ıtan ayda 50 dirhem, edep ö~­

retmenine ayda 100 dirhem, Kur'an okuyan ve duaları bilen oku­

yucuya ayda 125 dirhem, iki haderne olarak her birine ayda 50

dirhem, bekçi ve kütüphane görevlilerine ayda 50 dirhem veri­

lecektir.

Vakıf belgesinde di~er harcamalar da anlatılmakta ve

47 dirhem'in Lmiskal saf altına eşit oldu~u ileride paranın

de~işen durumuna göre iyi hesap yapılması istenmektedir. Hü­

kümdar bu medresenin yanında vakıf yoluyla bir de hastane

yaptırmış~ her ikisi için gelir getiri ci taşınmaz mallar bı­

rakmıştır.(14)

Büyük Selçuklular zamanında bu ö~retim müesseseleri

geniş bir devlet teşkilatı haline getirilmiş, devlet memur­

ları buralara yerleştirilmiştir. Bunlardan ilki Nişabur da

kurularak ilk defa "Medrese" adı kullanılmıştır. Nasıri

Hüsrev, Nişabur medresesinin Büyük Selçuklu Sultanı Tu~rul

Bey'in emri ile ve kendisi Nişabur dan geçerken (22 Nisan

1046) yapının epeyce ilerlemiş oldu~unu kaydeder.(ls)

İslam dünyasında medrese teşkilatının kuruluş ve ge­

lişmesinde en büyük hisse, hüphesiz Büyük Selçuklu Türklerine

aittir. Medreselerin geniş alanda devlet eliyle k~rulması,

tahsilin meccani (parasız) olması ve teşkilatının en küçük

ayrıntılarına kadar tespiti Selçukluların eseridir. Büyük

Selçuklular kurdukları medreseleri hem ilmin gelişmesini sa~­

lamak, hem ilmiye mensuplarına maaş bağlayarak onları devle­

tin yanında tutmak hususuyla Fatimilerin şii 'lik propoganda­

ları ve di~er Rafizi telakkilere karşı Sünni'liğin müdafası

ve tamimi amacıyla tesis etmişlerdir.

14) Yahya Akyüz, a.g.e., s.lS15) Oktay Aslanapa, Türk Kültürü, sayı: II/IS, 1964, s.97

Page 13: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 7 -

Melikşah ve Alp Arslan'ın veziri Nizamü'ı Mülk ilk med­

resesini Ba~datta inşa ettirmişti. Dicle kenarında mil.l064

tarihinde inşasına başlanan medrese iki sene sonra tamamlana­

rak 1066-67 de tedrise başlamış ve tamamlanması için 100.000

dinar harcanmıştır.

Nizamü'l Mülk bu medreseden başka Belh, Nişabur, Herat,

Isfehan, Basra, Amil, Rey ve Musul'da ve hatta bir rivayete

g8re Horasan'ın her şehrinde "Nizamiye" namıyle medreseler

açmıştır. Ancak bu medreselerin bir ço~u Ba~dat Nizamiye'si­

nin ilk kademeleri (musılla) seviyesinde idiler.(16)

Bütün islam dünyasında oldu~u gibi, Osmanlılarda da

e~itim ve 8~retim ~el olarak medreselere dayanmaktadır. An­

cak medreselerin dışında bazı yerlerde muhtelif seviye ve sis­

temlerde bu nevi faaliyetlerin yürütüldü~ü anlaşılmaktadır.

Saray içinde şehzadelerin yetiştirilmesine g8sterilen hususi

itina, mülki, idari ve di~er bazı elemanların yetiştirildi~i

Enderun-u Hümayun, kapı ve di~er bazı elemanların y~tiştiril­

di~i Acemi O~lanlar ve Yeniçeri Ocakları, saray dışında medre-

selere mahrec ( 8n, alt ) olan sibyan mektepleri ve her

sınıftan halkı tarikat disiplini altında yetiştirmeyi hedef

alan Tekke'ler bu cümledendir.(17)

İstanbul'da Sahn-ı Seman ve Musılla-i Sann, yani Tet~

.me medreseleri yapıldıktan sonra Osmanlı sınırları içindeki

medreselerde yeni bir teşkilata tabi tutuldu. Bu suretle med­

reseler aşa~ıdan yukarıya Haşiye-i Tecrit, Miftah, Kırklı

Hariç, Dahil ve Sahn-ı Seman olarak beş sınıfa ayrıldı.(18)

16) Cahit Baltacı, a.g.e., s.817) Cahit Baltacı, a.g.e., s.1618) İ.Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti'nin İlmiye Teşkilatı Ankara,

1984, s.ll.

Page 14: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 8 -

Tetimme medreseleri Sahn medreselerinde okuyacak tale­

beyi hazırlardı ve bir nevi idadi mahiyetinde idi. Buradaki

idadi tabiri şimdiki lise karşılıgı degil hazırlayıcı ve daha

eski tabirle Mahrec demektir. Medrese tahsilinin ilk dersleri

burada ögretilirdi. Tetimme'nin bir adı da musılla-i Sahndır.

Sahn'a ulaştırıcı demektir. Sahn da bulunan talebeye 'danişment",

Tetimme'deki talebeye "softa" denilirdi. Talebeyi okutanlara

"mUderris", bu gUnki manada doçentlerine "muit" (mUderrisin

verdigi dersi iade ve tekrar eden softa) adı verilir.(l9)

MUderrisin 20 veya 25 akçe yevmiye aldıgı medreselere

"Haşiye-i Tecrit, mUderrisin yevmiyesi 30-35 akçe olan medrese

Miftah, kırk akçeli mUderrisin medresesine Kırklı veya Telvih

ve bundan bir derece yUksek olan medreseye Haric Elli medrese

denildi. Bu kırklı yani kırk akçe yevmiyeli ve hariç elli ak­

çe yevmiyeli medreseler, Osmanlılar dan evvelki Anadolu Sel­

çuklularının, Anadolu beyliklerinin, vezir, sancak beyi ve

Umeranın yaptırdıkları medreselerdi.

MEDRESE'DE OKUTULAN DERSLER

Medreselerde ilk zamanlarda okutulan mevzular, genel

olarak Kur'an ile hadis olup bunlara Arap dili tetkikleride

ilave olunmuştur. Fıkıh ve İlahiyat sahasındaki gelişme neti­

cesinde bu konularda camilerde okutulmaga başlandı.(20)

İbni Haldun Mukaddimesinde islami ilimlerin bUtUnU hakkında

umumi bilgi vermektedir. Bunları Ulum-u Tabi'iye ve Ulum-u

Nakliye olarak ikiye ayırmaktadır. Birinciler, Tabii müşahede

ve mantıki muhakemeye dayanmaktadır. Bu sebebten bunlara fel­

sefiye yahut akliye adı verilmektedir, digerleri ise el-VAzi,

el-Şer'i tarafından bildirilen vahilere, dolayısıyla teblige

19) Osman Ergin, "TUrkiye'de Maarif Tarihi İstanbul, 1939 c.I s.8420) J.Peterson, "Mescit" lA, VIII, s.62

Page 15: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

9 -

dayanmaktadır. Ulum-u Nakliye islamiyetin tesbit ettigi bütün

ilimleri içine alıyor, bunlar arasında Kur'an, tefsir ve yed-i

kırat, hadis ve el-nasih vel-mansuh, mustalah el-hadis de dahil

olmak üzere yardımcı ilimler, el-Fıkıh, el-Feraiz (miras huku­

ku), istidlal usülleri ile mezheplerin taksimini içine alan

usul-i Fıkıh, el-Kelam (dini vecibelerin başında gelen imanın

geniş ölçüde izahı olan nakliye ve baştan başa mücerret delil­

lere dayandıgı için, mahiyeti itibarı ile akliye denilen iki

kısımdan ibarettir) Bir bakıma tatbiki kelam sayılan el-tasav­

vuf, rüya tabiri bulunmaktadır.

Sonraki dönemlerde medreselerin belirli mertebelere

bölünerek, okutulacak derslerde bu mertebelere göre medresele­

re konulmuştur. Bunun için bk. cetvel ••.

Kur'an ve hadis ilimlerinden sonra lisani ilimler gel­

mektedir. Bunlar dört kısma ayrılırlar, el-Nahv, el-Lügat,

el-Beyan, el-Adab ve bu son kısım bütün Arap edebiyatının tet­

kikini içine alır. Ulum-u akliye muhtelif şekillerde taksim

edilmektedir, belli başlı yedi kısma ayrılır. Diger bölümlere

temel teşkil eden el-Mantık, sayılar ilmi el-Aritmetik buna

dahilolan hisap v.b. el-Hendese, el-Haya, el-Musiki, eL-Tabi­

iyat. semavi, insani, hayyani, nebat! ve

madeni cisimlerin ilmi, bundan ayrılmış kollar olarak el-Tıb,

el-Falaha (ziraat), yedinci olarak ilm el-İllhiylt gel~ekte­

dir. Sihir, tılsım, yazısının gizli havası v.b.de islami ilim­

lere dahil bulunmaktadır.(2l)

21) J.Peterson, "Meseit", lA, VIII, s.63

Page 16: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

. \ 'l .:..

.....oi

I5OAkçe1l(Saım) 60~

.150 AkçeU MAkçen(Harlç) (Dab1l)40 ekçıeU40 akçe11

8OAkçe1l(mtnah) •

20 AkçeU(HaŞl,.ı Teer1d)KoDu

ı. Belagat Mutavva1 Şerh-l mlftah m1ttah Şerh-l mIttah ...

(Başbın (lcaz ve I1Daba' (beyan'dan (bazı ,erler)

1atlareye kadar) o IIODUU: kadar)

kadar)o,

2. KeJAm Baflye--l Tecrkl Başlye-l Tecrld Şerbf JL8Vakıt terh-lÇerh.l

(baft8n UmQr-ı (Umur-ı (vIlcub- mevakıt o

... , ınevakıf

ammeye°kadar) amme'den imklDdm (~yat)

Vucub-lmkADa 'araz'a kadar)

. kadar)

a.Ft1ah terh-l fera1z· Sa.dnJ.9terl& a) Badr'Wlleria ~pr1a ~ye H:ldaye a) Bldaye a) mdaye

(buyu'a kadar) (buyu'dan (bır ıwmu) • (baştan . (zekAt'tan (nlkahtan (buyu'c1aD

(f8rh-~ vDcaye) 801WD& kadar) Zeuta haccın buyu'ao

'~IL'ya

b) şerh-l fera1Z kadar) lIOnuna. o.' kad:iı') bdar)

.. '0 ~) b) Şufadan~ b) Ş~"'ı'.

. IIODUD& ferIJz- kadar. ;. 00 • o

4. Bad1I Kesablh a) Kes&bJh ·)lesab1h )ıes&blh Buharl . Buhaı1 Buhar!

b) Keşarık (baştaıf0 (buyu'dan (bır(lıı.cl) (tamamı) (Uçta blrl)

(tamamı) ~uyQ'a kadar) IIODUD& eut)

. kadar)o o

, . " .I. Usu1u'1- '!'anlh Te1vlh , Tetvlh '1'elvIh

fıkh(tamamı) (baft&IL (takslm-l (ahkAm. taıcstm-l evvelden ba!ıslnden

Evvele ahkAm lIOD1DL&o kadAr) babal.ıı.e 3W1ar)

. kadar):

~~.~ . ";.

o a) Kadı

- .: !.,.'

. . Be7da'VI

Bu Cetvel Prof. Hüseyin Atay'ın "Osm!'ffilılarda Yüksek Din Eğitimi" adlı eserinden iktibas edilmiştir.

Page 17: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 11 -

MÜDERRİs

Ders hocasına müderris ismi verilir. Bu terim islam

öncesinde de aynı manada kullanılmıştır. Üstaz ise bir nevi

şeref ünvanıdır. Medreseye özellikle meşhur bir müderrisin

ismi verilirdi. Herkesin girip çıktıgı eski camiIerde kuru­

lan medreseler, diger medreselere nazaran daha serbestirler.

İlk zamanlarda müderrislik resmen verilmiş bir paye olmayıp,

el ki~apları çıktıktan sonra müderrislik payesi icazet (bir

nevi diplama) ile temin edilme~e başlandı ve bu durum son

zamanlara kadar devam etti. Bir müderristen ders okuyan kimse

müderrisin yazdırdı~ı kitaptan ders vermek selahiyetini elde

edebilirdi. Müderris kitabın içine bu müsadeyi (İcaza) yazar­

dı. Herhangi bir ilimde icaza yazabilirdi, bu icazeti alan

kimse alimin bütün eserlerini okutabilirdi.(22)

Gerçek manada müderris, belirli bir tahsilden sonra

icazet, mülazemet ve beratla medreselerde ders kimselere de­

nilir. Tek dersaneli medreselerde bir, "Sahn-ı Seman ve Süley­

maniye gibi birden fazla dersanesi olan medreselerin her der­

sanesi için birer müderris bulunurdu.(23)

MuİT

Asıl müderristen başka her müderrisin yanında mtihte­

meleniki müzakereci (muid) bulunurdu. Muidin vazifesi, oku,

tulan bahisleri ders bittikten sonra talebelere tekrarlamak

ve az kabiliyetli talebelere anlatmaktan ibaretti.(24) Daniş­

mentler arasında ve en liyakatli olanlardan seçilen muit, hem

müderrisin derslerini tekrarlar, hemde danişmentlerin disip­

lini ile meşgulolurlardı. Sahn-ı Seman muitlerinin ise buna

ilaveten tetimme medreselerinde suhtelere ders verdikleri"" ""I k d" (25)goru me te ır.

22) J.Peterson, a.g.mk. s.6523) Cahit Baltacı, a.g.e. s.3l24) J.Peterson, a.g.mk. s.6825) CahitBaltacı, a.g.e s.33.

Page 18: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- l2 -

MEDRESE TALEBELERİ

Camilerde bir halkaya katılıp, müderrisi dinlemek her­

kesin hakkı idi. Muhterisler yalnız büyük müderrislerden ders

okumak isterler ve bu maksat ile isl~m dünyasında sık sık se­

yahatlere çıkarlardı. Talebe hocasının derslerini takip edip

bitirince, hocası ona okudugu ders için bir tasdikname veri~,

di.(26)

Arapların "talib" dedikleri medrese talebesine selçuk­

lular "Fakih" ve "Mül~zım", Osmanlılarda ise talib'in çoguıu

fttalebe" ve "tull~b" kelimeleri kullanıldıgı gibi Farsça da

alim"ve akıl manasını ifade eden "danişment" ve yine Farsça­

dan yanmış manasına "suhte" ve bundan muharef (degişiklikle)

olarak "safta" kelimeleri ile Arapçada istidatlı manasını

ifade eden "müsteid" kelimesi kullanılmıştır.Ancak bu keli­

menin "talibin-i müsteiddin" ve "muid-imüsteid" şeklinde

talebe ve muide sı fat olarak kullanıldıklarıda görülmekte­

dir.(27) Buna karşılık tabirinin Farsça "suhte~ kelimesinden

gelmedigini savunan Osman Ergin, Rıza Tevfik (Felsefe Ders­

leri, sayfa.14) e dayanarak: "Osmanlı Türkçesinde suf!, sofu

ve softa şekillerinde üç kelime vardır. Bunların üçü de yu­

nanca sofus tabirinden alınmış oldukları halde dilimize ya­

zılış tarzları gibi del~let ettikleri manalar da birbirlerin­

den ayrılmışlardır. Bunlardan tekkelerde isl~m felsefesi de­

mek olan tasavvuf ile fıkıh ve kel~m okuyanlara softa denil­

digi gibi, ne medreseli nede tekkeli sayılmayan, yani ne fı­

kıh ile kel~mı, nede isl~m felsefesini kavrayamayarak kaba

ve geri fikirli, dar zihniyetli fakat koyu bir dindar gorunen

kimselerede sofu denilir. Ata sözlerimizden, "Sofu sogan ye­

mez, yerse de kabugunu yerde koymaz" bunlar için söylenmiştir"

denilmektedir.(2a)

Medreselerde talebelere yatacak yer ve para verilmekte

idi. Sel~hettin Eyyubi tarafından yaptırılan el-Suyufiye'de26) J.Peterson, a.g.mk. s.6827) Cahit Baltacı, a.g.e. s.3228) Osman Ergin, a.g.e. c.I, s.34.

Page 19: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 13 -

müderrislere ayda onbir dinar ayrılmak şartı ile, derecesine

göre para verilirdi. Bir başka medresede her talebe günde üç

Ri tl e.1l~ Ok. \:0.) ekmek ve ayda otuz dirhem Fals (bCll\C.~\S\kt~) al­

makta idi. Bayramlarda et, şeker v.b. verilirdi.(29)

Danişmentliğin kademelerinde muitlikten sonra sıkı

imtihandan geçen talebelere "icAzetname" veya "temessük" de~

nilen diplama verilirdi. Bunlarda umumiyetle talebenin oku­

dugu dersler ve hocalar yazılır sonrada icAzetnameyi veren

hocanın ismi kaydedilir ve onunda hocalarının silsilesi sayı­

larak meşhur bir alime dayandırılırdı. Henüz muitlige kadar

çıkmamış talebelerinde bir hocanın dersini bitirdikten sonra

diğer bir hocaya devam edebilmeleri için mutlaka ellerinde

"temessük" diplama olması şarttı.(30)

SİBYAN MEKTEBİ

Sabi, denilen beş-altı yaşındaki kız ve erkek çocuk­

ları okutmak için açılmış olan ilk tahsil müesseselerine

bu ad verilir. (31) İslAmın ilk devirlerinde açılan "küttab"­

lara benzeyen ve her yerleşme yeri ile büyük şehirlerin her

mahallesinde açılan sibyan mektepleri okuma çagına gelen beş­

altı yaşlarındaki çocukların devam ettikleri yerler olup,

vakfiyelerde bu mekteplere "Dar'üt Ta'alim", "muallimhane",

"mektep" ve "mektephane" denilmektedir.(32)

Mektep, asıl manası "yazma öğrenilen yer" olup, müslü­

manlarca ilk önce birçogun Kur'An ögrenmesi lazım geldigin­

den, hakikatte" kur'An öğretilen yer" manasına gelmektedir.

Mektep kelimesi Arapçada yalnız yazı dilinde mevcuttur. Bu

şekli ile arap lehçelerinde görülmez konuşma dilinde, Kahire

ve Tunus'ta tercihen "küttab" kelimesi kullanılır.(33)

29) J.Peterson, a.g.mk. s.6930) eahit Baltacı, a.g.e., s.3331) Osman Ergin, a.g.e. c.I, s.68.32) eahit Baltacı, a.g.e. s.1933) Vedat Güngör, "Mektep", lA, VII, s.652.

Page 20: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 14 -

Sibyan mekteplerinde tedrisat, elifba(alfabe), yazı,

okuma, Kur'An-ı Kerim ve "amal-i arbaa" denilen dört işlem­

den ibaretti. Ögretmenine muallim, yardımcısın~ kalfa denir

ve mektep vakfiyesinde bunların yevmiyeleri gösterilirdi.Os­

manlı mekteplerinin sayısı her ne kadar tam olarak bilinmi­

yorsa da Evliya Çelebi, XVll.yy.da sadece Istanbul'da 1993

tane Sibyan mektebi bulundugunu kaydeder.(34)

Tanzimat'ın ilAnından (1839) bir müddet önce Umur-u

Nafia meclisince mevcut mektepleri bir düzene koymak gayesi

ile, hazırlanan bir layiha sibyan mekteplerini küçük ve büyük

olmak üzere ikiye ayırmakta ve bunların ders programlarını

tesbit etmekte idi. Bu düzenlemeye göre, küçük mahalle mektep­

leri, he ce ve bir iki hat im indirmek suretiyle Kur'An ögreti­

mine münhasır kalacak, camiIerin yanındaki daha büyük mektep­

lerde (sınıf-ı san!) mümkün mertebe kulak dolgunlugu, "Türk-i

İnşaa, Tuhfa, Nuhba, Subha-i Sibyan gibi lügatlar ve Birgivi'­

nin Akait risale v.b. gibi, ahlAk kitapları, hat ve kitabet

okutulacak idi." Sonradan bu layih Dar-ı Şura-i Bab-ı Ali'de

ve Meclis-i AhkAm-ı Adliye'de bazı degişiklikle~ugrayarak

kur'An hatmi üç veya altıya çıkarılmış ve sarf ve nahv ders­

leri de programlara konmuştur. Islahata tabi tutulan bu mek­

teplere "Rüştiye" adı verilmiştir.(35)

Osmanlılarda 1846 tarihinde yayınlanan bir talimatna­

mede, sibyan mekteplerinde okunacak dersler arasına harekeli

Türkçe, muhtasar ahlAk risAleleri, Türkçe tecvit, Türkçe i1­

mihal ve yazı derslerini iıAve etmiştir. 1869 tarihli Maarif-i

Umumiye Nizamnarnesi sibyan mekteplerinde okutulacak dersleri

şöyle tespit etmiştir. elifbe, Kur'An, tecvit ve ahlAk'a dair

risaleler, ilmihAl, yazı, hesap, muhtasar Osmanlı tarihi,

Coğrafya ve faydalı bilgileri (malumat-ı nafia)dır.

34) Cahit Baltacı, a.g.e. s.1935) V.GÜnyol, "Mektep", lA, VII, s.652 v.d.

Page 21: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

--.

- 15 -

S~byan mekte~lerindeki tahsil müddetine gelince bunun

lB46 tarihli talimatnamede dört sene olarak tesbit edildigi

görülüyor. lB59 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi de bu

süreyi dört yılolarak tesbit etmekte ve mektebe devam mec­

buriyetini erkek cocuklar için yedi, kız çocuklar için altı

yaşından başlayıp onbir yaşına kadar sürecegini esas olarak

kabül etmektedir.(36)

Usul-i Cedit denilen sisteme bir tecrübe zemini olmak

ve ileride yaygın hale sokulmak üz~re, Nuru Osmaniye Cami 'in­

de bulunan bir ibtidai mektebi lB72'de örnek mektep haline

getirilir.(lB79/1BBO)'e ait devlet salnamesinde İstanbul'da

ondokuzu erkek, üçü kız çocuklara mahsus olmak üzere yirmi

iki ibtidai mektep açılmış ve sibyan-mahalle, usul-i atika .

(eski usül) mektepleride imkan oldukça ibtidai mektep haline

sokulmuştur.

Böylece bir tarafta ders programı sırf dini olan sib­

.yan mektepleri yanında, tahsil müddetleri üç yıl ol~n ve ta­

lebeye elifbe, tecvit, ilmihal, kur'an dışında kıraat, hesap

yazı, kavait, cografya ve tarih dersleri de okutan usul-i

cedit tarzında ibtidai mektepler arada degişiklik olmadan

190B'e kadar devam etmiştir.

36) Vedat Günyol, "mektep", lA, VII, s.652-v.d.

Page 22: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 16 -

İDİL-URAL

İdil-Ural, kesin olarak cografi sınırları bulunmamakla

birlikte, sırasıyla İdil Bulgar devleti (m.s. V.-XIII.yy),

Altın Ordu devleti (1240-1503), Kazan Hanlıgı(1437-l552) ve

daha sonra da Rusya devletinin (1552-1917) hakimiyet sürdülü

bölgedir. Bu bölge 40-55 derece dogu meridyenleri ile 50-60

derece kuzey paralelleri arasında kalan topraklar olarak ad­

landırılabilir.

İdil-Uraı'ın bu gün Tatar, Başkurt ve Çavuş adını ta­

şıyan Türk asıllı halkları, etnik bakımdan esas itibarıyla

İdil Bulgarlarının neslinden gelip bundan başka Kıpçak (Ku­

man), Peçenek, oguz ve başka.kabilelerin karışmasıyla bu gün­

kü şekillerini almışlardır.CL)

İDİL BULGAR DEVLETİ

Orta İdil bölgesinde, m.s. V.yy.da Bulgar Türkleri

bir devlet kurmuşlar ve Kama ırma~ının İdil nehrine döküldü­

~ü noktayı çevr~leyen yerler Bulgar ülkesinin merkezi olmuş­

tur.(2) Zamanla sınırları genişlemiş, İdil Bulgarları olduk­

ça medeni ve tüccar bir kavim olmuşlardır.

Eski Rusya ilim Akademisi üyelerinden P.Keppen Bulgar

Türkleri arasına isl~m dininin m.s.VIII. veya IX.yy.larda

girmeye başladı~ını tahmin etmektedir. İdil Bulgarlarının

islamı savaş yoluyla degil ticari münasebetler sonucunda ka-

? bul etmeye başladı~ı bilinmektedir. m.s.X.yy.da bu bölgeyi

ziyaret etmiş olan İbn-i Rüşt. Bulgarların çogunlu~unun is­

l~mı kabul ettigini, köylerinde camiIerin ve ilk mekteplerin

1) Ahmet Temir, "Kuzey Türk Edebiyatı (Tatar-Başkurt)", TDErc, Ankara1976 s.505

2) A.Battal Taymas, Kazan Türkleri, Ankara, 1966, s.lS

Page 23: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 17 -

bulundu~unu yazmaktadır. Bulgar hükümdarı Almas Silgio~lu

m.s. 921 senesinde Abbasi halifelerinden Muktedir Billah'a

başvurarak Bulgar memleketine islamın esaslarını ö~retecek

ve cami inşası, kale tahkimi gibi konularda yardımcı olacak

insanlar istemiştir. Daha sonra Bulgar hükümdarı Abdullah b.

