16
Veysi Kaynak 30 EYLÜL 2011 CUMA - 50 KURU KURULU 1921 Anayasalar devrimle ve karşıdevrimle yapılır. Cumhuriyeti yıkmanın ve vatanı bölmenin anayasası yapılıyor. Cürüm ortakları AKP ve PKK, her şeyi imzaya bağlamışlar. CHP ve MHP ne yapıyor? Neo-CHP ve MHP bile bile aldatılmaya ko- şuyorlar. Onlar da biliyor ki AKP ve PKK oyları anayasa için çoğunluğu oluşturuyor. Ayrıca CHP’de AKP’nin ye- dek milletvekilleri var. Daha seçim öncesinde boy göster- mişlerdir. MHP ise iki kasete teslim olmuştur. ‘Emniyet haritayı validen sakladı’ BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi olayını araştıran Meclis komisyonunun AKP’li başkanı Veysi Kaynak, “Her şeyi jandarmaya yöneltiyoruz ama Emniyet haritayı validen bile sakladı” diye konuştu. Ergenekon’u da Gül başlatmıştı Kaza olayında 2. Ordu’dan subayların gözaltına alın- masına giden süreç, Abdullah Gül’ün açıklamasıyla başlamıştı. Gül, 2007’de “Savcı bulun, delillendirin” di- yerek Ergenekon soruşturmalarını da başlatan isimdi. 9’da HEYETLERDE KİM VARDI AKP heyetinde Beşir Atalay, Sadullah Ergin, Burhan Kuzu, Ahmet İyi- maya ve Ömer Çelik yer aldı. AKP’lileri Akif Hamzaçebi, Atilla Emek, Bihlun Tamaylıgil, Rıza Tür- men ve Süheyl Batum karşıladı. ‘KILIÇDAROĞLU DA SÖYLEMİŞTİ’ CHP adına konuşan Hamzaçebi, par- tisinin tavrını şöyle açıkladı: “Uz- laşma komisyonu konusunda sizin- le mutabıkız. Genel başkanımız, Sayın Çiçek’i ziyaretinde komisyo- na sıcak baktığını açıklamıştı.” BATUM VE TÜRMEN BELİRLENDİ CHP’nin, Anayasa uzlaşma komisyo- nu için Anayasa konusunda uzlaş- maya daha açık olacağı düşünülen Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum ve İzmir Milletvekili Rıza Türmen’i üye olarak belirlediği öğrenildi. 8’de CHP KOMİSYONA TESLİM AKP ile CHP arasnda Anayasa için “tam mutabakat” saland AKP, Anayasa konusunda MHP’den sonra CHP’yi ziyaret etti. Görüşmeden, Meclis Başkanı Çiçek’in koordinatörlüğünde oluşturulacak uzlaşma komisyonu için “tam mutabakat” çıktı DOU PERNÇEK 8’de CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç hak- kında suç duyurusunda bu- lundu. Suç duyurusunun konusu, Aydınlık’ın or- taya çıkardığı ABD Bü- yükelçisi’ne rapor verme eylemi. 7’de Önde gelen Alman bankası Commerz- bank Frankfurt’un emtia piyasaları ba- şanalisti Carsten Fritsch: “Bazı finans kurumları borçlarını ödemek için mevcut tüm altın değerlerini satarak nakit paraya çevirmek zorunda kaldılar.” 5’te Commerzbank Frankfurt’un analisti, sorularımızı yanıtladı İran Silahlı Kuvvetleri üst düzey komutanı Şademani, PKK’nın İran kolu PJAK’ı İsra- il’in kurduğunu ifade etti. Şademani, PJAK’ın İran’ı istikrarsızlaştırmak için kurul- duğunu ve silahlandırıldığını belirtti. 10’da İran: PJAK’ı İsrail kurdu HSYK, son kararnamesiyle, Ergenekon davası kapsa- mında tutuklu bulunan Mehmet Haberal’ı tahliye etmediği için ceza alan İstan- bul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinden Resul Çakır’ı terfi ettirdi. 8’de Tahliye vermeyen hakime terfi Şam halkı, ABD Büyükelçisi’ni mu- halefetin binası önünde protesto et- ti. Büyükelçinin üzerine domates ve yumurta yağdı. “Ajan Robert Ford defol!” sloganları atıldı. 10’da Lübnanlı bakandan Erdoğan’a eleştiri Lübnan’ın eski bakanlarından Michel Samaha, Türkiye’nin İsrail’e tavrını ABD’nin stratejisini perdelemek için ser- gilediğini, füze kalkanında da hedefin İran ve Rusya olduğunu söyledi. 10’da Dakika dakika TV program 12’de KURTUL ALTUĞ 3’te İnanılmaz ama gerçek MEHMET FARAÇ 9’da Kaos coğrafyasında ölümler!.. ISSN 2146-2356 TÜRKER ERTÜRK 7’de Mavi vatan Ordu bir merkez ve karar yeri olmakta- dır ve tabii silahları mevcuttur; ne yazık, şimdi bir dağılma taarruzu ile karşı karşıyadır. Taarruzun merkezi mi, birisi Brüksel’de- dir ve Türk Ordusu bunun id- rakinin çok uzağındadır. YALÇIN KÜÇÜK 2’de Ordu MEHMET ALİ GÜLLER 7’de Mısır ziyaretinde İran’ın tavrı TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR ÇAĞDAŞLIK DÜŞMANLARI DELİL PANİĞİ YAŞIYORLAR Kazada ihmali görülen vali şimdi hangi görevde Gözaltına alınan 10 kişi ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı. Başkan Mustafa Zen- gin, adliyeye götürülürken “Siz senfoni or- kestrası dinlediniz mi? Dinlemediyseniz an- lamazsınız. Çağdaşlığı bilemezsiniz. Çağdaş- lığın düşmanını da bilemezsiniz” dedi. 7’de Aydınlık, Deniz Feneri e.V so- ruşturmasını yürütürken gö- revden alınan Savcı Nadi Türkaslan’ın, HSYK Başmü- fettişi’ne verdiği 12 sayfalık savun- masına ulaştı: “Bu aşamaya gelene kadar alışık olun- mayan pek çok zorluk ve müda- hale ile karşılaştık. Şimdi soruş- turmada varılan sonuç bertaraf edilmeye çalışılmaktadır.” 7’de İstanbul Maltepe Belediyesi’ne operasyon... CHP’li başkan gözaltına alınıp bırakıldı Görevden alnan Savc Türkaslan: Nadi Türkaslan AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI AKP’Lİ BAŞKAN GUL’U YALANLADI YARIN ’TA Haşim Kılıç’a suç duyurusu Carsten Fritsch Altın fiyatı neden düşüyor ABD Büyükelçisi’ne Şam’da yumurta! Arınç’a içeride-dışarıda protesto Bursa Uludağ Üniversitesi’nin açılış törenine katı- lan Bülent Arınç’ı protesto etmek isteyen 16 öğ- renci gözaltına alındı. Protesto, Arınç tam konuş- masına başlamak üzereyken gerçekleşti. Salonda bulunan 3 TGB’li “Rektörlerimizi tutuk- ladınız” diye seslenince, dışarı çıkarıldı. 3 TGB’liy- le birlikte, dışarıda pankart açan “Öğrenci Kolek- tifleri”nden 13 genç de gözaltına alındı. 8’de

TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

  • Upload
    others

  • View
    13

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

Veysi Kaynak

30 EYLÜL 2011 CUMA - 50 KURU� KURULU� 1921

Anayasalar devrimle ve karşıdevrimle yapılır.Cumhuriyeti yıkmanın ve vatanı bölmeninanayasası yapılıyor. Cürüm ortakları AKPve PKK, her şeyi imzaya bağlamışlar.

CHP ve MHP ne yapıyor?Neo-CHP ve MHP bile bile aldatılmaya ko-şuyorlar. Onlar da biliyor kiAKP ve PKK oyları anayasaiçin çoğunluğu oluşturuyor.Ayrıca CHP’de AKP’nin ye-dek milletvekilleri var. Dahaseçim öncesinde boy göster-mişlerdir. MHP ise iki kaseteteslim olmuştur.

‘Emniyet haritayı validen sakladı’BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesiolayını araştıran Meclis komisyonunun AKP’li başkanıVeysi Kaynak, “Her şeyi jandarmaya yöneltiyoruz amaEmniyet haritayı validen bile sakladı” diye konuştu.

Ergenekon’u da Gül başlatmıştıKaza olayında 2. Ordu’dan subayların gözaltına alın-masına giden süreç, Abdullah Gül’ün açıklamasıylabaşlamıştı. Gül, 2007’de “Savcı bulun, delillendirin” di-yerek Ergenekon soruşturmalarını da başlatan isimdi. 9’da

HEYETLERDE KİM VARDI

AKP heyetinde Beşir Atalay, SadullahErgin, Burhan Kuzu, Ahmet İyi-maya ve Ömer Çelik yer aldı.AKP’lileri Akif Hamzaçebi, AtillaEmek, Bihlun Tamaylıgil, Rıza Tür-men ve Süheyl Batum karşıladı.

‘KILIÇDAROĞLU DA SÖYLEMİŞTİ’

CHP adına konuşan Hamzaçebi, par-tisinin tavrını şöyle açıkladı: “Uz-laşma komisyonu konusunda sizin-le mutabıkız. Genel başkanımız,Sayın Çiçek’i ziyaretinde komisyo-na sıcak baktığını açıklamıştı.”

BATUM VE TÜRMEN BELİRLENDİ

CHP’nin, Anayasa uzlaşma komisyo-nu için Anayasa konusunda uzlaş-maya daha açık olacağı düşünülenEskişehir Milletvekili Süheyl Batumve İzmir Milletvekili Rıza Türmen’iüye olarak belirlediği öğrenildi. 8’de

CHP KOMİSYONATESLİM

AKP ile CHP aras�nda Anayasa için “tam mutabakat” sa�land�

AKP, Anayasa konusunda MHP’den sonra CHP’yi ziyaret etti. Görüşmeden, Meclis BaşkanıÇiçek’in koordinatörlüğünde oluşturulacak uzlaşma komisyonu için “tam mutabakat” çıktı

DO�U PER�NÇEK 8’de

CHP Konya Milletvekili AtillaKart, Anayasa MahkemesiBaşkanı Haşim Kılıç hak-kında suç duyurusunda bu-lundu. Suç duyurusununkonusu, Aydınlık’ın or-taya çıkardığı ABD Bü-yükelçisi’ne raporverme eylemi. 7’de

Önde gelen Alman bankası Commerz-bank Frankfurt’un emtia piyasaları ba-şanalisti Carsten Fritsch: “Bazıfinans kurumları borçlarınıödemek için mevcut tümaltın değerlerini sataraknakit paraya çevirmekzorunda kaldılar.” 5’te

Commerzbank Frankfurt’unanalisti, sorularımızı yanıtladı

İran Silahlı Kuvvetleri üst düzey komutanıŞademani, PKK’nın İran kolu PJAK’ı İsra-il’in kurduğunu ifade etti. Şademani,PJAK’ın İran’ı istikrarsızlaştırmak için kurul-duğunu ve silahlandırıldığını belirtti. 10’da

İran: PJAK’ı İsrail kurdu

HSYK, son kararnamesiyle,Ergenekon davası kapsa-mında tutuklu bulunanMehmet Haberal’ı tahliyeetmediği için ceza alan İstan-bul 14. Ağır Ceza Mahkemesihakimlerinden Resul Çakır’ı terfi ettirdi. 8’de

Tahliye vermeyenhakime terfi

Şam halkı, ABD Büyükelçisi’ni mu-halefetin binası önünde protesto et-ti. Büyükelçinin üzerine domates veyumurta yağdı. “Ajan Robert Forddefol!” sloganları atıldı. 10’da

Lübnanlı bakandanErdoğan’a eleştiriLübnan’ın eski bakanlarından MichelSamaha, Türkiye’nin İsrail’e tavrınıABD’nin stratejisini perdelemek için ser-gilediğini, füze kalkanında da hedefinİran ve Rusya olduğunu söyledi. 10’da

Dakika dakika TV program� 12’deKURTUL ALTUĞ 3’te

İnanılmaz ama

gerçekMEHMET FARAÇ 9’da

Kaoscoğrafyasında

ölümler!..

ISSN 2146-2356

TÜRKER ERTÜRK 7’de

Mavi vatan

Ordu bir merkez ve karar yeri olmakta-dır ve tabii silahları mevcuttur; ne yazık,

şimdi bir dağılma taarruzu ilekarşı karşıyadır. Taarruzunmerkezi mi, birisi Brüksel’de-dir ve Türk Ordusu bunun id-

rakinin çok uzağındadır.

YALÇIN KÜÇÜK 2’de

Ordu

MEHMET ALİ GÜLLER 7’de

Mısır ziyaretindeİran’ın tavrı

TARİHTE ‘UZLAŞMAANAYASASI’ YOKTUR

ÇAĞDAŞLIKDÜŞMANLARI

DELİL PANİĞİYAŞIYORLAR

Kazadaihmaligörülen valişimdi hangigörevde

Gözaltına alınan 10 kişi ifadeleri alındıktansonra serbest bırakıldı. Başkan Mustafa Zen-gin, adliyeye götürülürken “Siz senfoni or-kestrası dinlediniz mi? Dinlemediyseniz an-lamazsınız. Çağdaşlığı bilemezsiniz. Çağdaş-lığın düşmanını da bilemezsiniz” dedi. 7’de

Aydınlık, Deniz Feneri e.V so-ruşturmasını yürütürken gö-revden alınan Savcı NadiTürkaslan’ın, HSYK Başmü-fettişi’ne verdiği12 sayfalık savun-masına ulaştı: “Bu

aşamaya gelene kadar alışık olun-mayan pek çok zorluk ve müda-hale ile karşılaştık. Şimdi soruş-turmada varılan sonuç bertarafedilmeye çalışılmaktadır.” 7’de

İstanbul Maltepe Belediyesi’neoperasyon... CHP’li başkangözaltına alınıp bırakıldı

Görevden al�nan Savc� Türkaslan:

Nadi Türkaslan

AKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADIAKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADIAKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADIAKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADIAKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADIAKP’Lİ BAŞKAN GUL’UYALANLADI

YARIN’TA

Haşim Kılıç’asuç duyurusu

Carsten Fritsch

Altınfiyatınedendüşüyor

ABD Büyükelçisi’neŞam’da yumurta!

Arınç’a içeride-dışarıda protesto

Bursa Uludağ Üniversitesi’nin açılış törenine katı-lan Bülent Arınç’ı protesto etmek isteyen 16 öğ-renci gözaltına alındı. Protesto, Arınç tam konuş-masına başlamak üzereyken gerçekleşti.

Salonda bulunan 3 TGB’li “Rektörlerimizi tutuk-ladınız” diye seslenince, dışarı çıkarıldı. 3 TGB’liy-le birlikte, dışarıda pankart açan “Öğrenci Kolek-tifleri”nden 13 genç de gözaltına alındı. 8’de

Page 2: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

YALÇINKÜÇÜK

Babası “Ertuğrul” ve oğlu “Orhan”ise, kendisinin “Osman” olması im-kansızdır. Adının “Ataman” olduğu-nu gösterebiliyoruz. Orhun Yazıtla-rı’nda var; ancak Tatarlar veya Mo-ğollar da taşıyorlar, Şolohov’un Dur-gun Don romanında okuyoruz. İçiçeyiz, olabilir; Ataman’ı vermiş, Or-han’ı almış olabiliriz. “Ordu-Han” daolabilir, “du” düşmüştür; Orhan Bey’ekadar çok az kullanılıyordu. Ata-manlı Hanedanı’nda bir ikincisinerastlamıyoruz. “Ordu” Moğolca’dır,halk, şehir, merkez anlamları var;çadır-kent de Cengiz’in bulunduğuyerdir, biz “ordu” anlamında kulla-nıyoruz. Ordu’nun yerleştiği yere“ordugah” diyoruz, “tümen” de Mo-ğolca olmakla “onbin” demektir.“Gah” ise Farsça “yer” manasındadır,karargah’ı biliyoruz.

‘Brüksel Cephesi’O halde “ordu” bir merkez ve ka-

rar yeri olmaktadır ve tabii silahlarımevcuttur; ne yazık, şimdi bir dağıl-ma taarruzu ile karşı karşıyadır. Ta-arruzun merkezi mi, birisi Brük-sel’dedir ve Türk Ordusu bunun id-rakinin çok uzağında görünüyor. Bunedenle olabilir, zaman zaman kendini bilmeyenbir ordumuz var, diyebiliyorum. Belki de çadırdayız.

İlk kez Hüseyin Paşa’dan duymuştum, Hilmi Öz-kök’ten önceki Genelkurmay Başkanımız HüseyinKıvrıkoğlu’ndan söz ediyorum, “Avrupa Birli-ği’ne girmeyi” savunmuştu ve içim yanmıştı, yan-gın sürüyor. Bu bir intihar ifşaatı idi; çok güzel, buhafta Brüksel’den çıkan raporda, akepe’ye her cep-heden vuruluyor ve bir tek Ordu’ya taarruz alkış-lanıyor, subay tutuklamalarına “aman tam-gaz de-vam” diyorlar. Bu durumda ben ne diyorum; ger-çekçi olmayı öneriyorum, kendine güvenini yitir-miş bir Ordu’ya sahibiz ve sadece sürükleniyoruz.

İşte Paşam, OrduSeferberlik Dairesi mi, “Kozmik Bina”, Bülent

Arınç’a bir suikast buldular ve kapısına dayandı-lar. O sıralarda arama yapan yargıcın günah say-dığı için evine televizyon almadığı da yazılmıştı.“Açtık” en sır bilgileri saçtık. Ol tarihte Genel-kurmay Başkanı İlker Paşa, “açarsak bize güvenartar” demişti, utanıyorum; güven içte olmak zo-rundadır. Anında ve televizyonlarda mevcut se-ferberlik planlarının değiştirilmesi gereğine işaretetmiştim ve eğer hala yapılmadıysa, zamanlıdır, di-yorum.

Mesut Değer açıkladı, Diyarbakır’da lojman-larda kalan iki bin subayın yarısından fazlası ake-pe’ye oy vermişler, geriye kalanı mhp’yi ve dört su-bay da chp’yi seçmişler, hepsi budur. Doğrudur,“işte Paşam Ordu budur.” Buna ekleyeceğim iseşudur, Sky-Tv’de programlarım sırasında Ankara-İstanbul uçak yolculuğum çok oluyordu, uçakta ya-nıma oturanlar hep konuşuyorlardı. Genç biradamdı, Almanya’dan gelmiş, ailesini görmüş,Kürtler’di; babası muhtar, 2007 seçimleri sırasın-da köye komutan gelmiş, babasını dövmüş, “ake-pe’ye vereceksiniz” demiş. Şaşkın, “nasıl olurYalçın Hocam” diyordu; anlattım. Halimiz budur.

Beni Sky’dan işte bu Ordu’yu savunduğum veIsrael ile gizli anlaşmaları ortaya çıkardığım içinkovdular. Zamanın Genelkurmay Başkanı YaşarPaşa’nın dahli olduğunu da söylediler, katılmıyo-rum. Kovduran Jak Kamhi’dir ve Kamhi ise Or-generallerimizin gül bebeğidir, kucak kucağa ya-şarlar. Peki, Paşalarımız mı, çok bağlıdırlar; ki-

taplarımda listelerini veriyorum. Bağlarını ko-parmaya çalışıyoruz.

Devlet üzerine tezlerOrdu mu, a) devlet teorisi ve pratiğini bilmek

zorundadır; b) kendine güvenmek durumundadır;c) bu arada, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ordu Düş-manı” bir küçük memur olduğunu teşhis çok za-manlıdır. Tutturmuş bir “sivil idare”, peki kim ola-cak, Kılıçdaroğlu mu; İsmet Paşa böylelerine“güldürme beni” diyordu, artık beni de güldüre-miyor. “Biz” 27 Mayıs’ta, dört general ve dört ba-kandan oluşan bir Milli Güvenlik Kurulu kurduk,çok doğrudur, devlet işte budur. “Biz” 27 Mayıs’ta,dört yüksek devlet memuru ve dört bakandan iba-ret yüksek planlama kurulu oluşturduk, ben çocukyaşında bir devlet memuru olarak orada idim. Ba-şımızda İsmet Paşa vardı; doğru devlet budur. Dev-let bir despotun ahırı değildir, tekrarlıyorum.

Kim kimi seçti, T. Erdoğan kendisini ve K. Kı-lıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu’nu seçtiler. Üç kitap bileokumamışlardır, oturdukları yerlerin dolu oldu-ğunu dahi göremiyoruz. Ama Obama seçilmiştir,kabul ediyoruz. Bir, Obama seçimden önce, Gu-antanamo Cezaevi’ni boşaltacağını söylemişti,yapamadı. İki, Irak’tan çekileceğini ilan etti, çe-kilemedi. Üç, Afganistan’ı bırakacağını bağırdı, ba-ğırdığıyla kaldı. Çünkü Amerika’da Ordu karşı çık-tı, Ordu’nun dediği olmuştur. Devlet budur ve bu,Kılıçdaroğlu ve hizbine derstir. Çok oluyorlar. Ar-tık Truva Atı dahi olamıyorlar.

Çözülen devletPeki, şimdi ne olacak, dünyada bir kriz grubu

varmış, ne iş yaparlar bilmiyorum. Şimdi akepe şi-kayet etmiş, Kürt İllerinde “operasyon yapan”, sa-vaşan demek istiyorlar, silahlı kuvvetler söz din-lemiyormuş, meseleleri budur. Ve son dereceaçık, Doğu’daki savaşa valileri komutan, polisle-ri subay yapma projesinin mantığı işte budur. Çokgüzel. Mitçiler ile Karasu, Aydar ve Ok görüş-mesinde, Başbakanlık Müsteşarı, “valiler ve em-niyet müdürleri tamamdır” demiş ve “kimden şi-kayet ediyorsanız, gidin söyleyin” teminatı bu-yurmuş. Peki, bu durumda ne yapılacak, Ordu, “si-vil idare” mi diyecek; gerisini yazmaya dilim var-mıyor. Dilim şuna varıyor, devletin çözülmesi

hali işte budur, ortadan kalk-mıştır. “Mütareke” döne-mindeki İstanbul vali ve em-niyet müdürlerini arıyoruz.Ve ne acı, mütareke’yi çokaşmışız ve hala “mütareke”peşindeler. Buradayım.

Çıkış yoluVe şimdi soruya geliyo-

rum. Fenerbahçe’deki emek-li paşalarımızın kaldığı loj-manlar mı hapishanedir yok-sa Hasdal mı; kendilerini hap-seden emekli paşaları ilk kezgörüyorum. Görevli subay-lara da bakıyorum, otobüslekarargaha ve otobüsle loj-mana, sanki sömürgededirler.Subay diyemiyorum, Kemalistve Cumhuriyetçi hiç demiyo-rum. Çıkacaklar, kulüplere,aydın kahvelerine, barlara velokantalara gidecekler. TürkOrdusu’nun şimdi önündekien önemli aşama halklaşmak,aydınlaşmak ve sol-kemalistolmaktır. Halkın içine gire-cektir, mesele budur; ancakİsmet Paşa’nın sözü akıldadır,“halk size düşmandır” ve benekliyorum, “silahınızı unut-mayınız”, beylik tabancanızhep yanınızda olmalıdır. Sol-kemalizm mi, size düşmanhalkı sizden yapmaktır vehepsi budur. Tanzimat’ı böy-le anlıyorum, hep savunuyo-rum ve çok yazıyorum.

Orduyu savunmakBana Ordu’yu çok tuttuğumu söylüyorlar, eleş-

tiriyorlar; doğrusu “tutma” karşılıklıdır, 12 Mart1971 Darbesi ile -bizimki 27 Mayıs’tır ve devrimdir-12 Eylül Darbesi’nde beni Odtü ve Gazi Üniversi-tesi’nden attıran ordumuz’dur. Ne zaman gelirler-se beni “tutuyorlar” ve hapse atıyorlar. Demek benOrdu’yu tutuyorum, Ordu beni tutukluyor ve Tem-ren bir daha gelmelerinden çok korkuyor. Dışardahavaları bilmiyorum, belki torbamı yine hazırla-mıştır, göremiyorum. Ancak daha önemlisi, ben birgazi’yim, bu Ordu ile birlikte savaştım, çok güzel su-baylarımız var, güvenim tamdır.

Bu sözü çok tekrarlıyorum, İngilizler’e aittir, it’sright or wrong but it is my country, diyorlar veTrotsky bunu, “doğru veya yanlış, fakat benim par-tim” biçimine sokmuştu. Ben de “it’s right orwrong, but it is our army” formülüyle söylüyorum.Doğru-yanlış, bizimdir!

Bir gazi olarak, bazan “dâhi” de diyorlar, Nec-det Paşa’ya arz ediyorum, her davaya iki zabit-hakim tayin etmesini bekliyorum. Ordu’yu sa-vunmak buradan başlamaktadır. Arslan Paşa’ya,Akademi Komutanıdır, arz ediyorum, öğrencile-rinize Genelkurmay’ın yazdırdığı Harp Tarihleri’niokutmanızı diliyorum. Hepsini okudum, çok çokdeğerlidir. “Ayaklanmalar” mükemmeldir, İlker Pa-şa’ya tavsiye ediyorum. Bana İnönü Zaferi’nin ol-madığını yazdığım için kızarlar, ama bu, ordununhazırladığı ciltte vardır. Yalnız Harp Tarihleri’ninbazı yerlerini görünmez mürekkeple yazmışlar, em-rederler, gelir açarım. İşim açmaktır.

Lojmanlarda otururlar. Ancak “Lojman Or-dusu” dönemi çok geridedir. Çadır Ordusu’nu dahayakın görüyorum.

Kurtuluş Savaşı OrdusuEn çok ne mi istiyorum, Halide Edip Hanım yaz-

mıştı, Kurtuluş Savaşı’nda bir tek uçağımız varmış,bir de pilotu, galiba yüzbaşı... Havadan haber gön-deriyormuş, “Le Temps” geldi mi; hem savaşıyor,uçuyor, hem de Paris’ten gelecek dergisini bekli-yor, istiyor. Bu gerçektir, her okuduğumda ve heryazdığımda gözlerim doluyor, seviniyorum. Ve şim-di Kurtuluş Savaşı Ordusu’nu istiyorum. Burada-yız ve oradayız.

Ordu bir merkez ve karar yeri

olmaktadır ve tabiisilahları mevcuttur; ne yazık, şimdi birdağılma taarruzu

ile karşı karşıyadır.Taarruzun merkezi

mi, birisiBrüksel’dedir ve

Türk Ordusu bununidrakinin çokuzağındadır

Subaylar lojmanlarından çıkacaklar, kulüplere, aydın kahvelerine, barlarave lokantalara gidecekler. Türk Ordusu’nun şimdi önündeki en önemli

aşama halklaşmak, aydınlaşmak ve sol-kemalist olmaktır. Mesele budur

DENİZ HAKAN

İsrail’den başka kimseyi titretmedik, diyen bir başbakanımız var, İsrailtitriyor mu, gülüyor mu, bekliyor mu, bırakalım; ancak, bu titreme ve tit-retme tartışması, akla, İstanbul doğumlu “Türkiye uzmanı” Henri Bar-key’in sözlerini getiriyor. Barkey, geçtiğimiz yıl içinde, “Türkler, kendiönemlerinin şişirilmiş algısı yüzünden acı çekiyor,” diyordu, ve bunu söy-lerken öncelikle Erdoğan’ı ve karnını büyük devlet masallarıyla doyur-ması beklenen bir garip halkı işaret ettiğini anlıyorduk; şimdilerdeyseaynı Barkey, yılların AKP dostu Morton Abramowitz’le birlikte, Was-hington Post’tan Amerika’nın 6. filosunun, Türkler’e ders olsun diye,Akdeniz’e getirilmesi çağrısını yapıyor.

Erdoğan, BOP içinde AKP yönetimini bir şans olarak gören Abramo-witzler’in desteğini ne zaman kaybetti, bir sorudur, ama daha önemlisoru bu destek olmadan ne kadar ilerleyebileceğidir.

Dev aynasıAKP’nin kendini dev aynasında gördüğü düşüncesinde Barkey hiç de

yalnız olmadığını biliyoruz. Wikileaks belgelerinde Amerika’nın eski bü-yükelçisi Eric Edelman’ın çizdiği portreyi yeniden hatırlatmanın zamanı-dır: Erdoğan’ın kibirli biri olduğunu, kendisini önemli bir lider olarakgördüğünü, dahası, Türk halkını yönetmek üzere Tanrı tarafından seçil-diğine inandığını söylüyordu.

Tanrısal işlere akıl ermiyor, ama Erdoğan’ın böyle bir algılayışı varsa,bunda mizacına ek olarak başka etkiler de aramak gerekiyor. Çok çabukve çok kolay yükseldiğini unutamayız. Kuşkusuz ardında, sol ve bağım-sızlıkçılık karşısında sermayenin kural tanımazlığının ve dinselleştirme-nin yolunu açan 80 darbesinden, aklın ve vicdanın yakıldığı Sivas katli-amlarına, aydın kıyımlarına ilerleyen bir yol vardı, daha eskilere de git-mek mümkün, gitmeyelim, 2002’de dahi durmak yeterlidir. AKP, Ameri-ka ziyaretinde bir Genelkurmay Başkanı, Erdoğan’ın yolunu açan birmuhalefet partisi lideri eşliğinde ve büyük bir medya/sermaye desteğiylebaşa geldi. Muhalefet yapmayan bir muhalefet, büyük bir medya/serma-ye desteği ve bir balyozla, getirildiği yerde tutuluyor.

Çabuk ve kolay yükseldi, ve her tökezlediğinde yeniden parlatılıyor;tanrı bazen sanıldığından daha yakında bulunuyor.

Yeni Ortadoğu’da büyük umutlarTanrısal işlere akıl ermiyor, şimdi Erdoğan, büyük medyamıza baka-

cak olursak, Atatürk’ten sonraki en güçlü liderdir, İsrail’e kafa tutar, Ab-ramowitz’i küstürür, ne gam, bir Ortadoğu fatihidir; Amerika’nın, Batıdünyasının, BOP’un Arap dünyasının bu yeni liderine ihtiyacı vardır.

Bizlere sunulan masal şudur: İsrail’e beklenmedik çıkışlarıyla gücünegüç, karizmasına karizma katan bir liderimiz, bir de teorik ve stratejikderinliği açısından eşsiz bir sıfır sorun politikamız vardı. Tüm komşuları-mızla, bu arada Irak’a atılan bombalar üzerine kurulmuş, İsrail dostuKuzey Irak yönetimiyle, tüm sorunlarımızı çözdük; ticareti arttırdık; vi-zeleri kaldırdık; tam o sırada Kaddafi’nin yalan söylediğini ve Esad’ın in-san hakları ihlali yaptığını fark ettik. İsrail’den özür bekliyorduk, gelme-di; ne gam, şimdi bir füze kalkanımız ve Ortadoğu fatihimiz var. Önemliaktör, yükselen değeriz; BOP bize muhtaç...

Yeni Ortadoğu’da küçük TürkiyeYeni Ortadoğu düzeninde AKPcil bir Türk dış siyasetine yer olduğu

muhakkak. Ama Erdo-ğan da, gene Wikileaksbelgelerinden öğrendiği-miz kadarıyla Amerikalıdiplomatlarının “Anka-ra’nın ötesine ilişkin siya-setten pek az anlayan”(1)danışmanları da BOP oyu-nunun kurallarını yanlışanlamış görünüyor.

Yeni Ortadoğu düze-ninde “yükselen”, “büyük”Türkiye’ye yer yoktur;AKP’den beklenen İsraildostu bir Kürt devletçiğinin kurulmasını, Amerikan ordusuna toprakla-rında yol açarak kolaylaştırması; bu devleti tanıması ve Amerika bura-dan çekildiği zaman bu yeni devletçiği korumasıydı. Birinci aşama için,Gül ve Erdoğan ellerinden geleni yaptılar, tezkerenin sözünü verdiler,ancak kendisini veremediler, faturasının Türk ordusuna kesilmesini izli-yoruz. İkinci aşamada büyük zorluk çıkmadı, bugün bir Erbil Konsolos-luğu’muz var. Üçüncü aşama ve Amerika’nın Irak’tan çekilme sürecininObama başkanlığında başlaması ise, Erdoğan’ın ve AKP’nin “oyununkurallarını” anlamaktan daha da uzaklaşmasında etkili olmuş görünüyor.

Obama siyasetinde pay kapma çabasıObama, BM’de yaptığı son konuşmaya kadar İsrail’in kendisine en

mesafeli gördüğü Amerikan başkanlarından biri oldu. Ardında, Ortado-ğu politikasını “yumuşatması” yatıyordu. Obama’nın hesabı, İsrail dostuKürt devletçiğini güçlü ve düşman bir Ortadoğu’da bırakmamaktı. AKPbunu fırsat bildi; önce Suriye-İran eksenini kırma, Suriye’yi Batı dünyası-na çekme misyonuna talip oldu, ticari ilişkileri güçlendirdi, kimsenin is-temediği arabuluculukara soyundu, sonucunu biliyoruz, açıkta kalmıştır.

Bizler AKP’nin Ortadoğu’da yükselen yeni güneş olduğu masallarınıdinleyeduralım, Arap Baharı geldi, hem sıfır sorunu, hem de onca yatırı-mı vurdu. Büyük aktör Erdoğan önce Libya’da NATO’nun ne işi vardedi, şimdi Türk uçakları NATO uçaklarıyla birlikte ateş altındadır.

Amerika, Erdoğan’a, “dostu” Esad’ı da sırtından vurmanın zamanıgeldiğini söylemeye başlayınca işler iyice zorlaştı, Angelina Jolie ve bü-yük medya yardıma koştu,hep birlikte insan hakları ihlallerini keşfettik.Öte yandan, Araplar’ın kahramanı Erdoğan’ın Ortadoğu’da hep Ameri-ka’nın yanında görünmesi canını sıkmış olmalıdır. Madem, aylardır ör-düğümüz tüm ilişkileri yıkma pahasına, apansız da gelmiş olsa, elimizdeAmerika’ya karşı bir Suriye kozu bulduk, biz bu pazarlıkta İsrail’den birözür çıkarırdık.

Amerika elinden geleni yaptığını söyledi, İsrail yanaşmadı, yine açıktakaldık, ne gam, bahar açmış Ortadoğu bile Amerika’yı sevmiyor, Erdo-ğan, Araplar’ın kahramanı değil mi? Gücümüzü orada gösteririz, Akde-niz’e gemi deriz, İsrail’i titretiriz, Amerika, BOP bize muhtaç...

“Ortadoğu fatihimiz” Mısır’ın gönlünü fethetmeye gidip Tahrir Mey-danı’nda konuşturulmamış, konuşması televizyonlarda verilmemiş, Müs-lüman Kardeşler’i, gene Financial Times’ın deyişiyle kızdırmış, Gazzekapılarının yüzüne kapanmasını izlemiş, olsun... Tunus’ta İran’la PKKkonusunda işbirliği içinde olduklarını söyledikten hemen sonra İran Bü-yükelçisi tarafından yalanlanmış, önemli değil...

Financial Times’ın 27 Eylül tarihli yazısı “Turkey looks to punch abo-ve its weight” başlığını taşıyor; Türkiye’nin kendi sikletinin üzerinde birmaça hazırlandığını söylemektedir. New York Times, bir kez daha, Ame-rikalı yetkililerin Erdoğan’ın kendisine fazla güvendiğini yazıyor; İsrail’leözellikle tehlikeli bir oyuna giriştiği ve sözlerinin, full consequences, ger-çek sonuçlarını tartarak hareket etmesi gerektiği konusunda uyarıyor.Washington Post’un 6. filo çağrılarına Wall Street Journal’ın da katıldı-ğını eklemekle yetinelim.

Washington Post, 5 Eylül tarihli bir başka yazısında ise,”BaştaErdoğan olduğu sürece, eski güzel günlere dönmek pek muhtemeldeğil,” diyor.

Kendileri bilir, biz büyük aktörüz...

1 Der Spiegel, 28 Kasım 2010, “Diplomatic Cables Reveal US Doubtsabout Turkey’s Government”.

Yeni Ortadoğu düzeni veErdoğan:

Kim kime muhtaç?

BAKIŞ

Milli Güvenlik Kurulu (MGK): 27Mayıs İhtilali’nin ardından, 1962 yılı-nın Aralık ayında kurulmuştur. TıpkıAnayasa Mahkemesi gibi, yürütmegücünün yetkilerinin dağıtılması veçeşitli devlet organlarının yetki payla-şımının sağlanabilmesi amacı doğrul-tusunda faaliyet gösterir. Devletinmilli güvenlik siyasetinin tayinini veuygulamasını takip eder ve güvenlikkonusunda alınan kararları BakanlarKurulu’na bildirerek, devlet organlarıarasındaki eşgüdümü sağlar.

Ordu: Eski Türk-Moğol dil-lerinde, “ordo,” “orda”, Ta-tarca’da “Urda” olarakda kullanılmaktadır; Pa-kistan’ın resmi dili“Urdu” sözcüğündede izi görülebilir. Sa-vaşçı göçebe Türk,Tatar, Moğol ka-vimlerinde Han’ınoturduğu çadır,kamp, dolayısıyla“karargah” anla-mında olup kavminmerkezini ifade edi-yordu; nitekim, birvarsayıma göre birtürevi de Türkçe’de“orta” sözcüğüdür.“Ordu”, ortaçağda girdi-ği Slav dillerince Altınor-du, Akordu, Nogay Ordu

gibi büyük Moğol-Tatar kavimlerini ta-nımlamak üzere kullanılmıştır. Türk-Moğol-Tatar kavimlerinin yıkıcı akınları-na uğrayan Batı dillerinde de 15. yüz-yıldan itibaren olumsuz bir nitelemeolarak yerleşmiştir; İngilizce ve Fran-sızca’da “horde” sözcüğüne “güruh,yağmacı kalabalık” anlamında günde-lik dilde rastlanmaktadır.