Cafer adını almıştır.(3)

XV.yy.ın başlarına do~ru "Bulgar" adını taşıyan bir

kavim İdil boyu sahnesinde çekiliyor, buralarda "Bulgar" adı

bile ortadan kalkıyor ve onun yerini "Kazanlı", "Tatar" ve

."Çavuş" gibi isimler alıyor. ( 4 )

ALTIN ORDU DEVLETİ (1240-1502)

Ruslar ve onlarla birlikte bütün Avrupa, Altın ordu

devletini oluşturan Türk-Mogol karışımına "Tatar" ismini ver­

mişlerdir. Daha öncede "Tatar" adının aslında muhtemelolarak

Türkçe "Tatmış", "Tatıran" has adları zümresine girer.(S)

Altın Ordu devletinin hakimiyeti (1238-1452) yılları

arasını kapsar. 1395 yılında Timur, Altın Ordu hükümdarı Tok­

tamış han ı a~ır bir yenilgiye u~ratır ve Altın Ordu devleti

zayıflamaya başlar ve daha sonraki devrelerde dagılır.

İslamiyet ve Ön Asya'nın islami kültürü, Kıpçak ülke­

sini zapteden bu Türk ve Mo~ol halklarına çok derin tesirler­

de bulunmuştur. İslamiyeti çok çabuk kabül eden ve bölgede

yaşayan çok sayıdaki Türk boyunun, Kıpçak ülkesine gelen Türk

ve Mo~ol fatihleri ile kaynaşması ortak bir İdil-Türk kültü­

rünün oluşmasını sa~lamıştır. Altın Ordu devletinde Mo~olla­

rın kendilerine has bir kültür hayatından bahsedilemeyecegi

3) A.B.Taymas, a.g.e. s.204) A.B? Taymas, a.g.e. s.235) Laszlo Rasonyi, ttTarihte Türklük", Ankara, 1988, s.218

Page 24: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 18 -

için R~slar üzerindeki etkileri genellikle islami yaşayış

tarzında olmuştur. XVI. yy.ın başında Altın Ordu çökerken,

İdi1 havzasındaki kültürel, ırk1 ve li sanı gelişme tamamlan­

mış ve bu günkü Dogu Avrupa bölgesinde reddedi1meyecek bir

faktör oluşturan Rusya Türkleri (Tatarları) teşekkü1 etmiş

oldu.(6)

KAZAN HANLIGI (1437-1552)

Kazan dev1et~ 1437 yılında Altın Ordu hanlarından Ce­

1attin Toktamış (1377-1395)'ın oglu olup, kendiside (1426-1436)

Altın Ordu hükümdarı bulunan U1ug Muhammet (1437-1445) tara­

fından kuru1muştur.(7) Kazan Han1ıgı Müslüman Türkler, Çuvaş

Türkleri, Fin ırkına mensub kavimlerden Mordıva1ar, Çirmiş1er

(Mariler), Ar1ar (Votiak1ar)dan müteşekki1di.(8) 1552 yılında

Kazan han1ıgı, Ruslar (IV.İvan) tarafından ortadan ka1dırı1­

mış.tır.

XVIII.yy.a kadar Kazan Ülkesi Rus vesikalarında Ka­

zan han1ıgı olarak geçer. İdare hususi bir mühre sahip bulu­

nan bir naibin elinde idi. Ve Moskova'da Kazan ülkesinin iş­

lerine bakan ayrı bir daire vardı. 1708'de Rusya'da vilayet­

ler teşkil edilirken Kazan, Başkurdistan ve Tereke kadar di­

ger ülkeler dahil bir vilayet haline getiri1di.(9).

RUSYA DEVLETİ İDARESİNDE İDİL-URAL TÜRKLERİ(1552-1917)

1552 yılında Kazan han1ıgı, 1556 yılında Astranan Rus­

ların hakimiyeti altına girdikten sonra, bu bölgede (İdi1­

Ural'da) yaşayan Türkler, 1917'ye kadar Rusya devletinin ida­

resinde kalmışlardır.

6) Nadir Devlet; Büyük İs1&ıı Tarihi, "Altınordu" İstanbul, 1988, s.178.7) R.Rahmeti Arat, "Kazan", lA, Ankara, 1988, s.505.8) A.B.Taymas, a.g.e. s.249) R.Rahmeti Arat, a.g.mk. s.515

Page 25: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 19 -

1781 yılında Kazan'da vilayet yerine, tekrar naiblik

ihdas olunmuş ve l793'te Kazan şehrinde bir Türk belediyesi

kurulmuştur. Türklerin mahkeme işleri (özellikle ticari mah­

keme, miras işleri v.b.) bu belediye idaresine tevdi edilmiş­

tir. l785'te Rusya devleti, hakimiyeti altındaki müslümanla­

rın dini olan İslamiyeti ve dolayısıyla müslüman tebanın var­

lıgını resmen kabül etmiştir. Böylelikle cami, mescit ve bun­

ların yanında mektep ve medreselerin inşasına müsade edilmiş­

tir. l789'da bir müftünün riyasetinde 2-3 kadıdan müteşekkil

ruhani idare kurulmuştur. Bu Kazanlıların istiklallerini kay-

bettiklerinden beri resmen elde ettikleri ilk sosyal müessese

olup, bundan sonraki milli ve kültürel hareketleri, bir süre

için' hep bu meclis etrafında toplanmıştır.(lO)

İDİL-URAL'DA MEKTEP m;MEDRESELER

İdil-Ural Türklerinde ve diger Rusya Türklerifide (müs­

lüman topluluklarda) egitim ve ögretim müesseseleri, islami

egitim sistemine göre olup, egitim sibyan mektepleri (Kur'an

Mektepleri) ve medreselerde yapılırdı. Mektep ve medreseler

nicelik olarak ve gerekse nitelik olarak çok farklılık arz e­

derler, bunlar arasında egitimde belirli bir sıtandart yok­

tur. Ancak bu okullarda egitim hizmetini yürüten imam, mual­

lim, müderris v.b.nin mesleki birikimine ve şahsi çabalarına

göre egitimin kalitesi yükselmektedir.

İdil-Ural'da islami egitim veren mektep ve medresele­

rin tarihi gelişimi incelendiginde, bu müesseselerin tamamıy­

la hanın destegi ile ayakta durdugu ve her yönüyle halkın ve

onun münevverlerinin sahiplendigi kurumlar oldugu anlaşılmak­

tadır. Yine bu bölgede açılan mektep ve medreselerin sayısın­

da da sık sık artışlar ve azalmalar görülür. Bunun sebebIeri,

Rus hükümetinin bölgedeki islam mekteplerine karşı izlediği

politika ve okulların içine düştüğü maddi kaynak yetersizli­

ği sayılabilir. Bilindiği gibi Türkler Rusya devleti içinde

10) R.Rahmeti Arat, a.g.rnk. s.5l6

Page 26: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 20 -

çok geniş bir co~rafi sahaya yayılmış durumdadırlar. Bu se­

beblerle bölgesel farklılıklar ve kendi aralarındaki iç. çe­

kişmeler yüzünden dil ve kültür birli~ine sahip olamadıkları

gibi gerekli olan milli şuura da erişememişlerdir.

Rusya Türkleri, Rusların yayılmacı ve istilacı karak­

terlerini kendi toplumsal varlıklarını tehdit eden bir unsur

olarak gördükleri için Ruslarla olan ilişkileri çok sönük

kalmıştır. Rusya devleti bu esnada (XVIII, XIX. yy. ve XX yy'­

ın ilk çeyre~i) batıya açılma ve batı uygarlı~ını yakalama

savaşı vermektedir. Fakat kendi tebaası olan Türklere karşı

sömürge politikası izleyerek onlara sadece dinı e~itim yap-

ma hakkını vermiş, Türklerin e~itim, kültür ve iktisadi alan­

da geri kalmalarına sebeb olmuştur. Böylelikle Türkler Rusya

devleti içinde dışa kapalı bir toplum haline gelmişlerdir.

XIX.yy.'in başlarından itibaren Rusyada, Türkler ara,

sında e~itim ve kültür alanında bir canlanma başlamıştır.

Kırım'da başlayıp İdil-Ural'da gelişen bu hareket, ~aha son­

ra buralardan di~er Türk bölgelerine yayılmıştır. XIX.yy.,

Rusy~ Türklerinin (Kırım ve İdil-Ural Türklerinin), hem mad­

di hem manevi sahada toplumsal bir hareketlili~e girdikleri

dönemdir. Bu uyanışın ilk basama~ını Buhara medreselerinde

eğitim gören Abdünnasır Kursavi (l765-lSl3)'nin Buhara tipi

e~itimin toplumun ihtiyacına cevap veremiyeceği görüşünü

ortaya atmasıyla başlar. Ayrıca batı tipindeki Rus okulları­

na Türk gençlerinin gitmeye başlaması ve özellikle Rus hü­

kümetinin Tatarları eritmek için açtı~ı "Rus-Tatar Okulları"

tam tersine Türk-Tatar toplumunun eğitim ve kültür hareket­

lerinin gelişmesine hizmet etmiştir.

Rus mekteplerinde ça~daş e~itim yapılır ve teknik bil­

giler öğretilirken, İdil-Ural bölgesindeki Türk mektep ve

medreseleri toplumun ihtiyacına cevap vermekten çok uzak idi.

Yerli Müslüman ahali asri ihtiyaçların ne oldugunu anlayacak

seviyeye çıkmış değildi, diğer yandan milli varlığın temelini

Page 27: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 21 -

isl~m dini teşkil ettigine göre, bir millet olarak yaşamanın

isl~miyet sayesinde mümkün olacagına kanaat getirmiş~e bu

yüzden egitim ve öjretimde her şeyden çok dini bilgilere

ehemmiyet verilmiştir.

Okuma _, pratik manada düşününce zenginlik getirmeyen,

fazla itibar edilecek bir fiiliy~t kabül edilmiyordu. Rus

hükümeti müslümanları idari vazifelerde kullanmadıgı için

Türkler arasında memurluk, meslek olarak yerleşmemiş, mevcut

olan mektep ve medreselerde Kazan ve çevresinin köy, kasaba

ve şehirlerine molla ve muallim (halife)ler yetiştirmek sure­

tiyle ihtiyaca cevap verdiginden bu müesseseler halkın ihti­

yacını karşılıyordu.(ll)

Tatarlar, II. Katerina(1782-l796 )'nın yayınladıgı

"dini hoşgörü kararnamesi"nden (1785) sonra elde ettikleri

haklar sayesinde ilk d~ müslümanlıga ait din kitaplarının

basılmasına dair lisans almışlar ve l802'de Kur'~n'da dahil

olmak üzere bu kitaplardan 14.300 adet basmışlardır~ Elli

yıl sonra (1853-1859) yalnız Kazan Üniversitesi Tatar dili

ile 326.700adet kur'~n diger kitapları basmıştır. 1854-1864

yılları arasında Tatarlar tarafından basılan kitap sayısı

1.000.000 adeti geçmiştir. Müslüman dini cemaati idaresinin

kontrolündeTatar okullarının yayılması yavaş olmamıştır.

1844'de Kazan'da 4 medrese ve 1860'da orta Volga sahası ve

gü'ney Urallar dahilolarak 1859 adet Tatar mektebi (camide

mollalar tarafından·idare edilen İlkokul) vardı. Bunlardan

yalnız Kazan ilinde 408 adet idi.(12) II. Katerina ( )

zamanına kadar geçen dönem içinde müslümanlara karşı uygula­

nan baskı bütün şiddetiyle su yüzüne çıkmıştı. Camiler yık­

tırılıyor. kur'~n okulları kapatılıyordu. 1738-1755 arasında

11) A.Nimet Kurat, "Kazan Türkleri'nin Medeni Uyanış Devri" AÜDTFCF Derg.XXIII, s. 3-4 Ankara 1965, s.99

12) Sergei A.Zenkovsky, (çev.İzzet Kantemir), "Rusya'da Pan-Türkizm veMüslümanlık", İstanbul, 1983. s.23.

Page 28: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 22 -

Kazan eyaletinin 536 camii'nden 4l8'i kapatıldı. Diger yan­

dan Rus misyoner papazlarının yönetimindeki özelokullar din

degiştiren çocuklar için anti-müslüman faaliyete güç vermek

için vakıf mallarına devlet adına el kondu.(13)

Rusya ile Türkistan (Hive, Hakant, Buhara hanlıgı'na

ait topraklar ile Türkmenlerin yaşadıgı bölge) ve Kazakistan

(Sibir hanlıgı toprakları ile Başkurtların yaşadıgı toprak­

ların bir kısmı, Nogay ve Yakutların yaşadıgı topraklar) ara­

sındaki ticareti ellerinde tutan Kazanlı tüccarlar yakından

gördükleri Buhara medreselerinde kendi çocuklarını ve başka

'çocukları okumaga teşvik ediyorlardı. Neticede Buhara'dan

tahsilden dönen Tatar gençleri şehirlerde ve köylerde medre­

seler açtılar. "Damollalar"(14) Buhara usülü din egitimi yap­

tılar.

XVIII.yy.'in ikinci yarısında egitimi himaye etmek

isteyen imam ve zenginlerin yaşadıgı Kazan ve büyük Türk köy­

lerinde çok sayıda yeni medrese ortaya çıktı, Mesel~, Kazan'da

l77l'de Ahund ve Apanay medreseleri, l780'de Emirhan medrese­

si açıldı. Bu devirde Büyük Sabı, Küçük Suni, Satış, Menger,

Kışkar, Asan, İli gibi kasabalarda medreseler kuruldu. Kazan­

lı mollalar artık yalnız Buhara'da degil İstanbul, Kahire ve

Medine'de yetişmekte idi. 1833 yılında K~zan vilayetinde ca­

milerin sayısı 688 iken, l868'de 729'a yükselmişti. Kazan'da­

ki müslümanların nüfusu ile mukayese ettigimizde 619 kişiye

(310 erkege) bir cami düşmekte idi. Aynı şehirde 1420 hıris­

tiyana bir kilise düştügü gözlenmektedir.(15)

XIX.yy.'ın ortalarında Kazan vilayeti ve çevresinde

şöhret bulan. belli başlı medreseler; Kazan, Çistay, Buva,

13) A.Beningsen, (çev.Nezih Uzel), Stepte Ezan Sesleri, s.ll14) Damolla; Rusya müslümanları arasında yüksek molla manasında kulla­

nılan bir ünvandır.

15) Nadir Devlet; "Rusya Türklerinin-Milli Mücadele Tarihi",. Ankara,1985, s.8

Page 29: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 23 -

Orenburg, Astrahan, Troisk ve Kargalı gibi şehirlerden başka

bilhassa, Kışkar başta olmak üzere Kursa, Meckere, Sasna,

Satış, Taşkiçü, İsterliamak, Tımtık, Timeş, Bubi Çakmak, Ka­

ran, Taygusan, Şaymurza, (Sibir kazası), Çeçli (seIçli), Tün­

ter ve Kizlev gibi medreseler mevcuttu. Bügülme kazası Çer­

çili köyündeki medresede büyük bir din alimi, tarihçi ve Türk­

çü Rızaettin Fahrettin bir süre görev yapmıştır.(16)

Ufa vilayetinde 1914 yılında mevcut olan 1579 Tatar

okulunun 99'u yüz yıldan önce açılmıştı. Kalanlar ise 1813­

1913 yılları arasında tesis edildi. 1905-1907 yılları arasın­

'da ise 292 mektep, yani vilayettekilerin %18,5'i açıldı.

l898~19l5 yıllarında 763 okul (%48,3) açılmıştır.

Kazan vilayetinde mektep ve medreselerde tahsil gören­

lerin sayısı takriben 70 bin olup, ortalama her 9 müslümandan

birinin talebe oldu~u anlaşılır. Kızlarda bu oran 1/12 dir.

Rus ahalisinde ise bütün okullar dahil oldu~unda bu oran er­

keklerde 1/10, kızlarda I/SS tir.(17)

Rusya ile Türkistan arasındaki ticari münasebetlerin

canlanması nedeniyle İdil-Ural'dan Buhara'ya tahsil için müs­

lüman Türk talebeler gitmeye başlamış ve bunun sonucu olarak

XIX.yy.dan itibaren İdil-Ural bölgesinde Buhara tipi e~itim

yapan medreselerin sayısında artış olmuştur. Rus hükümetinin,

hristiyanlaştırma ve eritme politikasına karşı tepki olarak

İdil-Ural Türkleri Buhara medreselerine yönelmişlerdir.

l758'de Kazan'da birinci Rus "Gimnaziye"si (klasik

lisesi) açılmıştı. 1834 yılından 1866 yılına kadar olan 32

sene içinde bu liseyi yalnız 30 Türk çocu~u ikmal etmiştir.(18)

16) A.Nimet Kurat; a.g.mk. s.97.17) A.H.MRhmutov; Stonovlenie, Kazan, 1982, s.13 v.d.18) A.B. Taymas; Ben Bir Işık Arıyordum, İstanbul, 1962, s.32 v.d.

Page 30: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 24 -

Süratle artan okullaşma oranı nedeniyle Rusya'daki Ku­

zey Türk aydınları arasında kendi toplumsal hüviyetlerin ta­

nımlamak için çeşitli fikir akımları ortaya çıkmıştır. Bunla­

rın başlıcaları islam birligi, Türk birligi ve Tatarcılık ce­

reyanı olarak özetlenebilir. Kazan'daki hüseyniye medresesin­

de hocalık Cemalettin Velidi l~anlarının Türkçe olmasından

Tatarların kendilerine Türk demelerinde ısrar ediyordu.(19) ~

Tatar gazetecilerin bu Türk birligi görüşü Kazan ve Ufa'lı

tarihçiler arasında önemli destek buldu. Bütün insanlıgı Ari

(Indo-Avrupai) ve Turani gruplara bölentarihçi Hasan Gata

tarafından Tatar ilkokulları için 1907-1909'da Türk tarihi

hakkında iki ders kitabı yayınlanmıştı.

İkinci görüş Tatarcılık cereyanını içeriyordu. Bunun

savunucuları arasında en kuvvetlisi Kayyum Nasıri gelmekte­

dir. Alimcan İbrahim(ov) ve Hadi Maksudi'de bu görüşün müdafi­

leri idi. İbrahim(ov) "Hiç bir kimse inkar edemezki bizler

Türküz. Türkler büyük bir ırktır, muhtelif kollara bölünmüş­

tür ve her biri ismini almıştır. Biz bu kollardan birini teş­

kil ediyoruz, müşterek isim olan "Türk Soyu" isminden başka

"Tatar" ismini taşıyoruz•••• Bir slav Rus olabiliyorsa o za­

man bir Türkte Tatar olabilir •••• hayır biz Tatarız! Bizim

dilimiz Tatarcadır. bizim edebiyatımız Tatar edebiyatıdır,

bizim problemimiz Tatar problemidir ve bizim istikbaldeki

uygarlıgımız bir Tatar uygarlıgıdır."(20)

İdil-Ural'daki Türk kültürünün BulgarIara dayandıgını

savunan ünlü tarihçi ve ilim adamı Şihabettin Mercani'de bu

görüşü ile büyük kabül görmüştür. Bu görüş "Bulgarların Ta­

rihi" isimli eserin yazarı Gaynuddin Ahmario1 tarafından des­

teklenmiştir. Bütün bu görüşler ileri sürülmekle birlikte

19) S.A.Zenkovsky; a.g.e, s.9820) S.A.Zenkovsky; a.g.e, s.lOO

Page 31: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 25 _.

İdil-Ural halkının etnik kökeni hakkında han~ tezin daha faz­

la geçerli oldu~u tam olarak belirlenmiş de~ildir. İdil-Ural

Tatarları degişik etnik elemanların karışık bir halitası

(alışımı) idi. Bunlar arasında üçü en önemli alandır. İdil

sahasının eski halkı Fin-Ugor asıllı idi ve bunlar buralara

tarih önc~si zamanlarda yerleşmişler ve bugüne kadar Mordiva­

lar ve Mariler kısmen kalmışlardır. VII.yy.'da Bulgarların

bir grubu İdil'in Kama ile birleştigi yerde yukarı İdil'de

görünmüşler ve orada İdil Bulgar Devletini kurmuşlardır.

922'de bir Bulgar hanı (Almas Silgi Oglu) islAm dinini kabül

etmiş ve bu suretle islAm dininin kuzeydeki yuvası ortaya

çıkm~ştır.

Page 32: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 26 -

İDİL-URAL TÜRKLERİN'DE YENİLEŞME

HAREKETLERİ VE BU HAREKETİN ÖNDE

GELEN SİMALARI

XIX.yy'ın başlarından itibaren İdil-Ural'da yaşayan

Türkler (Tatarlar)in Rusya hükümetinden elde ettikleri ikt~­

sadi ve dini hakların etkisiyle toplum olarak bir canlılık

içine girdikleri görülmektedir. Kısa zamanda bu gelişmeler

fikir sahasınada yansımış ve e~itim sisteminin yetersizli~iy­

le birlikte mektep ve medreselerin ıslahı veya yeniden inşa

,edilmesi fikri savunulmaya başlanmıştır. Bu konuda fikri sa­

vunmayı yapanlardan birisi Abdünnasır Kursavi'dir.

ABDUNASIR KURSAVİ (1765-1813)

Kazan şehrine yakın olan Kursa köyünde 1765 yılında

do~muş olan Kursavi, küçüklü~ünde Malmıj kazasındaki "Meçke­

re" medresesinde tahsilini yaptıktan sonra, Buhara'ya gitmiş

ve Türkmen şeyhi Niyaz-Kul ve Şah Niyaz adlı üstadlardan ders

almıştır.(l)

Buhara'da medreselerin, skolastik e~itim ve düşünce

sistemine karşı çıkan Kursavi, içtihat kapısının herkese açık

bulundu~u görüşünü müdafaya başlamıştır. Ona göre her islam

alimi kur'an ve hadis'i kendi aklı ve kanaatına göre tefsir

etmek, açıklamak ve hakikati aramak yoluna ve vardı~ı netice­

lere göre amel etmek hakkına sahiptir; yani Buhara'da tatbik

edilen ve e~itim sistemini eleştirmiş ve ona karşı çıkmıştır.

Bu düşüncesinden dolayı Buhara'da ölüme mahkum edilmiştir,

buradan hayatını kurtararak memleketine dönmüş, Meckere med­

resesinde müderris olarak derslere başlamıştır. Kursavi,

fikirlerini Arapça olarak kaleme aldı~ı "el-İrsad-ı IiI ibad"

(Kuralların andınlat) adlı eseri ile yaymak istemiştir.(2)

1) A.N. Kurat; a.g.mk. s.lOl2) a.g.mk. s.lOl v.d.

Page 33: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 27 -

Kursavi, 1813 yılında hacca giderken İstanbul'da koleradan

vefat etmiş olup, mezarı üsküdar'dadır.

ŞIHABETTİN MERCANİ(18l5-l889)

Kursavi'den sonra din, eğitim, kültü~ v.b. sahalarda.,

çalışmalarda bulunan ve bu çalışmalarının semeresini kendi

yaşamında girebilen ilk kişilerdendir. Mektep ve medresele­

rin ıslah edilmesi fikrini savunan Mercani Kazan'da kendi

adına kurduğu medresede bu yenilik teşebbüsünü gerçekleştir-

.miştir. Kazan çevresinde Mercan köyünden olup soyadını bura­

dan almaktadır. Babası Bahattin hazret, Yapancı köyünde imam

iken, sonra Taşkiçü köyüne göç etmiş, orada medrese açmıştır.

Mercani, küçük yaşta babasının medresesinde okudu ve

erkenden Arapça, Farsça öğrendi. 16 yaşında iken babasının

medresesinde halife (öğretmen)'lik yaptı.(3)

1867 yılında MercAni'ye "Duhovnıy Sobraniya"" (Ruhani

Meclis) tarafından "Ahund ve Muhtesiplik" derecesi verildi.(4)

MercAni, ilmi sahada, fikir ve düşünce sahasında gayet derin

çığırlar açmış ve en önemliside fikir ve düşüncelerini tatbik

imkanı bulmuştur. Bulunduğu devrede en büyük gayret sahibi

olup kendisinin yetiştirdiği şakirt(talebe)'ler ilim ve diğer

konularda büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.

Mercani, Kazan'ın ileri gelen zenginlerinden İbrahim

bey'in himayesinde bir medrese açmış, daha sonra aralarında

çıkan ihtilaflar üzerine Mercaninin kendi mahallesi ve ikinci

mahallenin ileri gelenleri aralarında akçe toplayıp Mercani

medresesi diye büyük Taş medrese (Medrese-i Aliye) bina etme­

ye girişmişlerdir. 25 Eylül l88l'de(5) tamamlanarak şakirt­

ler yerleşip ögrenime başlanmıştır.

3) A.N. Kurat; a.g.rnk. s.1044) Burhan Şeref; "Doğumunun lOO.yılı "Mercani Mecmuası", Kazan 1915, s.985) B. Şeref; a.g.e. s.lOl

Page 34: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 28 -

Medrese, yeni usulde e~itimi benimsemiş olup, bu do~­

rultuda gelişme göstermiştir, fakat bu gelişmeler tatmin edi­

ci olmayıp, ihtiyaca cevap vermekten uzaktır. Mercani bu du­

rumu kendiside dile getirmiş ve medrese ders programını yeni­

leme gayretlerinde bulunmuştur. Köklü ve hızlı bir program

de~işikli~inin talebelerden ve halktan tepki alma ihtimali

oldu~u için belki ileri derecede de~işikliklere girişmemiş

olabilir.

Dini ve tarihi konularda kıymetli eserler veren Şiha­

bettin Mercani, islami ilimlerden fıkıh, kelam, akait, usul-i

fıkıh, v.b. sahalarda eserler vermiştir. Kendi toplumuna ta­

rih şuuru ve milli benlik kazandırmak içinde, eserler vermiş­

tir. Bunlardan, Gulalatu'z-Zaman fi Tarih-i Bulgar ve Kazan,

di~eri ise Müstefatu'l Ahbar fi Ahval-i Kazan ve Bulgar adlı

2 ciltlik tarih kitabıdır. Ayrıca Meşari-ul-Usuli, fen hak­

kında sade bir metindir. Mercani'nin fenne verdiği ehemmiyeti

göstermesi bakımından mühim sayılabilir.(6)

Şihabettin Mercani, hem siyasi hemde medeniyet. tarih­

çisidir. Talim tarihini, eski adetler, milli meseleler tari­

hini, mescitler, hatta edebiyat tarihini doyuran ilk adımla­

rını atan Kazan Türklerinin en büyük simalarındandır. Milli

şuuru halkına aşılamış ümmet olmaktan çıkıp, milli.şuurun

uyanmasında mühim rol. oynamıştır.(7) İdil-Ural bölgesinde

yaşayan Türk toplumunu etnik kökeni hakında geniş kapsamlı

çalışmalarda bulunmuş olan Mercani, bu konuda yeni görüşler

ortaya koymuştur. Bu görüşünde incelemeye aldı~ı İdil-Bulgar­

larıdır. Tarihçi ve din alimi Mercani 1889 yılında Kazanda

T vefat etmiştir.

6) Nadir Devlet; "Şihabettin Merdmi", Kazan, VI, (Aralık 1971-Şubat 1972)7) Nadir Devlet; a.g.mk. sayı VI.

Page 35: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 29 -

ABDÜLKAYYUM NASIRİ (1824-1902)

Nasıri, Kazan eyaleti, Züye kazası "Yukarı şardan"

köyünde 1824 yılında dogmuştur. Babasının yanında tahsile

başladıktan bir müddet sonra, Kazan'a gelmiş ve Ahmet hazret­

in medresesine girmiş, burada din ilimIeri, .Arapça ve Farsça

ögrenmiştir.(8) Nasıri müsbet ilimlerle ilgili yogun çalışma­

lar yapmış ve dilde de Tatarcılık ce reyanını savunmuştur.

Tatarca'nın ayrı bir dilolarak kullanılması için gayret gös­

termiştir.

Nasıri'ye göre, tıpkı vaktiyle Ali Şir Nevayi gibi fa­

kat, Mercani'nin tam tersine olarak Türk dili, Arapça ve Fars­

ça'dan üstündü. Kazan vilayeti halkının dili ise Türk dille­

rinin içinde bir dil yani Tatarca idi.

HÜSEYİN FEYİZHAN (1801-1907)

Hüseyin Feyizhan, Simbir eyaleti Kurmış kazası, Saba­

çay köyünde dogmuştur. Mercani medresesine gelip ulum-ı ali­

ye tahsil etti. Mükemmel istidadı, ictihadı, dogru fikri ile

Mercani'nin dikkatini çekti.

Petersburg'ta Dar'el-Fünun'un el-Siney-i Şarkiye şu­

besinde Arapça, Türkçe dillerinde muallimlik yapmıştır.(9)

Rusça eserlerden istifade etmek suretiyle modern tarih ve

arkeoloji araştırmaları usüllerinide elde etmiştir.(lO)

"Tatar medreseleri ve onları ıslah" isminde önemli bir ese­

ri vardır. Eserinde medreselrin ilmi gelişmeleri ve tarihçe­

leri hakında bilgiler mevcuttur. Kırım hanlarının Ruslarla

muharebeleri hakkında mühim bir eseri vardır. Tatar dilinin

8) A.N. Kurat; a.g.rnk., s.107 v.d.9) Burhan Şeref; a.g.e. s.lls10) A.N. Kurat; a.g.rnk. s.110

Page 36: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 30 -

sarf ve nahv'ı hakkında yazdıgı Rusça bir kitabı olup ayrıca

menasıb-ı diniyye konusunda küçük bir risalesi vardır.(ll)

Medreseler hakkındaki risalesi Mercani kütüphanesinde olup,

bu konudaki bazı fikirleri Rızettin Fahrettin'in "Asar, c.2,

s.432-443" eserinde zikredilmiştir.

RIZAETTİN FAHRETTİN (1856-1936)

Yazar, gazeteci, şair, kadı ve 19l7'de iç Rusya ve Si­

birya Türk-Tatarları milli idaresi (Ufa millet meclisi) tara­

fından müftü yardımcılı~ına seçilmiş ve çok yönlü olarak faa­

liyetlerde bulunmuş en kuvvetli simalardandır. Samara gubir­

nası (vilayeti), Bügülme uyezdi (kazası) Küçükçatı köyünde

do~muştur. Medrese tahsili görmüş, İsmail Gaspıralı'nın

"Tercüman" gazetesini okuyarak, Şihabettin Mercani'nin eser­

lerini te tki k ederek yeni görüşler edinmiştir.

Rızaettin Fahrettin, gençliginde imamlık yaparken

"İtibar" adlı eserini kaleme almıştır. 1890 yılında.Orenburg

ruhani idaresine kadı olarak seçilmiştir. Ufa'da iken imam

Gazzali, İbn Rüşt, İbn Haldun, İbnu'l Esir gibi islam mütefek­

kir ve tarihçilerinin eserlerini tetkik etmiştir. Ayrıca di­

~er Türk yazarlarının eserlerini okumuş, incelemiş ve hatta

Servet~i Fünun edebiyatını ve Türkçülük akımını ögrenmiştir.

1905 yılında Ufa'daki önemli mevkiini bırakarak Orenburg'a

taşınmış "Vakit" gazetesinde Ocak 1908'den itibaren "Şura"

dergisini çıkarmaga başlamıştır. 1900'de "Asar" isimli biyog­

raf ya eseri basılmıştır. "MeşhurHatunlar" adlı biyografik

bir eser kaleme almış, Müftü Alimcan Burudi ölünce (6 Aralık

1921) yerine müftü tayin edilmiştir. 1936 yılında bu görevde

iken vefat etmiştir.(12)

11) Burhan Şeref; a.g.e., s.11512) N.Devlet; "Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi" s.176

Page 37: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 31 -

Rızaettin Fahrettin; taassuptan uzak bir düşünce çiz­

gisinde, islam kalarak batı medeniyetini yakalama anlayışını

savunmuş bir insandır. Romandan başlayarak din, tarih, edebi­

yat, ahlak ve içtimai konular üzerinde pek çok eser neşret­

miştir.(13)

İSMAİL GASPIRALI (1851-1914)

Türk dünyasında "dilde, fikirde, iş'te birlik" idea-

lini ortaya atan ve bütün hayatı boyunca bu ideale hizmet et-

miş olan Gaspıralı İsmail bey l8sl'de A~ıköy'de(14) dogmuştur.

İlk tahsilini Kırım'da ~ahçesaray şehrinde yapmış, 10 yaşında

Akmesci t' teki Rus Gimnazı' ' (lisesi) ne girmiş, orada iki

yılokuduktan sonra Mosko\~ Askeri idadi'sine gönderilmiştir.Cls )Babası Mustafa aganın Gaspıral köyünden olması nedeniyle İsma-

il beye Gaspralı lakabı verilmiştir.

Moskova'da pan-SlavLst akımın güçlü olması sebebiyle

bundan etkilenen İsmail bey, arkadaşı Mustafa Mirza ile Aske­

ri Lise'nin son sınıfına geçtikleri 1867 yazında Moskova'dan

ayrılıp, Osmanlı ordusuna gönüllü katılmak isterler bu teşeb­

büsleri yarım kalır, bunun üzerine l868'de henüz 17 yaşında

iken Kırım'daki en yüksek Türk okulu olan Zincirli Medrese­

sinde Rusça ögretmenligine başlamıştır. Bir sene sonra Yalta­

da Dereköy mektebine ögretmen tayin edilen Gaspıralı, iki se­

ne müddetle orada çalışmış ve yeniden Zincirlifdeki eski va­

zifesine dönmüştür.(16)

l87l'de Türkiye'ye gitmeye karar veren Gaspıral ,

l872'de Paris'e gitmiş, 1874 sonunda İstanbul'a gelmiş ve

l87s'te Kırım'a dönmüştür. Gezilerinde edindigi gözlemler,

13) A.N.Kurat; a.g.mk., s.12614) Mehmet Saray; "Gaspıralı İsmail Bey" Ankara, 1987, s.l. .15) A.N.~urat; a.g.mk, s.11216) M.Saray: a.g.e., s.2

Page 38: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 32 -

inceleme ve raştırmaları neticesinde egitimde kendi zamanın­

da uygulanan egitim metodunun geriligini, yetersizligini tam

teşhis edip çözüm için teşebbüse geçmiş ve kısa zamanda bü­

yük mesafeler katetmiştir.

Gaspıralı lsmail Bey, Türk okullarındaki tedrisatın,"'

yeni usülde düzenlenmesi konusunda ve usul-i savtiye (heceleme

metodu ) nin sagladıgı pratik verimi elde ederek Türk egi­

tim tarihinde yeni bir çıgır açmıştır. Bu konuda bütün gücü­

nü seferber ederek, yeni usulü Türkler arasında yaymaya ça-

~lışmıştır. Bu başarılı faaliyetleri yönünden Türk egitim tari­

hind~ mümtaz bir yere sahiptir.

İsmail bey Gaspıralı, Rusya Türkleri arasında sürdür­

dügü dilde birligin saglanması ve egitimde yenileşme faali­

yetlerine devam ederken; Rus hükümeti'de "Türkistan'da lehi­

ne hizmet edecek ufak kabile edebi lisanlarının vücuda gel­

mesine zemin hazırlıyorlar, ve hatta 1860 ta meşhur ilmins-

ki kendisinden bir ilave ile Kazakça (İrtargın) kıssasını

neşrediyor. 1870 te ise diger Rus misyoneri Astrou~o~ Taşkent­

te Ozbekçe (Sertiye Zebanide) yani (Kent) Türkçesinde 48 se­

ne devam eden "Türkistan Vilayeti Ceridesi"ni çıkarıyor ve

hatta Sart şivesine Tatar, Kazak kelimelerini bile sokmamaga

çalışıyordu. Kazak kabilesini ayrı bir millet telakki eden

İbrahim Altunsarın gene Rusların teşvikleri ile l87l'de Rus

harfleri ile Kazakça kıraat kitapları bastırdıgı gibi Baş­

kırtlardan da doktor Kulay(ef) ayrı Başkırt edebi lisan~ vu­cuda getirmege çalışıyor. Başkırt sarfı ile elif­

basını yazıyor.

K~n halk edebiyatıruntemelini kurmuş olan Kayyum'Na­

sıri (1824-1902) de bütün eserleri ile bilhassa meşhur takvim­

leri ve Lehçey-i Tatari gibi kitapları ile Kazan şivesini

canlandırmaga çalışıyordu.(17) Bu gibi faaliyetlerin gün geç-

17) Cafer Seyiahmet Kırımer; "İsmail Bey Gaspıralı" İstanbul 1934, s.36 v.d.

Page 39: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 33 -

tikçe hızlanması ve kökleşmesi milli birligin temelinden yı­

kılması ve Ruslaşmaya dogru yol açılmış olmaktadır. Bu durum

göz önüne alınınca İsmail Gaspıralı'nın giriştigi hareketle­

rin ne derece önemli oldugu anlaşılmaktadır.

İsmail Gaspıralı, amacına ulaşabilmek için Tercüman "

gazetesini vasıta olarak kullanmış ve bu sahada büyük başarı

saglamıştır. 10 Nisan l883'ten itibaren çıkmaga başlayan "Ter­

cüman" 1917 senesine kadar devam etti. İsmail bey'in son maka­

leleri olan "Yeni zaman" 15 Eylül 19l4'te 154 numaralı Tercü-

'man'da çıkmıştır. İsmail Bey Gaspıralı'nın uzun mücadeleler­

le d~lu hayatı 63 yaşında Bahçesaray'da 1914 yılında vefatı

ile sona ermiştir. Ölümünden sonra "Tercüman" gazetesi başya­

zarlıgına Hasan Sabri Ayvaz(of) geçmiştir.(18)

ALİMCAN BARUDİ (1857-1921)

1857 yılında Kazan yakınında bir köyde dogmuştur. Küçük yaş­

ta iken Kazan'da Gölboyu medresesinde okudu. l87s'te Buhara­

ya gitmiş ve orada Mir Arap medresesinde 7 yıl süreyle tah­

sil yapmıştır. l882'de Kazan'a dönünce babasının yardımı ile

Medresey-i Muhammediye'yi tesis etmiştir.(19) Bu medrese Bu­

hara tipinde bir medrese olmayıp, medrese egitiminin zayıfla­

masıyla ihmal edilen asıl diniyata (Kur'an ilmine, hadis ri­

vayet ve ananelerine, islam tarihine) bunları geregi gibi kav­

ramak için Arap diline ve edebiyatına önem verildigi gibi

müsbet beşeri bilimlere (tabiiyat, riyaziyat, tarih ve cog­

rafya)da yer verilmiştir. Milli dilolan Türkçe ile devlet

dili olan Rusça'da programa alınmıştır.(20)

18) S.Cafer Kırımer; a.g.e. s.6219) A.Nimet Kurat; a.g.e. s.17720) A.Battal Tayınas; "Kazan'h Türk Meşhurlarından Alimcan Barudi",

İstanbul 1958, s.ls v.d.

Page 40: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 34 -

Kuvvetli bir din alimi olan Barudi, ayrıca pedegoloji

sahasındada meşgulolmuş, bu arada dini terbiye ve ders ki­

tapları yazımına da devam etmiştir. Rusya mUslUmanları ara­

sında şöhret bulan Barudi, "Ufa" da Rusya mUslUmanları mUf­

tU1UğUne ittifakla seçilmiştir.

İstanbul, Mısır, Şam, Mekke ve Medine'yi ziyaret et­

miştir. MUftU1Uk görevinde iken 6 Aralık 1921 tarihinde ve­

fat etmiştir.

YUSUF AKÇURA (1876-1935)

Yusuf Akçura, İdil-Uralda, Volga boyunda Simbir yeni

adıyla Ulyanovsk şehrinde 1876 yılında dUnyaya gelmiştir.(2l)

Kuzey TUrklerinin en eski ailelerinden biri olup sece­

resi dört asır evveline kadar uzanmaktadır.(22) Takriben 1883

te İstanbuı'a gelen Akçura, Divanyolu sebil UstUnde Kara Ha­

fız medresesindeöğretimebaşlar. Buradan Koca Must.afa Aske­

ri rUştiyesine devam ettiği sırada 1888 tarihinde okulundan

izin alarak Rusya'ya geçer ve eniştesi İsmail Gaspıralı ile

görUşUr.

Simbir'e geldiği zaman bUyUk amcası İbrahim efendi

ile belkide ilk defa olarak TUrkçU1Ukle ilgili bahisleri mU­

zakere etme fırsatını bulmuştur. Rusya'dan döndUkten sonra

RUştiye'yi tamamlayıp, l894'te Harbiye mektebine ve 1896 yı­

lında Erkan-ı Harp sınıfına dahilolmuştur. Yusuf Akçura

sUrgUne gönderildiği Trablusgarp'tan kaçarak Paris'e geçmiş

ve burada paris siyasi ilimler okulanadevam ederek 1903 yı­

lında yUksek öğrenimini tamamlamıştır. Paris'ten Rusyaya

21) M.Devlet; "Yusuf Akçuranın Hayatı", T.A.D. XII, 1896 dan ayrı basım

İstanbul, 1987, s.89.22) Muharrem Feyzi Togay; "Yusuf Akçura'nın Hayatı" İstanbul, 1944, s.19

Page 41: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 35 -

dönen Akçura önce ZUyebaş köyUne yerleşmiş ve burada "Üç tarz-ı

siyaset" adlı eserini kaleme almıştır.

Rusya'da İdil-Ural'daki siyasi, sosyal hareketlere

çok aktif olarak katılan Yusuf Akçura bu hareket (TUrklerin

birligi)in ideolojisini kendi şahsında bUtUnleştirmiştir.

Yusuf Akçura, 1905-1907 yılları arasında Kazan'da

Medresey-i Muhammediyye'de tarih, cografya, Osmanlı-TUrk ede­

biyatı muallimligi yapmıştır.

Yusuf Akçura; Gaspıralı İsmail bey, Azerbaycan'lı Ali

Merdan Topçubaşı ve Kadı AbdUrreşit İbrahim(of) gibi öteden

beri Rusyadaki TUrk ve mUslUman halkının terakkisi ve hakla­

rına sahip olabilmesi için mUcadele eden k~lerle işbirligi

yaparak, bUtUn Rusya mUslUmanlarını içine alan "Rusya MUslU­

manları İttifakı" adındaki siyasi fırkanın meydana getirilme­

sinde önemli roloynamıştır. Bu bUyUk TUrk partisi teşkil edil­

dikten sonra bunun genel merkez Uyesi ve genel katiplik göre­

vini yurUtmUştur.(23) Kazan'da yayınlanan Kazan muhbiri adlı

gazetede yazılar neşrederek faaliyette bulunmuş olan Yusuf

Akçura Rusyada ki faaliyetlerinden başka İstanbul'da 18 Agus­

tos 19l1'de TUrk Yurdu Cemiyeti'ni tesis ederek aynı yılın

sonunda cemiyetin mecmuası olan "TUrk Yurdu" yayınlanmaya

başlanmıştır. Bu dergi TUrkçUlUk hareketinin en kımetli yayın

organı olarak Yusuf Akçuranın nezaretinde yayınlanmış ve TUrk­

çUlUk davasına çok bUyUk hizmetlerde bulunmuştur.

Yeni kurulan TUrk devleti içinde çalışmalarını sUr dU­

ren Akçura Ankara Hukuk FakUlte'sinde Siyasal Tarih dersi

okutmuş ve daha sonra İstanbul Üniversite'sinde Tarih Profe­

sörU olmuştur. 1935 yılında İstanbul'da vefat etmiştir.

23) M.Feyzi Togay; a.g.e., s.48

Page 42: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 36 -

TUrk tarihinde özellikle fikir hayatı bakımından kıy­

metli bir şahsiyet olarak yer tutan Yusuf Akçura TUrk milli­

yetçiliginin idelojk agını ören mUmtaz şahsiyetlerdendir.

MUSA CARULLAH BIGI

Musa Carullah, 1875 tarihinde Rostov şehrinde dOğmuş­

tur. Babası Yarullah bey aslen Avrupa Rusya'sından Penza ili­

nin Çimbar ilçesine baglı Altı-Awıl köy grubundan Kikine kö,

yU ahalisinden olup, Devlikamaogulları soyundandır. Annesi

aynı köyden Fatma hanım olup, Şeyh Habibullah efendinin kızı­

dır .. Şeyhin babası Biktimir-aga Bigiogulları soyundan oldu­

gundan, Yarullah'ın çocuklarına Bigiy(ev) soyadı anne tara­

fından gelmektedir.(24)

Musa CattilJah13 y~şındaKazan'da.·a~abeyi~iriinokudu­

gu Gölboyu medresesine bir süre devam etmiş, sonra Rostov'a

dönmUş ve Real devlet lisesi'ndeki tahsiline devam etmiştir.

Takriben 1895 yıllarında tahsil için Buhara'ya gitmiş, bura­

da 3-4 yıl kaldıktan sonra Rostov'a dönmUştUr. Aynı yıl İs­

tanbuı'a tahsil için gelmiş, hemşehrisi Musa Akyi~it onu MU­

hendishane'ye devam etmekten caydırıp dini tahsile devam et­

mesi yolunda ona etki etmiştir. Bunun Uzerine Mısır'a gitmiş

ve tanınmış ulema ile temaslar kurarak onların derslerini

dinlemiştir. Bunlar arasında Mısır mUftUsU Şeyh Muhammet Ab­

duh'da vardır. Mısır'dan Hicaz'a geçmiş Mekke ve Medine şe­

hirlerinde olmak Uzere bu Ulkede 3 yıl kaldıktan sonra Hin­

distan yolunu tutmuş, orada 6 ay kaldıktan sonra tekrar Mı­

sır'a dönmUş ve burada 3 yıl kalarak daha çok Kur'an tarihi

ile meşgulolmuştur. 1904 yılında ise Rostov~ dönmUştUr.(25)

24) A.Battal Taymes: "Kazan'lı TUrk Meşhurlarından Musa Carullah Bigi"İstanbul, 1958, s.8

25) A. Battal Taymes; a.g.e. s.9.

Page 43: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 37 -

Bu tahsil seyahatı süresince islami ilimler hakkında geniş

bilgi edinmiş, Arap ve Fars dillerini çok iyibir şekilde

ö~renmiştir.

Musa Carullah Rostov'dan Petersburg'a gelerek, burada

Hukuk fakültesine devam etmiş. 1906'da Abdürreşit İbrahim

ile işbirli~i yapmaya başlamış ve onun çıkardı~ı "Ülfet" gaze­

tesine yazılar vermeye başlamıştır. Bu yıllarda Rusya müslü­

manlarının siyasi hareketler~ne katışmış ve o sıralarda top­

lanan müslüman kongrelerinde baş zabıt katıpli~i dahi yapmış­

tır.(26)

Musa Carullah 1917 yılına de~in pek çok eser kaleme

alın: v~ Rusya müslümanların kongrelerine ait zabıtlarıda

bastırmıştır. 19l7'de Moskova'da toplanan (Mayıs ayı) Birin­

ci bütün Rusya Müslümanları kuruItayına katılmış ve onun

zabıtlarınıda tanzim ederek bastırmıştır.

Carullah, geniş araştırma ve incelemelere dayanarak

pek çok kıymetli eserler vermiş, hem Rusya Türkleri hemde

islam dünyasında haklı olarak büyük bir ilgi toplamıştır.

Ekim 1917 Bolşevik ihtilalinde ülkesini terketmeyip orada

kalmış ve çalışmalarını sürdürmüştür.

1930 yılında Sovyetler birli~ini terketmek zorunda

kalan Musa Carullah, önce Türkistan'a oradanÇin'e Do~u Tür­

kistan'a geçer ve buradan Afganistan'a sı~ınır. Sonra sıra­

sıyla Hindistan ve Mısıra geçmiştir. Daha sonra Ankara'ya

gelmiş, buradan ayrılarak tekrar Ortado~u ülkelerini dolaş­

tıktan sonra 1933 yılında Finlandiya'ya gitmiştir. Bir süre

Berlin'de eserlerini bastırmak için kalmıştır. 1935-1937 yıl­

larını İran, Irak ve Mısır'da geçirmiş ve 1935 yılında Kahi­

red e 4 küçük eser yayımlamıştır.(27)

26) A.Battal Taymas: a.g.e. s.1227) A.Battal Taymas; a.g.e. s.3l

Page 44: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 38 -

1938'de uzak dogu seyahatine çıkmış, Japonya'ya git­

miş Pekin'e ugramış ve sonra Hindistan'a dönmüştür. Afganis­

tan'a yerleşmek niyetindeyken İngilizler tarafından tutukla­

nıp 1,5 yıl hapiste kalmıştır. Buradan Behopol hükümdar ı Mu­

hammet Hamdullah'ın kefaleti ile kurtulmuştur. 1947'de Türki­

ye'ye gelmiştir. İstanbul'dan 1948 sonlarında ayrılarak Mı­

sır'a gitmiş ve 25 ekim 1949'da Kahire'de vefat etmiştir.

Pek çok eser yazmış olan Musa Carullah'ın Türkçe olarak yaz­

dıgı eserlerinden bazıları şunlardır;

Rusya Müslümanlarının uç üncü Nüdvesi(Kurultayı),1906.

Rusya Müslümanlarının üçünçü Nüdvesinin Zabıt Ceride-

leri', Kazan, 1906.

Müslüman İttifakının programı ve Şerhi, Petersburg, 1906

Siyonizm, 1911

Islahat Esasları, Petersburg, 1915.

Mülahaza (İsmail Ga~pıralı'nın ölümü nedeniyle kaleme

almıştir) Petersburg, 1915.