6. Filo: Amerika Birleşik Devletle-ri’nin Akdeniz’deki filosudur. Nato’nun-kiler de dahil olmak üzere, Ameri-

ka’nın Akdeniz çevresindekioperasyonlarında aktif gö-

rev almıştır. Yom KippurSavaşı ya da Kosova

Operasyonu gibi mü-dahalelerde filodansıkça yararlanılmış-tır. 6. Filo Türki-ye’ye de gelmiş;1967 yılında filoyaait gemilerin İs-tanbul Boğazı’nademirlemeleriüzerine, öğrencihareketi ABD’ninemperyalist mü-dahalelerini ve Vi-

etnam Savaşınıprotesto etmek

amacıyla bir mitingdüzenlemiş, Amerikan

askerlerinin kıyıya çık-malarını engellemiştir.

Lügatçe

Ordu

Page 3: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

ÇİĞDEM ALTUN

İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Ana-fartalar İlköğretim Okulu geçenyıl depreme dayanıksız olduğu ge-rekçesiyle kapatılır. Okulun ka-panmasını istemeyen veliler Be-şiktaş Kaymakamlığı’na başvurur.İddialara göre kaymakam SadettinYücel 1.5 milyon tl toplamaları ha-linde okulun depreme karşı güç-lendirilebileceğini söyler. Bununüzerine okul aile birliği üyesi velileröncülüğünde öğrenci anne babala-

rından 1 milyon TL toplanır. Ancaktoplanan para yetersiz bulunur ve ta-dilat gerçekleştirilmez. Okulun 1 yıl-dır kapalı tutulduğunu çocuklarınıncivar okullarda eğitim almak zo-runda kaldığını belirten öğrencivelileri dün okul önünde protestogösterisi düzenledi. İlgili kurumla-ra seslerini duyurmaya çalıştıkları-nı belirten Okul Aile Birliği ÜyesiNurgül Önal, “Öğrencilerini başkaokullara gönderirken bizlere oku-lun 1 ay içerisinde yıkılacağını ve ye-nisinin en kısa zamanda yapılacağını

belirtmişlerdi” dedi. Ve-lilerden Nuray YılmazTürk ise “Bağış toplan-ması halinde okulun ya-pılacağını söylediler. Amatopladığımız 1 milyonTLyi az buldular. Kafa-mız iyice karıştı” diyerektepkisini dile getirdi.Gösteriye katılan Ana-fartalar İlköğretim Oku-lu öğrencileri de okulla-rına dönmek istedikle-rini ifade etti.

TMMOB ŞehirPlancıları Odası Ge-nel Başkanı NecatiUyar, Rize’de yaşa-nan sel felaketineKaradeniz Sahil Yo-lu’nun neden oldu-ğunu söyledi. 2009 yılında Gire-

sun kent merkezindeyaşanan sel olayınıhatırlatan Uyar “Ya-pılaşması plansız, altyapısı yetersiz,dere üstleri kapatılmış, heyelana da-yanıksız zemin yapısına sahip Kara-deniz kentlerinin arasına set çeke-rek, kentleri baraj gölüne dönüştü-ren Karadeniz Sahil Yolu’ndan kay-naklı can ve mal kayıplarına her ya-ğışta kaçınılmaz olarak yenileri ek-lenmektedir” dedi. Karadeniz SahilYolu yapımı sırasında yapılan itiraz-ları görmezden gelen yetkililerin fe-laketin baş sorumlusu olduğunu be-lirten Uyar şunları söyledi; “Dereyatakları ve vadiler ile deniz arasınagirerek, sistemin işlerliğini ortadankaldırmış olan Karadeniz SahilYolu, yoğun yağışlarda yağmur sula-rının denize dökülmesini kaçınılmazolarak engellemektedir. Hatalardanvazgeçilerek önlem alınmadıkça,Necati Uyar, Karadeniz kentlerindesel baskınlarından kaynaklanan canve mal kayıplarının ‘kader’ olamaya-cağını vurguladı.

14/19 11/16

15/27

05:11

06:36

12:46

16:05

18:43

20:01

05:26

06:52

13:01

16:18

18:59

20:18

05:36

06:59

13:09

16:27

19:07

20:23

19/26 17/21

12/24

15/24

17/26

23/26

7/19

12/25

22/34

11/19

12/24

7/25

23/28 19/32

4/16

13/18

18/23

16/2816/28

7/22

13/21

9/23

16/28

30 EYLÜL 2011 CUMA

6/19

OYA UĞURAL / BALIKESİR

Balıkesir Ayvalık DevletHastanesi’nin tek kadın do-ğum doktoru ‘Tam gün’ ka-rarnamesinden sonra emeklioldu. 150 yataklı AyvalıkDevlet Hastanesi’ndenemekli edilen kadın doğumuzmanı Dr. Yavuz Ünal’ınyerine başka uzman buluna-mamasından hastalar başkakurumlara sevk ediliyor. Acildoğuma gelen hastalar diğerilçelere gitmek zorunda kalı-yor. Ebelerin normal doğu-

mu yaptırabileceği, ancakhasta yatış işlemlerine yetki-lerinin olmadığı belirtiliyor.

‘Başbakan çalışanıişaret ediyor’

Hastanenin dahiliye bölü-münde de işler kötü. Dene-yimli hekimlerden CeylanKorkmaz istifa etti. Hastalar,hastanenin tecrübeli hekimiDr. Mevlüt Hamamcı’ya yı-ğıldı. Kanun Hükmünde Ka-rarname ile özel hastanele-rin önünün açıldığını söyle-yen SES Şube Başkanı Bir-

sen Seyhan, “Yurt-taş kararnameninsancılarını ilerikigünlerde daha ağırhissedecek. Hekimişgücü özel hastane-lere peşkeş çekilmişoldu. Başbakan sis-temi değil çalışanıişaret ettiği için sağ-lık çalışanları ilehalk karşı karşıyakalıyor” dedi.

SEZER KARİ

Türkiye Kamu-Sen son bir haftaiçinde PKK’nın kaçırdığı 12 öğret-men için dün İstanbul Taksim’deeylem yaptı. Taksim Meydanı’nda“Kahrolsun PKK işbirlikçi AKP”,“Hükümet uyuma öğretmeninesahip çık”, “Vatan sana canımfeda” sloganları eşliğinde yürüyengruba zaman zaman çevredeki va-tandaşlarda destek verdi. Galata-saray Lisesi önünde basın açıkla-masını yapan Türkiye Kamu-Sen İs-tanbul İl Başkanı M.Hanefi Bostanşöyle konuştu; “ Sözde Demokra-tik Açılım adına terör örgütü uzan-tılarına ve bölücü destekçilerine kar-şı gösterilen müsamahanın geldiğinokta; terörün azması, bölücülerin

şımarması, huzurun ve birlikte ya-şama duygusunun rencide olması-dır. Devlet bütün vatandaşlarınınhuzur ve can güvenliğini sağla-makla mükelleftir. Devleti yönetmesorumluluğu da hükümettedir.”Öğretmenler için aynı saatlerdeAnkara’da da eylem gerçekleştirildi.Eylemde konuşan Türk Eğitim-Sen ve Türkiye Kamu-Sen GenelBaşkanı İsmail Koncuk “Tek amaç-larının öğrencilerini ülkesine vemilletine faydalı,donanımlı bireylerolarak yetiştirmek olan öğretmen-lerimize yönelik bu hain saldırıla-rı şiddet ve nefretle kınıyoruz”dedi. Koncuk, hükümetten kaçırı-lan meslektaşlarının yuvalarına vemesleklerine geri dönmelerini sağ-lamalarını istedi.

‘Selin sebebiKaradeniz Sahil Yolu’

Türkiye’nin ençok kar edenkamu kurum vekuruluşlarınıözelleştirenAKP’nin İG-DAŞ’ı da özelleş-tirmeye hazırlan-dığını öğrenildi.AKP’li İstanbulBüyükşehir Bele-

diyesi Genel Sekreteri Adem Baştürk,Büyükşehir Belediyesi’nin önündeözelleştirilecek şirket olarak öncelikleİGDAŞ’ın bulunduğunu söyledi. Baş-türk, İGDAŞ özelleştirmesinde önü-müzdeki birkaç ay içinde ilanı verebi-leceklerini, bu yıl sonuna kadar ihaleyeçıkmayı, 2012’nin ortalarına kadar dasonuçlanmasını beklediklerini açıkladı.Türkiye’nin en büyük gaz şirketi olanİGDAŞ’ın yıllık cirosunun 2 milyar liracivarında olduğunu belirten Baş-türk’ün İGDAŞ için ‘Özelleştirilecekson şirket’ tabirini kullanması ise kafa-ları karıştırdı.

VecihaAksun seldecan vermişti.

ÖzelleştirmecanavarıİGDAŞ avında

Karaman’da düzenlenen operasyonda,87 kişiye sahte engelli raporu düzenledi-ği iddia edilen 2’si kadın 6 kişi gözaltınaalındı. Edinilen bilgiye göre, KaramanEmniyet Müdürlüğü Mali Suçlar BüroAmirliğine bağlı ekipler, sağlık proble-mi olmayan kişilere sahte engelli raporudüzenlendiği ihbarını aldı. Yapılan araş-tırmalar sonucunda belirlenen adreslerebaskın yaptı.

Sahteengellilerkıskıvrak

‘AKP öğretmenine sahip çık’

AYDINLIK / İZMİR

Hakkari’nin Yüksekova İlçe-si’ndeki silahlı saldırıda hayatı-nı kaybeden Engin Yıldırım İz-mir Buca’da cemevinde düzen-lenen törenin ardından toprağaverildi. 2 bine yakın yurttaşın ka-tıldığı törende Yıldırım’ın eşi ile

anne ve babası, Türk bayrağına sarılı ta-butun önünde gözyaşı döktü. TörendeAydınlık’a konuşan Alevi Kültür Der-nekleri Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri ve Buca Cemevi Başkanı En-gin Gündük, “Terör dış kaynaklardır. Al-evi ve Kürt açılımlarının fiyasko oldu-ğunu bir kere daha gördük” dedi.

Oğlunu uyarmışCenazede oldukça bitkin olduğu göz-

lenen Baba İsmet Yıldırım olay günüuzayan sakallarını ‘top sakal’ modelinde ke-sen oğlu Engin’i sivil polislere benzediği içinuyardığını söyledi. Oğlunun da kendisinidışarıda dolaşırken dikkatli olması yönündeuyardığını dile getiren İsmet Yıldız, “Bende “Oğlum, polis değiliz, asker değiliz. Nor-mal bir insanım, onları da seviyoruz, bizene yapacaklar, niçin zarar versinler’ dedim.Ama yavrumu katlederek elimden aldılar”diyerek gözyaşı döktü.

Şehit babaya hazin veda Batman’daki PKK saldırısında yara-

lanandıktan sonra hava ambulansı ile sevkedildiği memleketi Kayseri’de şehit olankomiser yardımcısı Adem İlkkılıç da

dün Çiğli mezarlığında toprağaverildi. İlkılıç (35) için Yahyalı İl-çesi Cumhuriyet Meydanı’ndadüzenlenen cenaze törenine, şe-hidin yakınlarının yanısıra çok sa-yıda yurttaş katıldı. Şehit polisin11 yaşındaki oğlu Ahmet Can’danamaz sırasında en önde saf tut-tu.

İstanbul’da bir garip okul hikayesi!Anafartalar İlköğretim Okulu depreme dayanıksız olduğuiçin 1 yıldır kapalı. Veliler 1 milyon TL tadilat parası topladı.Ancak para yetersiz bulundu, okul için bir çivi bile çakılmadı

Cenazede şehit polisin annesi ve oğlunun bu görüntüleri yürekleri dağladı.

GERİYE GÖZYAŞLARI KALDI

Ayvalık Devlet Hastanesi’ndekadın doğumcu yok!

Bizim kuşağın gazetecileri, olayların gidişine ne-resinden bakarsa baksın hayretler içinde kalıyor.Çoğu kez birbirimize soruyoruz: “BBunca yıldırbu olaylara benzer olayları yaşadık mı?”

Yanıt hep aynı: “Hayır böylesine hiç rastlamadık.”Düşünüyorum, kitaplarımı bir kez daha ka-

rıştırıyorum. Doğru Cumhuriyet devrinde yaşa-mayı sürdüren gazeteciler olarak böyle olayları ak-lımızın alması olası değil. Örneklerle anlatalım:

Öcalan’nın ağzıyla Kürt sorunu İmralı’daki Öcalan’ı yakalayıp getiren Albay

Atilla Uğur, 24 Eylül 2011 tarihli Aydınlık Gaze-tesi’ndeki açıklamalarında, Öcalan’ın hükümgiydikten sonra kendisine yazılı bir başvuruda bu-lunduğunu ve Kürt sorunu hakkında konuştu-ğunu söylüyor. Atilla Uğur anlatıyor:

“Şimdi artık benim devletime hizmet için ne-ler yapabileceğimi konuşmalıyız, bazı hususları sizetek tek anlatmak istiyorum. Boş yere akıtılan kan-ların, çekilen çilelerin artık son bulması lazım.Bakın tarih boyunca Kürtlerle hep oynamışlar-dır. Mesela Şeyh Sait hadisesinin altında İngilizlervardır. Hem kışkırtma hem de maddi anlamda hertürlü desteği vermişlerdir. Şeyh Sait kendisi zatenbüyük bir zengindi, toprak ağası idi. Aslen Paluluidi ama Hınıs’ta oturuyordu, binlerce davarı var-dı, ticareti iyi idi. Ne oldu? ‘Gel’ dediler. ‘Kürdistan’ıkurup seni de kral yapalım!’ Hırsa kapıldı, tabii İs-tanbul’daki Vanlı Seyit Abdülkadir de İngilizlerleberaber bu işin mimarlarındandı.”

PKK’nın elebaşısı daha derinlere gidiyor. İdamamahkumdur, devletine yardım etmek istemektedir!

“Seyit Rıza’yı Fransızlar ayaklandırdı” diye ekliyor.Gazetelerde başka bir haber: “HHasdal doldu taştı.” Haberin özeti şöyle:“KKarargâh binası seçildi... Balyoz, Ergenekon

ve diğer davalardan tutuklanan muvazzaf su-bayların tutulduğu Hasdal Askeri Cezaevi’nindolması üzerine 1’inci Zırhlı Tugay KomutanlığıKarargâh Binası’nın cezaevine dönüştürülmesi-ne karar verildi. Hasdal’da tutuklu 56 general veamiralin yeni cezaevine nakledilmesi bekleniyor.”

İşin garibi, Hadımköy’deki o bina NATO’ya hiz-met vermiş.

İnanılır gibi değil ama galiba gerçekleşecek!

Başbakan’ın marifetiWikileaks belgelerinde Anayasa Mahkemesi

Başkanı’nın ABD Büyükelçisi’ne bildirdiği gö-rüşler yer alıyor. Mahkeme başkanlarının ya-bancı büyükelçilerle görüşmeleri alışılmış, sıradanbir olay değildir. Nezaket ziyareti yapılmışsa bileorada mahkemede karara bağlanan konuların elealınması doğru olmamalı. Anayasanın değişti-rilmesi konusu mahkeme başkanının görev ala-nına girmemektedir. Bu konuda bir mütalaa ver-mek ihtiyacı duyuyorsa, bunun söyleneceği ma-kam yabancı bir büyükelçi değildir. Her konudaolur olmaz görüş bildiren hükümet sözcüleri, bukonuda nedense sessiz kalıyor.

Atilla Uğur Albay şimdi tutuklu ve bu açıklamalarıyapıyor. Oysa Öcalan’ın durumu uzun süredir farklı. OBaşbakan’ın müsteşarı ve MİT’çilerle müzakere ma-sasında. Ne için? Kuşku yok ki vatanı kurtarmak için!

Peki 1961 Anayasa’nın büyük gayretler so-nunda demokrasimize armağanı olan o yüce mah-kemenin başkanı ne diyor?

Bana göre hiç! Yani “Konuşmadım” demiyor daüste çıkıyor gibi yapıyor.

Böyle bir durumda söylenecek tek söz olmalı:“Güleriz ağlanacak halimize.”Şimdi gelin de bu ülkede olup bitenlere tanık ol-

muş, nice devlet adamlarıyla birlikte devleti, işleyi-şi gözlemlemiş olanlarla, zamana ayak uyduranla-rın farkını görmezlikten gelin. Bir taraf elinden kay-mış alıştığı, saygın devletini arıyor; öteki taraf ise ay-yuka çıkan ““Deniz Feneri” davasında görevini yapansavcıların başlarına geleni görmezlikten geliyor.

Gelişmiş demokrasi anlayışı eşkıyayla müza-kereye oturuyor. Anayasa Mahkemesi’nin sayın baş-kanı Amerikan kriptolarına malzeme oluyor; hâlâgörevinin başında. En önemlisi Hasdal’ın yeni sa-kinleri yoldadır ki Hasdal Hadımköy’e naklediliyor!

Ya bizler saygın devleti ve onun ilkelerini baş tacıetmekte hatalıyız ya da değişen demokrasi anla-yışına uygun hareket eden meslektaşlarımız işindoğrusunu erken fark edip gereğini yapıyorlar.

“Bu film gibi gözlerimiz kapanana dek seyrede-ceğimiz gariplikler olursa ne yapacağız?” derseniz...

İşte onun yanıtı:“Rahmetli Turhan Selçuk, ‘CCumhuriyet tehli-

kede’ diye feryad-ı figan ederken haklıymış!’ deyipbekleyeceğiz.

Hâlâ farkında değilseniz ve susmaya devam ede-ceksiniz sorun yok.

İnanılmaz ama gerç[email protected]

KURTULALTUĞ

Aliağa’daki rafineride operatör olarak Engin Yıldırım’ın Buca’daki cenazesine 2 bin yurttaş katıldı.

Elektriğe yüzde 9.57 oranında zamyapıldı. Zamlı tarifenin 1 Ekim’denitibaren uygulanacağı öğrenildi.

Elektriğe zam

Page 4: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

Enerji,Sanayi veMadenKamuEmekçile-ri Sendi-kası Sam-sun ŞubeBaşkanıVeyselErdoğan,HES’lereilişkinaçıklama-larda bu-lundu. AKP döneminde HES inşa edilerekelektrik üretmek üzere 1500’ün üzerinde li-sans verildiğini belirten Erdoğan, “bu lisans-larla yaşam kaynağımız olan sularımız özelsermaye gruplarına satılmıştır. Özel sermayegruplarıyla elektrik üretim lisansı adı altındayapılan su kullanım anlaşmalarıyla dereleri-mizin, akarsularımızın kullanımı 49 yıllığınabu sermaye gruplarının emrine verilmiştir.”diye konuştu. Erdoğan, “herhangi bir dene-timden yoksun olarak devam eden HES in-şaatları ormanları, vadileri, bitki örtüsünüacımasızca katlederken; canlıların yaşamkaynağı derelerimizi de hapsediyor. Yaşamkaynaklarına sahip çıkan çevre halkına yo-ğun şiddet uygulanıyor” ifadesinde bulundu.HES lisansı adı altında insanların ve tümcanlıların yaşam kaynağı olan suyun özelleş-tirilldiğini belirten Erdoğan, “her dereninüzerine irili ufaklı denetimsiz biçimde 5-10tane HES inşaatı yapılarak, suyun kullanımhakkının özel sektörün emrine verilmesi aslakabul edilemez. Su kamusal bir kaynaktır.Bu nedenle, bu yağma, bu talan durdurul-malıdır” dedi.

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu,

“ÖGM’ler, verdiğikararlar neticesinde,

iktidar tarafındankurulduğu

düşüncesinidoğuruyor”

diye konuştuMERYEM AKKURT

Silivri Cezaevi önünde kurulan “Özel görevlimahkemeler kaldırılsın, yurtseverler serbestbırakılsın” başlıklı nöbet çadırına meslek oda-larından destek geldi. Aydınlık’a konuşanmeslek odaları başkanları, Silivri’deki hu-kuksuzluğa dikkat çekerek çadır eyleminedestek verdiklerini belirtti. İşte meslek oda-larının Silivri’deki yargılama ve nöbet çadı-rı eylemine ilişkin görüşleri:

Türk Tabipleri Birliği Merkez KonseyiBaşkanı Eriş Bilaloğlu:

ÖGM’lerin DGM benzerimahkemeler olduğunu, hu-kuk işleyişi içinde yer almamasıgerektiğini düşünüyoruz. Çün-kü verdiği kararlar neticesinde,iktidar tarafından kurulduğudüşüncesini doğuruyor. “Tür-kiye’de ÖGM’ler neler yapa-bilir?” tecrübesi üzerinden söylemek gere-kirse, ÖGM’lerin olmaması ve kapatılması ge-reklidir.

Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit: Yurttaşların olağanüstü değil de normal

mahkemelerde yargılanma-sından yanayım. Doğal, tabiiyasalarımız yargılanmalariçin yeterlidir. Türkiye’ninbir an önce ÖGM’lere sonvermesinden yanayım. İstik-lal Savaşı’ndan beri önce is-tiklal mahkemeleri, ardın-dan olağanüstü mahkemeler, ardındanDGM’lerin kurulması, yine DGM’lerinkapatılıp ÖGM’lerin kurulması bu şekildevatandaşlar doğal mahkelemelerde yargı-

lanma ihtimali olmuyor. 87 senelik Cum-huriyet rejiminde normal mahkemeler-den yararlanmak herkesin hakkı olmalıdır.Çadır konusunda ise, özgürlük haklarınıkullanıp Silivri’de yatanlar için çadır kur-muşlardır.

Jeofizik Mühendisleri Odası GenelBaşkanı Metin Altay:

ÖGM’lerin özel olarak sav-cılara, hakimlere yetki verilip,kanunların üstünde istedikle-rini gözaltına alıp, uzun süretutuklu kalmaları hiç hoş de-ğil. En önemli sorun savunmahakkı alınmadan uzun süreliiçeride tutuluyor olmalarıdır. Mümkün ol-duğu kadar tüm işlemlerin hızlı bir şekilde ol-ması gerekir. ÖGM’ler bir davaya bakacak-sa bu da çocuk davalarıdır. Sivil Toplum Ör-gütleri’nin, Silivri’de yatan yakınlarının ara-larında örgütlenerek demokratik haklarınıkullanıp eylem yapmışlardır.

‘Demokratik toplumda ÖGM olmaz’

Ziraat MühendisleriOdası Genel BaşkanıTurhan Tuncer:

Olağanüstü hallerde uygu-lanan mahkemeler gibi, DGMgibi, ÖGM’nin de demokratik

toplumda bu tür mahkemelerin olmaması ge-rekir. Çünkü bu tür mahkemeler ancak ola-ğanüstü durumlarda kullanılan mahkeme-lerdir. ÖGM’ler öyle bir hal aldı ki yarın ki-min tutuklanacağı belli değil. Hukukun üze-rinde bir yetki olamaz. Türkiye’de davalar so-nuçlanmadan yurtdışında da dava açamı-yorsunuz, bu nedenle insanlar çaresizlikiçinde. O insanların hükümlü gibi. Ortadaherhangibir şey yokken 3 yıldır içeride ya-tanlar var.

‘ÖGM’ler 12 Eylül mantığının devamı’

İnşaat Mühendistleri Odası İstanbulŞube Başkanı Cemal Gökçe:

ÖGM’leri, DGM’lerin de-vamı olarak düşünüyoruz. 12Eylül döneminde kurulanDGM’ler toplumda nasıl cid-di refleks oluşturduysa, 12Eylül anlayışının bir sonucuolarak ifade edildiyseÖGM’lerde 12 Eylül mantığının devamıolarak görüyoruz. ÖGM’ler kaldırılmalıdır.Antidemokratik uygulamalara, davranış-lara, kararlara yönelik her eylemi, herdavranışı demokratik buluruz. Eğer bir ül-kede demokrasi varsa, her eylem meşru gö-rülmelidir. Silivri’deki eylemi meşru vedemokratik bir eylem olarak görüyoruz.

Makine MühendisleriOdası Başkanı Ali EkberÇakar:

Özel Görevli Mahkele-mer antidemokratik bir uy-gulama olduğu için bu mah-kemelerin karşısındayız.

‘ÖGM, DGM’nin isimdeğiştirmiş hali’

Maden Mühendisleri Odası BaşkanıMehmet Torun:

ÖGM’ler DGM’lerinisim değiştirmiş halidir.İddianamenin hazırlanma-ması, uzun süre tutuklulukhalleri adaleti, adalet hali-ne getirmez. ÖGM’ler kal-dırılmalı ve normal cezamahkemeleri hukuk işlemi-ni yapmalı. Silivri’deki gazetecilere baktı-ğımızda iddianamenin içinin hukuken boşolduğunu görüyoruz. Hukuk sürecinin biran önce hızlanması ve davaların bir sonucabağlanması gerekir.

Petrol Mühendisleri Odası BaşkanıMehmet Kul:

Bildiğim, takip ettiğim kadarıylaÖGM’lerin olmaması gerekir. Fakat odaolarak bu konuyu hiç tartışmadık, bu ko-nuyla ilgili ortak bir kanı ortaya koyamam.

MESLEK ODALARINDAN SİLİVRİ’DEKİ ÇADIR EYLEMİNE DESTEK GELDİ

‘ÖGM’ler iktidar tarafından kuruldu’

GENÇAĞA KARAFAZLI/RİZE

Çaykur’da yetki uyuşmazlığı süreci 4yıldır devam ettiğinden dolayı işçiler, top-lu iş sözleşmesi imzalayamıyor. ÇalışmaBakanlığı’na yetki başvurusunda bulunanAKP’ye yakınlığıyla bilinen HAK-İşKonfederasyonu’na bağlı Öz Gıda-İşSendikası’na, kanunsuz şekilde yetkiverilmişti. Yargı haksızlığı tescil edip, TekGıda-İş’in yetkili olduğunu ilan etmişti.Öz Gıda-İş, Ankara 14. İş Mahkemesinezdinde, Tek Gıda-İş lehine verilen yet-kiye, “Ankara Mahkemeleri görevsizdir”diye itiraz edip, davayı Rize Mahkeme-si’ne götürmüş ve kararı Rize Mahke-

mesi vermişti. Nitekim Ankara 14. İşMahkemesi de yetkisizlik kararı vererek,Rize Mahkemesi’nin yetkili olduğuna ka-rar vermişti. Ancak, Öz Gıda-İş şimdi de,Ankara Mahkemesi yetkilidir diye kararaitiraz etti ve 22 Eylül’de Yargıtay’a tem-yiz başvurusu yaptı.

Yaşananlara sert tepki gösteren TekGıda İş Sendikası Rize 1 No’lu Şube Baş-kanı Ziya Aksoy, “4 yıldır Çaykur işçisi-nin toplu iş sözleşmesi imzalayamama-sının tek suçlusu Öz Gıda-İş’tir. ÖzGıda-İş işçiye ihanet etmiştir ve işçininhaklarıyla ilgilenmediği bir kez daha or-taya çıkmıştır” dedi. Aksoy, “Öz Gıda-İş için adaletin yerini bulması ve Çaykur

işçisinin yıllarca parasını almak içinbeklemesi hiç önemli değil. Hedefleri,davayı uzatıp, Çaykur işçisini, Tek Gıda-İş’i mağdur etmek “ diye konuştu.

Çaykur işçilerine ve Öz Gıda-İş’e üyeolan işçilere seslenen Aksoy, “TekGıda-İş, Türkiye emekçileri için var gü-cüyle mücadele ediyor ve dimdik ayak-tadır. Sözüm ona işçi sendikasının,Çaykur işçisine yaptığı büyük ihanetigörmek sorumluluğu artık sizindir.Tek Gıda-İş, Çaykur ve Çaykur işçisi-nin ilelebet var olması için 60 yıldanberi sürdürdüğü emek mücadelesiniaynı kararlılıkla sürdürecektir” ifade-sini kullandı.

KARDELEN GÜL

Dün İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa TıpFakültesi Hastanesi’nde Sağlık ve SosyalHizmet Emekçileri Sendikası (SES) İs-tanbul Aksaray Şubesi doktor ve hastanepersoneli ile birlikte bir basın açıklamasıyaptı. SES Aksaray Şube Başkanı ErsoyAdıgüzel, doktorluk mesleğinin sadeceteoriyle öğrenilemeyeceğini aynı zamanda

pratikte yapılması gerektiğini vurgulayarakhükümetin kabul ettiği tam gün yasası ileüniversite hastanelerinin özelleştirileceği-ni ve bunun hastalara bir getirisi olmaya-cağını belirtti. Adıgüzel, “Çalışma ortamıbozulan emeğinin karşılığını almayan kamuve üniversite hastanesindeki serbest çalışanen iyi hekimler ve öğretim üyeleri, istifayaemekliliğe zorlandı. Özel hastanelere git-meleri teşvik edildi. Kamu ve üniversite

hastanelerimiz çökertilerek, hastalarınözel hastanelere gitmesinin zemini yara-tılarak özel hastanelerin müşterisi artırıl-dı. Üniversitemizde çok önemli ünite ve bi-rimler hizmet veremez durumda. He-kimlerin ucuz işgücü haline getirilmesinihedefleyen, mesleğini yerine getirme öz-gürlüğüne yapılan müdahaleye, ithal he-kim çalıştırma girişimine son verilmesiniistiyoruz” diye konuştu.

‘Öz Gıda-İş, Çaykur işçisine ihanet etmiştir’

‘Yaşam kaynaklarımızözelleştirilemez’

‘Kamu ve üniversite hastaneleri çökertiliyor’

DR. F. BİRSEN OLGAÇ

Tabiplerin devlet hizmeti,zorla çalışmadırTürkiye’nin 1998 yılında onayladığı ve iç hu-kukun üzerinde olduğunu kabul ettiği 29 sayı-lı Zorla Çalışmaya İlişkin Uluslararası ÇalışmaÖrgütü (ILO) Sözleşmesi, kişinin gönüllü ol-maksızın hapisten hak kaybına kadar gidebilenbir ceza tehdidi altında yapmak zorunda oldu-ğu iş veya hizmet olarak tanımladığı “zorla ça-lışmanın,” en kısa sürede yasaklanmasını ön-görmekte ve olağanüstü hallerde vatandaşlar-dan istenen iş ve hizmetleri, toplumu oluşturanfertlerce kararlaştırılıp toplum yararına yürü-tülen küçük toplumsal hizmetleri, zorunlu jürigörevini, tehlikedeki kişilere veya asayişin te-mininde kolluk kuvvetlerine yardım yüküm-lülüklerini zorla çalışma addetmemektedir.

Sözleşmeye göre zorla çalışmaaddedilen iş ve hizmetler

1. Belirli bir eğitim ve öğretimi bitiren kişile-re (fiziki veya manevi şiddetten bir ceza yaptı-rımına, hak veya imtiyaz kaybına kadar uza-nabilen) bir ceza tehdidi altında gönüllü olma-dıkları bir iş veya hizmetin gördürülmesi (Tıpdoktorlarına yükletilen devlet hizmeti yüküm-lülüğü bu kapsamda olup sözleşmeye aykırıdır.)

2. Çalışanların, işten atılma veya istifaya zor-lanma tehdidi altında normal günlük iş süre-lerinin üzerinde çalışmaya zorlanması (Asistandoktorların 33 saat sürekli çalışmaları bu kap-samdadır ve sözleşmeye aykırıdır.)

3. Ücretin düşük tutulması suretiyle kişilerinnormal iş süresinin üzerinde çalışmaya yöneltil-meleri (Performans ücreti bu kapsama girebilir.)

4. İstifanın makul bir süre içinde kabul edil-meyerek kişinin çalışmaya devam ettirilmesi

5. Yasal grevin ulusal ekonomiye zarar ve-receği ileri sürülerek ertelenmesi

21 Haziran 2005 tarih ve 5371 sayılı yasa iletabip, uzman tabip ve yan dal uzmanı tabipleriçin öngörülen, her bir eğitimin sonundaki300-600 gün arasında devlet hizmeti mecburi-yetini (12 Eylül ürünüdür) AY md.153 kapsa-mında inceleyen Anayasa Mahkemesi (AYM),“her bir eğitimleri için tabiplere getirilen dev-let hizmetinin zorla çalışma olmayıp bir yurt-taşlık görevi olduğuna, yine 12 Eylül askeri re-jiminin gerekçesi ile hükmederken bu yü-kümlülüğün tabiplerin çalışma özgürlüğünü öl-çülülük ilkesine aykırı olarak sınırladığınınkabulüne imkan bulamadığına” karar ver-miştir. AYM, yasanın eksik kalan devlet hizmetiyükümlülüğünün sonraki eğitimin hizmet sü-resine eklenmesini öngören ek mad. 5/1 hük-münü “bir tabibin birden çok kez devlet hizmetiyükümlülüğüne tabi olması sonucunu doğuranbu kuralın uzman/yandal uzmanı tabiplereorantısız bir yükümlülük getirmekte olduğunave çalışma özgürlüklerini ölçüsüz sınırladığına”hükmederek iptal etmiştir.

ILO göz yumuyorAİHM’nin 1983 tarihli Van der Mussele Kararı

AYM’nin bu kararında etkili olmakla beraberAİHM, yakın tarihli pek çok kararında (73316/01)ve Türkiye aleyhinde yapılmış bulunan 28602/95ve 34503/97 sayılı başvurularda 29, 87 ve 98 sa-yılı ILO sözleşmelerinin hükümlerini ve bunla-rın Bağımsız Uzmanlar Komitesi’nde yapılan de-ğerlendirilmelerini, konuya ilişkin özel ulus-lararası belgelere uyum amacıyla, esas almıştır.Yüce mahkemelerin de 29 sayılı sözleşme ile il-gili olarak ILO Uzmanlar Komitesi’nin yukarıdakiiçtihatlarını uygulaması devlet taahhüdünün veAvrupa Konseyi üyesi bir hukuk devleti olma-nın gereğidir. Halen demokratik olmadığınainandırıldığımız Cezayir’deki benzeri bir uy-gulama bir sendika tarafından ILO’ya intikal et-tirilip el koyması sağlanırken çalışma konfe-ranslarında en kalabalık heyeti oluşturan kon-federasyonlarımız, doktorların ILO normlarınaaykırı bir şekilde zorla çalıştırılmalarına ilgisizkalmakta ve ilgili bakanlık, gerekli bilgilerigöndermemek suretiyle sözleşmenin Türki-ye’deki uygulamasını denetimden kaçırmakta,ILO da bu duruma göz yummaktadır.

Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu, İşçi Partisi’ne19 Ağustos 2011 tarihinde yapılan baskın ve tutuk-lamaları kınayan bir dayanışma mesajı gönderdi. Me-sajda, emekçi hakları için insanın insan tarafındansömürülmesine ve devlet terörüne karşı mücadeleeden İşçi Partisi’ne destek ve dayanışma duygularıifade edildi. Zulümlerin son bulması ve tutuklula-rın derhal serbest bırakılmaları istendi. Dünya İşçiSendikaları Konfederasyonu’nun 27 Eylül 2011’deİşçi Partisi’ne gönderdiği mesaj şöyle:

“Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu (WTFU)olarak, bütün dünyadan 82 milyon üyemiz adına, İşçiPartisi’ne (Türkiye) tam destek ve dayanışma duy-gularımızı iletiyoruz. WTFU olarak polis şiddetini,polisin saldırılarını kınıyor ve hükümeti, emekçile-rin ve işçi sendikalarının taleplerini kabul etmeye ça-ğırıyoruz. Türkiye işçi sınıfını ve onun emperyalizmile işbirlikçilerini hedef alan savaşımını destekle-mekten vazgeçmeyeceğiz.” AYDINLIK/ANKARA

Dünya İşçi SendikalarıFederasyonu, İşçi Partisi’ne baskını kınadı

Page 5: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in, Devlet Baş-kanı Dimitriy Medvedev ile anlaşmazlığa düşenMaliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı AleksiyKudrin’i görevden alarak ülke ekonomisini ris-ke attığı ileri sürüldü. Rusya’da 1990’lı yıllarda-ki liberal reformların mimarı ve Boris Yeltsin dö-neminde Kremlin İdare Amiri olan Anatoliy Çu-bays, Putin’in Kudrin’i görevden almasıyla özel-likle böylesine riskli bir dönemde ülke ekono-misinin başında üst düzey profesyonellerin artıkkalmadığını söyle-di. Kudrin’in Mali-ye Bakanlığı’ndanalınması konusun-da Çubays’ın yanısıra çok sayıda eko-nomist de endişe-lerini dile getirdi.

Rusya’daki yük-sek teknoloji grubuRusnano şirketininbaşkanlığını da yü-rüten Çubays blo-ğunda yaptığı açık-lamada, Kudrin’in görevden alınmasının dramatiksonuçlara yol açabileceğini belirterek, ‘’Bu olaynedeni ne olursa olsun, ülke için büyük risklerdoğruyor. Mevcut siyasi konfigürasyonda artık butip profesyoneller üst düzey görevlerde yok. Buözellikle küresel ekonomik krizin ikinci dalgası-nın beklendiği bir dönemde son derece tehlike-li. Böylesine dezavantajlı koşullarda bu istifanınsonuçları dramatik olabilir’’ dedi.