Bütün Rusya Müslümanlarının 1917 yılı mayıs ~yında

Moskova'da toplanan ilk kurultayının ZabıtIarı (Şakir .Muham­

metyar ile birlikte tertip edilmiştir). Petrograt, 1917.

İslam Milletlerine. Berlin, 1923.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Müracaat. Kahire,193l

Bunların yanında başka Türkçe eserleri mevcut oldugu gibi

Arapça yazdıgı eserleride bulunmaktadır.

SADRİ MAKSUDİ ARSAL (1879-80-1957)

Kazan'da Taşsu adlı bir köyde 1879 veya 80 yılında

dünyaya gelmiştir. l888'de Kazan'da Gölboyu medresesinde

tahsile başlamış ve bu medresede 1895 yılına kadar tahsil

Page 45: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 39 -

görmüş burada diniyat ve Arapça ögrenmiş, aynı yıl (1895'te)

Kırım'da Bahçesaray'da Zincirli medresede muallimlik yapan

agabeyi Hadi Maksudi'nin yanına gidip bir yıl kadar Rusça

ögrenmiştir.(28) l897'de Kazan'da Rus-Tatar ögretmen okulu­

na devam etmiştir. Bu okul l872'de Rus hükümeti tarafından

açılmıştır. 1901'de Rus Tatar ögretmen okulundan mezun olan

Sadri Maksudi aynı yıl İstanbul yoluyla Paris'e gitmiş, bir·~

yıl Fransızca ve Latince imtihanına hazırlandıktan sonra 1902

yılında Pariste Hukuk Fakültesine kayıt olmuştur. Hukuk Fa­

kültesini 4 yılda bitirmiş ve bu arada Edebiyat fakültesi ve

College de France mektebinde bir çok derslere devam etmiş-

··t. (29)ır.

1906 yılında Kazan'a gelen Sadri Maksudi, üç defa Rus­

ya devlet duması (Millet Meclisi)na seçilmiştir. Meclis kısa

ömürlü oldugu için milletvekilligi dönemi kısa olmuştur. Hu­

kukcu olarak çalışmak için 1913 yılında devlet imtihanına

girmiş, başarılı olmuş ve aynı yıl Rus avukatı Bat'ın yardım­

cısı olarak Kazan Barosu'na kaydolunmuştur. 1912 yılında 4.

Devlet duma'sına seçilemeyen Sadri Maksudi üyesi bulundugu

iktidardaki Kadet Partisi lideriyle anlaşarak Türkistan'ın

idaresine ihtil~l adına el koyacak olan "Türkistan Komitesi".. 1· ~. . k bl· t· (30)uye ı 5 ını a u etmış ır.

İhtil~l hükümetinin kurdugu Türkistan Komitesinin

Asker Sovyeti baskısı altında kalıp iş yapamaması üzerine

SadriMaksudi bu komiteden ayrılmıştır.

1917 yılı Temmuz ayında Kazan'da toplanmış olan, ikin­

ci umum Rusya müslümanları Kurultayı, Azerbaycan, Türkistan,

28) A.Battal Taymas; "Kazanlı Türk Meşhurlarından iki Maksudiler"İstanbul,1959. s.19.

29) A.B.Taymas; a.g.e., s.2030) A.B. Taymas; a.g.e, s.26.v.d.

Page 46: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 40 -

ve Başkırt Türkleri o sıralarda kendi ülkelerinde topraklı

muhtariyet rejimini teşkilatlandırmakla u~raştıklarından Ka­

zan kuruItayına delegeler gönderememişler ve bu yüzden kurul­

tayda daha ziyade iç Rusya ve Batı Türklerinin kurultayı ha­

line gelmiştir. Sadri Maksudi hazırlamış oldu~u "İç Rusya ve

Sibirya Türk-Tatarları" için "Milli Medeni Muhtariyet Tasarı­

sı"nı kurutlaya sunmuş ve tartışmalardan sonra kabül edilmiş­

tir. Tam o sıralarda Kazan'da Toplantı halinde bulunan "Ule­

ma" kurultayı üyel~riyle, Asker kurultayı delegelerininde ka,

tıştıgı üçlü toplantıda 22.VII.1917 tarihinde bu muhtariyet

rejimi kabül edildi.(3l) Muhtariyet heyeti seçilerek başına

Sadr~ Maksudi getirilmiştir. Bu heyet Ufa şehrine yerleştik­

ten sonra 30.XI.19l7 tarihinde "İç Rusya ve Sibirya Türk-Ta­

tarları" nın Millet Meclisini toplamış, Meclis başkanlıgına

ve bu meclisin seçtigi üç Nezaret'ten oluşan idarenin başına­

da Sadri Maksudi seçilmiştir. Bu kurum "İç Rusya ve Sibirya

Türk-Tatarları Milli İdaresi" 19.1.1918 tarihinde kurulmuş

ve 25.IV.19l8 tarihinde tek bir şubesi "Diniye Nezareti" bı­

rakılmak üzere merkezin emriyle mahalli Sovyet idarecileri

tarafından feshedilmiştir. İlan edilen Milli muhtariyet re­

jimi üç ay yaşayabilmiştir.

1918 de Ufa'da Milli-Medeni Muhtar meclis'in feshedil­

mesi sonunda Sadri Maksudi bir takım teşebbüsler (Meclisin

kapatılmasını şikayet) için Moskova'ya gitmiş, fakat netice

alamayaca~ını anlayınca önce Finlandiya'ya geçmiş, 19l9'da

Paris'e gitmiştir. Buradaki amacı Rusya Avrupası müslümanla­

rının muhtariyet istegini savaş sonrası yapılan barış konfe­

ransına sunmaktır. Fakat bu yönde bir harekete girişip giriş­

medigi yönünde net bir belgeye ve ize rastlanmamıştır.

31) A.Battal Taymas; a.g.e., s.32.vd.

Page 47: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 41 -

Sadri Maksidi'nin geride bıraktığı diğer arkadaşları sibirya

iç lerinde olan Kızılcar (Petropavlovsk) şehrine çekilmişler,

burada Sulh heyeti olarak Ayaz İshaki ve Fuat Tuktar'ı seçmiş­

ler Uç UncU Uye olarakta Sadri Maksud~'yi almalarını kararlaş­

tırmışlardır. Ayaz İshaki ve Fuat Tuktar'ın Paris'e ulaşıp

Sadri Maksudi ile buluştukları vakit 1920 yılı olup, Versay

barış konferansının dağılmış olduğu bir zamandır.(32) -,

1922'de SovyeCı~Birliğinden kaçarak Finlandiya'ya gelen aile­

sini alarak Berlin'e yerleşen Sadri Maksudi, 1923'te Paris'te

Sorbon Üniversitesi, Edebiyat FakUltesine bağlı Slav Ulkele­

rini Tetkik EnstitUsU'nde TUrk-Tatar kavimlerinin tarihi Uze­

rine dersler vermek Uzere Paris'e gitmiştir. Daha sonra 1925

yılında Ankara'ya gelerekyerleşmiş ve bundan sonraki hayatı­

nı ve faaliyetlerini TUrkiye'de sUrdUrmUştUr. TUrkiye'de Poli­

tikayla uğraşmış ve ilmi çalışmalarını da sUrdUrmUştUr. Bir

çok önemli sahalarda görevalmış ve çalışmalarda bulunmuştur.

Eserlerinden bazıları ise: TUrk dili için, 1930.

Hukuk Felsefesi Tarihi, 1945, Milliyet Duygusunun Sosyolojik

Esasları, 1955. Umumi Hukuk tarihi, 1944, 47-48. TUrk Tarihi

ve Hukuk (İslamiyetten evvelki devir) 1947.

AHMED HADİ- MAKSUDİ (1867-1941)

1867 yılında Kazan ilinin Taşsu köyUnde dOğmuştur.

13-14 yaşlarında Kazan'da Gölboyu medresesinde tahsile baş­

lamıştır. Babası Nizamettin Maksudi hocadır. kendisi Rusça

öğrenmiş, TercUman gazetesini sUrekli takip etmiş ve İstan­

bul matbuatıylada yakından ilgilenmiştir. Bahçesaray'daki

Zincirli Medreseye Arapça öğretmeni olarak çağrılmıştır.

32) A.B. Taymas; a.g.e., s.39 vd.

Page 48: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 42 -

İsmail Bey Gaspıralı'nın "Hocay-ı Sibyan" adlı alfabe

okuma kitabından esinlenerek Muallim-i Evvel ve Muallim-i

Sani adlı kitaplarını yazmıştır. Usul-i Cedit mektepleri için

başka kitaplarda yazmaya devam etmiştir.(33) Sarf-i Türki ve

Nahv-ı Türki, Kazan Türkçesini inceleyip yazdıgı eserler­

dir. Bu eserler Usul-i Cedit İlkokullarında okutulmuştur.

Böylelikle Hadi Maksudi Usul-i Cedit hareketinin öncüleri

arasında yer almıştır. Ayrıca el-İstiftah ve el-İstikmal

isimli iki eseri ile Rusistan adlı eseri vardır.

1906 yılından 1918 yılının başına kadar Kazan'da o de-

'vir Kazan gazeteleri arasında en çok okunan "Yıldız" gatete­

sini' çıkarmış ve editörlügünü yapmıştır.(34) Daha çok muallim

ve Usul-i ceditçi olarak faaliyet gösteren Hadi Maksudi ülke­

sini terketmemiş ve 1941 yılında vefat etmiştir.

KADI ABDÜRREŞİT İBRAHİM(1853-l944)

Batı Sibirya'daki Tarı-Tobul Türklerindendir. Memle­

ketinde imam ve Ahund olduktan sonra bir Ufa dini meclis üye­

liginde bulunmuştur.

Abdürreşit İbrahim bey Rusya müslümanları siyasi plan­

daki hareketlerinin organize edilmesinde en büyük rolü oyna­

yan şahıstır. Bir ara İstanbul'a geçip Çar hükümetinin müs­

lümanlara karşı uyguladıgı politikayı ve Rus misyonerlerinin

çalışmalarını tasvir ve ifşa edip "Çoban Yıldızı" adlı bir

eser bastırmış ve gizlice Rusya'ya sokulmuştur. Petersburgda

"Mirat" ismiyle seri risaleler yayımlamıştır. "Ulfet", "ser­

ke" adlarıyla Türkçe, Et-Tilmiz ismiyle Arapça gazeteler

neşreylemiştir. Bu gazeteler yönetim tarafından kapatılmış

33) A.Battal Taymas; "Kazan'lı Türk Meşhurlarından Ahmet Hadi Maksudi"İstanbul, 1949, s.58 v.d.

34) Temirbek Devletşin; "Sovyet Tataristanı", s.149.

Page 49: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 43 -

veya iktisadi sebebler yüzünden kapanmıştır. 1905 Rus ihti­

l~li günlerinde Rusya Müslümanları kongresinin toplanmasında

büyük gayret göstermiştir. Daha sonra uzak dog~ya seyahate

çıkmış Japonya'ya gitmiş, oradan İstanbul'a dönerek seyahat­

nameler yayınlamıştır. Birinci dünya savaşında İttihat ve

Terakki hükümeti ile işbirligi içinde olmuştur. Bolşevik ih­

til~li sırasında Rusyada bulunmuş, Bolşeviklerle anlaşma ze­

mini aramış başarılı olamayınca tekrar İstanbul'a dönmüştür.

Buradan Japonya'ya gitmiş ve oraya yerleşerek uzun süre yaşa­

dıktan sonra vefat etmiştir.

AYAZ İSHAKİ (1878-1954)

23 Şubat 1878 tarihinde Yauşirme köyünde dogmuştur.

Çistopol ve Kazan'da medreseye devam ettikten sonra l899'dan

itibaren Kazan Rus-Tatar ögretmen okulunda okumuştur. Tan ve

Sonradan "Tan Yıldızı" gazetesini çıkardıgı için buna izafe­

ten "Tancılar" adını alan gizli siyasi teşkil~tın kurulmasına

katılmıştır. "Tan" ve "Tan Yıldızı" sosyalist egili~li olup,

Rus çarlıgını ihtiıaı yoluyla devirme görüşünde bulunuyordu.(35)

İshaki, ihtil~lci faaliyet yüzünden yıllarca hapisha­

nelerde yatmış ve Arhangelsk.ile Vologodstk vilayetlerinde

sürgünde bulunmuştur.

Sürgünden dönünce Tatarların maddi yardımıyla Petrog­

rat'da 19l3'de "İl" gazetesini çıkarmaya başlamıştır. Bu ga­

zete 1914 yılından sonra Moskova'ya nakledilmiştir. "İl" ga­

zetesi sovyet makamlarının kapatma tarihi olan 11 Nisan 1918

tarihine kadar aralıklarla yayın hayatına kadar devam etmiş­

tir.

35) Temibek Devletşin; a.g.e., s.146

Page 50: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 44 -

İç Rusya ve Sibirya Türk-Tatarları için Milli-Medeni

Muhtariyet tezini desteklemiş ve bu konuda Sadri Maksudi ile

birlik halinde olmuştur. Rusya Müslümanları kongrelerinde

aktif olarak görevalmış ve bu çalışmalara büyük katkısı ol­

muştur.

Rusya'da Bolşevik ihtil~linden sonra İshaki Japonya'ya

iltica etmiş sonra Avrupa'ya geçmiş, Paris, Berlin ve Türki­

ye'de yaşamıştır. 1928'den itibaren aylık "Milli Yul", 1930,

dan 1939 yılına kadar "Yanga Milli Yul" dergisini çıkarmış,

1935'te "Milli Bayrak" dergisinin yayımlanmasını organize et­

miştir. 1931'de Kudüs'te Müslüman Kongresine katılmıştır.

Ayaz İshaki 22 Haziran 1954 tarihinde Ankara'da vefat etmiş

ve arzusu üzerine İstanbul'da topra~a verilmiştir.(36)

FATİH KERİMİ(1870-l937)

30 Mart 1870 tarihinde Minlibay köyünde dünyaya gel­

miştir. Çistopol'da medreseyi bitirdikten sonra İstanbul'da

dört yıl Mülkiye'de ö~renim görmüştür. Türkiye'den dönünce

Moskova'da muhasebe kurslarına devam etmiş, daha sonra Peter­

sburg'da matbaacılık ö~renmiştir. Orenburg'da yerleşen Fatih

Kerim!, Orenberg yakınında Kargalı köyündeki pedegoji kurs­

larında ö~retmenlik yapmıştır. 1906'da Remiy(ev) kardeşlerin

sermayesi ile yayınlanan "Vakit" gazetesinin yayın müdürlü­

~ünü yapmaya başlamıştır. Milliyetçi bir yayın organı olan

bu gazete bu bölgedeki Türk gazeteleri arasında birinci sı­

rayı almıştır. Vakit gazetesi Tatarlar, Başkırtlar arasında

ve Türkistan'da okunanbir gazetedir. Fatih Kerim!, Rusça,

36) T.Devletşin; a.g.~. s.147.

Page 51: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 45 -

Fransızca, Arapça ve Farsça bilmesi nedeniyle çok yönlü ve

enerjik bir yapıya sahip olup yok verimli çalışmalarda bulun­

muştur. Çarlık rejimi yıkıldıktan sonra Fatih Kerimi, Rusya

müslümanlarının milli kurtuluş hareketlerine aktif olarak ka­

tılmıştır. Ekim 1917 ihtilalinden kısa bir süre sonra Oren­

burg'da "Yanga Vakit" gazetesinin editörlügünü yapmış ve

Sovyet gazete ve dergilerine yazılar yazmıştır. Devlet yayın­

larında çalışmış ve Moskova şarkiyat Enstitüsü'nün Türk Dili

ögretmenligini yapmıştır. Fatih Kerimi 1937 yılında vefat. . (37)

etmıştır.

İdil-Ural Türklerinin siyasi faaliyetleri ve egitimde

yenileşme hareketlerinde katkısı bulunan pek çok kıymetli

şahsiyetler mevcuttur. Bunların hayatları ve faaliyetleri

hakkında, daha geniş çaplı bir araştırma yapılması, İdil-Ural

Türklerinin giriştigi yenileşme hareketlerinin tarihçesini

tamamlayıcı bir çalışma olacagı aşikardır.

37) T.Devletşin; a.g.e., s.lsO

Page 52: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 46 -

xx. yy. BAŞLARINDA İDİL-URAL'DA

MEKTEP VE MEDRESELERİN DURUMU

Rus egitim bakanlıgının 1911 yılındaki raporuna göre

10.003 mektep ve 1085 medresenin resmi kaydı yapılmıştır.

Fakat "Mir İslAma" dergisi bu rapordaki Hazar ötesi bölge­

sinde (Türkmenistan) 6.003 mektep ve 328 medrese mevcut oldu­

gu hakkındaki bilgiye süphe ile bakıyor. Çünki mecmuanın Türk­

menistan'da (Hazar-ötesi bölgesinde) yaptıgı kendi araştırma­

sında medreseler 70'i geçmemektedir. Ayrıca şu rakamlarda ba­

kanlıgın verdigi sayılarda bir hatanın mevcut oldugunu göster­

mektedir. (Aslında hata rakamlarda degil tabirlerdedir. Ba­

kanlık "Türkistan" diye yazacagına Hazar özeti bölgesi diye­

rek okuyucuları yanıltmıştır.) 1985 yılında Kazan eyAletinde

mektep ve medreselerin sayısı 647 ve burada okuyan talebele­

rin sayısı 33.907 iken 1911 yılında Kazan eyAletindeki mek­

tep ve medreselerin sayısı l822'ye yükselmiş ve talebe sayı­

sı 132 bine ulaşmıştı.(l)

l884'ten 1905 yılına kadar geçen süre içinde Bahçesa­

ray'daki örnek mektepte "Usul-i Cedit" ögrenmek için çeşit­

li ülkelerden 80 kadar ögretmen gelmiş ve 5000 mektep yeni­

den açılmış ve eskileri ıslAh edilmiştir.(2)

Egitim alanında kaydedilen gelişmeler İdil-Ural'da

yeni bir mücadeleyi başlatmıştır. Bu mücadele eski eğitim

tarzının muhafaza edilmesini savunanlar (Usul-i Kadim taraf­

tarları) ile yeni tarzda egitim yapılmasını "Usul-i Savtiye"

isteyenler (Usul-i Cedit taraftarları) arasındadır.

1) Nadir Devlet; "Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi", s.188 v.d.

2) A.B. Taymas; "Kazan Türkleri" s.166'dan bk.Gerhart V.Mende; DerNationale Kampf der Rusland Türken, Berlin, 1936, s.6l

Page 53: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 47 -

EGİTİMDE YENİLEŞME HAREKETLERİ VE (USUL-İ CEDİT)

Kazan vilayetinde, e~itim alanında başlayan yenileşme

fikrinin ilk defa Abdünnasır Kursavi tarafından ortaya atıldı­

~ı ve savunuldu~u bilinmektedir. Şihabettin Mercani'de kendi

medresesinde (Mercani Medresesi) yeni bir düzenleme j

yaparak bu 'yenilik anlayışının ilk uygulayıcısı olmuştur.

Böylelikle yenileşme fikri olgunlu~unu tamamlayıp hareket ola­

rak do~up gelişmeye başlamıştır.

Rusya Türkleri arasında yenileşme sahasında en büyük

atılım, 1884 yılında Kırım'da Bahçesaray şehrinde İsmail

Gaspıralı tarafından uygulamaya konulan yeni okuma, yazma

(Usul-i Savtiye) yöntemi ile olmuştur. E~itimde çok büyük

canlılık sa~lamış olan bu yöntem ile halk, kısa zamanda oku­

ma-yazma ö~renmiş ve bu usülde e~itim yapart okullar Bahçesa­

ray'dan Kaşgar'a kadar giderek yayılmıştır. İsmail Bey (Gas­

pıralı) bu hareketin başlangıcını anlatırken, " ••• bu hücum­

lara karşı Bahçesaray çarşısında bir kahvehanede bir akşam

mektebi açtımda, yirmi kadar hamal ve bakkal gençleri ça~ır­

dım, bu genç dinç şakirtlerimi (ö~rencilerimi) kırk gün ken­

di özüm okutup hepsini okur yazar ettim. Bunların herbiri

Rusul-icedid'in gür sesli müdafii 01dular.,,(3) diyerek bu

hareketin faydasını ve kendi başarısını dil~ getirmektedir.

E~itim'de usul-i cedit hareketinin Türk e~itim tarihi

açısından büyük önemi vardır. Türkiye'de Tanzimat'la (1839),

birlikte devlet politikası haline gelen yenileşme gayretleri,

İdil-Ural'da ise bizzat halkın iste~i ve deste~ini alarak

gelişmiştir. Yenileşme fikri belirgin bir ihtiyaçtan, kay-

3) A.Battal Tayınas; "Usul-i Cedit" Türk Kültürü sayı 18,196'5 s.20 v.d.

Page 54: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 4rs -

naklanmaktadır. Bu ihtiyaç, egitim kurumlarının geleneksel

ve kısır bir şekilde eğitim ve öğretim veren kurumlar haline

dönüşmesi sonucunda toplumun ihtiyaçlarına cevap veremez du­

ruma gelmesinden doğmuştur.

İdil-Ural'da yeni usulde egitim yapan okulların açıl­

ması ve eski usül egitim yapan mektep ve medreselerin de ıs~.

lah edilmesi sonucunda hem egitimde kalite artmış hemde okul­

laşma oranı yükselmiştir. 1908'de Kazan vilayetinde 36 medre­

se vardı. Bunlardan l2'si yüksek (ali derecede) tipte, l2'si

yarı yüksek tipte, diger l2'si de orta tipte idiler. Yanla-

'rında da 13 ilkokul mevcuttur. 19l3'te şehirde 7 usul-i ce­

dit kız okulu vardı, daha öncede 1909 Troisk ve Orenburg'da

usul-i cedit tarzda kız okulları açılmışiı.(4)

İlkokullarda okuma-yazma yeniden düzenlenmiş ve med re­

selerde de din egitimi yanında aritmetik, cografya, tarih,

resim ve tabii ilimler gibi konularda programa kotiulmuştur.

Kazan vilayetinde, egitimde yenileşmeye katkısı olan­

ların başında kuşkusuz Kayyum Nasırl (1824-1902) gelir. Nası­

rı müsbet ilimler, dil ve pedegoji sahasında çalışmalarda

bulunmuş ve bu konuda eserler vermiştir. Onun müsbet ilimler

ve pedegoji alanındaki çalışmaları çok büyük önem arzeder.

Onun zamanında mektep ve medreselerin tedrisatında bu konu­

lar yok denecek kadar azdır. Nasırl'nin çalışmalarının önemi

buradan anlaşılmalıdır.

XIX.yy.'ın sonlarına dogru hızla yayılan usul-i ce­

dit hareketinde temel prensip ilk mekteplerde şimdiye kadar

tatbik edilmekte olan "usul-i harfiye adlı tedris metodu

4) Devletşin, "Sovyet Tataristan'ı", s.63.

Page 55: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 49 -

yerine "usul-i savtiye"nin tatbiki idi. (5) Bu konuda rehber­

lik eden Gaspıralı İsmail bey (1853-1914) e~itimde yenileşme

hareketinin önemini şu görüşü ile perçinlemektedir. "Hakim

bir milletin mahkum düşmesi, mahkum milletin yok olması mek­

tepsizlikten ileri gelir.!"

Gaspıralı'nın araştırmasına göre 1891 yılında Rusya

Türklerinde 16.000 küsür mahalle mektebi, 214 medrese-i Ara­

biye mevcut olup, bu 16 bin mektepte yarım milyon Türk çocu­

~u beşer sene ömrünü çürüttü~ü halde onlara Türkçe beşer sa­

tır okuyup, yazmak bile ö~retilemiyordu. İlk usul-i cedit

mektebi l884'te Kırım Bahçesaray'da Kaytma~za mahallesinde

açılmış ve bu mektepte okutulacak alfabe Gaspıralı'nın yaz­

dı~ı Hocay-ı Sübyan -ve mektebin muallimide yeni usulü bizzat

ö~reterek yetiştirdi~i Bekir Emektar bey idi.(6) İsmail bey

bu faaliyeti Tercüman gazetesi ile devam ettirmiş ve böylelik­

le yeni tarzda açılan okullara önderlik etmiş ve destek ol­

muştur.

İdil-Uraı'ın başka ey~let, şehir ve köylerindeki mek­

tep ve medreselerin tüm toplamı 4 bin civarında oldu~u 250

bin talebenin tahsil gördü~ü ortaya çıkmaktadır. 1905-1907

yıllarında Kazan ey~letinde e~itim yapan mektep medresele­

rin % 90'ı artık "usul-i cedit" metodu ile çalışmaya başla­

mış idi. Ocak ve A~ustos 1906 tarihlerinde yapılan, I. ve II.