Verno Capital adlı yatırım şirketi uzmanla-rından Roland Nash da yaptığı açıklamada,Kudrin’in Rusya’daki mali istikrarın sembolü ol-duğunu belirterek, Rus hükümetinde daha faz-la bir değişiklik yapılacağını ummadığını söyle-di. Ekonomistler, Rus ekonomisinin önündeki enbüyük sorunlarından gaz ve petrol gelirlerine ba-ğımlılıktan kurtulamamak olduğunu belirterek,ülkenin önümüzdeki dönem çözmesi gereken di-ğer sorunların da yolsuzlukla mücadele, çökmekteolan emeklilik sistemini onarma ve para kaçışı-nı önlemek olduğunu vurguladı. AA - Moskova

KBC Bank ile İrlanda Ekonomik ve Sosyal Araş-tırmalar Enstitüsü’nün(ESRI) yaptığı son ka-muoyu araştırması, İrlanda’da geleceğe dair eko-nomik kaygıların tüketici davranışlarını olumsuzetkilemeyi sürdürdüğünü gösterdi. Tüketici du-yarlılık endeksinin bu ay 55,8’den 53,3’e gerilediğinigösteren araştırma sonuçları, İrlandalıların özel-likle Aralık ayında açıklanacak 2012 bütçesinin so-nuçlarından büyük endişe duyduğunu ortayakoydu. KBC Bank ve ESRI yetkililerine göre, İr-landa’daki Tüketicilerin büyük çoğunluğu, gelecek12 ay içinde ekonomik durumun daha da kötü-leşeceğini, ev giderlerini karşılamanın zorlaşaca-ğını ve işsizliğin artacağını düşünüyor.

*Serbest piyasa satış fiyatları

DOLAR EURO BORSA ALTINPerşembe 2,5250Çarşamba 2,5150

Perşembe 59.933,82Çarşamba 59.353,11

Perşembe 650.00 TLÇarşamba 665.00 TL

İMKB-100 Cumhuriyet 30 EYLÜL 2011 CUMA

Perşembe 1,8540Çarşamba 1,8460

Büyük Alman para kuruluşlarından olan Commerzbank Frankfurt‘un analisti Carsten Fritsch, Aydınlık‘ın sorularını yanıtladı

Bazı büyük kurumlar altın sattı

Aydınlık‘ın ulaştığı Avrupa’nın finansmerkezi Frankfurt’ta hakim ancak resmitelaffuzundan kaçınılan bilgiler şöyle şe-killeniyor:

Uzmanlar malî açıkları dizginlemek üze-re zorunlu olarak gerçekleştirilen büyük ha-cimlerdeki altın satışlarının, altın fiyatları-nı rekor düzeyde düşürdüğü konusunda bir-leşiyor. Hangi malî açıklar, kimler sorusunaise dikkatle yaklaşıp, ad vermemeye özengöstererek “Borsaların çok oynak olduğu şudönemlerde bazı ülkelerin tahvilleri o ka-dar değer kaybetti ki...Borç kapatmak içinaltın satışlarının gerçekleştirilmiş olması, al-tındaki değer düşüşünün bir açıklamasıolabilir” deyip hemen arkasına ekliyorlar:“Şu anda gerçekten geçerli bir bilgiye sahipdeğiliz. Sadece tahmin ediyoruz” diyorlar.

Doğal olarak akla hemen borç batağın-daki Euro Bölgesi’nin Yunanistan, İtalyagibi ülkelerinin altın satmış olabileceği ola-sılığı geliyor ve tabii Fransa’da çok zor du-rumda olan bazı bankalar ve hatta sigorta-ların da...

Ama uzmanlar ad vermemekte ısrarlı.Karşılıklı gülüşüyoruz. Herkes bir diğerininneyi düşündüğünü biliyor.

Dolar neden değerlendi?Uzmanlar yine altın değer kaybeder-

ken, konjonktürel koşullar değişmediği hal-de ABD Doları’nın Euro’ya göre ve Türkiyeile bir dizi gelişmekte olan ülke paralarınakarşı ansızın yüksek oranlarda değer ka-zanmasını neye bağlıyorsunuz sorusuna isegetirilen açıklama özetle şöyle:

“Amerikan ekonomisi güçlenmedi, buna

rağmen Dolar şu anda Yunanistan krizi ne-deniyle Euro’ya göre ‘güvenli liman’ olarakgörülüyor. Ayrıca son haftalarda ve günlerdebazı büyük bankaların nakit para sıkıntısı ne-deniyle Amerikan Dolarıyla işlem yapa-madıkları ve bu nedenle ağırlaştırılmış ko-şullarda değerinin çok üstünde dolar alım-ları gerçekleştiriyorlar. Doların değerininartmasında bir neden de bu olabilir.”

FRANKFURT / AYDINLIK

Altın son bir hafta zarfında yüzde 14 değerkaybederek son yılların rekor düşüş seviyesini

yakaladı. Aydınlık Avrupa’nın para merkeziFrankfurt’ta bunun nedenini sorguladı

Bazı finans kurumları borçlarını ödemek için mevcut tüm altın değerlerini satarak nakit parayaçevirmek zorunda kaldılar. Bu satışlar keyfî olmadı, borçlarının kapatılması için zorunlu gerçekleştiGÖNÜL KENTER / FRANKFURT

Geçen cuma günü küresel piyasalar bek-lenmeyen, şaşırtıcı bir gelişmeye sahneoldu: Altın beklenmedik derecede hızladüşerken dolar değer kazandı. Tüm fi-nans çevreleri bunun olağan değişim sı-nırlarının üstünde olduğunda hemfikiryalnız yorumlamakta sıkıntı çekiyorlar.Olup biteni en yakından izleme konu-munda bulunan bankacılar bu konudadaha da çekimserler. Sahne gerisinde ne-ler olup bittiğinin çok iyi farkında olsa-lar da konumları gereği “resmî görüş”olarak çok ölçülü bir dil kullanmayaözen gösteriyorlar. Öndegelen Almanbankası olan ve bu ülkenin finans üssüFrankfurt merkezli CommerzbankFrankfurt bankasının emtia piyasaları başanalizcisi Carsten Fritsch‘e yönelttiğimizsorular ve yanıtları şöyle:

Sayın Fritsch, altın fiyatlarının son birhaftada rekor düzeyde değer kaybetme-sini neye bağlıyorsunuz? Fiyatlardakidüşüşler, sizce, sadece “kâr realizasyo-nu” veya altın fiyatlarında “düzeltme”şeklinde açıklanabilir mi?

Altın pazarlarının iki kısımdan oluş-tuğunu unutmamak gerekir: Biri altın ma-deninin günü gününe külçe ve kâğıt üzerin-de satıldığı fiziki pazar - orada pek bir şey ol-madı, fiyatlar çok değişmedi. Biri de “futu-re” [gelecek] pazarları. “Futuremarkt” diyeanılan altının kâğıt üzerinde işlem gördüğüpazar var. Son haftalarda altın değerinin dü-şüşüyle ilgili tüm değişimler future-markt’larda yaşandı.

Yatırımcılardan bir kısmı kazanç hedef-lerine ulaştıklarını ve altın fiyatlarının dahada artmayacağını gördükleri için altın kâ-

ğıtlarını sattılar. Bazı kurumsal yatırımcılarise çeşitli nedenlerle altın future’larını sonhaftalarda özellikle son günlerde yoğun ola-rak satmak zorunda kaldılar.

Bunlar borçlarını ödemek için mevcuttüm altın değerlerini satarak nakit paraya çe-virmek zorunda kaldılar. Bu satışlar keyfî ol-madı, borçlarının kapatılması için zorunlugerçekleşti. Kazanç akışlarının kesilmesi vekarşılamak zorundaki masraflarının olmasıelde avuçta ne varsa satılarak borç ödemekiçin nakit paraya çevrilmesi zorunluluğunu ge-tirir... Tabii bu ara pire için yorgan yakıldı.

Kimler altın sattı? Parakuruluşları, özel yatırımcılar?

“Orta ve uzun vadede altına yatırım yapankesimler (ki bunların neredeyse tamamı fizikipiyasa katılımcıları kategorsindeler), bu kesimaltın satmadı. Duyduğum kadarıyla altın kül-çe ve para satımı gerçekleştirenler taleplere ye-tişemiyorlar. Bu da bize tüm altın satışlarınınfuturemarkt’ta gerçekleştiğini gösteriyor.”

Kimlerin satmadığı ve satanların hangi ka-tegoriden oldukları tarifi ile ilk soruya veri-len yanıtı birleştiren okur, hele bu konudadaha ilk günden fikir sahibi olan Aydınlık oku-

ru, sorduğumuz sorunun tam yanıtını rahatçaçıkartabilir.

Son haftalarda altın fiyatları değer kay-bederken Amerikan doları değer kazandı. İkigelişme birbiriyle bağlantılı mı?

Oldum olası Amerikan doları altınla zıtyönlerde seyreder, çünkü altın doların raki-bi olarak görülür. Altın binyılların antikdünya rezerv birimi; dolar günümüzün dün-ya rezerv para birimi. Ezeli rekabettelerin-de birbirleriyle değişken ilişki içindiler. Do-ların aşırı yükselmesi, altının şu anda düş-mesinin nedeni.

Krizin ortasında altının değer kaybetmesinin sırrı

CarstenFritsch

“Kriz dönemlerinde altın sadece borç ödemek için zorunlu olarak satılır. Yoksa akıllıca bir iş değildir”Son sorduğumuz soru önümüzdeki günlerde altı-nın ne yönde seyredeceğine ilişkindi. Alman ban-kacı şöyle yanıtladı:

2008 sonbaharında yaşanan mali krizde altınınyüzde 30 değer kaybetmesi gibi özel durumlar ya-şandı. Ancak bu çok özel bir durumdu zira orada al-tının zorunlu satımı gerçekleşti. Birkaç hafta son-ra durum normalleşti ve altın fiyatları kriz dönem-

lerinde beklenildiği gibi yine arttı. Bu sefer de aynışekilde altın fiyatlarının artmasını bekliyoruz. Önü-müzdeki günlerde ve haftalarda altının daha da düş-mesi test edilebilir. Ancak bunun ara geçiş süreci “en-termezzo” olacağını tahmin ediyorum. Şu andaki al-tın fiyatları seviyesinden tekrar yüzde 30’lar veya50’ler oranında düşüşlerin söz konusu olmayacağı-nı tahmin ediyorum. Altın fiyatlarının artmasına ne-

den olan etkenler hâlâ mevcut. Bu arada MerkezBankaları gibi potansiyel büyük yatırımcıların dü-şen altın fiyatlarını fırsat bilip altına yatırım yapmalarıda söz konusu olabilir. Tabii bu da altın fiyatını yük-seltecek bir etki yapar. Sonuç olarak, şunu söyle-yebilirim: Şimdiki gibi kriz dönemlerinde altın sa-dece borç ödemek için zorunlu olarak satılır. Yok-sa altın satmak bu ortamda akıllıca bir iş değildir.

Altınınyönü

CHP milletvekili Ayşe Akova’nın Tarım Bakanına soru önergesi

Zeytincili�imizin ve zeytincilerimizin haliCumhuriyet Halk Partisi Balıkesirmilletvekili Ayşe Nedret Akova, zeytinüreticilerinin yüz yüze oldukları so-runları ve bunlarla ilgili olarak hükü-metin neden ilgisiz kaldığını, neler yap-mayı öngördüklerini ayrıntılı bir yazıylasoru önergesi olarak Tarım ve Hay-vancılık Bakanı Mehdi Eker’in yanıt-laması dileğiyle TBMM Başkanlığınasundu. Türkiye’de zeytin sektörününve üreticilerin durumunu yansıtanAkova’nın soru önergesi özetle şöyle:

“Zeytin üretimininde var yılı yok yılı(periyodisite) etkisinin azaltılması için,zeytin çeşitlerinin ıslahının yapılması,sulama, ilaçlama ve gübreleme v.bbakım işlemlerinin modernize edilmesiamacıyla zeytin üreticisinin destek-lenmesi gereklidir. 1998 yılında ürünedestek primi çerçevesinde zeytine kgbaşına 40 Cent destek verilmeye baş-lanırken, yıllar içerisinde bu destekhem toplam ödenen prim miktarı

hem de prime esas fiyat açısından iniş-li çıkışlı bir seyir izlemiş, zamanındaödenmeyen primler yüzünden üretimşartları giderek ağırlaşmıştır. Bu bağ-lamda:

Sağlıklı bir yaşam için gereklilikolan zeytinyağının tanıtımına, tüke-timinin arttırılmasına, iç ve dış paza-rının genişletilmesine yönelik olarakileriye yönelik planlarınız var mı?Varsa hangi aşamada, halen neden

bir gelişmesağlanamı-yor?

1.Üründestek primsisteminintelafi edicideğil plan-layıcı veüretim ka-litesini artı-cı bir işlev

yerine getirebilmesi amacıyla düzen-leme neden yapılmamaktadır?

2.Ürünün kg’ı başına ödenen des-tek priminin üretim maliyetlerindeve enflasyondaki artış dikkate alınarakartırmayı planlıyor musu-nuz? Destek primi-nin daha istikrarlıbir çerçevede vez a m a n ı n d aödenmesi içinçalışmalarınızvar mıdır?

3.Yeni oluştu-rulacak tesislerdesertifikalı fidan kulla-nılması durumunda verilendestek miktarlarının mevcut gele-neksel zeytinliklerin imar ihyasında daverilmesi ile ilgili bir çalışmanız var mı?Bu konuda mevcut geleneksel zeytin-likler lehine bir düzeltme yapacakmısınız?

4.Arazisi az olup daha fazla zeytinağacına sahip olanların yetersiz destekalması yüzünden, dönüm başına uy-gulanan doğrudan gelir desteği siste-mini ağaç başına destekleme modeli-

ne dönüştürerek revizeedecek misiniz?

5.Ülkemiz zey-tin gen kaynakla-rına sahip çıka-biliyor mu?Zeytin fidan it-halatının yasak-

lanması yönündebir çalışma var mı-

dır? 6.Kalite kayıplarının ön-

lenmesi için zeytinyağı depolama sis-temlerindeki bozuklukların gideril-mesi ile ilgili bir çalışmanız var mıdır?

7.Ülkemizde paslanmaz çelik tankkullanılma kapasitesi düşüktür. Zey-tinyağlarımız, azot korumalı paslanmaz

çelik tanklarda korunması amacıyladestekleme çalışması yapmayı planlı-yor musunuz?

8.Sektörü daha iyi analiz edebil-memiz amacıyla TÜİK bitkisel üründenge tablolarında zeytin verilerininyer alması neden sağlanamamaktadır?

9.Üreticimizin ve ihracatçımızınrekabet gücünü artırarak aynı za-manda halkımızın daha uygun fiyattanzeytinyağı tüketebilmesi için zeytin-yağına uygulanan prim miktarınınAvrupa Birliği ülkelerindeki seviyele-re çıkarmayı planlıyor musunuz?

10.Zeytinin fabrikalarda işlem gör-meden önce gerek nakliye gerekse fab-rikada bekleme esnasında kaliteyiolumsuz yönde etkileyen çuval siste-minden vazgeçilmesi gerekmektedir.Bunun için üreticilere 25 kg.lık, fabrikasahiplerine 250-500 kg.lık plastik kasaalımında destekleme yapmayı düşü-nüyor musunuz?

Ayşe Akova

Merkel’denEuro’ya destekkumarı

Rusya’ya krizuyarısı artıyor

İrlandalı tüketiciumutsuzluk batağında

EKONOMİ SERVİSİ

Federal Alman Meclisi, Başbakan Angela Mer-kel’in Mali İstikrar Fonu’na olan katkısını neredeyseiki katına yani 211 milyar Euro’ya çıkarma talebi-ni açık farkla onayladı. Karar tasarısına muhale-fet partileri de olumlu oy kullanarak çıkmasına des-tek oldular. Kararın 2 trilyon Euro’ya genişletilmesibeklenen Avrupa İstikrar Fonu’nun önünü açmasıbekleniyor.

Alman kamu-younda geneiş ebirkesimin kuşkuylabaktığı ve MaliyeBakanı’nın ısrarlakarşı çıktığı kararpiyasalarda ilkin sı-nırlı bir yankı bul-du. Almanya Bor-sası yüzde 0.50,Fransa, İtalya bor-saları ise yüzde 1’inüzerinde artıya geç-ti. Euro/dolar pari-tesindeki artış iseyüzde 1’e yakınar-tışla 1.36’nın üzeri-ne çıktı. Öğleden sonra ise borsaların karara olum-lu tepkisi daha güçlendi, alımlar arttı.

Almanya risk aldıAncak bu kez Almanya’nın kredi notunun dü-

şürülmesi riski belirdi. Birkaç gün önce kredi de-recelendirme kuruluşlarından, fonun genişletil-mesi konusunda artan çabaların notu AAAolan ülkelerin notunda indirimler getirebileceğinisöylemiş, aynı uyarıyı Merkel’in kendi Maliye Ba-kanı da yapmıştı. Çünkü Almanya Euro bölge-sine parasal yardımını iki katına çıkartırkenkendi finans dengelerini zayıflatmayı göze almışoldu. Şimdi gözler uluslararası kredi derecelen-dirme kuruluşlarının oylama sonucuna göstere-ceği tepkiye çevrildi

Almanya FederalMeclisi, 523oyla finansal

istikrar fonunaAlman katkısını

2 katınaçıkartmayı

onayladı.Oylamaya 85 red

oyu verildi

Maliye BakanıKudrin’in istifaya

zorlanması Rusekonomi

çevrelerindekaygıyla

karşılandı

Page 6: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

Başbakan’ın örgütle göstermelik kavgaları ve sert çıkışları, sadece yapılan anlaşmaları gizlemek için...

Başbakan Tayyip Erdoğan, son günlerde PKK’ya yönelik eleştirilerinisertleştirdi. Başbakan’ın bu tavrı, İsrail’e yönelik tutumunu anımsattı AYDINLIK/ANKARA

AKP Hükümeti, bir yandan İsrail’ekarşı sertleşirken hatta “savaş”ıbile dillendirirken, diğer yandan İs-rail için hayati önemdeki kararlarınaltına imza attı. İsrail’in güvenliğiiçin Türkiye’yi sıkıntıya sokacakuygulamalar içine girdi.

AKP iktidarı, İsrail’in güvenliğiiçin füze kalkanı radarının Malat-ya’ya yerleştirilmesine onay verdi.

PKK kavgası, özerklik anlaşması

İsrail’in güvenliği için Suriye’dekiBAAS yönetiminin devrilmesi ama-cıyla ABD ile ortak proje yürüt-meye başladı. Beşar Esad ve Suri-ye yönetimi karşıtı faaliyetler içinTürkiye’yi merkez yaptı. MİT veDışişleri’ni Suriye operasyonun içi-ne soktu. Amaç Suriye’de Esad’ın,Lübnan’da Hizbullah’ın gücünü kı-

rarak bölgede İsrail’in elini rahat-latmak. Başbakan Erdoğan, İsrail’ekarşı izlediği bu politikanın birbenzerini de PKK’ya karşı uygulu-yor. 12 Haziran genel seçimleriöncesinde birdenbire PKK’ya kar-şı sertleşen Erdoğan’ın bu tutu-munun “danışıklı dövüş” olduğuhükümet-PKK müzakere kayıtla-

rıyla doğrulandı. Başta “özerklik”olmak üzere birçok konuda PKK ileanlaşmaya varıldığı belgelendi.

Anayasa’da güvencePKK ile anlaşılan noktaların ha-

yata geçebilmesi için Anayasa de-ğişikliği şart. AKP, ABD’de yapılanObama-Erdoğan görüşmesinden

hemen sonra “bölünme anayasası”için süreci hızlandırdı. Gelişmele-ri değerlendiren güvenilir kaynak-lar, Başbakan Erdoğan’ın son gün-lerdeki tutumunun aldatıcı oldu-ğunu belirterek özetle şu görüşle-ri savundu:

“Başbakan İsrail’e de esip gür-ledi. Hatta o kadar abarttı ki “sa-vaş”ı bile dillendirdi. İsrail Büyük-elçisi ülkesine gönderildi. Bu kav-ga sürerken İsrail’in hayati istekle-ri yerine getirildi. Şimdi aynı nu-mara PKK için devrede. PKK ile ya-pılan müzakere kayıtları her şeyiaçık ediyor. Anayasa çalışmalarınınhızlanması da PKK taleplerini ya-sallaştırmak amaçlı. Aslında Oba-ma’nın istekleri hayata geçiriliyor.Erdoğan’ın PKK’ya bağırıp çağır-ması hem taktik hem suçluluk telaşı.Ne kadar çok bağırıyorsa suçu o ka-dar büyük demektir. Aynı İsrailolayındaki gibi.”

Korutürk: ABD Büyükelçisiimzay� kimin ad�na att�?CHP’li Korutürk: Türkiye ile mutabakat metnini imzalayanABD Büyükelçisi, imzayı ABD adına mı, NATO adına mı attı?

Emniyet Genel Müdürlüğü, 13 Eylül 2011 ta-rihli “35 kişilik CIA merkezi Wikileaks bel-gelerinde” başlıklı haberimize açıklama gön-derdi. Emniyet Müdürü Hakan Özdal, ha-berimize ilişkin, “Emniyet Teşkilatı’nı alenenhedef alan gerçek dışı iddialara yer verilerek,Emniyet Genel Müdürlüğü, yabancı istih-barat örgütleri ile işbirliği içinde, ülkemizinbaşka önemli bir kurumuna karşı düşmancabir tavır içerisindeymiş gibi gösterilmeyeçalışılmaktadır” ifadesini kullandı.

‘Sık sık yer alıyor’Emniyet Teşkilatı’na ilişkin sık sık haber

yaptığımızı vurgulayan Özdal, bu haber-lerden duyulan rahatsızlığı şöyle dile getir-di: “Anayasamız’ın ve yasaların kendine ver-diği görev ve yükümlülükleri yerine getirmek

dışında bir amacı olmayan Emniyet Teşki-latı, gazeteniz tarafından sık sık asılsız id-dialara konu edilmektedir. Ortaya atılan bugerçek dışı iddiaların amacının, EmniyetTeşkilatı’na karşı güvensizlik oluşturmak veküçük düşürmek olduğu anlaşılmaktadır.”

Aydınlık ortaya çıkarmıştıTayyip Erdoğan ve George Bush, 5 Ka-

sım 2007’de Oval Ofis’te görüştü. Bush, Er-genekon tertibinin başlatılması için talimatverdi. Görüşmenin hemen ardından 35 ki-şilik bir heyet, Amerika’dan Türkiye’ye gön-derildi. Ergenekon tertibini de bu ekipyürüttü. Aydınlık 16 Mart 2008 tarihli sa-yısında, 35 kişilik CIA-Pentagon uzman-larından oluşan bir karma heyetin Türki-ye’ye geldiğini duyurmuştu.

CHP Milletvekili Osman Korutürk, “İsra-il kalkanının getireceği muhtemel tehlike-lere karşı Malatya’nın ve bölge insanınınnasıl korunacağının açıklanmasını istedi.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nunyanıtlaması istemiyle önerge veren Koru-türk, “Türkiye ile mutabakat metnini im-zalayan ABD Büyükelçisi, imzayı ABDadına mı, NATO adına mı attı?” sorusu-na yanıt istedi.

Anayasa hatırlatmasıABD radar sisteminin 2014’e kadar en-

tegre edileceğini hatırlatan Korutürk,“Sistemin, bu süre içinde, Akdeniz’de ko-nuşlu Amerikan gemilerine servis vere-ceği anlaşılmaktadır. Bu durumdasistem, ikili ortak tesis veyaABD’ye tahsisli askeri üs görevigörecektir” dedi. Korutürk,“Söz konusu mutabakat, Anaya-sa’nın 92’nci maddesi gereğinceTBMM’nin iradesine tabi olmalı-dır” uyarısında bulundu.

Savunma ihtiyaçları“Radar üssü için

NATO’nun yetkilikurullarınca görev

tanımı yapılmış mıdır?” sorusunu dagündeme getiren Korutürk, şöyle devametti: “Tesiste ABD ve Türkiye dışındaNATO üyesi ülkelerden personel görevyapacak mıdır? Bu konuda onaylanmışNATO teşkilat ve kadrosu var mıdır?”,“Bu tesisin varlığı nedeniyle ortaya çıkanilave hava savunma ihtiyacı hesaplanmışmıdır? Bu ihtiyaç hangi bütçeden karşı-lanacaktır?”

Bilgi paylaşımıNATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Ko-

mutanı Oramiral Stavridis’in “Füze sistemi,birbirleriyle paralel yapılar üzerinden çalışa-

cak” sözlerini de anımsatan Korutürk,“Radar sistemlerinden gelecek bilgile-

rin İsrail ile paylaşılması öngörül-mekte midir? Öngörülmüyor ise

ABD’nin İsrail ile bu bilgileri kendimilli komuta kontrol sistemi üze-rinden paylaşımı nasıl önlenecek-tir?” sorularını yöneltti. Korutük,

“Türkiye’nin, ABD ile birlikteİran’a karşı ‘savaşan ta-

raf’ durumuna düş-mesi olasılığı he-

saplanmış mıdır?”diye sordu.

İşçi Partisi’nden 2 Ekim Kürecik mitingine çağrı

‘Kürecik’te NATO’ya geçit yok’

Malatya-Kürecik’te kurulmak istenen füzekalkanına karşı sürdürülen mücadele, 2Ekim’de Kürecik’te yapılacak mitingle de-vam edecek. Düzenlenen mitinge İstanbulbaşta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrin-den ve yurt dışından yoğun katılım olmasıbekleniyor. Türkiye’nin belli başlı şehirlerin-den ve yurt dışından mitinge katılmak isteyeninsanların taşınması için bölgedeki STK’ların

İstanbul temsilcilikleri tarafından otobüslerayarlandı. Yarın saat 17.00’de hareket edecekolan araçlar Anadolu yakasında Ataşehir-Esat Paşa Mahallesi No: 4 adresinde bulunanKürecikliler Derneği’nden, Avrupa yakasın-da ise Yenibosna Merkez Mahallesi, AtatürkCaddesi, Arif Sami Toker No: 9’da bulunanAK-EL (Akçadağ-Elbistan Eğitim ve SağlıkVakfı) Vakfı önünden kalkacak.

Kürecik’tekimitinge

yoğun ilgi

İLKAY AKKAYA

İşçi Partisi Malatya İl Başkanı Arif Doğan, Kü-recik’e yerleştirilecek olan füze kalkanının İsra-il’i ve ABD’yi koruma amaçlı olduğunu ifade ettive yurttaşları 2 Ekim’de Kürecik’te yapılacak mi-tinge çağırdı. Doğan, Soykan Parkı’nda füze kal-kanının Kürecik’e yerleştirilmesi konusunda kit-lesel bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamasında füze kalkanı protokolünüABD Büyükelçisi Ricciardone ve Türk DışişleriBakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun im-zaladığına dikkat çeken Doğan, hiçbir ülkenin ka-bul etmediği füze kalkanının Türkiye’ye yerleşti-rilmesi karşılığında hangi gizli anlaşmaların ya-pıldığını hükümetin açıklaması gerektiğini söyledi.

Doğan, 60 yıldır Türkiye’nin yaşadığı sorunlarınkaynağının NATO olduğunu vurguladı.

‘TBMM ihanete ortak olmasın’NATO’dan derhal çıkılması gerektiğini belir-

ten Doğan, “Kontrgerillasıyla, F tipi gladyosuy-la, Türkiye’nin yurtseverlerine, Türk ordusuna ter-tipler tezgahlayan, Maraş, Çorum, Sivas, 1 Mayıskatliamlarını kurgulayan, Uğur Mumcularımızı,Eşref Bitlislerimizi katleden Süper NATO’dur”diye konuştu. Doğan, TBMM’den onay alınma-dan füze kalkanının Türkiye’ye yerleştirilmesininAnayasa ihlali olacağını, TBMM’nin görev ve yet-kilerine sahip çıkılması gerektiğini, aksinin ihaneteortaklık olacağını kaydetti. Devrimci geleneğe sa-hip olan Kürecik halkının, arkasına Türkiye’nin

desteğini alarak, füze kalkanının Kürecik’e yer-leştirilmesine izin vermeyeceğini dile getiren Do-ğan ayrıca şunları söyledi: “2 Ekim Pazar günü saat11.00’de Kürecik Karahan Geçidi’nin tepesine,Türkiye yürüyecek. Yurdun dört bir yanından ge-len halkımız o Amerikan belasının kurulacağı te-pede olacak. Biz de İşçi Partisi olarak tüm gücü-müzle buna karşı çıkacağız, kurdurmayacağız. Hal-kımızla beraber Karahan Geçidi tepesinde ola-cağız. Milletimizin büyük gücünü seferber ederek,Amerika’nın füze kalkanının Türkiye’ye yerleşti-rilmesine izin vermeyeceğiz. Malatya, Kürecik’te,ABD ve NATO’ya karşı mücadele ateşi yakılmıştır.Bütün yurttaşlarımızı, 2 Ekim 2011 Pazar günü saat11.00’de Kürecik’te olmaya, vatan savunmasınakatılmaya çağırıyoruz!”

Tayyip Erdoğan’dan PKK’ya ‘İsrail modeli’

PKK yandaşları, Alman özel televizyon ka-nalı RTL’nin Köln’deki binasını işgal etti.Yaklaşık 30 kişi oldukları be-lirtilen grubun, Abdullah Öca-lan’ın salıverilmesi taleplerini yayına çıkarakaçıklamak istedikleri belirtildi. Saatler sürenişgalin sona ermesinin ardından, PKK yan-daşlarının Alman polisi tarafından otobüsebindirilerek emniyete götürüldükleri açık-landı. PKK yandaşlarının RTL binasında otu-rarak şarkı söyledikleri ve 4 sayfalık siyasi ta-

leplerinin olduğu dilekçeyi kanal yönetimi-ne sundukları dile getirildi. RTL çalışanla-

rının baskın nedeniyle korku ya-şadıkları ve bazılarının binayı

terk ettiği öğrenildi. Almanya Dışişleri Ba-kanı Guido Westerwelle’den olaya sert birkınama geldi. Westerwelle, yaptığı açıkla-mada, “Düşünce özgürlüğüne yapılan bu sal-dırı kabul edilemez’’ dedi. Westerwelle ay-rıca, AB ve Almanya’nın PKK’yı terör örgütüolarak nitelendirdiğini ifade etti. AA

PKK yandaşları Almanya’daRTL Televizyonu’nu bastı

Kavga görüntüsüne rağmenAKP’nin PKK’ya söz verdiği ve ya-salara yerleştireceğini söylediği, hü-kümet-PKK görüşmelerine de yan-sıyan ana konular şunlar:

� Özerklik� Anadilde eğitim (Okulların

önce valiliklere, sonra belediyeleredevri ile çözülecek.)

� PKK’nın silahlı güçlerinin

muhafazası için gerekli adımlar� Öcalan’a ev hapsi, arkasından

serbest bırakılması� KCK tutukluları için yasal dü-

zenleme� PKK’ya televizyon kurma ola-

nağı sağlanması� Kürt açılımının yasal mev-

zuatının hazırlanması� Seçim barajının düşürülmesi

PKK ile anlaşılan konular...

MHP Grup Başkanvekili OktayVural, Başbakan Recep TayyipErdoğan’ın artan terör olaylarıylailgili “Ciğerim yanıyor” sözlerine,“Bu ülkenin ciğerini, yüreğini ke-diye teslim eden kim?” diye karşı-lık verdi. Erdoğan’ın “Ciğerim ya-nıyor” sözlerini değerlendiren Vu-ral, “Başbakan’ın ciğeri yanıyor.Eğer Irak’ın kuzeyinde PKK terörörgütü ABD şemsiyesi altındaBarzani tarafından semirtilirkenuyursanız, ciğeri kediye teslim et-

miş olursunuz. Terör örgütününmensupları barış elçisi diye devlettörenleri ile karşılanırsa, ciğeri ke-diye teslim etmişsiniz demektir.Kandil’deki terör örgütü yönetici-leri ile pazarlık eder ve bunlarımeşrulaştırmaya çalışırsanız, ciğe-ri kediye teslim etmişsiniz demek-tir. Barzani’ye kırmızı halı döşer-seniz, ciğeri kediye teslim etmişolursunuz. ‘Ciğerim yanıyor’ diyorama bu ülkenin ciğerini, yüreğinikediye teslim eden kim?” dedi.

Almanya’nın Berlin kentinden Hakkâri’yegelen, aralarında milletvekili, tarihçi, üniver-site öğrencilerinin de bulunduğu 15 ki-şilik heyet, İnsan Hakları Derneği(İHD) Hakkâri Şubesi’ni ziyaret etti.Alman heyetine başkanlık yapan tarih-çi Michaem Knopp, PKK sözcüsü gibikonuşarak, çatışmalardan ve sivillerinölümünden terör örgütünün değil dev-letin sorumlu olduğunu iddia etti.

Batman ve Diyarbakır’ın ardındanHakkâri’ye giden Alman heyeti, kenttekibazı sivil toplum örgütlerini ziyaret ederek

Kürt sorunu, demokratik özeklik ve çatış-malarda yaşamını yitiren sivil vatandaşlarla

ilgili bilgi aldı. İHD Hakkâri Şube-si’ni ziyaret ederek Şube Başkanıİsmail Akbulut’la görüşen heyetüyeleri, daha sonra basın mensup-larına açıklamalarda bulundu.

Heyete başkanlık yapan Micha-em Knopp, Şemdinli İlçesi’nde birsüre önce çıkan çatışmada yaşamı-nı yitiren sivillerle ilgili araştırma

yaptığını belirterek, örgütü savundu. Devle-tin güvenlik güçlerinin PKK’lılara yönelik

operasyonlarını ‘sivillere saldırı’ diye nitele-yen Michaem Knopp, “Biz 2 gün önce deBatman’daydık. Ben şunu görüyorum kiTürk Devleti Kürt hareketine karşı başarısızoldu. Bu yüzden Türk halkı, Kürt halkınakarşı terör estiriyor. Batman’da öldürülenkadın ve karnındaki bebeğin ölümünü dearaştırdık. Biz Batman’da o ailenin ziyareti-ne gittik. Orada her taraf işgal altında. Hertarafta asker konuşlu. Sivil mağdur halka si-lah dayatılıyor. Çatışmanın yaşandığı inşaat-taki çalışan da infaz edilmiş. Bunun da dev-let tarafından yapıldığını gösteriyor” dedi.

Alman tarihçi, Hakkâri’de PKK sözcüsü gibi konu�tu!

Michaem Knopp

Oktay Vural

35 kişilik CIA merkezi haberimizeEmniyet’ten açıklama

Osman Korutürk

‘Ülkenin ci�eri kediye teslim’

Page 7: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

Mavi vatanGeçtiğimiz Salı günü PPreveze Deniz Zaferi’nin473’üncü yıldönümünü kutladık. Aynı gün İstan-bul tersanesinde MMilli Gemi (MİLGEM) projesininilk gemisi HHeybeliada korveti hizmete girdi ve pro-jenin ikinci gemisi BBüyükada da denize indirildi.

Denizcilerimizin yüzyıllar önce ecdatlarının ka-zandığı bu zaferi içeriğinde akıl, bilim, laik öğretim,emek, alın teri ve kendine güven olan MMİLGEM pro-jesini gerçekleştirerek taçlandırması, sanırım çokanlamlıdır. Bu nedenle projeye katkısı olan herkesikutluyoruz.

Madem yazımıza PPreveze Deniz Zaferi ve de-nizcilerimizin MMİLGEM ile gösterdiği yadsınmaz ba-şarı ile başladık, yine denizcilerimizin en önemli so-rumluluk alanı olan ““mavi vatan”ile devam edelim.

Türkiye Cumhuriyeti kara, deniz ve hava ülke-lerinden meydana gelmektedir. Yaklaşık 800 bin ki-lometrekare yüzölçümü olan kara ülkemizi bili-yorsunuz. AAcaba deniz ülkemizi biliyor musunuz?

Bir devletin ddeniz ülkesini tanımlayan, ulus-lararası hukukta kabul görmüş çeşitli alanlar var-dır. KKarasuları, bbitişik bölge, kkıta sahanlığı ve mmün-hasır ekonomik bölge (MEB) gibi. Bunların geniş-likleri ve yüzölçümleri uluslararası hukuka, ilgili ül-kenin iç hukukuna, coğrafyaya ve ilgili ülkelerarasında yapılan antlaşmalara göre değişir. İşte bizbu alanların tümüne ““mavi vatan” diyoruz.

Kıbrıs’ın etrafında 100 yıl yetecek doğalgaz ve petrol var

Deniz ülkesinde kıyı devletinin egemenliği sı-nırlı olmasına rağmen buradan ilgili ülkeye sağ-lanacak katma değer çok fazladır. Hatta yaşlıdünyamızda karasal kaynakların ((besin, ham-madde, enerji) azalmaya ve bazı kalemlerde tü-kenmeye yüz tuttuğu düşünülürse, ddeniz ülkesi-nin ne kadar önemli olduğu belki daha iyi anla-şılabilir, değil mi? Size küçük birkaç rakam vere-yim: Dünya ticaretinin yüzde 92’si deniz yolu ileyapılmaktadır. Sadece şu ana kadar elde edilen ve-rilere göre, KKıbrıs etrafında TTürkiye’ye 1100 yılyetecek kadar doğalgaz ve petrol bulunmaktadır.

Dünyada mavi vatanından ve açık denizlerdenkendi ülkesi için anlamlı bir katma değer yara-tamamış zengin bir devlet yoktur.

Bugünlerde çok sık duyduğunuz ve bizi AAKPHü-kümeti’nin söylemlerine göre savaşın eşiğine getirenmünhasır ekonomik bölge nedir biliyor musunuz?