Umum Rusya Müslümanlarının kurultaylarında müslüman mektep

ve medreselerinde "usul-i cedit" metoduna uygun bir program

kabül edilmişti. Buna göre mektepler hazırlık olarak 1.2.

ve 3. sınıflara bölünecek ve her sınıfta belli bir müfredat

takip edilecekti. Neticede Rusya'daki bütün Türk okulları

aşa~ı yukarı bu sistemde işlerini yürütme~e çalıştılar. Fa-

5) Ahmet Temir, "İdil-Ural ve Yöresi" TDEK Ankara 197 , s.12656) Ahmet Temir, a.g.mk. s.1265

Page 56: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 50 -

kat bu programın tümüyle tatbik edilmesine maddeten ve manen

imkan yoktu. Öncelikle bütün Türk ve müslümanların e~itim

işlerini yürütecek bir bakanlık ve onun ay~rında bir teşkilat

mevcut de~ildi. İkincisi e~itim, sadece zenginlerin himmeti ve

halktan toptan yardılarla yürütüıüyordu.(7)

. Rusya Türklerinin toplumsal uyanışının mimarı olan

İsmail Gaspıralı Bahçesaray'da l883'ten itibaren yayınlamaya

başladı~ı Tercüman gazetesi vasıtasıyle, fikirde inandı~ı ide­

alini "dilde, fikirde, işte birlii" gerçekleştirmeye çalış­

mıştır. Bu ve benzeri hareketler Rusya Türkleri arasında ge­

niş ufuklar açmıştır. Fakat Türklerin Rusya devleti içindeki

sahip oldukları hak ve hürriyetlerin çok kısıtlı oluşu, e~i­

timde yenileşme hareketinin Rus hükümetinin menfaatlerine,

ters düşmesi, buradaki Türk aydınlarınLn girişti~i her faali-

yetin yarım kalmasına neden olmuştur. Bu durum Rusya'daki

Türk toplumlarının ortak üst kültür birimine kavuşması engel­

lenmiş ve siyasi zeminde ulaşaca~ı birlik ve bütünlük ruhunu

ortadan kaldırmıştır.

İdil-Ural'da yeni e~itim sistemine göre kurulan medre­

selerden en tanınmış olanları, Orenburg Hüseyniyye medresesi

Kazan Muhammediyye medresesi, Ufa Aliye medresesi, Troitsk

Resuliye medresesi, Bahçesaray Zincirli medrese gibi "cedit"

medreseleri tüm islam dünyasında en üstün e~itim müesseseleri

olarak ün salmışlardır.(8)

Gaspıralı İsmail bey, "usul-i savtiye mektepleri" hak­

kında bilgi verirken: " ••• l88l'de topladı~ım malumata göre

Rusya'da 16 milyon müslüman olup, bunların Çerkezlerden geri

kalanını Türkler teşkil ediyordu. Türklerin 16 bin kadar ma­

halle mektepleri (ibtidaiyeler) ve 213 ulum-u Arabiye medre-7) N.Devlet, a.g.e. s.189 v.d.8) A.Beningsen, (çev.Nezih Uzel), "Stepte Ezan Sesleri", s.44.

Page 57: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 51 -

seleri vardı. Ortalama her mektepte 30 bala (cocuk) okumuş

ise ibtidaiyeler ve medreselerde yarım milyon çocugun okumuş

oldugu anlaşılmaktadır. Bu okulların beşer yıl tahsil süresi

oldugu halde okuma ve yazma öretmek çocuklar için pek mümkün

olmuyordu. Bunun için eski mektep ve medreselerin ıslah edil­

mesi gerekmektedir.

Bu mektepler Rusya hükümeti nazarında sırf dini egitim

veren müesseseler olarak kabül edildigi için Protokolde ida­

rey-i şerriye'lerin (şeriat mahkemeleri) nezaretinde idiler.

Fakat normalde her mektep serbest bir şekilde egitim verirdi.

Bu durum egitimde yenileşme için iyi bir fırsattı.

Halk arasında "mektep", "Okumak" tahisil, ilm ve deis

gibi sözlerin gerçek manası bilinmedigi halde buna baglanmış

hürmetleri ve muhabbetlerinden, ümidim büyük oldugundan bun­

ları birer maneve sermaye olarak hesaplardım" genel durumu

bu şekilde ·izah etmektedir.(9)

İsmail Gaspıralı 1883 yılında Bahçesaray'da Tercüman

gazetesinin neşrine başladı. Bu gazete vasıtasıyla okuyucu

kitleye yeni usül hakkında bilgi aktararak halkın ilgisini

uyandırmayı ve taraftar kazanmayı başardı.

Yeni usül (usul-i savtiye) ile 40 günde Türkçe okuma­

yazmayı ögrenmenin mümkün oldugu ilan edilerek, Bahçesaray

şehrinde eski bir mektep tamir ettirilerek, Bekir Efendi

(Emektar) ögretmenlige hazırlandı. Yeni usülde egitim yapan

bu okul için 1884 yılında Gaspıralı İsmail bey tarafından

bir program hazırlanmıştır. Programda Türkçe okuma-yazma~

Kur'an okuma, ilmihal, hüsn-ü hat, Türki lisanının sarfı,

9) İsmail Gaspıralı, "Rusya Türklerin'de Usul-i Savtiye MekteplerininTarihi" Şura s.9, 1912, s.274.

Page 58: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 5Z -

zih~-i hesap, amel-i erba, tarih-i islam ile cografya ve ta­

rih ve hıfz-ı sıhhat, bi!az malümat vermekten ibarettir.(l~)

Yeni metotla egitime başlayan Gaspıralı İsmail bey,

kitap ve kağıtlarında mektepten verilecegini söylemesine rag,

men, mektebe inanmayan. halk, önce ragbet etmemiştir.lZ bala

(çocuk), şakirt (ögrenci) olarak yazıldı ve derse başlandı.

Günde 4 saat ögrenim görülerek 45 gün devam edildi ve 4l.gün

imtihan günü ilan edilip imtihan meclisine şehrin ileri ge­

len kişileri davet edildi. 200 kişi davet olundugu halde 30

kişi geldi. Digerleri ise "başarılamayacak, uygunsuz bir iş"

olarak degerlendirip iştirak etmediler. İmtihanda çocukların

başarılı olmaları üzerine yeni usulün kolaylıgı pratikligi

ve faydaları halk önünde ispatlanmış oluyordu. İmtihan günün­

de mektebe 40 çocuk yazıldı. Mektep giderleri (ihşadı) ve

öğretmenin maaşı çocukların babalarına yüklendi. Çocuk başı­

na her ay için 1 sum (lira) 10 tiyin (kuruş) alınmak şart

koşuldu.(11 ) Ayda 15 tiyin aidat verip çocuklarını okutmaya

alışmış olan babaların ayda 1 sum, 10 tiyin vermeye" razı

'olmaları bu işe olan yakın ilgilerini göstermektedir. Böyle­

likle ögretmenin aylıgı 50 sum civarında olmaktadır ve he,

men ikinci bir mektep açılmıştır.

Yeni usulün, elde ettigi bu başarıdan sonra eski usül

taraftarları bu yolu kötüye ve zararlı bir iş olduğunu yayma­

ya ugraşmışlardır. "çabuk ijgrenilmiş ilim çabuk unutulur" ve

din! mektepler sona erer, Rusça egitim veren okullar haline

gelir diyerek yeni usule karşı çıkmışlardır. Gaspıralı İsma­

il bey, "Bu hücumlara karşı Bahçesaray'da bir kahvehanede"

gece mektebi açtım. Gençleri topladım ve 40 gün sonra bunların

l~) İsmail Gaspıralı; a.g.rnk. s.275.

11) Tiyin: (kopeyk: kuruş)

sum: (Ruble: lira)

Page 59: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

-,

- 53 -

herbiri okuma-yazma ö~rendiler. Bu ö~rencilerimin hepsi "ye­

ni usUl mektepleri" nin gUr sesli mUdafileri oldular" diye­

rek halk arasında yeni usulUn nasıl, kabUl görmeye başladı~ı­

nı anlatmaktadır.

TercUman'ın tesiri ile usul-i savtiye muallimli~ini

ö~renmek için Kafkasya'dan ve Rusya içlerinden bahçesaray

şehrine şakirtler ve mollalar gelmeye başladı. Birinci numune

mektebi hem mektep hemde bir dereceye kadar "Dar'el Muallimin"

vazifesi görmektedir. Gelen mollalar mektepte bir iki ay du­

rup, muallimlik şehadetname'si alırlar ve memleketlerine dö­

nerlerdi. Halkın hevesli olmasına ra~men yeni usUl için ö~­

retmen ihtiyacını karşılamak zordu.(12)

Yeni usulde e~itim için ö~retmen ihtiyacını karşıla­

mak amacıyla Vakit gazetesi yazarı Muhammet Fatih efendi

Kargalı'da Hacı AbdUlgani bay yadımı ile gayr-i resmi suret­

te "muallimin dersanesi" açıp Ural ve Sibirya için epeyce

ö~retmen hazırladı. İki sene ö~retim yaptıktan sonra dersane

mahalli hUkUmet tarafından kapatıldı.

Kazan şehrinden mUderris Alimcan Barudi, medresesini

ıslah edip programına fen derslerinide almıştır. ve ayrıca

"muallimin" şubesi açmıştır. Bu şubeden çok muallim yetişip

çevreye dağılarak hizmet vermiştir. Burada Yusuf Akçura'nın

da pek çok hizmeti geçmiştir.

Ufa'lı ahund Hayrullah Osman hazret'de medrese ıslahı

konusunda bUyUk gayret göstermiştir. Ufa'daki Osmaniye medre­

sesinin yapımında bU yUk emeği geçmiştir.

1884 yılında Kırım'da Bahçesaray'da başlayan e~itim­

de yenileşme hareket~ 1906'da Bahçesaray'dan Kaşgar'a kadar

12) İsmail Gaspıralı; a.g.rnk., s.275

Page 60: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 54-

mektep, usul-i cedit tarzında islah edilmiş veya yenileri

açılmıştır.

İdil-Ural'daki bir tatar okulunun ders programı bize

bu konuda gelişmelerin ilk örneklerinden biri olarak bize

fkir vermektedir.(l3)

Şura 1916 Terbiye ve Talim

Numara: 12 Sayfa :299

San İsim Bit 'l'iyin San İsim Bit 'l'iyin

:i Sınıf 13. Bidayet-i Co~rafiye

1 Tatar Elifbası.

2.Kı.raat-i ibtidaiye 52 15 :IV. Sınıf

3 İtikaddan bir kitab 12 14 Erkan-ı. isıam III 15

15 Asr-ı. saadet 64 25

:I:I Sınıf 16 Sı.hhat 15

4 Erkan-ı. islam i 10 17. Dünya i 88 30

5 Kıraat-i ibtidaiyeII 20 18.Kı.raat ve ziraat 15

6.Hesab i 19 Hesab 2 cüz 80 30

7 Kı.raat-i Kur'an 63 20

v. Sınıf

:I:I:I. sınıf 20 Hadis-i Erbain 15

8 Bizning mekteb V 26 15 2l. 'l'arih-i İslam 17 20

9 Tarih-i Enbiya (2 k) 74 15 22 Dünya II . 60 24

10 Hesab ILci 54 25 23 Kı.raat-i Fenniye 20

lL. Yanuga Kı.rat 55 15 24 Hesab IV sanaldı. 55

12 Fen et-tecvid 17 8

2k: 2. kitap

Page 61: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 55 -

Eğitim de usul-i cedit hareketi Türkistan'da XIX.yy.

sonlarına doğru başlamıştır. Buradaki başlangıç İdil-Ural,

Kırım ve Azerbaycan Türklerinden daha geç olmuştur. Buhara'­

da Çorabay'ın açtığı, fakat üç ay gibi kısa zaman sonra ka­

panan okul hariç tutulursa yeni usül okulların ilki, Münev­

ver Karl tarafından 1901 yılı haziran başlarında Taşkent

şehrinde açıldı. Kari, okulunun okuma-yazmayı kısa zamanda

öğrettiğini, faydalı bilgiler verdiğini göstermek için, bitir­

me imtihanlarını, öğrenci velileri ve bir çok muhalif din

adamları huzurunda yapmağa başladı. Onun okulu aynı zamanda,

,yenidm açılacak başka okullar için, öğretim metot ve müfre­

datını pratik olarak öğrenme yeri vazifesini gördü. Sonradan

Fergane'nin bir çok şehirlerinde, semerkant, Hokant, Çimkent

gibi şehirlerde yeni usulde okul açan kimseler ondan müfre­

datve metot öğrendiler. Münevver Kari daha sonra, dört sı­

nıflı ilkokuluna iıave olarak, iki sınıflı Rüşdl kısmı açma­

ğa muvaffak oldu. Bu okul "Numune Mektebi" adını aldı.(14)

Bu konuda İbrahim Yarkın, Türk Kültürü'nde "Ben ilk

tahsilimi İsan Hoca Hanl 'nin okulunda bitirdikten sonra,

iki yıllık rüşdl (orta) tahsilimi Münevver Kari'nin "Numune

Okulu"ndaki rüşdl kısımda yaptım. Yeni usulokullarının sa-

yısı arttıkça okul kitaplarına da ihtiyaç arttı. Bunu gider-

mek için, ilk sınıfta alfabe kitabı olarak "edib-i evvel" ve

ikinci sıınıflara okuma kitabı olarakta "edib-i sani" kitap­

larını hazırladı. Daha sonra birde coğrafya kitabı yayınlan-

dı. Rüşdl sınıfları için Kazan'da yayınlanan ve hatta Türki­

ye'den gizlice getirtilen kitaplar kullanıldı, denilmektedir.(ls)

14) İbrahim Yarkın; "Türkistan'da Uyanış Milli Hareketler ve Münevver

Kari T.K derg. sayı 46, 1966, s. 910

15) İbrahim Yarkın; a.g.rnk. s.9l0 v.d.

Page 62: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

~.

- 56 -

İDİL-URAL'DA MEDRESELERİN ISLAHI

İdil-Ural'da mekteplerin usul-i savtiye yoluna gir­

mesinden sonra, medreselerin ıslahı için girişilen faaliyet­

lerde, canlılık arzeder. İmamların idaresinde olan medrese­

lerin çoğu eğitim ihtiyacına cevap vermekten uzak idi. Bunun

sebebi olarak imamların sadece eğitimci olarak çalışmayıp,

bunun yanında dini görevlerininin oluşu, kendi idarelerinde

olan mektep ve medreseleri ihmal etmelerine sebeb olmuştur.

Netice imamların yönetiminde olan medreselerin, onların elin­

den alınması ger.ektiği fikri ilim erbahı. arasında hakim olma­

ya -başlamıştır.

Troitsk uleması bu konuyu müzakere etmiş ve araların­

dan dört imam; Ahund Rahmankul(yef), molla Muhammet Bikmat­

(ef), Abdurrahman Rahmankuli(yef), ve Abdurrahman Resul(ov),

medreselerin yönetim ve ıslahı konusunu görüşüp, şu karara

varmışlardır: 1- Medreselerin idaresinin tamamıyla imamla­

rın elinden alınıp cemiyet-i hayriye'nin idaresine verilme­

si, 2- Medreselerin bünyelerine uygun şekilde harici program­

lar tertip olunup, ona göre talim ve idare olunsun şeklinde

karar almışlardır.(16) .

Medreselar~ sadece dine dayalı darak devam eden eği­

timin yetersiz kaldığı ve medreseye asri ilimlerin (fen bi-

Ahmet Tacettin; "Troists'te Usul-i Medaris" şura derg. sayı 12, 1909,s.367

Page 63: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 57 -

limleri ve sosyal bilimler) konulması görüşü Rusya Türkleri

arasında kuvvetle yayılmıştır. Bu konuda Muhammet Ferit Vec­

di'nin ifadesine göre "Bu sözlerimizin (medreseye asr! ilim­

lerin konulması hakkındaki sözleri) neticesi olarak, her ta­

raftan huzurumuza şakirtler (medrese talebeleri) gelip, ulum-u

asriye hakkında ders okutmamı rica etmeye başladılar. Bunla­

rın maksatlarını reddetmeyi muvafık görmedik. Biz onlara pa~'

rasız ders okutmak amacıyla ulum-u ~liye medresesini tesis

ettik. Medrese-i tahziriyye'nin müdürü olan Seyyit Muhammet

Efendi kendi medresesinden ders okutmak için bize bir yer

verdi. Bizde bunu şükranla kabül ettik. Derslerimize başla­

'dık. (17)

Medresemizin programlarına gelince cümle usül ve furu

(metot ve şubeleri) ile "ulm-u fenniye ve içtimaiye'den" şa­

kirtlere alimler ve ilimler hakkında derste fikir verecek

ulum-u tabiyye gereklidir. Bu konuda yeni usül ile din! şa­

kirtlerin hallerine uygun surette olan bir kitap tertip et­

mem gerekir. Buna.~se fıtr! olan isl~m dinine uygun, suretiy­

le güne dair olan ibretler ve alametler beyan edilir. Bu

sayede ulum-u tabiyye dinsizlik için değil belki iman üzeri­

ne kuvvet verecek sebebler olduğu malum olur. Ulum-u tabiy­

ye okuyup Kafir olanlar ise, ulum-u tabiyye tesiri ile değil

belki terbiye ve ders usulünün fenalığı sebebIerinden olduğu

malumdur." yeni usule karşı çıkışlarının (din! kesimden ve

halktan ) sebebi uygulanacak yeni tedrisatın dini zayıflata­

cağı endişesini taşımaktadır. M.Ferit Vecdi ictimai ilimler

hakkında ise toplumların geçmişi, ahl~k, sanat, siyaset v.b.

konular da malumat verildiğini bahseder ve "bu malumatları

alimler muhtelif ilimIere taksim ederler ve bunlar sebebinden

17) Muhammet Ferit Vecdi; "Ulum-u Aliye Medresesi", Şura sayı 11, 1908

s •. 338

Page 64: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 58 -

ilimIerde muhtelif mezhepler teşkil ederler. Bu sebebten

ilm-i umeran-ı tarih, ilm-i iman, ilm-i tebaya, ilim-i siya­

set, ilm-i iktisat gibi ilimler meydana çıkmıştır. İştiraki­

yün (komünist) ve bunlardan başka misyonlar mezkur ilimler

sebebinden zahir 01muşlardır.(18) diyerek sosyal bilimlerin

tasnifini ve çeşitli dallarını ziretmektedir.

Yeni usulü uygulamaya çalışan halifeler, muallimler

eski okutma alışkanlıklarından ve eski metotlardan kolayca

sıyrılamadılar. Milli dilde okuma-yazma tabanda bırakılıyor­

du(19) daha üst sıflarda yer verilmiyordu. Fakat muallimle­

rin ve talebelerin bu konuda her geçen gün şuurlanması ve

halkında bu yeni usulü iyice kabüllenmesi ile birlikte, bu

metodun kurucusu Gaspıralı İsmail bey ve bu usulü benimse­

yip savunan diger Türk aydınlarının haklılıgı ispatlanmış

oluyordu.

İdil boyu mü~lümanları, yeni mektepler açma konusnda

hızlı L bir faaliyet yürütmüşlerdir. Tahminen 1916 yı-

lında açılması düşünülen bir ibtidai mektep konusunda F.Tuh­

feteıı(!n) (müell~f) şu garüşlere yer vermektedir. "Şimdi

8 yıllık mekteplerde alarga (onlara) büyük yer vermek müm­

kün olacak, şulayık (aynı zamanda) cır (şerh) ve jimnas­

tik, kirtirge mümkün. Evvellerde mektebin aktık (son) iki

sınıfı ve hiç olmasa bir sınıf erkek çocuklar için arta ve.

yerine ziraat bakımı, hayvan asrav (hayvan bakımı), bahçeçi­

lik, umartacılık, (arıcılık) başka kay işleri yanünden ameli

ve ilm! kurslar almaları gerek. Şulay uk kız balalar (çocuk­

lar) için aktık (son) sınıflarda yurt kütu (ev bakımı), kuş

asrav (kuş besleme) tigü-çigü (dikiş-biçki), pişirü, yıkama

18) Muhammet Ferit Vecdi; a.g.mk. s.338 v.d.19) Abdurrahman Sad!; "İbtidai MektepProgramındaEn Ehemmiyetli bir

meselett Şura sayı 14, 1916 s.320

Page 65: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 59 -

ve başka yurt işleri dogrusunda ameli ve ilmi kurslar açmak

gerekli olacak. O zaman mekteplerimiz zamanın şartlarına uy­

gun ve canlı olup turmuşka (hayata) yararlı kişiler çıkarır­

lar.II(ZO) Ayrıca "İdil boyu Tatarları arasında bu yıl (1916)

6 yıllık yeni tipte mektepler açılacak, bu mekteplerde müm­

kün olsa her yerde kız ve erkek çocuklar birlikte okuyabil­

seler. Katış (karma) mekteplerde erkek ve kız çocuklar bir­

birlerine dost ve eşit gözle bakar&k büyüyecekler. Gençlik­

ten bu inançla büyüyen kişi, hatunları kendinden aşagı gör­

mez ve onların haklarını gasp etmez. Rusya'da açılan karma

mektepler iyi sonuç vermiştir. Bizde de karma mektep açılması

madd~ yönden de ferahlık saglıyacaktır. Kızlar ve erkekler

için ayrı ayrı mektepler inşa etmeye lüzum kalmıyacaktır."(Zl)

İdil-Ural 'da hızla yaygınlaşan yeni mektepler ve bu­

ralarda verilmeye çalışan egitim hizmetleri aydılatması ba­

kımından Rızaeddin Fahreddin'in kaleme aldıgı yazısındaki

şu ifadeler önemlidir. "Bundan ZO yıl evvel (takriben l890'lı

yıllarda) güz günü beni birinci mekteb (ilk mektep)~e verdi­

ler. Ben evvel de babamdan biraz şeriat- el-İmAn okumuş 01­

samda, mektepte snre ve Türki (Türkçe) kitapları okumaya baş­

ladım. Bu mektep Ali isimli bir şahsın idaresinde ve onun

kami~'ihtiyarında olsa da okutma işlerine birre liyakatı ol­

masa da Ali abzi (agabey)'nın anası da boş vakitlerinde kat­

naşgali (katılmakta) idi. Ali abzi mahallemizde okuma yeri

olmadıgından yararlanarak kendi evine Z5-30 kadar erkek ço­

cuk toplayıp, bunlara ders vererek gelir elde etmeyi ve kışı

geçirmeyi planlamıştır. İkinci kış beni Abdullah halifeye

verdiler. Bu da evinde hususi olarak çocukları okutmaktaydı.

Ben bunda "muhammediyye" okumaya başladım.

ZO) Fahirerrazi Tuhfetellin; "Yıllık İbtidai Mektep", Şura sayı

1916 8.Z84.ZL) F.Tuhfettellin; "Katış Mektep" ŞurA sayı 13, 1916, s.306.

Page 66: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 60 -

•••••• Duygan bir türlü halk balaların (çocuklarını)

şadlık (sevinçle) bile (S) ye okuturga getirib bire başlagan­

ları (vermeye başlayanlar) şulayda(aynı zamanda) çok evvelki

mekteplerden balalarımızı almamız (çocuklarımızı almayız)

deyip, eski mekteplerde kaldırganlar(bırakanlar) • Atam beni

de (S) ye alıp vardı •

•••••• Benim bilgi düzeyimi imtihan kılmak için Alimcan

Hazret'in Suvad-ı havA'nından "Bir kişinin üç ogıu" hikayesini

okurga (okumayı) koştu(emretti) ben vargan vakitlerde mektep-

,te otuz beşe yakın bala olsa da her gün birer ikişer talebe

artm~kta idi. Şakirtlerin (talebelerin) ataları (S)'den ga­

yet memnundular. Burada yeni usulde okuma-yazma ö~retilir

hesap, ço~rafya, okutulur, imlA yazdırılır, eski mektepleri­

mizdeki ceza kanununun birinci retindeki (sırasında) tura

turgan rıza (çubık) isti'amelinin (kullanım) bütününe kara­

miçe (bakmazdım) balalar gerek mektebin içinde ve dışında

olsun özlerin ( ~endilerini) yahşi (iyi) tutabileler. (S)

köyümüzde en birinci olup usul-i cedide kirtdi. Okutu işin

bir türlü intizamga koydu. Kendi başlab bir Türkçe cofrafya

kitabından faidelenip daha büyük talebelere angaçaklı( o za­

mana kadar) ismi de işitilmeyen co~rafya okutmaya başladı.

Bir şakirdi vasıtasıyla Moskova'dan Rusça •••••••• Kazan'dan

Türkçe haritalar aldırıp mektebin duvarına asdırıp koydu.

Buhara'da çok okuyan bir mollanın eline •••••••••• tutup

bir nice kilgen konakga (misafire) yerinin dogru kilgen ken­

di kücerinde (etrafında) eylenib turganlıgın (dönüp durdu~unu)

ispat ederki çalışırken, kendim bir nice mertebe gördüm.

Birinci yılda uk yüzge yakın balanın bir eve ginesayıvı (sıg­

ması) mümkün olmayınca balaların bir kısmının birivenin iki

bölmeli(bölmeli-odalı) yurtuna geçirip okuturga Kazan'dan

bir nice muallim aldırdılar."(23)

23) Rizaettin Fahrettin; a.g.rnk., s.567.