Bu kavram 1982’de imzalanan BBirleşmiş Mil-letler deniz hukuku sözleşmesi ile ortaya çıkmıştır.Çok basit olarak MMEB, kıyı devletinin sahilden iti-baren 200 millik bir alanını kapsar. Kıyı devleti bualanda ekonomik haklara sahiptir. NNedir bu haklar?

Bu alanda bulunan deniz, deniz yatağı ve top-rak altındaki canlı ve cansız kaynakların araştırılıpişletilmesi; deniz akıntısından ve üzerinde bulu-nan rüzgardan enerji üretmek için faaliyette bu-lunulması; suni adalar, tesisler, yapılar kurul-ması ve işletilmesidir.

Devletler denizlerden ekonomik olarak yarar-lanabilmek için kara ülkelerinin önünde bulunandenizleri paylaşmaktadırlar.. MEBise bu paylaşımınhukukileştirilmiş adıdır. Her ne kadar sahillerdenitibaren 200 mile kadar uzanabilmesine rağmenMEB’ler, bulunulan coğrafya, yan ve karşı sahil kom-şularınızın yakınlıkları nedeniyle daralabilir. Bu du-rumda yapılacak şey komşularınızla bu alanları ada-letli bir biçimde paylaşmaktır. Şu da unutulma-malıdır ki hükümetlerin bu konudaki başlıca gör-evi, bu paylaşımda kendi ülkelerinin çıkarlarını ar-tırmak, kayıplarını ise en aza indirmektir.

AKP hükümetleri hep uyuduGelelim güncel olarak GGüney Kıbrıs Rum Yö-

netimi (GKRY) ile yaşadığımız MMEB ve sondaj so-rununa. BBu sorun şimdi mi ortaya çıktı? Kesinliklehayır. Bu durum AAKP Hükümeti’nin iktidara gel-diğinden beri sürdürdüğü aymazlığın, enerjisini boşve ülkemizin çıkarına olmayan işlerde kullanma-sının, bilim egemen kafalı ve nitelikli olmaması ilebu sorunu zaman içinde gündeme getiren asker vesivil bürokratları düşman ve monşer gören zihni-yetin bir ürünüdür.

Doğu Akdeniz’de MEB paylaşımı yapacak ül-keler; TTürkiye, YYunanistan, GGKRY, SSuriye, LLübnan,İsrailve MMısır’dır. AAKP hükümetleri MEB için bugünekadar bu ülkelerle görüştü mü? Hayır. ÜÜlkemiz adı-na bir girişim yaptı mı? Hayır. Hep uyudu. Hatta busorunun peşine düşen ve anımsatan DDeniz Kuv-vetlerimiz’in personelini zindanlarda çürütüyor.

Bakınız neler yapmış GGKRY MEB paylaşımı içinDoğu Akdeniz’de... MMısır ile 2003’te, LLübnan ile2007’de, İİsrail ile 2010’da antlaşma yapmış. Adam-lar uyumamış ve çalışmış. Ayrıca 2004 yılındaGKRY, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak adanın tümünütemsilen AAvrupa Birliği’ne katılmış. BBunlar olur-ken AKP hükümetleri ne yapmış? Duyarsız kalmış,“Sıfır sorun politikası” deyip çıkarlarımızı koru-mamış, uluslararası antlaşmalara aykırı olarakRumların Avrupa Birliği’ne tek taraflı girişineses çıkarmamış fakat mmavi vatanın koruyucula-rı denizcilere Balyoz baskını düzenlemiş. Şimdi ale-lacele, yalap şalap KKKTC ile kıta sahanlığı proto-kolü imzalıyorlar ve yalandan 2 firkateyn eşliğindePiri Reis araştırma gemisini gönderiyorlar.

KKTC’nin tanınması için ne yapmış AKP Hü-kümeti bugüne kadar? Hiç, hatta köstek olmuş. İm-zalanan bu protokol komik ve geçersizdir. RRaufDenktaş’ı düşman, “KKıbrıs’ta TTürk askeri işgalci-dir” diyen YYorgo’yu dost gören zihniyetin yapa-bilecekleri bunlardır ne yazık ki. Ama Allahları var,bizim değil ama AArapların sorunları ile uğraştılar.Ne diyorsunuz, halkımıza bu MMEB işini de yuttu-rurlar değil mi?

Saygılar sunarım.

TÜRKERERTÜRK

[email protected]

ASUMAN ARANCA / ANKARA

Aydınlık, Deniz Feneri e.V soruşturmasını yü-rütürken görevden alınan savcı Nadi Türkas-lan’ın, HSYK Başmüfettişi’ne verdiği 12 sayfa-lık savunmasına ulaştı. Savunmasını 5 bölüme ayı-ran Türkaslan, tahrifatla suçlandıkları evrak vesürece ilişkin ayrıntıları da tek tek sıralıyor.

Avukatların tutumuŞikayetçilerin, mahkeme kararını Mart 2010’a

kadar öğrenmiş olmalarına rağmen yasal yolabaşvurmadıklarını belirten Türkaslan, eskiRTÜK Başkanı Zahit Akman ile Kanal 7 Yö-netim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın avu-katları ile görüştüğünü ifade ediyor.

O dönem, avukatların kendisine “sonuç ala-mayacaklarını” söylediğini belirten Türkaslan,şöyle devam ediyor: Uygulama aleyhine yasa yo-luna gitmeyen şikayetçilerin bu şikayeti, tutuk-lanmalarından sonra yapmaları dikkat çekicidir.Bu da şikayetçilerin, bu şikayetteki amaçlarınıniyi niyetli olmadığını göstermektedir.

“Eğer bir hata varsa, bu şikayetin çok daha

önce yapılması gerekiyordu” diyen Türkaslan,şunları söylüyor: Şikayetçiler yürütülen soruş-turmada ulaşılan delillerin paniğini yaşamakta-dırlar. Sırf soruşturmayı etkilemek, soruşturmayıyürüten savcıları baskı altına almak ve dikkatleribaşka yöne çekmek için bu şikayeti yapmışlar-dır. Türkaslan, soruştuma sürecinde yaşadıkla-

rı sıkıntıları da şu sözlerle anlatıyor: Bu aşama-ya gelişine kadar alışık olunmayan pek çokzorluk ve müdahale ile karşılaştık. Bu zorlukla-ra rağmen, hukuki kurallardan ayrılmayarak sa-bırla ve hukuka uygun bir biçimde bu aşamayakadar geldik.

Bertaraf etme amacıTürkaslan, hukuki bir yorumun şikayet konusu

yapıldığını da vurguluyor. Türkaslan’ın savun-masında şu ifadeler yer alıyor: Şimdi, soruştur-mada varılan sonuç bertaraf edilmeye çalışılmakta,sonuçlar hakkında konuşmak yerine soruştur-manın özüyle ilgisi olmayan bir şikayet yapılmış-tır. Tüm kurumlarca hiçbir itiraz ya da tereddüt-le karşılanmayan ‘hukuki bir yorum’ şikayet ve in-celeme konusu yapılmıştır.

Savunmasında, HSYK’ya sunulan şikayet di-lekçesine, mahkemeye sunulmayan itiraz dilek-çesinin de eklendiğini hatırlatan Türkaslan, ama-ca ulaşıldığını belirtiyor. Türkaslan, şu ifadeleri kul-lanıyor: “Hiç işleme konulmamış dilekçenin,resmi bir makama verilen dilekçenin ekine ko-nulması, soruşturmadan alınmamıza yöneliktir.

Görevden alınan Deniz Feneri savcısı Türkaslan:

Delil paniği yaşıyorlarSavcı Nadi Türkaslan “Bu aşamaya gelene kadar alışık olunmayan pek çok zorluk vemüdahale ile karşılaştık. Bu zorluklara rağmen, bir biçimde bu aşamaya kadargelinmiştir. Şimdi soruşturmada varılan sonuç bertaraf edilmeye çalışılmaktadır” dedi

Bakanlıktan ‘görüşme’açıklaması

Deniz Feneri soruşturmasından alı-nan savcı Mehmet Tamöz’ün, “Ada-let Bakanı, iddiaları 2010’da bili-yordu” açıklamasına, Bakanlık’tanyanıt geldi. Bakanlık, “Söz konusugörüşme, öne sürüldüğü gibi 2010’dadeğil, konunun kamuoyunda duyul-masından sonra 2011 yılında yapıl-mıştır. Bu şikayetlerin öncesindeAdalet Bakanı’nın konuya ilişkinhiçbir bilgisi bulunmamaktadır” id-diasında bulundu.

Bakanlıktan yapılan yazılı açık-lamada, “Şüpheli avukatları tara-fından savcılar hakkında yapılan şi-kayet başvuruları üzerine, söz konusuiddialar HSYK müfettişlerince in-celenmiş ve mahkeme kararındakibazı bölümlerin üzerinin kapatılarakmahkemenin kararına aykırı uygu-lamalrın yapıldığı tespit edilmiştir.Bunun üzerine HSYK tarafından ge-rekli adli ve idari süreç başlatılmış-tır” denildi.

Adalet Bakanlığı, “Konu şu andasoruşturma-kovuşturma aşamasındaolduğundan bu süreci etkileyecek be-yan ve müdahalelerden uzak durul-ması önem taşımaktadır” ifadesinede yer verdi.

RTÜK, BTÖ’yüsakıncalı bulduRTÜK, Ulusal Kanal’a konuşan İşçi Partisi Ge-nel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’in “BeşiktaşTerör Örgütü” ifadesini kullanmasını sakınca-lı bularak uyarı cezası verdi.

Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile üçkuvvet komutanının istifa ettiği 29 Temmuz ta-

rihinde Ulusal Kanal’a ko-nuyu değerlendiren İlsever,“Beşiktaş Terör Örgütü’nün,Fethullahçı Gladyo’nun ter-tipleriyle sürüklendiği nok-tada Türkiye Cumhuriyeti’ninve TSK’nın yerlerde sürün-düğü bir noktada Türkiyeayağa kalkmaktadır” demiş-ti. RTÜK, İlsever’in konuş-

masında ‘Beşiktaş Terör Örgütü’ ifadesininyargı mensuplarının onur ve saygınlığını, top-lumun adalete olan güvenini sarsacak nitelikteolduğu ve eleştiri sınırlarının aşıldığını düşün-düğünü” bildirerek uyarı cezası verdi.

‘BTÖ’ kanaat özgürlüğü Aydınlık Dergisi’nin “Beşiktaş Terör Örgü-

tü” başlığıyla yaptığı haberlerde bazı hakim vesavcıları hedef gösterdiği iddiasıyla açılan davaya,Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mah-kemesi’nden beraat kararı verilmişti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Mısır, Tu-nus, Libya seferinin anlamı üzerinde daha ön-ce durmuştuk. Özetlersek...

ABD’nin “model ortağı” olan Türkiye, Bü-yük Ortadoğu’daki gelişmelere Washingtonadına müdahale ediyor. Washington Mısır veTunus gibi müttefiklerinin yıkıldığı ülkelerde“rejimi kurtarmaya”, Yemen ve Bahreyn gibiülkelerde de halk hareketinin hedef aldığı yö-netimleri savunmaya odaklandı. (ABD karşıtıLibya ve Suriye müdahalelerinin farklı oldu-ğunu daha önce incelemiştik)

İşte AKP Hükümeti, ABD’nin bu ihtiyaçlarıtemelinde devreye giriyor. MMısır’da verilen söz-de laiklik mesajları da “rejimi kurtarmak” için“ılımlı İslam” dayatılması anlamına geliyor.

AKP Hükümeti bu görevi BOP Eşbaşkanıolarak, yeni kurulan “Küresel Antiterörizm Fo-rumu”nun eşbaşkanı olarak ve ABD’nin “mo-del ortağı” olarak yerine getiriyor.

İran dış politikasında Mısır’ın yeriABD’nin uzun yıllardır Mısır üzerinden

İsrail’in güvenliğini garantiye alması, Mı-sır-Suudi Arabistan-Ürdün ittifakıyla böl-geye müdahale etmesi, Tahran’ın çıkar-larına aykırıydı. İşte bu yüzden MMüba-rek’in yıkılması, bölgede en çok İsrail’i en-dişelendirdi, İran’ı memnun etti. 30 yıldırİran’la diplomatik ilişkileri olmayan Mı-sır’ın yeni yönetiminin, Tahran’a altı ay-dır sunduğu kolaylıkları, bu köşede dahaönce birkaç kez incelemiştik. Tahran yö-netimi bu nedenle Mısır’daki değişimi enbaşından beri destekliyor ve ABD’nin “re-jimi kurtarmaya” yönelik hamlelerineitiraz ediyor.

Laiklikten değil ılımlı İslam’dan endişe

Türkiye’yle Suriye ve füze kalkanı gibi

iki temel konuda büyük sıkıntı yaşayan İran,bu nedenle AKP Hükümeti’nin Mısır, Tunus,Libya seferine özel olarak dikkat kesilmişti.

Tahran, Ankara’yla ilişkileri daha da ger-memek adına, EErdoğan’ın ziyareti ve mesaj-larıyla ilgili önemli bir açıklama yapmadışimdiye kadar. Ancak İran İslam İnkılabı Reh-beri’nin başdanışmanı olan TTümgeneral Yah-ya Rahim Safevi, EErdoğan’ın ziyaretiyle ilgilidikkat çeken bir çıkış yaptı.

Tümg. Safevi, Erdoğan’ın Mısır ziyaretinin,İran’ın model olmasını önlemeye yönelik ol-duğunu savundu. Tümg. Safevi, EErdoğan’ın Mı-sır halkına laik sistem tavsiyesinde bulun-masının çifte standart olduğunu belirtti.

Tahran, AKP Hükümeti’nin çizgisini “laik”olduğu için değil, “ılımlı İslam” olduğu için teh-dit görüyor.Tahran yönetimi, alt seviyeden deolsa, AKP’nin “ılımlı İslam” anlayışının ABDkaynaklı olduğunu ve bölgeyi tehdit ettiğini

son bir yıldır dile getiriyordu.

Irak-Suriye-Mısır cepheleriTahran ile Washington arasında bölgede

var olan mücadelenin cepheleri şimdiye ka-dar esas olarak Irak ve Suriye’ydi. Ancak sonbir yıldır Mısır, Yemen ve Bahreyn, yeni cep-he haline geldi. ABD bu cephelerden Irak,Suriye ve Mısır’da AKP Hükümeti’ni, Yemenve Bahreyn’de de Suudi Arabistan’ı kullanıyor.

Dolayısıyla bu üç cephede, Tahran ile An-kara karşı karşıya geliyor. ABD’nin BOP eş-başkanı olan AKP Hükümeti, Türkiye’yi İran’adüşman ediyor!

ABD’nin Türkiye’yi attığı ateşin büyüklüğüİran’la da sınırlı değil. Aydınlık yazdı: İran, Rus-ya ve Çin ortak füze kalkanı kuruyor. DDolayı-sıyla Türkiye sadece İran’la değil, tüm kom-şularıyla ve Çin, Rusya gibi iki küresel güçle dekarşı karşıya geliyor!

İran, Erdoğan’ın Mısır ziyaretini nasıl değerlendiriyor?MEHMET ALİGÜLLER

[email protected]

Ferit İlsever

CHP Maltepe Belediyesi’ne‘operasyon’CHP Maltepe Belediyesi’ne‘operasyon’CHP Maltepe Belediyesi’ne‘operasyon’CHP Maltepe Belediyesi’ne‘operasyon’

İstanbul MaltepeBelediyesi’ne

‘ihalelerin belediyeçalışanlarının

yakınlarına verildiği’iddiasıyla emniyet

ekiplerince operasyondüzenlendi.

Operasyonda 10 kişigözaltına alındı

SELİN ASKER

Dün sabah saatlerinde BelediyeBaşkanı Mustafa Zengin’in dearalarında bulunduğu 10 kişigözaltına alındı. Gözaltına alı-nanlar ifadeleri alındıktan son-ra serbest bırakıldı. CHP’li Mal-tepe Belediye Başkanı MustafaZengin, adliyeye götürülürken“Siz senfoni orkestrası dinledi-niz mi? Dinlemediyseniz anla-mazsınız” dedi. BaskınınAKP’nin CHP’ye yapacağı ana-yasa görüşmesi öncesine denkgelmesi ise dikkat çekti.

‘Senfonide yolsuzluk’a tekrar operasyon

Dün sabah saatlerinde İstan-bul Emniyet Müdürlüğü MaliSuçlarla Mücadele Şube Mü-dürlüğü ekipleri tarafındanCHP’li Maltepe Belediyesi’neoperasyon düzenlendi. Polis ekip-leri Maltepe Belediyesi’nin Kül-tür İşleri Müdürlüğü’nde aramayaptı. Yaklaşık 6 ay önce Malte-pe Belediyesi’ne “Senfonide yol-

suzluk” iddiasıyla düzenlenenoperasyonun devamı olduğu id-dia edildi. Gözaltına alınan be-lediye başkan yardımcılarıylaberaber 10 kişinin arasında bu-lunan Maltepe Belediye Baş-kanı Mustafa Zengin, KartalAdliyesi’ne getirildi. Gazeteci-lerin, “Neden gözaltına alındı-nız?” sorularına “Siz senfoniorkestrası dinlediniz mi? Dinle-mediyseniz anlamazsınız. Çağ-daşlığı bilemezsiniz. Çağdaşlığındüşmanını da bilemezsiniz” ce-vabını verdi. Zengin, savcılıksorgusunun ardından serbest bı-rakıldı.

‘Yolsuzluğu kendibelediyelerinde arasın’

CHP İstanbul İl BaşkanıOğuz Kaan Salıcı, Maltepe Be-lediyesi’ne düzenlenen operas-yona ilişkin açıklama yaptı.“AKP iktidarının operasyonlarıCHP’li belediyeleri yıldıramaz.İstanbul’u haramilerin elindenalıp İstanbullu’ya teslim edece-ğiz” denilen açıklamada, CHP’li

belediyelerin sosyal demokratanlayışla ürettiği hizmetlerinAKP’nin tahammülsüzlüğünüarttırdığı öne sürüldü. “AKP,yolsuzluk ve usulsüzlük arıyorsa

İçişleri Bakanlığı müfettişi so-kulmamış AKP’li belediyelerebakması gerekiyor” diyen Salıcı,baskılara ve tehditlere boyuneğmeyeceklerini vurguladı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü,dün yapılan baskının 9 ay önceMaltepe Belediyesi’ne düzen-lenen “ihale yolsuzluğu” ope-rasyonunun devamı olduğunubildirdi. Ancak CHP’li beledi-yelere düzenlenen operasyon-ların zamanlaması dikkat çeki-yor. 12 haziran seçimleri önce-si CHP’li İzmir Büyükşehir Be-lediyesi’ne baskın düzenlen-miş, bazı çalışanlar tutuklan-mıştı. Bu operasyon seçim at-mosferinde “göz dağı vermekolarak” yorumlanmıştı.

2010 Aralık ayında Maltepe

Belediyesi’ne “yolsuzluk” bas-kınının ardından aynı günlerdeCHP’li Silivri Belediyesi’ne ope-rasyon yapıldı. 2011 Şubat veNisan aylarında CHP’li SarıyerBelediyesi’ne de aynı gerekçelerlebaskın düzenlendi. Geçtiğimiz ayCHP’li Avcılar Belediyesi’ne‘’rüşvet alındığı’’ iddiasıyla yapı-lan operasyonda 25 kişi gözaltı-na alınmıştı. Büyükçekmece Be-lediyesi’ne düzenlenen operas-yonun ardından Maltepe Bele-diyesi’de operasyondan bir kezdaha nasibini alan CHP’li bele-diyeler arasında yerini aldı.

CHP’li Belediyeyeyapılan baskınlar

Haşim Kılıç’asuç duyurusuCHP Konya Milletvekili Atil-la Kart, Anayasa MahkemesiBaşkanı Haşim Kılıç hakkındasuç duyurusunda bulundu.Kart, Kılıç hakkında yasal işlem talep etti. Kart,Kılıç hakkında yaptığı suç duyurusu hakkında şöy-le dedi: Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevi-nin vakar ve şerefiyle bağdaşmayan, hizmetin ak-samasına ve ihlâline yol açan, Türkiye Cumhu-riyeti organlarını ve anayasal kurumlarını bü-yükelçilere istihbar eden, yargının bağımsızlığı-nı ve güvenirliliğini ayaklar altına alan eylem vedavranışları sebebiyle, Anayasa Mahkemesi Baş-kanı Kılıç hakkında, 6216 sayılı Anayasa Mah-kemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hak-kında Kanun ve Genel Hükümler çerçevesindeyasal işlemin yapılması talebiyle, Anayasa Mah-kemesi Genel Kurulu’na bugün itibariyle baş-vuruda bulunulmuştur. ANKA

Haşim Kılıç

Nadi Türkaslan

MustafaZengin

Page 8: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

AKP-CHP yeni Anayasaiçin masaya oturduZİHNİ ERDEM/ANKARA

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay,Adalet Bakanı Sadullah Ergin,TBMM Anayasa Komisyonu Başka-nı Burhan Kuzu, TBMM Adalet Ko-misyonu Başkanı Ahmet İyimaya veAKP Genel Başkan Yardımcısı ÖmerÇelik’in oluşturduğu AKP heyeti,MHP’den sonra ikinci adres olarakCHP’yi ziyaret etti. Heyeti, CHP GrupBaşkanvekili Akif Hamzaçebi, CHPGenel Başkan Yardımcısı Atilla Emek,CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamay-lıgil, CHP İzmir Milletvekili RızaTürmen ve CHP Eskişehir Milletve-kili Süheyl Batum kabul etti.

‘İnisiyatif Çiçek’te’Edinilen bilgilere göre, AKP he-

yeti adına konuşan Çelik, elindekinotlardan yeni Anayasa değişikliğikonusunda partisinin yaklaşımınıanlattı. AKP olarak Meclis’in ilkgündeminin “Anayasa değişikliği”olması gerektiği görüşünde oldukla-rını belirten Çelik, AKP’nin Anayasaiçin yaptığı turlardan rahatsızlığını“Bu çalışmayı Meclis Başkanı gö-türmeli” diyerek ifade eden CHP’ye,“ziyaretlerinin yanlış anlaşılmaması,Anayasa sürecinin Meclis BaşkanıCemil Çiçek’in inisiyatifinde yürü-tüleceği” güvencesini verdi. Anaya-sa uzlaşma komisyonunun ön şartsızkurulması gerektiğini dile getirenÇelik, bu konuda MHP ile de görüşbirliğine vardıklarını da aktardı.

CHP adına konuşan Grup Başkan-vekili Hamzaçebi, “Uzlaşma komisyo-nu için biz de ‘Tamam’ diyoruz. SayınÇiçek’i, Meclis Başkanlığı’na seçilme-sinin ardından Genel Başkanımız Ke-mal Kılıçdaroğlu ziyaret etmişti. Ge-nel başkanımız bu ziyarette uzlaşmakomisyonuna sıcak baktığını açıkla-

mıştı” diye konuştu.

‘Son değişikliğe benzemesin!’Akif Hamzaçebi, daha sonra 12 Ey-

lül 2010 Referandumu ile gerçekleşti-rilen Anayasa değişikliğini anımsatarakşunları söyledi: “Daha geçen sene 26madde değişti, 1 yıl geçmeden yenidenAnayasa’yı değiştirme ihtiyacı doğdu.Yapılacak yeni bir Anayasa değişikliği-nin meşruiyeti tartışılmamalı. Meşrui-yet tartışması olmaması için halkıntüm katmanlarının iradesinin bu deği-şiklik girişiminin arkasında olması lazım.Meclis’te temsil edilmeyen yüzde 5’likkesimin partilerinden de görüşleri alın-malı. Önceden olduğu gibi ‘İstediğini-zi söyleyin, Meclis’te çoğunluk benim.İstediğimi çıkarır, istediğim maddeyi ko-

yarım’ denildiğinde bu iş olmaz. Halkınbenimseyeceği Anayasa ortaya çıkmaz.Tek parti görüntüsünü ortadan kaldır-mak lazım. Uzlaşma komisyonununmantığına ters. Komisyon kararlarını oy-birliği ile veya 4’te 3 veya 3’te 2 gibi yo-ğun bir çoğunlukla almalı. Komisyonunbenimsediği maddeler Meclis GenelKurulu’nun önüne gelmeli, üzerinde uz-laşılamayan maddeler olduğu gibi kal-malıdır. Toplumdaki bu beklenti kötüyönetilmemelidir.”

Tutuklu milletvekilleri CHP’li Hamzaçebi, tutuklu millet-

vekillerinin de bu çalışmalar içerisindeyer alması için serbest bırakılması ge-rektiğini savunarak, aksi takdirde yeniAnayasa ile ilgili meşruiyet tartışma-

larının yaşanacağını dikkat çekti. Bunun üzerine söz alan Adalet Ba-

kanı Sadullah Ergin, uzun tutukluluksüresi için bir çalışma yapıldığı bilgisi-ni verdi. AKP’liler “Gündem Anayasaolmalı ancak bu konuda Meclis’te ayrıbir yasal düzenleme yapılabilir” mesa-jını iletti. CHP’liler ise tutukluluk sü-resinin mevcut yasayla da ayarlanabi-leceğini belirterek, tutukluluğun bir ön-lem olmaktan çıkarıldığını, bir ceza-landırma yöntemine dönüştürüldüğü-nü kaydetti. Toplumda oluşan yeniAnayasa beklentisinin pozitif iklim ya-ratılarak karşılanması gerektiğini dilegetiren Çelik, Anayasa uzlaşma ko-misyonu çalışmalarının diğer gündemmaddelerinden etkilenmeden 1 yıliçinde sonuçlandırılması gerektiğini

vurguladı. Çelik, “Partiler bu fırsatı ka-çırmamalı. İnisiyatif Meclis Başka-nı’nda, yetki uzlaşma komisyonunda ol-malı” diye konuştu. CHP’li Hamzaçe-bi, AKP’nin Anayasa çalışmalarının 1yılda tamamlanması konusunda ise“Tabii ki buna uzlaşma komisyonukarar verecektir. Uzlaşma komisyonu-nu şimdiden bağlayan, onu süreyle kı-sıtlayan bir açıklama çok doğru değil-dir. Nihai tarihi komisyon değerlendi-rip kararlaştırılacaktır” dedi.

Komisyon üyeleri belli olduBu arada, CHP uzlaşma komisyonu

için anayasa konusunda uzlaşmayaaçık olan Eskişehir Milletvekili SüheylBatum ve İzmir Milletvekili Rıza Tür-men’i üye olarak belirledi.

AKP, “bölünme anayasası” çalışmaları kapsamında MHP’nin ardından dün de CHP’yi ziyaretetti. İki parti uzlaşma komisyonu için tam mutabakat sağlarken, CHP AKP’den güvence istedi!..

HSYK’n�n yarg�dakioperasyonlar� sürüyorASUMAN ARANCA/ANKARA

HSYK, yayımladığı sonbahar kararname-siyle, Ergenekon davası kapsamındatutuklu bulunan Mehmet Habe-ral’ı tahliye etmediği için cezaalan İstanbul 14. Ağır CezaMahkemesi hakimlerinden Re-sul Çakır’ı terfi ettirdi. HSYK ay-rıca Yargıtay Cumhuriyet Baş-savcılığı’ndaki temizlik operasyo-nunu da sürdürdü. Kurul, 5 YargıtayCumhuriyet Savcısı’nı kürsüye gönderdi.

Ergenekon hakimleriterfi ettirildi

HSYK 1. Dairesi, sonbahar kararna-mesini tamamlayarak önceki gün yayımladı.Kararname kapsamında 529 hakim ve sav-cının görev yeri değişti. Adalet Bakanlığı ta-rafından kısa bir süre önce yayımlanan Ka-nun Hükmündeki Kararname ile Yargı-tay’da görev yapacak tetkik hakimlerin 5 yıl-lık hizmet süresi kaldırılmıştı. Söz konusukararname ile bu kapsamda 5 yıllık hizmetsürelerini doldurmayan 190 hakim Yargı-tay’a tetkik hakimi olarak atandı. Karar-namenin en büyük sürprizi ise İstanbul 14.

Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Resul Ça-kır’ın terfi ettirilmesi oldu. Çakır, yeni ku-rulan İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi

Başkanlığı’na atandı. Çakır, Ergenekondavası kapsamında tutuklu bulunan

Mehmet Haberal’ın tahliye edil-memesi nedeniyle açtığı davadamahkum olmuştu.

Hava Kuvvetleri Komutanı ol-ması beklenen Orgeneral Bilgin

Balanlı’nın tutuklanmasına da kararveren isim olan Resul Çakır’ın başkanlığı-na getirildiği mahkemede gazeteciler Ah-met Şık ile Nedim Şener de yargılanacak.Güz kararnamesi ile Ergenekon davasıhakimlerinden Gökmen Demircan da İs-tanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’naatanan bir diğer isim oldu.

Sonbahar kararnamesi Kararname kapsamında Yargıtay Cum-

huriyet Başsavcılığı’nda görev yapan sav-cılara yönelik operasyon da devam etti. Kısabir süre önce Yeni Yargıtay BaşsavcısıHasan Erbil’in talebiyle HSYK, araların-da Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun da bu-lunduğu 16 Yargıtay Cumhuriyet Savcısı’nıkürsüde görevlendirmişti. Kurul bu anla-

yışını sonbahar kararnamesine de taşıdı. Ku-rul Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı’nda gö-rev yapan 5 savcıyı kürsüde görevlendirdi.

İdare mahkemesine tırpanKararname kapsamında idare mahke-

mesindeki tırpana da devam edildi. Bukapsamda Ankara İdare Mahkemesi baş-kanlarından Bilge Apaydın Ankara Bölgeİdare Mahkemesi Üyeliği’ne, Ali Rıza Ye-ğenoğlu ise Adana Bölge İdare Mahkeme-si Üyeliği’ne getirildi. Ankara İdare Mah-kemesi üyelerinden Songül Şahin Antalyaİdare Mahkemesi Üyeliği’ne, Arife GürelBursa Vergi Mahkemesi Üyeliği’ne, TanjuKızılkuş Adana Vergi Mahkemesi Üyeliği’ne,Talip Kaya Muğla İdare Mahkemesi Üye-liği’ne, Ahmet Şahin Antalya Vergi Mah-kemesi Üyeliği’ne atandı. Ankara VergiMahkemesi Üyesi Hayrani Akyol ise Muğ-la Vergi Mahkemesi Üyesi oldu. HSYK Baş-müfettişi Abdullah Şahin Bursa İdare Mah-kemesi Başkanı olurken, Danıştay Savcısı Se-vil Çakmak Denizli Vergi Mahkemesi Baş-kanlığı’na, Danıştay Tetkik hâkimlerindenAyhan Göker İstanbul İdare Mahkemesi,Mehmet Engin Çakmak ise Denizli Bölgeİdare Mahkemesi üyeliklerine getirildi.

CHP il yönetimionaylandıCHP Genel Sekreteri BihlunTamaylıgil, İstanbul örgütünde-ki atamalarla ilgili açıklamayaptı. Tamaylıgil, “İstifalarladüşmüş ve boşalmış bulunan İs-tanbul il başkanlığı görevineOğuz Kaan Salıcı’nın atanması-na, merkez yönetim kurulunun15 Eylül 2011 tarihli toplantı-sında karar verilmişti. CHPMerkez Yönetim Kurulu’nun28 Eylül 2011 tarihli toplantı-sında da Salıcı başkanlığında ilyönetim kurulu üyeliklerineatamalar yapıldı” dedi.

Tayfun İşbelen, Aykurt Nu-hoğlu, Şerdil Dara Odabaşı, Hi-lal Dokuzcan, Ümran Köksüz,Ergün Özer, Nevzat Karataş,Nadir Ataman yönetime girenisimler arasında yer aldı.

DOĞUPERİNÇ[email protected]

Tarihte ‘uzlaşmaanayasası’ yokturAnayasa, bir devletin temel örgütlenmesini düzenler.Kısaca devleti kuran, devleti örgütleyen hukuktur.

Devlet stratejisinin hukukuŞurası çok önemli:Bir devlet, stratejik hedefini anayasasıyla belirler.

Bu açıdan anayasa, devletin milli siyasetinin ya da te-mel stratejisinin hukuk diline çevrilmesidir.

Devlet, önüne koyduğu temel programa görekendisini örgütler. Devlet, organlarının kuruluşunutemel programına göre düzenler. Yurttaşıyla ilişki-lerini de stratejik programına göre belirler.

Anayasalar devrimle ya dakarşıdevrimle yapılır

Örneğin 18. Yüzyılın sonundaki büyük devrim dal-gasının ilk anayasa metinleri olan Amerikan veFransız anayasaları, demokratik devrim programınagöre yapılmıştır. İlk insan hakları bildirileri o ana-yasalarda yer almıştır. Yasama, yürütme ve yargınındemokrasiyi kurma amacıyla örgütlenmesinin ilk ör-nekleri de o anayasalardır.

Hitler ve MMussolini’nin emperyalist, gerici, ırkçıanayasaları ise emperyalizm çağının karşıdevrim ana-yasalarına örnektir.

Bunları niçin yazdık?Anayasaların sınıflar üstü olduğu, ideoloji dışı ol-

duğu, uzlaşmayla yapıldığı ancak cahillerin inanacağıbir hurafedir. Tarihte, devrim ve karşıdevrim ana-yasaları vardır. Çünkü devletler devrimlerle ve kar-şıdevrimlerle kurulur ve örgütlenirler.

‘Toplum Sözleşmesi’ uzlaşma değil ihtilal senedidir

Jean Jaques Rousseau’nun “Toplum Sözleşmesi”faraziyesinin uzlaşma anayasası palavrasının kanı-tı olarak kullanılması, zırcahillerin işidir.

Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi bir uzlaş-ma değil, devrim yapan halkın yeni kurulan dev-letle yaptığı bir sözleşme faraziyesidir. Devlet top-lumun özgürlüklerini çiğnemeye kalkarsa, halkındevleti yıkma hakkını içerir. İhtilalci bir anayasateorisinin karşıdevrim amacıyla kullanılması, ih-tilalin yüksek itibarından yararlanmaya yönelikbir düzenbazlıktır.

“Uzlaşma anayasaları” dedikleri anayasalarınhepsi, emperyalist devletlerin veya işbirlikçileriningerici anayasalarıdır. Halk düşmanı olan bu anaya-saları yapanlar, elbette toplumun rızasını almaya özelbir önem verirler. Ve bunu yaparken halkı aldatma-larına yardımcı olarak cürüm ortakları ararlar. Bugünyapılan da odur.

Türkiye’nin devrim ve karşıdevrim anayasaları

Türkiye’nin anayasa tarihi de devrim ve karşı-devrim tarihidir.

1876, 1921, 1924, 1960 anayasaları, devrimlerle gel-miştir. Hepsi de zamanlarına göre, toplumumuza hür-riyet, istiklal ve çağdaşlık getirmiştir.

Cemal Süreya, 12 Eylül koşullarında yaptığımız YazıKurulu toplantılarında, Türkiye’nin anayasa tarihinihepimizin önünde kâğıdın üzerine şöyle yazdı:

“Üç anayasa ortasında büyüdümBiri akasyaBiri gülBiri zakkum”1924 ve 1960 devrimlerinin anayasaları akasya ve

güldür.1971’de başlayan ve 1980’de asıl vuruşunu ger-

çekleştiren karşıdevrimci darbe sürecinin getirdiği1982 Anayasası, zakkumdur.

AKP-PKK’nin bölünme anayasasıBugün AKP ve PKK bir karşıdevrim anayasası ge-

tiriyorlar. Aralarında anlaşmışlar, imzalar atılmış.2007’de tamamlanan Cumhuriyeti yıkma eyle-

minin şimdi de anayasası yapılıyor. AKP’nin başın-da olduğu Gladyo-Mafya-Tarikat rejiminin anayasasıhazırlanmıştır. Uzlaşma komisyonu masasına ancakprogramı olmayanlar veya AKP’nin anayasa taslağınateslim olanlar, fikirsiz olarak oturur.

Meclis’e verilen rolMeclis’e verilen rol, Türkiye’nin bölünmesini ve

AKP’nin kurduğu faşist diktayı anayasayla tasdik et-mektir.

Neo-CHP ve MHP bile bile aldatılmaya koşuyorlar.Onlar da biliyor ki AKP ve PKK oyları anayasa için ço-ğunluğu oluşturuyor. Ayrıca CHP’de AKP’nin yedekmilletvekilleri var. Daha seçim öncesinde boy gös-termişlerdir. MHP ise iki kasete teslim olmuştur.

Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’ninyoksullara ve millete oyunları

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “yoksulluk ve yolsuz-luk” laflarının, hele bundan sonra hiçbir anlamıyoktur. Halkı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş öl-çülerde yoksullaştıran bir yolsuzluk diktasının ku-ruluşunu yasallaştırmakta, yoksulları aldatmaktadır.

Devlet Bahçeli’nin vatan-millet nutuklarının içi boş-tur. Milleti ve vatanı bölen bir anayasayı yasallaş-tırmaktadır.

Yapacak tek iş varBugün yoksuldan yana olanların, vatanını se-

venlerin yapacakları tek iş vardır: AKP’nin Gladyo-Mafya-Tarikat anayasasına cepheden tavır almak ve“uzlaşma” yalanlarıyla bu bölünme anayasasının ya-sallaştırılmasına kesinlikle ortak olmamak! Milletebaşvurmak!

NOT: Aydınlık, bu süreçte bir kürsü olacaktır.Katkılarınızı, eleştirilerinizi, sorularınızı bekliyoruz.

AKP heyeti, MHP’nin ardından CHPkurmaylarıyla bir araya geldi. Çıkış-ta basın açıklamasını, AKP GenelBaşkan Yardımcısı Ömer Çelik yaptı.

AKP heyeti, MHP’nin ardından CHPkurmaylarıyla bir araya geldi. Çıkış-ta basın açıklamasını, AKP GenelBaşkan Yardımcısı Ömer Çelik yaptı.

BDP Köşk’e çıktıBarış ve Demokrasi Partisi(BDP) eşbaşkanları Selahat-tin Demirtaş ile Gültan Kı-şanak, Çankaya Köşkü’neçıktı. Meclis’e geleceğini açık-layan BDP’nin eşbaşkanla-rını Cumhurbaşkanı Abdul-lah Gül kabul etti. Görüşmesaat 16.00 sıralarında başladıve 45 dakika sürdü.

Görüşme sonrası açıkla-malarda bulunan BDP Eş Ge-nel Başkanı Selahattin De-mirtaş, “Diyarbakır’da aldığı-mız Meclis’e gitme kararımızsonrası Sayın Cumhurbaşka-nı’yla görüş alışverişinde bu-lunduk. Sayın Cumhurbaşka-nı kararımızdan duyduğumemnuniyeti dile getirdi” dedi.

‘Kaçırılan öğretmenleriçin yapacak bir şey yok’

PKK tarafından kaçırılanöğretmenler konusunda birgirişimlerinin olup olmaya-cağı sorusuna ise Demirtaş,“Gelişmelerin tamamı üzücü.Gerek asker olsun gerek sivilolsun hepsinin özgürlüğüönemli. Serbest bırakılmala-rı gerekir. BDP olarak bukonuda yapabileceğimiz, su-nabileceğimiz bir katkı olur-sa sunarız fakat doğrusu bi-zim de bu konuda elimiz ko-lumuz bağlı. Çağrı yapmak,iyi niyette bulunmak dışındamaalesef yapacak bir şey yok.Umarım en kısa sürede ser-best kalırlar” diye konuştu.

İSTİHBARAT SERVİSİ

Uludağ Üniversitesi’nin GörükleKampüsü’nde bulunan Prof. Dr.Mete Cengiz Kültür Merkezi’ndebaşlayan yeni akademik yılı açılış tö-renine gözaltılar damgasını vurdu.

Açılış törenine gelen BaşbakanYardımcısı Bülent Arınç konuşması-na başlarken “Cumhuriyet yıkıcılarıyıkılacak!” sloganı atan Türkiye Genç-lik Birliği (TGB) üyesi 3 kız öğrenci,özel güvenlik görevlileri ve sivil po-lisler tarafından gözaltına alındı.

Gözaltına alınan okulun öğren-cisi ve aynı zamanda TGB Bursa İlBaşkanı Türkan Aygün, AcemlerBursa Emniyet Müdürlüğü’nde ifa-delerinin alınmasının ardından sağ-

lık kontrolünden geçmek için has-taneye götüldükleri sırada yaşa-nanları şöyle anlattı: “Bülent Arınç’ıprotesto ederek, üniversitelerimiz-de bilim özgürlüğünün olmadığınailişkin bir-iki cümle söylemek iste-dik. Tam ben ‘Rektörlerimiz tu-tuklanıyor’ diye bir cümle kurmaküzereyken ağzımı kapttılar. Diğer 2arkadaşımın da konuşmaları aynı şe-kilde engellendi. Yerlerde sürükle-nerek yaka paça dışarıya çıkarıldık.”

Dışarıda Öğrenci KolektifleriArınç’ı neden protesto ettiklerini

ise Aygün, “Bizler AKP Hüküme-ti’nin bilimin özgürlüğünden yanaolmadığını biliyoruz. Milli EğitimBakanı’nın bir ‘intihalci’, bilim hır-

sızı olduğunu biliyoruz. Üniversi-temize bir Başbakan yardımcısı gel-diği için tepkimizi öğrenci olarakdile getirmek istedik ama izin ve-rilmedi” şeklinde açıkladı.

Öte yandan salon dışında eylemyapan Öğrenci Kolektifleri üyesi 16genç “Padişahın veziri üniversite-den defolsun” ve “Parasız eğitim is-tiyoruz” sloganları atarak Arınç’ıprotesto etmek isteyince, içlerinden13 kişi gözaltına alındı. Protestocugençler, sorgularının ardından serbestbırakıldı. Üniversitede konuşmasınıgerçekleştiren Arınç ise salonda ya-pılan protestoya işaret ederek, “İçe-ride birkaç kişinin slogan atarak bir-kaç söz söylemesi, lütfen keyfinizi ka-çırmasın” ifadesini kullandı.

TGB yönetimi, Arınç’ı protes-to ettikleri için yaşanan gözal-tılara ilişkin yaptığı açıklama-da, “Bursa’da 3 yönetici arka-daşımız gözaltına alındı. Bugözaltılar korkutma ve sindir-me amacıyla yapılmaktadır.Ama TGB’nin hiçbir zamansusmayacağını defalarca gös-terdik. Arkadaşlarımızın verdi-ği mesaj çok açık; üniversiteöğrencileri AKP’li yöneticileriüniversitelerde istememekte-dir. Üniversitelerin kapısı Or-taçağ kafalılara, ABD’ye kal-kan olanlara kapalıdır. Gençli-ğin nefesi enselerinde” dedi.

‘AKP’li yöneticileriüniversitelerdeistemiyoruz’

Arınç’a öğrenci protestosu: 16 gözaltı

Page 9: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMA

Terörün 11980 sonlarındaki harekettarzını hepimiz anımsarız; basılanköyler, ööldürülen siviller, öfkemizekazınmış katledilmiş bbebek fotoğ-rafları...

25 yıl önce neredeyse hher gün on-larca ssivil yurttaşın cansız bedeni ga-zetelere manşet oluyordu!..

PKK’lılar o yıllarda, eylem yap-tıktan sonra ya kırsaldaki ssığınakla-ra ya da sınır dışına kaçardı...

O dönemde AAbdullah Öcalan’aatfedilen şu sözler ise güneydoğudaherkesin dilindeydi:

“Kürdistan için gerekirse 11 milyoninsan ölür!..”

BDP Batman Milletvekili AAylaAkat Ata’nın seçim bölgesinde yaptığıbir konuşma da Öcalan’ın fısıltı ga-zetesinin manşetinden hiç iindiril-meyen o dehşet verici sözlerini anım-sattı bana!..

Bakınız Ata, Batman’da, PKK’lı-larla güvenlik güçleri arasındaki ça-tışmanın ortasında kalarak yaşamı-

nı yitiren 88 aylık hamile Mizgin Do-ru’nun kayınpederi EEnver Doru’yane demiş:

“Savaş halinde hherkes zarar gö-rebilir, maddi-manevi zzararlarımızolacaktır. Siyasi otorite bunların teksorumlusudur.”

Öcalan’dan sonra bir BBDP millet-vekilinin; üstelik bir kadının da terörve şiddeti llegal bir savaşın sıradan so-nucu gibi göstermesi çok düşündü-rücü...

Anlaşılıyor ki KKürt siyaseti MizginDoru ve 6 yaşındaki kızından sonra se-zaryenle alınan ve ancak bbir gün ya-şayabilenbebeğin ölümünü de kkan vekaosun alışılagelmiş bir sonucu ola-rak görüyor!..

Hamile bir anne, kküçücük bir kızve ancak bir gün yaşayabilen bir be-bek!.. Güneydoğuda sıradanlaşmışölümlerin yeni ttirajik hikayeleri...

Peki bu ölümler kime nne kazan-dıracak?.. Geçmiş 25 yıla bakarsanızkocaman bir hiç...

Başbakan EEr-doğan da par-tisinin öncekigün yapılan ilbaşkanları top-lantısında BBat-man’da yaşa-nan vahşetedikkat çekmişti.Ancak üzerin-de duracağımızasıl mesele,AKP liderinindaha sonra yap-tığı şu çağrıydı:

“Bu örgütün bir insani değere inan-dığını hangi vvicdan sahibi söyleyebi-lir? Benim MMüslüman din kardeşimolan Kürt kökenli kardeşlerime sesle-niyorum; mabetlerinizi roketatarlar-la bombalayan bu örgüte nasıl ddestekveriyorsunuz? BBunlara karşı sizler dekalkıp bir ddirenişortaya koyacaksınız.”

Ben Başbakan’ın bu konuşmasını

dinledikten sonra ga-zetelerin bir gün son-ra ne yazacağını dü-şünmeye başladım.

Dün sabah iiki ga-zetenin manşetinigörünce kaygılarım-da ne kadar haklı ol-duğumu anladım!Çünkü yalnızca o ikigazete Erdoğan’ınkonuşmasını ddinivurgularla öne çı-karmıştı!..

Hükümete yakın olan YYeni Şafak,“Müslüman ddin kardeşim ddirenecek”diye yazmıştı.

Erdoğan’ın konuşmasının top-lumda yol açacağı ttehlikeli algı isemuhalif BBirgün Gazetesi’nin manşe-tiydi... O gazete, Erdoğan’ın kaygı ve-rici konuşmasını ““Hizbullah göreve”şeklinde çok ürkütücü bir yaklaşımlamanşete taşımıştı!..

MEHMETFARAÇ

[email protected]

Hem yukarıdaki yazılar hem de üst-teki başlıktan sonra hepimizin ol-duğu gibi Başbakan’ın da aaklını kur-calayan çok önemli ve de şşaşırtıcı so-rulara gelelim:

PKK nasıl oluyor da kentlerdebu kadar rahatlıkla eylem yapabi-liyor?..

Denilebilir ki ggeçit vermeyendağlara sığınmış teröristler kolay-lıkla bulunamıyor!..

Sınır dışında, KKandil Dağı ve çev-resinde barınan militanlara ulaşı-lamıyor!..

Peki; VVan, Tunceli, BBatman, Os-maniye, AAnkara, Diyarbakır, SSiirtve Bitlis kent merkezlerinde songünlerde oonlarca eylem yapan mi-litanlar, nasıl oluyor da bu kadarrahatlıkla ve ppervasızca dolaşa-biliyor?..

Örgüt üyeleri hhangi yollarla, na-sıl ve ne zaman kent merkezlerinekadar sızabildi?..

Kimler, nerede nnasıl barındırdı

ya da saklayabildi bu kadar terö-risti?..

Hava operasyonları nedeniylekırsalda iyice sıkışan PKK, kent mer-kezlerine inerek adeta devlete mmey-dan okuyor!..

Güvenlik güçleri örgütün çatı bi-rimi olarak adlandırılan KKCK’nınkent bağlantılarına yönelik ope-rasyonu sıklaştırdıkça, PKK’lılar ““İş-te buradayız” demek için her yoludeniyor...

İşte bu iihmal ve pervasızlık iki-leminde yanan ateş son günlerde,bizzat o bölgedeki masum insanla-rı vuruyor!..

Terörün yarattığı şiddet yükse-lirken, KKalaşnikoflu militanlarınkent merkezlerinde bu kadar rahatdolaşabilmesinin acilen sorgulan-ması gerekiyor!

PKK mı müthiş bir ddonanım için-de yoksa ihmal mi?..

Eminim iikisinin yanıtı da birbi-rinden vahimdir!..

PKK ovaya nasıl indi?..

Kaos coğrafyasınınsıradan ölümleri!..

‘Müslüman’ ve ‘direniş’!..

Siyaset zzor iş,mikrofon herzaman ggününanlam veönemi üzeri-ne yapılan ko-nuşmaları kit-lelere yansıt-mıyor...

Bazen bbi-linçli ya da bi-linçsiz kulla-nılan cümle-ler ülkenin geç-mişindeki kka-ranlık noktalara öylesine kötü vur-gular yapar ki sonra bir bakmışsı-nız eendişe verici bir algı toplum-daki ööfkeyi ateşlemiş gitmiş!..

Ben Erdoğan’ın ““Müslüman dinkardeşim” derken Kürt Hizbul-lah’ına özellikle vvurgu yaptığınıdüşünmek istemiyorum!..

Sanırım Erdoğan, mmuhafaza-kâr kesimlerin de teröre karşı ses-lerini yükseltmesi gerektiğini söy-

lemeye çalışmıştı!..Ancak bu söyle-

min,““Hizbullahi” biralgı yarattığı da balgibi ortada!..

Hele güneydoğuda,PKK ile savaşayım der-ken kontrolden çıkanKürt Hizbullahı’nın ya-rattığı dehşeti anım-sayınca, “Keşke Baş-bakan toplumdan ddu-yarlılık beklerken böy-lesi bir dil kullanma-

saydı” dedim!..Erdoğan’ın, geçmişte PKK ile

mücadeleyi HHizbullah’a havaleeden mantığı anımsaması gere-kiyor...

Evet; teröre karşı ssivil tepki deetkili olabilir ama bunu özellikle ddi-ni vurgular yaparak bir kesimehavale etmeye kalkışmak, yalnız-ca HHizbullah deneyiminde olduğugibi kaos yaratmaz, devletin ira-desini de zayıflatır!..

Hizbullahi algı!..

AKP’li eski komisyon başkanı, Gül’ü yalanladıAKP’li eski milletvekili ve komisyon başkanı Veysi Kaynak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünMuhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopterdeki yön cihazı konusunda askerlerisuçlamasıyla ilgili “Kahramanmaraş Emniyeti haritayı validen bile sakladı” derken, diğerkomisyon üyesi Malik Ecder Özdemir de “Yeni bir Ergenekon yaratma düşüncesi var” dedi

HAYATİ ÖZCAN/NAZIM AYAROĞLU

CHP örgütleri bugün Silivri’de bu-luşuyor. TBMM Başkanlığı, 25. As-liye Ceza Mahkemesi’nin isteği üze-rine CHP Zonguldak MilletvekiliMustafa Balbay’ın dokunulmazlıkkapsamında olduğuna dair yazıyımahkemeye gönderdi. CHP’liler buyazıya dayanarak milletvekilleri Bal-bay ve Haberal’ın bugün yapılacak

duruşmada tahliyesini bekliyor. İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır,

toplam bin kişinin Silivri’ye doğru ha-reket ettiğini dile getirdi. Aydınlık’akonuşan Bayır, “Silivri’ye Balbay veHaberal’ı almaya gidiyoruz. Bizler Si-livri ve Hasdal’daki bütün tutsakla-ra özgürlük istiyoruz” dedi.

Silivri’ye Zonguldak’tan da büyükçaplı bir katılım gerçekleşecek. Zon-guldak Merkez İlçe Başkanı Tarık

Coşkun, Aydınlık’a yaptığı açıkla-mada, 10 otobüsle Silivri’ye hareketettiklerini söyledi. Coşkun, şu bilgi-leri verdi: “12 Haziran seçimlerindeZonguldak’tan milletvekili seçilenProf. Dr. Mehmet Haberal ve İzmirMilletvekilimiz Mustafa Balbay seç-men iradesine rağmen tutuklu. Sa-dece Haberal ve Balbay değil gene-rallerimiz, aydınlarımız da tutuklu.Eylemimiz tüm tutuklular için.”

CHP örgütleri Silivri’deCHP Zonguldakve İzmir örgütleriSilivri’de duruşmaizleyecek. Partililer,Mustafa Balbay veMehmet Haberaliçin “Silivri’yeBalbay veHaberal’ı almayagidiyoruz”ifadesini kullandı

SEZİM ÖZADALI

Balyoz davasından tutuklu yargılanan Deniz Kur-may Albay Murat Ünlü’nün babası KorkmazÜnlü, önceki gün hayata veda etti. Ünlü’nünHasdal’da tutuklu bulunan oğlunu son bir kez gö-remeden vefat etmesi, eşinin Ergenekon dava-sından tutuklu yargılanan gazeteci-yazar DoğanYurdakul’u göremeden vefat etmesini akıllaragetirdi. Ünlü’nün cenazesi bugün öğle nama-zından sonra İstanbul Maltepe’deki MerkezCamisi’nden kaldırılacak.

‘Oğlunu son kez göremedi’Albay Ünlü’nün avukatı Hüseyin Ersöz, ya-

şanan bu durumun trajedi olduğunu belirterekşunları söyledi: “Uzun süre tedavi gören mer-humu oğlunun son bir kez görebilmesi taleple-ri, bu konuda yasal bir düzenleme bulunmadı-ğı gerekçesiyle reddedilmiştir. Tıpkı DoğanYurdakul olayında olduğu gibi bu konuda yasalbir düzenlemeye ivedilikle ihtiyaç olduğunu birkez daha ortaya koymuştur.”

Bir Hasdal esiri daha babasını kaybetti

SEZİM ÖZADALI

Silivri Cezaevi’ndeki duruşma sa-lonunda İstanbul Özel Görevli 13.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülenİkinci Ergenekon davasında tutuk-suz yargılanan Teğmen Onur Öz-demir savunmasını yaptı. Alevi Bek-taşi Federasyonu Genel BaşkanıAli Balkız’a ve Genel SekreteriKazım Genç’e suikast yapacağı iddiaedilen listede adı geçen Özdemir’inAlevi olduğu ortaya çıktı.

İddiaları reddettiEski Özel Harekât Daire Baş-

kanvekili İbrahim Şahin’in suikast ti-minde yer aldığı iddia edilen Özde-mir, hakkındaki iddiaları reddetti. 10ay tutuklu kalmasının ardından ser-best bırakılan Özdemir, Tunceli Ko-mando Tugayı’nda görev yaptığınısöyledi. Özdemir çapraz sorgusunda

davada tutuklu yargılanan TuncayÖzkan’ın sorularını yanıtladı. Öz-kan, “1986 doğumlusunuz. Susur-luk olayıyla ilgili ne biliyorsunuz? İb-rahim Şahin adı size ne ifade ediyor?”diye sordu.

‘Ben de Alevi’yim’Özdemir de Susurluk olayıyla ilgi-

li hiçbir şey bilmediğini ve Şahin’inadını da gözaltına alındığı gün gaze-telerde okuduğunu belirtti. Özkanardından suikast yapılacağı iddia edi-

len kişilerarasındaAlevi ön-derlerinin

de bulundu-ğunu hatırla-

tarak, “SizinAlevilere kar-şı bir husume-tiniz var mı?”

diye sordu. Özdemir “Savun-mayla ilgisi yok ama ben Alevi’yim”diye cevap verdi.

İbrahim Şahin sinirlendiÖzkan’ın sorularına sinirlenen İb-

rahim Şahin de söz alarak “Sanıklarsorularını kendilerini savunmaya yö-nelik sorsun. Tuncay Özkan, ‘İbrahimŞahin adı ve Susurluk sizde ne ifadeediyor?’ sorusuyla benim hakkımdasuçlu profili yaratmaya çalışıyor”diye konuştu.

İkinci Ergenekon’da yargılanan, KasımGenç suikastında adı geçen TeğmenOnur Özdemir, çapraz sorgusundaTuncay Özkan’ın “Alevilere karşı bir

husumetiniz var mı?” sorusuna,“Ben Alevi’yim” diye

yanıt verdi

Alevilere suikastla suçlanan te�men, Alevi ç�kt�‘Suikastçı’

Gül’ükorumuş

Özdemir’in ardından S1 listesindeadı geçen Teğmen Emre Balta-cı’nın çapraz sorgusuna geçildi.Baltacı, 2008’de Formula 1 yarışla-rında Abdullah Gül’ün korumalığı-nı yaptığını anlattı. 8-10 kişilik birkoruma timi kurulduğunu kayde-den Baltacı, “Bu time komuta et-tim. Personeli kulelere yerleştir-dim. Bir astsubay ve ben de Cum-hurbaşkanı’na yakın koruma göreviyaptım. Bu görevimden sonra datakdir aldım” açıklamasınını yaptı.

29 Eylül 2011

29 Eylül 2011

ibrahimŞahin

Geçtiğimiz hafta CHP’li22 vekil Silivri’yi ziyaretederek destek vermişti.

AYDINLIK/ANKARA

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün“Cihazı keçiler söküp götürmedi ya”diyerek askerleri suçlamasına, kaza-yı araştırmak için kurulan TBMMAraştırma Komisyonu’nun başkanıve eski AKP Milletvekili Veysi Kay-nak karşı çıktı.

Kaynak, Anadolu Ajansı’na olay-la ilgili ilginç açıklamalarda bulundu.

Cep telefonu sinyallerinden alınanbilgilerle enkaz yerinin yaklaşık ola-rak belirlendiği bir harita oluşturul-duğunu belirten Kaynak, “Haritayarım saatte üretiliyor, hemen jan-darma ve Emniyet’e veriliyor. AncakKahramanmaraş Emniyet Müdür-lüğü bu haritanın kendilerine geldi-ğini, validen bile saklıyor” dedi. Kay-nak, “Haritayı polis saklıyor o za-man” sözleri üzerine, “Tabii canım.Biz her şeyi hep jandarmaya yönel-tiyoruz ama...” diye konuştu.

‘Birileri enkazı buldu’Enkazı ilk bulan 14 köylünün

savcılıktaki ifadelerinin çok dikkati-ni çektiğini kaydeden Kaynak, şun-ları şöyledi: “Köylüler, ‘Akşam bizeski muhtar Yılmaz Tilki’nin evindetoplandık, harita üzerinde incelemeyaptık, şurada olabileceğini tahminettik ve doğrudan oraya gittik ve bul-duk’ diyorlar. Böyle bir haritanın, eskimuhtarın evinde bulunması benimkanaatimce mümkün değil.”

Kaynak, “O zaman birileri enka-zı buldu ama köylüler bulmuş gibi migösterdi?” sorusuna “Evet evet...”karşılığını verdi.

Oluşturulan haritanın Teleko-münikasyon İletişim Başkanlı-ğı’ndaki (TİB) jandarma görevlisi ta-rafından Kahramanmaraş jandar-masına, oradan da Emniyet’e ulaş-

tırıldığını ifade eden Kaynak, “Yan-lış hatırlamıyorsam, akşam 22.30sıralarında alan çok daha daraltılı-yor, 4 kilometrekareye kadar düşü-rülüyor. Ancak birinci ve ikinci ha-rita, hiçbir şekilde arazideki ilin va-lisine, sivil arama kurtarma masası-na ulaştırılmıyor. KahramanmaraşEmniyeti bu haritayı uzun süre in-kar etti, biz Emniyet Genel Mü-dürlüğü’ne çok ağır bir yazı yazarakbu bilgiye ulaştık” dedi.

‘Fotoğrafı Sivil Havacılık çekti’Kaynak, “ELT cihazının neden

ya da kim tarafından sökülmüş ola-bileceği konusunda bilgiye ulaşmışmıydınız?” sorusuna, “Hayır” yanıtı-nı verdi. Kaynak, o dönemde savcılı-ğın komisyonlarına kuvvetler ayrılığıilkesi gereğince belge vermediğinidile getirdi. “Enkazı ilk bulanın kimolduğunun” sorulması üzerine Kay-nak, enkazın fotoğraflarını Sivil Ha-vacılık’ın çektiğini belirtti.

Veysi Kaynak, “Sivil Havacılık,enkaz yerine ilk gittiğinde fotoğraf-

larını çekiyor ve cihazın yerinde ol-duğunu görüyor. Ancak ikinci gid-işlerinde cihazın yerinde olmadığı-nı tespit ediyorlar. Sivil Havacılık’ınburadaki kusuru, kaza kırım rapo-runda ELT cihazının yerinde ol-madığını hiç vurgulamıyor, gör-mezlikten geliyor, raporunda bunadeğinmiyor” diye konuştu.

Operasyonların arkasında hep Gül var

Operasyonların arkasında hep Gül var

Operasyonların arkasında hep Gül var

Operasyonların arkasında hep Gül var

Operasyonların arkasında hep Gül var

Cumhurbaşkanı Gül, hükümet-PKK müzake-re kayıtlarının ortaya çıktığı ve büyük tepkigördüğü bir sırada, BBP Genel Başkanı Muh-sin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin yaşamını yitirdiğihelikopter kazasına ilişkin iddialarda bulun-du. Gül’ün “helikopterin bazı cihazlarının sö-küldüğü ve bununla ilgili görüntü kayıtları ol-duğu” iddiasından sonra, tartışılan görüntüleryandaş medya ve holding basınına servis edil-di. Gül’ün açıklamasından sonra savcılar ha-rekete geçti ve operasyonlar başladı.

Geçmişte Ergenekon tertibi de Gül’ün“Savcısını bulun, delillendirin” talimatıylabaşlamıştı. Gül’ün bu açıklamasından sonraErgenekon ve Balyoz tertipleri devreye girdi.

Bu arada Gül’ün sözünü ettiği “helikopter-deki cihazları söken” ve basına “2. Ordu’dakiaskerler” olarak servis edilen olay sırasında 2.Ordu Komutanı’nın şu an Genelkurmay Baş-kanı olan Necdet Özel olması, “Acaba hedefÖzel mi?” sorusunu gündeme getirdi.

‘Kusuru olan yetkililer terfi etti’Komisyonun diğer üyesi CHP Sivas Mil-letvekili Malik Ecder Özdemir de olayda,devletin kurumlarının kusuru olduğunusöyledi. Komisyonun, “kazanın oluş şekli-ne bakmaktan daha çok; başta KayseriValiliği, Emniyeti, Ulaştırma Bakanlığı veSivil Havacılık yetkilileri olmak üzerekamu kurumlarının kusurlarını örtbas et-mek için görev yaptığını” ifade eden Öz-demir, “Kaza kırım ekibi tecrübeli değil-di, doğru oluşturulmadı” dedi. CHP’liÖzdemir, “ELT cihazının sökülmüş ol-

masının, Cumhurbaşkanı Abdullah Gültarafından bir yurt dışı seyahatinde yenibir şeymiş gibi söylenmesinin dikkatle iz-lenmesi gerekiyor. Suçlu jandarmaymışgibi gösteriliyor. Savcının da yeni bir ‘Er-genekon’ yaratmak gibi düşüncesi var.Orada asıl kusuru olan KahramanmaraşEmniyet Müdürlüğü ile arama kurtarma-dan sorumlu olan Ulaştırma Bakanlı-ğı’dır. O dönemde arama kurtarmadakusuru olan yetkililer daha sonra üstgörevlere atandı” diye konuştu.

11’i görevde asker 16 kişi gözaltındaEski BBP Genel Başkanı MuhsinYazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatınıkaybettiği helikopter kazasıyla ilgiliyürütülen soruşturma kapsamında11’i görevde asker 16 kişi gözaltınaalındı. Askeri inzibatlar gözetimin-de adliyeye götürülen 3 görevdeasker, 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ninbulunduğu kata alındı. Askerlerinifadelerinin, Özel Görevli Cumhu-riyet Savcısı Şeref Gürkan tarafın-dan alınmasına başlandığı öğrenil-di. Helikopterden cihazları söktü-ğü iddia edilen 2 kişi de gözaltınaalınanlar arasında bulunuyor.

Page 10: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

TEOMAN ALİLİ

Malatya Kürecik’te ku-rulmak istenen ‘radar üssü’ile ilgili pekçok açıklamayapılıyor. AKP Hükümeti‘üssün’ dinleme amaçlı ol-duğunu belirtiyor ve İran’dangelebilecek tehditlere karşı bir NATOprojesi olduğunu öne sürüyor. ‘Radar Üs-sü’yle ilgili görüşlerini sorduğumuz bazıRus uzmanlar ise İran’dan çok Rusya’nınhedef alındığına dikkat çekiyorlar ve bu-nun bölgesel dengeler açısından sorun çı-karabileceğinin altını çiziyorlar.

Soğuk Savaşın simgelerindendiMalataya Kürecik, aslında tesadüfen se-

çilen bir bölge değil. Rus uzmanlar hatır-latıyor: “70’li yıllarda soğuk savaş döne-minde ABD ve SSCB sınırlarına yakınmüttefiklerine radar veya füze sistemlerikuruyordu. Özellikle Küba krizi olarak ad-landırılan dönemde SSCB, ABD’nin Tür-kiye topraklarına konuşlandırdığı füze veradar sistemlerine karşı Küba’ya benzer sis-temler kurmuştu. Sovyetler’e karşı radarsistemlerinin kurulduğu yer Malatya Kü-recik’ti bugün de aynı. Hatta Türkiye’desolcu gençlerin Kürecik’le ilgili büyükprotestolar yaptığı hatırlanmalı. 1991 yılınakadar Kürecik’te SSCB’nin doğrudan teh-dit saydığı ve Türkiye’yle ilişkilerin sıfırnoktasına geldiği unutulmamalı. Zaten1991’den sonra SSCB tehdidi kalmadıama bugün ABD yine Rusya’yı kendi po-litikalarına karşı bir güç olarak görüyor.‘Radar Üssü’nün aynı bölgeye ve yineNATO çerçevesinde ABD tarafından ku-

ruluyor olması Rusya tarafından aynı en-dişeyi yaratmaktadır. Hedefin değişmedi-ği sistemin kurulduğu yer nedeniyle orta-dadır.”

İsrail çok faydalanmıştıRus uzmanlar Malatya Kürecik’teki

sistemin daha önce İsrail’in çok işine ya-radığını belirtiyorlar. Özellikle “radarüssü” sayesinde 70’li yıllarda üç ana ko-

nuda İsrail’in kazanımlarının altını çizi-yorlar:

1-Arap-İsrail savaşı sonrasında oluşa-bilecek tehditleri önceden algılama.

2-İran Devrimi’nden sonra Tahran’dangelebilecek tehditlere karşı önlem alabil-me yeteneği.

3-Sınırlarına çok uzakta olan ABD ileTürkiye’deki üs sayesinde daha rahat bil-gi paylaşımına kavuşmak.

DIŞ HABER SERVİSİ

Libya lideri Muammer Kaddafi kontrolündeolan Sirte ve Beni Velid kentlerine NATO’cu is-yancılar ile NATO’nun aylardır yaptığı operasyon-lar sonuç vermezken, dün atılan bir füze sonucu is-yancı komutanlardan Dau Salihin’in öldürüldüğübildirildi. Salihin öldürülmeden birkaç saat önceAA muhabirine konuştu. Türk gazeteciyle konuş-maktan memnuniyet duyduğunu belirten isyancıkomutan, “Türkiye hem benim için hem de Libyalıdirenişçiler için çok ayrı bir yere sahip. Sizin yerinizbizim gönlümüzde apayrı. Sayın Recep Tayyip Er-doğan’ın bize verdiği destekten ve bizim için söyle-diklerinden dolayı çok memnunuz” diye konuştu.

Her gün 500 füze Kaddafi’nin çok iyi eğitimli askerlerinin Beni

Velid’de olduğunu söyleyen NATO’cu isyancı ko-mutan Salihin, Kaddafi’nin çok fazla füzeye sahipolduğunu ve hergün kendilerine 500 tane füzegönderdiğini ifade etti. Libya’da haftalardır kuşatı-lan ancak bir türlü isyancılar ve NATO tarafındanişgal edilemeyen Sirte ve Beni Velid kentlerininhala Kaddafi güçlerinde olduğu biliniyor.

30 EYLÜL 2011 CUMA

Ya za rı mız ra hat sız lı ğı ne de niy le bu haf ta ki ya zı sı -nı ya za ma mış tır. Okur la rı mız dan özür di le riz...

PROF. DR. SEMİH KORAY

[email protected]

NATO’cu komutanSalihin öldürüldü

DIŞ HABER SERVİSİ

Şam halkı, Suriye muha-lefet liderleri ile görüş-meye giden ABD’ninSuriye Büyükelçisi Ro-bert Ford’u muhalefetinbinası önünde protestoetti. Göstericiler, büyük-elçinin üzerine domatesve yumurta yağdırarak, “Ajan RobertFord Defol! Suriye halkı seni istemiyor’”sloganları attı. Binlerce gösterici muhale-fet liderinin ofisine girmek istedi, ancaközel güvenlik görevlileri insanları silahzoruyla uzaklaştırdı. Büyükelçi RobertFord, Suriye’deki muhalefetin liderlerin-den Hassan Abdülazim ile bir toplantıyapmak üzere ABD elçiliğinden ayrılma-sından sonra halk toplanmaya başladı.

ABD’ye notaFord daha önce, Esad karşıtı silahlı

çetelerin yoğun olduğu bölgelerde veözellikle Hama’daki isyancılarla görüş-mesi Suriye kamuoyunda büyük tepkiyeyol açmıştı. Suriye Hükümeti ise, Büyük-elçi Ford’un yetki sınırlarını aşmasındandolayı ABD’ye diplomatik nota vermişti.

ALİ RIZA TAŞDELEN/PARİS

Lübnan’nın eski bakanla-rından Michel Samaha,Türkiye’nin İsrail’e karşıtutumunu ABD’nin strate-jisini perdelemek için sergi-lediğini söyledi. Samaha, Tür-kiye’nin bölgedeki konumu ve iz-lediği politikalarla ilgili El-Manar tel-evizyonunun internet sitesinin sorularınıyanıtladı. Samaha, “Türkiye’nin İsrail’ekarşı aldığı son tutumun sebebi, ABD’ninstratejik pozisyonunu perdelemektir” diyekonuştu.

Füze kalkanıyla ‘sıfır sorun’ bittiFüze kalkanının Türkiye’ye kurulması

ile ilgili de konuşan Samaha, hedefindoğrudan İran ve Rusya olduğunu söyle-di. Füze kalkanının Türkiye’ye konuşlan-dırılmasıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Da-vutoğlu’nun “sıfır sorun” politikasınıninandırıcılığını yitirdiğini belirten Samaha,“Bugün Türkiye’nin çevresiyle sorunlarıvar, en azından Suriye, Irak ve İran ile” de-ğerlendirmesinde bulundu.

TSK, Erdoğan’ı dinlemiyorLübnanlı eski bakan, Türkiye ile Suri-

ye sınırında bir tampon bölge oluşturu-lacak mı sorusuna, “Daha önce bir kaç kezdenediler ama olmadı. Suriye ordusununhiçbir zaman Türkiye sınırına kuvvet yığ-madığını belirtelim. Ama bu sefer pozis-yon almıştır: Cisreşşuğur’dan Türkiye sı-

nırına kadar olan bölgenin kontrolünü yo-ğunlaştırmıştır” şeklinde cevap verdi.

Suriye ile ilgili “Türk ordu komutanlı-ğının Erdoğan’nın emirlerini dinlememekararı aldığını ve Suriye ordusuna düşmangörünmek istemediğini belirten Samaha,“Ordunun bu şaşırtıcı yaklaşımının nede-ni, ülkesinin sınırında Türkiye’nin içine de-rinlemesine yayılacak bir aşırı dinci, etnikveya cemiyet oluşumu istememesidir”dedi. Diğer taraftan Türkiye’nin “çetele-ri silahlandırabileceğini, zaten bunu yap-tıklarını, Zaviye dağlarında çetelere böl-geler oluşturduğunu” belirtti.

Suriye’de yaşanan durumla ilgili Sa-maha, istihbarat servislerinin bombalı sui-kast, adam öldürme ve kargaşalık çıkarmagibi operasyonlar yapmasının ihtimaller da-hilinde olduğunu söyledi. Samaha ayrıca,David Petraeus’un başında olduğu CIA veABD Merkez Komutanlığı’nın Suriye’dekiolayların arkasında olduğunu ifade etti.

Suriye’nin bir askeri saldırı ihtimalinegöre hazırlandığını söyleyen Samaha, “Su-riyeli askeri grupların, balistik olmasımuhtemel yeni tip silahlarla Rusya’daeğitildiğinin duyumunu aldım” açıklama-sında bulundu.

Lübnanlıbakan

Ruslartepkili!

Erdoğan ABD’yi perdeliyor

DIŞ HABER SERVİSİ

İran Silahlı Kuvvetleri üst düzey komu-tanı Şademani, PKK’nin İran koluPJAK’ı İsrail’in kurduğunu bildirdi. İrandüşmanlarının, İran’ı istikrarsızlaştır-mak için PJAK’ı kurduğunu, örgütlediği-ni ve silahlandırdığını belirten İran Si-lahlı Kuvvetleri Harekat Daire BaşkanVekili tuğgeneral Ali Şademani,PJAK’ın arkasında İsrail, ABD ve İngil-tere’nin olduğunu söyledi.

‘Siyasette başarısız oluncasilaha sarılıyor’

PressTV’nin haberine göre, Şadema-ni, Batılı ülkelerin İran’ı sindirmek içinbugün PJAK’ı araç olarak kullandıkları-nı, ancak PJAK’ın Batı’nın ihtiyaçlarınıkarşılayamadıkları, ya da İran ordusu-nun PJAK’ı dağıttığı anda, başka terörgruplarını devreye sokacağını söyledi.

General Ali Şademani, ABD ve İsra-il’in ekonomik, siyasi ve kültürel alandabaşarısız olduğu her konuda silahı ve sa-vaşı devreye soktuğunu, PKK’nın koluPJAK’ın da aynı savaş makinesine dahilolduğunu belirtti.