Page 67: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 61 -

Her vakitte oldu~u gibi bundada halk iki tarafa ayrıl­

dı. Bir türlüsü (S) taraftarı, nagardan balaların okutup onun

ilmin, okutuvun yaratıcılar; ikinci türlüsü mollalar taraf­

tarı olup alar eski okunı yaklavcı(destekleyem) sıfatıyla mey­

dana çıkardılar•••••• (S) nin muhalifleri olan bir türlü akıl­

lı başlar çınlab da (gerçekten) onun zararına iş iter için

aya~a kaltılar. Hatta bir türlü batırlarının (S) nin üstün­

den: "01 zararlı kişi, nl ruhsatsız elle nitgen (belirsiz)

metot bilen balalar okuta, onun İstanbul'dan okup gelen bir

muallimi Türk usulü bilen okutup halk arasına Türklük ruhu

tarata (da~ıtıyor)" deyip gerekli yerlere dilekçe birilgen­

liklerin süylediler ••••••••••• Aylar geçti (S) nin mektebi

gerek maddi gerek manevi yönden alga varıp turgan halde iki

yılın tuturup üçüncüye çıkgac kütmegen (beklenmedik) yerden

hükümet tarafından yabıldı.(kapatıldı)

Şunluktan alar ellerinden kelgence tistdairelere mü­

racaat itgelegen olup mektepni yeniden açarga tırışıp (u~ra­

şıp) karadılar.(baktılar) Lakin ne kadar tırışsalar" da (u~­

raşsalarda) hatta bu iş artından Petrogratta çaklı (kadar)

barılsada mektep yeniden açılmadı. Şulayda birgen yimişi (ye­

miş) zur buldu.Şul günden beri köyümüzdeki başka mektepler­

ge de akra.nlab (yavaşça) usul-i cedit kirtile başlandı.(24)

1897 yılında Rusya maarif nezareti, ibtidai mektepler

programına tarih, coğrafya ve tabiat (dünyayı) tanıtıcı ders­

lerin konulmasını gerekli görmüştür. Ayrıca Rus okullarında

(ibtidai mekteplerinde) Fe~i-Edebiyat mecmuaları kullanılma­

ya başlanılmıştır. Bu tip memualar Türkler arasında da ortaya

çıkmıştı.(25)

24) Rızaettin Fahrettin; a.g.mk.s.56825) Gafur Osman!; "İbtidai Mektepte Co~rafya Dersleri", şur~ sayı 10,

1915, s.3l3 .(Ruskaya Işkol Jurnal"inden iktibas Ufa.)

Page 68: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 62 -

Rusya'da Türk (müslüman) okullarında her okulun ken­

dine göre programı bulunması egitimde karmaşıklıga yol açan

sebebIerden biridir. Her müderris kendine göre program ter­

tip hakkına sahipti. Medreselerin her birinde farklı program

düzenlemede ki ayrılık ve bu işin müderrisin keyfiyetine bağ­

lı olması, mektep ve medrese talebelerinin milli şuur kazan­

masını ve toplumun egitim ve kültür sahasında gelişmesini

engelleyici bir unsurdu. Bu konuda Medrese-i Hüseyniyye'de

tabii ilimler ögretmeni M.Hanefi Bekir(of) şu fikri beyan

etmektedir: "Mekteplerimize program tertip edilecegi zaman­

larda fünun~ı cedidi geregince yabancı dil eğitimide yapıl­

sın denilse yok efendim~ medrese dini, eger fen gerek olsa

Rus mekteplerine gidip okusunlar diyecevap verilmektedir.

İdadt derecesindeki bulunan mektepleri dint ve fennt diye

ikiye ayırmak dogru değildir. Çünkü idadi derecesinde olan

mekteplerin maksadı ne dint ilimIerde mütebahir (enginleşmiş)

bir adem ve nede fünun-ı cedide de mütehassıs bir mütefennin

(fen alimi) yetiştirmek değildir. İsminden de anlaşılacağı

gibi, mekatib-i aliyye'deki dersleri dint veya fennt olsun,

anlayabilecek dereceye getirmekten ibarettir. Eger mekteple­

rimizin egtimini ıslah etmek istiyorsak umumi mekteplerimi­

zin programlarını Avrupa'nın ıslah edilen mekteplerine kıya­

sen tertip etmekten ibarettir. Yalnız Avrupa mekteplerinden

farkı, onların mekteplerinde hıristiyan ,oğlu hıristiyan

okudugu halde, bizim mekteplerimizde alarnın yerine müslü­

man, Tatar oğlu Tatar okuyacaktır."(26)

Medrese-i Hüseyniyye idaresi bu yıl yeni bir program

- ~ ',.: h.azırıadı " kendi ., cemiyetle-

ri şekilli işlerini programına koydu.(Nezaret .) Ministre'­

den tasdik idilü birle amelge (yürürlüge) kOYuLacak Aliyye

ve Muhammediyye'de muvaffak hareketler göründü.(27)

26) M.Hanefi Bekirof; "Umumt Türktmiz ve Mekteplerimiz" şura sayı 8, 1914s.245

27) Abdülhamit Müslimt; "Tedris ve Terbiye Meselesi" Şura sayı 24 s.756

Page 69: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 63 -

Medreselerin ıslah edilmesi ve yeni mekteplerin açıl­

ması yönünden Troitsk şehrinde çok canlı faaliyetlere giri­

şilmiştir. Medrese-i Muhammediyye ve Medrese~i Resuliyye bun­

ların başında gelir. Rus hükümetinin müsadesiyle bu şehirde

iki mektep açılmıştır. Birisi erkek çocuklar için Vazife mek­

tebi, ikincisi kızlar için 17 eylül (1915 ) de açılan mektep­

tir.(28) Bu mektepler, ikisi de orta derecedeki mektepler

olup, ibtidai mekteplere muallim hazırlayan mekteplerdir.

Kızlar mektebini Ayniye hanım Yavuş(eva) açmıştır. İbtidai'­

den mezun olan kızlar, mektebin hazırlık sınıfınaimtihanla

alınırlar. Hazırlık sınıfından sonra taş mektebin devamı

beş yıl. ŞOl beş yılda hükümetin naçalni (başlangıç) (ilk­

okul) programı üteledir (geçilecektir). Din dersleri, Tatar

dili ve edebiyatı, Arap dili, Tatar tarihi hem Pedegogya

bilen didaktige ayırım program kirtile.

"Bu mektepte naçalni uçılışça (acilen, yapılan) ner­

selerni (şeylerini) biz şeksiz6 yılda üte alacakmız, bizim

artık iki yılımız Tatar dili hem edebiyatı, Tatar tarihi

Arap dili hem pedegogya yitip, artıb da kalacak hangi bir

fenlerden gine bi~de saat hesabı azrak (daha az) k~ytilgan'

(koyulmuş, belirlenmiş) lakin hükümet mektebinin programın

ütüge bununda çok büyük tesiri olmasa gerek. Mesell, tabiat'a

hükümet mektebinde 14 saat k~yılgan, Troitsk mektebinde 12

saat, hendese'ye hükümet mektebinde 9 saat Troitsk mektebin­

de 3 gine saat anın karavı hesap bilen cebir'e hükümetin 14

saati yerine Troitsk'de 26 saat kayılgan! Bunsın kimi tü

(azaltmak) bik olacak. Milli edebiyatımıza yer biktar ko­

yulgan. Edebiyat tarihi derslerine songı iki sınıf saatleri

gine tiyecek(rastlayacak) bunda ise milli dilimize barı

(ancak) ikişer saat gine vakit k~yulgan yitmese milli edebi-

28) Narazi; "Troitsk Şehrinde Ayniye Hanım Yaveşova Tarafından Açılmış

Orta Derecedeki Kızlar Mektebi Hakkında", Şura sayı 211915, s.666 v.d.

Page 70: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 64 -

yatımız programına "mlitercim edebiyat" (Rus dilinden terclime­

ler) de kirtilmiş, demek bizim kendi edebiyatımıza Ôahi de

azrak (azca) vakit kaldırganlar.(bırakılıyor)(29)

YENİ USULE GÖRE DÜZENLENEN DERS PROGRAMLARI

İdil-Ural'daki TlirlrTatar o~ullarının, Buhara tipi e~i~

tim anlaşından çıkararak, yeni bir yapıya kavuşturmak için

tedrisatta pek çok de~işiklere gidilmiştir. Bu yönde ilk

adım Şihabettin Mercani tarafından atılmıştır. Mercani, ken­

di adıyla anılan medresesinde (Mercani medresesi), Buhara

medreselerinden ayrı bir program uygalamasına girişmiştir.

Bu medrese programı tam anlamıyla e~itim ihtiyacına cevap

verecek nitelikte olmamak1a birlikte e~itimde yeni1eşme ha­

reketinin ilk başlangıcinı teşkil etmesi bakımından önemli­

dir. Mercani medresesinde uygulanan ders programı cetvelle­

rinden ikisi şunlardır.(30) Birinci Cetvel:

Okunan derslerin adı, eser adı ve ders saati:

Nahv'dan Kafiye

Şerh-i Molla

Belagat'tan Telhis

Mantık'tan Şemsiye

Şerh-i Tehzib el-Mantık

Selim el-Ullim

Hikmet-i Kadime'den, Hikmet el-Ay n

Akaid'den, Tehzib el-Kelam

Şerh-i Akaid-i Nesefi

Usul-i Fıkıh'tan, Tevzih ve şerhi

2 ders

2 ders

1 ders

2 ders

2 ders

2 ders

1 ders

2 ders

2 ders

2 ders Abdurrahman'ibn

ibn Muhammet'in eseri

29) Narazi; a.g.mk. s.666.30) Burhan Şeref; "Şinabettin Mercani'nin do~umunun 100. yılı hatırası­

yayınlanan, Mercani Mecmuası" Kazan, 1333, s.105 v.d.

Page 71: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 65 -

Açıklama

Nurettin Ebil Himam

el-Mergin~ni'nin eseri

İmam Gazz~li'nin "İh

yau'l Ulum'eddin adlı

eserinin özeti duru­

munda.

Bilgivi'nin "isl~m fı­

kıh ve Ahl~kı" ile il­

gili eseri.

İmam Beg~vi(H.V.-VI.yy)

nin" sahih hadisleri

toplayan eseri"dir.

Cel~lettin Devv~ni'nin

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

Hadis'ten, Mişk~t el-Mesabih

Molla Ce~l

Okunan derslerin adı. eser adı ve ders saati

Fıkıh'tan Muhtasar el-Vik~ye

Şerh el-Vik~ye

Hid~ye

Feraiz

Ahl~k'dan, Ayne-l İlm

Tarikat-ı Muhammediye

eseri,

İKİNCİ CETVEL:

Dersin adı. eser adı ve ders

Nahv'dan K~fiye

Şerh-i Molla

Mantık'dan, Şemsiye

Tehzib el-Mantık

Tehzib Haşiyesi

Selim el-Ullim

Selim Haşiyesi

İtikat'tan, Tehzib el-Kel~m

Şerh-i Akaid-i Nesefi

Akaid-i Haşiyes-i Hayali

Molla Cel~l

Usul-i Fıkıh'tan, Tevzih ve

Fıkıh'tan, Hid~ye

Muhtasar el-Vik~ye

Şerh el-Vik~ye

Feraiz

saati:

2 ders

1 ders

2 ders

1 ders

2 ders

2 ders

3 ders

1 ders

3 ders

2 ders

2 ders

Şerhi 3 ders

1 ders

1 ders

1 ders

1 ders

Mirza Zahir

Kazi Mübarek

Nasreddin Tusi

Taftaz~ni

Page 72: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 66 -

1907 yılında Kazan'da toplanan Muallimler Cemiyeti

İbtidai mektepler için bir program tertip etmiştir. Bu prog­

ram hazırlanırken di~er ibtidai mektep programları üzerinde

kıyaslamalar yapıldıktan sonra, düzenleme yoluna gidilmiş ve

bu sebeble mevcut duruma göre en iyi ibtidai mektep programı

olma niteli~ini taşımaktadır. Bu program şu şekildedir.(3l)

Birinci Sınıf Sakirtleri (Ö~rencileri)nin Vazifeleri:

1- Kırat-i Türkiye: Ana dilde okuma-yama ö~renme, cümle ve

hikayeleri anlayııp, söyleyebilme ve Heftiyek (Kur'an'ın

1/7'si)e hazırlanmaktan ibarettir. (Dört ay kadar elifba ile

çalıştırıldıktan sonra Heftiyek'e başlatılır)

Birinci sınıfta alfabe için uygun görülen kitaplar:

1) Muallim-i Evvel, Hadi Maksudi'nin eseri

2) Muntazam Elifbe, Rahim Hanefi'nin eseri.

3) Bida el-Talim, Şakircan Zahiri'nın eseri.

Okuma için uygun görülen kitaplar:

1) Rehber-i Sibyan, ikinci kısım.

2) Terbiyeli Bala, Rızaeddin Fahreddin'in eseri.

II) Hesap: Yüze kadar sayma, toplama hem 2S'e kadar

toplama, çıkarma, çarpma ve bölme.

III) Hafız: Fatiha suresi, İhlas suresi ve Kevser suresi ez­

berlettirilir. Taud, besmele, kelimey-i tevhit ve şehadet

ve kısa bir salavat-ı şerif ö~retilir.

Sifahi Malumat: Ahlak'a ve malumata ait kısa kısa hi··

kayeler söylenir. Bazı eşyatarif ed~lir. Söylenen şeylerin

tekrar edilmesi istenir.

Eşkal ve Resim; Yazma kabiliyetlerinin gelişmesi için

(matbu boyunca) çeşitli sızıklar zıgarga (çizgiler çizme

ö~retilir ve sezdirilir.

31) Kerim Hanefi; Muallimlere Numune, Kazan, 1907, s.

Page 73: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 67 -

İlAhi: Muallim uygun buldu~u şiirleri okutur. MeselA,

Gületsin'in "Köylü İmAn" adında eseri gibi.

İKİNCİ SINIF TALEBELERİN VAzİFELERİ:

Kur'an-ı Kerim: Baştan Ali İmran suresinin sonuna de­

~in ve nun-ı sakinenin dört hükmünü "tecvit terimleri" (iz­

har, idgam; iklab, ihfa) ve med vaciplerini ağızdan ö~reti­

lip raiye ile okutulur.

Zar6~iyat-ı Diniye: İtikat meselelerinden, iman-ı ic­

man-ı tafsil manaları ile kısaca önce AllAh'ın varlı~ı ve

birli~i ve Hz. Muhammet'in peygamberli~i, nerede do~up, bfr­

yüdü~ü, dinge evinde başlamak. , sahabe

ve cehariyar ve dört halife'nin kim oldukları anlatılır.

Ameliyat'dan: Taharet hükümleri hemde beş vakit namaz

vitr ile birlikte anlatılır.

Bu sınıf ta itikat ve ameliyat'dan uygun görülen kitaplar:

1- İbtidai el-Maarif ve Evvel el-Nezaret (temizlik),

Barudi'nin eseri.

2- Akaid-i Türkiyye, birinci kısım H.Zübeyri'nin ese­

ri ve İbadet eı-İsıamiye, Hadi Maksudi'nin eseri.

Kır~-ı Türkiyye: Türkçeyi doğruca okuyup anlamasına

dikkat edilir. Bunun için uygun görülen kitaplar:

1- Kıraat-ı Türkiyye, Feyzi'nin eseri.

2- Balalar'a Kıraat, Molla Kasım Bigkolof'un eseri.

3- Türki Oku, Ahmetcan Molla'nın eseri.

Page 74: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 68 -

Yazı: Nesir hat ile küçürüp (kopya) yazarlar. Bunun•için mahsus muallim olmakta Petersburg'da taş basma tab edil-

miş, "Bed'ul eman:t, el-Uş:t'nin manzum akait eseri" gibi bir

kitabı küçürtdürmek masIahattır.

İmla: İmla için kaideler şifahen ö~retilir. Mesela

Rehber-i imla kitabının beşinci kaidesine kadarlı bildirilip

buna göre tatbiken yazdırılır. Yazı Kaideleri, Fatih Sadı­

kof'un eseri.

Hesap: Bine kadar sayma, terekküm (b\r-;\c..b otM~, cigel

meselelere tatbik ile toplama ve çıkarma •

1- Ameı:t din hesabı risalesi, Muhammet İdris:t'nin

eseri.

2- Hesaplık, adlı risale, Abdülkayyum Nasır:t'nın ese-

ri.

Şifah:t Malumat: Co~rafya, tarih gazetelerinin ne 01­

du~u ve faydalarının neler oldu~u anlatılır. Kendilerinden

dahi şunday (böyle) şeyler turısında da (hakkında) cevap yo­

lu ö~re~l~r. Çocukların tahammülünce ilm-i eşya'dan malumat

verilir.

Eşkal ve Resim: Hemen çocukların iktidarınca terk ve­

ya devam ettirilir. Dersin ö~retmeni eşkal ve resim ile il­

gili kitapları elinde bulundurmaya çalışır.

Hafız: Kur'an'nın sonundan "Fil" suresine kadar hem

namazda okunan sureler ezberlettirilir.

Page 75: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 69 -

ÜÇÜNCÜ SINIF TALEBELERİNİN VAzİFELERİ:

Kur'~n-ı Kerim: Tecvit kaidesine uyularak Tövbe sure­

sine kadar okutulur.

Tecvit: Tecvit'in bütün hükümleri kitaptan okutulup

ö~retilir.

Uygun görülen kitaplar:

i) Fenn el-Tecvit, Şehit Avni'nin eseri.

2- Haliye el-Tilavet; Muhyi's süne, Molla'nın eseri.

3) Kavaidu't el-Tecvit, Şakircan Zahiri'nin eseri.

4- Karabaş, Türkçe Tecvit kitabının adı.

Zaruriy~t-ı Diniye: Taharet ve beş vakitnamaz hükümleri

ile yani feraiz (miras hukuku), vacibler, sünnetler, mekruhlar,

ve müsidatlar / bildirilir. Cemaat, cuma, cenaze,

bayram, kaza namazları, sehiv (yanılma) secdesi, til~vet sec-

desi ve teravih namazları işendak öşür, fitre,

kurban, oruç, zekat, hac, meseleleri kitaptan okutularak

özet halinde bild~rilir.

Bunun için uygun görülen kitaplar:

l- Hüsn el-İbade, İbadet-i selase, Tetimme.

2- Muallim el-İbadat, birinci kısım ve ibadet-i isla­

miye beşinci kısım.

Kıraat-ı Türkiyye: Bununla ilgili uygun görülen kitap-

lar.

l- Nasihat, birinci cüzü Rizaettin Fahrettin'in eseri.

2- Kıraat-ı Türki, Abdullah Feyzi'nin eseri.

3- Nesayih-i Nafia (faydalı nasihatler) yeni tabı.

Safa Alimof'un eseri.

4- Rehber-i Sibyan, 3. kısım.

Page 76: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 70 -

Yazı: Neşih hat ile güzelleştirip yazmaya başlarlar.

İml~: İml~ kurallarının tamamını bilip buna göre ya­

zarlar.

Tarih-i Enbiya ve İsl~m: Tarih-i mukaddes'i, dört hali-';'

fe devrinin sonuna kadar okurlar ve okuduklarını anlatırlar.

Uygun görülen kitaplar:

l- Tarih-i Enbiya, Muhammet el-Rahim Halife'nin eseri.

2- Tarih-i Enbiya, Barudi'nin eseri.

3- Muhtasar Tarih-i Mukaddes; Habib Rahman Zübeyri'nin

eseri.

4- Tevarih el-Halife; Muallim Osman Hankirmani'nin

eseri.

Co~rafya: Cografya terimleri ve Avrupa kıtasına hari­

tasına ve harice tatbika bildirilir.

Bunun için uygun görülen kitaplar:

l- Medhal-i co~rafya, resimli. Heris Çistpoli'nin

eseri.

2- Muhtasar co~rafya, Fatih Kerimi'nin eseri.

3- CoSrafyay-ı icm~li, Rahim Hanefi'nin eseri •

•Hesap: Dört işlem tatbik edilir ve işç\t (hesap) is-

ti' ameline (kulanım:h') ögretilir.

,Bunun için uygun görülen kitaplar:

l- Ameli'de (Mesail el-Hisap) Kasım Bikkoli'nin eseri.

2- Nazari'de (Bedir el-Hisab) Musavi'nin eseri.

3- ~Hesap.lİ:k.isimli, Kay'yuııi Nasıri'nin eseri.

Page 77: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 71 -

Malumat-ı Şifahiye:Sanaat, ticaret, ziraat, umumi

tarih, cografyaya dair bazı şeyler söylenir ve ilm-i eşya'dan

bilgi verilir.

Eşkal ve Resim:

Hafız: Mülk suresi ve bir iki sure. ......... Kur'an hafız

ettirilir. Mesela Haşr suresi ve Bakara suresinin sonu ve

bazı ezkar manaları ile.

DÖRDÜNCÜ SINIF TALEBELERİNİN VAzİFELERİ:

Kur'an-ı Kerim: Hangi yerden gösterilse, tecvit kai­

delerine göre ve maharic-i hurufga (harfleri fonetik olarak

okuyabilme) riayet ederek okurlar.

Zaruriyat-ı Diniyye: Muamelattan kesb ve aga taalluk-

lu ( ilgili ) şeylerini (ticaret hükümleri, icare gi-

bi mühimlerini), nikah, boşanma ve yemin meselelerini anga­

rıp ve bilip çıkarırlar.

Bunun için uygun görülen kitaplar:

1) Muamelat: Akd-i salis, Barudi'nin eseri. (Bu kitap­

taki bazı kısımlar çıkarılarak okutulur)

2) Muallimu-ş-şeria: Habiburrahman Zübeyri'nin eseri.

Kavaid-i Türkiyye:. Kısaca Türkçenin sarfı ve kaidele-

ri bildirilir.

Uygun görülen kitaplar:

1- Sarf-ı Türki, Ahmetcan Halife'nin eseri.

2- Kavaid-i Türkiyye; Abdullah Feyzi'nin eseri.

Kıraat-ı Türkiyye; Çocukları dogru şekilde okup anla­

masına dikkat edilir ve okutulan kitap terbiye ve ahlak ile

ilgili bir risale olur.

Page 78: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 72 -

Bunun için uygun görülen kitaplar:

i) Şakirtlik adabı, Rızaettin Fahrettin'in eseri. Her

kimge gerek, Abdürreşit İbrahimof'un eseri.

2- Malumat-ı Nafia,

3- Terbiyey-i Diniyye,

Yazı: Nesih hat ile mükemmel surette yazılarına icti­

hat edilir.

Inşa: Ö~retmen kısa hikayeler ve tarihi vakalar anla­

tır ve onların ö~rendiklerini anlamaya gayret eder ve ayrıca

mektup numuneleri gösterir.

Tarih-i İslam ve MillI: Uygun görülen kitaplar:

1- Muhtasar Tarih-i Milli, Abdullah Mirza Yengiyef'in

eseri.

2- Bulgar Tarihi, Mirza Abdurrahman'ın eseri.

3- Tarih-i Enbiya: Hafız Molla Muhammet Zakir'in

eseri.

Co~rafya: Üçüncü sınıftan kalan dört kıtayı harita ve

harice tatbika okub tamam ederler. (Dört kıta tamam ettirmek

a~ır olsada. köyde ibtidai mekteplere bik ehemmiyet verilme­

di~inden program tamam ettirilir. deyip yazıldı. (Asya, Af­

rika kıtaları tam olarak gösterilir, Amerika ve Avustralya

kıtaları özet olarak gösterilir.)

Hesap: Dört işlem (Toplama, çıkarma, çarpma, bölme),

tatbik hasıl ettirilir. (yukarıda sözü edilen kitaplar ile

ameli i. hesap meseleleri, ikinci mesele el-Hesap)

Malumat-ı Şifahiye: Üçüncü sınıfta beyan edilen bil­

gilerin üstüne devam edilir, hemde talebelerin fikirlerini

genişleten şeylerden bilgi verilir.

Page 79: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 73 -

Eşkal ve Resim:

Hafız: Yasin suresi ile Kur'an'ın sonundan bazı ayet­

ler ezberlettirilir. (en sondan Fil suresine kadar olan su­

relerin manalarıda bildirilirse çok iyi olur).

Tertip edilen ders programının sonunda, ögretmenin de

bazı durumlarda tercih hakının oldu~u söz konusu edilmiştir.