İranlı tuğgeneral Ali Şademani:

‘PJAK, İran’ı istikrarsızlaştırmakiçin İrail ve ABD tarafındankuruldu. Batı siyasi-ekonomikalanda başarılı olamadığı heralanda silah kullanıyor.PJAk’ta buna dahil

180 PJAK’lı öldü,300 tane yaralandı

Devrim Muhafızları Kara Kuv-vetleri Komutan yardımcısı generalAbdullah Eraki, PJAK terör örgü-tünün İran’ın tüm şartlarını kabulederek “Casusan” dağlarından geriçekildiğini söyledi. General Eraki,“PKK terör örgütünün çeşitli kol-ları bulunmaktadır. Düşmanlar buterör örgütünü donatarak her nezaman ülkenin kalbini içeridenhançerlemek istediklerinde bu te-rör örgütünü kullanma amacında-lar” dedi. Eraki sözlerine şu şekil-de devam etti: “terör örgütü PKKkurulduğu ilk günlerde Kalaşnikofve hafif silahlar kullanmaktaydı,ancak şu anda bir savaşta kullanıla-bilecek hemen her silaha sahipler.Gelişmiş havan topları, hava sa-vunma sistemleri ve özellikle çokgelişmiş dünyadaki son teknolojipatlayıcı maddeleri kullanmakta-dırlar. Bu silahların eğitimini İsra-illiler vermektedir. PKK/PJAK’lıteröristlerin itiraflarında şu ana ka-dar İran gibi bir güçle karşı karşıyagelmediklerini söylüyorlar. Bu birgerçektir. Askerlerimiz 180’in üze-rinde terörist öldürdü 300 kadarı-nı da yaralı olarak ele geçirmişler-dir. Eğer 180 kişi diyorsak bunlarsıradan PKK’lılar değildi, bilakisbunlar tam anlamıyla eğitimli geril-lalardı.”

İran bir ay süre vermiştiİranlı komutan, terör örgütünün

İran’ın tüm isteklerini kabul ede-rek geri çekilmek zorunda kaldığı-nı belirtti. Son operasyonlar, İranDevrim Muhafızları’nın verdiği biraylık süre sonrasında PJAK’ın güç-lerini İran’dan çekmemesi nede-niyle başlatıldı.

Büyükelçilik değil ajanlık faaliyeti

Esad: Acı günler geride kaldı

Şam’da ABD Büyükelçisi’ne yumurta ve domatesli protesto

Rusya Amiral Kuznetsov’un öncülüğündeki KuzeyFilosu’nu önümüzdeki aylarda Akdeniz’e göndere-ceğini açıkladı. Rusya Ana Donanma Üssü’nde ça-lışan bir yetkilinin Itar Tass ajansına verdiği bilgile-re göre, Amiral Kuznetsov 13 Kasım’da BarentsDenizi’ne açılacak, burada bir hafta kaldıktan son-ra sekiz Su-33 ve çok sayıda MiG-29K model savaşuçağı ile Ka-27 helikopterle iniş-kalkış tatbikatlarıgerçekleştirek.

Rusya’nın tek uçak gemisi 19 Kasım itibariyleüç aylığına Akdeniz ve Kuzeydoğu Atlantik seferi-ni yapacak. Ajans, Rus gemilerinin hangi yabancılimanları ziyaret edeceğinin henüz belli olmadığıbelirtildi. Ancak Rus yetkili, gemilerin bölge ülke-leriyle yapılacak ortak tatbikatlara katılmasınıngündemde olduğunu söyledi.

Rusya da Akdeniz’eaçılıyorRusya da Akdeniz’eaçılıyor

Suriye Cumhurbaşkanı Be-şar Esad, ülkesinin acı gün-leri geride bıraktığını, huzurve güvenliğin tekrar sağlan-dığını vurguladı. Lübnan

eski Başbakanı Selim ElHoss ile görüşen Esad, Suri-ye’nin sağlıklı bir şekilde so-runlarını geride bıraktığınıve krizin aşıldığını söyledi.

‘Radar üssü bugün de tehdit’Kürecik, soğuk savaş döneminde de Sovyetler’e karşı radarın kurulduğu yerdi. Radarsayesinde İsrail İran ve Arap ülkelerinden gelebilecek tehditlerden korunmuştu.

Kerkük’ün merkezinde bulunan 1 HaziranBankası’na yerel saatle 11: 45’te bombayüklü bir araçla intihar saldırısı düzenlen-di. Maaş almak için banka önünde bekle-yen polislerin hedef alındığı saldırıda 1’ikadın 2’si polis 3 kişi hayatını kaybeder-ken aralarında polislerin de bulunduğu 67kişi yaralandı. Yaralılar olay yeirne gelenambulanslarla çevre hastanelere kaldırıl-dı. Patlama sonrası ev ve araçlarda çıkanyangını itfaiye ekipleri söndürdü.

Kerkük’te intihar saldırısı

Uluslararası Af Örgütü, Litvanya’dan AmerikanMerkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) gizli ceza-evleriyle ilgili soruşturmayı yeniden açmasını iste-di. Af Örgütünün sözcüsü Julia Hall, terör zanlısıEbu Zübeyde’nin bir Bœing 727 uçağıyla 17 Şubat2005’te Fas’tan Litvanya’nın başkenti Vilnius’a in-diğini iddia etti. Hall, bu bilginin, Litvanya’nınCIA’nın ülkede gizli cezaevleri olup olmadığı veterör zanlılarına buralarda işkence yapıldığı konu-sundaki iddiayla ilgili olarak yürüttüğü soruştur-manın eksik kaldığı anlamına geldiğini söyledi. Lit-vanyalı savcılar, “kanıt yetersizliğinden” soruştur-mayı ocak ayında kapatmıştı. Litvanya parlamen-tosunun 2009 yılında yürüttüğü soruşturmada iseLitvanya’nın CIA’e iki tesis tahsis ettiği kanıtlan-mış, ancak bu tesislerde “zanlıların tutulduğunadair” delil bulunmadığı bildirilmişti. AA

Uluslararası Af Örgütü:

‘CIA gizli cezaevlerinekarşı yenidensoruşturma açın’

‘Robert Ford defol’ yazılı döviz

Michel Samaha

Ford

PKK’nın İrankolu PJAK’ıkuran İsrail

Page 11: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 EYLÜL 2011 CUMAB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ERB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ERB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ERB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ERB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ERB

AS

IND

AN

SEÇ

MEL

ER

29 Eylül 2011

‘İşgal tamam, sıra tapuda...’“Gitti Araplara bir laikliktarifi yaptı... Bunalıma gi-ren Araplar 20 gündür otarifin ne anlama geldiği-ni birbirlerine anlatmak is-tiyorlar, anlatamıyorlar...

Şimdi bu arkadaşlarTürkiye’ye anayasa ya-pacaklar... Öyle mi?...Anayasa’da temel ilkelervardır... Demokrasiden ne anladıklarını bi-liyorsunuz; Meclis tatildeyken, açık ol-duğundakinden daha çok kanun çıkı-yor... Hukuktan ne anladıklarını da bili-yorsunuz; Başbakan geçerken ayağa kalk-mayan bile hapiste... İşte laiklikten ne an-ladıklarını görüyorsunuz... 9 yıldır yıkmakistedikleri şey ise Cumhuriyet... Amaadam gibi bir anayasa yapmalarını bekli-yorsunuz... Aslında 9 yıl süren işgal ta-mam... Yapacakları Anayasa ile tapusunuda almak istiyorlar Türkiye’nin... Kısaca-sı 9 yılda kendine benzettiği, Arabistan’açevirdiği Türkiye’nin tapusunu da koyacakcebine imam... Normalde Anayasa suçu iş-leyen iktidar çekip gitmez mi?.. BunlarAnayasa yapacaklar... Anayasa Mahke-mesi tarafından suçlu bulunup da ceza-landırılan bir siyasi kadroya düşüyor; yeniAnayasa’yı yapmak... İyi olsun da...”

Bekir Coşkun

‘PKK ile ideolojik savaş şart’“Terör örgütünün iki gücüvardır: Birincisi silahı, ikin-cisi ise ilgili olduğu kitle-ye aşıladığı ideoloji vebuna bağlı olarak psiko-lojik güç. İdeoloji; örgütünrotasını belirler. Bu rota-nın ilk hedefi de devletkarşısında moral üstünlü-ğünü ele geçirmektir...

Bugün PKK; güneydoğuda silahlı mü-cadele kadar güçlü bir ideolojik mücadeleyürütüyor... PKK ideologları; Türkiye’nintelevizyonlarını bile propaganda alanı ha-line getirdiler. Televizyonda program ya-panlar artık PKK’nın jargonu ile konuşu-yorlar. Örneğin; PKK terörü denilmiyor vebuna barış eylemi gibi tamamen uydurmabir ad veriliyor. Böylece; ülkemizdeki birfarklılık (Kürtler) ayrılık haline (Kürtçülük)getiriliyor. PKK’nın yürüttüğü kirli savaşı,demokrasi mücadelesi gibi gösteren Türkmedyası; bu çatışmada en az PKK kadarsuçludur. İşte PKK’nın bu ideolojik haki-miyetine ve buradan gelen moral üstünlü-ğüne karşı hükümet; topyekün bir ideolo-jik mücadele başlatmalıdır...

Gazetelerin ve televizyonların örgüt pro-pagandası yapar durumdan çıkarılması daatılacak ilk adım olmalıdır.”

Rıza Zelyut

‘Zırva!..’

“Terörle mücadele, siya-setle müzakere. TayyipBey, müzakereyi sevdi,vazgeçemiyor!.. ‘Siyaset’dediği, PKK’nın kravatlıtakımı!.. Neticede terörlesiyaset aynı kapıya çıkı-yor!.. Lafa gelince çevirmebaşlıyor: ‘Biz terörle mü-zakere etmeyiz.’ Terörünüç ayağı var!.. Birincisi İmralı. İkincisi Kan-dil, üçüncüsü Avrupa ülkelerine çöreklen-miş Zübeyir Aydar gibi kravatlı PKK’lılar!..

Yani Ali Veli, Veli Ali. Biz de yiyoruz!..Efendim, Oslo’daki pazarlık ortaya çıkmışda toplumda hiçbir tepki oluşmamış!.. De-mek ki, iktidar doğru yoldaymış!.. Toplumdatepki mi kaldı?.. Toplum tepki gösterecekolsaydı son seçimde AKP yüzde 50 oy ala-bilir miydi?.. Toplumumuz maşallah kuzugibi!.. Sürünüyor, sessiz!.. GenelkurmayBaşkanı ile üç kuvvet komutanı ‘hukuk-suzluklar’ nedeniyle istifa ediyor, toplu-mun tepkisizliği yüzünden istifa ettikleriy-le kalıyorlar!.. İslam kardeşliği, Somali, Gaz-ze, İsrail’e posta, Arap sokaklan derken olupbitenler kaynayıp gidiyor, toplum narkoz-lanıyor, şehit cenazeleri gelmeye devam edi-yor!.. Sonuç?.. Halkımıza Tayyip’ten selam,PKK ile işportacı pazarlığına devam!..”

Mehmet Türker

‘A.K.P. Cumhuriyeti Resmi Televizyonu’“Eskiden bir tek ‘TürkiyeCumhuriyeti Resmi Ga-zete’miz vardı; Logosun-da T.C. Resmi Gazete ya-zılı... Eeee ‘devlet’ AKP’li-leştiğine, NTV de sağol-sun, varolsun AKP’yle il-gili her bir haberi sektir-meden topluma yaydığınagöre... NTV logosunu kal-dır yerine AKP Resmi Kanalı yaz mesela...Yadırgayan, garipseyen, ‘Ne alaka?’ diyenbir Allah’ın kulu çıkar mı? Dün Tayyip Er-doğan partisinin il başkanları toplantısındakonuştu... Erdoğan daha selamlama fas-lındayken büyük bir telaşla, merak uyan-dıran ses efektleri, heyecan verici görüntüefektleri ile naklen yayına geçildi... Sanır-sın ‘kıyamet’i etkisiz hale getirecek formülfilan bulundu! Yayının ne zaman biteceği-ne, NTV rejisi değil Erdoğan karar verdi..O sustu, yayın durdu! Çok değil iki gün önceaynı toplantıyı MHP de yaptı.

Peki Bahçeli’nin NTV ekranında tutul-ma süresi takriben kaç dakikaydı? Bir,iki... Hadi bir de benden olsun üç mü? KezaCHP Genel Başkanı yarın il başkanlarınıtoplasa, yayını kesip naklen bağlanacak mıbu haber kanalı?.. Nurtopu gibi bir ‘A.K.P.Resmi Televizyonu’muz doğdu...”

Selcan Taşçı

‘Kentleri sel, dereleri rant yatağı yaparken’“Doğa aklını küçümse-yen mühendislik cambaz-lığının kıyıya paralel sethalinde uzattığı KaradenizSahil Yolu, kaçınılmazolarak bu defa Rize’yibalçık gölüne dönüştürdü.Fizik ve doğa bilgisini ha-fife alan yatırımcı iftiharprojelerimizden, kıyılaradolgu yaparak Karadeniz’i baştanbaşa as-faltlayan 70 santim yüksekliğindeki ‘Kara-deniz Sahil Yolu’ 400 bin metreküp sel su-yunu Rize’nin içine hapsetmişti...

Denizi doldurup yükseltip üzerindenkarayolu geçirip, dağdaki dere ve vadile-rin de çimentolanmasıyla ‘Doğu Kara-deniz sel suyuyla dolan beton çanağa’ dö-nüşmüştü. Karadeniz Sahil Yolu yapımı-na karşı çıkan ve bu projenin tehlikeleri-ne dikkat çekenleri ‘yatırım düşmanı’diye niteleyenler, bakalım bu balçık man-zarayı, evini, işyerini ve canını kaybedenvatandaşlara nasıl açıklayacaklar?

Doğanın milyonlarca yıllık ‘su akış’ bil-gisini inkar edip güzergah üzerini ‘çi-mentolu-asfaltla kaplamanın’ bedelinibugün Rize, geçen yıl Giresun öderken ya-rın hangi yerleşim merkezini sel alacakkimse tahmin edemiyor.”

Nihal Kemaloğlu

İran Fars Haber Ajansı, Saadet Partisi YİKBaşkanı Oğuzhan Asiltürk’ün Ergenekon dava-sına ilişkin açıklamalarını haber yaptı.

Fars Haber Ajansı’nın “Ergenekon davası-nın içyüzü ne?!” başlıklı haberinde, “Türki-ye’de sadece ABD karşıtı askerler tutuklu” baş-lığı kullanıldı. Ajansın haberinde şöyle denildi:

“Saadet Partisi YİK Başkanı Oğuzhan Asil-türk Türkiye’de Amerikan karşıtlarının temiz-lendiğini söyleyerek şöyle sordu:

‘Niçin? İran’a saldırıldığı zaman, ordununbütün gücüyle Amerikan’ın yanında olmasınısağlamak için!.. İstekleri şey, hedefleri ve yönel-dikleri gaye bu!. Ama,olur mu, olmaz mı,onu Allah bilir!.. İnşal-lah da olmaz. Ama bü-tün bunlar, işte bununiçin yapılıyor!’

Asiltürk, sözlerini şöyle sürdürdü: Bugün gö-revde olup da bu adamlarla aynı şeyi birlikte ya-pan insanlar var. Niye onlara dokunulmuyor dasadece bu grup alınıyor?! Çünkü bu grup aynızamanda Amerikan karşıtı!!.. Birbirleriyle ilişki-leri de yok. Kimi mukaddesatçı, kimi solcu, ki-misi milliyetçi... Bunlar bir araya gelmiş de de-ğil. Bir tek ortak noktaları bu. Bunların hepsi bumemleketi biz Amerika’nın istediği şekilde,Amerika’ya hizmet eder şekilde ordunun kulla-nılmasına engel olan Amerikan karşıtları, onlartemizlendi. Niçin, İran’a saldırıldığı zaman, or-dunun bütün gücüyle Amerikan’ın yanında ol-masını sağlamak... Bunun için yapılıyor...’’

FARS Haber Ajansı’ndaErgenekon davası haberi

‘Türkiye’de sadece ABDkar��t� askerler tutuklu’

Basın İlan Kurumu’nun (BİK) ilk kadın şubemüdürü Özgür Topaloğlu, BİK Genel MüdürüMehmet Atalay tarafından ziyaret edildi.Mehmet Atalay dün Zonguldak’taydı. Atalay,Vali Erol Ayyıldız ve Belediye Başkanı Muhar-rem Akdemir’i ziyaret etti. Daha sonra Basınİlan Kurumu Zonguldak Şube Müdürü ÖzgürTopaloğlu’nu da ziyaret eden Atalay, buradayerel gazete sahiplerinin de katıldığı toplantıdayaptığı konuşmada, Türkiye’de ilk kadın şubemüdürünün Zonguldak’a atandığını belirtti.

‘Basının denetim hakkına saygı’Sloganlarının “Yük olmaya değil yük ala-

maya geldik’’ olduğunu ifade eden Atalay, şun-ları kaydetti: “Basın İlan Kurumu resmi ilan-lardan pay kesiyor. Kamu ilanlarından komis-yon alıyoruz. Amacımız sizin gelirlerinizi azalt-mak değil. İlan pastanızı büyütüp daha başarılıgazetecilik yapmanızı sağlamaktır. Ne kadarbağımsız olursanız o kadar özgür basın ortayaçıkıyor. Basın İlan Kurumu’nun ilan veriyor ol-ması hiçbir gazetenin ve gazetecinin bağımsız-lığını engellemez. Çünkü bu teşkilat iktidar,muhalefet ya da siyasi düşünce açısından gaze-teleri değerlendirmez, herkes inandığını yaza-bilir. Hakaret etmeden, iftira atmadan, şantajabulaşmadan her türlü haberi ve eleştiriyi dilegetirme imkanınız var. Basının denetim hakkı-na herkes saygı duymak zorundadır.” AA

Mehmet Atalay, Özgür Topaloğlu’nu (sağda) ziyaret etti.

Bas�n �lan Kurumu’nun ilk kad�n müdürüne ziyaret

KISA... KISA... KISA...

“Günün sorusu: CNN Türk’te yenibaşlayan bir tartışma programında

Nagehan Alçı isimli bir yazar, eski CHPParti Meclisi Üyesi ve gazeteci EnverAysever’i, ‘Alevi’ olduğu için Esad’ıaklamaya çalışmakla’ suçlamış...

Sorum ortaya: Kürt-Türk sorunuyetmedi de... Şimdi de Alevi-Sünni

çatışması mı çıkarmak istiyorsunuz?” Mustafa Mutlu-VATAN

“Soru: Denize indirilen ilk yerli savaşgemimiz Heybeliada’ya ‘hayalet gemi’denilmesinin ikinci sebebi ne olabilir?

Yanıt: Dışarıda komutan kalmazsagemiyi hayaletlerin idare etmesi ihtimali.”

Haldun Ertem-MİLLİYET

“Uluslararası Gazetecilik Federasyonu,illüstratör Kutlukhan Perker’in bu yıl

ülkemizde basın özgürlüğükampanyasında kullanılan ‘kelepçe-gözlük’ çalışmasını Arap dünyasına

yönelik kampanyada kullanacakmış. Eee konu ‘basın özgürlüğü’ oluncamodelliğimiz de bu kadar olur!”

“Yoksulluk sınırı 3 bin liraya yaklaşmış.Bizimkisi ‘sürdürülebilir ekonomi’den çok ‘süründürebilir ekonomi’ gibi!”

Gani Yıldız-VATAN

“Aç insanların karnını doyurduğumzaman bana kahraman diyorlar.

Bunların neden aç olduğunu sorduğumzaman ise bana komünist diyorlar.”

Che Guevara

“Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Nedim Şener benden yolsuzluk belgesi istemiş, suç mu?’ demiş.Evet suç... Bu devirde uçakta yer

değil de yolsuzluk belgesi istemişse suç!”Fahrettin Fidan-MİLLİYET

Cumhuriyet, 29 Eylül 2011

Hedef her zaman askerlerAskeri suçlamak için fırsatarayan bir anlayış var. Hasta-lıklı, sinsi, kimbilir hangi poli-tik hesaplarla kurgulanmış birkara propaganda biçimi bu...

Diyelim ki; asker operasyonyaptı, şu kadar sayıda PKK’lıöldürüldü. “Suçludur asker”,nasıl yapabilir bunu? PKK ileçatışmak suçtur! Örnek, 9 Ma-yıs 2011 günkü Sabah Gaze-tesi’nde, Nazlı Ilıcak şöyle yaz-dı: “Sahi Tunceli’de 7 PKK’lıniçin öldürüldü? Bu emri kimverdi? O PKK’lılar gerçekteneylem hazırlığı içinde miydi?Yoksa ateşkes icabı sadeceorada bekliyorlar mıydı?”

Suçlu asker! Yani askerdağda rastladığı eli silahlıPKK’lıya soracak: “Siz eylemhazırlığı mı yapıyorsunuz yok-sa ateşkes icabı bekliyor mu-sunuz?”

PKK’lı “Öyle bekliyoruzişte” derse , “Peki o zaman, iyibeklemeler” deyip gidecek!Bunu yapmazsa barışı boz-makla suçlu olacak...

Diyelim ki operasyon yap-tılar ve Mehmetçik şehit oldu...

Suçlu bulmak kolay. NazlıIlıcak’ın 11 Ağustos tarihliyazısında, “Albayı, yarbayı

hatta binbaşıyı sahada pekfazla göremiyoruz. Ölenlerhep askere gönderilen genç-ler oluyor.”

Demek ki ney-miş, bu kez de su-baylar değil de erlerşehit olduğu içinsuçluymuş asker!

Diyelim ki as-kerler arazide veyakarakolda saldırıyauğradı... Yine suçlu.

Bu kez de; “Vaytedbir alınmadı, vayyardım gelmedi, vayda vay”... HatırlayınSilvan saldırısını, “Ormanı as-kerler yaktı, helikopterler ken-di askerimizi vurdu” diyorlar-dı. Şimdi de Pervari saldırısı ileaynı kampanya başladı. Me-sela Zaman Gazetesi manşet

attı: “Şehit komutan saldırıdan1 saat önce uyardı ama yardımgitmedi.”

İddiaların hepside “öğrenildi”, “ile-ri sürüldü”, “iddiaedildi” gibi failimeçhul vurgularlabitiyor. Ve bu iddia-lar, PKK mermisin-den daha fazla zararveriyor askere. Bukirli propagandanınamacı ne?

Öyle ya...Ne kolay değil

mi, askere vur-mak? Dağda vurulduğu yet-miyormuş gibi bir de gazeteköşelerinde, manşetlerindekurşuna dizmek askeri... Amaneden?

Sorsan Müslümanlığı kim-

seye bırakmazlar; dillerindenAllah, vicdan, adalet gibi söz-cükler düşmez.

Ama askeri, her durumdasuçlamaktan, bir yara da ken-dileri açmaktan geri dur-mazlar.

Başbakan’ın özel temsilci-sinin, Başbakan’ı temsilenPKK ile müzakereler yapma-sına tek kelime edemezler;ama vururlar askeri gazetemanşetlerinde...

Kolaydır ve de modadır bu-günlerde askere vurmak. Yo-luna mayın döşenir, pusu ku-rulur, ölürse öldüğü için, öl-mezse de ölmediği için suçla-nır. Olmadı hapse atılır. Mo-dadır askere vurmak bugün-lerde ve de kolay...

Mehmet Yi�ittürkOdatv.com

‘Ha�im Bey, madem hakl�s�n�z dava açsan�za...’

Emre Uslu’dan Öcalan’a �ikayet mektubuTaraf Gazetesi’ninpolis yazarı EmreUslu, AbdullahÖcalan’a açıkmektup yazarak,Fırat HaberAjansı’nınkendisinesorduğu sorulara da cevap verdi.Uslu’nun yazısı,mektuptan çok bir şikayetnamegibiydi

Emre Uslu, köşesinde “AbdullahÖcalan’a açık mektubumdur” baş-lıklı bir yazı yayımladı. Uslu, yazı-da, Fırat Haber Ajansı’nın (ANF)“Yazarlık yapmadan önce ne iş ya-pardınız, nerelerde görev yaptınız?”sorusuna da şu yanıtı ver-di: “1997 Haziran ayındaPolis Akademisi’ndenmezun oldum. Temmuz1997’de Ankara’da poliskarakolunda komiser yar-dımcısı olarak göreve baş-ladım. Burada 5 ay çalış-tıktan sonra Emniyet Ge-nel Müdürlüğü TrafikDaire Başkanlığı’na geç-tim. Burada da kısa süre çalıştım ve1998 yılının ortalarında EmniyetGenel Müdürlüğü Terörle Müca-dele Dairesi’ne geçtim. 2000 yılınakadar bu birimde çalıştım. Yani An-

kara’dan hiç dışarı çıkmadım.2000’de o dönem bakan olan Saa-dettin Tantan ile görüşüp dil öğ-renmek üzere Kanada’ya gittim. 1yıl Kanada’da kalıp dil öğrendim.Daha sonra da gelip master yap-

mak üzere ABD’ye git-tim; yıl 2001. 2001-2009arasında ABD’de kaldım.Nasıl kaldığımı çok me-rak eden Ergenekoncularve onların çok kötü takli-di Kürt ulusalcılarına yar-dımcı olsun diye anlata-yım. Master eğitimimdensonra doktora eğitimimekabul aldığım üniversi-

teden burs aldım ve eğitimimeüniversite bursuyla devam ettim.Emniyet’ten ayrılmayı kafama koy-duğum için de Taraf Gazetesi’ndeyazmaya başladım.

‘Arızalı’ personel2009 yılından sonrasını siz benden

iyi bilirsiniz... Emniyet içinde Erge-nekon sanıkları Emin Gürses veYalçın Küçük ile makamında hafta-lık toplantılar yapan Emniyet GenelMüdürü Yardımcısı’nın kim oldu-ğunu anlatan yazılar yazdıktan son-ra bu kanadın ağır saldırısına uğra-dım ve sınav sonuçlarımdan attı-ğım adıma her anım Ergenekon sa-nıklarıyla yakın ilişkisi olan AkşamGazetesi’ne ve Karanlık Oda’ya sız-dırıldı... Haziran 2009’da şark göreviyapmak üzere Bingöl’e gittim. Taraf‘ta yazdığım için Bingöl’de ‘arızalı’personel muamelesi gördüm ve Çe-vik Kuvvet Şubesi’nde görevlendi-rildim. Burada 2 ay çalıştıktan son-ra Ağustos 2009’da istifa ettim.

O gün bu gündür de Emniyet bi-rimleriyle hiçbir ilişkim yoktur.”

Aydınlık yazarı Şahin Mengü’nüngündeme getirdiği “Haşim Kılıç-ABD Büyükelçisi James Jeffrey-görüşmesini”nin yankıları sörüyor.Vatan Gazetesi yazarıMustafa Mutlu, dünküköşesinde konuya ilişkin-şunları yazdı:

“Her şey eski CHPManisa Milletvekili ŞahinMengü’nün müthiş id-diasıyla başladı: Bu id-diaya göre Anayasa Mah-kemesi Başkanı HaşimKılıç, ABD’nin eski An-kara Büyükelçisi James Jeffrey’ye,AKP’nin kapatılması ve diğerbazı davalar hakkında brifingvermişti... Jeffrey de bu bilgileriABD Dışişleri Bakanlığı’na krip-to etmişti... Üstelik bu kripto, Wi-kileakes belgelerinde de yer alı-yordu! Haşim Bey bu iddia kar-

şısında önce 2 gün suskun kaldı,sonra ‘ahlak’ bazlı bir açıklamayaptı... Meğer tamamen ‘nezaket’amaçlı bir ziyaret yapmış... Bir hu-

kukçu olarak somut yanıtvereceğine, belgelerle ko-nuşacağına, bu çokönemli iddiayı hem de‘belgeleriyle’ gündemegetirenleri ‘ahlaksızlıkla’suçluyor...

Her şey açık: AnayasaMahkemesi Başkanı, 29Ocak 2010’da ABD Bü-yükelçisi James Jeffrey’yi

ziyaret etmiş... Siyasi parti dava-ları ve askerlerin sivil mahkeme-de yargılanmaları gibi konularda‘sohbet’ etmiş... Partilerin kapa-tılmasına karşı olduğunu ancakDTP’yi kapatmak zorunda kal-dıklarını anlatmış... Askerlerin si-vil mahkemede yargılanmasına

yönelik düzenleme hakkında bil-gi vermiş... Anayasa’nın değiş-mesi gerektiğini ifade etmiş...

Kendisine açık çağrıda bulu-nuyorum: Madem haklıolduğunuzu düşünüyor-sunuz, o zaman ABD’nineski Büyükelçisi, Wikile-aks yetkilileri ve iddiayıgündeme getiren ŞahinMengü hakkında davaaçın. Eğer bunu yapamı-yorsanız, o zaman kimse-ye ahlak dersi vermeyin,kimseyi onursuzlukla it-ham etmeyin! Çünkü konu ahlaksisteminin değil, hukuk sistemininalanına girer!..”

‘Görüştüm amma...’Milliyet Gazetesi yazarı Melih

Aşık da şunları yazdı: “Anayasa Mahkemesi Başka-

nı Haşim Kılıç, ABD AnkaraBüyükelçisi Jeffrey ile geçen yılgörüştüğünü ancak ona bilgi arzetmediğini sadece sohbet ettiğini

söyledi dün arkadaşımızFikret Bila’ya...

Büyükelçiler gittikle-ri ülkelerde anayasamahkemesi başkanlarıy-la görüşme yaparlar mı?Dün konuştuğumuz ikiemekli büyükelçi bu so-ruya ‘Hiç duymadık’ ya-nıtı verdiler.

Ayrıca bir anayasamahkemesi başkanı, sohbette bileolsa, bir yabancı büyükelçiye he-sap verir tonda verdikleri karar-ların izahını yapar mı, ‘Anayasadeğişmeli’ diye fikir beyan edermi? Onun görevi kanunların Ana-yasa’ya uygunluğunu denetleme-nin ötesine geçer mi?”

Nazlı Ilıcak

Emre Uslu

Mustafa Mutlu Melih Aşık

Page 12: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

Sayı

sal

HAZIRLAYAN: Haran - Kural

TELEV İZYON YAYIN AKIŞI

08.00 TelevizyonGazetesi

10.10 Ekopolitik 13.00 13. Saat 19.00 Ulusal

Haber21.00 Ulusal

Bakış 23.00 Haber

Masası

07.00 Gün Başlıyor 09.00 Haber Bülteni11.00 Haber Bülteni 12.00 Haberler 13.00 Gün Ortası 15.10 Habertürk

Gündem 17.00 Akşam

Haberleri 19.00 Akşam Raporu 21.00 Haber Bülteni 23.00 1 Gün

06.00 Güne Başlarken 09.00 Haber Merkezi 12.00 Öğle Bülteni 14.00 Günün İçinden 15.40 Günün İçinden 17.00 Akşam

Haberleri 18.30 Gece Gündüz21.00 İnsan22.00 Haber23.00 Burcu Esmersoy ile

Güz Gecesi

06.00 Dürüye’ninGüğümleri “T”

07.00 İki Aile “T”09.00 Duymayan

Kalmasın “T”11.00 Soframız 12.45 Kalbimin Sahibi14.15 Altın Günü17.30 Sihirli

Annem “T”19.00 Star Haber20.00 Firar

06.30 Cennet Mahallesi

09.00 Show Kulüp11.30 Saba Tümer ile

Bugün16.30 Doktorlar “T”19.00 Ana Haber19.50 Spor Sayfası20.00 Adını Feriha

Koydum23.15 Canım

Babam “T”

06.30 Kahvaltı Haberleri

08.15 Asmalı Konak “T”10.00 Müge Anlı ile

Tatlı Sert13.00 Adanalı “T”15.00 Adanalı “T”16.00 Esra Erol’da

Evlen Benimle 19.00 Atv Ana

Haber Bülteni20.00 Alemin Kralı

06.00 Yabancı Damat 07.00 İrfan Değirmenci ile

Günaydın09.00 Doktorum12.30 Bana Her Şey

Yakışır14.45 Aşk-ı Memnu “T”16.45 Arka Sokaklar “T”19.00 Ana Haber Bülteni 19.50 Spor 20.00 Bir Çocuk

Sevdim

07.30 Uyan Türkiye 11.30 Türkü Diyarı 13.00 Haber13.30 Klip Saati 14.00 Kent ve Sanat 16.45 İstekleriniz18.15 Sokak

Ne Diyor? 19.30 Türkülerle 20.00 Bizim

Gördüklerimiz “T” 22.00 Şairane

07.00 Sabah Haber 09.00 Yerden

Yüksek 10.30 Gülben 13.00 Haber 13.15 Spor 15.20 Başrolde Aşk 17.50 Tonga19.00 Ana Haber19.55 Küçük

Hanımefendi23.40 Günün Maçı

08.30 Açılışa Doğru 09.40 Sabah Notları 11.00 Piyasa Ekranı 12.00 Finans Cafe 14.00 Karar Verenler 15.00 [email protected] Kapanışa

Doğru19.00 One Tree Hill 20.00 Teen Wolf22.00 Şehrin

Azizleri

08.00 Sabahın Sesi10.00 Gül Yağışı 12.00 Din ve Hayat 13.25 Hava Durumu13.30 Haber 16.05 Hızlı ile Nazlı 17.00 Zazaki Haber19.40 Haber 20.00 Yurttan

Haberler21.50 Sizin Sesiniz 23.40 Müzik Saati

07.10 Voleybol Panorama08.00 Günaydın

Avrasya10.00 Haber11.30 Medya Durağı13.00 Haber Merkezi14.00 Haber16.20 KKTC

Gündemi20.00 Nihat Genç ile

Veryansın22.00 Bakış Açısı

08.00 Erkan Tan’laBaşkent’ten

10.00 3 Yüz 12.00 İyilik Sağlık13.00 Gün Ortası 14.15 Günlük Hayat17.00 Uzman Avı19.00 Gurur20.00 Ana Haber

Bülteni 21.00 Kaplanlar Timi 23.00 Yaz Günlüğü

09.00 Haber 11.15 İstanbul

Sohbetleri 12.00 Haber 12.30 Başkent’te Sağlık 13.00 Haber14.00 Haber 17.00 Dünyadan Haberler19.30 Kitap Dünyası 20.00 Ana Haber Bülteni21.00 Misak-ı Milli 23.30 Bekleme Odası

RTÜK Şikâyet Hattı: 444 1 178

Sud

oku

-1Su

do

ku-2

Sud

oku

-3

Kak

uro

-1K

aku

ro-2

Kak

uro

-3

Kar

e

1. Avunma, avuntu -

Gana'n�n para birimi

2. Esasi - Mutlu, kutlu, u�urlu

3. Ayak - Afyondan ç�kart�lan

uyu�turucu bir madde -

Matematikte 3.14 say�s�

4. Geçersiz k�lma - Tayin etme

5. Afrika'da bir nehir - Efsanevi

bir masal ku�u - Göz

6. Halk dilinde amca -

Roma'n�n eski ad�

7. "Tok" kar��t� - Yard�m paras� -

�rade zay�fl���, dayanamama

8. Bir �eyin bir bedel kar��l���nda

bir süre için ba�kas�na verilmesi,

icar - Ölüm zaman� - Bir çalg� türü

9. Yumu�ak ba�l�, itaat eden - Esnas�nda

10. Kalça kemi�i - Bir renk - E�ilimi olan

11. Bir bulunma hali eki - Kimi zaman -

Derecesi, makam� yükselme

12. Bir yerden ba�ka yere geçirmek,

iletmek, nakletmek - Eskiden

yol üzerinde ya da kasabalarda

yolcular�n konaklamalar� için

yap�lm�� büyük yap�

1. �badet etmek - Evin bir bölümü

2. Asal - Bütün vücudu y�kamak

3. Bir dilek �art eki - Güre�te bir

oyun - �skambilde "papaz"

4. Bir meyve - Kullanma süresi -

Kiloamper (k�sa)

5. Tedavi - Bay�nd�rl�k

6. Bir tür yumu�ak peynir -

Büyükanne - Fizikte direnç birimi

7. Nafaka verme, yoksullar�

besleme - Sevap

8. Bir çalg� türü - �lave -

Tak�m (k�sa)

9. Erkek ördek - Takip

10. Geni�lik - Bebek yeme�i -

Zorunlu ihtiyaç maddelerine

resmi makamlarca konulan fiyat

11. Bölü�ülmü� bir bütünden

bölü�enlerin her birine dü�en

k�s�m, hisse - Alt�n'�n simgesi -

Bir i�i, bir görevi yerine getirme

12. Kay�nbirader - Kuma�lar�

güvelerden korumakta ve

t�pta kullan�lan, özel kokulu

kat� bir hidrokarbon

Yukarıdan aşağıyaSoldan sağa1. Afrika yerlilerinin çal� ç�rp�dan

yapt�klar� çardak gibi bar�nak2. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan i�aret3. Kripton'un simgesi4. Ekonomik alanda kendine yeterli

olmaya yönelik rejim5. Kar��l�k beklemeden, hay�r için

da��t�lan içme suyu6. Horoz, hindi gibi hayvanlar�n

tepesinde bulunan deri uzant�s�7. �lgi eki8. Kat�ks�z, halis9. Ayn� ya�ta olanlar, ya��t10. Kar���kl�k, karga�a13. Üzerinde herhangi bir ürün

yeti�tirilebilen s�n�rlar� belli toprak parças�16. Aniden gelen �iddetli koma hali19. Ah�ap, metal ya da ta� üzerine

mühür, yaz� ya da motifler oyarak,bo�luklar�n renkli ta�, fildi�i ya da bir ba�ka metalle kakma tekni�iyledoldurulmas�yla yap�lan süsleme

20. Ak�lla ilgili24. Halbuki26. Sanayi, endüstri28. Viyola29. Bayrak31. Duman lekesi33. Sütun görevi yapan erkek heykeli34. Köpeklerin boynuna tak�lan

tasma, boyunduruk35. �sviçre'de bir nehir36. Çelik çomak oyunu39. Gerçek42. "... Ayhan" (�air)44. Ekmek46. Ate�48. Çok eski ve bilinmeyen

bir tarihi anlatan bir söz50. E�ek sesi

1. Boyar maddenin erimi�balmumuyla kar��t�r�larakresim yap�m�nda kullan�lmas� tekni�i

8. Uykusu hafif kimse11. Üzerine notalar�n

yaz�ld��� be� paralel çizgi12. Güvercinle yollanan mektup14. Bir binek hayvan�15. K�laptan ipekle i�lenmi�, kal�n

ve iri desenli bir tür kuma�17. K�salt�lmadan k�v�rc�kl�k

verilmi� saçlar�n ba� çevresinde geni� bir y���n olu�turdu�u saç biçimi için kullan�l�r

18. Y�k�c�, y�kan, zarar veren21. Favori22. Hiçbir zaman; katiyen23. Genetik olarak birbirinin

ayn� olan canl�lar25. Yumu�ak ba�l�, itaat eden27. Yedek at30. Bir nota31. Nedensel32. �lkel bir su ta��t�34. Cesaret, yi�itlik, kahramanl�k36. Paraguay çay�37. Efsanevi bir masal ku�u38. Asya'da bir ülke40. Lümen (k�sa)41. Mitolojide "sava� tanr�s�"43. �talya'da bir yanarda�45. S�k gözlü bir bal�k a�� türü47. Le�49. Çocu�u olan kad�n51. Çerkezlerin kendilerine

verdikleri ad52. Bir �eyin ba�ka bir �eye

ba�l� bulunmas�

Yukarıdan aşağıyaSoldan sağa

30 EYLÜL 2011 CUMA

Ankaraİsmet Özçelik

İzmirHayati Özcan

AvrupaAli Mercan

Ekonomi: Nazım Güvençİstihbarat: Mehmet BozkurtKültür Sanat: Hayati AsılyazıcıDünya: Hasan BögünEmek: Mustafa BirçekToplum: Özlem Konur UstaSpor: Remzi YılmazBilgi İşlem: Melih Yıldırım

Anadolum Gazetecilik Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Adına sahibi:

Mehmet SabuncuSorumlu Müdür:

Mehmet BozkurtGenel Yayın Yönetmeni:

Serhan Bolluk

Yıl: 90Sayı: 1439

VATAN - EMEK - NAMUSKURULUŞ: 1921 ŞEFİK HÜSNÜ DEĞMER

Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.

www.AydinlikGazete.com

Soru ve önerileriniz için [email protected]

Adana Baskı: Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş.Tel: 0322 435 92 77İzmir Baskı: Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş.

Tel: 0232 257 69 01Ankara Baskı: Son Söz Gazetecilik Matbaacılık Ltd. Şti. Tel: 0312 394 57 71 - 72İstanbul Baskı: Aspaş AsyaPaz. Turizm Rek. Dağıtım A.Ş.Tel: 0212 651 97 65

Reklam Müdürü: Saynur Okuroğlu

Yayın Türü: Yaygın Süreli

Yönetim Yeriİstiklal Cad. Deva Çıkmazı No:3/3 Beyoğlu/İstanbulTel: 0212 251 21 14 / 251 21 15 / 251 55 04

Faks: 0212 251 21 16Ankara Büro:

Tel: 0312 229 88 45 Faks: 0312 229 88 47İzmir Büro:

Tel ve Faks: 0232 489 16 15

Dizi film “Başrolde Aşk”ta, İstanbul’un sosyalyapılanması ve orta sınıfın yaşam çerçevesini gör-mek mümkün olabiliyor. İstanbul’un güzelsemtlerinden birinde annesi Gö-nül, babası Tahir ve kız kardeşiEda ile birlikte yaşayan Gani’yi ta-nıdığımız dizide, Gani işinde hırs-lı bir menajerdir.Tahir Bey geç-mişte gazinolarda organizatörlükve sanatçıların menajerliğini yap-mıştır. Bu nedenle, menajer oğ-lunu yaptığı şeylerden dolayısürekli eleştirir, eşi eski assolistGönül ise devamlı olarak Gani’yiöver. Evlilik dışında herhangi birideali olmayan Eda ise hayatı-nı Facebook ve Twitter’da me-saj yazarak geçirmektedir. Gani,8 ay önce eşi Ceyda’dan bo-şanmıştır... (TRT 1-15.20)

“Şehrin Azizleri”, egemen sistemlerin if-las ettiğine dair iyi örnek olan bir kişiseladalet filmi. Özünde güvenlik kurumla-rının işlevsizliğine yönelik de bir eleşti-ri taşıyan filmde, yaşadıkları kentin kö-tülerini kendi yöntemleriyle cezalandı-ran Mc Manus kardeşlerin öyküsü an-latılıyor. Konusu itibarıyla yönetmenTroy Duffy’ın başarısıyla özdeşleşmişfilmde, Mac Manus kardeşler, babalarıile İrlanda’nın sessiz vadilerinde sak-lanmaktadır ve eski kanunsuzluklarındantemizlenmişlerdir. Fakat herkes tara-fından sevilen bir rahibin çete tarafından öldü-rülmesinin ardından, kardeşler adaleti yerinegetirmek ve kanlı bir savaş vermek için Boston’adoğru yola koyulur. Bu arada, olayı çözmek üze-

re bölgeye atananan bir müfettiş, yaptığı incele-meler sonucu bunun bilinçli bir cinayet değil, birnefsi müdafaa olduğunu düşünmektedir. Ama McManus kardeşler, çoktan Yakavetta’yı infaz etmekamacıyla evine sızmışlardır. (CNBC-e-22.00)

Adaleti sağlamak içinKişisel adalet arayışının ön plana çıktığı “Şehrin Azizleri”nde, içi boşalmış egemenkurumların iflası gözler önüne seriliyor

Sıradanyaşamlar

Page 13: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

Özgün Adı: Midnight in Paris Yönetmen:Woody Allen / Oyuncular: AdrienBrody, Rachel McAdams, Marion Cotillard,Owen Wilson, Michael Sheen /ABD / 2011 / 1 saat 30 dakika

Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı ni-şanlılar Gil ve Inez, Inez’in babasının iş gere-ği Paris’e gitmesini fırsat bilip küçük bir tatil içinbu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutar. Baştaher şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gez-mekten ibaretken, özellikle damat adayı Gil’inParis caddelerinde gece yarısı yaşadığı ger-çeküstü maceralar sadece onun değil Inez veailesinin hayatını değiştirecektir. Zira gençadam, Paris’e karşı büyük bir aşk beslemeye baş-lar ve edebiyatçı kimliği ile tutkusu pekişir...

Paris’te Bir Gece

30 EYLÜL 2011 CUMA

Yönetmen: Cemil Ağacıkoğlu / Oyuncular: GizemGüven, Ayten Uncuoğlu, Görkem Yeltan, SerkanKeskin / Türkiye / 2011 / 1 saat 30 dakika

Yusuf ve akciğer kanseri şüphesiyle hasta-neye yatan eşi Aslı, hastalıkla birlikte içlerineçekilip yalnızlaşmaya, birbirlerinden kopmayabaşlar. Yusuf hastanede, Elena isimli, eşindendayak yemiş göçmen bir kadınla tanışır. Taburcuolduktan sonra tutunacak tek dal olarak gör-düğü Yusuf’u arayan Elena veYusuf, yakınla-şırken derin bir suçluluk duygusunu da sırtla-rında taşır. Asıl mesleği moda fotoğrafçılığı olanCemil Ağacıoğlu’nun yurt içinde ve yurt dışındafestivallerde gösterilen Polis, İp, It was White,I am Ivan ve Kapak gibi kısa filmlerinden son-ra ilk uzun metraj çalışması olan Eylül’ünbaşrollerini; Turgay Aydın, Görkem Yeltan veElena Polyanskaya paylaşıyor.

G Ö S T E R İ M D E K İ L E R

Özgün Adı: Orla FrosnapperYönetmen: Gert Fredholm,Peter Dodd / Oyuncular:Nikolaj Lie Kaas, ThureLindhardt, Cecilie Stenspil,David Bateson, EsbenPretzmann / Danimarka /2011 / 1 saat 18 dakika

Victor, 10 yaşında, sıra-dan bir kasabada yaşayanbir çocuktur. Sıkıcı yaz ay-larını arkadaşları Jacob,Clara ve köpeği Sosis iletürlü yaramazlıklar yaparak geçirir. Ta ki bir günkasabalarına gezici bir sirk gelinceye kadar. Sir-kin sahibi, son gösterilerinde kasabalıların da be-cerilerini gösterebileceğini ilan eder. Fakat bu eğ-lenceli teklif, kasabanın en kötü yürekli ve en çir-kin kişisi Kurbağa Surat’ın Victor ve arkadaşla-rına meydan okumasıyla zor bir hal alır. Bu ce-sur çocuklar, Sosis ile Kurbağa Surat’ın engelle-melerine rağmen gösteriye katılmaya çalışır.

Eylül

Kurbağa Surat

Yönetmen: Özcan Alper, Emre Akay,Ahu Öztürk, Ülkü Oktay, Zehra Derya Koç Oyuncular: Bennu Yıldırımlar, Begüm Birgören,Ahmet Mümtaz Taylan, Meral Çetinkaya / Türkiye / 2010 / 1 saat 18 dakika

Ankara Sinema Derneği’nin düzenlediği ya-rışmada dereceye giren 5 kısa film senaryo-sundan yola çıkılarak çekilen “Kars Öyküleri”;Özcan Alper’in “Moto Guzzi”, Zehra DeryaKoç’un “Kül”, Ülkü Oktay’ın “Zilo”, AhuÖztürk’ün “Açık Yara” ve Emre Akay’ın “Kü-çük Bir Hakikat” senaryolarından oluşuyor.Kars ve çevresinde yapılan çekimlerde, önem-li oyuncular gönüllü olarak rol almış.

Kars Öyküleri

NEFİSE SEZEN ÖZKARA

Son günlerde kadına yönelik şiddetin artmasıylaberaber “Kadına şiddete hayır”sesleri yüksel-meye başladı. Giderek tırmanan şiddet, bıçak-lama, yaralama, dövme, tehdit ve en sonunda ko-rumasız bırakılmış kadınların öldürülmesine birtepki de tiyatroculardan geldi. Sinema-TVdünyasından tanıdığımız, Ankara Sanat Tiyat-rosu’nda (AST) uzun yıllar oyunculuk ve yö-netmenlik yapan Yaşar Akın’ın yazıp yönettiğive genç oyuncu Nagihan Doğan’ın oynadığı “Ka-dın Olmak?” adlı tek kişilik oyun, 27 Eylül’deİstanbul Barış Manço Kültür Merkezi’nde ilkgösterimini gerçekleştirdi.

Oyunu toplumsal sorumluluktan hareketederek yazdığını ve uzun bir araştırma ve göz-lemden sonra sahnelemeye başladığını söyleyenYaşar Akın, oyunun güncelle bağıntısının öne-mini belirtiyor. Göstermeci üslupla sahneyekonulmuş 1 saatlik oyunda oldukça başarılı biroyunculuk sergileyen Nagihan Doğan da oyu-nun başarısının sebebini “hissederek çalışılmışbir oyun” olmasında buluyor. Dansları Filiz Çoş-kuner’e, müziği Kaan Özcan’a ait oyun, tüm“Umuttan Yana Tiyatro” ekibinin özverili ça-lışmasıyla “imece”yle oluşmuş bir yapıt sayılabilir.

Oyunun broşüründe Akın, “Sahnede adetabüyüyen oyuncu, yüreğindeki aksiyonu yönet-menin gözyaşlarıyla sulayarak bilincin anıtıgibi dimdik durdu. Çünkü şiddete karşı dur-manın hazzını yaşıyor-du...” yazmış. Oyunu iz-lerken benzer bir duyguseyircide de oluşuyor.

Oyunun adının so-nunda soru işareti ol-masıyla ilgili olarak daYaşar Akın, “Çünkü bu-gün kadın olmak sadeceiki cinsten birine sahipolmak demek değil. Sırfkadın olduğu için şiddetgören, öldürülen insanlarvar. Bu durumda “ka-dın olmak” üzerine sorusorabileceğimiz bir me-seleye dönüşüyor. Aslın-da bizim oyunda amaç-

ladığız tam da insanların bu soru işareti üzeri-ne düşünmelerini sağlamak. Biz o soru işareti-ni kaldırmak istiyoruz” diyor.

“Umuttan Yana Tiyatro” ekibi, birçok şe-hirdeki kitle örgütleri ve derneklerden oyunusahnelemeleri için davet almış.

Yaşar Akın: Tiyatro çözüm üzerine düşündürebilir

Akın: “İnsanların her gün görüp üstünde dur-madığı bir konu kadına uygulanan şiddet...Televizyonların, gazetelerin sadece haber yapıpgeçmeleri hadiseyi sıradanlaştırıyor. Buna öfkeduymayan bir insan olamaz. Tiyatronun çözümgetirme gibi bir gücü yoktur, tiyatro ancak çö-züm üzerine düşündürebilir. Düşünen insanlarda çözümü yaratır. Konuyla ilgili en büyük ek-siği eğitim sorunu olarak gördüğüm için de in-sanları hep birlikte düşünmeye davet eden biroyun yazdım. Sahneleme aşamasında birçok zor-lukla karşılaştık, Nagihan’la ağladığımız anlaroldu. Ama birbirimize vazgeçmeyeceğimizesöz verdik ve bugüne geldik. Nagihan 23 yaşın-da olmasına rağmen inanılmaz başarılı biroyuncu, sahnede altından kalkamadığı hiçbir şeyolmadı; oyunu onunla çalışmaktan çok mutlu-yum. Göstermeci üslupla tasarladığım oyun, hemsahnede birçok role girmeyi hem de kostüm veaksesuarları anlamlı bir şekilde kullanmayı ge-rektiriyor. Her şey seyircinin önünde olup biti-yor ve oyuncunun sahnede olduğu 1 saat bo-

yunca tek kaçış anı bile yok. Nagihan o 1 saatioyundan hiç kopmadan oynuyor, sahne gereç-lerini kendisine yardımcı ve işlevsel kullanma-yı başarıyor. Bu kolay bir iş değildir.”

Nagihan Doğan: Şimdi sahnede‘Şiddete hayır!’ diye haykırıyorum

Doğan: “Neredeyse her gün gazete ve tel-evizyonlardaki kadının yaşadığı şiddet ve kadınölümleri haberleri, bütün insanlar gibi beni defazlasıyla endişelendirip üzüyor. Şiddet gören in-sanlara el uzatmamak, yok saymak şiddetidesteklemektir. ‘Tiyatro oyunu ile ‘Kadına yö-nelik şiddete hayır’ demek bir oyuncu olarak be-nim görevim’ diye düşündüm. Hem oyunu sah-neye koymamızda yaşanan zorluklar hem de oyu-nun içeriğine dair araştırmalar yaparken yaşa-dıklarım bazen çok zorlayıcıydı. Yaşar Hocambana ‘Bu trenden inenler, binenler olacak amabiz ne olursa olsun son istasyona varacağız’ dedi,söylediği gibi de oldu. ‘Kadın Olmak?’ bir soruevet, ülkemizde sormaya zorlandığımız bir soru,ama biz cevabın ‘insan olmak’la ilgili olduğunudüşünüyoruz. Bu yüzden bu oyuna ‘Feminist biroyun’ demek eksik olur, meselemiz daha çok in-san hakları ve kişilerin eşit haklara sahip oldu-

ğu üzerine düşündürmek. Oyundabirçok farklı karakteri canlandırıyo-rum. Farklı kesimlerden ele alınan ka-dın karakterleri cinsel, fiziksel veduygusal şiddete maruz kalıyor. Biroyuncu olarak bu karakterleri oy-narken kendimi onların yerine koy-duğumda şiddetin her türünün ne ka-dar kötü olduğunu daha da iyi anlı-yorum. Şimdi sahnede ‘Şiddete hayır!’diye haykırıyorum tüm şiddete uğ-rayan kadınlar için. İnsanlar, sahneüzerinde o kadar süre kalmamı tak-dir ediyor, yorulup yorulmadığımımerek ediyor; ben de onlara ‘Tümhayatı boyunca her an, benim oradayorulduğumdan daha fazla yorulankadınlar, insanlar var’ diyorum. Oyu-nu izleyenler de bunu anlasın ve be-nimle birlikte biraz yorulsunlar isti-yorum aslında.”

Filiz Çoşkuner: Benişaşırtan oyunun kadın dili

Coşkuner: “Oyunun danslarını yapmam içinYaşar Bey ve Nagihan bana kısa bir parça gös-terdiklerinde, bu oyunu bir erkeğin yazmış ola-bileceğine inanamadım. Elbette bir erkek kadınayönelik şiddetten rahatsız olur ve bunu anlatmakisteyebilir ama beni şaşırtan bir erkeğin oyununubu kadar ‘kadın diliyle’ oluşturmasıydı. Sonra-dan öğrendim ki Yaşar Bey bunun için çok faz-la araştırma yapmış. Tabii çok daha önemlisi;oyunun hissedilerek, çok fazla önemsenerek ya-zılması ve oynanması. Biz bir oyun yapmadık,hep birlikte sahneden çığlık attık. Nagihan sa-dece iyi bir oyuncu değil, iyi bir dansçı da. Onayalnızca hissettiklerini yansıtmasını söyledim veben de oyunda kullanılan dansları tasarlarkenonunla aynı hislerle oyuna dahil oldum.”

“Kadın Olmak?”, 7 Ekim 2011 Cuma günüNâzim Hikmet Kültür Merkezi’nde, 15 ve 22Ekim, 19 Kasım, 10 ve 24 Aralık tarihlerindede Halis Kurtça Kültür Merkezi’nde saat20.30’da sahnelenecek.

İletişim için: Umuttan Yana TiyatroAysa Organizasyon: http://www.aysaorg.com/0543 381 91 25 / [email protected]

Bu kez tiyatro sahnelerinden yükseliyor ses:

Kadına yönelik şiddete

Koca bozkırın ortasında, öl-dürdüğü adamın cesedini ne-reye koyduğunu hatırlamayanbir katilin (Fırat Tanış) peşin-de, Savcı Nusret Bey (TanerBirsel), Komiser Naci (Yıl-maz Erdoğan) ve Doktor Ce-mal (Muhammed Uzuner)“yanında top gibi bir ağaç olançeşme”yi arıyor.“Bir Zamanlar

Anadolu’da”; insana kendi varlı-ğını, hayatın içerisinde ifade etti-ği anlamı böyle yalın, saf bir hika-ye üzerinden sorgulatıyor. NuriBilge Ceylan, “küçük bir hika-ye”den büyük bir film çıkararak, si-nema tarihimize bir başyapıt ka-zandırmış oldu.

İçlerinde çenesi en düşük ola-nı Komiser Naci, epilepsi hastasıoğlu üzerinden, belki biraz damesleği nedeniyle, “hayatı izle-yen” bir konumdadır. Savcı NusretBey, karısının intiharının nedenleri ile yüzleşmekzorunda kalacağından habersiz, sabaha Anka-ra’da olması gerekirken gecenin bir yarısı boz-kırın ortasında ne aradığını bilmez durumdadır.Doktor Cemal ise bir “yaban”cıdır. Komiser Naci“Bir gün gideceksin, ama buraları hiç unutma-yacaksın. ‘Anadolu’da bir zamanlar bir kasabavardı’ diyeceksin; masal gibi” derken bile, Dok-

tor Cemal kayıtsızdır etrafında olanlara. “Ruhu”çoktan başka diyarlara göç etmiştir çünkü.

Aydın ne için var?“Bir Zamanlar Anadolu’da” filmi, sadece bir

katilin yitirdiği belleğine teslim olan 3 devlet me-murunun kişisel öykülerinin toplamı değildir. Fil-mi böyle “okuduğumuzda”, Nuri Bilge Cey-lan’ın, “soruların en zoru” olan, aydın kimliği-

ni ve toplumdaki yerini tartış-tığını kabul edebiliriz. Ceylan,Dostoyevski üslubunu anım-satan karakter okumaları vebetimlemeler arasında izleyici-yi büyük, felsefi bir tartışmanınortasına çekiyor.

Anadolu, İstanbul aydınıiçin Osmanlı döneminde sür-günü, cezalandırılmayı ifadeediyordu. Cumhuriyet devri-mi ise Anadolu’yu aydın içinuyanışın, dirilişin ve var olu-şun yatağı olarak tanımladı.21. Yüzyıl’da artık Anadolu,

yeni “aydın” için ise taşınamayacak kadar ağırbir yüktür, öyle ki, ancak kaçarak kurtulmakmümkündür. Komiser Naci, “Siz bunları bil-mezsiniz” diyerek Nusret Bey’e çıkışırken yada muhtar (Ercan Kesal) konuklarına kuzuetinin “doğallığı” üzerine konferans verirkenbozkırın dokusuna yabancı, kente, bir an-lamda “başka bir dünyaya ait” insan olgusuüzerinde asla başaramayacakları ortak bir dilyakalamaya çalışırlar.

“Bir Zamanlar Anadolu’da” kesinlikle “mi-nimalist” bir film değil. Nuri Bilge Ceylan’ınözellikle ilk filmlerinde tanık olduğumuz, kısaanların çözümlenmesi bu filmde yok. Tersine,tam 157 dakika sürmesine karşılık, hikayesiniileriye doğru sürekli geliştiren, böylece filminyüksek temposunu koruyan bir anlatımı yet-kinleştiriyor yönetmen. Öte yandan, görsel birminimalizmden söz etmek de olanaklı değil.Görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’nin de us-talığını kattığı, karanlığın ortasında oluşturu-lan büyük resimler, neredeyse 19. Yüzyıl so-nundaki ilk İzlenimci ressamların tablolarıylakarşılaştırılacak değerde.

Yalnız ve güzel ülkenin görkemli filmi

“Bir Zamanlar Anadolu’da”, tematik olarakNuri Bilge Ceylan’ın ifadesiyle söylersek, “Yal-

nız ve güzel ülkemeadanmış” filmlerinbir devamı olsa daresimleri ve hikayekurgusuyla önemlifarklılıklar gösteri-yor. Özellikle NuriBilge Ceylan’ın ilkfilmlerinden alışık ol-duğumuz, oluşturu-lan bir resim üzerin-den hikaye anlatmatarzı, bu filmde terkedilmiş. Tersine, re-simler hikayeyi takipediyor. Aynı şekildehikaye de ileriye doğ-ru gelişen ve bir sonaulaşan klasik bir yapıya sahip. Dolayısıyla “BirZamanlar Anadolu’da”, ortalama bir söylemle“anlaşılır” bir film.

Şüphesiz, filmi büyük yapan, yönetmenin tar-zını neredeyse terk ederek klasik sinema dili içe-risinde kendisine yer araması değil. Aynı şekil-de Cannes’da Jüri Büyük Ödülü almış olması-nın da,filmin değerlendirilmesinde tek başına birkıstas olamayacağını düşünüyorum.

Sinemamız için “Bir Zamanlar Anadolu’da”;

hikaye anlatımı, resimoluşturma, gerçekçilikvb. gibi sanatsal kıstaslargöz önüne alındığındabir başyapıttır. Kimlikve var oluş sorununuyalın, hayatın içindenreferanslarla sunduğuiçin özellikle de aydın-larımızın önemsemesive tartışması gereken,görsel bir şölenden, sar-sıcı bir oyunculuktanoluşturulmuş bir anlatı.

Taner Birsel’in alışıkolduğumuz tarzı, Yıl-maz Erdoğan’ın sürp-rizleri ile canlı, espri

ruhu oldukça yüksek bir karakter betimlemesinedönüşmüş. Muhammed Uzuner’in ve AhmetMümtaz Taylan’ın “tutumlu”, rol çalmayanoyunculukları filmin hikayesini anlatma çaba-sını güçlendirmiş. Ancak, “Bir Zamanlar Ana-dolu’da” filmi hatırlandıkça, oyunculuğu üzerinekonuşulacak olanın Fırat Tanış olduğunu dü-şünüyorum. Filmde en az repliğe sahip olsa daTanış, yarattığı katil karakteri ile belleklerdensilinmeyecek bir oyunculuk ortaya koymuş.

GENİŞ AÇI

BURÇAKEVREN

[email protected]

Bir Zamanlar Anadolu’daBir Zamanlar Anadolu’daBir Zamanlar Anadolu’daBir Zamanlar Anadolu’daBir Zamanlar Anadolu’daBir Zamanlar Anadolu’daBozkırın ortasından görsel bir şölen ve aydınlara ağıt:

Sinemamız için “Bir Zamanlar Anadolu’da”; hikayeanlatımı, resim oluşturma, gerçekçilik vs. gibi sanatsalkıstaslar göz önüne alındığında bir başyapıttır...

Kimlik ve var oluş sorununuyalın, hayatın içinden

referanslarla sunduğu içinözellikle de aydınlarımızınönemsemesi ve tartışması

gereken bir film...

S�NEMA YAZILARI

Ali Rıza Özkan

aliriz

aozk

an@a

ydinl

ikgaz

ete.co

m

Bir Zamanlar Anadolu’daYönetmen: Nuri Bilge Ceylan Oyuncular: Muhammed Uzuner, Y�lmaz Erdo�an, Ahmet Mümtaz Taylan, F�rat Tan��, Taner Birsel, �afak Karali, U�ur Aslano�lu Senaryo: Nuri Bilge Ceylan, Ebru Ceylan, Ercan Kesal Görüntü Yönetmeni: Gökhan Tiryaki Müzik: Thomas Roberts Bosna Hersek, Türkiye, 2011, 157 dk.

Filiz Coşkuner, Nagihan Doğan ve Yaşar Akın (soldan sağa)...

“Kadın Olmak?”Nagihan Doğan

Yazarımızın bu haftaki köşe yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. Okurlarımızdan özür dileriz.

Nuri BilgeCeylan

Page 14: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

30 Eylül 2011CUMA Brezilya, hazırlık maçında sahasında ağırladığı Arjantin’i

2-0 yendi. Belem’de oynanan ve iki takımın da Avru-pa’da oynayan oyuncularından yoksun çıktığı maçtagoller, Dk.53 Lucas ve Dk.75’te Neymar’dan geldi.

BREZİLYA ARJANTİN’İ RAHAT GEÇTİ KULÜPLER BİRLİĞİ TOPLANIYORKulüpler Birliği Vakfı, bugün saat 13:00’te İstanbul’da

toplanacak. Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’inbaşkan seçilmesinin ardından Astoria Alışveriş Merke-zi’ndeki ofisinde ilk toplantısını gerçekleştirecek.

CAN ÖZÇELİK

FenerbahçeYüksek Divan Ku-rulu Başkanı Yük-sel Günay, Ola-ğanüstü GenelKurulun ardındanAydınlık’a konuş-tu. Günay, AzizYıldırım’ın 2012Mayıs ayında yapı-lacak seçimli Ola-ğan Genel Ku-rul’da yenidenbaşkanlığa adayolacağını açıkladı.Günay, “Sayın Yıl-dırım hem adayolacak hem de se-çilecek” dedi.

Olağan-üstü GenelKurulu’nu25 Eylül’deyapan Fe-nerbahçe’deyönetimüyelerin tamdesteğinialdı. Aydın-lık’a Ola-ğanüstü Ge-nel Kuruludeğerlendi-ren Fener-bahçe Yük-sek DivanKurulu Başkanı Yüksel Günayçarpıcı açıklamalar yaptı. Gü-nay, Genel Kurul’da YönetimKurulu’nun şike iddialarıyla 3Temmuz’da başlatılan operas-yondan bugüne kadar attığıtüm adımların üyeler tarafın-dan onaylandığını vurguladı.Günay, 23 Temmuz’da YüksekDivan Kurulu toplantısındayaptığı konuşmada, “hiçbir ta-

rikat, İslam örgütü ze-mininde bir yapılanmabu kulübün içinde ya-pamaz” sözleriyle gün-deme gelmişti. Bu söz-

lerin o günkü şartlara göre söy-lendiğini ifade eden Günayşöyle konuştu: “Benim o günküsözlerimin açılımı şu: ‘kamudabir takım söylemler vardı. Bunormal bir şike iddiası değil.Arkasında bir takım etik say-madığımız kuruluşlar var.’ Be-nim orada kastettiğim şudur:‘Fenerbahçe Spor kulübü butip olaylara kapalıdır.’ Bu söz-

lerimin arkasın-danda şunu de-dim. Biz laik dü-zen içerisindeAnayasa teminatıaltında spor yapı-yoruz. Bizim işi-miz spor yap-mak.’Bu olayın si-yasi alana çekil-mesine de karşı-yız” dedi.

“Şiddet yasasıdeğiştirilecek”

Spor siyasetilişkisini de değer-lendiren Günayşu ifadeleri kul-landı: “Sporuniçinde siyaset hiçolmamalı ama bu-gün icra kuvvetikimin elinde ta-sarruf yetkisi ki-min hükümetin is-ter istemez insan-lar spora politikakarışıyor diyorlar.Ama ne dereceyekadar etkili olurbunu düşünmeklazım” Günay,

Aziz Yıldırım’ın 2012 Mayıs’tayapılacak seçimli Olağan Genelkurul’da yeniden başkanlığaaday olacağını açıkladı. Günay,“Sayın Yıldırım, sağlığı yerindeolursa Fenerbahçe Spor KulübüBaşkanlığına aday olacak. Hemde seçilecek” dedi. 6222 sayılıSporda Şiddet yasasının da çokağır hükümler içerdiğini savunanGünay, “Bugün TBMM’deki hersiyasi parti bu yasanın çok ağırhükümler içerdiğini ve yanlış çı-karıldığı inancını taşıyor. Buyasa değiştirilecektir. Bu bir afolarak düşünülmemelidir” dedi.

Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay:

İspanya’nın Barcelona takımı,La Liga ve Şampiyonlar Lig’indeoynadığı 7 maçta rakip fileleretam 29 gol atarak bu sene yine Av-rupa futbolunda zirvede olabile-ceğini gösterdi. Maç başına 4.1gol ortalamasıyla oynayan Katalanekibi, La Liga’nın 4. haftasındaNou Camp’ta konuk ettiği Osasu-na’ya toplam 8 gol atarak yine ta-rihe geçen bir performans sergile-di. Lig’de Real Sociedad ve Va-lencia ile 2-2 berabere kalan Bar-celona, Villereal ve A.Madrid’i 5-0 ‘lık sonuçlarla geçti. Şampiyon-lar Ligi ilk maçında sahasında İtal-ya’nın Milan takımıyla 2-2 bera-bere kalan Katalan ekibi, öncekiakşam BATE Borisov’u 5-0 yene-rek gruptaki iddiasını sürdürdü.Geçen sezon hem ligde hemdeŞampiyonlar Ligi’nde zafere ulaşan

Barcelona bu performansla yine bukupalara aday olduğunu gösteriyor.

Messi tarihe meydanokuyor

Barcelona’nın Arjantinli gol-cüsü Lionel Messi, önceki akşamtakımının Şampiyonlar Ligi’ndedeplasmanda Bate Borisov’u 5-0yendiği maçta 2 gol atarak, MacarLadislau Kubala ile birlikte Bar-celona tarihinin en çok gol atanikinci futbolcusu oldu. Messi, ku-lüpteki toplam gol sayısını 194’e çı-kardı ve Kubala’yı yakaladı. Ligde5 maçta 8, Şampiyonlar Ligi’nde 2maçta 2 golü bulunan Messi, buperformansını sürdürmesi halindesezon sonunda Barcelona tarihininen golcü futbolcusu İspanyol Ce-sar Rodriguez’in 235 gollük reko-runu da geçebilir.

ParamBarça ediyor Galatasaray,Süper Lig’de An-karagücü ile dep-lasmanda oyna-yacağı karşılaş-manın hazırlıkla-rını bir günlük iz-nin ardından yap-tığı antrenmanlasürdürdü. TeknikDirektör FatihTerim yönetimin-de, Florya MetinOktay Tesisle-ri’nde basına ka-palı olarak gerçekleştirilen antrenman-da, futbolculara ısınma hareketlerininardından 30 metrelik sprint testi uygu-landığı bildirildi. Antrenmanda dahasonra altışarlı dört takım halinde daralanda çift kale maç yapıldığı kaydedildi.Galatasaray’ın antrenmanda tam kadroolarak çalıştığı açıklandı. Öte yandan,idman sonrasında, ikinci kez baba olmasevincini yaşayan Hakan Balta için pastakesildi. Sarı-kırmızılılar, Ankaragücümaçı hazırlıklarını bugün yapacağı an-trenmanla sürdürecek.

Bosna’da olaylı maç

Trabzonspor, içtransferde Musta-fa Yumlu ile 2015-2016 sezonuna ka-dar sözleşme im-zaladı. Bordo-Mavili futbolcu,Mehmet Ali Yıl-maz Tesisleri’ndedüzenlenen ve kulüp genel se-kreteri Hasan Yener’in hazırbulunduğu imza töreninde 2015-2016 sezonu sonuna kadar Trab-zonspor formasını giyeceği söz-leşmeye imza attı. MustafaYumlu, imza töreninde yaptığı

konuşmada, söz-leşmesini yenile-diği için mutlu ol-duğunu belirterek,‘’Uzun yıllar bubüyük camiayahizmet edecek ol-maktan gurur du-yuyorum. Bunda

en büyük etken Şenol hocamdır.Bana güvenip beni sahaya sür-düğü için kendisine teşekkürediyorum. Onu mahcup etme-mek için elimden geleni yap-maya hazırım’’ ifadelerini kul-landı.

Bosna Hersek Kupası’nda, Mostarderbisi olarak adlandırılan Zrinjski-Ve-lez karşılaşması, Velez’in 1-0 öne geçme-sinden sonra çıkan olaylar nedeniyle ta-til edildi. Konuk takım Velez’in forvetiRiyad Demiç’in maçın uzatma dakika-larda attığı golle takımını 1-0 öne geçir-mesiyle, ev sahibi takımın “Ultras” adlıtaraftarlarının sahaya girdiği ve bu olay-ların ardından Velez takımının oyuncu-larının soyunma odalarına gittiği belirtil-di. Olaylar nedeniyle maça verilen 10dakikalık aranın ardından, Velez’inoyuncuları güvenlik nedeniyle sahayadönmeyi ve maça devam etmeyi reddet-ti. Taraftarların sahaya girmesiyle çıkanolaylarda yaralı olup olmadığı konusun-da henüz bilgi verilmedi.

Mustafa Yumlusözleşme yeniledi Süper

Lig’deoynadığı soniki maç-ta mağ-lup olarak ta-raftarlarını üzen Bursaspor, bu akşamkarşılaşacağı Gençlerbirliğini yenerek ta-raftarlarının moralini düzeltmek istiyor.Saat 20:00’de Bursa Atatürk Stad’ındaoynanacak mücadeleyi Mustafa KamilAbitoğlu Yönetecek. Maçla ilgili açık-lamlarda bulunan Bursaspor Teknik Di-rektörü Ertğrul Sağlam, Gençlerbirliğiile oynayacakları zorlu maçta galibiyet-ten başka sonuç düşünmediklerini söyle-yen Sağlam; “Gençlerbirliği’ni yenip, ikihaftalık mağlubiyet serisine son vermekistiyoruz” dedi.

Kayseri’de kazanançıkmadı

“Aziz Yıldırım yeniden başkan olacak”

BURSASPOR-G.B�RL���

SAAT: 20:00

STAT: Atatürk

HAKEM: M.Kamil Abito�lu

YAYIN: Lig TV

Bursa çıkış arıyor 1-1

E Grubu puan durumu

TAKIMLAR O G B M A Y P

1-Stoke City 2 1 1 0 3 2 4

2-Beşiktaş 2 1 0 1 6 3 3

3-D.Kiev 2 0 2 0 2 2 2

4-M.Tel Aviv 2 0 1 1 2 6 1

KAMİLERDEM

[email protected]

Bu kadar ucuz olmamalı

Oyuncularının büyük bir kısmını Antal-ya maçında dinlendiren Carvalhal herzamanki 4-3-3 düzeniyle takımını saha-ya sürdü. Beşiktaş’lı futbolcular maçaçok istekli ve hızlı başladılar. Stock Cityise oyunu dikine oynayarak oyun tem-posunu yükseltme çalışıyor ve klasik İn-giliz futbolu anlayışla boy avantajını dakullanarak yüksek toplarla ve kanat or-talarla gol arama görüntüsü veriyordu.Beşiktaş, oyunu 2. bölgede tutarak Si-mao ve Quaresma’nın desteğiyle de ortasahada üstünlük sağladı. Beşiktaşlıoyuncuların topa sahip her Stoke Cityoyuncusuna hızlı baskı uygulaması vemerkez savunma oyuncularının da cep-heden gelen toplarda ilk müdahaledebaşarılı olması sonucunda Beşiktaşönemli bir pozisyon vermedi.

Beşiktaş’ın çabuk paslardaki başarısıbeklenen golü getirdi. Ardışık hızlı pas-ların sonucunda Queresma’nın final pa-sına Hilbert’in mükemmel bindirmesive zor vuruşu Beşiktaş’ı öne geçirdi. Fa-kat duran toplarda etkili olan Stoke Cityyediği gole çabuk karşılık verdi. Sto-ke’lu oyuncuların Rüştü’nün hareketalanını kısıtlamasıyla yan topta zayıfkalması ve kale içinde 3 Beşiktaş’lınınboşta kalan topa müdahalesinde geçkalması sonucu rakip takımın golü bul-ması kolay oldu. Teknik üstünlüğünükullanarak topa daha fazla sahip olanBeşiktaş, çabuk paslaşmalarının sonu-cunu uzaktan şutla bitirme yerine arapaslarla rakibin arkasına adam kaçıra-bilse, ağır Stoke City savunmasını dahakolay geçebilirdi.