MEDRESE GÖREVLİLERİ

Medreseler idadi ve Ali sınıflarından üç çeşit mezun

verir. Birincisi muallimler, ikincisi imamlar, üçüncüsüde

imam (imam el-Camii) lerdir. Muallimler ile, ikincisi imam­

lar idadi sınıfından çıkarlar. Onlara kendileri için gerekli

ilim ve fenlerini, mesela muallimlere p~degogya, ilm-i ah­

val-i ruh, imamlara kendilerine, muhakeme işlerine ait zakJn­

lar (Kanunlar) iyi bir şekilde ö~retilir. İdadi mezunu mual­

lim ve imamların, Arabiyatları (gerekli Arapça eserleri) bil­

mesi, okuyup anlaması ve mütalaa etmesi gereklidir. Üçüncü

derecedeki imamların farkı medresenin ali(yüksek) kısmını tah­

sil etmeleridir. Bunlar da imam-hatip, müderris, kadı, ahund,

veya büyük şehirlere yada medreselere müderris ol~rlar. Bun­

larda ise Arabiyat pek mükemmelolmalı ulum-ı diniye (dini

ilimler)nin tamamına vakıf olmalı, Arap edebiyatını bilmeli,

Arapça okuma yazma bilmelidirler.(l) Medreselerin, idadi

kısmından mezun olanlar köy hocalı~ı, idate-i ruhaniyye mü­

teaIlik (baglı) zakunlarını (kanunları) ve başka iktisadi

teşebbüse ait şeylerin tümünü bilmiş olurlar.

İç Rusya ve Sibir müslümanlarının Diniyye Nezareti

(Mahkeme-i Şerriyye)nin, din görevlileri ile dini egitim ve

ö~retim veren egitim görevlilerinin imtihan derecelerine

ait sınıflandırma şu şekildedir: Din görevlilerine ait imti­

han dereceleri; 1- Müezzin, 2-İmam, 3-İmam el-Camii 'dir.i) Abdülhamit Müslimi; "Tedris ve Terbiye Meselesi" Şura sayı 24, 1915 s.755 v.

Page 80: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 74 -

Dini egitim ve ögretim verenlere ait imtihan derece­

leri; 1- İbtidai dini muallim, 2- Orta dini muallim, 3-Müder­

ris'liktir.(2)

RUSYA'DA MUHTELİF ZAMANLARDA YAPILAN RUSYA

MÜSLÜMANLARI KONGRESİ'NDE MEKTEP VE MEDRESELER

İLE İLGİLİ OLARAK ALINAN KARARLAR:...

Daha önce buraya kadar, Kırım'da başlayan, İdil-Ural'­

da kuvvetlenen ve Rusya içlerine yayılan Rusya Türklerinin

"Usul-i Cedit" olarak adlandırılan egitimde yenileşme hareket­

lerini izah etmeye çalıştım.

Mektep ve medreseleri yeniden tesis etme çabaları hız­

lı bir şekilde gelişirken, Rusya'daki müslüman Türklerin bu

harkete istekli olarak katıldıgı ve destekledigi bir gerçek­

tir. Rusya Türklerinde toplumsal canlılık artmış ve onları,

kendi geleceklerini belirleme ve siyasal haklarını aramak

yönünde harekete sevk etmiştir.Rusya Türklerini, siJasal ba­

gımsızlıgı olan, medeni ve kültürlü bir toplum olarak yeni­

den inşa için, buradaki Türk aydınlarının giriştikleri çaba­

lar her türlü takdirin üstündedir. Bunların çabaları arasın­

da, resmi ve gayr-i resmi olarak tertip ettikleri kongreler

bulunmaktadır. Bu kongrelerde Rusya Türklerinin gelecegi hak­

kında kararlar alınmış ve gereken siyasal remin oluşturulmaya

çalışılmıştır. İşte bu kongrelerde alınan kararların önemli

bir bölümüde, Rusya Türklerinin egitim meseleleriyle ilgili

kararlardır. Maarif ile ilgili kararlarda ana ilke egitimin

Rusya Türkleri için müşterek hale getirilmesi çabaları ha­

kimdir. Bu kararlar sadece kagıt üzerinde kalmış, Kongre

içinde görüş ayrılıkları ve kopmalar olması sebebiyle iste­

nilen sonuç elde edilememiştir.

2) İmtihan Düstüru; "İç Rusya ve Sibir MüslümünlarınınDiniye Nezareti­nin (Mahkeme-i Şeriyye) medrese ve imtihan işleri

hakkındaki şubesi düsturu'ı amelinden" (AnkaraMilli Küt.M.F.A.no:B-1S2) "Şark matbası" Ufa, 1918.

Page 81: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 75 -

Nijni Novgorod'taki 3. Müslüman kongresi kararların­

dan sonra, Tatarlar, mektep ve medrese meselesinde kendi ara­

larında "muhafazakarlar" (kadimciler) ve "terakkiperverler

(cedideciler) isminde iki partiye bölünmüşlerdir. TerakkL"-

~rverler, muntazam ibtidai mektepler açmak taraftarı idiler.

Şimdiye kadar mektepler, mescitlerin yanında açılır ve imam­

lar tarafından idare edilirdi. Bu mekteplerde din ilmi, hesap

okuma-yazma öğretilirdi. Mektepler mescitlerden ayrı yerler­

de açılmaya başlayınca, bu duruma imamlar tepki göstermeye

başladılar. Medreselerde dini eğitim ya~maktan başka, ibtidai

mekteplere muallimler hazırlamak için terakkiperver Tatarlar

Kazan'da büyük bir program ile üç senelik bir Dar'ul Muallimin

açmak için teşebbüse giriştiler.(3)

Rusya Türkleri arasında birliği ve bütünlüğü sağlamak

ıçın kongreler tertip edilmiştir. Bu kongrelerden birincisi

15 Ağustos 1905 yılında Nijni Novgorod'ta, ikincisi 13-23

Ocak 1906 yılında Petersburg'da, üçüncü kongre 16-21 Ağustos

1906'da Nijni-Novgorot'da, dördüncü kongre 1914 yılında Pe­

tersburg'ta yapılmıştır. Bütün Rusya Müslümanlarının ilk ge­

nel toplantısı "Umumi Rusya Müslümanları Kurultayı" I-II Ma­

yıs 1917 tarihinde Moskova'da yapılmıştır. Bu kuruItayda ma­

rif meselesi önemli bir yer tutmuş ve bu konuda 24 maddelik

bir karar kabül edilmiştir. Bu maddelerden bazıları şunlar­

dır:(4) 1- Maarif ve kültür işleri her halkın kendi idaresin­

de yürütülür.

2- İlkokullarda eğitim dili olarak her kabilenin kendi ana

dili kullanılır, Ortaokullarda umumi Türk dilinin kullanılma­

sı mecburidir, yüksek okullarda da eğitim dili Türk-Tatar

kabileleri için ortak olan Türk dilidir.

4- İlkokullara devam mecburidir ve parasızdır.

3) "Rusya'da4) N.Devlet; ag.e., s.277 v.d.

Mektepleri" Şura 1909 sayı 10, 8.306.

Page 82: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 76 -

4- İlkokullar tek tip olup, dini ve dünyevi olarak ayrılmaz­

lar.

5- Rus dili ancak yabancı dilolarak okutulur.

6- Rusya'daki bütün milletlerin talebeleri ve ögretmenleri

hukuken eşittir.

7- Maarif ve kültür hizmetleri için gerekli masraflar devlet

ve mahalli idareler tarafından karşılanır.

8- Milli Ortaokulları tama~ayan talebeler, Rus okullarına im­

tihansız girerler.

9- Yerine göre erkek ve kızlar aynı okula devam ederler.

10- Yabancı okullarda okuyan müslüman çocuklarının sayısı se­

kize varınca, onlara ana dili ve din dersleri verilir.

11- Yabancı tebalı ögretmenlerin müslüman okullarında çalış­

malarına mani olunamaz.

12- ~ephede, savunma hattında veya cephe gerisinde sil~h al­

tında bulunan ögretmenler derhal terhis edilmelidir.

Bu sıralandırma 1917 bütün Rusya müs1ümünları kongresi­

ne ait alınan kararların sıralaması olmayıp kendimize göre

sıralama yap~lmıştır.

Rusya Türkleri, siyasi, sosyal, kültürel ve egitim

alanında bir bütün teşekkül etmek için başlangıç olarak bu

kurultayı tertip etmişlerdir. Fakat bu dönemde Ru~ya devle­

tide kendi iç bünyesinde büyük çapta siyasi ve sosyal degi­

şikliklere sahne olmuştur. Rusya'da yaşanılan 1917 Ekim ih­

til~l! ile birlikte, Rusya Türklerinin idealleride gerçek­

leşme şansını kaybetmiştir. Buna Türk topluluklarının ara­

larında düştükleri ihtila~rda ayrı bir sebebdir.

Page 83: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 77 -

MEK'rEB-İ İBTİDA1DE HAFTALIX DERS SAATLERİ

.,:"

DERSLER. Birinci İkinci Öçüncü DördüncüSınıf Sınıf' Sınıf Sınıf

Kur'an-ı Kerim '5 4 4

Zaruriyet-i Diniye 2 2 2

Tecvid ı

Kırat-ı Türkiye 6 4 2 2

Kavaid-i Türkiye 1

Tarih 2 2

Co~rafya 1 2

Hesab 3 3 3 2

Yazı 5 2 2 2

İmla 5 3 2 1

İnşaa ı

Malumat-ı Şifahiye ı ı ı ı

İşgel ve Resim ı ı ı ı

İlahi ve Milli Şiir ı ı ı ı

Hafız ı ı ı ı

Toplamı 23 23 23 23

Page 84: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 1.8 -

USUL-İ KADİM

Egitimde "usul-i kadim" terimi, İdil-Ural mekteplerin­

de genellikle Buhara tipi medreselerde verilen egitim ve ög­

retimi temsilen kullanılır. Bazı araştırmacılar bu tip medrese­

lere "scolastique mektepleri" adını verilmekle birlikte, ay~

rıca "Arabiyat" diye Arap dilinin yalnız sarf, nahv kaideleri

ögretiliyordu. Bunları uygulamak için o dilin edebiyatı asla

okutulmazdı. Arap sarfılnın (morfolojisinin ögretimine Tatar

Türkleri çocukları içinde Buhara'da düzenlenmiş olan ve "Bi­

dan~" sözüyle başlayan Farsça bir kitapla girilir, ögrenim

sonunda kimse Arapça okuma-yazma bilmezdi.

Akliyat ve kelAm ilmine de ayrı bir önem verilirdi.

Skolastizm; Avrupa din adamları9ın hıristiyanlık prensipleri­destekleyıp

ni Yunan felsefesiyle/ve bu yolla hıristiyanlıgı yüceltmek

ve korumak gayretinden dogan bir felsefe sistemidir.(l)

İslAm dininin doguşuyla başlayan ve islAmi anlayış

esasına göre gelişen egitim ve ögretim kurumlarının medreseler

oldugunu daha önce belirtmiştik. Kaynağını dinden alan bu egi­

tim sistemi, islAm toplumlarının ihtiyaç hissettigi dini ve

dünyevi ilimIeri bünyesinde barındırmıştır. İslAmi toplumlar­

da din, başlı başına hayat tarzıdır, Topluma hakim olan ana

unsur dindir. Toplumun ilim erbabı medreselerden yetişir.

İslAm'ın yükseliş dönemlerinde medreselrde müsbet ilimIerin

(Astronomi, tıb, cebir, cografya v.b.) oldukça ileri düzey­

lerde oldugu bilinmektedir. Medreselerin inkişafı ile birlik­

te, bu kurumlarda uygulanan tedrisat kalıplaşmış bir hale

gelir. Yani klasik bir eğitim sistemi vücuda gelmiştir. Bu

1) A.Battal Taymas, "Usul-i Kadim" TK, sayı 40, s.408

Page 85: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 79 -

yönde Nizamiye medreseleri(Büyük Selçuklu veziri Nizamu'ı

Mülk'ün kurdugu medreseler) en iyi örnek durumundadır. Daha

sonraki devirlerde meşhur olan medreselerin programları bir

takım degişikler göstererek (temelde aynı olmak şartıyla)

çeşitli islam devletleri tarafından medreselerde hakim ola­

rak uygulanmıştır. İşte özde degişiklik olmadan medreseler-

de uygulanan bu egitim metoduna "usul-i kadim" adı verilmiş~

tir. Medreselerin tedrisatında müsbet ilimIerin dışlanmasıy­

la medreseler sadece dini ilimIerin tahsil edildigi egitim

kurumları haline dönüşmüştür ve bu büyük eksiklik (medrese­

lerde müsbet ilimIerin okutulmaması) islam toplumlarının di­

nami~mini kaybetmesine ve geri kalmasına neden olmuştur. Çün­

kü medreselerin dışında özelolarak mübet ilimIerin okutul­

dugu bir okul açma yoluna da gidilmemiştir. Osmanlılar'da bu

durum Kanuni Sultan Süleyman (1522-1568) devri ortalarında

başlayıp, xıx. yy. başlarına kadar devam etmiştir. Rusya Türk­

leri'de kendilerine ait olan mektep ve medreselerde aynı dur­

gunlugu XIX.yy.'ın sonlarına kadar yaşamışlardır. Medreselerde

uygulanan llusul-i kadim"in yetersizligi anlaşılınca;buna kar­

şı, egitimde yenileşmeyi savunanlar "usul-i cedit" (yeni usül"

akımıyla ortaya çıkmışlardır, Bu ikili mücadele medreselerin

ortadan kalkmasına kadar sürmüştür.

Usul-i kadim üzere egitim ve ögretim veren, İdil-Ural­

daki bir medres~nin yine bu bölgede yayınlanan "Din ve Miaşet"

adlı dergiye verdigi ilan ilgi çekicidir: "Mahallemizde 1875

senesinden beri usul-i kadim üzere egitim var idi ve 01 med­

resede zaruri fenlere (işlere), hususay-ı ulum-ı Arabiye,

tefsir, hadis ve fıkıh fenlerine ehemmiyet verilip güzelce

kuvvey-i mütalaa hasıl edip çıkan talebe de oldu. Son iki

senede bazı sebebler üzere mübini olarak şu anlarda dersi

Page 86: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 80 -

terk etmiş idim. Şimdi zuhur eden havadis beni mecbur etti.

Yeniden ders kaşırırıa itmekli~ini bina-i ali 'nin Allah taala

iane ederse bu gelesi. kışta özümnün (kendimin) sabıkam üze­

re ders kaşırıa ideceknin.

Şol cihetten malum ideminki talebeden meyli olan kim­

seler medresemize gelseler kabül olunurlar ve hem medresede ~

onlara y~r verilir. Medresenin odun ve kirası gibi haracatı

mahallenin damaları'ndadır. 01 muinetlerni talebeye tahsil

01unmaz.,,(2)

İdil-Ural'da Türk medreselerinde uygulanan usul-i ka­

dim'in kayna~ı Buhara medreseleridir. Bu sebeble Buhara med­

reselerin de e~itimin nasıl yapıldı~ı ve bunların tedrisatı

önemlidir. Türkistan'da 5-6 adet usul-i savtiye mektebleri

istisna'sayılırsa Türkistan'ın bütün mektep ve medreselerin­

de ders programı bir türlü y~ni umumidir. Lakin bunlarda

okuma ve tahsil vakti ölçüsüz, çok oldu~u halde okunan şey­

ler pek az fakat üç türlü ,(Farsi, Arabi, Türki) okumaktan

ibarettir. Başka ilimler okunmaz. Usul'süz talim edildi~inde

bu üç türlü savad hem yumuşak ola, imla, sarf, nahv ve kavai~-i

, edebiyyeye ehemmiyet verilmez. Bu sebeble do~ru okuyup

yazmayı beceremez'ıer. Tatbik, temrin, imtihan ve makale 01­

madı~ından okunan şeylerde pratik olarak uygulanamamaktadır.

Bu mekteplerde sınıf denilen şey yoktur. Bu yüzden

okula yeni başlayan çocuklar, 8-9 yıldır okuyanlarla birlik,

te otururlar. Bunun içi~ okutma tertiplerini yıl hesabı ile

v~eımek uygundur:

Birinci yılda: Fatiha suresinden başlayıp ilm-i neşrine

geçe hafız kaldırıla (ezberletilir.)

2) Tomski Ahund'u Hamza Muhammet Emino~lu Hamidi; "Usul-i Kadim Medre­sesi", Din ve Maişet sayı:38, 1909, s.308

Page 87: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- SL -

İkinciyılda: İlm-i neşrih'e yetişenin hürmetine neşrih

isminde bir toy (dü~ün) yapılır. Toyun tertibi· şayledir; çocu­

~un iki eli bir araya getirilip kalem konulan kutuya bağlanır,

sonra daha büyük talebeler onu alarak sokağa çıkarlar sokak

boyunca ba~ırarak beyitler sayleye sayleye yakınlarının evine

alıp varırlar. çocuğun yakınları andeki kutu içine bir iki

Tenke(3) akçe koyarak yollarlar. Sonra kendi evine il~teler.

(gatürürler) Orada ziyafet verilir. O zamana kadar kutuya

toplanan akçeleri bala(çocuk) damolla'sına verir. Çocu~un

babasıda 10-20 sum verib damolla ile talebeleri hem "neşrih"

den çıkan çocu~u mektebe uğurlarlar. Bundan sonraki günden

itibaren ders başlar. Önce huruf-ı Arabiye (Arap harfleri)nin

isimlerini ağrenipı sonra heftiyek (Kur'an'ın 1/7) okumaya

başlar.

Üçüncü yılda: Kur'~n okumaya başlar. Kur'~n'a başla­

masıyla birlikte bir ziyafet verilir, bu ziyafette damollaya

bir palto bir sarık hem üç akçe onam(hediye) kılına.

nardüncü-beşinciyıllarda:Kendinin tertibi ile Ceh~r

kitap, hocay-ı hafız okutula. Hocay-ı hafızı tamam ettikten

sonra çocuğun eline kalem verilir, hüsn-i hat ağretilmeye

başlanır. Hüsn-i hat için "ebcet" yazdırılır. Kalem tutup

yazmaya başlayıneada ziyafet verilip, damollaya 3-4 sum (rub­

le) akçe verilir.

Altıncı-yedinci yıllarda: Mirza •••••• , Fuzuli.

Sekiz-dokuzuncu yıllarda: Nev~yi, Müsellik el-Mütte­

kin okutulup mektep tamam olur.

3) Tenke; Ruble (lira)

Page 88: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

.,

- 82 -

Muallimin maaşı, vakıflı mekteplerde yıllık 40-50 sum

vakıf akçesinden verilir. Okuyan çocuklar her perşembe takri­

ben yarım kilo (perşembe ekme~i) getirirler" Bu sureden ikin­

ciye, bir kitaptan di~erine geçtikçe bir tabak aş, külçe hem

bir iki tenke (10 tiyin) akçe verilir. Bazı muallimler müez­

zinlik vazifesinide kendi üstlerine alırlar. Buradan ö~ret­

menlerin maaşlarının yetersiz oldu~u anlaşılmaktadır.

Mektebi bitirdikten sonra talebelerin bazıları Kari

hanelere girib, kur'an hafız kılarlar, bazıları medreseleri

girib ders okurlar, bazılarıda dünya işine karışıp giderler.

Türkistan medreselerinde hatim kılıb çıkan kişiler,

ilk yıllarında parasız (meccane) vakıfsız medreselerde ders

verirler. Şöhret bulduktan (beş-on yıl) sonra vakıflı medre­

selere müderris olabilrler. Bu dereceye ulaşmayanlar müftü;

kadı, imam ve müezzin olurlar. Bu mansıblardan geri kalan­

ları da işan, duahan, medah, hacı olurlar, bu işlerdede maha­

reti olmayanlar mekteplerde muallimlik yaparlar. Türkistanlı­

lar nazarında en kıymetsiz şeyin muallimlik oldu~u görülmek­tedir.(4)

Buhara'nın medrese ve dershaneleri he~ yıl Eylül ayın­

da açılır ve Mart ayına kadar 6 ay tahsil müddeti vardır.

Cuma, Cumartesi, Pazar, Pazartesi günleri haftada 4 gün ders

okutulur. Talebelerin tahsil süresi 18-20 yıl arasındadır.

Ancak 18-20 yıl sonra "Hatimi kitap kıldım" deyip bir mesci­

de imam veya bir medreseye müderris, yahut bir kariyede reis

veya kadı olurlar. Reis ve kadı olmak için daha ziyade "mah­

dum"(babası reis veya kadı olması) şarttır.

4) Nuşirvan Yavuşef; "Türkistan Mektep ve Medreselerinde Ders Programı"

Şura, sayı 4, 1914, s.117 v.d.

Page 89: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 83 -

Buhara mektep ve dersanelerinde ögretim şu şekilde

yapılırdı: 40 kadar talebe toplanarak bir heyet teşekkül et­

tirirler. Aralarından bir mahdum yahutta itibar ettikleri

bir talebeyi "KAriy-i cemaat" kabül edip ona intihap ederler.

Bu kari'nin vazifesi müderris huzurunda her gün bir iki sa­

tır kadar ibAre okumaktır. Başka şerikleri (arkadaşları) ise.~

kendi kitaplarını açıp satırlardan bakarak takip ederler.

Derslerinin tertibine gelince şu şekidedir.(S)

Evvel-i İlm-i Bidan.

Mazi, Zencani.

KAfiye (iki bahis).

Şerh-i cami ve haşiyeler ile "el-Marufat" lafzı.

Hikmet el-Ayn bahsi.

" " "el-Vücut bedihi" bahsi.

Molla CelAl, "yemin-i vefakat" bahsi.

" " bahsi.

Şerh-i Akait Dibacesi.

Tehzib el-Mantık

sabitat.

bahsi.

"ilim" bahsi.

"el-Mecrurat" lafzı.

"el-Mensubat" lafzı.

"el-Mübiniyat" bahsi.

Iı"i sim'Nbahsi •

"şemsiyeden·"

"

"

""

"

"

Hakaik el-Eşyay-ı

Hulefay;ı Rasi4in

vel KelAm'dan "hamd""""

"

"

""

"

""

" "" ""

"

""

"

""

1. yıl:

2. yıl:

3. yıl:

4. yıl:

S. yıl:

6. yıl:

7. yıl

8. yıl:

9. yı1:

lO.yıl:

ll·.yıl:

l2.yıl:

l3.yıl:

l4.yıl:

lS.yıl:

l6.yıl:

l7.yıl:

l8.yıl:

19.yıl:

Bundan sonra talebe kıl agız verip el-Na s suresinin

tefsirini okuyup üstazından fatiha ala v~ bunun ile "hatim-i

kitap" kılmış olur. Bu talebeler arasında Arabi kitaplarının

5) ŞurA derg., "Buhara Şehrinde Tahsil" sayı 5, 1915, s.lS3.

Page 90: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 84 - .

ibar~lerini dUrUst okuyucu ve tercUme edebilen yUzde on bi­

le yoktur.(6)

XX.yy.'ın başlarında Buhara'da 200 den fazla medrese

bulunduğu bunların &li, evsat ve edn1 isminde 3 dereceye ay-­

rıldıkları, Buharalı AbdUrraif Fıtrat Efendi'nin "Seyyah-ı ..

Hind'i" adlı farsça eserine koyduğu cetveldeyer verilmiştir.

6) Şur&; a.g.rnk. sayı 5, s. 153 v.d.

Page 91: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

85 -

SONUÇ

Rusya devletinin esareti altında kalan. Kazan, Kırım,

Azerbaycan ve Türkistan Türkleri toplumsal benliklerini mu­

hafaza edebilmek için en büyük güç olarak islAm dinine sarıı­

mışlardır. IslAm dini, onları Ruslaşma tehlikesinden ve Rus

baskısından koruyan bir kalkan olmuştur. Rusya Türklerinin

Rusya hakimiyetine girişlerinin başlangıcından, XIX.yy or­

talarına kadar ortak müşterekleri sadece müslümanlık şuuru­

dur. Millet (Türklük) şuuruna raslanmamaktadır. Bunun yeri­

ne kabileler birli~i. küçük hanedanlıklar ve di~er yerel

birleşmelerin etrafında toplanmışlardır. Bu birliklerin hep­

si mahalli niteliktedir.

Rusya'nın hakimiyetinde yaşayan Türklerin yıllarca

ümmetçilik ve Rus tebaası olmak gibi iki anlayışa dayanarak

yaşadıkları muhakkaktır. Rus hükümeti Türklerde milli şuuru

geliştirecek her hareketi engellemiş ve böylelikle Türkleri

yıllarca kendi idaresinde tutmayı başarmıştır. Türkler, Rus

devletinin idaresinde XIX.yy.'ın sonlarına kadar her türlü

haktan yoksun ve sömürge durumunda hayat sürdürmüşlerdir.

XIX.yy.'ın başlarından itibaren AbdünnAsır KursAvi,

Şihabettin MercAni ve daha sonra İsmail Gaspıralı ve di~er

Türk aydınlarının Rusyadaki Türklerin milli şuurlarını uyan­

dıracak çalışmalarda bulunmaları ve bu konuda ortaya koyduk­

ları eserler yeni bir çı~ır açmıştır. Bu açılan çı~ır, Rus­

ya Türklerinde islAmi şuurun yanında birde milli şuurun ge­

reklili~inin ortaya konulması olmuştur.

Rusya Türkleri, Ruslaşma tehlikesi yüzünden Rus okul­

larına ilgi duymamışlar. Okuma-yazmayı sadece Kur'An okumak

ve gündelik konularda ihtiyaç duyulan oranda lüzumlu olduğu

Page 92: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 86 -

fikrini benimsemişlerdir. Bu yüzden egitim seviyesi düşük kal­

mış ve okullaşma oranıda fazla artış göstermemiştir.

Rusya Türklerinin, egitim alanında geri kalmaları,

çeşitli sebeblerle izah edilebilir. Bu konuda yapılan araş­

tırmalar pek yeterli olmamakla birlikte, geri kalış sebeble­

ri genelolarak şu şekilde sıralanabilir:

l- Rus okullarına, Türklerin ilgi göstermemeleri ve

bu nedenle dünyadaki gelişmelerdeki gelişmelerden uzak kala­

rak, kapalı bir toplum haline gelmeleri.

2- Mektep ve medreselerin tedrisatında müsbet ilimlerin

yetersiz oluşu veya hiç bulunmayışı.

3- Türklerin, Rusya devleti içinde, devlet hizmetle­

rinden (memuriyetten) uzak tutulmaları.

4- Rus hükümetinin, Türklerin toplumsal karakterine

göre bir egitim yönetimini uygulamadıgı gibi Türklerin bu

konudaki kendi çabalarınıda (toplumsal uyanışa sebeb olaca­

gı endişesiyle) engellemesi.

5- Rusya Tü~klerinin, sözcüıügünü yapacak, yetişmiş,

münevver bir kadroya sahip bulunmaması.

6- XIX.yy.'ın sonlarında hızla gelişen usul-i cedit

hareketinin, iyi şekilde ve bir bütün halinde yürütebilecek

organize bir teşkil~tın bulunmayışı.

7- Rusya Türklerindeki, egitimde yenileşme hareketle­

rine, yine Türkler arasından dini çevrelerden bir kısım muha­

lefet gruplarının bulunması. (Usul-i cedit, usul-i kadim ça­

tışması)

Page 93: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 87 -

8- Bahçesaray'dan Kaşgar'a kadar yayılan usul-i cedit

okullarının kısa zamanda yerel karektere bürünüp, asıl amaç­

larından (ortak dil, milli şuur, ve siyasi bagımsızlık) kısa

zamanda uzaklaşması.

9- Rusya Türklerinin maddi ve manevi kalkınma mücade~

lesi ve siyasi bagımsızlık kavgası vermesi için, kendi için­

den çıkan kadroyu, dini ve mahalli sebebler ile cehaletin

tesiriyle tam olarak destek vermemişlerdir.

10- Rusya Türkleri adına, yenileşme hareketini yürüten,

aydın ve fikir adamlarının, bu mücadelelerini yürütürken yu­

muşak bir tarzda ve Rus hükümetinin tasvibini alarak yapmak

zorunda kalmaları bu hareketin nabzını zayıf tutmuş ve ne­

ticede bu yenileşme hareketi, Rusya Türk toplumları açısın­

dan beklenen sonucu verememiştir.

11- Kırım, İdil-Ural Türklerinin tamamıyla Rus haki­

miyetinde uzun süre kalmaları, onlara iktisadi, siyasi ve

sosyal sahada uzun süre hiç bir hak verilmemesi, bunların

her yönden geri kalmasına ve zayıflamasına sebeb oluşmuştur.

Rus hükümetinin, Kırım ve idil-Ural Türklerine uyguladıgı

Ruslaştırma ve hıristiyanlaştırma politikası, ilahiyat pro­

fesörü İminsky tarafından sistemli olarak uygulanmaya baş­

lanınca Rusya Türkleri açısından tehlikeli bir gelişme ol­

muştur. Türkistan hanlıkları yarı müstakil durumda olmala­

rına ragmen onlarda, kendilerine gelen tarihi fırsatı deger­

lendiremeyip Rus boyundurugundan kurtulamamışlardır.

Rusya Türkleri, topladıkları genel kurultaylarda sa­

dece isl~mi çatı altında bir araya gelmişler, hareketlerine

milli bir karekter kazandıramamışlardır. Kurultaylarda alı­

nan kararlar uygulamada pek zayıf kalmış ve kısa zamanda ye­

rel bölünmelerin meydana gelmesiyle, ulaşılmak istenen bir­

lik ve bütünlük gayesi kagıt üzerinde bir temenni olmaktan

Page 94: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 88 -

öteye gitmemiştir. Rusya Türklerinin, giriştikleri sosyal

hareketlerin başarısızlıga ugramasında en büyük faktör, ulaş­

mak istedikleri birlik ve bütünlük ruhunu, milli şuura eriş­

miş ve halkın destegini saglamış, gerekli güç ve kuvvete sa­

hip bir teşkilatı oluşturamamalarının büyük rolü vardır.

-.Usul-i Kadim'de egitim ve ögretim, sadece dini ilim-

lerin okutuldugu ve müsbet (dünyevi) ilimIerin dışlandıgı

bir hale gelmiştir. Bu durum ise, Türk toplumlarının iktisa­

di kalkınmasını ve her türlü dinamizmini yok etmiştir. Fakat

buradan dini ilimIerin özellikle islami egitim sisteminin

bu sonucu dogurdugu görüşüne varmak yanlıştır. Usul-i Cedit

hareketi egitimde uygulanırken de dini ilimIerin terkedilme­

si görüşünden hareket etmemiştir. İdil-Ural'daki V.Cedit

hareketi Türk toplumunun dünyevi kalkınmasını saglayacak ve

ataletten kurtaracak ataletten kurtaracak olan çalışmaların

bütünüdür. Yeni usuldeki egitim sayesinde buradaki Türk top­

lumu içinde her türlü iletişim hızlanarak, din şuuru yanında

milli şuur kazanmış bir toplum meydana gelmeye başlamıştır.

Kendi çevrelerinde ve dünyada olup biten olaylarla ilgilene­

bilen insanlar yetişmeye başlamıştır ve bu insanlar kendi

siyasi haklarıyla ve Toplumlarının siyasi gelicekleriyle il­

gili yogun çalışmalara girişmişlerdir. Fen ilimIerine ilgi­

nin artması ve egitim ögretimde hakiki yerini almasıyla Türk

toplumunda büyük canlanma olmuştur.

Usul-i Cedit, Usul-i Kadim çatışmasının sebebIeri ise

şöyle sıralanabilir, geleneksel e~itim yöntemine alışmış

olan Rusya müslümanlarının din erbabı başka bir yönetimin

dinden uzaklaşma sonucunu do~uraca~ı kaygısına kapılmışlar­

dır. Sadece ümmetçilik anlayışını benimseyen din adamları

yeni usulün sonucunda gelişen milliyetçilik akımına da, din­

de yeri olmayan ve kafirlige götüren bir hareket gözüyle bak­

mışlardır. Hatta bu sebeble yeni açılan okulların bizzatbun­

lar tarafından (bazı dini çevreler) Rusya hükümetine şikayet

Page 95: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 89 -

edildi~i görülmüştür. Rusya müslümanları üzerinde büyük bir

güç sahibi olan din adamlarının ekseriyetinin kendi milli

davalarını anlayıp desteklemek yerine karşı hareketlerin art­

ması ve kendi milli hareketlerinin karşısında Rus Çarının

himayesinin tasvib edilmesi Rusya Türklerinin, siyasi, kül­

tür ve eğitime yönelik milliyetçi karekterdeki hareketlerin~

kaderini etkilemiştir.

Bunun yanında Rusya Türkleri arasında yenileşme hare­

ketlerini destekleyen (Alimean Borudi, Rızaettin Fahrettin,

,Musa Carullah Bigi ve diğerleri) pek çok din adamları ve

alim~eri de hayatlarını bu yolda harcamışlardır. Sonunda

Usul-i Cedit harekete topluma malolmuş ve Türk halkı biz­

zat kendi çabasıyla bu davaya hizmet etmiştir.

Avrupa'da İngiliz-Alman rakabetinin artması ve dünya­

daki di~er gelişmelerin savaş şartlarını hazırlamsı sonucu

Birinci dünya savaşı patlak vermiş ve ittilaf devletleri

(İngiltere, Fransa ve Rusya sonradan Amerika Birleşik Dev­

letleri) ile ittifak devletleri (Almanya, Avusturya, Maca­

ristan ve İtalya ve Osmanlı devleti) arasında savaş başla­

mıştır. (28 A~ustos 1914)

Rusya devleti de dış politikada ki emelleri gerçekleş­

tirmek üzere bu sava~a fiilen katılmıştır. Fakat ülkenin

içinde bulundu~u ekonomik çıkmaz yüzünden, savaş Rusya hal­

kınında istekli olduğu halde, ülkedeki gelişmeler de~işik

istikamette olmuş ve neticede çarlık rejimininde sonunu ha­

zırlamıştır.

Rusya'nın birinci dünya savaşı içinde savunma yatırım­

larını artırması, ülkede ekonomik sıkıntıların baş gösterme­

si, siyasi istikrarsızlıkların sonucu Şubat 19l7'de 2. ihti­

lal yapılmış (1. ihtilal 1905 yılında gerçekleşmiştir) ve

sosyal demokratlar (Menşevikler) iktidarı ele almıştır. Kı-

Page 96: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 90 -

sa zaman sonra Ekim 1917 ihtil~li bunu izlemiş ve Bolşevik­

ler iktidarı ele almışlardır. Asker sovyeti ile işçilerin

birli~inden teşekkül eden bu yönetim Brest-Litovsk anlaşma­

sıyla ülkeyi savaştan çekmiş ve kendi iç sorunlarını çözmek

için kendine fırsat yaratmıştır.

Rusya'da 1905 ihtil~li ile meydana gelen ve 1917 Ekim

ihtilaline kadar devam eden serbestlik ortamını kendi menfa­

atleri do~rultusunda tam olarak kullanamayan Rusya Türkleri

açısından bu zaman dilimi büyük kayıpla kapanan devre ola­

rak yorumlanabilir.

Rusya Türklerin~n kendi istikl~llerini kazanmak için

giriştikleri teşebbüslerin başarısız olmasında da bir takım

sebebler vardır. Bu sebebler arasında; gereken milli şuura

erişememeleri, girişmiş oldukları e~itim, kültür hareketle­

ririin devamında ayrılı~a düşmüş olmaları, Rusya içinde ge­

niş bir co~rafi sahaya yayılmış olmaları, Tebası oldukları

Rusya devleti içindeki fikir hareketlerinden etkilenerek

ayrı grupların do~ması (solcu ve sosyalist hareketlerin,

milli akımlara muhalefeti), Türklerin nüfus yo~unlu~unun

fazla oldu~u bölgelerde topraklı muhtariyet veya istiklal

teşebbüslerine (1-11 Mayıs 1917 Bütün Rusya müslümanları

kongresinde) karar alındı~ı halde bu konuda kesin bir stra­

teji geliştiremeyip, güç birli~i yapamadıkları için hepsinin

ayrı ayrı girişti~i mücadeleler bastırılmış ve genelolarak

başarısızlı~ın zeminini hazırlamıştır.

Rusya Türkleri, kendi aralarında birlik ve bütün­

lü~e ulaşamamaları Sovyetlerin bunlar üzerindeki çalışmala­

rını kolaylaştırmış ve Türkler, Rusya çarlı~ından sonra

Sovyetlerin boyunduru~u altına grimekten kurtulamamışlardır.=

Page 97: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 91 -

BİBLİYOGRAFYA

Akyüz, Yahya; Türk Egitim Tarihi, Ankara 1985.

Atay, Hüseyin; Osmanlılarda YUksek D~n Egitimi, İstanbul 1983

Ayhan, Halis; Egitime Giriş, İstanbul, 1982.

Baltacı, Cahit; xv-xvı. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, İstan­

bul, 1976.

Beningsen, A.X.Q.Lemercier; Stepte Ezan Sesleri, Çev.Nezih

Uze1, İstanbul, 1981.

Çelebi, Ahmet; İslamda Egitim-Ögretim Tarihi,Çev. Ali Yardım,

İstanbul, 1983.

Devlet, Nadir; Rusya TUrklerinin Milli Mücadele Tarihi(1905~19l

Ankara, 1985.

; Yusuf Akçura'nın Hayatı, TA, sayı 12, yıl 1986'd

ayrı basım, İstanbul, 1987.

Devletşin, Temirbek; Sovyet Tataristanı, İstanbul,1939.

Ergin, Osman; Türkiye Maarif Tarihi, İstanbul, 1939, 2.cilt.

Hanefi, Kerim; Muallimlere Numune, Kazan, 1907.

Kırımer, Cafer Seyitahmet; İsmail Bey Gaspıralı, İsatnub 1934.

Kurat, A.Nimet; Rusya Tarihi (Başlangıçtan 1917'ye kadar),

Ankara, 1948.

Mahmut (ou), A.H; Stonoulenie, Kazan, 1982.

Rasonyi, Laszlo; Tarihte Türklük, Ankara, 1988.

Saray, Mehmet; Gaspıralı İsmail Bey, Ankara, 1987.

Sevük, İsmail H~bib; Türk Tecdit Edebiyatı Tarihi, İstanbul,196'Şeref, Şeher; Şihabettin Mercani Hazretleri'nin Do~umunun Yüzün-

cü yılı Münasebetiy1e, (H.1233-l333),Kazan, 1915.

Taymas, Abdullah Battal; Kazan Türkleri, Ankara, 1966.

Kazanlı Türk Meşhurlaından Musa

Carullah Bigi, İstanbul, 1958.

O Ben Bir Işık Arıyordum, İstanbul 1963.

Kazanlı Türk Meşhurlarından Rızaettin

Fahrettin, İstanbul, 1958.

Kazanlı Türk Meşhurlarından İki Mak­

sudiler. İstanbul 1959.

Page 98: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

~ 92 -

Togan, Zeki VElidi; Bugünki Türk İli Türkistan ve Yakın Tarihi

İstanbul, 1981,

Togay, Muharrem Feyzi; Yusuf Akçura'nın Hayatı, İstanbul, 1944

Uzunçarşılı, İsmail Hakkı; Osmanlı İlmiye Teşkilatı, Ankara

1984.

Zenkovsky, A.Sergei; Rusya'da Pan-Türkizm ve İslamiyet, çev.

İzzet Kantemir, Ankara, 1971.

MAKALELER

Arat, Reşit Rahmeti; "Kasım HanlıRı" İA, VI, s.38l-386.

"Kazan HanlıRı" İA VI, s.505-522.

Aslanapa, Oktay; "Tarih Boyunca Türk ERitim Müesseseleri",

TK, XI/XVIII, Ankara, 1964.

Bekirof, M.Hanefi; "Omumi Türkimiz ve Mekteplerimiz" .§., VII,

s.245 Orenburg, (Orenburg Hüseyniyye Medresesindı

Tabl İlimler Muallimi)

Berehem, M.Van; "Mimari" İA, VIII, s.3l8.

Devlet, Nadir; Do~uştan Günümüze İslam Tarihi, "Altınordu",

İstanbul, 1988.'

; "Kazanlı Tarihçi, Islahatçı ~e Din Adamı Şaha­

beddin Mercanl" K, 5-6-7-8, 1972-1973.

Fahrettin, Rızaettin; "Bir Köye Osul-i Cedit Kirtilinin Tarihi'

.§., 23, Orenburg, 1916, s.566-568.

; "İsmail Gaspıralı" I, 21, 1914, s.274-27E

Gaspıralı, İsmail; "Rusya Türklerinde nsul-i Savtiye Mekteple­

rinin Tarihi" I, IX, 1912, s.274-276.

Günyol, Vedat; "Mektep" İA, VII, s.652-569

Hamidl, Hamza Muhammed EminoRlu (Tomski Ahund'u); "O~ul-i Ka­

dim Medresesi", Din ve Maişet, 38, Orenburg.

1910, s.308.

Kurat, Akdes Nimet; "Kazan Türklerinin Medeni Uyanış Devri",

A.Ü.D.T.C.F.Derg. XXIV ~, 3-4 Ankara 1965, s.99

Müs1iml, Abdülhamid; "Tedris ve Terbiye Meselesi", .§., 24,1915

s.756.

Narazl; "Troitsk Şehrinde Ayniyci Hanım Yaveşova Tarafından

Açılmış Orta Derecedeki Kızlar Mektebi Hakkında"

.§., 21, 1915, s.666-668.

Page 99: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 93 -

Osmani, Gafur; "İptidai Mektepde Coğrafya Dersleri" .§., 10,

1915, s.313.

Peterson, John; "MescitH İA, VIII, s.I-120

Sadi, Abdurrahman; "İptidai Mektep Programında En Ehemmiyetli

Bir Mesele" .§.,14,1916, s.320-322.

Şeref, Şeher; "Şihabettin Mercani'nin Doğumunun 100. yılı

Hatırasına (1815-1915) Yayınlanan Mercani Mec­

muası" Kazan, 1915.

Şura; "Buhara Şehrinde Tahsi1 H Orenburg, V, 1915 s.152-154.

__ ; "Buhara' nın Bugünki Medreseleri Hakkında Maltımat", XII,

1916, s.300-302.

"Rusya'da •••••• Mektep1eri" X, 1909, s.306-308.

Tacettin, Ahmet; "Troitsk'te Usu1-i Medaris" .§., XII, 1909,

s.366-368.

Taymas, Abdullah Batta1; 'Osu1-i Kadim" TK, 40, Ankara, 1965,

s.403-410

"Türk Dünyasında 'Osu1-i Cedit Hare­

keti" TK, XVIII, Ankara, 1964, s.119-125.

Temir, Ahmet; "Kuzey Türk Edebiyatı (Tatar-Başkurt") TDEK,

Ankara, 1976, s.505-521.

: "İdi1-Ura1 ve Yöresi" TDEK, Ankara 1976, s.1251­

1271.

Tuhfete11in, Fahirrazi; "8 Yıllık İbtidai Mektep" .§., XIII,

1916, s.284-286.

Ülküsal, Müstecip; "Kırım Türkleri" TDEK, Ankara, 1976,

s.1140-1153.

Vecdi, Muhammet Ferit; "U1um-u Aliye Medresesi" .§., XI, 1908.

s.338-340.

Yarkın, İbrahim; "Türkistan'da Uyanış-Milli Hareketler ve Mü­

nevver Kari" TK, 46, Ankara, 1966, s.970.

Yavuşef, Nuşirvani; "Türkistan Mektep ve Medrese1erin'de Ders

Programı" .§., IV, 1914, s.116-118.

Page 100: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

- 94 -

İmtihan Düsturu; "İçkiRusya ve Sibir Müslümanlarının Diniye

Nezareti (Mahke~ey-i Şeriyye)'nin Medrese ve

İmtihan Şubesine ait işler Hakkındaki Düsturu'ı

Ameli'inden İmtihan Düsturu" Dfa, 1918, (Ankara

Milli Kütüphane Miro Film Arşivi. No: B-lS2)

Muaıı i,1'til ere Numune; KazanŞehrinde "Muallimler Cemiyeti" tara­

fından tertip edilmiştir. Kazan, 1906.

Page 101: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

DERGİLER

A.U.D.T.C.F. Der: Ankara Universitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi

Dergisi (Ankara)

E Emel (İstanbul)

İA İsl; am Ansiklopedisi (İstanbul) -,

K Kazan (İstanbul)

Ş Şura (Orenburg)

T.D.E.K. Türk Dünyası El Kitabı (Ankara)

Din ve Maışet (Orenburg)

T.K. Türk Kültürü (Ankara)

T.A. TürklUk Araştırmaları (İstanbul)

KISALTMALAR

a.g.e

a.g.mk.

bk.

H,h

Ml,ml

Prof.

yy.

Adı geçen eser

Adı geçen makale

Bakınız

Hicri

Miladı

Profesör

Yüzyıl

Page 102: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

-EK-

Şura 1916 Ta1im ve Terbiye

Numara: 12 sahife: 300

BUHARA'NIN BU GÜNKİ MEDRESELERİ HAKKINDA MALUMAT:

Rusya'da bulunan Türki karındaş1arımızı Buhara'nın

bu günki medreseleri hakkında ma1ut birü kasdı bir1e Buhara~

lı Abdürraif Fıtrat Efendi tarafından telif edilen "Seyyah-ı

Hindi" isimli eserden tübendaki cedve1i tercüme ettim. Mezkur

"Seyyah-ı Hindi" Farsi dilinde yazılan bir eser olub 128 sa-

.hife1er camasında güzel bir kitabdır.

Mundan ikiyüz yıllar mukadem "Buharay-ı Şerif" bik

küb alimler ve din hadimleri yetiştirgen idi. Lakin bara bara

son vakitlerde evvelki nizamlı tertipli okullarını taşalav­

larını sebebli tenzi1 ettiler ve cehalete düçar oldular.

Bu günde Buhara da ikiyüzden artık medrese var. Mun­

lar Ali, Evsat, Edni ismi ile üç derece bulunalar. ;

Ali derecesinde olanları iş bunlar:

1) Göklütaş Senevi Vakfı 150.000 tenke

2) Cafer Hoca " 250.000 "3) Cüybar " 130.000 "4) Mir Arab " 150.000 "5) Muhammed Ali Hacı " 150.000 "6) Tursun Can " 140.000 "7) Divan biki " 150.000 "8 Kauşan " 190.000 "9) Abdülaziz Han(g medrese) " 120.000 "10) Mirza Ulu Bey " 60.000 "ll) Molla Abar " 80.000 "12 Parsa " 50.000 "13) İbrahim Ahund " 40.000 "14) Fethullah Kuşbigi " 80.000 "

Page 103: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

15) Bibi Halife Senevi Vakfı ~_50. 000 Tenke

16) Halife Niyaz Kul " 50.000 "17) Molla Muhammed Şerif " 60.000 "18) Garilbe " 40.000 "19) Ayaban " 60.000 "20) Cüyberce " 60.000 "21) Abdullah Han " 50.000 "22) Madir Han " 40.000 "23) Asıri " 40.000 "24) Hoca Nihan " 50.000 "25) Şadim Bey " 40.000 "26) Dar'el Şifa " 40.000 "27) Car bekr " 70.000 "28) Bedel Beg " 40.000 "29) Hoca Devlet " 120.000 "30) Meskin " 60.000 "3l} Damolla Şir " 40.000 "32 " 40.000 "33) Nakib " ·120.000 "

Yekün 285.100.000 "Orta dereceli olanları bunlar:

1) Huzur Senevi Vakfı 25.000 Tenke

2) Afgan " 10.000 "3) Rahmi Kul " 30.000 tt

4) Utkur Kuşbigi tt 25.000 tt

5) Hüseyin Babil if 30.000 "6) Alim Can if 20.000 tt

7) Atalin " 25.000 "8) İsmail Hoca " 30.000 tt

<.

9) Cadır Han Hürrev " 30.000 "10 Reşit tt 25.000 tt

ll) Gazayan " 25.000 "12) Keriban Cal tt 30.000 tt

13) Çuçün Ayım " 25.000 if

14) Şerafet Banu if 30.000 "15) Nakib Hürev if 25.000 "

Page 104: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

16)

17)

18)

19)

20)

21)

22)

23)

24

25)

26)

27)

28)

29)

30)

31)

32)

33)

34)

35)

36)

37)

38)

39)

Cübin Kılan

Balayı Hıvz

Mir Can Ali

Asker Bey

Sadır Bey

Bedel Bek Köhne

Hafız Kıngırat

İskender Han

Çar Bekalı

Sırtırasin

Mirza Fazıl

Tobcu Başı

Seyid Kemal

Abdülşükür Bey

Kırbasun

Hukur

Kazi Latif

Bedreddin

Leşiman

Ayır Nazır

Damolla Hasan

ipşan Pir

Mir kemal

Çura Baban

Senevi Vakfı

"""""""""""""""""""""""Yekün:

30.000.

30.000

30.000

30.000

25.000

25.000

35.000

35.000

22.000

30.000

25.000

20.000

22.000

20.000

24.000

30.000

18.000

16.000

22.000

35.000

15.000

16.000

14.000

12.000

961.000

Tenke

""""lt

lt

"n

"nt

n

n

n

lt

n

""t

" t

lt

"""lt

Tenke

Edni derecedik Medreseler "100" dene artık bu1ub vakfı

"1000" tenke Buhariden "10.000" tenke Buhari geçe bardır.

Vurta hesab ile edni derecede bulgan medreselerinin vakfı

500.000 tenke Buhari bulur.

Buharay-ı Şerifde üçyüz dane artıgrak mekteb-i ibtidai

ve onbir aded büyük Kütübhaneler bar.

Page 105: MARMARA - docs.neu.edu.trdocs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari... · Ö N SÖZ Tarihte görülen göç hareketleri arasında, do~u (Asya) dan, batı (Avrupa)ya yapılan

Kütüphaneler Şusi1er:

1) Cafer Hoca Senevi Vakfı 18.000 Tenke

2) Ku1ukşane " 5.000 "3) Hoca NihaI " 8.000 "4) Gök1ütaş " 1.000 "5) Abdü1aziz Han " 2.000 "6) Mirza Ulu Bey " 890 tY

7) Bida1 Be~ " 800 "8) Dar'e1 Şifa " 3.000 "9) Kusfend " 1.600 ",10) Ba1ay-ı Huz " 1.600 "11) ~üybar " 1.400 "

Yekün: 4.310.000 Tenke

~. CeTtibeköğretim "ırnlu

DOlciiı:aaı:ıtasyOIl .l.vıı;;...~;;