Ne kadar fazla süre topa sahip olur-san rakibin hücum etme zamanını azal-tırsın. Topa sahip olmak hücumda etkiliolma ve pozisyon üretmene sebep olur-ken aynı zamanda takım savunmasın-da da avantaj sağlar. Beşiktaş bu yöndebaşarılı bir oyun sergiledi ve Stoke Citymodern futboldan uzak 1950’lerin ka-lıplanmış futbol anlayışıyla oynarken,Beşiktaş, yaratıcı ve üretken futbol oy-nadı. Takım savunmasında ve takımhücumunda başarılı olan Beşiktaş, du-ran topların ve taç atışlarının dışındapozisyon bulamayan rakibine oyunahakim olmasına rağmen dramatik birşekilde kaybetti. İyi oynayan bu kez ka-zanamadı. Beşiktaş bu futboluyla grup-tan çıkacak bir takım ,Beşiktaş’ı kutla-mak gerek.

Avrupa Ligi’ne Mac-cabi Tel Aviv, galibi-yetiyle başlayan Si-yah-Beyazlı takım, İn-giltere’de Stoke Cityile karşılaştı. İstanbulİnönü stadyu-

mu’ndaki Maccabi maçında oynadı-ğı iyi futbol ve aldığı farklı galibiyet-le taraftarını mutlu eden Beşiktaş, İn-giltere’den istediğini alamadı. Siyah-Beyazlı takım, Hilbert’in golüyle önegeçtiği karşılaşmada Premier Lig’deiyi bir grafik çizen Stoke City’e Cro-uch ve Walters’ın kaydettiği gollerle2-1 mağlup oldu. Öte yandan tem-silcimiz, gruptaki 3.maçını 20 Ekim-de Dinamo Kiev ile İnönü stadyu-munda oynayacak.

Maça kontrollü bir oyun anlayışıylabaşlayan Beşiktaş, karşılaşmanın ilk10 dakikasında kalesinde tehlike ya-şamak istemediğinden yarı sahasın-da çok adamla oynadı. Maçın 14.da-kikasında rakip kaleye Siyah-Beyaz-lı takım hızlı gitti. 14. dakikada Qua-resma, Necip’den aldığı topu beklet-meden ceza alanına giren Hilbert’e bı-raktı. Alman futbolcuda ceza alanıiçinde ayağının dışıyla meşin yuvarlağıfilelere göndererek takımını 1-0 öne

geçirdi. Golün hemen ardından geli-şen ilk atakta ise ev sahibi Stoke Citygolü buldu. 15.dakikada Ethering-ton’un kullandığı korner atışındaceza sahası içerisinde Rüştü boşa çı-kınca, Crouch golü attı ve maça 1-1’likeşitlik geldi. Kalan dakikalarda iki ta-kımda girdiği pozisyonlardan sonuçalamayınca devre 1-1 sona erdi.

Quaresma direğe takıldıİkinci yarıya da kontrollü başla-

yan temsilcimiz, oyun üstünlüğünüele alarak maçı kontrol etmek ama-cındaydı. Stoke City ise hızlı hücümgeliştirerek üstünlük golü aradı.Maçın 60.dakikasında ev sahibi ta-kım tehlikeli geldi. Crouch’un cezasahası içerisinden vuruşu önce Rüş-tü’ye çarptı sonra da direkten dön-dü. Bu dakikadan sonra sahanın enetkin ismi Quaresma ile atak geliş-tiren Beşiktaş, 66.dakikada goleçok yaklaştı. Güzel hareketlerle ra-kiplerinden sıyrılan Portekizli oyun-cu, ceza sahasının dışından güzelvurdu savunmaya çarpan top di-rekten döndü. Karşılaşmanın 78.da-kikasında ise Sivok’un Crouch’ayaptığı müdahale sonrasında hakembeyaz noktayı gösterdi. Topun ba-

şına geçen Walters’da kaydettiğigol ile takımını 2-1 öne geçirdi.Kalan dakikalarda mücadelede baş-ka gol olmayınca maç Stoke City’in2-1 üstünlüğü ile sona erdi.

BEŞİKTAŞSTOKE CITY

BritanniaStadium2 1

Rüştü *Hilbert ***Sivok *Egemen **İsmail **Quaresma ***Fernandes **Necip **Dk.75 Ernst *Aurelio *Dk.81 Holosko ?Simao *Edu *T.D.: Carlos Carvalhal

Goller: Dk.15 Crouch, Dk 78 Walters p. (StokeCity), Dk.14 Hilbert (Beşiktaş)

Sarı kartlar: Upson, Whelan (Stoke City), Sivok(Beşiktaş)

Hakem: Antony Gautier

Sorensen **Shotton **Shawcross **Upson *Huth **Delap *Whitehead **Palacios *Dk.61 Whelan *Etherington *Dk.52 Pennant *Jerome *Dk.59 Walters **Crouch ***T.D.: Tony Pulis

Beşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremediBeşiktaş devamını getiremedi

Galatasaray hız kesmiyor

İlk haftadaki galibiyetinin ardından iki mağlubiyet vebir beraberlik alan Denizlispor, Erciyesspor deplasma-nından da bir puanla ayrıldı. 1. Lig’in dördüncü haftasın-da Erciyesspor ve Denizlispor Kayseri’deki maçta 1-1 be-rabere kalarak sahadan 1’er puanla ayrıldılar. Maçın 30.dakikasında Denizlispor, penaltı kazandı. Bu penaltıyıDenizlispor’dan Emin gole çevirince ilk yarı 1-0’lık De-nizlispor galibiyetiyle sonuçlandı. Erciyesspor ikinci yarı-nın başında durumu eşitlemeyi başardı. 47. dakikada Ser-kan Atak’ın ortasını Emrah kafasıyla ağlara gönderdi veskor 1-1 oldu. Kalan dakikalarda gol olmayınca maç 1-1’lik eşitlikle sonuçlandı.

Diğer sonuçlar:T.Linyitspor: 1 - Kartalspor: 1Adanaspor: 2 - Konyaspor: 1Bucaspor: 0 - Konyaspor: 0

Avrupa Ligi’nde ülkemizi temsil eden Siyah-Beyazlı takım, E Grubu’ndaki ikincimaçında Stoke City’e 2-1 mağlup oldu. Maç boyunca iyi bir oyun sergileyenBeşiktaş, Hilbert’in golüyle öne geçmesine rağmen karşılaşmadan yenilgiyle ayrıldı

Page 15: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

OKUR’DAN LÖSEMİLİ ÇOCUKLARA ZİYARET 30 EYLÜL 2011 CUMATürk Telekom’lu Mehmet Okur, Lösemili Çocukları ziya-

ret etti. Okur, bir çocuğun ‘’Küçükken kalecilik yap-tınız şimdi neden basketbolcusunuz’’ şeklindeki so-rusuna, ‘’Boyum çok uzadığı için” yanıtını verdi.

IRKÇI TARAFTARA DAVA AÇILDIKanada’da yapılan bir buz hokeyi maçında, siyahi bir oyun-

cuya muz atan taraftar hakkında dava açıldı. Yetkililer,sahaya muz attığı sanılan Moorhouse’ın, 2 bin Kanadadoları para cezasına çarptırılabileceğini söylediler.

SPOR TURUSPOR TURUSPOR TURUSPOR TURUSPOR TURUSPOR TURUEngelli sporcusayısında artış

Badmintondan yelkene, otu-rarak voleyboldan okçuluğakadar 14 branşta faaliyet göste-ren engelli sporcu sayısında,son 3 yılda rekor düzeyde artışyaşandığı bildirildi. BedenselEngelliler Spor FederasyonuBaşkanı Mustafa Gülpınar,yaptığı açıklamada, Amputefutbol, atıcılık, bilek güreşi,halter, okçuluk, masa tenisi,oturarak voleybol, tekerleklisandalye basketbolu, badmin-ton, tekerlekli sandalye tenis,yelken, yüzme ve kayak branş-larında engelli sporcuların faa-liyet gösterdiğini ifade edenGülpınar, son 3 yılda sporcusayısında yüzde 100’ün üzerin-de artış yaşandığını söyledi.

Belediyesporzirveyi sevdi

Türkiye Bayanlar MasaTenisi Süper Lig’e iyi birbaşlangıç yapan BüyükşehirBelediyespor Bayanlar MasaTenisi takımı zirveyi sevdi.Büyükşehir Belediyespor, ilketap maçlarında Özel İdareSpor Kulübü’nü 4-1, Anado-lu Üniversitesi’ni 4-0, ÇağFen Spor Kulübü’nü 4-1 veÇukurova Üniversitesi’ni de4-1 yenerek 8 puanla liderlikkoltuğuna oturdu. Büyükşe-hir Belediyesinden yapılanaçıklamaya göre takım, Tür-kiye Bayanlar Masa TenisiSüper Lig’in 29-30 Ekim ta-rihlerinde Bursa’daki ikincietabını da yenilgisiz zirvedebitirmeyi hedefliyor.

Olin Edirnefark attı

Olin Edirne, Kıbrıs Turnuva-sı’nın ikinci gününde karşılaştığıAliağa Petkim’i 16 sayı farkla73-57 yenerek turnuvada ilk ga-libiyetini aldı. Lefkoşa AtatürkStadyumu’nda oynanan karşı-laşmanın ilk periyotunda etkinoyunuyla çeyreği tamamlayanOlin Edirne, rakibi karşısındaikinci çeyreğe 2 sayı üstünlükle(18-16) girdi. İkinci çeyrekte,Aliağa Petkim zaman zamanöne geçse de, Olin Edirne maç-taki üstünlüğünü kaptırmamaküzere seri hücumlara geçti veilk yarıyı 8 sayı önde kapattı:40-32 Üçüncü çeyreğin ilk bölü-mü karşılıklı basketlerle geçer-ken ikinci bölümde Olin Edirnefarkı açmaya başladı ve son çey-reğe 58-43 Olin Edirne üstünlü-ğünde girildi. Son çeyrekte deOlin Edirne, hücumlardan sa-yıyla dönünce sahadan 73-57galip ayrıldı.

Arın: GalibiyetlebaşlayacağızBeşiktaş Hentbol Takımı An-trenörü Müfit Arın, yarın startalacak Süper Lig’de yeni sezonagalibiyetle başlamak istedikleri-ni söyledi. Siyah-Beyazlı kulü-bün internet sitesine açıklama-larda bulunan Arın, yeni sezon-da taraftarların çok farklı ve id-dialı bir takım izleyeceğini ifadeederek, şunları kaydetti: ‘’İlkhafta İzmir BŞB ile karşılaşaca-ğız. Yeni sezonun ilk maçını ka-zanarak Süper Kupa finalindealınan yenilgiyi telafi etmek isti-yoruz. İzmir BŞB iyi bir takımama biz de iyi bir takımımız verakibimizi yenerek lige 2 puanlabaşlamak istiyoruz.

Üç yıl üst üste Türkiye’de dü-zenlenecek olan kadın tenisininen prestijli turnuvası WTAChampionships’in başlamasınakısa bir süre kala Türkiye TenisFederasyonu(TTF) çalışmaları-nı hızlandırdı. Dünya sıralama-sının en tepesinde yer alan 8 ka-dın tenisçinin yer alacağı turnu-va, 25-30 Ekim tarihleri arasın-da, birçok organizasyonda olduğugibi tesis sıkıntısı nedeniyle SinanErdem Spor Salonu’nda gerçekleşti-rilecek.

Salonun zemini değişecekTTF Başkanı Ayda Uluç, Dünya

Güreş Şampiyonası’nın ardından Si-nan Erdem Spor Salonu’nun kendi-lerine tahsis edildiğini söyleyerek

“Salonun zemini kısa bir süre içindedeğişecek. Salonun dışına da an-trenman kortu yapılacak” dedi.

Dünya Güreş Şampiyonası’nınSinan Erdem Spor Salonu’nda dü-zenlenmesi normal karşılanırken,Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampi-yonası’nın Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirilmesi bu-nun olumsuz örneklerinden sadecebiri ” şeklinde konuştu.

VoleybolFederasyon

BaşkanıKarabıyık, Kadın

VoleybolTakımı’nın

hedefini “Bizburaya 4.lük için

gelmedik”sözleriylevurguladı

Avrupa Kadınlar Vo-leybol Şampiyonası’ndaFilenin Sultanları, Rus-ya’yı 3-0 yenerek adınıyarı finale yazdırması-nın ardından TürkiyeVoleybol FederasyonuBaşkanı Erol Ünal Ka-rabıyık, açıklamalardabulundu. Karabıyık,(A) Milli Takım’ın Av-rupa Kadınlar VoleybolŞampiyonası çeyrek fi-nalinde Rusya karşısındaki 3-0’lık ga-libiyetin çok önemli olduğunu söyle-di. Federasyon başkanı Karabıyık,Rusya’yı 3-0’lık net bir skorla geçtik-lerini belirterek, ‘’Çok önemli bir ga-libiyet’’ dedi. Son iki Avrupa şampi-yonu İtalya’yı, ardından 2010 Kasımayında son dünya şampiyonluğunukazanan Rusya’yı geçtiklerini dile ge-tiren Karabıyık, ‘’Çok fazla sevinip kut-layarak bir şeyleri burada bırakamayız.Buraya 4. olmak için gelmedik. Burayakadar gelmişken, süratle önümüzdekimaçlara odaklanmamız lazım’’ diye ko-nuştu.

‘Yenemeyeceğimiz takım yok’(A) Milli Takım’ın liberosu Gülden

Kuzubaşıoğlu da şampiyona öncesiyaptıkları hazırlıkların karşılığını al-manın çok keyifli olduğundan sözederek, ‘’Biz buraya gelmeden önce desöylemiştik, (tek rakibimiz var kendi-miziz) diye. Biz iyi oynadıktan sonra,sahaya kendi oyunumuzu yansıttıktansonra, yenemeyeceğimiz takım yok.

Bunu gösterdiğimiz için çok mutluyuz’’ifadesini kullandı. Rusya karşısında ga-libiyeti getiren önemli oyunculardanbiri olan Neslihan Darnel de ‘’Bu sa-bah uyandığımda, 3-0 kazanacağımı-zı biliyordum. Hepimiz çok inanmış-

tık. İnanılmaz bir takım oyunu oyna-dık. Sahaya taktiğimizi o kadar iyi yan-sıttık ki, çok net skorla bitti’’ dedi. Ta-kım olarak bu saatten sonra kaybe-decek bir şeyleri olmadığını ifadeeden Darnel, ‘’Bu da bizi çok tehlikeli

bir takım yapıyor. Üzülüyorum karşıtakımlar adına’’ diye konuştu.

Milli voleybolcu Eda Erdem isehem fiziksel hem psikolojik açıdan çokzorlu bir maçı geride bıraktıklarına de-ğinerek, ‘’Çünkü, geçen sene Japon-

ya’da dünya şampiyonluğunu kazananRusya’yı 3-0 yenmek çok zordu. Bizbunu çok iyi şekilde ve keyif alarak ba-şardık. Takım arkadaşlarımı kutlu-yorum. İnşallah güzel geçer. Sırbistanbizi beklesin diyorum’’ dedi.

SULTANLARIN 3-0’LIK TARİHİ RUSYA ZAFERİNİN KAHRAMANLARINDAN NESLİHAN DARNEL

Uzun bir aradan sonra başlayan 2011-12 Sü-per Lig futbol karşılaşmalarının ilk iki haftasındaoynanan karşılaşmaları ve alınan sonuçları iz-lediğimizde, takımların iyi bir hazırlık dönemigeçirmiş oldukları kanısına varmıştım. Sa-vunma ve atak anlayışları, takım olma yolun-da iyi sinyaller veriyordu. Fakat ilerleyen haf-talarda, durum değişti. İyi görünen takımlar kö-tü, kötü olanlar da iyi sonuçlar almaya başla-dılar. Bunun nedeni, sanırım, takımların ha-zırlıklarını çok yönlü olarak yapmamalarıdır.

Takımlar, antrenmanlarında kondisyonelve taktik çalışmalara yeterince yer verirken, per-formansı etkileyen diğer özellikleri gözden ka-çırmaktadırlar. Oysa, performansı etkileyentüm özelliklerin yeterince çalışılması gerek-

mektedir. Çalışılmasıçoğu zaman unutulanözelliklerden bir tane-si, taktiksel çalışmalarve uygulamaları için gerekli olan bbilişsel özel-liklerdir. Bunun için, uzman kişilerin deneti-minde ya da desteğinde, uzzun süreli zihinsel an-trenmanların yapılması gerekmektedir. Böy-lelikle sporcular, göreceli (izafi-subjektif) olanher türlü yan etkiler karşısında aklını kullana-bilecek, gerçekçi analiz ve sentezlerle doğru ka-rarları verip uygulayabilecektir. Aksi takdirde,aklını kullanma yerine beden gücünü-becerisinikullanmak zorunda kalacaklardır.

Antrenmanlarda göz ardı edilen, fakat per-formansın önemli bir belirleyicisi olan özellik

kişiliktir. Bu özelliğin de, uzun süreli olarak, enaz diğer özellikler kadar, iyi antrene edilmesi ge-rekmektedir. Böylelikle sporcuların gereksizyere kart görmeleri, seyircilerin olumlu ya daolumsuz tezahüratlarından etkilenmeleri, ye-dek kaldıklarında hakarete uğramış olma ka-nısına varmaları önlenebilecek, stresi çok yük-sek karşılaşmalarda bile akılcı davranabilme-leri sağlanabilecektir. Ne yazık ki, sporcular içingerekli olan bu davranışlar, çoğu zaman önem-senmemekte, ya da birkaç öğütle halledilebi-leceği sanılmaktadır. Oysa, sporcularda kişilikantrenmanlarının (eğitiminin), mutlaka uz-

man kişilerce, uzun soluklubir süreç içinde mutlaka ya-pılması gerekmektedir.

Uzun bir aradan sonrabaşlayan süper ligimizde, takımın ve sporcularınbilişsel ve kişilik özellikleriyle ilgili antren-manlarının yeterince yapılmadığını rahatlıklagörmekteyiz. Örneğin Beşiktaş’ta, geçen sezonolduğu gibi, Quaresma tek başına oyunuyor. Fer-nandez kaba saba ve gereksiz çalımlarına devamediyor. Almeida gene sürekli ofsayt’a düşü-yor. İbrahim Toraman gene sinirlerine yenik dü-şüp (Alania maçında) gereksiz yere kart görüyor.Mehmet Aurelio’nun organize olma, paslaş-ma isteği, ikinci bir kişinin (Necip dışında) ol-maması nedeniyle gerçekleşemiyor. Hiçbir or-

ganize atak yapılmıyor. Her şey, Queresma’yı ka-çırmak ve onun becerisiyle gol atma üzerine ku-rulu. Özet olarak bütün bunlar, sporcuların bi-lişsel ve kişilik özelliklerinin yeterince antreneedilmediğinin göstergeleridir.

Bütün bunların dışında, Beşiktaş için şu so-rular aklıma gelmektedir. Geçen sezonun sonçeyreğinden başlayarak şampiyonluk iddiasıkaybederek maçlarını antrenman havasında ge-çiren Beşiktaş takımı, acaba bu uzun süre için-de özellikle neyi çalıştı? Hangi eksiğini ta-mamladı, hatalarını düzeltti? Yeni sezon için,hangi taktiksel hazırlıklar yaptı? Ayrıca, BeşiktaşYönetimi’nin de, teknik kadroya bunları sormasıgerekmez mi?. Sanırım kamuoyu da, bu soru-ların yanıtını beklemektedir.

Sportif performans eksiklikleri

Yrd.Doç.Dr.Mehmet Öztürk

[email protected]

Rakiplerimize üzülüyorum

SULTANLAR SIRB�STAN’A GEÇT� Şampiyonada yarı finale yük-selen A Milli Takım, yarı finalve final maçlarının oynana-cağı Sırbistan’a gitti. Filenin

Sultanları, Sırbistan-Polonyamaçının galibiyle 1 Ekim Cu-martesi günü yarı finalde kar-şılaşacak.

“İtalya’yla final

oynarız”

Avrupa Voleybol Şampiyona-sı’nda yarı finale yükselen KadınVoleybol Milli Takımımızın bu ba-şarısını, voleybolun duayen ismiAlev Anakök gazeteniz Aydınlık’a de-ğerlendridi. Çeyrek finalde oynadığı-mız Rusya karşılaşmasında millilerimi-

zin bir voleybol maçında ne ya-pılması gerekiyorsa yaptıklarınısöyleyen Anakaök, “Çok etkiliservisler attık, savunmadaki di-

rencimiz çok yüksekti. Hem hücumdahem de savunmada çok iyi bir perfor-mans sergiledik ve maçı kazandık”

dedi. Yarı finale çıkmanın çok önemlibir olay olduğunu ifade eden Anakök,Avrupa Şampiyonasında yarı finaleçıkmak önemlidir, son dünya şampi-yonu olmuş Rusya’yı yenip yarı finaleçıkmak bu başarıyı ikiye katladı” ifade-lerini kullandı.

FOTO

�R

AF:

AN

IL B

UD

AK

Avrupa Ligi’nekatılabilmek ama-cıyla ön elemedeki3 rakibini geçmekiçin mücadele ede-cek Galatasaray Er-kek Basketbol Takı-mı, bugün ilk ma-çında Yunanis-tan’un POAK takı-mıyla karşılaşacak.Litvanya’nın baş-kenti Vilnius’ta 11bin koltuk kapasite-li Arena’da gerçek-leştirilecek organi-zasyonda Avrupa Ligi gruplarınakalabilme mücadelesi verecekolan Sarı-Kırmızılı takım, PAOKile TSİ 18.00’de karşı karşıya ge-lecek.

Galatasaray, PAOK’u elemesihalinde 2. ön eleme turunda 1

Ekim’de, Fran-sa’nın Asvel Basketile Gravelines ta-kımları arasında ya-pılacak maçtan ge-lecek takımla karşı-laşacak. Sarı-Kırmı-zılı takım, bu turuda geçmesi halinde,3. ön eleme turun-da 2 Ekim Pazargünü, LietuvasRytas-Buducnostve Cibona Zagreb-Cholet Basket maç-larının galiplerinin

aralarında yapacağı maçtan gele-cek takımla finalde eşleşecek. Fi-nal maçını kazanması durumun-da Galatasaray, tarihinde ilk kezAvrupa Ligi’ne katılacak ve Cveya D Grubu’nda kendine yerbulacak.

Cimbom PAOK karşısında

Rusya maçında galibiyeti getiren önemli oyunculardan biriolan Neslihan Darnel şampiyonluktan ümitli.

Yıldız raketler Sinan Erdem’de!Spor organizasyonlarına evsahipliği yapmakla övüneduralım, tenis tesisimizolmadığı için bu sporun yıldızlarını basketbol salonunda ağırlayacağız

Alev Anakök

Maria Sharapova

Page 16: TARİHTE ‘UZLAŞMA ANAYASASI’ YOKTUR CHP KOMİSYONA …

MERVE AKSUNA

Azerbaycan Devlet Yayınevi Azer Neşr’in baş-redaktörü ve eski milletvekili Elefset Agalarov,İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılapTarihi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Mehmet Pe-rinçek’in tutuklanmasıyla ilgili görüşlerini Ay-dınlık’a anlattı.

Agalarov, Mehmet Perinçek’in Rus arşivlerindebulduğu Rus Kafkas Orduları Kurmay BaşkanıTuğgeneral L. M. Bolhovitinov’un Ermeni Raporu’nuAzericeye çevirerek yayımladı.

Agalarov, Ermeni soykırımı İddialarını belgeler-le çürüten ve Ermeni diasporasının hedefi haline ge-len Mehmet Perinçek’in tutuklanmasının Azerbay-can’da büyük şaşkınlık ve üzüntü yarattığını söyledi.“Biz Azerbaycanlıların kalbi Silivri için atıyor” diyenAgalarov, en kısa zamanda Mehmet Perinçek’i ziyaretedeceğini de sözlerine ekledi. Bakü’de bulunanAgalarov’la telefonla görüştük.

� Mehmet Perinçek’le nas�l tan��t�n�z?Yaptığım araştırmalar sonucunda Perinçek’in

çok önemli araştırmalar, çok büyük işler yaptı-ğını öğrendim. Perinçek’e, Rusya ve diğer dev-let arşivlerinden elinde ne varsa bütün begeleriyayımlayabileceğimizi söyledim. Azerbaycan’a da-vet ettim. Azerbaycan’a teşrif ederek bizi çokmutlu etti.

‘Ermenileri susturdu’� Tutuklanmas�n� siz nas�l kar��lad�n�z?Son derece yurtsever bir şahsiyet. Mehmet Pe-

rinçek’in kitaplarını büyük bir memnuniyetle bastım.Mehmet Bey büyük bir kahramanlık, yiğitlik göster-miştir. Moskova’da, Ermenilerin içinde büyük bir ki-tap bastı. Bizler de Perinçek’in yazdığı kitabın tanı-tım etkinliğine katıldık. O gün bütün televizyon ve ga-zeteler Perinçek’in nasıl cesurca bu kitabı yayımladığınıyazdı, dile getirdi. Ermeniler bunu boykot etmek is-tedi. Moskova’daki bu tanıtıma 40’a yakın Ermeni gel-di. Mehmet Perinçek bilgisiyle hepsini susturdu,Ermenilere bulduğu belgelerle cevap verdi ve onla-rı yerlerine oturttu. Bir Azeri Türkü olarak bu beniçok gururlandırdı ve duygulandırdı.

‘Serbest bıraksınlar’Türk Devleti’nin Mehmet Perinçek’e yaptığı

şeyleri teessüfle karşılıyoruz, maalesef böyle bir yan-lışa düşmüşler. Derhal serbest bırakılmalıdır. Onungösterdiği yiğitliği kimse gösterememiştir. BizlerinRus arşivlerine girmesi yasak, giremiyoruz, AncakMehmet Bey bir kahramanlık gösterip o arşivlereulaşmış. Türkiye’nin sıkıntıları var. Bizler tabii ki Tür-kiye’nin her zaman yanındayız. PKK’yla sıkıntılarıvar, Ermenilerle sıkıntıları var. Türkiye’deki yetki-lilerden, Türk yargısından, devletin başında olan-lardan rica ediyorum; Mehmet Perinçek’i derhal ser-best bıraksınlar. Türkiye için son derece yararlı hiz-metlerde bulunan, bu genç araştırmacıyı hapse at-mak, en azından Allah katında günahtır.

“Mehmet Perinçek’in kitabınınMoskova’daki tanıtımına 40’ayakın Ermeni geldi. Perinçekbilgisiyle hepsini susturdu,Ermenilere bulduğu belgelerlecevap verdi ve onları yerlerineoturttu. Bir Azeri Türkü olarakbu beni çok gururlandırdı veduygulandırdı.”

Topraklarımızkarşılıklılık ilkesikaldırılarak satılıyor

ORHANÖZKAYA

5782 sayılı “Yabancılara Taşınmaz SatışıYasası”nı Anayasa Mahkemesi 12 Hazi-ran’da onaylamış bulunuyor. Bundansonra iktidarın, önünde hiçbir engel kal-maması nedeniyle tam hızla “karşılıklılık-mütekabiliyet” koşulunu da kaldıracağı,Çevre ve Şehircilik Bakanı tarafındanaçıklandı. Aslında karşılıklılık ilkesinihiçbir dönem uygulamamasına karşınve “İsrail’e taşınmaz satılmamıştır” de-mesine rağmen, İsrailli 100 kişinin 136 de-kar arazi aldığı tapu ve kadastro belge-lerinde mevcuttur. Yine İsrail’in, Kon-ya’nın Karapınar Köyü’ndeki arazileri-nin 40 bin dekarlık bir kısmını organik ta-rım ve askeri amaçlı havaalanı olarak de-ğerlendirmekte olduğunu, ayrıca GAPbölgesinde yerli şirketlerle ortaklık ku-rarak binlerce dekar araziyi kullandığınıhalkımız basından biliyor.

Mersin-Erdemli’de bulunan 4 bin de-karlık Alata Bahçe Kültürleri AraştırmaEnstitüsü’nün, 3 bin 700 metrelik sahil şe-ridiyle özelleştirme kapsamında İsrailli-ler tarafından turizm ve tarım amaçlı ya-tırıma hazırlanmakta olduğu medya ha-berlerinde yer almış durumda.

Bizden taşınmaz alan ülkelerABD, İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya,

İsrail, Rusya, İsveç, Norveç, İsviçre, Avus-tralya, Avusturya, Gabon, Malta, Belçika, İr-landa, Kanada, Japonya, Suudi Arabistan,Pakistan, Polonya gibi ülkelerle birçok Af-rika ülkesi, ülkemizden toprak satın al-maktadır. Bu alımlar eskiden “karşılıklı-lık” ilkesine göre yapılırken şimdi bununkaldırılmasından söz ediliyor. Özelleştir-meler nedeniyle SEKA’dan Et-Balık Kuru-mu’na pek çok arazi, İzmir’den Trabzon’a ka-dar pek çok limanın en değerli taşınmazla-rı yabancıların eline geçti. Telekom, TEKEL,Sümerbank, Beykoz Deri ve Ayakkabı Fab-rikaları, Nazilli Bez Fabrikası, Seydişehir Alü-minyum Tesisleri, TÜPRAŞ, barajlar, me-ralar, tarım alanları, Atatürk Orman Çiftli-ği, 2B arazileri, maden alanları, akarsular vehatta içme suları gibi akla gelen ne varsa pa-zarlaması sürüyor.

Bütün bunlar 3996 sayılı “yap-işlet-devret” yasası, serbest bölgeler, endüstri böl-geleri, bankalar, madenler, meralarla ilgilisayısız yasa ve KHK’larla yapıldı. Zaten şir-ketler için 5782 sayılı yasada hiçbir kısıtla-ma mevcut değildi. Daha önce yabancı ger-çek kişiler için kentlerin yüzölçümlerininbinde 5 oranı aranırken, bu oran Hatay’dabinde 20, Kilis’te binde 40, Mardin’de binde20, Antalya’da binde 6, Muğla’da binde 6, Ga-ziantep’te binde 5 ve Aydın’da binde 5’i aş-tı. Bu nedenle oran, kentlerin merkez ilçe-lerinin yüzde 10’una çıkarıldı. Şirketler buorana hiçbir zaman tabi tutulmadı.

İsrail, vatandaşına bile satmıyorİsrail kendi vatandaşlarına bile ta-

şınmaz satmıyor. AB ülkeleri sadece kul-lanma hakkı tanıyor. ABD de kullanmahakkı veriyor ve bazı eyaletlerde yine sa-tış yasağı var. İsrail topraklarının yüzde82’si devletin, yüzde 13’ü Yahudi UlusalFonu’nun, ancak yüzde 5’ini halk kendiarasında satabiliyor. Bizim yasaları-mızda karşılıklılık ilkesi önemli bir yer tu-tarken, bunun kaldırılması sıcak paramusluklarının kesildiği, borçların dibevurduğu anlamına gelir. Zira ülkeninen değerli alanları imar planı değişik-likleri, plan tadilatları, mevzi imar plan-ları yapılarak ve yabancılara “karşılık-lılık” ilkesi de kaldırılarak satılıp bu du-rum kapatılmaya çalışılacaksa, boşunabir çaba olur. Bir yandan 5737 sayılı Va-kıflar Yasası’nın yine mahkeme tara-fından onaylanması, diğer taraftan özel-leştirmeler nedeniyle ülkenin yer altı veyer üstü varlıklarının yabancıların elinegeçmesi yetmezmiş gibi şimdi de 5782 sa-yılı “Yabancılara Taşınmaz Satışı Yasa-sı”na getirilecek bir hükümle “karşılık-lılık” ilkesinin kaldırılması, artık yolunsonuna gelindiğini, Atatürk dönemininkazanımlarının tükenmek üzere oldu-ğunun ortaya çıkmasıdır.

VATAN - EMEK - NAMUS30 EYLÜL 2011 CUMAKURULU� 1921

yurtseverlere özgürlük diyorum.Bar�� Kaplan (29 ya��nda, i�siz): Silivri’deki

Atürkçüleri içeri atmışlar, hainler dışarıda geziyor. Be-nim 3 yaşında bir çocuğum var. Eski hükümlüyüm diyeiş vermiyorlar. Ben Atatürkçü’yüm, PKK’lı değilim. Ha-limiz ne olacak, bu ülkeye ne olmuş bilmiyorum?

Atatürkçü Dü�ünce Derne�i (ADD) �zmir Urla�ube Ba�kan� Ali Yanar: İzmirli yurtseverlerle ça-dır eylemine desteğe gidiyoruz. Her türlü yardım mal-zemesini götürüyoruz. Eyleme sonuna kadar destekvereceğiz. ADD oradaki tüm yurtseverlerin arka-sındadır. Yalnız Haberal ve Balbay değil, Doğu Pe-rinçek , Aydınlık Gazetesi emekçileri , komutanlarımızve tüm vatanseverlerimiz için de orada olacağız.

ADD �zmir Özdere �ube Ba�kan� Sami Gürler:Silivri bir senaryodur. Türk halkı bu senaryoyu ye-niden yazacaktır. Emperyalistler ve yerli uşakları busenaryonun altında kalacaklardır. Çok kısa birsüre sonra Türk yargısı, Adalet Bakanı ve müste-şarı olmadan özgür ve bağımsız olarak hareket ede-cektir. Çünkü biz Türkler 300 yıllık tarihimizde hiç-bir dış gücün kontrolünde kalmadık. Mustafa Ke-mal’in dediği gibi; “Hürriyet ve istiklal bizim ka-rakterimizdir”. Dünya durdukça bu karakteri de-ğiştirmeye hiçbir yerli ve yabancı güç yetmez.

‘Silivri’ye en az bir kez gitmek gerekir’ADD Gençlik Kollar� �zmir Urla Ba�kan� Sevda

Ay: Silivri’deki hukuksuzluğu görmeden anla-mak çok zor. Herkesin oraya en az bir kere git-mesini ve vatanseverlerimizin durumunu görme-sini istiyorum. Çünkü orada tutuklu olan bizleriz,orada tutsak olan Türk milletidir.

‘Atatürkçüler içeride, hainler dışarıda’ EMRE KALE/İZMİR

Silivri çadır eylemine İzmir’den destek çığgibi...

D�SK Sosyal-�� �zmir �ube Ba�-kan� Müfit Ere�: İnsanları düşüncele-rinden dolayı tutuklamak ancak muzcumhuriyetlerinde olur. Bu adaletsizliktoptan ortadan kaldırılmalıdır. “Bana do-kunmayan yılan bin yaşasın” mantığıylaişler daha da büyür. Bu durumda herkes

sorumluluğunu almalıdır. Silivri, AKP’ninkorku imparatorluğunu yaratma çaba-sından başka bir şey değildir.

CHP �zmir �l Ba�kan Yard�mc�s��enay Çavdar: Demokrasinin katle-dildiği bir süreçten geçiyoruz. Atatürkdevrimleri yok edilmek isteniyor. İn-sanlarımız akıl tutulması yaşıyor. Sankiüzerimize ölü toprağı serpilmiş. Ancak1919 ruhuyla uyanıp yapılanların hesa-bını soracağımıza inanıyor, Silivri’deki

Azerbaycan Devlet Yayınevi Başredaktörü Elefset Agalarov:

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın Silivri Cezaevi’nde çektirdiği TBMM rozetli, takım elbiseli, kravatlı fotoğrafları ilk kez Ege Life’ta yayımlandı...

Milletvekili Balbay’ın ilk fotoğrafı YURTTAŞIN KALBİ SİLİVRİ’DEAtatürkçü Dü�ünce Derne�i (ADD) �zmir Narl�dere �ube Ba�kan�Mükerrem Demir: Yurtseverlerimizin suçlu olduğuna inanmıyoruz,bir an önce suçsuzluklarının ispatlanmasını, vicdanlarımızın özgürlü-ğe kavuşmasını diliyoruz.��çi Partisi �zmir Narl�dereÖrgütü’nden Silivri’ye ilk sa-atlerde 300’ü a�k�n imza:

İşçi Partisi Genel BaşkanDanışmanı E. Kurmay AlbayCemalettin Korkut’un da yeraldığı geçtiğimiz gün açılanimza masasına halkın ilgisibüyüktü. İlk saatlerde300’ü aşkın imza toplandı.

MHP Kayseri Milletvekili, eski Türk Tarih KurumuBa�kan� Yusuf Halaço�lu, Mehmet Perinçek’in Er-

genekon tertibi kapsam�nda tutuklanmas�n�n Er-meni soyk�r�m� iddialar�na kar�� yap�lan çal��ma-

lar� olumsuz etkileyece�ine dikkat çekti. Sözdesoyk�r�m�n 100’üncü y�l� olan 2015 y�l�n�n yakla�t�-

�� bir dönemde çok ciddi çal��malar yap�lmas�gerekti�ini belirten Halaço�lu, sözlerini �öyle

sürdürdü: “Mehmet Perinçek Ermeni iddialar�nakar�� önemli çal��ma-

lar yapt�. Bunlaradestek vermi�tik.

Hukuki sürecin biran önce tamamlan-

mas� gerekiyor.”

Mehmet Perinçek’in kitaplarını Azerbaycan’da

yayımlayan Agalarov, “Tutukluluğu şaşkınlık

ve üzüntü yarattı. Azerbaycanlıların kalbi Silivri’de

atıyor. Türkiye için son derece yararlı hizmetlerde bulunan bu genç

araştırmacıyı hapse atmak, en azından Allah katında günahtır” dedi

AZERBAYCANLILARIN

KALBİ SİLİVRİ

İÇİN ATIYOR

‘Çalışmalar olumsuz etkilenecek’

Ermeni soyk�r�m� iddialar�n�belgeleriyle çürütmü�tü

Tutuklanması Azerbaycan’da büyük üzüntü yarattı